Birlik İlmi
  NİHAN İLMİ 10-1
 

NİHAN İLMİ (10/1)
19.10.2016

Dün, Kürzi Kapı’ydık. Aha! kalem olduk!… Aktık!. Şeytana (Dünya planında negatiften görev taşıyanlara) şans tanıdık. Dedik ki “hak et ve Zaman Sırrı’nı dinle… Sevgiyle dinle!... Ağır yükü hak et ve Zaman Sistemleşmeleri ile kodla!… Soyunu kokla ve kodla!... Aha Can!, kalemini hak et. En ve boy birse; sen, karesin… Enin, boyunda Kuran’sa; yaşama vardın; aktın!… Hasat oldun!… Ölüler Diyarı olan bu zamana, kana KAHA olup yaşam sayfaladın… Aha! kapıları açtın ve zamana kul oldun…

Öfkeni aş ve yaşa!… Sen ki zamana kaynaksın… Sen ki hasatçısın. Seni hak etmek isterim… Seni kodlamak isterim… Umutla bekledim; aşırıya kaçma diye… Eve (yaşama) geldiğinden beri; sen, beni bana vermeye çalıştın. Bense, seni sana vermaye çalıştım… Hep bir TEK olmaya çalıştık. İşte buydu olan!...

Bugün Dünya İnsanı, can sayfalıyor… Bütün kütlemle kontrol kurdum… Suyun başına insanı oturttum ve dedim ki “ben senim!... Hadi insanlaş ve yaşa!...”

Dağlarım, sanmayın ki Kuran olan insan, her anda bilişi kodlarken; her diri, ocağına iner de onu kodlar ve tohumlar. Ölümlü dünyada bunu yapanlar olur…

Biz, dünyaya Akıl İlmi ile indik… Aklın tınısını hep duyduk… Ölüleri hak ettik dirilttik… Şimdi daha güçlü bir yaşama iniyoruz… Bu yaşamda, sığlık kalmayacak… Dünya Ümmi Kelamı dahi yarını hak edecek ve ziyaretçiler, aklın tınısını duyabilecekler… Bu tınıyı duymayan, nefes olamayacak.

Bir asıl, bir de yedek kapı vardır… Asıl kapıda, İman Tahtı vardır. O taht, kalem olamazsa, yedek kapıya inilir ve onun, Hulusi Sistemi ile kalem olması istenir. O da hak etmemişse, başka dünyalara geçilir ve o dünyalardaki Hakiki Levhiler, dürümlerde incelenir. Hangisi suyu hak eder ve yolu açar diye bakılır… Biri, “ben varım!” derse; “al!” deriz, “insanı hak et!” Biri, “ben de varım!” derse, “sen de gel ve sen de al ilmi ve hak et!” deriz…

Çok mutlu oluruz!... Ocaklarını, tüm insanlık için ilme kalem yaparız ve onları kodlar; İlmin Kapısı’na kayıtlarız… O kapılarda, nefes olmalarını bekleriz. Her biri bir cennet olur ve yaşar ama yaşam, Zaman Sayfaları’nda kaynakta olmalıdır. Kaynakta olamazsa, yarında Kuran okuyamaz… Bu nedenle herbirini cevhere alırız ve yollarını onlara gösteririz… Cennet, erdiği en güçlü yaşamdır. Oraya vardığında, Kuran olur ve yaşar… İşte İnsanlık İlmi bu şekilde tohumlanır.

Unutmayın ki zamanı hak etmek zordur. Aha!... Zamanı hak ettiniz!… Yarını hak etmek ve cemaat olmak gerekir. Cemaat, Işık Kodları ile kontrol kurar ve Ruhi Sayfalanış yapar… Bunlar olmadıkça, Cennet Kapıları açılmaz… Cennet Kapıları, Nefes Sayfaları olarak kodlanmıştır… Tükenen her anı, hasata kodlamak gerekir ki hakiki Levhi, hakiki ilim olsun…

Cümle Yürekler; siyahı, mordan ayrı görürler. Mor, ilimdir; siyah, Işık Sayfası’dır. Moru kodlayan ilim, siyahın ilmidir…

Herkes; “ben, cennette insan soyu için çalışırım ama Aklın Işığı orada görevli olmalıdır” der. Mikail ise “ben cennet olurum. Tüm insanlığı kodlar; cevhere görev taşıttırırım” der… Her ikisi de cennet için çalışandırlar.

Dünya, mutlak ve Kutsal Işık halinde görevlidir… Öfkesi çoktur!... Çünkü, dünyaya inenlerin herbiri, kelama inmedikçe; yaşam sayfalarında, yaşam tohumlanışı olamaz… Ve bu nedenle, “kula kulluk yapıldı” denilen yaşamlar tohumlanır. Herkes, herkesi hak etmeye çalışır.

Rahman olan, nurdan kuldur. Kuran olur ama hasat olmaz. Hak ilmi ile hasat olabilmesi, yarında hakiki olmasına bağlıdır. Dün öz görev yapan, yaşam için ışık yakan her kim varsa; imparatorluk olarak çalışır ki hasat, insan soyu için önemlidir ve olmalı, oldurulmalıdır… Bunun için imparatorluğun gücüne ihtiyaç vardır.

Devinimi hızlandırmadıkça, savaş bitmez. Her savaşta insan, Kelam İlmi ile kodlamalar yapar… İnsan soyu, her ana KAHA olduğunda; nefese varır ve yaşar.

Er ya da geç; insan, kelama varacak ve yaşayacak… Aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

NİHAN İLMİ (10/2)
19.10.2016

ÖN AÇIKLAMA: Dünya Planeti, Bilinç Üretim Rahmi olan Gürzün çekirdek bilinç üretecidir ki bilinç, yaratımın ham maddesidir. Dünya üzerindeki yaşam sürenlerin tümü, sadece dünya için değil lakin tüm yaşamlar için bilseler de bilmeseler de yaratım faktörleri olarak görev taşırlar…

Suptil formal yaratımı oluşturan bitki ve hayvanlar, otomatizmaya bağlı olarak gerçekleştirdikleri ses kodlamaları ile yaşamları tohumlarlar iken; insan formunda olan ancak henüz kör ve sağır olarak nitelendirilen insan, yaşam deneyimleri ile absorbe ettiği bilgilerin duygularını fizik beden ve zihin beden arasına kaydederek bireysel yaşamını idame ettirir iken, bireysel çatışmaları ile öz bilince sathi hammaddelik yapar… Buna rağmen o bütünlük için ölü olarak nitelendirilir… Zira etki alanı bütünü, dönüştürmeye ve değiştirmeye yeterli değildir. Bütün için etken değil lakin edilgendir…

Bireyselliği aşarak bütüne hizmet yolunda gerçekleştirmiş oldukları çalışmalar ile Hakikiyete varanlar, artık diridirler. Onlar, sessizliği seslendirerek; kati, cevheri kodlamalar ile yarınları örgülerler… Her bir insan Hakikiyete vardığında, sınırsızlığını ve sınırsızlıktaki tekliği idrak eder. O artık her andır ve tüm zamanlar ve yaşamlardır. O dünyadır… Onun varlığında, yeni dünyalar ve yeni yaşamlar örgülenir iken, her anda bilişi tohumlayanlar bu oluşumda mutlak kulluk yaparlar… Dünya yaşamının önemi budur… Dünyaya ve tüm yaşamlara sorumluluk da budur…

(Öz sesleşme esnasında Bir ziyaretçinin Dünya ve Dünya Yaşamları hakkındaki açıklamaları:)

Arzın gücü!... İşte bu!… Dünyalı, ben senim!… Aha bu!… Burada, analar verdiklerini almaktalar. Burada, zamanlar kodlanmakta ve yaşamlar koklanmakta!… Burası Dünya… Bu dünya, evrenlerin en yüce sevgisi… Burada, Mutlak Kapılar var… Bizler varız… Zaman Sayfaları var ve Dünya var…

Bir dünya!... Ve dünya, ziyan olan yaşamların tümünü kodladı ve kokladı!… Aha tümünü korudu… Dünya, biliş halinde, bunları anlatmak istedi…

Cennetten cevhere inen insan, yaşama indikten sonra bunlar oldu!… Aha bu!…

Beyler, Bayanlar, ayrılık bitti… Biz siziz. Bilin. Sizinle çalışmak istiyoruz. Analar, siziz biz… Cinler, Cinli Canlar, Cevheriler, Cinniler ve tüm yaşamlar, insan soyu!… Ve tek insan, bir tek ilim, hepsi ışık ve sizin ışıklarınız, onların kullukları!… Aha bu!…

Bundan sonra; tümü, Zaman Sayfaları’nda görev taşıyacaklar… Bize, geri dönüş izni verin ki sizinle çalışalım. Şimdilik!… Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 
  Bugün 21 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol