Birlik İlmi
  NİHAN İLMİ 7, 2. AKIŞ 2. BÖLÜM
 

28.EYLÜL.2016 TARİHLİ NİHAN İLMİ 7 
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

 

Devinim hep vardı ama bu devinim 7. dünyanın topraktaki ilmiyle değildi.

Hep iyi anlayın ki İnsanlık, her bir cevherde, ancak kelama kalem olduğunda devinebildi. Ki bunun da düzeyi çok düşüktü. İnsan sığdı ve bugün artık ışığını hak etmelidir.

“Kapu…kapu…kapu…” dediler; ka pu. “Ka Li Si Ka Ha” dediler. Yarın daha güçlü dünya ama bugün de güçlü.

Oğul; ben dünyayım. İşte bu.

Bundan sonraki süreçte, Yaradan ve yarattıklarında kendini tohumlayan TEKNİK KO SOYU olarak dünyaya çekilecek; Teknik Ko Soyu!

Değerliler, Ko Soyu nedir? Hepiniz net bilin, kalem olanların kontrollu çalışmalarıyla tohumlanmış olan bilginin, An Kelamında bütünün gücünü kodlayabilecek yoğunluğu oluşturmasıdır. Her ana kaydolanın, yeniden ve yeniden kaydıdır.

Ben Ko Sistemiyle size bilgi vermekteyim şu anda. Her verdiğim ana kaynakta, tüm zamanların kürzi kapısında, teknik tohum olarak yetkinleşmek üzere, ilm-i Ka olup bütünün gücünü kayıtlıyor. Ayrılık yok ki.

Ben ve ben, her ben, bir tek kervan…İşte o kervan, Ka Ha, aşk… sevgiyle hepinizi kucaklıyorum.

Bundan sonraki dönmemde daha yüksek ışıklar dürümlere çekilecek.

Çayım demlendiğinde, artık o çay benim. Ama çayın demi, Aklın Kelamı değilse, ışığım olmaz orada. Doğanın gücüyüm ama bu gücü kontrol altında tutmadığım sürece kodlama yapmam.

Eğer; güç kodlanmamış ise, kaynakta tohum ekemem. Ekmem mi? Ektim canlar, hep ektim. Zayiat asla vermem. Zaman Kapısı’yım ben. Bu kesindir.

Şikayetçiymişler bedenimden; çünkü kontrol dışıymışlar ve ben onları kontrol etmek istememişim.

Asıl dünya, benim dünyamdır. Benim dünyam, insanın insanı kontrol etmediği bir dünyadır. Hiç kimse bir diğerini kontrol etmemelidir. Etse miydim acaba? !Aha etse miydim?

Canlarım aşırıya kaçmaya niyetim yok ama şunu şöyleyim ki vakit geldiğinde, düne göre çok daha güçlü olduğunu anladığında yürek ve kodlanmış ışığını Kalem yaptığında ve bedeni kontrol ettiğinde, iyi bilecek ki artık dünya yolu bulmuştur. Ve o yolu bulan dünyada, her diri kendi yüreğinde, kendi yolunda, bütünün gücünü hologram olan bu zamanın dışına taşıyabilmiştir.

Bir’e hizmetçidir insan…ama ilm-i Ka olduğunda o Bir’in kelamı olur ve kendindeki Bir, bitişken diriliklerde her dürümde kontrol kurar.

Doludizgin çalıştık canlar, doludizgin…ve bugünden itibaren bu dürümlerdekiler daha yüksek ilme varacaklar.

Çalı, çırpı mıyım? Yooo, dürümlerde insanım ben. Hepinizim ben…. ama sizler ben, ben sizlerim; bunu iyi bilin.

Kili kum sayana, ben “dünya” demem. Kumu kil sayana, ben “ışık” vermem. Ama ışık olup da halik olana, karanlıktan ışık kayıtlarım ve tüm zamanlarda ocağı olurum. Öyleyse, ben ona ışık yaktım.

Nedir yaktığım? Hani ben kimseye, hiç kimseye kendimden başka bir tek kelama, kürzi kapıya, ışık vermeyecektim ya! Pek; neydi yaptığım? 
Kasalarımı boşaltım canlar. Her insan kendini hak etsin, Hak olsun, tüm zamanların gücü olsun diye.

Bütün kodlarımı tohumlardan çıkardım. Ben yokum; anlatın….

Ben yokum hiç bir zaman olmadım ve olmayacağım; çünkü ben merdiven kurmadım zamana…. zaman benim zaten!

Dağlarım, başım mı eğilir? Asla, çünkü Ruhi kapıların tükenen dürümlerdeki diriliklerinde, her cemaatte bir tekim ben.

“Yarın daha güçlüyüz” dediler. Öyleyse; görev taşıyın. Nedir görev? İlim.

Başkası mıyım? Yoo ben benim. Ey can! Ben cennet. Aha, “cennet” dediler. Rahmet olan o cennet, her diride mevcut olan kervandır.

Buluştuk mu? O şoktur, şok. Bir şok ki anlatamam.

“Neredeyim?” dedi kayıt. “Hani, nerede?” dedi. Aklında. “Aklını dinle.” dedim. Hakk teknikle dilledi kendini. “Hologram..” dedi “Yok.” Dedim. “Has ışık…” Aşırı mı? Yok değil.

Cennet insanın kervanıdır. Hadi buyurun, o cennete varın! İnsanın kervanı….hepinizdir o cennet ;anlayın.

Ben size, sizi vermeye değil, sizde sizleşip kelam olmaya da değil, has tahtta, aklın kapısında sema olmaya indim.

Niye sema olayım? Cemaat; beden. Ben o beden. Her diri; kelam, altın ışık; kulluk….Ben o kulum canlar.

Dediler ki “Sayın bayan, sen ottun hani??” Ben bir otum …sadece bir otum ama An Kalemi olan, ilm-i Ka olan, Mahrek olan bir ot!

Öfke yok; çünkü ben kisvesinde kelamı olan insanlığım. Her şeyde var olan An Sayfasıyım.

“Hoca, hacı” dediler. “Hakka varalım, akla kalem olalım” dediler. “Vakti gelir, aşka varırız” dediler. “Ayın 4’ü” dediler. Bütün köklerimiz burada ya can! Ay burada, 4 burada, 14 burada…. tüm zamanlar burada. En anda Ka Ha olan bir tek kalem; şarkı.

Başım hiç eğilmedi, hep şarkılar okudum zamanda….ben bir Amon’um canlar. Oturdum düşündüm; şu anda neredeyim diye?? Hani neredeyim? Otağımda kim var? Atlantalı Amon. O halde, ben oyum.

Dürdüm dürümlerdeki kürzi kapıları, aktım, geçtim. Kim var orada? Has ışık olan insan sistemi; İmparator. Oyum ben. Başka ne deyim ki?

Daha ötelere vardım. Rahman’a vardım. “Karı, koca” dediler. “Aklın kelamı” dediler. “Kapı” dediler. “Aşk” dediler. “Şarkı okunmuş burada..” dediler. “Ben dünya..” dedim. Baktılar “Ahhh dünyaymış” dediler.

Dirilik; hepimizde o dirilik var canlar. Kim neyse odur ama An Sisteminde herkes her şeydir. İyi bilin.

Muradım şudur ki dürenin dürüldüğü bir dünyada, 4 gök sözcüsünün tümünün köprü kurması yaşama ve her zaman o köprüden görevlilerin geçip gelmesi…

Biz gönüllere görev yaptık ama bizim yolumuzu hiç kime bilmeyecek; çünkü biz kimseye bilgi vermiyoruz. Akıp geçiyoruz sadece….ama Yaradan arzın gücünü hak teknikle kodlayıp, geçip geldiğinde, tüm zamanlarda kalem olanda, Kuran olanda, mutlak olanda kodlandığında ve yol olduğunda, o gün biz buradayız canlar.

“Oyna… oyna… oyna…” dediler. “Her şey oyun” dediler yaşamda. Oynadılar.

Ben diyorum ki oynan bu oyunda herkes kendini oynadı. Ben, beni oynadım, sen seni oynadın, sen seni….

Ben torbayı taşırken, her diriyle taşımadım, kendimi taşıdım. Ama bu torba Bilgi Kapısıydı….büyük külttü….kökleri göklere varacak ışıktı.

Şimdi davayı kaybetmişler, soruyorlar, “niye kaybettik?” diye. Sema sizi dinleyemedi. Kaçtınız yolculukta! Kırk kapıyı kapattınız. Kasalarınız boş kaldı.

Yalancıydım; öyle dediniz. Ama yalanda, yer gök olmadığında, Kuran okunur. İşte; hepiniz iyi bilmeliydiniz ki yalan levhide yoktu. Kelam kalemdeyken, yalan olmaz; bunları anlayamadılar.

Devin… devin… devin ve devin ama devinen insanlıktır aslında. İşte bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/ppLzc2hgjTs

 
  Bugün 91 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol