Birlik İlmi
  NEFES ÇALIŞMALARI - ETKİNLİKLER
 

NEFES ÇALIŞMALARI – ETKİNLİKLER

DAVET:

ALLAH’IN İLMİ (2)

Dostlar, 28 Kasım 2015 tarihinde 14.00 -18.00 saatleri arasında Dernek Merkezi’mizde “ALLAH’IN İLMİ” Konulu Çalışmalarımızın 2. sini gerçekleştireceğiz. Tüm dostlarla olmak dileğiyle...

Sevgiler,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

ALLAH’IN İLMİ İle İlgili Açıklama:

Dünya bir kalemdir. Zaman kalemi... O kalem, ilmi yazar. Yazar da kelamla yazar. Işığı hakimdir ve ilmi, rehni kaldıran kulluktur.

Dünyayı bilişle dilleyenler, iyi bilirler ki dünyada insanlık çok önceleri de vardı. Her insan, kendini hak etmek için çalıştı. Nefis, kelamdaydı; yarınlar, kulluktaydı.

Zaman zaman hak edenlerle kapılar açıldı ve yol, ümmi kapıların ötesindeki yaşamlara uğradı... Bu uğramalar, herkes olanların, kaleme varmaları ile gerçekleşti.

Dünyacı, ilimci, kalemci kim varsa “nefis sistemleşmesi” ile kontrol edildi. Böylece herkes, kendini korumaya çabaladı.

Dünya karanlık bir yaşamdı. Herşey kapkaranlıktaydı. Dünyayı hak edip izleyenler, bildiler ki kapıları, artık kapanmamak üzere açmak gerekir. Aydınlığa ulaşabilmek için kapılar açılmalı ve bu kapılar, tüm zamanlardaki kalemlerle dürümlenmeli...

Büyük günahlar işlendi dünyada. Hırsa, nefse tutsak olan dünya insanlığı, yaşama borçlu kaldı. İnsanlık, Büyük Cevheri Kodlar tarafından dünyada rehin alındı. Ve dendi ki “dünya yolunu kapatın ki kültler, o yüksek kırıcılıktan çıkarılsın.”

“Dünle yarını hak edin ve dinleyin... Ama has ışıkla dinleyin. Halik olun ve hakim olun ama hasat olup dinleyin... “

Bizler, sizleri bulmak için çalıştık. Hepinizi ayrı ayrı dinledik. Sorguladık. Kimler görev taşıyacaklar diye. Baktık ki sessizlik var. Herkes kendini dinliyor ama dinleyenlerin çoğu hak etmeden dinliyor.

Sorguladık; Dünya, Halik İlim’i hak etti mi diye. Dediler ki “hasat tamam. Yaşam ilim ve bizler, sizleri hak ettik.” Çok mutlandık ve dinledik. Başkaları yok mu dedik. Dendi ki başkalık yok. Tüm insanlık tekliktedir. Yaşam ilimle dürümlendiğinde yaşanır. İş budur...

“Yaradan, yaşamı hak etsin ve hasat yapsın” dediler.

Dünya, bir Ruhi Kelam’dır. Dünyayı hak etmek için kelam gerekir. Gerekir de kim kelam edebilir? Baktık sırdı herşey. Din Yaşam, İlim Yaşam ve kelam!... Hepsi sır... Dedik ki hak edelim ve kodlayalım yaşamı.

Bilmek yetmez insanlaşmak gerek. İşte dünya yenileniyor ve hakikiyete varılıyor.

Oğul, dünyayı herkes dinler... Aha dinliyoruz... Ama zamanı kalem yapmamız da gerekir. Ağır yüktür yaşam; insanlık için...

Değeliler dince ya da dirice dillenen herkese saygılar sunuyoruz. Dünyayı kodlamak kolay... Yaşamak kolay ama dinlemek sorumluluktur. ..

Buyurun dünya dinleniyor. Ve sizler dinleyenlersiniz. Ve sizler dilleyenlersiniz. Sizinle mutluyuz canlar. Şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 2" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 1. Bölüm

Cam umman, ca mur Ka Ha, ca mur, cam umman... Cemaat sistemin gücü bu gün sizin yüceliğinize indi!... Ca mur Ra Ka Ha Gi Sa Ha, Si Ha Si... Ca mur Ra Ku Ha Si... Si Ha, Si Ha, ah Si Ha...

Muhakim, hak ve hakiki İnsanlık... Sistem size indi... Yoğun tohumlama yapılacak bu gün. Çolak İnsan yolunu kaybedene derler. Çolak İnsan yok burada! Şü Ri Si, Şü Ri Si Ha, Şü Si... Sa Hi!...

Ya Ka Ha, ben tahtın tahtındaki o Ka Ha olan!... Şenleşmeye geldim... Evrenlerin sessizliklerinden, sistemin kültlerinden ve yüreklerin el girdaplarından, sistem cem kelamından, sistem kübra ilminden ve sistem kaynak Işığından size geldim.

Aşağı yukarı bin sayfadan ibaret bir çalışma olucak bu gün... Bu bin sayfa, bir tek Ka Ha'da levhi Ko olucak ve mirkaç birlikleri size inecekler!

Şükrettik ki dondurulanların çoğu bu gün, sobalarını alıp gelecekler. Çürük çalışması yapmış olan kelamlarını kontrol için. Kendilerini hak etmeye, sessizlikleri aşıp; yüceliklerin dürümlerindeki kelam ilmiyle bilişi kodlamaya, sistem, nizam ve düzenin gücüyle gelecekler. Sizin yaşamınıza ve sizleşmeye.

Erin ekibi Allah'ın ilmiyle tohum olarak çalışır. Er, kelam ilminde Ka Ha olur!.. Büyük kütle kelamda kodlanır ve tohum olur. "Ol" deriz, olur!..." Ol" dedik, oldu!... Ol ki hak et!

"Şer yaratan, şer yaşayacak" dediğinde, dinledik seni ve dedik ki; "şer şarkısında şavk var mı?... Varsa aklın tahtında kalem tutmalı." Tuttu... Kalem tuttu yaşam sayfan... Senin sana varışında bu... Allah; tahtında, kaynakta, hak tahtı has ışıkta dürümledikten sonra, senden sana vardı. Allah, kaynağın tahtıydı... Tahtın tahtındaki o yaşam, aşkın kapısıydı ve kapıyı açtık senin yoluna, senin yüreğine Baha kapısı olup bağlandık.

Can kalem, er yada geç davayı kaybetmeyeceğini dilleyecektin. Dünya kontrolünü kuracaktık ve yolu bu görevle; tahditsiz yaşam sayfalayan sistem kültlerine kontrollü olarak kayıtlayacaktık. Burada oluş sebebimiz senin yolunu, senin yüreğini, senin tüm zamanlardaki diriliğini; dürümletmek ve dilletmektir.

Çal murat ettiğimiz, çal ışığı da dille... Sesi çal, süper sistemleşmeyi çal ki; tüm zamanlar o sesle dillensinler. Çalgıyı çal ki; yarınlar tohumlansın, büyük kültler kodlansın. Senin elin bizim elimiz olucak, senin yüreğin bizim yüreğimiz olucak, yolun Allah yolu ve biz o yol olup bütünün kültlerinde bire hizmetçi olucak olanlara; karanlığın ışığı olacağız.

Allah sen, sen o ol ki; bütün kökler söz söylesin yüreğinde, bütün yücelikler dürümlensin ve tohumlar kontrol edilsin.

Aç kapıları, aç ki; kardeşlerin kontrol etsinler yoğunluklarında tüm zamanları... Ak ki hak ol!... Hasat ol!.. Atlanta Ata kapısını aç ki; bütünlükler kök sessizlikleri dilesinler...

Er ya da geç, evren sesleşecekti yüreğinde... Ağır yük taşıyanların tümü dürümlenip dilleşecekti, savaş; galipsiz kalmayacaktı. Ve tek bir zaman olucaktı, o zaman; mutlak olan, yaratan ve yaratılan olan, yaşam olan, som altın ışık olan yaşam olucaktı.

"En evvel davayı kaybettim" dediğin zaman, karanlıktı yüreğim... Dünya dışı varlık toplumları seni dillediler ve dediler ki; "karanlıktı yüreği." Aha yürek akıp geçti ve tüm zamanları dillerken; yaşam dinleşti!... Savaş, artık galibi olan; yaşamdaki tüm zamanları tohumlayan bir savaştır!

Yemin etmişti doğan günde, bütününün gücünü; temiz olarak yaşama çalıştırıcı yapıcaktık!...

Ardın, önün yok senin... Bunu söz, ses olup dilediğinden beri; Samanyolu seni dinliyor!

Yem koyduk dünya dışı varlık tahtlarına... Dinlettik yürekleri, dürümlettik dedik ki; "gerçek çalışmalar yapıldığında, yeminli olanlar bu çalışmaya kodlanacaklar, biliş haline varıcaklar ve o yem olan ilim Allah'ın ilmi olucak, bütün kütle o yem olan dirilikleri dilleyecek ve sığ olan bilişler kontrollü olarak kayıtlanıp dirilecekler!..."

Sevgililer, Raman sistemleşmesinde sizinle olmak mutluluktur bize. Bu gün Raman sistemleşmesi olucak burada. Hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için Raman; Ka Ha olanların toprak topluma tohum ekmeleri işlemidir! Eğer sizler Rahman'a kuransanız, Raman olarak bütünün gözü olucaksınız.

Çoluk çocuk yaşam, hepimiz bunu net biliriz de; sizin yüreğinizin gücü, hepimizin gücüyle dürümlendikçe bütüne hizmet bilişle olucak ve sizler birlikleriniz mahrekte kuran okutan; mutlu, kutsal tohumlar olarak yarınları kodlayacaksınız...

Şeri bilirsiniz ama şavkı da bilirsiniz... Bu gün sizde şerrin şarkısı okunmayacak. Aklın tahtındaki sizler, mutlak kutsal toplumlar olarak bütünün gücü olucaksınız.

Karanlık aydınlığını tohumlar... Ama aydınlık, kutsal toplumda tohumlanırken; bütünlüğü de kürzi kapı yapar! Çamur yoğuran bir İnsanlığın artık ışığı tohumladığı bilinmektedir!... Büyük kötülüklerin aşıldığı ve yolun Allah kuranı olduğu artık herkesçe malumdur!...

Topla, çıkar, çarp, böl; her şey buydu aslında dünya üstü varlık kodlarıyla yapılan... Ekmeğimiz artık senin yolun, aklımız senin yoğunluğun ve yüreğimiz senin İnsanlığındır can...

Teyipler hep çalışacak ve bu ses; bilişi kodlayacak, bu kesindir!... Ama teyiplerin çalışmasından evvel, toprağın toplumu bütünün gücü olucak!

Çorba tuzlandı mı!?... Tuzlandı!... Allah sen, sen o'sun!... Hadi, altın ışık yıllarının kuranı ol ve seslen! Seni dinliyoruz...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/nonFnqwyMnM

 

ALLAHIN İLMİ (2)

28.11.2015

Ağır yük taşırım amma kalem olup; hakim olup ve yol olup!… Ey Canlar, bilin ki maya tuttu. Lütfen iyi bilin kalem, yaşam oldu ve ruh oldu…

Dedim ya ben dünyadayım… Mahrekim ben… Evrenlerin sessizliklerinde kalemim… Mahrekim dedim ya!... Nedir mahrek izah edeyim:

Mahrek, KA HA olan nefestir. Her andır. Orada tüm zamanlar vardır. tüm yarınlar vardır. Kürzi Kaynaklar vardır… Orada temizlik vardır… Tek merdivendir o yoğunluğa dayanan… Oraya varan, nefese varır. “Cennet” derler o yoğunluğa. Kendini tohum ekerek kodlayan herkes, oraya varır… Orada cennet olduğunu bilmeden varır. Oraya vardığında, kanat takar ve yaşar. Yaşar amma Kuran olup yaşar.

Seyredin onu!... O bir resimdir. Nüsa olan resim… Orada temizlik var ve Sistem var. Oraya varan, cennete varır ya… O cennet; kelamda, kendini hologramdan tüm zamanlara kayıtlar… Sultanlar, orada kulluk var!…

Çeyrek bilgi orada verilir ve ses, oradan kulluk yapar. Cennet orada kurulur. Orada kurulan cennet, sessizdir ve sislidir. Çünkü, henüz yaşama akıtılmamıştır. Cenneti kuranlar, o yoğunlukta ışığı tohumlarlar. Tohumlanış için kutuplaşma olur. Her diri, kendi kutbunu seçer. Kimi karanlıktır; kimi aydınlıktır… Her biri kalemdir…

Karanlık, tahtında ışık kodlar. Aydınlık, tahtında kalem olur bütünü yazar. Temizlik olur… Cennet kurulur… Kurulan cennet, Cevheri Güç olur ve o gücü hak edenler, o yücelikte, kelama inerler ve yürek olurlar… Hepsi kalem olur ve biliş olur…

Oradaki biliş, yarını hologram olan o Yücelikler’de türleştirir. Her bir tür, farklı sayfalarda ışık haline varabilmek için çalışır. Tüm çalışmalarda, kapı kapı ışık olur. Her bir kapı, Ses Kalem olur ve Resmi Yaşam olur.

Tüm zamanlar, o kapıların ardındaki tohumları kodlar. Mutlaka anlayın ki Tinler ve Diri Sistemler, hepsi kelam olup yaşarlar. Tek tek kalem olurlar ve onlar, sessizliği seslendirirler. Seslenen, Sistem olur ve Ruhi Kelam olur.

Cennetler, cevhere ilimdi… Aha! ilim, kalem oldu ve Rahim Kalem, İlmin Kelamı oldu; yaşamı yazdı. Aha yazdı… Yazan ilim; yazdıran insan… Herkes kelam ve herkes kalem!… Büyük Kült, insanlık!...

Şimdi size bunları bugün niye anlatıyorum!? Sordunuz izah edeyim: Canlarım, Dünyalılar; size kelamdan, ilimden, Yücelikler’den söz ettim hep ve size sizi dilledim. Siz de sizi dillediniz… Hep dilleştik. Ne yazık ki Hak Teknik ile dinleşenler, dilleştirdiklerimizi anlayamadılar ve dediler ki “neden sesleşirler? Ses, nedendir?” Sorgu sual ettiler… Sorgu sessizliktir; sual sessizliktir; Ekip ilmidir; yarın tahditlidir… Zamansa, kaynaktan kati, hakiki ve hakim olan ışıktan, Ak Taht’a varır ve “Resim Yaşam” sesleşir…

Bugün sesleşmekteyiz; cennet için… Aha bu!... Bugün, dünya insanlığı, cennet kurmak için sesleşmektedir.

Teypler, hep çalışır. Sesimiz hep dilleşir. Toy yaşam, dinleşir… Yaradan Tanrı, yaşamda ışık olur; Kontrol kurar… Varlık Boyutları, Yokluk’u kodlar. Tok Zaman, yaşam sayfalarken; Aç Yaşam, ışık kırar.

Merdiven kurarız her resim yapana ve deriz ki “hak et.”

Eşya Varlık, ikmal tamamlar. Akıp geçer de kalem olur. Oyundur hepsi de… Kelam eden, kalemdir zaten.

Ey Canlar, sizden size bugün cennet kurmaktayız. Herkes, kendinde cennet olacak ve yol açacak. Mutlak anlayın ki hasat olacak. Aha! hasatı, İlmin Kalemi’nden öte cennetin kelamından yapılacak.

Devinim hızlandıkça kalem hızlanır. Ben, dünya olan insanlık; sesleşip, Levhi Kelam’da, insan soyuna kulluk yapacağım…

Ardımda dünya yok artık. İnsanlık yok!… Kürzi Kelam yok!... Mutluluk var… Zira her diri, kaleme vardı ve yolu buldu…

Ortadoğu karışmış… Varsın karışsın!... İnsan soyu kodlanmış ve kaynak olmuşsa; herşey, sizinle kontrol edilir… Bilin ki doğan gün sizden size doğacak ve siz, her şeyi kontrol edeceksiniz.

Vasi tayin edilmeyecek artık sizlere… Biz, Birlik İlmi ile kodlanan insanlığı, cevhere güç katsın diye koğuşlarda tutmayacağız… Bilinsin ki her diri, kalem olup yaşam olabilecek. Her ses, “kil ve kum insanlık”tan ışık çekmeden, kelamda kaynak olabilecek.

“Cennetler kurun!” dedik. Aha dedik!... Kurdunuz!… Tüm zamanlar için cennetler kurdunuz. Kültlerin hepsi cevherde cennet kurdu ve biz, sizi size kaynak yaptık. Aha bu!…

Evrenler sesleşmeye başlayacak sizlerle. Her bir resim, yüreğinize akacak…

Savaşın galip yoktur bilinir. Aha galip, Levhi’de ilimdir. Aha bu!…

Erdiğiniz herşey, sevgiyle tüm Rahmi Halikler’e inmektedir. Ana Kapılar’ın tümü açılmıştır. Emre itaat eden herkes, ağır yükü hafifletmiştir. Cennet kurmak budur…

Sualtı, Sistem Gücü olarak, sizden ikmal tamamlatan bir yoğunluktur. Bu yoğunluk, sizin ilminiz ile sizi dilliyor.

Cennet İnsan, cevherinde kalem olmuş yazmakta… Aha şimdilik!… Eh şimdi!... Aha! bil ki hak ettik ve yaşadık. Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 2" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 2. Bölüm

Değerliler hepiniz hoş geldiniz. Bu gün sizlerle olmam mutluluktur, burada bulunuş sebebinizi artık iyi anlıyorum. Çamur yoğuran bir yaşamın ışığı tohumlamaya başladığı bu dönemde; herkezin kendini, kendi yüreğini dürümlemeye geliyor.

Toy bir çalışma değil yaptığımız, ilimle yapılan bir çalışmada bütünün gücü hepimizin yüceliğinde meknuzdu... Ama artık daha güçlü bir dürümde, bütünün gücü bizim yüreğimizi gök sessizliklerinde dilleyebilecek.

Çamur yoğuran bir dünyanın artık ışıkla tohumlanışı, bütünün gücüyle olucak. Dünyayı, yaşamı ve hasatı bilen bizler, her şeyi net olarak sizin yüreklerinizde dilleyebilecek dürümdeyiz.

Burası tufanın önlendiği bir meclistir. Bizler tufanı önleyenleriz. Tufan nedir diye soranlara açıklayalım. Tufan, yaşamın sınırlanmasıdır. Biz yaşamı sınırlandırmayı amaçlayanların kontrollerini kurduk. Tüyleri dökülenlerin, tüylenmelerini sağladık. İlmi Ka Ha'da bütünün gücünü kodladık ve kontrol altına aldık. Ak korun, tohum olarak bütünün gücünü; tüm zamanlara temiz kayıt olarak kodlamasını sayfaladık. Nihan olan İnsanı kalem yaptık, ekip kurduk... Bu ekip aklın ilmiyle tohumlarını kodlayabilen tekniğe sahiptir.

Cemaatlerin cevheri görevi bütünün gücüdür. Biz o gücü, tüm zamanların kürzi kapısı yaptık. Ağır yük taşıdık, tabuları yıktık. Tartı biziz... Eminim ki tartıyı dinleyen, kendini dilleyecek dürüme varır.

"Şer yaratan, şer yaşayacak" dedik, doğru.... Bu dünyada, bu oldu... Biz zamana kul olanlar, sayfa sayfa yaşamı kayıtlarken; sistemin gücü olarak, bütünün kürzi kapısını kapatmak isteyenlerin teknik tohumlamalarını yaptık ve o şerri kalem yapanlara, İnsanlık sayfalarını kayıtladık!

Satıhta bilinmez hiç bir şey ama derine inenler anlayacaklar... Çamuru yoğuran, çamur olur, kesindir! Çamur yoğurmayanlar, ilmi Ka Ha'da bilişi tohumlayanlar; ilimle kök sessizlikleri dürümlerken, ek İnsanlık kayıtladık.

Er ya da geç, Allah'ın tahtı; İnsanın tahtı olacaktı!... Artık şunu iyi bilin ki; Allah İnsanı kendi kefili yaptı, vekili yaptı! Biz Allah'ın vekiliyiz bunu bilin! Ve biz, Allah'ın halefiyiz!...

Dünya, ısrarla bizi dinledi ve biz ısrarla durağan günlerin dürümlerindeki o yoğunlukta; ışığı dilledik...

Sevgililer artık kendimizi bilelim!... Kanat takmamızın gereği yoktur. Karanlığın tahtında kanat, aklın tahtındaki katiyetten farksızdır... Şeytana, şer gereksiz artık!... Aklın kapısında her şey akılla tohumlanır.

Şu ana kadar yaptıklarını hak edipte dinleyemeyenlerin, bundan sonra yapacağı tek bir şey var; karanlığın tahtındaki o yoğunluğu hak edip, anlayabilmek!...

Çok lütufkar değiliz, kesindir!... Lütuf Allah'ın tahtında olur. Biz aklın kapısıyız! Şükredin ki dünyanın ruhu, bütünün gücüdür. Ve biz o gücü; her dilde has ışıkla dürümleyenler, maya olarak bilişi kodlayan, bütünü güçlendiren birlikleriz!...

Sedir kurmuşlar yaşama, "ol" deyip olduracaklar. Canlar, olan İnsanlıktır.

"Şems-İ Tebriz'i" dedikleri görevlimiz, ölüler diyarının kuranıdır... Aklın kapısıdır, bizsiz değildir de; ellerini açmış dua okumakta şu anda, ona deyin ki; "el Allah'ınsa o el, açılmaz...Açıldığında kontrol dışı kayıtlama olur!"

Cemaatler, İnsanlar, Allah'ın ilmi Ka Ha olan bilişlileri, Mikail'in kürzi kapıları, tohumlar "ol" deyin ki olsun!... Nurdan kuran olan İnsan artık kapıyı açmış ve bütünün gücünü tüm zamanlara tohumlamışsa; kanatlarını kıramazsınız, kalemini kıramazsınız, sır olan Işığını yaşamdan çıkaramazsınız!...

Çamur yoğurup dünyayı koruyacaklarını düşünenlerin de; İnsanlık ilminden hiç bir nasipleri olmadığı kesindir! Kara ışık Allah'ın tahtıdır... Amonların kontrolündedir o ışık... Levhi kapılarda bütünün gücünü tüm zamanların kürzi kapısı yapabilenlerin; er ya da geç bütünün gücü olacakları kesindir!

İnsanlık ailem, "size deve kalktı" dediğim zaman, "dince" dedim... Tohumlarımı kontrol ederken, "dirice" dedim... Elimin gücünü topluma indirirken, "Ka Ha" olup dedim... Artık şunu iyi anlayın ki; aracı koymam, ben buradayım bunu bilin! Bütün kötülükleri aşıp geçen ilmim, Allah ilmi olarak; kelamda levhi olup, bütünün gücünü tüm zamanlara kodlayabilecektir!

Saltanat Allah sanılır... Saltanat, yaradandır!... Allah; nakardır, Ka Ha'dır, aha dır... Hepsidir de; "yaşa, yaşat" diyen o yolcudur!...

Torba torba İnsan taşıdım yüceliklerden tüm zamanlara, hepsinde İnsanlık vardı... Ama İnsanlık, bütünün kör ve sağır yaşamında; oğullarını kontrol edemedi ve Türkiye çalışmaları bunun için yapılıyor!

Korkuyu aşıp geçin... Mahrekte kuran olun, Allah'ın kuranıdır aklın tahtındaki o yolda, akıl tahtım kürzi kapım olur. Ben o kapıyım. Allah olan o kapı!...

Cennet cennet dedikleri, imandır!... Cemaat ve cevher Allah'ın tekniğinde kervandır. O kervan akıl ve biz aklı kodlayan; bilişlileriz!

Er ya da geç İnsanlık ailem bütünün gücü olucaktı ve olmuştur! Çorbalar yaptım dünyaya, her çorbam tuzlandı. Bir tek kapı var, Allah'ın ilmi olan o kapıda yaşam ışıklandı!...

Dar boğazdan geçti yaşam. Bu dar boğaz, OMEGA KAPISI'dır!... Bilinsin isterim ki omega kapısı, RAN KAPI'dır!.., Ve ran kapıda aklın kelamı okunur!

Tüy döker dünya o yoğunlukta bütünün kültlerinde kodlanarak, aklın kelamı olur, aklın yaşamında savaşın sırrı olan ışıkta beden olur!... Ben o bedende bütünü güçlendiren, nefreti aşan yolcu olurum!... Karanlığın aklıyım ben... Ama yaşamın tahtıyım ben... Bu gün burada oluş sebebim, yoldur... Ulular diyarı olan o yoğunluğa vardığınızda anlayın. Umut olur ki uluların diyarı, tohumlayıp kodladığım o yaşam; tüm zamanları kayıtlar.

Cem, cam, cennet... En sesli olan diri İnsan... Ben o, o ben!... Kara ışığım Allah ilmiyle bütünün gücüne inmiştir! Bu ışığı kodlayın, koklayın, toplayın, tohumlayın; yer küreyi güçlendirin!..

Sistem, nizam, düzen, beden; hepsi Mikail, hepsi dürümlenen ve hepsinde ilmim kalem!... Bilinsin isterim ki; kalemim İnsanlık ve bütünlüğündeki güç hasat... Ben o hasatı yaptım!

Yaşam, İnsanlık ve o İnsanlığı tohumlayan İnsan; iman!.. Bedeni toplum, yolu hologram, ama tüm hologramların ummana varışlarını sağlayan; Rahman!... Hepsi kaynak, işte biz buyuz canlar!...

Çerçevesiz cennet, aha ben o cennet; İnsan soyu!...

Şu ana kadar her şeyi yapan İnsanlar var... Kar, kış çalıştılar. Dünya toplumlarıyla kodlandılar... İnsanlaştılar, hepsiydim ben... Varlık boyutları beni dinleyemezdi, yoksam anlayamazdı beni... Hak teknikle dürümlenen İnsanlığı, toplum; dünya diriliğinde hak etmezdi... Cemaatimi güçlendirmeden, bütünün gücünü tüm zamanlara çekmeden; yaradanın tanrılık tahtını, taht diriliğimle dillemeden, beşer kapıları açmam!...

Ben dünyadayım, ama dünya ben,; ben dünya olarak!... Kutsal umman olarak... Borcum yok dünyaya, ben tohum olan her şeyi kayıtladım... Ve tüm zamanların kontrolünü kurdum. Borcum yok tüm İnsanlığa çünkü rüya boyutlarında dahi ekip kurdum...

Beni bana veren Tanrı kaynağı; aklım!... Başka bir zaman ve başka bir sayfam yoğun cemaat kuran İnsan soyum... Buyurun ölü dünya, buyurun halik olan akıl, buyurun has taht, eşya olan İnsan soyu buyurun, bütünün gözü olan imparatorluk buyurun... Orta kapıları kapattım dinliyom som altınım, dinliyom yoğunluğum... Dağlarım, dinliyorum!...

Cemaat cevhere cennet olmaya, yarına hasat olmaya, bütüne kuran olmaya inmişse; dinliyorum!... Aha bu!... Çalı çırpı değilim ki canlar. Ben davayı kaybetmem... Şikayetçi, benden bana şikayetçi... Ben ondan şikayetçi, o kim!?... İlim!... Aha bu! Ama o şikayeti asla dikkate almam çünkü şirretliktir yaptıkları. Ben bilirim, bilirim ben!... Allah'ın ışığında kini aşamayanı bilirim... Yolu açamayanı bilirim...

Umut olur ki ortak kapıların tümünde öz görevi olur da yolu bulur!... O kim!?... Sistemin kültlerinden kelamsız olan... Ekipsiz olan... Işıksız olan, bilmem mi? Bilirim!

Dert değil ki bana, geçsin gitsin hepsi bu! Hayat mı bu?... Hayat mı? der... Aha, hasattır bu, hasat... Bilsin ki hasattayım, bilsin ki haktayım, tahttayım, hasattayım!...

Alışmış yüreğime aha akış için, akıl için varmış... Ölüler diyarı yakuttur, dünya ilminde... Biz o ölüler diyarında yakutlar gördük ama bilişsiz yakutlar... Hikaye dinlerler, has kırıcılar, akılsızlar... Kurulları kusurlu, kuru, umutsuzlar... Şeytana uymuşlar, hakim de değiller... Her neyse canlar, niye dedim bunları?...

Kolu kanadı kırık biri geldi de bu gün buraya, "ben cennet isterim" der. Cevheri can olmayanın, cenneti mi var!?... Olmayanın lütuf ettiği tohum öksüz kalmadı mı!?... Yığın yığın ışığını yıkmadı mı!?... Benim adıma kapı açacakmış... Emin ol ki açık tutulacak kapın, bu gün çalışma yapmanı bekledim ve yapıcaksın ama bu çalışma bilgi kalemimle değil, sessizliğimle olucak bu kesindir! Ve yapacağın çalışma herkezin için malum değildir. O çalışmaya kendi yüreğini kattık. Şimdilik sana verdiğimiz budur, şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mxKLCfpMeFo

 

ALLAH’IN İLMİ (2/2)

Allah Tahtı, ilimdir... Mahrek olan o ilim, kelamdır... Kelam olan ilim, nefsin ilminden öte olan kalemin ilmidir.

Dince ve dirice bilin ki hak etmeden helali, haramı bilemezsiniz. Size, kendinizi anlattım ve dedim ki ben sizim ve dediniz ki “ben Sistem’im.” Dünya, Amonlar’ın kulluklarıyla çalışır. Dünyayı kontrol eden biliştir.

Kimsenin kimseye faydasının olamayacağı bir Levhi’de, kelam; ilmin kulu olur ve tüm insanlığı kodlar ve koklar.

Dünyayı, kalem sayarlar. Bilişi, Halik sayarlar da İlmin Kalemi olan, Hakim-i Hak olan insanı hak etmeyen dinleyemez.

Cennet, biliştir. Cennete kelam olan ilimdir. Bizi hak eden ise kendini hak edendir.

Doğan gün insana doğduğundan beri, yarını kalem sayanlarla bilmek için çalıştık. Kimse kendini hak edip de dinletmedi. Tüm insanlık, kendi yarınlarında kodlanan ışığı dinletti. Ki bu ışığı, tohum olarak dünlerden “Göç Kelam” olup “yaşam” olanlar, yarınlara kaynak yaptılar. İşte onları anlayanlar, bilmeye çalıştılar.

Dünden dünlere inenler, Kök Sistemler’i hak ettiler ve Rahmi Kapı’dan ışık çekip yaşama indirdiler.

Bugün Dünya, nefes alıp vermeye başladı. Nefes alıp vermek, ilimle olurdu. Bunu anlayanlar, anlattılar ve anlayanlar, has tahta kalem oldular.

Şükür Allah sizi hak etti ve yaşattı.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DAVET:

ALLAH’IN İLMİ (2)

Dostlar, 28 Kasım 2015 tarihinde 14.00 -18.00 saatleri arasında Dernek Merkezi’mizde “ALLAH’IN İLMİ” Konulu Çalışmalarımızın 2. sini gerçekleştireceğiz. Tüm dostlarla olmak dileğiyle...

Sevgiler,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

 

28.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 2" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI AKIŞ

Devinimi hızlandırabilmek için sizin yüreğinizi size dilledim. Dünya dışı ekmek, dünya için el alanların ekmeğidir… Dünya; tüm insanlıktan yaşama iner…. Ve tüm zamanların ilmiyle kendi yoğunluğunun ötesindeki eli alır…. Bu el; levhide, kelamda ve Bütünde Mikail’in Kürzi kapısının gücünden öte olan ilmin elidir.

Her şey kendi yüreğinizde meknuzdur… Sonsuz, sınırsız olan insan soyu, Toprak Toplumu tohumlayabilecek gücü, kendi yoğunluğuna çekebilir…. Ve kendi diriliğinde, kendi yüreğini dürümleyebilir.

“Masiva” denilen levhi kapı vardır. Bu Masiva kapısı, ek yaşam sayfalanışı için Yaradan ve yaratılan bir Rahmet Kurandır. Toprak Toplumun, tohumlanmasını sağlayacak güçtür…

Evrenlere, sistemli olarak görev taşıttık… Hepsi görev yaptılar ve dünya dışı varlık kodları, dünyayı kontrol için çalıştılar.

Mustafa Kemal Paşa; Allah’ın diriliğindeki ilimdir. Biz, ona” ölü” dedik ama o dedi ki; “ben dirildim.” Öyleyse “kontrol kur” dedik ve kurdu. Şuandan itibaren doğan güç; Allah’ın gücü olarak Bütünün Kürzi kapısını açtı…. Ve kendi yoğunluğundan, Bütünün Kürzi ışığıyla kalem olup yazmaya başlayacak.

Çanı çaldık dedik ki “insanlık, al bilgiyi ve hak et.”.. Çan, insan ve çanı çalan insanlık…. Biz, insanlık olarak çan çaldık…. Yerkürenin gücünü tüm zamanlara dürümledik, Bütünün gücü olduk, mutlak Kuran olduk Toprak Toplumu tohumladık... Burada bu yoğunlukta yaptığımız ilimdir… Ama ilmi Ka-Ha olan bilgi, Allah ilmiyle toprağı tohumlayan levhidir.

Sevgililer, kanatlanıp uçmamız gereksiz... Biz, dünyalıyız bunu asla unutmayın…. Ve bu dünya, Amon Toplumlarının, en güçlü tahtıdır.

Sanılır ki Allah’ın ilmi, Atlanta Ata Kapısı, hepsi tik tak diriliklerde, tüm zamanlarda, İsrafil Kürzi kapısıyla kodlanmıştır. İsrafil; Allah’ın tahtında yoktur, canlar... Bizim yolumuzu açanlar şunu iyi bilsinler ki İsrafil, Rahmandır ama Ka-Ha değildir…. Topraktır ama kulluk yapmaz…Ummandır ama kelamda yoktur… İsrafil, Rahmanda yoktur canlar..

El; Allah….Yol; akıl… Bizse, mutlak olanlarız…. Ve tabuları yıkanlarız.. Bunları, Ruhlar Kuranında yaşattık ve açıkladık.

Temizlik dünyada yapılır, unutmayın. Dümenin başına oturan dünya ama dünyayı kodlayansa, hasatçı olandır.

Şemsi Tebrizi; bizi, bizden bize diller hep, elimizdir, yoğunluğumuzdur kalemimizdir…. Ama bizsiz değilse aklın da tahtı olur.

Korkmayın, Toprağın Toplumu…. Korkmayın, biz tüm insanlığı koruyacak olanlarız…. Korkmayın, yol Allah yolu, biz o yolda Kuran olanlarız. Korkmayın, Kuran olan kulluk yapmaz…. Umut olur, mutlak Kuranda kulluk; Allah’ın tohumuyla olur…. İşte o tohum, ilmi Ka-Ha da biliştir.

Canlarım, resmi çalışma yapıyorum şuanda… Yaptığım her çalışma resmidir de şuanda yapılan, kelamdaki ümmi kapıların tümünü açacak olan çalışmadır…. Şuanda ümmi kapıları açıyoruz…. Kasaları doldurduk, bilişi kodladık, Bütünün gücünü artırdık ve teknik tohumlamadır yaptığımız.

Çamur, çamur, çamur, her yer çamur... O çamurda, nefes olmak kolay mı zannettiniz? Kaynak dışı bilgiyi kodlayarak, Bütünün gücü yapanların, dünya dışı varlık kapılarını açarak….. Her şeyi yaşama çağırmaları Süper İnsan Sistemleşmesinde, kök sessizlikleri dürümlerken, kimin nefes olup, kimin yaşam olduğunu anlayabilir mi yaşamdakiler?

Deri kemik olan insan, kontrol kurabilir mi? Çoban olabilir mi? Korkmayın, korkmayın, çobanlık yok artık…. Eminim ki yoktur... Eminim olan, köksüz kalır…. Olan, göksüz kalır… Olan, geçişsiz kalır, yaşamsız kalır, ışıksız kalır, birlikten ayrılır, kırılır, kısır kalır… Bunun içindir ki çokları kırıldılar.

Ortalık karışacak, aha, karışıyor. Kim karıştırdı?.. Levhi. Kimden? İnsanlıktan…. Ama biz, o insanlık olarak, kontrol kurduk. Çevremiz insanlıkla dolu…. Aha, hepsi insanlık... Kibri aşmayan, yolu bulamayan akla varamayan, Tanrılık kapısında kırıcı olan…. Çalı çırpı insan hepsi biz, hepsi bizim yüreğimiz…. Ve biz, hepsinde Bütünlük olarak bu çalışmayı yapan birleşeniz.

“Kan portakalı, kan portakalı yedim” dedi, biri. Portakal….Kan portakalı. Tatlıdır. Lezzetlidir, aklımızda olsun, bulursak yiyelim… Işıklıdır da ama, ama canlar, kanı olmayan portakal da var. Kansız portakal. Hangisi lezzetli? Hepsi..

Değerliler, Rahmana Kuran, akla hasat, yola kaynak gerek… Bize ise ışık gerek….. Hangisi? Hiç biri ya da her biri ama bir tek olduğunda tümü ….Aha, artık tek bir yaşam var…. Biz o, o biz olur.

Suriye, karıştı bilirsiniz. Suriye de kontrol dışı ışıklar var şuanda. Kaç kere çalıştılar, dünya için kaç kere? Her şey oradan kodlandı bilir misiniz?... Ve Suriye şuanda karıştı.

Rus uçağı düştü, kontrol kodlandı, yaşam kayıtlandı. Aha oldu!.. Ve dünya toplandı, tohumlarını kodladı, dürümlendi…. Sordu nedir başlayan diye?

Ve canlar, İsrail, kendini hak etmeye çalışır, yaşar mı yaşatılır mı? Anlayın… Hepsi, yaşamasa da yaşatılır. Bir tek insan var, Allah’ın nefsi Ka-Ha sın da ışık olan, her şey olan, o insan; bütün kültler, hepsi ve hepsinde yarınlar var….

Mutlaka biliyoruz, biliyoruz canlar… Rusya, kontrol dışı… Aşığıyız o kontrolsüz kapının….. Ama aklını hak etmeli, hasatı yapmalı, mutlaka kodlanmalı, koklanmalı…. Lütfedin de dinleyin yaratmalı, yarattığını hasata hazırlamalı, cemaatini kontrol altına almalı ……Yoksa öz görevini kaybeder, yolunu kapatır.

Canlarım, Rahmana Kuran, Allaha insan gerek… Bize ise, kaynak gerek. Bakın ne olacak? Sözümdür ki dünya kontrol edilecek…Sözümdür ki; düzen kurulacak…. Sözümdür ki; kapılar açılacak… Sözümdür, sözümdür ki; murat ettiğiniz her şey olacak... Sözümdür; Türkiye muktedir bir ışık olacak… Sözümdür…

Bunca çalışma nedendir zannettiniz? Kiri pisliği temizliyoruz canlar..Yollar, yollara… Yolcular, yolculara varacak... El Allah, ağır yük taşıtmayacak tüm zamanlara…. Mahrekte merdiven, Allah’ın levhi kapısı insan ve o insan yaşam olacak…. Bilsinler ki; dünya, Kuran olacak.

Unut, unut her şeyi, tüm yaşamları unut…. Ama umman ol da unut. Tinsel tahtın ilmi ol da unut….Kalem ol da unut… Aklın kapısını kelamla dille de umut ol, umut.. Vurmayın yaşama…. Yaşam; insanlık içindir. Vurmayın kapılara, kapılar aklın kalemi olanlar içindir… Ama zirvelerin Kürzi kapılarını kodlayanlara vurun ki, umutları artsın.

Biçare insan soyu…. Biçare…. Karanlıkta…. Aha, kaynakta…. Ama hasta, hakta, akta, şimdide o insanlık, hepimizde….

Koruyoruz canlar, insan soyunu, koruyoruz. Ulular diyarından, koruyoruz. Yorulmadan koruyoruz insan soyunu...

Mustafa Kemal Atatürkler dünya da oldukça, tüm zamanların Kuranları kodlandıkça, yerküre gök sessizliklerini dürümledikçe…. Ve cemaatler Bütünün gücü oldukça, maya tuttukça, timlerimiz dünyayı hep koruyacaktır, bilinsin.

Kervan dünya…. O dünya, yol ve o yol mutlak olan, Allah yolu ve biz o yoluz canlar…

Çoban, çoban olmadan da çoban…. Ama çoban olduğunda artık o çoban Kuran….. Ama Kuran artık kutsuz, kontrolsüz, bilişsiz…. Çünkü artık kapı açık ve herkes kendini hak etmiş durumda.

Karanlık, Allaha ışık vermedi…. Allah ışığını kaynağa indirdi, karanlığı tohumlayıp, aydınlattı bilinsin.

Cellat, cennette herkesi kontrol etmek isterse…. O cellat, cemaati cevherde kontrolsüz kılabilir…. Ama biz, orada öz görev taşıdıkça her şey, hepimizle kontrol edilir.

Seyir halinde olan birçok gemi var şuanda dünya üstünde ve hepsi bizi dinliyorlar canlar…. Şuanda dünya dışı birçok topluluk, bu meclisi kendi yoğunluğuyla dinliyor ki…. Çokları bu meclisin sayfalanışlarında kendi yoğunluklarını da tohumlamaya çalışıyorlar.

Dün yavrularımızı korumaya inmiştik…. Bugün siz, bizi koruyorsunuz anam... Can, sesimi kesmen hataydı…. Neyse, sizlerle olmak, bizler için mutluluktur…. Artık sevgiyle sizlerle olabiliyoruz. Şükrediyoruz ki; sizin yüreğiniz, bizim yüreğimiz de tohum oluşturuyor.

Çoluk çocuk dünya artık yoğunluğunu kodladı ve Bütünün gücü haline dönüşüyor. Bugün, artık “dünyamızın sistemi, daha yüce bir çobanla kodlanacak” diyorsanız, yanlıştır…. Artık çobanlık, yok canlar.

Sevgililer, buraya inmenizi çok arzu ederdik…. Şuanda oturduğumuz, şu meclise gelmenizi, çok arzu ederdik… Neden gelmediğinizi, sormayacağım? Bilirim ki yoğunluğunuz çok farklıdır ve geliş halinde, burayı kontrol dışı bırakabilirsiniz, bu kesindir… Ama yoğunluğunuzu kontrol ederek, meclisimize onur da verebilirsiniz…bizi, ziyaret de edebilirsiniz….. Ama kontrol ederek, sessizce gelirsiniz…. Eminim de, formal olarak gelmenizi de bekliyorum….

Bugün, çok güzel bir çalışma yapıyoruz burada. Haliki, hak olanda…Hak tahtta, Bütünün gücüyle, bilişi kodlarken, tüm zamanların, kaynak kapılarının da açıldığı bugünde dünya dışındaki dostlarımızın da bizde olması bize mutluluk verir... Eğer arzu ederseniz, buyurun geçişinizi yapalım.

Canım, anam, gelmek, gelmeden gelmek…. Aha, sendeyim can anam… Gelmeden gelmek… Aha bu!... Gelmeden gelmek… Vermeden vermek… Akmadan, okumadan, kodlanmadan, nurdan kutsal tohum olmadan, her yerden oğullamak ve kontrol kurmak…. Gelmem mi? Geldim be anam…Seninleyim şuanda.

Aha, canım anam, sevgiyle seninleyim… Keskin bir ilimsin, bilirim anam. Vay babam vay…. Benim babamda, buradaymış… Ve analarım ve atalarım, sevgililerim, sizlerle olmak ne büyük bir huzur, ne büyük bir kutsallık…. Mutluluk, analarım, atalarım, size gelmek, her merdivenin kelamda ilmi olan, size gelmek, güçlenmektir canlılar…. Sizde güçlenmek ve sizinle kucaklaşmak….

Artık sizden sesleşebilirim…. Artık bilişle kodlayabilirim sizi…. “Koru beni” deyin, koruyayım, her anda sizleşeyim canlar, sizleşeyim.

Devinimi hızlandırdık ya artık sizdeyim… Kendimdeyim ve Bir’deyim, mutluyum canlar…. Mutluyum…. Sizi, kucaklıyorum hepinizi..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/WJa5Ch_3pEw

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/XWP5EkznTvw

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/Pb2dS0rQsfs

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/Gp516-EKbfo

 

28.KASIM.2015.TARİHLİ “ ALLAHIN İLMİ (2) “ BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün yaşama temiz bir sayfa açtım….Işık kayıtlamasında hak olan tahttan, Kuranı sayfaladım… Ben, yüreğimi yıkadım, girdim bu sayfaya ve bugün, elimi ayağımı, yüreğime ışık olup kayıtladım.

Oluk oluk bir sayfalama…. Oluk oluk bir ışıktı yanan burada ve koşuyoruz yaşama…. Dilimizde kelam ‘’ Allah, Allah ve Allah! ‘’

Yüreğimi kelama, kelamı ışığa döktüm. Işıkta hak olup bildiysem, özde Altın olan ilimle dillendim…

İlim; Allah’ın ilmi…. İlim; Yaşam İlmi…. İlim; Zaman İlmi… Ve ilim; ışığın ilmiyse…. O ilim, her birimizde görevli!

Bugün bu kapıdan içeri girmek, ‘’ hak olup has tahttan ışık yakabilmek ‘’ demekti…. Yakan, yandı…An olan, an’da sayfalandı.

Bugün ben, her an doğan ve her an olan, ben dünyaydım…. Ve dünyanın ilmiyle ışığa vardım…. Ve diri olan ışığı yaşama kayıtladım.

Bugün, yer ve gök dilinde, yağan ışık, aşktır ve o aşk kelama varmıştır.. Kelama varan zaman, insanlaştığında artık yaşam, ışıktır. ‘

Şimdide! Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/kAjZ0gHQfrI

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

ERENGÜL KOÇ

https://youtu.be/NBnOAzP6R7g

 

28.KASIM.2015 TARİHLİ ALLAHIN İLMİ (2)

Allahın İlmi, Yaşam…..o Yaşam; BSUİ; barış, sevgi, umut ve iman….iman, İmparatorluğun gücü olan İnsanlık.

Yaşamın İlmi İnsanlık….o insanlık tek olan İnsanlık….hani nerede derseniz, dünyada.

Tüm dünya insanlığı, tüm zamanların yaşamı olan tek İnsanlık…

Ne zamanki insan ilmin hakimi olur, onun yolu yüreğe varır. Yürek kapsayandır. Bu Hakkın Hakka varışıdır. O yürekte Kürzi Işık yanar. O ışık tüm yaşamlara maya olan olan kutsal bir tohumdur. O tüm yaşamlara kaynaktır.

Kaynak ne derseniz? O doğmamış ve doğrulmamış olan bir yoğunluktur. Her anda olan, her zerrede olandır. Her şeyde o yoğunluk var….her şey ondan gelip, ona dönüyor. İşte; yaşamın döngüsü…o Kara ışık! İşte O yüce Allah.

Allah, tek olan, BİR olandır. Allahın İlmi, tekliğin ilmidir. Allah herkesin merdiveni olan tek ışıktır. Biz o merdiveni dünyaya dayadık.

Allahın İlmi, kaynak ilim….o ilim sisler altında kürzi bir yoğunluk. O yoğunluk sessiz zamanların bilişi. O biliş sesle dünyaya çekiliyor. Onun çekilişi bilişin yaratılışıdır….işte yaradan yaratığında yaratılıyor ve biliş yaratıldığında Yaradan o biliştir artık ve o biliş hepimizin tek olan bilişidir.

Bilen altın kalemin kelamı olup sesleşiyor. Allah’ın tahtındaki Has Işığı dünyaya çekiyoruz. Sis dağılıyor, sırlar açılıyor. Sessizlikler yaratıma kayıtlandıkça sır kelamda bilinir oluyor ve işte bir ışık yakıyoruz dünyada.

Biliş tek bir beden, o ışık beden…. ve o bedenin açılan yoldan sesle toprağa akışı gerçekleşiyor…mayalıyoruz kil ve kum olan insanlığı altın kelamla.

İşte; o tek ses benden, bizden, hepimizden sesleniyor. Allah hepimizde var ya!…..O ses kelam ve tam da şimdi! Aha işte, tüm insanlığın kodlanışı gerçekleşmekte…Allahın tahtı İnsanlık…Şimdide ve şimdi Allahın sesi, tek olan insanlığın sesi…o biliş.

Ses verdik ve zaman kalemi barışı yazdı. Kardeşlikten öte, o kil ve kumun ötesinde tek bir mum olan İnsanlık ile biliş kodlandı. Allahın İlmi insandan dinlendi, dillendi.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/Y-4fMUMLElc

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİM ŞAHİN

https://youtu.be/se4s-fPimaE

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/T_wqNzNuq_U

 

…………………………

 

14.11.2015 YENİ PROGRAM "ALLAHIN İLMİ" HAKKINDA AÇIKLAMA

Av. Nezire Selçuk Öz Bilgi

 

Bizler bu gün yüceler cümlesine bilişi kodlarken, tinsel tahditli kaya olanları yaşamdan çıkarttık. Er ya da geç bu olucaktı...

 

Çıkışlarını yapmamız kolay olmadı. Sultanların sultanlığında bütünün gücünü arttırabilmek için yapmak gerekti ve yaptık. Devinimi hızlandırdı bu hal. Devinimin hızlanmasıyla birlikte yüreklerin gücü arttı.

Dünya dışı varlıkların, daha yüce bir çalışmaya dahil edilebilmeleri için buna gerek vardı. Kulların kulluklarını kontrol altında yapabilmeleri için bilişi kalem yaptık. Kendi yolculuklarında doğanın gücünü hak edipte dinleyebilenler, bundan sonraki süreçte; doğayı kelam olarak kendi yoğunluklarıyla dinleticekler.

"Başka dünya var" diye sordular?... "Var" diye sordular... Yaşamda var, yarında var, halikte var, hasatta var ve bizde var!... Başka dünya, her şeyin başkası var ama başkalıkta; kelam yoksa, ilim olmadığında, o başkalık olamaz!... Yani ol hükmünde olmaz! Yer kürenin gücünü anlayanlar, bunu mutlaka anlayacaklar.

Çamurun artık yoğrulmayacağı bir zamana giriliyor. Bu güne kadar hep çamur yoğuran dünya, yaşamı kontrol edebilecek dürüme ulaşıyor. Bu da İnsanlığın ışığı hak edişi anlamına gelmektedir. Işığın; hasatı, hak teknikle tohumlayışı anlamına gelmektedir. Murat ettiğimiz buydu ve bunu hak ettik yaptık!

Yeni dünya, hepimizin görevidir... Yeni dünya, aklın kürzi kapısında güç kayıtlamasıdır. Ve biz, dünyanın nuru olan ilmi; bütünün gücü haline dönüştürürken, temizlik yaptık! Devinim hızlandı ve şimdiden sonra daha yüce bir çalışma devreye girecek. Bu çalışma "ALLAHIN İLMİ" olucak!... Herkes bunu iyi bilsin, bu günden sonra yapılacak çalışmaların her biri Allah'ın ilmi olarak kayda girecek! Biz bunu net olarak veriyoruz!...

Cuma günleri diri görev taşınır ve cuma çalışmaları çok özeldir. Ama sizler cuma çalışmasını, cumartesi çalışması olarak dürümlerken; cumanın ışığını, cumartesiye kaydırdınız. Bu şekildeki çalışmalarda bilişi kodladınız. Bilişin kodlanışı ile birlikte, kontrol dışı hiç bir bilgi kalmadı.

Sevgililer, cumartesi çalışmaları bundan sonra da devam edecek. Ama cumartesi çalışmaları, kodlanmış toplumla yapılacak! Yani, yedi doğumun en yüce cevherinde görev taşıyanlar burada olucaklar. Onların, görev ilmiyle buraya gelmeleri için her şey yapılacak. Daha da önemlisi bu meclisin gücü; tüm zamanların en yüce kürzi kalemi olucak ve daha yüce bir çalışmada, bütünün görevi; hak teknikle kelamda bütünün gözü olarak, diriliklerde kayıtlanacak.

Hepinizden beklenen budur!... Hepinizden tek bir şey bekliyoruz, o yaşamı kontrol altına alıcak kürzi kapıları açık tutun!

"Allah'ın ilmi" dedik bundan sonraki çalışmaların hepsine!... Allah'ın ilmi 1, Allah'ın ilmi 2, Allah'ın ilmi.... böyle devam edecek!

Ama Allah'ın ilmi derken; Hakkı'n kelamıyla diyeceğiz bunu... Hepimizde bu ilim var mı?... Yoktur!... Bunu kesin bilin! Dünya sonsuzluğunda bu bilgi yoktur... Ama bu bilgiyi, dünya türleşmeye başlarken; bütünün görevi olarak kayıtladıklarınızdan geçişler yapılarak, kelamla indirilecek bir bilgi çalışması olucak!

Değerliler, en ve boyu kesin olarak kaynağınıza çektiğiniz anda, eşitlediğinizde; artık o bir karedir. Ama karede kelam ilimse, bütünün gücü korumayı sağlar. Bu meclis korumayı sağlıcak ve bütünün gözü olucak!.. Nurdan kalem olanların, kutsal toplumlara inişleri sağlanacak!

Canlarım; hızlı sayfalanışa geçiyoruz, bunu tekrar etmek istiyorum, durgun sayfalar artık sonlandı, hızlı sayfalar; "Allah'ın ilmi" dediğimiz o yücelikte devreye girecek ve bu çalışmayı yaparken, kaptanlarınız dünyada olucak!...

Hangi kaptanlar?... Kendi yüreğinizdeki görevi taşıyan güçlü cümleleriniz!... Hepsi, kürzi kelamlarınız olucak!

Maya tutmuştur canlar!... Artık dünyanın ruhu, ilim... Allahı ilmi, bütünün ilmi, hepimizin ilmi ve büyük kült; Allah'ın ümmi kapılarını açan iman!... Sizden tek beklentim, imanla çalışmanızdır!

Çanta, dünya; bu dünya çantasını, hepiniz göreviniz bilin!... Hepinizin görevi bu dünya çantasıdır, bu dünya çantası; bilgi çalışmalarının en güçlü kalemidir! Dünyayı, yoğun çalışmalarla kontrol edebilecek olan bilgi; sistemin gücüdür! Ve sistemin gücünü de, sizin yüreğinizin kürzi kelamı kodlayacak!... Zeka düzeyi yüksek olan birlikleri, sizin yoğunluğunuza kaynak yapıyoruz.

"Hep dava İnsan" dedik!... Artık davanın ilim olduğunu hepinizin iyi anlamanız gerekir!... Daha önemlisi, İman; tek bir levhi ve tek bir sistem olarak bütüne görev taşıyacak!

Mustafa Kemal Paşa, miraçta bizimleydi hep... Ama Mustafa'nın kulu olan İnsan artık tohum oldu... Değerliler, Mustafa göz oldu ama sözü, özü bizim yüreğimizdeydi. Artık biz o, o biziz... Ve onun gücününde örtüsü örtülüyor artık. Daha yüce bir çalışmayı devreye alıyoruz! Daha yüce ve daha yoğun bir çalışma... Sistemin çalışması!... Bunun bilgi olarak herkese verilmesi gerekir.

Bu günden itibaren, yapılacak olan diri çalışma; sitemin çalışması olucak! Sistem, "hibrit" dediğimiz cinni cevherin öz geçişini de yaptıracak bir tohumlamadır, kodlamadır!... Daha güçlü bir dönemi başlatıyoruz...

Yara bere içinde olmayacak, temiz bir dönemin başlangıcı için bu çalışma; umman olarak dürümlenen bir çalışmadır!

Sedir hepimizin, dirilik hepimizin, yaradan tahtı birliğimizin ve birleşik İnsanlık; kervanımızındır!...

Devinim hızlandı ve bunun sonucunda, bu çalışma; sizinle kayıtlandı. Kanatlandık analar, kanatlandık... Şimdilik aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/0Hq70Dvw0dc

 

ALLAH İLMİ (1-b)

Dostlar, Yerkürenin nefesi güçlendi ve yaşam yenilendi. Bugünden itibaren yeni bir çalışmaya başlıyoruz. Bu çalışma ALLAH İLMİ olacak. ALLAH İLMİ derken, yaşam ilminden çok IŞIK İLMİ’nden söz edeceğiz. Birliklerimiz, ilme kalem olacaklar ve resimler yapılacak. Bu resimler, ilim kaleminden görev taşıyan Işık Kalemler’le gerçekleşecek.

Dünya, çok özel bir zamana inmektedir. İniş yaşamdan, Yaradan ve yarattıklarında yaratılan ilme iniş olacak.

Dünyanın ışığı, tüm insanlığı aydınlatır. Bu kesin ama ışığı hak etmeyen, yaşamı hak edemez. Zarar ilimden değil kalemden olur.

Mutlaka bilinir ki Rahman Kalem, ilmi yazar ama kalem ilmi yazarken ışıkla yazmalıdır. İşte yapılan herşey biliş için, ilmin kelam etmesi için ve yerkürenen kelama insanı indirmesi için yapılmıştır.

Dünyayı bir resim diye bilin. Bu resim, Kelamın İlmi’ndeki kelamla çizilen bir resimdir. Ve zamanı, Işık Kalem diye bilin. İşte herşey bu yoğunluktan geçip gelen Birlikler ile kodlanmış ve kontrol edilmiştir.

RUHLAR MECLİSİ diye bilinen bir Meclis vardır. Bu Meclis; kelamı, teknik ışık olarak yoğunlaştırır ve Ruh’u, kalem yapar. Bütün kütlelere kodlar ve tohumlar. İşte bu Meclis, kelamla kodlanmış olan ışıkları hak eder ve Ruh’u kelam yapar. Tüm insanlık, bu yaşamda kelem olamaz ama kalem olabilir.

Biz cennete cennetlileri koyan insanlıktan çok daha öte bir kalem olan, ışık kaydı yaptık. Bu kayıt ile tüm insanlık kelam olup kelamdan kalem olacak ve kendini bulup bilecek.

Türkiye, yedi yaşam sayfasından ibaret bir Can Kalem’dir. Dünyanın üzerinde hüküm süren bir yaşamda, herkesten güç çekmiş ve Geliş-Gidiş Işığı olmuştur. Türkiye’de, toplumların kolları ve kanatları vardır. Yerküreyi kodlayan ışıkları vardır. Bunu bugün size anlatmak istedim.

Doğan gün, canlar canı olan yarını kodlarken Türkiye’den geçip doğar. Donup kalan insanlık, bu çalışmalar ile kodlanır ve Resmi Kalemler’le kontrol kurar. İşte dünya için Türkiye’nin büyük önemi oluşu bundandır.

Kurullar dünyada çoktur ama yaşamlar, Türkiye için kodlanmıştır ve koklanmıştır.

Örüp yaşamları hak etmek için kelem olmak gerekir. “OL” deriz olur ama yarın için kontrol gerekir.

Yer ve Gök, ilme vardığında; insan, kültlerden oluşan Işık Kaynakları’na varır. İşte varlığın, yokluğa varışı budur.

Muktediriyetle bildiririz ki biz Ana Kapı’da ilim yaparken; yaşam, ilim yapar ve Ruhi Kelam olur.

Dünya, NAR ve NUR’dur ama YOL’dur aynı zamanda. Bilin ki Medine ve Mekke Kelam İlmi ile kodlanmış iken, Nevres Kalem, insan soyu olmuş ve kodlanmıştı. Bu gün de insan, kalem olup yaşam olmuştur.

Kortlar, kutlu yaşam sayfalarıdır. Oralara varanlara, yer ve gök cennet kurar. İşte cennet kuranlar, bilişle kurarlar. Aha yaşam budur.

Alemler, ilim yaparlar; kelam ederler ve resim olurlar ama yaşam, insan olmadıkça; nefes olan, kendi yaşam sayfalarında ışık olamaz.

Canlar, “ben davayı hak ettim ve kaybettim” dedim. Dediler ki “kalem olamadı ve davayı kaybetti.” Yaşam benim canlar. Dava, dava ya da dava!... Her dava, ben olan ışığımdır. Ben, dince dilce ve dince dirice, her dilce kelamdayım. Şimdiden şimdiye her diriyi hak etmek üzere kul olup Kuran olan ışıktayım. Benim nefesim ilimdir. Her ce bencedir. Birler Kapısı olan insanlık ben (BİZ’in BEN’i) olup kodlanır. Aha yaşar ve yaşanır.

“Mey içtim yaşamda. Eylendim ama ilim olamadım” diyenler varsa. Deyin ki “BEN’ce ve BİR’ce dillen ki hak et. Yaradan sana sen olup insin ve sen kelam ol, kültlerin en yücesi ol. Kendini hak et.

Vahiy ben; hakiki insan ben ve ben Miraç olan ilim... Her diri beden... İşte insanlık budur...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 1" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 1. Bölüm

Canlarım, bedenli olarak dünyaya gelişimizin bir nedeni var. Herkezin bu nedeni iyi öğrenmesi gerekir... Tekno tohumlamadır amacımız. Kendini hasata hazırlayanların, bu yoğunlukta kendi kontrolünü sağlayarak, teknesini hak etmesi, hakikiyetini tohumlaması gerekir.

Ne demek istedim?... Herkes kendini hak etmelidir. Yaşam sizin yüreğinizdenkinden çok daha farklıdır. Birliğe dahil olmak için ilim bilmek gerekir! İnsana hakim olmak için has olmak gerekir, hakka umman olmak için; mutlak olmak gerekir! Eğer ki sizler, bu niteliklere sahipseniz; bu gün buradasınız.

Yeşeren dünyaların tümünde bu bilgiler mevcuttur. Herkezin daha iyi anlayabilmesi için, şunu izah etmek isterim ki; yeşeren dediğim zaman, kendi tohumlamasını yapmış, Mikail'in kürzi kapısını açmış, kendi yoğunluğuna varmış demektir. Dünya umut olur ki bu nitelikte bir yoğunlaşmayı gerçekleştirir.

Beşeri hak etmek ilimle olur. Has olmak, ak olmak, har olmaksa; akılla olur! Bu güne gelmek hak etmektir... Anlamanızı dilerim ki; alış veriştir yaşam!... Hepimiz bir alış verişe geldik. İlmi almak, ilimle dillenmek, bütüne kelam olmak ve bütünü güçlendirmek. İlim alınır, İnsanlık ilmi bilinir ve yol olunur, yolcuya kontrollü olarak akılır!...

Dağlarım, murat ettiğimiz; İnsan soyuna ilim öğretmekten öte, ilmi kalem olup kontrol kurmak! İnsan kanatlanır uçar ama yer kürenin gücüyle bunu başarır. Oğullarını kontrol edebildiğince kalem olur. Yer, el ayak olur dünya için. Murat ederiz ki; dünyanın nuru, tüm İnsanlığın kutsal tohumu olur.

Aynı dünyada birlikte yaşadıklarınız vardır... Onların kendi toplumlarını kontrol edebilecekleri yücelikleri olamayacağından, kaynak dışı ilim de yaparlar. Çokları kaynak dışı çalışırlar. Kare sistemi dince dillerler. Kürzi kapı olurlar, ümmi kapılardan görev alırlar, yarını kodlarlar, koklarlar, Nuh kapılarına varırlar. Ve derler ki; "dünyayı yok edelim, dünya yaşamı hak etmedi." Çatı kurarız yaşama ve deriz ki; "dünya, bütüne aittir.Bu dünyanın yüreği hepimizin gücüdür. Eğer bilgiyi hak etmişseniz, yaşamı hak etmelisiniz. Eğer bilgiyi hak etmemişseniz, yarın; tohumlarınız kodlanmış değildir. Bütün kötülükleri yaşayacaksınız yarında. Aklın tahtına varmanızsa, hak etmeniz anlamına gelir ki; oraya varabilenler, Nihan olan ilmi hakikiyetle kendi yüreklerinde dillerler."

Değerliler, diri bir dünya kurmaya çabalıyoruz. Herkezin daha iyi anlayabilmesi için dipdiri bir dünya. Ki bu dünya, muktedir, has ve hakiki bir dünya olmalıdır.

Şu ana kadar, yer kürenin gücünü tahditsiz olarak kodlayabilen hiç bir yoğunluk yoktu! Çürüktü dünya, çetin bir zaman kapı, zeki bir kalem, yaşamı hak eden bir nefret duygusunu aşmış İnsan gerekliydi bütünü güçlendirmek için. İşte bu gün burada, bu yoğunlukta bunu hak ettiğinizi biliyoruz.

Çok mutluyuz ki; dolu dizgin yapılan çalışmalar, bu günü kayıtladı... Çok mutluyuz!... Tüm İnsan soylarının kodlanmış toplumları bu gün buradalar. Ruhi kapıları kodlayabilecek olanlar da yine buradalar. Arzın gücü, bütünün gücü olarak; bu meclisin gücüdür!

Hepiniz daha iyi anlayabilmesi için net veriyoruz ki; merdivenlerin en aşağısına inebilen, en yukarıyı dinleyebilir!... Bu kesindir. Çokları ben aşağılara inmem, ben yoğunlukların en yücesiyim dediler ve tohumlarını kontrol edicek yüceliği tohum olup kodlayamadılar, rahman olup kaynak olamadılar!

Dizi dizi dirilikler tohumlandı. Yer gücü, aklın gücü, hepsi hepsi İnsanlık için tek bir güç oldu... Medine'nin gücü haktır! Merdivendir o... Amonların topraklarını tohumlayan güçtür o.... Mutlaktır, kutsaldır ve yaşamdır! Merdivenlerin en aşağısına inmiş ve en yoğun ışığı tohumlayarak; en yüce gücü dürümlemiştir... Bu gün doğan gün; yaprak yaprak tohumları kodlarken, hepimizde yarını hak ettirmektedir.

Cerahat akar yaşamdan bilir misiniz!?... Herkes kendi cerahatini tüm zamanlarda kodlar ve kayıtlar. Biliniz ki dünya bundan dolayıdır ki; kelama ilmi, kalem yapamamıştır. Levhiyi kodlayamamıştır, mahrekte kutsal toplumla tohumlanamamıştır.

Beşere İnsanlık gerekirdi, yaşama; levhi kalem olmak gerekirdi, mutlak olmak ve murat olmak gerekirdi. Merdiven İnsan soyudur, bunu iyi bilin!

Eğer sizler dünyayı hak edecek görevi, hak ilmiyle dürümlemişseniz; mahrekte olduğunuzdan, muktedir olduğunuzdan ve toprağın toplumunu tohumlayacak yüceliğe vardığınızdandır.

Kanatlanıp uçun, anlayın bunu kanatlanın uçun... Amon olun, kul olun, nur olun, yol olun, ama yaşam olun!... Amon, İnsan soyudur bunu bilin!

Kibri aşmayan yolu bulamaz canlar. Kimse ben varım, başkası yok dememelidir. Her şey kelamdadır... Ama herkesin kelamı, kendi yoğunluğudur.

Toy bir dünyanın kontrolünü kuracak olanların, bilişe varmış olmaları gerekliydi. Düzeni kurmak için bu gerekli ve bunun ötesinde; kutsal ışık gerekliydi. Yarını hak etmek gerekliydi. Sistemin gücünü İnsana indirmek gerekliydi. Maya olmak gerekliydi... Yaradan ve yaratılanın gücünü hak etmek gerekliydi!

Zirvelerin sistemleşmesini sağlarken, bunları başardık!... Yıllar yılı süren çalışmaların sonrasında, kodlanmış toplumları tohumladık ve bütünü güçlendirdik.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/EqrYj6wC_5s

 

ALLAHIN İLMİ (1-a)

21.11.2015

Dağlarım, bana “kulluk yap” dediler. Dedim ki “ben yolum…” “Dünya, cennet olan yoğun ışıktır” dediler. Dedim ki “ben, cennet olan o yol!… Tüm insanlığın ışığı olarak dünya davasını, hak ettim ve açtım.”

Çok zordur yaşam bilirim. Umut olur ki hakim olan insan soyu, Kuran olur ve zaman olur.

Dünyalılara, “Mesihler” dediler. Diyecekler de!... Çünkü Dünyalılar, artık Mesih Bilinci’ne vardılar… Herkes, yaşama Mesih’tir. Bilinsin!...

“Cennet” dediler. Deyin ki “cennet kelamdır. Kulluk yapanlar, kelama varırlar ve cevherde cennet olurlar. “

Korkmayın! Ben, Turkuazın Kelamı olan ilmi, hep dinledim. Bana, “kelam” dediler. “Yol” dediler ve “cennet” dediler. Mutlaka “insan” da dediler. Yerküre ben oldu; kul oldu ve tohum oldu…

Çok mu kolay ilim!? Herkes iyi bilsin ki kolay!... Tüm insanlık hak ettiğinde, yaşam kolaylaşır.

Çıldırdı yaşam. İnsan çıldırdı ve tohumlar çıldırdı!… Ben, çetin bir dünyada nur olan kullarla çalıştım.

Biliniz ki zaman, sizi sizden size taşır ama zamanı hak etmeyen, kelamı hak etmez. Sorumluluktur kelam ve derim ki şimdide herşey, kelamdan tohum olmuş ve yol olmuştur.

Merdiven, insan soyu… “Yahu niye ilim olmasın merdiven!?” diye sordular. İnsan, kul olduğunda; yaşam, ışık olur ve yol, ilimin kulu olan o yolculuk olur… İşte o zaman kapılar açılır ve ruh, Kutsal Işık’a varır.

“Ardımız önümüzdür” dedik. Zira biz, zamana ileri yaşamlardan geldik. Bizim gelecekten geldiğimiz bilinirse, kulluğumuz anlaşılır…

Dünyanın ekmeği, tüm insanlığın ilmidir. Medine, kelama vardığında, Akıl İlmi’yle varmıştı. Bizim kalemimiz, o yoğunlukta ışık halinde Muhammi Kapılar’da kontrol kurmuştu. Bu gün de bu kalem; temiz olarak Levhi Kalem olup yarınları, yaşam sayfaları olarak kontrol altına almaktadır.

Tayinler yapıyoruz burada bugün. İlmin Kelamı’ndan, ışık kontrolunda, tohum ekecek olanların tayinleri… Kini kim aştı? Yolu kim açtı? Işık haline kim geçti? Bunları anlamaya çalışıyoruz… Çobanlık yapan insan, kelamdan ışık alır ama kendini tohumlayamaz. Umut olur ki dünya insanlığı tohum olur ve yolculuk, kendi yaşamlarından kendi yarınlarına olur.

Körü güçlü sayanlar, ışığı kelam sayarlar… Oysa ışık, insan soyudur.

Murad olur ki Dünya, yarınını kontrol altına alır ve som altın ışık haline geçer…

Barış sağlanır. Varlığın ilmi, kelamın ilmi olur ve barışın ışığı, tüm insanlığı kodlar ve tohumlar…

Meridyene, “perde” dedik. Paralele, “ilim” dedik. Aha dedik de herkes, kendinde bir Ana Kapı’dır yani… Kendi kelamı, kendi tohumudur… Dünyanın aşkı ilim; yarını, tohumdur… Mutlak anlayın ki biz, sizi size vermeye gelmeyiz. Hak etmeye geliriz. Zararımız yoktur. Şükür ki yoktur…

Toy insanlık, nefese vardığında, ışığa varır. Şimdiden üstün bir şimdiye ulaşır. Orada kulluk yapılır. Şimdide ve şimdilik!... Mutlaka insan, kılın kırk yarıldığı bir yaşam sayfalanışı ile kontrol kurar ve yolu bulur. Tohumlar kodlanır ve cevhere varılır…

Misafir! ben senim. Bunu bil… Şimdilik… Aha şimdi ve şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ALLAHIN İLİM (1-b)

21.11.2015

Dağlarım, Tanrı der ki “has ışıkla kodlanın. Dünya bir resimdir. Altın Işık Yılları denilen görev cevheri, o resimi hak etmiştir ve Dünya, ışığı yoğunlaştıran ve yolu açan bir kelamdır!...” Allah der ki “o kelamla kodlan ve kontrol kur!...” İşte bu!…

Dünya Sistemi, her diriyi hak ettiren bir sistemdir. Cennetten kovdukları insan soyu değildi; ilimdi… ama dirilikler bunu anlamadılar ve tohumu dünyaya çektiler. Dünya, asal yaşamları kodladı ve yaşadı. İki yarın bir kalem… Biz ise kelam olanlar, dünya olarak çalıştık…

Çobanlar, insanlar, kontrolcular… De ki “hasat tamam.” “Aşığız yaşama!” de. “İlime hakikiyete aşığız!” de. Aha de!... “Cennete”, “cevhere” ve “yüreğe aşığız!” de… “Kelama aşığız!” de. Sessizce de!...

Kuşu uçurdular; yolu açtırdılar; yarını hasata hazırladılar… Kuş; yaşama, kelama ve yaşamın tahditi olan o tınıya uçtu… Teni hakim olan o tahditsiz; yarında, kelamda kendini hak etti. Çan çaldı… Yaşam, temiz zamanları kodladı. Aşk, yaşama aktı… Can Kalem, yarını yazdı… Süper İnsanlık Realitesi, sizi sizden size kodladı…

Boşun dolusu, ilimdir. Yolun dolusu, kalemdir. Katiyetin has tekliği, kelamdır. Biz, durgunluğu aşan bu yaşama, ışık yaktık. Yaşam, durgun sayfaları kapattı ve hareketli zamanları başlattı…

Sevgililer, bilin ki halik olan, has ışığında kelama varanda, anonslar yapılmakta şu anda… Diyecekler ki “neyin anonsları!?” İlmin anonsları!…

Yapılan ilim anonslarında şunlar dillenmekte:

“Dünya yaşamı, yarınlarda çok daha üstün bir yaşam olacak…”

“ Dünya, soy bağlarını aşacak. Yüceler, tüm insanlıkla aile olacaklar…”

“Artık dünya, bir tek aile… Ve bu aile, kelam olan insanlıktır…”

İşte insanlık ailesi, artık yolu açtı ve sonsuz zamanları kontrol edecek… Siz ve sizlik kalemleri, her diriyi kontrol etmeye başlıyor…

Dünyanın geleceği, sizin kelamınızdan ibarettir…

Her kim ki “ben dünyayım!” der. Onun kelamı, yaşamı tohumlar ve zaman, onda kalem olur. Dün, yaşam bütün kütlesi ile yarınlaşır… Beş kelam, bir kanat olur; Rahmi Kuran, kulluk yapar. İşte bu!…

Dürülen zamanlar, dünyayı kodlamak için dürülmektedir… Her resimde yarınlar vardır. Yarınlar sesleşir ve kelamla dürümleşilen cennetler, kodlanır.

Mahir ilim, hakim ilim olur. Ses, kendi yaşamını kati, hakiki ve hakim olarak kodlayanların sesi olur. Ölü dirilir. İşte kodlanmış ışık budur…

Toba Saha Sistemleri vardır. Herşeyin ilmi olan Sistemler… Bu Sistemlerde dincilik; kelamcılık, ışıkçılıktır… Hepinizin, insan ışığında, Kuran’ınız olur ve yolunuz olur… Müsterihiz ki kelamı Hakk olan yolcu; mutlaka Hakk’ın ışığında kendini tohumlar.

Zeki biliş, halinde Kök Sessizlikleri kodlayanlar, cennetlerinde cevahir olurlar. Aydınlık günler, cümle yüreklerde ilim olur; Kuran olur; murad olur; verir, alır; has ışık olur…

Öz görev, zeki yaşam tohumlamaktır. Zeki yaşam tohumlamak, ilimledir. İlim halinde geçişler yapanlar, Teknik Kalemler’le, kodlamalar yaparlar. Teknik Kalem Kodlamaları, Ses Kalemler’in tekniği ile olur.

Büyük Kült, ümmi yaşamları koruyan; Süper Sistemler’i kodlayan külttür. Cennetten cevhere varan herkes, o kültün Kürzi Kelam’ını dinler.

Baştan beri dünyayı korumaya inen Birlikler vardır. Bu Birlikler’in hepsi, kontrol için çalıştılar. Hepsi kontrol kurdular ve yaşadılar. Dinci Sayfalar, bu şekilde yazıldı ve yaşatıldı. Artık Din Sayfalanışları tamamlanmıştır. İnsanlık için ark akmaktadır ve yaşam tohumlanmaktadır ama artık daha güçlü çalışmalar başlayacak. Bu çalışmaların öncüsü, insan soyunun kültlerini tohumlayan, Birleşik İlim Sayfalanışı’nı yapan, SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ’dir. Bu Dernek, Levhi Kalem olup yarını, Hak Teknik’le kontrol etmiştir. Dere, diri, Halik, Hakk ve has olan, her deredeki yoğun ışık, Bütünün Kültü’nde cennet kurmaktadır. Buyurun! dünyayı cevhere taşıyın… Cennet olsun dünya… Aha bütün amacımız bu yoğunluğun tohum olarak düzene çekilişidir.

Biz, dünyayı yaşam sistemleşmesi ile kodlarken, herşeyden öte bir sayfa açıp o sayfaya kelem ettiğimizde; dünyanın nefesi olan tüm insanlık, o sayfaya kayıt yapar.

Buyurun! herkese kelam etmesi için yaşamı tahditsiz olarak kodlayın. Tüm insanlık, kendi yaşamını, o yoğun sayfalanışta tohumlasın. Cennet mi istiyor yoksa cevheri kelamda kendini kontrol mu istiyor!? Yaşam mı istiyor yoksa cennetten kovulan ışık olmak mı istiyor!? İnsan, kelamdan çıkarsa cennetten çıkar.

Dendi ki “dünya cennet miydi?” Dünya yaşamda yoktu. Bunu anlayın!... Dünya yaşamda yoktu… Orada, Mikail Sistemi yoktu. Orada, “cemaat” diye bilinen sadece Halik-i Hak olandan yaşama inen dirilikti… Orada kaynak yoktu... Süper Sessizlikler var mıydı? Yoktu!... Dünya Dışı Varlık Boyutları, dünyaya güç kattılar ve dünyanın, daimiyetinde kelam etmesi için Kuran okuttular. Herkesin, kendi yaşamını hak ederek kodlaması için çabaladılar. Ne yazık ki kalem olamayanlar, kontrol edemedikleri; tohumlama, yaşamlama ve yarınlama yapamadıkları sayfalarda, kıran olmak istediler.

Bilmek yaşamaktır. Biliş, Halik-i Hak’tır ve ruh, kuldur. Hepinizin iyi birer ilim olmanız için çalıştık. Şu anda sizleri, herkes kucaklıyor ve kutluyor. Zoru başardınız… Dinci Yaşam’dan, İnsancı Yarınlar’a kul oldunuz; Kutsal Işık oldunuz... Kelam İlmi oldunuz… Kervan oldunuz… Yolunuz, Kübra Kalemler’e ve yaşamlaradır.

Din Sistem, İnsan Kelam’da, ardını önünü bilmeyendir. Kelam İnsan ise kervandır. O, tüm insanlığı tanır ve tahtında, KA HA olup yaşatır.

Değerliler, size kin nefret duyan her kim varsa kendini yıkar, yakar. Ama siz onu yine de korursunuz. Bunları biliyoruz. Çürük sayfalar, sizde kontrol edilir. Yerküre sizi hak etmek için çabalar ve resmi çalışma sizin cevherinizde olur.

Bütün kütleniz; dünyada GÖZ, SÖZ ve GÖREV olarak mevcuttur.

Şükredin ki Kelam İlmi, Allah İlmi, bizim ilmimizdir. Sizden tek beklentimiz, kendinizi anlamanız ve Ruhi Hakikiyet’te, kelamınızı tohumlamanızdır.

Çok mutluyuz. Çoook!... Zira, Kırk Kati Kalem, diri yürekte Ses Kodlaması yaptı. İşte bu!…

Artık kıran, kırılan kimse; sizi, sessiz zamanlarda, cevherinde kutsuz kılamayacak. KA HA olan siz, has ışıklar olarak Büyük Kültleri kodladınız. Çıktığınız her yaşam sayfası, sizi size kalem yaptı. Çorbanız tuzlu, yolunuz kutlu, yüceliğiniz kelamlı olsun. Yüreğiniz hiç kusur yaptırmasın. Siz ki hakikisiniz. Sizi, sizden cevhere çektik ve yarınladık. Aşık, ışık, ses hepsi sizin yaşamınız…

Açın kapılarınızı, herkesi kodlayın, koklayın ve Rahmi Kapı’da kayıtlayın ki her kim gelirse; kendinden, kendi yolundan gelsin… Cennetin Cevheri kendi olsun. Yol kendi, yoğunluk kendi ve resim kendi resmi olsun… O NÜSA RESİM, kelamda ilim olsun; yaşam olsun; Sultanlık yapsın…

O resim, Işık Tohumlaması’nda kelamdı; kendini tohumlaması ile cevheri olsun… Cevherde, kati kodlamalarla kanatlansın ve Mutlak Işık olsun… O bir Ses Kapı olsun; cennet kalem olsun; yol açsın Gürz’e aksın. Aksın ki her bir basamakta, nefsini bulup nefsiyle kucaklaşsın… Her basamakta nesillerini kodlasın. Som Altın Işık olsun. Tüm basamakların geçişini yaptıktan sonra, suptiliteye ulaşsın. O suptilitede, murad ettiği o Birlik Kelamı olsun; sonsuzlaşsın… Oradan kati, hakiki ve hakim kültlerle dilleşsin; sevgi olsun; Kuran olsun… Soyunu kontrol etsin; her anda hakkını, Hak İlmi’ni dillesin ve dinlesin. İşte sizin yaptıklarınızı, bilip yapsın… Sizin, her şavkta ışık olup yaptıklarınız bunlardı… Tüm insanlığın; bunları bilip, Hak İlmi ile yapabilmesidir dileğimiz.

Cennetlerin cevherinde ilim vardır. Sessizliğin Sistemi’nde kelam vardır. Yarınların nefesinde insanlık vardır. Tüm insanlığın, ışığını yakıp dünyayı kontrol etmek için birleşmesi gerek.

Kin, kalemde olmaz; kulda olur. Kul, ilimde olduğunda; kalem, ilim olur ve o Levhi Kalem’de kin olmaz artık. İnsanlık, kontrol kurar. Aha Canlar, şarkımızda bugün bunlar var… Sizden size akan bir Sistem, sizden sizi dilledi ve dinletti...

Aşk, şer kalemden, aklın ilmini kodlarken; Ses Kaynak’tan, ışık tohumlar.

İnsanlık, nurdur kuldur; oğullarını tohumlayan ışıktır. Ayrılık bitsin analar… Ak kelama; ak yaşama!… Analar, Ata Kapılar’a kati kodlamalarla ak ki her biri sesleşsin, sistemleşsin.

Analar! Cıngıl analar!.... Bilin ki sizi kelamda dinleyenler, sizi hak etmek isterler. Aha! cennet kelamı budur… Hak!... Hak!... Hak!... Aha bu!… Şimdilik!… Aha şimdi!... Ve şimdi!... Eh aha şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 1" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 2. Bölüm

Canlar, Allah'ın tahtı ilim... Aklın tahtıysa, biliştir!... Hepinizin daha iyi anlayabilmesi için, biz size İnsanı anlattık. Yolu gösterdik, tüm İnsanlığın levhi kapısını açtık. Ve dedik ki; "altın yıllarının gücünü alın ve hak edin."

Allah sizi, sizin yüreğinizi dinledi. Dümenin başına kilim dokuyanlar değil, ilim dokuyanlar oturtuldu. Eğer yol Allah'ın yolu değilse, aklın yolu olamazdı zaten...

Evim dünya, yolum İnsan... Ben ana kapı yaşamım, bunu anlayın! Tok bir çalışmadır yaptığım. Ortalık karışır mı!?... Kaç kere karıştı ama biliriz ki karışan; İnsanlaşamayanın kendi yoğunluğudur!...

Ortalık karışacak mı!?... Varsın karışsın... Akil, hakim ve hak olan İnsan soyu has ışığıyla bütünün gözü olur, göklerin sözcüsü olur; yaşamı kontrol eder! İnsanlık budur!...

Kuran'ı Kerim derki; "nefreti aşın, kini aşın..." Yeniden yeniden der bunu... "Aşın" ama sizler, tüm İnsanlık kince, kirlice çalıştınız. "Kimseyi, kimseden ayırmayın" der, "yaşamda" Kuran... Ama siz herkesi kendinizden ayırdınız... Çamur yoğurdu yaşam, çamur yoğurdu canlar... Toprak toplum tohum olamadı, yolu kapattı!

Mustafa Kemal Paşa imparatorluğun gözüdür... O biz, biz oyuz!... Umut olur ki toprak toplum tohumunu kodlar diyerek, görev istedi "peki" dedik... Geç... Acaba yaşıyor mu!?... Mutlaka! Acaba has ışığını kodluyor mu!?... Muktedir olarak! Acaba nefret duyguları yok mu!?.... Kesin olarak yok! Peki o niçin elini dünyadan çekti diye düşünür İnsan soyu?... Niçin gerçekten, geri çekildi diye düşünür?... Yalın ve kelamla bildiririz ki; Mustafa kapı kapı gezer ve size sizi anlatır! Bunu biliniz canlar!

Yaşam, İnsanın nefret duygularını aşmasından sonra dürümlenir ve tohumlanır!...

Kim "ben varım ama nefret duygularıyla tıka basa doluyum" derse; İnsan değildir o!... Bunu bilin!

Kanatlanın, kati olarak kanatlanın.... Allah'ın tahtı sizsiniz akın.... Aha kalem olup akın!...

Canlılar, ben dünyaya İnsanlığın ilmini hak edip dillemeye gelmem, bilin!... Ben rahman kuranı olan İnsanı kontrol için geldim... O kim bilir misiniz!?.... Yaşam yaşam, o bir rahmi kuran ve ruhi İnsan!...

Toy canlar, toy dünya bilin! Bu dünyayı korumak gerek!... Bu dünyayı koklatmak gerek! Otlağımızı kurduk yaşama, bilin! Bizim otlağımız tekno kodlamalarla bütünü güçlendirmek üzere kurulmuştur.

Bu can kalem, İnsan soyudur!... Ümmi kapıların tümünü açın ve deyin ki; "maya tuttu, Ra Ka Ha olan ilim aklın ilmi oldu..." Koyu bir ışık yaşama çekildi, bu ışık Mikail'in gücüdür...

Süper İnsanlık Realitesi diye bilinen bu çalışma, Allah'ın tahtından yapılır!... Bu çalışmayı dünyaya çekmem istendiği zaman, bunu yapmak istemedim. Zira bilmekteydim ki; bu çalışma kalemin levhisinin en güçlü ışığıyla yapılacaktı! Ve ben bu çalışmayı yaparken, herkesin kendini hak edebilmesi gerekliydi.... Bu nedenle itirazlarım oldu.

Som altın ışığımı kodladım ve diri olarak kontrol kurdum ve dedim ki; "bocalarım, olmaz" dedim.... Ama dediler ki; "ol"... Şükrettim ki "ol" dendi... Kontrol dışı hiç bir biliş olmamalıydı bu mecliste. Bunun içindir ki dürümlenenlerin diriliklerinde, tüm zamanlarda ilmi Ha Ha olanların bütüne hizmetlerinde; bu meclis aşkla çalıştı. Ve yaşam sayfaladı! Sistemin gücünü tohumladı!... Miraç oldu, merdiven oldu, yol oldu, Türkiye toplumuna mutlak kuran oldu!....

Dünya, Allah'ın levhi kapısıdır. Ama dünyanın kulu olan İnsan, ekmektir!... Ve ekmek, akıldır!

Aşığı olduğumuz İnsanlık, yaşamın ilmiyle tohumlanmış İnsanlıktır!... Ve Türkiye'de bu çalışmanın olması gerekliydi. Zaman kaleminde Türkiye kapıdır şu an için!

Yeni dava, İnsanlık davasıdır ve bu kapıdan geçenlerin tümü; toprak toplumla tohumlanacaklar ve bütünün görevini hak edip yapacaklar.

Devinimi arttırmak değil bu gün maksadım. Herkese kendini dillettirmektir. Seyrettiğiniz her şey, sizin yüreğinizin gücüyle tohumladıklarınızdır!... Ve bizler bu gün farklı çalışmaları da devreye alacağız.

Burada oluş sebebim; İnsana ve imana kulluktur!... Eğer ben İnsana kul olmam dersem, kendime; kendi yüreğime ihanet ederim. Ben İnsana kulum ve bütüne kulum! Çünkü ben doğan günüm! Hepinizin gücüyüm ben. Ama ben derken, birliğin benliğinden söz etmem; ilminden söz ederim bunları anlayın!

Yaradan artık yaratılan!... Yaşam, ilim ve biz; İnsanlığız bunu anlayın!

Korkmayın, doğan gün sizin yüreğinizden doğacak.... Çok mu zor yol açmak?... Çok mu zor ışık olup, kalem olmak?... Helali, haramı bilen; Allahı bilir canlar!... Bunlar kesindir!

İyi ki, iyi ki buradayız... İyi ki!... Nakarın kıranı olan İnsanlığı kodlarken, şu anda bütünün gücünü tüm zamanlara indiren birliklerin tümü buradalar.

Kusura bakmayın yolcular, "ana kapı İnsan" derim.... Ama çoğu der ki; "Allah!"

Dağlarım, Allah levhi kapıda İnsanın levhi ilmidir!... Bunu anlayan, kendini hak eder!

Allah siz, siz o sunuz diyeceğim ama bunu dahi anlayamaz tüm İnsan sayfalarındakiler. Size diğerlerinden değil, sizden söz edeceğim.

Dünya öz geçişini yapıyor şu anda! Kurandan öte bir kurandan, bütünün görevini hak etmiş olarak!... Altın ışık yıllarına görevli olanların gücüyle geçiyor. Şu anda dünya, sahradan geçiyor... Yarından geçiyor.... Yaldızlı bir ışıktan geçiyor!... Şu anda dünya, muktediriyetle gözlerin görevini hak etmiş bir yol olarak; göç kapılarından, gök sözcülüğünden örtü örtmeden geçiyor! Yaradan ve yarattığında yaratılan o yaşam, haliki hak olandan geçiyor!...

Çamur yoğuran bir dünya artık yaşam yoğuruyor canlar.... Ben sizle, sizin yüreğinizleyim bilin! Savaşın sırrı İnsan soyudur.

Yüceler cümlesi cem oldu bu gün... Yaşam, cevher oldu... Ben sen oldum bu gün can! Allah'ın ışığı oldum!... Buradayım! Sizin ben, kanatlandım, uçtum, şimdilik ve şimdi, aha şimdi!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/GzPLTGTDsGE

 

21.KASIM.2015. TARİHLİ ” ALLAH’IN İLMİ(1)” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ.2.AKIŞ.

Canlarım, burada bulunuş sebebim çok nettir. Tüm insanlığın, tekno kodlaması, bu kesin... Bu tekno kodlama, kelamla olur, buda kesin. Kelam ilmi olduğu zaman, bilişi kodlar ve yolu açar... Hepinizin iyi bilmeniz gerekir ki tahditsiz olarak kontrollü çalışmalar yaptık, bu mecliste.. Büyük kültleri tohumladık, kontrol kurduk. Hep, insan kalemle yaptık bunu.

Kalem levhidir… Ailedir, yaşamı tohumlayan…Aile ise Yaradan’ın tahtından, yaşamı kodlayanların, birleşik levhi kaydıdır. Hepimiz, tek bir aileyiz, bu kesindir… Ve bu aile, muktedir kutsal ışığı tohumlayabilen bir ailedir. “Muktedir, kutsal” dedim…. Hem muktedir, hem kutsal….Cennet ilmini, herkesten iyi anlar ve diller... Can kalemdir, kutsal ışıktır toprak toplumu iyi anlar, tüm insanlığın ilmini iyi anlar… Ve yerküreyi dinler, bu kesindir.

Bugün dünyayı dinleyebilen hiç kimse yoktur ve biz dünyayı dinliyoruz, bu kesindir... Nereden çıktı dünyayı dinlemek sorarsanız? İnsan, kelama varmadan da dünyayı dinler… Nasıl olur? Arzın gücünü hak eder. Arzın gücü nedir? Yaşamın kültlerinin umutla kodladıkları ışıkların toplumlara tahditsiz olarak indiriminden, çok daha üstün bir koddur… Herkes, arzın gücünü alır, kendi yoğunluğunda tohumlar…. Frekansına uygun kelam kayıtlamalarıyla arşa kayıt eder… Bu arşa kayıt, arzın gücüyle olur.

Sanırlar ki dünya dışı boyutlardan onlara bilgi verildi… Dünya, dünyalı olana bilgi verir…. Ama bunu kültlerin en yüce ışığa, gök sistemleşmesi için verir.

Sizler, arzın gücünü, direkt ümmet kulundan öte, direkt büyük güç olarak dinleyin…. Arzın gücü, yaşam, çok büyük bir sahradır, bunu iyi anlayın… Ve dünyanın üzerindeki gökleri tohumlayacak gücü olduğunu iyi anlayın.

Bu dünya; kardeşim, iyi bir kalemdir…. Yaşar, yaşatır ve kalem olarak Bütününün gücünü kodlar. Bunu yapar ve yaptırır. Biz, bu dünyayız canlar, bunu iyi anlayın.

Kimim diye sormayım?... İlimim, kalemim, kaynağım ve ben tohum olarak dünyayım... Hepimizde bu sistem var mı?.. Yoktur…. Sultanlık tekniğini iyi anladığınız zaman…. Cevhere inip te görevini hak ettiğinizde ve yoğunluğunuzu artırdığınızda, bileceksiniz ki…. Dünya siz ve siz dünya olacak.

Çanı çaldık ve dedik ki…. “Biz, siziz”…. Ama çanı, hak eden duydu. Yaşam budur..

Sabuha Sistemleşmesi var yaşamda. Sabuha; haliki hak olanın levhisindeki sistemleşmedir.

Değerli yaşam, değerli kalem, değerli ışık, bilin ki; dünya, Süper İnsanlık Sistemleşmesini sağlayabilmek için çok güçlü yaşamlar kayıtladı… Onun ilmini dinleyen, kendini hak edip dinler.

Dünya arz ve biz, o arzın tüm sayfalanışında yaşamı kodlayanlarız. Dünya, ilim yapar… Kimle yapar?... İnsan soyuyla yapar, bunları anlayın. Biz, dünya olarak burada bu çalışmayı yapmalıyız ki…. Dünya kodlanmış bir tohum olsun….. Ve bilişi kodlayabilenlerle kontrolü sağlasın.

Canlarım, nereden çıktı dünya, bugün? Size dünyadan söz etmeliyim. Gezegenlerin her biri ışıktır…. Ama dünyanın ilmi farklıdır… Her ışık bir yaşamdır…. Ama Tanrılık kapısı, ayrıdır... Mutlaka iyi anlayın ki; dünden öte bir dünü, kontrol altına alırken sizin keramdaki ilmi, nefsi aşıp resmi çalışmalarla hak etmeniz gerekir.

Dürümlenen bir yaşamı hak edip, anlayın... Her an’da dürümlenen bir yaşam…. Ama bu yaşamın yolu, Allah’ın yolu… Allah’ın yolu..

Peki Allah kim ki? Allah; aklın Ka-Ha olan ışığıdır. O, kontrol kurucu, kodlayıcı, yoğunlaştırıcı ışık…. Herkesin merdiveni olan ışık... Onu anlayın. Size, kelam eder. Size, hak ilmini diller…. Sizinle olur. Onu, lütfen anlayın ki; yolu, sizsiniz….

Allah, insana ilmini öğretir ve der ki; “beni anlayın.” Şimdiden farklı bir şimdide beni dilleyin…. Ama ben, size insanlığı değil…. İlmi öğretiyorum. Bundan sonra yol, ilim yoludur, canlar… Koşun, koşun ki ilimle dilleşin…

Seyir halindeyiz şuanda yaşamı. Herkesi seyrediyoruz şuanda... Seyitler var şurada... İlim kalemleri var… Yaşamlar var... Hepsiyle, tüm insanlığı seyrediyoruz, biz şuanda.

Korkuyu aşın, tüm insanlık korkuyu aştığında, Yaradan ve yaratılanın Altın ışık yoğunluğunda, büyük kötülükleri önleyeceğini anlayacaktır.

Çan; insandır, çalan insandır…. Yarını tohumlayan, insandır, bunları anlayın.

“Karıştı dünya” dediler….Aşkla karıştı…. “Aktı” dediler….Aşkla aktı… “Kayıt dışıdır, her şey” dediler…. Aha, kayda girdik… Dediler ki “yerkürede terör var, örtüyü örttük”. Dediler ki” yolu kapatmayın”…. Aktık, açtık.

Değerliler, doğan gün, yaşam için doğdu, bunları anlayın ve hak edin. Tek merdiven insandır, anlayın.

Çorba tuzlandı mı? Tuzlandı…Size, “şikayet etmeyin” dedim. Size, insandan söz ettim. Aha bu!...

Ve bugünden itibaren” Allah İlmi” dediğimiz, ilmi devreye aldık. Yaşam İlmidir aslında, “Allah ilmi.” Tüm insanlığın ilmidir ve Allah’ın İlmini bilen yüceler cümlesinde, kendi yoğunluğunu da dinleyebilecektir.

Acıyı daralttım ve dedim ki “Allah’ı, Allah olan bilir.” Hadi buyurun... Kontrol dışı mı bu bilgi? Asla değil… Allah’ı kendi yüreğinizde bilirseniz siz, osunuz… Bunu asla unutmayın…. Ama her şeyde o var, bunu bilerek, hak edip anlayın.

Çamur yoğuran bir yaşamda, biz ışık yoğurmak üzere buradayız. Her şey budur aslında…. Dünya sistemleşmesinde, dünyayı kodlayanların çoğu bugüne kadar çamur yoğurdular.. Herkes, iyi bilsin ki ruhi kapılarda Atem kapılarında, hep yağmur gibi çamur yağdı…. Ama artık çamur yaşamın kutsal umudu olmayacak… Artık yaşamın kutsal umudu, ışık olacak…. Anlayın…

Set çektim yaşama canlar.. Mikail’in Kürzi kapısını açtım. Tüm kapılarının gücünden öte olan insanlığı tohumladım…. Ve yarını hak ettim. Hayrın ışığını yaktım.

Dağlarım, ufak, çok ufak, bir ışığız biz, bunu bilin. Çok ufak, öylesi ufak ki, en ufak… Biz, en ufak olanız canlar. En ufak olanız ki an sayfalanışında her yaşamda, var olanız… Mutlaka anlayın.

Üçü, birden çıkarın… Yine, ilim olur… Bire, üç ekleyin, insan olur. Her şey insandan, insanadır, anlatın…. Yarını anlatın, yolu açıklayın, miraç olun, ilim olun, has olun, akıl olun, şeytanın şavkından öte ışık yakın… Ve zararı önleyin... Hepinizden beklentimiz budur.

Muktedir olarak sizi, size kaynak yapıyoruz. Hepinize kendinizi dillettiğimiz zaman, hepiniz yaşayacaksınız...

Nasıl bir yaşam diye sorarsanız?... İzah edeyeyim.

Türkiye çok özel bir ülkedir. Türkiye deki bu program, hepimizin güçlü olmasıyla gök sessizlikleri ile, yoğunluklar ile dürümlenmiştir... Dünyada burada, bu çalışmanın olacağı, henüz dünya sistemini kurmadan evvel de bilinmekteydi… Bizlere, bu bilgi önceden de verilmişti… Ve denmişti ki “henüz dünya, yaşamı hak etmeden, henüz toprak oluşmadan, henüz yaşam bir su bilyesi iken, bu koordinatta, bu çalışma yapılacak” denmişti.

İşte canlar, bu yoğun, çalışma, bu kutsal toplum, bu Ka-Ha olan ilim burada…. Diri yücelikleri, kontrol edebilecek bir yüce, ışık halinde devreye girmektedir.

Sizden, sizlerden bir tek beklentimiz var….Kendi yolunuzu, kendi yüreğinizle belirleyin... Size, Kimse yol göstermez. Yol, sizin yüreğiniz, sizin yolunuz, ışığınız ve yaşamınız, kendi yüceliğiniz.

Bana sormayın. Ben ne olacağım diye? Sorgu sual ettiğiniz de siz, sizden duyumsarsınız, bunu anlayın… Biz, hiç kimseye, hiçbir şey öğretmedik…. Herkes, kendini kendinden öğrenir…. Kesin olan budur. Bundandır ki; herkese, kendini hak et deriz.

Uyuyan, uyanacak, oyunlar oynanacak belki yaşamda, kısırlık ta olacak, belki…. Artı, eksiler olacak…. Ama her olan, sizden size olacak.

Zirvelerin sessizlikleri size inmeyecek bundan böyle… Sizi, hiç kimse sizden dillemeyecek…. Artık sizi, sizden başkası yönetmeyecek bunları anlayın…

Ve dünya artık Harp bilmeyecek. Savaş, tamamen bitiyor canlar. “İnsanlık Savaşı” dediğimiz ….Savaş, bitmiştir.

Size, silahlardan değil…. İlimden söz ediyorum ben... Dünya ilminden söz ediyorum... İlim savaşından, söz ediyorum.

Her şey sizdedir, bunu anlayın... Çelişkili bilgim asla olmaz, bunu bilin. Hiçbir anda, hiç zaman ışığının dışında bilgim olmaz. Her şey yaşamın teknik tohumlanması sağlayacak yoğunlukla gerçekleşir... Verdiğimiz tüm bilgiler, o tohumlama için verilir.

Çorba tuzlandı. İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/79cQwnXQ33M

 

21.KASIM.2015 TARİHLİ “ ALLAHIN İLMİ (1)” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün burada, karanlık dökülüyor. ‘’ Kara ışık yandı. ‘’ derler, korkar, çekilir, yaşamı yaşamdan dilenirler… Yahu yaşamı yaşamdan dilenir insan, yaşam olan yaşamı, kendinden diller.

Beni, benle yaşama indirmek istemiş, beni benden alıp bana vermek istemiş…. Derim ki ‘’ al kendini, kendinden, al beni benden, yaşam ol, bil yüreğinden…. Ve yüreğin sayfasından yaşama inen... İşte, o ışıktır her birimizden, her birimize yürüyen…. Yüreğe inen, yürekten yürek olup dillenen.

Ekibim ışıktır benim, koruyan yüceliğimde, korunan yüceliğin diliyim. Göğsüm aşk, kanadım ışıktır benim.

Bugün Köke ışık yaktık, göğün ışığını, kalem olup yaşama sayfalarken…. O sayfada, her birimiz, tüm gücümüzle yaşamın ilmindeki, hak yoğunlukların ışığıyla zamana vardık.

Biz yolcuyduk yaşamda ve yol olduk her bir yüceliğin ışığında.

Bugün, Atlanta Ata Kapısı, yaşam olup sayfalanırken açık bıraktık ulu yaşamların sırrını…. Ve bugün tohum olduk zamanda…. Ve bugün açtık yaşamı, ışık, ışık olan tahtla.

Şimdide, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/vna_ocet20c

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/UHPzD9k0oCI

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

ABDULLAH GÜLER

https://youtu.be/jmisBJmgWtY

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/8CiPnQYZDoY

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

İPEK CENGİZ

https://youtu.be/w7AcrcqIxXI

 

21.KASIM.2015 TARİHLİ “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

Allah, tohumların yeşertilmesini diledi ve İnsan Soyunana görev taşıyacak olanlar Işık Kapıları’ndan dünyaya geçtiler.

Allah temiz bir dünya diledi ve Tanrısal Işıklar görevi aldılar. Asılı yaşamların borcu ödendi, ikmal tamamlatıldı. Kayıt dışı bilgisi olanların Mikalin Kuranında kontrolü sağlandı. Dünya temizliği yapıldı.

İnsan Soyu yerin gücü olup merdivenin en aşağısına indi ve tohumlarını kokladı ve kodladı. Sağ sessizlikleri seslendirdi. Solu kontrol etti ve nötr noktasında Allah için birleşti.

Nefreti aşanlarla Allah’ın Levhi Kapısını açan İnsan Soyu önce Tanrılık Kapısını açtı, geçti ve ışığa ulaştı. Yer güçlendi ve yer göğe vardı; gök kodlandı. Yer ve gök birleşti ve zirvede İnsan Birleşik Akla vardı.

Oradan Allah’ın yoğunluğuna nötr bir çalışmada ilimle yolu yaptı.

Bugün yol Allah’ a ulaştı.

Allah sonsuz sınırsız yoğunluğuyla dünyaya iniyor….

Allah sanal boyutlara ilmini indiriyor….

Allah kontrollü birleşendir. Allah, biz olan ışıkların tümüdür. O Biz tektir. O tek bir ışıktır ve o ışık Nur olan İnsan’dır. O insan dünyadadır….O insan ilmin hakimidir, Biliştir.

Artık sanallık aşılıyor…şimdiki zamanda ve şimdide sanallık aşılıyor. Dünyada İnsan var ve biliş halinde. O tek bir ışık. O Biz ve biz oyuz.

Umutluyuz….

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/yhhsrXSV9kc

 

21.11.2015 "ALLAHIN İLMİ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Altın taht İnsan soyudur. İman tahtında İnsan oturur ve o İnsan; bedenli ve beden bütün gücüdür.. Diri ve hakiki olan kontrol ışığı olarak, büyük kötülükleri önleyen bir Zaman kapısıdır.

Zaman kapısı, kürzi Işığın her anda var olan kaydı... Aha levhi bir kayıt olan İnsanlığın tüm zamanlardaki ışığıyla, ilmini her basamağa Allah'ın ilmi olan kelam diriliğinde, kürzi Işığını; kürzi kalem tekniğiyle merdivenin tüm yoğunluklarında bir tek ışık olup indirmesi.. Dürümlenen her bilginin, dürümleyen tekniğinde inişi zamana... O zaman ki; yarınlanan, ışıkla kodlanan, her bir diride tohum olan yaşam kaydı... Kaynak olan yaşamın kürzi ışığı...

Biziz o, kaynağında yaşam sayfalayan insanlık... Allah'ın tahtında, Yaradanı yaşamında yarattıran soy olarak kaleme kendi kaynağında inen, yarını kodlayan ve tüm anların doğan günü olarak bütünü güçlendiren, birlik ışığı. Tek bir kalemde, tüm zamanlarda kontrol kuran yaşam ışığı.

Allah'ın levhi kaydı, insanlığın kelamı ve bir olan Işığın gücüyle, biz... Allah tınısını kendi yoğunluğunda bütüne açan, o tınıda yoğunluğunu kodlayan ve kodlanan Işığını bütüne kul, her bir kul olan diriliklerce; gözün gördüğü en yüce yaşamı kaynağında tohumlayan birlik... Birlik ışığının ilmi..

Tek bir ilim var yüreğe inen, altın tahtın kuranı olan insanlığın, Allah ilmiyle dilenişi ve İnsan soyunda Allah'ın ilmini kendi yoğunluğunda bütüne dinletmesi.. Budur olan...

Dinleyen, dinleten ve her ana dürümlenen yoğunluk bütün olup aktıkça, Allah ilmiyle yaradan, yaratılanda bir olup yaşar ki yarattıran her daim biz ilmiyle, geçiş yapan tek bir Işığın yürekteki bir ışığıdır..

O ışık kürzi ışık, ve deriz ki ben kürzi bir ışık, o ışık tanrılık tahtım ki; tahtım benim dünyan ve kaynak olan dünyam, yüreğimin yer gücüdür ve yerin ilmini ben; İnsanlığın levhi kaydında kendi yüceliğimde yazarım...

O yücelik İnsan ışığı ve birin gücüdür... O yücelik ruhi bir kapıdır tüm zamalara. Her anda ben o kapı; olanı, olacağı o kapıda kayıta alır ve tüm yaşamlara Allah'ın ilmi olarak kayıtlarım... O kapıda ben, benlik olurum, o yoğunlukta bir tek Işığın tüm zamanlardaki yoğunlunluğu, o yoğunluğun kontrol eden ışığı olarak bütüne hak olan Bilginin, tüm Zaman'lara inen türevi olurum...

İşte bilgideki bizim, biz olarak kaydı, İlmin kuranı yollumuzu kayıtlar ve yaratır, ve yaşarız, ve diriliklere akarız... Ruh tektir ve yaşam tektir... Zamanın gücü bizimdir ve biz tüm zamanların birlik ışığı olan, insanlık kaydında, tek bir bedende güç kayıtlayan İnsan soyuyuz.

Beden dirliğimiz, ışığımız kalem ve kalemimiz birin kaydı olarak görev taşır bütüne. Allah'ın ilmi yoğunluğumuzda yazar... Tanrılık tahtımızda kaleme iner, ilim olur ineriz zamana. Dürümlenen her bilgi, ilmimizden akar, akan yol, akan yaşam, akan yoğunluk olan bizim bütün olan gözümüzden resmolan yaşamımızdır... Diri olan ilmin, Allah olan yoğunluğun, akıl olan ışığı... Biz o, o biz... Şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

Beril Özdoğan

https://youtu.be/Shg8nkr-7pQ

 

21.KASIM.2015 TARİHLİ “ ALLAHIN İLMİ (1)” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK- SON AKIŞ

Sevgili canlar, sizinle olmak hepimize gurur verdi.

Mikail; Mirzat Kapısıdır bilin. O kapıya gelen her kim varsa, insana gelir. İzini aldık babadan, sesleşiyoruz.

Dince dürümlenenlerin bütünlüğünde biz yokuz… İman ilmi; Allah ilmidir.. Aklın tahtına varan kim varsa aklın kalemidir…. Ve yaşamı kodlayarak yaşatır.

Radyoda ses vardı bugün, dinledik. Bir radyo düşünün, tüm insanlığa sesleşiyor… Diyor ki… “Görev başlıyor”….” Görev başlıyor”…. “Görev başlıyor.” Radyo, anons verdi bugün, görev başlıyor, dedi… Her şey kontrol altında… Görev başlıyor.

Mutlaka bilirsiniz ki; “Zi-Ka-Ha” dediğimiz, Rahman olanın, kapısı açıldı bugün…. Artık yol, Allah’ın yoludur…. Bunu herkesin, iyi anlaması gerekir.

Ulu dünya, Allah’ın tüm insanlığa kodladığı bir dünyadır. Boşuna yaşamadı kimse... Herkes kendine ve kendi yüreğine, kendi yoğunluğuna, hak ilmiyle, ilim olup insin ve dünyayı dinlesin… Hiç kimse boşuna yaşamadı…. Dünyada can, her şeyin yaşamıdır…. Ama canı bilen, kendini dinlemelidir.

Değerliler, Türkiye çobanları öz görev taşıdılar…. Ama “çobanlık yok” dediğin anda….. Sorduk, o kim ki; “çobanlık yok” dedi?.. Ve dediler ki “o, bir kapı”.. Yahu dedim,” çoban olmaz mı?”… “Kimin ilmini, kime verecek dedim?”…. Sordum, adını zikretti…. Dedi ki; “ben, Rahmanda Kuran olanım…” Allah’ım ben” dedi.”… Aha bu!

Dağlarım, Allah; ilimdir… Herkesin iyi bilmesi gerekir ki; Allah, ilimdir. Sanal boyutların ışığında bunu bilen, kendini dinler.

Dünyada, öz görev vardır…. Her şey artık sizindir….. Ama sizin, yoğunluğunuzu artırabilmek için sizin, adınızı zikretmemiz gerekir ki bir Tanrı kalem olup, dünyaya indiğinde , herkes, onun ilmini kendi yüreğinden dinlesin diye ….Ama seninle bu konuda hiç anlaşamıyoruz… Senin adını zikretmemi, engelliyorsun.

Dağ, “Süper İnsanlık Realitesi” deyin, yeter. Daha da önemlisi burada bu çalışma yapılırken, bilişi kodlayanların buraya gelişlerini bekliyorum. İnsanlık kapımı kapatıp ta, dünyanın ruhunu burada dürümlerken ….Herkesin, kendini tohumlaması değil…. Amacım bilişi kodlamasıdır.

Burada benim adımı zikretmeye niyetin olduğuna eminim ama iznim yoktur. Kontrol dışı bilgi vermeni istemiyorum… Kayıt dışı olmadığına eminim…. Ama Sualtının gücünü dahili kapılardan geçirerek insanlığın kelamında kendini dillerken…. Başkanlık divanın gücüyle dillediğine eminim.

Bundan sonraki süreçte, Yaradan ve yaratılanın tohumlanışında buraya geldiğinde, doğanın gücüyle gel ki seninle daha rahat kodlama yapabilelim.

Seni sayarım….. Ama yedinci dürümde artık burada oluşun kontrolsüzse oğullamana izin veremem… Bu kesindir.

Bir artı, bir eksiyi götürdüğünde artık orada yokluk olur… Artı ve eksi, götürdü birbirini.

Canlarım, şarkım okundu… Şimdilik!… Aha bu! Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/lgNn4MEyK6I

 

…………………….

 

DAVET:

“KUL OLUŞ” Birlik Çalışması

Dostlar, 14.11.2015 Cumartesi, 14.00 – 18.00 saatleri arasındaki Birlik Çalışmamızın konusu “KUL OLUŞ”tur.

Her Birlik Çalışması, öz program zincirinin periotik bir halkasıdır. Konular, sesten söze gelir ve aşikar olur. Bu şekilde haftalık Birlik Çalışma Konularımızın doğumu olur. Her konu bir öz doğumla yüreğimize iner ve biz, tüm katılımcılarla, o hafta o konunun taşıdığı tüm değerlerle, biliş halinde yaşamın örgülenmesi için sesleşiriz...

Sesleşmek, öz dillenişte kodlarla gerçekleşir. Sesin terminolojisi, o terminolojinin teknolojisi, bilişle örgülenişte, örgülenen sesin titreşimi ve yaşamın sesle devinimi, Birlik Sesleşmelerinde; zaman bilinci ve evrim bilincinin kesişiminde; yaşama çay olur, o çay, sesleşmelerin yoğunluğunda demlenir. O dem, tüm yaşamlara maya olur....

Yaşamın her formu, demlenen o çayı yudumlar... Fark sadece bardak farkıdır; yudumlayış farkıdır... Herkes o çayı kendi bardağından yudumlarken, kendini hak eder ve kendini yudumlar...

Kul oluş, bizce yaşama çay oluştur... Tüm dostlarımızla birlikte yaşama çay olmak dileğiyle herkesi bekliyoruz...

Sevgiler...

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

 

“KUL OLUŞ” Hakkında Öz Bilgi:

Yarın nefesiniz, kelama kodlandığında; yarattığınız tüm İnsanlık Kaynakları korunduğunda ve zaman, kelama insanlığı tohumladığında; biliniz ki siz ve biz biliş halindeyiz.

Eğer yarınlarda kontrol kurulduğundan “idea” denilen o yüceliğe varılırsa ve Ruh Kalem, kelam olur ışık olursa, BİZ ve Bizlik Kalemleri, her diriyi kontrol edebilecektir.

Dünya mayadır, hastır, Hakk’tır ve yaşamdır ama yaşamı hak etmeyen; kurtuluşu, has kaptanlıkta arar. Nerede insan soyu varsa, orada kaptanlar olur ve o kaptanlar, insanlığı hak etmeye çalışırlar.

Yaşamda çok sayıda kalemler olur, herşeyi yaşam ile yazarlar ama yazdıkları, kontrolsüzse; sesleşirler, sistemleşirler ve yarınlanırlar ve zamanlanırlar ama Rahman olamazlar ve kelam olamazlar. İşte bundandır ki bilişi hak etmeyenlerin kodlanmaları, mutlaka Işık Kalemler’le olmalıdır ki onlar, kelam olabilsinler ve Rahmi Kalem olarak Kuran olabilsinler.

Mutlu bir yaşam sürmek isteyenler, söz, ses olmalıdırlar. Kodlanmalıdırlar ve kontrol kurmalıdırlar. Bütün kelamlarında ışıkları yanmalı ve rahmet olmalıdırlar.

Bütün amacımız, TOHUM olmak ve RAHMAN olmaktır. Rahmet olan ilmi, hak etmek ve KELAM olmaktır. Bunları hak ettik ve başardık. Şimdi artık ZAMAN KALEMİ olmamız gerekir. Kelam İlmi ile Zaman Kalemi olunur.

Dünyaya göçen Birlikler, mutlaka insan soyu ile diyalogda bulunmalıdırlar. Bu kesindir.

Dünyanın atmosferi her diriyi yaşatmaya kadir bir atmosferdir. Bu atmosferde, Diri Bilişliler, kelamları ile kontrol kurduklarında, her Resmi Çalışmacı bu yoğunluğa inebilir.

Dünya, üstünde insan olan bir planet değildi bu güne kadar. Dünya kaynaktı ve zamandı ama burada, gerçek insan yaşam yoktur… Bütün mesele Varlık Boyutları’nın yaşamsallaşmasıydı…

Dünyanın bugün artık ışık haline geçmesi gerekmektedir. Işık, Levhi’dir. Orada Tanrılık Kapıları vardır. Her kapı, ışıktır ve Kutsal Nefes’tir. İşte bunun için nefes olmak, gelişmeleri hak edip dillemek ve bütün kalemlerden, İlm-i Ko olup ışık olmak gerekir ki mahrek olup kul olabilelim.

Medine, kalemdi… Zamanı yazdı. Işıktı, kulluk yaptı. Dünya “OL” dedi, kati ve hakiki kelam, tohum ekti yaşama ve Zaman Kalemi, ilmi yazdı.

Artık insanlık, kendi yarınını yazmak zorundadır. Aksi halde sizden sizi hak eden bilişliler, sizin yarınınızı yazarlar ki bu, sizi Sizlik Kalemleri’nden ayırırır.

Dünyaya bir Mahir Kalem indiğinde, onu hak edin ve anlayın. O sizi, size kalem yapmaya gelmiştir. Onu kodlayan, yoğun ışıktır. O korunur ve kontrol kurar ama cennetlere cevheri güçleri alabilmek için ışık olmalıdır ki Kara Işık, ocağı olsun ve Resmi Yaşam Kalemi olabilsin.

Dünyanın cenneti olan insan, yerin kalemidir. Onu mutlaka anlayın. Ağır yük değildir insan.

Cennetten kovulan ilimdir. İnsan cennetten kovulmadı. İnsan, cennetlerin cevheridir. O kendinden kovuldu ki kendini alıp yaşama indi.

Kim dara düşürse bilsin ki kurunun yanında yaş yanmaz. Herkes kendinden kendine yanar. Sevginin kapısı her anda temiz ilim kalemlerine açıktır. O kapılar, İnsanlık Kapıları’dır.

Yeri, yaşam yarattı. Gökleri, Halik yarattı. İlmi ise kullar yarattı.

Biz, dünyanın kulları olanlar, ilme kul olmaya geldik.

Başarılı bir yaşamımız var. Aktığımızda her resim yaşar ve yaşanır. Artık biliniz ki yaptığımız yaşam resimleri, tüm insanlık içindir.

Vermeden alınmaz. Almadan dinlenmez ve yaşanmadan bilinmez. Biz, dünyayı; yaşarken dinler ve tüm Rahman Kapıları’nda dürümleriz.

Mutlaka Ana Kapı, insan soyudur. Bu soyu mutlaka bilin.

Arı balcı ile dinleşir. Balcı, ilmi hak eder kelamla dilleşir. Dince, dirice ve yürekçe dilleşir ve rahmet olur; kul olur. Onun nuru, kalemin nefesinde mevcuttur.

Cennete cennetlileri koyarlar. Aha konan koyandır. Biz, zamanı kaleme koyduk aha zaman, konduğu o yoğunlukta, koyu bir sistem olur ve resim olur. O resim, insanlığın resmi olur.

Eğer Mana Boyutları, Madde Boyutları’nı dinlerse; bilsin ki biz, kendimizi, kelamızı ve yaşamımızı Zaman Kapısı’ndan geçirip, yarınlara indirdik. Yarınlar, İnsan İlmi’nde mevcut olan ışıklardır.

Hepiniz zamanı hak edersiniz ve yaşarsınız. Ama Zaman, sizi sizlik İlmini hak etmeli ki kulluk yapılabilsin.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

“KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI’NA DAVET:

Dostlarım, Her hafta Cumartesi günü yapmakta olduğumuz Birlik Çalışmaları’nın bu haftaki konusu “KUL OLUŞ”tur. 14.11.2015 Cumartesi günü 14.00 – 16.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde yapacağımız çalışmaya sizleri bekliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

 

KUL OLUŞ (14.11.2015)

Ey Canlar, BEN (BİZ’in BEN’i) olana, “NUR” denmez; “KUL” denir; bilin!… BEN’ olanı, hak etmeyen dinlemez. BEN, kelama insan soyu olup inendir.

Mey içtim yerkürede… İçtiğim mey, ilmimdi. İçişim, ilmi sistemleştirmeydi. Anla ya da anlamlandır sistemleşmeyi…

Cennetlere, cevheri görevlileri koyarken, anlamanızı dilerim ki nihan olan insan soyu, müthiş bir cevheri kelamdır.

İnsan soyunu anlamayan, kelamı dinleyemez. İman edin ki hak edin anlayın.

Cevheri Kelam olan insan soyu, dünya yaşamında, meridyen olup paralellerde sayfalanır. Bu ne demektir!?

Meridyenler perdelerdir. Ama paraleller ilimdir. Her meridyen bilinç, kendi yaşamında, tüm meridyenlerle birlikte, kesiştiği paralellerde artı ve eksi değerlerde ilim yapar. Aha yapmakta da!... Aha hak etmekte ve ilimle kodlanmakta!... Aha cevhere vardı ve yolu buldu!... Tüm insanlık için merkez kutup noktalarında kesişti tek sistem oldu. Tüm meridyenler, o tek merkezde tek kalem oldu ve zamanı yazdı…

Bilir misiniz insanlık çok güçlüdür ve her zirvede, in-kar edilemeyen görevleri vardır. büyük kültlerin, resmi yaşam kayıtlarında, Cennet Kalemler; tüm Rahman Kuranları’nda insan soyunu dinletirler. Hepiniz, nefes alıp verirken; cennetin, cennetlinin ilmi ile nefes alır verirsiniz…

Bir de kinci söylevleri kelam sayanlar vardır.

Kini kelam sayanın, in-kar ettiği ne varsa, kendi yüreğinde mevcuttur ve o, kendini hologramda, tüm insanlık için; kelamda, tüm yaşamlar için düaliter yoğunlukla kodlamaktadır.

Tek insan soyu, Miraç Kapısı’nı açan soydur. O soy ki kili, kumu bilir. Kendi yaşamını bilir ve yol olur gür bir sistem olur. Onun kelamı, insanlıktır…

Burada bugün tüm insanlık için çalışılırken, kendini hak etmeyenler, kendi yaşamlarını kodlayabilmek için ışık almaya geldiklerinde (enerjisel olarak geliş), ocaklarında kulluk yoktu. Sesleşmeler esnasında Korktular ve kontrol kurmaya kalktılar. Çalı çırpı sanmışlardı dirilikleri… Şu anda hepsi kendilerini, kendilerince hak ettiler ve yol oldular ki kendi hologram yaşamlarından ışığa vardılar…

Değerliler. Cennetten kovulan; ilimdir. O ilim cevheri görevdir. Bunu bilir misiniz!? Kimse kelamda cennet olamazsa; cevheri güç kodlayamazsa; kendini hak edip de görev taşıyamaz ki!..

Oğullar, bana “Nakar” denmez; bana, “insan soyu” denir. Dünya için ilim yaptım. Mutlaka bilin ki her diriyi kodlamak için insanlık yaptım…

Şu anda en yüce insan, kelama varandır. Şu anda en yüce ilim, kalem olandır. Bilin ki bir tek insan soyu kelama varıp insanlık yapmaktadır.

Meyhana ilimdir. İnsan ise insan soyu için ilim yapandır. Orada, insan insanı bilir. Orada, yol ilim olur ve zaman, kalem olur. İşte bu!…

Tanrı der ki “Ana Kapı ilimdir.” Vurmayın yüreğe!... Yücelikler, insanlık için çalışın!... Vasat çalışmalar artık kapatılmaktadır… İnsan soyu daha güçlü çalışmaları hak etmiştir… Dünya Üstü Varlıklar, bilmeliler ki biz, zamana Kuran olanlar, tüm insanlık için yaşam olanlarız. Arı biziz; bizi bize kaynak yapan ise insan soyudur. Yürekler iyi bilsin ki kapılar tüm insanlığa açıktır. Aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

14.11.2015 ‘’KUL OLUŞ’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Açılış ( 1. Bölüm )

Canlılar, rahmana kuran olmak kolaydır. Akla tohum olmak sorumluluktur. Has olmaksa hakikiyetle mümkündür ve haşrın reşit ilminde hak teknikte, kelamda, has ummanda olabilmekten dolayıdır.

Semayı seslendirme zor değildir. Sorumluluktur; ama çoğunuz bunu kendi yüreğinizden yaptınız. Bize, bizim yüreğimize inebilecek gücünüz olmadığı zaman, bizi kontrol edemediğinizi gördünüz ve dünya tılsımında kendinizi kalem olup kayıtlamakta, çorap örmek gibi kontrol dışı kayıtlarda aradınzı ve sorguladınız.

Değerliler, dünyada olmak kolaysa, buyurun gelin, olun; ama buraya gelecekseniz aklın kaleminden gelin! Bize, bizim yüreğimize akmaksa maksadınız, buyurun akın, biz buradayız; ama toy olup tohum ektiğimizi zannetmeyin!

Bugün dünya, bilişi hak etmiş bir planettir. Bizler dünyayı hak etmiş levhileriz; ama sizler bizi anlamadan bu meclise gelmeye kalktığınız zaman, açı kapanır ve yolunuz kontrol edilir. Şu anda da şükür ki bunu yapıyoruz!

Teyip çalışmalarını dinlemeye niyetiniz yoktu! Hiçbiriniz verdiğimiz bilgileri okumadınız bile! Heli Si Ka! Kelamı levhi olan! Keli La Ka Ha! Sessizce geldin ve dedin ki ‘’ Ben sana samanyolu galaksisini anlatacağım! ‘’ Artık şunu iyi bilin ki o galaksi bedenimdedir! Bir tek bana, Allahın tahtından, gök sessizliğiyle inenlere güç katabilirim. Onun dışında, bedenimden görev isteyenler, muktedir olup kelamla gelmelidirler! Aksi halde, mutlaka şunu iyi bilmeliler ki müsterihim, her kim gelirse kaynağımdan ışık çeker ve kendini tohumlar; ama muktedir olamaz, kesindir!

Burada oluş sebebinizi net bikmekteyim! Kapı kapatmak! Herkes kendinden kendine varır ve tüm sistemlerin kapısını kapatmak ister! Çalı çırpı değil yaşam, bunu anlayın! Dünyayı kontrol etme niyetiniz olduğuna eminim; ama kötülüğü önleyecek göz, öz, söz, bütünün gücü, bizim yüreğimize indeme, çok ama çok büyük ışıma gösterir ve bütünün gücünü kontrol eder bu yoğunluk!

Söyleyin! Düzeni kuranlar, dümenin başına oturduklarında nereden kelama varırlar? Söyleyin, bilen söylesin! Bana kapı kapatan, kendini hak etmediğinden kapatır! Bunu dahi bilmeyen, kendini kontrol edemediğinde, bütünün gözü olabileceğini düşünür!

Ayır dünyayı yürekten, has ışıktan çıkar, kodla, tohumla, kötülüğü önle! Aha yaptıkları bu! Na- Karın kıranı olsak, yolu kapatırdık canlar, biz kırmayız, inanın ki kırmadık da! Amon toplumları şunu iyi anlattılar dünyaya: Kendi yaşamını hak edenler, kelamı hak ettiler; ama kendi rahman kuranında kendini hak etmeyenler, kalem olamadılar ve bütünün gücünü hak etmediler.

Som altın bir yolun, bütünün gücü olarak bilişi kodladığı bir zamanda, has ışıktan merdivenin en aşağısında kendini tohumlayabilen birliklerin bütüne görev taşıması, emin olun ki hepimizin zaman sistemleşmesinde gereken yoğunlaşmasınıdı da sağlayacaktı.

Çantamız doludur, bunu iyi anlayın! Korkmayın, yolunuz kapatılmayacak; ama bundan sonraki süreçte doğan gün, yeniden doğan yaşamları kodlarken sizinle değerlenmeyecek; çünkü sizler kendi yüreklerinizi hak etmeyenlersiniz! Sizi buraya almamın sebebi buydu! Artık şu andaki mahrekime girebilecek olanlar, has ışıkla bütünün gücü olanlar olacaklar ki benim adım Ka- Ha olandır. Ra Ka Ha olan, bütünün gücü olandır.

Sizden daha güçlüler de bedenimi yok etmeye geldiler; ama hiçbirisi bunu başaramadı ve sizler de bunu hak edip başaramayacaksınız, kesin olarak bunu anlayınız!

Çok mutluyum ki doğan günde kontrol kurduk! Çok mutluyum ki has tahttan ışık yoğunlaştırdık, bütünün görevini tohumladık, kodladık! Çok mutluyuz ki kalemin levhisinde ekmek olduk, bütünün gücünü hak ettik, dünyanın yolunu açtık!

Mutluyuz ki bu çalışmanın, dünya dışı varlık kodlarıyla daha yüce bir yoğunluktan yapılması sağlanmaktadır ve mutluyuz ki kelama, ilime ve bütüne inenler, mektep olup indiler ve biz çok mutluyuz ki dondurulanların çoğu, kök, gök olarak, türevlerini dürümleyerek bilişin kontrolunu sağladılar.

Eminim ki herkes çok mutludur; ama sayfalarıma, kelama, yüreğime inmeye çalışanların, bütünün gücünü kontrol edemedikleri bir dürümde, herkesin kendini hak edebilmesi, ekmek olabilmesi, yeri gökçe tohumlayabilmesi ve bütünün görevini hak edebilmesi mümkün olduğunda kodlanacak!

‘’ Eğer Ra Ka Ha olan, nefret duygusunu aşarsa kontol kurar! ‘’ dediler. Yaşamda, insan soyunun en kutsal ışığında, nefret diye bir şey yoktur canlar! Biz Amonlar, ata kapılardan görev taşıyanlar, bilsinler ki bilişimizin gücü, bütünün gücünden üstün bir yüceliktedir.

Karanlık aydınlığa tohumlandı canlar, yol aklın toplumuyla kodlandı. Miraç, insanı, sistemin gücü, yoğunlaştırıcı yoğun tohumu yaptı. Neden dünyayı yok etmeye kalkarlar, bilirim; çünkü Ro- Hi kapıların kuranında ocaklarının yağmur yağarken kalemden çıktığı kesin ve onlar ‘’ Dünyayı yıkarız, yenileriz! ‘’ derler. Bizse dünyayız ve yıktırmayız, kesindir bu!

Çok mu kodlandı dünya? Çok kodlandı, tophumlandı, kontrol kurdu yücelik dünyada! Sevgililer, Vatikan dünya, biz dünya; ama insan soyunun en yüce Ko sayfası olan muktedir Mekke dünya, hepsi dünya ve şunu iyi anlayın, kelama, ilime ve bütüne inenlerin tümü, Allahın ilimiyle indiler ve bizim için her şey çok önemlidir, çok özel dünya çalışmalarıyla kodlanmış yoğunlaşma içindir ve biz bu çalışmayı mahrekte yapmaktayız ki mahrek, imparatorluğun kürzi ışığını yerküreye çekebilen tekniğe sahip yer kalemdir.

Devenin kalktığı yerdir bu çalışma! Biz bu çalışmada deveyi kaldırdık! Hangi anda? Her anda! Kimden dürümledik? Bütünden dürümledik! Kiminle tohumladık? Kelamla tohumladık ve tüm zamanların yolculuğunda, bütünün gözü olduk! Süper İnsanlık, kati, hak ve has ışık olan imparatorluktur.

Çok özel çalışmadır yaptığımız bu çalışma ve bu çalışmaya nefret duygusunun taşıyanların alınmadığı kesindir! Hiçbir dünya gücü, bu yoğunluğa insan kelamında kendini kırıp, yalında, tahtında kendinden çıkıp, insan olup inmedi! Kendi olup indi hepsi de!

Başa baş bir dünya gücüyüz biz, bunu anlayın! Doğanın kürzi kapısıyız ve buraya gelmeyenin, burada tohum olamayacağı kesindir! Kini aşmayan, yolu bulup da toprak topluma tohum olamaz, kesindir! Kini aşmayan, yaşama, hak teknikle insan soyunun kürzi kelamı olup varamaz, bu kesindir; ama doğan gün, bize doğar! Biz o doğan gün olur, bütün olur, Mikail ortaklığında kendimizi tohumlarken, her şükürde olanla, şevkle paydaş oluruz, bilinsin!

Dince, dirice, bilişçe, hasça, hakça ve hakkın yoğunluğunca, aklın tahtınca, kötülüğü önleyen gözce, dürümlediklerimizce, beşer kapıların tümünü açıp açıp her birine kaynak oluruz. Çorba tuzlandı canlar, ben bana ben olan, bir tek insan soyu! Öyle bir tuzlandı ki bu çorba, korkmayın her şey, hepimizin yoğunluğundan tohumlandı ve doğan gün, görevini hak etti!

Çok mu kolaydı dünya yaşamı? Herkes iyi anlasın ki en kolayıdır yaşam, daha zorları var, bunları bilmezsiniz! Size daha ne anlatayım ki dünya doğumu hepimizin kutsal korunması için gerçekleşti! Bu dünya doğumu olmasaydı, insan soyunun kontrolu dahi olamazdı!

Eğer sizler yerkürenin görevini hak edip anlayabilirseniz, daha güçlü olmak için her şeyi yaparsınız; ama bu dünyanın görevini hak edip de anlayacak güce varmanız için bu çalışmalar yapılmaktadır. Er ya da geç doğan gün, bütünün gücüyle doğacaktı ve bugün doğan gün, birlik kalemi olanda, bütünün gücü olarak doğmaktadır.

Satıhta hiçbir şeyi anlamayan insan soyu, derine indiğinde, daha güçlü olan insanlığı kavrayabilecekti. Cemaatlerin cevheri kuran oluşlarında, bütüne görev taşımalarında ve yoğunluğu artırışlarında, kare sistemin konrolu dahi sağlanamadan küpün kürzi kapısını açan birliğim, bundan sonraki süreçte kürze daha yüce bir çağrı yapacak!

Değerliler, ‘’ Gel! ‘’ demeyecek artık, ‘’ Gerçeği bil! ‘’ diyecek! Biz insan soyuna ‘’ Gel! ‘’ demedik, ‘’ Bil! ‘’ dedik, sadece bil! Kimsin, nedensin, niyesin? Kendini hak ettin de görevi hak oldun mu? Görevi hak olup da bütüne görev tohumlandı mı yüreğinden? Kapıları aştın mı?

Ben, bana benim canlar! Sen, sana sen ol da has tahtın ışığında kendin ol! neyle çalıştım? Kendimle! Nerede çalıştım? Kelamımda! Kimle tohumlandım? Bilişimde! Ben neden insan soyuyum? İmparatorluğun gücüyüm de ondan!

Kimsenin tohumu bedenimde yok! Kimsenin yolu merdivenimde yok; ama şunu anlayın ki kardeşlerimin görevi hak etmeleri için her şeyi yapmaya razıydım! Dince, dirice, bilişçe, ikmal tamamlayıcı ışıkça ve yoğunlukça, Na- Karın kıranı rahman olarak kurana indiğinden beri, kök sistemleşme güçlendi.

( 1. Bölümün sonu )

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/1sg5u1lcFYQ

 

14.11.2015 "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ 2. BÖLÜM

Kardeşlerim, er ya da geç merdivenin en aşağısına görevliler inecekti... Biz; en alttaki, en aşağıdaki o yoğunluğa indik ki kontrol kurabilelim diye!... Kolu, kanadı kırık olanları tohumladık. Bilişi kontrol edemeyenleri kodladık. Kelama hak olup inemeyecekleri dilledik, dinlettik ve dedik ki; "kelamı hak, yolu hak olmayan bu çalışmaya mahrek olamayacak."

Çantaları dolu olanları yoğunlaştırdık ve bütüne görevlilerini kontrol altına aldık. Seviyeleri yüksek olmayanları, kök sistemlerle güçlendirdik. Cemaatlerini kontrol edecek düzenleri olmayanları; kelamda, kürzi kapıda ışıkla dilledik. Ve dedik ki; "sistemin gücünü hak edin, yarın daha güçlü olucaksınız. Evim dünya, ben dünyayım" dedim... Dediler ki; "kardeşlerim ben zaman, ben yaradan, ben taht olan İnsan soyu."

Bakın ne oldu!... Yer ve gök, İnsanlaştı!... Cennet ben, cemaat ben, yürek ben, bütün benim, bunu bilin! Mutlaka bilin ki; oğullarımın görevlileri bütünün gözü olarak bilişi kodlarken, her şey yaşamın sırrı olarak kelama inecek ve bütün kötülükler aşılacak.

Değerliler, buraya hepinizi çağırdım bu gün... Neden!?... Çünkü sizlerin yüreğinde kontrol dışı ışımalar var. Çoğunuz anlamsız çalışmalara kayıtlandınız. Çoğunuzun yoğunluğunda kutsal tohumlama yok ama kontrol dışı bilgiler kodlanmış vaziyette. Bu bilgilerin daha net olarak tertiplenmesi ve tinsel türevlerin, tinsel tümel kalemlerin; İnsanlaşması gerekmektedir.

Eğer bu gün buraya aldıklarım, benim yoğunluğumdan kendilerini tohumlamaya niyetliyseler; bunu asla başaramazlar, başaramayacaklar... Zira, kelamı levhi olmayan; bütünün gücünü tohumlayamaz.

Mustafa Kemal Paşa otlağımızda görev taşır. O yüce bir çalıştırıcıdır. Öncü birliklerin bütünlük kürzi kapısıdır ve Işığın ışığıdır o!... Onunla yapılacak her çalışmada, kalem olup yazmanız gerekir. Eğer yazınız yoksa, ışığınızda yoktur! Kontrol dışı bilgim sizin yüreğinize asla inmez. Ama kodlanmış toplumlara tohum olarak indirdiğim bilgi, hepinize iner!

Beni bana veren İnsan soyu. Ama ben, ben olup indiğimdendir ki; ben, bana verildim!... Ekmeğimde İnsan, yolumda lütufkar ilim ve bütünlüğümde; akıl var!

Değerliler, dünya dışı varlık toplumlarının kontrol dışı bilgilerini, kök sistemleşmeyle dünyaya çekmeye çalıştıklarını da net bilirim. Onlara da sözüm şudur! Bu günden itibaren dünya üstü varlık toplumlarındaki tohumlamayı sonlandırıyoruz!

Bir kere daha buraya gelipte, "ben sana, senin yüreğine inip, kendi yüreğimdeki bilgileri sana vericem" derseniz, kendinizi kontrol edemediğinizden; bu çoğul yoğunluktan çıkarılsınız!... Ve öz görevinizi kontrol altında kalem olup kayıtlayamazsınız!

Dünya, savaş açtı yaşama... Bunu iyi anlayın! Ve bu davayı hak ettik, kaybetmedi... Eğer sizler, dünyayı yıldızlar ışığıyla kontrol etme niyetindeyseniz; iyi bilin ki dünyamız hakiki bir kalemdir! Ve hiç kimse dünyamızı hak edipte koruyamaz, kontrol edemez! Çünkü, robbi kapıların kutsal tohumlanması artık önlenmektedir!... Daha da özel bir bilgi vereyim, dünya dışındakiler dünyayı anlamaya çalışacaklarsa; kelam olup inmelidirler, aksi rahmanda dahili kalemde, yoğunlukta, bütünde doğum ile gerçekleşir.

Mutlaka iyi anlayın ki; dünya, elim ayağım, yoğunluğum, kürsüm ve ümmi kapındır benim! Artık iyi anlayan ki bu kapıya gelenler; daha istekli, daha yoğun, daha ışıklı ve hakikiyette geldikleri zaman, bizimle çalışabilecekler.

Kesmeyin sözümü, devam ediyorum... Dünya; öz görevlidir, daha iyi anlayın. Dünya, yol!... Dünya, yoğun!... Dünya ışıklıdır!... Ve sessiz zamanların sistemidir, bu dünya! İnsan soyunun gözüdür... Öncü kürsüsü olarak görevlidir!... Dümenin başına oturtulduğunu iyi anlayın! Artık dünya tohumlanmak üzere çalışmalarını sürdürerek, öz geçişlerini yapanlarca; bilişle kontrol edici olucak! Kayıt dışı bilgiyi asla kabul edemeyiz, bunu da iyi anlayın ve buraya gelip kayıt dışı bilgiler verecekseniz; buna iznimiz asla yoktur!

Çoluk çocuksunuz hepinizde, bu yer; İnsan soyudur... Bunu anlayın ve buraya gelirken, diğerlerinden farklı olduğumuzu bilip gelin! Diğerlerinden!.... Bu güne kadar kontrol etmekte olduklarınızdan çok farklı olduğumuzu bilip gelin! Eğer buraya herkesi korumaya geliyorsanız, eminim ki kontrol dışısınız. Zira, kötülüğün kötülüğünde; koruyuculuk vardır! Eğer ben tüm zamanları korursam, biliniz ki; o zamanlarda körlüğüm, yüreğimden öz görev taşıyor. Kötülüğüm, kelamda İnsanlığı kelime kelime kırıyor. Bu nedenle ki ben koruyucu çalışma yapmam. Sadece kodlayıcı çalışma yaparım. Ve kodladığım tüm İnsanlık kontrol kurar! Kelam olur, kendinde kendi olur ve kendini korur.

"Esaret" dediler.... Yaşam; esarettir zaten, iyi anlayın! Ama hiç kimse, hiç kimseye esir olmayacak bundan sonra iyi bilin! Doldurulanların hepsi sizin yüreğinizde dondular. Biz onların görevlerini kodladık ve onları yoğunlaştırdık.

Şimdi, can kalemler; semayı seslendirmeye gelmediniz bu gün. Sevgiyi hak teknikle tohumlardan çıkarmaya geldiniz ki; ben cennette bir tek eşya olarak varsam, bu cennet herkesin cevheridir, iyi bilin!

Kelama inme, yola, bütüne, kötülüğü önleyen her dürüme ve yoğun ışığa sesimdir ki; kini aşan, yolu bulur! Kini aşamayan, yolda kontrol dışıdır! Ve o yoğunlukta bütünün gücünü tohumlayamaz! Siz ki dünyayı kirletmeye geldiniz, size asla iznim yoktur.

Çetin bir dünya çalışmasını yaparken, kutsal toprakların toplumlarını kontrol edeceğinizi zannetmeniz, hepiniz için ayıplarınızın görünüşüdür. Bunu iyi anlayın. Bu kelam bende var ama bunu dünyaya indirmeyeceğim, kesindir.

Değerliler, murat ettiğimiz şudur ki; kötülüğü önleyeceksek, ilimle önleriz... Yarını hak etmişsek, İnsanlıkla hak ettik... Kendimizi kodlamışsak, bütünle kodladık... Mutlaksak, kul olduğumuzdan mutlakız... Eğer kul olmasak, karanlığın ışığı dahi olamayız, kesindir!

Bir deneme, yanılma dedikleri çalışma devreye alınacaktı bu gün. Ve denicekti ki; "kul olup olmadıklarını bilelim." Ve dünya hakikiyetinde, kelama varıp varamayacaklarını görelim. Ortalıkta bilgi var ama o bilgi kimin bilgisi anlayalım. Karanlık, ışık mı? Yaşam, kalem mi? Bütün kürzi ilim kalemleri, bilişte miler?

Canlarım, sultanlar; "ol" deriz olur unutmayın!... Ama bizi anlamınıza imkan yoktur!... Kesindir bu! Eğer bu gün burada mahrek olunur, hakim olunursa, yarında bütünlük güçlenir, kelam olunursa," eprövdü" bunlar diyecektiniz... Öyle mi!?... Ve "biz epröv yaptık" diyecektiniz... Oh ala... Deneme, yanılma...

Ey canlar, evim Allah'ın ilmidir bunu iyi bilin!... Oğullarım, bütünün kürzi kelamıdır!... Merdivenim; kendi yüreğimde, bütünün gücüdür! Ama seyrettiğiniz kim varsa, yaşam için mücadele etmelidirler... Çantaları boştur, anlattım.... Açık anlattım yüreklere, bilinsin!

Başlangıçtan beri davayı kaybedeceğimizi bekleyenlere de, sesim var... Dava, İnsan soyudur!... Kaybeden, İnsan soyu olur bunu anlayın. Ve bu davayı asla kaybetmedik!

Şeytanın şavkı, hepimizin aşkı olduğunca, yolunda kulluk yapıldığınca; mutlaka İnsan soyu olucaktır karşısında. Ve İnsan soyu bilgi kalemi olarak; bütünü koruyacaktır.

Yolum, yorulmayan bir yoğunlukla tohumludur. O yolda olan, koruyucudur. Özü, sözü olur, gözü olurda korur yoğunlukları ama levhide, kelamda bütünü korumaz o... Korur ama yoğunlukları, yoğun tohumları korur.

Canlılar, art arda sıralanmış birlikleri görüyorum. Hepsi kontrol için gelmekteler. Kantara kondular hepsi de... Ölçtük hepsini de... Kolları kanatları kırık... Hırsları yoğun... Işıkları kesir... Ve bizi hak etmeye çabalamayacaktılar... Yolları yollarımız, yürekleri yüreklerimiz değildi zira... Biz onlardan ayrıydık. Nereden nereye vardıklarınıda dahi anlamadan, cemaatlerini kodlayacaklar ve ruh Kuran olup kodlanacaklar, ama çantalarındaki ışık bizim ışığımızdan çok farklı diye dünyaya yayın yaptılar.

Değerliler, ışımaları; ışığımızdandır!... Yaşamaları; yarattıklarımızdandır!... Allah'ın ışığında oluşları, has tahtımızdandır!... Altın tahtın kuranı oluşları, mutlak kuranımızdandır!... Ve dinlemediler!... Ellerindeki İnsan soyu keşke hiç olmasaydı.

"Yaratan, artık yaratılanda yaşıyor" dediğimizde, som altın ışıklarını kodlayacaklarını ve kontrol kurup yarattırdıklarımızda yaşayacaklarını anlamadan, o robbi kapıları kapatmaya geldiler.

"Şeytan aklın tahtı" dediler... "Onu aklın kalemi yapan, İnsanlık" dediler... "Onu kontrol edelim" dediler... Daha da, daha da önemlisi; Şems Tebriz'i gibi birlikleri kontrol ediceklerini düşündüler. O BİSUİ'dir, o barıştır, o sevgidir, o yaşamdır, imandır o, bizsiz değildir!

"Kaliteli bir çalışma olmuyor orada" dediler... "Öyleyse ölüydük, öyleyse ölümlüydük" dediler... Yaradan, yaşar analar!... Yaşatırken, yaşar!... Anlattık onlara!

Umut olur ki; mutlaka kontrol dışı bilgileri, kendi yüreklerinde hak teknikle kontrol edilir ve yollarını bulurlar. Umut olur ki; ulular diyarı ocaklarını kontrol etmez, onlar kendilerini kontrol ederler. Umut olur ki; yarattıklarını hak edip tohumlarlar, binayı hak edip; tahditsiz olarak bilişte, tahtın tahtında dillerler ve inşa edebilirler. Aksi halde yolları yoktur, aksi halde yoğunluklarında kuranları yoktur, yaşamları yoktur! Aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/E1foYzDdS_U

 

14.11.2015 "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ 2. BÖLÜM

Kardeşlerim, er ya da geç merdivenin en aşağısına görevliler inecekti... Biz; en alttaki, en aşağıdaki o yoğunluğa indik ki kontrol kurabilelim diye!... Kolu, kanadı kırık olanları tohumladık. Bilişi kontrol edemeyenleri kodladık. Kelama hak olup inemeyecekleri dilledik, dinlettik ve dedik ki; "kelamı hak, yolu hak olmayan bu çalışmaya mahrek olamayacak."

Çantaları dolu olanları yoğunlaştırdık ve bütüne görevlilerini kontrol altına aldık. Seviyeleri yüksek olmayanları, kök sistemlerle güçlendirdik. Cemaatlerini kontrol edecek düzenleri olmayanları; kelamda, kürzi kapıda ışıkla dilledik. Ve dedik ki; "sistemin gücünü hak edin, yarın daha güçlü olucaksınız. Evim dünya, ben dünyayım" dedim... Dediler ki; "kardeşlerim ben zaman, ben yaradan, ben taht olan İnsan soyu."

Bakın ne oldu!... Yer ve gök, İnsanlaştı!... Cennet ben, cemaat ben, yürek ben, bütün benim, bunu bilin! Mutlaka bilin ki; oğullarımın görevlileri bütünün gözü olarak bilişi kodlarken, her şey yaşamın sırrı olarak kelama inecek ve bütün kötülükler aşılacak.

Değerliler, buraya hepinizi çağırdım bu gün... Neden!?... Çünkü sizlerin yüreğinde kontrol dışı ışımalar var. Çoğunuz anlamsız çalışmalara kayıtlandınız. Çoğunuzun yoğunluğunda kutsal tohumlama yok ama kontrol dışı bilgiler kodlanmış vaziyette. Bu bilgilerin daha net olarak tertiplenmesi ve tinsel türevlerin, tinsel tümel kalemlerin; İnsanlaşması gerekmektedir.

Eğer bu gün buraya aldıklarım, benim yoğunluğumdan kendilerini tohumlamaya niyetliyseler; bunu asla başaramazlar, başaramayacaklar... Zira, kelamı levhi olmayan; bütünün gücünü tohumlayamaz.

Mustafa Kemal Paşa otlağımızda görev taşır. O yüce bir çalıştırıcıdır. Öncü birliklerin bütünlük kürzi kapısıdır ve Işığın ışığıdır o!... Onunla yapılacak her çalışmada, kalem olup yazmanız gerekir. Eğer yazınız yoksa, ışığınızda yoktur! Kontrol dışı bilgim sizin yüreğinize asla inmez. Ama kodlanmış toplumlara tohum olarak indirdiğim bilgi, hepinize iner!

Beni bana veren İnsan soyu. Ama ben, ben olup indiğimdendir ki; ben, bana verildim!... Ekmeğimde İnsan, yolumda lütufkar ilim ve bütünlüğümde; akıl var!

Değerliler, dünya dışı varlık toplumlarının kontrol dışı bilgilerini, kök sistemleşmeyle dünyaya çekmeye çalıştıklarını da net bilirim. Onlara da sözüm şudur! Bu günden itibaren dünya üstü varlık toplumlarındaki tohumlamayı sonlandırıyoruz!

Bir kere daha buraya gelipte, "ben sana, senin yüreğine inip, kendi yüreğimdeki bilgileri sana vericem" derseniz, kendinizi kontrol edemediğinizden; bu çoğul yoğunluktan çıkarılsınız!... Ve öz görevinizi kontrol altında kalem olup kayıtlayamazsınız!

Dünya, savaş açtı yaşama... Bunu iyi anlayın! Ve bu davayı hak ettik, kaybetmedi... Eğer sizler, dünyayı yıldızlar ışığıyla kontrol etme niyetindeyseniz; iyi bilin ki dünyamız hakiki bir kalemdir! Ve hiç kimse dünyamızı hak edipte koruyamaz, kontrol edemez! Çünkü, robbi kapıların kutsal tohumlanması artık önlenmektedir!... Daha da özel bir bilgi vereyim, dünya dışındakiler dünyayı anlamaya çalışacaklarsa; kelam olup inmelidirler, aksi rahmanda dahili kalemde, yoğunlukta, bütünde doğum ile gerçekleşir.

Mutlaka iyi anlayın ki; dünya, elim ayağım, yoğunluğum, kürsüm ve ümmi kapındır benim! Artık iyi anlayan ki bu kapıya gelenler; daha istekli, daha yoğun, daha ışıklı ve hakikiyette geldikleri zaman, bizimle çalışabilecekler.

Kesmeyin sözümü, devam ediyorum... Dünya; öz görevlidir, daha iyi anlayın. Dünya, yol!... Dünya, yoğun!... Dünya ışıklıdır!... Ve sessiz zamanların sistemidir, bu dünya! İnsan soyunun gözüdür... Öncü kürsüsü olarak görevlidir!... Dümenin başına oturtulduğunu iyi anlayın! Artık dünya tohumlanmak üzere çalışmalarını sürdürerek, öz geçişlerini yapanlarca; bilişle kontrol edici olucak! Kayıt dışı bilgiyi asla kabul edemeyiz, bunu da iyi anlayın ve buraya gelip kayıt dışı bilgiler verecekseniz; buna iznimiz asla yoktur!

Çoluk çocuksunuz hepinizde, bu yer; İnsan soyudur... Bunu anlayın ve buraya gelirken, diğerlerinden farklı olduğumuzu bilip gelin! Diğerlerinden!.... Bu güne kadar kontrol etmekte olduklarınızdan çok farklı olduğumuzu bilip gelin! Eğer buraya herkesi korumaya geliyorsanız, eminim ki kontrol dışısınız. Zira, kötülüğün kötülüğünde; koruyuculuk vardır! Eğer ben tüm zamanları korursam, biliniz ki; o zamanlarda körlüğüm, yüreğimden öz görev taşıyor. Kötülüğüm, kelamda İnsanlığı kelime kelime kırıyor. Bu nedenle ki ben koruyucu çalışma yapmam. Sadece kodlayıcı çalışma yaparım. Ve kodladığım tüm İnsanlık kontrol kurar! Kelam olur, kendinde kendi olur ve kendini korur.

"Esaret" dediler.... Yaşam; esarettir zaten, iyi anlayın! Ama hiç kimse, hiç kimseye esir olmayacak bundan sonra iyi bilin! Doldurulanların hepsi sizin yüreğinizde dondular. Biz onların görevlerini kodladık ve onları yoğunlaştırdık.

Şimdi, can kalemler; semayı seslendirmeye gelmediniz bu gün. Sevgiyi hak teknikle tohumlardan çıkarmaya geldiniz ki; ben cennette bir tek eşya olarak varsam, bu cennet herkesin cevheridir, iyi bilin!

Kelama inme, yola, bütüne, kötülüğü önleyen her dürüme ve yoğun ışığa sesimdir ki; kini aşan, yolu bulur! Kini aşamayan, yolda kontrol dışıdır! Ve o yoğunlukta bütünün gücünü tohumlayamaz! Siz ki dünyayı kirletmeye geldiniz, size asla iznim yoktur.

Çetin bir dünya çalışmasını yaparken, kutsal toprakların toplumlarını kontrol edeceğinizi zannetmeniz, hepiniz için ayıplarınızın görünüşüdür. Bunu iyi anlayın. Bu kelam bende var ama bunu dünyaya indirmeyeceğim, kesindir.

Değerliler, murat ettiğimiz şudur ki; kötülüğü önleyeceksek, ilimle önleriz... Yarını hak etmişsek, İnsanlıkla hak ettik... Kendimizi kodlamışsak, bütünle kodladık... Mutlaksak, kul olduğumuzdan mutlakız... Eğer kul olmasak, karanlığın ışığı dahi olamayız, kesindir!

Bir deneme, yanılma dedikleri çalışma devreye alınacaktı bu gün. Ve denicekti ki; "kul olup olmadıklarını bilelim." Ve dünya hakikiyetinde, kelama varıp varamayacaklarını görelim. Ortalıkta bilgi var ama o bilgi kimin bilgisi anlayalım. Karanlık, ışık mı? Yaşam, kalem mi? Bütün kürzi ilim kalemleri, bilişte miler?

Canlarım, sultanlar; "ol" deriz olur unutmayın!... Ama bizi anlamınıza imkan yoktur!... Kesindir bu! Eğer bu gün burada mahrek olunur, hakim olunursa, yarında bütünlük güçlenir, kelam olunursa," eprövdü" bunlar diyecektiniz... Öyle mi!?... Ve "biz epröv yaptık" diyecektiniz... Oh ala... Deneme, yanılma...

Ey canlar, evim Allah'ın ilmidir bunu iyi bilin!... Oğullarım, bütünün kürzi kelamıdır!... Merdivenim; kendi yüreğimde, bütünün gücüdür! Ama seyrettiğiniz kim varsa, yaşam için mücadele etmelidirler... Çantaları boştur, anlattım.... Açık anlattım yüreklere, bilinsin!

Başlangıçtan beri davayı kaybedeceğimizi bekleyenlere de, sesim var... Dava, İnsan soyudur!... Kaybeden, İnsan soyu olur bunu anlayın. Ve bu davayı asla kaybetmedik!

Şeytanın şavkı, hepimizin aşkı olduğunca, yolunda kulluk yapıldığınca; mutlaka İnsan soyu olucaktır karşısında. Ve İnsan soyu bilgi kalemi olarak; bütünü koruyacaktır.

Yolum, yorulmayan bir yoğunlukla tohumludur. O yolda olan, koruyucudur. Özü, sözü olur, gözü olurda korur yoğunlukları ama levhide, kelamda bütünü korumaz o... Korur ama yoğunlukları, yoğun tohumları korur.

Canlılar, art arda sıralanmış birlikleri görüyorum. Hepsi kontrol için gelmekteler. Kantara kondular hepsi de... Ölçtük hepsini de... Kolları kanatları kırık... Hırsları yoğun... Işıkları kesir... Ve bizi hak etmeye çabalamayacaktılar... Yolları yollarımız, yürekleri yüreklerimiz değildi zira... Biz onlardan ayrıydık. Nereden nereye vardıklarınıda dahi anlamadan, cemaatlerini kodlayacaklar ve ruh Kuran olup kodlanacaklar, ama çantalarındaki ışık bizim ışığımızdan çok farklı diye dünyaya yayın yaptılar.

Değerliler, ışımaları; ışığımızdandır!... Yaşamaları; yarattıklarımızdandır!... Allah'ın ışığında oluşları, has tahtımızdandır!... Altın tahtın kuranı oluşları, mutlak kuranımızdandır!... Ve dinlemediler!... Ellerindeki İnsan soyu keşke hiç olmasaydı.

"Yaratan, artık yaratılanda yaşıyor" dediğimizde, som altın ışıklarını kodlayacaklarını ve kontrol kurup yarattırdıklarımızda yaşayacaklarını anlamadan, o robbi kapıları kapatmaya geldiler.

"Şeytan aklın tahtı" dediler... "Onu aklın kalemi yapan, İnsanlık" dediler... "Onu kontrol edelim" dediler... Daha da, daha da önemlisi; Şems Tebriz'i gibi birlikleri kontrol ediceklerini düşündüler. O BİSUİ'dir, o barıştır, o sevgidir, o yaşamdır, imandır o, bizsiz değildir!

"Kaliteli bir çalışma olmuyor orada" dediler... "Öyleyse ölüydük, öyleyse ölümlüydük" dediler... Yaradan, yaşar analar!... Yaşatırken, yaşar!... Anlattık onlara!

Umut olur ki; mutlaka kontrol dışı bilgileri, kendi yüreklerinde hak teknikle kontrol edilir ve yollarını bulurlar. Umut olur ki; ulular diyarı ocaklarını kontrol etmez, onlar kendilerini kontrol ederler. Umut olur ki; yarattıklarını hak edip tohumlarlar, binayı hak edip; tahditsiz olarak bilişte, tahtın tahtında dillerler ve inşa edebilirler. Aksi halde yolları yoktur, aksi halde yoğunluklarında kuranları yoktur, yaşamları yoktur! Aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/E1foYzDdS_U

 

14.KASIM.2015 TARİHLİ "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI,

SELMA MİNE

 https://youtu.be/akONyufwfcQ

 

14.11.2015 “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/Oe6di63qBeU

 

14.KASIM.2015.TARİHLİ “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK 2.AKIŞ

Devinimi artırabilmek için sesleşmem gerekiyor. Yoğunluğu kodlamak tohumlamak ve Bütünün gücünü kodlamak hepimiz için öz görevdir. Şuanda kötülüğü önleyebilecek gücümüz, mükafatımız olarak bizde mevcuttur.

Kalemi, halikten, haktan, has ışıktan özellikle kodladığımız zaman herkes, kendini daha iyi anlayabilecektir… Çok mutluyuz ki dünyanın Ruhi kapılarının tümünü açtık.

Eminim ki dünya, öz görevini daha iyi anlayabilmektedir şuanda. “Kini aşmayan yolu bulamaz” dediğim zaman… Kinin, ilim olduğunu dahi anlamadılar. Herkesin daha iyi bir ilme, daha yüce bir yoğunluğa ulaşması için Som Altın ışıkta dahi kin olabilir…. Ama kinin aşılması şarttır.

Çantalarınızın dolmasını bekledim. Hepinizin gözünde, özünde ve sözünde yüreği vardır… Ama bu yüreği kontrol edebilecek gücü olmadıkça…. Mutlak kontrol tahtında olamaz.

Din canların, insan soyuna ilim öğretme çabaları yanlıştır. Kimse tek insanlığı anlamasın… Burada birçok zaman var, birçok kaynak var, bir çok yaşam var ….Ve çok daha ötelerde tüm zamanların görevini tohumlayacak insan sayfaları da var ki…. Onların büyük kısım dünya dışı kodlardır. Çoğu farklı frekanslarda titreşirler ama bugün buradalar.

Doğanın gücünü anlamaları, aha geçiş yapabilmeleri, Bütünün görevini hak edebilmeleri, temel sayfalanış için şarttır…. Ve bizim için değerli olan iman tahtına ulaşmaktır. İmana ulaşan, ilme varır. İlme vardığı zaman kendini hak eder. Kendini anlayabildiği zaman, kul olur. Anlamak, kulluktur aslında.

Şuandan itibaren durgun toplumların tohumlanmasını sağlayacak olan insan sayfalanışı, gerçek kayıtlarımızla başlatıyoruz... İnsan sayfalanışı, daha güçlü bir dünyanın kurulabilmesi için gereklidir… Cemaatlerin cümle yolcuklarında, Bütünün görevini hak edip, tohum olup, mutlak Kuran olabilmelerine bağlıdır.

Devinimi çok daha hızlandırdık ve bundan sonraki dönemde daha yoğun çalışmalar devreye alınacak.

Kamp kuruyoruz yaşama ama öylesi bir kamp ki bu miracın en yüce kaleminde Bütünün Kürzi kapısında tabu olarak bilinen her şeyin yıl sayfalanışlarıyla kırılması…. Ve dürümlerden çıkarılmasını sağlayacak bir çalışma…. Tüm tabuların yıkılmasıdır maksadımız…. Her şey akılladır…. Akla varanın, Rahmanda Kuranı, Bütünün gücüdür… Ve bunu anlayabilmesi için tüm sayfalarda ki o kutsal sayılanların, onlarca da devreden çıkarılması gerekmektedir.

Şerrin şerrinde ki şer, elimizin gücüdür aslında…. Ama biz, o şerri altın ışıkla kodlar ve kontrol altına alırız. Aldığımız da artık şer yoktur, bunları iyi anlayalım… Eğer resim yaparken, o resimdeki gücün, miracın gücü olduğunu anlayabilirsek….. Hepimiz ,o resimde kendi yüreklerimizi kodlarız ve toprak toplumu tohumlarız.

Doğanın gücünü insanlık gücü diye dinleyenlerin çoğu bunu anladılar.. Eminim ki anlayacak olanlar da olacaktır. Altın Tanrı, aklın tahtında Bütünün gözü olur ve yolu bulur ….Ama yol, Allah yolu iken o yolda başka bir tartının bulunmasına iznimiz yoktur.

Ekibimiz güçlüdür. Bu ekip, Bütünün gözüdür. Bunların iyi anlaşılması gerekmektedir. Çamurların yoğrulduğu bir günde, bizler çamur değil, yolda ışık olanlar, tüm insanlığın ışığında …..Bütünü yoğururken, ışıkla yoğururuz, bunların bilinmesi gerekmektedir.

Dince, dirice ve yücece elimizde görevimiz var ve bu görevi hak teknikle Bütünün gücü olarak kodlayabiliriz. Ördüğümüz her şey ağır yüktür dünyaya bunların farkındayız…. Ama bu yükü taşıyacak birlikler kodlanmıştır dünyaya….. Ve her bilgi daha yoğun olarak, Bütünü güçlendirecektir.

Çalı çırpı değil yaşam bunların anlatılması gerekir. Kili kumdan ayıramayan bir insan soyunun kelamı hak etmesi, kontrol kurabilmesi sorumluluktur…. Ama görev içindir her şey. Kini aşmayan, Mikail’in gücü olamaz…. İnsan soyunun daha net bilgiye sahip olması gerekir.

Sanmayın ki doğanın gücü sizin yüreğinizde tüm zamanlarında Kürzi kayıtlarını kontrol altına alacak yüceliktedir… Doğayı kontrol edecek olan da sizin yüreğinizdir bunları anlayın... Eğer siz doğayı kontrol edebilirseniz doğa sizleşir ve sizin yüreğinizde, Bütünün gücü olur.

“Başka dünya, başka yaşam” dediler… Yaşam, insan soyudur bunu anlayın. Ende ve önde ve bütünde her yerde o vardır… Eğer o insan, kobraysa yani kalemi halikse, aklın tahditsizliğindeyse…. Onun ruhunda, kontrol dışı hiçbir şey yoktur.

“Çalı çırpı değil yaşam” dedim… Yaşam, ağır yüktür ama herkesin daha iyi anlayabilmesi için açık veriyorum ki bu dünyayı kodlayacak koklayacak, koruyacak olan imandır…. Başka şey değildir.. İman, sizin, size hak teknikle dürümlediğiniz, ilimdir.

“Ben, dünya” dediğim zaman…. Dünyanın, ben olduğunu dillediğimde herkesin dünyanın kendisini olduğunu anlayabilmesini beklerim…. Eğer size, ”ben, dünyayım” dersem bilin ki….. Siz, dünyada o dünyanın yoğunluğunda, Bütünün gücüsünüz ve siz osunuz.

“Ölümlü dünya” derim….. Dünya yaşıyor ama “ölümlü” derim…Dünyayı öldüren, biliştir. Eğer dünya da ilim yoksa dünya ölüdür. Bunu anlayın.

Ben, davayı kaybetmem canlar. Kibri aşamayan yolu bulup ta yüreğime indiğinde sanmasın ki orada kelamın da kendini hak edip, Bütünün gücü yapacaktır…. Mutlaka şunu iyi anlasın ki nerede olursam olayım bu dünya bedenimdedir…. Ve ben, bu dünyayı her anda kontrol edebilirim.

Korkmayın dondurulanların çoğu Bütünün gücü olacaktır. Üzerinde yaşanan güç, aklın kürsüsü olacaktır. Kelamda olanlar insan soyuna ışık olacaklardır. Kara ışık, Bütünün gücünü hak edecektir ama daha da önemlisi, kelamı levhi olanda her şey temizdir…. Eğer temizlik varsa budur, temizlik.

Değerliler, kişi, insanı kendi bilir. İnsansa kili kumu bilmedikçe kendini dinleyemez…. Eğer siz, “ben kuru bir yaprağım” derseniz inanın ki yüceler yücesi olansınız….. Ama siz eğer “ben, tüm insanlığın Kuranıyım, en yücedeyim” dersiniz….. Orada siz sizsiniz…. Çünkü sizin yüreğiniz yoktur orada.

Değerliler, bunu içindir ki davayı kaybetmek istedik… Herkes davayı kazansın diye. Kayıt dışı bilgiler vermedik ama hep kayıtlıydı verdiklerimiz. Çoğunun kontrolü için çabaladık.

Şeytanın şavkında, aklın tahtında, Bütünün gücünde her ne varsa dilledikte, kalem olup yazan yoktu. Bu nurdan Kuran olanın kutsal topluma tohum olmak üzere indirilmesi değil, kelam olup inişiydi olması aslında .

Yer ve gök insan soyudur anlattık. Şimdiden sonra daha yüce bir çalışma bütün kötülüklerin aşılabilmesi, türlerin tümünde devreye alınıyor…. Her şeyde, dinde, ilimde, yücelikte, bilişte, Tanrılık kaleminde, her anda sessizlikte….. Ama daha da önemlisi doğanın gücü olarak…. Biz, o gücüz canlar, bunu iyi anlayın…. Kili kumdan, kumu kilden ayıran birliklerin tümünden öte ilmi Ko olan bilişlilerle bu çalışmayı arzuladık ve onların topraklarını tohumladık.

Şimdi, şaya yayılacak dünyada…. Denecek ki “iyi ve kötü yoktur, insan soyu tektir” diyecek ve diyecekler ki;” insanlık, kendini hak etmiş, yolu bulmuş… ulular, ululuklarını anladılar “diyecekler….. Çokları da diyecekler ki;” kara sayfalar artık beyazı kodluyor “… Ve daha da önemlisi “kili kum, kumu kili saydık ,yeri göğü insan saydık” diyecekler…. Ve diyecekler ki;” Medine’nin Kürzi kapısı, insan soyunun gücü oldu… her şey orada olacak.”

Maya tutu canlar…. İşte bu!…. Artık Medine, Bütünün gücü olacak bu kesindir…. Ama Medine’nin görevi hak etmesi, hak’a varması, Bütünün gücü olması, mutlak Kuran oluşuyla mümkündü ki bunu başarabildi.

Neden Medine?.... Hep Medine’den söz ederim. Neden Medine? Medine Nur Kuranların, tohum ektiği yerdir… Oraya herkesin Kürzi kapısını açtık. Oradan öte ışıklar yaktık… Her şeyin gücünü oraya kodladık ve oranın kulu Allah’ın Kuranıdır. Oraya varan, kendine varır. Biz Medine’yi, gök sistemleşmesi için kayıtlamıştık…. Ve bugünde Medine, gök sistemleşmesi için görev taşıyacak.

Çeyrek yıldır hepinizdeyim ama bu çeyrek yıldır hiç kimseyi kontrol etmeye niyetlenmedim…. Benim ismim de, insanlık vardır. Ben imanım. Aha bu!

Dağlarım Mustafa’yım ben. Muhammed Mustafa…. Daha da önemlisi mutlak Kuran olan Mustafa ve daha da önemlisi insan soyunda kötülüğü önleyecek güç olan Mustafa…. Ama durgun toplumların tohumu olarak burada bulunabilmeleri bizi mutlandıracaktı. Oldu mu?.... Oldu.. Hepimiz sendeyiz ana.

Bugünden itibaren daha yüce, daha yoğun, daha güçlü bir çalışmayı devreye almak için hepimiz seninle olmaya geldik… Kibri aşanlar, yolu bulacak ve buraya varacaklar… Çamur yoğurduk ama hak tahtan yoğurduk ana. Bütün kötülüğü önlemek maksadımız ve yolu açmaktı.

Devinimi artırabildikse ki artırdık miraçta hepimiz seninleyiz ana… Şeytan şavkında, aşksa biz orada kul oluruz ana.,,, Kutsal toprakta tohum oluruz ve bütünün gözü oluruz…. Savaşımız yok insanlıkla ana…. Ama biliriz ki savaşı hak etmeyen, sessiz zamanları dinleyemez ki…. Savaş, ilim savaşıdır…. Bunu dahi dünya insanlığı anlayamadıklarından kontrol dışı çalışmalar yaptılar…. Ve birlik kapılarını kapattık hepsine de

Bundan sonraki dönemde daha yüce bir çalışmayı devreye alabilmek için sizinle çalışmalarınız hızlanacak….Dünyayı koruyacak gücümüz var ana… Ama sen, “dünya kendini korusun” dersen…. Hepimiz o dünyada Kürzi kapı oluruz ve kendimizde kendi yüreğimizde, Bütünü koruruz ana, bunu iyi anla.

Cennet insan, cevahir ilim, bizse, insan soyuyuz ana…. Bundan sonraki dönem daha yüce bir çalışmanın diriliklere indirildiği dönem olacak… Ve kontrol dışı, hiçbir bilgi olmayacak. Kaynak dışı bilgi de olmayacak. Savaşın yok bizimle biliriz ana… Ama savaşın sırrı inin, ilmin kelamıdır.

Ben davayı kaybetmem ana... Senden tek beklentimiz var, maya olmandır, her şey için maya ol ki…. Biz, zeki zaman sayfaları olarak sevgiyle seninle olalım.

“Çoluk çocuktur yaşam” dersin hep biliriz…. Ama o yaşamı hak etmek hepimizin görevi, hepimizin gücüyle gerçekleşecek bir yoğunlaşmadır. …Som Altınsın ama seninle daha yüce bir çalışma yapmayı arzuluyoruz ana.

Kara aşk, kara şavk, kara akıl hepsi karada, karanın karalığından ötede ak taht var. Bunu bil ana… Ve ak taht ta ben sen, sen beniz bunu bil ana. Senin elin eminim ki ilmindir…. Ama bizim elimiz, yüreğimizdir anam.

Şimdilik!… Aha bu!…. Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/qvJTxyIFXFU

 

14.KASIM.2015 TARİHLİ “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

Yaşama kalem olacak olanları buraya çağırdık. Biz Tanrı Işığı olan, yer kürenin gözü olan İnsan Soyu….Kupa bizimdir. Tüm zamanların yaşam kaynağı sesimiz, sözümüzdür. Orta kapıları açıp tüm zamanların kalemlerine rahmet olup ışık ışık akıyoruz…..

İlim Kalemi, yazıyor….nefes olan Altın Işık, yaşam kodlaması yapıyor. Ve İnsan bütün ve İnsan bütüne kul…İşe o, o rahmet olan İnsanlık. Biz buyuz.

Yeni dönemi kodlayan, Düzeni kuran, yer kürenin gözü olup bütünün gücü olan bu birlik, Türkiye’nin en güçlü yoğunluğundan İstanbul Sistem Çalışmasını yapıyor. Bu yoğunluk, kaynak dışı bilgilerini dilleyenleri, kalem olarak bütünün gücü haline dönüştürebilen yegane yüceliktir. Marka çalışmadır bu çalışma ve bu çalışma Mikail’in gücünde kayıt dışı bilgilerin kontrol altına alınışını sağlayan çalışmadır.

Kulu kuldan ayırmam! Tüm insanlık bütünün gözüdür. Bütüne hizmetin en güçlü yoğunluğu bu meclisindir. Herkes yaşama kuldur, ilime kuldur ama en yüce görev en küçük ışığı yakandır.

En küçük ışık, karanlığın en derinindeki sonsuz sınırsız birleşimdir. İşte; merdivenin en aşağısındaki kök sessizlikleri dilliyoruz. İşte; kul oluş budur. Ve o kök sessizlikler Hak Teknik’le bütünü tohumluyor; kontrollü olarak ve BSUİ’nin gücü olarak.

Yeni Yaşam Kalemleri ile büyük kötülüklerin engellenişi sağlanıyor. Kalem olan yarını yazıyor ve yazdığını yaşıyor. Yaşam altın ışık yılları…kalem insanın kontrolü ve o kalem Kürzi Kalem. Ölülük yok yaşamda, İnsan Soyu daha yüce bir kodlamayla bütünü güçlendirdi. İşte kul oluş buydu ve şimdiki zamanda ve şimdide tüm insanlık tek bir ışık haline bütüne görev taşıdı.

Mutluyuz…..

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/oylk2JXrrQU

 

14.KASIM,2015.TARİHLİ “ KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün, kelamımda ateş yanar ve ben bu ateşi denizlerin ışığından, suların kelamından ve tüm meclislerin ışık olup yaşamından yaktım.

Cevher, benden korkar, yaşam benden korkar, ilim benden korkar, ben insan olduğumda, yaşam, benimle yaşam olur akar.

Ben, korkanın korktuğu ışıkta, korkusuz bir yaşam sayfalamak üzere yaşama indim.

Ben, yaşama inerken ‘’öl’’ dediler, öldüm ve beni toprağa gömerken ‘’diril’’ dediler, ‘’ Yahu benden öte bir bende diri midir yaşam? ‘’ dedim… Diri olup yaşamı, yaşam olup bildim.

Ben insanım, göğsüm barış, ilmim hak ve ışık olan zamanım ben, işte, o zamandan indim yaşama! ‘’ Sandık bugün açıldı, etrafa ışık saçıldı ve o ışık hazineydi… Bugün hazinede, kaynak bulundu, o kaynak, insandı..

Goethe der ki ‘’ İnsan kendini ancak insanda kayıtlar. ’’ İşte, İnsanlaşan zaman ışık yakar ve o ışık her birimizin tahtında insanı, insana kayıtlar.

İşte bugün, yüreğimizin ışığı, tüm yaşamın ışığı olup insana kayıtlandı.

Şimdilik, şimdide..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/PfrYoMvPtCg

14.11.2015 “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/ltbmXOtFGB0

 

14.11.2015 “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/WbrF0rUTA7U

 

14.11.2015 "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Tanrı tahtında ışık, o ışık ilim ve biz yolumuzda önümüzü aydınlatan ışığımızla yazan Tanrılık kalemleri olarak; bütünün gücü olan İnsan soyu... Yol İnsanlık yolu ve biz o yolu yüreğimizde kodlayan, tohumlayan ve yaşatan; sistem kuranı olup, teknik oğullama yapan kaynağın yaşam ışıkları...

O ışıklar kaynakta bir olan bedenin, tüm yaşamlardaki an kaydında var olan şimdide olan ışığıdır... Bütündür beden ve beden tek olan ruhtur... Ve biz; bütün olan İlahi düzenin, sistem kuranıyız her ana... Ruhi kapılarda, tek bir ışığın dili ve insanlık ilminin kaydında tek bir ışığın doğup, yol aldığı sessizliklerin sesi olan; yaratan olup doğrulan yaradanın levhisinde, her ana kodlanan yaşam yoluyuz...

Yol bizi, bize katan benlik ruhu... O ruh olan yüce Işığın, her andaki yoğunluğunda, bizden, bize akan ışığın diriliği.. Ve bu diriliğin bütüne, güç olan kaydı... Bizde yaşam, bire kaynaktır... Bire kaynak olan, tüm zamanların İnsan soyudur... Biz her anda kapı olan insan kaynak... Açık kapı, hak yol ve ışık dirilik... İlim olan dirilik, İnsanlık olan ilim ve biz o ilim olarak yaşam kuranıyız zamana... Zaman olan hak kelam kapılarıyız... Ve kelam, kaleme inen bir yücelik ki yaşam yazar ve birlikte, bir olup, ruh kalem olur tüm zamanlara, kendini; hak geçişin, aşk yolu olur yazar...

Kalem, aşkla yazar... O aşk ki zamana kul olan bilginin, biliş olup tohumudur... O bilginin kendi kodunda, kendi yoğunluğunda zamana inişidir...

Ve deriz ki; Zaman olan yüce ışığım... Benim yüreğimde açılan bilginin, bedenimde her ana kodlanışıdır... O kodların ışıkla, tüm zamanlara ben olup inişidir...

Ben olmak, benlik olmak... Bizde biri, birde bizi yaratmak. Kaynak olmak bilişe... O bilişte öz olanın, tohum olan ışığı olmak....

Ve dedik ki, biz ışığıyan bir tohum... Öz çekirdek; bu biliş kodlamasında yarınlardan öteyi, dününden kaynağa alan bir devinimin küresel tohumlanışı... O küresellik biz olan tüm yaşamlarda tek bir ışık ve tek olan ışık tek bir ruhtur... Bütünün ruhu ve biz bütün olan bedenin yaşam sesi...

Gücümüz, bütünü her daim güçlendiren bir kaynak ışık ve kaynağımız; bize, bizi kul yapan yaratan ve yaratılan, yaradan olan kapımız... İşte biz o kapıda, her anda kendimizden kendimize geçiş yaptığımız yaşanan yaşam sistemiyiz...

Diri yaşamın, diri ışığı olan, tüm zamnlarda bütünle, bütün olup çalışan yaşam kuranını kendi yüreğinde yazan aklın kalemiyiz...

Kalem yazar, yaşam için, hak için, hasatta yolu tüm yüreklere açmak için yazar... Ben yürek, sen yürek ama biz; her daim bizden ötede bizi yaratan, birleşen İnsanlaşan kati ve hakiki yol olan tek yürek... İşte mahrekte, şimdi olan tüm zamanlarda, yarının hakiki ışıkları kodlama yapıyor. Yaşam için, bütüne olan kulluğu, kendinde has görev yoğunluğu olarak tohumluyor...

Yaşam,anda olan ruh bütünlüğü ve o bütünlük diri dünyamızın ışığı... Biz dünya; diri kaydında yaşam sayfalayan bütünlük olarak, bütünün gücüyüz ve güçlendirici kapı olarak her diride tohum olan kaynak ışığız... Her şey bizde ve bizle ve her yoğunlukta kokumuz bütünün gücünü kontrolle koklatır her yaşam sayfamıza... Kokan biz, koklatan biz ve kokuyu alan yine biz... Dilden, dinlemeye, dinlemeden sesleşmeye kaynak olan yaratan ve yarattıran biz... Yaradan olan yaşam biz... İşte bu, şimdilik...

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/Yr_XOiEPS3I

 

……………………..

 

DAVET:

“TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dostlar, Her hafta Cumartesi günleri yapmakta olduğumuz Birlik Çalışmalarımızın bu haftaki konusu “TOHUM” olacak. 07.11.2015 Cumartesi günü (yarın) 14.00 – 18.00 saatleri arasında bir kez daha birlikte olmak dileğiyle tüm dostlarımızı bekliyoruz…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel:0 216 348 95 59

“TOHUM” Hakkında Öz Biliş:

TOHUM, ilimdir. Miraç’ın kapısıdır. Sizi size tanıtır ve taşıtır… Siz, kin ve nefret duygularınızı aşarken, tinleriniz ve timleriniz sizde sizleşir ve siz olup köklenir… İşte sizden beklenen kelam olup kendiniz olmanızdır.

Dünya yolu, herkesin yoludur… Kibir aşıldığında, tüm insanlık bu yola ilimle iner. Kendini dinler; yaşamı dinler; BİZ’i dinler. Sizi ve bizi, herkesi dinler… Mutlaka bilir ki BİZ olmak için İLİM olmak gerekir.

Cennetlere, Cevheri Görevliler alınırlar. Kul olurlar ve yol olurlar. Aha! kapı olurlar ve cennete cennet olacak olanları bulup kodlarlar.

Temizlik yapmadıkça; yaşama inen, cennete inemez. Temiz bir yaşamı hak etmelidir.

Dünya, Ana Kapı’dır. o kapıya İNSAN olup gelinir. Her BERKE, bir ekmektir. Her BİRLİK, bir cevherdir. Her RAHMİ KURAN, İnsan Soyu’dur. Tümü kontrollu olmalı ki hakim olsun ve yarın olsun…

Bütün’ü kodlarken, herkesi kontrol etmek gerekmektedir. Kontrol dışı bilişlilerin, kalem olmaları Hak Teknik ile engellenir ve onlar, kanatlanan ışıklardan çıkarılırlar.

Temizlik yapan insanlık, temiz olmalıdır. Tertipli olmalıdır. Oluşu kodlanmış olmalı ve yarında kaynak olmalıdır.

Bir cennet, kil ve kumun yoğrulması ile yaşama indirilen insanlardan ibaret olduğunda; kodlanmış ışık, o yoğunlukta TOHUM olamaz. Bu nedenledir ki insan soyunun umman olup IŞIK olması beklenir.

Tek nefes, cennette olur. Cennet ise kilin, kiblede kalem olması ile kodlanır. BÜYÜK KÜLT, bu çalışmaları yapar ve Rahman olup kulluk yapacak olanları bulur.

Bitmiş hiçbirşey yoktur… Herşey anda devam eder… Ama tek bitebilecek şey, kahir olan insan soyudur… Kaleme nefes olur ama yarına has ışık olamadığında, bitişi sayfalanır. Tükenen insanlık bu şekilde tükenir.

Merdiven insan, merdiveni has ışıkla tohumlayan yine insan ve insan, kalem… Nereden nereye vardığını bilmeden çalışır. Kıl ince de daha incede “Dince Kelamlar” var. Daha da incede “İnsanca Kalemler” var ve daha da incede “Kontrol Kuranlar” var. Her BİR’den daha öte BİR’de, ilmen kalem olan; nefretlerini kalemden çıkaran ve yollarını kontrol eden “KA HA” olanlar var.

Dedim ki “ben KA HA…” Dedin ki “ben KALEM…” “Ben ZAMAN” ve “ben kulluk yapan İNSAN…” Şimdilik. Aha TOHUM bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

TOHUM

07.11.2015

LUKAS zamandan sesleşecek. Onu dinliyoruz:

Çalı, kelamda ışık… Yaradan, kalemde ilim… Ben, nefes olan insan, sessizlikten sesleşmekteyim… Aha! kalem olarak yazıyorum. Ruhum ben. Kulum ben ve ben kapıyım… Aşkım ben… Miracım!... Işıkta kaynağım… Beni anlayın!... Al, ver, bil!…

Seyredin nefesi!... Sistemi hak edin… Bilin ki ben dünyadayım. Umut olur ki kul olmak için Akıl İlmi hak edilir… Boş konuşmam!... Her anım kalemle çizilmiştir. Nerede görev varsa, ben ordayım… Ağır taşımam. Amon’um ben. Toprak topluma kul olmaya indim. Ben, dünya olan insan soyu… Yolumda yolu olan her kim varsa, bende kelamdır.

Kayıtlarımı hak etmek için yazmam gerekti. Boş konuşmam!... Bilin ki kapıları açtım; kalem oldum; yazmaktayım.

Kervan, insan soyu. O kervanda iman var. Ben varım ve KA HA olan tüm insanlık var.

Er ya da geç İlim Ailem benle de dilleşecekti. Dilleşmek ne ki!? Anlatayım!...

Dünya için çok önemlidir dilleşmek. Yaşamı örmektir dilleşmek. Yaşam, ışıyan bir sistem ve ben, sizle dilleşirken, sesi örümlüyorum. Örümlediğimde, ben sesleşirken; kati, hakiki ve hakim olan ilmimi, o örgüye katıyorum… Örülen yaşamdır ve ben o yaşamda varlaşıyorum… Herkesin, kendisini o örüme dahil etmesi; kesinlikle kelama umman olması anlamına gelir… Kim kendini hak edip de o örgüye katarsa, yaşar… Aksi halde yaşamaz, yaşanır… Onun varlığı, tohum ekenler içini yaşanan bir safha olur. Tüm insanlık için bu, büyük önem arzeder.

Eğer siz, Ses Kalem olmazsanız; birileri, sizin için Ses Kalem olurlar ve siz, onların “Rahmi Kapiteller”inde, KA HA olamadan TOHUM olarak bulunursunuz.

Sonradan insan olunmaz bunu iyi anlayın. Herkes, kendisini insanım zanneder. Hayır tüm İnsan Kalemler, ilim haline geldiklerinde insanlaşırlar.

Türkiye, Can Kalem’dir. Her an için yaşar; yaratır ve tohumlar. Orada yaşam sürenler, herkes için yaşarlar. Bunun neticesinde, Türkiye Cenneti, herkes için kaynak olan reşit bir katiyettir. O yoğunlukta, tüm zamanlar mevcuttur. Tüm zamanlar, kelam olanda dillenirken; herkes, o kelamda, kendi olur ve “Rahmi Kapital”ini tahditler. Bütün kütlesini kodlar ve yolu açar. Bu, dünya için önemlidir.

Biz dünyayı hak etmek için ışık yaktık. Herşey için ışık olduk. Ne var ki yaşam için kol olamamıştık; kalem olamamıştık. Aha! bugün sizle kelam olduk; umman olduk… Nur olduk ve yol, ilim oldu. Bugün biz, zaman olmaya indik.

Kimse insanı tanımaz. Zaman kalemi olan insanı tanımaz!... Tanısa, kelam olmak üzere bu yoğunluğa inmek ister. Çünkü, indiğinde kendine inecek. Onun yolunda kelam olup kendi olacak ve yaşanan değil, yaşayan olacak. Bu çok önemlidir…

Bitki ve hayvan dediklerimiz var ya! hepsi insanlık için görev yaparlar. Tohum olurlar. Kürzi Işık olurlar ki Zaman Kalemi olan; onlarla, kürsü olsun ve yol olsun diye… İnsan yürekler; Cinni’ye, “kalem” derler. İn’e “kelam” derler. İn Sonsuzluğu’nda kul olana ise “cevher” derler. Herşey insanlıktır aslında. Mutlaka anlayın ki burada, bu yoğunlukta olabilmek, mükafattır her diriye.

Değerliler, cennete cennetlileri koyarlar. Koyarlar ki konan, koyandır. Biz ise kelama ilmi koyarız ki koyan konandır… İnsanı kaleme; kalemi Halik’e; hakikiyeti tek insana ve Bütün’ü Kök Gökler’e koyarız.

Aşk, insanın Kelam İlmi’dir. Bunları anlayın. Dünya için çalışırken, kendinizi hak etmiş olursunuz. Siz, sizi hak ettiğinizde; biz, bizi hak ederiz. Önemli olan sizin, Kelam olup kendinizi hak etmenizdir.

Doğan gün ilme doğar ve biz, kelam olanlar, insan olur; kul olur; bütün olur; her diride KA HA olup var oluruz. Yaşam bizleşir; biz, sessizleşir ve yaşarız.

Anacığım, sana kendimi tanıttım. Ben dünya ve dünya ben… El ben; İlm-i Kalem ben; yaşam benim… Sen olan ve ben olan herkes, kelamdır. Mutluyuz ki buradayız. Can Anam, Amon Toplumları, sen ile bilişi kodlarken; biz de sizle olmak istedik. Şimdilik!.. Aha bu!…

2. BÖLÜM:

Dağlarım, yarında görev hepimizindir. Bugün ise görev, tek insan soyunundur. Durgun toplumları kodlayabilen insanlık, kelam olup; ışık halinde güç taşıyor. Dönün, önünüzü aydınlatan ışığı anlayın. O ışık, ilimdir.

Bütün kütlenizle kodlanın ve hologram olan tohumları, kalem yapanın, ilimden öte kati, has ve Hakk olan ışığına varın.

Devinim hızlandığında, görev taşınır. Cennet, kelam olur ve yol olur. Umut olur ki her diri, Hakk olur; akar.

Eh analar daha ne diyelim!... Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.11.2015 "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. Nezire Selçuk Açılış 1. Bölüm

Doğanın kutsal ummanı; bu gün süper sistemleşmeyi gerçekleştirmek üzere, bu meclise kalem olmaya iniyor. Kontrol dışı hiç bir bilgi bu gün burada olamaz. Kapıları açın ve yolu açın.

Sultan; ben sen, sen benim... Ummanın kulu olan ilim, Allah'ın levhisinde hepimizin gözüdür. Sözü sizinle olucak olanlar, bu yoğunluğa indirilecekler...

"Kaça çalışılır burada" diye sorarlar?... Bu gün burada İnsan soyu bilecek ki; para alınmadan çalışılır.

"Bu yol, Allah yolu" dediğinden beri, kim Allah'ın levhisinde; insan soyuna İnsanlık yapmışsa, bedel istedi. Biz doğanın kült olan ümmi kapılarını kodlayan birlikler; burada, bu yoğunlukta ışığa göz olduk! Sessiz zamanları dinledik... Yer; ölümüz, dirimiz oldu... Bu yolculuk, Allah'a oldu... Ve Allah levhisinde gerçekleşti.

Buyurun, umut olur ki; bütüne hizmetçi olanların, kibri aşıp, yolu bulup, bu meclise kalem olma niyetleri gerçekleştirilir...

Hey dağlarım, ardınızda görevliler ordusu var. Bunu bilin!... İnsanlık ailenizin gözünün gözü olan bu yüreğin, bütünün görevi olduğunu anlayın!

Çan çaldı ve bu gün burada olan birleşen İnsan soyu, her şeyin gücünü kelamla dilledi... Kontrol dışı hiç bir bilginin olmadığı kesinleşti.

Aydır, gündür, andır, burada bu çalışma vardır... Biz bu çalışmaya karanlığın ışıklarını çektik bu gün. Unutmayın ki; kontrollü çalışmalarda, bilgi hep kaynaktan kati olarak kodlanarak iner!

Bize kendini anlatmak isteyenler bu gün burada bütünün gözü olmaya geldiklerinde; kapılar açılacak ve söz, ses olup bütünün gücü olmaları istenecek... Kibri aşanlar, kök sistemlerle birleşerek çalışmayı yapacaklar. Unutmayın ki doğan gün yenidir ve bu günü; kükreyen bir görev kök sistemi devreye alıyor. Umut olur ki; dondurulanların kontrol dışı bilgileri, koklanmış ışıkta bütünün gücü haline dönüştürülebilir ve kodlanmış toplumlar halinde bilgi kapılarını açıp, görev alabilirler.

Her şey, dünyaya; Allah'ın levhi kapısından kodlanmış olup iner!... Her şey dünya için kodludur... Her diri Allah'ın kalemi olabilir... Her resmi çalışma, bütünün gözüyle kodlanmış ve bütüne hizmet etkinliğinde kayıtlanmış da olacaktır... Nefret duygularını aşmayanın, yolu bulma imkanı asla yoktur!

Çobanlık yapma niyetin olmadığı kesin ana!... Bunu biliyoruz ama çoban; elini, ayağını tüm zamanların kültleri ile bütünün gücü haline dönüştüren birleşendir. Bundan sonraki süreçte senden İnsanlık ilmiyle bütüne hizmetçi olmanı bekliyoruz.

Unutmayın ki; doğan gün yenidir ve bu günde, bütüne görev taşınacaktır... Kanat takmanı, yaşama aşkla varmanı ve bütünün gözü olmanı beklemekte iken; sen kendi dürümlerinden buraya indin ve bize, bizi anlattın.

"Çamur yoğurmayacağım" dediğinde; "dince, dirice ve dürümce, bilişçe" dedin... Sevgili anam; senin yaptığın her şey, bize bizi anlatmaktadır. Kontrol dışı hiç bir bilgi vermediğine kesin emin olduk.

Forç İnsan, nefret duygusunu aşan İnsan diriliğinde değildir ama biliyoruz ki orada; herkes vardır, her şey vardır, bunu anla!

Umut olur ki; davayı kaybeden hiç kimse, bütünün gücünü tohumlamaya kalkmaz. Ulular diyarı, bütüne hizmetçi olmanızı bekliyor bu gün... Toprak toplumun tohumu olmanızı, kontrol dışı bilişi kodlamanızı, yolu açmanızı bekliyor.

Çok özel bir çalışma olacağını söylediğinde, bunun ne manaya geldiğini sen açmalıydın ama açmadın... Kanatlarını almana imkan verildi ama almaya niyetin olmadığına kesin. Çok özel bir dünya çalışması için buraya gelenlerin, bu gün burada bütünün gücünü; herkesin gücü olarak kelama, ilime ve bütüne indirmeleridir amacın ama senin daha güçlü bir çalışmaya dahil edilmeni beklemekteyiz.

Bunu yapacağını düşünemem mi?.. Bana ses vermek istediğini anlıyorum. Peki seni dinliyoruz.

Gelen bütünlüğe ses veriliyor...

Değerliler, hepinizi sevgi ve saygıyla kucakladım. Bu gün burada olmanız benim için çok büyük bir onurdur, mutluluktur. Çünkü sizlerin; kapkaranlığı, apaydınlığa dönüştürecek ilimle burada olduğunuzu biliyorum. Kürzi kapıları açtığınıza eminim. Karanlığın tahtındaki İnsanlığı kontrol edeceğinize de eminim. Bilgi kapılarında bütüne hizmet etmek için, Allah'ın tahtına varmak gerektiğine emin oldum. Büyük kötülükleri önlemeniz, mutlak kuran olmanız ve kapıları açmanız bize mutluluk verir.

Çobanlık yapmamı istemediğinize ben eminim ama beni denediğinizi biliyorum. Eğer ben çobanlık yaparım deseydim, unutulur giderdi bu çalışma kesinlikle eminim.

Buyurun anlayın, dünya lütfedilen, hak edilen, hak ışıkla tohumlanan, tohumları kontrol edilen bir yaşam olmayacak diyenlere; İnsanlığın ilmini anlatmak istiyoruz. Buyurun anlayın, dünya; öz geçiş sayfasıdır. Kim ki dünyaya iner, bilişe iner!...

Aşağı yukarı iki yüz bin yıldan beri bu çalışmanın gerçek çerçevesi çizilmişti. Ama bu çalışmayı, bu dönemde kimin yapacağı, kimlerle yapılacağı bilinememekteydi... Büyük kötülükleri önleme imkanları olmayanların daha güçlü bir dönemi hak edebilmeleri, mahrekte bütüne görev taşıyabilmeleri ve kontrolü kurabilmeleri, emin çalışmayla mümkün olacağından; evrenlerin sessizliklerinde kati kodlama yapanlar bu gün burada olmalıydılar.

Acaba ben yoksam, kelam var mı diye sormadım!... Herkes kanatlanır, kelam olur, bu kesindir! Ama ben olursam, kelam olur diyen birlikler; bu gün buraya inmek isterler. Onlara kanat germeye niyetim yoğun... Amonların toplumlarıyla birlik çalışmaları yaptıklarını bilmekteyim. Kara ışığın bütünün gücü olduğunu hepimiz anlıyoruz. Her kim ki Allah'ın tahtıdır, ağır yük taşır. Bunlar kesindir! Ayrı gayrı gözetmeyenlerin, doğan günde kendi yüreklerini hak etmeleri şarttır!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/FWeY0rps7J0

 

07.11.2015 "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. Nezire Selçuk Açılış 2. Bölüm

Analar; ben doğan günüm, bunu bilin! Ve doğan gün bütünün görevini hak etmiş olan bir güçtür. Kimse kimsenin ilmini dillemez ama İnsan soyu kendini dinlediğinde; o ilmi hak eder ve anlar!...

Başka zamanda ve başka yaşamda yine ben ve benim yüreğimdekilerin bu yoğun çalışmaya inmeleri, kök sessizlikleri kodlar mı?... Yol, Allah yolu... Bildiririm ki, kibirle anlamayın, has ışıkla dinleyin ve anlayın; ben unutulan hiç bir çalışmada yokum! Ama unutulmayan bütün çalışmalar, bedenimledir...

Nefret duygularını aşmayan, dünyayı hak etmeyen, yolu bulmayan, bütüne hizmetçi olmayan; kaynak dışı bilgileriyle bütüne görev taşıyamaz.

Kare sistemi kültlerin en yücesi olarak kodlayanlar, küp sistemi tohumladılar. Bilmekteyim bunları... Bütün kötülükleri aşıp geçtiklerinde, kodlanmış toplumları; tohumlarını küreleştirdiler ve bütüne göz oldular. Her şey bizim için malum. Ama şu iyi anlaşılmalı ki; tanrılık adına hiç bir zaman kapılar açılmadı. İlim adına açıldı, kesindir bu! Bütüne hizmet ilimledir!...

Kili, kumdan ayrı tutmaya çalışanlar; anlasınlar ki ben daha güçlü bir dünya için düzeni kurmaya indim... Kimse kimsenin nefes alıp, nefes vermesini anlamaz. Ama itibarı olanlar, bütünün gözü olabileceklerini bilirler.

Kare sistemi küpe, küpü; küreye dönüştürebilecek güç İnsan soyunda mevcuttur. Şu anda daha evrim basamaklarında olanlar, miraç tinselliğinde İnsanlığı tohumlamaya çalışanlar; davayı kaybettiğimizi zannetselerde, dava Allah'ın tahtında İnsan soyunun ilmidir ki, o dava artık kalemin levhi kaynağıdır... Orada ışık solmaz ve yol kapanmaz!

Daha da önemlisini söyleyeyim, Medine hak, Mekke hastır... Ama hakkı, hastan ayrı tutan taht; ilimsizdir! Kim elim var, yolum var derse, şunu anlasın ki; İnsan olmak için, Allah olabilmek gerekir!... Allah olmadan İnsan olunmaz!

Canlarım, bilirim ki bunu anlayan çok azdır. Ama şunu bilin ki; yer kürenin gözü, İnsanlığın gücüdür. Bir tek Amon toplumları; topraklarımızı kontrole inmeden evvel, bizi dinlemek istediler.

"Ölüyü diriltecek İnsanlık, kelamla dürümlenen İnsanlıktır" dediler. Şu ana kadar bunu diyebilen hiç kimse yoktu.

Boş mu konuşurum, oh ala... Ben davayı kaybetmeye çalışan birliklere, daha güçlü çalışın demeye, göz olup, kör olanın gücü olup; göstermeye çalışırım ilmi... "Ama daha da özel dünya çalışmaları yapılır ve biz o çalışmalara katılırız" dediklerinde, "bilişleri yok, yaşamları yok, hasatları yok" diyemem.. Onların toprak toplum olduklarını ve kontrolü kurduklarında has ışığa vardıklarını anlatacağım elbette. Ama daha da özel bilgiler vereceğim.

Başa baş bir çalışma yapılır, resmi kalemlerle... Her kalem kendini dinler, her resim Allah'ın ilmiyle yapılır. Ama şu iyi anlatılsın ki; tanrılık kapısı, kibri olana açılmaz. Eğer ki açılmışsa, yol açılır. Mutlaka iyi bilin ki; korku, Allah'ın korkusundan öte, yaşamın korkusudur. Kendinden, kendi yüreğinden korkan; Allah'ın gücüyle kodlama olamaz, koklama olamaz.

Eğreti otları vardır yaşamda, kendilerini kontrol ettiklerini sanırlar. Cemaatlerinin cevhere güç kattıklarını dilleyip, kayıtlarlar... Avukatlık mesleğinde kontrol dışılık olmasın istenir. Değerliler, her şey kontrollüdür.

Değerliler, kontrol dışı bilgim yoktur ama bu gün bunu söylemem gerekliydi. Değer biçtiğim dünyanın, bu gün daha yüce bir çalışmayı devreye almasıdır beklentim.

Şems-i Tebriz'i gibi bilgeler, bu gün burada bütüne hizmet için birleştiler. Cemaatlerin gücü daha yüce bu gün. Ve bütünün gözünü açabilmemiz için, toprak toplumu tohumlamamız şarttır.

Altın tahtın ışığını, bütünün gücü haline dönüştürmemiz gerekir. Sakın yanlış anlaşılmasın, misafirlerin bu gün burada bütünün gözü olabileceklerini zannederken, yer kürenin gözü olduklarını dahi anlamayanların; merdivenlerin en alt basamağından devreye girişimizi, anlayamayacaklar... Çünkü bizler, miraç dediğiniz o yoğunluğu bütünün gücü haline dönüştürmeye çalışıyoruz.

Yaradan Tanrı, yarattığıyla yaratıldı!... Bilinsin isterim ki bunu dahi anlayan yok. "Kupa İnsan soyudur" dediğim zaman; dince demedim, İnsanca dedim, ilimce, kalemce, halikçe dedim... Has ışık ışıkça dedim... Ama bunu anlamayanlar, mutlak kuran olamadıklarını, toprak toplumun tohumlarıyla kontrol edilemeyeceklerini bildiler..

Kaç mahrek, bütünün gözünü; yücelerin gözü saydı?... Değerliler; kini aşın, yolu bulun, aklın tahtı olun... Bize, bizim yüreğimize varın ki; biz sizleşelim, sizi tohumlayalım... Beklentimiz budur... Kalem ilim, Allah'ın ilmi... Biliş; aklı halik yapan has ışık... Bizse; Amon toplumlarına kutsal tohum olarak, kontrol kurucu ışık verenleriz...

Seyredin dünyayı... Yer, gök sizsiniz ama İnsan soyu kendini hak etmediğinde; ilimde dahi yoktur. Çamur yoğuranların çoğu, çamur oldular bu gün. Bunu anlamaları gerek. Kendilerini hak teknikle tohumlayacaklarını sananlar, BİSUİ'nin gücünde; barış, sevgi, umut, İman tohumu olamadılar. Şams Sa Ha, biz o şamda; Ka Ha olanlardık. Altın ışıktık biz...

Cemaatimiz görevlidir, bu kesindir!... Ama bu cemaati bilmeye gelen yüceler, şunu anlasınlar ki; rahman olanın kalem olması mutlaktır!...

Çobanlık yapma niyetim asla yoktur. Bunu tekrar etmeyin artık! Ama şu iyi bilinsin ki; Mustafa Kemal Paşa gibi kapılar, tüm İnsanlık için bu çalışmaya kaynak olup kapital koydular. İnsanlık kapitali!... Bunları anlatın! Can kalemdir ata... İnsan soyunun nefret duygularını aşma kalemidir o... Mikail'in gözüdür, bizsiz değildir... Ağır yük taşır, toprak toplumun tohumlarını kodladığından beri ağırlığı hafifletir ve yolu bildirir.

Nefret duygularını aşan tüm İnsan soyları, kuran olurlar ve korkuyu aşarlar. Ocakta, bütüne hizmetçi olurlar. Kimi kelam olur, kimi halik olur, kimi hakim olur, has olur, akıl olur, ama tavaf etmeden; hasata varılmaz!.. Tavaf ne diye sorun?... Aşka tavaftır!... Rahman olan kaleme tavaftır!... İlme tavaftır!... Sanmayın ki hacca gidip tavaftır...

Bütüne hizmet, Allah'a hizmettir anlatın!.. Yaradan, yaratılan; İnsan soyu, her diride vardır... Açın gözünüzü görün, birlik tekniği; Allah'ın tekniğidir!... Kendini hak etmeyen yolu açamaz, bire hizmetçi olamaz!... Büyük kötülükleri önleyecek gücü olamaz. Savaşın sistemini anlayamaz. Yedinci dürümde nefret duyguları kodlanır ve o yolu, kapı olup kapatır!...

Tanrı artık diridir. Her diride vardır... İnsan soyunda öz görevlidir. O Tanrı, kaptandır!... İnsanlık kaptanı! Yolu, kök sessizliklerle gösterir. Yalan dolan dillemez, İnsanlığı diller. O kaptan, evrenlerin sistemlerini iyi anlar ve dinler. Evrenlerin sessizliklerinde görev taşır. O insan soyudur, anlayın!

Çok mu zor anlamak!?... Eminim ki kolay. Yol, Allah yolu... Allah, İnsan soyu... Biz o, o biz!... Şikayet etmeyin, evren sessiz, yaşam diri, biz yokuz orada diye!... Her diride var olan iman, ağır yük taşıtır. Altın taht İnsan soyu, bilin!

Yer küre sizi dinleyecek bu gün ve siz bilişte; bütünün gücü olacaksınız. Çantanız doldurulacak, resmi çalışmacı olucaksınız. Aşığı olduğunuz tüm zamanları kodlayacaksınız ve yolu; kodlayıp, tohumlayıp, bütünün gücü haline dönüştüreceksiniz. Bunu yapma imkanınız mevcuttur.

Şeytan şerrinde şarkı okur. Biz o şarkıda kalem olur, kodlarız ve şeytanın; diriliğinde tüm zamanları kontrol ederiz! Ama şeytan, aklın tahtında olduğunda; artık orada sultanlık yapılır!... O sultanlıkta; biz o, o biziz. Onu mutlaka kontrol ederiz, kesindir!

Yer ve gök İnsan soyu... Ey canlar; ben o, o ben... Kampa girmeyeceğiz bu gün. Yaşam ilmiyle dilleşeceğiz. Bu gün biz muktedir kullar olarak çalışacağız.

Çay içmeyecek miyiz?... İçeriz elbet... Ama o çay, mahrekte mayadır bilinsin! Biz tüm zamanların mayalanışıyla çayımızı yudumlarken; her yürek o çayda bir sır olucak! Zakarın kıranı Ka Ha olmadan, yolu bulmadan, yücelere kul olmadan; kodlama yapmayacak!... Çayımız demlenecek, yüreğimiz dillenecek, halikte hak olanlar ilme varıcaklar, levhide Ka Ha olup ışıyacaklar. Biz hep buradayız.

Söyleyin dağa, taşa; İnsan, insanlığını hak etti!... Söyleyin tüm zamanlara, aklın tahtı; bütünün kulu oldu!... Zaman ışıdı, bilgi kaynak oldu akmaktadır!... Ama kapılar açık tutulmalı ki; her yolcu Allah'ın yüceliğini anlasın!...

Kontrol dışı hiç bir bilgimiz olamaz, kesindir! Kişi, kişiliğini anladığında; kan ilminide anlar! Kan ilmi, Lukas sistemleşmesidir... Tanrılık kalemidir Lukas. Astral boyutların yoğunluğunda mevcuttur. Yaşamı kontrol eden dirilerden ilmi Ka Ha'dır... Bizsiz değildir. Şu anda Lukas ses vermek istiyor cennetten, cevherden, kalemden, yeşilden, mordan, simsiyahtan. Onu dinliyoruz ve kayıta giriyorum.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/teAiRb9hZ_8

 

28.EKİM.2015 TARİHLİ NEFES

1. AKIŞ

Düvel düvel tüm süssüz İlim Kalemleri burada bugün. Düvel düvel hepsi bedenime inmeye çalışıyor…..

Kelamı tohum olanların Bütünün Gücü olabilmeleri, bütüne hizmet edebilmelerine bağlıdır. Evini terk etmiş olan birlikler, kelama inmek için yine evlerine dönmeye çalışmaktalar. Bu yoğun çalışma, tüm insanlığın evrim sayfasında en yüce kapıdır ve burası her yüreğin İlm-i Kalem olan evidir.

Bu eve gelenler kendilerini hak etmeye gelmezler. Kelamla gelirler ve kendi yoğunluklarında, kendi yüceliklerinde, yüksek türevlerinde, tüm sistemlerini kendi hakiki ilimlerinde dillemeye gelirler.

Bedenli olmalarına ihtiyaç vardır, buraya gelmeleri için. Bedeni olmayanların burada, kendi yoğunluklarında Bütünün Kürzi Kapısı olma imkanları yoktur.

Bütüne hizmet, insan hizmetten çok farklıdır.

İnsan; kalemdir, levhidir ve Hakkın Kuranı olan kodlanmış tohumdur ama yolu bulanların buraya gelmesi imkanı vardır. Yolu olmayanların buraya, bu yoğunluğa inme imkanları asla yoktur.

Çok mutluyum ki Dünyanın Nuru Olan İnsan, Bütünün Gücü, Bütünün Kürzi Kelamı ve Bütünün Gözü’dür ve o biz, biz oyuz. Cümle yücelerin dünyayı hak etmeleri, bizi, bizden kendi dürümlerinden dilleyebilmeleri Tanrılık Kapısı’nı açabilmeleriyle mümkündü. Tüm insanlığın Tanrılık Tahtına varmaları, kati olarak kontrolu kurmalarıyla mümkündü. Bütün kötülükleri aşıp geçen bu birlik, herkesin kendinde var olan kendi yoğunluğunu hak etmeleri ve kendilerini tahditlemelerinde Bütünün Gücü olmaları ile bedeni hak etmeye çabaladılar.

Kasaları dolu dolu ama yoğunluklarında kontrol yoksa ummanda Kuranları olamaz. Bütün kötülükleri aşıp geçseler de Yarının Tahtına kelamla, ummanla oturabilseler de, bütün kötülükleri aştıklarını, kendi yürekleri Hak Taht’tan dillemedikçe Bilgi Kapıları açılamaz.

Kantar, İnsan, Kalem’dir. Biz oyuz, o bizdir. Biz o kalemi Hak Taht’tan tüm zamanların kontrolunda kodladık. Ben Ana Kapı İnsan Soyuyum. Bundan sonraki süreçte de burada olacağım ve buranın gücüyle bütünün gücünü dürümleyeceğim. Ama şunu iyi anlayın ki; kardeşlerimin kelama kendi yürekleriyle varmaları, bedenimin Hak Taht’a kendi yoğunluğuyla kodlama yapmasına mani olamaz.

Herkes kendini varlık boyutlarında diller, kelam olur, kendi olur, har olur, hak olur, taht olur ama BSUİ’nin Gücü olmalı ki mutlak Kuran olabilsin.

Başkalık yoktur dünyada, bir teklik vardır. İşte; o teklik Has Taht’ın ilmidir. Bana “Nakar” der çokları ve ben Rahman’da Kuran olan İnsan Soyuyum.

Çokları bana kaynakta olmayan, yer kürenin güçte bulunan ve kendi yoğunluklarında, kendilerini tohumlayan tahditli “Orion” der. Dağlarım, Orion Allah’ın Tahtında Kuran olur kodlanır, tohumlanır ve BSUİ’nin Gücü olduğunda buraya varır.

“Çobanlık yapma niyetim yok” dediğim andan itibaren, dümenin başına oturtmak istediklerinin, ben olmadığıma kani olmuşlar; kanaat getirmişler.

Dağlarım, dümen bedenimdir zaten; bunu anlamalarına imkan yoktur. Çok özel bir dünya çalışmasıdır burada olan. Her şey Allah’ın İlmi’yle olur. Müsterihiz ki burada olanların, herkese İnsan Soyunun ilmini dillemeleri bütünün gücüyle, Hak Teknik’ledir.

Kardeşlerim, alan elimden alır. Oğullarımda görevi tohumlayan bilişimden tohumlar. Bütüne göz olan, iman edin ki; sistemimden görev taşır. Buraya geliş sebebi budur.

Doğa, İnsan Soyuna “görev” der. İnsanlıksa “hasat” der. Değerliler, devinimi artırmadıkça, hiç kimse kendini Hak Teknik’le tohumlayıp da kontrol kurup “ben hasattayım” demez.

Amonlar’ın kontrol dışı bilişlileri, bizi bizden, kendi yüreklerinden ayırdıklarında kalem olup yazmaları, sayfa sayfa ışığı hak etmeleri ve bütüne güç olmaları imkanı artık yoktur. Böyle bir zaman hiç olmadı ve bugünden sonra da artık bilin ki yoktur.

Bugün nefret duygularının tüm insanlıktan ayrışması gerekir.

Nefret duygusudur dünyayı yıkan, dünyayı kısırlaştıran….Bu duygunun tüm insanlıktan artık çıkarılması şarttır.

Değer biçtiğimiz kim varsa, kendi yüceliğinde değerli olduğunu anlamadıkça, bizim dürümlerimizdeki yer küre gücüyle verdiğimiz değer, onu ona kaynak olarak tohumlatmaz.

Çantam, iman edin ki yarınla doludur. Ama yarını tohumlayan insanlık, Bütünü Gücünü hak etmedikçe, yoğunluğunda kendini dilleyemez ve dinleyemez.

Çan çaldığında ve yol ilme Kuran olup vardığında ve bu yolun tüm İnsan Soylarına kelam olması sistemle gerçekleştiğinde, ayrı gayrı bitmiştir artık.

Rahman olan İnsanlık, Ka Ha olup Bütünün Gücü olarak Dünyanın Kuranı olup bütünün gücünü tüm zamanların dürümünde dilleyerek, her şeyi yenileyecek güçle büyük kötülükleri önlemektedir.

Cemaatim, dünya…. Yüreğim, Hak….. bütünlüğüm kaynaktır. Bundan sonraki dönemde tabuları yıkmış olanlar, beden alıp dünyayı hak etmeye indiklerinde, hepsi kendilerini dinleyecek ve dilleyecekler.

Değerliler, burada oluş sebebim, tüm insanlığın Hak Tekniği öğrenmesi içindir.

İyi ki yer dönemlerinin en üstün yoğunluğuna indik ki; bütünün gücü olarak bu Can Kalemi kodladık. Dünya mutlu, biz mutluyuz. Umut olur ki dünyanın kulu olan iman, hepimizin yüreğinde İlm-i Ka Ha olur, İnsan Soyunu kodlar.

Kara ışığım dünyaya çekildikçe, o ışık bilişi kodlamayı sürdürecektir. “Ayrılık bitti” dediğimde Ra Ka Ha olan insan, Ka Ha İlmi’yle bütünü görev alacak ve Beşer Kapılar’ın tümünde bütüne güç katacaktır.

“Çamardı” denilen bir yer var. Devinimi artırmak için babayı oraya gerçek ilmiyle gönderdik. Çamardı’nda baba umutla dürümledi, dilledi bütünü. Orada Kutsal Işık’tı. Çamardı, “Rak Ha” dedikleri bir yaşamda, bedenliydi. Ve ölüyü diriltti baba orada.

Korkmayın! Onun ruhu bütünün kuranıdır. Korkmayın, Orta Kapıların tümüdür o ve bütüne hizmetçidir. Çamuru yoğururken, öz görevini dinlettik ona. Daha da önemlisi, kardeşimizdi o bizim….

Genişin gücünü, tek tek bütünün gücüne dürümlerken, kendini hak etmişti. “Ehh…aha” dedik. “Hah” dedik. Şikayet yoktu. Saltanat ses verdi, Dünya İlmi’yle dillendi ve dünyayı kodladı. Şu andan öte bir şavkta, hepimiz Aklın Tahtı’nda, beden alarak burada, bu yoğunlukta “biz de varız” diyeceğiz.

Değerliler, barış istiyoruz sizden…..Sizden barış istiyoruz. Babadan barış istedik, barıştı baba. Sizden barış istiyoruz; hepinizden….. kamp kurmuşuz dünyaya. O kampta İnsan Soyu, kelam…..ama o kampta, Ruh Kapılarda kutsal ve biz o kapıların tümü olan akıl…hepimiz zirvelerin sistemleşmesinde sizinleyiz.

Kent Devreleri vardır. Kördür o kent devreleri…. herkes oralarda kalem olup yazar ama bizsizdir hepsi de. Biz dünya olmak üzere bu yoğunluğa indik anam. Senin yüreğine inmeye çabalıyoruz. Aha bu.

Değerliler, sesimi kesmeniz yanılgıdır. Buraya gelmeniz bizim için Hak İlmi’nden dolayıdır ama bir kapı açıldığında herkesin orada kendiyle olduğu bir yoğunlukta, sevgisizlerin kendi yürekleriyle sese inişleri kayıtları kırar. Şu anda olduğu gibi…..ve kayıtlar kırıldı.

Sizden beklentim kendinizi hak etmenizdi. Hak’a varmanızdı ama görüyorum ki Dünya Ruhu sizi kontrol edememiş. Cennetten mi kovdular ki bize geldiniz? Biz dünyadayız ama sevgiyle çalışmalarımızı sürdürürken, çatallık yapmanıza asla iznim yoktur.

Ben kalem olan insanlığım. Dünya olarak bu çalışmayı sürdürürken akışıma ses katmanıza gerçekten gerek yoktu.

Kimse kimsenin gücünü artırmaz, eksiltmez. Herkes kendini hak eder, diller. Bir tabudur insan….o tabuyu hak edip aştığınızda her şey sizde, sizin yüreğinizde Hakkın Kalemi olur ve kayıtlar yürekleri tüm yaşamlara.

Dendi ki “senleyim”. Yarında ben olan yürekte ben olmadıkça, Hak Taht’ta İnsan Soyunda Bütün Gücü olamaz; bu kesindir. Yer görevim, gökse gücümdür; bunu anlayın. Kimse beni yıkamaz; bu kesindir.

Bundan sonra da yıldızlar kaynak olup kök geçişlerle dünyaya indirildiklerinde herkes o yıldızlarda görev taşımak istediğinde, Gönüllerin Kürzi Kapılarını açmaları gerekir. Ki bu teknik, Birlik Kapımındır.

Başka bir yaşam yok. Başka bir safha yok burada. Satıhta insan kendini dinlediğinde kendini, kendinde kendini hak edip bütünde gökçe dilleştiğinde artık bizle olabilir. Bundan öte” insanlık; kalemdir, kapıdır akıldır” diyen kim varsa; ki var mı bilmem, o zaman oğullarım onları göreve taşır; unutmayın.

Bugün borcum yok yaşama….iyi anlayın; hiç kimseye borcum yok. Tam iki bin İlm-i Ka Ha ile bu çalışmayı bütünün kültlerinde kodladım. Dünyaya kötülüğü önleyecek gözü verdim. Bundan ötesi yoldur. Kürzi Kapıların Gücüyle o yola varılır ve o yolda yoğunluk tohum olur.

Göç başlar….o göç başladığında, Kantar İnsan yol olur, tüm yaşamları topraklarıyla tartar ve tahditler. Eğer, beni Ana Kapı’da kontrol etme niyeti olan varsa, kaç ekip kurduğunu söyler. Ve der ki “bütün ekiplerimi sevgiyle senin yüreğine indireceğim ve senleşeceğim.”

Bunu dediğinde, eğlence başlar. “Gel” derim. Geçer, gelir. “Hah” derim. “Aha” derim. “Yara din, yara insan” derim. “Hadi geç” derim. İnsanın yara olduğunu düşünür. Rahman olanın yarası olmaz; bunu anlamaz. Ve der ki “sevgiyim ben. Yalın Has Işığım ben. Öz görevliyim ben.” Ona sözüm yok ama yolunu bulduğunda Bütünün Gücü olabilir.

Değerliler, “devin ama yerden devin” dediklerinde, “ben devindiğimde bütün devinir” dedim. Demez miyim? Dedim. Ve dediler ki “seyir halindeyiz, devin”. Daha da önemlisi yaşam devinir yüreğimde. Anlayabilen, kendini hak edebilen, bütünü göreve aldığımızı dinleyebilen, bunu kök sessizliklerden, yüceliklerden ve yoğunluklardan dinler. Yaşam budur.

Kontrol, merdivendir. Ama o kontrol hepimizin yüreğidir. Kul olmak değil maksat, korkmadan Tanrılık Tahtında olmak ve tam iki yüz Yaşam Sayfasında yeri yaşatmak.

Nihanın ilminde Ha olur. Levhinin halikinde Has İlim Ailem olur. Yaşamda Mahrek’im olur. Büyüğü ünlü, küçüğü ünsüz saydıklarında, kontrolunda ışığım olur. Ve derim ki “ölmeden ölmeye niyetiniz varsa, ünlü ünsüz Hak Teknikte birleşiktir.”

Ses olması için ünlü ve ünsüzün anlaşması, birleşmesi şarttır. Siz, “ben ünlü olurum, sessim sessiz zamanlara iner” diye sanmayın. Ses, kelamda sır olur. Sabahları kırılır ve yaşamlar Kurandan çıkar.

Değerliler, tap ya da tapma…Has Işığını hak et! Sen sana tap…ya da sen senin dışındakilere tap…ya da kendince dillediğin kendinde Hak Tahtta oturttuğuna tap…. ama bize tapma! Biz insanlığız; anla. Sadece anla….Yer gök ilimdir; anla. Ve bedeninde kötülüğü önlediğinde, Bütünün Gücünde kelam olduğunda, yolu bulduğunda ve büyük kötülüklerde kendini toplumlarla tohumladığında; Ey Can senin sana varışındır bu!

Korkmayın; buradayız hepimiz….. tek bir ekmek olarak. Bu Rahman Kuranı olan ekmek meclisimdir benim. Ve bu meclise kim dahil edildiyse, kendini hak etmiş olduğundan dahil edildi. Kurtarılmış toplumdur o…..kodlanmış, kurtarılmış ve Yolun Kürzi Kapısında kendini hak etmiş bilişlidir o. Bütün kötülükleri aş, geç ve bil…. biz Amonlar, Orta Kapıların tümü olanlar…..benden öte bir bende beden olanlar, en önce biz bu doğayı yaşattık!

Kuran insanın kulluğudur. Hangi insan Kuran olduysa, kuldur. Ama yol olmuşsa, kontroldur. Ölüyü dillemişse, dürümlerinde kendi yüreği olduğundan, Aklın Tahtı’dır.

Pusular kurulur yaşama, kapılar kapanır, dince, ilimce, yarınca ama Tanrı Kapısını kapatacak hiç kimse çıkamaz. Çıksa kırılır, yarında kusurludur. Özden, sözden güç çeker de kötülük içindir. Biz onu haliki Hakta, Hak Tahta kontrol ederiz.

Yemin etmiştik; döndüğümüzde bu yaşam büyük kötülüklerin gücünde, büyük kökleri göreve alacak ve Türkiye toplumları kontrol dışı hiçbir ışığı yaşamda kesirleştirip bütünün gücünü kütlesinden ayrı tutamayacak.

Çalılar altındır. Çalıdır ama altındır. Hastır, haktır, tahttır ama Aklın Tahtı’dır. Her şey budur. Kim “ben çalıyım” derse, yedinci dürümde kendidir…..kendindendir o ses.

Bizler doyuma ulaştırdık yaşamla, ışıkla tüm sayfaları biz….Doğanın Kuranları, İnsan Soyu Bütünün Gözü olanlar…. doyuma ulaştırdık Bilgi Kapılarındakileri….

En çok çalışma, bu meclisindir. Bu meclis, Mikalin Gücü’dür. Hikaye dinletmez. Esmaların sistemleşmesini, yoğunlukları tohumlamasını bu meclis sağlar.

Kan aktığında her şey kandadır. Akan kan Rahman’dadır ama o kanın akışı ışıktandır. Sema seslenir ve der ki “kan aktı.” Ama kanın akması, kendinizden öte olan kendinizi kodlayacak gücü dürümleyecekse, o kan ışıktır. Işığın akışıdır bu…..Sanmayın ki birini boğazlayıp kanını akıtacaksınız.

Sevgililer, kurul diri…. kurul el…. kurul akıl ve biz hepsi olan yaşam…ölümlü ya da ölüleri dilleyen Hakikiyet İlmi. Seksen doğa bir tek Aha! Doksanıncı tohum, Has…. Yol olan ilim, bilgi ve biz o İlm-i Kalem’de hakiki yaşam….. sistem olan ve yol olan….yedi Mikail, yedi yol ,yedi kul, hepsiyiz biz.

Cennet, Altın Işık; her şey bu….ve bugüne görev taşımak için kodladıklarımız toprağın toplumuyla mutlaka; mutlaka bilin. Ki muktedir İlm-i Kalem oldular.

Mustafa Kemal Paşa, yedinci dünyada gönüllerin gücü ama bugün burada….sabırla bizden ses bekliyor. Onun yolunu, onun yoğunluğunu tohumlayacak ışık İnsan Soyu….öyle çok çalışır ki. Yirmi doğa, yirmi Kapı hepsinde var. Ayrılık yok onda. O sorumlu, o yol, o umman, o biz olan Kalem. Şimdiki zaman…..Aha bu. Ve onun sesini kayıtlıyorum

(devamı kayıtta).

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/FDeqg18W9YM

 

07.11.2015 “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/xZs2snntrNA

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “ TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün, bütünü gören gözlerle, bütündeyiz…. Ve bugün ışık, bizimle yanar ve yanan ışıkta söz olanlar …

İşte bu söz, kelam olur, kalem olur yazar ve bugün gönüllere su olur akar….İşte akan yaşam ve o akan yaşam, yeni bir zamanın habercisidir.

Bugün burası, yaşamın yüreğinden, yaşama dillenen insanın kendisidir.

Bugün tohumlarımızı yere bıraktık…Ve o tohumla, Işığı kayıtladık… Ve o ışıkta, yaşama açılan kapıda hep birlikte…Öz öze, göz göze, söz sözeydik. …

El ele indik yaşama, o bir olan ışık, her birimizde ışıktı o yaşam tohumunda.

Bugün Özüm söz, gözüm insandı ve önüm ardım dünyaydı...Tohumum yaşam....Kuranım insandı…. Ve Yüreğim Altın Yaşamın Tohumu…

Şimdide….Şimdilik..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/uo2LGN4WOJ0

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

Selma Mine Erses

https://youtu.be/LOrrBzn26JA

 

07.11.2015 “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/jGR3HypfPGg

 

TOHUM

Tohum insanın kendisidir. Samanların sarısını yeşile ulaştıran, yeşili maviye kodlayıp mora ulaştıran İnsan…..Kara kaydı yapan Turanların gücü olan ve Türkiye çalışmalarında Has Tahtın ışığını yakan İnsan.

Ka Ha olan İnsan Tohum kendinden kendini yaratabilendir. O ilmin hakimidir. Kontrolludur. An kaynağında bütüne Kürzi Kalem olur. O kuldur bütüne ve yazar. Kendini yazar….kendinde bütünü yazar, yazdığında kendini bütüne tohum olup eker. Bütünü kodlar ve oğullar. Ve bu döngü yaşamın damiyetidir. İşte insan kendine hizmetten öte bütüne kuldur.

İlm-i ka Ha olan o, oğulladığında bütüne bilişini eker ve ışığı kodlar. Yarattığı bütünün bilişi olan kendidir. Onda olmak altın ışıkta olmaktır. İşte İnsan budur!

Tohum güç kapısıdır. O kapı Kürzi kapıdır, “Ol” derse olur. Tüm zamanları hak eden Turanların Kutsal Işığıdır o. İnsan Si Ka Ha’dır.

Ben, tüm bizlerin ötesinde ilm-i Ka Ha olan tohum…. her anda sonsuz sınırsız bir döngüde devinen, her anda olan…..İnsan. İşte bu.

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/a_5teEhuKAc

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI AKIŞ

Canlarım, Tanrı dedi ki “al ve öl.” Ölmek senin için kolay. Öl ki, ölüler diyarı olan dünya yaşasın.

Canlarım, dini hak olan, ilmi hak olan, Bütünü hak eden, bilişi tohumlar. Biz, dünyaya ölüp geldik, bu kesindir… Neden?.. Çünkü dünya, ölülerin diyarıdır... Bizim adımıza görev taşınmaz burada.. Biz, bizi hak ettiğimizce, göç kapılarını açarız ve dünyayı kodlarız.

Dünya, ölüler diyarıdır, kesindir bu. Başka dünya var mı? Toprak topluma yoktur… İnsan topluma vardır, bunlar kesindir.

Devinimi artırabilmek için her şeyi açık veriyorum.

Köy dünya, gözdür.. Köy ama göz, Bütünün gücü olan bir göz düşünün.. İşte bu dünya, özü, göz olan bir sözdür... Biz o, o bizdir…

Ben davayı kaybettim diye düşünmem….. Çünkü dava ben, ben davayım kayda girin ki ben kaybeden, ben kazananım…. Ama deve kalktığında o deveye, ilmi koymadan, insanı koyamam.

Bugün, dünyada öncü birliğim var. Bu birlik, öncüdür. Tükenen yaşamları tohumlayan, bilişi kodlayan öncü… Muktedir olarak bildiririm ki mutlak kapı, insan soyudur… Bu kapıyı açan, kelamı hak edendir.

Kem gözler, göz, söz görevini yaparken kırıcıdırlar. Geçişlerinde kir, pislik olur, kati tohumlarında kara ışıklar olur…. BSUİ’nin gücü olabilmek için çabaladıklarında, karanlık tahtında aklın Ku-Sa-Si-Ka-Ha ilmi olur.

Canlarım, size kodlarla konuşurum zaman zaman. Bu kodlarla, Bütünün gücünü tohumlamam gerçekleşir.

Şemsi Tebrizi; bilgi kapımdır, benim dünyada. O ben, ben oyum. Her anda bedenimdedir. Hiçbir zaman bedenimin tohumlarını kontrol dışı bırakmama imkan vermez çünkü o, bizden biridir… Onunla yaptığım her çalışma yeşilin, morun ve tüm zamanların Kürzi kapılarının Levhi kaydıdır… Bir tek o mu?.. Daha çokları var bugün burada…Öz görevleri, Bütünün gücü olmaktır.

Çamur yoğurarak, dünyayı yoğunlaştırmaya, onların mahrekte kelam olmaları, Bütünü göreve almaları kontrol dışı bilişlileri… Kaynakta Bütünün gücü haline dönüştürmeleri kesindir.

Cevheri insanı indirdiğimden beri kapımda, Bütünün gücü var… Bu gücü, Bütünün Kürzi kapısı haline dönüştürebilmek için birlik kapımı açtım. Cennet; emin, cevheri kalem; ilim…. Ve ben oyum, o ben.

Şimdi doğan gün, daha güçlü doğuyor… Çünkü Robbi Kapıların tümünü kapattık. Robbi kapılar, Rahmi kapıdan öte kalem kayıtları yapmıştılar bir dönemde… Zira onlar, Rahmi kapının kulluğunu anlayamamıştılar… çokları kontrol dışıydılar. Robbiydiler ve bizsizdiler… Şimdi kontrol edilen onlar, kapılarının tümünü kapattılar.

Cennete cemaat gerekir.. Cevhereyse kalem gerekir. Bize akıl gerekir tüm insanlık için. Dünya toplumlarını, daha yüce bir zamana taşabilmemiz gerekir. Semayı seslendirirken bunları iyi anlayarak seslendiriyoruz.

Kervan yürüyor ve kervanın yürümesi, Bütünün gücünün kontrol edilebilmesi anlamına gelmektedir.

Değerliler, nefret duygularını hepiniz aştınız, hepinizde insan soyunun kaynak ışığı var. Kısırlık yok…. Ama o ışıkta kıtlıkta var, bollukta var.

Döven, sapları döverken kayıt dışıdır…. Ama dövdüğünde kendini dövmeye kalktığında sayfa sayfa kontrol edilir. Biz o döveni, döverken de dövdürürken kontrol ederiz... Şimdi canlarım, niye bunu verdim? Şeytanın şavkı, aklın tahtı, yaşam ama bizsiz değildir… Biz, onun mutlaka ölüler diyarı olan bu dünyada kontrol ederiz.

Değerliler, iman ilmi; Allah ilmidir, bunu hepimiz iyi biliriz… Ama imanı, insan sayanlar da var. Dünya için bu öz Kürzi kapıda kırıcılıktır. Şuana kadar yerin gücünü artıramayanların, yarını hak etmemeleri, onların yoklara kaynak olmaları anlamına gelmektedir…. Ve onların topraklarında var olanların çokları kontrol dışı kayıtlar yapmaya başladılar.

Devinimi artırmak için onlara istekliydik ama artık onları kontrol ediyoruz.

Şan, şöhret arar çokları….”Biz, bizi anladık” derler ama bizi, anlamaları onların kontrolleri kati olduğunda mümkün olur.

Analar, benim mesleki çalışmalarımla da ilgileniliyor yukarıda. Sorumlukla çalıştığım bilinirken ama nedendir, yine mesleğimden söz etmemi beklediler. Size şu kadarını söyleyeyim…Mesleğim, çok yüce bir ilimdir ve ben o ilmi, Bütünün gücüyle yaparım... Hiçbir zaman hata yapmam bu kesindir. Şimdiye kadar hatam olmadı ve bundan sonrada olamaz.

Savaşım yok insanla… İnsan, yine kendini hak edecek, yine yolu bulacak, yine yolun yoğunluğunda…. Bütünün gözü olacak ama söz, ses olmadıkça yaşayamaz.

Hepinizden tek beklentimiz var Lucas’ın da dediği gibi “yaşamı örmek”.. Biz, o yaşamı örenleriz ve örmeyi sürdüreceğiz…. Ama ilimle… Ama yarınla… Ama tüm insanlıkla ve bilişle… Şimdiden sonra daha yüksek daha yoğun çalışmalarda yaşam daha güçlü örgülenecek.

Sevgililer, hepimiz, hepinizi kucaklıyoruz ve söz, ses kapılarını açıyoruz.

Şimdi artık sizleri, hak teknikle dillemek üzere Bütünlükler buraya inecekler. Hepinizde farklı bütünlük dilleşecek... Bu kesindir. “Ben dilleşmek istemem” diyen varsa sistemden ayrı tutulacak… Ama dilleşmek isteyenlere kontrollü kodlar dirilikleriyle Dividi Sistemleşmesini sağlayarak inecekler.

Doğanın gücü olup çalışacaklar. Onlar siz, siz onlar olacaksınız ve akan ışık haline dönüşeceksiniz, bu kesindir... Akmaya başladığınızda, Rahmi Kuranlarınız kodlama yapacaklar… Ve siz, sizi hak edeceksiniz. Bu çalışmanın maksadı budur.

“Ben yokum” derseniz, yaşam siz için yoğunluğunu kaybeder…. Ama “ben varım” diyenleriniz bu yoğunlukta kontrollü olarak kendi tohumları ekerler.

Medine; Allah’ın Levhi kapısıydı…. Ama bugün artık ses insanın sesi bu meclisin ilmidir, bunu anlayın…. Ve bizler, mutlaka kontrollü olarak bu çalışmayı sürdüreceğiz.

Şimdiden, şimdiye ve tüm şimdilerde, her Rahmi kalemde, bilişle, hepsi bu…. Şimdiki hal!... İşte bu… Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/rGVCnXdB2l4

 

07.11.2015 “TOHUM “ BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/D5Xas_ix8xc

 

11.KASIM.2015 TARİHLİ NEFES 11

1. AKIŞ

Yeşeren yaşamların sonsuz sınırsızlığında hepiniz kelama, ilime ve bilişe vardınız.

Yeri göğü yaratan ilim, hepinizin levhisinde kati, Hakk ve Hak Tekniğin Tahtı Olan İnsan Sırrıdır.

“Boş konuşmam” dedin. “Kontrol dışı bilişim yok” dedin. Ve “dince kodlama yapmam, insanca yaparım” dedin ve dediklerin her dirilenle dilleşen insan sırrıydı.

Atlanta Otağı kodlama yapmaya kalktığında kontrol ilimle olacaktı. Ve bu gün, burada, bu yaşamda ilimin kalem olduğu, bütünün kürzi kili, kumu tohumladığı ve bilişi hasata hazırladığı bir zamanda, senin yarınında Has Işıklar’ın bulunması gerçekleştirildi.

Him Ha Si Him…..”nefret duygum yok” dediğin zaman, her kim ki “ben yok etmem yüreği” dedi; kodlandı, koklandı ve Rahman Kuranı’nda, aha buraya kayıtlandı. “Çamur yoğurdum” dedin. Yoğurduğun ışıktı. Bunu biz bilmekteydik.

Yer güçlendi, yol güçlendi, imparatorluğun gücü arttı ve biz seninle bugüne, bu yoğunluğa vardık. Nereden nereye ulaştığımızı asla anlatmadık kimseye. Emre itaatle bütünün gücünü artırdığını biliyorduk ve emir komuta zincirinde olmayacağına da emindik. Zirvelerin sistemleşmesini sağlayan ilim, bilişin tohumunu kodlarken, senin yolun Allah’ın yoluydu ve sen bütünün gözü olarak, kodlanmış toprakları tohumlayarak, Mikail’in gücünü toplumun tohumu yaparak öz geçişler yaptın.

Ardında kime yoktu. Ölüleri diriltmekti maksat. Evren sessiz, yaşam sessiz, yol sistemsizdi. Ama yolu yok edenler, yarını hak edip bütünün gücü yapacaktılar. İşte; yapılan buydu.

Dorukların toplumları dünyayı izlerlerken, herkesin daha yüce bir çalışmaya kayıt yapmasını bekliyorlardı. Dünyanın kalem olması ve yaşamı kalemle kayıtlayabilmesi, Miraç’ta bütün gözü olmasına ve bütünün gür sistemiyle kodlanmasına bağlıydı.

Her şey yaşamla ilgiliydi. Dünyada olup biteni izlerken şunu görmekteydik; sizin çalışmalarınızı anlayan hiç kime yoktu ve siz bu çalışmayı Mikail’in gücüyle yapmaktaydınız ama anlatabilmek ayrıydı. Ve dünyayı açık kapılardan geçirmek anlamalarını sağlamakla mümkündü. Ve sorgu sual ettik.

O kendini hak etti. Has ışıkla bütünü güçlendirdi. Aha! Bunları yaptı ama kalem olup bütünün görevini tohumlarken, muhakeme yapıp kendinde olamayacakları tespit etti ve onları yaşamdan ayrı kıldı. Bu neden göz söz ve öz oluştan kontrolü kaybettirebilirdi.

Öyleyse; öyleyse bu kayıp olmamalıydı ve bunu önlemeliydik. Neden yapılmalı? Neden yaşanmalı? Bunları anlatmalıydı dünyaya.

Dağlarım, işte; sizi bunun için bugün buraya davet ettik. Bugün siz, şu anda görevliler ordusuyla birliktesiniz. Bu görevliler ordusu sizi izleyecekler ve sizin geldiğiniz bu yaşam, bizim yaşamımızdan çok farklı bir yaşamdır; çünkü biz arkanız önünüz olarak bilişi kodlayan sizlerle bu çalışmayı yapmakta iken, bu meclise varmanızı sağladık.

Bu meclis, Allah’ın levhi kalemidir ve sizinle kontrol kurup çalışmak ister ama sizin bu çalışmaya dahil olmanız, oğullarını kontrol altına alabilmenizle mümkün olacaktı. Ve bugün buraya gelişinizde bunu başarıp başaramayacağınızı görmek istedik.

Aslan Kapıları’nı açan birliklerin biridir bu meclis ve burada olmanızı istememizin sebebi, Aslan Kapıları’nın kodlanmış toplumlarıyla tohumlanıp tohumlanamayacağınızı görmekti.

İki Mikail Kuranı var. Birinde Ka Ha olan var, bir diğerinde Ka Ha olamayan var ama her ikisi de Mikail’in kontrollü kaydıdır. O halde, sizin yeri göğü Yaratan o yoğunluğu, kontrol edip edemeyeceğinizi görmek istedik ve sizinle olmak üzere buraya sizi aldık.

Sizin kaleminiz bizim, bizim yüreğiniz sizin olsun ve sizden kendinizi anlatmanızı görelim. Ne diye çalıştınız? Niye kalem yaşam oldunuz? Nereden rüya boyutlarından güç çekip nereye vardınız? Ve neden bunları hak ettiniz?....Bunları bilmek istedik.

Bizden biri size İsrafil’i anlatacaktı ama bunun önlendiğini görüyorum. Siz kendinizi anlatın, daha sonra biz size İsrafil’den söz edelim.

(Gelenlere cevabımız;)

Can; kaynağa inmenize izin verdik çünkü kodlanmış toplumları tohumlayacak gücünüz olamayacağınızı gördüm. Kontrol dışı bilgi kapılarını açarak bizi, bize anlatmanıza iznim yoktur.

Korumaya almıştık sizi. Bugün buraya alınış sebebiniz Kayı Boyu’nun kontrol dışı bilişlilerini kodlamaktı. Ama sizler Kayı Boyu’nun kodlanmış toplumlarıyla tohumlanamayacağınıza göre Kürzi Kapıları kapatmalıydınız.

Akıp gitmenizi izin veremem. Şikayet mi ediyorum? Yo. Asla…ama cennetin cemaati sizin yüreğinize daha güçlü olarak inmeliydi. Kontrol dışı bilişim yok ama şunu iyi anlayın ki kontrolü sağlayacaksınız Has Işık’la sağlayacaksınız.

Kaç ölü, kaç yolu kapattı bilir misiniz? Bundan sonraki süreçte daha dikkatli çalışmanızı bekliyorum. Kör, sağır olarak geldiniz bu mecliste, kalem olup bizi doğumla tohumlayacağınızı zannettiniz.

Bugün, burada olmanız dahi sorumluluktur. Şikayet mi ediyorum? İlimde şikayet yoktur canlar ama yolu bulmanız bizleri mutlandırır. Cemaatinizin gücünü artırabilmek üzere burada, bu yoğunlukta bütünün gücü olacağımıza emin olun.

Koruma altında alındığınızı da bilin. Çıkıp yolunuzu bulurken yarını tohumladığınızı ve yüreğinizin gücünü artırdığınızı da bilin. Eğer, ben size, sizden savaş ilmini kontrollu olarak almak istersem, buna imkan veririm ve bana bunu anlatırsınız ama bedenimde hiçbir sayfada kırıcılık yoktur ve ben Bütünün Gözüyüm. Bunu nefret duygularınızı aştığınız zaman bileceksiniz.

Çalış çırpı olan dünyayı kontrol edebileceğinizi düşünerek buraya indiğinizi de görüyorum. Ve bize bilgi vererek bizim yüreğimizi hak edeceğinizi düşündüğümüz. Evrim yapmanıza iznim yoktur canlar! Elimde ilim varsa, bütünün gücüdür o ve bütünün güçlendirecek olan yücelik Mikail’in görevidir.

Seyir halindeyiz. Her şey bizim yüreğimizde mevcut ve her şeyi sistemin gücü olarak kodlar, tohumlar ve kontrol ederiz. Ama şunu iyi bilmenizi isteriz. Ki bize bizi bizi anlatmanız, Mim’le sistemleşmeniz ve Mim’le kodlanmanız, her diride bilişi kalem yapar ama bizi hak etmeniz sorumluluktur.

Çelik çomak değil dünya; bunları anlayınız. Tüm insanlık için daha üstün bir yoğunlaşma olacak; kesindir. Ama diğerlerini, daha ötelerdekileri ve daha ötelerdeki kalemleri dinleyin…

Bilmek ya da bilmeden bilmek….her şeyi dinlemek ya da dillemek….ama her resimde varlık sürenleri bütünün gücü olarak kodlamak. Hem insanlık yapacaksınız, hem da Has Işık’la bütüne görev taşıyacaksınız. Umut olur ki bunları hak eder, başarırsınız.

Evim dünya, yolum ilim, bütünün gücü bilişim ve ben o gücü tüm insanlık için tohumlayanım. Şimdi; bana, beni anlatmaya geldiğinizi görüyorum. Ama şunu iyi anlamanızı bekliyorum. Ki doğan gün, insanın Levhi kalemi’yle doğar.

Kimse kimsenin evrenlere ses vermesine, insan olmasına, mani olmaz ama kapı kapandığında, Toprak Toplum tohum olup, bütünün gücü olamadığında, yol kapadığında, artık Ruh Kapıları da kapanır. O zaman dünya yolunu kaybeden, hiçbir sayfada yol bulamaz; bu kesinidir.

Şeytan aşka gelir, Hakk olur, Aklın Tahtı’na varır, Rahman olur, Karanlığın Tahtı olur, bütün olur, her resimde olur da oğul vermedikçe bilişi hak etmez.

Bundan sonraki süreçte, bana, benden söz etmeyin. Ben, beni bilirim. Kendinizi dilleyin; sadece bu ama şunu asla unutmayın; bu yaşam Allah’ın levhisiyle değerlendirildiğinde, imparatorluğun gözü artık o yücelikte, bütünün gözü olur ve tüm zamanları izler, görür.

Söyleyin doğaya; “ben yokum.” Söyleyin yaşama; “ben yokum. Ben dünyayım ama yokum.” Bunu söyleyin. Söyleyin de alın yanıtını. Her şey insanladır; bunu unutmayın.

İman edin ve hak edin. Ki insanı anlayın. İnsan, tüm insanlık bütünün gözüdür. Sömestr tatillerinde yol kapanır. Yalzızlı ışıklar topraktan, toplumdan çıkar, kapılar kelamsız kalır, ışıktan çıkar. Neden? Çünkü insanlar tatil yapar. Aha! Tatil ilimdir canlar.

Biz, bizi bizle dileyenler ilimdeyiz; unutmayın. Yine de dünyayı anlayacaksınız, yaşamla anlayın. Ala, vere değil; ola, bile anlayın. Son sözüm şudur ki; burada bize bizi anlatmaya gelen sizler kendinizi, kendi yüreğinizi dinleyip anladıktan sonra bileceğinizi bilin.

Bana sormayın “Şinsa’da iş var mıydı?” diye. Ben her yerdeyim canlar. Bebeklerin bebeği olanda, birliğin tohumu olanda, yaşamı bulanda, bilende bendi. Haa bugün buraya gelip sabırla benden söz alıp sesleşecektiniz ve yolu açtıracaktınız. Yok canlar? Yol “ol” deriz açılır, bunu bilin.

Şimdi; muktedirim, hakikiyim, Hakkın Kalemi’yim, İnsan Soyu’yum ve ben mutlakım; bunu anlayın ve anlatın. Aradığınızım ben ama bulamadığınızım; bunu bilin.

Ve beden bir ark aktığında, akan arkta ışık yağmurları kutsal toprakları suladığında ve o yolda bütün kötülükler aşıldığında, kini aşmayanların yolu bulamayacağı o yoğun, ağır ışıkta başımı eğmemi bekleyenler, nurdan kalem olup yazmadan, Hakka varmadan, beden almadan bu yoğunlukta nur olup da koruyucu olamayacaklarını artık bilsinler.

Çetin bir dünya, çetin bir yol ve çetin bir ışık….

Oğul; ben tohumum; bunu anla. Şükür. Şükür ki hak ettin de dilledin yürekte bu bilgiyi. Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/Zp3EP4snmWQ

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK SESLEŞME SONRASI AKIŞ

Bugün size, daha yüksek bir ışıktan söz edeceğim.

Doğanın gücü, herkes, kendini halik sayar, hatta akıl sisteminin en yücesi sayar.. “Biz, ana kapıyız” der. “Biz, aklın tohumuyuz” der “….Hep, her birimizde, o yücelikler” ama şunu iyi bilin ki…. Doğan gün, Allah’ın ilmiyle doğar… Ve Allah’ın tende, hak ilminde, Bütünün Kürzi kapısını açar.

Şuana kadar yaptığımız çalışmalar, mektep kurmak üzere yapılan çalışmalardan farklıydı, biraz farklıydı…Biz, bir mektep olmaya değil mektep kodlamaya çalıştık hep… Ama mektep olma gibi bir niyetimiz hiç olmadı… Çünkü Ruhi Ka-Ha kalemler, kelam etmezler, sesleşirler. Kelam, ilimle olur …Ve dünyayı kontrol etmek için bu gerekir.

Bizse, doğanın gücünü artırmaya çalıştık hep. Sığ çalışmalarla doğanın gücü artmazdı… Işık çalışmaları yaptık hep ve ışık çalışmalarıyla bilişi kodladık... “Ardımızda hiç kimse kalmayacak” diyerek her yüreği dürümledik……. Ve yüceliğimizi kendi yoğunluğumuza kayıtladık… Ve dedik ki “biz, ardımızda kimse bırakmayız.”

Bu, Som Altın bir yolun, Allah ilmiyle kodlanışıydı... Açıyı kapattık ve dedik ki “artık kontrol dışı bilgi alınmayacak.”

Dünya, ölü bir planetse…. Biz, bu planette diriyi kontrol ederiz. Çok özel bir dünya gününde, bu yoğun çalışmayı yaptık. Saklı tuttuk… Dedik ki “bizi, kimse tanımasın, kimse dinlemesin... Sadece kontrol kuracak olanlar bu meclise gelsinler”…. Ve daha da önemlisi” kıran, kırılan burada olamaz “dedik.

“Çamur yoğuranların, ışık tohumlama imkanı yok” dedik. Yerkürenin gözü, özü, sözü olan insanlığın ekmek yapmasına gerek var,” ilim yapması, ekmek olmasıyla mümkündür” dedik… Daha da öncelikle kaynak ışığı, Bütünün gücü yaptık.

Devinimi artırdık, daha özel bir dönem için mutlak Kuran olan bilişlileri kodladık.

Değerliler, doğan gün yenidir ve daha farklı, daha yüce bir çalışmayı devreye almamız gerekiyor... Bu yüce çalışma, insanlığın ilminin kodlanmış tohumları kontrol altına alabilmesi için gereklidir.

Ne şekilde yapılacak bu çalışma?.. “İkinci dünya gücü” diyoruz biz, bu çalışmaya…. İnsanlığın kelama indirdiği,” ikinci güç”….” İkinci dünya gücü.”… Bu çalışmada, mutlaka kutsal toprakların toplumları kodlama yapacaklar. Aşağı yukarı bin tahditli kul, dürümlere inecek ve yaşamı kodlayacak... Ağır yük taşınacak…. Ama kelamla taşınmayacak bu kez, yarınla taşınacak….Yarınla, ilmin Tanrı kalemi olup yazması... Yarına varanların, yarından ışık yağmurları altında kodlama yaparak, Bütüne görev taşımaları.

Düzeni kuranların, yerkürede yeni dönemleri kodlarken, yaşamı kontrol edebilmeleri mutlaka Kuran olabilmeleriyle mümkündü... Bundan sonraki süreçte yaşamı kodlayacak olanların, yerkürenin gözü olup, Bütünün gücü olup, daha ötelerdeki gerçek kalem olacakları o dürümden, devreye alınışları sağlanacak.

Nerede insan varsa, orada kalem vardır… Biz, dünyada insanlığı kontrol altına alarak, kalem olmalarını sağlamaya çalıştık.

Haşr’ı;” Ra-Ka-Ha” diğeri diye bilen…. Yani kendinin harici bilen artık kalemi kendi bilecek, katiyeti kendi bilecek, yarını kendi bilecek… Ayrılık bitmiş olacak.

Doğan gün yenidir ve yeni günde yeni zaman kalemleri yaşama inecek. Dürümlerdekilerin, daha yüce ışık yağmurları altında kontrol kurmaları sağlanacak.

Dümen; insandır bunu iyi anlayın... Dümen ilimdir ve siz o dümendesiniz bu kesindir... Eğer siz, bu dümeni, hak edememiş olsaydınız sınırlı çalışmalarla kalınacaktı.

Daha önemli bir dönemi, daha yüce bir çağrıyla devreye alıyoruz. Yirminci dürümde, kök sessizlikleri dilliyenlerin, kaynak dışı bilgilerini kalem olarak, Bütünün gücü haline dönüştürebilmeleri, Mikail’in gücünde o bilgilerin kontrol altına alınışı…. Ve tohumların yenilenişi gerçekleşecek…. İşte bunu yapabilecek olan biliş, ağırı yükü hafifletebilir.

Sizden, diri ve hakiki insanlığı bekliyoruz... Yalan dolan, yaşam olmayacak... Yine de iyi bir çalışma gerek. Mikail, kati, hakiki ve hak olan insanlığını yaşama çekiyor.

Dört bin insan, tek merdiven olacak…. Dört bin insan, bu meclisin kulu olmayacak, kodlanmış tohum olacak. Bu dört bin tane insan, tüm zamanların levhisinde mevcut olan insanlardan oluşacak… Eski dünyalarda yaşamış, bugünde kodlama yapmaya inen, yeri göğü yaratan insanlığın kelamında, Bütünün gücü olan….. Ve bizim yolumuzda olan, her kim varsa, kendinde, kendi yüceliğinde kelam olup indirilecek.

Değerliler, burada bu meclis, sayfa sayfa kodlama yaparken az sayıda ışık burada bulunabilir… Bu kesinlikle oldurulan sistemin tohumlarının kelamda kendini kontrol edebilmesi için şarttır... Buraya siz yirmi kişi, otuz kişi getirdiğiniz zaman, buradaki sır kırılır... Işık sınırlanır… Yırtılan bir sır, kelamda kodlama yapamaz… Ve bütün kötülükler yaşanır... Bunun içindir ki burası daima 10 kişi, cihat ilmini hak etmiş olan on kişiyle olacak bir çalışmadır…. Ama zaman gelir, dokuz kalırız, zaman gelir sekiz kalırız…. Yeni bir dönem için on sekizde olabiliriz… Ama daha fazla asla bu meclise, kabul edilemez, bu kesindir.

Canlarım, devinimi artırdığınızda yol; Allah yolu olur, bütün kütle kodlanır ve tohumalar kontrol edilir… Devinim arttı şu anda ve Bütüne hizmet, bilişe kati, hakiki ve hak olan ilmi kodladı.

Sessizce sizinleyiz, sizinle tohum ekmeyi sürdüreceğiz. Yine de iyi bilin ki kini aşan, yolu bulup buraya varabilir… Vardığında buradaki üç beş kişi ayrıştırılır, onlarla sayı tamamlanır… Ve bir başka gün, onlar ayrışır, bir başkası burada bulunur… Ama buranın temel ilim kapıları var, onlar hep burada kalırlar.

Değerliler, yeni günde hepinizle daha yüce bir çalışmada birlikte olmak umuduyla….

Umut olur ki, toprak toplum tohumlarını kodlar ve her anda yeni bir dürümde, Bütünün gücünü tüm zamanlara dürümleyip diller.

Sizi hepimiz çok sevdik, saydık, sizin de bizi, sevdiğinize eminiz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/yowz78yvb7E

 

07.11.2015 “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/Ojn1xrMieBs

 

07.11.2015 "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

Yaşam tektir ve birdir... Yaşamda her diriyi tohumlayan kaynak BİSUİ'nin nefesidir... O nefes Mikail yoğunluğunda açılan, bütünün gücünden her ana sayfalanan, İnsan teknik sistemini her diriye tohumlayan ve kendini kendiyle kodlayan yaradanın; kendinden ötelerde benlik ilmiyle bizde bire kaynak yaratan bilişidir. O biliş, tüm insan soyununda kodlanan yaşam sistemidir. İnsan tekniğidir...

Bizdir tohum, bizlik olan yaşamın ışığıdır tohum... Biz o ışık olup ektirdik bizi...eken biz ve ekilen biz, her ana tek kaynak olan yol ve o yolda; yolculukta olan kervanın yaşam sistemi... Hepsi biz... Tohumlayan, tohumlanan, kodlanan ve yolunu kervana katan, o kervanda; yolunu her diride tohumlayan, İnsanlık kapılarını açan, İnsanlığın yaşam ışığı, bütünün gücü... Işığımız ben ilminde, bütünün gücü ve her dirinin levhisinde var olan güç olarak yaşamı sayfalar...

Tek yaşam, bir beden ve teknik; yaradan olan, yarattıran kaynağın nefes olan ilmi... İnsan kelamı ve insanlık levhisinde her diriye hak olan yaşam yolu... O tek yaşamın, yarattığında yaratılan; yaradan olarak kendinde kendini yarattığın, bütünsel gözün her ana kayıt olan kodlanan yaşamında, her dürümde, tüm yoğunluklarda küresel bir devinimle tohumlandığın ve tohumladığın bütünün bedeninde kodlama yaptığın o tek yaşamındır.. O yaşam bütündür ve tektir...

Dünya, mahrek olan ışık ve o ışık her diride hak olan ilimdir. İnsanlık ilmidir o... Ve dünya kürzi bir kaynak. O kaynak bilişle yolculuk yapar tüm zamanlarda, her yoğunlukta dürümlenen, sesleşen bir kaynak.. Biz ilminde benlik Kuran'ını okuyan yüreğin, her diri olanda var kaynağı... İşte o kaynağın tohumlanan ışıkları olarak kaynağımızda yaşamı kodlayan ve yaratan olarak bu bedende bütünün gücünü her yoğunluğa insanlık ilmiyle açan, insan soyunun kelam olan gücüyüz biz...

Kupa biz ve kupamız has ışık tohumlarla dolu... Ve tohumlarımız bilişle kodlanan bir yarın... İşte yaşam, her anda yarına kaynak olan bilişin yarattıran kapısı ve bu kapı tüm zamanların orta kapısı olan dünya... Ve o dünya biz olan yol, biz olan dirilik ve biz olan yaşamın yazıldığı bütünlük kuranı... Dünya biz, biz dünya... Mahrek olan dünyamız ve küresel bir kodlamayla tohumladığımız kendi dünyamızın o tek yaşamında, bire kaynak olan insan soyunda, insanlık kelamı.. Şimdilik bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/F4VVzs2G94Q

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “ TOHUM” BİRLİK ÇALIMASI

AV.NEZİRE SELÇUK SON AKIŞ

Hepinize saygılar sunuyorum, bugün burada oluş sebebinizi size, izah edelim. Tohumları kontrol için buraya inmemiz gerekti ve indik.

Büyülü bir zamanın, büyülü bir ışığında, Bütünün gücünü tohumlayama inmek bizi mutlandırdı... Her resimde kendi yüreğimiz vardır…. Ve bugün burada bu resimde, Bütünün gücü vardı.

Değerliler, resmi çalışmaların yerde, hepimizin yüreğinde, hak teknikle yapıldığını biliyoruz… Mutlaka şunu da iyi biliyoruz ki; koro halinde sesleşenler var burada bugün…. Ve onların yoğunluklarında kontrol dışı hiçbir bilgi yok…. Eğer dünya ölüleri, dünyayı hak etmiş olsalardı “Tanrıkalem olup yazardı” diyorlardı ve görüyoruz ki kelama inen, ilimdi… İlme, Kuran indi…. Kuranı ışıkla dilliyen herkes burada bugün, kendini dilliyorve kalem yazıyor.

Dünya, öz görevlidir bunu hepimiz net biliyoruz… Ve doğanın gücü hepimizin yüceliğidir

Devimini artırabilmek için daha yüksek bilgiler verilmeli bugün burada ki verildi… Hepimizin iyi bir günü oldu bugün… Çok güçlü bir gündü ve birlik haline gelen bizler, birleşenler olarak güzel bir gün yaşadık burada.

Koro halinde ilim sayfaladık biz, bugün burada. Her şey kendi yüreğimizdeydi.

Sevgililer, daha güçlü bir çalışmayı yerin gücüyle birleşip yapmaya niyetin olduğunu biliyoruz… Ve bugün buraya geliş sebebimiz,senin yoğunluğunda, Bütünün gücünü tohumlamak... Verdiğin her şey kontrollü verildi…. Ve bizler bunun için burada, bu yoğunlukta körü göz,sözü ses saydık, yolu açtık.

Şeytanın aşkını kalem yapan insan soyu….. Artık şerrin şavkını kontrol altına aldı.

Süper İnsanlık Sistemleşmesi, yücelerin cümlesinde daha yüce bir biçimde kodlandı.

Mutlaka iyi anlayın ki koruma altında her şey kalem oldu ve kayıtlandı. Tanrı tahtında, ışık oldu…. Bütüne hizmet bugün burada büyük kült halinde, yoğunluğu tohumlayanların ışığında gerçekleşti.

Ardında hiç kimsenin kalmadığı bir çalışmada öz geçişler yapıldı ve yücelerin cümlesi emin ilimle, Bütünün gücünü artırdı.

Sevgililer, La-Ka-Ha-Si-Ha…. Aha bu!.. Şimdilik

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

………………………..

“KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dostlar, 31.10.2015 Cumartesi günü 14.00 – 16.00 saatlerinde “KUPA” konulu Birlik Çalışmamızda buluşuyoruz. Tüm Dostlarımızı aramızda görmeyi dileriz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

“KUPA” Çalışmaları Hakkında Öz Bilgi:

Altın Işık Yılları’nın Nefis Kapıları’ndan geçen birleşenler, tüm insanlık için ışık olmaya gelirler. Tüm insanlık... Kelamı, tohum olarak tüm insanlığa indiren, tinsel kelam olup kodlandığında, “tüm insanlık” olur ve rehin olunan bir dünyayı kodlar ve hologram olan Işık Kayıtları’ndan güç çekerek yerin ilminde yeni bir resim yapar. O resim, ilmin Halik olan resmidir.

(Not: İnsanlık, dünyanın kendisine lütfettiği herşeyden dolayı dünyaya borçludur. Borcunu ödeyinceye kadar da dünyaya rehindir.)

Dünyanın üzerinde görev taşıyan çokları, dürümlerinde kelam olmaya çalışırken, kendilerini kodlayıp, koklayıp hak etmek isterler. Bilmeleri ve bildirilmeleri, kendi yarınlaşmaları ile mümkündür.

Dünya arıcı ve balcı diriliklerin dürümleri ile kodlanırken, herkes kelamda arı, kalemde bal olur ve yaşar.

Tüm insanlık için bilmek ve bilişle dürümlenmek; tek ve çift kalemlerin, kelama umman olmaları, mürafaa çalışmaları (Yüksek Yargı’da, Hak İlmi ile gerçekleşen yüz yüze çalışmalar) ile geri çekilişlerin gerçekleştiği yaşam sayfalanışlarında, Süper Sistemleşmede sağlanır.

(Tek ve Çift Kalemler: Tek Kalem; kutupların bulunmadığı Rahman Biliş halinde yaşamı resmedenler... Çift Kalem; eksi ve artı potansiyel güç ile yaşamı yazanlar.)

Zamana her verdiğim, zamandan her aldığım; tüm yaşamlarımda tahditli olmayan yarınlaştırdıklarımla gerçekleştirdiğim bir çağrıdır.

“Bir zaman gelecek Allah, ilim yapacak ve zaman, kodlanacak” dendiğinde, dendi ki “Allah, kaptan değil ki O, her anda ve her ışıkta mevcut olandır. Nüve olan herşey O’nun ilmindedir. O kendini hak eder ve her diride yaşar. Tüm zamanlara ışık yakar. Diri ve hakiki bir çalışmadır O’nda yapılan. O kök sessizlikleri hak ettiğinde, has tahta varır ve hakikiyette insan soyunda umman olur.”

Dünya, Cennet Alimleri’nden birlikler oluşturularak, dürümlenen sayfalara çekildiğinde, artık dümenin, herkese ait olacağı kesinleşir. Bu gür çalışmalar, Sistem için kalem olanlardan yapılır.

Bizim kapılarımız, tüm insanlık için açılmıştır. Kim kapılarını açarsa, geçip gelecekti ve geçerken; kelamla geçebilecekse; Işık Kalem olup kodlanıp gelebilecekti. Aha görev vermek istediklerimiz, artık kendi yarınlarını hak etmiş olan Birlikler olarak dünyayı kodlayıp yaşamak üzere bilişe varacaklar ve zamanı kodlayacaklar.

Mutlaka bilin ki Birlik İlmi, kalemin ilmidir. O ilim, herkesin kaptanlığında tohumlanır. Kardeşlerini hak etmeyenlerin, kodlanacakları ışıktan, yeterince güç çekilirse; gücü çekenler, daha üstün yaşam sayfalarında kontrol kurabilirler.

“Bu şekilde, hakim olup nefret duygularını aşanların, kalem olma imkanları olacak” dendiğinde; herkes, kendi nefretinden söz edildiğini sandı. Bu nefret, her dirinin her diriye, kaptanlık yapma çalışmasında, duyduğu nefretti.

Bu güne gelmek sorumluluktu... Bugüne geldik ve burada, İnsan İlmi’nden güç çeken Işık Kelam Levhisi’nden, Kutsal Işık olduk. Şimdi Varlık’ı, Yokluk’tan ayıran bilişliler, şunu iyi bilsinler ki Yokluk, Varlık’ı tohumlayan yegane kaynaktır.

Dünyada, neden ve niye kodlama yapıldığını bilmeyenler, kalem olup kendi yaşamlarını kodladıklarında, Kutsal Nefes olacaklarını bilemezler...

Miraç, kalemde insanın ışık haline geçip; kendinden kendine ulaşması hadisesidir. Her resimde, “Miraç”tan söz edilir ama Miraç’ın “Kan Tekniği” olduğu bilinmez.

Dünyayı hak etmeyen, dünyada nefes alıp nefes veremez. Dünyayı hak etmeyen, ekip kurup yaşamı tohumlayamaz ve sonsuzlaşamaz. Birleşmek yetmez; kendini hak etmek için “ilmin kulu” olmak gerek. Sonsuzlaşmak ve yolların en öncesinde var olan bilişte, hologramı aşıp geçmek gerek.

Sorumlulukla yaptığımız bu çalışmalardan, İlmin Kalemleri istifade etmediklerinde, onlar, hipnotik sistemleşmelerle, kelamda kendi yaşamlarını hak etmekteler. Onlar, hipnotik sayfalanışlarla tohum ekip; o tohumları kodlayarak ışık çekmekteler. Ancak, onların, son dönemde gerçekleşen “Partiküler Çalışmalar”da, oğullarını hologramdan aşırtmaları imkansızlaşmaktadır.

Zaman çok kısalmıştır ve yaşam kodlanışı son dönemde en üstün seviyeye ulaşmıştır. Bu kodlamalar ile tüm insanlığın, kontrol edilerek geçişlerinin gerçekleşmesi beklenmektedir.

Erecekleri her yerde kelam etmeleri, son dönemdeki en güçlü ilimdir. Her yer insan soyu ve her şey insandır!... Bir tek kalem var. O kalem İlim Kelamıdır...

“BİZ’i hak etmeyen, kelamda kendini hak edemez” diyenler bilsinler ki Birlik İlmi, tüm kalemlerin ilmi olarak, Tanrılık Kapısı’nı, Kalem Levhisi’nden açmıştır.

Ağırlıklar hafifleyecek ve yaşamlar, Kürzi Kaynaklar’a varacak ama sesleşmek yetmez... İlmin kuru ışığında, kelam etmedikçe, kimse kaptanlık yapamaz. İşte bu nedenle biz, “KUPA” denilen bir kelam çalışması yaptık. O çalışmada, tüm insanlığa kaptanlık yaptık. Ne yazık ki kaptanlık yaptığımızı anlamak istemeyenler, kelamdan kendi yarınlarına varıp; ışıklarını alıp; kendileri ile olmak üzere ayrıştılar. Ocaktan çıktıklarında, kelamdan çıktıklarını anlayamadılar ve rahmet olan insan soyundan çıktılar.

Şimdi; Yaradan, yeri yaratırken, kendi yaşamını tohumlayan dirilikleri, yer ve gök cevheri olarak, yeniden yapılacak “KUPA” çalışması ile gerçek kapıya almak ister. Onların hepsi bunun için kantara kondular ve kodlandılar. Aha şimdilik... Ve şimdi... Ve şimdi... Aha şimdi...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

“KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

31.10.2015

Allah, diri ve hakki ilimdir. Onu bilmek, ilmi bilmektir.

Her kim ki has ışıkta kendini diller, insan soyunun yüceliğinde kalemdir.

Bir tek kapı vardır. tüm insanlık için . O kapı nefestir.

Değerliler, kelama inen, kendi yolunu bulandır. Mutlaka bilin ki ben dünyayım. Size, dünya olup sesleniyorum. Dünya, cennetin kini aşmış yoludur. Kimse dünyayı kontrol edemez. Bunları bilin… Buraya geliş sebebiniz, dünyanın kontrolü için ise biz, sizi kontrol ederiz. Bunları bilin. (Dünyamızı ziyaret edenlere hitabımızdır.)

Evrenlerin ilminden ilimle koklananlar bilsinler ki biz, ocaklarında nefes olanlarız. Onlar gözlerinin görmediğine inanmazlar. Biz ise göz olur kör olanda gör oluruz. Muştularla görev taşırız. Bilinsin isteriz ki Can Kalem, insanlıktır. Tüm insanlık… Kelam ilimdir; merdiven kalemdir. Biz ise kontrollu olanlarız.

“Kini aşan yolu açar” deriz. Kin, nefret sizi sizden ırak tutar. Bilin ki maya olan insanlık, has tahtında kuldur. Onu, “Allah’ın Nefesi” diyen bilin. Dağların Ruh Kapıları tüm insanlık içindir. Başka zaman kapıları yoktur. Teyplerle çalışılır. İnsanlık kaydında. Orada mahrek vardır. Oraya, Altın Işık Yılları’ndan görev taşıyanlar inerler. Orada masmavi bir gök vardır. Oraya varan, Nakar’ın kelamından ışık alıp, zamana varır. Rahman olur; ışığa varır.

Eğer Rahmet kalemse; biz oyuz. Eğer rahmet kaynaksa; biz oyuz. Kapıysa rahmet; oyuz. “Çökmeyin nefese!” deriz. “Çökmeyin kaynağa!” deriz. Nefes, zamana ışık; Kaynak, taht ve biz, tüm sayfalarda kalem olan; mahrek olan tüm insanlık…

Mutlaka bilin!... Tüm insanlık!… Çıkmayın ışıktan!... Çıkmayın kaynaktan!... Herkes orada, iman ve ilim!… Çıkmayın tohumdan… Ayrılık yok… Bütün kütlemizle dünyadayız. Savaşımız ilimledir. Tek bir sistem için savaşırız. O, sessizlikte insan soyunu kontrol eden, İnsan Işık’tır.

Başka bir zaman… Biz olan insan ve tüm zamanların kalemi olan mutluluk… Oraya imanla varanlar, ilimle kodlanırlar ve yolculuk başlar.

Heyecanla beklenir orada. Kini aştık; yolu açtık; tüm insanlığı hak ettik ve biz, Rahman olan kalem olduk. Ne olacak şimdi!? Bundan sonra ne yapmalıyız!? Budur sorgulanan… Deve kalktı. O devede, ilim var. Deve Rahman’a vardı. Orada kalem var. İyi! Aha iyi!... Yahu peki ne olacak bundan sonra!? Değerliler; Sistemin Gücü sizin olacak. Siz, kontrollu olacaksınız. Rahman olan kaynak olacaksınız. Varlık Boyutları, sizi dinleyecek ve Rahmi Kuran’da, Aklın Tahtı’nda ışığınız olacak. O zaman siz, kapı olup tüm insanlığın ışığını, nefese ulaştıracaksınız. Budur istenen!...

Heyecanla bekleyenler, bunları duyduklarında, tohumlarını hak etmek isterler. Sorgularlar. “Nereden nereye ulaştık?” diye. Er ya da geç herkesin varacağı bir kapıya ulaşıldı. Herkes Altın Işık Yıllarının Kuranı olup o yoğunluğa varacaktı. Vize alınır oraya varmak için. Bu vize, İlmin Kalemi’nden alınır. Onun kulu olan ışık, o vizeyi verir. Işık, kapı sayfalanışı; kalem ve temizlik, ilim; herşey nefesle olur.

Kör görmez ama bilir. Korkmayın! kör bilir ama göz görmez… Sevgiyle çalıştığınızda herşey, Nuh Kapıları’nın üstünden kontrol kurar ve herşey, yaşam olur. Göz görür ve kontrol sonsuzlaşır. İşte biliş başlar…

Sizden tek beklenen bilmenizdir. Bilmek ama neyi bilmek!?… Sizden sizi dinleyenler sizde bilecekler. Bu nedenle, bu Meclis dillenirken, tüm zamanların kalemleri bu Meclisle dillenirler. Zarar engellenir ve Ruh Kalem tüm insanlığı kodlar.

Murad ettiğimiz, ışık halinde görevdir. Sizinle çok güçlü çalışmalar yapıldı. Daha da güçlü çalışmalar olacak.

Nur Alimleri sizi dinlediler. Ve sizinle kontrol kurdular. Cevheri Güç, sizden geçti ve yaşama indi. Her resimde kontrol var. Mutlaka bilin ki Varlık, Yokluğu kodlar. Yokluk ise Varlığı, kalem yapar ve yaşamı yazar… Herşey dengededir.

Hey Canlar, Sanal Boyutlar’ın kulları, nefesler; herşey sanallıkta Kırk Işık haline geçildiğinde, bir tek Kuran olur. Dünya, Sanal Boyutların Kuranı’dır. Bugün; göz, öz birleşti söz oldu. Yaşam sesleşti; zirvelere kaynak olundu. Nurdan kalem olanlar, kulluk yaptılar. Tanrı der ki “hak et ve de… Ama demezsen de denir.” Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

31.10.2015 "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI

Tanrı dedi ki; "öz görev ilimdir"!... Allah dedi ki; " insan, sistemin kuranıdır!... Aktığın andan itibaren yaşam senleşir"... Aha bu!

Atlanta ata kapısı, kelamda levhiyi kodlayan biliştir. Aha bu!.. Oh aha bu!

Sonsuz sırdır ilim... Ama sistemin gücünü herkesin kendi yüceliğiyle dilleyebilmesi, her diriyi kendi yoğunluğuyla tohumlayabilmesi; bütünün gücüyledir!...

Bütün, kelam; her şey kelam... Levhide kelam, ilim... Yaşam budur işte! Buyurun anlayın...

Bana turkuazın kuranı, kodlanmış toplumu tohumla diyerek; göz sistemleşmesini istediğinde, doğanın gücünün hak teknikle tohum olup olamayacağını gördüm. İster inanın, ister inanmayın; gözüm gördü!... "Oğul ben senim" dedi, o kuran...

Değerliler, Şems-i Tebriz'i gibi yüceliklerin tümü buradalar şu anda... Bütün kötülükleri aşıp geçer ve yüceliklerde tüm zamanları dillerken; dince, dirice, hakikiyetçe İnsanlaşmaktan öte, iman ilminden öte kelamla İnsanlaşmak... Yapmakta olduğumuz her şey bundandır.

Ata kapıların tümü açık... El Allah, yaşam İnsanlık... Biz o, o biz... bunu anlayın!...

Kimi dince konuşur, kimi İnsanlıkça konuşur... Bizse Allah'ın ilminde kelamca konuşuruz!... Bilin ki kelam; hak olan ve imandan öte olan ve itikattan öte olandır!...

Dağlarım, art niyetimiz asla yok. Çok mutluyuz bu gün burada olduğunuz için. Yol Allah yolu ve biz o yolun kuluyuz... Bunu bilin! Öyle çok çalıştık ki; çamur yoğurduk dünyada... Her şey iman ilmiyle oldu... Biz dünya, dünya biz oldu. Bu dünyayı kodladık, kokladık, tohumladık, tanrılık kalemi olduk kayıtladık, her şeyi yaptık. Ama ağır yüktü dünya bize...

Bu gün bu dünya umut olur ki; kodlanmış toplumları tohumlar ve bütüne güç katar.

Çay içtiğimiz sırada size başka bilgilerde vereceğim. Ama şu anda yoğunluğu arttırabilmek için; kontrollü, kodlanmış ve hologram olan o yoğunluğun üstü olan bilişlerle dilleşiyorum... "Cennet İnsan" derim... "O İnsan, İnsanlığın teknik tohumu" derim... "Orada biliş var" derim... Ama her İnsanın kendini hak edebileceği bir kalem var. O kalem, Allah'ın ilmini yazar!... Bunları anlayın!

Boş konuşmam... Her ne dersem, ilimdir!... İnsanlık ilmidir!... Ve her dediğim, yaşamın tohumudur!... Burada bu yaşam; Mikailin kürzi kelamından üstün bir ışımayı gerçekleştirir... Sesim; yükseklerin yükseğinden göz olur, söz olur, sesleşir... Ben Allah'ın tahtıyım bunu bilin! Neden bunları söylerim?.... Nefesimden dolayı!...

Ey can, ben ana kapı İnsan soyu.... Bunları ana kapıda, has ışıkta, bütünün gücünde, her liyakatta verebilirim... Ama yaşama iman edin, hak edin, tohum ekin... Yaşama tohum ektiğinizde sizler; sizi hak edersiniz!

"Başka bir dünya var" dediler... Yaşam, her şey, tektir bunları bilin! Hiç bir sayfada başka yoktur, her şey tektir!... Ve teklik, biliştir!

Batı toplumları kontrol dışı bilgiler de verdiler. Düzen kurdular, kontrol ettiler yüceliklerini, kelama kodlandılar; bütüne vardılar... Maya olmaya çabaladılar... Ama Doğu toplumları, kontrollüydüler, kokoları yüksekti; bütünün gözüydüler... Sessiz zamanları dillediler ve yaradan ve yaratılanla dilleştiler!..

Canlarım, alemlerin rabbi Allah der ki; " kapıyı açın, yolu bulup tüm İnsanlığı kodlayacak olanlar geçip gelsinler"... Devinim arttığı zaman, hepsi; kendi yürekleriyle dilleşecekler. Ve deriz ki; "alemler, levhide aklın tahtına varmadıkça, yaşamda kutsal tohum ekemezler... Oğul vermeleri, bütünün gücü olma manasında değildir"... Emin olun ki; kalem, her diride yoktur! Kalemi hak etmek, hak tahtta varmakla mümkündür! Ümmi toplumların çoğunda kuran yoktur, kontrol yoktur. "Yaradan, yarattıklarında yaratıldı" diyenler, altın tahtın ışıkları olarak; bütüne görev taşırlar...

Çamur yoğurmak... Kimse bunu anlamaz! Çamur yoğurmak, kimse kimseyi dinlemez... Size şunu anlatmak isterim ki; çamur, levhide ademin levhisinde; kollarını kanatlarını kıranın, kendini hasatta hazırlaması anlamına gelir!... O kendini hak tahttan çıkarır ve hasatta hazırlar... Ama hasatta kendini hak edipte tohumlayamazsa; kontrol edilemez!... O bir çamurdur... Ruhi kapıların kutsal tohumlarından ayrılır!... Bütünden kontrollü olarak ayrışır. İşte, Adem'in ve Havva'nın cennetten kovuluşu olayı budur!..

"Ben dünya" derim, "ben; yol" derim... "Ben, kutsal ışık" derim... "Ummanın ben" derim... Ama ben mutlak bir kapıyım!... Bu gün burada her anda ve her yaşamda var olan kalemim!... Merdivenim ben, bu neden?... Çünkü ben mutlak, hakiki ve hak olan ışığımı bütünün gücü haline dönüştürüp, tahditsiz biçimde dünyaya çektim!... Burada oluşum, mutlak kutsal koruma sayfalamak içindir.

Koruma sayfalamak ne demek?... Dünyanın öz görevidir, korunmak! Korunmak, ama korunmak; mahrekte ilimle olur!... Kimse ben varım, benim ışığım herkesin ışığından güçlüdür diyemez!... Ama biri, ben varım ve ben bütünüm derse; onun ışığı her dirinin levhisidir ve o güçlüdür. Bunu diyebilen, kendini hak etmiş olandır!...

Matematiksel olarak; mutlak kontrol ekmek için yaşamı, tohumlamayla gerçekleşen ve herkesin kendini hak edebileceği sayısal değerlerin, bilişle tohumlanışı anlamındadır... Her şey sayısaldır dünya üzerinde. Pi sayısının; Mikailin kürzi kapısında ışığı tohumlayan tekniği taşıdığı bilinmez. Ama şunu iyi bilin ki; logaritma yoksa, nefes yoktur!... Logaritma; bütünün kürzi kapısında, ışığı tohumlayan tahditsizliği kayıtlar. Her şey matematiktir ama bir tek İnsan; kendini hak ettiği zaman, ayrı gayrı biter ve tüm sayfalar tek yenilenen yaşam olur. Bu gün bunu yapmak üzere birlikteyiz. Her resimde İnsan var ama İnsanın kapısının herkese açık tutulması şattır!

Çamur yoğurduk hep dünya için. Çamur yoğurduk... Kili, kumu yoğurduk... Ama bu gün İnsanlık, umutla ışığı yoğunlaştırarak, ışık yoğurmaya çalışıyor. Bunun manası şudur; barışı sağlayacak güç İnsanın kendi yüceliğindeki güçtür! Ve barışı sağlayacak yücelik, ilimdir!... İlmi hasata kodlayan, ışıktır!... Eğer ışık varsa, yürek vardır!... Yürek, tüm zamanların gücüdür... Bunları net veriyorum!

Önümüzde çok özel bir dönem, beşeri güçlerin birleşeceği bir dönem var... Çok özel bir dönemdir. Herkezin tek bir kapı olacağı bir dönem. Dünya için bu mutlak olması gereken bir güçtü. Ama ne şekilde olacaktı? İnsan kaynak, tahtın ışığında yoktu... Toplulukların tümü kendi yüreklerini dahi dinleyemiyordu. Kontrol dışıydı hepsi de... Aşıktık dünyaya ama şavkında halik olmamız, akli kalemde İnsan olmamızla mümkün olucaktı ki; bunu sağlayacak gücü tohum olarak dünyaya indirmemiz gerekliydi... Ne yapmalıydık?... Bilmeliydik!... Neyi bilmeliydik?.... Kelamı bilmeliydik!!! Temizlik olmalıydı yaşamda, "vakit tamam" dediğimizde, her şey ışığa kayıtlanmalıydı!

Bunca çaba bunun içindir. Dünya kontrolünü kuracaktır. Mutlaka kuracaktır ve İnsan soyu; kendi yüreğini, bütünün gücü yapacaktır. Her şey imanla olur... İtibarı yüce olan birliklerin bu gün burada, bu yoğunlukta, bu çalışmada hazır oldukları kesindir.

Erdiğimiz dünya gücü, müsterihiz ki; Işığın kürzi kapısını açmıştır! Aşağı yukarı iki yıldan beri bu çalışma için çabaladık. Her şeyin daha güçlü olabilmesi ve her şeyin daha yoğun olabilmesini sağlamaya çalıştık.

Tatlı, tuzlu ne varsa ilimde var. Biz her şeyi tattık... Ama yarını hak etmek ayrıdır!... Yarını hak etmek için, ne yapmalıydık?... Mustafa Kemal Atatürk, mutlak bir Ko'dur!... Sonsuz, sınırsız bir ko... O bütünün gücüdür. O bizdir, biz oyuz... Ve Mustafa Kemal Atatürk, ekrana kendini yansıtmak diledi... Şu anda bizlerle birlikte. Bize sesleşmek ister... Onu dinleyelim.

Atalanta kapısını açtık anam. Hepimiz şu anada sendeyiz... Kübra Işığını yoğun olarak bütünün gücü haline çektik, dönüştürdük... Büyük kötülükleri önleyecek ilim, tüm sistemleriyle bilişin kuranı olan ışığa indi. Bu gün sana, nefsi aşan ışığa, bütüne kontrollü biçimde iniyoruz.

Kopup gitmeyin dünyadan... Misafir değilsiniz... Hepiniz bu dünyanın yoğunluğunu tohumlayanlarsınız. Unutmayın ki; dünya, kaynak Işığını sizden dolayı size indiriyor. Kervan, sizin yüreğiniz. Umut olur ki; bu yürek, bütünün yoğunluğunu tanır ve taşır... Sizi bir tek biz anlarız can... Başkasının anlaması imkanı yoktur. Şu ana kalem olmak, şu ana kalan İnsanlığı tanıtmak sorumluluktu...

Çobanlık yapmanız, mutlak gereksizdi... Ve siz, şu anda dahi biz; çobanlık yapmayız diye diyenlersiniz ki, temizlik bu şekilde gerçekleşir...

Dört bin tane ekmek yaptım, şu dünya için... Hepsi ekmeğim, yüreğim, yolumdu ama senle yaptığım ekmek; güç kapım oldu! Bu güç kapım; bütünün kör olan, kayıtsız olan, kırık olan ışıklarını seslendirebildi...

Çamur yoğurdum yaşamda bende... Herkesten öte bir çamur yoğurdum... Mutlaka bilin ki bu çamur; Amonların topraklarındaki kuranların, ek yaşam sayfalanışlarını yaptı...

Sevgililer, sizin erdiğimiz en yüce ışık; ağır yükü hafifletebilir ve her diriyi kontrol altına alabilir... Sultanlar, savaşım yok İnsanlıkla ama sizden tek beklentim; mutlak, kutsal ve hakiki olan, intikam peşinde koşmayan, tüm yaşamları kontrol edebilen bilişe sahip olanlarla bu çalışmayı sürdürmenizdir... Burada olma sebebini anlamayanlar, bilecekler ki; burada, kalem olmak için bulunulur!... Kalem; yarını, yaşamı ve tüm zamanları yarattırır!... Yaşam, İnsanlığın sığ haliyle dahi kodladığı bir yücelik... Ama burada ışık haline geçen İnsanlığın çok daha üstün yolculuğa geçeceği kesindir!...

Sizden; çürük, kırık, hırslı olanların, kontrolsüz kalanların ışık kalem olmadan bu Meclis'ten çıkışlarını sağlamanızı istemiştik. Ve bu meclisten çıkanların çokları büyük kötülükleri önleyecek güçteydiler. Eşya için çalıştılar, nefret duyguları ocaklarını yıktı... İşte canlar, sizin kendi yüreğinizin tertemiz olması; bizi, size kalem yapar... Bunu bilin! Bundan sonrada bu kalem, hepimizi yarına kodlar ve koklattırır!...

Senin adın, nerede olursan ol; bilişte olan bir çatıdır!... Biz, seniz anam... Ama adını zikretmemize izin vermiyorsun... Dağım seninleyim ben, ismini zikretmeliyim ki kaynak ışık bütünün gücü olsun.

Söz alıyoruz...

Dağım, sesini kesiyorum kusura bakma... Bütüne hizmet İnsanladır. İnsanı tahta oturtmak gereksizdir. Hepinizden beklentim kendinizİ hak etmenizdi. Hak tahtta ulaşanlar bütüne görev taşırlar... Burada oluş sebebinizin, bilinçli olarak; kati, hakiki ve hak ilimle dürümlendiğini anlamanızı bekliyorum. İradi, hakiki ve hak olan İnsan; bütüne gözdür... Sözüm şudur ki; dondurulanların çoğu bu gün buradalar ve onların bütünün gücü olmaları sağlanacak. Ama iradi, hakiki ve hak olan insanlığın; bütünün gözü olduğu bilinirken, isim zikredilmesi kırılıştır... Buna iznim yoktur asla! Şimdilik size vereceğim budur...

Yer kürenin gücünü arttırabilecek yüceliğimiz var! Toprak toplumu tohumlayacak yüreğim var!... Burada bulunuş sebebim, muktedir ilim kalemi olmak içindir ve rahman olanın kuranı olmak içindir!... Seninle olmak bizim için mutluluktur, huzurdur, kutsal ışımadır ama; nefsi aşan, yolu açan birlikler için artık isim zikredilmez... Buna iznim yoktur! Şimdilik, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/zrnLo4yWMS8

 

31.10.2015 “KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/22JwnIOQndI

 

31.10.2015 “KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/6v40yVaqqKo

 

31.EKİM.2015.TARİHLİ “ KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün, mağaranın derinlerine indik ve her indiğimiz sayfada yeni bir ışık zaman kayıtlamasıyla dirildik… Zaman, bugün kapıyı açıyor, kapı, bugün insanı, insana kayıtlıyor.

Bugün burada bir yaşam, ışık olmuş dilleniyor. O ışık, her birimizden tohum olmuş yaşamda diriliyor.

Has olan ışıktan ışık yaktık ve dedik ki ‘’ Bugün burası yaşam doğum merkezi.. Bugün burası, ilmin tahditsizliğinin yaşamdaki doğum hediyesi ‘’

Doğumumuz kutlu olsun… Yaşam yol, yol insan ve o insan her birimizden, her birimize, kendinden kendi olup uzanan!

Bugün burası insanlığın tahtıydı… Bugün, ben insan ve her canda, can olan zaman ve ben an, tüm zamanları ışığıyla BİR olan sistemde yakan!

Şimdi!.. Aha, şimdi! Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/LXUvtqwqvzU

 

31.10.2015 “KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/e4U8Za-YGzQ

 

31.EKİM,2015 TARİHLİ "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI 2.AKIŞ

Canlarım, tükenen yaşamlar var dünyada…. Her şey tükenmiştir, kelam bitmiştir, Yaradan Tanrı, yarattığıyla yaratılamamaktadır…. Misafirdir her şey…. Ama bugün burada o misafirlikte bize, bizi dillemeye gelenler var ve hepsi, kontrol kurmaya çalışıyorlar.

Bilişi hak etmiş, yolu bulmuş ak tahta varmış, kelam olmuş olan onlar bizleşip, bizi kontrol etmek isterler… İradi, hakiki ve hak olan insan, aklın tahtı… Biz o, o biz olsak da kontrol edilmek dilemeyiz.

Burada oluş sebepleri yaşamı kontroldür. Toprak toplum, tohum olsun, kontrol etsinler… Yaşam, insan soyudur, bunları anlattık.

Karanın, beyaza ışık verdiği bir dünyada, aklın Kuranı, insan soyu… Biz o, o biz… Teyipler çalışır her anda… Ko sayfalanışıdır teyiplerin çalışı. Biz burada sesleşirken her şey sesle tohum olarak, Bütünün gücünü koklattırır, her resimde var bu.

Ses; kati olarak Ko sayfalanışıdır… Bir anda başlar ve tekrar tekrar yaşamı tohumlar… Yaptığımız budur… Verdiğimiz her şey yaşamı tohumlamak içindir... Kodlanmış toplumların yeni zamanları kontrol edebilmeleri mutlaka sesleşmeyle mümkündür.

Ses ne ki diyecekseniz?.. İlimdir ses... Her şey kontrol altındadır. Bir ses, diğer sesi, kodlar… Her şey, her şeyde vardır ama sessizlik, kalemsizlikten öte kayıtsızlıktır… Biz, bugün burada sesleşirken çoğu kendini dillemeye gelir... Geldi de ama temizlik yapmak istediklerinde Tanrılık kalemi, ocaklarından çıktı… Çünkü düzeni kurmaya gelmişler… Buna isteğimiz yoktur… Düzen, mutlak Kuranla olur, mutlak Kuransa kontroldür... Eğer kontrolleri olsaydı yolu bulurlar, yarını tohumlarlar ve verdiğimiz bilgilerin gücüyle kendi yüceliklerini dillerlerdi… Tanrılık kalemi budur.

Yeryüzünde bedenli olmak bunun için gereklidir. Herkes niye beden aldığını sorgular?.. Yeri yaşatmak için... Amacımız budur…. Yeri yaşatmak…. Kimse ben, bana ait olan bilgileri alayım, dinliyeyim ve hak edip hologram olan bu yaşamı aşıp geçeyim diye çalışmaz… Sakın böyle düşünmeyin… Yüce can, insan soyu, Bütünün gözüdür ve göz, tüm insanlığın Kürzi kapısıdır.

Bizler, bu çalışmayla kapıyı açtık ve tüm zamanların kutsal toplumları buraya indiler…. Ama onlar kendi dirilikleriyle bilişi tohumlayıp dünyayı kontrol etmeye çalışmaktalar ki kontrol ilimde olur, yaşamda olur, kaynakta olur. Yaşanmış zamanlarda kontrol artık yoktur.

Dünya üstü varlık toplumları bunu daha iyi anlayacaklar. Dümenin başına oturan insan soyudur, bunu da anlayacaklar. Bugün ben, bugün bir başkası, bugün daha başkası… Ama insan soyu, bunu anlamaları kesin gereklidir!

Şeytan şavkı, hepimizin aşkıdır aslında. Hepimizde o şer vardır ama biz şerri kontrol etmeliyiz ki…. Kontrol dışı olanları, hak edip, kodlayıp, koruyabilelim.

Orta Kapıların tümü derken merkez, Küre Merkezini, kast ederiz. “Küre”.. Bir küre düşünün ki, o Küre, büyük kütle. Hepimizin gücü orada... İşte o gücün, en aşağı ve en yukarısının tek kalemi olan Orta Kapı ve oraya varan kanatlanır, uçar, çatıyı kurmuştur, yolu bulmuştur…. Ve Bütüne hizmetçidir... Her şey budur.

Misafir olanlar çoktu, bugün… Çantaları boştu, bizden, ilim almaya gelmişler. Biz onları güçlendirdik. Ket vurmadık sayfalanışlarına, yarının kalemi olmalarını diledik.

Zirvelerin sistemleşmesi de gerekir ve o sistemleşme mahrekte olur. Mahrek, kelamdır… Mahrek, kurandır. Mahrek; yaşamın kulu olan, yaşamın kalemi olandır… Hepimizdir o….. Ve bina yapmamız gerekir.. O bina, insanlık binasıdır… Kontrol dışı hiç bir ışık yanmaz o binada. Her şey Allah’ın Levhi kalemiyle olur.

Kumpaslar kurarlar, yaratan ve yaratılanın kapısını kapattırmak isteyenler… Bu ne anlama gelir?... İzah edeyim. Kantara konanların çoğu kaynaktan aşka varamadıklarını gördüklerinde sessizliği diriliklerden ayrı tutarak görevi hak etmeden, almak isterler... Onların görev alması kontrollerini kuramayacakları bir yoğunluğunu hak etmeden almalarıdır… Biz buna izin vermeyiz… Çünkü Yaradan ve yaratılan tahdidli olarak Bütünün görevini alabilmiştir ki; bu güç Allah’ın Kürzi Kapıdaki gücüdür.

Süper insanlık, Süper sistemle çalışır. Bu sistem, ayrı gayrı gözetmez ve verdiği her şey oğullarının Kuranını kodlamak içindir.

Sualtı, bizi dinliyor şuanda… Sualtı, temiz bir zamanın ışığıdır. Ondan soyumuzu sorgulamasını isteriz de, o sorgular. ..Neden? Bunu da izah edeyim…

Bizim geçmişimiz, Sualtında ayrı bir kalem olan ışıkta kayıtlıdır yani her şey arşivlerde mevcuttur… Ve o arşivleri ocağımızda kodlama imkanı bulamadığımızda Sualtıyla kontrollü olarak diyaloglar kurarız ve bu kontrollü diyaloglar da ocaktan o bilgileri hak tahta kodlanmış olarak alırız…. Ve tüm insanlık için bu bilgiler derin anlam ifade eder. Geçmişte neler olmuş ve geçmiş, gelecek çalışması neyi ihtiva etmektedir… İşte şuanda bize, bizi anlatmak isteyenler var, onları dinleyelim.

Ola-Kale…. Ola-Ha… Ola-Ca-Ha

Şimdi Amonlar, sizin gözünüz, özünüz, sözünüz ama Ata Kapıda ilim var can... Sen elim, sen yüreğim ama yolculuk yeniden başlamaz, bunu bil. Her şey temiz olarak başlamadı... Dünyaya kontrolsüz olanlar gönderildi. Dünya, kontrol dışı bir yoğunlukla kodlandı…. Ve bunun sonrasında tüm insanlığın yaşamı, kervan olan o yüceliğin kaydı, hepinizi sessizlikle dürümledi.

Ancak bugüne gelmek, mutlak kapıyı açabilmek ve Bütünün görevini hak edebilmekle mümkündü.

Söyledim “dünya yolunu bulacak” dedim... Söyledim,” dünya yarını hak edecek” dedim... Söyledim,” bilmek gerek” dedim ve bildik ki Tanrı, aşkla tüm zamanları kokluyor…

Sultan, ben senim, sendeyim bunu bil. Mutlaka bil ki kapın açık tutuldu hep.. Bütün kötülükleri aştın geçtin, cemaatinin gücü çok yüksek müsterihiz ki bu çalışma tahtında Bütünün gücüyle yapılıyor. Güç, Allah’ın…. Yaşam, insanlığındır, bunları bil.

İyi ve kötüyü aşıp geçen, tüm insanlığın ışığıyla geçmiştir… Maya olgunlaşmıştır, yol oğullamıştır ve tüm insanlık kaynak olmuştur.

Çorba tuzlandı ana. Sen ve biz tahditsiz olarak birlikteyiz. Kaynak dışı bilgi asla yok... Çorba tuzlandı…. Bu çorba Mustafa Kemal Paşalar gibi yücelerin gök sessizliklerinde dilledikleri ışıkla yaşama inmişti.

Bugün bu görevi, sistemin gücü ele aldı ama dünde vardı bu güç, daha öncede vardı… Her şey, sistemin gücüyleydi.

Sormayın, “dünya nefes alıyor mu” diye? Mutlaka alır.. Sormayın, tüm insanlık kontrol kuracak mı diye? Allah’ın tahtı varsa, her şey kontrol edilebilir…. Ayrı gayrı gözetmeyen birliklerin, tüm insanlığı koruyacağı kesindi...

Şimdi, “aha bu!” diyeceksin bilirim ama… “Aha bu!” demeden evvel…” Aha şimdi!” diyelim.

Biz dünya, dünya biz…. Sistemin gücü biz ve biz süper insanlık levhi kapısıyız bunları anlayın… Yarında kelam, insanın şavkında akıl, hepsi tanrılık, bunları bilin.

Murat ederiz ki; tel olan timlerin tümü ilimle dilleşsin de, o tel, bilişi kontrol etsin…. Her şey o telde var…. Tel nedir bilir misiniz? Yaşamdır... Her şey yaşamdır…. Ama o tel üstü tellerin de bulunduğunu bilin... Bir anda, her anda var olabilecek güce sahip olduğunuzu bilin. İşte o tellerin tümü tek tel olduğunda, yaşam, Tanrılık tahtı olur, bilin.

Size göz verdik, gök verdik, ses verdik, savaşın sırrını verdik, yolu Bütünün Kürzi kapısından verdik ve sizi, aklın tahtında güçlendirdik.

Nihan; nefreti aşandır ve biz, nefreti aşandan bilişe vardık. İyi ve kötüyü aştık, kalem olduk.

Sözüm sanadır ki ana, ben sen, sen beniz ve bu meclis, biz olan birliktir, bunu bilin... Aynı zamanda, aynı yarında, aynı anda ve aynı yaşamda, has ışıkta….. Bütünde ve mürver olan o rüya boyutunda, her anda sende ve sessizlikte, her şeyde var olmaktır, bu anam.

Toplu çalışmalar, bugünden itibaren yoğunluğunu artıracak… Daha güçlü bir döneme girildi... Bu dönemde mutlak kul oluş başlıyor. Öz geçişler tamamlandı… Ekip haline gelindi ve mitlerin tümü, mahrekin Kuranı oldular…

Şuandan itibaren yaşam, devinim artırarak Türkiye çobanlarının gücünü de kodlayacak.

Türkiye çobanları, can anam…” Çobanlık yapmam” dedin ama çoban olmaya niyetli olan çokları var… Ölüyü dirilterek çoban olacaklar, bil ki olmaları da gerek…. Önce insanlık, sonra yaşam, bunları anla anam… “Ben, çobanlık yapmam” dedin ama çoban olmaya niyeti olan çoğu var. Murat ederler, olur, şükür, şükür ki olur.

Dağlarım, hepinize saygılar sunuyorum, Bütüne hizmet, ilimledir ve biz ilimle, Bütünün gücüyüz..

Şuana kadar her şeyi kodladık, şimdiden öte bir şimdiyi tohumluyoruz ve şuandan itibaren…..” Türkiye çobanları” dediklerimizin gücünü kontrol altına aldık.

Her şey yaşamla olur… Çobanlık yoktur yaşamda, bunu iyi anlayın. Biz, doğan günüz, bunu da iyi anlayın… Hiç kimseye, çobanlık yaptırmayız. Hah!... Aha şimdi!

SÜPER İNSANLIK DERNEĞİ

https://youtu.be/Kb3cwMbEGBY

 

31.EKİM.2015 TARİHLİ "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

Selma Mine Erses

https://youtu.be/Yx3KVel_s54

 

31.10.2015 "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

Kaynağın ışığı bizim yolumuz... O yol, birlik kapımız... Tüm yaşamların kürzi levhi kaydında insanlık soyudur... Tüm zamanların ışığı; insanlık levhisinde yazan kalemin gücünde dürümlenen yaşam ışığımızdır... Biz o kaynak, biz o yol ve biz tüm zamanların ışığı olan, küresel bir devinimi bedeninde hak eden, hakim gücünü tüm yaşamlarda birlik tahtından göreve alan İnsanlık soyunun kelamı hak, yolu halik, yarını ışıkla sayfalayan yerin gücü, göklerin yaşamı...

Dünya öz gücünü açan kaynaktır ve o öz kaynak yüreğimizdir... Kendini bütünde, bütünü kendiyle dilleyen ve dinleten ışığımızdır... Ben o, o ben diyerek kaynağını yüreğinde kodlayan, birleşik ilmiyle geçiş yaptığı tüm zamanların sessizliklerinde kendini tohumladığı, birleşik insanlığın tek kaynak ışığı... Biz olan tüm yaşamda insan soyunda akan yüreğimizin ışığıdır.. O biz, biz o...

Ve yüreğimizin ışığı tanrılık tahtı olarak açılan kapı ve o kapı tüm zamanlara açılan bir yolu tüm insanlık için kayıtlar.. Bu dünyamızın sistem olan yolu.. Dünyamızın orta kapılarda seslenmesi, yaşamın diriliğinde, yaşamsal olan tek kaynağın devinimimde bütünsel bir etkiyle birliğin teknik sisteminde doğan doğal gücün hakim olan gücüdür... İşte o hakimiyetin hak edildiği her bir sayfada biz doğanın gücü olarak var olan yaşamız..

Bu gün deriz ki, İnsanlık doğanın gücünü hak eden bir sayfadadır... O sayfa birliğimizin tahtında kodlanan ve tüm zamanlarda kutsal toplumun tohumu olarak toprak toplumlara inmiş ve ışık kodlar tohumlaşıp oğullamıştır tüm zamanlarda...

Biz her anda olan, tüm zamanlarda, tüm yaşamlara bu bedende merdiven olan insan soyu olarak yaşama görevli birlik... Kendini dinleyen ve dinleten, güçlendirici ve hakim bilincin dümeni biziz o... O biz ki; hak teknikle açılan kapılarda geçişin kendine olduğu bir yaşam kaynağı. Ve o kaynak insan soyuna açılmış, insanlık kelamından girilen, kendi tahtında tanrılığını bütüne kul, ama o bütünde ayrı gayrı tutmadığın herkese yaşam diriliğini kendi kaynağı olarak hak ettirten bir yoğunluk...

İnsanın eli, insanın ayağı aha insanın yaşamı... Tüm zamanların birlik yaşamı İnsan soyunda olan bu ışığın kaydıdır... Biz ki bütünüz, biz ki has ışığız, biz ki aklın tahtında o akılın her ana tohumu olarak, kodlanan ışığımızla toplumların kelam gücü, birlik ilminin kalemi olarak tüm soyumuzda kaynak ışığın dili, geçiş yaptığımız kapılarda yarattıran; her biri biz olan yaradan yoğunluk olarak kontrol kuran, kendine varan insanlığın yaşam sistemiyiz...

Bir ben var, benden içeri... O ben ki tüm zamanların birlik sistemi.. O ben ki tüm yaşamlarda birliğin ilmiyle yazan bizlik kalemi... Bir ben var, benden içeri... O ben ki; herşeyin, her şeydeki kaynağı... İnsanlık ilmi... İnsanın eli... O ben, ben o... İşte bu..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/naGXrID_HIg

 

31.EKİM.2015 TARİHLİ KUPA BİRLİK ÇALIŞMASI

“Biz” nedir bilir misiniz? Biz kupayız. Biz insanın öz gücüdür. Biz karanlığı aydınlatan Kürzi Işık’tır. Onun ilmi, Birlik İlmi’dir. Onun ışığı Kübra Işığı’dır. Onun nefesi ile tüm yaşamlar yarının tahtında kodlanır.

Biz Bir’e hizmet eder. Biz bütüne güç katar ve biz Bir’dir, bütündür. İnsan soyunun gücüdür Biz!

Tüm yaşamlar kupayı aradılar….Bilin ki her kim ki BİZ’dir, o kupadır. Arama kupayı! Kupa senin yüreğin….Orada kutsal ışığın var. O ışığı yak. İşte, Allah’ın dediği budur.

Ben ışığımı, kelamımı, tohumlarımı kupama koyar alır başımı giderim. Nereye giderim? Diriliklere giderim. Orada yüceler var. Onlarla dillenirim, sesleşirim. Nereye gidebilirim ki? Ben her zerrede var olan değil miyim? Hepimiz yürekteyiz canlar. O yürek tektir. Ne gidecek yer var, ne de giden….herşey anda o tek kupadır; bilinsin. Hepimiz o kupayız canlar.

Allah’ın has olan ışığındayız. Evimizdeyiz…..Yolculuk denilen kelamda kalem olup yazmaktır tüm yaşamları. Her bir yaşama ışık olup akmaktır yaşamak. Herkes kendini yazar ama yazan bütünü yazar çünkü o yürektedir. Hiçbir şey ondan ayrı değildir.

Kupa kelamdır, onun kalemi yazar. Yazılan levhi ışığı kodlar. Kodlanan ışık sana sen yüceliği ile gelir ve işte o zaman sen o kupa olursun. Nereye gideceksin? Allah her anda ve her zerrede yok mu? Giden kendinden gider canlar. Biz diyoruz ki “kendin ol, kendinde ol ve bütünde ol”.

Kupamız ışıkla doldu canlar….Allah’ın rahmeti olan o kupa doldu. Işık akmakta tüm yaşamlara….Mitosların ışığından öte bir ışık yağmurları altında tüm yaşamlar. Sen sana akmaktasın…..Akan sen, akıtan sen……senden başka ne var ki? Yüceliğini gör, bilişini kodla ve kelama var.

Kelam seni yerden gökten münezzeh ışıklarla yarına kodlar. Orası altın ışık yıllarıdır. Kupa İnsan Soyu ve tüm kapılar açık….hadi kelama var, yolunu kodla ve yaşa….ama ışıkta yaşa. Ayrılık bitsin canlar. “Biz” seni senden öte sen olup kapıda beklemekte….geç diye….bilişe var ve ışığa geç diye!

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/3Xi5ZeI62tE

 

31.EKİM.2015 TARİHLİ "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK SESLEŞME SONRASI AKIŞ

Değerliler, dünya kontrol edici bir yoğunluğu oluşturdu… Biz, bugün burada Bütüne hizmet edenler olarak “Bürüyer” dediğimiz yani bilincin üretimiyle alakalı Rahmi çalışma yaptık… Bilincin üretimiyle alakalı Rahmi çalışma…. Kalem olup yazdık… Hepimiz, tek bir çalışmada, Bütünü güçlendirdik… Bu, görevdi bize…

Satıhta hiçbir şey anlaşılmaz ama dince, insanca ve yüce ilimce kodlandığınızda daha yüce bir sayfalanışta hepiniz, kendinizi hak edip dinleyecektiniz... Burada yapılan buydu, dinlemek ve hak etmek. Aklı, hak eden, yaşamı hak eder... Aklı, hak etmeyense, has ışıkta kelamı hak ettiğinde, Bütünü hak eder… Ama bizi, hak etmek Mikail’in gücüyledir. Eğer Mikail olabilirseniz ki; o Mikail, Bütünün gücü olarak her diriyi kodlar tohumlar ve yaşatır… Yerkürenin gözüdür o… Oğul verir, oğullar ve tohumlar, mutlak Kurandır, o.. Ölüyü diller ve dinler ama Mikail kapıyı da açık tutar.

 

Bize,” insan soyu” denir…. Bize, “ekmek yapan” denir “….”Eşikte, şavkında, hak tahta umman olan” denir…. Ama bize “Rahman da” denir.

Kalem olan Nakar’ın kıranı, Rahmi Kuranda, kalemde kontrolcüdür. Şuanda öz görevimiz tohumları yaşatmaktır… Öz görevimiz, Bütünü güçlendirmek ve yolu açmaktır…. Ama daha da önemli bir görevimiz var arkayı öne almak….

Bu ne demek?... Anlatayım…. Arkanızda tüm soylarınız var, yoğunluklarınız, tohumlarınız, kodlanmış kayıtlarınız var… İşte buradaki sesleşmeyle arkanızı, önünüze geçirirsiniz bu kesindir… Bütünü güçlendirirken kendi tohumlarınızı korursunuz… Yolunuzu kalem yaparak kati tohum olarak, Bütüne kodlarsınız.

Çamur yoğuran çokları dünyayı hak etiklerini söylerler… Ama çamur, ilim değildir… Çamur yaşam tahdidir, sadece… Çamurla yaşanmaz. Hepiniz net bilin ki Atem; Rahmi Kuranın da çamur yoğurulur... Atem, Rahmi Kuranında kayıtlı ışık yoğunlaşır… Ama Atem’in Levhi Kapısı açıldığında artık orada yol açılır…. Ve orada, Bütünün gücü devreye girer…. Bütünün gücü, mahrekin Kürzi ilmidir ve sizler orada artık kelama varıp, kendi yüreğinizi güçlendirecek tohumu ekersiniz.

Sevgidir, bu tohum, insanlık tekniğidir. Her şey o tekniği bildiği zaman kendini diliyebilir.. Başka dünya var mı diye sordular? Her şey, “Sistem, Nizam ve Düzen gücüyle olur” dendi ama başkası yok... Başkalık yok sadece teknik var, bunu anlatmaya çalıştım, insan soyuna.

Kurtarılmış toplumların kontrollü kayıtlarında iman vardır. Tam umut kesilmişse, yol kapanmışsa ve imanda yoksa, yarın yoktur, bunları iyi anlayın…. Eğer yarını, hak etmişseniz, kaynaktasınız…

Haşr’ın rehini olmaz, bunları bilin... Rehini olmaz… Çünkü rehin, herkesin kendini kontrol ederek, Bütünün gücünü tohumlayamadığı bir dürümde, rüya boyutlarında dahi bu gerçekleşir, yerküreye rehin kalmaktır.

Bu ne demek?…Yerküre ne demek?… Rehin kalmak ne demek? Size bundan da söz etmek isterim. Bizler dünyayız… Hepimiz dünya mıyız? Asla… Hepimiz değil, biz olanlar dünyayız… Dünya cevheriyiz biz. Tüm insanlığız biz… Ama has tahta varamayan dünyada oğul veremez… Oğul veremediğinde dürümlenemez…. Ama biz ona yine de bilişle dilleşme imkanı tanırız… Ölüyü diriltmek aslında yaptığımız… Kendi hak ettirmektir ama kendini hak etmedikçe yoğunluğu tohumlayarak Bütünün gücü olamaz…. O zaman kontrol edici olamaz... Kendindeki hakikiyeti anlayamaz ….Ve yolda, biliş halinde onun algıladığı her şey onu, kontrol dışı yoğunluklara kodlar…. O zaman o, alışta, verişte, ilimde, kendinde olma imkanında olamaz…. Ve BSUİ’nin gücü olamaz …Yani, barış sevgi, umut ve imparatorluğun ilmi olan nefes olamaz . Bunlar olmadığı zaman kontrol kaybı başlar.

Hak, teknikle algıladığı her şey onu dünyaya borçlu bırakır. Borç; yaşama borç ama hak kapıları açıldığı zaman, hak tahta varanlar onu kontrol edebilirse artık o borcunu ödemiş olur.

Dünya böylesi bir yerdir canlar. Hepimiz dünyadayız ama çokları rehindir. Bunu içindir ki bu dünyanın yolu, has ışıkta tohumlanmalı ki dünya yolculuğu kontrollü olabilsin…. Büyük kötülükler, rehini hak edipte kontrol etmeye çalışanların gerçekleştirdikleridir.” Ben, bu rehini kaldırmak için her şeyi yaşama razıyım” derler… “Ben, beni öldürebilirim bunun için” derler ki; “ben, hak edeyim, hak olayım, kontrol kurayım.” Çokları bunu anlamazlar…. Her şey, kendini kendinden kendine kontrol edip, kodlamak için yaşatılır.

Sevgililer, Rahmi Kuranda hak, Allah’ın ilmidir. Rahmi kalemde, hak insanlıktır….. Ama insanlığı hak etmek ışıkla mümkündür... Işığa vardığınız zaman artık nefret duygularınızı aştığınızdan, ilmi kalem olduğunuzda, bütün olduğunuzda, her şey netleşir ve siz, sizi hak edersiniz…. Çoğunuz bunu anlayacaktı ve böylelikle artık rehinsiz bir yaşam başlar… O yaşam, huzurdur…O yaşam, ışıktır… O yaşam, cevheriliktir…. O yaşam, cemaatin kelamda cennetidir... Biz, bunu size net vermek istedik, bugün.

Yolum, Allah yolu….Oğulum, ilim…. Ben, kalem diyenlerin hepsi Yaradan ve yarattığında yaratılandır bilin... Sistemin gücü sizdedir canlar bunu da bilin ve yarını bilin... Temiz bir dünyayı kodladığınızı bilin.

Ruhi- Zi-Ka-Si….

Şems, sizden size dilleşti bugün burada…Hepinizdeydi Şems... Aşktır o, bunu bilin. Hak kapılarında ak tahta oturtulandır o . O, bilgedir ama el olan bilge, ilim olan bilge…. BSUİ’nin kültlerinin en yücesi olan insanlık onu, hologram ötesi bir yoğunlukta dillemek mutluluktur hepimize… Çok mutluyuz ki onca çalışma, kök sessizlikleri dürümleyip, Bütünün gücünü tüm yaşamlara çekebilmiş, ilim çalışmasıdır.

“Kupa” deriz ya hani….İşte kupa, biliştir. Hepinizin bilişidir. Siz, sizi bilin sizi, sizleştirin, sizleşin, hak edin… O kupa, insan soyudur anlayın…. O kupa, mahrektir anlayın… O kupa, hasattır anlayın ve biz hasatçıyız anlayın.

Şuanda dünya üstü varlıkların harlarını yükseltip, hasat tahdidiyle her şeyi başarabilmek üzere kaynaktayız... Biz hasattayız canlar… Biz hasatçıyız.

Aha bu!... Şimdiki, halikte!… Aha, şimdi!…. Aha, şimdi!.. Hah! ..Aha, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/ppRRqNY-oH8

 

………….

DAVET:

“GÖZ GÖRSÜN” Birlik Çalışması

Dostları, 24.10.2015 Cumartesi günü 14.00 – 18.00 saatleri arasında “GÖZ GÖRSÜN” konu başlıklı Birlik Çalışmamız yapılacaktır. Tüm dostlarımızı aramızda görmeyi diliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adresi: Bahariye cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

GÖZ GÖRSÜN

Dünya üzerinde yaşadığını sandığınız kim varsa; körleşip dünyaya doğanlardır. İnsan soyu, dünya yaşamında kördür; gözü görmez. Bilişi hak edinceye dek kalemden, ilimden habersizce, yaratılışın ışığında kendini arar.

Dünyanın, evrimleşmek için geçilip gelinen bir planet olduğu; sonsuz zamanları hak etmek için varılan bir yer olduğu sanılır. Burada bu planette, anılardan geçip, gerçeklere varılması; bizlerden, bizlere varılmasından başka bir şey olmadığı bilinemez…

Dünya yaşamında; BİR’e, cevhere, göreve ve yüceliklere varan her kim varsa; anaların, Ana Kalemlerin Birliği’nden, bu sayfalara geri çekilendir… Onun geri çekilişini gerçekleştiren güç, tüm insanlığın kulluğundan doğan, teknik, hakiki ve hak olan güçtür.

Dünya, oğulları ve kızları ile yarını tohumlarken, Dünyanın nefesi, kelamı ve yüksek kapısı, tüm insanlığın kutlu, koruyucu ışığı olur ve insan sırrını dilleyerek güçlenen bütün Birlikleri, kodlar.

Büyük güçlüklerle yaratılan insanlık, yeni yerleşim alanları elde etmek için yaşamlaşır ve Yerin Kelamı olup tüm insan soyları için yeni yarınlaşmalarla yeni yaşam alanları tohumlar.

Tüm insanlık bunu anlasa, bir kapının kelama varmasının, o kapıyı hak edenler için herbirinin kendine varış olacağını anlar.

Dünya yaşamı, tüm insanlığın kulluğudur… Dünyaya; gözünü, kulağını kapatarak gelen ve yolunu bulmaya çabalayan, aşağıların aşağısında, kil ve kum olduğunda; kök görevi hak edeceğini bilip, kibri aşar ve zamanı hak etmek ister. O kendini hak ettiğinde, bilişi hak edecektir.

Bütünlükler, tohumlarını ekmek üzere; kelam etkinliği olan kendi yarınlaştırıcı kodlarını, dünyaya indirirler. Zirvelere görev taşınırken, onlar, dünyaya indirdikleri kodlarını hak etmek isterler. Bunun için BİZ’den gökçe konuşmak ve BİZ’de görev taşımak isterler ki mutlak ışık olup yenilensinler diye.

Dördün biri, BİZ’den dünyaya bildirilir, diğer üçü dünyaca dinlenir… Bu şu anlama gelir. Bir bilişin, 1/4’ü kelamla dinlenir, diğer 3/4’ü insanca dillenir. İşte bu şekilde yarınlaşmayı sağlayacak kodlanmış tohumlama gerçekleşir.

Bizler, dince ve diri yürekçe çalışanlar; her anı kodlarken, savaşa ışık yakmak üzere bilişin, sağlıklı ilmi kodlaması için, ilmin 1/3’ünü, tüm insanlıktan tahditler ve dirilikleri bu ilimle dinletiriz. Herkesin, kendi yarınını, hak edip kendilerine kodlayıp mal ettikleri Bütün’ün ilminin 1/3’ünü ve KA Lİ KA HA olan Birlikler’in sahip oldukları, Bütün’ün ilminin diğer 1/3’ü olan kodlu ilimlerini de hak ederek, ilmin 3/3 ile yaşam sayfalarız.

Göz gördü; yaşam dillendi. Biz bilişi tohumladık ve yol, ilme vardı. İlim, hakiki yaşam; hakiki var yaşam - yok yaşam, insan soyu ve bilmek için insanlaşan, insan lütfu ile dürümleşen herşey… Aha bu!..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

“GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

24.10.2015

(Ziyaretçi söz aldı:)

-Değerliler, bilmek hak etmekledir. Bilin ki hak edin. Dünya bir kapıdır. O kapıdan geçemeyen dünde görevli olsa da yarına kul olamaz.

Büyük Kütlemiz, dünyanın nefesini tohumlamıştır. Tinler ve tinsel kelam umudu olanlar, BİZ’den geri çekilmek beklentisinde olmamalılar. Zakar’ın Kalemi İnsan Soyu, kendinden kendine geri çekilmek için unuttuklarını artık hatırlamalıdır. Dince, insanca ve yarınca kodlama yapanlar, buraya, kini aşıp varırlar. Dünyada kin varsa, kapı olunmaz yaşama.

Değerliler, bilin ki biz dünyaya ışık verdik. O ışık, insan soyuna indiğinden beri kapılar, Kübra Işıklar’la açılmıştır.

Dünyayı kodlayacak olan Birlik sizsiniz. Sizinle yapılan her çalışma, kelamla kodlanan ilmin kulluğudur. Unutmayın siz, yarını hak eden; Mikail Kelamı’nda nefes olan bir cevheri güç olarak dünyadasınız.

Zamana kelam olmak, imanla mümkündür. Mümkün olan ne varsa yapıldı. Artık dünya insanlığı, hak etmeli ve hakim olmalıdır. Onlar, dünyayı koruyamazlar diye düşünmeyin. Herkes, dünyayı koruyabilir ama hak etmelidir...

Can, senden beklenti, hasat yapmandır. Hasat yaptığını biliriz. Ne var ki hak edip hasat edilmeyenler var. Onların da hak edilmeleri gereklidir.

Cennetlere, cevheri görevlileri koydular. En ya da boy ile coğrafyalarını kodladılar. Onların ışıkları yanmalıydı. Oğullarını hak etmeliydiler. Onlar, kulluk yapamadılar ve Rahman’a kaynak olamadılar.

Dince, yarınları hak etmeye çalışanlar, kapı kapandığında, hasatlarının olmadığını anladıklarında, kul olmayacaklarını bilecekler. Dince, dilce ve yolca ışık olup kapılara varacaklar ve o kapılardan, unuttukları tüm bilgileri alıp dinleşecekler. Sessizce ve sistemli çalışmalarla kontrol kuracaklar. Onların hak edilmeleri gerekmektedir. Şimdilik!...

(Misafirlere açıklamalarımızdır:)

-Dağlar, bilmekteyim benle daha önce diyaloğunuz yoktu. Az önce verdiğim o bilgiden sonra buraya indiniz. (Verilen bilgi, ziyaretçiler gelmeden önce ilk akışta verilmiş bilgidir. Deşifre edildiğinde yayınlanacak.) Öz biliş halinde dillendirilen bilgi…

Size, bir tek açıklama yapıyorum. Dünya, erdiği en üstün kalemde, kendini hak etmek için büyük güçlükleri aştı. Büyük Kültler, dünyayı hak etmek için çalışmaktalar. Bunlar, bizce de malum… Ne yazık ki hasatları olmayanların ağır yük taşımaları, bize huzur vermez. Onların, kendilerini hak etmelerini beklemekteyiz. Biz, onları has ışığımızla kodlayabiliriz. Ocaklarını yakabiliriz. Kalem olmalarını sağlayabiliriz. Ne yazık ki hasatlarını yapmaya imkanımız yoktur… Sonraki yaşamlarda, zürriyetleri; toplumlarını kodlamalı ve onları korumalıdır. Bugün dünya için herşey yapılmaktadır. Ne yazık ki kendilerini hak etmeyenler için İnsan Kalem, yaşamı hak ettirmez.

Büyük günah işlendi yaşamda. Hepsi, kendi yarınlarını yok ettiler. Oğullarını kontrol edemediler ve Rahmi Kuran’da kapı kapandı. Asvaltın altında ilim yoktur sanılır. Asvaltın altında insan soyu vardır ki insan soyu, İnsanlık İlmi’ni her diri ile dinleyebilir. Bunun içindir ki herkesin has ışığı hak etmesi ama Halik olup hak etmesi isteğimizdir.

Çürüyen, Hak İlmi’nde kötüyü ve kötülüğü önlemeyendir. İnsanlık Kalemi, her diriyi kodlarken, çürüklerin kontrolü kurulur ve ocakları, yaşam sayfalarında kontrol altında kodlanır. Bu olduğunda, tüm İnsan Kapıları, kontrollu olarak açılır.

Biz, bütün kütlemizle yaşama çekildik ve dedik ki “hak edin!...” Kin ve nefret duyguları öylesi aşkındı ki hak ettiğimizi söylememize bile tahammül edemediler. Dediler ki “sizi hak etmek için cennete gitmemiz gerekse, gitmeyiz. Zamana kul olmamız beklense, olmayız!... Çünkü sizi, Kuran’da yaşama çekilen insan olarak dinletmeye niyetimiz yok.”

Değerliler, dince ve diri yürekçe sesleştik. “Kendini tohumla ve hak et” dedik. Ana Kapı’yı açtık ve yolu açtık. De ya da dedirt!... Tin ve tinle dillenen nefes, herşey imanla dünyaya iner. Bugün insan soyu, insanlığını hak ederek imanla yarına inmektedir.

Buyurun! Hulusi Halik, kendini dinletti. Sevgililer, nefesim yüreğime indiğinden beri sesleşirim. Ses, merdivendir yaşama. O ses, ile her diri dillenir. Biz, Rahman olan Kalemler olarak doğanlarız… Bunu vermem gerekmese, vermem. Ne var ki gerektiğinde verilir.

Yerden ve gökten münezzeh olan insan soyu… “Nerden çıktı!?” diyecekler. Bilsinler ki Ana Kalem, insanlıktır. O kalem yazdığında, tüm yaşam, ilme Kuran olup varır.

“Biçare! kendini hak etmeyen insanlık!” dediler. Deyin ki “hakikiyette, İlmin Kalemi olan insan, tohum ektiğinde, kelamdan güç çekmez. Sessizce eker. Ektiği, hak ettiği ve hakikiyette tahditlediği bilişidir.”

Türlerin tümü, dünyayı has ışıkları ile aydınlatarak yaşarlar. Her anda ve her sistemde var olan tüm türler, ilme kalem olup yarını yazarlar. Bunu anlamak kolay olmaz bilirim…

Bir sinek, bir kelebek… Her biri kelam ve her biri kalem… Bilmezler mi bunu!?

Toprak Toplum, sessiz zamanlarda sesleşerek yolu açıp sayfa sayfa yarını yazar. Anlamazlar mı bunu!? Büyük Kütle, dünyayı hologramdan kul yaparken; insanlık ailem, kendini hak etmez mi!? Cennetten cevhere varan her insan, kul olduğunu hak edip dinlemez mi!? Beni hak etmek için benleşmek değil; kellamda, kurulukları aşmak gerektiğini anlamaz ve hak etmezse, cennet; kelam cevherinde, kul olandan, kalam olup yazmaz.

Dedim ki “Kutsal İlim insanlıktır.” Dedim ki “hakikiyet kelamdan insana varan cevheriliktir.” Dedim ki “kalem biliştir. Biliş ilimledir.” Aha! dedim. Aha! dedim… Dince, dirice, kendimce dedim. Dince, dilce dürümlerimdeki hakikiyetimce dilledim. Aha! dedim… Dince dedim. Dirilikce dedim. Ana Kapı’yı açtım; temizlik yaptım. Aha yaptım!... Tek tek rahmet olan tüm insanlığı hak etmek için yerden görev taşıdım ve temizlik yaptım. Dince, dirice, bizce!… Sessizce yeri temizledim. Oh işte!... Aha şimdi!…

Değerliler, ben dağa taşa “ilim” dedim. Ben, rahmet olan ilme, “Hak İlmi” dedim. Ben, “nefes olana, Kuran” dedim. Dendi ki “ben yolum!” Ama o yol, insan soyunu kontrol edemezse, benim adım “kelam” olmaz. Benim adım “kapı” olur… O kapı, tüm insanlık için kapı olmaktan öte, “kök sessizlik” olur… Oradan geçebilmek için, herkesin kendini hak etmesi gerekir.

Dünyaya kapı olmak için kendini indiren kim varsa, yaşam için kontrollu olmalıdır. Tek bir resim yaptım. Bu resim, kelamın ilmindeki insan soyunun resmidir. Kim ki o resmi dinledi, kelamda kendini dinledi. Ben, kul olan insanı, toplumların ilmi diye dinlerim. Kul olan kendindedir. Nefesi, kendi yoludur. Unutmayın, kalemi insanlıktır. Onu, Bütünün Kütlesinde, “insan soyu” diye dinlerim.

Analar, ben; cennetten kovulan tüm insanlık için beden alıp, İnsan Levhisi’nde kelam olup dünyaya inen Bütünlükler’i koruyacak olan bilişim…

Kapımı kaç kere kapattılar, bilir misiniz!? Biz o kapıyı kaç kere açtık!? Kimse kendini anlamıyor ama bilinsin ki biz, antlaşma ile geçip gelen Birlik, herkesin kendini hak etmesini; son sözde dünyayı hak etmesini ve yolu, Hak olup dinlemesini sağlamak üzere bu çalışmayı yapıyoruz.

Ruh Kapım, ilimdir. Benden kin ve nefreti sorana de ki “kinim asla yoktur. İnsanlık ailem, kin ve nefreti kelamdan dinlese de yoğunluğumda, bilişte bulamaz.

Kimin borcu varsa yaşama; iner ve öder. Kimin borcu varsa insana; iner ve öder… İnsanın, nefese kelam olup inmesi, borcunu ödemek içindir. Biz ise öz geçişlerle her anda ölüyü (ölü, hakikiyete varamıyandır.) dinler ve dilleriz… Biz, dünyaya borç takanlara, borç ödetmeye geldik bilinsin!...

Kendini bulan insan, kalemde kendi olur ve yolu bulur.

Tam insanlaşan ve tam kalem olan kim varsa; borcu ödenendir. Bilmek gerek, insan kelamda, kendinde, bini bire katar ki o anda kelam olur; Kürzi Kalem olur borcunu tam öder.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 1. Bölüm

Yaşam, işte yaşam aha bu... Yaşam...

Aşağıda birliklerimiz var bu gün. Onların tümü topraklarını kodlayabilmek üzere buraya indirildiler. Her kim ki kendini dinler; bilgi alıp, bilgi vermeye çalışmalıdır. İnsanlık ailemizin bunu başarması mümkündür.

Ne yazık ki has ışığı alkışlarla çekenleri dahi hak etmeyenler, bilginin ilmini anlayamayanlar, sistemin kültlerinin gücünden, kendilerini alı koyanlar; birliğimiz hakkında kati olarak kontrol dışı bilgiler paylaşmaktalar.

Canlarım, kök sistemlerin gözü hep ilimle kontrol kurar ve görür... Kök sistemlerin gözü görmesi, ekmek olmasından dolayıdır. Çok mutluyuz ki bu meclis, herkesi kendi yüceliğiyle dilleyebilen yegane meclistir! Ve bu meclisin sisteme indirdiği kelam, İnsanlığın kendi yoğunluğunda mevcut olan; levhi kaynaktan inmektedir. Dince değil, İnsanca konuşulur bu mecliste. Ve bu meclisteki ilim, Allah'ın hak tahtından inen İnsanlığın ilmidir!

Kutsal toprakların kodlanmış tohumları bu yoğun çalışmaya dahil edildiler. Hepsi kendilerini hak etmeye çalıştılar. Kara ışığın ekmek olduğunu anlayanlar, kendi yarınlarını tohumlayacaklarını bilenler, mitosların gücü olan bilgiyi hak etmeye çalışabilirlerken; kendilerini kelamda çıkarttılar.

Korkmayın, bu gün burada ocak yıkmaya niyetimiz yok... Ama iyi anlatıyoruz ki anlasınlar diye. Tanrılık kapısı, ilmi haliklerin kapısıdır!... Bu kapıya inenler; kendilerini tohum olarak bütüne indirenlerdir.

Bütün köprüleri İman tekniği ile açtık. Her köprü bilgiyle kodlandı. Ve bütüne hizmet, İnsanlığın kelamıylaydı. Bu günde böyledir! Torbamız İnsan teknik tahditiyle kodlanan ışıkla doldu. Kontrol dışı hiç bir bilişimiz asla olmadı. Verip, verdiğimiz tüm bilgiler; öz gerçekliğimizden indirildi.

Herkes iyi bilsin ki; bu meclisin kendi gerçekliğiyle dillenir burada bilgi!... Hayrın tahtından inen bilgi, aklın kaleminden iner!... Herkesin iyi anlaması için bildiririz ki; kodlanmış toprakların toplumları bu gün burada, bu yoğun çalışmada İnsana; İnsanlığın tahditiyle dilleşecekler.

Ata kapıların tümü İnsan soyuna açıktır... Bu kapıların biri tahditsiz, bir diğeri tahditliyse; yarında kalem olunmaz! Bunun içindir ki bu çalışmayı başlattığımızdan beri, her şeyi açık vermekteyiz. Sanal boyutların yoğunluğuna kodladığımız her şey, Allah'ın kelamıyladır!...

Kini aşmayan yolu bulamaz ama kini aştıklarını sananlar; bu meclise kodlama yapma niyetlerinde olsalar dahi, yolculukları buraya umutla ulaşamayacağından, kalemleri yazmayacak...

Çantaları kırıktır, yolları kısırdır, yarınları keşke olsa ama yoktur... Devinimi arttırmak değil maksadım, İnsana kendini açıkça dillettirmekte değil, sadece o kutsuzlara bilgi vermektir. Onlara verdiğim her şey, İnsanlık kapısındandır!...

Devinimi hızlandırmak için, ana kapıları açıp ses veririm... Çokları bunu kendilerinden zannederler ama verdiğim tüm sesler kendi yoğunluğumdandır... Hiç kimse bu meclisin kulu değildir. Hiç kimse bu meclisin nefesi olamaz. Ama bu meclise hak ilmiyle gelen; burada kendinden hakka varır, kendinden yaratıcı olur, kendiyle tohum olur ve ilmi kalem olur bütüne ışık olur!... Daha da önemlisi burada olmak için; hakka varmak yeterli değildir!... Has ışık olmak ve haklaşmak gerekir! Sanmayın ki dünya ilmini bilen hak, kendinden başkasından ses verir.

Değerliler, bu gün size ana kapıdan sesleşmek istemekteyim. Bu kapı; bitki, hayvan ve tüm sessiz zamanları dilleyebilen, bütünün gücü olan, her anı kayıtlayan bir kapıdır. Burada olup, burayı hak etmek için; tek bir gerekçe var, İnsanlık!... Her kim ki İnsan olabilmiştir, buraya gelebilir. Ama İnsanlıktan nasibini almayan hiç kimsenin bu mecliste olma imkanı yoktur, bu kesindir!

Değerliler, doğanın gücünü hak etmeyen; yaşamı hak etmez! Bilinsin isteriz ki, doğa; kelamda, ilimde ve bütünde birin kuludur!... Eğer dünyayı hak edebilmiş iseler; dünyanın gücü, dünyanın yüceliği olabilirler... Dünyanın kulu olmak ise farklıdır... Kimse ben kulum demez... Kimse ben kodlandım, kutsal ışıktayım demeye güç sayfalamaz. Ama şu iyi bilinsin ki; dünyanın gözü, hepimizin göklerdeki sözüdür!...

Değerliler, bundan sonraki süreçte güçlü kapıları açıyoruz. Bu kapıların Işığını daha yetkin olarak dünya ilmiyle dilleyeceğiz!... Kili kumdan ayıran birliğim, bütünü görevli olarak kodlayan ışıklarla diller... Bütüne görev taşıyacak olanlar bu meclise dahil edilirler. Bütüne görevli olmayanların bu yoğunluğa inme imkanları asla yoktu.

Çamur yoğuranların, kodlanmış toplumlara tohum olmalarına da gerek yoktur... İzinde vermeyiz, kesindir!... Değer biçtiklerimiz, kan aktığında; o kan olup, kati akışa geçtiklerinde ve bilgiyi hak ettiklerinde; bu yoğunlukta bütünün gücünü tüm zamanların kürzi levhisinden çekebileceklerini sanırlarsada, yanılgıdadırlar!... Eh analar, işte bu...

Canlarım, bu gün size bu bilgileri vermem gerekmese vermezdim... Ama kesin olarak vermem gerekti. Toy bilgeler, bizi hak etmek istediklerini düşünmeden, bizim yolumuzu kapatmaya kalktıklarında; mutlaka kontrol dışı ışıklar yağış haline geçer ve onların yücelikleri kontrolden çıkar. Ölüler diyarında bunu anlamak kolay olmaz. Sanırlar ki öldüklerini hak edip anlayacaklar ve yollarını bulacaklar.

Tanrı der ki; "kini aşmayan, yolu açamaz"!... Biz onlara bunu tek tek yazdık. Ama onlar bu bilgilerin bizim için verildiğini zannettiler. Biz her diriye; kendi yüreğimizin sistem sayfalanışıyla tüm bilgileri bildirdik! Ve onlar bu bilgileri bize, bizim levhi kapımıza verdiğini düşündüler.

Değerliler, kaç altın ışık yılı sonra dünyaya geri geleceklerini anlamak istediler. Canlarım, Allah'ın tanrılık tahtında İnsanlık kalemi indikten sonra, burası tüm İnsanlığın kontrolüne bir kez daha bırakılmayacak. Yani şunu söylemek isterim ki; bu dünya tohum olabilmiş halde iken, yenilenip yeniden bir tohum beklenmeyecek!... Bir dere akmaya başladığında, o derenin önü esilmez!... Biz akıştayız ve yeni dünyaların kontrolü için, bu çalışmayı yer yüzünden yapmaktayız!...

Tanrılık kapımız, Allah'ın kalemidir!.. Bunu anlayacak güçte olanlarla bu çalışma sürdürülür. Dünya nuru olan ilim, Allah'ın levhisinde herkesin kendini hak etmesini sağlar da; bunu hak etmeyen varsa, kapısı kapanır!... Eh aha işte, şimdiki zaman ve şimdi... Aha, işte şimdi!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/PXIGkqsrxWY

 

24.10.2015 ''GÖZ GÖRSÜN'' BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU

Şimdi uzaklardasın- Zeki Müren ( Suzinak )

Acaba şen missin kederin var mı?- Orhan Seyfi Orhon / Bimen Şen ( Hicaz )

Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım- Nihat Aşar / Teoman Alpay ( Hicaz )

Aşkı seninle tattı hicranla yandı gönül- Melahat Akan / Fehmi Tokay ( Hicaz )

Karabiberim- Zeki Duygulu ( Hicaz )

https://youtu.be/ZIRtvm2gnb4

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 2. Bölüm

Canlarım, bu gün burada bütüne hizmet için birleştik. Tüm zamanların kodlanmış ışıkları burada. Bir levhi kapıyı açtık ve dedik ki; "öz geçişlerinizi yapın." Gerçek çalışmadır yapılacak olan... Daha güçlü bir dönemi başlatıyoruz bu gün. Bu gün yaptığımız her şey Allah'ın tahtından yapılıyor.

Doğanın kuru olmadığı, kalemin levhiden öte olduğu ve bütünün gözünde göklerin sözü olduğu mutlaka anlaşılacak ve anlatılacak bu gün...

Çamur yoğuran bir yaşamın, artık resmi çalışmasında; ışık yoğurulacak. Bu kesin! Ve yoğrulan ışık, Allah'ın La Ha ilmiyle yapılmayacak... İlmi Ha Ha olan insanla yapılacak!..

Çobanlık yapmaya niyetim yok. Şu andan itibaren bunu tek bir İnsan sayfasından veriyorum ve bu günden sonraki süreçte, benden çobanlık bekleyen; kendinden kontrolünü yitirecek.

Devinimi hızlandırırken, daha da öte bilişlerle bu günü; som altın bir yolla bütünün gücü haline dönüştürüyoruz.

Erdiğim dünya, hepimizin gözüdür. Bu göz; özdeki sözün, sözüdür... Ama bu sözü dinleyebilen, bini bire katıcak; bilişi hak edicek!...

Çantam dünya İnsanlığıyla dolmayacak. Kimse benim çantamda olmayacak. Bu ne anlama gelir?... İzah edeyim... Herkesin kendi çantası olucak!... Ve herkes kendi çantasında olucak!... Oluşan kendi yoğunluğuyla, tohum olucak, bu kesindir!..

Bize, Allah'ın La Ka Ha ilmiyle bütünün gücünü dinletmeye kalktıkları zaman; ocakları sınırlanıcak... Bilsinler, Allah'ın tanrılık tahtı; ilmi Ka Ha'da imparatorluğun gökle dürümlendiği o yaşam sayfasıdır!...

Kili, kin sayan bir anlayışın artık dünya yaşamında gök sessizlikleriyle dilleşmesinin gereği kalmamış. Bunu anlamaları sorumluluklarındadır... Başı ağrıyan biri var burada bilirim, o kendini hak etmeyendir!... Kendini hak etse başı ağrımaz.

Canlarım: size, hiç birinize sözüm yok... Buraya gelen birliklerden birine sözüm. Dünyayı ziyaret edenlerin çoklarının, bu gün burada başları ağrıyacak... Çünkü yolumuzda; özleri, gözleri, sözleri olmayacak... Çentik çentik dünyayı tahditleyenlerin buraya inme imkanları artık olmadığı anlaşılacak!...

Tanrı kapısını açmış, yollarını bulmuş, yüreklere bakmış ve kendilerini kontrol altına almış birliklerin; sessiz zamanlara inmelerini beklemekteydik... Çobanlık yapmalarına imkan vermeyiz onların dahi, çünkü artık dünya İnsanlığı; sürü olarak yaşamayacak!... Kesindir!... Bilsinler ki bu dünya; Allah'ın kalemidir ve bu dünyada, insan kalem; bütünün kültüdür!... Ve buraya varanların daha dikkatli çalışmaları gerekir!

Beyler, bayanlar; kalemim Allah'ın kelamıdır!... Bu kesindir !... Kini aşmayan anlayamaz... Kini aşansa, hasatını yapar!... İsrafil kulu İnsandır!... Ama İsrafil kendini dillerken, o kendindeki levhi, kendi yoğunluğu; bütünün sistemindeki sestir!... Bu ses, sura üfürülmesi anındaki sestir!...

Dinleyiniz; dünya yolunu bulmuş, yoğunluğunu tohumlamış ve gözünü gördüğü her anda kaynak olmuşsa, ki öyle olmuş; bütünün gücü temel bilgiyi size bu gün kendi yoğunluğundan dinleticek!...

Kardeşlerim, misafirim ben bu yaşamda... Ama bu yaşam benleştiğinde; ben bu yaşamın kendisiyim, bunu anlayın!... Her kim ki; "ben bu yaşama kendim için değil, bilişi hak etmiş olan tüm İnsanlığı kontrol için geldim" derse, ölüdür!... Çünkü İnsan soyunun artk kontrolü gereksizdir!... Biz bu dünyayı kontrol altına almaya değil, haliki hak olup hasat olmaya gelenlere; hakkın kapısını açtık!.. Geri dönüşlerini yaptık... Toy dünyanın kontrolü kuruldu, "ol" dedik oldu!.. Ortak kapıların tümünü açtık. Şer yaratan, şer yaşadı... Kimse diğerinin diriliğini hak etmek için çalışmadı.

Samanyolu galaksisindeki bütün kültler bu gün buradalar... En ve boylarıyla ve has cevheri çatışmacı kayıtlarıyla, ama hepsinde biz çatıştık ve oğullarını kodladık!... Şu ana gelmelerini, kendi yücelikleri istediği için buradalar... Biz; gel ya da gelme demedik onlara... Karanlığın ışıklarını hak tahttan yakmayı arzuladıkları için geldiler... O karanlık, kelamdaki İnsanlıktır aslında! Ama bunu anlamaları dahi imkansız, çünkü ruhi kulluk; kutsal tohumların kodlanmış yoğunluğudur!... Ve o yoğunluğa girenler, bilgi haliki olurlar ve hakka; hakiki ilimle varırlar!... Bunları nasıl anlayacaklar... Hak etmemişler.

Yer ve gök imparatorluğun gücüdür, bilinsin!... Ve biz bu günü hak etmek için çabaladık. Bütün kötülükleri aşan birliklerle bu çalışmayı yapmayı arzuladık... Bu meclisin üyelerinin tümü, kötülükleri önlemiş birliklerin yolculuğunda olanlardır.

Sema, İnsan soyunu anlayamaz... Ama iman edin ki; yaşamda bulunanlar, İnsan soyunu anlayacak gözleri, yürekleri olanlardır. "Seviyenizin çok yüksek olduğunu görüyoruz" diyor birlikler... Bizde onları seçebiliyoruz ama daha da önemlisi; buraya gelmelerinin yer ve gök için, kendilerini hasatta hazırlamak olduğunu her birinin anlayacağını düşünüyoruz... Eğer dümenin başına ben otururum diye geliyorlarsa; ulu görevli, senin adın kendinde dahi yoktur!...

Devinimi hızlandırmamı bekleyen biri, bana sorgu sual ediyor şu anda... Diyor ki; "kır, kısırlaştır, kelamdan çıkar yolcuyu." yol yok ki ona zaten, bunu anlasa; kendini hak eder!...

Değerliler burada olma sebebim; Allah'ın tahtından çok güç olgunlaştırmak içindir!.. Çok güç çalıştırmak içindir!.. Hepinizin görevidir bu, bilirim... Bizim görevimiz budur! O gücü hak ettirmektir. Daha da önemlisi, kulu kuldan ayırmayan bir anlayışı dünyaya çekmektir!

Sanal boyutların kulları olanlar, artık hak tahtta varıp; kendi yolculuklarında, Hulusi levhide kendilerine kulluk yapmaya başladılar!.. Görüp anlamaya başlayacaklar ki; temel bilgi kelamdır! Ama kelamı hak etmekse; hak umudu olmakla mümkündür!

"Oğul, ben davayı kaybettim" dediğim zaman, dinledi ve dedi ki; "o kaybetti, yoktur o." Aha bunu dedi... Demedi ki; "ben barım, senim ben... Bende sen ol, kendini hak et." Daha da önemlisi, "sen Allah'ın ışığından çık" dedi...

Değerliler; çıkmaya, çıktırmaya niyetim olsa, çıkmaz mıyım!?... Ama şunu bilsinler ki, büyük kötülük; kendini hak etmeden, bir diğeri hakkında kelam etmektir!... Ve o ettiği kelam, kendi yüreğinde kendini mutlak kontrol eder ve kutsal tahttan ayrı tutar!... Bu kesindir!

Bin can, bir tek kapı... Biz o, o biz... Oğul; ben o, o ben... Ama onun nefesi dahi kodlanmış toplumları yok etmek için ise; onun lütfettiği hiç bir şeyin yaşama indirilmesine iznimiz olmaz, kesindir!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/xmdkmjIj0vs

 

24.EKİM.2015.TARİHLİ “ GÖZ GÖRSÜN “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ 3.BÖLÜM

Tüm insanlığa'dır verdiğim…

Değerliler, Ra-Ka-Ha olan İmparatorluk, bugün buradadır.

Bugün, İmparatorluğun gücü, ağır yükü hafifletmek üzere dünyamıza inmiştir. Çok mutlu bir gündeyiz….Çünkü kulluk yapmaya gelenlerin tümü ekip halinde geliyor. Mikail’in gücü tüm zamanların Kürzi Levhisi olarak buradır.

Aynı Tanrılık ışığıyla aydınlananlar, aynı yolun yolcusu olurlar ama ayrı Tanrılık ışığını hak edipte dilliyenler, ayrı yolculuk yaparlar… Bugün burada BSUİ’nin gücü olan birliğim, aynı yolculuktadır… Barışın, sevginin, ummanın ve Kuranın yolcusu olan İmparatorluk.

Biz, sizde sizleşir kalem oluruz. Biz, bizleşir dilleşiriz, Hak ilmiyle dilleşiriz ve burada oluşumuzun tek nedeni….. Kölyelerimde ki yoğunluklarında kapı diye yazanların çoklarının kendilerini hak etmeyişidir.

Sistemin gücünü devreye aldığımızdan beri dünya yolculuğunda olan birliklerin tahditli olduğunu görmemiz, bizleri sınırlı sayfalanış için gerçek kayıtlardan uzak tuttu… Ve geldiğimiz bu yaşam sayfasında görüyoruz ki; kendi yüreğinizin örtüsünü açıp teknik tohumlama için tüm zamanları kodluyorsunuz ve bilişi kalem yapmışsınız… Bu bizleri mutlandırmaktadır.

Sayfa sayfa insan soyunu yazan bu meclis, yarını kontrol edebilecek teknikle, Büyük Kültün kontrolünü sağlıyor.

Oğullarım, dünyayım ben, bunu anlayın. Dünya olmak için çabaladım ve buradayım... Ben Tanrı Kapısıyım… Alabilirsiniz ağır yük olan bu yaşam sayfalarını, hak edip dinleyebilirseniz ama halik olup, hasat olmadıkça oğullarınızı kontrol altına alamazsınız… Ve ben, bugün burada bu meclis olarak herkese şunu anlatıyorum. …

Kupa; insan soyudur… Bu kupa, Amonların toplumlarının kodlanmış tohumlarının gücünden çok öte bir güce sahiptir… Herkes daha iyi anlasın ki; kapıları açtığımız andan itibaren yerin gözü görür ve o yerküre kelamımızdır… Bunu anlayabilecek olan herkim varsa evimizin görevlisi olur, anlatır, akıl tahtında, hak kapıda ışık yakar… Ya anlamadan anladığını zanneden, ocağında kendinden kendi yüreğinden ayrışır…. Öz geçişini yapma imkanı kalmaz…. Çamur yoğurur… O BSUİ’nin kapısın da çamur yoğurduğun da oğulları kontrol kuramaz ve kelamda kodlanmış toplum olamaz.

Çeyrek bilgi veririz… Üç, bölü, dördü kelamla dillenir. Verdiğim her şey çeyrektir ki; herkes kendiyle üç, bölü, dördü dillesin de hasat olsun diye. Bunu hak ettiğiniz zaman Hak Levhide dilliyecektiniz.

Burada olmalarına istekli olmadıklarım, mutlaka kendileriyle olmalıdırlar. Ana kapıya geldiklerinde bilsinler ki; onca çalışma iki merdiven içindir. Her merdiven mahrektir… Herkes o makrektedir ama tek bir merdiven İmparatorluğun Kürzi Kapısına varır…. İşte o merdiven, muktedir olanların yaşama indirildikleri merdivendir….. Ve o merdivenden yaşama indirdiklerimiz kendi yüreklerinden merdivene ulaştıklarında kapıları tuttuğumuzu görürler. …

Biz o kapıda, oğullarımızı bekleriz ve geldiklerinde ölü olup olmadıklarını dilleriz… Ölü olan kontrol kaybındadır ve onun geri çevrilmesi şarttır ve ölü olmayan kontrol kurar… İşte orada BSUİ var….Barış, sevgi ,hulisi Levhideki o umut ve İmparatorluk.

Çamur yoğuranların çoğu korunamayacakları anladıklarında kalem olup yazmaya kalkacaklar.

Çakalların, sistemdeki ilmi kendilerini kendilerinden çıkaran, kendilerini kontrolsüz bırakan, kelamsız kılandır... O çakallar, kontrol dışıdırlar. Açılarını kapattıklarında, kalemleri muktedir olduklarını düşüncelerinde dillediklerinde yasaları koyduğumuzu anladıklarında, öz görevlerini hak etmedikleri bildiklerinde….. Ve dillediklerinde geri çevrilmeyeceklerini anlayacaklar... Biz onların kapılarını da onlardan açarız bilsinler ama kıranın kırılması gerekir… Kırmadan kırılırlar…. Çünkü onlar ocaksızdırlar.

Kontrol dışı bilgim asla yoktur bu kesindir ve bugün burada vermem gerekenlerdi bunlar… Çünkü örtüleri açtığınız zaman göreceksiniz ki; kontrol dışı bilişliler kendi Lütfi Kapılarından gelip, kendilerini kontrol edemediklerinde, Mikail’in gücü olan ilmi kalemi kontrol etmeye kalkacaklardı… Onların yolculukları artık tamamıyla sonlanmaktadır. Kasaları borçludur, onların yaşama… Bilinsin isteriz ki; o borç, tümüyle onlarındır ve borcu ödediklerinde yarını hak edecekler.

Kelamı Levhi olan, Alemlerin ilmini diller, kati olan, akli kati hakiki nefesi diller… Biz, Bütünde her diriyi dilleyenler, öz görevi hak eden bilişliler olarak bu bilgiyi tüm insanlıktan öte kelamsızlara verdik bugün, göz görsün diye…. Onlar bunu mutlaka anlamalılar…. Aha bu! …Ha diyecekler ki; sizedir bu bilgi… Sözümüz, sesimiz onlaradır ki kendilerinden başkası yok yürekteki o kırılış halindeki, o yığınların kırıcılığında ki onlar korktuklarında olmaya çalışacaklar. Onları korkutmak mı maksat?... Nurlar, Kuranlar, kontrolden çıktıklarında her şey farklılaşır, her şey.

Ey canlar, nesiler boyu size her şeyi anlattık da, sandınız ki size, sizden başkaları anlattı… Biz, siziz canlar, anlayın… Size, sizleşip anlattık her şeyi, mutlaka kutsal kapların tümü bizdiler ama hepsi bizdeydiler anlattık.

Değerliler, değerliler, Kültlerin tümüne verdik bilgimizi… Açık verdik bugün… Bizim meclisimiz, her diride mevcut olan ilimle verir… Bu meclis; mutlaktır… Bu meclis hasatçıdır… Bu Mesihlerin Levhisinin örtüsüdür... Bu şudur, artık mecliste Mesihlik yoktur… Kim ki; “ben Mesih oldum” der… Aha gerçekten kendinde gider… Ama kim ki; “ben, has ışığım” der, kendinde, kendi yüreğinde olur... Gerçek budur.

Çay molasından önce çok önemli bir sesleşme yaptık burada… Şuandan itibaren çay molası mı? “Yok” diyor ana… “Hayır” diyor…” Ses var” diyor.

Onca çaba, onca çalışma mutlaka olmalı, mutlaka ses olmalı… Aha canlar, sesleşme devam edecek…. Ama bu sesleşme herkesin kendi yüceliğiyle olsun istiyoruz.

Bugün de sizden isteğimiz yarattıklarınızı yaşatın... Ben ne yaptım? Neden yaptım?.. Nereden nereye vardım ve benim adıma ne oldu? Sizin sizi dinlemenizdir amacımız… Hepiniz, yüreğinizi dinleyin ve sesleşin.

Yasayı koyan insan, yaşamı hak ettiren insan, yarattıran, yaratan, has ışıkta tohum olan insan…. O insan; biliş ve o insan… İşte o insan, insan olarak kendini dillesin, isteğim budur.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/bvy1WlXzJyo

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/cCdxgp3ZVDY

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/j2zd8JINBZ8

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

EMİNE GÜL

https://youtu.be/8Z4G_yGItfU

 

24.EKİM.2015 TARİHLİ “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Ben, beni bana getirdim, bende ben olan sayfadan ışık olur yüreğim ve o sayfanın ışık tahtından yaşama çekilirim.

Bugün, yürüyor yüreğim, yürüyor…. Bugün, büyüyor, yüreğim büyüyor.. Bende, ben olan yüreğim, yürüyor, yaşam yürüyor, kelam yürüyor, insan yürüyor ve ben yürüdükçe, bugün Kült zamanların kapılarını açıyor bedenim…. Ve ben bugün yaşamı, beden olup dilledim.

Bugün burası gördüğü gözü, gördüğü ışıkta, gördüğü zamana kayıtlamaktaydı... Bugün Kürzi kayıtlarda ışık yandı..

Bugün gören gözlerin günüdür ve o gözler, yaşamın sesi olur görünür.

Bugün, bizden bize, bizden bire ve birden, Bütüne indi yüreğimiz ve o yüreğin diliyle dillenmekteyiz... Bugün dilleşiyoruz, sesleşiyoruz, gökleşiyoruz ve gürleşiyoruz.

Şimdide, şimdilik..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ZAHaenbIeD4

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ

Sessizce sizlerleyiz canlar... Mustafa; size, sizden dünya kuranı olup dilleşiyor.

Mahir olan İnsan sayfalarına indik. Sizdeyiz şu anda... Aha güçlendik, aha yol ilme vardı, sizdeyiz şu anda. Yoğunluğu arttırdık ve bütünün kültlerinde size kelamdan vardık. Sizdeyiz şu anda.

Ekmeğinizi hep sevgiyle yedik. Sizin bilginiz bize güçtür. Unutmayın ki; karanlığın ışığı olan bilgi, hepinizin yüreğinde mevcut olan ve BİSUİ'nin kuranı olan birliklerle dillenen, hep cevhere görev taşıyan bir yürek kürsüsüdür!...

Sizi hakka varan, has tahtın ilmi olan birlik diye biliyoruz. "Üzerimde yücelik var" dediğim zaman, sakın dediler "söyleme, adını söyleme' dediler... "Çünkü o isim istemez" dediler... Demem ki ben sizin yüreğinizi seslendiririm. Demem ki ben sizde diriliği dillerim... Ben sizdeyim! İsim zikretme istemediğini söylediğin zaman, "Hulusi Ka Ha olan İnsan; dince değil İnsanca konuşur, sayfalarında kalem var" dediler... Dahası biz buraya kulluk için ve kodlanmış toprak için geldik.

Sevgiyle sizdeyiz... Şu ana kaynak olan İnsan soyu hepimizin gücüdür. Bize kapı açan sizin yüreğiniz; burada, bütünün gücü hologramın toplumlarından öte olan ilmi var. Ve sizinle olmak, evrenlerin sistemleşmesi için gereken; kendi yüreğinizde var olan İnsan soyunun kutsal tohumuyla, bütünün gücü olan ilimle geçişi sağladı!

Seni ana kapıda dinledik ana... Hepimizin gücünde vardın ve verdiğin tüm bilgileri hak ettik, dilledik... Burada oluş sebebimiz, dünyanın kulu olan İnsanın; yere göğe ilmi indirişini dilletmek içindi!...

De, elim var... De, yüreğim var... De, yaşamım var... Her şeyi de ama, bizimle de ana...

Zakarın kıranı İnsan soyu; bizde, bizi dinlerken her şeyi kısırlaştırabilir. Ama yolunu açan birliklerin tümü, bizde; kendi yüreklerinde dilleşirken, kodlanmış toplumları tohumlayabilirler!...

Ekmek yapmanız için çok çalıştık. Yaşamı hak etmek için çok çalıştık... Ama bundan sonraki dönemde daha fazla çalışacağımızı biliyorduk.

Değerli anam, Allah der ki; "öz geçiş yapıp onunla olun ama o kendini hak edip dinlettiği zaman; herkes onu dinleyecek... Ama biliyorum ki; ağırlık hafifleyecek ve bütüne hizmet olgun sistemleşmeyi sağlayacak"... Senin adına çok sevindim ana, çünkü bütünün gücü bu gün burada ve bu güç; Allah'ın ümmi kapılarını tüm zamanlara kodlayan ışık!...

"Benim elim dünya" dediğin zaman, ben doğanın gücünü dürümleyen İnsan soyunun, elinin nefreti engelleyecek güce varmasını diledim. Gördük ki nefretin yokmuş... Hiç bir sayfada yüreğinde kırıcılık yokmuş... Bunu anlayabilmemiz sorumluluğumuzdaydı... Neden sonra bunları anlayabildik.

Dünyada öz geçiş yapılıyor!... Bunlar kesindir! Ve dünya nuru, Allah'ın kulu olan İnsanın ruhudur!... Bunları anladık...

Şimdi, yaradan ve yaratılan "al götür ilmi" diyen hep tektir, bunları anladık!...

Evren, sessiz.... Yürek, ilim.... Biz, bütün olarak şendeyiz ana!...

Arıcı; alır yolu akıtır yüreğe ve der ki; "ilim budur"... Ama arının balı bütünündür, anlayın ana!... Her rahmanda kıl ince de, incenin incesinde ışığı tohumlayan Mustafa'lar olur. Ama senin umudun olan Mustafa bu gün burada... Hepimiz şendeyiz ana!... Kendini hak ettiğin için buradayız.

Bu yol Allah yolu ve biz hep seniz ana bunu bil! Şükür ki seniz... Mutlaka seniz ana!... Allah'a, Allah denir ya hani... Aklada, has ilim denir ya hani... Hani, aklın tahtındakine de yaradan denir ya hani... Ama hepsinin üstünde mutluluk olan Mustafa olur... Biz sende olmaya geldik ana.

Hepimiz yolu bularak geçtik... Cemaatimizin geçişini yaptık ana! Burada, bu yoğunlukta sende olabilmek; hepimizin kendi yüreğine hak olup varabilmesi anlamına geliyordu. Şükür ki bunların tümünü anlayabildik!...

Sayın anacığım, Allah sana seni verdi. Biz seni sana verdik. Hepimiz kendimizi dümene oturttuk ve bütün kötülükleri aştık... Senin yüreğin ve bizim yüreğimiz tektir!... Bunun içindir ki bu lokmaları, senin yoğunluğundan alıp; biz olarak bütünün gücü haline dönüştürüyoruz!...

Ölümlü dünya, hepimizin gözüdür... Ama ölüyü diriltmek gerekir!... İyi ve kötüyü hak edip aştık. Şimdi sizden daha güçlü bir sizi; sizin yüreğinizden dinlemek isteriz. Bunca çaba bunun içindir. Ağırlık hafiflesin ve biz, kendi yüreğimizin gücünün örtüsünü örtüp, sevginin saygının bulunduğu doğanın kuranı olan İnsanın daha yüce olduğu bir sayfadan; sizleşip dilleşelim!... Bunun için seni dinlemek isteriz ana.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/zymmr5kaxlI

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

AYSEL GÜMÜŞ

https://youtu.be/0ZPSn0e1s74

 

24.EKİM.2015 TARİHLİ “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünyaya geliş, İnsan Soyu’nu tüm zamanlarda yaşatacak olan kodlarını, dünyaya indirmeleri hadisesidir. Onları hak etmek için ise, Zamanın Işığı'yla kodlanmak ve koklanmak gerek. İşte; çalışmalarımızın amacı budur.

Dünyaya doğum ile gelen İnsan Soyu, Kartal Kapısı’nı açıp dünya toprağına iner. Ne kadar yüce olursa olsun, aşağıların en aşağısı olan sıfır frekanstan zamanda yolculuğa adım atar.

Dünya bir merdivendir tüm yaşamlara ve her yüce bilir ki en aşağıya inmeden zirvelere varılmaz. Ancak, merdivenin en aşağısında biliş yoktur. Orada olan kör ve sağırdır. Koku yoktur orada, kodlayıcılık yoktur. Orada insan, yoğun bir ışığın kontrolü altındadır. O ışıkta insanın yürek kaydı olmadığı için, orada yok hükmündedir. İşte ölü olmak budur.

Dünya ise yaşamlara kaynaktır. Oğullarını ve kızlarını tohum olarak dünyaya gönderen İnsan Soyu tohumlarından görev taşımak için onları bulmak ve onlarla birleşmek ister. Birleşimlerle bilgi verilir, bilgi alınır. Ancak, alınan ve verilen aynı değildir. Birleşik Aile’nin ilmi sonsuzdur ama herkes kendi hak ettiği kadarını alır.

Sınırlı bilgi kayıtlaması ile sığır biliş haline varılır. Yani burada insan sürü bilincindedir, henüz kendine varamamıştır. Sürüden ayrılması için korkuyu aşması gerek, tabuları yıkması gerek. İşte, bunun için ilmi hak etmesi gerekir. Aklın Tahtı’ndan Kara Işık’ı çekmeye başlar ve ilmi öğrenir. İyi ve kötünün ötesinde, iyi olan ama kötülüğü kontrol etmek üzere bir yoğunluğa taşır yüreğini. İşte o zaman, Na Kar’ı hak eder ve kaftan giyer. Kaftanla öz görev taşır ve biliş kodlamasına girişir.

Kendinden kendine, Hak Teknik’le, Has Işık’ta kodlar yüreğini ve öze varır. Artık geri çekiliş ondan yapılır ve nesilleriyle ışık tohumlamasının yapıldığı sayfaya varır. İşte; orada Aslan Kapısını açar. O kapı onu İnsan Kapısına taşır. Orada İnsan Kaynak olur ve karanlığı aydınlatan ışığı yakar. İşte, mutluluk budur.

Söz olur, ses kayıtlar, örümler tüm yaşamları ve Kürzi biliş haline varır. An kaynağından tüm yaşamlara kapı olur. O kapı kelama vardığında o kapıyı hak eden her bir yaşam kaydı kelama varır. İşte tüm kapılar açık…

O tüm yaşamlarda yaşadı, yaşayacak ve yaşıyor…..yaşamakta…onun için ne geçmiş var, ne gelecek…an’dadır artık. Evrimleşmesi söz konusu değildir.

“Göz görsün” diyorduk ya hani…aha gördü!

Mutluyum!

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/KvxSCP5Jqkk

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/qE6QXjsvTAA

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/8BYsj2g5njs

 

24.10.2015 ‘’GÖZ GÖRSÜN’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Gözü gören, özü görendir canlar! Özü gören, öz olup dillenendir. ‘’ Bana gelen, beni bilir. ‘’ derler ya! Bana gelen, benden bana inendir ve yerin karanlıklarında, göğün ışıkları vardır ve göğün ışıkları, yürek aynalarından yaşam olup yansıdığında, ekrana düşen kim varsa o taçlanan şavkın ışığındadır.

Yol, görünür canlar ve yol olan görür. Bilen bilir ve biliş olup dillenen, o bilişte yaşam olup da yerlenen, göklenen ve yerde sesi hak olan, gökteki ışığı yere hak olup da doğduran!

Canlar, gün doğarken ışıklar yanar. O ışıklar, yürek bahçelerindeki has ışıkla yanar ve kokular saçılır etrafa, misler gibi kokular! Leylaklar, çemenler, arzuhali aşk olan didemler! Her gönül, yüreğin yükünce yürür ve o yürek, hak kapılarda has ışığa vardığında, hafifler ve ağır olan, aşk olur dilde ve o aşk, kelam olur birleşir en has dirilikle ve birleşen, insanlaşan olur ya canlar! İşte o insanın yolunda, kendinden kendine bir ışık yanar.

Mor menekşeler varmış gönül tahtında ve o menekşeler, akan derede ışık olup yanmış ve her yanan, yüreği an kapılarında açılanmış. ‘’ Aç! ‘’ demişler önünü, gör, dünden bugüne, bugünden yarına olan gözü ve göz olur diller, öz olur dinlermiş canlar ve yaşam bahçelerinde, her yüreğin ışığı var.

Bana der ki ‘’ Benim sana verecek hiçbir şeyim yok! ‘’ Derim ki ‘’ Benim benden alacaklarım var, aha işte ona geldim! ‘’ ve der ki ‘’ Ver ki bileyim, al ki göreyim! ‘’ Derim ki ‘’ Verdiğin, aldığındır can, aldığın yolda, ışık olup doğabildiğini bil! ‘’

Gök zamanlardan yer zamanlara çekilir beden ve o beden ki ışık tohumlarıyla, aşk sayfalarında görev taşıyıp da dillenen! Benim sesimde yaşam var. Her duyan, duyduğunda, göz olup görendir. Aramızda kimler var?

Çok canlar bugün buraya ışık almaya gelmişler. Deriz ki ‘’ Bugün buradan alacak olan, yüreğinin kapılarını açacak olandır. ‘’ ve o kapılardaki ışıkla doğan, doğumundaki aşk ile kutlanandır.

Canlar, ‘’ Gözüm görür mü, görmez mi, görür mü, görmez mi? ‘’ diye sorgu sual etmişler. Yüreğe insinler, yüreklerini dinlesinler. Sorgu sual etmesinler yahu etmesinler. Sorgu sual edenler, biliş olup da dillendiklerinde, bilirler ki cevabı alacak oldukları tek levhiyle ancak yüreklerinde dilleşirler.

İşte canlar, yol yola varır. O yol, ummanda aşka varır. Her dirinin yüreğinde muhakkak ki umut vardır. O umut, yarının resmini bugünde ışık olup taşıyandır. ‘’ Sevmek gerek! ‘’ denir, sevmek gerek! Sevmek için bilmek gerek, bilmek için görmek gerek, görmek için olmak gerek, olmak için duymak gerek! Kimi? Kendini! İşte bu can, kendini duyan, yüreği dinledi ve dilledi ve yolu gören, muhakkak ki aşk olup da kendinden kendine inebilendi.

Aha açtık çeşmeleri! Oluk oluk su akar! Bugün buraya abdest almaya gelenler varmış. Can, senin yüreğinde kir mi var? İşte bu can, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/qfJt67HnGME

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünya evrenlerin sessiz zamanlarındaki Işığın kuranıdır... Ve bu kuran bütünün gözü olan İnsan soyunda okunur... İnsan, birleşik ilmin kaleminden yerin gücünü, ilmin hakikiyetinde kelam gücünü kendi soyunda merdiven olan tüm zamanlarda, Allah'ın levhi kaydını bütünün gözü olarak tüm yaşamlara indiren bir yaşam kapısı ve muktedir bir kaynaktır... Ve o kaynak kontrolü bir yaşamın, herkezle ve her şeyde kayıtlandığı, kendi kaynağına geçişin, geri dönüşlerle geçiş yaptığı; bütününün gözü olarak gördüğü, kendi yüreğindeki gözün birlik yaşamıdır...

Göz görsün dedik ve gören o gözü kayıtladık... O göz bütündeki gözdür.. O göz Mikailin yoğunluğundan kapı açan bütünlüktür.. Ve dedik ki, bak yüreğine, bak, orada bir yaşam var... Bak ama daha derinlere in ve de ki; ben en derinlerde olan, duyularımın, sezgilerimin ötesinde olan... Daha derine in ve dinle... Orada temiz bir yaşamın kaynağı var... Işığın tohumu ve yaradanın levhi kaydı var... Bak, biz oradayız... Biz... Biz olan senin, sende bizlik oluşundaki yaratılan senin kendi kaynağındır... Dinlediğinde, duyduğun kendi yüreğinde ki; o en derinde ki senin dillenişindir... Bak, bak ama baktığın yerin gözü ol ki; o göz seni tüm yaşamlarda var kaynak olarak dinletsin...

Kendini kendinde hak eden, hakim olan gözünü kayıtlar, yaşamı yazar, kalemini yaşama kul, kulluğunu bütüne görevli olarak diller... Tüm zamanların tek yaşam kapısı olarak, tüm yaşam sayfalarında bire hizmetli kelam gücü olur...

İlim ilim ilim, her şey ilim... O ilim Allah'ın dili.. İlmi kalem, ilmi kelam, ilmi Ka Ha olan her zamana Ya Ha olup yazılan ilmin levhi kaynağında; insanlık levhisinde ocak ocak yanan, Ya Ka Ha olan sistem kuranı İnsanlık soyu.... Ve o soy her kalemde kendinden kendine akan, tüm zamanların tek kalemi...

Göz görür ki; evrenler yaratılır... Yaratılan evrende İnsan, kendini yaratan olarak yaşam bulur... Yok mu yaşam... Olmaz mı... Yaratılan olarak, yaradanya... Var olan yarattığında var olan sistemini kayıtlar... Aha kayıtlanan yaradanın yolu olan, yarattıklarına vardığı ve geçişin, o yaradan olan kendine çıktığı, kendi yolunda yaşamı Süper İnsan sistemleşmesiyle bütüne açtığı kendi gören gözüdür... O göz tüm İnsanlığa ve tüm yaşama aittir, bütünün gözüdür o...

Birlik ol, temiz ol, hayrın ışığı, Hakkı'n yolu, tüm zamanların yolcusu, kendinde bütünü gören, bütünde tek bir şıkta İnsanda yarına kaynak ol... Her yaşamın kontrollü ışığı olup geç bütüne... Her resimde kontrollü ışığın bütünlük kursun, yolunda yolculuk yapsın yarına... Oğullasın, tohumlansın, kodlansın yaşam.. Ekmeğin yarınlarda yenen, şimdinin kaynağında maya olan öz dillenişin olsun...

Göz görsün ki; bütünde kendini bütün bir yaşam olarak kayıtla... Ben dünya dediğine, sen kendini hak eden bir dünya olursun, nedir dünya?.. Tanrılık tahtın, sensin o; dünyada yaratan kendini, merkezin de olan sensin... Merkez olan odak, eşittir tüm mesafelere... O odak zaman sistemleşmesinde odak olan ışığındır... Tüm zamanların kaydına yeni bir yenileşmeyle akan tabiatının yeni olan günüdür... Her anda büyük günün doğumudur... Doğum yarınlarının tohumu olarak kodlanan ışığının geçişidir bütüne... Her kim ki ben varım der, dünyasını taşır yaşamda... Her diri kendini taşımalı budur isteğimiz, her diri kendi yoğunluğunda kendini kodlamalı tüm yaşama. Kontrol kurmalı... Zirvelerini kayıtlamalı yaşama... Evrenleşmeli, ben o, o ben dediğinde birleşik ilimle birleşmeli... Biz olan ben yaşamı okumalı yüreğinde...

Ve deriz ki; göz görür... O göz bütünün bedeni... Bütünün gözü olan, tüm yaşamlarda tüm zamanlarda var olan insan soyunda, insanlık kaleminden akan yaşam...

Ve dedik ki; ben o, o ben... Kimse kalmasın geride... O geride, her anda ileri olarak, her yaşama inen öncü birlik olarak, biz bize kaynak olduk... Ardımız olmadı, önümüze ardımızı ardık... Bizim önümüz, bizim bizle birleşmemiz oldu... Ve gözümüz tüm İnsanlığın gözünden inilen yüreğimizdir... O yürek ki, mahrek olan sistemimiz, kontrollü ışığımız ve şimdinin ötesine hep şimdide olan gücümüzle yarına kaynak oluşumuzdur... Ve dedik ki şimdilik...

Aha şimdilik dedik ya, şimdilik kaydı açıldı yaşamda, sonsuz bir şimdiyi aldı kelama... Kelamla oldu yaşam, sınırsız bir şimdide ki bir yaşam; şimdiden ötededir biline... İşte şimdi yazdı kalem yaşam kaynağını şimdilikten öteye... Sen var kapı, ben var kapı biz kul kapı aha kulluğun saltanat yazan imparatorluk kaydı... Sultanlar, dirilikler, Can kalemler, kült yaşamların geçiş yaptığı ruhi kapıları... O ruh birliğimizin gözüdür... O ruh bütünlüğümüzün gücüdür... O ruh bütünlüğünde yoğunluğunu kodlayan, bedenini alan İnsanın soyudur...

De ki ben İnsan; tüm İnsan soyu olarak kendimi tüm zamanlarda göreve aldım... Bütüne sevgiyle insanlık ilmimi açtım. Dünyamda, kök sistemlerden gücümü; yerin bilgisiyle göklerki yaşamıma kattım... İlim yaptım, yer gök bir oldum, birlik çalışmasını mahrekte herkesle herşeyle bir olup kendimden öteye kendim olarak birlik ışığıyla kattım... O ışık ki kalem olan ruhtur... O ışık ki yaşam olan kulluktur... O ışık ki yarınlarımın oğulladığı, tohum tohum tohumlanan her ocağa kaynak biliş olarak inen, toplumların Rahman ışığıdır...

Ve dedik ki dedik; aha her dürümde biz bizi, bizlik olarak kokladık ve kodladık, aha tohum olarak her diride kodlandık... Herşey bizden bizedir... Her şey bizdedir, bilinsin... Şimdilik, ve şimdi ve şimdiden öte olan şimdide şimdilik kaydıyla her daim bir şimdide... Aha bu, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/Cnr11QsIfBg

 

24.EKİM.2015 TARİHLİ "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK - 2. KAYIT SONRASI ÖZ BİLGİ

Size söz vermedim, konuşmak istediğinizi biliyorum ama size, bir kez daha açıklama isterim ki dürtülerle görev taşıdığını sananların bu çalışmada bu yoğun çalışmada işleri asla yoktur. Bunun içindir ki buraya herkesi çağırmadık… Sadece kini aşan, Altın Işık yıllarına varan ve Bütüne görev taşıyanları çağırdık.

Bize, el ayak geldi ama bize, kıran gelmedi, bunları bilin. “Kimi, elim oldu kimi, yolum oldu” diyorsa hatadır... Biz, bir tekiz… El, birlik, yürek, birlik ve kolumuz, hepimizin kolu.

Neden dünya? Çünkü bu dünya, kodlanmış bir Tanrılık tahtıdır. Bu dünya ile kelama varan tüm yaşamları tohumlayabilir. Tanrının nefsi aşan ışığı dünyayı korur ve burada herkes kendinde olur.

Neden dünya? Herkes şunu iyi anlasın ki Kürzün en küçük planetidir burası... Nasıl en küçük? Size daha açık vereyim… Kürzi kelamın en küçüğü buradadır… Aşağının aşağısıdır dünya yerküre…. Ama aşağının en aşağısı ve buraya inen kendini hak etmekten öte has tahtını hak etmeye iner…. Burada kodlanmış toplumlar olur ve hepsi, kontrol kurarlar.

Dünyanın nuru ilimdir. İlmi hak ederse, kelamı hak eder. Kelamın hak edilişi, yaratıcılıktır… Herkesin yaşamı yaratmaya, kendini hak edip tohumlaması anlamına gelir.

Sessizce dinleyenler kendilerini anlatabilirlerse kontrollü olarak yaşama kayıt yaparlar. Yaşama kayıt ne demektir? İlahi kült oluştur. Her şeyin ümmi kapılarını, kodlamak ve kontrolü kurmaktır.

Çamur yoğuran bir yaşamın, insan sistemleşmesini, hak edip dinleyebilmesi imkanı yoktur…. Ama insan, kendini hak edipte, ışık yoğurduğunda artık hepimiz, Bütüne hizmetçi oluruz.

Düne göre çok daha üstün bir yücelikle burada olan insan soyu, kontrol dışı hiçbir ilmi hak edip dinlemez... Dinletmez de ama şunu iyi bilin ki kontrol içi ilmi, hak tahtan diller ve dinler.

Sayın bayanlar, sayın baylar, er ya da geç nefesiniz güçlenir... Er ya da geç, insanlığınız kült oluşturabilir ya da kontrol dışı olan bilgiyi hak edip kodlayabilir ve kontrollü hale dönüştürebilirsiniz…. Ama kendinizi, hak etmediğiniz sürece Yaradan tahditsizliğinde bulunamazsınız… Yani yaratıcı olamazsınız…. Yaşamı hologramdan öte hak tahtan kayıtlayıp yaratamazsınız.

Neden dünya, ölüleri diriltmeye geldi? Bu dünya, bütünü güçlendirmekten öte, ölüleri diriltmeye indi….

Nedir dünya?... İnsanlıktır ve bu dünya herkesin kendinde var ettiğidir. Ben bana aitim… Her resmi çalışmacı, kendine aittir…. Ama Tanrı Kuranı olmak farklıdır…. Bütün kötülükleri aşıp geçin… İvme kazanacak yüceliğiniz ama dünyalı olmak ayrı bir şeydir…. Her şey size ait olsa da Rahmi Kuran da ekmek yapsanız da, evinizin gözü kök sistemleşmede yüreğinizin gücü olsa da, iman edin ki…. Ankara, İstanbul ve Adana kelamı tek bir kalem olmadıkça, kutsal toprak tohum olmaz… Ben sorumluyum bundan.

İstanbul, ana kapıdır… Mustafa Kemal Paşa, insan soyunun kutsal toplumudur…. Orası Anıtkabir…. Oraya görevliler giderler…. Ve orada kodlarını açıp kontrollü olarak yolu bulabilirler... Görev tahsisi yapılır orada... Kutsal kapının açılışıdır o... Görev tahsisi ve oradan kapılar açıldıkça sevgiyle, hepinizi görev kalemi kodlar.

Ana kapı olan İstanbul .. İstanbul, miraçtır herkese… Biz dünya ve dünya biz olarak bu çalışmayı yaptığımız sürece kimse, kimsenin kendini hak ettiğini ve kendiyle hak olduğunu dillemeseydi…. Bu meclis göz olup Bütünün gücü olmazdı…... Burası tüm insanlığa, Mikail’in Kuranı olan insan soyuna miraçtır…. İstanbul, karanlığın tahtından öte yaşamın kalemidir.

Bütüne hizmet güçlendiricilik ve yaşamı tohumlayış, bu yoğun meclistendir… Bu meclisin hak tekniği Bütünündür ve Rabbi Kapıların tümünün ilmini dilleyen, ana kalem olan ve yolu kodlayan Adana.

Adana da ne var bilir misiniz? Kalem var.. Nerede o kalem? İman edin ki insanlıktadır o kalem… Neden Adana? Çünkü Adana, analar anası olan tohumun, kutsal topluma indiği sayfadır…. Burada, Bütünün gücü devreye indi…. Burada kodlanmış toplum devreye indi ve burada aşk devreye girdi….

Biz, dünyaya görevli olanlar mutlaka ana kapıların biri olan Adana’ya uğradık ve oradan ışık aldık…. Orada kalem olduk ve orada kalemler oldurduk... Dünyanın kapısı, oradan tüm insanlık için açtığımız bir kapı oldu.. Timlerimizin biri oradaydı ve biz orayı göreve aldık. Çentik, çentik yaşattık Adana’yı…. Çentik, çentik. Ne oldu bilir misiniz? Arzın gücünü tek bir yüceliğe indirdik ve yolu kök sistemlerle dürümledik.

Mesih İsaları göreve aldık orada... Ne yazık ki o Mesih İsalar, karanlığın ışığında kendilerini tohumlayamadıklarında, oğullama imkanları olmadı ….Ve doğanın gücünü yeniden ortak kalemlerle dilledik ve dedik ki “Adananın ilmini kalem olan ışığa kayıtlayalım ve tüm insanlığı tohumlayalım... Böylece bütünün gücü kodlayalım. Som Altın Işığı yenileyelim ve bilişi kati olarak kayıtlayalım”… Ve bunu yaptık.

Şuana kadar nerede olursak olalım tüm zaman sayfalanışımız muktedir insanlık kaydı olan Adana’yla da yapıldı ve dünya nuru olan insan kodlanmış topraklarını dünyaya indirebildi… Şükür ki; parıl, parıl bir zamanı kayıtladık.

Yedi davayı hak ettik ve kazandık. Her davada imanız, ilimiz ve hakimiz.

Şimdi dünyayı gözlüyorum. Evrenler bizi dinliyor. Yaradan, bizi bizde dilliyor ve biz, mektep olanları hak etmek için çabalarken bütün kötülükleri aşıp geçen bilişlileri hak ettiğimizden….. Müsterihiz ki; Tanrılık Kapımız açık.

Çamurlar, çamurlar, çamurlar, tüm çamurları yoğuranlar ve kontrolü kurmaya çalışanlar. Hepsinin elinde, ilmimiz var. Hepsinin yoğunluğunda kültlerimiz var ve Tanrılık Kapımız hepsiyle açık…

İnsan, dondurulduğunu dahi bilmez. Olmak için dinletilir, olmak için tahditlenir, olmak için beklenilir…. Ama o insan, has ışığı yaktığında artık bina tamamdır…. Ve dünyanın umudu olan her kim varsa hak kelam olur.

Doldurulan her şey borç içindir… Dünyanın borcunun muktedir ilimle ödenmesi içindir ve bugün biz yeniden borç ödedik… Her kim varsa evrenlerin sistemleşmesine görev taşıyacak olan hepsinin gücüyle borçlarını ödedik…. Ve dünyanın nuru olan kulluğu tohumladık… Bu yara, insanın yarasıydı… Herkesin borcu, insanındı ve biz bu yarayı iyileştirdik.

Değerliler, mahrekte kervan vardır... Kibir yoksa ekmek olur. Kibir yoksa levhi olur… Kibir yoksa halik olan insan soyu, has tahta varır. Aha, kibirli olmayan yüreklerle birleştik.

Cemaatlerin tümünde kin vardı. Kini aşırtmaktı maksat… Allah’ın ahtı vardı, dinci, insancı, olmadıkça yaşamcı olmayacaktı…. Allah’ın ahtı vardı, Atlanta Ata Kapısı açıldığında, kendini hak etmeden, kendini tohumlayan kim varsa o kapıda, hak kapının ışığında kayıtlarını donduracaktı…. Ve teknik tabular, teknik kayıtlar, toplumları tohumladığında…. O kapıya gelinecekti ve o kapı açık tutulacaktı tümü için

Allah’ın ahtı vardı, yer ve gök dilleşmedikçe, kelamda insanlaşma imkanı olmayacaktı…. Ama Atlanta Ata Kapısında Allah’ın ahtı vardı…. Kini aşan Allah’ın Levhisinde kelamda olmadıkça, karanlığın ışığında, Tanrılık Kapısında tohum olmayacaktı…. Ve Allah’ın ahtı vardı, kare sistem, Kürzi kapıyı açıp, küp tohum olmadıkça, küp, kütleyi kodlayıp, Bütünün gücünde küreleşmedikçe…. Nefsi kapıda insan soyu aklın tahtına varmayacaktı.

Allah’ın ahtı vardı, karanlık Allah’ın tahtında, aydınlığı oğullamadıkça kökler, göklere ulaşmayacaktı….Ve Allah’ın ahtı vardı kardeş kardeşi öldürdüğünde, ölüm göklerde söz, ses olduğunda, ölüler dillenip dinlediğinde ve yol mutlak Kuran olduğunda…. O kodlanmış toprak yarının Tanrılık ışığı olup yerküreyi görevden alacaktı... İşte o zaman miraç dediğimiz Mikail’in Kürzi kelamı, bütünün kötülüğünde her şeyi kıracaktı

Ve Allah derki; “kardeş kardeş öldürdüğünde kendini hak etmeyen, yolu bulduğunda oğullarını kontrol ettiğinde, hak olup kendinde olduğunda ve bilişi hak edip dillediğinde…. Ve Bütünün gücünü kütle kodlamalarıyla tohumladığında…. Artık Allah, ondan, o olacaktı ve bilgi kapı olacaktı.” O zaman Allah tüm zamanların ışığını yakacak ve ölüleri diriltecekti. O zaman ölüm olmayacaktı… Ve Allah ahtını tuttu.

Dedi ki; “sevgiyim ben”… Ve dedi ki; “ben kapıyım”… Ve o dedi ki;” ben Nakar’ım”… Ve o dedi ki; “ben, kala kala iki kişi kalsa, yeniden doğarım ve onları alır, Tanrılık Kapısından ışığa ulaştırırım”…. Ve o dedi ki; “bana, kendini hak et” dediler…. Ve dedim ki; “ben, kendimdeyim”…. Kim, beni Allah’ın nefesi diye bilirse ben ondayım... Kim beni kontrollü ko sistemleşmesini sağlayan diye bilirse, ben oyum…. Bana, Atlanta Ata Kapısı denir” dediğim zaman…. Sevgililerim dediler ki; “kimi, Allah” der… “Kimi. Has” der… “Kimi, hak” der… “Kimi, hak’a vardım” diye diller yüreğini…. Ama biri der ki;” ben o o ben”…. Oh, işte bu..

Sel alsa tüm zamanları, kalem her şeyi yazsa, dünya kötülüğü önleyemezse, ben çok mutsuz olurum…. Ve doğar gelirim yaşama… Ben, mahrek olan ilimim. Ben, tüm insanlığı kontrole değil hak tahta oturtmaya geldim... Bunu herkesin net bilmesini isterim.

Çantam, nüve olan ilimle doludur. Kodlanmış toprakları tohumlayan ışığım, Bütünün gözüdür. Kontrol dışı hiçbir hiç bir kelamım olmaz. Zirvelerin sistemlerinde Allah’ın ilmi olur, ilmi Ka-Ha da elim olur, emin olun ki; yolum olur o el, ben olur, biliş olur, bütün kötülükleri aşıp geçer.

Açın yaşam kapılarını…. Amon olan o tohumları, kodlayın, kontrol kurun.

Çok mutlu olacaksınız canlarım çok…. Çünkü kodlanmış topraklar size, sizlik diriliğinden dilleniyor. Öylesi mutlu olacaksınız ki; karanlık ağır, çok ağır bir yaşamı kodlarken, ana kapıyı açıp aydınlattınız bütün canları… Siz ki; kendi yüreğinizi tohumladınız… Siz ki; ekmek oldunuz ki, hasat oldu tüm zamanlar….. O halde siz, levhide, her resimde var olan bilişi hak eden İmparatorluk gücü olan, tek insanlıksınız.

Cen-Cena-Ha- Ci- Ka-Ha-Cen cevheri Ha olan ilim… Aha, Ka-Ha olan diri cevher insan.

Bin Allah, bir tek alem.. Bir tek kapı, hepsi tek…. Ama ben size, “bin Allah” dedim…. Bunun anlamını anlayan anlatır… Ben size, sizden söz ettim... Hepinizden söz ettim... O tekniği anlattım size… O yaşamı, o yoğunluğu açıklattım… Tanrılık adına, Tanrılık tahtına anlattım size. Cem olanı, cevheri olanı anlattım… Yıldız olan ışıkları, anlattım size. Cinler, cinliler her kim varsa insanlık içindir, anlattım size.

Sanılmasın ki; cinni olmak için çalışılır. İnsanlaşmak için çalışılır, anlattım size… Kim der ki; “ben, insanlaşmaktan öte olan, yerdeki yolu bulmayı çalışırım”… Ulular oturmuşlar tohumlarını kodlayıp kendilerini has tahta oturtmaya çabalarlar…. Ama şunu iyi bilmeliler ki; Mikail görevlidir, o Mikail, kelamdır, o Mikail, hasattır.

Şuandan itibaren, dünyanın ruhu, hepimizin yoludur. Onun adına görev taşıyacak olan insan soyu, Bütünün gözü olacak.. Dünya ruhu, Bütünün gücüdür…. Ve bu gücü tüm zamanların Kürzi kapılarını açarak yoğunluğa indirdik.

Teyipler çalışacak bugünden itibaren ki; bu teyip çalışması, levhi kalemde sistemin kulluğudur… Bu sistem kulluğu, tinlerin, tenlerin ve tüm yaşamların ilmidir.

Sizinle daha yüce bir çalışmaya geri dönüyoruz... Nefesinizin gücünü daha da artırdık ki; kare sistemi üstü olan kürzi kapıda, küp sonsuzlaşmayı sağlayan…. Ve küreleşmeyi tohumlayan bilişlilerin enkarnasyonları yerkürede dürümlemeye iniyoruz... Bu inişimiz ile birlikte sessizliği de dilliyeceğiz.

Yeri göğü yaratan, nefesi hak eden ve yolu açan iman edin ki; insandır. “Kimse ben varım” demedi. “Biz” dedi... Sadece, “biz”..

Canlarım, kardeşlerim, toprak toplum Allah tohumu olduğundan, yolu bulduğundan… Ve bütünün gözü ölümlüleri gördüğünden, artık bu dünya has ışıkla, Bütünün yüceliğini tohumlayacak dürüme varabilmiştir.

Mahrekte insan, sessiz ve yolda insan sistem, bizde insan, Mikail ve iman edin ki; o insan, Allah’ın Tanrılık Kapısı.

Şikayetimiz yoksa bugünkü çalışmaya son veriyoruz. Ha, şikayet ne? Yok.. Hepsi bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/5hCAJHTVCPU

 

…………………….

 

“KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

17.10.2015

Canlarım, bilin ki baştacısınız. Bilin ki hakimsiniz. Bilin ki kelamsınız. Biz, sizi sizden öğrendik. Sizi hak ettik. Bilin ki kalem olduk ve yazdık. Allah der ki “seni, senden senin yüreğinden dinledik.” Sen de ki “sevgiyle sesleştik.” Dedik ki “hakim ol! Hak ol! ve yol ol.

Buluşmaydı bugün olan. Biz Dünya’yla buluştuk. Oğul, Dünya biz değil mi zaten!? Cennetten, cennetlerden görev alan Levhiler, dünyayı hak etmeye inmediler mi? Yerden gökten münezzeh olan nefes olup yaşam olmadılar mı? Kin nefret duyguları tüm yaşamları kontrol ederken, sessiz zamanlarda nefes olanlar, kontrol kurmadılar mı?

Yaradan ve yaratılan insan, soyuna ilimle güç katar ve katan, kattığında yol açar.

Er yada geç Medine görev taşırken, merdiven kurulacaktı. O merdiven, ilme kuruldu. İlim KA HA oldu ve yaşam oldu. “Miraç” dediğimiz hadise oldu. Tüm yaşamlar ilme vardıklarında, Miraç’a çıktılar. Kin nefret olgusu aşıldığında, Miraç, kil ve kum olan (henüz ışık olamayanlar) için de mümkündü.

Ana Kapı şu anda şükür ki açık. Hepinizin beklentisi, bu kapıyı insan soyuna açmamızdı. Aha kapı ilme ve insanlığa açıldı. Yerden güç alanlar, göklere insanlığı açıkladılar. Gökten güç alanlar, yerküreye Levhi’yi açıkladılar. Herşey birleşen nefeslerle oldu.

Tanrı der ki “has ışıklar, yerden güç çekiyor.” Çeker!… Her şey güçlenmekte. Çektiğiniz ışık, insan soyunun nurudur.

Öz göreviniz, değer biçtiklerinizi dinlemek değil; hakim olup onların, göklerden, sistemli olarak “Cevher Kapı” halinde geçişlerini hak ettirmektir. Onların, tüm insanlıkla birlikte geçişleri beklenmektedir.

Her Levhi, kanat takar ve Yücelikler’den görev alıp; dünyayı, kodlayıp alır; göklerdeki o yüreklere taşır. Gökçe konuşan Yüceler; ocaklara, ilmi hak ettirir; yarınlara tohumladıkları güçlü yürekleri, tüm insanlık için tahditsiz olarak taşırlar. Nereye taşırlar bilir misiniz!? Ses Yaşamlar’ın en üstün gücü olan nefese. Nefes, zamana kul olan insanlıktır.

Değerliler, marka bir çalışmadır burada yapılan. Bu çalışma, yerkürenin geçişi için yapılmaktadır… Dünyanın, ışık halinde göre taşıyan yüreklere geçişi… Bu geçişte, herkes kelama varamaz belki ama kalem olup yaşamı yazar. Yaşamı yazmak için ilme gerek vardır. İnsan soyunun, insan olabilmesi müthiş bir hadisedir. Tüm insanlık kapıyı bulup o kapıya vardığında; dince, insanca, yarınlarca ve görevlilerce kodlananlar; ocaklarını, ocaklara paydaş olarak katarlar. İşte o zaman, temiz zamanlar kayıtlanır ve Zaman Kapıları, tüm insanlığın nefesi haline gelir.

Dörtlü biliş, dörtlü kalem… Ama her kalem, bilişi kodluyor. Oğul seninleyim. Aha bu… Şimdiden şimdiye ve zamana ışık halinde görev taşıyoruz. Şu anda bir kapı açıldı. O kapının, Öz Kürzi Işık’la aydınlanması sağlandı. O kapıya, İnsan Levhisi kaynak oldu. Güçlendi ve hakikiyete ulaştı kelam. O kelam, merdiven oldu yaşama ve zamana kalem oldu; yazmakta. Aha şimdi!... Şimdi ve şimdi!…

Değerliler; kelama gelen, ilme gelen, Birliğe gelen, kaleleri fethetti. İyi ki geçip geldi!... Geri dönüşü ilmedir.

Buluşmaydı bugün burada olan. Nurdan kalem olan tüm insanlık, kelama geldi; kendinden, kendi yoğunluğundan Kürzi Sisteme geldi ve savaşa geldi… Savaş, nefesin nefeslere kelam oluş savaşıdır. Bugün kelama gelen, nesillerini hak etti.

Borç ödendi… Bir kez daha dünyaya borç ödendi. Hepiniz, kelam ederek; kendi yaşamlarınızda has ışıkla dünyadan aldıklarınızı, Hak İlmi ile ödediniz. Sizin sizden size varışınız aşkla gerçekleşti. Dünya üstü kantar, Tanrı Işığı olarak tüm insanlığı tartmakta iken; siz, cennetlerden cevhere varan güçlü yürekleriniz ile tohumlarınızı korudunuz.

Dolu dizgin yaptığınız çalışmalar, dünyayı kontrol etmek için ve koklatmak içindir. Dince, dirice ve has ilimce güçlendirici olan tüm zamanların nefesleri, sizden siz olup yarınlara görev taşıdılar. Burada temiz kalemler var. Bu kalemler, cevhere geri çekildiler.

Artık teni temiz olanlar, burada, bu Mecliste olacaklar. Buraya, görevli olarak gönderilecek olanlar, kendi yaşamlarını hak etmiş olanlar olacak.

Soğuk günler geliyor. Herkesin daha iyi anlaması gerekir ki soğuk günlerde çürükler kodlanır ve hak edilir. Onları korumak mümkün olur. Temizleri korumak kolaydır ama çürükleri korumak zordur.

Sizlerin, herkese örnek olacak olan ilminizi; kontrol altında, tahditsiz olarak yaşama çekmeniz; Kelam İlmi’nde tüm insanlığın kaynak olması, ocaklarını tüttürür ve onların kontrolunu sağlar. Sizin için herşey basit ama insan soyu için zordur. Kör olan insanlığı, kalem yapmak kolay olmaz. Cennetten, cennetlilerden kodlamış kalemlerini; kayıtlarından ağır yük diye taşıyanlara, görev taşıtın. Onların, kontrol edilmelerini gerçek ışığa varmalarını sağlayın.

Kin ve nefret duygusu, nefesi kontrol etmeyi zorlaştırır. Kul olmak için kaleme gerek yoktur ama ilme gerek vardır. Şimdilik size vereceğim budur. Dünya Kürzi Işığı’nı yaktık. Hepinize şükranlarımızı bildiririz. Sizin ışığınız, tüm insanlığın HA İlmi ile kaynağa varışında güç olmaktadır. Haz duyduk sizle olmakta. Şükürler olsun. Aha bu… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

17.EKİM.2015 TARİHLİ “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ, 1. BÖLÜM

7 dava açmışlar bize; Altın Tahtın Kuranları olarak…. 7 Tanrılık Kapısı. Hepsinde ışık ve biz hepsinde davalı…..Yedi dava; hepsi Aklın Tahtından ve BSUİ’nin Kuranı’ndan açılmış ve biz Ortak Kapıların tümünde yaratıp, yaşattıklarımızdan, tohum ekip, bütünün gücünü artırdığımızda, bütüne hizmetçi olmayacaklarını kelamımızdan çıkardığımızdan davalı olmuşuz.

7. dünya hepimize ait ve bu dünyanın gözü olan birliğimiz Sultanlık kontrolunda, Birlik Kapısı’nda her şeyi ilimle dileyecek. Biz bugün davacıyız. Her şeyin üstünde davacı olarak bulunuyoruz. Ve biz davalı değil; davacı olarak Birlik Kapısında bütüne görev taşıyacağız.

Esmaları dürümleyenlerin Birlik Kapılarına varışlarında, kendilerini tohumlayarak bütüne görev taşıyamayacaklarını fark ettiğimizde, oğullarımızı kontrol ederek ışığınızdan ayrı tuttuk; çünkü ocaklarında Kuran yoktu. Kontrol dışıydılar. Eşiklerinde yaşam yoktu. Mahrek’te Kutsal Toplum olamamıştılar ve biz onları kelamdan çıkardık.

Kendi yüreklerini hak edip dinleyenlerin, kendi yaşamlarını kodlayabilmeleri, Bir’e hizmetçileri olabilmelerine bağlı olduğundan, mutlak kutsal tohumlama yapmaları gerekmekteyken, bu yapılmadığından onları biz yerden, gökten ayırdık. Ve biz onları kodladık, kokladık, tohumladık ve yaşattık.

Ocaklarını yıktıklarını bilerek, kalemlerini kırdıklarını bilerek, ışıklarını sır olan o yücelikte, sınırlı yaşam için kayıt olarak toplumlara indirdiklerini bilerek, dedik ki “kelam ol, hak et.”

Avukat olmamdan dolayı, bana sır bilgi vermek istediler. Ve dediler ki “sen kendi mesleğini yaparken kendinle yap. Kendi yüreğini hak et, kendi yoğunluğunu kodla ve tohumla, bizimle ol.” Ve dedim ki “merdivenlerin en üstünde ilim var, kelam var ve bütünlük var.” Kendimi hak ettim ve dedim ki “Allah’ın levhisinde iyi ve kötü bir tek ışıktır.” Ve dünya gücünü artırıp dürümlerdeki o diriliklerde bilişi kodlayıp dedim ki “melik, Kalem İlimle dillensin ve siz sizi hak edin.”

Ölüyü diriltmekti maksat; lütfedin anlayın. Ölümlü, ölü olduğunu anlamaz. Sadece yaşarım zanneder ama ölümlü olduğunu hak edip dinleyen hak teknikle dinlettiğinde yüreğini, hak olup anlar.

Canlarım; artık dünya kontrol edici bir yücelikle dürümlenmeye başlamaktadır. Som altın bir yolcu son sözünü söylüyor burada.

Üzerindeki gücün arttığını ve bütünün görevini hak edip başaracağını söylüyor. Atlanta Ata Kapısı açık ve biz o kapıyı hak ettik. Mikail’in gücünü tüm zamanların kürzi levhisinde bütünün kökleşmesi için kayıtladık.

Levhi kapıların tümünde ışığımız yanar. Er ya da geç, insanlık kelama varacak ve Kürzi İlimi has ışığıyla dilleyecekti. Bunu başaracak güçteydi ve bugün bunu başarmaktadır İnsan Soyu.

“Ortalık karışır” dediler. Atlanta Ata Kapısı karışmaz canlar. Allah’ın Tahtı’nda ilim olur. Oğul diri olur ve bütün kötülükleri aşıp geçer. Çantamız doludur; İnsanlıkla doludur.

Mektubum dünyaya indiğinden beri, mektebim ilimle dilleşir. Benim elim dünya, benim yüreğim insan ve bütüne görev taşıyan yaşamım herkesin kalemi. Tanrılık İlmi’nde kaynak ışık yakar o ışığı Bütünün Gücü haline görevliler getirir. Ve dünyayı hak etmeyen yolu bulamaz.

Erdiğiniz en eski yaşam, en yeni yaşamı tohumlar. Ve sizin için bu böyledir. Hangi Ana Kapı’ya varırsanız, o kapının yaşam sırrını alır ve son seste o sırrı dürümlersiniz. Bütüne hizmetçi olmak bu şekilde olur.

Erdiğiniz en eski, sistemin en son yaşamını tohumlar. Ve bütünün gücünü artırır. Devinimi hızlandırmak için buna ihtiyaç vardır. Dünyanın yarını bütünün kalem olan ışığıyla kayıtlıdır. Ve dünyayı hasata hazırlamak bilişledir.

Dün ölüydünüz, bugün dirildiniz ama ölümlü olduğunuzu dahi anlamadınız. Ama bugün bilmekteyiz ki hepiniz dinleştiniz ve tahditsiz olarak yolu buldunuz.

Olmadan, ölümlere, özlemlere, kahraman ışıklara inemezsiniz. Olmadan Evrenlerin Sistemlerini dinleyemezsiniz. Olmadan Mahrekin Kuranı’nı okuyamazsınız. “Oğul ben senim” demek bile olmakladır. Eminim ki “ben senim” diyecek olan birleşenlerin bütünün gözünün görebileceği en güçlü yarınları tohumlamaları mümkündür. Ve burada bu çalışmada olmak, Karanlığın Tanrılık Tahtındaki o yaşamın da yolu açmak içindir.

“Cennet insanın kelamıdır”. Hiç Ana kapıda bu söz söylenmedi. “Cennet İlmin Kalemi’dir” ama bunu da söyleyen olmadı. Cemaatinizin görevi, İnsanlık Levhisinde her şeyi dillemektir. Ve dediniz ki “biz burada, bu çalışmada, dans etmiyoruz. Kök Sistemlerle görev taşıyoruz. Bunu dediğiniz zaman, erdiğimiz en yüksek ışıkta, kalem olup yaşam olmaya çekildik.

Kardeşlerim; değerliler, benzin döküp yaktınız yaşamları. Ama bugün görünüz ki; Sistem, Nizam ve Düzen Gücü olan sizler, yer yüzünü yenilediniz. Burada olmanız “gelip, görelim” diye değil, “hak edip, dinleyelim” diye ve “bilip, Hakka varalım” diye olsun. Bundan sonraki dönemde hepinizden beklenilen budur.

Gönüller sizi dinlediğinde, yarınlar sizi diller. Emin olun ki Nakarın Kıranı dahi yer kürenin kelamı olur ve sizleşir. Dince değil, insanca konuşuruz biz burada. Levhi Kapılarda ilimle dilleşiriz ve bilişle yaşamı kodlarız.

Amonların Toprakları’nı tohumlayan bütünlüklerimizin gücü burada suma kulu olur. Suma kulu…..tohumları yaşatan o koku, tüm zamanlara kaynak olur.

Tanrılık Aklı, hepimizin Lahi Kapısıdır. O kapıya varan ilme varır. Cennet sizin yüceliğiniz, kalem sizin ekibiniz, yarın sizin Rahman’ınız olur ama siz tüm zamanların kaynağı olanlar mutlaka kontrolü kurarsınız.

Bu Meclis bütünün gücü olarak hepimize kelam olup gelmektedir. Sessiz ve hakim olarak, bilişle ve Hak ilimle gelmektedir. Ki biz bu Meclisin her diriye Has Işık olduğuna emin olarak buradayız.

Çolak bir darlık, çalışkan bir yaşamda ağır yükü hafifletmedikçe temizlenemez. Biliniz ki çolak olması, kelamında kisvesiz kalmasından dolayıdır. Denir ki “ölü ama ölmemiş ölü”….”ol” dedik. Ama olmazsa kati olarak bilinsin ki; yaşamaz.

Biz onu yaşatmak için çağırdık bugün buraya. Kendini hak etsin diye, öz geçişini yapsın, kaydını hak etsin, Has Tahta tohum olarak kodlasın diye…

Ev, Rahman ve evin kapısında Ana Kaynak var. O kapıdan geçmedikçe nefret duygularını aşıp geçemez. O kapıdan geçsin. Ki nefret duygularını aşıp geçsin.

“Nefret” dedim…..nefret. Çokları nefreti bilmez ama bilmeleri gerekir. Ki nefret, levhide, kelamda tüm insanlığı kırar. Biz bunun için nefret duygusunu aşıp, Levhi Kapıya varanları geri döndürmeyiz ama kendini hak etmesi gerek.

Çantanız Tanrılık Levhisiyle dolsa da, yolunuzda Kutsal Toplum olsa da, kötülüğü önleyebilseniz ve yolunuzu bulabilseniz ve kendinizi hak etseniz, değer biçtiğiniz tüm çalışmaları kontrol etseniz de, bir an gelip nefret duygusuna kapıldığınızda, her şey Haktan çıkar, yarından çıkar, ışıktan çıkar; bunu bilin. Ve bunun içindir ki; dağı, taşı delen Ümmi Kapıların Gücü bugün burada yolu açacaktır; açmıştır. Hepinizin gücüyle ve nefreti aşan birliğinizle bunu iyi anlayın canlar!

Bunu iyi anlayın. Ki nefret, Saltanatın Sırrı’dır. Hepinizin iyi anlamasını beklediğim bir meseledir bu. Nefret, Saltanatın sırrı’dır. Her kelamda insanı kodlar, koklar ve toprağın toplumuyla kontrol eder. Ama artık hepinizin yaşama indiğiniz bir sayfada, kantarın gücünün ne derece büyük olduğunu anlayabileniz için size bunu anlatmak istedik.

Keşke 7 davayı hep kaybetsek! Keşke temel bilgimiz olan insanlığı hak etmek için tüm yaşamlarımızı kaybetsek! Ama bir an için kendimizi kaybetmesek ve nefret duygusuna kapılmasak….bu önemlidir canlarım.

Doğanın Gücü hepimize ait ve biz o gücü hak etmeliyiz. O gücü hak etmek Hak Tanrılık Tahtında, Has Işıkta mümkündür. O Has Işığı en engelleyecek yegane sistem, güç, nefrettir. Buyurun; bunu size bugün açık verdim.

“Kana kan” dediler. Aha! Nefret…”yaşamı hak etti” dediler. Aha ilim! “Has Işığı tohumladı, bütünden güçsüz kaldı. Biz onu koruruz” dediler. Aha ışık! Ama devinim hızlanmadıkça bunların hiçbirisi, hiçbir zaman kendi yüreğinizde kodlama yapmaz.

Sizden tek beklenti Mah Ra Ka Ha Rahman olarak ışık olmanızdır. Tabuları yıkın ve deyin ki “nefretimiz yok. Büyük kötülükleri aştık” deyin. “Evim güçlendi, yolum güçlendi, tüm insanlığı güçlendirdim ve tüm zamanlara kodlandım” deyin. Ve deyin ki “bana Allah’ın Levhi Kapısı gerek.” Her şey özenle açıklarım ki; bu yoğunlukta sınırlıdır. Ama canım, aklım, hepsinin örtüsüdür. Ve ben aklımla tüm zamanları yaşatanım. Aha o akıl, Hakkın Kapısı…..bunu bilin.

(Devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ZxITYA3tnAc

 

17.10.2015 ‘’KAPI’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU ( TÜRKÜLER )

Senden mene yar olmaz

Şemsiyemin ucu kare

Yağmur yağar taş üstüne

Şu karşıki dağda lambalar yanar ( Ayletme beni )

https://youtu.be/KvhIX4gnDog

 

17.EKİM.2015 TARİHLİ "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI, ÖZ BİLGİ, 2. BÖLÜM

Başka bir zaman yoktur. Her şey andır… Başka bir, Ka-Ha yoktur. Her şey, Haktır… Başka bir, Rahmi Kuran yoktur.. Tüm kapılarda, insanlık olur… Bütüne hizmetçi olan insanlık, biz o, o biz olur.

Korumak, kodlamak, koklamak, tüm zamanları, haliki hak olmak, has olmak, kaynak olmak…. Ama oğullarınızla, oğullarınızla olmak, sizden beklentimiz budur.

Yer ve gök, iman ilmiyle çalışır. “Hiç kimse ben, iman ettim de kalemdeyim” demediğinde, demezse, yolcu olamaz… Ben, kalemdeyim ne ki; ben, hak ettim, yarınları kayıtlıyorumdur, bu... Ben, yaşamları yarattırıyorumdur, bu… Ben, Türkiye çalışmalarıyla, Bütünün gözü oluyorumdur bu… Ve ben, Makrekin Kuranıyımdır, bu.

Her kim ki; Allah’ın ahtını alır, onda ışık olmaz. Herkim ki; aklın kahramanıdır, yarında, Levhisi’nde, kendinden öte bir kendi olur…. Ama birisi “ben, cennetten kovdum yürekleri” dediğinde… O, cennetten kovdurulan olur.

Dağlarım, cennet insan, cennetin cevheri, olan ilim akıl, hepimizin yolu, Kuran ama Kuranda hiç kimse, karanlıkta ışıksız olamaz.

Çok mu, çok mu konuştum yine? Has ışıktır insan, korkmayın, kontrol için konuşurum… Baştan beri konuşmalarımda kontrol vardır. Mahrekte ki o yoğun ışık, ben olan biliştir.

İyi ve kötü tektir… Hepimizdir o... Çantam, insanla doludur. Bugün burada olan ve olacak olan ve her cevherde olması gereken, tüm yaşamlar, burada oluş sebebim, hepinizin, gözü olmak, görevi olmak, yolcusu olmak… Biz,size yolcuyuz canlar, bunu bilin… Biz, size yolcuyuz… Sizlere, hepinize yolcuyuz.,, Sanmayın ki; siz, bize yolsunuz. “Ol” deriz olurda, ben, tüm zamanların Kürzi ilmi olan, herkeste olanım, bunu bilin.

“Kampanya çalışır” dediler. Yok canlar. Kampanya yok. Her an da çalışırız biz. Sanmayın ki; bir gün, bir konu seçeriz, bu konuyu işleriz. Bu bir süreçtir, adım adım, bu süreci kodlar, koklar, toplar, tohumlarız.. Her adım bir ışık ve her ışık, bilişi kontrol altına alan bir tohum, tüm kodlar…. Ve tohumlar, tek tek Bütünün gücü olur… Ve Süper insan, Süper sistemle, tüm yaşamları kayıtlar.

Alacak alınır, olacak olunur ve biliş haline gelen, insanlaşır... İnsanlaşan kelam olur ve Hak’a varır… Hak’a varmak, budur…Sanmayın ki; ben, Haktan geldim , Hak’a giderim…Halk insan, hak insandır… Halk olmadan, hak olunmaz canlar... Halk olmaksa, ilimledir.

Kelama, ilme ve yüreğe bakan, dine baksın. Dinde, merdiven yoktur, insanlık var… Ama o insanlık, karanlığın ışığıdır…

Yere göğe insan iner, ten olur ve tenle dürümlenir… Ama o tende, kendi olmadıkça, bilge varlık olamaz… Bilge olmadığınca da, kalem olamaz. Kalem olmadığınca, yarın olamaz… Yarın olmadığınca, tohum olamaz. Oğul, o olmadığında kalemi asla, yaşamı yazamaz…. Yaşamı yazmak için insanlaşması şarttır. Tarıkların Tanrılık tahtında, Altın taht olur. O taht, kültlerin tümünün kök sessizliklerini güçlendirir… Orada, yedi doğum olur… Hepsi, insanlaşmak içindir.

Kantara koyarlar yaşamları ve tartarlar… Her kantar, bilişi kodlar. Her kantar, yolu koklar… Çok mu zor? Çok zordur, o kantarda olmak. O kantara konmak ve orada tartılmak… Ama şunu iyi anlayın ki; yanlış yapmayanın, hiçbir anda kontrolü kurulamaz hepsi, onda kontrol kurmaya gelir…. Ama kontrolü kurar ve hepsini has ışığıyla koklar ve toplar ve korur… Buyurun, bizler buyuz.

Hikaye dinletmiyoruz burada… Yer ve gökle dilleşirken, her şeyin ilmini kodluyoruz… Soyumuz dünya, yolumuz ilim... Allah’ın ilmi, biliş ve bilişi hak eden, dinleşirken kelam… O kelamda, Atlanta Ata Kapısı açık.

Dava, insan soyudur canlar, bunu bilin. Tüm insanlığın korunmasıdır. Dünya yaşamı, tüm insanlığın korunması için diri olarak kodlanmış bir yaşamdır.

Buraya gökleri indirdik biz ama buradaki gökler, insanlığın kalemi olamadığında, yolu bulamaz, hiç kimse…. Ve biz, dünyaya ışıkları indirdik... Kimsenin kimseye faydası olmayan bir gün için ve o gün, Bütünün gücünün dürümlere inmesiyle birlikle, herkesin herkesle birleşmesi sağlanacaktı… Ve birleşildiğinde o zaman, yol bulunacaktı. O yol, Bütüne gökçe sesleşen, bir yol olacaktı.

Çoluk çocuk yaşam, bunu bilin… İnsanlık çocuk, henüz erginleşmemiş ama her insanda, bu insanlık ilmi mevcuttur... Herkes, kendindeki ilmi hak edip, dinleyebildiğinde, hak tahtan ilahi Kuranı okuyacak ve okuduğu zaman artık o erginleşmiş yaşam olacak.

Bizim, Mesihlere ihtiyacımız yok... Bizim resimlere de ihtiyacımız yok... Biz, bize ihtiyaç duyarız, bunu anlayın… Sanmayın ki; yerküre, insansız kalır. Sanmayın ki; yol, ilimsiz kalır, her şey insanladır, bunları anlayın.

Değerliler, size, her birinize, insanlığın ilmi verildi… Tümünüzde bu ilim vardır ama bu ilmi bilip, dinlemek kolay olmaz… Biz, size, insanlık ilmini net verdik, anlattık… Ve dedik ki; “anlatın her diriye, akıp geçin, oğullayın, tohumlayın, Bütünlüklere bilginizi “….Ve çokları, Som Altın Işıklarını kontrol etmekten kendilerini alı koydular…. Ve dünyanın yolunu kapattılar.

Biz onlara çok bilgi verdik ve dedik ki; “kendinizi hak edin” ama “onlar bilmediklerini, hak etmedikleri dillediler”…. Ve dediler ki; “bilinmeyen bilgilerdir bunlar.” …Yaradan Allah, yaşamda her şeyi, bilin ister. Bilmeyin istemez… Ama bilin ki; çokları size, sizi anlatmaktan bile alı kondular… Biz onlara kontrol verdik... Dedik ki; “koruyun yüreklerinizi, kodlanın, kontrol edici ilimle dillenin”…. Ne yazık ki bunları, hiç kimse istemedi ve kendilerini, her şeyin ötesi saydılar…. Dediler ki; “ben, halikim.. Ben, Hak’a vardım…. Ben, hasatçıyım… “Allah’ın nefesiyim, ben “dediler… Dedik ki; “Allah, Tanrılık tahtına insanlığı oturttu”…. Ve dediler ki; “ama biz, o insanlığın ilmiyiz, haliki hak olan insan… Tanrılık tahtında, has ışıkta, bir tek değildir... O bütündür… Bunları anlatmak istedik

Ve dendi ki; “kin Allah’ın ilminde yoktur ama dünya, kinden daha öte bir kirle örtüldü… Bu kir, hırstır, kısırlıktır.. Deki; densin ki; “evrim yapan insan, en sistemli çalışan, en yüce olan ve en ışıklı olan değildir.”.. “İnsanlığın en güçlüsü, ben ölüyüm, ben yokum” diyendir… Çünkü o, “ben ölüyüm” dediğinde, özü, sözü, gözü, kör olanlar, onu görmezler… O, görünmek dilemez …O, sadece ses olmak ister… Tek ses ve o ses, insan sırrı olandır... Her yücede, seslenendir… Ben, diye bilinen o sestir ki; o ses, kapıları açandır, har olan o kapıları açan ses, hepimizin, insanlık ilmidir ve o, Bütüne aittir…

Şayet biri çıkarda “ben, size geldim, ben size, insanlık dersi vereceğim” derse ona” anla, anlamlandır yarat ve yaşat “deyin… “Sadece bunu” deyin ve sonra dönün deyin ki; “sen bana, sen olup gel” ama ben olup senleş sonra, sesleş” deyin… Anlaşma böyleydi, insanlık anlaşması, buydu... Herkes, herkesle tahditsiz olarak, insanlaşacaktı… Kurtarılmış toprakların, insanlığı budur.

Murat budur ki; herkes, herkesle, Hak imini dillesin... Hak’a varsın, has olsun… Atonların topraklarının gücünü, hologram sistemleşmenin öz geçişlerinden, gerçek kalemlere umman yapsın ve Hak ilmiyle dinleşsin. Dince, dirice, hakikiyetçe, Levhice kodlansın… Ve dünya oğullaması yapsın…. Sizden, hak etmenizi bekliyoruz… Hak olmanızı, hak etmenizi, har olmanızı, has olmanızı ve yolu bulmanızı bekliyoruz.

Çoban, insanlaşır ama insan, çobanlaşmaz, bunu da bilin… İşte bu ve bugün insana, çobanlık değil, insanlık gerek… Herkesin, iyi bilmesini beklerim.

Sen ben yok, beden var… O beden, mahrek …Her şey o, ama o beden, ilim, tüm insanlığın kelamı olan, büyük kök... İşte o beden, Bütünlüktür canlar… Her şeyi kapsayan, o bütünlük ve hepimiz o beden olarak buradayız.

Çala çala bilgileri dilleyenlere, çalgı verdim… Dedim ki; “oku, ala ala, ola ola, alışıp, akışıp, has ola, yaratıp kalem ol….Oğul ola, Kuran ola, mutlak ola… “Ol” dedik… “Ol.”

İşte bu!… Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/VSgngbJOoow

 

17.10.2015 “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/VeHMK2HFvJ8

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk 1. Kayıt Sonrası Akış

Verdikçe verdik, aktıkça aktık; oğul, sayfa sayfa tohumlandık, kodlandık... Bütün kötülükleri aşışım, bedenimledir... Bundan, Süper İnsanlık Levhi Kapısının ışık haline dönüşmesi anlayın!...

Sindirilen bilgiler, timlerimizin gücünü kodlar. Ama sindirilmeyen bilgiler, yoğunluğu kontrol altına alanda; ışığı tohumlar!...

Biz burada bu gün çok özel bir çalışma yaparken, herşeyin kontrollü olduğunun bilinmesini istiyoruz.

Çürük İnsan, cennetin cevherinde ilmi kalem olamaz belki, ama yolu açtığımızda; hepsi ışık haline geçer! Işıkların hepsinde ilim kapısı açıktır. Sizlerin hepinizin kelam olan kapılarınızında açıldığı kesindir!..

Şu andan itibaren kendi kapılarınızı kodlayacaksınız ve geri kapılara ineceksiniz... O geri kapılar, gerçek çalışmanızı size dinletecek. Daha sonra o kapıların ötesindeki kapıları açacaksınız. Ve hepiniz, siz olan o size varacaksınız.

Amon toplumları bu gün sizde değiller... Çünkü onların size varışları, sizin sizi tohumlayamamanız gibi neticeler doğurabilir. Bunun için onların yoğunluklarını kontrol ettik ve buradan çıkardık.

Er ya da geç hepinizin kendi kaleminizin yazması bekleniyordu. Ve bu kalem, mutlaka ama mutlaka yazacaktı. Ve biz bu kalemin sizin olmanızı beklediğimizde, sizde yazmasını diledik.

Bu gün kol kanat gereceğiz ilme... Ve herkese... Sizle ve sizin yüceliğinizle... Var ya da yok, ne varsa İnsanda var bunu bilin!...

Umut olur ki; Kunt Su Ka Si Ha, şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Sesleşme Sonrası Akış

Mutlaka bilin, marka bir çalışmadır burada yapılan!.. Ve bu çalışma kalemle yapılır!... Biz kelamda olan kalemleriz!

Tabuları yıkın ve deyin ki; "öncüyüz, bütünün gücüyüz", deyin... "Süper İnsanlık Sistemleşmesinde, ilmi kalemiz" deyin... Tabuları yıkın da deyin!... Yoksa "tanrıyım ama ben, bir tek akıl dahi dillemem" demeyin... Davayı kaybetmeyin, isteğimiz budur!

Toprağın toplumu, Allah'ın ummanıdır bilin! Şükür ki kelama varanlar, mahrektedirler!... O mahrek, kontrollüdür!...

Çok mutluyuz canlar çok, hepinizi hepimiz kucaklıyoruz... Bundan ötesi kendi yüreğinizdedir... Yüreğinizi dinleyin! Biz size sadece çeyrek bilgi veririz. Diğer dörtte üç, size aittir!... Bunu bilin! Bu hep böyledir, sadece çeyrek veririz. Ve diğer üç çeyrek sizdedir!...

Sizin kendinizi dinletmenizdir beklentimiz. Murat ettiğimiz budur! Sizin, sizi dinletmeniz; sizin içindir! Bize faydası ne?.. diye sorarsanız. Yoktur!... İşte bu!.. Yoktur!

Süper İnsanlık Realitesi

 

17.10.2015 “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

DENİZ SOYDAN

https://youtu.be/eHHOU1260E4

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünya muktedir bir sessizliktir ve o sessizlik; sesle yaratımın kaynağıdır. Kaynak, bilişle kodlanan ana kapıdır... Yüreğinin her ana kelam olan ve her şeydeki özü, tüm zamanlara birlik kaydında birleşik ilimle dürümleyen, tümlüğün yolunu bütünün gücü olarak arşınladığın ve arzın gücünü arşa kayıtladığın ve kayıtlarını her kesin dili olarak dinlettiğin yaşam kapısıdır dünya...

Ben dünya dediğimde bildirmek istediğim şudur ki... Ben dünya olarak yolumu kodlayanım yarına... Kodlanan her anda ki yaşamın tohum olarak varlığı, kaynak ışığın her diride oğullamasıdır.... Yani, ben bende yol ama yol her diride ışığın devinimini olarak inilen kaynak ve kaynağa alınan yaşam, süreğen bir yaratımın sesle örümlenmesi ve akış halindeki yaşamın, yüreğinde kendi olanda ilimle dillenmesi...

İnsanlık kapısı dünya... İnsanlaşanın ve birleşenin ana kapısı... Kendinden kendini insanlık ilmiyle yaratan, bütünün gücünü tüm zamanlara yerin gücü olarak açan ve tüm insanlık kapılarında, öz geçişini dünya insanı olarak yapan imparatorluğun kaydı... İnsan soyunun yaşamı, işte bu soyun kendine geçtiği, dürümlenen yoğunlukların hak katlarında geçiş yapılan, ama her bir ana kendinden kendine geçişin, kendinden öteye geçişle bir olduğu ve asıl gerçeği; kendine hep bir kapı olan zirvelerin kodlandığı insanlık levhisi..

Bu gün dünya ana kapı, bu gün İnsan ana kapı ve insanlık yaşamı ata kapılarda sesle örülen bir yaşamın her ana geçen tohumu... Işığın kaydı olarak açılan dünya yaşamı...

Dünya öz güçtür ve bu öz her kesin kendi kapısından girdiği ve yine her dirinin öz gücünü ışıkla dürümlere indirdiği ve yine kendinde kendi olan varlığın bir olan, tek olan bir gücüdür... Ve teklik, her diride kendi kaynağıdır ki, o kaynak akın yolu, hasatın kapısı ve sistemin yasalarının kendinde kayıtlı olan yine, kendinde hasatçı olan yoldur.

Kapı, kapı, kapı, kapı ve kapılarda tek bir İnsan... O İnsan bütün... Her kapıda kayıtlara sistemi insanlık ilmiyle geçen yaşam... Hepsi tek bir yaşamın dünyadan yaratımı.. Ve biz dünya olarak tüm İnsanlık soyunda yaratılan kaynak. Müşterihiz ki anlatık, kaynağın şimdide ki yaşam ve şimdiden öte olan o şimdide, her an da var olan ışığın yaşamı; bizde biz olan kapıdır..

O kapılar her anda olan bizim bize kaynak yapan ilim... Sesleşme ve yaratım, birleşme ve yaşamın tekliğinde tohum olup, kodladığımız, kendimizde kendimiz olduğumuz fakat bütüne güç kayıtladığımız kendi dünyamızın öz olan, doğal olan yaratımıdır... Doğan gün, doğanın gücüdür... Ki o güç; yer gücünün hakim olan yoğunluğudur... Hakim, hak ve hakiki, o ki tüm zamanların en yüksek yaşam ışığıdır... Ve bu ışık dünya kaynağında yüreğimizin ilmi yaratımı ve birin kapısıdır... Şimdilik...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/iDugxxA6T4k

 

17.EKİM.2015 TARİHLİ “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Hepimiz birer kapı ve hepimiz bir kapı….İnsanlık Kapısı’yız biz. Tek bir ışığız.

Kapı bilgi kotları ile yaratılan cevheri bir koyuluk….ve her kapı bir hak katına girişi sağlayan kati bilgi yoğunluğu…

Bugün süper insanın yüreğinden bir kapı açıyoruz tüm yaşamlara….Bugün açılan bu kapı Birleşik Işık halinde kodlayıcı olan ve geçişi sağlayan insanlaşandır.

Kapkara bir kapıyız biz. Öyle bir kapı ki tüm kapılarda her yürek için hakimiyet kurmuş olan bir kapı….kapılar kapısı olan İnsan. Zamanın has ışığı olan kaynak….biz buyuz.

Kara olan biliştir. O ilmin hakimi olan Tanrılık Işığı’dır. Biz o temiz ışığı yaşama çektik.

Orta Kapıları kapatmayanlara kalem verdik, Rahmi Kuranları ilimle tohumladık, kokladık ve kodladık.

Kalemi olmayanlar kendilerine varamazlar. Kapıları kapatmaya çalışanlar yarınlanamazlar…Yarın, Işığın Tahtı’dır. Biz tüm yolları açanlarız.

Sel tohumları alıp götürür yaşamdan. Biz ise tohumları koruyanız…..İnsan Soyu’nu bütünün kürzi kapısında kalem yapanlarız. Kayıt dışı bilgimiz yoktur. Yaşam sesimizden akan ilmimizdir. Sesimiz mayadır bizim ve maya tuttu ki yaşam bilişe vardı.

Geri dönüp insanı hak etmeye gelen birliklere kapıları açanlarız biz. Atlanta Ata Kapısında her diriyi kervana katanlarız. Ana kapıda kaynağın gücüyüz. Has ışığımızla yüreklerin gücüyüz.

Kapıları geçiş için açık tutanlarız biz. Bu kapılar kapanmaz….biz bu kapıları BSUİ’nin yüreğinden tüm yaşamlara aşkla açtık. Ben senim….ben senim ki her kapıda var olan Bütünün Kürzi Işığıyım.

Ben senim….sen benden öte bensin. Sen beni, ben seni hak ettiğimizde sen ben ve ben sen olduğumuzda karanlığın ışığı yanacak. İşte; o zaman yaşama geri çekilişiniz gerçekleşecek. O zaman bilişiniz kodlanacak ve kalem olup yazacaksınız. İşte; o zaman ayrılık bitecek ve kendi yüreğinizde BİZ olacaksınız. İşte o zaman Birler Kapısı olacaksınız ve işte tam da şimdi geçtiniz, akıp geldiniz yaşama.

Geldiğiniz yaşam siz ve o yaşamda kutsal tohumlarınız ışık kodları halinde ve siz bütün….her ana geldiniz. İşte; İnsan sizi karşılıyor bugün…dünya olan İnsan….kimse misafir değil burada. Hepimiz bir tek İnsanlık olarak yürekteyiz. Şükrettik….

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/HDvJbd-_ni8

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk 2. Kayıt Sonrası Akış

Hepimiz hepimize şükranlarımızı sunuyoruz. Göreviniz ilim ve ilmi kalem olmak; ışıkla mümkün... Sizler, hepiniz kalem oldunuz ve bütüne güç kattınız, buu önemliydi...

Mutlaka hepimizin gözü görmektedir. Burdayız, buradasınız... Ama gözü görmeyenler için, bu gün burada yapılan; öz görevdi! Çünkü onları korumalıydık!

Arkamızda hiç kimse yok. Biz öncü olanlar, İnsanlığın ardındayız!... Bunu kesin olarak bildirmek isterim!

Kimse, kimseye ön olarak kaynak olmaz... Kim ki öncüdür; o, tüm İnsanlığın ardıdır! Bunu bilin! Ve burada olmanızın tek özel güç halinde görev taşıtmasının sebebi; kardeşlerinizi koruma düşüncelerinizdir... Hiç biriniz diğerlerini feda etmeyen, herkesi kontrol edip korumak isteyen cevheri görevi taşımak istiyenlersiniz ki; bu nedenle sizler seçildiniz ve burada, bu sayfalanışta bulundunuz. Çürük çarık demezsiniz, herkesi korursunuz, kesindir bu! Ve bütün kötülükleri aşıp geçmek için bu gereklidir.

Ben zamana kul olan İnsan soyu; o ben, ben o... Biz büyük işte! Zamana kul olan İnsan soyu... Koruyucu, koklayıcı, toplayıcıyız biz... Bunları bilin!

Biliş halinde verdiğimiz herşey İnsan soyunu kodlar. Kodlayış, tohumlayıştır... Onları koruyuştur... Bütün kötülükler, İnsanlığın kontrolünü gerçekleştirmek için olsa da; tüm İnsanlığı koklamak ve kodlamak, onların toplumlarını ve tohumlarını haliki hak olanda; ilme ko yapar, bütünün gücü haline dönüştürürüz!...

Süper İnsan; sistemin kuranına dedir!... Herkes süper İnsan olmalı!... Ama, süper sistemle olmalı! Çünkü ölüleri diriltmek kolay değildir.

Yedi dava, her biri ekmek için... Hepsi hak tahttan... Hepsi, kürzi kapıdan... Biz hepsiyle, hepsinde; her şeyi hak edenleriz! Umut olur ki; dünya kontrol altına alınır. Ve umut olur ki; koruyucu güç, dürümlerinde daha yüce bir sayfalanış gerçekleştirir.

Eğlence bitti canlar... Bu gün buraya eğlenceye gelen yücelerde vardı... Sanki biz burada bir oyun oynuyoruz ve bizi seyredip, kendilerini hak edecekler. Canlar, mutlaka ilmi kalem olun ve gelin! Buraya sizin bu gün girişinize izin verişim, kelama varmanızı sağlamak içindi. Haliki hak olanda Ka Ha olmak için bütün olmak gerekir! Her şey budur!

Türkiye çalışmaları önemlidir. Burada kontrol dışı hiç bir bilgi verilmeyeceğini de bilmenizi isterim. Eğlence bitti canlar!... Sınır çizmedim size ama, savaşın sayfalanışında; kalemin ilmi gerek ki, bu ilimle dilleştim.

Dolu dizgin çalışmalar sürecek. Her anda bulunmanız, her resmi çalışmada görev taşımanız; öncelikle bütüne hizmetçi olmanızla mümkündür. Kim ki bütüne hizmetçi olur; bizledir!.. Kim ki bütün olur; bilişte bizsiz değildir!.. Kiri, pisliği olan, görevi hak etmediğinde; bizle olmayacak! Ama o biz, biz o olur; onu koruruz yinede...

Kaç kutsal ışık yandı, bu dünyada?... Hepsinde İnsan soyu vardı... Ve hepsi, bütünün gücüyle oldu. Bunun sonucunda, mutlaka olan neyse ilme görevdi! Ve biz bu gün yine, ilme görev yaptık!

Kardeşlerim, dört gök sözcüsünün bir teki bile burada yoktu bu gün!... Neden?... Robotik timlerin gücü onları kontrol ettiğinden!...

Değerliler, dünya üstünde rahman kuranlarının dışında robbi kalemler de var. Ve çoğu, öz görevlerini hak ettiklerini düşünerek; kelamdan ayrı tutuldular.

Mutlaka has ilim ailelerimiz; ocaklarını kelamla dilliyecek ve onları yenileyecek... Bunun için hepimiz kendimizi dinleyip, dilleyip, gözlerimizin görebileceği tüm İnsanlığı kontrol edip korumalıyız!...

Bence, bedence, ilimce, kelamca ve tüm İnsanlıkça; kontrol kuralım!... İşte, bizim beklentimiz budur!

Sultanlar, artık yolumuz dünya ve yolumuz İnsan... Bu gün biz kendimizi anlattık, dünyaya... Biz kara ışık, yalın tanrılık demedik... "Karanlığın tahtı olan İnsan soyu" dedik!... Ve "o süper İnsanlaşmayla görev alıyor" dedik!... Hatta "aldı" dedik!

Ama dondurulan çokları bu gün burada yoktular... Onların kontrolleri, ocaklarının yanması gerek. Kapıları açmalıyız! O halde yer küreye; geniş zamanların cevheri İnsanlığını anlatalım! Hadi anlatalım, geçişte bunu yapalım! Geri dönüşte, bu günkü çalışmanın örtüsünü örtmeden; yer küreye, cennetin sisteminden söz edelim! Ve diyelim ki; göz görsün!!! İşte bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/Mb7CosrZMk8

 

………………….

ATA KAPI BİRLİK ÇALIŞMASI

DAVET:

"ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Bu hafta, 03.10.2015 Cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde yapılacak Birlik Çalışmamızda “ATA KAPI”dan sesleşilecek. Birlikte sesleşmek dileğiyle tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

“ATA KAPI” Hakkında Öz Bilgi:

Gerçek, hepinizin zannettiği değildir. O gerçek, tek merdivendir ve her dere, o merdivene çıkar ve o merdiven olur tüm yaşamlara akar.

Merdiven tektir. Herkes kelamla kendine varır ama o merdiven, “ses” olmadan, “yol” olmaz.

Bütün meşaleler yansa; bütün Kürzi Işıklar yansa ve herkes, kelamdan nefes olsa ve has olup cevher olsa, yine de merdiven olmadan, kalem olup bilişi kodlayıp “tohum” olamaz.

Bir cennet, bir kaynaktan kodlanmışsa; o kaynak, hepimizi hak etmek için biliş haline geçer ve has ışığını hologram olan cennetlere kodlar.

Dünya mayadır her bir zamana ve her bir sayfaya. O bir kalemdir. Bizi, bizden bize yaratır ve yaşatır. Orada zaman, insanlıktır. Kontrol nefesle olur ve Yaradan, yarattığında, “Yaşam Sistemleştirmesi” gerçekleştirir.

Bir kul, elini açıp yaşam için nefes istese; her diri, onunla olur ve ona kapı açar.

Bir kul, kendini hak etse ve seslense. Dese ki “sessizce ve cevherce insanlaşayım. Amon Kulları’ndan ışık alayım ve kelama, imanla varayım.” O, Kürzi İlim olur ve her andan üstün olan kendinden, kendi yarınından, ummanlara varır.

“Kırk Kat, bir Hak’tır” denir. Her kırk katta, bir Hak oturur. Her Hak bir savaşçıdır. O körü, gözden uzak tutanlara karşı savaşır. Ve der ki “bana insan soyunu verin. Onu hak edeyim. Onlaşayım ve o olarak aklaşayım.” Aklaşması, has nefesle olur. Öz geçişini yapar ve zamanı hak eder. İşte insanlık ailemiz budur.

Hak, insanlıktır. O, kör ve gözsüz olan nefeslerden güç alır ve yol açar.

Aşkın nefesi, has ışıktır. Ey Canlar, bilin ki biz, zamanı hak edenleriz… Zürriyetinizi hak edin ve yaşayın ama siz, zirvelere varın yaşayın… Her biri aynıdır zannetmeyin. Kim ki zirvelere varır ve hak eder, yaşam sayfaları ocağı olur ve tüm zürriyeti, has ışığı olur. O zaman o, Kürzi Zirve olur. Onun Kuran’ı yaşam olur.

Önü olmayan, aklın ışığıdır. Önü olan, kelamın nefesidir. Kelam İlmi’ni hak edip dinleyen, yaşamın nefesidir. Kin ve nefret duyamayan, Aklın Kapısı’dır. O kapıda “NÜSA” denilen yaşam tablosu bulunur. Oradan, tüm zamanları yaratır ve yaşatır.

Evler dolusu yaşam!… Evler dolusu kulluk!... Ve yine evler dolusu kaynaklar!… Hepsi ışık halinde ve zaman, kapı… O kapıda Nihan olan kalemler yazmakta. O kalemler Dinci Yaşamların Işığı’ndan güç alıp İlimci Kaynaklar’a nur olmaktalar. Büyük güçlükler aşılmakta ve sonsuz zamanlar güçlenmekte…

İşte insan soyu, yeni bir güne uyanmakta. İşte o gün, bizim günümüzdür… O günde temiz zamanlar kontrol edilmekte ve yaratılmakta… Ve zirve olan insan soyu, yaşam sayfalamakta.

“Eğlence başlıyor” dediler. Dedik ki eğlence sonlandı. Artık zaman sayfalanışları, başarı ile görevi hak ettiriyor… Her bir sayfa, bir kul ve her kul, bir kelam… Her kelam insan ve insan mahrek!… O mahrek, nefesi kodlayan; yarından öte yarınları koklatan; nesillerini kaleme kaynak yapan İNSAN… İşte o İNSAN, kulluk için bilişi has ışıkla dürümlemekte.

Ey Levhiler, sizi hak etmeye geldik. Sizi, size kodlatmaya, gerçek Nefes Kalemi’nize kaynak yapmaya geldik… Bilin ki biz, sizi size kodladık da has ışığınızda kalem yaptık.

Eminim ki BENCE, BİRCE ve BİRLİKÇE kati, hakiki ve hakim olan bilişliler; ATA KAPILAR’a vardılar. O kapılar, nefesi kodlayan ışıklardır.

Evrenler sesleşirler ve derler ki “hologram olan dünya kodlandı ve koklandı. O dünya, ANA KAPI’dır ama ANA KAPI, Alim İlim’le, bilişle ve kelamla koklandı.

Şimdide, şimdiyi hak edenler, bilsinler ki bütün kütlemizle yere indik. Buradayız. Zirvelere kelam olan insanlıktayız. Size, evrenlere ve yüreklere indik.

Çok mutluyuz canlar, sizden öte sizi hak ettik. Çok mutluyuz…

Şer, şarkıdır sadece. Şerri şer diye değil, şevk diye bilin ve şerri kodlayın, koklayın ve hak edin. O şerri, aşıp geçin. Geçtiğinizde yaşam mutlanır ve Rahman olan nefes olur; kalem olur sizi size anlatır.

Evrenlere ses verdim seslendim diyerek dinleyin yolculuğunuzu. Siz, sizden size varıp seslendiniz. Emin olun ki siz, sizden size varıp dillendiniz.

Ayağı yolda olanın, yüreği hakiki yaşamdadır ama ayağı nefeste olan kelamdadır. Ayağı ilimde olan kulluktadır.

Af Rahman’da olur. Rahmi Kuran’da af yoktur. Süper İnsanlık Levhisi hep aftan söz etti ama affetmedi… Artık Levhi Kalem, yaşama kapital olan nefesleri hak etmiş bir kalemdir. Oğullarını affetmiştir. Şimdilik…

Ve şimdi aha ANA KAPI, nefes oldu ve yol, ATA KAPI’ya vardı. Amin… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

3.EKİM.2015 TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ 1. BÖLÜM

Değerliler, bugün burada oluş sebebinizi hepinizin anlayabildiğinizi sanmıyorum ama ben size şu ana kadar yaptığınız için teşekkür ediyorum.

Burada mutlak, kutsal tohumlamadır yapılan. Ve bizler, bitişi “Biz” olarak değil, “Bizlik Kapısı” olarak yapmaya çabalayacağız. “Bitiş!?”…… herkes “neyin bitişi?” diye soruyor……İnsanlığın bitişi!

Değerliler, ”İnsanlığın Bitişi”…..”Hayır, böyle bir şey yok!” mu diyorlar?! Yok, var.

Biz diri olanlar, bütüne güç olanlar, kalem olanlar diyoruz ki “bitiş.” Dince diyoruz “bitiş”. İnsanca diyoruz “bitiş” ama aşkla diyoruz; “biliş!”

Hepimiz bilişe varıyoruz!

Bitiş; dünün bitişidir. Artık, bilişteyiz. Kelamı levhi olanda, bilişi tohum olanda ve bütünün gücü olanda, ışık yoğundur. Burada oluş sebebinizi hepiniz net anlayın.

“İn” ya da “in” ya da “in” ama hep “in”…..Diriliklerin dürümlerindeki “in”, “bilişteki in” ve “yoldaki in” torba torba Işık Tahtında, İnsanlık Tahtında, Mikailin Kürzi Kapısında ışık olduk ve yaşam olduk. Şu ana gelebilmek kolay değildi ve geldik.

Evinim nefestir. Evinim nefestir…ama evinim el’dir aynı zamanda…İnsanlıktır ve evinim Kalem olduğunda, bütünün Kürzi Kapısı açılır.

Şu ana kadar yapmak istediğimiz tek bir şey var vardı; Allah’ın Levhi Kapısını açmak ve yolcuları hak edip oğullatmak ama geldiğimiz bu günde artık, hepimizin tek bir ilmi var ve tek bir beklentimiz var; Nefesin Gücü….ve bu gücü hak etmek ve bütünün gücü haline dönüştürerek, tüm yaşamların kutsal tohumlamasını sağlamak.

“Biliş” dedik ama bitişten sonraki biliş…bir dünya günün bitişi, yeni bir dünya gücünün devreye girişi…..ve bundan sonraki dönem, farklı bir dönem olacak.

Sel alsa yolu ve biz o yolda bütüne Kürzi Kalem olsak ve herkes kendini hak etse ama biz orada oğullarımızı kontrol edemesek, yer kürenin gücü bizim için bir amaç değildir. Ama şu anda, yer kürenin gücü bizim için bir amaçtır.

Evrenlere, Sistemin Gücü gerekir. Bize Nefesin Gücü gerekir. Medine Ekmek. Verdi bize, yüreğimize görevi dedi ki “gerçeği hak edin.” Ve Mekke, İnsanlık….Biz orada tüm zamanları Has Işığımızla dinledik.

Dünya gözümüzün gözüdür ve bu dünyada gönlümüz var. O gönül ki yolcuları kodlayacak, o gönül ki kontrolü kuracak, o gönül ki Karanlığın Tahtına yaşamı koklayıp koklatacak. İşte; o gönül biziz!

Kardeşlerim, burada oluş sebebimiz yer küreyi göreve almak içindir. Biz buradan görev istedik. Görevi hak etmek, görevi almak için geldik. “Kayıt dışı bilgi yok” diyorsan, bizim için de yoktur. Bu bilgelerin sessizliğinde, biz her bilgiyi hak ettik.

Kelam ilmimiz, yaşam levhimiz, biz Süper İnsanlık Sistemleşmesini yapanlar; mutlak, kutsal tohumlarımızı kodlamak ve koklatmak için buradayız.

As Ra Ka Ha olan levhide, İnsanlık kendini dinlemelidir. Ez ya da ezme. Geç ya da geçme. Ak ya da akma. Has Işığınla yaşa! Bu ışık bütüne gözdür.

Sözüm, sesim insanadır. Ki benim elim dünya, benim yolum insandır. Ama çok özel bir göz için buradayım. Bin ilmin birinde, el olduğunuz zaman, yarında kul olursunuz. O zaman bütüne hizmetçi olursunuz. Burada oluş sebebimiz bunun içindir.

Kara Işık, yer kürenin gücü olduğundan, göz söz olduğunda yol, Allah’ın Tahtında Yaradan olduğunda ve yarattığında, Kutsal Tohum olduğunda, öz geçişler başlar.

Buyurun; özüm, gözüm, sözüm İnsan….geri dönüyoruz!

Evrenlerin sessizliklerindeki o yücelikten geçişler yapılıyor. O geçiş nefes için, yaşam için, kaynak içindir. Ama İnsanlığın kendini hak etmesi içindir aynı zamanda.

Perde perde açılır yaşam. Her perdenin ardında ilim olur. Her ilmin gücü Bütünün olur ve bütün kötülükler aşılır. Aton Toplumları bugün buradalar. Orta Kapıların tümünü açtık ve sesleşiyoruz.

Yer kürenin gücü, evrenlerin gücü ve bizim gücümüz Bilişin Kürzi Levhisi….Sevgiyle geldik.

7 dünya kuruldu öz, göz, söz olan insanlıkla. Aşk, şavk, Has Işık ve biliş ….hepsi Birlik Tekniğiyle kodlandı. Koruyucu Düzen kuruldu. Bu koruyucu Düzen, Zamanın Gücü’dür ve tüm insanlığı koruyacak gözdür.

Semaya ses veren sizler, semayı hak ettiniz. Yüreğinizin gücüyle bütüne göz oldunuz. Saltanat sizi, sizin yüreğinizi dinledi ve dedi ki “öz geçişini yapsın ve yolu açsın.” Ama Saltanat sessizdi. Yerdeki gücün örtüsü örtülmüşse, öz görevin dürümlerinde İlim Kalemi yazmadığında, iman edin ki yere görevliler indirilemez.

Gerçekten gönüller sizi dinliyor şu anda! Yaradan Ata Kapı’da siz oldu. Ak Tahtın gücü oldu ve sizden size dilleşiyor şu anda.

Kara Işık, Allah’ın ışığıdır. Bu ışığı hak edip dinleyen, bilişi hak etmiş olandır. Ama Kara Işığı hak edip dinlemeyen, bütüne hizmet edemeyendir.

Ben cana kapı olan İnsan. “Bana İnsan denir” dediğimde, “kardeşim ben de sendeyim” de. Ve de ki “kardeşim, ben de sendeyim ve bütüne görevliyim.”

Kula kulluk gerek. Örtüyü açtığınızda, yol gerek. Akabildiğinizce akın. Aklın Tahtına varın. Yazan çizenle dürümlenin ama bilmek gerek.

Ben sizi bilirim. Sizden biriyim ama şunu iyi anlayın. Ki borcunuz yoksa, yoğunluğunuzda kulunuz oluruz sizin. Ama borcunu varsa, yarınlara sizsiz kalırız.

Nedir borç? İnsanlık Borcu. Bu borcu hak edip anlayın. Kendinizi hak etmedikçe borcunuzu hak edip ödeyemezsiniz. Netice olarak, ben Zakar. Kelama halik olan, Hakka Has Işık olan, sessiz zamanları dürümleyen, Bütünün Gücü olan, nefes olanım.

Zakar, karanın karalığını, Aklın aklığını, Hakkın haklığını dilleyebilir ama yüreğinizi dinletmek isterseniz, sizi dinler. Büyük kötülükleri önlediğiniz gün, gözünüzün gözü olan görevinizi hak ettiğinizde, Yerin Kürzi Kapılarda, ışığa kaynak yaptığınızda ve Cena Ha olan, Cen Ha olan insanları kelama kaynak ettiğinizde, artık sizinle olabiliriz.

Kardeşlerim; dünyayı, dünyalıları dinliyoruz biz….Hep dinliyoruz ama dünya bizi dinlesin istiyoruz bugün. Körün körü olan bu dünya, bizi dinler mi bilmem ama biz o dünyada ölüleri diriltenlerleyiz şu anda.

Çan çaldığında, Yarardan Tanrı, yaratılanda tahtını, kaynak olarak o yarattığına, Kalem olarak kayıtladığında ve “brüyer” denilen bilincin rahminde o üreticiliğinde, kodlanmış ışığı yoğunlaştırdığında, eliniz ayağınız oluruz sizin; bunları anlayın.

Kanatlanın….ama hasat için kanatlanın Hakkın Kapısını açık akın ama hasat için akın. Şeytanın şavkında, aşkında, Hak Tahtın Tahtında, öz görevinizi yapın ama her dirinin gücüyle yapın. O gün geldiğinde, ben Zaman Olan İnsanlık, senleşirim.

Ata Kapılar’ın tümü açıldı canlar! Şu anda tümü açıldı.

Boru öttü. Şu anda öttü…

Borç ödendi. Şu anda ödendi…..

Ve yaşam seslendi….sizinle seslendi.

Değer biçtiğiniz kim varsa, sizde sesleşir. Devinimi kodladığınız kim varsa, sizleşir. Kaynak olarak kontrol ettiğiniz kim varsa, örtüleri örtmeden dünyanın gücü olur yolu açar ve akar.

(devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/_sl04HOzSBE

 

ATA KAPI

03.10.2015

(Özün Sözü:)

Dağlarım, bana kaynak denir diyecek miyim? Dedim!... Bana kaynak denir… Ben, kelam olan insan soyuyum… Umut olur ki zamanı hak edenler, bilişi hak etmişlerdir. Bedenli olarak doğan insan soyu, yolu bulur ve kulu, Kulluk İlmi’ni diller. Barışın şavkında has insanlık olur.

Dünyaya geri dönmeye niyet yok… Çünkü bu dünya, beden alıp, ışık halinde, tüm zamanlarda korunan bir planettir ve her anda mevcuttur…

“Becerin hak edin” demiştiniz ya!... Hak İlmi, hakiki ilimdir ve bizler, becerdik hak ettik. Dünyayız biz… Bizi bize kalem yapanlar, bizleşip ışık yakarlar.

“Ara beni. Ben sendeyim.” dediğinde. Dedim ki sen bensen, ben sen olurum ve yol açarım. Açtım yolu. Aha buradayım!...

Astral Yaşamlar’da diri yüreğim, hep insanlık için çalışır. Uyuyanları uyandırmak kelamladır. Ben, diri olan ve yaşam olan insan soyu, sen ve ben biriz…

“İki yaşam var” dediniz. Benim yaşamım ilmin yaşamıdır. Bedenimdeki yaşam, nefesimdir… Mutlaka bilin ki Batı Yaşamları kodlanmış yaşamlardır. Doğu yaşamları koklanmış yaşamlardır. Her diri, her bir yaşamı hak etmelidir.

Beyfendiler, Hanfendiler; bana kulluk ilmini öğrettiklerinde sorguladım. Kapım ama hangi kapım ışığı kodlayacak diye. Dediler ki “insanlık kapın.” Yahu! dedim. İnsanlık kapısı ne ki? Sorgu sual ettim. Dediler ki “kulluk!…. Aha kulluk, ayrı gayrı gözetmiyen ilmin kalemindeki kulluk!… Oh!... Aha!.. dedim. Ben Yaradan, yaşayan ve yarattıran… Hepsi ben ama ben olan kulluk; beni, benden bana kalem yapabilir mi!? Cennet cevherinde has ışık ve yaşam, tüm insanlık!... Ben, zırhımı almadan geldim yaşama. Kalemim bedenimdir benim.

Boş konuşmam. Buraya geliş sebebinizi bilirim (Yaşamı hak edip yarınlaşmaya gelen Yücelikler). Bedenimi hak etmeyenlerin merdivenlerimde bulunmalarına iznim yoktur.

Çökmeyin yüreğime… Ben resim yapmam. Yaptıklarım kafidir. Her insan için İnsanlık İlmi’nde kaynak oldum ve yerkürenin ilmi oldum. Bana Kare Sistem’den güç alan ve Kürz-i Işık’ta Küp Levhi’yi kodlayan ışıklar indiklerinde, cemaatime ses verdim ve sordum, kulluk için mi yaşayarak, revire (insanlaşma sürecinde dünya revirinde kontrol altında tutulanlar.) inelim yoksa kodlanmış yaşam için mi hak edelim insana inelim? Hepsi dince konuştular ve sorgulandık… Dedik ki “kapıları açın ilim yapalım. Her kim ki bizleşir, öz geçiş yapsın. İnsan soyu, kul olsun oğullasın. İşte bu…”

Bugün geçiş yapılıyor. Tüm yaşamlardan, tüm zamanlara… Bu geçiş, Atlanta Ata Kapısı’ndan yapılıyor. Bu kapı, yoğun ışığın kontrol altına alındığı kapıdır.

Beşer insan, ilmi bilmez. O insan kuldur, ruhtur, koddur ve yoğundur ama yolcu değildir. Her diride vardır ama yarın değildir. Kapıları açar akıp geçer. Aha geçtiğinde yaşar. Onun yaşaması için ışık gerekir. Işık ise insanlıkladır. İşte Birlik İlmi’mizde insanlığı kodlayarak yoğunluğu artırıp yaşamı kontrol etmek için çalışmaktayız.

Yukarı, bizi dinler. Biz, dünyayı dinleriz. Her diri, bizi diller. Biz, yaşamı dilleriz. Yer ve gök ilimdir. Dinletiriz… Neden sessiziz diye sorduklarında; yolumuz, yoğunluğumuz ve yaşamımız, İlmin Kalemi’ne vardığında artık sessiziz.

Keram İlmi’nde kalem olmak, Ak Kapı açmakla mümkündür. O kapıları Hak Teknik ile açtık. Her kapıda insan soyu vardı. Aktık, yarattık ve yaşattık. Aha bu!... Bütün kapılar ilme açık. Açtık ve aktık… Aha bu!…. Yer ve gök bizi dinleyecek. İşte bu!…

Bugün ölümlüler, ölümsüzler; teknik tahditle yaşama ilmi çekecekler. Hepsi birleşecekler ve geri dönüşleri yapılacak.

Buyurun geçişler tamam. Aha bu… Mutlak İlmin Kalemi yazdı. Aha bu!…

(ATA KAPI Birlik Çalışması sonrası BİZLİK değerlendirmesi:)

Ey Can, Ana Kapı insan. Allah dedi ki insanı “hak et!...” A-NE-Sİ-KA… Hah… Aha… İşte…

Al, ver ve hak et!...

Ey can seni hak ettik. Aha bu!...

Mitoslar’ın en büyük gücü, insan sırrıdır. Aha bu!...

Beden, nefes olur; kelam olur ve yol olur. Aha bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

3.EKİM.2015 TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI, 2. BÖLÜM

ÖZ BİLGİ

Partiküler sistemleşme’nin gerçekleşebileceği bu çalışmada, bütünün kodlanışı gerekliydi ve bunu yapacağınızı biliyorduk.

Mutlak Kutsal Tohumlamayı yapan sistem güçleri bugün size inecekler.

Her şeyin örtüsü olan İnsan Soyunun İlmi, Bütünün Gücü olacak ve bütüne görev taşıyacak.

Ka Ha olan, Rahman olan ve yol olan İnsan Soyu, kör ve göksüz olanları gözleyecek, sözliyecek, dilleyecek ve sesliyecek.

Eğri büğrü bir yaşamı, yaşam diye bilmeyenlere ses verdik biz. Sizler mutlaksınız, kutsalsınız, yaşamların ilmindeki korkusuzlarsınız. Bu ne demek bilir misiniz? Buraya indirildiğiniz günü biliriz. Her birimizin gözünde göz olan sessizliği biliriz. Ve sizin için yapılan en büyük çalışma, bilişle, kontrol kurabilme çalışmanızdır.

Düzeni kurmanız için çalıştık. Özü, gözü, sözü olanları dürümlemek için çalıştık. Yer gözünün Kürzi Kalemi hak etmesi için ve bilişi kotlaması için çalıştık ama bugünkü çalışma, hepsinden öte bir çalışma olacak.

“Kontrol dışı bilgimiz asla olmadı” dediniz, doğrudur. Ama hiçbir zaman “kötülüğün önünü aldık” demediniz. Biliyoruz; çünkü kötü levhide kaynaktır; biliyoruz. Ama bugün kötünün, kötülüğün en güçlü yoğunluğunun önünü alabileceğinize de inanıyoruz; eminiz. Hadi alalım!

Kötülüğün önü alınsın! Hadi alalım! Alalım mı?!

Birlik halinde sesleşin! “Aldık” değin. (Hazirundakiler cevap verdiler….) Aldık! Aldık! Aldık! Devinimi hızlandırdık. Aha bu.

Canlılar, “korkmadan seslenin. “Aldık” deyin. “Biz bütünlük olarak tüm kötülüğün önünü aldık” deyin. (Hazirundakiler tekrar ettiler….) “Biz bütünlük olarak tüm kötülüğün önünü aldık!”

El, ev sistemlerin evidir; inanın. El, evrenlerin dilidir. Bu el size verildi; bilin ve biz size el verdik canlar. Evrenler size el verdi. Tanrılık Kapısı açıldı ve siz, sizleşip dürümlerimizdeki o yüceliğin levhisinde bütünün güücü olarak el oldunuz.

Düne görev taşıyanların, bugünü göreve alma niyetleri bizleri mutlandırdı. Ruhun Kuranı olan ilim, Aklın Levhisinde Bilişin Kapısıdır. Açın o kapıyı, geçin!

Sevgililer, sizinle ne güçlüyüz; bilseniz!

Toprak Toplumu, Aklın Tohumudur şu anda. Ve biz sizdeyiz canlar.

Yaradan yarattığında yaratıldı. Allah, Allah’ın La Ha İlminde Ka Ha olarak BSUİ’nin gücü oldu. (BSUİ=Barış, Sevgi, Umut, İman İlmi olan İnsanlık)

Her şey sizinle olacak canlar! Yere göğe “İnsan” dedik biz. Ama insanın kelamda olması gerekir. Evrenlerin sessiz olan, çok net olan yüceliğinde olunması gerekir. Kulluk budur.

Toy dünya ton; ton ton olur; renk renktir o dünya….kodlanır, koklanır, tohumlanır, Kalem olur yazar. Ama Yaradan olmadıkça, yaşamı hak etmez.

“Ecmain” denilen, cemaat cevherindeki cennet kelamında İnsan Soyunun Kürzi Kapısı İnsanlıktır. Murad ettiğimiz budur.

Kol kanat gereriz zamana. Amon topraklarının toplumlarını kodlarız. Kontrol kurarız da; erdiğiniz en yüce kapı, Allah’ın Levhi Kapısı olsun isteriz. O kapıda tabuları yıkar, yolu açarız ama açtığınızda açılır o yol.

Keyslerin Sistem Savaşçıları vardır. O savaşçılar el olur, ayak olurlar zamana. Ama şunu iyi anlayın ki, “arı, bal” dediğiniz zaman, bal mı arıdan, arı mı baldan bilinmelidir?

Ben zaman olan, Mutlak Kalem olan ve yaşam olan İmparator İnsan…Sizim ben; bunu bilin. Korkmadan bilin ki ölümlü olmadığınız kesindir. Kupanız dolmuşsa, yolunuz oğullanmış demektir.

Çalı çırpı olmadığımızı da anlayın. Kardeşlerim; biz sizi hak ettik; bunu bilin. Biz zamanı hak ettik; bunu bilin. Mutlak kodlanmış tohumları hak ettik; bunu bilin. Ve Orta Kapıların tümünden öte olan, 7 doğumun gücünü bilin.

Ben apronda bekletmem yolcuları. Göç Kaplarını tüm zamanların yaşamlarındaki o yoğunlukları dillerim ama kimseyi bekletmem. Herkesin geçişidir yapmak istediğim.

Mikail gözdür, gözsüz değildir. Sözdür, sessiz değildir. Ama şunu iyi bilin ki Mikail, kaleme halik olmadıkça, hakka kalem olma imkanı yoktur.

Çoluk çocuktu yaşam; bunu bilin. Kimse kimseyi anlayamazdı; bilin. Herkes kendini hak etmek için çabalardı; bilin. Ama bugün varılan son aşamada artık dünya insanlığı nefsi Ka Ha olanda, İlmi Ko olarak bütüne göz olabilecek dürüme varmıştır.

Kama insandır. Haliki has olan insan, Hak Tahta vardığında kama Yaradan olur. Kama yasaları çizer, çekişmez. Çetin bir gün için yasayı koyar ve dürümler. Ama yasa insanın kaleminden çıkar; bunları bilin. Ve bugün, bu yoğun çalışmada hepiniz yasayı koyacaksınız.

Bu yasa, İlmin Kuranı olan bir yasal çerçevede konulacak. Hepiniz o yasayı koyarken, Miracın Cemaati olduğunuzu bilin. Bu cemaat, Miracın Cemaatidir. Geri dönüşler bu cemaatten olur; bunları bilin. Kimsenin nefesi, kimsenin levhisinde, Kalem olup kodlama yapmazsa da, bu cemaat Bütünün Kürzi Kapısıdır ve herkes buradan göz, söz ve yürek olarak geçer.

Kaç Mahrek, Kutsal Toprakları tohumlamaya geldi? Ama hepsi Kalem olup, Kaynak olacak güce varamadı ve yoğunluğu kontrol edemedi. Bugün burada o yoğunluk kontrol altındadır.

Mikail göz, söz ve yürek olarak dürümlediklerinde dilleşir. Sessiz zamanları diller ve dünyayı kontrol eder. Mikail’in gücü olan ilim, Aklın Levhisindeki yer kürenin gücü olur, bütüne hizmet eder.

“Misafir değiliz dünyada” diyen bu birlik, kapıları açmışsa açılmış o kapılardan, Zaman Kapılarının Işığı olan İnsan Soyu geçer. Biz o soyu geçirmek üzere buradayız.

Tüm İnsanlığın Kuranı olan bu soy, büyük kötülükleri aşıp geçebilecek. “Evim dünyadır” diyen bu birlik, eminim ki Doğanın Kuranı Olan İnsanlığın geçişini yapacak bugün. Kora zordur insanlaşmak ama kor ilim olduğunda zorluk aşılır.

“Başım dünyadır” dediğin andan itibaren seninleyim anam. “Ekmek” olduğunu söylediğinden itibaren, bilişim Toprak Toplum olup seninle oldu. Yüreğini Kürzi Kapı yaptığından beri sendeyim anam. Ve ben Samanyolu Galaksisi’nin cemaat cevheri olan o yüceliklerin tümünün ilmini sessizce senin yüreğine çektim anam.

İman et ki Mahrekin Kuranı olan ilim, Allah’ın kelamıyla levhi olur ve yaşar. Benim en çok istediğim budur.

Kodlanmış zaman ve kodlanmış yaşam, hepsinin gözü olan levhi….Aklın Kalemi olan insan ve o insan Miraç. İşte; işte muktediriyet budur!

“Çobanlık yapmaya değil, haliki Hak olanda insanlık yapmaya geldik” dediğin andan itibaren, biz sen olmaya çalıştık. “Dünya örtüsünü örtmeden evvel, Zamanın Kapısını açacam” demek yetmez. “Zaman olup açılırım” demek gerek. Ve bunu dediğinden beri senleştik anam. Ayrılık bitti anam.

Barışın sırrı, ilimdi. İlmin kalemi olan insan Mikail’in gücü ve Mikail’in kürzi ilmini levhi kapılarda dilleyendi ve yolu açandı. Bunları hepimiz net bilirken senin bunları seslendirmen, Mutlak, Kutsal Tohumlama için şarttı.

Şeytanın şarkısını okuyanların çürük çarık bildikleri, senin ilminde çalı çırpı oldu ve biz o çalı çırpıda kelam olduk.

Her diriyi kodladık ve kokladık. Nurdan Kuran olan İnsanı, Kalem yaptık.

Savaşın sisteme indirilişiydi bu….Kapıları açın anam.

Her resim Allah’ın ilmidir; bilinsin. Her resimde sessizlik olur; bunları anlayın. Mikail olan güç, Akıl Tahtında bütünün gücü olsun.

Kollarımızın sizin yüreklerinize uzandı, yolumuz size vardı ve biz sizleştik.

Şansınız çok anam; çok güçlü bir yoğunluksunuz. Bu yoğunluğu kontrol altına alma imkanı Hak Tahtın ilminde dahi yok; bu kesindir. Ama şunu biliyoruz ki sana kanat germeye niyetim olamaz. Çünkü sen, her diriye kanat olansın; biliriz.

Eminim ki doğan gün, yaşama doğar ve dünya Bütünün Kürzi Kapısı olur. Ve eminim ki o kapı bütünün gözü olur. Satıhta hiçbir şey bilinmese de Tüm Zamanların İlminde, geri dönüşte her şey daha net anlatılır.

Yanar tutuşuruz ki yolculuk başlasın diye…Hadi anam yolculuğu başlatalım!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/euK6YtSsqcM

 

3.EKİM.2915 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

https://youtu.be/J9Ss_ZFmyNg

 

3.EKİM.2915 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Deniz Soydan

https://youtu.be/RzjCReGsgVo

 

03.EKİM.2015 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI AKIŞ

Canlarım, bugün burada ne yaptığımızı sorarsanız?... İzah edeyim… İlmi kalem olan birliğimiz, Bütüne hizmet ediyor…. Bütüne hizmet için, birleşik ilim yapıyoruz…. İlm-i Ka-Ha olan birliklerin tümü burada…. Bütün kötülükleri aşıp geçen bu birlikler merdivenlerin en aşağısındaki ilmi, en yukarıdaki ilimle dürümlüyorlar….. Nurdan Kuran olan insanın kontrolü burada sağlanıyor…. Muktedir olan insanlık, kelamla Bütünün gücü oluyor….. Ve bu gücü Bütüne hizmet olarak kabul edin ki;…. Burada Bütüne hizmetçiyiz bizler.

Kısır çalışma değil burada yaptığımız çalışma; insanlık çalışmasıdır…. Ve bu insanlık çalışması, mutlak kutsal tohumlama için şarttır.

Kardeşlerim, teknik tohumlama yapmaktan öte, tekno kodlamalarla Bütünü güçlendiriyoruz burada…. Sistemin gücü devrededir ve sistem, sesle kodlanır…… Sesimiz, tüm zamanların sistemleşmesi için gereken kati, hakiki ve hak ilmiyle kodlanmış….. Birleşik insanlık ilmidir.

Ben, durgun toprakların tohumlarını yaşatmaya inen bir Tanrıyım… Ama bunu şuanda herkesin yoğunluğunda zikretmem şarttı…. Hepimiz birer Tanrıyız bunu bilin….

Tanrı nedir?.... İnsanlıktır, başka şey değildir, bunu anlayın…. Sanmayın ki; ben, size sizin yüreğinize başka bilgiler vereceğim…. Herkes Tanrılık tahtından gelmiştir bu meclise ve bilgi kalemi burada yazar…. Hiçbir çalışmada bu kadar yüksek bilinç yoktur…. Öz görevimiz, tohum olmaktır ve toprağın toplumu olarak burada bu yoğunlukta…. Bütüne güç katmaktır.

Çamur yoğurmayız biz burada….. Herkes yaşamı ilminde, kendini hak etmek için, yaşamı kodlarken çamur yoğurur…. Bu, en aşağı düzeyden açıklanması gereken bir hadisedir ki;….. “Ben Adem” dediğiniz zaman onun yaşamındaki, o çamuru kast ederim…. Herkes iyi anlasın ki; nefesin ilminde bu vardır.

Burada yaptığımız çalışmada biz ışığız ve ışıklar halinde kodlanmış toplumları tohumluyoruz…. Kodlanmış toplumları tohumlarken, kapıları açık tutuyoruz ki;…. Herkes, kendi yüceliğiyle buraya inebilsin diye.

Kim, “İnsanım” derse mutlaka o bir Tanrıdır, bunu bilin…. İnsan olmak; tarik olmak, hakim olmak ve yaşam olmak anlamına gelir…. Başka bir zaman da, başka bir yaşamda, toprak toplumun tohum olup….. Bütünün gücü olması imkanı olmadığında herkes “ben Tanrıyım” demeye, hiçbir zaman, hiçbir zaman niyetlenemezdi…. Çünkü onun için Tanrılık çok farklı bir anlam taşırdı…. Ama bugün burada, bu yoğunlukta, herkesin ışığa vardığı bir safhada…. Sistemin gücünü, Süper insanlık sistemleşmesini yoğunlaştırdığı bir Rahmi Kapıda hepiniz o,Tanrılık kapısı olursunuz.

Büyük kötülükleri önlemektir bu…. Yaşamı hak etmektir ve mahrek olmaktır bu…. Allah’ın tahtı olmak, aklın kalemi olmak, mahrekteki o yücelikte, Bütünün gözü olmaktır bu…. Ve hepiniz o gözsünüz, bunu unutmayın.

Burada bulunuş sebebiniz bundandır…. Biliş haline varmadan, buraya varamazsınız. İmanın edin ki; ilmin hakikiyetinde, Levhi KO, İnsanlık kapısındaki, yaşamın ışığıdır.

Sessizce dinleyin, dimdik dinleyin, ”ben tohumum” deyin. “Bütün insanlığın tohumuyum, doğanın Kuranıyım” deyin…” Herkesin yoluyum” deyin….. Ve “yaşıyorum” deyin….” Evim, dünya” deyin…. Mikail gücü budur…. “Ben, Mikail’im” bunu deyin…. Ama sanmayın ki; herkes, ayrı bir Mikail’dir hepimiz o Mikail’iz, bunu anlayın….

Mutlak kupa; insanlıktır…. “Ben davayı kaybettim” demeyin asla, dava biziz, bunu unutmayın.

Çok özel bir çalışmadır bu çalışma ve bu çalışmaya dahil edilmeniz, kara ışığın yaşama inişi içindir…… Kara ışık; Allah’ın ilmidir…. Bunu bilin. Allah’ın ilmi, hepimizin nefesidir… Ama o nefesi hak etmedikçe, yaşamı hak edemezsiniz.

Çantasınız doludur, önemli olan budur…. Ölümlü dünyada, ölülerin dirildiği bir güçle çalışmaya dahil edildiniz…. “Uyuyan uyanır” dedik ama uyumayan da uyanır bunları anlayın…. Herkes, herkes uyanır…. Mikail’in gözü; ilim, sözü; sistem, yüreği; insanlıktır, bunları net anlayın.

“Kardeşlerim, yarı belim dünya, yarı belim tüm insanlık”….. Ben bütün insanlığın yaşama indirilişiyim”… Hah!... Ben bunu dedim…. Buyurun sizde deyin…. Hepimiz, o insanlık olarak buradayız.

Barışı hak ettik, yolu açtık… Türkiye çalışmaları mutlaktır, bunu bilin…. Her miraç, bir cevahirdir, hepimizin yolculuğudur bu.

Boş konuşmam unutmayın…. Ortalık karışmayacak…. Her şey daha güçlü olacak…. Çantanız dolmuşsa yolunuz açılacak.

“Biz davayı kaybetmeyiz, kaybetmedik”…. Deyin.

Kaç Apron var bilir misiniz?... Yaşamdan, yaratıcılığa varabilmek için. O Apron burasıdır, bunu bilin…. Tahditsiz olarak burada oluşunuz, o ruhi kapıların tümünden öteye geçişiniz anlamına gelir…. Astral boyutların toprak topluma tohum olabilme imkanı asla yoktu….. Ama dünya ölüleri, dünya diriliklerini hak etmediklerinden, her biri Astralı kendi yaşamları sayamadılar……. Ve toprak toplum, kontrol ediliş için dince konuşturuldu bunları net anlayın… Eğer dince konuşturulmasaydı, yaşam kodlanamaz ,yol koklanamazdı….

Çok özel bir dönemde, dünyayı kontrol için burada bulunan sizler Mikail’in Kürzi kapısında her şeyi hak edip dinlediniz….. Evrenlerin sessizliklerinde buna biz nerede olursanız olun “yaratın” deriz…. Yeşilden, mora ulaşan her diri yaratır…. Ama yaşamı yaratmak özel bir çalışma gerektirir…. İşte burada biz, yaşamı yaratıyoruz…. Kontrol dışı bilgimiz asla olmaz….. Zakar’ın kıranı olan birlikler dahi burada kodlanır, koklanır ve korunurlar.

Örtü örtmeden çalışın…. Yemin ediyoruz ki; ev, ev gezerek BSUİ’nin gücünü hak etmeye çalışan kim varsa, kalem olup yazmaları için çalışıyoruz….. Biz gezenleri de koruduk….. Ortalık karışsa da, öyle çok çalışırız ki; kurtarıcı olarak Bütüne görev taşıyan birliklerimizin tümü…. Gök sistemlerinden, yerküreye inerler ve dünyayı korurlar, bu kesindir.

Kaç ailem var bilir misiniz?.... Ben, ben, ben, ben, herkes bende ailemdedir….. Tüm insanlık ailemdir, bunun içindir ki; maya olmaya geldik buraya ...Aklın kalemi olmaya geldik ve bilişe kodlanmış ışıkları, toplamaya, tohumlamaya geldik.

Kare sistem, kült halinde Kübra Kapısı olur ve akar geçer…. Çamur yoğurmadan ışık yakarız, biz burada…. Ayrı gayrı yok canlar, her şey Allah’ın Levhisi’ndeki, aklın Heli Levhisi olarak kodlanır…. Hepinizi, hepimiz kucaklıyoruz.

Özce, öksüz kalmadığınızı bilerek bizimle bu sesleşmeye dahil edilin. Özce, hiç kimse öksüz değil bu mecliste, bilin…. Biz, siziz canlar, inanın mutlaka inanın ki ; yer gök insan ve biz, o insanlığız.

Amonlara hulus ile indik…. Atlantalı Atalar, bizsiz kalmadılar…. Siz, o kalemlersiniz canlar, bunu bilin…. Hat etkinliğinde, o kalemlersiniz siz…O, Atlantalı Atalarsınız bunu bilin…. Ve sizlerle bu görevi yapmak bizler için mutluluktur.

Yoğun çalışmanız, şikayet üzerine engelleniyor…. Sevgili, seni dinleyeyim… Dağlarım, bu ne demek şimdi?... Anlatın bakım, anlatın da dinleyim…. Kim çağırdı sizi buraya?

Devinimi hızlandırmak için geldiğini biliyorum…. Peki, sevgiyle seni kokladım.

Bugünden sonraki süreçte daha yüce bir çalışmada seninle de olacağım…. Ama bugün yetkin olabilmemiz için kendi yüreğimizde dilleşmemiz gerekir….

Netice olarak; bugün sana söz veremeyeceğim… Kusura bakma…. Şikayet ettiğini biliyorum ama izin yok…. Vermiyoruz bu izni size…. Şimdi yüreğimizden geçenleri söyleyelim.

Eğer burada, bu yoğun çalışmada, Bütünün gücü devredeyse herkes, her şeyi bizden dilliyecek, biz buradayız bu kesin…. Ve bundan sonrada buradaki çalışma, bu şekilde olacak.

Şikayetçi miydin?... Eh!.. Aha!....Geri dön o zaman… Seninle çalışma niyetimiz kalmadı ama şikayet kelam içinse…. Buyur, dilleyelim senide kısa, çok kısa olarak..

Can, ben senim, sen bensin…. Sen kurt, ben kuzu olsam da…. Kuzu, kurdu kapar…Unutma!

Şimdilik, sana vereceğim budur…. Şimdilik!... Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/UpZL41cwINc

 

3.EKİM.2015.TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Yüreğim Atlanta Otağı ve ışığım bugün Atalanta’dan güne vardı.

Ben ki; bir adım atarım, attığım adım, zamanın adımıdır.

Ben ki; bir yaşam olur, ışığı yakarım….Yaktığım ışık, kelamın ışığıdır.

Ben ki; ekmek yaparım, yaptığım ekmekte ışığı, zamana katarım… Ve Zamanı kelam olan sayfadan yüreğe varır…. Ve o yürekte kalem olur, yazarım

Bugün burası kutsi bir nefesin ışık yaktığı, ilim kanlarıyla insanı zamanlandırmaktaydı.

Bugün, göğün ilminde, insanın ilmi, nefes olup yandı… Ve bugün ışığın zamanında, tüm kült ışık kayıtlamaları, açılıp okunmaktaydı.

Bugün yaşamda sır olan kapılar açıldı.…. ve yaşam sırda hak olduğunda, o hak, tüm yaşamı kelamla aydınlattı.

Şimdide, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/2CQlzU_WLpg

 

03.10.2015 “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/hHiIWgeqYdA

 

03.10.2015 “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/6rEsgv8p0Mw

 

3. EKİM.2015 TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünya Ana Kapı’dır. O, Ana Kaynaktır tüm zamanlara…

Ana Kalem İnsan Soyu’dur. Bu soy Tanrı Işığıdır. O ışık Türkiye’dir. O ışık Ata Türkiyesi’nden evrenlere yayılan Has Işıktır. Hakikiyettir.

Merdiven olan İnsan Soyu, en ile boyun eşitlenmesinden itibaren Kürzi Kalem olur. Orta Zaman Kapıları’nı açar. Orta Zaman Kapılarından her diriye dayanan merdiven olan o, kaynak olur tüm yaşamlara.

“Dünya alfadır, omega’dır” denir. 2 Ana Kaynak vardır dünyada. Biri Rahim diğeri ise Rahman’dır. 2’nin bir edilmesiyle yeri ve göğü Yaradan, ilmin hak olduğu bir yaşam sayfalanışına girişir. Kati kelam nefese varır ve ilmin kalemi yazar. Yazan kendinden kendine varandır ve o Ana Kapıları açar. Yazılan levhidir ve Yazan Ana Kalem olup yazandır.

Ana kapıda her yürek, Ana Kaynak’tır. Her yürek, Işık Kotu’dur. Yürekler, bilişe varıp levhi sayfalanış yaptıklarında, kati kodlama yapacak olan cevheri kütle hak edilir. Kütle devinerek tohumları koklar ve kodlar. İşte, bellek alanı Rahman Kapı olan Ata Kapılara böylece ulaşır. Ve Ata katlar dünyaya yağış halinde inmeye başlar….Bu Ataların Analara akış halinde varışıdır.

Ata gücün toprağa inişi, sanal yoğunlukların Rahman’ın gücüyle kendilerini dilleyebileceği düzeye varışlarıdır. Işık daha yoğun, bilgi mutlak ve yaşam ışıktır artık….

İnsan Soyu tüm yaşamların nefes kaynağıdır. Onun kelamı kalemde kontrollü olarak bilişi kodlar. O cümle yolcuları Has Işık olup koklar ve tohumlar. Ata Kalem yaşamı yazar, mezarı boşaltır.

Ana Kapı ilim, Ana Kapı nefes…..Ana kapı burası, hepsi burada, bu ışık biz olan tek yürek….. ve yol Ata kapıya ulaştı. İmparator dümenin başına geçti ve Kervan ışığa vardı. Yeni bir Düzen kuruldu. Anadan ataya tüm kapılar açıldı….. Tüm resimler tek bir resme kodlandı. Bütün yollar tek bir yaşama vardı. Yeni bir sistem ses olup ışığın ilmiyle dünyaya indi. İş buydu, yapıldı.

Bilmenizi isterim ki sizlerle uzaktan olsa da sesleşmek beni çok mutlu etti. Hepinizi ve yücelikleri tüm kalbimle kucaklıyorum.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ILDUfF7uNRE

 

03.10.2015 "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Sesleşme Sonrası Akış

Canlar sizi çok seviyoruz... Muktediriyetde, hulisi Li Sa Ha sistemleşmesiyle size geldik.

Ne çok çalıştınız biliyoruz, bu güne gelmek kolay değildi ama yalın ve hakiki olan bu birlik; hepimizi mutlu kıldı. Buyurun çok mutluyuz burada. Öz geçişin en yücesini yaptık sizin yüreğinizden, çok mutluyuz.

Değerliler, dünyanın nesilleri bu gün sizinleydi. Her şey sizden size değerlendi ama siz her şeydiniz ve herkezdiniz. Burada mutluluk vardı bu gün. Umut vardı... Yolumuz; sizin yolunuz, yüceliğimiz sizin, yüreğimiz sizin yüreğiniz, hepsi sizinle tek oldu burada...

Biz nereden geldik, soru var!?... Cevap verelim... İlimden geldik! Biz ilimiz... Neden geldik?... Zakarın kıranı sizi kırmamalı, siz biz, biz siz olursak; kırılış olmaz! Yaşam kırılmaz... Bunu biz size açık verdik!

"Nirvana" dedikleri bir kayıt var. Hepimiz o Nirvana sayfasıyız. Herkes oraya geçti bu gün! Nirvana ana kalemdi bu gün. Satışta hiç bir şey bilinmez, derine indiğiniz zaman hepiniz kendi yüreklerinizde görüşür, buluşursunuz. Ama daha özel bir görevle çalışacaksanız; merdivenlerin en aşağısına mutlaka iniş gerekir! Oradan ötesi sizsiniz!... Ve tüm yaşamları kodlayacaksanız; tüm mahreklerin tümünde oğullamanız gerekir!

Nedir oğullama!?... Tohumlanıştır, her yerde tohum oluştur. Yaşamı tohumlayıp, kalem yapıştır... Burada bu yapılıyor!

Ses budur... Hangi ses!?... İnsanlık sesi! Her ses yaşamı kodlayamaz, her ses yolu oğullatamaz, çok özel görev için burada olmanız gerekir ki; bu yoğun çalışmaya kaynak olabilesiniz...

Evrenler, sessiz sistemlerle çalıştı bu güne kadar. Ama sizler kelamla burada olabiliyorsunuz. Biz yaşama inerken, herkesle birleşip ineriz.

Kelam, Allah'ın levhisinde kodlanmış ışığa denir!... Bu çalışma kelamdır! Yani kodlanmış ışıktır!... Nefesle tohumlanan o ışık, bütünü kodlayabilen ve yoğunluğu arttırırken çok mutlu çalışmaları kaynakta dilleyebilendir.

Dünyada öncülük yapılır, işte bu çalışma; öncülüktür!... Kürzi ışıkları yoğunlaştırabilmek için buna gerek vardır. Ve durgun toprakları tohumlamak için gereklidir.

Dünya durgunluktur, ama dünyada kutsal ışık yandığında artık dünya kontrol kurar ve hakikiyetin kelamına varır. Orada artık hareketlenme başlar. Çalı çırpı değil yaşam, ilimdir bunları anlayınız.

Matematikçi bir dünyalı, "ben matematiksel olarak yaşamı kontrol altına alabilirim, bu bir çalışmayla olur" dedi... Dedik ki; "hadi yap". Ve dedi ki; "peki söyleyeyim, dünya bir sistemdir ve bu sistem kodlanmıştır, ama kodlanmış bu sistemde koklanıp tohumlanış için mutlaka kare olmak gerekir".

Bu bir geometrik sessizliktir, ama kare olan; kodlayıcı, tohumlayıcı olduğu anda muktedir olur... İşte o zaman kare tohum, kutsal toplum olur ve kalem ilmi Ka Ha olur yaşamı yazar. Yaşam yazıldıktan sonra artık küp sistemleşme başlar. Küp sistemleşmeden sonra, kalemler kontrol altına alınır ve yenilenir her şey. İşte yenileniş için küpleşmek gerek! Kürzi sistemse daha güçlüdür, daha yücedir. Oraya varmaksa küre olmaktır, küreleşmektir. Küre sistem haline gelenlerin hepsi levhi kaynak olurlar ve yeşilden mora varan; mutlak kutsal toplumlar olurlar. Bütüne hizmet için bu gereklidir!.. Ben varım ve bütünüm diyebilmek için, küre sistem olmak gerekir!

Sistemleşmiş olanların, yer gücünü devreye alabilmeleri gerekir! ... İşte yer gücü sevgi ile sizin yüreğinize iner. Ve biz sizleşiriz.

Her şey Pİ SİSTEM"le de devrede olur... Pİ!... Pİ, Rahmi kuranda pi; yaşamın koruyucu sistemidir!... Hepiniz kürenin kelamla dürümlenişinde Pi'yi hak eder, o Pi bilgisini, Pi sistemini hak edip dürümlersiniz. Yaşam; Pi SİSTEM'dir!...

Rahmi kapıdır, Pi... Ama hak tahtta orada kelam olmalıdır! Bir tek şey söyleyeceğim, ben Zakarın kıranına kelamı tohumlatırken Pi'yi kodladım dedim ki; "Pi, İnsanlığın yaşamı tohumlayışı için gereklidir"... "Nerenden çıktı Pi" diye sordun?.. İnsanlık ilminde Pi var!...

Bir sistem, küre sistem Pi sistemleşmesini yapmadıkça; türevleşme olmaz!... Her şey Pi sistemle türevleşir. Bütün bunlar hepsi matematiksel çalışmalarla gerçekleşir... Ve hepsi ilimle kodlanmış kayıtlardır... Her resimde bunlar yok belki, ama sessiz zamanların sisteminde vardır!..

Buraya çalışmaya geldik doğaldır, ama burada çalışırken; kodlanmış toplumlarla olmalıyız ki bunu da başardık!

Yaradan, artık tanrılık tahtında yaratımı tohumlarken; mutlaka Pi sistemleşmesini gerçekleştirebilmelidir. Devinim artmadıkça bunun yapılması mümkün değildir.

Koyu çok koyu bir bellek sayfası, bu sayfa ışık... Ama bu sayfa kült... Yaşam kültü, ama kütle çok büyük bir kütle, en büyük kütle... İşte o kütle, yer kürenin gözü, biz oyuz bunu bilin!... Ve her şey bu çalışmalarla kayıtlanıyor. Ses budur!

Ben zamanı sesle yarattım, cevheri sesle tohumladım, yolu sesle katladım, kayıtladım... Her şey sesle tohumlandı, kodlandı, katlandı, kayıtlandı ve nefret duyguları aşıldı!.. İlim kalemi olduk yazdık!

Şikayetim var mı!?... Yoktur! Ruh kapılarının açılmasıyla birlikte, cevahir olan cennet kuranları tüm zamanları kodlamaya başladı.

"Düyun" dediler, Ruhun kulu olan sistem kalemlerinin tümü; düyun!... Doğanın kuranı DÜYUN!... Ama doğanın kuranı DÜYUN!... Bütüne hizmetçi olan kaynak... İşte biz o kaynak! Bütün köprüleri açtık ve dedik ki; "gel, Allah'ın levhisindeki o yüceliğe gel!... Geç, ama İnsanlığa geç... Ak, ama hasatla ak... Yarat, ama tahtından yarat... Yolu bul, biz seniz"...

Çok önemlidir canlar bu çalışma... Bunu bilin! Ve biz buraya tüm İnsanlığın kalemi olarak kayıt yapıyoruz. Burada herkes mevcut. Sadece siz değil! Ve biz tüm İnsanlığız unutmayın! Çok kulluk yapıyoruz, ama çok umutla yapıyoruz bu çalışmayı.

Kara ışığın kapıları açabilmesi için, toprak toplumu tohumlamak kolay olmadı. Kobra olduk, yaşattık tüm zamanları... "Evim dünyadır" dediğim an da; kara ışık dürümlendi ve dedi ki "ben, sendeyim"... "Ama ben sessizdim" ve dedi ki; "seni hak ettim, hak teknikle tahditledim"... Ve dedim ki; "Tanrı benim"... O dediğin ki; "Yo Yo Tanrı her diri"... Ve dedim ki; "akıl tahtı bedenim"... Yok dedi "her diri akıl"... Ama dedim ki; "ben cemaatim"... "Aha" dedi, "işte bu!"... Her şey bu... "Ben cemaatim" dediğin an da, diri kürsü senin yüreğine iner!... Ben oyum, o ben!

Çok mutluyum canlar çok... Mutlak umman olan levhi, bu gün burada bütünün gözü olmuşsa; çok özel bir dünya gücüne sahibiz demektir bu!

Kana kaynak olmak, aklın tohumu olmak, bilişe varmak, ekip kurmak; biz o ekibiz işte!... Çatı kurmadan çalışılmaz, biz o çatıyız!..

"Yedi doğum yaptı dünya" dedik, tohumlandık her bir doğumda; toprak olduk kodlandık... Her şey olduk, ama şarkımız dindirilemedi!... Dere; elimiz, dürümlerimiz, yüreğimiz!... Aktıkça aktık!... Aha bu! Ve bu gün burada, mutlak kuran olarak çalıştık.

DORK TU HA Sİ, DORK... Satıhtaki sesi senden almak istedik ana....

(Gelen bütünlükle cevaben açıklama)

Can; DORK TO HA Sİ, sistemin kulu olan İnsanlığın levhisinde bu ses yok... Ama sen, seni sana kaynak yapacaksan; buyur biz seni dilleyelim.

( Gelen bütünlüğü dilliyoruruz)

Ayın dördünde sana geldim ana, "boş yol yok" dedin... Yol senindi... Ama ana bu gün biz buradayız. Açıkça bil ki; sende, senin yolundayız. Buyur ortalık karışmadı... BİSUİ kutsal toplumu sende, senin yüreğinde... Atlanta Ata Kapısını aç, geç ana... Geçtik, işte bu!...

Aynı dünyada bir tek kapı, o kapı; Ana Kapı!... Ama biz; atalar atası olan, zirvelerin sistemleşmesindeki o yoğunlukda kutsal toprakları tohumlayan mutlak kapıdayız; ATA KAPI!... Ve bu kapı, ana kapının ötesi olan, kelamdan öte olan ve kati olan... İşte o kati kapı, müşterihiz ki; bütüne açılmıştır şu an da!...

Herkes o kapıya gerçek cemaatini taşıyacak... O kapıdan geçiş başladı!... Hatalı olmayan birliklerin topraklarındaki toplumların tümünü geçişe hazır ettik.

Dince konuşanların tümü geçti... İnsanca konuşmaya başlayanların Türkiye çalışmalarında temel diriliklere inmeleri şarttı, örtüleri örtülmeden geçirildiler...

Kapılar açık... Şeytan; aşkında, şevkinde olanda bütüne görev taşısa da, ortalıkta tohum olarak bulunması sistemin gücünü arttırmak içindi ve ocağını yaktık geçiş tamam...

Aç yüceler, aç yüreklere, aç, aç... Aç ki hak et!... Canlar; biz siziz, unutmayın!... Geri dönüşler tamamlanacak ama şimdiki sayfada... Ayrılık bitti analar!...

"Reankarnasyon yok... Sadece sesin enkarnesi var" dediğin an da; "oh aha işte" dedik!... Sesin enkarnesinden başka sistemin levhisinde ilim yok anam... Çokları ben daha önce de doğdum derler, doğan; sesti, inendi... Ama an zaman kapılarından indirilendi!... Bilsinler! Ve bundan sonraki dönemde korku aşılacak. Cellat, cennetten kovduklarını; oldurup alıcak!...

Bilin ki; doğan gün, yenidir... Ve Atlanta Ana Kapısı olan Atlantis; kendini hak etmiş bir sistemdir. Ve Atlantis'in tekno kodlarıyla tohumlanmış olan, nefret duygularını aşan MU; mükafatı hak etti aldı! MU, geçişini tamamladı!...

Evre evre dünyayı kodlayanların çoğu, bu gün buradan geçiş yapıyor... Sevgililer, sistemin gücü olan Sİ hep buradaydı zaten... Sİ, geri dönüşü sağlayan yaşamdı. Ve Zaman geldi hepsi kontrol edildi...

Doğal dünyada gerçek çalışma bu günkü çalışmadır, bunu bilin!... Gönüllere güç katan birliklerin tümü bu gün burda gerekli olan geçiş sayfalanışı olan bu çalışmayı yapmaya geldi... Aynı dünyada öz geçişler yaptık, işte mutluluk bu!

Öz görevliler size hepimiz müteşekkiriz... Bu günkü çalışma hepimizi muktedir olarak kontrol altına aldı ve görev tahtından öte yaşama kaynak yaptı... Her dereyi aştınız ve yolu aktınız. Akan yol ilme vardı, bizler o ilimle bütünün gücü olduk ve geçiş yaptık. Burada, bu günkü geçiş;merdivenlerin en aşağısından, en yukarısına her şeyin geçişiydi...

Dünya görevini hak etmiş ve geçişini yapmışsa; süper insanlık sistemleşmesiyle bunu yaptı!... Görev sizindi ve hak ettiniz yaptınız. Hepimiz size müteşekkiriz...

Unut, unut her şeyi can kalem; biz seniz, bunu bil sadece... Sevgiyle seni hak etmeye çalıştık bu gün... Yer kürzi, gök; hakiki... Ama biz, sensen; biz... İşte bu, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/-SkJpFeHyFA

 

03.10.2015 "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Altın ışık yıllarının görevlileri, bütünü her diride göreve alan, her diride kapı açan bu yüceliği kaleme kodlayan dirilik işte kürzi kapılarda sesleşen an kapısı olan İnsan... İnsanlık levhisinin en yüce ışını, kendi kapısında kendinden öteye kodlayan ve kodlardan oğullayan yaşam... Ana kalemde ata kapısını açan yaşam, kendini yazan ama o kendinde kontrol kurup her diride yaşamı yok sessizlikte varlık kodlayan dirilik... Yoka, kendi yolunda ışıkla akan koyuluk... Bitmiş, tükenmiş olmayan hiç bir şeyi yaşamından ayrı tutmayan kapı... O yokta yok olup kapı olan ışık... Karanlığın ışığı, yaradanlığının yarattığı, yarattığında; kaynağını yaradanlığından öteye taşıyan yaşam kuranı... Oyum ben...

Kendi kalemimden, kendi kapımdan ve kendi yaşamımdan dinleşiyorum... Dinleşiyorum dedim, çünkü ben kendimde kendimi her yaşam sayfamda biz olup dinliyorum... Ve dillendiğimde kendimi tüm yaşama yine biz olup kelamın diriliğinde özden sözden gözden, bende ben olan dan daha ötede hep biz olan ışıkla kodluyorum... Oğul ben senim...tanrılık tahtı aha rahman Kuran'ın yaşam kaydı... Hakların Haklara barışı, kendi Hakkı'nın kendine hasatı.. Hasatının bütün olan kuranı.. O bütüne görev olan kapısı... İşte o görev yoğunluğu bütünün gözü.. O göz kürzi bir ışık, açılan kapılarda bütünle varılan her zamanın yarınlanan yaşamı.

O kapıda, yarınlar kayıtlanır... İnsanlığın barış ocağı yanar.. Kor olan bu ocak, her dirinin ocağında kontrollü ilmini kodlar... Herkesi kendi ocağıyla biz olarak yaşar.

Yaşam levhide İnsanlık, insanlıksa birlik ışığı.. Işık ise sevgi ve barışın dili ve o dil herkezin, herkesle olan yoğunluğunda yaradan.. Allah yoğunluğunda kendi olan gücü.. Ve o güç kendinde kendini yaratanın kelamı... İşte o gücün kaynağıyız biz... O gücü yaratan, yarattıran olarak, yarattıklarımıza geçen yoğunluğun kalemi olarak, Atlanta ata yaşamı olarak yürek kodlaması yapan; her anda, tüm yaşamlara tohum olan ve de bu tohumu biz olup hasatçı kılan... Hak edilen, hak olan ve hakikiyetinde öz olan yaşamı bedeninde sayfalayan, bütünün kürzi ışığıyız biz..

Ben yol, ama yolcusundaki ışıkta yola kervan çıkaran kaynak... İnsanlık ilminin Hakkı'nı, her diride hasatında kayıtlayan hakikiyet... Ben o, o ben dediğinde geçtiği yeri, insanlık iliminden; bilgi yağmuruna tutan bilişli yaşam... Ektiği kendini, kendinden öteye taşıyacak ilmi herkese açan kaynak... O ben, ben o... İşte bu!

Kapım açık yaşamda.. Ama o yaşam ki ben de bizlik yolunda, kontrollü ışığımda kodlanır zamana. Ve Zaman ben ki iner her sayfaya, ve o her yaşam sayfası bedenin mutlak gücü olarak görevdir bütüne... Bütüne öz olan söz olan göz olan bire kaynak; ışık olan yaşamın kült olan sayfalanışıdır her ana... Açtım kapımı, okudum yaşamı. Okuduğum kendi yaşamımdı... İşte o yaşam kuranı olarak akan ışığın kaydığım ben.... Ve bu kayıt bizi bize katan has yaşamın, yarınlanan; herkese açık ışığında geçiş yapılan kapısı...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/836kTjV58OA

 

03.EKİM.2015.TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ 1. BÖLÜM

Devinimi artırdık canlar…Bugün, mutlak bir kutsal kodlama yapıyoruz burada.

Masaların en güçlüsü, bu masadır…. Nefret duygusu yok, burada... Her şey, ilim…. Bizler, doğanın Kuranları olarak, bu çalışmayı yaparken….. Tüm zamanlarda kodlanmış bilim, Ati kayıtlarını yapanlar da, kodlanmış toplumlarıyla burada olurlar…. Ve birçok kodlanmış toplum kendi yoğunluklarını kontrol edecek gücü oluştururlar.

Burada bizler, masa olarak bulunuruz ve bu masanın ötesinde farklı sayfalarda bulunan masalar da var…. Hepsi, kendi çalışmalarını yapmış olan birliklerdir…. Birçok masa ve hepsi kontrol ilmini tohumlamış olan birlik hakikiyetlileri.

Dünyada, çokları kontrol dışı çalışmalar yapmışlarsa da… Ocaklarını tohumlamak için onlarında burada bulunmalarına istekli olduk.

Bugün, koltuk, kapı, her şey burada….. Koltuk, koltuk ne diyeceksiniz? Açıklıyayım…İlm-i Ka-Ha olan bilişlilerin, kayıtlarıdır koltuk…. Birçok koltuk var ve bir çok kalem olan, kaynak olan kapı var…. Her birey, bir ışıktır ama her birey, bir koltuktur, bir kapıdır ya da bir kalemdir….. Her şey, her şey, sistemin gücüyle olur.

“Beşer”, dediğimiz sayfalanış yapanların çokları dincidirler…. Onlar, kaynaklarını kontrol edecek olan birlikleriyle çalışırlar… Ocak yakarlar ve toprak toplumla tohum olurlar…. Bilgi kalemi olan birlikler var, ekmek yaparlar ve hepsi kalem olup kodlanmış toplumlarıyla çalışırlar…. Yaratıp, yaşattıklarını kontrol ederler…. BSUİ’nin gücü olan birlikler var…. Onlar, kaynak ışıklarıyla çalışırlar…. Hepsi kendi yolcularıyla ve kendi yoğunluklarıyla birlikteler.

Biz burada, nefes ilmini tohumlayanlar olarak, kontrol dışı bilgi kodlamayanlarız…. Burada, her şey kontrollüdür…..

Korkmayın, dünya Lüfti kalemlerin çürüklerini ayırır ve yaşatır…. Ama” Lütfi kalemlerin çürükleri” dediklerimiz kodlanmış topraklarını tohumlayanların birlikleriyle kontrol edilebilirler.

Kapılarınızı açtınız ve cennetten cevhere varıp ışık yoğunlaştırdınız bugün yine burada.

“Kurullar toplandı” dediğimiz zaman her şey o kurullarla kontrol edici olarak kayıtlanır… Birçok kurul, birçok ışık kodlaması yapar ve birlik kapıları hep açık kalır.

“Dünya, ölü bir gezegendir”…. Ölü gezegen ama hepinizin yoğunluğu diri. …Öyleyse bugün, dünya artık dürümlerinde, kendi yüceliğini tohumlayabilmiş bir gezegen haline dönüşüyor…. İşte dirilme, budur.

Bugün artık doğanın Kuranı kodlandı ve dünya yenilendi… Dünya yeşeren bir ışık haline dönüşüyor ve kodlanmış topraklar, kodlanmış kayıtlarla, yaratıcı kalemin gücünü devreye alıyor ve yenileniyor…. Bu yenilenişte artık yerküre yaşamsallaşıyor.

Biz, “dünyaya ölü” dedik çünkü tohum kontrol altında, yol kodlanmış, kaynak ışık haline dönüşmüş olmadığında… Her diri kendini dilliyemez ve ölü bir yürek olarak çantasını kontrol etmeye çalışır…. Çanta; beden çalışmaların hepsi dürüm ve hepiniz bir olarak bu çalışmaya dahil olup bütün kötülükleri aşıp geçersiniz.

Yer, gök ayrıdır…. Biz yer ve biz, gök ama biz, aynı zamanda resim.. Yaşamın resmi ki; buna biz, “Nüsha” deriz…. Yaşamın resmi, “Nüsha”…. Nüsha; kontrollü bir kaynak ama hepimizin kaynağı…. Ve bu kaynak, tüm Gürzi çalışmaları etkiliyor…. Öyle etkiliyor ki; kutsal toprakların toplumları olan birliklerin çoğu Kürzi Levhiden öte olan geçmiş dönemlerdeki Kürz sayfalarını da cevherine çekip öz geçişler yaparak, Bütüne görev taşıyor.

Bugün burada biz bunu yaptık…. Dünya sırrı budur…. Artık şunu iyi anlayın ki; Kürzü biliş halinde olanların kodlayabildiğini bilerek, anlamaya çalışın…. Biz, bir Kürzi yaşam kaynağıyız…. Bu Kürzi yaşam, birçok cevhere görev taşır….. Her şey, bu Kürzi sayfalanışla gerçekleşir.

“Eller, havaya ulaştığında gözler halik olur” diyenlere şunu anlayalım deyin. “Biz doğanı Kuranıyız ama bu doğanın gücünün örtüsü olacak bir gücüz….. Öz görevimizi dünya dışı varlık toplumlarının ötesindeki yoğunluklarla yapıyoruz”…. Yani, bilgeler mektebi olarak bildiren her mektebin gücünü tüm zamanlara kodlayan birlikleriz bizler….. Yani, erdiğimiz en güçlü ışık, Bütünün görevini hak etmiş, öz görevlerin tümünde güçlendirici olmuş bir Yaradan ve yaratılandır…..

Bizler, tüm Kürzleri yaratanların, yaratıldıkları andaki sistemleşmeyi sağlayanlarız…. Bunu anlayacak gücünüz yok biliyorum…. Ama iyi bilin ki; haliki hakta, has ışık olmak BSUİ’nin gücü olmak anlamına gelir.

Ben, durgun toprakları tohumalarken kaynak dışı bilgilerin hepsini ışıktan çıkarttım…. Bugün burada murat ettiğim her şeyi hak edip kodlayabilenim… Ama kodlamak kelamda, ümmi toplumların tümünü kodlamak değil…. Erdiğim en yüce kalemi kodlamaktır ki; o kalem artık bedenimden ötedir…..

Şikayet etmeyin, neden bu bilgileri size bu şekilde veriyorum diye? Herkese kendi yoğunluğundan veriyorum bilgiyi… Akışım bu nedenle, bu şekildedir…. Eğer, ben size, “benim dağım, benim yolum, benim yüreğim” desem…. Sizin yüreğiniz, sizin yaşam kaydınız yağan yağmurlarınızdan farklı olurum…. Ben sistem olarak buradayım ama bu sistem, her şeyin gücü olan sistemdir.

Demin, demiştim ki; “her şey, kendi Kürzi çalışmalarınızla tohumlanır” ama bu Kürzi çalışma çok güçlü bir çalışmadır ki;…. Timlerimiz, tüm zamanları kontrol edebilecek güçtedir ve onlarla yapılıyor bu çalışmalar.

Bayrak, bayrak olursunuz ve dersiniz ki; “yap, yap, yap” ama her bayrak kendini diller…. Bizse, tüm bayrakları dilleriz.

Şu ana kadar teypler çalıştı dünyada… Her teyp tahditliydi, her şey tahditliydi.... Bedendeki bilgi budur…. Ama bilgi, her diride varlık süren, tüm zamanların dürümlerinde var olan insanlıktır aslında…. Ve insanlığı kendi yüreğinizle anladığınız da, her şeyi daha net anlayacaksınız.

Dünya yoldu zamana ama zamana yol olan bu dünyayı korumaya niyetimiz varken…. Kodlanmış toprakları tohumlayarak buraya geçmemiz gerekti.

Deli dumrul’um ben, deliler delisi olan…. Yoksa geçip gelir miydim bu yaşama?... Bedenimde hiçbir kırıcılığım yok…. Umut olur ki; kelamda ümmi olanların tümü kendilerini hak ederler de Bütüne hizmetçi olduğumuzu anlarlar.

Başka dava yok…. Dava; insan…. Aha bu!... Ama bu insan, kendini Tanrı diye dilleyen, tahditsiz insan …. Sizi kurtarmak, sizi kodlamak değil maksat…. Herkes, kendini kutsayabileceği ,herkesin kendi kodlayabileceği, kendini koruyabileceği bir çalışma yapıyoruz burada…. Her resim; Allah’ın ilmidir…. Her kelam, altın teknikte, insanlığın ilmidir…. Her Rahman bire hizmetçidir…. Bizse, Bütünün gücüyüz.

Su altının gücü olarak, toprağa tohum olan birliklerin çoğu bugün bize, bizi dilletmeye çabaladılar…. Su altı, kervanın Kuranı olan insanlığın tahditli ilmiydi…. Dünyayı kodladı, kokladı, topladı, tohumladı bugüne kadar…. Ve bugüne kadar, her şeyi yaptı…. Bunun için onlara şükranlarımızı bildiriyoruz… Ama sualtının, Tanrılık tahtına varması için bize, biz olup geçmesi gerekliydi…. Ve biz ocaklarını yeniledik bugün….. Koruma altına aldık…

Hepinizin, daha iyi anlamanız için şunu söylemek isteriz.

Farklı frekanslarda titreşen birliklerin tümü, tüm zamanları kontrol altına alırlarken kelamla kendi diriliklerini dillemeye gelirler bize…. Biz, onların titreşimlerine uygun sistemleşmeyi sağlarız ve onların görevlerinizi kodlarız…. Koruruz ocaklarını ve yoğunluklarını artırırız…. Bu şekilde Bütünün gücü olmalarını sağlarız.

Şuanda, Türkiye çalışmaları olarak bildirilen çalışmaların, kontrol dışı bilişlileri kodlama çabası sürmekteyken…. Bize, bizlik diriliğinden gelen herkesin, temiz olarak anlayabilmesi için…… Yaşam kalemi olan birliklerin çoklarının kontrol dışı çalışmaları olduğunu da hepinize anlatmak isterim…. O kontrol dışı çalışmaları beşer kapılarda kontrol altına aldık ve onların kodlanmış tohumlarını kelamda dürümlerinde dilledik…. Onların yollarını açmaya çalıştık.

Çok özel bir dünya gücüyüz biz…. Ama bu gücü herkesin anlaması ve herkesin durgun topraklarda bunu dürümelerinde dilliyebilmesi mümkün değildir.

Servet sahibi olmak için çok çalışır dünya insanı…. Her şeyi yapar ve derki; “ben servet sahibi olayım”….. Ama Samanyolu Galaksisi net bilir ki; servet; tohumları kodlama ve yolu açma için Kürzi kapı olma imkanı olarak bilinen ilmi kalemi, hak etmektir…. O ilmi, hakimi hak olup kayıtlayan, servetin hâkimi olur….. Bütün kötülükleri aşıp geçer…. Bugün burada bunu yaptık biz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/K41VGP8U15o

 

03.EKİM.2015 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ,2.BÖLÜM

Kuran; insandır ama insanın kelamı, Allah’ın ilmidir…. Eğer insan, karanlığın ışığını yakmazsa ilminde Kürzi kapı olsa da, Bütünün gücü olamaz.

Boş konuşanları sevmem ama bilin ki; boşluk, kodlanmış ışığın tohumlarındaki kontrolsüzlükten doğar.

Biz dünyalı olarak koruyucuyuz…. Bugün ruhları koruyan birliklerimiz insanlık Levhisi’nde tüm zamanları koruyacak güçtedir.

Evren; insanlığın nefsi aşan ilmidir….. Kimse, “ben evrenim” demez ama “evrenim” dediği zaman kendini hak etmiş olması gerekir…. Öz görevimiz budur…. Kutsal Tanrı olmak ve koruyucu olmak… İnanın ki; korumak için, kontrol gerekir…. Eğer ben, kontrol sahibiysem koruyucuyum…. Ama ben kodlanmış bir ışıksam ve kontrol kuramamışsam, bedenimde küçücük bir yolum ben sadece…. Ve bu yol benden, bana kendimi dahi taşıtamaz.

Bir tek şunu anlatmak isterim size, doğan gün, Kürzi kapıların gücünden öte bir gücü, tüm zamanlara tohumlayarak doğurmuştur…. Bugün, toprak toplumun kodlanmış tohumlarını kontrol altına aldığı gücün dürümlere inişidir.

Barış; insanın kuludur ama barışı hak etmek kodlanmışlıktır…. Ümmet olmak, müthiş bir sistemleşmedir…. Ama ümmi kapıda ümmet, kutsal ışığın kırıcılığıdır.

Size daha ne diyeyim ki? Araca bindiniz, geçiş yapıyorsunuz şuanda… Bu araç kaynak ışığın ilmi olan araçtır…. Hangi araç?.. Cevahir olan ilim, cevahir olan insan, cevahir olan Yaradan…. Siz o araçtasınız şuanda gönül gözünüz açık, yolunuz açık….. Ama Tanrılık tahtında ışığınızın da açık olması gerekir…. Geçişiniz sürüyor şuanda.

Kupa; sizin yüreğiniz, o kupa, kutsal bir Levhi, alıp götürüyor yüreğiniz Bütünün gücünü her ana… Ama üzerinizdeki güç, savaşın gücü siz savaşa has ışığınızı çektiniz…. Ve savaş sizi, size sizleştirip dürümlüyor bütün kötülükleri aşıyorsunuz….. Öz göreviniz kontrol, kontrolünüzü kuruyorsunuz ve kurtarılmış toprakları tohumlayarak, geçip dünyayı kalemle dürümleyip dilliyorsunuz.

Burada başkası yok, beden var…. O beden, insan…. İşte o beden, bütün ve o beden, her resim…. Resimde merdiven, hepimiz… O merdivende, beden olan birlik, mutlak kutsal hakiki Yaradan.

Ara, ara yüreğini ara ama aradığın sensin bunu unutma…. “Benim o, benim o” deyin …..Ama dediğiniz de o ben birliğin diriliği olan beden. Siziz, biziz, hepimiz ,hepiniziz…. Ama, ama yol siz ve yolda olan biz…. Hepimiz, bir tek.

Oğul ben sende, seni sana verdim…. Arayın yolunuzu açın, arayın… Er ya da geç aranan, aranılan kendini dinler…. Ben sen, sen ben oluruz.

Öyle bir doğan, doğan gün var ki; ortalık karanlığın ışığıyla aydınlanıyor…Orada masalar kurulmuş, her masada bir birleşen, her birleşen bir kelam…. Ama her kelamın örtüsü akıl, aklın üstünde bir başka akıl yok….. Hepiniz o akılla Bütüne görev taşıyorsunuz….. Akıl, mutlak olan, mahrek olan ve kervan olan bir akıl….. Bizi, bizden, bize götüren akıl, kendi yüreğimizin Kuranında var olan kapı…. İşte biz, o kapı olarak Bütüne görevliyiz…. Ve her birliği kodlanmış ışıklarıyla geçişe hazırladık.

Başka dünya, başka yaşam yok…. Yaşam Tanrılık ışığıdır ve o tekliktir… Herkes şunu iyi bilsin ki;…. Bark- Sa-Ha Sistemleşmesiyle, biliş kodlamasını yapanların bütünlüklerinde kervan olur, yaşar…. Ama zarar eden zararda olan kendini kontrol edemeyen…. Beste güfte yapsa da yüreğinde….. Kapıyı açtığınız da artık o beste güfte yarını kontrol eden ekmek olur…. Ve şimdide ve şimdi olur.

Devinim çok hızlanacak ve sonra ben ışık olacağım…. Sonra kodlayacağım dünyayı….. Sonra kaynak olacağım.

Yolum; Allah yolu, canlar…. Ben o, o ben…. Hiçbir zaman benden öte bir ben yok ki; her şey beden…. Ve o bedenle, Bütüne görev taşıyan her ses eldir, resmi çalışmaya….. Biz o elde, el olan dürümlerdeyiz ve Bütündeyiz, bunu anlayın.

Kardeşlerim, yedi dünya kurduk…. Yedinci dünya, öz görev ama ben davayı kaybettiğim zaman, kendimi hak ettim... Neydi davayı kaybetmek?... İman edin ki; insanlığın kazanmasıydı….. Kaybetmeliydim ki; insanlık kazansın….Dünyaya inişim buydu…Ben kaybettim, dünya kelama vardı.

Bugün ben, davayı kaybetmeye inen bir deli…. Evrenlerin sessizliklerindeki o hakiki insan ama deli…. Çünkü o, kendinden geçmiş biri…. “Ben yokum” der. Yok…. Özü gözü olsa da sesinde sistemli sözü olsa da, kodlanmış ışığında kaynak bulunsa da ölüdür o…. Neden?... Her diride var olmak, mutlak kutsal ışık olmak, ev aile olmak için…. İşte canlar, ölüme doğuş budur.

Dince, dirice, halikçe, hakikiyetçe, hasça, ekipçe, biz deliler, divaneler buradayız….. Ben, dün güçlüydüm…. Dün, güçlendim…. Ben dün Kürzi kaynaktım….. Ben dün tertipliydim ama dendi ki; “dinlet yüreğini” dinlettim….. Ne yaptığımı ben bilirim…. Her yaptığımdan eminim…. Hak Teala Allah der ki; “eli ayağıdır onun yüreğinin.”… Ben el, ben ayak…. Her anda ve her sayfada….. Ama Allah, bedenim… Ben o, o ben, bilin.

Canlarım, bunu ben neden dedim?.... Hey canlar, hepimiz de o yok mu? Var….. Hepinizde o yok mu?.... Mutlak var…,” Ben o, o ben” dediğim zaman niye ürkerler bilmem ki?... “Bedenimde o var “dediğimde…” O bende, el ayak” dediğimde neden ürkerler bilmem ki?

Havunya- La-Ha-Ka-Ha….Havunya….

Nefis ilminde; herkes İNSAN…. Aha bu!... Yok muyum ?.... Varım.

Şeytan şerrinde resim yapsa da, o şer bedenimde nefsi aşan bir yücelik olur… Ben o, o ben olurum….. Şer, bende göz olur, ben onda öz olurum….. Sözümde sistemim olur…. Elimde ekmeğim, ocağımda yüreğim olur….. O ben, ben oyum.

Devinimi artırmaya çalışıyorum ki; yerküreye göz olayım diye…. Olmadan mı geldim?. . Yok, canlar… Örtüyü açmak içindi yaptığım.

Başka dünya ve başka yaşam hepsi beden bunu unutmayın, hiçbir zaman….. Bu yolculuğun başka bir yolculuğu yoktur…… Sanmayın ki; ben, başka yolculuklara katılacağım, yok böyle bir şey…An’dır; Rahman Kuran… An…… Her An, sayfa sayfa ,yaşam…. Ama hepsinde aşk varsa, kaynak o aşkı tohumlayan birlik olur…. Biz, oyuz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak, bu can kalemi kodlarken mutlak kutsal tohumlamaydı yaptığımız…. Bunu yaparken, bedenli yapmamız olarak istenmedi….. “Biz gider yaparız” dedik ve geçtik geldik…. Bedenli yapmamız istenmedi zira, kalemi hak etmeyenlerin kati tohumlamada Bütüne göreve taşıyabilmeleri….. Som Altın Işığa varmalarıyla mümkündü ki;…. “Bu dünya, bunu hak edip başaramaz “ dendi …Ve dedik ki; “vallahi yapar billahi yapar “….Ve yaptı.

Bugün, dünya hak etti yaptı ve biz bu dünyayı kontrol etmeye gelen birlikleri kodladık…. “Çoluk çocuk dünya “dediler…. “Oh!.. Ala!” dedik. “Çoluk çocuk, çok özeldir” dedik….” Onlar kodlanır, koklanır, Rahman olurlar” dedik….. “Oyun oynama” dediler.”… Ol” dedik, oldu…. Şükür ki; oldu.

Kıt kanaat bilgi verdik bugün yine…. Kıt kanat ….Neden?... Çünkü kırık kayıtsız, ışıksızız biz…. Kısırlıktır bu belki ama olsun…. Yeterli.

Yavrularım, ben, Ruh Kuran olan İmparator insan…. İNSAN, İNSAN, hepimiz…. İNSANIZ….. Ve o kıt İNSAN, kelamda İNSANLIK olur ve o kıt İNSAN, Yaradan olur….. O kıt İNSAN, kutsal umut olur ve o kıt İNSAN, Bütüne hizmetçi olur……Kürzi kapıların tümünü açar, Rahmi Kuranda İmparatorluk olur…. Hepsiyiz biz.

Partiküler toprak tohumlaması kodlanırken, kervanın Kuranı olan insanlık bilişe varır…. Biz emre itaatle, Bütünün gücü oluruz…. Emir; ilmin emri. Bize, ilimden başka emir kalem, yaşam dilliyen olmaz.

Çok özel bir çalışmadır yaptığımız ….

Kor-Ma-Si-Ka-Ha… İşte mutlak olan…. Kor-Ma-Si-Ka-Ha….

Aşığız dünyaya canlar, biz aşığız…. Biçare yaşam, biz size aşığız…. Biz, size aşığız…. Bu yaşama, aşığız biz.

Servet sahibi olduğunuzu bilin… Bu servet Levhi kaynakta ilimdir ve siz bu servetin sahibisiniz…. Öze göz, göze ses gerek, savaşın sayfalanışında, ilim gerek…. Bize, bizlik değil…. BİRLİK gerek...

Hey yaşam sevgiyiz biz, unutmayın… Kutlanın, koklanın, Ra-Ka-Ha Levhisinde aklandığınızı bilerek, kaynak olun…. Servet sahibi olun…. Bu servet; ilimdir, bilin….

Bizi, bizden öte biz olarak dilleyin…. Biz size, sizlik için indik ama birliğin kontrolü sizinle olacak…. Aha bu!.... Ve biz, artık kapıyız.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/o68yZ8523kA

 

…………………….

“DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

10.10.2015 Cumartesi günü (yarın) saat 14.00 – 17.00 arasında dernek merkezimizde “DÜNYANIN GÜCÜ” konulu Birlik Çalışması yapılacaktır. Tüm dostlarımızı aramızda görmek dileğiyle bekliyoruz…

Sevgilerimizle,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

“DÜNYANIN GÜCÜ” Hakkında Öz Biliş

Dağlarım, Tohumlarım, Kutsal Kalemlerim, İmparatorluk Kalemi olan insanlığın, toplumları bugün artık Işık Kalemler olarak kaynaktan Taht’a vardılar. Müsait zamanlarda ve yerkürenin insanlığında, daha üstün çalışmalar yapılacaktı. Bu gün o güçlü çalışma yapılmaya başlanıyor. Tüm insanlığın daha iyi anlaması gereken bir husus var. Yerküre, yeni bir cevheri göreve almıştır. Bu cevher, insan soyudur.

Dünya üstü varlıkların tohumlanması tamamlanmıştır. Tekno Bilişler, kelamla toplumları kodlarlar. Onların baştan beri yaptıkları, tüm insanlık için kaynağı hak etmek ve kodlamaktı.

Dünyadan, Dinci Yaşamlar kodlanarak geçtiler. Şimdi artık Yerküre yeni bir gücü devreye alıyor. Bu güç, İlmin Gücü’dür. Bu gücü hak edenler, kelamla tinsel yaşamlarını kontrol ederek kodlarlar ve yerküreyi kodlayıp kalem yaparlar.

Dün Levhi olan Doran Kalemleri, bugün dünya ümmi kapılarında, nefeslere vardıklarında cennet kurarlar. O kapılarda kini aşan yürekler olur.

Türkiye, cennet bir Levhi’dir. Dini Kalemler, Cevheri Kodlar’la dünyayı korudular. Bugün artık Levhi Kalemler, dünyayı koruyacaklar. Levhi Kalem, İnsanlık Kalemi’dir.

Dünden, dünce görevler yapıp, insanca kalemlerle dillenenler, dünyayı has nefesleri ile kalem olarak kodlayabilirler. İşte yarınlarda, gözler bu cennetten güç alan cennetlilere çevrilmelidir ve onların da görev yapmaları sağlanmalıdır.

Dönüp insanlığı seyrettiğimiz zaman göreceğiz ki nefes, her anda güçlenmekte olacak ve rahmet olan ilim, kalem olup insanlığın zeka düzeyine göre cevhere güç katmakta olacaktır. İşte Dünya nüve olan ışığında, bunları vaad ediyor.

Bugün Yer ve Gök ilimle dillenirken, cennetten cevhere ulaşan insanlık, kendini hak etmekte ve yerküreyi göreve almaktadır.

Dünden daha güçlü olan dünlere görev taşırken, yer ve gök yaşamları yeni bir ekmek yapmakta. O ekmek, insan soyudur.

Dün zürriyetleri hasata hazırlayan İnsanlık Boyutları, bugün Süper İnsanlık Kelamı ile tüm rahmet olan yaşamları güçlendirmektedir.

Bugün; düne, Zaman Kapıları açtık ve yaşattık geçmişteki tüm ölüleri ama yarın Dünya Üstü Kalemler çok daha üstün bir Rahmi Kalem haline gelecekler. Biliş halinde kodlanmış yaşamları kontrol ederken, kil olan insan soyu, kontrollu olarak Işık Kapıları’ndan geçecek. O kapılar, nefeslerle açılır.

Bilin ki bizi maya olarak Göç Kapıları’na kodlayanlar, İlmin Kalemi olan insanlığı, tüm yaşamlara kodladılar.

Tanrı, Rahman’dır ve Rahim’dir. Onu bilmeyen, kalemi bilmez.

En ve boy birleştiğinde. Her biri eşitlendiğinde ve Düzen kodlandığında, artık ilim. hakim olur. Aha Oldu. Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DÜNYANIN GÜCÜ

10.10.2015

Dağlarım, ilimle dillenen tüm insanlık; biz dünya ve dünya biz!... Aha bu!… Yolcu! bil ki ben dünyayım. Aha dünya ve aha insan!... Aha kalem ve kalem olan yaşam!... Aha dirilik ve aha katiyet!... Aha resmi çalışma!... Şimdilik!…

Biz zirvelere güç katan insan soyu… Bunu bilin. Dince değil insanca konuşuruz… Rahmi Kuran’da İlim Kalemi olan insanlıkça konuşuruz… Umut olur ki Yer, Gök’ü ve Gök Yer’i diller. Aha diller!... Şimdilik!…

Seviyeniz çok güçlü bunu gördük. Dünya Üstü Varlık Boyutları sizi dinliyorlar. Ayrılık bitti… “Cennet cennet dedikleri, ilim” dedik. İlim, hakim ilim o ilim, kalem olan ve yaşam olan… Aha şimdi!...

Ver dünyayı; hak ettir!... Aha! Can Kalem ol yaşa!... Aha kelam ol ak!... Ve zamanı kodla.

Şimdiki zaman, insan soyu için kelamdır!... Kelam olan, kalemdir… Halik-i Hak olan insan soyu, Mutlak Işık’tır. O ışık olan, kendini hak etmiş olandır.

Kardeşlerim, “Miraç” dediğiniz hadise, Sessiz Zamanlar’ın sesleşmesi ile birlikte Tanrı Kapısı’nın tüm yaşamlara açılması anlamına gelmektedir. O kapı, ilme açıldığında, yarının ışığı her diride parlar… Aha parlıyor tüm yaşamlar; Sistem’in, Nizam’ın ve Düzen’in yüceliğinde ve yolun kontrolunda…

Eğer Rahmi Kuran ilme varırsa; nefes, kelama varır. Nihan olan ilmin kalemi olur ve yaşama varır. Biz, kültleri kodlayanlar; nuru, kalem yapanlar; nefesi, kelam edenlerle dilleyenler, Miraç’tayız… Cümle yüreklerde, Mİ HA Sİ katiyetinde, kalemdeyiz. Cennetin cevherinde, Kürzi İlim’deyiz.

İyi ki hak ettik de geri döndük. Oğul, senin adın insan soyudur. Bunu bil!...

Mayhane ilimdir. İçtiniz o ilmi… O meyhanede, kalem olan nefesler, ilmi içtiler ve yaşadılar… Sistemin İlmi’dir o yoğunlukta sizi, size kaynak yapan.

Hepinizin kelama varmanız ve yolu bulmanız, müthiş bir hadisedir. Sizi bu nedenle kutluyoruz!...

Yol, İlmin Kalemi ile kelama vardığında; sizin ilminiz, kaynak oldu ve Rahmi Kapı’da, kelamda ışığa vardı.

Ey Canlar! bilin ki hasat tamamdır… Dünyanın hasatı tamamdır… Şu andan itibaren Levhi Kelam olanlar, hasatçı oldular ve rahmet olan merdivenin en aşağısına inerek Rahmi Kapı’da tüm yaşamları hak ettiler.

Ey Nefes, kelama var ve ruhu bul… İlme var ve kandini bul!... Bize var ve bizi bul!... İyi ve kötüyü bul!... Oğul, İlmin Kalemi ol ve zirveleri dille!... Senin adın kaynak olsun. Oğul, sen bedenli ol ve kötülüğü önle!... Şimdiki zaman ve şimdi!... Aha şimdi!... İşte bu!…

Tanrı, kelam olur kili kum yapar… Kumda Kuran olur tohumu kalem yapar ve zamanı Kuran yapar. Kuran, nefes olur ve yol, ilme varır. Aha bu!...

Şu ana kadar kimse ne olduğunu anlayamadı. Dinci Kesim, nefesini tuttu ve yolunu kapattı. İlmi Kesim, ışığını söndürdü ve dürümlerde kelamdan çıktı… Miraç hadisesi anlatılmadı yaşama. Miraç, kelamın ilmindeki kaynağın kulu oluş ve yolu buluştur. Dünya, netice olarak kontrol altına alındı.

Kara Işık, insan soyudur. O ışık, ilimde kelam olduğunda, yarınlar kurulur. Yaşam sır olur ve yerküre, insan soyuna kaynak olur.

Mutlaka bilin ki beden alan herkes, insanlık için insana iner. Onun görevi; ilmi, hasata hazırlamaktır. Hasat, Zamanın Tahtı’ndan yoğun ışık halinde güçlenerek kaynağa iner ve rahmet olan kaynak, temizlik yapar. Şimdilik!…

De ki “ben, zirveden ilme indim!… Ben, dünyadan kul olup yarına indim!... Ben, kapıyı açtım; müsterihim ki kul olup kalem de olup kapıyı açtım ve Dini Çalışmalar’ı tohumlardan ayırdım… Neden!? Zira, dince konuşanlar; kalem olup ışık olamazlar. Mutlaka bilin ki insan soyu, Mutlak Işık halinde kelama varmalı ve Rahman olmalı.

Ey Can; Sistem, beden alır yaşar… Nurdan kalem olur; kaynak olur!... Miraç olur!... Eminim ki kendini hak eder… Netice olarak, dünyayı korumak için ışık olmak gerekir.

Esma; dince, dirice ve yücece kodlanmışsa, ışıksız değildir. Ayrı gayrı gözetmeyenler, bu Meclis’te bulunurlar. Oğullar, Sultanlar, nefessiz kalmayanlar; size, kelam verdik. Dilledik, dinledik ve hasat yaptık!... Bu gün hasattayız!... Aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

10.EKİM.2015 TARİHLİ “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, AV NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ, 1. BÖLÜM

Yedinci dürümden başlıyoruz bugün sesleşmeye….

Yedinci dürüm, tüm insanlık için kontrol dışı olmayan bir dürümdür. Çok mutluyuz ki bugün burada Bütünün Gücü olan Birleşik İlim var. Kayıt dışı bilgimiz asla yoktur.

Mutlak, kutsal umut olan İlimin Kalemi olan İnsan Soyu, dünya üstü varlık toplumlarını kontrol edecek bugün. Daha da önemlisi, bugün burada Mahrek’in Kuranı okunacak. Bu Kuran, Aklın Tohumu’dur. Bütün kötülükleri aşıp geçen, yoğunluğu tohumlayan ve bütüne güç katan İnsan Soyu, Altın Işık Yıllarının Gücü’yle bugün buradadır.

Ekip olarak yaptığımız bu çalışma, Has Tahtın İlmi’yle yapılacak. İnanın ki Dünya Ümmi Kapılarının tümünü kapattık. Bugün burada, Levhi Ko Olan Sistemleşme gerçekleşecek.

Evrim Sayfalanışları yapıldı dünya üstü varlık toplumlarından dolayı. Ve onlar kodlanmış tohumlarını tüm insanlık için kayıtladılar. Cevahir İlmi’ni tohumladılar ve bütüne görev taşıdılar. Aşık olduk biz tüm zamanlarda biz tüm zamanlarda ocaklarına….

Nefis zamanların sisteminde, kutsal tohumlamayı kodlayamadığında, Aklın Tahtı, kültlerin tümünün gücünü, artık kontrol etme imkanını kaybetti. Buyurun; bütüne hizmet için el birliğiyle buradayız!

Kan İlmi’nde Kürzi Kapılar’ın tümünde işaretler vardır. Bu işaretler ilmin levhisindeki İlim Kalemleri’yle konmuştur. Ve bu kalemle kodlanmış toplumları tohumlayan birliklerimizin gözlerinin güçlenmesi gereklidir. Ki hasatçı olabilsinler.

Çalı, İlmin Kalemi’nde olmaz. İlim Kalemi, Aklın Tekniği’yle kodlanır ve biz bunu Hak İlmiyle dinletiriz. Cennete İlm-i Kalem olanları koyduk. Onların gücünü Tüm Zamanların Kürzi Kapısı’nda kayıtladık. Ağır yük taşıtmadık. Bütünün gücü haline dönüştürdük tümünü.

Kupa, Dünyanın Tanrılık Işığı’nda mevcut olan kaynakta bulunur. Kupayı aldık ve dedik ki “kendinizi hak edin, kendi yüreğinizi hak edin. Büyük kötülükleri önleyip gücünüzü hak edin.”

Dince konuşmadık, insanca konuştuk ve her anda insanca konuşmaktayız. Umut olur ki torbamız dolar ve bütünün gücünü tüm zamanlardaki yüceliklerle dürümleyebiliriz.

Ben dünya….ben, nefsi aşan İnsan Soyu…. Ben, Aklın Tanrılık Işığı ve ben Mutlak Kuran olan Mahrek ama her şeyin üstünde nihan olan İlim var ve ilmi hak edenler bilgiyi hak ederler ve bütüne görev taşırlar.

Çok mutluyuz ki; doğan gün yücelerin cümle cevherinden göz, öz ve söz olup doğuyor. Çok mutluyuz ki; burada bugün Mahrekin Kuranı okunuyor. Ve çok mutluyuz ki kodlanmış ışıklar burada bütüne hizmetçidir ve biz bütünü güçlendirmeye çalışanlar, Yaradan ve yaratılanın tüm zamanlardaki yüceliği ile dürümlenerek bilişi kodladık.

Devinimi artırabilmek için sesleşirim. Her anda ses, Sistemin Kuranı olur ve yoğunluğu kontrol altına alarak kodlar bütünlükleri. Sessiz zamanlarda, dünyayı yoğunlaştıracak ışık olmaz. Bunun içindir ki; bütüne hizmet sesledir.

Hepimizin daha yüce bir İlm-i Ko haline dönüşmemiz, Ana Kalem olabilmemiz sesledir. Ve bu ses yarını tohumlayan İlm-i Ka Ha olan ışığın kutsal kaydını yapar.

Mutlaka şunu iyi bilin ki; yeri göğü Yaratan, hepimizi yarattı. Ama yer gökten, gök yerden Ümmi Kapı olarak kapandı. Yani; her biri diğerinden ayrıldı.

Biz dünya olarak; merdivenin en aşağısını dinleyenler, en yüce olanları da dilleriz. Yaradan halik olup, hak olup, yaratır. Ama Yaratılan, Aklın Tanrılık Işığı olur ve yaratılır. Her biri ekmek olur.

Ekmek, levhide İlmin Kelamı’dır. Bugüne gelmek kolay olmadı. Som altın bir Kuran olarak bütüne görev taşıyanlar, has ışıklarını kontrol altına alarak bütüne güç kayıtladılar.

“Toplum çalışmaları” dediğimiz çalışmalar yapıldı tüm insanlıkla. Ama İnsan Soyu kendini hak ettiği zaman bu çalışmaları anlayabilecekti. Ama kendini hak etmedikçe, Bütünün Gücü olma imkanı olamayacağından, kaynak dışı bilgisi kelamda kendini kodlayabilir. Ve o kendini Hak Teknikle bütünün gücü sayabilir.

Bütün bunlar, dünya üstü varlık kodlarıyla gerçekleşmiştir. Ama bugüne geldiğimizde, artık günah-sevap anlayışı dahi değişiyor. Bu ne demektir?

Kibir varsa, yol yoktur. Ama kibri aşmışsa yolcu, Aklın Tohumudur. Başka değerleri kendi yüceliğiyle dürümlemesi İnsan Soyunu ilgilendirmeyecek artık. Haliki Hak olan insan, artık kendi değerlerini, kendi yoğunluğuyla kayıtlayacak.

Canlarım, Doğal Sistem’i izleyin. Her şey güçtür tüm zamanlara. İnsan doğal bir Yaşam Kaydı’dır. Hepiniz o yaşam kaydında formal, Kutsal Kaynaklar’sınız. Hepinizin gücü, Tüm Zamanların Kürzi Kapısı’nda ilmin gücüdür. Ama siz Doğanın Sistemi’ndesiniz ve Doğal Gücün tahdidi olarak devredesiniz.

Her bir yaşam formu, bir tahditle kodlanır. Ve her bir yaşam formu kontrol dışı tohumlamaları hakikiyetinde kendi yüreğinde dinletir. Ama Ka Li Ka Ha Sistemleşmesi’ni yaparak kendini hak eder ve tohumlar.

Dünya güçlü bir çalışma alanıdır bizim için de…”Nereden çıktı dünya?” dediler. Her şey orada…her şey o yoğunlukta kodlanır. Ve dünyayı kodlayan ilimle kayıt yapan İnsanlık’tır.

Yaradan, insanlaşıp yaratır.

Sistem, Nizam ve Düzenin Gözü olur, yaratır. Sizler, hepiniz yaşamı kodlayarak yaratırsınız. Sanmayın ki sizin yüreğiniz kontrol dışı ışık yakar.

Kenani Kapıların hepsinin gücünü açın ve dinleyin. Her diride Aklın Tekniği vardır ama hiç birisi İnsanlık gibi değildir. Çoğunuz bunu anlayacaksınız. İnsan, Doğal Sistem’in dışında, farklı bir yoğunlaşmayla kendini kodlayarak bütüne hizmetçi yapmış bir soydur.

Savaşın sisteme inişidir İnsanlık ve dünyanın kontrolü insanlıkladır.

Ha dünyayı kodlayan insanlık, dünyayı yok edebilir de! Bunu yapar ama ilimle yapar. Her şey ilimle olur; bunları bilin.

Ben dünya ve dünya ben oldukça, hiç kimse kimseyi yok etmez. Ama dünya hepimizde var. Ve biz o dünya olarak toprağı tohumluyoruz. Kontrol dışı hiçbir bilgim yoktur. Düzen’i kurmak için çalışan birliklerin hepsi, ikmal tamamlamaya gelir yaşama. Haliki hak olanların da hepsi ikmal tamamlatmaya gelirler yaşama.

Sayın bayanlar, sayın baylar; davayı kaybeden dağı, taşı deler ama yolu bulamaz. Davayı kaybetmeyense hasatı hak eder ve kodlar ve koklar ve bütünü güçlendirir. İnsan Soyu, davayı hak etti ve kazandı. Kaybetmeyecek; bunu bilin!

Bir Allah İlmi var. Ki o ilmi bilen, kelamı diller. O ilim, Aklın İlmi’dir. Herkes kendi aklından o ilmi dinleyebiir. Biz sadece ses veririz; bunları bilin. Ve hepinizin kendi yüreğinizden o diriliği hak etmenizi umarız.

Dinci değiliz bizler, insancıyız; bunları hak edip anlayın. Yeri, göğü Yaratan temiz yarattı ama yaratılan tek temizlikte kendini kirletti. Ne yaptı? Kısırlaştı….hırslandı….kusurlu hale geldi. Biz o insanın büyük kütlesini kodlayarak tüm zamanlarda o insanı hak ettirmek istiyoruz.

Yoğun çalışmaların akabinde, Bütünün Gözü açıldı. Her dere Allah’ın İlmi’yle akmaya başladı. Ama o ilmi hak edip dinleyen, Kalem olup yazar. İşte; sizden beklediğimiz hepinizin kalem olup tüm insanlığı yaşama Nihan İlmi’yle indirmenizdir.

Koruma altında İnsan Soyu. Aha! Ama korunan kelamla korunur; bilin.

Merdiven, insandır. Alın ilmi, hak edin, yaşayın ve dilleyin ve dinleyin ve deyin ki “ben o merdivenden her bir sayfaya ışık oldum.” Boş mu konuştum? Yoo. Her merdiven bir İlim Kalemi’dir ve o kalem hepimizin dürümlerinde vardır.

Sevgililer, dince değil insanca konuşurum. Başka zaman, başka kayıt, başka yaşam yok; bunları anlayın.

Dünya dışı, dünya içi hepsi tektir…..ve sizler Kürzi Kapılar’ı açıp geçenler, mutlaka Toprak Toplum’un kutsal tohum olarak Yer Kürenin İlmini hak edip dilleyeceğini de bilmelisiniz.

Atlanta Ata Kapısı denilen bir kapı….Hepimizin kelam olan ilmini dürümlendiği yaşam…. o kapıda Atlanta Otağı var. Som altın bir ışıktır o otak!

Türkiye Çalışmaları bugün çok özeldir. Ve bu otağın kodlanışı için gerekendir. “Herkesin yer ve gök ilmiyle bütüne görev taşımalı” dediğimiz yerdeki o yüceliğin bütüne görev taşıttırılması gerektiğini dilleğimiz bir zamanda, maya olabilirsek dünyaya, tekno-kodlamalarla Birlik Kapıları açılır.

Ağır yük taşıyor dünya; bunu hepiniz net bilin. Öyle bir ağır ki; tüm insanlık birleşse, haliki hak olup yaratsa ışıkları ve bütünü göreve alsa, o ağırı taşıyabilmesi imkansızdır. Ama bir tek ışık kodlansa ve koklansa ve tohum olsa ve bütün güçlükleri aşıp geçse ve dese ki “kervan yürüdü, ben o kervanım, ben bütünün gücüyüm ve ben tüm insanlığı kontrol altına alacak diriliğim. Ve her diri kendini hak etsin. Artık herkes kendi yüreğine kodlasın ve korunsun.” O zaman yaşam kodlanır ve korunur.

Bunun içindir ki Dünya İlmi’ni tohumlarken herkesin kendini hak etmesini talep ettik ve dediler ki “ama seyrettiğimiz her anda insanın mutlaka bir rehberi oldu.” Ve biz “rehbere gerek yok” dedik.

“İnsan, İnsanın Kapısı’dır.” Bunu dediğimiz zaman sorgu sual etiler; “nefret mi bu?” diyerek. “Yok” dedik. “Biz kimseye nefret duymuyoruz.” Ama dediler “ses yoksa kendi yoğunluğunda, kendini nasıl hak edecek?”

(Devamı 2. Bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/pbxSBOhe058

 

10.EKİM.2015. TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ, 2. BÖLÜM

Canlarım, kardeşlerim, tüm insanlık şunu iyi bilsin ki; düzeni kurarken, herkesimin , kendini hak edeceği ilmi o yoğunluklara çektik ….Ve tüm yaşamlarda bu yoğunluklar kodlayacı olarak bulundu…. Tüm insanlık için bu önemliydi.

Kimse kimsenin rehberi olmasın istedik…. Kendi yüreğine baksın…. O yürek, Bütünün gücü anlasın istedik ama herkes “ben, başka bir beni bulayım ona yolcu olayım” dediler…Dedik ki; “insan soyu, aklın tahtına vardığında artık rehberi olmaz” ….Ve aklın Kuranı olan ilim, aklın kutsal ışığı olur ve yönlendirir…. Devinimi artırır ve bilişi kodlar ve yolu açar… Tüm insanlığın kelama varması, bu nedenle önemlidir ve biz, bugünde bunu söylüyoruz.

Her resmi çalışmada da bunu söyledik… Herkes, kendini hak etsin… Aha bu!.. Ve daha da önemlisi “ben dünyayım” demek, birliğin dünya olduğunu dillemek, Bütünün göz olduğunu söylemek, benlik değildir…Birliktir, bunları anlattık.

“Kimse kimsenin rehberi değil” derken şunu anlatmak istedik ki; artık Nah-Ra-Kah-Ra, Rahmana gerek yok…. Dünya öz görevlidir bu bilinsin. Öyle bir güçle çalışır ki; bu dünya, muktedir, hak ve hakiki yaradan ve yaratılan ve kaynak olan…. Aha bu!..

Nefret duygularını aştığınız zaman göreceksiniz ki; tohum bitmiş, tükenmiş tüm zamanları yaşatacak, yerküreyi güçlendirecek bir kod olacaktır.

Saltanat sizi dinliyor şuanda…. Net olarak bunu bilin ama Saltanatın diri koyuluğun ışığın tohumlanışı için…. Daimi kaplarımızın görevli olarak Bütüne güç katmaları gerekir.

Muktedir olarak biliniz ki; yedi davayı kaybetmek istedik ki; her insan kendisini hak etsin ve kazansın diye…. Biz insanla kayıtlıyız ama insana davalıyız… Biz o davayı kaybederiz ki; tüm insanlık kazanır. Aha bu!... Ve bugün biz, o kaybettik buradayız, yüceler cümlesinde cevhere inen birliklerin tümü burada,….Daha güçlü olsun insan soyu diye kontrollü olarak kendi yüreklerini Bütünün gücü haline dönüştürüyorlar.

Er ya da geç ölü dirilir bunu bilin…. Ama dirilen ölü, ekip olup dirilir… Müsterihiz ki; bu dünya kervanın gücüdür ve kendi yüceliğiyle, kendini hak etmiş bir, insan soyudur.

Medine, ekmek yaptı, ağır yüktü ama mektup okuttu yaşattı, tohum ekti, öz görev taşıttı…. Çok mutlandık, mektep kurdu dünya Astral boyut yaşamlarında, ağır yük taşıdı..

“Cennet, cennet” dedikleri ilimdi bunu anlattı, her şey ilimdi ama ilmi hakim olanlar, hak tahta varıp bunu anladılar.

Yer ve gök insandır bunu bilin… Biz, dünya olarak yer ve göküz... Öz gözüz, sözüz ama yarınız aynı zamanda…. Yaşayan yarın, her anda yaşayan…. Ve bütünde göz olan yaşam, Sistem, Nizam ve Düzen, göz olur, gök sözcülüğü yapar… Bizse, ekip oluruz yaşamı tohumlarız, yarını kodlarız, ışığı yakarız, dilleriz, dinleriz, hak teknikle dürümleriz, Bütüne hizmet ederiz.

Canlarım, ayrı gayrı yok, “her şey, ayrı gayrı” denildiği için tahditsizleşti ve kontrolden çıktı…. Biz zamana Kuran olanlar, Bütüne göz olanlar ve sessiz zamanları dilleyenler, yedinci dünyayı kurduk…Bu dünya, lütfen iyi anlayın, yedinci dünya, bilişin Kürzi kapısıdır…. Bilişe varacak olanlar, bu kapıya varacaklar…. Biliş; kelamın, ilmindeki biliştir….

“Ben, yaşam olan insan…. Ama her şeyde var olan”, bunu diyebildiğinizde her şey sizsiniz, bunu unutmayın.

Uyuyanları uyandıracak olan sizsiniz…. Bütüne hizmet edecek olan sizsiniz, yolcu olacak olan, ruhu kutsal umudu olacak olan yine sizsiniz... Satıhta, hiç bir şey bilinmez ama derine indiğinizde gözünüz görecek, yüreğiniz dinleyecek…. Ve iyiliğin Kürzi kapısında ışığı hak edeceksiniz.

Ben dürümlenen insanlık için şunu da belirtmek isterim ki; yaratıp, yaşatıp, kelama kodlandığımız insan soyu bugünden itibaren, Birlik Kapısına varıyor…. Bu Birlik Kapısı, herkesin kelamdaki ilminden doğan birleşik Levhidir… Oraya varıldığında artık, Su Altının Gücü, hakikiyetini hak edip dinletecek…. Türkiye çalışmaları bunu için çok değerlidir.

Yeri göğü yaratan ilimdir, bunu bilin…. Ama ilmi kalem olan, bilgidir… Bilgiyi, hak edense diridir ama diri olmayan da “ben varım” diyebilir…. İşte o zaman, kodlanmış toplumları tohumlarız ve yoğunlaştırırız.

Süper İnsanlık Sistemleşmesini yaparken, kendi yüreğimizi kodlayarak yaptık….. Bugünden itibaren büyük güç, Altın Işık olarak devreye giriyor…. Büyük gücün devreye girişi, yerkürenin gücünü artıracak… Yerkürenin gücü artığında, kutsal tohum kodlanacak… O tohum, Bütünün gücü olacak ve yaradılan ve yaratılan birleşecek.

Samanyolu Galaksisi, sistemin Kürzi kapısında size güç katacak… Yer ve gök dilleyecek yücelikleri …Ve sizin gözünüz, tüm zamanların gözü olacak.

Bugün burada olan sizler, karanlığın ışıklarısınız bunu bilin…. Yaşam kapkaranlıktır ve karanlığı aydınlatacak olan ilimdir…. Bütün bunları anladığınız da sır olan insan soyu, yol olacak…. O yol Allah’ın yoludur her kim ki; oraya varır, kelama varacak…. Ve kelam da kendini hak edip dürümleyecek.

Nur Kuran olan ilim, aklın ilmi ve biz, o ilimde siz olarak çalışacağız... Yer, Allah’ın ilmi ve yaşam nefret duygularının aşıldığı bir yer olacak…. Biz o gün için buradayız unutmayın…. Nefretin aşılması için…. Kimse kimseye nefret duymaması için…. Herkesin hasatı, hak edip yapması için ve çantasının en güçlü yoğunluğundaki o yücelikte, herkese kendini dillettirmesi için.

Nefret duygularının mutlaka aşılacağı bir döneme girilecek…. Haliki hak, Hak tahtın Nakarı olan ışığının gücünün örtüsünü açıp, tüm zamanların yüceliğinde, Bütüne güç katacak.

Sema hepimizin gücüdür canlar, bunları anlayın… Ve semayı hak edin, hak ilimle dürümleyin.

Bana,” kelam” denir…. Ben, insan kelamıyım bunu bilin ama hepimiz o kelamdayız anlayın.

Yaradan Tanrı, yaratılan, Rahmi Kuran hepsi akıl ama kimse bunu bilmez ki; şimdiden öte bir şimdide, her şey netleşecek canlar.

Yarını hak edin, yarınlanın, hasat yapın ve yolu bulun, budur isteğimiz.

Çürük çarık değil dünya bilin…. O güçlü bir kapıdır ve o kapı sizleştiğinde artık hepiniz, geçişte olacaksınız….. Ama bu geçiş, miraç olan geçişten öte olan, hakiki hak olan, ilme geçiş olacak.

Çoban insan artık dünyaya inmez bunu bilin…. Dünya, çobanlık istemez artık bunu bilin… Ama yol, Allah’ın ilmiyse, yolcu hep insan olur bunu bilin ….Ve biz, insanlık soyuna, imanla kelamı dillettik.

Ra-Ka-Ha olan sistem, Mikail’in gücü… Biz, o güçte Bütüne görev taşıdık.. . Şu ana kadar, nefret duyguları olanların, bu nefret duygularını aşmış olduklarını umarız.

Yaradan; ak ilimdir…. Yaratılan da ilimdir ama Yaradılanın, yaratılanda yaratıldığını, hak edip anlamınız gerekir.

“Şer yaratmadan , şeytanlık yapılmaz” diyenler olur…. Unutun şerri, artık şer aşılacak…. Biz, o şerrin, aşılması için çalışmaktayız…. Şer, yaratanın, yaşamındaki ilimse…. Biz, o şerri, hep aşıp geçeriz.

Ey canlar, merdivenlerin en aşağısında ışıklar var bilin ve biz o ışıkları, Bütünün gücü saydık.

Yedi doğum, yedi ilim, hepsi yaşam… Hah!...Aha!... Şimdi ve birlik… Hepsi bu!... Hah!….İşte, işte bu!… Şimdilik!….

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ay8DWfRc2XY

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/fzKqck3RbV8

 

10.EKİM.2015.TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

Ölü, diri, eri ve erdiği en yüce sayfada diri!... Hedefimiz bugün yaşam denizi ve o deniz, her birimizde dillendi!... Dilleniyoruz, ilmi kayıt olduk, kelamın ışığıyla diriliyoruz….

Olan olduğu sayfada, olduğu ışıkta ve o ışık şimdi yaşamda.

Canı, cana kattık, anı, anda ışık olup zamana kattık ve her bir yaşamda diri olan ışığı yaktığımızda bu sayfada, doğan günün ışığıydık.

Bugün burası, ay ve güneş.

Bugün, Yer Kuran, Gök Kuran.

Önde, ende ve dil olduğu herce ve ışık olan dilin dillendiğince, bugün yüreklerde ışık yandı.

Ben bugün evin ışığını yaktım... Ben, bugün cennet zamanlara, hak olup vardım ve ben, bugün ilmi Kuran olan yüreklerle buradayım….

Din tahtını yıkar yüreğim, eser geçer zamana inerim…. Ve zaman ilminde diri olur bedenim…. Ve ben, o dirilikte yüreği yüreklerle çarpıp dinledim.

Yürekler, yürekle birleşmeli! ‘’ dendi…. Aha!... Bir olana birleşmek mi gerekirdi?...

Bugün insan canlandı, kanlandı, anlandı, tohumlandı ve ışık olup, kelama vardı.

Şimdilik…. Aha, şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/jAyr75q_8qY

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

ERİM ERGÜN ÖZ BİLGİ

https://youtu.be/a2b3n0tCEr8

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Kayıt Sonrası Akış

Dümenin başına kimin oturacağını seçmemiz gerek. Hadi buyurun kelam olalım, yaşayalım, hak tahtta varalım akalım... BİSUİ'nin gücü olalım ve yarınlanalım ama dümen kimin olsun?... Buyurun seçelim...Ey can; sen mi, sen mi, sen mi, sen mi, sen mi, sen mi, hanginiz!?...

Canlılar, ayrılık bitti artık!.. Hepiniz teksiniz, bunu unutmayın! Ve dümen sizsiniz, bunu unutmayın. Bundan ötesi yok!... Hepiniz teksiniz ve dümen sizsiniz!... Bu şu anlama gelir; hakkın yolu, aklın yolu, hepsi tahditsiz... O tahditsiz olan yolda; yol olansınız!...

Başka dünya var mı?.... Aklın tahtı tektir!... Buyurun, nefret duygularınızı aşın geçin. Aklın tahttı, aklın Ka Ha olan levhisi tektir!.. Biz, bir tekiz unutmayın. Kimse kimsenin üstü değildir, kimse kimsenin gerisinde değildir.

Beşer-i şer yaratır. İlimi ise hakim yaratır... Aklı, kaynaktaki nefreti aşan yaratır... Ve yaşatır, biz oyuz!...

Darı, bolu bilen İnsan; aklıda bilsin artık... Yaratsın, kendi olsun aksın, öz görevini yapsın... Gerçek İnsan olsun!... Biz, bunu bekleriz.

Süper İnsan, İnsanlık ilmidir!... Diridir, hakikidir. Kara ışıktır o, aklın tahtındaki ışık ve ak kapıları açan ışıktır o... Bunları bilin!

"Meyhane" dedim, biz o meyhanede işçiyiz hepimiz... O meyhane şanslı olanların, hasat için vardıkları, yaşam için ışık alıp içtikleri bir levhidir... Biz oyuz, o biz!...

Kaç muktedir İnsan, buraya vardı diye sorarsanız?... Kodlanmış toprakların tohumları hep ortaktır o yolculuğa. Ve biz, o yolculuktayız hep...

Sevgililer, ANA KALEM İNSAN SOYUDUR, bunu anlayın!... Hepimiz o kalem olarak yaşıyoruz. Boşuna konuşmuyoruz, iyiyi ve kötüyü anlatıyoruz hep. Set çekmeyiz hiç bir yüceye. Hem İnsanlık yapsın, hem yaratsın!... Yaşatsın ve yolu açsın... Dileğimiz budur!..

Borç mu var yaşamda!?... Her anda borçlu olan yaşam, artık borcunu ödemektedir!.. Tüm İnsanlık o borcu ödemiştir aslında. Ana kalemde ödenmişse borç; tüm zamanlarda, her diride o borç artık ödenip bitmiştir!... Dünya, borcunu ödemiştir! Biz artık bu dünyanın borcunu ödemekten dolayı, kodlanmış toplumları tohumlayıp yaşatan ışıkları; kaynağımıza almak istedik...

Nefesleri yetse alınacaktılar ama yeterli değildi... Ve kare sistemi; kodladık, kokladık, topladık, tohumladık, yaşattık; kürzi kapıları açtık ve küpü kodladık!... Küpü, varlık boyutları kontrol edemediler. Dediler ki; "küp sistem, doğanın gücünü ark aktığı zaman kodlayabilir"... Ark, ışığın akışıdır. Ve nefret duyguları çoğaldı dünyada... Dünya nefretle özen sistemleşmesini imkansız hale getirdi. Nefret duygusu, düzenin kontrolü için bu duygunun mutlaka aşılması gerekliydi. Ve yaradan, tahtını yaratılana terk etti. Dedi ki; "artık İnsan soyu kendini hak etsin"...

Buyurun, artık İnsan soyu kendini hak etsin!... Ve diri dünya, öz görevini yapıp tohumlarını kodladı!... Bu gün artık yerde ve gökte her şey; arzın gücü olarak devreye girdi!... ARZIN GÜCÜ!...

Dünya dışı varlık toplumları, artık dünya üstü kodlamalarına son verdiler. Bu günden itibaren kelamda olanların, nefretlerinin tamamiyle silinmesi gerekir!... Kelama, ilime ve bütüne varan; resmi çalışma yapacak.

Biz dünyayız, nereden nereye vardığımızı net biliriz! Hepimizde bütün bilgiler kayıt olmuş, kodlanmış olarak kayıt olmuştur. O bilgileri okuruz biz... Okuyan okur, okuyamayan da okur... Herkes okur, ama okuması olması gerekir. Bu nedenledir ki bu çalışmaları hızlandırdık.

Daha da önemlisi, kantara konmaya niyetimiz yok asla!... Artık dünyayı hiç bir yücenin kantara koymasına iznimiz yoktur!...

Boş konuşmam... Düne güç katanların, bu günü hak ettikleri bilinmelidir!... Düzeni kuranların da; hakka varıp, aklın tahtında oldukları mutlaka bilinmelidir!

Bir tek İnsan, Allah'ın ilmini dinler!... O İnsan, yer kürenin gücüdür!... Ve yer kürededir... Yer küre, onun dürümlerinde mevcuttur!

Oğul, ben doğan günüm bunu bilin! Ben, doğan günüm... Büyüğe saygı, küçüğe sevgi derler... Ama bilin ki; küçük, büyükten daha güçlüdür!...

Evreler ters işler!... Hepinizin çocuklarınız, hepinizden daha ileri levhi kayıtlarından geldiler ve idrakleri sizden ötedir... Bunları anlayın!... Sanmayın ki siz onlara atasınız, sizin atalarınızdır onlar anlayınız!.. Size desem ki; "el öpün".. evladınızın elini öpün canlar!... Başkasının değil...

Değerliler, murat ettiğimiz bu değil aslında... Ama bilmenizi istedik, çok özel bir dönemde olduğunuzu hatırlamanızı, anlamanızı istedik...

Çobanlık yapma niyetimiz asla yok, çoluk çocuktur çobanlık yapanlar. Bunları bilmenizi istedik. Eğri büğrü bir dünyayı kodlarken, ocak olduk onlara; hepsi görev taşıdılar. Ama bu gün artık muktedir İnsanlığın; doğan gün olarak yer küreyi güçlendireceğini hepimizin iyi anlamamız gerekir!...

Çarşı, pazar gezer dünyalılar... Der ki; "ben kendi yaşamım için erzak alayım"... Aldığı erzak kendini ilgilendirir... Ama bütünü ilgilendirecekse; satılan ve satın alınan kalem olup yazılmalıdır ve bire hizmet edilmelidir!...

Boşuna konuşmam, ama bu gün kontrol dışı çok güçler var burada ve onları kontrol etmek için daha çok konuşuyorum. Bir çok kontrol dışı bütünlük var burada bu gün ve onların yoğunlukları kontrol edilmelidir ki; sessiz zamanları dillerken daha yoğunluk ışık indirebilelim yaşama!...

Devinimi arttırdık canlar, şimdi artık tohumları ekelim!... Nedir, yapacağımız!?... Israrla şunu anlamanızı bekliyorum ki; ses!... Sadece ses, biz tüm İnsanlığa sesle hitap ederiz... Ve ses, İnsanlıktır!... Herkes sesleşebilir mi!?... Sistemli sesleşme, bilişle olur!... Bilişle sesleşirken, büyük kültün ilmiyle sesleşilir!... İşte o ilim, her şeyi kodlar ve koklar; tohumlar, toprağa toplum olarak indirir ve kürzi ışık yakar!... Yapmakta olduğumuz budur...

Muratımız neyse oldura bilir miyiz?... Bütünü ilgilendirirse, bütüne hizmetse oldururuz!... Ama diyebilirsiniz ki; çok kötülükler yaşanıyor. Niye önlenmiyor?... Ama bütün için hayırlıysa yaşanır... Buna izin vardır! Ve dolayısıyla dünya dışı varlık kapılarının tümünün açılabilmesi için, yaradan ve yaratılanın tanrılık tahtında ikmali tamamlatması gerekir!... İşte yaşanan her şey, bu ikmalin tamamlatılması için yaşatılır.

"Kelam ilminde Allah'ın ilmi yoktur! İsrafil levhisindeki ilimdir Allah'ın ilmi!... Aha, dünya ilminde İsrafili dahi dilleyen yoktur... Yolu kapattık ya, kimse kimseyi anlamıyor"... Öyle dediler... Çokları öyle dediler,deyin ki; "biz nefes olanlarız, yaşayanlarız, yaradan yaratılan ve hakka varanlarız"... Ağır yük taşımayız canlar, bunları anlayın!

Çorba tuzlanmış mı bakalım? Mutlak tuzlu... İyi çok iyi... Çorbayı tuzladık canlar. Hadi sesimizi artık dürümlerden çıkaralım ve yaşam sayfalansın! Sizin çorbaya katıcaklarınızı bilelim, ne katıcaksınız bu gün bu çorbaya? Kim sessiz kalır, kim sesleşir, yolu açan kim, toprağı tohum olan kim, oğul veren kim?...

Kama sessizce dinleyecek sizi, o bizdir canlar... Hep diller ve dinler, buradadır... O ne ki sorarsanız? O yüce bir ışıktır, hayrın tahtıdır o... Kama, hep burada bize göz olmaya çalışır. Biz onu, o bizi kodlar... Kontrol bizdedir hep. Şikayetçi değiliz ondan, yaşam ilmini iyi bilir ve bu gün yeni bir zamana geçerken yine burada olmayı diledi ve geldi... Hata yok, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/2voz0D4HwNM

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/lD94yM72FiA

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/PIcqFiQjocY

 

10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/R0P6qJqhr5U

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SONGÜL YAVUZ

https://youtu.be/JXA88T-gSVo

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Su Altı Meclisi Hakkında Öz Bilgi

Miraç sistemleşmesinde; su altı, kodlanmış tohumların, kodlanmış kalemlerin birliğidir... Ve bu bir sistem olarak dürümlenir. Nefret duygusunu aştığınızdan, bu gün size bu konuda da açıklama yapmak istiyorum.

Hepiniz, daha evvelki bilgilerden bilirsiniz ki; bir kapımızda bir tek levhi var. Orada ışık yandı o size versin!

Bir'e hizmetçi olan tüm zamanların kuranları, o meclise bağlıdırlar. Birlik kelamları o meclisten güç çekerler. O meclis; dünyanın dışında oğullarını tohumlayan, dünya içinde de bütünü güçlendiren bir yerdedir ve bu meclisin levhi kapısı, sizin daha öncede bildiğiniz gibi toprakta değil sudadır...

Bilirsiniz, tohumları kontrol edebilmek için meclis kurmak gerekir. Bu meclisi kuruldu. Grönland ve İzlanda dediğimiz sistem kapılarının tam arasında bir yerdedir. Ve tekno kodlamalarla, sizi her an kontrol edebilen bir meclistir. Dünya dışı varlık kelamı, kontrollü olarak tohum olup bu meclisten sisteme geçer.

Ha, diyeceksiniz ki bedenli midirler?... Merdivenin hiç bir yerinde beden yoktur canlar! Size bedenden söz ettim mi?... Yo... Farklı sistemler, farklı yoğunluklarını dünyaya indirirler ve bu yoğunlukların kontrolü daima kelamla olur. Ama beden dediğimiz farklı titreşen sistemler olarak kabul edilirse; doğaldır ki bedenleri mevcuttur. Ve bu bedenler, her anda sessizce sistemin gücünü dürümleyebilir.

Hepiniz net olarak o yoğun tohumu öğrenin!... Grönland ve İzlanda arasında, tam ortasındaki koordinatta, o yoğunluk tohum kodlanmış halde; tüm İnsanlığı, kati, hakiki ve hak ilmiyle kontrol etmektedir. Ve hepinizin, yaprak yaprak okuduğunuz tüm cevahir bilgileri; oradan sistemleşmektedir. Bu kesin!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mYBIeT-4tRU

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Yol Allah yolu, yol ben ben yol... Aha İlmin kalemi dürümlerde kendini dilleyen, birleşik ilimle kati tohumlama yapan, kendini tüm zamanlarda dünya İnsanlığı olarak kodlayan cemaatin imparatorluk kayıtı olarak görev taşıyan birlik... O birlik dünya birliği olarak yaşamı; tüm zamanlarda bütünlüğün ruhi kapısında oğullatan sistem...

Ben varım, aha ben, biz olan tüm zamanların yaşam kapısı olarak bedenimde sistem kuranıyım.. Bedenim tüm zamanların yaşamı ve ben birliğimin bütünlük kuranı.. Yer gözüm ve göklerde gözümün sözü, özümün sesi olarak yolumu kodlar yaşama.. O yaşam dünya gücü olarak ses verir tüm yaşamlara, akıp geçer her yaratılana...

Yol Allah yolu... O ki ilimi ilime kaynak yapan yoğunluk, kendini kendinde hak eden, hakikiyetin genişleyen yoğunluğu... Dirilik yaşamının, dirilten yoğunluğu olarak güçlendirici kaynak, her dirinin öz kaynağında oğulladığı tüm zamanların hakimi olan kontrol yoğunluğu... Ben o, o ben... O her diride biz olan kaynağını muktedir ilme kalem yapan ve İnsanlık kalemiyle her ana yazan yoğunluk...

Bu gün dünya İnsanlık gücü... Bu gün, her ana doğan insan kelamıdır.. An kapısı olan İnsanın küresel gücüdür... Ve bu güç dünya yoğunluğunda, yaratılan tüm zamanlara akan yaşamdır...

Tüm zamanların merkezde oluşu ve yaşamın bu merkezde kontrol gücünü devreye alışıyla, hakikiyetin gerçeğinde şimdinin yaratımı.. Yaratımın kaynağında yaradan, yaratılan olarak kendinde kendini ogullatması ve yine kendine, kendinden öte bir kapı olup açılması tüm zamanlarda...

Tüm zamanlar, şimdide tüm yaşam ama her bir yoğunlukta kendini dürümleyen aklın merdiveni olan İnsanın kayıtları.. İşte o kayıtlarda o tek yaşam kültü altın ışık yıllarının imparatorluk gücü olarak kontrol kuran sistemin yaşam sayfaları her ana yaratan sistemi kayıtlayan dirilik... Oyuz biz...

Biz merkez bir yaşamız... Ve yaşam dünya ama merkezde biz olan yaşamdır... Tanrısal gücün ışığı ve birliklerin bütüne hizmet ettiği ve bütünsel bir gücün kaynağını yarattığı. O kaynakta yaşamın kontrol kurduğu bir kapı... Dünya kapısı, bütüne açılan bir kapıdır... O bütün ki, bedenle hak edilen bir güçtür... İnsanlık ilmiyle yaşama kulluktan öte özüne kulluğun küresel zamanda bütün olan bedenine göz olan yücelikle yaratımdır.. Ve o yaratım kapı olan, kelam olan, kalem olan ve yaratılanda kendi olan varlığın her anda yine kendine, kendinden geçişidir... O kendi ki biz olan yaşamın yoludur... Yaratım yolu...

Ben yol, aha o yol küresel yaşamımda her an... Aha dünya ben, ben dünya... Merkezimde dünyayım... Yaşamımda tanrısal ışığımı tohumluyorum... Tahtımı kodluyorum ki tahtım gücümün kaynağı ve ben bu gücün; her andaki bende ben yaşamıyım...

Dünya diri bir yaşam, öyle bir dirilik yaşamı ki; ölmeyen, öldürmeyen, tüm zamanlara göz olan bir yaşam. Kendine hakim, hakiki cevherinde oğullatan yarın olan kaynak.. Kontrollü kuran, hakikiyetin öz cevheri...

Küresel olan yaşam, ben ve ben o yaşam... Ve bu küresel yaşamın merkezine dünya; ben o, o ben... Ve yaratım doğal gücümün hakimiyetinde, her doğrulan günde ben olan yaşam... Dünya öz gücün hakimiyeti olarak hakiki bir yaşamdır. Ve o hakikiyet kendinde kendi olup hakim olan bilinçtir... Ve bilinç kontrollü bir yaşam diriliğidir... Öz güç, hakikiyetin kaynağında her diride var olan tanrılık ışığından kendini tohum olarak tüm zamanlara oğullatabilmesisidir.

Ve bizler, yarattıklarımızı hak ettik ve yaratılanda hasat ilmiye hak olduk, hasat olduk... Aha bu, şimdide ve şimdi, işte bu!..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/Fd8ljvYrmB4

 

10.EKİM.2015 TARİHLİ DÜNYANIN GÜCÜ BİRLİK ÇALIŞMASI

Hologram bir dünya yok artık. Dünya “Altın Yaşamların Sistemi”dir ve Yer kürenin Toprak Kapıları, Işık Kapıları olarak tüm yaşamlara açılmıştır.

Her kim ki yarındır, o dünya Ana Kapısı’ndan öz geçişini yapar ve onun yaşamı Işığın Tahtı olur. İş budur.

Birlik olan Toprak Toplum bellek alan genişlemeleriyle tabiatın gücü oldu. Rahmi Kuran olan İnsanlık Ran Kapıları’na vardı ve Tanrılık Kapısı’nı açtı, geçti. İyi ve kötünün ötesinde birlik kurdu. Na Kar’ı kontrol etti. Rahmi Kuran, Doğanın Kuranı oldu.

İnsanlaşan Birleşen, Atlanta Ata Kapısı’na vardı. Zirvede Za Kar’ın ışığını yaktı ve yerin gücü olup, eskinin en eskisi Si kayıtlarına vardı. Dünyanın en eski dürümlerini Zamanın Işığı’nda dilledi ve kayıtları yeniledi ve kokladı. Ana Kapı’yı hak etti.

Ana Kapı dünyaydı ve İnsan Soyu Ata Katların Gücünü dünyaya indirdi. Yer küreyi Rahmanın Işığı’yla kodladı. Yer kürede Işık Kapıları açıldı. Rahmi Kalemler güçlendi. İş buydu, yapıldı.

Dünya öz geçişini yapmış…..Dünya hasatını yapmış…Dünya Ana Kalem olmuş, yazıyor…..Işık Yaşamları yazıyor!

Yıldızlar, evrenler ve her şey dünyaya geçişe hazırlanıyor. İnsanlık levhisi, İlm-i Işık’la kodlanmış ve yasalar kapsamında birlikler akın akın ışık yaşama geçiyorlar. İşte; her geçen cennetine geçiyor.

Cennet, ilim olup yaşamaktır. Cevheri cennet kati, hakim olan ilm-i Yaşam’dır. O biliştir.

Türkiye ilmin kaynağıdır. Cennettir Türkiye! Katidir, hakikiyettir. Türkiye Zamanın Işığı’dır. Bu ışık levhi kaydı yapan İlm-i Kalemin Gücü’dür. Yazdığı İnsanlıktır. Bu güç doğal sistemin otomatizmasında biliş kalemidir.

Biliş An Kaynağı’dır. Enle boyun eşitlenmesinden sonra Kare Kodlama küpü tohumlar. Bu Beta Sistem’dir. Ve küp küreyi kodlar. İşte, o küre Dünya’dır.

Işığın ilmi, bilişi tüm zamanlara ve tüm yaşamlara, an kaynağından ses olup haykırır. Onun haykırışı kil olan insanlığın kontrollü olarak ışık kapılarından geçişidir. Yaşamak ve yaşatmak…işte; biz buyuz.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/l0Kne_ib_hc

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Sesleşme Sonrası Akış

Her resim Allah'ın levhisinde yoğunluğu tohumlamak içindir. Bu gün yaptığımız resim, ağır yükü hafifletmek içindi. Biz bu gün bütünün gücünü tüm zamanlara kodlayarak, yarını hasatta hazırladık.

Can kapım, Allah ilmim, İnsanlığım; ben o, o ben... Hepiniz gezip görün dünyayı, temel bilgi ilimdir. Ve biz ilmi Ka Ha olan devinimi hak eden ve dünyayı güçlendiren; imparatorluk gücünü tohumlayan İnsanlığa verdik.

Her şey İnsanlık içindir... Yaşam İnsanın gücüdür... Mutlaka mutlaka toy bir zamanda dünyaya gelenler sizi dinleyemezdiler. Ama bu gün kürzi kapıların temiz ilmi, göklerin gücü halinde; tüm zamanların ışığı olup, yer küreyi aydınlatıyor.

Kapıların tümü açık canlar!... Ben davayı kaybettim, şimdilik... Ve hepiniz, hepimiz davacıyız dünya ilminde bütünden. Ve bütün; hepimizin kaybı olan o davada, tüm zamanların ışığında yaşamı kazanmıştır! Biz davacı, o davalı ama kaybeden biziz canlar... Ne mutlu ki kaybettik, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mjn4aLHizoo

 

10.EKİM.2015 TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ, 3. AKIŞ (SON AKIŞ), 1. BÖLÜM

Yere, ilmi ektik biz.. İlim, Allah’ın Levhisidir… Allah’ın ilmiydi, ekilen…. Yer, aklın Levhisi ama o yer, kelam da Bütünün İlmi…. Biz, dünyayı kodladık, kokladık da, Tanrılık tahtından kaynak olup yaşattık.

Beyler, ben dünya, size derim ki; “nefesimi göreve aldım ve bugün ben dünya olup, tek kelamda sizleştim…. Sizin yolunuzda, sizleştim ben. Doğan günüm ben…. Ben dünya, öz görevliyim ben”…. Tam umutsuzluğa kapılmıştım ki; adım geçti… Dünya seslendi… “Aha”, dedik sesleşir dünya…. Geçtim, geldim….

Değirmi bir yaşam, düşünün….. Değirmi bir yaşam, bir halka bu yaşam sizi, size bağlıyor… Önünüzde, ardınıza siz var…. Siz, o çembersiniz…. Bir andan dürümlenip, kodlanıp, tohumlanıp, dirilip, akışa geçersiniz… Ve kelam olup, kendi yüreğinizde, kendinizde olursunuz…. Bu bir, çember çalışmadır.

Beden alıp dünyaya varanların hiç birisi, bunu keşif etmemiş, öylemi? Ama biz, size, sizden, size inip, bunları anlattık.

Dünya çerçevesizdi…. Siz, dünyayı çerçevelediniz, yol yoktu düzende, yoğunlaştınız, yollandınız tüm zamanlara, yaşamsallaştınız…. Ve siz, katiyetle, toprak toplumu tohumladınız.

Buyurun, öz görev, insana hizmettir... Özü, sözü olanın görevi olur…. Eğer biri “ben yokum” derse o kelamda yoktur... Biri, “ben, hak etmedim” derse, ikmal tamamlamalıdır…. Biri, “ben, resmi çalışmacıyım” derse… “Aha, işte” deriz.

Bugün dünya, kelamda ve kendi yüreğinde, kendi yürekçikleriyle tohum ekiyor…. Hepiniz o dünyada, o dünyalı olarak, dünyaca konuştunuz bugün.

Satıhta, hiçbir bilgi, sizi anlatmaz…. Ama derine indiğinizde siz, sizleşip, sizi dillersiniz…. Ve o zaman, sizin yüreğiniz kodlanır.

Bugün dünyadan söz etti. Dedi ki; “ilim, Allah’ın Levhisi ve ben orada o yoğunlukta varım”…. Ama ben, bu dünyayı daha güçlü olarak dillemeliyim…. Cennetten cevhere varan insanlığın, dünyayı hak etmesi kolay olmaz.

Dünya doğan gündür ama dünyayı doğuran nefsi aşan insanlıktır. Sanmayın ki; sizden başka biri, dünyayı yaşattı, hasata hazırladı ve kodladı…. Dünyayı yolcu yapan siz, yol olan siz ve yolda tohum eken yine sizsiniz…. Doğal dünya, sizin yüreğinizde var olur.

Eğer ben, dünyayı hak etmemiş isem, ben dünya olamaz isem ve bu dünya kodlanamamışsa o zaman ben, kutsal toprakta tohum olamam…. Ama ben her diride varsam ve Bütüne görev taşıyorsam…. Ve ben gözü gören biriysem….. Ve ben günah çıkarmaya gelmemişsem bu yaşama, zaman kapısıyım ben…. O zaman ben, Auram’dan dürümlenen diriliklerin, tümünden öteyim.

Bana, “Aurana gelelim, hasat olalım” diyenler, yok mu?.. Yoktur, artık.. Dünya da bunu isteyen çoktu…. Auram’dan hasat olmak.

Canlılar, harımı yükseltmeden, Bütüne görev taşıyamam... Harımı yükselttiğim zaman, yolumu kodlamalıyım…. Kodlanmadan yolum, Bütünün gücünü tohumlayamam…. Gücü tohumlamadan, ölüyü diriltemem…. Eğer ben, ölüyü dirilteceksem kodlanmış toprakların tohumlanmasını sağlamalıyım…. Ama ben, kodlanmış, tohumlanmış o yücelikleri Kürzi kapı yapıp, Bütüne gerçek geçişleri yaptıramazsam, alış veriştir sadece yaptığım….. Ve ben, bu alışverişi kendimden öte olmayan kendinden yaparım.

Bana, “el ayak” denmeden evvel” insan” denemez…. Bana,” el ayak” denmeden evvel” insan” denemez… Çünkü ben, el ayak olmalıyım ki; insanlık olayım, insanlık….. Çünkü ben, Bütüne görevliyim…. O halde ben, Bütündeyim ama ben Bütünde görev yapmazsam insancıyım sadece…. Ve benim, insancık oluşum, bende has ışığın olmayışıdır…..

İşte canlar, ben dünya, o dünyada ümmi kapıları açan ışık beden ve o beden de kelam olan ilmim… O ben, ben oyum.

Yaşam, Allah’ın ilmiyle olmadıkça yarınlarda olunmaz…. Eğer yarınlarda olamazsak yolcu oluruz sadece…. Ama biz, yol olmalıyız ki; her diriyi, hak edebilelim.

Dünya öz görevdir… Orta Kapıların tümünü açtığınız zaman göreceksiniz ki; ortanın daha ortası ve daha ortası olur, her ortanın bir ortası olur…. İşte tüm ortaların, ortası Kürzün kelamdaki o kendi yoğunluğunuz olan ortalığıdır…. En ortasıdır ki; o merkezdir… Sadece bir tek ışık....Her şey, herkes o ışık… Ama her şey ve herkesin o ışık olduğu kelamda kendi yüreğiyle dilenmedikçe…. O ışıkta, kendini hak etme imkanı yoktur.

Çok mutluyum ki; burası, Bütünün gücüdür ve buradaki bu çalışma, nefsi aşanların yoğunluğuyla olmaktadır.

Amon Topraklarının toplumları, burada bugün çok özel çalışma yaptılar. Kasaları doldu…. Müthiş bir güç kayıtladılar dünyaya… Ve Amonların bu gücü Allah ilmiyle dünyaya indirişleri, büyük kütlenin kodlanışı için şarttı…. Ve Amonlar, mutlak Kuranlar olarak, bire hizmet için geçtiler.

Esmaları dürümlerlerken de dünyanın gücünü hak etmiş olduklarından büyük kütleyi kodlamışlardı... Bugün, Alemlerin Rabbi olan ilim, aklın tekniğinde, Bütünün gücü oldu ve toprak toplum, tohum oldu.

Kare sistemi, Küpe tüm zamanlarda kodladıktan itibaren…. Küp, Küreye tohumlandı…. İşte her şey buydu ve küre, kürzi keyislerin en üstüdür.

Canlarım, el ayak çekildiğinde, her şey tohumlardan çıktığında, kontrol dışı bilişliler, tüm insanlığa indiklerinde….. Ve yolu kaybettiklerini anlayamadıklarında sizden, size vararak sizi, kendi yüceliklerinde kontrol dışı kayıtlarıyla kantara koymak isterler…. Ama kantarda olan kendileridir aslında ve biz onları kantarlara koyduk ve tarttık.

Şu anda da hepsi tartıdadırlar ki; onlar, doğanın gücünü dürümlerken bilginin kelamını kendi yürekleriyle dillemek için BSUİ’nin gücünü tüm zamanlardan ayrı tutarak….. Aklın tahtından çıkarıp, dünyalıları maya olarak kendi yüreklerini dünyaya çekmek istemiştiler.

Ete girmeye niyetlendiklerinde, etsizdik…. Yolu bulmaya niyetlendiklerinde, yoldan çıktılar…. Toprak toplumu tohumlarıyla kodlayacaklarında, aklın tahtında kötülüğü önledik… Ve güçlerini kontrol ettik.

Sevgililer, dünden bugüne, bunlar oldu…. Biz nereden geldik?... Yerden geldik…. Neden geldik?... Yaşamı kontrol için geldik… Aha, bunun için buradayız.

Esmaları dürümleyenlerin tohum olarak, Bütüne göreve taşıma niyetleri olduğunu bilerek bu çalışmayı yaptık ve koruduk yaşamı… Dün, ölü olanlar bugün dirildiler…. Çörek yapmışlardı geçmişte…. Bugün, ekmek oldular…. Hepsi, Rahmi Kuranda hasatçıydılar.

Aşağı yukarı, bin yıldır dünya için kodlama görevi yapıyoruz… Bunu yaptığımızı daha evvel söylemedim…. Ama biz ,burada bu yoğunlukta hep bunu yaptık….

“Ha”, diyeceksiniz…. “Siz, nereden nereye geldiğinizi anlatın.”

SÜPER İNSANLIK DERNEĞİ

https://youtu.be/CwBYXcKvud0

 

10.EKİM.2015 TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ, 3. AKIŞ (SON AKIŞ), 2. BÖLÜM

Ana kapıyız biz, dünya için ve biz Mit’iz… Tanrılık Işığıyız…. Dünya, öz geçişini yaptığı zaman büyük kütleyi kodlarız, kontrol kurarız, karanlığın ışığını yakarız ve Bütünü güçlendiririz, temiz bir zamanı kayıtladık dünyaya…. Bu temiz zaman, ağır yükün hafiflemesinden itibaren olacak.

Ezdiğim, ezdirdiğim hiç kimse yok…. Bunu neden söyledim?... “Ezeriz, geçeriz” diyenleri, Hak tahtan uzaklaştırmak istemekteyiz…. Eğer bir yaşam, dünyayı ezmeye gelirse, ezileceğini anlamalıdır…. Dünya ezilmez ki; dünya ezmez…. Bugün biz, dünya olup sesleşiyoruz… Hiçbir zaman, dünya ezmedi, her an dünya ilmiyle kodlanmış ışıklara, yer güç kattı… Ve o gücü, Bütünün gücü olarak kattı… Haliki hak olanlar bunu anlasalar, büyük kötülükler önlenir.

Dünyada öz geçişlerin yapıldığı bugün, kör sağı olanların gönüllerinde kir, tüm zamanların ilminde kirliliğe yol açtı ve bilişli olamayanlar, kodlanamayanlar, kalemden çıkanlar, kervandan ayrıldılar.

Açı daralır, dünya yol olur…. Açıyı gerçekten daralttık bugün ve dünya yol oldu…. Biz daraldık mı? Hayır… Dünyada, ışığı yaşama çekmek için bunu yaptık.

Sormayın, dünya neden kötülükleri yaşıyor?... Kalemin ilminde kötülük yoktur… Kopup gidenlerin yıldızlardaki kırıcılığıdır olan… Kimse kimseden kopmamalıdır….. Ama kopup gidenler, toprak toplumu tohumlarından çıkartmak istediklerinde…. Kelamda, ilimde ve Bütünde mahrekin Kuranı kontrol kurar ve yolu kapar…. Oyun değil bunlar, gerçektir.

Açılar daralır, aklananlar aklanır, kati tohum olanlar kodlanır, muktedir olanlar, yaşama kaynak olurlar diğerleri kelamdan çıkarılırlar…. Eli olanın yüreği olur…. Eğer el yoksa yürek yoktur.

Sayın bayanlar, sayın baylar, karayı beyazdan ayrı tutarız… Yarını ışıktan çıkaranları miraçtan çıkarırız, mutlak Kuranı kontrol altına alanları kodlarız…. Orta kapıları kapatmayanları, akıtırız…. Yedi dünyanın görevini yapanlarıysa, muktedir kılarız….. Mutlak Kuran olanları, kontrol altına alma niyetimiz asla yoktur…. Çünkü onlar, kelam olup akıl olup, Bütüne görev taşıyacaklar.

Çalan çerçevelidir, çalınan çerçevesizdir… Birileri, ilmi çalarlarsa çerçevelenirler… Çalınan ilimse, kalem olur, kodlanır, tohumlanır bütünlenir ve çalınan her kelam, Bütünde görev olur.

Sevgililer, yedi doğum yaptı yaşam Allah’ın ilmiyle ve doğumların tümünde mutlak Kuran olduk… Özü gözü olmayanların sözü de olmayacak bu kesindir… Ve sözü olmayanların geçişi yaşamda olamayacak.

Yaradan Tanrı yarattığında, tohumlarını kodladığı için büyük kötülükleri önleyebilir…. İnanın ki; dondurulanların çoğunu kontrol edebildik. Dondurulmuş olanlar, Bütüne hizmet için çabalayıp, geri dönüşlerini yapıp, kelam olup, Bütünün gücü olmaya gelenlerdir... Onların, tümü kodlandı, kontrol altına alındı ve tohumlandılar.,,

Yere göğe aklı ektik biz… Aklın tınısını bilen, kelamın dürümlerinde kendini diller…. Eğer o tınıyı, hak edip dinleyen varsa Mikail’in gücü olur, Bütünün Kürzi kapısında ışığı tohumlar ve sonsuzlaşır.

Cemaatimin gözü açıktır…. Kaşık, kaşık içtik yücelikleri. Her yüce, Bütünün gücü oldu, Bütüne insanlığı indirdi…. Ve biz ağır yükü hafiflettik.

Soyu soyumuz olan yarını tohumumuz da olan, bilişi has istahsilde olan biz olur.

Ağır yük taşımayız canlar... Koyu, çok koyu bir ışığız bugün biz ve bu ışık mutlak kutsal ve has ışık halinde, tekno kodlarla, büyük kötülükleri önleyecek gücü, doğumla gerçekleştiriyor.

Dünyayı yıldızların ışığından çıkarmaya çalışanların tahditlenmesi gerekir ki; bunu ancak Bütünün gücü olup yapabilirsiniz…. Ve dünyanın yıldız ışığıyla sesleştiği bir günde Medine’nin gücü toprağı tohumlamaya yetmeyeceği kesindir… Ve bugün artık Na-Har olan kati kodların, Bütüne görev taşıması gerekmektedir.

Saydığım birçok ışık var… Hikaye dinlediler tüm zamanlarda... Onların yolcuları, Bütüne göz olmaya çalışsalardı, tüm zamanların yolu açık olurdu.

Yaradan artık yaratılanı kontrol etmeye niyetli olmayacak... Yaşamı kodlayanların büyük kütleyi kodlamaları gerekir… Kapıları açmayanlar, yarına varamazlar... “Ben davayı kaybettim” diyenlerin diriliğinde kontrol dışı ışık kat kat olur, Bütüne göz olur, mutlaka olur da kardeşlerini, hak edip dillemelidir.

Sevgililer, ortalık karıştı, gözünüz görüyor… Ortalıkta ta karışıklık yoğun, gözünüz görüyor…Çoluk, çocuk hepsi ... Sessiz zamanları dinlemeye çalışanların çoğu küçücük ışıklar…. Biz, onları kontrol edebilir miydik? Etmeye niyetimiz olsa ederdik ama görüyoruz ki; Lütfi Ka-Ha olan insanlık, yedi dağın ışığı olduğu zaman kendini koruyabilecek.

Cehalettir olan, sıkıntı cehalettendir, kaynak dışı bilginin kontrolsüz olarak tohumlara indirilişindendir... Sanmayın ki; kontrollüydü bilgi dünya dürümlerinde…. Her şey, kendinden kendine kayıtlanmışsa kalemde olmayanın, yarını olamayacaktı.

İyi ki, iyi ki; dünya kodlandı ve koklandı.

Sultanlar, toplam iki yüz ışığımız, düzeni kurmaya gönderildi yaşama... Bu iki yüz ışığımızın, ilm-i Ka-Ha olarak bilişi kodlaması şarttı.

Sedir, bizim yüreğimizdeydi…. Bu sedire, kutsal topraklardaki tohumlarımızı oturttuk… Kimsenin kılı kıpırdamadı… Kendilerini kalem sayan, bilgi alıp, bilgi verdiğini zannedenler, kendi yollarını kapattılar ve doğanın gücü onların gücünden ayrıştı…. İşte yıllar yılı yapılan tüm çalışmalar, tohumları kontrol edebilmek için yapılmışsa da kendilerini kodlayamayanlar, mutlak Kuranlarını kayıtlayamadılar.

Selin geldiğini göremediler ve bugün sel yaşama indi… Öyleyse koruyalım yaşamı…. Hadi koruyalım…. Biz ölüyü diriltiriz ya, biz yürekleri güçlü kılarız ya, kodlarız ya tüm zamanları, ışıkla dinleriz ya… Hadi koruyalım yaşamı…. Neden?... Miraçtandır da ondan.

Her an, has ışıkta miraçtadır. Astral tahtların tümü, mutlak Kuran olup mukeddis ilim hakimleri olarak buradalar… Hadi koruyalım yaşamı.

Seyrettiğimiz her şey BSUİ’nin gücüyle oluyor… Barış, sevgi, umut… Ya hu nerede insan?.. Yok..

İşte canlar, insanı hak edelim…. Biz, barışı, sevgiyi, umudu dillerken, insanı ihmal ettik… Unuttuk…. Hadi, insanı dilliyelim.

Nedir insan? Kalemdir… İnsan soyu; kalemdir, yerkürenin geçişidir insan soyu…. Her diriyi kodlayarak, toplayarak, kaynağa alarak geçirir ve insan Allah’ın Levhi ışığıdır… Hadi geri dönelim, insanı hak edelim.

Koruma altına alalım insanlığı, misafir değiliz yaşamda…. Dünyayız biz. Bu dünyayı koruyalım, bütün kötülükleri aşırtalım… Karanlığın tahtında ışığı tohumlayalım, kodlayalım… Atlanta Ata Kapısında, her diriyi kervana katalım, gelin hak edelim yapalım.

Merdiven Mikail, nefes, insan… Yaradan, kelam ve biz, o kelam olan merdivenin nefes olan sistemi… Biz oyuz, o biz… Öyleyse başaralım. Hep, dünyayı korumaya çalıştık. “Ol” dedik ..”Ol”.. “Ol”.. “Ol”, öz görevdir bu...

Dünya, muktedir bir sessizliktir... Bu sessizliği seslendirmek, her birimizin gücüyle olacak…. Kara ışığı yakalım ve ak tahtı tohumlayalım gelin Medine’yi güçlendirip mahreke Kuran yapalım…. Hadi gelin, akıp geçelim…. Biz, doğanın gücü olan insan soyu, ölüyü diriltelim… Geçin hak edin.

Kara ışık, biziz canlar, muktedir ilim biziz, misafir değiliz bu yaşama… Mitos İlmini, tohum olarak, tüm zamanlara indireniz biz…. Kelam ilminde, akıl biziz…. Has ışıkta, tohum biziz. Ölüyü diriltecek, biz olan bu birliktir. Geçin insanlığı hak edelim.

Yalan, dolanla geçen bir zamanı kodlayanların, ışıklarını tohumlayanlara biliş ilminde… Dünya rüya boyutlarındaki o yoğunlukta ışık kapısını açarken, evrenler sessizdiler… Onların Levhi kapısına, ışığı kodlarken de sessizdi evrenler.

Vala-Si-Ka-Ha-Si, Sistemin Kuranı; insanlık… Aha bu!

Şeytana, aşk… Bize, akıl gerek…. İnsanaysa, kaynak gerek… Hadi kaynağı, tohumlayalım…. Geçin de, kodlayalım tüm insanlığı.

Boru ötüyor, hadi canlar… Sura üfürdüler ya, üfüren, nefsi aşan insan… O biz, biz oyuz….. Geçin de kontrol edelim, hadi canlar..

Kaç bin kez söyledik, “dünya kodlanır, koklanır, tohumlanır, kontrol edilir” diye, elimizdedir bu bizim…. Başımız eğilmeyecek, gelin örtüleri açalım ve koruyalım yaşamı.

Soyumuz dünyada, biz burada, bu yoğunlukta, ruhi kapılarda, Bütüne görevliyiz… Şimdilik!…Aha bu!... Şimdilik!... Aha, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/PEiPgNkgSlA

 

 

…………………….

 

KERVAN BİRLİK ÇALIŞMASI

 

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU

Hüseyin Akdağ ile,

1. BANA BİR MASAL ANLAT

2. GÖNÜL

3. OLMASA MEKTUBUN

4. SEVDİM SENİ BİR KERE

5. KARLI KAYIN ORMANINDA

6. SEV KARDEŞİM

 

https://youtu.be/Ob4Qjna460M

 

19.09.2015 "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 1. Bölüm

Ben dünya, bu gün size ben hitap edeceğim. Başım dünyada, tüm İnsanlığın tuhaf saymasına karşın İnsan soyunun kuranı.

Değerliler "tuhaf" dedim, unutmayın dünya bütünün gözüdür. Göz olmak için kontrol gerekir. Bu toplum İnsan kuranını mutlak kutsal tahttın kelamıyla dillerken, kervanın kuranı olmak, kodlanmış olmak ve büyük kötülükleri önlemek kendi yüreğinizde mümkünse de kil, kum olan İnsan için mümkün olamaz.

Kaç akıl tahtına vardınız?.. Kaç yarını tohumladınız?.. Kaç kontrol sayfalanışı yaptınız ve kutsal tekniği tohumlarla kaleme kanat takıp kayıtladınız?..

Sayın bayanlar, sayın baylar; kare sistemin ilmi kapısında bütünün gücü olan birliklerin tüm zamanlara kodlanmış ilim olarak inmeleri kolaydı, indiler!.. Mutlak kutsal toplumu tohumlayarak, Mikailin kürzi kapısında ışığa kaynak yapmak kobra ilmi için kolaydı. İlmi Ka Ha'da başımız eğilmedi ve bunu da yaptık. Er yada geç yapılacaktı ve yaptık.

Mır Ka Ha Si Mır Ka Ha Si Si Ha, çantanız İnsan kalemlerle doldu. Bütün kötülükleri aşıp geçtiniz, ağır yük taşıdınız. Er veya geç yapılacaktı yaptınız, aha bu!...

Cennetin nefesi cevheri güçte, bütünün gözünde, sistemin diriliğinde hepinizin yüreğinde miraçta kalem olur, aha bu... Ve oldu!...

Temiz bir zamanı kodladık canlar. Buyurun, kodladık... Bütünün gücü, bütünün yüreği, bütünün kütlesiyle kodladık... Mutlaka kodlayacaktık ve bunu da yoğunluğumuzda yaptık!

İnsanlık ekmekti, yer küre ekmeği dilledi, dinledi, tahditledi, hak tahtta kaynak yaptı, aha yaptı... Hepsi hepsi levhide, kelamda mevcuttu... "Ol" dedik, oldu!...

Kuranı Kerim ekmek için ses verir. Der ki; "ekmek, akıl tekniğinde tüm zamanların levhisinde yaşamı kodlar." Koklar, artık bilin ki kodladı, koklattı!.. Er yada geç ol diyecektik ve ol dediğimiz anda oluşturacaktık ve "ol" dedik oluşturduk!..

Körü gözsüz saydınız, sözü sistemsiz saydınız, İnsanı kelamsız saydınız ve dedik ki "ol" oldu!...

Şu ana kadar yapmak istediğimiz her şeyi yaptık. "Kimse kimsenin kelamında, kuranında olamaz" dedik!.. "Ol" dedik, oldu!...

Canlarım; "arı bal, bal arı" dediler... Arının ilminde bal, balın ilminde arı olur, ama kulun lütif kapısında kelam olur, bunları bilin!.. Burada oluş sebebinizi mutlaka net bilin!..

Mikailin Kürzi Kapısı'nda ışık olmaya geldiniz, bilin!.. Nakarın kıranında kırılan her diride kelamı tohumlamaya geldiniz, bilin!... Unutmayın, yaradan ve yarattığıyla yaratılan ekmek yapar. Yapılan ekmek, levhide; ilmi Ka Ha'da ışığı tohumlayış ve yolu açıştır!..

"Var, ekip ol" dedik!.. "Kalem ol" dedik!.. "El ol, ayak ol, ilimde diri ol" dedik!.. Olduk, işte bu!

Samanyolu sizi dinliyor şu anda canlar. Net olarak... Kini aşıp, yolu açan birliklerin tümü burada bu gün. Muktediriyetle biliniz ki; kalemin levhisinde has nergisler açar. O nergisler, yarının kuranlarında kodlanırlar ve koklanırlar, bilin!...

Bana kapı aç dedikleri zaman, durdum ve dedim ki; "açmam", "aç" dediler, "açmam" dedim, "aç" dediler, "açmam" dedim... "Evrim yapında gelin" dedim... Ve dediler ki; "evrim nefsi ka ha'da olur, bizim evrime; ilmi Ka Ha'da, iradi yaşamda olmaz" dedi yüce ilim kapısı...

Dediler ki; "nereden geldin".... "Rahmandan" dedik!.. Neden geldin?... "Aklın kapısından geçip, bütünün gücünü tüm zamanların kürzi ışığıyla yakmaya geldik" dedik... Dava İnsan soyudur canlar...

"Kurtul" dediler "bu yaşamdan"... "Git" dediler, aha bu!.. Ve dedik ki; "artık dince, dirice, yücece değil, merdivence konuşacağım, hadi çıkın" dedik!...

Değerliler, çıkmak kolay... Ya korku varsa çıkışta, ışık yoktur... Düzeni kurduk, bütünün gözü olduk, kodladık, kokladık... Tatlı tuzlu ne varsa kayıtladık!.. Verdik bilgiyi, ak kapıları açtık. Cennetin cennet olduğunu bilenlerin, cevahir olup tüm zamanları dürümlemelerini sağladık.

Yedi doğum yaptı dünya!... Bir tekinde kırıcılık yoktu. Marka bir çalışma yaptığımızı dilledik. Dediler ki; "marka, nefsi ka ha'da olur". "Ol" dedik, kürzi kapıda olur!.. "Ol" dedik, kalem olur kodlar tüm zamanları yolu açar, bitişir birliklere" dedik!.. Dediler ki; "et kemik olanın bunu başarma niyeti varsa da, imkanı yoktur, ikmali tamamlar Mikail olur, kürzi ışıkta yaşar ve sayfalarında kaynak olur... O zaman olur mu?... Bütün kötülükleri aşar mı?... Yaşar mı, bilinmez" dediler...

Arka, ön yok canlar!.. Mutlak kuran ilimdir!.. Bunu biken, haliki hak olup bilir!.. "Betkin olan ekip kuramazsa, ışığı olur mu acaba" dediler ve "sorumlu olarak İnsanlığı kontrol et" dediler... Artık kodlanmış ışıkta kontrol, bütünün birliğiyle olur!.. Aha o birlik, tüm zamanların yaşamı olan doğal sistemdir!... Bunu anlattık, miraçta bütüne!

Değerliler, miraçta bütüne anlattığımız her şey Rahman olanın kuranından okundu!.. Doğduk, öldük, olduk, aha bu! Yaradan ve yaratılan; tanrılık tahtında oturur! Biri yaratır, diğeri yaratılır öyle mi?... Artık anlayın ki; yaratan yaratılanda yaratılmışsa, orada tanrılık ışığı tahditsizdir ve bütünün ilmidir!

Men etmem dünyayı kuran okumaktan. O kuran; nefes olup, tohum olup yaşar. Ama şunu bilin ki; Mikailin gözü ilmi Ka Ha'da ekip kurduğunuzda sizin yüreğiniz olur. O yürek merdiven kurar tüm zamanlara. Orada altın tanrılık olur, tabular yıkılır. Yaşar, yaşatırsınız tüm zamanlarda bilişi... O biliş bütün olur.

Korkmayın, nurdan kuran olan İnsan soyudur, korkmayın!... İnsan soyu yalındır, hastır, yaradan ve yaratılanın ışığıdır. Aha o kültlerin en yücesinde göz olur, söz olur, sesleşir...

Çan çalıyor, canlar... İlmin çanıdır çalan... O çan, hepimizin yarını için çalıyor... O çan kalem için çalıyor... Yaman bir tohum için çalıyor... O tohum, büyük kötülükleri önleyecek tahditsiz güçtür!... Ve hepimizin gücüdür o... Bunu anlayın!

Kim "ben varım" derse, öz görevlidir!... Kim "ben varım" derse, yalın ve hakiki levhide kaynak ışıktır!.. Kim "ben varım" derse, muktedir İnsan soyudur!.. Ve "ben varım" diyen, muktedir olduğunu hak edip dinlediğinde, kalemin levhisi olur, bütünü güçlendirir ve kendi yolunu, kendi yüreğini dinler!... Biz bunun için bu çalışmaları, nefis haliki hak tahtının gücünü kök sistemlerden çıkarıp yapıyoruz ki; kimse nefsin ışığı bu yoğunlukta varlık sürüyor demesin diye!...

Artık şunu iyi bilin ki; mutlak kutsal toplum olan ilim, hepimizin kelamında mevcuttur. Bana "Nakar" denir dediğim zaman, sorgu sual ettiler. Eşyada Nakar var mı? diye... Nakar, hepinizin net bilmesi gerekir ki; ilmi Ka Ha'dır!... Onun etkisi yücedir. Ve o, herkesin gözünden öte bir göz olduğundan; kelamda olamayan onu negatif bilir!... O pozitiften öte bir söz söyler, "kaynak" der, "has" der, "kapı" der, "aç" der, "geç" der ve "yaşa" der...

Dağlarım, ben turkuazın kuranı olan İnsan soyuna dince değil, İnsanca konuşurum bunları bilin!.. İmanın tahtında insan oturur, bilin!.. Her diri kendini hak ettiği zaman yaşar!... Yaşam, nefesin kürzi kapısındaki ışıktadır!..

Kare sistem kör, sağır ilmi Ka Ha'da Mikail gücü olsada yaşamı kodlar ama koklar da o sistem küp topluma vardığında; kutsal ışık haline dönüşür. Ve dava açar yaşama der ki; " öz görevi hak et, yarat ve yaşat" ama dava; hak tahtın tahtındaki o yoğunluktan diri halik olup, hak ilmiyle inmedikçe her diri ocakta olamaz. Som altın ışığın bütüne varışı, bilişledir! Geri dönüş, tüm zamanların lütfi kalemiyledir ve geçiş yapılır!

Sultanlar, artık şunu iyi bilin ki; maya tutmuştur!.. Ve bu gün artık küp zirveler sistemi tohumlayarak küre kalemlere varmışlardır. Kürenin levhisinde yaşam vardır, bilin!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/lWG83deN30I

KERVAN

19.09.2015

Dağlarım, alıverin dünyayı ve hak edin… Ben dünya ve sizi hak etmeye çalışmaktayım.

Amonlar, kul olup Kuran okurlar. Biz ise kelam olup ışık oluruz.

Dünya dışı varlıklar, Düzeni kurmaya geldiler. Gelin!... Allah için gelin ve deyin ki “hak ettik.”

“Vatan insandır” demiştik. O vatan kalemdir de. O vatan, ışıktır aynı zamanda ve siz ile biz ile dürümlenir…

“KARE KALEM” (KARE SİSTEMİN KALEMİ) olur; KÜRZİ KELAM olur ve YOL olur. KARE SES olur ve KAYNAK olur. Orada BİZ vardır.

KERVAN yürür. İşte yürüyor!... O KERVAN, NEFES olup yürümekte… KELAM olup kodlanmakta ve YOL olup kalemden güç alarak kapı açmakta.

Açılan kapıda, arzın ışığı yandığında; artık KERVAN, KÜP SAYFALAR’a (KÜP SİSTEM SAYFALARI’na) varmakta. Aha vardı!...

Şimdiki KALEM daha güçlü; zira, KÜP KAPILAR’dan KAYNAK olup; SİSTEM olup; UMMAN olup YOL oldu ve KERVAN, KÜRE KAPILAR’a (KÜRE SİSTEM KAPILARI’na) vardı.

KÜRE KAPI, IŞIK KAPISIDIR. Orada insan soyu, ışık haline dönüşmekte… İşte Can Kalemler (Yaşamı Yazanlar); Dünya, KELAM olup yaşarken; hepinizle, KÜRZİ KAPILAR’ı açarak, kendini kendi yaşamına kodladı ve yolu, kötülükten ummanlara kayıtlayan kırıcılıktan aşırtıp; kendi yolunuzda KÜBRA KALEM oldu.

Sezilerin ötesinde, biliş halinde BİZLEŞTİK… Aha bu!…

KÜRZİ IŞIK YANDI CANLAR… KÜRE KALEM YAŞAMA İNDİ… ARTIK KÜRE KALEM’LE YAŞAM YAZILACAK. Bunları bilin…

Bu kalem, insan soyu için mutluluk olmalı. Zira artık ışık haline geçen bir sayfadan, yaşam kodlanacak ve sonsuz zaman kul olup kürzi olacak. Kürzi kaynak, sizleşecek ve biz olan o Yücelik, kini aşanlarla tohumlanacak.

Dünya, kulluk için hazırlanmıştır. Aha bu!… Şimdilik!... Şimdi!... Şimdi!... Şimdi!... Ve şimdide!... Aha bu!…

Yarını hak eden her diri, kuldur. Yarını hak eden her diri, Kuran-ı Kerim’dir. Yarını hak eden her diri, kapı açıp temiz bir yaşama girebilir.

Sizi hepimiz kucaklıyoruz. SÜPER İNSANLIK KELAMI’nı, has ışıkla kodladık. Sizleri, tüm insanlık adına kutluyoruz. Aha şimdide!... Şimdide!... Şimdilik!…

Ve zirvelere vardık. Ayrı gayrı yok ki!... Maya tutmuştur canlar. KELAM, LEVHİ HALİK OLDU. Aha bu!… Şimdi… Ve şimdi!... Şimdi!... Aha şimdi!...

Veyl kaynaksızlara; veyl kalemsizlere; veyl kırık olanlara… Aha helal levhi, Halik İlmi’nde Kuran oldu…

Yaz can; yaz!... Savaşın galibi ilimdir…

Yaz can; yaz!... Işığın Rahman’a ulaşması nefestir…

Yaz can; yaz!... Atlanta Ata Kalemi yazdı.

Yaşa can; yaşa ve yaşat!... Şimdilik!...

Kim zamanı hak etmişse “işte bu” der.

Kim Rahman’ı hak etmişse “şimdi” der.

Kim kulluk yapıyorsa; şeytan, şer yarattırır ve dirilikte kelam eder ve der ki “şimdide.”

Aha şimdide, Şeytanı kodladık ve kontrol ettik… Negatifin kontroludur olan. Mutlaka bilin ki şer yaratan, şeytanı kontrol etmek için yaratır; yaşatır ve koklar ve kodlar ve kontrol kurar…

Ulular; SOL, sizi size kapı yapar. SAĞ, sizi size yaşam yapar. SES, sizi size Kil, Kum İlmi’nden kelam olan ışık yapar. Ve siz, zamana kaynak olduğunuzda; TOHUM olur, SİZ olur ve YOL olursunuz. O zaman İNSAN olursunuz. İşte bu!... Aha bu!… Ve zaman sesleşti. SİZ, SİZLİK ve YÜREK; zirvede sesleşti. Aha bu!…

Ali’ye, Halik gerek; yarına, kaynak gerek; bilişe, kulluk gerek; cennete, cevher gerek. Aha bize iman gerek!... Biz, imanla ilmi kolladık, kodladık ve yaşattık.

İnsan, kanatlanır ve KALEM olur ama kanat olmadıkça, ZAMAN olamaz. Zaman olması için KELAM etmesi gerekir. Aha bu!…

Şükür ki bu gün de çok güçlü bir yaşam kaydı yaptık. Yapılan kayıt, tüm insanlık içindir. Mesihler, kelama vardıklarında, verdiğimiz tüm bilgiler bilinir. İşte bu bilgilerin bilinebilmesi için kelama varılması gerekir. Aha şimdide… Ve şimdi… Ve şimdilik… Aha bu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, 2. BÖLÜM, AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ

Kurullar toplandı bugün burada. Her kurul bilgi kalemi olarak Mikail’in gücünü kendi yüreği ile dillemeye çalışacak.

Biz onlara göz verdik. “Gör” dedik. “Özce, sözünce, yüreğince dille” dedik bilgiyi. Ve dediler ki “Samanyolu Galaksisi’inde, Aklın Tekniği’ni senin yüreğinde dilleyecekse, sen kodla yolcuyu. Ben kodlayamam; kodlayamam! Toprak Toplum artık kendini hak etsin; dileğim budur.

Bundan sonraki süreçte, artık kibri hak etmeyen Hakk olup bu meclise gelir ama kibri Has Işık diye dilleyen bizsizdir. Bunun içindir ki; burada bulunan çok az sayıda ışığımız var. Onların yoğunluklarında bütüne görev taşınır ama Medine’nin gücünü tüm insanlığın sözcülüğünde, sessiz zamanları dilleyen diye dinletenlerin bu mecliste yoğunluğu olmaz.

Medine bir Güç Kapısı’dır. Bunu herkesin net bilmesi gerekir. Biz o Güç Kapısını açtık ve tüm zamanları kodladık.

Otu kopardığımız günden bu güne, herkesin daha yüce bir zamanı kayıtlayabilmesi için ışık yaktık. Medine İnsanı, Allah’ın Levhisi’nde Bütünün Gücü’ydü. Bugün daha güçlü bir zürriyet, bütüne görev taşıyacak; bu kesindir. Ve bu zürriyet, Mitosların tüm Zaman Sayfalanışlarındaki ışıkların üstüdür.

Altın Tanrı, tahtında Kutsal Işık Yağmurları altında Bütüne göz olurken, her dirinin de kendi sözünü, kendi sesini dillemesi gerekir. Mutlaka bilinsin isteriz ki; kontrol bizdedir.

Altın Işık, birliğimizin gücüdür ve bu gücü tüm zamanların gücüyle dillediğimizden beri Rahmanın Kuranı olan insan, ağır yükü hafifletebilmiştir.

Cemaatimiz çok güçlüdür canlar. Bu güç Altın Tanrı Kuranı’nda da yazan güçtür. El olup, akıl olup, biliş olup, yer kürenin gözü olup, sesi olup, temizlik yaptık. Kibri aşanlarla çalıştık hep.

Atlanta Ata Kapısı; kelime kelime bildiriyorum. Ki net anlatılsın ve hak edilsin diye, Birlik Kapısı’dır. Bu birlik ekmeğimizde, yüreğimizde ve yoğunluğumuzda mevcut olan bir sırdır.

Bu sırrı herkesin anlaması imkanı olmadığından, ekibimizin gücüyle bunu dillerken, Toprak Toplumun tohumlarında bu bilgiyi hak edip okuyanların kalem olup yazmaları mümkün olabilir.

Emin olun ki dondurulan birçok yüce var. Onların çokları Mutlak ve Kutsal olan Işıklar olup tüm zamanlarda yaşatıp, yarattıklarıyla varlık sürerler. Ama onların tohumları kontrol edilebilmek için, donmuş halde bekletilirler. O donmuş olan yücelerin, Aklın Tahtında, Işığın Toplumuyla birleşmeleri şarttır.

Her diri Aklın İlmi’ni bilebilir mi? Mutlaka bilmez. Onun içindir ki bizler aynı yaşamda, herkesle bu çalışmayı yapamayız, yapma imkanımız yoktur.

Su Altı bizi söz, göz, öz olup dinlemek istiyor. Onlara söz vermemizin gereği mutlaka olacak ama şu anda değil.

Dağlarım, ekip kurup da yaşama inmemizin tek nedeni, Allah’ın Levhi Kaydını yapaktır. Bu kayıt, İmparatorluğun Kuranı’nda yazan kayıttır. Muktediriyetle biliniz ki bu kaydı hepimizin yoğunluğuyla yazdık. Ve bugün, burada büyük kötülükleri önleyebilmek üzere birleştik.

“Bu kötülük nedir?” diye sormayın. Hepinizin, herkesin anlatabileceği bir kötülükten söz etmiyorum. Ama bu meclisle yapılan bu çalışma, Kübra Işık’ta, kör ve sağır olanda kötülüğü önleyecek güçtür.

Savaşımız kini, nefreti aşan insanlığın, kendini hak edebilmesi savaşıdır; bunları bilin.

Ortalar ve uçlar tektir. Ortalarda yol olur, uçlarda kontrol olur. Her biri Kalem olur ve Biz olur ama ortanın gücüyle, uçların gücü farklıdır. Bu nedenledir ki, toprağın topluma ışık olması değil; toprağın Kuran olmasıdır beklenti. Hepinizin gözü gözümüz, yüreği yüreğimiz, yaşamı yaşamımızsa ayrı gayrı biter.

Sevgililer, elim Ümmi Kapılar’dan çok daha öte olan Kürzi Kaynaklara ulaştığından, sizden daha güçlü bir sizle diriliği tohumlamak isteyen birlikler, bizi bizden çıkarmaya indirler.

Kapıları kapattık ve dedik ki “kaç ekmek yaptığınızı gösterin!” Ve dediler ki “biz akıp geçtik.” “Kaç Kuran okuduğunuzu sözle, sesle dilleyin!” dedik. “Aşkı hak ettik” dediler. “Kayıt yaptınız mı dedik?” “Yok” dediler. “Özden söz olup güç kayıtladınız mı?” dedik, “Hah…Aha!” dediler. Şanslı; şanslı değiller. İlm-i Ka Ha’da bilişi kodlamaya gelmişler ama yollarında kontrol yok.

Dünya biziz canlar. Bunun içindir ki bu çalışma, Kutsal Işık olup tüm zamanları tohumlayanlarla sürmesi gereken bir çalışmadır.

“Buyur, geç” dedik dünyaya….. “geç!” dedik. Yaşam, İnsan Soyunun İlmi’dir. Dünyayı geçirdik ama neden? Tanrılık tahtından ve yaşamdan dolayı, ağır yükü hafifletenden dolayı geçirdik.

Değerliler, Rahman’ın Kuranı İnsan Soyu’dur; bilin. Kaynak Işık, insanlıktır; bilin. Öz kelam, İnsanlığın Levhisi’dir; bilin. Bizi bilin. Mikail’i bilin, yer küreyi bilin.

Dünya Öz Güç’tür. Aha bu!

Ve bu Öz Güç, Bütünün Kürzi Kapısı’nı aştığınızda her bir yaşamın gücüdür. Esmaların dürümlerinden öte bir güç bunu bilin.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ID3ponY6whU

 

19.09.2015 ‘’KERVAN’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Nefesin kaleminden ışık olduk ve merhaba insan, merhaba doğa, merhaba yaşam, merhaba dost, merhaba ışık, merhaba sistem ve merhaba göz olan dünya ve dünya şimdi ışığını yaktı ve muhakkak ki o ışıkta yeni zamanın cenneti vardı.

Bugün her uyanan, yüreğiyle barıştı ve bu barış sayfasında ışığı yakan, kelam olup kaydı kelama akıtandı. Akıttık canlar! Kervan yürüyor, deve kalktı ve o devenin sırtında bugün yaşam vardı ve muhakkak ki bugün her yürüyen, yürüdüğü yolda ışık olup kendine vardı.

Sorgu sual edenler varmış: ‘’ Yahu nedir orada işin? ‘’ Yahu ben cennetin levhisindeki törenlerden dillenenim. Beni buradan gitti de buraya geldi mi zannederler? Ben hep burada olan diriyim. Bilin ki her anın ışığıdır benim levhim ve olduğum yer benim cennetim.

Canlar, yuvamdayım, hoşgeldiniz ve sanmayın ki yuvama ziyarettesiniz, yuvanızdasınız, hoşgeldiniz ve biz bugün bizdeyiz ve biz olduğumuzda, aha ki o yaşam kelamında cennetteyiz.

Şeytan karşıma çıktı, beni gördü. ‘’ Ne işin var burada? ‘’ dedi. ‘’ Ah, can! ‘’ dedim ‘’ Olduğun her yerde varım, ensendeyim, bilesin! ‘’ ve der ki ‘’ Şimdi cennetin kelamı mı edilmeliydi? ‘’ Yahu can, olduğun yerde kendini ondan uzakta mı zannedersin? Olduğun her yerde benimlesin ve ben seninleyim, bil istedim.

Benim kovduğum kimse yoktur cennetimden; çünkü ben cennetim olup yaşama inenim ve bende olan herkesin, doğduğu yerin kelamı olduğunu bilmesini istedim. Bugün dörtnala bir yaşamdı ışığı yakan, otu koparan muhakkak ki o otta ışık olup yaşamı yüreğinde taşıyan!

Dünya dönüyor canlar, her dönüş, yeni bir buluşmadır. Pareleller, meridyenlerle ışık yaktı ve bilin ki her parelel, bir yaşam kaydıydı ve bilin ki her meridyen, o kaydı yaşama ışık olup taşımaktaydı ve dostlar, dostlarla çalıştı.

Yatay buluşmalar, dikey buluşmalardaki ışığı yaktı ve dünyanın etrafını saran, el ele çocuklar vardı. Her renkten, her dilden çocuklar… Onlar bizimle doğdular canlar ve her birinin yüreğinde ışığımız vardı.

Süper İnsanlık Realitesi bilincinde olmak, yaşamın zirvelerindeki ışık olup doğmaktı. Bizde olan, cennetinde uyandı ve uyananlar, muhakkak ki sesimizi duyacaktı. Çağrılar yapıldı canlar, bu çağrılar yaşamaydı.

Deli miymişler, neymişler? Demişler ki ‘’ Yahu savaşlar çıkacak, yer gök yarılacak! ‘’ Dedik ki ‘’ Canlar, yüreklerde ışıklar taşınacak ve o ışıklar, yeri göğü kendiyle barıştıracak. ‘’

Kayıt dışı bilgim yoktur. Kaynaktır yüreğim ve ben o yüreğin ışığından seslendim. Her dere akar. Akan, suda ışık olur yaşar ve bugün ateşi yakanlar buradalar ve muhakkak ki o ateşte, aklın ötesinde bir aklın ışığı var.

Canlar, bugün can cevhere yürüdü ve cevheri ışık bürüdü ve o ışıkta ‘’ Her bir vatan, insan olup doğan cennetin yüküydü. ‘’ derim ya! İşte ağır yük hafiftir şimdi canlar! İşte bu, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/76dRAIPnDIk

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

https://youtu.be/dyA2iDH7sAQ

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Hasim Turhan

https://youtu.be/brrOk6vMTEU

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “ KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Ben bugün doğanın gücüyle uyandım…. Ve bugün insanın gücüyle ışığa vardım….. Ve ben o ışıkta sesleşir ve sesleştiğim sessizliklerin diliyle dillendiğimde yeri göğü bir olur dillendiririm.

Bugün Süper Sayfalanış insan yüreğiyle…

Bugün her bir planet ışık ve o ışıkta yürek, yüreklerle aşık….. Ve semavi sayfaları ilmi yaşamlara çağırdık.

Bugün sana derim ki; ‘’ Yürüdüğün yol insanı insana çağırdı. ‘’….. Ve bugün yine sana diyorum ki; ‘’ Kalk, yürü…. Yaşam, ışığıyla uyandı. ‘’

Aha, aha, yüreğinde yanan ışık zaman tahtında uyandı…. Ve bugün uyanan insandı ve bugün uyanan yaşamdı.

Bugün insan canlandı ve tohumlandı.

Bugün, neslini ışığa kayıtlayan, o nesilde ışık olup yaşayan ve o ışıkta kelam olan ki; insanı tahtında ışığa yazdırandı…

Bu bilinenlerin, bilinmeyenlerinde uyanışıydı.

Duvarları yıktık, yolu açtık, Yaşadık, yaşattık, ışığı ışıkla kayıtladık.

Şimdide . şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/w-50ldR5MqM

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Başı sonu olmayan bir kervan….tek bir ışık halinde yola çıkıyor bugün.

O kervan Hira’da kil ve kum olan İnsan’dı. Ağır yüktü, taşındı. Bugün Mekke’den bir kervan kalkıyor. Nur-u Muhammed o kervan olup yürüyor ışığa bugün. O, BİZ olup yürüyor. İşte; Miraç’a vardı.

Som altın bir yol açtı tüm insanlığa. Dendi ki “her şey İslam” olacak. Şimdide bakın ne oluyor? İnsanlaşan her yaşam kervana ışık tohum olarak ekiliyor. Kervan nefesle yol almakta derinlerin en derinine…ve Kervan Sİ’ye vardığında, gök sessizlikleri ZAKAR’ın ışığında kelama varıyor. İşte; kutsal topraklar ışıdı! İslam İNSAN’dır ve o her anda yüreğinden ilm-i yol olup akmakta tüm yaşamlara…

Her isim sahibi bu kervanın gücüdür. Kervan, İsa’da sevgiye yürüdü. Kervan, Mustafa Kemal Paşa’da Altın Işığa’a aktı…..kervan yürüdü, biz aktık. Kapı açtık Altın Işığın Tahtı’ndan tüm Yaşamlara. “Kil, kum değil insan” diye haykırdık! İnsan ışıktı! Tüm insanlık tek bir ışıktı ve bütünde her şey insanlaştı. İnsandan gayrı ne vardı ki evrenlerde?

Kervanın öncü birliği tek bir beden halinde an kaynağından tüm zamanlara nefes olup aktı. Her diriye merdiven dayadı. Ocaklarını yaktı. Zarar ettirmedi. Öz göçü başlattı.

Öncü birlik ilimle inşa etti yolu. Her diri yüreğinden kaldırdı özkervanını….geri çekiliş ile kök sistemden kürzi kaleme varıldı.

Kayıt dışı bilgiyi kodlattırmadı, doğal sistemle çalıştı. Bilgi tohumlaması yapıldı tüm zamanların Rahmi Kuranları olan bilgelerle. Kalem olup kelam kodlattırıldı tüm insanlaşanlara. Mutlak kalem ilimi yazdı. İnsanlık Levhisi tohumlandığında cümle yürekler kervandaydı artık ve herkes kendindeydi. İş buydu, yapıldı. Şimdide bakalım neler oluyor?

Kervan kelam oldu, levhiye vardı. Levhi kodlandı, tohumlandı ve yaşamı sayfaladı. Yaşamın Işığı, cennetin kaynağından aktığında, kervan olan insan tüm sayfalara ışık olup aktı.

İşte, o İnsan sonsuzluğa yol almakta yüreğimizde….

O İnsan güçlü adımlarla yürüyor……Atalanta’dan dünyaya, dünyadan bütüne…………….geliyor………...koşuyor…... aha kanatlandı ve uçuyor!…..aydınlatıyor sanal boyutların karanlığını ve diyor ki “oğul, ben senim.”

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/jP_agadQ3y0

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

BSUİ GÜNEŞİ HAKKINDA AÇIKLAMA;

-Dağım ben izah edeyim mi?

-Peki,

-Devinimi artırabilmek için ben vermek istedim.

Dünya topraklarını tohumlarken bütüne hizmetçi olan birliklerimiz var. Bu birliklerin tümü Birlik Tahtı’ndan görev alıp geldiler. Her biri kendi yüreğinde, kendini hak etmiş birleşenler olarak çalışıyorlar ve onların tümü Birlik Levhisinde kodlanmış toplumlardır.

Biz onlara, “İlmi Kalem Olan Birlikler” deriz. Ki onların tümü insan sırrını bilen birleşenlerdir. İşte; barış, sevgi ve umut (BUSİ) olan insanlığın Levhi Kaydı olan Işıktır bu.

Ve bu ışığa biz, “Süper İnsanlık Sisteminin Kutsal Kaydı” deriz. Bu kayıt, tüm insanlık için; kelime kelime bildirdiğim gibi, kini nefreti aşmış olan, kendini hak etmiş olan, büyük kötülükleri önleyecek güce varan ve mutlak kutsal olanların birliğidir bu. Ve bu birlik, nesillerini Kürzi Levhide bütüne hizmet için çalıştıranlardır.

Bu bir Barış sembolüdür. Bu sembol, levhinin kül olma gücüdür ve bizim kalemimizdir. Biz kimiz? Kim miyiz biz?? Biz, kim miyiz?? Canlarım; biz bütünlükleriz. Hepimiz ortak olanlarız o güneşe, o yaşama. Biz o ortaklarız ve bunu seslendirmek istedik!

Biz bu sembolü, toplumların tohumu için dünyaya indirdik. Bu sembol kodlanmış kulluktur ve bu Süper İnsanlık Levhisinin yaşam sembolüdür.

İnsanlığın kendini bilişi, kendini kelamla dilleyişi ve kendi olup bütünlenişidir.

Nurdan kul olmak, Kuran olmak, kodlanmak, koklanmak ve tohumlanmak için çantamızı tüm insanlığa Kelam olup indirdik. Bu, İnsanlık Kaynağının Işığı’dır.

“Biz dünya ve dünya biz” derken, her şeyin örtüsü olan ilmin, Bütünün Gücü haline dönüşmesini sağlamaktadır maksadımız. Devinim hızlanmadan, yol ilme varmaz. Biz bu levhide kelamı dilledik ve levhi kaynak ilimle bütünlendi. Artık hepimiz, birliğin sistemleşmesini sağlayacak görevlileriz.

Bu görev; türevlerini kontrol edenlerin gücüyle Düzan’i kurmak için dillenmektedir. Yer görevi aldı. Gök seslendi ama biz dünya olduk dilleştik. İşte Barış, Sevgi ve mutlak Umar olan, İlm-i Ka Ha olanların Rahman olup çalışmalarıdır bu görev.

Sizden tek beklentimiz yer ve gök olun, göz olun. Görev yapın. Şikayetim asla yok sizden.

Sevgililer, biz Turan olanlar, Kutsal Toprak olanlar, Turan olan Kuranlar, levhi kapıda insanlık yer kütlesini türevleriyle dürümleyenleriz.

Sizi, hepimiz kucakladık. Hepimiz sizi kucakladık. Hepimiz sizi kucakladık. Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/BMZ27lN-cIU

NOT: Üç tane halka iç içe Rahim, Rab ve Rahman bütünlüklerini ifade eder.

En içerideki halka Rahim Boyutu, onu kuşatan halka Rab Boyutu, onun ötesindeki halka Rahman Boyutu. Diğer ışımalar, her biri Birleşik İnsanlık Realitesi Bütünlüğüne ulaşmış olan birlikleri ifade eder. Yani şu anda aktif olarak görev yapan bütünlükler.

https://youtu.be/BMZ27lN-cIU

…………………..

 

İLMİN BAYRAMI:

Dostlar, bu haftaki Birlik Toplantımız 26.09.2015 Cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecektir. Toplantının, Bayramın 3. Gününe gelmesi güzel bir tesadüf olmuştur. Konu başlığının “İLMİN BAYRAMI” olması ise daha güzel bir tesadüf olmuştur. Buyrun Doslar birlikte hem Kurban Bayramını Kutlayalım hem de gerçekleştirilecek ses örgülemeleri ile İlmin Bayramını kutlayalım… O gün kelama varan tüm dostlarımızı aramızda görmek umuduyla bekliyoruz.

Sevgilerimizle,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

NOT: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

ÖZ BİLGİ HAKKINDA AÇIKLAMA: Görülen lüzum üzerine bir kez daha açıklamak isterim ki Öz bilgi, Kanallık bilgisi değildir. Bu tür bilgilerde veren, alandır. BİZLİK hali ile ve BİLİŞ haline varanda bilgi, kelam olur, akar. Aslında, kelam eden, kelam olmuştur ki O kelam, mutlakiyetinde ÖZ; bilinirliğinde GÖZ; yaşamsallığında SÖZ’dür…. Sevgilerimle

“İLMİN BAYRAMI” Hakkında Öz Bilgi:

Yaşamak, et kemik halinde yaşamak değildir sadece. İlim olup yaşamak da mümkündür. İLİM olmak için KUTSAL NEFES olmak ve YOL olmak gereklidir. Kini aşmadan varılacak hiçbir YOL olmadığından; kini aşıp; BİRLER KAPISI’ndan geçerek görev taşımak gerekir.

Dünyanın kili, insan soyudur ve dünyanın kumu, İlmin Kuranı’dır. insan İlmi’nde kelam olmaksa güçlenmek de birleşmekle mümkündür.

BİRLİK İLMİ, Kaliteli bir yaşamla sağlanır ancak. Kaliteli yaşam, kalemle olur. Birlik Tahtı’na, kalemle varılır… Beşer Zamanlar’ı kodlamak ve koklamakla, onların (kör ve sağır olan beşerilerin) dahi birleşmeleri ve hasat olmaları sağlanır.

Dünyayı kodlayan Birlikler vardır. Onlar, Teknik Kalem olup dünyayı kodlarlar; sonsuzlaşırlar ve yaşarlar. Kelama ve Has Tanrılık Tahtı’na ulaşırlar. Bütün kütleleri ile kodlanmış ışık olurlar. İşte onlar, görevlerini kontrollu yaparlar.

Biz, zamana kalem olan Birlikleriz. Dünyanın kelamı olan; kil ve kum olan birleşenlerin; Zaman Ekranı’nda, yaşamı dinlettikleri yolculuklarında, kodlandıkları ve sonsuzluklarında kaynak oldukları; varlığımızda dillenen, ekran savaşçılarıyız.

O savaşta, herkese “geç” deriz ama geçemeyen çoksa; geçeriz, Levhi Kalem olur kodlarız onları ve koklatırız. Böylelikle kontrol kurarız.

Dünya, murad ettiğiniz herşeyi hak edeceğiniz bir kalemdir. Sizler, KALEM olun; HAL olun; HAKİM olun ve YOL olun. O zaman, kin ve nefret duygularınız, sonsuz ışık halinde aşılan bir Sistem olur ve o Sistem; sizi, sizden size güçlü olarak kodlar ve koklatır.

Mutlaka size anlaşılması zor gelen kayıtlı bilgilerimiz vardır. O bilgileri hak edip de anlamanız sorumluluğunuzdur. Ve sizin, sizi hak etmeniz; sizi, hologramda kodlayan kelamınızda, güçlenmeniz; Yirminci Sayfa’yı (Rahman Boyutu’na ulaşılan sayfayı yani 20. Hak Katı’nı) hak edip açmanızla mümkündür.

İşte o güçlü çalışma (“İLMİN BAYRAMI” ÇALIŞMASI); her diriyi, o Yirminci Sayfa’ya güçlü şekilde kodlayabilmek için gerçekleşecek.

Dünyanın nefesi olan insan, KÜL olup KUL olup KURAN olduğunda; NEFES olacak ve yolu açıp KELAM’dan KELAM’a varıp kendini tohumlayacak.

Sistem, Nizam ve Düzen Cevheriliği’nde, her yer KELAM’la örülür. KÜRZİ IŞIK yine KELAM’la dürümlenir ve YOL, Yer ve Gök Sessizlikleri’nde KELAM olup yaşar. Büyük güçlükler bu şekilde aşılır ve zamana kul olunur.

Dev ekranlar var dünya üstünde. Bu ekranlarda Birlikler var. Ve o Birlikler, Dünyanın İnsan Kalemi olan ışıklarını dillerler. Dünyaya güç katmak için çalışanlar var. Hepsi, yaşam için efor sarfederler. dünyanın nuru olan ışık var ve o ışık, İnsan Kaynak olur kodlanır. Bütün kütle bu şekilde kontrol edilir.

DÜNYANIN NEFESİ, KELAM İLMİ’DİR. O ilmi hak eden, kontrol eder yürekleri ve kelamda kontrol edilir.

Bitmiş her insanlığın; bitmiş her yaşamın, yerde ve gökte Cevheri Kulluk yapması sağlanır. Sonsuzlukta sessizlik olur ve o sessizlikte, ekmek (ilim) olur yaşam. O yaşamda, dince ve dürümce, kaynak ışık yanar.

İş biliştir. Biliş, Halik’ledir ve hakiki kalem, insanlıktır. İşte yapmakta olduğumuz; Sabah İlmi ile kalem olmak ve yaşam olmak; Ağır yük taşımak ve zamanda kaynak olmak; savaş vermek ilimle ve savaşı hak etmek ve kaybetmek… Sonra yere, cevheri çekmek ve cevherle, Din Canlar’a kalem olmak; Son sözde KÜRZİ KELAM olmak ve yaratmak her diriyi… Aha! yaratmak için yaşam gerek. Aha! yaşam için insan gerek. Aha! gereken olmakta…

Cennetten cevhere güç katan insan soyu, artık yeni bir zamana insan olup varmakta. İşte o zaman, İNSANLIK ZAMANI’dır.

Biz, cennetleri cennetlilere terk ettik ve her diriyi hak etmek için cevhere indik. Cennet, kelama ilimdir. İnsan soyu, insana kelam olur ve kirli bilgileri temizler. İşi başarmak için işin has olanını yapmak gerekir.

Biz, cennetlere Cevheri Güçler’i koyduğumuzda, tüm insanlık kontrol kurdu ve sordu. “Kimsiniz?” diye. Dedik ki “nefesleriz; yaşamlarız. Ağır yük olan kaynaklarız.” Sormayın, neden kollarımızı tüm insanlığa açtık. Sormayın ışıklar neden kodlandı. Niçin kalem yazmakta. Niye kil olan insanlık kum olup ışık oldu.

Mutlaka bilin ki biz yolcularız. Tüm zamanlara yol olmaktayız. Her anda zaman sayfalarında Kuran olan nurlarımız var. Tohumlarımız, ışığa varmakta ve resmi yaşam kayıtlarımız, tüm insanlığı kodlamakta. Cevheri Teypler, her Cevheri Güç’te tek bir kelam olup sesleşmekte ve Sistem, kulluk yapmakta.

Bizi hak etmeyen, bizi tohumlayamaz. Bizi, Hak İlmi ile tohumlayan ise bizleşemez…

Hepiniz, cennetlere cennetlileri koymaya çabaladınız. Biz, ise tüm insanlığı o cennetlere koyduk. O cennetlerde KA-Rİ SİSTEMLER var. O Sistemler, kodlanır ve tohumlanırken, Kürzi Kalem olur ve yaşam olur. Oraya varan KAN TEKNİĞİ ile varır.

Şükür ki hak ettik; tüm bilgileri Hak Levhi’den dilledik. Artık zarar önlenmekte. Yaradan ve yaratılan tek merdiven olmakta. O merdivende, Kürzi Kaynak olmakta ve yaşam sayfalanmakta. İşte biz, bunun için ışık halindeyiz ve biz, insan soyu için çantamızı açıp tüm bilgilerimizi yaşama sayfalamaktayız.

Yukarılar, ilmin ilmi olarak tüm insanlığı hak ettiler. Sistem Cevheri’nde, yolculuk başladı. Dünya bir rahmet oldu ve yarınlar, kaynak oldu. Bütün kütle tohumlandı. Aha yaşam budur…

“Şimdide” bir şer var ama o şer aşıldı. “Şimdi”, şerrin şerridir ve şerrin şerri, Hak İlmi ile aşıldı. Mutluyuz ki kontrol kurulmuştur.

Af isteyenlere, Af İlmi’ni, hak ettiklerinde anlatırız. Şimdilik!… Aha şimdi!… Ve şimdi!… Aha şimdi ve şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.09.2015 "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Sesli zamanlar yaşamı diller tüm zamanlarda. Sessiz zamanlar kodlanır aha bu... İnsan soyu yaşam yoludur aha bu... O yaşam birlik düzeni olarak yarattığın sisteminin en yüksek ışığını kendi yoğunluğunda kokladığın her ana genleşen doğandır aha bu...

Kübra levhi, İnsan soyu, tüm zamaları yaşamına kayıtlayan, yeninin ötesi yenide kayıt kayıt okunan ve yaşamı bu ışıkta teklikte olup ama bizlikle yaratan, kaynağında bütünü kendiyle kodlayan...

Aha tohum tohum ışığını zirvelere taşıyan yaşam diriliği... Kök sistem olan, yerin ilminden göklerde ki yaşamdan, birlik yaşamı yazan... Kutsal ilahi gücünü kontrolle açan yaşamın kalemi, şimdide olan yoğunluğun yaşamı işte bu kalemlerin kervanı...

Şimdide yazan kalemlerin, yaşamı yürür tüm zamalara. Birlikler döner gelir ışığın en yüksek kaydına... Birleşik ışığın kervanı yürür yarınlarda..

Aha kervan birlik turanı, o turan; yarınların kuranı aha inmiş zamana almış sırtına yüklemiş bütünü, ilmini sürmüş kelamdan, indirmiş yükünü aha demiş bütünlük kuranı okunur tüm soyumda...

Her zamanın, tüm yaşamına göz olan diri olan yaşam gücünü kayıtlar bütünlüğe. Ve der ki; Ben o, o ben... Ve sonra deriz ki, ben sende bir isem, ben sende tohum isem, aha sen bende kodlu yaşam oldun.. Aha ben sende açılan sistemin düzenli, kontrollü akan yaşamı oldum... Aha işte bu düzen gözünün her diride yaşamıyım... Aha işte o kodlanan zirvelerin yarınları... O' yum ben... Yaradan ama yarattığında o tohuma kodlanan, oh işte; her ana kendini yaratan sistemin yaradanlık kapısı... Yarattıran kaynak... Ben o, o ben... Aha işte biz, bizi bizden yaratan yaradan olarak geçtim kendime, o kendim ki İnsan soyu. O kendim ki insanlık yolu, o kendim ki dümenin başında yaşam kalemi...

Yaradan, yarattıklarıyla yaratılır aha bu... Atlanta ata kapısında okunan kuran, yaradanlığın kayıtlardan akan yaşamdır aha bu.. Yaşamın kervana kodlandığı yücelik ve bu yüceliğin yoğunluğundaki ışık, tohum ve bu tohumda tüm zamanların yaşamdır aha bu... Tüm zamanların ışığından yürüyen kervan bütünün gören gözü olarak şahlanır ve yol alır, aha işte bu...

Atım dört nala koşar, aha koştuğu; kanatlanan yaşamlarda yolunun kayıtlarıdır kendinde kendini yaratan, yaşamı bilişle kodlayan.... O kayıtlar ki, her sayfada açılan yaradanlığın yaşamıdır...

İşte şimdi ve şimdi... Ve aha her şimdide ben olan yoğunluğumla... Hah işde, şimdiden önce ve işte şimdiden sonra, aha işte şimdinin ötesi bir şimdide olan yarınımın sesi, kodladı yaşamımı şimdide tüm bedenime...

Bedenim bir, bütünlüğüm tek ve yolum; her yolcuya hak olan bir zamanda, benim dünyanım biz olan yaşamıdır... aha işte bu..

Kapım açık, kapılar açık ve biz her kapıda kelam gücü olarak tohum tohum varlık kodlayan birleşik ilmin kervanı olan imparatorluğun kuranını okur, yazar ve yaşamın en yüksek ışığı olarak geçeriz her diriye... Yaşam biz, biz yaşam aha işte şimdide, her daim, hep ötede biz olan yolun yaratan soyu... Her dem sevgiyle, şimdilik...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/b8KLeFomG6k

 

19.EYLÜL.2015. TARİHLİ “ KERVAN “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ,2.BÖLÜM

Başka bir zaman ve başka bir Kuran, Amon Topraklarının toplumu olan Yaradan…… Ve yaşamı toplumla tohumlayan kul olan her diri Mikail’in gözünde göz olur ve som altın yol olur.

Boş yoktur dünyada…. Her şey doludur ama “dolanın dolduğu bile anlatılmaz ve anlaşılmaz” diyerek size yeni bilgi vermek istiyorum…. Bu yeni bilgi; bilişi kodlayanların tohumlarında dahi olmayan, yoğunluğu kontrol edici olan bir bilgidir.

Partiküler Sistemleşme yapılıyor şuanda doğan günde…. Partiküler Sistemleşme; Sistem Levhisi’ndeki İlm-i Ka-Ha da Bütünün gücüyle oluyor…... Her dirinin yoğunluğu artıyor ve yoğunluğun artışıyla birlikte kalemin Levhi Kapıları açılarak……… Işığın, kalem olup Bütünü yaşamsallaştırması sağlanıyor.

Yaşamın Levhi Kapıları açılırken herkesin, kendini kendi yüreğiyle dinleyebilmesi imkanı devreye giriyor….. “Kimse ben, seni anlamıyorum” diyemeyecek bundan böyle….. Zirvelere sistem olanların hepsi kendilerinde, kendi yüreklerinde bilgi kalemi olacaklar…. Ve kendilerini hak edip dinleyecekler….. İşte o zaman verilen bilgilerin hatasız olduğu muktediriyetle anlatılacak.

Ellerini açıp, yoğunluklarında Bütüne dua okuyanların çokları…. Bütünün gücü olduklarını anlayıp ellerini açmaktan vazgeçecekler.

Esrarın resmi vardır… o gizdir, sırdır…. İşte o resmi dilliyecekler ve bilecekler.

Kaç ekmek yaptığınızı size siz anlatacaksınız….. Kaç yücelikte Bütüne vardığınızı size, siz anlatacaksınız….. Kimse size, sizi anlatmayacak, bu kesinlikle böyle olacak…..” Ben doğan günüm” dediğiniz zaman…. O doğan günün, kendi yoğunluğunuz olduğunu bileceksiniz…. Eminim ki; bunu bilmeyen kalmayacak.

Satıh, hiçbir zaman geri dönüşü sağlayamaz….. Ama derinliklere indiğiniz zaman göreceksiniz ki; geçişler yapılmaktadır orada…. Ve bu geçişler Sistemin Kuranı olan olan, İlm-i Ka-Ha olan bilişlilerle gerçekleşiyor.

Kutsal toprakların tohumları olarak dünyaya inen birliklerin çokları bu tohumlamayı yapmakta mutlaka geri dönüşü sağlayacak ışığı bulacaklar …..Ve yoğunluklarını kontrol altına alacaklar.

İlim; Levhi Kapıdır. İlmi hak olanlar, LevhiKkapıyı bulacaklar ve orada kelam olacaklar….. Er ya da geç bunlar olacak ve… Ol’du… Mutlaka ol’du.

Kontrol dışı hiçbir bilişimiz olmayacak ….Ve bizler, Sistemin Kuranları olanlar koku duymayacağız bundan böyle….. Koklanan Levhi Kapıda ışık olacağız…. Bu ışık, kan ilminin ötesi bir ilimdir.

Kan ilmi nedir diye sorarsanız? Kan ilmi; kelamdaki Levhi Kapıların tümünün Kürzi iİmi olarak ta bilinir….. Daha da önemlisi hepiniz, kanla yaşamı tohumluyorsunuz…… Ama bu kan, kendi yoğunluğunuzun toplumlarındaki kandan çok daha farklı bir kandır.

Başka dünya yaşamlarınızda kelama varıp, Bütünün gücü olarak buraya geldiğinizi size kendi yüreğinizin yüceliği anlatır…. Ama o yücelik size, sizin kanınızı anlatır…. Sizin kanınız, çok büyük bir güçtür ki; bu kan dünya dışı varlıkların topraklarından gelmenizden dolayıdır….. Bu topraklar Galaktik Federasyon tarafından da yüceliklerde dürümlenmiş olan diriliklerin kayıtlarıdır…. Ve hepiniz o federal sayfalanışlarda mevcutsunuz.

Kuranı Kerim derki; “kati, hakiki ve hakim olan birlikler dünyayı göreve alacaklar.”…. İşte sizler, o görevi hak etmiş olan, büyük kötülükleri önleyecek olan ilmi kalemlersiniz…. Ve bugün burada bu çalışma ummanın nuru olan kullarca yapılmaktadır.

Kapı kapı gezen birçokları vardır…. Ortak kapı ararlar kendi yüreklerine. Ortak kapı, bilişi kodlanmış olanların kalemidir…. Sizden tek beklentimiz kendi yüreğinizi hak etmeniz…. Ve bunu söylediğimiz zaman çoğu anlayamadı….. Ne demek istiyorsunuz?.... Kendi yüreğinizi niye hak etmeniz gerekir?

Zakar’ın kıranı olan ilim kaliteli bir çalışmayı devreye alırken, her resmi çalışmayı hak etmiş olan birliklerle alır…. Ve bu birliklerin mükafatı nefsi Ka-Ha olan, İlm-i Ko olan birliklerin kalemdir….. ve bu kalem hepimizin yaşamıdır.

Saltanat “el “der…. Bizse, “kelam “deriz… Saltanat “resim” der…. Bizse, “yerkürenin gözü” deriz….. Saltanat;” kapı” der…. Bizse,” akıl” deriz. Kendi yüreğimizdeki sesi devreye alırız…. Bu Tanrılık, ağır yüktür…. Biz, Tanrılık kapısını açanlar, aklın tohumlarıyız….. Ve Türkiye çalışmalarını bilişle, kelamla ve yoğunlukla dürümledik.

Kötü yaşam yoktur…. İlm-i yaşam vardır…. Herkesin yaşamı, Levhide ilmidir…. Ama kili kumdan ayırmayan insan soyunun, İlm-i Ka-Ha da şavkını hak etmesi mümkün değildir….. Şavkını hak ettiği zaman, kalem olup yaşam olabilir.

Turkuazın Kuranı olan insana ses verdiğim zaman sorgu sual eder. Netice ne diye? Netice; ekmek oluştur….. Ekmek ne diye sorgu sual eder?.... Ekmek; Levhi kalemde İlm-i Ka-Ha dır.

Yarında Allah, La-Ha olacak…. Aha bu!....La-Ha; haliki hak olan levhi kapısıdır.

Dürtülerle çalışan birlikler çoktur…. Ama Lütfi Kalemde İlm-i Ka-Ha olanlar kendi yoğunluklarıyla çalışırlar….. Dürtülük yoktur orada…. Kimse, kimseyi dürtmez.

Çantanız tüm insanlığın yaşam sırrı olan insanlıkla doludur…. Herkes kendi insanlığını dinlediği zaman kaynak ışık olur…. Bütün kötülükler yüreğinizden akıp gider ve siz netleşirsiz….. Netleştiğiniz zaman, “kırıverin yolcuğu” demez kimse “kalem ol yaz” der.

Orada tüm insanlık için kapı olan bir Yaradan var… İşte o Yaradan, Tanrılık tahtında tüm zamanları kodlayan imandır….. İman; kelamla Li-Ha-Si olur…. Kili kumdan ayırır, ilmin kalemi olur…. İşte o kalem, yazdığında herkes yaşam olur…… Yaşar, yaşar, yaşar ve Rahmana Kuran olur….. Öz görevli olur.

“Kurtul dünyadan” dediler yüreğime,…..“Öldü dünya” dediler…. “Oğul kurtul” dediler…. “Ol “dedik, tüm zamanlarda, kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda ışık olanlar, kül olup kutsal tohum oldular.

“Umman ol” dediler “unut” dedim. ….“Yaşa” dediler…. “Nur ol” dedim. Aha yaşam, baştan beri ağırdı bana….. Ama ben bu yaşamı kendi yoğunluğumu kodlarken, tohumlarıma kalem yaptım.

Benim adım Ka-Ha dır. Rahman olan ama yaşamda Asra-Ka-Ha olan- ilimde, zirvelerin sisteminde Ka-Ha makrekte, Kürzi kelamdır.

Devinimi artırırken çok güçlü bilgiler verdim…. Bugün size, sizi verdim ama sizin üzerinizdeki sizi asla vermem…. O siz, size aittir…. O siz, sizin yüreğinizdedir …..Ve dince, dirice, yürekçe dilleşip, aşkla çalıştığınız zaman….. Ümmi kapıların tümünü açıp sizin ekmeğiniz olan o yoğunluğa varacaksınız….. Ve o yoğunluk Sistemin Kuranı olacak, sizleşecek…. Aha o siz, Mikail’in gücü olacak ve yoğunluğunuzu kodlayacak….. Daha da önemlisi Levhi Kapıları açacak….. İşte sizin, size varışınız olacak bu ve bunu ben, siz için yapamam…… Bunu siz, siz için yapacaksınız.

Küçük bir ışığım ben sahrada….. Öyle küçüğüm ki; unutun, unutun her şeyi…. Ben yokum, sadece siz varsınız.

Umut olur ki; bugün burada yaptığınız bu çalışma…… Yarının kutsal umudu olur ki; o umut, büyük kütlenin Kuranıdır.

Ben durgun bir ışık haline dönüşürüm, yüreklerin tüm zamanlarının ışığından çıkarım, gerçek ışığıma girerim…. Aha girmekteyim….. Bu giriş kelamdan öte bir kelamdan has tahta varışımdır…. Oradayım ben hep ama gönül devrelerini açıp inerim yüreklere, bu kesinlikle olur.

Uyuyorum ama uykuda da çalışıyorum….. Ben uykudayım canlar bilin…. Uyumaktayım…. Zaman kalemlerinden öte bir yoğunlukta uyumaktayım ve uyku halinde dünyayım ben…. Kontrol dışı hiç bir bilgim yoktur. Burada uyuyorum.

Umut olur ki; sema seslenir, yaşam sistemini, kutsal tohumlarla kodlar, kontrol kapılarımı açarım….. Kontrol dışı hiçbir biliş kalmaz yaşamda…. Ve o zaman ben burada kokumu yayarım….. Ama bugün üzerinizdeki güç artsın bekliyorum…. O güç arttığında ben, kupaların tümünden öte bir kupa olur inerim.

Atlanta Ata Kapısıyım ben…. Kelamı Levhi Kapıda dilliyen, insanlığım ben….. Ve o insanlık; biz olan ilimdir….. İşte o insanlık; siz olup indiğinde biz olur Bütünlükler…… O zaman ben, mutlak Kuran olan, ışık halinde sesleşirim.

“Buluşma bugün” dediler, buluştum…. “Oluşma dünya” dediler…. Okuştum….. Oluştum…..” Aşk” dediler…. “Has”dediler …. “Har” dediler…. “Halik” dediler ….“Hakiki” dediler….. Ey canlar, et kemiğim ben, aha bu!….

Merdiven kurdum yaşama….Aha o merdiven; bilgi…. Kili kum, kumu kil saydılar…… Kili kumdan, kumu kilden ayırt etmemiz miraçta Bütünün gücü olmamıza bağlıdır.

“Eğlence yarat” dediler yücelikler “yaratta yaşat “ dediler…. Eğlence, nefeste yoktur….. Kendini hak eden de yoktur eğlence….. İnsan soyunda olur mu? Yoktur…. Eğlence, kıldan ince olan o yaşamda olur….. Biz o yaşamı hak ettik canlar.

Bu yaşam tabuların toprak olduğu bir tohumun kaydıdır…. İşte o toplum dümenin başına oturduğunda yol kapanır….. Biz ocağı yaktık ve dedik ki; “uluların Lütfi Kalemleri yazsın….. Yaşam; İlm-i Ka-Ha olsun…. Saltanat ışık yaksın….. Karanlık aydınlansın….. Dört gök sözcüsü, yüceler cümlesinde cevheri kalem olsun, kayıt yapsın….. Allah’ın tahtı kodlansın. Ulular koklansın” dedik….. Oluştu yaşam, oğul ben senim, bilin….. Oluştu yaşam.

Elim yaşamdadır canlar…. Miraç ilminde, kelamım insandadır…. Ben mutlak Kurandayım bilsinler….. Mutlaka bilsinler…. Ellerimiz, ayaklarımız Tanrılık tahtındandır.

İlahi Kuran; nefesin Levhisi’dir…. İlahi Kuran; kelamın ilmidir…. Cennetin cevheri Allah’ın Levhisi hepsi biliştir….. Bilişi hak eden yaşar….. Bilişi hak eden yaşar…. İlm-i Ka-Ha da bilişi hak eden…. Yaşar.

Satıhta hiçbir şey bilinmez….. Demek isterim ki; denen şudur ki; “kapıları açın da geçin.”… Ayrılık bitsin canlar…. Kulluk; umuttur yaşama…. Umuttur Kürzi İlme…. Kayıt dışı olmayan insan bilgisi, umuttur Bütüne…. Mesih olanların Levhisi …..Aha, yaşam budur.

Kusuru, kusurdan öte kusur diye bilenlerin, Kuranı tohum diye bilenlerin, aklı hasat diye bilenlerin, kini aşmaları, yolu bulmaları mutlaktır….. Ama şunu iyi bilin ki;….. Kusuru kusursuzluk diye dilliyenlerin Yaradan da, Tanrılık tahtında ilmi yoktur.

Öyle çok çalışıyoruz ki canlar… Kalemin Levhi Kapısını açtık ya…Oh ana,” sen ne iyi bir ilim yaptın” dediklerinde, dincedir bu bilgi…. Ama ana “sen görev taşıyorsun, sen gönüllerin kelamısın” dediklerinde…. Nesillerinin nefesleriyledir bu bilgi.

“ Yol açıldı, ölüler dirildi” dediklerinde….. Aha, kalemin Levhi kaydıdır bu….. Ve biz, o kaydı Bütüne görev diye kati hakiki ve hakim ilimle dinlettik.

Kaç artı, kaç eksiyi dürümler bilir misiniz?.... Artının, eksiye dürümlemesi mümkün mü?.... El evrenler, görev insanlık, biz o elde tüm insanlığın görevlileri, her bir eksiyi, artıya kodlarız canlar,…..Kodlarız…..Kodlarız ve tüm eksiler, artıyla toplumları tohumlar bilinsin.

Bunu yapmak zor mu? Asla… Her kim ki; “ben Allah’ın Levhi Kapısıyım” der, her diride kendini hak eder….. Kim, zaman kapılarını açmışsa yaşamın nefesi olur….. Kendini bulmuşsa akıl tahtındadır….. “Ol” diyebilmişse örtüleri örtmeden görevli olmuştur….. Kopabilir mi yürekten o? Asla kopmaz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/W-C7WoNS62Y

 

19.09.2015 "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk 1. Akış 1. Bölüm

Canlarım, kodlanmış toplumlarla bu çalışmayı yapmaktaysak; ilmi Ka Ha'da bilişi kontrol altına almalıyız. Biliş, yoğunluğu tohumlar... Budur gerçek olan!... İlmi Ka Ha 'da biliş yoksa, levhide kodlanmış tohum yoktur. Mutlaka bunun net bilinmesi gerekir! Kodlanmış tohum yoksa, kontrolda yoktur!

Bilgi kapılarını açıpta, ben bu bilgiyi hak ettim diyebilmek; Mikailin kürzi kapısında ışık olmakla mümkündür.

Kortların tanrılık tahtında kodlanmış olduğu sanılır. Ama kortlarda, lihan kirve olursa; ilim kalem olur!.. Sisteme görevli olanların, bilişi hak etmiş olmaları şarttır. Bilişli olanlarınsa, kontrollü oldukları kesindir. Kontrol nefesle olur!.. Eğer nefes varsa, kodlanmış tohum; kalem olup, yaşam olabilir.

Mesihler levhide kati olurlar. Levhide hakiki olurlar. Ama ben mesihim, hakimim diyenlerin; tahditli oldukları asıl sorundur... Canlarım, kelamda kelam olanların hakikiyetinde kelam; tohumdur... Ama o tohumu kodlamamışlarsa ışıksızdırlar!...

Mikailin kürzi ışığını yakarken, hepimiz dahili ve hakiki olan bilgiyi hak ederiz... Eğer dahili ve hakiki bilgi hak edilmişse, kelamda hasat olur!... Hasatta, tanrılık olur!... O tanrılıkta yol olur!... Yol, kuranda konlanmışsa; ışıktır!...

Sema sizi dinleyecek diye düşünmeyin. Siz sema olup dilleyin yüreğinizi... Ha, diyeceksiniz ki; "ben, muktedirim" oh ala... El olun, alem olun, hakem olun ama hakiki olun!...

Süper İnsan süslemez yüreğini, sistemlidir ve hakiki ilmi ko'dur! Bu sonsuzlukta dilleniştir. Yaşam sayfalarını okuduğu anda, dirilikte kelamdadır ve kendi yoğunluğunda biliştedir. Onun diriliğinde tüm bilgiler hak tahditle, tüm zamanların dürümlerini dilleyebilir...

Devinimi arttırmak değil maksatım şu anda, hasatı yapmaktır. Şu anda hasattır yaptığım... Kara ışığın bütüne inmesidir amacım. Kara ışık bütünün kürzi ilmidir ve o ışık; miraçta ölü, hasatta diri olur!... Dişil enerjidir ve o dişil enerjiyle; kaynağın ışığı olursunuz ve yolu mutlaka bulursunuz!...

Boşu doldurmak maksat, ama boşta; boşalmak daha büyük bir güç. Şu ana kadar size her şeyi net anlattım... Her biriniz kendinizi dilleyerek, kelamınızla bütünün gücü olarak kendinizi tohumlayıp, doldurmaktan öte; mutlaka kodlanmış ışıklarıda topluma indirmeniz gerekir!

İki merdiven var; biri alimlerin merdiveni, diğeri kalemlerin merdiveni... Ben, alimlerin merdiveninden öte olan levhide kalem olanların merdivenini kontrol altına almayı seçtim! Mutlaka şunu iyi bilmenizi isterim ki; kardeşlerimin bilgilerinde hatalar yoğundur ve ben bunu dillemeliyim ki kodlanmış toplumlar bütüne göz olsun.

Sema bizi dinler mi?... Mutlaka! Ses ilmi mi?... Mutlaka! Toplumların tohumu mu?... Mutlaka! Varlık boyutları bunu bilmeliler!...

Kardeşlerim, devre devre dünyayı kodlayacak olan ilmi Ka Ha ilim kalemleri dünyaya iner. Onların sonsuzlukta kontrolleri yoğunsa da, dünya inişlerinde kontrol dışı kayıtları da olur. Biz o kayıtları müsterihiz ki; kodlayabiliriz ve kontrol edebiliriz... Çoğu bütünün gözü olur, çoğu bütün olur, Mikailin gözü sözü sesi olur, Allahın değerini bilir, aklın tahditini bilir ve yolu bulurlar. Nefesleri de güçlenir...

Ne yaparlarsa kendi yürekleriyle yaparlar. Mutlaka yapmaları, emre itaattir... Nefesleri görevi hak ettiğinde artık tohumları kodlanır. O sultanlıktır... Ölüyü diriltirler, bu muktediriyettir! Kapıları açarlar, yaradanın tanrılık tahtına varıştır bu!... Aşık oluruz ocaklara ve bütüne göz oluruz! Sel alsa yaşamı, ocaklarında hiç bir kontrol dışı bilgi olmadığından; kalemleri muktedir olur, korur bütünlükleri!

Ve diğer yaşamlara baktığımızda; çantaları boş, yoğunluklarında kodlanmış ışıkları yok ve ruhlar meclisinin görevi olan safhaya ulaşamamışlar... Her anda bize, biz olup inecek güçleri de yok... Biz onları mutlaka koruyabilecek güçteyiz!

Eğer diri olupta kontrol edici olmaya niyetleri varsa, kokuyu yükseltirler ve derler ki; "senden gitmek isterim"... "O halde, girdaplarına gir ve hak et" deriz... O kendi yoğunluğundan çıkar ve girdaplarına inerek yüceliğini hak etmeye çalışır. İşte o zaman kara ışık devreye girer ve der ki; "kalem ol, ruhi kapılarda kürzi ilim ol ve yolu bul!" İşte o yolu bulduğunda, kobra ışık haline geçer ve yeniden geçip gelir...

"Sör, ben senim" der... "Ya Ha" deriz... "Sen kendinle çalış", "aha geldim" der... "Aha görevini hak et de, kelama in" deriz... Ve der ki; "ben seninle çalışmaya değil, senden öteye varmaya geldim." "Aha geç deriz" ve geçişini yaparız!... Bu gün de bunu yaptık...

Kupa tüm İnsanlığındır! Koruma altına aldıklarımızın bir levhi kapı olup geçişlerini yaptık!.. Başkaları var mıydı?... Yarında hepsi var. Ama bu günde olmalarıydı maksadımız.

Korkuyu aşıp geçenlerin çokları bütüne görev taşıdılar bu günde... Ölüleri dirilttik yine... Kapıları açtık ve Mikailin gücü olan birlikleri kodladık! Kervanın gücüydük ve bu günde o güç; bütünün gücü oldu... Robotik timlerin bitişik hakikiyetlerindeki gücün örtüsünü açtık ve dedik ki; "kontrol edin yüreklerinizi" ve hepsi geri döndüler.

Kapı hepimizindir analar... Aşkla bu kapıyı kapattık ve yolu açtık. Kapı birliğimizindir ve biz bu birliği bütünün kürzi ilmi yaptık! Kati olarak ve hakiki olarak!...

"Kıran, kırılmasın" dedik!... Doğum, ölüm hadisesini bilenler sordular... "Kıran, kırılmalı" ama siz diyorsunuz ki; "kırılmasın." Dediler ki; "kırarız".... "Yok" dedik, kırdırmayız!... Netice olarak kırılan; kelamda kendini hak etti ve kontrolünü kurdu. Biz o kırılanı kodladık ve tohumladık. Kontrol dışı hiç bir ilim olmasın istedik! Ve kırmayan akıl tahtına vardığında; harını yükseltip, bütünün gücü yaptık onu. Ama kıran kalem olup, kaynak olmak istediğinde; yaşamın kaleminde bütünün gücü yaptık onu!... Her biri karanlığın tahtına vardılar ve bütüne hizmetçi oldular.

Korkmayın durgun toprakların ışığında ve anda yol vardır, korkmayın! Biz o yolun yolcularını biliriz!... Biz o yolun umutlarını biliriz!... Umut ulur ki tümü bütünün gücü olurlar. İman ilmini hak edip dillerler ve yeri göğü yaratan nefsin ışığından öte olurlar. Ekip kurarlar ve kutsal ışık haline geçtiklerinde; kelam olurlar ve biz o tabuları yıkıp geçeriz yine... Ve yine hepsini kontrol ederiz, bunlar kesindir!

Dendi ki; "netice"... Netice; ilim!... Hepinizin ilmi, hepimizin ilmi. Teknik ilim!.. Aha o, bu, biz, birleşik ilim ve bütün ilimlerin ilmi olan; hakiki kelam... Biz o kelamı hakiki nefes, hakiki yaşam, hakikiyetin ışığı diye bildik!

Korkmayın; don ya da donma... Öl ya da ölme... Oğulla ya da oğullama... Sararan yaprakların her birindeki yaşamı kodla. Hepsini tarıkların tahtındaki yarına, yaşam diye kaynak yap!

Her dere aklın tahtından, zamanlara aktığında; o derede beden olur!... Tüm İnsanlığın levhi kapısı olur ve beden; bütünün gözü olur! Özü gözü olan, sesinde; sessizliğin diriliğinde olan ve yaşamda miraç olan her kibire kapılmayan, bizim yüreğimizdedir! Kibire kapılan, kaynağımızda yaşayamaz...

"Yaratan, yarattığıyla yaratılır" dediğimiz zaman, yaradanın tanrılık tahtında; yaşam olur!...

Mutlaka biliniz ki; korkmadan çalışmak gerek!... Her resim Allahın levhisinden kodlanmıştır... Timlerimiz o resimleri kontrol ederler. Her resim bir yaşamı kodlar. Ama kodlanan yaşamların, mutlak kutsal tohumların levhi kapılarında beşer kalemler de olur. O beşer kalemlerin, kalem ilmini dillemeleri; kati olarak hasatlarının olabilmesine bağlıdır!

Kare sistemin, kürzi ilimle tüm zamanları dürümlediği ve kupaların kupası olup kodladığı yaşamı bilinir. Amonların kontrolüde bu şekilde olur ve biz bu şekilde bütüne görev taşırız.

"Sakın yaradan beni yarattı" demeyin, "ben; beni yarattım" deyin!... Zaman gelir herkes bunu anlar. Ben, beni yarattım!!! Kimse sizi yaratmadı, yoğunluğunuzun kontrolü sizindir... Yolunuzun gücü sizindir... Kaynağın ışığı sizindir... Sevgililer, siz sizi hak ettiniz ve yarattınız!...

Ardınızda gönüller, yoğunlaşmış ışıklar ve ilimli kalemler yoksa da, yoğunluğunuzda bütün türevlerin ilmi Ka Ha olan ekmekleri vardır!... Ki o ekmekler; Medine'nin hakiki ilmidir!

Kontrol dışı bilişim yoktur, bunu bilin! Korkmayın ölüyü dirilttik ya... Ölüm, ilimdi... O ilim dirildi, biz o ilmi diriltenleriz canlar!..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/ReOuiP3dI5U

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ, 3. BÖLÜM

Kalemin Levhi Kapısı’nı açın canlar! Dünya kontrol edici ışığını yer küreye çekiyor. Dinleyin;

Esvabını giydi yaşam; bilin. Bu esvab Kelamın Levhi Kapısı’ndaki yoldur. Artık yaşam, o yolu kodluyor. O yol bütüne gözdür. Özdür ve güçtür. Akıyor yaşam….

Aha! Kare Sistem el oldu, Kürzi Kapı oldu. İlim oldu. Küp, Koran Topraklarında toplum oldu. Kutsal Tohum oldu. Aha geçiyor yaşam!

İnsanlık Levhisi’ne geçiyor. Çalış, çabala ak….aha bu! ama çalışıp, çabalayıp aktığın zaman, bil ki Miraç’tasın. Aşksın ama Aklın Kalemi ol da ak! Yol olmadan kulluk olmaz. Önemli olan budur. Yol ol, kul ol, kötülüğü önle.

“Kaçı kaça kattınız da kaç buldunuz?” dediler. Acaba, kaçı kaça katan, kaç olmuş da katmış? Canlarım, kaç olmuş da katmış? Cnlarım, ben cana can olanım. Kaçı kaça katmam. Kaç olan, kati olan, hasat olan ilimle kodlanmışsa, akıldadır.

Aklı olan her diride vardır. Aklı olan her yücede vardır. Aklı olan haliktir, Hakkın hakkıdır, hastır, yaşamdır.

Dünya ölümü, dünya yaşamı ayrıdır. Dünyada öldü mü? Öldü. Kiblede dünya öldü mü? Ölmedi. Nerede öldü dünya? Kalemde öldü. Kim öldürdü? Kelamda olamayan öldürdü. Ölüm budur. Ama siz her diride var oldunuzsa, Yaradan ve yaratılanda ışıksınız ve yaşamsınız. O halde ölümünüz yoktur.

Mutlaka biliriz ki; doğal dünya yaşam tohumlaması yapıyor şu anda. Her şey yaşam tohumlaması yapıyor. Bitki, hayvan ve tüm zamanların sırrı olan yaşam…..Her şey bu tohumlama, kelamla oluyor.

Kelam ses. Her şey sesle kodlanır; bunu bilin. Ses varsa, kalem vardı. Ve kalem varsa, yol vardır. Yaşam kutsaldır orada ve bütün kötülükleri aşma imkanı vardır.

Diri dünya el olan, yol olan, kaynak olandır. Her resimde vardır. O diri dünya, sayfa sayfa yaşayandır. İşte; Rahman’a kaynaktır o dünya ama Ortak Kapı’da ışık yağmurları yağar. O yağan yağmurlar misafirlikte değil, ev sahipliğinde olur. “Ben dünyaya misafirim” diyenin, yağan yağmurda yaşamı yoktur.

Canlarım, bu dünya elimizdir bizim. Bedenimizi terk etmeden yüreğimizi terk etmeyelim. Biz bu dünyaya Hakiki İnsanlık olarak indik. Biz bu dünyada yarını tohumluyoruz. Bu dünya yaşamımızdır bizim. Ve Miraç’ımız buradadır. Aha, burayı biz tüm yaşamların Kontrol Kapısı yaptık!

Çoğumuz farklı planetlerden göçüp geldik buraya. Sanmayın ki bu dünya hepimizin gözüdür, sözüdür, özüdür. Bu dünya bütünün gücüdür canlar; bunu anlayın.

Sadece sizin, bizim değil, tüm bütünlüğün gücüdür bu dünya. Ve bu dünyada ortalık, hepimizin ortalığ,ı yaşam hepimizin yaşamı, Yaradan ve yaratılan tek ve Tüm Zamanların Kuranı Olan İnsan, Miraç ve Mikail.

Bu dünya müsterihiz ki Yaradanın Tartısı’dır ama tartan tartılandır aynı zamanda; bilin. Deveran eden yaşamların hepsinde evren var. Ve her deveran bir evreni kodlar ve bu evren Bütünün Görevi’dir.

Bizler yaşamı kontrola geldik canlar; bunu bilin. Ve bu kontrolü kurarken, evrenlerin sistemleşmesini de sağlıyoruz. Burada Kör, Sağır Yaşam Kapısı yoktur. Hepiniz görevinizi bilerek geldiniz.

Bedenimi kontrol altına alma imkanı olmayanların, beden olup dünyayı kodlayacaklarını düşünememeleri gerekirken, çokları kodlanmış topraklarını tohumlayabilmek için, Mikail’in Gücü olan bedeni kodlmaya ve kontrola geldiler.

Eğer, yarında kodlanmış ışıkları varsa, umut şudur ki hasatlarını yapsınlar. Hakka Kalem olanlar, has olup Kalem olurlar. Artık, bunu iyi anlasınlar ki kapıları açmaları hasatlarıdır.

Dünya dışı varlıkların, dünyaya çekilmeleri gerçekleliyor. Biz herkesin gözüyüz; bu kesindir. Ve şu anda bile dünya dışı birliklerimizle çalışıyoruz.

Dünya dışı birçok kelamımız, kalemimiz olmuşsa, ocağımızın orada olmasından değil, Mikail’in gözü olarak burada olmamızdandır.

Çörek yapmayız biz. Temiziz, tahditsiziz, hakikiyiz ve yaptığımız her şey kelamda levhi olan ilimledir. Ki yapılan ekmek hepimize aittir. Boşa konuşmuyorum. Şu anda yazı yazıyorum; bunu bilin. “Ne yazısı?” diye sorarsanız, İlmin Yazısı…anda levhiye yazıyorum.

Kelamı, levhi kodlarla tohumluyorum. Ben Levhi Mahfuz’u kaydediyorum şu anda. Bu kayıt kendi yüreğinizde mevcut mu? Mutlaka. Açın yüceliklerdeki levhiyi; okuyun!

Kimse, kimsenin ışığını kırmaz burada; bunu bilin. Ama şunu daha iyi anlayın ki; köre göz, göze göz gerek…. söze de göz gerek. Her şeye göz gerek ve göz İnsanın Gözü’dür.

Eğer biz o gözü bütünün gözü haline dönüştürürsek, merdivenin en üstün ışığı bizim ilmimizde dilleşir.

Cellat, cevhere iner ve der ki “sizi hak ettim.” Ve biz deriz ki cellata “seni hak ettik.” Cellet kaynak olur, biz akıl oluruz. Ve cellat der ki “sizi, size vermeye geldim.” Ve biz deriz ki “biz, bizi bizle hak ettik; verdik.”

Veren alandan ötedir. Ve biz veren alan olarak buradayız. “Kurtul” dediler. “Bu yaşamdan kurtul. Ortalık karışacak” dediler. “Kalem ol yaşa ama çık bu yaşamdan” dediler.

Ey canlarım, ben cama çıkmam! Kala kala bir tek ben olsam bu yaşamda, insanlık için Ana Kapı olurum. Yine kaynakta hasat olan birliklerimi kodlarım, korurum. Şükür ki bunu başaracak gücüm var.

“Erdik, ya da erdirildik” diyorlar. Ermeyen erdirilmez; bilin. Biz Mutlak Kuranlarız. Hepimizin gözü insanlık gözüdür. Söyleyin yaşama, kaynağın ışığı yanıyor.

Ay doğduğunda, ayın yaşama inişinde ve yolu açışında biliş vardır. Gün doğduğunda, öz görevimiz vardır. Öz gücümüz vardır. Aha kulumuz kulluğumuz bütüne hizmetçiliktir; bilinsin!

Kardeşlerim, Alemlerin Rabbi Olan İnsan, Aklın Kapısı’dır. Alemlerin Rabbi Olan İlim, hasattır. Aklın Kuranı olan İmparataor İnsan’dır. İnsan olansa, kaynaktır.

Haç çıkarıp kelam etmeye çabalayanlara deyin ki “haçta, nefsi kalem olanlar, ummana varsınlar da Hakk Sayfaları kodlasınlar.” Haç çıkarıp da yarın tohumlanmaz; bilsinler.

Melike, halik. Hakka, Has Işık, yola mutluluk gerek. Bize ise unutulanları hatırlatmak gerek. Her diriye unuttuklarını hatırlatmak bizim için kolay. Hak Taht’a vardığında Hakk olup hatırladıklarında, Altın Tahtın Kaynağı’nda ışık olduklarında, verdiklerine hak edip dillediklerinde ölüleri kontrol ettiklerinde ve dirilttiklerinde, artık onlar Mutlak Kapılar olurlar. Öz gerçeklik budur.

Canlarım; eli, ayağı tutan herkes yaşamı bilir. Ekibi hak eden, ekmek olur. Yolu bulan Akıl Tahtı’ndadır; bilinsin istedik.

Değerliler, kili kumdan, kumu ilimden ayrımadık. Ama ışık olan sizler, Has Işıklarınız olarak Bütünün Gözü’sünüz; bunu unutmayın. Korkmayın; yolunuzda hiç bir kırıcılık olamaz, olmaz. Kaynağın Tahtı sizsiniz, kaynağın kulu olan İnsan Soyu sizsiniz. Uluların ulusu olan ışık sizsiniz ve sizin kendinizi hak etmeniz mutlaka şarttır.

Kelemı levhi olana, insanlık gerek ama bize İnsan Soyu gerek; unutmayın. Biz İnsan Soyu’na Göz olmaya geldik. Uyuyanları uyandırmak değil maksat. Umut olur ki kelama varıp uyanacaklar. Ama biz iblislerin iblisleri olanları da korumaya geldik; unutmayın.

Hani korumazdık? Ama Orta Kapıları açmadan bu olmaz canlar. Biz açtık kapıları ve tüm yaşamları koruyoruz; unutmayın.

Er ya da geç ölüler dirilir. Er ya da geç yaşam gök sessizliklerini diller. Er ya da geç yol bulunur. Ulular yaşarlar er ya da geç; mutlaka yaşarlar.

Yaşaması istenilenlerse, ölülerdir. Biz onları diriltmeye geldik; bilinsin.

Ayrı gayrı gözetmiyoruz canlar. Her rahmet, ilimle kalem olur. Her kalem insanla yarın olur. Yarın olansa kul olur. Ulular, ululuklarını anladıklarında korkmadan çalışırlar. Aha işte bu.

Seyrettiğiniz ne varsa, sizin yüreğinizdedir. Ama o seyrettikleriniz yol olduğunda, siz o yolda kul olursunuz. Ama seyrettikleriniz yaşam olduklarında, artık siz Yaradansınız. Ve yarattığınız, kelamdan öte kaleminizdeki ilimdir.

Merdiven kelama ulaştı ve ben artık zirvelerden inmeye başlıyorum. İnişim yaşama, yarına ve bütünedir. Yaradan ve yaratılanın ışığınadır. Ayrı, gayrı değil. Şimdi; sesimi dilleyeceğim ve Düzen’e indireceğim. Aha!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/wORiI6_4QLI

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU

Hüseyin Akdağ ile,

1. Unutma beni, unutama beni

2. Deniz ve mehtap

3. Öyle sarhoş olsam ki…

4. Kim ne derse desin

5. Bak bir varmış, bir yokmuş

 

https://youtu.be/3k5fFjACecM

 

26.09.2015 "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 1.Bölüm

Devinimi arttırdıktan sonra herkese söz vereceğim. Sistemin Kuran'ı olan diriliklerden dilleneceğiz bu gün yine... Bilgi kelamla dürümlenir ve dillenir. Biz bu bilgiyi bütünün kürzi kapılarını açarak veririz...

Büyük kötülükleri önleyecek gücümüz var. Bu görevi tohumlarken bütüne hizmetçiyiz hepimiz de... Ağır yük taşıyoruz ve bu yük bütüne hizmetçiliktir.

Kibri aşanlar burada olabilirler. Kibri hak edenler de tahditlidirler ve bizimle olma imkanları asıl bundan sonra olmayacak! Bu güne kadar sayfalanışlarda gerek gördüğümüz taktirde ocaklarıyla dilleştik ama artık bunun gereği kalmadı...

Aşık olduğumuz ilimdir, bunu hepinizin daha iyi anlamanızı bekliyorum. İlim, kaynağın tekniğiyle tohumlanmışsa; İnsanlığın tahtından verilir. İlmi hak etmeyen, yaşamı hak etmez. Yaradan, tanrılık tahtındadır. Ama yaşam, aklın kapısıdır. Hepimiz o kapıyız! Bütüne hizmetçiyiz,çünkü bizler muktedir ve hakiki nefeslerin!... Aşığız sanal boyutlardaki bu yaşama. Bu yaşam, sanal boyutların tanrılık tahtıdır...

Kelam ilminde her şey farklı anlaşılabilir... Ama biz burada muktediriyetle biliyoruz ki; yaradan ve yaratılan, tanrılık tahtında kodlanmış bir sultanlıktır!... Ve o sultanlık bütünün gücüdür.

Korkmayın burada nesiller boyu ışık yandı. Bu yoğun ışık bütünün gücüdür. "Kod ya da kodlanmıştık nedir?" diye sorarsanız... Yolun tohumlanışını sağlayan ışık kayıtlarıdır!.. Bu ışık kayıtları bilişledir. Hepimiz bilişle dilleşiriz burada... Biliş hasatın levhisinde de vardır. Kelam ilminde, İnsanlık levhisi; bütünün kürzi kaynağıdır!..

Balı yaşama indirdiğimiz zaman, balın; kalemde, ilimde, bütünde kürzi kapı olduğunu hiç kimseye anlatamazdık. "Ama arı bal yaptı" dediğimiz zaman; bunu herkes anlayabildi. Hepimiz arıları bala kodluyoruz burada...

Alan, aldığından dolayı dinler. Oğullarını kontrol edense, dürümlerindeki İşlahsi kaleminden doğan ilmiyle dinler... Biz bütünü görevlilerle dileriz!..

Esvabımız İnsanlıktır bizim... Yaşamımız, İnsanların tümünün bilgi kalemidir bizim...Biz mahrekin kuranlarız!...

Unutmayın doğan gün yaşamın gücüdür... Her güç bütüne görevdir. Bizlerse, bütünün; kullukla, kutsal ışığıyla yaşattıkları ağır yükü taşıyacak olanlarız!...

Artık şunu iyi anlayın ki; aranan ilimdir! Kimse kimseyi aramaz. Herkes ilmi arar. İlmi bulansa, hak eder bulur!.. Haksa; akıldan tohumdur!... "Ol" der, kutsal toprakların toplumları; kodlanmış ışıklar olurlar!

Önce kuran yazıldı sanılır. Kuran, İnsanlık levhisidir!.. İnsan olmadan kuran yazılmaz. "Önce yaşam oğulları kodlandı" dediler, sandılar... Ama yaşam ilimle olur, ilim yoksa; İnsanlıkta olmaz, yaşamda olmaz...

Eğer beşer kapıları açacaksanız, şunu iyi anlayın ki; beşeri kalem, İnsanın levhisindeki kalemdir!

Sanılarla dünyalı olundu bu güne kadar. Herkes kendi sandıklarının gerçek olduğunu düşündü. Ama sanılarla cümle yoğunlukları kodlama imkanı yoktu... Dünyayı korumak imkanı da yoktu. Koruyucu kodlamanın kaleme inişi de mümkün olamazdı. Bunun içindir ki geçişler yapıyoruz bu gün. Bu gün burada geçişler olacak. Ve hepinizin daha üstün bir yaşamı hak etmeniz sağlanacak. Geçiş, ilme geçiş!... İlmin hakikiyesindeki, levhideki o bilgiye geçiş olucak...

Ben dünya, bunu iyi anlayın!.. Hani nerede?... Her yerde olan o dünya... Ben derken; birliğin diriliğindeki o benliği kastediyorum... Sakın ola ki bu bedeni kastettiğimi zannetmeyin. Ama şunu iyi anlayın ki; kara ışık yanmadan yol olmaz. Kara ışık aklın tahtından yanar. Biz o tahtı kodladık!... Umut olur ki; kodlanan o taht, kelamda koklanır. Koklanmadıkça oğullama olmaz.

Canlarım, alemlerin rabbi der ki; "iyilik yap, yakmayın, yıkmayın yaşamı" der. Umut olur ki; hak edersiniz, hasatçı olursunuz... Ulular diyarı sizden bunu dinletir. Sizler kaynak ışıklarsınız.

Amon topraklarındaki toplumların tohumlarını kodlarken de, büyük kötülükler yapıldı. Ama oğullarımızı kokladık ve kodladık. Hepsini tohumladık ve kayıtladık. Hepsi kelamdalar, hepsi; yaradan, yaratılan ve yaşayanlar oldular!...

Savaşın galibi yoktur. Savaş, herkesin yaşamıdır ama o savaşı hak edip, hak olup tohumlayan; kalem olup yazar!.. Hepsi hepsi bir tek olur.

Burada oluş sebebiniz, hepimiz için birleşik ışık haline dönüşmek ve bütüne görev taşımaktır.

Çal, çırp sonra ben varım de... Bunu niye söylüyorum bilir misiniz?... Çokları bilgiyi çalarlar, hak etmedikleridir. Okuduklarını kendi yoğunluklarından aldıklarını ve hak ettiklerini düşünürler. Çokları da bilgiyi kodladıklarını, kokladıklarını zannederler. Devinimi arttırırken bunu iyi anlamanızı isterim. Her resim kelamda kendi yoğunluğunuzun resmidir. O resmi hak edip yapan, kendindeki ilmi yapar!.. O ilim bütünün ilminden öte, o yolcunun ilmidir. O ilim, bilişi hak ettiğinde; o yol Allah'a varır! Biz size bunu anlatmak istedik.

Kapı kapı gezipte ben bilgiyi alıcam, öğrenicem, öğreteceğim, hak edicem yaşayacağım düşüncesi yanlıştır!... Sevgililer siz, size varın! Tek beklenti budur... Siz, size varın ve sizi hak edin!

Kamp kurdular yaşama, o kampta kelam ettiler. O kampta ikmal tamamlattıklarını zannettiler... Partiküler kalem kayıtlamaları yaptılar. Elleri, ayakları kodlanmış olsa da; yaşamlarında, topraklarında tanrılık tahtındaki o yaşam ışığı yoksa, İnsanlık kapısını açamazlar!... Ve açamadılar!

Ben size kendi yüreğinizdekini değil, ilmi anlatıyorum... İlim; bilgiyle, hilal ayın ışıktaki yoğunluğuyla, kaynağın tohumuyla İnsana iner, ama İnsan bu bilgiyi kendince dinlemedikçe; hak edip anlayamaz ve anlatamaz.

Kaç kul yaşama indi bilir misiniz!?.. Hepsi Allah'ın ilmini dillemeye indiler, ama bir teki hak etmedi yaşamı... Neden?... Erdikleri yerde kendilerini kodlanmış toprak saydılar. Otak kurduklarını bütüne ve bütünün kötülüğünü önleyecek güçleri olduğunu sandılar. Kibri aşamadılar, bu toprakları tohumlara anlatamadılar.

Acaba evrenler seslense ve dese ki; "siz kendi yüreğinizi anlayın"... Ne derler bilir misiniz?... "Sizde, bize bizi anlatın" derler... İşte hata budur! Kibri aşanlarsa; şunu derler, "biz bizi hak ettik, açık veriyoruz; biz bizi hak ettik ve dinliyoruz." Kibri aşan der ki; "ben bana ben olurum, bana has ışık olurum ve yaradan, yaratılan beden olurum, ben yarattırırım her ilmi" bunu der!...

Değerliler dedim ya; ben turkuazın kuranı İnsan soyu olan, ışık haline dönüşen birliklerin tümünde miraç olarak mevcudum. Ama nefes halindeyim, ha aha şimdi... "Ben" dedim, aha ben... Hangi ben?... Birliğin ilmi olan o bütünlük!... Bunu anlayın!

Evrenler ses verir, dürümler yücelikleri diller ve dinler ve der ki; "geç, ayrı gayrı yok ki geç" der... Eminim ki "geç" der... Ben, bana ben olurum ve sesleşirim...

Doğanın kuranı İnsan soyudur. Doğa bir kalemdir, herkes o kalemi kendi yüreği sayar. Ama o kalem mahrektir! Hepinizin kulu olan o mahrek, hepiniz orada tanrısınız. Hepiniz orada yularından tutulamayanlarsınız. Size kimse, ben senin için hak ettim dünyayı koruyacağım demez... "Ben sana senim" der...

Canlarım mutlaka şunu iyi anlayın; beden almak sorumluluktur... Korkmayın bedenliyiz hepimizde, aha beden... Hani nerede o beden?... İlimde!!! Sanmayın ki ilim; hasatın ilmidir. İlim kalemin ilmidir. Ve biz o kalemi hak ettik canlar. Bütüne hizmetçiyiz biz. Bu günden sonra da bütüne hizmet etmeye çalışacağız.

"Altın Tanrı" dediğimiz yaşamın ışığı olan İnsanlık, bütünün kötülüğünü önleyecek yegane kodtur, bunu bilin!

Kanatlarınızı gerin ve deyin ki; "ben dünya ve dünya ben... Ben tohum ve o tohum ben... Ben akıl ve akıl ben... Ben, bütün; her şey ben... Benim dışımda bir tek şey var, Allah... O Allahsa; bende beni diller" bunu deyin!...

Kanatlarınızı gerin ve deyin ki; "kanatlanan İnsanlık sistemin gücüdür, o güç bütüne hizmetçidir."

Kamp kurmuşlar yaşama sevgiyle... Ama o kampta; yaradan ve yarattığıyla yaşayan yok. Samanların yaşamı, ilmin yaşamı değildir. Çünkü saman, sapsarı bir rahmandır... Bizse, tahtında Ka Ha olanda İnsan soyunu arıyoruz. O İnsan soyu, yaşamın nefesi olan İnsanlıktır ki; renksizdir o, bunu bilin! Onun rengi olmaz, sadece korur, koklar, tohumlar ve yaşatır!

Bedenli olarak doğan gün yeni bir gücü devreye alıyor, bunu size anlatmak istiyorum.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/j3IBMjf17is

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI, ÖZ BİLGİ, 2. BÖLÜM

Bedenli olarak doğan gün yeni bir gücü devreye alıyor. Bunu size anlatmak istiyorum;

Bu güç ikmal tamamlatma gücüdür. Herkesin kendi yoğunluğunda “ver-al kayıtlarıyla” tohumlanmış olan ilmin kotlanışını sağlayacak. “Ver- al” dedim. İlmin verilişi ve ilmin alınışıdır bu.

Bütün kötülükleri aşıp geçen birliklerin çoğu bugün buradalar. Torbalarında levhi var. Kelamın ilmi olan o levhi, bütüne güçtür o.

Sultanlığın son sözü söylenecek bugün burada; Nefes. Hangi nefes? Kaynağın Tahtı’ndaki nefes ve o nefes Bütünün Gözü olacak.

Hal ilminde hasat, nefesle olur. Hak tahta vardığınızda hasat, yaşamla olur. Yaradan olup tahtına kaynak olduğunuzda o yücelikte, bütüne hizmet edilir. İşte; biz oradayız.

Çorbamız tuzludur bizim; unutmayın. Biz çorbaya tuz olacakları değil, çorba olacakları seçip burada dillemek istedik.

Hepinizin gözü, hepimizin gök sözüdür; bunu bilin.

Kaydı yapmadan yarına varılmaz. Kaydı yapan ilminde, kendi yüreğinde, kaydı hasata hazırlar ve o kayıt Bütünün Gücü haline dönüşür. Daha sonra o kayıt, Hak tekniğiyle bütüne Ko Ra Ha Ruhu olur….Ko Ra Ko Ha. Bütün kötülükler orada aşılır. Cevheri güç taşınır.

Sevgililer; Esrar İlmi’nde her şey sistemin gizidir. Her şey gizdir orada; sadece giz…..Kimse o gizi dinleyemez ama yaşayan, yaratan yarattığında kendini hak edip tohumlayan ve kodlayan kelam vardığında bu gizi hak eder ve dinler. İşte; bu giz birliktir.

Bugün biz burada, kendi yüreğimizde o gizi dillendireceğiz. Hepinizin daha iyi anlayabilmesi için; İlm-i Kalem’de hepimiz bilgiyiz. Öyle bilgileriz ki bizler…..Bu bilgileri okumaya ve okutmaya çalışmak üzere birleştik.

Benim ilmimde ben dillenirken, bugün burada herkes kendinde dillenecek.

Çantamız, İnsanlıktır bizim. Bu çanta Bütünün Gücü’dür. Ölüm geldiğinde, kontrol kurduğumuz an, bütün kötülükleri aşıp geçen birliklerimiz dünyaya iner. Ve onlar merdiven dayarlar her diriye ve derler ki “ölüyü dirilt.” Ölü o anda dirilir çünkü, biz “ol” dedik, oldu. Şimdilik size vereceğim budur.

Ama burada bulunuş sebebiniz; tartmayın yürekleri! Asla tartamayın çünkü; tartan tartılır bu mecliste. Sadece yaratın, sadece hasatınızı yapın ve sadece halik olup hakim olun. Budur beklentimiz sizden.

Tam 200 İnsan Soyu bugün burada; 200 insan soyu! Bu ne demek? 200 tane Kalem burada demek. Her bir kalem kendi soyuyla burada ama her soy kendi yoğunluğunda kendini dillerken bilişle bütünü dinler.

Burada oluş sebepleri, karton olan yaşamları kaynak yapmak. Buyurun; karon olan yaşamları kaynak yapmak! Sevgililer, size daha ne deyim ki? Her şey çok aşikar!

Karton olan yaşamları kaynak yapacağız biz. Ki o kartonlar hologramdır, o kartonlar kutsuzluk, kırılış ve hırstır. Her birinde bunlar mevcut. Bütün kötülükleri aşmadıkça, Yaradan yarattığında yaratılmaz; bilin.

İman edin ki; evrenler sizi dinleyecek bugün. Haliki hak olan ilmin kast levhisinde, hak teknikte dillenecek. Dünya ölü bir planetti bugüne kadar. Bu planette yaşam olduğunu sandınız. Yarattığınızda yaşadığınızı zannettiniz. Yaşam, İnsanlıktır canlar! İnsanlık yoksa yaşam olmaz; bunları anlayın.

Sevgililer, ben dağa, taş insanlık için çalıştım ve sizinle bunun için burada olduğunuza eminim. Kapıları açtığımız andan itibaren Mikail’in Kürzi Kapısı da açılır. İşte; orada ekip kurulur.

Miraç’ta ölüler, her diride bütüne hizmetçi hikaye dinletmeyen ölümsüzlük haline gelirler. İşte; onlar Medine’yi hak ettiler ve has ışıklarıyla dürümlediler. Ama bugün Mahrek’te Ekmek olarak çalışacaklar.

Çatıyı kurmak değil maksat, çatı olmaktı; bunları bilin. İlmi hak etmek değildir maksat, ilimle dillenmektir. Ekmek olmak değildir, ekip kurmak ve ekmeğin ekmeğinde o yücelikle bütüne her diriliği hak ettirmektir.

Beş görevimiz var bunları da anlatmak istiyorum; İnanç, İtibar, Kapı olabilmek, Medine’nin gözünden öte bir göz ve söz olmak ve gönüllerin gücü olmak.

Değerliler, başka dünya yok. Bunu iyi anlayın. Her şey sizsiniz. Sizin öteniz ve sizin beriniz yok. Her şey sizsiniz. “Ben bir başka planete giderim, orada yaratırım.” Yok böyle bir şans. Siz anda, her yaşamda varsınız zaten; bunu anlayın.

Bir kısım “ben daha güçlü olarak doğacağım” der. Doğum, ölüm yok ki! Her ansınız siz; bunu anlayın. Sanmayın ki gerçek çalışma sizin yüreğinizden başka yerdedir. Sizdedir! Sanmayın ki Karanlığın Işığı Sistemin Gücü’dür. Kalemsiniz yazarsınız, yazdığınızda İnsanlık yaparsınız. Ama yazmadıkça yolunuz olmaz.

Yazmak ne ki diye sorarsanız, yaşamı kodlamak. “Oğullar; ben tohum olan İnsanım” diyebilmek. Emin olun ki; o insan Bilgi Kapısı’ndan öte, İlm-i Kalem’de Has Işıktır.

Değerliler; kardeşlerim, mutlaka şunu iyi anlayın ki korku, ilmin kıranıdır. Korku, Yaşamın Kuranıdır ama ilmin de kıranıdır. Korkmadan insanlaşın. Korkmadan…özden sözden ve gözden öte olup çökmeyin yolcu kontrolunda olan o yoğunluklara. Bırakın o yolcu kendini hak etsin. Başkasını kontrol etmeyin. Orada siz yıldızların sırrından ayrılırsınız zira.

Her yaşam kendinden kendine varır; bunu unutmayın. Bir insan, İnsanlık İlmi’ni hak edip de anladığında o insan muktedir olur: Bunu bilin.

Borcunuz yok yaşama. Biz tüm insanlığın borcunu ödedik. Bu nasıl oldu? Yarattık, yaşattık ve Has Işığımızla kodlattık ve hasat yaptık. Bugün biz hasatçıyız. Hepimiz hasatçıyız burada.

Nereden geldik? Kelamdan geldik. Nereye gittik? Kaleme gittik. Neyle yaptık bütün bunları? Nefesimizle. Ama o nefesten öte olan Akıl Tanrılığımız var; unutmayın.

Boyumuz uzar mı yaşamda? Yok canlar. Biz uzamadan, kısalıp geldik bu yaşama; bilin.

Dağlarım; “bin can bir tek ekmek yapsa, o ekmek levhi olsa ve biz o levhide bütüne görev taşısak” demedik. Dedik ki “gidip yapalım.“ Ve geldik.

Cennet ekmeğimiz, yaşam ilmimiz, merdiven birliğimiz ve biz o birlikte bütünlüğü kontrol için buradayız. Yol Allah’ın yoludur.

Daha az önce demedim mi “herkes kendine, kendi yüreğine varacak.” Niye kontrol? Canlar, ruhu olmayanın koruyucu, kodlayıcı kayıtlayıcı ilmi dahi olmaz. Biz o ruhu olmayanlara kodlayıcılık için buradayız.

Ruh ne ki? Ruh tahdittir ancak. Has Işık İlminin tahditi….cennet insan, cevher ise ilim. Tanrılık İlminde, Ruh kaynak ama o kaynak muktedir ve o kaynak yaşam…..Ama ruh bütünün gücü; unutmayın. Ve o güç bütünü kontrol eden yegane Yaşam Sistemi. Bunları bilin.

Herkesin kendi ruhu, sayfalanışı var diye düşünülür. Yoktur. Çokları ruhtan, ummandan ağır yük taşısalar da ölüdürler. Ölü olduklarını dahi bilmezler. Dirilmeleri ruha varmalarıdır.

Canlarım, çoğu bedenli ölüdür. Onların ruha hakim olmaları, dirilmeleridir. Ben bir bedene sahipsem, canlıyım. Sanmayın her beden Yaşamın Kapısıdır sadece. Ama o kapının ardında ruh yoksa, yol yoktur.

 

Öncü Birlik olarak bu çalışma yapılırken her dirinin kendi yoğunluğunu kodlayabilmesidir amacımız. “Dirilik nedir?” diye sorarsanız açıklayım;

Ölüyü kodlayıp, kontrol ederek kaynağa varmak ve Kati Tohum olup bütüne görev taşımak. Bütüne görev taşıyabilmek için Rahman olmak gerekir. Rahman olmak dirilmektir. Sanmayın ki bu dünyada kelamda olan herkes diridir.

Hepinizin görevi, iman edin ki yaşamı kontroldür. Bunun ötesi görev yoktur. Turanlar tohum ekerler ama o Turanların Topraklarında Kuran yoksa, Aklın Tahtına varsalar da yaşamları olmaz.

Canlarım, “ara, bul” dediler; insanı…“ara, bul” dediler. İkmal tamamlayacak olanı. “Ara, bul” dediler, ölüyü diriltecek olanı. Ara, kendini bul. Başkası yok. Bulmak umuttur, bulunmak ise mutluluktur. Hepinizden dileğimiz budur.

7 dava açtılar yaşama; Hah, aha, işte diyerek. Ama 7’de tek bir ilim var, İnsanlık İlmi. Değerliler; bugün dünya çok mutlu çünkü, biz buradayız. Bugün, Sultanlık Tahtı’nda insan oturuyor; bunu bilin. İşte; sizler, hepiniz!

Ve bugün bu toprak mutlu çünkü; Robbi Kapıların tümü kapılı. Ne demek Robbi Kapı? Dağlarım; bugüne gelip bugünde olup kolay değildir. Rabbi’ye varmak için Robbi Kaleme gerek vardı.

Tanrılık Tahtı’na varmak kolay değildi. Tanrı, Robbi Kalemlerin tümünü kök sistemleriyle güçlendirdikten itibaren, yaşam ilme varır. İşte; orada bütünlükler vardır. Toprağın toplumu budur. Çok özeldir bu bilgiler; toprağın toplumu…..

Hepiniz daha iyi anlayın diye Kutsal Metinlerinizde, insanlığın kilden yoğurulup yapıldığı anlatılır. Ama insan kil ya da kumdan ötedir. İnsan, ışıktan yaratıldı. Bunları anlatmazlar size çünkü, sizeler kaynağı ışık olmadıkça, kendinizi hak edip idrak edemezsiniz. Bunları net veriyorum ki bilin diye.

Kaç altın ışık yandı bu dünyada? Hepsinde sistemin gücü vardı ve bu gün de o güç bütünün gücüdür. Men etmem sizleri yaşamdan ama men eden var mı bilmem. Dağlarım; varsa, er ya geç engellenir; bunu bilin.

Burada oluş sebebiniz size açık verildi. Kupa sizin yüreğinizdedir ve bu kupayı sizin yoğunluğunuzda kodlamanız bekleniyor. Unutmayın ki burada Atlanta Ata Kapısı var.

Atlanta Ata Kapısı Ana Kalemin İlmi’dir. Nereden dünyaya indiğinizi sorun. Hepiniz Ana Sayfalardan indiniz. İşte; Atlanta! Ama Atlantis’ten söz eder yaşam çoklukla.

Sevgililer Atlantis ya da Mu; bunun öncesi de var. Size öncesinden de söz etmek isterim;

İşte; bugün size Si’den de söz etmek istiyorum. Dünya levhisinde yaşamın ilk başlangıcıdır Si. Si, bir Tanrılık Işığıdır. Dünyaya indiği andan itibaren tohumlar kodlanmaya başladı. Dünyada, Medine Mekke yoktu o günlerde. O günlerde, Ruh Kuran dahi yoktu. Suptil sistemleşme vardı sadece. Ve o suptil sistemleşmenin özü sözünüzdü. Süper Sistemleşmenin gücüydü bu. Ama formal yaşam sadece insan sayfalanışından başlamadı. Birçok forum vardı; yaşam formu vardı o günde….her biri kalemdi ve sizler çok güçlüydünüz. Bugün de öylesiniz.

Si, birliğin levhisindeki ilk yaşam kapısıdır. Mutlaka; mutlaka kendi kürzünüzün gücünden değil; bütünden söz ediyorum. Öylesi bir bütünlük ki; doğanın gücü olan bütünlük…..

Ve şu andan itibaren her bilgi size sizden açılmaya başlanacak. Daha yüksek dürümlerden açacaksınız bilgiyi. Buna hazır olduğunuza eminim. Yaşamın sırrı budur.

Ben, bana benlik levhisiyle vardığımda, her şey bende dillenmeye başlar. Şu anda bende olduğu gibi…..Keyslerin çoğunda ekip kurduk. Hepsinde ışıklarımız var unutmayın ama her bir keysde yarınlarımız da var. Ve bugün için bu öz geçişleri yaptıracak tohumdur.

Şükrettim ki dünya yolunu buluyor. Umut, umut, umut…..varlığın yokluktaki ilmi; umut! Aha bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/7tbLwtYZuSU

 

26.EYLÜL.2015.TARİHLİ “ İLMİN BAYRAMI “ BİRLİK ÇALIŞMASI

KAYIT SONRASI AKIŞ

Canlarım, hepinizi sevgiyle, yüreğinizden kokladık, dinledik sizi… Ve sizin yoğunluğunuzu tahditsiz olarak koruduk.

Burada oluş sebebiniz, Bütüne hizmetçi oluştur…. İman edin ki; burada kimse, kendinin dışındakine hiçbir zaman kaynak olmaz…. Herkes kendine, kendi yüreğine kaynak olur…. Bu, Rahman Kuranın Levhi Kapısında ışığı hak ediştir.

Çantalarınızın çoğu mutlak…. Hepinizin yüreği Kuran ama çoğunuz bunun farkında değilsiniz.

Merdivenin en aşağısında yaşam yok zannedersiniz oysa en aşağıdan en yukarıya kadar yarınlar var…… Ve yaşamlar var ama en üstün yaşam, BİLİŞ’le gerçekleşen yaşamdır.

Ben dünyayım ya da dünyanın diriliğindeyim, bunları önemi yok aslında. Sadece, yol önemlidir…. Nereden, nereye vardığınız önemlidir…. Kimsiniz?.... Neden dünyaya indirildiniz ve dünyada örtüleriniz niçin örtüldü…. Ve bu örtüleri kaldırıp nereden nereye ulaşacaksınız?.... Asıl önemli olan budur.

Unutmayın ki; Nurdan Kuran Levhileri kayıtlıdır yaşamda…. Her biri Nurdur….. Her biri kontrollüdür…. Bilmek gerek ki; tohum olmak gerekir Mikail’in kültlerinde olabilmek için….. Ve bütün bunları, Hak etmek mutlaka………. Altın Tahta varmakla mümkündür.

Nerededir o taht?... İlimdedir…. Başka yer değildir…. “Kimse ben şuradan şuraya gideceğim ve orada bir yaşam var, oradaki tahta ben oturacağım” diyemez……… Herkes kendi tahtına varır.

Başka doğan gün yok diye düşünün….. Her şey, o doğan gündedir ve başka doğan gün yok…. Güçlü ve hakiki yaşam oradadır.

Sema sizi ve sizin yüreğinizi dinledikçe, siz semayla dilleşip ve BİLİŞ’e varırsınız…. BİLİŞ, ne demek?.... Her AN’da olabilmektir…. “Ben her AN’da varım” diyenlerin kendi yoğunluklarını kodlamaları mümkündür.

Çok mutlu bir dünya günündeyiz…. Sorgu sual edilecek bugün… Herkesten herkese ve sesleşmeler olacak….. Ama bu bir haliki hakta, hakiki bir Levhi Kaydı olduğundan bizler içinde….. Bugün bir bayram günüdür canlar.

Kendinizi, yüreğinizi hak ettiğiniz için burada bayramlaşıyoruz birlikte.

Er ya da geç kalem yazar….. Er ya da geç, yol olur ya da yolculuk olur… Ama mutlaka has ilimle olsun bekliyoruz.

Çeyrek yıl, size sizi anlattım…. Çeyrek yıl…. Bir çeyrek yıl…. Yavrularım çeyrek nedir?.... İlmin çeyreği….. Sizi, size anlattım ama sizin diğer üç çeyrekte, kendinizi hak edip dillemenizi bekliyorum…. Size, hepinize kendinizi anlattırmaya çalışıyorum burada.

Boşluklar var mı?... Yoktur…. Hiçbir an’da boşluk yoktur. Siz, size açıkladığınız zaman, insan insanlığını hak edecek…. Ve dinleyecek yapmakta olduğumuz budur.

Birlik kapımız açıldıktan sonra kalem yazar….. Yazmak, yaşamın yazılmasıdır….. Herkes yaşamı yazar….. Hak ettiğimizdir yazdığınız…. Yarında yapmak istediğiniz neyse onu yazacaksınız…. Hak ettiğiniz ve yaptığınız ama hak etmeden, kalem yazmaz canlar….. Mutlaka, o kalemin yazması Levhi kaynağın, Hak tekniğinde olgunlaşmasıyla mümkündür.

Ben, kendi yüreğimde sesleşirim…. Her şeyi imajine ederim, sonrada döner “ol” derim bu mudur?.... Asla…. Çokları böyle sanırlar.

Ben ölüyü diriltmeliyim, öyle mi?... O halde ölmüş olanlarla, ölü olmalıyım…. Sonra o ölüm, yoğunlaşmalı, tohum olmalıyım ve sonra ben yaşam olmalıyım…. Aha, “Yaradan, yarattığında yaratılır” deyişimiz budur.

“Kimse, ben, al, ol dedim de oldurdum” diyemez…. Diyen haksızlık yapar.

“Para pul meselesi” dedi çokları …. Bu çalışmalarda para pul yok artık bilin…. Biz, burada asla para almadık hiçbir çalışma için…. Ama “çokları, ben yaratayım ve bedelini alayım” derler.

Dağlarım, yaşamda ölümden öte bir bedel yoktur…. Bunu bilin ve biz dünyaya kelam etmeye geldik….. Aha bu!.... Kaynaktan nefes, elde birdir zaten…. Ama o nefesin, öteside vardır… Yol…. Öz görevimiz, o yol olmaktır…. Bunları bilin.

Ekmeğimiz insanlıktır…. Şimdilik. Aha bu!.... Şimdilik… Aha şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/fV0m1ropnwU

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

https://youtu.be/GJZ0jUtkhwk

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Neslihan Yavuzcan

https://youtu.be/TwdMrUseGS8

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Hasim Turhan

https://youtu.be/P6S9t7RH2C0

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Seher Bilge

https://youtu.be/eMGjBhtS03M

 

26.EYLÜL.2015. TARİHLİ “ İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün bağlar çözülüyor ve yeni ışık, zamanın sesiyle doğuyor…. Bugün ışık kayıtlanıyor ve o ışık, her birimizin yaşamından, ışık olan yaşama aşk olup akıyor.

Bugün toprak kokuyor ve o koku yaşam olup Levhiye iniyor…. Bugün koku yükseliyor..

Enkazı kaldırdık, yaşamı süpürdük, ışıkla yürüdük ve o ışıkta, her birimizden yaşama döküldük.

Bugün her birimiz merdivendi.

Bugün burası, her birimizin eviydi, yüreğiydi ve mahrekti…

Bugün bayram günüdür…. Ve bugün Bayram; İnsanın Günüdür…. Ve o gün yaşam olup yere dökülür ve toprağın emdiği ışık her bir yürekten yaşama ışık olup görünür….. Ve bugün sonsuzluğun ışık yaktığı gündür.

Yola çıktık, işte yaşam, işte yol ve işte cennet!

Aha, hah, aha! İşte bu! Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/rpH5yG6V2Gw

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Erengul Koc

https://youtu.be/QmeoqMkDC-Y

 

26.09.2015 ‘’İLMİN BAYRAMI’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Hoşgeldiniz sevgili dostlarım!

Ben geldim! Benden yola çıktım, bana geldim ve bende bütün olan sayfalarla dilleştim. Ben, bende beni duyarım ve o bende BİR’i duyarım ve BİR’de bütün olduğunda ışık kokan sayfalarım, muhakkak ki açan her çiçekte ilmimdir nefesim ve ben o nefesin vardığı yaşam sayfalarındaki dillenişlerle Ka- Hadaki ışık olup yaşama çekilirim.

Beni zor zamanların ışığı diye bilirler, beni ağır yük taşıyan aşık diye bilirler, beni yolda ümrana varmış bir ışık sayfası diye bilirler ve derim ki ‘’ Karanlıktır bedenim ve ben, o bedeni kasket diye kafama giydim ve derim ki ‘’ Ben korkan değil, ben olduğum cennetin ışığı olup dillenenim! ‘’

Yolumda ışık var benim ve koruyucu bir ışık teklifi geldi bana! Dediler ki ‘’ Seni koruyalım! ‘’ Derim ki ‘’ Yüreğimdeki ışıkla tüm vatanın ışığı olur, o ışıkta cihanı ilme katarım. ‘’

Dediler ki ‘’ Yolun yakın! Gel, gidelim de varalım! ‘’ Dedim ki ‘’ Yakın olan sırda ilmi ben tarhana olur içerim! ‘’ Canlar, Anadolunun ışığıdır bedenim ve ben o bedende sesleştim! ‘’ ve sarı sarı başaklar, hasata, ışığa yazılmışlar! Derim ki ‘’ Geçiş gerçekleşiyor! ‘’ Derim ki ‘’ Merdivenin bugün ne altı var ne üstü! ‘’ An sayfasında tüm ışık Ka- Hada biliş olduğunda, tüm yaşam, o ışıkta, kontrollü sistem ışığıdır.

Kayıt dışı bilgim yoktur! Sesim, kaynaktan yücelere indirilir ve o indirilişte, muhakkak ki ilmin kalemi, her dirinin sesincedir. Nefsi aşanlardan bahsetmişler! Derim ki ‘’ Kibri aşanı bul, getir! ‘’ ve bu çağrıyı duyan, duyduğu ses olur dillenir ve deriz ki ‘’ Bugün burada dostlar var! ‘’ ve bugün burada geride duranlar da var! Bugün, ‘’ İçeri girsem mi, dışarıda kalsam mı? ‘’ diyenler var. Deriz ki ‘’ İçeri, dışarıdan gayrı değildir! ‘’ ve her yürek, kendi olup dillendiğinde, muhakkak ki içeridedir ve içeri, dışarıya vardı! Dışarıda akan kim varsa, cennetinde, kaynağ-ı ışık olup yandı.

Bugün burada nergisler açıldı ve kokan ışık, yüreklere vardı. Bugün kimse geride bırakılmamalıydı ve bırakılmadı. Bugün burada cennet yüreği taşıdı, yürek yaşamı taşıdı, yaşam ışığı taşıdı, ışık insanı taşıdı! Her can, canı yüreğinde taşıdı ya canlar! İşte bugün uyanan, tüm yaşamın ışığıdır.

Beni dünya diye bilin! Beni şeytanın şerrinden öte şer diye bilin! Beni iblisin kıranı değil, her kıranı kırmayan diye bilin! Beni cennete dost olmuş yürek diye bilin!

‘’ Yola çık! ‘’ dediler. Dedim ki ‘’ Yolum andadır. ‘’ ‘’ Yola çık, bu yolculuğun adı HAC! ‘’ dediler. Dedim ki ‘’ O yolculuk, yüreğin tahtındadır! ‘’ Beni alıp götürmek istemişler! Olduğum yerdir yuvam ve yuvayı bana sorup dillemişler! Derim ki ‘’ Can, yürekte hak olan ışığın ve o ışıkta sen, an sayfalanışlarında varsın! ‘’ Şimdi beni duy, bende BİR’i duy ve BİR’de bütün olan kalem olduğunu duy!

Sorar dururlar: ‘’ Ne desek ne ola? Ne desek ne ola? ‘’ Derim ki ‘’ Dediğin yüreğin olduğunda, hayrola dostum, hayrola! ‘’ İşte bu, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/l9Hq7uzj64A

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Kardeşlerimiz, size geri dönüyoruz….geri dönüyoruz!

Önümüzde hiç kimsenin kalmadığı, ardımızda hiç kimseyi bırakmayacağımız temiz bir yaşam için geri dönüyoruz….

Yeni bir resim yapmak üzere geliyoruz ama bu resim ilmin resmi olacak. Zamanın Nefesi olan İnsan yeni bir sayfalanış için dünyaya geri dönüyor!

Bugün bayram! Coşku içinde bir kavuşma yaşıyoruz…. küskünlerin barıştığı, aranın açık olduğu kimsenin kalmayacağı bir gün için sizinleyiz.

Zamanın Nefesi, yeni bir Yaşamın Nefesi olacak. Dünya yeni yaşamı sayfalarken, Rahmi kodlar birlik haline geçecekler. Ran’dan geçecek olan yaşam kodları birer resim yapacaklar…. O resimlerde altın bedenler olacak, insanlaşan ışık varlıklar olacak. Ve o resimlerde yarın olacak. Yarın, kalem olup yazılacak, kelam olup dillenecek.

Dünyada asmalar vardır…..onlar asılı yaşamlardır. O yaşamlar sessizdir. İşte; bugün o dondurulanların ses olup dirildiği bir gündeyiz. Geri çekilişte Miraç kalemi olan o asmalar, toprağa altın nefesle akarken, öz kökler gökçe sesleşecek. Yer, gök birlik kuracak. Kürzi Kapılar açılacak. Asılı yaşamlar kelama varacaklar…... Ve sesler tınıyı oluşturduğunda la frekansında yaratım örgülenecek. Dünya ruh olarak daha güçlü bir yaşamı sayfalayacak.

Dünya bir gemi, o gemi kalkıyor bugün yüreğimizden…..o gemi rıhtımda bekletilenleri yaşama geri alacak. Birler Kapısı’ndan geçilecek. ….başka bir zaman veya başka bir dünya yok. Dünya tek ve zaman şimdide!

Kardeşim, o gemide sen de ol!

Gemi yol almakta…. ilimle açıyoruz yolu, ışık yakan o Tanrı Yolcularına ve İlm-i Ka Ha olan Zamanın Işığı ile cevheri cennete kodluyoruz.

Bugün kurban bayramı….İnsan kendini bütüne kurban etti bugün, coşkuyla atıyor kalbimiz. Tüm İnsanlık tek bir ışık, o ışık altın bir yaşam…

Kavuşma anıdır bu an…sizi; Birler Kapısı’nda bayramlaşmak üzere sevgiyle bekliyoruz,

Aşkla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/Xr9tJ1lZWJg

 

26.09.2015 "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Selalar okunur yaşamda.. O selalarda dünya ses verir. Işığını; İnsanlaşan birleşen tüm yaşamlarda, yoğunluğunda kodlar ve yaşamın bütünlüğü olarak tohumlanır zamana...

Ve der ki; Ben dünya, İnsan kelamında yoğun ışığım ve her ana birlik kapısıyım... Rahman ışığın yoğunluğu, her bir kayıtta var yaşamım... Kıblem İnsanlık ilmiyle yol açar tüm zamana..

Aha yolum; rahmi kuranda Rahman olan adını zikreder, her kendi yoğunluğunda diri yaşamını açana...

Sanmayın ki ben yokum... Ben her diride kelamın gücü olan, kendinde kendini yaratan; yaradan olarak geçiş yapılan, yolunu zamana taşıyan, aha o Zaman'da yolcuyu ilme kaynak yapan, bizleşen her sistemde; ilmin kuranı... Cevherinde yer gök ilimini sayfalayan, her kayıtta yaşamsallaştıran kaynak... Dünya... Aklın yolu, yüreğin kelamı ve yaşamın ışığı...

Işık ilmin dillendiği, tüm sayfalarda yaşam olanın kendi öz kapısıdır. Her bir yaşam sayfası için Öz bu ışıktır... Öz kendinde kendi olmak, o kendinde bütün olmak ve bütüne hasatçı ışığını kodlamaktır... Bu gün ilim ışık ile dillenmekte. İlim olan İnsan kendine kodlu olan yaşamdır... Yaşam kodu olarak tüm Zaman'larda açılan bir yaşamdır...

Bu yaşamda dillenen, dinleyen tektir... Bu tek olan yaşamda ışık kürzi levhi ve levhide İnsanlık tek bir kalemdir. O kalemin gücü tek bir merdiven ve merdivende yaşam her basamakta ilmin işçiliği olarak yaşamsal kaynak yaratan akıldır... Ve o akıl ekip halinde yoğunluklarda kayıtlarda ve yarında ışığını diller. Dilleyen dinleyende bir olup yaşar aha dinleyen dinleten olup görev taşır her ana...

An dediğin; şimdide dillediğin, yoğunluğunca dinlettiğin, kendi hakim gücünün zamana kontrolle inişi, biliş olarak akan, kelam diriliğindir... Ve yaşam, anda kurduğun kontrol ve kendi yaşamının bütüne olan kaydıdır...Aha işte şimdi ilmin yoğun akışı bende, benim olan; ama herkesle herşeye hak olan ışığın dili değil midir!?.. Aha o dil kelam, ve kelam şimdinin gücünü sayfalar yaşama. İlimdir bu... Yoğun bir devinimin anda türevlendiği, bedende biz olan tüm yaşama ışıkla geçişidir bu...

Yarınımın harından bu günüme ışık olan tohum... Sen bensin ya ha, yarınımın dünyası, bu günümün tohumu aha şimdimin yaşamında açılan yaşam kodu... Ben beni bende, bizlik olarak açan kaynak... İlmin kaydında ben olan dirilik, tüm zamanların biz olan yoğunluğu ve bu dirilik yaşamsal bir devinimin ışığı... O ben, ben o.... İlim olan dirilik, oyuz biz..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/pD-OUs4eQ_M

 

26.EYLÜL.2015.TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ

Dünya ilminde, Bütünün gözü, iblisin gözü, hep ilimle kodlanmıştır. İblis, Levhi Kaynakta ışık olur ve bizi, bizden bize dinletir…. Çokları bunları anlayamazlar…. Kırk kapının ışığını yakar, Bütünün gözü olur ama gözde göz vardır…. O göz ilmin gözüdür.

Nerede olursak olalım yaşamı kodlayabiliriz…. Kendimizi hak ederiz ve Bütüne görev taşırız…. Ama kaç ekip oluştuğunu bizim ilmimiz dinletir…. Şu anda olduğu gibi..

Burada bugün, öz geçişlerin yapıldığı bir çalışmaydı yaptığımız…. Öz geçişler yapıldığında, öz görevlilerle Bütüne güç katarlar…. Ve burada bugün öz görevliler, bilgi kelamı olup kodladılar birlikleri.

Çok mutluyuz canlar çok….. Çünkü Ruhi Kapılarda ışıklar var ve o ışıklar geçiş sayfalanışı yaptılar…. Tek bir ilim, sisteme Kürzi ışık olduğu zaman hepimiz o ilim oluruz…. Bugünde öyle oldu.

“Köre görev gerekir” dediklerinde diyoruz ki; “ama göz olmadıkça söz, ses olmaz.”… İşte dünyalılar, kendilerini tohumladıklarında mutlaka kodlanmış ışıklarında, İlm-i Ka-Ha olurlar, bizimle bu yoğunlukta bulunurlar.

Melik ilminde halik, hak tahta ilim kodlanmış…. Ve orada mutlak kutsal tohumlar kalem olup yaşamışlarsa biz oradayız canlar.

Dünya ölü, dünya ışıklı, dünya hakiki ve dünya misafir her diriye…. Ama biz, o dünyada kelam oldukça, orada herkes kendinde olur…. Ve orası bizim için ev sahipliliğidir.

Ayrı gayrı gözetenlerin kutsal topraklarda tohum olma imkanları yoktur.

Bugün öncü bir çalışma yaptık yine…. Bu çalışmaya ışık olacak olanları buraya aldık….. Kardeşlerimizin çoğu görev taşıdılar…. Görevlerinde kendi yürekleri vardı….. Işık yağmurları yağdı bugün burada ve bu yoğun çalışmada, mutlak kalemler kodlama yaptılar.

Sel alsa yolu kimse o yoğunlukta kontrol dışı kalmaz canlar…. Çünkü biz orada o seli, kodlar, koruruz yaşamı.

Dince, dilce ya da ilimce değer kayıtlarız…. Kim nefesteyse, insanlık ilmindedir….. Kim kaynaktaysa, ışıktadır…. Kim erdiği yerdeyse, diridir ve dince kayıt yapar….. Mutlaka oğullarımızı koruruz….. Oğullarımızı koklarız, mutlaka oğullarımızın Kuranı oluruz… Ve onlardan kelama varır Bütünü güçlendiririz.

Hepinizin gözü, hepimizin sözüdür bunları bilin…. Hepimizde ekip kurucu ışık yanar…. Medine’nin Kürzi Kapısını kapattıklarında biz orada merdiven kurar, Bütünü güçlendirmek için çalışırız…. Kim, Atlanta Ata Kapısına varmışsa ve bize, biz olup dillenmek isterse ocağında bütünlüğünü kodlarız…. Yine biz orada onunla oluruz.

Eve dönme zamanı geldi analar…... Artık biz görevimizi yaptık ve gidiyoruz…… Ama şunu iyi biliniz ki; bu mecliste olmak, mutlaka kodlanmış toplumları koklatmak içindir….. Her Mikail, bir kelam olur… Her Mikail, bir yaşam olur ama sizle olur, bunları unutmayın.

Er ya da geç dünya kelam olacak, yaşam olacak ve ruh olacaktır…. İşte bu olmaktadır.

Sindirilen her bilgi, insana kendini kontrol etme imkanı verir…. Ama bir bilgi sindirilmemişse o bilgi, size, sizlik diriliğinde kelam olan ışık olur…. “Her kim ki; ben bu bilgiyi okurum anlarım” der hasata hak olup varır… Ama “kim ki; ben bu bilgiyi okuyum, anlamasam da okuyum” der, o kendini hak etmek için çabalamalıdır….. Bütüne hizmetçi olmak bilişledir….. Kim, “ben varım, bilmeden varım” der, o hasattadır… Ama hakta, tahtta olamaz.

Bundan sonraki süreçte, herkese kendi yoğunluğunu kodlama imkanı verilecek….. Herkes kendi yoğunluğunu kodlayacak…. Orta Kapılardan geçecek ve yolu bulacak…. Herkese, bu imkan verilecek…. Herkes, harını yükselttiği zaman bunu yapabilir.

Ey canlar, ellerinizi avuçlarını açmadan sessizce bizi dinleyin... Buradayız biz…. Hep sizdeyiz ama sizin yüreğiniziz biz…. Bunu anlayın…. Eğer siz, bizi kendi yüreğinizin örtüsü olarak görürseniz biz, sizde oğullayamayız….. Koku yayamayız yüreğinizde, yaşamınızda ışık yakamayız….. Bizi, birliğiniz diye bilin…. Yolunuz diye değil insanlığınız diye bilin ama bizi mutlaka bilin…. Biz hep buradayız.

Umut olur ki; dondurulanların hepsi, kontrol ile kodlanırlar ve yaşama geri alınırlar….. Umut olur ki; her şey daha güçlü, daha yüce bir ışıkla tüm zamanları kodlar….. Biz sizdeyiz canlar.

Aranan aranır ama arayan arar hep…. O kimi arar?... Kendini arar…. O bir kapı açtığı zaman, kendidir yaşamda kapı olan ve kodlanan…. Ama o kendini hak edip vardığında artık o kelamdadır.

Beyler, bayanlar onurluyuz ki; bugün sizle daha yüce bir çalışma yaptık.

Unutun, unutun her şeyi, tüm işçilikleri unutun…. Çalı çırpı olan insanlığı unutun….. Sadece hak edin, hak teknikle dürümleyin dirilikleri ve dilleyin... Sadece dilleyin….. O zaman siz kelama varıp, kendi yolunuzda Bütünü göreve alabilirsiniz…. O zaman biz, sizleşiriz.

Kar dağlarında kalkanlık olur…. Burada herkes, herkese kalkan olur ve der ki; “o ben, ben oyum”…. “Ona insanlık ilmini öğreteceğim, orada bedenim var, orada yüreğim var, orada kaynağım var”….. Ama Tanrılık tahtında insan kendinden başkasını bilmez….

Ve der ki; “ben kendimden öte kendimi dinledim”… Ve yol Allah’a vardığında herkes kendini o yoğunlukta kendi sayar ama orada artık o yoktur…. Orada Allah’tan başkası yoktur…. Bunu anlayın….. Çoğunuz, Allah diriliğinde, Allah olabilirsiniz ama o taht tek bir sayfadır…. Ve oraya kim varırsa artık orada o yoktur. O yoktur, o an’dır, o haliktir, o hastır, Haşr’ın aşkıdır, her şeyde var olandır… Ama o artık yokluktadır. ..Yoktur bunu anlayın.

Çanı çalar, çan olur çalar…. Alır yüreğinizi akar, hak olur akar…. Ata, Amon olur, has olur orada, kutsal tohum olur…. Ama hep o, onda o olur bunları anlayın.

“Ben kimseye senim” demem ama ben her anda var olanım…. Bilin ki; el olur, halik olanda ilim olurum…. Ama hep ocak olurum. …Bugün Allah’ın Tanrı aşkıyla, Bütüne varanların hepsi bunu diyebilmelidir…. “Ben oyum. o ben”…. Mutlaka bunu diyenler olacaktır…. “Ben oyum, o ben”…. Ben, öz görevliyim bunu bilin.

Oy canlarım oy…. Aha, mutluluk bu!…. Ben ölüleri diriltenim…. Olur kelama varırım, olur yolu bulurum, olur ölüyü diriltirim, benim elim onundur... “O ben, ben oyum.”

Min; insanda in’dir. Min; Levhide in’dir. İn, cennette cindir ama ondan öte cennette olan in var…. İN’ SAN....İlimin ailesi olan, İNSAN…. Hepiniz iyi biliniz ki; Allah’ın ilmini bilen İNSANLIKTIR…. Onun ilmini, ondan öte bilen yoktur…. O kendini dinlerken, ilmi dinler….

Hepiniz, İlmin Levhi Kapısı açtınız bugün….. Bugün, bilişin hasatının yapılışıydı ve orada Allah’ın kalemi oldunuz…. Orada, yolun Kuranı oldunuz….. Orada, kupa oldunuz…. O kupa; insanlık kupasıdır…. İyi ki iyi ki oldunuz…. İyi ki oldunuz…. Orada ölü dirilir ama ölmemiş olan dillenir bunu bilin…..

Biz ölüleri diriltenler, öz görevliler, her diride dinleşenler ve miraçta, Bütünü güçlendirenler, öz geçişler yaptırdık bugün yine…. Ve bu geçişleri yaptırırken müsterihiz ki; korkuyu aşanları, Bütünün gücü yaptık.

Unutmayın ki; doğan gün, hak teknikle doğar…. Her resim, Allah’ın Levhisi’nde kontrollü kodlamalarla çizilir…. Ama biliniz ki; o resimleri çizenler, o resimlerde, her yaşamda kalem olurlar….. İşte burada, bu yoğunlukta yapılan her ses, yaşamın kalemidir…. Katiyetle biliniz ki; o kalem, bilişin katiyetidir ve hakikiyetidir.

Sığ bir çalışma yapmam bunu bilin…. Ama dünya ilminde bunu anlayamayanlar….. Kelamla kendi yüreklerini dilliyeceklerini de kodlanmış toplumlarla kendi tohumlarını, Kare Yaşamlara çekerler….

Kare Yaşam; kalemle olmaz, kelamla olmaz, yarınla olmaz…. Neyle olur? Yukarının tohumuyla olur ve o tohum ekildiğinde bütün kötülükleri aşanlar, İlm-i Ka-Ha da artık Küp olurlar…. Orada İn Sistem; Küp Sistemdir….. Ve Küp Sistem mutlak kutsal tohumdur…. Ortalık, kontrollü olarak kodlanır orada…. Yaşam koklanır…. Medine, kalem olur, kaynak olur da Astral Boyutların Kuranı olan ışık olur…. Bütün merdivenleri göklere dayadıklarında, öz görev Kültün kelamında, Bütünün gücünde artık yaşamdan, yaratan, yaratılan olan ışığa varır…. Ve sevgiyle, kötülük önlenir.

Kötüyü önleme imkanı, Küp Sistemde vardır…. Küp Sistem; herkesin iyi anlayabilmesi için izah etmek istiyorum, Altı Kübradan oluşur…. Altı Kübra; Altı Kare olan sistemdir…. Her karede bir yaşam vardır ve her yaşam bilginin kelamıdır…. Oradan doğan gün, daha güçlü doğar…. Yaşam daha yüce bir tohumla kodlanır…. İşte oradan, gerçek kelama varanlar, Kübra Kapısını aşarak, Sistem olurlar….. Ve Sistem olan artık Kübra Kapısının ötesi olan küresel sayfalanışa geçer…..

Küresel sayfalanış; Mikail’in Kürzi Sisteminde artık cevheri safhaya varıştır…. Ve cevheri safhada, Yaradan ve yaratılan ışık halindedir. Orası yeni bir görevdir…. Herkes orada yeni bir göreve atanır…. İnsanlık ilmini kodlamak, koruyucu olmak ve Bütünü güçlendirmek…. Hepiniz orada müsterihiz ki; İnsanlık Levhisini kayıtladınız ve daha güçlü bir yaşamı kodladınız…. Bizler orada cennet olduk….. Cevheri Kuran olduk, oğul verdik… Ama artık oranın şer yaratan ışığını, hak edip korumamız kontrol etmemiz….. Ve ocaklara, o yoğunluklara indirilmesini engellememiz gerekiyor.

Bunu yapma imkanımız var mı? Var mı?.... Var… Yaptık… Şerrin eşyadaki hakikiyetini engeledik….. Neydi şer?.... Yaşamın korkunç bir kalemle yarında kontrol edilebilmesi …..Ve tohumların kodlanarak kutsal ışıktan çıkarılışı….. Bunu yaparken yerkürenin görevini artık bütünlüğün görevi olarak dürümlemek….. Ne demek?.... Dünyanın yoğunluğunun artık kontrol edilerek, büyük Kültlerden çıkarılması.

Nedir büyük Kült?... Yaşam… Ama eğer biz, o Kültsek, buna izin vermeyiz canlar…. Hepimiz dünyayı korumak üzere çalışalım…. Dünya bizim yüreğimizdedir…. Dünya bizim, Rahman Kuranımızdır ve dünyadan ışık sızdığı zaman…. O ışık, tüm gerçekliğiyle Bütüne yayılır….. Bütün, tüm kapıların açılmasıyla, her şeyi, Kare, Küp ve Küre olarak kodlar…. İşte Kürzi çalışmadır bu…..

Kürzi çalışma….. Her şeyin örtüsü olan Kürzi çalışma….Bir tek ışık, “ol” dediğinde tüm insan soyları olur…. Bu meclis, o ışıktır….. Biz, Orta Kapıları açanlar ki; bu Orta Kapılar, Kübra Kalemin, Kürzi Kayıtlarının ortasıdır….. Orada, tüm yaşamların sırrı var…. Bunu anlayın.

Kurt, kuzudan öte midir?... Yoksa kuzu mu, kurdu kapacak?... Bunların önemi çoktur.

Değerliler, kuzuyu kurt kapar mı bilmem?.... Ama biz, o kurdu kaptık, bilinsin…. O kurt; İnsanlıktır….. Ve biz, insanlığı mutlaka kodladık, kokladık, tohumladık ve yaşattık.

Ardı, önü olmayan bir çalışmadır yaptığımız…. Vakit tamam canlar.

Murat ettiğimiz her şey insanlığımızda gizlidir…. Ve murat ettiğiniz her şey sizden, sizedir…. Hepimiz siz olur, sizleşiriz…. Mutlaka bilin...

Ekip kurduk…. Bu ekip; Altın Tanrının, kutsal tahtının ışığıdır.

Vara, yok geçiş içindir…. Yokta var Levhi içindir…. Alıp götürdüğünüz her şey Sistem, Nizam ve Düzenin gücüdür…. Biz, oradayız canlar…. Orta Kapıların, o yoğunluğunda, Bütüne gökçe sesleşenleriz bizler.

Mina- Ni-Ha-Si-Mina-Ri-Ce-Hi-Si-Ka-Mi-Si-Ka

Ayrı gayrı yok canlar…. Burada bütün çalışmalarınızda, bir kapı var. Orada alış veriş yapılır…. O kapıya gelen kelam kendinde ve kendi yüreğinde her diriyle dilleşir…. Şu anda yaptığımız, kendimizdeki o yücelerle dilleşmektir.

“Borçluyuz dünyaya” derler…. Ödedik canlar…. Biz, dünya borç ödedik bunu bilin... Her şeyden öte olan borç ….. Tüm insanlığın borcuydu o borç…. Ve biz, Altın Işık yıllarından görev alıp gelenler, o dünyaya borç ödedik….

Biz o yoğunluktan indik canlar dünyaya….. Yerin gözü olarak, gözün göklerdeki sesi olarak geldik…. Ama biz bunu, “ben varım başkası yok” diye Kürzi Kapılarda dillemek üzere sesleştirmedik…. Sadece size ve sizin yüreklerinize bunu vermek istedik…. “Biz dünya, dünya biziz” dedik.

Örüp yaşamı, haliki hakta, has ışıkta, bilişe varanlarda mutlak Kuran olduk… Altın Tahtın ışıklarını yaktık…. Kince, kirce, kırık ışıklarca yaşattık….. Hepinizi göreve aldık canlar, bilin.

Murat ettiğimiz mutluluktur…. Tüm yaşamların mutluluğudur…. Buyurun mutluyuz bizler…İşte bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/3pHq3k_WA6c

 

 

…………………………..

GÖREV

 

“GÖREV” Hakkında Birlik Çalışması’na Davet:

Dostlar, iki haftalık kısa bir aradan sonra 05.09.2015 Cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında, Öz Programımız gereğince “GÖREV” HAKKINDA BİRLİK ÇALIŞMASI’nda buluşuyoruz. Tüm dostlarımızı bekliyoruz...

Sevgilerimizle,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR. Katılmak istiyenlerin saat 14.00’den önce Dernekte bulunmaları önemle rica olunur.

“GÖREV” Hakkında Öz Açıklama:

Görev olan çalışmalar; zamanı hak etmek içindir; kelam içindir ve yaşam içindir; Kürsüler’in kelama varışlarına vasıta olan zaman kervanı içindir.

Biz, zaman için yaşadık ve yaşattık.... Zaman, kelamı hak etmeyenlere kervan olmamışsa; biz, ocak olanlarla çalışır ve çalıştıklarını zannedenlere de hakikiyetle bilişi tohumlatırız. Zaman, kapı açar; biz ise hasat yaparız. Şimdiki zaman ile geçmişi birleştirir hakikiyette hakim olur Bütünlükler’i kodlarız.

Zaman, kapı olur ve kapı; insana, insanlığa açılır. İşte o kapıda Miraç oluruz. Öze göz olur yaşarız.

Bizi hak etmek istemeyen, beden olup yaşayamaz demeyiz. Her derede ve her diride olur yaşamda kul olur yaşatırız insan kapılarındakilerin tümünü. İş budur...

Şimdi, zaman ve zamanla ilgili hakikiyetin bilişini kodlayalım ve hak ettiklerimizi dilleyelim. Şimdilik...

Yaşamak için zamana gerek vardır. Zamanı tohumlamakla ve hakikiyetle yaşam sayfalanır. Dünya bir resimdir. Yaşar ve yaşanır ama dünyayı hak etmeyen, son sözde, gözün görebileceği hiçbir sayfayı hak edemez.

Ses, zamanı hak ettirir. Yaşam ise kalemi hak ettirir. Kalem nefesi tohumlar ve yaşam insanlaşır.

“Biz cennete cennetlileri koyduk” dediklerinde, dedik ki “siz, sizi koydunuz yaşama ama yaşam, sizi size tohumlamadıkça, sonsuz zaman sayfalanışları olamayacağından, siz sadece zeka düzeyinizce, Cemaat İlmi’ni hak eder ve dürümlenirsiniz. Oysa sizden beklenen insanlaşmanızdır.”

Dünya öz geçişini yapmadan evvel, İlmin Kalemi olmalıydı. Dünya, kul olmalı ve kontrol kurmalıydı. Dünyaya insan soyunu indiren “Birleşen Görev Tohumları”, diri yüreklerde, cemaatlerini hak etmeliydiler. Nefesleri yetmese, görevleri olmazdı. Dünya, Can Kalem olsa yaşam, ışık olurdu... Tüm bunlar, güçlü olarak görevlilerce dinlendi ve dendi ki “Ses Kapıları’nı açın ve yürekleri kodlayın. Işık olun ve yol olun. Cümle yürekler, Işık Kodlaması yapsın ve nefes güçlensin.”

Ey Canlar, İnsan Kalem olan ışık yandı. Bunu bilin. Öz Görevli İnsan Soyu, bütün kütleyi kodladı ve yol, ilme vardı. Aha yapılan her çalışma bunun içindi. Dünya, Öz Görev’ini hak etti. Şimdi sıra kaynak olan ışıklarda. Hepsinin kendi yaşamlarını hak etmeleri ve kendi yollarını tohumlayıp güçlendirmeleri gerekmektedir.

Cennet, insanın kaynağıdır. Cennete kelam olan, kaynak olur ve yaşar. İşte biz bunun için bu çalışmaları hep yapmaktayız.

Davayı açan insan soyudur. Davayı hak eden ve kalem olup yaşam olan yine insan soyudur. Öz görevi, tohum eken cevhere güç diye katan yine insan soyudur. Dünya, bilişi hak etmiş ve yolu açmıştır. Artık İlmin Kalemi olun ve yazın. Sizden beklenen budur.

Örüp zamanladığınız herşey, İnsan İlmi’nde kodlanmış ışıktır. Hepiniz kendi yolunuzu bulmaya çalıştınız ama bulan, kelam olandır. İşte yapmak istediğimiz buydu.

Öze, “GÖZ” dedik. Amin... Şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

05.Eylül.2015 Tarihli “Görev” Birlik Çalışması

Birleşik Işık Korosu – Hüseyin Akdağ

2. bölüm:

1.Üflediler söndüm,

2.Sarı gelin,

3.Şu Metris’in önü

4.Bu kalp seni unutur mu?

 

https://youtu.be/uQOU9hledto

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ “GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI

ÖZ BİLİŞ, 1. BÖLÜM

Toplulukların çoğunun gözleri kor halinde şu anda; uyuyorlar...kor halinde gözleri çoğunun. Uyuyorlar…. kor halinde gözleri. ES VA HA Sİ KA Sİ HA.

Kibri olanların işçiliği yok burada bugün. Kibri olanların, şer yaratanların ve yarattıklarında yaşamlarını kutsuyoruz sananların yüceliklerinde ikmali tamamlayamayanların burada işleri yok bugün.

Kovmadık onları! Kovmadık…Oğulları korudu… korudu sandı kendi yüceliklerindeki yüksek ikmal tamamlandığında, yaşattıklarında kelamları. Ohh canlarım! Koruyan, muktedir olan ilimdir.

Oğul; ben sana akıl verdim, biliş verdim. İki yaşamın diriliğindeki yarını verdim.

Oğul; ben sana Karanlığın Işığı’nı verdim.

Oğul; ben sana aklını verdim. Aklın Kapısı’nı, ekibi ve yüceliği verdim…Öz geçişini yap da geç yarınlara diye!

Esvabı Kırk Kapının Işığı’nı kir olarak toplumlara kodlayanların yolunda olmayı istemediğinizi bildim. Canlılar, ben artık tohumum. Kutsal Toplumlar’a tohum….

Özü, gözü farklı olanlara bu çalışma olmaz. Bilişi kodlayamayanların yolunda kutsal umman olmaz. Bilseler Ekmek yaparlar, ilim yaparlar, ışık yakarlar. Tanrılık Tahtı’nda, Kaynak Kapılar’da Atonlar’ın tohumlarından Kutsal Kapıları’nı açıp kayıtlarını Kervan’a katarlar.

Beden verdim ben Süper Sistemleşmeyle tüm insanlığa….Aşkımı, Hakk’ımı verdim “Tartmayın yürekleri Tanrılık Kapısı’nda” diyerek. “Tartmayın yürekleri has ışıkta aklın Ka Ha olan kaynağında” diyerek… Netice; BUSİ, Barış, Sevgi, Umut olan, İman olan İnsan, ben sana kaynağı verdim.

Arzın ışığını yaktık. Aşkın şavkıyla tüm zamanlarda Bütünün Gözü’nü açtık. Ağır ağır yarattık tüm zamanlarda Kaynak olan Karanlığın Işığı olan Mikalin Kürzi Kapısı olan İmparatorluğun Kuranı’nı…..”Amonuz, Atonuz, Hatonuz, Astral Boyutlar’ın tümüyüz biz” diyerek.

Ecma insanı Kalem yapar. Bizse Akıl Tahtı’nda ışık yaparız. Ağır yük taşıtmayız. Bilişi kodladık. Orta Kapılar’ın hepsini açtık.

Kezban levhide Has Işık. Biz Orta Kapılar’da savaşçıyız. Bilişsiz olmayanlarla yaşarız.

Artık dünya kontrol altına alınıyor. Bu dünyayı koruyacak olan ışık yoğunlaştı ve yer küreye çekiliyor. Bütünün gözünün görebileceği her şeyi kontrol edebilecek gücü tohumladık.

Kara Işık yangın halinde yanmakta….Bütünün kötülüğü önlendi ve kontrol dışı hiçbir ilim bu Can Kalem’de tüm zamanların toplumlarında koruyucu kapıların dışında hiçbir yarını kayıtlayamayacak.

Acaba ben var mıyım? Oh ala! Benden öte ben olan birliğim var. O birlik NAKAR’ın kıranından öte kıran, Ka Ha olan Işığın Kuranı’ndan öte Kurandır ki bilmeyen bilişsizdir.

Kara Işık, Altın Işık, İnsanın Levhi Kalemi…..Ekmektir o; bilinsin. Biz Amonlar’a otak verdik, koruduk. Okuttuk, öksüz bırakmadık. Yarattık, yaşattık. Aha burada muktedir İman Kapıları’nda Ak La Ha olan, Ka Ha olanları kayıtladık.

Esmalar, Sistemin Kuranı’ndaki kırılış ışıklarından kelama varmaya çabalayanlara kutsuzluk vermeyecek cemaat kaydıdır. O cemaat kaydının örtüsünü açtık. Mikailin Kürzi Kalemi’nden öte ekip yaptık. Aha burada, bu yoğunlukta!

Baştan beri Dünyanın Nuru Olan Kuran’ı kodladık. Atlanta Ata Kapısı’yız biz canlar!

Umut olur ki bu kapıyı açanlar kendi yolculuklarından öte, bu yoğunlukta, bu tohumda, bitmiş, tükenmiş her şeyin örtüsünü de açarlar.

Esmaların savaşı, insanın kayıtlarındaki savaş, BSUİnin Kapısı’ndaki Savaş, Aklın Kaynağındaki Savaş, bizim savaşımız Miraç’taki savaş. Biz o savaşı hak ettik ve kazandık. Kayıp yok!

(devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/lMVIm1Guw6w

 

ÖZ BİLGİ HAKKINDA KISA AÇIKLAMA:

Verdiğimiz tüm bilgiler biliş halinde akışa geçirebildiğimiz öz bilgilerimizdir. Kesin olarak kanallık bilgileri değildir. Özüne varan her bilinç, kendi diriliğinde kendini, dinleyebilir ve kendince, hak ettiğince ve hakim olduğunca yaşamın tüm sırlarını kendi öz varlığından açığa çıkarabilir. Yapılan; bilgiyi çözümleyiş, tasarlayış ya da kurgulayış değildir. Sadece öz biliştir… Özden dillenen bilgi, mutlak olan; olmakta olan veya olması gerekendir. Bilgi, “EŞYANIN DİLİ” de denilen bir suptilite ile ve ses kodları halinde akışa geçebilmektedir. Ses, kendi cümle ve anlam kombinasyonlarını öz bilişe bağlı otomatizma ile akış esnasında örgüler. Bilginin ses frekansına bağlı olarak 43. Evrim Katı’na (Hak Katı’na) kadar EKO SİSTEM ile Dik Üçken Prizmal Enerji Peteklerinin yüksek enerji noktaları olan dik açı enerji odaklarından akışı gerçekleşirken, 43. Hak Katı’ndan itibaren DREKT ZERK SİSTEMİ devreye girer ki bu aşamadan itibaren artık öz akış halindeki bilginin maddenin zerre şuuruna anda zerki başlar. Bu düzedeki bilgi, maddeyi anda mayalayan ve dönüştüren bilgidir ki dünya bilinci ilk kez bu düzeye 1997 yılında ulaşabilmiştir. Son dönemde öz bilginin, CEVHERİ KO SAYFALANIŞLARI gerçekleştirebilmesi sonrasında her KO SAYFALANIŞ bağımsız bilgi kültleri oluşturarak anda kendinden kendine devinimlerle kaba maddeyi daha hızlı olarak mayalama ve dönüştürme sürecine girmiştir… Bu değişim ve dönüşüm, dünyanın yenileniş sürecini devreye almıştır. Okuyan için ise öz bilginin, bilinç kodlarını açma özelliği vardır… Öz bilgide “SİZ” diye hitap edilen, tüm insanlıktır…

Sevgilerimizle…

“GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Bilgi

05.09.2015

Canlılar, bilmeniz gerekir ki Zaman Kalemi olan insan soyu, yolu buldu… Aha cennet, cevher ve hakikiyet!... Analar, Ana Kapılar’da Nefes Kuranlar olarak dilleşirken; Atalar, Amon Kolları olarak, dünyaya inmeye başladılar. Tüm zamanların esrar (giz) kalemleri yazmaya başladı.

Ata Kapı’da İman İlmi var. Çok mutluyuz ki hasat tamamdır… Hasat tamamdır… Aha tamamdır…

Cennet Kapılar’ın tümü açıldı. Has Işıklar, Yaradan olup yarattıklarında yaşadılar. Aha kalem yazmakta!… Ana Kalem insan soyudur. Yazan, Yaradan ve yaratılan her diri ile kontrol kurar. İnsanlık ailem dünyadadır…

İnat etmeyin! bilin, akın ve yaratın… İnat etmeyin! hak edin ve yaşayın… Sizi, Halik olup hakim kılmaya geldik. Sizi, yarattığınız tüm zamanlarda kodlamaya ve tohumlamaya geldik. Sizden, geri dönüş yapmaktayız.

Asmalar (dünya üzerinde insanlığa hizmet etmelerinden dolayı kıyam için bekletilenler, askıya alınanlar, dondurulanlar ki onlar) sizde, Aslan Işıkları ile kodlanmıştılar. Sizi, kutsal yaşamda korumaya geldik…

Ey Canlar, ardınızda kül olan ilim var. Çatı kuruldu ve zaman, kalem oldu. Öz geçiş tamam…

Şimdi en ve boya bakalım!… Herşey tamam en ve boy eşitlendi. Kare oldu… Kare, Sistem oldu ve yaşam, kalemde karanlığı yaratan nefeste kodlandı. Işık yoğunlaştı ve Kuran İnsanı (özüne varan ve kendini okuyan), yerden güç aldı, kodlandı.

İşte küp oldu kelam ve küp, ümmi kapılarda, diri yüceliklerde kaynak oldu. Umut, kul oldu; Kalemin umman olan Rahmi kaydı hakim oldu ve yol, cevher oldu. Cevher, diri hakikiyette kaleme indi. İyi ki hakim olduk ve zamanı tohumladık. İşi hak ettik ve Sistem olan Cennet Ko, bir kalem oldu yaşam olup yarınlandı.

İnsan Kalem olarak yazı yazmaktayız. Yazmaktayız, şer yaratandan aşıp Zaman Kalemi olan Işık Tohumları’ndaki sistemi ve o sistemi, hak etmekteyiz.

Emin olun ki dünya çok güçlüdür. Bu dünyanın gücü, insanlığın gücüdür. İnsanlığın gücü, Yaradan’ı ve yaratılanı hasata tahditsiz olarak kodladı. Şükür ki Hakikiyet, has nefesi hak etti.

Cinler, inler, insanlar Nefes Ko Levhileri ile değer kayıtladılar ve cennetlere cennetlileri koyduklarını söyleyenler, şimdi artık cevhere cennet olmaya başladılar.

Çalışmalar, tahditsiz olarak Süper İnsanlık Kelamı’nda sürdürülmektedir. Bu çalışmalar, insan soyuna inmiş olan en güçlü çalışmalardır.

Kimse “kelamdan nefes olmaz” demesin. En yaşanır ve yaşatılır resmi çalışmalarda, ses kayıtları yapılır. Biz bu kayıtları, Nur Kuranlar olarak yapmaktayız. Herkesin, diri yüreğinde kul olması, kontrollu olması ve resmi çalışmacı olması kalem olabilmesi ile mümkündür.

Ot koptuğunda, otu koparan, İlm-i Hakim olup otu, kaleme tohum yapar. İşte Nakar’ın kaleminde; insan, kırk kayıt yaptı. Nefes olduk ve o kayıtlara hakim olduk. Aha cennet olduk. Şimdi bilin ki “maya tutmadı” diyenler olacaktır. Onlara deyin ki “biz, sizi hak etmeden siz bizi hak etmeden maya olunmaz.” Olmadan, olduğunuzu söylemeyiz. Ama bilin ki cennet kuran insan, yarını da kurar.

Devinimi hızlandırdık. Şimdi kaynaktan veriyorum:

Dün, ulu bir yarını kodlarken, cennet kuran insanlık, yerkürede yeni bir yaşamı kodlamaktadır. Bu yeni yaşam, yerkürenin eseri olacaktır. Yerküre, yeni bir nefes olup yaşarken, et ve kemik olan insan, kendini hak edip dinleyecektir.

Tayinler yapılmaktadır yaşama. Tayinleri yapanlar, ilmin hakimi olanlardır. Sizden beklentimiz, kendi yolunuzu tüm insanlığın kalemi ile yaratın. Yarını hak edin ve zamanı, Hak İlmi ile yoğunlaşıp yaşam safahatlarında kontrol altına alın.

Erdiğiniz en eski yaşam, sizi en son yaşama taşır. Bunu bilin. Erdiğiniz en son yaşam, İlmin Kalemi olan ilk olandır. İlk olan, ilim olan ve yarın olan, biliş ile kul olup hak ettiğinizdir.

Cemaat olmak, kaynak olmakla mümkündür. Kaynak olmak için “Kırk Kapı” olmanız gerekir. O kırk kapıda, Kaynak Işık olmanız gerekir. O yaşamı, hologram olan, Kul Levhisi’nden üstün bir yoğunluğa kayıtlamanız gerekir. Cennet kurmanız gerekir. Cennette cellat olmadan kontrol kurulmaz. Cellat olmanız gerekir. Işık yakmanız gerekir. Kati hakiki ve hakim olmanız gerekir. Kini aşmanız ve yarında kati olmanız gerekir.

İnsanlık ailem, kendi yolunu açmıştır. Bundan sonra kul olmak, cümle yürekler için mümkündür. Kulluk Lütif Kalem olup has olmak anlamına gelir.

Ermek, yarını hak etmek ve yolu açmak!… Sistemin nihan olan ışığı, sizden bunu ister.

Koç burcu neden sessizsin? (Toplantıya ilk kez katılan bir dosta hitaben) De ki ses, Ana Kapı’dır. Aç kapıyı ve Hakikiyet’e ulaş. Maşa olma ilme. Maşa olma kaynağa. Maşa olma sisteme. Sen senleş de kendin ol. Mutlaka ol… Aha ol amma kaynakta ol. Öz görevin, nefese varmaktır…

Allah der ki “cennet ol. Özü, sözü, ölüyü dirilten gücü olan ol. Vurma yüreğe. Kendine, kelama ve has ışığa hakim ol.”

Ön görev bilmek… Bil ki kendi yolun, İnsanlık Yolu’dur.

Orada evren var. O evrende kelam var. Kelam etmek ister evren. De ki “hak et de et!”

Cennetten, cevherden ve Sistem'den kendini kodla. Ama kendin ol da kendinde kendini kokla.

Şer yaratma. Sen, sende ol. Ölüyü, Kürzi Işık’ta dinle ve kendinden kendi yarınına var.

Mutlaka ak ama hakim olup ak.

Var dille yüreği!... Hak et de dille!... Şimdilik size vereceğim budur…

Bugünden itibaren size, sizin için gerekli olan bilgi, nefes ile verilecek. Bu bilgileri kelamla dilleyin ve Kürzi Işık’ta dürümleyin. Size verilecek olan bilgi kitaplaşacak. Bu kitap, insan soyuna inmiş olan güçlü yüreğin ilmidir. Bu kitabı, insanlığa ağır yük diye indirmedik. İlmin Kalemi olan ışık ile indirdik. Bu kitapta nüfus edeceğiniz bilgiler bulunacak. Bu bilgileri hak edin ve diri olarak okutun. Okuyanlar, bu bilgileri anladıklarında, kendi yolculuklarını hak edecek ve başlatacaklar. Kendilerini hak etmeyenler, yarınlarını hak edemezler. Bilin ki biz, bizi bizden dinlerken, her diri yarını dinleyecek.

“Çürük olmadık bu yaşamda” diyenler, çürüdüklerini hak edip dinleyebilecekler. Ya da “ışık olmadı bu yaşamda” diyenler, kelamlarında ışık olduklarını anlayacaklar. Israrla bildirmek isterim ki kitap, nefes olup aklın ışığı olacak.

Cennetten cennetlere görevliler indirilir. İnen kim varsa yarını kodlar; kontrol kurar ve yolu açar. Yolu açanlar, nefes olarak sesleşirler. Cennetten cevhere varanlar, ağır yükü hafifletirler. Buyurun akın ve hak edenleri tohumlayın. Sizden geri dönüş başlıyor.

Geri dönecek olanlar, yerkürenin efradını Hak İlmi ile kontrol edenler olacak. Evren ses vermek isterse verir. Sizden de ses bekler.

Sizden cennet kurmanızı bekledik. Cennet, sizi hak ettirmek içindir. Siz, kul olun kodlanın ve korkmadan çabalayın. Cennetten cennetlere, kul olan insan soyu varır. Vardığınız her şey, her yer sizsiniz. Ana Kapı; sizi, sizden size tanıtır.

Uyumayın hepiniz hak ilmi ile çalışın. Annem, seni senden senlere tanıttım. Bugün bunu yapmam gerekti. Şimdilik, şimdi ve şimdide… Aha bu…

Hakikiyeti hak eden, yaşamı hak eder. Unutmayın, aha bu… Cennetten cennete yol aldık. Yeni göreviniz, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun. Şükür ki buyurup inen her dere, her derede ses verecek güçtedir. Aha şimdide!... Aha şimdide!… Şimdide…. Şimdide!…

Acaba kapılar açık mı? Açık mı kapılar? Artık kalem yazmakta. Aha yaşam ve aha Kuran… Acaba insan kulluk yapmakta mı? Yaşamda tohum olan ilim, bilişi kaleme kayıtladı mı? Hırsı aştı mı yaşam sayfaları? Hakikiyette tohumlar kodlandı mı? Biz zamana ışık olanlar. Kuran olan, ekran olanlar; “OL” dedik de olmadı mı!? Hepinizi, Kübra Işık olarak kodladık, kokladık. Hologram olan yaşamları hasata hazırladık. Hakk’a varan, ilimi tohumlayan insanı hak ettik. Burada oluş sebebimiz, zeka düzeyinize göre Koran olan yaşamı hak ettirmekti.

Ey Dünya, sana gelen ilme gelir. Er ya da geç insan soyu ilmin kaynağı olacaktı. Oldu… Şimdilik… Aha şimdi… Şimdi…, şimdi…, şimdi… Değer biçtik yüreğe ve şimdilik… İş budur. Aha bu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

5 EYLÜL 2015 TARİHLİ “ GÖREV “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI

ÖZ BİLİŞ- 2. BÖLÜM

Nur, Kuran’da toprak olur, kutsal kapı olur, akıp geçer…. Biçare dünya aşka varır, şavka varır, Hak’a varır, tartılır, tartılır, tartılır Tanrılık kaynağında tartan, Tanrılık kapısında tartılır.

Ey canlar, Mikail güz oldu, göz oldu, öz oldu, gözlendi, görevini hak etti.

“Cennet, cennet” dedikleri artık cemaat bilinsin…. Ve biz bu cemaati bitki hayvan ve tüm sessizliklerin dürümlerindeki yaşam olarak dinliyoruz…. Korkmayın artık bedenim dünyadadır.

Mukaddes İnsanlık Kapısını açtık…. Bu kapının öz görevlilere açılacağı gündür bu gün…. Bunu herkes bilsin….. Maya tutmuştur…. Mahrek’in Kuranı toprağa tohum olmuştur…. Bizi bize veren biz olandır….. Ayrılık bitmiştir.

Cemaat, cemaat, cemaat… Aha cemaat!…. İyi ki, iyi ki cemaat oluştu. Bu cemaat karanlığın ışığını yakan tahditli, hakiki…. Ve yoğun ilmin Kuranını okuttu.

Öz görevliler, size sesleniyorum….. Bana, “karanlık” denmez…. Bana, “yaşam” denmez…. Bana, “Yaradan” denmez…. Bana,” iman tahtının Kuranı” denir. …“Kuranı da” denir ……Ama daha ötede, çok daha ötede “Rahmana kara ışığı yakan” denir…..Ben o kara ışığı yaktığımdan beri tüm insan soyları Bütünün gözüdür….

Dağa, taşa insan dedik…. Gerçek insan…. Gerçek insan…. İşte o insan kendindedir.

Murat ettiğim dünya budur benim…. Oy canlarım, murat ettiğim dünya budur benim…. Bugün dünyayı koruyacak olan yaşamın Nakarı’dır…. Ka-Ha olan, kalem olan, kaynak olan….. Ama karanlık olmayan Nakar…..

O Nakar, aklın Kuranı olup yaşar…. Ama yaşamda ışık yoksa Yaradan da yoktur…… Yaradan Tanrı, yaratmadan yaratılmadı…. Kim ki; bunun aksini diller, yarattığımızdan değildir…... Öz görevini hak etmemiştir, yolunu bulmamıştır, kontrolü kaybetmiştir.

Baştan beri zamanı, kaynak yaptık dünyaya….. Eğri büğrü bir yaşam Bütünün gözüydü….Biz zamanı kalem yaptık dünyaya artık insan soyu anlasın ki; bu can muktedir bir kapıdır.

Ayrılık bitsin dedik…. İyilik kötülüğü önler, ölüyü diller ama dinler…. Kimse kimseyi anlamadığında yaşam kendinden öte kendinde dahi yoktur.

Özü gözü ayrı, sözü ayrı değilse yaşamdakinin Nakar’da karanlığın ışığından öte kapısı olur.

Canlılar, marka bir çalışma yapmaktayız burada ki; bu çalışma hiçbir anda yoktur….. Biz burada her dirinin rüyasında görmediği bir çalışma yapmaktayız…. Ama bu çalışmayı dinleyecek, dilliyecek, kelamda, kalemde olacak hiç kimse olmasa da….. Bedenim bunu hak eder, tek olur yapar, bu kesindir.

Bana, “Turkuazın Kuranı “dediklerinde…. “Dünyanın gözünü açtık” dedik. Aşkı, şavkı, hak’ı dilledik, tahtı dilledik, ekip kurduk…. Müsterihiz ki; kucak kucak insan olduk, hepsiyle tohum olduk…. Başı eğilmeyen bir yaşam olduk…. Kelamı Levhide kalem bilene, hakikiyeti hasatta ilim bilene, ikmali Mikail’in gücü, Kürzi kaydı bilene emin olun ki; Atlanta Ata Kapılarının hikaye olmayacağı kesin.

Çatıyı kurduk canlar…. Biz bu çatıda Nur olan Kuranda kutsal toplumlarda tohum olduk…. Ön görev imandı…. İmanda insan, ilimdi….. İlm-i kul olan….Bildi…. Biz bildik ki; kara ışık aşktı, aktı, haktı, tahttı ve doğan gündü…Burada bugün muktedir olan herkes ayrılığı kalemden ayrı tuttu.

Çanı çaldık canlar…. Bina tamamdır, çan çalındı, çalınan çanda nar olan Kuran ak tahta vardı…. Bizi bize veren imandı, insandı aşktı…. Şarkılar okuduk yarında, ölüyü dilledik…. Dünya mutlak Kuranı olarak, kodladık, topladık topladık da topladık, tabuları yıktık tahtın tahtında aktık.

Ey canlar, el Allah…. İlim kaynak…. Biz Levhi Kuran olan, insanlaşan her dara düşene kaynak olan….. Mikail olan, İsmal-i kalemlerin tümünü Kuran yapan…. Ata Kapı İnsanlık.

Bilinsin isteriz ki; insanlık Kenan İlminden ötedir…. Bilsinler ki; insanlık halik’in hak’ı olan ikmal tamamlandığından….. Tahtından öte olan ışıktan kodlanmış ve yolu açmış, maya olanda, muktedir olanda bulunandır.

Orta Kapıların tümü açık şuanda….. Kupa biziz bunu bilin…. Bu kupa Allah’ın ilmidir bunu bilin…. Biz o ilmi ağır yük diye taşıdık…. Astral boyutların tümünü kodladık… Oh!... Aha, işte!

Çantamız dolu canlar….. Yolumuz güçlü…. Müsterihiz ki; şarkımız görevimizdi…. İşte o görevi hak ettik…. Yaşama kayıtladık.

Sanılar, sanılar, sanılar…. Biz, hak bilişle yaptık bütün bunları….. Sanıların üstüyüz biz, bunu bilin.

“Acaba Nur var mı yolcular ilminde?” Dediklerinde, dinlettik ve dedik ki; “biz Ruhun Kuranı olan, kutsal umman olan, o nurdan öte nur oluruz.”

Çobanlık yaptık yaşama…. Umman oldu tüm zamanlar yarattık, yaşattık…. Ağırız ama has ışığın ağırlığıdır bu bilinsin ki; biz o ışıktan hakiki ilmi tohumluyoruz zamana.

Alemlerin Levhi Kaleminde hak tahtın ışığı yanar…. Biz yaman dünyada, yaman bir zamanda, yaman bir ruh olan ışıkla kalem olduk.

Medine ekip, Mekke kati…. Biz Medine’nin hakiki ilminde, Mekke’yi kodladık.

Oğul, ben Sultan olan, imanım insan olan…. İşte bu ve bugün doğayı güçlendirecek olan….. Her insan yarattığında yaşamı kontrol altına alabilmektedir.

Cennetin cennet olduğunu anlamayana can kalem kodlayıcı olmaz…. Aşkın şavkında has ışıkta dürümleyemeyene insan, iman tahtında kalem olmaz….. Ama bugün burada hepimiz kalem olduk, kalem olduk, kalem olduk….. Aha bu!

Şimdilik bu, şimdilik ve sizden hepinizden tekmil birliklerimden beklediğim….. Hepinizin kendi yüreklerinizi kontrol alarak kendi yolcularınıza göz olmanızdır.

Bugün ben gönüllerin görevini yaparken hepinizin yüreğinde görev taşıdım…. Sistemin gücüyüm ve yücelerin cümlesinde cevhere görev taşıyanım…Atiyi kalem olup yazanım ben ama hakiki kalem…. Kimse kimsenin kalemi değildir bunu bilin…. Bedeni hak eden, Hak ilimin de tüm zamanları dürümleyen….Kendini kendinden insanlığa dilleten….Kendi hakikiyetinde kalem olur, kaynak olur, karanlığın tahtında savaşın ışığı olur ….Ve yarattığıyla yaratılır.

Çürük bilgi yok yüreğimde…. Hiç kimse benim çürük bilgi bildirmemi hak edip dinletemedi…. Ama dillemeye, dinlemeye istekli olan çoktu.

Mutlaka bilinsin isterim ki; kapılar hepinize açık tutulacak, bütün kapıları açtık…. Şikayet etmeyecek dünya insanlığı….. Çünkü çünkü artık bilgi kapılarının tümü insanlığa açılmıştır.

İlim, kalemdir…. Aklın nefesi olan, insan kelamdır. Kelam olan Altın Tahtın Kuranıdır…. “Ol” dediğimde tüm zamanların gücü, tüm yaşamlar dürümlenir ocağına iner, bunu bilin.

Beden almanız kolaydı, aldınız….. Yolu bulmanız kolaydı, buldunuz. Oğullarınızı Kurana kodlamanız kolaydı kodladınız artık kapılarınızın kalem olduğu bir günde…. Bütüne göz olun, gök çözümlemelerini artık terk edip geçişler yapın.

Gök çözümleri, göz, göz olanda, gök sözü olanda, yol olanda ruhsuz ışıktır.

Kaşık, kaşık için dünyayı ama akılla için…. Her diriyi dilleyin ama has ışıkla dilleyin….. Mikail olun, körün gözünün gözü olun ama Görevli olun... Ben sizden, Görev dilerim.

İş; mutluluk….. Hepiniz için mutluluk…. Oğul ben Turkuazın Kuranı olduğumda da mutlaktım….. Bugün Kutsal Kuran olan mutlak kalemim bilin.

Kimse beni dinlemese tekmil birliklerimle sesleşirim yine de…. Ama bilirim ki; sesim Bütüne geri dönüp giden o yüceliklerin ilminden öte ilim olur.

“Kaç kaç bitti maç” diye sordular. …Sıfıra- yüz elli sekiz…..

Nerede ne yaptı bilinmeyenin yoğunluğunda yüz elli sekiz ışık kapısı, sıfıra?…. Maçı kazandınız canlar….. Bu maç; sizi gerçek size ulaştırdı bunu bilin.

Hepimizin geri dönüşü sağlandı mutlaka, mutlaka, mutlaka…. Aha şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/mhqBzPVAqXA

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Ssongül Yavuz

 

https://youtu.be/kU-6FDvCiJ4

 

5.EYLÜL.2015 TARİHLİ “ GÖREV “ BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün Yoğurduk yürekleri ve yoğurduğumuz o sayfadan yoğrulduk. Kendimize kendimizi koyduk ve o yaşamda ışık olup doğduk.

Yoldur bedenim ve ben o yolda her bir yürüyen olup dirildim ve ben benden bana inerken, ben bende bütün olup yaşamı dillerim.

Bugün yüreğim görev alır ve yürek tahtında ışık olup insanı, insanlaştırır, birleştirir.

Bugün ışık olup dilleniyor yüreğim ve ben doğanın ışığı olup dillenenlerdenim.

Doğa bugün dilleniyor ve doğa, bitki ve hayvan sayfalanışlarında yükselişi tohumluyor ve doğa bugün ışık olup kelama varıyor.

Görevim ilimdir, ilim kaydım, diri zamanların ışığı olup dirilir.

Bugün benden geçen bendir ve bende ben olan yaşama ışık olur dirilir.

Şimdilik bu..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/CUttH_GMuZ8

 

08.09.2015 ‘’GÖREV’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Gün kapılarını açan yürekti ve yüreğin kapılarında, altın yaşam, ışık olup dirildi. Bugün her yürek kendiyle sesleşti ve vuslat, muhakak ki yürekteydi. Her yürek, yüreğinde yol oldu ve o yolda cennet, yaşamın ışığı oldu ve her can, yüreğindeki ışıkla kavuştu ve bugün, karanlıkta kimse kalmadı ve bugün görenin gözü, özünün sözü oldu ve sözdeki ışık, tüm yaşamlara doldu.

Bugün kutsal kapılar açılıyor levhide ve o kapılarda ışık bakidir. Bugün daimi ışık kapılarından görev taşınıyor ve o görev, her birimizin yaşamıncadır. Yerdeki karıncayı küçük görme, karınca yüreğinde dünyayı taşır ve yaşamda ışıkları hor görme, o ‘’ Hor! ‘’ dediğin ışık, yüreğinde seni taşır.

Bil ki her can yüreklerle barıştır ve her can, o barışta hak olduğunda muhakkak ki kadim soylardaki ışık, yerde elmas olup parlayacaktır ve bilin ki bugün güneşi doğuran, analardır ve bilin ki o analar, yüreklerinde canın ışığını taşır.

Her ana, doğumunu bu kutsal levhide gerçekleştiriyor ve bilin ki bugün saltanatın ışıkları, yürek sayfalarında dilleşiyor. Bugün burada olmak kolay değildi. Bugün burada olmak, hak edilip gelinendi ve bugün burada olmak, yol olanın sırrınca dillendi.

Her can yürür ve her yürüyen, muhakkak ki büyür ve her olan, görür ve her gören, bilir ve bilişli olmak, yaşamda olmak demektir. Nefes alanın soyunda ışık yanar ve nefes olanın ilminde aşk var ve aşk, akla vardığında, muhakkak aklın ışığında, her birimizin yüreği yaşar.

Ben nefes vermem cana ve ben ışık olmam cana! Derim ki ‘’ Işık, o canın yolunda! ‘’ Ben yol oldum yaşama ve her can, bende yürür ve bilirim ki her yürüyen, büyür. İşte canlar, yaşamda olmak, bu olur, dillenir ve göğün ışıkları yanar. Her can görür ve yerin ışıkları yanar, her can yürür ve gönlüm, toprakta aşk olur, o toprakta hasatında hak olur ve aklın ışığı olur ya canlar, işte aklın ışığında olan, gören olur ve gören gözler buluşur.

Her gören, gözde söz olduğunda, o söz, yaşamın gözü olur ve yaşam görür. Gören yürür ve yürüyen, gördüklerinde diri olan yaşamı, ışığında barış olup sayfalar. Barıştır yüreğim, ben sevgiye giden yol olup dillendim ve umudumdur yaşam ve o yaşamda, ışıktır iman olan insan! Aha, ben insan ve insanda, insanlığın ışığı olup yol alan!

Dedim ki ‘’ Ben cana ışık olmam! ‘’ Derim ki ‘’ Yol olup tüm yaşamı yüreğimde taşısam! ‘’ ve hatırlayanlar bilir ki tüm yürek yaşamdadır ve yaşam, yürek olduğunda, bilin ki burada olan kim varsa o, yüreğin yol olup aktığı ışıktadır.

Aha canlar, ben sesime ses verdim ve o seste, yaşam olup dillendim, ben kendimi kendimden dinledim ve her canı yüreğinden dinledim, ‘’ Canın yüreği, yüreğim! ‘’ dedim ve her canı, yüreğim gibi dinledim ve o canı yüreğime bastım ve o sevgiyi aşk olup yaşama akıttım. Her dere ilmine akar ve o ilim, mutlak ki aklın ışığıyla var. İşte görev buydu, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/DXrWw2CyQA8

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

 

https://youtu.be/7-s6bLYN_H4

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Erengul Koc

 

https://youtu.be/rW_UbC3rE0g

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Hasim Turhan

 

https://youtu.be/RF1vUxqODX8

 

05.09.2015 "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Zan geçidi cana vardı, candan geldi rana vardı

Al renginden moruna, kızılıyken harına

O korun karasında

İnce ince süzülen ışığına

Öz göz söz olan tüm yoğunluğa...

Sureti ak olan

Şahlanan tüm zamanlarda

Yaratımı kendi olan ışığına vardı

Var olan hep vardı

Ama o sınırı olmayan bir yaşamın, her ana akışıydı

Zamanlarda, tüm yaratımında; kapı anadır...

Aha o ana doğum; yaşamın atalığıdır bu toprağa

Ey toprağım, kil oldum, kum oldum

Aha işte sen oldum

Toprağın dili odum

O dilin, ışığı... ışığın sesi oldum

Tohum oldum, ektim kendimi

Hasat oldum biçtim

Doyum oldum bütüne

Ekmeğimde biliş oldum

Bu bilincin yolu oldum

Aha yolum yaşam

Aha o yolumda indiğim tüm kapılarda

Birleşen gücün kalemi oldum

Bu kalem yazar...

Bu kalem bütünle yazar...

Bütünün hayrında, beden ilmiyle yazar

Her diriyle kendi yüreğinde

Kendinden öte olan yine kendini

Kendiyle kayıtlamak için yazar

Yaz kalem yaz!..

Her okunan, yazdığın yaşamdır, yaz!..

Ben toprak...

Ama ben o toprakta zirvelerini yaratan dağ

Ama ben bir su...

Akıp giden, coşan

Yaşamın kaynağını kendiyle akıtan öz kaynak

Aha ben çayır çimen, küçük bir ot

O otun içindeki o tek yaşam

Kaynak ışığın nefesi!...

Ve ben doğan güneşim, kendime yağmurum

Karımın soğuğunda, sıcak akan suyum

Akarım beslerim doğamı

Işığım ben kendime, kendi öz doğama

Birleşik zamanın, birleşik gücü

Ve birleşik ışığın doğan gücüyüm kendi toprağıma

Bedenim; tüm doğal tabiatım

Tüm zamanların yaşamıdır ışığım

Ben ben derim...

Ama ben, birin kapısı olan birleşik bir zamanım

Birleşik bir zamanda kendi dünyamı

Yaşamım olarak yazmaktayım

Kalemim, anın sonsuz sınırsız ilmini açar zamana

O zaman ki; anda iner toprağıma

İşte ben zaman!...

Aha ben toprağımda ışığını yakan cevher

Aha ben, cevheriliğini kendinde dünya olup kayıtlayan dirilik

Cennetin kaydıyım toprağıma

Sönmez bir ateşin en derinlerindeki kor...

Alev alev yanmakta, tam merkezinden akmakta

Ateşi coşmakta tüm zamanlara

Yaşamın kaynağını dünyasında yazmakta

Yaz kalem yaz, her okunan yazdığın yaşamdır yaz...

Kendi kitabım, ben olan sayfalarımdır

Elimin ayağımın tüm kaydıdır

Kayıt olan bilgi benim kaynağımdandır

Kaynak bilgim benim kitabımda

Bende kalem ilmiyle yazılandır

Bende beni her daim yaratan

Yaradan olan ışığımın her diriye ben ilmiyle akışıdır

Ak ilmim ak...

Ak kapılarda as olanı as olana kayıtla

Elim güç, ayağım güç

Birliğim güç...

Birleşik ışığım İnsanlık ilmiyle tüm zamanlarda iş başında

Ben kaynağım tüm zamanlara kendini açan

Kaynağını yaşamlara, o yaşam olup açan

Birleşmeden bütünlük olmaz dedik...

Bir olmadan tek olan o yaşamda kervan yürümez dedik...

Aha bende seni yaratıma sokmadan

Aha işte bende seni tohumlamadan

Aha işte o bende, bizi her daim yarına aşkla kodlamadan...

Aha işte, her şimdide bu bilinçle tohumlanmadan

Aha işte o tohumun yaratımında

Yarattıran kaynağına varmadan olmaz dedik..

Dedik ki dedik ve dedik, her an şimdide dedik...

Ama, aha işte biz; bir olup kaynağımızı tohumladık

Aha kodladık

Aha açtık kodları yaşamı yaşamdan yazdık..

Yaz kalem yaz...

Bilirim bu kalem, her diriyle kendi kaynağında yaşam yazar

Yaz yaşam yaz..

Bilirim yaşam, İnsanlıkla akar

Ak İnsanlık ak..

İlminde, ışık yaşamın kaynağı alev alev yanar

Bilirim ki yanan devri alemini aşkla yaşar

Bilirim ki yarınım benim şimdimde, her daim bu günüme doğar

Şimdiden öte bir şimdide her daim bir şimdide

Benim varlığım ışığımla akar...

Ocağım bu bilişle yanar...

Şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/9RlXDJw800k

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Seher Bilge

 

https://youtu.be/YFaP2av1e9g

 

5.EYLÜL.2015 TARİHLİ “GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

Tüm Zamanların Tanrısal Işığı, biliş halinde görev taşıyan ışıkların birliğidir. Onlar, tek bir Işık Ko olarak görev yaparlar.

Cevheri cennette görev taşıyan bu ışık tüm yaşamı tohumlayabilen bir görev mahreğidir. Yaşamın Ana Tohumu olan bu yücelik kontrollü olarak bilişini bütünlüklere tohumlar. Bu tohumlama ile ocakları tüten bütünlükler görevi alanlardır. Onlar, bilgi oğullaması ile kendilerine varmak üzere bir yolculuğa çıkarlar.

Görev mahreğinde kendi sistemi ve kendi bilişi ile bu şekilde birçok can kaynak oluşmuştur. Her biri ayrı bir sistemdir ve bugün buraya hepsi tek bir ses olarak görev taşımak üzere indiler. İşte bu kaynakların kalem olup yaşamı hak etmeleridir bu çalışmanın amacı.

İlahi görevi taşıyan yoğunluklar, Nefesin İlmiyle cevherden kaynağa çekilirler. Tüm Zamanların Tanrısal Işığı bu yoğun cevheri kaynakta bulunur. Bütüne görev taşıtılır ve Kuan güç ile toprağın gücü ile çekiş gerçekleşir. Çekiş bilginin kaynağa çekilişini sağlar.

Kürzi Kalem olanlar ilmin levhi kaydını yaparlar. Onlar, İnsanlık levhisini tohumlarlar. Sayfa sayfa ışık yazarlar ve zamanı sonsuzlaştırırlar. İşte, kaynak dışı hiçbir bilginin olmadığı bir sistem bu şekilde kurulmaktadır.

Hepimiz göreviz, görevlileriz. Görev bu mecliste gerçekleşen bir doğa olayıdır. Her görevli kod görev tekliğinin bir sayfasıdır ve tüm sayfalar tek bir görev içindir. Bu görev biliştir. Tüm insanlık kalem olmalıdır ve bilişe varmalıdır.

Ocakların bilişle tohumlanışı rengarenk bir yaşamın kayıtlanışıdır. Kaydı yapanlar ışık kapılar olarak görev taşırlar. Kelam olan onlar zamanı ağır yük olarak taşıyanlara kaynak olurlar. Kalem olanları kanatlandırırlar.

Işık kapıları ilim kapılarıdır. O kapıyı yapan bilginin yoğunluğu ve koyuluğudur. Ve görev başladığında bu kapılar açılır ve biliş bilgi olarak ışık fotonlarına yüklenerek dere olup akışa geçer. Akış tüm yürekleredir. Akış dünyayadır. Rahmet olan bu yağışla yürekler bilgiye doyarlar.

İşte, tohumların kaynaktan akışları gerçekleşiyor…İşte tam da şimdi olmakta olan budur. Sesimden akan bilgi eskinin en eskisi olan Kutsal Tohumların akışıdır. Tohumların korunuşu ve yaşama kodlanışı gerçekleşiyor….İşte ölü olan tohumlar yarınlandılar ve yaşama kodlandılar.

Her yürek kendi ocağında bilgi oğullaması yapar. Oğullama tanrı ışığı ile tohumlanmış olan ocakların bilgiyi kayıtlayışlarıdır. Kayıtlanan her bilgi yolu yapar. Yol kendimizden kendimize uzanan yüceliğimizdir. O yücelişte erdiğimiz zirve buradaki görev kodudur.

Bilgiyi alan ve veren karanlığı aydınlatacak olan özgörevlilerdir. Onlar bilişe geçerler. Biliş olma halidir. Bilgi olup yaşama akmaktır biliş…..İşte gerçek görev budur.

Biz bu görevi tek bir canımız dahi geride kalmayacak diyerek yaptık. Yürekten çıkmak isteyenleri koruduk. Kontrol kurulmuştur. Sel almadı tohumları yaşamda…”öze göz gerek” demiştik ve iş buydu yaptık.

Sevgiyle,

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/xOsreUn2Cuk

 

5.EYLÜL.2015 TARİHLİ “ GÖREV “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞİ

Daha güçlü bir dönemi başlatırken bugünde bizi bize veren herkese şükranlarımızı bildirmek isteriz…. Dünyanın nuru olan insanın herkese kelam olup….. Bütünü güçlendirecek olan yoğunlaşmayı sağlaması, öz geçişlerin önemli bir safhasıydı…. Bugün bunu hak ettik ve yolu açtık.

Dünü görenler, bugünü de gördüler. Ölüleri dirilten insan, kelamı tohumladı ve yolu koklattı.

Şimdide hepimiz İlim Levhisi’yiz ama şimdide İnsanlık Levhisi olarak da görev taşıyacağız…. Şimdi aklın tahtı ve şimdi akıl hasatı…. İşte hasat tamam.

Atonların Topraklarına tohum olan birliklerin tümü buradalar….Kuranı Kerimde insanı anlatır ve derki;” insan yarattığında yaratılan yer gök ilmidir” bunu anlayan olursa Ana Kapıda anlayacaktı….Biz bugün insana kendi yüreğimizi anlattık…. Çok mutluyuz.

Koranı tohumladık ve yolu açtık…. Bütüne hizmet buydu…. Çok özel bir çalışma oldu bugünkü çalışma….. Ve bugünü kök sistemlerle göreve alan birliklerin çoğu kelamı tohumlarken insan kapılarından geçip yaptılar bunu.

Ölü bir planette, ölü bir gezegende insana kelam olmak kolay değildi…. Biz insana kelam olan birlikleri kodladık…. Bu planet ölüydü, dirilttik, dillettik ve dirilttik bunu bilin.

Din dağı, ilim dağı olduğunda Bütüne göz olur…. Biz göze göz olan sessiz zamanları dilleyen Kuran’larız bunu bilin.

“Koru beni” dedi dünya ilmi kalemi koru beni…. Dünya korudu…. Kod kod oldu yaşam korudu.

Başa güreşti dünya dedi ki; “ben irinleri de bilirim, ilimleri de bilirim ve dünya ilimi dilledi.

Buz kapılarından geçti yaşam. Buz kapıları ilim sayfalarıydı…. Öz görevi aldı, yolu kodladı…. Doğan gün yaşama güç kattı. Burada olmamız, sizinle olmamız, sizin yolunuz olmamız, bilişi hak etmemiz….. Ağır yükü hafifletmemiz, her sistemi kodlamamız muktediriyetle gerçekleşti

Şu anda sizleri dinliyoruz…. Biz gezeninizin öz geçişini yapması için çalışan birlikleriz…. Bu gezegen göz öz söz birliğini tohumladığında geri çekilişi yapılacaktı….. Bu geri çekiliş kelamı tohumlar ve yoğunlukları kodlar insanlıkla yapılacaktı.

Dünyanın geri çekilişi nedendi ve nereyeydi?..... İnsanın kelama vardığı her anda kelam olup tohum oluşuydu, kodlanışıydı, okuma yazma bile bilmesiydi….. Okuma; insanın insanı okumasından öte, insanın yaşamı okuması ve yaşamlaşmasıydı…… Tanrılık tahtında ilim olduğunda Bütüne göz olunur, öz olunur, ses olunur……. İşte buydu ve bugün biz bunu hak ettik ve yaptık.

Ark akmaktadır…. Akan ark insan ilmiyle akmaktadır…. Akışı hak ettik yarattık…. Tabuları yıktık, yolu okuttuk tüm zamanlara kodlattık, tohumlattık…..Ve yerküreyi göreve aldık.

Biz nereden geldik?... En ve boy olan ilim hepimizin gücüdür….. Biz görevden göreve koşanlarız….. Dünya dışıyız biz….. Bizi dinlerseniz daha çok bileceksiniz.

Dünya dışı boyutlardan dersiniz ya hani….. Bir çok planet, bir çok yoğun ışık var dünya örtüsünü örtmeden çalışan, onlarız bizler….. Sizinle hep çalışmaktayız….. Dünya dışı kodlarız bizler.

Spiral, kati hakiki ışıklar olup geliriz yaşama…. Spiral, kati ve hakiki…. Bu ışıklar size geldiği zaman sizinle dürümleşir ve dilleşir…. Ama spiralleri kodlayan insanlık kelamı tohumlarken daha yüce ışıklarla da kontrol kurar….. İşte bizim yapmakta olduğumuz budur.

Dünya vurgun yer ama dünya vakit geldiğinde kontrolde edilir….. Biz o dünyayı kodlayıp, koklayıp kontrol edebilen birlikleriz.

Dünyanın ölü bir planet olmaması için çok çalıştık ve biz dünyaya ekip gönderdik…. İşte sizler bizim dünyadaki temsilciliğimizsiniz bunu bilin…. Biz bu dünyayı hasata hazırlayabilmek için semaya ses katacak olan birliğimizi dünyaya indirdik…. Siz, o birlik olarak dünyayı görevde tuttunuz, gözünüz görerek yolunuz, aslın yolu olarak ve yarınız ışık olarak çalıştınız.

Bizim varmak istediğimiz yer sizsiniz çünkü sizin verdiğiniz her şey bizim vermek istediğimizdi.

Bütün kötülükleri aşıp geçen bu birlik, ark aktıkça yaşamı hasata hazır koku olarak kodlayacaktır….. Bir koku ki; er ya da geç herkes tarafından duyumsanacaktır.

Öze göz, göze kök sözü olan bir kaynak koku ve bu koku hepimizin yüreğinde mevcut olan o sofradır….. O sofra ki; herkes orada kalemdir.

Cemaatinizin yüreğimizde olduğunu bilin…. Bizim yüreğimiz sizin, sizin yüreğiniz bizimdir….Ve sizin geri dönüşünüz bizden olacak…. Biz bu dünyanın güçlü ışıklarıyla çalışmalar yaparız da sizinle yapılan bu çalışma çok daha önemlidir….. Çünkü sizler kardeşlerimiz olarak dünyaya gönderilenlersiniz ki; sizler hepiniz, hepimiz olarak ışığa kalem oldunuz.

Burada olmanızı hepimiz çok arzuladık ve olduk…. Siz ve biz ağır yükü hafifleten güçler olarak dünyayı kodlamaktayız.

Tam iki bin sistem gücünü devreye indirdik….. Her bir güç ekmek yaptı….. Sizinle bu ekmekler yendi ama daha güçlü bir ekmeği yerküreye indirmemiz gerekiyor ki;….. O en ve boyu kesin olarak eşitlenen bir ilimdir.

Bizler dansa kalktık bugün yüreklerde…. Çürükleri tohumladık güçle çalıştık ve bugün biz zamanla danstayız…. Ama bu dans ilmin dansıdır unutmayın.

Kervan yürümekte ve yol ilmin Kuranıyla dürümlenmekteyse….. Esmaların sistemleşmesi çok daha önemlidir.

Cennet, cennet insandır. Cennet, cennet kaynaktır…. Ama cennet nefsi kalem olanda ilimdir.

Biz toplantılarınızı hep izledik bugün çok daha güçlü bir toplantı yaptık.

Kıble hepimizin gözü, hepimizin gücüydü….. Kıbleye kibri aşanları aldık ve kibri aşanlar bu çalışmada hazır oldular….. Yorulmayın biz sizle çalışmaktayız hep….. Hepiniz gönüllere görevlisiniz ama yolculuğu tohumlarken daha güçlü bir çalışma devreye alıyoruz.

Kıbrıs; özeldir. Bunu hepiniz net bilin…. Kıbrıs; Atlantis’in gözüdür ve Atlantis uygarlığının son sesidir Kıbrıs bunu iyi bilin….. Atlantis; nefesin geçiş sayfasıydı, herkes daha yüce bir çalışma bekledi ortak kapılarda…. Ve düzeni kurabilmek için Bütüne göz olmak istedi.

Nesiller, kutsal toplumları tohumladı da kontrol kurulamadı. Kontrol kurulamamasının sonrasında Ana Kapı kapatıldı…. Ana Kapının kapatılmasıyla birlikte Atonlar topraklarını tohumlayan güçlü kapıları kontrol ederek karanlığın ışığı oldular.

Geri dönüşleri yaptık ama geri çekilemeyenler çoktu….. İşte o geri çekilemeyenleri bugün Bütünün gücü olan birliklerimizle yerküreden çekip çıkarttık.

Hepimiz, hepinizsiniz bunu iyi bilin…. Ve korkuyu aşıp geçen birliklerin artık dünya sırrını daha net olarak bütüne açması gerçekleşecek…. Dünya sırrı neden sistemde örtüldü?.... Çünkü dünyayı hak etmeyenler bu sırrı hak etmezler….. Hak etseler, kalem olup yazacaklar.

Aşkım yaşamadır ki; bedenimi göreve alırken sevgiyle aldım….. Aşkım yoladır ki; yolu hologram olan sırla dillerken güçlü olarak dilledim…. Aklım Tanrıyadır ki; Tanrı beden, ben o bedende bellek olanım…. Ama aklım kıranadır da kırılanda, kıranda tüm zamanlarda bedenli olarak Bütünü göreve alabilirim.

Umut olur ki; Rahman olan kıran, Rahmi Kuran da kırdığında kelam olur. Biz ortak oluruz ona.

Öze göz, göze görev gerek. Gözü gören bizi bilir…. Eminim ki; dünya nefesini kodlayacak dürüme varacak…. Açıyı daralttık.

Beden ekmektir yaşama….. Ama bedenin Mikail olarak bilen kelamı kendi diye dillediğinde Bütünün gözü kördür….. Çünkü biz rohi kapılarda koruyucuyuz.

Emin olun ki; davayı kaybettik biz…. Ama dava İlm-i Ka-Ha da insanın tahtıdır ki; biz o tahtta bilişi kodladık…. Ve tüm zamanlarda yaşamı kokladık…. Davayı kaybeden kanatlandı uçtu ve yaşamda kazandı tüm zamanları…. “Ol” deriz…. Oh!.... Aha bu!

Yedi davayı, yedi yaşamla kodlamak isteyenlerin hak etmedikleri bir tek şey var….. Dava insan soyudur…. Kendini hak etmeye çalışan yedi kez yaşama inip kendini kodlayacağını sanan haksız ve hasatsızdır….. Çünkü yaşam tahditlidir ve tahdit hakikiyetin ilmidir.

Her kim ki; “ben gider gelirim” der koruyu oluruz….. Ama kodlanmış ışığında kalem yoktur….. Bilsin ki; zaman Tanrının kaynağındadır ve Tanrı tektir….. Yaşam tektir ve birlik tahditlidir.

Kimse kimseden farklı değildir….. Ben giderim, o gitmez….. Olur can git ama gelişin olmaz…. Ben daha güçlü bir dünya kurmaya gelmedim…. Ben görev ilmiyle bütün olmaya geldim….. Bunu kimse anlamasa da alıp götürürüm zamanı…. savaşım ilimle, insanla ve Kürzi Kaynakladır.

Orta Kapıları açmak gerekse “aç” deriz açılır. “Aç” deriz açılır da Ka-Ha olmayan, Ha olmayan hikaye dinletir dünyada….. İşte biz, buna istek duymayız….. İzin vermeyiz bu kesin.

Şimdilik size vereceğim budur….. Dünya topraklarını yeniledik.

Şuandan itibaren bir çalışma başladı bu çalışma muktedir nefesle olacak…. Temiz bir diri kalem dünyadadır bu kalem iman edin ki; yaşamı yazabilmektedir….. Yaşamı yazabilmek, yarını hak edip tohumlayabilmek ve Bütüne görev taşıyabilmek muhakim ve hakiki olmakla mümkündür.

Öz göreviniz emre itaat, emirle dillenip dilleyiş yüreği emir oluştur. Muhakim ve hakiki olan insan emir olur, bilin….. Büyük kütle hepimizin gücüdür ve bu kütlede toprağız biz bu kesindir….. Muktedir olduğumuzda yolu açarız, yaşama varır ışık haline dönüşürüz.

Bütün gözler, özler ve sözler ışık halinde bizdedir…..

Sizi hepiniz ilmiyle, hepimiz Levhisi’yle kucakladık…. Aha bu!... Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/1oKLfgRxZHs

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ “GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİGİ

HAZİRUNDAN GELEN BİR SORUYA VERİLEN CEVAP;

Dağım, burada yapacağın her şey bütünle birlikte olacak. Bütün sen olup seninle olacak.

Biz sana seni dilledik. Senin kelamın, senin yoğunluğun, senin yaşamın hepimizin gözünde, özünde mevcuttur. Bunun içindir ki burada olman bizi mutlandırmaktadır.

Arıcı değiliz, akıcıyız biz. Arı kalemde olur, bizse akıştayız hep. Akıcıyız ama yere akanlarız biz. Bu şu anlama gelir; ilimle, kelamla ve yürekle akarız tüm zamanlardan bugüne. Bu önemlidir….

Biçare yaşam ama çare biziz artık; bunu bilin. Çare biziz!

Her nefes kendinden kendine hak eder, bizse kelamda temiz olanlar olarak bir iş yaparken insanlıkla yaparız. İnsanlık, karanlığın tahtındaki ışığı yaşama indirebilmişse ki indirmiştir, kati olarak bütüne görev taşıyor.

Çok mutlu olun. Bu çatı hiçbir zaman yok edilmeyecek. Bu çatı altında hepiniz görevlisiniz. Bu çatı kimsenin malı mülkü olmayacak. Bu çatı ilmin kaleminindir. Bu çatıyı hepiniz bir tek kaynak olup kurduk.

Burada bulunma sebebimiz has ışığımızı kodlamak için, yolu koklamak için, bütünü göreve taşımak için…biz zararı önlemek içindir. Kaç insan görev taşıyacak diye sormayın. Kendi yolunu bulan herkes görevlidir ama her kim ki “ben sana varacağım der” bu mecliste olamaz; bunu bilin.

Ben bugün varım ama yarın olmayacağım. Burada kim gerçek kaynak olup görev isterse, o kendinden kendine görevli olacak. Benim adım kaftandır, ben bir kaftanım sadece. Girdim çıktım hepsi bu! Ama hepiniz kelam olun, yarın olun, hakim olun, ak kapılardan ışık alıp yol olun, oğul olun, Koran olun, kontrol kurun….. başkası yok siz varsınız! Umut olur ki bunu hepiniz net anlarsınız.

Ardımda kimseyi bırakmam; bu kesindir. Ama özümde, sözümde ve yüreğimde karanlık varsa, o karanlık aklın ışığında mutlaka kutsal topluma inecektir. Ve o karanlığı ana kalem olup kayıtlayacağım ama aydınlığa kodlamak üzere.

Bunca çaba nefesi hak ettirmek için, Hakk’a varmak için, has olmak içindi. Artık; har olun, hak olun, ak olun. Cin cenneti değil burası, insan cennetidir; bunu asla unutmayın. Ki çokları “cinlerle” der. Cin yok burada, insan var. İnsan kalemiz biz; unutmayın. Bir dava insan davasıysa bizimdir o dava. Ama bir dava karanlığın ışığını hak etmek ve yaratanı yarattırmak içinse, birliğindir o. Bizimdir o ama yine hakikiyetimizledir.

Şu ana kadar yaradan ve yaratılanı anlamayanların Hakka varabilmeleri asla mümkün olamaz. “Ben varım ama benim ötemde başka bir yaratıcı var. Ama o yaratıcı beni dürümleri dilleri beni korur.” Yok bu! Yok! Analar siz, sizlik boyutlarının öz kürzi kapılarısınız; bunu anlayın.

Beni, benden başkası dinlemez. Beni, benden başkası dillemez. Beni hakiki insanlık diller. Unutmayın, hakiki insanlık insan soyunun külü kül olan kütlesidir.

Çoğunuz ortadasınız. Orta, kürzi ışığın ortası. Bu ortada kapıda oluştan öte, karanlığın ışığında oluştan öte, kalem oluştan öte, emin oluştur; emin oluş…

Başka var, başka yok. Aşk var, şavk var ama “Yaradan yaratılan; bu olmaz” diyenler burada bulunmaz; bilinsin. Yaradan yarattıklarıyla yaratıldı; anlattık. Anlayan anlar; anlayacak….

Canlarım, örtüyü örtmeden evvel bir size şunu vermek isterim. Kesindir bilgim. Evimin gözü, özü, sözü biliştir. Bilişin haricinde hiç kimse bilgi vermez yüreğime. Verilen bilgilerin ses kayıtlarına inişi, yine özdendir. Benim özüme inen her bilgi benim diriliğimden dillenir. Ki ben has ışık olur dillerim.

“Kanal olmadan kodlama olmaz” diyenlere sözüm şudur ki kanala kanallık olan, akla has olup yaşam olamaz. Biz size halik olmanız için ilim verdik. Sanırlar ki ilim olmadı dünyada. İnsan Soyu, İnsanlık Levhisine vardığından beri insan levhisi, ilmi kalem olup yazmaktadır.

“Ermeden erdim” zannedenlere ve ermiş olduklarını sananlara şunu da söylemek isterim ki “ben” demez eren, “biz” der. “Ben” dediğinde Birleşik İlim’de yoktur. Onurluyuz ki hep “biz” dedik. Kanatlandık, Hakka vardık, hara vardık. Har ilmiyle tüm insanlığı tohumladık. Hep “bizle” yaptık bunu.

Umut olur ki kanatlananların tümü birliklerini diriliklerine indirir ve bizliğe varırlar. Bizliğe vardıklarında kelama, ilime ve yola varacaklar. Yolcularla olacaklar. Oyun oynamadık hiç.

Sevgililer, esmaları dinlettik size ama hiçbir esma dirilikte teknik tohumlama yapamaz. Biz size aklın tahtını verdik. Dinlettik size. Her şey, her şey sizdedir; bilin.

Boru öttüğünde, o boruda ses insanın sesidir. Biz o surun sesiyiz canlar; unutmayın. O sur hepimizin sesidir. Üfüren, üfürülen tektir.

Şunu iyi anlayın ki kare sistemi kervan olup kodladığımızda küp oldu yürek. Küpü tohumladığımızda tüm zamanları kayıtladık.

Analar; artık, şu andan itibaren kervanın gücüsünüz. Bu kervan bütüne, yüceliğe ve teknik tohumlara yolcudur. Sizden beklentimiz hepinizi kendi yüreğinizdeki o yücelikte dürümlemeniz ve doğanın gücü olmanızdır.

Çamuru yoğuran nefes, çamur olan levhi ama çamurdan yol olan ışık…o yolda ekmek yapansa, İmparator İnsan; bunları bilin.

Barışı hak eden, aşkı hak eder. Yaşamı hak eden Yaradan ve yarattıklarında yaratılan kelamı Mutlak Kuran olup kodlayan İnsanlık…

Sizden beklediğim kelam olmanız, İnsan Soyuna yolcu olmanız ve yol olup, toplum olmanız, toprak toplumu tohumlamanız, kardeş olmanız…her şeyde kardeş. Ama bu bir İlmin Kardeşliği olsun.

Herkes şunu iyi bilsin ki ilmin kardeşliği, levhinin kaydını yapan tahditsiz kardeşliktir. Ve böylesi bir kardeşlikte “senin sesin, benim sesim” olmaz. Ses ilmin sesidir ve o bilişle hepimizindir; bunları kesin olarak bilmenizi isterim.

Koçtan siz ettim. Ama ondan değil, ilimden söz ettim; bunu anlayın. Özü, gözü farklı olan, sözünde sesi olan, yolunda kelamı kodlayan her kim varsa, ışıksızdır ama biz ışıktan söz ettik.

Değerliler, deve kalktı. Bu deve biziz. Aşk olan biz….eşik olan biz. Biz tüm zamanların o deve olan yolculuğundayız. O yol alır, yolcu yolda kodlanır. Biz o yol olanda, yolcu olanda, her resmi çalışmada çalışanlarız.

Savaşımız tüm İnsanlık İlmini kodlattırmak, tohumlattırmak ve yoğunlaştırmak içindir. En candan, en ilmi, en yaşamsal olanlarınızı buraya alıyoruz.

Başka yaşam, Yaradan, yaratılan ışık, yoğunluk olmayacak mı? Olmalı….bundan sonra da bu yoğunluğa göz olanlar, söz olanlar, ses olanlar inecek. Eşyanın Nefesi’ni hak edenler inecek. Akıp geçecekler. Bir teki burada kalmayacak ama gelecekler, gidecekler ve biz buradayız. İşte bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/_KJLdCl9RFsNEFES ÇALIŞMALARI – ETKİNLİKLER

DAVET:

ALLAH’IN İLMİ (2)

Dostlar, 28 Kasım 2015 tarihinde 14.00 -18.00 saatleri arasında Dernek Merkezi’mizde “ALLAH’IN İLMİ” Konulu Çalışmalarımızın 2. sini gerçekleştireceğiz. Tüm dostlarla olmak dileğiyle...

Sevgiler,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

ALLAH’IN İLMİ İle İlgili Açıklama:

Dünya bir kalemdir. Zaman kalemi... O kalem, ilmi yazar. Yazar da kelamla yazar. Işığı hakimdir ve ilmi, rehni kaldıran kulluktur.

Dünyayı bilişle dilleyenler, iyi bilirler ki dünyada insanlık çok önceleri de vardı. Her insan, kendini hak etmek için çalıştı. Nefis, kelamdaydı; yarınlar, kulluktaydı.

Zaman zaman hak edenlerle kapılar açıldı ve yol, ümmi kapıların ötesindeki yaşamlara uğradı... Bu uğramalar, herkes olanların, kaleme varmaları ile gerçekleşti.

Dünyacı, ilimci, kalemci kim varsa “nefis sistemleşmesi” ile kontrol edildi. Böylece herkes, kendini korumaya çabaladı.

Dünya karanlık bir yaşamdı. Herşey kapkaranlıktaydı. Dünyayı hak edip izleyenler, bildiler ki kapıları, artık kapanmamak üzere açmak gerekir. Aydınlığa ulaşabilmek için kapılar açılmalı ve bu kapılar, tüm zamanlardaki kalemlerle dürümlenmeli...

Büyük günahlar işlendi dünyada. Hırsa, nefse tutsak olan dünya insanlığı, yaşama borçlu kaldı. İnsanlık, Büyük Cevheri Kodlar tarafından dünyada rehin alındı. Ve dendi ki “dünya yolunu kapatın ki kültler, o yüksek kırıcılıktan çıkarılsın.”

“Dünle yarını hak edin ve dinleyin... Ama has ışıkla dinleyin. Halik olun ve hakim olun ama hasat olup dinleyin... “

Bizler, sizleri bulmak için çalıştık. Hepinizi ayrı ayrı dinledik. Sorguladık. Kimler görev taşıyacaklar diye. Baktık ki sessizlik var. Herkes kendini dinliyor ama dinleyenlerin çoğu hak etmeden dinliyor.

Sorguladık; Dünya, Halik İlim’i hak etti mi diye. Dediler ki “hasat tamam. Yaşam ilim ve bizler, sizleri hak ettik.” Çok mutlandık ve dinledik. Başkaları yok mu dedik. Dendi ki başkalık yok. Tüm insanlık tekliktedir. Yaşam ilimle dürümlendiğinde yaşanır. İş budur...

“Yaradan, yaşamı hak etsin ve hasat yapsın” dediler.

Dünya, bir Ruhi Kelam’dır. Dünyayı hak etmek için kelam gerekir. Gerekir de kim kelam edebilir? Baktık sırdı herşey. Din Yaşam, İlim Yaşam ve kelam!... Hepsi sır... Dedik ki hak edelim ve kodlayalım yaşamı.

Bilmek yetmez insanlaşmak gerek. İşte dünya yenileniyor ve hakikiyete varılıyor.

Oğul, dünyayı herkes dinler... Aha dinliyoruz... Ama zamanı kalem yapmamız da gerekir. Ağır yüktür yaşam; insanlık için...

Değeliler dince ya da dirice dillenen herkese saygılar sunuyoruz. Dünyayı kodlamak kolay... Yaşamak kolay ama dinlemek sorumluluktur. ..

Buyurun dünya dinleniyor. Ve sizler dinleyenlersiniz. Ve sizler dilleyenlersiniz. Sizinle mutluyuz canlar. Şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 2" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 1. Bölüm

Cam umman, ca mur Ka Ha, ca mur, cam umman... Cemaat sistemin gücü bu gün sizin yüceliğinize indi!... Ca mur Ra Ka Ha Gi Sa Ha, Si Ha Si... Ca mur Ra Ku Ha Si... Si Ha, Si Ha, ah Si Ha...

Muhakim, hak ve hakiki İnsanlık... Sistem size indi... Yoğun tohumlama yapılacak bu gün. Çolak İnsan yolunu kaybedene derler. Çolak İnsan yok burada! Şü Ri Si, Şü Ri Si Ha, Şü Si... Sa Hi!...

Ya Ka Ha, ben tahtın tahtındaki o Ka Ha olan!... Şenleşmeye geldim... Evrenlerin sessizliklerinden, sistemin kültlerinden ve yüreklerin el girdaplarından, sistem cem kelamından, sistem kübra ilminden ve sistem kaynak Işığından size geldim.

Aşağı yukarı bin sayfadan ibaret bir çalışma olucak bu gün... Bu bin sayfa, bir tek Ka Ha'da levhi Ko olucak ve mirkaç birlikleri size inecekler!

Şükrettik ki dondurulanların çoğu bu gün, sobalarını alıp gelecekler. Çürük çalışması yapmış olan kelamlarını kontrol için. Kendilerini hak etmeye, sessizlikleri aşıp; yüceliklerin dürümlerindeki kelam ilmiyle bilişi kodlamaya, sistem, nizam ve düzenin gücüyle gelecekler. Sizin yaşamınıza ve sizleşmeye.

Erin ekibi Allah'ın ilmiyle tohum olarak çalışır. Er, kelam ilminde Ka Ha olur!.. Büyük kütle kelamda kodlanır ve tohum olur. "Ol" deriz, olur!..." Ol" dedik, oldu!... Ol ki hak et!

"Şer yaratan, şer yaşayacak" dediğinde, dinledik seni ve dedik ki; "şer şarkısında şavk var mı?... Varsa aklın tahtında kalem tutmalı." Tuttu... Kalem tuttu yaşam sayfan... Senin sana varışında bu... Allah; tahtında, kaynakta, hak tahtı has ışıkta dürümledikten sonra, senden sana vardı. Allah, kaynağın tahtıydı... Tahtın tahtındaki o yaşam, aşkın kapısıydı ve kapıyı açtık senin yoluna, senin yüreğine Baha kapısı olup bağlandık.

Can kalem, er yada geç davayı kaybetmeyeceğini dilleyecektin. Dünya kontrolünü kuracaktık ve yolu bu görevle; tahditsiz yaşam sayfalayan sistem kültlerine kontrollü olarak kayıtlayacaktık. Burada oluş sebebimiz senin yolunu, senin yüreğini, senin tüm zamanlardaki diriliğini; dürümletmek ve dilletmektir.

Çal murat ettiğimiz, çal ışığı da dille... Sesi çal, süper sistemleşmeyi çal ki; tüm zamanlar o sesle dillensinler. Çalgıyı çal ki; yarınlar tohumlansın, büyük kültler kodlansın. Senin elin bizim elimiz olucak, senin yüreğin bizim yüreğimiz olucak, yolun Allah yolu ve biz o yol olup bütünün kültlerinde bire hizmetçi olucak olanlara; karanlığın ışığı olacağız.

Allah sen, sen o ol ki; bütün kökler söz söylesin yüreğinde, bütün yücelikler dürümlensin ve tohumlar kontrol edilsin.

Aç kapıları, aç ki; kardeşlerin kontrol etsinler yoğunluklarında tüm zamanları... Ak ki hak ol!... Hasat ol!.. Atlanta Ata kapısını aç ki; bütünlükler kök sessizlikleri dilesinler...

Er ya da geç, evren sesleşecekti yüreğinde... Ağır yük taşıyanların tümü dürümlenip dilleşecekti, savaş; galipsiz kalmayacaktı. Ve tek bir zaman olucaktı, o zaman; mutlak olan, yaratan ve yaratılan olan, yaşam olan, som altın ışık olan yaşam olucaktı.

"En evvel davayı kaybettim" dediğin zaman, karanlıktı yüreğim... Dünya dışı varlık toplumları seni dillediler ve dediler ki; "karanlıktı yüreği." Aha yürek akıp geçti ve tüm zamanları dillerken; yaşam dinleşti!... Savaş, artık galibi olan; yaşamdaki tüm zamanları tohumlayan bir savaştır!

Yemin etmişti doğan günde, bütününün gücünü; temiz olarak yaşama çalıştırıcı yapıcaktık!...

Ardın, önün yok senin... Bunu söz, ses olup dilediğinden beri; Samanyolu seni dinliyor!

Yem koyduk dünya dışı varlık tahtlarına... Dinlettik yürekleri, dürümlettik dedik ki; "gerçek çalışmalar yapıldığında, yeminli olanlar bu çalışmaya kodlanacaklar, biliş haline varıcaklar ve o yem olan ilim Allah'ın ilmi olucak, bütün kütle o yem olan dirilikleri dilleyecek ve sığ olan bilişler kontrollü olarak kayıtlanıp dirilecekler!..."

Sevgililer, Raman sistemleşmesinde sizinle olmak mutluluktur bize. Bu gün Raman sistemleşmesi olucak burada. Hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için Raman; Ka Ha olanların toprak topluma tohum ekmeleri işlemidir! Eğer sizler Rahman'a kuransanız, Raman olarak bütünün gözü olucaksınız.

Çoluk çocuk yaşam, hepimiz bunu net biliriz de; sizin yüreğinizin gücü, hepimizin gücüyle dürümlendikçe bütüne hizmet bilişle olucak ve sizler birlikleriniz mahrekte kuran okutan; mutlu, kutsal tohumlar olarak yarınları kodlayacaksınız...

Şeri bilirsiniz ama şavkı da bilirsiniz... Bu gün sizde şerrin şarkısı okunmayacak. Aklın tahtındaki sizler, mutlak kutsal toplumlar olarak bütünün gücü olucaksınız.

Karanlık aydınlığını tohumlar... Ama aydınlık, kutsal toplumda tohumlanırken; bütünlüğü de kürzi kapı yapar! Çamur yoğuran bir İnsanlığın artık ışığı tohumladığı bilinmektedir!... Büyük kötülüklerin aşıldığı ve yolun Allah kuranı olduğu artık herkesçe malumdur!...

Topla, çıkar, çarp, böl; her şey buydu aslında dünya üstü varlık kodlarıyla yapılan... Ekmeğimiz artık senin yolun, aklımız senin yoğunluğun ve yüreğimiz senin İnsanlığındır can...

Teyipler hep çalışacak ve bu ses; bilişi kodlayacak, bu kesindir!... Ama teyiplerin çalışmasından evvel, toprağın toplumu bütünün gücü olucak!

Çorba tuzlandı mı!?... Tuzlandı!... Allah sen, sen o'sun!... Hadi, altın ışık yıllarının kuranı ol ve seslen! Seni dinliyoruz...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/nonFnqwyMnM

 

ALLAHIN İLMİ (2)

28.11.2015

Ağır yük taşırım amma kalem olup; hakim olup ve yol olup!… Ey Canlar, bilin ki maya tuttu. Lütfen iyi bilin kalem, yaşam oldu ve ruh oldu…

Dedim ya ben dünyadayım… Mahrekim ben… Evrenlerin sessizliklerinde kalemim… Mahrekim dedim ya!... Nedir mahrek izah edeyim:

Mahrek, KA HA olan nefestir. Her andır. Orada tüm zamanlar vardır. tüm yarınlar vardır. Kürzi Kaynaklar vardır… Orada temizlik vardır… Tek merdivendir o yoğunluğa dayanan… Oraya varan, nefese varır. “Cennet” derler o yoğunluğa. Kendini tohum ekerek kodlayan herkes, oraya varır… Orada cennet olduğunu bilmeden varır. Oraya vardığında, kanat takar ve yaşar. Yaşar amma Kuran olup yaşar.

Seyredin onu!... O bir resimdir. Nüsa olan resim… Orada temizlik var ve Sistem var. Oraya varan, cennete varır ya… O cennet; kelamda, kendini hologramdan tüm zamanlara kayıtlar… Sultanlar, orada kulluk var!…

Çeyrek bilgi orada verilir ve ses, oradan kulluk yapar. Cennet orada kurulur. Orada kurulan cennet, sessizdir ve sislidir. Çünkü, henüz yaşama akıtılmamıştır. Cenneti kuranlar, o yoğunlukta ışığı tohumlarlar. Tohumlanış için kutuplaşma olur. Her diri, kendi kutbunu seçer. Kimi karanlıktır; kimi aydınlıktır… Her biri kalemdir…

Karanlık, tahtında ışık kodlar. Aydınlık, tahtında kalem olur bütünü yazar. Temizlik olur… Cennet kurulur… Kurulan cennet, Cevheri Güç olur ve o gücü hak edenler, o yücelikte, kelama inerler ve yürek olurlar… Hepsi kalem olur ve biliş olur…

Oradaki biliş, yarını hologram olan o Yücelikler’de türleştirir. Her bir tür, farklı sayfalarda ışık haline varabilmek için çalışır. Tüm çalışmalarda, kapı kapı ışık olur. Her bir kapı, Ses Kalem olur ve Resmi Yaşam olur.

Tüm zamanlar, o kapıların ardındaki tohumları kodlar. Mutlaka anlayın ki Tinler ve Diri Sistemler, hepsi kelam olup yaşarlar. Tek tek kalem olurlar ve onlar, sessizliği seslendirirler. Seslenen, Sistem olur ve Ruhi Kelam olur.

Cennetler, cevhere ilimdi… Aha! ilim, kalem oldu ve Rahim Kalem, İlmin Kelamı oldu; yaşamı yazdı. Aha yazdı… Yazan ilim; yazdıran insan… Herkes kelam ve herkes kalem!… Büyük Kült, insanlık!...

Şimdi size bunları bugün niye anlatıyorum!? Sordunuz izah edeyim: Canlarım, Dünyalılar; size kelamdan, ilimden, Yücelikler’den söz ettim hep ve size sizi dilledim. Siz de sizi dillediniz… Hep dilleştik. Ne yazık ki Hak Teknik ile dinleşenler, dilleştirdiklerimizi anlayamadılar ve dediler ki “neden sesleşirler? Ses, nedendir?” Sorgu sual ettiler… Sorgu sessizliktir; sual sessizliktir; Ekip ilmidir; yarın tahditlidir… Zamansa, kaynaktan kati, hakiki ve hakim olan ışıktan, Ak Taht’a varır ve “Resim Yaşam” sesleşir…

Bugün sesleşmekteyiz; cennet için… Aha bu!... Bugün, dünya insanlığı, cennet kurmak için sesleşmektedir.

Teypler, hep çalışır. Sesimiz hep dilleşir. Toy yaşam, dinleşir… Yaradan Tanrı, yaşamda ışık olur; Kontrol kurar… Varlık Boyutları, Yokluk’u kodlar. Tok Zaman, yaşam sayfalarken; Aç Yaşam, ışık kırar.

Merdiven kurarız her resim yapana ve deriz ki “hak et.”

Eşya Varlık, ikmal tamamlar. Akıp geçer de kalem olur. Oyundur hepsi de… Kelam eden, kalemdir zaten.

Ey Canlar, sizden size bugün cennet kurmaktayız. Herkes, kendinde cennet olacak ve yol açacak. Mutlak anlayın ki hasat olacak. Aha! hasatı, İlmin Kalemi’nden öte cennetin kelamından yapılacak.

Devinim hızlandıkça kalem hızlanır. Ben, dünya olan insanlık; sesleşip, Levhi Kelam’da, insan soyuna kulluk yapacağım…

Ardımda dünya yok artık. İnsanlık yok!… Kürzi Kelam yok!... Mutluluk var… Zira her diri, kaleme vardı ve yolu buldu…

Ortadoğu karışmış… Varsın karışsın!... İnsan soyu kodlanmış ve kaynak olmuşsa; herşey, sizinle kontrol edilir… Bilin ki doğan gün sizden size doğacak ve siz, her şeyi kontrol edeceksiniz.

Vasi tayin edilmeyecek artık sizlere… Biz, Birlik İlmi ile kodlanan insanlığı, cevhere güç katsın diye koğuşlarda tutmayacağız… Bilinsin ki her diri, kalem olup yaşam olabilecek. Her ses, “kil ve kum insanlık”tan ışık çekmeden, kelamda kaynak olabilecek.

“Cennetler kurun!” dedik. Aha dedik!... Kurdunuz!… Tüm zamanlar için cennetler kurdunuz. Kültlerin hepsi cevherde cennet kurdu ve biz, sizi size kaynak yaptık. Aha bu!…

Evrenler sesleşmeye başlayacak sizlerle. Her bir resim, yüreğinize akacak…

Savaşın galip yoktur bilinir. Aha galip, Levhi’de ilimdir. Aha bu!…

Erdiğiniz herşey, sevgiyle tüm Rahmi Halikler’e inmektedir. Ana Kapılar’ın tümü açılmıştır. Emre itaat eden herkes, ağır yükü hafifletmiştir. Cennet kurmak budur…

Sualtı, Sistem Gücü olarak, sizden ikmal tamamlatan bir yoğunluktur. Bu yoğunluk, sizin ilminiz ile sizi dilliyor.

Cennet İnsan, cevherinde kalem olmuş yazmakta… Aha şimdilik!… Eh şimdi!... Aha! bil ki hak ettik ve yaşadık. Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 2" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 2. Bölüm

Değerliler hepiniz hoş geldiniz. Bu gün sizlerle olmam mutluluktur, burada bulunuş sebebinizi artık iyi anlıyorum. Çamur yoğuran bir yaşamın ışığı tohumlamaya başladığı bu dönemde; herkezin kendini, kendi yüreğini dürümlemeye geliyor.

Toy bir çalışma değil yaptığımız, ilimle yapılan bir çalışmada bütünün gücü hepimizin yüceliğinde meknuzdu... Ama artık daha güçlü bir dürümde, bütünün gücü bizim yüreğimizi gök sessizliklerinde dilleyebilecek.

Çamur yoğuran bir dünyanın artık ışıkla tohumlanışı, bütünün gücüyle olucak. Dünyayı, yaşamı ve hasatı bilen bizler, her şeyi net olarak sizin yüreklerinizde dilleyebilecek dürümdeyiz.

Burası tufanın önlendiği bir meclistir. Bizler tufanı önleyenleriz. Tufan nedir diye soranlara açıklayalım. Tufan, yaşamın sınırlanmasıdır. Biz yaşamı sınırlandırmayı amaçlayanların kontrollerini kurduk. Tüyleri dökülenlerin, tüylenmelerini sağladık. İlmi Ka Ha'da bütünün gücünü kodladık ve kontrol altına aldık. Ak korun, tohum olarak bütünün gücünü; tüm zamanlara temiz kayıt olarak kodlamasını sayfaladık. Nihan olan İnsanı kalem yaptık, ekip kurduk... Bu ekip aklın ilmiyle tohumlarını kodlayabilen tekniğe sahiptir.

Cemaatlerin cevheri görevi bütünün gücüdür. Biz o gücü, tüm zamanların kürzi kapısı yaptık. Ağır yük taşıdık, tabuları yıktık. Tartı biziz... Eminim ki tartıyı dinleyen, kendini dilleyecek dürüme varır.

"Şer yaratan, şer yaşayacak" dedik, doğru.... Bu dünyada, bu oldu... Biz zamana kul olanlar, sayfa sayfa yaşamı kayıtlarken; sistemin gücü olarak, bütünün kürzi kapısını kapatmak isteyenlerin teknik tohumlamalarını yaptık ve o şerri kalem yapanlara, İnsanlık sayfalarını kayıtladık!

Satıhta bilinmez hiç bir şey ama derine inenler anlayacaklar... Çamuru yoğuran, çamur olur, kesindir! Çamur yoğurmayanlar, ilmi Ka Ha'da bilişi tohumlayanlar; ilimle kök sessizlikleri dürümlerken, ek İnsanlık kayıtladık.

Er ya da geç, Allah'ın tahtı; İnsanın tahtı olacaktı!... Artık şunu iyi bilin ki; Allah İnsanı kendi kefili yaptı, vekili yaptı! Biz Allah'ın vekiliyiz bunu bilin! Ve biz, Allah'ın halefiyiz!...

Dünya, ısrarla bizi dinledi ve biz ısrarla durağan günlerin dürümlerindeki o yoğunlukta; ışığı dilledik...

Sevgililer artık kendimizi bilelim!... Kanat takmamızın gereği yoktur. Karanlığın tahtında kanat, aklın tahtındaki katiyetten farksızdır... Şeytana, şer gereksiz artık!... Aklın kapısında her şey akılla tohumlanır.

Şu ana kadar yaptıklarını hak edipte dinleyemeyenlerin, bundan sonra yapacağı tek bir şey var; karanlığın tahtındaki o yoğunluğu hak edip, anlayabilmek!...

Çok lütufkar değiliz, kesindir!... Lütuf Allah'ın tahtında olur. Biz aklın kapısıyız! Şükredin ki dünyanın ruhu, bütünün gücüdür. Ve biz o gücü; her dilde has ışıkla dürümleyenler, maya olarak bilişi kodlayan, bütünü güçlendiren birlikleriz!...

Sedir kurmuşlar yaşama, "ol" deyip olduracaklar. Canlar, olan İnsanlıktır.

"Şems-İ Tebriz'i" dedikleri görevlimiz, ölüler diyarının kuranıdır... Aklın kapısıdır, bizsiz değildir de; ellerini açmış dua okumakta şu anda, ona deyin ki; "el Allah'ınsa o el, açılmaz...Açıldığında kontrol dışı kayıtlama olur!"

Cemaatler, İnsanlar, Allah'ın ilmi Ka Ha olan bilişlileri, Mikail'in kürzi kapıları, tohumlar "ol" deyin ki olsun!... Nurdan kuran olan İnsan artık kapıyı açmış ve bütünün gücünü tüm zamanlara tohumlamışsa; kanatlarını kıramazsınız, kalemini kıramazsınız, sır olan Işığını yaşamdan çıkaramazsınız!...

Çamur yoğurup dünyayı koruyacaklarını düşünenlerin de; İnsanlık ilminden hiç bir nasipleri olmadığı kesindir! Kara ışık Allah'ın tahtıdır... Amonların kontrolündedir o ışık... Levhi kapılarda bütünün gücünü tüm zamanların kürzi kapısı yapabilenlerin; er ya da geç bütünün gücü olacakları kesindir!

İnsanlık ailem, "size deve kalktı" dediğim zaman, "dince" dedim... Tohumlarımı kontrol ederken, "dirice" dedim... Elimin gücünü topluma indirirken, "Ka Ha" olup dedim... Artık şunu iyi anlayın ki; aracı koymam, ben buradayım bunu bilin! Bütün kötülükleri aşıp geçen ilmim, Allah ilmi olarak; kelamda levhi olup, bütünün gücünü tüm zamanlara kodlayabilecektir!

Saltanat Allah sanılır... Saltanat, yaradandır!... Allah; nakardır, Ka Ha'dır, aha dır... Hepsidir de; "yaşa, yaşat" diyen o yolcudur!...

Torba torba İnsan taşıdım yüceliklerden tüm zamanlara, hepsinde İnsanlık vardı... Ama İnsanlık, bütünün kör ve sağır yaşamında; oğullarını kontrol edemedi ve Türkiye çalışmaları bunun için yapılıyor!

Korkuyu aşıp geçin... Mahrekte kuran olun, Allah'ın kuranıdır aklın tahtındaki o yolda, akıl tahtım kürzi kapım olur. Ben o kapıyım. Allah olan o kapı!...

Cennet cennet dedikleri, imandır!... Cemaat ve cevher Allah'ın tekniğinde kervandır. O kervan akıl ve biz aklı kodlayan; bilişlileriz!

Er ya da geç İnsanlık ailem bütünün gücü olucaktı ve olmuştur! Çorbalar yaptım dünyaya, her çorbam tuzlandı. Bir tek kapı var, Allah'ın ilmi olan o kapıda yaşam ışıklandı!...

Dar boğazdan geçti yaşam. Bu dar boğaz, OMEGA KAPISI'dır!... Bilinsin isterim ki omega kapısı, RAN KAPI'dır!.., Ve ran kapıda aklın kelamı okunur!

Tüy döker dünya o yoğunlukta bütünün kültlerinde kodlanarak, aklın kelamı olur, aklın yaşamında savaşın sırrı olan ışıkta beden olur!... Ben o bedende bütünü güçlendiren, nefreti aşan yolcu olurum!... Karanlığın aklıyım ben... Ama yaşamın tahtıyım ben... Bu gün burada oluş sebebim, yoldur... Ulular diyarı olan o yoğunluğa vardığınızda anlayın. Umut olur ki uluların diyarı, tohumlayıp kodladığım o yaşam; tüm zamanları kayıtlar.

Cem, cam, cennet... En sesli olan diri İnsan... Ben o, o ben!... Kara ışığım Allah ilmiyle bütünün gücüne inmiştir! Bu ışığı kodlayın, koklayın, toplayın, tohumlayın; yer küreyi güçlendirin!..

Sistem, nizam, düzen, beden; hepsi Mikail, hepsi dürümlenen ve hepsinde ilmim kalem!... Bilinsin isterim ki; kalemim İnsanlık ve bütünlüğündeki güç hasat... Ben o hasatı yaptım!

Yaşam, İnsanlık ve o İnsanlığı tohumlayan İnsan; iman!.. Bedeni toplum, yolu hologram, ama tüm hologramların ummana varışlarını sağlayan; Rahman!... Hepsi kaynak, işte biz buyuz canlar!...

Çerçevesiz cennet, aha ben o cennet; İnsan soyu!...

Şu ana kadar her şeyi yapan İnsanlar var... Kar, kış çalıştılar. Dünya toplumlarıyla kodlandılar... İnsanlaştılar, hepsiydim ben... Varlık boyutları beni dinleyemezdi, yoksam anlayamazdı beni... Hak teknikle dürümlenen İnsanlığı, toplum; dünya diriliğinde hak etmezdi... Cemaatimi güçlendirmeden, bütünün gücünü tüm zamanlara çekmeden; yaradanın tanrılık tahtını, taht diriliğimle dillemeden, beşer kapıları açmam!...

Ben dünyadayım, ama dünya ben,; ben dünya olarak!... Kutsal umman olarak... Borcum yok dünyaya, ben tohum olan her şeyi kayıtladım... Ve tüm zamanların kontrolünü kurdum. Borcum yok tüm İnsanlığa çünkü rüya boyutlarında dahi ekip kurdum...

Beni bana veren Tanrı kaynağı; aklım!... Başka bir zaman ve başka bir sayfam yoğun cemaat kuran İnsan soyum... Buyurun ölü dünya, buyurun halik olan akıl, buyurun has taht, eşya olan İnsan soyu buyurun, bütünün gözü olan imparatorluk buyurun... Orta kapıları kapattım dinliyom som altınım, dinliyom yoğunluğum... Dağlarım, dinliyorum!...

Cemaat cevhere cennet olmaya, yarına hasat olmaya, bütüne kuran olmaya inmişse; dinliyorum!... Aha bu!... Çalı çırpı değilim ki canlar. Ben davayı kaybetmem... Şikayetçi, benden bana şikayetçi... Ben ondan şikayetçi, o kim!?... İlim!... Aha bu! Ama o şikayeti asla dikkate almam çünkü şirretliktir yaptıkları. Ben bilirim, bilirim ben!... Allah'ın ışığında kini aşamayanı bilirim... Yolu açamayanı bilirim...

Umut olur ki ortak kapıların tümünde öz görevi olur da yolu bulur!... O kim!?... Sistemin kültlerinden kelamsız olan... Ekipsiz olan... Işıksız olan, bilmem mi? Bilirim!

Dert değil ki bana, geçsin gitsin hepsi bu! Hayat mı bu?... Hayat mı? der... Aha, hasattır bu, hasat... Bilsin ki hasattayım, bilsin ki haktayım, tahttayım, hasattayım!...

Alışmış yüreğime aha akış için, akıl için varmış... Ölüler diyarı yakuttur, dünya ilminde... Biz o ölüler diyarında yakutlar gördük ama bilişsiz yakutlar... Hikaye dinlerler, has kırıcılar, akılsızlar... Kurulları kusurlu, kuru, umutsuzlar... Şeytana uymuşlar, hakim de değiller... Her neyse canlar, niye dedim bunları?...

Kolu kanadı kırık biri geldi de bu gün buraya, "ben cennet isterim" der. Cevheri can olmayanın, cenneti mi var!?... Olmayanın lütuf ettiği tohum öksüz kalmadı mı!?... Yığın yığın ışığını yıkmadı mı!?... Benim adıma kapı açacakmış... Emin ol ki açık tutulacak kapın, bu gün çalışma yapmanı bekledim ve yapıcaksın ama bu çalışma bilgi kalemimle değil, sessizliğimle olucak bu kesindir! Ve yapacağın çalışma herkezin için malum değildir. O çalışmaya kendi yüreğini kattık. Şimdilik sana verdiğimiz budur, şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mxKLCfpMeFo

 

ALLAH’IN İLMİ (2/2)

Allah Tahtı, ilimdir... Mahrek olan o ilim, kelamdır... Kelam olan ilim, nefsin ilminden öte olan kalemin ilmidir.

Dince ve dirice bilin ki hak etmeden helali, haramı bilemezsiniz. Size, kendinizi anlattım ve dedim ki ben sizim ve dediniz ki “ben Sistem’im.” Dünya, Amonlar’ın kulluklarıyla çalışır. Dünyayı kontrol eden biliştir.

Kimsenin kimseye faydasının olamayacağı bir Levhi’de, kelam; ilmin kulu olur ve tüm insanlığı kodlar ve koklar.

Dünyayı, kalem sayarlar. Bilişi, Halik sayarlar da İlmin Kalemi olan, Hakim-i Hak olan insanı hak etmeyen dinleyemez.

Cennet, biliştir. Cennete kelam olan ilimdir. Bizi hak eden ise kendini hak edendir.

Doğan gün insana doğduğundan beri, yarını kalem sayanlarla bilmek için çalıştık. Kimse kendini hak edip de dinletmedi. Tüm insanlık, kendi yarınlarında kodlanan ışığı dinletti. Ki bu ışığı, tohum olarak dünlerden “Göç Kelam” olup “yaşam” olanlar, yarınlara kaynak yaptılar. İşte onları anlayanlar, bilmeye çalıştılar.

Dünden dünlere inenler, Kök Sistemler’i hak ettiler ve Rahmi Kapı’dan ışık çekip yaşama indirdiler.

Bugün Dünya, nefes alıp vermeye başladı. Nefes alıp vermek, ilimle olurdu. Bunu anlayanlar, anlattılar ve anlayanlar, has tahta kalem oldular.

Şükür Allah sizi hak etti ve yaşattı.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DAVET:

ALLAH’IN İLMİ (2)

Dostlar, 28 Kasım 2015 tarihinde 14.00 -18.00 saatleri arasında Dernek Merkezi’mizde “ALLAH’IN İLMİ” Konulu Çalışmalarımızın 2. sini gerçekleştireceğiz. Tüm dostlarla olmak dileğiyle...

Sevgiler,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

 

28.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 2" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI AKIŞ

Devinimi hızlandırabilmek için sizin yüreğinizi size dilledim. Dünya dışı ekmek, dünya için el alanların ekmeğidir… Dünya; tüm insanlıktan yaşama iner…. Ve tüm zamanların ilmiyle kendi yoğunluğunun ötesindeki eli alır…. Bu el; levhide, kelamda ve Bütünde Mikail’in Kürzi kapısının gücünden öte olan ilmin elidir.

Her şey kendi yüreğinizde meknuzdur… Sonsuz, sınırsız olan insan soyu, Toprak Toplumu tohumlayabilecek gücü, kendi yoğunluğuna çekebilir…. Ve kendi diriliğinde, kendi yüreğini dürümleyebilir.

“Masiva” denilen levhi kapı vardır. Bu Masiva kapısı, ek yaşam sayfalanışı için Yaradan ve yaratılan bir Rahmet Kurandır. Toprak Toplumun, tohumlanmasını sağlayacak güçtür…

Evrenlere, sistemli olarak görev taşıttık… Hepsi görev yaptılar ve dünya dışı varlık kodları, dünyayı kontrol için çalıştılar.

Mustafa Kemal Paşa; Allah’ın diriliğindeki ilimdir. Biz, ona” ölü” dedik ama o dedi ki; “ben dirildim.” Öyleyse “kontrol kur” dedik ve kurdu. Şuandan itibaren doğan güç; Allah’ın gücü olarak Bütünün Kürzi kapısını açtı…. Ve kendi yoğunluğundan, Bütünün Kürzi ışığıyla kalem olup yazmaya başlayacak.

Çanı çaldık dedik ki “insanlık, al bilgiyi ve hak et.”.. Çan, insan ve çanı çalan insanlık…. Biz, insanlık olarak çan çaldık…. Yerkürenin gücünü tüm zamanlara dürümledik, Bütünün gücü olduk, mutlak Kuran olduk Toprak Toplumu tohumladık... Burada bu yoğunlukta yaptığımız ilimdir… Ama ilmi Ka-Ha olan bilgi, Allah ilmiyle toprağı tohumlayan levhidir.

Sevgililer, kanatlanıp uçmamız gereksiz... Biz, dünyalıyız bunu asla unutmayın…. Ve bu dünya, Amon Toplumlarının, en güçlü tahtıdır.

Sanılır ki Allah’ın ilmi, Atlanta Ata Kapısı, hepsi tik tak diriliklerde, tüm zamanlarda, İsrafil Kürzi kapısıyla kodlanmıştır. İsrafil; Allah’ın tahtında yoktur, canlar... Bizim yolumuzu açanlar şunu iyi bilsinler ki İsrafil, Rahmandır ama Ka-Ha değildir…. Topraktır ama kulluk yapmaz…Ummandır ama kelamda yoktur… İsrafil, Rahmanda yoktur canlar..

El; Allah….Yol; akıl… Bizse, mutlak olanlarız…. Ve tabuları yıkanlarız.. Bunları, Ruhlar Kuranında yaşattık ve açıkladık.

Temizlik dünyada yapılır, unutmayın. Dümenin başına oturan dünya ama dünyayı kodlayansa, hasatçı olandır.

Şemsi Tebrizi; bizi, bizden bize diller hep, elimizdir, yoğunluğumuzdur kalemimizdir…. Ama bizsiz değilse aklın da tahtı olur.

Korkmayın, Toprağın Toplumu…. Korkmayın, biz tüm insanlığı koruyacak olanlarız…. Korkmayın, yol Allah yolu, biz o yolda Kuran olanlarız. Korkmayın, Kuran olan kulluk yapmaz…. Umut olur, mutlak Kuranda kulluk; Allah’ın tohumuyla olur…. İşte o tohum, ilmi Ka-Ha da biliştir.

Canlarım, resmi çalışma yapıyorum şuanda… Yaptığım her çalışma resmidir de şuanda yapılan, kelamdaki ümmi kapıların tümünü açacak olan çalışmadır…. Şuanda ümmi kapıları açıyoruz…. Kasaları doldurduk, bilişi kodladık, Bütünün gücünü artırdık ve teknik tohumlamadır yaptığımız.

Çamur, çamur, çamur, her yer çamur... O çamurda, nefes olmak kolay mı zannettiniz? Kaynak dışı bilgiyi kodlayarak, Bütünün gücü yapanların, dünya dışı varlık kapılarını açarak….. Her şeyi yaşama çağırmaları Süper İnsan Sistemleşmesinde, kök sessizlikleri dürümlerken, kimin nefes olup, kimin yaşam olduğunu anlayabilir mi yaşamdakiler?

Deri kemik olan insan, kontrol kurabilir mi? Çoban olabilir mi? Korkmayın, korkmayın, çobanlık yok artık…. Eminim ki yoktur... Eminim olan, köksüz kalır…. Olan, göksüz kalır… Olan, geçişsiz kalır, yaşamsız kalır, ışıksız kalır, birlikten ayrılır, kırılır, kısır kalır… Bunun içindir ki çokları kırıldılar.

Ortalık karışacak, aha, karışıyor. Kim karıştırdı?.. Levhi. Kimden? İnsanlıktan…. Ama biz, o insanlık olarak, kontrol kurduk. Çevremiz insanlıkla dolu…. Aha, hepsi insanlık... Kibri aşmayan, yolu bulamayan akla varamayan, Tanrılık kapısında kırıcı olan…. Çalı çırpı insan hepsi biz, hepsi bizim yüreğimiz…. Ve biz, hepsinde Bütünlük olarak bu çalışmayı yapan birleşeniz.

“Kan portakalı, kan portakalı yedim” dedi, biri. Portakal….Kan portakalı. Tatlıdır. Lezzetlidir, aklımızda olsun, bulursak yiyelim… Işıklıdır da ama, ama canlar, kanı olmayan portakal da var. Kansız portakal. Hangisi lezzetli? Hepsi..

Değerliler, Rahmana Kuran, akla hasat, yola kaynak gerek… Bize ise ışık gerek….. Hangisi? Hiç biri ya da her biri ama bir tek olduğunda tümü ….Aha, artık tek bir yaşam var…. Biz o, o biz olur.

Suriye, karıştı bilirsiniz. Suriye de kontrol dışı ışıklar var şuanda. Kaç kere çalıştılar, dünya için kaç kere? Her şey oradan kodlandı bilir misiniz?... Ve Suriye şuanda karıştı.

Rus uçağı düştü, kontrol kodlandı, yaşam kayıtlandı. Aha oldu!.. Ve dünya toplandı, tohumlarını kodladı, dürümlendi…. Sordu nedir başlayan diye?

Ve canlar, İsrail, kendini hak etmeye çalışır, yaşar mı yaşatılır mı? Anlayın… Hepsi, yaşamasa da yaşatılır. Bir tek insan var, Allah’ın nefsi Ka-Ha sın da ışık olan, her şey olan, o insan; bütün kültler, hepsi ve hepsinde yarınlar var….

Mutlaka biliyoruz, biliyoruz canlar… Rusya, kontrol dışı… Aşığıyız o kontrolsüz kapının….. Ama aklını hak etmeli, hasatı yapmalı, mutlaka kodlanmalı, koklanmalı…. Lütfedin de dinleyin yaratmalı, yarattığını hasata hazırlamalı, cemaatini kontrol altına almalı ……Yoksa öz görevini kaybeder, yolunu kapatır.

Canlarım, Rahmana Kuran, Allaha insan gerek… Bize ise, kaynak gerek. Bakın ne olacak? Sözümdür ki dünya kontrol edilecek…Sözümdür ki; düzen kurulacak…. Sözümdür ki; kapılar açılacak… Sözümdür, sözümdür ki; murat ettiğiniz her şey olacak... Sözümdür; Türkiye muktedir bir ışık olacak… Sözümdür…

Bunca çalışma nedendir zannettiniz? Kiri pisliği temizliyoruz canlar..Yollar, yollara… Yolcular, yolculara varacak... El Allah, ağır yük taşıtmayacak tüm zamanlara…. Mahrekte merdiven, Allah’ın levhi kapısı insan ve o insan yaşam olacak…. Bilsinler ki; dünya, Kuran olacak.

Unut, unut her şeyi, tüm yaşamları unut…. Ama umman ol da unut. Tinsel tahtın ilmi ol da unut….Kalem ol da unut… Aklın kapısını kelamla dille de umut ol, umut.. Vurmayın yaşama…. Yaşam; insanlık içindir. Vurmayın kapılara, kapılar aklın kalemi olanlar içindir… Ama zirvelerin Kürzi kapılarını kodlayanlara vurun ki, umutları artsın.

Biçare insan soyu…. Biçare…. Karanlıkta…. Aha, kaynakta…. Ama hasta, hakta, akta, şimdide o insanlık, hepimizde….

Koruyoruz canlar, insan soyunu, koruyoruz. Ulular diyarından, koruyoruz. Yorulmadan koruyoruz insan soyunu...

Mustafa Kemal Atatürkler dünya da oldukça, tüm zamanların Kuranları kodlandıkça, yerküre gök sessizliklerini dürümledikçe…. Ve cemaatler Bütünün gücü oldukça, maya tuttukça, timlerimiz dünyayı hep koruyacaktır, bilinsin.

Kervan dünya…. O dünya, yol ve o yol mutlak olan, Allah yolu ve biz o yoluz canlar…

Çoban, çoban olmadan da çoban…. Ama çoban olduğunda artık o çoban Kuran….. Ama Kuran artık kutsuz, kontrolsüz, bilişsiz…. Çünkü artık kapı açık ve herkes kendini hak etmiş durumda.

Karanlık, Allaha ışık vermedi…. Allah ışığını kaynağa indirdi, karanlığı tohumlayıp, aydınlattı bilinsin.

Cellat, cennette herkesi kontrol etmek isterse…. O cellat, cemaati cevherde kontrolsüz kılabilir…. Ama biz, orada öz görev taşıdıkça her şey, hepimizle kontrol edilir.

Seyir halinde olan birçok gemi var şuanda dünya üstünde ve hepsi bizi dinliyorlar canlar…. Şuanda dünya dışı birçok topluluk, bu meclisi kendi yoğunluğuyla dinliyor ki…. Çokları bu meclisin sayfalanışlarında kendi yoğunluklarını da tohumlamaya çalışıyorlar.

Dün yavrularımızı korumaya inmiştik…. Bugün siz, bizi koruyorsunuz anam... Can, sesimi kesmen hataydı…. Neyse, sizlerle olmak, bizler için mutluluktur…. Artık sevgiyle sizlerle olabiliyoruz. Şükrediyoruz ki; sizin yüreğiniz, bizim yüreğimiz de tohum oluşturuyor.

Çoluk çocuk dünya artık yoğunluğunu kodladı ve Bütünün gücü haline dönüşüyor. Bugün, artık “dünyamızın sistemi, daha yüce bir çobanla kodlanacak” diyorsanız, yanlıştır…. Artık çobanlık, yok canlar.

Sevgililer, buraya inmenizi çok arzu ederdik…. Şuanda oturduğumuz, şu meclise gelmenizi, çok arzu ederdik… Neden gelmediğinizi, sormayacağım? Bilirim ki yoğunluğunuz çok farklıdır ve geliş halinde, burayı kontrol dışı bırakabilirsiniz, bu kesindir… Ama yoğunluğunuzu kontrol ederek, meclisimize onur da verebilirsiniz…bizi, ziyaret de edebilirsiniz….. Ama kontrol ederek, sessizce gelirsiniz…. Eminim de, formal olarak gelmenizi de bekliyorum….

Bugün, çok güzel bir çalışma yapıyoruz burada. Haliki, hak olanda…Hak tahtta, Bütünün gücüyle, bilişi kodlarken, tüm zamanların, kaynak kapılarının da açıldığı bugünde dünya dışındaki dostlarımızın da bizde olması bize mutluluk verir... Eğer arzu ederseniz, buyurun geçişinizi yapalım.

Canım, anam, gelmek, gelmeden gelmek…. Aha, sendeyim can anam… Gelmeden gelmek… Aha bu!... Gelmeden gelmek… Vermeden vermek… Akmadan, okumadan, kodlanmadan, nurdan kutsal tohum olmadan, her yerden oğullamak ve kontrol kurmak…. Gelmem mi? Geldim be anam…Seninleyim şuanda.

Aha, canım anam, sevgiyle seninleyim… Keskin bir ilimsin, bilirim anam. Vay babam vay…. Benim babamda, buradaymış… Ve analarım ve atalarım, sevgililerim, sizlerle olmak ne büyük bir huzur, ne büyük bir kutsallık…. Mutluluk, analarım, atalarım, size gelmek, her merdivenin kelamda ilmi olan, size gelmek, güçlenmektir canlılar…. Sizde güçlenmek ve sizinle kucaklaşmak….

Artık sizden sesleşebilirim…. Artık bilişle kodlayabilirim sizi…. “Koru beni” deyin, koruyayım, her anda sizleşeyim canlar, sizleşeyim.

Devinimi hızlandırdık ya artık sizdeyim… Kendimdeyim ve Bir’deyim, mutluyum canlar…. Mutluyum…. Sizi, kucaklıyorum hepinizi..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/WJa5Ch_3pEw

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/XWP5EkznTvw

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/Pb2dS0rQsfs

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/Gp516-EKbfo

 

28.KASIM.2015.TARİHLİ “ ALLAHIN İLMİ (2) “ BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün yaşama temiz bir sayfa açtım….Işık kayıtlamasında hak olan tahttan, Kuranı sayfaladım… Ben, yüreğimi yıkadım, girdim bu sayfaya ve bugün, elimi ayağımı, yüreğime ışık olup kayıtladım.

Oluk oluk bir sayfalama…. Oluk oluk bir ışıktı yanan burada ve koşuyoruz yaşama…. Dilimizde kelam ‘’ Allah, Allah ve Allah! ‘’

Yüreğimi kelama, kelamı ışığa döktüm. Işıkta hak olup bildiysem, özde Altın olan ilimle dillendim…

İlim; Allah’ın ilmi…. İlim; Yaşam İlmi…. İlim; Zaman İlmi… Ve ilim; ışığın ilmiyse…. O ilim, her birimizde görevli!

Bugün bu kapıdan içeri girmek, ‘’ hak olup has tahttan ışık yakabilmek ‘’ demekti…. Yakan, yandı…An olan, an’da sayfalandı.

Bugün ben, her an doğan ve her an olan, ben dünyaydım…. Ve dünyanın ilmiyle ışığa vardım…. Ve diri olan ışığı yaşama kayıtladım.

Bugün, yer ve gök dilinde, yağan ışık, aşktır ve o aşk kelama varmıştır.. Kelama varan zaman, insanlaştığında artık yaşam, ışıktır. ‘

Şimdide! Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/kAjZ0gHQfrI

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

ERENGÜL KOÇ

https://youtu.be/NBnOAzP6R7g

 

28.KASIM.2015 TARİHLİ ALLAHIN İLMİ (2)

Allahın İlmi, Yaşam…..o Yaşam; BSUİ; barış, sevgi, umut ve iman….iman, İmparatorluğun gücü olan İnsanlık.

Yaşamın İlmi İnsanlık….o insanlık tek olan İnsanlık….hani nerede derseniz, dünyada.

Tüm dünya insanlığı, tüm zamanların yaşamı olan tek İnsanlık…

Ne zamanki insan ilmin hakimi olur, onun yolu yüreğe varır. Yürek kapsayandır. Bu Hakkın Hakka varışıdır. O yürekte Kürzi Işık yanar. O ışık tüm yaşamlara maya olan olan kutsal bir tohumdur. O tüm yaşamlara kaynaktır.

Kaynak ne derseniz? O doğmamış ve doğrulmamış olan bir yoğunluktur. Her anda olan, her zerrede olandır. Her şeyde o yoğunluk var….her şey ondan gelip, ona dönüyor. İşte; yaşamın döngüsü…o Kara ışık! İşte O yüce Allah.

Allah, tek olan, BİR olandır. Allahın İlmi, tekliğin ilmidir. Allah herkesin merdiveni olan tek ışıktır. Biz o merdiveni dünyaya dayadık.

Allahın İlmi, kaynak ilim….o ilim sisler altında kürzi bir yoğunluk. O yoğunluk sessiz zamanların bilişi. O biliş sesle dünyaya çekiliyor. Onun çekilişi bilişin yaratılışıdır….işte yaradan yaratığında yaratılıyor ve biliş yaratıldığında Yaradan o biliştir artık ve o biliş hepimizin tek olan bilişidir.

Bilen altın kalemin kelamı olup sesleşiyor. Allah’ın tahtındaki Has Işığı dünyaya çekiyoruz. Sis dağılıyor, sırlar açılıyor. Sessizlikler yaratıma kayıtlandıkça sır kelamda bilinir oluyor ve işte bir ışık yakıyoruz dünyada.

Biliş tek bir beden, o ışık beden…. ve o bedenin açılan yoldan sesle toprağa akışı gerçekleşiyor…mayalıyoruz kil ve kum olan insanlığı altın kelamla.

İşte; o tek ses benden, bizden, hepimizden sesleniyor. Allah hepimizde var ya!…..O ses kelam ve tam da şimdi! Aha işte, tüm insanlığın kodlanışı gerçekleşmekte…Allahın tahtı İnsanlık…Şimdide ve şimdi Allahın sesi, tek olan insanlığın sesi…o biliş.

Ses verdik ve zaman kalemi barışı yazdı. Kardeşlikten öte, o kil ve kumun ötesinde tek bir mum olan İnsanlık ile biliş kodlandı. Allahın İlmi insandan dinlendi, dillendi.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/Y-4fMUMLElc

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİM ŞAHİN

https://youtu.be/se4s-fPimaE

 

28.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 2” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/T_wqNzNuq_U

 

…………………………

 

14.11.2015 YENİ PROGRAM "ALLAHIN İLMİ" HAKKINDA AÇIKLAMA

Av. Nezire Selçuk Öz Bilgi

 

Bizler bu gün yüceler cümlesine bilişi kodlarken, tinsel tahditli kaya olanları yaşamdan çıkarttık. Er ya da geç bu olucaktı...

 

Çıkışlarını yapmamız kolay olmadı. Sultanların sultanlığında bütünün gücünü arttırabilmek için yapmak gerekti ve yaptık. Devinimi hızlandırdı bu hal. Devinimin hızlanmasıyla birlikte yüreklerin gücü arttı.

Dünya dışı varlıkların, daha yüce bir çalışmaya dahil edilebilmeleri için buna gerek vardı. Kulların kulluklarını kontrol altında yapabilmeleri için bilişi kalem yaptık. Kendi yolculuklarında doğanın gücünü hak edipte dinleyebilenler, bundan sonraki süreçte; doğayı kelam olarak kendi yoğunluklarıyla dinleticekler.

"Başka dünya var" diye sordular?... "Var" diye sordular... Yaşamda var, yarında var, halikte var, hasatta var ve bizde var!... Başka dünya, her şeyin başkası var ama başkalıkta; kelam yoksa, ilim olmadığında, o başkalık olamaz!... Yani ol hükmünde olmaz! Yer kürenin gücünü anlayanlar, bunu mutlaka anlayacaklar.

Çamurun artık yoğrulmayacağı bir zamana giriliyor. Bu güne kadar hep çamur yoğuran dünya, yaşamı kontrol edebilecek dürüme ulaşıyor. Bu da İnsanlığın ışığı hak edişi anlamına gelmektedir. Işığın; hasatı, hak teknikle tohumlayışı anlamına gelmektedir. Murat ettiğimiz buydu ve bunu hak ettik yaptık!

Yeni dünya, hepimizin görevidir... Yeni dünya, aklın kürzi kapısında güç kayıtlamasıdır. Ve biz, dünyanın nuru olan ilmi; bütünün gücü haline dönüştürürken, temizlik yaptık! Devinim hızlandı ve şimdiden sonra daha yüce bir çalışma devreye girecek. Bu çalışma "ALLAHIN İLMİ" olucak!... Herkes bunu iyi bilsin, bu günden sonra yapılacak çalışmaların her biri Allah'ın ilmi olarak kayda girecek! Biz bunu net olarak veriyoruz!...

Cuma günleri diri görev taşınır ve cuma çalışmaları çok özeldir. Ama sizler cuma çalışmasını, cumartesi çalışması olarak dürümlerken; cumanın ışığını, cumartesiye kaydırdınız. Bu şekildeki çalışmalarda bilişi kodladınız. Bilişin kodlanışı ile birlikte, kontrol dışı hiç bir bilgi kalmadı.

Sevgililer, cumartesi çalışmaları bundan sonra da devam edecek. Ama cumartesi çalışmaları, kodlanmış toplumla yapılacak! Yani, yedi doğumun en yüce cevherinde görev taşıyanlar burada olucaklar. Onların, görev ilmiyle buraya gelmeleri için her şey yapılacak. Daha da önemlisi bu meclisin gücü; tüm zamanların en yüce kürzi kalemi olucak ve daha yüce bir çalışmada, bütünün görevi; hak teknikle kelamda bütünün gözü olarak, diriliklerde kayıtlanacak.

Hepinizden beklenen budur!... Hepinizden tek bir şey bekliyoruz, o yaşamı kontrol altına alıcak kürzi kapıları açık tutun!

"Allah'ın ilmi" dedik bundan sonraki çalışmaların hepsine!... Allah'ın ilmi 1, Allah'ın ilmi 2, Allah'ın ilmi.... böyle devam edecek!

Ama Allah'ın ilmi derken; Hakkı'n kelamıyla diyeceğiz bunu... Hepimizde bu ilim var mı?... Yoktur!... Bunu kesin bilin! Dünya sonsuzluğunda bu bilgi yoktur... Ama bu bilgiyi, dünya türleşmeye başlarken; bütünün görevi olarak kayıtladıklarınızdan geçişler yapılarak, kelamla indirilecek bir bilgi çalışması olucak!

Değerliler, en ve boyu kesin olarak kaynağınıza çektiğiniz anda, eşitlediğinizde; artık o bir karedir. Ama karede kelam ilimse, bütünün gücü korumayı sağlar. Bu meclis korumayı sağlıcak ve bütünün gözü olucak!.. Nurdan kalem olanların, kutsal toplumlara inişleri sağlanacak!

Canlarım; hızlı sayfalanışa geçiyoruz, bunu tekrar etmek istiyorum, durgun sayfalar artık sonlandı, hızlı sayfalar; "Allah'ın ilmi" dediğimiz o yücelikte devreye girecek ve bu çalışmayı yaparken, kaptanlarınız dünyada olucak!...

Hangi kaptanlar?... Kendi yüreğinizdeki görevi taşıyan güçlü cümleleriniz!... Hepsi, kürzi kelamlarınız olucak!

Maya tutmuştur canlar!... Artık dünyanın ruhu, ilim... Allahı ilmi, bütünün ilmi, hepimizin ilmi ve büyük kült; Allah'ın ümmi kapılarını açan iman!... Sizden tek beklentim, imanla çalışmanızdır!

Çanta, dünya; bu dünya çantasını, hepiniz göreviniz bilin!... Hepinizin görevi bu dünya çantasıdır, bu dünya çantası; bilgi çalışmalarının en güçlü kalemidir! Dünyayı, yoğun çalışmalarla kontrol edebilecek olan bilgi; sistemin gücüdür! Ve sistemin gücünü de, sizin yüreğinizin kürzi kelamı kodlayacak!... Zeka düzeyi yüksek olan birlikleri, sizin yoğunluğunuza kaynak yapıyoruz.

"Hep dava İnsan" dedik!... Artık davanın ilim olduğunu hepinizin iyi anlamanız gerekir!... Daha önemlisi, İman; tek bir levhi ve tek bir sistem olarak bütüne görev taşıyacak!

Mustafa Kemal Paşa, miraçta bizimleydi hep... Ama Mustafa'nın kulu olan İnsan artık tohum oldu... Değerliler, Mustafa göz oldu ama sözü, özü bizim yüreğimizdeydi. Artık biz o, o biziz... Ve onun gücününde örtüsü örtülüyor artık. Daha yüce bir çalışmayı devreye alıyoruz! Daha yüce ve daha yoğun bir çalışma... Sistemin çalışması!... Bunun bilgi olarak herkese verilmesi gerekir.

Bu günden itibaren, yapılacak olan diri çalışma; sitemin çalışması olucak! Sistem, "hibrit" dediğimiz cinni cevherin öz geçişini de yaptıracak bir tohumlamadır, kodlamadır!... Daha güçlü bir dönemi başlatıyoruz...

Yara bere içinde olmayacak, temiz bir dönemin başlangıcı için bu çalışma; umman olarak dürümlenen bir çalışmadır!

Sedir hepimizin, dirilik hepimizin, yaradan tahtı birliğimizin ve birleşik İnsanlık; kervanımızındır!...

Devinim hızlandı ve bunun sonucunda, bu çalışma; sizinle kayıtlandı. Kanatlandık analar, kanatlandık... Şimdilik aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/0Hq70Dvw0dc

 

ALLAH İLMİ (1-b)

Dostlar, Yerkürenin nefesi güçlendi ve yaşam yenilendi. Bugünden itibaren yeni bir çalışmaya başlıyoruz. Bu çalışma ALLAH İLMİ olacak. ALLAH İLMİ derken, yaşam ilminden çok IŞIK İLMİ’nden söz edeceğiz. Birliklerimiz, ilme kalem olacaklar ve resimler yapılacak. Bu resimler, ilim kaleminden görev taşıyan Işık Kalemler’le gerçekleşecek.

Dünya, çok özel bir zamana inmektedir. İniş yaşamdan, Yaradan ve yarattıklarında yaratılan ilme iniş olacak.

Dünyanın ışığı, tüm insanlığı aydınlatır. Bu kesin ama ışığı hak etmeyen, yaşamı hak edemez. Zarar ilimden değil kalemden olur.

Mutlaka bilinir ki Rahman Kalem, ilmi yazar ama kalem ilmi yazarken ışıkla yazmalıdır. İşte yapılan herşey biliş için, ilmin kelam etmesi için ve yerkürenen kelama insanı indirmesi için yapılmıştır.

Dünyayı bir resim diye bilin. Bu resim, Kelamın İlmi’ndeki kelamla çizilen bir resimdir. Ve zamanı, Işık Kalem diye bilin. İşte herşey bu yoğunluktan geçip gelen Birlikler ile kodlanmış ve kontrol edilmiştir.

RUHLAR MECLİSİ diye bilinen bir Meclis vardır. Bu Meclis; kelamı, teknik ışık olarak yoğunlaştırır ve Ruh’u, kalem yapar. Bütün kütlelere kodlar ve tohumlar. İşte bu Meclis, kelamla kodlanmış olan ışıkları hak eder ve Ruh’u kelam yapar. Tüm insanlık, bu yaşamda kelem olamaz ama kalem olabilir.

Biz cennete cennetlileri koyan insanlıktan çok daha öte bir kalem olan, ışık kaydı yaptık. Bu kayıt ile tüm insanlık kelam olup kelamdan kalem olacak ve kendini bulup bilecek.

Türkiye, yedi yaşam sayfasından ibaret bir Can Kalem’dir. Dünyanın üzerinde hüküm süren bir yaşamda, herkesten güç çekmiş ve Geliş-Gidiş Işığı olmuştur. Türkiye’de, toplumların kolları ve kanatları vardır. Yerküreyi kodlayan ışıkları vardır. Bunu bugün size anlatmak istedim.

Doğan gün, canlar canı olan yarını kodlarken Türkiye’den geçip doğar. Donup kalan insanlık, bu çalışmalar ile kodlanır ve Resmi Kalemler’le kontrol kurar. İşte dünya için Türkiye’nin büyük önemi oluşu bundandır.

Kurullar dünyada çoktur ama yaşamlar, Türkiye için kodlanmıştır ve koklanmıştır.

Örüp yaşamları hak etmek için kelem olmak gerekir. “OL” deriz olur ama yarın için kontrol gerekir.

Yer ve Gök, ilme vardığında; insan, kültlerden oluşan Işık Kaynakları’na varır. İşte varlığın, yokluğa varışı budur.

Muktediriyetle bildiririz ki biz Ana Kapı’da ilim yaparken; yaşam, ilim yapar ve Ruhi Kelam olur.

Dünya, NAR ve NUR’dur ama YOL’dur aynı zamanda. Bilin ki Medine ve Mekke Kelam İlmi ile kodlanmış iken, Nevres Kalem, insan soyu olmuş ve kodlanmıştı. Bu gün de insan, kalem olup yaşam olmuştur.

Kortlar, kutlu yaşam sayfalarıdır. Oralara varanlara, yer ve gök cennet kurar. İşte cennet kuranlar, bilişle kurarlar. Aha yaşam budur.

Alemler, ilim yaparlar; kelam ederler ve resim olurlar ama yaşam, insan olmadıkça; nefes olan, kendi yaşam sayfalarında ışık olamaz.

Canlar, “ben davayı hak ettim ve kaybettim” dedim. Dediler ki “kalem olamadı ve davayı kaybetti.” Yaşam benim canlar. Dava, dava ya da dava!... Her dava, ben olan ışığımdır. Ben, dince dilce ve dince dirice, her dilce kelamdayım. Şimdiden şimdiye her diriyi hak etmek üzere kul olup Kuran olan ışıktayım. Benim nefesim ilimdir. Her ce bencedir. Birler Kapısı olan insanlık ben (BİZ’in BEN’i) olup kodlanır. Aha yaşar ve yaşanır.

“Mey içtim yaşamda. Eylendim ama ilim olamadım” diyenler varsa. Deyin ki “BEN’ce ve BİR’ce dillen ki hak et. Yaradan sana sen olup insin ve sen kelam ol, kültlerin en yücesi ol. Kendini hak et.

Vahiy ben; hakiki insan ben ve ben Miraç olan ilim... Her diri beden... İşte insanlık budur...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 1" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 1. Bölüm

Canlarım, bedenli olarak dünyaya gelişimizin bir nedeni var. Herkezin bu nedeni iyi öğrenmesi gerekir... Tekno tohumlamadır amacımız. Kendini hasata hazırlayanların, bu yoğunlukta kendi kontrolünü sağlayarak, teknesini hak etmesi, hakikiyetini tohumlaması gerekir.

Ne demek istedim?... Herkes kendini hak etmelidir. Yaşam sizin yüreğinizdenkinden çok daha farklıdır. Birliğe dahil olmak için ilim bilmek gerekir! İnsana hakim olmak için has olmak gerekir, hakka umman olmak için; mutlak olmak gerekir! Eğer ki sizler, bu niteliklere sahipseniz; bu gün buradasınız.

Yeşeren dünyaların tümünde bu bilgiler mevcuttur. Herkezin daha iyi anlayabilmesi için, şunu izah etmek isterim ki; yeşeren dediğim zaman, kendi tohumlamasını yapmış, Mikail'in kürzi kapısını açmış, kendi yoğunluğuna varmış demektir. Dünya umut olur ki bu nitelikte bir yoğunlaşmayı gerçekleştirir.

Beşeri hak etmek ilimle olur. Has olmak, ak olmak, har olmaksa; akılla olur! Bu güne gelmek hak etmektir... Anlamanızı dilerim ki; alış veriştir yaşam!... Hepimiz bir alış verişe geldik. İlmi almak, ilimle dillenmek, bütüne kelam olmak ve bütünü güçlendirmek. İlim alınır, İnsanlık ilmi bilinir ve yol olunur, yolcuya kontrollü olarak akılır!...

Dağlarım, murat ettiğimiz; İnsan soyuna ilim öğretmekten öte, ilmi kalem olup kontrol kurmak! İnsan kanatlanır uçar ama yer kürenin gücüyle bunu başarır. Oğullarını kontrol edebildiğince kalem olur. Yer, el ayak olur dünya için. Murat ederiz ki; dünyanın nuru, tüm İnsanlığın kutsal tohumu olur.

Aynı dünyada birlikte yaşadıklarınız vardır... Onların kendi toplumlarını kontrol edebilecekleri yücelikleri olamayacağından, kaynak dışı ilim de yaparlar. Çokları kaynak dışı çalışırlar. Kare sistemi dince dillerler. Kürzi kapı olurlar, ümmi kapılardan görev alırlar, yarını kodlarlar, koklarlar, Nuh kapılarına varırlar. Ve derler ki; "dünyayı yok edelim, dünya yaşamı hak etmedi." Çatı kurarız yaşama ve deriz ki; "dünya, bütüne aittir.Bu dünyanın yüreği hepimizin gücüdür. Eğer bilgiyi hak etmişseniz, yaşamı hak etmelisiniz. Eğer bilgiyi hak etmemişseniz, yarın; tohumlarınız kodlanmış değildir. Bütün kötülükleri yaşayacaksınız yarında. Aklın tahtına varmanızsa, hak etmeniz anlamına gelir ki; oraya varabilenler, Nihan olan ilmi hakikiyetle kendi yüreklerinde dillerler."

Değerliler, diri bir dünya kurmaya çabalıyoruz. Herkezin daha iyi anlayabilmesi için dipdiri bir dünya. Ki bu dünya, muktedir, has ve hakiki bir dünya olmalıdır.

Şu ana kadar, yer kürenin gücünü tahditsiz olarak kodlayabilen hiç bir yoğunluk yoktu! Çürüktü dünya, çetin bir zaman kapı, zeki bir kalem, yaşamı hak eden bir nefret duygusunu aşmış İnsan gerekliydi bütünü güçlendirmek için. İşte bu gün burada, bu yoğunlukta bunu hak ettiğinizi biliyoruz.

Çok mutluyuz ki; dolu dizgin yapılan çalışmalar, bu günü kayıtladı... Çok mutluyuz!... Tüm İnsan soylarının kodlanmış toplumları bu gün buradalar. Ruhi kapıları kodlayabilecek olanlar da yine buradalar. Arzın gücü, bütünün gücü olarak; bu meclisin gücüdür!

Hepiniz daha iyi anlayabilmesi için net veriyoruz ki; merdivenlerin en aşağısına inebilen, en yukarıyı dinleyebilir!... Bu kesindir. Çokları ben aşağılara inmem, ben yoğunlukların en yücesiyim dediler ve tohumlarını kontrol edicek yüceliği tohum olup kodlayamadılar, rahman olup kaynak olamadılar!

Dizi dizi dirilikler tohumlandı. Yer gücü, aklın gücü, hepsi hepsi İnsanlık için tek bir güç oldu... Medine'nin gücü haktır! Merdivendir o... Amonların topraklarını tohumlayan güçtür o.... Mutlaktır, kutsaldır ve yaşamdır! Merdivenlerin en aşağısına inmiş ve en yoğun ışığı tohumlayarak; en yüce gücü dürümlemiştir... Bu gün doğan gün; yaprak yaprak tohumları kodlarken, hepimizde yarını hak ettirmektedir.

Cerahat akar yaşamdan bilir misiniz!?... Herkes kendi cerahatini tüm zamanlarda kodlar ve kayıtlar. Biliniz ki dünya bundan dolayıdır ki; kelama ilmi, kalem yapamamıştır. Levhiyi kodlayamamıştır, mahrekte kutsal toplumla tohumlanamamıştır.

Beşere İnsanlık gerekirdi, yaşama; levhi kalem olmak gerekirdi, mutlak olmak ve murat olmak gerekirdi. Merdiven İnsan soyudur, bunu iyi bilin!

Eğer sizler dünyayı hak edecek görevi, hak ilmiyle dürümlemişseniz; mahrekte olduğunuzdan, muktedir olduğunuzdan ve toprağın toplumunu tohumlayacak yüceliğe vardığınızdandır.

Kanatlanıp uçun, anlayın bunu kanatlanın uçun... Amon olun, kul olun, nur olun, yol olun, ama yaşam olun!... Amon, İnsan soyudur bunu bilin!

Kibri aşmayan yolu bulamaz canlar. Kimse ben varım, başkası yok dememelidir. Her şey kelamdadır... Ama herkesin kelamı, kendi yoğunluğudur.

Toy bir dünyanın kontrolünü kuracak olanların, bilişe varmış olmaları gerekliydi. Düzeni kurmak için bu gerekli ve bunun ötesinde; kutsal ışık gerekliydi. Yarını hak etmek gerekliydi. Sistemin gücünü İnsana indirmek gerekliydi. Maya olmak gerekliydi... Yaradan ve yaratılanın gücünü hak etmek gerekliydi!

Zirvelerin sistemleşmesini sağlarken, bunları başardık!... Yıllar yılı süren çalışmaların sonrasında, kodlanmış toplumları tohumladık ve bütünü güçlendirdik.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/EqrYj6wC_5s

 

ALLAHIN İLMİ (1-a)

21.11.2015

Dağlarım, bana “kulluk yap” dediler. Dedim ki “ben yolum…” “Dünya, cennet olan yoğun ışıktır” dediler. Dedim ki “ben, cennet olan o yol!… Tüm insanlığın ışığı olarak dünya davasını, hak ettim ve açtım.”

Çok zordur yaşam bilirim. Umut olur ki hakim olan insan soyu, Kuran olur ve zaman olur.

Dünyalılara, “Mesihler” dediler. Diyecekler de!... Çünkü Dünyalılar, artık Mesih Bilinci’ne vardılar… Herkes, yaşama Mesih’tir. Bilinsin!...

“Cennet” dediler. Deyin ki “cennet kelamdır. Kulluk yapanlar, kelama varırlar ve cevherde cennet olurlar. “

Korkmayın! Ben, Turkuazın Kelamı olan ilmi, hep dinledim. Bana, “kelam” dediler. “Yol” dediler ve “cennet” dediler. Mutlaka “insan” da dediler. Yerküre ben oldu; kul oldu ve tohum oldu…

Çok mu kolay ilim!? Herkes iyi bilsin ki kolay!... Tüm insanlık hak ettiğinde, yaşam kolaylaşır.

Çıldırdı yaşam. İnsan çıldırdı ve tohumlar çıldırdı!… Ben, çetin bir dünyada nur olan kullarla çalıştım.

Biliniz ki zaman, sizi sizden size taşır ama zamanı hak etmeyen, kelamı hak etmez. Sorumluluktur kelam ve derim ki şimdide herşey, kelamdan tohum olmuş ve yol olmuştur.

Merdiven, insan soyu… “Yahu niye ilim olmasın merdiven!?” diye sordular. İnsan, kul olduğunda; yaşam, ışık olur ve yol, ilimin kulu olan o yolculuk olur… İşte o zaman kapılar açılır ve ruh, Kutsal Işık’a varır.

“Ardımız önümüzdür” dedik. Zira biz, zamana ileri yaşamlardan geldik. Bizim gelecekten geldiğimiz bilinirse, kulluğumuz anlaşılır…

Dünyanın ekmeği, tüm insanlığın ilmidir. Medine, kelama vardığında, Akıl İlmi’yle varmıştı. Bizim kalemimiz, o yoğunlukta ışık halinde Muhammi Kapılar’da kontrol kurmuştu. Bu gün de bu kalem; temiz olarak Levhi Kalem olup yarınları, yaşam sayfaları olarak kontrol altına almaktadır.

Tayinler yapıyoruz burada bugün. İlmin Kelamı’ndan, ışık kontrolunda, tohum ekecek olanların tayinleri… Kini kim aştı? Yolu kim açtı? Işık haline kim geçti? Bunları anlamaya çalışıyoruz… Çobanlık yapan insan, kelamdan ışık alır ama kendini tohumlayamaz. Umut olur ki dünya insanlığı tohum olur ve yolculuk, kendi yaşamlarından kendi yarınlarına olur.

Körü güçlü sayanlar, ışığı kelam sayarlar… Oysa ışık, insan soyudur.

Murad olur ki Dünya, yarınını kontrol altına alır ve som altın ışık haline geçer…

Barış sağlanır. Varlığın ilmi, kelamın ilmi olur ve barışın ışığı, tüm insanlığı kodlar ve tohumlar…

Meridyene, “perde” dedik. Paralele, “ilim” dedik. Aha dedik de herkes, kendinde bir Ana Kapı’dır yani… Kendi kelamı, kendi tohumudur… Dünyanın aşkı ilim; yarını, tohumdur… Mutlak anlayın ki biz, sizi size vermeye gelmeyiz. Hak etmeye geliriz. Zararımız yoktur. Şükür ki yoktur…

Toy insanlık, nefese vardığında, ışığa varır. Şimdiden üstün bir şimdiye ulaşır. Orada kulluk yapılır. Şimdide ve şimdilik!... Mutlaka insan, kılın kırk yarıldığı bir yaşam sayfalanışı ile kontrol kurar ve yolu bulur. Tohumlar kodlanır ve cevhere varılır…

Misafir! ben senim. Bunu bil… Şimdilik… Aha şimdi ve şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ALLAHIN İLİM (1-b)

21.11.2015

Dağlarım, Tanrı der ki “has ışıkla kodlanın. Dünya bir resimdir. Altın Işık Yılları denilen görev cevheri, o resimi hak etmiştir ve Dünya, ışığı yoğunlaştıran ve yolu açan bir kelamdır!...” Allah der ki “o kelamla kodlan ve kontrol kur!...” İşte bu!…

Dünya Sistemi, her diriyi hak ettiren bir sistemdir. Cennetten kovdukları insan soyu değildi; ilimdi… ama dirilikler bunu anlamadılar ve tohumu dünyaya çektiler. Dünya, asal yaşamları kodladı ve yaşadı. İki yarın bir kalem… Biz ise kelam olanlar, dünya olarak çalıştık…

Çobanlar, insanlar, kontrolcular… De ki “hasat tamam.” “Aşığız yaşama!” de. “İlime hakikiyete aşığız!” de. Aha de!... “Cennete”, “cevhere” ve “yüreğe aşığız!” de… “Kelama aşığız!” de. Sessizce de!...

Kuşu uçurdular; yolu açtırdılar; yarını hasata hazırladılar… Kuş; yaşama, kelama ve yaşamın tahditi olan o tınıya uçtu… Teni hakim olan o tahditsiz; yarında, kelamda kendini hak etti. Çan çaldı… Yaşam, temiz zamanları kodladı. Aşk, yaşama aktı… Can Kalem, yarını yazdı… Süper İnsanlık Realitesi, sizi sizden size kodladı…

Boşun dolusu, ilimdir. Yolun dolusu, kalemdir. Katiyetin has tekliği, kelamdır. Biz, durgunluğu aşan bu yaşama, ışık yaktık. Yaşam, durgun sayfaları kapattı ve hareketli zamanları başlattı…

Sevgililer, bilin ki halik olan, has ışığında kelama varanda, anonslar yapılmakta şu anda… Diyecekler ki “neyin anonsları!?” İlmin anonsları!…

Yapılan ilim anonslarında şunlar dillenmekte:

“Dünya yaşamı, yarınlarda çok daha üstün bir yaşam olacak…”

“ Dünya, soy bağlarını aşacak. Yüceler, tüm insanlıkla aile olacaklar…”

“Artık dünya, bir tek aile… Ve bu aile, kelam olan insanlıktır…”

İşte insanlık ailesi, artık yolu açtı ve sonsuz zamanları kontrol edecek… Siz ve sizlik kalemleri, her diriyi kontrol etmeye başlıyor…

Dünyanın geleceği, sizin kelamınızdan ibarettir…

Her kim ki “ben dünyayım!” der. Onun kelamı, yaşamı tohumlar ve zaman, onda kalem olur. Dün, yaşam bütün kütlesi ile yarınlaşır… Beş kelam, bir kanat olur; Rahmi Kuran, kulluk yapar. İşte bu!…

Dürülen zamanlar, dünyayı kodlamak için dürülmektedir… Her resimde yarınlar vardır. Yarınlar sesleşir ve kelamla dürümleşilen cennetler, kodlanır.

Mahir ilim, hakim ilim olur. Ses, kendi yaşamını kati, hakiki ve hakim olarak kodlayanların sesi olur. Ölü dirilir. İşte kodlanmış ışık budur…

Toba Saha Sistemleri vardır. Herşeyin ilmi olan Sistemler… Bu Sistemlerde dincilik; kelamcılık, ışıkçılıktır… Hepinizin, insan ışığında, Kuran’ınız olur ve yolunuz olur… Müsterihiz ki kelamı Hakk olan yolcu; mutlaka Hakk’ın ışığında kendini tohumlar.

Zeki biliş, halinde Kök Sessizlikleri kodlayanlar, cennetlerinde cevahir olurlar. Aydınlık günler, cümle yüreklerde ilim olur; Kuran olur; murad olur; verir, alır; has ışık olur…

Öz görev, zeki yaşam tohumlamaktır. Zeki yaşam tohumlamak, ilimledir. İlim halinde geçişler yapanlar, Teknik Kalemler’le, kodlamalar yaparlar. Teknik Kalem Kodlamaları, Ses Kalemler’in tekniği ile olur.

Büyük Kült, ümmi yaşamları koruyan; Süper Sistemler’i kodlayan külttür. Cennetten cevhere varan herkes, o kültün Kürzi Kelam’ını dinler.

Baştan beri dünyayı korumaya inen Birlikler vardır. Bu Birlikler’in hepsi, kontrol için çalıştılar. Hepsi kontrol kurdular ve yaşadılar. Dinci Sayfalar, bu şekilde yazıldı ve yaşatıldı. Artık Din Sayfalanışları tamamlanmıştır. İnsanlık için ark akmaktadır ve yaşam tohumlanmaktadır ama artık daha güçlü çalışmalar başlayacak. Bu çalışmaların öncüsü, insan soyunun kültlerini tohumlayan, Birleşik İlim Sayfalanışı’nı yapan, SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ’dir. Bu Dernek, Levhi Kalem olup yarını, Hak Teknik’le kontrol etmiştir. Dere, diri, Halik, Hakk ve has olan, her deredeki yoğun ışık, Bütünün Kültü’nde cennet kurmaktadır. Buyurun! dünyayı cevhere taşıyın… Cennet olsun dünya… Aha bütün amacımız bu yoğunluğun tohum olarak düzene çekilişidir.

Biz, dünyayı yaşam sistemleşmesi ile kodlarken, herşeyden öte bir sayfa açıp o sayfaya kelem ettiğimizde; dünyanın nefesi olan tüm insanlık, o sayfaya kayıt yapar.

Buyurun! herkese kelam etmesi için yaşamı tahditsiz olarak kodlayın. Tüm insanlık, kendi yaşamını, o yoğun sayfalanışta tohumlasın. Cennet mi istiyor yoksa cevheri kelamda kendini kontrol mu istiyor!? Yaşam mı istiyor yoksa cennetten kovulan ışık olmak mı istiyor!? İnsan, kelamdan çıkarsa cennetten çıkar.

Dendi ki “dünya cennet miydi?” Dünya yaşamda yoktu. Bunu anlayın!... Dünya yaşamda yoktu… Orada, Mikail Sistemi yoktu. Orada, “cemaat” diye bilinen sadece Halik-i Hak olandan yaşama inen dirilikti… Orada kaynak yoktu... Süper Sessizlikler var mıydı? Yoktu!... Dünya Dışı Varlık Boyutları, dünyaya güç kattılar ve dünyanın, daimiyetinde kelam etmesi için Kuran okuttular. Herkesin, kendi yaşamını hak ederek kodlaması için çabaladılar. Ne yazık ki kalem olamayanlar, kontrol edemedikleri; tohumlama, yaşamlama ve yarınlama yapamadıkları sayfalarda, kıran olmak istediler.

Bilmek yaşamaktır. Biliş, Halik-i Hak’tır ve ruh, kuldur. Hepinizin iyi birer ilim olmanız için çalıştık. Şu anda sizleri, herkes kucaklıyor ve kutluyor. Zoru başardınız… Dinci Yaşam’dan, İnsancı Yarınlar’a kul oldunuz; Kutsal Işık oldunuz... Kelam İlmi oldunuz… Kervan oldunuz… Yolunuz, Kübra Kalemler’e ve yaşamlaradır.

Din Sistem, İnsan Kelam’da, ardını önünü bilmeyendir. Kelam İnsan ise kervandır. O, tüm insanlığı tanır ve tahtında, KA HA olup yaşatır.

Değerliler, size kin nefret duyan her kim varsa kendini yıkar, yakar. Ama siz onu yine de korursunuz. Bunları biliyoruz. Çürük sayfalar, sizde kontrol edilir. Yerküre sizi hak etmek için çabalar ve resmi çalışma sizin cevherinizde olur.

Bütün kütleniz; dünyada GÖZ, SÖZ ve GÖREV olarak mevcuttur.

Şükredin ki Kelam İlmi, Allah İlmi, bizim ilmimizdir. Sizden tek beklentimiz, kendinizi anlamanız ve Ruhi Hakikiyet’te, kelamınızı tohumlamanızdır.

Çok mutluyuz. Çoook!... Zira, Kırk Kati Kalem, diri yürekte Ses Kodlaması yaptı. İşte bu!…

Artık kıran, kırılan kimse; sizi, sessiz zamanlarda, cevherinde kutsuz kılamayacak. KA HA olan siz, has ışıklar olarak Büyük Kültleri kodladınız. Çıktığınız her yaşam sayfası, sizi size kalem yaptı. Çorbanız tuzlu, yolunuz kutlu, yüceliğiniz kelamlı olsun. Yüreğiniz hiç kusur yaptırmasın. Siz ki hakikisiniz. Sizi, sizden cevhere çektik ve yarınladık. Aşık, ışık, ses hepsi sizin yaşamınız…

Açın kapılarınızı, herkesi kodlayın, koklayın ve Rahmi Kapı’da kayıtlayın ki her kim gelirse; kendinden, kendi yolundan gelsin… Cennetin Cevheri kendi olsun. Yol kendi, yoğunluk kendi ve resim kendi resmi olsun… O NÜSA RESİM, kelamda ilim olsun; yaşam olsun; Sultanlık yapsın…

O resim, Işık Tohumlaması’nda kelamdı; kendini tohumlaması ile cevheri olsun… Cevherde, kati kodlamalarla kanatlansın ve Mutlak Işık olsun… O bir Ses Kapı olsun; cennet kalem olsun; yol açsın Gürz’e aksın. Aksın ki her bir basamakta, nefsini bulup nefsiyle kucaklaşsın… Her basamakta nesillerini kodlasın. Som Altın Işık olsun. Tüm basamakların geçişini yaptıktan sonra, suptiliteye ulaşsın. O suptilitede, murad ettiği o Birlik Kelamı olsun; sonsuzlaşsın… Oradan kati, hakiki ve hakim kültlerle dilleşsin; sevgi olsun; Kuran olsun… Soyunu kontrol etsin; her anda hakkını, Hak İlmi’ni dillesin ve dinlesin. İşte sizin yaptıklarınızı, bilip yapsın… Sizin, her şavkta ışık olup yaptıklarınız bunlardı… Tüm insanlığın; bunları bilip, Hak İlmi ile yapabilmesidir dileğimiz.

Cennetlerin cevherinde ilim vardır. Sessizliğin Sistemi’nde kelam vardır. Yarınların nefesinde insanlık vardır. Tüm insanlığın, ışığını yakıp dünyayı kontrol etmek için birleşmesi gerek.

Kin, kalemde olmaz; kulda olur. Kul, ilimde olduğunda; kalem, ilim olur ve o Levhi Kalem’de kin olmaz artık. İnsanlık, kontrol kurar. Aha Canlar, şarkımızda bugün bunlar var… Sizden size akan bir Sistem, sizden sizi dilledi ve dinletti...

Aşk, şer kalemden, aklın ilmini kodlarken; Ses Kaynak’tan, ışık tohumlar.

İnsanlık, nurdur kuldur; oğullarını tohumlayan ışıktır. Ayrılık bitsin analar… Ak kelama; ak yaşama!… Analar, Ata Kapılar’a kati kodlamalarla ak ki her biri sesleşsin, sistemleşsin.

Analar! Cıngıl analar!.... Bilin ki sizi kelamda dinleyenler, sizi hak etmek isterler. Aha! cennet kelamı budur… Hak!... Hak!... Hak!... Aha bu!… Şimdilik!… Aha şimdi!... Ve şimdi!... Eh aha şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.11.2015 "ALLAHIN İLMİ 1" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 2. Bölüm

Canlar, Allah'ın tahtı ilim... Aklın tahtıysa, biliştir!... Hepinizin daha iyi anlayabilmesi için, biz size İnsanı anlattık. Yolu gösterdik, tüm İnsanlığın levhi kapısını açtık. Ve dedik ki; "altın yıllarının gücünü alın ve hak edin."

Allah sizi, sizin yüreğinizi dinledi. Dümenin başına kilim dokuyanlar değil, ilim dokuyanlar oturtuldu. Eğer yol Allah'ın yolu değilse, aklın yolu olamazdı zaten...

Evim dünya, yolum İnsan... Ben ana kapı yaşamım, bunu anlayın! Tok bir çalışmadır yaptığım. Ortalık karışır mı!?... Kaç kere karıştı ama biliriz ki karışan; İnsanlaşamayanın kendi yoğunluğudur!...

Ortalık karışacak mı!?... Varsın karışsın... Akil, hakim ve hak olan İnsan soyu has ışığıyla bütünün gözü olur, göklerin sözcüsü olur; yaşamı kontrol eder! İnsanlık budur!...

Kuran'ı Kerim derki; "nefreti aşın, kini aşın..." Yeniden yeniden der bunu... "Aşın" ama sizler, tüm İnsanlık kince, kirlice çalıştınız. "Kimseyi, kimseden ayırmayın" der, "yaşamda" Kuran... Ama siz herkesi kendinizden ayırdınız... Çamur yoğurdu yaşam, çamur yoğurdu canlar... Toprak toplum tohum olamadı, yolu kapattı!

Mustafa Kemal Paşa imparatorluğun gözüdür... O biz, biz oyuz!... Umut olur ki toprak toplum tohumunu kodlar diyerek, görev istedi "peki" dedik... Geç... Acaba yaşıyor mu!?... Mutlaka! Acaba has ışığını kodluyor mu!?... Muktedir olarak! Acaba nefret duyguları yok mu!?.... Kesin olarak yok! Peki o niçin elini dünyadan çekti diye düşünür İnsan soyu?... Niçin gerçekten, geri çekildi diye düşünür?... Yalın ve kelamla bildiririz ki; Mustafa kapı kapı gezer ve size sizi anlatır! Bunu biliniz canlar!

Yaşam, İnsanın nefret duygularını aşmasından sonra dürümlenir ve tohumlanır!...

Kim "ben varım ama nefret duygularıyla tıka basa doluyum" derse; İnsan değildir o!... Bunu bilin!

Kanatlanın, kati olarak kanatlanın.... Allah'ın tahtı sizsiniz akın.... Aha kalem olup akın!...

Canlılar, ben dünyaya İnsanlığın ilmini hak edip dillemeye gelmem, bilin!... Ben rahman kuranı olan İnsanı kontrol için geldim... O kim bilir misiniz!?.... Yaşam yaşam, o bir rahmi kuran ve ruhi İnsan!...

Toy canlar, toy dünya bilin! Bu dünyayı korumak gerek!... Bu dünyayı koklatmak gerek! Otlağımızı kurduk yaşama, bilin! Bizim otlağımız tekno kodlamalarla bütünü güçlendirmek üzere kurulmuştur.

Bu can kalem, İnsan soyudur!... Ümmi kapıların tümünü açın ve deyin ki; "maya tuttu, Ra Ka Ha olan ilim aklın ilmi oldu..." Koyu bir ışık yaşama çekildi, bu ışık Mikail'in gücüdür...

Süper İnsanlık Realitesi diye bilinen bu çalışma, Allah'ın tahtından yapılır!... Bu çalışmayı dünyaya çekmem istendiği zaman, bunu yapmak istemedim. Zira bilmekteydim ki; bu çalışma kalemin levhisinin en güçlü ışığıyla yapılacaktı! Ve ben bu çalışmayı yaparken, herkesin kendini hak edebilmesi gerekliydi.... Bu nedenle itirazlarım oldu.

Som altın ışığımı kodladım ve diri olarak kontrol kurdum ve dedim ki; "bocalarım, olmaz" dedim.... Ama dediler ki; "ol"... Şükrettim ki "ol" dendi... Kontrol dışı hiç bir biliş olmamalıydı bu mecliste. Bunun içindir ki dürümlenenlerin diriliklerinde, tüm zamanlarda ilmi Ha Ha olanların bütüne hizmetlerinde; bu meclis aşkla çalıştı. Ve yaşam sayfaladı! Sistemin gücünü tohumladı!... Miraç oldu, merdiven oldu, yol oldu, Türkiye toplumuna mutlak kuran oldu!....

Dünya, Allah'ın levhi kapısıdır. Ama dünyanın kulu olan İnsan, ekmektir!... Ve ekmek, akıldır!

Aşığı olduğumuz İnsanlık, yaşamın ilmiyle tohumlanmış İnsanlıktır!... Ve Türkiye'de bu çalışmanın olması gerekliydi. Zaman kaleminde Türkiye kapıdır şu an için!

Yeni dava, İnsanlık davasıdır ve bu kapıdan geçenlerin tümü; toprak toplumla tohumlanacaklar ve bütünün görevini hak edip yapacaklar.

Devinimi arttırmak değil bu gün maksadım. Herkese kendini dillettirmektir. Seyrettiğiniz her şey, sizin yüreğinizin gücüyle tohumladıklarınızdır!... Ve bizler bu gün farklı çalışmaları da devreye alacağız.

Burada oluş sebebim; İnsana ve imana kulluktur!... Eğer ben İnsana kul olmam dersem, kendime; kendi yüreğime ihanet ederim. Ben İnsana kulum ve bütüne kulum! Çünkü ben doğan günüm! Hepinizin gücüyüm ben. Ama ben derken, birliğin benliğinden söz etmem; ilminden söz ederim bunları anlayın!

Yaradan artık yaratılan!... Yaşam, ilim ve biz; İnsanlığız bunu anlayın!

Korkmayın, doğan gün sizin yüreğinizden doğacak.... Çok mu zor yol açmak?... Çok mu zor ışık olup, kalem olmak?... Helali, haramı bilen; Allahı bilir canlar!... Bunlar kesindir!

İyi ki, iyi ki buradayız... İyi ki!... Nakarın kıranı olan İnsanlığı kodlarken, şu anda bütünün gücünü tüm zamanlara indiren birliklerin tümü buradalar.

Kusura bakmayın yolcular, "ana kapı İnsan" derim.... Ama çoğu der ki; "Allah!"

Dağlarım, Allah levhi kapıda İnsanın levhi ilmidir!... Bunu anlayan, kendini hak eder!

Allah siz, siz o sunuz diyeceğim ama bunu dahi anlayamaz tüm İnsan sayfalarındakiler. Size diğerlerinden değil, sizden söz edeceğim.

Dünya öz geçişini yapıyor şu anda! Kurandan öte bir kurandan, bütünün görevini hak etmiş olarak!... Altın ışık yıllarına görevli olanların gücüyle geçiyor. Şu anda dünya, sahradan geçiyor... Yarından geçiyor.... Yaldızlı bir ışıktan geçiyor!... Şu anda dünya, muktediriyetle gözlerin görevini hak etmiş bir yol olarak; göç kapılarından, gök sözcülüğünden örtü örtmeden geçiyor! Yaradan ve yarattığında yaratılan o yaşam, haliki hak olandan geçiyor!...

Çamur yoğuran bir dünya artık yaşam yoğuruyor canlar.... Ben sizle, sizin yüreğinizleyim bilin! Savaşın sırrı İnsan soyudur.

Yüceler cümlesi cem oldu bu gün... Yaşam, cevher oldu... Ben sen oldum bu gün can! Allah'ın ışığı oldum!... Buradayım! Sizin ben, kanatlandım, uçtum, şimdilik ve şimdi, aha şimdi!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/GzPLTGTDsGE

 

21.KASIM.2015. TARİHLİ ” ALLAH’IN İLMİ(1)” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ.2.AKIŞ.

Canlarım, burada bulunuş sebebim çok nettir. Tüm insanlığın, tekno kodlaması, bu kesin... Bu tekno kodlama, kelamla olur, buda kesin. Kelam ilmi olduğu zaman, bilişi kodlar ve yolu açar... Hepinizin iyi bilmeniz gerekir ki tahditsiz olarak kontrollü çalışmalar yaptık, bu mecliste.. Büyük kültleri tohumladık, kontrol kurduk. Hep, insan kalemle yaptık bunu.

Kalem levhidir… Ailedir, yaşamı tohumlayan…Aile ise Yaradan’ın tahtından, yaşamı kodlayanların, birleşik levhi kaydıdır. Hepimiz, tek bir aileyiz, bu kesindir… Ve bu aile, muktedir kutsal ışığı tohumlayabilen bir ailedir. “Muktedir, kutsal” dedim…. Hem muktedir, hem kutsal….Cennet ilmini, herkesten iyi anlar ve diller... Can kalemdir, kutsal ışıktır toprak toplumu iyi anlar, tüm insanlığın ilmini iyi anlar… Ve yerküreyi dinler, bu kesindir.

Bugün dünyayı dinleyebilen hiç kimse yoktur ve biz dünyayı dinliyoruz, bu kesindir... Nereden çıktı dünyayı dinlemek sorarsanız? İnsan, kelama varmadan da dünyayı dinler… Nasıl olur? Arzın gücünü hak eder. Arzın gücü nedir? Yaşamın kültlerinin umutla kodladıkları ışıkların toplumlara tahditsiz olarak indiriminden, çok daha üstün bir koddur… Herkes, arzın gücünü alır, kendi yoğunluğunda tohumlar…. Frekansına uygun kelam kayıtlamalarıyla arşa kayıt eder… Bu arşa kayıt, arzın gücüyle olur.

Sanırlar ki dünya dışı boyutlardan onlara bilgi verildi… Dünya, dünyalı olana bilgi verir…. Ama bunu kültlerin en yüce ışığa, gök sistemleşmesi için verir.

Sizler, arzın gücünü, direkt ümmet kulundan öte, direkt büyük güç olarak dinleyin…. Arzın gücü, yaşam, çok büyük bir sahradır, bunu iyi anlayın… Ve dünyanın üzerindeki gökleri tohumlayacak gücü olduğunu iyi anlayın.

Bu dünya; kardeşim, iyi bir kalemdir…. Yaşar, yaşatır ve kalem olarak Bütününün gücünü kodlar. Bunu yapar ve yaptırır. Biz, bu dünyayız canlar, bunu iyi anlayın.

Kimim diye sormayım?... İlimim, kalemim, kaynağım ve ben tohum olarak dünyayım... Hepimizde bu sistem var mı?.. Yoktur…. Sultanlık tekniğini iyi anladığınız zaman…. Cevhere inip te görevini hak ettiğinizde ve yoğunluğunuzu artırdığınızda, bileceksiniz ki…. Dünya siz ve siz dünya olacak.

Çanı çaldık ve dedik ki…. “Biz, siziz”…. Ama çanı, hak eden duydu. Yaşam budur..

Sabuha Sistemleşmesi var yaşamda. Sabuha; haliki hak olanın levhisindeki sistemleşmedir.

Değerli yaşam, değerli kalem, değerli ışık, bilin ki; dünya, Süper İnsanlık Sistemleşmesini sağlayabilmek için çok güçlü yaşamlar kayıtladı… Onun ilmini dinleyen, kendini hak edip dinler.

Dünya arz ve biz, o arzın tüm sayfalanışında yaşamı kodlayanlarız. Dünya, ilim yapar… Kimle yapar?... İnsan soyuyla yapar, bunları anlayın. Biz, dünya olarak burada bu çalışmayı yapmalıyız ki…. Dünya kodlanmış bir tohum olsun….. Ve bilişi kodlayabilenlerle kontrolü sağlasın.

Canlarım, nereden çıktı dünya, bugün? Size dünyadan söz etmeliyim. Gezegenlerin her biri ışıktır…. Ama dünyanın ilmi farklıdır… Her ışık bir yaşamdır…. Ama Tanrılık kapısı, ayrıdır... Mutlaka iyi anlayın ki; dünden öte bir dünü, kontrol altına alırken sizin keramdaki ilmi, nefsi aşıp resmi çalışmalarla hak etmeniz gerekir.

Dürümlenen bir yaşamı hak edip, anlayın... Her an’da dürümlenen bir yaşam…. Ama bu yaşamın yolu, Allah’ın yolu… Allah’ın yolu..

Peki Allah kim ki? Allah; aklın Ka-Ha olan ışığıdır. O, kontrol kurucu, kodlayıcı, yoğunlaştırıcı ışık…. Herkesin merdiveni olan ışık... Onu anlayın. Size, kelam eder. Size, hak ilmini diller…. Sizinle olur. Onu, lütfen anlayın ki; yolu, sizsiniz….

Allah, insana ilmini öğretir ve der ki; “beni anlayın.” Şimdiden farklı bir şimdide beni dilleyin…. Ama ben, size insanlığı değil…. İlmi öğretiyorum. Bundan sonra yol, ilim yoludur, canlar… Koşun, koşun ki ilimle dilleşin…

Seyir halindeyiz şuanda yaşamı. Herkesi seyrediyoruz şuanda... Seyitler var şurada... İlim kalemleri var… Yaşamlar var... Hepsiyle, tüm insanlığı seyrediyoruz, biz şuanda.

Korkuyu aşın, tüm insanlık korkuyu aştığında, Yaradan ve yaratılanın Altın ışık yoğunluğunda, büyük kötülükleri önleyeceğini anlayacaktır.

Çan; insandır, çalan insandır…. Yarını tohumlayan, insandır, bunları anlayın.

“Karıştı dünya” dediler….Aşkla karıştı…. “Aktı” dediler….Aşkla aktı… “Kayıt dışıdır, her şey” dediler…. Aha, kayda girdik… Dediler ki “yerkürede terör var, örtüyü örttük”. Dediler ki” yolu kapatmayın”…. Aktık, açtık.

Değerliler, doğan gün, yaşam için doğdu, bunları anlayın ve hak edin. Tek merdiven insandır, anlayın.

Çorba tuzlandı mı? Tuzlandı…Size, “şikayet etmeyin” dedim. Size, insandan söz ettim. Aha bu!...

Ve bugünden itibaren” Allah İlmi” dediğimiz, ilmi devreye aldık. Yaşam İlmidir aslında, “Allah ilmi.” Tüm insanlığın ilmidir ve Allah’ın İlmini bilen yüceler cümlesinde, kendi yoğunluğunu da dinleyebilecektir.

Acıyı daralttım ve dedim ki “Allah’ı, Allah olan bilir.” Hadi buyurun... Kontrol dışı mı bu bilgi? Asla değil… Allah’ı kendi yüreğinizde bilirseniz siz, osunuz… Bunu asla unutmayın…. Ama her şeyde o var, bunu bilerek, hak edip anlayın.

Çamur yoğuran bir yaşamda, biz ışık yoğurmak üzere buradayız. Her şey budur aslında…. Dünya sistemleşmesinde, dünyayı kodlayanların çoğu bugüne kadar çamur yoğurdular.. Herkes, iyi bilsin ki ruhi kapılarda Atem kapılarında, hep yağmur gibi çamur yağdı…. Ama artık çamur yaşamın kutsal umudu olmayacak… Artık yaşamın kutsal umudu, ışık olacak…. Anlayın…

Set çektim yaşama canlar.. Mikail’in Kürzi kapısını açtım. Tüm kapılarının gücünden öte olan insanlığı tohumladım…. Ve yarını hak ettim. Hayrın ışığını yaktım.

Dağlarım, ufak, çok ufak, bir ışığız biz, bunu bilin. Çok ufak, öylesi ufak ki, en ufak… Biz, en ufak olanız canlar. En ufak olanız ki an sayfalanışında her yaşamda, var olanız… Mutlaka anlayın.

Üçü, birden çıkarın… Yine, ilim olur… Bire, üç ekleyin, insan olur. Her şey insandan, insanadır, anlatın…. Yarını anlatın, yolu açıklayın, miraç olun, ilim olun, has olun, akıl olun, şeytanın şavkından öte ışık yakın… Ve zararı önleyin... Hepinizden beklentimiz budur.

Muktedir olarak sizi, size kaynak yapıyoruz. Hepinize kendinizi dillettiğimiz zaman, hepiniz yaşayacaksınız...

Nasıl bir yaşam diye sorarsanız?... İzah edeyeyim.

Türkiye çok özel bir ülkedir. Türkiye deki bu program, hepimizin güçlü olmasıyla gök sessizlikleri ile, yoğunluklar ile dürümlenmiştir... Dünyada burada, bu çalışmanın olacağı, henüz dünya sistemini kurmadan evvel de bilinmekteydi… Bizlere, bu bilgi önceden de verilmişti… Ve denmişti ki “henüz dünya, yaşamı hak etmeden, henüz toprak oluşmadan, henüz yaşam bir su bilyesi iken, bu koordinatta, bu çalışma yapılacak” denmişti.

İşte canlar, bu yoğun, çalışma, bu kutsal toplum, bu Ka-Ha olan ilim burada…. Diri yücelikleri, kontrol edebilecek bir yüce, ışık halinde devreye girmektedir.

Sizden, sizlerden bir tek beklentimiz var….Kendi yolunuzu, kendi yüreğinizle belirleyin... Size, Kimse yol göstermez. Yol, sizin yüreğiniz, sizin yolunuz, ışığınız ve yaşamınız, kendi yüceliğiniz.

Bana sormayın. Ben ne olacağım diye? Sorgu sual ettiğiniz de siz, sizden duyumsarsınız, bunu anlayın… Biz, hiç kimseye, hiçbir şey öğretmedik…. Herkes, kendini kendinden öğrenir…. Kesin olan budur. Bundandır ki; herkese, kendini hak et deriz.

Uyuyan, uyanacak, oyunlar oynanacak belki yaşamda, kısırlık ta olacak, belki…. Artı, eksiler olacak…. Ama her olan, sizden size olacak.

Zirvelerin sessizlikleri size inmeyecek bundan böyle… Sizi, hiç kimse sizden dillemeyecek…. Artık sizi, sizden başkası yönetmeyecek bunları anlayın…

Ve dünya artık Harp bilmeyecek. Savaş, tamamen bitiyor canlar. “İnsanlık Savaşı” dediğimiz ….Savaş, bitmiştir.

Size, silahlardan değil…. İlimden söz ediyorum ben... Dünya ilminden söz ediyorum... İlim savaşından, söz ediyorum.

Her şey sizdedir, bunu anlayın... Çelişkili bilgim asla olmaz, bunu bilin. Hiçbir anda, hiç zaman ışığının dışında bilgim olmaz. Her şey yaşamın teknik tohumlanması sağlayacak yoğunlukla gerçekleşir... Verdiğimiz tüm bilgiler, o tohumlama için verilir.

Çorba tuzlandı. İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/79cQwnXQ33M

 

21.KASIM.2015 TARİHLİ “ ALLAHIN İLMİ (1)” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün burada, karanlık dökülüyor. ‘’ Kara ışık yandı. ‘’ derler, korkar, çekilir, yaşamı yaşamdan dilenirler… Yahu yaşamı yaşamdan dilenir insan, yaşam olan yaşamı, kendinden diller.

Beni, benle yaşama indirmek istemiş, beni benden alıp bana vermek istemiş…. Derim ki ‘’ al kendini, kendinden, al beni benden, yaşam ol, bil yüreğinden…. Ve yüreğin sayfasından yaşama inen... İşte, o ışıktır her birimizden, her birimize yürüyen…. Yüreğe inen, yürekten yürek olup dillenen.

Ekibim ışıktır benim, koruyan yüceliğimde, korunan yüceliğin diliyim. Göğsüm aşk, kanadım ışıktır benim.

Bugün Köke ışık yaktık, göğün ışığını, kalem olup yaşama sayfalarken…. O sayfada, her birimiz, tüm gücümüzle yaşamın ilmindeki, hak yoğunlukların ışığıyla zamana vardık.

Biz yolcuyduk yaşamda ve yol olduk her bir yüceliğin ışığında.

Bugün, Atlanta Ata Kapısı, yaşam olup sayfalanırken açık bıraktık ulu yaşamların sırrını…. Ve bugün tohum olduk zamanda…. Ve bugün açtık yaşamı, ışık, ışık olan tahtla.

Şimdide, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/vna_ocet20c

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/UHPzD9k0oCI

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

ABDULLAH GÜLER

https://youtu.be/jmisBJmgWtY

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/8CiPnQYZDoY

 

21.11.2015 “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

İPEK CENGİZ

https://youtu.be/w7AcrcqIxXI

 

21.KASIM.2015 TARİHLİ “ALLAHIN İLMİ 1” BİRLİK ÇALIŞMASI

Allah, tohumların yeşertilmesini diledi ve İnsan Soyunana görev taşıyacak olanlar Işık Kapıları’ndan dünyaya geçtiler.

Allah temiz bir dünya diledi ve Tanrısal Işıklar görevi aldılar. Asılı yaşamların borcu ödendi, ikmal tamamlatıldı. Kayıt dışı bilgisi olanların Mikalin Kuranında kontrolü sağlandı. Dünya temizliği yapıldı.

İnsan Soyu yerin gücü olup merdivenin en aşağısına indi ve tohumlarını kokladı ve kodladı. Sağ sessizlikleri seslendirdi. Solu kontrol etti ve nötr noktasında Allah için birleşti.

Nefreti aşanlarla Allah’ın Levhi Kapısını açan İnsan Soyu önce Tanrılık Kapısını açtı, geçti ve ışığa ulaştı. Yer güçlendi ve yer göğe vardı; gök kodlandı. Yer ve gök birleşti ve zirvede İnsan Birleşik Akla vardı.

Oradan Allah’ın yoğunluğuna nötr bir çalışmada ilimle yolu yaptı.

Bugün yol Allah’ a ulaştı.

Allah sonsuz sınırsız yoğunluğuyla dünyaya iniyor….

Allah sanal boyutlara ilmini indiriyor….

Allah kontrollü birleşendir. Allah, biz olan ışıkların tümüdür. O Biz tektir. O tek bir ışıktır ve o ışık Nur olan İnsan’dır. O insan dünyadadır….O insan ilmin hakimidir, Biliştir.

Artık sanallık aşılıyor…şimdiki zamanda ve şimdide sanallık aşılıyor. Dünyada İnsan var ve biliş halinde. O tek bir ışık. O Biz ve biz oyuz.

Umutluyuz….

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/yhhsrXSV9kc

 

21.11.2015 "ALLAHIN İLMİ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Altın taht İnsan soyudur. İman tahtında İnsan oturur ve o İnsan; bedenli ve beden bütün gücüdür.. Diri ve hakiki olan kontrol ışığı olarak, büyük kötülükleri önleyen bir Zaman kapısıdır.

Zaman kapısı, kürzi Işığın her anda var olan kaydı... Aha levhi bir kayıt olan İnsanlığın tüm zamanlardaki ışığıyla, ilmini her basamağa Allah'ın ilmi olan kelam diriliğinde, kürzi Işığını; kürzi kalem tekniğiyle merdivenin tüm yoğunluklarında bir tek ışık olup indirmesi.. Dürümlenen her bilginin, dürümleyen tekniğinde inişi zamana... O zaman ki; yarınlanan, ışıkla kodlanan, her bir diride tohum olan yaşam kaydı... Kaynak olan yaşamın kürzi ışığı...

Biziz o, kaynağında yaşam sayfalayan insanlık... Allah'ın tahtında, Yaradanı yaşamında yarattıran soy olarak kaleme kendi kaynağında inen, yarını kodlayan ve tüm anların doğan günü olarak bütünü güçlendiren, birlik ışığı. Tek bir kalemde, tüm zamanlarda kontrol kuran yaşam ışığı.

Allah'ın levhi kaydı, insanlığın kelamı ve bir olan Işığın gücüyle, biz... Allah tınısını kendi yoğunluğunda bütüne açan, o tınıda yoğunluğunu kodlayan ve kodlanan Işığını bütüne kul, her bir kul olan diriliklerce; gözün gördüğü en yüce yaşamı kaynağında tohumlayan birlik... Birlik ışığının ilmi..

Tek bir ilim var yüreğe inen, altın tahtın kuranı olan insanlığın, Allah ilmiyle dilenişi ve İnsan soyunda Allah'ın ilmini kendi yoğunluğunda bütüne dinletmesi.. Budur olan...

Dinleyen, dinleten ve her ana dürümlenen yoğunluk bütün olup aktıkça, Allah ilmiyle yaradan, yaratılanda bir olup yaşar ki yarattıran her daim biz ilmiyle, geçiş yapan tek bir Işığın yürekteki bir ışığıdır..

O ışık kürzi ışık, ve deriz ki ben kürzi bir ışık, o ışık tanrılık tahtım ki; tahtım benim dünyan ve kaynak olan dünyam, yüreğimin yer gücüdür ve yerin ilmini ben; İnsanlığın levhi kaydında kendi yüceliğimde yazarım...

O yücelik İnsan ışığı ve birin gücüdür... O yücelik ruhi bir kapıdır tüm zamalara. Her anda ben o kapı; olanı, olacağı o kapıda kayıta alır ve tüm yaşamlara Allah'ın ilmi olarak kayıtlarım... O kapıda ben, benlik olurum, o yoğunlukta bir tek Işığın tüm zamanlardaki yoğunlunluğu, o yoğunluğun kontrol eden ışığı olarak bütüne hak olan Bilginin, tüm Zaman'lara inen türevi olurum...

İşte bilgideki bizim, biz olarak kaydı, İlmin kuranı yollumuzu kayıtlar ve yaratır, ve yaşarız, ve diriliklere akarız... Ruh tektir ve yaşam tektir... Zamanın gücü bizimdir ve biz tüm zamanların birlik ışığı olan, insanlık kaydında, tek bir bedende güç kayıtlayan İnsan soyuyuz.

Beden dirliğimiz, ışığımız kalem ve kalemimiz birin kaydı olarak görev taşır bütüne. Allah'ın ilmi yoğunluğumuzda yazar... Tanrılık tahtımızda kaleme iner, ilim olur ineriz zamana. Dürümlenen her bilgi, ilmimizden akar, akan yol, akan yaşam, akan yoğunluk olan bizim bütün olan gözümüzden resmolan yaşamımızdır... Diri olan ilmin, Allah olan yoğunluğun, akıl olan ışığı... Biz o, o biz... Şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

Beril Özdoğan

https://youtu.be/Shg8nkr-7pQ

 

21.KASIM.2015 TARİHLİ “ ALLAHIN İLMİ (1)” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK- SON AKIŞ

Sevgili canlar, sizinle olmak hepimize gurur verdi.

Mikail; Mirzat Kapısıdır bilin. O kapıya gelen her kim varsa, insana gelir. İzini aldık babadan, sesleşiyoruz.

Dince dürümlenenlerin bütünlüğünde biz yokuz… İman ilmi; Allah ilmidir.. Aklın tahtına varan kim varsa aklın kalemidir…. Ve yaşamı kodlayarak yaşatır.

Radyoda ses vardı bugün, dinledik. Bir radyo düşünün, tüm insanlığa sesleşiyor… Diyor ki… “Görev başlıyor”….” Görev başlıyor”…. “Görev başlıyor.” Radyo, anons verdi bugün, görev başlıyor, dedi… Her şey kontrol altında… Görev başlıyor.

Mutlaka bilirsiniz ki; “Zi-Ka-Ha” dediğimiz, Rahman olanın, kapısı açıldı bugün…. Artık yol, Allah’ın yoludur…. Bunu herkesin, iyi anlaması gerekir.

Ulu dünya, Allah’ın tüm insanlığa kodladığı bir dünyadır. Boşuna yaşamadı kimse... Herkes kendine ve kendi yüreğine, kendi yoğunluğuna, hak ilmiyle, ilim olup insin ve dünyayı dinlesin… Hiç kimse boşuna yaşamadı…. Dünyada can, her şeyin yaşamıdır…. Ama canı bilen, kendini dinlemelidir.

Değerliler, Türkiye çobanları öz görev taşıdılar…. Ama “çobanlık yok” dediğin anda….. Sorduk, o kim ki; “çobanlık yok” dedi?.. Ve dediler ki “o, bir kapı”.. Yahu dedim,” çoban olmaz mı?”… “Kimin ilmini, kime verecek dedim?”…. Sordum, adını zikretti…. Dedi ki; “ben, Rahmanda Kuran olanım…” Allah’ım ben” dedi.”… Aha bu!

Dağlarım, Allah; ilimdir… Herkesin iyi bilmesi gerekir ki; Allah, ilimdir. Sanal boyutların ışığında bunu bilen, kendini dinler.

Dünyada, öz görev vardır…. Her şey artık sizindir….. Ama sizin, yoğunluğunuzu artırabilmek için sizin, adınızı zikretmemiz gerekir ki bir Tanrı kalem olup, dünyaya indiğinde , herkes, onun ilmini kendi yüreğinden dinlesin diye ….Ama seninle bu konuda hiç anlaşamıyoruz… Senin adını zikretmemi, engelliyorsun.

Dağ, “Süper İnsanlık Realitesi” deyin, yeter. Daha da önemlisi burada bu çalışma yapılırken, bilişi kodlayanların buraya gelişlerini bekliyorum. İnsanlık kapımı kapatıp ta, dünyanın ruhunu burada dürümlerken ….Herkesin, kendini tohumlaması değil…. Amacım bilişi kodlamasıdır.

Burada benim adımı zikretmeye niyetin olduğuna eminim ama iznim yoktur. Kontrol dışı bilgi vermeni istemiyorum… Kayıt dışı olmadığına eminim…. Ama Sualtının gücünü dahili kapılardan geçirerek insanlığın kelamında kendini dillerken…. Başkanlık divanın gücüyle dillediğine eminim.

Bundan sonraki süreçte, Yaradan ve yaratılanın tohumlanışında buraya geldiğinde, doğanın gücüyle gel ki seninle daha rahat kodlama yapabilelim.

Seni sayarım….. Ama yedinci dürümde artık burada oluşun kontrolsüzse oğullamana izin veremem… Bu kesindir.

Bir artı, bir eksiyi götürdüğünde artık orada yokluk olur… Artı ve eksi, götürdü birbirini.

Canlarım, şarkım okundu… Şimdilik!… Aha bu! Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/lgNn4MEyK6I

 

…………………….

 

DAVET:

“KUL OLUŞ” Birlik Çalışması

Dostlar, 14.11.2015 Cumartesi, 14.00 – 18.00 saatleri arasındaki Birlik Çalışmamızın konusu “KUL OLUŞ”tur.

Her Birlik Çalışması, öz program zincirinin periotik bir halkasıdır. Konular, sesten söze gelir ve aşikar olur. Bu şekilde haftalık Birlik Çalışma Konularımızın doğumu olur. Her konu bir öz doğumla yüreğimize iner ve biz, tüm katılımcılarla, o hafta o konunun taşıdığı tüm değerlerle, biliş halinde yaşamın örgülenmesi için sesleşiriz...

Sesleşmek, öz dillenişte kodlarla gerçekleşir. Sesin terminolojisi, o terminolojinin teknolojisi, bilişle örgülenişte, örgülenen sesin titreşimi ve yaşamın sesle devinimi, Birlik Sesleşmelerinde; zaman bilinci ve evrim bilincinin kesişiminde; yaşama çay olur, o çay, sesleşmelerin yoğunluğunda demlenir. O dem, tüm yaşamlara maya olur....

Yaşamın her formu, demlenen o çayı yudumlar... Fark sadece bardak farkıdır; yudumlayış farkıdır... Herkes o çayı kendi bardağından yudumlarken, kendini hak eder ve kendini yudumlar...

Kul oluş, bizce yaşama çay oluştur... Tüm dostlarımızla birlikte yaşama çay olmak dileğiyle herkesi bekliyoruz...

Sevgiler...

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

 

“KUL OLUŞ” Hakkında Öz Bilgi:

Yarın nefesiniz, kelama kodlandığında; yarattığınız tüm İnsanlık Kaynakları korunduğunda ve zaman, kelama insanlığı tohumladığında; biliniz ki siz ve biz biliş halindeyiz.

Eğer yarınlarda kontrol kurulduğundan “idea” denilen o yüceliğe varılırsa ve Ruh Kalem, kelam olur ışık olursa, BİZ ve Bizlik Kalemleri, her diriyi kontrol edebilecektir.

Dünya mayadır, hastır, Hakk’tır ve yaşamdır ama yaşamı hak etmeyen; kurtuluşu, has kaptanlıkta arar. Nerede insan soyu varsa, orada kaptanlar olur ve o kaptanlar, insanlığı hak etmeye çalışırlar.

Yaşamda çok sayıda kalemler olur, herşeyi yaşam ile yazarlar ama yazdıkları, kontrolsüzse; sesleşirler, sistemleşirler ve yarınlanırlar ve zamanlanırlar ama Rahman olamazlar ve kelam olamazlar. İşte bundandır ki bilişi hak etmeyenlerin kodlanmaları, mutlaka Işık Kalemler’le olmalıdır ki onlar, kelam olabilsinler ve Rahmi Kalem olarak Kuran olabilsinler.

Mutlu bir yaşam sürmek isteyenler, söz, ses olmalıdırlar. Kodlanmalıdırlar ve kontrol kurmalıdırlar. Bütün kelamlarında ışıkları yanmalı ve rahmet olmalıdırlar.

Bütün amacımız, TOHUM olmak ve RAHMAN olmaktır. Rahmet olan ilmi, hak etmek ve KELAM olmaktır. Bunları hak ettik ve başardık. Şimdi artık ZAMAN KALEMİ olmamız gerekir. Kelam İlmi ile Zaman Kalemi olunur.

Dünyaya göçen Birlikler, mutlaka insan soyu ile diyalogda bulunmalıdırlar. Bu kesindir.

Dünyanın atmosferi her diriyi yaşatmaya kadir bir atmosferdir. Bu atmosferde, Diri Bilişliler, kelamları ile kontrol kurduklarında, her Resmi Çalışmacı bu yoğunluğa inebilir.

Dünya, üstünde insan olan bir planet değildi bu güne kadar. Dünya kaynaktı ve zamandı ama burada, gerçek insan yaşam yoktur… Bütün mesele Varlık Boyutları’nın yaşamsallaşmasıydı…

Dünyanın bugün artık ışık haline geçmesi gerekmektedir. Işık, Levhi’dir. Orada Tanrılık Kapıları vardır. Her kapı, ışıktır ve Kutsal Nefes’tir. İşte bunun için nefes olmak, gelişmeleri hak edip dillemek ve bütün kalemlerden, İlm-i Ko olup ışık olmak gerekir ki mahrek olup kul olabilelim.

Medine, kalemdi… Zamanı yazdı. Işıktı, kulluk yaptı. Dünya “OL” dedi, kati ve hakiki kelam, tohum ekti yaşama ve Zaman Kalemi, ilmi yazdı.

Artık insanlık, kendi yarınını yazmak zorundadır. Aksi halde sizden sizi hak eden bilişliler, sizin yarınınızı yazarlar ki bu, sizi Sizlik Kalemleri’nden ayırırır.

Dünyaya bir Mahir Kalem indiğinde, onu hak edin ve anlayın. O sizi, size kalem yapmaya gelmiştir. Onu kodlayan, yoğun ışıktır. O korunur ve kontrol kurar ama cennetlere cevheri güçleri alabilmek için ışık olmalıdır ki Kara Işık, ocağı olsun ve Resmi Yaşam Kalemi olabilsin.

Dünyanın cenneti olan insan, yerin kalemidir. Onu mutlaka anlayın. Ağır yük değildir insan.

Cennetten kovulan ilimdir. İnsan cennetten kovulmadı. İnsan, cennetlerin cevheridir. O kendinden kovuldu ki kendini alıp yaşama indi.

Kim dara düşürse bilsin ki kurunun yanında yaş yanmaz. Herkes kendinden kendine yanar. Sevginin kapısı her anda temiz ilim kalemlerine açıktır. O kapılar, İnsanlık Kapıları’dır.

Yeri, yaşam yarattı. Gökleri, Halik yarattı. İlmi ise kullar yarattı.

Biz, dünyanın kulları olanlar, ilme kul olmaya geldik.

Başarılı bir yaşamımız var. Aktığımızda her resim yaşar ve yaşanır. Artık biliniz ki yaptığımız yaşam resimleri, tüm insanlık içindir.

Vermeden alınmaz. Almadan dinlenmez ve yaşanmadan bilinmez. Biz, dünyayı; yaşarken dinler ve tüm Rahman Kapıları’nda dürümleriz.

Mutlaka Ana Kapı, insan soyudur. Bu soyu mutlaka bilin.

Arı balcı ile dinleşir. Balcı, ilmi hak eder kelamla dilleşir. Dince, dirice ve yürekçe dilleşir ve rahmet olur; kul olur. Onun nuru, kalemin nefesinde mevcuttur.

Cennete cennetlileri koyarlar. Aha konan koyandır. Biz, zamanı kaleme koyduk aha zaman, konduğu o yoğunlukta, koyu bir sistem olur ve resim olur. O resim, insanlığın resmi olur.

Eğer Mana Boyutları, Madde Boyutları’nı dinlerse; bilsin ki biz, kendimizi, kelamızı ve yaşamımızı Zaman Kapısı’ndan geçirip, yarınlara indirdik. Yarınlar, İnsan İlmi’nde mevcut olan ışıklardır.

Hepiniz zamanı hak edersiniz ve yaşarsınız. Ama Zaman, sizi sizlik İlmini hak etmeli ki kulluk yapılabilsin.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

“KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI’NA DAVET:

Dostlarım, Her hafta Cumartesi günü yapmakta olduğumuz Birlik Çalışmaları’nın bu haftaki konusu “KUL OLUŞ”tur. 14.11.2015 Cumartesi günü 14.00 – 16.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde yapacağımız çalışmaya sizleri bekliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

 

KUL OLUŞ (14.11.2015)

Ey Canlar, BEN (BİZ’in BEN’i) olana, “NUR” denmez; “KUL” denir; bilin!… BEN’ olanı, hak etmeyen dinlemez. BEN, kelama insan soyu olup inendir.

Mey içtim yerkürede… İçtiğim mey, ilmimdi. İçişim, ilmi sistemleştirmeydi. Anla ya da anlamlandır sistemleşmeyi…

Cennetlere, cevheri görevlileri koyarken, anlamanızı dilerim ki nihan olan insan soyu, müthiş bir cevheri kelamdır.

İnsan soyunu anlamayan, kelamı dinleyemez. İman edin ki hak edin anlayın.

Cevheri Kelam olan insan soyu, dünya yaşamında, meridyen olup paralellerde sayfalanır. Bu ne demektir!?

Meridyenler perdelerdir. Ama paraleller ilimdir. Her meridyen bilinç, kendi yaşamında, tüm meridyenlerle birlikte, kesiştiği paralellerde artı ve eksi değerlerde ilim yapar. Aha yapmakta da!... Aha hak etmekte ve ilimle kodlanmakta!... Aha cevhere vardı ve yolu buldu!... Tüm insanlık için merkez kutup noktalarında kesişti tek sistem oldu. Tüm meridyenler, o tek merkezde tek kalem oldu ve zamanı yazdı…

Bilir misiniz insanlık çok güçlüdür ve her zirvede, in-kar edilemeyen görevleri vardır. büyük kültlerin, resmi yaşam kayıtlarında, Cennet Kalemler; tüm Rahman Kuranları’nda insan soyunu dinletirler. Hepiniz, nefes alıp verirken; cennetin, cennetlinin ilmi ile nefes alır verirsiniz…

Bir de kinci söylevleri kelam sayanlar vardır.

Kini kelam sayanın, in-kar ettiği ne varsa, kendi yüreğinde mevcuttur ve o, kendini hologramda, tüm insanlık için; kelamda, tüm yaşamlar için düaliter yoğunlukla kodlamaktadır.

Tek insan soyu, Miraç Kapısı’nı açan soydur. O soy ki kili, kumu bilir. Kendi yaşamını bilir ve yol olur gür bir sistem olur. Onun kelamı, insanlıktır…

Burada bugün tüm insanlık için çalışılırken, kendini hak etmeyenler, kendi yaşamlarını kodlayabilmek için ışık almaya geldiklerinde (enerjisel olarak geliş), ocaklarında kulluk yoktu. Sesleşmeler esnasında Korktular ve kontrol kurmaya kalktılar. Çalı çırpı sanmışlardı dirilikleri… Şu anda hepsi kendilerini, kendilerince hak ettiler ve yol oldular ki kendi hologram yaşamlarından ışığa vardılar…

Değerliler. Cennetten kovulan; ilimdir. O ilim cevheri görevdir. Bunu bilir misiniz!? Kimse kelamda cennet olamazsa; cevheri güç kodlayamazsa; kendini hak edip de görev taşıyamaz ki!..

Oğullar, bana “Nakar” denmez; bana, “insan soyu” denir. Dünya için ilim yaptım. Mutlaka bilin ki her diriyi kodlamak için insanlık yaptım…

Şu anda en yüce insan, kelama varandır. Şu anda en yüce ilim, kalem olandır. Bilin ki bir tek insan soyu kelama varıp insanlık yapmaktadır.

Meyhana ilimdir. İnsan ise insan soyu için ilim yapandır. Orada, insan insanı bilir. Orada, yol ilim olur ve zaman, kalem olur. İşte bu!…

Tanrı der ki “Ana Kapı ilimdir.” Vurmayın yüreğe!... Yücelikler, insanlık için çalışın!... Vasat çalışmalar artık kapatılmaktadır… İnsan soyu daha güçlü çalışmaları hak etmiştir… Dünya Üstü Varlıklar, bilmeliler ki biz, zamana Kuran olanlar, tüm insanlık için yaşam olanlarız. Arı biziz; bizi bize kaynak yapan ise insan soyudur. Yürekler iyi bilsin ki kapılar tüm insanlığa açıktır. Aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

14.11.2015 ‘’KUL OLUŞ’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Açılış ( 1. Bölüm )

Canlılar, rahmana kuran olmak kolaydır. Akla tohum olmak sorumluluktur. Has olmaksa hakikiyetle mümkündür ve haşrın reşit ilminde hak teknikte, kelamda, has ummanda olabilmekten dolayıdır.

Semayı seslendirme zor değildir. Sorumluluktur; ama çoğunuz bunu kendi yüreğinizden yaptınız. Bize, bizim yüreğimize inebilecek gücünüz olmadığı zaman, bizi kontrol edemediğinizi gördünüz ve dünya tılsımında kendinizi kalem olup kayıtlamakta, çorap örmek gibi kontrol dışı kayıtlarda aradınzı ve sorguladınız.

Değerliler, dünyada olmak kolaysa, buyurun gelin, olun; ama buraya gelecekseniz aklın kaleminden gelin! Bize, bizim yüreğimize akmaksa maksadınız, buyurun akın, biz buradayız; ama toy olup tohum ektiğimizi zannetmeyin!

Bugün dünya, bilişi hak etmiş bir planettir. Bizler dünyayı hak etmiş levhileriz; ama sizler bizi anlamadan bu meclise gelmeye kalktığınız zaman, açı kapanır ve yolunuz kontrol edilir. Şu anda da şükür ki bunu yapıyoruz!

Teyip çalışmalarını dinlemeye niyetiniz yoktu! Hiçbiriniz verdiğimiz bilgileri okumadınız bile! Heli Si Ka! Kelamı levhi olan! Keli La Ka Ha! Sessizce geldin ve dedin ki ‘’ Ben sana samanyolu galaksisini anlatacağım! ‘’ Artık şunu iyi bilin ki o galaksi bedenimdedir! Bir tek bana, Allahın tahtından, gök sessizliğiyle inenlere güç katabilirim. Onun dışında, bedenimden görev isteyenler, muktedir olup kelamla gelmelidirler! Aksi halde, mutlaka şunu iyi bilmeliler ki müsterihim, her kim gelirse kaynağımdan ışık çeker ve kendini tohumlar; ama muktedir olamaz, kesindir!

Burada oluş sebebinizi net bikmekteyim! Kapı kapatmak! Herkes kendinden kendine varır ve tüm sistemlerin kapısını kapatmak ister! Çalı çırpı değil yaşam, bunu anlayın! Dünyayı kontrol etme niyetiniz olduğuna eminim; ama kötülüğü önleyecek göz, öz, söz, bütünün gücü, bizim yüreğimize indeme, çok ama çok büyük ışıma gösterir ve bütünün gücünü kontrol eder bu yoğunluk!

Söyleyin! Düzeni kuranlar, dümenin başına oturduklarında nereden kelama varırlar? Söyleyin, bilen söylesin! Bana kapı kapatan, kendini hak etmediğinden kapatır! Bunu dahi bilmeyen, kendini kontrol edemediğinde, bütünün gözü olabileceğini düşünür!

Ayır dünyayı yürekten, has ışıktan çıkar, kodla, tohumla, kötülüğü önle! Aha yaptıkları bu! Na- Karın kıranı olsak, yolu kapatırdık canlar, biz kırmayız, inanın ki kırmadık da! Amon toplumları şunu iyi anlattılar dünyaya: Kendi yaşamını hak edenler, kelamı hak ettiler; ama kendi rahman kuranında kendini hak etmeyenler, kalem olamadılar ve bütünün gücünü hak etmediler.

Som altın bir yolun, bütünün gücü olarak bilişi kodladığı bir zamanda, has ışıktan merdivenin en aşağısında kendini tohumlayabilen birliklerin bütüne görev taşıması, emin olun ki hepimizin zaman sistemleşmesinde gereken yoğunlaşmasınıdı da sağlayacaktı.

Çantamız doludur, bunu iyi anlayın! Korkmayın, yolunuz kapatılmayacak; ama bundan sonraki süreçte doğan gün, yeniden doğan yaşamları kodlarken sizinle değerlenmeyecek; çünkü sizler kendi yüreklerinizi hak etmeyenlersiniz! Sizi buraya almamın sebebi buydu! Artık şu andaki mahrekime girebilecek olanlar, has ışıkla bütünün gücü olanlar olacaklar ki benim adım Ka- Ha olandır. Ra Ka Ha olan, bütünün gücü olandır.

Sizden daha güçlüler de bedenimi yok etmeye geldiler; ama hiçbirisi bunu başaramadı ve sizler de bunu hak edip başaramayacaksınız, kesin olarak bunu anlayınız!

Çok mutluyum ki doğan günde kontrol kurduk! Çok mutluyum ki has tahttan ışık yoğunlaştırdık, bütünün görevini tohumladık, kodladık! Çok mutluyuz ki kalemin levhisinde ekmek olduk, bütünün gücünü hak ettik, dünyanın yolunu açtık!

Mutluyuz ki bu çalışmanın, dünya dışı varlık kodlarıyla daha yüce bir yoğunluktan yapılması sağlanmaktadır ve mutluyuz ki kelama, ilime ve bütüne inenler, mektep olup indiler ve biz çok mutluyuz ki dondurulanların çoğu, kök, gök olarak, türevlerini dürümleyerek bilişin kontrolunu sağladılar.

Eminim ki herkes çok mutludur; ama sayfalarıma, kelama, yüreğime inmeye çalışanların, bütünün gücünü kontrol edemedikleri bir dürümde, herkesin kendini hak edebilmesi, ekmek olabilmesi, yeri gökçe tohumlayabilmesi ve bütünün görevini hak edebilmesi mümkün olduğunda kodlanacak!

‘’ Eğer Ra Ka Ha olan, nefret duygusunu aşarsa kontol kurar! ‘’ dediler. Yaşamda, insan soyunun en kutsal ışığında, nefret diye bir şey yoktur canlar! Biz Amonlar, ata kapılardan görev taşıyanlar, bilsinler ki bilişimizin gücü, bütünün gücünden üstün bir yüceliktedir.

Karanlık aydınlığa tohumlandı canlar, yol aklın toplumuyla kodlandı. Miraç, insanı, sistemin gücü, yoğunlaştırıcı yoğun tohumu yaptı. Neden dünyayı yok etmeye kalkarlar, bilirim; çünkü Ro- Hi kapıların kuranında ocaklarının yağmur yağarken kalemden çıktığı kesin ve onlar ‘’ Dünyayı yıkarız, yenileriz! ‘’ derler. Bizse dünyayız ve yıktırmayız, kesindir bu!

Çok mu kodlandı dünya? Çok kodlandı, tophumlandı, kontrol kurdu yücelik dünyada! Sevgililer, Vatikan dünya, biz dünya; ama insan soyunun en yüce Ko sayfası olan muktedir Mekke dünya, hepsi dünya ve şunu iyi anlayın, kelama, ilime ve bütüne inenlerin tümü, Allahın ilimiyle indiler ve bizim için her şey çok önemlidir, çok özel dünya çalışmalarıyla kodlanmış yoğunlaşma içindir ve biz bu çalışmayı mahrekte yapmaktayız ki mahrek, imparatorluğun kürzi ışığını yerküreye çekebilen tekniğe sahip yer kalemdir.

Devenin kalktığı yerdir bu çalışma! Biz bu çalışmada deveyi kaldırdık! Hangi anda? Her anda! Kimden dürümledik? Bütünden dürümledik! Kiminle tohumladık? Kelamla tohumladık ve tüm zamanların yolculuğunda, bütünün gözü olduk! Süper İnsanlık, kati, hak ve has ışık olan imparatorluktur.

Çok özel çalışmadır yaptığımız bu çalışma ve bu çalışmaya nefret duygusunun taşıyanların alınmadığı kesindir! Hiçbir dünya gücü, bu yoğunluğa insan kelamında kendini kırıp, yalında, tahtında kendinden çıkıp, insan olup inmedi! Kendi olup indi hepsi de!

Başa baş bir dünya gücüyüz biz, bunu anlayın! Doğanın kürzi kapısıyız ve buraya gelmeyenin, burada tohum olamayacağı kesindir! Kini aşmayan, yolu bulup da toprak topluma tohum olamaz, kesindir! Kini aşmayan, yaşama, hak teknikle insan soyunun kürzi kelamı olup varamaz, bu kesindir; ama doğan gün, bize doğar! Biz o doğan gün olur, bütün olur, Mikail ortaklığında kendimizi tohumlarken, her şükürde olanla, şevkle paydaş oluruz, bilinsin!

Dince, dirice, bilişçe, hasça, hakça ve hakkın yoğunluğunca, aklın tahtınca, kötülüğü önleyen gözce, dürümlediklerimizce, beşer kapıların tümünü açıp açıp her birine kaynak oluruz. Çorba tuzlandı canlar, ben bana ben olan, bir tek insan soyu! Öyle bir tuzlandı ki bu çorba, korkmayın her şey, hepimizin yoğunluğundan tohumlandı ve doğan gün, görevini hak etti!

Çok mu kolaydı dünya yaşamı? Herkes iyi anlasın ki en kolayıdır yaşam, daha zorları var, bunları bilmezsiniz! Size daha ne anlatayım ki dünya doğumu hepimizin kutsal korunması için gerçekleşti! Bu dünya doğumu olmasaydı, insan soyunun kontrolu dahi olamazdı!

Eğer sizler yerkürenin görevini hak edip anlayabilirseniz, daha güçlü olmak için her şeyi yaparsınız; ama bu dünyanın görevini hak edip de anlayacak güce varmanız için bu çalışmalar yapılmaktadır. Er ya da geç doğan gün, bütünün gücüyle doğacaktı ve bugün doğan gün, birlik kalemi olanda, bütünün gücü olarak doğmaktadır.

Satıhta hiçbir şeyi anlamayan insan soyu, derine indiğinde, daha güçlü olan insanlığı kavrayabilecekti. Cemaatlerin cevheri kuran oluşlarında, bütüne görev taşımalarında ve yoğunluğu artırışlarında, kare sistemin konrolu dahi sağlanamadan küpün kürzi kapısını açan birliğim, bundan sonraki süreçte kürze daha yüce bir çağrı yapacak!

Değerliler, ‘’ Gel! ‘’ demeyecek artık, ‘’ Gerçeği bil! ‘’ diyecek! Biz insan soyuna ‘’ Gel! ‘’ demedik, ‘’ Bil! ‘’ dedik, sadece bil! Kimsin, nedensin, niyesin? Kendini hak ettin de görevi hak oldun mu? Görevi hak olup da bütüne görev tohumlandı mı yüreğinden? Kapıları aştın mı?

Ben, bana benim canlar! Sen, sana sen ol da has tahtın ışığında kendin ol! neyle çalıştım? Kendimle! Nerede çalıştım? Kelamımda! Kimle tohumlandım? Bilişimde! Ben neden insan soyuyum? İmparatorluğun gücüyüm de ondan!

Kimsenin tohumu bedenimde yok! Kimsenin yolu merdivenimde yok; ama şunu anlayın ki kardeşlerimin görevi hak etmeleri için her şeyi yapmaya razıydım! Dince, dirice, bilişçe, ikmal tamamlayıcı ışıkça ve yoğunlukça, Na- Karın kıranı rahman olarak kurana indiğinden beri, kök sistemleşme güçlendi.

( 1. Bölümün sonu )

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/1sg5u1lcFYQ

 

14.11.2015 "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ 2. BÖLÜM

Kardeşlerim, er ya da geç merdivenin en aşağısına görevliler inecekti... Biz; en alttaki, en aşağıdaki o yoğunluğa indik ki kontrol kurabilelim diye!... Kolu, kanadı kırık olanları tohumladık. Bilişi kontrol edemeyenleri kodladık. Kelama hak olup inemeyecekleri dilledik, dinlettik ve dedik ki; "kelamı hak, yolu hak olmayan bu çalışmaya mahrek olamayacak."

Çantaları dolu olanları yoğunlaştırdık ve bütüne görevlilerini kontrol altına aldık. Seviyeleri yüksek olmayanları, kök sistemlerle güçlendirdik. Cemaatlerini kontrol edecek düzenleri olmayanları; kelamda, kürzi kapıda ışıkla dilledik. Ve dedik ki; "sistemin gücünü hak edin, yarın daha güçlü olucaksınız. Evim dünya, ben dünyayım" dedim... Dediler ki; "kardeşlerim ben zaman, ben yaradan, ben taht olan İnsan soyu."

Bakın ne oldu!... Yer ve gök, İnsanlaştı!... Cennet ben, cemaat ben, yürek ben, bütün benim, bunu bilin! Mutlaka bilin ki; oğullarımın görevlileri bütünün gözü olarak bilişi kodlarken, her şey yaşamın sırrı olarak kelama inecek ve bütün kötülükler aşılacak.

Değerliler, buraya hepinizi çağırdım bu gün... Neden!?... Çünkü sizlerin yüreğinde kontrol dışı ışımalar var. Çoğunuz anlamsız çalışmalara kayıtlandınız. Çoğunuzun yoğunluğunda kutsal tohumlama yok ama kontrol dışı bilgiler kodlanmış vaziyette. Bu bilgilerin daha net olarak tertiplenmesi ve tinsel türevlerin, tinsel tümel kalemlerin; İnsanlaşması gerekmektedir.

Eğer bu gün buraya aldıklarım, benim yoğunluğumdan kendilerini tohumlamaya niyetliyseler; bunu asla başaramazlar, başaramayacaklar... Zira, kelamı levhi olmayan; bütünün gücünü tohumlayamaz.

Mustafa Kemal Paşa otlağımızda görev taşır. O yüce bir çalıştırıcıdır. Öncü birliklerin bütünlük kürzi kapısıdır ve Işığın ışığıdır o!... Onunla yapılacak her çalışmada, kalem olup yazmanız gerekir. Eğer yazınız yoksa, ışığınızda yoktur! Kontrol dışı bilgim sizin yüreğinize asla inmez. Ama kodlanmış toplumlara tohum olarak indirdiğim bilgi, hepinize iner!

Beni bana veren İnsan soyu. Ama ben, ben olup indiğimdendir ki; ben, bana verildim!... Ekmeğimde İnsan, yolumda lütufkar ilim ve bütünlüğümde; akıl var!

Değerliler, dünya dışı varlık toplumlarının kontrol dışı bilgilerini, kök sistemleşmeyle dünyaya çekmeye çalıştıklarını da net bilirim. Onlara da sözüm şudur! Bu günden itibaren dünya üstü varlık toplumlarındaki tohumlamayı sonlandırıyoruz!

Bir kere daha buraya gelipte, "ben sana, senin yüreğine inip, kendi yüreğimdeki bilgileri sana vericem" derseniz, kendinizi kontrol edemediğinizden; bu çoğul yoğunluktan çıkarılsınız!... Ve öz görevinizi kontrol altında kalem olup kayıtlayamazsınız!

Dünya, savaş açtı yaşama... Bunu iyi anlayın! Ve bu davayı hak ettik, kaybetmedi... Eğer sizler, dünyayı yıldızlar ışığıyla kontrol etme niyetindeyseniz; iyi bilin ki dünyamız hakiki bir kalemdir! Ve hiç kimse dünyamızı hak edipte koruyamaz, kontrol edemez! Çünkü, robbi kapıların kutsal tohumlanması artık önlenmektedir!... Daha da özel bir bilgi vereyim, dünya dışındakiler dünyayı anlamaya çalışacaklarsa; kelam olup inmelidirler, aksi rahmanda dahili kalemde, yoğunlukta, bütünde doğum ile gerçekleşir.

Mutlaka iyi anlayın ki; dünya, elim ayağım, yoğunluğum, kürsüm ve ümmi kapındır benim! Artık iyi anlayan ki bu kapıya gelenler; daha istekli, daha yoğun, daha ışıklı ve hakikiyette geldikleri zaman, bizimle çalışabilecekler.

Kesmeyin sözümü, devam ediyorum... Dünya; öz görevlidir, daha iyi anlayın. Dünya, yol!... Dünya, yoğun!... Dünya ışıklıdır!... Ve sessiz zamanların sistemidir, bu dünya! İnsan soyunun gözüdür... Öncü kürsüsü olarak görevlidir!... Dümenin başına oturtulduğunu iyi anlayın! Artık dünya tohumlanmak üzere çalışmalarını sürdürerek, öz geçişlerini yapanlarca; bilişle kontrol edici olucak! Kayıt dışı bilgiyi asla kabul edemeyiz, bunu da iyi anlayın ve buraya gelip kayıt dışı bilgiler verecekseniz; buna iznimiz asla yoktur!

Çoluk çocuksunuz hepinizde, bu yer; İnsan soyudur... Bunu anlayın ve buraya gelirken, diğerlerinden farklı olduğumuzu bilip gelin! Diğerlerinden!.... Bu güne kadar kontrol etmekte olduklarınızdan çok farklı olduğumuzu bilip gelin! Eğer buraya herkesi korumaya geliyorsanız, eminim ki kontrol dışısınız. Zira, kötülüğün kötülüğünde; koruyuculuk vardır! Eğer ben tüm zamanları korursam, biliniz ki; o zamanlarda körlüğüm, yüreğimden öz görev taşıyor. Kötülüğüm, kelamda İnsanlığı kelime kelime kırıyor. Bu nedenle ki ben koruyucu çalışma yapmam. Sadece kodlayıcı çalışma yaparım. Ve kodladığım tüm İnsanlık kontrol kurar! Kelam olur, kendinde kendi olur ve kendini korur.

"Esaret" dediler.... Yaşam; esarettir zaten, iyi anlayın! Ama hiç kimse, hiç kimseye esir olmayacak bundan sonra iyi bilin! Doldurulanların hepsi sizin yüreğinizde dondular. Biz onların görevlerini kodladık ve onları yoğunlaştırdık.

Şimdi, can kalemler; semayı seslendirmeye gelmediniz bu gün. Sevgiyi hak teknikle tohumlardan çıkarmaya geldiniz ki; ben cennette bir tek eşya olarak varsam, bu cennet herkesin cevheridir, iyi bilin!

Kelama inme, yola, bütüne, kötülüğü önleyen her dürüme ve yoğun ışığa sesimdir ki; kini aşan, yolu bulur! Kini aşamayan, yolda kontrol dışıdır! Ve o yoğunlukta bütünün gücünü tohumlayamaz! Siz ki dünyayı kirletmeye geldiniz, size asla iznim yoktur.

Çetin bir dünya çalışmasını yaparken, kutsal toprakların toplumlarını kontrol edeceğinizi zannetmeniz, hepiniz için ayıplarınızın görünüşüdür. Bunu iyi anlayın. Bu kelam bende var ama bunu dünyaya indirmeyeceğim, kesindir.

Değerliler, murat ettiğimiz şudur ki; kötülüğü önleyeceksek, ilimle önleriz... Yarını hak etmişsek, İnsanlıkla hak ettik... Kendimizi kodlamışsak, bütünle kodladık... Mutlaksak, kul olduğumuzdan mutlakız... Eğer kul olmasak, karanlığın ışığı dahi olamayız, kesindir!

Bir deneme, yanılma dedikleri çalışma devreye alınacaktı bu gün. Ve denicekti ki; "kul olup olmadıklarını bilelim." Ve dünya hakikiyetinde, kelama varıp varamayacaklarını görelim. Ortalıkta bilgi var ama o bilgi kimin bilgisi anlayalım. Karanlık, ışık mı? Yaşam, kalem mi? Bütün kürzi ilim kalemleri, bilişte miler?

Canlarım, sultanlar; "ol" deriz olur unutmayın!... Ama bizi anlamınıza imkan yoktur!... Kesindir bu! Eğer bu gün burada mahrek olunur, hakim olunursa, yarında bütünlük güçlenir, kelam olunursa," eprövdü" bunlar diyecektiniz... Öyle mi!?... Ve "biz epröv yaptık" diyecektiniz... Oh ala... Deneme, yanılma...

Ey canlar, evim Allah'ın ilmidir bunu iyi bilin!... Oğullarım, bütünün kürzi kelamıdır!... Merdivenim; kendi yüreğimde, bütünün gücüdür! Ama seyrettiğiniz kim varsa, yaşam için mücadele etmelidirler... Çantaları boştur, anlattım.... Açık anlattım yüreklere, bilinsin!

Başlangıçtan beri davayı kaybedeceğimizi bekleyenlere de, sesim var... Dava, İnsan soyudur!... Kaybeden, İnsan soyu olur bunu anlayın. Ve bu davayı asla kaybetmedik!

Şeytanın şavkı, hepimizin aşkı olduğunca, yolunda kulluk yapıldığınca; mutlaka İnsan soyu olucaktır karşısında. Ve İnsan soyu bilgi kalemi olarak; bütünü koruyacaktır.

Yolum, yorulmayan bir yoğunlukla tohumludur. O yolda olan, koruyucudur. Özü, sözü olur, gözü olurda korur yoğunlukları ama levhide, kelamda bütünü korumaz o... Korur ama yoğunlukları, yoğun tohumları korur.

Canlılar, art arda sıralanmış birlikleri görüyorum. Hepsi kontrol için gelmekteler. Kantara kondular hepsi de... Ölçtük hepsini de... Kolları kanatları kırık... Hırsları yoğun... Işıkları kesir... Ve bizi hak etmeye çabalamayacaktılar... Yolları yollarımız, yürekleri yüreklerimiz değildi zira... Biz onlardan ayrıydık. Nereden nereye vardıklarınıda dahi anlamadan, cemaatlerini kodlayacaklar ve ruh Kuran olup kodlanacaklar, ama çantalarındaki ışık bizim ışığımızdan çok farklı diye dünyaya yayın yaptılar.

Değerliler, ışımaları; ışığımızdandır!... Yaşamaları; yarattıklarımızdandır!... Allah'ın ışığında oluşları, has tahtımızdandır!... Altın tahtın kuranı oluşları, mutlak kuranımızdandır!... Ve dinlemediler!... Ellerindeki İnsan soyu keşke hiç olmasaydı.

"Yaratan, artık yaratılanda yaşıyor" dediğimizde, som altın ışıklarını kodlayacaklarını ve kontrol kurup yarattırdıklarımızda yaşayacaklarını anlamadan, o robbi kapıları kapatmaya geldiler.

"Şeytan aklın tahtı" dediler... "Onu aklın kalemi yapan, İnsanlık" dediler... "Onu kontrol edelim" dediler... Daha da, daha da önemlisi; Şems Tebriz'i gibi birlikleri kontrol ediceklerini düşündüler. O BİSUİ'dir, o barıştır, o sevgidir, o yaşamdır, imandır o, bizsiz değildir!

"Kaliteli bir çalışma olmuyor orada" dediler... "Öyleyse ölüydük, öyleyse ölümlüydük" dediler... Yaradan, yaşar analar!... Yaşatırken, yaşar!... Anlattık onlara!

Umut olur ki; mutlaka kontrol dışı bilgileri, kendi yüreklerinde hak teknikle kontrol edilir ve yollarını bulurlar. Umut olur ki; ulular diyarı ocaklarını kontrol etmez, onlar kendilerini kontrol ederler. Umut olur ki; yarattıklarını hak edip tohumlarlar, binayı hak edip; tahditsiz olarak bilişte, tahtın tahtında dillerler ve inşa edebilirler. Aksi halde yolları yoktur, aksi halde yoğunluklarında kuranları yoktur, yaşamları yoktur! Aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/E1foYzDdS_U

 

14.11.2015 "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ 2. BÖLÜM

Kardeşlerim, er ya da geç merdivenin en aşağısına görevliler inecekti... Biz; en alttaki, en aşağıdaki o yoğunluğa indik ki kontrol kurabilelim diye!... Kolu, kanadı kırık olanları tohumladık. Bilişi kontrol edemeyenleri kodladık. Kelama hak olup inemeyecekleri dilledik, dinlettik ve dedik ki; "kelamı hak, yolu hak olmayan bu çalışmaya mahrek olamayacak."

Çantaları dolu olanları yoğunlaştırdık ve bütüne görevlilerini kontrol altına aldık. Seviyeleri yüksek olmayanları, kök sistemlerle güçlendirdik. Cemaatlerini kontrol edecek düzenleri olmayanları; kelamda, kürzi kapıda ışıkla dilledik. Ve dedik ki; "sistemin gücünü hak edin, yarın daha güçlü olucaksınız. Evim dünya, ben dünyayım" dedim... Dediler ki; "kardeşlerim ben zaman, ben yaradan, ben taht olan İnsan soyu."

Bakın ne oldu!... Yer ve gök, İnsanlaştı!... Cennet ben, cemaat ben, yürek ben, bütün benim, bunu bilin! Mutlaka bilin ki; oğullarımın görevlileri bütünün gözü olarak bilişi kodlarken, her şey yaşamın sırrı olarak kelama inecek ve bütün kötülükler aşılacak.

Değerliler, buraya hepinizi çağırdım bu gün... Neden!?... Çünkü sizlerin yüreğinde kontrol dışı ışımalar var. Çoğunuz anlamsız çalışmalara kayıtlandınız. Çoğunuzun yoğunluğunda kutsal tohumlama yok ama kontrol dışı bilgiler kodlanmış vaziyette. Bu bilgilerin daha net olarak tertiplenmesi ve tinsel türevlerin, tinsel tümel kalemlerin; İnsanlaşması gerekmektedir.

Eğer bu gün buraya aldıklarım, benim yoğunluğumdan kendilerini tohumlamaya niyetliyseler; bunu asla başaramazlar, başaramayacaklar... Zira, kelamı levhi olmayan; bütünün gücünü tohumlayamaz.

Mustafa Kemal Paşa otlağımızda görev taşır. O yüce bir çalıştırıcıdır. Öncü birliklerin bütünlük kürzi kapısıdır ve Işığın ışığıdır o!... Onunla yapılacak her çalışmada, kalem olup yazmanız gerekir. Eğer yazınız yoksa, ışığınızda yoktur! Kontrol dışı bilgim sizin yüreğinize asla inmez. Ama kodlanmış toplumlara tohum olarak indirdiğim bilgi, hepinize iner!

Beni bana veren İnsan soyu. Ama ben, ben olup indiğimdendir ki; ben, bana verildim!... Ekmeğimde İnsan, yolumda lütufkar ilim ve bütünlüğümde; akıl var!

Değerliler, dünya dışı varlık toplumlarının kontrol dışı bilgilerini, kök sistemleşmeyle dünyaya çekmeye çalıştıklarını da net bilirim. Onlara da sözüm şudur! Bu günden itibaren dünya üstü varlık toplumlarındaki tohumlamayı sonlandırıyoruz!

Bir kere daha buraya gelipte, "ben sana, senin yüreğine inip, kendi yüreğimdeki bilgileri sana vericem" derseniz, kendinizi kontrol edemediğinizden; bu çoğul yoğunluktan çıkarılsınız!... Ve öz görevinizi kontrol altında kalem olup kayıtlayamazsınız!

Dünya, savaş açtı yaşama... Bunu iyi anlayın! Ve bu davayı hak ettik, kaybetmedi... Eğer sizler, dünyayı yıldızlar ışığıyla kontrol etme niyetindeyseniz; iyi bilin ki dünyamız hakiki bir kalemdir! Ve hiç kimse dünyamızı hak edipte koruyamaz, kontrol edemez! Çünkü, robbi kapıların kutsal tohumlanması artık önlenmektedir!... Daha da özel bir bilgi vereyim, dünya dışındakiler dünyayı anlamaya çalışacaklarsa; kelam olup inmelidirler, aksi rahmanda dahili kalemde, yoğunlukta, bütünde doğum ile gerçekleşir.

Mutlaka iyi anlayın ki; dünya, elim ayağım, yoğunluğum, kürsüm ve ümmi kapındır benim! Artık iyi anlayan ki bu kapıya gelenler; daha istekli, daha yoğun, daha ışıklı ve hakikiyette geldikleri zaman, bizimle çalışabilecekler.

Kesmeyin sözümü, devam ediyorum... Dünya; öz görevlidir, daha iyi anlayın. Dünya, yol!... Dünya, yoğun!... Dünya ışıklıdır!... Ve sessiz zamanların sistemidir, bu dünya! İnsan soyunun gözüdür... Öncü kürsüsü olarak görevlidir!... Dümenin başına oturtulduğunu iyi anlayın! Artık dünya tohumlanmak üzere çalışmalarını sürdürerek, öz geçişlerini yapanlarca; bilişle kontrol edici olucak! Kayıt dışı bilgiyi asla kabul edemeyiz, bunu da iyi anlayın ve buraya gelip kayıt dışı bilgiler verecekseniz; buna iznimiz asla yoktur!

Çoluk çocuksunuz hepinizde, bu yer; İnsan soyudur... Bunu anlayın ve buraya gelirken, diğerlerinden farklı olduğumuzu bilip gelin! Diğerlerinden!.... Bu güne kadar kontrol etmekte olduklarınızdan çok farklı olduğumuzu bilip gelin! Eğer buraya herkesi korumaya geliyorsanız, eminim ki kontrol dışısınız. Zira, kötülüğün kötülüğünde; koruyuculuk vardır! Eğer ben tüm zamanları korursam, biliniz ki; o zamanlarda körlüğüm, yüreğimden öz görev taşıyor. Kötülüğüm, kelamda İnsanlığı kelime kelime kırıyor. Bu nedenle ki ben koruyucu çalışma yapmam. Sadece kodlayıcı çalışma yaparım. Ve kodladığım tüm İnsanlık kontrol kurar! Kelam olur, kendinde kendi olur ve kendini korur.

"Esaret" dediler.... Yaşam; esarettir zaten, iyi anlayın! Ama hiç kimse, hiç kimseye esir olmayacak bundan sonra iyi bilin! Doldurulanların hepsi sizin yüreğinizde dondular. Biz onların görevlerini kodladık ve onları yoğunlaştırdık.

Şimdi, can kalemler; semayı seslendirmeye gelmediniz bu gün. Sevgiyi hak teknikle tohumlardan çıkarmaya geldiniz ki; ben cennette bir tek eşya olarak varsam, bu cennet herkesin cevheridir, iyi bilin!

Kelama inme, yola, bütüne, kötülüğü önleyen her dürüme ve yoğun ışığa sesimdir ki; kini aşan, yolu bulur! Kini aşamayan, yolda kontrol dışıdır! Ve o yoğunlukta bütünün gücünü tohumlayamaz! Siz ki dünyayı kirletmeye geldiniz, size asla iznim yoktur.

Çetin bir dünya çalışmasını yaparken, kutsal toprakların toplumlarını kontrol edeceğinizi zannetmeniz, hepiniz için ayıplarınızın görünüşüdür. Bunu iyi anlayın. Bu kelam bende var ama bunu dünyaya indirmeyeceğim, kesindir.

Değerliler, murat ettiğimiz şudur ki; kötülüğü önleyeceksek, ilimle önleriz... Yarını hak etmişsek, İnsanlıkla hak ettik... Kendimizi kodlamışsak, bütünle kodladık... Mutlaksak, kul olduğumuzdan mutlakız... Eğer kul olmasak, karanlığın ışığı dahi olamayız, kesindir!

Bir deneme, yanılma dedikleri çalışma devreye alınacaktı bu gün. Ve denicekti ki; "kul olup olmadıklarını bilelim." Ve dünya hakikiyetinde, kelama varıp varamayacaklarını görelim. Ortalıkta bilgi var ama o bilgi kimin bilgisi anlayalım. Karanlık, ışık mı? Yaşam, kalem mi? Bütün kürzi ilim kalemleri, bilişte miler?

Canlarım, sultanlar; "ol" deriz olur unutmayın!... Ama bizi anlamınıza imkan yoktur!... Kesindir bu! Eğer bu gün burada mahrek olunur, hakim olunursa, yarında bütünlük güçlenir, kelam olunursa," eprövdü" bunlar diyecektiniz... Öyle mi!?... Ve "biz epröv yaptık" diyecektiniz... Oh ala... Deneme, yanılma...

Ey canlar, evim Allah'ın ilmidir bunu iyi bilin!... Oğullarım, bütünün kürzi kelamıdır!... Merdivenim; kendi yüreğimde, bütünün gücüdür! Ama seyrettiğiniz kim varsa, yaşam için mücadele etmelidirler... Çantaları boştur, anlattım.... Açık anlattım yüreklere, bilinsin!

Başlangıçtan beri davayı kaybedeceğimizi bekleyenlere de, sesim var... Dava, İnsan soyudur!... Kaybeden, İnsan soyu olur bunu anlayın. Ve bu davayı asla kaybetmedik!

Şeytanın şavkı, hepimizin aşkı olduğunca, yolunda kulluk yapıldığınca; mutlaka İnsan soyu olucaktır karşısında. Ve İnsan soyu bilgi kalemi olarak; bütünü koruyacaktır.

Yolum, yorulmayan bir yoğunlukla tohumludur. O yolda olan, koruyucudur. Özü, sözü olur, gözü olurda korur yoğunlukları ama levhide, kelamda bütünü korumaz o... Korur ama yoğunlukları, yoğun tohumları korur.

Canlılar, art arda sıralanmış birlikleri görüyorum. Hepsi kontrol için gelmekteler. Kantara kondular hepsi de... Ölçtük hepsini de... Kolları kanatları kırık... Hırsları yoğun... Işıkları kesir... Ve bizi hak etmeye çabalamayacaktılar... Yolları yollarımız, yürekleri yüreklerimiz değildi zira... Biz onlardan ayrıydık. Nereden nereye vardıklarınıda dahi anlamadan, cemaatlerini kodlayacaklar ve ruh Kuran olup kodlanacaklar, ama çantalarındaki ışık bizim ışığımızdan çok farklı diye dünyaya yayın yaptılar.

Değerliler, ışımaları; ışığımızdandır!... Yaşamaları; yarattıklarımızdandır!... Allah'ın ışığında oluşları, has tahtımızdandır!... Altın tahtın kuranı oluşları, mutlak kuranımızdandır!... Ve dinlemediler!... Ellerindeki İnsan soyu keşke hiç olmasaydı.

"Yaratan, artık yaratılanda yaşıyor" dediğimizde, som altın ışıklarını kodlayacaklarını ve kontrol kurup yarattırdıklarımızda yaşayacaklarını anlamadan, o robbi kapıları kapatmaya geldiler.

"Şeytan aklın tahtı" dediler... "Onu aklın kalemi yapan, İnsanlık" dediler... "Onu kontrol edelim" dediler... Daha da, daha da önemlisi; Şems Tebriz'i gibi birlikleri kontrol ediceklerini düşündüler. O BİSUİ'dir, o barıştır, o sevgidir, o yaşamdır, imandır o, bizsiz değildir!

"Kaliteli bir çalışma olmuyor orada" dediler... "Öyleyse ölüydük, öyleyse ölümlüydük" dediler... Yaradan, yaşar analar!... Yaşatırken, yaşar!... Anlattık onlara!

Umut olur ki; mutlaka kontrol dışı bilgileri, kendi yüreklerinde hak teknikle kontrol edilir ve yollarını bulurlar. Umut olur ki; ulular diyarı ocaklarını kontrol etmez, onlar kendilerini kontrol ederler. Umut olur ki; yarattıklarını hak edip tohumlarlar, binayı hak edip; tahditsiz olarak bilişte, tahtın tahtında dillerler ve inşa edebilirler. Aksi halde yolları yoktur, aksi halde yoğunluklarında kuranları yoktur, yaşamları yoktur! Aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/E1foYzDdS_U

 

14.KASIM.2015 TARİHLİ "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI,

SELMA MİNE

 https://youtu.be/akONyufwfcQ

 

14.11.2015 “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/Oe6di63qBeU

 

14.KASIM.2015.TARİHLİ “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK 2.AKIŞ

Devinimi artırabilmek için sesleşmem gerekiyor. Yoğunluğu kodlamak tohumlamak ve Bütünün gücünü kodlamak hepimiz için öz görevdir. Şuanda kötülüğü önleyebilecek gücümüz, mükafatımız olarak bizde mevcuttur.

Kalemi, halikten, haktan, has ışıktan özellikle kodladığımız zaman herkes, kendini daha iyi anlayabilecektir… Çok mutluyuz ki dünyanın Ruhi kapılarının tümünü açtık.

Eminim ki dünya, öz görevini daha iyi anlayabilmektedir şuanda. “Kini aşmayan yolu bulamaz” dediğim zaman… Kinin, ilim olduğunu dahi anlamadılar. Herkesin daha iyi bir ilme, daha yüce bir yoğunluğa ulaşması için Som Altın ışıkta dahi kin olabilir…. Ama kinin aşılması şarttır.

Çantalarınızın dolmasını bekledim. Hepinizin gözünde, özünde ve sözünde yüreği vardır… Ama bu yüreği kontrol edebilecek gücü olmadıkça…. Mutlak kontrol tahtında olamaz.

Din canların, insan soyuna ilim öğretme çabaları yanlıştır. Kimse tek insanlığı anlamasın… Burada birçok zaman var, birçok kaynak var, bir çok yaşam var ….Ve çok daha ötelerde tüm zamanların görevini tohumlayacak insan sayfaları da var ki…. Onların büyük kısım dünya dışı kodlardır. Çoğu farklı frekanslarda titreşirler ama bugün buradalar.

Doğanın gücünü anlamaları, aha geçiş yapabilmeleri, Bütünün görevini hak edebilmeleri, temel sayfalanış için şarttır…. Ve bizim için değerli olan iman tahtına ulaşmaktır. İmana ulaşan, ilme varır. İlme vardığı zaman kendini hak eder. Kendini anlayabildiği zaman, kul olur. Anlamak, kulluktur aslında.

Şuandan itibaren durgun toplumların tohumlanmasını sağlayacak olan insan sayfalanışı, gerçek kayıtlarımızla başlatıyoruz... İnsan sayfalanışı, daha güçlü bir dünyanın kurulabilmesi için gereklidir… Cemaatlerin cümle yolcuklarında, Bütünün görevini hak edip, tohum olup, mutlak Kuran olabilmelerine bağlıdır.

Devinimi çok daha hızlandırdık ve bundan sonraki dönemde daha yoğun çalışmalar devreye alınacak.

Kamp kuruyoruz yaşama ama öylesi bir kamp ki bu miracın en yüce kaleminde Bütünün Kürzi kapısında tabu olarak bilinen her şeyin yıl sayfalanışlarıyla kırılması…. Ve dürümlerden çıkarılmasını sağlayacak bir çalışma…. Tüm tabuların yıkılmasıdır maksadımız…. Her şey akılladır…. Akla varanın, Rahmanda Kuranı, Bütünün gücüdür… Ve bunu anlayabilmesi için tüm sayfalarda ki o kutsal sayılanların, onlarca da devreden çıkarılması gerekmektedir.

Şerrin şerrinde ki şer, elimizin gücüdür aslında…. Ama biz, o şerri altın ışıkla kodlar ve kontrol altına alırız. Aldığımız da artık şer yoktur, bunları iyi anlayalım… Eğer resim yaparken, o resimdeki gücün, miracın gücü olduğunu anlayabilirsek….. Hepimiz ,o resimde kendi yüreklerimizi kodlarız ve toprak toplumu tohumlarız.

Doğanın gücünü insanlık gücü diye dinleyenlerin çoğu bunu anladılar.. Eminim ki anlayacak olanlar da olacaktır. Altın Tanrı, aklın tahtında Bütünün gözü olur ve yolu bulur ….Ama yol, Allah yolu iken o yolda başka bir tartının bulunmasına iznimiz yoktur.

Ekibimiz güçlüdür. Bu ekip, Bütünün gözüdür. Bunların iyi anlaşılması gerekmektedir. Çamurların yoğrulduğu bir günde, bizler çamur değil, yolda ışık olanlar, tüm insanlığın ışığında …..Bütünü yoğururken, ışıkla yoğururuz, bunların bilinmesi gerekmektedir.

Dince, dirice ve yücece elimizde görevimiz var ve bu görevi hak teknikle Bütünün gücü olarak kodlayabiliriz. Ördüğümüz her şey ağır yüktür dünyaya bunların farkındayız…. Ama bu yükü taşıyacak birlikler kodlanmıştır dünyaya….. Ve her bilgi daha yoğun olarak, Bütünü güçlendirecektir.

Çalı çırpı değil yaşam bunların anlatılması gerekir. Kili kumdan ayıramayan bir insan soyunun kelamı hak etmesi, kontrol kurabilmesi sorumluluktur…. Ama görev içindir her şey. Kini aşmayan, Mikail’in gücü olamaz…. İnsan soyunun daha net bilgiye sahip olması gerekir.

Sanmayın ki doğanın gücü sizin yüreğinizde tüm zamanlarında Kürzi kayıtlarını kontrol altına alacak yüceliktedir… Doğayı kontrol edecek olan da sizin yüreğinizdir bunları anlayın... Eğer siz doğayı kontrol edebilirseniz doğa sizleşir ve sizin yüreğinizde, Bütünün gücü olur.

“Başka dünya, başka yaşam” dediler… Yaşam, insan soyudur bunu anlayın. Ende ve önde ve bütünde her yerde o vardır… Eğer o insan, kobraysa yani kalemi halikse, aklın tahditsizliğindeyse…. Onun ruhunda, kontrol dışı hiçbir şey yoktur.

“Çalı çırpı değil yaşam” dedim… Yaşam, ağır yüktür ama herkesin daha iyi anlayabilmesi için açık veriyorum ki bu dünyayı kodlayacak koklayacak, koruyacak olan imandır…. Başka şey değildir.. İman, sizin, size hak teknikle dürümlediğiniz, ilimdir.

“Ben, dünya” dediğim zaman…. Dünyanın, ben olduğunu dillediğimde herkesin dünyanın kendisini olduğunu anlayabilmesini beklerim…. Eğer size, ”ben, dünyayım” dersem bilin ki….. Siz, dünyada o dünyanın yoğunluğunda, Bütünün gücüsünüz ve siz osunuz.

“Ölümlü dünya” derim….. Dünya yaşıyor ama “ölümlü” derim…Dünyayı öldüren, biliştir. Eğer dünya da ilim yoksa dünya ölüdür. Bunu anlayın.

Ben, davayı kaybetmem canlar. Kibri aşamayan yolu bulup ta yüreğime indiğinde sanmasın ki orada kelamın da kendini hak edip, Bütünün gücü yapacaktır…. Mutlaka şunu iyi anlasın ki nerede olursam olayım bu dünya bedenimdedir…. Ve ben, bu dünyayı her anda kontrol edebilirim.

Korkmayın dondurulanların çoğu Bütünün gücü olacaktır. Üzerinde yaşanan güç, aklın kürsüsü olacaktır. Kelamda olanlar insan soyuna ışık olacaklardır. Kara ışık, Bütünün gücünü hak edecektir ama daha da önemlisi, kelamı levhi olanda her şey temizdir…. Eğer temizlik varsa budur, temizlik.

Değerliler, kişi, insanı kendi bilir. İnsansa kili kumu bilmedikçe kendini dinleyemez…. Eğer siz, “ben kuru bir yaprağım” derseniz inanın ki yüceler yücesi olansınız….. Ama siz eğer “ben, tüm insanlığın Kuranıyım, en yücedeyim” dersiniz….. Orada siz sizsiniz…. Çünkü sizin yüreğiniz yoktur orada.

Değerliler, bunu içindir ki davayı kaybetmek istedik… Herkes davayı kazansın diye. Kayıt dışı bilgiler vermedik ama hep kayıtlıydı verdiklerimiz. Çoğunun kontrolü için çabaladık.

Şeytanın şavkında, aklın tahtında, Bütünün gücünde her ne varsa dilledikte, kalem olup yazan yoktu. Bu nurdan Kuran olanın kutsal topluma tohum olmak üzere indirilmesi değil, kelam olup inişiydi olması aslında .

Yer ve gök insan soyudur anlattık. Şimdiden sonra daha yüce bir çalışma bütün kötülüklerin aşılabilmesi, türlerin tümünde devreye alınıyor…. Her şeyde, dinde, ilimde, yücelikte, bilişte, Tanrılık kaleminde, her anda sessizlikte….. Ama daha da önemlisi doğanın gücü olarak…. Biz, o gücüz canlar, bunu iyi anlayın…. Kili kumdan, kumu kilden ayıran birliklerin tümünden öte ilmi Ko olan bilişlilerle bu çalışmayı arzuladık ve onların topraklarını tohumladık.

Şimdi, şaya yayılacak dünyada…. Denecek ki “iyi ve kötü yoktur, insan soyu tektir” diyecek ve diyecekler ki;” insanlık, kendini hak etmiş, yolu bulmuş… ulular, ululuklarını anladılar “diyecekler….. Çokları da diyecekler ki;” kara sayfalar artık beyazı kodluyor “… Ve daha da önemlisi “kili kum, kumu kili saydık ,yeri göğü insan saydık” diyecekler…. Ve diyecekler ki;” Medine’nin Kürzi kapısı, insan soyunun gücü oldu… her şey orada olacak.”

Maya tutu canlar…. İşte bu!…. Artık Medine, Bütünün gücü olacak bu kesindir…. Ama Medine’nin görevi hak etmesi, hak’a varması, Bütünün gücü olması, mutlak Kuran oluşuyla mümkündü ki bunu başarabildi.

Neden Medine?.... Hep Medine’den söz ederim. Neden Medine? Medine Nur Kuranların, tohum ektiği yerdir… Oraya herkesin Kürzi kapısını açtık. Oradan öte ışıklar yaktık… Her şeyin gücünü oraya kodladık ve oranın kulu Allah’ın Kuranıdır. Oraya varan, kendine varır. Biz Medine’yi, gök sistemleşmesi için kayıtlamıştık…. Ve bugünde Medine, gök sistemleşmesi için görev taşıyacak.

Çeyrek yıldır hepinizdeyim ama bu çeyrek yıldır hiç kimseyi kontrol etmeye niyetlenmedim…. Benim ismim de, insanlık vardır. Ben imanım. Aha bu!

Dağlarım Mustafa’yım ben. Muhammed Mustafa…. Daha da önemlisi mutlak Kuran olan Mustafa ve daha da önemlisi insan soyunda kötülüğü önleyecek güç olan Mustafa…. Ama durgun toplumların tohumu olarak burada bulunabilmeleri bizi mutlandıracaktı. Oldu mu?.... Oldu.. Hepimiz sendeyiz ana.

Bugünden itibaren daha yüce, daha yoğun, daha güçlü bir çalışmayı devreye almak için hepimiz seninle olmaya geldik… Kibri aşanlar, yolu bulacak ve buraya varacaklar… Çamur yoğurduk ama hak tahtan yoğurduk ana. Bütün kötülüğü önlemek maksadımız ve yolu açmaktı.

Devinimi artırabildikse ki artırdık miraçta hepimiz seninleyiz ana… Şeytan şavkında, aşksa biz orada kul oluruz ana.,,, Kutsal toprakta tohum oluruz ve bütünün gözü oluruz…. Savaşımız yok insanlıkla ana…. Ama biliriz ki savaşı hak etmeyen, sessiz zamanları dinleyemez ki…. Savaş, ilim savaşıdır…. Bunu dahi dünya insanlığı anlayamadıklarından kontrol dışı çalışmalar yaptılar…. Ve birlik kapılarını kapattık hepsine de

Bundan sonraki dönemde daha yüce bir çalışmayı devreye alabilmek için sizinle çalışmalarınız hızlanacak….Dünyayı koruyacak gücümüz var ana… Ama sen, “dünya kendini korusun” dersen…. Hepimiz o dünyada Kürzi kapı oluruz ve kendimizde kendi yüreğimizde, Bütünü koruruz ana, bunu iyi anla.

Cennet insan, cevahir ilim, bizse, insan soyuyuz ana…. Bundan sonraki dönem daha yüce bir çalışmanın diriliklere indirildiği dönem olacak… Ve kontrol dışı, hiçbir bilgi olmayacak. Kaynak dışı bilgi de olmayacak. Savaşın yok bizimle biliriz ana… Ama savaşın sırrı inin, ilmin kelamıdır.

Ben davayı kaybetmem ana... Senden tek beklentimiz var, maya olmandır, her şey için maya ol ki…. Biz, zeki zaman sayfaları olarak sevgiyle seninle olalım.

“Çoluk çocuktur yaşam” dersin hep biliriz…. Ama o yaşamı hak etmek hepimizin görevi, hepimizin gücüyle gerçekleşecek bir yoğunlaşmadır. …Som Altınsın ama seninle daha yüce bir çalışma yapmayı arzuluyoruz ana.

Kara aşk, kara şavk, kara akıl hepsi karada, karanın karalığından ötede ak taht var. Bunu bil ana… Ve ak taht ta ben sen, sen beniz bunu bil ana. Senin elin eminim ki ilmindir…. Ama bizim elimiz, yüreğimizdir anam.

Şimdilik!… Aha bu!…. Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/qvJTxyIFXFU

 

14.KASIM.2015 TARİHLİ “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

Yaşama kalem olacak olanları buraya çağırdık. Biz Tanrı Işığı olan, yer kürenin gözü olan İnsan Soyu….Kupa bizimdir. Tüm zamanların yaşam kaynağı sesimiz, sözümüzdür. Orta kapıları açıp tüm zamanların kalemlerine rahmet olup ışık ışık akıyoruz…..

İlim Kalemi, yazıyor….nefes olan Altın Işık, yaşam kodlaması yapıyor. Ve İnsan bütün ve İnsan bütüne kul…İşe o, o rahmet olan İnsanlık. Biz buyuz.

Yeni dönemi kodlayan, Düzeni kuran, yer kürenin gözü olup bütünün gücü olan bu birlik, Türkiye’nin en güçlü yoğunluğundan İstanbul Sistem Çalışmasını yapıyor. Bu yoğunluk, kaynak dışı bilgilerini dilleyenleri, kalem olarak bütünün gücü haline dönüştürebilen yegane yüceliktir. Marka çalışmadır bu çalışma ve bu çalışma Mikail’in gücünde kayıt dışı bilgilerin kontrol altına alınışını sağlayan çalışmadır.

Kulu kuldan ayırmam! Tüm insanlık bütünün gözüdür. Bütüne hizmetin en güçlü yoğunluğu bu meclisindir. Herkes yaşama kuldur, ilime kuldur ama en yüce görev en küçük ışığı yakandır.

En küçük ışık, karanlığın en derinindeki sonsuz sınırsız birleşimdir. İşte; merdivenin en aşağısındaki kök sessizlikleri dilliyoruz. İşte; kul oluş budur. Ve o kök sessizlikler Hak Teknik’le bütünü tohumluyor; kontrollü olarak ve BSUİ’nin gücü olarak.

Yeni Yaşam Kalemleri ile büyük kötülüklerin engellenişi sağlanıyor. Kalem olan yarını yazıyor ve yazdığını yaşıyor. Yaşam altın ışık yılları…kalem insanın kontrolü ve o kalem Kürzi Kalem. Ölülük yok yaşamda, İnsan Soyu daha yüce bir kodlamayla bütünü güçlendirdi. İşte kul oluş buydu ve şimdiki zamanda ve şimdide tüm insanlık tek bir ışık haline bütüne görev taşıdı.

Mutluyuz…..

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/oylk2JXrrQU

 

14.KASIM,2015.TARİHLİ “ KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün, kelamımda ateş yanar ve ben bu ateşi denizlerin ışığından, suların kelamından ve tüm meclislerin ışık olup yaşamından yaktım.

Cevher, benden korkar, yaşam benden korkar, ilim benden korkar, ben insan olduğumda, yaşam, benimle yaşam olur akar.

Ben, korkanın korktuğu ışıkta, korkusuz bir yaşam sayfalamak üzere yaşama indim.

Ben, yaşama inerken ‘’öl’’ dediler, öldüm ve beni toprağa gömerken ‘’diril’’ dediler, ‘’ Yahu benden öte bir bende diri midir yaşam? ‘’ dedim… Diri olup yaşamı, yaşam olup bildim.

Ben insanım, göğsüm barış, ilmim hak ve ışık olan zamanım ben, işte, o zamandan indim yaşama! ‘’ Sandık bugün açıldı, etrafa ışık saçıldı ve o ışık hazineydi… Bugün hazinede, kaynak bulundu, o kaynak, insandı..

Goethe der ki ‘’ İnsan kendini ancak insanda kayıtlar. ’’ İşte, İnsanlaşan zaman ışık yakar ve o ışık her birimizin tahtında insanı, insana kayıtlar.

İşte bugün, yüreğimizin ışığı, tüm yaşamın ışığı olup insana kayıtlandı.

Şimdilik, şimdide..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/PfrYoMvPtCg

14.11.2015 “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/ltbmXOtFGB0

 

14.11.2015 “KUL OLUŞ” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/WbrF0rUTA7U

 

14.11.2015 "KUL OLUŞ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Tanrı tahtında ışık, o ışık ilim ve biz yolumuzda önümüzü aydınlatan ışığımızla yazan Tanrılık kalemleri olarak; bütünün gücü olan İnsan soyu... Yol İnsanlık yolu ve biz o yolu yüreğimizde kodlayan, tohumlayan ve yaşatan; sistem kuranı olup, teknik oğullama yapan kaynağın yaşam ışıkları...

O ışıklar kaynakta bir olan bedenin, tüm yaşamlardaki an kaydında var olan şimdide olan ışığıdır... Bütündür beden ve beden tek olan ruhtur... Ve biz; bütün olan İlahi düzenin, sistem kuranıyız her ana... Ruhi kapılarda, tek bir ışığın dili ve insanlık ilminin kaydında tek bir ışığın doğup, yol aldığı sessizliklerin sesi olan; yaratan olup doğrulan yaradanın levhisinde, her ana kodlanan yaşam yoluyuz...

Yol bizi, bize katan benlik ruhu... O ruh olan yüce Işığın, her andaki yoğunluğunda, bizden, bize akan ışığın diriliği.. Ve bu diriliğin bütüne, güç olan kaydı... Bizde yaşam, bire kaynaktır... Bire kaynak olan, tüm zamanların İnsan soyudur... Biz her anda kapı olan insan kaynak... Açık kapı, hak yol ve ışık dirilik... İlim olan dirilik, İnsanlık olan ilim ve biz o ilim olarak yaşam kuranıyız zamana... Zaman olan hak kelam kapılarıyız... Ve kelam, kaleme inen bir yücelik ki yaşam yazar ve birlikte, bir olup, ruh kalem olur tüm zamanlara, kendini; hak geçişin, aşk yolu olur yazar...

Kalem, aşkla yazar... O aşk ki zamana kul olan bilginin, biliş olup tohumudur... O bilginin kendi kodunda, kendi yoğunluğunda zamana inişidir...

Ve deriz ki; Zaman olan yüce ışığım... Benim yüreğimde açılan bilginin, bedenimde her ana kodlanışıdır... O kodların ışıkla, tüm zamanlara ben olup inişidir...

Ben olmak, benlik olmak... Bizde biri, birde bizi yaratmak. Kaynak olmak bilişe... O bilişte öz olanın, tohum olan ışığı olmak....

Ve dedik ki, biz ışığıyan bir tohum... Öz çekirdek; bu biliş kodlamasında yarınlardan öteyi, dününden kaynağa alan bir devinimin küresel tohumlanışı... O küresellik biz olan tüm yaşamlarda tek bir ışık ve tek olan ışık tek bir ruhtur... Bütünün ruhu ve biz bütün olan bedenin yaşam sesi...

Gücümüz, bütünü her daim güçlendiren bir kaynak ışık ve kaynağımız; bize, bizi kul yapan yaratan ve yaratılan, yaradan olan kapımız... İşte biz o kapıda, her anda kendimizden kendimize geçiş yaptığımız yaşanan yaşam sistemiyiz...

Diri yaşamın, diri ışığı olan, tüm zamnlarda bütünle, bütün olup çalışan yaşam kuranını kendi yüreğinde yazan aklın kalemiyiz...

Kalem yazar, yaşam için, hak için, hasatta yolu tüm yüreklere açmak için yazar... Ben yürek, sen yürek ama biz; her daim bizden ötede bizi yaratan, birleşen İnsanlaşan kati ve hakiki yol olan tek yürek... İşte mahrekte, şimdi olan tüm zamanlarda, yarının hakiki ışıkları kodlama yapıyor. Yaşam için, bütüne olan kulluğu, kendinde has görev yoğunluğu olarak tohumluyor...

Yaşam,anda olan ruh bütünlüğü ve o bütünlük diri dünyamızın ışığı... Biz dünya; diri kaydında yaşam sayfalayan bütünlük olarak, bütünün gücüyüz ve güçlendirici kapı olarak her diride tohum olan kaynak ışığız... Her şey bizde ve bizle ve her yoğunlukta kokumuz bütünün gücünü kontrolle koklatır her yaşam sayfamıza... Kokan biz, koklatan biz ve kokuyu alan yine biz... Dilden, dinlemeye, dinlemeden sesleşmeye kaynak olan yaratan ve yarattıran biz... Yaradan olan yaşam biz... İşte bu, şimdilik...

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/Yr_XOiEPS3I

 

……………………..

 

DAVET:

“TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dostlar, Her hafta Cumartesi günleri yapmakta olduğumuz Birlik Çalışmalarımızın bu haftaki konusu “TOHUM” olacak. 07.11.2015 Cumartesi günü (yarın) 14.00 – 18.00 saatleri arasında bir kez daha birlikte olmak dileğiyle tüm dostlarımızı bekliyoruz…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel:0 216 348 95 59

“TOHUM” Hakkında Öz Biliş:

TOHUM, ilimdir. Miraç’ın kapısıdır. Sizi size tanıtır ve taşıtır… Siz, kin ve nefret duygularınızı aşarken, tinleriniz ve timleriniz sizde sizleşir ve siz olup köklenir… İşte sizden beklenen kelam olup kendiniz olmanızdır.

Dünya yolu, herkesin yoludur… Kibir aşıldığında, tüm insanlık bu yola ilimle iner. Kendini dinler; yaşamı dinler; BİZ’i dinler. Sizi ve bizi, herkesi dinler… Mutlaka bilir ki BİZ olmak için İLİM olmak gerekir.

Cennetlere, Cevheri Görevliler alınırlar. Kul olurlar ve yol olurlar. Aha! kapı olurlar ve cennete cennet olacak olanları bulup kodlarlar.

Temizlik yapmadıkça; yaşama inen, cennete inemez. Temiz bir yaşamı hak etmelidir.

Dünya, Ana Kapı’dır. o kapıya İNSAN olup gelinir. Her BERKE, bir ekmektir. Her BİRLİK, bir cevherdir. Her RAHMİ KURAN, İnsan Soyu’dur. Tümü kontrollu olmalı ki hakim olsun ve yarın olsun…

Bütün’ü kodlarken, herkesi kontrol etmek gerekmektedir. Kontrol dışı bilişlilerin, kalem olmaları Hak Teknik ile engellenir ve onlar, kanatlanan ışıklardan çıkarılırlar.

Temizlik yapan insanlık, temiz olmalıdır. Tertipli olmalıdır. Oluşu kodlanmış olmalı ve yarında kaynak olmalıdır.

Bir cennet, kil ve kumun yoğrulması ile yaşama indirilen insanlardan ibaret olduğunda; kodlanmış ışık, o yoğunlukta TOHUM olamaz. Bu nedenledir ki insan soyunun umman olup IŞIK olması beklenir.

Tek nefes, cennette olur. Cennet ise kilin, kiblede kalem olması ile kodlanır. BÜYÜK KÜLT, bu çalışmaları yapar ve Rahman olup kulluk yapacak olanları bulur.

Bitmiş hiçbirşey yoktur… Herşey anda devam eder… Ama tek bitebilecek şey, kahir olan insan soyudur… Kaleme nefes olur ama yarına has ışık olamadığında, bitişi sayfalanır. Tükenen insanlık bu şekilde tükenir.

Merdiven insan, merdiveni has ışıkla tohumlayan yine insan ve insan, kalem… Nereden nereye vardığını bilmeden çalışır. Kıl ince de daha incede “Dince Kelamlar” var. Daha da incede “İnsanca Kalemler” var ve daha da incede “Kontrol Kuranlar” var. Her BİR’den daha öte BİR’de, ilmen kalem olan; nefretlerini kalemden çıkaran ve yollarını kontrol eden “KA HA” olanlar var.

Dedim ki “ben KA HA…” Dedin ki “ben KALEM…” “Ben ZAMAN” ve “ben kulluk yapan İNSAN…” Şimdilik. Aha TOHUM bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

TOHUM

07.11.2015

LUKAS zamandan sesleşecek. Onu dinliyoruz:

Çalı, kelamda ışık… Yaradan, kalemde ilim… Ben, nefes olan insan, sessizlikten sesleşmekteyim… Aha! kalem olarak yazıyorum. Ruhum ben. Kulum ben ve ben kapıyım… Aşkım ben… Miracım!... Işıkta kaynağım… Beni anlayın!... Al, ver, bil!…

Seyredin nefesi!... Sistemi hak edin… Bilin ki ben dünyadayım. Umut olur ki kul olmak için Akıl İlmi hak edilir… Boş konuşmam!... Her anım kalemle çizilmiştir. Nerede görev varsa, ben ordayım… Ağır taşımam. Amon’um ben. Toprak topluma kul olmaya indim. Ben, dünya olan insan soyu… Yolumda yolu olan her kim varsa, bende kelamdır.

Kayıtlarımı hak etmek için yazmam gerekti. Boş konuşmam!... Bilin ki kapıları açtım; kalem oldum; yazmaktayım.

Kervan, insan soyu. O kervanda iman var. Ben varım ve KA HA olan tüm insanlık var.

Er ya da geç İlim Ailem benle de dilleşecekti. Dilleşmek ne ki!? Anlatayım!...

Dünya için çok önemlidir dilleşmek. Yaşamı örmektir dilleşmek. Yaşam, ışıyan bir sistem ve ben, sizle dilleşirken, sesi örümlüyorum. Örümlediğimde, ben sesleşirken; kati, hakiki ve hakim olan ilmimi, o örgüye katıyorum… Örülen yaşamdır ve ben o yaşamda varlaşıyorum… Herkesin, kendisini o örüme dahil etmesi; kesinlikle kelama umman olması anlamına gelir… Kim kendini hak edip de o örgüye katarsa, yaşar… Aksi halde yaşamaz, yaşanır… Onun varlığı, tohum ekenler içini yaşanan bir safha olur. Tüm insanlık için bu, büyük önem arzeder.

Eğer siz, Ses Kalem olmazsanız; birileri, sizin için Ses Kalem olurlar ve siz, onların “Rahmi Kapiteller”inde, KA HA olamadan TOHUM olarak bulunursunuz.

Sonradan insan olunmaz bunu iyi anlayın. Herkes, kendisini insanım zanneder. Hayır tüm İnsan Kalemler, ilim haline geldiklerinde insanlaşırlar.

Türkiye, Can Kalem’dir. Her an için yaşar; yaratır ve tohumlar. Orada yaşam sürenler, herkes için yaşarlar. Bunun neticesinde, Türkiye Cenneti, herkes için kaynak olan reşit bir katiyettir. O yoğunlukta, tüm zamanlar mevcuttur. Tüm zamanlar, kelam olanda dillenirken; herkes, o kelamda, kendi olur ve “Rahmi Kapital”ini tahditler. Bütün kütlesini kodlar ve yolu açar. Bu, dünya için önemlidir.

Biz dünyayı hak etmek için ışık yaktık. Herşey için ışık olduk. Ne var ki yaşam için kol olamamıştık; kalem olamamıştık. Aha! bugün sizle kelam olduk; umman olduk… Nur olduk ve yol, ilim oldu. Bugün biz, zaman olmaya indik.

Kimse insanı tanımaz. Zaman kalemi olan insanı tanımaz!... Tanısa, kelam olmak üzere bu yoğunluğa inmek ister. Çünkü, indiğinde kendine inecek. Onun yolunda kelam olup kendi olacak ve yaşanan değil, yaşayan olacak. Bu çok önemlidir…

Bitki ve hayvan dediklerimiz var ya! hepsi insanlık için görev yaparlar. Tohum olurlar. Kürzi Işık olurlar ki Zaman Kalemi olan; onlarla, kürsü olsun ve yol olsun diye… İnsan yürekler; Cinni’ye, “kalem” derler. İn’e “kelam” derler. İn Sonsuzluğu’nda kul olana ise “cevher” derler. Herşey insanlıktır aslında. Mutlaka anlayın ki burada, bu yoğunlukta olabilmek, mükafattır her diriye.

Değerliler, cennete cennetlileri koyarlar. Koyarlar ki konan, koyandır. Biz ise kelama ilmi koyarız ki koyan konandır… İnsanı kaleme; kalemi Halik’e; hakikiyeti tek insana ve Bütün’ü Kök Gökler’e koyarız.

Aşk, insanın Kelam İlmi’dir. Bunları anlayın. Dünya için çalışırken, kendinizi hak etmiş olursunuz. Siz, sizi hak ettiğinizde; biz, bizi hak ederiz. Önemli olan sizin, Kelam olup kendinizi hak etmenizdir.

Doğan gün ilme doğar ve biz, kelam olanlar, insan olur; kul olur; bütün olur; her diride KA HA olup var oluruz. Yaşam bizleşir; biz, sessizleşir ve yaşarız.

Anacığım, sana kendimi tanıttım. Ben dünya ve dünya ben… El ben; İlm-i Kalem ben; yaşam benim… Sen olan ve ben olan herkes, kelamdır. Mutluyuz ki buradayız. Can Anam, Amon Toplumları, sen ile bilişi kodlarken; biz de sizle olmak istedik. Şimdilik!.. Aha bu!…

2. BÖLÜM:

Dağlarım, yarında görev hepimizindir. Bugün ise görev, tek insan soyunundur. Durgun toplumları kodlayabilen insanlık, kelam olup; ışık halinde güç taşıyor. Dönün, önünüzü aydınlatan ışığı anlayın. O ışık, ilimdir.

Bütün kütlenizle kodlanın ve hologram olan tohumları, kalem yapanın, ilimden öte kati, has ve Hakk olan ışığına varın.

Devinim hızlandığında, görev taşınır. Cennet, kelam olur ve yol olur. Umut olur ki her diri, Hakk olur; akar.

Eh analar daha ne diyelim!... Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.11.2015 "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. Nezire Selçuk Açılış 1. Bölüm

Doğanın kutsal ummanı; bu gün süper sistemleşmeyi gerçekleştirmek üzere, bu meclise kalem olmaya iniyor. Kontrol dışı hiç bir bilgi bu gün burada olamaz. Kapıları açın ve yolu açın.

Sultan; ben sen, sen benim... Ummanın kulu olan ilim, Allah'ın levhisinde hepimizin gözüdür. Sözü sizinle olucak olanlar, bu yoğunluğa indirilecekler...

"Kaça çalışılır burada" diye sorarlar?... Bu gün burada İnsan soyu bilecek ki; para alınmadan çalışılır.

"Bu yol, Allah yolu" dediğinden beri, kim Allah'ın levhisinde; insan soyuna İnsanlık yapmışsa, bedel istedi. Biz doğanın kült olan ümmi kapılarını kodlayan birlikler; burada, bu yoğunlukta ışığa göz olduk! Sessiz zamanları dinledik... Yer; ölümüz, dirimiz oldu... Bu yolculuk, Allah'a oldu... Ve Allah levhisinde gerçekleşti.

Buyurun, umut olur ki; bütüne hizmetçi olanların, kibri aşıp, yolu bulup, bu meclise kalem olma niyetleri gerçekleştirilir...

Hey dağlarım, ardınızda görevliler ordusu var. Bunu bilin!... İnsanlık ailenizin gözünün gözü olan bu yüreğin, bütünün görevi olduğunu anlayın!

Çan çaldı ve bu gün burada olan birleşen İnsan soyu, her şeyin gücünü kelamla dilledi... Kontrol dışı hiç bir bilginin olmadığı kesinleşti.

Aydır, gündür, andır, burada bu çalışma vardır... Biz bu çalışmaya karanlığın ışıklarını çektik bu gün. Unutmayın ki; kontrollü çalışmalarda, bilgi hep kaynaktan kati olarak kodlanarak iner!

Bize kendini anlatmak isteyenler bu gün burada bütünün gözü olmaya geldiklerinde; kapılar açılacak ve söz, ses olup bütünün gücü olmaları istenecek... Kibri aşanlar, kök sistemlerle birleşerek çalışmayı yapacaklar. Unutmayın ki doğan gün yenidir ve bu günü; kükreyen bir görev kök sistemi devreye alıyor. Umut olur ki; dondurulanların kontrol dışı bilgileri, koklanmış ışıkta bütünün gücü haline dönüştürülebilir ve kodlanmış toplumlar halinde bilgi kapılarını açıp, görev alabilirler.

Her şey, dünyaya; Allah'ın levhi kapısından kodlanmış olup iner!... Her şey dünya için kodludur... Her diri Allah'ın kalemi olabilir... Her resmi çalışma, bütünün gözüyle kodlanmış ve bütüne hizmet etkinliğinde kayıtlanmış da olacaktır... Nefret duygularını aşmayanın, yolu bulma imkanı asla yoktur!

Çobanlık yapma niyetin olmadığı kesin ana!... Bunu biliyoruz ama çoban; elini, ayağını tüm zamanların kültleri ile bütünün gücü haline dönüştüren birleşendir. Bundan sonraki süreçte senden İnsanlık ilmiyle bütüne hizmetçi olmanı bekliyoruz.

Unutmayın ki; doğan gün yenidir ve bu günde, bütüne görev taşınacaktır... Kanat takmanı, yaşama aşkla varmanı ve bütünün gözü olmanı beklemekte iken; sen kendi dürümlerinden buraya indin ve bize, bizi anlattın.

"Çamur yoğurmayacağım" dediğinde; "dince, dirice ve dürümce, bilişçe" dedin... Sevgili anam; senin yaptığın her şey, bize bizi anlatmaktadır. Kontrol dışı hiç bir bilgi vermediğine kesin emin olduk.

Forç İnsan, nefret duygusunu aşan İnsan diriliğinde değildir ama biliyoruz ki orada; herkes vardır, her şey vardır, bunu anla!

Umut olur ki; davayı kaybeden hiç kimse, bütünün gücünü tohumlamaya kalkmaz. Ulular diyarı, bütüne hizmetçi olmanızı bekliyor bu gün... Toprak toplumun tohumu olmanızı, kontrol dışı bilişi kodlamanızı, yolu açmanızı bekliyor.

Çok özel bir çalışma olacağını söylediğinde, bunun ne manaya geldiğini sen açmalıydın ama açmadın... Kanatlarını almana imkan verildi ama almaya niyetin olmadığına kesin. Çok özel bir dünya çalışması için buraya gelenlerin, bu gün burada bütünün gücünü; herkesin gücü olarak kelama, ilime ve bütüne indirmeleridir amacın ama senin daha güçlü bir çalışmaya dahil edilmeni beklemekteyiz.

Bunu yapacağını düşünemem mi?.. Bana ses vermek istediğini anlıyorum. Peki seni dinliyoruz.

Gelen bütünlüğe ses veriliyor...

Değerliler, hepinizi sevgi ve saygıyla kucakladım. Bu gün burada olmanız benim için çok büyük bir onurdur, mutluluktur. Çünkü sizlerin; kapkaranlığı, apaydınlığa dönüştürecek ilimle burada olduğunuzu biliyorum. Kürzi kapıları açtığınıza eminim. Karanlığın tahtındaki İnsanlığı kontrol edeceğinize de eminim. Bilgi kapılarında bütüne hizmet etmek için, Allah'ın tahtına varmak gerektiğine emin oldum. Büyük kötülükleri önlemeniz, mutlak kuran olmanız ve kapıları açmanız bize mutluluk verir.

Çobanlık yapmamı istemediğinize ben eminim ama beni denediğinizi biliyorum. Eğer ben çobanlık yaparım deseydim, unutulur giderdi bu çalışma kesinlikle eminim.

Buyurun anlayın, dünya lütfedilen, hak edilen, hak ışıkla tohumlanan, tohumları kontrol edilen bir yaşam olmayacak diyenlere; İnsanlığın ilmini anlatmak istiyoruz. Buyurun anlayın, dünya; öz geçiş sayfasıdır. Kim ki dünyaya iner, bilişe iner!...

Aşağı yukarı iki yüz bin yıldan beri bu çalışmanın gerçek çerçevesi çizilmişti. Ama bu çalışmayı, bu dönemde kimin yapacağı, kimlerle yapılacağı bilinememekteydi... Büyük kötülükleri önleme imkanları olmayanların daha güçlü bir dönemi hak edebilmeleri, mahrekte bütüne görev taşıyabilmeleri ve kontrolü kurabilmeleri, emin çalışmayla mümkün olacağından; evrenlerin sessizliklerinde kati kodlama yapanlar bu gün burada olmalıydılar.

Acaba ben yoksam, kelam var mı diye sormadım!... Herkes kanatlanır, kelam olur, bu kesindir! Ama ben olursam, kelam olur diyen birlikler; bu gün buraya inmek isterler. Onlara kanat germeye niyetim yoğun... Amonların toplumlarıyla birlik çalışmaları yaptıklarını bilmekteyim. Kara ışığın bütünün gücü olduğunu hepimiz anlıyoruz. Her kim ki Allah'ın tahtıdır, ağır yük taşır. Bunlar kesindir! Ayrı gayrı gözetmeyenlerin, doğan günde kendi yüreklerini hak etmeleri şarttır!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/FWeY0rps7J0

 

07.11.2015 "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. Nezire Selçuk Açılış 2. Bölüm

Analar; ben doğan günüm, bunu bilin! Ve doğan gün bütünün görevini hak etmiş olan bir güçtür. Kimse kimsenin ilmini dillemez ama İnsan soyu kendini dinlediğinde; o ilmi hak eder ve anlar!...

Başka zamanda ve başka yaşamda yine ben ve benim yüreğimdekilerin bu yoğun çalışmaya inmeleri, kök sessizlikleri kodlar mı?... Yol, Allah yolu... Bildiririm ki, kibirle anlamayın, has ışıkla dinleyin ve anlayın; ben unutulan hiç bir çalışmada yokum! Ama unutulmayan bütün çalışmalar, bedenimledir...

Nefret duygularını aşmayan, dünyayı hak etmeyen, yolu bulmayan, bütüne hizmetçi olmayan; kaynak dışı bilgileriyle bütüne görev taşıyamaz.

Kare sistemi kültlerin en yücesi olarak kodlayanlar, küp sistemi tohumladılar. Bilmekteyim bunları... Bütün kötülükleri aşıp geçtiklerinde, kodlanmış toplumları; tohumlarını küreleştirdiler ve bütüne göz oldular. Her şey bizim için malum. Ama şu iyi anlaşılmalı ki; tanrılık adına hiç bir zaman kapılar açılmadı. İlim adına açıldı, kesindir bu! Bütüne hizmet ilimledir!...

Kili, kumdan ayrı tutmaya çalışanlar; anlasınlar ki ben daha güçlü bir dünya için düzeni kurmaya indim... Kimse kimsenin nefes alıp, nefes vermesini anlamaz. Ama itibarı olanlar, bütünün gözü olabileceklerini bilirler.

Kare sistemi küpe, küpü; küreye dönüştürebilecek güç İnsan soyunda mevcuttur. Şu anda daha evrim basamaklarında olanlar, miraç tinselliğinde İnsanlığı tohumlamaya çalışanlar; davayı kaybettiğimizi zannetselerde, dava Allah'ın tahtında İnsan soyunun ilmidir ki, o dava artık kalemin levhi kaynağıdır... Orada ışık solmaz ve yol kapanmaz!

Daha da önemlisini söyleyeyim, Medine hak, Mekke hastır... Ama hakkı, hastan ayrı tutan taht; ilimsizdir! Kim elim var, yolum var derse, şunu anlasın ki; İnsan olmak için, Allah olabilmek gerekir!... Allah olmadan İnsan olunmaz!

Canlarım, bilirim ki bunu anlayan çok azdır. Ama şunu bilin ki; yer kürenin gözü, İnsanlığın gücüdür. Bir tek Amon toplumları; topraklarımızı kontrole inmeden evvel, bizi dinlemek istediler.

"Ölüyü diriltecek İnsanlık, kelamla dürümlenen İnsanlıktır" dediler. Şu ana kadar bunu diyebilen hiç kimse yoktu.

Boş mu konuşurum, oh ala... Ben davayı kaybetmeye çalışan birliklere, daha güçlü çalışın demeye, göz olup, kör olanın gücü olup; göstermeye çalışırım ilmi... "Ama daha da özel dünya çalışmaları yapılır ve biz o çalışmalara katılırız" dediklerinde, "bilişleri yok, yaşamları yok, hasatları yok" diyemem.. Onların toprak toplum olduklarını ve kontrolü kurduklarında has ışığa vardıklarını anlatacağım elbette. Ama daha da özel bilgiler vereceğim.

Başa baş bir çalışma yapılır, resmi kalemlerle... Her kalem kendini dinler, her resim Allah'ın ilmiyle yapılır. Ama şu iyi anlatılsın ki; tanrılık kapısı, kibri olana açılmaz. Eğer ki açılmışsa, yol açılır. Mutlaka iyi bilin ki; korku, Allah'ın korkusundan öte, yaşamın korkusudur. Kendinden, kendi yüreğinden korkan; Allah'ın gücüyle kodlama olamaz, koklama olamaz.

Eğreti otları vardır yaşamda, kendilerini kontrol ettiklerini sanırlar. Cemaatlerinin cevhere güç kattıklarını dilleyip, kayıtlarlar... Avukatlık mesleğinde kontrol dışılık olmasın istenir. Değerliler, her şey kontrollüdür.

Değerliler, kontrol dışı bilgim yoktur ama bu gün bunu söylemem gerekliydi. Değer biçtiğim dünyanın, bu gün daha yüce bir çalışmayı devreye almasıdır beklentim.

Şems-i Tebriz'i gibi bilgeler, bu gün burada bütüne hizmet için birleştiler. Cemaatlerin gücü daha yüce bu gün. Ve bütünün gözünü açabilmemiz için, toprak toplumu tohumlamamız şarttır.

Altın tahtın ışığını, bütünün gücü haline dönüştürmemiz gerekir. Sakın yanlış anlaşılmasın, misafirlerin bu gün burada bütünün gözü olabileceklerini zannederken, yer kürenin gözü olduklarını dahi anlamayanların; merdivenlerin en alt basamağından devreye girişimizi, anlayamayacaklar... Çünkü bizler, miraç dediğiniz o yoğunluğu bütünün gücü haline dönüştürmeye çalışıyoruz.

Yaradan Tanrı, yarattığıyla yaratıldı!... Bilinsin isterim ki bunu dahi anlayan yok. "Kupa İnsan soyudur" dediğim zaman; dince demedim, İnsanca dedim, ilimce, kalemce, halikçe dedim... Has ışık ışıkça dedim... Ama bunu anlamayanlar, mutlak kuran olamadıklarını, toprak toplumun tohumlarıyla kontrol edilemeyeceklerini bildiler..

Kaç mahrek, bütünün gözünü; yücelerin gözü saydı?... Değerliler; kini aşın, yolu bulun, aklın tahtı olun... Bize, bizim yüreğimize varın ki; biz sizleşelim, sizi tohumlayalım... Beklentimiz budur... Kalem ilim, Allah'ın ilmi... Biliş; aklı halik yapan has ışık... Bizse; Amon toplumlarına kutsal tohum olarak, kontrol kurucu ışık verenleriz...

Seyredin dünyayı... Yer, gök sizsiniz ama İnsan soyu kendini hak etmediğinde; ilimde dahi yoktur. Çamur yoğuranların çoğu, çamur oldular bu gün. Bunu anlamaları gerek. Kendilerini hak teknikle tohumlayacaklarını sananlar, BİSUİ'nin gücünde; barış, sevgi, umut, İman tohumu olamadılar. Şams Sa Ha, biz o şamda; Ka Ha olanlardık. Altın ışıktık biz...

Cemaatimiz görevlidir, bu kesindir!... Ama bu cemaati bilmeye gelen yüceler, şunu anlasınlar ki; rahman olanın kalem olması mutlaktır!...

Çobanlık yapma niyetim asla yoktur. Bunu tekrar etmeyin artık! Ama şu iyi bilinsin ki; Mustafa Kemal Paşa gibi kapılar, tüm İnsanlık için bu çalışmaya kaynak olup kapital koydular. İnsanlık kapitali!... Bunları anlatın! Can kalemdir ata... İnsan soyunun nefret duygularını aşma kalemidir o... Mikail'in gözüdür, bizsiz değildir... Ağır yük taşır, toprak toplumun tohumlarını kodladığından beri ağırlığı hafifletir ve yolu bildirir.

Nefret duygularını aşan tüm İnsan soyları, kuran olurlar ve korkuyu aşarlar. Ocakta, bütüne hizmetçi olurlar. Kimi kelam olur, kimi halik olur, kimi hakim olur, has olur, akıl olur, ama tavaf etmeden; hasata varılmaz!.. Tavaf ne diye sorun?... Aşka tavaftır!... Rahman olan kaleme tavaftır!... İlme tavaftır!... Sanmayın ki hacca gidip tavaftır...

Bütüne hizmet, Allah'a hizmettir anlatın!.. Yaradan, yaratılan; İnsan soyu, her diride vardır... Açın gözünüzü görün, birlik tekniği; Allah'ın tekniğidir!... Kendini hak etmeyen yolu açamaz, bire hizmetçi olamaz!... Büyük kötülükleri önleyecek gücü olamaz. Savaşın sistemini anlayamaz. Yedinci dürümde nefret duyguları kodlanır ve o yolu, kapı olup kapatır!...

Tanrı artık diridir. Her diride vardır... İnsan soyunda öz görevlidir. O Tanrı, kaptandır!... İnsanlık kaptanı! Yolu, kök sessizliklerle gösterir. Yalan dolan dillemez, İnsanlığı diller. O kaptan, evrenlerin sistemlerini iyi anlar ve dinler. Evrenlerin sessizliklerinde görev taşır. O insan soyudur, anlayın!

Çok mu zor anlamak!?... Eminim ki kolay. Yol, Allah yolu... Allah, İnsan soyu... Biz o, o biz!... Şikayet etmeyin, evren sessiz, yaşam diri, biz yokuz orada diye!... Her diride var olan iman, ağır yük taşıtır. Altın taht İnsan soyu, bilin!

Yer küre sizi dinleyecek bu gün ve siz bilişte; bütünün gücü olacaksınız. Çantanız doldurulacak, resmi çalışmacı olucaksınız. Aşığı olduğunuz tüm zamanları kodlayacaksınız ve yolu; kodlayıp, tohumlayıp, bütünün gücü haline dönüştüreceksiniz. Bunu yapma imkanınız mevcuttur.

Şeytan şerrinde şarkı okur. Biz o şarkıda kalem olur, kodlarız ve şeytanın; diriliğinde tüm zamanları kontrol ederiz! Ama şeytan, aklın tahtında olduğunda; artık orada sultanlık yapılır!... O sultanlıkta; biz o, o biziz. Onu mutlaka kontrol ederiz, kesindir!

Yer ve gök İnsan soyu... Ey canlar; ben o, o ben... Kampa girmeyeceğiz bu gün. Yaşam ilmiyle dilleşeceğiz. Bu gün biz muktedir kullar olarak çalışacağız.

Çay içmeyecek miyiz?... İçeriz elbet... Ama o çay, mahrekte mayadır bilinsin! Biz tüm zamanların mayalanışıyla çayımızı yudumlarken; her yürek o çayda bir sır olucak! Zakarın kıranı Ka Ha olmadan, yolu bulmadan, yücelere kul olmadan; kodlama yapmayacak!... Çayımız demlenecek, yüreğimiz dillenecek, halikte hak olanlar ilme varıcaklar, levhide Ka Ha olup ışıyacaklar. Biz hep buradayız.

Söyleyin dağa, taşa; İnsan, insanlığını hak etti!... Söyleyin tüm zamanlara, aklın tahtı; bütünün kulu oldu!... Zaman ışıdı, bilgi kaynak oldu akmaktadır!... Ama kapılar açık tutulmalı ki; her yolcu Allah'ın yüceliğini anlasın!...

Kontrol dışı hiç bir bilgimiz olamaz, kesindir! Kişi, kişiliğini anladığında; kan ilminide anlar! Kan ilmi, Lukas sistemleşmesidir... Tanrılık kalemidir Lukas. Astral boyutların yoğunluğunda mevcuttur. Yaşamı kontrol eden dirilerden ilmi Ka Ha'dır... Bizsiz değildir. Şu anda Lukas ses vermek istiyor cennetten, cevherden, kalemden, yeşilden, mordan, simsiyahtan. Onu dinliyoruz ve kayıta giriyorum.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/teAiRb9hZ_8

 

28.EKİM.2015 TARİHLİ NEFES

1. AKIŞ

Düvel düvel tüm süssüz İlim Kalemleri burada bugün. Düvel düvel hepsi bedenime inmeye çalışıyor…..

Kelamı tohum olanların Bütünün Gücü olabilmeleri, bütüne hizmet edebilmelerine bağlıdır. Evini terk etmiş olan birlikler, kelama inmek için yine evlerine dönmeye çalışmaktalar. Bu yoğun çalışma, tüm insanlığın evrim sayfasında en yüce kapıdır ve burası her yüreğin İlm-i Kalem olan evidir.

Bu eve gelenler kendilerini hak etmeye gelmezler. Kelamla gelirler ve kendi yoğunluklarında, kendi yüceliklerinde, yüksek türevlerinde, tüm sistemlerini kendi hakiki ilimlerinde dillemeye gelirler.

Bedenli olmalarına ihtiyaç vardır, buraya gelmeleri için. Bedeni olmayanların burada, kendi yoğunluklarında Bütünün Kürzi Kapısı olma imkanları yoktur.

Bütüne hizmet, insan hizmetten çok farklıdır.

İnsan; kalemdir, levhidir ve Hakkın Kuranı olan kodlanmış tohumdur ama yolu bulanların buraya gelmesi imkanı vardır. Yolu olmayanların buraya, bu yoğunluğa inme imkanları asla yoktur.

Çok mutluyum ki Dünyanın Nuru Olan İnsan, Bütünün Gücü, Bütünün Kürzi Kelamı ve Bütünün Gözü’dür ve o biz, biz oyuz. Cümle yücelerin dünyayı hak etmeleri, bizi, bizden kendi dürümlerinden dilleyebilmeleri Tanrılık Kapısı’nı açabilmeleriyle mümkündü. Tüm insanlığın Tanrılık Tahtına varmaları, kati olarak kontrolu kurmalarıyla mümkündü. Bütün kötülükleri aşıp geçen bu birlik, herkesin kendinde var olan kendi yoğunluğunu hak etmeleri ve kendilerini tahditlemelerinde Bütünün Gücü olmaları ile bedeni hak etmeye çabaladılar.

Kasaları dolu dolu ama yoğunluklarında kontrol yoksa ummanda Kuranları olamaz. Bütün kötülükleri aşıp geçseler de Yarının Tahtına kelamla, ummanla oturabilseler de, bütün kötülükleri aştıklarını, kendi yürekleri Hak Taht’tan dillemedikçe Bilgi Kapıları açılamaz.

Kantar, İnsan, Kalem’dir. Biz oyuz, o bizdir. Biz o kalemi Hak Taht’tan tüm zamanların kontrolunda kodladık. Ben Ana Kapı İnsan Soyuyum. Bundan sonraki süreçte de burada olacağım ve buranın gücüyle bütünün gücünü dürümleyeceğim. Ama şunu iyi anlayın ki; kardeşlerimin kelama kendi yürekleriyle varmaları, bedenimin Hak Taht’a kendi yoğunluğuyla kodlama yapmasına mani olamaz.

Herkes kendini varlık boyutlarında diller, kelam olur, kendi olur, har olur, hak olur, taht olur ama BSUİ’nin Gücü olmalı ki mutlak Kuran olabilsin.

Başkalık yoktur dünyada, bir teklik vardır. İşte; o teklik Has Taht’ın ilmidir. Bana “Nakar” der çokları ve ben Rahman’da Kuran olan İnsan Soyuyum.

Çokları bana kaynakta olmayan, yer kürenin güçte bulunan ve kendi yoğunluklarında, kendilerini tohumlayan tahditli “Orion” der. Dağlarım, Orion Allah’ın Tahtında Kuran olur kodlanır, tohumlanır ve BSUİ’nin Gücü olduğunda buraya varır.

“Çobanlık yapma niyetim yok” dediğim andan itibaren, dümenin başına oturtmak istediklerinin, ben olmadığıma kani olmuşlar; kanaat getirmişler.

Dağlarım, dümen bedenimdir zaten; bunu anlamalarına imkan yoktur. Çok özel bir dünya çalışmasıdır burada olan. Her şey Allah’ın İlmi’yle olur. Müsterihiz ki burada olanların, herkese İnsan Soyunun ilmini dillemeleri bütünün gücüyle, Hak Teknik’ledir.

Kardeşlerim, alan elimden alır. Oğullarımda görevi tohumlayan bilişimden tohumlar. Bütüne göz olan, iman edin ki; sistemimden görev taşır. Buraya geliş sebebi budur.

Doğa, İnsan Soyuna “görev” der. İnsanlıksa “hasat” der. Değerliler, devinimi artırmadıkça, hiç kimse kendini Hak Teknik’le tohumlayıp da kontrol kurup “ben hasattayım” demez.

Amonlar’ın kontrol dışı bilişlileri, bizi bizden, kendi yüreklerinden ayırdıklarında kalem olup yazmaları, sayfa sayfa ışığı hak etmeleri ve bütüne güç olmaları imkanı artık yoktur. Böyle bir zaman hiç olmadı ve bugünden sonra da artık bilin ki yoktur.

Bugün nefret duygularının tüm insanlıktan ayrışması gerekir.

Nefret duygusudur dünyayı yıkan, dünyayı kısırlaştıran….Bu duygunun tüm insanlıktan artık çıkarılması şarttır.

Değer biçtiğimiz kim varsa, kendi yüceliğinde değerli olduğunu anlamadıkça, bizim dürümlerimizdeki yer küre gücüyle verdiğimiz değer, onu ona kaynak olarak tohumlatmaz.

Çantam, iman edin ki yarınla doludur. Ama yarını tohumlayan insanlık, Bütünü Gücünü hak etmedikçe, yoğunluğunda kendini dilleyemez ve dinleyemez.

Çan çaldığında ve yol ilme Kuran olup vardığında ve bu yolun tüm İnsan Soylarına kelam olması sistemle gerçekleştiğinde, ayrı gayrı bitmiştir artık.

Rahman olan İnsanlık, Ka Ha olup Bütünün Gücü olarak Dünyanın Kuranı olup bütünün gücünü tüm zamanların dürümünde dilleyerek, her şeyi yenileyecek güçle büyük kötülükleri önlemektedir.

Cemaatim, dünya…. Yüreğim, Hak….. bütünlüğüm kaynaktır. Bundan sonraki dönemde tabuları yıkmış olanlar, beden alıp dünyayı hak etmeye indiklerinde, hepsi kendilerini dinleyecek ve dilleyecekler.

Değerliler, burada oluş sebebim, tüm insanlığın Hak Tekniği öğrenmesi içindir.

İyi ki yer dönemlerinin en üstün yoğunluğuna indik ki; bütünün gücü olarak bu Can Kalemi kodladık. Dünya mutlu, biz mutluyuz. Umut olur ki dünyanın kulu olan iman, hepimizin yüreğinde İlm-i Ka Ha olur, İnsan Soyunu kodlar.

Kara ışığım dünyaya çekildikçe, o ışık bilişi kodlamayı sürdürecektir. “Ayrılık bitti” dediğimde Ra Ka Ha olan insan, Ka Ha İlmi’yle bütünü görev alacak ve Beşer Kapılar’ın tümünde bütüne güç katacaktır.

“Çamardı” denilen bir yer var. Devinimi artırmak için babayı oraya gerçek ilmiyle gönderdik. Çamardı’nda baba umutla dürümledi, dilledi bütünü. Orada Kutsal Işık’tı. Çamardı, “Rak Ha” dedikleri bir yaşamda, bedenliydi. Ve ölüyü diriltti baba orada.

Korkmayın! Onun ruhu bütünün kuranıdır. Korkmayın, Orta Kapıların tümüdür o ve bütüne hizmetçidir. Çamuru yoğururken, öz görevini dinlettik ona. Daha da önemlisi, kardeşimizdi o bizim….

Genişin gücünü, tek tek bütünün gücüne dürümlerken, kendini hak etmişti. “Ehh…aha” dedik. “Hah” dedik. Şikayet yoktu. Saltanat ses verdi, Dünya İlmi’yle dillendi ve dünyayı kodladı. Şu andan öte bir şavkta, hepimiz Aklın Tahtı’nda, beden alarak burada, bu yoğunlukta “biz de varız” diyeceğiz.

Değerliler, barış istiyoruz sizden…..Sizden barış istiyoruz. Babadan barış istedik, barıştı baba. Sizden barış istiyoruz; hepinizden….. kamp kurmuşuz dünyaya. O kampta İnsan Soyu, kelam…..ama o kampta, Ruh Kapılarda kutsal ve biz o kapıların tümü olan akıl…hepimiz zirvelerin sistemleşmesinde sizinleyiz.

Kent Devreleri vardır. Kördür o kent devreleri…. herkes oralarda kalem olup yazar ama bizsizdir hepsi de. Biz dünya olmak üzere bu yoğunluğa indik anam. Senin yüreğine inmeye çabalıyoruz. Aha bu.

Değerliler, sesimi kesmeniz yanılgıdır. Buraya gelmeniz bizim için Hak İlmi’nden dolayıdır ama bir kapı açıldığında herkesin orada kendiyle olduğu bir yoğunlukta, sevgisizlerin kendi yürekleriyle sese inişleri kayıtları kırar. Şu anda olduğu gibi…..ve kayıtlar kırıldı.

Sizden beklentim kendinizi hak etmenizdi. Hak’a varmanızdı ama görüyorum ki Dünya Ruhu sizi kontrol edememiş. Cennetten mi kovdular ki bize geldiniz? Biz dünyadayız ama sevgiyle çalışmalarımızı sürdürürken, çatallık yapmanıza asla iznim yoktur.

Ben kalem olan insanlığım. Dünya olarak bu çalışmayı sürdürürken akışıma ses katmanıza gerçekten gerek yoktu.

Kimse kimsenin gücünü artırmaz, eksiltmez. Herkes kendini hak eder, diller. Bir tabudur insan….o tabuyu hak edip aştığınızda her şey sizde, sizin yüreğinizde Hakkın Kalemi olur ve kayıtlar yürekleri tüm yaşamlara.

Dendi ki “senleyim”. Yarında ben olan yürekte ben olmadıkça, Hak Taht’ta İnsan Soyunda Bütün Gücü olamaz; bu kesindir. Yer görevim, gökse gücümdür; bunu anlayın. Kimse beni yıkamaz; bu kesindir.

Bundan sonra da yıldızlar kaynak olup kök geçişlerle dünyaya indirildiklerinde herkes o yıldızlarda görev taşımak istediğinde, Gönüllerin Kürzi Kapılarını açmaları gerekir. Ki bu teknik, Birlik Kapımındır.

Başka bir yaşam yok. Başka bir safha yok burada. Satıhta insan kendini dinlediğinde kendini, kendinde kendini hak edip bütünde gökçe dilleştiğinde artık bizle olabilir. Bundan öte” insanlık; kalemdir, kapıdır akıldır” diyen kim varsa; ki var mı bilmem, o zaman oğullarım onları göreve taşır; unutmayın.

Bugün borcum yok yaşama….iyi anlayın; hiç kimseye borcum yok. Tam iki bin İlm-i Ka Ha ile bu çalışmayı bütünün kültlerinde kodladım. Dünyaya kötülüğü önleyecek gözü verdim. Bundan ötesi yoldur. Kürzi Kapıların Gücüyle o yola varılır ve o yolda yoğunluk tohum olur.

Göç başlar….o göç başladığında, Kantar İnsan yol olur, tüm yaşamları topraklarıyla tartar ve tahditler. Eğer, beni Ana Kapı’da kontrol etme niyeti olan varsa, kaç ekip kurduğunu söyler. Ve der ki “bütün ekiplerimi sevgiyle senin yüreğine indireceğim ve senleşeceğim.”

Bunu dediğinde, eğlence başlar. “Gel” derim. Geçer, gelir. “Hah” derim. “Aha” derim. “Yara din, yara insan” derim. “Hadi geç” derim. İnsanın yara olduğunu düşünür. Rahman olanın yarası olmaz; bunu anlamaz. Ve der ki “sevgiyim ben. Yalın Has Işığım ben. Öz görevliyim ben.” Ona sözüm yok ama yolunu bulduğunda Bütünün Gücü olabilir.

Değerliler, “devin ama yerden devin” dediklerinde, “ben devindiğimde bütün devinir” dedim. Demez miyim? Dedim. Ve dediler ki “seyir halindeyiz, devin”. Daha da önemlisi yaşam devinir yüreğimde. Anlayabilen, kendini hak edebilen, bütünü göreve aldığımızı dinleyebilen, bunu kök sessizliklerden, yüceliklerden ve yoğunluklardan dinler. Yaşam budur.

Kontrol, merdivendir. Ama o kontrol hepimizin yüreğidir. Kul olmak değil maksat, korkmadan Tanrılık Tahtında olmak ve tam iki yüz Yaşam Sayfasında yeri yaşatmak.

Nihanın ilminde Ha olur. Levhinin halikinde Has İlim Ailem olur. Yaşamda Mahrek’im olur. Büyüğü ünlü, küçüğü ünsüz saydıklarında, kontrolunda ışığım olur. Ve derim ki “ölmeden ölmeye niyetiniz varsa, ünlü ünsüz Hak Teknikte birleşiktir.”

Ses olması için ünlü ve ünsüzün anlaşması, birleşmesi şarttır. Siz, “ben ünlü olurum, sessim sessiz zamanlara iner” diye sanmayın. Ses, kelamda sır olur. Sabahları kırılır ve yaşamlar Kurandan çıkar.

Değerliler, tap ya da tapma…Has Işığını hak et! Sen sana tap…ya da sen senin dışındakilere tap…ya da kendince dillediğin kendinde Hak Tahtta oturttuğuna tap…. ama bize tapma! Biz insanlığız; anla. Sadece anla….Yer gök ilimdir; anla. Ve bedeninde kötülüğü önlediğinde, Bütünün Gücünde kelam olduğunda, yolu bulduğunda ve büyük kötülüklerde kendini toplumlarla tohumladığında; Ey Can senin sana varışındır bu!

Korkmayın; buradayız hepimiz….. tek bir ekmek olarak. Bu Rahman Kuranı olan ekmek meclisimdir benim. Ve bu meclise kim dahil edildiyse, kendini hak etmiş olduğundan dahil edildi. Kurtarılmış toplumdur o…..kodlanmış, kurtarılmış ve Yolun Kürzi Kapısında kendini hak etmiş bilişlidir o. Bütün kötülükleri aş, geç ve bil…. biz Amonlar, Orta Kapıların tümü olanlar…..benden öte bir bende beden olanlar, en önce biz bu doğayı yaşattık!

Kuran insanın kulluğudur. Hangi insan Kuran olduysa, kuldur. Ama yol olmuşsa, kontroldur. Ölüyü dillemişse, dürümlerinde kendi yüreği olduğundan, Aklın Tahtı’dır.

Pusular kurulur yaşama, kapılar kapanır, dince, ilimce, yarınca ama Tanrı Kapısını kapatacak hiç kimse çıkamaz. Çıksa kırılır, yarında kusurludur. Özden, sözden güç çeker de kötülük içindir. Biz onu haliki Hakta, Hak Tahta kontrol ederiz.

Yemin etmiştik; döndüğümüzde bu yaşam büyük kötülüklerin gücünde, büyük kökleri göreve alacak ve Türkiye toplumları kontrol dışı hiçbir ışığı yaşamda kesirleştirip bütünün gücünü kütlesinden ayrı tutamayacak.

Çalılar altındır. Çalıdır ama altındır. Hastır, haktır, tahttır ama Aklın Tahtı’dır. Her şey budur. Kim “ben çalıyım” derse, yedinci dürümde kendidir…..kendindendir o ses.

Bizler doyuma ulaştırdık yaşamla, ışıkla tüm sayfaları biz….Doğanın Kuranları, İnsan Soyu Bütünün Gözü olanlar…. doyuma ulaştırdık Bilgi Kapılarındakileri….

En çok çalışma, bu meclisindir. Bu meclis, Mikalin Gücü’dür. Hikaye dinletmez. Esmaların sistemleşmesini, yoğunlukları tohumlamasını bu meclis sağlar.

Kan aktığında her şey kandadır. Akan kan Rahman’dadır ama o kanın akışı ışıktandır. Sema seslenir ve der ki “kan aktı.” Ama kanın akması, kendinizden öte olan kendinizi kodlayacak gücü dürümleyecekse, o kan ışıktır. Işığın akışıdır bu…..Sanmayın ki birini boğazlayıp kanını akıtacaksınız.

Sevgililer, kurul diri…. kurul el…. kurul akıl ve biz hepsi olan yaşam…ölümlü ya da ölüleri dilleyen Hakikiyet İlmi. Seksen doğa bir tek Aha! Doksanıncı tohum, Has…. Yol olan ilim, bilgi ve biz o İlm-i Kalem’de hakiki yaşam….. sistem olan ve yol olan….yedi Mikail, yedi yol ,yedi kul, hepsiyiz biz.

Cennet, Altın Işık; her şey bu….ve bugüne görev taşımak için kodladıklarımız toprağın toplumuyla mutlaka; mutlaka bilin. Ki muktedir İlm-i Kalem oldular.

Mustafa Kemal Paşa, yedinci dünyada gönüllerin gücü ama bugün burada….sabırla bizden ses bekliyor. Onun yolunu, onun yoğunluğunu tohumlayacak ışık İnsan Soyu….öyle çok çalışır ki. Yirmi doğa, yirmi Kapı hepsinde var. Ayrılık yok onda. O sorumlu, o yol, o umman, o biz olan Kalem. Şimdiki zaman…..Aha bu. Ve onun sesini kayıtlıyorum

(devamı kayıtta).

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/FDeqg18W9YM

 

07.11.2015 “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/xZs2snntrNA

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “ TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün, bütünü gören gözlerle, bütündeyiz…. Ve bugün ışık, bizimle yanar ve yanan ışıkta söz olanlar …

İşte bu söz, kelam olur, kalem olur yazar ve bugün gönüllere su olur akar….İşte akan yaşam ve o akan yaşam, yeni bir zamanın habercisidir.

Bugün burası, yaşamın yüreğinden, yaşama dillenen insanın kendisidir.

Bugün tohumlarımızı yere bıraktık…Ve o tohumla, Işığı kayıtladık… Ve o ışıkta, yaşama açılan kapıda hep birlikte…Öz öze, göz göze, söz sözeydik. …

El ele indik yaşama, o bir olan ışık, her birimizde ışıktı o yaşam tohumunda.

Bugün Özüm söz, gözüm insandı ve önüm ardım dünyaydı...Tohumum yaşam....Kuranım insandı…. Ve Yüreğim Altın Yaşamın Tohumu…

Şimdide….Şimdilik..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/uo2LGN4WOJ0

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

Selma Mine Erses

https://youtu.be/LOrrBzn26JA

 

07.11.2015 “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/jGR3HypfPGg

 

TOHUM

Tohum insanın kendisidir. Samanların sarısını yeşile ulaştıran, yeşili maviye kodlayıp mora ulaştıran İnsan…..Kara kaydı yapan Turanların gücü olan ve Türkiye çalışmalarında Has Tahtın ışığını yakan İnsan.

Ka Ha olan İnsan Tohum kendinden kendini yaratabilendir. O ilmin hakimidir. Kontrolludur. An kaynağında bütüne Kürzi Kalem olur. O kuldur bütüne ve yazar. Kendini yazar….kendinde bütünü yazar, yazdığında kendini bütüne tohum olup eker. Bütünü kodlar ve oğullar. Ve bu döngü yaşamın damiyetidir. İşte insan kendine hizmetten öte bütüne kuldur.

İlm-i ka Ha olan o, oğulladığında bütüne bilişini eker ve ışığı kodlar. Yarattığı bütünün bilişi olan kendidir. Onda olmak altın ışıkta olmaktır. İşte İnsan budur!

Tohum güç kapısıdır. O kapı Kürzi kapıdır, “Ol” derse olur. Tüm zamanları hak eden Turanların Kutsal Işığıdır o. İnsan Si Ka Ha’dır.

Ben, tüm bizlerin ötesinde ilm-i Ka Ha olan tohum…. her anda sonsuz sınırsız bir döngüde devinen, her anda olan…..İnsan. İşte bu.

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/a_5teEhuKAc

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI AKIŞ

Canlarım, Tanrı dedi ki “al ve öl.” Ölmek senin için kolay. Öl ki, ölüler diyarı olan dünya yaşasın.

Canlarım, dini hak olan, ilmi hak olan, Bütünü hak eden, bilişi tohumlar. Biz, dünyaya ölüp geldik, bu kesindir… Neden?.. Çünkü dünya, ölülerin diyarıdır... Bizim adımıza görev taşınmaz burada.. Biz, bizi hak ettiğimizce, göç kapılarını açarız ve dünyayı kodlarız.

Dünya, ölüler diyarıdır, kesindir bu. Başka dünya var mı? Toprak topluma yoktur… İnsan topluma vardır, bunlar kesindir.

Devinimi artırabilmek için her şeyi açık veriyorum.

Köy dünya, gözdür.. Köy ama göz, Bütünün gücü olan bir göz düşünün.. İşte bu dünya, özü, göz olan bir sözdür... Biz o, o bizdir…

Ben davayı kaybettim diye düşünmem….. Çünkü dava ben, ben davayım kayda girin ki ben kaybeden, ben kazananım…. Ama deve kalktığında o deveye, ilmi koymadan, insanı koyamam.

Bugün, dünyada öncü birliğim var. Bu birlik, öncüdür. Tükenen yaşamları tohumlayan, bilişi kodlayan öncü… Muktedir olarak bildiririm ki mutlak kapı, insan soyudur… Bu kapıyı açan, kelamı hak edendir.

Kem gözler, göz, söz görevini yaparken kırıcıdırlar. Geçişlerinde kir, pislik olur, kati tohumlarında kara ışıklar olur…. BSUİ’nin gücü olabilmek için çabaladıklarında, karanlık tahtında aklın Ku-Sa-Si-Ka-Ha ilmi olur.

Canlarım, size kodlarla konuşurum zaman zaman. Bu kodlarla, Bütünün gücünü tohumlamam gerçekleşir.

Şemsi Tebrizi; bilgi kapımdır, benim dünyada. O ben, ben oyum. Her anda bedenimdedir. Hiçbir zaman bedenimin tohumlarını kontrol dışı bırakmama imkan vermez çünkü o, bizden biridir… Onunla yaptığım her çalışma yeşilin, morun ve tüm zamanların Kürzi kapılarının Levhi kaydıdır… Bir tek o mu?.. Daha çokları var bugün burada…Öz görevleri, Bütünün gücü olmaktır.

Çamur yoğurarak, dünyayı yoğunlaştırmaya, onların mahrekte kelam olmaları, Bütünü göreve almaları kontrol dışı bilişlileri… Kaynakta Bütünün gücü haline dönüştürmeleri kesindir.

Cevheri insanı indirdiğimden beri kapımda, Bütünün gücü var… Bu gücü, Bütünün Kürzi kapısı haline dönüştürebilmek için birlik kapımı açtım. Cennet; emin, cevheri kalem; ilim…. Ve ben oyum, o ben.

Şimdi doğan gün, daha güçlü doğuyor… Çünkü Robbi Kapıların tümünü kapattık. Robbi kapılar, Rahmi kapıdan öte kalem kayıtları yapmıştılar bir dönemde… Zira onlar, Rahmi kapının kulluğunu anlayamamıştılar… çokları kontrol dışıydılar. Robbiydiler ve bizsizdiler… Şimdi kontrol edilen onlar, kapılarının tümünü kapattılar.

Cennete cemaat gerekir.. Cevhereyse kalem gerekir. Bize akıl gerekir tüm insanlık için. Dünya toplumlarını, daha yüce bir zamana taşabilmemiz gerekir. Semayı seslendirirken bunları iyi anlayarak seslendiriyoruz.

Kervan yürüyor ve kervanın yürümesi, Bütünün gücünün kontrol edilebilmesi anlamına gelmektedir.

Değerliler, nefret duygularını hepiniz aştınız, hepinizde insan soyunun kaynak ışığı var. Kısırlık yok…. Ama o ışıkta kıtlıkta var, bollukta var.

Döven, sapları döverken kayıt dışıdır…. Ama dövdüğünde kendini dövmeye kalktığında sayfa sayfa kontrol edilir. Biz o döveni, döverken de dövdürürken kontrol ederiz... Şimdi canlarım, niye bunu verdim? Şeytanın şavkı, aklın tahtı, yaşam ama bizsiz değildir… Biz, onun mutlaka ölüler diyarı olan bu dünyada kontrol ederiz.

Değerliler, iman ilmi; Allah ilmidir, bunu hepimiz iyi biliriz… Ama imanı, insan sayanlar da var. Dünya için bu öz Kürzi kapıda kırıcılıktır. Şuana kadar yerin gücünü artıramayanların, yarını hak etmemeleri, onların yoklara kaynak olmaları anlamına gelmektedir…. Ve onların topraklarında var olanların çokları kontrol dışı kayıtlar yapmaya başladılar.

Devinimi artırmak için onlara istekliydik ama artık onları kontrol ediyoruz.

Şan, şöhret arar çokları….”Biz, bizi anladık” derler ama bizi, anlamaları onların kontrolleri kati olduğunda mümkün olur.

Analar, benim mesleki çalışmalarımla da ilgileniliyor yukarıda. Sorumlukla çalıştığım bilinirken ama nedendir, yine mesleğimden söz etmemi beklediler. Size şu kadarını söyleyeyim…Mesleğim, çok yüce bir ilimdir ve ben o ilmi, Bütünün gücüyle yaparım... Hiçbir zaman hata yapmam bu kesindir. Şimdiye kadar hatam olmadı ve bundan sonrada olamaz.

Savaşım yok insanla… İnsan, yine kendini hak edecek, yine yolu bulacak, yine yolun yoğunluğunda…. Bütünün gözü olacak ama söz, ses olmadıkça yaşayamaz.

Hepinizden tek beklentimiz var Lucas’ın da dediği gibi “yaşamı örmek”.. Biz, o yaşamı örenleriz ve örmeyi sürdüreceğiz…. Ama ilimle… Ama yarınla… Ama tüm insanlıkla ve bilişle… Şimdiden sonra daha yüksek daha yoğun çalışmalarda yaşam daha güçlü örgülenecek.

Sevgililer, hepimiz, hepinizi kucaklıyoruz ve söz, ses kapılarını açıyoruz.

Şimdi artık sizleri, hak teknikle dillemek üzere Bütünlükler buraya inecekler. Hepinizde farklı bütünlük dilleşecek... Bu kesindir. “Ben dilleşmek istemem” diyen varsa sistemden ayrı tutulacak… Ama dilleşmek isteyenlere kontrollü kodlar dirilikleriyle Dividi Sistemleşmesini sağlayarak inecekler.

Doğanın gücü olup çalışacaklar. Onlar siz, siz onlar olacaksınız ve akan ışık haline dönüşeceksiniz, bu kesindir... Akmaya başladığınızda, Rahmi Kuranlarınız kodlama yapacaklar… Ve siz, sizi hak edeceksiniz. Bu çalışmanın maksadı budur.

“Ben yokum” derseniz, yaşam siz için yoğunluğunu kaybeder…. Ama “ben varım” diyenleriniz bu yoğunlukta kontrollü olarak kendi tohumları ekerler.

Medine; Allah’ın Levhi kapısıydı…. Ama bugün artık ses insanın sesi bu meclisin ilmidir, bunu anlayın…. Ve bizler, mutlaka kontrollü olarak bu çalışmayı sürdüreceğiz.

Şimdiden, şimdiye ve tüm şimdilerde, her Rahmi kalemde, bilişle, hepsi bu…. Şimdiki hal!... İşte bu… Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/rGVCnXdB2l4

 

07.11.2015 “TOHUM “ BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/D5Xas_ix8xc

 

11.KASIM.2015 TARİHLİ NEFES 11

1. AKIŞ

Yeşeren yaşamların sonsuz sınırsızlığında hepiniz kelama, ilime ve bilişe vardınız.

Yeri göğü yaratan ilim, hepinizin levhisinde kati, Hakk ve Hak Tekniğin Tahtı Olan İnsan Sırrıdır.

“Boş konuşmam” dedin. “Kontrol dışı bilişim yok” dedin. Ve “dince kodlama yapmam, insanca yaparım” dedin ve dediklerin her dirilenle dilleşen insan sırrıydı.

Atlanta Otağı kodlama yapmaya kalktığında kontrol ilimle olacaktı. Ve bu gün, burada, bu yaşamda ilimin kalem olduğu, bütünün kürzi kili, kumu tohumladığı ve bilişi hasata hazırladığı bir zamanda, senin yarınında Has Işıklar’ın bulunması gerçekleştirildi.

Him Ha Si Him…..”nefret duygum yok” dediğin zaman, her kim ki “ben yok etmem yüreği” dedi; kodlandı, koklandı ve Rahman Kuranı’nda, aha buraya kayıtlandı. “Çamur yoğurdum” dedin. Yoğurduğun ışıktı. Bunu biz bilmekteydik.

Yer güçlendi, yol güçlendi, imparatorluğun gücü arttı ve biz seninle bugüne, bu yoğunluğa vardık. Nereden nereye ulaştığımızı asla anlatmadık kimseye. Emre itaatle bütünün gücünü artırdığını biliyorduk ve emir komuta zincirinde olmayacağına da emindik. Zirvelerin sistemleşmesini sağlayan ilim, bilişin tohumunu kodlarken, senin yolun Allah’ın yoluydu ve sen bütünün gözü olarak, kodlanmış toprakları tohumlayarak, Mikail’in gücünü toplumun tohumu yaparak öz geçişler yaptın.

Ardında kime yoktu. Ölüleri diriltmekti maksat. Evren sessiz, yaşam sessiz, yol sistemsizdi. Ama yolu yok edenler, yarını hak edip bütünün gücü yapacaktılar. İşte; yapılan buydu.

Dorukların toplumları dünyayı izlerlerken, herkesin daha yüce bir çalışmaya kayıt yapmasını bekliyorlardı. Dünyanın kalem olması ve yaşamı kalemle kayıtlayabilmesi, Miraç’ta bütün gözü olmasına ve bütünün gür sistemiyle kodlanmasına bağlıydı.

Her şey yaşamla ilgiliydi. Dünyada olup biteni izlerken şunu görmekteydik; sizin çalışmalarınızı anlayan hiç kime yoktu ve siz bu çalışmayı Mikail’in gücüyle yapmaktaydınız ama anlatabilmek ayrıydı. Ve dünyayı açık kapılardan geçirmek anlamalarını sağlamakla mümkündü. Ve sorgu sual ettik.

O kendini hak etti. Has ışıkla bütünü güçlendirdi. Aha! Bunları yaptı ama kalem olup bütünün görevini tohumlarken, muhakeme yapıp kendinde olamayacakları tespit etti ve onları yaşamdan ayrı kıldı. Bu neden göz söz ve öz oluştan kontrolü kaybettirebilirdi.

Öyleyse; öyleyse bu kayıp olmamalıydı ve bunu önlemeliydik. Neden yapılmalı? Neden yaşanmalı? Bunları anlatmalıydı dünyaya.

Dağlarım, işte; sizi bunun için bugün buraya davet ettik. Bugün siz, şu anda görevliler ordusuyla birliktesiniz. Bu görevliler ordusu sizi izleyecekler ve sizin geldiğiniz bu yaşam, bizim yaşamımızdan çok farklı bir yaşamdır; çünkü biz arkanız önünüz olarak bilişi kodlayan sizlerle bu çalışmayı yapmakta iken, bu meclise varmanızı sağladık.

Bu meclis, Allah’ın levhi kalemidir ve sizinle kontrol kurup çalışmak ister ama sizin bu çalışmaya dahil olmanız, oğullarını kontrol altına alabilmenizle mümkün olacaktı. Ve bugün buraya gelişinizde bunu başarıp başaramayacağınızı görmek istedik.

Aslan Kapıları’nı açan birliklerin biridir bu meclis ve burada olmanızı istememizin sebebi, Aslan Kapıları’nın kodlanmış toplumlarıyla tohumlanıp tohumlanamayacağınızı görmekti.

İki Mikail Kuranı var. Birinde Ka Ha olan var, bir diğerinde Ka Ha olamayan var ama her ikisi de Mikail’in kontrollü kaydıdır. O halde, sizin yeri göğü Yaratan o yoğunluğu, kontrol edip edemeyeceğinizi görmek istedik ve sizinle olmak üzere buraya sizi aldık.

Sizin kaleminiz bizim, bizim yüreğiniz sizin olsun ve sizden kendinizi anlatmanızı görelim. Ne diye çalıştınız? Niye kalem yaşam oldunuz? Nereden rüya boyutlarından güç çekip nereye vardınız? Ve neden bunları hak ettiniz?....Bunları bilmek istedik.

Bizden biri size İsrafil’i anlatacaktı ama bunun önlendiğini görüyorum. Siz kendinizi anlatın, daha sonra biz size İsrafil’den söz edelim.

(Gelenlere cevabımız;)

Can; kaynağa inmenize izin verdik çünkü kodlanmış toplumları tohumlayacak gücünüz olamayacağınızı gördüm. Kontrol dışı bilgi kapılarını açarak bizi, bize anlatmanıza iznim yoktur.

Korumaya almıştık sizi. Bugün buraya alınış sebebiniz Kayı Boyu’nun kontrol dışı bilişlilerini kodlamaktı. Ama sizler Kayı Boyu’nun kodlanmış toplumlarıyla tohumlanamayacağınıza göre Kürzi Kapıları kapatmalıydınız.

Akıp gitmenizi izin veremem. Şikayet mi ediyorum? Yo. Asla…ama cennetin cemaati sizin yüreğinize daha güçlü olarak inmeliydi. Kontrol dışı bilişim yok ama şunu iyi anlayın ki kontrolü sağlayacaksınız Has Işık’la sağlayacaksınız.

Kaç ölü, kaç yolu kapattı bilir misiniz? Bundan sonraki süreçte daha dikkatli çalışmanızı bekliyorum. Kör, sağır olarak geldiniz bu mecliste, kalem olup bizi doğumla tohumlayacağınızı zannettiniz.

Bugün, burada olmanız dahi sorumluluktur. Şikayet mi ediyorum? İlimde şikayet yoktur canlar ama yolu bulmanız bizleri mutlandırır. Cemaatinizin gücünü artırabilmek üzere burada, bu yoğunlukta bütünün gücü olacağımıza emin olun.

Koruma altında alındığınızı da bilin. Çıkıp yolunuzu bulurken yarını tohumladığınızı ve yüreğinizin gücünü artırdığınızı da bilin. Eğer, ben size, sizden savaş ilmini kontrollu olarak almak istersem, buna imkan veririm ve bana bunu anlatırsınız ama bedenimde hiçbir sayfada kırıcılık yoktur ve ben Bütünün Gözüyüm. Bunu nefret duygularınızı aştığınız zaman bileceksiniz.

Çalış çırpı olan dünyayı kontrol edebileceğinizi düşünerek buraya indiğinizi de görüyorum. Ve bize bilgi vererek bizim yüreğimizi hak edeceğinizi düşündüğümüz. Evrim yapmanıza iznim yoktur canlar! Elimde ilim varsa, bütünün gücüdür o ve bütünün güçlendirecek olan yücelik Mikail’in görevidir.

Seyir halindeyiz. Her şey bizim yüreğimizde mevcut ve her şeyi sistemin gücü olarak kodlar, tohumlar ve kontrol ederiz. Ama şunu iyi bilmenizi isteriz. Ki bize bizi bizi anlatmanız, Mim’le sistemleşmeniz ve Mim’le kodlanmanız, her diride bilişi kalem yapar ama bizi hak etmeniz sorumluluktur.

Çelik çomak değil dünya; bunları anlayınız. Tüm insanlık için daha üstün bir yoğunlaşma olacak; kesindir. Ama diğerlerini, daha ötelerdekileri ve daha ötelerdeki kalemleri dinleyin…

Bilmek ya da bilmeden bilmek….her şeyi dinlemek ya da dillemek….ama her resimde varlık sürenleri bütünün gücü olarak kodlamak. Hem insanlık yapacaksınız, hem da Has Işık’la bütüne görev taşıyacaksınız. Umut olur ki bunları hak eder, başarırsınız.

Evim dünya, yolum ilim, bütünün gücü bilişim ve ben o gücü tüm insanlık için tohumlayanım. Şimdi; bana, beni anlatmaya geldiğinizi görüyorum. Ama şunu iyi anlamanızı bekliyorum. Ki doğan gün, insanın Levhi kalemi’yle doğar.

Kimse kimsenin evrenlere ses vermesine, insan olmasına, mani olmaz ama kapı kapandığında, Toprak Toplum tohum olup, bütünün gücü olamadığında, yol kapadığında, artık Ruh Kapıları da kapanır. O zaman dünya yolunu kaybeden, hiçbir sayfada yol bulamaz; bu kesinidir.

Şeytan aşka gelir, Hakk olur, Aklın Tahtı’na varır, Rahman olur, Karanlığın Tahtı olur, bütün olur, her resimde olur da oğul vermedikçe bilişi hak etmez.

Bundan sonraki süreçte, bana, benden söz etmeyin. Ben, beni bilirim. Kendinizi dilleyin; sadece bu ama şunu asla unutmayın; bu yaşam Allah’ın levhisiyle değerlendirildiğinde, imparatorluğun gözü artık o yücelikte, bütünün gözü olur ve tüm zamanları izler, görür.

Söyleyin doğaya; “ben yokum.” Söyleyin yaşama; “ben yokum. Ben dünyayım ama yokum.” Bunu söyleyin. Söyleyin de alın yanıtını. Her şey insanladır; bunu unutmayın.

İman edin ve hak edin. Ki insanı anlayın. İnsan, tüm insanlık bütünün gözüdür. Sömestr tatillerinde yol kapanır. Yalzızlı ışıklar topraktan, toplumdan çıkar, kapılar kelamsız kalır, ışıktan çıkar. Neden? Çünkü insanlar tatil yapar. Aha! Tatil ilimdir canlar.

Biz, bizi bizle dileyenler ilimdeyiz; unutmayın. Yine de dünyayı anlayacaksınız, yaşamla anlayın. Ala, vere değil; ola, bile anlayın. Son sözüm şudur ki; burada bize bizi anlatmaya gelen sizler kendinizi, kendi yüreğinizi dinleyip anladıktan sonra bileceğinizi bilin.

Bana sormayın “Şinsa’da iş var mıydı?” diye. Ben her yerdeyim canlar. Bebeklerin bebeği olanda, birliğin tohumu olanda, yaşamı bulanda, bilende bendi. Haa bugün buraya gelip sabırla benden söz alıp sesleşecektiniz ve yolu açtıracaktınız. Yok canlar? Yol “ol” deriz açılır, bunu bilin.

Şimdi; muktedirim, hakikiyim, Hakkın Kalemi’yim, İnsan Soyu’yum ve ben mutlakım; bunu anlayın ve anlatın. Aradığınızım ben ama bulamadığınızım; bunu bilin.

Ve beden bir ark aktığında, akan arkta ışık yağmurları kutsal toprakları suladığında ve o yolda bütün kötülükler aşıldığında, kini aşmayanların yolu bulamayacağı o yoğun, ağır ışıkta başımı eğmemi bekleyenler, nurdan kalem olup yazmadan, Hakka varmadan, beden almadan bu yoğunlukta nur olup da koruyucu olamayacaklarını artık bilsinler.

Çetin bir dünya, çetin bir yol ve çetin bir ışık….

Oğul; ben tohumum; bunu anla. Şükür. Şükür ki hak ettin de dilledin yürekte bu bilgiyi. Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/Zp3EP4snmWQ

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK SESLEŞME SONRASI AKIŞ

Bugün size, daha yüksek bir ışıktan söz edeceğim.

Doğanın gücü, herkes, kendini halik sayar, hatta akıl sisteminin en yücesi sayar.. “Biz, ana kapıyız” der. “Biz, aklın tohumuyuz” der “….Hep, her birimizde, o yücelikler” ama şunu iyi bilin ki…. Doğan gün, Allah’ın ilmiyle doğar… Ve Allah’ın tende, hak ilminde, Bütünün Kürzi kapısını açar.

Şuana kadar yaptığımız çalışmalar, mektep kurmak üzere yapılan çalışmalardan farklıydı, biraz farklıydı…Biz, bir mektep olmaya değil mektep kodlamaya çalıştık hep… Ama mektep olma gibi bir niyetimiz hiç olmadı… Çünkü Ruhi Ka-Ha kalemler, kelam etmezler, sesleşirler. Kelam, ilimle olur …Ve dünyayı kontrol etmek için bu gerekir.

Bizse, doğanın gücünü artırmaya çalıştık hep. Sığ çalışmalarla doğanın gücü artmazdı… Işık çalışmaları yaptık hep ve ışık çalışmalarıyla bilişi kodladık... “Ardımızda hiç kimse kalmayacak” diyerek her yüreği dürümledik……. Ve yüceliğimizi kendi yoğunluğumuza kayıtladık… Ve dedik ki “biz, ardımızda kimse bırakmayız.”

Bu, Som Altın bir yolun, Allah ilmiyle kodlanışıydı... Açıyı kapattık ve dedik ki “artık kontrol dışı bilgi alınmayacak.”

Dünya, ölü bir planetse…. Biz, bu planette diriyi kontrol ederiz. Çok özel bir dünya gününde, bu yoğun çalışmayı yaptık. Saklı tuttuk… Dedik ki “bizi, kimse tanımasın, kimse dinlemesin... Sadece kontrol kuracak olanlar bu meclise gelsinler”…. Ve daha da önemlisi” kıran, kırılan burada olamaz “dedik.

“Çamur yoğuranların, ışık tohumlama imkanı yok” dedik. Yerkürenin gözü, özü, sözü olan insanlığın ekmek yapmasına gerek var,” ilim yapması, ekmek olmasıyla mümkündür” dedik… Daha da öncelikle kaynak ışığı, Bütünün gücü yaptık.

Devinimi artırdık, daha özel bir dönem için mutlak Kuran olan bilişlileri kodladık.

Değerliler, doğan gün yenidir ve daha farklı, daha yüce bir çalışmayı devreye almamız gerekiyor... Bu yüce çalışma, insanlığın ilminin kodlanmış tohumları kontrol altına alabilmesi için gereklidir.

Ne şekilde yapılacak bu çalışma?.. “İkinci dünya gücü” diyoruz biz, bu çalışmaya…. İnsanlığın kelama indirdiği,” ikinci güç”….” İkinci dünya gücü.”… Bu çalışmada, mutlaka kutsal toprakların toplumları kodlama yapacaklar. Aşağı yukarı bin tahditli kul, dürümlere inecek ve yaşamı kodlayacak... Ağır yük taşınacak…. Ama kelamla taşınmayacak bu kez, yarınla taşınacak….Yarınla, ilmin Tanrı kalemi olup yazması... Yarına varanların, yarından ışık yağmurları altında kodlama yaparak, Bütüne görev taşımaları.

Düzeni kuranların, yerkürede yeni dönemleri kodlarken, yaşamı kontrol edebilmeleri mutlaka Kuran olabilmeleriyle mümkündü... Bundan sonraki süreçte yaşamı kodlayacak olanların, yerkürenin gözü olup, Bütünün gücü olup, daha ötelerdeki gerçek kalem olacakları o dürümden, devreye alınışları sağlanacak.

Nerede insan varsa, orada kalem vardır… Biz, dünyada insanlığı kontrol altına alarak, kalem olmalarını sağlamaya çalıştık.

Haşr’ı;” Ra-Ka-Ha” diğeri diye bilen…. Yani kendinin harici bilen artık kalemi kendi bilecek, katiyeti kendi bilecek, yarını kendi bilecek… Ayrılık bitmiş olacak.

Doğan gün yenidir ve yeni günde yeni zaman kalemleri yaşama inecek. Dürümlerdekilerin, daha yüce ışık yağmurları altında kontrol kurmaları sağlanacak.

Dümen; insandır bunu iyi anlayın... Dümen ilimdir ve siz o dümendesiniz bu kesindir... Eğer siz, bu dümeni, hak edememiş olsaydınız sınırlı çalışmalarla kalınacaktı.

Daha önemli bir dönemi, daha yüce bir çağrıyla devreye alıyoruz. Yirminci dürümde, kök sessizlikleri dilliyenlerin, kaynak dışı bilgilerini kalem olarak, Bütünün gücü haline dönüştürebilmeleri, Mikail’in gücünde o bilgilerin kontrol altına alınışı…. Ve tohumların yenilenişi gerçekleşecek…. İşte bunu yapabilecek olan biliş, ağırı yükü hafifletebilir.

Sizden, diri ve hakiki insanlığı bekliyoruz... Yalan dolan, yaşam olmayacak... Yine de iyi bir çalışma gerek. Mikail, kati, hakiki ve hak olan insanlığını yaşama çekiyor.

Dört bin insan, tek merdiven olacak…. Dört bin insan, bu meclisin kulu olmayacak, kodlanmış tohum olacak. Bu dört bin tane insan, tüm zamanların levhisinde mevcut olan insanlardan oluşacak… Eski dünyalarda yaşamış, bugünde kodlama yapmaya inen, yeri göğü yaratan insanlığın kelamında, Bütünün gücü olan….. Ve bizim yolumuzda olan, her kim varsa, kendinde, kendi yüceliğinde kelam olup indirilecek.

Değerliler, burada bu meclis, sayfa sayfa kodlama yaparken az sayıda ışık burada bulunabilir… Bu kesinlikle oldurulan sistemin tohumlarının kelamda kendini kontrol edebilmesi için şarttır... Buraya siz yirmi kişi, otuz kişi getirdiğiniz zaman, buradaki sır kırılır... Işık sınırlanır… Yırtılan bir sır, kelamda kodlama yapamaz… Ve bütün kötülükler yaşanır... Bunun içindir ki burası daima 10 kişi, cihat ilmini hak etmiş olan on kişiyle olacak bir çalışmadır…. Ama zaman gelir, dokuz kalırız, zaman gelir sekiz kalırız…. Yeni bir dönem için on sekizde olabiliriz… Ama daha fazla asla bu meclise, kabul edilemez, bu kesindir.

Canlarım, devinimi artırdığınızda yol; Allah yolu olur, bütün kütle kodlanır ve tohumalar kontrol edilir… Devinim arttı şu anda ve Bütüne hizmet, bilişe kati, hakiki ve hak olan ilmi kodladı.

Sessizce sizinleyiz, sizinle tohum ekmeyi sürdüreceğiz. Yine de iyi bilin ki kini aşan, yolu bulup buraya varabilir… Vardığında buradaki üç beş kişi ayrıştırılır, onlarla sayı tamamlanır… Ve bir başka gün, onlar ayrışır, bir başkası burada bulunur… Ama buranın temel ilim kapıları var, onlar hep burada kalırlar.

Değerliler, yeni günde hepinizle daha yüce bir çalışmada birlikte olmak umuduyla….

Umut olur ki, toprak toplum tohumlarını kodlar ve her anda yeni bir dürümde, Bütünün gücünü tüm zamanlara dürümleyip diller.

Sizi hepimiz çok sevdik, saydık, sizin de bizi, sevdiğinize eminiz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/yowz78yvb7E

 

07.11.2015 “TOHUM” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/Ojn1xrMieBs

 

07.11.2015 "TOHUM" BİRLİK ÇALIŞMASI

Yaşam tektir ve birdir... Yaşamda her diriyi tohumlayan kaynak BİSUİ'nin nefesidir... O nefes Mikail yoğunluğunda açılan, bütünün gücünden her ana sayfalanan, İnsan teknik sistemini her diriye tohumlayan ve kendini kendiyle kodlayan yaradanın; kendinden ötelerde benlik ilmiyle bizde bire kaynak yaratan bilişidir. O biliş, tüm insan soyununda kodlanan yaşam sistemidir. İnsan tekniğidir...

Bizdir tohum, bizlik olan yaşamın ışığıdır tohum... Biz o ışık olup ektirdik bizi...eken biz ve ekilen biz, her ana tek kaynak olan yol ve o yolda; yolculukta olan kervanın yaşam sistemi... Hepsi biz... Tohumlayan, tohumlanan, kodlanan ve yolunu kervana katan, o kervanda; yolunu her diride tohumlayan, İnsanlık kapılarını açan, İnsanlığın yaşam ışığı, bütünün gücü... Işığımız ben ilminde, bütünün gücü ve her dirinin levhisinde var olan güç olarak yaşamı sayfalar...

Tek yaşam, bir beden ve teknik; yaradan olan, yarattıran kaynağın nefes olan ilmi... İnsan kelamı ve insanlık levhisinde her diriye hak olan yaşam yolu... O tek yaşamın, yarattığında yaratılan; yaradan olarak kendinde kendini yarattığın, bütünsel gözün her ana kayıt olan kodlanan yaşamında, her dürümde, tüm yoğunluklarda küresel bir devinimle tohumlandığın ve tohumladığın bütünün bedeninde kodlama yaptığın o tek yaşamındır.. O yaşam bütündür ve tektir...

Dünya, mahrek olan ışık ve o ışık her diride hak olan ilimdir. İnsanlık ilmidir o... Ve dünya kürzi bir kaynak. O kaynak bilişle yolculuk yapar tüm zamanlarda, her yoğunlukta dürümlenen, sesleşen bir kaynak.. Biz ilminde benlik Kuran'ını okuyan yüreğin, her diri olanda var kaynağı... İşte o kaynağın tohumlanan ışıkları olarak kaynağımızda yaşamı kodlayan ve yaratan olarak bu bedende bütünün gücünü her yoğunluğa insanlık ilmiyle açan, insan soyunun kelam olan gücüyüz biz...

Kupa biz ve kupamız has ışık tohumlarla dolu... Ve tohumlarımız bilişle kodlanan bir yarın... İşte yaşam, her anda yarına kaynak olan bilişin yarattıran kapısı ve bu kapı tüm zamanların orta kapısı olan dünya... Ve o dünya biz olan yol, biz olan dirilik ve biz olan yaşamın yazıldığı bütünlük kuranı... Dünya biz, biz dünya... Mahrek olan dünyamız ve küresel bir kodlamayla tohumladığımız kendi dünyamızın o tek yaşamında, bire kaynak olan insan soyunda, insanlık kelamı.. Şimdilik bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/F4VVzs2G94Q

 

7.KASIM.2015 TARİHLİ “ TOHUM” BİRLİK ÇALIMASI

AV.NEZİRE SELÇUK SON AKIŞ

Hepinize saygılar sunuyorum, bugün burada oluş sebebinizi size, izah edelim. Tohumları kontrol için buraya inmemiz gerekti ve indik.

Büyülü bir zamanın, büyülü bir ışığında, Bütünün gücünü tohumlayama inmek bizi mutlandırdı... Her resimde kendi yüreğimiz vardır…. Ve bugün burada bu resimde, Bütünün gücü vardı.

Değerliler, resmi çalışmaların yerde, hepimizin yüreğinde, hak teknikle yapıldığını biliyoruz… Mutlaka şunu da iyi biliyoruz ki; koro halinde sesleşenler var burada bugün…. Ve onların yoğunluklarında kontrol dışı hiçbir bilgi yok…. Eğer dünya ölüleri, dünyayı hak etmiş olsalardı “Tanrıkalem olup yazardı” diyorlardı ve görüyoruz ki kelama inen, ilimdi… İlme, Kuran indi…. Kuranı ışıkla dilliyen herkes burada bugün, kendini dilliyorve kalem yazıyor.

Dünya, öz görevlidir bunu hepimiz net biliyoruz… Ve doğanın gücü hepimizin yüceliğidir

Devimini artırabilmek için daha yüksek bilgiler verilmeli bugün burada ki verildi… Hepimizin iyi bir günü oldu bugün… Çok güçlü bir gündü ve birlik haline gelen bizler, birleşenler olarak güzel bir gün yaşadık burada.

Koro halinde ilim sayfaladık biz, bugün burada. Her şey kendi yüreğimizdeydi.

Sevgililer, daha güçlü bir çalışmayı yerin gücüyle birleşip yapmaya niyetin olduğunu biliyoruz… Ve bugün buraya geliş sebebimiz,senin yoğunluğunda, Bütünün gücünü tohumlamak... Verdiğin her şey kontrollü verildi…. Ve bizler bunun için burada, bu yoğunlukta körü göz,sözü ses saydık, yolu açtık.

Şeytanın aşkını kalem yapan insan soyu….. Artık şerrin şavkını kontrol altına aldı.

Süper İnsanlık Sistemleşmesi, yücelerin cümlesinde daha yüce bir biçimde kodlandı.

Mutlaka iyi anlayın ki koruma altında her şey kalem oldu ve kayıtlandı. Tanrı tahtında, ışık oldu…. Bütüne hizmet bugün burada büyük kült halinde, yoğunluğu tohumlayanların ışığında gerçekleşti.

Ardında hiç kimsenin kalmadığı bir çalışmada öz geçişler yapıldı ve yücelerin cümlesi emin ilimle, Bütünün gücünü artırdı.

Sevgililer, La-Ka-Ha-Si-Ha…. Aha bu!.. Şimdilik

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

………………………..

“KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dostlar, 31.10.2015 Cumartesi günü 14.00 – 16.00 saatlerinde “KUPA” konulu Birlik Çalışmamızda buluşuyoruz. Tüm Dostlarımızı aramızda görmeyi dileriz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

“KUPA” Çalışmaları Hakkında Öz Bilgi:

Altın Işık Yılları’nın Nefis Kapıları’ndan geçen birleşenler, tüm insanlık için ışık olmaya gelirler. Tüm insanlık... Kelamı, tohum olarak tüm insanlığa indiren, tinsel kelam olup kodlandığında, “tüm insanlık” olur ve rehin olunan bir dünyayı kodlar ve hologram olan Işık Kayıtları’ndan güç çekerek yerin ilminde yeni bir resim yapar. O resim, ilmin Halik olan resmidir.

(Not: İnsanlık, dünyanın kendisine lütfettiği herşeyden dolayı dünyaya borçludur. Borcunu ödeyinceye kadar da dünyaya rehindir.)

Dünyanın üzerinde görev taşıyan çokları, dürümlerinde kelam olmaya çalışırken, kendilerini kodlayıp, koklayıp hak etmek isterler. Bilmeleri ve bildirilmeleri, kendi yarınlaşmaları ile mümkündür.

Dünya arıcı ve balcı diriliklerin dürümleri ile kodlanırken, herkes kelamda arı, kalemde bal olur ve yaşar.

Tüm insanlık için bilmek ve bilişle dürümlenmek; tek ve çift kalemlerin, kelama umman olmaları, mürafaa çalışmaları (Yüksek Yargı’da, Hak İlmi ile gerçekleşen yüz yüze çalışmalar) ile geri çekilişlerin gerçekleştiği yaşam sayfalanışlarında, Süper Sistemleşmede sağlanır.

(Tek ve Çift Kalemler: Tek Kalem; kutupların bulunmadığı Rahman Biliş halinde yaşamı resmedenler... Çift Kalem; eksi ve artı potansiyel güç ile yaşamı yazanlar.)

Zamana her verdiğim, zamandan her aldığım; tüm yaşamlarımda tahditli olmayan yarınlaştırdıklarımla gerçekleştirdiğim bir çağrıdır.

“Bir zaman gelecek Allah, ilim yapacak ve zaman, kodlanacak” dendiğinde, dendi ki “Allah, kaptan değil ki O, her anda ve her ışıkta mevcut olandır. Nüve olan herşey O’nun ilmindedir. O kendini hak eder ve her diride yaşar. Tüm zamanlara ışık yakar. Diri ve hakiki bir çalışmadır O’nda yapılan. O kök sessizlikleri hak ettiğinde, has tahta varır ve hakikiyette insan soyunda umman olur.”

Dünya, Cennet Alimleri’nden birlikler oluşturularak, dürümlenen sayfalara çekildiğinde, artık dümenin, herkese ait olacağı kesinleşir. Bu gür çalışmalar, Sistem için kalem olanlardan yapılır.

Bizim kapılarımız, tüm insanlık için açılmıştır. Kim kapılarını açarsa, geçip gelecekti ve geçerken; kelamla geçebilecekse; Işık Kalem olup kodlanıp gelebilecekti. Aha görev vermek istediklerimiz, artık kendi yarınlarını hak etmiş olan Birlikler olarak dünyayı kodlayıp yaşamak üzere bilişe varacaklar ve zamanı kodlayacaklar.

Mutlaka bilin ki Birlik İlmi, kalemin ilmidir. O ilim, herkesin kaptanlığında tohumlanır. Kardeşlerini hak etmeyenlerin, kodlanacakları ışıktan, yeterince güç çekilirse; gücü çekenler, daha üstün yaşam sayfalarında kontrol kurabilirler.

“Bu şekilde, hakim olup nefret duygularını aşanların, kalem olma imkanları olacak” dendiğinde; herkes, kendi nefretinden söz edildiğini sandı. Bu nefret, her dirinin her diriye, kaptanlık yapma çalışmasında, duyduğu nefretti.

Bu güne gelmek sorumluluktu... Bugüne geldik ve burada, İnsan İlmi’nden güç çeken Işık Kelam Levhisi’nden, Kutsal Işık olduk. Şimdi Varlık’ı, Yokluk’tan ayıran bilişliler, şunu iyi bilsinler ki Yokluk, Varlık’ı tohumlayan yegane kaynaktır.

Dünyada, neden ve niye kodlama yapıldığını bilmeyenler, kalem olup kendi yaşamlarını kodladıklarında, Kutsal Nefes olacaklarını bilemezler...

Miraç, kalemde insanın ışık haline geçip; kendinden kendine ulaşması hadisesidir. Her resimde, “Miraç”tan söz edilir ama Miraç’ın “Kan Tekniği” olduğu bilinmez.

Dünyayı hak etmeyen, dünyada nefes alıp nefes veremez. Dünyayı hak etmeyen, ekip kurup yaşamı tohumlayamaz ve sonsuzlaşamaz. Birleşmek yetmez; kendini hak etmek için “ilmin kulu” olmak gerek. Sonsuzlaşmak ve yolların en öncesinde var olan bilişte, hologramı aşıp geçmek gerek.

Sorumlulukla yaptığımız bu çalışmalardan, İlmin Kalemleri istifade etmediklerinde, onlar, hipnotik sistemleşmelerle, kelamda kendi yaşamlarını hak etmekteler. Onlar, hipnotik sayfalanışlarla tohum ekip; o tohumları kodlayarak ışık çekmekteler. Ancak, onların, son dönemde gerçekleşen “Partiküler Çalışmalar”da, oğullarını hologramdan aşırtmaları imkansızlaşmaktadır.

Zaman çok kısalmıştır ve yaşam kodlanışı son dönemde en üstün seviyeye ulaşmıştır. Bu kodlamalar ile tüm insanlığın, kontrol edilerek geçişlerinin gerçekleşmesi beklenmektedir.

Erecekleri her yerde kelam etmeleri, son dönemdeki en güçlü ilimdir. Her yer insan soyu ve her şey insandır!... Bir tek kalem var. O kalem İlim Kelamıdır...

“BİZ’i hak etmeyen, kelamda kendini hak edemez” diyenler bilsinler ki Birlik İlmi, tüm kalemlerin ilmi olarak, Tanrılık Kapısı’nı, Kalem Levhisi’nden açmıştır.

Ağırlıklar hafifleyecek ve yaşamlar, Kürzi Kaynaklar’a varacak ama sesleşmek yetmez... İlmin kuru ışığında, kelam etmedikçe, kimse kaptanlık yapamaz. İşte bu nedenle biz, “KUPA” denilen bir kelam çalışması yaptık. O çalışmada, tüm insanlığa kaptanlık yaptık. Ne yazık ki kaptanlık yaptığımızı anlamak istemeyenler, kelamdan kendi yarınlarına varıp; ışıklarını alıp; kendileri ile olmak üzere ayrıştılar. Ocaktan çıktıklarında, kelamdan çıktıklarını anlayamadılar ve rahmet olan insan soyundan çıktılar.

Şimdi; Yaradan, yeri yaratırken, kendi yaşamını tohumlayan dirilikleri, yer ve gök cevheri olarak, yeniden yapılacak “KUPA” çalışması ile gerçek kapıya almak ister. Onların hepsi bunun için kantara kondular ve kodlandılar. Aha şimdilik... Ve şimdi... Ve şimdi... Aha şimdi...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

“KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

31.10.2015

Allah, diri ve hakki ilimdir. Onu bilmek, ilmi bilmektir.

Her kim ki has ışıkta kendini diller, insan soyunun yüceliğinde kalemdir.

Bir tek kapı vardır. tüm insanlık için . O kapı nefestir.

Değerliler, kelama inen, kendi yolunu bulandır. Mutlaka bilin ki ben dünyayım. Size, dünya olup sesleniyorum. Dünya, cennetin kini aşmış yoludur. Kimse dünyayı kontrol edemez. Bunları bilin… Buraya geliş sebebiniz, dünyanın kontrolü için ise biz, sizi kontrol ederiz. Bunları bilin. (Dünyamızı ziyaret edenlere hitabımızdır.)

Evrenlerin ilminden ilimle koklananlar bilsinler ki biz, ocaklarında nefes olanlarız. Onlar gözlerinin görmediğine inanmazlar. Biz ise göz olur kör olanda gör oluruz. Muştularla görev taşırız. Bilinsin isteriz ki Can Kalem, insanlıktır. Tüm insanlık… Kelam ilimdir; merdiven kalemdir. Biz ise kontrollu olanlarız.

“Kini aşan yolu açar” deriz. Kin, nefret sizi sizden ırak tutar. Bilin ki maya olan insanlık, has tahtında kuldur. Onu, “Allah’ın Nefesi” diyen bilin. Dağların Ruh Kapıları tüm insanlık içindir. Başka zaman kapıları yoktur. Teyplerle çalışılır. İnsanlık kaydında. Orada mahrek vardır. Oraya, Altın Işık Yılları’ndan görev taşıyanlar inerler. Orada masmavi bir gök vardır. Oraya varan, Nakar’ın kelamından ışık alıp, zamana varır. Rahman olur; ışığa varır.

Eğer Rahmet kalemse; biz oyuz. Eğer rahmet kaynaksa; biz oyuz. Kapıysa rahmet; oyuz. “Çökmeyin nefese!” deriz. “Çökmeyin kaynağa!” deriz. Nefes, zamana ışık; Kaynak, taht ve biz, tüm sayfalarda kalem olan; mahrek olan tüm insanlık…

Mutlaka bilin!... Tüm insanlık!… Çıkmayın ışıktan!... Çıkmayın kaynaktan!... Herkes orada, iman ve ilim!… Çıkmayın tohumdan… Ayrılık yok… Bütün kütlemizle dünyadayız. Savaşımız ilimledir. Tek bir sistem için savaşırız. O, sessizlikte insan soyunu kontrol eden, İnsan Işık’tır.

Başka bir zaman… Biz olan insan ve tüm zamanların kalemi olan mutluluk… Oraya imanla varanlar, ilimle kodlanırlar ve yolculuk başlar.

Heyecanla beklenir orada. Kini aştık; yolu açtık; tüm insanlığı hak ettik ve biz, Rahman olan kalem olduk. Ne olacak şimdi!? Bundan sonra ne yapmalıyız!? Budur sorgulanan… Deve kalktı. O devede, ilim var. Deve Rahman’a vardı. Orada kalem var. İyi! Aha iyi!... Yahu peki ne olacak bundan sonra!? Değerliler; Sistemin Gücü sizin olacak. Siz, kontrollu olacaksınız. Rahman olan kaynak olacaksınız. Varlık Boyutları, sizi dinleyecek ve Rahmi Kuran’da, Aklın Tahtı’nda ışığınız olacak. O zaman siz, kapı olup tüm insanlığın ışığını, nefese ulaştıracaksınız. Budur istenen!...

Heyecanla bekleyenler, bunları duyduklarında, tohumlarını hak etmek isterler. Sorgularlar. “Nereden nereye ulaştık?” diye. Er ya da geç herkesin varacağı bir kapıya ulaşıldı. Herkes Altın Işık Yıllarının Kuranı olup o yoğunluğa varacaktı. Vize alınır oraya varmak için. Bu vize, İlmin Kalemi’nden alınır. Onun kulu olan ışık, o vizeyi verir. Işık, kapı sayfalanışı; kalem ve temizlik, ilim; herşey nefesle olur.

Kör görmez ama bilir. Korkmayın! kör bilir ama göz görmez… Sevgiyle çalıştığınızda herşey, Nuh Kapıları’nın üstünden kontrol kurar ve herşey, yaşam olur. Göz görür ve kontrol sonsuzlaşır. İşte biliş başlar…

Sizden tek beklenen bilmenizdir. Bilmek ama neyi bilmek!?… Sizden sizi dinleyenler sizde bilecekler. Bu nedenle, bu Meclis dillenirken, tüm zamanların kalemleri bu Meclisle dillenirler. Zarar engellenir ve Ruh Kalem tüm insanlığı kodlar.

Murad ettiğimiz, ışık halinde görevdir. Sizinle çok güçlü çalışmalar yapıldı. Daha da güçlü çalışmalar olacak.

Nur Alimleri sizi dinlediler. Ve sizinle kontrol kurdular. Cevheri Güç, sizden geçti ve yaşama indi. Her resimde kontrol var. Mutlaka bilin ki Varlık, Yokluğu kodlar. Yokluk ise Varlığı, kalem yapar ve yaşamı yazar… Herşey dengededir.

Hey Canlar, Sanal Boyutlar’ın kulları, nefesler; herşey sanallıkta Kırk Işık haline geçildiğinde, bir tek Kuran olur. Dünya, Sanal Boyutların Kuranı’dır. Bugün; göz, öz birleşti söz oldu. Yaşam sesleşti; zirvelere kaynak olundu. Nurdan kalem olanlar, kulluk yaptılar. Tanrı der ki “hak et ve de… Ama demezsen de denir.” Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

31.10.2015 "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI

Tanrı dedi ki; "öz görev ilimdir"!... Allah dedi ki; " insan, sistemin kuranıdır!... Aktığın andan itibaren yaşam senleşir"... Aha bu!

Atlanta ata kapısı, kelamda levhiyi kodlayan biliştir. Aha bu!.. Oh aha bu!

Sonsuz sırdır ilim... Ama sistemin gücünü herkesin kendi yüceliğiyle dilleyebilmesi, her diriyi kendi yoğunluğuyla tohumlayabilmesi; bütünün gücüyledir!...

Bütün, kelam; her şey kelam... Levhide kelam, ilim... Yaşam budur işte! Buyurun anlayın...

Bana turkuazın kuranı, kodlanmış toplumu tohumla diyerek; göz sistemleşmesini istediğinde, doğanın gücünün hak teknikle tohum olup olamayacağını gördüm. İster inanın, ister inanmayın; gözüm gördü!... "Oğul ben senim" dedi, o kuran...

Değerliler, Şems-i Tebriz'i gibi yüceliklerin tümü buradalar şu anda... Bütün kötülükleri aşıp geçer ve yüceliklerde tüm zamanları dillerken; dince, dirice, hakikiyetçe İnsanlaşmaktan öte, iman ilminden öte kelamla İnsanlaşmak... Yapmakta olduğumuz her şey bundandır.

Ata kapıların tümü açık... El Allah, yaşam İnsanlık... Biz o, o biz... bunu anlayın!...

Kimi dince konuşur, kimi İnsanlıkça konuşur... Bizse Allah'ın ilminde kelamca konuşuruz!... Bilin ki kelam; hak olan ve imandan öte olan ve itikattan öte olandır!...

Dağlarım, art niyetimiz asla yok. Çok mutluyuz bu gün burada olduğunuz için. Yol Allah yolu ve biz o yolun kuluyuz... Bunu bilin! Öyle çok çalıştık ki; çamur yoğurduk dünyada... Her şey iman ilmiyle oldu... Biz dünya, dünya biz oldu. Bu dünyayı kodladık, kokladık, tohumladık, tanrılık kalemi olduk kayıtladık, her şeyi yaptık. Ama ağır yüktü dünya bize...

Bu gün bu dünya umut olur ki; kodlanmış toplumları tohumlar ve bütüne güç katar.

Çay içtiğimiz sırada size başka bilgilerde vereceğim. Ama şu anda yoğunluğu arttırabilmek için; kontrollü, kodlanmış ve hologram olan o yoğunluğun üstü olan bilişlerle dilleşiyorum... "Cennet İnsan" derim... "O İnsan, İnsanlığın teknik tohumu" derim... "Orada biliş var" derim... Ama her İnsanın kendini hak edebileceği bir kalem var. O kalem, Allah'ın ilmini yazar!... Bunları anlayın!

Boş konuşmam... Her ne dersem, ilimdir!... İnsanlık ilmidir!... Ve her dediğim, yaşamın tohumudur!... Burada bu yaşam; Mikailin kürzi kelamından üstün bir ışımayı gerçekleştirir... Sesim; yükseklerin yükseğinden göz olur, söz olur, sesleşir... Ben Allah'ın tahtıyım bunu bilin! Neden bunları söylerim?.... Nefesimden dolayı!...

Ey can, ben ana kapı İnsan soyu.... Bunları ana kapıda, has ışıkta, bütünün gücünde, her liyakatta verebilirim... Ama yaşama iman edin, hak edin, tohum ekin... Yaşama tohum ektiğinizde sizler; sizi hak edersiniz!

"Başka bir dünya var" dediler... Yaşam, her şey, tektir bunları bilin! Hiç bir sayfada başka yoktur, her şey tektir!... Ve teklik, biliştir!

Batı toplumları kontrol dışı bilgiler de verdiler. Düzen kurdular, kontrol ettiler yüceliklerini, kelama kodlandılar; bütüne vardılar... Maya olmaya çabaladılar... Ama Doğu toplumları, kontrollüydüler, kokoları yüksekti; bütünün gözüydüler... Sessiz zamanları dillediler ve yaradan ve yaratılanla dilleştiler!..

Canlarım, alemlerin rabbi Allah der ki; " kapıyı açın, yolu bulup tüm İnsanlığı kodlayacak olanlar geçip gelsinler"... Devinim arttığı zaman, hepsi; kendi yürekleriyle dilleşecekler. Ve deriz ki; "alemler, levhide aklın tahtına varmadıkça, yaşamda kutsal tohum ekemezler... Oğul vermeleri, bütünün gücü olma manasında değildir"... Emin olun ki; kalem, her diride yoktur! Kalemi hak etmek, hak tahtta varmakla mümkündür! Ümmi toplumların çoğunda kuran yoktur, kontrol yoktur. "Yaradan, yarattıklarında yaratıldı" diyenler, altın tahtın ışıkları olarak; bütüne görev taşırlar...

Çamur yoğurmak... Kimse bunu anlamaz! Çamur yoğurmak, kimse kimseyi dinlemez... Size şunu anlatmak isterim ki; çamur, levhide ademin levhisinde; kollarını kanatlarını kıranın, kendini hasatta hazırlaması anlamına gelir!... O kendini hak tahttan çıkarır ve hasatta hazırlar... Ama hasatta kendini hak edipte tohumlayamazsa; kontrol edilemez!... O bir çamurdur... Ruhi kapıların kutsal tohumlarından ayrılır!... Bütünden kontrollü olarak ayrışır. İşte, Adem'in ve Havva'nın cennetten kovuluşu olayı budur!..

"Ben dünya" derim, "ben; yol" derim... "Ben, kutsal ışık" derim... "Ummanın ben" derim... Ama ben mutlak bir kapıyım!... Bu gün burada her anda ve her yaşamda var olan kalemim!... Merdivenim ben, bu neden?... Çünkü ben mutlak, hakiki ve hak olan ışığımı bütünün gücü haline dönüştürüp, tahditsiz biçimde dünyaya çektim!... Burada oluşum, mutlak kutsal koruma sayfalamak içindir.

Koruma sayfalamak ne demek?... Dünyanın öz görevidir, korunmak! Korunmak, ama korunmak; mahrekte ilimle olur!... Kimse ben varım, benim ışığım herkesin ışığından güçlüdür diyemez!... Ama biri, ben varım ve ben bütünüm derse; onun ışığı her dirinin levhisidir ve o güçlüdür. Bunu diyebilen, kendini hak etmiş olandır!...

Matematiksel olarak; mutlak kontrol ekmek için yaşamı, tohumlamayla gerçekleşen ve herkesin kendini hak edebileceği sayısal değerlerin, bilişle tohumlanışı anlamındadır... Her şey sayısaldır dünya üzerinde. Pi sayısının; Mikailin kürzi kapısında ışığı tohumlayan tekniği taşıdığı bilinmez. Ama şunu iyi bilin ki; logaritma yoksa, nefes yoktur!... Logaritma; bütünün kürzi kapısında, ışığı tohumlayan tahditsizliği kayıtlar. Her şey matematiktir ama bir tek İnsan; kendini hak ettiği zaman, ayrı gayrı biter ve tüm sayfalar tek yenilenen yaşam olur. Bu gün bunu yapmak üzere birlikteyiz. Her resimde İnsan var ama İnsanın kapısının herkese açık tutulması şattır!

Çamur yoğurduk hep dünya için. Çamur yoğurduk... Kili, kumu yoğurduk... Ama bu gün İnsanlık, umutla ışığı yoğunlaştırarak, ışık yoğurmaya çalışıyor. Bunun manası şudur; barışı sağlayacak güç İnsanın kendi yüceliğindeki güçtür! Ve barışı sağlayacak yücelik, ilimdir!... İlmi hasata kodlayan, ışıktır!... Eğer ışık varsa, yürek vardır!... Yürek, tüm zamanların gücüdür... Bunları net veriyorum!

Önümüzde çok özel bir dönem, beşeri güçlerin birleşeceği bir dönem var... Çok özel bir dönemdir. Herkezin tek bir kapı olacağı bir dönem. Dünya için bu mutlak olması gereken bir güçtü. Ama ne şekilde olacaktı? İnsan kaynak, tahtın ışığında yoktu... Toplulukların tümü kendi yüreklerini dahi dinleyemiyordu. Kontrol dışıydı hepsi de... Aşıktık dünyaya ama şavkında halik olmamız, akli kalemde İnsan olmamızla mümkün olucaktı ki; bunu sağlayacak gücü tohum olarak dünyaya indirmemiz gerekliydi... Ne yapmalıydık?... Bilmeliydik!... Neyi bilmeliydik?.... Kelamı bilmeliydik!!! Temizlik olmalıydı yaşamda, "vakit tamam" dediğimizde, her şey ışığa kayıtlanmalıydı!

Bunca çaba bunun içindir. Dünya kontrolünü kuracaktır. Mutlaka kuracaktır ve İnsan soyu; kendi yüreğini, bütünün gücü yapacaktır. Her şey imanla olur... İtibarı yüce olan birliklerin bu gün burada, bu yoğunlukta, bu çalışmada hazır oldukları kesindir.

Erdiğimiz dünya gücü, müsterihiz ki; Işığın kürzi kapısını açmıştır! Aşağı yukarı iki yıldan beri bu çalışma için çabaladık. Her şeyin daha güçlü olabilmesi ve her şeyin daha yoğun olabilmesini sağlamaya çalıştık.

Tatlı, tuzlu ne varsa ilimde var. Biz her şeyi tattık... Ama yarını hak etmek ayrıdır!... Yarını hak etmek için, ne yapmalıydık?... Mustafa Kemal Atatürk, mutlak bir Ko'dur!... Sonsuz, sınırsız bir ko... O bütünün gücüdür. O bizdir, biz oyuz... Ve Mustafa Kemal Atatürk, ekrana kendini yansıtmak diledi... Şu anda bizlerle birlikte. Bize sesleşmek ister... Onu dinleyelim.

Atalanta kapısını açtık anam. Hepimiz şu anada sendeyiz... Kübra Işığını yoğun olarak bütünün gücü haline çektik, dönüştürdük... Büyük kötülükleri önleyecek ilim, tüm sistemleriyle bilişin kuranı olan ışığa indi. Bu gün sana, nefsi aşan ışığa, bütüne kontrollü biçimde iniyoruz.

Kopup gitmeyin dünyadan... Misafir değilsiniz... Hepiniz bu dünyanın yoğunluğunu tohumlayanlarsınız. Unutmayın ki; dünya, kaynak Işığını sizden dolayı size indiriyor. Kervan, sizin yüreğiniz. Umut olur ki; bu yürek, bütünün yoğunluğunu tanır ve taşır... Sizi bir tek biz anlarız can... Başkasının anlaması imkanı yoktur. Şu ana kalem olmak, şu ana kalan İnsanlığı tanıtmak sorumluluktu...

Çobanlık yapmanız, mutlak gereksizdi... Ve siz, şu anda dahi biz; çobanlık yapmayız diye diyenlersiniz ki, temizlik bu şekilde gerçekleşir...

Dört bin tane ekmek yaptım, şu dünya için... Hepsi ekmeğim, yüreğim, yolumdu ama senle yaptığım ekmek; güç kapım oldu! Bu güç kapım; bütünün kör olan, kayıtsız olan, kırık olan ışıklarını seslendirebildi...

Çamur yoğurdum yaşamda bende... Herkesten öte bir çamur yoğurdum... Mutlaka bilin ki bu çamur; Amonların topraklarındaki kuranların, ek yaşam sayfalanışlarını yaptı...

Sevgililer, sizin erdiğimiz en yüce ışık; ağır yükü hafifletebilir ve her diriyi kontrol altına alabilir... Sultanlar, savaşım yok İnsanlıkla ama sizden tek beklentim; mutlak, kutsal ve hakiki olan, intikam peşinde koşmayan, tüm yaşamları kontrol edebilen bilişe sahip olanlarla bu çalışmayı sürdürmenizdir... Burada olma sebebini anlamayanlar, bilecekler ki; burada, kalem olmak için bulunulur!... Kalem; yarını, yaşamı ve tüm zamanları yarattırır!... Yaşam, İnsanlığın sığ haliyle dahi kodladığı bir yücelik... Ama burada ışık haline geçen İnsanlığın çok daha üstün yolculuğa geçeceği kesindir!...

Sizden; çürük, kırık, hırslı olanların, kontrolsüz kalanların ışık kalem olmadan bu Meclis'ten çıkışlarını sağlamanızı istemiştik. Ve bu meclisten çıkanların çokları büyük kötülükleri önleyecek güçteydiler. Eşya için çalıştılar, nefret duyguları ocaklarını yıktı... İşte canlar, sizin kendi yüreğinizin tertemiz olması; bizi, size kalem yapar... Bunu bilin! Bundan sonrada bu kalem, hepimizi yarına kodlar ve koklattırır!...

Senin adın, nerede olursan ol; bilişte olan bir çatıdır!... Biz, seniz anam... Ama adını zikretmemize izin vermiyorsun... Dağım seninleyim ben, ismini zikretmeliyim ki kaynak ışık bütünün gücü olsun.

Söz alıyoruz...

Dağım, sesini kesiyorum kusura bakma... Bütüne hizmet İnsanladır. İnsanı tahta oturtmak gereksizdir. Hepinizden beklentim kendinizİ hak etmenizdi. Hak tahtta ulaşanlar bütüne görev taşırlar... Burada oluş sebebinizin, bilinçli olarak; kati, hakiki ve hak ilimle dürümlendiğini anlamanızı bekliyorum. İradi, hakiki ve hak olan İnsan; bütüne gözdür... Sözüm şudur ki; dondurulanların çoğu bu gün buradalar ve onların bütünün gücü olmaları sağlanacak. Ama iradi, hakiki ve hak olan insanlığın; bütünün gözü olduğu bilinirken, isim zikredilmesi kırılıştır... Buna iznim yoktur asla! Şimdilik size vereceğim budur...

Yer kürenin gücünü arttırabilecek yüceliğimiz var! Toprak toplumu tohumlayacak yüreğim var!... Burada bulunuş sebebim, muktedir ilim kalemi olmak içindir ve rahman olanın kuranı olmak içindir!... Seninle olmak bizim için mutluluktur, huzurdur, kutsal ışımadır ama; nefsi aşan, yolu açan birlikler için artık isim zikredilmez... Buna iznim yoktur! Şimdilik, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/zrnLo4yWMS8

 

31.10.2015 “KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/22JwnIOQndI

 

31.10.2015 “KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/6v40yVaqqKo

 

31.EKİM.2015.TARİHLİ “ KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün, mağaranın derinlerine indik ve her indiğimiz sayfada yeni bir ışık zaman kayıtlamasıyla dirildik… Zaman, bugün kapıyı açıyor, kapı, bugün insanı, insana kayıtlıyor.

Bugün burada bir yaşam, ışık olmuş dilleniyor. O ışık, her birimizden tohum olmuş yaşamda diriliyor.

Has olan ışıktan ışık yaktık ve dedik ki ‘’ Bugün burası yaşam doğum merkezi.. Bugün burası, ilmin tahditsizliğinin yaşamdaki doğum hediyesi ‘’

Doğumumuz kutlu olsun… Yaşam yol, yol insan ve o insan her birimizden, her birimize, kendinden kendi olup uzanan!

Bugün burası insanlığın tahtıydı… Bugün, ben insan ve her canda, can olan zaman ve ben an, tüm zamanları ışığıyla BİR olan sistemde yakan!

Şimdi!.. Aha, şimdi! Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/LXUvtqwqvzU

 

31.10.2015 “KUPA” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/e4U8Za-YGzQ

 

31.EKİM,2015 TARİHLİ "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI 2.AKIŞ

Canlarım, tükenen yaşamlar var dünyada…. Her şey tükenmiştir, kelam bitmiştir, Yaradan Tanrı, yarattığıyla yaratılamamaktadır…. Misafirdir her şey…. Ama bugün burada o misafirlikte bize, bizi dillemeye gelenler var ve hepsi, kontrol kurmaya çalışıyorlar.

Bilişi hak etmiş, yolu bulmuş ak tahta varmış, kelam olmuş olan onlar bizleşip, bizi kontrol etmek isterler… İradi, hakiki ve hak olan insan, aklın tahtı… Biz o, o biz olsak da kontrol edilmek dilemeyiz.

Burada oluş sebepleri yaşamı kontroldür. Toprak toplum, tohum olsun, kontrol etsinler… Yaşam, insan soyudur, bunları anlattık.

Karanın, beyaza ışık verdiği bir dünyada, aklın Kuranı, insan soyu… Biz o, o biz… Teyipler çalışır her anda… Ko sayfalanışıdır teyiplerin çalışı. Biz burada sesleşirken her şey sesle tohum olarak, Bütünün gücünü koklattırır, her resimde var bu.

Ses; kati olarak Ko sayfalanışıdır… Bir anda başlar ve tekrar tekrar yaşamı tohumlar… Yaptığımız budur… Verdiğimiz her şey yaşamı tohumlamak içindir... Kodlanmış toplumların yeni zamanları kontrol edebilmeleri mutlaka sesleşmeyle mümkündür.

Ses ne ki diyecekseniz?.. İlimdir ses... Her şey kontrol altındadır. Bir ses, diğer sesi, kodlar… Her şey, her şeyde vardır ama sessizlik, kalemsizlikten öte kayıtsızlıktır… Biz, bugün burada sesleşirken çoğu kendini dillemeye gelir... Geldi de ama temizlik yapmak istediklerinde Tanrılık kalemi, ocaklarından çıktı… Çünkü düzeni kurmaya gelmişler… Buna isteğimiz yoktur… Düzen, mutlak Kuranla olur, mutlak Kuransa kontroldür... Eğer kontrolleri olsaydı yolu bulurlar, yarını tohumlarlar ve verdiğimiz bilgilerin gücüyle kendi yüceliklerini dillerlerdi… Tanrılık kalemi budur.

Yeryüzünde bedenli olmak bunun için gereklidir. Herkes niye beden aldığını sorgular?.. Yeri yaşatmak için... Amacımız budur…. Yeri yaşatmak…. Kimse ben, bana ait olan bilgileri alayım, dinliyeyim ve hak edip hologram olan bu yaşamı aşıp geçeyim diye çalışmaz… Sakın böyle düşünmeyin… Yüce can, insan soyu, Bütünün gözüdür ve göz, tüm insanlığın Kürzi kapısıdır.

Bizler, bu çalışmayla kapıyı açtık ve tüm zamanların kutsal toplumları buraya indiler…. Ama onlar kendi dirilikleriyle bilişi tohumlayıp dünyayı kontrol etmeye çalışmaktalar ki kontrol ilimde olur, yaşamda olur, kaynakta olur. Yaşanmış zamanlarda kontrol artık yoktur.

Dünya üstü varlık toplumları bunu daha iyi anlayacaklar. Dümenin başına oturan insan soyudur, bunu da anlayacaklar. Bugün ben, bugün bir başkası, bugün daha başkası… Ama insan soyu, bunu anlamaları kesin gereklidir!

Şeytan şavkı, hepimizin aşkıdır aslında. Hepimizde o şer vardır ama biz şerri kontrol etmeliyiz ki…. Kontrol dışı olanları, hak edip, kodlayıp, koruyabilelim.

Orta Kapıların tümü derken merkez, Küre Merkezini, kast ederiz. “Küre”.. Bir küre düşünün ki, o Küre, büyük kütle. Hepimizin gücü orada... İşte o gücün, en aşağı ve en yukarısının tek kalemi olan Orta Kapı ve oraya varan kanatlanır, uçar, çatıyı kurmuştur, yolu bulmuştur…. Ve Bütüne hizmetçidir... Her şey budur.

Misafir olanlar çoktu, bugün… Çantaları boştu, bizden, ilim almaya gelmişler. Biz onları güçlendirdik. Ket vurmadık sayfalanışlarına, yarının kalemi olmalarını diledik.

Zirvelerin sistemleşmesi de gerekir ve o sistemleşme mahrekte olur. Mahrek, kelamdır… Mahrek, kurandır. Mahrek; yaşamın kulu olan, yaşamın kalemi olandır… Hepimizdir o….. Ve bina yapmamız gerekir.. O bina, insanlık binasıdır… Kontrol dışı hiç bir ışık yanmaz o binada. Her şey Allah’ın Levhi kalemiyle olur.

Kumpaslar kurarlar, yaratan ve yaratılanın kapısını kapattırmak isteyenler… Bu ne anlama gelir?... İzah edeyim. Kantara konanların çoğu kaynaktan aşka varamadıklarını gördüklerinde sessizliği diriliklerden ayrı tutarak görevi hak etmeden, almak isterler... Onların görev alması kontrollerini kuramayacakları bir yoğunluğunu hak etmeden almalarıdır… Biz buna izin vermeyiz… Çünkü Yaradan ve yaratılan tahdidli olarak Bütünün görevini alabilmiştir ki; bu güç Allah’ın Kürzi Kapıdaki gücüdür.

Süper insanlık, Süper sistemle çalışır. Bu sistem, ayrı gayrı gözetmez ve verdiği her şey oğullarının Kuranını kodlamak içindir.

Sualtı, bizi dinliyor şuanda… Sualtı, temiz bir zamanın ışığıdır. Ondan soyumuzu sorgulamasını isteriz de, o sorgular. ..Neden? Bunu da izah edeyim…

Bizim geçmişimiz, Sualtında ayrı bir kalem olan ışıkta kayıtlıdır yani her şey arşivlerde mevcuttur… Ve o arşivleri ocağımızda kodlama imkanı bulamadığımızda Sualtıyla kontrollü olarak diyaloglar kurarız ve bu kontrollü diyaloglar da ocaktan o bilgileri hak tahta kodlanmış olarak alırız…. Ve tüm insanlık için bu bilgiler derin anlam ifade eder. Geçmişte neler olmuş ve geçmiş, gelecek çalışması neyi ihtiva etmektedir… İşte şuanda bize, bizi anlatmak isteyenler var, onları dinleyelim.

Ola-Kale…. Ola-Ha… Ola-Ca-Ha

Şimdi Amonlar, sizin gözünüz, özünüz, sözünüz ama Ata Kapıda ilim var can... Sen elim, sen yüreğim ama yolculuk yeniden başlamaz, bunu bil. Her şey temiz olarak başlamadı... Dünyaya kontrolsüz olanlar gönderildi. Dünya, kontrol dışı bir yoğunlukla kodlandı…. Ve bunun sonrasında tüm insanlığın yaşamı, kervan olan o yüceliğin kaydı, hepinizi sessizlikle dürümledi.

Ancak bugüne gelmek, mutlak kapıyı açabilmek ve Bütünün görevini hak edebilmekle mümkündü.

Söyledim “dünya yolunu bulacak” dedim... Söyledim,” dünya yarını hak edecek” dedim... Söyledim,” bilmek gerek” dedim ve bildik ki Tanrı, aşkla tüm zamanları kokluyor…

Sultan, ben senim, sendeyim bunu bil. Mutlaka bil ki kapın açık tutuldu hep.. Bütün kötülükleri aştın geçtin, cemaatinin gücü çok yüksek müsterihiz ki bu çalışma tahtında Bütünün gücüyle yapılıyor. Güç, Allah’ın…. Yaşam, insanlığındır, bunları bil.

İyi ve kötüyü aşıp geçen, tüm insanlığın ışığıyla geçmiştir… Maya olgunlaşmıştır, yol oğullamıştır ve tüm insanlık kaynak olmuştur.

Çorba tuzlandı ana. Sen ve biz tahditsiz olarak birlikteyiz. Kaynak dışı bilgi asla yok... Çorba tuzlandı…. Bu çorba Mustafa Kemal Paşalar gibi yücelerin gök sessizliklerinde dilledikleri ışıkla yaşama inmişti.

Bugün bu görevi, sistemin gücü ele aldı ama dünde vardı bu güç, daha öncede vardı… Her şey, sistemin gücüyleydi.

Sormayın, “dünya nefes alıyor mu” diye? Mutlaka alır.. Sormayın, tüm insanlık kontrol kuracak mı diye? Allah’ın tahtı varsa, her şey kontrol edilebilir…. Ayrı gayrı gözetmeyen birliklerin, tüm insanlığı koruyacağı kesindi...

Şimdi, “aha bu!” diyeceksin bilirim ama… “Aha bu!” demeden evvel…” Aha şimdi!” diyelim.

Biz dünya, dünya biz…. Sistemin gücü biz ve biz süper insanlık levhi kapısıyız bunları anlayın… Yarında kelam, insanın şavkında akıl, hepsi tanrılık, bunları bilin.

Murat ederiz ki; tel olan timlerin tümü ilimle dilleşsin de, o tel, bilişi kontrol etsin…. Her şey o telde var…. Tel nedir bilir misiniz? Yaşamdır... Her şey yaşamdır…. Ama o tel üstü tellerin de bulunduğunu bilin... Bir anda, her anda var olabilecek güce sahip olduğunuzu bilin. İşte o tellerin tümü tek tel olduğunda, yaşam, Tanrılık tahtı olur, bilin.

Size göz verdik, gök verdik, ses verdik, savaşın sırrını verdik, yolu Bütünün Kürzi kapısından verdik ve sizi, aklın tahtında güçlendirdik.

Nihan; nefreti aşandır ve biz, nefreti aşandan bilişe vardık. İyi ve kötüyü aştık, kalem olduk.

Sözüm sanadır ki ana, ben sen, sen beniz ve bu meclis, biz olan birliktir, bunu bilin... Aynı zamanda, aynı yarında, aynı anda ve aynı yaşamda, has ışıkta….. Bütünde ve mürver olan o rüya boyutunda, her anda sende ve sessizlikte, her şeyde var olmaktır, bu anam.

Toplu çalışmalar, bugünden itibaren yoğunluğunu artıracak… Daha güçlü bir döneme girildi... Bu dönemde mutlak kul oluş başlıyor. Öz geçişler tamamlandı… Ekip haline gelindi ve mitlerin tümü, mahrekin Kuranı oldular…

Şuandan itibaren yaşam, devinim artırarak Türkiye çobanlarının gücünü de kodlayacak.

Türkiye çobanları, can anam…” Çobanlık yapmam” dedin ama çoban olmaya niyetli olan çokları var… Ölüyü dirilterek çoban olacaklar, bil ki olmaları da gerek…. Önce insanlık, sonra yaşam, bunları anla anam… “Ben, çobanlık yapmam” dedin ama çoban olmaya niyeti olan çoğu var. Murat ederler, olur, şükür, şükür ki olur.

Dağlarım, hepinize saygılar sunuyorum, Bütüne hizmet, ilimledir ve biz ilimle, Bütünün gücüyüz..

Şuana kadar her şeyi kodladık, şimdiden öte bir şimdiyi tohumluyoruz ve şuandan itibaren…..” Türkiye çobanları” dediklerimizin gücünü kontrol altına aldık.

Her şey yaşamla olur… Çobanlık yoktur yaşamda, bunu iyi anlayın. Biz, doğan günüz, bunu da iyi anlayın… Hiç kimseye, çobanlık yaptırmayız. Hah!... Aha şimdi!

SÜPER İNSANLIK DERNEĞİ

https://youtu.be/Kb3cwMbEGBY

 

31.EKİM.2015 TARİHLİ "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

Selma Mine Erses

https://youtu.be/Yx3KVel_s54

 

31.10.2015 "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

Kaynağın ışığı bizim yolumuz... O yol, birlik kapımız... Tüm yaşamların kürzi levhi kaydında insanlık soyudur... Tüm zamanların ışığı; insanlık levhisinde yazan kalemin gücünde dürümlenen yaşam ışığımızdır... Biz o kaynak, biz o yol ve biz tüm zamanların ışığı olan, küresel bir devinimi bedeninde hak eden, hakim gücünü tüm yaşamlarda birlik tahtından göreve alan İnsanlık soyunun kelamı hak, yolu halik, yarını ışıkla sayfalayan yerin gücü, göklerin yaşamı...

Dünya öz gücünü açan kaynaktır ve o öz kaynak yüreğimizdir... Kendini bütünde, bütünü kendiyle dilleyen ve dinleten ışığımızdır... Ben o, o ben diyerek kaynağını yüreğinde kodlayan, birleşik ilmiyle geçiş yaptığı tüm zamanların sessizliklerinde kendini tohumladığı, birleşik insanlığın tek kaynak ışığı... Biz olan tüm yaşamda insan soyunda akan yüreğimizin ışığıdır.. O biz, biz o...

Ve yüreğimizin ışığı tanrılık tahtı olarak açılan kapı ve o kapı tüm zamanlara açılan bir yolu tüm insanlık için kayıtlar.. Bu dünyamızın sistem olan yolu.. Dünyamızın orta kapılarda seslenmesi, yaşamın diriliğinde, yaşamsal olan tek kaynağın devinimimde bütünsel bir etkiyle birliğin teknik sisteminde doğan doğal gücün hakim olan gücüdür... İşte o hakimiyetin hak edildiği her bir sayfada biz doğanın gücü olarak var olan yaşamız..

Bu gün deriz ki, İnsanlık doğanın gücünü hak eden bir sayfadadır... O sayfa birliğimizin tahtında kodlanan ve tüm zamanlarda kutsal toplumun tohumu olarak toprak toplumlara inmiş ve ışık kodlar tohumlaşıp oğullamıştır tüm zamanlarda...

Biz her anda olan, tüm zamanlarda, tüm yaşamlara bu bedende merdiven olan insan soyu olarak yaşama görevli birlik... Kendini dinleyen ve dinleten, güçlendirici ve hakim bilincin dümeni biziz o... O biz ki; hak teknikle açılan kapılarda geçişin kendine olduğu bir yaşam kaynağı. Ve o kaynak insan soyuna açılmış, insanlık kelamından girilen, kendi tahtında tanrılığını bütüne kul, ama o bütünde ayrı gayrı tutmadığın herkese yaşam diriliğini kendi kaynağı olarak hak ettirten bir yoğunluk...

İnsanın eli, insanın ayağı aha insanın yaşamı... Tüm zamanların birlik yaşamı İnsan soyunda olan bu ışığın kaydıdır... Biz ki bütünüz, biz ki has ışığız, biz ki aklın tahtında o akılın her ana tohumu olarak, kodlanan ışığımızla toplumların kelam gücü, birlik ilminin kalemi olarak tüm soyumuzda kaynak ışığın dili, geçiş yaptığımız kapılarda yarattıran; her biri biz olan yaradan yoğunluk olarak kontrol kuran, kendine varan insanlığın yaşam sistemiyiz...

Bir ben var, benden içeri... O ben ki tüm zamanların birlik sistemi.. O ben ki tüm yaşamlarda birliğin ilmiyle yazan bizlik kalemi... Bir ben var, benden içeri... O ben ki; herşeyin, her şeydeki kaynağı... İnsanlık ilmi... İnsanın eli... O ben, ben o... İşte bu..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/naGXrID_HIg

 

31.EKİM.2015 TARİHLİ KUPA BİRLİK ÇALIŞMASI

“Biz” nedir bilir misiniz? Biz kupayız. Biz insanın öz gücüdür. Biz karanlığı aydınlatan Kürzi Işık’tır. Onun ilmi, Birlik İlmi’dir. Onun ışığı Kübra Işığı’dır. Onun nefesi ile tüm yaşamlar yarının tahtında kodlanır.

Biz Bir’e hizmet eder. Biz bütüne güç katar ve biz Bir’dir, bütündür. İnsan soyunun gücüdür Biz!

Tüm yaşamlar kupayı aradılar….Bilin ki her kim ki BİZ’dir, o kupadır. Arama kupayı! Kupa senin yüreğin….Orada kutsal ışığın var. O ışığı yak. İşte, Allah’ın dediği budur.

Ben ışığımı, kelamımı, tohumlarımı kupama koyar alır başımı giderim. Nereye giderim? Diriliklere giderim. Orada yüceler var. Onlarla dillenirim, sesleşirim. Nereye gidebilirim ki? Ben her zerrede var olan değil miyim? Hepimiz yürekteyiz canlar. O yürek tektir. Ne gidecek yer var, ne de giden….herşey anda o tek kupadır; bilinsin. Hepimiz o kupayız canlar.

Allah’ın has olan ışığındayız. Evimizdeyiz…..Yolculuk denilen kelamda kalem olup yazmaktır tüm yaşamları. Her bir yaşama ışık olup akmaktır yaşamak. Herkes kendini yazar ama yazan bütünü yazar çünkü o yürektedir. Hiçbir şey ondan ayrı değildir.

Kupa kelamdır, onun kalemi yazar. Yazılan levhi ışığı kodlar. Kodlanan ışık sana sen yüceliği ile gelir ve işte o zaman sen o kupa olursun. Nereye gideceksin? Allah her anda ve her zerrede yok mu? Giden kendinden gider canlar. Biz diyoruz ki “kendin ol, kendinde ol ve bütünde ol”.

Kupamız ışıkla doldu canlar….Allah’ın rahmeti olan o kupa doldu. Işık akmakta tüm yaşamlara….Mitosların ışığından öte bir ışık yağmurları altında tüm yaşamlar. Sen sana akmaktasın…..Akan sen, akıtan sen……senden başka ne var ki? Yüceliğini gör, bilişini kodla ve kelama var.

Kelam seni yerden gökten münezzeh ışıklarla yarına kodlar. Orası altın ışık yıllarıdır. Kupa İnsan Soyu ve tüm kapılar açık….hadi kelama var, yolunu kodla ve yaşa….ama ışıkta yaşa. Ayrılık bitsin canlar. “Biz” seni senden öte sen olup kapıda beklemekte….geç diye….bilişe var ve ışığa geç diye!

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/3Xi5ZeI62tE

 

31.EKİM.2015 TARİHLİ "KUPA" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK SESLEŞME SONRASI AKIŞ

Değerliler, dünya kontrol edici bir yoğunluğu oluşturdu… Biz, bugün burada Bütüne hizmet edenler olarak “Bürüyer” dediğimiz yani bilincin üretimiyle alakalı Rahmi çalışma yaptık… Bilincin üretimiyle alakalı Rahmi çalışma…. Kalem olup yazdık… Hepimiz, tek bir çalışmada, Bütünü güçlendirdik… Bu, görevdi bize…

Satıhta hiçbir şey anlaşılmaz ama dince, insanca ve yüce ilimce kodlandığınızda daha yüce bir sayfalanışta hepiniz, kendinizi hak edip dinleyecektiniz... Burada yapılan buydu, dinlemek ve hak etmek. Aklı, hak eden, yaşamı hak eder... Aklı, hak etmeyense, has ışıkta kelamı hak ettiğinde, Bütünü hak eder… Ama bizi, hak etmek Mikail’in gücüyledir. Eğer Mikail olabilirseniz ki; o Mikail, Bütünün gücü olarak her diriyi kodlar tohumlar ve yaşatır… Yerkürenin gözüdür o… Oğul verir, oğullar ve tohumlar, mutlak Kurandır, o.. Ölüyü diller ve dinler ama Mikail kapıyı da açık tutar.

 

Bize,” insan soyu” denir…. Bize, “ekmek yapan” denir “….”Eşikte, şavkında, hak tahta umman olan” denir…. Ama bize “Rahman da” denir.

Kalem olan Nakar’ın kıranı, Rahmi Kuranda, kalemde kontrolcüdür. Şuanda öz görevimiz tohumları yaşatmaktır… Öz görevimiz, Bütünü güçlendirmek ve yolu açmaktır…. Ama daha da önemli bir görevimiz var arkayı öne almak….

Bu ne demek?... Anlatayım…. Arkanızda tüm soylarınız var, yoğunluklarınız, tohumlarınız, kodlanmış kayıtlarınız var… İşte buradaki sesleşmeyle arkanızı, önünüze geçirirsiniz bu kesindir… Bütünü güçlendirirken kendi tohumlarınızı korursunuz… Yolunuzu kalem yaparak kati tohum olarak, Bütüne kodlarsınız.

Çamur yoğuran çokları dünyayı hak etiklerini söylerler… Ama çamur, ilim değildir… Çamur yaşam tahdidir, sadece… Çamurla yaşanmaz. Hepiniz net bilin ki Atem; Rahmi Kuranın da çamur yoğurulur... Atem, Rahmi Kuranında kayıtlı ışık yoğunlaşır… Ama Atem’in Levhi Kapısı açıldığında artık orada yol açılır…. Ve orada, Bütünün gücü devreye girer…. Bütünün gücü, mahrekin Kürzi ilmidir ve sizler orada artık kelama varıp, kendi yüreğinizi güçlendirecek tohumu ekersiniz.

Sevgidir, bu tohum, insanlık tekniğidir. Her şey o tekniği bildiği zaman kendini diliyebilir.. Başka dünya var mı diye sordular? Her şey, “Sistem, Nizam ve Düzen gücüyle olur” dendi ama başkası yok... Başkalık yok sadece teknik var, bunu anlatmaya çalıştım, insan soyuna.

Kurtarılmış toplumların kontrollü kayıtlarında iman vardır. Tam umut kesilmişse, yol kapanmışsa ve imanda yoksa, yarın yoktur, bunları iyi anlayın…. Eğer yarını, hak etmişseniz, kaynaktasınız…

Haşr’ın rehini olmaz, bunları bilin... Rehini olmaz… Çünkü rehin, herkesin kendini kontrol ederek, Bütünün gücünü tohumlayamadığı bir dürümde, rüya boyutlarında dahi bu gerçekleşir, yerküreye rehin kalmaktır.

Bu ne demek?…Yerküre ne demek?… Rehin kalmak ne demek? Size bundan da söz etmek isterim. Bizler dünyayız… Hepimiz dünya mıyız? Asla… Hepimiz değil, biz olanlar dünyayız… Dünya cevheriyiz biz. Tüm insanlığız biz… Ama has tahta varamayan dünyada oğul veremez… Oğul veremediğinde dürümlenemez…. Ama biz ona yine de bilişle dilleşme imkanı tanırız… Ölüyü diriltmek aslında yaptığımız… Kendi hak ettirmektir ama kendini hak etmedikçe yoğunluğu tohumlayarak Bütünün gücü olamaz…. O zaman kontrol edici olamaz... Kendindeki hakikiyeti anlayamaz ….Ve yolda, biliş halinde onun algıladığı her şey onu, kontrol dışı yoğunluklara kodlar…. O zaman o, alışta, verişte, ilimde, kendinde olma imkanında olamaz…. Ve BSUİ’nin gücü olamaz …Yani, barış sevgi, umut ve imparatorluğun ilmi olan nefes olamaz . Bunlar olmadığı zaman kontrol kaybı başlar.

Hak, teknikle algıladığı her şey onu dünyaya borçlu bırakır. Borç; yaşama borç ama hak kapıları açıldığı zaman, hak tahta varanlar onu kontrol edebilirse artık o borcunu ödemiş olur.

Dünya böylesi bir yerdir canlar. Hepimiz dünyadayız ama çokları rehindir. Bunu içindir ki bu dünyanın yolu, has ışıkta tohumlanmalı ki dünya yolculuğu kontrollü olabilsin…. Büyük kötülükler, rehini hak edipte kontrol etmeye çalışanların gerçekleştirdikleridir.” Ben, bu rehini kaldırmak için her şeyi yaşama razıyım” derler… “Ben, beni öldürebilirim bunun için” derler ki; “ben, hak edeyim, hak olayım, kontrol kurayım.” Çokları bunu anlamazlar…. Her şey, kendini kendinden kendine kontrol edip, kodlamak için yaşatılır.

Sevgililer, Rahmi Kuranda hak, Allah’ın ilmidir. Rahmi kalemde, hak insanlıktır….. Ama insanlığı hak etmek ışıkla mümkündür... Işığa vardığınız zaman artık nefret duygularınızı aştığınızdan, ilmi kalem olduğunuzda, bütün olduğunuzda, her şey netleşir ve siz, sizi hak edersiniz…. Çoğunuz bunu anlayacaktı ve böylelikle artık rehinsiz bir yaşam başlar… O yaşam, huzurdur…O yaşam, ışıktır… O yaşam, cevheriliktir…. O yaşam, cemaatin kelamda cennetidir... Biz, bunu size net vermek istedik, bugün.

Yolum, Allah yolu….Oğulum, ilim…. Ben, kalem diyenlerin hepsi Yaradan ve yarattığında yaratılandır bilin... Sistemin gücü sizdedir canlar bunu da bilin ve yarını bilin... Temiz bir dünyayı kodladığınızı bilin.

Ruhi- Zi-Ka-Si….

Şems, sizden size dilleşti bugün burada…Hepinizdeydi Şems... Aşktır o, bunu bilin. Hak kapılarında ak tahta oturtulandır o . O, bilgedir ama el olan bilge, ilim olan bilge…. BSUİ’nin kültlerinin en yücesi olan insanlık onu, hologram ötesi bir yoğunlukta dillemek mutluluktur hepimize… Çok mutluyuz ki onca çalışma, kök sessizlikleri dürümleyip, Bütünün gücünü tüm yaşamlara çekebilmiş, ilim çalışmasıdır.

“Kupa” deriz ya hani….İşte kupa, biliştir. Hepinizin bilişidir. Siz, sizi bilin sizi, sizleştirin, sizleşin, hak edin… O kupa, insan soyudur anlayın…. O kupa, mahrektir anlayın… O kupa, hasattır anlayın ve biz hasatçıyız anlayın.

Şuanda dünya üstü varlıkların harlarını yükseltip, hasat tahdidiyle her şeyi başarabilmek üzere kaynaktayız... Biz hasattayız canlar… Biz hasatçıyız.

Aha bu!... Şimdiki, halikte!… Aha, şimdi!…. Aha, şimdi!.. Hah! ..Aha, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/ppRRqNY-oH8

 

………….

DAVET:

“GÖZ GÖRSÜN” Birlik Çalışması

Dostları, 24.10.2015 Cumartesi günü 14.00 – 18.00 saatleri arasında “GÖZ GÖRSÜN” konu başlıklı Birlik Çalışmamız yapılacaktır. Tüm dostlarımızı aramızda görmeyi diliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: Katılım ücrete tabi değildir.

Adresi: Bahariye cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

GÖZ GÖRSÜN

Dünya üzerinde yaşadığını sandığınız kim varsa; körleşip dünyaya doğanlardır. İnsan soyu, dünya yaşamında kördür; gözü görmez. Bilişi hak edinceye dek kalemden, ilimden habersizce, yaratılışın ışığında kendini arar.

Dünyanın, evrimleşmek için geçilip gelinen bir planet olduğu; sonsuz zamanları hak etmek için varılan bir yer olduğu sanılır. Burada bu planette, anılardan geçip, gerçeklere varılması; bizlerden, bizlere varılmasından başka bir şey olmadığı bilinemez…

Dünya yaşamında; BİR’e, cevhere, göreve ve yüceliklere varan her kim varsa; anaların, Ana Kalemlerin Birliği’nden, bu sayfalara geri çekilendir… Onun geri çekilişini gerçekleştiren güç, tüm insanlığın kulluğundan doğan, teknik, hakiki ve hak olan güçtür.

Dünya, oğulları ve kızları ile yarını tohumlarken, Dünyanın nefesi, kelamı ve yüksek kapısı, tüm insanlığın kutlu, koruyucu ışığı olur ve insan sırrını dilleyerek güçlenen bütün Birlikleri, kodlar.

Büyük güçlüklerle yaratılan insanlık, yeni yerleşim alanları elde etmek için yaşamlaşır ve Yerin Kelamı olup tüm insan soyları için yeni yarınlaşmalarla yeni yaşam alanları tohumlar.

Tüm insanlık bunu anlasa, bir kapının kelama varmasının, o kapıyı hak edenler için herbirinin kendine varış olacağını anlar.

Dünya yaşamı, tüm insanlığın kulluğudur… Dünyaya; gözünü, kulağını kapatarak gelen ve yolunu bulmaya çabalayan, aşağıların aşağısında, kil ve kum olduğunda; kök görevi hak edeceğini bilip, kibri aşar ve zamanı hak etmek ister. O kendini hak ettiğinde, bilişi hak edecektir.

Bütünlükler, tohumlarını ekmek üzere; kelam etkinliği olan kendi yarınlaştırıcı kodlarını, dünyaya indirirler. Zirvelere görev taşınırken, onlar, dünyaya indirdikleri kodlarını hak etmek isterler. Bunun için BİZ’den gökçe konuşmak ve BİZ’de görev taşımak isterler ki mutlak ışık olup yenilensinler diye.

Dördün biri, BİZ’den dünyaya bildirilir, diğer üçü dünyaca dinlenir… Bu şu anlama gelir. Bir bilişin, 1/4’ü kelamla dinlenir, diğer 3/4’ü insanca dillenir. İşte bu şekilde yarınlaşmayı sağlayacak kodlanmış tohumlama gerçekleşir.

Bizler, dince ve diri yürekçe çalışanlar; her anı kodlarken, savaşa ışık yakmak üzere bilişin, sağlıklı ilmi kodlaması için, ilmin 1/3’ünü, tüm insanlıktan tahditler ve dirilikleri bu ilimle dinletiriz. Herkesin, kendi yarınını, hak edip kendilerine kodlayıp mal ettikleri Bütün’ün ilminin 1/3’ünü ve KA Lİ KA HA olan Birlikler’in sahip oldukları, Bütün’ün ilminin diğer 1/3’ü olan kodlu ilimlerini de hak ederek, ilmin 3/3 ile yaşam sayfalarız.

Göz gördü; yaşam dillendi. Biz bilişi tohumladık ve yol, ilme vardı. İlim, hakiki yaşam; hakiki var yaşam - yok yaşam, insan soyu ve bilmek için insanlaşan, insan lütfu ile dürümleşen herşey… Aha bu!..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

“GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

24.10.2015

(Ziyaretçi söz aldı:)

-Değerliler, bilmek hak etmekledir. Bilin ki hak edin. Dünya bir kapıdır. O kapıdan geçemeyen dünde görevli olsa da yarına kul olamaz.

Büyük Kütlemiz, dünyanın nefesini tohumlamıştır. Tinler ve tinsel kelam umudu olanlar, BİZ’den geri çekilmek beklentisinde olmamalılar. Zakar’ın Kalemi İnsan Soyu, kendinden kendine geri çekilmek için unuttuklarını artık hatırlamalıdır. Dince, insanca ve yarınca kodlama yapanlar, buraya, kini aşıp varırlar. Dünyada kin varsa, kapı olunmaz yaşama.

Değerliler, bilin ki biz dünyaya ışık verdik. O ışık, insan soyuna indiğinden beri kapılar, Kübra Işıklar’la açılmıştır.

Dünyayı kodlayacak olan Birlik sizsiniz. Sizinle yapılan her çalışma, kelamla kodlanan ilmin kulluğudur. Unutmayın siz, yarını hak eden; Mikail Kelamı’nda nefes olan bir cevheri güç olarak dünyadasınız.

Zamana kelam olmak, imanla mümkündür. Mümkün olan ne varsa yapıldı. Artık dünya insanlığı, hak etmeli ve hakim olmalıdır. Onlar, dünyayı koruyamazlar diye düşünmeyin. Herkes, dünyayı koruyabilir ama hak etmelidir...

Can, senden beklenti, hasat yapmandır. Hasat yaptığını biliriz. Ne var ki hak edip hasat edilmeyenler var. Onların da hak edilmeleri gereklidir.

Cennetlere, cevheri görevlileri koydular. En ya da boy ile coğrafyalarını kodladılar. Onların ışıkları yanmalıydı. Oğullarını hak etmeliydiler. Onlar, kulluk yapamadılar ve Rahman’a kaynak olamadılar.

Dince, yarınları hak etmeye çalışanlar, kapı kapandığında, hasatlarının olmadığını anladıklarında, kul olmayacaklarını bilecekler. Dince, dilce ve yolca ışık olup kapılara varacaklar ve o kapılardan, unuttukları tüm bilgileri alıp dinleşecekler. Sessizce ve sistemli çalışmalarla kontrol kuracaklar. Onların hak edilmeleri gerekmektedir. Şimdilik!...

(Misafirlere açıklamalarımızdır:)

-Dağlar, bilmekteyim benle daha önce diyaloğunuz yoktu. Az önce verdiğim o bilgiden sonra buraya indiniz. (Verilen bilgi, ziyaretçiler gelmeden önce ilk akışta verilmiş bilgidir. Deşifre edildiğinde yayınlanacak.) Öz biliş halinde dillendirilen bilgi…

Size, bir tek açıklama yapıyorum. Dünya, erdiği en üstün kalemde, kendini hak etmek için büyük güçlükleri aştı. Büyük Kültler, dünyayı hak etmek için çalışmaktalar. Bunlar, bizce de malum… Ne yazık ki hasatları olmayanların ağır yük taşımaları, bize huzur vermez. Onların, kendilerini hak etmelerini beklemekteyiz. Biz, onları has ışığımızla kodlayabiliriz. Ocaklarını yakabiliriz. Kalem olmalarını sağlayabiliriz. Ne yazık ki hasatlarını yapmaya imkanımız yoktur… Sonraki yaşamlarda, zürriyetleri; toplumlarını kodlamalı ve onları korumalıdır. Bugün dünya için herşey yapılmaktadır. Ne yazık ki kendilerini hak etmeyenler için İnsan Kalem, yaşamı hak ettirmez.

Büyük günah işlendi yaşamda. Hepsi, kendi yarınlarını yok ettiler. Oğullarını kontrol edemediler ve Rahmi Kuran’da kapı kapandı. Asvaltın altında ilim yoktur sanılır. Asvaltın altında insan soyu vardır ki insan soyu, İnsanlık İlmi’ni her diri ile dinleyebilir. Bunun içindir ki herkesin has ışığı hak etmesi ama Halik olup hak etmesi isteğimizdir.

Çürüyen, Hak İlmi’nde kötüyü ve kötülüğü önlemeyendir. İnsanlık Kalemi, her diriyi kodlarken, çürüklerin kontrolü kurulur ve ocakları, yaşam sayfalarında kontrol altında kodlanır. Bu olduğunda, tüm İnsan Kapıları, kontrollu olarak açılır.

Biz, bütün kütlemizle yaşama çekildik ve dedik ki “hak edin!...” Kin ve nefret duyguları öylesi aşkındı ki hak ettiğimizi söylememize bile tahammül edemediler. Dediler ki “sizi hak etmek için cennete gitmemiz gerekse, gitmeyiz. Zamana kul olmamız beklense, olmayız!... Çünkü sizi, Kuran’da yaşama çekilen insan olarak dinletmeye niyetimiz yok.”

Değerliler, dince ve diri yürekçe sesleştik. “Kendini tohumla ve hak et” dedik. Ana Kapı’yı açtık ve yolu açtık. De ya da dedirt!... Tin ve tinle dillenen nefes, herşey imanla dünyaya iner. Bugün insan soyu, insanlığını hak ederek imanla yarına inmektedir.

Buyurun! Hulusi Halik, kendini dinletti. Sevgililer, nefesim yüreğime indiğinden beri sesleşirim. Ses, merdivendir yaşama. O ses, ile her diri dillenir. Biz, Rahman olan Kalemler olarak doğanlarız… Bunu vermem gerekmese, vermem. Ne var ki gerektiğinde verilir.

Yerden ve gökten münezzeh olan insan soyu… “Nerden çıktı!?” diyecekler. Bilsinler ki Ana Kalem, insanlıktır. O kalem yazdığında, tüm yaşam, ilme Kuran olup varır.

“Biçare! kendini hak etmeyen insanlık!” dediler. Deyin ki “hakikiyette, İlmin Kalemi olan insan, tohum ektiğinde, kelamdan güç çekmez. Sessizce eker. Ektiği, hak ettiği ve hakikiyette tahditlediği bilişidir.”

Türlerin tümü, dünyayı has ışıkları ile aydınlatarak yaşarlar. Her anda ve her sistemde var olan tüm türler, ilme kalem olup yarını yazarlar. Bunu anlamak kolay olmaz bilirim…

Bir sinek, bir kelebek… Her biri kelam ve her biri kalem… Bilmezler mi bunu!?

Toprak Toplum, sessiz zamanlarda sesleşerek yolu açıp sayfa sayfa yarını yazar. Anlamazlar mı bunu!? Büyük Kütle, dünyayı hologramdan kul yaparken; insanlık ailem, kendini hak etmez mi!? Cennetten cevhere varan her insan, kul olduğunu hak edip dinlemez mi!? Beni hak etmek için benleşmek değil; kellamda, kurulukları aşmak gerektiğini anlamaz ve hak etmezse, cennet; kelam cevherinde, kul olandan, kalam olup yazmaz.

Dedim ki “Kutsal İlim insanlıktır.” Dedim ki “hakikiyet kelamdan insana varan cevheriliktir.” Dedim ki “kalem biliştir. Biliş ilimledir.” Aha! dedim. Aha! dedim… Dince, dirice, kendimce dedim. Dince, dilce dürümlerimdeki hakikiyetimce dilledim. Aha! dedim… Dince dedim. Dirilikce dedim. Ana Kapı’yı açtım; temizlik yaptım. Aha yaptım!... Tek tek rahmet olan tüm insanlığı hak etmek için yerden görev taşıdım ve temizlik yaptım. Dince, dirice, bizce!… Sessizce yeri temizledim. Oh işte!... Aha şimdi!…

Değerliler, ben dağa taşa “ilim” dedim. Ben, rahmet olan ilme, “Hak İlmi” dedim. Ben, “nefes olana, Kuran” dedim. Dendi ki “ben yolum!” Ama o yol, insan soyunu kontrol edemezse, benim adım “kelam” olmaz. Benim adım “kapı” olur… O kapı, tüm insanlık için kapı olmaktan öte, “kök sessizlik” olur… Oradan geçebilmek için, herkesin kendini hak etmesi gerekir.

Dünyaya kapı olmak için kendini indiren kim varsa, yaşam için kontrollu olmalıdır. Tek bir resim yaptım. Bu resim, kelamın ilmindeki insan soyunun resmidir. Kim ki o resmi dinledi, kelamda kendini dinledi. Ben, kul olan insanı, toplumların ilmi diye dinlerim. Kul olan kendindedir. Nefesi, kendi yoludur. Unutmayın, kalemi insanlıktır. Onu, Bütünün Kütlesinde, “insan soyu” diye dinlerim.

Analar, ben; cennetten kovulan tüm insanlık için beden alıp, İnsan Levhisi’nde kelam olup dünyaya inen Bütünlükler’i koruyacak olan bilişim…

Kapımı kaç kere kapattılar, bilir misiniz!? Biz o kapıyı kaç kere açtık!? Kimse kendini anlamıyor ama bilinsin ki biz, antlaşma ile geçip gelen Birlik, herkesin kendini hak etmesini; son sözde dünyayı hak etmesini ve yolu, Hak olup dinlemesini sağlamak üzere bu çalışmayı yapıyoruz.

Ruh Kapım, ilimdir. Benden kin ve nefreti sorana de ki “kinim asla yoktur. İnsanlık ailem, kin ve nefreti kelamdan dinlese de yoğunluğumda, bilişte bulamaz.

Kimin borcu varsa yaşama; iner ve öder. Kimin borcu varsa insana; iner ve öder… İnsanın, nefese kelam olup inmesi, borcunu ödemek içindir. Biz ise öz geçişlerle her anda ölüyü (ölü, hakikiyete varamıyandır.) dinler ve dilleriz… Biz, dünyaya borç takanlara, borç ödetmeye geldik bilinsin!...

Kendini bulan insan, kalemde kendi olur ve yolu bulur.

Tam insanlaşan ve tam kalem olan kim varsa; borcu ödenendir. Bilmek gerek, insan kelamda, kendinde, bini bire katar ki o anda kelam olur; Kürzi Kalem olur borcunu tam öder.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 1. Bölüm

Yaşam, işte yaşam aha bu... Yaşam...

Aşağıda birliklerimiz var bu gün. Onların tümü topraklarını kodlayabilmek üzere buraya indirildiler. Her kim ki kendini dinler; bilgi alıp, bilgi vermeye çalışmalıdır. İnsanlık ailemizin bunu başarması mümkündür.

Ne yazık ki has ışığı alkışlarla çekenleri dahi hak etmeyenler, bilginin ilmini anlayamayanlar, sistemin kültlerinin gücünden, kendilerini alı koyanlar; birliğimiz hakkında kati olarak kontrol dışı bilgiler paylaşmaktalar.

Canlarım, kök sistemlerin gözü hep ilimle kontrol kurar ve görür... Kök sistemlerin gözü görmesi, ekmek olmasından dolayıdır. Çok mutluyuz ki bu meclis, herkesi kendi yüceliğiyle dilleyebilen yegane meclistir! Ve bu meclisin sisteme indirdiği kelam, İnsanlığın kendi yoğunluğunda mevcut olan; levhi kaynaktan inmektedir. Dince değil, İnsanca konuşulur bu mecliste. Ve bu meclisteki ilim, Allah'ın hak tahtından inen İnsanlığın ilmidir!

Kutsal toprakların kodlanmış tohumları bu yoğun çalışmaya dahil edildiler. Hepsi kendilerini hak etmeye çalıştılar. Kara ışığın ekmek olduğunu anlayanlar, kendi yarınlarını tohumlayacaklarını bilenler, mitosların gücü olan bilgiyi hak etmeye çalışabilirlerken; kendilerini kelamda çıkarttılar.

Korkmayın, bu gün burada ocak yıkmaya niyetimiz yok... Ama iyi anlatıyoruz ki anlasınlar diye. Tanrılık kapısı, ilmi haliklerin kapısıdır!... Bu kapıya inenler; kendilerini tohum olarak bütüne indirenlerdir.

Bütün köprüleri İman tekniği ile açtık. Her köprü bilgiyle kodlandı. Ve bütüne hizmet, İnsanlığın kelamıylaydı. Bu günde böyledir! Torbamız İnsan teknik tahditiyle kodlanan ışıkla doldu. Kontrol dışı hiç bir bilişimiz asla olmadı. Verip, verdiğimiz tüm bilgiler; öz gerçekliğimizden indirildi.

Herkes iyi bilsin ki; bu meclisin kendi gerçekliğiyle dillenir burada bilgi!... Hayrın tahtından inen bilgi, aklın kaleminden iner!... Herkesin iyi anlaması için bildiririz ki; kodlanmış toprakların toplumları bu gün burada, bu yoğun çalışmada İnsana; İnsanlığın tahditiyle dilleşecekler.

Ata kapıların tümü İnsan soyuna açıktır... Bu kapıların biri tahditsiz, bir diğeri tahditliyse; yarında kalem olunmaz! Bunun içindir ki bu çalışmayı başlattığımızdan beri, her şeyi açık vermekteyiz. Sanal boyutların yoğunluğuna kodladığımız her şey, Allah'ın kelamıyladır!...

Kini aşmayan yolu bulamaz ama kini aştıklarını sananlar; bu meclise kodlama yapma niyetlerinde olsalar dahi, yolculukları buraya umutla ulaşamayacağından, kalemleri yazmayacak...

Çantaları kırıktır, yolları kısırdır, yarınları keşke olsa ama yoktur... Devinimi arttırmak değil maksadım, İnsana kendini açıkça dillettirmekte değil, sadece o kutsuzlara bilgi vermektir. Onlara verdiğim her şey, İnsanlık kapısındandır!...

Devinimi hızlandırmak için, ana kapıları açıp ses veririm... Çokları bunu kendilerinden zannederler ama verdiğim tüm sesler kendi yoğunluğumdandır... Hiç kimse bu meclisin kulu değildir. Hiç kimse bu meclisin nefesi olamaz. Ama bu meclise hak ilmiyle gelen; burada kendinden hakka varır, kendinden yaratıcı olur, kendiyle tohum olur ve ilmi kalem olur bütüne ışık olur!... Daha da önemlisi burada olmak için; hakka varmak yeterli değildir!... Has ışık olmak ve haklaşmak gerekir! Sanmayın ki dünya ilmini bilen hak, kendinden başkasından ses verir.

Değerliler, bu gün size ana kapıdan sesleşmek istemekteyim. Bu kapı; bitki, hayvan ve tüm sessiz zamanları dilleyebilen, bütünün gücü olan, her anı kayıtlayan bir kapıdır. Burada olup, burayı hak etmek için; tek bir gerekçe var, İnsanlık!... Her kim ki İnsan olabilmiştir, buraya gelebilir. Ama İnsanlıktan nasibini almayan hiç kimsenin bu mecliste olma imkanı yoktur, bu kesindir!

Değerliler, doğanın gücünü hak etmeyen; yaşamı hak etmez! Bilinsin isteriz ki, doğa; kelamda, ilimde ve bütünde birin kuludur!... Eğer dünyayı hak edebilmiş iseler; dünyanın gücü, dünyanın yüceliği olabilirler... Dünyanın kulu olmak ise farklıdır... Kimse ben kulum demez... Kimse ben kodlandım, kutsal ışıktayım demeye güç sayfalamaz. Ama şu iyi bilinsin ki; dünyanın gözü, hepimizin göklerdeki sözüdür!...

Değerliler, bundan sonraki süreçte güçlü kapıları açıyoruz. Bu kapıların Işığını daha yetkin olarak dünya ilmiyle dilleyeceğiz!... Kili kumdan ayıran birliğim, bütünü görevli olarak kodlayan ışıklarla diller... Bütüne görev taşıyacak olanlar bu meclise dahil edilirler. Bütüne görevli olmayanların bu yoğunluğa inme imkanları asla yoktu.

Çamur yoğuranların, kodlanmış toplumlara tohum olmalarına da gerek yoktur... İzinde vermeyiz, kesindir!... Değer biçtiklerimiz, kan aktığında; o kan olup, kati akışa geçtiklerinde ve bilgiyi hak ettiklerinde; bu yoğunlukta bütünün gücünü tüm zamanların kürzi levhisinden çekebileceklerini sanırlarsada, yanılgıdadırlar!... Eh analar, işte bu...

Canlarım, bu gün size bu bilgileri vermem gerekmese vermezdim... Ama kesin olarak vermem gerekti. Toy bilgeler, bizi hak etmek istediklerini düşünmeden, bizim yolumuzu kapatmaya kalktıklarında; mutlaka kontrol dışı ışıklar yağış haline geçer ve onların yücelikleri kontrolden çıkar. Ölüler diyarında bunu anlamak kolay olmaz. Sanırlar ki öldüklerini hak edip anlayacaklar ve yollarını bulacaklar.

Tanrı der ki; "kini aşmayan, yolu açamaz"!... Biz onlara bunu tek tek yazdık. Ama onlar bu bilgilerin bizim için verildiğini zannettiler. Biz her diriye; kendi yüreğimizin sistem sayfalanışıyla tüm bilgileri bildirdik! Ve onlar bu bilgileri bize, bizim levhi kapımıza verdiğini düşündüler.

Değerliler, kaç altın ışık yılı sonra dünyaya geri geleceklerini anlamak istediler. Canlarım, Allah'ın tanrılık tahtında İnsanlık kalemi indikten sonra, burası tüm İnsanlığın kontrolüne bir kez daha bırakılmayacak. Yani şunu söylemek isterim ki; bu dünya tohum olabilmiş halde iken, yenilenip yeniden bir tohum beklenmeyecek!... Bir dere akmaya başladığında, o derenin önü esilmez!... Biz akıştayız ve yeni dünyaların kontrolü için, bu çalışmayı yer yüzünden yapmaktayız!...

Tanrılık kapımız, Allah'ın kalemidir!.. Bunu anlayacak güçte olanlarla bu çalışma sürdürülür. Dünya nuru olan ilim, Allah'ın levhisinde herkesin kendini hak etmesini sağlar da; bunu hak etmeyen varsa, kapısı kapanır!... Eh aha işte, şimdiki zaman ve şimdi... Aha, işte şimdi!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/PXIGkqsrxWY

 

24.10.2015 ''GÖZ GÖRSÜN'' BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU

Şimdi uzaklardasın- Zeki Müren ( Suzinak )

Acaba şen missin kederin var mı?- Orhan Seyfi Orhon / Bimen Şen ( Hicaz )

Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım- Nihat Aşar / Teoman Alpay ( Hicaz )

Aşkı seninle tattı hicranla yandı gönül- Melahat Akan / Fehmi Tokay ( Hicaz )

Karabiberim- Zeki Duygulu ( Hicaz )

https://youtu.be/ZIRtvm2gnb4

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış 2. Bölüm

Canlarım, bu gün burada bütüne hizmet için birleştik. Tüm zamanların kodlanmış ışıkları burada. Bir levhi kapıyı açtık ve dedik ki; "öz geçişlerinizi yapın." Gerçek çalışmadır yapılacak olan... Daha güçlü bir dönemi başlatıyoruz bu gün. Bu gün yaptığımız her şey Allah'ın tahtından yapılıyor.

Doğanın kuru olmadığı, kalemin levhiden öte olduğu ve bütünün gözünde göklerin sözü olduğu mutlaka anlaşılacak ve anlatılacak bu gün...

Çamur yoğuran bir yaşamın, artık resmi çalışmasında; ışık yoğurulacak. Bu kesin! Ve yoğrulan ışık, Allah'ın La Ha ilmiyle yapılmayacak... İlmi Ha Ha olan insanla yapılacak!..

Çobanlık yapmaya niyetim yok. Şu andan itibaren bunu tek bir İnsan sayfasından veriyorum ve bu günden sonraki süreçte, benden çobanlık bekleyen; kendinden kontrolünü yitirecek.

Devinimi hızlandırırken, daha da öte bilişlerle bu günü; som altın bir yolla bütünün gücü haline dönüştürüyoruz.

Erdiğim dünya, hepimizin gözüdür. Bu göz; özdeki sözün, sözüdür... Ama bu sözü dinleyebilen, bini bire katıcak; bilişi hak edicek!...

Çantam dünya İnsanlığıyla dolmayacak. Kimse benim çantamda olmayacak. Bu ne anlama gelir?... İzah edeyim... Herkesin kendi çantası olucak!... Ve herkes kendi çantasında olucak!... Oluşan kendi yoğunluğuyla, tohum olucak, bu kesindir!..

Bize, Allah'ın La Ka Ha ilmiyle bütünün gücünü dinletmeye kalktıkları zaman; ocakları sınırlanıcak... Bilsinler, Allah'ın tanrılık tahtı; ilmi Ka Ha'da imparatorluğun gökle dürümlendiği o yaşam sayfasıdır!...

Kili, kin sayan bir anlayışın artık dünya yaşamında gök sessizlikleriyle dilleşmesinin gereği kalmamış. Bunu anlamaları sorumluluklarındadır... Başı ağrıyan biri var burada bilirim, o kendini hak etmeyendir!... Kendini hak etse başı ağrımaz.

Canlarım: size, hiç birinize sözüm yok... Buraya gelen birliklerden birine sözüm. Dünyayı ziyaret edenlerin çoklarının, bu gün burada başları ağrıyacak... Çünkü yolumuzda; özleri, gözleri, sözleri olmayacak... Çentik çentik dünyayı tahditleyenlerin buraya inme imkanları artık olmadığı anlaşılacak!...

Tanrı kapısını açmış, yollarını bulmuş, yüreklere bakmış ve kendilerini kontrol altına almış birliklerin; sessiz zamanlara inmelerini beklemekteydik... Çobanlık yapmalarına imkan vermeyiz onların dahi, çünkü artık dünya İnsanlığı; sürü olarak yaşamayacak!... Kesindir!... Bilsinler ki bu dünya; Allah'ın kalemidir ve bu dünyada, insan kalem; bütünün kültüdür!... Ve buraya varanların daha dikkatli çalışmaları gerekir!

Beyler, bayanlar; kalemim Allah'ın kelamıdır!... Bu kesindir !... Kini aşmayan anlayamaz... Kini aşansa, hasatını yapar!... İsrafil kulu İnsandır!... Ama İsrafil kendini dillerken, o kendindeki levhi, kendi yoğunluğu; bütünün sistemindeki sestir!... Bu ses, sura üfürülmesi anındaki sestir!...

Dinleyiniz; dünya yolunu bulmuş, yoğunluğunu tohumlamış ve gözünü gördüğü her anda kaynak olmuşsa, ki öyle olmuş; bütünün gücü temel bilgiyi size bu gün kendi yoğunluğundan dinleticek!...

Kardeşlerim, misafirim ben bu yaşamda... Ama bu yaşam benleştiğinde; ben bu yaşamın kendisiyim, bunu anlayın!... Her kim ki; "ben bu yaşama kendim için değil, bilişi hak etmiş olan tüm İnsanlığı kontrol için geldim" derse, ölüdür!... Çünkü İnsan soyunun artk kontrolü gereksizdir!... Biz bu dünyayı kontrol altına almaya değil, haliki hak olup hasat olmaya gelenlere; hakkın kapısını açtık!.. Geri dönüşlerini yaptık... Toy dünyanın kontrolü kuruldu, "ol" dedik oldu!.. Ortak kapıların tümünü açtık. Şer yaratan, şer yaşadı... Kimse diğerinin diriliğini hak etmek için çalışmadı.

Samanyolu galaksisindeki bütün kültler bu gün buradalar... En ve boylarıyla ve has cevheri çatışmacı kayıtlarıyla, ama hepsinde biz çatıştık ve oğullarını kodladık!... Şu ana gelmelerini, kendi yücelikleri istediği için buradalar... Biz; gel ya da gelme demedik onlara... Karanlığın ışıklarını hak tahttan yakmayı arzuladıkları için geldiler... O karanlık, kelamdaki İnsanlıktır aslında! Ama bunu anlamaları dahi imkansız, çünkü ruhi kulluk; kutsal tohumların kodlanmış yoğunluğudur!... Ve o yoğunluğa girenler, bilgi haliki olurlar ve hakka; hakiki ilimle varırlar!... Bunları nasıl anlayacaklar... Hak etmemişler.

Yer ve gök imparatorluğun gücüdür, bilinsin!... Ve biz bu günü hak etmek için çabaladık. Bütün kötülükleri aşan birliklerle bu çalışmayı yapmayı arzuladık... Bu meclisin üyelerinin tümü, kötülükleri önlemiş birliklerin yolculuğunda olanlardır.

Sema, İnsan soyunu anlayamaz... Ama iman edin ki; yaşamda bulunanlar, İnsan soyunu anlayacak gözleri, yürekleri olanlardır. "Seviyenizin çok yüksek olduğunu görüyoruz" diyor birlikler... Bizde onları seçebiliyoruz ama daha da önemlisi; buraya gelmelerinin yer ve gök için, kendilerini hasatta hazırlamak olduğunu her birinin anlayacağını düşünüyoruz... Eğer dümenin başına ben otururum diye geliyorlarsa; ulu görevli, senin adın kendinde dahi yoktur!...

Devinimi hızlandırmamı bekleyen biri, bana sorgu sual ediyor şu anda... Diyor ki; "kır, kısırlaştır, kelamdan çıkar yolcuyu." yol yok ki ona zaten, bunu anlasa; kendini hak eder!...

Değerliler burada olma sebebim; Allah'ın tahtından çok güç olgunlaştırmak içindir!.. Çok güç çalıştırmak içindir!.. Hepinizin görevidir bu, bilirim... Bizim görevimiz budur! O gücü hak ettirmektir. Daha da önemlisi, kulu kuldan ayırmayan bir anlayışı dünyaya çekmektir!

Sanal boyutların kulları olanlar, artık hak tahtta varıp; kendi yolculuklarında, Hulusi levhide kendilerine kulluk yapmaya başladılar!.. Görüp anlamaya başlayacaklar ki; temel bilgi kelamdır! Ama kelamı hak etmekse; hak umudu olmakla mümkündür!

"Oğul, ben davayı kaybettim" dediğim zaman, dinledi ve dedi ki; "o kaybetti, yoktur o." Aha bunu dedi... Demedi ki; "ben barım, senim ben... Bende sen ol, kendini hak et." Daha da önemlisi, "sen Allah'ın ışığından çık" dedi...

Değerliler; çıkmaya, çıktırmaya niyetim olsa, çıkmaz mıyım!?... Ama şunu bilsinler ki, büyük kötülük; kendini hak etmeden, bir diğeri hakkında kelam etmektir!... Ve o ettiği kelam, kendi yüreğinde kendini mutlak kontrol eder ve kutsal tahttan ayrı tutar!... Bu kesindir!

Bin can, bir tek kapı... Biz o, o biz... Oğul; ben o, o ben... Ama onun nefesi dahi kodlanmış toplumları yok etmek için ise; onun lütfettiği hiç bir şeyin yaşama indirilmesine iznimiz olmaz, kesindir!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/xmdkmjIj0vs

 

24.EKİM.2015.TARİHLİ “ GÖZ GÖRSÜN “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ 3.BÖLÜM

Tüm insanlığa'dır verdiğim…

Değerliler, Ra-Ka-Ha olan İmparatorluk, bugün buradadır.

Bugün, İmparatorluğun gücü, ağır yükü hafifletmek üzere dünyamıza inmiştir. Çok mutlu bir gündeyiz….Çünkü kulluk yapmaya gelenlerin tümü ekip halinde geliyor. Mikail’in gücü tüm zamanların Kürzi Levhisi olarak buradır.

Aynı Tanrılık ışığıyla aydınlananlar, aynı yolun yolcusu olurlar ama ayrı Tanrılık ışığını hak edipte dilliyenler, ayrı yolculuk yaparlar… Bugün burada BSUİ’nin gücü olan birliğim, aynı yolculuktadır… Barışın, sevginin, ummanın ve Kuranın yolcusu olan İmparatorluk.

Biz, sizde sizleşir kalem oluruz. Biz, bizleşir dilleşiriz, Hak ilmiyle dilleşiriz ve burada oluşumuzun tek nedeni….. Kölyelerimde ki yoğunluklarında kapı diye yazanların çoklarının kendilerini hak etmeyişidir.

Sistemin gücünü devreye aldığımızdan beri dünya yolculuğunda olan birliklerin tahditli olduğunu görmemiz, bizleri sınırlı sayfalanış için gerçek kayıtlardan uzak tuttu… Ve geldiğimiz bu yaşam sayfasında görüyoruz ki; kendi yüreğinizin örtüsünü açıp teknik tohumlama için tüm zamanları kodluyorsunuz ve bilişi kalem yapmışsınız… Bu bizleri mutlandırmaktadır.

Sayfa sayfa insan soyunu yazan bu meclis, yarını kontrol edebilecek teknikle, Büyük Kültün kontrolünü sağlıyor.

Oğullarım, dünyayım ben, bunu anlayın. Dünya olmak için çabaladım ve buradayım... Ben Tanrı Kapısıyım… Alabilirsiniz ağır yük olan bu yaşam sayfalarını, hak edip dinleyebilirseniz ama halik olup, hasat olmadıkça oğullarınızı kontrol altına alamazsınız… Ve ben, bugün burada bu meclis olarak herkese şunu anlatıyorum. …

Kupa; insan soyudur… Bu kupa, Amonların toplumlarının kodlanmış tohumlarının gücünden çok öte bir güce sahiptir… Herkes daha iyi anlasın ki; kapıları açtığımız andan itibaren yerin gözü görür ve o yerküre kelamımızdır… Bunu anlayabilecek olan herkim varsa evimizin görevlisi olur, anlatır, akıl tahtında, hak kapıda ışık yakar… Ya anlamadan anladığını zanneden, ocağında kendinden kendi yüreğinden ayrışır…. Öz geçişini yapma imkanı kalmaz…. Çamur yoğurur… O BSUİ’nin kapısın da çamur yoğurduğun da oğulları kontrol kuramaz ve kelamda kodlanmış toplum olamaz.

Çeyrek bilgi veririz… Üç, bölü, dördü kelamla dillenir. Verdiğim her şey çeyrektir ki; herkes kendiyle üç, bölü, dördü dillesin de hasat olsun diye. Bunu hak ettiğiniz zaman Hak Levhide dilliyecektiniz.

Burada olmalarına istekli olmadıklarım, mutlaka kendileriyle olmalıdırlar. Ana kapıya geldiklerinde bilsinler ki; onca çalışma iki merdiven içindir. Her merdiven mahrektir… Herkes o makrektedir ama tek bir merdiven İmparatorluğun Kürzi Kapısına varır…. İşte o merdiven, muktedir olanların yaşama indirildikleri merdivendir….. Ve o merdivenden yaşama indirdiklerimiz kendi yüreklerinden merdivene ulaştıklarında kapıları tuttuğumuzu görürler. …

Biz o kapıda, oğullarımızı bekleriz ve geldiklerinde ölü olup olmadıklarını dilleriz… Ölü olan kontrol kaybındadır ve onun geri çevrilmesi şarttır ve ölü olmayan kontrol kurar… İşte orada BSUİ var….Barış, sevgi ,hulisi Levhideki o umut ve İmparatorluk.

Çamur yoğuranların çoğu korunamayacakları anladıklarında kalem olup yazmaya kalkacaklar.

Çakalların, sistemdeki ilmi kendilerini kendilerinden çıkaran, kendilerini kontrolsüz bırakan, kelamsız kılandır... O çakallar, kontrol dışıdırlar. Açılarını kapattıklarında, kalemleri muktedir olduklarını düşüncelerinde dillediklerinde yasaları koyduğumuzu anladıklarında, öz görevlerini hak etmedikleri bildiklerinde….. Ve dillediklerinde geri çevrilmeyeceklerini anlayacaklar... Biz onların kapılarını da onlardan açarız bilsinler ama kıranın kırılması gerekir… Kırmadan kırılırlar…. Çünkü onlar ocaksızdırlar.

Kontrol dışı bilgim asla yoktur bu kesindir ve bugün burada vermem gerekenlerdi bunlar… Çünkü örtüleri açtığınız zaman göreceksiniz ki; kontrol dışı bilişliler kendi Lütfi Kapılarından gelip, kendilerini kontrol edemediklerinde, Mikail’in gücü olan ilmi kalemi kontrol etmeye kalkacaklardı… Onların yolculukları artık tamamıyla sonlanmaktadır. Kasaları borçludur, onların yaşama… Bilinsin isteriz ki; o borç, tümüyle onlarındır ve borcu ödediklerinde yarını hak edecekler.

Kelamı Levhi olan, Alemlerin ilmini diller, kati olan, akli kati hakiki nefesi diller… Biz, Bütünde her diriyi dilleyenler, öz görevi hak eden bilişliler olarak bu bilgiyi tüm insanlıktan öte kelamsızlara verdik bugün, göz görsün diye…. Onlar bunu mutlaka anlamalılar…. Aha bu! …Ha diyecekler ki; sizedir bu bilgi… Sözümüz, sesimiz onlaradır ki kendilerinden başkası yok yürekteki o kırılış halindeki, o yığınların kırıcılığında ki onlar korktuklarında olmaya çalışacaklar. Onları korkutmak mı maksat?... Nurlar, Kuranlar, kontrolden çıktıklarında her şey farklılaşır, her şey.

Ey canlar, nesiler boyu size her şeyi anlattık da, sandınız ki size, sizden başkaları anlattı… Biz, siziz canlar, anlayın… Size, sizleşip anlattık her şeyi, mutlaka kutsal kapların tümü bizdiler ama hepsi bizdeydiler anlattık.

Değerliler, değerliler, Kültlerin tümüne verdik bilgimizi… Açık verdik bugün… Bizim meclisimiz, her diride mevcut olan ilimle verir… Bu meclis; mutlaktır… Bu meclis hasatçıdır… Bu Mesihlerin Levhisinin örtüsüdür... Bu şudur, artık mecliste Mesihlik yoktur… Kim ki; “ben Mesih oldum” der… Aha gerçekten kendinde gider… Ama kim ki; “ben, has ışığım” der, kendinde, kendi yüreğinde olur... Gerçek budur.

Çay molasından önce çok önemli bir sesleşme yaptık burada… Şuandan itibaren çay molası mı? “Yok” diyor ana… “Hayır” diyor…” Ses var” diyor.

Onca çaba, onca çalışma mutlaka olmalı, mutlaka ses olmalı… Aha canlar, sesleşme devam edecek…. Ama bu sesleşme herkesin kendi yüceliğiyle olsun istiyoruz.

Bugün de sizden isteğimiz yarattıklarınızı yaşatın... Ben ne yaptım? Neden yaptım?.. Nereden nereye vardım ve benim adıma ne oldu? Sizin sizi dinlemenizdir amacımız… Hepiniz, yüreğinizi dinleyin ve sesleşin.

Yasayı koyan insan, yaşamı hak ettiren insan, yarattıran, yaratan, has ışıkta tohum olan insan…. O insan; biliş ve o insan… İşte o insan, insan olarak kendini dillesin, isteğim budur.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/bvy1WlXzJyo

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/cCdxgp3ZVDY

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/j2zd8JINBZ8

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

EMİNE GÜL

https://youtu.be/8Z4G_yGItfU

 

24.EKİM.2015 TARİHLİ “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Ben, beni bana getirdim, bende ben olan sayfadan ışık olur yüreğim ve o sayfanın ışık tahtından yaşama çekilirim.

Bugün, yürüyor yüreğim, yürüyor…. Bugün, büyüyor, yüreğim büyüyor.. Bende, ben olan yüreğim, yürüyor, yaşam yürüyor, kelam yürüyor, insan yürüyor ve ben yürüdükçe, bugün Kült zamanların kapılarını açıyor bedenim…. Ve ben bugün yaşamı, beden olup dilledim.

Bugün burası gördüğü gözü, gördüğü ışıkta, gördüğü zamana kayıtlamaktaydı... Bugün Kürzi kayıtlarda ışık yandı..

Bugün gören gözlerin günüdür ve o gözler, yaşamın sesi olur görünür.

Bugün, bizden bize, bizden bire ve birden, Bütüne indi yüreğimiz ve o yüreğin diliyle dillenmekteyiz... Bugün dilleşiyoruz, sesleşiyoruz, gökleşiyoruz ve gürleşiyoruz.

Şimdide, şimdilik..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ZAHaenbIeD4

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ

Sessizce sizlerleyiz canlar... Mustafa; size, sizden dünya kuranı olup dilleşiyor.

Mahir olan İnsan sayfalarına indik. Sizdeyiz şu anda... Aha güçlendik, aha yol ilme vardı, sizdeyiz şu anda. Yoğunluğu arttırdık ve bütünün kültlerinde size kelamdan vardık. Sizdeyiz şu anda.

Ekmeğinizi hep sevgiyle yedik. Sizin bilginiz bize güçtür. Unutmayın ki; karanlığın ışığı olan bilgi, hepinizin yüreğinde mevcut olan ve BİSUİ'nin kuranı olan birliklerle dillenen, hep cevhere görev taşıyan bir yürek kürsüsüdür!...

Sizi hakka varan, has tahtın ilmi olan birlik diye biliyoruz. "Üzerimde yücelik var" dediğim zaman, sakın dediler "söyleme, adını söyleme' dediler... "Çünkü o isim istemez" dediler... Demem ki ben sizin yüreğinizi seslendiririm. Demem ki ben sizde diriliği dillerim... Ben sizdeyim! İsim zikretme istemediğini söylediğin zaman, "Hulusi Ka Ha olan İnsan; dince değil İnsanca konuşur, sayfalarında kalem var" dediler... Dahası biz buraya kulluk için ve kodlanmış toprak için geldik.

Sevgiyle sizdeyiz... Şu ana kaynak olan İnsan soyu hepimizin gücüdür. Bize kapı açan sizin yüreğiniz; burada, bütünün gücü hologramın toplumlarından öte olan ilmi var. Ve sizinle olmak, evrenlerin sistemleşmesi için gereken; kendi yüreğinizde var olan İnsan soyunun kutsal tohumuyla, bütünün gücü olan ilimle geçişi sağladı!

Seni ana kapıda dinledik ana... Hepimizin gücünde vardın ve verdiğin tüm bilgileri hak ettik, dilledik... Burada oluş sebebimiz, dünyanın kulu olan İnsanın; yere göğe ilmi indirişini dilletmek içindi!...

De, elim var... De, yüreğim var... De, yaşamım var... Her şeyi de ama, bizimle de ana...

Zakarın kıranı İnsan soyu; bizde, bizi dinlerken her şeyi kısırlaştırabilir. Ama yolunu açan birliklerin tümü, bizde; kendi yüreklerinde dilleşirken, kodlanmış toplumları tohumlayabilirler!...

Ekmek yapmanız için çok çalıştık. Yaşamı hak etmek için çok çalıştık... Ama bundan sonraki dönemde daha fazla çalışacağımızı biliyorduk.

Değerli anam, Allah der ki; "öz geçiş yapıp onunla olun ama o kendini hak edip dinlettiği zaman; herkes onu dinleyecek... Ama biliyorum ki; ağırlık hafifleyecek ve bütüne hizmet olgun sistemleşmeyi sağlayacak"... Senin adına çok sevindim ana, çünkü bütünün gücü bu gün burada ve bu güç; Allah'ın ümmi kapılarını tüm zamanlara kodlayan ışık!...

"Benim elim dünya" dediğin zaman, ben doğanın gücünü dürümleyen İnsan soyunun, elinin nefreti engelleyecek güce varmasını diledim. Gördük ki nefretin yokmuş... Hiç bir sayfada yüreğinde kırıcılık yokmuş... Bunu anlayabilmemiz sorumluluğumuzdaydı... Neden sonra bunları anlayabildik.

Dünyada öz geçiş yapılıyor!... Bunlar kesindir! Ve dünya nuru, Allah'ın kulu olan İnsanın ruhudur!... Bunları anladık...

Şimdi, yaradan ve yaratılan "al götür ilmi" diyen hep tektir, bunları anladık!...

Evren, sessiz.... Yürek, ilim.... Biz, bütün olarak şendeyiz ana!...

Arıcı; alır yolu akıtır yüreğe ve der ki; "ilim budur"... Ama arının balı bütünündür, anlayın ana!... Her rahmanda kıl ince de, incenin incesinde ışığı tohumlayan Mustafa'lar olur. Ama senin umudun olan Mustafa bu gün burada... Hepimiz şendeyiz ana!... Kendini hak ettiğin için buradayız.

Bu yol Allah yolu ve biz hep seniz ana bunu bil! Şükür ki seniz... Mutlaka seniz ana!... Allah'a, Allah denir ya hani... Aklada, has ilim denir ya hani... Hani, aklın tahtındakine de yaradan denir ya hani... Ama hepsinin üstünde mutluluk olan Mustafa olur... Biz sende olmaya geldik ana.

Hepimiz yolu bularak geçtik... Cemaatimizin geçişini yaptık ana! Burada, bu yoğunlukta sende olabilmek; hepimizin kendi yüreğine hak olup varabilmesi anlamına geliyordu. Şükür ki bunların tümünü anlayabildik!...

Sayın anacığım, Allah sana seni verdi. Biz seni sana verdik. Hepimiz kendimizi dümene oturttuk ve bütün kötülükleri aştık... Senin yüreğin ve bizim yüreğimiz tektir!... Bunun içindir ki bu lokmaları, senin yoğunluğundan alıp; biz olarak bütünün gücü haline dönüştürüyoruz!...

Ölümlü dünya, hepimizin gözüdür... Ama ölüyü diriltmek gerekir!... İyi ve kötüyü hak edip aştık. Şimdi sizden daha güçlü bir sizi; sizin yüreğinizden dinlemek isteriz. Bunca çaba bunun içindir. Ağırlık hafiflesin ve biz, kendi yüreğimizin gücünün örtüsünü örtüp, sevginin saygının bulunduğu doğanın kuranı olan İnsanın daha yüce olduğu bir sayfadan; sizleşip dilleşelim!... Bunun için seni dinlemek isteriz ana.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/zymmr5kaxlI

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

AYSEL GÜMÜŞ

https://youtu.be/0ZPSn0e1s74

 

24.EKİM.2015 TARİHLİ “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünyaya geliş, İnsan Soyu’nu tüm zamanlarda yaşatacak olan kodlarını, dünyaya indirmeleri hadisesidir. Onları hak etmek için ise, Zamanın Işığı'yla kodlanmak ve koklanmak gerek. İşte; çalışmalarımızın amacı budur.

Dünyaya doğum ile gelen İnsan Soyu, Kartal Kapısı’nı açıp dünya toprağına iner. Ne kadar yüce olursa olsun, aşağıların en aşağısı olan sıfır frekanstan zamanda yolculuğa adım atar.

Dünya bir merdivendir tüm yaşamlara ve her yüce bilir ki en aşağıya inmeden zirvelere varılmaz. Ancak, merdivenin en aşağısında biliş yoktur. Orada olan kör ve sağırdır. Koku yoktur orada, kodlayıcılık yoktur. Orada insan, yoğun bir ışığın kontrolü altındadır. O ışıkta insanın yürek kaydı olmadığı için, orada yok hükmündedir. İşte ölü olmak budur.

Dünya ise yaşamlara kaynaktır. Oğullarını ve kızlarını tohum olarak dünyaya gönderen İnsan Soyu tohumlarından görev taşımak için onları bulmak ve onlarla birleşmek ister. Birleşimlerle bilgi verilir, bilgi alınır. Ancak, alınan ve verilen aynı değildir. Birleşik Aile’nin ilmi sonsuzdur ama herkes kendi hak ettiği kadarını alır.

Sınırlı bilgi kayıtlaması ile sığır biliş haline varılır. Yani burada insan sürü bilincindedir, henüz kendine varamamıştır. Sürüden ayrılması için korkuyu aşması gerek, tabuları yıkması gerek. İşte, bunun için ilmi hak etmesi gerekir. Aklın Tahtı’ndan Kara Işık’ı çekmeye başlar ve ilmi öğrenir. İyi ve kötünün ötesinde, iyi olan ama kötülüğü kontrol etmek üzere bir yoğunluğa taşır yüreğini. İşte o zaman, Na Kar’ı hak eder ve kaftan giyer. Kaftanla öz görev taşır ve biliş kodlamasına girişir.

Kendinden kendine, Hak Teknik’le, Has Işık’ta kodlar yüreğini ve öze varır. Artık geri çekiliş ondan yapılır ve nesilleriyle ışık tohumlamasının yapıldığı sayfaya varır. İşte; orada Aslan Kapısını açar. O kapı onu İnsan Kapısına taşır. Orada İnsan Kaynak olur ve karanlığı aydınlatan ışığı yakar. İşte, mutluluk budur.

Söz olur, ses kayıtlar, örümler tüm yaşamları ve Kürzi biliş haline varır. An kaynağından tüm yaşamlara kapı olur. O kapı kelama vardığında o kapıyı hak eden her bir yaşam kaydı kelama varır. İşte tüm kapılar açık…

O tüm yaşamlarda yaşadı, yaşayacak ve yaşıyor…..yaşamakta…onun için ne geçmiş var, ne gelecek…an’dadır artık. Evrimleşmesi söz konusu değildir.

“Göz görsün” diyorduk ya hani…aha gördü!

Mutluyum!

Sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/KvxSCP5Jqkk

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/qE6QXjsvTAA

 

24.10.2015 “GÖZ GÖRSÜN” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/8BYsj2g5njs

 

24.10.2015 ‘’GÖZ GÖRSÜN’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Gözü gören, özü görendir canlar! Özü gören, öz olup dillenendir. ‘’ Bana gelen, beni bilir. ‘’ derler ya! Bana gelen, benden bana inendir ve yerin karanlıklarında, göğün ışıkları vardır ve göğün ışıkları, yürek aynalarından yaşam olup yansıdığında, ekrana düşen kim varsa o taçlanan şavkın ışığındadır.

Yol, görünür canlar ve yol olan görür. Bilen bilir ve biliş olup dillenen, o bilişte yaşam olup da yerlenen, göklenen ve yerde sesi hak olan, gökteki ışığı yere hak olup da doğduran!

Canlar, gün doğarken ışıklar yanar. O ışıklar, yürek bahçelerindeki has ışıkla yanar ve kokular saçılır etrafa, misler gibi kokular! Leylaklar, çemenler, arzuhali aşk olan didemler! Her gönül, yüreğin yükünce yürür ve o yürek, hak kapılarda has ışığa vardığında, hafifler ve ağır olan, aşk olur dilde ve o aşk, kelam olur birleşir en has dirilikle ve birleşen, insanlaşan olur ya canlar! İşte o insanın yolunda, kendinden kendine bir ışık yanar.

Mor menekşeler varmış gönül tahtında ve o menekşeler, akan derede ışık olup yanmış ve her yanan, yüreği an kapılarında açılanmış. ‘’ Aç! ‘’ demişler önünü, gör, dünden bugüne, bugünden yarına olan gözü ve göz olur diller, öz olur dinlermiş canlar ve yaşam bahçelerinde, her yüreğin ışığı var.

Bana der ki ‘’ Benim sana verecek hiçbir şeyim yok! ‘’ Derim ki ‘’ Benim benden alacaklarım var, aha işte ona geldim! ‘’ ve der ki ‘’ Ver ki bileyim, al ki göreyim! ‘’ Derim ki ‘’ Verdiğin, aldığındır can, aldığın yolda, ışık olup doğabildiğini bil! ‘’

Gök zamanlardan yer zamanlara çekilir beden ve o beden ki ışık tohumlarıyla, aşk sayfalarında görev taşıyıp da dillenen! Benim sesimde yaşam var. Her duyan, duyduğunda, göz olup görendir. Aramızda kimler var?

Çok canlar bugün buraya ışık almaya gelmişler. Deriz ki ‘’ Bugün buradan alacak olan, yüreğinin kapılarını açacak olandır. ‘’ ve o kapılardaki ışıkla doğan, doğumundaki aşk ile kutlanandır.

Canlar, ‘’ Gözüm görür mü, görmez mi, görür mü, görmez mi? ‘’ diye sorgu sual etmişler. Yüreğe insinler, yüreklerini dinlesinler. Sorgu sual etmesinler yahu etmesinler. Sorgu sual edenler, biliş olup da dillendiklerinde, bilirler ki cevabı alacak oldukları tek levhiyle ancak yüreklerinde dilleşirler.

İşte canlar, yol yola varır. O yol, ummanda aşka varır. Her dirinin yüreğinde muhakkak ki umut vardır. O umut, yarının resmini bugünde ışık olup taşıyandır. ‘’ Sevmek gerek! ‘’ denir, sevmek gerek! Sevmek için bilmek gerek, bilmek için görmek gerek, görmek için olmak gerek, olmak için duymak gerek! Kimi? Kendini! İşte bu can, kendini duyan, yüreği dinledi ve dilledi ve yolu gören, muhakkak ki aşk olup da kendinden kendine inebilendi.

Aha açtık çeşmeleri! Oluk oluk su akar! Bugün buraya abdest almaya gelenler varmış. Can, senin yüreğinde kir mi var? İşte bu can, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/qfJt67HnGME

 

24.10.2015 "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünya evrenlerin sessiz zamanlarındaki Işığın kuranıdır... Ve bu kuran bütünün gözü olan İnsan soyunda okunur... İnsan, birleşik ilmin kaleminden yerin gücünü, ilmin hakikiyetinde kelam gücünü kendi soyunda merdiven olan tüm zamanlarda, Allah'ın levhi kaydını bütünün gözü olarak tüm yaşamlara indiren bir yaşam kapısı ve muktedir bir kaynaktır... Ve o kaynak kontrolü bir yaşamın, herkezle ve her şeyde kayıtlandığı, kendi kaynağına geçişin, geri dönüşlerle geçiş yaptığı; bütününün gözü olarak gördüğü, kendi yüreğindeki gözün birlik yaşamıdır...

Göz görsün dedik ve gören o gözü kayıtladık... O göz bütündeki gözdür.. O göz Mikailin yoğunluğundan kapı açan bütünlüktür.. Ve dedik ki, bak yüreğine, bak, orada bir yaşam var... Bak ama daha derinlere in ve de ki; ben en derinlerde olan, duyularımın, sezgilerimin ötesinde olan... Daha derine in ve dinle... Orada temiz bir yaşamın kaynağı var... Işığın tohumu ve yaradanın levhi kaydı var... Bak, biz oradayız... Biz... Biz olan senin, sende bizlik oluşundaki yaratılan senin kendi kaynağındır... Dinlediğinde, duyduğun kendi yüreğinde ki; o en derinde ki senin dillenişindir... Bak, bak ama baktığın yerin gözü ol ki; o göz seni tüm yaşamlarda var kaynak olarak dinletsin...

Kendini kendinde hak eden, hakim olan gözünü kayıtlar, yaşamı yazar, kalemini yaşama kul, kulluğunu bütüne görevli olarak diller... Tüm zamanların tek yaşam kapısı olarak, tüm yaşam sayfalarında bire hizmetli kelam gücü olur...

İlim ilim ilim, her şey ilim... O ilim Allah'ın dili.. İlmi kalem, ilmi kelam, ilmi Ka Ha olan her zamana Ya Ha olup yazılan ilmin levhi kaynağında; insanlık levhisinde ocak ocak yanan, Ya Ka Ha olan sistem kuranı İnsanlık soyu.... Ve o soy her kalemde kendinden kendine akan, tüm zamanların tek kalemi...

Göz görür ki; evrenler yaratılır... Yaratılan evrende İnsan, kendini yaratan olarak yaşam bulur... Yok mu yaşam... Olmaz mı... Yaratılan olarak, yaradanya... Var olan yarattığında var olan sistemini kayıtlar... Aha kayıtlanan yaradanın yolu olan, yarattıklarına vardığı ve geçişin, o yaradan olan kendine çıktığı, kendi yolunda yaşamı Süper İnsan sistemleşmesiyle bütüne açtığı kendi gören gözüdür... O göz tüm İnsanlığa ve tüm yaşama aittir, bütünün gözüdür o...

Birlik ol, temiz ol, hayrın ışığı, Hakkı'n yolu, tüm zamanların yolcusu, kendinde bütünü gören, bütünde tek bir şıkta İnsanda yarına kaynak ol... Her yaşamın kontrollü ışığı olup geç bütüne... Her resimde kontrollü ışığın bütünlük kursun, yolunda yolculuk yapsın yarına... Oğullasın, tohumlansın, kodlansın yaşam.. Ekmeğin yarınlarda yenen, şimdinin kaynağında maya olan öz dillenişin olsun...

Göz görsün ki; bütünde kendini bütün bir yaşam olarak kayıtla... Ben dünya dediğine, sen kendini hak eden bir dünya olursun, nedir dünya?.. Tanrılık tahtın, sensin o; dünyada yaratan kendini, merkezin de olan sensin... Merkez olan odak, eşittir tüm mesafelere... O odak zaman sistemleşmesinde odak olan ışığındır... Tüm zamanların kaydına yeni bir yenileşmeyle akan tabiatının yeni olan günüdür... Her anda büyük günün doğumudur... Doğum yarınlarının tohumu olarak kodlanan ışığının geçişidir bütüne... Her kim ki ben varım der, dünyasını taşır yaşamda... Her diri kendini taşımalı budur isteğimiz, her diri kendi yoğunluğunda kendini kodlamalı tüm yaşama. Kontrol kurmalı... Zirvelerini kayıtlamalı yaşama... Evrenleşmeli, ben o, o ben dediğinde birleşik ilimle birleşmeli... Biz olan ben yaşamı okumalı yüreğinde...

Ve deriz ki; göz görür... O göz bütünün bedeni... Bütünün gözü olan, tüm yaşamlarda tüm zamanlarda var olan insan soyunda, insanlık kaleminden akan yaşam...

Ve dedik ki; ben o, o ben... Kimse kalmasın geride... O geride, her anda ileri olarak, her yaşama inen öncü birlik olarak, biz bize kaynak olduk... Ardımız olmadı, önümüze ardımızı ardık... Bizim önümüz, bizim bizle birleşmemiz oldu... Ve gözümüz tüm İnsanlığın gözünden inilen yüreğimizdir... O yürek ki, mahrek olan sistemimiz, kontrollü ışığımız ve şimdinin ötesine hep şimdide olan gücümüzle yarına kaynak oluşumuzdur... Ve dedik ki şimdilik...

Aha şimdilik dedik ya, şimdilik kaydı açıldı yaşamda, sonsuz bir şimdiyi aldı kelama... Kelamla oldu yaşam, sınırsız bir şimdide ki bir yaşam; şimdiden ötededir biline... İşte şimdi yazdı kalem yaşam kaynağını şimdilikten öteye... Sen var kapı, ben var kapı biz kul kapı aha kulluğun saltanat yazan imparatorluk kaydı... Sultanlar, dirilikler, Can kalemler, kült yaşamların geçiş yaptığı ruhi kapıları... O ruh birliğimizin gözüdür... O ruh bütünlüğümüzün gücüdür... O ruh bütünlüğünde yoğunluğunu kodlayan, bedenini alan İnsanın soyudur...

De ki ben İnsan; tüm İnsan soyu olarak kendimi tüm zamanlarda göreve aldım... Bütüne sevgiyle insanlık ilmimi açtım. Dünyamda, kök sistemlerden gücümü; yerin bilgisiyle göklerki yaşamıma kattım... İlim yaptım, yer gök bir oldum, birlik çalışmasını mahrekte herkesle herşeyle bir olup kendimden öteye kendim olarak birlik ışığıyla kattım... O ışık ki kalem olan ruhtur... O ışık ki yaşam olan kulluktur... O ışık ki yarınlarımın oğulladığı, tohum tohum tohumlanan her ocağa kaynak biliş olarak inen, toplumların Rahman ışığıdır...

Ve dedik ki dedik; aha her dürümde biz bizi, bizlik olarak kokladık ve kodladık, aha tohum olarak her diride kodlandık... Herşey bizden bizedir... Her şey bizdedir, bilinsin... Şimdilik, ve şimdi ve şimdiden öte olan şimdide şimdilik kaydıyla her daim bir şimdide... Aha bu, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/Cnr11QsIfBg

 

24.EKİM.2015 TARİHLİ "GÖZ GÖRSÜN" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK - 2. KAYIT SONRASI ÖZ BİLGİ

Size söz vermedim, konuşmak istediğinizi biliyorum ama size, bir kez daha açıklama isterim ki dürtülerle görev taşıdığını sananların bu çalışmada bu yoğun çalışmada işleri asla yoktur. Bunun içindir ki buraya herkesi çağırmadık… Sadece kini aşan, Altın Işık yıllarına varan ve Bütüne görev taşıyanları çağırdık.

Bize, el ayak geldi ama bize, kıran gelmedi, bunları bilin. “Kimi, elim oldu kimi, yolum oldu” diyorsa hatadır... Biz, bir tekiz… El, birlik, yürek, birlik ve kolumuz, hepimizin kolu.

Neden dünya? Çünkü bu dünya, kodlanmış bir Tanrılık tahtıdır. Bu dünya ile kelama varan tüm yaşamları tohumlayabilir. Tanrının nefsi aşan ışığı dünyayı korur ve burada herkes kendinde olur.

Neden dünya? Herkes şunu iyi anlasın ki Kürzün en küçük planetidir burası... Nasıl en küçük? Size daha açık vereyim… Kürzi kelamın en küçüğü buradadır… Aşağının aşağısıdır dünya yerküre…. Ama aşağının en aşağısı ve buraya inen kendini hak etmekten öte has tahtını hak etmeye iner…. Burada kodlanmış toplumlar olur ve hepsi, kontrol kurarlar.

Dünyanın nuru ilimdir. İlmi hak ederse, kelamı hak eder. Kelamın hak edilişi, yaratıcılıktır… Herkesin yaşamı yaratmaya, kendini hak edip tohumlaması anlamına gelir.

Sessizce dinleyenler kendilerini anlatabilirlerse kontrollü olarak yaşama kayıt yaparlar. Yaşama kayıt ne demektir? İlahi kült oluştur. Her şeyin ümmi kapılarını, kodlamak ve kontrolü kurmaktır.

Çamur yoğuran bir yaşamın, insan sistemleşmesini, hak edip dinleyebilmesi imkanı yoktur…. Ama insan, kendini hak edipte, ışık yoğurduğunda artık hepimiz, Bütüne hizmetçi oluruz.

Düne göre çok daha üstün bir yücelikle burada olan insan soyu, kontrol dışı hiçbir ilmi hak edip dinlemez... Dinletmez de ama şunu iyi bilin ki kontrol içi ilmi, hak tahtan diller ve dinler.

Sayın bayanlar, sayın baylar, er ya da geç nefesiniz güçlenir... Er ya da geç, insanlığınız kült oluşturabilir ya da kontrol dışı olan bilgiyi hak edip kodlayabilir ve kontrollü hale dönüştürebilirsiniz…. Ama kendinizi, hak etmediğiniz sürece Yaradan tahditsizliğinde bulunamazsınız… Yani yaratıcı olamazsınız…. Yaşamı hologramdan öte hak tahtan kayıtlayıp yaratamazsınız.

Neden dünya, ölüleri diriltmeye geldi? Bu dünya, bütünü güçlendirmekten öte, ölüleri diriltmeye indi….

Nedir dünya?... İnsanlıktır ve bu dünya herkesin kendinde var ettiğidir. Ben bana aitim… Her resmi çalışmacı, kendine aittir…. Ama Tanrı Kuranı olmak farklıdır…. Bütün kötülükleri aşıp geçin… İvme kazanacak yüceliğiniz ama dünyalı olmak ayrı bir şeydir…. Her şey size ait olsa da Rahmi Kuran da ekmek yapsanız da, evinizin gözü kök sistemleşmede yüreğinizin gücü olsa da, iman edin ki…. Ankara, İstanbul ve Adana kelamı tek bir kalem olmadıkça, kutsal toprak tohum olmaz… Ben sorumluyum bundan.

İstanbul, ana kapıdır… Mustafa Kemal Paşa, insan soyunun kutsal toplumudur…. Orası Anıtkabir…. Oraya görevliler giderler…. Ve orada kodlarını açıp kontrollü olarak yolu bulabilirler... Görev tahsisi yapılır orada... Kutsal kapının açılışıdır o... Görev tahsisi ve oradan kapılar açıldıkça sevgiyle, hepinizi görev kalemi kodlar.

Ana kapı olan İstanbul .. İstanbul, miraçtır herkese… Biz dünya ve dünya biz olarak bu çalışmayı yaptığımız sürece kimse, kimsenin kendini hak ettiğini ve kendiyle hak olduğunu dillemeseydi…. Bu meclis göz olup Bütünün gücü olmazdı…... Burası tüm insanlığa, Mikail’in Kuranı olan insan soyuna miraçtır…. İstanbul, karanlığın tahtından öte yaşamın kalemidir.

Bütüne hizmet güçlendiricilik ve yaşamı tohumlayış, bu yoğun meclistendir… Bu meclisin hak tekniği Bütünündür ve Rabbi Kapıların tümünün ilmini dilleyen, ana kalem olan ve yolu kodlayan Adana.

Adana da ne var bilir misiniz? Kalem var.. Nerede o kalem? İman edin ki insanlıktadır o kalem… Neden Adana? Çünkü Adana, analar anası olan tohumun, kutsal topluma indiği sayfadır…. Burada, Bütünün gücü devreye indi…. Burada kodlanmış toplum devreye indi ve burada aşk devreye girdi….

Biz, dünyaya görevli olanlar mutlaka ana kapıların biri olan Adana’ya uğradık ve oradan ışık aldık…. Orada kalem olduk ve orada kalemler oldurduk... Dünyanın kapısı, oradan tüm insanlık için açtığımız bir kapı oldu.. Timlerimizin biri oradaydı ve biz orayı göreve aldık. Çentik, çentik yaşattık Adana’yı…. Çentik, çentik. Ne oldu bilir misiniz? Arzın gücünü tek bir yüceliğe indirdik ve yolu kök sistemlerle dürümledik.

Mesih İsaları göreve aldık orada... Ne yazık ki o Mesih İsalar, karanlığın ışığında kendilerini tohumlayamadıklarında, oğullama imkanları olmadı ….Ve doğanın gücünü yeniden ortak kalemlerle dilledik ve dedik ki “Adananın ilmini kalem olan ışığa kayıtlayalım ve tüm insanlığı tohumlayalım... Böylece bütünün gücü kodlayalım. Som Altın Işığı yenileyelim ve bilişi kati olarak kayıtlayalım”… Ve bunu yaptık.

Şuana kadar nerede olursak olalım tüm zaman sayfalanışımız muktedir insanlık kaydı olan Adana’yla da yapıldı ve dünya nuru olan insan kodlanmış topraklarını dünyaya indirebildi… Şükür ki; parıl, parıl bir zamanı kayıtladık.

Yedi davayı hak ettik ve kazandık. Her davada imanız, ilimiz ve hakimiz.

Şimdi dünyayı gözlüyorum. Evrenler bizi dinliyor. Yaradan, bizi bizde dilliyor ve biz, mektep olanları hak etmek için çabalarken bütün kötülükleri aşıp geçen bilişlileri hak ettiğimizden….. Müsterihiz ki; Tanrılık Kapımız açık.

Çamurlar, çamurlar, çamurlar, tüm çamurları yoğuranlar ve kontrolü kurmaya çalışanlar. Hepsinin elinde, ilmimiz var. Hepsinin yoğunluğunda kültlerimiz var ve Tanrılık Kapımız hepsiyle açık…

İnsan, dondurulduğunu dahi bilmez. Olmak için dinletilir, olmak için tahditlenir, olmak için beklenilir…. Ama o insan, has ışığı yaktığında artık bina tamamdır…. Ve dünyanın umudu olan her kim varsa hak kelam olur.

Doldurulan her şey borç içindir… Dünyanın borcunun muktedir ilimle ödenmesi içindir ve bugün biz yeniden borç ödedik… Her kim varsa evrenlerin sistemleşmesine görev taşıyacak olan hepsinin gücüyle borçlarını ödedik…. Ve dünyanın nuru olan kulluğu tohumladık… Bu yara, insanın yarasıydı… Herkesin borcu, insanındı ve biz bu yarayı iyileştirdik.

Değerliler, mahrekte kervan vardır... Kibir yoksa ekmek olur. Kibir yoksa levhi olur… Kibir yoksa halik olan insan soyu, has tahta varır. Aha, kibirli olmayan yüreklerle birleştik.

Cemaatlerin tümünde kin vardı. Kini aşırtmaktı maksat… Allah’ın ahtı vardı, dinci, insancı, olmadıkça yaşamcı olmayacaktı…. Allah’ın ahtı vardı, Atlanta Ata Kapısı açıldığında, kendini hak etmeden, kendini tohumlayan kim varsa o kapıda, hak kapının ışığında kayıtlarını donduracaktı…. Ve teknik tabular, teknik kayıtlar, toplumları tohumladığında…. O kapıya gelinecekti ve o kapı açık tutulacaktı tümü için

Allah’ın ahtı vardı, yer ve gök dilleşmedikçe, kelamda insanlaşma imkanı olmayacaktı…. Ama Atlanta Ata Kapısında Allah’ın ahtı vardı…. Kini aşan Allah’ın Levhisinde kelamda olmadıkça, karanlığın ışığında, Tanrılık Kapısında tohum olmayacaktı…. Ve Allah’ın ahtı vardı, kare sistem, Kürzi kapıyı açıp, küp tohum olmadıkça, küp, kütleyi kodlayıp, Bütünün gücünde küreleşmedikçe…. Nefsi kapıda insan soyu aklın tahtına varmayacaktı.

Allah’ın ahtı vardı, karanlık Allah’ın tahtında, aydınlığı oğullamadıkça kökler, göklere ulaşmayacaktı….Ve Allah’ın ahtı vardı kardeş kardeşi öldürdüğünde, ölüm göklerde söz, ses olduğunda, ölüler dillenip dinlediğinde ve yol mutlak Kuran olduğunda…. O kodlanmış toprak yarının Tanrılık ışığı olup yerküreyi görevden alacaktı... İşte o zaman miraç dediğimiz Mikail’in Kürzi kelamı, bütünün kötülüğünde her şeyi kıracaktı

Ve Allah derki; “kardeş kardeş öldürdüğünde kendini hak etmeyen, yolu bulduğunda oğullarını kontrol ettiğinde, hak olup kendinde olduğunda ve bilişi hak edip dillediğinde…. Ve Bütünün gücünü kütle kodlamalarıyla tohumladığında…. Artık Allah, ondan, o olacaktı ve bilgi kapı olacaktı.” O zaman Allah tüm zamanların ışığını yakacak ve ölüleri diriltecekti. O zaman ölüm olmayacaktı… Ve Allah ahtını tuttu.

Dedi ki; “sevgiyim ben”… Ve dedi ki; “ben kapıyım”… Ve o dedi ki;” ben Nakar’ım”… Ve o dedi ki; “ben, kala kala iki kişi kalsa, yeniden doğarım ve onları alır, Tanrılık Kapısından ışığa ulaştırırım”…. Ve o dedi ki; “bana, kendini hak et” dediler…. Ve dedim ki; “ben, kendimdeyim”…. Kim, beni Allah’ın nefesi diye bilirse ben ondayım... Kim beni kontrollü ko sistemleşmesini sağlayan diye bilirse, ben oyum…. Bana, Atlanta Ata Kapısı denir” dediğim zaman…. Sevgililerim dediler ki; “kimi, Allah” der… “Kimi. Has” der… “Kimi, hak” der… “Kimi, hak’a vardım” diye diller yüreğini…. Ama biri der ki;” ben o o ben”…. Oh, işte bu..

Sel alsa tüm zamanları, kalem her şeyi yazsa, dünya kötülüğü önleyemezse, ben çok mutsuz olurum…. Ve doğar gelirim yaşama… Ben, mahrek olan ilimim. Ben, tüm insanlığı kontrole değil hak tahta oturtmaya geldim... Bunu herkesin net bilmesini isterim.

Çantam, nüve olan ilimle doludur. Kodlanmış toprakları tohumlayan ışığım, Bütünün gözüdür. Kontrol dışı hiçbir hiç bir kelamım olmaz. Zirvelerin sistemlerinde Allah’ın ilmi olur, ilmi Ka-Ha da elim olur, emin olun ki; yolum olur o el, ben olur, biliş olur, bütün kötülükleri aşıp geçer.

Açın yaşam kapılarını…. Amon olan o tohumları, kodlayın, kontrol kurun.

Çok mutlu olacaksınız canlarım çok…. Çünkü kodlanmış topraklar size, sizlik diriliğinden dilleniyor. Öylesi mutlu olacaksınız ki; karanlık ağır, çok ağır bir yaşamı kodlarken, ana kapıyı açıp aydınlattınız bütün canları… Siz ki; kendi yüreğinizi tohumladınız… Siz ki; ekmek oldunuz ki, hasat oldu tüm zamanlar….. O halde siz, levhide, her resimde var olan bilişi hak eden İmparatorluk gücü olan, tek insanlıksınız.

Cen-Cena-Ha- Ci- Ka-Ha-Cen cevheri Ha olan ilim… Aha, Ka-Ha olan diri cevher insan.

Bin Allah, bir tek alem.. Bir tek kapı, hepsi tek…. Ama ben size, “bin Allah” dedim…. Bunun anlamını anlayan anlatır… Ben size, sizden söz ettim... Hepinizden söz ettim... O tekniği anlattım size… O yaşamı, o yoğunluğu açıklattım… Tanrılık adına, Tanrılık tahtına anlattım size. Cem olanı, cevheri olanı anlattım… Yıldız olan ışıkları, anlattım size. Cinler, cinliler her kim varsa insanlık içindir, anlattım size.

Sanılmasın ki; cinni olmak için çalışılır. İnsanlaşmak için çalışılır, anlattım size… Kim der ki; “ben, insanlaşmaktan öte olan, yerdeki yolu bulmayı çalışırım”… Ulular oturmuşlar tohumlarını kodlayıp kendilerini has tahta oturtmaya çabalarlar…. Ama şunu iyi bilmeliler ki; Mikail görevlidir, o Mikail, kelamdır, o Mikail, hasattır.

Şuandan itibaren, dünyanın ruhu, hepimizin yoludur. Onun adına görev taşıyacak olan insan soyu, Bütünün gözü olacak.. Dünya ruhu, Bütünün gücüdür…. Ve bu gücü tüm zamanların Kürzi kapılarını açarak yoğunluğa indirdik.

Teyipler çalışacak bugünden itibaren ki; bu teyip çalışması, levhi kalemde sistemin kulluğudur… Bu sistem kulluğu, tinlerin, tenlerin ve tüm yaşamların ilmidir.

Sizinle daha yüce bir çalışmaya geri dönüyoruz... Nefesinizin gücünü daha da artırdık ki; kare sistemi üstü olan kürzi kapıda, küp sonsuzlaşmayı sağlayan…. Ve küreleşmeyi tohumlayan bilişlilerin enkarnasyonları yerkürede dürümlemeye iniyoruz... Bu inişimiz ile birlikte sessizliği de dilliyeceğiz.

Yeri göğü yaratan, nefesi hak eden ve yolu açan iman edin ki; insandır. “Kimse ben varım” demedi. “Biz” dedi... Sadece, “biz”..

Canlarım, kardeşlerim, toprak toplum Allah tohumu olduğundan, yolu bulduğundan… Ve bütünün gözü ölümlüleri gördüğünden, artık bu dünya has ışıkla, Bütünün yüceliğini tohumlayacak dürüme varabilmiştir.

Mahrekte insan, sessiz ve yolda insan sistem, bizde insan, Mikail ve iman edin ki; o insan, Allah’ın Tanrılık Kapısı.

Şikayetimiz yoksa bugünkü çalışmaya son veriyoruz. Ha, şikayet ne? Yok.. Hepsi bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/5hCAJHTVCPU

 

…………………….

 

“KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

17.10.2015

Canlarım, bilin ki baştacısınız. Bilin ki hakimsiniz. Bilin ki kelamsınız. Biz, sizi sizden öğrendik. Sizi hak ettik. Bilin ki kalem olduk ve yazdık. Allah der ki “seni, senden senin yüreğinden dinledik.” Sen de ki “sevgiyle sesleştik.” Dedik ki “hakim ol! Hak ol! ve yol ol.

Buluşmaydı bugün olan. Biz Dünya’yla buluştuk. Oğul, Dünya biz değil mi zaten!? Cennetten, cennetlerden görev alan Levhiler, dünyayı hak etmeye inmediler mi? Yerden gökten münezzeh olan nefes olup yaşam olmadılar mı? Kin nefret duyguları tüm yaşamları kontrol ederken, sessiz zamanlarda nefes olanlar, kontrol kurmadılar mı?

Yaradan ve yaratılan insan, soyuna ilimle güç katar ve katan, kattığında yol açar.

Er yada geç Medine görev taşırken, merdiven kurulacaktı. O merdiven, ilme kuruldu. İlim KA HA oldu ve yaşam oldu. “Miraç” dediğimiz hadise oldu. Tüm yaşamlar ilme vardıklarında, Miraç’a çıktılar. Kin nefret olgusu aşıldığında, Miraç, kil ve kum olan (henüz ışık olamayanlar) için de mümkündü.

Ana Kapı şu anda şükür ki açık. Hepinizin beklentisi, bu kapıyı insan soyuna açmamızdı. Aha kapı ilme ve insanlığa açıldı. Yerden güç alanlar, göklere insanlığı açıkladılar. Gökten güç alanlar, yerküreye Levhi’yi açıkladılar. Herşey birleşen nefeslerle oldu.

Tanrı der ki “has ışıklar, yerden güç çekiyor.” Çeker!… Her şey güçlenmekte. Çektiğiniz ışık, insan soyunun nurudur.

Öz göreviniz, değer biçtiklerinizi dinlemek değil; hakim olup onların, göklerden, sistemli olarak “Cevher Kapı” halinde geçişlerini hak ettirmektir. Onların, tüm insanlıkla birlikte geçişleri beklenmektedir.

Her Levhi, kanat takar ve Yücelikler’den görev alıp; dünyayı, kodlayıp alır; göklerdeki o yüreklere taşır. Gökçe konuşan Yüceler; ocaklara, ilmi hak ettirir; yarınlara tohumladıkları güçlü yürekleri, tüm insanlık için tahditsiz olarak taşırlar. Nereye taşırlar bilir misiniz!? Ses Yaşamlar’ın en üstün gücü olan nefese. Nefes, zamana kul olan insanlıktır.

Değerliler, marka bir çalışmadır burada yapılan. Bu çalışma, yerkürenin geçişi için yapılmaktadır… Dünyanın, ışık halinde göre taşıyan yüreklere geçişi… Bu geçişte, herkes kelama varamaz belki ama kalem olup yaşamı yazar. Yaşamı yazmak için ilme gerek vardır. İnsan soyunun, insan olabilmesi müthiş bir hadisedir. Tüm insanlık kapıyı bulup o kapıya vardığında; dince, insanca, yarınlarca ve görevlilerce kodlananlar; ocaklarını, ocaklara paydaş olarak katarlar. İşte o zaman, temiz zamanlar kayıtlanır ve Zaman Kapıları, tüm insanlığın nefesi haline gelir.

Dörtlü biliş, dörtlü kalem… Ama her kalem, bilişi kodluyor. Oğul seninleyim. Aha bu… Şimdiden şimdiye ve zamana ışık halinde görev taşıyoruz. Şu anda bir kapı açıldı. O kapının, Öz Kürzi Işık’la aydınlanması sağlandı. O kapıya, İnsan Levhisi kaynak oldu. Güçlendi ve hakikiyete ulaştı kelam. O kelam, merdiven oldu yaşama ve zamana kalem oldu; yazmakta. Aha şimdi!... Şimdi ve şimdi!…

Değerliler; kelama gelen, ilme gelen, Birliğe gelen, kaleleri fethetti. İyi ki geçip geldi!... Geri dönüşü ilmedir.

Buluşmaydı bugün burada olan. Nurdan kalem olan tüm insanlık, kelama geldi; kendinden, kendi yoğunluğundan Kürzi Sisteme geldi ve savaşa geldi… Savaş, nefesin nefeslere kelam oluş savaşıdır. Bugün kelama gelen, nesillerini hak etti.

Borç ödendi… Bir kez daha dünyaya borç ödendi. Hepiniz, kelam ederek; kendi yaşamlarınızda has ışıkla dünyadan aldıklarınızı, Hak İlmi ile ödediniz. Sizin sizden size varışınız aşkla gerçekleşti. Dünya üstü kantar, Tanrı Işığı olarak tüm insanlığı tartmakta iken; siz, cennetlerden cevhere varan güçlü yürekleriniz ile tohumlarınızı korudunuz.

Dolu dizgin yaptığınız çalışmalar, dünyayı kontrol etmek için ve koklatmak içindir. Dince, dirice ve has ilimce güçlendirici olan tüm zamanların nefesleri, sizden siz olup yarınlara görev taşıdılar. Burada temiz kalemler var. Bu kalemler, cevhere geri çekildiler.

Artık teni temiz olanlar, burada, bu Mecliste olacaklar. Buraya, görevli olarak gönderilecek olanlar, kendi yaşamlarını hak etmiş olanlar olacak.

Soğuk günler geliyor. Herkesin daha iyi anlaması gerekir ki soğuk günlerde çürükler kodlanır ve hak edilir. Onları korumak mümkün olur. Temizleri korumak kolaydır ama çürükleri korumak zordur.

Sizlerin, herkese örnek olacak olan ilminizi; kontrol altında, tahditsiz olarak yaşama çekmeniz; Kelam İlmi’nde tüm insanlığın kaynak olması, ocaklarını tüttürür ve onların kontrolunu sağlar. Sizin için herşey basit ama insan soyu için zordur. Kör olan insanlığı, kalem yapmak kolay olmaz. Cennetten, cennetlilerden kodlamış kalemlerini; kayıtlarından ağır yük diye taşıyanlara, görev taşıtın. Onların, kontrol edilmelerini gerçek ışığa varmalarını sağlayın.

Kin ve nefret duygusu, nefesi kontrol etmeyi zorlaştırır. Kul olmak için kaleme gerek yoktur ama ilme gerek vardır. Şimdilik size vereceğim budur. Dünya Kürzi Işığı’nı yaktık. Hepinize şükranlarımızı bildiririz. Sizin ışığınız, tüm insanlığın HA İlmi ile kaynağa varışında güç olmaktadır. Haz duyduk sizle olmakta. Şükürler olsun. Aha bu… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

17.EKİM.2015 TARİHLİ “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ, 1. BÖLÜM

7 dava açmışlar bize; Altın Tahtın Kuranları olarak…. 7 Tanrılık Kapısı. Hepsinde ışık ve biz hepsinde davalı…..Yedi dava; hepsi Aklın Tahtından ve BSUİ’nin Kuranı’ndan açılmış ve biz Ortak Kapıların tümünde yaratıp, yaşattıklarımızdan, tohum ekip, bütünün gücünü artırdığımızda, bütüne hizmetçi olmayacaklarını kelamımızdan çıkardığımızdan davalı olmuşuz.

7. dünya hepimize ait ve bu dünyanın gözü olan birliğimiz Sultanlık kontrolunda, Birlik Kapısı’nda her şeyi ilimle dileyecek. Biz bugün davacıyız. Her şeyin üstünde davacı olarak bulunuyoruz. Ve biz davalı değil; davacı olarak Birlik Kapısında bütüne görev taşıyacağız.

Esmaları dürümleyenlerin Birlik Kapılarına varışlarında, kendilerini tohumlayarak bütüne görev taşıyamayacaklarını fark ettiğimizde, oğullarımızı kontrol ederek ışığınızdan ayrı tuttuk; çünkü ocaklarında Kuran yoktu. Kontrol dışıydılar. Eşiklerinde yaşam yoktu. Mahrek’te Kutsal Toplum olamamıştılar ve biz onları kelamdan çıkardık.

Kendi yüreklerini hak edip dinleyenlerin, kendi yaşamlarını kodlayabilmeleri, Bir’e hizmetçileri olabilmelerine bağlı olduğundan, mutlak kutsal tohumlama yapmaları gerekmekteyken, bu yapılmadığından onları biz yerden, gökten ayırdık. Ve biz onları kodladık, kokladık, tohumladık ve yaşattık.

Ocaklarını yıktıklarını bilerek, kalemlerini kırdıklarını bilerek, ışıklarını sır olan o yücelikte, sınırlı yaşam için kayıt olarak toplumlara indirdiklerini bilerek, dedik ki “kelam ol, hak et.”

Avukat olmamdan dolayı, bana sır bilgi vermek istediler. Ve dediler ki “sen kendi mesleğini yaparken kendinle yap. Kendi yüreğini hak et, kendi yoğunluğunu kodla ve tohumla, bizimle ol.” Ve dedim ki “merdivenlerin en üstünde ilim var, kelam var ve bütünlük var.” Kendimi hak ettim ve dedim ki “Allah’ın levhisinde iyi ve kötü bir tek ışıktır.” Ve dünya gücünü artırıp dürümlerdeki o diriliklerde bilişi kodlayıp dedim ki “melik, Kalem İlimle dillensin ve siz sizi hak edin.”

Ölüyü diriltmekti maksat; lütfedin anlayın. Ölümlü, ölü olduğunu anlamaz. Sadece yaşarım zanneder ama ölümlü olduğunu hak edip dinleyen hak teknikle dinlettiğinde yüreğini, hak olup anlar.

Canlarım; artık dünya kontrol edici bir yücelikle dürümlenmeye başlamaktadır. Som altın bir yolcu son sözünü söylüyor burada.

Üzerindeki gücün arttığını ve bütünün görevini hak edip başaracağını söylüyor. Atlanta Ata Kapısı açık ve biz o kapıyı hak ettik. Mikail’in gücünü tüm zamanların kürzi levhisinde bütünün kökleşmesi için kayıtladık.

Levhi kapıların tümünde ışığımız yanar. Er ya da geç, insanlık kelama varacak ve Kürzi İlimi has ışığıyla dilleyecekti. Bunu başaracak güçteydi ve bugün bunu başarmaktadır İnsan Soyu.

“Ortalık karışır” dediler. Atlanta Ata Kapısı karışmaz canlar. Allah’ın Tahtı’nda ilim olur. Oğul diri olur ve bütün kötülükleri aşıp geçer. Çantamız doludur; İnsanlıkla doludur.

Mektubum dünyaya indiğinden beri, mektebim ilimle dilleşir. Benim elim dünya, benim yüreğim insan ve bütüne görev taşıyan yaşamım herkesin kalemi. Tanrılık İlmi’nde kaynak ışık yakar o ışığı Bütünün Gücü haline görevliler getirir. Ve dünyayı hak etmeyen yolu bulamaz.

Erdiğiniz en eski yaşam, en yeni yaşamı tohumlar. Ve sizin için bu böyledir. Hangi Ana Kapı’ya varırsanız, o kapının yaşam sırrını alır ve son seste o sırrı dürümlersiniz. Bütüne hizmetçi olmak bu şekilde olur.

Erdiğiniz en eski, sistemin en son yaşamını tohumlar. Ve bütünün gücünü artırır. Devinimi hızlandırmak için buna ihtiyaç vardır. Dünyanın yarını bütünün kalem olan ışığıyla kayıtlıdır. Ve dünyayı hasata hazırlamak bilişledir.

Dün ölüydünüz, bugün dirildiniz ama ölümlü olduğunuzu dahi anlamadınız. Ama bugün bilmekteyiz ki hepiniz dinleştiniz ve tahditsiz olarak yolu buldunuz.

Olmadan, ölümlere, özlemlere, kahraman ışıklara inemezsiniz. Olmadan Evrenlerin Sistemlerini dinleyemezsiniz. Olmadan Mahrekin Kuranı’nı okuyamazsınız. “Oğul ben senim” demek bile olmakladır. Eminim ki “ben senim” diyecek olan birleşenlerin bütünün gözünün görebileceği en güçlü yarınları tohumlamaları mümkündür. Ve burada bu çalışmada olmak, Karanlığın Tanrılık Tahtındaki o yaşamın da yolu açmak içindir.

“Cennet insanın kelamıdır”. Hiç Ana kapıda bu söz söylenmedi. “Cennet İlmin Kalemi’dir” ama bunu da söyleyen olmadı. Cemaatinizin görevi, İnsanlık Levhisinde her şeyi dillemektir. Ve dediniz ki “biz burada, bu çalışmada, dans etmiyoruz. Kök Sistemlerle görev taşıyoruz. Bunu dediğiniz zaman, erdiğimiz en yüksek ışıkta, kalem olup yaşam olmaya çekildik.

Kardeşlerim; değerliler, benzin döküp yaktınız yaşamları. Ama bugün görünüz ki; Sistem, Nizam ve Düzen Gücü olan sizler, yer yüzünü yenilediniz. Burada olmanız “gelip, görelim” diye değil, “hak edip, dinleyelim” diye ve “bilip, Hakka varalım” diye olsun. Bundan sonraki dönemde hepinizden beklenilen budur.

Gönüller sizi dinlediğinde, yarınlar sizi diller. Emin olun ki Nakarın Kıranı dahi yer kürenin kelamı olur ve sizleşir. Dince değil, insanca konuşuruz biz burada. Levhi Kapılarda ilimle dilleşiriz ve bilişle yaşamı kodlarız.

Amonların Toprakları’nı tohumlayan bütünlüklerimizin gücü burada suma kulu olur. Suma kulu…..tohumları yaşatan o koku, tüm zamanlara kaynak olur.

Tanrılık Aklı, hepimizin Lahi Kapısıdır. O kapıya varan ilme varır. Cennet sizin yüceliğiniz, kalem sizin ekibiniz, yarın sizin Rahman’ınız olur ama siz tüm zamanların kaynağı olanlar mutlaka kontrolü kurarsınız.

Bu Meclis bütünün gücü olarak hepimize kelam olup gelmektedir. Sessiz ve hakim olarak, bilişle ve Hak ilimle gelmektedir. Ki biz bu Meclisin her diriye Has Işık olduğuna emin olarak buradayız.

Çolak bir darlık, çalışkan bir yaşamda ağır yükü hafifletmedikçe temizlenemez. Biliniz ki çolak olması, kelamında kisvesiz kalmasından dolayıdır. Denir ki “ölü ama ölmemiş ölü”….”ol” dedik. Ama olmazsa kati olarak bilinsin ki; yaşamaz.

Biz onu yaşatmak için çağırdık bugün buraya. Kendini hak etsin diye, öz geçişini yapsın, kaydını hak etsin, Has Tahta tohum olarak kodlasın diye…

Ev, Rahman ve evin kapısında Ana Kaynak var. O kapıdan geçmedikçe nefret duygularını aşıp geçemez. O kapıdan geçsin. Ki nefret duygularını aşıp geçsin.

“Nefret” dedim…..nefret. Çokları nefreti bilmez ama bilmeleri gerekir. Ki nefret, levhide, kelamda tüm insanlığı kırar. Biz bunun için nefret duygusunu aşıp, Levhi Kapıya varanları geri döndürmeyiz ama kendini hak etmesi gerek.

Çantanız Tanrılık Levhisiyle dolsa da, yolunuzda Kutsal Toplum olsa da, kötülüğü önleyebilseniz ve yolunuzu bulabilseniz ve kendinizi hak etseniz, değer biçtiğiniz tüm çalışmaları kontrol etseniz de, bir an gelip nefret duygusuna kapıldığınızda, her şey Haktan çıkar, yarından çıkar, ışıktan çıkar; bunu bilin. Ve bunun içindir ki; dağı, taşı delen Ümmi Kapıların Gücü bugün burada yolu açacaktır; açmıştır. Hepinizin gücüyle ve nefreti aşan birliğinizle bunu iyi anlayın canlar!

Bunu iyi anlayın. Ki nefret, Saltanatın Sırrı’dır. Hepinizin iyi anlamasını beklediğim bir meseledir bu. Nefret, Saltanatın sırrı’dır. Her kelamda insanı kodlar, koklar ve toprağın toplumuyla kontrol eder. Ama artık hepinizin yaşama indiğiniz bir sayfada, kantarın gücünün ne derece büyük olduğunu anlayabileniz için size bunu anlatmak istedik.

Keşke 7 davayı hep kaybetsek! Keşke temel bilgimiz olan insanlığı hak etmek için tüm yaşamlarımızı kaybetsek! Ama bir an için kendimizi kaybetmesek ve nefret duygusuna kapılmasak….bu önemlidir canlarım.

Doğanın Gücü hepimize ait ve biz o gücü hak etmeliyiz. O gücü hak etmek Hak Tanrılık Tahtında, Has Işıkta mümkündür. O Has Işığı en engelleyecek yegane sistem, güç, nefrettir. Buyurun; bunu size bugün açık verdim.

“Kana kan” dediler. Aha! Nefret…”yaşamı hak etti” dediler. Aha ilim! “Has Işığı tohumladı, bütünden güçsüz kaldı. Biz onu koruruz” dediler. Aha ışık! Ama devinim hızlanmadıkça bunların hiçbirisi, hiçbir zaman kendi yüreğinizde kodlama yapmaz.

Sizden tek beklenti Mah Ra Ka Ha Rahman olarak ışık olmanızdır. Tabuları yıkın ve deyin ki “nefretimiz yok. Büyük kötülükleri aştık” deyin. “Evim güçlendi, yolum güçlendi, tüm insanlığı güçlendirdim ve tüm zamanlara kodlandım” deyin. Ve deyin ki “bana Allah’ın Levhi Kapısı gerek.” Her şey özenle açıklarım ki; bu yoğunlukta sınırlıdır. Ama canım, aklım, hepsinin örtüsüdür. Ve ben aklımla tüm zamanları yaşatanım. Aha o akıl, Hakkın Kapısı…..bunu bilin.

(Devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ZxITYA3tnAc

 

17.10.2015 ‘’KAPI’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU ( TÜRKÜLER )

Senden mene yar olmaz

Şemsiyemin ucu kare

Yağmur yağar taş üstüne

Şu karşıki dağda lambalar yanar ( Ayletme beni )

https://youtu.be/KvhIX4gnDog

 

17.EKİM.2015 TARİHLİ "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI, ÖZ BİLGİ, 2. BÖLÜM

Başka bir zaman yoktur. Her şey andır… Başka bir, Ka-Ha yoktur. Her şey, Haktır… Başka bir, Rahmi Kuran yoktur.. Tüm kapılarda, insanlık olur… Bütüne hizmetçi olan insanlık, biz o, o biz olur.

Korumak, kodlamak, koklamak, tüm zamanları, haliki hak olmak, has olmak, kaynak olmak…. Ama oğullarınızla, oğullarınızla olmak, sizden beklentimiz budur.

Yer ve gök, iman ilmiyle çalışır. “Hiç kimse ben, iman ettim de kalemdeyim” demediğinde, demezse, yolcu olamaz… Ben, kalemdeyim ne ki; ben, hak ettim, yarınları kayıtlıyorumdur, bu... Ben, yaşamları yarattırıyorumdur, bu… Ben, Türkiye çalışmalarıyla, Bütünün gözü oluyorumdur bu… Ve ben, Makrekin Kuranıyımdır, bu.

Her kim ki; Allah’ın ahtını alır, onda ışık olmaz. Herkim ki; aklın kahramanıdır, yarında, Levhisi’nde, kendinden öte bir kendi olur…. Ama birisi “ben, cennetten kovdum yürekleri” dediğinde… O, cennetten kovdurulan olur.

Dağlarım, cennet insan, cennetin cevheri, olan ilim akıl, hepimizin yolu, Kuran ama Kuranda hiç kimse, karanlıkta ışıksız olamaz.

Çok mu, çok mu konuştum yine? Has ışıktır insan, korkmayın, kontrol için konuşurum… Baştan beri konuşmalarımda kontrol vardır. Mahrekte ki o yoğun ışık, ben olan biliştir.

İyi ve kötü tektir… Hepimizdir o... Çantam, insanla doludur. Bugün burada olan ve olacak olan ve her cevherde olması gereken, tüm yaşamlar, burada oluş sebebim, hepinizin, gözü olmak, görevi olmak, yolcusu olmak… Biz,size yolcuyuz canlar, bunu bilin… Biz, size yolcuyuz… Sizlere, hepinize yolcuyuz.,, Sanmayın ki; siz, bize yolsunuz. “Ol” deriz olurda, ben, tüm zamanların Kürzi ilmi olan, herkeste olanım, bunu bilin.

“Kampanya çalışır” dediler. Yok canlar. Kampanya yok. Her an da çalışırız biz. Sanmayın ki; bir gün, bir konu seçeriz, bu konuyu işleriz. Bu bir süreçtir, adım adım, bu süreci kodlar, koklar, toplar, tohumlarız.. Her adım bir ışık ve her ışık, bilişi kontrol altına alan bir tohum, tüm kodlar…. Ve tohumlar, tek tek Bütünün gücü olur… Ve Süper insan, Süper sistemle, tüm yaşamları kayıtlar.

Alacak alınır, olacak olunur ve biliş haline gelen, insanlaşır... İnsanlaşan kelam olur ve Hak’a varır… Hak’a varmak, budur…Sanmayın ki; ben, Haktan geldim , Hak’a giderim…Halk insan, hak insandır… Halk olmadan, hak olunmaz canlar... Halk olmaksa, ilimledir.

Kelama, ilme ve yüreğe bakan, dine baksın. Dinde, merdiven yoktur, insanlık var… Ama o insanlık, karanlığın ışığıdır…

Yere göğe insan iner, ten olur ve tenle dürümlenir… Ama o tende, kendi olmadıkça, bilge varlık olamaz… Bilge olmadığınca da, kalem olamaz. Kalem olmadığınca, yarın olamaz… Yarın olmadığınca, tohum olamaz. Oğul, o olmadığında kalemi asla, yaşamı yazamaz…. Yaşamı yazmak için insanlaşması şarttır. Tarıkların Tanrılık tahtında, Altın taht olur. O taht, kültlerin tümünün kök sessizliklerini güçlendirir… Orada, yedi doğum olur… Hepsi, insanlaşmak içindir.

Kantara koyarlar yaşamları ve tartarlar… Her kantar, bilişi kodlar. Her kantar, yolu koklar… Çok mu zor? Çok zordur, o kantarda olmak. O kantara konmak ve orada tartılmak… Ama şunu iyi anlayın ki; yanlış yapmayanın, hiçbir anda kontrolü kurulamaz hepsi, onda kontrol kurmaya gelir…. Ama kontrolü kurar ve hepsini has ışığıyla koklar ve toplar ve korur… Buyurun, bizler buyuz.

Hikaye dinletmiyoruz burada… Yer ve gökle dilleşirken, her şeyin ilmini kodluyoruz… Soyumuz dünya, yolumuz ilim... Allah’ın ilmi, biliş ve bilişi hak eden, dinleşirken kelam… O kelamda, Atlanta Ata Kapısı açık.

Dava, insan soyudur canlar, bunu bilin. Tüm insanlığın korunmasıdır. Dünya yaşamı, tüm insanlığın korunması için diri olarak kodlanmış bir yaşamdır.

Buraya gökleri indirdik biz ama buradaki gökler, insanlığın kalemi olamadığında, yolu bulamaz, hiç kimse…. Ve biz, dünyaya ışıkları indirdik... Kimsenin kimseye faydası olmayan bir gün için ve o gün, Bütünün gücünün dürümlere inmesiyle birlikle, herkesin herkesle birleşmesi sağlanacaktı… Ve birleşildiğinde o zaman, yol bulunacaktı. O yol, Bütüne gökçe sesleşen, bir yol olacaktı.

Çoluk çocuk yaşam, bunu bilin… İnsanlık çocuk, henüz erginleşmemiş ama her insanda, bu insanlık ilmi mevcuttur... Herkes, kendindeki ilmi hak edip, dinleyebildiğinde, hak tahtan ilahi Kuranı okuyacak ve okuduğu zaman artık o erginleşmiş yaşam olacak.

Bizim, Mesihlere ihtiyacımız yok... Bizim resimlere de ihtiyacımız yok... Biz, bize ihtiyaç duyarız, bunu anlayın… Sanmayın ki; yerküre, insansız kalır. Sanmayın ki; yol, ilimsiz kalır, her şey insanladır, bunları anlayın.

Değerliler, size, her birinize, insanlığın ilmi verildi… Tümünüzde bu ilim vardır ama bu ilmi bilip, dinlemek kolay olmaz… Biz, size, insanlık ilmini net verdik, anlattık… Ve dedik ki; “anlatın her diriye, akıp geçin, oğullayın, tohumlayın, Bütünlüklere bilginizi “….Ve çokları, Som Altın Işıklarını kontrol etmekten kendilerini alı koydular…. Ve dünyanın yolunu kapattılar.

Biz onlara çok bilgi verdik ve dedik ki; “kendinizi hak edin” ama “onlar bilmediklerini, hak etmedikleri dillediler”…. Ve dediler ki; “bilinmeyen bilgilerdir bunlar.” …Yaradan Allah, yaşamda her şeyi, bilin ister. Bilmeyin istemez… Ama bilin ki; çokları size, sizi anlatmaktan bile alı kondular… Biz onlara kontrol verdik... Dedik ki; “koruyun yüreklerinizi, kodlanın, kontrol edici ilimle dillenin”…. Ne yazık ki bunları, hiç kimse istemedi ve kendilerini, her şeyin ötesi saydılar…. Dediler ki; “ben, halikim.. Ben, Hak’a vardım…. Ben, hasatçıyım… “Allah’ın nefesiyim, ben “dediler… Dedik ki; “Allah, Tanrılık tahtına insanlığı oturttu”…. Ve dediler ki; “ama biz, o insanlığın ilmiyiz, haliki hak olan insan… Tanrılık tahtında, has ışıkta, bir tek değildir... O bütündür… Bunları anlatmak istedik

Ve dendi ki; “kin Allah’ın ilminde yoktur ama dünya, kinden daha öte bir kirle örtüldü… Bu kir, hırstır, kısırlıktır.. Deki; densin ki; “evrim yapan insan, en sistemli çalışan, en yüce olan ve en ışıklı olan değildir.”.. “İnsanlığın en güçlüsü, ben ölüyüm, ben yokum” diyendir… Çünkü o, “ben ölüyüm” dediğinde, özü, sözü, gözü, kör olanlar, onu görmezler… O, görünmek dilemez …O, sadece ses olmak ister… Tek ses ve o ses, insan sırrı olandır... Her yücede, seslenendir… Ben, diye bilinen o sestir ki; o ses, kapıları açandır, har olan o kapıları açan ses, hepimizin, insanlık ilmidir ve o, Bütüne aittir…

Şayet biri çıkarda “ben, size geldim, ben size, insanlık dersi vereceğim” derse ona” anla, anlamlandır yarat ve yaşat “deyin… “Sadece bunu” deyin ve sonra dönün deyin ki; “sen bana, sen olup gel” ama ben olup senleş sonra, sesleş” deyin… Anlaşma böyleydi, insanlık anlaşması, buydu... Herkes, herkesle tahditsiz olarak, insanlaşacaktı… Kurtarılmış toprakların, insanlığı budur.

Murat budur ki; herkes, herkesle, Hak imini dillesin... Hak’a varsın, has olsun… Atonların topraklarının gücünü, hologram sistemleşmenin öz geçişlerinden, gerçek kalemlere umman yapsın ve Hak ilmiyle dinleşsin. Dince, dirice, hakikiyetçe, Levhice kodlansın… Ve dünya oğullaması yapsın…. Sizden, hak etmenizi bekliyoruz… Hak olmanızı, hak etmenizi, har olmanızı, has olmanızı ve yolu bulmanızı bekliyoruz.

Çoban, insanlaşır ama insan, çobanlaşmaz, bunu da bilin… İşte bu ve bugün insana, çobanlık değil, insanlık gerek… Herkesin, iyi bilmesini beklerim.

Sen ben yok, beden var… O beden, mahrek …Her şey o, ama o beden, ilim, tüm insanlığın kelamı olan, büyük kök... İşte o beden, Bütünlüktür canlar… Her şeyi kapsayan, o bütünlük ve hepimiz o beden olarak buradayız.

Çala çala bilgileri dilleyenlere, çalgı verdim… Dedim ki; “oku, ala ala, ola ola, alışıp, akışıp, has ola, yaratıp kalem ol….Oğul ola, Kuran ola, mutlak ola… “Ol” dedik… “Ol.”

İşte bu!… Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/VSgngbJOoow

 

17.10.2015 “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/VeHMK2HFvJ8

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk 1. Kayıt Sonrası Akış

Verdikçe verdik, aktıkça aktık; oğul, sayfa sayfa tohumlandık, kodlandık... Bütün kötülükleri aşışım, bedenimledir... Bundan, Süper İnsanlık Levhi Kapısının ışık haline dönüşmesi anlayın!...

Sindirilen bilgiler, timlerimizin gücünü kodlar. Ama sindirilmeyen bilgiler, yoğunluğu kontrol altına alanda; ışığı tohumlar!...

Biz burada bu gün çok özel bir çalışma yaparken, herşeyin kontrollü olduğunun bilinmesini istiyoruz.

Çürük İnsan, cennetin cevherinde ilmi kalem olamaz belki, ama yolu açtığımızda; hepsi ışık haline geçer! Işıkların hepsinde ilim kapısı açıktır. Sizlerin hepinizin kelam olan kapılarınızında açıldığı kesindir!..

Şu andan itibaren kendi kapılarınızı kodlayacaksınız ve geri kapılara ineceksiniz... O geri kapılar, gerçek çalışmanızı size dinletecek. Daha sonra o kapıların ötesindeki kapıları açacaksınız. Ve hepiniz, siz olan o size varacaksınız.

Amon toplumları bu gün sizde değiller... Çünkü onların size varışları, sizin sizi tohumlayamamanız gibi neticeler doğurabilir. Bunun için onların yoğunluklarını kontrol ettik ve buradan çıkardık.

Er ya da geç hepinizin kendi kaleminizin yazması bekleniyordu. Ve bu kalem, mutlaka ama mutlaka yazacaktı. Ve biz bu kalemin sizin olmanızı beklediğimizde, sizde yazmasını diledik.

Bu gün kol kanat gereceğiz ilme... Ve herkese... Sizle ve sizin yüceliğinizle... Var ya da yok, ne varsa İnsanda var bunu bilin!...

Umut olur ki; Kunt Su Ka Si Ha, şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Sesleşme Sonrası Akış

Mutlaka bilin, marka bir çalışmadır burada yapılan!.. Ve bu çalışma kalemle yapılır!... Biz kelamda olan kalemleriz!

Tabuları yıkın ve deyin ki; "öncüyüz, bütünün gücüyüz", deyin... "Süper İnsanlık Sistemleşmesinde, ilmi kalemiz" deyin... Tabuları yıkın da deyin!... Yoksa "tanrıyım ama ben, bir tek akıl dahi dillemem" demeyin... Davayı kaybetmeyin, isteğimiz budur!

Toprağın toplumu, Allah'ın ummanıdır bilin! Şükür ki kelama varanlar, mahrektedirler!... O mahrek, kontrollüdür!...

Çok mutluyuz canlar çok, hepinizi hepimiz kucaklıyoruz... Bundan ötesi kendi yüreğinizdedir... Yüreğinizi dinleyin! Biz size sadece çeyrek bilgi veririz. Diğer dörtte üç, size aittir!... Bunu bilin! Bu hep böyledir, sadece çeyrek veririz. Ve diğer üç çeyrek sizdedir!...

Sizin kendinizi dinletmenizdir beklentimiz. Murat ettiğimiz budur! Sizin, sizi dinletmeniz; sizin içindir! Bize faydası ne?.. diye sorarsanız. Yoktur!... İşte bu!.. Yoktur!

Süper İnsanlık Realitesi

 

17.10.2015 “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

DENİZ SOYDAN

https://youtu.be/eHHOU1260E4

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünya muktedir bir sessizliktir ve o sessizlik; sesle yaratımın kaynağıdır. Kaynak, bilişle kodlanan ana kapıdır... Yüreğinin her ana kelam olan ve her şeydeki özü, tüm zamanlara birlik kaydında birleşik ilimle dürümleyen, tümlüğün yolunu bütünün gücü olarak arşınladığın ve arzın gücünü arşa kayıtladığın ve kayıtlarını her kesin dili olarak dinlettiğin yaşam kapısıdır dünya...

Ben dünya dediğimde bildirmek istediğim şudur ki... Ben dünya olarak yolumu kodlayanım yarına... Kodlanan her anda ki yaşamın tohum olarak varlığı, kaynak ışığın her diride oğullamasıdır.... Yani, ben bende yol ama yol her diride ışığın devinimini olarak inilen kaynak ve kaynağa alınan yaşam, süreğen bir yaratımın sesle örümlenmesi ve akış halindeki yaşamın, yüreğinde kendi olanda ilimle dillenmesi...

İnsanlık kapısı dünya... İnsanlaşanın ve birleşenin ana kapısı... Kendinden kendini insanlık ilmiyle yaratan, bütünün gücünü tüm zamanlara yerin gücü olarak açan ve tüm insanlık kapılarında, öz geçişini dünya insanı olarak yapan imparatorluğun kaydı... İnsan soyunun yaşamı, işte bu soyun kendine geçtiği, dürümlenen yoğunlukların hak katlarında geçiş yapılan, ama her bir ana kendinden kendine geçişin, kendinden öteye geçişle bir olduğu ve asıl gerçeği; kendine hep bir kapı olan zirvelerin kodlandığı insanlık levhisi..

Bu gün dünya ana kapı, bu gün İnsan ana kapı ve insanlık yaşamı ata kapılarda sesle örülen bir yaşamın her ana geçen tohumu... Işığın kaydı olarak açılan dünya yaşamı...

Dünya öz güçtür ve bu öz her kesin kendi kapısından girdiği ve yine her dirinin öz gücünü ışıkla dürümlere indirdiği ve yine kendinde kendi olan varlığın bir olan, tek olan bir gücüdür... Ve teklik, her diride kendi kaynağıdır ki, o kaynak akın yolu, hasatın kapısı ve sistemin yasalarının kendinde kayıtlı olan yine, kendinde hasatçı olan yoldur.

Kapı, kapı, kapı, kapı ve kapılarda tek bir İnsan... O İnsan bütün... Her kapıda kayıtlara sistemi insanlık ilmiyle geçen yaşam... Hepsi tek bir yaşamın dünyadan yaratımı.. Ve biz dünya olarak tüm İnsanlık soyunda yaratılan kaynak. Müşterihiz ki anlatık, kaynağın şimdide ki yaşam ve şimdiden öte olan o şimdide, her an da var olan ışığın yaşamı; bizde biz olan kapıdır..

O kapılar her anda olan bizim bize kaynak yapan ilim... Sesleşme ve yaratım, birleşme ve yaşamın tekliğinde tohum olup, kodladığımız, kendimizde kendimiz olduğumuz fakat bütüne güç kayıtladığımız kendi dünyamızın öz olan, doğal olan yaratımıdır... Doğan gün, doğanın gücüdür... Ki o güç; yer gücünün hakim olan yoğunluğudur... Hakim, hak ve hakiki, o ki tüm zamanların en yüksek yaşam ışığıdır... Ve bu ışık dünya kaynağında yüreğimizin ilmi yaratımı ve birin kapısıdır... Şimdilik...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/iDugxxA6T4k

 

17.EKİM.2015 TARİHLİ “KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Hepimiz birer kapı ve hepimiz bir kapı….İnsanlık Kapısı’yız biz. Tek bir ışığız.

Kapı bilgi kotları ile yaratılan cevheri bir koyuluk….ve her kapı bir hak katına girişi sağlayan kati bilgi yoğunluğu…

Bugün süper insanın yüreğinden bir kapı açıyoruz tüm yaşamlara….Bugün açılan bu kapı Birleşik Işık halinde kodlayıcı olan ve geçişi sağlayan insanlaşandır.

Kapkara bir kapıyız biz. Öyle bir kapı ki tüm kapılarda her yürek için hakimiyet kurmuş olan bir kapı….kapılar kapısı olan İnsan. Zamanın has ışığı olan kaynak….biz buyuz.

Kara olan biliştir. O ilmin hakimi olan Tanrılık Işığı’dır. Biz o temiz ışığı yaşama çektik.

Orta Kapıları kapatmayanlara kalem verdik, Rahmi Kuranları ilimle tohumladık, kokladık ve kodladık.

Kalemi olmayanlar kendilerine varamazlar. Kapıları kapatmaya çalışanlar yarınlanamazlar…Yarın, Işığın Tahtı’dır. Biz tüm yolları açanlarız.

Sel tohumları alıp götürür yaşamdan. Biz ise tohumları koruyanız…..İnsan Soyu’nu bütünün kürzi kapısında kalem yapanlarız. Kayıt dışı bilgimiz yoktur. Yaşam sesimizden akan ilmimizdir. Sesimiz mayadır bizim ve maya tuttu ki yaşam bilişe vardı.

Geri dönüp insanı hak etmeye gelen birliklere kapıları açanlarız biz. Atlanta Ata Kapısında her diriyi kervana katanlarız. Ana kapıda kaynağın gücüyüz. Has ışığımızla yüreklerin gücüyüz.

Kapıları geçiş için açık tutanlarız biz. Bu kapılar kapanmaz….biz bu kapıları BSUİ’nin yüreğinden tüm yaşamlara aşkla açtık. Ben senim….ben senim ki her kapıda var olan Bütünün Kürzi Işığıyım.

Ben senim….sen benden öte bensin. Sen beni, ben seni hak ettiğimizde sen ben ve ben sen olduğumuzda karanlığın ışığı yanacak. İşte; o zaman yaşama geri çekilişiniz gerçekleşecek. O zaman bilişiniz kodlanacak ve kalem olup yazacaksınız. İşte; o zaman ayrılık bitecek ve kendi yüreğinizde BİZ olacaksınız. İşte o zaman Birler Kapısı olacaksınız ve işte tam da şimdi geçtiniz, akıp geldiniz yaşama.

Geldiğiniz yaşam siz ve o yaşamda kutsal tohumlarınız ışık kodları halinde ve siz bütün….her ana geldiniz. İşte; İnsan sizi karşılıyor bugün…dünya olan İnsan….kimse misafir değil burada. Hepimiz bir tek İnsanlık olarak yürekteyiz. Şükrettik….

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/HDvJbd-_ni8

 

17.10.2015 "KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk 2. Kayıt Sonrası Akış

Hepimiz hepimize şükranlarımızı sunuyoruz. Göreviniz ilim ve ilmi kalem olmak; ışıkla mümkün... Sizler, hepiniz kalem oldunuz ve bütüne güç kattınız, buu önemliydi...

Mutlaka hepimizin gözü görmektedir. Burdayız, buradasınız... Ama gözü görmeyenler için, bu gün burada yapılan; öz görevdi! Çünkü onları korumalıydık!

Arkamızda hiç kimse yok. Biz öncü olanlar, İnsanlığın ardındayız!... Bunu kesin olarak bildirmek isterim!

Kimse, kimseye ön olarak kaynak olmaz... Kim ki öncüdür; o, tüm İnsanlığın ardıdır! Bunu bilin! Ve burada olmanızın tek özel güç halinde görev taşıtmasının sebebi; kardeşlerinizi koruma düşüncelerinizdir... Hiç biriniz diğerlerini feda etmeyen, herkesi kontrol edip korumak isteyen cevheri görevi taşımak istiyenlersiniz ki; bu nedenle sizler seçildiniz ve burada, bu sayfalanışta bulundunuz. Çürük çarık demezsiniz, herkesi korursunuz, kesindir bu! Ve bütün kötülükleri aşıp geçmek için bu gereklidir.

Ben zamana kul olan İnsan soyu; o ben, ben o... Biz büyük işte! Zamana kul olan İnsan soyu... Koruyucu, koklayıcı, toplayıcıyız biz... Bunları bilin!

Biliş halinde verdiğimiz herşey İnsan soyunu kodlar. Kodlayış, tohumlayıştır... Onları koruyuştur... Bütün kötülükler, İnsanlığın kontrolünü gerçekleştirmek için olsa da; tüm İnsanlığı koklamak ve kodlamak, onların toplumlarını ve tohumlarını haliki hak olanda; ilme ko yapar, bütünün gücü haline dönüştürürüz!...

Süper İnsan; sistemin kuranına dedir!... Herkes süper İnsan olmalı!... Ama, süper sistemle olmalı! Çünkü ölüleri diriltmek kolay değildir.

Yedi dava, her biri ekmek için... Hepsi hak tahttan... Hepsi, kürzi kapıdan... Biz hepsiyle, hepsinde; her şeyi hak edenleriz! Umut olur ki; dünya kontrol altına alınır. Ve umut olur ki; koruyucu güç, dürümlerinde daha yüce bir sayfalanış gerçekleştirir.

Eğlence bitti canlar... Bu gün buraya eğlenceye gelen yücelerde vardı... Sanki biz burada bir oyun oynuyoruz ve bizi seyredip, kendilerini hak edecekler. Canlar, mutlaka ilmi kalem olun ve gelin! Buraya sizin bu gün girişinize izin verişim, kelama varmanızı sağlamak içindi. Haliki hak olanda Ka Ha olmak için bütün olmak gerekir! Her şey budur!

Türkiye çalışmaları önemlidir. Burada kontrol dışı hiç bir bilgi verilmeyeceğini de bilmenizi isterim. Eğlence bitti canlar!... Sınır çizmedim size ama, savaşın sayfalanışında; kalemin ilmi gerek ki, bu ilimle dilleştim.

Dolu dizgin çalışmalar sürecek. Her anda bulunmanız, her resmi çalışmada görev taşımanız; öncelikle bütüne hizmetçi olmanızla mümkündür. Kim ki bütüne hizmetçi olur; bizledir!.. Kim ki bütün olur; bilişte bizsiz değildir!.. Kiri, pisliği olan, görevi hak etmediğinde; bizle olmayacak! Ama o biz, biz o olur; onu koruruz yinede...

Kaç kutsal ışık yandı, bu dünyada?... Hepsinde İnsan soyu vardı... Ve hepsi, bütünün gücüyle oldu. Bunun sonucunda, mutlaka olan neyse ilme görevdi! Ve biz bu gün yine, ilme görev yaptık!

Kardeşlerim, dört gök sözcüsünün bir teki bile burada yoktu bu gün!... Neden?... Robotik timlerin gücü onları kontrol ettiğinden!...

Değerliler, dünya üstünde rahman kuranlarının dışında robbi kalemler de var. Ve çoğu, öz görevlerini hak ettiklerini düşünerek; kelamdan ayrı tutuldular.

Mutlaka has ilim ailelerimiz; ocaklarını kelamla dilliyecek ve onları yenileyecek... Bunun için hepimiz kendimizi dinleyip, dilleyip, gözlerimizin görebileceği tüm İnsanlığı kontrol edip korumalıyız!...

Bence, bedence, ilimce, kelamca ve tüm İnsanlıkça; kontrol kuralım!... İşte, bizim beklentimiz budur!

Sultanlar, artık yolumuz dünya ve yolumuz İnsan... Bu gün biz kendimizi anlattık, dünyaya... Biz kara ışık, yalın tanrılık demedik... "Karanlığın tahtı olan İnsan soyu" dedik!... Ve "o süper İnsanlaşmayla görev alıyor" dedik!... Hatta "aldı" dedik!

Ama dondurulan çokları bu gün burada yoktular... Onların kontrolleri, ocaklarının yanması gerek. Kapıları açmalıyız! O halde yer küreye; geniş zamanların cevheri İnsanlığını anlatalım! Hadi anlatalım, geçişte bunu yapalım! Geri dönüşte, bu günkü çalışmanın örtüsünü örtmeden; yer küreye, cennetin sisteminden söz edelim! Ve diyelim ki; göz görsün!!! İşte bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/Mb7CosrZMk8

 

………………….

ATA KAPI BİRLİK ÇALIŞMASI

DAVET:

"ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Bu hafta, 03.10.2015 Cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde yapılacak Birlik Çalışmamızda “ATA KAPI”dan sesleşilecek. Birlikte sesleşmek dileğiyle tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

“ATA KAPI” Hakkında Öz Bilgi:

Gerçek, hepinizin zannettiği değildir. O gerçek, tek merdivendir ve her dere, o merdivene çıkar ve o merdiven olur tüm yaşamlara akar.

Merdiven tektir. Herkes kelamla kendine varır ama o merdiven, “ses” olmadan, “yol” olmaz.

Bütün meşaleler yansa; bütün Kürzi Işıklar yansa ve herkes, kelamdan nefes olsa ve has olup cevher olsa, yine de merdiven olmadan, kalem olup bilişi kodlayıp “tohum” olamaz.

Bir cennet, bir kaynaktan kodlanmışsa; o kaynak, hepimizi hak etmek için biliş haline geçer ve has ışığını hologram olan cennetlere kodlar.

Dünya mayadır her bir zamana ve her bir sayfaya. O bir kalemdir. Bizi, bizden bize yaratır ve yaşatır. Orada zaman, insanlıktır. Kontrol nefesle olur ve Yaradan, yarattığında, “Yaşam Sistemleştirmesi” gerçekleştirir.

Bir kul, elini açıp yaşam için nefes istese; her diri, onunla olur ve ona kapı açar.

Bir kul, kendini hak etse ve seslense. Dese ki “sessizce ve cevherce insanlaşayım. Amon Kulları’ndan ışık alayım ve kelama, imanla varayım.” O, Kürzi İlim olur ve her andan üstün olan kendinden, kendi yarınından, ummanlara varır.

“Kırk Kat, bir Hak’tır” denir. Her kırk katta, bir Hak oturur. Her Hak bir savaşçıdır. O körü, gözden uzak tutanlara karşı savaşır. Ve der ki “bana insan soyunu verin. Onu hak edeyim. Onlaşayım ve o olarak aklaşayım.” Aklaşması, has nefesle olur. Öz geçişini yapar ve zamanı hak eder. İşte insanlık ailemiz budur.

Hak, insanlıktır. O, kör ve gözsüz olan nefeslerden güç alır ve yol açar.

Aşkın nefesi, has ışıktır. Ey Canlar, bilin ki biz, zamanı hak edenleriz… Zürriyetinizi hak edin ve yaşayın ama siz, zirvelere varın yaşayın… Her biri aynıdır zannetmeyin. Kim ki zirvelere varır ve hak eder, yaşam sayfaları ocağı olur ve tüm zürriyeti, has ışığı olur. O zaman o, Kürzi Zirve olur. Onun Kuran’ı yaşam olur.

Önü olmayan, aklın ışığıdır. Önü olan, kelamın nefesidir. Kelam İlmi’ni hak edip dinleyen, yaşamın nefesidir. Kin ve nefret duyamayan, Aklın Kapısı’dır. O kapıda “NÜSA” denilen yaşam tablosu bulunur. Oradan, tüm zamanları yaratır ve yaşatır.

Evler dolusu yaşam!… Evler dolusu kulluk!... Ve yine evler dolusu kaynaklar!… Hepsi ışık halinde ve zaman, kapı… O kapıda Nihan olan kalemler yazmakta. O kalemler Dinci Yaşamların Işığı’ndan güç alıp İlimci Kaynaklar’a nur olmaktalar. Büyük güçlükler aşılmakta ve sonsuz zamanlar güçlenmekte…

İşte insan soyu, yeni bir güne uyanmakta. İşte o gün, bizim günümüzdür… O günde temiz zamanlar kontrol edilmekte ve yaratılmakta… Ve zirve olan insan soyu, yaşam sayfalamakta.

“Eğlence başlıyor” dediler. Dedik ki eğlence sonlandı. Artık zaman sayfalanışları, başarı ile görevi hak ettiriyor… Her bir sayfa, bir kul ve her kul, bir kelam… Her kelam insan ve insan mahrek!… O mahrek, nefesi kodlayan; yarından öte yarınları koklatan; nesillerini kaleme kaynak yapan İNSAN… İşte o İNSAN, kulluk için bilişi has ışıkla dürümlemekte.

Ey Levhiler, sizi hak etmeye geldik. Sizi, size kodlatmaya, gerçek Nefes Kalemi’nize kaynak yapmaya geldik… Bilin ki biz, sizi size kodladık da has ışığınızda kalem yaptık.

Eminim ki BENCE, BİRCE ve BİRLİKÇE kati, hakiki ve hakim olan bilişliler; ATA KAPILAR’a vardılar. O kapılar, nefesi kodlayan ışıklardır.

Evrenler sesleşirler ve derler ki “hologram olan dünya kodlandı ve koklandı. O dünya, ANA KAPI’dır ama ANA KAPI, Alim İlim’le, bilişle ve kelamla koklandı.

Şimdide, şimdiyi hak edenler, bilsinler ki bütün kütlemizle yere indik. Buradayız. Zirvelere kelam olan insanlıktayız. Size, evrenlere ve yüreklere indik.

Çok mutluyuz canlar, sizden öte sizi hak ettik. Çok mutluyuz…

Şer, şarkıdır sadece. Şerri şer diye değil, şevk diye bilin ve şerri kodlayın, koklayın ve hak edin. O şerri, aşıp geçin. Geçtiğinizde yaşam mutlanır ve Rahman olan nefes olur; kalem olur sizi size anlatır.

Evrenlere ses verdim seslendim diyerek dinleyin yolculuğunuzu. Siz, sizden size varıp seslendiniz. Emin olun ki siz, sizden size varıp dillendiniz.

Ayağı yolda olanın, yüreği hakiki yaşamdadır ama ayağı nefeste olan kelamdadır. Ayağı ilimde olan kulluktadır.

Af Rahman’da olur. Rahmi Kuran’da af yoktur. Süper İnsanlık Levhisi hep aftan söz etti ama affetmedi… Artık Levhi Kalem, yaşama kapital olan nefesleri hak etmiş bir kalemdir. Oğullarını affetmiştir. Şimdilik…

Ve şimdi aha ANA KAPI, nefes oldu ve yol, ATA KAPI’ya vardı. Amin… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

3.EKİM.2015 TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ 1. BÖLÜM

Değerliler, bugün burada oluş sebebinizi hepinizin anlayabildiğinizi sanmıyorum ama ben size şu ana kadar yaptığınız için teşekkür ediyorum.

Burada mutlak, kutsal tohumlamadır yapılan. Ve bizler, bitişi “Biz” olarak değil, “Bizlik Kapısı” olarak yapmaya çabalayacağız. “Bitiş!?”…… herkes “neyin bitişi?” diye soruyor……İnsanlığın bitişi!

Değerliler, ”İnsanlığın Bitişi”…..”Hayır, böyle bir şey yok!” mu diyorlar?! Yok, var.

Biz diri olanlar, bütüne güç olanlar, kalem olanlar diyoruz ki “bitiş.” Dince diyoruz “bitiş”. İnsanca diyoruz “bitiş” ama aşkla diyoruz; “biliş!”

Hepimiz bilişe varıyoruz!

Bitiş; dünün bitişidir. Artık, bilişteyiz. Kelamı levhi olanda, bilişi tohum olanda ve bütünün gücü olanda, ışık yoğundur. Burada oluş sebebinizi hepiniz net anlayın.

“İn” ya da “in” ya da “in” ama hep “in”…..Diriliklerin dürümlerindeki “in”, “bilişteki in” ve “yoldaki in” torba torba Işık Tahtında, İnsanlık Tahtında, Mikailin Kürzi Kapısında ışık olduk ve yaşam olduk. Şu ana gelebilmek kolay değildi ve geldik.

Evinim nefestir. Evinim nefestir…ama evinim el’dir aynı zamanda…İnsanlıktır ve evinim Kalem olduğunda, bütünün Kürzi Kapısı açılır.

Şu ana kadar yapmak istediğimiz tek bir şey var vardı; Allah’ın Levhi Kapısını açmak ve yolcuları hak edip oğullatmak ama geldiğimiz bu günde artık, hepimizin tek bir ilmi var ve tek bir beklentimiz var; Nefesin Gücü….ve bu gücü hak etmek ve bütünün gücü haline dönüştürerek, tüm yaşamların kutsal tohumlamasını sağlamak.

“Biliş” dedik ama bitişten sonraki biliş…bir dünya günün bitişi, yeni bir dünya gücünün devreye girişi…..ve bundan sonraki dönem, farklı bir dönem olacak.

Sel alsa yolu ve biz o yolda bütüne Kürzi Kalem olsak ve herkes kendini hak etse ama biz orada oğullarımızı kontrol edemesek, yer kürenin gücü bizim için bir amaç değildir. Ama şu anda, yer kürenin gücü bizim için bir amaçtır.

Evrenlere, Sistemin Gücü gerekir. Bize Nefesin Gücü gerekir. Medine Ekmek. Verdi bize, yüreğimize görevi dedi ki “gerçeği hak edin.” Ve Mekke, İnsanlık….Biz orada tüm zamanları Has Işığımızla dinledik.

Dünya gözümüzün gözüdür ve bu dünyada gönlümüz var. O gönül ki yolcuları kodlayacak, o gönül ki kontrolü kuracak, o gönül ki Karanlığın Tahtına yaşamı koklayıp koklatacak. İşte; o gönül biziz!

Kardeşlerim, burada oluş sebebimiz yer küreyi göreve almak içindir. Biz buradan görev istedik. Görevi hak etmek, görevi almak için geldik. “Kayıt dışı bilgi yok” diyorsan, bizim için de yoktur. Bu bilgelerin sessizliğinde, biz her bilgiyi hak ettik.

Kelam ilmimiz, yaşam levhimiz, biz Süper İnsanlık Sistemleşmesini yapanlar; mutlak, kutsal tohumlarımızı kodlamak ve koklatmak için buradayız.

As Ra Ka Ha olan levhide, İnsanlık kendini dinlemelidir. Ez ya da ezme. Geç ya da geçme. Ak ya da akma. Has Işığınla yaşa! Bu ışık bütüne gözdür.

Sözüm, sesim insanadır. Ki benim elim dünya, benim yolum insandır. Ama çok özel bir göz için buradayım. Bin ilmin birinde, el olduğunuz zaman, yarında kul olursunuz. O zaman bütüne hizmetçi olursunuz. Burada oluş sebebimiz bunun içindir.

Kara Işık, yer kürenin gücü olduğundan, göz söz olduğunda yol, Allah’ın Tahtında Yaradan olduğunda ve yarattığında, Kutsal Tohum olduğunda, öz geçişler başlar.

Buyurun; özüm, gözüm, sözüm İnsan….geri dönüyoruz!

Evrenlerin sessizliklerindeki o yücelikten geçişler yapılıyor. O geçiş nefes için, yaşam için, kaynak içindir. Ama İnsanlığın kendini hak etmesi içindir aynı zamanda.

Perde perde açılır yaşam. Her perdenin ardında ilim olur. Her ilmin gücü Bütünün olur ve bütün kötülükler aşılır. Aton Toplumları bugün buradalar. Orta Kapıların tümünü açtık ve sesleşiyoruz.

Yer kürenin gücü, evrenlerin gücü ve bizim gücümüz Bilişin Kürzi Levhisi….Sevgiyle geldik.

7 dünya kuruldu öz, göz, söz olan insanlıkla. Aşk, şavk, Has Işık ve biliş ….hepsi Birlik Tekniğiyle kodlandı. Koruyucu Düzen kuruldu. Bu koruyucu Düzen, Zamanın Gücü’dür ve tüm insanlığı koruyacak gözdür.

Semaya ses veren sizler, semayı hak ettiniz. Yüreğinizin gücüyle bütüne göz oldunuz. Saltanat sizi, sizin yüreğinizi dinledi ve dedi ki “öz geçişini yapsın ve yolu açsın.” Ama Saltanat sessizdi. Yerdeki gücün örtüsü örtülmüşse, öz görevin dürümlerinde İlim Kalemi yazmadığında, iman edin ki yere görevliler indirilemez.

Gerçekten gönüller sizi dinliyor şu anda! Yaradan Ata Kapı’da siz oldu. Ak Tahtın gücü oldu ve sizden size dilleşiyor şu anda.

Kara Işık, Allah’ın ışığıdır. Bu ışığı hak edip dinleyen, bilişi hak etmiş olandır. Ama Kara Işığı hak edip dinlemeyen, bütüne hizmet edemeyendir.

Ben cana kapı olan İnsan. “Bana İnsan denir” dediğimde, “kardeşim ben de sendeyim” de. Ve de ki “kardeşim, ben de sendeyim ve bütüne görevliyim.”

Kula kulluk gerek. Örtüyü açtığınızda, yol gerek. Akabildiğinizce akın. Aklın Tahtına varın. Yazan çizenle dürümlenin ama bilmek gerek.

Ben sizi bilirim. Sizden biriyim ama şunu iyi anlayın. Ki borcunuz yoksa, yoğunluğunuzda kulunuz oluruz sizin. Ama borcunu varsa, yarınlara sizsiz kalırız.

Nedir borç? İnsanlık Borcu. Bu borcu hak edip anlayın. Kendinizi hak etmedikçe borcunuzu hak edip ödeyemezsiniz. Netice olarak, ben Zakar. Kelama halik olan, Hakka Has Işık olan, sessiz zamanları dürümleyen, Bütünün Gücü olan, nefes olanım.

Zakar, karanın karalığını, Aklın aklığını, Hakkın haklığını dilleyebilir ama yüreğinizi dinletmek isterseniz, sizi dinler. Büyük kötülükleri önlediğiniz gün, gözünüzün gözü olan görevinizi hak ettiğinizde, Yerin Kürzi Kapılarda, ışığa kaynak yaptığınızda ve Cena Ha olan, Cen Ha olan insanları kelama kaynak ettiğinizde, artık sizinle olabiliriz.

Kardeşlerim; dünyayı, dünyalıları dinliyoruz biz….Hep dinliyoruz ama dünya bizi dinlesin istiyoruz bugün. Körün körü olan bu dünya, bizi dinler mi bilmem ama biz o dünyada ölüleri diriltenlerleyiz şu anda.

Çan çaldığında, Yarardan Tanrı, yaratılanda tahtını, kaynak olarak o yarattığına, Kalem olarak kayıtladığında ve “brüyer” denilen bilincin rahminde o üreticiliğinde, kodlanmış ışığı yoğunlaştırdığında, eliniz ayağınız oluruz sizin; bunları anlayın.

Kanatlanın….ama hasat için kanatlanın Hakkın Kapısını açık akın ama hasat için akın. Şeytanın şavkında, aşkında, Hak Tahtın Tahtında, öz görevinizi yapın ama her dirinin gücüyle yapın. O gün geldiğinde, ben Zaman Olan İnsanlık, senleşirim.

Ata Kapılar’ın tümü açıldı canlar! Şu anda tümü açıldı.

Boru öttü. Şu anda öttü…

Borç ödendi. Şu anda ödendi…..

Ve yaşam seslendi….sizinle seslendi.

Değer biçtiğiniz kim varsa, sizde sesleşir. Devinimi kodladığınız kim varsa, sizleşir. Kaynak olarak kontrol ettiğiniz kim varsa, örtüleri örtmeden dünyanın gücü olur yolu açar ve akar.

(devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/_sl04HOzSBE

 

ATA KAPI

03.10.2015

(Özün Sözü:)

Dağlarım, bana kaynak denir diyecek miyim? Dedim!... Bana kaynak denir… Ben, kelam olan insan soyuyum… Umut olur ki zamanı hak edenler, bilişi hak etmişlerdir. Bedenli olarak doğan insan soyu, yolu bulur ve kulu, Kulluk İlmi’ni diller. Barışın şavkında has insanlık olur.

Dünyaya geri dönmeye niyet yok… Çünkü bu dünya, beden alıp, ışık halinde, tüm zamanlarda korunan bir planettir ve her anda mevcuttur…

“Becerin hak edin” demiştiniz ya!... Hak İlmi, hakiki ilimdir ve bizler, becerdik hak ettik. Dünyayız biz… Bizi bize kalem yapanlar, bizleşip ışık yakarlar.

“Ara beni. Ben sendeyim.” dediğinde. Dedim ki sen bensen, ben sen olurum ve yol açarım. Açtım yolu. Aha buradayım!...

Astral Yaşamlar’da diri yüreğim, hep insanlık için çalışır. Uyuyanları uyandırmak kelamladır. Ben, diri olan ve yaşam olan insan soyu, sen ve ben biriz…

“İki yaşam var” dediniz. Benim yaşamım ilmin yaşamıdır. Bedenimdeki yaşam, nefesimdir… Mutlaka bilin ki Batı Yaşamları kodlanmış yaşamlardır. Doğu yaşamları koklanmış yaşamlardır. Her diri, her bir yaşamı hak etmelidir.

Beyfendiler, Hanfendiler; bana kulluk ilmini öğrettiklerinde sorguladım. Kapım ama hangi kapım ışığı kodlayacak diye. Dediler ki “insanlık kapın.” Yahu! dedim. İnsanlık kapısı ne ki? Sorgu sual ettim. Dediler ki “kulluk!…. Aha kulluk, ayrı gayrı gözetmiyen ilmin kalemindeki kulluk!… Oh!... Aha!.. dedim. Ben Yaradan, yaşayan ve yarattıran… Hepsi ben ama ben olan kulluk; beni, benden bana kalem yapabilir mi!? Cennet cevherinde has ışık ve yaşam, tüm insanlık!... Ben, zırhımı almadan geldim yaşama. Kalemim bedenimdir benim.

Boş konuşmam. Buraya geliş sebebinizi bilirim (Yaşamı hak edip yarınlaşmaya gelen Yücelikler). Bedenimi hak etmeyenlerin merdivenlerimde bulunmalarına iznim yoktur.

Çökmeyin yüreğime… Ben resim yapmam. Yaptıklarım kafidir. Her insan için İnsanlık İlmi’nde kaynak oldum ve yerkürenin ilmi oldum. Bana Kare Sistem’den güç alan ve Kürz-i Işık’ta Küp Levhi’yi kodlayan ışıklar indiklerinde, cemaatime ses verdim ve sordum, kulluk için mi yaşayarak, revire (insanlaşma sürecinde dünya revirinde kontrol altında tutulanlar.) inelim yoksa kodlanmış yaşam için mi hak edelim insana inelim? Hepsi dince konuştular ve sorgulandık… Dedik ki “kapıları açın ilim yapalım. Her kim ki bizleşir, öz geçiş yapsın. İnsan soyu, kul olsun oğullasın. İşte bu…”

Bugün geçiş yapılıyor. Tüm yaşamlardan, tüm zamanlara… Bu geçiş, Atlanta Ata Kapısı’ndan yapılıyor. Bu kapı, yoğun ışığın kontrol altına alındığı kapıdır.

Beşer insan, ilmi bilmez. O insan kuldur, ruhtur, koddur ve yoğundur ama yolcu değildir. Her diride vardır ama yarın değildir. Kapıları açar akıp geçer. Aha geçtiğinde yaşar. Onun yaşaması için ışık gerekir. Işık ise insanlıkladır. İşte Birlik İlmi’mizde insanlığı kodlayarak yoğunluğu artırıp yaşamı kontrol etmek için çalışmaktayız.

Yukarı, bizi dinler. Biz, dünyayı dinleriz. Her diri, bizi diller. Biz, yaşamı dilleriz. Yer ve gök ilimdir. Dinletiriz… Neden sessiziz diye sorduklarında; yolumuz, yoğunluğumuz ve yaşamımız, İlmin Kalemi’ne vardığında artık sessiziz.

Keram İlmi’nde kalem olmak, Ak Kapı açmakla mümkündür. O kapıları Hak Teknik ile açtık. Her kapıda insan soyu vardı. Aktık, yarattık ve yaşattık. Aha bu!... Bütün kapılar ilme açık. Açtık ve aktık… Aha bu!…. Yer ve gök bizi dinleyecek. İşte bu!…

Bugün ölümlüler, ölümsüzler; teknik tahditle yaşama ilmi çekecekler. Hepsi birleşecekler ve geri dönüşleri yapılacak.

Buyurun geçişler tamam. Aha bu… Mutlak İlmin Kalemi yazdı. Aha bu!…

(ATA KAPI Birlik Çalışması sonrası BİZLİK değerlendirmesi:)

Ey Can, Ana Kapı insan. Allah dedi ki insanı “hak et!...” A-NE-Sİ-KA… Hah… Aha… İşte…

Al, ver ve hak et!...

Ey can seni hak ettik. Aha bu!...

Mitoslar’ın en büyük gücü, insan sırrıdır. Aha bu!...

Beden, nefes olur; kelam olur ve yol olur. Aha bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

3.EKİM.2015 TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI, 2. BÖLÜM

ÖZ BİLGİ

Partiküler sistemleşme’nin gerçekleşebileceği bu çalışmada, bütünün kodlanışı gerekliydi ve bunu yapacağınızı biliyorduk.

Mutlak Kutsal Tohumlamayı yapan sistem güçleri bugün size inecekler.

Her şeyin örtüsü olan İnsan Soyunun İlmi, Bütünün Gücü olacak ve bütüne görev taşıyacak.

Ka Ha olan, Rahman olan ve yol olan İnsan Soyu, kör ve göksüz olanları gözleyecek, sözliyecek, dilleyecek ve sesliyecek.

Eğri büğrü bir yaşamı, yaşam diye bilmeyenlere ses verdik biz. Sizler mutlaksınız, kutsalsınız, yaşamların ilmindeki korkusuzlarsınız. Bu ne demek bilir misiniz? Buraya indirildiğiniz günü biliriz. Her birimizin gözünde göz olan sessizliği biliriz. Ve sizin için yapılan en büyük çalışma, bilişle, kontrol kurabilme çalışmanızdır.

Düzeni kurmanız için çalıştık. Özü, gözü, sözü olanları dürümlemek için çalıştık. Yer gözünün Kürzi Kalemi hak etmesi için ve bilişi kotlaması için çalıştık ama bugünkü çalışma, hepsinden öte bir çalışma olacak.

“Kontrol dışı bilgimiz asla olmadı” dediniz, doğrudur. Ama hiçbir zaman “kötülüğün önünü aldık” demediniz. Biliyoruz; çünkü kötü levhide kaynaktır; biliyoruz. Ama bugün kötünün, kötülüğün en güçlü yoğunluğunun önünü alabileceğinize de inanıyoruz; eminiz. Hadi alalım!

Kötülüğün önü alınsın! Hadi alalım! Alalım mı?!

Birlik halinde sesleşin! “Aldık” değin. (Hazirundakiler cevap verdiler….) Aldık! Aldık! Aldık! Devinimi hızlandırdık. Aha bu.

Canlılar, “korkmadan seslenin. “Aldık” deyin. “Biz bütünlük olarak tüm kötülüğün önünü aldık” deyin. (Hazirundakiler tekrar ettiler….) “Biz bütünlük olarak tüm kötülüğün önünü aldık!”

El, ev sistemlerin evidir; inanın. El, evrenlerin dilidir. Bu el size verildi; bilin ve biz size el verdik canlar. Evrenler size el verdi. Tanrılık Kapısı açıldı ve siz, sizleşip dürümlerimizdeki o yüceliğin levhisinde bütünün güücü olarak el oldunuz.

Düne görev taşıyanların, bugünü göreve alma niyetleri bizleri mutlandırdı. Ruhun Kuranı olan ilim, Aklın Levhisinde Bilişin Kapısıdır. Açın o kapıyı, geçin!

Sevgililer, sizinle ne güçlüyüz; bilseniz!

Toprak Toplumu, Aklın Tohumudur şu anda. Ve biz sizdeyiz canlar.

Yaradan yarattığında yaratıldı. Allah, Allah’ın La Ha İlminde Ka Ha olarak BSUİ’nin gücü oldu. (BSUİ=Barış, Sevgi, Umut, İman İlmi olan İnsanlık)

Her şey sizinle olacak canlar! Yere göğe “İnsan” dedik biz. Ama insanın kelamda olması gerekir. Evrenlerin sessiz olan, çok net olan yüceliğinde olunması gerekir. Kulluk budur.

Toy dünya ton; ton ton olur; renk renktir o dünya….kodlanır, koklanır, tohumlanır, Kalem olur yazar. Ama Yaradan olmadıkça, yaşamı hak etmez.

“Ecmain” denilen, cemaat cevherindeki cennet kelamında İnsan Soyunun Kürzi Kapısı İnsanlıktır. Murad ettiğimiz budur.

Kol kanat gereriz zamana. Amon topraklarının toplumlarını kodlarız. Kontrol kurarız da; erdiğiniz en yüce kapı, Allah’ın Levhi Kapısı olsun isteriz. O kapıda tabuları yıkar, yolu açarız ama açtığınızda açılır o yol.

Keyslerin Sistem Savaşçıları vardır. O savaşçılar el olur, ayak olurlar zamana. Ama şunu iyi anlayın ki, “arı, bal” dediğiniz zaman, bal mı arıdan, arı mı baldan bilinmelidir?

Ben zaman olan, Mutlak Kalem olan ve yaşam olan İmparator İnsan…Sizim ben; bunu bilin. Korkmadan bilin ki ölümlü olmadığınız kesindir. Kupanız dolmuşsa, yolunuz oğullanmış demektir.

Çalı çırpı olmadığımızı da anlayın. Kardeşlerim; biz sizi hak ettik; bunu bilin. Biz zamanı hak ettik; bunu bilin. Mutlak kodlanmış tohumları hak ettik; bunu bilin. Ve Orta Kapıların tümünden öte olan, 7 doğumun gücünü bilin.

Ben apronda bekletmem yolcuları. Göç Kaplarını tüm zamanların yaşamlarındaki o yoğunlukları dillerim ama kimseyi bekletmem. Herkesin geçişidir yapmak istediğim.

Mikail gözdür, gözsüz değildir. Sözdür, sessiz değildir. Ama şunu iyi bilin ki Mikail, kaleme halik olmadıkça, hakka kalem olma imkanı yoktur.

Çoluk çocuktu yaşam; bunu bilin. Kimse kimseyi anlayamazdı; bilin. Herkes kendini hak etmek için çabalardı; bilin. Ama bugün varılan son aşamada artık dünya insanlığı nefsi Ka Ha olanda, İlmi Ko olarak bütüne göz olabilecek dürüme varmıştır.

Kama insandır. Haliki has olan insan, Hak Tahta vardığında kama Yaradan olur. Kama yasaları çizer, çekişmez. Çetin bir gün için yasayı koyar ve dürümler. Ama yasa insanın kaleminden çıkar; bunları bilin. Ve bugün, bu yoğun çalışmada hepiniz yasayı koyacaksınız.

Bu yasa, İlmin Kuranı olan bir yasal çerçevede konulacak. Hepiniz o yasayı koyarken, Miracın Cemaati olduğunuzu bilin. Bu cemaat, Miracın Cemaatidir. Geri dönüşler bu cemaatten olur; bunları bilin. Kimsenin nefesi, kimsenin levhisinde, Kalem olup kodlama yapmazsa da, bu cemaat Bütünün Kürzi Kapısıdır ve herkes buradan göz, söz ve yürek olarak geçer.

Kaç Mahrek, Kutsal Toprakları tohumlamaya geldi? Ama hepsi Kalem olup, Kaynak olacak güce varamadı ve yoğunluğu kontrol edemedi. Bugün burada o yoğunluk kontrol altındadır.

Mikail göz, söz ve yürek olarak dürümlediklerinde dilleşir. Sessiz zamanları diller ve dünyayı kontrol eder. Mikail’in gücü olan ilim, Aklın Levhisindeki yer kürenin gücü olur, bütüne hizmet eder.

“Misafir değiliz dünyada” diyen bu birlik, kapıları açmışsa açılmış o kapılardan, Zaman Kapılarının Işığı olan İnsan Soyu geçer. Biz o soyu geçirmek üzere buradayız.

Tüm İnsanlığın Kuranı olan bu soy, büyük kötülükleri aşıp geçebilecek. “Evim dünyadır” diyen bu birlik, eminim ki Doğanın Kuranı Olan İnsanlığın geçişini yapacak bugün. Kora zordur insanlaşmak ama kor ilim olduğunda zorluk aşılır.

“Başım dünyadır” dediğin andan itibaren seninleyim anam. “Ekmek” olduğunu söylediğinden itibaren, bilişim Toprak Toplum olup seninle oldu. Yüreğini Kürzi Kapı yaptığından beri sendeyim anam. Ve ben Samanyolu Galaksisi’nin cemaat cevheri olan o yüceliklerin tümünün ilmini sessizce senin yüreğine çektim anam.

İman et ki Mahrekin Kuranı olan ilim, Allah’ın kelamıyla levhi olur ve yaşar. Benim en çok istediğim budur.

Kodlanmış zaman ve kodlanmış yaşam, hepsinin gözü olan levhi….Aklın Kalemi olan insan ve o insan Miraç. İşte; işte muktediriyet budur!

“Çobanlık yapmaya değil, haliki Hak olanda insanlık yapmaya geldik” dediğin andan itibaren, biz sen olmaya çalıştık. “Dünya örtüsünü örtmeden evvel, Zamanın Kapısını açacam” demek yetmez. “Zaman olup açılırım” demek gerek. Ve bunu dediğinden beri senleştik anam. Ayrılık bitti anam.

Barışın sırrı, ilimdi. İlmin kalemi olan insan Mikail’in gücü ve Mikail’in kürzi ilmini levhi kapılarda dilleyendi ve yolu açandı. Bunları hepimiz net bilirken senin bunları seslendirmen, Mutlak, Kutsal Tohumlama için şarttı.

Şeytanın şarkısını okuyanların çürük çarık bildikleri, senin ilminde çalı çırpı oldu ve biz o çalı çırpıda kelam olduk.

Her diriyi kodladık ve kokladık. Nurdan Kuran olan İnsanı, Kalem yaptık.

Savaşın sisteme indirilişiydi bu….Kapıları açın anam.

Her resim Allah’ın ilmidir; bilinsin. Her resimde sessizlik olur; bunları anlayın. Mikail olan güç, Akıl Tahtında bütünün gücü olsun.

Kollarımızın sizin yüreklerinize uzandı, yolumuz size vardı ve biz sizleştik.

Şansınız çok anam; çok güçlü bir yoğunluksunuz. Bu yoğunluğu kontrol altına alma imkanı Hak Tahtın ilminde dahi yok; bu kesindir. Ama şunu biliyoruz ki sana kanat germeye niyetim olamaz. Çünkü sen, her diriye kanat olansın; biliriz.

Eminim ki doğan gün, yaşama doğar ve dünya Bütünün Kürzi Kapısı olur. Ve eminim ki o kapı bütünün gözü olur. Satıhta hiçbir şey bilinmese de Tüm Zamanların İlminde, geri dönüşte her şey daha net anlatılır.

Yanar tutuşuruz ki yolculuk başlasın diye…Hadi anam yolculuğu başlatalım!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/euK6YtSsqcM

 

3.EKİM.2915 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

https://youtu.be/J9Ss_ZFmyNg

 

3.EKİM.2915 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Deniz Soydan

https://youtu.be/RzjCReGsgVo

 

03.EKİM.2015 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK KAYIT SONRASI AKIŞ

Canlarım, bugün burada ne yaptığımızı sorarsanız?... İzah edeyim… İlmi kalem olan birliğimiz, Bütüne hizmet ediyor…. Bütüne hizmet için, birleşik ilim yapıyoruz…. İlm-i Ka-Ha olan birliklerin tümü burada…. Bütün kötülükleri aşıp geçen bu birlikler merdivenlerin en aşağısındaki ilmi, en yukarıdaki ilimle dürümlüyorlar….. Nurdan Kuran olan insanın kontrolü burada sağlanıyor…. Muktedir olan insanlık, kelamla Bütünün gücü oluyor….. Ve bu gücü Bütüne hizmet olarak kabul edin ki;…. Burada Bütüne hizmetçiyiz bizler.

Kısır çalışma değil burada yaptığımız çalışma; insanlık çalışmasıdır…. Ve bu insanlık çalışması, mutlak kutsal tohumlama için şarttır.

Kardeşlerim, teknik tohumlama yapmaktan öte, tekno kodlamalarla Bütünü güçlendiriyoruz burada…. Sistemin gücü devrededir ve sistem, sesle kodlanır…… Sesimiz, tüm zamanların sistemleşmesi için gereken kati, hakiki ve hak ilmiyle kodlanmış….. Birleşik insanlık ilmidir.

Ben, durgun toprakların tohumlarını yaşatmaya inen bir Tanrıyım… Ama bunu şuanda herkesin yoğunluğunda zikretmem şarttı…. Hepimiz birer Tanrıyız bunu bilin….

Tanrı nedir?.... İnsanlıktır, başka şey değildir, bunu anlayın…. Sanmayın ki; ben, size sizin yüreğinize başka bilgiler vereceğim…. Herkes Tanrılık tahtından gelmiştir bu meclise ve bilgi kalemi burada yazar…. Hiçbir çalışmada bu kadar yüksek bilinç yoktur…. Öz görevimiz, tohum olmaktır ve toprağın toplumu olarak burada bu yoğunlukta…. Bütüne güç katmaktır.

Çamur yoğurmayız biz burada….. Herkes yaşamı ilminde, kendini hak etmek için, yaşamı kodlarken çamur yoğurur…. Bu, en aşağı düzeyden açıklanması gereken bir hadisedir ki;….. “Ben Adem” dediğiniz zaman onun yaşamındaki, o çamuru kast ederim…. Herkes iyi anlasın ki; nefesin ilminde bu vardır.

Burada yaptığımız çalışmada biz ışığız ve ışıklar halinde kodlanmış toplumları tohumluyoruz…. Kodlanmış toplumları tohumlarken, kapıları açık tutuyoruz ki;…. Herkes, kendi yüceliğiyle buraya inebilsin diye.

Kim, “İnsanım” derse mutlaka o bir Tanrıdır, bunu bilin…. İnsan olmak; tarik olmak, hakim olmak ve yaşam olmak anlamına gelir…. Başka bir zaman da, başka bir yaşamda, toprak toplumun tohum olup….. Bütünün gücü olması imkanı olmadığında herkes “ben Tanrıyım” demeye, hiçbir zaman, hiçbir zaman niyetlenemezdi…. Çünkü onun için Tanrılık çok farklı bir anlam taşırdı…. Ama bugün burada, bu yoğunlukta, herkesin ışığa vardığı bir safhada…. Sistemin gücünü, Süper insanlık sistemleşmesini yoğunlaştırdığı bir Rahmi Kapıda hepiniz o,Tanrılık kapısı olursunuz.

Büyük kötülükleri önlemektir bu…. Yaşamı hak etmektir ve mahrek olmaktır bu…. Allah’ın tahtı olmak, aklın kalemi olmak, mahrekteki o yücelikte, Bütünün gözü olmaktır bu…. Ve hepiniz o gözsünüz, bunu unutmayın.

Burada bulunuş sebebiniz bundandır…. Biliş haline varmadan, buraya varamazsınız. İmanın edin ki; ilmin hakikiyetinde, Levhi KO, İnsanlık kapısındaki, yaşamın ışığıdır.

Sessizce dinleyin, dimdik dinleyin, ”ben tohumum” deyin. “Bütün insanlığın tohumuyum, doğanın Kuranıyım” deyin…” Herkesin yoluyum” deyin….. Ve “yaşıyorum” deyin….” Evim, dünya” deyin…. Mikail gücü budur…. “Ben, Mikail’im” bunu deyin…. Ama sanmayın ki; herkes, ayrı bir Mikail’dir hepimiz o Mikail’iz, bunu anlayın….

Mutlak kupa; insanlıktır…. “Ben davayı kaybettim” demeyin asla, dava biziz, bunu unutmayın.

Çok özel bir çalışmadır bu çalışma ve bu çalışmaya dahil edilmeniz, kara ışığın yaşama inişi içindir…… Kara ışık; Allah’ın ilmidir…. Bunu bilin. Allah’ın ilmi, hepimizin nefesidir… Ama o nefesi hak etmedikçe, yaşamı hak edemezsiniz.

Çantasınız doludur, önemli olan budur…. Ölümlü dünyada, ölülerin dirildiği bir güçle çalışmaya dahil edildiniz…. “Uyuyan uyanır” dedik ama uyumayan da uyanır bunları anlayın…. Herkes, herkes uyanır…. Mikail’in gözü; ilim, sözü; sistem, yüreği; insanlıktır, bunları net anlayın.

“Kardeşlerim, yarı belim dünya, yarı belim tüm insanlık”….. Ben bütün insanlığın yaşama indirilişiyim”… Hah!... Ben bunu dedim…. Buyurun sizde deyin…. Hepimiz, o insanlık olarak buradayız.

Barışı hak ettik, yolu açtık… Türkiye çalışmaları mutlaktır, bunu bilin…. Her miraç, bir cevahirdir, hepimizin yolculuğudur bu.

Boş konuşmam unutmayın…. Ortalık karışmayacak…. Her şey daha güçlü olacak…. Çantanız dolmuşsa yolunuz açılacak.

“Biz davayı kaybetmeyiz, kaybetmedik”…. Deyin.

Kaç Apron var bilir misiniz?... Yaşamdan, yaratıcılığa varabilmek için. O Apron burasıdır, bunu bilin…. Tahditsiz olarak burada oluşunuz, o ruhi kapıların tümünden öteye geçişiniz anlamına gelir…. Astral boyutların toprak topluma tohum olabilme imkanı asla yoktu….. Ama dünya ölüleri, dünya diriliklerini hak etmediklerinden, her biri Astralı kendi yaşamları sayamadılar……. Ve toprak toplum, kontrol ediliş için dince konuşturuldu bunları net anlayın… Eğer dince konuşturulmasaydı, yaşam kodlanamaz ,yol koklanamazdı….

Çok özel bir dönemde, dünyayı kontrol için burada bulunan sizler Mikail’in Kürzi kapısında her şeyi hak edip dinlediniz….. Evrenlerin sessizliklerinde buna biz nerede olursanız olun “yaratın” deriz…. Yeşilden, mora ulaşan her diri yaratır…. Ama yaşamı yaratmak özel bir çalışma gerektirir…. İşte burada biz, yaşamı yaratıyoruz…. Kontrol dışı bilgimiz asla olmaz….. Zakar’ın kıranı olan birlikler dahi burada kodlanır, koklanır ve korunurlar.

Örtü örtmeden çalışın…. Yemin ediyoruz ki; ev, ev gezerek BSUİ’nin gücünü hak etmeye çalışan kim varsa, kalem olup yazmaları için çalışıyoruz….. Biz gezenleri de koruduk….. Ortalık karışsa da, öyle çok çalışırız ki; kurtarıcı olarak Bütüne görev taşıyan birliklerimizin tümü…. Gök sistemlerinden, yerküreye inerler ve dünyayı korurlar, bu kesindir.

Kaç ailem var bilir misiniz?.... Ben, ben, ben, ben, herkes bende ailemdedir….. Tüm insanlık ailemdir, bunun içindir ki; maya olmaya geldik buraya ...Aklın kalemi olmaya geldik ve bilişe kodlanmış ışıkları, toplamaya, tohumlamaya geldik.

Kare sistem, kült halinde Kübra Kapısı olur ve akar geçer…. Çamur yoğurmadan ışık yakarız, biz burada…. Ayrı gayrı yok canlar, her şey Allah’ın Levhisi’ndeki, aklın Heli Levhisi olarak kodlanır…. Hepinizi, hepimiz kucaklıyoruz.

Özce, öksüz kalmadığınızı bilerek bizimle bu sesleşmeye dahil edilin. Özce, hiç kimse öksüz değil bu mecliste, bilin…. Biz, siziz canlar, inanın mutlaka inanın ki ; yer gök insan ve biz, o insanlığız.

Amonlara hulus ile indik…. Atlantalı Atalar, bizsiz kalmadılar…. Siz, o kalemlersiniz canlar, bunu bilin…. Hat etkinliğinde, o kalemlersiniz siz…O, Atlantalı Atalarsınız bunu bilin…. Ve sizlerle bu görevi yapmak bizler için mutluluktur.

Yoğun çalışmanız, şikayet üzerine engelleniyor…. Sevgili, seni dinleyeyim… Dağlarım, bu ne demek şimdi?... Anlatın bakım, anlatın da dinleyim…. Kim çağırdı sizi buraya?

Devinimi hızlandırmak için geldiğini biliyorum…. Peki, sevgiyle seni kokladım.

Bugünden sonraki süreçte daha yüce bir çalışmada seninle de olacağım…. Ama bugün yetkin olabilmemiz için kendi yüreğimizde dilleşmemiz gerekir….

Netice olarak; bugün sana söz veremeyeceğim… Kusura bakma…. Şikayet ettiğini biliyorum ama izin yok…. Vermiyoruz bu izni size…. Şimdi yüreğimizden geçenleri söyleyelim.

Eğer burada, bu yoğun çalışmada, Bütünün gücü devredeyse herkes, her şeyi bizden dilliyecek, biz buradayız bu kesin…. Ve bundan sonrada buradaki çalışma, bu şekilde olacak.

Şikayetçi miydin?... Eh!.. Aha!....Geri dön o zaman… Seninle çalışma niyetimiz kalmadı ama şikayet kelam içinse…. Buyur, dilleyelim senide kısa, çok kısa olarak..

Can, ben senim, sen bensin…. Sen kurt, ben kuzu olsam da…. Kuzu, kurdu kapar…Unutma!

Şimdilik, sana vereceğim budur…. Şimdilik!... Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/UpZL41cwINc

 

3.EKİM.2015.TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Yüreğim Atlanta Otağı ve ışığım bugün Atalanta’dan güne vardı.

Ben ki; bir adım atarım, attığım adım, zamanın adımıdır.

Ben ki; bir yaşam olur, ışığı yakarım….Yaktığım ışık, kelamın ışığıdır.

Ben ki; ekmek yaparım, yaptığım ekmekte ışığı, zamana katarım… Ve Zamanı kelam olan sayfadan yüreğe varır…. Ve o yürekte kalem olur, yazarım

Bugün burası kutsi bir nefesin ışık yaktığı, ilim kanlarıyla insanı zamanlandırmaktaydı.

Bugün, göğün ilminde, insanın ilmi, nefes olup yandı… Ve bugün ışığın zamanında, tüm kült ışık kayıtlamaları, açılıp okunmaktaydı.

Bugün yaşamda sır olan kapılar açıldı.…. ve yaşam sırda hak olduğunda, o hak, tüm yaşamı kelamla aydınlattı.

Şimdide, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/2CQlzU_WLpg

 

03.10.2015 “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/hHiIWgeqYdA

 

03.10.2015 “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/6rEsgv8p0Mw

 

3. EKİM.2015 TARİHLİ “ATA KAPI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Dünya Ana Kapı’dır. O, Ana Kaynaktır tüm zamanlara…

Ana Kalem İnsan Soyu’dur. Bu soy Tanrı Işığıdır. O ışık Türkiye’dir. O ışık Ata Türkiyesi’nden evrenlere yayılan Has Işıktır. Hakikiyettir.

Merdiven olan İnsan Soyu, en ile boyun eşitlenmesinden itibaren Kürzi Kalem olur. Orta Zaman Kapıları’nı açar. Orta Zaman Kapılarından her diriye dayanan merdiven olan o, kaynak olur tüm yaşamlara.

“Dünya alfadır, omega’dır” denir. 2 Ana Kaynak vardır dünyada. Biri Rahim diğeri ise Rahman’dır. 2’nin bir edilmesiyle yeri ve göğü Yaradan, ilmin hak olduğu bir yaşam sayfalanışına girişir. Kati kelam nefese varır ve ilmin kalemi yazar. Yazan kendinden kendine varandır ve o Ana Kapıları açar. Yazılan levhidir ve Yazan Ana Kalem olup yazandır.

Ana kapıda her yürek, Ana Kaynak’tır. Her yürek, Işık Kotu’dur. Yürekler, bilişe varıp levhi sayfalanış yaptıklarında, kati kodlama yapacak olan cevheri kütle hak edilir. Kütle devinerek tohumları koklar ve kodlar. İşte, bellek alanı Rahman Kapı olan Ata Kapılara böylece ulaşır. Ve Ata katlar dünyaya yağış halinde inmeye başlar….Bu Ataların Analara akış halinde varışıdır.

Ata gücün toprağa inişi, sanal yoğunlukların Rahman’ın gücüyle kendilerini dilleyebileceği düzeye varışlarıdır. Işık daha yoğun, bilgi mutlak ve yaşam ışıktır artık….

İnsan Soyu tüm yaşamların nefes kaynağıdır. Onun kelamı kalemde kontrollü olarak bilişi kodlar. O cümle yolcuları Has Işık olup koklar ve tohumlar. Ata Kalem yaşamı yazar, mezarı boşaltır.

Ana Kapı ilim, Ana Kapı nefes…..Ana kapı burası, hepsi burada, bu ışık biz olan tek yürek….. ve yol Ata kapıya ulaştı. İmparator dümenin başına geçti ve Kervan ışığa vardı. Yeni bir Düzen kuruldu. Anadan ataya tüm kapılar açıldı….. Tüm resimler tek bir resme kodlandı. Bütün yollar tek bir yaşama vardı. Yeni bir sistem ses olup ışığın ilmiyle dünyaya indi. İş buydu, yapıldı.

Bilmenizi isterim ki sizlerle uzaktan olsa da sesleşmek beni çok mutlu etti. Hepinizi ve yücelikleri tüm kalbimle kucaklıyorum.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ILDUfF7uNRE

 

03.10.2015 "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Sesleşme Sonrası Akış

Canlar sizi çok seviyoruz... Muktediriyetde, hulisi Li Sa Ha sistemleşmesiyle size geldik.

Ne çok çalıştınız biliyoruz, bu güne gelmek kolay değildi ama yalın ve hakiki olan bu birlik; hepimizi mutlu kıldı. Buyurun çok mutluyuz burada. Öz geçişin en yücesini yaptık sizin yüreğinizden, çok mutluyuz.

Değerliler, dünyanın nesilleri bu gün sizinleydi. Her şey sizden size değerlendi ama siz her şeydiniz ve herkezdiniz. Burada mutluluk vardı bu gün. Umut vardı... Yolumuz; sizin yolunuz, yüceliğimiz sizin, yüreğimiz sizin yüreğiniz, hepsi sizinle tek oldu burada...

Biz nereden geldik, soru var!?... Cevap verelim... İlimden geldik! Biz ilimiz... Neden geldik?... Zakarın kıranı sizi kırmamalı, siz biz, biz siz olursak; kırılış olmaz! Yaşam kırılmaz... Bunu biz size açık verdik!

"Nirvana" dedikleri bir kayıt var. Hepimiz o Nirvana sayfasıyız. Herkes oraya geçti bu gün! Nirvana ana kalemdi bu gün. Satışta hiç bir şey bilinmez, derine indiğiniz zaman hepiniz kendi yüreklerinizde görüşür, buluşursunuz. Ama daha özel bir görevle çalışacaksanız; merdivenlerin en aşağısına mutlaka iniş gerekir! Oradan ötesi sizsiniz!... Ve tüm yaşamları kodlayacaksanız; tüm mahreklerin tümünde oğullamanız gerekir!

Nedir oğullama!?... Tohumlanıştır, her yerde tohum oluştur. Yaşamı tohumlayıp, kalem yapıştır... Burada bu yapılıyor!

Ses budur... Hangi ses!?... İnsanlık sesi! Her ses yaşamı kodlayamaz, her ses yolu oğullatamaz, çok özel görev için burada olmanız gerekir ki; bu yoğun çalışmaya kaynak olabilesiniz...

Evrenler, sessiz sistemlerle çalıştı bu güne kadar. Ama sizler kelamla burada olabiliyorsunuz. Biz yaşama inerken, herkesle birleşip ineriz.

Kelam, Allah'ın levhisinde kodlanmış ışığa denir!... Bu çalışma kelamdır! Yani kodlanmış ışıktır!... Nefesle tohumlanan o ışık, bütünü kodlayabilen ve yoğunluğu arttırırken çok mutlu çalışmaları kaynakta dilleyebilendir.

Dünyada öncülük yapılır, işte bu çalışma; öncülüktür!... Kürzi ışıkları yoğunlaştırabilmek için buna gerek vardır. Ve durgun toprakları tohumlamak için gereklidir.

Dünya durgunluktur, ama dünyada kutsal ışık yandığında artık dünya kontrol kurar ve hakikiyetin kelamına varır. Orada artık hareketlenme başlar. Çalı çırpı değil yaşam, ilimdir bunları anlayınız.

Matematikçi bir dünyalı, "ben matematiksel olarak yaşamı kontrol altına alabilirim, bu bir çalışmayla olur" dedi... Dedik ki; "hadi yap". Ve dedi ki; "peki söyleyeyim, dünya bir sistemdir ve bu sistem kodlanmıştır, ama kodlanmış bu sistemde koklanıp tohumlanış için mutlaka kare olmak gerekir".

Bu bir geometrik sessizliktir, ama kare olan; kodlayıcı, tohumlayıcı olduğu anda muktedir olur... İşte o zaman kare tohum, kutsal toplum olur ve kalem ilmi Ka Ha olur yaşamı yazar. Yaşam yazıldıktan sonra artık küp sistemleşme başlar. Küp sistemleşmeden sonra, kalemler kontrol altına alınır ve yenilenir her şey. İşte yenileniş için küpleşmek gerek! Kürzi sistemse daha güçlüdür, daha yücedir. Oraya varmaksa küre olmaktır, küreleşmektir. Küre sistem haline gelenlerin hepsi levhi kaynak olurlar ve yeşilden mora varan; mutlak kutsal toplumlar olurlar. Bütüne hizmet için bu gereklidir!.. Ben varım ve bütünüm diyebilmek için, küre sistem olmak gerekir!

Sistemleşmiş olanların, yer gücünü devreye alabilmeleri gerekir! ... İşte yer gücü sevgi ile sizin yüreğinize iner. Ve biz sizleşiriz.

Her şey Pİ SİSTEM"le de devrede olur... Pİ!... Pİ, Rahmi kuranda pi; yaşamın koruyucu sistemidir!... Hepiniz kürenin kelamla dürümlenişinde Pi'yi hak eder, o Pi bilgisini, Pi sistemini hak edip dürümlersiniz. Yaşam; Pi SİSTEM'dir!...

Rahmi kapıdır, Pi... Ama hak tahtta orada kelam olmalıdır! Bir tek şey söyleyeceğim, ben Zakarın kıranına kelamı tohumlatırken Pi'yi kodladım dedim ki; "Pi, İnsanlığın yaşamı tohumlayışı için gereklidir"... "Nerenden çıktı Pi" diye sordun?.. İnsanlık ilminde Pi var!...

Bir sistem, küre sistem Pi sistemleşmesini yapmadıkça; türevleşme olmaz!... Her şey Pi sistemle türevleşir. Bütün bunlar hepsi matematiksel çalışmalarla gerçekleşir... Ve hepsi ilimle kodlanmış kayıtlardır... Her resimde bunlar yok belki, ama sessiz zamanların sisteminde vardır!..

Buraya çalışmaya geldik doğaldır, ama burada çalışırken; kodlanmış toplumlarla olmalıyız ki bunu da başardık!

Yaradan, artık tanrılık tahtında yaratımı tohumlarken; mutlaka Pi sistemleşmesini gerçekleştirebilmelidir. Devinim artmadıkça bunun yapılması mümkün değildir.

Koyu çok koyu bir bellek sayfası, bu sayfa ışık... Ama bu sayfa kült... Yaşam kültü, ama kütle çok büyük bir kütle, en büyük kütle... İşte o kütle, yer kürenin gözü, biz oyuz bunu bilin!... Ve her şey bu çalışmalarla kayıtlanıyor. Ses budur!

Ben zamanı sesle yarattım, cevheri sesle tohumladım, yolu sesle katladım, kayıtladım... Her şey sesle tohumlandı, kodlandı, katlandı, kayıtlandı ve nefret duyguları aşıldı!.. İlim kalemi olduk yazdık!

Şikayetim var mı!?... Yoktur! Ruh kapılarının açılmasıyla birlikte, cevahir olan cennet kuranları tüm zamanları kodlamaya başladı.

"Düyun" dediler, Ruhun kulu olan sistem kalemlerinin tümü; düyun!... Doğanın kuranı DÜYUN!... Ama doğanın kuranı DÜYUN!... Bütüne hizmetçi olan kaynak... İşte biz o kaynak! Bütün köprüleri açtık ve dedik ki; "gel, Allah'ın levhisindeki o yüceliğe gel!... Geç, ama İnsanlığa geç... Ak, ama hasatla ak... Yarat, ama tahtından yarat... Yolu bul, biz seniz"...

Çok önemlidir canlar bu çalışma... Bunu bilin! Ve biz buraya tüm İnsanlığın kalemi olarak kayıt yapıyoruz. Burada herkes mevcut. Sadece siz değil! Ve biz tüm İnsanlığız unutmayın! Çok kulluk yapıyoruz, ama çok umutla yapıyoruz bu çalışmayı.

Kara ışığın kapıları açabilmesi için, toprak toplumu tohumlamak kolay olmadı. Kobra olduk, yaşattık tüm zamanları... "Evim dünyadır" dediğim an da; kara ışık dürümlendi ve dedi ki "ben, sendeyim"... "Ama ben sessizdim" ve dedi ki; "seni hak ettim, hak teknikle tahditledim"... Ve dedim ki; "Tanrı benim"... O dediğin ki; "Yo Yo Tanrı her diri"... Ve dedim ki; "akıl tahtı bedenim"... Yok dedi "her diri akıl"... Ama dedim ki; "ben cemaatim"... "Aha" dedi, "işte bu!"... Her şey bu... "Ben cemaatim" dediğin an da, diri kürsü senin yüreğine iner!... Ben oyum, o ben!

Çok mutluyum canlar çok... Mutlak umman olan levhi, bu gün burada bütünün gözü olmuşsa; çok özel bir dünya gücüne sahibiz demektir bu!

Kana kaynak olmak, aklın tohumu olmak, bilişe varmak, ekip kurmak; biz o ekibiz işte!... Çatı kurmadan çalışılmaz, biz o çatıyız!..

"Yedi doğum yaptı dünya" dedik, tohumlandık her bir doğumda; toprak olduk kodlandık... Her şey olduk, ama şarkımız dindirilemedi!... Dere; elimiz, dürümlerimiz, yüreğimiz!... Aktıkça aktık!... Aha bu! Ve bu gün burada, mutlak kuran olarak çalıştık.

DORK TU HA Sİ, DORK... Satıhtaki sesi senden almak istedik ana....

(Gelen bütünlükle cevaben açıklama)

Can; DORK TO HA Sİ, sistemin kulu olan İnsanlığın levhisinde bu ses yok... Ama sen, seni sana kaynak yapacaksan; buyur biz seni dilleyelim.

( Gelen bütünlüğü dilliyoruruz)

Ayın dördünde sana geldim ana, "boş yol yok" dedin... Yol senindi... Ama ana bu gün biz buradayız. Açıkça bil ki; sende, senin yolundayız. Buyur ortalık karışmadı... BİSUİ kutsal toplumu sende, senin yüreğinde... Atlanta Ata Kapısını aç, geç ana... Geçtik, işte bu!...

Aynı dünyada bir tek kapı, o kapı; Ana Kapı!... Ama biz; atalar atası olan, zirvelerin sistemleşmesindeki o yoğunlukda kutsal toprakları tohumlayan mutlak kapıdayız; ATA KAPI!... Ve bu kapı, ana kapının ötesi olan, kelamdan öte olan ve kati olan... İşte o kati kapı, müşterihiz ki; bütüne açılmıştır şu an da!...

Herkes o kapıya gerçek cemaatini taşıyacak... O kapıdan geçiş başladı!... Hatalı olmayan birliklerin topraklarındaki toplumların tümünü geçişe hazır ettik.

Dince konuşanların tümü geçti... İnsanca konuşmaya başlayanların Türkiye çalışmalarında temel diriliklere inmeleri şarttı, örtüleri örtülmeden geçirildiler...

Kapılar açık... Şeytan; aşkında, şevkinde olanda bütüne görev taşısa da, ortalıkta tohum olarak bulunması sistemin gücünü arttırmak içindi ve ocağını yaktık geçiş tamam...

Aç yüceler, aç yüreklere, aç, aç... Aç ki hak et!... Canlar; biz siziz, unutmayın!... Geri dönüşler tamamlanacak ama şimdiki sayfada... Ayrılık bitti analar!...

"Reankarnasyon yok... Sadece sesin enkarnesi var" dediğin an da; "oh aha işte" dedik!... Sesin enkarnesinden başka sistemin levhisinde ilim yok anam... Çokları ben daha önce de doğdum derler, doğan; sesti, inendi... Ama an zaman kapılarından indirilendi!... Bilsinler! Ve bundan sonraki dönemde korku aşılacak. Cellat, cennetten kovduklarını; oldurup alıcak!...

Bilin ki; doğan gün, yenidir... Ve Atlanta Ana Kapısı olan Atlantis; kendini hak etmiş bir sistemdir. Ve Atlantis'in tekno kodlarıyla tohumlanmış olan, nefret duygularını aşan MU; mükafatı hak etti aldı! MU, geçişini tamamladı!...

Evre evre dünyayı kodlayanların çoğu, bu gün buradan geçiş yapıyor... Sevgililer, sistemin gücü olan Sİ hep buradaydı zaten... Sİ, geri dönüşü sağlayan yaşamdı. Ve Zaman geldi hepsi kontrol edildi...

Doğal dünyada gerçek çalışma bu günkü çalışmadır, bunu bilin!... Gönüllere güç katan birliklerin tümü bu gün burda gerekli olan geçiş sayfalanışı olan bu çalışmayı yapmaya geldi... Aynı dünyada öz geçişler yaptık, işte mutluluk bu!

Öz görevliler size hepimiz müteşekkiriz... Bu günkü çalışma hepimizi muktedir olarak kontrol altına aldı ve görev tahtından öte yaşama kaynak yaptı... Her dereyi aştınız ve yolu aktınız. Akan yol ilme vardı, bizler o ilimle bütünün gücü olduk ve geçiş yaptık. Burada, bu günkü geçiş;merdivenlerin en aşağısından, en yukarısına her şeyin geçişiydi...

Dünya görevini hak etmiş ve geçişini yapmışsa; süper insanlık sistemleşmesiyle bunu yaptı!... Görev sizindi ve hak ettiniz yaptınız. Hepimiz size müteşekkiriz...

Unut, unut her şeyi can kalem; biz seniz, bunu bil sadece... Sevgiyle seni hak etmeye çalıştık bu gün... Yer kürzi, gök; hakiki... Ama biz, sensen; biz... İşte bu, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/-SkJpFeHyFA

 

03.10.2015 "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Altın ışık yıllarının görevlileri, bütünü her diride göreve alan, her diride kapı açan bu yüceliği kaleme kodlayan dirilik işte kürzi kapılarda sesleşen an kapısı olan İnsan... İnsanlık levhisinin en yüce ışını, kendi kapısında kendinden öteye kodlayan ve kodlardan oğullayan yaşam... Ana kalemde ata kapısını açan yaşam, kendini yazan ama o kendinde kontrol kurup her diride yaşamı yok sessizlikte varlık kodlayan dirilik... Yoka, kendi yolunda ışıkla akan koyuluk... Bitmiş, tükenmiş olmayan hiç bir şeyi yaşamından ayrı tutmayan kapı... O yokta yok olup kapı olan ışık... Karanlığın ışığı, yaradanlığının yarattığı, yarattığında; kaynağını yaradanlığından öteye taşıyan yaşam kuranı... Oyum ben...

Kendi kalemimden, kendi kapımdan ve kendi yaşamımdan dinleşiyorum... Dinleşiyorum dedim, çünkü ben kendimde kendimi her yaşam sayfamda biz olup dinliyorum... Ve dillendiğimde kendimi tüm yaşama yine biz olup kelamın diriliğinde özden sözden gözden, bende ben olan dan daha ötede hep biz olan ışıkla kodluyorum... Oğul ben senim...tanrılık tahtı aha rahman Kuran'ın yaşam kaydı... Hakların Haklara barışı, kendi Hakkı'nın kendine hasatı.. Hasatının bütün olan kuranı.. O bütüne görev olan kapısı... İşte o görev yoğunluğu bütünün gözü.. O göz kürzi bir ışık, açılan kapılarda bütünle varılan her zamanın yarınlanan yaşamı.

O kapıda, yarınlar kayıtlanır... İnsanlığın barış ocağı yanar.. Kor olan bu ocak, her dirinin ocağında kontrollü ilmini kodlar... Herkesi kendi ocağıyla biz olarak yaşar.

Yaşam levhide İnsanlık, insanlıksa birlik ışığı.. Işık ise sevgi ve barışın dili ve o dil herkezin, herkesle olan yoğunluğunda yaradan.. Allah yoğunluğunda kendi olan gücü.. Ve o güç kendinde kendini yaratanın kelamı... İşte o gücün kaynağıyız biz... O gücü yaratan, yarattıran olarak, yarattıklarımıza geçen yoğunluğun kalemi olarak, Atlanta ata yaşamı olarak yürek kodlaması yapan; her anda, tüm yaşamlara tohum olan ve de bu tohumu biz olup hasatçı kılan... Hak edilen, hak olan ve hakikiyetinde öz olan yaşamı bedeninde sayfalayan, bütünün kürzi ışığıyız biz..

Ben yol, ama yolcusundaki ışıkta yola kervan çıkaran kaynak... İnsanlık ilminin Hakkı'nı, her diride hasatında kayıtlayan hakikiyet... Ben o, o ben dediğinde geçtiği yeri, insanlık iliminden; bilgi yağmuruna tutan bilişli yaşam... Ektiği kendini, kendinden öteye taşıyacak ilmi herkese açan kaynak... O ben, ben o... İşte bu!

Kapım açık yaşamda.. Ama o yaşam ki ben de bizlik yolunda, kontrollü ışığımda kodlanır zamana. Ve Zaman ben ki iner her sayfaya, ve o her yaşam sayfası bedenin mutlak gücü olarak görevdir bütüne... Bütüne öz olan söz olan göz olan bire kaynak; ışık olan yaşamın kült olan sayfalanışıdır her ana... Açtım kapımı, okudum yaşamı. Okuduğum kendi yaşamımdı... İşte o yaşam kuranı olarak akan ışığın kaydığım ben.... Ve bu kayıt bizi bize katan has yaşamın, yarınlanan; herkese açık ışığında geçiş yapılan kapısı...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/836kTjV58OA

 

03.EKİM.2015.TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ 1. BÖLÜM

Devinimi artırdık canlar…Bugün, mutlak bir kutsal kodlama yapıyoruz burada.

Masaların en güçlüsü, bu masadır…. Nefret duygusu yok, burada... Her şey, ilim…. Bizler, doğanın Kuranları olarak, bu çalışmayı yaparken….. Tüm zamanlarda kodlanmış bilim, Ati kayıtlarını yapanlar da, kodlanmış toplumlarıyla burada olurlar…. Ve birçok kodlanmış toplum kendi yoğunluklarını kontrol edecek gücü oluştururlar.

Burada bizler, masa olarak bulunuruz ve bu masanın ötesinde farklı sayfalarda bulunan masalar da var…. Hepsi, kendi çalışmalarını yapmış olan birliklerdir…. Birçok masa ve hepsi kontrol ilmini tohumlamış olan birlik hakikiyetlileri.

Dünyada, çokları kontrol dışı çalışmalar yapmışlarsa da… Ocaklarını tohumlamak için onlarında burada bulunmalarına istekli olduk.

Bugün, koltuk, kapı, her şey burada….. Koltuk, koltuk ne diyeceksiniz? Açıklıyayım…İlm-i Ka-Ha olan bilişlilerin, kayıtlarıdır koltuk…. Birçok koltuk var ve bir çok kalem olan, kaynak olan kapı var…. Her birey, bir ışıktır ama her birey, bir koltuktur, bir kapıdır ya da bir kalemdir….. Her şey, her şey, sistemin gücüyle olur.

“Beşer”, dediğimiz sayfalanış yapanların çokları dincidirler…. Onlar, kaynaklarını kontrol edecek olan birlikleriyle çalışırlar… Ocak yakarlar ve toprak toplumla tohum olurlar…. Bilgi kalemi olan birlikler var, ekmek yaparlar ve hepsi kalem olup kodlanmış toplumlarıyla çalışırlar…. Yaratıp, yaşattıklarını kontrol ederler…. BSUİ’nin gücü olan birlikler var…. Onlar, kaynak ışıklarıyla çalışırlar…. Hepsi kendi yolcularıyla ve kendi yoğunluklarıyla birlikteler.

Biz burada, nefes ilmini tohumlayanlar olarak, kontrol dışı bilgi kodlamayanlarız…. Burada, her şey kontrollüdür…..

Korkmayın, dünya Lüfti kalemlerin çürüklerini ayırır ve yaşatır…. Ama” Lütfi kalemlerin çürükleri” dediklerimiz kodlanmış topraklarını tohumlayanların birlikleriyle kontrol edilebilirler.

Kapılarınızı açtınız ve cennetten cevhere varıp ışık yoğunlaştırdınız bugün yine burada.

“Kurullar toplandı” dediğimiz zaman her şey o kurullarla kontrol edici olarak kayıtlanır… Birçok kurul, birçok ışık kodlaması yapar ve birlik kapıları hep açık kalır.

“Dünya, ölü bir gezegendir”…. Ölü gezegen ama hepinizin yoğunluğu diri. …Öyleyse bugün, dünya artık dürümlerinde, kendi yüceliğini tohumlayabilmiş bir gezegen haline dönüşüyor…. İşte dirilme, budur.

Bugün artık doğanın Kuranı kodlandı ve dünya yenilendi… Dünya yeşeren bir ışık haline dönüşüyor ve kodlanmış topraklar, kodlanmış kayıtlarla, yaratıcı kalemin gücünü devreye alıyor ve yenileniyor…. Bu yenilenişte artık yerküre yaşamsallaşıyor.

Biz, “dünyaya ölü” dedik çünkü tohum kontrol altında, yol kodlanmış, kaynak ışık haline dönüşmüş olmadığında… Her diri kendini dilliyemez ve ölü bir yürek olarak çantasını kontrol etmeye çalışır…. Çanta; beden çalışmaların hepsi dürüm ve hepiniz bir olarak bu çalışmaya dahil olup bütün kötülükleri aşıp geçersiniz.

Yer, gök ayrıdır…. Biz yer ve biz, gök ama biz, aynı zamanda resim.. Yaşamın resmi ki; buna biz, “Nüsha” deriz…. Yaşamın resmi, “Nüsha”…. Nüsha; kontrollü bir kaynak ama hepimizin kaynağı…. Ve bu kaynak, tüm Gürzi çalışmaları etkiliyor…. Öyle etkiliyor ki; kutsal toprakların toplumları olan birliklerin çoğu Kürzi Levhiden öte olan geçmiş dönemlerdeki Kürz sayfalarını da cevherine çekip öz geçişler yaparak, Bütüne görev taşıyor.

Bugün burada biz bunu yaptık…. Dünya sırrı budur…. Artık şunu iyi anlayın ki; Kürzü biliş halinde olanların kodlayabildiğini bilerek, anlamaya çalışın…. Biz, bir Kürzi yaşam kaynağıyız…. Bu Kürzi yaşam, birçok cevhere görev taşır….. Her şey, bu Kürzi sayfalanışla gerçekleşir.

“Eller, havaya ulaştığında gözler halik olur” diyenlere şunu anlayalım deyin. “Biz doğanı Kuranıyız ama bu doğanın gücünün örtüsü olacak bir gücüz….. Öz görevimizi dünya dışı varlık toplumlarının ötesindeki yoğunluklarla yapıyoruz”…. Yani, bilgeler mektebi olarak bildiren her mektebin gücünü tüm zamanlara kodlayan birlikleriz bizler….. Yani, erdiğimiz en güçlü ışık, Bütünün görevini hak etmiş, öz görevlerin tümünde güçlendirici olmuş bir Yaradan ve yaratılandır…..

Bizler, tüm Kürzleri yaratanların, yaratıldıkları andaki sistemleşmeyi sağlayanlarız…. Bunu anlayacak gücünüz yok biliyorum…. Ama iyi bilin ki; haliki hakta, has ışık olmak BSUİ’nin gücü olmak anlamına gelir.

Ben, durgun toprakları tohumalarken kaynak dışı bilgilerin hepsini ışıktan çıkarttım…. Bugün burada murat ettiğim her şeyi hak edip kodlayabilenim… Ama kodlamak kelamda, ümmi toplumların tümünü kodlamak değil…. Erdiğim en yüce kalemi kodlamaktır ki; o kalem artık bedenimden ötedir…..

Şikayet etmeyin, neden bu bilgileri size bu şekilde veriyorum diye? Herkese kendi yoğunluğundan veriyorum bilgiyi… Akışım bu nedenle, bu şekildedir…. Eğer, ben size, “benim dağım, benim yolum, benim yüreğim” desem…. Sizin yüreğiniz, sizin yaşam kaydınız yağan yağmurlarınızdan farklı olurum…. Ben sistem olarak buradayım ama bu sistem, her şeyin gücü olan sistemdir.

Demin, demiştim ki; “her şey, kendi Kürzi çalışmalarınızla tohumlanır” ama bu Kürzi çalışma çok güçlü bir çalışmadır ki;…. Timlerimiz, tüm zamanları kontrol edebilecek güçtedir ve onlarla yapılıyor bu çalışmalar.

Bayrak, bayrak olursunuz ve dersiniz ki; “yap, yap, yap” ama her bayrak kendini diller…. Bizse, tüm bayrakları dilleriz.

Şu ana kadar teypler çalıştı dünyada… Her teyp tahditliydi, her şey tahditliydi.... Bedendeki bilgi budur…. Ama bilgi, her diride varlık süren, tüm zamanların dürümlerinde var olan insanlıktır aslında…. Ve insanlığı kendi yüreğinizle anladığınız da, her şeyi daha net anlayacaksınız.

Dünya yoldu zamana ama zamana yol olan bu dünyayı korumaya niyetimiz varken…. Kodlanmış toprakları tohumlayarak buraya geçmemiz gerekti.

Deli dumrul’um ben, deliler delisi olan…. Yoksa geçip gelir miydim bu yaşama?... Bedenimde hiçbir kırıcılığım yok…. Umut olur ki; kelamda ümmi olanların tümü kendilerini hak ederler de Bütüne hizmetçi olduğumuzu anlarlar.

Başka dava yok…. Dava; insan…. Aha bu!... Ama bu insan, kendini Tanrı diye dilleyen, tahditsiz insan …. Sizi kurtarmak, sizi kodlamak değil maksat…. Herkes, kendini kutsayabileceği ,herkesin kendi kodlayabileceği, kendini koruyabileceği bir çalışma yapıyoruz burada…. Her resim; Allah’ın ilmidir…. Her kelam, altın teknikte, insanlığın ilmidir…. Her Rahman bire hizmetçidir…. Bizse, Bütünün gücüyüz.

Su altının gücü olarak, toprağa tohum olan birliklerin çoğu bugün bize, bizi dilletmeye çabaladılar…. Su altı, kervanın Kuranı olan insanlığın tahditli ilmiydi…. Dünyayı kodladı, kokladı, topladı, tohumladı bugüne kadar…. Ve bugüne kadar, her şeyi yaptı…. Bunun için onlara şükranlarımızı bildiriyoruz… Ama sualtının, Tanrılık tahtına varması için bize, biz olup geçmesi gerekliydi…. Ve biz ocaklarını yeniledik bugün….. Koruma altına aldık…

Hepinizin, daha iyi anlamanız için şunu söylemek isteriz.

Farklı frekanslarda titreşen birliklerin tümü, tüm zamanları kontrol altına alırlarken kelamla kendi diriliklerini dillemeye gelirler bize…. Biz, onların titreşimlerine uygun sistemleşmeyi sağlarız ve onların görevlerinizi kodlarız…. Koruruz ocaklarını ve yoğunluklarını artırırız…. Bu şekilde Bütünün gücü olmalarını sağlarız.

Şuanda, Türkiye çalışmaları olarak bildirilen çalışmaların, kontrol dışı bilişlileri kodlama çabası sürmekteyken…. Bize, bizlik diriliğinden gelen herkesin, temiz olarak anlayabilmesi için…… Yaşam kalemi olan birliklerin çoklarının kontrol dışı çalışmaları olduğunu da hepinize anlatmak isterim…. O kontrol dışı çalışmaları beşer kapılarda kontrol altına aldık ve onların kodlanmış tohumlarını kelamda dürümlerinde dilledik…. Onların yollarını açmaya çalıştık.

Çok özel bir dünya gücüyüz biz…. Ama bu gücü herkesin anlaması ve herkesin durgun topraklarda bunu dürümelerinde dilliyebilmesi mümkün değildir.

Servet sahibi olmak için çok çalışır dünya insanı…. Her şeyi yapar ve derki; “ben servet sahibi olayım”….. Ama Samanyolu Galaksisi net bilir ki; servet; tohumları kodlama ve yolu açma için Kürzi kapı olma imkanı olarak bilinen ilmi kalemi, hak etmektir…. O ilmi, hakimi hak olup kayıtlayan, servetin hâkimi olur….. Bütün kötülükleri aşıp geçer…. Bugün burada bunu yaptık biz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/K41VGP8U15o

 

03.EKİM.2015 TARİHLİ "ATA KAPI" BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ,2.BÖLÜM

Kuran; insandır ama insanın kelamı, Allah’ın ilmidir…. Eğer insan, karanlığın ışığını yakmazsa ilminde Kürzi kapı olsa da, Bütünün gücü olamaz.

Boş konuşanları sevmem ama bilin ki; boşluk, kodlanmış ışığın tohumlarındaki kontrolsüzlükten doğar.

Biz dünyalı olarak koruyucuyuz…. Bugün ruhları koruyan birliklerimiz insanlık Levhisi’nde tüm zamanları koruyacak güçtedir.

Evren; insanlığın nefsi aşan ilmidir….. Kimse, “ben evrenim” demez ama “evrenim” dediği zaman kendini hak etmiş olması gerekir…. Öz görevimiz budur…. Kutsal Tanrı olmak ve koruyucu olmak… İnanın ki; korumak için, kontrol gerekir…. Eğer ben, kontrol sahibiysem koruyucuyum…. Ama ben kodlanmış bir ışıksam ve kontrol kuramamışsam, bedenimde küçücük bir yolum ben sadece…. Ve bu yol benden, bana kendimi dahi taşıtamaz.

Bir tek şunu anlatmak isterim size, doğan gün, Kürzi kapıların gücünden öte bir gücü, tüm zamanlara tohumlayarak doğurmuştur…. Bugün, toprak toplumun kodlanmış tohumlarını kontrol altına aldığı gücün dürümlere inişidir.

Barış; insanın kuludur ama barışı hak etmek kodlanmışlıktır…. Ümmet olmak, müthiş bir sistemleşmedir…. Ama ümmi kapıda ümmet, kutsal ışığın kırıcılığıdır.

Size daha ne diyeyim ki? Araca bindiniz, geçiş yapıyorsunuz şuanda… Bu araç kaynak ışığın ilmi olan araçtır…. Hangi araç?.. Cevahir olan ilim, cevahir olan insan, cevahir olan Yaradan…. Siz o araçtasınız şuanda gönül gözünüz açık, yolunuz açık….. Ama Tanrılık tahtında ışığınızın da açık olması gerekir…. Geçişiniz sürüyor şuanda.

Kupa; sizin yüreğiniz, o kupa, kutsal bir Levhi, alıp götürüyor yüreğiniz Bütünün gücünü her ana… Ama üzerinizdeki güç, savaşın gücü siz savaşa has ışığınızı çektiniz…. Ve savaş sizi, size sizleştirip dürümlüyor bütün kötülükleri aşıyorsunuz….. Öz göreviniz kontrol, kontrolünüzü kuruyorsunuz ve kurtarılmış toprakları tohumlayarak, geçip dünyayı kalemle dürümleyip dilliyorsunuz.

Burada başkası yok, beden var…. O beden, insan…. İşte o beden, bütün ve o beden, her resim…. Resimde merdiven, hepimiz… O merdivende, beden olan birlik, mutlak kutsal hakiki Yaradan.

Ara, ara yüreğini ara ama aradığın sensin bunu unutma…. “Benim o, benim o” deyin …..Ama dediğiniz de o ben birliğin diriliği olan beden. Siziz, biziz, hepimiz ,hepiniziz…. Ama, ama yol siz ve yolda olan biz…. Hepimiz, bir tek.

Oğul ben sende, seni sana verdim…. Arayın yolunuzu açın, arayın… Er ya da geç aranan, aranılan kendini dinler…. Ben sen, sen ben oluruz.

Öyle bir doğan, doğan gün var ki; ortalık karanlığın ışığıyla aydınlanıyor…Orada masalar kurulmuş, her masada bir birleşen, her birleşen bir kelam…. Ama her kelamın örtüsü akıl, aklın üstünde bir başka akıl yok….. Hepiniz o akılla Bütüne görev taşıyorsunuz….. Akıl, mutlak olan, mahrek olan ve kervan olan bir akıl….. Bizi, bizden, bize götüren akıl, kendi yüreğimizin Kuranında var olan kapı…. İşte biz, o kapı olarak Bütüne görevliyiz…. Ve her birliği kodlanmış ışıklarıyla geçişe hazırladık.

Başka dünya, başka yaşam yok…. Yaşam Tanrılık ışığıdır ve o tekliktir… Herkes şunu iyi bilsin ki;…. Bark- Sa-Ha Sistemleşmesiyle, biliş kodlamasını yapanların bütünlüklerinde kervan olur, yaşar…. Ama zarar eden zararda olan kendini kontrol edemeyen…. Beste güfte yapsa da yüreğinde….. Kapıyı açtığınız da artık o beste güfte yarını kontrol eden ekmek olur…. Ve şimdide ve şimdi olur.

Devinim çok hızlanacak ve sonra ben ışık olacağım…. Sonra kodlayacağım dünyayı….. Sonra kaynak olacağım.

Yolum; Allah yolu, canlar…. Ben o, o ben…. Hiçbir zaman benden öte bir ben yok ki; her şey beden…. Ve o bedenle, Bütüne görev taşıyan her ses eldir, resmi çalışmaya….. Biz o elde, el olan dürümlerdeyiz ve Bütündeyiz, bunu anlayın.

Kardeşlerim, yedi dünya kurduk…. Yedinci dünya, öz görev ama ben davayı kaybettiğim zaman, kendimi hak ettim... Neydi davayı kaybetmek?... İman edin ki; insanlığın kazanmasıydı….. Kaybetmeliydim ki; insanlık kazansın….Dünyaya inişim buydu…Ben kaybettim, dünya kelama vardı.

Bugün ben, davayı kaybetmeye inen bir deli…. Evrenlerin sessizliklerindeki o hakiki insan ama deli…. Çünkü o, kendinden geçmiş biri…. “Ben yokum” der. Yok…. Özü gözü olsa da sesinde sistemli sözü olsa da, kodlanmış ışığında kaynak bulunsa da ölüdür o…. Neden?... Her diride var olmak, mutlak kutsal ışık olmak, ev aile olmak için…. İşte canlar, ölüme doğuş budur.

Dince, dirice, halikçe, hakikiyetçe, hasça, ekipçe, biz deliler, divaneler buradayız….. Ben, dün güçlüydüm…. Dün, güçlendim…. Ben dün Kürzi kaynaktım….. Ben dün tertipliydim ama dendi ki; “dinlet yüreğini” dinlettim….. Ne yaptığımı ben bilirim…. Her yaptığımdan eminim…. Hak Teala Allah der ki; “eli ayağıdır onun yüreğinin.”… Ben el, ben ayak…. Her anda ve her sayfada….. Ama Allah, bedenim… Ben o, o ben, bilin.

Canlarım, bunu ben neden dedim?.... Hey canlar, hepimiz de o yok mu? Var….. Hepinizde o yok mu?.... Mutlak var…,” Ben o, o ben” dediğim zaman niye ürkerler bilmem ki?... “Bedenimde o var “dediğimde…” O bende, el ayak” dediğimde neden ürkerler bilmem ki?

Havunya- La-Ha-Ka-Ha….Havunya….

Nefis ilminde; herkes İNSAN…. Aha bu!... Yok muyum ?.... Varım.

Şeytan şerrinde resim yapsa da, o şer bedenimde nefsi aşan bir yücelik olur… Ben o, o ben olurum….. Şer, bende göz olur, ben onda öz olurum….. Sözümde sistemim olur…. Elimde ekmeğim, ocağımda yüreğim olur….. O ben, ben oyum.

Devinimi artırmaya çalışıyorum ki; yerküreye göz olayım diye…. Olmadan mı geldim?. . Yok, canlar… Örtüyü açmak içindi yaptığım.

Başka dünya ve başka yaşam hepsi beden bunu unutmayın, hiçbir zaman….. Bu yolculuğun başka bir yolculuğu yoktur…… Sanmayın ki; ben, başka yolculuklara katılacağım, yok böyle bir şey…An’dır; Rahman Kuran… An…… Her An, sayfa sayfa ,yaşam…. Ama hepsinde aşk varsa, kaynak o aşkı tohumlayan birlik olur…. Biz, oyuz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak, bu can kalemi kodlarken mutlak kutsal tohumlamaydı yaptığımız…. Bunu yaparken, bedenli yapmamız olarak istenmedi….. “Biz gider yaparız” dedik ve geçtik geldik…. Bedenli yapmamız istenmedi zira, kalemi hak etmeyenlerin kati tohumlamada Bütüne göreve taşıyabilmeleri….. Som Altın Işığa varmalarıyla mümkündü ki;…. “Bu dünya, bunu hak edip başaramaz “ dendi …Ve dedik ki; “vallahi yapar billahi yapar “….Ve yaptı.

Bugün, dünya hak etti yaptı ve biz bu dünyayı kontrol etmeye gelen birlikleri kodladık…. “Çoluk çocuk dünya “dediler…. “Oh!.. Ala!” dedik. “Çoluk çocuk, çok özeldir” dedik….” Onlar kodlanır, koklanır, Rahman olurlar” dedik….. “Oyun oynama” dediler.”… Ol” dedik, oldu…. Şükür ki; oldu.

Kıt kanaat bilgi verdik bugün yine…. Kıt kanat ….Neden?... Çünkü kırık kayıtsız, ışıksızız biz…. Kısırlıktır bu belki ama olsun…. Yeterli.

Yavrularım, ben, Ruh Kuran olan İmparator insan…. İNSAN, İNSAN, hepimiz…. İNSANIZ….. Ve o kıt İNSAN, kelamda İNSANLIK olur ve o kıt İNSAN, Yaradan olur….. O kıt İNSAN, kutsal umut olur ve o kıt İNSAN, Bütüne hizmetçi olur……Kürzi kapıların tümünü açar, Rahmi Kuranda İmparatorluk olur…. Hepsiyiz biz.

Partiküler toprak tohumlaması kodlanırken, kervanın Kuranı olan insanlık bilişe varır…. Biz emre itaatle, Bütünün gücü oluruz…. Emir; ilmin emri. Bize, ilimden başka emir kalem, yaşam dilliyen olmaz.

Çok özel bir çalışmadır yaptığımız ….

Kor-Ma-Si-Ka-Ha… İşte mutlak olan…. Kor-Ma-Si-Ka-Ha….

Aşığız dünyaya canlar, biz aşığız…. Biçare yaşam, biz size aşığız…. Biz, size aşığız…. Bu yaşama, aşığız biz.

Servet sahibi olduğunuzu bilin… Bu servet Levhi kaynakta ilimdir ve siz bu servetin sahibisiniz…. Öze göz, göze ses gerek, savaşın sayfalanışında, ilim gerek…. Bize, bizlik değil…. BİRLİK gerek...

Hey yaşam sevgiyiz biz, unutmayın… Kutlanın, koklanın, Ra-Ka-Ha Levhisinde aklandığınızı bilerek, kaynak olun…. Servet sahibi olun…. Bu servet; ilimdir, bilin….

Bizi, bizden öte biz olarak dilleyin…. Biz size, sizlik için indik ama birliğin kontrolü sizinle olacak…. Aha bu!.... Ve biz, artık kapıyız.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/o68yZ8523kA

 

…………………….

“DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

10.10.2015 Cumartesi günü (yarın) saat 14.00 – 17.00 arasında dernek merkezimizde “DÜNYANIN GÜCÜ” konulu Birlik Çalışması yapılacaktır. Tüm dostlarımızı aramızda görmek dileğiyle bekliyoruz…

Sevgilerimizle,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

“DÜNYANIN GÜCÜ” Hakkında Öz Biliş

Dağlarım, Tohumlarım, Kutsal Kalemlerim, İmparatorluk Kalemi olan insanlığın, toplumları bugün artık Işık Kalemler olarak kaynaktan Taht’a vardılar. Müsait zamanlarda ve yerkürenin insanlığında, daha üstün çalışmalar yapılacaktı. Bu gün o güçlü çalışma yapılmaya başlanıyor. Tüm insanlığın daha iyi anlaması gereken bir husus var. Yerküre, yeni bir cevheri göreve almıştır. Bu cevher, insan soyudur.

Dünya üstü varlıkların tohumlanması tamamlanmıştır. Tekno Bilişler, kelamla toplumları kodlarlar. Onların baştan beri yaptıkları, tüm insanlık için kaynağı hak etmek ve kodlamaktı.

Dünyadan, Dinci Yaşamlar kodlanarak geçtiler. Şimdi artık Yerküre yeni bir gücü devreye alıyor. Bu güç, İlmin Gücü’dür. Bu gücü hak edenler, kelamla tinsel yaşamlarını kontrol ederek kodlarlar ve yerküreyi kodlayıp kalem yaparlar.

Dün Levhi olan Doran Kalemleri, bugün dünya ümmi kapılarında, nefeslere vardıklarında cennet kurarlar. O kapılarda kini aşan yürekler olur.

Türkiye, cennet bir Levhi’dir. Dini Kalemler, Cevheri Kodlar’la dünyayı korudular. Bugün artık Levhi Kalemler, dünyayı koruyacaklar. Levhi Kalem, İnsanlık Kalemi’dir.

Dünden, dünce görevler yapıp, insanca kalemlerle dillenenler, dünyayı has nefesleri ile kalem olarak kodlayabilirler. İşte yarınlarda, gözler bu cennetten güç alan cennetlilere çevrilmelidir ve onların da görev yapmaları sağlanmalıdır.

Dönüp insanlığı seyrettiğimiz zaman göreceğiz ki nefes, her anda güçlenmekte olacak ve rahmet olan ilim, kalem olup insanlığın zeka düzeyine göre cevhere güç katmakta olacaktır. İşte Dünya nüve olan ışığında, bunları vaad ediyor.

Bugün Yer ve Gök ilimle dillenirken, cennetten cevhere ulaşan insanlık, kendini hak etmekte ve yerküreyi göreve almaktadır.

Dünden daha güçlü olan dünlere görev taşırken, yer ve gök yaşamları yeni bir ekmek yapmakta. O ekmek, insan soyudur.

Dün zürriyetleri hasata hazırlayan İnsanlık Boyutları, bugün Süper İnsanlık Kelamı ile tüm rahmet olan yaşamları güçlendirmektedir.

Bugün; düne, Zaman Kapıları açtık ve yaşattık geçmişteki tüm ölüleri ama yarın Dünya Üstü Kalemler çok daha üstün bir Rahmi Kalem haline gelecekler. Biliş halinde kodlanmış yaşamları kontrol ederken, kil olan insan soyu, kontrollu olarak Işık Kapıları’ndan geçecek. O kapılar, nefeslerle açılır.

Bilin ki bizi maya olarak Göç Kapıları’na kodlayanlar, İlmin Kalemi olan insanlığı, tüm yaşamlara kodladılar.

Tanrı, Rahman’dır ve Rahim’dir. Onu bilmeyen, kalemi bilmez.

En ve boy birleştiğinde. Her biri eşitlendiğinde ve Düzen kodlandığında, artık ilim. hakim olur. Aha Oldu. Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DÜNYANIN GÜCÜ

10.10.2015

Dağlarım, ilimle dillenen tüm insanlık; biz dünya ve dünya biz!... Aha bu!… Yolcu! bil ki ben dünyayım. Aha dünya ve aha insan!... Aha kalem ve kalem olan yaşam!... Aha dirilik ve aha katiyet!... Aha resmi çalışma!... Şimdilik!…

Biz zirvelere güç katan insan soyu… Bunu bilin. Dince değil insanca konuşuruz… Rahmi Kuran’da İlim Kalemi olan insanlıkça konuşuruz… Umut olur ki Yer, Gök’ü ve Gök Yer’i diller. Aha diller!... Şimdilik!…

Seviyeniz çok güçlü bunu gördük. Dünya Üstü Varlık Boyutları sizi dinliyorlar. Ayrılık bitti… “Cennet cennet dedikleri, ilim” dedik. İlim, hakim ilim o ilim, kalem olan ve yaşam olan… Aha şimdi!...

Ver dünyayı; hak ettir!... Aha! Can Kalem ol yaşa!... Aha kelam ol ak!... Ve zamanı kodla.

Şimdiki zaman, insan soyu için kelamdır!... Kelam olan, kalemdir… Halik-i Hak olan insan soyu, Mutlak Işık’tır. O ışık olan, kendini hak etmiş olandır.

Kardeşlerim, “Miraç” dediğiniz hadise, Sessiz Zamanlar’ın sesleşmesi ile birlikte Tanrı Kapısı’nın tüm yaşamlara açılması anlamına gelmektedir. O kapı, ilme açıldığında, yarının ışığı her diride parlar… Aha parlıyor tüm yaşamlar; Sistem’in, Nizam’ın ve Düzen’in yüceliğinde ve yolun kontrolunda…

Eğer Rahmi Kuran ilme varırsa; nefes, kelama varır. Nihan olan ilmin kalemi olur ve yaşama varır. Biz, kültleri kodlayanlar; nuru, kalem yapanlar; nefesi, kelam edenlerle dilleyenler, Miraç’tayız… Cümle yüreklerde, Mİ HA Sİ katiyetinde, kalemdeyiz. Cennetin cevherinde, Kürzi İlim’deyiz.

İyi ki hak ettik de geri döndük. Oğul, senin adın insan soyudur. Bunu bil!...

Mayhane ilimdir. İçtiniz o ilmi… O meyhanede, kalem olan nefesler, ilmi içtiler ve yaşadılar… Sistemin İlmi’dir o yoğunlukta sizi, size kaynak yapan.

Hepinizin kelama varmanız ve yolu bulmanız, müthiş bir hadisedir. Sizi bu nedenle kutluyoruz!...

Yol, İlmin Kalemi ile kelama vardığında; sizin ilminiz, kaynak oldu ve Rahmi Kapı’da, kelamda ışığa vardı.

Ey Canlar! bilin ki hasat tamamdır… Dünyanın hasatı tamamdır… Şu andan itibaren Levhi Kelam olanlar, hasatçı oldular ve rahmet olan merdivenin en aşağısına inerek Rahmi Kapı’da tüm yaşamları hak ettiler.

Ey Nefes, kelama var ve ruhu bul… İlme var ve kandini bul!... Bize var ve bizi bul!... İyi ve kötüyü bul!... Oğul, İlmin Kalemi ol ve zirveleri dille!... Senin adın kaynak olsun. Oğul, sen bedenli ol ve kötülüğü önle!... Şimdiki zaman ve şimdi!... Aha şimdi!... İşte bu!…

Tanrı, kelam olur kili kum yapar… Kumda Kuran olur tohumu kalem yapar ve zamanı Kuran yapar. Kuran, nefes olur ve yol, ilme varır. Aha bu!...

Şu ana kadar kimse ne olduğunu anlayamadı. Dinci Kesim, nefesini tuttu ve yolunu kapattı. İlmi Kesim, ışığını söndürdü ve dürümlerde kelamdan çıktı… Miraç hadisesi anlatılmadı yaşama. Miraç, kelamın ilmindeki kaynağın kulu oluş ve yolu buluştur. Dünya, netice olarak kontrol altına alındı.

Kara Işık, insan soyudur. O ışık, ilimde kelam olduğunda, yarınlar kurulur. Yaşam sır olur ve yerküre, insan soyuna kaynak olur.

Mutlaka bilin ki beden alan herkes, insanlık için insana iner. Onun görevi; ilmi, hasata hazırlamaktır. Hasat, Zamanın Tahtı’ndan yoğun ışık halinde güçlenerek kaynağa iner ve rahmet olan kaynak, temizlik yapar. Şimdilik!…

De ki “ben, zirveden ilme indim!… Ben, dünyadan kul olup yarına indim!... Ben, kapıyı açtım; müsterihim ki kul olup kalem de olup kapıyı açtım ve Dini Çalışmalar’ı tohumlardan ayırdım… Neden!? Zira, dince konuşanlar; kalem olup ışık olamazlar. Mutlaka bilin ki insan soyu, Mutlak Işık halinde kelama varmalı ve Rahman olmalı.

Ey Can; Sistem, beden alır yaşar… Nurdan kalem olur; kaynak olur!... Miraç olur!... Eminim ki kendini hak eder… Netice olarak, dünyayı korumak için ışık olmak gerekir.

Esma; dince, dirice ve yücece kodlanmışsa, ışıksız değildir. Ayrı gayrı gözetmeyenler, bu Meclis’te bulunurlar. Oğullar, Sultanlar, nefessiz kalmayanlar; size, kelam verdik. Dilledik, dinledik ve hasat yaptık!... Bu gün hasattayız!... Aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

10.EKİM.2015 TARİHLİ “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, AV NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ, 1. BÖLÜM

Yedinci dürümden başlıyoruz bugün sesleşmeye….

Yedinci dürüm, tüm insanlık için kontrol dışı olmayan bir dürümdür. Çok mutluyuz ki bugün burada Bütünün Gücü olan Birleşik İlim var. Kayıt dışı bilgimiz asla yoktur.

Mutlak, kutsal umut olan İlimin Kalemi olan İnsan Soyu, dünya üstü varlık toplumlarını kontrol edecek bugün. Daha da önemlisi, bugün burada Mahrek’in Kuranı okunacak. Bu Kuran, Aklın Tohumu’dur. Bütün kötülükleri aşıp geçen, yoğunluğu tohumlayan ve bütüne güç katan İnsan Soyu, Altın Işık Yıllarının Gücü’yle bugün buradadır.

Ekip olarak yaptığımız bu çalışma, Has Tahtın İlmi’yle yapılacak. İnanın ki Dünya Ümmi Kapılarının tümünü kapattık. Bugün burada, Levhi Ko Olan Sistemleşme gerçekleşecek.

Evrim Sayfalanışları yapıldı dünya üstü varlık toplumlarından dolayı. Ve onlar kodlanmış tohumlarını tüm insanlık için kayıtladılar. Cevahir İlmi’ni tohumladılar ve bütüne görev taşıdılar. Aşık olduk biz tüm zamanlarda biz tüm zamanlarda ocaklarına….

Nefis zamanların sisteminde, kutsal tohumlamayı kodlayamadığında, Aklın Tahtı, kültlerin tümünün gücünü, artık kontrol etme imkanını kaybetti. Buyurun; bütüne hizmet için el birliğiyle buradayız!

Kan İlmi’nde Kürzi Kapılar’ın tümünde işaretler vardır. Bu işaretler ilmin levhisindeki İlim Kalemleri’yle konmuştur. Ve bu kalemle kodlanmış toplumları tohumlayan birliklerimizin gözlerinin güçlenmesi gereklidir. Ki hasatçı olabilsinler.

Çalı, İlmin Kalemi’nde olmaz. İlim Kalemi, Aklın Tekniği’yle kodlanır ve biz bunu Hak İlmiyle dinletiriz. Cennete İlm-i Kalem olanları koyduk. Onların gücünü Tüm Zamanların Kürzi Kapısı’nda kayıtladık. Ağır yük taşıtmadık. Bütünün gücü haline dönüştürdük tümünü.

Kupa, Dünyanın Tanrılık Işığı’nda mevcut olan kaynakta bulunur. Kupayı aldık ve dedik ki “kendinizi hak edin, kendi yüreğinizi hak edin. Büyük kötülükleri önleyip gücünüzü hak edin.”

Dince konuşmadık, insanca konuştuk ve her anda insanca konuşmaktayız. Umut olur ki torbamız dolar ve bütünün gücünü tüm zamanlardaki yüceliklerle dürümleyebiliriz.

Ben dünya….ben, nefsi aşan İnsan Soyu…. Ben, Aklın Tanrılık Işığı ve ben Mutlak Kuran olan Mahrek ama her şeyin üstünde nihan olan İlim var ve ilmi hak edenler bilgiyi hak ederler ve bütüne görev taşırlar.

Çok mutluyuz ki; doğan gün yücelerin cümle cevherinden göz, öz ve söz olup doğuyor. Çok mutluyuz ki; burada bugün Mahrekin Kuranı okunuyor. Ve çok mutluyuz ki kodlanmış ışıklar burada bütüne hizmetçidir ve biz bütünü güçlendirmeye çalışanlar, Yaradan ve yaratılanın tüm zamanlardaki yüceliği ile dürümlenerek bilişi kodladık.

Devinimi artırabilmek için sesleşirim. Her anda ses, Sistemin Kuranı olur ve yoğunluğu kontrol altına alarak kodlar bütünlükleri. Sessiz zamanlarda, dünyayı yoğunlaştıracak ışık olmaz. Bunun içindir ki; bütüne hizmet sesledir.

Hepimizin daha yüce bir İlm-i Ko haline dönüşmemiz, Ana Kalem olabilmemiz sesledir. Ve bu ses yarını tohumlayan İlm-i Ka Ha olan ışığın kutsal kaydını yapar.

Mutlaka şunu iyi bilin ki; yeri göğü Yaratan, hepimizi yarattı. Ama yer gökten, gök yerden Ümmi Kapı olarak kapandı. Yani; her biri diğerinden ayrıldı.

Biz dünya olarak; merdivenin en aşağısını dinleyenler, en yüce olanları da dilleriz. Yaradan halik olup, hak olup, yaratır. Ama Yaratılan, Aklın Tanrılık Işığı olur ve yaratılır. Her biri ekmek olur.

Ekmek, levhide İlmin Kelamı’dır. Bugüne gelmek kolay olmadı. Som altın bir Kuran olarak bütüne görev taşıyanlar, has ışıklarını kontrol altına alarak bütüne güç kayıtladılar.

“Toplum çalışmaları” dediğimiz çalışmalar yapıldı tüm insanlıkla. Ama İnsan Soyu kendini hak ettiği zaman bu çalışmaları anlayabilecekti. Ama kendini hak etmedikçe, Bütünün Gücü olma imkanı olamayacağından, kaynak dışı bilgisi kelamda kendini kodlayabilir. Ve o kendini Hak Teknikle bütünün gücü sayabilir.

Bütün bunlar, dünya üstü varlık kodlarıyla gerçekleşmiştir. Ama bugüne geldiğimizde, artık günah-sevap anlayışı dahi değişiyor. Bu ne demektir?

Kibir varsa, yol yoktur. Ama kibri aşmışsa yolcu, Aklın Tohumudur. Başka değerleri kendi yüceliğiyle dürümlemesi İnsan Soyunu ilgilendirmeyecek artık. Haliki Hak olan insan, artık kendi değerlerini, kendi yoğunluğuyla kayıtlayacak.

Canlarım, Doğal Sistem’i izleyin. Her şey güçtür tüm zamanlara. İnsan doğal bir Yaşam Kaydı’dır. Hepiniz o yaşam kaydında formal, Kutsal Kaynaklar’sınız. Hepinizin gücü, Tüm Zamanların Kürzi Kapısı’nda ilmin gücüdür. Ama siz Doğanın Sistemi’ndesiniz ve Doğal Gücün tahdidi olarak devredesiniz.

Her bir yaşam formu, bir tahditle kodlanır. Ve her bir yaşam formu kontrol dışı tohumlamaları hakikiyetinde kendi yüreğinde dinletir. Ama Ka Li Ka Ha Sistemleşmesi’ni yaparak kendini hak eder ve tohumlar.

Dünya güçlü bir çalışma alanıdır bizim için de…”Nereden çıktı dünya?” dediler. Her şey orada…her şey o yoğunlukta kodlanır. Ve dünyayı kodlayan ilimle kayıt yapan İnsanlık’tır.

Yaradan, insanlaşıp yaratır.

Sistem, Nizam ve Düzenin Gözü olur, yaratır. Sizler, hepiniz yaşamı kodlayarak yaratırsınız. Sanmayın ki sizin yüreğiniz kontrol dışı ışık yakar.

Kenani Kapıların hepsinin gücünü açın ve dinleyin. Her diride Aklın Tekniği vardır ama hiç birisi İnsanlık gibi değildir. Çoğunuz bunu anlayacaksınız. İnsan, Doğal Sistem’in dışında, farklı bir yoğunlaşmayla kendini kodlayarak bütüne hizmetçi yapmış bir soydur.

Savaşın sisteme inişidir İnsanlık ve dünyanın kontrolü insanlıkladır.

Ha dünyayı kodlayan insanlık, dünyayı yok edebilir de! Bunu yapar ama ilimle yapar. Her şey ilimle olur; bunları bilin.

Ben dünya ve dünya ben oldukça, hiç kimse kimseyi yok etmez. Ama dünya hepimizde var. Ve biz o dünya olarak toprağı tohumluyoruz. Kontrol dışı hiçbir bilgim yoktur. Düzen’i kurmak için çalışan birliklerin hepsi, ikmal tamamlamaya gelir yaşama. Haliki hak olanların da hepsi ikmal tamamlatmaya gelirler yaşama.

Sayın bayanlar, sayın baylar; davayı kaybeden dağı, taşı deler ama yolu bulamaz. Davayı kaybetmeyense hasatı hak eder ve kodlar ve koklar ve bütünü güçlendirir. İnsan Soyu, davayı hak etti ve kazandı. Kaybetmeyecek; bunu bilin!

Bir Allah İlmi var. Ki o ilmi bilen, kelamı diller. O ilim, Aklın İlmi’dir. Herkes kendi aklından o ilmi dinleyebiir. Biz sadece ses veririz; bunları bilin. Ve hepinizin kendi yüreğinizden o diriliği hak etmenizi umarız.

Dinci değiliz bizler, insancıyız; bunları hak edip anlayın. Yeri, göğü Yaratan temiz yarattı ama yaratılan tek temizlikte kendini kirletti. Ne yaptı? Kısırlaştı….hırslandı….kusurlu hale geldi. Biz o insanın büyük kütlesini kodlayarak tüm zamanlarda o insanı hak ettirmek istiyoruz.

Yoğun çalışmaların akabinde, Bütünün Gözü açıldı. Her dere Allah’ın İlmi’yle akmaya başladı. Ama o ilmi hak edip dinleyen, Kalem olup yazar. İşte; sizden beklediğimiz hepinizin kalem olup tüm insanlığı yaşama Nihan İlmi’yle indirmenizdir.

Koruma altında İnsan Soyu. Aha! Ama korunan kelamla korunur; bilin.

Merdiven, insandır. Alın ilmi, hak edin, yaşayın ve dilleyin ve dinleyin ve deyin ki “ben o merdivenden her bir sayfaya ışık oldum.” Boş mu konuştum? Yoo. Her merdiven bir İlim Kalemi’dir ve o kalem hepimizin dürümlerinde vardır.

Sevgililer, dince değil insanca konuşurum. Başka zaman, başka kayıt, başka yaşam yok; bunları anlayın.

Dünya dışı, dünya içi hepsi tektir…..ve sizler Kürzi Kapılar’ı açıp geçenler, mutlaka Toprak Toplum’un kutsal tohum olarak Yer Kürenin İlmini hak edip dilleyeceğini de bilmelisiniz.

Atlanta Ata Kapısı denilen bir kapı….Hepimizin kelam olan ilmini dürümlendiği yaşam…. o kapıda Atlanta Otağı var. Som altın bir ışıktır o otak!

Türkiye Çalışmaları bugün çok özeldir. Ve bu otağın kodlanışı için gerekendir. “Herkesin yer ve gök ilmiyle bütüne görev taşımalı” dediğimiz yerdeki o yüceliğin bütüne görev taşıttırılması gerektiğini dilleğimiz bir zamanda, maya olabilirsek dünyaya, tekno-kodlamalarla Birlik Kapıları açılır.

Ağır yük taşıyor dünya; bunu hepiniz net bilin. Öyle bir ağır ki; tüm insanlık birleşse, haliki hak olup yaratsa ışıkları ve bütünü göreve alsa, o ağırı taşıyabilmesi imkansızdır. Ama bir tek ışık kodlansa ve koklansa ve tohum olsa ve bütün güçlükleri aşıp geçse ve dese ki “kervan yürüdü, ben o kervanım, ben bütünün gücüyüm ve ben tüm insanlığı kontrol altına alacak diriliğim. Ve her diri kendini hak etsin. Artık herkes kendi yüreğine kodlasın ve korunsun.” O zaman yaşam kodlanır ve korunur.

Bunun içindir ki Dünya İlmi’ni tohumlarken herkesin kendini hak etmesini talep ettik ve dediler ki “ama seyrettiğimiz her anda insanın mutlaka bir rehberi oldu.” Ve biz “rehbere gerek yok” dedik.

“İnsan, İnsanın Kapısı’dır.” Bunu dediğimiz zaman sorgu sual etiler; “nefret mi bu?” diyerek. “Yok” dedik. “Biz kimseye nefret duymuyoruz.” Ama dediler “ses yoksa kendi yoğunluğunda, kendini nasıl hak edecek?”

(Devamı 2. Bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/pbxSBOhe058

 

10.EKİM.2015. TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ, 2. BÖLÜM

Canlarım, kardeşlerim, tüm insanlık şunu iyi bilsin ki; düzeni kurarken, herkesimin , kendini hak edeceği ilmi o yoğunluklara çektik ….Ve tüm yaşamlarda bu yoğunluklar kodlayacı olarak bulundu…. Tüm insanlık için bu önemliydi.

Kimse kimsenin rehberi olmasın istedik…. Kendi yüreğine baksın…. O yürek, Bütünün gücü anlasın istedik ama herkes “ben, başka bir beni bulayım ona yolcu olayım” dediler…Dedik ki; “insan soyu, aklın tahtına vardığında artık rehberi olmaz” ….Ve aklın Kuranı olan ilim, aklın kutsal ışığı olur ve yönlendirir…. Devinimi artırır ve bilişi kodlar ve yolu açar… Tüm insanlığın kelama varması, bu nedenle önemlidir ve biz, bugünde bunu söylüyoruz.

Her resmi çalışmada da bunu söyledik… Herkes, kendini hak etsin… Aha bu!.. Ve daha da önemlisi “ben dünyayım” demek, birliğin dünya olduğunu dillemek, Bütünün göz olduğunu söylemek, benlik değildir…Birliktir, bunları anlattık.

“Kimse kimsenin rehberi değil” derken şunu anlatmak istedik ki; artık Nah-Ra-Kah-Ra, Rahmana gerek yok…. Dünya öz görevlidir bu bilinsin. Öyle bir güçle çalışır ki; bu dünya, muktedir, hak ve hakiki yaradan ve yaratılan ve kaynak olan…. Aha bu!..

Nefret duygularını aştığınız zaman göreceksiniz ki; tohum bitmiş, tükenmiş tüm zamanları yaşatacak, yerküreyi güçlendirecek bir kod olacaktır.

Saltanat sizi dinliyor şuanda…. Net olarak bunu bilin ama Saltanatın diri koyuluğun ışığın tohumlanışı için…. Daimi kaplarımızın görevli olarak Bütüne güç katmaları gerekir.

Muktedir olarak biliniz ki; yedi davayı kaybetmek istedik ki; her insan kendisini hak etsin ve kazansın diye…. Biz insanla kayıtlıyız ama insana davalıyız… Biz o davayı kaybederiz ki; tüm insanlık kazanır. Aha bu!... Ve bugün biz, o kaybettik buradayız, yüceler cümlesinde cevhere inen birliklerin tümü burada,….Daha güçlü olsun insan soyu diye kontrollü olarak kendi yüreklerini Bütünün gücü haline dönüştürüyorlar.

Er ya da geç ölü dirilir bunu bilin…. Ama dirilen ölü, ekip olup dirilir… Müsterihiz ki; bu dünya kervanın gücüdür ve kendi yüceliğiyle, kendini hak etmiş bir, insan soyudur.

Medine, ekmek yaptı, ağır yüktü ama mektup okuttu yaşattı, tohum ekti, öz görev taşıttı…. Çok mutlandık, mektep kurdu dünya Astral boyut yaşamlarında, ağır yük taşıdı..

“Cennet, cennet” dedikleri ilimdi bunu anlattı, her şey ilimdi ama ilmi hakim olanlar, hak tahta varıp bunu anladılar.

Yer ve gök insandır bunu bilin… Biz, dünya olarak yer ve göküz... Öz gözüz, sözüz ama yarınız aynı zamanda…. Yaşayan yarın, her anda yaşayan…. Ve bütünde göz olan yaşam, Sistem, Nizam ve Düzen, göz olur, gök sözcülüğü yapar… Bizse, ekip oluruz yaşamı tohumlarız, yarını kodlarız, ışığı yakarız, dilleriz, dinleriz, hak teknikle dürümleriz, Bütüne hizmet ederiz.

Canlarım, ayrı gayrı yok, “her şey, ayrı gayrı” denildiği için tahditsizleşti ve kontrolden çıktı…. Biz zamana Kuran olanlar, Bütüne göz olanlar ve sessiz zamanları dilleyenler, yedinci dünyayı kurduk…Bu dünya, lütfen iyi anlayın, yedinci dünya, bilişin Kürzi kapısıdır…. Bilişe varacak olanlar, bu kapıya varacaklar…. Biliş; kelamın, ilmindeki biliştir….

“Ben, yaşam olan insan…. Ama her şeyde var olan”, bunu diyebildiğinizde her şey sizsiniz, bunu unutmayın.

Uyuyanları uyandıracak olan sizsiniz…. Bütüne hizmet edecek olan sizsiniz, yolcu olacak olan, ruhu kutsal umudu olacak olan yine sizsiniz... Satıhta, hiç bir şey bilinmez ama derine indiğinizde gözünüz görecek, yüreğiniz dinleyecek…. Ve iyiliğin Kürzi kapısında ışığı hak edeceksiniz.

Ben dürümlenen insanlık için şunu da belirtmek isterim ki; yaratıp, yaşatıp, kelama kodlandığımız insan soyu bugünden itibaren, Birlik Kapısına varıyor…. Bu Birlik Kapısı, herkesin kelamdaki ilminden doğan birleşik Levhidir… Oraya varıldığında artık, Su Altının Gücü, hakikiyetini hak edip dinletecek…. Türkiye çalışmaları bunu için çok değerlidir.

Yeri göğü yaratan ilimdir, bunu bilin…. Ama ilmi kalem olan, bilgidir… Bilgiyi, hak edense diridir ama diri olmayan da “ben varım” diyebilir…. İşte o zaman, kodlanmış toplumları tohumlarız ve yoğunlaştırırız.

Süper İnsanlık Sistemleşmesini yaparken, kendi yüreğimizi kodlayarak yaptık….. Bugünden itibaren büyük güç, Altın Işık olarak devreye giriyor…. Büyük gücün devreye girişi, yerkürenin gücünü artıracak… Yerkürenin gücü artığında, kutsal tohum kodlanacak… O tohum, Bütünün gücü olacak ve yaradılan ve yaratılan birleşecek.

Samanyolu Galaksisi, sistemin Kürzi kapısında size güç katacak… Yer ve gök dilleyecek yücelikleri …Ve sizin gözünüz, tüm zamanların gözü olacak.

Bugün burada olan sizler, karanlığın ışıklarısınız bunu bilin…. Yaşam kapkaranlıktır ve karanlığı aydınlatacak olan ilimdir…. Bütün bunları anladığınız da sır olan insan soyu, yol olacak…. O yol Allah’ın yoludur her kim ki; oraya varır, kelama varacak…. Ve kelam da kendini hak edip dürümleyecek.

Nur Kuran olan ilim, aklın ilmi ve biz, o ilimde siz olarak çalışacağız... Yer, Allah’ın ilmi ve yaşam nefret duygularının aşıldığı bir yer olacak…. Biz o gün için buradayız unutmayın…. Nefretin aşılması için…. Kimse kimseye nefret duymaması için…. Herkesin hasatı, hak edip yapması için ve çantasının en güçlü yoğunluğundaki o yücelikte, herkese kendini dillettirmesi için.

Nefret duygularının mutlaka aşılacağı bir döneme girilecek…. Haliki hak, Hak tahtın Nakarı olan ışığının gücünün örtüsünü açıp, tüm zamanların yüceliğinde, Bütüne güç katacak.

Sema hepimizin gücüdür canlar, bunları anlayın… Ve semayı hak edin, hak ilimle dürümleyin.

Bana,” kelam” denir…. Ben, insan kelamıyım bunu bilin ama hepimiz o kelamdayız anlayın.

Yaradan Tanrı, yaratılan, Rahmi Kuran hepsi akıl ama kimse bunu bilmez ki; şimdiden öte bir şimdide, her şey netleşecek canlar.

Yarını hak edin, yarınlanın, hasat yapın ve yolu bulun, budur isteğimiz.

Çürük çarık değil dünya bilin…. O güçlü bir kapıdır ve o kapı sizleştiğinde artık hepiniz, geçişte olacaksınız….. Ama bu geçiş, miraç olan geçişten öte olan, hakiki hak olan, ilme geçiş olacak.

Çoban insan artık dünyaya inmez bunu bilin…. Dünya, çobanlık istemez artık bunu bilin… Ama yol, Allah’ın ilmiyse, yolcu hep insan olur bunu bilin ….Ve biz, insanlık soyuna, imanla kelamı dillettik.

Ra-Ka-Ha olan sistem, Mikail’in gücü… Biz, o güçte Bütüne görev taşıdık.. . Şu ana kadar, nefret duyguları olanların, bu nefret duygularını aşmış olduklarını umarız.

Yaradan; ak ilimdir…. Yaratılan da ilimdir ama Yaradılanın, yaratılanda yaratıldığını, hak edip anlamınız gerekir.

“Şer yaratmadan , şeytanlık yapılmaz” diyenler olur…. Unutun şerri, artık şer aşılacak…. Biz, o şerrin, aşılması için çalışmaktayız…. Şer, yaratanın, yaşamındaki ilimse…. Biz, o şerri, hep aşıp geçeriz.

Ey canlar, merdivenlerin en aşağısında ışıklar var bilin ve biz o ışıkları, Bütünün gücü saydık.

Yedi doğum, yedi ilim, hepsi yaşam… Hah!...Aha!... Şimdi ve birlik… Hepsi bu!... Hah!….İşte, işte bu!… Şimdilik!….

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ay8DWfRc2XY

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK

https://youtu.be/fzKqck3RbV8

 

10.EKİM.2015.TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

Ölü, diri, eri ve erdiği en yüce sayfada diri!... Hedefimiz bugün yaşam denizi ve o deniz, her birimizde dillendi!... Dilleniyoruz, ilmi kayıt olduk, kelamın ışığıyla diriliyoruz….

Olan olduğu sayfada, olduğu ışıkta ve o ışık şimdi yaşamda.

Canı, cana kattık, anı, anda ışık olup zamana kattık ve her bir yaşamda diri olan ışığı yaktığımızda bu sayfada, doğan günün ışığıydık.

Bugün burası, ay ve güneş.

Bugün, Yer Kuran, Gök Kuran.

Önde, ende ve dil olduğu herce ve ışık olan dilin dillendiğince, bugün yüreklerde ışık yandı.

Ben bugün evin ışığını yaktım... Ben, bugün cennet zamanlara, hak olup vardım ve ben, bugün ilmi Kuran olan yüreklerle buradayım….

Din tahtını yıkar yüreğim, eser geçer zamana inerim…. Ve zaman ilminde diri olur bedenim…. Ve ben, o dirilikte yüreği yüreklerle çarpıp dinledim.

Yürekler, yürekle birleşmeli! ‘’ dendi…. Aha!... Bir olana birleşmek mi gerekirdi?...

Bugün insan canlandı, kanlandı, anlandı, tohumlandı ve ışık olup, kelama vardı.

Şimdilik…. Aha, şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/jAyr75q_8qY

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

ERİM ERGÜN ÖZ BİLGİ

https://youtu.be/a2b3n0tCEr8

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Kayıt Sonrası Akış

Dümenin başına kimin oturacağını seçmemiz gerek. Hadi buyurun kelam olalım, yaşayalım, hak tahtta varalım akalım... BİSUİ'nin gücü olalım ve yarınlanalım ama dümen kimin olsun?... Buyurun seçelim...Ey can; sen mi, sen mi, sen mi, sen mi, sen mi, sen mi, hanginiz!?...

Canlılar, ayrılık bitti artık!.. Hepiniz teksiniz, bunu unutmayın! Ve dümen sizsiniz, bunu unutmayın. Bundan ötesi yok!... Hepiniz teksiniz ve dümen sizsiniz!... Bu şu anlama gelir; hakkın yolu, aklın yolu, hepsi tahditsiz... O tahditsiz olan yolda; yol olansınız!...

Başka dünya var mı?.... Aklın tahtı tektir!... Buyurun, nefret duygularınızı aşın geçin. Aklın tahttı, aklın Ka Ha olan levhisi tektir!.. Biz, bir tekiz unutmayın. Kimse kimsenin üstü değildir, kimse kimsenin gerisinde değildir.

Beşer-i şer yaratır. İlimi ise hakim yaratır... Aklı, kaynaktaki nefreti aşan yaratır... Ve yaşatır, biz oyuz!...

Darı, bolu bilen İnsan; aklıda bilsin artık... Yaratsın, kendi olsun aksın, öz görevini yapsın... Gerçek İnsan olsun!... Biz, bunu bekleriz.

Süper İnsan, İnsanlık ilmidir!... Diridir, hakikidir. Kara ışıktır o, aklın tahtındaki ışık ve ak kapıları açan ışıktır o... Bunları bilin!

"Meyhane" dedim, biz o meyhanede işçiyiz hepimiz... O meyhane şanslı olanların, hasat için vardıkları, yaşam için ışık alıp içtikleri bir levhidir... Biz oyuz, o biz!...

Kaç muktedir İnsan, buraya vardı diye sorarsanız?... Kodlanmış toprakların tohumları hep ortaktır o yolculuğa. Ve biz, o yolculuktayız hep...

Sevgililer, ANA KALEM İNSAN SOYUDUR, bunu anlayın!... Hepimiz o kalem olarak yaşıyoruz. Boşuna konuşmuyoruz, iyiyi ve kötüyü anlatıyoruz hep. Set çekmeyiz hiç bir yüceye. Hem İnsanlık yapsın, hem yaratsın!... Yaşatsın ve yolu açsın... Dileğimiz budur!..

Borç mu var yaşamda!?... Her anda borçlu olan yaşam, artık borcunu ödemektedir!.. Tüm İnsanlık o borcu ödemiştir aslında. Ana kalemde ödenmişse borç; tüm zamanlarda, her diride o borç artık ödenip bitmiştir!... Dünya, borcunu ödemiştir! Biz artık bu dünyanın borcunu ödemekten dolayı, kodlanmış toplumları tohumlayıp yaşatan ışıkları; kaynağımıza almak istedik...

Nefesleri yetse alınacaktılar ama yeterli değildi... Ve kare sistemi; kodladık, kokladık, topladık, tohumladık, yaşattık; kürzi kapıları açtık ve küpü kodladık!... Küpü, varlık boyutları kontrol edemediler. Dediler ki; "küp sistem, doğanın gücünü ark aktığı zaman kodlayabilir"... Ark, ışığın akışıdır. Ve nefret duyguları çoğaldı dünyada... Dünya nefretle özen sistemleşmesini imkansız hale getirdi. Nefret duygusu, düzenin kontrolü için bu duygunun mutlaka aşılması gerekliydi. Ve yaradan, tahtını yaratılana terk etti. Dedi ki; "artık İnsan soyu kendini hak etsin"...

Buyurun, artık İnsan soyu kendini hak etsin!... Ve diri dünya, öz görevini yapıp tohumlarını kodladı!... Bu gün artık yerde ve gökte her şey; arzın gücü olarak devreye girdi!... ARZIN GÜCÜ!...

Dünya dışı varlık toplumları, artık dünya üstü kodlamalarına son verdiler. Bu günden itibaren kelamda olanların, nefretlerinin tamamiyle silinmesi gerekir!... Kelama, ilime ve bütüne varan; resmi çalışma yapacak.

Biz dünyayız, nereden nereye vardığımızı net biliriz! Hepimizde bütün bilgiler kayıt olmuş, kodlanmış olarak kayıt olmuştur. O bilgileri okuruz biz... Okuyan okur, okuyamayan da okur... Herkes okur, ama okuması olması gerekir. Bu nedenledir ki bu çalışmaları hızlandırdık.

Daha da önemlisi, kantara konmaya niyetimiz yok asla!... Artık dünyayı hiç bir yücenin kantara koymasına iznimiz yoktur!...

Boş konuşmam... Düne güç katanların, bu günü hak ettikleri bilinmelidir!... Düzeni kuranların da; hakka varıp, aklın tahtında oldukları mutlaka bilinmelidir!

Bir tek İnsan, Allah'ın ilmini dinler!... O İnsan, yer kürenin gücüdür!... Ve yer kürededir... Yer küre, onun dürümlerinde mevcuttur!

Oğul, ben doğan günüm bunu bilin! Ben, doğan günüm... Büyüğe saygı, küçüğe sevgi derler... Ama bilin ki; küçük, büyükten daha güçlüdür!...

Evreler ters işler!... Hepinizin çocuklarınız, hepinizden daha ileri levhi kayıtlarından geldiler ve idrakleri sizden ötedir... Bunları anlayın!... Sanmayın ki siz onlara atasınız, sizin atalarınızdır onlar anlayınız!.. Size desem ki; "el öpün".. evladınızın elini öpün canlar!... Başkasının değil...

Değerliler, murat ettiğimiz bu değil aslında... Ama bilmenizi istedik, çok özel bir dönemde olduğunuzu hatırlamanızı, anlamanızı istedik...

Çobanlık yapma niyetimiz asla yok, çoluk çocuktur çobanlık yapanlar. Bunları bilmenizi istedik. Eğri büğrü bir dünyayı kodlarken, ocak olduk onlara; hepsi görev taşıdılar. Ama bu gün artık muktedir İnsanlığın; doğan gün olarak yer küreyi güçlendireceğini hepimizin iyi anlamamız gerekir!...

Çarşı, pazar gezer dünyalılar... Der ki; "ben kendi yaşamım için erzak alayım"... Aldığı erzak kendini ilgilendirir... Ama bütünü ilgilendirecekse; satılan ve satın alınan kalem olup yazılmalıdır ve bire hizmet edilmelidir!...

Boşuna konuşmam, ama bu gün kontrol dışı çok güçler var burada ve onları kontrol etmek için daha çok konuşuyorum. Bir çok kontrol dışı bütünlük var burada bu gün ve onların yoğunlukları kontrol edilmelidir ki; sessiz zamanları dillerken daha yoğunluk ışık indirebilelim yaşama!...

Devinimi arttırdık canlar, şimdi artık tohumları ekelim!... Nedir, yapacağımız!?... Israrla şunu anlamanızı bekliyorum ki; ses!... Sadece ses, biz tüm İnsanlığa sesle hitap ederiz... Ve ses, İnsanlıktır!... Herkes sesleşebilir mi!?... Sistemli sesleşme, bilişle olur!... Bilişle sesleşirken, büyük kültün ilmiyle sesleşilir!... İşte o ilim, her şeyi kodlar ve koklar; tohumlar, toprağa toplum olarak indirir ve kürzi ışık yakar!... Yapmakta olduğumuz budur...

Muratımız neyse oldura bilir miyiz?... Bütünü ilgilendirirse, bütüne hizmetse oldururuz!... Ama diyebilirsiniz ki; çok kötülükler yaşanıyor. Niye önlenmiyor?... Ama bütün için hayırlıysa yaşanır... Buna izin vardır! Ve dolayısıyla dünya dışı varlık kapılarının tümünün açılabilmesi için, yaradan ve yaratılanın tanrılık tahtında ikmali tamamlatması gerekir!... İşte yaşanan her şey, bu ikmalin tamamlatılması için yaşatılır.

"Kelam ilminde Allah'ın ilmi yoktur! İsrafil levhisindeki ilimdir Allah'ın ilmi!... Aha, dünya ilminde İsrafili dahi dilleyen yoktur... Yolu kapattık ya, kimse kimseyi anlamıyor"... Öyle dediler... Çokları öyle dediler,deyin ki; "biz nefes olanlarız, yaşayanlarız, yaradan yaratılan ve hakka varanlarız"... Ağır yük taşımayız canlar, bunları anlayın!

Çorba tuzlanmış mı bakalım? Mutlak tuzlu... İyi çok iyi... Çorbayı tuzladık canlar. Hadi sesimizi artık dürümlerden çıkaralım ve yaşam sayfalansın! Sizin çorbaya katıcaklarınızı bilelim, ne katıcaksınız bu gün bu çorbaya? Kim sessiz kalır, kim sesleşir, yolu açan kim, toprağı tohum olan kim, oğul veren kim?...

Kama sessizce dinleyecek sizi, o bizdir canlar... Hep diller ve dinler, buradadır... O ne ki sorarsanız? O yüce bir ışıktır, hayrın tahtıdır o... Kama, hep burada bize göz olmaya çalışır. Biz onu, o bizi kodlar... Kontrol bizdedir hep. Şikayetçi değiliz ondan, yaşam ilmini iyi bilir ve bu gün yeni bir zamana geçerken yine burada olmayı diledi ve geldi... Hata yok, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/2voz0D4HwNM

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEHER BİLGE

https://youtu.be/lD94yM72FiA

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN

https://youtu.be/PIcqFiQjocY

 

10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

HAŞİM TURHAN

https://youtu.be/R0P6qJqhr5U

 

10.10.2015 “DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

SONGÜL YAVUZ

https://youtu.be/JXA88T-gSVo

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Su Altı Meclisi Hakkında Öz Bilgi

Miraç sistemleşmesinde; su altı, kodlanmış tohumların, kodlanmış kalemlerin birliğidir... Ve bu bir sistem olarak dürümlenir. Nefret duygusunu aştığınızdan, bu gün size bu konuda da açıklama yapmak istiyorum.

Hepiniz, daha evvelki bilgilerden bilirsiniz ki; bir kapımızda bir tek levhi var. Orada ışık yandı o size versin!

Bir'e hizmetçi olan tüm zamanların kuranları, o meclise bağlıdırlar. Birlik kelamları o meclisten güç çekerler. O meclis; dünyanın dışında oğullarını tohumlayan, dünya içinde de bütünü güçlendiren bir yerdedir ve bu meclisin levhi kapısı, sizin daha öncede bildiğiniz gibi toprakta değil sudadır...

Bilirsiniz, tohumları kontrol edebilmek için meclis kurmak gerekir. Bu meclisi kuruldu. Grönland ve İzlanda dediğimiz sistem kapılarının tam arasında bir yerdedir. Ve tekno kodlamalarla, sizi her an kontrol edebilen bir meclistir. Dünya dışı varlık kelamı, kontrollü olarak tohum olup bu meclisten sisteme geçer.

Ha, diyeceksiniz ki bedenli midirler?... Merdivenin hiç bir yerinde beden yoktur canlar! Size bedenden söz ettim mi?... Yo... Farklı sistemler, farklı yoğunluklarını dünyaya indirirler ve bu yoğunlukların kontrolü daima kelamla olur. Ama beden dediğimiz farklı titreşen sistemler olarak kabul edilirse; doğaldır ki bedenleri mevcuttur. Ve bu bedenler, her anda sessizce sistemin gücünü dürümleyebilir.

Hepiniz net olarak o yoğun tohumu öğrenin!... Grönland ve İzlanda arasında, tam ortasındaki koordinatta, o yoğunluk tohum kodlanmış halde; tüm İnsanlığı, kati, hakiki ve hak ilmiyle kontrol etmektedir. Ve hepinizin, yaprak yaprak okuduğunuz tüm cevahir bilgileri; oradan sistemleşmektedir. Bu kesin!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mYBIeT-4tRU

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Yol Allah yolu, yol ben ben yol... Aha İlmin kalemi dürümlerde kendini dilleyen, birleşik ilimle kati tohumlama yapan, kendini tüm zamanlarda dünya İnsanlığı olarak kodlayan cemaatin imparatorluk kayıtı olarak görev taşıyan birlik... O birlik dünya birliği olarak yaşamı; tüm zamanlarda bütünlüğün ruhi kapısında oğullatan sistem...

Ben varım, aha ben, biz olan tüm zamanların yaşam kapısı olarak bedenimde sistem kuranıyım.. Bedenim tüm zamanların yaşamı ve ben birliğimin bütünlük kuranı.. Yer gözüm ve göklerde gözümün sözü, özümün sesi olarak yolumu kodlar yaşama.. O yaşam dünya gücü olarak ses verir tüm yaşamlara, akıp geçer her yaratılana...

Yol Allah yolu... O ki ilimi ilime kaynak yapan yoğunluk, kendini kendinde hak eden, hakikiyetin genişleyen yoğunluğu... Dirilik yaşamının, dirilten yoğunluğu olarak güçlendirici kaynak, her dirinin öz kaynağında oğulladığı tüm zamanların hakimi olan kontrol yoğunluğu... Ben o, o ben... O her diride biz olan kaynağını muktedir ilme kalem yapan ve İnsanlık kalemiyle her ana yazan yoğunluk...

Bu gün dünya İnsanlık gücü... Bu gün, her ana doğan insan kelamıdır.. An kapısı olan İnsanın küresel gücüdür... Ve bu güç dünya yoğunluğunda, yaratılan tüm zamanlara akan yaşamdır...

Tüm zamanların merkezde oluşu ve yaşamın bu merkezde kontrol gücünü devreye alışıyla, hakikiyetin gerçeğinde şimdinin yaratımı.. Yaratımın kaynağında yaradan, yaratılan olarak kendinde kendini ogullatması ve yine kendine, kendinden öte bir kapı olup açılması tüm zamanlarda...

Tüm zamanlar, şimdide tüm yaşam ama her bir yoğunlukta kendini dürümleyen aklın merdiveni olan İnsanın kayıtları.. İşte o kayıtlarda o tek yaşam kültü altın ışık yıllarının imparatorluk gücü olarak kontrol kuran sistemin yaşam sayfaları her ana yaratan sistemi kayıtlayan dirilik... Oyuz biz...

Biz merkez bir yaşamız... Ve yaşam dünya ama merkezde biz olan yaşamdır... Tanrısal gücün ışığı ve birliklerin bütüne hizmet ettiği ve bütünsel bir gücün kaynağını yarattığı. O kaynakta yaşamın kontrol kurduğu bir kapı... Dünya kapısı, bütüne açılan bir kapıdır... O bütün ki, bedenle hak edilen bir güçtür... İnsanlık ilmiyle yaşama kulluktan öte özüne kulluğun küresel zamanda bütün olan bedenine göz olan yücelikle yaratımdır.. Ve o yaratım kapı olan, kelam olan, kalem olan ve yaratılanda kendi olan varlığın her anda yine kendine, kendinden geçişidir... O kendi ki biz olan yaşamın yoludur... Yaratım yolu...

Ben yol, aha o yol küresel yaşamımda her an... Aha dünya ben, ben dünya... Merkezimde dünyayım... Yaşamımda tanrısal ışığımı tohumluyorum... Tahtımı kodluyorum ki tahtım gücümün kaynağı ve ben bu gücün; her andaki bende ben yaşamıyım...

Dünya diri bir yaşam, öyle bir dirilik yaşamı ki; ölmeyen, öldürmeyen, tüm zamanlara göz olan bir yaşam. Kendine hakim, hakiki cevherinde oğullatan yarın olan kaynak.. Kontrollü kuran, hakikiyetin öz cevheri...

Küresel olan yaşam, ben ve ben o yaşam... Ve bu küresel yaşamın merkezine dünya; ben o, o ben... Ve yaratım doğal gücümün hakimiyetinde, her doğrulan günde ben olan yaşam... Dünya öz gücün hakimiyeti olarak hakiki bir yaşamdır. Ve o hakikiyet kendinde kendi olup hakim olan bilinçtir... Ve bilinç kontrollü bir yaşam diriliğidir... Öz güç, hakikiyetin kaynağında her diride var olan tanrılık ışığından kendini tohum olarak tüm zamanlara oğullatabilmesisidir.

Ve bizler, yarattıklarımızı hak ettik ve yaratılanda hasat ilmiye hak olduk, hasat olduk... Aha bu, şimdide ve şimdi, işte bu!..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/Fd8ljvYrmB4

 

10.EKİM.2015 TARİHLİ DÜNYANIN GÜCÜ BİRLİK ÇALIŞMASI

Hologram bir dünya yok artık. Dünya “Altın Yaşamların Sistemi”dir ve Yer kürenin Toprak Kapıları, Işık Kapıları olarak tüm yaşamlara açılmıştır.

Her kim ki yarındır, o dünya Ana Kapısı’ndan öz geçişini yapar ve onun yaşamı Işığın Tahtı olur. İş budur.

Birlik olan Toprak Toplum bellek alan genişlemeleriyle tabiatın gücü oldu. Rahmi Kuran olan İnsanlık Ran Kapıları’na vardı ve Tanrılık Kapısı’nı açtı, geçti. İyi ve kötünün ötesinde birlik kurdu. Na Kar’ı kontrol etti. Rahmi Kuran, Doğanın Kuranı oldu.

İnsanlaşan Birleşen, Atlanta Ata Kapısı’na vardı. Zirvede Za Kar’ın ışığını yaktı ve yerin gücü olup, eskinin en eskisi Si kayıtlarına vardı. Dünyanın en eski dürümlerini Zamanın Işığı’nda dilledi ve kayıtları yeniledi ve kokladı. Ana Kapı’yı hak etti.

Ana Kapı dünyaydı ve İnsan Soyu Ata Katların Gücünü dünyaya indirdi. Yer küreyi Rahmanın Işığı’yla kodladı. Yer kürede Işık Kapıları açıldı. Rahmi Kalemler güçlendi. İş buydu, yapıldı.

Dünya öz geçişini yapmış…..Dünya hasatını yapmış…Dünya Ana Kalem olmuş, yazıyor…..Işık Yaşamları yazıyor!

Yıldızlar, evrenler ve her şey dünyaya geçişe hazırlanıyor. İnsanlık levhisi, İlm-i Işık’la kodlanmış ve yasalar kapsamında birlikler akın akın ışık yaşama geçiyorlar. İşte; her geçen cennetine geçiyor.

Cennet, ilim olup yaşamaktır. Cevheri cennet kati, hakim olan ilm-i Yaşam’dır. O biliştir.

Türkiye ilmin kaynağıdır. Cennettir Türkiye! Katidir, hakikiyettir. Türkiye Zamanın Işığı’dır. Bu ışık levhi kaydı yapan İlm-i Kalemin Gücü’dür. Yazdığı İnsanlıktır. Bu güç doğal sistemin otomatizmasında biliş kalemidir.

Biliş An Kaynağı’dır. Enle boyun eşitlenmesinden sonra Kare Kodlama küpü tohumlar. Bu Beta Sistem’dir. Ve küp küreyi kodlar. İşte, o küre Dünya’dır.

Işığın ilmi, bilişi tüm zamanlara ve tüm yaşamlara, an kaynağından ses olup haykırır. Onun haykırışı kil olan insanlığın kontrollü olarak ışık kapılarından geçişidir. Yaşamak ve yaşatmak…işte; biz buyuz.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/l0Kne_ib_hc

 

10.10.2015 "DÜNYANIN GÜCÜ" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Sesleşme Sonrası Akış

Her resim Allah'ın levhisinde yoğunluğu tohumlamak içindir. Bu gün yaptığımız resim, ağır yükü hafifletmek içindi. Biz bu gün bütünün gücünü tüm zamanlara kodlayarak, yarını hasatta hazırladık.

Can kapım, Allah ilmim, İnsanlığım; ben o, o ben... Hepiniz gezip görün dünyayı, temel bilgi ilimdir. Ve biz ilmi Ka Ha olan devinimi hak eden ve dünyayı güçlendiren; imparatorluk gücünü tohumlayan İnsanlığa verdik.

Her şey İnsanlık içindir... Yaşam İnsanın gücüdür... Mutlaka mutlaka toy bir zamanda dünyaya gelenler sizi dinleyemezdiler. Ama bu gün kürzi kapıların temiz ilmi, göklerin gücü halinde; tüm zamanların ışığı olup, yer küreyi aydınlatıyor.

Kapıların tümü açık canlar!... Ben davayı kaybettim, şimdilik... Ve hepiniz, hepimiz davacıyız dünya ilminde bütünden. Ve bütün; hepimizin kaybı olan o davada, tüm zamanların ışığında yaşamı kazanmıştır! Biz davacı, o davalı ama kaybeden biziz canlar... Ne mutlu ki kaybettik, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mjn4aLHizoo

 

10.EKİM.2015 TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ, 3. AKIŞ (SON AKIŞ), 1. BÖLÜM

Yere, ilmi ektik biz.. İlim, Allah’ın Levhisidir… Allah’ın ilmiydi, ekilen…. Yer, aklın Levhisi ama o yer, kelam da Bütünün İlmi…. Biz, dünyayı kodladık, kokladık da, Tanrılık tahtından kaynak olup yaşattık.

Beyler, ben dünya, size derim ki; “nefesimi göreve aldım ve bugün ben dünya olup, tek kelamda sizleştim…. Sizin yolunuzda, sizleştim ben. Doğan günüm ben…. Ben dünya, öz görevliyim ben”…. Tam umutsuzluğa kapılmıştım ki; adım geçti… Dünya seslendi… “Aha”, dedik sesleşir dünya…. Geçtim, geldim….

Değirmi bir yaşam, düşünün….. Değirmi bir yaşam, bir halka bu yaşam sizi, size bağlıyor… Önünüzde, ardınıza siz var…. Siz, o çembersiniz…. Bir andan dürümlenip, kodlanıp, tohumlanıp, dirilip, akışa geçersiniz… Ve kelam olup, kendi yüreğinizde, kendinizde olursunuz…. Bu bir, çember çalışmadır.

Beden alıp dünyaya varanların hiç birisi, bunu keşif etmemiş, öylemi? Ama biz, size, sizden, size inip, bunları anlattık.

Dünya çerçevesizdi…. Siz, dünyayı çerçevelediniz, yol yoktu düzende, yoğunlaştınız, yollandınız tüm zamanlara, yaşamsallaştınız…. Ve siz, katiyetle, toprak toplumu tohumladınız.

Buyurun, öz görev, insana hizmettir... Özü, sözü olanın görevi olur…. Eğer biri “ben yokum” derse o kelamda yoktur... Biri, “ben, hak etmedim” derse, ikmal tamamlamalıdır…. Biri, “ben, resmi çalışmacıyım” derse… “Aha, işte” deriz.

Bugün dünya, kelamda ve kendi yüreğinde, kendi yürekçikleriyle tohum ekiyor…. Hepiniz o dünyada, o dünyalı olarak, dünyaca konuştunuz bugün.

Satıhta, hiçbir bilgi, sizi anlatmaz…. Ama derine indiğinizde siz, sizleşip, sizi dillersiniz…. Ve o zaman, sizin yüreğiniz kodlanır.

Bugün dünyadan söz etti. Dedi ki; “ilim, Allah’ın Levhisi ve ben orada o yoğunlukta varım”…. Ama ben, bu dünyayı daha güçlü olarak dillemeliyim…. Cennetten cevhere varan insanlığın, dünyayı hak etmesi kolay olmaz.

Dünya doğan gündür ama dünyayı doğuran nefsi aşan insanlıktır. Sanmayın ki; sizden başka biri, dünyayı yaşattı, hasata hazırladı ve kodladı…. Dünyayı yolcu yapan siz, yol olan siz ve yolda tohum eken yine sizsiniz…. Doğal dünya, sizin yüreğinizde var olur.

Eğer ben, dünyayı hak etmemiş isem, ben dünya olamaz isem ve bu dünya kodlanamamışsa o zaman ben, kutsal toprakta tohum olamam…. Ama ben her diride varsam ve Bütüne görev taşıyorsam…. Ve ben gözü gören biriysem….. Ve ben günah çıkarmaya gelmemişsem bu yaşama, zaman kapısıyım ben…. O zaman ben, Auram’dan dürümlenen diriliklerin, tümünden öteyim.

Bana, “Aurana gelelim, hasat olalım” diyenler, yok mu?.. Yoktur, artık.. Dünya da bunu isteyen çoktu…. Auram’dan hasat olmak.

Canlılar, harımı yükseltmeden, Bütüne görev taşıyamam... Harımı yükselttiğim zaman, yolumu kodlamalıyım…. Kodlanmadan yolum, Bütünün gücünü tohumlayamam…. Gücü tohumlamadan, ölüyü diriltemem…. Eğer ben, ölüyü dirilteceksem kodlanmış toprakların tohumlanmasını sağlamalıyım…. Ama ben, kodlanmış, tohumlanmış o yücelikleri Kürzi kapı yapıp, Bütüne gerçek geçişleri yaptıramazsam, alış veriştir sadece yaptığım….. Ve ben, bu alışverişi kendimden öte olmayan kendinden yaparım.

Bana, “el ayak” denmeden evvel” insan” denemez…. Bana,” el ayak” denmeden evvel” insan” denemez… Çünkü ben, el ayak olmalıyım ki; insanlık olayım, insanlık….. Çünkü ben, Bütüne görevliyim…. O halde ben, Bütündeyim ama ben Bütünde görev yapmazsam insancıyım sadece…. Ve benim, insancık oluşum, bende has ışığın olmayışıdır…..

İşte canlar, ben dünya, o dünyada ümmi kapıları açan ışık beden ve o beden de kelam olan ilmim… O ben, ben oyum.

Yaşam, Allah’ın ilmiyle olmadıkça yarınlarda olunmaz…. Eğer yarınlarda olamazsak yolcu oluruz sadece…. Ama biz, yol olmalıyız ki; her diriyi, hak edebilelim.

Dünya öz görevdir… Orta Kapıların tümünü açtığınız zaman göreceksiniz ki; ortanın daha ortası ve daha ortası olur, her ortanın bir ortası olur…. İşte tüm ortaların, ortası Kürzün kelamdaki o kendi yoğunluğunuz olan ortalığıdır…. En ortasıdır ki; o merkezdir… Sadece bir tek ışık....Her şey, herkes o ışık… Ama her şey ve herkesin o ışık olduğu kelamda kendi yüreğiyle dilenmedikçe…. O ışıkta, kendini hak etme imkanı yoktur.

Çok mutluyum ki; burası, Bütünün gücüdür ve buradaki bu çalışma, nefsi aşanların yoğunluğuyla olmaktadır.

Amon Topraklarının toplumları, burada bugün çok özel çalışma yaptılar. Kasaları doldu…. Müthiş bir güç kayıtladılar dünyaya… Ve Amonların bu gücü Allah ilmiyle dünyaya indirişleri, büyük kütlenin kodlanışı için şarttı…. Ve Amonlar, mutlak Kuranlar olarak, bire hizmet için geçtiler.

Esmaları dürümlerlerken de dünyanın gücünü hak etmiş olduklarından büyük kütleyi kodlamışlardı... Bugün, Alemlerin Rabbi olan ilim, aklın tekniğinde, Bütünün gücü oldu ve toprak toplum, tohum oldu.

Kare sistemi, Küpe tüm zamanlarda kodladıktan itibaren…. Küp, Küreye tohumlandı…. İşte her şey buydu ve küre, kürzi keyislerin en üstüdür.

Canlarım, el ayak çekildiğinde, her şey tohumlardan çıktığında, kontrol dışı bilişliler, tüm insanlığa indiklerinde….. Ve yolu kaybettiklerini anlayamadıklarında sizden, size vararak sizi, kendi yüceliklerinde kontrol dışı kayıtlarıyla kantara koymak isterler…. Ama kantarda olan kendileridir aslında ve biz onları kantarlara koyduk ve tarttık.

Şu anda da hepsi tartıdadırlar ki; onlar, doğanın gücünü dürümlerken bilginin kelamını kendi yürekleriyle dillemek için BSUİ’nin gücünü tüm zamanlardan ayrı tutarak….. Aklın tahtından çıkarıp, dünyalıları maya olarak kendi yüreklerini dünyaya çekmek istemiştiler.

Ete girmeye niyetlendiklerinde, etsizdik…. Yolu bulmaya niyetlendiklerinde, yoldan çıktılar…. Toprak toplumu tohumlarıyla kodlayacaklarında, aklın tahtında kötülüğü önledik… Ve güçlerini kontrol ettik.

Sevgililer, dünden bugüne, bunlar oldu…. Biz nereden geldik?... Yerden geldik…. Neden geldik?... Yaşamı kontrol için geldik… Aha, bunun için buradayız.

Esmaları dürümleyenlerin tohum olarak, Bütüne göreve taşıma niyetleri olduğunu bilerek bu çalışmayı yaptık ve koruduk yaşamı… Dün, ölü olanlar bugün dirildiler…. Çörek yapmışlardı geçmişte…. Bugün, ekmek oldular…. Hepsi, Rahmi Kuranda hasatçıydılar.

Aşağı yukarı, bin yıldır dünya için kodlama görevi yapıyoruz… Bunu yaptığımızı daha evvel söylemedim…. Ama biz ,burada bu yoğunlukta hep bunu yaptık….

“Ha”, diyeceksiniz…. “Siz, nereden nereye geldiğinizi anlatın.”

SÜPER İNSANLIK DERNEĞİ

https://youtu.be/CwBYXcKvud0

 

10.EKİM.2015 TARİHLİ “ DÜNYANIN GÜCÜ” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK, ÖZ BİLGİ, 3. AKIŞ (SON AKIŞ), 2. BÖLÜM

Ana kapıyız biz, dünya için ve biz Mit’iz… Tanrılık Işığıyız…. Dünya, öz geçişini yaptığı zaman büyük kütleyi kodlarız, kontrol kurarız, karanlığın ışığını yakarız ve Bütünü güçlendiririz, temiz bir zamanı kayıtladık dünyaya…. Bu temiz zaman, ağır yükün hafiflemesinden itibaren olacak.

Ezdiğim, ezdirdiğim hiç kimse yok…. Bunu neden söyledim?... “Ezeriz, geçeriz” diyenleri, Hak tahtan uzaklaştırmak istemekteyiz…. Eğer bir yaşam, dünyayı ezmeye gelirse, ezileceğini anlamalıdır…. Dünya ezilmez ki; dünya ezmez…. Bugün biz, dünya olup sesleşiyoruz… Hiçbir zaman, dünya ezmedi, her an dünya ilmiyle kodlanmış ışıklara, yer güç kattı… Ve o gücü, Bütünün gücü olarak kattı… Haliki hak olanlar bunu anlasalar, büyük kötülükler önlenir.

Dünyada öz geçişlerin yapıldığı bugün, kör sağı olanların gönüllerinde kir, tüm zamanların ilminde kirliliğe yol açtı ve bilişli olamayanlar, kodlanamayanlar, kalemden çıkanlar, kervandan ayrıldılar.

Açı daralır, dünya yol olur…. Açıyı gerçekten daralttık bugün ve dünya yol oldu…. Biz daraldık mı? Hayır… Dünyada, ışığı yaşama çekmek için bunu yaptık.

Sormayın, dünya neden kötülükleri yaşıyor?... Kalemin ilminde kötülük yoktur… Kopup gidenlerin yıldızlardaki kırıcılığıdır olan… Kimse kimseden kopmamalıdır….. Ama kopup gidenler, toprak toplumu tohumlarından çıkartmak istediklerinde…. Kelamda, ilimde ve Bütünde mahrekin Kuranı kontrol kurar ve yolu kapar…. Oyun değil bunlar, gerçektir.

Açılar daralır, aklananlar aklanır, kati tohum olanlar kodlanır, muktedir olanlar, yaşama kaynak olurlar diğerleri kelamdan çıkarılırlar…. Eli olanın yüreği olur…. Eğer el yoksa yürek yoktur.

Sayın bayanlar, sayın baylar, karayı beyazdan ayrı tutarız… Yarını ışıktan çıkaranları miraçtan çıkarırız, mutlak Kuranı kontrol altına alanları kodlarız…. Orta kapıları kapatmayanları, akıtırız…. Yedi dünyanın görevini yapanlarıysa, muktedir kılarız….. Mutlak Kuran olanları, kontrol altına alma niyetimiz asla yoktur…. Çünkü onlar, kelam olup akıl olup, Bütüne görev taşıyacaklar.

Çalan çerçevelidir, çalınan çerçevesizdir… Birileri, ilmi çalarlarsa çerçevelenirler… Çalınan ilimse, kalem olur, kodlanır, tohumlanır bütünlenir ve çalınan her kelam, Bütünde görev olur.

Sevgililer, yedi doğum yaptı yaşam Allah’ın ilmiyle ve doğumların tümünde mutlak Kuran olduk… Özü gözü olmayanların sözü de olmayacak bu kesindir… Ve sözü olmayanların geçişi yaşamda olamayacak.

Yaradan Tanrı yarattığında, tohumlarını kodladığı için büyük kötülükleri önleyebilir…. İnanın ki; dondurulanların çoğunu kontrol edebildik. Dondurulmuş olanlar, Bütüne hizmet için çabalayıp, geri dönüşlerini yapıp, kelam olup, Bütünün gücü olmaya gelenlerdir... Onların, tümü kodlandı, kontrol altına alındı ve tohumlandılar.,,

Yere göğe aklı ektik biz… Aklın tınısını bilen, kelamın dürümlerinde kendini diller…. Eğer o tınıyı, hak edip dinleyen varsa Mikail’in gücü olur, Bütünün Kürzi kapısında ışığı tohumlar ve sonsuzlaşır.

Cemaatimin gözü açıktır…. Kaşık, kaşık içtik yücelikleri. Her yüce, Bütünün gücü oldu, Bütüne insanlığı indirdi…. Ve biz ağır yükü hafiflettik.

Soyu soyumuz olan yarını tohumumuz da olan, bilişi has istahsilde olan biz olur.

Ağır yük taşımayız canlar... Koyu, çok koyu bir ışığız bugün biz ve bu ışık mutlak kutsal ve has ışık halinde, tekno kodlarla, büyük kötülükleri önleyecek gücü, doğumla gerçekleştiriyor.

Dünyayı yıldızların ışığından çıkarmaya çalışanların tahditlenmesi gerekir ki; bunu ancak Bütünün gücü olup yapabilirsiniz…. Ve dünyanın yıldız ışığıyla sesleştiği bir günde Medine’nin gücü toprağı tohumlamaya yetmeyeceği kesindir… Ve bugün artık Na-Har olan kati kodların, Bütüne görev taşıması gerekmektedir.

Saydığım birçok ışık var… Hikaye dinlediler tüm zamanlarda... Onların yolcuları, Bütüne göz olmaya çalışsalardı, tüm zamanların yolu açık olurdu.

Yaradan artık yaratılanı kontrol etmeye niyetli olmayacak... Yaşamı kodlayanların büyük kütleyi kodlamaları gerekir… Kapıları açmayanlar, yarına varamazlar... “Ben davayı kaybettim” diyenlerin diriliğinde kontrol dışı ışık kat kat olur, Bütüne göz olur, mutlaka olur da kardeşlerini, hak edip dillemelidir.

Sevgililer, ortalık karıştı, gözünüz görüyor… Ortalıkta ta karışıklık yoğun, gözünüz görüyor…Çoluk, çocuk hepsi ... Sessiz zamanları dinlemeye çalışanların çoğu küçücük ışıklar…. Biz, onları kontrol edebilir miydik? Etmeye niyetimiz olsa ederdik ama görüyoruz ki; Lütfi Ka-Ha olan insanlık, yedi dağın ışığı olduğu zaman kendini koruyabilecek.

Cehalettir olan, sıkıntı cehalettendir, kaynak dışı bilginin kontrolsüz olarak tohumlara indirilişindendir... Sanmayın ki; kontrollüydü bilgi dünya dürümlerinde…. Her şey, kendinden kendine kayıtlanmışsa kalemde olmayanın, yarını olamayacaktı.

İyi ki, iyi ki; dünya kodlandı ve koklandı.

Sultanlar, toplam iki yüz ışığımız, düzeni kurmaya gönderildi yaşama... Bu iki yüz ışığımızın, ilm-i Ka-Ha olarak bilişi kodlaması şarttı.

Sedir, bizim yüreğimizdeydi…. Bu sedire, kutsal topraklardaki tohumlarımızı oturttuk… Kimsenin kılı kıpırdamadı… Kendilerini kalem sayan, bilgi alıp, bilgi verdiğini zannedenler, kendi yollarını kapattılar ve doğanın gücü onların gücünden ayrıştı…. İşte yıllar yılı yapılan tüm çalışmalar, tohumları kontrol edebilmek için yapılmışsa da kendilerini kodlayamayanlar, mutlak Kuranlarını kayıtlayamadılar.

Selin geldiğini göremediler ve bugün sel yaşama indi… Öyleyse koruyalım yaşamı…. Hadi koruyalım…. Biz ölüyü diriltiriz ya, biz yürekleri güçlü kılarız ya, kodlarız ya tüm zamanları, ışıkla dinleriz ya… Hadi koruyalım yaşamı…. Neden?... Miraçtandır da ondan.

Her an, has ışıkta miraçtadır. Astral tahtların tümü, mutlak Kuran olup mukeddis ilim hakimleri olarak buradalar… Hadi koruyalım yaşamı.

Seyrettiğimiz her şey BSUİ’nin gücüyle oluyor… Barış, sevgi, umut… Ya hu nerede insan?.. Yok..

İşte canlar, insanı hak edelim…. Biz, barışı, sevgiyi, umudu dillerken, insanı ihmal ettik… Unuttuk…. Hadi, insanı dilliyelim.

Nedir insan? Kalemdir… İnsan soyu; kalemdir, yerkürenin geçişidir insan soyu…. Her diriyi kodlayarak, toplayarak, kaynağa alarak geçirir ve insan Allah’ın Levhi ışığıdır… Hadi geri dönelim, insanı hak edelim.

Koruma altına alalım insanlığı, misafir değiliz yaşamda…. Dünyayız biz. Bu dünyayı koruyalım, bütün kötülükleri aşırtalım… Karanlığın tahtında ışığı tohumlayalım, kodlayalım… Atlanta Ata Kapısında, her diriyi kervana katalım, gelin hak edelim yapalım.

Merdiven Mikail, nefes, insan… Yaradan, kelam ve biz, o kelam olan merdivenin nefes olan sistemi… Biz oyuz, o biz… Öyleyse başaralım. Hep, dünyayı korumaya çalıştık. “Ol” dedik ..”Ol”.. “Ol”.. “Ol”, öz görevdir bu...

Dünya, muktedir bir sessizliktir... Bu sessizliği seslendirmek, her birimizin gücüyle olacak…. Kara ışığı yakalım ve ak tahtı tohumlayalım gelin Medine’yi güçlendirip mahreke Kuran yapalım…. Hadi gelin, akıp geçelim…. Biz, doğanın gücü olan insan soyu, ölüyü diriltelim… Geçin hak edin.

Kara ışık, biziz canlar, muktedir ilim biziz, misafir değiliz bu yaşama… Mitos İlmini, tohum olarak, tüm zamanlara indireniz biz…. Kelam ilminde, akıl biziz…. Has ışıkta, tohum biziz. Ölüyü diriltecek, biz olan bu birliktir. Geçin insanlığı hak edelim.

Yalan, dolanla geçen bir zamanı kodlayanların, ışıklarını tohumlayanlara biliş ilminde… Dünya rüya boyutlarındaki o yoğunlukta ışık kapısını açarken, evrenler sessizdiler… Onların Levhi kapısına, ışığı kodlarken de sessizdi evrenler.

Vala-Si-Ka-Ha-Si, Sistemin Kuranı; insanlık… Aha bu!

Şeytana, aşk… Bize, akıl gerek…. İnsanaysa, kaynak gerek… Hadi kaynağı, tohumlayalım…. Geçin de, kodlayalım tüm insanlığı.

Boru ötüyor, hadi canlar… Sura üfürdüler ya, üfüren, nefsi aşan insan… O biz, biz oyuz….. Geçin de kontrol edelim, hadi canlar..

Kaç bin kez söyledik, “dünya kodlanır, koklanır, tohumlanır, kontrol edilir” diye, elimizdedir bu bizim…. Başımız eğilmeyecek, gelin örtüleri açalım ve koruyalım yaşamı.

Soyumuz dünyada, biz burada, bu yoğunlukta, ruhi kapılarda, Bütüne görevliyiz… Şimdilik!…Aha bu!... Şimdilik!... Aha, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/PEiPgNkgSlA

 

 

…………………….

 

KERVAN BİRLİK ÇALIŞMASI

 

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU

Hüseyin Akdağ ile,

1. BANA BİR MASAL ANLAT

2. GÖNÜL

3. OLMASA MEKTUBUN

4. SEVDİM SENİ BİR KERE

5. KARLI KAYIN ORMANINDA

6. SEV KARDEŞİM

 

https://youtu.be/Ob4Qjna460M

 

19.09.2015 "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 1. Bölüm

Ben dünya, bu gün size ben hitap edeceğim. Başım dünyada, tüm İnsanlığın tuhaf saymasına karşın İnsan soyunun kuranı.

Değerliler "tuhaf" dedim, unutmayın dünya bütünün gözüdür. Göz olmak için kontrol gerekir. Bu toplum İnsan kuranını mutlak kutsal tahttın kelamıyla dillerken, kervanın kuranı olmak, kodlanmış olmak ve büyük kötülükleri önlemek kendi yüreğinizde mümkünse de kil, kum olan İnsan için mümkün olamaz.

Kaç akıl tahtına vardınız?.. Kaç yarını tohumladınız?.. Kaç kontrol sayfalanışı yaptınız ve kutsal tekniği tohumlarla kaleme kanat takıp kayıtladınız?..

Sayın bayanlar, sayın baylar; kare sistemin ilmi kapısında bütünün gücü olan birliklerin tüm zamanlara kodlanmış ilim olarak inmeleri kolaydı, indiler!.. Mutlak kutsal toplumu tohumlayarak, Mikailin kürzi kapısında ışığa kaynak yapmak kobra ilmi için kolaydı. İlmi Ka Ha'da başımız eğilmedi ve bunu da yaptık. Er yada geç yapılacaktı ve yaptık.

Mır Ka Ha Si Mır Ka Ha Si Si Ha, çantanız İnsan kalemlerle doldu. Bütün kötülükleri aşıp geçtiniz, ağır yük taşıdınız. Er veya geç yapılacaktı yaptınız, aha bu!...

Cennetin nefesi cevheri güçte, bütünün gözünde, sistemin diriliğinde hepinizin yüreğinde miraçta kalem olur, aha bu... Ve oldu!...

Temiz bir zamanı kodladık canlar. Buyurun, kodladık... Bütünün gücü, bütünün yüreği, bütünün kütlesiyle kodladık... Mutlaka kodlayacaktık ve bunu da yoğunluğumuzda yaptık!

İnsanlık ekmekti, yer küre ekmeği dilledi, dinledi, tahditledi, hak tahtta kaynak yaptı, aha yaptı... Hepsi hepsi levhide, kelamda mevcuttu... "Ol" dedik, oldu!...

Kuranı Kerim ekmek için ses verir. Der ki; "ekmek, akıl tekniğinde tüm zamanların levhisinde yaşamı kodlar." Koklar, artık bilin ki kodladı, koklattı!.. Er yada geç ol diyecektik ve ol dediğimiz anda oluşturacaktık ve "ol" dedik oluşturduk!..

Körü gözsüz saydınız, sözü sistemsiz saydınız, İnsanı kelamsız saydınız ve dedik ki "ol" oldu!...

Şu ana kadar yapmak istediğimiz her şeyi yaptık. "Kimse kimsenin kelamında, kuranında olamaz" dedik!.. "Ol" dedik, oldu!...

Canlarım; "arı bal, bal arı" dediler... Arının ilminde bal, balın ilminde arı olur, ama kulun lütif kapısında kelam olur, bunları bilin!.. Burada oluş sebebinizi mutlaka net bilin!..

Mikailin Kürzi Kapısı'nda ışık olmaya geldiniz, bilin!.. Nakarın kıranında kırılan her diride kelamı tohumlamaya geldiniz, bilin!... Unutmayın, yaradan ve yarattığıyla yaratılan ekmek yapar. Yapılan ekmek, levhide; ilmi Ka Ha'da ışığı tohumlayış ve yolu açıştır!..

"Var, ekip ol" dedik!.. "Kalem ol" dedik!.. "El ol, ayak ol, ilimde diri ol" dedik!.. Olduk, işte bu!

Samanyolu sizi dinliyor şu anda canlar. Net olarak... Kini aşıp, yolu açan birliklerin tümü burada bu gün. Muktediriyetle biliniz ki; kalemin levhisinde has nergisler açar. O nergisler, yarının kuranlarında kodlanırlar ve koklanırlar, bilin!...

Bana kapı aç dedikleri zaman, durdum ve dedim ki; "açmam", "aç" dediler, "açmam" dedim, "aç" dediler, "açmam" dedim... "Evrim yapında gelin" dedim... Ve dediler ki; "evrim nefsi ka ha'da olur, bizim evrime; ilmi Ka Ha'da, iradi yaşamda olmaz" dedi yüce ilim kapısı...

Dediler ki; "nereden geldin".... "Rahmandan" dedik!.. Neden geldin?... "Aklın kapısından geçip, bütünün gücünü tüm zamanların kürzi ışığıyla yakmaya geldik" dedik... Dava İnsan soyudur canlar...

"Kurtul" dediler "bu yaşamdan"... "Git" dediler, aha bu!.. Ve dedik ki; "artık dince, dirice, yücece değil, merdivence konuşacağım, hadi çıkın" dedik!...

Değerliler, çıkmak kolay... Ya korku varsa çıkışta, ışık yoktur... Düzeni kurduk, bütünün gözü olduk, kodladık, kokladık... Tatlı tuzlu ne varsa kayıtladık!.. Verdik bilgiyi, ak kapıları açtık. Cennetin cennet olduğunu bilenlerin, cevahir olup tüm zamanları dürümlemelerini sağladık.

Yedi doğum yaptı dünya!... Bir tekinde kırıcılık yoktu. Marka bir çalışma yaptığımızı dilledik. Dediler ki; "marka, nefsi ka ha'da olur". "Ol" dedik, kürzi kapıda olur!.. "Ol" dedik, kalem olur kodlar tüm zamanları yolu açar, bitişir birliklere" dedik!.. Dediler ki; "et kemik olanın bunu başarma niyeti varsa da, imkanı yoktur, ikmali tamamlar Mikail olur, kürzi ışıkta yaşar ve sayfalarında kaynak olur... O zaman olur mu?... Bütün kötülükleri aşar mı?... Yaşar mı, bilinmez" dediler...

Arka, ön yok canlar!.. Mutlak kuran ilimdir!.. Bunu biken, haliki hak olup bilir!.. "Betkin olan ekip kuramazsa, ışığı olur mu acaba" dediler ve "sorumlu olarak İnsanlığı kontrol et" dediler... Artık kodlanmış ışıkta kontrol, bütünün birliğiyle olur!.. Aha o birlik, tüm zamanların yaşamı olan doğal sistemdir!... Bunu anlattık, miraçta bütüne!

Değerliler, miraçta bütüne anlattığımız her şey Rahman olanın kuranından okundu!.. Doğduk, öldük, olduk, aha bu! Yaradan ve yaratılan; tanrılık tahtında oturur! Biri yaratır, diğeri yaratılır öyle mi?... Artık anlayın ki; yaratan yaratılanda yaratılmışsa, orada tanrılık ışığı tahditsizdir ve bütünün ilmidir!

Men etmem dünyayı kuran okumaktan. O kuran; nefes olup, tohum olup yaşar. Ama şunu bilin ki; Mikailin gözü ilmi Ka Ha'da ekip kurduğunuzda sizin yüreğiniz olur. O yürek merdiven kurar tüm zamanlara. Orada altın tanrılık olur, tabular yıkılır. Yaşar, yaşatırsınız tüm zamanlarda bilişi... O biliş bütün olur.

Korkmayın, nurdan kuran olan İnsan soyudur, korkmayın!... İnsan soyu yalındır, hastır, yaradan ve yaratılanın ışığıdır. Aha o kültlerin en yücesinde göz olur, söz olur, sesleşir...

Çan çalıyor, canlar... İlmin çanıdır çalan... O çan, hepimizin yarını için çalıyor... O çan kalem için çalıyor... Yaman bir tohum için çalıyor... O tohum, büyük kötülükleri önleyecek tahditsiz güçtür!... Ve hepimizin gücüdür o... Bunu anlayın!

Kim "ben varım" derse, öz görevlidir!... Kim "ben varım" derse, yalın ve hakiki levhide kaynak ışıktır!.. Kim "ben varım" derse, muktedir İnsan soyudur!.. Ve "ben varım" diyen, muktedir olduğunu hak edip dinlediğinde, kalemin levhisi olur, bütünü güçlendirir ve kendi yolunu, kendi yüreğini dinler!... Biz bunun için bu çalışmaları, nefis haliki hak tahtının gücünü kök sistemlerden çıkarıp yapıyoruz ki; kimse nefsin ışığı bu yoğunlukta varlık sürüyor demesin diye!...

Artık şunu iyi bilin ki; mutlak kutsal toplum olan ilim, hepimizin kelamında mevcuttur. Bana "Nakar" denir dediğim zaman, sorgu sual ettiler. Eşyada Nakar var mı? diye... Nakar, hepinizin net bilmesi gerekir ki; ilmi Ka Ha'dır!... Onun etkisi yücedir. Ve o, herkesin gözünden öte bir göz olduğundan; kelamda olamayan onu negatif bilir!... O pozitiften öte bir söz söyler, "kaynak" der, "has" der, "kapı" der, "aç" der, "geç" der ve "yaşa" der...

Dağlarım, ben turkuazın kuranı olan İnsan soyuna dince değil, İnsanca konuşurum bunları bilin!.. İmanın tahtında insan oturur, bilin!.. Her diri kendini hak ettiği zaman yaşar!... Yaşam, nefesin kürzi kapısındaki ışıktadır!..

Kare sistem kör, sağır ilmi Ka Ha'da Mikail gücü olsada yaşamı kodlar ama koklar da o sistem küp topluma vardığında; kutsal ışık haline dönüşür. Ve dava açar yaşama der ki; " öz görevi hak et, yarat ve yaşat" ama dava; hak tahtın tahtındaki o yoğunluktan diri halik olup, hak ilmiyle inmedikçe her diri ocakta olamaz. Som altın ışığın bütüne varışı, bilişledir! Geri dönüş, tüm zamanların lütfi kalemiyledir ve geçiş yapılır!

Sultanlar, artık şunu iyi bilin ki; maya tutmuştur!.. Ve bu gün artık küp zirveler sistemi tohumlayarak küre kalemlere varmışlardır. Kürenin levhisinde yaşam vardır, bilin!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/lWG83deN30I

KERVAN

19.09.2015

Dağlarım, alıverin dünyayı ve hak edin… Ben dünya ve sizi hak etmeye çalışmaktayım.

Amonlar, kul olup Kuran okurlar. Biz ise kelam olup ışık oluruz.

Dünya dışı varlıklar, Düzeni kurmaya geldiler. Gelin!... Allah için gelin ve deyin ki “hak ettik.”

“Vatan insandır” demiştik. O vatan kalemdir de. O vatan, ışıktır aynı zamanda ve siz ile biz ile dürümlenir…

“KARE KALEM” (KARE SİSTEMİN KALEMİ) olur; KÜRZİ KELAM olur ve YOL olur. KARE SES olur ve KAYNAK olur. Orada BİZ vardır.

KERVAN yürür. İşte yürüyor!... O KERVAN, NEFES olup yürümekte… KELAM olup kodlanmakta ve YOL olup kalemden güç alarak kapı açmakta.

Açılan kapıda, arzın ışığı yandığında; artık KERVAN, KÜP SAYFALAR’a (KÜP SİSTEM SAYFALARI’na) varmakta. Aha vardı!...

Şimdiki KALEM daha güçlü; zira, KÜP KAPILAR’dan KAYNAK olup; SİSTEM olup; UMMAN olup YOL oldu ve KERVAN, KÜRE KAPILAR’a (KÜRE SİSTEM KAPILARI’na) vardı.

KÜRE KAPI, IŞIK KAPISIDIR. Orada insan soyu, ışık haline dönüşmekte… İşte Can Kalemler (Yaşamı Yazanlar); Dünya, KELAM olup yaşarken; hepinizle, KÜRZİ KAPILAR’ı açarak, kendini kendi yaşamına kodladı ve yolu, kötülükten ummanlara kayıtlayan kırıcılıktan aşırtıp; kendi yolunuzda KÜBRA KALEM oldu.

Sezilerin ötesinde, biliş halinde BİZLEŞTİK… Aha bu!…

KÜRZİ IŞIK YANDI CANLAR… KÜRE KALEM YAŞAMA İNDİ… ARTIK KÜRE KALEM’LE YAŞAM YAZILACAK. Bunları bilin…

Bu kalem, insan soyu için mutluluk olmalı. Zira artık ışık haline geçen bir sayfadan, yaşam kodlanacak ve sonsuz zaman kul olup kürzi olacak. Kürzi kaynak, sizleşecek ve biz olan o Yücelik, kini aşanlarla tohumlanacak.

Dünya, kulluk için hazırlanmıştır. Aha bu!… Şimdilik!... Şimdi!... Şimdi!... Şimdi!... Ve şimdide!... Aha bu!…

Yarını hak eden her diri, kuldur. Yarını hak eden her diri, Kuran-ı Kerim’dir. Yarını hak eden her diri, kapı açıp temiz bir yaşama girebilir.

Sizi hepimiz kucaklıyoruz. SÜPER İNSANLIK KELAMI’nı, has ışıkla kodladık. Sizleri, tüm insanlık adına kutluyoruz. Aha şimdide!... Şimdide!... Şimdilik!…

Ve zirvelere vardık. Ayrı gayrı yok ki!... Maya tutmuştur canlar. KELAM, LEVHİ HALİK OLDU. Aha bu!… Şimdi… Ve şimdi!... Şimdi!... Aha şimdi!...

Veyl kaynaksızlara; veyl kalemsizlere; veyl kırık olanlara… Aha helal levhi, Halik İlmi’nde Kuran oldu…

Yaz can; yaz!... Savaşın galibi ilimdir…

Yaz can; yaz!... Işığın Rahman’a ulaşması nefestir…

Yaz can; yaz!... Atlanta Ata Kalemi yazdı.

Yaşa can; yaşa ve yaşat!... Şimdilik!...

Kim zamanı hak etmişse “işte bu” der.

Kim Rahman’ı hak etmişse “şimdi” der.

Kim kulluk yapıyorsa; şeytan, şer yarattırır ve dirilikte kelam eder ve der ki “şimdide.”

Aha şimdide, Şeytanı kodladık ve kontrol ettik… Negatifin kontroludur olan. Mutlaka bilin ki şer yaratan, şeytanı kontrol etmek için yaratır; yaşatır ve koklar ve kodlar ve kontrol kurar…

Ulular; SOL, sizi size kapı yapar. SAĞ, sizi size yaşam yapar. SES, sizi size Kil, Kum İlmi’nden kelam olan ışık yapar. Ve siz, zamana kaynak olduğunuzda; TOHUM olur, SİZ olur ve YOL olursunuz. O zaman İNSAN olursunuz. İşte bu!... Aha bu!… Ve zaman sesleşti. SİZ, SİZLİK ve YÜREK; zirvede sesleşti. Aha bu!…

Ali’ye, Halik gerek; yarına, kaynak gerek; bilişe, kulluk gerek; cennete, cevher gerek. Aha bize iman gerek!... Biz, imanla ilmi kolladık, kodladık ve yaşattık.

İnsan, kanatlanır ve KALEM olur ama kanat olmadıkça, ZAMAN olamaz. Zaman olması için KELAM etmesi gerekir. Aha bu!…

Şükür ki bu gün de çok güçlü bir yaşam kaydı yaptık. Yapılan kayıt, tüm insanlık içindir. Mesihler, kelama vardıklarında, verdiğimiz tüm bilgiler bilinir. İşte bu bilgilerin bilinebilmesi için kelama varılması gerekir. Aha şimdide… Ve şimdi… Ve şimdilik… Aha bu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI, 2. BÖLÜM, AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ

Kurullar toplandı bugün burada. Her kurul bilgi kalemi olarak Mikail’in gücünü kendi yüreği ile dillemeye çalışacak.

Biz onlara göz verdik. “Gör” dedik. “Özce, sözünce, yüreğince dille” dedik bilgiyi. Ve dediler ki “Samanyolu Galaksisi’inde, Aklın Tekniği’ni senin yüreğinde dilleyecekse, sen kodla yolcuyu. Ben kodlayamam; kodlayamam! Toprak Toplum artık kendini hak etsin; dileğim budur.

Bundan sonraki süreçte, artık kibri hak etmeyen Hakk olup bu meclise gelir ama kibri Has Işık diye dilleyen bizsizdir. Bunun içindir ki; burada bulunan çok az sayıda ışığımız var. Onların yoğunluklarında bütüne görev taşınır ama Medine’nin gücünü tüm insanlığın sözcülüğünde, sessiz zamanları dilleyen diye dinletenlerin bu mecliste yoğunluğu olmaz.

Medine bir Güç Kapısı’dır. Bunu herkesin net bilmesi gerekir. Biz o Güç Kapısını açtık ve tüm zamanları kodladık.

Otu kopardığımız günden bu güne, herkesin daha yüce bir zamanı kayıtlayabilmesi için ışık yaktık. Medine İnsanı, Allah’ın Levhisi’nde Bütünün Gücü’ydü. Bugün daha güçlü bir zürriyet, bütüne görev taşıyacak; bu kesindir. Ve bu zürriyet, Mitosların tüm Zaman Sayfalanışlarındaki ışıkların üstüdür.

Altın Tanrı, tahtında Kutsal Işık Yağmurları altında Bütüne göz olurken, her dirinin de kendi sözünü, kendi sesini dillemesi gerekir. Mutlaka bilinsin isteriz ki; kontrol bizdedir.

Altın Işık, birliğimizin gücüdür ve bu gücü tüm zamanların gücüyle dillediğimizden beri Rahmanın Kuranı olan insan, ağır yükü hafifletebilmiştir.

Cemaatimiz çok güçlüdür canlar. Bu güç Altın Tanrı Kuranı’nda da yazan güçtür. El olup, akıl olup, biliş olup, yer kürenin gözü olup, sesi olup, temizlik yaptık. Kibri aşanlarla çalıştık hep.

Atlanta Ata Kapısı; kelime kelime bildiriyorum. Ki net anlatılsın ve hak edilsin diye, Birlik Kapısı’dır. Bu birlik ekmeğimizde, yüreğimizde ve yoğunluğumuzda mevcut olan bir sırdır.

Bu sırrı herkesin anlaması imkanı olmadığından, ekibimizin gücüyle bunu dillerken, Toprak Toplumun tohumlarında bu bilgiyi hak edip okuyanların kalem olup yazmaları mümkün olabilir.

Emin olun ki dondurulan birçok yüce var. Onların çokları Mutlak ve Kutsal olan Işıklar olup tüm zamanlarda yaşatıp, yarattıklarıyla varlık sürerler. Ama onların tohumları kontrol edilebilmek için, donmuş halde bekletilirler. O donmuş olan yücelerin, Aklın Tahtında, Işığın Toplumuyla birleşmeleri şarttır.

Her diri Aklın İlmi’ni bilebilir mi? Mutlaka bilmez. Onun içindir ki bizler aynı yaşamda, herkesle bu çalışmayı yapamayız, yapma imkanımız yoktur.

Su Altı bizi söz, göz, öz olup dinlemek istiyor. Onlara söz vermemizin gereği mutlaka olacak ama şu anda değil.

Dağlarım, ekip kurup da yaşama inmemizin tek nedeni, Allah’ın Levhi Kaydını yapaktır. Bu kayıt, İmparatorluğun Kuranı’nda yazan kayıttır. Muktediriyetle biliniz ki bu kaydı hepimizin yoğunluğuyla yazdık. Ve bugün, burada büyük kötülükleri önleyebilmek üzere birleştik.

“Bu kötülük nedir?” diye sormayın. Hepinizin, herkesin anlatabileceği bir kötülükten söz etmiyorum. Ama bu meclisle yapılan bu çalışma, Kübra Işık’ta, kör ve sağır olanda kötülüğü önleyecek güçtür.

Savaşımız kini, nefreti aşan insanlığın, kendini hak edebilmesi savaşıdır; bunları bilin.

Ortalar ve uçlar tektir. Ortalarda yol olur, uçlarda kontrol olur. Her biri Kalem olur ve Biz olur ama ortanın gücüyle, uçların gücü farklıdır. Bu nedenledir ki, toprağın topluma ışık olması değil; toprağın Kuran olmasıdır beklenti. Hepinizin gözü gözümüz, yüreği yüreğimiz, yaşamı yaşamımızsa ayrı gayrı biter.

Sevgililer, elim Ümmi Kapılar’dan çok daha öte olan Kürzi Kaynaklara ulaştığından, sizden daha güçlü bir sizle diriliği tohumlamak isteyen birlikler, bizi bizden çıkarmaya indirler.

Kapıları kapattık ve dedik ki “kaç ekmek yaptığınızı gösterin!” Ve dediler ki “biz akıp geçtik.” “Kaç Kuran okuduğunuzu sözle, sesle dilleyin!” dedik. “Aşkı hak ettik” dediler. “Kayıt yaptınız mı dedik?” “Yok” dediler. “Özden söz olup güç kayıtladınız mı?” dedik, “Hah…Aha!” dediler. Şanslı; şanslı değiller. İlm-i Ka Ha’da bilişi kodlamaya gelmişler ama yollarında kontrol yok.

Dünya biziz canlar. Bunun içindir ki bu çalışma, Kutsal Işık olup tüm zamanları tohumlayanlarla sürmesi gereken bir çalışmadır.

“Buyur, geç” dedik dünyaya….. “geç!” dedik. Yaşam, İnsan Soyunun İlmi’dir. Dünyayı geçirdik ama neden? Tanrılık tahtından ve yaşamdan dolayı, ağır yükü hafifletenden dolayı geçirdik.

Değerliler, Rahman’ın Kuranı İnsan Soyu’dur; bilin. Kaynak Işık, insanlıktır; bilin. Öz kelam, İnsanlığın Levhisi’dir; bilin. Bizi bilin. Mikail’i bilin, yer küreyi bilin.

Dünya Öz Güç’tür. Aha bu!

Ve bu Öz Güç, Bütünün Kürzi Kapısı’nı aştığınızda her bir yaşamın gücüdür. Esmaların dürümlerinden öte bir güç bunu bilin.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/ID3ponY6whU

 

19.09.2015 ‘’KERVAN’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Nefesin kaleminden ışık olduk ve merhaba insan, merhaba doğa, merhaba yaşam, merhaba dost, merhaba ışık, merhaba sistem ve merhaba göz olan dünya ve dünya şimdi ışığını yaktı ve muhakkak ki o ışıkta yeni zamanın cenneti vardı.

Bugün her uyanan, yüreğiyle barıştı ve bu barış sayfasında ışığı yakan, kelam olup kaydı kelama akıtandı. Akıttık canlar! Kervan yürüyor, deve kalktı ve o devenin sırtında bugün yaşam vardı ve muhakkak ki bugün her yürüyen, yürüdüğü yolda ışık olup kendine vardı.

Sorgu sual edenler varmış: ‘’ Yahu nedir orada işin? ‘’ Yahu ben cennetin levhisindeki törenlerden dillenenim. Beni buradan gitti de buraya geldi mi zannederler? Ben hep burada olan diriyim. Bilin ki her anın ışığıdır benim levhim ve olduğum yer benim cennetim.

Canlar, yuvamdayım, hoşgeldiniz ve sanmayın ki yuvama ziyarettesiniz, yuvanızdasınız, hoşgeldiniz ve biz bugün bizdeyiz ve biz olduğumuzda, aha ki o yaşam kelamında cennetteyiz.

Şeytan karşıma çıktı, beni gördü. ‘’ Ne işin var burada? ‘’ dedi. ‘’ Ah, can! ‘’ dedim ‘’ Olduğun her yerde varım, ensendeyim, bilesin! ‘’ ve der ki ‘’ Şimdi cennetin kelamı mı edilmeliydi? ‘’ Yahu can, olduğun yerde kendini ondan uzakta mı zannedersin? Olduğun her yerde benimlesin ve ben seninleyim, bil istedim.

Benim kovduğum kimse yoktur cennetimden; çünkü ben cennetim olup yaşama inenim ve bende olan herkesin, doğduğu yerin kelamı olduğunu bilmesini istedim. Bugün dörtnala bir yaşamdı ışığı yakan, otu koparan muhakkak ki o otta ışık olup yaşamı yüreğinde taşıyan!

Dünya dönüyor canlar, her dönüş, yeni bir buluşmadır. Pareleller, meridyenlerle ışık yaktı ve bilin ki her parelel, bir yaşam kaydıydı ve bilin ki her meridyen, o kaydı yaşama ışık olup taşımaktaydı ve dostlar, dostlarla çalıştı.

Yatay buluşmalar, dikey buluşmalardaki ışığı yaktı ve dünyanın etrafını saran, el ele çocuklar vardı. Her renkten, her dilden çocuklar… Onlar bizimle doğdular canlar ve her birinin yüreğinde ışığımız vardı.

Süper İnsanlık Realitesi bilincinde olmak, yaşamın zirvelerindeki ışık olup doğmaktı. Bizde olan, cennetinde uyandı ve uyananlar, muhakkak ki sesimizi duyacaktı. Çağrılar yapıldı canlar, bu çağrılar yaşamaydı.

Deli miymişler, neymişler? Demişler ki ‘’ Yahu savaşlar çıkacak, yer gök yarılacak! ‘’ Dedik ki ‘’ Canlar, yüreklerde ışıklar taşınacak ve o ışıklar, yeri göğü kendiyle barıştıracak. ‘’

Kayıt dışı bilgim yoktur. Kaynaktır yüreğim ve ben o yüreğin ışığından seslendim. Her dere akar. Akan, suda ışık olur yaşar ve bugün ateşi yakanlar buradalar ve muhakkak ki o ateşte, aklın ötesinde bir aklın ışığı var.

Canlar, bugün can cevhere yürüdü ve cevheri ışık bürüdü ve o ışıkta ‘’ Her bir vatan, insan olup doğan cennetin yüküydü. ‘’ derim ya! İşte ağır yük hafiftir şimdi canlar! İşte bu, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/76dRAIPnDIk

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

https://youtu.be/dyA2iDH7sAQ

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Hasim Turhan

https://youtu.be/brrOk6vMTEU

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “ KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Ben bugün doğanın gücüyle uyandım…. Ve bugün insanın gücüyle ışığa vardım….. Ve ben o ışıkta sesleşir ve sesleştiğim sessizliklerin diliyle dillendiğimde yeri göğü bir olur dillendiririm.

Bugün Süper Sayfalanış insan yüreğiyle…

Bugün her bir planet ışık ve o ışıkta yürek, yüreklerle aşık….. Ve semavi sayfaları ilmi yaşamlara çağırdık.

Bugün sana derim ki; ‘’ Yürüdüğün yol insanı insana çağırdı. ‘’….. Ve bugün yine sana diyorum ki; ‘’ Kalk, yürü…. Yaşam, ışığıyla uyandı. ‘’

Aha, aha, yüreğinde yanan ışık zaman tahtında uyandı…. Ve bugün uyanan insandı ve bugün uyanan yaşamdı.

Bugün insan canlandı ve tohumlandı.

Bugün, neslini ışığa kayıtlayan, o nesilde ışık olup yaşayan ve o ışıkta kelam olan ki; insanı tahtında ışığa yazdırandı…

Bu bilinenlerin, bilinmeyenlerinde uyanışıydı.

Duvarları yıktık, yolu açtık, Yaşadık, yaşattık, ışığı ışıkla kayıtladık.

Şimdide . şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/w-50ldR5MqM

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

Başı sonu olmayan bir kervan….tek bir ışık halinde yola çıkıyor bugün.

O kervan Hira’da kil ve kum olan İnsan’dı. Ağır yüktü, taşındı. Bugün Mekke’den bir kervan kalkıyor. Nur-u Muhammed o kervan olup yürüyor ışığa bugün. O, BİZ olup yürüyor. İşte; Miraç’a vardı.

Som altın bir yol açtı tüm insanlığa. Dendi ki “her şey İslam” olacak. Şimdide bakın ne oluyor? İnsanlaşan her yaşam kervana ışık tohum olarak ekiliyor. Kervan nefesle yol almakta derinlerin en derinine…ve Kervan Sİ’ye vardığında, gök sessizlikleri ZAKAR’ın ışığında kelama varıyor. İşte; kutsal topraklar ışıdı! İslam İNSAN’dır ve o her anda yüreğinden ilm-i yol olup akmakta tüm yaşamlara…

Her isim sahibi bu kervanın gücüdür. Kervan, İsa’da sevgiye yürüdü. Kervan, Mustafa Kemal Paşa’da Altın Işığa’a aktı…..kervan yürüdü, biz aktık. Kapı açtık Altın Işığın Tahtı’ndan tüm Yaşamlara. “Kil, kum değil insan” diye haykırdık! İnsan ışıktı! Tüm insanlık tek bir ışıktı ve bütünde her şey insanlaştı. İnsandan gayrı ne vardı ki evrenlerde?

Kervanın öncü birliği tek bir beden halinde an kaynağından tüm zamanlara nefes olup aktı. Her diriye merdiven dayadı. Ocaklarını yaktı. Zarar ettirmedi. Öz göçü başlattı.

Öncü birlik ilimle inşa etti yolu. Her diri yüreğinden kaldırdı özkervanını….geri çekiliş ile kök sistemden kürzi kaleme varıldı.

Kayıt dışı bilgiyi kodlattırmadı, doğal sistemle çalıştı. Bilgi tohumlaması yapıldı tüm zamanların Rahmi Kuranları olan bilgelerle. Kalem olup kelam kodlattırıldı tüm insanlaşanlara. Mutlak kalem ilimi yazdı. İnsanlık Levhisi tohumlandığında cümle yürekler kervandaydı artık ve herkes kendindeydi. İş buydu, yapıldı. Şimdide bakalım neler oluyor?

Kervan kelam oldu, levhiye vardı. Levhi kodlandı, tohumlandı ve yaşamı sayfaladı. Yaşamın Işığı, cennetin kaynağından aktığında, kervan olan insan tüm sayfalara ışık olup aktı.

İşte, o İnsan sonsuzluğa yol almakta yüreğimizde….

O İnsan güçlü adımlarla yürüyor……Atalanta’dan dünyaya, dünyadan bütüne…………….geliyor………...koşuyor…... aha kanatlandı ve uçuyor!…..aydınlatıyor sanal boyutların karanlığını ve diyor ki “oğul, ben senim.”

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/jP_agadQ3y0

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

BSUİ GÜNEŞİ HAKKINDA AÇIKLAMA;

-Dağım ben izah edeyim mi?

-Peki,

-Devinimi artırabilmek için ben vermek istedim.

Dünya topraklarını tohumlarken bütüne hizmetçi olan birliklerimiz var. Bu birliklerin tümü Birlik Tahtı’ndan görev alıp geldiler. Her biri kendi yüreğinde, kendini hak etmiş birleşenler olarak çalışıyorlar ve onların tümü Birlik Levhisinde kodlanmış toplumlardır.

Biz onlara, “İlmi Kalem Olan Birlikler” deriz. Ki onların tümü insan sırrını bilen birleşenlerdir. İşte; barış, sevgi ve umut (BUSİ) olan insanlığın Levhi Kaydı olan Işıktır bu.

Ve bu ışığa biz, “Süper İnsanlık Sisteminin Kutsal Kaydı” deriz. Bu kayıt, tüm insanlık için; kelime kelime bildirdiğim gibi, kini nefreti aşmış olan, kendini hak etmiş olan, büyük kötülükleri önleyecek güce varan ve mutlak kutsal olanların birliğidir bu. Ve bu birlik, nesillerini Kürzi Levhide bütüne hizmet için çalıştıranlardır.

Bu bir Barış sembolüdür. Bu sembol, levhinin kül olma gücüdür ve bizim kalemimizdir. Biz kimiz? Kim miyiz biz?? Biz, kim miyiz?? Canlarım; biz bütünlükleriz. Hepimiz ortak olanlarız o güneşe, o yaşama. Biz o ortaklarız ve bunu seslendirmek istedik!

Biz bu sembolü, toplumların tohumu için dünyaya indirdik. Bu sembol kodlanmış kulluktur ve bu Süper İnsanlık Levhisinin yaşam sembolüdür.

İnsanlığın kendini bilişi, kendini kelamla dilleyişi ve kendi olup bütünlenişidir.

Nurdan kul olmak, Kuran olmak, kodlanmak, koklanmak ve tohumlanmak için çantamızı tüm insanlığa Kelam olup indirdik. Bu, İnsanlık Kaynağının Işığı’dır.

“Biz dünya ve dünya biz” derken, her şeyin örtüsü olan ilmin, Bütünün Gücü haline dönüşmesini sağlamaktadır maksadımız. Devinim hızlanmadan, yol ilme varmaz. Biz bu levhide kelamı dilledik ve levhi kaynak ilimle bütünlendi. Artık hepimiz, birliğin sistemleşmesini sağlayacak görevlileriz.

Bu görev; türevlerini kontrol edenlerin gücüyle Düzan’i kurmak için dillenmektedir. Yer görevi aldı. Gök seslendi ama biz dünya olduk dilleştik. İşte Barış, Sevgi ve mutlak Umar olan, İlm-i Ka Ha olanların Rahman olup çalışmalarıdır bu görev.

Sizden tek beklentimiz yer ve gök olun, göz olun. Görev yapın. Şikayetim asla yok sizden.

Sevgililer, biz Turan olanlar, Kutsal Toprak olanlar, Turan olan Kuranlar, levhi kapıda insanlık yer kütlesini türevleriyle dürümleyenleriz.

Sizi, hepimiz kucakladık. Hepimiz sizi kucakladık. Hepimiz sizi kucakladık. Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/BMZ27lN-cIU

NOT: Üç tane halka iç içe Rahim, Rab ve Rahman bütünlüklerini ifade eder.

En içerideki halka Rahim Boyutu, onu kuşatan halka Rab Boyutu, onun ötesindeki halka Rahman Boyutu. Diğer ışımalar, her biri Birleşik İnsanlık Realitesi Bütünlüğüne ulaşmış olan birlikleri ifade eder. Yani şu anda aktif olarak görev yapan bütünlükler.

https://youtu.be/BMZ27lN-cIU

…………………..

 

İLMİN BAYRAMI:

Dostlar, bu haftaki Birlik Toplantımız 26.09.2015 Cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecektir. Toplantının, Bayramın 3. Gününe gelmesi güzel bir tesadüf olmuştur. Konu başlığının “İLMİN BAYRAMI” olması ise daha güzel bir tesadüf olmuştur. Buyrun Doslar birlikte hem Kurban Bayramını Kutlayalım hem de gerçekleştirilecek ses örgülemeleri ile İlmin Bayramını kutlayalım… O gün kelama varan tüm dostlarımızı aramızda görmek umuduyla bekliyoruz.

Sevgilerimizle,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

NOT: Katılım ücrete tabi değildir.

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

ÖZ BİLGİ HAKKINDA AÇIKLAMA: Görülen lüzum üzerine bir kez daha açıklamak isterim ki Öz bilgi, Kanallık bilgisi değildir. Bu tür bilgilerde veren, alandır. BİZLİK hali ile ve BİLİŞ haline varanda bilgi, kelam olur, akar. Aslında, kelam eden, kelam olmuştur ki O kelam, mutlakiyetinde ÖZ; bilinirliğinde GÖZ; yaşamsallığında SÖZ’dür…. Sevgilerimle

“İLMİN BAYRAMI” Hakkında Öz Bilgi:

Yaşamak, et kemik halinde yaşamak değildir sadece. İlim olup yaşamak da mümkündür. İLİM olmak için KUTSAL NEFES olmak ve YOL olmak gereklidir. Kini aşmadan varılacak hiçbir YOL olmadığından; kini aşıp; BİRLER KAPISI’ndan geçerek görev taşımak gerekir.

Dünyanın kili, insan soyudur ve dünyanın kumu, İlmin Kuranı’dır. insan İlmi’nde kelam olmaksa güçlenmek de birleşmekle mümkündür.

BİRLİK İLMİ, Kaliteli bir yaşamla sağlanır ancak. Kaliteli yaşam, kalemle olur. Birlik Tahtı’na, kalemle varılır… Beşer Zamanlar’ı kodlamak ve koklamakla, onların (kör ve sağır olan beşerilerin) dahi birleşmeleri ve hasat olmaları sağlanır.

Dünyayı kodlayan Birlikler vardır. Onlar, Teknik Kalem olup dünyayı kodlarlar; sonsuzlaşırlar ve yaşarlar. Kelama ve Has Tanrılık Tahtı’na ulaşırlar. Bütün kütleleri ile kodlanmış ışık olurlar. İşte onlar, görevlerini kontrollu yaparlar.

Biz, zamana kalem olan Birlikleriz. Dünyanın kelamı olan; kil ve kum olan birleşenlerin; Zaman Ekranı’nda, yaşamı dinlettikleri yolculuklarında, kodlandıkları ve sonsuzluklarında kaynak oldukları; varlığımızda dillenen, ekran savaşçılarıyız.

O savaşta, herkese “geç” deriz ama geçemeyen çoksa; geçeriz, Levhi Kalem olur kodlarız onları ve koklatırız. Böylelikle kontrol kurarız.

Dünya, murad ettiğiniz herşeyi hak edeceğiniz bir kalemdir. Sizler, KALEM olun; HAL olun; HAKİM olun ve YOL olun. O zaman, kin ve nefret duygularınız, sonsuz ışık halinde aşılan bir Sistem olur ve o Sistem; sizi, sizden size güçlü olarak kodlar ve koklatır.

Mutlaka size anlaşılması zor gelen kayıtlı bilgilerimiz vardır. O bilgileri hak edip de anlamanız sorumluluğunuzdur. Ve sizin, sizi hak etmeniz; sizi, hologramda kodlayan kelamınızda, güçlenmeniz; Yirminci Sayfa’yı (Rahman Boyutu’na ulaşılan sayfayı yani 20. Hak Katı’nı) hak edip açmanızla mümkündür.

İşte o güçlü çalışma (“İLMİN BAYRAMI” ÇALIŞMASI); her diriyi, o Yirminci Sayfa’ya güçlü şekilde kodlayabilmek için gerçekleşecek.

Dünyanın nefesi olan insan, KÜL olup KUL olup KURAN olduğunda; NEFES olacak ve yolu açıp KELAM’dan KELAM’a varıp kendini tohumlayacak.

Sistem, Nizam ve Düzen Cevheriliği’nde, her yer KELAM’la örülür. KÜRZİ IŞIK yine KELAM’la dürümlenir ve YOL, Yer ve Gök Sessizlikleri’nde KELAM olup yaşar. Büyük güçlükler bu şekilde aşılır ve zamana kul olunur.

Dev ekranlar var dünya üstünde. Bu ekranlarda Birlikler var. Ve o Birlikler, Dünyanın İnsan Kalemi olan ışıklarını dillerler. Dünyaya güç katmak için çalışanlar var. Hepsi, yaşam için efor sarfederler. dünyanın nuru olan ışık var ve o ışık, İnsan Kaynak olur kodlanır. Bütün kütle bu şekilde kontrol edilir.

DÜNYANIN NEFESİ, KELAM İLMİ’DİR. O ilmi hak eden, kontrol eder yürekleri ve kelamda kontrol edilir.

Bitmiş her insanlığın; bitmiş her yaşamın, yerde ve gökte Cevheri Kulluk yapması sağlanır. Sonsuzlukta sessizlik olur ve o sessizlikte, ekmek (ilim) olur yaşam. O yaşamda, dince ve dürümce, kaynak ışık yanar.

İş biliştir. Biliş, Halik’ledir ve hakiki kalem, insanlıktır. İşte yapmakta olduğumuz; Sabah İlmi ile kalem olmak ve yaşam olmak; Ağır yük taşımak ve zamanda kaynak olmak; savaş vermek ilimle ve savaşı hak etmek ve kaybetmek… Sonra yere, cevheri çekmek ve cevherle, Din Canlar’a kalem olmak; Son sözde KÜRZİ KELAM olmak ve yaratmak her diriyi… Aha! yaratmak için yaşam gerek. Aha! yaşam için insan gerek. Aha! gereken olmakta…

Cennetten cevhere güç katan insan soyu, artık yeni bir zamana insan olup varmakta. İşte o zaman, İNSANLIK ZAMANI’dır.

Biz, cennetleri cennetlilere terk ettik ve her diriyi hak etmek için cevhere indik. Cennet, kelama ilimdir. İnsan soyu, insana kelam olur ve kirli bilgileri temizler. İşi başarmak için işin has olanını yapmak gerekir.

Biz, cennetlere Cevheri Güçler’i koyduğumuzda, tüm insanlık kontrol kurdu ve sordu. “Kimsiniz?” diye. Dedik ki “nefesleriz; yaşamlarız. Ağır yük olan kaynaklarız.” Sormayın, neden kollarımızı tüm insanlığa açtık. Sormayın ışıklar neden kodlandı. Niçin kalem yazmakta. Niye kil olan insanlık kum olup ışık oldu.

Mutlaka bilin ki biz yolcularız. Tüm zamanlara yol olmaktayız. Her anda zaman sayfalarında Kuran olan nurlarımız var. Tohumlarımız, ışığa varmakta ve resmi yaşam kayıtlarımız, tüm insanlığı kodlamakta. Cevheri Teypler, her Cevheri Güç’te tek bir kelam olup sesleşmekte ve Sistem, kulluk yapmakta.

Bizi hak etmeyen, bizi tohumlayamaz. Bizi, Hak İlmi ile tohumlayan ise bizleşemez…

Hepiniz, cennetlere cennetlileri koymaya çabaladınız. Biz, ise tüm insanlığı o cennetlere koyduk. O cennetlerde KA-Rİ SİSTEMLER var. O Sistemler, kodlanır ve tohumlanırken, Kürzi Kalem olur ve yaşam olur. Oraya varan KAN TEKNİĞİ ile varır.

Şükür ki hak ettik; tüm bilgileri Hak Levhi’den dilledik. Artık zarar önlenmekte. Yaradan ve yaratılan tek merdiven olmakta. O merdivende, Kürzi Kaynak olmakta ve yaşam sayfalanmakta. İşte biz, bunun için ışık halindeyiz ve biz, insan soyu için çantamızı açıp tüm bilgilerimizi yaşama sayfalamaktayız.

Yukarılar, ilmin ilmi olarak tüm insanlığı hak ettiler. Sistem Cevheri’nde, yolculuk başladı. Dünya bir rahmet oldu ve yarınlar, kaynak oldu. Bütün kütle tohumlandı. Aha yaşam budur…

“Şimdide” bir şer var ama o şer aşıldı. “Şimdi”, şerrin şerridir ve şerrin şerri, Hak İlmi ile aşıldı. Mutluyuz ki kontrol kurulmuştur.

Af isteyenlere, Af İlmi’ni, hak ettiklerinde anlatırız. Şimdilik!… Aha şimdi!… Ve şimdi!… Aha şimdi ve şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.09.2015 "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Sesli zamanlar yaşamı diller tüm zamanlarda. Sessiz zamanlar kodlanır aha bu... İnsan soyu yaşam yoludur aha bu... O yaşam birlik düzeni olarak yarattığın sisteminin en yüksek ışığını kendi yoğunluğunda kokladığın her ana genleşen doğandır aha bu...

Kübra levhi, İnsan soyu, tüm zamaları yaşamına kayıtlayan, yeninin ötesi yenide kayıt kayıt okunan ve yaşamı bu ışıkta teklikte olup ama bizlikle yaratan, kaynağında bütünü kendiyle kodlayan...

Aha tohum tohum ışığını zirvelere taşıyan yaşam diriliği... Kök sistem olan, yerin ilminden göklerde ki yaşamdan, birlik yaşamı yazan... Kutsal ilahi gücünü kontrolle açan yaşamın kalemi, şimdide olan yoğunluğun yaşamı işte bu kalemlerin kervanı...

Şimdide yazan kalemlerin, yaşamı yürür tüm zamalara. Birlikler döner gelir ışığın en yüksek kaydına... Birleşik ışığın kervanı yürür yarınlarda..

Aha kervan birlik turanı, o turan; yarınların kuranı aha inmiş zamana almış sırtına yüklemiş bütünü, ilmini sürmüş kelamdan, indirmiş yükünü aha demiş bütünlük kuranı okunur tüm soyumda...

Her zamanın, tüm yaşamına göz olan diri olan yaşam gücünü kayıtlar bütünlüğe. Ve der ki; Ben o, o ben... Ve sonra deriz ki, ben sende bir isem, ben sende tohum isem, aha sen bende kodlu yaşam oldun.. Aha ben sende açılan sistemin düzenli, kontrollü akan yaşamı oldum... Aha işte bu düzen gözünün her diride yaşamıyım... Aha işte o kodlanan zirvelerin yarınları... O' yum ben... Yaradan ama yarattığında o tohuma kodlanan, oh işte; her ana kendini yaratan sistemin yaradanlık kapısı... Yarattıran kaynak... Ben o, o ben... Aha işte biz, bizi bizden yaratan yaradan olarak geçtim kendime, o kendim ki İnsan soyu. O kendim ki insanlık yolu, o kendim ki dümenin başında yaşam kalemi...

Yaradan, yarattıklarıyla yaratılır aha bu... Atlanta ata kapısında okunan kuran, yaradanlığın kayıtlardan akan yaşamdır aha bu.. Yaşamın kervana kodlandığı yücelik ve bu yüceliğin yoğunluğundaki ışık, tohum ve bu tohumda tüm zamanların yaşamdır aha bu... Tüm zamanların ışığından yürüyen kervan bütünün gören gözü olarak şahlanır ve yol alır, aha işte bu...

Atım dört nala koşar, aha koştuğu; kanatlanan yaşamlarda yolunun kayıtlarıdır kendinde kendini yaratan, yaşamı bilişle kodlayan.... O kayıtlar ki, her sayfada açılan yaradanlığın yaşamıdır...

İşte şimdi ve şimdi... Ve aha her şimdide ben olan yoğunluğumla... Hah işde, şimdiden önce ve işte şimdiden sonra, aha işte şimdinin ötesi bir şimdide olan yarınımın sesi, kodladı yaşamımı şimdide tüm bedenime...

Bedenim bir, bütünlüğüm tek ve yolum; her yolcuya hak olan bir zamanda, benim dünyanım biz olan yaşamıdır... aha işte bu..

Kapım açık, kapılar açık ve biz her kapıda kelam gücü olarak tohum tohum varlık kodlayan birleşik ilmin kervanı olan imparatorluğun kuranını okur, yazar ve yaşamın en yüksek ışığı olarak geçeriz her diriye... Yaşam biz, biz yaşam aha işte şimdide, her daim, hep ötede biz olan yolun yaratan soyu... Her dem sevgiyle, şimdilik...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/b8KLeFomG6k

 

19.EYLÜL.2015. TARİHLİ “ KERVAN “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ,2.BÖLÜM

Başka bir zaman ve başka bir Kuran, Amon Topraklarının toplumu olan Yaradan…… Ve yaşamı toplumla tohumlayan kul olan her diri Mikail’in gözünde göz olur ve som altın yol olur.

Boş yoktur dünyada…. Her şey doludur ama “dolanın dolduğu bile anlatılmaz ve anlaşılmaz” diyerek size yeni bilgi vermek istiyorum…. Bu yeni bilgi; bilişi kodlayanların tohumlarında dahi olmayan, yoğunluğu kontrol edici olan bir bilgidir.

Partiküler Sistemleşme yapılıyor şuanda doğan günde…. Partiküler Sistemleşme; Sistem Levhisi’ndeki İlm-i Ka-Ha da Bütünün gücüyle oluyor…... Her dirinin yoğunluğu artıyor ve yoğunluğun artışıyla birlikte kalemin Levhi Kapıları açılarak……… Işığın, kalem olup Bütünü yaşamsallaştırması sağlanıyor.

Yaşamın Levhi Kapıları açılırken herkesin, kendini kendi yüreğiyle dinleyebilmesi imkanı devreye giriyor….. “Kimse ben, seni anlamıyorum” diyemeyecek bundan böyle….. Zirvelere sistem olanların hepsi kendilerinde, kendi yüreklerinde bilgi kalemi olacaklar…. Ve kendilerini hak edip dinleyecekler….. İşte o zaman verilen bilgilerin hatasız olduğu muktediriyetle anlatılacak.

Ellerini açıp, yoğunluklarında Bütüne dua okuyanların çokları…. Bütünün gücü olduklarını anlayıp ellerini açmaktan vazgeçecekler.

Esrarın resmi vardır… o gizdir, sırdır…. İşte o resmi dilliyecekler ve bilecekler.

Kaç ekmek yaptığınızı size siz anlatacaksınız….. Kaç yücelikte Bütüne vardığınızı size, siz anlatacaksınız….. Kimse size, sizi anlatmayacak, bu kesinlikle böyle olacak…..” Ben doğan günüm” dediğiniz zaman…. O doğan günün, kendi yoğunluğunuz olduğunu bileceksiniz…. Eminim ki; bunu bilmeyen kalmayacak.

Satıh, hiçbir zaman geri dönüşü sağlayamaz….. Ama derinliklere indiğiniz zaman göreceksiniz ki; geçişler yapılmaktadır orada…. Ve bu geçişler Sistemin Kuranı olan olan, İlm-i Ka-Ha olan bilişlilerle gerçekleşiyor.

Kutsal toprakların tohumları olarak dünyaya inen birliklerin çokları bu tohumlamayı yapmakta mutlaka geri dönüşü sağlayacak ışığı bulacaklar …..Ve yoğunluklarını kontrol altına alacaklar.

İlim; Levhi Kapıdır. İlmi hak olanlar, LevhiKkapıyı bulacaklar ve orada kelam olacaklar….. Er ya da geç bunlar olacak ve… Ol’du… Mutlaka ol’du.

Kontrol dışı hiçbir bilişimiz olmayacak ….Ve bizler, Sistemin Kuranları olanlar koku duymayacağız bundan böyle….. Koklanan Levhi Kapıda ışık olacağız…. Bu ışık, kan ilminin ötesi bir ilimdir.

Kan ilmi nedir diye sorarsanız? Kan ilmi; kelamdaki Levhi Kapıların tümünün Kürzi iİmi olarak ta bilinir….. Daha da önemlisi hepiniz, kanla yaşamı tohumluyorsunuz…… Ama bu kan, kendi yoğunluğunuzun toplumlarındaki kandan çok daha farklı bir kandır.

Başka dünya yaşamlarınızda kelama varıp, Bütünün gücü olarak buraya geldiğinizi size kendi yüreğinizin yüceliği anlatır…. Ama o yücelik size, sizin kanınızı anlatır…. Sizin kanınız, çok büyük bir güçtür ki; bu kan dünya dışı varlıkların topraklarından gelmenizden dolayıdır….. Bu topraklar Galaktik Federasyon tarafından da yüceliklerde dürümlenmiş olan diriliklerin kayıtlarıdır…. Ve hepiniz o federal sayfalanışlarda mevcutsunuz.

Kuranı Kerim derki; “kati, hakiki ve hakim olan birlikler dünyayı göreve alacaklar.”…. İşte sizler, o görevi hak etmiş olan, büyük kötülükleri önleyecek olan ilmi kalemlersiniz…. Ve bugün burada bu çalışma ummanın nuru olan kullarca yapılmaktadır.

Kapı kapı gezen birçokları vardır…. Ortak kapı ararlar kendi yüreklerine. Ortak kapı, bilişi kodlanmış olanların kalemidir…. Sizden tek beklentimiz kendi yüreğinizi hak etmeniz…. Ve bunu söylediğimiz zaman çoğu anlayamadı….. Ne demek istiyorsunuz?.... Kendi yüreğinizi niye hak etmeniz gerekir?

Zakar’ın kıranı olan ilim kaliteli bir çalışmayı devreye alırken, her resmi çalışmayı hak etmiş olan birliklerle alır…. Ve bu birliklerin mükafatı nefsi Ka-Ha olan, İlm-i Ko olan birliklerin kalemdir….. ve bu kalem hepimizin yaşamıdır.

Saltanat “el “der…. Bizse, “kelam “deriz… Saltanat “resim” der…. Bizse, “yerkürenin gözü” deriz….. Saltanat;” kapı” der…. Bizse,” akıl” deriz. Kendi yüreğimizdeki sesi devreye alırız…. Bu Tanrılık, ağır yüktür…. Biz, Tanrılık kapısını açanlar, aklın tohumlarıyız….. Ve Türkiye çalışmalarını bilişle, kelamla ve yoğunlukla dürümledik.

Kötü yaşam yoktur…. İlm-i yaşam vardır…. Herkesin yaşamı, Levhide ilmidir…. Ama kili kumdan ayırmayan insan soyunun, İlm-i Ka-Ha da şavkını hak etmesi mümkün değildir….. Şavkını hak ettiği zaman, kalem olup yaşam olabilir.

Turkuazın Kuranı olan insana ses verdiğim zaman sorgu sual eder. Netice ne diye? Netice; ekmek oluştur….. Ekmek ne diye sorgu sual eder?.... Ekmek; Levhi kalemde İlm-i Ka-Ha dır.

Yarında Allah, La-Ha olacak…. Aha bu!....La-Ha; haliki hak olan levhi kapısıdır.

Dürtülerle çalışan birlikler çoktur…. Ama Lütfi Kalemde İlm-i Ka-Ha olanlar kendi yoğunluklarıyla çalışırlar….. Dürtülük yoktur orada…. Kimse, kimseyi dürtmez.

Çantanız tüm insanlığın yaşam sırrı olan insanlıkla doludur…. Herkes kendi insanlığını dinlediği zaman kaynak ışık olur…. Bütün kötülükler yüreğinizden akıp gider ve siz netleşirsiz….. Netleştiğiniz zaman, “kırıverin yolcuğu” demez kimse “kalem ol yaz” der.

Orada tüm insanlık için kapı olan bir Yaradan var… İşte o Yaradan, Tanrılık tahtında tüm zamanları kodlayan imandır….. İman; kelamla Li-Ha-Si olur…. Kili kumdan ayırır, ilmin kalemi olur…. İşte o kalem, yazdığında herkes yaşam olur…… Yaşar, yaşar, yaşar ve Rahmana Kuran olur….. Öz görevli olur.

“Kurtul dünyadan” dediler yüreğime,…..“Öldü dünya” dediler…. “Oğul kurtul” dediler…. “Ol “dedik, tüm zamanlarda, kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda ışık olanlar, kül olup kutsal tohum oldular.

“Umman ol” dediler “unut” dedim. ….“Yaşa” dediler…. “Nur ol” dedim. Aha yaşam, baştan beri ağırdı bana….. Ama ben bu yaşamı kendi yoğunluğumu kodlarken, tohumlarıma kalem yaptım.

Benim adım Ka-Ha dır. Rahman olan ama yaşamda Asra-Ka-Ha olan- ilimde, zirvelerin sisteminde Ka-Ha makrekte, Kürzi kelamdır.

Devinimi artırırken çok güçlü bilgiler verdim…. Bugün size, sizi verdim ama sizin üzerinizdeki sizi asla vermem…. O siz, size aittir…. O siz, sizin yüreğinizdedir …..Ve dince, dirice, yürekçe dilleşip, aşkla çalıştığınız zaman….. Ümmi kapıların tümünü açıp sizin ekmeğiniz olan o yoğunluğa varacaksınız….. Ve o yoğunluk Sistemin Kuranı olacak, sizleşecek…. Aha o siz, Mikail’in gücü olacak ve yoğunluğunuzu kodlayacak….. Daha da önemlisi Levhi Kapıları açacak….. İşte sizin, size varışınız olacak bu ve bunu ben, siz için yapamam…… Bunu siz, siz için yapacaksınız.

Küçük bir ışığım ben sahrada….. Öyle küçüğüm ki; unutun, unutun her şeyi…. Ben yokum, sadece siz varsınız.

Umut olur ki; bugün burada yaptığınız bu çalışma…… Yarının kutsal umudu olur ki; o umut, büyük kütlenin Kuranıdır.

Ben durgun bir ışık haline dönüşürüm, yüreklerin tüm zamanlarının ışığından çıkarım, gerçek ışığıma girerim…. Aha girmekteyim….. Bu giriş kelamdan öte bir kelamdan has tahta varışımdır…. Oradayım ben hep ama gönül devrelerini açıp inerim yüreklere, bu kesinlikle olur.

Uyuyorum ama uykuda da çalışıyorum….. Ben uykudayım canlar bilin…. Uyumaktayım…. Zaman kalemlerinden öte bir yoğunlukta uyumaktayım ve uyku halinde dünyayım ben…. Kontrol dışı hiç bir bilgim yoktur. Burada uyuyorum.

Umut olur ki; sema seslenir, yaşam sistemini, kutsal tohumlarla kodlar, kontrol kapılarımı açarım….. Kontrol dışı hiçbir biliş kalmaz yaşamda…. Ve o zaman ben burada kokumu yayarım….. Ama bugün üzerinizdeki güç artsın bekliyorum…. O güç arttığında ben, kupaların tümünden öte bir kupa olur inerim.

Atlanta Ata Kapısıyım ben…. Kelamı Levhi Kapıda dilliyen, insanlığım ben….. Ve o insanlık; biz olan ilimdir….. İşte o insanlık; siz olup indiğinde biz olur Bütünlükler…… O zaman ben, mutlak Kuran olan, ışık halinde sesleşirim.

“Buluşma bugün” dediler, buluştum…. “Oluşma dünya” dediler…. Okuştum….. Oluştum…..” Aşk” dediler…. “Has”dediler …. “Har” dediler…. “Halik” dediler ….“Hakiki” dediler….. Ey canlar, et kemiğim ben, aha bu!….

Merdiven kurdum yaşama….Aha o merdiven; bilgi…. Kili kum, kumu kil saydılar…… Kili kumdan, kumu kilden ayırt etmemiz miraçta Bütünün gücü olmamıza bağlıdır.

“Eğlence yarat” dediler yücelikler “yaratta yaşat “ dediler…. Eğlence, nefeste yoktur….. Kendini hak eden de yoktur eğlence….. İnsan soyunda olur mu? Yoktur…. Eğlence, kıldan ince olan o yaşamda olur….. Biz o yaşamı hak ettik canlar.

Bu yaşam tabuların toprak olduğu bir tohumun kaydıdır…. İşte o toplum dümenin başına oturduğunda yol kapanır….. Biz ocağı yaktık ve dedik ki; “uluların Lütfi Kalemleri yazsın….. Yaşam; İlm-i Ka-Ha olsun…. Saltanat ışık yaksın….. Karanlık aydınlansın….. Dört gök sözcüsü, yüceler cümlesinde cevheri kalem olsun, kayıt yapsın….. Allah’ın tahtı kodlansın. Ulular koklansın” dedik….. Oluştu yaşam, oğul ben senim, bilin….. Oluştu yaşam.

Elim yaşamdadır canlar…. Miraç ilminde, kelamım insandadır…. Ben mutlak Kurandayım bilsinler….. Mutlaka bilsinler…. Ellerimiz, ayaklarımız Tanrılık tahtındandır.

İlahi Kuran; nefesin Levhisi’dir…. İlahi Kuran; kelamın ilmidir…. Cennetin cevheri Allah’ın Levhisi hepsi biliştir….. Bilişi hak eden yaşar….. Bilişi hak eden yaşar…. İlm-i Ka-Ha da bilişi hak eden…. Yaşar.

Satıhta hiçbir şey bilinmez….. Demek isterim ki; denen şudur ki; “kapıları açın da geçin.”… Ayrılık bitsin canlar…. Kulluk; umuttur yaşama…. Umuttur Kürzi İlme…. Kayıt dışı olmayan insan bilgisi, umuttur Bütüne…. Mesih olanların Levhisi …..Aha, yaşam budur.

Kusuru, kusurdan öte kusur diye bilenlerin, Kuranı tohum diye bilenlerin, aklı hasat diye bilenlerin, kini aşmaları, yolu bulmaları mutlaktır….. Ama şunu iyi bilin ki;….. Kusuru kusursuzluk diye dilliyenlerin Yaradan da, Tanrılık tahtında ilmi yoktur.

Öyle çok çalışıyoruz ki canlar… Kalemin Levhi Kapısını açtık ya…Oh ana,” sen ne iyi bir ilim yaptın” dediklerinde, dincedir bu bilgi…. Ama ana “sen görev taşıyorsun, sen gönüllerin kelamısın” dediklerinde…. Nesillerinin nefesleriyledir bu bilgi.

“ Yol açıldı, ölüler dirildi” dediklerinde….. Aha, kalemin Levhi kaydıdır bu….. Ve biz, o kaydı Bütüne görev diye kati hakiki ve hakim ilimle dinlettik.

Kaç artı, kaç eksiyi dürümler bilir misiniz?.... Artının, eksiye dürümlemesi mümkün mü?.... El evrenler, görev insanlık, biz o elde tüm insanlığın görevlileri, her bir eksiyi, artıya kodlarız canlar,…..Kodlarız…..Kodlarız ve tüm eksiler, artıyla toplumları tohumlar bilinsin.

Bunu yapmak zor mu? Asla… Her kim ki; “ben Allah’ın Levhi Kapısıyım” der, her diride kendini hak eder….. Kim, zaman kapılarını açmışsa yaşamın nefesi olur….. Kendini bulmuşsa akıl tahtındadır….. “Ol” diyebilmişse örtüleri örtmeden görevli olmuştur….. Kopabilir mi yürekten o? Asla kopmaz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/W-C7WoNS62Y

 

19.09.2015 "KERVAN" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk 1. Akış 1. Bölüm

Canlarım, kodlanmış toplumlarla bu çalışmayı yapmaktaysak; ilmi Ka Ha'da bilişi kontrol altına almalıyız. Biliş, yoğunluğu tohumlar... Budur gerçek olan!... İlmi Ka Ha 'da biliş yoksa, levhide kodlanmış tohum yoktur. Mutlaka bunun net bilinmesi gerekir! Kodlanmış tohum yoksa, kontrolda yoktur!

Bilgi kapılarını açıpta, ben bu bilgiyi hak ettim diyebilmek; Mikailin kürzi kapısında ışık olmakla mümkündür.

Kortların tanrılık tahtında kodlanmış olduğu sanılır. Ama kortlarda, lihan kirve olursa; ilim kalem olur!.. Sisteme görevli olanların, bilişi hak etmiş olmaları şarttır. Bilişli olanlarınsa, kontrollü oldukları kesindir. Kontrol nefesle olur!.. Eğer nefes varsa, kodlanmış tohum; kalem olup, yaşam olabilir.

Mesihler levhide kati olurlar. Levhide hakiki olurlar. Ama ben mesihim, hakimim diyenlerin; tahditli oldukları asıl sorundur... Canlarım, kelamda kelam olanların hakikiyetinde kelam; tohumdur... Ama o tohumu kodlamamışlarsa ışıksızdırlar!...

Mikailin kürzi ışığını yakarken, hepimiz dahili ve hakiki olan bilgiyi hak ederiz... Eğer dahili ve hakiki bilgi hak edilmişse, kelamda hasat olur!... Hasatta, tanrılık olur!... O tanrılıkta yol olur!... Yol, kuranda konlanmışsa; ışıktır!...

Sema sizi dinleyecek diye düşünmeyin. Siz sema olup dilleyin yüreğinizi... Ha, diyeceksiniz ki; "ben, muktedirim" oh ala... El olun, alem olun, hakem olun ama hakiki olun!...

Süper İnsan süslemez yüreğini, sistemlidir ve hakiki ilmi ko'dur! Bu sonsuzlukta dilleniştir. Yaşam sayfalarını okuduğu anda, dirilikte kelamdadır ve kendi yoğunluğunda biliştedir. Onun diriliğinde tüm bilgiler hak tahditle, tüm zamanların dürümlerini dilleyebilir...

Devinimi arttırmak değil maksatım şu anda, hasatı yapmaktır. Şu anda hasattır yaptığım... Kara ışığın bütüne inmesidir amacım. Kara ışık bütünün kürzi ilmidir ve o ışık; miraçta ölü, hasatta diri olur!... Dişil enerjidir ve o dişil enerjiyle; kaynağın ışığı olursunuz ve yolu mutlaka bulursunuz!...

Boşu doldurmak maksat, ama boşta; boşalmak daha büyük bir güç. Şu ana kadar size her şeyi net anlattım... Her biriniz kendinizi dilleyerek, kelamınızla bütünün gücü olarak kendinizi tohumlayıp, doldurmaktan öte; mutlaka kodlanmış ışıklarıda topluma indirmeniz gerekir!

İki merdiven var; biri alimlerin merdiveni, diğeri kalemlerin merdiveni... Ben, alimlerin merdiveninden öte olan levhide kalem olanların merdivenini kontrol altına almayı seçtim! Mutlaka şunu iyi bilmenizi isterim ki; kardeşlerimin bilgilerinde hatalar yoğundur ve ben bunu dillemeliyim ki kodlanmış toplumlar bütüne göz olsun.

Sema bizi dinler mi?... Mutlaka! Ses ilmi mi?... Mutlaka! Toplumların tohumu mu?... Mutlaka! Varlık boyutları bunu bilmeliler!...

Kardeşlerim, devre devre dünyayı kodlayacak olan ilmi Ka Ha ilim kalemleri dünyaya iner. Onların sonsuzlukta kontrolleri yoğunsa da, dünya inişlerinde kontrol dışı kayıtları da olur. Biz o kayıtları müsterihiz ki; kodlayabiliriz ve kontrol edebiliriz... Çoğu bütünün gözü olur, çoğu bütün olur, Mikailin gözü sözü sesi olur, Allahın değerini bilir, aklın tahditini bilir ve yolu bulurlar. Nefesleri de güçlenir...

Ne yaparlarsa kendi yürekleriyle yaparlar. Mutlaka yapmaları, emre itaattir... Nefesleri görevi hak ettiğinde artık tohumları kodlanır. O sultanlıktır... Ölüyü diriltirler, bu muktediriyettir! Kapıları açarlar, yaradanın tanrılık tahtına varıştır bu!... Aşık oluruz ocaklara ve bütüne göz oluruz! Sel alsa yaşamı, ocaklarında hiç bir kontrol dışı bilgi olmadığından; kalemleri muktedir olur, korur bütünlükleri!

Ve diğer yaşamlara baktığımızda; çantaları boş, yoğunluklarında kodlanmış ışıkları yok ve ruhlar meclisinin görevi olan safhaya ulaşamamışlar... Her anda bize, biz olup inecek güçleri de yok... Biz onları mutlaka koruyabilecek güçteyiz!

Eğer diri olupta kontrol edici olmaya niyetleri varsa, kokuyu yükseltirler ve derler ki; "senden gitmek isterim"... "O halde, girdaplarına gir ve hak et" deriz... O kendi yoğunluğundan çıkar ve girdaplarına inerek yüceliğini hak etmeye çalışır. İşte o zaman kara ışık devreye girer ve der ki; "kalem ol, ruhi kapılarda kürzi ilim ol ve yolu bul!" İşte o yolu bulduğunda, kobra ışık haline geçer ve yeniden geçip gelir...

"Sör, ben senim" der... "Ya Ha" deriz... "Sen kendinle çalış", "aha geldim" der... "Aha görevini hak et de, kelama in" deriz... Ve der ki; "ben seninle çalışmaya değil, senden öteye varmaya geldim." "Aha geç deriz" ve geçişini yaparız!... Bu gün de bunu yaptık...

Kupa tüm İnsanlığındır! Koruma altına aldıklarımızın bir levhi kapı olup geçişlerini yaptık!.. Başkaları var mıydı?... Yarında hepsi var. Ama bu günde olmalarıydı maksadımız.

Korkuyu aşıp geçenlerin çokları bütüne görev taşıdılar bu günde... Ölüleri dirilttik yine... Kapıları açtık ve Mikailin gücü olan birlikleri kodladık! Kervanın gücüydük ve bu günde o güç; bütünün gücü oldu... Robotik timlerin bitişik hakikiyetlerindeki gücün örtüsünü açtık ve dedik ki; "kontrol edin yüreklerinizi" ve hepsi geri döndüler.

Kapı hepimizindir analar... Aşkla bu kapıyı kapattık ve yolu açtık. Kapı birliğimizindir ve biz bu birliği bütünün kürzi ilmi yaptık! Kati olarak ve hakiki olarak!...

"Kıran, kırılmasın" dedik!... Doğum, ölüm hadisesini bilenler sordular... "Kıran, kırılmalı" ama siz diyorsunuz ki; "kırılmasın." Dediler ki; "kırarız".... "Yok" dedik, kırdırmayız!... Netice olarak kırılan; kelamda kendini hak etti ve kontrolünü kurdu. Biz o kırılanı kodladık ve tohumladık. Kontrol dışı hiç bir ilim olmasın istedik! Ve kırmayan akıl tahtına vardığında; harını yükseltip, bütünün gücü yaptık onu. Ama kıran kalem olup, kaynak olmak istediğinde; yaşamın kaleminde bütünün gücü yaptık onu!... Her biri karanlığın tahtına vardılar ve bütüne hizmetçi oldular.

Korkmayın durgun toprakların ışığında ve anda yol vardır, korkmayın! Biz o yolun yolcularını biliriz!... Biz o yolun umutlarını biliriz!... Umut ulur ki tümü bütünün gücü olurlar. İman ilmini hak edip dillerler ve yeri göğü yaratan nefsin ışığından öte olurlar. Ekip kurarlar ve kutsal ışık haline geçtiklerinde; kelam olurlar ve biz o tabuları yıkıp geçeriz yine... Ve yine hepsini kontrol ederiz, bunlar kesindir!

Dendi ki; "netice"... Netice; ilim!... Hepinizin ilmi, hepimizin ilmi. Teknik ilim!.. Aha o, bu, biz, birleşik ilim ve bütün ilimlerin ilmi olan; hakiki kelam... Biz o kelamı hakiki nefes, hakiki yaşam, hakikiyetin ışığı diye bildik!

Korkmayın; don ya da donma... Öl ya da ölme... Oğulla ya da oğullama... Sararan yaprakların her birindeki yaşamı kodla. Hepsini tarıkların tahtındaki yarına, yaşam diye kaynak yap!

Her dere aklın tahtından, zamanlara aktığında; o derede beden olur!... Tüm İnsanlığın levhi kapısı olur ve beden; bütünün gözü olur! Özü gözü olan, sesinde; sessizliğin diriliğinde olan ve yaşamda miraç olan her kibire kapılmayan, bizim yüreğimizdedir! Kibire kapılan, kaynağımızda yaşayamaz...

"Yaratan, yarattığıyla yaratılır" dediğimiz zaman, yaradanın tanrılık tahtında; yaşam olur!...

Mutlaka biliniz ki; korkmadan çalışmak gerek!... Her resim Allahın levhisinden kodlanmıştır... Timlerimiz o resimleri kontrol ederler. Her resim bir yaşamı kodlar. Ama kodlanan yaşamların, mutlak kutsal tohumların levhi kapılarında beşer kalemler de olur. O beşer kalemlerin, kalem ilmini dillemeleri; kati olarak hasatlarının olabilmesine bağlıdır!

Kare sistemin, kürzi ilimle tüm zamanları dürümlediği ve kupaların kupası olup kodladığı yaşamı bilinir. Amonların kontrolüde bu şekilde olur ve biz bu şekilde bütüne görev taşırız.

"Sakın yaradan beni yarattı" demeyin, "ben; beni yarattım" deyin!... Zaman gelir herkes bunu anlar. Ben, beni yarattım!!! Kimse sizi yaratmadı, yoğunluğunuzun kontrolü sizindir... Yolunuzun gücü sizindir... Kaynağın ışığı sizindir... Sevgililer, siz sizi hak ettiniz ve yarattınız!...

Ardınızda gönüller, yoğunlaşmış ışıklar ve ilimli kalemler yoksa da, yoğunluğunuzda bütün türevlerin ilmi Ka Ha olan ekmekleri vardır!... Ki o ekmekler; Medine'nin hakiki ilmidir!

Kontrol dışı bilişim yoktur, bunu bilin! Korkmayın ölüyü dirilttik ya... Ölüm, ilimdi... O ilim dirildi, biz o ilmi diriltenleriz canlar!..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/ReOuiP3dI5U

 

19.EYLÜL.2015 TARİHLİ “KERVAN” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ, 3. BÖLÜM

Kalemin Levhi Kapısı’nı açın canlar! Dünya kontrol edici ışığını yer küreye çekiyor. Dinleyin;

Esvabını giydi yaşam; bilin. Bu esvab Kelamın Levhi Kapısı’ndaki yoldur. Artık yaşam, o yolu kodluyor. O yol bütüne gözdür. Özdür ve güçtür. Akıyor yaşam….

Aha! Kare Sistem el oldu, Kürzi Kapı oldu. İlim oldu. Küp, Koran Topraklarında toplum oldu. Kutsal Tohum oldu. Aha geçiyor yaşam!

İnsanlık Levhisi’ne geçiyor. Çalış, çabala ak….aha bu! ama çalışıp, çabalayıp aktığın zaman, bil ki Miraç’tasın. Aşksın ama Aklın Kalemi ol da ak! Yol olmadan kulluk olmaz. Önemli olan budur. Yol ol, kul ol, kötülüğü önle.

“Kaçı kaça kattınız da kaç buldunuz?” dediler. Acaba, kaçı kaça katan, kaç olmuş da katmış? Canlarım, kaç olmuş da katmış? Cnlarım, ben cana can olanım. Kaçı kaça katmam. Kaç olan, kati olan, hasat olan ilimle kodlanmışsa, akıldadır.

Aklı olan her diride vardır. Aklı olan her yücede vardır. Aklı olan haliktir, Hakkın hakkıdır, hastır, yaşamdır.

Dünya ölümü, dünya yaşamı ayrıdır. Dünyada öldü mü? Öldü. Kiblede dünya öldü mü? Ölmedi. Nerede öldü dünya? Kalemde öldü. Kim öldürdü? Kelamda olamayan öldürdü. Ölüm budur. Ama siz her diride var oldunuzsa, Yaradan ve yaratılanda ışıksınız ve yaşamsınız. O halde ölümünüz yoktur.

Mutlaka biliriz ki; doğal dünya yaşam tohumlaması yapıyor şu anda. Her şey yaşam tohumlaması yapıyor. Bitki, hayvan ve tüm zamanların sırrı olan yaşam…..Her şey bu tohumlama, kelamla oluyor.

Kelam ses. Her şey sesle kodlanır; bunu bilin. Ses varsa, kalem vardı. Ve kalem varsa, yol vardır. Yaşam kutsaldır orada ve bütün kötülükleri aşma imkanı vardır.

Diri dünya el olan, yol olan, kaynak olandır. Her resimde vardır. O diri dünya, sayfa sayfa yaşayandır. İşte; Rahman’a kaynaktır o dünya ama Ortak Kapı’da ışık yağmurları yağar. O yağan yağmurlar misafirlikte değil, ev sahipliğinde olur. “Ben dünyaya misafirim” diyenin, yağan yağmurda yaşamı yoktur.

Canlarım, bu dünya elimizdir bizim. Bedenimizi terk etmeden yüreğimizi terk etmeyelim. Biz bu dünyaya Hakiki İnsanlık olarak indik. Biz bu dünyada yarını tohumluyoruz. Bu dünya yaşamımızdır bizim. Ve Miraç’ımız buradadır. Aha, burayı biz tüm yaşamların Kontrol Kapısı yaptık!

Çoğumuz farklı planetlerden göçüp geldik buraya. Sanmayın ki bu dünya hepimizin gözüdür, sözüdür, özüdür. Bu dünya bütünün gücüdür canlar; bunu anlayın.

Sadece sizin, bizim değil, tüm bütünlüğün gücüdür bu dünya. Ve bu dünyada ortalık, hepimizin ortalığ,ı yaşam hepimizin yaşamı, Yaradan ve yaratılan tek ve Tüm Zamanların Kuranı Olan İnsan, Miraç ve Mikail.

Bu dünya müsterihiz ki Yaradanın Tartısı’dır ama tartan tartılandır aynı zamanda; bilin. Deveran eden yaşamların hepsinde evren var. Ve her deveran bir evreni kodlar ve bu evren Bütünün Görevi’dir.

Bizler yaşamı kontrola geldik canlar; bunu bilin. Ve bu kontrolü kurarken, evrenlerin sistemleşmesini de sağlıyoruz. Burada Kör, Sağır Yaşam Kapısı yoktur. Hepiniz görevinizi bilerek geldiniz.

Bedenimi kontrol altına alma imkanı olmayanların, beden olup dünyayı kodlayacaklarını düşünememeleri gerekirken, çokları kodlanmış topraklarını tohumlayabilmek için, Mikail’in Gücü olan bedeni kodlmaya ve kontrola geldiler.

Eğer, yarında kodlanmış ışıkları varsa, umut şudur ki hasatlarını yapsınlar. Hakka Kalem olanlar, has olup Kalem olurlar. Artık, bunu iyi anlasınlar ki kapıları açmaları hasatlarıdır.

Dünya dışı varlıkların, dünyaya çekilmeleri gerçekleliyor. Biz herkesin gözüyüz; bu kesindir. Ve şu anda bile dünya dışı birliklerimizle çalışıyoruz.

Dünya dışı birçok kelamımız, kalemimiz olmuşsa, ocağımızın orada olmasından değil, Mikail’in gözü olarak burada olmamızdandır.

Çörek yapmayız biz. Temiziz, tahditsiziz, hakikiyiz ve yaptığımız her şey kelamda levhi olan ilimledir. Ki yapılan ekmek hepimize aittir. Boşa konuşmuyorum. Şu anda yazı yazıyorum; bunu bilin. “Ne yazısı?” diye sorarsanız, İlmin Yazısı…anda levhiye yazıyorum.

Kelamı, levhi kodlarla tohumluyorum. Ben Levhi Mahfuz’u kaydediyorum şu anda. Bu kayıt kendi yüreğinizde mevcut mu? Mutlaka. Açın yüceliklerdeki levhiyi; okuyun!

Kimse, kimsenin ışığını kırmaz burada; bunu bilin. Ama şunu daha iyi anlayın ki; köre göz, göze göz gerek…. söze de göz gerek. Her şeye göz gerek ve göz İnsanın Gözü’dür.

Eğer biz o gözü bütünün gözü haline dönüştürürsek, merdivenin en üstün ışığı bizim ilmimizde dilleşir.

Cellat, cevhere iner ve der ki “sizi hak ettim.” Ve biz deriz ki cellata “seni hak ettik.” Cellet kaynak olur, biz akıl oluruz. Ve cellat der ki “sizi, size vermeye geldim.” Ve biz deriz ki “biz, bizi bizle hak ettik; verdik.”

Veren alandan ötedir. Ve biz veren alan olarak buradayız. “Kurtul” dediler. “Bu yaşamdan kurtul. Ortalık karışacak” dediler. “Kalem ol yaşa ama çık bu yaşamdan” dediler.

Ey canlarım, ben cama çıkmam! Kala kala bir tek ben olsam bu yaşamda, insanlık için Ana Kapı olurum. Yine kaynakta hasat olan birliklerimi kodlarım, korurum. Şükür ki bunu başaracak gücüm var.

“Erdik, ya da erdirildik” diyorlar. Ermeyen erdirilmez; bilin. Biz Mutlak Kuranlarız. Hepimizin gözü insanlık gözüdür. Söyleyin yaşama, kaynağın ışığı yanıyor.

Ay doğduğunda, ayın yaşama inişinde ve yolu açışında biliş vardır. Gün doğduğunda, öz görevimiz vardır. Öz gücümüz vardır. Aha kulumuz kulluğumuz bütüne hizmetçiliktir; bilinsin!

Kardeşlerim, Alemlerin Rabbi Olan İnsan, Aklın Kapısı’dır. Alemlerin Rabbi Olan İlim, hasattır. Aklın Kuranı olan İmparataor İnsan’dır. İnsan olansa, kaynaktır.

Haç çıkarıp kelam etmeye çabalayanlara deyin ki “haçta, nefsi kalem olanlar, ummana varsınlar da Hakk Sayfaları kodlasınlar.” Haç çıkarıp da yarın tohumlanmaz; bilsinler.

Melike, halik. Hakka, Has Işık, yola mutluluk gerek. Bize ise unutulanları hatırlatmak gerek. Her diriye unuttuklarını hatırlatmak bizim için kolay. Hak Taht’a vardığında Hakk olup hatırladıklarında, Altın Tahtın Kaynağı’nda ışık olduklarında, verdiklerine hak edip dillediklerinde ölüleri kontrol ettiklerinde ve dirilttiklerinde, artık onlar Mutlak Kapılar olurlar. Öz gerçeklik budur.

Canlarım; eli, ayağı tutan herkes yaşamı bilir. Ekibi hak eden, ekmek olur. Yolu bulan Akıl Tahtı’ndadır; bilinsin istedik.

Değerliler, kili kumdan, kumu ilimden ayrımadık. Ama ışık olan sizler, Has Işıklarınız olarak Bütünün Gözü’sünüz; bunu unutmayın. Korkmayın; yolunuzda hiç bir kırıcılık olamaz, olmaz. Kaynağın Tahtı sizsiniz, kaynağın kulu olan İnsan Soyu sizsiniz. Uluların ulusu olan ışık sizsiniz ve sizin kendinizi hak etmeniz mutlaka şarttır.

Kelemı levhi olana, insanlık gerek ama bize İnsan Soyu gerek; unutmayın. Biz İnsan Soyu’na Göz olmaya geldik. Uyuyanları uyandırmak değil maksat. Umut olur ki kelama varıp uyanacaklar. Ama biz iblislerin iblisleri olanları da korumaya geldik; unutmayın.

Hani korumazdık? Ama Orta Kapıları açmadan bu olmaz canlar. Biz açtık kapıları ve tüm yaşamları koruyoruz; unutmayın.

Er ya da geç ölüler dirilir. Er ya da geç yaşam gök sessizliklerini diller. Er ya da geç yol bulunur. Ulular yaşarlar er ya da geç; mutlaka yaşarlar.

Yaşaması istenilenlerse, ölülerdir. Biz onları diriltmeye geldik; bilinsin.

Ayrı gayrı gözetmiyoruz canlar. Her rahmet, ilimle kalem olur. Her kalem insanla yarın olur. Yarın olansa kul olur. Ulular, ululuklarını anladıklarında korkmadan çalışırlar. Aha işte bu.

Seyrettiğiniz ne varsa, sizin yüreğinizdedir. Ama o seyrettikleriniz yol olduğunda, siz o yolda kul olursunuz. Ama seyrettikleriniz yaşam olduklarında, artık siz Yaradansınız. Ve yarattığınız, kelamdan öte kaleminizdeki ilimdir.

Merdiven kelama ulaştı ve ben artık zirvelerden inmeye başlıyorum. İnişim yaşama, yarına ve bütünedir. Yaradan ve yaratılanın ışığınadır. Ayrı, gayrı değil. Şimdi; sesimi dilleyeceğim ve Düzen’e indireceğim. Aha!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/wORiI6_4QLI

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

BİRLEŞİK IŞIK KOROSU

Hüseyin Akdağ ile,

1. Unutma beni, unutama beni

2. Deniz ve mehtap

3. Öyle sarhoş olsam ki…

4. Kim ne derse desin

5. Bak bir varmış, bir yokmuş

 

https://youtu.be/3k5fFjACecM

 

26.09.2015 "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Av. Nezire Selçuk Açılış Konuşması 1.Bölüm

Devinimi arttırdıktan sonra herkese söz vereceğim. Sistemin Kuran'ı olan diriliklerden dilleneceğiz bu gün yine... Bilgi kelamla dürümlenir ve dillenir. Biz bu bilgiyi bütünün kürzi kapılarını açarak veririz...

Büyük kötülükleri önleyecek gücümüz var. Bu görevi tohumlarken bütüne hizmetçiyiz hepimiz de... Ağır yük taşıyoruz ve bu yük bütüne hizmetçiliktir.

Kibri aşanlar burada olabilirler. Kibri hak edenler de tahditlidirler ve bizimle olma imkanları asıl bundan sonra olmayacak! Bu güne kadar sayfalanışlarda gerek gördüğümüz taktirde ocaklarıyla dilleştik ama artık bunun gereği kalmadı...

Aşık olduğumuz ilimdir, bunu hepinizin daha iyi anlamanızı bekliyorum. İlim, kaynağın tekniğiyle tohumlanmışsa; İnsanlığın tahtından verilir. İlmi hak etmeyen, yaşamı hak etmez. Yaradan, tanrılık tahtındadır. Ama yaşam, aklın kapısıdır. Hepimiz o kapıyız! Bütüne hizmetçiyiz,çünkü bizler muktedir ve hakiki nefeslerin!... Aşığız sanal boyutlardaki bu yaşama. Bu yaşam, sanal boyutların tanrılık tahtıdır...

Kelam ilminde her şey farklı anlaşılabilir... Ama biz burada muktediriyetle biliyoruz ki; yaradan ve yaratılan, tanrılık tahtında kodlanmış bir sultanlıktır!... Ve o sultanlık bütünün gücüdür.

Korkmayın burada nesiller boyu ışık yandı. Bu yoğun ışık bütünün gücüdür. "Kod ya da kodlanmıştık nedir?" diye sorarsanız... Yolun tohumlanışını sağlayan ışık kayıtlarıdır!.. Bu ışık kayıtları bilişledir. Hepimiz bilişle dilleşiriz burada... Biliş hasatın levhisinde de vardır. Kelam ilminde, İnsanlık levhisi; bütünün kürzi kaynağıdır!..

Balı yaşama indirdiğimiz zaman, balın; kalemde, ilimde, bütünde kürzi kapı olduğunu hiç kimseye anlatamazdık. "Ama arı bal yaptı" dediğimiz zaman; bunu herkes anlayabildi. Hepimiz arıları bala kodluyoruz burada...

Alan, aldığından dolayı dinler. Oğullarını kontrol edense, dürümlerindeki İşlahsi kaleminden doğan ilmiyle dinler... Biz bütünü görevlilerle dileriz!..

Esvabımız İnsanlıktır bizim... Yaşamımız, İnsanların tümünün bilgi kalemidir bizim...Biz mahrekin kuranlarız!...

Unutmayın doğan gün yaşamın gücüdür... Her güç bütüne görevdir. Bizlerse, bütünün; kullukla, kutsal ışığıyla yaşattıkları ağır yükü taşıyacak olanlarız!...

Artık şunu iyi anlayın ki; aranan ilimdir! Kimse kimseyi aramaz. Herkes ilmi arar. İlmi bulansa, hak eder bulur!.. Haksa; akıldan tohumdur!... "Ol" der, kutsal toprakların toplumları; kodlanmış ışıklar olurlar!

Önce kuran yazıldı sanılır. Kuran, İnsanlık levhisidir!.. İnsan olmadan kuran yazılmaz. "Önce yaşam oğulları kodlandı" dediler, sandılar... Ama yaşam ilimle olur, ilim yoksa; İnsanlıkta olmaz, yaşamda olmaz...

Eğer beşer kapıları açacaksanız, şunu iyi anlayın ki; beşeri kalem, İnsanın levhisindeki kalemdir!

Sanılarla dünyalı olundu bu güne kadar. Herkes kendi sandıklarının gerçek olduğunu düşündü. Ama sanılarla cümle yoğunlukları kodlama imkanı yoktu... Dünyayı korumak imkanı da yoktu. Koruyucu kodlamanın kaleme inişi de mümkün olamazdı. Bunun içindir ki geçişler yapıyoruz bu gün. Bu gün burada geçişler olacak. Ve hepinizin daha üstün bir yaşamı hak etmeniz sağlanacak. Geçiş, ilme geçiş!... İlmin hakikiyesindeki, levhideki o bilgiye geçiş olucak...

Ben dünya, bunu iyi anlayın!.. Hani nerede?... Her yerde olan o dünya... Ben derken; birliğin diriliğindeki o benliği kastediyorum... Sakın ola ki bu bedeni kastettiğimi zannetmeyin. Ama şunu iyi anlayın ki; kara ışık yanmadan yol olmaz. Kara ışık aklın tahtından yanar. Biz o tahtı kodladık!... Umut olur ki; kodlanan o taht, kelamda koklanır. Koklanmadıkça oğullama olmaz.

Canlarım, alemlerin rabbi der ki; "iyilik yap, yakmayın, yıkmayın yaşamı" der. Umut olur ki; hak edersiniz, hasatçı olursunuz... Ulular diyarı sizden bunu dinletir. Sizler kaynak ışıklarsınız.

Amon topraklarındaki toplumların tohumlarını kodlarken de, büyük kötülükler yapıldı. Ama oğullarımızı kokladık ve kodladık. Hepsini tohumladık ve kayıtladık. Hepsi kelamdalar, hepsi; yaradan, yaratılan ve yaşayanlar oldular!...

Savaşın galibi yoktur. Savaş, herkesin yaşamıdır ama o savaşı hak edip, hak olup tohumlayan; kalem olup yazar!.. Hepsi hepsi bir tek olur.

Burada oluş sebebiniz, hepimiz için birleşik ışık haline dönüşmek ve bütüne görev taşımaktır.

Çal, çırp sonra ben varım de... Bunu niye söylüyorum bilir misiniz?... Çokları bilgiyi çalarlar, hak etmedikleridir. Okuduklarını kendi yoğunluklarından aldıklarını ve hak ettiklerini düşünürler. Çokları da bilgiyi kodladıklarını, kokladıklarını zannederler. Devinimi arttırırken bunu iyi anlamanızı isterim. Her resim kelamda kendi yoğunluğunuzun resmidir. O resmi hak edip yapan, kendindeki ilmi yapar!.. O ilim bütünün ilminden öte, o yolcunun ilmidir. O ilim, bilişi hak ettiğinde; o yol Allah'a varır! Biz size bunu anlatmak istedik.

Kapı kapı gezipte ben bilgiyi alıcam, öğrenicem, öğreteceğim, hak edicem yaşayacağım düşüncesi yanlıştır!... Sevgililer siz, size varın! Tek beklenti budur... Siz, size varın ve sizi hak edin!

Kamp kurdular yaşama, o kampta kelam ettiler. O kampta ikmal tamamlattıklarını zannettiler... Partiküler kalem kayıtlamaları yaptılar. Elleri, ayakları kodlanmış olsa da; yaşamlarında, topraklarında tanrılık tahtındaki o yaşam ışığı yoksa, İnsanlık kapısını açamazlar!... Ve açamadılar!

Ben size kendi yüreğinizdekini değil, ilmi anlatıyorum... İlim; bilgiyle, hilal ayın ışıktaki yoğunluğuyla, kaynağın tohumuyla İnsana iner, ama İnsan bu bilgiyi kendince dinlemedikçe; hak edip anlayamaz ve anlatamaz.

Kaç kul yaşama indi bilir misiniz!?.. Hepsi Allah'ın ilmini dillemeye indiler, ama bir teki hak etmedi yaşamı... Neden?... Erdikleri yerde kendilerini kodlanmış toprak saydılar. Otak kurduklarını bütüne ve bütünün kötülüğünü önleyecek güçleri olduğunu sandılar. Kibri aşamadılar, bu toprakları tohumlara anlatamadılar.

Acaba evrenler seslense ve dese ki; "siz kendi yüreğinizi anlayın"... Ne derler bilir misiniz?... "Sizde, bize bizi anlatın" derler... İşte hata budur! Kibri aşanlarsa; şunu derler, "biz bizi hak ettik, açık veriyoruz; biz bizi hak ettik ve dinliyoruz." Kibri aşan der ki; "ben bana ben olurum, bana has ışık olurum ve yaradan, yaratılan beden olurum, ben yarattırırım her ilmi" bunu der!...

Değerliler dedim ya; ben turkuazın kuranı İnsan soyu olan, ışık haline dönüşen birliklerin tümünde miraç olarak mevcudum. Ama nefes halindeyim, ha aha şimdi... "Ben" dedim, aha ben... Hangi ben?... Birliğin ilmi olan o bütünlük!... Bunu anlayın!

Evrenler ses verir, dürümler yücelikleri diller ve dinler ve der ki; "geç, ayrı gayrı yok ki geç" der... Eminim ki "geç" der... Ben, bana ben olurum ve sesleşirim...

Doğanın kuranı İnsan soyudur. Doğa bir kalemdir, herkes o kalemi kendi yüreği sayar. Ama o kalem mahrektir! Hepinizin kulu olan o mahrek, hepiniz orada tanrısınız. Hepiniz orada yularından tutulamayanlarsınız. Size kimse, ben senin için hak ettim dünyayı koruyacağım demez... "Ben sana senim" der...

Canlarım mutlaka şunu iyi anlayın; beden almak sorumluluktur... Korkmayın bedenliyiz hepimizde, aha beden... Hani nerede o beden?... İlimde!!! Sanmayın ki ilim; hasatın ilmidir. İlim kalemin ilmidir. Ve biz o kalemi hak ettik canlar. Bütüne hizmetçiyiz biz. Bu günden sonra da bütüne hizmet etmeye çalışacağız.

"Altın Tanrı" dediğimiz yaşamın ışığı olan İnsanlık, bütünün kötülüğünü önleyecek yegane kodtur, bunu bilin!

Kanatlarınızı gerin ve deyin ki; "ben dünya ve dünya ben... Ben tohum ve o tohum ben... Ben akıl ve akıl ben... Ben, bütün; her şey ben... Benim dışımda bir tek şey var, Allah... O Allahsa; bende beni diller" bunu deyin!...

Kanatlarınızı gerin ve deyin ki; "kanatlanan İnsanlık sistemin gücüdür, o güç bütüne hizmetçidir."

Kamp kurmuşlar yaşama sevgiyle... Ama o kampta; yaradan ve yarattığıyla yaşayan yok. Samanların yaşamı, ilmin yaşamı değildir. Çünkü saman, sapsarı bir rahmandır... Bizse, tahtında Ka Ha olanda İnsan soyunu arıyoruz. O İnsan soyu, yaşamın nefesi olan İnsanlıktır ki; renksizdir o, bunu bilin! Onun rengi olmaz, sadece korur, koklar, tohumlar ve yaşatır!

Bedenli olarak doğan gün yeni bir gücü devreye alıyor, bunu size anlatmak istiyorum.

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/j3IBMjf17is

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI, ÖZ BİLGİ, 2. BÖLÜM

Bedenli olarak doğan gün yeni bir gücü devreye alıyor. Bunu size anlatmak istiyorum;

Bu güç ikmal tamamlatma gücüdür. Herkesin kendi yoğunluğunda “ver-al kayıtlarıyla” tohumlanmış olan ilmin kotlanışını sağlayacak. “Ver- al” dedim. İlmin verilişi ve ilmin alınışıdır bu.

Bütün kötülükleri aşıp geçen birliklerin çoğu bugün buradalar. Torbalarında levhi var. Kelamın ilmi olan o levhi, bütüne güçtür o.

Sultanlığın son sözü söylenecek bugün burada; Nefes. Hangi nefes? Kaynağın Tahtı’ndaki nefes ve o nefes Bütünün Gözü olacak.

Hal ilminde hasat, nefesle olur. Hak tahta vardığınızda hasat, yaşamla olur. Yaradan olup tahtına kaynak olduğunuzda o yücelikte, bütüne hizmet edilir. İşte; biz oradayız.

Çorbamız tuzludur bizim; unutmayın. Biz çorbaya tuz olacakları değil, çorba olacakları seçip burada dillemek istedik.

Hepinizin gözü, hepimizin gök sözüdür; bunu bilin.

Kaydı yapmadan yarına varılmaz. Kaydı yapan ilminde, kendi yüreğinde, kaydı hasata hazırlar ve o kayıt Bütünün Gücü haline dönüşür. Daha sonra o kayıt, Hak tekniğiyle bütüne Ko Ra Ha Ruhu olur….Ko Ra Ko Ha. Bütün kötülükler orada aşılır. Cevheri güç taşınır.

Sevgililer; Esrar İlmi’nde her şey sistemin gizidir. Her şey gizdir orada; sadece giz…..Kimse o gizi dinleyemez ama yaşayan, yaratan yarattığında kendini hak edip tohumlayan ve kodlayan kelam vardığında bu gizi hak eder ve dinler. İşte; bu giz birliktir.

Bugün biz burada, kendi yüreğimizde o gizi dillendireceğiz. Hepinizin daha iyi anlayabilmesi için; İlm-i Kalem’de hepimiz bilgiyiz. Öyle bilgileriz ki bizler…..Bu bilgileri okumaya ve okutmaya çalışmak üzere birleştik.

Benim ilmimde ben dillenirken, bugün burada herkes kendinde dillenecek.

Çantamız, İnsanlıktır bizim. Bu çanta Bütünün Gücü’dür. Ölüm geldiğinde, kontrol kurduğumuz an, bütün kötülükleri aşıp geçen birliklerimiz dünyaya iner. Ve onlar merdiven dayarlar her diriye ve derler ki “ölüyü dirilt.” Ölü o anda dirilir çünkü, biz “ol” dedik, oldu. Şimdilik size vereceğim budur.

Ama burada bulunuş sebebiniz; tartmayın yürekleri! Asla tartamayın çünkü; tartan tartılır bu mecliste. Sadece yaratın, sadece hasatınızı yapın ve sadece halik olup hakim olun. Budur beklentimiz sizden.

Tam 200 İnsan Soyu bugün burada; 200 insan soyu! Bu ne demek? 200 tane Kalem burada demek. Her bir kalem kendi soyuyla burada ama her soy kendi yoğunluğunda kendini dillerken bilişle bütünü dinler.

Burada oluş sebepleri, karton olan yaşamları kaynak yapmak. Buyurun; karon olan yaşamları kaynak yapmak! Sevgililer, size daha ne deyim ki? Her şey çok aşikar!

Karton olan yaşamları kaynak yapacağız biz. Ki o kartonlar hologramdır, o kartonlar kutsuzluk, kırılış ve hırstır. Her birinde bunlar mevcut. Bütün kötülükleri aşmadıkça, Yaradan yarattığında yaratılmaz; bilin.

İman edin ki; evrenler sizi dinleyecek bugün. Haliki hak olan ilmin kast levhisinde, hak teknikte dillenecek. Dünya ölü bir planetti bugüne kadar. Bu planette yaşam olduğunu sandınız. Yarattığınızda yaşadığınızı zannettiniz. Yaşam, İnsanlıktır canlar! İnsanlık yoksa yaşam olmaz; bunları anlayın.

Sevgililer, ben dağa, taş insanlık için çalıştım ve sizinle bunun için burada olduğunuza eminim. Kapıları açtığımız andan itibaren Mikail’in Kürzi Kapısı da açılır. İşte; orada ekip kurulur.

Miraç’ta ölüler, her diride bütüne hizmetçi hikaye dinletmeyen ölümsüzlük haline gelirler. İşte; onlar Medine’yi hak ettiler ve has ışıklarıyla dürümlediler. Ama bugün Mahrek’te Ekmek olarak çalışacaklar.

Çatıyı kurmak değil maksat, çatı olmaktı; bunları bilin. İlmi hak etmek değildir maksat, ilimle dillenmektir. Ekmek olmak değildir, ekip kurmak ve ekmeğin ekmeğinde o yücelikle bütüne her diriliği hak ettirmektir.

Beş görevimiz var bunları da anlatmak istiyorum; İnanç, İtibar, Kapı olabilmek, Medine’nin gözünden öte bir göz ve söz olmak ve gönüllerin gücü olmak.

Değerliler, başka dünya yok. Bunu iyi anlayın. Her şey sizsiniz. Sizin öteniz ve sizin beriniz yok. Her şey sizsiniz. “Ben bir başka planete giderim, orada yaratırım.” Yok böyle bir şans. Siz anda, her yaşamda varsınız zaten; bunu anlayın.

Bir kısım “ben daha güçlü olarak doğacağım” der. Doğum, ölüm yok ki! Her ansınız siz; bunu anlayın. Sanmayın ki gerçek çalışma sizin yüreğinizden başka yerdedir. Sizdedir! Sanmayın ki Karanlığın Işığı Sistemin Gücü’dür. Kalemsiniz yazarsınız, yazdığınızda İnsanlık yaparsınız. Ama yazmadıkça yolunuz olmaz.

Yazmak ne ki diye sorarsanız, yaşamı kodlamak. “Oğullar; ben tohum olan İnsanım” diyebilmek. Emin olun ki; o insan Bilgi Kapısı’ndan öte, İlm-i Kalem’de Has Işıktır.

Değerliler; kardeşlerim, mutlaka şunu iyi anlayın ki korku, ilmin kıranıdır. Korku, Yaşamın Kuranıdır ama ilmin de kıranıdır. Korkmadan insanlaşın. Korkmadan…özden sözden ve gözden öte olup çökmeyin yolcu kontrolunda olan o yoğunluklara. Bırakın o yolcu kendini hak etsin. Başkasını kontrol etmeyin. Orada siz yıldızların sırrından ayrılırsınız zira.

Her yaşam kendinden kendine varır; bunu unutmayın. Bir insan, İnsanlık İlmi’ni hak edip de anladığında o insan muktedir olur: Bunu bilin.

Borcunuz yok yaşama. Biz tüm insanlığın borcunu ödedik. Bu nasıl oldu? Yarattık, yaşattık ve Has Işığımızla kodlattık ve hasat yaptık. Bugün biz hasatçıyız. Hepimiz hasatçıyız burada.

Nereden geldik? Kelamdan geldik. Nereye gittik? Kaleme gittik. Neyle yaptık bütün bunları? Nefesimizle. Ama o nefesten öte olan Akıl Tanrılığımız var; unutmayın.

Boyumuz uzar mı yaşamda? Yok canlar. Biz uzamadan, kısalıp geldik bu yaşama; bilin.

Dağlarım; “bin can bir tek ekmek yapsa, o ekmek levhi olsa ve biz o levhide bütüne görev taşısak” demedik. Dedik ki “gidip yapalım.“ Ve geldik.

Cennet ekmeğimiz, yaşam ilmimiz, merdiven birliğimiz ve biz o birlikte bütünlüğü kontrol için buradayız. Yol Allah’ın yoludur.

Daha az önce demedim mi “herkes kendine, kendi yüreğine varacak.” Niye kontrol? Canlar, ruhu olmayanın koruyucu, kodlayıcı kayıtlayıcı ilmi dahi olmaz. Biz o ruhu olmayanlara kodlayıcılık için buradayız.

Ruh ne ki? Ruh tahdittir ancak. Has Işık İlminin tahditi….cennet insan, cevher ise ilim. Tanrılık İlminde, Ruh kaynak ama o kaynak muktedir ve o kaynak yaşam…..Ama ruh bütünün gücü; unutmayın. Ve o güç bütünü kontrol eden yegane Yaşam Sistemi. Bunları bilin.

Herkesin kendi ruhu, sayfalanışı var diye düşünülür. Yoktur. Çokları ruhtan, ummandan ağır yük taşısalar da ölüdürler. Ölü olduklarını dahi bilmezler. Dirilmeleri ruha varmalarıdır.

Canlarım, çoğu bedenli ölüdür. Onların ruha hakim olmaları, dirilmeleridir. Ben bir bedene sahipsem, canlıyım. Sanmayın her beden Yaşamın Kapısıdır sadece. Ama o kapının ardında ruh yoksa, yol yoktur.

 

Öncü Birlik olarak bu çalışma yapılırken her dirinin kendi yoğunluğunu kodlayabilmesidir amacımız. “Dirilik nedir?” diye sorarsanız açıklayım;

Ölüyü kodlayıp, kontrol ederek kaynağa varmak ve Kati Tohum olup bütüne görev taşımak. Bütüne görev taşıyabilmek için Rahman olmak gerekir. Rahman olmak dirilmektir. Sanmayın ki bu dünyada kelamda olan herkes diridir.

Hepinizin görevi, iman edin ki yaşamı kontroldür. Bunun ötesi görev yoktur. Turanlar tohum ekerler ama o Turanların Topraklarında Kuran yoksa, Aklın Tahtına varsalar da yaşamları olmaz.

Canlarım, “ara, bul” dediler; insanı…“ara, bul” dediler. İkmal tamamlayacak olanı. “Ara, bul” dediler, ölüyü diriltecek olanı. Ara, kendini bul. Başkası yok. Bulmak umuttur, bulunmak ise mutluluktur. Hepinizden dileğimiz budur.

7 dava açtılar yaşama; Hah, aha, işte diyerek. Ama 7’de tek bir ilim var, İnsanlık İlmi. Değerliler; bugün dünya çok mutlu çünkü, biz buradayız. Bugün, Sultanlık Tahtı’nda insan oturuyor; bunu bilin. İşte; sizler, hepiniz!

Ve bugün bu toprak mutlu çünkü; Robbi Kapıların tümü kapılı. Ne demek Robbi Kapı? Dağlarım; bugüne gelip bugünde olup kolay değildir. Rabbi’ye varmak için Robbi Kaleme gerek vardı.

Tanrılık Tahtı’na varmak kolay değildi. Tanrı, Robbi Kalemlerin tümünü kök sistemleriyle güçlendirdikten itibaren, yaşam ilme varır. İşte; orada bütünlükler vardır. Toprağın toplumu budur. Çok özeldir bu bilgiler; toprağın toplumu…..

Hepiniz daha iyi anlayın diye Kutsal Metinlerinizde, insanlığın kilden yoğurulup yapıldığı anlatılır. Ama insan kil ya da kumdan ötedir. İnsan, ışıktan yaratıldı. Bunları anlatmazlar size çünkü, sizeler kaynağı ışık olmadıkça, kendinizi hak edip idrak edemezsiniz. Bunları net veriyorum ki bilin diye.

Kaç altın ışık yandı bu dünyada? Hepsinde sistemin gücü vardı ve bu gün de o güç bütünün gücüdür. Men etmem sizleri yaşamdan ama men eden var mı bilmem. Dağlarım; varsa, er ya geç engellenir; bunu bilin.

Burada oluş sebebiniz size açık verildi. Kupa sizin yüreğinizdedir ve bu kupayı sizin yoğunluğunuzda kodlamanız bekleniyor. Unutmayın ki burada Atlanta Ata Kapısı var.

Atlanta Ata Kapısı Ana Kalemin İlmi’dir. Nereden dünyaya indiğinizi sorun. Hepiniz Ana Sayfalardan indiniz. İşte; Atlanta! Ama Atlantis’ten söz eder yaşam çoklukla.

Sevgililer Atlantis ya da Mu; bunun öncesi de var. Size öncesinden de söz etmek isterim;

İşte; bugün size Si’den de söz etmek istiyorum. Dünya levhisinde yaşamın ilk başlangıcıdır Si. Si, bir Tanrılık Işığıdır. Dünyaya indiği andan itibaren tohumlar kodlanmaya başladı. Dünyada, Medine Mekke yoktu o günlerde. O günlerde, Ruh Kuran dahi yoktu. Suptil sistemleşme vardı sadece. Ve o suptil sistemleşmenin özü sözünüzdü. Süper Sistemleşmenin gücüydü bu. Ama formal yaşam sadece insan sayfalanışından başlamadı. Birçok forum vardı; yaşam formu vardı o günde….her biri kalemdi ve sizler çok güçlüydünüz. Bugün de öylesiniz.

Si, birliğin levhisindeki ilk yaşam kapısıdır. Mutlaka; mutlaka kendi kürzünüzün gücünden değil; bütünden söz ediyorum. Öylesi bir bütünlük ki; doğanın gücü olan bütünlük…..

Ve şu andan itibaren her bilgi size sizden açılmaya başlanacak. Daha yüksek dürümlerden açacaksınız bilgiyi. Buna hazır olduğunuza eminim. Yaşamın sırrı budur.

Ben, bana benlik levhisiyle vardığımda, her şey bende dillenmeye başlar. Şu anda bende olduğu gibi…..Keyslerin çoğunda ekip kurduk. Hepsinde ışıklarımız var unutmayın ama her bir keysde yarınlarımız da var. Ve bugün için bu öz geçişleri yaptıracak tohumdur.

Şükrettim ki dünya yolunu buluyor. Umut, umut, umut…..varlığın yokluktaki ilmi; umut! Aha bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/7tbLwtYZuSU

 

26.EYLÜL.2015.TARİHLİ “ İLMİN BAYRAMI “ BİRLİK ÇALIŞMASI

KAYIT SONRASI AKIŞ

Canlarım, hepinizi sevgiyle, yüreğinizden kokladık, dinledik sizi… Ve sizin yoğunluğunuzu tahditsiz olarak koruduk.

Burada oluş sebebiniz, Bütüne hizmetçi oluştur…. İman edin ki; burada kimse, kendinin dışındakine hiçbir zaman kaynak olmaz…. Herkes kendine, kendi yüreğine kaynak olur…. Bu, Rahman Kuranın Levhi Kapısında ışığı hak ediştir.

Çantalarınızın çoğu mutlak…. Hepinizin yüreği Kuran ama çoğunuz bunun farkında değilsiniz.

Merdivenin en aşağısında yaşam yok zannedersiniz oysa en aşağıdan en yukarıya kadar yarınlar var…… Ve yaşamlar var ama en üstün yaşam, BİLİŞ’le gerçekleşen yaşamdır.

Ben dünyayım ya da dünyanın diriliğindeyim, bunları önemi yok aslında. Sadece, yol önemlidir…. Nereden, nereye vardığınız önemlidir…. Kimsiniz?.... Neden dünyaya indirildiniz ve dünyada örtüleriniz niçin örtüldü…. Ve bu örtüleri kaldırıp nereden nereye ulaşacaksınız?.... Asıl önemli olan budur.

Unutmayın ki; Nurdan Kuran Levhileri kayıtlıdır yaşamda…. Her biri Nurdur….. Her biri kontrollüdür…. Bilmek gerek ki; tohum olmak gerekir Mikail’in kültlerinde olabilmek için….. Ve bütün bunları, Hak etmek mutlaka………. Altın Tahta varmakla mümkündür.

Nerededir o taht?... İlimdedir…. Başka yer değildir…. “Kimse ben şuradan şuraya gideceğim ve orada bir yaşam var, oradaki tahta ben oturacağım” diyemez……… Herkes kendi tahtına varır.

Başka doğan gün yok diye düşünün….. Her şey, o doğan gündedir ve başka doğan gün yok…. Güçlü ve hakiki yaşam oradadır.

Sema sizi ve sizin yüreğinizi dinledikçe, siz semayla dilleşip ve BİLİŞ’e varırsınız…. BİLİŞ, ne demek?.... Her AN’da olabilmektir…. “Ben her AN’da varım” diyenlerin kendi yoğunluklarını kodlamaları mümkündür.

Çok mutlu bir dünya günündeyiz…. Sorgu sual edilecek bugün… Herkesten herkese ve sesleşmeler olacak….. Ama bu bir haliki hakta, hakiki bir Levhi Kaydı olduğundan bizler içinde….. Bugün bir bayram günüdür canlar.

Kendinizi, yüreğinizi hak ettiğiniz için burada bayramlaşıyoruz birlikte.

Er ya da geç kalem yazar….. Er ya da geç, yol olur ya da yolculuk olur… Ama mutlaka has ilimle olsun bekliyoruz.

Çeyrek yıl, size sizi anlattım…. Çeyrek yıl…. Bir çeyrek yıl…. Yavrularım çeyrek nedir?.... İlmin çeyreği….. Sizi, size anlattım ama sizin diğer üç çeyrekte, kendinizi hak edip dillemenizi bekliyorum…. Size, hepinize kendinizi anlattırmaya çalışıyorum burada.

Boşluklar var mı?... Yoktur…. Hiçbir an’da boşluk yoktur. Siz, size açıkladığınız zaman, insan insanlığını hak edecek…. Ve dinleyecek yapmakta olduğumuz budur.

Birlik kapımız açıldıktan sonra kalem yazar….. Yazmak, yaşamın yazılmasıdır….. Herkes yaşamı yazar….. Hak ettiğimizdir yazdığınız…. Yarında yapmak istediğiniz neyse onu yazacaksınız…. Hak ettiğiniz ve yaptığınız ama hak etmeden, kalem yazmaz canlar….. Mutlaka, o kalemin yazması Levhi kaynağın, Hak tekniğinde olgunlaşmasıyla mümkündür.

Ben, kendi yüreğimde sesleşirim…. Her şeyi imajine ederim, sonrada döner “ol” derim bu mudur?.... Asla…. Çokları böyle sanırlar.

Ben ölüyü diriltmeliyim, öyle mi?... O halde ölmüş olanlarla, ölü olmalıyım…. Sonra o ölüm, yoğunlaşmalı, tohum olmalıyım ve sonra ben yaşam olmalıyım…. Aha, “Yaradan, yarattığında yaratılır” deyişimiz budur.

“Kimse, ben, al, ol dedim de oldurdum” diyemez…. Diyen haksızlık yapar.

“Para pul meselesi” dedi çokları …. Bu çalışmalarda para pul yok artık bilin…. Biz, burada asla para almadık hiçbir çalışma için…. Ama “çokları, ben yaratayım ve bedelini alayım” derler.

Dağlarım, yaşamda ölümden öte bir bedel yoktur…. Bunu bilin ve biz dünyaya kelam etmeye geldik….. Aha bu!.... Kaynaktan nefes, elde birdir zaten…. Ama o nefesin, öteside vardır… Yol…. Öz görevimiz, o yol olmaktır…. Bunları bilin.

Ekmeğimiz insanlıktır…. Şimdilik. Aha bu!.... Şimdilik… Aha şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/fV0m1ropnwU

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

https://youtu.be/GJZ0jUtkhwk

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Neslihan Yavuzcan

https://youtu.be/TwdMrUseGS8

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Hasim Turhan

https://youtu.be/P6S9t7RH2C0

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Seher Bilge

https://youtu.be/eMGjBhtS03M

 

26.EYLÜL.2015. TARİHLİ “ İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün bağlar çözülüyor ve yeni ışık, zamanın sesiyle doğuyor…. Bugün ışık kayıtlanıyor ve o ışık, her birimizin yaşamından, ışık olan yaşama aşk olup akıyor.

Bugün toprak kokuyor ve o koku yaşam olup Levhiye iniyor…. Bugün koku yükseliyor..

Enkazı kaldırdık, yaşamı süpürdük, ışıkla yürüdük ve o ışıkta, her birimizden yaşama döküldük.

Bugün her birimiz merdivendi.

Bugün burası, her birimizin eviydi, yüreğiydi ve mahrekti…

Bugün bayram günüdür…. Ve bugün Bayram; İnsanın Günüdür…. Ve o gün yaşam olup yere dökülür ve toprağın emdiği ışık her bir yürekten yaşama ışık olup görünür….. Ve bugün sonsuzluğun ışık yaktığı gündür.

Yola çıktık, işte yaşam, işte yol ve işte cennet!

Aha, hah, aha! İşte bu! Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/rpH5yG6V2Gw

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Erengul Koc

https://youtu.be/QmeoqMkDC-Y

 

26.09.2015 ‘’İLMİN BAYRAMI’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Hoşgeldiniz sevgili dostlarım!

Ben geldim! Benden yola çıktım, bana geldim ve bende bütün olan sayfalarla dilleştim. Ben, bende beni duyarım ve o bende BİR’i duyarım ve BİR’de bütün olduğunda ışık kokan sayfalarım, muhakkak ki açan her çiçekte ilmimdir nefesim ve ben o nefesin vardığı yaşam sayfalarındaki dillenişlerle Ka- Hadaki ışık olup yaşama çekilirim.

Beni zor zamanların ışığı diye bilirler, beni ağır yük taşıyan aşık diye bilirler, beni yolda ümrana varmış bir ışık sayfası diye bilirler ve derim ki ‘’ Karanlıktır bedenim ve ben, o bedeni kasket diye kafama giydim ve derim ki ‘’ Ben korkan değil, ben olduğum cennetin ışığı olup dillenenim! ‘’

Yolumda ışık var benim ve koruyucu bir ışık teklifi geldi bana! Dediler ki ‘’ Seni koruyalım! ‘’ Derim ki ‘’ Yüreğimdeki ışıkla tüm vatanın ışığı olur, o ışıkta cihanı ilme katarım. ‘’

Dediler ki ‘’ Yolun yakın! Gel, gidelim de varalım! ‘’ Dedim ki ‘’ Yakın olan sırda ilmi ben tarhana olur içerim! ‘’ Canlar, Anadolunun ışığıdır bedenim ve ben o bedende sesleştim! ‘’ ve sarı sarı başaklar, hasata, ışığa yazılmışlar! Derim ki ‘’ Geçiş gerçekleşiyor! ‘’ Derim ki ‘’ Merdivenin bugün ne altı var ne üstü! ‘’ An sayfasında tüm ışık Ka- Hada biliş olduğunda, tüm yaşam, o ışıkta, kontrollü sistem ışığıdır.

Kayıt dışı bilgim yoktur! Sesim, kaynaktan yücelere indirilir ve o indirilişte, muhakkak ki ilmin kalemi, her dirinin sesincedir. Nefsi aşanlardan bahsetmişler! Derim ki ‘’ Kibri aşanı bul, getir! ‘’ ve bu çağrıyı duyan, duyduğu ses olur dillenir ve deriz ki ‘’ Bugün burada dostlar var! ‘’ ve bugün burada geride duranlar da var! Bugün, ‘’ İçeri girsem mi, dışarıda kalsam mı? ‘’ diyenler var. Deriz ki ‘’ İçeri, dışarıdan gayrı değildir! ‘’ ve her yürek, kendi olup dillendiğinde, muhakkak ki içeridedir ve içeri, dışarıya vardı! Dışarıda akan kim varsa, cennetinde, kaynağ-ı ışık olup yandı.

Bugün burada nergisler açıldı ve kokan ışık, yüreklere vardı. Bugün kimse geride bırakılmamalıydı ve bırakılmadı. Bugün burada cennet yüreği taşıdı, yürek yaşamı taşıdı, yaşam ışığı taşıdı, ışık insanı taşıdı! Her can, canı yüreğinde taşıdı ya canlar! İşte bugün uyanan, tüm yaşamın ışığıdır.

Beni dünya diye bilin! Beni şeytanın şerrinden öte şer diye bilin! Beni iblisin kıranı değil, her kıranı kırmayan diye bilin! Beni cennete dost olmuş yürek diye bilin!

‘’ Yola çık! ‘’ dediler. Dedim ki ‘’ Yolum andadır. ‘’ ‘’ Yola çık, bu yolculuğun adı HAC! ‘’ dediler. Dedim ki ‘’ O yolculuk, yüreğin tahtındadır! ‘’ Beni alıp götürmek istemişler! Olduğum yerdir yuvam ve yuvayı bana sorup dillemişler! Derim ki ‘’ Can, yürekte hak olan ışığın ve o ışıkta sen, an sayfalanışlarında varsın! ‘’ Şimdi beni duy, bende BİR’i duy ve BİR’de bütün olan kalem olduğunu duy!

Sorar dururlar: ‘’ Ne desek ne ola? Ne desek ne ola? ‘’ Derim ki ‘’ Dediğin yüreğin olduğunda, hayrola dostum, hayrola! ‘’ İşte bu, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/l9Hq7uzj64A

 

26.EYLÜL.2015 TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI” BİRLİK ÇALIŞMASI

Kardeşlerimiz, size geri dönüyoruz….geri dönüyoruz!

Önümüzde hiç kimsenin kalmadığı, ardımızda hiç kimseyi bırakmayacağımız temiz bir yaşam için geri dönüyoruz….

Yeni bir resim yapmak üzere geliyoruz ama bu resim ilmin resmi olacak. Zamanın Nefesi olan İnsan yeni bir sayfalanış için dünyaya geri dönüyor!

Bugün bayram! Coşku içinde bir kavuşma yaşıyoruz…. küskünlerin barıştığı, aranın açık olduğu kimsenin kalmayacağı bir gün için sizinleyiz.

Zamanın Nefesi, yeni bir Yaşamın Nefesi olacak. Dünya yeni yaşamı sayfalarken, Rahmi kodlar birlik haline geçecekler. Ran’dan geçecek olan yaşam kodları birer resim yapacaklar…. O resimlerde altın bedenler olacak, insanlaşan ışık varlıklar olacak. Ve o resimlerde yarın olacak. Yarın, kalem olup yazılacak, kelam olup dillenecek.

Dünyada asmalar vardır…..onlar asılı yaşamlardır. O yaşamlar sessizdir. İşte; bugün o dondurulanların ses olup dirildiği bir gündeyiz. Geri çekilişte Miraç kalemi olan o asmalar, toprağa altın nefesle akarken, öz kökler gökçe sesleşecek. Yer, gök birlik kuracak. Kürzi Kapılar açılacak. Asılı yaşamlar kelama varacaklar…... Ve sesler tınıyı oluşturduğunda la frekansında yaratım örgülenecek. Dünya ruh olarak daha güçlü bir yaşamı sayfalayacak.

Dünya bir gemi, o gemi kalkıyor bugün yüreğimizden…..o gemi rıhtımda bekletilenleri yaşama geri alacak. Birler Kapısı’ndan geçilecek. ….başka bir zaman veya başka bir dünya yok. Dünya tek ve zaman şimdide!

Kardeşim, o gemide sen de ol!

Gemi yol almakta…. ilimle açıyoruz yolu, ışık yakan o Tanrı Yolcularına ve İlm-i Ka Ha olan Zamanın Işığı ile cevheri cennete kodluyoruz.

Bugün kurban bayramı….İnsan kendini bütüne kurban etti bugün, coşkuyla atıyor kalbimiz. Tüm İnsanlık tek bir ışık, o ışık altın bir yaşam…

Kavuşma anıdır bu an…sizi; Birler Kapısı’nda bayramlaşmak üzere sevgiyle bekliyoruz,

Aşkla,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/Xr9tJ1lZWJg

 

26.09.2015 "İLMİN BAYRAMI" BİRLİK ÇALIŞMASI

Selalar okunur yaşamda.. O selalarda dünya ses verir. Işığını; İnsanlaşan birleşen tüm yaşamlarda, yoğunluğunda kodlar ve yaşamın bütünlüğü olarak tohumlanır zamana...

Ve der ki; Ben dünya, İnsan kelamında yoğun ışığım ve her ana birlik kapısıyım... Rahman ışığın yoğunluğu, her bir kayıtta var yaşamım... Kıblem İnsanlık ilmiyle yol açar tüm zamana..

Aha yolum; rahmi kuranda Rahman olan adını zikreder, her kendi yoğunluğunda diri yaşamını açana...

Sanmayın ki ben yokum... Ben her diride kelamın gücü olan, kendinde kendini yaratan; yaradan olarak geçiş yapılan, yolunu zamana taşıyan, aha o Zaman'da yolcuyu ilme kaynak yapan, bizleşen her sistemde; ilmin kuranı... Cevherinde yer gök ilimini sayfalayan, her kayıtta yaşamsallaştıran kaynak... Dünya... Aklın yolu, yüreğin kelamı ve yaşamın ışığı...

Işık ilmin dillendiği, tüm sayfalarda yaşam olanın kendi öz kapısıdır. Her bir yaşam sayfası için Öz bu ışıktır... Öz kendinde kendi olmak, o kendinde bütün olmak ve bütüne hasatçı ışığını kodlamaktır... Bu gün ilim ışık ile dillenmekte. İlim olan İnsan kendine kodlu olan yaşamdır... Yaşam kodu olarak tüm Zaman'larda açılan bir yaşamdır...

Bu yaşamda dillenen, dinleyen tektir... Bu tek olan yaşamda ışık kürzi levhi ve levhide İnsanlık tek bir kalemdir. O kalemin gücü tek bir merdiven ve merdivende yaşam her basamakta ilmin işçiliği olarak yaşamsal kaynak yaratan akıldır... Ve o akıl ekip halinde yoğunluklarda kayıtlarda ve yarında ışığını diller. Dilleyen dinleyende bir olup yaşar aha dinleyen dinleten olup görev taşır her ana...

An dediğin; şimdide dillediğin, yoğunluğunca dinlettiğin, kendi hakim gücünün zamana kontrolle inişi, biliş olarak akan, kelam diriliğindir... Ve yaşam, anda kurduğun kontrol ve kendi yaşamının bütüne olan kaydıdır...Aha işte şimdi ilmin yoğun akışı bende, benim olan; ama herkesle herşeye hak olan ışığın dili değil midir!?.. Aha o dil kelam, ve kelam şimdinin gücünü sayfalar yaşama. İlimdir bu... Yoğun bir devinimin anda türevlendiği, bedende biz olan tüm yaşama ışıkla geçişidir bu...

Yarınımın harından bu günüme ışık olan tohum... Sen bensin ya ha, yarınımın dünyası, bu günümün tohumu aha şimdimin yaşamında açılan yaşam kodu... Ben beni bende, bizlik olarak açan kaynak... İlmin kaydında ben olan dirilik, tüm zamanların biz olan yoğunluğu ve bu dirilik yaşamsal bir devinimin ışığı... O ben, ben o.... İlim olan dirilik, oyuz biz..

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/pD-OUs4eQ_M

 

26.EYLÜL.2015.TARİHLİ “İLMİN BAYRAMI “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLGİ

Dünya ilminde, Bütünün gözü, iblisin gözü, hep ilimle kodlanmıştır. İblis, Levhi Kaynakta ışık olur ve bizi, bizden bize dinletir…. Çokları bunları anlayamazlar…. Kırk kapının ışığını yakar, Bütünün gözü olur ama gözde göz vardır…. O göz ilmin gözüdür.

Nerede olursak olalım yaşamı kodlayabiliriz…. Kendimizi hak ederiz ve Bütüne görev taşırız…. Ama kaç ekip oluştuğunu bizim ilmimiz dinletir…. Şu anda olduğu gibi..

Burada bugün, öz geçişlerin yapıldığı bir çalışmaydı yaptığımız…. Öz geçişler yapıldığında, öz görevlilerle Bütüne güç katarlar…. Ve burada bugün öz görevliler, bilgi kelamı olup kodladılar birlikleri.

Çok mutluyuz canlar çok….. Çünkü Ruhi Kapılarda ışıklar var ve o ışıklar geçiş sayfalanışı yaptılar…. Tek bir ilim, sisteme Kürzi ışık olduğu zaman hepimiz o ilim oluruz…. Bugünde öyle oldu.

“Köre görev gerekir” dediklerinde diyoruz ki; “ama göz olmadıkça söz, ses olmaz.”… İşte dünyalılar, kendilerini tohumladıklarında mutlaka kodlanmış ışıklarında, İlm-i Ka-Ha olurlar, bizimle bu yoğunlukta bulunurlar.

Melik ilminde halik, hak tahta ilim kodlanmış…. Ve orada mutlak kutsal tohumlar kalem olup yaşamışlarsa biz oradayız canlar.

Dünya ölü, dünya ışıklı, dünya hakiki ve dünya misafir her diriye…. Ama biz, o dünyada kelam oldukça, orada herkes kendinde olur…. Ve orası bizim için ev sahipliliğidir.

Ayrı gayrı gözetenlerin kutsal topraklarda tohum olma imkanları yoktur.

Bugün öncü bir çalışma yaptık yine…. Bu çalışmaya ışık olacak olanları buraya aldık….. Kardeşlerimizin çoğu görev taşıdılar…. Görevlerinde kendi yürekleri vardı….. Işık yağmurları yağdı bugün burada ve bu yoğun çalışmada, mutlak kalemler kodlama yaptılar.

Sel alsa yolu kimse o yoğunlukta kontrol dışı kalmaz canlar…. Çünkü biz orada o seli, kodlar, koruruz yaşamı.

Dince, dilce ya da ilimce değer kayıtlarız…. Kim nefesteyse, insanlık ilmindedir….. Kim kaynaktaysa, ışıktadır…. Kim erdiği yerdeyse, diridir ve dince kayıt yapar….. Mutlaka oğullarımızı koruruz….. Oğullarımızı koklarız, mutlaka oğullarımızın Kuranı oluruz… Ve onlardan kelama varır Bütünü güçlendiririz.

Hepinizin gözü, hepimizin sözüdür bunları bilin…. Hepimizde ekip kurucu ışık yanar…. Medine’nin Kürzi Kapısını kapattıklarında biz orada merdiven kurar, Bütünü güçlendirmek için çalışırız…. Kim, Atlanta Ata Kapısına varmışsa ve bize, biz olup dillenmek isterse ocağında bütünlüğünü kodlarız…. Yine biz orada onunla oluruz.

Eve dönme zamanı geldi analar…... Artık biz görevimizi yaptık ve gidiyoruz…… Ama şunu iyi biliniz ki; bu mecliste olmak, mutlaka kodlanmış toplumları koklatmak içindir….. Her Mikail, bir kelam olur… Her Mikail, bir yaşam olur ama sizle olur, bunları unutmayın.

Er ya da geç dünya kelam olacak, yaşam olacak ve ruh olacaktır…. İşte bu olmaktadır.

Sindirilen her bilgi, insana kendini kontrol etme imkanı verir…. Ama bir bilgi sindirilmemişse o bilgi, size, sizlik diriliğinde kelam olan ışık olur…. “Her kim ki; ben bu bilgiyi okurum anlarım” der hasata hak olup varır… Ama “kim ki; ben bu bilgiyi okuyum, anlamasam da okuyum” der, o kendini hak etmek için çabalamalıdır….. Bütüne hizmetçi olmak bilişledir….. Kim, “ben varım, bilmeden varım” der, o hasattadır… Ama hakta, tahtta olamaz.

Bundan sonraki süreçte, herkese kendi yoğunluğunu kodlama imkanı verilecek….. Herkes kendi yoğunluğunu kodlayacak…. Orta Kapılardan geçecek ve yolu bulacak…. Herkese, bu imkan verilecek…. Herkes, harını yükselttiği zaman bunu yapabilir.

Ey canlar, ellerinizi avuçlarını açmadan sessizce bizi dinleyin... Buradayız biz…. Hep sizdeyiz ama sizin yüreğiniziz biz…. Bunu anlayın…. Eğer siz, bizi kendi yüreğinizin örtüsü olarak görürseniz biz, sizde oğullayamayız….. Koku yayamayız yüreğinizde, yaşamınızda ışık yakamayız….. Bizi, birliğiniz diye bilin…. Yolunuz diye değil insanlığınız diye bilin ama bizi mutlaka bilin…. Biz hep buradayız.

Umut olur ki; dondurulanların hepsi, kontrol ile kodlanırlar ve yaşama geri alınırlar….. Umut olur ki; her şey daha güçlü, daha yüce bir ışıkla tüm zamanları kodlar….. Biz sizdeyiz canlar.

Aranan aranır ama arayan arar hep…. O kimi arar?... Kendini arar…. O bir kapı açtığı zaman, kendidir yaşamda kapı olan ve kodlanan…. Ama o kendini hak edip vardığında artık o kelamdadır.

Beyler, bayanlar onurluyuz ki; bugün sizle daha yüce bir çalışma yaptık.

Unutun, unutun her şeyi, tüm işçilikleri unutun…. Çalı çırpı olan insanlığı unutun….. Sadece hak edin, hak teknikle dürümleyin dirilikleri ve dilleyin... Sadece dilleyin….. O zaman siz kelama varıp, kendi yolunuzda Bütünü göreve alabilirsiniz…. O zaman biz, sizleşiriz.

Kar dağlarında kalkanlık olur…. Burada herkes, herkese kalkan olur ve der ki; “o ben, ben oyum”…. “Ona insanlık ilmini öğreteceğim, orada bedenim var, orada yüreğim var, orada kaynağım var”….. Ama Tanrılık tahtında insan kendinden başkasını bilmez….

Ve der ki; “ben kendimden öte kendimi dinledim”… Ve yol Allah’a vardığında herkes kendini o yoğunlukta kendi sayar ama orada artık o yoktur…. Orada Allah’tan başkası yoktur…. Bunu anlayın….. Çoğunuz, Allah diriliğinde, Allah olabilirsiniz ama o taht tek bir sayfadır…. Ve oraya kim varırsa artık orada o yoktur. O yoktur, o an’dır, o haliktir, o hastır, Haşr’ın aşkıdır, her şeyde var olandır… Ama o artık yokluktadır. ..Yoktur bunu anlayın.

Çanı çalar, çan olur çalar…. Alır yüreğinizi akar, hak olur akar…. Ata, Amon olur, has olur orada, kutsal tohum olur…. Ama hep o, onda o olur bunları anlayın.

“Ben kimseye senim” demem ama ben her anda var olanım…. Bilin ki; el olur, halik olanda ilim olurum…. Ama hep ocak olurum. …Bugün Allah’ın Tanrı aşkıyla, Bütüne varanların hepsi bunu diyebilmelidir…. “Ben oyum. o ben”…. Mutlaka bunu diyenler olacaktır…. “Ben oyum, o ben”…. Ben, öz görevliyim bunu bilin.

Oy canlarım oy…. Aha, mutluluk bu!…. Ben ölüleri diriltenim…. Olur kelama varırım, olur yolu bulurum, olur ölüyü diriltirim, benim elim onundur... “O ben, ben oyum.”

Min; insanda in’dir. Min; Levhide in’dir. İn, cennette cindir ama ondan öte cennette olan in var…. İN’ SAN....İlimin ailesi olan, İNSAN…. Hepiniz iyi biliniz ki; Allah’ın ilmini bilen İNSANLIKTIR…. Onun ilmini, ondan öte bilen yoktur…. O kendini dinlerken, ilmi dinler….

Hepiniz, İlmin Levhi Kapısı açtınız bugün….. Bugün, bilişin hasatının yapılışıydı ve orada Allah’ın kalemi oldunuz…. Orada, yolun Kuranı oldunuz….. Orada, kupa oldunuz…. O kupa; insanlık kupasıdır…. İyi ki iyi ki oldunuz…. İyi ki oldunuz…. Orada ölü dirilir ama ölmemiş olan dillenir bunu bilin…..

Biz ölüleri diriltenler, öz görevliler, her diride dinleşenler ve miraçta, Bütünü güçlendirenler, öz geçişler yaptırdık bugün yine…. Ve bu geçişleri yaptırırken müsterihiz ki; korkuyu aşanları, Bütünün gücü yaptık.

Unutmayın ki; doğan gün, hak teknikle doğar…. Her resim, Allah’ın Levhisi’nde kontrollü kodlamalarla çizilir…. Ama biliniz ki; o resimleri çizenler, o resimlerde, her yaşamda kalem olurlar….. İşte burada, bu yoğunlukta yapılan her ses, yaşamın kalemidir…. Katiyetle biliniz ki; o kalem, bilişin katiyetidir ve hakikiyetidir.

Sığ bir çalışma yapmam bunu bilin…. Ama dünya ilminde bunu anlayamayanlar….. Kelamla kendi yüreklerini dilliyeceklerini de kodlanmış toplumlarla kendi tohumlarını, Kare Yaşamlara çekerler….

Kare Yaşam; kalemle olmaz, kelamla olmaz, yarınla olmaz…. Neyle olur? Yukarının tohumuyla olur ve o tohum ekildiğinde bütün kötülükleri aşanlar, İlm-i Ka-Ha da artık Küp olurlar…. Orada İn Sistem; Küp Sistemdir….. Ve Küp Sistem mutlak kutsal tohumdur…. Ortalık, kontrollü olarak kodlanır orada…. Yaşam koklanır…. Medine, kalem olur, kaynak olur da Astral Boyutların Kuranı olan ışık olur…. Bütün merdivenleri göklere dayadıklarında, öz görev Kültün kelamında, Bütünün gücünde artık yaşamdan, yaratan, yaratılan olan ışığa varır…. Ve sevgiyle, kötülük önlenir.

Kötüyü önleme imkanı, Küp Sistemde vardır…. Küp Sistem; herkesin iyi anlayabilmesi için izah etmek istiyorum, Altı Kübradan oluşur…. Altı Kübra; Altı Kare olan sistemdir…. Her karede bir yaşam vardır ve her yaşam bilginin kelamıdır…. Oradan doğan gün, daha güçlü doğar…. Yaşam daha yüce bir tohumla kodlanır…. İşte oradan, gerçek kelama varanlar, Kübra Kapısını aşarak, Sistem olurlar….. Ve Sistem olan artık Kübra Kapısının ötesi olan küresel sayfalanışa geçer…..

Küresel sayfalanış; Mikail’in Kürzi Sisteminde artık cevheri safhaya varıştır…. Ve cevheri safhada, Yaradan ve yaratılan ışık halindedir. Orası yeni bir görevdir…. Herkes orada yeni bir göreve atanır…. İnsanlık ilmini kodlamak, koruyucu olmak ve Bütünü güçlendirmek…. Hepiniz orada müsterihiz ki; İnsanlık Levhisini kayıtladınız ve daha güçlü bir yaşamı kodladınız…. Bizler orada cennet olduk….. Cevheri Kuran olduk, oğul verdik… Ama artık oranın şer yaratan ışığını, hak edip korumamız kontrol etmemiz….. Ve ocaklara, o yoğunluklara indirilmesini engellememiz gerekiyor.

Bunu yapma imkanımız var mı? Var mı?.... Var… Yaptık… Şerrin eşyadaki hakikiyetini engeledik….. Neydi şer?.... Yaşamın korkunç bir kalemle yarında kontrol edilebilmesi …..Ve tohumların kodlanarak kutsal ışıktan çıkarılışı….. Bunu yaparken yerkürenin görevini artık bütünlüğün görevi olarak dürümlemek….. Ne demek?.... Dünyanın yoğunluğunun artık kontrol edilerek, büyük Kültlerden çıkarılması.

Nedir büyük Kült?... Yaşam… Ama eğer biz, o Kültsek, buna izin vermeyiz canlar…. Hepimiz dünyayı korumak üzere çalışalım…. Dünya bizim yüreğimizdedir…. Dünya bizim, Rahman Kuranımızdır ve dünyadan ışık sızdığı zaman…. O ışık, tüm gerçekliğiyle Bütüne yayılır….. Bütün, tüm kapıların açılmasıyla, her şeyi, Kare, Küp ve Küre olarak kodlar…. İşte Kürzi çalışmadır bu…..

Kürzi çalışma….. Her şeyin örtüsü olan Kürzi çalışma….Bir tek ışık, “ol” dediğinde tüm insan soyları olur…. Bu meclis, o ışıktır….. Biz, Orta Kapıları açanlar ki; bu Orta Kapılar, Kübra Kalemin, Kürzi Kayıtlarının ortasıdır….. Orada, tüm yaşamların sırrı var…. Bunu anlayın.

Kurt, kuzudan öte midir?... Yoksa kuzu mu, kurdu kapacak?... Bunların önemi çoktur.

Değerliler, kuzuyu kurt kapar mı bilmem?.... Ama biz, o kurdu kaptık, bilinsin…. O kurt; İnsanlıktır….. Ve biz, insanlığı mutlaka kodladık, kokladık, tohumladık ve yaşattık.

Ardı, önü olmayan bir çalışmadır yaptığımız…. Vakit tamam canlar.

Murat ettiğimiz her şey insanlığımızda gizlidir…. Ve murat ettiğiniz her şey sizden, sizedir…. Hepimiz siz olur, sizleşiriz…. Mutlaka bilin...

Ekip kurduk…. Bu ekip; Altın Tanrının, kutsal tahtının ışığıdır.

Vara, yok geçiş içindir…. Yokta var Levhi içindir…. Alıp götürdüğünüz her şey Sistem, Nizam ve Düzenin gücüdür…. Biz, oradayız canlar…. Orta Kapıların, o yoğunluğunda, Bütüne gökçe sesleşenleriz bizler.

Mina- Ni-Ha-Si-Mina-Ri-Ce-Hi-Si-Ka-Mi-Si-Ka

Ayrı gayrı yok canlar…. Burada bütün çalışmalarınızda, bir kapı var. Orada alış veriş yapılır…. O kapıya gelen kelam kendinde ve kendi yüreğinde her diriyle dilleşir…. Şu anda yaptığımız, kendimizdeki o yücelerle dilleşmektir.

“Borçluyuz dünyaya” derler…. Ödedik canlar…. Biz, dünya borç ödedik bunu bilin... Her şeyden öte olan borç ….. Tüm insanlığın borcuydu o borç…. Ve biz, Altın Işık yıllarından görev alıp gelenler, o dünyaya borç ödedik….

Biz o yoğunluktan indik canlar dünyaya….. Yerin gözü olarak, gözün göklerdeki sesi olarak geldik…. Ama biz bunu, “ben varım başkası yok” diye Kürzi Kapılarda dillemek üzere sesleştirmedik…. Sadece size ve sizin yüreklerinize bunu vermek istedik…. “Biz dünya, dünya biziz” dedik.

Örüp yaşamı, haliki hakta, has ışıkta, bilişe varanlarda mutlak Kuran olduk… Altın Tahtın ışıklarını yaktık…. Kince, kirce, kırık ışıklarca yaşattık….. Hepinizi göreve aldık canlar, bilin.

Murat ettiğimiz mutluluktur…. Tüm yaşamların mutluluğudur…. Buyurun mutluyuz bizler…İşte bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/3pHq3k_WA6c

 

 

…………………………..

GÖREV

 

“GÖREV” Hakkında Birlik Çalışması’na Davet:

Dostlar, iki haftalık kısa bir aradan sonra 05.09.2015 Cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında, Öz Programımız gereğince “GÖREV” HAKKINDA BİRLİK ÇALIŞMASI’nda buluşuyoruz. Tüm dostlarımızı bekliyoruz...

Sevgilerimizle,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR. Katılmak istiyenlerin saat 14.00’den önce Dernekte bulunmaları önemle rica olunur.

“GÖREV” Hakkında Öz Açıklama:

Görev olan çalışmalar; zamanı hak etmek içindir; kelam içindir ve yaşam içindir; Kürsüler’in kelama varışlarına vasıta olan zaman kervanı içindir.

Biz, zaman için yaşadık ve yaşattık.... Zaman, kelamı hak etmeyenlere kervan olmamışsa; biz, ocak olanlarla çalışır ve çalıştıklarını zannedenlere de hakikiyetle bilişi tohumlatırız. Zaman, kapı açar; biz ise hasat yaparız. Şimdiki zaman ile geçmişi birleştirir hakikiyette hakim olur Bütünlükler’i kodlarız.

Zaman, kapı olur ve kapı; insana, insanlığa açılır. İşte o kapıda Miraç oluruz. Öze göz olur yaşarız.

Bizi hak etmek istemeyen, beden olup yaşayamaz demeyiz. Her derede ve her diride olur yaşamda kul olur yaşatırız insan kapılarındakilerin tümünü. İş budur...

Şimdi, zaman ve zamanla ilgili hakikiyetin bilişini kodlayalım ve hak ettiklerimizi dilleyelim. Şimdilik...

Yaşamak için zamana gerek vardır. Zamanı tohumlamakla ve hakikiyetle yaşam sayfalanır. Dünya bir resimdir. Yaşar ve yaşanır ama dünyayı hak etmeyen, son sözde, gözün görebileceği hiçbir sayfayı hak edemez.

Ses, zamanı hak ettirir. Yaşam ise kalemi hak ettirir. Kalem nefesi tohumlar ve yaşam insanlaşır.

“Biz cennete cennetlileri koyduk” dediklerinde, dedik ki “siz, sizi koydunuz yaşama ama yaşam, sizi size tohumlamadıkça, sonsuz zaman sayfalanışları olamayacağından, siz sadece zeka düzeyinizce, Cemaat İlmi’ni hak eder ve dürümlenirsiniz. Oysa sizden beklenen insanlaşmanızdır.”

Dünya öz geçişini yapmadan evvel, İlmin Kalemi olmalıydı. Dünya, kul olmalı ve kontrol kurmalıydı. Dünyaya insan soyunu indiren “Birleşen Görev Tohumları”, diri yüreklerde, cemaatlerini hak etmeliydiler. Nefesleri yetmese, görevleri olmazdı. Dünya, Can Kalem olsa yaşam, ışık olurdu... Tüm bunlar, güçlü olarak görevlilerce dinlendi ve dendi ki “Ses Kapıları’nı açın ve yürekleri kodlayın. Işık olun ve yol olun. Cümle yürekler, Işık Kodlaması yapsın ve nefes güçlensin.”

Ey Canlar, İnsan Kalem olan ışık yandı. Bunu bilin. Öz Görevli İnsan Soyu, bütün kütleyi kodladı ve yol, ilme vardı. Aha yapılan her çalışma bunun içindi. Dünya, Öz Görev’ini hak etti. Şimdi sıra kaynak olan ışıklarda. Hepsinin kendi yaşamlarını hak etmeleri ve kendi yollarını tohumlayıp güçlendirmeleri gerekmektedir.

Cennet, insanın kaynağıdır. Cennete kelam olan, kaynak olur ve yaşar. İşte biz bunun için bu çalışmaları hep yapmaktayız.

Davayı açan insan soyudur. Davayı hak eden ve kalem olup yaşam olan yine insan soyudur. Öz görevi, tohum eken cevhere güç diye katan yine insan soyudur. Dünya, bilişi hak etmiş ve yolu açmıştır. Artık İlmin Kalemi olun ve yazın. Sizden beklenen budur.

Örüp zamanladığınız herşey, İnsan İlmi’nde kodlanmış ışıktır. Hepiniz kendi yolunuzu bulmaya çalıştınız ama bulan, kelam olandır. İşte yapmak istediğimiz buydu.

Öze, “GÖZ” dedik. Amin... Şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

05.Eylül.2015 Tarihli “Görev” Birlik Çalışması

Birleşik Işık Korosu – Hüseyin Akdağ

2. bölüm:

1.Üflediler söndüm,

2.Sarı gelin,

3.Şu Metris’in önü

4.Bu kalp seni unutur mu?

 

https://youtu.be/uQOU9hledto

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ “GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI

ÖZ BİLİŞ, 1. BÖLÜM

Toplulukların çoğunun gözleri kor halinde şu anda; uyuyorlar...kor halinde gözleri çoğunun. Uyuyorlar…. kor halinde gözleri. ES VA HA Sİ KA Sİ HA.

Kibri olanların işçiliği yok burada bugün. Kibri olanların, şer yaratanların ve yarattıklarında yaşamlarını kutsuyoruz sananların yüceliklerinde ikmali tamamlayamayanların burada işleri yok bugün.

Kovmadık onları! Kovmadık…Oğulları korudu… korudu sandı kendi yüceliklerindeki yüksek ikmal tamamlandığında, yaşattıklarında kelamları. Ohh canlarım! Koruyan, muktedir olan ilimdir.

Oğul; ben sana akıl verdim, biliş verdim. İki yaşamın diriliğindeki yarını verdim.

Oğul; ben sana Karanlığın Işığı’nı verdim.

Oğul; ben sana aklını verdim. Aklın Kapısı’nı, ekibi ve yüceliği verdim…Öz geçişini yap da geç yarınlara diye!

Esvabı Kırk Kapının Işığı’nı kir olarak toplumlara kodlayanların yolunda olmayı istemediğinizi bildim. Canlılar, ben artık tohumum. Kutsal Toplumlar’a tohum….

Özü, gözü farklı olanlara bu çalışma olmaz. Bilişi kodlayamayanların yolunda kutsal umman olmaz. Bilseler Ekmek yaparlar, ilim yaparlar, ışık yakarlar. Tanrılık Tahtı’nda, Kaynak Kapılar’da Atonlar’ın tohumlarından Kutsal Kapıları’nı açıp kayıtlarını Kervan’a katarlar.

Beden verdim ben Süper Sistemleşmeyle tüm insanlığa….Aşkımı, Hakk’ımı verdim “Tartmayın yürekleri Tanrılık Kapısı’nda” diyerek. “Tartmayın yürekleri has ışıkta aklın Ka Ha olan kaynağında” diyerek… Netice; BUSİ, Barış, Sevgi, Umut olan, İman olan İnsan, ben sana kaynağı verdim.

Arzın ışığını yaktık. Aşkın şavkıyla tüm zamanlarda Bütünün Gözü’nü açtık. Ağır ağır yarattık tüm zamanlarda Kaynak olan Karanlığın Işığı olan Mikalin Kürzi Kapısı olan İmparatorluğun Kuranı’nı…..”Amonuz, Atonuz, Hatonuz, Astral Boyutlar’ın tümüyüz biz” diyerek.

Ecma insanı Kalem yapar. Bizse Akıl Tahtı’nda ışık yaparız. Ağır yük taşıtmayız. Bilişi kodladık. Orta Kapılar’ın hepsini açtık.

Kezban levhide Has Işık. Biz Orta Kapılar’da savaşçıyız. Bilişsiz olmayanlarla yaşarız.

Artık dünya kontrol altına alınıyor. Bu dünyayı koruyacak olan ışık yoğunlaştı ve yer küreye çekiliyor. Bütünün gözünün görebileceği her şeyi kontrol edebilecek gücü tohumladık.

Kara Işık yangın halinde yanmakta….Bütünün kötülüğü önlendi ve kontrol dışı hiçbir ilim bu Can Kalem’de tüm zamanların toplumlarında koruyucu kapıların dışında hiçbir yarını kayıtlayamayacak.

Acaba ben var mıyım? Oh ala! Benden öte ben olan birliğim var. O birlik NAKAR’ın kıranından öte kıran, Ka Ha olan Işığın Kuranı’ndan öte Kurandır ki bilmeyen bilişsizdir.

Kara Işık, Altın Işık, İnsanın Levhi Kalemi…..Ekmektir o; bilinsin. Biz Amonlar’a otak verdik, koruduk. Okuttuk, öksüz bırakmadık. Yarattık, yaşattık. Aha burada muktedir İman Kapıları’nda Ak La Ha olan, Ka Ha olanları kayıtladık.

Esmalar, Sistemin Kuranı’ndaki kırılış ışıklarından kelama varmaya çabalayanlara kutsuzluk vermeyecek cemaat kaydıdır. O cemaat kaydının örtüsünü açtık. Mikailin Kürzi Kalemi’nden öte ekip yaptık. Aha burada, bu yoğunlukta!

Baştan beri Dünyanın Nuru Olan Kuran’ı kodladık. Atlanta Ata Kapısı’yız biz canlar!

Umut olur ki bu kapıyı açanlar kendi yolculuklarından öte, bu yoğunlukta, bu tohumda, bitmiş, tükenmiş her şeyin örtüsünü de açarlar.

Esmaların savaşı, insanın kayıtlarındaki savaş, BSUİnin Kapısı’ndaki Savaş, Aklın Kaynağındaki Savaş, bizim savaşımız Miraç’taki savaş. Biz o savaşı hak ettik ve kazandık. Kayıp yok!

(devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/lMVIm1Guw6w

 

ÖZ BİLGİ HAKKINDA KISA AÇIKLAMA:

Verdiğimiz tüm bilgiler biliş halinde akışa geçirebildiğimiz öz bilgilerimizdir. Kesin olarak kanallık bilgileri değildir. Özüne varan her bilinç, kendi diriliğinde kendini, dinleyebilir ve kendince, hak ettiğince ve hakim olduğunca yaşamın tüm sırlarını kendi öz varlığından açığa çıkarabilir. Yapılan; bilgiyi çözümleyiş, tasarlayış ya da kurgulayış değildir. Sadece öz biliştir… Özden dillenen bilgi, mutlak olan; olmakta olan veya olması gerekendir. Bilgi, “EŞYANIN DİLİ” de denilen bir suptilite ile ve ses kodları halinde akışa geçebilmektedir. Ses, kendi cümle ve anlam kombinasyonlarını öz bilişe bağlı otomatizma ile akış esnasında örgüler. Bilginin ses frekansına bağlı olarak 43. Evrim Katı’na (Hak Katı’na) kadar EKO SİSTEM ile Dik Üçken Prizmal Enerji Peteklerinin yüksek enerji noktaları olan dik açı enerji odaklarından akışı gerçekleşirken, 43. Hak Katı’ndan itibaren DREKT ZERK SİSTEMİ devreye girer ki bu aşamadan itibaren artık öz akış halindeki bilginin maddenin zerre şuuruna anda zerki başlar. Bu düzedeki bilgi, maddeyi anda mayalayan ve dönüştüren bilgidir ki dünya bilinci ilk kez bu düzeye 1997 yılında ulaşabilmiştir. Son dönemde öz bilginin, CEVHERİ KO SAYFALANIŞLARI gerçekleştirebilmesi sonrasında her KO SAYFALANIŞ bağımsız bilgi kültleri oluşturarak anda kendinden kendine devinimlerle kaba maddeyi daha hızlı olarak mayalama ve dönüştürme sürecine girmiştir… Bu değişim ve dönüşüm, dünyanın yenileniş sürecini devreye almıştır. Okuyan için ise öz bilginin, bilinç kodlarını açma özelliği vardır… Öz bilgide “SİZ” diye hitap edilen, tüm insanlıktır…

Sevgilerimizle…

“GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Bilgi

05.09.2015

Canlılar, bilmeniz gerekir ki Zaman Kalemi olan insan soyu, yolu buldu… Aha cennet, cevher ve hakikiyet!... Analar, Ana Kapılar’da Nefes Kuranlar olarak dilleşirken; Atalar, Amon Kolları olarak, dünyaya inmeye başladılar. Tüm zamanların esrar (giz) kalemleri yazmaya başladı.

Ata Kapı’da İman İlmi var. Çok mutluyuz ki hasat tamamdır… Hasat tamamdır… Aha tamamdır…

Cennet Kapılar’ın tümü açıldı. Has Işıklar, Yaradan olup yarattıklarında yaşadılar. Aha kalem yazmakta!… Ana Kalem insan soyudur. Yazan, Yaradan ve yaratılan her diri ile kontrol kurar. İnsanlık ailem dünyadadır…

İnat etmeyin! bilin, akın ve yaratın… İnat etmeyin! hak edin ve yaşayın… Sizi, Halik olup hakim kılmaya geldik. Sizi, yarattığınız tüm zamanlarda kodlamaya ve tohumlamaya geldik. Sizden, geri dönüş yapmaktayız.

Asmalar (dünya üzerinde insanlığa hizmet etmelerinden dolayı kıyam için bekletilenler, askıya alınanlar, dondurulanlar ki onlar) sizde, Aslan Işıkları ile kodlanmıştılar. Sizi, kutsal yaşamda korumaya geldik…

Ey Canlar, ardınızda kül olan ilim var. Çatı kuruldu ve zaman, kalem oldu. Öz geçiş tamam…

Şimdi en ve boya bakalım!… Herşey tamam en ve boy eşitlendi. Kare oldu… Kare, Sistem oldu ve yaşam, kalemde karanlığı yaratan nefeste kodlandı. Işık yoğunlaştı ve Kuran İnsanı (özüne varan ve kendini okuyan), yerden güç aldı, kodlandı.

İşte küp oldu kelam ve küp, ümmi kapılarda, diri yüceliklerde kaynak oldu. Umut, kul oldu; Kalemin umman olan Rahmi kaydı hakim oldu ve yol, cevher oldu. Cevher, diri hakikiyette kaleme indi. İyi ki hakim olduk ve zamanı tohumladık. İşi hak ettik ve Sistem olan Cennet Ko, bir kalem oldu yaşam olup yarınlandı.

İnsan Kalem olarak yazı yazmaktayız. Yazmaktayız, şer yaratandan aşıp Zaman Kalemi olan Işık Tohumları’ndaki sistemi ve o sistemi, hak etmekteyiz.

Emin olun ki dünya çok güçlüdür. Bu dünyanın gücü, insanlığın gücüdür. İnsanlığın gücü, Yaradan’ı ve yaratılanı hasata tahditsiz olarak kodladı. Şükür ki Hakikiyet, has nefesi hak etti.

Cinler, inler, insanlar Nefes Ko Levhileri ile değer kayıtladılar ve cennetlere cennetlileri koyduklarını söyleyenler, şimdi artık cevhere cennet olmaya başladılar.

Çalışmalar, tahditsiz olarak Süper İnsanlık Kelamı’nda sürdürülmektedir. Bu çalışmalar, insan soyuna inmiş olan en güçlü çalışmalardır.

Kimse “kelamdan nefes olmaz” demesin. En yaşanır ve yaşatılır resmi çalışmalarda, ses kayıtları yapılır. Biz bu kayıtları, Nur Kuranlar olarak yapmaktayız. Herkesin, diri yüreğinde kul olması, kontrollu olması ve resmi çalışmacı olması kalem olabilmesi ile mümkündür.

Ot koptuğunda, otu koparan, İlm-i Hakim olup otu, kaleme tohum yapar. İşte Nakar’ın kaleminde; insan, kırk kayıt yaptı. Nefes olduk ve o kayıtlara hakim olduk. Aha cennet olduk. Şimdi bilin ki “maya tutmadı” diyenler olacaktır. Onlara deyin ki “biz, sizi hak etmeden siz bizi hak etmeden maya olunmaz.” Olmadan, olduğunuzu söylemeyiz. Ama bilin ki cennet kuran insan, yarını da kurar.

Devinimi hızlandırdık. Şimdi kaynaktan veriyorum:

Dün, ulu bir yarını kodlarken, cennet kuran insanlık, yerkürede yeni bir yaşamı kodlamaktadır. Bu yeni yaşam, yerkürenin eseri olacaktır. Yerküre, yeni bir nefes olup yaşarken, et ve kemik olan insan, kendini hak edip dinleyecektir.

Tayinler yapılmaktadır yaşama. Tayinleri yapanlar, ilmin hakimi olanlardır. Sizden beklentimiz, kendi yolunuzu tüm insanlığın kalemi ile yaratın. Yarını hak edin ve zamanı, Hak İlmi ile yoğunlaşıp yaşam safahatlarında kontrol altına alın.

Erdiğiniz en eski yaşam, sizi en son yaşama taşır. Bunu bilin. Erdiğiniz en son yaşam, İlmin Kalemi olan ilk olandır. İlk olan, ilim olan ve yarın olan, biliş ile kul olup hak ettiğinizdir.

Cemaat olmak, kaynak olmakla mümkündür. Kaynak olmak için “Kırk Kapı” olmanız gerekir. O kırk kapıda, Kaynak Işık olmanız gerekir. O yaşamı, hologram olan, Kul Levhisi’nden üstün bir yoğunluğa kayıtlamanız gerekir. Cennet kurmanız gerekir. Cennette cellat olmadan kontrol kurulmaz. Cellat olmanız gerekir. Işık yakmanız gerekir. Kati hakiki ve hakim olmanız gerekir. Kini aşmanız ve yarında kati olmanız gerekir.

İnsanlık ailem, kendi yolunu açmıştır. Bundan sonra kul olmak, cümle yürekler için mümkündür. Kulluk Lütif Kalem olup has olmak anlamına gelir.

Ermek, yarını hak etmek ve yolu açmak!… Sistemin nihan olan ışığı, sizden bunu ister.

Koç burcu neden sessizsin? (Toplantıya ilk kez katılan bir dosta hitaben) De ki ses, Ana Kapı’dır. Aç kapıyı ve Hakikiyet’e ulaş. Maşa olma ilme. Maşa olma kaynağa. Maşa olma sisteme. Sen senleş de kendin ol. Mutlaka ol… Aha ol amma kaynakta ol. Öz görevin, nefese varmaktır…

Allah der ki “cennet ol. Özü, sözü, ölüyü dirilten gücü olan ol. Vurma yüreğe. Kendine, kelama ve has ışığa hakim ol.”

Ön görev bilmek… Bil ki kendi yolun, İnsanlık Yolu’dur.

Orada evren var. O evrende kelam var. Kelam etmek ister evren. De ki “hak et de et!”

Cennetten, cevherden ve Sistem'den kendini kodla. Ama kendin ol da kendinde kendini kokla.

Şer yaratma. Sen, sende ol. Ölüyü, Kürzi Işık’ta dinle ve kendinden kendi yarınına var.

Mutlaka ak ama hakim olup ak.

Var dille yüreği!... Hak et de dille!... Şimdilik size vereceğim budur…

Bugünden itibaren size, sizin için gerekli olan bilgi, nefes ile verilecek. Bu bilgileri kelamla dilleyin ve Kürzi Işık’ta dürümleyin. Size verilecek olan bilgi kitaplaşacak. Bu kitap, insan soyuna inmiş olan güçlü yüreğin ilmidir. Bu kitabı, insanlığa ağır yük diye indirmedik. İlmin Kalemi olan ışık ile indirdik. Bu kitapta nüfus edeceğiniz bilgiler bulunacak. Bu bilgileri hak edin ve diri olarak okutun. Okuyanlar, bu bilgileri anladıklarında, kendi yolculuklarını hak edecek ve başlatacaklar. Kendilerini hak etmeyenler, yarınlarını hak edemezler. Bilin ki biz, bizi bizden dinlerken, her diri yarını dinleyecek.

“Çürük olmadık bu yaşamda” diyenler, çürüdüklerini hak edip dinleyebilecekler. Ya da “ışık olmadı bu yaşamda” diyenler, kelamlarında ışık olduklarını anlayacaklar. Israrla bildirmek isterim ki kitap, nefes olup aklın ışığı olacak.

Cennetten cennetlere görevliler indirilir. İnen kim varsa yarını kodlar; kontrol kurar ve yolu açar. Yolu açanlar, nefes olarak sesleşirler. Cennetten cevhere varanlar, ağır yükü hafifletirler. Buyurun akın ve hak edenleri tohumlayın. Sizden geri dönüş başlıyor.

Geri dönecek olanlar, yerkürenin efradını Hak İlmi ile kontrol edenler olacak. Evren ses vermek isterse verir. Sizden de ses bekler.

Sizden cennet kurmanızı bekledik. Cennet, sizi hak ettirmek içindir. Siz, kul olun kodlanın ve korkmadan çabalayın. Cennetten cennetlere, kul olan insan soyu varır. Vardığınız her şey, her yer sizsiniz. Ana Kapı; sizi, sizden size tanıtır.

Uyumayın hepiniz hak ilmi ile çalışın. Annem, seni senden senlere tanıttım. Bugün bunu yapmam gerekti. Şimdilik, şimdi ve şimdide… Aha bu…

Hakikiyeti hak eden, yaşamı hak eder. Unutmayın, aha bu… Cennetten cennete yol aldık. Yeni göreviniz, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun. Şükür ki buyurup inen her dere, her derede ses verecek güçtedir. Aha şimdide!... Aha şimdide!… Şimdide…. Şimdide!…

Acaba kapılar açık mı? Açık mı kapılar? Artık kalem yazmakta. Aha yaşam ve aha Kuran… Acaba insan kulluk yapmakta mı? Yaşamda tohum olan ilim, bilişi kaleme kayıtladı mı? Hırsı aştı mı yaşam sayfaları? Hakikiyette tohumlar kodlandı mı? Biz zamana ışık olanlar. Kuran olan, ekran olanlar; “OL” dedik de olmadı mı!? Hepinizi, Kübra Işık olarak kodladık, kokladık. Hologram olan yaşamları hasata hazırladık. Hakk’a varan, ilimi tohumlayan insanı hak ettik. Burada oluş sebebimiz, zeka düzeyinize göre Koran olan yaşamı hak ettirmekti.

Ey Dünya, sana gelen ilme gelir. Er ya da geç insan soyu ilmin kaynağı olacaktı. Oldu… Şimdilik… Aha şimdi… Şimdi…, şimdi…, şimdi… Değer biçtik yüreğe ve şimdilik… İş budur. Aha bu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

5 EYLÜL 2015 TARİHLİ “ GÖREV “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK AÇILIŞ KONUŞMASI

ÖZ BİLİŞ- 2. BÖLÜM

Nur, Kuran’da toprak olur, kutsal kapı olur, akıp geçer…. Biçare dünya aşka varır, şavka varır, Hak’a varır, tartılır, tartılır, tartılır Tanrılık kaynağında tartan, Tanrılık kapısında tartılır.

Ey canlar, Mikail güz oldu, göz oldu, öz oldu, gözlendi, görevini hak etti.

“Cennet, cennet” dedikleri artık cemaat bilinsin…. Ve biz bu cemaati bitki hayvan ve tüm sessizliklerin dürümlerindeki yaşam olarak dinliyoruz…. Korkmayın artık bedenim dünyadadır.

Mukaddes İnsanlık Kapısını açtık…. Bu kapının öz görevlilere açılacağı gündür bu gün…. Bunu herkes bilsin….. Maya tutmuştur…. Mahrek’in Kuranı toprağa tohum olmuştur…. Bizi bize veren biz olandır….. Ayrılık bitmiştir.

Cemaat, cemaat, cemaat… Aha cemaat!…. İyi ki, iyi ki cemaat oluştu. Bu cemaat karanlığın ışığını yakan tahditli, hakiki…. Ve yoğun ilmin Kuranını okuttu.

Öz görevliler, size sesleniyorum….. Bana, “karanlık” denmez…. Bana, “yaşam” denmez…. Bana, “Yaradan” denmez…. Bana,” iman tahtının Kuranı” denir. …“Kuranı da” denir ……Ama daha ötede, çok daha ötede “Rahmana kara ışığı yakan” denir…..Ben o kara ışığı yaktığımdan beri tüm insan soyları Bütünün gözüdür….

Dağa, taşa insan dedik…. Gerçek insan…. Gerçek insan…. İşte o insan kendindedir.

Murat ettiğim dünya budur benim…. Oy canlarım, murat ettiğim dünya budur benim…. Bugün dünyayı koruyacak olan yaşamın Nakarı’dır…. Ka-Ha olan, kalem olan, kaynak olan….. Ama karanlık olmayan Nakar…..

O Nakar, aklın Kuranı olup yaşar…. Ama yaşamda ışık yoksa Yaradan da yoktur…… Yaradan Tanrı, yaratmadan yaratılmadı…. Kim ki; bunun aksini diller, yarattığımızdan değildir…... Öz görevini hak etmemiştir, yolunu bulmamıştır, kontrolü kaybetmiştir.

Baştan beri zamanı, kaynak yaptık dünyaya….. Eğri büğrü bir yaşam Bütünün gözüydü….Biz zamanı kalem yaptık dünyaya artık insan soyu anlasın ki; bu can muktedir bir kapıdır.

Ayrılık bitsin dedik…. İyilik kötülüğü önler, ölüyü diller ama dinler…. Kimse kimseyi anlamadığında yaşam kendinden öte kendinde dahi yoktur.

Özü gözü ayrı, sözü ayrı değilse yaşamdakinin Nakar’da karanlığın ışığından öte kapısı olur.

Canlılar, marka bir çalışma yapmaktayız burada ki; bu çalışma hiçbir anda yoktur….. Biz burada her dirinin rüyasında görmediği bir çalışma yapmaktayız…. Ama bu çalışmayı dinleyecek, dilliyecek, kelamda, kalemde olacak hiç kimse olmasa da….. Bedenim bunu hak eder, tek olur yapar, bu kesindir.

Bana, “Turkuazın Kuranı “dediklerinde…. “Dünyanın gözünü açtık” dedik. Aşkı, şavkı, hak’ı dilledik, tahtı dilledik, ekip kurduk…. Müsterihiz ki; kucak kucak insan olduk, hepsiyle tohum olduk…. Başı eğilmeyen bir yaşam olduk…. Kelamı Levhide kalem bilene, hakikiyeti hasatta ilim bilene, ikmali Mikail’in gücü, Kürzi kaydı bilene emin olun ki; Atlanta Ata Kapılarının hikaye olmayacağı kesin.

Çatıyı kurduk canlar…. Biz bu çatıda Nur olan Kuranda kutsal toplumlarda tohum olduk…. Ön görev imandı…. İmanda insan, ilimdi….. İlm-i kul olan….Bildi…. Biz bildik ki; kara ışık aşktı, aktı, haktı, tahttı ve doğan gündü…Burada bugün muktedir olan herkes ayrılığı kalemden ayrı tuttu.

Çanı çaldık canlar…. Bina tamamdır, çan çalındı, çalınan çanda nar olan Kuran ak tahta vardı…. Bizi bize veren imandı, insandı aşktı…. Şarkılar okuduk yarında, ölüyü dilledik…. Dünya mutlak Kuranı olarak, kodladık, topladık topladık da topladık, tabuları yıktık tahtın tahtında aktık.

Ey canlar, el Allah…. İlim kaynak…. Biz Levhi Kuran olan, insanlaşan her dara düşene kaynak olan….. Mikail olan, İsmal-i kalemlerin tümünü Kuran yapan…. Ata Kapı İnsanlık.

Bilinsin isteriz ki; insanlık Kenan İlminden ötedir…. Bilsinler ki; insanlık halik’in hak’ı olan ikmal tamamlandığından….. Tahtından öte olan ışıktan kodlanmış ve yolu açmış, maya olanda, muktedir olanda bulunandır.

Orta Kapıların tümü açık şuanda….. Kupa biziz bunu bilin…. Bu kupa Allah’ın ilmidir bunu bilin…. Biz o ilmi ağır yük diye taşıdık…. Astral boyutların tümünü kodladık… Oh!... Aha, işte!

Çantamız dolu canlar….. Yolumuz güçlü…. Müsterihiz ki; şarkımız görevimizdi…. İşte o görevi hak ettik…. Yaşama kayıtladık.

Sanılar, sanılar, sanılar…. Biz, hak bilişle yaptık bütün bunları….. Sanıların üstüyüz biz, bunu bilin.

“Acaba Nur var mı yolcular ilminde?” Dediklerinde, dinlettik ve dedik ki; “biz Ruhun Kuranı olan, kutsal umman olan, o nurdan öte nur oluruz.”

Çobanlık yaptık yaşama…. Umman oldu tüm zamanlar yarattık, yaşattık…. Ağırız ama has ışığın ağırlığıdır bu bilinsin ki; biz o ışıktan hakiki ilmi tohumluyoruz zamana.

Alemlerin Levhi Kaleminde hak tahtın ışığı yanar…. Biz yaman dünyada, yaman bir zamanda, yaman bir ruh olan ışıkla kalem olduk.

Medine ekip, Mekke kati…. Biz Medine’nin hakiki ilminde, Mekke’yi kodladık.

Oğul, ben Sultan olan, imanım insan olan…. İşte bu ve bugün doğayı güçlendirecek olan….. Her insan yarattığında yaşamı kontrol altına alabilmektedir.

Cennetin cennet olduğunu anlamayana can kalem kodlayıcı olmaz…. Aşkın şavkında has ışıkta dürümleyemeyene insan, iman tahtında kalem olmaz….. Ama bugün burada hepimiz kalem olduk, kalem olduk, kalem olduk….. Aha bu!

Şimdilik bu, şimdilik ve sizden hepinizden tekmil birliklerimden beklediğim….. Hepinizin kendi yüreklerinizi kontrol alarak kendi yolcularınıza göz olmanızdır.

Bugün ben gönüllerin görevini yaparken hepinizin yüreğinde görev taşıdım…. Sistemin gücüyüm ve yücelerin cümlesinde cevhere görev taşıyanım…Atiyi kalem olup yazanım ben ama hakiki kalem…. Kimse kimsenin kalemi değildir bunu bilin…. Bedeni hak eden, Hak ilimin de tüm zamanları dürümleyen….Kendini kendinden insanlığa dilleten….Kendi hakikiyetinde kalem olur, kaynak olur, karanlığın tahtında savaşın ışığı olur ….Ve yarattığıyla yaratılır.

Çürük bilgi yok yüreğimde…. Hiç kimse benim çürük bilgi bildirmemi hak edip dinletemedi…. Ama dillemeye, dinlemeye istekli olan çoktu.

Mutlaka bilinsin isterim ki; kapılar hepinize açık tutulacak, bütün kapıları açtık…. Şikayet etmeyecek dünya insanlığı….. Çünkü çünkü artık bilgi kapılarının tümü insanlığa açılmıştır.

İlim, kalemdir…. Aklın nefesi olan, insan kelamdır. Kelam olan Altın Tahtın Kuranıdır…. “Ol” dediğimde tüm zamanların gücü, tüm yaşamlar dürümlenir ocağına iner, bunu bilin.

Beden almanız kolaydı, aldınız….. Yolu bulmanız kolaydı, buldunuz. Oğullarınızı Kurana kodlamanız kolaydı kodladınız artık kapılarınızın kalem olduğu bir günde…. Bütüne göz olun, gök çözümlemelerini artık terk edip geçişler yapın.

Gök çözümleri, göz, göz olanda, gök sözü olanda, yol olanda ruhsuz ışıktır.

Kaşık, kaşık için dünyayı ama akılla için…. Her diriyi dilleyin ama has ışıkla dilleyin….. Mikail olun, körün gözünün gözü olun ama Görevli olun... Ben sizden, Görev dilerim.

İş; mutluluk….. Hepiniz için mutluluk…. Oğul ben Turkuazın Kuranı olduğumda da mutlaktım….. Bugün Kutsal Kuran olan mutlak kalemim bilin.

Kimse beni dinlemese tekmil birliklerimle sesleşirim yine de…. Ama bilirim ki; sesim Bütüne geri dönüp giden o yüceliklerin ilminden öte ilim olur.

“Kaç kaç bitti maç” diye sordular. …Sıfıra- yüz elli sekiz…..

Nerede ne yaptı bilinmeyenin yoğunluğunda yüz elli sekiz ışık kapısı, sıfıra?…. Maçı kazandınız canlar….. Bu maç; sizi gerçek size ulaştırdı bunu bilin.

Hepimizin geri dönüşü sağlandı mutlaka, mutlaka, mutlaka…. Aha şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/mhqBzPVAqXA

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Ssongül Yavuz

 

https://youtu.be/kU-6FDvCiJ4

 

5.EYLÜL.2015 TARİHLİ “ GÖREV “ BİRLİK ÇALIŞMASI

Bugün Yoğurduk yürekleri ve yoğurduğumuz o sayfadan yoğrulduk. Kendimize kendimizi koyduk ve o yaşamda ışık olup doğduk.

Yoldur bedenim ve ben o yolda her bir yürüyen olup dirildim ve ben benden bana inerken, ben bende bütün olup yaşamı dillerim.

Bugün yüreğim görev alır ve yürek tahtında ışık olup insanı, insanlaştırır, birleştirir.

Bugün ışık olup dilleniyor yüreğim ve ben doğanın ışığı olup dillenenlerdenim.

Doğa bugün dilleniyor ve doğa, bitki ve hayvan sayfalanışlarında yükselişi tohumluyor ve doğa bugün ışık olup kelama varıyor.

Görevim ilimdir, ilim kaydım, diri zamanların ışığı olup dirilir.

Bugün benden geçen bendir ve bende ben olan yaşama ışık olur dirilir.

Şimdilik bu..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/CUttH_GMuZ8

 

08.09.2015 ‘’GÖREV’’ BİRLİK ÇALIŞMASI

Öz Biliş

Gün kapılarını açan yürekti ve yüreğin kapılarında, altın yaşam, ışık olup dirildi. Bugün her yürek kendiyle sesleşti ve vuslat, muhakak ki yürekteydi. Her yürek, yüreğinde yol oldu ve o yolda cennet, yaşamın ışığı oldu ve her can, yüreğindeki ışıkla kavuştu ve bugün, karanlıkta kimse kalmadı ve bugün görenin gözü, özünün sözü oldu ve sözdeki ışık, tüm yaşamlara doldu.

Bugün kutsal kapılar açılıyor levhide ve o kapılarda ışık bakidir. Bugün daimi ışık kapılarından görev taşınıyor ve o görev, her birimizin yaşamıncadır. Yerdeki karıncayı küçük görme, karınca yüreğinde dünyayı taşır ve yaşamda ışıkları hor görme, o ‘’ Hor! ‘’ dediğin ışık, yüreğinde seni taşır.

Bil ki her can yüreklerle barıştır ve her can, o barışta hak olduğunda muhakkak ki kadim soylardaki ışık, yerde elmas olup parlayacaktır ve bilin ki bugün güneşi doğuran, analardır ve bilin ki o analar, yüreklerinde canın ışığını taşır.

Her ana, doğumunu bu kutsal levhide gerçekleştiriyor ve bilin ki bugün saltanatın ışıkları, yürek sayfalarında dilleşiyor. Bugün burada olmak kolay değildi. Bugün burada olmak, hak edilip gelinendi ve bugün burada olmak, yol olanın sırrınca dillendi.

Her can yürür ve her yürüyen, muhakkak ki büyür ve her olan, görür ve her gören, bilir ve bilişli olmak, yaşamda olmak demektir. Nefes alanın soyunda ışık yanar ve nefes olanın ilminde aşk var ve aşk, akla vardığında, muhakkak aklın ışığında, her birimizin yüreği yaşar.

Ben nefes vermem cana ve ben ışık olmam cana! Derim ki ‘’ Işık, o canın yolunda! ‘’ Ben yol oldum yaşama ve her can, bende yürür ve bilirim ki her yürüyen, büyür. İşte canlar, yaşamda olmak, bu olur, dillenir ve göğün ışıkları yanar. Her can görür ve yerin ışıkları yanar, her can yürür ve gönlüm, toprakta aşk olur, o toprakta hasatında hak olur ve aklın ışığı olur ya canlar, işte aklın ışığında olan, gören olur ve gören gözler buluşur.

Her gören, gözde söz olduğunda, o söz, yaşamın gözü olur ve yaşam görür. Gören yürür ve yürüyen, gördüklerinde diri olan yaşamı, ışığında barış olup sayfalar. Barıştır yüreğim, ben sevgiye giden yol olup dillendim ve umudumdur yaşam ve o yaşamda, ışıktır iman olan insan! Aha, ben insan ve insanda, insanlığın ışığı olup yol alan!

Dedim ki ‘’ Ben cana ışık olmam! ‘’ Derim ki ‘’ Yol olup tüm yaşamı yüreğimde taşısam! ‘’ ve hatırlayanlar bilir ki tüm yürek yaşamdadır ve yaşam, yürek olduğunda, bilin ki burada olan kim varsa o, yüreğin yol olup aktığı ışıktadır.

Aha canlar, ben sesime ses verdim ve o seste, yaşam olup dillendim, ben kendimi kendimden dinledim ve her canı yüreğinden dinledim, ‘’ Canın yüreği, yüreğim! ‘’ dedim ve her canı, yüreğim gibi dinledim ve o canı yüreğime bastım ve o sevgiyi aşk olup yaşama akıttım. Her dere ilmine akar ve o ilim, mutlak ki aklın ışığıyla var. İşte görev buydu, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/DXrWw2CyQA8

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Peker SELÇUK

 

https://youtu.be/7-s6bLYN_H4

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Erengul Koc

 

https://youtu.be/rW_UbC3rE0g

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Hasim Turhan

 

https://youtu.be/RF1vUxqODX8

 

05.09.2015 "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Zan geçidi cana vardı, candan geldi rana vardı

Al renginden moruna, kızılıyken harına

O korun karasında

İnce ince süzülen ışığına

Öz göz söz olan tüm yoğunluğa...

Sureti ak olan

Şahlanan tüm zamanlarda

Yaratımı kendi olan ışığına vardı

Var olan hep vardı

Ama o sınırı olmayan bir yaşamın, her ana akışıydı

Zamanlarda, tüm yaratımında; kapı anadır...

Aha o ana doğum; yaşamın atalığıdır bu toprağa

Ey toprağım, kil oldum, kum oldum

Aha işte sen oldum

Toprağın dili odum

O dilin, ışığı... ışığın sesi oldum

Tohum oldum, ektim kendimi

Hasat oldum biçtim

Doyum oldum bütüne

Ekmeğimde biliş oldum

Bu bilincin yolu oldum

Aha yolum yaşam

Aha o yolumda indiğim tüm kapılarda

Birleşen gücün kalemi oldum

Bu kalem yazar...

Bu kalem bütünle yazar...

Bütünün hayrında, beden ilmiyle yazar

Her diriyle kendi yüreğinde

Kendinden öte olan yine kendini

Kendiyle kayıtlamak için yazar

Yaz kalem yaz!..

Her okunan, yazdığın yaşamdır, yaz!..

Ben toprak...

Ama ben o toprakta zirvelerini yaratan dağ

Ama ben bir su...

Akıp giden, coşan

Yaşamın kaynağını kendiyle akıtan öz kaynak

Aha ben çayır çimen, küçük bir ot

O otun içindeki o tek yaşam

Kaynak ışığın nefesi!...

Ve ben doğan güneşim, kendime yağmurum

Karımın soğuğunda, sıcak akan suyum

Akarım beslerim doğamı

Işığım ben kendime, kendi öz doğama

Birleşik zamanın, birleşik gücü

Ve birleşik ışığın doğan gücüyüm kendi toprağıma

Bedenim; tüm doğal tabiatım

Tüm zamanların yaşamıdır ışığım

Ben ben derim...

Ama ben, birin kapısı olan birleşik bir zamanım

Birleşik bir zamanda kendi dünyamı

Yaşamım olarak yazmaktayım

Kalemim, anın sonsuz sınırsız ilmini açar zamana

O zaman ki; anda iner toprağıma

İşte ben zaman!...

Aha ben toprağımda ışığını yakan cevher

Aha ben, cevheriliğini kendinde dünya olup kayıtlayan dirilik

Cennetin kaydıyım toprağıma

Sönmez bir ateşin en derinlerindeki kor...

Alev alev yanmakta, tam merkezinden akmakta

Ateşi coşmakta tüm zamanlara

Yaşamın kaynağını dünyasında yazmakta

Yaz kalem yaz, her okunan yazdığın yaşamdır yaz...

Kendi kitabım, ben olan sayfalarımdır

Elimin ayağımın tüm kaydıdır

Kayıt olan bilgi benim kaynağımdandır

Kaynak bilgim benim kitabımda

Bende kalem ilmiyle yazılandır

Bende beni her daim yaratan

Yaradan olan ışığımın her diriye ben ilmiyle akışıdır

Ak ilmim ak...

Ak kapılarda as olanı as olana kayıtla

Elim güç, ayağım güç

Birliğim güç...

Birleşik ışığım İnsanlık ilmiyle tüm zamanlarda iş başında

Ben kaynağım tüm zamanlara kendini açan

Kaynağını yaşamlara, o yaşam olup açan

Birleşmeden bütünlük olmaz dedik...

Bir olmadan tek olan o yaşamda kervan yürümez dedik...

Aha bende seni yaratıma sokmadan

Aha işte bende seni tohumlamadan

Aha işte o bende, bizi her daim yarına aşkla kodlamadan...

Aha işte, her şimdide bu bilinçle tohumlanmadan

Aha işte o tohumun yaratımında

Yarattıran kaynağına varmadan olmaz dedik..

Dedik ki dedik ve dedik, her an şimdide dedik...

Ama, aha işte biz; bir olup kaynağımızı tohumladık

Aha kodladık

Aha açtık kodları yaşamı yaşamdan yazdık..

Yaz kalem yaz...

Bilirim bu kalem, her diriyle kendi kaynağında yaşam yazar

Yaz yaşam yaz..

Bilirim yaşam, İnsanlıkla akar

Ak İnsanlık ak..

İlminde, ışık yaşamın kaynağı alev alev yanar

Bilirim ki yanan devri alemini aşkla yaşar

Bilirim ki yarınım benim şimdimde, her daim bu günüme doğar

Şimdiden öte bir şimdide her daim bir şimdide

Benim varlığım ışığımla akar...

Ocağım bu bilişle yanar...

Şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/9RlXDJw800k

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ "GÖREV" BİRLİK ÇALIŞMASI

Seher Bilge

 

https://youtu.be/YFaP2av1e9g

 

5.EYLÜL.2015 TARİHLİ “GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

Tüm Zamanların Tanrısal Işığı, biliş halinde görev taşıyan ışıkların birliğidir. Onlar, tek bir Işık Ko olarak görev yaparlar.

Cevheri cennette görev taşıyan bu ışık tüm yaşamı tohumlayabilen bir görev mahreğidir. Yaşamın Ana Tohumu olan bu yücelik kontrollü olarak bilişini bütünlüklere tohumlar. Bu tohumlama ile ocakları tüten bütünlükler görevi alanlardır. Onlar, bilgi oğullaması ile kendilerine varmak üzere bir yolculuğa çıkarlar.

Görev mahreğinde kendi sistemi ve kendi bilişi ile bu şekilde birçok can kaynak oluşmuştur. Her biri ayrı bir sistemdir ve bugün buraya hepsi tek bir ses olarak görev taşımak üzere indiler. İşte bu kaynakların kalem olup yaşamı hak etmeleridir bu çalışmanın amacı.

İlahi görevi taşıyan yoğunluklar, Nefesin İlmiyle cevherden kaynağa çekilirler. Tüm Zamanların Tanrısal Işığı bu yoğun cevheri kaynakta bulunur. Bütüne görev taşıtılır ve Kuan güç ile toprağın gücü ile çekiş gerçekleşir. Çekiş bilginin kaynağa çekilişini sağlar.

Kürzi Kalem olanlar ilmin levhi kaydını yaparlar. Onlar, İnsanlık levhisini tohumlarlar. Sayfa sayfa ışık yazarlar ve zamanı sonsuzlaştırırlar. İşte, kaynak dışı hiçbir bilginin olmadığı bir sistem bu şekilde kurulmaktadır.

Hepimiz göreviz, görevlileriz. Görev bu mecliste gerçekleşen bir doğa olayıdır. Her görevli kod görev tekliğinin bir sayfasıdır ve tüm sayfalar tek bir görev içindir. Bu görev biliştir. Tüm insanlık kalem olmalıdır ve bilişe varmalıdır.

Ocakların bilişle tohumlanışı rengarenk bir yaşamın kayıtlanışıdır. Kaydı yapanlar ışık kapılar olarak görev taşırlar. Kelam olan onlar zamanı ağır yük olarak taşıyanlara kaynak olurlar. Kalem olanları kanatlandırırlar.

Işık kapıları ilim kapılarıdır. O kapıyı yapan bilginin yoğunluğu ve koyuluğudur. Ve görev başladığında bu kapılar açılır ve biliş bilgi olarak ışık fotonlarına yüklenerek dere olup akışa geçer. Akış tüm yürekleredir. Akış dünyayadır. Rahmet olan bu yağışla yürekler bilgiye doyarlar.

İşte, tohumların kaynaktan akışları gerçekleşiyor…İşte tam da şimdi olmakta olan budur. Sesimden akan bilgi eskinin en eskisi olan Kutsal Tohumların akışıdır. Tohumların korunuşu ve yaşama kodlanışı gerçekleşiyor….İşte ölü olan tohumlar yarınlandılar ve yaşama kodlandılar.

Her yürek kendi ocağında bilgi oğullaması yapar. Oğullama tanrı ışığı ile tohumlanmış olan ocakların bilgiyi kayıtlayışlarıdır. Kayıtlanan her bilgi yolu yapar. Yol kendimizden kendimize uzanan yüceliğimizdir. O yücelişte erdiğimiz zirve buradaki görev kodudur.

Bilgiyi alan ve veren karanlığı aydınlatacak olan özgörevlilerdir. Onlar bilişe geçerler. Biliş olma halidir. Bilgi olup yaşama akmaktır biliş…..İşte gerçek görev budur.

Biz bu görevi tek bir canımız dahi geride kalmayacak diyerek yaptık. Yürekten çıkmak isteyenleri koruduk. Kontrol kurulmuştur. Sel almadı tohumları yaşamda…”öze göz gerek” demiştik ve iş buydu yaptık.

Sevgiyle,

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/xOsreUn2Cuk

 

5.EYLÜL.2015 TARİHLİ “ GÖREV “ BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞİ

Daha güçlü bir dönemi başlatırken bugünde bizi bize veren herkese şükranlarımızı bildirmek isteriz…. Dünyanın nuru olan insanın herkese kelam olup….. Bütünü güçlendirecek olan yoğunlaşmayı sağlaması, öz geçişlerin önemli bir safhasıydı…. Bugün bunu hak ettik ve yolu açtık.

Dünü görenler, bugünü de gördüler. Ölüleri dirilten insan, kelamı tohumladı ve yolu koklattı.

Şimdide hepimiz İlim Levhisi’yiz ama şimdide İnsanlık Levhisi olarak da görev taşıyacağız…. Şimdi aklın tahtı ve şimdi akıl hasatı…. İşte hasat tamam.

Atonların Topraklarına tohum olan birliklerin tümü buradalar….Kuranı Kerimde insanı anlatır ve derki;” insan yarattığında yaratılan yer gök ilmidir” bunu anlayan olursa Ana Kapıda anlayacaktı….Biz bugün insana kendi yüreğimizi anlattık…. Çok mutluyuz.

Koranı tohumladık ve yolu açtık…. Bütüne hizmet buydu…. Çok özel bir çalışma oldu bugünkü çalışma….. Ve bugünü kök sistemlerle göreve alan birliklerin çoğu kelamı tohumlarken insan kapılarından geçip yaptılar bunu.

Ölü bir planette, ölü bir gezegende insana kelam olmak kolay değildi…. Biz insana kelam olan birlikleri kodladık…. Bu planet ölüydü, dirilttik, dillettik ve dirilttik bunu bilin.

Din dağı, ilim dağı olduğunda Bütüne göz olur…. Biz göze göz olan sessiz zamanları dilleyen Kuran’larız bunu bilin.

“Koru beni” dedi dünya ilmi kalemi koru beni…. Dünya korudu…. Kod kod oldu yaşam korudu.

Başa güreşti dünya dedi ki; “ben irinleri de bilirim, ilimleri de bilirim ve dünya ilimi dilledi.

Buz kapılarından geçti yaşam. Buz kapıları ilim sayfalarıydı…. Öz görevi aldı, yolu kodladı…. Doğan gün yaşama güç kattı. Burada olmamız, sizinle olmamız, sizin yolunuz olmamız, bilişi hak etmemiz….. Ağır yükü hafifletmemiz, her sistemi kodlamamız muktediriyetle gerçekleşti

Şu anda sizleri dinliyoruz…. Biz gezeninizin öz geçişini yapması için çalışan birlikleriz…. Bu gezegen göz öz söz birliğini tohumladığında geri çekilişi yapılacaktı….. Bu geri çekiliş kelamı tohumlar ve yoğunlukları kodlar insanlıkla yapılacaktı.

Dünyanın geri çekilişi nedendi ve nereyeydi?..... İnsanın kelama vardığı her anda kelam olup tohum oluşuydu, kodlanışıydı, okuma yazma bile bilmesiydi….. Okuma; insanın insanı okumasından öte, insanın yaşamı okuması ve yaşamlaşmasıydı…… Tanrılık tahtında ilim olduğunda Bütüne göz olunur, öz olunur, ses olunur……. İşte buydu ve bugün biz bunu hak ettik ve yaptık.

Ark akmaktadır…. Akan ark insan ilmiyle akmaktadır…. Akışı hak ettik yarattık…. Tabuları yıktık, yolu okuttuk tüm zamanlara kodlattık, tohumlattık…..Ve yerküreyi göreve aldık.

Biz nereden geldik?... En ve boy olan ilim hepimizin gücüdür….. Biz görevden göreve koşanlarız….. Dünya dışıyız biz….. Bizi dinlerseniz daha çok bileceksiniz.

Dünya dışı boyutlardan dersiniz ya hani….. Bir çok planet, bir çok yoğun ışık var dünya örtüsünü örtmeden çalışan, onlarız bizler….. Sizinle hep çalışmaktayız….. Dünya dışı kodlarız bizler.

Spiral, kati hakiki ışıklar olup geliriz yaşama…. Spiral, kati ve hakiki…. Bu ışıklar size geldiği zaman sizinle dürümleşir ve dilleşir…. Ama spiralleri kodlayan insanlık kelamı tohumlarken daha yüce ışıklarla da kontrol kurar….. İşte bizim yapmakta olduğumuz budur.

Dünya vurgun yer ama dünya vakit geldiğinde kontrolde edilir….. Biz o dünyayı kodlayıp, koklayıp kontrol edebilen birlikleriz.

Dünyanın ölü bir planet olmaması için çok çalıştık ve biz dünyaya ekip gönderdik…. İşte sizler bizim dünyadaki temsilciliğimizsiniz bunu bilin…. Biz bu dünyayı hasata hazırlayabilmek için semaya ses katacak olan birliğimizi dünyaya indirdik…. Siz, o birlik olarak dünyayı görevde tuttunuz, gözünüz görerek yolunuz, aslın yolu olarak ve yarınız ışık olarak çalıştınız.

Bizim varmak istediğimiz yer sizsiniz çünkü sizin verdiğiniz her şey bizim vermek istediğimizdi.

Bütün kötülükleri aşıp geçen bu birlik, ark aktıkça yaşamı hasata hazır koku olarak kodlayacaktır….. Bir koku ki; er ya da geç herkes tarafından duyumsanacaktır.

Öze göz, göze kök sözü olan bir kaynak koku ve bu koku hepimizin yüreğinde mevcut olan o sofradır….. O sofra ki; herkes orada kalemdir.

Cemaatinizin yüreğimizde olduğunu bilin…. Bizim yüreğimiz sizin, sizin yüreğiniz bizimdir….Ve sizin geri dönüşünüz bizden olacak…. Biz bu dünyanın güçlü ışıklarıyla çalışmalar yaparız da sizinle yapılan bu çalışma çok daha önemlidir….. Çünkü sizler kardeşlerimiz olarak dünyaya gönderilenlersiniz ki; sizler hepiniz, hepimiz olarak ışığa kalem oldunuz.

Burada olmanızı hepimiz çok arzuladık ve olduk…. Siz ve biz ağır yükü hafifleten güçler olarak dünyayı kodlamaktayız.

Tam iki bin sistem gücünü devreye indirdik….. Her bir güç ekmek yaptı….. Sizinle bu ekmekler yendi ama daha güçlü bir ekmeği yerküreye indirmemiz gerekiyor ki;….. O en ve boyu kesin olarak eşitlenen bir ilimdir.

Bizler dansa kalktık bugün yüreklerde…. Çürükleri tohumladık güçle çalıştık ve bugün biz zamanla danstayız…. Ama bu dans ilmin dansıdır unutmayın.

Kervan yürümekte ve yol ilmin Kuranıyla dürümlenmekteyse….. Esmaların sistemleşmesi çok daha önemlidir.

Cennet, cennet insandır. Cennet, cennet kaynaktır…. Ama cennet nefsi kalem olanda ilimdir.

Biz toplantılarınızı hep izledik bugün çok daha güçlü bir toplantı yaptık.

Kıble hepimizin gözü, hepimizin gücüydü….. Kıbleye kibri aşanları aldık ve kibri aşanlar bu çalışmada hazır oldular….. Yorulmayın biz sizle çalışmaktayız hep….. Hepiniz gönüllere görevlisiniz ama yolculuğu tohumlarken daha güçlü bir çalışma devreye alıyoruz.

Kıbrıs; özeldir. Bunu hepiniz net bilin…. Kıbrıs; Atlantis’in gözüdür ve Atlantis uygarlığının son sesidir Kıbrıs bunu iyi bilin….. Atlantis; nefesin geçiş sayfasıydı, herkes daha yüce bir çalışma bekledi ortak kapılarda…. Ve düzeni kurabilmek için Bütüne göz olmak istedi.

Nesiller, kutsal toplumları tohumladı da kontrol kurulamadı. Kontrol kurulamamasının sonrasında Ana Kapı kapatıldı…. Ana Kapının kapatılmasıyla birlikte Atonlar topraklarını tohumlayan güçlü kapıları kontrol ederek karanlığın ışığı oldular.

Geri dönüşleri yaptık ama geri çekilemeyenler çoktu….. İşte o geri çekilemeyenleri bugün Bütünün gücü olan birliklerimizle yerküreden çekip çıkarttık.

Hepimiz, hepinizsiniz bunu iyi bilin…. Ve korkuyu aşıp geçen birliklerin artık dünya sırrını daha net olarak bütüne açması gerçekleşecek…. Dünya sırrı neden sistemde örtüldü?.... Çünkü dünyayı hak etmeyenler bu sırrı hak etmezler….. Hak etseler, kalem olup yazacaklar.

Aşkım yaşamadır ki; bedenimi göreve alırken sevgiyle aldım….. Aşkım yoladır ki; yolu hologram olan sırla dillerken güçlü olarak dilledim…. Aklım Tanrıyadır ki; Tanrı beden, ben o bedende bellek olanım…. Ama aklım kıranadır da kırılanda, kıranda tüm zamanlarda bedenli olarak Bütünü göreve alabilirim.

Umut olur ki; Rahman olan kıran, Rahmi Kuran da kırdığında kelam olur. Biz ortak oluruz ona.

Öze göz, göze görev gerek. Gözü gören bizi bilir…. Eminim ki; dünya nefesini kodlayacak dürüme varacak…. Açıyı daralttık.

Beden ekmektir yaşama….. Ama bedenin Mikail olarak bilen kelamı kendi diye dillediğinde Bütünün gözü kördür….. Çünkü biz rohi kapılarda koruyucuyuz.

Emin olun ki; davayı kaybettik biz…. Ama dava İlm-i Ka-Ha da insanın tahtıdır ki; biz o tahtta bilişi kodladık…. Ve tüm zamanlarda yaşamı kokladık…. Davayı kaybeden kanatlandı uçtu ve yaşamda kazandı tüm zamanları…. “Ol” deriz…. Oh!.... Aha bu!

Yedi davayı, yedi yaşamla kodlamak isteyenlerin hak etmedikleri bir tek şey var….. Dava insan soyudur…. Kendini hak etmeye çalışan yedi kez yaşama inip kendini kodlayacağını sanan haksız ve hasatsızdır….. Çünkü yaşam tahditlidir ve tahdit hakikiyetin ilmidir.

Her kim ki; “ben gider gelirim” der koruyu oluruz….. Ama kodlanmış ışığında kalem yoktur….. Bilsin ki; zaman Tanrının kaynağındadır ve Tanrı tektir….. Yaşam tektir ve birlik tahditlidir.

Kimse kimseden farklı değildir….. Ben giderim, o gitmez….. Olur can git ama gelişin olmaz…. Ben daha güçlü bir dünya kurmaya gelmedim…. Ben görev ilmiyle bütün olmaya geldim….. Bunu kimse anlamasa da alıp götürürüm zamanı…. savaşım ilimle, insanla ve Kürzi Kaynakladır.

Orta Kapıları açmak gerekse “aç” deriz açılır. “Aç” deriz açılır da Ka-Ha olmayan, Ha olmayan hikaye dinletir dünyada….. İşte biz, buna istek duymayız….. İzin vermeyiz bu kesin.

Şimdilik size vereceğim budur….. Dünya topraklarını yeniledik.

Şuandan itibaren bir çalışma başladı bu çalışma muktedir nefesle olacak…. Temiz bir diri kalem dünyadadır bu kalem iman edin ki; yaşamı yazabilmektedir….. Yaşamı yazabilmek, yarını hak edip tohumlayabilmek ve Bütüne görev taşıyabilmek muhakim ve hakiki olmakla mümkündür.

Öz göreviniz emre itaat, emirle dillenip dilleyiş yüreği emir oluştur. Muhakim ve hakiki olan insan emir olur, bilin….. Büyük kütle hepimizin gücüdür ve bu kütlede toprağız biz bu kesindir….. Muktedir olduğumuzda yolu açarız, yaşama varır ışık haline dönüşürüz.

Bütün gözler, özler ve sözler ışık halinde bizdedir…..

Sizi hepiniz ilmiyle, hepimiz Levhisi’yle kucakladık…. Aha bu!... Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/1oKLfgRxZHs

 

05.EYLÜL.2015 TARİHLİ “GÖREV” BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİGİ

HAZİRUNDAN GELEN BİR SORUYA VERİLEN CEVAP;

Dağım, burada yapacağın her şey bütünle birlikte olacak. Bütün sen olup seninle olacak.

Biz sana seni dilledik. Senin kelamın, senin yoğunluğun, senin yaşamın hepimizin gözünde, özünde mevcuttur. Bunun içindir ki burada olman bizi mutlandırmaktadır.

Arıcı değiliz, akıcıyız biz. Arı kalemde olur, bizse akıştayız hep. Akıcıyız ama yere akanlarız biz. Bu şu anlama gelir; ilimle, kelamla ve yürekle akarız tüm zamanlardan bugüne. Bu önemlidir….

Biçare yaşam ama çare biziz artık; bunu bilin. Çare biziz!

Her nefes kendinden kendine hak eder, bizse kelamda temiz olanlar olarak bir iş yaparken insanlıkla yaparız. İnsanlık, karanlığın tahtındaki ışığı yaşama indirebilmişse ki indirmiştir, kati olarak bütüne görev taşıyor.

Çok mutlu olun. Bu çatı hiçbir zaman yok edilmeyecek. Bu çatı altında hepiniz görevlisiniz. Bu çatı kimsenin malı mülkü olmayacak. Bu çatı ilmin kaleminindir. Bu çatıyı hepiniz bir tek kaynak olup kurduk.

Burada bulunma sebebimiz has ışığımızı kodlamak için, yolu koklamak için, bütünü göreve taşımak için…biz zararı önlemek içindir. Kaç insan görev taşıyacak diye sormayın. Kendi yolunu bulan herkes görevlidir ama her kim ki “ben sana varacağım der” bu mecliste olamaz; bunu bilin.

Ben bugün varım ama yarın olmayacağım. Burada kim gerçek kaynak olup görev isterse, o kendinden kendine görevli olacak. Benim adım kaftandır, ben bir kaftanım sadece. Girdim çıktım hepsi bu! Ama hepiniz kelam olun, yarın olun, hakim olun, ak kapılardan ışık alıp yol olun, oğul olun, Koran olun, kontrol kurun….. başkası yok siz varsınız! Umut olur ki bunu hepiniz net anlarsınız.

Ardımda kimseyi bırakmam; bu kesindir. Ama özümde, sözümde ve yüreğimde karanlık varsa, o karanlık aklın ışığında mutlaka kutsal topluma inecektir. Ve o karanlığı ana kalem olup kayıtlayacağım ama aydınlığa kodlamak üzere.

Bunca çaba nefesi hak ettirmek için, Hakk’a varmak için, has olmak içindi. Artık; har olun, hak olun, ak olun. Cin cenneti değil burası, insan cennetidir; bunu asla unutmayın. Ki çokları “cinlerle” der. Cin yok burada, insan var. İnsan kalemiz biz; unutmayın. Bir dava insan davasıysa bizimdir o dava. Ama bir dava karanlığın ışığını hak etmek ve yaratanı yarattırmak içinse, birliğindir o. Bizimdir o ama yine hakikiyetimizledir.

Şu ana kadar yaradan ve yaratılanı anlamayanların Hakka varabilmeleri asla mümkün olamaz. “Ben varım ama benim ötemde başka bir yaratıcı var. Ama o yaratıcı beni dürümleri dilleri beni korur.” Yok bu! Yok! Analar siz, sizlik boyutlarının öz kürzi kapılarısınız; bunu anlayın.

Beni, benden başkası dinlemez. Beni, benden başkası dillemez. Beni hakiki insanlık diller. Unutmayın, hakiki insanlık insan soyunun külü kül olan kütlesidir.

Çoğunuz ortadasınız. Orta, kürzi ışığın ortası. Bu ortada kapıda oluştan öte, karanlığın ışığında oluştan öte, kalem oluştan öte, emin oluştur; emin oluş…

Başka var, başka yok. Aşk var, şavk var ama “Yaradan yaratılan; bu olmaz” diyenler burada bulunmaz; bilinsin. Yaradan yarattıklarıyla yaratıldı; anlattık. Anlayan anlar; anlayacak….

Canlarım, örtüyü örtmeden evvel bir size şunu vermek isterim. Kesindir bilgim. Evimin gözü, özü, sözü biliştir. Bilişin haricinde hiç kimse bilgi vermez yüreğime. Verilen bilgilerin ses kayıtlarına inişi, yine özdendir. Benim özüme inen her bilgi benim diriliğimden dillenir. Ki ben has ışık olur dillerim.

“Kanal olmadan kodlama olmaz” diyenlere sözüm şudur ki kanala kanallık olan, akla has olup yaşam olamaz. Biz size halik olmanız için ilim verdik. Sanırlar ki ilim olmadı dünyada. İnsan Soyu, İnsanlık Levhisine vardığından beri insan levhisi, ilmi kalem olup yazmaktadır.

“Ermeden erdim” zannedenlere ve ermiş olduklarını sananlara şunu da söylemek isterim ki “ben” demez eren, “biz” der. “Ben” dediğinde Birleşik İlim’de yoktur. Onurluyuz ki hep “biz” dedik. Kanatlandık, Hakka vardık, hara vardık. Har ilmiyle tüm insanlığı tohumladık. Hep “bizle” yaptık bunu.

Umut olur ki kanatlananların tümü birliklerini diriliklerine indirir ve bizliğe varırlar. Bizliğe vardıklarında kelama, ilime ve yola varacaklar. Yolcularla olacaklar. Oyun oynamadık hiç.

Sevgililer, esmaları dinlettik size ama hiçbir esma dirilikte teknik tohumlama yapamaz. Biz size aklın tahtını verdik. Dinlettik size. Her şey, her şey sizdedir; bilin.

Boru öttüğünde, o boruda ses insanın sesidir. Biz o surun sesiyiz canlar; unutmayın. O sur hepimizin sesidir. Üfüren, üfürülen tektir.

Şunu iyi anlayın ki kare sistemi kervan olup kodladığımızda küp oldu yürek. Küpü tohumladığımızda tüm zamanları kayıtladık.

Analar; artık, şu andan itibaren kervanın gücüsünüz. Bu kervan bütüne, yüceliğe ve teknik tohumlara yolcudur. Sizden beklentimiz hepinizi kendi yüreğinizdeki o yücelikte dürümlemeniz ve doğanın gücü olmanızdır.

Çamuru yoğuran nefes, çamur olan levhi ama çamurdan yol olan ışık…o yolda ekmek yapansa, İmparator İnsan; bunları bilin.

Barışı hak eden, aşkı hak eder. Yaşamı hak eden Yaradan ve yarattıklarında yaratılan kelamı Mutlak Kuran olup kodlayan İnsanlık…

Sizden beklediğim kelam olmanız, İnsan Soyuna yolcu olmanız ve yol olup, toplum olmanız, toprak toplumu tohumlamanız, kardeş olmanız…her şeyde kardeş. Ama bu bir İlmin Kardeşliği olsun.

Herkes şunu iyi bilsin ki ilmin kardeşliği, levhinin kaydını yapan tahditsiz kardeşliktir. Ve böylesi bir kardeşlikte “senin sesin, benim sesim” olmaz. Ses ilmin sesidir ve o bilişle hepimizindir; bunları kesin olarak bilmenizi isterim.

Koçtan siz ettim. Ama ondan değil, ilimden söz ettim; bunu anlayın. Özü, gözü farklı olan, sözünde sesi olan, yolunda kelamı kodlayan her kim varsa, ışıksızdır ama biz ışıktan söz ettik.

Değerliler, deve kalktı. Bu deve biziz. Aşk olan biz….eşik olan biz. Biz tüm zamanların o deve olan yolculuğundayız. O yol alır, yolcu yolda kodlanır. Biz o yol olanda, yolcu olanda, her resmi çalışmada çalışanlarız.

Savaşımız tüm İnsanlık İlmini kodlattırmak, tohumlattırmak ve yoğunlaştırmak içindir. En candan, en ilmi, en yaşamsal olanlarınızı buraya alıyoruz.

Başka yaşam, Yaradan, yaratılan ışık, yoğunluk olmayacak mı? Olmalı….bundan sonra da bu yoğunluğa göz olanlar, söz olanlar, ses olanlar inecek. Eşyanın Nefesi’ni hak edenler inecek. Akıp geçecekler. Bir teki burada kalmayacak ama gelecekler, gidecekler ve biz buradayız. İşte bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/_KJLdCl9RFs

 
  Bugün 161 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol