Birlik İlmi
  Peker SELÇUK - ALLAH SİZE SİZDEN SESLENİR
 
Peker SELÇUK
ALLAH SİZE SİZDEN SESLENİR:
Bu gün burada beraberce BİR üzerine görüş ve algılamalarımızı paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
İlim ve deneyimle kazanılan, tam ve noksansız doğru bilgi, gizli sır, gizli ve örtülü hakikatler anlamına gelen HİKMET sözüyle konuşmama devam etmek isitiyorum. HİKMET, tam bir gönül rahatlığı içinde yapılan iştir. Bu nasıl bir iştir? Allah'ı kainattaki herşeyle beraber görmektir. Birlikte görmek işlemidir. O'nun kendisini görmesi işidir. Yartan'la yaratılanın ortak bilinç alanında buluşması gibi birşeydir. Tam anlamı ile vuslat...
En başa dönersek, baştan başlayalım dersek tasavvuf düşünce mekanizmasına göre Allah, varlık aleminde kendini görmek, seyretmek istedi. Bu bir bakıma Allah'ın zahir ismi gereği kendisini açığa çıkartıp tanıtmasıdır. Ya da kendi gerçeklerini, isimlerini ve sıfatlarındaki aktif manayı açığa çıkarıp faal duruma getirmesidir. Bir nevi Yüce Rabbi'mizin kaprisi-kendi muhteşemliğini, güzelliğini seyretmek istemesidir.
Bir varlığın kendisini kendi vasıtası ile ayrıntılı ve tam olarak görmesi, kendisini bir ayna vasıtası ile görmesine benzemez. Çünkü ayna karşısındaki suretini yani yalnızca dış görünüşünü olduğu gibi yansıtır. Ayna ve bakan kişi ya da ayna olmasaydı bir yansıma olmazdı ve ayrıca Allah'ın ana tecellisi olmasaydı böyle bir yansıma da gerçekleşmezdi.
Allah BİR'dir. TEK'dir. Bütün varlığın özüdür, kaynağıdır. Onun dışında, O'ndan gelmeyen, O'nun BİR'liği sonucu ortaya çıkmayan bir varlık yoktur. Allah önce alemleri yarattı. Ama yaratmış olduğu alemler kendisini tam olarak yansıtamadı. Alemler, sanki cilasız bir ayna gibiydi. Bunun nedeni ise, AKIL, DUYGU, DÜŞÜNCE ve düşündüğünü yapabilme iradesinden yoksun olmasıydı.
İşte bu noktada İNSAN'ın yaratılması zorunlu hale geldi. Çünkü insan; akıl, duygu, düşünce ve düşündüklerini yapabilme gücü ile birlikte yaratılmıştır. Bütün bunlar da Yüce Allah'ın kendisinde  olan aktif manalardır.  İlahi Yasa şöyle söyler: "Yaratılan herşey Yüce Yaratan'ın ilahi nefesi olan ruhunu zorunlu olarak kabul eder. Alınan her nefes Allah'ın nefesidir. Bunu bilelim ki yanlışlardan uzak olalım.
Bu kabul edişin gerçekleşmesi için de Allah'ın tecellisini kabul etme yeteneğinde olması ile mümkündür ki zaten yaratılanlar da İlahi Ruh'u kabul edecek yetenek ve kabiliyette yaratılmışlardır. Ve bu tecelli ile yaratılış, sürekli ve kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Şu halde bu tecelli ile suret ve şekil kazanan varlıklar, başlangıç ve sonu gereği bütünüyle HAK'tan meydana gelmişlerdir. Ve O'ndan başkası değildir. Öyle ise her şey O'ndan geldi ve yine ancak O'na dönecek. Geri dönüş kolaydır dostlar. Hz. Mevlana bu geri dönüşü düğün gecesi saymıyor mu?
Panelimizin ana başlığı ilan edildiği üzere BİR. Açılımını yapacak olursak, Birleşik İnsanlık Realitesi. Yani ortak bilinç alanı BİR'in bilinci... Bu yeni bir kavram mıdır? Yaratıldığımız andan itibaren var olan bir kavram ve alandır. Kutsal kitaplar, Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran-ı Kerim'deki ortak ayetler bu konuya önemli bir vurgulama yaparlar. Bu nedenle kutsal kitaplar ortak bilinç yoğunluğunun ta kendisidir. Ve insanların ortak bilinç alanlarıdır.
Daha önce sözünü ettiğimiz gibi, Allah tüm kainatı ve en güzel surette yarattığı insanı yer yüzünün halifesi ilan etmiştir.  Ve ona kendi özünü  ve kendi nefesini vermiştir. Bilgilerimiz ne diyor? İnsan Allah'ın halefidir. Amaç ona ulaşmaktır. Allah insanda seslenir, insanda nefes alır. Alınan her nefes O'nundur. Yüce Allah, İnsana şah damarından daha yakındır. An be an insanla hep BİR'dir. Kaf Suresi 16. Ayet; "andolsun insanı BİZ yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız." Diye buyuruyor.
Allah insanda seslenir dedik. Nasıl yani? Musa'da olduğu gibi, İsa'da olduğu gibi, Hz. Muhammet'te olduğu gibi... Sende, bende, onda olduğu gibi... Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Özünü dinlesin ki duyacaktır. Özümüzü dinleyelim ki duyalım.
Vahiy denirse bilinir. Kimse bu kelimeye ve anlamına yabancı değildir. Hepimiz aşinayız çok şükür. Vahiyin kelime anlamı, fısıldamak, gizli konuşmaktır. Bilgilerimiz demiyor mu Allah insanda seslenir, insanda nefes alır. Allah'ın seslenişidir vahiy bilgileri ve kutsal kitaplar. Allah fısıldar gibi gizli gizli konuşur her dem ve tüm insanlarda. Yeter ki dinleyelim; bilelim.
Kutsal metinlerde Allah hep kulları ile konuşmuştur. Kuran-ı Kerim'de, Necim Suresi 36. ayetten 45. ayete kadar olan bölümü okuyoruz. " Yoksa haber verilmedi mi ona Musa'nın sayfalarındakiler? Ve çok vefalı İbrahim'in sayfalarındakiler?"
Değerli Dostlarım, Allah insanda seslenir ve insanla konuşur. İnsanda nefes alır. Kuran-ı Kerim'de şöyle söyleniyor: Şura Suresi 51. Ayette: “Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahutta bir elçi gönderir de izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki o çok yücedir; hüküm ve hikmet sahibidir.” Ayet böyle söylüyor arkadaşlar.
Dostlar, sen ben ben senim. Ayrı gayrı yok. Birlik var. Varsak eğer... Görüyorsunuz ki varız, bütüne hizmet için varız. BİR'e hizmet için varız. Nefesin ışığa dönüşmesi ancak görevle olur. Bir aydınlık bir aydınlıktan neden kaçar, ayrı ayrı kablardaki suyu bir kaba koyarsan bir su olur.
Min can olan her cemde varız.  
Kalabalık görünsek de BİR'iz ve hep BİR'iz.

Peker SELÇUK

 
 
  Bugün 25 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol