Birlik İlmi
  Peker SELÇUK- MANEVİ KORUMA
 

MANEVİ KORUMA

 

 

Sizlerle paylaşıma açtığım konu, sizlere hiç de yabancı değil. Sözlerimin devamında mutlaka beni onaylıyacaksınız. Bilinen şeyler. Ancak hatırlanması ve düşünülmesi önemli şeyler.

 

Sevgili Dostlar, hepimiz koruma altındayız. Bunu biliyoruz. Şimdi bu bilgileri açalım. Nereden biliyoruz? Kim söylüyor? Kanıt var mı? Gerçekten böyle mi? Olay nedir bilelim; kendimize, özümüze dönelim.

 

Kuran-ı Kerim’den başlayalım işe. Ne diyor Kuran-ı Kerim’de?

 

Şöyle deniyor;

 

“O, gökleri ve yeri 6 günde yaratan; sonra da arş üzerinde düzeni kurandır. O, yere gireni; ondan çıkanı, gökten ineni ve O’na yükseleni, hepsini iyi bilir. Her nerede olsanız O, sizinle beraberdir. Hem Allah, her ne yaparsanız onu görür.” (Hadit 4. Ayet)

 

Arkadaşlar, Allah, Hak’tır. Varlığı hikmet üzere yaratan mutlak gerçektir. Onsuz hiçbir yer yoktur. O biz; biz O’yuz. Hepimiz korunmaktayız; sigortalıyız. Yani korunuyoruz. Hepimiz korunuyoruz, çok şükür.

 

Koruma, bir mekanizmadır. Ve bunun bir sistematiği vardır. Otomatik olarak işler. Biri bizi gözetliyor sözü gibi, birileri bizleri gözetliyor. Sağında bir melek, solunda bir melek; yukarıda Yüce Allah’ın lutf-u keremi. Bunu hissedelim. Hiç unutmayalım. İlk aşama olarak

 

Temel referansımıza dönelim. Yani Kuran ayetlerine: Allah Bedir Savaşı nedeni ile darda kalmış peygamberine şöyle sesleniyor: “And olsun sizler güçsüz olduğunuz halde, Allah size Bedir’de yardım etmişti. Allah’tan sakının ki ona şükretmiş olasınız. (Ali İmran 123)

 

Ve yine devam ediyor; “o zaman sen müminlere: Rabbimizin size indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi? Diyordun.” (Ali İmran 125)

 

“Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter ve yardımcı olarak da Allah yeter.” (Nisa 45)

 

Bu ayetlerden anlaşıldığı gibi, Allah peygamberini koruyor. Ama sadece peygamberini mi? Tüm kullarını, tüm yarattıklarını korumasına almıştır.

 

Allah ile insan arasında aracılık yapan nurdan-ışıktan yaratılmış manevi varlıklar vardır. Bilmeyenimiz yoktur. Allah’ın görevli melekleri.

 

Hayatımızın her aşamasından yanıbaşımızda olan meleklerimiz, edebiyat dünyamızda da varlıklarını göstermiştir ve göstermeye devam edeceklerdir. Mesela,

 

“Görmüş İstanbul’a yüz bin meleğin uçtuğunu.

 Saklamış asırlarca hayalinde bunu.” (Yahya Kemal)

 

“Kendine söylemesem de beni melekler dinler. Onlara söylerim” diyor. Nezihe ARAS.

 

Melekler muhtelif şekilde tanımlanırlar. İki kanatlı veya dört kanatlı gibi. Bunlar doğumlu varlıklar değildir ve doğurmazlar da. Adları ile anılan melekler vardır. Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail, Münkir ve sair gibi… Olanların yanında, sayılamayacak kadar da isimsiz melekler vardır. Melekler alemi bilemeyeceğimiz kadar kalabalıktır ve çok yoğundur.

 

Dini edebiyatta, arş diye tanımlanan uzayın içinin meleklerle dolu olduğu ifade edilir. Bunların hepsi görevli varlıklardır. Bunlar görev varlıklarıdır.

 

Bu anlattıklarım, akılla ve nakille bilinen konulardır. Ne demektir bu ifade tarzı açıklayayım. Akliyat, akılla anlaşılabilen, kavranabilen konular. Nakliyat da nakil ve rivayet yolu ile bilinen şeylerdir.

 

Bunu da biraz açalım: Bunlar ne denirse ki şudur: Kelam – tefsir – hadis – fıkıh – usul-i fıkıh gibi ilim dallarıdır.

 

Korunuyoruz demiştim. Evet hepimiz korunuyoruz. Sayısını bilemeyeceğimiz bir melekler ordusu tarafından korunuyoruz. Korunduğumuzu bilmek çok önemli bir duygudur. Moral açısından olduğu kadar hata yapmamamız açısından da önemlidir.

 

Maneviyatımızın güçlü olması, maddi varlığımızın da güçlü olmasını sağlar. Sağlıklı bir kul olarak hayatımızı idame ettiririz.  Bu husus bireysel olduğu gibi insan toplulukları ile insanları bağrına basmış, onların barınakları olan şehir ve şehirler için de böyledir.

 

Tarihten günümüze ulaşan yüz yıllarca yaşamış şehirlerimiz var. Her türlü badireleri atlatarak bu güne ulaşmışlardır. Canlılıklarını idame ettirimektedirler. Binlerce yıllık, binlerce yıllık şehirler.

 

Mesela içinde yaşadığımız bu şehir; Aziz İstanbul. Sözüm gerçektir. Şairin dediği gibi azizdir İstanbul. Azizler yatağıdır. Sinesinde onlarca azizler yatar biliyorsunuz. Bu yüce varlıklar, Eyüp Sultan Hazretleri, Karacaahmet Sultan Hazretleri, Yuşa Hazretleri ve niceleri ve niceleri…

 

Bizleri bağırlarına basmış, bizleri kucaklamış, bizleri korumalarına almışlardır. Bu azizler şehrinin aziz insanları. Bunları unutmayalım, sevelim sayalım analım ki ruhları şad olsun. Bizlere ve dualarımıza ihtiyaçları vardır.

 

Yeri geldi sizlere büyük koruyucu Aziz Bastil’i anlatacağım kısaca. Aziz Bastil gerçek bir kimlik… ve Sıvas’ta yaşamıştır. Rehberimiz tarihi dokusu hakkında bilgi verdiği Dalmaçya Kıyısı’ndaki şehri gezdirirken, büyük bir kilisenin önünde durdu ve anlatmaya başladı. Kilisenin kısa tarihini anlatıyordu. Söylediğine göre tarihin bir döneminde bu kilisenin papazı gece bir rüya görüyor. Rüyasında adının Bastil olduğunu söyleyen bir aziz, papazı uyarıyor. Yakında şehrin ve halkının bir tehlike ile karşı karşıya kalacaklarını şimdiden korunma tedbirlerini almalarını söylüyor.

 

Papaz büyük bir telaşla ertesi gün şehrin ileri gelenleri ile görüşüp Aziz Bastil’in uyarısını anlatır. Bu uyarı ciddiye alınır, gereken tedbirler alınır ve şehir, Aziz Bastil’in himmeti ile korunmuş olur. Sivas neresi Dalmaçya sahilleri neresi… Zamanın ötesinde neler var neler oluyor… Bizler dünyasal yeteneklerimizle bilemeyiz. Belki hissedebiliriz.

 

Koruma çok önemli bir hadisedir. Ancak korunduğumuzu bilmek ise ondan da önemli bir gerçektir.

 

Değerli Dostlar, hepimiz korunma altındayız. Bunu biliyoruz. Bizi gölgemiz gibi takip eden koruyucu meleklerimizle tanışmasak da, görmesek de onlar bizimledirler. Onların görevleri budur. İnşallah bir gün, tanışma şerefine nail oluruz.

 

Sizin için görevlendirilmiş olan meleğiniz, sürekli yanınızdadır. Bir lahza olsun sizden ayrılmaz. Onunla tanışmak hem kolay hem zordur. Nasıl yani?

 

Kendimizden kendimize korunma mekanizmasını bilgi ve iman gücümüzle aktive ederek işe başlamalıyız. İlk önce meleğimizle konuşmak, tanışmak için zamanın ötesine geçmek ve tayyi mekan etmemiz gerekir. Bu geçiş pek o kadar kolay değil. İstenmeyen eşyalarınız ile gümrüklerden geçebiliyor muyuz? Geçemiyoruz. Öyleyse tayyi mekan için istenmeyen dünyalıklarımızı mesela, kin, nefret, kıskançlık, hırs ve yargılama gibi bizi aşağı çeken, yükselmemizi önleyen negatifliklerden kurtulmak, onları yüreğimizden atmak gerekir.

 

Ne diyor Üstadımız? YARGILAMA – ELEŞTİRME – HIRSLANMA – KİNLENME ve saire diyor. Bizi aşağı çeken bu olumsuzluklardan uzaklaşmamız şarttır.

 

Çünkü bu olumsuz ve benzeri nitelikler, eğer bir yükselme durumunda isek, bulunduğumuz seviyeden bizi tekrar aşağılara indirir. Yanıbaşımızdaki koruyucumuzla bağlantı kuramayız. Ancak o buna rağmen bizi terk etmez. Çünkü, o sizinle görevlidir.  Melelekler  görev varlıklarıdır ve  görevlerine çok bağlıdırlar.

 

Manevi koruyucularımız sadece meleklerden ibaret değildir. Onların dışında da koruyucularımız vardır. Genetik Atalarımız, peygamberler, azizler, Yüceler ve bizzat biz, her birimiz sahip olduğumuz etki alanımız kapsamında koruyucu fonksiyon icra edebiliriz.

 

Atılan her adım Bütün’de atılır. Yaşam formuna sahip olan bizlerin atacağımız adımlar, beden sahibi olmayanların, kendilerini yaşamlara tohum olarak ekmelerine  katkı sağlayacaktır. Yaşam formlarına sahip olan bizler, onlar açısından önemli bir konumdayız. Ve onlara karşı sorumluluğumuz vardır. Bunu bilmeliyiz.

 

Bilmek korunmaktır. Biliş hali, negatif yaratımlara karşı hak edip hakimiyet kurma gücünü devreye alır. Otomatik olarak korunma sağlar. Yaşanan tüm olumsuzluklar, bilemeyiştendir. Ve bilişi hedefler.

 

“Sevgili Dostlar, tohumlarınızı hak ettiniz ve zamanda tohumlandınız. Topraklarınızı hak ettiniz ve sonsuzlaştınız. Sizi zamana Kült Kotları olarak ektik. Hala bizi zaman sayfalarında arıyorsanız bu sizin yüreğinizde olamayışımızdandır. Biz kotlayan ve tohumlayanlarız. Kontrol tohumla ve kotlarladır… İşte korunuş budur. Kahir Hakikiyette, tohumlar korunur ve korurlar. Şimdilik bu…” Bu size Bütün’den önemli bir mesajdır.

 

Yüce Allah’ın koruması üstünüze olsun… Amin…

 

 

Peker SELÇUK,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 50 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol