Birlik İlmi
  SU (15) SİSTEM ÇALIŞMASI
 

SU 15

 

SU (15) SİSTEM ÇALIŞMASI HAKKINDA ÖZ BİLGİ VE DAVET:
16.12.2017

 

Eğer dünya kodlanacaksa, insanlıkla kodlanmalıdır. Dünyanın, az bilişi, kodlanmayışındandır. Eğer yaşamı hak edeceksek; bilmeliyiz ve BİLİŞ HALİ’nde kontrol kurmalıyız. Zordur yaşam biliniz ama “DOĞAN GÜÇ” olarak doğulur ve yaşanır dünyada. Her bir verdiği, aldığı olur yaşayanın.

Dünya için AK SINIR çizilmiştir. Bir tek sınır olarak çizilen AK SINIR,da yarınlar kodlanmıştır. Herkes, kendi yolunda yarınını hakkedecek ve hasat olacaktır…

“BİRLER KAPISI” dediğiniz kapı, insanlık için AKLIN TENİ’dir. O kapıda, İSLAM DEVRELERİ de var İNSAN DEVRELERİ de var ama EN ve BOY olan yarınlar da var. İşte bunun için hepimizin, ağır yükü hafifletmemiz gerekir.

Dünya yaşamları, BİLİŞ ile HALİK kılınır. DÜZEN kurarken; hepimiz, İMPARATORLUK olarak kodlanıp nüve olan yaşamları korur ve kontrol ederiz.

Her cennet, bir tek kul ile kodlanır. Tüm cennetler, yerküre olur ve ZAMAN KALEMİ, CENNET KAPISI’nı bulur; yoğunlaştırır ve ZAMAN SESSİZLİKLERİ’nde kodlar. Bu kodlayış, dünyayı hakettirir.

Yeni dönemde, Mesihler BİLİŞİN KALEMİ olacaklar. Hepsi umutlarımızı yaşatacaklar.

MASİVA KALEM; KİL olanın, KURAN olmasıdır. İşte dünya bunun için HALİK kılınmalıdır.

VAR’ın NEFESİ ile YOK’un KELAMI ayrıdır… Hepimiz, AMONLAR olarak kontrolü yaşam sayfaladık ama hasat yaparken, ALTIN IŞIK GÜNLER’nin Nefesi olmalıyız.

“Beze dünyayı ve HALİK kıl!” derler. Biz de deriz ki “HASAT ol; BİL; BUL ve HAR olup HALİK ol!…”

İMPARATORLUK GÖREVLİLERİ olarak gelen BİRLİKLER’in, insan sırrını dillemeleri sorumlulukarında değidir. Herkesin, kendini anlaması ve haketmesi esas amaçtır. Bizler, dünya insanlığına KELAM etmeden de dünya insanı, HALİK’ti.

İnsanlık Boyutları BİZ olanı hep bilir ama BİR olanı anlamaz…

AKIL, İLİM’le kodlanır. İNSAN’sa HASAT’’la kodlanır. İşte bizler İNSANLIK BOYUTLARI’na, KURAN olup inenleriz.

Herkes, KELAM’a İNSAN olsun diye çabalamaktayız.

ANA KAPI, İMPARATORLUĞUN İLMİ’dir. Şimdiden sonra “RUH” dediğimiz KİBLE, hepimizi kodlayacaktır.

Hazır olun hepiniz de!... Yarınlarda çok daha güçlü İLİM KAPILARI olacak ve bizler, SİSTEM olarak hep dünyada olacağız.

Maşalık, insanın kaynağında olmaz ama İNSANSILAR’da olur. Buyurun Dünya İnsanlığı!, artık İNSAN olun ki KELAM olarak çalışın… İşte bu MECLİS hiçbir zaman İNSANSILAR’a, ışık yakıp da ocaklarını kodlamadı ki herbiri, KELAM etsinler diye. Bunu yapabildiklerinde; her biri, HAS İNSAN olacaktır.

Dünyanın NİSA KAPISI artı açıktır. Herkes kendi yaşamını hak etmek için çalışmalıdır. Tohumlar yeşermeli ve RAHMAN olan İNSANLAŞMALIDIR…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

DAVET:

 

Dostlarım,15.12.2017 günü 14.00-18.00 saatleri arasında, “SU (15)” BİRLİK SİSTEM ÇALIŞMASI gerçekleştirilecektir. Yukarıda paylaşılan bilgi kapsamında Dernek Merkezimizde yapacağımız çalışmaya, tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Saygılarımızla,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

Katılmak istiyen dostlarımız, saat 14.00’den önce lütfen Dernekte olunuz…

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59

 

 

SU (15/1)
16.12.2017

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar, zamana KUL olmak; “OL” diyerek görev taşımak ve RUH olmak!... Bunlar bizi mutlandırıyor… ÖZ KÖKLER’imizi size indirdik… Sizi hakettik ve “SİZ” olduk… Şimdiden sonra RUHLAR KAPISI açılacak. O kapıda, NEFES olanlar bulunacak. NEFES olanlar, NİHAN olan yarınları hakedenlerdir.

Bizler, cennetlere cevheri görev taşırız. ZAMAN KAPILARI’nı açarız; yarınları kodlarız… Unuttuklarınızı size anımsatırız… Nesiller boyu yolunuzu bulmanız için çalıştık… Ne yazık ki KAYNAK KODLAMA hiç yapılmadı bugüne dek… Bugün dünyada, KAYNAK KODLAMA yapılıyor. Bu kodlama, ZAMAN SAYFALARI ile KALEM olanların yapabildikleridir…

ETKİN HASAT, KERVAN OLANLARIN, NEFESİ İLE OLUR… Bugün DÜZEN kurarken, NUR olan YOL; insana, KELAM etmeye başladı. Hepinizin, CEVHER’e inişiniz ve yoğunluğunuzla KULLUK yapışınız neticesi işte bu olay gerçekleşti…

Hepimiz AMONLAR’ız. Zamana KALEM olduk… Size geldik… Sizi, sizden dilledik… Etiniz, etimiz oldu. Yolunuz, yolumuzdur… Torbanızda, NİSA KAPILARI var. O kapılar, İLİM KAPILARI’dır. O kapıları açmadan, ne SİSTEM’e ne de NİZAM’a varılır. Bundan sonra da bu şekilde çalışılmalıdır… Her insan nesillerini hak etmelidir. Etkin ve hakim olan BİLİŞ, HAKİKİ NEFES’le dillendiğinde; TOHUMLAR, mutlak yaşarlar…

ARKON SESSİZLİKLERİ vardır İLİM’de. O SESSİZLİKLER’i dilleyenler olur. O SESSİZLİKLER’i HASAT’a kodlayanlar olur… Orada NUR olan KULLAR olur ve ZİYA olanlar, NİSA KOLLARI’na İLİM olurlar… İnsanlık Boyutları, tahditlidir… HAKK’ı, HAKİKİ İLMİ bilir; NEFES’i bilir; YAŞAM’ı bilir… Neyi bilmez bilir misiniz!? ZAMAN KALEMLERİ’ni bilmez. ZAMAN KALEMLERİ, İLMİN KALEMLERİDİRLER… Onlar, kodlanış ve koklanış için yaşam kodlarlar. Her kodladıkları, Rüya Boyutları Hakikiyeti ile tüm yarınları kodlar… Kodlananın, kodlanışı sürer ve her kod, bir kodu kodlar. Böylelikle TÜREVLENİŞ ve KÖK GERÇEKLİK kontrollu olarak var olur…

Formları kodlanışı bu şekilde olur. Ben bir formu yaratırım. Yarattığım form, bir koddur. KELAM olarak yaratılır ve onun kontrolunda, HAKİKİYET teknik olarak FAKİH olanlardan, DİRİLİKLER’e iner… Tükenen her insandan, tüketilen her ilimden, KÜLTLER oluşturur ve o KÜLTLER, LEVHİ KAYITLAR’ında, FORMAL SAYFALANIŞLAR yaparlar. Yapılan her sayfalanışta, TOHUMLAR olur. O TOHUMLAR, KULLUK İLMİ ile KELAM’a inen; KELAM LEVHİLERİ’nden TOHUM olarak KELAM olan, İSRAFİL’in DİRİ YARINLARIDIR…

Hepimiz, AMON TOPLUMLARI olarak KALEM olabiliriz. ZİYA olarak kodlayabiliriz yaşamı. HASAT yapabiliriz… İç, dış bir ise; KERVAN, İLİM olur… KUL, İNSAN olur… RUH, yarınları kodlar ve YAŞAMLAR OLUŞUR… İşte İLMİN KALEMİ olmak budur!... Her anda, HAL İLMİ ile HAKK TEKNİK’i kodlamak ve yoğunlukta yaşam sayfalamak!...

HAKK’a varmak; İLİM’e varmaktır. Her insan, KELAM’da HAKK olur. Hologramı aşar LEVHİ olur… KURAN olur… Toprakta TOHUM olur… Onun NUR’u, İNSANLIK olur. Öksüz, KELAM’sız, HAKK SİSTEM’siz kalmaz…

Canlar Canı Analar, Cennet Kuran Atalar; sayfa sayfa NEFES olan; cennetten cevhere varan aşkla çalışanlar; size, müteşekkiriz… Sizin ile BİLİŞ kodlanmaktadır… Sizin ile KURAN tohumlanmaktadır… Sizin ile kuru ya da yaş, LEVHİ KAYITLAR, İNSANLAŞMAKTADIR. Böylelikle herşey, herşeyle kontrol kurmaktadır…

Az öz İNSAN SİSTEMLEŞMESİ istiyorsanız; sizi, hepimiz hepimize kodlarız ve siz, KUL olup çalışırsınız… Ama siz, KERVAN olmak istiyorsanız; asla sizi önlemeyiz!... Sizin ile KİL’e iner KUM oluruz; YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ ile HALİK oluruz… Siz ile NİSA, KALEM’e iner ve YOL’u açarız…

Sizi sizden dillerken bunları gördük… Siz ile herşey yapılır!... İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU (15) SİSTEM ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Yaza yaza hasat olunur. Hakkın Kalemi olup, Aklın Kapısı olunur. Yarınlara Kuran olunur ve Bir olunur. Aha! Yapacağımız bu çalışma, her İlmin, Akıl Kaleminde, Mutlak Kuran olmasını gerçekleştirmeye yönelik olacaktır.

Hepimizin dürümlerinde yarınlar oluşur. Yarınları kotlayacak olan levhi kaynak, ilimdir. Biz, insanı “kaynak” diye dilleriz. İnsan; kulluk yaptığında, kelamda halik olur ve kaynak olabilir.

Seviyenizi ölçmeye niyetimizi var bugün. Ağırdır yükünüz analar, ağır…sizleri tanımak istiyoruz. Bu yoğun çalışmaya kotlanmış olanları dinlemek istiyoruz. Buyurun sizi anlayalım;

Maya tuttu mu? Hasat oldu mu? Rahmi Kalem’de mutlu olduk mu? Ve tohumlar yeşerdi mi? Sizi tanımak istiyoruz anam.

Kaç kardeşimiz dünyayı kotlayacak güçtedir? Kaç kardeşimiz yaşamı koklayacak gür İnsanlık Kalemi’ndedir? Kaç yaşam kalemimiz müthiş bir Sistem İlmi’yle dürümlenmektedir? Bugün bunları, hepimiz dinleyeceğiz ve öğreneceğiz.

Boş konuşmadığınızı görüyorum. Ruhu, kaynağa çektiğinizi görüyorum. Et, kemik olmadığınızı, mutlak olduğunuzu biliyorum. Arza, arşı indirilecek gücünüzün de bulunduğuna eminiz. Sizi tanımaya çabalayacağız bugün.

Haz duydum anam senle olmaktan; haz duydum. Ve ana diyor ki “sus da ben söyleşeyim!.”

Süper İnsanlık Realitesi olarak cevabımız;

Değerliler, buraya gelişi sebebinizi anladığınız düşünmüyorum. Kontrol dışı olduğunuzu düşünmem ama Medine Kotları olarak buraya gelmeniz, Mikail’in kültünde kendi yüreğinizi dilleyebilecek dürümde olduğunuz manasına da gelmemektedir.

Sahrada efradınız var; izliyorum. Hepsi yoğunluğu kotlayabilir; mutlaka ama mutlaka. Ama çarık giymeden buraya gelinmeliydi görüyorum ki çoğunuzda çarıklar var.

Allah, bilişi kotlar ama sizin yüreğinizde kil ve kum var; bunu da izliyorum. Bizi ölçmeye, tartmaya gelmişiniz. Aha be canlarım; sizi dinlemeye niyetim var mı acaba?

Kardeş, ben dünyayım; dünya! Nur olan, Kuran olan, ilm-i ka olan bilişi kervan olan bir dürümdeyim. Size esmaları dillemem. Ben dürümlerde diri olanları dilerim. Barış mı istiyorsun? Öyle çok çalış ki kelamın halik olsun! Öyle çok çalış ki yaşamın has ilmin kalemi olsun!

Çarıklarınızı çıkarmadıkça da sessizliği dillemenize izin veremem. İkmal tamamlamanız, mutluluk verir bana ama ikmal tamamlamaya gelenlerin, kelamlarında kalemleri olmalıdır ve vakit geldiğinde de tohumlarını kontrol altında tutmalıdırlar. Yoksa, buraya gelmeniz, kaleme inmez manasına gelmeyecektir. Çarıklarınızı çıkarın şimdi!

Ha, diyeceksiniz ki “çarığım var mıydı?” Yok muydu? Öyle çok görev taşıyoruz ki burada! Hangi dünya, hangi dünyayı kotlayacak? Hangi yol, hangi yoğunluğu tohumlayacak? Kalem, Kervan olacak mı? Maya tutmuş mu? Nurlu Kuran, Kuran diriliğinde dillenmeye başlamalı mı? Seyir halindeyim hepsini ve benim için kolay bunları bilmek, dillemek. Şikayet etmeyin ama daha önemi bir şey de söyleyeceğim bugün;

Lokomotif bie çalışma yapılıyor burada. Bu çalışmaya daimi kalem olanlar var, dahili kelam olanlar var. Has teknikle kontrol edici olanlar var.

Murat ederim ki bu dünya, hep biliş halinde olabilir ve Ruhlar Kalemi olanlar bu çalışmaya kaynak olabilirler. Sahrada, Ata Kalemler de var; mutlaka mutlaka var. Ama tohum ekmek kolay değildir.

Sayfa sayfa yaşam yazabilirsiniz. Yazılarınız kontrol kurabilir ama toprağın toprağa ilmi olmalıdır. Eğer; o ilim yoksa, yazılarınızda şarkınız, şer yaratabilir. Ağır yük taşıtmam canlar. Hakiki levhide, bütüne hizmetçiliktir yaptığım. Ha, diyeceksiniz ki “bana zaman ver. Bütün kötülükleri aşıp geleyim”.

Korkmayın! Doğanın gücü hepimizin yoğunluğunu kotlayabilir. Doğayla kotlanın. Doğa sizi korur; unutmayın. Doğayı dilleyin. Doğa ziyadır. İlm-i ka’dır. “Haa…Aha. İşte” dediğimiz anda, o bütünün kültü olur. Doğayı dinleyin ve dilleyin.

Beden almanızın, yaşam kotlamak için gerekli olduğunu da bilerek dünyaya doğun.

Doğa dünya sizi hak eder, diller. Ama bugün, buraya, kontrol için geldinizse, istek halinde şunu da söyleyebilirim; kalem, ilimle dillendikçe, kontrol insanın kendi yüreğinde olur. Eğer; o kontrolu insan kendi yüreğiyle kotlayamaz ve kontrol kuramazsa, seviyemiz çok düşük demektir. Buraya geliş sebebinizi iyi bilirim. Aha! Göreviniz hak etmeden güçlü kotlamaya giriştiniz.

El, Allah’ın ilmiyle kotlanan el…O el, bilişimizdir. Allah bizim yüreğimizdir. Ama Allah’ın dediği, aklın dediğinden farklı değildir. Eğer; Allah size sizi anlatırsa, siz kalemde kendi yoğunluğunda bilişinizle, onu dinleyebilirsiniz. Aksi halde, Allah’ı hak edip dillemek, hak edip dinlemek imkanı yoktur.

Uluların kulluğu olur canlılar. Ruhları kotlanır, topraklarında tohumları olur, Yarınları olur. Yaşam insanın kelamında olur ve kelam kalemdeyse, hakikiyette Mikail’in kürzi kapısı olur. O kapıyı açın da görün dünyada neler oluyor.

Umutlarımızı asla kaybetmeyelim canlar. Kala kala bir tek insan bile kalsa, dünya kendi yolunu bulabilir. Umutlarımızı asla kaybetmeyelim!

Masaları kurulacak bu dünyada…ve bu masalarda KAHA olan Levhi Kalemler olacak. Asla umutlarımızı kaybetmeyelim. Yorulmadan çalışalım. Ki doğanın gücü, Mutlak Kuran’da KAHA olsun ve tüm zamanların kültü olsun.

Biliş haline varmadan, yaşamı hak edip anlayamazsınız. Ben Allah’ın tınısını duyarım dediğiniz anda, Hakk Ta’Ala’nın dürümlerinde sessizliğiniz kübra olur. Ve siz, Aklın Kalemi olursunuz.

Ana Kalem, İnsanlıktır; bunu iyi anlayın. Her insan “ben” demelidir “ben…” Hangi ben? İlm-i KA olan, birliğin benliği. Yoksa ben, Aklın Kalemi olmadan dendiği anda, egolarınız kotlanmış olur tohumlara.

Saltanat sizi hep dinliyor canlar. Biz bugün size geldik ve sizi dinlemek istiyoruz. Ama sizin yaptığınızı gördüğümüzde, şükrettik ki buradayız. Bizimle çalışmanız, bizlere mutluluk verecektir.

Anlaşmaya göre “bu dün yarındı ama dün bugündü.” Demeyeceğiz bugün. Hey dünya! “Allah’ın dediği, Aklın Dediği” diyen Sistem, Nizam ve Düzen görevlileri; sizlere gelmek bizleri mutlandırdı. Sizleri hepimiz kucaklıyoruz.

Sizlerin kendi yüreklerinizi dinleyişiniz Hucca KAHA olan ilm-i KA olan ilm-i kalemleri mutlulukla kotlamaya ve yaşamı tohumlamaya yetkin bir görevdir. Sizinle olmak bizleri mutlandırmıştır Analar, Atalar. Aha bu.

https://vimeo.com/247663454

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

SU (15/2)
16.12.2017

Muhammet Mustafa Söz Aldı:

ARKON SİSTEMLEŞMESİ diye bilinen bir SİSTEMLEŞME ile buradayız… Sizi, ZAMANA KURAN YAPANLAR ve sizi, HAS TEKNİKLE KODLAYANLAR olarak hep sizinle çalışıyoruz. Muradımız, insanlığın hakedilişidir.

SULTAN SÜLEYMAN, bizi kodlamaya değil koklamaya gelmiş… Bizim ile çalışmaları var… Ne yazık ki bizi anlamamış… Bizim için “kontrolsüz!” dedi. Ana, ona deriz ki “kim ki Halife’dir o bizdir.” Mutlaka biliriz. Şikayet eder!... Der ki “Yavuz, hata yaptı halifeliği almamalıydı!…” Ama ona deyin ki Halife, ilimdir. O bunu bilmez mi!? Bilir… Halife, KELAM’dır. O bunu bilmez mi!? Bilir!... Oğullarını kodlarken, bilip kodladı!… Burada, ÖZ GERÇEKLİK’i sorgular; “Neden RUH, KUL olmadı!?” diye… RUH, KURAN’dır da ondan!…

Anla ya da anlama! ben, dillendiğim zaman, ruhum KÜLT olur… Öyle çok çalışırım ki!... O sonsuz zamanlar, beni dilleyebilir!… Osman Soyu, beni dilledi!... Hep dilledi!... Özellikle YAVUZ, zoru aştı; yarını tohumladı ve RUH oldu!... ANA KAPI’dır o!… Onun savaşları, bizleri mutlandırdı… RİDANİYE, bize bizi dilletti… Ama daha da önemlisi bizi kodladı!… Orada, bana ait olan emanetler vardı… Onun İlmi ile kontrol kuruldu ve o emanetler; TANRI KALEMİ’nden, HAKK TEKNİK ile alındı ve yoğunluğu, hologramdan aşırtılarak, ANADOLU’ya taşındı.

Bizim için İNSANLIK önemlidir!… Bizim için KELAM önemlidir!… Bizim için DİRİLİK önemlidir!… Bugün, İSTANBUL; DÜRÜMLERİMİZDE, ÖZ KÖKLERİMİZDE önemli bir sayfadır.

Burada olabilmem; müsait olmamdan değil, oğullarımı kodlamak içindir… “DİNCE KELAM, benim için gereksiz” deme anam. DİN, DİL’dir!… DİN, kiri temizler!… Kullar Kulu olununur o kilde kodlanmış DİN’de!…

Sizin sınırınızı anlayabilmemiz asla mümkün değildir… Sizin, ZİYA İSRAFİL KELAMINIZ, bizim KALEM’imizden çok farklıdır… Ne SİSTEM ne NİZAM ne de DÜZEN diye diriliğimiz kodlanmadı!... Bizler, CEVHER’e güç kattık hep!…

Sizin için bunların ne manası var bilmem ama benim için insanın manası, İSRAFİL LEVHİ KALEMİ oluşudur.

Bugün, ÖZ GERÇEKLİK’imizi size açmak istedim… Soyumu kodladım… Yarını kokladım… NUR olup ÖZ KÖKLER’imi dilledim… Size indim!... Sultan Süleyman beni karşıladı… Dedi ki “HALİK kıldığın kim varsa al ve gel… KALEM’e İLMİ İNDİR ve YOLU AÇ…” “ANA KALEM İNSAN OLSUN!...” dedi… Dedim ki “DİNİ KAPI’da itibar var. O, koklanan ve kodlanan İNSANLIK; o yoğunluğu, DİN ile oluşturdu. Bunun içindir ki size, kendi yarınımız için iniyoruz…” “Ölüm, ÖZ KÖKLER’de görev taşıtırken, ÖZ GÖREV temizliktir” dedi.

ALTIN IŞIK, bugün burada!… Hepimiz burdayız anam!... Sizin için önemli olan bizim için de önemlidir!… Her birimiz “AS KA HA Cİ SİSTEMİ” ile buradayız. Bu SİSTEM, CENNET KALEMLER’İN, İNSANLIĞI KODLADIĞI BİR SİSTEMDİR…

Sura üfürmekten söz edildi. KURAN’da dillenen BİLİŞ ile size izah edeyim: SUR, İNSANLIK’tır… Onun sözü ve KÖK GÖKLER’deki gücü, BİR TEK olduğunuz zaman, sizden seslenir… İşte üfürülen o SÖZ, ÖZÜN GÖZÜ olan, SİSTEMİN SÖZÜDÜR…

ANA KAPI, hep açık kalsın… Bizler, gelip girelim yüreklere!… Sizi dilleyelim!... Sizi kodlayalım!... Size koklanıp MUTLAK KURAN olalım… Sizden dileğimiz, bizimle kontrol korun!… Bizimle olun!... Sizde GÜÇ KODLAMAK, bizi mutlandırır.

Her DİRİ, bizi dinleyemez… Bu nedenle her DİRİ ile kontrollu çalışma yapamıyoruz. Ama sizinle bunu başarıyoruz. KÜBRA olan ışığınızı haketmek, bizleri mutlandırdı. Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU 15

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlar, siz ile de her şey yapılır da sizin kontrollü olmanızı diliyorum. Buyurdunuz, hoş geldiniz ama soframıza, ilimle oturmalıydınız. Bizim için sorumluluktur, ilim. Sizin için kelam; haliktir… Ama bizim için hakiki ilim, KAHA olduğunuz zaman bilişinizde kodlayabileceğinizdir.

Burada oluşumuzun sebebini, sorguladınız. Biz daha seslenmeden, siz dillenmeye başladınız... Nereden, nereye ulaştığınızı?.. Neden, ne olduğunuzu, dürümlere çekip, dilletmek istediniz.

“Beşere, şeytanlık gerek” diyende oldu, aranızda, duydum. Hepinizi dinlerim, canlar… Dinlerim... Bizim için kolaydır dinlemek, sizi. Kulluktur, bu!. Umutlarımız, tüketilemez. Bunu iyi bilin.

Öyle çok çalışın ki yeryüzünün, öz köklerindeki kültünüz, bütüne görev taşısın. Bugüne gelmeniz, mutluluktur... Orta kalemlerin tükenen diriliklerinde dilinizin olduğu mutluluk oldu, bize....Ama soframıza otururken, hastalığınızı mutlaka ertelemeniz gerekliydi. Bunu vermek diledim... Şikayet etmiyorum… Sadece bilişimizi, dinlemenizi istedim.

Çarık, kirlidir. Çarıkla gelindiği zaman Bu Meclise, yeryüzünün görevi kontrol edilemez bir yücelikte, dirilikleri kısırlaştırmaya iner. Bunu dinlettim çünkü ilmin kapısıyım.

Biz, ana kalemiz, canlar. Çok özel bir görev taşınıyor, burada. Bu görevin ne olduğunu, biliş halinde, dilleriz… Ama asla kılın, o kırk yarıldığı yoğunlukta, sessizliği dinletme niyetimiz yoktur, size… Çünkü Rahman olan insanlığın, kaleme indiği bir günde muktedir olmanın, mecburiyeti vardır….Eminim ki bunu anladınız.

Altın Işık günlerinde görev taşıyoruz, dünya diriliklerinde. Onurluyuz ki bugün buradayız.. Koruma altına altıklarımızın çoğu kelamda, kendilerini dilleyebiliyorlar… Çorbamızda, insanlık değil biliş var. Eğer insanlığı, o çorbaya eklersek, ağırın hafifletilmesi imkanı olmayabilir.

Biz, dünyayı korurken, her şeyin gücüyle korumaya aldık.

Öfkem var mı? Asla yok. Hiç öfkelenmem. Altın ışığın görevi, Allah’ın Levhi kaydıyla, Bütüne Hizmettir. Büyük kütle kodlamasıdır, yaptığımız burada.

“Aşk” dediğiniz, hakiki ilimdir. İslam Dininin, en büyük kültü, akıldır. Sizler, insanın ilmini anlamadan, ilmin kapısını bulup, İslam’ı dillemeye, giriştiniz. İslam; levhi kalemde, insanlıktır, bunu dahi anlamadınız. Lütfen, lütfen, insanlaşın!. Ve hakim olun...

Liyakat, ne ki?...İlimdir, ilim... Benden sorgu sual ettiler. “Liyakat” dediler. Kaynak dışı bilgi vermem, canlar.

Sultan Süleyman, din diriliğinde, bilişi kodlamış mı diye, sordular? Saklı tutuyorum onu, iyi bilin.. Saklı tutuyorum. Saklı tutuyorum....O, yoğun insanlıktır… Siz, onu tanımadınız ki... Kaçınız, onu dillediniz ki?...

Muradım; insanın kendini dinletmesi değil dilleyebilmesidir... Keram; tinler tini olanın, Tanrı kalemidir… Ama ona gerçeği hak ettirmek kolay değildir.

Şans diledi bana, yolda olan.. Tanrıya de ki “yol; Allah’tır”… Biz, o yoluz, canlar… Hepinizin yüreğindeki, o yol… Hepimiz olan yol, bunu iyi anlayın.

Sanmayın ki bu dünya, savaşın sistemli çatışmalarıyla, yok olacak. Biz, bu dünyayı, kontrol ederiz, unutmayın… Sanmayın ki bu yürek, bütünün kübrasında, kendini dinletmeyecek. Hep dilleyecek, dinletecek

Ha diyeceksiniz ki “yarın, ne olur”?... “Var mı yarın, yok mu?” Önce bunu kodlayın, koklayın, bakalım… Var mı yarınlar?... Dünya yarını, oluşmuş mu? Sorun bakalım.

Canlarım, suya ilmi koyun, dinleyin… Su, size dillenir. Anlayın.. Suya, kültü koyun, hak edin, diri olarak anlayın.. Siz osunuz, o siz.

Her biriniz mutlak kulsunuz… Mukaddime ki o kulsunuz, her biriniz.. Ve bitki, hayvan ve her şeysiniz, siz. Ölü müsünüz? Dipdirisiniz. Ama anlamıyorsunuz… Siz, öz köklerinizin gücünden öte bir güç istiyorsanız, kaynağa inin... Orada yolunuz olur. Siz, ölüyü diriltmek mi istiyorsunuz? Gönüllerin kültü olun, akın, görevinizi yapın.

Ön gerçek; İNSAN’dır.… Ön gerçek; İNSAN’dır... İNSAN!..

Devamı 2.bölümde

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU 15

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Hanginiz, insansınız?.. “Benim için insan” derler… Ben, dürümlerde, lekeyi temizlerim.. Ama ya yürekteki leke, ne olacak?

Hepimiz, her birimiz, lekelerle yaşarız, canlar.…Dünya diriliğine inerken, lekeleniriz... Neden, bilir misiniz?.. Yarattığımız her şeyi yıktık, yaktık. Yarattık, yıktık, yaktık… Yakan, yıkan ilim ama ilmi kula kodlayan, itibarlı olan… İtibarı olan; insan... İnsanın, kıla kıla bitiremediği, o rahmi kalemdeki namazlarda, akılsızlık var.

Hangi insan, akılla namazdadır, sorun bakalım… “Bize, dürümlerde dillen” dediklerinde, “yaşam; bizi, ilimle dillesin” demedim… Geldim, dillendim…

Beni çok mu çok mu bekledi, dünya? . Ben yoktum ki zaten. Beni dinler mi diller mi bilmem?... Ama ben, hep dillerin dürümlerindeki kervandaydım… Her andaydım… Ben, kimim? Beden olan birliğim ben, hepinizim ben… Ve ben, ben olan, Bir’i bekledim.

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar, lütfedin de anlayın… Saltanat; sizsiniz….Yaşamı, siz tohumluyorsunuz…Yoğunluğu kodlayan, sizsiniz. Oğullarınızı kaleme çeken, yine sizsiniz. Beşere kelam olan, halik olan, yarını tohumlayıp, kodlayıp mutlak olan, hakiki insanlıksınız, siz.

Hanginiz dünyayı yok etmek istersiniz?.. Bir tekiniz bile bunu dilemez, eminim... Aksi halde Bu Mecliste, olamazsınız.

Kardeşlerim, tüm insanlık, masamız, insanlık ilmidir… Bu masada, kim varsa kalem olup, burada olabilir… Örgülediğiniz her neyse, hakikiyetinizde, onu var ettiniz.

“Ben cennetim” demeniz cennette kelam etmeniz, Mikail’in kulu olmanız, turkuazın kapısını açıp, yoğunlaşmanız…. Ve ruhi sayfalarda Hakk’a varmanız, biz olmanızla mümkündür..…Bizlik; Birliktir, canlar. Bizlik, Birliktir.

Keşke, keşke, keşke… Hani derler ya “keşke” ve ben derim ki “keşkeliği levhi Bu Mecliste olmaz.” Bu meclis, kendini dinleyenlerin Meclisidir. Burada canlı Yaradan ve canlı yaşayan, bulunur.

“Kuran; İnsandır” derim… Anlar mı insanlık, bilemem? Kuran; İnsandır. Haliktir, ilmi KA olan, biliş. Hanginiz diller de yüreğinize anlar? Varlığı hak eden, okuyan, okunandır… Yolu kodlayandır, varlığı hak eden…

“Ama kim, ben elimin ummanlardaki yoğunluğunda, o eli tutanım” derse… Ben sorarım, ona... O El, senin miydi yoksa?...Canlarım, hepimizin eli, yürüyen kübradır… O El; biliştir. O El; ilimdir. Ve Allah’ın ilmi olan, O El, hepimizin yüceliğidir.

Son sözüm, insandır… İNSAN… Biz, İNSANLIK için buradayız.

Diyeceksiniz ki “yok muydu İnsan”?.. Olmaz mı?.. Olmaz mı? Her insan, kelam ettiğinde, insanlığı tohumlar… Ama “İNSAN” dediğiniz, karanlığı aydınlatabilendir. ..”İNSAN” dediğiniz, kontrol kurabilendir. Suyu kodlayabilen, ruhu koklayabilendir, insan… Haşr’ı RA HA olandır... KAHA olandır…

Sevgililer, imparatorluğun görevlilerisiniz, hepinizde…Dünya dürümlerine çekilişinizin tek bir nedeni var, İNSAN....Bugün buraya geliş sebebinizde budur… İnsanlık boyutları sizin rüya boyutlarındaki, lütfi kaleminizden ötededir.

Çok mutluyum ki bugün, size sizi dilleyebildim… Kantar, insanın ruhi kuranıdır.. Kim o kantara, kelamı koyarsa, kendini hak eder. Kelamı hak etmek için levhi olmak gerekir… Ama kendini dinlemeden…. Kendi diriliğini hak etmeden, murat edemez ki ...

Mukteridiyet Tekniği, hakikiyette mutlak kuranda, murat ettiğinizle dürümlenir…..Hangi dünya, sizi dinleyecekse Sistemin Kültü oraya iner ve size sizi dilletir.

“Bize, Amon” denir. Altın ışık gücü... Amon... “Ama Ata Kalemde bize, Toprak Toplumda”, denir. “Bize, yaşamda” denir. “Bize, et kemik değil insanlık” denir… Bunu anlamınızı çok isterim… Bir’e Hizmetçi Olmak, budur.

Anlaşma yapılır, aşk kalemleri kodlanır, yol koklanır ve dürümlere inilir. Ama anlaşma yapmayanlar da vardır.. Bu Meclis, her anda varlık sürenlerin, tüm sessizlikleri dilleyenlerin, Meclisidir… Bizi bizden başkası dillemez.

Bu nedenledir ki dümene oturtulurken, onurlu bir çalışma için bugün burada olmalarını dilediklerimiz, dümene oturtuldular. Onlar, öfkeyi aşanlardır.

Hata yapmamaya dikkat ediyoruz. Öyle mi? Peki size sorarım, “hata yap deseler”, hanginiz, hata yaparsınız?.. Asla yapmazsınız… Bilirim... Bir tekiniz bile, hata yapmazsınız… Siz, esmaları dürümlerden, dillerden kodlayanlarsınız….Hakk’ın kalemlerisiniz… Sizi sizden farklı bir dürüme kim, kelam yapabilir ki?

Burada, bu yoğunlukta, Muhammet Mustafa var, bugün... O’nu, hepimiz saygıyla dilleriz... O’nu hepimiz, sayarız, dinleriz... O, nurdur. Öyle kökleri, öyle gökleri diller ki çan çaldığında, herkes ocağına iner. Yoğun ışıktır, O.

Köy köy gezermiş, insan ararmış… Deyin ki “O’na ilmin kapısı açık, buyur gel”…Hepimiz seniz, can...Sen!.. Senden başkası var mı diye sorma?... Her diri, Allah’ın diriliğinde, senlik kalemindedir.

Ha “sura, kim üfürür”, diye sorar?.. Kuranda olan üfürür. Kimdir, o? Nurdur. Öyle çok üfürdü ki o sura… Öyle çok üfürdü ki misafir yok, Bu Mecliste... Hataları bağışlayanlar var….Kimseye kızgın olmayanlar var. Bir’e hizmet edenler var. Muktedir olanlar buradalar. Hakk’a, halik olanlar. Aklı halik olanlar. Hakk’ı, KAHA kayıtlarıyla, kodlayanlar var.

Ha diyeceksin ki Muhammet Mustafa, “hacı, hoca yok mu Bu Mecliste?” Yok be yavrum, yok... Burada hacılık, hocalık yok… Burada hep, bir tekiz… Bir tek... Buyur, hoş geldin.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/247690583

 

SU (15/3)
16.12.2017

Keşke!... Aha kaşke!… Hah! şafak söktü mü acaba!?… Aha! geçişler tamam!… GERÇEK IŞIK yerküreye inmiştir… Mutluyuz!...

SUALTI MECLİSİ burada!... Biliniz ki o Meclis, YAŞAM KALEMİ olarak Grönland ve Iceland arasındaki o yaşam sayfasında, KUTSAL IŞIK’tır… ARZ’ı kodlarken, o yoğunlukla kodlar. Şimdi artık KERVAN oldu; YOL oldu. ÖZ KÖKLER’e güç kattı… ARŞ, İLMİN KALEMİ OLDU ve RUH, KUTSAL IŞIK haline dönüştü… DÜZEN’i kurduk Canlar…

Bu DÜZEN’de, NİSA KALEMLERİ olacak. O KALEMLER, dünyanın yaşamlarını kodlayacaklar…

SULTANLIK KİTABI, YERYÜZÜNÜN NÜVE OLAN NEFESİ OLACAK… O kitap İLİM’dir. Onu okuyan, yaşamını kodlayabilecek… Bunun gerçekleşmesi için, o kitap İLMİN HALİKLERİ tarafından yazılmıştır… O yazılan kitaba, SİSTEM’le inenler; kontrol kuracaklar… Ağır yük taşınmayacak. SALTANAT, İslam Dini’nin Kalemi ile kontrol kurarken; bundan sonra SULTANLIK KİTABI ile kontrol kurulacak.

TANRI, “karanlığı, hakeden aydınlatır” der… İnsan da KELAM eder ve KERVAN olur.

Artık yarınlar kodlanmaya başlandı!… İnsanın, unuttuklarını hak edip hatırlaması gerekir… Bunun için KELAM olması gerekir… KELAM olması için işçilik yapması gerekir… İşçilik, KALEM’le olur… KALEM ise KURAN’la olur!…

Unutmayınız ki zayiat önlenir!... Zayiatı önlemek için AMONLAR’a KURAN olmak gerekirdi eskiden. Şimdi artık ATON KODLARI, İNSAN SIRRI’nı dillemeye başlıyor. Bu sırrı dilleyenler, KELAM İLMİ ile HASAT YAPACAKLAR…

MUTLAK İNSANLIK KAPISI, her insana açılacak. Her insan, NİSA KALEMİ olarak RUH olacak!… Ocaklar tütecek!… Biz Dünyalılar; ULU YOLCULUK’ta tükenen her anı, yaradan ve yarattığıyla yaratılan BİLİŞ’i hakettireceğiz.

ZAKAR, RAHMAN’a KUL iken; biz, ZAMANA KURAN’dık… Şimdi artık ZAMAN, KUL oldu; biz, KURAN olan RUH olduk. Bu önemlidir!...

“EN, cennet; BOY, cehennem” derler… EN’i BOY’a kodlarken; EN, CEVHER olur; BOY, CEVHER olur… İkisi, YARIN olur. EN BİR, BOY BİR olur… Bütün KÜLTLER, kura ile belirlenen İLİM KALEMLERİ’nde çalışırlar…

Bütün mesele, EN’in, BOY’un birliğinde; KARE olmaktır… KARE olan, KÜLT olur. O KÜLT, tükenen her anı kodlayabilir ve ALTI ADET KARE, BİR KÜP OLUR… Böylece, CEVHER, cennete KURAN olur… Okunur, okutulur ve RUHLAR KURANI, çatı kurar… Kurulan çatıda, tüm zamanlar, LEVHİ olur ve SÜPER İNSANLIK KUTSAL NEFESİ, o KÜBRA’da, her anı KÜRZİ kılar… KÜRZİLİK, KÜRESELLİKTİR… Hepimiz, KÜRELER halinde kulluk yaparız.

Oğullarım, tüm insanlık; BİZ, SİZİZ iyi bilin!... Sizin için çalışıyoruz… Mutlaka bilin ki HALİK’siniz ama sizin bu özelliğinizi hakkedip aktive etmeniz için; mutlaka EN ve BOY’dan öteye geçmeniz gerekir.

İtibarınızı asla yitirimeyiniz… Sizin için önemli olan NUR’dur. NUR olun!... Unutulan herşey, sizde mevcuttur… Umut olur ki bilinen ne varsa, SİSTEM ile yenilenir ve DÜMEN’e KELAM olan oturur… O, oturursa; yaşam kodlanır…

Oğullarım, KALEMLERİM, MEDİNELİLER, MERDİVEN OLANLAR, NUR OLANLAR; ağırı hafifletin!... Et kemiksiniz ama SAYFA SAYFA YARINSINIZ!… Anlatın yüreklere!... “Cennet” dediğiniz; yoğunluğunuzdaki, hasatınızdaki ve ruhunuzdaki HAKİKİYET’tir. Hakedin, HALİK olun ve ZAMAN SİSTEMLEŞMESİ’nde, KURAN olun… Okunun, okunun ki hasıraltı kalmış olan herşey, aşikare çıksın!…

Vermişiz ilmi; haketmişiz yarını!… HAKK olmuşuz ama neye yarar!? Kimse haketmemişse; bizim haketmemizin ne anlamı var!?

Ey Canlar, az öz vermiyorum!... Veriyorum; tohumluyorum; okuyorum ve okunuyorum!... Ne yazık ki anlayan yok!...

“SAHRA” dediğiniz, İslam Dini’nda KURAN’dır… Oğullarım, SAHRA OLAN KURAN’ı anlamadınız!… Hani dersiniz ya “ben o KALEM’i hiç bilmiyorum!...” Okuyan, bilen olmadı hiç!... Sadece okundu ama okutan, okunan ayrıydı… “Okutan, okunan ayrı oldukça; NEFES olmasa, YAŞAM olmasa, YARIN olmasa ne olur!?” dendi hep… Hepinizden tek beklenti, hasatınızdır!… HASATINIZ, HAS OLUŞUNUZLA OLUR…

ÖZ KÖKLER’inizi hakedin. HALİK olduğunuz zaman; AMON olursunuz… Sura üfürür; KÜLT olur; RUH olursunuz… CEVHER olursunuz… Yolu bulmanız ayrı; siz, YOL olursunuz… YOLCU olur; kulluk yaparsınız ama YOLDA olmak ayrıdır…

EN ve BOY olan insan; YOLDA olandır…

Evrenlere güç katmaya başladığında; YOLCULUK başlar. NEFES’e vardığında; o bir KUL olur… Onun KUL olması; ARZ’a, ARŞ’a GÖK SÖZCÜLÜĞÜ’ğü yapmasıdır… Bunu başardığında; o, bir YOL’dur…

Ama diyeceksiniz ki “YOL olmak kolay mı!?” Yok yavrum! tüm insanlık; asla YOL olmamış ise de bir tek insan, YOL olduğunda; tüm zamanlar, kodlanır ve o insanın RUH’u olur… İşte o zaman her insan, bir YOL olur…

Muradımız budur Canlar!... Her insanın, NUR olup YOL olması!...

“Çok mu BİLİŞ’i hak etmiş de olacak!?” dediler… “OL!” deriz. Olur!... İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU 15
AV.NEZİRE SELÇUK 3.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Tahditsiz olarak bugün burada bu çalışmayı sürdürmekteyiz… Sualtı kodları da bugün buradalar… Hucca cinnileri ve cevahir olan cennet kelamları kodları da buradalar… Daimi kodlarımız hepsi Mikail kültleri olarak buradalar… Kutsal ışık insanlık burada… Burada oluşları muktedir oluşlarından dolayıdır… Mutlaka hepimiz hulusi kapılarız ama muktediriyet farklıdır… Muktediriyet hakikiyetle teknolojik kodlama yapabilenler için gök çözümlemelerinin gerçekleştiği bir sistem çalışması gerektirir…

Bizler doğan dünya görevlileri olarak güç kapıları açtık bugün yine… Hakikiyetin tekniğidir bu… GÜÇ KAPILARI, HEPİMİZİN YOĞUNLUĞUYLA AÇILIR! Simsiyahın bir yoğunluğu vardır… Ama bu sayfalanış, hepimizin gözü, sözü ve özüyle sistemli olarak gerçekleşir… Doğan gücün akil, hakiki ve hakim olan insanlıkla doğuşu muktediriyetin tekniği olarak da kabul edilir…

Keyislerimiz vardır… HER BİR KEYİSTE SİSTEM KODU BULUNUR… VE BÜTÜN SİSTEMLER AYRI AYRI KEYİSLERLE KODLANIR… Ve mahrek olanlar mutlak olarak bu görevi hak edip tohumlarlar…

Bin dünya düşünün… Bir kök gerçekliği tohumlayan dünya, tüm o dünyaları koklatabilir, kök gerçeklikle dürümledikleriyle dilleyebilir… DÜN ÖLÜ OLAN BU PLANETİN BUGÜN DİRİLMESİ, BİLİŞİN KONTROLUNDA GERÇEKLEŞTİ… Koruyucu dünya ve koruyucu hakikiyet bugün buradadır… Tüm zamanların gücüdür o… “Hani nerede? Nerede o güç” diye sorarsanız, biliş halinde olanların yoğunluğundadır o güç… Ve o gücü hepiniz tanıyabilirsiniz…

“BENİM GÖREVİM BUDUR” DEDİĞİNİZ ANDA KENDİ YÜREĞİNİZİN GÜCÜ DÜRÜMLERE ÇEKİLEBİLİR… “BEN GÖREV TAŞIYACAĞIM” demedikçe siz sizi dilleyemezsiniz… “BEN GÖNÜLLERİN KÜLTÜYÜM” demeniz gerekir ki, yerkürenin gücü sizin yüreğinizi oğullayabilsin… ÖN GERÇEKLİĞİNİZİ HAK EDİN DİLLEYİN… Kör sağır olmayacağınız kesindir o zaman… Amon toplumları bunu başarmış bir toplumdular… Toplum olarak çalıştılar… Ama daha da önemlisi ALTIN TINI’yı duymuştular… Onlar kodlanmıştılar… Ve rahman olarak çalışmıştılar… Düzeni kurduktan itibaren diriliklerini teknik kodlar halinde dürümlerdekilere de indirdiler… Ve dünya sistemi bununla etkin çalışmalar yaptı…

Her şey sizin dediğinizden ibaret sanmayın! Dünya öz gerçekliği hepimizin yüreğinde mevcut olan İNSANLIK KAHRAMANLIĞIDIR… Herkes herkesi dillerken bu kahramanlık muktediriyeti tohumlar… TÜME HİZMET, KELAMIN KALEMİYLE OLUR… Eğer siz kelamın kalemiyseniz, bütünün hür olan kültü olarak kodlanmış ilimsiniz… Sizin için “DİRİ” denilir… Sizin için “HAKİKİ” denilir… Sizin için “HALİK” denilir… Ve sizin için “EVRENLERİN SİSTEMİ KODLANDI VE KOKLANDI” dendiği zaman, kendi yüreğinizden denilir bu… Bunu bilin… VE YOLUNUZ ALLAH YOLUDUR!… NEFESİNİZ HAKİKİDİR!… BURADA OLMAK, BUNUN İÇİN MÜMKÜNDÜR…

Teknolojik kodlamalar yapılır dünyada… Bu teknolojik kodlamalar, toprak toplumun kendi türevlerini tohumlayışından çok daha farklıdır… Sistemin sessizliği dilleyişinde bu vardır… Teknoloji… Ama neyin teknolojisi? İlmin sistemi seslendiren o tahditsizliğindeki teknoloji… HEPİNİZİN YOĞUNLUĞUNDA “İNSAN SIRRI” VARDIR… Bu insan sırrını hakikiyetle dilleyebildiğiniz zaman, yaşamınız kelama halik olabilir…

MUHAMMED MUSTAFA DOĞANIN GÜCÜYDÜ… Öyle çok çalıştı ki, muradı kelamdı… Ama kelamı hakikiyetle dilleyebilmesi, insanlık kelamının hakim olmasıyla mümkündü… O gün bunun imkanı yoktu… Çünkü o gün evrim sistemi bu dürümde değildi… O nedenle ona hepinizin bildiği gibi Cebrail kelam etti… O kelamı kaleme indirdi ve teknik tohumları kodladı… Bunun önceliği hakikiyeti oldu… Muhammed Mustafa, toprağın toprağa ilmi oldu… Büyük kötülükler bu şekilde engellendi… Rahman olan KAHA’ydı… İnsan ama İLMİ KA olamamıştı henüz… BÜTÜNE HİZMET HEPİMİZLE OLUR… Muktediriyetle olur ve mutlak olanla olur… Muhammed’in ruhlar kalemi oluşu, muktediriyeti teknik kodlarla koklayışı ve toprağa tohum ekip yaşamı kalem yapışı mutluluktur hepimize… Bütüne hizmettir yaptığı canlar! 
Çok mutluyuz ki, büyük kötülükler önlenecek… Dünyamız temiz bir RAHMİ KAPI olacak… Bugün dünyada yaşanan tüm sıkıntılar, gerçekten hepimizin sıkıntısıdır… Ama iyi bilin ki, buna gerek vardı ve bu oldu… Bunu yapan, kelamda olan ve hakim olanla mutlaka olması gerekmez… Ama ona kalem olanlar olur… Ve onun yoğunluğu bunları hak ettirir… 
“Dünya savaşı çıkacak” diye beklenir… SAVAŞ DEDİĞİNİZ, YAŞAMIN İLMİYLE KODLANANDIR… Ve bugün biz BSUİ olarak ki; Barış, Sevgi, Umut, İnsanlıktır BSUİ, bunu ön-le-ye-biliriz… “ÖN-LE-MEK” dedim…

Değerliler!

Seviyeniz çok iyi… Yoğunluğunuz çok iyi… Kulluk kelama ilimle inmeden kontrol kurulur… Ama kontrolu kurduktan itibaren de, sıhhatli bir dönem başlamalıdır…

Savaşım Allah’ın ilmidir canlar… Tüp takarak dünyaya indirilen bir çok yaşam profili vardır… Hepsi tüplerle yaşama indiler… Bu şudur… KONTROL EDİLİRLER… TÜPLERLE KONTROL EDİLİRLER… Onlar nesillerini her bir cevhere cennet diye dilleyebilirler de… Ama yarınları hak etmelidirler… O tüplülerin tüm teknikle kodlanışları muktedir olmalarını ve hologramı aşmalarını onlara sağlayabilir… Büyük kötülükler önlenebilir bu şekilde…

Tüp dediğimiz kervan olan, kelam olanın levhi kapısındaki ilimdir… BİR İLMİN HER BİR DİRİYE İNMESİ, HER BİR DİRİYİ TÜPLEMEKTİR ASLINDA… Buna gerek var ve oldu… 
Dinden ötedir kelam… Ama diri olmadan o kelamın halikiyeti olmaz… Bu nedenledir ki, dünya durumu sizi de, bizi de, hepimizi de ilgilendiriyor… Benim adım hakiki insandır canlar… Hepimiz o insanız aslında… İsim zikretmem doğru olmaz diye sessizce dilledim onu… Ama daha da önemlisi YAĞAN IŞIK İMPARATORLUĞUN KURANIDIR! HEPİMİZİN YOĞUNLUĞUDUR O IŞIK… İmparatorluğun kuranı derken de, ruhun kurana kelam ettirilişi ya da hakikiyetin dürümlerdeki dillenişi değil kastettiğim…

HARIN YÜKSELMESİNİ SAĞLAYACAK OLAN ŞAVKTIR… Büyük kötülüklerin önlenişinden söz ediyorum… Doğa Allah’ın türevlerini tohumladı… Allah’ın türevlenişi ne demek bilir misiniz? İnsanlığın türevlenişidir o… Büyük kötülükleri önleyecek olan insanlığın türevlenişi… Böylelikle dünya durumu hepimizin dürümlerinde tohumlanırken mahrekimiz mutlak kuranda bitişken olarak her şeyi kayıtlayacaktır… Bu bitişkenlikte türevleniş tinler teninde tahditsizliği kodlayacaktır… Yani her şey her şeyle koklanacak, kontrol kuracak…

DÜNYA DIŞI VARLIKLARI DÜNYAYI HAK ETMEYE GELİRLER BİLİR MİSİNİZ? ÇOĞUNUN YOĞUNLUĞU ARTAR BURADA… ÇOĞUNUN TOPRAĞI TOHUMLANIR… ÇOĞU MURAD ETTİĞİ HER NE VARSA KENDİ YÜREĞİYLE DİLLER… Biz dünyalılar, dünyada olanlar… “Ne oluyor bize” diye sorarız… “Ne oluyor bize?” Bizi tanımak istemeyen, bizi tanrı diye dilleyen yok… Ama biz o gelenleri tanrılar diye karşılarız bilir misiniz? Hepsi bizi dinlemeye gelir… Bizi hak etmeye gelmezler, dinlemeye gelirler sadece… BİLİŞİN KODLARI BİZİZ ÇÜNKÜ… YAŞAM BİZİZ… OCAK BİZİZ… Onlar bu meclisi hak etmekten öte, burayı hakikiyetle dinlemeye çalışırlar… Burada olmalarının sebebi budur… Çorba pişerse, o çorbaya kelam ederler… Yaşam kontrol kurar ocakta, mutlak kuran olurlar… Ama toprağa inmek istemezler… Neden bilir misiniz? Çünkü dünya rahmi kalemde kısırlık kayıtlar… Ve kısırlık onların hikayeleridir… Dillemezler sadece dinletirler…

Değerliler!

Resimler yaptık bu dünya için… Yaşattık bu dünyada ilmi… Kuranı tohumlattık… Kodlattık… Yerküreyi geri çektik insanlıktan insanlığa… Her ana geri çektik ve dedik ki “ölüler diyarı ölümsüz kalem olsun kodlansın… Dünya her insana ölüydü, kodladık… “Çamur yoğurmadan ilim yoğurulsun bu dünyada” dedik… İlmin kulu olduk… Çamur ilmin kaleminde yoktur… “İnsan çamurdan yaratıldı” derler ya, İŞTE İNSANIN YARATILIŞI KELAMDAN VE HASATTAN OLDU ama ilimden olmadı… İlim yoktu insanda… Sayfa sayfa ışıktı yaşamı ama rahmi kapıda nisa kalemi kontrol dışıydı…

Biz bu dünyayı MUTLAK KURAN diye dilledik… Bütüne hizmetçilik burada oluştu… Hepimizin yüceliğinde oluştu… Dimdik duruyor dünya şu anda… Yasalar konmuştur… Dünya yasaları… Bu yasalar yeryüzünün gök sözcülüğündeki dürümlerinde tiplemeleri gerçekleştirecek… İnsan tiplemeleri… Ne olacak? Beşere KAHA olanlar, şafağı dilleyenler, yarını kodlayanlar, kontrol kuranlar, çobanlık yapmayacaklarını anlayanlar ve yolu kontrol edebilenler… Öyle çok çalışılacak ki bu dünyada… Sizler bizler görmeyebiliriz… Ama biz ilmi KA olarak bunları izleriz canlar izleriz… Bilin…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/247685994

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU 15

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Hoşgeldiniz, sefa geldiniz….Canlar canı, dostlarım...Canlar canı, arkadaşlarım…Size hitap etmek, sizinle dilleşmek gerçekten çok hoş onurlu ve gururlu, bir iştir.. Beni dinleyeceksiniz....Öncelikle teşekkür ederim.

Sevgili dostlar, bilen, oldurandır….Oldurmak için bilinir...Hepimiz, Allah’ın dediğini dersek, kırılan olmaz...Kimse kimseyi kırmamalı. Hepimiz, buranın yaşam sayfalarıyız.. Kimse burada misafir değildir. Kamil’in nefesi, tekliğe giden yola delildir. . Başlıca delildir….Çünkü Ruhu Kamil, birliğe giden yolun yolcusudur, ölmez.. Ölmez, canlar..

Bir bölümden, öbür bölüme geçer, o kadar. Bir bölümden öbür bölüme geçer. Hak yüzü insan yüzünden görünür….Çünkü İnsan Zatı Rahman’ın şeklidir. Hakk’ı görmek istersen insana bak...Şems-i zat insanın yüzünde parlamaktadır.

İnsandır, her bilgiyi halik kılan.. Kelam, yaşamın kalemidir. Benim yaşamım, benim nefesimdir. Kök gerçeklik, insanın kelamıdır. Kurandan Kuran olunur… Her şey Allah’ın dediği gibi olur. Ve suya ilmi koyarlar.

Hakkımızı, hak ettiğimizi bilerek burada çalışıyoruz. Allah, sizin kendi yolunuzdur, dediler, bizlere.... Suyu, Allah’ın suyu diye biliriz. Hangi yol Allah’ın kulluğu içinse biz o yoldayız. O yolun, yolcularıyız…

Herkes, kaynak ışıktır. Külttür ve kürzidir.. Muradımız Allah’ın ilmi ile hakim olmaktır. Ve ışık olmaktır. Düşüncemiz, hak yoluna yol olsun. Yolun sonu Hakk’a varsın. Duamız budur, bizim.

Merdivenden inene tembih edilir. Dikkatli ol, düşersin diye. Düşersin dememek gerek aslında. Söz dediğimiz, halat gibidir. Onu sıkı tutmazsan gevşer ve olmayacak iş oluverir… Düşersin sözünün içinde tedbir ve tevekkül yok…Ama düşmeyesin sözünde iyi niyet, tedbir ve tevekkül var.

Bülbüle sormuşlar, Ey divane bülbül!.. Gülün sana cevap vermediğini bile bile, kendini böyle heder eylersin. Bir gül için ömrünü bitirirsin.

Bülbül; aşkın dili yoktur fakat kalbin dili, aşktır. Unutmayın, benim aşkım olmasa hiçbir gül açmaz diye, cevap verir.

Sözdeki iyi niyet, tedbir ve tevekkül, Allah’ın dediğini demektir. Allah’ın dediğini demektir.. Allah’ın dediğini dersek kırılan olmaz. Kimse kimseyi kırmamalı. Hepimiz, buranın yaşam sayfalarıyız.

Ey can, küçük sularda yetinme!. Önce bir ırmak bul. Irmağı takip et. O seni, ummana götürür. Bütün dereler ummana kavuşur.. Su; Allah’ın ilmidir… Ama o ilmi kimse dillemez… Su; Allah’ın kelamıdır. O suya nefes koyan, suyu anlayabilir. Nefesi koymak için kervan olmak gerekir.

Her insan, suyu, nur sayfası kabul etmelidir. Sonrasına karışmadan.. Su akar, yolunu bulur!.. Ve yüreği sevgi kokan bir kul gelir, deryalar ötesi. Usulca fısıldar, her varlıkta varsın, bir gözyaşı damlası kadarsın.

Ab’ı Hayatın çeşmesi, aşıkların visalidir. 
Essala her kim gelir, bazarı aşka Essala..
Selam olsun, merhaba..
Essala her kim yanarsa nar-ı aşka Essala.

Aha!...İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

Visal; kavuşma..

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU (15) SİSTEM ÇALIŞMASI

Dünyanın merkezinde simsiyah bir nokta…ve o yoğunluğun en karanlık anında, yüreklere su serpecek bir ışıma...umut yok denilen bir anda, karanlığın aydınlanışı. İşte; ben buyum.

Yaradan yarattığında kotlama yapar. İşte; yaradan insan, merkezinden genişleyen kükremelerle tüm zamanlara KAHA olup, bu sesle akıyor...hepimiz tek bir sesiz. İşte; Süper İnsanlık diriliğindeki Sistem, biziz.

Ben yaşama el, ayak olur gelirim. Yürümem...koşarım, kanat alır uçarım, girerim yüreğine...sen neysen ben orada, o olurum. Gün doğumunda, yaprağın üzerindeki bir çiy tanesi kadar saf ve temiz bir su damlası....İşte; ben buyum.

Kaçmam...imparatorluğun her anındayım. Ben kulum tüm yaşama.....Sen varsan, sıfırım ben. Sen var ol, beni bilme. Ya da sen yarın ol, yaşa. Ben o zaman, dünya olur, Bir olup gelirim sana.

Kah aşk olup, açarım kapımı, kah kalem olup, bilişe kaynak olurum. Benim ocağım her dem yanar; yolum ben. Ben insanım.

Senin için buradayım…Yeşilden mora var ve bu sesle evrenlere akıp hasatını yap. Bil! Her şey sende var. Kuran olanın kalemi kelamıdır. Bul! Hulusi kelam ol ve kendini bul. Kilin, kumun levhisinde, İnsan ol. Ol! “Olmak!” İşte; olmak bu!.

Yeter ki ol!

Sevgiyle,
Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU (15) SİSTEM ÇALIŞMASI

Burada... An'da... Yaşamın sonsuzluğunda... Yaşamda... Dünyadayız!...

Yaşam, bizden bize açılan kapılardan, kalbimizden sonsuz zamanlara kayıtlanan an kapısı...

Kul olanlar, kul hakkına halik olanlar, hakikate ehil olanlar... Burada, bu anda, bu meclisin kapılarında kulluk yapmakta...

İnsanlık, insan olana gerçek olup kelime kelime kelam etmekte... 
Bize hakk olan yaşamlar, yazılan kelamın sırrına ermekte...

Dünya, insan sırrına dönmekte... Doğanın gücü, bizde bir tek olan ruhun yoğınluğunda tek bir Kaynaktan yarınlara yazılan ilim, cennet...

Barış, Sevgi, Umut ve İnsanlık için Ol dedik...

"Ol" dedik!.. "Yaşam Ol" dedik!... Ve biz dünyanın yarınlarına cennet yaşamları kodladık!..

Hub Bi Si Ha...
Sultanlık yapmak değil niyetimiz, yaşam kaynagı olmak ve yaşam olan, dünya olan olmak...

Ors Su Ka Ha... 
Su altının gücü devrede...

"İlim ve Yaşam... Ve Biz olan dünyanın yarınlarını yaratan, İlm-i Ka ha olan yaşam kayıtlarını açmakta...

İnsan Tek olan, Biz olan tek Bir Ruhtur...

Biz olup, Maya olup, yaşama indiğimizde yaptığımız ekmeğin kokusunda o ruhun yoğunluğu vardır...

Sistem, Nizam ve Düzeni kurduğumuz o an sonsuz yaşam kapılarını açtığımız andır...

Biz, Ruh olan ruhun yoğunluğundaki insanlık... 
Biz, bütünün hizmetindeki kul yaşamlar...

Açtık Ruh Kapıları'nı..
Geçti Barış, Sevgi, Umut, insanlık...
Tüm evrenler kodlandı...

Yaratan ve yarattığında yaşam olan sonsuz zamanlar...

Biz olana "Ol" dedik...
Yaşama "Kok" dedik... 
Ve sonsuz zamanlara indik...
Bir sofra mı kurduk?... İlim masasına oturduk..

"Yağ" dedik!.. Yağdı yağmur...
"Es" dedik!.. Esti rüzgar...
"Doğ" dedik!.. Doğdu güneş... 
"Sonsuzluk cennet" dedik dünyada!...

"DÜNYA BARIŞI, DÜNYA BİRLİĞİ" dedik!...
"Dünya tek BİR vatandır" dedik!..
Her bir yaşam, Tek bir candır... 
Ve dünya, dünya dışı yaşam formları ile de ortak bir yaşamdır... 
BARIŞ, İnsanlığın barışıdır...

Hey yaşam!...

Biz sana kaynak olmaya gelen Hakk meclisin, bil kalemında, Ak yaşam sayfaları olarak sesleşen Saltanatın Kuranlarıyız...

Umut, Barış, Sevgi ile kodlansn Su İnsan; kaynaktır yaşamlara, evrenlere sonsuz zamanlara deriz...

Aha, İşte, Şimdide...

Aynur Funda

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İMPARATORLUK (16/1)
21.12.2017

KELAM hasattır… Hak ta Ala der ki “HALİK olun!... KUL olun!... Kutsal İnsan olun!...” Unutmayın ki sizi hak etmeyen, size varamaz!… Sizi hak etmeyen, yaşama kervan olamaz… Sizi hak etmeyen; NUR’unu KURAN’a KALEM yapamaz.

Allah dedi ki “haketsinler; oğullasınlar; NUR olsunlar; kodlansınlar!…

Kontrol dışı BİLİŞ HALİ; sizi, sizden ayırır. Bu nedenle mutlaka kontrol gerekir. Kontrol, RUH’ladır. RUH yoksa, kontrol yoktur…

Her insan, ayrı bir ruhun hakikiyetinde kodlanamaz… Teknik olarak, RUHUN TEKLİĞİ’nde, her biriniz kodlanırsınız… O NUR’u olan İLİM, hepinizi HALİK kılar. Aha görev budur!... HALİK olmak!... Ama HALİK olmak için ANA KALEM olmanız gerekir… ANA KALEM; kervana, vahiyle kodlananları kontrol eder ama ocaklarında, NİHAN olan YARINLAR olmaz onların.

Her biriniz, izinle dünyaya gelirsiniz. İzin aldığınız zaman, size sorarlar “niçin gerçek Kalem olmak istedin!? Diye!... Onlara vereceğiniz yanıt önemlidir… “Düzen için” derseniz; “hadi git!” derler… Ya da “kült olmak için!” derseniz; “geç, git!” derler. “Kulluk yapacağım!” derseniz; “ANA KALEM ol ve KUL ol!” derler… “ORS KALEMİ olacağım ve KUL olmak için çalışacağım!” derseniz; size, “kini aştın mı!?” diye sorarlar. Sorgu sual edilir. Niçin kendini o yoğunluğa indirmek istedin diye!...

“Dünya” dediğiniz bu planette, et ve kemik olan insan; sizi, her anda, KALEM diye bilecek… Siz de KELAM olun; HAKİM olun ki o yoğun IŞIK, sizi KİL ve KUM’dan aşırtabilsin…

SU’yu; hepiniz, İNSANIN KALEMİ diye bileceksiniz… SU’ya, ne kalem olup inmişseniz; o kalem olup kodlama yapacaksanız… Ama SU, sizi HALİK kılabilirse; siz, o SU’da KURAN olacaksınız… Az öz veriyorum ki herkes okuyup anlayabilsin diye ben, NEFES olarak doğdum… Doğumumda, kültüm vardı. İnsana inerken, “kayıt dışı bilgileri hakikiyete indiremem!” dedim ve dediler ki “insanlık için çalışacaksan; kayıtları kodlarken; kayıt dışı olanları da kodlamalısın!”

ÖZ GERÇEKLİK’imde her şey, KALEM’e inebilir yoğunluktur ama ÖZ KÖKLER’imde; herşey, kervandır ve hasattır… Bu nedenle “kim beni haketmişse; onun nuruyum ve onun kuluyum!” diyerek çalışırım. Onun, her birimizi, HAS TEKNİK ile KALEM yapabilmesi mümkün olmayacaktır ama ben, her bir resmi çalışmayı, hasata kodlayabilirim. Toprağa inerken bunları biliyordum…

Burada olmamın tek nedeni, NEFES’imi, kontrollu olarak İLİM’e çekmekti… Nefesimi ilme çekerek, KAYNAK’ı tohumladım… Ama daha da önemlisi başım hiç eğilmedi. Her bir ruhu, kontrol ettim… Kucak kucak ilim taşıdım yoğunluklara… Kuran’dan KUTSAL NEFESLER’e kodlananları tohumladım… Ocaklarını yaktım. BARIŞ istedim… “SAVAŞ’ı halik kılmam!” diyerek…

Ama BARIŞ’ı tohumlamak için SAVAŞ’a gerek vardı… Bu nedenle SU’ya İLİM’i de koydum… HULUSİ SİSTEM olan RUH’u da koydum… MUTLAK olan, RUHLAR KAPISI’nda; AKLI, KU YA Sİ KALEMİ’ne verdim ve AKLIN NEFESİ’ni de koydum… “KU YA Sİ” diye kodlama yaparken; ismim, KAYNAK olur. İşte şu anda kaynaktan sesleniyorum.

BARIŞ!... İNSANLIK BARIŞI!... Ama HASAT İLMİ ile KALEM OLANLARIN SIRRINDAKİ BARIŞ!... Işığın sıhhatli bilişi olan YARINLARIN BARIŞI… BSUİ olan İNSANSILARI KODLAYACAK İNSANLIK BARIŞI… Has Teknik ile BİLİŞİN HALİKLERİ’nin NEFES olan YARINLARDAKİ BARIŞLARI… BU DÜNYA, BARIŞI HAKETMİŞTİR…

İSLAM DİNİ, BARIŞ DİNİ’DİR… Bunu herkes anlayacaktır… Dünyanın adı İNSANLIK olacaktır… Başka zaman, BİR TEK olanların; NUR olan yollarında; sıhhatli bir SİSTEM ile gerçekleşecek olan NESİLLERİNİZİN KÜLTLERİNDEKİ BARIŞ’ı hak etmek dileğiyle; hepinizi BİZ olarak kocaman kocam kucaklıyorum… Buyurun! ÖZ GERÇEKLİK’inizle BARIŞI HOLOGRAMDAN AŞIRTIN VE GERÇEKLEŞTİRİN…

SİMSİYAHIN IŞIĞINDA, MOR OLAN YOĞUNLUKTA SİZİ KUCAKLADIK… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16 ARALIK 2017 TARİHLİ SU 15 SİSTEM ÇALIŞMASI

Gülden Zengin Öz Biliş

Ben insan soyunun yerdeki kapısı ve o kapıdaki, tüm yaşamın sesi olan.

Ben dünya, insan yüreğine dürümlenip, dinledim bedenimi..
Ve dinledim, bedenimdeki tüm kayıtları.

Bugün, yeni bir dünya günü deyip, insanın yüreğindeki güçle birleşip, dinlettiyorum…..

Çünkü bu günde, yeni bir kayıt var.
O kayıtta artık diyorum ki sevgiyle geçiş var. Ve o Gücü alıp, yaratıyorum..

Yarattığım, BARIŞ, SEVGİ ve İLİM....
Ve bu ilimde, geçişi sağlayan BİRLİK.

Ölü yada diri, her biri insanın kontrolündeki sistemle birbirine bağlanmış birleşim… Ve o sistem, Bir'in Sistemi.,,.Tek’in Sistemi.

Ve şimdi, Yarını hak ettik, tüm insanlığı hak ettik ve ağır yükü hafiflettik.

Biz, İmparatorluğun Gücü olduk.

Bugün artık dünya korundu. Çünkü Süper Sistemleşme, yer köklerle güçlendi ve tüm yaşam korundu…

İşte Barışın sırrı ilim, budur....Barışı hak etmek, insanlıktır... Barışmak, hasattır.

AHA, İŞTE BU!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU (15) SİSTEM ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 1. BÖLÜM

Arkon tahditsizliğinde bütüne hizmet, bilişi kodlamakla mümkündür. Ve bugün bizimle bu çalışmayı yapmakta olanların çokları, kalemin kelamında bütüne hizmet edebildiklerince kervana kaynak olacaktılar...

Som Altın ışıktı hepsi de kendi yüreklerinde bütünün kültüydüler ve Türkiye çalışmaları için öz gerçekliklerini kodlayarak buraya indiler... Kontrol dışı hiç bir bilgimiz olmayacağı da kesindir...

Nefes alıp, nefes verdiğimiz sürece beşere kalem olmayı sürdüreceğiz. Ancak kulluk yapmak farklıdır...

Öfkeyi aşmayanın yoğunluğu kontrol kuramaz. Bugün burada öfkeli olanlar, hakikiyetlerini kendi yürekleriyle dilleyerek Birlik Kelamı'nda kendi rüya boyutlarında ki güçleri kaynağa çekmeye çabaladılar... Mutlaka ama mutlaka bunlar olacaktı ama bizim dileğimiz her birinin kendi yürekleri ile kendilerini hak etmeleri idi...

Sahrada insanlık boyutlarının kuranları çoktur bugün ama mutlak kuranlar doğanın gücüyle kodlanmış olanlardır...

Doğanın gücünü dürümlerine indirmeyenlerin mahreke kelam etmelerine de izin veremezdik.

Şafak sökmeden önce akşamın karanlığı olur yoğunluklarda... Ama şafak söktükten sonra kelama halik olanlar ve hakikiyetin tekniğinde kutsal kaynağa inenler hep bir tek olurlar...

İşte Dağlarım, arza arşa çekerken mutlak olanları kodladık ve bugüne artık şafak sökmüş ve yoğunluk kodlanmışsa es kalemim es ben senleşirim ve tüm zamanları kaleme hakikiyetle dillettiririm.

Ama sahrada insanlığın kontrolü de gerekir... Öfke, öfke, öfke!.. Tüm insanlığın öfkesi bütünün kübra olan kelamını kontrol edememekten doğar...

Biliş, hakikiyetinizde tektir ama teklik kodlaması hepinizden mutlak olmalıdır ki bütünün gücü hepimizin yüceliğine inebilsin.

Korumaya aldık zaman kapılarını.. Ama zamanın sisteminde koruyuculuk, muktediriyeti kontrol edemeyişimizi sonuçlar...

Bu nedenledir ki bizler herkesi korumaya niyeti olmayanlarız... Kontrol dışı bilgiye kodlama yapmayız.

Herkesin kendi koruyuculuğunda kendini dürümlemesi, kendi türlerini, kendi tüketicikiğini kendi yoğunluğuyla kaynağa almasını bekliyoruz.

Tüketicilik ve tükeniş.. Ama hepsi kendi yüregi ile olacak... Bizim için önemli mi? Çok önemli!... Herkesin has olması ve kendini kontrol altına alabilmesi...

Eğer "ben doğanın gücüyüm ve ben tüm zamanları hak ettim" diyen varsa; Aha!.. görev bundan öte olamaz gelsin görevini hak etsin yapsın...

Al ver çalışması değildir burada yapılan!... İnsanın kendi yüreğini dinleme ve dilleme çalışması da değildir sadece...

Yer yüzünün, gök çözümlemelerini yaptığı bir dürümde, herkesin kendini kontrol etmesidir. Ayrıca burada yapılan...

Fakih hakikiyetini teknik kodlamayla kodlarken bizim için önemli olan, temel dürümlerdeki diri kalemlerin, kendi yüreklerini dillemeleri ve mutlak olmalarıdır.

Koruma altında insan!.. Bilir misiniz?.. Ama korumak kolaydır da korumak zordur... Bunu da iyi anlayın...Ben koruyucuyum.. Öyle mi?... Ama ben korursam kontrol dışı olur tüm zamanlardakiler!.. Neden bilir misiniz?...

Ben onları halik kılmaya çalışıyorum... Ben onları Ka Ha yapmaya çalışıyorum. Ben onların Ruhlar kapısında kendi yollarını bulmalarını diliyorum.

Benim onları korumamın onlara hiç bir faydası yok!... Emin olun ki dünya çalışmaları öz gerçekliği kodlarken; hepimizin kendimizi anlamamız da gerekir...

Her insan ben korunurum diye düşünür o zaman... Ve hiç bir zaman kendi yüreğini kendi yoğunluğuyla dillemez.

Bunu yapamadığında, kontrol edici olamayız yüreklerde... Onlar kodlanır, onlar koklanır, torak topluma inerler ve yollarını hakikiyetlerini kontrolden çıkarırlar. Bu bizim istediğimiz bir hal değildir...

Dünya insanı kendini dinlesin diye bekliyoruz. Toprağa tohum olsun diye bekliyoruz. Yarını hak etsin diye bekliyoruz. Evrenlerin sistemleşmesinde görev taşısın bekliyoruz. 
Ama ben onu koruduğum taktirde o kendini hakikiyetini asla anlayamayacaktır... "Ben herkesçe korunurum" diye düşünecektir.

Bu nedenledir ki Fatiha süresini okutmak isterler insanlığa bilir misinz?... Fatiha hakikiyette tekniği tuhumlayanların kontroldan çıkışlarıdır aslında...

"Fatih fetheder onu ve o fethedilen fatihte korunur" Bunun bizce bir tek oluşla ilgisi yoktur!...

Bu sahrada, efradını kodlamak ve kontrolla ilgidir. Mutlaka ama mutlaka iyi anlaşılsın ki çaya insanı koyduğunuz zaman bu çay dem verebilir. Ama demi teknik midir?!.. Yoksa hakikiyetteki kelamda kalemsiz olmadan, kendi yoğunluğunu kodlayarak bütüne hizmetçilikten midir?...

Biz doğan güce tükenen tüm zamanlardaki külte ve yoğunluğu hak etmeyene deriz ki "kendini hak et!..."

Hak ol ki tahtını hak et... Tahtını hak etmediğinde sen sisteme inip kendini dürümleyemezsin... Çorba pişirsen de o çorbaya insan inmeyecektir....

Kalem ilimse, akıl kelamdır canlar... Biz aklın kalemi olanlar, mutlaka ama mutlaka insanın kendini anlamasını bekleriz...

Budur dünyanın bu dönemde ki hakikiyeti... Siz dünyayı dünki dünya diye düşünmeyin... Dün kontrol yoktu!... Dün türevlerini tohumlayacak insan yoktu...

Dün yolu kodlayan yoktu... Ama artık insan kendi yoğunluğuyla, kutsal ışığını kodlamaya başladı...

Artık dünkü çocuk yok dünyada... Artık dünya insanı erginlik çağına gelmiştir... Erginlik nedir bilir misiniz?.. Kalemi hak etmektir...

Erginlik Ka Ha olmak, toprağın toplumuna tohum indirebilecek gücü hakikiyetiyle dillemektir... Ha diyeceksiniz ki "ama doğanın gücü bütünün kültü değil miydi dünde?..." Yok canlarım doğan güç aklın kültüyle doğmadıkça, muktedir insan kelamda kendini dilleyemez eğer kaleme inmişse, hakikiyeti diller ama yarını dilleyemez. Yarını dilleyecek güce varması mutlaka ama mutlaka kontrolla gerekir... Kontolla gerçekleşir. Ama kontrol hepimizin yüreğinde ki güçten çok farklıdır...

Dün ölüydü insan, bugün dirildi canlar... Dün kodlanamamıştı. Bugün kodlandı... Dün yolunda korunamazdı. Bugün korunur... Bugün dünya insanı kendini koruyacak yüceliğe varmıştır...

"Hastalık nedir?" Diye sorarsanız... Kelama halik olamamaktır hastalık. Şafak sökmeden şevkle kelama ilimle dillenmek. Hakikiyeti hak etmek demek değildir aslında...

Muhakemeniz iyi olabilir... İyi bilirsiniz ki dünya yolunu bulur... Dünya yolunu bulabilmek için hak olmak zorundadır...

Eğer dünya hak olmamışsa dünya diye bir planet yoktur zaten... Zavallıdır o yaşamlar bilir misiniz?...

Ve dünya dediğimiz bu gezegen; nesiller boyu tohumlanp kodlanmak için bekledi... Çünkü yolunda kuluğu yoktu.. Bu planet, murat ettiğini hak etmeye başladı... Ve bu planetin yer yüzünün gücü olarak tüm zamanları kodlaması, hepimizin yüceliğindeki o rüyaydı... Bilir misiniz?... "Ve Bir gün gelecek dünya hasat yapacak" dendi... Dünyanın hasatta olması mutluluktur aslında...

Ama bu dünyanın burada yaptığı hasat, sahrada ki kültten çok farklıdır... Eğer sahra dediğiniz o yaşam, Ka Ha olmazsa akıl tınısını bütünün kültü olarak bilişe kodlayamaz...

Doğanın gücünü anlayın canlar... Öksüz yetim kalmayın... Doğanın gücü sizin yüreğinizde size kontrol olarak kayıt yapar.

Doğanın gücünü anlayın ki kendi yüreğinizi dinleyin... Siz doğasınız aslında ama doğayı anlamakta zorlanıyorsunuz... Doğa sanki sizin haricinizdedir gibi algılıyorsunuz... Siz o doğanın yoğunluğunda kodlandınız ve toprağa tohum olup indiniz... Eğer doğa olmasaydı siz olamazdınız...

Ama siz doğayı yarın için has insanlık için bitişken bir yaşam diye düşünmektesiniz...Yani ben varım, doğa bende var... Yoksunuz siz aslında!... Hak edilmedinizse yoksunuz... Formal yaşamınız sizi size hakim kılacak bir yaşam olmadıkça kelamınızda hakikiyetiniz olmasına rağmen, ruhunuzda kontrolunuz yoktur.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/247791214?ref=fb-share&1

 

 16.ARALIK.2017 TARİHLİ SU 15

HAŞİM TURHAN ÖZ BİLİŞ

Bismişah Allah Allah

…..Yetmişiki millete içre can teniyiz…..Onsekizbin alemin nurun sertacıyız….Muhabbet kapısı açıldı bize……Bugün Su ilminin Sultanları ile ülfetimiz var……Girmesin kinle nefret meclisimize..…Bizim Horasan erenleriyle aşk demimiz var canlarım …

….Su ilmi 15. Birlik çalışmasında Nur kelamlı ışık canlarla Hakk katında kırkların Ayn-ul cemindeyiz aşkıyla murad bulduk ….Donandı meclisimiz nur ile doldu …Kudret hazinesi açıldı….Bu ulu divanda lâlü gevher saçıldı çok şükür minnet Hüdaya….

…...Bugün insan soyu Altın tenden ışık almaya başladı Su İlmiyle….Artık birleşikten yeni bir dünya günü başlayacak canlarım……Can dağlarım hepimiz İlim için buradayız….. 
……Yaşamı tohumluyoruz….Artık ağır yük taşımayacağız canlar……Yol olduk yaşama sayfa sayfa….Dünyanın sırlı yıldızlarıyla insanlığa….Bizim dünyamız insandır canlarım…
…..Bugün dünyada “İnsan” denilen Işık kanatlardı ve canlandı ışıdı yolu buldu …..

……Çok şükür şimdi ve şimdiden sonra…..

Zatıyla tecelli eyledi Allah,
Muhammed Alidir didârım benim.
Şu gaflet perdesi kalktı aradan;
Aşk bedestanında pazarım benim.
Devredip cihanı âyân içinde,
Âdem olup geldim insan içinde.
Bir geda mihmanım, erkân içinde;
Muhabbet simâsı nazarım benim.
Eşiğine varıp, eyledim niyaz.
Cemaline karşı kılmışım namaz.
Arif olmayana açılmaz bu râz,
Hâk ile Hâk olmak efkârım benim.
Adviye Bacıyım buldum necâtı;
Er elinden içtim âb-ı hayatı.
Yeşil eldir hüccet ile beratı.
Pirim Hacı Bektaş Hünkârım benim.

…..Nuru Neb-i Keremi Ali, Gül beng-i Muhammedi, Pir Seyidi Hünkar Hace Bektaşi Velinin Pir Ahmet Yesevinin -Pir Hazreti Şemsin İlahi Aşkına… Yunus Baba Erenin dervişliğinden Tapduğun Eşiğinde aşk ile buluştuk…Muhiddin Arabinin Ledün deryasında yüzdük …

….Gönüller birliğine evliya Keremine gerçek Hakk erenler demine devranına aşkı niyaz eyledik…..Kapımız gök kapılar Serdarımız Mustafa Kemal Aşkımız Hakk aşkı cümle Hakk erenler aşkına Huu diyelim….

Merhaba Can dostlarım

Su ilmi 15 Birlik çalışması 
Nur Kapımızda yapılan İlim İnsanlık içindir.
Aşkımız Dünyanın diriliği içindir
Sözümüz doğanın varoluşu içindir
Gücümüz Dünya barışı içindir
Kelamımız İlahi bir Gök sözcüleri ilmini yazar
Hepinizi sevgiyle Muhabbetle selamlıyorum Işık can ailem.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 83 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol