Birlik İlmi
  TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (12) BİR SORUYA VERİLEN YANIT;
 

10.KASIM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (12)

 

BİR SORUYA VERİLEN YANIT;

 

Canlı yada cansız hepimiz bir tek ilimiz; bu kesindir . Ben bir ses verdiğim zaman bu ses hepimizin diriliğinin sesidir ama bu sesi herkesin kendi yüceliğiyle verme niyeti olur mu? yoktur.

 

Herkes kendi niyetiyle ölçülüdür. Ben insanlığa hizmet için çalışırken herkesin yoğunluğunu tohumlamaya değil, tüm insanlığı kontrolla çalıştım. Bu da bilişle olur.

 

Bilişi hak etmeyen kelamı hak etmez. Kelam bütünün ilmidir.

 

Hepimizin ilmi, levhide yaşamı tohumlayacak dürümde değildir ama kelam levhide yaşamı dürümleyecek hakikiyettedir. O halde, ben Kübra Işığı olarak bütünün gücüyüm.

 

Nefesim var, yaşamı hak ettim, bütündeyim. Benim tek olmam hiçbir mana ifade etmez. “Çift olmam ya da çok olmam gerekli mi?” diye sorarsanız, bedenimde ilim tohumlaması yaptımsa ben bir İlim Kapısı’yım. O halde benim her an’ım bir ışıktır.

 

Benim için herkes, herşey tektir. O teklikte bütünde ben Ana Kapı’yım. Her resimde varım. Benim için sorumluluktur bu ama ben sizden ayrıysam bu yoğunluğum var mıdır? mutlak yoğunluğum ağır yüktür bana.

 

Hepinizle birleştiğim zaman yoğunluğum hafifler ama şunu bilin ki her sistemde var olanın ses sayfalanışında tek olması ya da çift olması ya da çok olmasının hiçbir manası yok. Ana Kapı’da herşeyi yaşama indirebilir.

 

Burada, bu yoğunlukta ben sizinle çok güçlüyüm. Peki, ben sizsizsem yine güçlü müyüm? muktedirim. Her resimde varsam muktedirim, hakikiyim ve hasım ama Has İlim’le dürümlendiğimde biz olurum, o zaman ben birlik kurarım.

 

Şimdi sorgu, sual ediyorsunuz. Netice diye. Şöyle söyleyeyim; ben Mikail olan ışık bir tek levhide varsam “ol” dediğimde olur. Ben hakikiyetin tahtitsizliğindeysem oldururum. Demem, oldururum. Ve ben Amon Toplumları’ndan ışık çekersem eğer bilişi hak etmişim, yasaları koyarım, her resimde olurum, oldururum.

 

Bir’i Bir’e vermem, Bir’im ben. Sizde mi? sizsiz de, her andayım ya. Aha bugün burada sizi anlatmak istedim.

 

Bir kapıyı kapatmam, tüm kapıları kapatırım.

 

Ben kapıyım; açarım. Verdiğim tüm bilgi Mikail’in İlmi’dir ama ilim tohumu değilim; ilimim; bunu bilin. Ölüyü dirilttim “ol” dedim, oldurdum. “Ommm” demem “ol” derim.

 

Kimseyi kırmam, ışıksız değilim ama bana sorarsanız niye birlik çalışması yaptığım konusunda, bilgi isterseniz şunu söyleyeyim.

 

Sevgililer, ben sizleşmek değil, sizin, sessiz zamanlardan geçip yerküreyi kodlamanızı, yoğunlaşmanızı değil kelam olmanızı beklerim. Ki yaşamda bütünün gücü olun da, tüm sistemlerle kanatlanın diye. Ki siz, sizi hak edin diye. Budur maksadım. Başka bir maksadım var mı? mutlak yok, mutlak yok. Sadece, sizin sizi hak etmenizdir maksadım.

 

Çürük değil, çarık değilsiniz. Işık’sınız ama kapı olmanızı beklerim. Yoğun çalışmalarımın sebebi budur.

 

Ben kibri kaynağından çıkarttım. Var mıydı? yoktu zaten; kibirsizim. Karanlığın Işığı’nı yaktığımdan beri sizinleyim. Hepinizin, hepinizde Hak İlmi’yle dillenmenizi bekliyorum.

 

Bugün ben Amon’um. Otu kopardığınızda o otum ben. Işığa vardığınızda o ışığım. Yasaları koyan kimse o’yum ben. Unutmayın sizdeyim ben ama sizsiz olan biliş halinde sizin yoğunluğunuzda olmam.

 

Şükredin ki buluştuk bugün. Netice olarak şunu söylemek isterim ki bir kapıyı kapattığım an, her kapı kapanır. O kapıyı ben bedenimden açtım.

 

Bedenim, ilimdir. Amon Toplumları bunu net bilirler. Şu ana kadar hepinize “sen seni hak et” dedim. Beni hak etme imkanınız yok; bunu bilirim ama şunu da iyi bilin ki halik olup, has olduğunuz zaman hatayı affetmem çünkü siz, siz  olmalısınız. Öyle siz olmalısınız ki, artık bedenim olmayacak yüreğinizde. Işık, ışık olacaksınız.

 

İşte o zaman herkes kelam olacak. Ki o kelam ilimdir. O zaman bilgi akranlarınızla olacaksınız. O akran insan sırrıdır, oraya varın ve orada yarınlanın.

 

“Fakir biriyim ben, bilemem” demeyin. “Ben hakikiyim, bilirim” deyin. “Ben sevgiyim, ben ışığım” deyin. “Harımı yükselttiğimde aklım ışık olur” deyin. Kırk kapıyı açın ve deyin “ben ol dedim, oldu” deyin ama deyin.

 

Bugün bunu size anlatmam gerekti zira çokları ben cevherinde sizle sayfalandığımı söylediklerinde sizler “onda olmazsam o ölüdür” diye düşünebildiniz.

 

Değerliler, ölü değilim hep diriyim. Ki kapıları kapatsanız da o kapılar bilişe açıktır; bilirim. Ha bende varlar mı o yolcular? bendeler, bilseler, bilmeseler. Zira hepsinde İnsanlık Yaşamı’nda Mahrek’te Bütünün Gücü olur, ocaklarında olurum. Ki Ölüler Diyarı’nda yoğunluklarını korusunlar diye.

 

Size çokları gelir, derler ki  “halamı ordasınız?” “Sen hala hak etmedin mi?” derler. “Yoğunluğunu hak edip kontrol etmedin mi?” derler. “Ona niye gidiyorsun?” derler. Onlara deyin ki “ben, bendeki bene gidiyorum, çünkü ben herbir benden öte bir benimki ben bendeki bene gidiyorum.”

 

Boş yaşar, boş yaşar ama yoğun yaşar. Ölüdür ama koruma altındadır. Hepinizi korurum ama ölü olmayın isterim. Buyurun ölü olmayın.

 

Ben sevgiyim ama sessiz ve hakiki olan. Sizin, size hak edişiniz hepimizi mutlandırır; bunu bilin.

 

Borç mu verdim yüreğinize? Yoooo. Akıp gittiğiniz zaman borç yoktur; bilin.

 

Ben en evvel yere indim, size inmedim. Yerdeyim ama siz yoksunuz. Ben evvel emirde ilime indim ama insanlık ışığından öte, o yoğun ışıkla girdim yüreklere. Baştan beri Doğanın Gücü’nü hak etmeye çalışanları izledim. Çoluk, çocuktu hepsi de. Korumaya aldık hepsini de.

 

Borçla çalıştılar; aşıktılar dünyaya. Umutları yoğundu ama kontrolları yoktu. Öz görevleri karanlığı aydınlatmaktı ama ilimleri yoktu, çocuktular. Kusursuz çocuklardılar.

 

Bil halinde ışıkları yanardı ama ilim halinde değildi o ışıklar ve kontrolsüz çalıştılar.

 

Eğer dünyayı koruyacaksak hepsi yaşayacaktı.

 

Arı bal verdi. Bal ilimdi. Ağır yüktü insan; taşıdık. Hak ettik; taşıdık. Yine taşırız. Ayrı, gayrı gözetmeyiz de artık insanın kelamı hak etmesi gerek.

 

Kendini hak etmesidir kelamı hak etmesi. Kelamı hak ettiğinde Rahmi Kuran’da, hakikiyette kendi olacak. Budur istenen.

 

Buyurun hak edin. Yapın. Ha birlik kurar mısınız? kurun. Ölüleri diller misiniz? dilleyin ama dillemek istediğinize bilişi hak etmelisiniz.

 

Seyir halindeyim, hepinizi seyrediyorum şu anda. Kusurlu değil umutlu bir çalışma yaptım. Başarılı, hakiki ve hakim olan ama ışıkla.

 

Siz bana sordunuz, dediniz ki “biz varsak, sen varsın değil mi?” Varım, hep varım ben ama siz sizde hak ettiğinizde, halikte hak olup, has olduğunuzda, varlık boyutlarında tam olacaksınız.

 

Şimdiye kadar hep size “ol” dedim. “Ol”. Ölüler diyarında “ol” demek dahi hasatladır. Ol!

 

Deşifre eden: Gülden Zengin

Süper İnsanlık Realitesi

 

http://youtu.be/I5U2IdomEtM?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw

 
  Bugün 100 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol