Yaşamı yaratan, insan soyu... Yarattıran, ilim... Biliş, ilmin kulu ve yeri göğü seyfettinleşerek yaratır.

Merkez zaman, insanlık... Merkez, Zİ Sayfası... Zaman, insansoyunun insanlaşması ve yaşamsallaşması ile bilişin kalem oluşu ve yarınlanışı...

Sevgililer, sanmayın ki Birlik Bilinci, Sistem’i tohumladı ve sonsuz zamanlar kodlanarak yaratıldı. İnsan, kelame varmadan yer ve gök yaratılmaz. İyi anlayın...

Dünya, Ana Kapıda bir Levhi olarak var oldu. Bu bir kalem ile yaşamın yazılışıydı... Ama o ilk yazan, kelam ile yazmadı kaynaktan yazdı... Sonra yaşam kodlandı ve koklandı... Sonsuz zamanlara kaynak ışık yandı... O sonsuz zamanlar sonlandı ve yol ilim oldu. O ilim, kalem oldu ve BİZ oluştuk...

BİZ, kelam olan hakiki insanlıktır. İnsanlık yaratıldıktan sonra yarınlaşmaları ile birlikte, kodlanmış ışık, tüm sayfalarda aşkla tüm Rahman Kapıları’nı açtı ve kütle yaratımı başarı ile gerçekleşti... İşte yaratım buydu... Bugün de yaratım dürümlerde sürmektedir.

Ekmek olarak dillediğimiz ses, sizi sizden size dilletirken, hepinizde yaşam tohumlanışı gerçekleştiriliyor. Tüm zamanlarda yapılan yaşam kayıtlamaları bu şekilde yapılmıştır.

Hepinizin bilmese gereken, insan; yer ve gök olur; yer yüreğe kelam olur ve zamanı hak ettirir ve yarattırır. İnsanlık Boyutları bu şekilde tohumlarını Yerleşik Zamanlar’a kalem yapar. Hepinizi hepimiz kontrol eder ve yarattırır.

Bütünlükler iyi bilmeliler ki zamanı hak etmeden de zaman kodlamaları yapıp yaşamları kontrol edip yerküreyi yaşama sayfalamak, ümmetlere gerçek ilimle verilmiş bir güçtür.

Bu Turkuaz Kuran, en ve boydan ibaret olan herkese, bilgi vermeye çabalarken, kendini hakiki Levhi diye dillemedi ama dinletti sadece... Şimdilik...

Sevgiyle,
Nezire SELÇUK