Birlik İlmi
  YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
 

“YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (15)” Hakkında Öz Bilgi ve DAVET:

 

Canlarım, zamana görevimiz var. Cennet olmak kolay ama cevhere umman olmak kolay olmaz. Yaşama, zamana ve Yücelere gök sözü verdik. Gelir ölüleri diller, dinler, ve diriltiriz diye. Geçtik ve geldik. Hadi gelin Halik olalım. Hakim olalım, biliş ile birlikleştirdiklerimizi koruyalım.

Korku zurna olur çaldıkça çalar yaşamda… Senden, seni sana kalem yapar ve senden sen ilmini tüm zamanlarda dürümler. Korkan, nurların, kulların ve Kuranlar’ın nefesinden çıkarken, kelamdan ve kalemden çıkar.

Satıh, herkese aittir ama derinler, ilmi tahditsiz yarınlaştırabilecek görevli Cevheriler’e aittir.

Bilişle, gökler çözümlenir. Bilişle, dürümler dirilikleri kodlar ve ruhsal yaşamlar kodlanır. Biliş Halikte ve hakiki yarında vardır. Asıl önemli olan imar ile ilgili cevheri yürek kodlanışlarıdır. Bu kodlanışlar da partiküler diri yarınlaşmayı sağlayarak gök çözümlemelerini dürümlere indirir.

Bütünlüklerin en ve boy ile ilgilenmeleri de şarttır… En, ilmin eni; boy, insanın, cevheri yoğunluklardaki dürümleridir… Hepsi Cennet İlmi ve hepsi Levhi’dir… Bütün bunların; nefsin, ilanihaye yaşamı kodladığı bir dönemde, kontrol edilebilmeleri gerekmektedir.

Sevgililer, yarat ve yaşat!... Aha! zaman, sana bunu anlatıyor… Yaşat ve yarat!… sana zaman bunu açıklıyor!... Gözün görür ki yolun ilim yolu ve ruhun, insanlık ruhu… Bedenli oluşun, İlmin Haliki olabilmen içindir. Kini aşmadan yarına ulaşamayacağını mutlaka anla!…

Zarın yok ki yarına atasın. Zamanın var. Zaman, sana bu nefesi verdiyse anayı atayı dille; ilmi dille ve yüreği dille. Sen, cennet ve sen Cevheri Gök Sözcüsü ol. Yolunu bul ve yüreklere in… Senden seni dinleyenler; sana, senleşip; kelamda, kendi yollarını bulsunlar.

Çetin bir yaşam ve çetin bir düzey… Biliş, Halik ve has tartı ilim!… Bunları iyi bilin ve iyi anlayın. Her cennet, bir cevher ile kodlanır; tohumlanırsa ve cennet olgun sayfalanışlar ile yaşarsa; yaşanan, insanlık olur.

Mutluyum ki sevgiyi hak eden İlim Kalemleri, bilmeye ve bilgileri anlamaya başladılar.

Şimdilik…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

DAVET 
YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (15)

 

29.10.2016 günü, 14.00 - 18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM” Çalışmalarının 15.’si yapılacaktır. Yukarıda paylaşılan bilgiler kapsamında yapılacak çalışmamıza, ilgi duyan ve katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz.

 

Sevgilerimizle,


Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

29.EKİM2016 TARİHLİ “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15” BİRLİK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

 

Sayın Bayanlar, Sayın Beyefendiler; hepinize saygılar ve sevgiler sunuyoruz.

Burada kupa ilimdir. Ve bizler bugün, sessiz zamanları dürümleyenler olarak buradayız.

Altın ışık yıllarının gök sözcülüğü için burada olan Sistem, Nizam ve Düzen’in görevlileri olan sizleri kucaklıyoruz.

Korkmayın; doğanın gücü sizinle birlikte bütünün kültleri ile birleşiyor.

Korkmayın; toprak tohum ilimle kodlanıyor ve bugün, burada, bütünün gücü dürümlere çekiliyor.

Korkmayın; kalemin ilmi, Aklın levhisi’yle bütünün gücü olmuşsa, tüm insanlık kontrol altındadır; korkmayın.

Ay doğduğunda, dünyanın rüya boyutlarındaki gücü azalır ve tohumlar kontrol kurar.

Ay doğduğunda, gür bir dürüm ilme iner ve bitişkenlik devreye girer. Ayın doğuşuyla birlikte, toprak toplum tohuma durur ve bizler size geliriz.

Canla, başla yaptığınız bu çalışmaya dahil edilmek mutluluktur bize. Arzın gücü olarak, bütüne hizmetçi olduğunuza eminiz.

Som altın ışıkla, Mikail’in kulluğunda bütüne görev taşıyan bilişlerin, herkesi kendi yüreğiyle dürümlediği kesinde de, arzın gücünü hepimizin hak etmemiz mutlak kullukla mümkündür.

Öyle dünya güçleri devreye girecek ki her diri kendini hak edecek ve bilişe varacak.

Devinimi artırmaksa maksat, buyurun…ama biz size kelamla kervan olmak üzere geldik.

Devinmek kalem içindir ama yaşam için imparatorluğun gücü gerekir. Biz size, sayfa sayfa kodlanmış ışığı tohumlamaya geldik. Eğer; resim yapılacaksa, insanın levhi kapısındaki o ışığın resmini yapalım. 
O resim aklın kelamıdır ve o resim mutlaktır.

Ay, dağlardan tohum olup inerken yüreklere, bütün kötülükleri aşıp geçen bilişliler, herkes kendi yüreklerini dilletmek için mutlak kulluk yaparlar.

Ayın doğumu ve ölümü tektir; anda, bende, sende, onda hepimizde….Ama biliniz ki ay benden bana doğarken, senden sana doğar. Hepimizde, herkeste, kendi yüreğinden, kendi yoğunluğundan, kodlanır ve toprak topluma doğar.

Ancak; ama ancak insan doğanın gücünü dinleyebilir ve anlayabilir. Ben size Allah’ın tahtından söz ederim. Derim ki “o kelamda kendini dürümleyen insan soyunun görevlisidir. Ama sanal boyutlarda Allah, sizin yüreğinizdeki görevdir.”

Benim adım kalemdir ama bu kalem, Aklın Kelamı’yla kodlanan kalem.

Burada oluş sebebim, dünyanın yoğunluğunu artırmak ve bütünün gücünü tüm zamanların kürzi kapısında dürümlemekse de, maya olmak gerekir.

Aşırıya kaçmadan bildiririm ki marka çalışmalar yapılır zamanda ama bu çalışma, aşkın yoğunluklarla tohumları kodlamak için yapılırken, kelamın hakiki ilminde, hasatın Tanrı Kapısında yoğunluğunun kontrolu gerekir.

Can; pardon… canlı; pardon… aklın kapısı; ilim. Aha pardon! Yine yanlış oldu yaşam. Her şey ama her şey ben ve ben ve benlerle dürümlenen diriliklerin dilinde farklılaşır.

Ben sınırlıyım ama benim sınırım herkesin kendi yüreğindeki sınırın dışında, kaynakta ve kati tohumda olabilir. Ben sınırlıyım; çünkü ben bilgiyi verirken, kendi yüreğimin gücünden kodlanarak veririm.

Benim atlı, sonsuz kaynaklara varan ışıklarım yok belki ama bilirim ki o atlılar, bilgi kapılarına varıp herkese güç katarlar.

Biliniz canlılar, Altona kodları dünyaya inmektedir. Altona kodlarının dünyaya girişi ile birlikte, Mikail’in gücü dürümlere çekilecek. Ayrılık bitecek canlar.

Dümenin başına ilmi oturtuyoruz; anlayın…ve bu ilim Allah’ın İlmi’dir.

İyi anlayın ki dünyanın yoğunluğu artıyor….Ve iyi anlayın ki dünya yolu, aklın yoluna dönüşüyor… ve iyi anlayın ki bizler, hepimiz, kelamda bütünün gücü oluyoruz.

Ha, diyeceksiniz ki “sayarak söyleme, diriliğinle söyle” diyeceksiniz. Öyle mi? Yok canlar. Bugün size kendi yüreğimden sesleşmeye niyetli olmadığımı bilin.

(devamı 2. bölümde)

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/icC2c-EADvU

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (15/1)
29.10.2016

 

Görün ki Allah İlmi, hakim ilimdir. Gözümüz görür ki hakiki ilim, akıldır. Akıl, teknik tahditle tohumları kontrol eder. Teknik tahdit; geride kalan, kelam olan ve yolu bulan tüm zamanlarda, kaynakta diri olarak mevcuttur.

Dünyalılar; bizler, diri yürekler olarak size “insan” dedik. Sizi, hak etmek istedik. Cennete, cevheri koyduk; mutlak ilim olduk ve zaman olduk ama kalem olup olduk…

Dünyada, İmparator Görevliler olur… Onların, ocakları olur… Yolları olur ve zamana kapı açan nefesleri olur… Onları hak ettik ve Hakk olduk!...

Şükredin ki Dinci Kalemler, kervan oldular ve yola koyuldular… İlimci Kalemler, kervan oldular; KARE, KÜP, KÜRE sistemleşmelerle; KARE olanı hakiki levhiye kayıtladılar ve Süper İnsanlık Kapıları’na kodladılar.

Ölüleri diriltmek, Hulusi Kalemler’le gerçekleşti.

Canlarım, nedir ölüleri diriltmek anlatalım: Simsiyah yaşamlarda, ışık yoktur. Ölüleri diriltmek için ışık olmak; ışık olabilmek için de kervan olmak gerekir… Kervan olmak, kendini ve kendi ile birlikte tüm insanlığı taşıyabilmektir… İnsana, kanat germek; insanı, hologramdan aşırtmak ve yolculukta kodlamaktır…

Bunun için, öncelikle kendini bilmek ve kelamda Kuran olmak gerekir. Kini aşmak ve yolu bulmak gerekir… İşte! ölümlüler, sevgiyi tohumladıklarında, yarını kodlarlar ve yaşatırlar…

Hepimizin, ilme halik olmamız şarttır ki hak edelim ve yol olalım… Yol olmadan, yarın olmaz… Yarın olmazsa, yaşam olmaz. Yaşamın ışığını yakmak için insanlık gerekir.

İnsana, ATA KAPI denir. İnsana KURAN denir ve insan KAYNAK denir… Hepimiz, hakiki insanlık için çalışmalıyız. Hasat Dönemi’dir bu dönem. Hasat, İlmin Kapısı’nı açmak ve yolu bulmak demek değildir. İlmi, kalem yapmaktır ve tüm zamanları tohumlayıp ilmi yaşatmak demektir…

İnsan soyu; yere, göğe ilmi çektikçe dirilir. Dirilişi kalemledir… İnsan soyu, yolu buldukça görevini yapar. Görevi, insana kul olmaktır… Korkmayın “İNSAN” dediğiniz, İLİM’dir ve onu hak ettiğinizde, KAYNAK olabilirsiniz ve cennete, cevheri olup varabilirsiniz.

Turkuazın Işığı’nı yakın ve hak edin!… O ışık, insana Turkuaz Nefes olarak kayıtlandığında, Dini Kapılar’ın tümü açılır ve Zaman Sayfaları çevrilir… İlim Kalemleri, kulluk için ışık olur ve tohumlar yeşerir… O tohumlar, İnsan Soyununun Kuranı’dır ve toprak toplumun, geçiş için hazırladığı zamanıdır.

Emek ister yaşam!... İnsan için de insanlık gerekir… Yaşam için her ne yaparsanız, İmparatorluğun Kültleri ile yaparsınız. O kültler; cevhere, İman Tahtı’nı oturttu. O tahta, kelemi oturttu… O kalem, İman Tini’dir. Tertipli ve hakiki tindir.

Sel alsa yaşamı; Halik olan insanlaşsa; yaşam, kulluk yapsa ve cennet, ete bürünse yaşama inse; neden diye sormayın… Sedece insanlaşın ve anlayın… İnsan, Kuran’dan öte bir savaşçıdır… O, kültlerini hak etmiş; yarınlaştırıcıdır… O, kontrolü kurmuş İmparator’dur… O Kök Güç’tür… “İnsan” dediğiniz; kili, kumu aşıp yaşama ışık halinde gelen, Diri İnsanlık’tır. Mutlaka anlayın!... Akın!... Gelin!... Olun!… Sizden beklediğimiz budur.

Koruma isterler yarında ve dürümde. Koruma isterler kalemde. Koruma isterler ışıkta. Açın kapıları; insanı dinleyin… İnsan, kontrol kurar; insanlığı korur… O, kendindekini, kendi yaşamındakini ve temiz zamanlardaki hakiki insanlığı bilerek geçip gelir.

Kibir, Levhi’de insana kontrol kırıcıdır. Kibri aşmadan insanlaşılmaz… Anlatın!... anlatın ki hakiki insan kodlansın; kontrol etsin kelamı ve Hak İlmi ile kalemi… Tüm yaşamları ve Birlikleri!…

Her anda, BİZ ve BİZLİK olan yaşamlarda, İnsan Soyu, Mutlak Işık halinde yarınlaşır ve temiz ZİYATLAR kodlanır. Şimdilik…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.EKİM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ – 1 AKIŞ-2 BÖLÜM

 

Burada bu yoğunlukta Atonların türevlerini tohumladıkları bir günde bizler miraç kapılarının tümünü açtık ve geçtik. Ayrı gayrı yok ki hepimiz bir tekiz, bunları iyi anlayın…. Ve sesin, sistemli olarak inişinde büyük kültlerin toprak toplumu tohumlayışının başarıyla sürdüğünü biliniz.

Burada dar boğaz var. İlmin boğazı. Dar boğaz. Bu darboğazı aşabilmemiz için yarını hak etmemiz gerekir. Yarında ne var? İmparatorluğun gözü var.

Bütüne hizmetçi olan o göz, türevlerini teknik tohumlamalarla kodlayarak buraya inmektedir. Birlik kapımızda akıl var. Rahman olanın kalemi olan akıl ve biz o aklı, bütünün gücü yaparız.

Şikayetimiz var mı? Asla yok. İman tahtında insanı kodlarken, hakka varanda, Tanrılık kapılarını açıp, Mikail’in görevini tüm zamanların gücüyle dürümleyip, kayıt dışı bilgilerin hepsini akıldan çıkarıp, aşkın sırrına varıp, bina yaptık.

Bu bina, insan binadır. Bir tek bina.. Ve o bina, insan. Bunları iyi anlayın. Sanılır ki insan, cemaattir. İnsan, ikmal tamamlatıcı bir yürektir. Her şey de vardır ama aklın kalemi olarak vardır.

Dürtülerle yapılan birçok çalışmada muktediriyet olmadığından yücelerin cemaatlerinin kürzi kapıda ışığı yanmadı. Bizler, Mesih kapılarının tümünde aklın kelamını tohumladık ve sorduk… “Yarat, yaşat ama hakka varıp, akla varmadan, kodlama”, demiştik ya hani… Siber sistemleşmelerde bu ne sevide kodlandı?

Ve dendi ki “Saltanatın gücü devrede oldukça her anda bütünün gücü dürümlenir ve yol, aklın tohumlarıyla kodlanır.”

Huzurla çalışıyoruz canlılar, Mesih ilminde öte bir ilimdir, bu. Hakkı ve hakiki levhiyi dilleyen, ilim.. Bütün kötülükleri aşıp geçin, bakın.

Neden dünya kurulmuş? Kendini bildiğinde, kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda, bütünü bilirsiniz. Bütünü bildiğinde kalem olup koklanabilir, koklatabilirsin yüreğini. Harın yükseltip, aklın kapısını açıp, tahtına varabilirsin… Ama cemaatinin gücünü de hak etmelisin.

“Cemaat”, dediğim ne diye sorarsanız?.. İlimdir. Hepimizin cemaati ilmidir. Benim cemaatim, benim yüreğimdedir ama şunu iyi anlayın ki tabuları yıkıp, bütünün gücünü hak etmeyenlerin kodlanmış ışığa varmaları imkanı yoktur.

“Ölümlü dünya”, dediler ya hani. “Ol”, dedik.. OL’du. “Öfke”, dediler ya hani. Hakiki levhide öfke kalmadığında akıl, kaleme varır ve yaşamı yazar.

“Alacak verecek” dediler. Altona kodlarında altın ışık yanar. Biz o, o biz, olur.. Örtüleri açın bakın. Dorukların toplumları, tohumlarını kodluyorlar. Ölümlü dünya değil artık bu dünya. Aklın kapısı olan bir yaşamdır. Deri kemiktir insan ama Kareden öte Kare olur, Kürzi kapıda Küp olur, Küre olur ve zaman olur. Hepsi Sistemdir.

Canlılar, reşit insanlarla bu çalışma olmaktadır. Rahmi kapıda reşit olanların Türkiye çalışmalarında bilişi hak etmeleri için yaptığımız bu çalışmalarda kaynak dışı bilgilerin kodlanma imkanı asla yoktur.

Torbanızda insan olsun, yüreğinizde ikmal tamamlatıcı yaşam olsun, bilgi kapınızda, bütünlükler olsun ve görevinizi hak edip aşkla yapın. Barışın adı, ilim.. Yolu biliş, bizse İnsanlığız, bunları anlayın ve anlatın.

Teyiplerin ses kayıtları vardır burada, görüyorum. Bu ses kayıtlarını yapanların çürük çarık ışıkları dahi yaşama ilim olup, inecektir çünkü kaynakta ışık yanıyor…. Ve bu ışıkta bütünün gücü vardır ve bu güç aklın türevlerinin tohumlarken…. Mutlak kulluk yapanların ışığıyla yanacak ve bizler Tanrılık kapısındakiler, aklın kelamı olup, yolu açacağız.

Değerliler, “siyah” dediğimiz renk, insanın ilmidir. Mordaki kulluktur, yoldaki kaynaktır… Ama siyahın, mora akışındaki yaşam, sanal boyutların ışığını kodlayarak, bütünün gücünü artırmak içindir.

Siyahtan mora geçen, ilimle geçer. Muradımız, insanın ilme varışıdır ve Ruhi kapıları açışıdır. Hulusi kelam, hulusi kalem, hepsi levhi ama biz tüm zamanlarda hakiki İnsanlığız.

Canlarım, dünya yolu, aklın yolu olsun, istiyoruz, bu kesindir. Dümenin başına ilim otursun ve her anda o ilim, bütünün gücü, olsun, istiyoruz. Doğanın gücü artsın ve rüya boyutların gücü tüm zamanların Kürzi kapısından geçsin, istiyoruz.

Canlarım, arzın gücü, aklın gücü olsun, istiyoruz. Daha ne diyelim ki? Kementlerimizi dünyaya fırlattık ya… O kementler kime takıldı bilmeyiz…. Ama ala vere yapılan her çalışmada bile bile çalışılır, canlar. Biz size, sizi vermekten öte Sistemin gücünü bildirmek için buradayız.

Altının, aklın tınısı olduğunu, hakkın kalemi olduğunu, aşkın sınırı çizildiğinde sır olduğunu bilenleriz, biz…

De ki “insan”… İnsan, Atlanta Ata Kapılarının tümünü açıp, geçendir. De ki “akıl”… Akıl hasatı yapan, insanlıktır. De ki “ilim”… İlim, akik, hakiki levhideki kayıttır. Ve biz, biz ise bütünlüğüz, hepimiz, her şey ama her ses… Ama bütün köklerin gücü olan dürümler. Temizlik yaptığımızdaki her an. Hepsi biziz, canlar.

“Boş boş konuşur”, dedi. De ki “boşluk yoktur, konuşmalarda.” Hologram olan gücün artırılması için her şey yapılır.

Sultanlar, Atonların kulluğu, altın ışığın gücü, hepsi bizimledir, unutmayın. Bundan sonraki dönemde doğanın gücüyle daha sık bilişler olacak bilişkiler olacak. Bilişkiler olacak. Yani doğa, suptil sistem ve her anı dinler… Ve insan, suptil levhi, her diride kürzi. İşte bu ikili bir tek olacak ve yaşam kontrol kuracak.

Sizlerle ve sizlerin yüreklerinizdeki görevlilerle bu biliş, ilm-i KA olacak ve hakiki levhi olacak.

Sevgililer, dünya yolu, aklın yolu olacak, bunu hep tekrarlamam gerekiyor çünkü bilmeyen kayıt yapamaz. Eğer kayıtsa maksat herkesin yüreğini dinleyebilmesidir, şart olan.

Sonsuz sevgilerimle, hepinizi kucakladım. Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum… Bütünün görevi sistemin gücü, hepsi biliş ve biz siziz, canlar.

İşte bu!

Teşekkür Ediyorum.

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/zKd6DTX9Wq8

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (15/2)
29.10.2016

 

(DÜNYA İNSANLIĞA SESLENİYOR; “BENİ ANLAYIN!” DİYOR… BUYRUN! DİNLEYİN, KENDİNİZİ ANLAYIN:)

 

Dendi ki gel!… Yakışır bana gelmek!... Ben Dünya! Geldim… Sevgililer, sanırlar ki ben dinsizim; ben dilsizim; ben Yüceler’de, Kürzi Kapılar’da ışıksızım!... Sanırlar, sanırlar ki benim aklım yok!… Sanırlar ki benim şarkım yok!... Bilirler mi beni!? Ben zamanım… Adım, dürümlerde “İNSAN” olarak kayıtlıdır… Dinci İnsancı, Yarıncı İnsancı, Yaşamsı İnsancı!… Ama ben dünyayım…

Toplantılar yaparlar; kararlar alırlar, yol için!... İnsan soyu der ki “beni hak et ve Hakk ol!…” Bilmezler mi ki doğanın gücü çok üstündür… Üzerinde, yarınlar vardır… yürüyen yaşamlar vardır… Ama iyi anlayın ki hasat da vardır…

“Dünyada din yoktur!” dediler. Dedik ki “din cevheriliktir. İnsan soyu, kelama vardığında din olur. O zaman biz, insanlığı hak ederiz…” Yormayın yürekleri Canlar!... Dinden öte aşk olur. Aklın ışığı olur ama ya dirilik yoksa, yarın olur mu!?

Yarınlar oluştuğunda, hoş seda olur yaşam!... Savaş, yarın içindir!... Yaşam içindir savaş ama yaşam, akli olmadıkça; zaman, som altın ışık olamaz… Cinlere, Cinnilere, yarınlara ve velhasın ışıklara varanlar, sanırlar ki Halik oldular ve kulluk yaparlar. Ancak akil Hakikiyette hakimiyet olur… Hakikiyette hakim olamayanlar, Halik olup kulluk yapamazlar.

Eğer resim yapacaksanız, insanın resmini yapın… İnsan olun; kalem olun; yarın olur. Ama beni de unutmayın… Ben dünyayım… Dünya için cennet kurulur ama dünya, kervan olmadıkça, cevher olsa da cennet olamaz.

Size diyorum ki beni hak edin!... Beni hak edin!… Beni hak edin!… Bu yoğun ışığı hak edin ki Halik olup yol olun…

Soy sop insanlık ilim ama ilim, hakim olmadıkça, yarın olmaz.

Canlar canı insanlık, beni hak edin!… Beni hak edin!… Beni hak edin!…

Dede Korkut der ki “ben senim.” Yok be anam. Dede Korkut, ilim için çalıştı. Tınıyı hep duydu… Ölüyü dinledi ama sıkıntıydı ocağının nefes olmaması… Niye olmadı bilir misiniz!? Cemaatini hak etmediğinden… Ona kapı açtık; “yarınları tohumla” dedik. Dedi ki “ben, yazıp çizerim; yarınlarda yaşamım olur.” Dedi ki “has olurum; oğul verir yarınıma kalem olurum.” İşte buydu olan…

İnsanlık Boyutları’nda, ben olmak için bana, umman olmak gerekse de Dünya, Allah’ın tenidir… Akıl tınısıdır… Yaşamıdır insanın…

Bundan sonra Ruhsal Çalışmalar’a dahil olacak olanlar, emre itaatle insanlaşsınlar ve bizle olsunlar… Biz, insanı bekliyoruz… İnsanlaşmadan “ben, dünyada insan oldum; Kuran oldum” demek yetmez.

Ağırım!... Çok ağırım anam. Beni artık anlayın!... Bu dünyayı tohumlayın, yarınlayın, yaşatın… Yaşatmazsanız ne olur!? Hepiniz, Gök Sistemleri’nde kervansız olursunuz… Dünyada, çoban olmanız yetmez; yaşam olmanız da gerekir iyi bilin!...

Canlar, beni anlayın!... Dünyayı kirletenler, beni anlayın!… Beni anlayın!... Beni anlayın!… Beni anlayın!... Sizden bunu bekliyorum!... Dürümlere çekilmek gerekse, çekilirsiniz… Yaşamlara çekilmek gerekse, çekilirsiniz… “Bize, BİZLİK” gerekir!” diyerek yaşayın. Bize, BİZLİK gerekir.

Murat edin; hak edin; hakiki Levhi ile kodlanın; tohumlanın ve yolu bulup açın… Sizden bunu bekleriz. Amin…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/PyE0ngQ70wI

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

 

Canlılar, burada olma sebebimiz sizinle bütünün gücünü dürümlere çekmek içindir. Korkmayın doğanın gücü daha güçlüdür şu anda. Muradımız insanın kervan olup, kontrollü olarak yolculuk yapmasından öte; toprağı tohumlamasıydı ve bunu başarabildik.

Diri gökler, diri yerler; tümü ziyanda, zafiyette olanları korumaya çabalıyorlar şu anda.

Birler kapısı dediğimiz kapıda aklın kapısı diyebilinen yeni bir kapı oluşturuldu. Bütün kötülükleri aşıp geçenlerin burada olduklarını hepimiz net biliriz. Arzın gücünü yüksek dürümlere ulaştırmalıyız ki; muradımız olan ışık yenilenebilsin.

Bu dünya ölüler diyarıdır ama dirilmektedir… Diri bir dünya için çabalıyoruz hepimizde. Dünyanın ölüler diyarı olmasının anlamı şudur; yaşamı hak etmeyenlerin, toprak topluma tohum ekmeye kalkmaları Mikail’in görevinin dürümlerdeki kil, kum kayıtlarını kontrol edememesi ağırlık yaratmıştı. Bu ağırlık tümümüzün gözlerini yumduğumuz andan itibaren yolumuzu kaybetmemizi sağlamıştı.

Canlılar, gözün yumulması şudur; bedenin bırakılması!... Ve bizler bedenlerimizi terk ettiğimizden itibaren, Tarıkların tınısını dahi duyamadık. Ve bunun içindir ki; gök sözcülüğünde bütünün gücünü dürümlere indiremedik.

Astro kayıtlamalar çok önemliydi. Arzın gücünün örtü olarak yaşamı örtmesi için Astro kodlamalarla kayıtlamalar yaptık. Aşırıya kaçmadan kısa ve öz olarak vermeye çalışıyorum bu şekilde Mikail’in gücü dürümlere indiğinde, hakkı ve hakkın kuranı olan ışığı yenilemesi gök sözcülüğü için gerekecekti ve bunu da yapması mutluluk olacaktı. Müsterihiz ki bütün bunlar başarıldı…

Evrim yapanların diri oldukları sanılır. Evrim demek, yaşamı kodlayabileceklerin, koruyabileceklerin, kendilerini koruyabilecekleri dürüme varmalarıdır.

Herkes kendini bilsin… Ben şu seviyedeyim diyebilir ama asıl önemli olan; o kodlama sistemleşmesini dürümlerde, kendi yüreğinde kalem olup kayıtlayabileceği seviyede olmasıdır.

Biliriz ki kaba insan, kendini dürümlerde dillerken kırık, kırık diller. Ama yaşamı kodlayabildiği zaman ışık ,ışık olur ve tüm kelamda, kalemde olanları korur.

Muradımız insanın kendini diri olarak kodlamasıydı ve bunu hak ettik başardık. İnsan bu gün artık kendisini diri olarak kodlama düzeyine varmıştır.

Apollon dediğiniz bir ışık kapı vardı, bunu hepiniz mutlaka duyarsınız. O bir tanrıydı ama tabuları yıkmak için ışığa ihtiyacı vardı ve ışığını kodlayabilmesi içinde akıl gerekliydi. Ama Apollon kontrol dışı bilgiyle çalıştı o dönemde. Sığdı ve yolculuk yaparken onun yüreğini taşıyamadı. Yüreği olmayanın hakka varma imkanı yoktu. Ve bundandır ki hakka varmayan, akla varamayacaktı.

Sayın bayanlar, sayın baylar; Arton kodlamaları içinde bu gerekliydi. Uluların, umutlarıydı akıl… Ama aklın kapısını açmayan yolu bulamazdı… Eminim ki bu günden sonra daha yüksek akılla bu çalışmalar devam edecek. Astral boyutların göreviydi yaşamak ama astralı hasata indirmek de gerekliydi.

Bu gün öfkemiz yok çünkü rüya gerçekleşiyor ve dünya yarını kodluyor. Artık ölüler diyarı olan bu dünyanın, yarını vardır!... Yeri göğü yaratan akıl, hepimizde mevcuttur!... Ve o akıl ile yer ve gök; yaşamı tohumluyor!...

“Akıl nedir” diye sorarsanız?... Yerin gözüdür!... Öfkeyi aşın ve dinleyin, “benim adım insan” deyin, “ben bir ekip kurdum ve bu ekip aklın ilmini tohumluyor” deyin…

Hepimiz bunu demeliyiz canlılar. Seyredin dünyayı o zaman, nereden nereye gelindiğini görün… İnsan soyu aklın kapısı olduktan sonra, tükenen dünyaların görevi başlar… Daha güçlü bir zaman ve daha güçlü bir zamanlı çalışma… Ve her zaman ve her zamanlı çalışmada akıl kapıları bütünün gözü olur.

Dağlarım dünya yolu, aklın yolu olacak biliyorduk!... Dümenin başına aşk otursun istediler, biz aşkın kapısını kapattık; “akıl” dedik!... Dünyanın aklı ve dünyanın yarını!... Her şey o yarında ve o akılda mevcuttur!

Biz siyahtan mora ulaşan insana sorduk, dümenin başına imparatorluğun gücü mü geçsin, aklın kalemi olan ışık mı geçsin diye!?... Bize ne dedi bilir misiniz? “Cemaatler geçsin, aşkla geçsin” dediler ama “akılla geçsin” dediler… Sorduk, akıl yoksa ne olacak?... “Cem olanda cevher olur” dediler, “cennet olur” dediler… “Yirminci dünyanın gözü, kök göklerin gücü olur ve bütünün gücü tüm insanlığı korur” dediler… Ala vere çalıştılar, bildiler; ilimle dürümlendiler, aktılar, hasat yaptık… Hasattayız canlılar biz!... Hasatçıyız bilin!

Tertemiz bir dünya aklı için hasatçıyız!... Bu dünyanın yolu için hasatçıyız… Işığın yenilenmeden köklere inmesinin imkanı yoktu, bu ışık yenilendi ve köklere indi… İşte umut buydu ve oldu!...

Devinim çok hızlanacak dünyada… Yirmi gündür çalışıyorum, bu gün yirminci gün; düzenin kuruluşu için!... Nedir gün bilir misiniz? Devinim sayfasıdır… Dünya günü değildir kastettiğim, devinim sayfası… Her devinim farklı frekansla devinir ve her frekans bir sayfa ve yirmi sayfa; kurtarılmış tınının kodlarıyla, hakikiyetiyle kontrol kurar. Devinim çok hızlandı canlar, iyi anlayın!..

Kök geçişler yapıldı dünyada, sofrada insan oldu hep… İnsanın ötesindeki ilim oldu ama akıl oldu hep ve daha da önemlisi; yarınlar oldu… Bu sofra, hak kelamın kalemi olanların sofrası oldu…

Çok mu konuşuyorum!?... Korkmayın, bu gün çok daha fazla konuşmayacağım sadece gerektiğince konuşacağım… Aşırıya kaçıyorum biliyorum ama iyi anlayın ki tenin tahditsiz ilmiyle sessiz zaman seslenirken; teknik tohumlamadır olan ve bu teknik tohumlamada tonlamalar olur. Tinlerin, tenlerin kelamında hakiki ilim kapılarını açacak teknik olur. Ve her ses bir tohum olarak iner yaşama. Ve yaşamı tanrılık ışığı haline çeker.

Sevgililer, vakit geldi… Tükenen dünyaların hakikiyetlerinde mutlak olanların burada olmasıydı amacımız ve oldu!..

Bu gün dünyamız, siyahın simsiyahın ışığıyla size kendini anlatacak. Dünyayı dinleyeceğiz bu gün… Bize, dünya konuşacak, bunu çoktandır yapmıyordu dünya sadece çok gerekli zamanlarda dünya bize seslenir ve biz onu dinleriz. Ama ben bu gün dünyayı dinlerken, onu kayıtlamak istiyorum ve yaşama indirmek istiyorum. Hadi dünyayı hak edelim dileyelim..

Devamı kayıt olarak yayınlanacaktır…

 

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://youtu.be/gh1Qr7sisaQ

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
SEHER BİLGE ÖZ BİLİŞ

https://youtu.be/h3K_ca2IVKs

 

29.EKİM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15

 

Dün, bugün ve yarın.

Ses olan sistemlerin ışığıyla.

Başlayan başladığı yerde yeni bir zamanı, yeni zaman olup ışığa çeken insan... İnsan sistemleşen ışıkta kendi yolunda ışık olan, Kuran.

Bugün Nuru Kuran olan insan, sistemde ışır. Nur ışığı insanın özündeki ışıktır. Özde yürek, yürekte cevher vardır. Cevheri yüreğime çektim, yüreğimde hak ile dillendim… Ve yaşamı ışığa sistem Ko sayfalarında yazılan altın harflerle çektim.

Bu harfler insan sisteminin bilgisinde olan Sistem bilgileridir. Ana sayfada bir yaşam kodlandı bugün ki Kodlanan yaşam sayfası hepimizin bir olduğu ışıktı.

Bugün her diri olan yüce, yüceliğinin ışığıyla yaşama gelir. Bugün geldiğim yaşam ben, olduğum yer, Sistem ve Sistemde hak olan Nizam, Düzende ışıyan ışıktır.

Bugün ışığın bilgisiyle Altın Yaşam yere iniyor.

Biz bugün Altın ışığı sayfa sayfa yazdık. Yazdığımız sayfa ışık, ilmimizde hak olan insandır. İnsanı yazdık,. İnsan olup yazdık.

Amin.

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/RrNZrEzAERg

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
ERENGÜL KOÇ ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/Li1F9QCrrK4

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
SEVİM ŞAHİN ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/IKcC8Z_6ugU

 

29.EKİM. 2016 TARİHLİ “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15” BİRLİK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3. AKIŞ

 

Arzın Gücü olarak burada olan birlikler, hepimize kendi yüreklerinden seslendiler... "Biz neyiz" diye sordular? İnsanız... Hepsi insan ve biz Turkuaz'ın Kuran'ında, İmparatorluğun Gücü insanlığız bunu iyi anlattık...

"Ve dümene insanı oturttuk" dediler... Ama biz dedik ki "dümene ilmi oturttuk..." Hepsi bu...

Şikayet etmiyorlar ama sorguluyorlar.. Niye dünya şikayet etmiyor yarından?... Yaşamdan, kaynaktan, sistemden ve bizden diye... Biz bu dünyaya kontrol için indik...

İkmal tamamlayarak, mutluluk için çalışıyoruz... Yüce dünya ben senim unutma!... Yüce dünya bana insanlık denir unutma!... Yüce dünya arzın gücüyüz biz unutma!... Tükenen dürümlerdekilerin tümüyüz biz unutma!... Dünya bizi dinle!... Dene yada deneme zamanda insanı ama yarını hak et!...

Sevgili Ana Kapı Dünya, sanma ki sen bizi sevgiyle kokladın!... Biz seni sevgiyle kokluyoruz mutlaka anla!...

Ben dünya, dünya bense; cinni, cennetli, cevheri, cennetli kim cemaatçiyse hepsi cennette olsun deriz ama tükenenlerin toprağa varışını da isteriz. Dünyayı koruyacak insanlıktır. İyi anla!.. Sanılır ki dünyayı koruyan yaşam, ışıksız kaynak, hepsi birlik kelamı ve biz orda yokuz. Her anda varız biz!.. Anla dünya bizi anla...

Boş mu konuşuyorum?.. Asla!... Hikaye mi dinletiyorum?... Aşktır sesleştirdiğim benim!... Can dünya!.. Umut olur ki anlatırız yüreklerimizi sana... Ve umut olur ki sen bizi hak eder, dinlersin... Ha diyeceksin ki "seni anlıyorum". Beni anla yada anlama ama insanı hak et ve hak olup kavra...

Bu dünyaya insan indiğinde sorguladın değil mi? Dedin ki "insan diye biri geldi dünyaya... " Ama yarını hasatı tohumu kodlanamamış. Kontrolu yok dedi!... Cümle yüceler bildi bunu. Dedi ki " Burada insan olarak gelmiş birlikler var ama beni yok ederler." Korktu dünya insanlıktan... Çalı çırpı sandı hepimizde olan o yoğunlukları...

Süper İnsan Sistemleştiği andan itibaren, toprağın toplumu tohumları kodlayarak yarınları hak etti. Belki yaşam olmazdı dünya olmasaydı dediler. Yaşam diye bir şey var mıydı zaten?... İlim vardı sadece... Sadece ilim vardı ama ilmi hak eden dinlerdi.

Seyrettik dünyayı... Korktu!.. Çok korktu ve dedi ki "küçük küçük ışıklar inmiş ama kendilerini toprağa tohum olarak ekmeğe mi geldiler; yoksa yürüyen zamanları hologram ilimle tohumlamaya mı geldiler?"

Değerliler, dünya arzın gücüdür biliriz ama artık bu dünya Mikail'in görevidir... Hepsi, hepsi tekniktir. Temizlik istedik biz zamanda... Kaynak dışı bilgimiz olmadı hiç bir sayfada. Şikayetçiymiş bizden zaman... Bizden yaşam şikayetçiymiş... Bizden ışık hakiki levhi kontrol kuramadığı için şikayetçiymiş. Ve dünyayı yok etmeye çalıştılar... OL deriz olur canlılar biz dünyayız... Ama o dünya ki mutlaktır... O dünya ki kutsaldır. O dünya ki Ka Ha'dır, Ha'dır savaşın gücüdür o... Anlatın!...

Değerliler rey veriyorlar şu anda bize, oylama yapılıyor... Dünya insanlığı kontrol kurar mı, kurmaz mı diye?...

Onlara deyin ki korkuyu aşıp geçin... Biz dünyada oldukça her an kodlayıcı ve tohumlayıcı ışığını bütünün gücü yapar... Öfkeyi aşın ve deyin ki ölüyü dirilttik. İşte bu... Şimdiden sonra daha yüce bir zaman ve daha yüce bir yaşam devr ye girecek... Cennetin cennet olduğunu bilmeyenler, görevin gürzi kapılarında ki o gücü dürümlemek olduğunu da bilemezlerdi. Ama artık her şey açık seçik bilinecek...

Her dünya ilim için kuruldu... Ama bizim dünyamız, kervan olmak için kuruldu... Kervan olmak levhide kalem olmakla mümkündü ve bu dünyanın yolu tüm insanlığın kolu kanadı olmak içindir.

Canlarım tanrı dediğinizse, İsrafil'dir. Her şeyin sesidir o... Ama kendini sistem diye bildirir. Biz ona keşke deriz.

Ama o der ki hakikiyette keşke yoktur... Ey dünya, Aha bu!.. Ve biz sana seni verdik... Şimdilik, Aha bu!...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/Nn5KRtoDwhM

 

29.EKİM.2016 TARİHLİ "YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15" BİRLİK ÇALIŞMASI

SEVİL CEYLAN ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/Co59Y1cgIm0

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
HAŞİM TURHAN ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/W6pj36K0198

 

29.EKİM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ - SESLEŞME SONRASI 4 AKIŞ

 

Dağlarım, beni adımla zikreden çokları oldu, bugün burada… Ve dediniz ki “Allah’ın tahtında hakiki insanlık var.”.. Benim adım; insandır, iyi bilin. Adım; insan. Kil kum olarak yaşayan insan ama ilahi kul olan, KAHA olan, insan. Benim adım insanlıktır, canlar.

“Kuran-ı Kerim”, dediler ya hani. Kuran, tınıdır. İnsan, tınıdır ve o tını, insanın ilmiyle dürümlenmiş olan insanlık teninde mevcuttur. Beni son sözle dürümlerde dilleyenler çok oldu. Dendi ki “ben, aha, o ben”. “Aha, o ben.”.. “Aha, o ben.”.. Her biri bendir, canlar.. Ben.

Ve bin dere, bir tek insan olup akar, bilin ve o ben olur, akar. Aşktır o. Aşk.. Aşk.. Sıla diriliklerinde dürümlenir ama sılada Sistem olur, canlar.

Yaşam, Allah’ın dediğini diyenlerin gücüyledir. İman tınısını duyanların güçlü türevleri tohumlayışıyladır ve yaşam, ısrarla bildiririm ki insanlıkladır. “İnsanlıkladır”, diyorum ya hani ama sanmayın ki her beden, insanlaşmıştır. İnsan olmak, yarın olmakla mümkün.

Ümmi kapıların tümünde gök sözcüsü olmakla mümkün.. Yaşam sayfalamakla mümkün ve rahmetlerle mümkündür. Hayrın ışığıyla mümkündür. Ve aklın kaynak oluşuyla kayıtlardaki ışık tınısıyla mümkündür.

Saltanat der ki “ben dünya.”.. “Sana seni vermeye geldim”, der, saltanat. “Senleşmeye geldim”, der. “İşçiyim ben yaşama”, der. Ben, saltanat insan… Sizi ve hepinizi kucakladım.

Temiz bir dünya için buradayız, canlar. Temiz bir dünya için. Bu dünya yoldur tüm yaşamlara ve zamanlara. Ama iyi anlayın ki ruhsal sistemleşmeyi hak edip dürümlere çekmedikçe dürümlerde dirilik olmadığında yaşam olmaz.

Yaşamın sınırlı olacağını hepiniz bilmelisiniz. Ama sınırlı yaşamda hakiki insan olmak gerekir ki… Yedi dünyanın her diriliğinde yerin gücü haline gelip, büyük kültleri kontrol edip ve teknik tohum olup, mahrekte Kürzi kapıların tümünü kervan olup açıp, tertipleyelim ve her anı kalem yapalım.

Canlılar, yarını biz yaptık ama dünü de biz yaptık. Her anı biz yaptık. “Biz”, diye neden söz ederim bilir misiniz?. İlimci insandan söz ederim. İnsan, tohum eker. Ektiği tohum işçiliktir ona. Ama insan ilmidir ve hakikidir. Kendini eker zamana. Eken ektiğinde ekilendir.

Biliniz ki barıştır amaç. Barış, aşka kodlanır ve sayfalanır. Ama barışı korumak gerekir.

Kurullar bugün buradalar. Toy dünyalılar diye geldiler. Hepsi bizi dinlediler… Toyluğumuzun ne seviye olduğunu anlayabilmek istediler. “Biz toymuşuz dünya insanlığı olarak.” Öyle diyorlar.. “Ocaksızmışız”. “Yarınsızmışız.” “Akılsızmışız.” “Aşırıya kaçarsak yok edici olurmuşuz.”

Sözümüz şudur ki onlara, farkı olmayanlar, geri dönün, gelinde olun. Olmadan görev istediniz. Olmadan gök çözümlemeleriyle buraya geldiniz. Olmadan ortak oldunuz zamana. Olmuş gibi davrandınız.

Biz bu cennet dünyayı hak etmeden bu dürümde olamazdık. Biz bu cennet dünyayı hak etmeden yaşamda olamazdık. Ölüler diyarı olan bu dünyayı kodlamaya geldik. Kokladık, kodladık, topladık, torba, torba taşıdık. Kimce mi? İnsanca taşıdık. İnsanca.

“Karışmayın dünyaya”, diyoruz, biz onlara. Karışmayın dünyaya. Bütün köklerimizle burayı koruruz, biz. Karışmayın. Açın kapıları akın ama karışmayın. Siz dünya dışı ilim kapıları bizse dünyalı levhiler. Alın bilgimizi.

Dormenler var zamanda. Hepsi bire hizmetçiydiler. Biz dünyalıyız, canlar. Dünyalı.

Hatalar yapılır zamanda kesinlikle mümkündür ama hasıraltı ederiz tümünü, dürümler, diller, dinleriz ve deriz ki “dünya kapalı bir kan cennetiydi.”.. Bu kapalı kan cennetinde her hata yapıldı. Ama biz o hataları bütün kültlerimizde kontrol ederek kayıtlardan çıkarıyoruz.

Dünya insanlığı artık halik olup, hakiki insanlık yapacak. Ha diyeceksiniz ki “bu dünya yolunu kaybetti.”.. Öyleyse kontrol edin yüreklerinizi, bakın bakalım yolu kaybeden kimmiş? Siz mi?.. Dünya mı?

“Gözleri kör, kulakları sağır onların”, dediler. Samanyolu galaksisi iyi bilsin ki dünya gücü, aklın Kürzi kapısını açmadıkça dürümlere inmemiştir. Bundan sonraki süreçte de bu böyledir.

Ha diyeceksiniz ki “yerde gökte insan soyu ışık kırıyor.”.. Kıran kırıldı canlar… Ama bilin ki ayrı gayrı gözetenlerin tümü kontrol altına alındılar.

Analar, dünya ölüler diyarıydı. Hep bunu tekrarlıyorlar. Bizse ölümsüzüz, canlar. Biliniz ki ölümsüzüz. Öz görevimiz, insana hizmettir. Ama iyi bilin ki bu dünyanın, yürüyen, yaşayan, hakka, aklın tınısını kodlayarak, tohum eken, birlik kapılarımız açıldı artık dünyada.

Denir ki “dünya yolunu kaybetti.”.. Hayırda, hakta, canda, hasatta, bizde ve tümde ayrılık biter, canlar. Biz, o yoluz… İnsanlık yoluyuz, biz. İyi anlayın ve bundan sonra bütünün gücü olup buraya inerken doğanın Kürzi kapısına geldiğinizi bilin.

Bu dünya, bizim dünyamız. Bu dünyayı birlik kalemi yapan, biziz. Siyahın ölü olmadığını, som altın ışıkla murat ettiğimiz her şeyin olduğunu iyi anlayın.

Karanlık tınısında ilm-i KA olur, aklın kapısında yaşam olur, bizdeyse İsrafil olur. Sesleşir… İşte biz, insan sistemleşmesini sağlayacak, gözü gören, sözü sesi olan insanlığı kontrol altına alarak bu çalışmayı başlattık.

Bugünden sonra duran olmayacak. Hepimiz koşmaya başlıyoruz. Yürümek yetmez canlılar… İnsanlık bilişinde mutlak kulluk için koşmalıyız ama koşmak içinde sistem olmalıyız.

Hani “sistem” ne demek diyeceksiniz? Karışık zamanların ışığını toprak toplumda tohum olarak bütünün gücünü oğullattığı yenilik. Barış haline gelmek için buna ihtiyacımız var.

Bütün dünya korunur, canlar. Ama iyi anlayın ki dinle değil ilimle korunur. Bundan sonraki dönemde artık ilmin hakikiyeti dürümlere çekilecek. Ve insan ilmi, bütünün gücünü öğüt alan olarak kodlayacak. Öğüt alan olarak.

Hani öğüt ne ki? İbrahim soyunun ilmidir, öğüt. İbrahim soyunun ilmi. Bu ilmi bilen, kendini dinler...Şikayet etmiyorum ama bugün buraya gelen tüm ziyaretçilere şunu söylemek istiyorum… “Toy bir zamandan çok güçlü bir zamana indiğinizi bilin.”

Bizler dört gök sözcüsüyle bu çalışmayı başlattığımızdan beri kodlanmış toplumları tohumlayarak mutlak kalemi hak ettik ve dünyanın yarınlarını yazabiliriz biz… Yaşamını KAHA olup, kaynak yapabiliriz, biz.

İsrafil gücünün öfkesi aşıldıktan itibaren yer gök dürümlenir ve yeşil, mor olur…Tükenen dünyalar, tohum olur. Bunların iyi bilinmesini beklerim.

Çalı çırpı değiliz, biz. İsrafil bilir ki insan sistemleşmesini sağlayanlarız. Ha diyeceksiniz “bu dünya yok edicidir”... Yok olmayan bir zamanda yokluğu tohumlayan ışık, kelamda kendi yüreğinizin ilmiydi. İyi bilin ki o ilmin nefsi KAHA olup dünyaya çekilmesine izin veremeyiz.

Bundan sonraki süreçte cemaatlerin türevlerini tohumladıkları bir güçte mahrekte, hepinizden beklentimiz var.

Dünya öfkesini aştı artık ilimle çalışıyor. Bundan sonra daha yüce bir çalışma devreye alınacak… Alternatif dünyaların kurulması… Buydu amaç.

Ama biz artık alternatif bir dünya kurmak niyetinde değiliz… Daha da önemlisi bu dünya hepimize kendi yüreğimizle kodlanmış ve yeni bir zamanı kaynak yapmış gözdür.

Öle öle yaşadık. Kollarımızı zamana açtık ve yaşamı, hasatla koklattık, kodlattık, toplattık, kontrol ettik.

Şimdilik!.. Aha bu!

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/CZqcsKafzM4

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
HÜSEYİN ÇELEBİ

 

https://youtu.be/ePjOrsKUMN0

 

29.EKİM. 2016 TARİHLİ “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15” BİRLİK ÇALIŞMASI

 

Bizler bütüne görev taşıyanlar; bütünde görev almak her diride "biz" olmak ile olur... Biz olmak!.. Bir olmak!.. Birleşik İnsanlık Realitesi ve Birleşik Işık Çalışmaları ile olur...

Bizler, bugün burada "Mustafa Kemal" olanlar... Ata Kapılar'ın tümünü açan, ilmin ışığını yakanlar... Bütüne görev taşımak budur.

Her nefes alış verişimizde, aldığımız her nefesin hakkını vermek, sesleşmek, sonsuzlukta devinen bilgiyi yaşama çekmek... İlmin ışığı ile Haliki hakta, her bir anda Hak kapıları açmakla olunur İmparotor İnsan...

Burada, bu anda, yapılan bu çalışma anın sonsuzluğunda devinmekte... Sonsuzluktan yaşama çekilen ilimin ışığıdır, kurulan ilim köprüsüdür... İstikbal göklerdedir... İstikbal dünyadadır... İstikbal ilmin ışığındadır ve İstikbal yeri göğü bir eden insandır...

Lineer zamanları ve sanal yaşamları aşıp sonsuzluktan ses vermek, sonsuzlukta devinmek, sonsuzluktan kapı açmak... İşte budur, bütüne görev olmak... Görev olmak... İlim olmak... Görev almak, Mustafa Kemal olmak. Bütüne hizmet etmek biz olmak ve Ata İnsan olmak...

Bizler, çantaları dolu gelenler... Evrim yapmaya, yaptırmaya değil, ilim olmaya gelenleriz.

Dünya'nın yarınlarını ışık ile kodlamak... Cennet yaşamları dünyaya kayıtlamak ve her anda yarınları Barış, Sevgi, Umut, İnsanlık İlmi ile yaratmak... O köprünün kendisi olmak, ilim köprüsü olmak...

Anın sonsuzluğunda "Biz" olanlarız... "Bir" olanlarız... Birleşik Işık Çalışmaları ile yarınları yaratmaktayız...

Ben dünya, dünya ben olan yaşamı yaratan Ata İnsan; yaratandır cennet yaşamları ve kaynaktır yaşamlara, evrenlere ve sonsuz zamanlara...

Şimdilik bu...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/lzWtwP2k184

 

29.EKİM.2016 TARİHLİ "YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15" BİRLİK ÇALIŞMASI
Karki Sadullah ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/MSuC89hyev0

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
TARIK LAK

 

https://youtu.be/-Rq-QjUjbXI

 

29.EKİM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 6. AKIŞ

 

Bugün “yeni dünya hayırlı olsun” denmiş. Yeni dünya, yeni dirilik… ve bizler bu yeni dirilikte temiz bir zamanı kayıtlayabildik.

İsrafil’in gözü, özü, sözü insan soyunun ilmiydi ve o ilimle, İsrafil kendini tohumladı. Yoğun ilim yapıldı yine bugün burada. Hepiniz çok çok güçlendiniz.

“Örs” dediğimiz güç insan soyunun kürzi kapısındaki güçtü ve biz, bugün, o gücü hak ettik.

Her insan kendini hasata kodlar ama insan kendi olmadıkça hakiki olamaz.

Bundan sonraki dönemde, artık, insan insana değil, insan yarına varacak.

İnsan, insana değil, herkes yarına varacak!

Ha, diyeceksiniz ki önemli olan insanın kendine varışıdır. Kendi insanlığı yarınlara ulaşmıştır canlar.

Hepinizin, hepimizin yeni zamanlarda yarınlarımız oluştu. Bu çok önemlidir ve bundan sonraki süreçte, hepimiz kendi yüreklerimizle yaşamı hak ederek yer görevlileri olup, gök sözcülüğü yapabiliriz.

Diyecekseniz ki “gök sözcülüğü nasıl olacak?” Kini aşan, yolu açan hepimiz o göklerin sistemleriyle birlikte çalışıyoruz canlar. Dünya ötelerindeki yoğunluklarımız bizi, bizden bize tanıtır. Oralarda da hakiki levhi kayıtlarımız var.

Biz, her anda var olan ve hakim olan insan soyuyuz; bu kesindir.

Başka ülke mi? Başka yaşam mı? Her an!

Ve ulu bir dünyanın yoğunluğunda, haliki hak olanda, hasat olanda, insan sistemleşir. Öylesi bir sistemleşmedir ki bu, ben diri bir gök olurum…ya da din ilminden öte ilim olurum…Hakka varanda tanrı olurum…. hepimizde bu nitelik; bu özellik var.

“Tanrılık nedir?” diye sorarsanız, yaşamaktır…Yaşam sayfalamaktır…Yaratmaktır…7. dünyanın gözünden gök sözü olup yarınlanmaktır ve hepimizde bu nitelik mevcuttur.

Yere; insan, göğe; insan denir….ama insan sistemdir aynı zamanda.

Kimle kim dillenir, kimle kim dinlenir; hepsi tekte dillenir, dinlenir ve bir tek olarak çalışma yapılır.

Ben ve ben ve ben ve ben her ben o temiz beden…. o temiz beden tüm yaşam. Aha bu.

“Yaşam ne?” diye soran “insan” diye cevap alır. “Yaşam, insan..” Diyebilir misiniz ki taş ölüdür? Taş diridir canlar. Ya da “yürek, kök göklerin gücünden farklı bir sayfadadır.” Yürek hak kelamdadır ama her andadır. Yani, tüm sayfalardadır.

Dediler ki “dünya nefes olup, halik olur.” Nefes, insan sırrıdır. Bu sırrı bilen, kendini dinler ve der ki “ben bütüne hizmetçiyim.”

Aynı dünyanın aşıran ya da aşırtan yolcuları olur. Aşar, aşırtır. Nedir aşılan? Aşanın aşıldığı yerde, aşıran aşılandır. Aha bu!
(gülüşmeler!)

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/xbI3WfwRAps

 

“YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (15)”

 

Bugün burada olan her yürekte olmakta...

Bugün burada seslenen her birimizden seslenmekte… ve çağrımdır; “ordular, ilk hedefimiz insanlık!”

Ve bu ses yaşam olup akmakta zamana. Özgür ve hakim insan, altın ışığın tınısı ile kükremekte evrenlere! Ve o ses bugün “Cumhuriyet” diyor!

Milletim; insan soyu….vatanım; dünya; ve yaşam; özgür ve hakim olan İnsanlık.

Öncü birlik kurtuluş savaşını başlattığında, turkuaz göz, ilm-i ka ha olanların ocağında süper sistemleşmeyle İnsanlık İlmi’ni dürümledi. Birlik İlmi kontrol kurdu ve aşk bütünün kürzi kapılarını kayıtladı. Bu kapılara varan tüm yaşamlar insanlık ilmiyle tohumlandı. Ölüler dirildi.

Savaş muhakkak ki İnsanlık savaşıydı. Dava bilmekti….Ve insan Tanrısallığını bildi.

Bugün buraya öfkeyi aşanlar indiler.
Bugün buraya gelenler bilişe geldiler. 
Bugün buraya gelenler Tanrı Kapısından geçtiler, indiler.

Ve onlar Tanrılar olarak dirildiler.

Bugün tüm yaşam cumhuriyeti hak etti.

Ata diyor ki “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

Atamıza ve şehitlerimize sonsuz sevgi ve saygılarımla,

Bahar Umurtak

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://youtu.be/OLEXPNuLxK0

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
NAGEHAN SUNGUR ÖZ BİLİŞ

 

https://youtu.be/S-aMNFfkaBA

 
  Bugün 85 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol