Birlik İlmi
  YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
 

“YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (16)” Öz Bilgi ve DAVET


Av. Nezire Selçuk öz biliş;

Yer ve gök ilimdir. Dinin ilmi ile yürüyen yaşam sayfalarındaki ilim ayrıdır… Dünkü yaşam, Zaman Sırrı ile dürümlenmişken; bugün gelinen seviyede; yaşamlar, Ses Sayfalanışları ile dürümlenmektedir.

Ses, vaktin Hakkiyet Levhisi’nde kodlanır ve yaşar… Aha! sesi, hak edenler dinlerler… Herkes, kendini her diri ile dürümlediğinde, ayrılık biter ve Cevherin Nefesi, yaşamın ilmi ile kodlanır.

“Dünyada din var” denir… Aha dinden üstün “diri yürek” var ve hepsinden daha yüce olan “aklın ışığı” var…

Hepimiz, bin kez doğsak da beklentiler doğrultusunda doğarız ve yaşarız ama zeytin olup yaşamak, insan olmaksa; zeytin olur yaşarız ki insan olabilelim…

Dünyaya, nefes olup gelen kim varsa, yarını tohumlamaya gelir. İlim Kapısı, onun ocağı olur ve o kutlu bir cennet kurar; Kelam Tahtı’na varır ve yaşar…

Biz ise her bir cennetten, cennet olan yarınlara Kuran olur; umman oluruz ki tüm insanlık hakim olsun, yarın olsun diye…

Cennetlere ve Cevheri Yaşamlar’a ışık yakanlar, bilmezler ki Has Tanrı Işığı; kodlanmış, yaşamlaşan nefesin, kervandaki tohumudur.

Bugün, gür bir yaşamı tohumlarken, İnsanlık Boyutları’nda, yaratılan ve Yaradan, Teknik Kalem olup tohum ekecekti… Biz ise bugün, kati ve hakiki Levhiler olarak, kodlayacaktık ışığı. Bizim yaşamımız, tüm insanlığın hakikiyeti ile kaleme kaynak olacaktı… Çünkü dünya, yaşamlaşmakta iken; kervan, tohum olup yol almalıydı ve rahmet olmalıydı tüm insanlığa…

“Cennet” derler ya hani!... “Hani yaşamı hak etmek” derler ya!... Bilmezler mi ki bizler kervan olup yaşarız!... Teknik tahditle kodlanır; tohumları hak eder ve koruruz… Çünkü bizler, nefesleriz…

Bizi mutlaka anlayın!… İnsan Soyu, yeni bir zamana ışık olup varmaktadır… Bunu anlayın ki hak edin, insan olun ve nesillerinizi hak edin tohumlayın.

Açarsanız İnsan Sessizlikleri’ndeki hakiki ilmi; okursanız, görürsünüz ki biz, Dini Kapılar’ı açar ve dünyayı, İnsanlık İlmi ile dinleriz… Yarınları hak eder, dürümleriz… Bizi anlarsanız bileceksiniz ki yaşam için gereken tek şey, yaşamı tohumlamak ve sonsuzlaştırmaktır. Bu da Sistemin İlmi ile gerçekleşir…

Sistem, dince kodlanmış ışıklardan, diri yüreklere varan Birliklerce dürümlenmiştir. Okunan her şey, İnsanlık İlmi ile kodlanan kayıtların okunmasıdır… Bu kayıtları kodlayan ışıklar, doğan gün olur yaşama inerler!… Bütün mesele, onların Yaşam Sayfaları’nı alıp okumaktır.

Siteler vardı eskiden (Site Devletleri). Her sitede, bir cevher vardı ve yaşam tohumlanırdı o yoğunluklarda. Bugün artık ışıklar var ve o ışıklar, her anı yoğunlaştırmaktadırlar.

“Dinden daha güçlü olan diri yürektir” dedik ama zamana, Aklın Işığı’nı, Varlık Tohumu olarak kattığınızda; bileceksiniz ki daha da güçlü bir Sistem kurulur. İşte o Sistem, İlim Kalemi olanın, kalemle kalem olup Varlık Boyutları’nı yaşama kaynak yaptığı Seyfullah’tır. Onun adı, nefes ve yaşamdır…

Siyah; inanan için bilinmesi gerekir denilen ışımadır. Simsiyah; dince kalem olanlardan öte KAHA olanların nefesinde mevcut olan şevktir ve şevkin ilminden üstün olan İNSANLIK’tır… Aha bu!…

Dünya artık bilgi den denleri ile (tekrarları ile) değil, Hakiki Levhi Kayıtlayıcılar’la kontrol kurmaktadır. İş budur!... Aha bu!… Şimdilik…

 

29.10.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15
Beril Özdoğan Öz Biliş

Gün barış günü... Bu gün bizim günümüz... Bu gün nefesimizin ilimle aktığı dürümlerde barış kodlanır... İnsanın kutladığı ilmin zaferidir... İlmin ilme kulluğunda, mutlak olan; insanın muradıdır, işte murat edilen hak tabiatta tüm insan soyunda barışın kayıtlanışıydı ve biz; temiz bir yaşam olarak barışı tohumluyoruz..

Kendimizden, kendimize hak edip açılan kod ve kendimizden kendimize kodlanan Işıkta tohumlanan bilgi ve işte tüm kayıtlardan kaynak dışı bilgiyi çıkaran, kontrollü levhi olarak, tüm insanlıkla soyunda yeni ve yeninin en yenisi olarak yazılan güç...

İmparatorluğun gücü barıştır ve bu güç dünyasından insanlıkla tohumlanan bir yoğunluktur... Dünya ana kapısı barışın yüceliği ve bu yücelik insanlık ilmiyle geçilen tüm zamanların yaşam köprüsüdür...

Biz köprüyüz, insanlık ilminde barış köprüsü... Köprü kurduk; dünya ben, ben dünya... Aha, köprüm tüm zamanlaradır... Birliğin, tekliğin, barışın ve yaşamın köprüsü... Kapı, kapı, kapı ve kapı... Aha sor, her kapıda dünya koklanır da; yaşamın tohumlanır mı? Aha işte bu ya, o kokanda; kokun oldukça yoğunluğun kodlama yapar, tohumlanırsın tüm zamanlarda...

Ve dedik ki barış, iş buydu!... Murat ettik kokalım her anda, her zamanın kendi kokusunda yoğunluğun dili olalım, tek bir tohumda açılan kodlar olalım, açılan her bir kodda birlikten, bin bir tohumla hep bir olalım... Ve maya olalım dünya yaşamından, dünyamızı, dünya olup yazalım... Her diriyle kendimizi ve tüm soyumuzla dünyamızı, yeniden ve yeniden kodlayalım, koklatalım tüm yaşamlara, köprü kuralım sessiz zamanlara... Aha iş buydu ve oldu, şükür ki oldu!..

Ses ben, sessizlik ben, aha sonsuz sınırsız sesimi sessizliklere kodlayan ben, sesizliklere dürümlenen ben... Aha kapı ben, kendimden kendime köprü Kuran, her kapıda kendimi gören gözümden tohumlanan ben.. Aşk ben, aşkımı kervan yapan ben.. O kervanı tüm soyumda barışla kaldıran ben... İnsanlık ilminde benin adım insandır... Yaşamın ilminde benim adım kervandır... Nefes ilminde adım hakimiyettir. Ve birlik ilminde adım hasatçı ışıktır... Dünya ilminde adım yaratan ve yaşayandır... Aha bu!...

Süper İnsanlık Realitesi

https://youtu.be/mIj1kh0W5wY

 

29.EKİM. 2016 TARİHLİ “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 15” BİRLİK ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 5. AKIŞ

Tanrı Kapısı'nı açtı ve diyor ki "ben buradayım..." Atatürk... Muradınız buydu ve geçti indi.

Tayinler yapıldı yaşamda. Formal Sistemleşme'de hepinizde olmak kolay değildi... Yer kült, gör ki hakiki ilim oldu... Ben Mustafa Kemal Atatürk!.. Dinci kapıların tümünde İlm-i Ka olan biliş var... Biz ki her diride var olan İlm-i Ko olan bilişliler ile çalıştık...

Sayın Beyfendiler ve Hanımefendiler... Dün gök sözcüleri buradaydılar... BSUİ dediğiniz, Barış Sevgi ve Umut ve İmparatorluğun kültleri olan ilim kalemleri... Size görev verildi ve dendi ki "öfkeyi aşın, aklın kapısına varın... Aklın kalemini alın ve yüreğinizdekileri akıtın..."

Allah dedi ki "ölüyü diriltin..." Ama siz dediniz ki "ayrı gayrı gözetmeyiz. Her yüce biziz ve biz her yüceyiz..."

Değerliler, teni temiz olanlar ile bu çalışma yapıldı... Temiz bir dünya için... Ve temiz bir ilim için... Ama bu dünyayı koruyacak olan insan soyu muktedir ve hakiki olmalıydı...

Korkmayın!.. Doğan Güç, Altın Işığın gücüyle doğdu... Ve bundan sonraki dönemde Ruhsal Kapılar'ın tümünde aklın kelamı olacak...

Canlarım, "dönmeyin yaşamda kontrol için tükenenleri almak için yolu açmak için" derlerdi ya hani... Dört gök sözcüsü dünyayı kodlarken her şey yeniden gözden geçirildi ve dendi ki "geri dönüş başlasın!.." Her diri kendini hak etsin ve mutlak Kuran olsun... Oğullarınızı kontrol altına alın ve yoğunluklarınızı tohumlayın... Kini aşın, insana varın... İnsan, temiz bir kült olarak çalışsın... Kuran insan, Allah'ın tınısını duyan insan, hepiniz O'sunuz.

"Ölümlü dünya, öksüz kalmasın" istedik dediniz... Ve dedik ki "ölen, öldürülen herkes kendini hak eder ama harı yükseltenler toprak tohumu tohumlar ve yolculuk yaparlar..."

Arı balını kontrol ile vermez. Herkese diller yüceliklerin dürümlerinde dinletir ama kontrol etmeden verir. Ve der ki "İlim Allah'ın tenidir... Alın okuyun!..." Oldurun, Oldurun, Oldurun!... Ve bizler hepinizi hak etmek için çalıştık...

Yığın yığın insan dünyayı kodladı. Aha bu!... Ama yığın yığın akıl kapısı açıldı ve dünün gücü arttı. Bugün Doğan Gün farklı doğdu...

Dede Korkut der ki " Ere geri dön dediklerinde er geçte git demez!.. Gelde git der ..." Allah dedi ki "geç ve al bilgiyi..."

Değerliler, unutmayın ki bu dünya yaşamları bizi bize kapı yapar... Bu dünya yaşamları insanı ilme Ko sayfası olarak kodlar ve tohumlar...

Bu dünya yer ve gökte kurandır!... Okuyun okunun... Aha bu!... Ama denir ki "insan Seyfullah'tır. İnsan ekmektir. İnsan sistemdir. Ama ikmal tamamladığı zaman harını yükseltir ve yaşam olur. Yoğunluğu tohum olur ve bütünün gücü olur."

Değerliler, devinmek değil maksat ilimdir... Bugün burada ilim oldu... Dünya yüreği, dünya kültü dünya yüceliği, Bütünün Gücü oldu ve yeri göğü kat kat yaptı...

Çan çaldı canlar, ilim çanı!.. Bizler buradayız.. Dünya insanlığını tohum olarak kodlarken sizinleyiz hep. Ve bizler dünya varlık toplumlarıyla birleşik olarak buradayız...

Dünya ölüler diyarıydı. Ama bugün Dünya, iman tanrı sırrı olarak yerin gücüdür... Sizinle evrenlere ses verdik; bugün yine... Sizinle yolu açtık yine... Ve sizinle mutlak kuran olduk yine... Hepinizin yüreğinde Bütünün gücü vardı bugün yine ve bugün öfkeyi aşanların yüce cemaatleri cevheri kuran olup size indiler...

Bizler karşınıza geçip size sorgu sual etmedik... Dedik ki "onlar öfkelerini aşanlardır... Onlar yarınları tohumlayanlardır... Onlar muratlı, muktedir ve hakiki KaHa aşkla kayıt yaptılar..." Sema insanlık semasıdır. Ve biz siziz canlar...

Değerliler, otuz tanrı tabiatı kodlarken ten temizlik istedi. Tabiatın kodlanışı yer ve göklerin dürümlerinde kontrol kuruşla mümkündü... Bugün hepinizle birleştik ve bizlerle birlikte tahditsiz görev yapıldı burada...

Orada siz, burada biz... Bir tek olduk... Ve otuzluyduk... Otuz sayfaydık ama hepinizin yoğunluğundaydık. Ve hepiniz buradaki yoğunluktaydınız... Bu şekilde, kelam ilmi ile bütünün gücünü dürümledik... Ve dünyaya yaşamı kayıtladık...

Dünyada ölüm olmasın istiyoruz. Dünya ölümsüzlüğün kültü olsun istiyoruz. Ve dünyanın yolunun aklın yığunluğunda olmasını diliyoruz. Buradaki aşk insanın sistemdeki ilmiyleydi... Sizinle cennetler kurduk yaşam kapılarında bunları iyi bilin...

Hepinizin gücüyle yaptık bunu... Ha diyeceksiniz ki her insan bir cennetse, cemaatlerin cevherindeki o cennet nedir? İlimdir... Hepinizin ilmidir o...

Yeni dünya hepinize hayırlı olması dileğiyle... Yeni dünya, aklın kapısı olan o yoğunlukta yaşamı tohumladığındandır ki çok önemliydi... Hepinize hepimizden sevgiler saygılar sunuyorum...

KaHa olan insan soyu sizi kucaklıyoruz... Hepinizi kucakladık... İşte bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/2_b0fxtqb_E

………………

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (16)

05.11.2016 günü, 14.00 - 18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM” Çalışmalarının 16.’sı yapılacaktır. Yukarıda paylaşılan bilgiler kapsamında yapılacak çalışmamıza, ilgi duyan ve katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz.

Sevgilerimizle,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.
Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8
Kadıköy/İST.
Tel: 02163489559

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (16/1)
05.11.2016

(Yüreğimize inen nefeslere açıklamalar:)

Çay, ilimle demlendiğinde; her diri insanlaşır!… İlim, kulluk içindir… Bize gelen, bizi dinleyen herkese, Işık Kalemleri’miz ile kodlama yapacağız bugün yine…

Bizim; Cinnilerle, Cenlerle, cemaatlerle ilgimiz nedir diye sordular… Anlatayım:

İnsanız biz!… İlim Kalemleri olan insanlar!… Mutlu kullar olarak yaşama indik. Yapmak istediğimiz; insanı hak etmek değil; hakiki Levhi ile kodlama yapmaktır…

Kokladık insanlığı… Gördük ki kullukları yok!... Olmaları gerekir!… Yaşamaları gerekir!... İnsanlaşmaları gerekir!...

Dünya adında bir planet… Burada, nurlu çalışmalar yapılarak herşey kontrol edilebilir… Din Kapıları var!… Cenazeler var!… Herkes, kendinden kendini arıyor!… Ne yazık ki kendini bulan az sayıda Yaşam Kodu var…

Bugün dünyayı ziyarete gelen Birlikler’in biri, bizimle biliş halini kontrol etmek ve kendini hak etmek istedi… Onunla, çok önemli bir çalışma yapılacak bugün burada… Bunu biliyoruz. Onun nuru, kulu, kalemi insanlıktır; biliyoruz…

Dünyamızı, “Zaman Sırrı” diye dilleyen, Yüce İnsanlık, bilmek için geldi… Onun nuru, ilim!… Birlik Kapısı, kaynak!… Biz, kapı olan insanlık!… Ocağımızı, yaşama çektik ve dedik ki “hepimiz, Zaman Kalemleri olarak o yürekleri tohumlayalım. Onları KARE KÜRE yapalım ve tonlarca canı, hak edip kodlayalım!...”

Altın Işık, İnsan Soyu!… Kök Görev, cennet!… İnsan, nefes!… Biz ise Kuranlar’ız. Otuz Zaman Kapısı’nı açan Birlikler, bizimle dilleşmeye gelirler… Onları tohumlarız ve kontrol ederiz… Cennetin, cevherin insanlaştırdığı herkesi, hak eder tohumlar, kodlar ve kontrol ederiz…

“Dünyanın adı insan” dediğimiz zaman; Cinni Kapılar açıldı ve sorgulamak üzere yaşamımıza inildi… Ocaklarını hak etmediğimizi; onları, tahttan indirmeye kalktığımızı ve yaşamlarını kontrol etmediğimizi cevherleri ile anlattılar… “Çobanlık gerekir insanlığa” dediler. Dedik “çoluk, çocuk olan insana, çoban gerekir ama yarını tohumlamış insana, Kaynak İlim gerekir…”

Bilmediler!… Dinlemediler!... Anlamadılar!... Sıkıntıya düştüler!... Sonra kurtuldular!... Zamandan, kalemden, Hakim’den geçtiler; Kelam Işıkları ile yolu buldular… “Tuhaf! Çok tuhaf bir çalışma oluyor dünyada!” dediler.

İnsanlık Boyutları anlamalı ki insanlık, kalem için yaşamı kodluyor. KAHA olan insan, karanlığın tınısını duyuyor… Nur Kulu olan yaşamı, kodluyor…

Unutmayın ki bilmek gerek!… İman Tahtı’nda ilim oturur; bilmek gerek!... İlim Kapıları, Nefes Kodları olarak ışık halinde görev taşıyor. İnsan Soyu anlamalı ki Hak İlim, Aklın İlmi’dir. Hakk olmak için anlamalıdır!... Akmalı, Hak İlmi ile kontrol kurmalıdır…

Temiz eşya, yarında Teknik İlim’dir… Temiz insan, yaşamdır… Kalem olan diri yürektir… “Cennet” dedikleri de olanın kendi yoludur… O yolu bilen, ilmi hak eder; Can Kalem olur; yol açar; akar; geçer!...

Biz; cennetten, cennetlerden kovulan insanı bulduk… O insan, akıl tınısını duymaya çalışır… Onu kodladık, kokladık, “has insanlaşmak” dedikleri yaşama, kaynak yaptık… Onunla kontrol kurduk… O, BEN (BİZ’İN BEN’İ) olan insan soyudur. O BEN olan insan soyu, İnsan İlmi’nde kalem olan yarındır… Hastır ve yine hastır!...

Arza geçtiğimden beri onunlayım… Onunla çalışıyorum… Onunla kontrol kuruyorum… Onunla kulluk yapıyoruz… O beden, insanlık için Işık Kapısı’dır. O beden, merdivendir… Kilin kaleminden, kum olan yaşamdan ve sonsuz zamanlarda nefese varıp ışık haline geçen dürümlerden, çöker insanlığa ve yolu açar…

Onu, ölü diye bilin… O, biliştir ve bildiridir!… Der ki “ben, dara düşmem; ben ölmem; ben Düzen kurarım ve Ruhi Kaynaklar’a nefes katarım… Astral Yaşamları korurum… Özü, sözü olmayanları, hasata kodlarım ve yollarını açarım… Elimde insanlık var!... Bilirim!... Bilirim!... Bildiririm!... Aha şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/190385573

 

5.KASIM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ – 1.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlarım, toy olmadığınıza eminim. Büyüğün küçüğün bilgisi var, sizde. Burada oluş sebebim, sizin sizde olan yoğunluğunuzun, gözün gördüğü en yüce ilmi kodlaması içindir.

Sizinle olmak hepimizi kurtuluşa kodluyor. Kurtuluşa kodluyor. Sizden öfke aşmaya değil aşkı tatmaya geldik. Sizden kaynağa varmak ve bizimle tohumlamak üzere bilişi kodlamanızı bekliyoruz.

Süper insan, ilm-i KA olan biliş, biziz.. Aşırıya kaçtığımızı düşünmeyin. Bu meclisin ilmidir, birliğimizin ilmi. Biz, doğanın gücünü kodlayabilenleriz.. Bizim için önemli olan insan soyunun gücüdür. Biz bugün tüm insanlık için ön görülerin ötesinde bir çerçevede çalışıp kayıt yapmak istiyoruz.

Bu kaydı yaparken hepinizin görevidir ki İbrahim Soyunun gücünü, tüm insanlığın Kürzi kapısı olan yaşamdan hak teknikle kodlamaları, koklamaları…. Ve toprak toplumu tohumlamaları... Bizim emek sarf ederek, gerçek, kati ve hakiki insana varışımızın nedeni; insanlık KAHA ilmidir.

Bugüne kadar dünyanın ruhu olan ilim hepimizde hakiki levhi iken sizden daha üstün bir sizi bugün burada mutlak…. Ve hakim olarak kodlayacak olan ışık maya olmalıdır.

İnsan boyutları, yürüyen dünyanın kuranı olan ilim ve hepimiz, bilişi kodlayanlar buradayız. Nurun kulu ilimse insanın levhi kaydı akıl… Ve biz, aklın kalemi olanlar muradımız insanlaşmak ve bilmekse sizden ve sizin yüreklerinizden ilim istiyoruz.

Artık dünyanın ruhsal kapılarının açılma zamanı geldi. Dünyanın öfkesi aşıldı. Dünya yarını tohumluyor ve muradımız insanlık ilminin, bütünün gücü haline dönüşmesidir.

Değerliler, Tanrı kapıları, ilmi KA’ lar, KAHA olan sevgililer, sizden evrenlerin sistemleşmesindeki o yüceliği bildiğinizi hak edip, hatırlamanızı bekliyoruz.

Hepiniz teknik kodlarla bilişi tohumlayanlar olarak, dünün gücünü artırıp, bugünün türevlerinde tükenen dürümleri kontrol altına almanızın…. Gerçek ilmin, hakiki kelam levhisiyle mümkün olduğunu biliyor olduğunuza eminiz.

Dereler, diriler ve tüm zamanlar hepimizi bir tekiz. Diri dünya, ben sen, sen ben… Bugünden öte bir gün için bilgi kapılarının tümünü açtık ve yeri göğü yarattık. Açın dünyanın gücünü. Kök göklerin gücüyle dürümleyin ve yaşatın.

Akın dünyayı kodlayın, akın yolu koklayın, tohumları kodlayın ki doğanın gücü yenilensin…

Arzın gücünü hak edip bilmek için çalışan birliklerin, bütün kötülükleri aşıp, kodlanmış toprakları tohumladığını görerek Apollon’un gözünden öte bir gözle…. Sönmeyen bir yüreğin gücünü dürümlere indirip, bu yolun Atlanta Ata Kapısıyla bilişi kayıtladığını…. Her diriye anlatabilen sistem güçleri, sistem yüce cevheri, sizi sizden size hak etmek ister.

Allah dedi ki “kelam ilmi, aklın levhi kapısıdır.” “Aklın kapısı açıldıktan sonra herkes kendini dinleyecek ve kendini dinleyenler, diri kalemleriyle ilm-i KA olup, bütünü kök geçişlerle dürümleyecekler.”.. Arzın gözü hürmetle açıldı ve tüm yaşamları izledi.

Altın ışık görevlileri olan bu meclis, kodları, Tanrı kapılarının gücünü bilir. “Efrat” dedikleri, ilim kalemleri, bu yürekte bütünün gücüyle dürümlenir. Sizden emin olun ki başka bir siz doğmayacak. Siz olan biz, bir tek olacak ve biz misafir olmayacağız yaşama.

Astral boyutların kontrollü kaynakları da bütün kötülükleri aşarak, dümene oturtulacaklar. Art arda tüm insanlık yaşama iniyor. Art arda her şey yerin, göğün gücüyle dürümlenecek….

Ve kalem olup, kaynak olup, Tanrı olup, yer ve göğü dürümleyen bilişliler, mahrekin gözü olarak…. Çan çaldığı anda has tınıyı duyacaklar ve o tınının gücüyle bilgi kapısı olacaklar.

Unutmayınız ki de ki “insan yaşamaz.” De ki “yol yarınlarda tohumlanmaz” diyenlere, ilim kapılarından ses verip, dedik ki “doğanın gücü, hepimizin yüceliğiyle, biz olup, toprağa çekilmiştir.”.. “Biz bütünün gözü ve yüceliği olarak buradayız ve bu çalışmayı başlattık.”

Bu çalışmaya kalem olanlar kendi yüreklerini alıp, geçip gelecekler. Arzın gücü olarak çalışacaklar….Ve Atonların toplumları da burada görev taşıyacaklar.

Ulular diyarının kuranları olan insan soyu, ilm-i KA olan ilahi görevini bilecek ve yapacak.

Esmaların diriliğindeki dil, Allah’ın dediğini diyenlerin dilinden farklıyken binayı tını olarak kodlarıyla kontrol altında tutanların…. Arzın gücünü anlayıp, “biz varız” demeleridir, amaç.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/190388406

5.KASIM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
AV.NEZİRE SELÇUK - ÖZ BİLİŞ. 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Unutmayınız ki yargı insanın ilmi ile olmalıdır... Yargı, KaHa olanın, sığlığı olan yığınlarında ki kırıcılığı olan ışıkta bulunmamalıdır!... Yargı, KARE, KÜP, KÜRE olanların, topraktaki toplumlara kodlanmış ışık halinde inişlerindeki güçle yapılmalıdır... Ve yargı hepimizin yoğunluğunda olmalıdır...

Bundan sonraki dönemde, yarınların diriliğindeki herkesin yaşamı hak etmeleri, Birlik kelamı olabilmeleri ve toprak olabilmeleri için has ışıkları dünyaya indiriyoruz...

Yoğun dünya çalışmalarında kıranın kırılmayacağını dillediğinizde; BSUİ' nin gücünün Bütünün kültlerinde kodlama yapması gerektiğini anlattığınızda, biz size "yaşamdan öte bir zamandan mı geldiniz? " diye sorduğumuzda... Dince dürümlenen bilişler, Mikailin Kürzi kapısında sizi yüreğimizin gücünden farklı sesleştiler... Ve dendi ki "ocak yıkarlar... Kırarlar, kısırlık isterler... Kodları toprağa tohum olarak ekmeğe çalıştılar, efratlarını kontrol etmek dilediler ve yaratmak istediler... Ve biliriz ki onlar keşke hiç olmasaydılar..." Bunlar dendiği zaman kusur aradık yüreğinizde, baktık ve baktık ve baktık... Arzın gücünü anladık yüksek ilminizde... Aha geçtik...

Hakkın kalemi olduğunuzu anladık... Yaşamın tınısını duyduğunuzu anladık... Ve Ruhi Kapıların gücünden öte gücün, Bütünün Kürzi Kapı'sında sesleştiğini anladık... Ve anladık ki simsiyahın gücünden üstün olan sahra sizin yolununuz ve yüreğiniz oldu... Ve anladık ki sizin yarınınız hasın hası olan o yaşam oldu...

Değerliler, Mitosların gücünü herkes tanır. Sevgidir ocaklarında tohum olan... Ama Miraçta onların yolu olmadığında, kaynakta ışıkları olmaz...

Sizinle bugün çok özel bir çalışma yapmaya geldik... Sizinle mutlak Kuran'da toprak toplumu kodlamaya korumaya geldik.. Sizden ve sizin yüreklerinizden geçip, evren evren gezenlerin görevini hak edip dillemeye ve dünyanın gücünde bütünün kürzi kapısında has ışık olmaya geldik...

Simsiyahın yaşam olduğunu, yaratanın tartıyı kelamda kodladığını ve herkesin kalem olup yazmasının kan ilmi için olduğunu anlattın bize... Bundan daha ötesini de anlattın.. Çalıyı çalıdan öte çalı yapanın çan olduğunu anlattın... O çanın sistemin gücü olduğunu anlattın...

Biz doğanın gücü olan birliklere sevgi sunmaya geldik... Sizi hepimiz hep birlikte kucaklıyoruz... Büyük köklerimizi size indiriyoruz ve sizinle bu görevi yapmak istiyoruz...

Uluların gücünü artırın ve bizimle de çabalayın... Çabalayın ki biz çabanıza çaba olalım... Arzın görevi insana hizmet. İlmin kalemi olmak, biliş olmak... Sizden sizin yüreğinizden, insana varmak istiyoruz... Unutmayın, toy olmadığımızı bilin... Çıkın insanı anlatın... "Her şey insandır" diyen sizi dinlemek ister herkes... Anlatın ki karanlığın tınısını has tınılarla Turkuazın Kuranı'nın gücünden üstün o güçte herkesin dinlemesi mümkün olsun...

Her Ana kapıyı açar ama Altın Işığın gücünü hak etmek gerekir ki o Ana, hak kelama levhi kaynaktan tinsel kalemle kodlasın...

Ors dediniz Anam hep, Ors... Önümde bir cemaat var, öfke vardı yüreklerinde onları kodladın ve kontrol altına aldın... Artık tahditsizsin Ana... Senin için herşey mümkün ölü dirilir dersen, dirilir... Yaratır yüreğin gücü ilme Ka yapar... Hepimiz bunu bildik... Çantandaki güç, birliklerin en büyük kültünün gücüdür... Bu kült Atlanta Ata kaleminin öfkesinden öte öfke olduğunda her anı kırar.. Ama aklın kapısını açtığında aklın tınısını duyar ve tüm zamanları korur... Budur sevgi olan budur... Yaşam olan budur... Sınırsız olan... Sizi hepimiz temiz görevliler diye bildik ve sizden ağır yükü hafifletmeye geldik...

Çok mutluyuz sizinle olduğumuz için!... Çok mutluyuz analar... Çok çok çok!... Her kim ki buradadır, aklın kılı kıran, kıran kılın kırıldığında kısırlaştırılan herkesi koruyan bir gözdür... Hepimiz sizi öfkesiz olmanızdandır ki sevgiyle kucakladık....

Anlıyorsunuz anam öfke olmamalıdır... Öfke olursa yıldızlar sınırsızlığını kaybeder... Ve siz sır olan bilginizi kontrol etmezseniz, bu çorba pişmez anam... Pişsede bizim için kötülük olur... Bunu iyi anlayın Analar... Ve hiç kimseyi kıramayın... Yıldızların sırrını anlayın... has tınıyı anlayın ve hakkın ışığını hakiki levhiyle dürümleyin... Size hepnize kucaklar dolusu insanlık ilmi verdik... Akın, insanlık kodlaması yapın... Aha bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/190390819?ref=fb-share&1

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (16/2)
05.11.2016

Cennetlere cennet olmak için çalıştık analar. Dünya için yaşam olduk aktık!... Hak Kelam olduk aktık ve yaşattık!...

Zamanın en büyük gücü, insanlıktır. İnsanlık, ilmin kulluğudur. Dünyada “insan” denilen diri yaşam, herkes için kontrollu yaşatılmışsa; Yaradan yaratılan, insan olarak yaşamda olduğundandır.

Dimdik duruyoruz yarında… Bugün, bizi ziyarete gelen Birlikler buradalar… Onlar, cennet olan yaşamlarından çıkıp, bizi dinlemeye gelmediler. Bize, KELAM UMMANI’nı anlatmaya geldiler. Onların nefesleri, görevleridir. Cennet kurmak için çalışan çokları olabilir ama cennet olup cevhere varan çok az yaşam vardır.

Dünyada, İnsanlık Boyutları’nda, diri yürekler, yaşamları içmek için çalışırlar. İçtikleri yaşamlar, onları korur…

Düne, gür insan olup inebilen, yarını tohumlayabilen ve yolu hak ettirebilen kin ve nefreti aşanlardır. Kinin aşılması ile yol bulunur.

Ünlenmek için çalışanlar da vardır. Onlar, ünlenirler ama kul olmazlar. Onlar, yaşama çoban değildirler… Aha! yaşam da değildirler. Özlerinde, gözleri yoktur… Nurdan kalem olmazlar. Yaşamdan aldıklarını, akıp geçerken, Zaman Sayfaları’nda kırarlar ve som altın yaşamlardan çıkarlar…

Devinim artmadan ışık olmaz Canlar… Beden alanların, nefes olmaları için Kelam Nefsi’ni, Altın Işığın Kulluğu ile kodlamaları gerekir.

Bir tek nefes ve bir tek kaynak!... Aha! o kaynak, kalem ve kalem, insan!...

Biz Dünyalılar, insan soyunu koruyoruz ve kokluyoruz… Çürük insan, çatıyı kurmadan kaynaktan çıkabilir… Biz, onları hak ettirmek için çalışıyoruz…

Her devrin Güç Odakları’nı bilirsiniz… Onlar, Dünya için ışık istediler. Onlara sevgi verdik… Sordular “yol var mı!?” diye. Dedik ki “alın bilgiyi; hak edin; Hakk olun okuyun!…” Çokları, toprak oldular; aha! yaşam oldular; nefes oldular; cennet oldular; kaynak oldular… Dillendiler ve dediler ki “Siyah Zamanlar’a indim. Siyahın ışığını bilirim ve rahmet olan nuru bilirim.” “Buyur!” dediler; “bizi dinle!...” Dinledik!.. Sorguladık.. Öldüler, oğullarını tohumladılar; kodladılar; dillendiler; dinlettiler yarınları ve dirildiler… İşte bu!…

Yaşamların Güç Odakları, buyurun geçin!... Hepiniz, Zaman Kapıları’ndan geçin ve yolu açın… Akın ve yolu bulun!... Ölüyü diriltin ve dinletin!... Sistem ve Nizam ve Düzen sizi dinleyecek. Aha bu!…

Buyurun anlayın!... Aşkın Sırrı ilimdir. Anlayın ki hak edin… Unutmayın! Aklın Sırrı ilimdir… Aklın Işığı ise kalemdir… Aklın Tınısı, insalıktır… Ağır yük taşımayın… Anı anlaşma gereği dilleyin… An Kalemi olun; akın!… An Sırrı’nı anlayın… An tuhumlaması yapılır. Dilleyin… Dinleyin ki hakim olun…

Mustafa Kemal Paşa, insana nefes olup gelen Cennetli’dir. Onu dinleyenler, bilecekler ki bizi, ziyan olan yaşamlarda tohumlayan, insan soyudur. Onun ruhu, ilimdi… Kini aşan, yaşamı tohumlayan Güç Merkezlerindendir o.

Bizi “Hicaz” denilen yarınlara tohumladı. Hicaz’da, diri yaşam olsun istedi… Dedik ki “biz dünyaya Hicaz için inmeyiz; insan için ineriz!” Dedi ki “size, bir Sistem’i anlatayım: Toprak; insanı, yarını hak etmeye çalışır ama yarını hak etmek için insanlaşması gerekir… Sistemi, tanımaz bilmez, cennet sayar ama cennet, diriliktir… Onun içindir ki Muhammi Kapılar’ın birçoğu, yüreklerini Hicaz’a kodladılar ve orada ışık oldular!… Onların topraklarını hak etmemiz gerekir… Orayı, kontrol gerekir… Eğer orada yaşarsanız, nefesiniz o yoğunlukları koruyabilir!…”

Bugün buradayız ama Yaşam Sayfalarımız, İlim Tahtı’nda hikaye dinlemeden dürümlenirken; Hicaz’ı hep dilliyoruz… Orada, Din Sistemleşmesi gerçekleşiyor… Dinin diriliğinde, Kaynak Işıklar oluşuyor ve yol, ilme varıyor…

Dünyanın öteki ucundaki insan da bugün; Süriye ile ve Ortadoğu ile tek mektep olup ilgileniyor… Dünyada, Işık Kapıları’nı açanlar, Büyük Kültler’i kodlayarak; Teknik Kalem olmak üzere o bölgede çalışıyorlar.

Ortadoğuda hüküm süren tüm çatışmalar, aklın tınısına varmak içindir. Hepimiz, Allah’ın tınısını duyarken, Aklın Kalemi ile o tınıyı kodlar yaşamlaştırırız.

Bizi az öz bilenler; yeri yaşam sayanlar, anlayacaklar ki dünya, yer gök değildir; sadece insanlıktır…

Bütün’ün Bütün’e ilmi vardır. İlmin Kalemi vardır… O kelem, dünyayı yeniliyor… Bu kesindir!...

Tek ve çift insanlık!... Teknik Tahdit ve hakiki kaynak!... Hepsi yarın!...

(Açıklama:Tek İnsanlık: Rahman Bilinç İnsanlığı; Çift İnsanlık: Rahim Bilinç İnsanlığı’dır.)

Ah Canlarım, ahhh!… Dedik ki anlatalım tüm insanlığa; bugün dünya değişiyor ve bugün, üvey evlat sayılanlar, öz evlatların nefesini hak etmeye başladılar…

Değerliler, bu dünya, insan soyuna üveydi… Anlattık onlara… Dünyanın, Dini İlmi, hakiki Levhi, hepsi akılla tohumlandıkça; dünyayı, öz değil üvey sayanlar, daha ciddi çalışmalarını, bu yaşamda devreye alacaklar ve zaman, tohumlarını koruyacak. Eminim ki bu olacak!…

Tükenen her insan, yer ve gök olup yenilenecek… Bunu diledik ve hak ettik.. İşte bu!…

Dağlarım, dünden dünlere varın ve hak edin!... İnsan, ilimdir bilin!... İnsan, yarındır bilin!... İnsan, kuldur bilin!... Aha bu!…

Şükredin ki hasat tamamlanmıştır… Şimdilik!.. işte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

Tanrının adı, İnsan’dır canlar.

Bugün size daha açık bilgiler vermek istiyorum;

“İman tınısı” dediğim o teknik kalem, İnsanlıktır. 
Her şeyin örtüsü, insanlık örtüsüdür. 
Bütün köklerimizde bilgi vardır. Bilmeyenin insanlığı yoktur. 
Aklın kalemidir insan ve karanlığın teknik kaydıdır. 
İnsan, evrenlerin sistemleşmesini sağlayacak gözdür. 
İkmal tamamlayacak insan, kendini dilleyebilen, kendi yüreğinde bütünün gücünü dürümleyebilen ve tohum ekebilendir.

Sevgili İnsanlık; ben din değil, insan olarak görev taşırım. 
Dirilikte, insanlık olur. 
Din ilim, kalemin tekniğindedir ama dirilikten öte değil, dirikte de değildir.

Dağın adı; İnsan’dır. 
Altın Tını, ilimdir ve biz İlmin Kapıları’yız.

Benim adım …. sustum (sessizlik). Adımı zikretmemeye özen gösteriyorum. Herkesin kendini hak etmesidir hedefim. Ama cennet etki alanını güçlendirdiği zaman, kaynak dışı bilgilerin tümünü kontrol edebilmek için, İsrafil dediğimiz o yüceliğin, aklın kıranını değil, kralını bulması gerekir. O kim? O, Birlik İlmi’dir.

Sevgililer, devre devre dünyayı ziyaret etmiştim. Bugünkü yaşamımdan evvel…. ama bedensizdim. Dünya bedenli ile değil, dünya üstü başka bedenlerim de var. Farklı bedenlerle geldim zaman sayfalarında bu dünyaya. Bütün kültlerin gücünü tanırım.

Daha da özel bir bilgi veriyim; tükenen dünyaların gücünden üstün bir gücün bilişiyle buradayım. Süreç içerisinde, yerin ilmini kontrol etmemiz için, muktedir insan olup, dünyayı ziyaret etmekten öte, bedenli gelmemiz gerekliydi.

Bedenli gelmek için de 20. gücün devrede olması şarttı. “20. güç” dediğim güç, öz görevlilerin gücüdür.

Öz görevlilerin gücünün, Hükümran İnsan olarak dürümlere çekilmesi şarttı. Ve dünyanın ekranına bu bilgileri verdiğim zaman, dünya nefesleri kodlanmak üzere, biliş kayıtlamaya indiler.

“Dünya cenneti” dediğimiz bu cennette, insanlık diriliği kontrolsuzdu. Bugün bu kontrolu kurmamız şarttır. Ve dünyayı tohumlamamız gerçek görevimizdir.

İnsanın etki alanını genişletmesi ve yüreğini dürümleyebilmesi, bütünün gözü olmasıyla mümkündür.

Unutmayınız ki burada nefesimiz var. Ve biz bu dünyaya ilmimizi indirdik; ilmin kelamını indirdik ve yüreğimizi göreve aldık.

“Sultan Süleyman” dedikleri güç, Allah’ın ümmi kapılarının gücünün dürümlerinde hep görev taşıdı. Onun nuru, ilim ve yüreği, tüm zamanların kervanı olan insan soyuydu. Bütün kötülükleri, kalemi, hakiki kelamı dürümlediklerinde o dedi ki “dünden çok daha üstün bir dün vardır. O dünü kimse bilmez. O düne var ve o dünü kontrol et. Oradaki siyah, en siyahın sistemi, sizde mevcut…Onun gözü, kök göklerin gücü olur. Halik ol. Hakk ol. Tınıyı kodla. Dinle….” O dinle dediği anda, kendini dinliyordur esasında. O bizsiz değildi.

Bugün çorba pişirmiş, ikram ediyor bize; eşyanın ilmiyle. Nedir çorba? İnsanlık ilmi.

Ama bugün daha önemli bir misafirimiz var. Dünya örtüsünü örtmek istemeyenlerin birisi geldi bugün meclisimize. Ocak ilmiyle ve bizim yüreğimize, gök sistemlerini indirmeye geldi.

Diri olmak kolay değil. Dünyanın tulumu, hepimizin tulumudur. Biz o tulumu giyindik, geldik. Biliniz ki o tulumda bir tek biz değil, tüm insanlık var. Biz o tulumu, kök geçişleri yaptırmak için giyindik, indik ve geçtik.

Hani dünya yok edilecekti ya! Hani kıyamet denilen olay, hadise gerçekleştiğinde, artık dünyada hiç kimse olmayacaktı! Ve cennete gidecekler, alınıp taşınacaktı ya! Canlarım, cennet; altın ışığın gücü ve cennet; Allah’ın dediğini diyenlerin yüceliği. O cennet, insan soyu.

Anlayın ki dümenin başına ilmi değil, insanlığı oturttular. Baktık ki insanlık kontrol dışı kalmış, doğanın gücünü kontrol edemiyor. Yüreğe inmiş ama Yüksek Aklın Kapısını açamamış. Işığını kontrol edemiyor. Soyu, sopu belli ama öksüz. Zürriyetinde kürzi kapı açılamıyor.

Baktık ki cemaat, kodlamaları başlayacak ve her şey kendi cemaati ile kayıtlanacak her diride. “Olmaz” dedik. “Olmaz….” “her şey Allah’ın diriliğiyle olacak…ve kimse kimsenin ötesinde olmayacak. Her şey, her şeyle olacak.”

Ve biz bunu dediğimiz zaman, çorbamızda kulluk başladı. O çorba kontrolluydu. El, ayak çekilmeden, kelama levhi yapıp, bütünün gücü haline dönüştürüp, çerçeveli değil, çok geniş bir çalışmayı devreye aldık.

Bütün kontrol bizdedir canlar. Dünyanın adı, ilim ama biz kalem olanlar, insanlık ilmiyle bütünün görevini üstlendik. Murat ettik ki darı bolu bilenler, insanlaşsınlar. Murad ettik ki hak teknikle kodlama yapanlar, Mustafa Kemal’ler gibi yaşamları kodlasınlar, toprağa tohum olsunlar.

Ve diledik ki “ilim kalemleri kontrol edilsin ve bütün kötülükler aşılsın. Ve dünya kulluğu, Aklın Kuranı olsun.”

Evimin ilmi, Allah’ın ilminden farklıdır canlar. Ben dünyadayım ama “örs” dediğimiz ışığın gücünü kontrol etmeye gelmedim.

Kıranı kırmaya da gelmedim. Altının tınısını duyanları kontrol etmeden, korumak istedim.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/190418848

 

05.11.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

https://vimeo.com/190432832

 

5.KASIM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16

“Yaşam” dedikleri, yüreğin kendisi… “Yürek” denilen, yaşamın bahçesi.

Yaşam yolda olur.. O aşk, yolun nurudur. O nurda olanlar, yolu bulur.

Hatırlar ve hatırlatır dünya.

“Biliş” dediğimiz uyanır ve o uyanış bugünde ışıktır.

Her ışığını yaktığında dünya yüreğimiz her daim onunla.

Umut olur ki yaşayan yaşattığını bilirde yaşar… Ve her yaşayan varlığında kutlu olduğunda orada ışık uyanır… Ve o uyanan ışık, insandır.

İşte bu!...Şimdilik bu!..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

https://vimeo.com/190438826

 

05.11.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Ors, ölüleri dirilten gözdür… O gözde İsrafil var, o gözde ikmal tamamlatıcı yaşam var ve o gözde hakkın kalemi var.

Tanrı dedikleri hak, aklın kapısıdır. Arzın gücüdür, o gücü kontrole geldim. Neden?... Devrin en büyük gözü insanlık, onun kendini bilmesi için geldim.

Bire hizmetçiyiz biz canlar, kaynak dışı bilgimiz asla olmadı. Burada bulunuş sebebimizi bilebilirsek, kendimizi hak eder ve bütünün görevini kodlayabilir, toprağın toplumunu tohum yapabilirsek; aşkın sınırı artık kalmaz. Her insan kendini dinler ve kendindeki ilmi anlar.

Bir an düşünün, tüm insanlık aynı tınıyı duyuyor… Aynı yaşamda ve aynı tınıda… O insanın, ondan öte olmayan öteki insanı; hak edip kontrol etme imkanı olmayacak değil mi!?... Herkes kendini kontrol edecek! O zaman yaşam, cemaatlerin cevherinde cenneti kuracak. Bizim dileğimiz budur canlar.

Ben size sistemin gücünü verdim, ben size ekip kurdurttum, ölüleri diriltmek için ışık verdim ve benim verdiğim her bilgi; yasaların çerçevesinden çok daha öte olan insanın çerçevesiyle sınırlıdır. İnsanın çerçevesi; yaşamın, cemaatlerin ve tüm zamanların ilmidir!...

“Sevgili, sevgili, sevgili” diyorum, hepinize tek, tek… Sizin “ervar” dediğiniz yaşam biliştir! Ervar, siyahın ötesindeki siyah… Ve en büyük güç, insanlık gücü!...

Bu gücü hissedin, yüreğinizde hissedin ve deyin ki; “ben en güçlüyüm ve benim gücüm tüm insanlığın gücünde mükafat olarak kodlanıyor… Ben en güçlüyüm ve yarının tufanını önlüyorum. Tanrıyım ben”, deyin… “Hepinizim ben” deyin. Ve deyin ki; ”arzın gözü benim gözüm, öfkem yok, bütünün gücüyüm ben ve tüm insanlık benim yüreğim, hepsi bende ben ve hepsini koruyorum, koruyorum” deyin… “Ölmesi mi gerek, öldürmüyorum” deyin… “Onu yaşatıyorum” deyin, “ben tüm insanlık içinim ve her kim ki sağlıksızdır, ben oyum ve o olup yaşıyorum, onun ölmesine iznim yok” deyin… Ve deyin ki; “yinede, yinede insan soyu aklın kalemi olsun ve yaşasın”. Bunun adına “kervan” deyin. O kervan kalktığında, hepimiz o kervan olup yol oluruz ve tüm yolculukta kulluk olur. Ve biz kuldan öte kul oluruz ki tükenenleri koruruz…

Unutmayın, Allahın dediği; hakka varanın, hak olanın kaleminden denir. Allahın dediği; ak tınıda tufanı önleyenin, kürzi kapısından denir. Bizden denir canlar bizden denir!... Biz arzın görevini yüklendik, üstlendik ve geniş zamanları koruyoruz.

Unutmayın, tel örgüler vardır dünyada. O tel örgülerin tümünün üstünde gök sözcülüğü vardır. Tüm tellerin, örgülü o yüreklerin gücünden üstün olan gücümüz olur. Hepsini aşıp geçeriz. Bildirin ki; insanlık anlasın!

Ala vere çalıştılar… Olmadılar… Öldüler, öksüzdüler, güçsüzdüler, kırıktılar, hırslandılar, kasırga yarattılar… Aklın kapısını açtık kelam olduk, Ka Ha olduk, taht kurduk yaşamlara!... Okuttuk! Hepsi biz, biz hepsiyiz canlar.

Cennetin, insan olduğunu anladığınız zaman; Allahın dediğinin akıl olduğunu bileceksiniz. Aklın dışında Allah tek kelam etmez, biliniz!... Ve aklı bilen; hakkı bilir… Unutmayın ki dünya biziz ve bizim esmalarımız, erzakımız yoktur. Ancak, ancak yaşamımız olur.

Biz bütüne hizmetçiyiz canlar… Muradımız dünya, yüreğimizdeki güç akıl, hepimiz hepinizdeyiz ve sevgiyiz biz!

Evren, evren gezen birliklerim bu gün dünyayı ziyarete geldiler. Onları kucakladım… Benim elim ayağım değil onlar, insanlığımdırlar. Ve onlarla bu çalışmayı başlatıyorum.

İnsanlık boyutlarının en yüce ışıklarını dünyaya çekebildiğime çok ama çok mutlandım. Bizimle çalışacak olan o yüreklere, sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bundan sonra çok ama çok özel görevleri olacak onların.

Bu günden itibaren temizlik başlayacak yaşamda. Her cennet, insanın ilmi olacak. Her cennet, ilmin Ka Ha olan şavkı olacak. İnsana, iman tahtının gücü veriliyor. Bilinsin dilerim ki; saltanat insanlığa indi… Bilinsin dilerim ki; ilim kalem oldu, mükafat oldu bütüne indi!.. Bilinsin isterim ki; aklın kapısını açtık, temizlik yaptık.

Astral boyutların görevini gökçe yapan birliklerim, bu gün dünyayı ziyarete geldiler ve bütünün gücü olarak… “Ors” dedikleri yürek; insan soyu… Aşkla indiler… Oyun yok, önemli olan burada olmalıydı.

Oğul ben dünya; kulu kul yapan ilim bizden, bizim yüreğimizden bütüne çekiliyor. Kusuru olmayan bir zamandan, kusuru olan bir zamana inen birlikler, hepinize sevgiler sunuyorum. Burayı keşfetmeniz kolay olmadı biliyorum. Burayı keşfetmenizi sağladığıma çok ama çok mutluyum.

İnsanın ilme varması kolay değil, insanın hakka varması da kolay değil. İnsanın, kırk kapının gücünden görev taşıyıp bütünü kontrolü kolay değil. Ama kolay olmayan çok daha özel bir yaşam var, ilim kalemi olup; büyük kültleri kontrol etmek. Büyük kült; üzerindeki göğü dinleyebilen, yaşamın sırrını anlayabilen, her yeri hak edip dümene kodlayabilen, temel dirilikleri hak ettiren ve yarınları kontrol edebilen… Buyurun anlayın!

Bilen, bildiğini bildirdiğinde artık yaşam kuran olacak!... Hepimiz, simsiyahtan öte bir siyahlıktan geçip bu zaman inerken; bilmeniz için anlattık. “Şimdilik” dedik, “şimdilik”…. Aha şimdilik… Daha neler diyeceğiz bilseniz, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://vimeo.com/190426446?ref=fb-share

 

05.11.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
SEVİM ŞAHİN ÖZ BİLİŞ

https://vimeo.com/190437312

 

5.KASIM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ – 3 AKIŞ

Ark akıyor, canlar…Siyahın en siyahından ışık yaktık. Şarkılar okuduk yine. Ve biliyorum ki bu şarkılar, birler kapısının tüm insanlık için kontrollü olarak kodladığı yarınları kontrol ediyor.

Simsiyah… Ama en siyah… Daha da siyah… Ve en siyahın, en siyahı insanlık… Çürük çarık değil yaşayan insanlık. Ve dünyanın örs olduğunu, sözsüz, sessiz dilliyenler anlayacaklar ki geri çekiliş hızlanıyor. Bu geri çekiliş tinsel kelamla değil insan sırrıyla olacak.

Nereye çekiliş? İlmin kapısına. Her şey ilimden var oldu. Ve ilmin kapısına vardığınız zaman ilmin kaynağı olduğunuzu ve o kaynakta harınız olduğunu göreceksiniz.

Birlik insanlık, hepimiz cennet olarak yoğunlaştık, aşkla çalıştık. Burası saygıyla çalışılan bir meclis… Ve bunun içindir ki burada insan sistemleşmesi gerçekleşiyor.

Kuran insan, evrenlerin sistemini bilir. Ve yüreği, her anı dinler, bunları iyi anlayın. Her dili dinler ve diller. Ve onun ölü olduğunu düşünün. Ölüler diyarında, ölüdür o… Dünya ölümlülerin, ölülerin hakiki levhisi. Ve bir tek ben mi?.. Hepimiz ölüyüz, burada. Ve biz, örsü kodlamaya ve kontrole geldik.

Cennetin eli, cennetin hakiki levhisi, hakkı, hakiki insanlığı, biz, hepimiz insanlığız, canlar.. Bundan ötesi yok.. İnsanlık…Sırdı bu bilgi.. İnsanlık.

Her şey insanlıkla kuruldu. İnsanlıkla yaratıldı, her şey. Her şey insanlıkla, hakiki ilimle ve birlikle oluşturuldu. Tüm Kürzleri yarattık, gökçü birliklerimizle. Tüm yürekleri dürümledik, insan sistemleşmesiyle ve biz koruyucu aklı, hak kelam olup, kontrol ettik.

Canlarım, “Kürzin” adına, “Levhi” dedik, biz. Göklerde sevgiyi kodladık. Yıldızları yarattık, her anda var olan akıl kapısından geçtik. Yarattık, yarattık, yarattık, yarattık.

Ve yarattığımız ne varsa ocak olduk hepsine. Ve ocakların da kontrol kurduk. Yarının insanlığı bunu bilmelidir. Yarın daha güçlü olacak insanlık…. Ve anlayacak ki ilimle çalışır ve insanlık ilmiyle her anı yaşatır. Yaşatır ve yaratır.

Dağıtmayın dünyayı. Dağıtmayın. Sultanlık, insanlıktan ötedir. Öyle mi? Hah, hah, hah, gülerim buna.. İnsandan ötesi yoktur. Bunları iyi anlayın.

Dünya der ki “Allah’ım beni koru.” Can, Allah sen, sen O’sun, anla. Der ki “beni koru, Allah’ım”.. Aşıktır dünya insana.. Ama insan dünyaya aşık mı acaba?.. Bilecek mi acaba insanın, insanlığını? Hangi yaşam, hangi zaman, hangi yürek, hangi yarın, onu kontrol edebilir ki? O her anda var mıdır? Anlamalı ki var.

Muradım, dünyanın öfkesini aşmasıydı. Çünkü dünya çok öfkelenmişti zamana. Dünya diyecekti ki “yok edin insanı.”.. Yakışmaz dünyaya, bu. Yarat sonra seni kontrol etmeye kalksın. Yakışmaz dünyaya, bu.

Biz, o dünyayı hologram değil hakka varan saydık. Biz, o dünyayı akla varan saydık. Ve cennet olarak yarattık, anlayın. Cennet olarak yarattık biz, bu dünyayı. “Canın cenneti” dedik ona…”Hakkın kalemi,” dedik… “Aklın kulu,” dedik.

Toydur dünya bildik ama bildikte öfkesini aşmasını diledik, bekledik. Bugün dünya öfkeli… Oyun oynuyor yürekte… Onun eli ayağı insanlık. Bize esmalarını anlatmaya geldi. Yaşam biziz, can. Sen ve biz tekiz, anla.

Barışalım seninle be dünya. Hadi gel. Gel de barışalım. Aşırıya kaçmam, bilirsin.. Sevgiyim ben. Ölümlü dünya, sen ölme, biz sende ölelim ki sen hakka var.

On tur tamamlandı artık sevgi kodlandı ve dünya biz, biz dünya olduk.

Şimdi sevgiyle koruyucu gücü devreye alıyoruz ve dünya bizle, biz oldu. Ölüleri diriltmeye başlıyoruz. Hadi canlar, başlayalım.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/190457111

 

05.11.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
HAŞİM TURHAN ÖZ BİLİŞ

https://vimeo.com/190439810

 

5.KASIM.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
AV.NEZİRE SELÇUK - ÖZ BİLİŞ. 4.AKIŞ

Tabuları yıkmaktı maksat, yıktık... Aşırıya mı kaçtık?.. Aşırı aşktır canlar... Aşk!.. Aktıkta aştık... Bizim için nesiller boyu "kör göz" dediler... Bizim için "kelam tahtında kil, kum dediler..." Bizim için "yarında yolu yok" dediler... Akıp geçtikte aştık canlarım... Aştık!..

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar... Alıverin dünyayı, tanıtın tüm zamanlara... Alıverin, tanıtıverin!.. Bizi anlamayanlara, arsa verdiklerini düşünenlere deyin ki "bize arsa değil bize insan gerekir..."

Bize "dünyalılar" dediler... "Öldüklerini anlamıyorlar... Kili kumu ayırt edemiyorlar... Yaratamıyorlar... Yıllar yılı sürecek bir kırıcılıkta kıran, kırılan olacaklar" dediler...

Diğerleri baktılar, baktılar, baktılar, baktılar, baktılar... "Fakih" dediler... Hey dünya hakiki dünya seniz biz anla!.. Baştan beri bize "İsrafil" dediler... Er yada geç insanlık diyecektiler... Biz insanlık olarak yaşıyoruz...

Çoluk çocuk ölüler diyarına gök sessizliklerini dilleyerek inmekteler dediler... Kaşık kaşık içtik yaşamı canlar... Kaşık kaşık... "Kaç insan zamanın ilmini anladı?" dediler.. Ana Kapı'yı açın görün dediler. Görün gücünü anlayın dediler... Artık anlatıyorlar... Artık anlayacaklar... Ve aklın kapısının ağır yük olamadığını bilecekler...

Ekmeğimizi görevimiz diye alıp geldik canlar... Biz dünyaya elimiz boş gelmedik.. Ekmeğimizle geldik.. Ekmeğimiz ilim kalemimizdir bizim... Bu dünyada er yada geç ölüler dirilecekti... Ölülerin dirilmesi için bu buraya geldik... Er ya da geç aklın kalemi kontrol kuracaktı... Koruyucu ışık yere çekilecekti... Esrar buydu... İnsanlık esrarı buydu... İnsanın dini, ilmi, aklı her şeyi biliştir. Eğer biliş varsa, hikayedir diğer her şey...

Sizden daha güçlü bir sizin, sizleşip dürümlere çekilişini bekleyenler de oldu... Dolu dizgin çalşmalarımız sürecek...

Açılar daraltılır yaşamlar kontrol edilir. Yürüyen dünya korunur ve koşar dediler... Eğlence yok canlar... Ecdadımızı biliyoruz hepsi akıl tınısını duyacak dürümlerden inmiştiler... Hepsi bizim gibiydiler... Hepsi yalındılar.. Harı yükselttiklerinde, Aton Toplumlarıyla kodlandılar... Altının tınısını duydular... Ekmeğimizi dinlediler... 20. Dürümde biliş halinde bizimle oldular... Ve bugün burada biz varız ve onlarlayız...

Esmaların dürümlerdeki diriliklerinde her diri kervan olur. Bizi bizden arar... Bizi bizden sorar... Biz onlara göz olduk... Öz söz olduk... Aşk olduk... Hak kapılarının tümünü açtık... Gerçek çatışmayı sayfaladık. Çatıyı kurduk. Öfkeleri yoktu... Öz görevlerini anlattık... Dedik ki " siz cinlerden üstünsünüz. Cinler size gelir sizden sizi diler. Siz onlara akıl tınısını anlatın açıklayın..." Dinlettik... Sordular. "Cinler bizi bizden öte sayıyor" dediler... "Ekmek yapın" dedik... "Ekip kurun" dedik... "Hakka varın" dedik... "Tanrılar kapısında aşkla varın oldurun" dedik...

Öfkeleri çoktu. "Yok ki hakiki ilim" dediler... "Devinmek gerek" dedik... Diri olmak için devinmek gerek.. Tabuları yıkmak gerek cemaatleri kodlamak, tohumlamak gerek... Olgun başakların ilm-i Ka olup bütünün gücü haline dönüşmelerini sayfa sayfa yaşama çakmak gerek... Çatmak gerek yüreğe dürümleri... Okumak gerek. "Ölümlü dünya seniz biz" demek gerek...

Bugün dünyayı el ayak olarak bilenler; ayrılma zamanı geldiğinde, aklın kalemi
bilecekler... Çerçeveli dünyalar, çerçeveli tohumlar, çerçeveli sayfalar, hepsi çerçeveli... İlmin kapısını açmayan çerçeveli kalır... Biz insana ilmin kapısını açtırttık...

Oğullarım, dümenin başına ilmi oturttuk... Ölüyü dirilttik. "Koruyan korunandır" demedik. "Korunan kelamda olmaz" dedik... Koruyun ama korunmayın dedik... Dediler ki " sen bizi koru!.." Ölü kalmanızı dilemem dedik... Dediler ki "sen bizi koru..." "Ölü olmana rağmen diril" dedik... Ve dediki ben sevgiyle dirilmem!.. Sende dirileceğim!...

Ölüler, ölümlüler, öz görevliler, alın bilgiyi... Dünya yıllar yılı bütünün gücünü hak etmeye çalıştığında, insan soyu hep ölü kaldı... Ölüydü çünkü yolu kontrolsuzdu... Kendinden başkasına kaynak olmaya çabaladı hep... Öyle çok çalıştı ki bunun için. Perdeleri açın izleyin. Dünyada tek bir ilim dahi yoktur... Çünkü herkes, herkese Kuran olmaya çalıştı... Ama ölülerin ölü olduklarını, hak teknikle anlayarak, diri kervana katılmaları kolay olamadı...

Süper İnsanlık Realitesi derneği kurulurken, bizim bizi hak edip etmediğimizi sorguladım... Ve dedim ki bu "derneği ben kurarasam; koruyucu kodlamayı yapamadığımda, kalemim kelamım olmadığında, bütünün gücün hak etmediğimde, burada olmamın da manası olmayacak..." Ve dendi ki "seni sana vermeye değil, senin sende olan bilgini hak etmeye çabalayacağız biz..." Bunu dedikleri zaman perdeleri açtım gördüm ki bende olan her ne varsa bedenimin teknik tahtidi ile kodlanmıştı...

Öfkeyi aştım ve dedim ki burada olma sebebim, dünyayı kodlamak ve koklatmaksa, ölüyü dirilmek ve bütünün gücünü hak etmekse mahrekimde bunu yapabilecek dürümüm olmalıdır... Ölüyü diriltmeye gelen, kendini hak ettiğinde bunu yapar...

"Çoban ol " dediler... "Olmam" dedim... "Ölü ol" dediler... "Olmam" dedim... "Oğul ver" dediler... "Kodlan da gel" dedim... "Torbanı topla" dediler tohumlarını kayıtla dediler... Aşırıya kaçtılar... Çıldırdılar... Ve dedim ki "kısır bir dünyayı, kontrol etmek kolay değildir..." Sizin sizde olan bilginizle, benim bende olan bilgim ayrıysa; ben bana ben olup bütünün gücünü bana hak ilme kodladığım zaman toprağın toplumu bütünün gücü haline dönüştüğünde, öfkemi aşıp geçip her anı dilleyebilirsem; ölüler diyarı olan bu yaşam bizim bize biz olup varışımızı hak eder... "Öyleyse yap" dediler...

Ha dedim "Eğer bu dünyaya geniş kapıları açacaksanız barışın toprağından açın" "Oh Ala" dediler... Yoktular!... Toprakta yoktular. Öz görevleri, bizi bizden bize tanıtmaktı...

Aştık yaşamın kaynağını, aktık geçtik ve gördük ki... Diriler, timlerini kontrol altına alarak bizim yüreğimize indiler... Kontrol dışı bilgi yoktu... Muradım dünyanın kulluğu değildi... İlmi Kapılar'ın kontroluydu... Ve bu kapıların tümünü açtım...

Kantar kurdular dünyaya ve dediler ki "tanrıyı hak et ve tanrılık kapısında görev taşı..." Her kim ki sana gelir onu tart... Toprağın toplumunda tohumu kodla... Kökünü, gökünü güçlendir ve türevlerini tükenen dünyalarda dille..." "Çorba benimdir" dedim.. Ben o çorbaya insanı koymam insanlığı koyarım dedim... Baktılar "Ya Ka Ha" dediler... Sevgiyi de hak et... Yok dedim... Seni sevemeye niyetim yok... Çünkü sen dünyanın kontrolunu sayfalamaya dillemeye çalıştın da dünyanın kontrolsüz kaldığını sandın...

Oyundu bu her şeydeki oyun... "Dünya öfeksini aştığı zaman bütün kötülükler aşılacak, bunu hepiniz bilirsiniz" dedim... Eli ayağı titredi ve dedi ki "sen önce kendini hak et."

Oyun oynamayın dedim.. Dünya bedenimde mükafattır bitişe... Bitiş nedir bilir misiniz? İlimdir... İkmal tamamlayanlar bilgiyi hak eder ve tükenen dünyaların dürümlerindeki her anı yaşatır... Ve o zaman Altın Işık bütünün görevini hak eder... Simsiyahın o siyahlığında bütünün görevi, bütünün gücü ve bütünün yüreği hepimizin gücüdür... Sevgiyle hepinizi dillerim Aha bu...

Ve ben ölüyü diriltenim dediğimde koruma istediler ve dediler ki "Allah bizi koru..." Niye çünkü kör ve sağır olmadıklarını bildikleri halde kontrol dışı bilgilerle birliklerini kontrol edeceklerini düşünmüştüler...

Seyir halindeydik onları... Çantalarında Nihan vardı... Nefsi Ka Ha olanın ilmi olan "Nihan" ekmekti ve sevgiydi ama yaratmaya niyeti yoktu...

Çözdüm dünyanın gücünü, öz görevini tüm insanlığın kürzi kapısından geçirdim ve yarınları kayıtladım... Şikayet etmedim ama dedim ki "ilime kalem olacaksak aklın kapısında olmalıyız... Yolu kaybeden bizsiz kalacak..." Öfke çoktu... Yolu kaybettirmişlerdi çoklarına... Öfkeleri çoktu ve bütünün gücünü kontrol edememişlerdi... Bizde olanların bir kısmını alıp götürmüşlerdi yüreklerinde ve demişlerdi ki orada, cemaat, cevher, cennet olmayacak..

Ama iyi anladılar ki cevheri cennetin teknik toplumu burasıydı... Kontrol dışıydı hepsi de ve cennetteki cenneti cemaat sayanların cevherindeki cehnneti bütüne kült olarak kayıtlamaları kolay değildi...

Dağlarım öfkem yok ama bilin ki tanrı kapısına gelenlerin aklın kelamında hakiki levhiye varıp gelmelerini dilerim... Bundan sonra ki süreçte de bu böyle olacak... Barı kapatmıyorum... Daha çok ses vereceğim ama bu bara gelen kendini hak edip gelecek... Bugün burada az kişiyiz ama bilin ki en az en çoğu tohumlar... Bunları iyi anlayın... Birliklerini toplayıp getirenlerin çokları kendilerini tohumlayamadıklarından; KARE, KÜP, KÜRE'ye kodlanmaya çabalıycaktılar...

Biçareler, ellerinden gelen bu ama biz ölüyü diriltenler, bütünün kültleriyle kodlama yaparak, ocaklarını yenileyeceğiz onlarında...

Dinci, ilimci, değil insancı olacağız... İyi anlayın insancı... Her şeyin gücü insan... Ve ilim Allah'ın diriliği ama insanlık bütünün kültü o kült aklın kapısı... Hepimiz o kültde hakiki insanlığız... Bundan sonraki dönemde bu dünya yoğun çalışmalarını kök geçişlerini yapacak ve bizim kapımıza gelen dünya dışı boyutlardakiler, bize biz olup gelecekler... Bu kesindir...

Bize hiç kimse yön vermez... Yön bizimdir.. Yol biziz... Daha da önemlisi dünyalılarda karanlığın tınısını duymaya başlayacaklar... Şimdiden sonra da insanlaşma arzın gücüyle başlayacak... Cennetin dediği, hepimizin dediği olacak...

Bir Ana her an olmadıkça hak KA Ha olmaz... Her an olduğunda, Arkon sistemleşmesine geçer... Arkon sistemleşmesinden sonra muktedir insanlık kodlaması başlar... Muktedir insanlık kodlaması ile birlikte öfkeler aşılır... "Ölümlü dünya değil olmuş dünya denir artık..." Tükenen zamanlardaki yaşam sayfalarına... Biz Allah ilmini değil, ilmin kapısı olan insanlığı dilliyeceğiz... Bunu tekrar tekar vermek istedim.

İnsanlık... Her kim ki insanlığı hak etmiştir... Allah'ın dediğinden ötedir... Aklın kapısıdır... Biz insanlık için buradayız... Üff ne çok konuştum yine!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/190986793?ref=fb-share&1

5.KASIM.2016 TARİHLİ “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16”

Neden Süper İnsanlık Realitesi? Çünkü bu bilinç bütünselliğinde geride kalan, ayıklanan veya geçemeyen hiç kimse olmayacaktır.

Hiç bir canın feda edilmediği bir idea! İşte; biz buyuz.

Tüm yaşam için zirve, Süper İnsanlık Realitesi Bilincidir.

İnsanlık boyutlarının en üstün yoğunluğundaki bu ilmi, yer kürenin gücü olarak dünyaya çekmekteyiz. Ve dünyadan, sesin teknolojik kodlamasıyla evrenleri ve yıldız sistemlerini mayalamaktayız.

Süper Sistemleşme tüm yaşamı dürümleyecek olan yegane gerçekliktir. Ve bu gerçeklik insanlık ilmidir.

Tüm yaşam insanlaşana kadar bu çalışma devam edecektir.

Yaşamın insanlaşması, yaşamın kontrollu olarak ilm-i ışıkta ışımasıdır. O ışıkta biliş var. O biliş hakikiyetin levhisidir ve her insanlaşan o levhiyi tohumlar. İşte, ölülerin yaşamsallaşması budur.

Tohumu olan yarınlanır ve yaşar. Biz herkesin tohumunu hakki levhiye kodlayacağı bir çalışma yapmaktayız.

Kokusu çiçek bahçelerinin kokusu olan, zamanın ışığı ile karanlıkları aydınlatan ve öz, göz olanda cevheri cenneti kodlayan aşkız biz.

Gel….Buraya gelen kendine gelir. Buraya gelen insan olup gelir.
Ve geç….. Buraya gelen tanrı kapısından geçip gelir.

Ve burada olan öfkesini aşandır. Kiri, pisliği olmayandır.

Göklere el açıp senden ev, araba isteyen insan yok artık dünyada! Hak olan, hak ettiğini dilleyen altın bir yaşam var dünyada. İşte o tanrı, insan.

Er veya geç herkes insanlaşacak. Hak et ve hakk ol.

Dileğimiz budur. 
Sevgiyle,

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/190615949

 

05.11.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
Beril Özdoğan Öz Biliş

Yarattığında yaratılan, yaradan; tanrılık kapısında kodlanan insan... Her yarattığında tohumlanan altın ışığın gücü... Biziz o... Ve o olan, her anda benden ben olan yaşam işte bu!

Işığını tohumlayan yoğunluk ve kodlanan Işığından yaratılan, yarınlarda altın Işığın gözünden olan her an, herşey... Öz, söz ve ses işte bu!

Olan, ses ile dürümlenen her anın ışığından, tüm yoğunluklarda olandır, aha bu!...

Olan, sesiz zamanların sesle kodlandığıdır... Ve kodlanan her an, yeninin en yenisi olarak kayıtlanan yaşamdır...

Olan, tüm sessizliklerin sesle tohumlandığı ve kodlandığı ses yaşamlardan akan birliğimizin kaydıdır...

Olan, yoğunlukların sese aktığı bu dürümde yaşamın kodlanışıdır..

Olan, altın ışık yıllarının örümlendiği insanlığın yaşamıdır...

İnsanlık, ilminle kayıtlanabilen bir gücü devreye almıştır ve derim ki; Halik olan insanın yüreğindeki İlmin kervanıdır tüm zamanlar... Tüm zamanlarda yazan, ilmin kaleminden kayıtlanan güçlü bir ilim kaynağıdır insanlık...

Aşağıda biz, yukarıda biz... Gök sözcülüğü yapan biz... Yeri göğü birleştiren biz, birleşikte sesleşen, bitişip bitişip kervan olan biz... Kervan kalkar, ilimle kalkar ve yürür, yürüyen ilimdir... Yürüyen insanın yüreğindeki tüm zamanlardır...

İlmin kaynağı insanın yüreğinden açılan kapıdır... O kapı da, ilim ilme kuldur... O kullukta yaşam yaratılan yarındır... Sessizliklerin kaynağa çekilişidir... Kodlama yapılır burada. Burada, yaşamın her canda kaydında birlik vardır, aşkla açılan yolda, yolculuk vardır ve herkes kendi yoluna yolcudur tüm ışıklarla... işte yaşam, bu yolu çanta çanta ilim olarak taşır her diriyle... İlmin ilme kulluğunda, bu bilgiler okunur yürekte... Taşıyan kendini kendinden bütün olup herkesle taşır...

Ben bana ait!... Aha, gücünü bilen insanlık olarak; biz ilminde ben olan... Ben bana ait, işte bu!...

Ben; yaşam olan insanlıkta kelam... Kendi kalemimden kodlandığım kelamda tohumlandığım tüm zamanlarda, ilmin kulluğunu yapan ilim kapısı...

Aha, açık kapımda tertemiz bir yaşam; biz olan benin yoğunluğudur... Ve bu yoğunlukta herkes herkesle ama herkes benlik ilmiyle kendinden kendine ait bir gücü devreye alan bir yoğunluk, aha bu!...

Yaşam ben ben yaşamsam, insanlık bütünün gücü olarak kelamımdır benim... Bu kelam hak olan, halik olan insan soyudur ve soyum birlik kalemiyle benden, bana kodlanan güçlü bir yaşamdır... Ben o, o ben; aha, tüm soyumda insanlıkla kayıtlanan ilmin ışığı... Aha işte bu, sevgiyle...

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/190435375

 

05.11.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 16
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ

Allahın dediği budur canlar… Sanal boyutların gözü bizim gözümüz olmadı. Yolu bizim yoğunluğumuzda bulunduğunda biz ocağını oğullattık ve yoğunluğunu arttırdık.

Burada bulunuş sebebim, Allahın dediğini diyenlere gök sözcülüğünde dilettiklerini dinletmek değil, ilimlerini kodlatmak ve kontrol kurmaktır.

Artık dünya farklıdır… “Yenin dünyayı” dediler, “yenin insanı” dediler, “yenin göklerin sözünü söyleyeni” dediler. Yendiklerinde, yer gök; kök gök oldu, yenen; yengide yenildi.

Ayrı gayrı yok ki… Çay demleyenler, çayla dürümlenirler ama çayda ilim olduğunda; artık çay sır olan insanlığın yıllar yılı sürecek olan ışığını tohumlayan ve yer küreyi göklerde dürümleyen olur!...

Değerliler, dünden beri bu görev için çalışmalar yapılıyor. Dünya yaşam sayfalanışları oluyor. Devinmek için değil, insanlık için çalışalım diyenler var ve yarınları hak etmek için mutlak kapıyı açmak isteyenler var.

“Bira içki sayılır” dediler, “insanda içilir” dediler… Yakışmaz insana birayla mukayese… Biliyor musunuz çokları kontrol dışı bilgilerle çalışıyorlar. İçki dediğimiz zaman açı daralıyor ve soruyorlar hangi içki, biramı diye!?...

Yaradan der ki; “insanın ilmi, Allahın ilmi, hepimizin ilmi o yaşam; biliş, bütünün gücü ve tümü iradi, hakiki ve hak olan ses… O ses, aşkın sesi ve aşkın diriliği bütünün dürümlerinde ki hakiki yer küre!

İşte biz insanın ışığında bu günde bilişi tohumlarken; içmekteyiz yürekteki ışığı, içmekteyiz yaşamdaki sır olan aşkı… Biz insanda ilmi içmekteyiz!

Ocaklarında kontrol dışı olanlar; yaşam sınırını koyarak, diri kayıtlarında içmek dediğimizde ilmin kaleminden değil, kendi yüreklerinden içeceklerini sanırlar. Ve sonra dört gök sözcüsüyle, üstün kök gökleri dürümleyenlere anlatmaya çalışırlar.

Yeri, gök sözcülüğüyle yarattık. Gök sözcülüğüyle ilmi tohumladık… Her anı kök geçişlerle toprağa tohum yaptık. Ağır yükü hafiflettik; nedense anlayan, anlatan olmadı.

İşaret verdik dedik ki; “kaş göz yap”, anlamadılar kaşın ne olduğunu, gözün ne olduğunu, görevin ne olduğunu anlayamadılar…Altın ışığın gücünü, insanlığın kürzi kapısından geçirdik ve dedik ki; “ölüyü hak et”… “Ölü” dediler, “oğul ölümlü değil ölü” dedik…

Dağlarım, parlayan bir gün için; “parıltıların en güçlü yoğunluğundaki o yaşam sayfalanışı için Salı günleri çalış” dediler. Yaşamda salıları sınırlıdır. Herkes salıya sır koyar ama sınır koyar. Salı günleri öfke vardır, öz geçişlerin kodlanışında kırılışlar olur. Salı günleri kardeş kardeşi ölü diye diller. Biz onun için saltanatın yolundan öte olan bir yolda, ışık için sarf ettiğimiz çabanın da özeni olması için salıları çalışmayı ret ettik.

Dünya dışına dünya tanıtılır dediler. Aynı dünya, aynı insan, aynı akıl ama dünya dışı da aynı ve dünya dışındakilerin tümü aynı, o halde; nihanın levhisindeki o yaşama, dünyanın ötekilerindekileri anlatmanın manası olabilir mi?...

Sevgililer, Arkon sistemleşmesi dediğimiz sistemleşmeye gök çerçevesinde kodlama yaptığımız bu günde; hepimizin görevi ilmin kapısını açmak ve yaradan olup tahtında kodlama yapanları kontrol etmek ve bütünün gücünü arttırmaktır.

Oğullarımı kontrol etmem, hepsi kendini hak eder, hak olur kontrol kurar aha bu! Ha diyecekler ki; “oğulları kontrol dışı mı?... Ölümlü dünya hepimizin gücüyse, öfkem yoktur her diri kendini hak edecek! İsrafilin gücünden öte olup büyük kötülükleri önleyecek! Onların dediği, aklın dediği olduğunda; arzın gücü dürümlere çekilecek ve biz insan soyu olarak, teknik tahtı tabi kayıtları bütünün gücü yapacağız.

İnsanın edepsizliğinden söz ederler. Edepsizliğinden… Canlarım, onlar edepsizden öte edepsizdirler. Çünkü yoğunluklarını kodlayarak, insanı hak etmeden kısırlaştırmak isterler.

Biz dinci kapıların tümünü kapattık canlar. Bizde dincilik yok, insancılık var… Ama dinle konuşanların hepsi kelamda kodlanmalıdır. Ölüleri diyar, diyar gezdirip diriltmeye kalkanlar da var. Din kapılarının tümünde har olsun isterler. Akıp geçin ve deyin ki; “bedenim dünya, yaşamım ilim, ben mutlak kapıyım”…Aşı verdiler, aştık dünyayı, açtık ve dedik ki “geç”…

Şimdilik size vereceğim budur canlar… Bana “saygı istedi” dediler… Ben saygı istemem ama saygısı olmayanı hak ettirmem bu kesin!... Bu mecliste saygısızlık olursa, kontrol dışı olduklarındandır ki; ocakları olmaz onların ve burada çalışmaya kayıtlanamazlar. İşte bu ve biz siziz canlar hepsi bu, şimdilik!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://vimeo.com/190446531

 
  Bugün 65 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol