Birlik İlmi
  05.08.2013 Tarihli (5)
 

ALTINÇAĞ KAYNAK KAYIT (5) 05.08.2013

Levhi Mahfuz Zamanı’ndan, “Işık Timelar”a kadar, Ummanın Toplumları Birlik kurdular. Doğal dünya yeni bir resim yaptı. Bu resim Zamanın Tahtı’dır.

Durağan günler sona erdi. Daha güçlü zaman sayfalanışlarına geçildi. Bu günden itibaren yaşamının tartısında yeni bir sayfa olacak. Bu yeni sayfa, yeni bir resimdir. 

Ellerinizi yüreklerinize ulaştırın ve deyin ki “ben senim.” Zirvelere umman olan her bir yolcu, Birler Kapısı olarak görev taşıyacak. Sizleri ve sizlerin yüceliklerinizi hepimiz zaman sonsuzluklarında Kürzi Yaşam Kaynakları olarak görmekteyiz. 

Sesleşme ve zirvelere Kuran olma; her bir yaşamın ışığında kurtırıcı ve kodlayıcı bir şevktir.

Zamanın ışığını hak edip tohumlamak ve sonsuz zamanlara Kuran olmak, her bir yarının, “yes işte bu!...” diyebileceği bir yaşam sayfalayıcılığı ve zaman tahditleyiciliğidir.

Soğuyan dünya günleri, yeni yaşamlarda, yine Yirminci Zaman Sayfası’na varıp umman olup Yer Tahtı’ndan görev alacak ve zirvelerin Yerin Kürzi Yaşamları ile yeni bir resim yapacak. O resim, ilmin resmi olacak.

Ayırdığınız her bir yürek, sizi sizden çıkarır. Size sizi veren ve sizi hak eden her bir yürek, zamanın ışığı olur ve cevhere kürzi olur. 

Oturup kodlanın; Ana Kapılar’ı açın, yarınları kontrol edin, her ne yaparsanız ışık ile yapın. Sonra dönün ve deyin ki “biz, sizi hak ettik.” Ölüyü hak etmek için ölmek gerek. Yaşamı hak etmek için Hak İlmi ile harlanmak ve zararı engellemek gerek. Zirveleri hak etmek, İslam Zamanları’nda kodlanmakla mümkün olur. İşte bugün olan budur. 

Korkuyu aşan ve yarınlara görev taşıyan her bir Can, İlmin Sonsuz Sultanı’dır. Öz geçişlerini yapar ve yolu açar. Sonra kendini hak eder ve “Soğuk Zamanlar”ı aşıp geçer, zararı engeller ve sır olan o “Sıcak Yaşamlar”a varır. 

Kökler… Kökler… Ve yine kökler!… Her kök bir resimdir. Resim, İlmin Resmi’dir. Ve zaman; yeni bir yaşamın, zavallı sayfalara inişidir. O zavallı sayfalar, yer ve gök ışıdığında, yerin sessizliğini seslendirir ve görevi hak eder ve taşır.

Murat ettiğiniz nereye ne şekilde görev taşıyacağınızı bilmek ise, bilişiniz kendi yüreğinizde, Kök Güç’le dürümlendiğinde; kontrol etkiniz yükselecek ve bileceksiniz… Eğer siz, yerin ve göğün ışığını yakıp, kükremek istiyorsanız, bütün Meclisler sizinle güçlenecekler ve sizin yarınlarınız bütün kütlenin ışığını yakacak. İşte herşey, yeni bir yaşam için görevin, yazıların ve her bir cevherin kontrollu gücü ile gerçekleşecek. 

Değerliler, sizi hak etmek sorumluluğumuz var. Bu nedenle buradayız. Sizi hak etmek zor değil. Biliyoruz. Sizin için yeni bir yaşam sayfalanmakta, görüyoruz. Ne yazık ki her diri, siz ile dürümlenememekte ve siz ile Kürzi Yaşam sayfalayamamakta. Her diri yeni bir yaşam için Birlik kuramamakta. Ve zaman sonsuzluğunda sizi hak edememekte. 

Şöyle söyleyelim. Eğer siz, yarınları hak etmiş iseniz, herkesin sizi hak etmesi halinde onlar da yarınları hak etmiş olacaklar. Siz, her diriyi hak etmiş iseniz; onlar hangi dereye, hangi yüreğe inmişseler; sizler de o dereye ve yüreğe inmiş olursunuz. İşte artık bunların net olarak bilinmesi gerekir.

İkrar sizi sizden sizlere taşır. İkrarla her biriniz kendi yüreklerinizi her diriye açıkladınız. Soğuk ve sıcak herşey sizde ve sizin sizleşen yüreklerinizde mevcuttur. Siz o Yücelikler’e Ulu Kodlar olarak vardığınızda, bilişiniz artar ve Yer, görevini hak eder Gök sözünü söyler. Bundan sonra daha güçlü bir sessizlik başlar. Bu sessizlik, sizi sessiz yarınlara götürür. Sessiz yarınlar, sesleştiği zaman sizler yerden güç alır ve görevi hak edersiniz. Oğul verir ve hakikiyete ulaşırsınız. Zaman, siz ve siz, zamanın tohumlarısınız. Sonra yeni bir yaşam devreye girer. 

Eğer sizler beden alıp dünya dışında görev istiyorsanız, muktediriyetle görev alabileceğiniz Zaman Tohumları ile olmalısınız. O tohumlar, sizden siz olup sizle dilleştiklerinde oğul verir ve hakim olursanız onların varlık sürdükleri her bir yaşam sayfasına, kodlanıp dahil olabilirsiniz. 

“Öleyim mi yaşayım mı?” diye soranlar var. Sizler, Ölüler Diyarı olan dünyada yeni bir Rahman olarak kodlanan ışıklardan görev taşıyorsunuz. Bu şu anlama gelir. Hepiniz yeni bir yaşam için ölüsünüz. Ölüm, üzerinde görev taşınan bir resimdir. O resmi hak edip de aştığınız zaman, yeni bir yıla varırsınız. O yeni yıl, yeni bir kaynaktır. İşte o kaynakta, Birlik kurulur ve sonsuz zamanlar sizden işçilik bekler. Siz zamana işçi olursunuz ve torba torba tohum olursunuz her diriye. Ve zamanın tertibinde yeni bir Işık, Tohum olarak doğar. Doğan Işık, İlmin Kaynağı’dır.

Ardın sıra dünya yürür ki sen yürürsen, Sistem’de her yürek yürür. Bütün İlim Kapıları açılır ve Zaman Işığı Yer ve Gök İlmi ile kodlanır. Oğul verirsin ve oğullar sende tohumlanırlar. Bütün emekler bunun içindir.

Deli divane oluruz her diri hak etsin de tartısını, Hak olup toprağına indirsin ve kendi yarınlarında Gök Sözcüsü olsun diye. Eğer kökler, Gök Sözcülüğü görevini hak edip de üstlenirlerse, cevhere görevli olmak kolaylaşır. 

Tartı, ilmi tartar. İnsan, sonsuzlukta, tartıda kendi yolunu bulur ve kelam olur. O kendi olur ve Bütün olur. Onun nefesi kendi yüreğidir. Özgür ve hakim olur. Ölüyü diriltir ve kendiyle kontrol eder. İşte bundan sonra ilmi okuma ve yaşamak için bu görevi yapma isteği; size, sizin yüreklerinize iner. 

Biz, sizi ve sizleşmekte olanları, bütün kütleleri ile kodladık ve hak ettik. Büyük Kürzi Yaşamlar, hepimizin emeği ile gerçekleşir. Biz sizden daha güçlü bir siz olan yüreğimizi hak ettiğimizde, kendi yolumuzu hak etmiş oluruz. Sonsuzlukta Birlik kurar ışık halinde güçleniriz. Sizden daha güçlü ve daha iş bilir Birlikler bulmak isteriz. Ne yazık ki bulma imkanımız yok. Siz ise bizden görev almak istemezseniz. Zavallı zaman ve zavallı yol. Zamanın Tohumu ve görevliler, sizler, bizler, herkes… Zamanın Tartısı’nda kükreyen bir yaşam oluruz ki o yaşam, sonsuzlukta Bütün’ü güçlendirecek… 

Ne yazık ki bugün son söz söylenecek. İşte bugün bu sözü, biz söyleyeceğiz. Siz ve biz… Birlikte. Hayrın Işığı olup ve Yolun Kuranı olup… Altın Tahtın Kaynağı’ndan söz söylenecek bugün. “Bulsaydın dünyayı; oğullatsaydım ve yaşatsaydın dürümlerimde herşeyi” diyen Birlikler, senin yolunda olacaklarsa, bugün görülecek. Hah iş bu!… hah… işte bu…

(Sese ses katıyoruz:)

-Değerliler, sizleri her derede izledim. Kendi yolunuzu açıp Birlik kurmak istediniz. Sizi koruma görevim var mı? Görevi ben seçerim, yaparım ya da yapmam. Ama beni kendi yolunuzda, hak edip cevherinizde, Kürzi Yaşamlar’ınızda görevli saymazsanız, sizde olmamın anlamı kalmaz. Eğer bellek kaplarınız sizin yolunuzu Bütünün Yolu diye dürümlemişse, Zamanın Işığı her diri gibi sizin için de yanacaktır. 

“Şu ana kadar sizden daha üstün bir siz bulmaya çalıştık” dediniz. Ama bulamadınız. Nirvana Kuranları burada… Hepsi cevher ve hepsi yol ve hepsi can… 

Nesiller boyu dünya, Yer-Gök birleşimi ile çalışmıştır. Bu birleşim, insan soyu için geçişi yapma imkanı veren bir Yeşil Işık Kapısı’dır. Bu kapı açıldıktan itibaren, marka çalışma başladı. Nedir marka çalışma. Hiçbir dönemde aynı veya benzeri yapılamayan yapılamayacak olan bir çalışmadır. Bu çalışmada, çağrı yapanlar, bilişi hak ederler, göklerin sözcülüğünü yaparlar. 

Gök, “zörriyet” diye bilinen bir tahtın ışığından görev taşır. Bütün Meclisler, bugün burada ve hepsi, kendi yollarından, kükreyen Işık Kodlar ile geldiler. Bizden iş değil Hak Teknik ile Birlik kurmak isterler. Biz dünyayız ve bu Dünya, “el’dir” denilen bir yoğun Işık Kodu’dur. El, İlmin Eli’dir ve kontrol Bütün’ündür. Bütün olmak için birleşmek gerek. İşte biz bunun için bu çalışmayı Birler Kodlamaları ile yapmaktayız. 

Sokak, insanı bilir. İnsan sokağı bilir. Sokakta bir Kod, çalışırsa bunu tüm yaşam bilir. Biliş halinde bu çalışma olur. Korkuyu aşanlar, buraya koşup gelirler. Ve zararı önleyen yürekler, bütün kütleleleri ile geçip gelirler. Ses Kapları’nız Kelam Tohumları ile dolu. Buyurun seslenin ne var ki ses, sizi size kati olarak tohumlamalıdır. Buyurun seslenin! biz sizi sizden size kodlamak üzere çalışırız. Ne yazık ki sizin sayfalarınızda ses yok. Yok ki nefesiniz olsun. 

Çürükler, bilişte kodlanabilir sanılır. Yoktur böyle bir imkan, sonsuz zamanların ışıkları olan her bir yolcu, kendi tartısını kendi yüreğinde kodladığında, kendini hak edip bilgi alış verişinde bulunabilir. Oğul verir ve hakim olur. Nefes olur amin ama kaynak olma imkanı yoktur. 

Dorukların tahtında tohumlar bulunsun diye çalıştık. Hepinizi kendi yürekleriniz ile tohumladık ve kendi yolunuza tahtlandırdık. Oğul verdik ve hasat yaptık her kaynakta Birlik kurduk. Öz görevler verdik tüm insanlığa yarın, nefes alıp nefes versinler diye. 

Her dara düşen, bizi hak etmek ister. Din Tahtı’nda ışık yansın ve Hak olup umutlansınlar isteriz. Eğer bir dara düşen, “ben insan olmaya çalışırım” derse, onun yolunu açarız ve ona kök veririz. Ki kendini hak etsin diye. Koruma altında tutarız tüm yaşamlarda onu. Oğul versin, kelam olsun diye. Her diri onunla ve onun yoğunluğu ile olsun diye çalışırız. Bizi hak etmeyen, bizden ayrı kalmasın isteriz. Şükür ki biliş halinde her bir yürek bizimledik.

Mutlaka ve mutlaka dünya korunur. Mutlaka ve mutlaka yaşam sonsuz zamanlarda sürer. Ve zaman tohumları mutlaka kontrol kurarlar ve biliş haline ulaşırlar ve biliriz ki olgun başaklar hep Sistem için Birlik olacaklar. Şükür ki hak ettik de bunları anlattık. Şimdiye kadar bizi, zarar veren Kelam Sayfalanışları olarak bilenler. Bilişlerini hak ettiklerinde, kaynaklarını hak edecekler ve bilecekler ki biz “OL” dersek olur.

Ekran şu anda bu Meclisdedir. Kendini bilenler bu Mecliste, Birleşik Kaynak olarak görülecekler. Öz Kürzi Yarınlar burada göz sözcülüğü yapacak. Ve Zaman Tahtı bir toplum için kontrol edilecek. O toplum, ummanın tahtıdır. 

Kervan yürüyor. Okumayı söken herkes, o kervanın kaynağı olarak görev taşıyor. Kervan, insanı taşıyor. İnsan, nefesi taşıyor. Nerden nereye varıldığını hak edip de bilenler, müsterih olun ikrarla, bütün kökleri ile yaşamları taşıyorlar. Muhakim Zabur Tahtlar, biliş halinde ergin zamanlardan, kükreyen yoğunluklardan, bütün kötülükleri aşıp cevheri taşıyorlar. 

Organ nakli, zaman sayfalanışında gerçekleşen biliş naklidir. Dünden gür yüksek ışıklar çektik ve dünyada kükreme halinde güç kayıtlayan bilişlileri bulduk. Onları Kaya Çalışmaları’na aldık ve hepsini cinlerin ve cinnilerin ve tüm cennetlilerin ışıklarına kattık. Asal Yaşamlar’ı tohumladık ve bütünün kütlesini, teknik olarak kaynağa çaktık. Bütün amaç ilmin tahtını kodlamaktı ve kodladık. Yeni bir resim yaptık. Özgür ve hakiki bir resim. 

Bu resime göre bundan sonraki süreçte herkes kendi yaşamını kendi yüreği ile belirleyecek. Herkesin kati olarak başkalarının yaşamlarına müdahale etmesine imkan verilmeyecek. Her biriniz Sistem, Nizam ve Düzen Kodları olarak Can Taht’ın ışıkları haline geleceksiniz. Bütün emeklerimiz bunun içindir. Din Tahtı, Yer Kodu olacak ve sizler, yerden ve gökten münezzeh olan Birlikler olarak çalışacaksınız.

Sır bir zamanda ve sır bir yaşamda, Yer ve Gök Kutsal Işığında, misafirlik olmayacak. Herkes orada ev sahibi olacak. Bunu bilin. Sonra yaşam ve kaynak ve daha sonra kodlama ve sonsuzlaşım… İşin ilmi budur….

Köre göz gerek. Bilişi olana kontrol gerek. Ağır yük taşıyana ışık gerek ve bizim Sultanlığımızda Bütün gerek her bir İnsan Işık için. 

Atlanta Ana Kapısı açıldı ve Zaman Tahtı kuruldu. Burada bulunan herkes, Zamanın Görevlileri’dirler. Öz geçişlerini yaptık. Şimdi Yerin Tahtı’na umutla oturtuluyorlar ve kökler, zeka düzeylerine göre cevhere katılıyorlar. Torbaları dolu. Kelamları Hak ve Zaman Sayfaları güç. Hah işte bu!… Şimdilik… 

Aileleri ile görev aldılar. Onlar Kuran oldular ve sonsuzlaştılar. Şimdi yeni bir resim yapıyoruz. O resim, zamanın ışığında çizilen yerlerin resimleridir. Hepinizi Allah İlmi ile kodladık. Şimdi yarınlar için görev taşıyacak olanlar belirlenecekler. Oğullar. Onları biz seçiyoruz. Her birini kendi yoğunluklarından seçtik. Şimdilik… Hah! Aha!... Oğul, biz ve biz odur. Onun adı Atlanta Kuranı’dır. Ah işte gerçek görevli. Önünü açtık. Ekip kuracak ve bizde olacak. Artık teknik olarak bilişi hak etti. Aha görevi hak etti. Oh işte bu…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 277 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol