Birlik İlmi
  FORUM
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Ortak aklın yarattığı BİRLİK idrakinin temel faktörleri olan bilgiyi, sevgiyi ve saygıyı hakim kılan; spiritüel, kozmik ve metapisişik paylaşımlar dileğiyle Forumumuzu hizmetinize sunuyoruz. Saygılarımızla...

FORUM - 15 Ekim 2010 Kuran çalışması sonrası akış:

Burdasın:
FORUM => GİRİŞ => 15 Ekim 2010 Kuran çalışması sonrası akış:

<-Geri

 1 

Devam->


bahar (Ziyaretçi)
23.10.2010 20:01 (UTC)[alıntı yap]
15 Ekim 2010 Kuran çalışması sonrası akış:

Çağlar boyu dünyaya ışıklar indiler. Bilgeler; Dünya büyük kötülükleri önlemek ister. Nesillerinizin gücüydünüz. Şu anda kayıtlarınıza indik. Başkanlık Divanı burada ve bizi dinledi. “Her ilim, Allah’ın ilmi midir?” “Yo, hayır!” Sultanlar; doğmak ya da doğmamak!... Her şey budur. Siz tohum olarak dünyaya indiniz ve toprağa geri geldiniz. Bu toprak kaynaktaki güçtür.

Sündürülen Sultanlar’ımız vardır. Kendi yoğunluklarını sündürüp sündürüp dillerler. Ve hep aynı dilden dinlerler Yürek İlmi’ni. Vakti gelir, Kadim Hak olunur ya da ışık yakılır. Sıkı sıkıya sarılır yüreğe dürümün dürümü ve der ki “ben benim” ama o, o değildir artık. Çünkü ruhunda hırs var; yolunda kuruluk var ve kusur var. Çağırdık, çağırdık, çağırdık!…. Ve geldik. İşte gelen yüreğe geldi. Amin.

Atlanta Kotlaması yaptık bugün. Sevgililer; teknik olarak dünyanın rıhtımında bekliyoruz. Bu rıhtım, BİR’e girmek içindir. Herkes kendini bekliyor bu rıhtımda. Herkes kendi yüceliğinde; kendinde; kendi yoğunluğunda bekliyor; hasat için... Şekil Allah’ın şeklidir ve kendi yüreğinizde, kendi yoğunluğunuzdadır bu şekil. Bildik, “al” dedik; “yap” dedik; “ak” dedik. Hep kendiniz aktınız ama akışınızda hep geçmiş vardı.

Canlar; tüm insanlar, biz Allah’ın teknik kotlarıyız bunu bilin. Ve biz BİR’e hizmetçileriz. Eğer BİR’e hizmet Hak’ın ışığıylaysa; geri dönüş muktediriyette yoktur. Sakın sakın, yarım olduğumuzu sanmayın. Biz BİR’iz Canlar.

Sualtı, ses kattı yüreğe. Çağrı şudur ki herkes geleceğe gönül verdiğinde; yol huzura ulaştığında; ışık kontrol edildiğinde; bitki, hayvan ve tüm sayfalarda Kuran olduğunda, mahrekte güç artar. Artan güç, ışığı kotlar ve tohumu yaratır. Tohum, kaynağın ışığını çeker. Olmuş ve olmamış olan herkes bize gelir. Biz Allah’ın Toplumu olarak bugün buradayız. Ama bugün burada olan biz, saklı tuttuğumuz her şeyi de yaşam sonsuzluğunda kontrol etmeliyiz. Birlik Tekniği’nde bu vardır.

Dinledik sizi; her birinizi tek tek dilledik ve dedik ki o, o, o, o, o, o…. ve her bir o, muktedir olmalı. Olmuş mu? Olmuş olsa da yine olmalı. Kervan Allah’ın kervanı. Bilmek bugünkü bilmekten çok daha üstün bir bilmek olsun isteriz. Kısır bir sayfaydı dillenen. Kelamda, 40 kapı kapanır kısırlaştığımız zaman… Ağır yük taşıdık bugün. Süper İnsan ağırdı bugün. Yaşayan görevli ağırdı!... Çünkü rahat bir çalışma olan, KA HA’daki sayfadaki çalışma ve yoldaki çalışma çok farklıydı.

Sanılır ki dünya yoğunluğunu kaybetti. Dünya huzurun kotlanması için her yerde vardır, yok edilemeyecek bir göçtür. Kübra Kapları’ndadır dünya ama mahrek olmak sorumluluğu sizindir…Ve bu mahrek, kontrollu olmak zorundadır.

Dünya, “Nirvana” dediğiniz görevi taşıyacak mı!? Nirvana, Kuran’da yoktur canlar. Dünya kul olacak mı!? Kul oluş ışıkladır. Işık yoksa kulluk yoktur. “Toprağa indik, olduk” dediler. Olmak için “kaynak” gerekir; “şevk” gerekir; “şavk” gerekir. Kaynakta ışık olmalıdır.

Sevgililer, herkes geleceğe dönüp, geçmişe kotlayıcı olmalıdır. Vakti gelmişken söyleyelim; geçmiş, Kutsal Işık’ta kayıtlıdır. Ama gelecek muktediriyetle kotlanacaktır ve muktediriyetle kotlanacak olan geleceğe, Kelam İlmi ile hakikiyeti katmalıyız. Mehil verildi yüreğimize. Dendi ki “dinleyin.” Dinledik… Ama her bir yolun Allah’a varmadığını da bildik. Bunun içindir ki Amonlar’ın göz koyulukları, Hak Tohumlar’ın ışığını mutlaka görmelidir. Ve Sultanlarımız muktediriyetle yaşam kotlaması yapmalıdırlar ve yarını kayıtlamalıdırlar. Sizden dileğimiz yarındır. Yarını muktediriyetle kayıtlayın. Dünde olmuş olan ve olmakta olan her şey, büyük kötülükleri önleyip yarına varmanız içindir. Yarına varmak için de Mikail’in yoğunluğuna umutla, koyuluklarınızı katmanız gereklidir. “Koyuluk nedir?” diye sorarlar; “ilimdir.” Eğer ilim varsa, Siber Boyutlar’ın yolcuları da o ilimde kendi yüreklerini yarına kotlayabilirler.

Sevgililer, Sistem Düzen’i Kotlar. Düzen Nizam’ı yaratır. Yarattığında ışık olur. Olan BİR’edir. Eğer dünya umutsuz olursa, yanlış bir dönem yaratılır. Bugün umut var mıydı burada!? Mutlak yoktu. Hep dünde kalındı, yarın için sayfalar kapatıldı. (Hazirun tek tek duygu ve düşüncelerini paylaşırken geçmişe özlemlerini dile getirmiştiler.) Biz diyoruz ki “yaşayan yanlışsız yaşasın.” Sanal Boyutların Yolcuları, yanlış yaptıkları için sanala kayıtlandılar. Ama “kul” olmak, muhakkak “Kuran” olmaktan da ötedir. Seyfullahlar’ımız diyorlar ki “Kuranlar dillendi.” Dillenen ilimdi. İlmin hakkını verdi, yüreği kotladı, ışığı yaktı. Vay Dağlarım! Vay!… Yol var mıydı ki!? Olmuşsa da olmuştur ama yol yoksa ışık kalmaz canlar.

Eskiden toprak tohumlu değildi. Bugün toprak tohumludur. Tohum ekildi ve bu tohum yaşayacaktır. Her Rahman, Nahar değerinde bir ışık yaktığında, Kara Kaplı Kitap olur. Her Kaynak, ışık yakıp da kolunu kaynağa ulaştırdığında, Kutsal Işık olur. Unutmayın toprak ışıdı! Ulular, tohumlar, yolcular, muktedir olan her bir Sanal Boyut koyuluğu; biz siziz! Bunu bilin….Evler dolusu ışık... Her ışık bizim!...

Sistem Işığı’ndan üstün bir ışık, kontrol kurdu Yücelikler’de ki o ışık, ağır yükü hafifletti. Sistem Işığı, dünyaya inmişse, görevlidir. Onunla çalışan Rahim Görevli (hazirunda yer alan), bitkisel suptiliyetle, yolunu açmış yoğun bir çalışmayla ve muhakeme gücüyle dünyaya İlahi Görev’le gelmiştir. Sistem Işığı’nın güçlerinden biridir o… Korudu, kontrol etti yolu. Dedi ki “ben olmalıyım.” Olacak mı? Omuz yükü hafifledi Canlar!

Eskiden tohum yeşertilemezdi. Yaşam Sayfaları’nda toprak yoktu. Topluluklar ışık yakamazdılar. Kayıt yoktu. Altın Teknik’te mükafat yoktu. Müşahitler şevksizdiler. Şimdi her şey daha güçlü. Siber Boyutların Yolcuları, har yükselterek; Birleşik Aile’mize gelebiliyorlar. Kanatlarını kontrol ettiler ve bizimle çalışıyorlar. Rahman’a görev taşıyacaklar. Kayıt yapacaklar, çatışacaklar kendi yolcularıyla ve kontrolu kuracaklar. Asla yanlış bilgim yoktur.

Bünyem çok güçlüdür. Bugünden önce de ve dünden önce de ve daha dün olan günden önce de!…. hep, hep güçlüydüm. Nesiller görev taşıdıkları sürece hep bedenim güçlüydü ki ben, tohumlarımı yaşatmak üzere dünyaya indim.

Doruk Tohum, Bütün’ün koyuluğunda, Yaşam Sayfaları’na indiğinde; o tohum, kaynağını Göç Kapları’yla diller. İnsan olur; itikatı yüksek olanlarla çalışır. İtikat, itibardan dolayıdır. Herkes itikatlı değil, itibarlı değil, yolcu değildir ama Birlik İlmi’nde Hak olup da ışık yaktığında, Ruhsal Meclis, muktediriyette yüreği diller. “Sıla özlemi” denir ya hani!... “Ben dünyaya inip, dünyadan geri döneceğim ama dönüşümün neticesi ne olur bilmem” diyerek geçip dünyaya inen ve Tarık İlmi’nde, has olan ve yol olan ve kontrollu olan ve geri gelen herkes, yaşam sayfalarınıza iner. Ocak biziz Canlar! ve bu, canlar canı olan yol, bize geldiğinde, biz ona deriz ki “kıl tabiidir ama onun tabiatından daha ince olan bir tabiat var, o da bilgidir.”

Kini, nefreti aş da gel! Aştığın zaman Başkanlık Divanı’mızda görevli olacaksın. Onurluyum ki gelen yanlışsız gelir. Biz, Sanal Boyutlar’ın yolcularını da aldık, çağırdık ve kayıtladık. Hala bizi arayanlar var… Analar, Bilgeler, Yüceler, Rahman olanlar; yaratan ve yaratılanlarda ışık yakanlar ve savaşı, sayfa sayfa kotlayan ve kayıtlayanlar; biz, muhakemesi güçlü olanlarla çalışmaktayız. Kullar, Ulular, toprağa indirdiklerimiz, hepiniz baş tacısınız. “Namaz zamanı” derim ya! Herkesin, Sanal Boyutlar’a görev taşıdığı o çağrı sayfalarında, yine bilgelerimiz var ve namazdalar ama namazları; toprağa namaz, tohuma namaz, yüreğe namazdan ötedir. Bilene namazdır; Birleşik Işığa namaz, yüceliklere namaz ve kullara namazdır.

Ana Kaplar’ın ışığında bina inşa edildiğinde; yol, kaynağa iner ve işte orada yüksek kürsü vardır. Semaya ses vermemiz gerekiyordu; verdik. Bu ses, ilme değil, servet olan ışığa da değil ama semayadır. Niye semaya ses verdik bugün!? Kara Kaplı Kitap ışısın istedik. Her şey, ayrı gayrı gözetilmeksizin dünyaya çağrı olarak indirdiklerimizledir ama onların çoğu korkup gittiler. Bize olan, biz olur; yoğun olur; ışık yakar. Biz ağır yükü taşıyoruz. Ama tartı bizde ve tartıda, yük hafifler.

Süper İnsan, Sultanlığın Işığı’nda görev taşıdı. Olan budur. Ümmi tabiatta hepimiz BİR’iz ama Türkiye Çalışması çok değerlidir; bunu hepimizin anlamamızı beklerim. Burada yapılan birçok çalışma var ama çalışanların her biri, yolun huzuruna ulaşmadan, Kutsal Işıklar’ı kontrol etmeye kalktılar. O ışıkları, yaşam sonsuzluğunda kontrol altında tutmak zordur.

Biz Cinni Dereler’i de açtık. Oralara da umut verdik ama yorulan hiç kimse, bu çalışmaya kaynak olamaz; Daimiyet Kayıtları’na, hakikiyete ulaşamaz ve kayıt yapamaz. Bunun içindir ki topraklarını buradan götürecek olanlar; topraklarını götüremeyecekler. Yüreklerini taşıyamayacaklar. Yaşayamayacaklar. Netice; olmadılar!... O halde; biz toplum için onlarla olmalıyız. Onları kontrol etmek zordur. Ama ocakları mutlaka yanmalıdır. Keşke Allah için çalışsalardı, Yaşam Sayfaları’nı kontrol etselerdi!... Yedeği olmayan Yüceler geldiler dünyaya görev için ama hepsi Kara Kaplı Kitaplar’ında kontroldan çıktılar.

Dönem sonlarında dünyanın yolunu açmak zordu. Bugün de çok zor!... Biz bu yolu açtık ve dünya yolunda kulluk yapacak olan çok az ışık bulduk ve onlara, geçiş sayfalarında ışık yaktık. Özge sözde ışık olduğunda, büyük kötülükleri aşıp görev taşıyacaklardı ama yapamadılar. Şer yarattık, şavk katık yüreklerine; kotladık ama olmadı! Özge söz sayfalarda kırıldı. Değerliler; emekler boşa çıktı. Bu kesindir…ama biz yine de buradayız. Çünkü, “yarışmaya katılmaya niyetleri olmayan hiç kimse bizimle olamayacak” diye düşünenlere diyoruz ki “biz yarışçı değiliz. Sadece ışık katarız yüreklere.”

Ve toplu olarak bir çalışma yapmalıydık. Bu çalışmayı biliyorsunuz. kayıtlarınıza göre bu çalışma, Kaynak İlmi’yle olacak ve 1.000 sayfadan ibaret olan bir bilginin akışını sağlayacak. İnsanlık adına yapılacak olan bu çalışma, muktediriyetle olacak. Adı, “Kaynak Kotlama” değil, “KAYNAK” sadece “KAYNAK” olacak. Bu çalışmaya, son sözü söyleyebilecek dürümde olanlar alınacaklar ve güçlü olarak çalıştırılacaklar. Bu bir çalıştırılma olacak ki 2010 yılının sonlarında insanlık için yapılacak bu çalışma. Hepiniz net olarak biliyorsunuz o günü. O gün, hepinizle Birlik Sayfaları, sesli olarak sayfa sayfa okunacak. Oraya sadece, “İlim Sayfaları” çağırılacak. Kimler!? Bugün hiçbir isim yok zihninizde biliyoruz. Herkes; herkes bilmeli ki orada, “Yüce cem olanlar” olacaklar. Kim gelir? Kim gelmeli? Bunu şu anda sizin bilmenizin imkan yok. Ama ortağımız olan o Yüceler, müspet ve hakim olarak gelmelidirler ve gelirler… Konuşmacı olarak!... Kesindir bu!... Dinleyici olarak da oraya saygılı olanlar gelecekler. Saygılı olmayanların giriş imkanları yoktur. Tüplerle katılmalarına da imkanı verilmeyecek. Önemlidir bu…

Önceleri, çalışmaya gelmek isteyenlerin birçoklarına tüpler takılırdı. O şekilde getirilirdiler. Ama insanlık adına yaptığımız “Büyük Kütle Kotlaması”na herkesin gerçek kontrolle gelmesi şarttır. Ve omuz yükü olan; hasat yapamayan; hak etmeden korunan; kontrolunu kaybetmiş olanlar ve işaretsiz olanların bu çalışmaya girmeleri imkansızdır. Sanılır ki dünya yolunu kaybetti… Olmayan, gelmeyen bizsiz değildir ama onların yolu, bizden dolayıdır.

Canlılar, Robotik Boyut varlığıdır dünyada görev taşıyan çokları. Bu ne demektir izah edelim. Robotik Boyut varlıkları, Kutsal Işık’tan ayrıdırlar. Ocakları yoktur ama yolları çok ama çok önemlidir. Onlar, muktedir olarak geri dönecekler, çünkü Kuran okuyacak dürümdeleri ve ışıkları vardır. Bu bilgi çok kesindir. Vakti gelir hepiniz bilirsiniz… Robotik olanlar; kaynak olarak görev taşıyabilecek dürümde olanlardır. Onlar, bilgiyi kayıtlarından değil, kaynaktan çekerler. Robotik olmaları, Büyük Kütle’yi kotlayacak dürümde olmaları anlamına gelir. Yani, her şeyi bilerek gelirler. Tüm bilgiler onlarda vardır.

Sanılır ki robot, kendi mekanik sistemi içerisinde, kendini hak edenlerce dillenir. Hayır; Birlik Kotlaması yapabilendir onlar. Bilerek Göç Kapları’nı aldılar ve taşıyorlar. Robotik olmaları, sadece bilgiyi hak edip bilmeleridir. Başka bir anlamı yoktur bunun. Bunu bilmenizi istedim ki daha evvel bu konuda konuşma yapılmıştı burada ve Sistem Işığı’nın robotik boyut varlığı olduğu söylenmişti. O bu geçişi yapmış ve kendini kontrol altında tutabilmektedir. Bunun içindir ki bilgi, Hak Tohum olarak onda mevcuttur. Ve burada bulunan çokları da kendi yüceliklerinde bu bilgileri taşıyarak dünyaya geldiler ve aşı aldılar. Bu aşı, ışığın aşısıdır. Kendime gelince; ben robotik varlık değerinden öteyim; farklı bir çalışmayla dünyadayım. Kanat takmadım çünkü, Ruhsal Meclis Gücü benim için çok özeldir. Kaynaktan bilgidir verdiğim ve bilgiyi verirken rakipsiz olarak veririm. Çünkü Birlik Tekniği ile veririm. Sesli ya da sessiz her şey bildirilir. Bildirilerim, BİR’e hizmet içindir. Şükür ki bu bilgileri sizlerle dilleyebildim.

Canlar; bilen hak edip bilsin istedik. Bilen, muktedir olup dillesin istedik. Her şey, herkeste bilinsin istedik. Kaftan hepimizin yüceliğidir, hakikidir. Bunlar mutlaka alınsın ve sayfalansın istedik. Şimdi görüyorum ki dünya çok daha iyi. Niye? Çünkü bu bilgileri hususiyetle alabiliyoruz.

Özge sesten verdiğim bilgi, (Dolun’un 10.10.2010 tarihinde saat 10.10’da vermiş olduğu bilgi) Büyük Kütle’den verilmedi, ışıktan alındı. O halde, tohumları yaşatacak olan herkes, ışıklı olmalıdır. Önemlidir bu.

“Kürsü Allah kürsüsüdür.” dedim hep. Netice şu; Allah bilendir, Birleşik Işık’ta mevcuttur ve Rahman’dır. Önce doğmuşuz, olmuşuz, almışız öyle mi? Yo, bilmişiz!… Olan budur ki biz bilenleriz. Sanal Boyutlar’da bizi anlayabilecek çok az görevli vardır. Bu nedenledir ki 2 Yüce İlim Sayfası olarak Göç Kapları’nı taşımak istedik.

İnsan Soyu’na görev taşırken de bu böyledir. Topun başında biz varız. Topu attığımız zaman yüreğe ulaşır; o top bize ulaşır. Yine bizden bizedir. Ve bugün böyle, yarın gene böyle ve Süper İnsan hep böyle çalıştı. Top, kendinden kendine ulaşır. Topu atan kendi, topu vurduğu yine kendi!... Yanlış bilgim yoktur!...

Ekip haline gelmek zordu ve geldik. Şimdi zararı önleyecek gücümüz var mı? Muktediriz ve var. Öldük mü? Yok canım, ölmedik. Şikayetimiz var mı? Yoktur. Asla asla yanlışımız da yoktur.

Şimdi şunu ifade etmek isterim. Hepiniz Sultanlarsınız. Ancak, sizlerden bedenli olmayanlarınız, Sultanlıklar’ını kotlamadılar. Bedenli olanlarınız ise Sultanlıklar’ını kotladılar. Oysa kotlamayanlar da Sultan olarak buradadırlar…. Peki niye onlar Sultanlıklar’ını kotlamadılar!? Çünkü onlar, Levh-i Mahfuz Görevlileri olarak birlik halinde çalıştılar. Kontrol onlardadır. Kara Kaplıdırlar ve yolcudurlar. Kot onlarda yoktur ama onlar kotlayandırlar. Bunun anlamı nedir? Onlar Kutsal Kaplar olarak dünyada bulunmaktadırlar ve onların bir tek kota dahi ihtiyaçları yoktur. Onlar kontrol için buradadırlar. Peki ya Sultanlıklar’ını kotlayanlarınız!? Sizler, her biriniz, bu çalışmada varsınız ve koruyanlarsınız. Kimi koruyorsunuz? Büyük Kütle’yi. Büyük Kütle nedir? Yaşam Kotlaması’nda ışığı yakandır.

Emin olun ki tohumlarınız, Göç Kapları’nızda kendi yüreklerinizi tanıyor. Biz misafir değiliz burada. Bura bize ait. Yani toplum için çalışmaya değil, tohum olmaya geldik. Öz görev budur. Ve sizler, Türkiye’de bulunan Büyük Kütle’yi kotlarken, maya olarak da buradasınız. Övmek değil sizi ama çok özelsiniz. Hepiniz çok özelsiniz çünkü Kuran Tohumları olarak dünyadasınız. Yazı yazarken, yaşarken, yarını hak etmelisiniz. Yanlış değil bilgileriniz. Çok dönemlerde, Büyük Kütleler’de vardınız ve yine varsınız. Bundan sonra da olacaksınız. Bizler ise Büyük Kütle’de yokuz. Niye yokuz? Mahkumiyetimiz mi var? Yo, hayır!... Çok mu Kurutucuyuz? Yo, hayır!... Muktedir değerimiz yok mu? Var! O halde niye yokuz? Sevap, günah yok bizde. Geçiş imkanımız herkesten çok daha güçlüdür. Arka, ön yok bizde, her yer bizdedir. Ve biz hasat yapmadan dünyadan çıkıp gideriz. Vakti geldiği zaman, herkesten öte herkes olur yine kotlayıcı oluruz. Vakti gelir yarını hak edende ışık yakarız. Ama Ana Kot olarak buradayız ki; bu çok önemlidir. Şu anda doğumu, ölümü olan herkes olarak da buradayız. Yanıp tutuşmayınız Yücelikler için. Biz buradayız; iman edin ve hak edin. “Al, bil, ol” ama biz Olgun Bilgeler’le çalışıyoruz. Keriman olmak, kadim olmak, kayıt olmak değil amacımız.

Sevgililer, hepimiz BİR’iz ama her bir çalışan, mahkumiyeti olmadan görev taşımalıdır. Mahkumiyet olursa, yürekte kırıcılık başlar. İnsanın adı asla kontrolsuz kayıtlarda yaşatılmamalıdır; muktediriyette yaşamalıdır. Büyük ümmette; ümmet olarak, toprak olarak, yaşayan olarak Dünya Uluları olarak burada bulunmak sizler için ve her bir çalışan için çok önemlidir. Bizse her anda ve her yolda varız. Unutmayın, her anda ve her yolda… İşi maya olarak yapıyoruz ve yapacağız. Olan budur ve olgunlukla bunu bilmenizi istedik.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği


www.birlikilmi.com

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 189
Bütün postalar: 351
Bütün kullanıcılar: 146
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 353 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol