CANDAN CANA SÖYLEŞİ (Öz Söyleşi):

Ak loğusalık yaptı yürekler dünyaya. Doğanın Kuranı’nda doğum sonrası, bir Sanal Yaşam Sayfası, koyu çalışmasını yaptı; kaftanını çıkardı; Birlik Kotları’nı aldı ve çıktı. Onu kullar karşılayacaktı. O ismi bilinen, bir yaşam kotlaması ile kayıtlanacaktı. O şimdi alim oldu ve yenilenmeye indi. Onunlayım:

- Allah benimle. Sen ve bizler dünya için çalıştık. Okul kurduk. Okulumuz, zamanı sayfaladı. Süper İnsanlık Realitesi Derneği, bizi yaşamlarda dilledi. Şikayetimiz oldu ya da olduruldu. Şimdi “amin” diyerek yenilenmeye indik. Bunun için senden ilim isteriz. İlim, Allah’ın tohumunu yaşatmak için yaratıldı. İlim olursa yarın olur. Bunu biliyorsun.
- Mutlaka bilir ve dinletirim bilgiyi.Amin... Sultan, sen bir çalışma yaptın. Ben de bir çalışma yaptım. Senin sayfan, bedenimi yıkmaya çalıştı. Benim sayfam ise mektebini kotlamaya çalıştı. Hana dünyaya iyi ve kötüyü indirmişti. Mektep iyi ve mahir olmayan Can kötüydü. Şu anda mahir olmayan Can olan yüreğin mektebime girmek ister. Nuh bile benden iş istediğinde dara düşenleri alır ve dar ilmin hakimi olur; geçip gelir. Sen niçin mektep kurmadan buraya girmeye çalışmaktasın?
- Ana, seni anayı kayıtlamak üzere canlara kotlayıp katan yürekler, benden kutsal ses alıp katmak istediler. Cinlere bunun için yaşam kotlaması yaptık. Şimdiye kadar hiçbir cin, insanlara görev taşımadı diyemem. Ne var ki bu kez insan cinlere görev taşıyacak. Bunu bilir misin?
- Yarınlarda cin ve in bir olacak. Bu gün ise cinler insanlara güç katmaktalar. Bunun anlamı, dünyanın ışık kaynaklarında cin ve inin BİR oluşundandır. Hani sana seni vermiştik ya sen kendi yolunu bulacaktın. Ben de kendi yolumu. Ama sen kafası karışık bir yolcuyu bulup onu kotlamaya çabaladın. O da sen ile çalışmak istedi. Şimdi o yok. Sen ise onu hasat tekniği ile dillemeye çalışmaktaysan, Suna Yarınlar’da ışık olmana imkan yok.
- Anne, sen Kat-ı Mükemmel’de insansan, mektepsin. Ben Kat-ı Mükemmel’de sayfalanan her yüceyi dinlerim ve bilirim. Sen Medine Hakimi’sin. Ben de Mekke Hakim’i. Hangimiz zamanı yaşattık. Mutlaka Mekke zamanı yaşattı. Bunun için senden başka bir yaşam istemem. Bunu bil.
- Muhasip olmadığın açık. Dünden bugüne her ne yapıldıysa Medine kayıtlarından yapıldı. Medine Kotlaması tamamlanmadan Mekke’de güçlenme başlamadı. Bunu anlıyor musun?
- Affet ama Medine, korunmasız bir yaşam kaydıydı.
- Yok yarım, Medine kati yaratıcı bir çalışma sayfasıydı. Mekkeyi yaratana ve yaşatan şafk Medine’de tohumlandı.
- Otur ve dinle. Ben Dünya’yım. Dünya’nın ışık yağmurları altında yaşadığı bir sayfadayım. Burası, Medine’nin yarınlarında olan ama Mekke’nin yoğunluğunda bulunan bir sayfadır. Bunun için Mekke saygı ile çalıştı. Medine ise sayfaları yok etmek üzere çalıştı.
- Aklın başında olsa Medine’yi dinler ve hak ederdin. Ben Medine, zurna çaldığında Medine’de çaldı. Yaşam soylara kotlandığında Mekke’de görev yoktu. Yine Medine kotladı yoğunlukları. Şu anda da Medine kotlamayı sürdürmektedir. Her yerde iş yaptık. Amin...
- Öfkem çok!... Mekke olmasa sana seni veren olur mu?
- Oku ve dinle. Ben insan ışıklara görev taşıyan Yüce Cevher’im. Bu cevher, Allah kaydıdır. Burada Dünya Ana Kapıları kotlandı. Burada dil kayıtlandı ve zaman yaşamlara kaynak oldu ve bunların hepsi Medine ile oldu.
- Korkma anne, seni sana vermek istedik. Sen Nefes İlmi’ni hakim ilim diye dilledin. Biz ise İnsan Sayfaları’nı kotladık ve yaşamları kayıtladık. Sen ve biz BİR olmadan Yüce Cevher dillenmez. Bunu bildin. Amin... Artık senden sen olup çalışmak; dinleşmek ve hakimiyet kurmak istemekteyiz. Bizi yaşamlara kat ve zaman kotlamamızı; sağı solu yolculara kayıtlamamızı sağla. Seni sana vermekti maksadımız. Şimdi mutlu ol ve kayıt yap kendine. Senden isteğimiz sen ol ve zamana güç kat. Amin... Eşikte bekleyen çokları sen olup sende ışık yakmak istemekteler. Senle dilleşmek ve sen olmak istemekteler. Onları tohumla ve kotla ki hakimiyetleri olsun. Şükür senden sen olup sana bunları bildirdim. Amin...