Birlik İlmi
  İSLAM OLAN İNSAN 3 - 21.Eylül.2019
 

Dostlarım,

21.09.2019 tarihinde; 14.00-18.00 saatleri arasında en son açılan “İSLAM OLAN İNSAN” programının 3.’sü için dernek merkezimizde biraraya geliyoruz. İlgi duyan ve katılmak isteyen herkesi bekliyoruz.

Saygılarımla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

21.EYLÜL.2018 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 3

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yolun başındayız canlar. Hepimiz bugün burada tohum olarak kodlama yapacağız.

“Keşke…” diyenler çok biliyorum; keşke!

Ellerinizin kültü olan ilmi anlayın diye size sistem olarak şu anda yaptığınızı yaptırdık. (Hazirunda bulunanlar ellerini göklere açarak Kadir Enerji’yi deneyimlediler.) Ellerinizin kültü, ilmin kültü hep sistem olarak sizin yoğunluğunuzda mevcuttur. Bunu dinleyin, anlayın demek istedim.

Eve dönme zamanım geldi. Bunu size açık vermek istiyorum. Netice şu; eve dönme zamanım geldi…

Hakkım olanı, hakim olarak dilliyorum şu anda ve ben tüm insanlığın kervanı olarak bu çalışmayı sürdürüyorum. Kanat takmamı bekliyorlar ki ben kanatlanmayacağım.

Başımın ilmi bütünün kelamıdır. Bütüne hizmetçiyiz bizler tüm insanlık olarak…

Emre itaatle bütünün kök göklerdeki süper sahalarını kodladık. İdman yapmıyoruz burada; insanlıkla kelam yapmaktayız.

Çokları burada yaptığımız bu çalışmayı çok küçük bir şarkı olarak düşündüler ve pasif bir kayıt olarak dillediler. Buradaki çalışma, ruhun Kurulları’nın kodlayıcılığıyla birlikte yapılmaktadır.

Ruhun Kurulları muktedir olan kervan olarak kayda inerken, her bir levhi kapı bütünün gücü haline dönüşür. Tüm insanlığın bilmesi gereken bir meseledir bu.

“Hasat tamamdır.” dediğimde, halka halka genişleyip mükafat olarak bütüne hizmet ettiğimiz o yoğunluğu kastettiğimi düşündüler. İslah olmalarıydı maksat…

Her insan kervan olamaya çabalamalıydı. Her ilim kalemi bütünün kültü olmalıydı. Oğullarımızı göreve almalıydık ki tabular yıkılabilsin.

Açık bildirim ki teknik olarak büyük kök göklere küskünlük duymuyoruz ama ilimin hakkını vermeliyiz.

Ellerini ellerimizden ayrı tutanlara şunu söylemek isteriz ki şansı varsa kelam olup öz görevini taşıyabilir. Ekmek yapması için ona mehil tanıdık. Eğer ekmek yapamıyorsa, kelam etmelidir. Eğer ekmek yapamıyorsa, harını yükseltip mutlu, huzurlu bir dürümde kelamı hakk olmalıdır. Ki Rabbi Kapılar’ı bulabilsin ki hasat olabilsin.

“Eşya” dediğiniz yaşamda har olarak dillenen ve yoğunluğu kodlayan bütüne hizmet edenler vardır. Öz görevleri kendi ruhlarıyla Mutlak Kurulları’nı kodlamalarıdır. Ellerimizi tutmayanların ellerini tutmamızın gereği artık bitmiştir; yoktur.

İnsanlık boyutlarının çok ama çok özel görevidir toprağı tohumlamak. Eğer toprağı tohumlayacaksalar şafak olmalıdırlar… Asla hata yapmamalıdırlar.

Çarık çıkararak yeryüzüne görevli olmak mutlak gerekebilir ama çarıklarla gelenlerin çantaları bizim çarıklarımızın konduğu çantalara dönüştürüldüğü an, o çarıklar herkesin halka halka genişleyerek kodlandığı şafağa dönüşür ve biz onları kodlayıp koruruz.

“Elim, Allah’ın elidir.” derim hep. Hakkım olandır bu benim… Aklın kalemi olurum ve mutlak kurulları kodlayabilirim. Allah’ın adı ilimse, ilmin kalemi olurum ve masaya bütünün kültü olanları çağırırım.

Evrenlerin sessizliklerini dilleyen biliş kalemlerimiz burada görev taşıyacaklar. Bu kesindir.

İslam Dini’nin ilmini anlayanlar insanlığı kodlayacaktılar. Nesiller boyu bunu bekledik. Ne yazık ki doğanın gücünü bile dinleyemeyenlerin murat ettiklerini hak edip başarmaları imkanları kalmamışsa bizler tahditli olanları da buraya alırız ki ölüyü diriltebilelim diye.

Kendini dinleyen kelamı hakettiği an mahrekinde mutlakiyeti diller. Eğer kendini anlayan mutlaksa, kendi dürümlerinde bütüne hizmetçilik yapar.

İnsanın eli Allah’ın eli değilse, aklın kalemi olamaz. Eğer hakkın kapısını bulmamışsa mutlak olur ve kendini dürümlerde dinleyebilir.

Kaç Medine yaşama çektik? Kaç Medine’yi kodladık? Ne yazık ki kök göklerdeki kök kalemle bunları yaparken, siyah renkte olanları hasata kaynak yapmalıydık. Ki bunu hak eden hakk olup olgunlaşıp tohumlayıp gerçekleştirecekti.

Karanlık aydınlığı tohumlar canlar. Kesindir bu. Ama karanlığı kodlayanlar hakkın kapısını bulurlar.

Eğer suya ilmi koymamışsanız yolunuzda, kurullarınızda kaleminiz olmayacaktır.

Yanlış, doğru tektir. Bunu da bilin. Yaptığınız ne varsa tekliktir.

Eğer siz “Ben, beni hak ettim.” Diyorsanız, hasat olduğunuzu hakkın kalemi olduğunuzu düşünemeyebilirim çünkü sizlerin Saltanatın gücünü de hak etmeniz gerekliydi.

Bugün vardığınız bu çalışma alanında kendinizdeki gücü temiz ve hakim olarak diriliklere katmalısınız.

Dirilik, insanın kervanı olacak olanların birliğidir.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/U4wp9z8VBCc

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN (3)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Hemen herkes kendindeki sesi duyabilir. Bu ses, tenin ses kayıtlarının gür akışından verilen bir levhi sestir. Herkes sesler, sesiyle olabilir. Temenni edilen odur ki kendini verebilmesidir.

Üretimler yapılır, üretim yapılır. Üretim, sesin kemal derelerinden güç katmasıyla olur. Beden, ses kattığın da bindikleri dal GÜL'dür. Gül, kendindekini vermektir. "Bindiğin dal GÜL'dür" dediğimde; kendimdir veren.

Bu çalışma kendi kayıtlarının ve kendi kayıtlarından dahi güç kaydeden künyeler veren ses kayıtlarından yapılır. Belli saatlerde eşref saatini de verdiğim her dere özümün deresidir. Bırakırım akar gider biteviye.

Ben, ten verdiğimde, güç kattığımda herkese verimin gücü. Ben ten devrem gün aktığında ben veren ve güç katan olurum. Bu yoğunlukta herkes kendinden aktı ve güç kattı. "Eller verdik, güç kattık" dediğimde, verdiğim herkesin sesidir. "Ses kaydettik" dediğimde, "benden ben verdim" demektir.

"OL'lar verdim desem, OL'an kendinden OL'anda güçtür. Herkes kendinden verse; "benim veren" dediğimde; " O' da benden devreye girer" derim. Veren ve alan kendimden kendimdir. Aha bu!

Akarak gür devrelere girilir. Herkes, kendi ses katlarından verir ve akar. Akan kaynağın gücüdür. Gür akış, herkesindir. Beden üretim yaparsa eğer kendi sesini verir.

Devenin akış amacı gürleşmektir. Gür olan sır kayıtlarından güç katar. Her gür akışlı güçlenir, deryalara ulaşır, deryada derya olur. Bilir misininiz ben, O nurdan deredeyim. Nur; sırdır. Sınır kalkar ve nur herkesin gücü olur. Ben dediysem yanlış anlaşılmasın. Şu anda hepimiz bir tekiz! Veren Allah tektir, canlar.

Bizler, yaşamın kervanıyız, tüm insanlık için. Ezelden ebedi kodluyoruz. İnsanın kelamı ve hakikiyeti olan İslam ve İslam olan İnsan. Tüm şerlerden beri olan kurtulan, selamate varan insan. Eğer İslam isen, ses kaydeden, servet katan olan herkes bendir. Ve ben herkesimdir. Mana aleminde mükafat olan ten serveti herkesindir.

Dünya artık yenileniyor. Ve artık insanlık " ben-sen" demeyecek. "Biz" diyecek. Dünya yenileniyor artık. İnsanlık " Aha" diyecek. "Hah" diyecek. Şer yaratmadan, aşk diyecek. Seyfullahların türevlerini tohumladıkları ışığın kontrolunda hak diyecekler. Rahman'ın Kapısı açık artık. O kapı açıldı, canlar. O kapı açık ve o kapı, Allah'ın dediğini diyenlere açıldı. Ey yolcu, özün sözü levhidir, kendi yüreğindeki ilimdir. Onu dinle. Herkesin kendini hak etmesi, bütüne hizmet etmesi esastır.

Sen yol mu arıyorsun, can? Etrafindakilerde arama! Yüreğini bir yokla hele, ıssız ve sessiz mi haykırışları? İşte ben sesin soluğun olacağım ta içinin içinden seni çıkartacağım, can...Oyalandın. Oyaladı gölgeler seni. Gel gör bendeki senleşen seni. Ben nice zamanlardır sendeyim de senin haberin yoktu.

Aşka aşık olduğumu nerden bildin cancağızım!..Eğer aşık olmasaydın, ne bilirdin a canım!..Gerçek o ki; "Aşk imiş her ne varsa alemde! Yaşadığım mucizeyi anlatamaz lisanım ve

Der ki; O! " Ben yeryüzünün ve gökyüzünün Nuruyum!

* Nur Suresi 35

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.EYLÜL 2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN (3)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1 AKIŞ – 2.BÖLÜM

Kusur arayanlara şunu da söylemek isterim ki dünyanın ruhu hepimizin kurullarında kodlanmıştır. Eğer ruhu anlıyorsanız, kendinizi de anlayacaksınız.

Bütüne hizmetçiliktir, yapılan Bu Mecliste. Eğer bütünün gücünü biliyorsanız, karanlığın aydınlığı kodladığını ve tohumladığını da biliyorsunuz, demektir.

Kaç dünya kurduk, bilseniz. Bugün Meclisimiz, burada ama dünya planına indiğimiz bugün bunu da izah etmek isterim. Her birimiz bir tek olarak bütüne hizmet ederken, çok büyük kötülükleri de önledik. Özel dünya planetleriyle çalıştık. Tümünde koruyuculuk yaptık. Hologram ötesindeki kayıtları, kült alanlarla kaleme çektik.

Ellerimizin gücünü dilledik ve rahman olanın, rahmi kapısında kervan olduk. Şükredin ki bugün bu planet, bize bize dinletebiliyor. Şükredin ki bugün bu planeti hak edip dinletebiliyoruz.

"Eğer dünyanın ruhu yoksa ilmi de yoktur" diyordunuz, ya hani. Öz görevinizi bildiğiniz andan itabaren Türkiye Çalışmalarının önemi de anlamış olmalısınız.

Özel dünya çalışmalarından en güçlüsünü yapıyoruz, bu planetle. Bu çalışmayla dürümlerde dirilikleri kodlarken, türevleri tohumlayıp, bütüne hizmetçikle kayda alırken, tüm planetlerin kontrolü için yapıyoruz, bunu. İnsanlık, kendini anladığı zaman kendi kendi lütfi kapısında ruhunun kurullarla kodlama yaptığını da bilecektir.

İşte bunun içindir ki kasiyerlerimiz var. Her bir çalışma da bilgi kodları o yoğunluklara kayıt olur ve o yoğunluklardaki kayıtlar, bütün kodları kodlattırıp, tohumlattırıp, mutlak kurullarla tahditsiz olarak kayıt eder ve o yoğun ışık kayıtları, tüm planetlere direk zerk olur.

Tüm planetlere zerk olan o yoğun ışık, tüm planetlerin tohumlanışını gerçekleştirir. Elinizin geçişini yaptığınız an, her biriniz genişleyerek her ana kaynak olursunuz ve bütün kötülükleri aşırtırsınız. Eşyanın dili budur, canlar.

Siber doğumlamalarda yapılır, tüm zamanlarda. Siber doğumlamalarda da toprağın tohuma çekilişi gerçekleştirilir. Toprağın tohuma geçişinde kontrol kurulur ve mükafat olarak biliş kayıtlamaları yapılır.

İnkar edilemeyecek kadar büyük bir güçtür, dünya planeti. Bunu size bir kez daha izah etmek isterim. Bu planette yapılan her şey tüm planetleri kodlar ve bütünün kervanı, tüm planetlerle ka ha olur, hasat yapar. İşte bu yoğun çalışma, bunun için dünya planetinde yapılmaktadır.

Diriliği kodlayan biliş, mutluluğuda kodlar. Sultanlar, insanlar, merdivenin en aşağısına indiğiniz zaman yaşamın en yücesinde kodlama yapabilirsiniz ve bu formülün ötesinde başka bir formül yoktur.

Aşağıların aşağıları, yukarıların yukarılarını tohumlar ve kodlar. Bunun içindir ki dünyanın üzerindeki bu çalışma tüm dünyaları da görevde tutmak içindir.

Kantara koyduğunuz insanlık artık kantarını, kendi yaşamıyla dilleyecek. Biliniz ki dünya planeti artık Tanrı Kaptanlığı yapacak.

Nedir, bu? İnsanlığın kini aşması, koruyucu olması, mutlak olması, her anı koklatması, tohumlatması ve teknik tahditlerin tümünü kaldırarak, bütün mercilere şevk, şavk olması.

İnsanın elleri, hepimizin kervanına kodlandığı an, mahrekimiz bütünün kulluğunu kodlayacaktır.

Sultanlar, insanlar, her ne iseniz, biz, size sizi dilliyoruz, canlar. Bugün burada bütünün gücü olarak size sizi dilliyoruz ki darın kervanı artık bolu kodlayacak...Herkes bola varacak.

Ne diye dünyadayız, bunu size izah edelim? Bugüne kadar hiç bir çalışmada yaşamı kodlayamamışsak, bugün burada yaşamı kodluyarsak, bizlerin burada olmamımız kesinlikle lüzümlüydu. Ve buradayız. Sizin yarınları kodlayışınız ve bizim yaşamları kodlayışımız, hakk'ın kapısına varışımız, bilgi alemlerin ilmi olduğu sürece bizleri çok ama çok ilgilendirir.

Yeni dönemde Türkiye Çalışmalarının gücünü artıyoruz..Dünya planetindeki görevimiz daha güçlenecek. Dünya dışı varlık toplantılarına, sizleride dahil ediyoruz. Bugünden sonra dünya dışı varlık toplantılarında, Bu Meclisinde yeri olacak. Ve Bu Meclis; dürümlerde sistem olarak her şeyi hak ettirip, Medine kodlarından ötede şafak olacak.

Eğer planetler arası bir kurultay oluşursa yine Bu Meclisle birlikte olacağız. Bu planetler arası kodlarında toprağınızın toprağa varışı da olacak. Sizin geçişiniz tamamdır, canlar.

Yazı yazmadan da bu çalışmalar sürer ama bu yazılar, neden yazılır, bunu da izah edeyim.

Devinimi artırmak içindir, yaptıklarımız. Tüm insanlık için devinim çok çok değerlidir. Eğer devinen diriliği tohumlayacak gücü elde etmişse kodlarıyla devinir ama diri olup devinmelidir ki mutlak olabilsin.

Üzerinde görev taşınan yaşamları kodlayan Bu Meclisle olmak, bizler için çok büyük çok büyük bir görevdir.

Zeki bilgeler, sizlere görev, bizlerin gücümüzle verildi ama sizin gücünüzüde tanımak isteriz. Ha diyeceksiniz ki "bilmeden mi konuştun?" Bilerek konuştuk ama sizin sizi dillemenizi bekliyoruz..Buda önemldir.

Eğer beden almanızın yarını kodlamak için olduğunu biliyorsanız, hak olarak, mutlak olarak ve son sözü söyleyecek ilim sahalarındakiler olarak, sizlerinde gerçeği dillemenizi bekliyoruz.

Şimdilik!

https://youtu.be/nkoP8q2xRfo
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

İSLAM OLAN İNSAN (3/1)

21.09.2019

(Dünya Dışı Ziyaretçilere Hitaben:)

Değerliler, size “Hoş geldiniz” diyorum!... Tüm insanlığın tohumları; “MUTLAK HALİK” ve “HAKİM OLAN IŞIKLAR” olarak buradalar bugün. Burada olmaları, IŞIK SAHALARI”nın kodanlanışı içindir.

Bize, “Geç!” dediğiniz zaman; biz, “DİRİ” olup “YOL” olup görev aldık. Sizin için “İNSAN” denen YAŞAM SAHASI, bize göre “İLİM”dir. Tüm insanlığın dili olan İNSAN SOYU, “MUTLAK”tır ve dürümlerde dillenir.

Onlar!... ve onlar!... ve onlar!… Tüm zamanlar, Tinsel Şafk ve HAKK olan yarınlar; sizi kodlamak, bizlere mutluluktur!...

Uzak zamanlar ve kontrol kurucu şarkılar!... Beden almamız bu nedenle gerekliydi. Beden aldık ve yaşama vardık… Bedenlerimiz, yaşam sahalarımızdaki dürümlerimizdir.

Buradaki yaşamımız, “insan sırrı”dır ki ben, dünyada dürümlere (frekans katmanlarına) görev taşırken; her bir dürümün, kültü olarak da çalışmaktayım.

Yasalarla dillenen “KELAM”, yarınları kodlarken; dünya planetini izlemeye gelenlere şunu söylemek isterim: Geçiş gemilerinizi çok iyi bilirim. Çok kez geçip, yarınlarınızda, o gemilere diri olarak da girerim ama burada, sizlerin de bedenlerinizle bulunmanız, bizleri mutlandırır.

Esrar (giz); herkes için, geçişte insanlık adına “TOHUM” olurken; en ve boydan ibaret olan insanlık (Hakikiyete varamamış insanlık) için “KALEM” gerekir. “KALEM” için de “KERVAN” olmak gerekir ki sizlerin, “BİR”e hizmetçilik için buraya geldiğinizi biliyorum. Konfederasyonunuz olduğunu ve tüm GALAKTİK SAHALAR’da, GÜÇ KODLAMALARI yaptığınızı, geçişlerinizde; kervandan, kaynaktan ışık çekenleri kontrol etmeye kalktığınızı bilmekteyim.

Dağa çıktığınız zaman; o dağda, “İNSAN”ı bulun. Dağ; sizi, sizden size tanıtır. Siz, sizi tanıyın; biz, sizi sizden tanıyalım.

Diyeceksiniz ki “Biz, bizi biliriz!...” Ama bilmediğiniz şeyler var. Tüm insanlığı bilin!... Her insan, bir “CEVHERİ GÖREVLİ”dir. Her insan bir “CENNET KALEM”dir. Her ilim, “YAŞAM İLMİ”dir ve “SON SÖZ”, “ÖZ”ündür. Bunları, “ARZIN GÜÇ KAPILARI”nda dillediğinizi biliyoruz ve burada, görev taşıyacağınızı biliyoruz.

Sarfettiğiniz çabanın, “GERÇEK KALEM”le kodlanmadığını görmek; bizleri, mutsuz kılar. Lütfedin! dünyamızı ziyaret ederken; kendi diriliğinizi hak edip dinletin ki biz, Sultan olan yarınlardaki ışıklarınızı, GÜÇ KAPILARI’nda tohumlayalım.

Bizleri gerçekten güçlendirmek istiyorsanız; Dini Halikler’i, “HAKK TEKNİK”le kodlayın ki hepsi kendi yaşamlarını hak etsinler. Kulluk yapıp; NEFES olsunlar ki doğumları gerçekleşsin.

Beni, bana anlatmayın!... Ben, beni diller ve dinlerim… Beni, bana anlatmayın ki ben “SİYAH RENK”te “İLİM” olan her cevheri kodlarken; “KELAM” edenlerin dili olayım. Bana, beni anlatmayın!... “Cennet” dediğiniz, Işık Saham”da, tüm zamanlar var.

“SANAL YAŞAMLAR”a inmemin tek bir nedeni var. “DİN” değildir bu neden; “İNSANLIK”tır!... İnsanlık için dünyadayım. İnsanlık için şafağım… Vasi tayinine karşıyım. Artık insanlığın, vasiye ihtiyacı yoktur. Tahditsiz olarak gerev taşıyabilir. TANRILIK KAPISI’ndan öteye görev taşır ve taşıtır!…

Bu günden sonra planetler arası kodlamalarda bu Meclisin de bulunacağını ima etiniz… Şunu söylemek isterim ki bu Meclis, Levhi’de, her ana, diriliği zerk edebilir. Bunun için SİSTEM olup yaşama inmiştir. Bunun için kodlama yapmaktadır. “BİR”e hizmetçidir. Bunun içindir ki “HER AN”dadır. “HER AN”da olanın; Meclislerde, kodlar halinde bulunduğu kesindir. Bulunmak için izin istemez. Her anda olan, “TOHUM” olarak, her diride de vardır.

Kervan yürürken; tüm insanlık yol alır. O kervana, IŞIK olanlar alınır. O kervan, tanıklarla kontol kurar. İşte bundan sonra tanıklara da gerek kalmayacak. Çünkü, her insan, insanlığını anlayacak ve her insan, yarınlarını kodlayıp “IŞIK” olacak.

Vasat sahalarda görev taşıdınız hep. ARZIN GÜCÜ’nü anlayamadınız ama artık anlayın! Tüm insanlığın kültü olan IŞIK, hepimizin kelamıdır. Bu KELAM ile yarınlar kodlanır ve yaşamlar, kontrol kurar. ÖZ GÖREV, o yoğunluktadır. İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İSLAM OLAN İNSAN (3/2)

21.09.2019

Allah der ki “OL!... Öz Görevini yap; OL!...”

Türkiye Çalışmaları çok güçlenecek. Bu önemlidir. Bunları bilin!... Bugüne kadar hiç kimsenin yapmadığı; “KİL” ve “KUM”un dahi tohumlandığı bir yoğunlaşmadır bu Meclisle yapılan. Işığınızı artırdık… Yarınlarınızı kodladık… Tohumlarınızı, “KALEM”e çektik ve yolu kodladık… İş buydu!... Bunlar oldu. Dünya, asıl şimdi “HALİK” olacak…

Dünyanın Sultanları, “SON SÖZ”lerinde, görev taşıdılar. Onlar kimlerdiler!? Yarınları Halik kılmaya çalışanlardılar. Onlara, güç kattık… Onları, Ruhun Sahaları’na indirdik… Ocaklarını yaktık ve “DÜZEN”i kurduk. Şimdi artık yeni bir “ZİYA” devreye girecek. O, “KİL” olmayana görev taşıyacak. “GÖZ”ün, “ÖZ”ün ve “SÖZ”ün ilmi ile çalışacak.

Dünyada, “ANA HASAT” denilen hasat yapılıyor. Bu hasat, “İLMİN HALİKLERİ” tarafından yapılmakta. Hasatı yaparken, kendi dilleri ile sesleşmekte herkes. Ne var ki kodlanmak gerek. Kodlanmak için de dillenmek ve diriliği, “KERVAN” yapmak gerek.

Esef keram, has kalemde olmaz… Esef, has Kuran’da olmaz… Olgun sahalarda olmaz… Olan, insanlık içinse, esef; ilimsiz, bilişsiz olanda kodlanır.

Temel ilimdir ki HAKK TAHT, tek tahdittir insanlığa. Allah’a, “insan” demek zordur bilir misiniz!? Neden, neden Allah’a “insan” densin ki!?

Sevgililer, İLMİN HALİKİ olan insan, O’nun kulu olur; O’nun tohumu olur; O’nun kurullarında olur ve O’nun sahasında olgun şarkı olduğu an, O olur.

Ulu bir zaman için İmparatorluğun Güçleri olarak buraya inen ve bu çalışmayı yapan Meclis; kervan, “ALTIN IŞIK”ın kodları ile yol alırken; O’nun sonsuzluğunda, ocağında, O’nun Kurulları ile “OL” sahasına varır; “OL” der. “OL ve kendini dille!...” Bunu dediğinde; hepimiz, iş olan; şavk olan; KELAM olan, “İNSAN” oluruz. “O” oluruz. O kimdir!? Herkestir… Kimdir herkes!? “ALLAH’IN İLMİ”dir… Kimdir İLİM olan!? “ALLAH”tır… Bunları artık anlayın… İmtiyazdır bunu anlamak. İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.09.2019 İSLAM OLAN İNSAN 3

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Değerliler, Ruhi kapıların tümü bugün tahditsiz olarak açık tutulmaktadır. Geri çekiliş yapılıyor şu anda, geri çekiliş; tüm sahaların geçişe hazır edilmesiyle gerçekleşen bir dürümdür.

Nereden nereye çekilir insanlık bilir misiniz!?... Yaşam sahalarından kalem olanın kodlarıyla birlikte kontrollü biçimde kayda alınır ve gerçek çanta yoğunluğa kodlanır ve o yoğunluk mutlak kurulları kayda alır ve o kayıt mercileri teknik tahditlerin diriliğiyle tüm sahaların mercii olan kaynağa kayıtlanır. Tüm sahaların mercii olan kaynağa kayıtlanır, geçiş; kaynağa geçiş olur… Geri çekiliş!...

Canlarım, zaman sahaları kürzidir yani kürzi demek; küresel demektir… Her şey kürzidir ve kürzi kaynaktan tohumlanıp genişleyen bir yoğunlaşmadır. Her yaşam formal sahalarını bu şekilde oluşturur. Kaynaktan tohumlanır ve geçişe kodlanır ama gelişe kaydını yaparak. Her bir cevherimiz bu şekilde geçişe hazırlanır ama geçiş; tüm sahaların geçişi olacaksa en genişin merkeze geçişi olmalıdır. Yani kürzi sahanın dış halkasının merkeze geçişi!... Bunun hepimiz bilmeliyiz!

Sizler geçiş derken bir üst basamağa geçiş diye düşünürsünüz. Bu bizim için büyük bir hata olarak kabul edilir. Hatalı bir düşünce tarzıdır… Geçiş kaynağa geçiştir… Daha önemlisi kaydını yapan kaynağa varmıştır, kaydını yapamayan kaynağa ulaşamayacak olandır.

Kayıt nedir!?... İlimdir!... Herkesin kendi ilmini kayıtlaması ve o kayıtlarla kodlanarak kaydını kontrol ederek tohumlayıp kayda ilmi de ekleyip insanlaşması ve bütün kökleriyle insanlık tohumu olması!... İşte insanlık tohumu kaydı kaynaktadır!

“Bütüne hizmettir” derken yaptığımız hizmet budur canlar… Olağan dünya çalışmalarında böylesi bir kodlama yoktur. Bu dürüm artık bilinsin ki; farklıdır… Olağan dışı bir çalışmadır burada yapılan ve burada yapılan ziya olanların gerçek çalışmasıdır. Işığa kodlanıştır ama ışık olarak kodlanıştır… Bütün köklerimiz burada bu yoğunlukta tahditsiz olarak kalem olmak üzere çabalarken, kaleminde yaşamı kodlayışı olduğu bilinmelidir!

Ziya olmak özel bir anlam taşır…. Ziya olmak ilim olmaktır ama şafak olup ilim olmaktır… Peki ne demek istiyorum? Gürzi çalışmaları bilin, herkes rahim boyutunda çalışmalar yapar ama Rahmi kapıları bulup Rahman olduğu an kontrol kurabilir. İşte Rahman’a varmak kodlanmak ve mutlak kurulları kayda almak, büyük kök göklerde kürzi olmak özel mana taşır.

Sizler cennet arıyorsunuz anladığımız kadarıyla… İyi bilin ki cennet kelamdadır! Cennet haliktedir!... Hakkın kalemindedir cennet!... Seviyenizi yükseltin ve bunları dinleyin. Kimle, kimlerle kontrol kuruyorsunuz? Kucağınızdaki şavk kimin şavkı? Hakka vardınız mı? Hakkın kalemini bulup kodlama yaptınız mı? Hırsınızı aştınız mı? Şevkin şavkını hak ettiniz mi? Lokomatif olabildiniz mi yaşama? Bunlar önemlidir… Eğer olgun başakları seçeceksek sistem olup seçeceğiz… İşte sistem olarak yaptığımız çalışma ölüyü diriltmek ve tüm zamanları halik kılmak için yapılmaktadır.

Huzur arayana huzur veririz, hologram olan halik olduğunda; hologramı aşar hasat olur ama hakkın kapısını bulandır hakka varan. Ekmeği ekmeğim olan, hakkı hasatı olan, sahası kulluk yapan her kim varsa beşere haktır, yaşama haktır…

Kil miyim!?... Asla, hiç kil olmadım… Ya kum muyum?... Asla… Işık olup gelenim ben ve tüm zamanlara girişler metro kodlarla olurken ki bu metro kodlar; versiyonel kontrollü kayıtla olur ve bu kayıtlarda vorteksler vasıtasıyla hologramdan kodlanarak kayda girer… Bizse ışıklar halinde planete indik… Hiçbir sahamızda vorteksden girişimiz yoktur.

Uzun zamandır doğayı dinliyoruz, doğa bize bizi dinletmeye çalışıyor; hak edenler var, etmeyenler var. Doğadaki tüm canlar size sizi anlatırlar canlılar… Hani derler ya bir kedi ama kedi ilim sahasına varmış insansı davranışlar sergiliyor ya da bir köpek… Bunları anlayın canlar!

Her şey, her şey sizin hak ettiğiniz gibi gelişir ve dünya insanı çorba pişirir; yapar çorbayı ama o çorbaya her biri kendini insansı olarak ilim siyahlığıyla indirmeye çalışır.

Devinimi arttırmaksa hepimiz tek bir şarkı oluruz o devinim artar ama yarına varmaksa daha kolay… Gelişi, gidişi olan yarını hak edendir… Gelişi gidişi olan!... Nesiller boyu geldik ama hiç gitmedik bilir misiniz!?... Hep geldi insan ama gitmedi… Neden!?... Turan olamadı da ondan, toprağa varamadı da ondan, Tanrı olamadı da ondan; gördük hepsini gördük canlar…

Yolun sonu kelamsa; yola çıkan has olup çıksın!... Yolu bulsun, olsun ama okusun; okunsun ki; hasatını yapsın.

Ete girmek kolay… Etkin halik olmaksa kolay değil… Hepiniz etlerinizle çalıştınız ama hakkı da bilin… Hak olun tahtı da bilin… Halik olun aklı da bilin… Yolu bulun mutlak olun… Özün sözünü söyleyin görev taşıyın… “Karanlık aydınlık” dedik hep size… Karanlık aydınlığı kodlar canlar, “ol” deriz olur!...

https://youtu.be/25RbOMuJ1zo

Süper İnsanlık Realitesi

 

İSLAM OLAN İNSAN (3/3)

21.09.2019

Değerliler, arzı arşa kodlayın. Arzın, arşa Kalemi’dir insan. Onu anlayın. Seviyeniz çok iyi. Yaşamınızla, kendi yarınınız kodlattırın. İlmin Kapısı’nı bulun; kodlanın. ANA KAPI insandır ki İlmini kodlayabiliyor.

“SUALTI”nın kervanı, sizin kervanınızdı. Arzın sonsuzluğunda, SUALTI, türevlere kodlandı; tüm zamanlar koklandı ve RUH, “MUTLAK KALEM”ini, suyun üzerine KALEM olup kayıtladı.

Perdeler açılmakta… Sudan geçenler, Saltanat’ın şafkından geçip KELAM ettiler. Et ve kemik olan her insan, cennetin kervanı oldu. SALÂT SAHALARI oluştu.

Değerliler; kervan, ZAMAN KAPILARI’ndan geçti ve kodlamalar, İlmin Kervanı’nda sürmektedir.

Şimdiden sonra, “RUH” devreye giriyor. Hadi gelin “RUH”u anlayalım. Nedir RUH?

“SON SÖZ”de görev taşıyan, “RUH” olup taşır. Tüm insanlık “O” olur ve “SON SÖZ”ü söyler. İşte “RUH”, tüm insanlığın diriliğidir. Hepimiz, ALLAH TAHTI’na varırız ve RUHUN HALİKİ oluruz. O RUH, BSUİ olur ve cevhere iner. İşte “RUH” olmak; “KÜLT” olmak ve “SİYAH” olmak; tükenen kervana, “KELAM” olmaktır ki kodlanmış olanları koruyabiliriz, “RUH”a hakim olduğumuz zaman.

Bize sorarlar; “Herkesin “RUH”u yok mu!?” diye. Herkes, KELAM ettiği zaman; “RUH”u olabilir ama o KELAM, “MUTLAK” olmalı. “MUTLAK” olması için HALİKİYET olmalı “KELAM”da. O safhaya varmak gerekir… Er geç varılır oraya ama orası, RAHMANIN KAYNAĞI’dır. Oraya varan, “İSRA” olur ve “RUH” olur. Oraya varan, yarınlar için varır. Yarınlara varmaktır bu!..

İşte! islâh olmayan; “İSRA” olamayacağından; Dünya Planeti, KELAMIN HALİKİYETİ için yetkin sahalar oluştururken; tüm yaşamlar ile bitki, hayvan ve insan sonsuzlukları oluşturuyor ki hörmetle bunları izliyoruz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DİRİLİĞİ, hepimizi mutlandırdı. Bu şafak, İnsanlık Şafağıdır ki bu şafak, söktü… İnsan, o zorlukları aştığı zaman, “KİL” ve “KUM” olarak kodlama yapmaz artık. Artı o insan, “İLMİN KAPISI” olur ve “KENDİ YARINI” olur.

Hep bunları anlatırım. Işığınızı hak edin; Halik olun; Kul olun; robotik kervandan (tabulaştırılmış ezber bilgilerden) ayrılın; “IŞIĞIN SINIRI”nı aşıp geçin ve “YARIN”a varın diye.

“IŞIĞIN SINIRI” aşıldığında, seviye düşer mi!? Düşmez!... O düzeyde, her insan, İlmin Sahası’nda, dürümlere kodlanır ki “SON SÖZ”de güçlensin ve kendini dillesin diye… Her insan, ışığı ile kendini hak eder ve kendine varır.

Uzun zamandır, “DÜZEN” kurarken dürümlenenler; “KELAM” ettiklerinde, kendi yarınları için “KELAM” etmeya çabalamaktaydılar. İş buydu ve bugün, varılan noktada artık tüm insanlık, “KALEM” olmak üzere çalışmaya başlıyor. Olay budur!... Herkes, yeniden kendini bulacak. Kendini, “HİLAL” olan; “KERVAN” olan ve “SON OLAN KÜLT” yapacak ve HİLAL AY, her insana ŞAFK olacak.

Hepiniz, “BİZ” olarak çalışacaksınız… BİZ neyiz!? İNSANLIĞIZ…

Hepinizin bilmesi gereken; HİLAL AY, “İLMİN YAŞAM SAHASI”nda tükenen her anı kodlayabilir. Ayı tanıyın. Ayın üzendeki “KÜRZİ SİYAHLIK”ı anlayın… Hilalin, LEVHİ olduğunu ve o “HALİK”in, KELAM olduğunu anlayın.

Herkes, bir şarkıdır ama her şarkı, Hilal Şarkı olmadığında; yarınlar o şarkıda kodlanmaz ve korunmaz. Onun “SON SÖZ”ünde, özür dilemesi dahi yaşamında, yoğunluğunda, ocağına fayda sağlamaz.

Allah, sizi size verirken, bizi de sizle diller. Bu nedenle hepimiz, ALTIN IŞIK’ımızı “DÜZEN”e çekelim ve HİLAL AY olalım!... Yoğun IŞIK İLMİ ile kontrol kuralım!... İş budur!... Bunu başaralım!... İş budur!... Başardık!... İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN (2)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 1 BÖLÜM
Dağlarım, bugün farklı bir gün, hepiniz bunun farkındasınız. Yoğunluğunuz mutlaka kodlanmıştır ama tohumlarınıza kayıt ışığı henüz son sözü söylemedi. Müsterihiz ki dünya planetinin gözü görüyor, şuanda hepimiz bir tekiz. Mutlaka farklı sistemlerden geldiniz ve farklı sahalarda kodlama yapıyorsunuz. Bu nedenledir ki ayrı sahalar ayrı yoğunlukları tohumluyor. Bizim için özel dünya planeti deriz buraya ama yoğunluğumuz çok daha güçlüdür, bunu hepimiz biliyoruz.
Siyah renk dedik hep ve bu rengin mutlak kurulların kaynağı olduğunu biz söylemedik. Evin dili Allah’ın ilmidir ama Kelamı hak etmeyen bunu dinleyemez. Şuana kadar çok çalışmalar yaptık. Sıra dünyanın Kübra olan Kelamında kodlayıcılığı halik kılmamıza geldi. Bu ne anlama gelir?
Biliriz ki dünya planeti güç kapılarının kodlanışını yağan ışığıyla gerçekleştiriyor. Bu ışık nedir? Hepimizin Kelamıdır. Bu ışık hepimizin Kelamıdır ve yağan bir şavktır o. Peki, niye gözümüz görmüyor? Çünkü ruhumuz yok. Hadi buyurun anlayın...
Mutlakiyet ile dillerim ki RUH tektir. Eğer ruha varmışsak Kelam oluruz. Eğer ruhu hak etmişsek hakikiyetin tahditsizliğinde diriliğimiz olur. Bugün ruhsuzuz Canlar, iyi bilin. Çünkü kodlanmadık henüz. Burada kodlama yapıyoruz diye düşündük ama yoktu kodlama. Sığ bir dürümden çalıştık bugün. Yaşamın şarkısını okuduk ama şafak yoktu. Neden? Çünkü rüştünü kanıtlayamayanlar bugün buradalar çok sayıda. Onların gönülleri görev için Hak tahta varmış ama yaşamları yok. Bu nedenle öz görevlerini kodladık ve ocaklarını yığın yığın yağmurlarla dilledik ve öz geçişlerini yapmaya çalıştık onların.
Nisa kapısını açtık Canlar, yarına kodladık tümünü de. Öz geçişlerini yaptık ve muktedirietlerini kayda aldık. Şikâyetleri yok, biliş halindeler. Ne yaptıklarının farkındalar. Ama bizi bilmiyorlar. Biz neden buradayız? Bu çalışma neden oluyor? Kontrol var mı? Ruhumuz var mı? Bunları henüz anlamadıkları için yarınlara kodlanamadık diye düşündüler.
Peki, ne oldu? Sizler konuşurken sınırladılar sizleri. Hepinizi. Ve bugün burada bu sınırlamayı yapabildiler. Buna İzin verdim çünkü sizin kendinizi kodlamanız gerekiyordu.
Şems-i kapılarda Kelama inenlere de sözümüz şu. Yeni dönemde her kes kendini anlayacak güce varsın. Açın kapıları diyorum ya hani. Vallahi billahi kalemim Kelamım hepsi ilim ama onu anlamayan o yoğunluğa inemeyendir ki bilişi yoktur. Bilişe varsa kendini hak etse büyük kök geçişini yapsa türevleri tohumlasa bilecek ve dilleyecek.
Şimdi dünyada ne yapıyoruz? Soru var. Ne yapıyoruz? Yaşamı kodluyoruz. Biz tohumdan söz ettik. Ama tohum olan Kelamı anlattık burada. Tohum olan Kelam ve o Kelam mutlak o Kelam Hak ve o Kelam Hastır. Ama yoğunluğu tohumlayıp mutlak kurullarla kayıtlar yapar. Her anı kodlar. Bugün de bunu yaptı. Ama yapmadı dedim. Neden? Çatı hepimizin çatısı değil de ondan. Bugün biz burada bu yoğunlukta teknik tahditleri kodlardan ayırarak yaptık çalışmayı ama dilleyemeyen ve dinleyemeyenler çoktu. Olgun başakları seçmemiz gerekliydi ve seçim yaptık. Bugün yine bir seçimdi yaptığımız. Ve yer kürenin kültü olan ilim sahalarındakilerin de seçimiydi olan. Fak Sİ HA dedi biri SA HA dedim, yarın daha güçlü olacaklar Canlarım, daha yoğun olacaklar ve yaşatacağız hepsini de. Ama çarık çıkarmaları gerekir. Buraya kirleriyle girmelerine iznimiz yoktur.
Koca bir dünya burası ve biz küçük bir ışığız burada. Öyle mi acaba? Yok, Canlarım yok. Müntesip sahalardan mutlak kayıtlardan inenler iyi bilirler ki sınırlarımız asla çizilemez. Bizim yaptığımız her şey kati olarak koyu bir ışık tohumlamasıdır. Bütüne hizmetçilik yaparız ama hikâye dinletmeyiz. Bunlarında artık bilinmesi gerekir. Yetkin ve hakim olmayan kodlama yapamaz burada. Nihanı kervan diye bilenin hasatı kodlanmış olmalıdır. Yeni dönemde doğanın gücü daha aktif olacak demiştik, hırsları artı çünkü çıldırdılar neden fırtınalar ve sel baskınları vesaire. Bütün dürümlerde bunlar dilleştiriliyor. Neden bu hale deldi dünya diye? Ya ormanlar? Biliniz ki herkes kendini hak ettiğince kodluyor ve yoğunluğu tohumluyor. Olan her şey yaşamın kayda aldıklarıdır. Kaydedilir ve yaratılır. Ama bunu kontrol etmemiz gerekir. Öyle mi?
Kodlanmış olanların ilminde şu var; “kim hak etti, halik olup kodladı ve yoğunluğu arttırdı?” Bütüne hizmette yoğunluk önemlidir. Yoğunluğun artması şarttır. Bu dönemde dünya planetinin yoğunluğunun artması şarttı ve bu gerçekleşiyor. Emin olun ki siyaset alanında da bu böyledir. Yetkin ve hakim olmayanların toprağa tohum olmalarına izin veremeyiz. İşimiz budur bizim. Eğer yoğunluk kontrol edilemezse İSRA kalemi mutlak kurulları kodlayamayacak ve tüm insanlık kontrol dışı kayıtlar yapacak. Buna izin veremeyiz.
Daha da önemlisi işgal altına alınacak bir dünya olarak görülüyor bu dünya. Nasıl olacak bu? Bir kesim insanlık dünyanın ruhu olacaklar ve dünya kodlamaları yapıp dünyanın kontrolünü sağlayacaklar. Ve bunu kendi yoğunluklarında yapacaklar. Yani her kim ki beden alır ve her kim ki Hakkın kalemi olur, bunu başarır. Öyle mi? ASLA iznimiz yoktur.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/ndU335bQqnw

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.EYLÜL 2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 3

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Evet Değerliler;

Mutlaka kodlanmış olarak bu çalışmayı sürdürüyoruz... HER BİRİMİZ KELAM EDERKEN KENDİ YÜREĞİMİZİ DİLLİYORUZ... DİRİLİĞİ KODLUYORUZ Kİ; BU ŞEKİLDE BÜTÜNE HİZMETÇİLİK YAPIYORUZ...

Hepimizin geçişi tamamdır... NESİLLER BOYU, DOĞANIN GÜCÜYLE BÜTÜNE HİZMET ETTİK... Ve bugün, daha güçlü bir yoğunluktayız...

“LA KAHA” dedik... “SAHA” dedik... Ve hep “YAŞAM” dedik... BİLİRSİNİZ “LA” YARINLARIN TOHUMUDUR... Ama “KAHA” olmadıkça, “LA” anlam taşımaz canlar...

Hepimizin geçişi tamam... İşgali kaldırdığınız sürece; işiniz sorumluluğunuz, doğanın kültü olarak bütünün gücü haline dönüşebilir... Ama KENDİNİZİ DİNLEYEBİLMENİZ, DİLLEYEBİLMENİZ KESİNLİKLE GEREKLİDİR...

FİZİKİ ALEMDE HER ŞEY KODLANMIŞ OLARAK MEVCUTTUR... Bu kesindir... Ama o kodları, hologramlar ötesinde tohumladığınızı da biliniz... Eğer ben size fizikten söz edersem; ilmin kalemleri olan sizler, bütün kötülükleri aşıp geçemezsiniz... Çünkü fizik; sizi sizden size taşıyamaz... Ama sizi görevde tutabilmek için, cevherinizi kodlayabilmeniz ve bütünün gücü olmanız gereklidir...

BÜTÜN KAPILARINIZ AÇIKTIR CANLAR... Size sizi anlatmam... Size tüm insanlığı anlatmam... Nedir anlattığım? TEKNİK TAHDİTSİZLİĞİN KODLANIŞIDIR...

Bugün burada, saltanatın kültü var... Ve bugün burada, ŞAVKIMIZ var... HEPİMİZİN GEÇİŞİDİR YAPILAN... Netice şu; korkuyu aşanların kodları MUTLAK KURULLARLA kayda inmiştir...

Sevgililer!...

Sessiz zamanları sesleştirmek mutluluk oluyor... 2000 Yıllık bir DÜNYA TÜREVLERİ tohumlandı dünya planetinde... Bu türevleniş; yoğunluğu kodlayıp, bütünün kültü olup, teknik tahditleri de kaldırıp, her anı kodlamak ve yoğunlaştırmak için gereklidir... Ama yazı yazanların çoğu, kendilerini dilleyemedikleri için, koruyucu kodlama yapamadılar... Yapamamaktalar...

ALLAH’IN TAHTI İLİMDİR... BUNU HERKES ARTIK ÖĞRENMELİDİR...

SİZE “CANLAR CANI” DİYECEĞİM... Çünkü CANLAR CANI OLAN İLİM, sistemin kültü olarak buradadır... Hem DÜNYA PLANETİ, hem de diriliği kodlayabilen diğer görev tohumları olan planetler... Hepsinin “EŞYA” diye ifade edilen bir yoğunlaşması var... Peki “EŞYA” derken nedir kastettiğimiz? Hepinizin iyi anlamanız gerekir ki, ENERJETİK SONSUZLUKTUR KASTETTİĞİNİZ... Enerjinin olmadığı ŞAVK SAHALARININ bulunduğu yağan ışığın TOHUM olarak indiği alanlar da var... Bunları iyi anlayın... Eğer enerji yoksa, ŞAVK olur mu? Olmalı... Peki bunu nasıl yapmalıyız? Herkesin kendi yüceliğiyle...

Peki ŞAVK, EŞYADA NE İFADE EDER? “KERVAN” olan ilmin kulluğudur... Hepinizin geçişi için gereklidir... Şafağın söküşü de budur arkadaşlarım... Anlaşma gereği ŞAFAK oluruz ve ÖZ GÖREVİMİZİ yaparız... TÜM İNSANLIK İÇİNDİR YAPTIĞIMIZ... Bunu hep tekrarlarım... Hiç kimse “ben geldim, ben beni tanıtacağım ve benim görevim buradadır” demedi bugüne kadar... Yaptığımız TANITIM İŞLEMİ değildir... Biz, olgun sahaları kodluyoruz burada... Bizi tanımaları ya da tanımamalarının hiç bir anlamı yoktur... Bugün buraya görev taşıyacak olanları seçip aldık... Ama görevli olmayanlar, kodlama yapmak isteyebilirler... Olgun sahaları hak etmek isteyebilirler... Ellerinin kültü, bütünün kültü olduğu zaman, hepsi gözün gördüğü dürümlerde görev taşıyacaklar... Ama şunu bilin ki; İNSANLIK HER ANDA GÖREV TAŞIYOR... HER ANDA...

Netice olarak; İNSAN YAŞAMLARI KODLUYOR... Ama kök göklerdeki kült olarak kodlama ayrıdır... Kök göklerdeki kült olarak kodlayabilenler, “LA HA” diyebilirler... LA HA... Şans dilerim tüm insanlığa... Bilişi hak etsinler ve yaşayan türevleri tohumlayan kült alanları oluşturabilsinler...

Önemlidir, her şey önemlidir dünya planetinde... Sanırsınız ki; insan ilmini değil de, kendini dinliyor... İNSAN İLMİNİ DİNLER CANLAR PLANETTE... Her insan ilmini dinler... Bunu yapabilen; kendini dilleyip dinleyebilen, mutlak kurulların önünü hak edebilendir... “Süper İnsanlık Realitesi” denilen bu bilge kod sahası, hepimizi gerçek kayıtlara alan bir sahadır... “ KO” sahası dedim, bunu yinelemek isterim... “KO” biliş halindekilerin yapabildiği türevlemedir... Her şeyi türevleyebilirler ve türevlemeleri de, hologram ötesinde ŞAFAK olabilmeleriyledir... Nedir türevleme? Kodlama ve kontrollu olarak ŞAFAK olabilme...

İYİ ve KÖTÜNÜN ÜSTÜDÜR ÇALIŞMALARIMIZ... Bunu da bilmenizi isteriz; NEGATİFİ KODLAMAYA ÇALIŞAN ÇOKTUR ve BİZLER POZİTİFİ KODLAYANLARA KÖK GEÇİŞ YAPTIRIRIZ... Negatifi kodlamalarına da isteğimiz asla yoktur... Çünkü sorgu sual yapabilecek dürümde olmadıklarından, hırsları kontrol kaybına yol açabilir...

Yere görevli olarak inenlerin çoğu, bugün kendilerini dillemeye başladılar canlar... Ne demek istediğimi şöyle izah edeyim; PLANETLER ARASI KOORDİNASYONLAR OLUŞUYOR... Bu planetler arası koordinasyonlarda, geçişi yaptığınız planetle iletişime geçiyorsunuz... Hepinizin geçişi, kendi yüce ilminizle olmuşsa da; kök geçişlerinizi o planetin kodlarıyla da yaptınız... Doğanın gücü olacağınız şarkılarınız okunacak oralarda da... Ve oralara doğal sistemleri kodlayacaksınız... Bu kesinlikle gereklidir...

Bilişiniz mutlak, kendi yüreğinizin gücü ama, oralara görev taşıdığınızı da unutmayın...

Birçokları, evrenlerin sessizliklerini dilleyebilir... Birçokları kelamı kodlayabilir... Ama; kontrollu olmadıkça bütün bunlar, kendi yüreğinizi hak etmemiz imkanı olmayacaktır...

Size, daha önemli bir bilgi vermek isterim; KAYNAK DIŞI BİLGİLER ÇOKTUR DÜNYA PLANETİNDE... Bu bilgileri tüm insanlık için indirenler vardır... Bunların çoğu kontrol dışı kayıtlamalar da yapmaktalar... Burada oluş sebepleri, kendilerini dinleyebilmek ve kendilerini hak etmek değildir... Tüm insanlık için GEÇİŞ yaptırabilmek mi? Asla... Peki nedir amaçları? KARANLIĞI TOHUMLAMAKTIR... Ama karanlık mutlaksa; ölüyü dillerken de oğullarımız o yoğunluğu mutlaka kontrol edebilecekler...

Bugün burada olmak isteyen çoktur, iznimiz olmadı, girişleri yaptırılmadı... Çünkü YORULDUKLARI AN, YOKLUĞU KODLAR ONLAR... Bir çok planette bunu yapıyorlar... Bu planette de bunu yaparlar analar, atalar... Biz buna izin vermeyiz...

GÖNÜLLERİN GÜCÜ OLUN, hologramdan kodlarınızı koklattırarak kayda inin, hologram ötesinde şarkı olun, her şey olun ama, KISIRLIK YAPMAYIN, KIRICILIK YAPMAYIN... Çünkü KISIRLIK ve KIRICILIK SİSTEMİN GEÇİŞİNDE ENSE KÖKÜNÜZÜN KONTROL EDİLMESİ ANLAMINA GELİR... SİZİ ENSE KÖKÜNÜZDEN KONTROL EDERLER... Ve sizi, sizin diriliğinizin ötesinde, kendi yaşamları için kodlarlar... Bunun olması; çok büyük sonuçlar, çok büyük kırılışlar oluşturabilir... Buna izin vermeyin... Elimiz ellerinde olacak hep, yarınları kontrol edecek gücümüz var ve onları mutlaka durdururuz... Ama bireysel olarak, sizlere ulaşmalarına izin vermeyin...

KARANLIK YA DA KAYNAK IŞIĞIN KIRILIŞI... Biz her şeyi biliriz analar... Her şeyi... Ama onların bilmedikleri çok şey var...

BASTIĞIMIZ YER İLİMDİR BİZİM... Kimse bu ilmin ötesinde ŞAFAK olmamıştır ve olamayacaktır... Olan ölüyü diriltmek ve biz bunu başardık... Her anda bunu yapmaktayız...

Israrla işçiliğimiz sürecek... Bu bilgi kesindir... Bilinsin isteriz ki; bu çalışmayı önleme imkanları da olmayacak...

İş budur...

https://youtu.be/yOq_YUzjbf4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 3

Hristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar olarak dince ayrılan insanlık bugün bir tek çatı altında birlik oldu. Biz buna “Bir Tek Olan” dedik.

İsrafil sura üfürdü… Üfürülen ilimdi, üfüren BSUİ olandı.

Kıyamet koptu! Biliş kodlandı. BSUİ olan cevheri yoğunluk sessizliği seslendirerek tüm zamanlara ilmini nakşetti. İlmi, insanlık ilmiydi.

“Tüm dünya İslam oldu.” dedikleri zamanı yaşamaktayız… Tüm dünya BSUİ olan bir tek İNSANLIK oldu. Barış hak edildi.

Evet, kıyamet koptu! Ama yok olmadı insanlık! Yeni bir kapı açıldı… O kapı güneşti ve lekeli olanlar çarıklarını çıkarıp isra olan kelamlarıyla o kapıdan geçtiler.

Kervan yola koyuldu. İnsan yol oldu, dümenin başına ilmini oturttu. “Geç” dedi.

Allah korkulan bir güçken, bugün Allah İnsanların Birliği olarak cevheri kayda girdi. Şirk koşmak insanın kendine varamayışıydı, bunlar anlatıldı.

İnsan Birler Kapısı’nda TANRIlaştı… Eli; Allah’ın eli, gözü; özün sözü oldu. Ve son söz artık insanla söyleniyor İşte; gerçek dünya bu!

Nasıl oldu bütün bunlar? Dünya temizliği yapıldı. Dünyanın gücü arttı. Daha yüksek ilim hakimleri geri çekilişlerle Türkiye Çalışmaları için Bu Meclis’e indiler. Kontrol insanındı ve SES’in sistemli çalışmalarıyla bugüne gelindi.

ZİYA olan insan imparatorluğun yoğunluğunu kayda çekti. Nisa kapıları açıldı. Gök çözümlemeleri ile rahmi kapılardakiler güçlendiler ve Rahman kapılara ulaştırıldılar. İnsan simsiyah olan hakiki yoğunluğa vardı. İş buydu.

İnsan doğayı haketti ve yeni doğa insanın hakimiyetinde BİRLİK KALEMİ ile yaşamsallaştırıldı. Yeni doğa, yeni bir yaşamı kaydetti. BSUİ olan yaşam buydu, oldu.

Ölü olan insan yaşadı ve yaşattı. İnsan her ana ekti kendini… Ölümsüzlük buydu, oldu.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


21.EYLÜL.2018 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 3

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 1.BÖLÜM

Esir olanlar, kesir olanlar, hasta olanlar, kirli olanlar; Hira’da

Keriman olma imkanları olmayanlar. Hasta olan, hastalığını kodlayabildiğinde koruyucu oluruz ocağına. Haşr-ı KA HA’da Kervan olduğunda HAZ olur yaşamı, HAS olur dili ve ocak oluruz onun ruhuna. Muktedir olanda; Kervanımız, mükafatımız hepimizin Kürzi Sahasından kayda girer. “OL” deriz, olur.

Çanı çaldığımız zaman, Keriman olan kesin olup KELAM olur ve suya ilmi koyar. Unutmayınız ki su; Mutlak Kalemimiz olur. ”US” dediğimiz şavk, aşktır canlarım. Biz o aşkın hakkını verir; hakkını diller, yerdeki Kürzi Sahalar’da Ümmi Dirilikler’in üstündeki dilde kontrol kurarız.

Hankarlar’a KA HA olurken Rahmi Kapım, Allahın Tınısı’yla kodlar yolculukta her şavkı. Hepimizin geçişidir olan. Hira’da Kervan yarına vardığında; Hira Kelam, Mutlak Kurulları kodladığında; haz duyarız ki şarkımız hepimizin dilinde dinleşir. Dedi Allah; “OL”! Demedi mi “OL”? “OL” dedi Allah… Peki, Allah “OL” dedi de oldu mu acaba? Olmadan, oldu mu diyelim? Allah’ın ağının yük taşımadığını düşünmeyiniz. Kibri kaleme indiren aklın sahasına onunla O oldukça; onun ruhu ondaki kulluk olur. Peki, Allahın Tınısı nedir? İNSANLIKTIR…

Eski dünyaların tüm geçişlerini yapan BİLİŞ, kendini dillerken yüceliklerde haz duyardık DİL Allahın Tınısı’yla kodlandığında; bir yol, Allahın Yolu’ndan kodlanıp koruyucu olduğunda…

Parlak bir dünya gücüdür dürümlerde ilmi dilleyen ama dini Halik olup da dillerken Hakkın kaleminden ötede Hak Sahalar’da dürümlediklerinde dinleşmelidir aslında. Yerden güç çekerek göklere görevli olanlar da var. Yerin Kök Geçişini kodlayarak tohum ekenler de var. Resmi çalışmalara dahil edilip kullukta Mutlak Kurullarda Kelam edenler de var.

Ve derim ki ben; “Allahın Tahtı İNSANLIKtır.”

Ve derim ki ben; “Aklın Kelamı HAKİKİYETtir.

Ve ben Allahın Tahtı olan İNSANa Öz Görevini dillerim ve derim ki;

“Öz Görevin İNSANLIK değil mi?

Hadi gel, İNSANLIK yap!”

KAYNAK İNSANSA; ŞAFAK İLİMSE; Hakkın Kalemi ekmeğini Kervanla kodlayanın diliyse;

Nesiller boyu niye yapmadın bunları, kardeşim?

Dünyalı, sana şunu söylemeye çalışıyorum;

“Basınç artıyor, yoğunluk kodlanıyor, ruh koklanıyor, doğanın gücü Mutlak Kurullarla dilleniyor ve dilleniyor de ki sen

“Ellerin ellerimde, yarının kervanım ve ben Mutlak Kurullarımla sen olarak buradayım.” De ki sen; “Ete girdim de Kök Göklere, Kök Geçişleri yapıp dillenen ilmin kapısını kodladım.” Ve de ki sen; ”Elin elimdir, yolun yolumdur. Ölüyü dilledim. Bütünün Kök Göklerdeki Süper Sahaları’nı tohumladım ve ummanlara vardım”

Ve de ki “Benim adım İSRA’dır.”

Deli Dumrul, ben senim. Sanma ki senden daha deliyim; senle deliyim ben, anla! Deli Dumrul, ben sana sen olup geldim. Senin etkin, benim dilim hepsi BİR TEK ve ben dirilikte “dillen kelam” diyerek Keriman oldum dillendim.

Değerliler, dert mi bana yaşam? Ben dertlerin derdinde dillenirken; dertli dillerde dilleşirken her şeyin derdi olurum dilleşirim de dertten öte dert olan herkesin kendi yarınıdır ki orada ben yoksam; ocaklarında uçsa olur.

Şimdi Canlılar! Sayın Bayanlar, Sayın Baylar; şunu söylemeye çalışıyorum hepinize: Basınç altında dünya şu anda; çok yüksek bir basınç altında… Ve bu basıncın çok üstünde bir Şafağımız var. İşte, o Şafak Müsih Kapılarının Kast Tekniğiyle açılıyor. Müsih Kapılarının Kast Tekniğiyle açılıyor… Hepimizin gözü görüyor ki oradan büyük bir güç dürümlere indirilecek. Ve Dünya Planetinin şafağı sökecek. Ama Başkanlık Dilimiz burada olacak. Hep buradan görev taşıyacağız birlikte.

Ve tüm İNSANLIK için şans dilemeyeceğim insansılara. Ben zirvelerin zirvesindeki o şafağı söktüren insicam olacağım tüm yaşamlara ve Kelam olacağım. Peki, doğanın gücü Öz görevimizdir Canlar. Bu güç mutlaka, Kök Göklerin Kübra Kervanı’nda olmalıdır. Bastığınız yer, BİR TEK İNSANLIKTIR.

Oyun oynamayız. Yazılan okunmuyor, bilirim. Okutmuyorum yazılarımı! Neden? Allahın Tahtı İNSANsa; olgun sahalara varanlar okumalı bilgilerimi! Aksi halde okuyan, kontrol kaybında olabilir. Emin olun ki bu bilgileri okutsam; eşyanın kervanı Hakkın Kalemi’nden çıkar. Çünkü son sözün bu yoğunlukta olduğunu bilir. SON SÖZ İNSANLIKTIR Canlarım! Ve bu sözü söylerken kil ve kumdan değil; İlmi Kalem olan IŞIKtan söz ediyorum. Kısaca doğanın gücünden söz ediyorum.

Kaç milyar ölüm varsa hepsinden söz ediyorum.

Devamı 2. Bölümde

https://youtu.be/DCLgiGsc9sA

Süper İnsanlık Realitesi

 

21.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN (3)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ
Devinimi arttırırken ses kırılmaları da oluyor, şuanda yaptığım gibi. Kısırlık kodlara indiği zaman kontrol edilemeyebilir. Bu bölümü ben yetkin hakikiyetimle tahditsiz olarak yenileyeceğim. Bunu yapabiliyorum. Fırat’ın kodlamasıdır yaptığımız. Eğer yoğunluğumuz kontrol kurmuyorsa biz Fırat oluruz ve yeniden kodlama yaparız.
Değerli dillerimiz değerli yaşam sahalarımızdakiler sizlere göç kapılarının tümünü açık bırakıyoruz. Süper İnsanlık dediğimiz bu şafak insanlığın Kelamıdır ama ziya kapılarında hepimiz bir tek olarak bu çorbayı yapıyoruz. Bir tek çorbadır burada pişen. İşte o çorba bizim için de değerlidir.
Dünya planeti için görevimiz, öz görevimiz ve yoğunluğumuzda ki gücümüzün görevi tek bir görev değildir. Farklı farklı görevlerimiz vardır. Burada ki durum ayrıdır. Bu sofra Allah’ın sofrasıdır. Allah’ın tahtıdır. Yaşamın kalemidir. Kök geçişlerin yapıldığı bir siyahlıktır burası. Biz gerçek çalışmamızı burada yapıyoruz ama mutabakat halinde başka bütünlüklerle de görev taşıyabiliyoruz. Burada yapılan bu çalışmada şafağımız şevkimize kodlanıyor ve mutlak kurullarınız kaynak olabiliyorlar.
Kin nefret yoksa geçip geliriz. Kin nefret varsa geri çekeriz yüreğimizi çünkü kin ve nefret kontrol kurulmasında önleyici bir güçtür.
Neden dünya derler hep? Çünkü ruhtur dünya, ruh olmazsa güç olmaz Canlar. Peki, ruh nedir? Burada da açıkça bildirdiğimiz gibi mutlakiyetin kodları oraya vardığında kontrol kurucu bir yoğunlaşma oluşur. Hepimizin ruhu farklı değildir. Tektir. Ama sanırlar ki insan yaşama girdiğinde ruhu alır ve yaşama girer. Ruhun kapısı hepimizindir ama ruh hepimizin gücü değildir. Bunun içindir ki kontrol dışı çalışmalar olur ve robotik kodlamalar yapılır. Ruh olmayanda bu kodlamalar olmaktadır.
Sindirilen bilgi sizi ilme taşıyamaz. Çünkü o bir tekrardır. Hep sindirilir, sindirilir, sindirilir. Ama o bilginin kodları, kontrol etme niteliği yoktur. Ama siz bilgiyi saha ilmiyle kodladığınız zaman kendi yoğunluğunuza kayıtladığınız ve kendi Lütfi kapınıza kodlattırabildiğiniz zaman artık o bilgi sizde saltanatın şavkı olur.
Önce dünya. Nedir dünya? Geçiş kapısıdır. Her insan için dünya bir geçiş kapısıdır. Buraya gelmeden yoğunluğunuzu kodlayarak görev taşıyamazsınız. Çünkü dünya ilmi mutlaktır. Burası ilim sahasıdır, hepimiz için. Tüm zamanlarda bu şekilde olmuştur. Dünyaya girmeden dünyadan gidilmez. Ama geri dönüş buradandır. Derler ya “Merkez Kapı” . Tüm insanlık için merkez kapı dünyadır. “ Çekirdek” der Bilgi Kitabı, “çekirdek planet”. Ve “doğal gürzün doğal çekirdeği” der. “Doğaldır” der. Çünkü doğanın kültüdür. Ama doğanın gücüdür aynı zamanda.
Dünya planetinin geçişini yapması kervanın Kelama varması mutlaka geri çekiliş için görevdir tüm insanlığa. Biz bunun için buradayız Canlar. Her insanın geri çekilişi… Hangi merkeze geri çekilecek? Yaşamın dürümlere indirildiği gerçek merkez. Hani derler ya ana arşivler. Neredeydi ana arşivler? Biliyoruz ATLANTA. Atlanta ana arşivleri. Atlanta ana arşivleri kodların tohumlanışında mutlak kurulları kayda alan bir diriliktir. Ocaktır orası. ATALANTA’nın gücü de oradaydı. Atalanta’nın gücü Atlanta kodlamasını yaptırmıştı o dönemde. Bizlerin yaptığı da budur. Geçiş ama ana kapı olan ata kayıtları kodlayan ana saha olan Atlanta.
Atlanta kodları tohumlarını kontrol altına alamadığında cennetin Kelamı mutlak kuruldan çıktı ve tüm zamanların kaydı sistemden çıkarıldı. İşte artık bu kaydın yeniden sisteme geçişi için bu çalışmayı devreye aldık. İlmin kalemi olmak için ve tohumları kervana katmak için. Atlanta ata kapısını açtık ana kaynağa vardık ve oraya kök göklerin kültünü tohumladık. Genç kapıların ilminden öte bir ilmi kayıtladık. Artık geri geçişler oraya yapılıyor. Peki, gerçekten kürzi sahadan mı geçiliyor? Kesinlikle… Kürzi sahadan geçiliyor ve bu kürzi saha kontrollü bir sahadır.
Atalanta’nın dilini dilleyebiliyoruz. Çünkü ilmimizde bu var. Biz Atalanta ana kapılarından görev taşı taşıyorduk çok zaman çok zaman evvel. Atalanta ana kapılarından ve Atlanta kalemi olarak kaydı yaptığımız zaman tüm insanlık için yaptık bu çalışmayı.
Bütün kapılarımız tüm insanlığa açıktır Canlar. Kaydımız mutlaktır. Kesirleşmeyen bir diriliğimiz vardır. Çünkü biz elimizin gücünü biliriz. Tüm planetlerin görevini biliriz ve misafirlik değil yaptığımız, insanlıktır.
Yine sormadınız ben söyleyeyim. Gerçek şu ki genişleyen bir şafaktır insan ama gerçek olan. Hepimizin gerçeği olan yaşamları yaratmaktır. Biz bunu yapıyoruz. Ve tüm planetlerin kontrolünü bu şekilde kurulardan değil kurullardan kayıtlıyoruz. İyi anlayın ki galaktik sistematiği kotlayan da birliğimizdir.
Galaktik sistematik derken de kontrol dışı kotların diriliklerinden öte bilgimizle şunu söyleriz ki galaktik kodlama galaktik dirilme ilmin Kelamıyladır. Hepimizin sisteme varışımızda bu vardır. Biliyoruz ki siyah renkte kodlamalarla her şey yağmur olur akar ve yağar. Biz bunu yaptık Canlar. Bütün yaşamları kodluyoruz. Kürzlerin yaratımı budur.
On sekiz sistem der Bilgi Kitabı, on sekiz sistemden öte sistemler kodladık. Bunların birisi de şafak olan ilmin sistemidir ki on dokuzuncu dürümde kodlanan bir sistemdir bu. On sekiz sistemin kült kapılarının kodlanışı için on dokuz kontrol kapısına gerek vardır. Bunların yapılışı gerçekten gereklidir.
Daha da özel bir bilgi, cennetin cevherinde ki kelam da şarkıdır. Ses yoksa yaratıcılık yoktur Canlar. Sesin kodlanışı ve kontrolü şarttır.
Sevgililer eminim ki çok sıkıldınız. Bunun sonu yok bilir misiniz? Size tüm bilgileri verebilirim ama sınır çizelim bugünlük.
https://youtu.be/Qb48QeB3dAI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.EYLÜL.2018 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 2.BÖLÜM

Bastığım yer her bir yaşam formunda kodlananın yarında koyu ışıkla kayıtladıkları o yaşamlardandır... Hepinize geçiş izni verdim bugün... Çünkü son sözü söylerken kibri aşanların burada olmalarını diledim ki bugün burada kibri olmayanlar var...

Hepimiz bir tekiz bunu analttım... Hepimiz gerçeğin geçtiği andayız...
Her birimiz şarkı türkü ötesinde kübra kelamdayız...

Az öz vermem bilgiyi.. Ol dediğim zaman diriliğin artmasıdır dileğim ki diriliği arttırmak sistemli sesleşmeyle mümkündür...

Bugün sistemli sesleşemeler ile bu yoğunluğu oluşturuyorum... Kapım hiç kapanmadı... Ben hep ilimle dillendim... Ve yaşadım...

Zannetmeyin ki dünyanın dışında başka dürümlerim yok... Ben her anda var olan İslah kalemiyim... Hepinizin iyi bilmesini istediğim o yoğunluktayım...

Bilin ki islah olmadan yarın olunmaz... Bilin ki islah olmadan şarkı okunmaz... Ve bilin ki şafak olmadan şafağın sırrı olan siyahlık kodlanmaz...

BSUİ derler Barış, Sevgi, Umman olan insanlığın kelamı ve İlmi Ka olan İmparatorluk... Ama daha özelini söyleyeyim... Bastığınız her anda var olan Barış, sevgi, umman insanlık ve İmparator'luğun ilmi olan insandan ötede şafaktır...

Canlarım... Ran kapılarının tümünü açtık... Bütün insanlık içindir bu açışımız... Tüm insanlığın kaç kere Dünayaya geldiğini sordukları o yoğunluktan öteden sesleşiyorum...

Bilin ki insan tanınan en büyük köktür... Her andır insan... En eskidir... Ki eskinin eskisidir...

Bellek kalemidir insan... Her şeydir... Eskilerin en eskisi ki yaratıcıdır insan... Yarattığjnda yaratılmış olandır... Ve onun gerçekten doğması ya da ölmesi diye bir şey yoktur...

Sanırlar ki insan doğar ölür... İnsan öz gürdür... Her andır... Onun doğması ölmesi dahili kelamda kıranın kırıldığı bir şarkıda öz görev taşıması, kibri aşması, yolu bulması hakka varması hepsi tahditsizlikledir...

İnsan öz görevlidir... Beden insanın kelamıdır... Ayrılık yok ki bedenden, her andır insan... Ama türevleri kodlarken insan ağır yük hafifler...

İyi ki bunları sizinle konuşabiliyorum... İnsanlık ilmini diriliklerle dilleyebiliyorum...
İyi ki...

Develer kalkar yaşamdan... Neden?... Deve ilimin halikine, hak teknikle kodlanan iradi kervandır... O kervan mutlaktır ve her ana yaşam olup varır...

Ve bizler, Nakar'ın kıranlarını da kodladık... Tüm insanlıkla birlikte... Niye yaptık?... Öz geçişlerini yaptık... Niye yaptık?... Kontrollarını kurduk... Ve yoğunluklarını kayıtladık ki hakka varsınlar hakikiyeti anlasınlar ve dillensinler diye yaptık...

Nakar rahmanda kervan mıdır?... Nihandır... Resmi çalışmacıdır... Ama yerdeki gücü kontrolsüzdür... Bunu biliriz... Ve kontrolünü kurmalıydık... Bunu yaptık...

Türkiye'de Gözümüz, sözümüz. Özümüz var... Işığımız var... Karanlığı aydınlığa tohumlayışımız var...

Hepsinden öte şafağımız şevkimizde kelamı kati olarak kodlamaktaki biz öz geçişleri yaparak bu tohumları yaşattık...

Kafkasların kelamını bilmezsiniz... Size oradan da söz etmek isterim bugün... Kafkaslar leşlerin kontrol edildiği bir şarkıdır... Her şeyin kırıcılığı o yoğunlukta kontrol ediliyor canlar... Kısırlıklar orada kodlanıp kontrol kuruyor... Oyun oynayanlar orada kayda alınıyor ve tohumları kervanda dilleştiriliyor ve bugün onlara, sura üfürme ilmini öğrettik..

Dedik ki üfürün sura, ilmin kapısını bulun, yaşama varın hasat yapın... Hasat yapın ki işler kolaylaşsın... Dönüp baktılar ve sonra sordular.. Peki Süper İnsanlık, siyah renkte cinni kalemleri kodladı mı acaba?.. dediler... "Hakkın kalemi olan her andır... Her sahadır" dedik... Sordular "peki cinni kapılarda şafak söktü mü dediler..." Hasat oldu dedik...

Önce gözleri kördü... Sonra gözleri gördü ki hologramdan aştılar... Ağırı hafiflettiler ve kodlama yaptılar... Süper İnsanlığın kelam olduğunu, dünya planetinin görevinin kodlanmış olmak olduğunu ve kodlayıcı kayıtlar yapmak olduğunu bildiler...

Ziya olmaya geldik diye düşündüler... Zaman sahalarında ziya olmak, Zinnur kapılarında Ri Sa Ka Ha kayıtları yapmaklaydı ve bunu yaptılar...

Peki bugün niye onlardan söz ediyorum?.. Bugün burada olanların birisi o yoğunluktan buraya vardı...

Bedenli olan, burada oturan... Kafkasyanın güçlerinden biri... Hepiniz burada kalemsiniz ama o cümleden gelen gelen biriniz var... Onun ruhu buradadır... Şimdilik size vereceğim budur...

https://m.youtube.com/watch?feature=share&v=x-hR8CGl4dY

Süper İnsanlık Realitesi

 

 

 

 
  Bugün 311 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol