Birlik İlmi
  İNSAN (3) 1.AKIŞ, 3.BÖLÜM
 

4.TEMMUZ.2018 TARİHLİ İNSAN (3)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 3. BÖLÜM

Ölülük, öz köklerin gücünde olmayıştır. Şikayet etmem ama altın ışığın gücünü bilmeliydiniz. Ellerinizden tuttuk… Ekmek verdik yüreğinize… Sevgililer, yolunuzu bulmalıydınız!

Bugün dünyada bedenli olarak kodlama yapıyoruz. Ama iyi anlayın ki bedenin “kelam” olduğu bir yoğunlukta, sofraya ilim olanlar oturacaklar. İlimi kodlayanlar muktedir olacaklar.

Bugünden itibaren daha yoğun çalışmaları başlatıyorum. Bu çalışmalar, kaynak dışı bilgelerin “kelam” olmaları için gerçekleştirilecek.

Dürtülerle çalışanlar çoktur dünyada…. Dönem sonlarında, onların ruhları kontrol kurabilir diye beklerler. Alı moru bilenler, ilmi anlamadan kelamı kodladıklarında, hiçbir zaman yaşam kontrolu kuramayacaklarını anlayacak dürümdeler.

Kem gözlerin gücü de var. Ölü bir dünyada kem göz, kelamı yıkar. Biz bundadır ki nazarlar değer dünyaya diye, kontrol kurmak diledik. Düzen’i kurduk ve yolu kodladık.

Kanat germeyin dünyaya. Eli tohumlarla dolu olanlar, insanlık kodlarını mutlak kılanlar, eşyaya inmeden de eşyada olacaktınız… Ama eşyanı haketmeden kontrol kuramayacaktınız.

“Mucizedir insan…” dediğim zaman, herkes kendini, kendi yüreğini kodlamaya başladı. Kontrol Allah’ın ilmidir. Bunları iyi anlayın.

Kör göz, özün sözünü söyleyemez ama gözün gördüğü öz gerçekliği dilleyebilir. Mutlak anlayın ki yanar tutuşurum dünya için…

Bu dünya mutlak bir kalemdir. Her sistemi yok etmekte olanları, kodlar kontrol eder ve tohumlar. Onların “ruhlar kalemi” olmalarını sağlar.

Dünya, Yaradan’ın tınısını duyanların insanlığıyla kodlanmıştır. Eğer Yaradan’ın tınısını duyan olmasaydı, yaşam oluşmazdı. Bunları iyi anlayın.

“Eğer ruhların kalemi olsaydı, yarını kodlarlardı.” Diyenlere şunu anlatın. Bu dünya kontrolludur, yoğundur, hakimdir ve hakikidir.

İnkar etmeyin yaşamı! Yaratın… Yaratın… Yaratın… Yalan ilim kalın kelamını kontrol etmeye kalktığında, insan kör ve sağır kalır. Ama imparatorluğun gücü dürümlere aktığında, işler yenilenir ve yarınlar tohumlanır.

Bana “zaman kapıları” açıldığında, kök gerçekliği göreve aldığım gün, helal ilmin kaleminde mutlakiyetini tohumladığımda, hakka hakk olup vardığım sahra, bedenimde merdiven oluşturdu.

O merdiven, muktedir insanlığın merdiveniydi. “İn; ya sahraya ya kaynağa in! Ya yarına in…” Derler. “İyi ki… İyi ki.” Derler. İnmek, koruyucu olmak, hakkı, hakikiyeti dillemek, yarınlara varmak, sorumluluktur.

İzah ettiğim üzere, yolumda yolu olan, ruhumda kuranı olan, ölüyü diriltebilen ve mutlak olan kim varsa, bu çalışmaya dahil oldu. Ama beden istedi ama bedenli inmek istemedi. Neyse her neyse, bu çalışma mutlaktı ve hakikiydi.

Bu çalışmada, sahra oluşturduk. İşimizden, görevimizden güç almadan yaptık bunları. Hata yapmadık.

Dağı, insan yaptık, yalın ilimle dürümledik, kelam oldu. Ölüydü dirilttik onu, mutlak kuran oldu. Okuttuk onu… Okudu, okundu. Ölüyü dirilten “kervan” oldu. Biz, o olduk. “Oğul” dedik. İşte bu.

Şikayet etmiyorum, bütüne hizmetçiliktir yaptığım. Buradayım ve bu bedenle toprak topluma “tohum” olmaya indim. Kaç dünya kodladığımı size anlatamam ama iyi ki, iyi ki bugün buradayım.

Yaradan ve yarattığında tohumları kodlayan insan, ilmin kalemi olup geçip, insanlaşır. 
Atlanta Ata Kapısı’yım ben. Ana kuranı kodlayan ilimim. Ana kaynak olanım.

Az öz değil, çok bilgi veririm. Ki körü, sözsüz bırakmayım diye…
Gözü görenler, görevi haketsinler diye. Yazar, çizerim diye yaşam kontrol etsin bilişi diye… Bedeni kelam olanları kodlarım ki toprağı tohumlasın insansılar diye. Başka ne deyim ki ben?! Hepimizin görevidir akıl.

Şikayet etmiyorum, az bilgi sonsuzluğu kırar, öz bilgiyse kodlar. Biz öz bilgiyle insanlığı kodlamaya çabalıyoruz.

Unutmayın ki farkında olmayan hakikiyette yoktur. Fakında olan hakikiyettedir. Kir ve pisliği yoktur onun, öksüz, yetim değildir.

Ben dünya oldukça, süper sahraları tohumladıkça, yasalar kodladıkça, kalem oldukça, hiç kimse kontrolsuz kalmayacaktır.

Bugün çorba pişerken, o çorbaya Yaradan’ı koyduk… Yaşam oldu, kodladı, dürümledi ilmi, hakikiyetine bilişken oldu. O lütfi kapı, İslam oldu.

İslam, kaynak insandır. Bunlar enkarnasyonlarla açık dilletildi insanlığa.

Çakım, aşkım, hakkım iblislerin ilminden çok ötede bir yüceliktir.

Bini, bir kez bilin, İnsanı, bin kez bilin. İnsan, bir tektir. Bin dilde dillenir, kervan olur. İmparatorluğun gücüdür o… Hologramdan ötede bir sahradır… O sahrada, kendi yolunuz olur. İşiniz kolay olur.

İnsan… İnsan… İnsan… Aşktır o, aşk! Şavktır.. Şavk! Aha. İşte. Ve şikayet etmiyorum. O biz, biz oyuz.

https://youtu.be/mbQgMJZOXKM

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 105 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol