Birlik İlmi
  DÖNÜN VE DÜNYAYI DÖNDÜRÜN
 

DÖNÜN VE DÜNYAYI DÖNDÜRÜN


Değerli Dünya, yeryüzü bir sırdır bizlere. Yere, göğe, cevhere ve zamana ışık halinde inerken, bilişi hak edenlere ve hasatı hak edip dürümleyenlere İlm-i Hak olmaya gelinir.

 

Doğal dünya bir AMON KURANI’dır. KURAN olmak ve ZAMAN olmak, kapıların tümünün açılışından itibarendir. Körlerin ve sağırların yaşamakta olduğu bir dünyada, ZAMAN; SIR OLAN NEFESİN KORUNUŞU İÇİN ŞARTTIR.

Bilişi kodlayan, tüm yaşamı hak eder. Bilişi Tohumlayan, Işığın Kodu haline geçer ve tüm yaşamı tohumlar.

 

Rahmet olan BİLİŞ olur ve NUR KORAN NEFESİ olur.

 

Yürüyoruz yaşam sayfalarında ama nereye yürüdüğümüzü anlamadan görevimizi Hak Teknik ile yaparak, güçlenerek yürüyoruz. Kuran tek bir Sistem olduğunda, tüm yaşam, aynı zaman sayfasında ve aynı yoğunlukta yürümeye başlar. İşte bugün artık o cevheri teklikle yürünmeye başlandı.

 

Dünya, nefes altında kalan bir cennet kurdu yüreklere. İşte o yüreklere kurduğu cennette yürüyor. Ama bilin ki yürüyenin ekranında, varlığında yürünen o yoğun ışık kayıtları bulunur; Bütün’ün, cennetlere güçlendirici olarak kayıtladıkları bulunur; Dünya Nuru bulunur. Kontrol olur o yürek gücünde ve zamanın tahditi bu yüceliğin ışığında kodlanmış halde bulunur.

 

Doğuyoruz ve yaşayıp ölüyoruz. Ama neden doğup neden öldüğümüzü dahi anlamadan görevlendirilip çalışıyoruz. Düne görev taşıyıp yaşama ışık yakan Birliklerimiz, her bir cevhere yürüyor ve her bir cennete yürüyor. Her resime yürüyor. Nüve olan kodlanmış ışıklara yürüyor. Ümmet olan cevher, göreve yürüyor ve biz ışık halinde güçlenerek yürüyoruz.

 

Doğan, yüceliğinde, görevini hak edip aldıktan itibaren, yere ve göğe doğru genişlemeye, yükselmeye ve derinleşmeye başlıyor. Sonsuz yoğunlaşımdan itibaren, birleşimlerle cemaatleşme ve cemaat ışıması gerçekleşiyor. Sonra cemaatlerin ışıkları birleşiyor ve sorumlulukla çalışılıyor.

 

Birlik Tekniği’nde ışık tohumlaması yapıyoruz. Sonra kontrol kurup cümle Yüceler’e ışık kayıtlıyoruz.

 

Dünyanın ardında yer ve gök yürürken, dünya bir sır olan Işık Kod halinde tohumlarını Yaşam Sistemleri’ne indiriyor.

 

Birler Kapısı açılıyor ve yarınlaşma başlıyor. Dünün resimleri ile yaşamın ışığı, birleşik tahditle dünya kodlaması yapıyor ve YENİ BİR SESSİZLİĞE GİRİYORUZ. BUYURUN ÖNÜMÜZDE YENİ BİR SESSİZLİK BAŞLAYACAK. Bu sessizlik, dünyanın Atlanta Otağı’na indirdiği yüceliklerinin kodlanışını sağlayacak bir sessizlik olacak. Sonsuz yoğunlaşmanın erdirdiği safahattan, bütün kötülüklerin ağır yük taşıyanlarca taşınmasının sağlanmasından itibaren, KAP-RA-KA Sayfalanışı başlayacak. SABUHA KAPILARI açıldıktan itibaren, yataklarımızı alıp dünyaya ineceğiz. Zira artık dünya bir kanatlanışa geçecek. Ve bizler, dünyayı HAKİKİYET’e taşıyacak olanlar olarak, dürümlenen birleşenlerimizi yaşama çekeceğiz.

Dünün ekranında dünya yoğunluğu yoktu. Bugün dünya yoğunluğu ekranlardan izlenebilecek düzeye ulaşmıştır. Dünyanın Atlanta Kodlaması, diri yüreklerde kontrollu olarak başarıyla yapılmıştır ve halen de yapılmaktadır.

Dünyaya inen Birleşenler ve dünyayı. Ana Kapı olan insan kaynaklardan ışık çekip dilleyen dürümleyenler, tekmil yaşam sayfaları ile birleşiyorlar.

Dünya toplumları her bir yaşamı sayfalarken, tüm sayfaların ışığında yarınlaşma gerçekleşiyor.

 

Doğanın tüm yarınlardan ve zamandan akıp gelişini izliyoruz... Birlik İlmi ile yaptığımız her çalışma, nefes olarak kodlanan Işık Kayıtları ile yapılıyor. Türlenen ve tükenen tüm sistemler, yaşama indiriliyor ve yenileniyor.

Yoğunluk artmaktadır ve zamanı kontrol altına alışlarımız da güçlenmektedir.

Koruyucuları güçlü olanlar yoğunlaşıyorlar ve onlar koklanıyorlar. Etraflarında güçlü birleşenleri olanlardan söz ediyorum. Onlar, kör ve sağır olan ocaklarında, kodlama yapacak dürüme ulaştırılıyorlar.

 

Dünya üzerinde yedi yaşam sürdüklerini zannedenler, bilişi hak ettiklerinde; yaşamın, teknik olarak Birlik korumasında olması neticesi varlıklarında, çoklu yaşamı zikretmelerinden dolayı, kelam ile bilişlerini kodlayarak, yaşamlarda tek bir SES olduklarını anlarlar. Ulaştıkları bu safhada bilmiş oldukları sadece çokluk oluşlarıdır...

 

Yardım ettiklerimiz bütün bu bilgileri alıp koruyucu bir Sistem olarak çalışacaklar ama bilsinler ki hasata hazır olmaları için kodlanmaları gereklidir.

Dünyanın dört bir yanından geçip Düzen Kodu olarak yarına kayıt yapan İlim Toplumaları, beşiri hak ettiklerine inanarak çalışsınlar ki karanlıkta kalmasınlar diye düşünülür. YAŞAM BİR RESİMDİR. O RESİMİN FİGÜRÜ OLAN HER SES, bir tek kayıt yapar. İşte o tek kayıt, KELAM olarak yaşama kaynaklanır ve sonsuzlaşır. Tüm yaşam bir Sistemdir ve Sistem bir kayıtlanıştır. Hasatı yapmak için KAYITLANIŞ gerekir. Kayıtlanış için IŞIK gerekir. Ve ışık için İLİM gerekir. İlm-i Tohumlamak için ise KARANLIK gerekir.

 

Kaynak İlmin Tohumu karanlığa aittir. Ve zamanı, Tanrısal Nefes olarak kayıtladığınızda, cemaatler sesleşmeye başlarlar. Soylar ve sonsuz yolculuklar ve yolcular... TEKLİK ve TENLİK hepsi BEŞ GÜÇ’ü oluşturur. BEŞ GÜÇ, Beşli tahditsiz güç olarak herkesi hak etmek ister. Mesafe, bu yücelikte, tohum için dahi yoktur. TÜM MESAFELER AŞILMIŞTIR ve ZAMAN, TOHUM EKMEKTEDİR. İş budur. Ve biz artık MESAFELERİN BİTTİĞİ BİR YÜREKTE BİRLEŞİĞİZ. İşte onun nuru olan yürekten sesleştik. Cevahir bir kapıdan geçip indik. Sizi hak etmek için ve sizi has tartıya koymak için.

 

Mutlaka bilin ki SARI renkten süslenen her diri, MAVİ’yi hakikiyetine tohum olarak çektiğinde, artık tüm yaşam ona kaynak olacak bir yüceliktedir.

MAVİ rahmettir ve rahimin ışığından görev alır ama MAVİ’yi tohumlayan, her dereyi hak eder ve MOR’a varır. İşte MOR bir sırdır. Oğulları ve kodları tohumlayan bir sır… Orda yeni bir yaşam, kontrol edici yüceliği ile dürümlenmiş ve yaşamlaşmıştır. Aha Görevliler bu renge kodlanmıştır. Şimdiye kadar rahmet olan MAVİ’yi hak eden Birlikler ile çalışanlar, toplumlarını bu yoğunluğa ulaştırmışlardır.

 

“Söyledik ve söylendi. Herşeyi söyledik ve herşey söylendi” dediler... Yahu! söylenen; söylenenden söylendiği sürece yaşam, kısır bir resimdir. Sesleşmek için dinleşmek için mutlaka yaşamak gerekir. Ve yaşamak için ise yarınlaşmak gerekir. Yarınlaşanlar, Tanrı’nın Işıkları olarak tohumlarını tüm sayfalara yaşam nefesleri olarak kodlarlar. Ki her Kod bir Kuran’dır. Okunur ve okutulur. Okunan ve okutulan, her diriyi kayıtlarken, Yer ve Gök Cevheri yeni kayıtlarını kontrol ederek diriliklere çeker. Vakit geldiğinde her diri, bir ilmin kapısı olur ve yolcular, nefeslenirler ve yeni sessizlikler yaratırlar. İşte dünya, yeni sessizlikler yarattıkça, yeni yaşam sayfalamaları yapar. Dünyayı kuranlar bu şekilde Düzeni tohumlarından kodladılar ki her anda yeni bir sessizleşme ve yeni bir sistemleşme olsun ki yasal çalışmalar yapılabilsin.

 

Dönün ve döndürün dünyayı... Dönün ve döndürün... Ama hala dönemeyenlerseniz, alışın dönmeye çünkü dönen yaşamın ışığında döner ve tüm yarınları dönüştürür ve dürümler. Karanlık aydınlığa kodlanır ve yarınlaşma, nefeste gerçekleşir.

 

Yolun sonu insan ve yolun umudu insan. Ve sonsuz yaşam insan… Herşey insan ki çalışma odağımız dahi, insana kodlanmış bir Sistemdir. Bu yol bu yoğun ışık her diriyi hak etmiştir. Biz Zabura Kodları olarak buraya her inişimizde, ZABURA RESİMLERİ yaparız. Döndükçe döner ışık, yoğunluğunda ve zaman yenilenir. Buraya her geçen, burada dönüşe geçer. Döner!... ve döner!... ve döner!... Ama dönüşü, yarının ışığındaki dönüşüdür.

 

Öleceğimiz her sayfada, mevcut kayıtlarda ve sesleşen dürümlerde vardır ama yaşayacağımız hiçbir kayıtta yoktur. Özellikle kontrollu olarak sizlere dinletmek istediğim şudur ki yaşama inen, yarına inen olduğu halde, yarını tohumlayamadığında yaşama imkanı kalmaz.

 

Astral Yaşam diye ifade edilen yaşam için de bu böyledir. Türkiye Çalışmaları, Nirvana Kodlamaları ile tohumlanan Birlikler’in cennetlere konmasını sağlar ama yaşamı kayıtlamaz. Kayıtlamadıkça da nefeslenemez yolcu. Bütün mesele yaşam sırrı olan yoğunlukta ışık halinde tüm sayfaları hak etmek ve güçlenmektir. Oncu buncu değil ışıkçı olmak ve Işık Kodlaması yapmak… İşte amaç budur.

 

Türkiye’deki sesleşenlerin, tek bir yaşam ışığı haline geçişleri bekleniyor. Bunun için hepinizin birleşmeniz gereklidir. “Benle benleşsin geçsin” dendiği zaman hiçkimse geçip gelmez ama “BEN SESSİZLİĞİ’nde birleşsin ve görevini hak edip yapsın” dendiğinde o güç, tüm yaşamı hak ettirir. Ve zaman, Tanrı’nın Kuranı olur.

 

Paylaşılan bu bilgileri, senin ilminle ve senin yüreğinle vermek istedik. Senden bize ve bizden senlere kodlanan IŞIK İLMİ ile bu bilginin dilletilmesini istedik. Her resimde bu bilgi kodlansın ve cevhere güç katsın istedik.

Şimdilik...

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 373 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol