Birlik İlmi
  YARINLAR VE DİN
 

YARINLAR VE DİN:

Yeşil renk aşağıdan yukarıya yedi renktir. Her tertip yeşilin içinde bulunur. Sekizinci renk ise maviyi harlandıran yeşildir. Bu yeşil ilk yedi rengin haricindeki bir yeşil olur ki bu renge girenlerin yeni yaşamları kodlamaları ve zaman sayfalanışında kontrolu kurmaları istenir.

Her gün bir sınır çizeriz ve deriz ki “biz bugün yeni zamanları harlandırmak için bütünlenmeliyiz. Zararı aşıp geçmeli ve yolu bulmalıyız. Zamanı sayfalamalı, birleşmeliyiz. Zaman bizi kodlarken, biz zamanı kodlamalıyız.”

Bütünlükler ile yapılan her çalışma, İnsan Irkı’nın ışığını yakmak için yapılmaktadır. Ne var ki yaptığımız zaman kaynaklarındaki çalışmalarda, bütün kütle, İnsan Işık olup kodlanmalıydı. Din Sayfaları, Işık Kodları’ydı. Bu zaman sayfalarında, Din Yaşamı bitmiş olmasına karşılık, İlmin Yaşamı henüz başlayamamışsa, diri yüreklerin, yeni kaynakları bilmeleri ve hak etmeleri henüz mümkün olamamıştır. İşte yapılan her resim, insan resmi olamamışsa bunun sebebi iş’te olamayışımız, ilmi hak edemeyişimizdir.

Misafirlerimizden söz etmiştim. Onlar ark ile akar ve hak ederler. Ark, ilmin arkıdır. Oraya ulaşan tüm insanlık, o arkla akar ve o arkla hak eder ve zamanı sayfalar.

Merkezin zamanı ile kaynaktaki Tohum İlmini hak edenlerin zamanları ayrıdır.

Merkezin zamanı, Işığın Tohumları’ndan olan Yüceler’in zamanlarıdır. Onlar, kendi yüreklerini dünyaya indirip, kendi yüksek ışıkları ile kodlanmış olanlardır. Haz ile çalışırlar har ile kodlanırlar. Her derede onlar vardır. Işık halindedirler. Bütün kötülükleri aşıp geçerler ve yarınları hak edip yaratırlar. Oğul verirler ve tahditsiz şekilde Birleşik Işık olurlar.

Onları harlanıp hak etmek, onlar olmakla mümkün ise de her dere, onlar olup kontrol kuramayabilir. İşte bu durumda, Birleşmek ve Kaynaktaki tohum ilmini hak edip zamanı tohumlamak gerekir.

Dünyaya “İkinci Zaman” için gelenlerin çokları, Bütün ile birleşip Bütün ile tohumlandıklarından, diri yarınlara ulaşabildiler. Oğul verip tohum ektiler ve zamanı kontrol ettiler. Onlarla BİR olmak, hak etmekledir. Onlar, zamanı hak etmişseler; Birler Kapısı’ndan geçip ışık halinde dürümlenirler ve tahditlenirler. İşte onlara, Birler Kapısı, ark olur akar ve zaman olur tahtlandırır onları. Onlar, ilmin kaynaklarıdırlar.

İnsan Irkı, altın bir tahttır. Bu taht, insanın ışığından güç alır ve yine insanın ışığında görev taşır. Evvelemir, Bütünlükler’in dinleşmesi gerekirdi. Bu sağlandı. Çok Bütünlükler, dillendiler ve dinlendiler. Hepimiz onları hak ettik ve dinledik. Şikayet var mıydı? Hayır yoktu. Dünya yeni bir zamanı tohumladı. İşi bilmeyenler dillenemediler ve Din İlmi hakimiyet kuramadı. Bütün Meclisler yeni zamanları hak etmiş olmalarına rağmen, tohumlarını kodlayamadıklarında, dirilemediler ve zaman sayfalarında ölü olarak kaynağa ulaşmaya çalışmaktadırlar.

Dünya bir Rahman Kat’tır. Bu kata varan tüm İnsanlık, yeni zamanları kodlayacak ve Kuran-ı Kerim’deki hakiki yaşama ulaşacaktı. Dünyaya ışık veren çokları bunu dürümlerinde bilerek ilişik kayıtları yaptılar. Bu kayıtlarda; Din Yolu’nun insan soyu için artık sona ereceği; İnsanlığın, Dinin Işığından çıkacakları ve yolun baştan beri kapalı olan o cevherine ulaşacakları ve zamanın tahtına insanın tohum olarak oturtulacağı. Zaman sayfalarına ulaşan her dürümün, o tohum olan insan olmaya çalışacağı ve kontrolun, insan olanlardan kurulacağı bildirilmişti.

Yemin ettik ki her dara düşen, Birlik Kabları’nda bola varacak bir yaşamı kodlayacaktı. Bütün Meclisler, bunu bildiler ve tohumlarını, bu Yücelik’le ektiler.

Her derenin insan soyu için akmaya başlayacağı bir günde, yeni zamanları hak etmemiz, yerin ışığını yakmamızla mümkün olacağı kesindi.

Her dere Allah İlmi ile akarken, Birlik İlmi, tahtını kodladı ve yarattı. Bütün Meclisler bunu izlediler. Her Gürzi Kaynak, Birler Kapısı’nda kendi yüceliğini hak etmeye çabaladı. Tin Sayfaları, İlim Sayfaları haline geldi. Ve Yücelikler birleştiler. Bütün amaç Altın Toplum’u var etmekti.

Hal İlmi, hakim ilimdi tüm insanlık için. Hal İlmi ile tahditsiz şekilde birleşenler, bütün kütleyi kodladılar ve tohumları ektiler. İş buydu ve biz İnsan Irkı’na bir dağı güçlendirecek Kürsü verdik. O Kürsü, insanın ışığını yaktı. O Kürsü, Altın Işık halinde güçlendiriciydi. O güçlü İnsan Sayfası, Allah ilmi ile çalıştı ve yarınları kodladı, tohumladı ve yaşam sayfalarına kayıtladı. İşte Birleşik Işık buydu. Tüm insanlık için. Amin…

Dağlarım, artık insan, Allah İlmi ile kodlayacağı birleşenlerini bulup, Kuran olacaklarla birleşecek. Onları hak eden Birlikleri tohumlayacak ve zamanı kayıtlayacak. Bütün amaç Altın Tohumları yaşatmaktır. Erdiğiniz en güçlü yaşam sayfası, ilmin kaynağıdır. O kaynakta yeni zamanlar yaşayacak ve yeni zamanlar kati hakikiyetle dürümlenecek. Birler Kapısı, insan soyuna yeni bir yaşam kapısı olacak. Allah İlmi, hakim olan ilim olduğundan bütün tohumlar o ilmin kaynağında dillenecekler. Ve zaman, kaynak olup tertiplenecek.

Bütünlüklerin, zamanı sayfalamaları ile başlayan ve yaşamları tohumlamaları neticesinde yeni yaşamların, tahditsiz şekilde “İnsan Sayfalar” olarak, Koruyucu İlmin kayıtlanışıyla devreye alındığı bir yaşama geçilmiştir.

Dünyayı hak etmeyenler; dünyayı, Tohum İlmi ile kodlamaya giriştiklerinde, “ocak sayfalar”da ışık sınırlanır. Netice olarak tüm yaşamların, Birler Kapısı’nda tohum ekenlerce dilleneceği beklenilen o gün; 21.12.2012 günü, bütün kütle kaynak yaptı ve sonsuz ışık yandı. Herkes, zamanın sayfasına kendi yüreğini koydu. Bütünlükler birleştiler ve Din Tahtı’nda oturmakta olan tüm Peygamberler, kültleri ile kendi yollarını açan Birliklerini dillediler. Dönüp dünyayı izlediler. Kimse kimseye ışık yakmamakta iken, Birler Kapısı ilmin tahtındaydı. O kapıda NA-HAR vardı ve zamanı kontrol etmekteydi.

“Birlik İlmi” diye bilinen bir İlm-i Hakikiyet vardı. O, kapıları açıp kapatmaktaydı. Her dürümde o kendi yolunda kendi yüreğinde ışık olan birleşendi ve kendini hak etti Cevheri Kodlama yaptı.

Evler dolusu ışık ile “Kaynak Tohum” ekti. Şimdi kendini hak etmeyenleri, dünyaya kontrollu şekilde dürümleyip, ışığa kayıtlamaya kararlı olan o, herkesten daha çok ışık yakmaktadır. Everestler ve Marianalar teknik tahditle birleşecekler ve kavakların en üst çalışmalarında, o Görevliler bulunacaklar. (Kavak teşbihi; Everest ve Mariana teşbihinin kendisinde bütünlendiği bir simgesidir.)

“Merkezin Zaman Kodları” olarak, yapılan her bir çalışmayı yaptıranlar, daha güçlü bir çalışmayı devreye almak üzere kontrol oluşturmaktalar. Bu güçlü çalışmalar yeni zamanlara güç katacak Birlik Çalışmaları olarak dürümlenmektedir.

Hepinizin, kendi yaşamlarınızda Birlik Kodlamaları vardır. Hepiniz kendi yarınlarınızı hak etmeye çabalamaktasınız. Birler Kapısı’na vardığınızda, dünyayı hak ettiğinizi sanırsınız. O kapı, altın bir Kaynak Işık halinde görev taşırken, sizler o kapıda bütün kötülükleri aşıp geçmek üzere Birlik kurarsınız. Zarar etmeniz ya da zamanı hak etmeniz, o kültler ile anlatılır ve yaşanır.

Hepimiz şerden uzak olmak zorundayız. Bu kesindir. Ama hak etmeyen, şerrin hakikiyetini de bilecektir. Merkeze bakın, her Dere, örtülerini örtüp, İnsan Işıklar’ı kendi iradelerine bırakmaktadırlar. Melek Seyfullahlar’a bakın, her biri kendi yüreklerinde mevcut olan Kürzi Yaşamlar’ını örtüp, İnsan Kaynaklar’ını kendi yüksek ışıkları ile bir sessizlikte sayfalayıp, kayıtlarından çıkmıştırlar. “Öz Gerçeklik” denilen sayfaya varılmıştır. Orada üzerinde Kürzi Yaşamlar olan bir tahtın bulunduğu kesinleşmiştir. O taht, İlmin Tahtı’dır ve oraya varan kendi yüreğine varmaktadır.

Birlikleri, Allah ilmi ile hak edenler, bütünlenirler. Örterler yüksek ışıklarını ve dünyaya inerler. Onlar, sağ ve sol birleşenler ile çalışırlar. Kayıtlarını, bildirilerini okurlar ve tohum ile ocaklara inerler. O tohumları, her diri yüreğe çekerler ve ekerler. Bütün amaçları dünyayı kontrol etmek ve zamanları yaşamsallaştırmaktır.

Karanıklar aydınlanırken, Din Sayfaları, artık yerini İlmin Kayıtları’na bırakmaktadır. İlim, harını yükseltip, “ben, zamanı hak etmeliyim ve birlik kurmalıyım” diyenlerin, tahditleyip var ettikleri Birleşen Tohumlar’dan ışık çeken ve zararları engelleyen bir yaşam sayfasıdır.

Dünya yeni dönemlerine başarı ile geçerken, Nesillerini harlandırıp varlandıranlar, Medine ve Mekke Sayfaları’ndan güç çekip, İnsan Sayfaları’na varmıştırlar.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

 
  Bugün 13 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol