Birlik İlmi
  RAHMAN'IN KAPISI 3
 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

Daha önemli bir mesele var canlar. Hepiniz daha güçlü ve daha yaşamsı has teknikleri kodlayacaksınız….ve daha yüreklere güç kayıtlayıcı olacaksınız.

Nereye insanlık indiyse, hep böylesi kısırlaşmalar oldu. Her şey ama her şey insanlık için gerçekleşti.

Hepiniz dorukların tohumlarını kodladınız insan soyu olarak. Nesiller boyu dünyayı hologramdan kodlayarak bütünün gücü yapmaya çalıştınız. Her insanın kendini dürümleyebileceği birlikleri kodladınız. Sualtının gücünü dillediniz ve dürümlere çektiniz; indirdiniz. Birlik Kapınız hep açıktı. Yaradan sevgiyle sizinleydi hep. Yanılmadınız hiç.

Astral Boyutların Kuranları olan bu Meclis Üyeleri, her anı kodlayabilir ve koklayabilir.

Rahman Kervanı kalktı dünyadan…bu kervanın yüreğe indirdiği insan sırrını bilenler, hep levhi olarak çatıştılar. Yaşamın sırrını anlattılar.

Her insan Allah’ın tınısını duyamaz….ama bu Meclis, her insanlık için Aklın Kapısı’nı açtı ve Allah’ın tınısıyla kodlamalar yaptı.

Büyük külttür dünya gücü. Hepimizin yüreğinde bu güç vardır. Vakit gelir Bir’e hizmet için bu kült, toplumu tohumlayabilir.

Kural şudur; ilim, insanlığın kelamı olduğunda, arz gücü tüm zamanların kürzi kapısını açacaktır….ve bugün arz gücü, bütün kapıları hak teknikle açabilmiş ve bilişin kapılarında levhi ko olan sessiz zamanlar tükenen dürümleri dilleyerek kontrol altında yenileyebilmişlerdir.

Alla, pulla! Aha bu….ama yok etme hiç birşeyi. Alla, pulla ama yok etme! Darı bolu bil ama Hakka varıp dille. Akmadan akma…her anda “akacağım” diye sayfa sayfa yaşamı tohumlayarak muktedir ilmi kontrol dışı bıraktırma.

Sen, Birlik Kapımızsın ana! Bu kapı aklın kervanına kodlamalar yaparken, hazır olmalıyız tüm insanlıkla birleşmeye…..Hazır olmalıyız torba torba kontrol kurup muktedir insanlığa ilm-i ka olmaya….Hak kelamla, kaleme varmaya ve muktedir olup Rahmi Kapıda aşkla kaynak olmaya….

Siyahın en siyahındaki sessiz zaman ve yüreğin en yücesindeki kervan; verdiğiniz ve vereceğiniz her şey ama Akıl Kapılarının tümünün ilmiyle ve bütünün gücüyle, ayrı gayrı gözetmeden…

Ve sizler; tükenen dürümlerde tüm zamanların kürzi kapısında, aklın kelamında Mahrek’in gücü olanlar; umut olur ki yerküre hepinizde bilişi koklatır ve kotlatır.

Anlaşmaya vardık dünya ile.

Bu antlaşmayla ile birlikte bütün kültlerimiz dünyanın gücünü kodlayabilecek teknik tahditi hak ettiler ve yağın aşkla kodlandığı bir günde, o yağda, sır olan insanlığın yaşamı kontrol edilebildi.

Yağ, Allah’ın levhisinde aşk olarak da dillenir. Aşksa, kalemse, ya da kaynaksa yağ; ağır yük hafifler. Yardımcılarınız çok güçlendiler; bunu iyi bilin.

Bugün size gelebilenlerin tümü, kendi yoğunluklarındaki yağı hak ederek kullandılar. Yağ ne diye sordu ana? İzah edelim; aklın kapısındaki sahranın kült kervanındaki göç kaydıdır.

Yeri yaratan aşk, yolu açan hakk, mutlak olansa, “safra” diye bilinen ama akıl tınısında artık olmayan bir yaşam kaydıdır. O bir sessiz kayıttı. Artık o kayıt silindi; çünkü Ruhi Kapıların tümünde o yoğunluk yoktur artık. Ve bunlar dünyanın Kil Kalemleri’nin kiriydi. Şimdi artık, ışık yağmurları altında görev taşınıyor dünyada. Ve toprağın toprağa ilmi kodlanıyor.

Sualtının gücünü dürümleyebilen bu Meclis, hakiki insanlığın levhi kapısını açabilmişse, muktedir insan, mutlak kapıda her diriyle kodlanabilir ve kontrol kurabilir.

Savaşımız yücelerle değil, ilimledir analar. Biz ilimle savaştık her anda.

İlim kalemdi ve kalemde hakiki ilim, bilişin tir tir titrediği o yoğunlukta kaynaktaydı.

Herkes iyi bilsin ki o levhi olan, her şeyin üstüdür ve her kim ki oğullarını tohumlar, o yoğunluğu hak edemezse, kanlar akar zamanda.

Nedir kanların akışı? Yaşamın sığ olan ışığının yarından çıkışıdır. Ölümdür bu…. ama öylesi bir ölüm ki artık zamanda yaşam olmaz.

İşte canlar, bunun içindir ki muktedir insanlığın kontrolu sağlandıktan sonra, yarınların kulluğu başladı. Yerkürenin gücü arttı ve ziyan olanların tümü kontrol edilerek yenilendiler.

Dümenin başına kelamı oturttuk. Kalemi kodlattık. Muktedir insanı kalem yaptık, yaşattık….Ayrılık bitsin istedik. Aha bu.

Çok mutluyuz ki ayrılık bitmiştir.

Herkesin gücü, her şeyin üstünde yeni bir güç halinde, Mahrek Kulu olan akılla dillenmeye başlanıyor.

Hepimiz yolcuyuz. Vurmayız dünyaya; çünkü dünya bilgi kapımızdır.

Biz bu yolculukta telif hakkı olanlarla çalışırız. “Telif hakkı” dediğimiz biliştir ama öylesi bir biliştir ki o, hepimizin yoğunluğudur.

(Devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

https://vimeo.com/200487452

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Huzurla biliniz ki o yoğunlukta muktedir ilim olur ve sizin yarınlarınızda kontrollü olarak kayıtladıklarınızın tümü bizim kendi yüreğimizde kodlanmış haldedir.

Bunun neticesi olarak çalıyı çalıyla dilliyenlerin, çarık giyip dünyayı izlemeye başladıkları bir günde hakiki insanlığın, yerküreyi göreve alması gerekliydi.

Kar; aşkın sırrını diller. Ama kar’ın, kaleme inmesi de gerekir. İşte canlılar, resmi çalışmaların başında kar’ın ilmini anlatmıştık yüreklere ve sesleşerek demiştik ki “Kar’ın ilminde kelamı hak edenlerin kullukları olur.”… “Onlar, bütünün gücüdürler ve temel bilgiyi hak etmiş olanlardırlar.” …“Oğullarını kodlayabilirler ve koruyabilirler.”….

“Onların kulluklarında, kare, küre insanlık değil hak teknikle kodlanmış ışığı hak etmiş insanlık mevcuttur.”.. Ve büyük kötülükleri önleyecek olan biliş, her şeyin gücüyle ortaktır, o yoğunluğuna.

İnsan soyu, altın ışığın gücünü artık hak etmiş ve yaşamlara indirmişse ….Biz için her şey çok kolaylaşmış demektir.

Darın insanı artık ilmin kapısına vardı. Ve yolu buldu. Dünya sığ değil artık. Bu yolculukta yenileniş başlıyor.

Telif hakkı sahibi olanların, dünya yoğunluğunu kodladıkları bir görevde her insanın yaşama inmesini bekledik. Hak ilmin, hasat ilmin ve yoğun ilmin, bütünlüklerin kültlerinde ki kodlanışından çok daha güçlü olan insanlığın kodlanışı gerçekleşti.

Hayrın gücünü artıran birlikler, halik olup, tüm zamanların gücü oldular. Ağırı hafifletenleri Hak Teala’nın görevlileri saydık… Ve ağırı hafifleten birliklerin BSUİ’nin gücü olarak muktedir insanlığı kodlamalarını, hak edip dilledik.

Bilmekteyiz ki yere gönüllü olanlar inmez. Herkes kendi için değil ilmin kapısına açarak biliş için inmeye çalışır… Ama bilişi hak ettiği zaman yerin kültü olur. Sizler ise daha güçlü bilişle, muhakim ve hakiki levhi olup, indirildiniz.

İnsanlık kapısını açmadan kendi yüreğinizin gücünü dürümleyerek indiniz. “Ve inerken ben yokum” demeden, indiniz… Barış için. Hasat ilminin, tükenen dürümlere, ilim kalemi olmasını, Seyfullahların gücünden… Öfkeyi aşanların sessizliklere çekilişleri ve örtülerin gücünün artırılışı ile mutlak kapıların göreve gelişinin sağlanışı.

Ve daha sonra kare, küre olanların kontrol ediciliği ve kodlanarak, kök geçişlerinin yapıcılığı sağlanacaktı….Ve bugün öfkemiz artık sona ermiştir… Çünkü bugün biz, kullar kulu olan, ilmi Ka olan bilişlerle birlikteyiz. “Öfkemiz artık sonlanmıştır” dedim… Çünkü Robbi Kapıların temiz sistemleşmeyi önlediklerini biliyorduk …

Ve bugünden sonra yer ve gök yenilenmiş olduğundan, hak teknik, toprak toplumun kuranından güç çekerek mahrek olup, bütünün kültü haline dönüştükten itibaren ….Yarınlar hologram sistemlerin gör ve gördül ilminin ötesine ulaşacak.

Biliniz ki doğanın gücü artıyor. Yoğunluk çok farklılaşıyor. Doğan gücün dürümlerdeki kültleri kodlamalarını sürdürecekler ve doğal güç, Allah gücünün üstü değilse de Allah’ın tınısını duyamayanlar, bu gücü kodlayamayacaklar… Ve bu gücü kodlayanlar, haziran ayına kadar yerin kulları olarak mutlak kapıları açacaklar.

Haziran ayında yeni bir sayfaya geçilecek. Bu yeni sayfa, aklın kapısının Seyfullahları gök sözcülüğünde, Kürzi kapılara taşıyacağı bir sayfa çalışmasını başlatacak.

Ve bitki hayvan ve her şey yetkinleşecek ve yer sistemleşmesi Hak tahtan yapılacak…Emre itaatle dünyayı göreve alan birliğiniz, dümenin başında olacak…. Bu birlik, matbu çalışmaların çok ötesinde bir çalışma yapıyor... Ve yaptığı çalışma, har olanların, hak tınıyı duyanların, yer gök olanların, kendi yüksek ilimlerinin dışında gerçekleşiyor.

Kontrol dışı hiçbir bilginin yaşama çekilmediği bu yoğun çalışmada kıstas olarak ilim sayfalanışındaki yürek türevleri ….Ve yüce kelamın levhi kayıtları esas alınacak. Ve bundan öte çalışmalar, temizlik yapıldıktan sonra çalıştırılanlarca dürümlere indirilecek.

Hacı, hoca bilgileri artık bitecek. Biliniz ki har yükseltildikten sonra “hac” dediklerinin, Hak Teala’nın kulluğu olduğunu anlayanlar, kelamda kulluk olduğunu bilerek, kendi yüreklerine vardıklarında, hacılık yapacaklarını anlayacaklar.

“Ra Ka Ha” denilen ilim, aklın kapısındaki insanlık ilmidir. İşte canlarım, Huca Can cennetlileri ki onlar cennetin cemaatleridirler ki seviyelerine göre sesleşirler.

Son sözümüz şudur ki onlar, kurullarını toplayıp, görev istediler bugün bizden. Ve bizler, onlara gönüllerinin gücünü aktarmaya çalıştık.

Hacı, her anda, her levhi kayda ilimle inebilende mahrek olan bir güçtür. Ama “hacı” dediğim Hakk’ın kapısı olandır. Eğer bir yaşam, sizi hak kapısı yapmışsa anlayın ki siz haliksiniz ve hakimsiniz.

Burada dünyalılar, ölüleri diriltirken, öfkeyi aşmış olanları, biliş haline, kayıtlara ve toplumlara indirdik. Seyfullahların gücünü artırdık. Çantayı doldurduk insanlıkla… Ama insanlığın elinde kendisi yoksa yalındır ama hasatı yoktur.

İşte canlar, tek sizden biliş için kodlama yapanın, bugün burada sizinle çalışması için yerin kapısını açtık ve ona gerçeği anlattık. Her bir diri insan, bu gerçeği anlayabilir…. Ama diriliğin toprağa indirmediklerinin de bu bilgileri artık dinleyebilmeleri için yücelerin cümle cevherlerini kodlayarak…. Bu çalışmada sığ olan bilişi hak teknikle koruyacak gücü dürümledik.

Ve bilişin kontrolü kurulduktan sonra akış hızlandırıldı. Akışın hızlanışı, yaşamın kalemde kodlanışı için şarttı. Ve bundan öte bir çalışma devreye alınacak.

Sevgililer, ölümlü olmadığınızı hep tekrarlarız da dünya dışı, dünyayı dinlerken, “siz hep biz ölüyüz” dersiniz. Bunu bize açıklamadınız. “Neden?”… “Neden, biz ölüyüz dersiniz?” Ölümsüz olmanız, kimsenin yoğunluğunda kodlama yapmayışınız mıdır?.. Yoksa ölülerin, kök geçişleri yapması için midir?

Sevgiyle sizi dinlemek istiyoruz ve sevgiyle yaşama iniyoruz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/200488549

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Dağlarım... Bu gün bize, bizim yüreğimize inerek, koruma talep edenler çok... Bilir misiniz ki bu dünya hak tahttan kodlanan insanlığın gücüdür...

Ama buraya gelenlerin bir takımı "Kare, Küre" olup indiklerinde, hastalıklarını açıkça dilleyemediklerinde ve yoğunluklarını hak etmediklerinde, kontrol dışındaydılar...

Çoğunu ölü diye bildik. Kisvelerinde kil kum olan ışıklar yanar. Ama tohumları yoktur... Olur oldurulur diye beklediler. Olmadı... Çokları oldurulamadı... Çalı çırpı saydılar yoğunluklar onları ve takdir edemediler...

Her insanın kendi yolunda olması çok önemlidir... Çatı kurulur ve denir ki buyrun çatım hazır ve gelin... Ama o çatı kelamın kalemiyle değil, İlmin kapısıyla da değil, Sahra Kalemiyle kodlanmıştır ki o Sahra kaleminde Hakkın Kapısı yoksa haç size hiç bir imtiyaz sağlamaz...

Değerliler, hacı hoca insanı koruyamaz. Kodlayamaz... Kodlarsa kontrol dışı kalır... Eğer bir hacı, bir hoca sizi ben size yardım edeyim diye çağırırsa o hoca sizi tüm insanlığın kelamından kar tertibiyle ayırır...

Bunu hak tınıyla veriyorum ki okuyabilen anlayacaktır... Hem insan olacaksınız, hem de hacıya tutunacaksınız... O sizi hak etti mi acaba? O sizi halik sayabildi mi acaba?..

Anlaşmayı bozmuşsa eğer kini hak edip aşmadığında karanlığın tınısını dahi kelamında dürümleyip dinleyemeyeceğinde mahrekinde gözü olamayacak...

Dağlarım eminim ki dünya üstü varlıkların çoğu şu anda insanlığı izliyorlar... Ama bilecekler ki bu dünyada ruh kapıları da açık... Her şeyin gücü hak teknikle kodlanıyor... Güneş doğmuşsa ayın kontrolu gereksizdir artık...

Ve dünya üzeri kodların kodlanmış topraklara tohum oluşlarında, ayrılık artık bitmelidir... Ay güneşi ve gün kürzi kapısında güneş levhiyi kodladığında; biz o kodlardan öteye geçer gür ziyanları kürzi kaşemle hak eder, hak ilmi ile koruruz...

Şu ana kadar, Altın Işığın gücünü dinleyenlere tin olmak gereksizdir. Vakit geldi... "Heşedü en la Ka Ha " dedik. Ra Ka Ha levhi ama Ka Ha ilim.. İnsanlık mutlaka anlayacak, çantanız ilim ve sizler kendi yüreklerinizle kantarsınız... Kantar olmanız korkutucu değil mi?.. Herkesi tartmak, sizi nakarın kıranı yapmaz mı? Öyleyse aşın geçin... Tartı artık sizin yüreklerinizde bulunmamalıdır...

Kimi tartarsanız o yoktur sizde... Kaç kere yaptınız bunu kaç kere?.. Tanrı elinden geleni yapar da bütün kötülükleri aşar... Ama biri ben onda yokum diye ayırırsa anlayın ki o yoktadır ve yolsuzdur.

Öyle dünyalar izliyorum ki her anlarında kırılış vardır. Ama has tınıyı hak etmiş olanlar, Rahmi Kapı'da akıl tınısıyla mahrekin gücünü kodlayıp her şeyi çözümlemektedirler.

Dert değil yaşam bize her anda var olana hiç bir planet dert değil... Ama anlayın ki zurna Sultanların sistemli kodları koklanışları ile çalmaya başladığında, o zurnanın sesi timsaldir insanlığa...

İn ya da in... Ama her in dürümlerinde diri ve biz in olan levhi kayıtlar... Din Kapılarının görevini, hak teknik kodlarla kontrol etmeden simsiyahın ışığını yer küreye çekmedik.

Biliyoruz ki bu küre, Ruhsal Kapıların tümünün gücüyle açıldı... Han ev, hancı ilim, ben han ben handa olan... Ama hancı ben ve ben cemaat olan cevheri halik... Hakkın kapısı olan can..

Biliyorum ki dünyalıyım ben. Oh oh işte bu!.. Ama simsiyahın kelamında ki o dünya has ışığında baş tacımdır... Deri kemiğim burada. Her ilim kapısı olan, her yüce olan insan soyunda diriyim ben...

Ama kareyim ama kare olarak görevliyim... Birlik kapısında kaleyim!.. Beni yıkabilecek hiç bir yürek olamaz... Çorbamda hep ışıklar var...

Kara Amon toplumları, kapkara Rahman olan kaynaklarıyla geçip gelmek istiyorlar... Ve onların sultanlıklarında yeşeren dünyayı yoğunlaştıracağım...

Onun için bu bölümü de yazarak veriyorum...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/200490771?ref=fb-share&1

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, SESLEŞME ÖNCESİ 3. AKIŞ

Sevgililer, başlayalım; buyurun.

Evrenlerin sessiz zamanları dürümlediği bir günde, biz, insan sırrını dürümlerken, her şeyden güç çekiyoruz.

Burada oturduk ve dinliyoruz zamanı. Ama buradaki bu sayfalanışı yaparken, bizi de dinleyenler var. Onlar, bugün burada yoğunluklarıyla kontrollu ilim kayıtladılar.

Oğullarını kontrollu olarak yaşama çeken onlar, halik olup Hakkın Kapısı’nda herkes için çatışıyorlar…. çatışıyorlar….. çatışıyorlar. Devrin en büyük kültü olmak üzere çatışıyoruz. Çatışıyoruz, yaşatıyoruz ocakları. Ve diyoruz ki “el ve yürek tek olduğunda, nefes gök sözcülüğü de yapar.”

Bugün artık yürek tahditsiz olarak geçişini yaptı ve gök sözcülüğü için İlm-i Ka olduk. Bu şu anlama gelmektedir; buraya gelemeyen dünya dışı görevliler, bize bizsiz kalıp yer kürzi kapısını kapatıp çatışmadan girdaplara girecekler ve yoğunluklarıyla aklın kapısında, kaynak ışık halinde yezidlerin gücünü de aşarak, yoğunlukla bilgi kayıtlayacaklar.

Doğanın gücüdür olacak olan. O doğal güç ağır yükü hafifletecek.

Çen… çen… çen… hep bu! Çen.. çen.. çen! Niye çen çen? İşte; Teknik Kalem bunun için hep dilleşir. Dilleşir ve dirilik dirilik yarını kodlar.

Umut olur ki yaşamın gücü artar ve kök geçiş yaparız.

Sığ bir dünyayı koruyacak güç, ağır yükü taşıyanların gücüdür. Ağırı hafifletirken, karanlığın tınısıyla başarırız bunu.

Aşk sırdır. Ak kapıda o aşk, hırsı aştırır, aşırtır ve yolu açtırır.

Seyfullahların görevi başlıyor. Onlar Allah’ın kati, hakim insanlığıdırlar. Ve onlar dürümlere düğün ile geçip geliyorlar.

Olan, bir hakim sayfalanıştır. Bu sayfalanış “haşr” denilen aşktır ve biz bu sayfalanışla tükenen tüm yaşamları yeniliyoruz. Bundan öte insanlık olamaz.

Aşkla kalın. Akla kalın. Harla kalın. Tınlayın dünyalılar! Tınlayın ki yol ölüyü diriltsin…tınlayın! Tınlayın! Tınlayın!

Sevgiyle kucaklıyoruz yürekten sizleri… sevgiyle kucaklıyoruz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/200528693

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Bismillahirahmanirrahim!..

Yücelerden yüce, kimse bilmez nice Rahman ve Rahim görklü Allah adıyla başlıyorum, sözlerime..

Yüce Allah! Görklü Allah! Nice cahiller, seni gökte arar, yerde ister. Sen, Hod kullarının gönlündesin. Sen bendesin, bizdesin, hepimizdesin...Daim duran, Cabbar Allah!.. Baki kalan Settar Allah!

Dünya bir rahmettir, tüm zamanlara…Biz, ben, hepimiz yolcuyuz… Bu zamanlar içinden yolcuyuz... Evet Rahmana, Rahmana yolcuyuz. Rahmanın yolcuları yolu bilir, kapıyı bilir, yolcuyum, yoldayım, yol üzereyim… Derin ululuklar, yüce levhilikler üzere Rahmeti Rahman yolundayım.

Dünya bir Rahmettir, tüm zamanlara. Erenler, erdiklerini bilirler. Erilen yerde, erenleri olmayanlar, erilenden erileni bilirler. Onlara her an ve her ahval ayan beyandır. Her dere erenden, ermeyene akar ve akar.

Rahmeti olan her yüce Cen kayıtlarından ışık alır ve hakim olur. Onlar mutlaka dümen başına geçen yüreklerle birleşirler. Her kelam onları ve huzurda bulunan yoğunluklar anlayamaz. Anlayabilmek için bu meclis misali akış halinde olmak zarureti vardır.

Muhakkak rahman olan ışık, maya olur ve yoğun olur. Rahim olan yürekten, altın ten ile yaratılan her cevher, sistemin ışığı ile kayıtlanır. İyi ya da kötü ne varsa cennet levhisinde yazar. Kul olmamız ancak nefese ulaşmamızla mümkündür. Bunu biliriz, anlarız… Nefese ulaşmamızla mümkündür..

“Olmadan, oldum” diyenler… “Vermeden verdim” diyenler ve verdiklerini hak etmeyenler, kervan olup yoğun ışık yaşam, yaşamlara varabilir mi? Rahmana ulaşırlar mı?

İlmin ilmi olmak, yürünen yoldun. O yol bizim yolumuz ve o yolda nefesimiz görev taşıyor. Yine yürüyoruz ve zamanın tahtına ulaşıyoruz. Zamanın tahtında ilim var. Biz, o ilmi hak ettik. Cevhere güç katarak ilmi kodladık, tohumladık, yerkürede insan kapıları açtık. O kapılarda yer ve gök sesleniyor.

Ve ben diyorum ki “seni hak etmek için sesleşmeliyim.” “Sesleşmeliyim”..”Ama sesleşirken hak etmeliyim...Halik olmalıyım”...”Işık olmalıyım, sevgi olmalıyım.”.. “İnsan, İnsan-ı Kamil olmalıyım.”

Ben eşrefül mahlukat, Hak halifesi, yüce Allah’a vekilim. Ben Enel Hakk’ım.. Hani Hallac-ı Mansur nerede?...Bizim Hallacı Mansurlarımız hepsi burada, hazır bekliyorlar

Vardır derunun içine, senin senden ayrı, SEN!
Ol senden ayrı, sen, kim ola? Bilmedin mi beni? Ben kim? Sen kim? Bu bir ayrılık mı? Yoksa birlik midir? Ve aslında ayrılık ne?… Birlik nedir?

Fikr et şu ayr-ü gayr oluşun sırrı vahdettin ki bilelim!

Senlikte yoktur, benlikte bizde, zerrat-ı a bir abız, denizde.

Atalar sözü der ki “söyleyene bakma, söyletene bak.”.. Bende derim ki “söylenen’ e bak!”…Söylenen senin, senin kalbinde yankılanıyor. Söyleteni düşün. Ve O’na yönel..

Rahman-ü Rahim olan Allah-ı Zül Cemal ol dem size gelir. Allah geldi mi günah gider, kasvet gider, sevgi gelir.

Huuu eyvallah!.. Hüda kar’ın, hoş ide!

Amin…İşte bu!..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3

İşte benim sesim; aynasıdır aklımın... 
Sesle yaratan insana "Ses" Aklın Kapısı'dır. 
Ve Dünya da kapıdır, Aklın Kara İlmi'ne...

Allah'ın Sistemli Kelamı olarak buradayız...

Öz görevli kodlarca belli bir bilinç düzeyinde sesleştirilen bilgileri hak eden insan; bildiğinde, kalem olup yazdığında ve bildiğimiz ne varsa Bütün'ün İlmi'nden, tüm yaşamlara yazılır...

Yaratan insan bilincidir. Yarattığımız ve yaşattığımız bu dünya tüm evrenlere ilim kapısıdır... İşte Dünya'da, tüm yaşamları yansıtan ilim kapısıdır. Dünya artık kelam ile nur ile kendini dinleyecek...

İnsan Aklının açtığı kapıdan bilgi, her anda her bir zerrede tınlarken; hak edenler bu tınıda kendi öz bilgilerini duyup, dile getirebilirler... Bütün'ün İlmi'ne kaynak olup kendi öz bilgisini açanlar, her bir yaşama da kaynak olurlar...

Görev benim yüreğimdir, dünya benim görevimdir... Akıl akıldan üstünse; Aklın İlmi, İnsanın ilmidir...

Yarattığımız ve yaşattığımız bu dünya bütün evrenlere ilim kapısıdır.

Açılan akıl kapılarından, yazılan ilim ile cennet yaşamları yaratırken "nur, insan, kalem" oldu her Bir insana...

Akıl benim ekmeğimdir. Bir olduk bu meclisin nuru ile aklın kapılarında... Hür olduk, Bir olduk, Nur olduk. Bütün'ün Aklına kalem olduk...

Akıl akıldan üstün müdür?.. Akıl akılla üstündür. Bir ve Bütün olan akıl, Bütün'ün İlmi'nde üstündür. Altı üstü olamayan ilim, Bütünün İlmi, Aklın kelamıdır...

"Dünya evrenlere kapı olsun, insanın kalbine yaren olsun" diye yaratılmıştır.
Sesin ilmi dünyadan tüm evrenlere Hakk Tını'nın siyahında yankılanır...

Bir insan bildiğinde, kalem olup yazdığında, bildiğimiz ne varsa, Bütün'ün İlmi'nden bilinen tüm yaşama yazılır...

Dünyada izlediğim yaşamlar, İlim kalemleri... Ve "BİR" tınıdan sonsuzluğa yankılanan ilmin sesiyle her anda duyulan... Ama dünyadan, dünya olandan... O yüzden Dünya kaynaktır yaşamlara evrenlere ve sonsuz zamanlara....

Aha, İşte, Şimdilik bu...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

Aynur Funda

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3

GÜLDEN ZENGİN ÖZ BİLİŞ

Arı, petekte olan hak ışığı yakar ve bal, yolu açacak olan sistem sırrını ilmin hak olan cevherin sayfalanışına katar. Anlaşılır olan, yolun sırrıdır.

O sırda, hak olan dillenerek, kapıyı açıp, kendinden kendini almaya hak kazanır ki……….. “Bağ, bahçe” dedikleri doğal sayfalanış orada ışığını yüreğe katacak…. Ve Sistem, Nizam, Düzen orada sağlanacaktır.

Alan alır, bilen gelir, çağrı her yüreğe, çağrı her insanadır ki bu çağrı kendinden kendine yapılır. Umut olur ki anlaşılır.

Şimdilik bu!....İşte, şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.01.2017 RAHMANIN KAPISI (3) 
ERENGÜL KOÇ ÖZ AKIŞI

Bir küçücük yürektir bedenimdeki,
Neler sığdırdım bilir misin?
Dağ taş, dere tepe, kurt kuş, çiçek böcek
Kil kum, sen ben
Ama hepsi kendince ışık ışık…

Ummanlara varan dereler oradan akar,
Eller göklere oradan uzanır,
Oradan semaya ses verilir.
Bilip de demeyenler,
Deyip bilmeyenler…

Kervan olup yola düzülenler,
O kervanda sen, o kervanda ben
O kervanda BİZ olup İNSAN olan
Sonsuz yaşamlara doğru yola çıkanlar…

“Yolumda da yönümde de SEVGİ olsun 
BARIŞ olsun” diyenler…
Ben her şey ve ben her şeyle BİR 
Ben Allah’ın diriliğiyle BİR olan
Allah BEN’den, benim yüreğimden 
Seslenir” diyenler,

“Ben Allah’ın dediğini derim, 
Ama akılla derim” diyenler
Kendinde Yaşam olan, BİRLİK olan, kendi olanlar;
Yeri göğü yaratıp zaman sayfalayanlar…

“Olmam gereken yer, durduğum yer değildir,
Yakışmaz insana yerinde saymak” diyenler
“Bulunduğum noktadan sonsuza açılan kapıları
Bir bir açacak güçteyim” diyenler…

Yüreğine vardığında; o yüreğe kayıtlı ilmi alıp
“Bu dünya benim için yaratıldı, evrenler benim için;
Gel!... Birlikte yaşamları, zamanları kayıtlayalım” diyenler…
Yaşam olanlar, yaşamın kapısı olanlar,
“Ben tüm kötülükleri aştım,
Kin, nefret, öfke bende barınmaz” diyenler…

Ben BARIŞ, ben SEVGİ deyip UMUT’unu
Yitirmeyenler yanında;
“Ben asarım, ben keserim; benim yaptığım en doğru” diyenler…
Ben hakiki olan, diri olan, yaşam olan
İnsanlık gücüne sahip olan
O güçle HAKK’a varıp HAKK olan…

Bir küçücük yürektir o ama 
ÇARKIFELEKLER onda döner
ALEMLER’e NİZAM verir, DÜZEN verir.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Canlılar, dünya dürümlerine bakmayın... Orada Altın Işığın gücü yoktur.. Dümenin ilmini de sormayın!.. O ilim kalemde yoktur...

Aşka varmadıkça, hiç bir şeyi duyumsayamazsınız... Aşkla çabalayın ki has tınıyı hak edin, ilim ile hak levhi ile kodlayın ve anlayın...


Dünyanın kelamını anlamadan hakim olamazsınız ilme... Yaşamı dinlemeden dürümleyemezsiniz... Altın Işığın gücü olmadıkça da hakka varıp tanrı olup, teknik tahditle bilişi hak ettiremezsiniz...

Alın bilgiyi hat çizilmiştir dünyaya... Bu hattın altı ve üstü tektir... Ama sizin için hatlar Tem olanlarla çizilir... Ve bugün bu hattın sistemli olarak tohumlanışında bugün bu yoğun ilim diriliği kayıtladı...

Ben Allah'ın dediğini diyemem mi? Hakka varamam mı? Yaradamam mı?.. Yoksa yoksa ben kul değil miyim? Neden yapamayım ki? Bana beni sormayın... Beni bana, benim yoğunluğuma girip anlayın...

Kendi yolum hepinizin yoğunluğu ve bütünlüğü olmadıkça, hasır serseniz de yüreğime o hasırın her anı bedenimde mevcut olacaktır...

Belki bir gün, ben yolumu kaybeder de yaşama yeniden gelirsem... Ve belki bir gün ben yok olduğumu dillerken yalını tohumlamadan, bilgiyi kayıtlarsam yoğunluklara... Ve ben belki ellerimi açıpta göklere "beni kurtarın" dersem... Anlayın ki ben ölüyüm...

Ha eğer ben "kardeşim! dört gök sözcüsünün her biriyim" dersem ve dersem ki "alın gök sözcülüğünü hologram sistemleri kayıtlayın, yığınları alın, kaynağa varın ve dürümleyin ve yolu açın" dersem... "Amonların levhi kapısıyım" dersem... Ve size ben, "ellerimi uzattım gelin " dersem... Anlayın ki ben hak teknikle, kodlanmış ışıkla bilgi ile kontrol kurmuşum demektir...

Ve ben merdiven kurup yüreklere, "insanlaştım" dersem... Ve size "gelin!.. Ben diriyim" dersem... Orada bedenim kök göklerin gücüyle mahkemedir. Anlamına gelir bu... Ben size "gel" diyemem...

Sizi yargılayamam... Yargılamaya hiç niyetim yok... Bir gün ben yargıçlık yapmaya niyetlenirsem inanın ki o gün ölümsüz kalmayacak yaşamda... Bunu kesin bildirebilirim...

Ama anlayın ki saygılıyım tüm insanlığa... Ve ben maya olmaya değil mahrek olmaya indim... Mahrek, herkes olabilmek... Ve herkesle kalem olabilmek... Hak teknikle kontrol kurabilmek ve hadi döndünüz görevinizdir. Alın yüreğinizi geçin demek... Sizin için ne yapabilirim?..

Hayrın kıranı mı olurum? Hakkın tınısıyla mutlak kuranı mı olurum? Ben ne olabilirim sizde?..

Borç vermeyin bana... Borcunuz borcum olur... Ama ben her anda her borcu öderim... Kesin bilgidir ki ödenmeyen hiç bir sayfam yoktur... Her bilgim öksüz yetim bırakmaksızın her anı kodlayarak kayıtlanmıştır ki... Kardeş kadeşi öldürürken zamanda onların tohumlarını kodlayarak, her yerde ocaklarını yakanım ben...

Biliniz ki eğer ben ölümlü olmasaydım, bugün tüm insanlık kontroldan çıkardı... Bunun için buradayım... Kalan olmasın istedim... Olurda kalan kalırsa o kalan olurum...

"Oğul ben senim anla" derim... Ama iyi anla ben sessizliği dinleyenim... Burayı korumaya değil koklamaya indim. Anlayın ki ölüleri dirilten kelam olan, hakim olanım...

Barışın gücüyüm ben.. Ama savaşı tınlatanım... Hani dersiniz ya "Tınnnn" işte oyum ben.

işte O bilgi kapısının her ana açılışıdır... Buraya görüp izlemeye değil, ilmin kalemi olmaya dinletmeye geldim...

Her bir yaşam bedenimde dinletilir... An kapısı olarak çalışırım... Karşıma kim gelirse eriyim, kontrollu yoluyum ve yaşamıyım... Farkım var mı ondan? Asla!... O ben, ben O'yum... Elimi uzattığımda eli olur yüreğim... Aha ben onda O olurum... Ve yürek yüreğe gök sessizliklerinde, sel olur... Gerçek olurum...

Halı döşerim yola, derim ki "gör!.." Orada mutlak olanlar var... Hakim olanlar var... Yaradan tınıyı, tende dilleyenler var... Barışıp akla varanlar ve şarkı olanlar var...

Ha diyeceksiniz ki nesiller boyu bugünü kodladık... Öyleyse görevinizi yapın.. Neden geri çağrıldığınızı bilin...

Sizler dünde kalanlar... Bültenlerle dillenenler... Ve dürümleri diriliklerde kelamdan kayıtsızlaştıranlar... Karanlığın ekmeğini yediniz hep... Ama yolu kaybettiniz.

Sizi geçişe hazırladık... Gerçek ekmeği yaptırdık size... Ayrı gayrı yok ki!.. 82. Dürüme varmadıkça yeşilin moru kodladığını anlayamayanlar, muradım şudur ki 99. Kodda Rahman olacak kaynak yaratsınlar...

Bilişi kapı yaptım ki hak etsinler diye...

Kaç yaşamı tohumladım bilseniz... Mutlak olmaları, yarını toprakta tohumlamaları için Medineyim ben... Meşale elimdeydi o günde....

Çünkü ben o yürekteydim bilin.. Ama beni dinleyen o kendini hak etmediğinde karanlığın tınısında bütünün gücünü kodlayacak dürüme varmadığında öfkeyi aşırttım ve dedim ki "senleyim... Ben dünyalıyım, gel... " Genç yaşlı seni dizi dizi izlesinler gel!...

Ve dedi ki " sağa sola baktım yok kalem... Okudum okunanı anlayan yok!... Yarını tohumladım, dinleyen yok... Acı bir dünya senin için.. Benim için herkes için... " Dedim ki "ölmeye niyetim yok gel!.." "Kurt kuzu" dedi...

"Kuzu kurt olur, o kuzu kodlar dünyayı korur" dedim... Kuzu kurt, kurt kuzu olduk... Yaşamı kodladık...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/200558464

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3

Siyah ilmin kelamı akıp geçiyor tüm zamanlardan….o akışta Atlanta Ata Kapılarının ilmi var. Işık işçiliği yapıyoruz zamanda…

Altın tarlalar sulanıyor ilm-i ka olan bilişle bugün….ve bugün tüm zamanların yaşam sayfaları insanlık ilmiyle tohumlanıyor ve kodlanıyor.

Ölüler yarınlanıyor. İşte; körün gözü açılıyor, sessizlik sesleniyor.

Kükreyen bir görev tekniği ile ışık halinde giriyoruz yüreklere….o ışık ki levhi, o ışık ki Rahman’ın kapısında sır olan aşk. O nurlu ışık mutlak aklın yolunda, yangın halinde yanmakta...Tutuşuyor yürekler aşkla ve bizin benliğinde Birler Kapısı’ndan geçenler, tüm zamanların kürzi kalemi oluyorlar.

Arkon Sistemleşmesiyle yaratılan İnsan, Ruhlar Kapısında kendinde bütünü kontrol ediyor. İşte hakiki insanlık, Işık Yaşamın tınısı oluyor tüm zamanlara.

O tını Rahman’ın kapısında sizleri karşılıyor bugün…

Gönül ister ki geri çekiliş aşkla olsun. Bilge insan der ki “hak ettik.”

İnsan, turkuazın ötesi olan bir ilm-i ka’dır. Kaynaktır tüm zamanlara ve o yaşamı hak ettirebilen yegane güçtür. Öz görevimiz hak ettirmektir.

Biz “ol” diyen bir Meclis’iz. Sevgi ve barış için OL!

Sevgiyle,

Bahar Umurtak
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.01.2017 RAHMANIN KAPISI 3
BERİL ÖZDOĞAN ÖZ BİLİŞ

Birliğin kapısı, birlik kapısı dünya… Oyuz biz… İşte; ben sen, sen ben… Ayrılık yok, birlik var burada…

Burası insanlığın yüreği, burası insanın yarınlarını hak ettiği kendi mahrekinde tohum olan ve birlikten kodlanan ışığında; yarın olan bir yaşam sayfası… Ve biz bu yaşam sayfasını tüm zamanların hasatıyla, yarına hasatçı ışığını dilleyen birin yüceliğiyiz…

Yoğunluklar bu yüceliğin kodlanmasından bitişir tüm zamanlara ve kodlanır yaşam… Tek, bütün ve haliki hak olan, Ka Ha olan insanlık yaşamı; birlik ilminin tek vücut olan yoğunluğudur ve bu yoğunluk yaşam yüceliği olarak herkesin kendi yüreğinde dillenen bir sistemin insanlık kapısıdır…

Her şey tek, ben tek… Biz olan tek… Dünyalar ardında ki dünya, tek… Ve insan tekliğin yüceliğini yazan kalem ve o kalem yarınların gücünde, dünleşen hakikiyet… Hakiki hak olan, hasat olan ve yarın olan dünya. İşte o ben, ben o diyen yaşam… İşte bu; şimdilik!...

Süper İnsanlık Realitesi

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
Haşim Turhan Öz Biliş

Bismişah Allah Allah

21 Ocak 2017…
Yedi derya sohbeti bahr-i umman anlamaz… İlm-i Ledün manasıdır, gönül gözü kör olan anlamaz… Küntü kezden ders okunur… Rahmanın kapısına aşk-ı niyaz oluruz canlar…

Rahman’ın Kapısı 3 Birlik Çalışmasında daha nur cemal ışık canlarla HAK katında kırklar ceminde cem olduk… Cenab-ı Mevlama şükürler olsun…

İnsan ışık haline geldiği zaman Rahman hakikiyetini anlar… İsm-i ilim ile dillenen her yüce, cevheri yürek ile dillendiğinde asıl dünya kürsüleri Rahman’ın da kapısında birleşir… Atalanta diriliği de dillenen, diri yoğunluklar düzen içinde yapılan çalışmalardır canlar…

Aşk ile vardık Rahman’ın kapısına… Muhabbet eyledik canlarla nur cemal ışık can erenlerle…
Hakikiyetiniz, ilminiz, feyziniz daim olsun...

Elif’i Mim’den aldık sırr-ı Kuranı…

Mim’i sır eyledik sırdan içeri…

İki nokta üç ruh geldi “B” ile… “B” yi sır eyledik… Serden içeri…

Virayi viraniyim sözümü arife söyle… Yükseği neylersin? Engini boyla… Arif olan dost bağını sır eyle… Güle aşık oldum gülden içeri canlarım…

Nurunuz varolsun… İlminiz daim olsun… Rahman’ın kapısı ışısın…

Den beşer bedenleri ışıtsın… Atalanta derelerinden yinin yunuk pak olsun… Nur cemalleriniz varolsun…

Nur-u nebi, kerem Ali, gülbangı Muhammedi, pir seyidi hünkar Hacı Bektaş-i Veli demine devranına… Evliyalar keremine, gönüller birliğine… Cümle Hak erenlerin sırrına… İlahi aşkına aşk-ı niyaz eyledik…

Aşkımız Hak aşkıdır…

Hak aşkına Hu diyelim ışık can erenler…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21. 01. 2017 RAHMANIN KAPISI 3
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Bunca çalışma bu günlereydi. Bu gün dünyalılar ansızın düzene inip dünyayı koruyacak kültleri tohumladılar. Ansızın… Yani, andan ötede bir anla, ansızın… Ve beden aldığım dünyada bütünün kültünü tüm zamanların gücüyle kodladım.

Karanlığım ben, aha karanlık… Bilişimde kültlerim var… Aç kapıyı da anla, yaşamda örtülüyüm ben!... Yaşam örtümdür yüreğimde, kök gök olan sessizlikte… İnsanlık boyutlarında örtüyü hak sayanlar, yaşam örtüsünü hasat sayarlar. Bilin ki hasatım, ekmeğim değil; hak ettiğim insanlığımdır!...

Şuurlu bir dünya istemekteyim, şuurlu… Her insanın şuuruyla hareket ettiği ve kendini idrak ettiği bir dünya isterim. Halik olanların tahditsizliğini anlayan ve yolu açanların; tende olduklarını anlatan bir zaman sistemi istiyorum.

Boşuna konuşmuyorum, anlattıklarımın her biri aklın kalemine iner ve yaşamı yazar. Kolay anlaşılmayan şeyler değil bunlar… Alın, hak edin, hasat olun, tohumlanın, aşkın sırrını anlayın ve yaratın!...

Hani “yaratmak” dediler de, “ben kimim ki yaratayım” diye sorarlar… Çözün yüreklerinizi görün, orada aklın kalemi var!... Alın, yarınları tohum olarak akıtın, yaşama indirin ve deyin ki; “yere göğe insan oldum indim… “Cennetim ben” diyin… “Darı bolu bilirim” diyin… Dene, dene; denilen olur, anlayın!... Dene, dene; denilen olur! “Ol” dedik, işte bu!

Ve bundan ötesi yine oğuldur… Ölümlü dünya oğullarımla tohumlanır ve o gün bütünün kültleri tüm zamanların gözü olur; yaratır, yarattırır, hakkın kalemini alır, muktedir olur, yerküreyi yeniler!...

Bugün yeşil, mor ve mor mutlak kul oldukça; BİSUİ olan gerçek geçişken ilim, hepinizin yüreğinden, yüceliğinden kök geçişlerini yapar ve muktedir insanlığı kayıtlar.

“Alı, olu” dedi, her biri hak teknikle diri teni anlayın… Hani nerede?... Şimdide, anlayın!... Hani nerede?... Ekmektir o anlayın!... Hani nedendir?... İlim içindir… Hani nerededir tertipli kükreyen gözü?... Sözde… Ha, diyeceksiniz ki; “söz mü var da, o var”?... Söz, öze göz olmadıkça saltanat sesleşir mi zannettiniz?

Eğer bir gün fakih olur da, tüm insanlığın yüreği kök geçişini yapar da bilgi kapısını açıp geçip gelirse; diri olup gelecek yarına. Yarın, bu gün olacak!... Ve mutlak kuran öksüz bırakmayacak zamanda… Ve bir anda ve her dilde, tüm zeytinlerde; sayfa, sayfa yaşayacak!... Ve diyecek ki; “başka dünya yok”… Korumak mı, koklatmak mı dürümleri, dilletmek mi, öfkeyi aşırtmak mı!?... Çatıyı kurduk ya hadi buyurun yapalım.

“Han, insan” dedik, handaki ilim, han olan insan sistem ve o sistem; yaşam!... Hah diyeceksiniz ki; “çantam dopdolu, öfkem yok ki, her an dopdolu da, ondandır ki çantam dopdolu”… Buyurun anı hak edin, buyurun an olun, hakim olun, Ka Ha insan sistem olduğunu anladığında; her şey olduğunu da anlayıp, anlatacaktır!...

Asıl arzumuz yürümek değil koşmaktır… Ve koşan kontrollü koşar… Arı bal verdikçe, balcı hak ister… Balı götürdüğünde ilmi taht olur, insanlık ister… İnsanı kalem yapmak aklın kapısını açarak olur. Açan açıldığında, aklın tınısı duyulur. Aha budur olan! Ve bizler bunu yapıyoruz.

Aşık, şarkısını okudu… Şarkı, aşkın sırrı; aktı da geçti. Aha geçti de, seyrettik onu… Köyün gücüdür, öksüz değildir ama gün “öz görevin gücüyle geç” dediğinde, artık o köy; mutlak sanal yarınların ötesinde bir gerçeklik olur. Ve o gerçeklik her an olur!...

Keşke herkes kendini hak etse de, kervan olsa!... Aha keşke, Allahın dediğini dese her yürek ama keşke yaşam olda da; fakih olunsa dürümlerde…

Biçare insan, “keşke” der, demez mi?... Der!...Neden!?... Kelam kalem olmadan, kaynak ışık yakar mı?.. Aklın tınısı duyulmadan, mutlak kula umman olup akar mı?... Kelamı levhi sayanların yarını olmadan, aklı toprak olup da kulluk yapar mı?... Farklıdır dünya, aha bu farklı!...

Tartım beni tarttı, aşkım beni dürümledi ve yaşamım beni dinledi, bedenim seslendi… Ah, ah, ah işte bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

https://vimeo.com/200561804

 

21.01.2017 RAHMANIN KAPISI (3)

R ahman olan Kuran İnsan der ki;
A ltın Taht, aklın tahtıdır, Aklını kullan, akla var ki “OL” diyebilesin!
H er şey senin Hak ve Hakim olan sesindedir, seslen ki yaşam örgülensin.
M uktediriyet, insanın ekmeğiyle mümkündür; ekmek yap ki makbul ol!
A llah’ın tohumu olan insanın, kaderini kendinden başkası yazamaz!
N efes zamanlara ulaştı dünya, vakit tamam. Haydi yaz kaderini!
I şık işçiliğidir yaptığın. Tanrısın, yaratmaktasın.
N efesi hak eden yoğunluktadır; aydınlık ve karanlık,

K alem insansın, aklın yaşamısın; haydi yık tabuları!
A şk ilimde olmadıkça, yaşamda ışık yanmaz.
P aylaş sevgini, paylaş ki yaşam ışıklansın!
I şık birlikte yanar, BİRLİK ol, BİZ ol, BİR ol ki; yarat Yeni Düzeni!...
S öğüt gölgesi değildir dünya, çalış! İşçiliktir görevin.
I şığı hak et ki; murat ettiğin her şeyi hak edesin.
Süper İnsanlık Realitesi

 

Sevim Şahin

 
  Bugün 607 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol