Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (4), 1.AKIŞ 3.BÖLÜM
 

26.EYLÜL.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI OLAN İNSAN (4) 
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 3.BÖLÜM

Elimizin gücü Allah’ın kültü olarak kürzi kapıları kodlarken, her şey yenilenecek… Ve “cennet” dediğiniz o sahralar, Hakk tahtında kelama dönüşecek.

Biz o sahraların gücü olarak bu çalışmayı yapmak üzere torbamızı, tohumlarımızı kodlayarak dünya üresin, yüreği kült olsun diye görev aldık. Ölü planet görev istedi, görev alıp geçtik. Ölü planet mutlak olmak istedi, mutlak kuranları tohumladık, indik. Yerkürenin görevinin güçlenmesi bütünün gücünün kök gerçekliğe dönüşmesi, bizleri görevli sayanların ruhlar kalemi olmaları, mutlak hologramdan aşmalarıylaydı ve bunlar oldu.

‘Kuran insan’ Allah’ın tınısını duyan insandır. İşte; ‘Kuran İnsan’ Allah ilmiyle dillenmeye başladı. Elimiz Allah’ın elidir. “Ol!” dedik oldu. Yolumuz aklın yoludur, hologramı aştık kokladık tüm zamanları; kokladık.

Toprak toplum olduk, tahditledik yüreğimizi, yaşama çektik… Ve bir tek olduk. O bir tek oluş, hakkın kalemi oluştur.

“Ol “diyen ilimle dedikçe olur… Ama ‘ilimsiz ol’, kelamsızlıkta kontrol dışılığı da tohumlar. Bunun içindir ki tövbe etsinler insanlık kapısını bulup da kelam olmaya gelip, kendi lekesizliklerini kervana kalem diye dilleyip, büyük kötülükleri yaşatmak isteyenler… Onlar; hepimizin ruhunu kontrol etmeye kalktıkları zaman kısırlaştırdılar insanlığı.

Tövbe etsinler ki kaynakları kontrol kursun. Ölü planet, bütünün gücüdür; anlattık… Ve öz görevlidir. Bu planeti haketmeyen koruyucu olamayacağında, toprağı, tohumu kontrol edici olmadıkça, teni tahditlenir.

Elimiz, Allah eli’dir. Bilinsin. Yaşamımız, kelamla kodlanır; insanız ve insanlık ilmiyle büyük kötüleri köksüz bıraktık.

İzni insan alır, izni insan diller… Virane olanda insan, kelam olur, el olur, yol olur, insanlık boyutları kul olur. “Ol!” dedik ama tövbe etsinler.

Tövbe etmeyen, yorulur. Tohum olamayacağını anlamalıdır. Tövbe etmeyen kontroldan çıkar, kaydı silinir. Anlayabilmelidir… Hakk olmalıdır. Oğul ben doğanın gücüyüm bilinmeli ki muktedirim… Ama benim Atlanta Ata Kapımda insanlık olmalıdır.

Ocak verdiler yüreğime, “ol” diyeyim diye. Ölü planete “Ol” dediğim zaman, olmaları gerekmeyenler de olur. Buna izin veremem.

Ben bu dünyayı kör diye değil, kök diye dillerim… Ama bu dünya beni hologram saydıkça, ben on dürümden birinde bir tek kelam ederim. Anlatın… Anlatın ki anlasın tüm sahralar.

“Boyu kısadır.” derler. Öyle çok derler ki bunu; “Boyu kısadır.” Kıraç bir sahrada, ölü planette öz görevimle geldiğimde, boyumdan öte boy yoktur… Ama ölü planet öz köklerini güçsüz kıldığında, sofraya ilim oturmadıkça en az bilgiyi veririm.

En az bilgi, en az sahradır. Bunun içindir ki kaynak dışı bilgeler kaynak olduklarında toprağa tohum eksinler diye gerçeği dillerim ama dinlettiğim her bilgi, an sahralarında eski dünyaların ilminin en aşağısında olan İslah kelamı’dır. O islah kelamı, mutlaktır ve tüm sahraları hologram ötesi tohumlamalarla kodlayabilir.

“Koca bir doğa… “ dedim. Elimden, görevimden ötede bir güç var. Bu güç ilmimdir… Ama bu gücü tüm insanlığa verdiğim taktirde, kara ışığın toprak toplumu tohuma kodlamasından çok, olgun başakların kontrolunu sağlayacak dürümü kayda alması gerekir.

Allah, teknik kapıyı açtığındandır ki ölü planet, kontrol dışı bilgilerini tohumlara indirememesi ve yolu kodlayamaması, diriliği hakikiyetten, kayıtlardan ve lekesiz olan nefesten ayrı tutacak.

Boş konuşmam. Bu kesindir. Koruma altına aldıklarım çok mutlular. Kontrol dışı hiçbir bilgi dillemem ama keram kaleminde, KAHA olarak yaptığım her şey, beşere kelam, yolu kodlayana toprak, toplum olana ve Suphaneke kapılarını kaynak olarak dilleyenlere, siyahtır. O siyahı anlamayan, yeri anlayamaz, yaşamı hakedemez, ruhunda kontrol kurulamaz.

Olgun başakların insanlık ilmiyle dillenmeleri için her şeyi yaptık. Bundan daha öte hiçbir şey yoktur.

Sura üfüren insan, mutlaktır… Lokomotiftir tüm insanlığa ama onu anlamak, onunla kontrol kurmak ve onda kodlanmak herkesin geçişi için gereklidir.

Evimin ilmidir dünya… Ama yolumda kodlama yoksa bütünün gücü herkesin kürzi kapısı olmalıdır.

Kaçmak ya da kaçmamak?! Hani neredeyiz ki kaçalım, kaçmayalım?

“Elim, Allah’ın elidir.” derken, insanlık boyutları anlasın ki bugün buradayım. Hepinizde ve her sistemdeyim. Allah’ın etken ve hakim kelamını kodluyorum. Ruhumda mutluluk var.

Başka bir zaman ve başka bir sahra; bu bende ölülüktür. Ben; her an olanın, tüm sahralarda olanın, şevki şavkı halikiyet olanın, başkası yoktur ki! Koca bir doğa ve ruh… “Ol” dedik. İşte bu. İş budur.

https://youtu.be/ErT6qgZr7ZM

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 97 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol