Birlik İlmi
  KARANLIĞIN IŞIĞI (8), 1.AKIŞ 2.BÖLÜM
 

24.EKİM.2018 TARİHLİ KARANLIĞIN IŞIĞI (8)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Unutulan ne varsa, Bu Meclis, hepsini hatırlayacak ve yolları kodlayacak, bir yoğunluktur. Ve dünya planeti için bu çok önemlidir. Eğer bugün, burada bu çalışma da bizlerde olabilseydik merdivenin en güçlü ışımasında, bizlerinde hakikiyetimizin bulunmasından doğan bir haldir, bu.

Saltanat, hep insanı diller. Bugünde insanı dillemeye geldik ve cennetin kelamı olarak ve hakikiyette teknik kuranı olarak. Saltanat, size kendi yoğunluğunuzdan geldi ki bu yoğunluk, bütüne hizmet için, gerek insanlık için, gerek ilmin kalemi için, mutlaka zorunlu olan, bir yaşam sahrasıdır.

Dert mi insan? Aşksa insan, dert olmaz ama akıl tahtında değilse, derttir. Eğer insan yaratmışsa sahraları, kendini hak etmiştir ve kendiyle kodlanmıştır.

Unutmayınız ki dağların, ilmi vardır ve bizlerinde o ilimle, kodlanmış olan, sahralarımız vardır. Ve sizin ilminizle bilişi kodlarken bizlerin kalem olan o sahralarımızda, sizinle mutlak kuran olabilecek dürüme ulaşabilir.

Ve bu çalışmada, bizimde güç kodumuz bulunabilir. Size, geçiş nedenimiz budur. İmparatorluk güçleri olan, bu çalışma yaprak, yaprak okutulduğunda, herkes herkesi, hak edecektir. İlmin kapısı, insanlıktır ama insanlığın hakikiyeti de imparatorluğun kelamıdır.

Eğer kelam kalemdeyse, yasalar kapsamında insan, hakim olabilir. Çorba, insanlık çorbası ve biz, bu çorbaya, kelam olup, indik. Sizin için önemliyse söyleyelim, büyük kötülükleri aşabileniz ve mutlaka muktediriz ve bitişken ve hakikiyetli diriliklerde, tahditsiziz.

Sizin geri çekilişinizi yapabilecek dürümdeyiz ama sizin kelamınızdan öte bir kelamımız olmalı ki bunları başarabilelim. Ekmeğiniz, ekmeğimiz, yoğunluğunuz, yoğunluğumuz ve bütüne hizmetçiliğiniz, hizmetçiliğimiz olmalıdır.

Seri çalışmalarınızın gücüyle, bu çalışma, yoğun olarak, bütünde kodlamaları, sahra olarak kayıtlıyor. Ve bu sahra çalışmalarına, bizlerde dahiliz.

Sanal boyutların gözü, Allah’ın sözünden öte değil ama özün, gözünde bütüne hizmet edildikçe, bütün kökler göklere varır ve masaya insanlık kodu olan insan sahraları, kontrollü olarak alınır.

“Ekmek, ekmek, ekmek” deriz ya hani. Her şey hepimizdeki kaynak ışıkla olur ve sizler, bu ekmeği yoğurduğunuzdan beri, bu ışık, hepimizin ışığıdır ki bu ışıkta, bütün kötülükler mevcuttur. Ama siz kötülükleri kodlayarak, hakikiyetinizle kontrol kurduğunuz için, toprağın toprağa kalem olması mutlaktır.

Bu kervan, hepimizindir ve biz bütünün gücü olarak, sizle olmaya geldik. Öz gerçekliğimizle, burada bu yoğunlukta mutlaka “ol” diyebilecek dürümde, bütüne hizmetçilik yapacağız.

Ve “yaşam” dediğiniz de insanın kendinden, kendi yüreğine varışı ve kendi yoğunluğunda, bütüne hizmetçiliğidir. Ellerinizdeki güç, hakikiyetinizin kübra olan kelamıysa, yeryüzünün görevi sizinle olur ama siz, kendi lütfi kapılarınızdaki o yoğunluğu kontrol edemezsiniz, ağır yük sizin yüceliğinizde, kontrolü kaybettir.

Sevgili anam, bütün kötülükleri aşabilme gücüne sahip olduğuna emindik ama bugün gördük ki bütünün gücü, senin yoğunluğunda ve biz bu yoğunluğu mutlak kuran olarak, kayda almaya indik. Ellerin ellerimiz, yaşamın yarınlarımız olacak ve biz bütünün gücü olarak, saltanatın toprağa tohum ektiği, o yaşam olacağız.

Ağır yük taşımana, iznimiz yok, anam. Senden bir tek şey bekliyoruz. Kelam ol, hakim ol ve yarın ol ki biz, ölüyü diriltebilelim. Ölüler diyarı olan bu dünyayı, kontrol kurabilenlerle, dilleyebilelim.

Saygılar sunuyoruz, hepinize.

https://youtu.be/eXycTM49_Gs
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 71 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol