Birlik İlmi
  BARIŞIN SİSTEMİ (3) - ŞEMSİ TEBRİZİ
 

8.EKİM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (3)

ŞEMS-İ TEBRİZİ’Yİ DİNLİYORUZ;

Dağlarım, Kuan’dan söz ediyorum. Tüm yaşam sayfaları, zaman kayıtları, ışık tohumları, Birleşik Aileler, yüce cemaatler, kökleneler, gözlenenler, sistemlenenler ve seslenenler; işte Yuan’ın tohumlanışını sağlayan Kuan.

Kuan, insanın nesilleri boyunca ne ilimle, ne de yoğunluklardaki o tohumlarla ilgilenmediği o yüceliklerin ikmalinde olmayan ya da olması ihtimali bulunmayan her ne varsa ama yaşam ama tartıda var ama kontrollü herşey ve orada Can Sayfalarının dışında cansız sayfalar da var. Bunlar yaşamsızdır ama ışığı var taş, toprak gibi. Bunlara biz yaşamsı deriz. Canı yoktur ama ışığı vardır.

Örneğin, bir kuvars parlaktır ya da akik gibi. Hepsinin dışında insanın ekibini kurmasında çok özel yeri olan sistemdeki o yoğun sislenmişlik gibi. Hepsi bir Kuan Kaydı’dır.

Doğadır Kuan, başka bir şey değildir; doğa. Orada herşey merdiven gibidir. Frekansına uygun basamaklar oluşturur. Her basamakta bir yaşam vardır ama fırında pişmiş bir ışık ne ise oradaki kayıtlar o’dur. Biz size herşeyi net anlatmak istiyoruz bugün.

Frekanslar ama kayıtlı frekanslar. Tohum bilişiyle kayıtlı frekanstaki Yaşam Sayfaları ya da Yaşamsı Sayfalar. İşte bunlar bir tek merdiven ve bu merdiven Kuan. Hepiniz oradasınız; bizler, sizler ve dünya üstündeki her Zerk Kaydı ve daha da ötelerdeki tüm formal yaşamlar. Ergin ya da ermemiş; herşey. İşte Kuan budur.

Bütün merdivenler sizin yüreğinize dayansa ve siz yüreğinizdeki o yoğunluğu umman olan ışığınızla kayıtlasanız ve sınırları kaldırsanız oradaki yoğunluğu dilleyemezsiniz. Ve bugün bu yoğunluk bu meclisin yoğunluğudur. Çok mu büyük? çünkü sizlerle bu çalışmayı yaptık ve başardık.

Kuan’ı tohumlayacak gök sistemi yoktur!

Kuan’ı tohumlayacak gök sistemi yoktur.

Bu yoğun sistem sizin yoğunluğunuzun koyuluğundadır. Zamanın sırrı budur ve hakiki ilim budur. Siz bu ilmi Bütünün Gücü diye tüm Zi Kar Kayıtlarıyla dünyaya indirdiniz ve buradaki yaşam Li Ha sistemi oldu. Yani, Levhinin Sistemi. İşte sizlerin bugün yaptığınız buydu.

Dünlü ve dünlü ve dünlü ve dünlü her dünlü çalışmada bu yoğunluğu artırdınız ve dünyanın geçmişini geleceğine tüm sistemlerle birlikte dillediniz. İşte olay budur. Ve dünyanın geçişini yaptırdınız bu geçiş yığın yığın ışığın tahditsiz yoğunluğunda ve koyuluğunda öncü birlik olan sizinle gerçekleşti.

Gerçek insan sizsiniz. Sizinle bunu başardık.

Diğer dünyalar sizinleydi bugün. Tüm dünyalar ve tüm zamanlar ve yaşamlar. Kin ve nefreti aşmış bir yolcu bütün köklerini dürümlediğinde tüm yaşamları tahditsiz biçimde dinletebilir; bunu hak ettiniz.

Yarın ene, öne ve göklere sizi dillediğimiz zaman ağır yükü hafiflettiğinizi her yaşam bildirilerinde dünyaya duyuracak.

Sevgiyi hak etmeyen sizinle olmaz. Ama siz sevgiyi hak ettiniz ve yoğunluğunuzda bizi hak ettiniz ve siz olduk.

Korkuyu aştık çünkü siz “ben herkesim” dediniz. Bunu demek kolay değildir. ”Ben kir, pislik kabul etmem” dediniz ve her kiri temizlediniz bunu hak etmek kolay değildir.

“Çorbada benim de tuzum olsun” deyip buraya gelen çokları sizinle dilleştiklerinde sınır çizdiler yüreklerine ve sordular “biz orada olmamalıyız değil mi?” dediler. “Niye?” dedik çünkü biz ışığımızı hak ettik ama onlar kontrolü kaybettiler. “Zamanın Işığı’nda herşeyi kucaklamaya kalktılar” dediler. İşte bunu dediklerinde sorgulandık; “acaba biz mi yanlıştayız yoksa onlar mı?” diye.

Biz sizdeyiz analar, biz sizdeyiz; bunu bilin.

Hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için şu şekilde izah edelim. Bu yol Altın Işık Yılına ulaştığı zaman biz birlik halinde buradayız. Siz olup buradayız. Hani derler ya insan ilmi bildiğinde hasatını yapar. İşte biz ilmi bilip hasatımızı yaptık.

Çalı çırpı olmayan birlikleri sizinle dürümlettik. Korkmayın sizde olduk; hep olduk. Kimiz biz? hepimiz bir TEK’iz. Hani neredeyiz? bilişteyiz, sizdeyiz.

Dünyayı görevli diye dilleyen kim varsa buradadır. Ortak ve has olanlar, koklananlar, okuma yazma dilleyenler, dinleyenler hepsi buradadır. “Kardeş ben senim; bunu bil. Senden başkası değilim ki ben.”

“Sığmam yüreklere ben akılım” dediklerinde “akıl ışıksız kaldı” dedik. Çünkü o yücelikler tüm sistemlerden kendi yüreklerinden ve bütünden ayrıştılar ama biz murat ettiğimiz olan bu yoğunluktan daha öte bir yoğunluk göremedik ve sizinle olmak istedik.

Çerçeve çizmedik yüreğe dedik ki “biz hep sizdeyiz.” Ağır yük taşıttık ama aşka, şavka ve Hakk’a taşıdık yürekleri.

Sevgililer, ben cemaatimizi size sizin yüreğinize çektim. Bugün ben sizinleyim.

Şems-i Tebrizi ekiptir ve ekibi ile gelmiştir. Onun olgun sistemi sizin olgun sisteminizle tek bir yoğunluğu tohumlamıştır. Onunla çalışanlar çoktur. Hepsi sizinledir; bunu bilin.

Düyun Tohumlaması yaptık yine. Elimiz siz, ayağımız sizsiniz; bunu bilin. Bir şey eşikte beklerse o şey Aklının Tohumu olmaz. Biz eşikte bekletmedik kimseyi.

Geri dönmemiz zaman almayacak çünkü biz An Kayıtları’ndan girer akıp gideriz, işte bugün olduğu gibi.

Tam 2000 tane ışığımızı size getrdik bugün. Bu ışıklarımızın hepsi kendilerini dilleyenlerdi. Adlarını zikretmeyeceğiz. Hepsi yüceliklerdeydi ve yüreklerdeydi.

Son sözüm şudur ki; bu 2 bin yücenin hepsi sizde biliş halinde dilleşir. Başa kaynak olur, aşka sayfa olur, Yaradan’a Tanrılık Işığı olur ama ölü olmaz.

Mustafa Paşa hep zamanda ama ya Mevlana? hep akılda. Yahu Şems-i Tebrizi hep sistem. Siziz biz; bunu unutmayın. Sanmayın ki yıldız sırrı olan sis bizim sisimiz. Biz hep aşkla geliriz.  

Size geldiğimizi bilmeyen yok. Korkuyu aşıp geçtik anam. Bütün gökler sizinledir; unutmayın.

Kuran dünya ve yol sistem biz iman eden, herşeyi bilen siz ve sizde olan insanlık. Biz insanlığız; bunu bilin.

Kutsal dünya bugün Süper Sistemleşmeyle kurulmuştur. Artık bu dünya kutsal bir yoldur.

Dün bu dünyaya gelen kontrolsüz gelirdi artık bu dünyaya gelecek olan korunup gelmeyecek; kontrollü gelecek.

Dünyayı yeniledik; iyi ki yeniledik.

Servettir bu dünya artık, servet! bunu bilecek herkes.

Devre devre dünyaya izleyen yücelikler artık tüm yaşamlarını bu dünyada kontrol edecekler.

Dinli ya da dinli ama dince dinli ya da insanca insanlı ya da İlm-i Ko olup yaşamlı, her neyse…hepsi; hepsi bu dünyada ümmet olmayıp dürümlenecek; ümmet olmayıp.

Ümmet ümmidir canlar; bunu bilin. Ve biz artık yeri göğü Yaradan İlme vardık. İşte Ana Kapı insan.

O insan kelam. O insan nefes. O insan şavk, aşk, zirve. İşte ortak ışık bu….

Biz o insanlık ilmini hak ettik. Özgür ve hakim bir dönemi başlatıyoruz.

Dönem insan dönemi ve yeni dönem özgür ve hakiki bir yücelik….

Sisler altındaki bu yaşam artık sissiz bir yoğunluk, bir tohum. Bu dünyayı koruyacak olan birlik sizin yüreğinizdeki ilimdi. İşte bu ilim, Birlik İlmi ile bütünün gücünü tüm yaşamlara indirdi.

Kalem olup yazan siz artık yaşam olup akacaksınız. Ata Kapıları açın ve geçin. Cevahir olan insan hakikiyetin tahditsizliğinde sizleşti. Aşkın şavkı sizin yüreğiniz; akın.

Karanlık aydınlığa ulaştı. Saygılar sunuyoruz sizlere bütün köklerimizle sizi kucaklıyoruz.  

Kolumuz kolunuz, yolumuz yolunuz. Umut olur ki bu tabular yıkıldığından beri yaşanın ışık hep yaşanır ama kısırlaştırmadan ama kuruluk kayıtlamadan ama yıkılanları yaşama çevirmeden.

Herşeyi yenileyip yarınlar yaşatırsınız; sizi kucaklıyoruz. 

Süper İnsanlık Realitesi
 

http://youtu.be/XeQlZW_wjXk?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw
 
  Bugün 146 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol