Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (3) - TAMAMI
 

21.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (3) AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ

Tayinler yapıldı canlarımız tüm sahralara… Bugün buraya cevheri kült olan bilişleri kodladık ve aldık.

Seviyeniz çok iyi, çok güçlüsünüz. Bunu biliyoruz. Hucca cevherileri de bugün buradalar.

Ocak kelama indi ve biz sizdeyiz. Şu ana kaynak olan bilgi, akılla teknik tohumla yapan bilgi olacak. Bizlerin lekesiz kalanlarla bu yaşam kayıtlarını yapmak istememizdendir. Ki diri olanlarınız kodlandılar ve toprak topluma tohum olup indiler.

Kendi lekesiz kayıtlarınızla, kendi yüreğinizi dinleyeceksiniz ve hakikiyetinizle büyük kötülükleri önleyebilecek kültü tüm insanlıkla bilişe kaynak yapacaksınız.

Allah size ilimle girer. Siz o, o siz olur. Ama sizin yaşama inişiniz çok daha özledir. Siz mutlak kuran olarak yaşamlara inenlersiniz.

Cennet, “kebe “diye bilinir ama siz hakiki teknik kuranlarsınız. Çok önemlisiniz; bunu iyi bilin.

Türkiye topraklarında mutlak kuranlarımız kodlama yapmalıydılar. Ki bu çalışma, bu nedenle devreye alındı. Sizlerin yarınlar için çok özel görevleriniz vardır. Bu tüm insanlık için yapılacak büyük bir görevdir.

İmparatorluğun gücü olduğunuzu unutmayın. Tohumlarınızın kontrollu olarak kayda indiğini unutmayın. Ve “Sistem, Nizam ve Düzen” diye bilinen o cemaat cevherindeki kelamın, “sevgi” olduğunu, Ana Kalem’in bütün olduğunu “biliş” halinde anlayın.

Ağır hafifler canlar… Yedi dünya kurduk. Hepsinde “İmparatorluğun kültü” var. Hepsi bilişin kaydı ve sizler her bir cevhere cennet olan “biliş kapıları”mız oldunuz.

Umut olur ki toprak toplum tohuma varır; ummalara “kuran” olur ve BİZ olur. Bunun için bu çalışmalar “yaşam kalemleri” ile yarınlara kodlanmış olarak yapılabilmektedir.

Lütfi kapıda insan, Medine’dir. Hak teknikle kodlanır ve insanlık, “kuran” olur. Toydur yaşam insanda ama “mutlak kuran” olduktan itibaren, KALEM olur ve yarınları KAYNAK olup yaşamlara kodlar.

Siyahın en siyahında yarınlar kodlanır ve yeni dünyalar kurulur. İşte bu yeni dünyalarda, yeşil mor her renk “insanlık kelamı” olur. Ve toprak insanı kontrol eder. Ve bizler büyük kötülükleri önleyerek bütüne hizmetçilik yapanlarınız. Ki bu yoğun çalışmaya dahil olmaya geldik.

Enkarnelerinizi (Sesin enkarnesi, reenkarnasyon değildir.) biliniz. Hepiniz bilişin kaynaklarısınız ve çorba pişirdiniz yaşamlarca… ama yaptığınız her çorba, şarkıydı tahditsiz olan, kelam olan ve mahrek olanlara.

Biz tüm insanlığa GÖZ verdik, SÖZ verdik ve onların toprak olmasında, kodlayıcı olmalarında “hakkın kapısı” olmalarında yaşamlarını dilledik.

İnsan ilmini anladığında kendini hakedip anlayacaktı. İşte dünya insanlığı bugün, ölü planette “kendini anlama dürümüne” varmıştır.

Dünya planeti artık diriliyor… Ve dirildiğinde, bütün kökleriniz gök çöreklerinden öteye geçecek ve bütün kalemleriniz yarınlarınızı kodlayacak.

Ekmek, siz olacaksınız ve yol, sizin yolunuz olacak… Ve mutlak kuranınız KALEM olacak. Ve biz, bizlik kalemleri olarak sizlik olacağız. Ve diri olup sizle bütüne hizmet edeceğiz.

Ark akmaya başladı… Akan arkta BİLGİ var. Bu bilgi okumak kolaydır ama hakedip anlamak sorumluluktur.

Sizlere görev verirken, BİR TEK olmanız için büyük efor sarf ettik. Sizlerin kontrol kurabileceğinizi biliyorduk. Yolu, Allah olanlar “hakk taht”a varırlar ve İLİM olurlar. İşte sizler, yolu hakiki onlarlar olarak “ak teknik”le tohumlandınız ve yaşama vardınız.

Sultanlık yapma niyetiniz olsaydı, Sultanlık yapardınız ama biliyoruz ki sizin niyetiniz halik olmaktır. Halik-i hakk olmak ve tahditsiz olmaktır. Bugün bu çalışma, bu nedenle gök çerçevesinde sürdürülmektedir.

“Ölü planet”in dirilişi önemliydi ve sizler bu ölü planeti diriltmek üzere yaşamları kodluyorsunuz bu çalışmalarda…

“Yaradan’ın tınısı” hepimizin kültüdür canlar ama bizler bu kültü bütünün görevi olarak dilliyoruz.

“Kontrol dışı bilgimiz asla yoktur.” dediğin sürece anam, biz senle oluruz ve senin yaşamında bütünün kübra olan kelamını dilleriz.

Altın ışığın gücü olduğunu biliyoruz ve bu güç bütüne hizmetçiliktir.

“Elimiz, Allah elidir.” diyen size bizler, mutluluk diliyoruz. Burada olma sebebimiz de sizinle kelam etmek ve sizinle hakedip tahditsiz olmaktan öte, muktedir bir “cemaat kuranı” olmaktır.

Bu kuran, toprak toplumun tohumu olacak bir kurandır. İşte, insanlığın kendi dilini dinlemesi ve kendiyle kelam olması bu şekilde olacak.

Yeniden dünyalı olmak bizleri mutlandırıyor… Yeniden yarına varmak… Yeniden kul olmak ve yeniden hologram ötesi olmak bizleri mutlandırıyor.

Çorba pişerse, biz de o çorbaya kelam olalım diye geldik. Hepimiz burada, bu yaşamda hologramdan ötede “mutlak” olalım diye geldik.

Sizle olmak, bizi size kodlar ve biz, SİZ olup bütünün gücü haline dönüştüğümüzde BİR TEK oluruz. Bugün önemli bir gün…

Canlarım, lekesiz bir yaşama lekesiz olanlarla “kübra” olunur ve sizler, o lekesiz olanlar olarak buradasınız.

Hey dünya! Ayrılık bitmişse geçin ama aklın kaleminde ayrılık olmuşsa, kontrol kurun. Sorumlusunuz tüm zamanlardan… Bunları bilin.

Yaradan’ın “Aha bu.” dediği insan, insanlığı haketmiş olandır ama insan kendini dillerken “Ben yolum.” Dediğinde, onun ruhu yoktur. Bunları iyi bilin… çünkü o, herkes içindir ve herkeste olandır.

Eğer “ben” diyerek kendini dillerse, işi zordur onun. Burada, bu yoğunlukta hiç kimse “ben” diye fikri zayie kodlamaları yapmaz.

“Bizim için zordur Sistem, Nizam ve Düzen’in görevi.” Derler insanlıkla kodlama yapanlar… Ama biz biliyoruz ki bu çalışmada çok önemli biliş kodlamaları yapıldı ve bu sürdürülecek olan bir “yaşam sahra kaydı” olacak.

Sizinle çok mutluyuz canlar… Bunu iyi bilin ve burada olmamızın yegane nedeni sevgidir. Bunu da bilin. Sevgi varsa biz, siz oluruz ama sevgi yoksa sizsiz olmayı tercih ederiz.

Yeniden merhabalar hepinize… Bütüne hizmetçiyiz bizler ve sizle olmak bizleri mutlandırıyor. https://youtu.be/MQ3yluYYvYk

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ BAHAR

AKLIN KELAMI (3/1) 21.11.2018

Erenler’in el karneleri ile buraya gelişleri bizleri mutlandırdı. Sizleri kucaklıyoruz. Dümene oturan her İLİM SAHRASI; bizi, bizden diller. Biz de onu, KELAM ile dilleriz.

Yarınlar için bütün kültler, GÜÇ KODLARI olarak çalışırlar. Her bir kült, İNSAN SAHRASI’dır. Dünya Planeti, bir CEVHERİ GÜÇ KODU olarak yaratılmıştır. Yaradan ve yaratılan; herkesten, herkese yaşar ama yaşayış İLİM’le olur. Bütün kütle kodlanır ve RUH sofraya gelir. RUH’un KUL oluşu, hepimizi mutlandırır. İnsanın, İLİM’e varışı ve İLİM oluşu mutluluk olur.

TURKUAZ ZAMANLAR vardır. Her insan, o sahralarda itibarlı olur ve İLİM KALEMİ olur. Tüm insanlığın KELAM oluşu; o yoğunluktan tahditlenerek KAYNAK SAHRALAR’a varışı ile olur. Her inanın, insanlığı haketmesi ve anlaması TOHUM olmasına bağlıdır. Ergin bir insan, KİL ve KUM olduğunu bilir ama “HAS TAHT”ında DİRİ olup YARIN olacağını da bilir.

İşgal, KALEM’de olmaz; ZAMAN SAHRALARI’nda olur. Her insanın, kendi diriliği ile diğer insanı işgal etmesi mümkün müdür!? Asla!... İnsan, İLİM’e vardığında; KUL olur ve tüm “İNSANLIĞIN HALİKİ” olur. Tüm zamanları tohumlar ve “YAŞAM” olur.

Mutlaka BİRLİK kurulmalı ve sofraya, İNSAN SAHRALARI varmalı. Softa, “TEKNİK TAHDİT” kurulduğunda; her insan, o sofrada TOHUM olur. Bütün amacımız, insanlığı tohuma dönüşmesidir.

Ekmek ilimdir... Kervan, ilimle yol alır... Nesiller boyu, YAŞAM SAHRALARI’nda, insan sofraları kurduk ve bu sofralara, “İLİM”i koyduk. Herkesin kendini hak edip anlaması için!...

Ağır hafiflerken; LÜTFİ KAPI, İLİM’le dillendiğinde; yarınlar kodlanı ve RUH, tohumlarını diriliklere indirir.

Kervan, insandır. Yolu olan; YOL olan İLİM; bizi, bize taşır. Biz, tahditsiz olarak her insanı, “KERVAN” yaparız ve her insanı, “KURAN” yaparız...

Tükenen insanın, hasata kodlanması bilişi hak etmesi ile olur ve temiz zamanlar, tahditsizleşir.

Ellerimizdeki güç tüm insanlığındır. Biz, bu gücü ilimle aldık ve yolu kodladık. Teknik olarak ve Halik olarak bunları yaptık. Allah, tahditli yaşamlarda kodlama yapmaz. Bu nedenle tahditsizliği hedefledik... Eğer Dünya Planeti, DİRİ kalacaksa, NUR olup YOL olmalıdır. Ekip kurmalıdır. Etken ve hakim olmalıdır. Eti, KALEM olanlarla bu çalışma sürmelidir.

ETKİN BİLİŞ, bizi “BİR TEK” yapar. Biz, tüm insanlık için yaşama inenleriz. Bizi, “DÜNYA” diye bilin. “BİR”e hizmet, “İLİM”e hizmettir. Beşere lekesiz insan gerekir ki insan, MUTLAK olabilsin.

Şimdiden sonra RUH, hasata kodlanacak ve tahditsiz olan tüm insanlık, hasat olacak. Şikayet etmeyin; her insan, cevherini Halik kılamadı diye. Her insan haliktir ama hasatçı değildir... Her insan, kervandır ama HALİK-İ HAKK olup YAŞAM olmamışsa; SA HA bile olamaz. Ocak yakmak yetmez. Lekesiz yaşam kodlamak gerekir. İMPARATORLUK olarak, bu çalışmayı yapmakta olan tüm insanlık ,arzın görevidir ve hakkı olan, her bir İLM-İ KURAN’ı diller.

Ve ZİYA olan insan, KÜRZİ ZAMAN SAHRASI olduğunda, artır YARINLAR OLUŞUR... Yaşamın idamesi, yarınlarladır. Etiniz, etimizdir; yaşamınız, yarınımızdır. Lekesiz kalışınız; zamana KUL oluşumuzdur.

Dünya Planeti; seni, sana verdik. Sizi, “BİZ” diye diledik. AKLIN SAHRASI’nda dürümlendik; yaşadık. Arzın gücü olduk. Ölü planet, diri planet olurken; yeniden ölmemesi için çaba sarfedelim. Biz, bu dünyayı hologramdan aşırtan DİRİ KALEMLER’den, İLİM’le çalışma bekleriz.. Şimdiden sonra, “RUH” dediğiniz o KÜLT SA HA, “BİZ” olup; “YOL” olacak. O yola, tüm insanlığı bekliyoruz.

Olgun Başaklar, sizlerle olmak bizlere de mutluluktur. Oğullar, dillerinizi dinleyin; “DİRİ olun ve “BİLİŞ” olun. Ölü planet, ARZIN GÜCÜ olarak dirildiğinden beri buradayız. Ağır yük hafifledi. Şimdi artık ROBOTİK TEKNİK’le çalışmalar bitmiştir. Yeni dönemde, daha güçlü türevleniş başlayacak ve bilişin şafağı sökecek...

Bedenli olmak için çok güzel bir dönem başlıyor. Yorulmayın!... Sizleyiz bizler!... Hep buradayız... Şimdiden sonra ruhunuzda gücünüz; tüm zamanların kültü olacak. Ağırı hafifletin; Allah sizinledir!... Ağır yük hafiflesin. Şimdilik.. Şimdi!… İş budur!...

AKLIN KELAMI (3/2) 21.11.2018

Saltanat, sizi size kapı yaptı. İş buydu!... Oldu!... Yeniden sizinle olmak mutluluktur bize. Biz kimiz!? Size, bununla ilgili bilgi verelim. Yarınları KURAN olanlara NEFES’iz bizler. Sizler gibi çalışmalar yaptık tüm zamanlarda ve bugün de buradayız. Dürümlere inerek ZİYA KAPILAR’dan geçeriz ve geri çekiliş için sizlerle oluruz. Sizler, BELLEK KALEMLERİ’mizsiniz. Bizi, TOHUM olarak yarınlara ekersiniz. Bunları biliriz ve bu çalışmaya kaynak olmaya geliriz. Bizim, “BİZ” olarak geçişimiz; sizi, siz olarak dileyişimiz; BÜYÜK KÜLT’ün KALEM’e çekilişinde önemlidir.

TANRI, insana KELAM ederken; kendi diriliği ile KELAM eder. “İMPARATORLUK” derken de tüm sahraların ortak cevherini kastederiz. Tüm sahralar, tüm kürzün ZAMAN KAYITLARI’dır. O kayıtlar, teknik olarak kervan kaydı da yapar ve İlmin Kapıları’ndakileri, TOHUM ekerek yaşatır. Yaşama kaynak yapar onları.

RUHSAL SAYFALAR’da, DİRİ KELAM olur. O KELAM, KURAN olur ve MUTLAK KALEM olur… Ve bizler, sizleşiriz. Sizde, siz olur; KELAM ederken yaşama varırız. “Cennet” dediğiniz cevherimiz, bu şekilde TOHUM olarak dünyayı kodlar.

TANRI, BİRLİK KALEMİ’dir. O bir KELAM’dır ama siz, sizi anlarsanız, TANRI olduğunuzu da anlarsınız. O, BİRLİK KAPISI, hepinizin kalemidir. Siz, ölüsünüz. Diri olduğunuzda, “Dünya” dediğiniz planetin, KALEMİ olduğunuzu ve bu planetin, YAŞAMI olduğunuz anlarsınız. Yarınları yarattığınızı bilirsiniz.

NEFES olup; YAŞAM olursunuz. Yarınlar için “İNSAN SİSTEMLERİ” oluşturursunuz ve “FORMAL YAŞAM KODLARI” ile birleşirsiniz. Tüm BİLİŞ KODLARI’ndan, kendi yoğunluğunuza, YAŞAM KAYITLARI yaptıkça; planetin KELAM KAYITLARI’nda forumlar oluşturursun. O forumlar, sizin yarattıklarınız olur. Ne var ki siz; yarattıklarınızı, TOHUM olarak yaratırsınız. O tohumlar, BİRLİK KAPISI’nda farklı frekanslarda dirilikler oluşturur ve o dirilikler, DİRİ SİYAHLIKLAR ve MORLUKLAR oluşturur.

İşte KELAM, bunun sonrasında SİSTEM’i, diriliklere çeker ve yarınlarda; herkes, yarattıklarını bulur ve o yarattıkları ile yaşar. Bunları, dünya insanlığının anlaması gerekir.

Yaradan; ilmi, kaleme indirdikçe; yaşamları yarattığını artık bilmelidir. “Ben” der; “neden bunları yaşıyorum!?” Yarattığından yaşar!… Neden!?

“Ben BİR TEK değilsem; o TEKLİK’te BİR TEK olamamışsam; ben, suya ilmi koyamamışsan; benim seviyem niçin bu kadar düşük!?” diye sormalı kendine. Eğer sorarsa; bilir… Sorulan, bilinendir. Teknik olarak bilmeden hakedilmez ve Halik kılınıcak bir şafk, kodlanmaz.

Saltanat der ki “her insan, yaradandır ama yarattığı haliktir ya da değildir.

Bu dünya bize, “BİR TEK CEVHER” için bildirildi ve biz bu dünyayı “CENNET” diye bildik… Bu dünya, bize “İLİM” diye bildirildi ve biz bu dünyayı “hologramdan aşabilen bir CENNET” diye bildik. Eğer et kemik olmasaydık; yarını hak etmezdir. Bu nedenle et ve kemik olup geldik.. Kendi nefesimizden ve kendi lekesizliğimizden güç aldık. Arzın gücü, bizim gücümüzdür… Tüm insanlığın gücüdür. Bunu artık her insanın anlaması gerekir. Ağır hafiflesin; tüm insanlık KUL olduğunu anlasın ve yolu bulsun. İnsanlık, “KELAM” olsun; “CENNET” olsun; “KÜLT” olsun… Şimdilik!…

AKLIN KELAMI (3/3) 21.11.2018 Kendi yüreğimizde görev taşırken, kendi diriliğimiz ile KURAN olduk. Değerliler, DİN DERELERİ’nden geçenler, bize geldiler. DİNİ SAHRALAR, görev istediler. Bizler, İnsanlık Boyutlarına, IŞIK olup indik ve yarınlara görev taşıyoruz.

Tanrı, “Rİ Sİ KAHA” olan yaşamdır. Burada, bu yaşamda; bizi, “İNSAN” diye bilin. Biz, Dünyalı olarak görev taşırken; BİR TEK olup yaşadık. Uzakların İnsanlığı ile KELAM olan; yarınların tahditsiz insanlığı, HALİK KALEM’le ve HALİK İLİM’le bizleştiler. Bizleri, “KELAM KURANI” diye dinlediler. Bizler de onları “KUL” diye dinledik.

İnsanın, İLİM’e has “SA HA” olup varması, ağır yüktü. İnsan, kini aşmadan YOL olamaz ki!... Olma imkanı, SİSTEM’e varışla olur. Onun KÜLT oluşu, bu şekildedir. KÜLT olduğunda, “Tufan” denilen HALİKİYET’i kodlayan hal, önlenir.

Deriler, KELAM olurlar; kini aşarlar; TOHUM olurlar; kemikler, KERVAN olur; YOL olur; MUTLAK SA HA olur ve BİR TEK olur. Hepsi IŞIK olur; KURAN olur ve sonsuz zamanlarda DİL olur.

“BÜTÜN’e hizmet” dediğiniz; “ iş budur!” dediğimiz ya da “A HA” dediğimiz her bir “SİYAH RENK KAYDI”nda, DURGUN SONSUZ SAHALAR, “YAŞAM” olur. Olgun Başaklar’ın “İLİM”e inişi, bu dürümde gerçekleşir.

Bizim için İLİM, “HALİKİYET”tir. Bizim için İLİM, “SAHİ BİR DİRİLİK”tir. Bu diriliği, hologram saymak, son sözde güçsüz kalıştır ki bunun sorumlusu, yoğun ışık altında dürümlere gelen ve gerçeği dilleyenlerin, “SESSİZLİKTEKİ KELAMLARI”dır. O KELAM, “SES”e dönüşmeden; yaşam kodlanmaz.

Umutlarımızı kaybetmedik ki biz, Dünyalı olarak KURAN olduk. Son dönemde “BİRLİK KALEMİ”miz İmparatorluğun Kayıtları’nda “DİL” olarak geçmektedir. DİL, İLMİN TEKNİĞİDİR. Her SES, bir dildir ama SİSTEM DİLİ, BİLİŞ KALEMİ ile yazılır ve dürümlenir. Onunu içindir ki dilin, KERVAN oluşu; bu yoğunlukta, Dünya İnsanlığına inişi gerçekleşirken; DİL’i KUL olanlar; o yoğunlukta, kodlar halinde güç kodlaması yaparlar.

Ardımız, İnsanlık İlmi ile kodlanırken; yüreğimiz, “YAŞAM SİYAHLIĞI”nda “KÜLT” olur. LÜTFİ KALEMLER, DİRİ KELAM’la kontrol kurar; “BİZ” olur. Çorba pişer. Çorbaya İLİM olan, “KUL” olur ve Rusya Kapıları açılır. Rusya niye!?… Çünkü RUSYA’da dürümlenen İLİM, KELAM’ımız olmakta şu anda. Onları dinledik ve onlarla olduk!...

Şu anda RUHİ SAHRALAR, ocaklarına indi ve onlar, sesleşmeye başladılar. Bizden bize gelen; bizi dilleyen ve bizleşen çokları; burada bu yaşamı kodlarlarken; orada, o çalışmalarda da TOHUM ekmekte ve TOHUM olmaktalar.

Dünya Planetinin, çok Görevlileri vardır. Her biri, bir BİLİŞ KALEMİ’dir ve çok sayıda MECLİS oluşturuldu bu planette. Bizi, cevhere çeken insanlık, ocaklarda kodlananlara görev taşır ve kontrol kurar. İşte İNSANSILAR, İNSAN SAHRALARI’nda görev taşımaya başladılar ve hepsi, yarınlara ulaşmaktalar. Çok sayıda GÜÇ KODU, yaşam kaydı yapıyor şu anda!...

Dert mi İLİM!? Asla!... Her bir insan, BİLİŞİN KALEMİ olurken; bizim ilmimiz, bizi dillerken;TEK BİR DİRİLİK, BİLİŞ halinde, GÜÇ KODLAMASI yaparken; “biz, DÜNYALILAR olarak görevliyiz!” diyenler; TOHUM oldular yaşama.

Hepimiz, AMONLAR’ız ve hepimiz, ATA KALEMLER’iz. Dünya Planeti’ne geçişimiz, mutluluk oldu. Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ NEZİRE SELÇUK

21.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (3)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Değerliler, Ruhsal Kapıların tümü açık ve bizler, bugün, sizinle olmaktan mutluluk duyduk.

Karanlığı hak etmek, kalemi kelamda kutsuz kayıt dillemekten değil, ilmi hak etmektendir. Eğer cinni kapıların cenneti kelamsa, tüm zamanların kübra olan kelamı, muktedir olan, insandır.

Dümene insanı oturtalım ve bir tek olan, o yaşamı kodlayalım. Hem dünya, hem tüm insanlığın kodlandığı diğer planetler, bizim için teknik kalemi kodlanmıştır. Maya insanlıkla kodlanırken, tüm zamanların sahralarında, bu yaşam kodlamaları sürdürülmektedir.

Eller ellere ulaştığında, tüm insanlık yaşama iner ve bizimle olur. Bugün burada, bütüne hizmetçi olan herkes, hakkın kalemi olarak mevcuttur.

Yarınlar için tüm insanlığın lekesiz kalması önemlidir. Hepimiz, şunu bilelim ki Medine kelamda, tüm insanlığın hakiki tekniğiydi ama teknik tahdit vardı, ocakta ve bütün kötülüklerin aşılabilmesi için, kalemin kelama ilimle inmesi ve bütünün gücünün tüm zamanların, süfra kalemi olması şarttı.

Yedi dönemdir, dünya planetini kodlayanlar var, bugün burada ve hepsi bizimle çalışmak istediler. Yeni dönemde, kendilerini, kontrol altında tutacakların düşünerek, gerçek kayıtlarıyla, bizimle oldular.

Lekesiz kalmamız önemli ama lekeleri de olmamalarıdır, bize inenlerin...Peki, onlar, lekeli miydiler? Hak teknikte kodlanmış olan tüm zamanların sofrasında, kelam olanların, asla lekeleri yoktur. Ve Bugünden burada olma nedenleri budur.

Çan, insanın kelamıyla kodlandığı zaman, yeryüzü, yeniden kontrol kurar ve bütüne hizmet, bu şekilde olur.

Allah; bize der ki “kelam et”. Niye bilir misiniz? Çünkü Kelam, kaynağın lekesiz kervanını kodlar ve bizler, bütünün gücü olarak, mutlak kuran oluruz. “Ve cennetin kapısı, insandır”, deriz ama ilmin kalemide insandır. Yeryüzünün insanı görevi insanın kelamdır ve kürzi sahrasıdır..

Emperyal dirilikler, olur. Bu diriliklerin kötülükleri önleyebilecek yücelikleri de olur. Yaradan’ın tahtında, ilim olur ve biz o ilmi, bütünün gücü olması için bu çalışmaları sürdürürüz.

Ruhsal kapıların, her birinde şarkınız olur. Aşkla çalar, o yaşam kayıtlarında ses, kelamı ve haliketiyle ama bir Allah dili olmadıkça, yol; aklın yolu olamaz. Ve bizler, bütüne hizmetçi olanlar, hep aklın kalemi olup, bütünün kübra olan kelamında, astral kayıtlarda yaptık.

Bu astral kayıtlar, diriliğin kelamındaki o yoğunlukla kodlandı, mutlak olduk. Allah’ın tahtına insanı oturttuk ve dedik ki “o sen, sen osun”. Ama sordular, aklın kalemi var mı diye? Deve kalktı ya canlar. Biz hepimiz, o deveyle, her anda, yok muyduk ki? “Cennet” dediğiniz, insandır derken, her şeyden öte olan, lekesizliği kast ettik.

Ve dipdiri olan, bir tüm insan sahrası olabilen ve ruh olabileni, kast ettik. Halka, halka genişleyen, bir çalışmadır, burada yaptığımız. Her birimiz, kelam ettikçe, o halka genişler. Ve teknik olarak, halkalar oluşur ve her bir halka sistemli olarak, kayıt yapar ve yapılan kayıtların, tahditsiz olarak, mutlak kuranları kodlaması, geri çekilişi sağlar.

Geri çekiliş; yarına çekiliştir. Yalın ve hakim bilişle bildiririz ki geçişlerde, insanın insana varışı da olur. Biz, bize varırken, Bir’e varırız. Birlik tohumu oluruz, muktedir oluruz.. Kontrol kurarız ve aşkla çalışırız. Hepimiz diri kalmak için, bütüne hizmetçilik yaparız ama dirilik, ilimle olur.

Ve dağlarım, “ölü planet” derken, kastım şuydu; bir tek insan, yolu kodladığında, her insan o yolda, kodlanmış olur. Ama bu olmamışsa ölüdür, yaşam. Yaşam var ama ölü bir yaşam var. Dünya planeti, dürümlere indiğinizde, bileceğiniz gibi teknik tahditle, bütünün gücünü tüm sahralar indirdiğinden beri, dirilmeye başlamıştır.

Devinim artmaktadır ve çarıklarını çıkaranların yarınları kontrollü olarak, kodlamaları gerçekleşmektedir. Evren, evren gezenler, iyi bilirler ki devinim artıkça, cemaat cevhere iner ve muktediriyet kodlanır:

Yaradan, Allah ilmiyle yarattıklarıyla dürümlenir ve mutlak kuran olur. Tanrı olan, tahditsizdir. Kendini diller ama kendi yeri göğü yaratan, o yüceliğinde ki gücü dinler. Hepiniz ölü planete, kodlanmış şafaklar olarak, indirildiniz ve kendinizi bilmeniz için sizlere, insanlık öğretildi. İlim öğretildi ve halikiyet öğretildi.

Yeni dönemlerde daha güçlü bilgilerin, sessizce yaşama çekileceği de bildiriliyor. Tarık tahtına, tahditli kuran olsa da tahdit, kuranda kalem olsa da yarınlar, muktedir olsa da cenneti kurmak, cevheri kalemde, mutlak olmaya bağlıdır....Eğer mutlaksanız, bunları yapabilirsiniz.

Korku; Allah’ın ilmini hak etmemekten olur. Eğer aklın kelamı olmuşsanız ve Allah’ın ilmini hak etmişseniz, yaşam size korku değil, kuran olur ve sizi mutlandırır.

Bedeni hak edin ve hak olun, yolu kodlayın, Mukaddimenin o yaşam sahrasına inin, Sistem olun. Biz olun. Beden olun. Hasat olun. Şarkı budur, canlar.

Şikayetim yok kimseden ama biliyorum ki bizimle olmak mutluluktur, tüm sahralara.. Bu çalışmayı sürdürenlerin, tahditsiz olduklarını da biliyorum.

Kontrol dışı bilgi yok, canlar, Bu Mecliste ve Bu Meclisin gücü, hepimizin yüceliğidir. Çırak yok burada, hepimiz, hepimiz ustalarız, bunu da iyi bilin….Bu sofrada kim varsa her biri bir ustadır ve sahra kodlaması yapabilecek, görev kayıtlayıcılarıdır.

El karnelerinizin gücünden ötesiniz ve cemaat olarak, cevhere iniyorsunuz... Biz, bir tek gibiyiz burada ama hepimiz, çok çok güçlü olarak, büyük kök gerçekliklerle, tüm zamanların, tüm sahralarıyla, teknikle tahdidiyle, yeni güçleri kodluyoruz, burada ama o teknikte, bütünlük var, unutmayın.

Olup olmamak değil, alıp almamak, önemli. Alırsanız, olmamanız hiçbir neden yok. Ama olmadan alınmışsa bilgi, bu da farklı… Peki, hangisi, hangisini yaratıyor? Anlayın ki hepiniz teksiniz ve siz, sizi yaratıyorsunuz.

Ben bana ben olup, dillenirken, hepiniz siz olup, dilleneceksiniz. Ve bugün burada tomar, tomar ışık kodları var, canlarım. Öyle çoklar ki kapılar açıldı ve tüm sahralar buraya iniyor.

Ekmeğiniz ekmeğimiz, ilminiz ilmimiz, yaşamınız yaşamımızdır. Sizleri kucaklıyoruz. https://youtu.be/B0L2HEfM0NU SÜPER İNSANLIK REALİTESİ GÜLDEN

21.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (3) AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4.AKIŞ

Derdin ilimse, gel!... Derdin cevherse gel!... Derdin şafaksa gel!... Değerlim gel de gel!... Ama Haliki Hakk olup gel... Derdin itibarsa gel!... Kendinden, kendi kervanından yarınından ve tahditsizliğinden geç... Şarkınla, aşkınla gel!... Ama geçte gel!...

Kem gözlerden gördüğün o yoğun ışık genç sahralarda seni senden ayrı tutabilir... Ama sen arzın gücü olupta olduğunda göreceksin ki hakiki teknik, hakk taht insandır... Genç gerçeği anlayamaz belki ama yaş ilerledikçe gerçekler kodlanır ve her şey hakk tahttan dillenir...

Gencin gence kelamı olduğu an hakk teknikte kuran okunur ama hakk taht ilimse insan gençliği aşıp gelsin... O zaman yaradanın tınısı, yaşamın tahditsizliği olur... Göreviniz sizin ilimle dillenişiniz.. Sizin yarına varışınız... Sizi halik kılan her anda hulusi hasat yapışınızdır...

Hani dünya ölüydü ya... Hani yaşam kuruydu ya... Hani yarınlar yoktu ya... Allah size izin verdi ve islah kalemlerini alıp Dünya planetine indirildiniz... Ama siz kendinizi koruyacaksanız... Biz sizin ilminizi anlatacak dürümdeyiz... Koruyun yaşamlarınızı biz sizi dilliyelim... Ama siz korunan değil koruyansanız, genç yaşlandığında biz altın ışığımızla ocağa varırız...

Ve o olup ondan onlarcasını koruruz... Elimizin gücü arttı... Yolumuz kod tahditsizliğini aştı ve ruhumuzda mutlakiyet kodlandı.. Biz ayrı gayrı gözetmeden size vardık... Gerçek budur...

Şimdi itibar dediler, imparatorluğun yaşam sahrasıdır itibar... İyilik dediler, insanın kelamıdır iyilik... Yaradan yaratılan hakk teknikle kuranda hep an sahrasıdır ya hani... Hepimiz tahditsiz olarak burdayız..

Çok mutluyuz ki bugün mutlu bir dünya gücüne tohum olduk... Çok mutluyuz ki biz bugün hologramı aşıp yaşam olduk...

Çok mutluyuz ki hakka hak olup vardık... Ve biz mutluyuz ki ruhsal kaemin kelamında mutlak kuran olduk.. Gerçek budur.. Her insan kendini dilleyemez... Herkes herkesi açıkça dinleyebilir ama anlaymaz...

Ve bizler, muradımız insanlığın hak olup yaşama inişidir... Bugün burada bu hak olan hak tahtın kelamı olan insan, biz olup bütüne hizmetçilik yapıyor.. Her bir insanın yeni döneme görevli olduğunu herşeyden ötede kendi olduğunu ve Lütfi Kapıya kul olduğunu anlayabildiği saha; bütün kötülükleri aşacak gücünde dürümlere indiği saha olmuş ve mutluluk tüm zamanların kulu olmuşsa; yenilik başlamıştır...

Yeniliği hak edenlerin halka halka genişleyişleri gerçekleşiyor.. Kurtarılmış insanlık ya da kurtuluşu kodlamış insanlık...

Yaşama indikten itibaren her şey yetkinlikle kodlanabilir... Tüm insanlığın yeniden yolu buluşu yeniden kul oluşu ve yeniden kontrol edici oluşu yerin ilmi ile olur... Bütün köklerimizle dünyadayız... Yer kürenin gücü olarak bu çalışmayı yapıyoruz... Lütfi kapıda mutlulukla bu yoğunluktayız ki yer küre Allah'ın tohumuyla bütüne hizmetçidir...

Kimse kimsenin kendi yoğunluğunda olduğunu dinlemez ama herkes herkeste mevcuttur... Bugün burada olanların bu yoğunlukta oldukları ve her anda oldukları kesindir.. Bütün kötülüklerin aşılabildiği bir doğum yapıldı dünya planetine işte bu doğum bu yoğunlukta oldu.... Unutmayınız ki doğan güç aklın kültü olup doğdu ve burada mutluluk var...

Uzun zamandan beri doğanın yoğunluğu artacak diye beklenmekteyken, yoğunluk burada çok güçlü olarak artmıştır... Yeni dönemin gücü devreye inmiş ve mükafat olarak büyük kötülükleri önleyen yenilik devreye girmiştir... Evrim yapanların kelam oluşları ve yoğun ışık altında toprak oluşları gerçekleştirilmiştir...

Zordur dünya planetinde yaşamak!... Ama sorumluyuz tüm zamanlardaki sahralardan bu nedenle bu merdiveni kurduk ve tüm zamanlara geçtik... Yeni dönemin görevi Allah Tahtında kelama varmaktır ki bu da gerçekleşmiştir...

Karşı karşıya kaldığımız ne varsa ilimledir... İmparatorluğun gücü olarak bu çalışmayı yaparken kardeşlerimizin yüreğindeki gücü de kodladık... Evrenlerin sistemlerindeki yoğunluğu arttırdık vakit tamam dendiği zaman kendi dürümlerimizi gerçek cevhere cennet diye çektik... Varlığın tahditsizliğinde kelam mutlak kuran oldu ve bütüne hizmet gerçekten mutluluk oldu...

Dağa insan diyenlerin yaşama ilimle geldikleri bir dünyada birlik kalemimiz imparatorluğun gücüdür ki bu gücü herkesin nefes olup dinlemesi şarttır... Ruh olacak dünya planetinde ve yerin yeşile mora boyandığı bir dünyada morun kulluğunda kelam mutlak olur ve bir tek olan bitişken ve hakiki olarak bütüne hizmetçilik yapar...

Dünya planetinde bunlar oldu... Yarınlar için daha çok çalışmamız olacak ve yoğun ışık altında yere girenlerin yeşile mora bolca boyanacakları bir ruh olacak dünya planetinde... Ve ziya olanlar yetkin olacaklar...

Dağlarım... Doran topraklarını kuran yaptık ve geçtik... Şimdi Sistem, Nizam ve Düzen gücünü devinimi arttırmak üzere burada görev taşıyacağı bir yoğunluğa vardık... Genç, yaşlı demedik... Aşk dedik ve kelam olduk...

Şimdilik... https://youtu.be/kZnEK3Z8IGM SÜPER İNSANLIK REALİTESİ AYNUR

 
  Bugün 83 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol