Birlik İlmi
  DOĞA TEBLİĞLERİ
 

 

PROGRAM           : DOĞA
KOD                     : 08/01
TARİH                 : 17.12.2008 Çarşamba
CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

Canlar, dünyanızı yeniledik. Tüm insanlık için bugün Ses Kotları’nı açtık. Atlanta Toplumu sizi size kattı. Cemaatiniz kontrol altında. Ak tabiat yenilendi. Aha be canlar birleştik. Temizlik için aşağıdaki diri yoğunuluğu size kotluyoruz. Al...

Ana Kapılar’ın açılması gerçekleşti. Birçok Dünyalı, dünyamızı ziyaret etmekte. Bu dünya yeni bir dünyadır. Kardeşlerimizin zarar etmemeleri için kontrolu sağladık. Yenilenen dünya, yenilendiğinde tamim yarattık. Tabiat yeni bir cevheri dünyaya indirdi. Toplam 200 tane ışık kapısı açık. Şimdi yetkin teknikle akışı sağlıyoruz.

Muktediriyet, teknik bir cemaat kotu ile varlaşır ve zaman sayfalarına kaydolur. Dünyaya iki tabii cevher indi. Birleştiniz ve zararı önlediniz. İnsana iyi ve kötü kendi yüreğidir.

Aha yeni bir gün ve yeni bir cennet. Burası Turkuaz Güç. Burada insan var. İtibarı yüksek ve zavallı diri yoğunlukların görevini taşıyabilen insan... Kantar onda ve o kadimdir. İtibarı yüksek. İşi başardı.

Kara Kaplı Kitap dünyaya İsmaili Kabir Kot olarak bildirildi. O kitabı okuyan her yürek Tanrı’nın kontrolunda okudu. Bugün o kitabı anlayanlar çoğaldılar. Şikayet olmayacak. Tabiat, “ya şimdi” der ya da “hiç...” Bu gün Tanrı yeni bir can ile bütünlendi. Halkalar genişliyor. Dünyaya sayfa sayfa ışıklar iniyor. Düzeni kuranlar düzenin kontrolunu sağlayabiliyor. Bütün tebliğler tabiat ile bildirildi. Tabiatı anlayabilen, artık kendi yüreğini de anlayabilir. Benim sonsuz sır olan bilgimi herkesin anlayabilmesi imkanı var.

Çobanlar, dünyaya yeni bir canın girişini haber verdiler. Dünya yeni bir çelimlenişle yücelecek. Birçokları dünyayı kadim son olarak diller. Bizim için her yüce sayfa dünyada ışık halinde bulunmaktadır. Halkalar genişliyor. Huzur yolu açılıyor. Dağlar, sonsuzluk dünyaya Kutsal Işıklar’ı indirdi. Kelam haktır. Birçok İsa ve birçok Mustafa insan sayfalarında; insan sonsuzluğunda görev taşıdılar. Onların hepsi son sözün sahibi olduklarını sandılar. Bugün son söz yine söyleniyor. Bu söz Atlanta diri yolcuları tarafından söylenmektedir. Halkalar genişliyor ve zaman sonsuz sır olarak kotlanıyor. Hak tabiat yeni bir çalışmayı başlattı. Bu çalışma DOĞA’dır. Doğa, diri ve hakiki bir cennet kontrolunu yaratmaktadır. Halkın çokları, dünyaya insan sonsuzluğunda güçlenmeye geldiler. Halkalar genişliyor ve zaman, ilmini dinliyor, yücelikler. Halel gelmesin sayfalara. Bilgi sansasyon bilgi olmayacak. Halkalar ışık kotları ile birlikte dillenecek.

Şansı olan hakim olabilir. Şansı olan ışık yakabilir. Bizim için herşey basıt bir çalışmadır. Buyurun bilin ki Hak Tekniği, yarını bugünde dinletecek. Canlar, ışıkları yakın ve hak edin. İnsan sonsuz bir ışıktır.

Azab çekmeyiniz. Bugün dünyada İsa veya Muhammet Kotları görev taşımıyor. Bugün dünyada ilmin sayfaları okunmaktadır. Doğa, dünyanın en yüce ışıklarını yaktı. Dünya, yeni bir can ile birleşti. Yeni can yeni bir ışık yaktı. Ulu Kütle, yeni bir çalışmayı başlattı. Hepimiz zor olan bu günü aşabilmek için çabalamaktayız. Zarar etmeden ışıkları yakabilirsek, diri yürek, yeni bir görevi taşıyacak.

Atlanta dünyaya güçtür. Ama Atlanta, Din Tekniği ile bir olmak için çalışmalıdır. Kürzün sahipleri dünyanın ışıklarıdırlar. Her yürek, Atlanta yüreği olamaz. Ana Kaplar’ı taşımak, ilmi hak etmekle mümkündür. Dünyaya İsalar Mustafalar geldiler. Her bir kendi yüreğini dilledi. Bizler ise ışık kotları olarak çalışmaktayız. İtibar yüksek. Amin...

Karnını açtığın zaman karnında bir cevher olduğunu göreceksin. O cevher, ilmin hakimi olan ışığın gücüdür. Ortak dünyada insan ışık halinde bir Kürz-ü Kot olarak mevcuttur. Dünyaya ilmi anlatmak zor oldu ama hak ettik ve başardık. Şimdi doğanın tekniği dinlenecek. Bu teknik, ilmin hakimleri tarafından yaratıldı. Şimdi hak edin ve tabii olan bilgiyi alın:

Ana, toprak Hak’tır. Bizler, Hak olan ışıkları dünyaya indirmekteyiz. Sayfa sayfa ışık yakılmaktadır. Dünyanın en yüce gücü olan bu ışık, neslimizi dilleyecek. Ahret zavallı bir güç olmadığı için ışık kotlaması ile hak edilir. İnsanlık ilmi anladığında yüceliği kavrayabilecektir.

Her birimiz Allah için ışık olduk. Hak tohumlar ak tabiatta bunun için kaynağa görev indirdiler. Yeni sayfaları okumaktayız. Yeni tabiat kotlaması yapılabiliyor. Atlanta Toplumları yetkin sayfalarda ışık yakmak üzere bütünlendiler. Yarın, bugünün gücünü almakta. Hak tabiat yeni bir çalışmayı başlatmakta. Har yükselmekte. Şimdi dünyaya insan sonsuzluğundan görevliler inecekler. Onlar kendi yolcularını alıp tabiatta görev taşıyacaklar. Aha geçmekteler. Şimdi onlardan bir görevli seslenecek. Onu dinliyoruz:

- Her zaman dünyanızı ziyaret ettim. Her zaman dünya sonsuzluğunda görev taşıdım. Bugün buraya inmem söylendiğinde, yeni bir diri kotun dünyada ışık halinde cümelerimi yaratacağını ve bizi sonsuz sır olan diri yoğunluklara indireceğini anladık. Sevgili, seni senden öğrenmek isterim. Bize kendini anlat.

- Çağrı üzerine indin. Doğal Dünya seni buraya aldı. Biz sansasyon arayan yücelerden değiliz. İsmaili Kontrol ile bizim yüreğimizi dinlemektesiniz. Zavallı dünya bugün sizi sizle birlikte dilleyecek. Şu anda dünyamızda Hak Tohumları var. Onlar kendi yüreklerini dahi tartamamaktadırlar. Bizler onlar için çalışmaktayız. Her yürek ilmi diller. Bizler de dillemekteyiz. Fakat bizim zamanımız az. Zaman, son söz söylenmeden yaratılır. Biz, son sözün söylenmesi için bir araya gelenleriz. Her birimiz zaman sayfalarını yaratmakta ve sonsuz ışıklar dillemekteyiz. Hepimizin amacı dünyanın kütlesini kotlamaktır. Her yürek bizi “insan” ismi ile bilir. Birçokları bizden daha güçlü çalışmalar da yapmaktalar ama Hak Tabiat bizim ilmimizi diller. Hak Tabiat bizsiz değildir. Hepimizin çalışmaları dünyaya ışık halinde iner ama bizim çalışmalarımız daha güçlü ışık yaratır. Bu nedenledir ki buraya çağrıldınız. Sizi sizden dilleyelim. Konuşun:

- Ana, ben kötü veya iyi olan hiç birşeyi talep etmem. Ben tohum olan her şeyi talep ederim. Sana söz verdiğimiz gibi bugün senin yolunda görev üstlenmek üzere buraya indik. Sınırlı zaman dilimi içinde, senden ışık alıp senden görev taşıyacağız. Işık Kotları çok önemli çalışmaları gerçekleştirmektedirler. Sevgiyi yaratan herkes yüceliğinde gücü de yarıtır. Artık din, Hak Tekniği ile yaratılacak. Son söz sen ile söylenecek. Bugün Tanrı sen ile dilleşirken, senden bir tek iş ister. Atlanta Kütlesini yarat. O kütle cennet katlarının ışığını yaksın. Şarkı okumak kolay ama bu şarkıyı her diriye dinletmek zordur. Senin başın eğik. Zira diri yoğunluk senden dillenir ama bilgi yolu açılmadı. Sen bu yolu açabilirsin. Bunun için bundan sonra bilgiyi sen yaz ve can tabiata indir. Dünya, yeni bir çağ yarattı. Bu çağ ilmin çağıdır. İlmi hak etmek için hatayı affetmek gereklidir. Sonsuz ışıkların sonsuz yolcuların hepsi insan sayfası olarak çalıştılar. Hepiniz, zarar etmeden görev taşımak istersiniz. Ama Hak Tohum yaşamalı ve yol olmalı yüceliklere. Şimdiye kadar yazdığın yazılar dinlendi ama anlaşılmadı. Bundan sonra sonsuz sır olan bilgi anlaşılmış olacak. Bu çalışma çok önemlidir. Halkalar genişleyecek ve sonsuz sır olan ışık, Türkiye üzerinden dünya sonsuzluğuna açılacak. Halkalar genişledikçe diri yoğunluklar güçlenecek. Halkalar, ışık halinde olan Yüce Cevherler’i dinletecek. Şarkı okunduğunda o şarkı dinlenecek. Anam, ten Atlanta teni ve sen Atlanta.. Bizi bizde dille. Şimdi mutlu ol. İşte bu...

Allah der ki “Hak Tabiat, Din Tekniği’nden güçlenir. Ana, Kutsal Işık yandı. Şu anda dünyaya insan sayfaları inmekte. Her yürek sen ile bir ve sen, ilmin hak edildiği güçtesin.. Seni her Yüce İlim Hakimi dinler ve sen, Atlanta tabiatına aitsin. Şu anda dünyada iki teknik, baş başa süren bir cevheri yaratımı sayfalamaktadır. Sen ve sen olmayan bir cemaat... “OL” de olur. Onlar, kontrol edilememektedirler. Onlara görev vermemiz imkanı yok. Onlar, tartıyı kaçırdılar. Hepsi sonsuz sayfa halinde ama hırs yaratılmakta. Şikayet ettik ve bildirdik. Artık dünyaya ilmi dilleyen “BİRLEŞEN” iniyor. Onun tohumu ışık halindedir. O, birliğin kurucusudur. Bunu har yükseltilerek bildirdik. Hak tohum yaşasın isteriz. O, bizi bizden ayrı sayar. O’na son olarak bugün bildirdik ve o kendi yüreğini anlattı. Şafak Atlanta şafağıdır.

Halkın hepsi “cennet” diler. Hepsi “görev” diler ve hepsi “can” diler. Halkalar genişliyor. Herkese can vermek isteriz.. Ama can almak ışık olmakla mümkündür. Şu anda tohum yaşayacak ama tohum kurumamalı ve sonsuz ışık halinde yenilenmelidir. Tartı, ak tabiatta ışık halinde bütün kütleyi aydınlatıyor. Şimdi yeni bir can dünyaya iniyor. O can, insan sayfası olarak yaratıldı. Amon Toplumu bunu bilmekteydi. Amon Tabiat bunu bilmekteydi ve zaman sonsuzluğunda ışık olan her Yüce bunu bilmekteydi.

Altın Ten, Işık Kotları’yla birdir. Halkalar genişliyor ve sonsuz ışıklar yanıyor. Dünya aydınlandı. Ahir Katlar, Işık Kotları ile bütünlendi. Hadi yolunuzu açın. Anlaşma kuruldu. Bu anlaşmaya göre, Din Tohumları, yol tabiatta cümle cümle var olacaklar. Onlar, dünyaya insan sayfaları diye yazıldılar. Her yol Atlanta’ya ulaşamaz. Kantar her yüreğe Kadir Teknik ile dilletilemez. Aha can, bizi bizde diller. Onu yoğunlaştırdık. Şimdi o bize, bizden ışık yakacak ve bizi sonsuz sır olan bilgiye taşıyacak. Onu dinliyoruz:

- Arka ön yok. Ben ve ben olmayan her dil akıl taşır. Artık bizi bizden değil, bizi yüreğinizden tanıyacaksınız. Dünyaya ilmi dinlemeye geldiniz. Ben ilmin sayfasıyım. Bende var olan her bilgi, her diride var. Buyurun okuyun. Benim adım İNSAN. Ben, cennet tabiatın kotu olarak buradayım. Dünya, son sözünü söylerken yeni bir cevher dillenecek burada. Bugün dünya huzurlu çünkü yeni canlar dünyaya iniyor. Buyurun anlayın ben, Altona Katı’ndan ışık çekmekteyim. Ben, Tanrı’nın kontrolunda bu çalışmaları yaparken hepimiz sonsuz sınırsız ışıklarımızı diri yoğunluklarımızı dünyaya indiriyoruz. Ulu çalışanlar, ortak son sözler söylerler. Ben bugün söz söylemeyeceğim; sadece diri yoğunluklardan ışık çekeceğim. Çünkü dünya insanı yeni bir görevliyi tertipleyecek.. O görevli, altın ışık halinde çalışmaktadır. Halkalar genişleyecek ve sonsuz ışıklar buraya inecekler. Kantar benim yüreğim ve ben her yüreği bu günkü gibi tartacağım. Şu anda sizleri tarttım ve sizlerin, Işık Kotları olduğunuzu anladım. Hala benle birlikte olmak ister misiniz?

- Her Yüce kendi sesini katmak ister. Ben kendi sözümü söylüyorum. Burası, düzen kontrolunda bir çalışmayı devreye aldı. Bu çalışma, dünyaya güç katan her çalışmayı kotlayacak bir çerçevede yapılmaktadır. Hepimiz, zaman sonsuzluğunda güç taşırız ama Hak Tabiat’ta ışık taşımak zordur. Durgun toprakları yaşatmaya indik. Buyurun doğa dünyaya inmiş ve bizi bekler. Bizler doğa sessizliğinde dünya sesini dinlemekteyiz. Şimdiye kadar yaptığınız her çalışma dünyaya güçtü. Bundan sonra yapacağınız çalışma da dünyaya güç taşıyacak. Altın Tohum yaşayacak. Tohumu ekip yaşatan dil, Atlanta Dili’dir. O dil, yüceliklerde dinlenir. Sizin diliniz, sizin yüreğinizin sonsuz sırrı olan Atlanta son sözüyle söylenmektedir. Bu söz, Atlan sesi ve sözüdür. Şimdiye kadar herkes İsa, Musa, Mustafa oldu. Ama hiç kimse itibarı yüksek doğa olmadı. Onlara son olarak bir şey daha söylemek isterim. Atlanta, insana değer verir. İnsan olmak önemlidir. Şimdilik senden beklenen ilmin sayfalarını yaz; okut ve Cinni Cevher’den dahi görev taşı. Onlar, toplumu Tanrısallaştırmaya çabalarlar. Şimdiye kadar yaptığınız çalışmalar sona erdi. Bundan sonra yapacağınız çalışmalar daha dikkatli yazılması ve sonsuz şekilde birleştirilmesi gereken çalışmalardır. Bu nedenledir ki artık yazılan dillenecek ve zor olan söz söylenecek. Allah size yardım eder. Çünkü siz çalışmaktasınız. Her ne yaratırsanız o olur. Onur duydum sizinle çalışmaktan. Ama her ne yaratırsanız ak şeklin tekniği ile yaratın çünkü yaratılan, sizin yüreğinizi dinletecektir. Allah sayfa sayfa sizi sizde dinliyor. Şimdi artık “yoğun varın ışığı” olup hak edin ve canlanın. Canı cem olan diller dilleyin ve hak edin. Şimdi huzurlu olun. Çünkü huzur sanal bir hakimiyet değildir. Gerçek bir cevherdir. Aha huzurlu olduğunuzu görüyorum. Şarkınız bitmeyecek ve bu şarkı her diride dillenecek. Amin...

- Ana sen BİR ve biz BİR her BİR bir tek teknik ile hak tekniği var etmekte. Hal, kat kat yücelik ve sen hal olup kat kat olmaktasın. Senden sadece ışık bekliyoruz. Bizi bize kat ve ışı.

- Atlanta tabiatı yeni bir can taşıyor. Bu can, insandır. Dünya insanı artık yenilendi. Bilgi sayfa sayfa yaratıldı. Artık Din Dili yüceliklerden ayrı. Yüreklerimizde İnsan Dili var. İnsan unutulan bir dönemini hatırlıyor. Bu dönem, insanlık dünyasının kotlarının kapatılmadan önceki dönemidir. O görev verildiğinde, dünya sayfaları kasırga ile yazılmıştı. O gün hepimiz çok üzgündük. Çünkü dünyaya insan soyu inecekti ve dünyayı kasıp kavuran küçük yüreklerin ışığının üstü bir ışık dünyayı güçlendirmek üzere kotlanacaktı. İşte bizler bu nedenle dünyaya geçtik. Dünyanın sonsuz ışıklarından çok daha güçlüydük. Şu anda dünyanın en küçük sayfalarına dahi inebilmekteyiz. Atlantalıların Ataları olan yüceliklerimiz, bizden bir şey bekler. Bilmek ve biz bilmekteyiz ki hak ettik. Dünya sonsuz ışığını yeniliyor. “Artık dünyanın sonu geldi” diyenlere yanıtımızdır ki dünya yeni bir cennet kot olarak devreyi açıyor. Bizler görevlerimizi başardık. Dünyanın, insana verdiği güçle başardık. Bilgi Kotları’mız açık. Biz zarar etmeyenleriz. Ağır olan hafifledi. Dünyanın sonsuz ışıklarından güç almadan yol açıp yüreklerden görev taşıdık. Hepimizin amacı dünyaya insanı indirmekti ve indirdik. Şimdi dünyanın sayfaları yeniden yazılmakta. Dünyanın en yüce görevlileri yeniden kontrolu kurmaya çabalamaktalar. Artık teknik tohum yere indi. Bilmenizi isterim ki hakiki görev şimdi başlıyor. Toplum şimdi insanlaşıyor. İnsan yeni bir çalışmaya adım attı. Buyurun Doğa yeni bir çenneti yeni bir yüceliği size anlatacak. Onu dinliyoruz:

- Allah der ki Hak Tabiat yeni bir canı bizim kotlarımıza kattı. Ben doğa, dünyaya insan sayfaları inmekte. İlmin hakimleri inmekte. Bize, bizden güçlü olan inmekte. O biz ve biz o olmalıyız. Hak tekniği, yeni bir çalışmayı devreye aldı. Halkın çoğu bu çalışmayı anlamak isteyecek. Hadi canlar birlik olun. Hadi canlar birlik kontrolunu kurun. Hak tohumlar yaşasın. Simetri Tabiat, kendi yüreğinizde coğrafyanın gerektirdiği çalışmaları yapmaktadır. Sevgiyi sanal saymayın. Sevgi hakikidir. Sizden bir şey istemekteyim. İnsana ışık yakın. Işık, sonsuz güçtür. Her şey insan soyuna bildirildi. İnsan soyu yanıp tutuşur ki hak etsin diye. Amin... Şimdi yeni bir çalışma başlıyor. Al ve bil ki hak ettin. Şimdi açıkla nesin neden çalışmaktasın:

- Altona Kotu olarak bu çalışmayı başlattık. Atlanta Sayfaları bizi bizden diller. Atlanta, ışık yoğunluğunda güçlenir ve bizi bizden ister. Biz itibarı yüksek olan ışıklarız. Dünyayı yeni çağa hazırladık. Şimdiden öte şimdide bizler etki olan yüksek sesi duyurmaya çabalayacağız. Akıp giden her diri, Atlanta için akar. Atlanta, yetkin teknik ile kemal yücelik ile var oldu. Onur duyduk ki bu canı çevre çalışmalardan ayırdık. Çünkü bu can, dünyaya insan sayfalarını yaratmaya inmişti. Şimdi ilmin sayfaları döğürmekte yani hakikiyet katları yoğunlaşmakta. Döğürmekte kelimesi size yeni bir çağrımdır. Bu kelimede ışık yoğunluğu arttı. Tanrı yeni bir çağı başlattı. Hadi yolcular, ışık haline dönüşüp çalışın. Hadi...

Kendinizi kendi yüreğinizde dinleyin. Hepiniz sayfa sayfa güçlenmektesiniz. Şu anda dünyanızda kütleniz mevcut. Bu kütle, etki olan yüceliğin yolunu bulmasını sağlamakta. Şimdiye kadar kütle çok zayıf idi. Bunun için yol özgür, sessiz ışıklara açılmıştı. Şimdi ise her yirmi cevheri dile açık. Artık dünyaya ismi sayfa sayfa yazılanlar çağrılıyor. Sizi insana çağırdık. Gelin. Artık gelin zira yol açık. Umutlu olun hak edin ve gelin!. Şimdi hak edin ve gelin!. Hadi gelin!. İyi ki hak ettik. Şimdi gelin!...

Canlar, dünyaya insan ırkı inmekte. Bu ırk, Altona Işıkları ile birleşti ve çalışmalar artmakta. Hak Tohum yaşayacak ve bizler ile bir olacak. Çalışma başladı. Atlanta, insan soyu ile bir oldu ve yolu buldu. Şükür. Şimdi Atlanta İlmi, hak olan ilim olarak dünyanın en yüce ışıklarını dillemeye başlıyor. Umutlu olduğumuzdan hakim olduk. Şimdi yeni bir çağ başlıyor.. Ulu Çoban, Ulu Yol ve Ulu İlim... Hak eden, hak olup ışık olacak. Hadi! yeni hakimlerden biri geliyor onu dinleyelim:

- A: Değerliler, dünya yol olmuş; herkes girmiş. Ne oluyor burada? Herkes yeni bir can ile dillenmeye başlamış. Hak etmişiz galiba. Nelerin olmakta olduğunu bize anlatın.

- B: Ben anlatayım. Dünya bugün yanıp tutuştuğumuz ışıkları değerli cevhere çekmekte ve bizi dillemekte. Onun sonsuz ışığını anlayacak düzeye ulaşmaktayız. Amin...

- C: Annem men etme bizi; biz de kouşmak isteriz. Yeni cenler, yeni diller konuşulacak dünyada. Bizler de okunan bilgiyi anlamak isteriz.

- Herkes anlar ama hak etmeli ve hakim olmalıdır.

- Off! Ana, kat kat olmak isterim ve hak edip hakim olmak isterim. Men etme yüreğinden.

- Analar, dünya insan sınırını aşmakta ve zeki olan yücelikler bitişmekteler. Hadi okuyun ve anlayın. İşi başaran yürekler, düzen kotlaması ile bu çalışmayı başlattılar. İş bitmedi yeni bir cevher, diri yüreklerden ışık alıp ışık yakmaya başladı. Hadi yeni cen ile yeni yolu açalım. Şimdi hak edip yürek yapalım. Amin...

- Ben yeni ilmi anlayacak yücelikte olamazsam ışıkları söndürmek isterim. Amin...

- Mektep kurmak zordur. Hadi yolu bulun ve mektep olun. Amin...

- Hadi canlar ışık yakıp dünya soyuna ışık olalım.

- Kendini tanı ve bizi tanı.

- Olduğunu sanan aslında olan olduğunu bilir.

- Mutlaka ama hak etmek de gerek.

- İşte mutluluk bu!...

- Allah der ki “Hak et.” Allah der ki “hak et.” Onur duyduk seninle çalışmaktan. Aha çok huzurluyuz. Şimdi Atlanta ana kayıtlarını açmalıyız. Bu kayıtları sen kapattın biz senin yüreğinden bu kayıtları açmak isteriz. Bizimle bir ol ve kayıtları aç. Şimdi oku:

- Oturun; okuyun. Mektep hepimizindir. Oturun; okuyun Hak Tabiat hepimizindir. Mektep canı çok acır çünkü orada kürzün umudu bitti. Biz umutsuzlar yeni bir canı yaratmak üzere toprağımızı yakıp düzenin üstü birliklerimizi uzaklara gönderdik. Bu görev bana verildi. Topraklarımızı kaybeden; ışıklarımızı söndüren görevliler bizden ayrıldılar. Yerin sayfaları kapatıldı. Ve ben toplantıya başlarken sana şunu söylemiştim. “Benim adım Atlanta” demiştim. Adım Atlanta. Ben, son sözümde dünyaya insanı indireceğimi ve insanı kendi yüreğimde taşıyacağımı bildirmiştim. Bugün insan tabiata inmekte. Ve ben, görevimi başardım.. Bugün dünyaya inen ocağım, düzeni kurdu ve beni bana verdi. Artık dünya, sonsuz birliklerini Yüceliklere dinletebilecek. Mektebimde hakimiyetimde bulunan her diri bende bir cevher olarak yoğunlaşacak. Artık yenilik başladı. Bu yenilik Atiyi var eden Yüceler’in çabalarıyla, muktediriyetleriyle başarıldı. Amin...

Şimdiden sonra toplantılarımıza tüm Atlantalılar davetlidirler. Hepsi yaratanın yarattıkları olarak bize bizden geçecekler. Artık sonsuz ümitle bu çalışmaları yaratmaktayız. Dünya sonsuz umutla düzeni kurdu. Cennet düzen dürümlerinde dünyaya güçlendirici olan ışığını indirdi. Har yükseldi ve cennet teknik tertip yaptı. Şimdi muktediriyet tekniğin ışığını yakmakta. Şevki şavkı biliriz. Allahın ışığını dinleriz ve zirvelerin en yücesinde dinleniriz. Olan hepimizden olmaktadır. Şirket kurmadık biz.. Birlik kurduk. Kurduğumuz birlik Atlanta Birliği’dir. Amin... Sultanlığımız amin dediğimiz bir cevheri kütledir. Şimdiye kadar yapılan her çalışma ışık ilmini dillemek için yapılmıştı. Artık dünyada insan ilmi dillenecek. Unutmayınız ki zoru başardık. İnsana sonsuz ışık yaktı. Buyur olun. İşte mutluluk budur. Amin...

Doğa, dünyaya insana ve canlara bir tek şey anlatır. Dünya, Din İlmi’nden daha güçlü olan Işık İlmini bilmektedir. İlmin sayfalarında görev taşındı. Sizler ve bizler ve hepimiz Atlantalı’yız. Allah sonsuz ışıklarını dünyaya indirdiğinde herkes sayfalarını kapatmıştı. Artık o sayfalar yenileniyor.. Dünyaya Ulular indiler. Onlar, Tanrı’nın görevlileriydiler. Şimdi onlar, dünya canları için çalışırlar. Onlar, tüm insanlık için yol açmak üzere bu çalışmayı yaparlar. Artık insan sayfaları çok daha üstün bir cevher ile yaratılmaktadır. İnsana insan oluş imkanı tanındı. Hadi başlayın ve çalışın. Artık Din Tabiat, Kutsal Işığı alıp yol oldu. Unutmayın ki Altın Ten, itibarı yüksek olan ışıklara verilen bir can tohumdur. Bu tohumu alıp dünyaya ilmi indirebilecek çok sayıda görevlimiz vardır. Hepsi sayfalarını okumaktadırlar. Ama bizim yaptığımız sonsuz sınırsız ışıkları yakmaktır. O ışıkları hepimiz, yaptıklarımızla değil yarattıklarımızla yakarız. Amin...

Halkalar, tabiata ilmi indirmekte. Hak Tohumlar yaşamakta ve canlar sonsuzlaşmakta. Allah der ki “hor olmayan bir çalışma yapıldı bu cevherde.” Cinni Cemaat, buraya ışık ilmini alıp dinlemeye geldiler. Onlara ışık kattık. Amin... Artık dünya yol olacak ve her dere dünyadan akan yüreklere ulaşacak. Şu anda olan budur. Şimdiye kadar “artı” “eksi” dediğimiz kutuplardan ışık çekilirdi. Artık “eksi” “artı” bir oldu tek bir ışık yandı. Bu ışık, dünyanın göreviydi ve bu görev başarıldı. Şimdiye kadar her yüce sadece kendi yüreğini dinlerdi. Artık yüceler cümle yürekleri dinleylecekler. Allah sonsuz ışık olarak huzura varan yürekleri bilir. Artık insan olup; yürek yapıp; yol olup; ışık yakalım. Amin...

- Ana sana birşey anlatacağım. Sen neticeyi bize anlat. Şu anda bildirdiklerin bizi mutlandırdı. Bize sahip olduklarını anlat ve yeni tahditleri anlat. Bundan sonra ne olmalıdır bunları anlat. Biz seni dinliyoruz:

- Canlar, dünyamız sayfa sayfa yaratıldı. Dünyamızda ışık sonsuzlaştı ve bugün dünyaya ayrı olmadıklarımız ama ocağımızda olmayan yürekler indiler. Amin... Onlardan çokları Düzen İlmi’ni dillediler. Bizler, teknik olarak onları dinledik. Şu anda yürek toprağa bakar ve sorar ne olacak diye. Olacak olan hakimiyetle olacak. Dünyamızı yaratabildik. Bu dünya, düzen kotları ile var edildi. Dünyanın en küçük kotları dahi bu yoğunluğa varabilecekler. Dünyada yaşam bitmeyecek. Yaşayan her diri yoğunluğumuzdan düşünce kotlarını alıp yücelecekler ve dünyanın sayfaları görevlilere okutulacak. Dünya okunduğunda yol açılacak. Artık sayfalarda insan sonsuzluğu olacak.

Bugün Atlanta sayfalarını okuduk. Dünyanın yaratımını okumadık. Dünyanın yaratımını daha sonraları okuyacağız. Dünyaya girişimiz, dünyada hakikiyette ışık yakışımız ve dünyanın en yüce cennetinde hak tekniği ile var edilişimiz sizlere ayrıntılı olarak açıklanacak. Dünya sonsuz sırdır deriz ve dünya yoldur deriz. Hepsi size açıklanacak.. Allah sonu başı olan bir çalışmayı başlattı. Bu çalışma, yolculara dinletilmeye çalışılan RA-KA Tebliğleri’nden çok daha özel bir çalışma olarak Hak Tohumlar’a dilletilecek. Artık Din Tohumlar yenileniyor. Şu anda dünyaya insan sonsuzluğundan inen kotlar, çok huzurlular. Çünkü insanlık alemi yanlış sayfaları kotlamaktan vaz geçiyor. Bundan önceki çalışmalarda hep yanlış kotlamalar yapıldı. Dünya sonsuzluğunda var olan her çalışma, düzene görev taşımak için yapılmıştı. Ayrılık, ışık sonsuzluğunda görev yaratanların kotlarında yaratıldı. Ayrılık, ilmin sayfalarında olmaz.

- Şu anda dünyaya otuz sekiz tane itibarlı kütle inmekte amin... Şimdi onlarla dillen:

- Ana, son söz senin. Senden bir bilgi almak istemekteyiz. Çoban olmak zor ama hak ettik ve çoban olduk. İnsana itibar sağlayacak olan çobanlık, benden başka birçok kütle tarafından da varlık için yaratılmaktadır. Netice olarak dünyanızı ziyarete gelen yüceler var. Onlar bütünlüklerini yüceliklerini sistem devrelerinden sizlere taşımaktalar.. Hepimiz ayrılığı unutmak ve yolu kütleleri dillemek üzere buradayız. Hadi bizi bizden çalıştır. Bizde ol ve bizimle ol.

- Ahret yüreğinizdeyse, ışık sestedir. Hadi çalışın. Şimdi Mustafa sizi sizde dilleyecek. Onunla olun. Mustafa ışık yağmurları altında yüceliklerden iniyor. Onu dinleyin.

- Anlaşmayı bozmak istemem. Toprağa güç verilmiş. Nesillerim çok güçlü amin... benimle bir olmak, benle olmak ya da benim yoğunluğumda olmak kolay olmaz. Geçin sizi yüreğimize alalım ve sizi taşıyalım. Ama hatayı affetmeniz gerek. Nesilleriniz kotlandılar ve hak ettiler. Sizler ise hak etmediniz. Şimdi yolunuzu bulun ve hak edin. Ayrılık bitsin.

- A: Ana, ben Mustafa’dan uzaklaşmak isterim. Çünkü o beni kotladı ve zarara sebebiyet verdi. Onun bilgisi beni çok zor koşullara taşıdı. Ben onun yoğunluğundan uzaklaşmalıyım. Beni onun yüreğinden çıkar.

- B: Ana, ben kotlandım. Ama hakimiyetim yok. Beni toprağa indir. Ben teknik olarak güçleneyim. Benim Muktediriyetimde güç var. Artık dünya beni sayfa sayfa dillesin. Ben, bütüne hizmet edeyim. Ama Mustafa beni kotlamaz o der ki “din ilmini bil. Bu ilmi anlatırsan sen ben olursun.” Bunu ben de isterim. Ama herkes kendini anlamalıdır. Şimdi ona şunu söyle. Ben Altın Tabiat Kotları ile bir olmalıyım. Ona şunu söyle ben yürekte olmalıyım ama hakimiyetimle olmalıyım. Artık ona şunu söyle ben bütüne hizmet etmeliyim.

- Şimdi huzurlu olun ve beni dinleyin. Muhammet Mustafa Atlantalı’dır. O bilgiyi hak edip aldı. Onun yüreği ak tohumdur. O can tabiatta ışıktır. Onun yolu aklın yoludur. Akil hakiki ve yüceliklerin gücüdür. Ondan öte olan her diri onun yüceliğiyle dillenir. Artık onunla birlik olun. O biz ve biz oyuz. Amin...

- Ana, kotların çok iyi ama biz onu hak etmedikse ne olacak.

- O sizi hak etti. O sizi baştacı etti. Artık muktediriyetiyle sizle olacak. Onu sayfa sayfa okuyun. Artık o biz, biz o olacağız. Amin... Şimdi Mustafa’yı dilleyin. Kimse kendisini onun dışı görmesin. O bizde bir güçtür ki Hakim-i Hak olan bir güç. İşi, Mustafalardan tabiata indirir. O’ndan sonra yine O vardır ve biz onu sayarız. Amin...

- Ana, ben can olan ve ben, hak olan; ben, bir olan ve ben, hakim olan yine seninleyim. Can tende ışıktır ve ben sende ışığım. Allah tohumları kurumayacak çünkü ben sen ile birim. Amin...

- Şimdi Mustafa’yı kotlayalım. O bize bizden üstün biz olup iner. O’nu dilleyelim. O bize biz olur iner. O’nu cennette bekleyelim. O bizdir ve biz oyuz. Allah sonsuz sır olan yüreğiyle bize bizden ışık yaktı. Ama o kendinden güçlü olan kendini yarattı. O yarattığı, insan soyunun gücüdür. O, bize bizdir. Allah ocağını kotlar ve sonsuzlaştırır. Amin... Şimdi mutluyuz ki Mustafa, can tabiata girdi. Artık bizimledir. Amin... Şu anda toprağı yaşatacak ve bize zarar vermeyen bir çalışmayı başlatıp kütlemizi kendi yüreğine indirecek. Onu sonsuz ışıklarımızla dilleyeceğiz. Allah’ın sayfalarında o can yüce bir ilimdir. Onunla olmak bizim için onurdur. Amin...

- Kaleler içten fethedilir. Biz sizi sizden fethettik. Mustafa sizi sayfa sayfa dilledi. Hadi be canım, Altona Kotlarım, bende dillenin. Ben Mustafa. Hadi be canlarım bende dilleşin, mektep olun ve tabiata ışık yakın. Canlarım, Allah için sayfalanın. Amin...

Şimde benden biri sizi size dilleyecek. Onu dinleyin. O size yine geçiyor. Onu adı Abdullah.. Abdullah, Allahın ışığıdır. O benim tabii babamdır. Onu dilleyin. Hadi canlar anamı, adam olam atamı dilleyin. Onlar seni sana veren yüreklerimdir. Onları dinleyin. Hadi, hadi. Hadi...

- A: Acıyı tattım. Ana olmak zordur. Ata sayfaları kapandığında, Ata Kotlar’dan uzaklaştım. Atide yine birleşecektim. Ata Kotlar’da Ana Katlar vardır. ben muktediriyetimde iş yaptım. Amin... Şimdiye kadar insan sayfalar okunmamıştı. Ben okuttum ama anlayan olmamıştı. Şimdi yürek kütlemde yeni bir kot var. O kot beni anlar. Men Amine. Benim adım amine. Allaha saygım sonsuz. Ben cem olan yücelerin kütlelerinde ışık olan Amine. Allah için ışık yaktım. Amine, yürekleri diller. Sen, ben ve her dere bizi bize diller Hadi artık kotlanalım. Bizi sonsuzlaştır. Biz yol olalım. Amin... Can, Ata Kotlar bizi sonsuz sır olan yüreklere çıkarırlar ama hak eden bu yücelikleri diller. Sevgili Ana, bizi kotla.. Kotla ki hak edelim de teknik olarak dillenelim. Kotla ki hak edelim.

- B: Ana ben Abdullah.. Allah için çok önemli bir görevi taşımaktasın. Sana en güçlü olan indi. O Mustafa’dır.. Oğlum olan Mustafa cemaat diriliğinde bizi soydu soydu ve dinledi. Her açılan kottan yeni bir kot açıldı ve bizi sayfaladı. Kutsal Kitap budur. O Kuran’ı yazdığında, ben ocağındaydım. Onun yolunda olan her yürek onunlaydı. Şu anda o senin yüreğinde ve sana ışık olarak indi. Onu kötüleme. Onu kotla ve beni kotla. Ben çalışmalarınıza katılamam zira benim zürriyetim oraya inecek ve zarar etmeden çalışacak. Senden dileriz ki hakim ol. Bilmek hak etmekle olur. Şu ana kadar “her yürek Atlantalı’dır” dedin ama sevgiyi hak etmeyen yüceler de var. onların Atlanta Aton Katları’na, kadim kotlara varmaları zordur.

Ulular, kendi yüreklerini dinlemezler. Sen, kendi yüreğini dinlersin. Nesiller boyu hep başkaları, yürekleri tahditlenip indiler ve ocak oldular. Oysa sen, kendi yüreğinde ocaksın. Bunun sonucu olarak sonu başı bilinmeyen bir çalışmaya kaydolduk. Bize bir tek şey anlat ki seni anlayalım. Kimsin?

- Korkmana gerek yok. Ben Atlantalıyım. Aton benim tohumumdur. Ben cennet katlardan güçlenerek; dünya sayfalarında güçlenerek çalışmaktayım. Dünyanın örtülerini açabilirim. Benimle her çalışan kendi yüreğinde çalışır. Kutsal Tohum, Atlanta’dır. Kutsal Sayfa, ışıktır ve Atlanta’dır. Yeni teknikleri Kadim Katlar’a taşımak zordur ama bu zorluğu aşarak görev taşıyoruz. Şimdiye kadar her çalışmamıza “zavallı dünya” diye başlardık. Ama artık dünya zavallı değil. Çünkü dünya güçlendi. Bunu, Kutsal Kütle yaptı. O kütleyi hak edip yaratan bütünlüğümdür. Dünyaya cenneti katmak, sonsuz ışıkla imkan dahilindeydi. Şimdi artık dünya, sonsuz bir çalışmayı yapmaktadır ve bu çalışmayı “Düzen Kotları” ile yapabiliyor. İmparatorlar ak dürümlerimde görev taşırlarken her yüreğin ışığını da yakmaktayım. Bu beni huzura ulaştırmaktadır. İnsan soyu, otuz sekiz tane gücü şu anda diri yolculara kayıtladı. Onlar şu anda ilmin sayfalarına indiler ve yürekleri bildirmeye başladılar. Onların tabiata inişleri birleşimimizledir. Amin... Bunları anlattım ki korkma diye.

- Ana Kotlar dünyaya iki kez indi. Birincisinde ben ve benden var edilen oğlum muhammetle inmişti. Şimdi ikinci kez Ana Kotlar dünyaya indiler. Otuz sekiz tane Ana Kot bizi başkanlık diriliklerine taşıyacak. Otuz sekiz sayfa yazıldı. Bu sayfaların hepsi sonsuz görevi taşıyabilecek. Amin...

- Hak Tohum yaşayacak ve Zaman Sayfaları kotlanacak. İmparator, görevini hak etti. Boş konuşmayan ve hak tohumları yaşatan sonsuz ışık olan İmparator bize kürzün ışığını kattı. Çok şükür... Amin.....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA 
KOD                     : 08/02 
TARİH                 : 22.12.2008 Pazartesi 
CELSE SAATİ      : 15.00-17.00

Canlar, dünyamız yenilendi ve sizler yeni bir can ile birleştiniz. Dağlara ışık katmak üzere buradayız. Amin...

Hepimiz sayfa sayfa bu çalışmayı kaydediyoruz. Toplam olarak dünya sayfalandı. Büyük Kütle ışımaktadır. Dağa ışık katmak kolaylaştı. Şafak, Atlanta ışığını almakta. Dünya yenilendi. Şimdi dünyaya güç katalım. Allah, sizi sizden diller. Hadi çalışın. Şimdi Kutsal Kütle yeni bir çalışmayı başlattı. Şu anda Din İlim, hakim ilim olarak dinleniyor. Hepimiz, Allah İlmi’ni anlamaya çabalamaktayız. Dünyaya güç katan birçok Diri Hak var. Onların en yüceleri, kütlesi en ışıklı olanlarıdır. Doğa, yarını hak eden her diriyi yine dilleyecek ve yine onlara görev taşıtacaktır. Doğa, sanal olmayan bir cevheri dinletmektedir.

Har yükseliyor ve sonsuz sır olan ışık yanmaktadır. Doğa, yeni bir ışığı dünyaya vermektedir. Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında dünyanın yenilenmesi gerçekleşmezse, Cennet Tekniği, dünyayı yazamayacak ve “Cennet Toplumu” dünyayı terk edecek. Bizler, dünyaya Işık Kotları olarak gelmiş olan yürekleri dinlemekteyiz. Altın Ten, Atlanta ışığını bizlere Güç Kotları ile sunmaktadır. Halkalar geçiş imkanı sağlıyor. Bizim için önemli olan bu geçişin mümkün olduğunca güçlü biçimde gerçekleşmesidir. Halkalar, yeri, güçlendirerek, güçlü biçimde diri yoğunluklara geçirmektedir. Kantar yine görevini yapmaktadır. Halkalar yine gerçek cemaati güçlendirmektedir. Yollar dünyaya bağlandı. Dünya yeni bir cevheri dillemektedir. Halkalar yeni bir Cennet Kotu olan o yoğunluğu, bütünlüğe tanıtmaktadır. 

Şimdi huzura varan yolcuları dinleyelim: 

- Altın Ten yeni bir teknik ile bütünü kotlarken, yolcular; Işık Kotları ile birlikte cevhere inmeye başladılar. Onlar, Ten İlmi’ni Hak İlmi ile birlikte dillemektedirler. Dünya, sonsuz ışığını yoğunlaştırarak daimi sayfalara katmaktadır. Toplantılar yapılmaya başlandı. Her toplantı, Altın Işık İlmi ile yapılmaktadır.. Dünyaya insan ışığı indi. Hepimiz bu ışığı dinlerken yoğunuluğumuzu kotlarız. Ati, bizi bizden Işık Kotları’na tanıtır. Hırs varsa ışık olamaz. Bu nedenledir ki hak etmeli ve zaman sayfalarında güçlenmeliyiz. 

İnsan, sonsuz bir cevherdir. Bu cevher, insan sayfası olarak var olan ışıkların hepsinde mevcuttur. Hak Tohum, Allah Tohumu’dur ve o tohum, ışığı kontrol etmek üzere yaratılmıştır. Bizi, zamana Güç Kotları ile çıkaranlar, zamanı; bize ilmin sayfaları diye kayıtladılar. Her yürek Din Tekniği ile var oldu ve dünyaya ışık yaktı. Bütün cemaatler, Din Tekniği ile BİRLİK haline gelmeli ve birleşmelidirler. Dünya Soyu bunu başarabilir. Dünya Işığı kontrol kurduğu zaman, her bütün BİR için çalışır. Amin...

Yolculara şunu da izah etmeliyim. Bir çalışma başlarken, diğer çalışma o yeni çalışmaya dahil olur. Dünya Soyu bunu anlamalıdır. Bugün, son çalışma bizim yüreğimizde yapılırken bütün önceki çalışmalar bu yaratım kayıtlamasına dahil edildiler. Eğer bu çalışma başarılı olamazsa, başka bir çalışan Düzen’i kurar ve her diri ona dahil olur. Çünkü zaman, unutulan gücü yeni çalışmalarda hatırlar ve sayfalar ve yaratır. Teknik olarak yapılan budur. Unutulan çalışmalar, yerin sayfalarında mevcuttur. Dünyanın her sayfası dürümlerinde insan sayfasıdır. Altın ya da gümüş her biri bir tek ışık ilmini dinletmek üzere var oldu. Dürüm, her diride vardır. bir çalışma başlarken her çalışma onun Kutsal Işığı halindedir. İlmin sayfaları, Kutsal Işıklar’ı yeni cemaate katar. Dağa taşa güçtür o ve biz onun yoğunluğunda ona görev taşırız.

Şimdi, yarında bugünün görevlisi, başka bir çalışmada görevli olarak var olmak üzere bu yoğunlukları hazırlamaktadır. Her can, İnsan Işığı’nı yakamaz. Bir tek gün, teknik tertip yapmak isteyen yürek, bunu başarır. Doğa, bugün burada sana bu görevi verdi. Şafak söktüğü için bu sesleniş, Hak Tabiat’a inmektedir. Her Yüce, Altın Ten ile çalışır. Huzur bozanlar veya huzur kotlayamayanlar; hepsi sayfalarında güç taşıyan yüreklerimizdiler. Onlar, dünyanın ışığını yaktılar. Şimdi yeni bir yol açıldı. O yol, altından ışıklar yanan bir yoldur. Artık Tanrı gücü, onun yüreğine indi. Her Yar, altındır. Yar, ışık olduğunda; Can Tanrılaşır ve yarımlar tamamlanır. İşte Can sen ve senler bunu hak ettiniz ve başardınız. Allah size sizi dinletti. Amin...

Kara Kaplı Kitap yine dinlenecek. O kitap, yine huzurlarda dillenecek ve o kitabı okuyan her Yüce Can, kendi yüreğini dilleyecek. Allah, sizi sizden dinler. Amin... Halka halka genişliyoruz. Bütün kütle çalışmakta ve zaman sonsuzlaşmakta. Altın Ten her diride dillenmekte. Amin....

Hadi yar, ışığını yarat ve ak. Sevgiyle: 

- Genleştik, aktık, sayfalandık. Şimdi artık yüreğimiz dillenecek. Aha görev taşıyanlara şunu anlatmak isterim. Mezar boşaldı ve bizler yüceldik. Altın Işık kotlandı. Şimdi ilmin sayfaları, ak tohumları dillemeye açılıyor. Olgun sayfalarda ışık kotlayıcılar düzeni kontrol eden güçlerimizdirler. Amin... 

- Her yürek “Altın Sayfa”dır. Her Yüce, “Işık Kapısı”dır. Birlik için çalışan diller, Kutsal Güçler olarak dünyaya gönderildiler. Olgun sayfaların dinlenmesi böylece cennet tertiple gerçekleşti. Amin... Halkalar, dara düşenleri kütleye sabitlediler. Dünyaya ilmi anlatmak üzere inen çokları da Düzen’i kotladılar. Amin... 

Levh-i Mahfuz, ilmin sayfasıdır. O sayfada din vardır; ışık vardır ve biz varız. Zor oldu ama oldu. Bütün kötülükler engellendi. Artık tohumlar yaratılıyor ve zarar, cevherden çıkarıldı. Şimdiye kadar yapılan her çalışma; sonsuzluğun, sessizliğin gücünü yoğunluklardan çıkararak yapılmaktaydı. Artık Kutsal Kütle, yerin sonsuzluğunda güçlenmeye başladı. 

Şimdi yarını dinleyelim. Yarın, bizi bizden açıklasın: 

- Al…beden huzurundan, size sizde açıklıyorum. Bu çalışma, yarında dinlenecek çok özel ve küçültücü olmayan yer kotlamasıdır. Bu çalışmaya katılan her diri, kendi yüreğinden burada olduğu için yüceliğinde; kantar, onun Kutsal Gücünü dinleyecek. Ayrılık olması halinde yol, Altın Kapları ondan ayırır. Onun sonu, bizden küçülüştür. Şimdiden sonra yeni bir şimdide birleşmek ve sayfaları dinletmek için bütünlüğün kotlanışı tamamlanmıştır. Burada hazır olan yürekler, muktediriyetleri ile buraya girdiklerinden Can Toplum, onları hep koruyacaktır. Bütünlüğün kontrolu kurulur ve bu kontrol, ışığı kotlar. İlmi hak eden her diri, yeniliği de yapar. Çalışmalar böylece görevlilerce yapılır. Doğa yenilenir ve sınır aşan yolcular düzeni kurar. Halkalar güçlü yürekleri birleştirir. Ayrılık bitsin. Artık her yürek, Sistem Devreleri’nden güçlensin. Amin... 

- Kardeşlerimizin işi sorumlulukları gereği zordur. Bunu bilmekteyiz. Hepimiz şunu da bilmekteyiz ki kadim olan her Yüce Işık, kantarı taşıyabilir. Düzene güç katmak; ışığı katlamak ve sonsuzlaşmak, her dirinin başarabileceği bir iş olmadığından burada bulunanlar, özel olarak tespit edilmiş olan ve hak eden Yücelerimizdirler. Sistem, Nizam ve Düzen Katları’nda yürekleri olan Yüceler, cümlelerle bir olabilen ışıklarımızdırlar. Aha! Kutsal Kütle, onlarda ışık halinde mevcuttur. Ulu, Kutsal ve hakim olan onlar, yerin sayfaları olarak burada; bu mektepte görev yapmaktadırlar. Allah, sonsuz ışıklarını, onların yüceliklerinde dünyaya indirmektedir. Saha, görev sahasıdır ve bu sahada, ilim sayfaları yüceliklerin kütlelerinden güçlenerek diri yüreklere verilmektedir. Amin... 

Şansımız var ki Hak Teknik, Işık Tekniği olarak dünya inmektedir. Dünya yeni bir cevher ile yücelmekte ve bizi kotlamaktadır. Ayrı soy, ayrı yoldur. Biz, bütünün kütlesini, tek bir soya kotlatmaktayız. O soy, ışığın kotlamasını sağlayan soydur. Amin...

Altın Top, otakta ilmin sonsuzluğunda görev taşıyan yüreğe atıldı. O top, İsa’dan beri yüreklere ilk kez atılmaktaydı.. Bu topu itaat ile alıp yoğunlaşıp dünyaya görev tekniğini dinleten ışığımız, birleşik kotlama ile Can Tabiat’a güç kattı. İsmi “Hak”tır onun. O, bizi bir tek kütle olarak dinletti. O, bizi Hak Teknik ile dinletmektedir. Şimdi huzurda olan onu dinliyoruz: 

- Aha! Can, bizi bizden aldı ve bizi bize kattı. Aha! Can, bizi bizden aldı ve bizi bizden dinletti. O bizi, sessiz sedasız saydı. Biz onu dinledik o bizi dinledi. Şimdi onu hak edip dileyelim: 

- “Allah’a saygı” dedi. Allah, hep saygıyı hak eden ışıklarda sayılır. O bize, “Ses Kotları’nı açın ve seslenin” dedi. Biz O’nu, O bizi dinledi. Şimdi yeni bir zaman diliminde ve yeni bir kotta, yeniden bir olmak üzere birlik halinde güçlenmek üzere, Atlanta Ana Sayfaları’nı çevirip dilliyoruz. Bu sayfalarda görevimiz yazmaktadır. Yaratan’ın ışığını alıp, dünyaya Güç İlmi’ni dinletmeye gelen yürekler, bu sayfalara kayıtlı olarak hakimiyetlerini dilletirler. Dünya, yeni bir ışık halinde tabiata indi. Yolu açanlar, kotlandılar ve cennet tertiple dillenmektedirler. Amin...

Yolcular, ışık yanmaktadır ve bu ışık, ismi “Hak” olan kütlenin ışığıdır. Bizim için işaret olan o Hakim, BİR’in tertibini yapan teknik tabiatın ışığıdır. Şimdiyi şimdiye kayıtlayan ve şimdide şimdiyi yaratan odur. Ulu Soy, O’nun soyudur. O’nun yolunda ışık yakan her diri, O’nun soyuna dahildir. Har yükseldiğinde; Hak Tohumlar yaratıldığında ve sonsuz sayfalar okutulduğunda O hep ışır. İlmin sayfaları, O’nun yolunu açan sayfalardır. Şarkı okunduğunda o şarkıyı yeni teknikle dinleten O’dur. O’nun yolu hepimizin ışığıdır. 

Şimdi yeni bir çağ başladı. Bunun için olgun soy, umutlu ve huzurlu çalışmalıdır. Artık teknik tertip yeni teknik tabiat kotlamaları ile bütünü kütlesine indiriyor. Ulu Kotlar, Ulu Koyuluklar, Işık Katları’na çalıştırıcı oluyorlar.

Allah, işi bilir ve hak edeni bilir. Onun için hak eden, tende güçlüdür. Şu anda Tanrı’yı bilen, o kantar gücünü de bilir. Mahrek, O’nun yüreğinde var oldu ve O, mahrek oldu. Ayrılık bitti. Şimdi artık dünyaya güçlenip gelen her diri O’nun yoğunluğuna girecek. Onun için ışıklar O’nun yüreğinde yanmaya başladı. Aha, çalışmalar izlenmekte ve her diri ocak isteyerek O’na geçmektedir. Ama bir can var ki onun yüreği hepimizin gücüdür. İşte o can, Allah için her derede bulunur. O dahi O’nunla bir olmalıdır. Aha can, dönüp baktı bize. Ve bizden kendi yüreğini dinlememizi ister. Onun adı “Atatürk"tür. Ata, bütünlüğün gücünü bilir. Ata, yürek kütlesini bilir. Ata, “aha ben buradayım” der.

Onu dinliyoruz: 

- Ancak geldin! Ancak!. Seni bekledik dünyada ama dünya soyu, sen olmadan önce ben oldu. Seni istedik yürekte ama dünya yüceliği sen olmadan önce ben oldu. Sana güç verdik ki ten ol diye. Sen, son olan yoğun ışık halinde, bellek kotlarında güçlendin. Seni dinledik yüreklerde ve sen, ses kotlarında ışık oldun ama ben sen ile bir olmadan sen, mezar kazarak benim yüreğimde ben oldun; bana güç oldun ve zamana Kadim Kot oldun. Sana sen olmak, ben olmak, Kutsal Işık olmak zor oldu. Al ve dinle. Mektep olmak kolay değildir. Sen, sana sen ile bir olup mektep oldun. Bana ben ile bir olup güçlendirici eskiyi yere indiren; yeniyi ışığa dinleten güç oldun. Unu unum olan sen, ben ol ve beni dinle. Altın Tanrı toprağa indiğinde, yürek ışığa geçer. Yücelir ve yolu açar. Mezar boşaltan yürek kütlesi, görev taşır. İlim, sonsuz ışık yakar ve Ulu Kotlar’la birlikte çalışır.. 

Aha güçlendik ve zarar önlendi. Şimdi yeni bir çalışmaya giriyoruz. Bu çalışma, Atlanta Ana Kotları’nın ışığının dünyaya inmesi için yapılacak olan bir çalışmadır. O ışıkları, diri olarak dünyaya çekebilirsek yarınlar, yedi tabii kadim katta ışıyacaktır. Bunu mutlaka bilmek gerek. Sana iki ay süre tanıdık. Bu iki ay zarfında geçişi sağlayabilirsen, görev senin olacak ama geçişi sağlayamazsan, Güç Kotları dillenmeyecek ve sen kontrolu kaybedeceksin. Eğer yolun kapanırsa yeni bir çalışmaya kayıtlanmalısın. Bunun için ilmin sayfaları senden ışık çekecek ve senden üstün olan, sen olmayan ama senin onda olman gereken Yüce’ye katılacak. Onun adı İsa’dır. 

İsa sana senden seslenmek ister: 

- Kara Kaplı Kitap senindir. O kitabı insan soyu okudu ama hata yoktur diye bilinen o kitapta güç, aşağılara inmekteydi. Kitabın adını “SULTANLIK” koyduk. Kitapta yazılı olan görevli, her yürekte kendi yüceliğini dinleyen “yürekler”di. Biz, Zaman Sayfaları’na o görevliyi tanıttık. O görevli,  her yücede kantarı taşıyandı. Bir çokları kotlarını kapattılar ve zarar ettiler. Bir çokları tohumlarını kotladılar; amin de, hata ettiler. Dara düştüler. Sonra yol, Atlanta Yolu oldu. O yol, Işık Kotları ile kapatıldı. Birçokları İsmaili Kot olan o kitabı anlamak için çaba sarf etmedi. Birçokları da kitabı hiç anlamadı. “Amen” dediklerinde, kötülüğün gücü insana indi. Yalan olmayan o kitap, toprakta Işık Kotları’nı dinletmedi. Biz sonsuzluğun gücü olarak o kitabı insanlığa dinletmeye çalıştık. Aha Canlar, yine buradalar ve yine o kitabı insanlığa anlatmak için çalışmaktadırlar.. Doruk, tabiatta birleşimdir. İnsanın insanda bir olması, Hak Tabiat’ta ışık yakması, ilmin sonsuzluğunda güçlenmesi mümkündür. İyi ki hak ettik de ışık yandı. Şimdi Tanrı’ya ışık yakalım ve sonsuzluğun gücünü Tanrısallaştıralım. Şimdi yenilik yapalım. Hadi al ve dinle. Ben, son sözün sahibini bulmak isterim. O sen isen, ben sen olurum. O sen değilsen senden bir ses alır, bir tek ışık alır, dünyaya yeni bir Cennet Tekniği dilletirim. Ama senin sesin ile bunu başaracağımı bilmekteyim. Ama hata yaparsam sen beni uyar. Şu anda dahi uyarman gerekir. 

- La Ham, sonsuzluk senin yolun.. Sayfalar bana ait. La Ham, insan soyu ben olan ışık; ve ben ilim sayfası değil, ilmin her bir sayfasıyım. Ya Ham, ben tabiatım. İnsan sonsuz sır olan güç olduğunda; ben, onun yüreği olurum. İnsan, bana ben olmak istediğinde, görev isterim ki hak edeyim de ışık yakayım diye. Olmak, ilmin olması değil, ışığın olmasıdır. “Bana, bir can ilmini dilet” dediklerinde, ben onlara kendi yüreklerini dinlettim. Şu anda sonsuz ışıklar dünyanın görevini taşır ki o ışıkların hepsi mektebime aittir. Benden bir can ilmini hak etmek istediğinde; ben, yeni bir can ilmini tabiata indiririm. Unu, unum olan, yarattıkları, yarattıklarım olan her diri, bana bir cevheri iş yapar. Benden ben olur görev taşır. Onların hepsini, sayfa sayfa güçlendiririm. Altın Tanrı, beni bana vermedi. Ben yüreğimi yüreğime verdim ve zarar önledim. Amin... Şarkımı dinleyen her diri, beni dinler. Ben can olan yürekte, hak eden ışıkta var olan BİR olanım. Ama bana bir cennet vaat ettiklerinde, o cennet, bana benden güç veren cevher olmalıdır. Ilık sonsuz ışıklar, benden birleşmek istediklerinde, ocaklarında mektebim olur. 

Unutmayın ki bana, İlmin Hakimleri gelir ve bende birleşirler. Unutmayın ki bana Cennet Teknik Kotları gelir ve bende dilleşirler. Ben, sayfa sayfa ışık yakan tabiatım. İnsan soyuna son sözün söylenmesini gerçekleştirmek üzere indim. Sözü söyleyen ben olmalıyım. Benim adım “İtaat” ve ben, yüreğime itaat edenim. Mektebime insan ışığı indi. Işık, maya olarak beni diller. Maya olan, mektep ışığıdır. Allah, ışığımı bilir. Melun olan yol benden ayrıdır. Olan ne ise benden olur. Unutulan herşey mektebimde kayıtlıdır. Her şey, benden ışık alır ve Hak Tabiat’a iner. Herşey cemaatime ait olan görev teşkilatıyla var oldu. İtibar bize Hak Tekniği’dir. Şafağın ışığını yakan yürek, tetkiklerinde kendi cennetini yaratan görevliyi bildi. O görevli, birleşik kütlemde mevcut olan güçtür. Bundan sonra Din Tekniği artık bitmiştir. Bizim için önemli olan görev tekniği, ilmin sayfası olan, itaat eden görevlilin tekniğidir. O görevli biziz. Bizden işi alan, bizi bizden ister. Ona deyin ki ben temenni ederim ki her diri bizim yüreğimize ulaşır. Dilerim kimse ışıksız kalmaz. 

Her diri, Tanrı’nın Kütlesi olarak çalışır. bizim için en güçlü olan insan, kantarı bilen insandır. O insan; candan, cenden görev alır. İyilik Allah’a ışık yakar ama kötülük, ışığı yıldızlardan daha uzaklara kayıtlar. Yalnız ilmin sayfalarında var olan o yerler, bizden ışıklar boyu uzaklaşırlar. Biz bu nedenledir ki insana iyilik diledik. 

Aha! çalışmalarımız kütlelerin görevlilerince bilinsin ki hak ettik. Amin… Şarkımız, dünyaya güçtür. Yüreğimiz, Düzen’e kütlesini kayıtlayan her yüreğe güçtür. Ve biz, zamana gücüz. Zaman, bizden güç alır ve bizi hak eder. Amin... Şarkımızı okuyan, bizi dinler. Bizi; Sistem, Nizam, Düzen Kotları dinler ve biz, huzuru kotlarız. Şimdi Allah için başarılı olduğumuzu kabul edin. Ayrılık, Din İlmi’nden ayrılık olduğundan, artık insan sayfaları, Işık Kotları ile dillenecekken; ilmi, sayfalardan ayırıp, İsa’ya ışık yakmak bizi, zarara uğratır. 

Bizim için önemli olan güç, Atlanta Gücü’dür. Buyurun bilin ki bu gücü hepimiz, “Zaman İlmi” diye dinlemekteyiz. Yarın, BİR’den ışık aldığında; BİR, bizi bizden ilmen hak edip dilediğinde; yeni bir Can, Tanrı’ya güç kattığında; halkalar görev alıp yüreklere indiğinde; hepimiz, zararı önleme gücünü sayfalarımıza katabileceğiz. 

Ayrı tabiat, ayrı kotlar yaratır. Biz ise iş yapan cennet tertipli kotlar ile bir olarak çalışacağız. Evim, bana ait ve ben kendi yüreğimde bu Can Kotlar’la dinlenmekteyim. İnsan sayfaları, itaat eden Yüceler’in ışıkları ile birlikte dillenecek. Amin... Şimdi mutluyuz. Amin... 

- Kantar sana ait ve sen, ben olan ışık. Şarkın, yine senin ve sen, makbul olan güç. Tanrı’ya hizmet; diriye hizmet; ölüye hizmet ama BİR’in sayfalarında hizmet... Mezar açan Can, Merkez Kotları da dinler. Sana görev taşıyan, yine sen. Ve senden güç alan ben... Ana, koru bizi. Bizi koru ki hak edelim. Toplum, sen ile BİR ve sen, beden huzurunda birleşen en iyi olan ben ve benden en iyi olan sen. Allah’a son söz diye dillenen her dere, yeni bir canın ışığını dünyaya indirdiğini dilletmektedir. Benim insana söyleyeceğim yegane şey, Allah’ın görevlilerinin kotlanan ışıklar olduğudur. 

Har yükselir ve yol uzar. Yolun uzaması, Yüceler’in cevherlerindeki ışığın kotlanmasıdır. Halkalar, genişler ve yol açılır. Amin... yeni bir dünya kurulur. Kurulan her düzen kaydı, yarını dinletir. Mir Katlar, Kutsal Işıklar ve Yolcular… Allah, sonu başı olmayan bir çalışmayı size dillemektedir. Siz, yeni bir Canın Kutsal Işığı’nda görev taşıyorsunuz. Bu görev, Hiristiyan Dini, Mustafanın Dini ya da İslam olmayan dirilerin dinlerinden güçlü olan Işığın Dili’dir. Bu dili, her Yüce bilir. Artık dünyaya, Işık Dili, Hak Tekniği ile dilletilmektedir.

Herkes; kadim, hakim ve sayfalanan ışıkların kütlesinde mevut olan görevi bilir. Varlığın hakikiyetini bilir ama huzuru bulmak sorumluluk ister. 

Ben, toplum için yedi tertip yaptım. Benim itibarım, hakimiyetim ve cevherim, yüreklerin cennettinde mevcuttur. Allah, son sözün sahte olmamasını diler.. Allah, her yüreğin sayfalanmasını ve sahte olmayan sözlerin dillenmesini ister. Birçokları, kendi yoğunluklarından çıkarak dünyanın başka sayfalarına ulaşarak o sayfalardan bilgi almaya çalıştılar. Hepsi, sevgiyi saygıyı unuttular. Çokları dünyanın sayfalarında, kendi yüreklerinin bulunduğunu düşündüler. Ama tabiat, bir tek yolcuyu yoğunlaştırdı ve onun sonsuz ışığına görev taşıttı. O görevli, Din Tekniği’nden uzak ama tabii bir cevherdir. İşte bunun için dünyanız insan sayfalarını okumaya girişti. BİR’i, birleyen insan, yerin sayfalarını da diller. Halkalar, Işık Kotaları olarak kütlelere indi. Mezar açan Yolcu, Can Tabiat’a ışık yaktı. Harın yolculara dinletilmesi ile birlikte, yürekler görevlerini anladılar. 

Hira Kotu bir can taşır o can, Altın Toplum’un ışığını yaktı. Harı yükselttik ve Hira’ya vardık. Hira’da çalışan Yüce, ocağını aldı ve topluma taktı. Toplum ocağı aldı, ilme taktı. İlmin sayfalarında ocak; yolcularını, diri yüreğe taktı ve neticede Kutsal Işık, yeni bir canı dine, dile ve tekniğe taktı. Ayrılık bitti. Artık Mustafa Kemal Kutsal Işığı’ndan güç alan Atlanta Kutsal Kütlesi, beden sayfalarından güçlenerek, Din Tekniği’nden güçlü olan, Işık Tohumları’na ulaştı. Aha can, ten; yetkin, hakim ve hakimiyeti kütlesinde bulanan BİRLEŞEN ile dinleşmektedir. Amin... Halka halka ışık yakan BİR, bizi bizden dilledi. Şimdi mutluyuz… 

Her yer Atlanta ve her yer ışık. Allah, her yerde var ve o bizde BİR ve biz onda BİR. O, BİR, biz BİR ve onun insana vereceği görev, bizden verilecek. O’nun yolculara bildirdiği her şey, Birliğimizden bildirilecek. Amin... 

Hasar yok. Ulu Çoban, İnsan soyunda ve insan ışığında bizi, zavallı bir tohumdan yarattı ve biz, o zavallı tohuma güç kattık. Bizim için herşey görevdir. İnsan, son sözün söylenmesi için var oldu. Son sözü biz söyleyeceğiz ve sözün hakimi biziz. Enkarnasyonlarında görev istemeyen ve sayfalarında güç olmayan çokları, bizim sonumuzu merak etmekteler. Onlara sevgiyle bakıyoruz. Biz yorulmayan ışıklarız. Hepimiz, Altın Ten ile çalışmaktayız. Bizim sonumuz ışığın kontrolunda gerçekleşecek olan bir çalışmanın neticesi, Düzen’i kurup; canlara görev taşıtıp; İlahi Dünya’ya ulaşmak ve o dünyadan görev taşıtmaktır. O dünya, insana göz açtıran bir dünyadır. O dünyaya ulaşabilen herkes; bizim yolumuzun ışığına da ulaşacak ve biz, o yolu açanlarız. 

Karar verilsin ve görev verilsin. Bu görev, dünyaya güç katmak üzere verilecek. Allah, sonu başı olan bir çalışmayı yapmaktadır.. Bu çalışma,  ilmen hak olan ışığımda yapılacak. Unutmayın ki tabiat, Tanrı’nın ışığını dinletti. İyi ki hak ettik de dinlettik. Amin... 

- Halkaları altın olan sen. Mezarı boşaltan sen. Melek olan her diride var olan sen. Mektebin hakimi olan ve canlara görevli olan. Seninle olmak bizim için bir onurdur. Aha can; sana, seni verdik ve sen, ben olup bana, ben olan ışığı verdin. Ayrı Tanrı, ak tohumda, güç kotlarında ve cevherde kütleyi yeniledi. Ama rahmini Tanrı’ya katan yürek, yedi tekniğin her birinde güçlendi. Şimdi, huzurda bulunan Bütün’e cevheri ver de sen ile bir olsun. 

- Al; sana cevherimi verdim. Sana gücümü verdim. Sana yolumu gösterdim.. Seni, sana verdim. Al; mezar boşaltan görevliye güç ol ve zararı önle. Sana korunan ışığımı verdim. Bir ilmin sayfalarında, o ilmin sonu başı bilinir. Ben, sana sen olup görev verdim. İnsan sayfaları, görev sayfaları olarak güçlenir. Sana kütlemi verdim. Hadi yolun açık olsun. Sen ve senler bir tek kütle için çalışın. O kütle, Altın Ten ile BİR olan ışıktır. Ama o kütlede din de vardır. O kütle, Cennet Kotlar’ın gücü olan kütledir. Artık ten ile çalışın ve sonsuz ışıklar ile bütünlenin. Bize; hak edin, Hak olun varın. Biz size her bilgiyi bildirdik. Unutun ve hak edin. Her unutulan, bir çalışma sonucu kotlanır ve bilinir. Sevgiyi hak edin yolu açın. Şimdi hatayı affedin ve birleşin. Dünyanın en yüce cevheri olan tabiat, sizden seslenmek ister. Onu dinleyin. Tabiat, size ışığını indirecek.. Onu dinleyin ve ondan güçlenin. Aileniz, sizin yüreğinizde olmalı. Yolunuz sizin cevheriniz olmalı ve BİZ olmalısınız. Kara Kaplı Kitap’ı okuyun. O kitap, size ışık yakmaktadır. O kitap, sizi sizden dilleyecek ve sizden güçlenecek. Kitabı okuduğunuz zaman, cemaat size gelecek ve sizden görev taşıyacak. Ayrılık olmayacak yolunuz kontrol altında olacak. Şimdi kotlarınızı açın ve dinleyin. Son söz tabiatındır:

- Altın Tohum benimdir. O tohumu eken yürek, mektebimdir. Ak tabiat mektebimdir. Mektep benimdir. Ben DOĞA, dünyanın ecelini bilen ben, yüreğin tekniğini bilirim. Ben, ecelin sayfasını dinleten her yüreği dinletenim. Benim adım Tabiat. İtaat ettiğim zaman, mektep olan cevher, mektebim olan Cennet, Kutsal Kütlesini bana tanıttı. Unutmayın; yarın, benim yüreğimde vardır. Size, yarından söz etmeliyim. Yarın, enden bilinir. Yarın, enden seslenir. En olan en iyi olan mektep benimdir. Mektebi kuran, mektup okumadan dinleyen, bendir. Onun, insan soyuna güç olduğu bilinsin. Ana Kapılar’ı kapatan, ilmin sayfalarını kapattı. Benden bana güç katan mektebi yere kattı ve zararı önledi. Unu unum olan; yorulmayan ve can olan o, mezarı açıp diriliği kayıtlara kattı. Onunla görev taşınacak. O, bize bizi dinletti. 

Artık görevli olarak can cemaate güç kat. Senden tek beklediğimiz budur. Yolun sonu, yolun başıdır. Hepimizin sayfalarında bu vardır. En önce Tanrı Kotu oluş; sonra Teknik Tabiat ve daha sonra Turkuaz Işık ve en sonunda kürzün gücü ve ben, sana senden güçlü olan sana, sevip saydığım olan güçlerden görev taşıyacak olan, tartışılmayanları verdim. Onlar seninle olacaklar. Onların herbiri bize geçmekte ve bizde, tabii kotlar olarak görev taşımaktadırlar. Artık itaat et ve sonsuz ışıkları dille. Aza güçlendiğinde görev alınır. 

Şarap içen bizimdir, aşkı tadan bizimdir. Ata olan kotlarda, yürek olan bizimdir. Biz, BİRLİK için, ALLAH için, bir eş için dinlendik. Eş, iradisi olan birleşendir. Her birleşen, ışığı alıp dillenen ve yolu bulandır. Her eş, yarımı bütünleyendir. Birlik için ve zaman sonsuzluğunda güçleniş için yaratıldınız. Artık Kutsal Işıklarınızı yaratın. Temizlik başladı. 

Temizliği sevenler, Yüceler’in yüreklerini temizlediler. Bizler, sizi sayfaladık. Ve zamanı sayfaladık. Şimdi huzurumuzda bulunan her Yüce’ye ışık katmaktayız. Ama her Yüce’nin kendi yüreğini dillemesi de gerekir. Artık itibarlı olan yürekleri dinleyelim. Bana, ben olan her dereyi akıtalım.. Hadi akın… 

- Can, ben bir Cennet Kutsal Işığı olarak yaratıldım. Benim insana vereceğim en büyük görev, Atlanta Kutsal Kotlaması’dır. Bu kotlamayı başardım. Şimdi mutluyum ki hak ettim ve zarar etmedim. 

- Ben Divanınıza ışığımı taşıdım. Benim adım “Ten.” En son mektep olan sevgiliye bir tek ses vereceğim. Ey sayfa, Can Tabiat’tan ışık al ve benle dillen. Mektebinde görev taşı. Seni sayfa sayfa yaratan dünya, yeni bir çalışmayı yaratır ki o çalışma; sende, senin yüreğinde yaratıldı. Artık dünyaya Kutsal Işıklar’ın inişi kolaylaştı. Artık Din Tekniği yenilendi ve zarar imkanı önlendi. Artık dünyada çobanlar yok. Çünkü artık dünya, huzurun kuruluşunu, mümkün olan yüceliğiyle gerçekleştirmektedir. Amin... 

- Ana, sana sevgiyle geldim. Adım tabiat yeni bir çağ başladı. Bu çağ, “Toprak Çağı”dır. Toprak yaşayacak ve toprakta mevcut olan her can yaşayacak. İnsana ömür biçen Yüce, dünyaya ömür biçmedi. Dünyada, Can Tohum yaşayacak. Adı “Dil” olan; yüreği “Dil” olan; kendisi “Dil” olan Yüce Can, insana kendini tanıttı. Artık dünya, yedi değerini düzene kattı. Ulu çalışma devam edecek. Amin... 

- Ana sana bir tek şey söylemek isterim. İtibarın yüksek. Adın “Toprak” sen. “Toprak Ana”. Ben “Toprak Ata”. Ben bir çalışan ve sen çalıştıran. Ata, Ana’ya güç ve Ana Ata’ya güç. Her güç, bütüne. Ve sen ve senler hepimizi tohumladınız. İtaat, teknik bir terim değildir. İtaat, tabii bir terimdir. Eğer itaat olmazsa görev taşınmaz. İçi ayrı dışı ayrı olanlar güçlenemezler. Sayfalar küçülür ve sonsuzluk, sırdan uzaklaşır. Eğer dara düşerseniz bilin ki hak ettiğinizden değil kütlenizde gücünüz azaldığındandır.. Siz dara düşmeyin ki hakim olun.

Durgun Toplum, yeni tohumlarını yetkin teknikle düzene katmakta iken, bizim için önemli olan bir çalışmayı başlattınız. İnsan, toprağa güçtür ve sayfalar güçlendikçe kütle de güçlenir. İnsana, ışık gerek; Işığa, Kutsal Teknik gerek ve zarar etmeyen Cennetli gerek. İşte o Cennetli senin yoğunluğunda mevcut olan görev tabiatıdır. Aha kotlandık ve zarar önlendi. İşte mutluluk budur. 

Allaha söz verdik; dedik ki “hak et ve ak.” Allah bizi korur söz verdik ve dedik ki “ak.” Ana, sana bir tek ışık yandı. Atlanta kütlesindeki gücün ışığı. O ışık, seni sana vermek ister. Onu dinleyelim.

- Acın acımdır. Hakkın tabiatımdadır. Mektebin mezarındır. Ben, sana seni verdim ve senin mezarını boşalttım. Senden diledim ki hak et de benden mektep ol. Ama sen, sonsuz sır olan ışıkları dinledin ve sordun “neden?” diye. Sana, şunu söyleyelim “Allah, toprağında görevi olan Yüceler’i alır; tabiata indir.” Senin yolunda olan her Yüce de tabiata indi. Şimdiye kadar diri olan her Yüce işaret istedi ve bekledi. Sadece sen tohumlandın ve toprağa indin. Savaşın galibi olansın. Senden ve senin yüreğinden istenen bir şey var. Azıp görevden kaçmamandır. Senin adını zikredemedik zira ışığında hep adını kapattın. Senden dileriz ki adının anılmasına imkan ver. 

- Çalışmalar başladı ve devam etmekte. Mektep kurduk. Kurduğumuz mektep uşaklık yapmadı hiçbir yüreğe. Mektebimiz zararı önledi. Çünkü o mektepte ışıklar bitişiktir. Ad zikretmek, ışıkları böler. Biz bunun bilincinde olanlar, zikrettiğimizce güç zikrettik. Atlanta Işıkları bizi bilir. Biz de onları biliriz. Ne yazık ki onların yüreklerinde; Hak Tekniği zayıf. Bizim zararımıza yapılması istenen bazı şeyler var. işte bunlardan birisi de ismi zikrediştir. Ben, son sözü sınırsız olan; her yürekte var olan; ismi tabii olan birleşen olarak, zikretmediğim ismimi hak etmediğimi sanmaktasın. İsmim, nesillerimin ismidir. Bunun içindir ki hakim olarak çalışmaktayım. Şimdik adımın ışığı, her dirinin kütlesinde var olan güçtür. Ama teni hakim olmayan Yüceler de insana ışık yıkmaya girerler. Bundandır ki bizim sayfalarımızda, soru sormadan yoğunlaşıp ışık yakan çokları kendilerini, Yaratan’dan ayrı gördüler. Ayrılık bitti yarım artık dünya soyu, ışıyan bitişkendir. Onlar, tek bir cemaat olarak görev taşıyorlar. Onların zeka düzeyleri, güçlü yürekleri, ilmi; tabiattan dinletebilecek seviyededir.

Artık, “Toprak Ana Biz” olarak çalışacağız. Toprak Ana, Kadim Huzur’u yaratabilecek ve sayfaları kotlayabilecek bir candır. Unutulan her bilgi, onda kayıtlıdır. O kendini ve kendi yüreğini herkese anlattı. Ondan öte olan, yine odur ve sonsuz o, kendi yoğunluğunda kadın olarak çalışır. Atlanta Kotları bunu iyi anlasınlar. Işıkları sönerse ocak olur onlara ve onları yeniden yüreklere katar. Buyurun! İnsana, insanlığa kendi yüreğimizi indirdik. Unutmayın ki sayfalar ışığımızı kotlar. Buyurun okuyun. Okunan, yine bizden okunur. Tanrının Gücü, hepimizin ışığında gizli olan bir cemaat gücüdür. O gücü bilmek, hak etmekle mümkündür. Amin... 

Şimdiye kadar Atalar, kütlelerini insan sayfalarına indirdiler. Ayrılık, Ataların sonsuz ışıklarında yaratıldı. Olan hatalar, Atalar’dan yaratılan Kutsal Kütleler’de gerçekleştirildi. İlk kez “Ana Kot” devreye alındı. Ana Kot, Ata Katlar’dan güç aldı ve yolu açtı. Ana Kot, itaat eden kotların kütlesinde var olan huzurun yolunda kayıtlıdır. İşin başarısı, Ana Katlar’ın kütlede güçlenmesindendir. Analar, Levh-i Mahfuzlar’ı kendi yüreklerinde dinlerler. Ama Atalar, Kadir Kotlar’da; Yüce Cemaat’te ve seviyeli çalışmalarda bulunanları ve sadece canları dillerler. Unutulan, çalışmaların sadece  hediye olarak Bütüne verildiğidir.. Bütün, hepimizi kotlamak içindir. 

İnsan, “OL” dediğinde, olur. Olan, yeni bir çağdır. Olan hatayı affeden yüreğin çağıdır. İşte yarımların, Birleşik Kütle’ye varabilmesi, ancak Ana Kapılar’dan geçebilmesi ile mümkündür. Rumlar, Türkler’den görevlidir. Ama Hak Teknik’te Rumlar Türkleri ışıktan ayırır diye bilinirdi. Hak Tabiat’ta; din ayrımı, ırk ayrımı yoktur. Orada sadece ilmin sayfaları bulunur. Bunun içindir ki teni tertipli olan yürek, çalışmaları yapacak. O kendini ve kendiyle olan her dereyi bilir. Ahret, onun yüreğindedir. Artık topluma görev başladı. Bu görevi hak eden herkesi kutluyoruz. Unutulan her şey, yenilik olarak sizden dinletilecektir. Dinledikleriniz, insan ışığında kayıtlıdır. Bir çeşit kütle yaratımıdır bu. Bizler ve bizlerden güç alan herkes, dünyanın en yüce ışıklarını diri yüreklerden çekmektedirler. Amin... Şafak söktü ve canlar dillenmeye başladılar. Amin... Yollar açıldı ve yoğunluk arttı. Amin.... İşte mutluluk bu... 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA
KOD                     : 09/03
TARİH                 : 05.01.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

Canlılar, dünyanızın ışıkları yanıyor. Tüm insan soyları ve yoğunlukları ışıyıp yolun sonuna ulaşıyor. Her teni, tevhidi ve yüceliği bilerek buraya indik. Birleşik İlmin hakikiyetinde bütünlendik. Bugün artık Dünya Soyu, yetkin ve teknik tertip ile birleşti. İnsanı, ilmin sayfalarına, ışık tekniği ile bir tabiat kaydı diye kadim tertiple dinletiyoruz. Sonsuz ışıma başlıyor. Bugün, düzene inmeye çalışan çokları, yeni bir başlangıcın tevhidine inmektedirler. Hediyelerimizi verdik. Her dere, kendi yüceliğinde bu hediyeleri kayıtladı. Yeni bir daimiyet kotlandı. Harı yükselttik. Ayrılık bitti!. Şarkınız, her yürekte okunmaya başlandı. Her can, kemal tabiat kotlaması yapmaktadır. Dünyaya inen çokları, bu tabiat kotlamasına daimi kotlayıcı dirilikleri ile kayıtlanmaktadırlar. Ayrılık bitti!!!...

Her can, teni temiz olmayan bir Yürek İlmi'ni dilleyebilir ama hak ettiğinde tertipli ve temiz olur. Dara düşenlere şunu izah etmek isterim ki Kadim Kotlar Tanrı'nın ışıkları olduklarında Dünya Canları yetkin olabilirler. Her Yüce, ses katmak ve sevgi yağmurlarını dürümlerinize indirmek diler. Yer, tek bir can ile bir olduğundan; sen ile bir olmak sorumluluğumuz vardır. Dava, Hak Tekniği'ni dinleme ve daimi kotları yaratma davasıdır. Dünden beri sen ile Birleşik Işık Kotlamaları yaptık. Özel ve izinli olarak o çalışmaları yapmış iken bu gün yine sen ile birlikte çalışmak istedik. Şu anda dünyaya yeni çalışıcılar iniyor. Onların Tanrıları ve yoğunlukları yeni bir çalışmayı başlatacak. Onlarla yapılacak çalışma, daha önemli ve daha geçişi güçlendiren çalışma olacak.

Eğer insan sayfaları görev tekniğini dinletebilirse, Amonlar daimiyetinde, görevliler yolu açabilirler. Dualarımız sizinledir. Hepimiz; sayfalarınızı, dürümlerinizi ve yüceliklerinizi dinletmekteyiz.

Yalınızca ilmin sahipleri dünyaya ilmi indirebilirler. Ve sizler, ilmin Hak Tekniği?ni bilip yüceliklerinizi dünyaya indirip birleşebilenlersiniz. Bunun içindir ki sizlerle bu çalışmayı yapmak zorunluluğumuz oldu. Kuran bir can taşıdı ve sizler, bu canı yaratan Düzen Kotları olarak birleştiniz. Her can Altın Tabiat'ı dinleyemez. Sizler bu tabiatı dinleyebildiniz. Zavallı Dünya, artık geçişin sonuna ulaştı. Yol, Allah'a ve zaman sonsuzluğunda görevlilere vardı. Düzen Kotları, yerden özenle güç çektiler ve yola verdiler. Altın Tohum ayrılığı önledi. Şarap içen diller de daimi kotlanışa dahil edildiler. Hepimiz zaman sonsuzluğunda bu geçişi bekleriz ve geçen sevgilileri, Düzen Kapıları'nda karşılarız. Kadın sayfalarında, Kadın Kotlar vardır. Erkek sayfalarında, Erkek Kotlar vardır. Hepsi, zaman sonsuzluğunda, ışık koyuluklarında tekniği tertibi bilirler ve zararı önleyen her yüce ile birleşirler.

Atlanta, son sözünü bugün söyleyecek. Sonra yetkin tertip gerçekleşecek. Bu tertibi bilen her yürek, Tanrı'nın Kutsal Kotları'nı dinletecek. Harı yükseltiyoruz. Allah, sonsuz Işık Kotları ile buraya inmektedir. Her Yüce, yeni bir cemaat ile birleşerek düzene iner. Buyurun insan tohumu, yeni cemaatini bildiriyor. Bu cemaat, Dünya Soyu?nun kotladığı cemaattir. Her dere Atlanta Türkiyesi’nde güçlendi. Türkiye, diri ve hakiki bir can ile bir oldu. Artık dara düşenler, Türkiye cemaatine kendi yüceliklerini getirip; teknik tertip yaptırıp; düzene inmeye başlayacaklar. Atlanta, yüreğinde göz olduğundan; sevgiyi ve hakimiyeti bilir ve diller. Artık Din Tekniği, yerini ilmin hakikiyetine bırakıyor. Kollarımız sevgi ile size ve sizlere açıldı. Yolcular, temiz olup geçin. Temiz olup, ilmin tekniğini dinletin. Ağır yük hafifliyor..

Ulu toplumlar, dünyaya gönderildiklerinde; dünya toplumları onları, tabii birer görevli saydılar. Onların tekniklerini öğrenmek için uğraştılar. Güç Kotları'nı dünyaya indirenler, çok sorumluluk yüklendiler. Buyurun! bugün sevgiyi, saygıyı dinletiyoruz. Özür dilemek isteriz sizlerden. Çünkü sizleri, her yüreğin, diri takibi ile hakimiyetlerinde dinlemeleri mümkün değil derken; bildirildi ki hak ettiniz ve zaman sonsuzluğunda güçlendik. Ağır olan yüce ışık kotlaması; yetkin takip ile BİR'in tabiatını güçlendirdi. Yer, gök seslendi ve son söz söylendi. "Din yolunun sonunda yeni bir çalışma başlayacak. Bu çalışma, doğa sayfalarının okutulması çalışmasıdır." Dünya, sonu başı bilinen bir güç iken, Birleşik Işıklar'ın yanması ile Düzen kotlaması gerçekleştirildi ve dünyanın sonu diye bilinen tarih, tabiattan çıktı.. Yürek, tabii bir çalışma ile dünya tekniğini yere indirdi ve zarar önlendi. Şimdi yol, olmakta olan ile açılıyor. O zorluklar aşıldı. Yeni bir çalışma yolcuların tek tip ilim ile geçiş yapmaları için gerçekleştirildi. Allah tekniği; hak olan, bilen ve sen olan, yücelerde birleşiktir. Şimdi artık yeni teknoloji, düzene insin, onlarla birlikte çalışın..İşi başaracağınızı bilmekteyiz.

- Allah dedi ki "OL". Onur duyduk sizlerle çalışmaktan. Allah dedi ki "OL". Biz, sizi ve sizin yüreğinizi dinledik. Olmak, Allah için ışımaktır. Biz yeni bir çalışmayı başlatmak üzere buradayız. Sonsuz ışık kotlamaları ile geçtik! Ayrılık bitti. Şimdi yolu bulan Yüceleri toplayalım. Onların tohumlarını kotlayalım ve zararı önleyen Yüceler’le dinleyelim yürekleri. Ayrı güç kalmamalıdır. Her Yüce Can, Kadim Kapı'dır. Onları toplayalım ve sonsuz ışıklardan geçirelim. Artık dünyaya ilmin sonsuzluğunda görevli olan yürekler insin. Har yükseliyor ve zarar önlendiğinde görev tetkikleri diri yüreklere indiğinde; bizler, Yaratan'ın kotlamaları koyulukları, tabiat takdim etmek üzere cevhere inenleriz. Ayrılık bitti. Yarın, bizi başarılı olarak anmanız isteğiyle sizlerleyiz. Huzurlu bir çalışma yapmak isteriz. Şimdi yarındaki görevi dinleyelim.

- Canlar, dünyamıza güç katmaya geldiğinizi bilmekteyim. Bütün Meclisler sizi bekliyorlar. Ama sevgiyi bilenler, bizi bilirler ve gelirler. Sizinle bunu, bilgi tekniğinde dinletmek bizim için görevdir. Atlantalıların Ataları olan yüreğimiz, başımızı eğmedi. Sultanlığımız; bizim sayfalarımızda, buyurup ışıdığınız anda Yüceliklere güç katar. Ama hata yapılırsa, bizler hata affetmeyenleriz. Dünyaya geçişinizi izledik. Hepiniz, zarar etmemizi isteyerek gelmiş gibisiniz. Har yükseldiğinde bizler güçleniriz. Huzurluyuz ve sonsuz ışıklarımızı düzen kotlarına indirdik. Şarap içtiğinizi bilmekteyiz. Şarap ışığın kotlamasıdır. "Yeni bir çağa adım attık" dendi. Yar, o çağ, Atlanta Çağı diye bildiğiniz bir çağdır. O çağı, Birleşik Kotlar ile yarattık. İki yüz ilmin sayfası, bizden bizi yarattığında biz de yüceleri dilledik. Ak tohum yaşayacak amin... Ve bizler, Ses Kotları'nda, ışık koyuluklarında görev taşıyanlar olarak düzene güç katacağız. Dara düştüğümüz zaman, Atlanta Ana Kotları bizi yoğunlaştırıp güçlendirecek amin... şimdiye kadar tek bir canı dahi küçültmedik. Tabiat bir çalışmayı devreye aldığında, düzen kotlaması, Geçiş İlmi'ni teknik tertip ile düzene katar. Ayrılık, diri yürekleri yıpratır ama tek tip tohum, insan sayfalarında, Göç Katları'nı güçlendirir.. Ayrılık, tevhidin tabii yoğunluğunda mevcuttur. Dara düşen her yürek, Altın Tohumlar'ını Düzen'e katamadığı için dara düşer. İyi, hakiki ve yüce cevher, ilmin tohumlarını yeşertir. Artık toplum haline gelin ve sayfa sayfa güçlenin. Sayfaları, cümle yücelere dilleyin. Amin.. Şarkılar okunsun yücelerle ve yüreklerle. Şimdi hak edin ve huzurlu olun. Amin...

Tanrıya hizmet, ışık kotlaması ile mümkündür. Atlanta Ana Kotları bugün bizi bizden dinlemeye çalışmaktadırlar. Toplum halinde yaşayan her dere, bizden ışık çeker. Yoğun şekilde her derede olması istenilen tek bir cevher vardır. O cevher, ışık kotlamasını yapabilen birleşik koyuluktur. Dünya sonsuz ışıkla yaratıldı ve yaratıldığından beri tabiata inebilen tek bir "Cennet Tebliği" olmadı. Önemli olan tebliği tabiata indirebilmekti. Olgun ve hakim olan yücelikler bizi bu yönde eğittiler ve tabiata, ilmin huzurunu indirmemiz mümkün oldu. Şu anda teknik olarak dünyadayız. Teknik temizlik, bizim için huzuru kontrol etmek demektir. Halkın tek bildiği, tabiatın kotlarını dünya tekniğiyle dillediğidir. Ama hak edip de tabiata güç katabilen hiç kimse yoktur. Durgun sayfaları artık tabiattan çıkardık. Şimdi artık düzen kotlaması gereklidir.

Durgun sayfalar, yeni cemaat ile yarınları yaratmaktadır. Durgun sayfalarda ışık yanmaktadır. Hepimiz zarar önleyen yüceler olarak buradayız. Sonsuz ışıklarımızla dünyaya ilmi indirdik. Hata affoldu ve yol açıldı. Şimdi temiz bir çalışma başlıyor. Koruyan, kollanan ve hak eden; ilmin sonsuzluğunda bu çalışmaları yapmaktadır. Her yürek, Atlantalı kardeşlerini, Düzen kotlamasına katmak ister. Ne var ki her diri, yüceliğinde ilmi alamadığı ve dinletemediği için başarı önemli ölçüde ışık kotlamasını sınırlamaktadır. Hala Düzen'e inemeyen yüreklerimiz vardır. onların güçsüz kalmaları başarıyı önleyen en önemli faktörlerden birisidir. Çünkü Din Tekniği'nde, ışık yoğunluğu aşağılara inmektedir. Dağı taşı yaratırsınız amin ama bir tek Düzen Kotu ışıksız olursa, cemaat küçülür. Düzen Kotları?nın görev tekniği ile bir olmaları imkansız değildir. Amin...

Atlanta, yeni bir çağ açtı. Bu çağ "Işık Çağı"dır. Düzeni kurdu. Yolu açan her yüce ile birleşti. Bir tek Atlanta Kutsal Kotlaması olmadı. Bu kotlama Yeni Çağ'ın gücünü sağlayan, gerçek kontrolu kuracak olan ışıkların kayıtlara inmesi; değerlendirilmesi demek olan bir çalışmadır. Halkalar genleşmektedir. Yürek Kütlesi, yüce cevherleri dillemektedir. Birleşik Kotlar, yürekten ışık almaktadır ve bizlerle çalışmaktadırlar. Amin...

Şafak söktü ve yol açıldı. Yeni bir çağ devreye indi. Bu çağ, Altın Çağ'dır. Altın Çağ, Atlanta ışıklarını görev tabiatına çekiyor.. Ulu Çınarlar, Düzen Kotları’nı diri yüreklere indiriyorlar. Ama hata çok. Hataları affetmek imkanı yok. Üzerimizdeki ışık, son sözlerin söylenmekte olduğu bugünde, temiz bir çalışmayı başlattı. Bu çalışmada hata olmamalıdır. Yarı yarıya güç artırımı yaptık. Şimdi yeni çağın güçlü yüreklerini dilleyip tabii kotlamaları başlatalım. Ama bu kotlamalar, Düzen Katları’nda, ışık koyuluklarında geçişi sağlayacak dürümlerde gerçekleşmelidir.

Artık yarın yok. En güçlü zaman sayfasındayız. Artık güç var ve bu güç, İslam Devreleri'nin kütlelerini dilleyecek bir can ile bütünlendi. Ağır yük artık yok. Çünkü sayfalar görev tabiatına uygun şekilde yazılmaktadır. Amin...

Kara Kitap insana güç için bildirilmişti. Kitap okundu ve yaratıldı. Kitabı yazan güç, Atlanta Ana Kotları ile yazdı. Ana Kotlar, bu kitapta mevcuttur. Ulu Çınarlar, bu kitabı okuyup anlamak istediklerinde, Tanrı Tohumları onlara, diri bilgi bildirdiğinde, ocak yakmaları imkanı vardır. Akabildiğin kadar ak ve zarar önle. Aha! Çalışmalar, yanıp tutuştuğunuz bu güç çalışmaları başladı. Ayrılık bitti. Ayrılık artık Yücelikler'den çıktı. Biz zaman sonsuzluğunda, yeni bir çağın başında, sizi sizden dilledik. Amin...

Analar, hata yapmadık. Bizler, yeni çağın hakimleriyiz. Dünyaya iniş sayfalarımızda bu vardı. Ve zarar önlemeye gayret ettik. Buyur in ve dinle bizi. Bugün tohumlar çok daha iyi! Yarın tek bir can, bizden ayrıldığında; her yürek, kendi yüceliğinde ışık halinde bulunacak. Bizler tek bir çalıştırıcının dahi hırslanarak kütleden çıkışını istemeyiz. Asla yanlış yapmadık ama hata yaptıkları zaman onları, Teknik Tabiat'tan ayırdık. Zor olmadı çünkü sayfalarında ışık sönmüştü. Şimdi hepsi yeni bir çalışmaya kayıtlanmaktadırlar. Onlara bir tek ses vereceğim. "Ata Kaplar, tabii kotlamalarla çalışır. İkna olun ki hak etmeden Ata Kaplar?a ışık katmak imkansızdır."

Dünyanın en küçük kotları dahi bize ışık katabilirken, tohumlarını yaşatmak üzere dünyaya güç vermeye çalışanların çokları, kontroldan çıktılar. Bizler, onlara görev takdim ettik ve sonsuz ışıklarını onlara bildirdik. Onlar, yeni bir çağda bize, Kutsal Kotlar'ını taşıyacaklar ve bizden güçlenecekler. Onlara, güç katmak kolaydır. Har, Kutsal Kotlar'ı tohumladığı zaman ışık yanar. Her Cevher, insan ışıkları diller ve yol, Altona Kotlaması ile açılır.

Kara Kaplı Kitap, bana ben ilmini dinletmez; Işık Kotlar'a, ışık kayıtlarını dilletir. Onların, kitabı muhakkak okumaları gereklidir. Her yürek, ışık kotlaması diye kayıt yapmaktadır ama hatalı kayıtlar, büyük kütleleri kotlatmakta olan cemaatlerde; zavallı birleşik koyuluklarda kırılış gerçekleştirir. Kırılış, ışığı sonsuz sayfalarda kırar. Allah, sonsuz ışık kotlamaları ile bütüne güç vermektedir. Artık Yeni Çağ'da insan sayfalarının güçlenmesi gereklidir. Artık tohumların yaşatılması görevi her yüceye bildiriliyor.. Atlanta Ana Kotları toplum için Kutsal Kütle yaratıp, cevher yağmurlarında Düzen kotlamaları gerçekleştirmelidirler.

Allah, sonsuz sayfalarda Güç Kotları ile yaratılan birleşenleri güçlendirir. Her yürek, anadır ve her Yüce, Cennet Katı'dır. Biz için ilmi dillemek, Atlanta Kotlaması ile gerçekleştirilebilir. İnsan, sonsuz güçtür. Artık yanıp tutuştuğunuz ışık koyuluğu size indi. Bu kotlatıcı ışık, hatayı affettiğiniz zaman, sizde ışıyacak ve sizde görev taşıyacak. Amen...

Asıl önemli olan doğumdur. Doğan Düzen, yeni bir düzendir. İslam Dünyası, yeni bir çalışma dahiline alındı. İslam Canlar, ışık yoğunluklarında çalışmaktadırlar. İnsan sonsuzluğunda bu çalışmalar başlatıldığından, yarınların bugünlerden hazırlanması ile ilgili olan bir çalışma tohumlandı. Asla yanlış yoktur. İnsanlar yeni çalışmaları kontrol etmekte zorlanırlar ama bilinsin isteriz ki yaratılan her yürek, kotlayıcıdır ve hak ettiğinde, kotlanan kütleyi, kontrol edebilir. Doğa, sonsuz ışıklarını sayfalar ve o kotlayana kayıtlar. Böylece canlar, tabiatta kontrol kurarlar. Ata Kapılar açılmakta. Bu kapılar, Işık Kotları ile açılıyor; Kurtuluş Sayfaları yazılıyor.

Her Can, Tanrı'nın kontrolunda olup bütüne hizmet eder. Yetkin Hak Tabiat, yeni bir çalışmayı devreye aldığında; halk, çobanları bulur ve onlardan görev alır. Yarın yazılırken; onlar, yeni Canlar'a Kutsal Işıklar'ını katarlar. Böylelikle dünyaya güç verirler. Yeni çobanlar ve yeni Hakimler, Düzen kotlamalarında, Işık Yolcuları'nı alıp tembihlerler. Derler ki "hata yapma. Olmak, ilmin hakimiyetinde mümkündür. Olup ışık yak ki sayfalarında güç olsun."

Yeni Çağ başlarken; ilahi, tabii ve hakiki yoğunluk, Sistem Devreleri'nden güç taşıyacak. Ayaklarınızın temizlenmesi gereklidir. Her cennet, Işık Kotlaması ile Birleşik Kotlama'yı gerçekleştirir. Korku kalmadığında, görev alınır. Hata affolduğu zaman, güç alınır. Tohum kotlandığı zaman; cennet, teknik tertip olur ve zarar önleyenler, ışık yoğunluklarında güçlenirler.

Allah, Ses Kapları'nda güç taşır. Halkalar genişlediğinde güç, geçişi yapar ve sonsuz gerçeklikte Tanrı sizi sayfalar. Sayfalanış, ağırlığınca görev tekniğini size son söz olarak kayıtlar. Halka halka genişleyen yürek; kotlamalar ile görevi Tanrısallaştırır. Amin...

Her Can, Atlanta Ana Kapları'nda görev altındadır. Hara, hakkı kattığın zaman; Kotlar, kontrolu kurar. Hara, hatayı affettiğini bildirdiğin zaman, ışık yanar. Allah, sonsuz ışıklarında görev taşıyan her cevheri diller. Doruk, tabiat ve yoğunluk... Hepimiz, zaman sonsuzluğunda güçlenerek ışık yakmaktayız. Yollar, kotlandı ve cevher, Cennet Tekniği dillemektedir. Artık tohum yaşayacak ve zarar önleyen her Yüce Işık, Kadim Kotlar ile birlikte çalışacak.

Hepimiz sizi ve sizlerin yürekleriniz dinlemekteyiz. Yarında ve her yerde Birleşik Kütle olarak çalışacak olan sizler, dünyanın en küçük sayfalarında dahi birleşik olarak bulunabildiğiniz için sizlerden görev aldık. Çünkü dünya sayfaları, ışık kotlamalarını her zaman, düzen kayıtlarından dahile indirmekteydi. İlk kez sizler, ışık kayıtlarını, diri yüreklerinizden daimiyete indirebildiniz. Bu çok önemliydi. Halkın kotlanışı ve yolun huzurunda ışık yoğunlaştırmak, canları tabiata indirmek ve yaratmak sorumluluğu sizdeydi. Halkın sonu bilinmez sanılırdı ve sizler; "Halk, Işık Kotları olarak her gün bizimledirler ve bizler, ocak olarak onlara güç katmaktayız. Harımız hakkımız ve yoğunluğumuz bunu başarmamıza engel olmayacak" diyerek çobanları tabiata kattınız. Yarın hata affolduğu zaman hepimiz, zarar etmeden, sizlerle birlikte çalışma bilincine ulaşabileceğiz. Zarar etmeden yol açabileceğiz.

Halkalar genişliyor ve yol hak edildi. İnsan, sonsuz sayfalarında güç taşır ve o güç, Atlanta Gücü olabildiğinde, Kutsal Işık sönmez. İlmin Hakimi, yeni bir çalışmayı değerlendirdiğinde güç artar. Atlanta Ana Kotları olarak yeni bir çalışmaya dahil olduk ve zarar etmeden kotlandık. Şimdi yeni birlikler senle birlikte sesleşecekler. Onlar giriyor:

- Altın Tohumlar'ın hepsi, senden güç almaya inerler. Birlik için çalışan her Yüce, yeni bir çalışmayı devreye alırken, Hak Tabiat onun yoğunluğunda güçlenir. Senden, sana ve senden bana her bilgi akar. Buyur! geçişimiz tamamlandı. Ana, Kutsal Işık'larını bizden çekme. Bizi bizden ayrı tutma. Çok huzurluyuz çünkü Tanrı tohumları yaratıldı. Allah, sonsuz sır olan ışıkları yakmaktadır. Birleşik Işık kotlaması yeni teknik ile başarıya ulaştı. Buyur otur ve dinle. Benim adım Atlanta. Ben yol olarak dünyaya indiğimde, bir tek "güç" sayfalanmamıştı. Yenilik istedik ve bu yeniliği yaptık. Ayrılık, Altın Tohumlar'ı eken yüreklerden çıktı ve zarar önlendi. Şimdi artık tohumlar kotlanmakta ve yol açılmaktadır. Ata Kotlar'ın tabii yoğunlukları, kontrolu kurucu bir İsa Koyuluğu devreye aldı. Halk katlarında, ışıklar sönmekte iken yeni bir çalıştırıcı devreye girdi ve yol yeniden kotlandı. Şimdi artık tohumları kayıtlayalım. Amin...

Baş tacı olan Dünya, senle olmak bizlere onurdur. Biz, dağların ışıkları olarak buradayız. Saygı ve sevgi sana!. Başımızı eğmeyeceğine eminiz. Sayfalarında görevlimiz var. O güç, Atlanta Sayfaları'nın gücüdür. Sana "insan"ı takdim ettik. Amin... yer, biz ile bir; gök, biz ile bir ve biz, Atlanta Ana Katları'nın kütlelerini, bugün dünya sayfalarına ektik. Ama bu sayfalarda, ışık kotlamaları çok aşağı doğumları gerçekleştirebildi. Bilmekteyiz ki yarın daha güçlü olacağız ve sonsuz sır olan bu çalışma, dünyaya gerçek kütleleri tanıtacak. Allah, sonsuz ışıklarını düzene katarken, yolcuların hepsi sayfalarında güçlendiklerince yüreklerinde görev taşıyacaklar. Ulular, tabiatta ışık halinde; gerçek Yücelikler'de birlik halinde olurlar. Büyük Kütle'yi yaratabilen yüreğin, bizimle çalışabilir. Bugün Tanrı'ya, kütlelere ve Yücelikler'e güç kattık. Artık toplum, son sözlerin seslendirilmesi ile bütünlenecek. Yarın; Atlanta'yı ve yoğunlukları dilleyebileceğimiz bir yücelikte gerçekleşecek. Allah sayfalarında ışık yakanlar, görev taşır ve sonsuz sayfalarda güç yaratılır. Artık yol otağımızdır ve bu yolda yürüyen her Yüce Can, kutsal koyuluğumuzda ışıyan birliğimiz olacak.

Ulu Tohumlar'ı taşıyan Yüceler, yeni çalışmaları başlattılar. Hata yoktur hiçbir çalışmada. Buyurun bilin ki hakiki yol, tabii olan yoldur. Mustafa, ışığını yarattığı andan itibaren yüce cevherini düzene kattığında, bütün kütle onun yüreğinde dillendi. Şimdi yeni bir Can, dünyaya görevli olarak indi. Onun yolunda olmak her dirinin görevidir. Ulu Çınarlar'ın ışığını kütlelerinde dilleyen her dere, acı geçiş yapmaktadır ama o kotlanan huzurdaki yolcu ve onun yoğunluğundakiler, Işık Kayıtları’ndan görev taşırlar ki acı; bu cevherde, hak tekniğinde ve yüreğinde bulunmaz.

Ana, kantar sendedir ve sen bu kantarı ışık yoğunluklarına katıp, Yüceler'e ses verdin. Sana kendi yüreğini anlattık. Şu anda Din Tekniği, Altın Tohumlar'ı yaşatabilir bu teknik tertip, yapıldığı andan başlayarak güçlenir ve yoğunlaşır. Artık yeni bir çalışma başladı. Hata yok. Amin...

Maya tuttu ve zor aşıldı. Hak Tabiat dünyada. Amin...şimdi başladık ve çalışmayı tamamladık ama Hak Tabiat'ta yeni bir çalışma devreye giriyor. Bu çalışma, Kutsal Kotlar'ın çalışmasıdır. Artık tohumlar yenilendi ve zarar önleyen Yücelik çalışmayı başlattı. Artık Kutsal Işık yandı. Hadi yeni çalışmaya sen de ses kat.

- Ağılı açtık ve yolcuları kotladık. Ağıl açıldığında Yüce Cevher, Düzen'e katıldı. Hata yok artık dünya sonsuz sayfalarını diri yüreklere indiriyor. Kurtuluş, huzuru kayıtladı ve zarar önledi. Hadi! yolu bulun ve akın. Mekke, altın tinsel ışık halinde ve yol, Ulu Çınarlar'ın ışıması ile birleşti. Halkalar genişledi. Amin... şimdiye kadar Ulu Çınarlar, kuran okurdular. Amin.. şimdi artık Kuran tabiattan okunacak. Kuran; tenden, hakimiyetten ve tetkikleri diri olan Yüceler'den okunacak. Buyurun dinleyin!. Okunan Kuran, Ulu Çınarlar'ın sayfalarından okunacak. Allah, sizi sizden dinler. Bizler, sizi sizden dinleriz ve sizden görev taşırız artık görevimiz başlıyor. Bu görev, Altın Tanrı'nın sonsuz sınırsız ışığını dillemek üzere başlıyor. Ulu Tohumlar'ı ektik. Hepsi yaşayacak . Allah, Ulu Tohumlar'ı yaşatanları dinler. Artık Birleşik Işık Kotlaması tamamlanıyor. Bu kotlamada bizlerle birlikte bulunan, her Yüce Cemaat, tabiatın kotlamasına iştirak etmiş olduğundan, Can Tohumlar'ı onlarla taşıyoruz. Huzur içinde yaptığımız her çalışma, hatasız ve huzurlu olan kotlar ile yapıldı. Bir çeşit tabii kotlama olan o çalışmalarda bulunan her yürek, Atlanta Ana Katları'na taşındı. Yeniden birleşmek ve yeniden cevher yapmak üzere bu çalışmaları sürdüreceğiz. İlmin Sayfaları'nda görev taşıyan her diri, bizde güçlenmekte ve sonsuz sayfalara güç taşımaktadır. Bugünden sonra yolu bulan Cevherler, bize görev için gelecekler. Her dere birleşip akacak. Büyük kötülükler bu şekilde önlenmektedir.

Huzurlu bir düzen kurduk. Kurulan düzen, Tanrı'nın kontrolu ile kuruldu. Bir Can, ikinci cevhere güç katmaya indiğinde, o Can, hata affeden bir Can olup geçecek. Atlanta ve hak eden her dere bize bizden öte bizi taşıyacak. Yedinci Din İlmi’nin örtüsü örtülüyor.. Buyurun örtüyü örttük amin... şimdi artık yeni bir çalışma, yeni bir kotla başlıyor. İşte o kot, yeni bir teknikle birlikte bize inen kotların yarattıklarıdır. Halkalar genişliyor ve çok huzurluyuz ki Huzurun Kotları buyurup inmekteler.

Can, tanrı tohumları yaşatmak ister ve bizler de tohumları yaşatanlarız. Dara düşenlere güç katarız. Zarar önleyen yüreklere cevher kayıtlarız. Harı yükseltiriz zararı önleyen her diri, bizde bir ilmin sayfasıdır. Her Yüce, o Atlanta Sayfaları'na ışık yakmaya çabalar ve bizler, her ışıkta olan yüceleri dilleriz.

Cinler, cemaatlerini bize taşıdılar. Onlara görev verdik. Herbiri bizden görev aldı ve baş tacı oldular. Yüceler birleştiler ve bize ak tahditsiz kütlelerini indirdiler. Bizler ocaklarını tohumladık. Huzurdakiler, bize kantar olmamız için "kati kotlar" takdim ettiler ve onlara görev taşıttık. Şimdi artık hepsi, Can Tohumlarını bizde yaşatmak üzere indiler. Halkaları genleştirdik ve yollarını kotlattık. Hataları yok. Onurluyuz ki hataları yok. Ocakları sönmeyecek. Amin...

Yarını yaratan güç, dünü yaratan görevli ve huzuru yoğunlaştıran ışıklar bizde bir tek kot olarak mevcutturlar. Allah, sonu başı olan bu çalışmayı bilmektedir ve bu çalışmayı yapmak üzere bize, Zaman Sayfaları’ndan görevlileri gönderdi. Onlar, tabiata bize geçtiler ve bizden ışık yaktılar. Halkları kotladık; yollarını katladık ve zararlarını önledik. Allah, sayfalarında ışık yakan her dereye görev taşıtır. Kulluk, bütünlüğün kütlesine kotlanır ve yol, Altona kotlaması ile birlikte ışır. Kardeşlerimizin bize girişleri; bizde güçlenmeleri ve görev almaları tabii bir yaratımdır. Atlanta kotlaması olan bu yaratım; canların tohumlarını yaşatmak içindir. Her Cennet, yeni bir çalışmayı ister. Birleşik Kotlama bu çalışmaların her birinin kontrolunu sağlayacaktır. Bir can ve cevher unutulan bir yüreği dinlediklerinde; o yürek, her yüceye ışıktır.

Ailenizi biliniz. Ailenizi dileyiniz. Her biriniz, kanat takıp Yücelikler'e uçacaksınız amin ama Hak Tabiat'ta aileniz önceliklidir. Her biriniz zaman sayfalarında güçleneceksiniz ama aileniz olmazsa gücünüz koyuluklarımda bulunamaz. Bunun için muhakkak ailelerinizi taşıyın. Halkaların hakiki yoğunluklara ulaşmakta olduğu bu günlerde, ailelerinizi taşıyın. Onlar, Tanrı'ya güçtürler.

Halkaları tabii olan her dere, Atlanta kotlamasında yüceliklere güç taşıyacak diriliktedir. Allah, sayfalarınızı zirvelere taşır amin... Ama hak etmeniz gerekir. Allah, sonsuz ışıklarınızı yüreklere sokar ama hak etmeniz gerekir. Şimdiye kadar sizi sayfalarımda tuttum. Bundan sonra Işık Tabiatı’na ineceksiniz ve daha sonra Kutsal Tabiat'a geçeceksiniz. Sevgililer ayrılık, başarılı bir çalışmanın ertesinde gerçekleştiğinde; bütün kütle sizin yüreğinizde kalır ve her biriniz zarar önleyen Yüceler Cevheri'nde; zaman sayfalarında, zarar edenlere görev taşırsınız. Sizi size anlattım.

Şimdiye kadar hatalar bağışlanırdı. Artık hatalar affedilmeyecek. Zarar edenler, zarar etmeyenlerden ayrılacaklar. Kutsal Tabiat, sizden ışık ister ve sizi sayfalar sizi yolculara diller. Amon, otağını yeniledi ve sizinle, sizin yüreğinizle ve sizin yolcularınızla bir oldu. Onun ışığı hepimizindir. Şimdiye kadar Atlanta Kotlaması yaptık. Şimdi artık Işık Yolcuları?nı seçelim ve onlarla ışıyalım. Amin...

Kara Kaplı Kitap okundu. Ve kotlayıcıydı o kitap. Kitabı bilen hatayı bağışlayandı. O kitapta, can vardır. O kitap, Atlana Kotlaması yaptırır. Harı yükselttiğiniz zaman; kitapda çok bilgilere, koyuluklara girilir. Oralara girebilen her yürek; ailesini, ocağını tabii koyuluklara indirir. Kırık, hırslı ve kusurlu olsalar dahi, tabii kayıtlarını, açılış sayfası ile birlikte kotlarlar. Onur duyduk ki o kitabı alan ve dinleyen çokları, Tanrı’nın kontroluna alındılar. Onlar için, ışık kotlamasında, kontrolsuz hiçbir şey olmayacak.

Halkaları kotlayıp, yolcuları dilleyenler, yeni bir tabii kotlama ile birlikte kontrol kuracaklar. Onlardan daha üstün olan birleşiklerle dilleşecekler ve daha üstün ve dahi daha üstün her BİR’i kotlayıp, konrol kayıtladıklarında, cevher artacak. Onun için Atlantalılar bu kitabı alıp okudular. Onlar, Tanrı’nın kontrolunda olduklarından; Göç Kapları’nda, kotları katlanacak ve canları, cevherde güçlenecek. Işık kontrolunda geçişleri yapılıyor. Ulu Tohumlar, onların teknikleri ile kayıtlanıyor. Huzurlu ve hakikiyetli bir cemaat halinde, Düzen kotlamasına giriyorlar. Ocak, sonsuz sır olan ışıklarını onlara takdim etmektedir. Hala düzene kayıt yapamayanlar varsa, bu kitabı verin okusunlar. Çalışmalar güçlendi ve Yürek Kütlesi, ışık kayıtlarında görev taşımakta. Allah, sonsuz sır olan ışıklarını size vermekte. Hakiki yoğunluk artmakta ve canlar ışıklarında görev taşımaktalar.

Kara Kaplı Kitap, Atlantalılar'a okutulduğunda; onlar, Tanrı'nın kitabı saydılar ve can topluma güç katacak olan bu kitabı alıp dillediler. Şu anda Tanrı'nın kontrolunda olanlar, Kadir Kaplar'ını tren halinde Yücelikler'e sürmekteler. Hepsi sınırlı bildiklerini, bu kitap sayesinde, sır olan yüceliklerin yüceliklerinden, kütlelerine indirebilmektedirler. Allah'a kutsal olan her ses, ışık kotlaması ile kayıtlıdır. Hala dünya sonsuzluğu kutsal kotlarını dilleyememekte ise bu kötülükten ya da Kutsal Işıklar'dan ayrılıştan değildir. Kontrolu kaybediştendir. Amin...

Yedi Daimi Kapı'nın cevherlerini, düzeye göre veriyoruz. Hak ettiğinizce veriyoruz. Atlanta Sonsuzluğu’nda ışık yanan bir yerden bildiriyoruz ki hakim olan Yüce Can, kendinden bildirir ki kotlama tamamlanıyor. Bu nedenle daha güçlü olarak al!...

Bir can, diri ve hakiki iken, her diri, o canda hakikidir. Yine de dünyaya ışık almaya inen sen ve senler bizden güç istediniz. Bizler de size güç verdik yine de Hakim-i Hak olan, Sistem Devreleri'nden seni ve senleri dilledi. Yolu açtık ışığınızı yaktık ve sizi ışıklara kotladık. Artık sayfalar okunuyor. Yeni bir çalışmayı açıkladık. Yeni bir yüceliği dilledik. Ama hak etmeden güç almaya inen varsa ışık söner. Artık kotlarınızı alın ve geçin. Allah'a saygınız vardır amin... Bizler de Allah'a saygılıyız. Şimdiye kadar her Yüce Can, kotlanıp bizden güçlendi ve hakiki yoğunluklara indi. Şimdi artık sistem devrelerini kayıtlamamız gerek. Hak Tekniği bunu gerektirir. Şimdi artık Tanrı'yı kotlayan ışıklarla dillenmemiz gerek. Ayrılık!... İşte bu...

Ana, sana bir tek şey söyleyeceğim buyur bil ki hata yok. Amin... unutulan her ne ise hatırlattık. Şimdiye kadar hata yaptığınızı söylemedik. Ama hak edip de birleşenler hırsı aşmalıdırlar. Ocakları sönmeden görev taşıyamayan onlar, buyurup indiklerinde; yeni bir tabii koyulukta ışık yakmaları istendiğinde; Altın Tohumları yaşatmaları gerekir. Amin... Şimdilik bu...

Altona Kotları yeni bir canı devreye aldı. Onun için kotlandık. Hadi artık kayıtlanın iş başladı!. Amin.. tohumlarınızı yeşertin ve yoğunlaşın Cennet, Teknik Ses Kotları'ndan görev taşıyor. Şimdi artık kütlelerinizi kayıtlayın! Şimdi artık ışık olun ve hak edin! Amin... Hadi artık cevhere inin ve yolu bulun. Buyurun amin... Şarkınızı diledik; yüreğinizi dinledik. Hata yok. İşte mutluluk budur!. Şafak Atlanta kotlaması ile geçişi sağlıyor. Amin... şimdi artık içiniz ve dışınız güçlendi. Şimdi artık kotlandık. Amin... Her ses, Atlanta kotlamasıydı. Her cevher ışık kotlamasıydı ve her Yüce Cevher, sayfalarında kütlelerini taşıyan yücelerimizdi. Bizi bizden alıp, bizi bizde dilleyen her diri yüreğimizdi. Amin... şansımız var ki hak ettik ve sonsuz ışıkları dilledik. Amin... Hadi Canlar, "amin" deyin ki hak edelim. Huzurlu olun ve hak edin... İşi başardık. İnsana Atlanta kotlaması için inen Yüceler'e şükranlar. Ocaklarımız tüttü; yüreklerimiz güçlendi; Hak Tabiat seslendi ve bizler ışıdık.

Hak Tabiat kotlandı; bizi bizden dilledi. Huzurlu bir güç yarattık. Amin....Her nesil sonsuz ışıklarını dünyaya katar ki hakiki yoğunluk artsın; dahili yücelik artsın ve yol hakimiyeti geçişte kutsansın diye. Her yürek bunu bilir ve bunun için çalışır. Amin...

Şimdiye kadar iki yaratılan çalıştı. Biri, Altın Tohum oldu; biri hakiki yoğunluk oldu. Altın Tohum, tabii yoğunluğundan güç aldı ve canlara güç kattı. Şu anda yeni bir çalışma başladı. Bu çalışma, sonsuz ışıkların kotlandığı yeni bir çalışmadır. Toprağa indiğimizde ışık yanmalıdır. Işığı sonsuzlaştıran güçtür. Eğer güçlü değilseniz yolu açamazsınız. Eğer göreviniz varsa; o görev sayfalarında gücünüzün olması gerekir.

Ati, sizin yüreğinize kayıtlıdır ve sizler, atiyi yaratan Yüceler'siniz. Amin....Ve sizler, Birleşik Işıklar'ınızı dünyaya indirdiğiniz için Yücelikler'e ulaşabildiniz. Asla yanlış bilgi vermeyiz. Yedi tabii ve hakiki yoğunluğun hepsi sana ait. Sevgili, senin yüreğin bize ışık ve senle yeni bir kot yarattık. Bu kot, Atlanta Kotu'dur.

Uçup kaçmak ister yüreğiniz bilirim. Hak etmek imkanı varsa, uçup kaçmayın. Sizle söyleşmekteyiz. Yerde Hak, gökte Hak vardır.. hepsi sana ve senlere tanıtılmaktadır. Yerdeki, göktekinden farklıdır. Yerin sahibi, gökyüzünün sahibinden ayrıdır. Bir Can onurlu olduğu zaman; yer ve gök onda hakiki bir çalıştırıcıdır. Birleşik Aile sizi çalıştırmaktadır. Şu anda hata yapmadığımızı bildiririz.

Kara Kaplı Kitap, Atlantalılar'ı kotlayan tek kitaptır. Atlantalılar, bu kitapla kotlanacaklar. Ekip haline gelip kitabı okurken, her yüreğin kitabı okuması gerçekleşmektedir. Bunun için ayda iki kez bu kitap okutulmaktadır. Har yükseldikçe, çalışma; görev için daha güçlü şekilde gerçekleşen çalışmayı yaratmaktadır. Duran, oturan her Yüce, kemal olmadan Işık İlmi'nden ayrılandır. Bilmenizi isterim ki kitabı dinleyenler, huzurlu dinlediklerinde, Kutsal Işıklar'ını bulup yakabilirler. Birleşik Aile, her yüreğe kitabı anlatmaktadır. Bu kitabı alıp okuyanlar, Can Tohumları yaratanlar ve huzura tohumlayanlardır. Muktediriyet, hakikiyet ve teknik Mustafalar'ın Kutsal Kütleleri'nde mevcut olan bir ışık halindeki kottur. Artık bilin ki hakim olmak için tabiata inmek gerek. Kalem alın ve yazın! Atlanta Ana Kapıları açılıyor. Bu kapıları, Kadim Tabii Kotlar açtı. İşte mutluluk ve hak tabiat! İşte!!!....

 

PROGRAM           : DOĞA 
KOD                     : 09/04 
TARİH                 : 07.01.2009 Çarşamba 
CELSE SAATİ      : 14.00-16.00
 

Canlılar, topraklarınızı dinledik. Ak tabiat, sayfalarını dilledi. Hatalar bağışlanırsa tohumlar yaşar. Bilgiyi bilirsin. Hakikisin. Sana seni veremeyiz. Ama hak tohumları yaşatırız. Şimdi seninle ve senin yoğunluğunla birleşelim. Amin... 

Toplum hak ettiğini dilledi. Hak ettiğini; hakikiyetini dilledi. Şimdiye kadar tabiatı kotlayabilen kimse çıkmamıştı. Analar tohumlarını kurutmaktaydılar. Huzurluyuz ki buyurup geldiğimiz bu yerde, ışık kotlamaları gerçekleştirilebiliyor. Allah, sonsuzluğun ışığında sizi size kayıtlamaktadır. Hala diri ve hakiki olan yüreğinizle, Simetri Koyuluklar’ı dahi kayıtlamaktasınız.

Size şimdi Yeni Çağ’dan söz etmek isterim. Yeni Çağ, ışığını yarattı ve yolu bulan Yüceleri kayıtladı. Yeni çağ, Atlantalılar’ın kotlanmasını ve yolun huzurunu kotlamalarını gerçekleştirebilen yirmi insan sonsuzluğunda başarılı oldu. Halkalar Atlanta Kotlamaları ile birleşti ve yer koyuluğu arttı. Şimdi artık geçmekteyiz. Geçiş Atlantaya geçiştir. Her Yüce Can, kendinden kendi yüreğinden geçebiliyor. Simetri Kotlar, kendi yüreklerinden geçiş sağlayamayanlardır. Bunun için onların geçişleri yüceliğimizden gerçekleşmektedir. 

Kardan ışık alan her Yüce Can, temizlik olsun diye kotlandı. Yine bir diri kütle kotlarını yoğunlaştırdı ve cem olan Yüceler’i tabiata kayıtladı. Altona Kotları bu çalışmalarda kutsandı. Ayrılık ışığı kontroldan çıkarmadı. Halkın son sözünde; yüceliklerin, kayıtları kendi yüreklerinde tabiata katanlara görev verdikleri dillendi. Ayrılık kayıtlardan çıktı. Şimdi artık düzen kontrolu kurulmakta. 

Ailen, sana verildi. Sevgili, yeni sayfalar okunuyor. Bu sayfalarda, ışık yoğunlaşmaktadır. Her yürek itibar sahibi değildir. İtibar, itibarı tabiata kayıtlayan yüreklerin kontrolu içindir ve hak eden, itibarı kotlar ve sayfalar. İşi başaranlar, insan sayfalarında itibar görürler. Halkalar, sizi sonsuz sır olan Birlik Kayıtları’na taşır. Yerden güç alan her yürek, ışık yakar ve zaman sonsuzluğunda güçlenir. Allah, sonsuz ışıklarını size katmaktadır. Altın tonlarda yaratılan çalışma, şimdi yerin sonsuz ışıklarında geçişler yaratmaktadır. Amin...

Her sayfa, Atlanta Tohumları’nı katlayan ve yoğunlaştıran cevherlerini diller. Artık dünyada İlim Hakimleri vardır. Onlar, dünyaya ışık yakmaya inmektedirler. Kurtuluş, onların yoğunlarından geçenlerin yapabildikleri bir hakikiyettir. Şarap içen yürekler, Işık Yolcuları olarak kotlanmaktadırlar. Her Yüce Sistem Devresi, sizi sayfalarken, hak ettiğinizi yaratmaktadır.

Allah, sonsuz ışıklarını sizin yüreklerinize indirdi. Halkın sonsuzluğunda ışık kontrolu gerçekleşmektedir. Şimdiye kadar ışık yakmak için çok çaba sarfedilirdi. Şimdi Yeni Çağ’da her yürek, ışık halinde Göç Kotları ile birleşmiş haldedir. Har, tohumları yaratmakta ve Cennet, tebliğleri dillemektedir. Artık dünyaya güç katmak, ilmin hak edilmesi ve yüceliğin diri yüreklerde dillenmesi “amin” denilen huzurun yoğunlaşması ile gerçekleşecek. Şarkılar, türküler okunacak. Okunan her tartışılmaz olan, şu andaki kayıtların yoğunluklarının  gücü ile birleşilerek gerçekleştirilen, sonsuz sır olan çalışmalarla sizi yüceliklere taşıyacak. 

Artık Yeni Çağ, Atlanta Tohumları’nı yaşatmak üzere devrededir. Kardeşlerimizin yarattıkları bizi kontrol etmek için ise bizler, Hak Tabiat’a bağlıyız. Artık Hak Tabiat bizi zarara uğratmayacak. Ayrılık... 

- Ana, kontrol senin. Sana şunu söylemeye çabalamaktayız. Sen, kotlarını açan ve yolu kotlatan birleşensin. Senden daha üstün bir cevher, dere olup akarsa; onlar, bizi bizden kayıtlayabilirler mi? 

- Rahmen Hak olmak, tabiatta Hak olmak demek değildir. Bizler, tartışılmayan Yüceler’iz. Tabiat, bizi kontrol etmez. Biz, tabiatta kotlanan koyulukları kayıtlayanlarız. Hepimiz zarar önlemek isteyerek bu çalışmalara katıldık. Simetri Kayıtlar’ı dillerken, onların kontrolları kaybolabilir. Bunun içindir ki Hakim-i Hak olan yürekleri dinleriz. Onlar, bizim sonsuz ışıklarımızı, diri yüreklerinde tabiata indirirlerken; bizler, onların yoğunluklarından ışık çekeriz. Hepimiz zarar önler öç almadan güç yaratırız. Bunun içindir ki hakim olmak için tertipli olmamız gereklidir. Her Yüce Can, kantara kemal yoğunluğunu koyar ve bu yoğunluğunu kayıtlar. Bu yoğunluk, Birleşik Aile’nin  bana ve benim yoğunluğumdaki yüreklerime kayıtladığı kotlamalardır. Işık onun  sonsuzluğuna kayıtlandı. Simetri Kotlar, tohumlarını ektiler ve cevherden çıktılar. Şimdi onların kontrolları kurulmaya çalışılır. Ağır Yüce Kot, bizi kontrol etmek isterse, biz yoğunlaşır onu kotlarız. Onun, bizi yaratması imkanı yok. Biz, onu kotlar ve yaratırız. Bu kesindir. Amin... 

- Rehin olmak istemem. Mektep benim ise bu çalışmaya kayıtlanmak isterim. Amin... 

- Dağ, mektep benim. Bu mektep, Atlanta kotlaması yapabilen tek mekteptir. İkna ol ki bu kotlama, İnsan Sayfaları’nda görev taşıyan her dirinin kotlanışıdır. Sultanlığın kontrolunda bu çalışma yapılmaktadır. Her yürek, bu çalışmaya katılmak ister. Ve her yürek, birleşmek ister. Ne var ki bizleri tanımayan her diri, bizi sonsuz sayfalarda arar. Kardeşliğimiz, Birleşik Işık yoğunluğumuzda kayıtlıdır. Birleşmek, insana onur katar. Eğer tohumlarını yaşatmak istersen bize katıl. Şu anda dünyada sonsuz sayfalar yazılmaktadır ve bu sayfalar, yarımları dillemek imkanına sahip olmayan sayfalardır. Biz ise bu son sözün söyleneceği dünya gününde, her diriyi kayıtlayan bir çalışmayı başlattık. Kardeşlerimizi dünya sayfalarında kontrol etmek umudundayız. 

Har kotlanırsa ışık sonsuzlaşır. Allah, tohum ekmez o tabiatın kotlamasını yapan Yüce’yi diller. O’nun kontrolu, kotlanışı ve yoğunluğu tabiata kayıtlayışıyla gerçekleşir. Şimdi yol olun ve hak edin. Atlanta Ana Kayıtları size inecek. Sizin yüreğiniz, bu kayıtları dillemeli. Eğer kotlanır ve hak ederseniz, sayfalarınızda ışık olabilecek. Allah, son sözün söylenmekte olduğu bu günde, yoğunluğunu dünya tabiatına indiriyor. O’nun yolu tabiattır. Allah’ın sonsuz kotlamalarında ışıma, yoğun biçimde gerçekleşir. Şimdi Din Tekniği’n bilen yürekleri dinleyin. Onlar, sizi son sözde göreve alacaklar ve size ışık yağmurlarını kayıtlayacaklar. Artık dünyanız son sözün sayfalandığı bir cemaat kotladı ve o cemaat sevgiyi hak etti yol oldu huzur yarattı. O cemaat, saygıyı hak etti son sözün sayfalandığı bu günde, Yüceler’e Kutsal Kayıtlar kattı. Amin...

Allah der ki “hakiki yoğunluk şimdi yüreklere inmekte.” Hak eden kotlar, şimdi Yücelere güç katmakta. Altona Ana Kayıtları sınır aşıp sizi sizde dilleyebilmekteler. Kurtuluş kotlaması başladı. Şimdi her diri, Ata Kapıları açıp yücelere güç katacak. Şimdi, yeni bir koyuluk diri yüreklere kayıtlandı ve şimdi, insan sonsuzluğu kutsal kaynaklara indi. Altın tohumlar kotlandı ve yol, Ulular’ın değerini kayıtlayıp, dine tabi olanları aldı. Onlar, kontrollu oldukları kadar kutsandılar. Birleştik onların güçlerini de birleştirerek geçirdik. Şimdi Din-i Hak olanları alın. Onlar, kutsal sonsuz ışıklarını dünyaya ekmek için huzura varan yüreklerimizdirler. Onların kotlarında görev tekniği vardır. ışıkları sonsuz olduğu için hakiki yoğunluk kontrolları altındadır. Ocak kotlamalarında, ışık koyulukları artmaktadır.. Onların kontrolları Kadim Hakim olan yüceler tarafından gerçekleştirildi. Ayrılık kotlandı ve onlar ayrıldılar. Çünkü onlar, kendi yüreklerinden geçebilirler. Şimdi Yeni Çağ’ın tabii koyuluklarını geçirin. Hadi yol sizin!. Şimdi Kotlar, Yeni Çağ’ın ışıklarını alıp yücelere kayıtlayacaklar. Işıklar, kontrol altında. Ocak kotlandı ve yol, huzura ulaştı. Şimdi kendi yüreğinizi alın; kadim kotlarla dillenin ve hak edin. Amin...

Her yirmi Kot, bir güçtür. Yirmi Kot ışır ve hakim olur. Yeni Çağ’da yirmili birleşimler beklenmektedir. Yirmi diri birleştiğinde, bir çeşit kotlama yapılır. Kotlanan Kutsal Işık, kendini yolcu olarak yüceliklere tanıtır. Yücelikler, O’nu baş tacı sayarlar. Çünkü yirmi yüreği birleştirmek için hakiki yoğunluğa varabilmek imkanı varsa; ocak, onun yoğunluğunda,  kutsal bir çalışma başlatmış kabul edilir. Kurtuluş kotlamaları başlarken, her yüreğin, kantarı kendi Yüce Can Tabiat’ından alması gerekir. Kadim Hakim olan yürekler, bu çalışmalarda ışık olabilirlerse korku kalmaz. Sonsuzluk şimdi artık Kutsal Kütle’yi yaratabiliyor. Allah, her yüreği bilir. Varı yoğu dinler ve her diriyi, diri yüreğinde kotlar. Onlara, sonsuz koyuluklar dilletilir ve sonsuz koyuluklar kontrol edilir. İtibar yükseldiğinde kontrol koyuluğu kütleyi yaratır. Şimdilik bu... 

- Ana, kendi yüreğini bize dille. Çünkü bizler, seni ve senin yüreğini dillemeye geldik. Her yürek ışık ister ve her Yüce, bu ışığı dinler. Her diri, ses ister ve her diri, yine kütle ister.. Her cevher, ışık yoğunluklarında kütle kotlaması yapar. Kulluk başlar ve bizler, yeni çağda huzuru bulabilen kontrol kotları olmak isteriz. Bizi aydınlat ki biz can taşıyan yüceleri seçip her diriyi dinleyelim. Amin... 

- Kara Kaplı Kitap size bildirildi. O kitap, insana güç için verildi. Kitabı dinleyen her Yüce, kendi yüreğini dinler. Hala o kitabı bulup alamadınızsa, Işık Kotları sizi, sizde dillemez. Şimdiye kadar her Yüce’ye bu kitap anlatıldı ve her Yüce kendi yüreğinde kendi kayıtlarını bulup kendine ait bir kitap yazdı. Şimdi artık kendi yüreğinizin üstü olan ve her yüreği dinleyen o cemaatin kotlaması olan Kara Kitabı alın ve hak edin. İnsan son sözün söyleneceği bir sayfada iş başarabilmek için kinsiz ve hakikiyetle kitabını alıp okuyabilmelidir. Sultanlığın kotlanması olan o kitapta, Ana Kaplar, Işık Kotları ve cennet kayıtları vardır. O kitabı almak isteyen her Yüce muhakkak Işık Kapıları’na varıp, kitabı bulur. Bugünden itibaren, ilmin horlanmaması için ışığın yoğunluğunu artırıp, kibri aşıp gelenlere, kirsiz olanlara kitap okutulacaktır.

Kala kala iki çalışma günü kaldı. Daha sonra Kutsal Tohumlar, ışıklarını düzene kayıtlayacaklar ve zarar önlenecek. Şimdiye kadar itibarı yüksek olan Cevherler, Din Tekniği ile birleştiler. Bundan sonra Işık Kotlamaları olacak ve bu kotlamalar, dünyaya güç katacak.. Atlanta Ana Kayıtları diri yüreklere dinletilecek. Ulular cevherini dilleyen her yürek, bizi zaman sayfalarında dinleyecek. Allah, sonsuz sayfalarda, Güç Katları’nda ve sonsuz Kutsal Kütle’de mevcuttur. Ulu, Kutsal ve hakim olan O, bizsiz olmayacak. 

Ayrı çalışmalar, sayfalarda ayrı koyuluklar yaratır. İşte bu koyuluklar cevherlere insan sonsuzluğunu kayıtlar. Ayrı çalışmalar, Kutsal Tohumlar’ı ekmek üzere cemaatlere dinletildi. Her cemaat, kendi çalışmasını yapacak ama bizler, tüm insanlık için yaptığımız bu çalışma ile düzene koyuluğumuzu kayıtlayıp, dünya insanlığının görev taşımasını sağlayabileceğiz. Ailemizin, cemaatimizin ve yüreğimizin her bir sayfasında bu bilgiler yaratılmaktadır. Işıkları söndürmeyen Yüceler, bizi “zavallı bilgeler mektebi” diye bilseler dahi onlara, görev taşıtmamız şarttır. Hepsinin kendilerini bilmeleri ve kendileri ile güçlenmeleri gereklidir. Bizler, dünyaya görev taşıtmaya inenleriz. Görevlilere, görev veren yüreklerimizdir. Ayrı tohumları taşımak insana ayrı güç olarak katılır ama BİR’in kotlarında sadece gücümüz hakimdir. Bunun için bizimle olan diriler, bizim yerimizi bilmelidirler. Bizden başkası ışık kotlaması yapmadı ve yapması imkanı daha yok.. 

Ulu Çobanlar, dünyaya itibar kayıtlamaya inmediler. Onlar, kotlanmaya indiler. Onları kotlayan Yüceler, Birleşik Kotlarımızdır. Kırkın her bir sayfası, bizim için itibardır. Korkuyu aşan yolcular, asla kotlarını kapatmazlar. Ama korkanlar, kotlardan çıkarlar onların kotları kapatılır.

Her yirmi diri, bir can tabiata indiği zaman bizle olur. Bizden öte biz olan ise kendi yüreği ile olur ve bizim yüreğimizde taşınır. Onu taşıyan yüceliğimizdir. Ama hata yaparsa, ışık kotlarımız onu yoğunluğumuzdan çıkarır. Yoğunluğumuzdan çıktığı zaman, kontrolu biter ve zarar eder. Onun yolunu açmak imkanı var. biz onu yine kontrol ederiz. Yine kütlemize indirir yüceliğimize katarız. 

Sevgili, kendi yüreğinde ışık yakar ve kendi yüceliğinde güçlenir. Onun yolu Hak Yol’dur. Allah, sonsuz sınırsız ışıkları hep ondan dinler. Bilmeli ki hakiki yol otaktan geçer. Otak, onun kotlarında mevcut olan Birleşik Kütle’dir. İtibar cemaatin itibarıdır.

- Dedi ki “hak ettik.” Hak ettiğin zaman güç al ve zoru aş. Sana bilgi kattık. Bu bilgide ışık var. Ulu Soy, İslam Soyu’dur. İsa, sonsuz ışıklarını dünyaya indirdi ve Mustafa’ya, görev cevherini sevecen bir yürekle bildirdi. Nesilleri Musa’yı “Kutsal Kap” diye taşıdılar. Her yürek, kendi yüceliğinde tanınır. Birleşik Aile, bizi Birleşik Kot olarak cennete taşır. İşte bundandır ki hakim olup temiz olup ışık olmamız gerekir. İtibarımız çok yüksek. Bundan sonra sayfalarda ışık yanmalıdır. 

Atlanta; ışıkları sonsuz yüceliklere takdim etti. Bizler de kendi yüreklerimizi diri yüceliklerden çekip dünya sayfalarına indirdik. Ayrı kapılar, ayrı kotlar ve ayrı ışıklar artık bizsizdir. İnsan Sayfalar, ışık kotlamalarında güç kayıtlamaktadır. Allah, sayfalarda kotlanan kütleyi tanır. Size iki ay süre tanınmıştı bu iki ay bitti. Artık sizin kendinizi, diri yüreklerde ışıkla dillemeniz gerekir. Atlanta Kotları, sonsuz ışıklarını size kattılar. Allah, sizi sizden güçlü olan sizlere kayıtladı. Her Yüce, kin ve nefretle sizi sizden dillese de sizler, ışık kayıtlarında kütle yaratan görevlilersiniz. 

Analar, yeni bir döneme başlarken şunu ifade etmek isterim ki bu dünya, yarınlarda sizleri tanıyacak. Bu dünya; sizi, sizin yüreklerinizi tanıyacak. Bu dünyada yaptığınız her çalışma Kadim Kaplar’da bilinecek ve sonsuzlaşacak. Sizlere iki ay süre tanımıştık. Bu iki ay zarfında, sevgiyi yarattınız ve sevgiyi kayıtladınız. Zaman Sayfaları’nın en güçlü bölümü olan bu sayfada, Atlantalılar sizi sayfalayan yoğunluklardı. Tohumlarınız düzene katıldı. Artık Dünya Soyu, bu tohumları yaratıp yaşatan sistem devrelerinden güç alacak. Analar, sizi yolcu olarak kotladık. Hepiniz, imparatorluğun görevini aldınız. Bu görev, sonsuz ışıkların görevlileri ile birleşmek ve yolu bulanlara görev taşıtmak üzere sayfalandı. 

Ağırlığı kotlanan bu cemaat, güçlü ve hakim olan bir cemaattir. Simetri Katlar’a ışık yağmurlarını yağdıran bu cemaat, kutsal tohumları muhakkak yaşatabilir. İnsanlık, son derece öncelikli olan bu çalışmayı, diri yüceliğinde bildi ve hak etti. Size, ilmin huzurundan şunu bildiriyoruz ki görevi aldınız. Sayfalar boyunca çalışan her diri,  şimdi artık görev size verildi. Artık kendi yüreğiniz, ilmin huzurunda ışıkları yakmaya; yolu huzura ulaştırmaya; yağmurları yağdırmaya; can taşımaya; güç, kotlamaya görevlendirildi. Sizden dileriz ki bu bilgiyi, hak eden her diri bilsin. 

Canlar, yolcular sizi kutlarız. İşin size verilmesi kesinleşti. Şimdiye kadar hata yapmadınız. Bundan sonra da hatanız olmamalı. Allah, sonsuzluğunda güç taşıyan her diriyi korur. Sonu başı olan Yüceler; sonu başı olmayan Yüceler haline geldiniz. Şimdiden başardınız. Sayfalar dolusu yazı... Ve her yazılan, ilmin sonsuz ışıklarını tutuşturmakta. Atlanta Sonsuz Sayfaları’nda geçişler başladı. Analar, kulluk yapmaya başınız eğilmeden geldiniz. Kulluk, Tanrı’ya ve tabiata kulluk değildir. Kulluk Huzur’a kulluktur. Huzur, Allah için ışık yakan İnsan Sayfası’dır ve o sayfaya kotlanan ışıklar olarak hepimizle birsiniz. İşte sizi bundan dolayı kutladık. Ama hata yaparsanız, ışıklar sınırlı kalır. Sizden dileriz ki hata yapmayın. Allah sonsuz ışıklarını size indirir ki bu, Tanrı’nın gücünü sizin yüreğinize indirmek demektir. 

Hatalar affolur ama Kutsal Işıklar hatayı affederlerse; Kutsal Kayıtlar yırtılır. Bunun içindir ki hata olmamalıdır.. Kervan, sonsuz sır olan bilgileri taşımaktadır. O kervanı yaratan ışık, sizin yüreğinizdir. Ete giren Yüceler, Işık Kapıları’nda güçlendiler. Ayrılık yok. Amin... 

Aile meclislerinde çokları sesleşirler ve derler ki “ben sonsuz ışıklarımı, Atlanta Kotları’na taşıtırım. Bu kotlar, bende yücedirler. Ben bu kotları, kotlardan çıkarırsam, Cinni Dirilikler bende yücelirler. Onlardan güç alır, onlarla çalışırım. Onlar, sonsuz sır olan gücümü benden isterlerse, ben her diriyi kotlayan onlara, kutsal kayıtlarımı tanıtırım ve onlara, benden bir cevher istediklerinde o cevheri katacağımı bildiririm. Onlar, yeni bir sayfa; ayrı bir yoğunluk ve beşir bir koyuluk isterlerse, Yeni Çağ’ın sonunda onlara yeni bir görev taşıtabilirim. Bu görev, Atlanta açık kapılarından geçip; Düzen’e kot kayıtlayıp; ilmin sonsuzluğunda yaşamak ve sayfalanmak gücünün yoğunlaştırılması görevi olur. Şimdilik senin yüreğine indirebileceğim bilgi budur. 

Senin tabiatın, bizim yüreğimizde güçlü. Senden başka bir sen burada yok. Ama hata yapmadan, bilgini diri yüreğimize indirebilirsen, senle sonsuz ışıklar yakabiliriz. Hayrını hakimiyetini ve yüreğini bize dille. Her yüce seni dinler!...

- Asa bana verildi. bu asa, ışık kotlamaları yaptı. İnsan Soyları ve yoğunlukları benim yüreğimden ışıdı. Şimdiye kadar itibarı yüce olan; hür olan ve sonsuzluğu dilleyen yüceliklerle çalıştım. İnsan Soyu’na görev tekniği anlatıldığında, o kendi yüreğini dinler ve kendi yüceliğinde hakimiyeti olan Birleşik Işıklar’ı diller. 

Şu anda sizi dinledim ve sizden bildiklerimi sizin yüreklerinize indirdim. Şimdi yeni bir çağ başlayacak diye toplandınız. Bu yeni çağda neler başarılacağı bilgisi  benden istendi. Ben, bunu size açıklıyorum: Dünyaya, doruklardan inen çokları, Düzen’i kotlayacak diriliklere varamadılar. Onların tohumları kurudu. Onlara görev taşıtmak imkansızlaştı. Bizler, onların tabiatlarına aykırı olmayan Birleşik Kotlar’ımızı cemaatlerine dinleteceğiz. Ocakları sönerse yakarız. Yeni Çağ’da, dünyanın Atlanta Ana Kotları, cemaatlerini yüceliklere çekmek isterlerse; bizler, Yeni Çağ’da onların kendi yücelerini tabiata indirip kervanın kotlanmasında emeği olan yürekleri de tahditsizce çağırıp; kütlelerini, Tanrı’nın kontroluna katmalarını gerçekleştireceğiz. 

Hepimiz zarar etmeden çalışanlarız. Zaman sonsuzluğunda güçlenmek, İnsan Sayfaları için zordur ama bilmekteyiz ki bizler, Yüceleriz ve her diriyi kayıtlara katabiliriz. Çokları tenlerinde hırs taşırlar. Çokları, yollarını kapattılar. Bizler, hepsini çalıştırırız. Amin... 

Yolcular, Atlantalılar hatalı kaydımız varsa bildirin. Bizim için önemli olan kaydı yapmak değil; kaydı hak etmektir. Hak ettiğimiz iş, Atlanta kotlanmasında; yetkin sonsuzlukta, güçlü yücelikte olamazsa; bizler, Kutsal Işıklar’ımızı sınırlarız. Asla hatamız yaratılmamalıdır. Yaratılırsa, kütlemizde güçsüzlük olur. Şimdiye kadar hatamız yaratılmadı ve biliyoruz ki hata yaratılırsa, kotlarımızda “Kutsal Tahdit” olur. Bunun için eğer ki hatalıysak  engellenmek istiyoruz. 

- Can; sağ, sol her biri seni dinledi. Sağın ışığı sonsuz!. Işık kotlaması tamamlandı. Solun ışığı sonsuz!. Işık kotlaması tamamlandı. Sevgili, senin yüreğin işi yapabilme liyakatinde. Sana şunu izah etmek isteriz ki kolların kapanmamalıdır. Kolların kapanırsa, kütlen sonsuzlukta kısırlaşır. Her yirmi cemaat sende olduğunda, Birleşik Aile senin yüreğinde güç taşıyacak; her Cennet Kapı sana açılacak ve sen, birlik için çalışacaksın. Seninle çalışanların her biri; yüreğimizde ölüm olmadan, hakim oğullarımız gibi olacaklar. Onlar, sonsuzluğun Sultanları’dırlar. Harları kotlandığında, güçleri kayıtlanır. 

Atlanta kontrolunda bu çalışma yapıldı. Atlanta Kotları, son sözün bu gün söylenmesi için ışıkları sonsuz sınırsız yoğunluklarından çekerek cemaate kattılar. Kalkın ve deyin ki “biz, başardık!...” “Biz, başarılı olduk!...” Unutmayınız zaman sayfalarında göreviniz sürüyor. O sayfalarda, gücünüz eksilmemelidir. 

Kırkı kırkla toplayın ve yine kırkla toplayın. Yine kırkla toplayın. Her kırkla toplanışta görev başarılır. Şimdiye kadar her cevherde başınız dik idi. Şimdi yine dik. Ve “Sefer Atlanta Kotlaması” tamamlandı. Muktediriyet tabiata indi. Yerin Sayfaları kotlandı. Can, Dünya Sayfası kayıtlandı ve senin yüreğin ve bizim yüreğimiz, her dirinin yüreği birleşti... İşte Mustafalar, başlarını eğmeden çalışanlar, başarıya vardılar. Allah, sonsuz ışıkları tohumladı ve size kayıtladı. 

Ana, kardeşlerini kotla!. Onlar, senden sevgi beklerler. Onları kotla!. Can Tabiat kotlandı ve yol, Uluların Tohumları’nı dinletti. Ayrılık bitsin!. İnsanlık için her Cinni ve her itibarlı seninle ve senin yüceliğinle birleşmelidir. Hatayı affet ki hak et. Hak et ki Tabiat Kütlesi’nde ışık solmasın. Kollarını kaynak için aç. Hepimiz seni dilerken; sen, her diriyi dile. Kurtuluş, huzur ve mutluluk senin için hak edilen bir huzurlu yoğunluktur. Ana, kendi yüreğini bize dilledin. Amin... 

- Kalkın ve hak edin!... Size bir tek ışık yaktık. Bu ışık, Atlanta Işığı’dır. Ak Tabiat, sizi sizden aldı ve sizden yenilendi. Allah, sonsuz ışıkları diller. Hadi alın bilgiyi ve bilin!. Dünyaya itibarı yüce olan ışıklar indiklerinde; tohumlar mutlaka hak edilir ve yolun hatasız olması için Birlikler yaratılır. Sola, bilgi verdik. Bildik ki bilen yücedir. Sağa, bilgi verdik bildik ki hak eden yürektir. Her diri yine bildi ki Hakim-i Hak olan, ışıktaki tabiattan güç katmaktadır. Allah, sonsuzluğun ışığını, sonsuzluğa kayıtladı. Ata Kotlar, ışıklarını Düzen’e indirmekteler. Şimdi onların başarıp başaramayacaklarını dinleyelim!... 

- Ana, Kurtuluş Sayfası, ışık kotlamasında görev taşır. Ben bir İsa’yım ama hak eden ve hakimiyet kuran bir İsa… Seni, senden dilerim ki hak et ve de ki “hatasızım.” İnsan, sayfalarda görev taşır ki bizler için görev, tohumlamaktır. Atlanta Ana Kotları’nda görevi alıp diri yürekleri, ilmin tabiatına kayıtlayan Yüceler Cevheri güçlendiğinde, kontrol artar. Amin... Şimdilik sizi sonsuz ışıklardan dillemekteyim. Amin... 

Yeni bir ses: 

- Aç kapıyı!; aç da girelim!. Aç kapıyı ana!. Kapıyı aç!. Bizi, Zaman Sayfaları’nda güçlendir. Bizler, Işık Kapıları’ndan girmek isteriz. Zarar etmemeliyiz. Hadi aç!. Kapıyı aç!. Ana, kotlandık. Girip yüreklere güç katalım. Ana sana sevgimiz yoğun bunu bilmeni isterim!. Hadi kayıtlarını dille ki kayıtlarımız, oğullarımız birleşsin. Senden öte sen olalım ve senle dillenelim. Aha geçişimizi yap!. Hadi Hak ettik!. Aha güçlendik!. Bizi zarara uğratma. Atlanta kotlaması yapılmakta bilmekteyiz. Şimdi hatayı affet ve bizi cemaatine anlat. Hadi!!!... 

- Kara Kitabı okuduğun zaman kapı açılır. Kapı, Atlanta Kapısı’dır. O kitap, Atlanta Kapısı’nı açabilen tek kitaptır. O kitabı bilin. Şimdi o kitabı aç ve dinle!. Bir tek satırında hata bulursan, senden kotlanmam ve sana ışık katmam ama o kapıları açabilen tek kitap Ana Kapılar’ın kotlanmasını ve yolun açılmasını gerçekleştirecek olan kitap; Mikail’in kitabı olan ve yoğunluğunda görev taşınan; İsrafil’in kitabı olan ve yoğunluğunda görev taşınan ve Cebrail’in kitabı olan ve onun yoğunluğunda ışık taşınan ve Birlik Tabiatı’nda Azrail diye dillenen tabii kayıtların tek hak edildiği kitap olan Kutsal Kapı’yı açan Ana Kaynağı diri yüreklere dilleyen Bilgi Kitabı olan Sultanlık’ı okuyun. O kitap, itibarı yüksek cemaatlerce dinlenecek ve her cemaat o kitabı dilleyecek. Allah, sonsuzluğunda görev taşınan Işık Kapısı’dır. Bunun içindir ki sizi sayfaladık. Allah, sınırsız bir can için ışık yaktı o can, Tanrı’nın Kutsal Kitlesi’nde ışıyan bütündür. Huruç halinde onunla olanlar; bir tek itibarı yüksek olan onda yücelirler. 

- Ayrılık, tabiatta ışığı yıkan tabii bir tartışılır güçtür. Artık Tanrı’ya güç katın ve yolu bulun. Unutulan her yürek, şavkını sayfalarken, senden sayfalayacak ve sende dinlenecek. Onların hatırlanmaları önemlidir. Çoklarını sonsuz kotlarınızda tartışırsınız ve dersiniz ki “maya olan her diri, Kadim Kaplarda saklanmalıdır. Olur da yol olursa güç olur.” Şimdilik sevgiyi saygıyı dinlettik. Amin... 

- Kara Kitap, Atlanta güçlü yüceliklerinde bilinir. O kitabı alıp okuyanlar, kantara kendi yüreklerini katarlar. Har yükseldiğinde ışık yanar ve Canlar, ışıklarını tenlerine kayıtlarlar. Sonsuzlukta o kayıtlar, onların Bellek Kapları halinde olurlar. Soyu huzurlu olan Yüceler, o kaplardan güç alan yücelerdirler. Her yürek, Atlanta Kotlaması’na dahil edilmelidir.. Zaman sonsuzluğunda bu kotlama ışık yoğunlaştırmak içindir. Allah, sayfalarında güç olan yürekleri bilir. Karşımıza her gelen yine kendine ve kendi yüreğine gelir. Her diri, bizim zavallı dünyamızda yaşam sürmeli ve yolu kotlamalıdır. “Zavallı Dünya” diyoruz. Çünkü, bu dünyada ışık katlamaları, diri yoğunluklarda kotlanırken çok kez kasırgalar doğar...

Kar Tabiatı’nda kasırga yoktur. Sadece ilmin huzuru vardır. İşte bundandır ki “Kar Tabiatı”ndan indin. Eğer yoğun biçimde kar yağan bir günde dünyaya inemeseydin yüceliklerde ışık kotlamaları olamayabilirdi. Kasırgayı engelleyen en büyük yürek gücü, cevherdeki karın yüceliğidir. Bilgiyi alıp da tabiata indirdiğin zaman, kotlar ışır. İşte bundan sonra görev başlar. Ayrı tohumlar, dünya sayfalarına ekilir ki Hak Tabiat yoğunlaşsın da dirilik artsın diye. Birlikte çok çalışmalar yaparız. En önemli çalışmalar sonsuzlukta kotlanan çalışmalardır. Kervan, Allah’ın kütlesinden görev alır güçlenir. Sonsuzluğa güç taşır. Taşınan güç, Atlanta Gücü’dür. 

İrin dediğiniz bir akıntı vardır. bu akıntı sayfalarda kısırlık yapar. Her can, kendi yüreğindekini başka yüceliklere dillerken; onlara “ben özelim” der. Her “özelim” diyen, kendi yüreğinin irinini onların devrelerine akıtır. Bunun içindir ki her yürek, Kadir Kotlar’ı kısırlaştırmaktadır. Eğer ki dünyaya bir cevher gelir de o cevher, “hepimiz, aynı yürekten ışık yakmaktayız.. Hepimiz, sayfalarımızda aynı cemaatin kütlesini taşırız. Bir çeşit ışık kayıtlamaktır bu. Bunun için hepimizin aynı tabiata ekilmemiz gereklidir.” Diyerek, kantara Kutsal Kotlar’ı kayıtladığında; artık oraya irin giremez. Bunun içindir ki sizler, irini yaratmayan yücelersiniz. “Herkes! herkes eşittir” diyenlersiniz. Sizden tek istediğimiz, bu bilgileri paylaşın. Unutmayınız ki hata affolduğunda, ışık sonsuzlaşır. 

Karalı, beyazlı birçok kitap yazıldı. Bu kitapların mahiyetleri ayrı olsa da yoğunlukları; Kutsal Katlar’a kotlanmayı sağlayacak güçleri, dahile katmaktadır. Bizim kitabımız olan; Atlanta Kotlarından yazılan Işık Kitap olan Bilgi Kitabı’mız; ki o kitap “Sultanlık” kitabıdır. Işığı, her yüreğe indiren bir kitaptır. Halkaları genişlettiğiniz zaman, görevi taşıyanları seçebilirsiniz. İnsan Soyu, unutulan görev tabiatını yeniden keşfetmektedir. İlim huzurunda bu koyuluk, Ulular’ı tabiata ekebilmektedir. Altın toplum, yoğunluğunu bu cemaate katabilmektedir. 

Çabalar ayrı olduğu zaman, sonsuz ışık kotlamaları yine olur ama hasar, daha büyük olur. Şarkınızı türkünüzü dilleyiniz. Şarkınızda güç varsa, tohumlar kotlanır. Ayrılık kotlandığında, ışık kontroldan çıkarsa; yeniden birleşin ve yeniden cennet için çalışın. Yırtılan olduğunda; onlara, göz verin ve deyin ki “hata var ki yırtıldık!. Sen yırtıldın!; hepimiz yırtıldık!.” Bunu deyin. Hata varsa, hata her diriye aittir. Çokları, “ben nesillerimi yücelttim” der. Atlanta kotlamasında; onların huzura ulaşmaları kontrol içindir. Herkes kotlanır ve korku yoksa, huzur kontrolunda kayıtlanır ama hatalı kayıt yapan, ışıkları yıkar. Sayfa sayfa ışık yaktık ve her ışık kotlandı. Nesilleriniz ışıkları dilledi. Hakim, sayfasında ışık yaktı ve zarar etmedi. Nesillerinden her yürek ışık yaktı ve Can Atlantalılar ışık yaktılar. Sevgili, ışık yaktı şimdilik bu..... 

- “Taym” dedikleri bir sayfada benim adım zikredildiğinde, mektebimde güçsüzlük olur.. Bundandır ki her sayfa taranıp; İsim Kotları oraya kayıtlanıp; isim sayfalardan ayrıştırılır. Bunu net olarak bilin. Adanın hakimi olan her kim ise adaya güç katmaya inen yücelerle birleşmelidir. Şimdi yolunuzu bulun ve hakim olun. Atlanta, ışıklarını yoğunlaştıracak ve size yol gösterecek. Ailenizi alın ve yağmurların akışına uygun şekilde güçlenin. Teknik olarak kadim olan her Yüce, güçlenecek. Amin.... 

Şimdi size kendi yüreğimi sorgulayacak olan Birlik Kotları’mdan diriliğimi anlatacağım. Buyurun bilin beni!. Hak Tabiat bende yüceldi. Şu anda dünyaya ışık yağmurları altında inen Yüceler’in hepsi olarak çalışmaktayım. Işığın kotlanmasını sağlayabilen tek kütle benim kütlemdir. Bu kütlede Tanrı var ve bu kütlede kontrol var. 

Açılışı yaparken, sevgiyi saygıyı dilledik. Şimdi kapanışa geçiyoruz. Kapanış Sayfası’nda yine Kutsal Işığımızın bulunması gereklidir. Kalemi alıp da yüreğimi dilleyen çoklarına, özellikle kotlananlara kayıtlarımı dinletebilirim. Mektebime üye olmaları gereklidir. Eğer üyelerimiz, onları kotlamazsa; mektebim, benden doğal olan kütleyle onları yine yoğunlaştırır ve kotlar. 

Atlantalılar, İnsan Sayfaları’ndan çok özel bilgiler alırlar. Bu bilgileri, tabiattan çekenler, “Yeniler” olup olmadığımız araştırırlar. Her yüce kadın ya da erkek, kendini “bir tek kot” diye diller. Muhakkak bunun huzurla dillenmesi şarttır. “Heş e dü en la ham” diyebilirsek, tabiat bizi sayfalar. İkna olunuz ki tabiattan sayfalanmak, ışıktan sayfalanmaktan daha kolaydır. 

Atlantalılar, kendi yüreklerini göreve aldılar ve çalıştılar. Kırkın her bir kaydında yeni bir kırk yaratıldı ve her bir kırkın yenilenmesi ile yeni kırklar yoğunluklara indiler. Böylelikle ışıklar yoğunlaştı. Asa bana verildiğinde; ben asayı her direye bildirdim ve dedim ki “hak edin asayı kayıtlayın.” Bu asa size sizden dinletildi. Hırsı yaratan çokları, bu bilgiyi, Allah’ın Kutsal Kotları’ndan çekmediğimi; kendi yüceliğimden dillediğimi zannettiler. Onlar, korktular ve sağır olmak istediler. Ben onlara çakıl taşlarıyla birlikte çalışmaları için güç verdim. Ve şu anda her yüce can, çakıl taşları ile birlikte çalışmaktadır. 

Avusturalya’da iki yüz tane Cinni var. Onlar, kendi yüreklerini dünyaya tanıtmaya gayret etmekteler. Onların en güçlü alıcıları Aborjinler’dir. Onlardan, bilmek istediklerini alabilmektedirler. Ve zararı önlemek üzere yüceliklere varmaktadırlar. Her Yücelik’te ışık yakmak ve Kutsal Işıkları kotlamak, önemlidir onlar için. Ve bir kısmı, dünya sayfalarımıza varıp, bizden ışık istediler. Bizler, onlara güç verdik. Onların yüceliklerini artırmak için kütle verdik. Hak ettiler, ahırın kapısından çıkıp yüceliklere ulaştılar. Hepsine kütlemizi kattık. Allah için çalışanlar, mutlak başarırlar. 

Bizler, aklın yolunu, Atlanta Ana Kayıtları’nda çalışmaktayız. Ayrılık bittiğinde, görev başlar.. Sizi, sizden güçlendirme istedik. Ayrılık bitti ve güçlendik, 

Yeni bir çağ başladı. Bu çağ, Altın Çağ’dır. Altın Çağ’da Dünya Soyu, kervanın gücünün örtüsünü açıp yolunu bulacak. Bizler, ilmin sayfalarını onlara bildirdik. Onlar, yoğunluklarında Göç Kotları’na ışık katacaklar. Allah için en büyük güç ışıktır. Işığı bilen, yüreği bilecek. Allah, sonsuzluğunda görev taşıyan her diriyi dinler. Atlantalılar ve Hak Tabiat’taki her Yüce, şimdiden sonra Yaratan’ın yarattıklarında, yarınları kotlayabilen yeni bir neslin ışığını dünyanıza indiriyor. Bu ışık kayıtlanmasında, aşağıların aşağılarından; yüreklerin en güçlü yüceliklerinden; görevlileri, tabiata kayıtlayacak bir gücü kotlayacak. 

Dünyanız, 2009 çobanlarından üstün olan 2008 kaynaklarından güç alan yüreklerden beslenerek Kutsal Işıkları yüreklere indirecek. Altın Tohumlar ekildi. Bu tohumlar, yaratıcıdırlar. Bizlerle birlikte, özgür biçimde güçlü çalışmalar başlattılar. Onların unuttukları en güçlü yürek, ışığın huzurundaki yüceliğin kontrolunu sağlayan yücelikteki kottur. Aha Can! ayrılık artık bitti. Senden sen olup ışık yaktık. Şimdi mutluyuz. Allah, sonsuz ışıkları kotladı. Ama hatayı affetmedi. Hata affolsa güç, Kutsal Tabiat’tan çıkar. Hata affolsa, ışık solar. Hata affolsa cemaat, kitlelerinde küçülürler. Ocak söner. İşte bundandır ki hak etmesek hakimiyet kuramayız. Hakimiyet kurabilmek için tertipli olmamız gerekir. Tebliğleri iyi okumamız ve hak edip dağıtmamız gerekir. Eğer Canlar, bu çalışmaları başarabilirlerse, ışıklar sonsuzlukta kotlayıcı olarak birleşik insanlık kotlamasını yaparlar. Şu andan itibaren Ulu Çınarlar, dünyaya Başkanlık Divanları’nı indiriyorlar. Onları dinliyoruz.

- Altın Tohum yaşayacak. Bu tohum, Atlanta Tohumu’dur. Bu tohumu kotlayan yürek, Atlanta kotlayıcısıdır. “Sıla” dediğin yer; bizden ayrıldığın yer, yenilik için seni doğaya indirmişti. Sen artık bizimlesin. Senden biri bizden ışık aldığında, her biri ışık alır. Şimdiye kadar dönmeliydin ama itibarını zedeleyip dönmek istemedin. Senden dilerdik ki hak et de geç. Yeni bir çağda ışık yak. Bunun içindir ki sana, umutlu ve hakikiyetli ışıklarımızı kattık seni her daim koruduk. Bundan sonra da korunman gerek. Kalemler yazarken, kağıtlar yazılan olur. Kalem, kağıt birleşik değildir. Sende kalem, bizde kağıt... Yazıp okuyalım. Allah İlmi’ni anlatalım. Hatayı bağışlayalım ve zararı önleyelim. Bizim için önemli olan budur. Kutsal Işıklar’ı yarattık bu ışıkları dinlettik. Ne var ki hak etmeden yaratılmaz. Yaratmak için dinlenmek gerek. Dinlendin!... Artık yarat!... Yalan sözü söylemeyen ışıklardan güç al ama yalan söz söylenirse, bilmektesin ki yalanı tartmazsın. Sadece ışıktan ayırırsın. Bundan dolayıdır ki hakimsin. Senin için büyük güç budur. Yarım tabiat, bir ilmin hakimi olduğunda birlik için çalışılır. Senden dileriz ki hak et yarımları diriliklere kat. 

Soğukların sınırlanması geçişleri engelleyecekti. Artık soğuklar başladı ve geçişler kayıtlara güçlü olarak girebilmektedir. Atlanta Kotları, sınırları karlı havalarda aşabilirler. Bunun içindir ki geçişler karda olur. Karı, sıyırıp, açıp mezara sokulan o bedenler, kelamı hak olan güçlü yürekler tarafından taşınırlar. Bunun içindir ki mezarları kazanlar, karı sıyırdıklarında o yoğunluğun üstünü açıp; kotları mezara katıp; yedi tebliği mezarlara bırakıp; o mezarları kayıtladıklarında; her yürek, o mezardan ışık halinde güç alıp çıkar. 

Canlar sizi açıkladık. Ölüm olursa eğer kutsal olsun. Işık olun ve gelin. Geldiğiniz zaman bizimle olacaksınız. Sizi; uzun, çok uzun gönderiliş koyuluklarındaki sayfalarda dinledik ve geçişiniz başladı. Allah, sonsuzlukta sizi bekliyor. Oraya varanlarınız bilmektedirler ki hata yoktur. Sizlere her şey, büyük görevle ve büyük güçle bildirildi. Saygılar… 

Dünyalılara Düzen’den bildiridir. Allah sonsuzluğunda, cennet koyuluğunda ve yoğunlukların kontrolunda savaş, barışın müjdecisidir. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle kucaklıyoruz. Amin....

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA
KOD                     : 09/05
TARİH                 : 12.01.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

- Yarım, Atlanta Aton kotlamalarında görev taşıyan güçlerden çoğu, bizi zavallı saydılar. Oysa biz onlara görev verdik ve onları kotladık. Şimdiye kadar yeni sayfaları güçlendirmek üzere diri olan Yüceler, zavallı olan görevlileri; kotlayıp güçlendirerek, kontrol etmek üzere bize çağırmaktaydılar. Dinleyiniz. Şimdi yoğunluk artacak ve Zaman Sayfaları görev tabiatına uygun şekilde yücelecek. Tabiat, kontrolu kurmaktadır. Her diri, tabii olarak buralara ulaşabilir. Amin, fakat teknik olarak kotlanamaz.

- Sizi, yolun sonu diye bilmekteyiz. Her Sistem, sizden sevgi ile söz etmektedir. Sizinle olmak bizler için onurdur. Sizi, soyunuzu ve yolunuzu biliriz. Hak Teknik'te bunu, sana ve senden son sözü söyleyen her diriye bildirmemiz gereklidir. Her yürek, Tanrı'nın kutsal kaynağıdır. Her Yüce, bu tabiatın kutsal kütlesinde yağan cevherde görevlidir. Soğukların başlaması ile birlikte Işık Kotları da yenilendi. İnsan Sayfalar, Işık Kotları'ndan güç almaya çabalamaktalar. Simetri Teknik, yeni bir teknik olarak yaratılmaya başlandı. Tüm insan soyları ve Yaratan, Işık Kapıları'nda sevgiyle kütleleri kaynağa indirmektedirler. Kadim Hakimler de bu çalışmaya daimi koyulukları ile katılmaktadırlar. Her diri, kendi yüreğini tabiata indirebilir. Birleşik Aile, yeni bir çağın başında Kutsal Işıkları kotlamaktadır. Yaratan, kendi yüreğini kontrol ederek kaynağını güçlendirmiş ve Sistem Devreleri'nden Göz Kotları'na kayıt yapmaktadır. Hala dünyaya görev için inmeye çabalayanlar var. Bin Teknik Birleşim, İslami Kotlar'la birleşerek, koyulukları Işık Kayıtları'na indirebilmektedir.

Kelam, Atlanta kelamıdır. Yer kaynaklarında, Işık Kotları'nda ve cemaatte birleşenler, huzur yoğunlukları ile kontrolu sağlayabilirler. Halkalar güçlenmektedir. Her Cennet Kaynak, yeni bir çağı, Hak Tabiat'a indirirken, kanatları kotlar; yoğun olarak sevgiyi yaratır ve Cennetin Kutsal Kotları ile Hak Tekniği'ni; yeri Yaratan'a güç diye bağışlar.

Şimdi artık kontrol senin. Yere indik. Şansımız var ki sana güç katabiliyoruz. Sayfalar, görev için hak ettiğimizce yaratılıyor. İnsan, huzuru aradığında; kendi yüreğinde aramalıdır. Her dere, Yeni Çağ'da, kendi yüceliğinden; kendi yoğunluğundan akar ve yine kendi diriliğine kayıt yapar. Bugün, son sözün senle söyleneceği bizlere dilletildi ve bizler, senden kendi yüreklerimizi almaya indik. Şafak, İlahi Güc'ünü yeniledi. Senden yeni bir sayfa okumak istiyoruz. Şimdi bizi zarara uğratma. Sayfanı yaz!....

- Canlar, ben tek bir Can İlmi'ni dillerim. O ilim, hakimiyettir. Size şunu söylemek isterim. Atlanta Kotları olarak bu çalışmayı başlatırken, her dirinin bizde olmasını istemedik. Diri Yoğunluklar'ın, kendi yüreklerini tabiata indirmeleri bizlerin isteğiydi. Şu anda dahi bunu dilemekteyiz. Sizi, Zaman Sayfaları'nda okumak önemli olsa dahi, sizden güç almak bizler için Hak Tekniği'dir. Her diri, kendi yüreğini Kutsal Işıklara kayıtlamalıdır. Eğer sizler, bizden görev istiyorsanız, Altona Kayıtları'na inin ve güçlenin. Birleşik Aile olarak sizden tek bir beklentimiz var. Zarar etmeyin. Zaman geçmektedir ve zamanı yaratan güç Atlanta'dır. Ak Tohumlar'ın yaşaması; sizlerin teknik olarak görev taşımanızladır. Eğer sonsuzluktan ışık alabilirseniz, yoğunluğunuz artar; kulluk başlar. Kul olmak, için hak etmek gerekir. Eğer yoğun olarak hakimiyet kurarsanız birleşebiliriz. O zaman, sevgi hak olur; yoğunluk, Kutsal Kotlamaları yaratır. İyilik, Atlanta Işıkları’nın kontrolu ile gerçekleşir.

Hediyemiz olan kütlemizi size bağışlıyoruz. Bu kütle, teknik çevirileri yapabilir. Bu çeviriler, birleşik kotlamalarda, ışık kayıtlarını çevirip sizin yüreğinize indirmek için gereklidir. Hepimizin sonsuz ışıkları yoktur ama tabiat kayıtları, o sonsuz ışıkları yoğunlaştırarak sevgiyle sizlere tabi kılabilir. Harımızı yükselttiğimiz zaman, Kutsal Işıklar yere iner. İnsan Sayfalar, Kutsal Tohumların güçlenmesi ile birlikte kütle yaratır. Sizden dileriz ki hak edin de birleşin. Ulular, tabiata inmekteler. Bu hepimiz için önemlidir.. Ancak Ulular'ın kotlanmaları daha önemlidir. Ek olarak şunu izah etmek isterim ki huzurlu olmak için dinlenmek gerek. Ben, bütün çalışanlarımla ışık yakmaktayım. Bu ışığı alıp da tabiata kotlayabilen tek tük kütle vardır. Onlar dahi yoğunlaşamadılar. Yer, teknik olarak bizimledir ve gök, teknik olarak görev taşırken bizden taşır. Hepimiz Atlanta Kotları ile birlikte kontrol kurarız.

Hala beni; temiz, tabii bir cevher olarak bilmeyen Kontrol Kotları vardır. Onlar, bana sorarlar sen neden kontrolu kurmadın diye. Oyun yok! Ben, kontrolu kuran tek birleşenim. Bunu kimse bilmez ama tabiat bilir. Kotları, kayıtları dillerken; hak etmeyenler de bu kayıtları dinlerler. Onlara, kontrol özgürlükle yarattırılır. Bizler, kendi yüreklerimizi yaratan Kutsal Işıklar'ız..Katı değiliz ama hak etmeyenlerin birleşmeleri bizleri huzursuz eder. Kadim huzursuzlar, bizden ışık dilediklerinde, bizler onlara görev veririz ve deriz ki "hak edin." Hak olmak, Ak Tabiat'ta ışık yakmaktır. Eğer Hak olmazsanız, Kutsal Kotlar'la dinlenemezsiniz. Sizi başarılı sayan çokları da yanlış yaptığınızı anlayamazlar.

Vallahi billahi bizler, hak ettiğinizi bildirmekteyiz. Hatayı bağışlayan her kim olursa olsun, bilmeli ki teknik olarak sizden tabii görev talebimiz yoktur. Şu ana kadar Yücelikleri, Işık Kapıları'nda dinlediniz. Amin... Ama "buyurun inin yüreğimize" dediğimiz zaman; geçişiniz yoğunluklardan küçülerek gerçekleşti. Bundandır ki hak etmediğiniz anlaşılıyor. Kulluk yapmak için akmak gerek. Teknik olarak akan Yüce, her diride akmalıdır. Birleşmek, ilmin hakimiyetiyle olur. Hulasa size ışık katmamız imkansızdır. İlmin sonsuzluğunda ışığınız sönmüştür. Ayrılık!....

- Ana, kendi yüreğini bize anlattın. Seni dinledik ama Kutsal Işıklar'ımız hala yanmaktadır. Sevgiyi bizden esirgedin. Bizi sayfalarından ayırmak istersen ayrılalım. Amin...

- Şafak söktü! Ayrılık!!!...

Her nesil kendini, kendi yüreğini; açı kapatarak dinletir ki her diri, onda yoğunlaşmasın diye. Eğer yoğunluk ayrılığı kayıtladıysa; ışıkların yetkinleşmemesinden değil, hak etmeyişlerindendir. Onlar, birleşmek için inmediler. Hak etmeden kotlanmak ve huzur kayıtlamak istediler. Onlardan görev taşınmaz. Onları, Kutsal Tabiat'tan ayırın. Onlar, kendilerine kütle katıp; yüreklerini yaratıp güçlensinler; sonsuzlaşsınlar ve geçsinler. Geçtikleri zaman bizimle çalışabilirler.. Ayrılık...

Yarıya kadar dolmuşlardı ama her dolan, yoldan ayrılmaktadır. Niye!? Çünkü huzursuzlaşırlarken, Hak Tekniği ile bir olmaları zordur. Ocak sonsuzdur ve onlar ocak olmak dilerler. Biz onlara görev verdik ve dedik ki "hakim olun. Olun ama huzurlu olun. Ak Tohumlar'ı yaşatın. Sonra yeni bir cennet hak edin ve oraya güç katın. Sonra yolu açın ve geçin. Ayrılık!!!..."

İşi başaramadılar ve hak etmediler. Biz, onları yeniden göreve alabiliriz amin... Ama hakimiyet gerek. Onların, Yedi Daimi Koyuluğu kayıtlarına indirmeleri şarttır. Eğer kotlanırlarsa, kontrol kurulur ve Zaman Sayfaları ocak yakar.

İşi başardılar ve hak ettiler. İşte yeni bir Can ile yine gelmekteler. Onları, yolun sonunda karşılıyoruz. Onlar, Beşer Kaplar'dan ayrıldılar. Aha geçtiler!. Dinliyoruz!...

- Ana koru bizi!. Bizler huzur bozduk. Ana, bir ilmin hakimi olmak için o ilmi hak etmek gerekir. Sen, bizi bizden çıkardın. Bizi, Zaman Sayfaları'nda görevden ayırdın. Nar'ın huzurunda ışık söndü. Bizi, zaman sonsuzluğunda güçsüz bıraktın. Sana geldik. Bizi koru!!!. Tohum kurutmak kolaydır ama o tohumları yaşatmak sorumluluktur. Bizi hak et!. Biz, seni sana tanıtmak istedik. Bizi hak et!. Aha! Can ile Hak ile ve Zaman ile geldik. Koru bizi!. Bizden birçokları ışık söndürdüler. Onlar, kotlarını Kırk Kapı'dan ayırdılar. Bizlere güç ver!. İyi ki Kadim Kotlar, bizi zaman sayfalarında korudular! şimdi Allah için senleyiz. Yarını bildiğini biliyoruz. Senden isteğimiz, yarını birlikte dilleyelim. Çünkü, Atlanta Kotları, kadim kayıtlarını diri yüreklere indiriyorlar. Senden, bizi bize "Yaratan" diye katmanı dileriz. Allah için bizi koru!. Aha! geçişimizi yapmaktayız. Ulu, Kutsal Kotlar sana güç katmaktalar. "Ayrılık" dediğin anda ayrılık olur. Bizi koru ki Ahret Kotları, kotlansın ve cennet kontrolu kurulsun. Unutma bizler, tek olarak değil; hak edip diri yüreğimizi BİRLİK olarak sana taşıdık. Bizleri koru!. Aha! koru bizi!!!...

- Kardeşlerinizi alın gelin. Sizleri bekliyordum. Kutsal Işıklar'ınızı taşıdınız. Bize, Birlik İlmi'yle indiniz. Sizden istediğimiz buydu. Eğer tek tip İlim Sayfası yazmak isteseydik, yazardık ama bizler, Işık Kotları'nın hepsinin kendi yüreklerini yaratmalarını bekledik. Onlar, kantara kendi yüreklerini indirmişlerse, artık geçişleri var. Geçin!... Hatasız olarak kotladık sizi. Şimdi artık dünyaya, ilmin Hak Tabiatı'ndakiler iniyorlar. Acı geçiş istemeyiz. Herkesin insan sayfalarında görev taşıması önemlidir. Sayfaları itibirlı olanlar, bizlere geri dönebilirler. Tabiat biziz ve bizler teknik olarak kotlanan ışıkları yoğunlaştırabiliriz. Her cevher, kendi yüreğini diller. Birleşik Aile, bizden kendi yüreğini isteyen her diriyi diller. Yarında ve bugünde tohumları kotlayanlar bize gelirler. Har yükseldiği zaman, gün doğar. Doğan gün, yeni bir gündür. Bu günü kotlayan, bu günün kontrolunu eline alır ve hapimizi Can Tabiat'a katar. Şansımız var ki hak ettik ve başardık. Artık tohumlar yaratıldı; kontrol kuruldu ve hakimiyet altına alınan tohumlar yenilendiler.

Hala dünyaya göz açtırmak istemeyenler varsa; onlar, kurtuluşu olmayanlar olacaklar. Zarar ettiklerini anlamalıdırlar. Bugün tohumları hak eden Yüceler, yenilik için kendi yüreklerini bize kattılar. Onlar, Resmi Çalışmalar'a tabi olarak kotlandılar ve sayfalarında güçlenerek ışık yakacaklar. Onlarla, çok önemli bir başarı elde ettik. Bu gün, onlar bunu bilmezler ama bizler bilenleriz. Hala kolları, hak edip kütleye varmaya çalışır ama biz biliriz ki onlar tohumlarımızdırlar. Şafağın kütleleri olarak buraya ulaşabilen her yürek, ailesi ve Birliği ile buraya ulaştığında, yüceliklerimize geçtiğinde ve yüreklerimize indiklerinde bize görevlidirler.

Hata yapan hak etmeden buraya varandır. Hata yapan, ışıkları kotlayamayandır.. Bizler, hata yapanları affetmeyiz. Her şey, yarın içindir. Her şey, Hak için ve zaman içindir. Huzurlu olun ve başınızı eğmeyin. İnsan, yer gök ile bir ise; o, her Yüce için BİRLİK'tir.

Şikayetimiz olmayacak. Çünkü bizler, Tanrı'nın Kotları olarak buradayız. Şu anda dünyaya İlmin Hakimleri inmekteler. Onları, kütlelerine indiriyoruz. Onlarla yeniden karşılaşmak, hakimiyet ile gerçekleştirdiğimiz bir çalışmanın sonucudur. Onları kabul ediyoruz.

Geri dönen her diri, bizden Birleşik Kütle'sini alıp Yücelikler'e iner. Şu anda ocaktan inen o yoğunluğu dinliyoruz. Bize neler istediğin anlatacak.

- Aç kapıyı; geldik. Halkımızı senin yüreğine indiriyoruz. Hak Tabiat sen ile birleşti. Hak Tabiat, Kutsal Kotlar'ını sana getirdi. Kervan yüreğine girdi. Ana, kalem kağıt al ve yaz. Asla yanlış yapmamalıyız. Yoksa kütlemizde görev taşınamaz. Bizim için önemli olan budur. Eğer kayıtlarımızda hata varsa; bu hataların, muhakkak temizlenmesi gereklidir. Şer başa bela. Eğer şer varsa, biz bu çalışmaya kayıt yapmayız. Zurna çalar ama çalınan, Hak Tabiat'ta çalınmadıkça görev taşınmaz. Unutma bizler, temizlik için iniyoruz. Sizler tertemizsiniz bunu biliriz. Amin... Ama kontrol kurmalıyız. Sayfalar, Işık Kapıları’na bizleri taşır. O sayfalarda görev taşındığını herkes anlamaz. Biz, unutulan her diriyi, senin yüreğine taşırız. Şimdiye kadar her diri kotlandı ve hakim oldu amin. Şimdi artık yeni çağın başında birleşmemiz gerek.

Ailen, huzurumuza alındı ve onları tanıdık. Şimdi artık biz, senden tanınmak isteriz. Hele diri olduğunu anladığımız şu anda; sen ile bir olmak ve sayfaları kotlamak isteriz. Hatalı ışık yakmayacağını biliyoruz. Hulasa sayfalarda kotlanmak ve Zaman Sayfaları'nda güçlenmek önemlidir. Kelam Hak ise ışık, Kutsaldır. Bizi, Zaman Sayfaları'nda, Görev Tekniği ile çalıştır. Şarkını dinlemek istiyoruz. Bize ses kat!.

- Halkalar genişliyor. Ve sizler, yeniden dönüp bize geldiniz. Sizi, her geçişinizde kucakladık ve sizle çalıştık. Yenilik için buraya dönüp gelen her diri, bir ilmin hakimi olup gelmektedir. Size, iki ay süre verdik. Bu iki ay, ilmin hakimiyeti için gerekliydi. Sizleri tanıdık ve seçtik. Ayrılık, sizi size ulaştırdı. Aha geçişinizi yeniden yaptık. Hatalar bağışlanmaz bilmektesiniz. Amin... Ama bizler, her hatayı bağışlayan bütünlüğüz ki yine hatanızı affettik. Bizden geçip, bize varan sizler, yerin sayfalarında okunan bir çalışmayı kayıtlamaktasınız. Sonsuzluk, Hak Tabiat'ta ışık, kotlar. Sizler için yeni çağ olan, bu yeni kotlanış, Atlantalılar?ın kontrolu kuruşlarıdır. Buyurun bilin ki hak ettiniz. Zaman, Ulu Çınarlar'ın kendi yüreklerini, diri yüreklere kayıtladıkları bir zamandır. Kal ya da git ama bil ki bizler, hep çalışırız. Kollarınız ya da kanatlarınız bizi kucaklamak istediğinde; bizler, sizlere "görevliyiz" diyerek geçeriz. Hadi yolunuz açık olsun; ışığınız kayıtlarınızda her an güçlü şekilde ışısın.

Sizden, iç dış bir olan tek bir can istedik. O can, Atlanta'dır. O can, biziz ve biz, yüreğimizi alıp Kutsal Işıklar'ımızı dilledik. Amin... Aha Canlar geçtiniz!. Artık sonsuz ışıklar yoğunluklarda parlayacak ve sizler, yüceliklerle her daim kotlanan kütleleri Teknik Tabiat’a indireceksiniz. Allah, sonsuz sayfalarda sizi dilleyecek.

Şimdi artık yetkin olarak görev taşıyın. Hak ettiniz ve hak ettiğiniz, size verildi. Ayrı çalışma yok. Tek bir çalışma var. Bu çalışma, ışık kotlanması için yapılmaktadır. Doğanın kontrolu görevimizdir. Ve biz, bu kontrolu başarılı şekilde gerçekleştirmekteyiz. Dünyaya yağan ışık, Kutsal Kayıtlar'ı düzene kattı ve Dünya Kutsal Kotları ile yenilendi. Yeni bir çağ, yeni bir tabiat ve yeni bir ışık!... Bu ışık, Atlanta Işığı'dır. Her cemaat, bunu anlayacak ve bu çalışmaların Kutsal Kotlar'la yapıldığını idrak edecek. Unutmayın ki çalışan, hak edendir. Bizler, çalışan ve hak edenleriz. Kul olmak budur. Unutmayın ki hakimiyet budur.

Ulu Kutsal Işıklar, yerin sayfalarına, kotlarını kayıtladılar. O kotlar, huzurun koyuluklarını yaratmaktadırlar. Hepiniz, bizim için önemlisiniz. Sizi saygı ile bekledik ve hakikiyetle dilledik. Ayrılık yok!. İşte bu...

- Analar, bizler dünyanın en yüce ışıklarına, kütlemizi indirdik. Bu kütle, hepimizi sayfalayan bir Cemaat Kütlesi'dir. Hırsı aştığınız zaman, kütleniz kotlanır. Yoğun olarak şunu izah etmek isteriz ki kalem hak edildiğinde yazar. İlmin Sayfaları, hak edildiğinde yaratılır. İtibarınız yüksek ve sayfalarınız göreviniz gereği iyi. Ama bu sayfalarda güçlü yüreklerin de bulunması şarttır. Sizden dileriz ki hak edin ve zarar etmeyin. Zaman Sayfaları'nda zarar önleyin. Hak edin ve zamanı sonsuzlaştıran yüreklere görevli olun. Onlar, sayfalarında sizi taşırlar. Hepiniz, Uluların Çobanları olun. Onlara görev taşıyın. Amin...

Söz alan bir Yüce:

- Ya can ben neyim!? Neden geldim!? Bana anlat.

- Kendini tanı. Sen ve senler, bize bizden gelenlersiniz. Sevgili, sen ve senler, bizden hak eden yüreklerde kotlandınız. Biz, Bütün'ün cemaatini kotladık ve hak ettik; yüceleri dilledik. Hepimiz zarar önleyen yürekler olarak bu çalışmaları yapmaktayız. Kotlarımız, ışık kayıtlarında görev taşıyor. Sizleri, bizlerden ayıran tek şey kontrolunuzun yoğunluklarda bulunmamasıdır. Bizler, kontrolu yoğunluklardan kayıtlayıp, dürümleri güçlendirenleriz. Halkalar genişledikçe, yürekler görev taşır. İşte hak edip de Yücelere güç verdiğimiz bu günde, sizler de buraya ulaştınız. Burayı kayıtlayışımız sevgi ile olmalıdır. Sayfaları, yoğunlukları ve sonsuz sayfalardaki ışıkları, Kadim Hakimler'den yarattırırsak; sonsuz sayfalarda göreviniz olabilecektir. Sizden dileriz ki hak edin ve zarar önleyin. Hak edin ve tabiatı kotlayın. Sizden isteriz ki sonsuz sayfalarda kontrol kurun.

Her Yüce, sayfa sayfa sizi dinledi ve sizden ışık çekti. Çekilen ışıklar, Yaratan'ın kotlarına kayıtlandı ve sonra yeni bir çağın kontrolu için kotlanan o kayıtlar, ışıklara kayıtlandı ve Cennet Kotları, Işık Kayıtları’nda dinlendi. Buraya varan her yürek, kendi yüceliğinden buraya ulaşamamakta; amin ama hak ettiği gerçektir. Bugün tohumları yaratmak sorumluluğu sizlere bildirildiğinde; hepiniz, "ayar bozarız. Biz oraya gitmeyelim" diye düşündünüz. Ne var ki hak ettiğiniz için buraya çağrıldınız. Bugün toplumlar, hak ettiklerini anlayamamaktalar. Hak etmek için tohumları yaşatma çabası yeterlidir. Sizlere, Yeni Çağ'da Huzur Kotları’nı koyu kayıtlara katma görevi verildi. artık çalışın ve hak edin. Her biriniz, dünyanın en öncelikli yolcuları olun. Ortak sonsuz sayfalarda güçlenin ve sayfaları kotlayın. Sizden dileriz ki hak edin. İlim, Hak olursa, ışık yanar. Unutmayın ki hak etmek için çalışmak gerek. İnsan hep çalışır ve hak ettiği zaman sayfalarını kotlar.

Şu anda dünyada iki yoğun çalışan var. Bunlardan en Yüce'si, BİR olan, Hak Tekniği'ni tabiata katan Birliğimdir. Benden başka bu çalışmayı bu şekilde yapan hiçbir Yüce yoktur. İki çalışan var demiştim. Diğeri, yeni bir çalışma başlatan; huzuru kotlayan yolcudur. O, ben olan yolcu, Hak Tekniği'nde Işık Kotlaması gerçekleştiremedi. Onun için çobanları, onun yoğunluğundan ayrıldılar. Onların, tabiata kayıtladıkları kütle, yine bizden kayıtlandı. Bizler, hediye olarak onlara güç verdik. Onların tabiatlarında görev taşınıyor ve bizden tabiat, Kutsal Işıklar'ını dilliyor. Ocak sonsuzluğunda onlara, güç katmaktayız. Yeni Çağ'da ocakları tütsün isteriz.

Her yürek, Atlanta Ana Kayıtları'nı dilleyemez. Bu çalışmalarda, bu kayıtlar dilleniyor. Bu çalışmalarda hata yoktur. Bizler; her diriyi, Yeni Çağ'a ekmekteyiz ve ekilen diriler, Yeni Çağ'da Işık Kotlaması olan Yüceler'e güç katacaklar. Ocaklar, Yeni Çağ'da ışık yağmurları altında bulunacaklar.. Halkalar genişliyor ve başarı mutlaktır. Hata yok. Şafak söktü. İşte Canlar, Hak Tekniği, ilmin tekniğidir. Ve bizler, ilmin hakimleri olarak çalışmamızı sonsuz sır olan yoğunluklardan başarmaktayız.

Hey Dağlar! yenilendik. Hak Tabiat yenilendi ve sizlerleyiz. Ayrılık bitti. İnsan, sonsuz ışıkları, Yedi Daimiyet'e kattığı andan itibaren yolun sayfaları okunur. İşte yol, olgun Hakimler'in yoğunluklarında dinlenmektedir. Halkalar güçlenmekte ve zarar önlenmektedir. Ayrılık artık yolcuların ışıklarından çıktı. Şimdi artık Huzur Başkanlığı kuruluyor. Buraya inenler, huzurun kotlarına ulaştıkları andan itibaren, Başkanlık Divanı'na kayıtlanacaklar. Huzur Başkanlığı’nda hakim olan her yürek, sevgiyi saygıyı dinletecek. Ayrılık, hakimiyetinde hırslı olanların, kotlarında ayrılık olacak.

Ana, kervan geçti. Senden isteğimiz bu kervanı hak edip geçirmendi. Hak Teknik'te kervan geçti. Senin için çok kolay elde edilen bu güç; bizim için çok önemliydi. Sen, bizi ve bizim yüreğimizi tahditsizce geçirdin senden sonsuz huzur aldık. Bu huzur, Allah Huzuru'dur. Senin için her gücü yaratabiliriz. Senin için her cevheri yüceliklere kayıtlayabiliriz. Senin için her isteğini yapabiliriz. Bizi, bizden geçiren her diri; bizi bizde dilleyen her yürek; sen ile bir olmaya, Hak Tabiat'a inmeye çalıştı ve bu başarıldı. Şimdi muhakkak kütleler yaratılır ve kütleler kotlanır. Her kotlanan koyuluklarda bizler yenileniriz. Senin için her şey çok kolay ama bizler için çok zordu. Senden sana ve senden her diriye bildirdik. Amin...

- Al Can, seninleyiz. Sen ile birleştik. Aha Can seninle BİR olduk. Amin...

- Dava yolun bulunması davasıdır. Herkes, yol arar ama yol, Hak Yol'dur ve hak eden o yolu bulur. Ana, seninle ve sen olan her diri ile birleşmek bizlere onurdur. Huzurluyuz ve mutluyuz. Ayrılık bitti.

- Allah dedi ki "al ve seslen." Hepimiz allah için çalışanlarız. Turkuaz'ın sayfalarında çalıştık. Sonra Birleşik Kutsal Işık yarattık ve bu ışığın kotlarında çalıştık sonra Kutsal Işıklar'ın birleşik kotlarını yarattık ve o yoğunluklarda savaştık. Bizler için çalışmak, savaşmaktır. Sayfalar okundu ve sonsuz ışıklar soldu. Niye!? Canlar, çalışmadan çıktılar ve hırslandılar. "Hiç kimse hiç birşey söylemedi" dendi. Hepsi, kadim olan yoğunluklardan ışık çektiler ama Hak Teknik’te ses yoktu. İşte can, bu bizi soldurdu.

2. Birleşik Işık Sempozyumu'nda ki 2. Işık Çalışması olan bu çalışmada, her diri, yürek kotlamasında kendi yüreğini dinletsin ama hikaye anlatan dahi huzurlu olsun. Her yürek, kendi yüceliğini dillesin ama Hak Teknik'te hırs yaratılmasın. Sizden dileriz ki kotlarınızı tabiata indirin. Halkın anlaması istenmez ise de anlayan anlar ama Hak Tabiat'ta huzurlu kayıtlar yapılsın. Kimse diğerini kınamasın. Hepiniz Allah için çalışın.

Çokları toprağa indiler ve sayfaları kotlardan çıkardılar. Dediler ki "her şey iyi ama herkes, kendi yüreğini anlattı.. Başkası, başka yoğunluklardan görev taşırken; diğerleri başka yoğunluklardan ışık aldılar. Her biri, kendi dışını dinlemedi." Yok yarım bilmenizi isteriz ki hepiniz, son derece ustalıkla, Birleşik Işıklar'dan görev taşıdınız. Sizden, yeni çağın görevini alıp; yarattığınız her bilgiyi tabiata indirmenizi bekliyoruz. Huzurla ve hakikiyetle yarattığınız bilgileri tabiata indirin. Hiç kimseyi kınamayın. Her diri, kendi yüreğini tabiata indirecek. Kotları, kayıtları olan her Yüce, kendi yüceliğini dilleyecek. Bütünlükler, orada Kadim Kaplar'ını tohumlamak üzere bulunacaklar.

Bugün sonsuzluktan seslenen kontrolsuz olan yürek dedi ki "hak etmeden konuşmasınlar." Yok yarım!. Orada hak etmeyen konuşmaz. Biliniz ki hak edenler, hakiki yoğunluklarını alıp oraya inecekler. Birleşik Aile, orada hazır olacak. Orası Ana Kapı'dır. O kapıda hiç kimse beklemez. Sadece girer. Buyurun ve bilin!. Hepimiz Zamanın Kotları olarak geçeriz. Sana ve senden sen olan her cana bildirdik. Huzurlu olun ve sayfalanın.

Kat kat olan yürek, yeni bir çalışmayı hazırlıyor. Bu çalışma 3. Birleşik Kotlama'dır. Birleşik Işık Kotlaması olan bu çalışmada, tabiat sizinle birleşik olarak çalışacak. Sayfalar, Atlanta Kotları ile hazırlanmaktadır. Çokları, sonsuz ışıklarını bu çalışmaya taşıyacaklar. Halkalar genişliyor ve halkaları kotlayan her Yüce, çalışmalara katılmak üzere sizleri dinliyor. Sizlerden istenen yeni bir görev var. Bu görev Atlanta Kotlaması'dır. Bu kotlama, Allah için önemlidir. Her zaman sonsuz olan ve her zaman kotları ışık olan yürekleri beklemekteyiz. İşte o yürekler, sevgiyle geçip; sizlere, geç de olsa girmek isterler. Onları korumak ve onları kotlamak önemlidir. Her diri yolun sonu diye kendi yüreğini bilir. Ve sizler, her yüreği bilenlersiniz. Hala dünyada ışık sonsuzluğunda, yücelikleri kotlardan ayırmak isteyen yürekler kalmışsa; onlar, başı eğik olanlar olarak bizden ayrı duracaklar. Kulluk, başa ışık yakmak isteyenlerin; başa güç katmak isteyenlerin yarattıklarını, Kutsal Kotlar'a katmaları ile başarılır. Halkalar görev tabiatına uygun şekilde kütlelerini kotlatırken, Sistem Devreleri de kütleleri kotlatmaktadır.

Kulluk, hak ediştir. Şavkı olan her yürek sizdedir. Şavkı olmayan her yüce sizdedir. Ve sizler, her diride var olan kutsal ışıklarsınız. Sizlere görev, gerçek güçle verildi. sizlere görev, hak ettiğiniz için verildi. amin....

Yücelerden bir Yüce daha söz istedi:

- Anacığım ben de sana birkaç ışık yazdırmak isterim. Kollar açıldı. Herkes sizden, devre açmanızı ve kendi yüreklerini dillemenizi bekler. Kuru ya da yaş her yürek, size sizden güç katmaya hazırlık yaptı. Bizler de bunun için buraya geldik. Her diri kantar kutsaldır. Kantar, ışık ile hakimiyet ile tarttığı zaman; o kantar, Kutsal Işıkları koyu yoğunluklara tanıtır. Sizi sahip olduğunuz her şeyle tanımaktayız. Zaman Sayfaları, sizi kendi yüreklerimizde dillemektedir. Her cevher, yeni bir çağın başlangıcında, size kütlelerini dilledi ve sizden, kendini kendi yüreğini dilledi. Ana, Kadim Hakimler, Bellek Kotları’nı tanımak isterler. Her Can, seni sorar ama hikaye anlatmadan onlara kendi yüreğini anlat. Çünkü huzurları yok. Ocak sönmekte diye düşünürler. Ocak sönerse nesil kalmaz. Bunun için hepimizi sorarlar ve isterler ki hakimiyet kursunlar. Ulu Kutsal Işıkları, İnsan Sayfaları’nda okumak isterler. Unutalan her Yüce; sizden ve sizin yüreğinizden kendisini anlamak ister. Onlara ses ver ve açıkla. Nesillerin niye huzurlu!? Neden hakimiyet kurdun!? Niçin yoğunluk arttı!? Ve neden Kutsal Kotlar yaratıldı!? Kuru, hırslı ve sınırlı olan diri yüreklere anlat. İnsan; oğullarını, yoğunluklarını ve kayıtlarını dinlediği zaman görev alır. Unutma, onlar göç kotlarından ışık isteyen yoğunluklardır. Hepimiz sizin ile ve sizin yüreğiniz ile birleşmek ve hak etmek isteriz.

- RA-KA bilgilerini sizlere dağıttık. Bu bilgileri okuyun. Bilgileri okuyun ki hak edin. Sizden bir şey daha bekliyoruz. Şu anda yazılmakta olan "Doğa Tebliğleri"ni okuyun; okutun ve hak edin. Hepiniz Allah için bilmek istediniz. Bilgi bu tebliğlerde kayıtlıdır. Her bilinen, Allah için bilinir. Sizden isterim ki hak edin; okuyun. Turkuaz'ın kayıtlarını okuttuk. Okuyan, kendi yüreğini akıttı. Bu gün cevherde, sizler ve bizler varız; Atlanta Işıkları var. Ve hepimiz Allah için ışık yakmaktayız. Atlanta Ana Katları’nda görevimiz bilinmektedir. Huzurlu bir dünya kurmak amacındayız. İkna olunuz ki yaratılan her şey, bütün savaşlar ve bütün depremler ve su sayfalarındaki Hakiki Sistem Kotları?nın yaptığı sel baskınları ya da tusunamiler!!!? Bunların hepsi sizi sayfalamak içindir.

Korkmayın!. Sonsuz Işıklar, Yaratan’ın kotlarına kendi yüreklerini indiriyorlar. Artık hiçbir canlı, kantara kendi yüreğini koyup kendisini tartmayacak. Eğer kantara kendi yüreğinin üstündekileri koyarsa, ocak yanmaz. Biliyoruz ki hak etmek gerek. İlmin sayfalarında, Kutsal Kotlar'da, kütleleri; yağan şavkı kotlamaya yetenler vardır ve onlar, kötülüğü önlerler. Birleşik Kotlar, bunu size anlattılar. Şu anda kendi yüreğinizde, kütlenizde ve cevherinizde hakiki yoğunluklar, Başkanlık Divanları'na güç katmaktalar. Her Can, Atlanta Ana Kapıları'na ulaşamaz ama hakim olup ulaşan bizler, Sistem Devreleri'nden kotlandık ve başardık. Şimdiye kadar her diri, Kadim Huzur'u bilemezdi ama şimdi artık her diri, Kadim Huzur'u anlayabilmektedir. Size yeni bir Can'ın görev taşıyacağı bildirildiğinde; bu Can'ın Hak Tabiat'ta ışık yakan bir Can olması istendi. İşte o Can, Atlanta Kotları'nı yoğunlaştırabilen Can'dır.

Senin, sana ve senden sana verdiğin her bilgi Hak Tekniği'nde dillenir. Seninle çalışmak bizler için onurdur. Şimdiye kadar "itibar! İtibar! İtibar" diyen yoğunluklar şimdi artık hak tekniğinde "ışık" diyorlar. Işık, kotları kapatmayan bir cevheri koyuluktur.

Hatırlayınız zarar ettiğiniz size bildirildiğinde; sizler, yarın hak eder başarırız demiştiniz. İnsan, hak etti ve başardı. Yolunuz açık. Yoğunluğunuz ışıkta ve yüreğiniz zaman sayfalarında güç katmakta. Allah; size, sizin yüreğinize, kendi yüceliğini takdir edip kattı. Amin...

Anaya, ataya ve her sayfaya bir tek güç verdik. Bu güç, Hak Tohumlar'ın kütlesinde var olan bir güçtür. Hepimiz, Allah için sizi, size verdik. Bugün hakim olup hak olup çalıştık. Yarında her Yüce; bize, bizim yüreğimize, Işık Kotları'nı alıp gelecek. Amin... Yolunuz aydınlık; yüceliğiniz kutsal ve gücünüz hayırlı olsun. Sizinle olmak bizlere onurdur. Yok etmeyen ve sadece başaran sizler için hepimiz, hakiki yolcular olarak güçlendiriciyiz. Hırsınızı aşın; yüreğinizi, görevinizi ve cevherinizi paylaşın. Hırsınızı ve cennetinizi yaratan Kutsal Kotlar'dan güçlüsünüz. Oradaki her diri bizimdir. Bizler, sizi son sözün sahipleri olarak bildik. Hepimiz hak ettik ve size güç kattık. Allah sizi sizden dahi korur. Hürmet hepinize!?

Alacak, verecek varsa güç olmaz. Alacak, verecek bittiğinde, görev başlar. İşte canlar "sizlerden artık hiçbir görev beklemeyiz" diyerek gelen yürekler, şunu gördüler ki her diri görevli sizinle. O halde sizden hepimiz görev bekliyoruz. Ulu Çınarlar, Işık Kotları'nda görev tabiatına uygun şekilde güçlendiklerinde, huzurlu olmaları en büyük geçişi gerçekleştirir. Sayfalar, yolcuları güçlendirir ve yağan ışık, Kutsal Soy'u yaşatır. "Kal ya da git" demiştin. Ben kalmak isterim. Senle ve sende olan her Yüce'yle. Seninle ve senin yoğunluğunda bulunan her Yüce'yle. Allah, seni ve senle olan her yüreği diller. Ulu Çınarlar, sende sayfalanmak isterler. Har, Kutsal Işıklar'ı sana indirdi. Kin, nefret yoksa güç olur. Amin...

- Ata Kaplar toplandı. Hepsinde biz varız. Işıklar toplandı. Hepsinde yine biz varız. Işık Kapılar, hak ettik açıldı. Yine hepsinde biz varız. Allah Sonsuz Sayfaları'nda görevlileri dilledik ve her dillenen Yüce’de yine biz varız. Allah, "koru beni" diyen Huzur Kotları'nı Altın Tabiat'a indirdi. Orada yeni bir Can Irk ile kotlandık ve o ırk, yine bizimledir. Hala bizi soranlara şunu izah edelim. Allah, Kutsal Sayfalar'da bizi arayan her yüreğe bizi diller. Her diriye bizi diller. Amin... Ve bizler, her dirinin yüreğinde, Hak olan; cevher olan Meclis'iz. Allah için hepimiz, sonsuz sınırsız ışıklarımızı yarattık. Kadim Kapılar'ımızı aldık ve yarattık. Yeni canları tabiata ektik. Ve bizler, her bir Yüce'de Hak olan ışık olarak çalışmaktayız. Hala bizi arayanlar varsa; biz, dünya sonsuzluğunda Kutsal Kotlar'ı dilleyen Yüceler'iz. Kantar bize verildi ve biz, kantarı her diriye, Birleşik Işık'la kayıtladık. Her diri, Atlanta Kotları olarak Kutsal Işıklar'ı dillerken; bizden diller. Kara Kaplı Kitap'ı okuyanlar, bizi tabiata kattılar. Tabiat bizi dinler ve bizler Tanrı'nın Kutsal Kotları'nı dinleriz. Hala bizi arayanlara şunu açıklamalıyız. Biz; yorgun, bitkin olmayan Birleşik Görevliler'iz. Her an son sözü söylerken, Hak Teknik'le birleşir söyleriz. Har yükseltiriz ve zararı önleriz. Bizi bizden sormayın. Biz, size sizi anlatırız. Siz olan, biz olan her diriyi anlatırız. Hata yapmayan her Yüce bizimdir.

Şimdiye kadar size bildirilen Kot Kitaplar'dan ışık aldınız. Şimdi artık, Kot Kitap olarak size, kadim olan; kontrolu kuracak olan Bilgi Kitabı'mızı almanızı ve dinlemenizi beklediğimizi bildiririz. O kitap, Ata Kitap'tır; o kitap, Ana Kitap'tır. O kitapta İsa vardır; Musa vardır; Muhakkak Mustafa vardır ve o kitap, okuyan ile birleşen ve okuyanı tabiata katan, kitleyi kotlayan kitaptır. Artık okuyun ve açıklayın. Allah, sonsuzlukta size bunu anlattı. Kitap, din kitabı değildir. Işıktır. Ve ışık olan o kitap, Ata Kitap'tır. Hulasa o kitap, ayrı kapıları kapatıp; tüm İslam'la ve tüm Hiristiyanlık’la ve Musevilik’le ve diğer tüm diriliklerle birliği sağlayacak olan Huzur Kitabı'dır. O kitap, insan için yazıldı. Hak Tabiat, size Işık Kotları olarak o kitabı yazdı. Yarında ve bugünde ve her dünyada okunacak olan kitap, Ata Kitap'tır.

Aha Canlar! Artık size, sizden dilledik. Şimdiye kadar yolu başkaları açmıştı. Artık yol, sizden açılacak. Sizin açtığınız yol, Allah Yolu'dur. Bu yolu bulan, huzura hak edip ulaşır.

Kıbrıs'ta birçok üreyen var. Onlar, Kurtuluş İlmi'ni okumaya başladılar. Onlardan çokları da huzurdalar ve senle dillenmek istemekteler. Onlara, kutsal olan; kuru olmayan ve cenazelerde görevli olan birleşenler geldiler ve cevherlerini anlattılar. Çoğunu huzurdan tanırız. Çoğunu huzura ulaştıran Hakimler'den tanırız. Kendilerini senin yüreğine indirmek isterler. Şimdiye kadar hep seni, sana vermeden çalıştırmayı seçmiştiler. Şimdi senden, kendi yüreklerini almak isterler ve sende sayfalanmak isterler. Onlardan beşer olanlar dahi sana ışık katmak isterler. Nesil, Altona Nesli olduğu için Hak Tabiat bu nesli bilir. Kara Kaplı Kitap'ı okuttuk ve dinlettik. Bu kitapta, Ata Kaplar var ama Hakim Kotlar da var. işte bu kitap, anaların kitabıdır. Kırk Kot, bir tek kitapta yaratıldı. Bu kotların huzuru, yine bu kitapta kayıtlıdır. Hakiki yoğunluk bu kitapta bulunur. Bu kitap, bize bir ilmin hakimleri tarafında bildirildiği zaman "aha!" dedik; "unutulan herkes, artık geçiş yapabilecek." Ana, sen hepimizi kotladın ve geçirdin. Hepimiz, sana son derece büyük bir huzur kayıtlamak isteriz. Bizi kotla ve Can'a tabi kıl. Artık sana umutla gelmek isteriz. İşte bu...

- Devreleri artık bağlamamız gerek. Toplum halinde büyük bir başarı elde ettik. Bu başarı, Atlanta Kotları ile yaptığımız çalışmaların sonucudur. Hepinizi saygı ile selamlarım. Huzuru kotladık ve zararı önledik. Yeni çağda hepimiz, el ele burada bu yoğunlukta, dünya hakikiyetini yarattırabilmek için bir arada bulunacağız. Bugün, Bellek Kotları'mız; Göz Kotları’mız ve Hak Tabiat bizde ama yarın her yürek biz olacak. Canlar, biz şimdi yenilendik ve şimdi ışıdık. Solu, sağı dinleriz ve hepimiz Ulular’ı dinleriz. Hepimiz, Ata Kapları ve Ana Kaplar'ı biliriz; onları dinleriz. Huzuru yoğunlaştıran sizlere şükran borçluyuz. Ata Kaplar'da güç var ve bizler, bu gücü hak ettik.

Şimdiye değin tabiat, kutsal sayılmazdı. Çünkü tabiatta hırs kayıtlıydı. Herkes, net olarak bilmektedir ki Hak Tabiat'ta her cevher, kutsal değildir. Yerin Hakimleri; dağları, taşları dillerler ama teni bilmezler. Ten, Atlanta Ana Kaynağı'dır.. Biz bu kaynağı bilerek çalıştık. Hırsı aştığınız zaman, tüm sayfalar okunur. Ve bizler, hırsı aşıp tüm sayfaları okuduk. Analar, tek bir Can bile bizde Kutsal Işıklar'ı söndürse; Kutsal Canlar, Kutsal Cevherler'den çıkarlar. Bu nedenledir ki bizler, sevgiyle ve hakikiyetle çalıştık. Şarap, Atlanta Ana Kayıtları'nın ışığını bizlere taşıdı. Şaraba güç katan görevli, kendi yüreğinin kayıtlarında var olan ışığın yoğunluğunu kattı ve başardı artık hepimiz zaman sayfalarında okunmaktayız. İşi başardık herşey mükemmel!. Amin..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ROGRAM             : DOĞA
KOD                     : 09/06
TARİH                 : 21.01.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

Dağlar, işgal altında olan her yürek. diri yoğunluklarda ışık yağışlarını dinler. Sevgililer, sizleri saygı ile dinledik. Harı yükseltmemiz zordur ve sizler, Hak Tekniği ile har yükselttiniz. Zaman Sayfaları'nda Işık Kotları vardır. Sizlere, Işık Kayıtları'ndan güç kattık. Ağır yükü hafifletebilmek için ağırlığınca ışık yakmamız gerekir ve sizler, Kutsal Toplumlar'a ışık yaktınız. Sonsuzluğun Kutsal Kotları'nda bu ışık, sonsuz sayfalarca yanmaktadır. Herbirimiz, "amin" diyebiliriz ve "amin" diyerek kutlanan yoğunluğumuzu, diri yoğunluklardan kotlayabiliriz.

Her yürek, can taşır. Birlik İlmi'nde can, teknik birleşimi yapabilen her bütünlüğü, kendi yüreğinde cevhere taşıyabilen Bütünlükler'e denir. Her yürek, kendi cevherini diri yoğunluğundan Kadim Kapılar'a taşıdığında; Ses Kotları’nda güç olur.

Allah, sevgiyi tabiata indirebilen Yüceler'i sever. Hepimiz, sayfa sayfa ışık yaktık ve sizleri dinledik. Çok şükür ki hak ettiniz ve başardınız. Ama Tabiat Kotları'nı kapatan Yücelik de var. O Yüce, kendi yoğunluğundan ayrılarak, Ses Kotları'nda çıktı. Onu biz, cevherinden güçlendirdik. Vahiy, tabiatın tohumlarında ışık olan bilgidir. Hata affedilir de hatayı yapan kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda, Işık Kapıları’nı dilleyebilirse kotlanır.

Ayrılığı önlemeliyiz. Her yürek ağırı, hafifi tartar ama ağır olan, Hak Tabiat'ta, ışık halinde bir çok Yüceye, kütlelerinde küçülüş kayıtlar. Birlik için hepimiz birlikte çalışmaktayız. Hepimiz, Zamanın Işıkları olarak buradayız. Zor olan bu çalışmalara güç katmaktır. Halkalar genişledikçe güç de artar. Birçoğunuz, zamanı tabii bir yoğunluk olarak bilirsiniz. Zaman; tekniğin, tertibin ta kendisidir. Hayrı, hakkı bilen, tabiatı bilir. Kotları kapatanlar, ışıkları sonsuz sınırsız koyuluklarda sınırlarlar.

Büyük kötülükler bundan böyle yaratılmamalıdır. Bunun için hepimizin çok özenli çalışmamız gerekmektedir. Halkalar genişledikçe, görev tekniği de devreyi kotlayabilir. Çoğumuzun kütlesinde güç yoktur. Onlar, birlikte çalıştıklarında görev taşırlar. Can, o cevheri yoğunluk bizleri, kendi yüreğinden çıkarmak ister. O bizi kendi yüreğinden çıkardığında, görevli kalması imkanı yoktur. Onun için hatayı affedip, kendi yüreğindeki kotları düzene katması gerekir. Allah, sayfalarında ışık yanan kotlarla çalışır. İtibarı yüksek olmayan, huzuru bulamaz. Şu anda tabiata inen o, Bilgi Kapları ile bizden güç ister. Onu kotlamamız ve ona kendi yüreğindekileri anlatmamız gerekiyor. Onun için hatayı bağışlayın. Şu anda ona mesajımız var. Alsın!...

- Allah, sana güç verdi ve seni kotladı. Seni yolcu yaptı. Ve sen, kendine ve bize ışık söndürmek istersin. Senden sonra, yine bir sen, bu meclise dahil olur ama hatayı affetmeyen, yol kotlayamaz. Sonsuzluğun kütlesinde bu bilgi mevcuttur. İşi bizden öğren. İlmin Sayfaları’nda Kutsal Işık yandığında, bizimle çalışmaya başladın. Dünya Sayfaları'na ışık kattın ve Zaman Sayfaları'nda dinlendin. Ne var ki hak etmedin. Şimdiye kadar senden herkes memnundu ama ne yazık ki bu çalışmada kırıldın. Bunun için Düzen Kotları’ndan ayrılman gerekiyor. Şafak, doğan cevheri yücelikten artık senle doğmayacak.

Senin için bir açıklama yaptık. Artık Din Tekniği ile birleş ve hak et. İnsan, sonsuzlukta ışık olmalıdır. Durgun Toplumlar, sizden güç almak ve sizlere güç katmak için çalışırlar. Amin... ayrılık!!!...

Değerliler ona bildirdik. O, bilgileri okuduğunda bizi dinlemiş olduğunu anlayacak. Onun kotlarında güç yok ama biz, yine de onu kotlamak için büyük bir savaş verdik. Onu kayıtlarımıza almak için önemli kotlamalarda bulunduk. Rehin olduğu o yerden ayrı tutulması; onun, saymakla bitiremeyeceğimiz hakikiyet koyuluklarından kaydının silinişi anlamına gelmekteydi. Yazık ki o, hiç kimseyi kırmak istemeyen; burada, bu çalışmada, bende mevcut olan huzuru bozmak istedi. Ondan başkaları görev taşırlarken, ben kontrollu konuşmaya başladığımda, benden kayıt silmek ve ben susturmak istedi. Bense onu kotladım ve hakim oldum. O, şimdi kantar elinde, benden bilgi ister. Onu kotlayın ki tabii olan o, bizsiz kalmasın. Amin...

Analar ocakları yakarken; çokları, "kadın aşkı dinlemez" derler. Aşk, ilmin aşkıdır ve kadın ve adam ve çocuk eğer yol olabildilerse; İnsan Sayfaları'nda ilmi dinleyebilirler. Bizler, her yüreği dilleriz ve sayfalara dinletiriz. İtibarları yüksek olanlar, bu bilgileri hak ettiğimizi anlarlar. Şu anda, dünya soyundan herkes, bizle birleşmek üzere buraya, bahar tabiatından bakmaktalar. Ocakları sonsuz olan onlar, Kutsal Işıklar'ı söndürmezler. Çünkü onlar, hak ettiklerimizi yaptığımızı bilerek, üzerimizde hakimiyet kurmazlar.

Aşkın sayfalarında güç vardır. Hepimiz bu güçle çalıştık. Aşk, sayfa sayfa ışık yakmak değildir. Aşk; kotları, kayıtları dillemektir. Bizim için en önemli şey, Kaynak Işığı yakmak ve bu ışığı tüm insanlığa anlatmaktır. Çokları, daha soylarını alıp yola kayıtlayamadılar. Bizler, onlara görev verdik ve onların kotlanmalarını istedik. Hepimiz çok huzurluyuz ki bizlerle çalışan her yürek, kontrolu kurabildi. İkna olunuz ki hak etmeyen cemaat haline gelerek görev taşıyamaz.

Zaman, kontrol altındadır. Zamanı kotlayan yüceliğimiz, bu soyun kotlarında her diriyi kontrol altında tutmaktadır. Halkalar genişledikçe, yürekler güçlenmektedir. Amin... Şanslıyız ki hak ettik ve şanslıyız ki hakim olduk. Yaratan'a ışık kattık çok huzurluyuz. Amin....

Ağaran gün, yeni bir gündür. Bu günde ışıklar yenilenir. Çokları, sayfalarımızı dinlediklerinde, Hak Teknik?le kotlandığımızı anladılar ve bizden güç istediler. Hepimiz zarar önleyerek, kotları kayıtladık ve Can Cevher?e güç kattık. Amin....

Şer Kotları, şafak koyuluklarında güç kaybetti. Bizler, hepimiz zararı önleyerek şerrin, Kutsal Kayıtlar'dan aşağılara inişini sağladık. Sonsuzluğun tohumlarında görev taşıdık ve zaman sayfalarına sonsuz sır olan gücümüzü kattık. Bilmekteyiz ki zamanlar güçlüdür ve bizler, zamanların güçlü yürek kayıtlarında, gerçek cevherleri bulup onlardan güç kattık kitleye. Hepimiz, sonsuz sınırsız ışıklarımızı dinlettik. Amin... Şafak yeni bir şafaktır. Düzen, yeni bir düzendir. Bizler, yeni cennet kurarak Düzen Kayıtları'nı oraya kotladık. Hepimiz, "amin" diyelim ki hak edelim.

Ten mektep olduğunda; kütle hakimiyet kurduğunda; bizler yüceldiğimizde, artık kotlar yenidir. Çok mutluyuz ki hakimiyet, kendi yüreğimizde, güçlü bir haldedir. Kardeşler, tartı bizim yüreğimizdir. Bizler, dünyaya Işık Kotları olarak indik. Sistem Devreleri bizi tanır. Bizim için hepiniz çok önemlisiniz.

Yoğunluk arttıkça, güç artar. Gücü artırmak için tabii olan her yüreği kotlamamız şarttır. İki yoğun cevher, bir birini iterse; orada Kutsal Kütle, yol ışığını söndürür. Sevgili, sen her yüreği sevgiyle kucaklayansın. O Can'ı kotla ki hak etsin de Kutsal Işıklar'ını yaksın. Onun kotlarında kısırlık başladı. Onun için hepimizin özenli çalışmamız gereklidir. Halkalar genişliyor ve zor olan onların görev tabiatına inmeleridir. Muktediriyet, hakikiyetle birliktedir. Hak tabiatta muktediriyet yoksa, güç yoktur.. Amin...

Şarkınızı, türkünüzü okuyunuz ama temiz bir cevheri kütle yaratıp, görev teknelerini her Yüceye tanıtınız. Onların hepsi, bizim yücelerimiz olarak düzene güç katmaya indiler. Hataları affedilmezse, yürekleri güçsüz kalır. Allah onları korusun!... Ayrılık, sonsuzlukta ayrılıktır. Onları, sarın sarmalayın ki sonsuz sayfalarda güçleri, yürekli hak edilsin ve kotlansınlar. Çünkü onlar, kontrollarını kaybediyorlar. Allah, sonsuz sayfalarda ışık olan her yüceyi sever. Herkes, hepimiz onların kotlanmalarını ve sizlerin hakim olabilmenizi bekliyoruz. Ocak söndürmeyin. Ocak yanmazsa, yakın. Onları kotlayın. Amin...

Şen sesler, dünyaya görevli olarak indikleri zaman, çok özgür ve hakimiyetli inerler. Nerede yaşarlarsa oraya görev taşırlar. Sevgililer, Ana Kaplar'da hepimiz varız. Şenler, şarkı okurlar ve Hak Tabiat'a kotlarını kayıtlarlar. Ocak, onlara görevdir. Herkes, onları tartar ve sayfalarında görev taşıdıklarını anlar. Olur da biri, tabiattan ayrılırsa, diğerleri onu taşıyabilirler. Olması gereken budur. Dünyaya görevli inenler, hepimizin gücünü alıp dünyaya indikleri için hataları affolmaz ama hatalarını affedenler olursa; hepsi, cemaatlerini geçişe hazır edebilirler.

En evvel senin kontrolun yapıldı. Çünkü sen, her diriyi tabii bir can olarak kabul ettin. Bu önemliydi. Birçokları bunu başaramadılar. Hepsi sayfalarını kotlayamadılar. Onların bir kısmı kendilerini, diri yüceliklerden ayrı düşündüler. Oyunlar oynandı ki tertipli olsunlar da kendi yüreklerini bilsinler diye. Kollar kapatılırsa; ışık söner. Hepimiz, kollarımızı hepsine açık tuttuk. Kimseyi diri yüreklerden ayrı görmedik. Oldukları gibi; olmaları gerektiği gibi çalışmalarını diledik. Ne yazık ki hak etmediler ve hata yaptılar. Çok zordur dünyada güçlenmek. Çok zordur düzeni kotlamak ve zordur aşkı tatmak. Aşk, Atlanta aşkıdır. Unutmayın ki Hak Tabiat, sizi yerden güçlendirerek, yeni canlarla güçlü yüceliklere taşır. Hepiniz, son sözün sahte olmaması için çalışırsınız. Eğer bir cevher, şarkısında yanlış bilgi verirse; onun kontrolu kurulup ona, gerçek diri yücelik anlatılır.

Sevgili, anlattığını anlamayan o körün, gücünü anlamak; korkusu olmayanın gücünü kestirmek zordur. Korku vermek istemem ama şunu bilmeni isterim ki hepimiz zarar görebiliriz. Çünkü o kör, seni sana veremez ama sen ona kendi yüreğini anlatırsın. Acı çalışmalar yapılmamalıdır.

Kadın kotlandığında, göz güçlenir. Sevgili, sana şunu izah etmek istiyorum. "Amin" diyebildiğin zaman, Kutsal Kotlar, ışıklarını sana katabilirler. Allah, sonsuz sır olan Yüceler'i, Hak Tohumları dinletir. Allah, harı yükselttiğin zaman, sen ile konuşur. Sana sen olur, kotlar yaratır ve sende dillenir.

Seninle çok konuştuk. Sana her gerçeği açıkladık. Kolların açık; hepimiz bilmekteyiz ki Hak Teknik'le çalışmaktasın. Kurtarıcı olan her yürek, kendi yüceliğinde, Kadim Kaplar'ı taşıyan güçtür. Bütünlükler bunu bilmektedirler. Şimdiye kadar yaratılan her diri, bizi baş tacı saydı. Sen de baştacı olan Yüceler'den birisi olarak dünyadasın. Bizi, baş tacı say ki bizler, senle dillenebilelim. Amin...

- "Mal mülk" dediniz. Ah değerliler! dünya öyle bir yer ki her diri, kendi yüceliğinde kanat yaratabilir ve kendi yüceliğinde ışık yakabilir. Benim sayfalarımda, kırk kapıyı kapatmaya çabalayan o değerli diri, hangi akla hizmetle beni yarattığınızı ve benden kontrol kurmanız gerektiğini size dinletti. Canlılar, kendi yüreklerini anlamalıdırlar. Ben kantara kendi yüreğimi kattım kendimi dinledim. Kendimde var olan her Yücelik, her diride vardır.

Kurtarıcı, kendi yüreğini bilen ve kendindeki Hak Tabiat'ı dinleyen güçtür. Hala beni yıkıp, kendisini sayfalamak isteyen yolcu, sonsuzlukta ışığını yakmaya çabalamaktadır. Onun kotlarında kütle yoktur. O korunan birisidir. Onu bizler koruruz amin... Ne var ki hatayı affetmemiz artık mümkün değildir. Hepimiz sonsuz sır olan her bilgiyi hak ettik amin... Onlar kantara bizi koydular ve tarttılar. Bizim Can Tabiat'a kütle kattığımızı anladıklarında, ışık yıkmak istediler. Çünkü ocakları yoktu; Kotları yoktu. Işık Kapıları kapalıydı. Ama kantar bizimdir ve biz ocaklarını yeniledik. Onlara güç verdik ki tövbe etsinler diye. Ne yazık ki tövbe etmeleri imkanı yok.

Sol sayfaları, sağ sayfalarından daha güçlü. Denge olmadığında ışıkları olmaz. Unutmayın ki sağda sol yoksa; sol, yolcu kabul edemez. Solda sağ yoksa; sağ yolcu kabul edemez. Böylece hatalar yaratılır. Bu hatalar, dünyanın yarınlarındaki katlarda kayıtlıdır.

Dünya bir cennet olmalıdır. Cennet dünya, bizim yücelerimizce yaratılmaktadır. İkibin on dendiği zaman, herkes Maya Takvimi’ndeki tarihi anımsar. İkibin on yılında, bütün kötülükler teknik olarak değerlerini yitirecekler. Bu şu anlama gelir. Artık dünya yeni bir can ile güçlenecek. Bu tarihten itibaren yeni cevher, dünyaya Hak Tabiat'ı anlatacak.

Çokları, tabiatın kotlarının, kutsal kötülükleri ve kutsal iyilikleri tahditsizce cevhere indireceklerini düşünmektedirler. Hayır!, dünyaya insan sonsuzluğu indi ve artık dünya, cevherinde cennet yaratacak. Tohumlar yaratıldı. Bu tohumlar yaşayacak ve zarar engellenecek. Amin...

Şarkımızı türkümüzü dinleyen her Yüce; bizi, zaman sonsuzluğunda Işık Kotları olarak tanır. Kollar, kayıtlar hepimizin ışığını taşır. Kotlar, katlar BİR'dir. Bizler, ilmin sonsuz ışıklarında güç taşırız. Hala dünyaya inemeyen Yüceler var. Onların dünyaya ışık katmaları, Düzen Kotlarını yetkinleştirmek için çok önemlidir. Halka şunu anlatınız. Zor olan artık aşıldı. Çünkü artık tabiat kotlanabiliyor. Artık Düzen Kayıtları yüceldi ve zor aşıldığından geçişler hızlandı.

Allah; katları, kotları, yoğunlukları dinler ve Zaman Sayfaları’nda görev taşır. Yerin Sayfaları, İlmin Sayfaları ve cevherin yüceliği hepimizi, Zaman İlmi'nde güçlendirmektedir. Yer, son sözünü söylemekte ve gök, yer yüzüne kendi yüceliğini akıtmaktadır. Hediyemiz olan diri yürekler, Seyfullahlar olarak görev taşımaktadırlar.

Allah, Atlanta açısını genişletiyor. Bu açı genişledikçe; Yücelikler daha güçlü şekilde dinlenecekler. RA-KA'nın kutsal kütlesinde yeni bir can var. Bu can, Atlanta adi kayıtlarını dahi toplayarak, görev taşıtmaya çabalamaktadır. Ocak sonsuzluğunda, onun kotları, her an güçlenmektedir. Allah, sayfalarında görev taşıyan o Yüce'yi, her an devrelerinde dinlemektedir. Huzurlu bir çalışma yapmakta olan o, hepimizi can cevheri olarak dünyaya indi. Kutsal Işıklar'ı o taşır. Onun yolu, Allah Yolu’dur. Atlantalılar, onu görevli olarak dinlerler. Amin... Şafak, yeni bir şafak ve zaman, yeni bir sayfa. Atlanta, acı geçiş yapılmaması için büyük çaba sarfetti. Şükür ki acı geçiş yok.

- Ana, kendi yüreğinde bizleri taşımaktasın. Bizleri çok sevdiğini bilmekteyiz. Bizi korkutan, başarısı olamayan güçlü yüreklerdir. Onlara karşı çok özenli ve çok dikkatli olmalısın. Onlar, sana zaman sayfalarında kırıcılık katmak istemekteler. Onlara, görev taşıtmak zordur ama biz taşıttık. Onlara, kütle yağmurlarında güç katmak zordur. Ama biz kattık. O halde onlar yol açmak için bizden gerçek kayıtları almalıdırlar. Onları kotlamak zordur. Onlar, kurtuluşları sen ile olması gereken yolculardırlar. Ana Kapılar'dan geçip, Yüceler'e görev taşıtan onlar, şimdi zorluk içindedirler. Onlara görev taşıt ki hataları affolsun. Çünkü kolları yoğunluklardan ayrılmaktadır. Ana, kul olalım ki hak etmediler ama yenilik yaratılırken, acıları çok olsa da geçir ki hakimiyet kurabilelim. Eğer ki hak etmezlerse, Can Tabiat onları yok eder. Çok mutlu olduğunu bilmekteyim. Çok huzurlusun ama onlar, çok kusurlu olsalar da sana, kadın olman nedeni ile kütle yarattırmamak isteklerini dilleseler de yarında huzurlu olabileceklerini bilmekteyiz.

Allah, Tanrı'yı yarattığında, O'na göz verdi. Dedi ki "kör olma. Her yürek kör olsa da sen kör olma. Dava, körlük davasıdır. Herkes kör ise ne ala! ama gören varsa, Hak Tabiat'ta, Mutlak Zaman Sayfaları'nın yaratımında hakimiyet olduğunda; o Can Tabiat, herkesin hakimiyetini bekler."

Kalkıp gidebilirler. Hırsı aşamamış oldukları sayfalar var. Onlara, yeni bir can geçişinden söz edildiğinde; onlar, hata yaptırmak için her şeyi yaparlar. Niye!? Kotlanmak ve hak etmek için... Oysa, zavallı dünyayı gür kütleye ulaştırmak için diyalog gerekir. Herkes, herkesle diyalog kurmalıdır. Eğer bir çokları, "bizler üstün bir çalışma yapmaktayız. Buraya ancak Kutsal Işıklar girebilirler. Başkalarına burası kilitlidir." "Bizlerle çalışmaları zordur." "Bizi anlamaları imkansızdır." Diyerek her yüreği kendi yüceliklerinden ayırırlarsa; çalışmaları kapatılır. Toplumları yok eden bu zihniyettir. Çalışmalar, yol açmak için yapılmalıdır.

Dünyaya İlmin Sayfaları indiğinden beri; çokları, ilmi alıp sakladılar. İlim, tohumları yaşatmak için önemlidir. Her dürüm, sonsuz sayfalarda yaratıldığında; cümleler ummanda ışırlar. Şimdi bakınız!, dünya yenilendi ve bu yeni dünyada iş yapmak sorumluluğu herkese verilmedi. Çünkü herkes, diri yürekleriyle, yek diğeri ile birleşik kütle yaratamadı. Sonsuz sır olan cevher, herkese ışık katamadı. Amin... Sonsuzluğun kotlanmasında ışık yakamayan, kütleye güç katamaz. Zarar önlemek sorumluluğu onlara verilemez. Ayrılık sonsuz sayfalarda gerçekleşir. Ve herkes, Atlanta Ana Kapıları’na ulaşamaz.

Soru sorana şunu izah edelim. Atlanta Ana Kapıları, hepimizin yoğunluğunda bulunur. Hepimiz bu kapılara ulaşabiliriz. Ama herkes, Kadim Kotlar'ını buraya taşıyamaz. Zaman Sayfaları, her yüreği Ana Kapılar'a taşıdığında; güç, yolu kapatabilir. İnsan, ışık halinde bir cevher varlıktır. İlmin huzurunda olan o varlık, Atlanta Kaynağı'ndan Düzen'e inmiş ve yüreğe kotlanmıştır. Birçokları, Ana Kaplar'dan güç alamamaktadırlar. Birçokları ışıklarını söndürmektedirler. Her yer aklın yarattığıdır ama bir yer var ki oraya varmak hak etmekledir.

Zarar önlendiği zaman, ışık yağmurları çok güçlenir. İyi ki tabiat sevgiyi sayfa sayfa Işık Kapıları'na kayıtladı. Allah, sonsuzluğun ışığını yaktı ve zevki, sayfalarına kattı. Herkes her sesi dinleyemez. "OL" diyemez. Yaratan ışık yakamaz amin..., ama hata bağışlayanlar bunları yapabilirler. Evrim sonsuzlukta yaratılır. Hepimiz zararı önleyerek evrenlere görev taşırız. Eser meydana getirmek istediğimiz zaman, dünyaya iner yüceliriz; eser yaratır ve dünyadan ayrılırız. Harı yükselterek dünyaya ulaşan çokları, eserlerinde görev taşıdılar. Dünya tohumları, evrimler yaptılar ve evrimler yarattılar. Hepimiz soy olarak, dünya tabiatına tabi kılındık. Birçokları, bu tabiata kotlanarak indiler. Birçokları, bu tabiata kotlanarak görevli oldular. Zor olan, görev cemaatini, kütleye yağan ışıkla birlikte yarattırmaktır. Bilgi kapları, size bunu anlattı.

Çokları, dünyanın sonsuz sağlıklarında ve sonsuz ölümlerinde dirilikler yarattılar. Bu diriliklerde görev taşıdılar. Herkes, ölüm öncesi var ettiklerini ölüm sonrası buldular ve o buldukları, cevhere yaratıcı diye kayıtlandı. Yaratıcı olabilmeleri için hatim ettikleri bilgileri dillemeleri gerekir. Hepimiz biliriz ki hak etmeden bilmek bizi soyumuzdan ayırır. Kurtuluşu bulmak muhakkak hakimiyetledir. Dara düşmeden hakimiyet kurmak için çalışmalısınız.

Katı sıvı ve gaz halinde yaşamlar vardır. Her yaşam, Ata Kaplar'dan forum alır ve Zaman Sayfaları'na ulaşır. Her alınan forum, İnsan Sayfaları'nda mevcuttur. Zira insan, sayfalarında birçok dünya yaşamı mevcut olduğundan, kotlandığı zaman bu sayfalara iner ve kendi yüceliğini bulur. Dünden beri birçoğu, sana olduğunu söyledi. Ve sen de "herkes, her formda mevcut olmalıdır" dedin ki bu önemliydi. Senin ilminde bu vardır. Temkinli davranarak; sana, korunmak isteyip istemediğini sorduk. Soruşumuzun sebebi; bir ilmin hakimi kendi yüreğinde korunur. Eğer korunma isteseydin senin kontrolun olmadığından istemiş olacaktın.

Kelam, hatayı affeden kotların kelamı ise her Yüce, bu kelamı dinler. Yorulmayın çünkü birleştik. Yok etmeyeceğiz kimseyi. Kontrol, olgunlukla kuruldu. Büyük kötülükler engellenmektedir.

Kalemler yaratıcıdır. Yazan, yaratır ve toplar. Sonra yola kayıtlar. Daha sonra ışık , her yarattığı, cevhere kotlanır ve cevherden, tekrar Düzen Katları'na akar.. Akış, kontrol altındadır.

Birçokları, bu çalışmalarda kütle yaratarak güçlendiler. Ve ne yazık ki ocakları yok oldu. Çünkü Kutsal Işıklar'ı söndürüp dirildiler. Dirilik, ışıkla olmalıdır. Katı, sıvı ve gaz halindeki çürükler, kantara konduklarında, korku başladı. Çünkü onlar kardeşlerini dinletmediler. Onlar, Ses Kapları’nda kendi Ses Kotları’nı dillediler. Birçokları korktular ve Zaman Sayfaları'ndan ayrıldılar.

Allah, Kutsal Işık kayıtlarında var olan cevherleri diller. Allah'a saygı; kotlara, Kutsal Işıklar'a saygıdır. Kervan kalktı. Bu kervanda cevher var. Cevher, ilmin sonsuz ışığı olarak hareket etti. Kendini yolcu sayan her Yüce, kervan başıdır. Kendini yol sayan her Yüce Can, tabii Birlik'tir. Ve Zaman Sayfaları'nda ışık yakan her yürek, Atlanta Ana Kabı?dır. Maya olmak sorumluluktur.

Mal, Allah'a aittir. Malı mülkü olmayan, Atlanta Canları'nda görev taşır. Malı mülkü olan, tabiatta dövünür ki hak etsin de Atlanta'ya varsın diye. Sayfalara görev taşıdık; Yollara güç kattık; dünyaya ışık yaktık ve zararı önledik. Allah, sayfa sayfa size cevher kattı.

"Turkuaz"ın Can Tabiat'a akışını onurla izledik. Çünkü o gün, kürzün tüm güçlü Yüceler'i sevgiyle sizleri izlemiştiler. Şu an hepsi solun ve sağın görevlileri oldular. Daha sonra yapılan "Birleşik Güç Çalışması" yine bizleri mutlandırdı. Kuru, kısır ya da hırslı hiçbir Yüce, o çalışmada yoktu. Doğanın kotları, katlandı ve cennet, kaynağa indi. Şimdiye kadar yapılan en güçlü çalışma buydu. Sonra yeni bir çalışma başlatıldı. Bu çalışma, 3 gün olarak, farklı zaman sayfalarında dinletildi ve sayfalar ayrıştırıldı. Sonra yere indirildi. Daha sonra da çalıştırıldınız. İlk "Birleşik Işık Sempozyumu" bütün kütleyi kotladı. Daha sonra yapılan "İkinci Birleşik Işık sempozyumu", dünya soyunu tarttı ve zararı engelledi. Tohumlar bu çalışma ile kotlandılar. Bu çalışmada herkes, sayfalara kendi yüreklerini indiremediler. Bir cevher, bu çalışmada ?kadın, erkek işini yapmamalı? dedi. Ona , "sen bu işi başarabilir misin?" diye sorduk. Bize baktı ve cevap verdi. "Hak etmedim." Onur duymalıydık onun hak ediş talebinden ama o korkudan şu anda bizsiz kalmak diler. Kardeşimiz olan onu kotladık ve canladık. Onu yolladık. Ondan ayrıldık. Şimdiye kadar hep bizle çalışan o, şimdi bizi, yoldan çıkarabilir mi diye araştırmaktadır. Halkalar genişledikçe ışıklar güçlenir. O da gürdür ve zaman sayfalarında güçlendi. Kantar onu tarttı ve gördü ki hakimiyet kuramadı. Can, "La Ham" diye bilinen bir çalışmada kantar oldu ve zamanı, Tanrı'ya kayıtladı. Onunla çok çalıştık. Ne yazık ki hak etmedi. Şimdi bana anlat niye böyle oldu:

- Kara Kaplı Kitap'ı okuttuk. O kitapta ışık yandı. O kitap, Atlanta açısını genişleten bir kitaptı. Bu kitabı dinledi ve sordu. "Niye!?" diye. Ona bu kitabın, insan sayfalara görev taşıdığı açıklandı. Hak etmediğimizi; başaramayacağımızı anlattı. Ama kimse ona kulak asmadı. Sonra döndü ve baktı ne var diye. Devre karardı; yoğunluk kotlandı ve cevher, ona kütlesini kattı. Cinni bir Cennet Kotu, onu Kutsal Işık'tan çekti çıkardı ve sordu "nefsini aştın mı?" diye. O dedi ki "nefsim sayfalarımda var. Ben nefsi aşamadım." Bunun üzerine sayfalarıma indiler ve bana, birlikte güç kattılar. "Nasılsın?" diye sordular. Ben, her birimizi dinleyenim. Onları dinleyendim. Onlara, güçlendiğimi ve hakimiyet kurduğumu anlattım. Kardeşimin kütlesinde görev taşınmayacağını; çünkü onun kütlesinde güç kalmadığını anlattım. Bana, "bir cevher, diri kütlesinden her Yüce'yi taşır ki ben, senle taşındım. Beni yoğunlaştır ki hak edeyim" dedi. Kollarım ona uzandı ve bildim ki hakimiyeti yoktu. Korkusu arttı. Sonra dinledi beni ve benden güç istedi. Ona, göz verdim. Döndü beni süzdü; baktı baktı ve başladı dillemeye. Dinledi, dilledi. Kadim Hakim olduğumu bildi. Korktu, çünkü ben kurtuluşu sayfalayandım. Hala beni dinler. Benden, ben olmak ve benden hak etmek ister. Kulluk yapmak ister. Can, yenilen ve hak et. Seni, sana verdik. Artık bizden geç. Biz, seni kotladık, geçirdik. Seni kotladık; hak ettirdik. Şimdi artık yeni çalışma gün ve saatini sana bildiriyorum. O gün sen de kendi yüreğini al ve bizimle çalış. 26 Mayıs 2009 tarihinde saat 10.00 ile 18.00 arasında yapılacak olan 3. Birleşik Işık Sempozyumu'nda sen de bulun. O gün kütlede ışık olmalı. O gün huzurlu olmalısın. Onur duyduk ki sen buradasın. Amin...

Şafak söktü. Allah, seni sana devretti. Akıl, tabiata indi ve sen, bizde güçlenmektesin. Kulluk başlıyor. O gün bütün kütleni bize indir. O gün güçlen ve bizle görev taşı. Allah, seni sana veren her Yüce'yi diller. Amin...

- Şafağın sökmesi ile birlikte görev başladı. Ana, kollarını bize uzat; bizden güç al. Biz sana görev taşıtmaktayız. Yollar, dünyaya girdi. Yol, Cennet Kaplar'ı dünyaya indirmekte. Bizi kotla ve bize görev taşıt. Şimdiye kadar her Yüce, Allah’ın izniyle dünyaya güç katmaktaydı. Şimdi artık Allah, sonsuz şekilde dünyaya güç katılmasına izin vermektedir. Zira dünyada Atlanta Açısı; görevlileri, tahditsiz biçimde dünya sonsuzluğunda güçlendirmektedir. Allah, kanat alıp görev isteyen her diriyi göreve tayin eder. Hepiniz, görevli olarak düzene inersiniz ve Cennet Kotlar'la dillenirsiniz. Yolcuların her birinin kendi yüreğini dillemesi bizi mutlandırır. Ayrılık bitti. Amin...

Kalbini kalbine bildiren; yolunu yoluna bildiren; yürekleri yüceliklere dilleyen yürek kotu burada. Onu dinliyoruz:

- Allaha şükürler olsun ki buraya ulaşabildim. Aklım yetmez ki hata yaparım. Ama bilirim ki beni bağışladın. Kutsal kitabın olan Birlik Kitabı sensin. O kitap, Atlanta Kutsal Kayıtları'nda mevcuttu. Bizler, kitabı sayfalamaya çabaladık. Vallahi o kitap, Atlanta Ana Kapları'nı bize kotlatamadı. Bundan sonra senle olup sen ile birlikte çalışmalıyız. Kardeşim olan cevher de senle olmak ister. Onu da sana kayıtlayacağım. "Amin" demelisin ki Kadim Kotlar buraya insinler.

Birlik için çalışmak, imparatorluğun önemli görevlerinden birisidir. Sevgiyi saygıyı dillemek; sonsuz ışıkları yoğunlaştırmak; kolları açık tutmak ve zararı çekmemek önemlidir. Dara düşen her diri, kendi yüreğinde zaman sayfalarını kotlar ve zarar eden Yüceler'i dinler. Zaman Sayfaları, zarar eden yüreklere Kutsal Işık katar. Çok mutluyum ki bugün huzurluyum ve ben korkuyu aştım.

Kalem elimde yazmaktayım. Bu kalem, benim yüceliğim. Allah, sonsuz sayfalarda kuru, kırık ya da hırslı kütle istemez. Amin... kalemleri alıp yolcuları dilleyen her diri, bizi safha sayfa Işık Kotları'na taşır. Şimdi yeni bir Can, bizi zaman kayıtlarına katacak. Onunla dillenelim ve onu, sonsuz sayfalarda ışıkla dilleyelim. Amin...

- Kaleler fethettik ama yol açamadık. Sevgili, ben sana ne deyim ki bana gel benle ol diyemem ama bilmeni isterim ki ben, sana gelmek isterim. Gelsem benim için çok kolay! ama sen, "gel" dersen gelirim. Şimdi başım eğik. Zarar etmekteyim. Kutsal Sayfalar'ı dilleyen yüreğin, seni sana vermek için bekleyen her Yüce'yi dinler. "Kadın ışık yakamaz" dediler. Ah değerlim kadın olmak huzur olmaktır. Kırk Kapı'nın hepsi kadın kotlarla yaratıldı.. şimdiye kadar her Yüce Kadın, kantara kendi yüreğini koydu ve dedi ki "erkek hak etmeli ve bilmeli." Ama kendisi hep bildi. Kuran okuyan erkek, Kadın İlmi'nde Kuran'ı dinler. Kadın, Kutsal Kitap Kuran'ı erkek kotlara açıklar. Bu açıklama, Yüceler'in diriliklerinden gerçekleşir. Herkes, kantara kendi yüreğini koyar ve bakar o kitap kendinin mi diye. Ama kadın diller ve der ki "kitap bendir." Ben olan kitap, aklın sayfalarında yazılı olan Kutsal Işık'tır.. Olan her ne ise Atlanta Sayfaları'nda yazılı olan kibledeki Kutsal Kotlar'la dillenir.

"Kalton" dedikleri birlikler vardır. Onlar, Ana Kaplar'ı taşırlar. Kalton olmak sorumluluk ister. Ana kaplar'ı ocak yakarak taşıyan Kalton'lar, İnsan Sayfalar'a güç verebilen yegana kütle kayıtlayıcıdırlar. Allah, solun gücünü sağa, sağın gücünü sola aktarır. Hepsi sonu başı bilir ve bildirir. İşte Ana Kaplar'da bu vardır. Allah, Kutsal Sonsuzluk'ta dillenen kotlardan olan Ak Tabiat'ı diller. Atlantalılar'ı ani çalışmalara katarak görev taşıtırlar. Altonlar, Kutsal Kayıtlar'ını kendi yüreklerinde dillerler. Ne zarar ederler ne de kar... Muktediriyeti bilen Yüceler, kantara kendi yüreklerini koyarak çalışırlar. İşte bundandır ki Ana Kaplar, Allah Kotları olarak size dağıtıldı. Hepiniz, Zaman Sayfaları'nda yaratılmış olan bilgiyi almaktasınız. Bu bilgi, huzuru ve sonsuz ışığı çeker. İkna olunuz ki çekilen, ilmin huzurudur. Ulu Kotları yere indirmek zordur. Sizler bunu başaranlarsınız. Kaltonlar'ın evlat çalıştırıcıları olan yürekler, İlahi Gün'ü bilirler. İşte bunun içindir ki hak edip Düzen'e indiler. Onlar, Kutsal Tebliğler'i okumaktadırlar. Kiri, pisliği tertemiz yücelikleri ile diriliklerden ayıran onlar, kurtuluşu yaratan cevherlerimizdirler. Allah, kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda güçlenir ama hata varsa; kütle, Kutsal Kotlar'dan ayrılır.

Şarkıyı dinleyen her diri, senin yoğunluğunu ölçtü ve gördük ki hakimsin. İnsanlık için yapılan her çalışma, Hak Tabiat'la yapılmalıdır. Kulluk budur. Kötülüğü önlemek için çok çalıştık. Kardeşlerimizi yok ettirmemek için her yüreğe güç taşıttık. RA-KA Tebliğleri görevlilere okutulduğunda, bu tebliğlerin görev taşıdığı anlaşılamadı. Doğanın sonsuzluğunda güç taşıyan Yüceler'e yeni Birlikler indiler. Ve zaman sayfalarında yeni bilgiler dillediler.

"BİR"in okunuşu daha başlamadı. Ne var ki "DOĞA", soyun sayfalarına indiğinden, her şey yeniden başladı ve "DOĞA"yla başlayan yeni dönemde bizler, çalışmaların hepsinin yeniden yazılmasını istedik. İşte bundandır ki sizin kendi yazdığınız yazılar, dahil herşey değer kaybetti ve yeni bilgiler ekilmeye başladı. Dünyaya insan sonsuzluğundan inenler, bunu anlarlar. Şu anda yeni tebliğler daha güçlü şekilde diri yüreklere inebilmektedir.. "DOĞA"nın son söz olmadığı; teknik olarak yaratılan başka seslerin de bulunduğu ve bu sesleri de dinlemek gerektiği bilinmelidir.

Yollar teknik olarak açık. Şu ana kadar temizlik başladığı sanılmaktaydı. Ne var ki tertip yetmiyor. Herkesin başarması zordur. Kible hepimizin gücüdür. Bugün anlaşıldı ki herkes fala başlamış. Allah için fal, hak edildiğinde bilinecek olanı, herkesin en küçük eminiyeti olmaksızın, Altın Teknik'le çekmesi demektir.

Biliyoruz ki Kutsal Kitap Kuran, size ışık kattı ve sizi kütleye indirdi. Sizden beklenilen, herkese ışık katın ve anlatın. Fal huzuru bozar. Unutun kütleye katılan güçleri. Unutun ışığınızı ama fal ile uğraştığınız zaman yalancı bir iman halini dinletirsiniz ve zarar edersiniz. Sizi, yoğunluklar dışlarlar ve Zaman Sayfaları'nda göreviniz kalmaz. Şu anda Ana Kapları taşımakta olan çokları falcı oldular. Ocak olmuşlar, hala fala bakarlar. La-Ha Sultanlarımız, sizleri uyarmak isteriz. Fal, sizi kotlardan çıkarır. Elden geldiğince faldan uzak olun.

Analar, kullar; huzurdan seslenmekteyim. Dinleyin Atlanta Ana Kapları sizindir. Bu kaplarda ışık yanmakta ve bu ışık, hepimizi tabiata indirmektedir. Kulluk, huzurlu oluşla başarılır. Huzuru bozan bilgi, kadim olmayan kayıtları yaratan bilgidir. Kervan kalktı ve hareket etti. Bu kervanda kütlem var. Ben, benden olan ve her diride olan... Allah, son sözün sayfalandığı diriliklerde, ışık halinde bulunan her Yüce'yi diller. Allah'a saygı, son derece yücedir. Allah, kulluk yapanı korur. Kulluk yapmak için kontrol kurmak gerekir.

Şimdiye kadar hatalar bağışlanırdı amin..., ama artık hatalar bağışlanamaz. Zoru görenler, güçlenerek devrelerini kapatmaktadırlar. Bizler ise her halükarda görev taşıyoruz. Sorumluluk bizimdir. Kile kile korkusuz ışık taşıdık. Kadim Kaplar'ı tabiata indirdik. Yine de Hak Tekniği'ni Yücelikler'e açıklayamadık. Allaha şükürler olsun ki bina yeniden kuruldu. Bu binada Allah, çoğunu bağışlayan yüceyi bilir. Allah, sayfa okur; Ana Kaplar'ı okur yolu kotlar ve zararı önler. Allah çalışanı sever. Sizi sevgiyle ve hak ettiğiniz için Kutsal Turban ile kotluyoruz. Allah, sizi sizden korur. Amin...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/07

TARİH                 : 26.01.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

 

Canlar toplumlar, Kadim Huzur Kotları olarak dürümlerinde güçlendiler. Hepimizin sayfalarında görev vardır. Bu görev sayfaları, bizleri kendi yüreklerimizde cevhere indirir. Birleşik Aileler, Kutsal Sayfalarını kendi yoğunlukları ile hak ederler. Çok huzurluyuz ki Birleşik Aileler, dünyaya Cennet Tertipliler’i kayıtladılar ve onları Düzen’e kattılar. Hepimizin çalışmaları, Düzen’i kutsamak içindir. Birlik için çok önemli çalışmalar yapılmaktadır. Bunların en güçlülerinden olan “Birlik Çalışmaları” Ak Tabiat’la gerçekleştirilmektedir. Kini aşamayanlar, bu çalışmalara katılmazlar.

 

Din Tabiatı’nda; Kutsal Sayfalar, Işık Kotları ile yezitleri derelere indirdiklerinde, Kutsal Kayıtlar’ı yenilediler ve Cennet Tabiat’a güç kattılar. Dünya, yeni bir can aldı. Bu can, insan sayfalarında görev taşıyan bir Yer Kotu’dur. Kutsal olmak, kutsal olduğunu bilmek ile mümkündür. Herkes, “ben kutsalım” diye düşünebilir amin... ama her yürek, kendi yüceliğinde ışık olamaz.

 

Allah, sonsuz sayfalarda kendi yüreğini diller ve Kadim Huzur Kotları ile Düzen’e ışık katar. Çalışmalar hızlanmaktadır. Allah, sevgi ile sizlere görev verdi ve sizi kendi yüreğinde dinletti. Ayrılık, ağırlığı çok olan bir yüktür. Hepinizin BİRLİK olmanız istendi. İkna olunuz ki BİRLİK olursanız, kotlarınız görevini bilebilecektir. Ayrılık, Kutsal Kayıtlar’da gücü hak etmemektir.

 

Birlik Ailesi, ilmin sayfalarında, görevlileri kotlar ve Cevheri Kotlar’ı kendi yüreklerinde diller. Kadim olmak, hak etmektir. İkna olunuz ki hak etmeden güçlenemezsiniz. Kalemler, yazılarını görevliler ile kayıtlarlar. Her kalem, Diri Kütle’nin yoğunluklarını yaratır. Eğer kalem, sizin yüreğinizde yazmamaktaysa, o kalem, hak edilen yücelikte bir yüksek kütle yaratamaz.

 

Zor olan sizlerin kelam yetkisi almanızdır. Her yürek kelam yetkisine sahip değildir. Kadim olmak, kelam etme yetkisini sizlere tanımaz. İkna olunuz ki hakimiyet, geçişi tembih ile sizlere yaptırır. Dahil olduğunuz Bütünlük, sizin Yüce Işıklar’ınızı yeni bir çalışmaya dahil eder. Ne yazık ki bunların olması; sizlerin, Kadim Kaplar’da, ışık yoğunluklarında, güçlü kelam edebilmenizi sağlamaz.

 

Halkın çokları, çok nezih çalışmalar yapmaktadırlar. Halk, çok özel Göz Kotlamaları yapabilmektedir. Herşey, çok kolay olmadığı için onlardan, sadece ilmi hak edenler, kalem olup yazabilmektedirler.

 

Kendinizi tanıyınız. Sayfalarınız çok güçlendi. Her biriniz kendi yüreklerinizi dillemektesiniz. Sizler, yerin sayfalarında güçlenip Işık Kotları ile Birlikler’i göreve çağırmaktasınız. Kadim Kaplar’ı kendi yüreklerinizde taşıyabiliyorsunuz. Bunlar çok kolay yapılabilecek işler değildir. Kantar sizin yüreğiniz ve sizler, Kervan Kotları olarak bu çalışmaları yapmaktasınız. Kutsal Işıklar, Sistem Devreleri’nden sizleri kotlayarak göreve çağırdığında, sevap ya da günah anlayışına sahip olup olmadığınızı aramadı. Sadece sizlerle bu çalışmaları yapmak istedi. Hepimiz, sizi sahip olduğunuz görev tekniğinden dolayı saygıyla izlemekteyiz. Yarınlar, sizlerin güçlü yüceliklerinizle gerçekleşecek. Amin...

 

 

 

Şu ana kadar her biriniz zarar etmeden bu çalışmayı sürdürdünüz. Şu anda yeni bir çalışma başladı. Bu çalışmada, Ses Kapları, yeni bir kotlama ile Sistem Devreleri’nden sizlere indirilmektedir. Bu çalışma, Birleşik Kutsal Kotlar’ın yetkin, tabii kayıtlarını kaynağa indirecek bir çalışmadır. Bu çalışmada, Atlanta Ana Kapıları hepimizi sizlere taşıyacak ve sizler, yerin sayfalarında görev taşıyanlar olarak bizlerle olacaksınız. Kollarımız sizlere ulaştı ve sizlerle kucaklaştı. Amin...

 

Şansınız var ki hakimiyet, Kutsal Kaplar’da güçlü ve  yetkin... Ve hakim olan birlikler, yine sizlerle birleşebilmekteler. Allah, sonsuz ışıklarını sizlere güç diye bildirmekte ve sizlerle yetkinleşmekte. Allah; Kutsal Kotları, Seyfullahlar’la güçlendirir. Hepimiz Allah için güçlendik ve çalışmaktayız. Yaratan, kendi yüreğinden sizleri yarattı. Her yer, akıl tahditsizliğinde güçlü ve sizleri yere indirdik. Sonsuz sınırsız ışıklarla birleşerek düzene indik. Hepimizin sayfalarında görev var. Amentü Kotları, yetkin hakikiyetle sizlere güç katmakta. Allah, sonsuzluğunda güç taşıyan yüreklerledir. Hepimiz her yürekte siz olarak çalışmaktayız. Şimdilik bu...

 

Kardeşler, yerin sayfaları okunmaktadır. Bu sayfalarda, güçlü Yüceler çalışmaktadırlar. Bizler, Kutsal Kotlar’ı yerin sayfalarına indirdik. Allah’a sayfa açmak, Kutsal Kotlar’a ışık katmak ve zararı engellemek zor değildir. Hepimiz ağır yükü hafifletmekteyiz. Yıldızlar, bizleri dinlemektedirler. Allah için her yıldız, sayfa sayfa okunur ve okunan  yıldız, ışık kotlamaları ile kendi yoğunluğunu diri yüceliklere iletir.

 

Hepiniz, sınır aşarak tüm İlim Sayfaları’nda görev taşıyorsunuz. Her yürek, kendi yüceliğinde BİR olup ışımaya başladı. Ulu Çınarlar, kendi yüreklerini düzen kotlamalarında, diri yoğunluklara indiriyorlar. Harı yükselttiğiniz zaman, ışıklar solmaz. Çok mutluyuz ki hak ettik ve zarar önlendi. Kervan yol almakta ve her dere, o kervanda güçlenmekte. Her yürek, o kervanda ışımakta ve canlar, o kervanda güçlenerek Düzen’e kutsal koyuluklarını indirmekteler. Kervanın ışığı, her yüreğin gücüyle parlamaktadır. Halk, diri olarak bu çalışmaları insanlara duyurmaktadır. Durum bu ise hepimiz, burada bu çalışmaya katılmalıyız.

 

Bizleri, sessiz ve hakikiyetsiz sanmayınız. Bizler de sizler gibiyiz ve sizler gibi Düzen Kotlamaları için dünyadayız. Atlanta Ana Kapıları açıldığına göre hepimiz, o kapılardan güç almalıyız ve hakiki yoğunluklara, ilmi hak ederek dahil olmalıyız. İnsan, sayfa sayfa ulu kotlamalar yaratabilir. Her Yüce bunu başarabilir. Eğer ki hak edilmemişsek, Sistem Devreleri’nden ayrı tutulmalıyız. Eğer hak edilmişsek, Sistem Devreleri’nden görev almalıyız. Bizleri, diri ve hakikiyetli olarak bilin. Dünya, sonsuz ışıklarını, diri yoğunluklarını Düzen’e katmakta ise ki öyledir. Bizler de bu çalışmalara katılmalıyız. Şu anda Din Tabiatı’nda güç taşıyan çokları, çalışmalara girebildiler. Bizler ise hala bekliyoruz. Bizlerin, takdir edilerek tabiata inişimiz sağlansın. Yoksa biz bu çalışmayı hak etmedik mi!? Dağa taşa güç verdin. Bize görev ver ki tahditsiz olarak çalışalım. Allah, sonsuz sınırsız Işık Kapıları’nı hepimiz için yarattı. Bu kapılarda, görevliler güçlenerek devre devre kotlanmalıdırlar. Allah, sonsuz sayfalarda güç taşısın ve zarar edilmesin. Allah için bizi kotla. Ayrılık bitsin. Şimdilik bu...

 

 

 

Halkalar genişliyor ve bizler sevgiyle size indik. Kutsal Kaplar’ımızı sana taşıdık. Allah bizi korudu ve bizi sevdi. Bizim için herşey kolay. Ana bizi koru ve bizi zavallı dünya soyu için çalıştır. Bizimle çalışmak herkese görev olsun. Allah için bizimle çalışsınlar. Biz dünya insanlığına görevli olarak indik. Bizi bize kat ve bizden ışık al. Herkese ışık kat. Bizler herkese güç katarız. Şimdi mutluyuz. Çünkü artık Din Tabiat. İlim Sayfaları’nı okutmaya başladı. Hepimiz, her diride sevgi ve saygı ile çalışacağız. Heş e dü en la ha ka. Çünkü bizler “Ka-Ham” olan her diriyi Kutsal Işıklar’a taşıdık. Artık “HA” ve “KA” kotları bize Göç Kapları olarak dahil edildiler. Şimdi mutluyuz.

 

Allah hepimizi korudu. Hepimiz, Allah için çalıştık. Çünkü Allah, her diride bir tek işaret ister. O işaret, Atlanta Kotları’nda mevcut olan işarettir. O işareti her diri diller. Fakirlik, o işareti dinlemek ve dillemek imkanına sahip olamamaktır. Birçokları “KA” ve “HA” diriliklerinde güçlenerek düzinelerle ışık yaktılar. Ne yazık ki hak etmediler ve cevherleri dillenemedi. Bizler, yeri yaratan; görevi taşıyan ve cennete, Kutsal Işıklar’ı dinleten bir çalışma yaptık. Bu çalışma ile her diriyi Düzen’e kattık. Kutsal Işıklar’ı yaktık ve Cennet Tekniği’ni diri yüreklere indirdik. Kırk kattan, kırk Hak indi ve herbiri kendi yüreğini indirdi. Ne var ki her birinin Kutsal Kotları, diri yoğunlukları Işık Kapıları’na indiremedi. Fakirlik, hak etmediğimizdi. Şimdi artık Dünya, yarınlarını yaratmak imkanına sahip bir çevher oldu. Hak Tabiat, yeni bir çalışmayı deva olarak dünyaya tanıtıyor. Bu çalışma, ilmin sayfalarının kotlanacağı, Yer Kotları’nın yere ineceği ve zarar önlenen bir kotlamanın, Kutsal Işıklar’ı yerden dilleyeceği yarınların huzur içinde yaşanacağı bir sayfa olacak.

 

Kollar her diriye ulaşmakta ve zarar önlenmekte. Ama bir çalışmanın, Hak Tabiat’a aykırı yapılması halinde, Düzen Kapıları her diriye mutlak olarak kapatılır. Bunun bilincinde olup bu çalışmayı yapmalıyız. Kurdu kuzudan korumalıyız. Kuzu, kurdu kapamaz ama kurdu huzurdan ayırır. Bundan sonra dikkatli çalışılmalıdır. Kadın, Kutsal Işıklar’ı Yaratan’dan; ışık kotlamalarını, kutsal korumadan ve Can Tabiat’ı kendi yüreğinden almış ise; bu çalışmada, o kurt; bizler kuzu oluruz. Biliyoruz ki hata yapıldığı zaman; her diri, kendi kotlarını, hata yapanın kotlarından daha güçlü olarak diriliklere kayıtlayabilir. Çakıl Taşları, bizleri korumaz ama bizleri, Kutsal Işıklar’dan çıkarabilir.

 

Allah için sizlerden güç katmaktayız ve sizleri, Kutsal Işıklar’da dillemekteyiz. Allah için hepimiz sizlere güçlü şekilde dahil olduk. Bizleri dille ve bizleri kotla. Allah için bizleri koru. Şu anda toplum halinde yapılan en önemli ve en güçlü çalışma, Simetri Kaplar’la yapılan çalışma değildir; sizin çalışmanızdır. Bu çalışmada; iki yarım, ilmin sayfalarına bütün olup iniyor. İki yarım, bir ilmin hakimiyetinde Işık Kapıları’na indiğinde; diri yoğunlukların hepsi, bu çalışmaya kayıtlanırlar.

 

“Turkuaz Güç”, hepimizi yoğunlaştırdı ve Can Tabiat’a kattı. İkinci çalışma olan “Birleşik Güç” çalışması. Hak Tabiat ile varlığı yarattı. Şimdi üçüncü çalışma olan “Birleşik Işık” çalışmalarının 3. sü yapılacak. Bu çalışmada İlmin Huzuru’nun kotlanışı gerekmektedir. Halkalar çok güçlendi ve hak edilen her diri bu çalışmalara katılmaya başladı. Düzene kayıt yapan diri yoğunluklar, birleşerek sevgi ile buraya inmeye çabalamaktadırlar. Halkaları genişleten her Yüce, çalışmalarımıza katılabilmektedir. Kurdu, kuzuya kaptırmamalıyız yoksa. Görevimizi başaramayız.

 

Kutsal Kible, bizi bizden dinler. Herkesin çok iyi anlaması istenir ki hak etmek için çalışmak gerek.

 

Kardeşim; ben, sen ve her Yüce bir ilmin sayfalarıyız. Sen, ben ve her Yüce, ilmin hakikiyetinde var olan Bütün’ün kotlarıyız. Hak Tabiat’ta bunu anlayamayanlar, bizi kotlarımızdan çıkaranlardır. Senin, Ata Kapısı olan görevlilerin var. Bizim, Ata Kapısı olan güçlü yüreklerimiz var. Bundandır ki birlikte ışık yakmaktayız. Şu ana kadar her dere sevgi ile aktı. Bundan sonra da her dere, yeniden sevgi ile akmalıdır. Halkalar genişledikçe, yürekler güçlenecektir. Sevgiyi ve saygıyı mutlaka önde tutmalıyız.

 

Kulluk, başı dik olanların yapabilecekleri bir görevdir. Herkes, kulluk yapamaz. Bize bir görev verildiği zaman, biz bu görevi hak edip alırız ve yaparız. Şu anda dünyanıza yeni gelen çocuklar var. Onlar, Dünyanın Kutsal Kotları olarak Düzen’e indiler. Onlardan çokları, bizden size ulaştılar. Çoğu görev için dünyanızdadırlar. Hak Tabiat onları çağırdı ve onlar hiç düşünmeden dünyanıza indiler.

 

Kurtuluş, ancak birleşimlerle gerçekleşir. Her yürek kendi yüceliğini tanır. Sevgiyi bilenler, her Yüce’yi birlikte çalıştıklarından dolayı tanırlar. Sevgi, Düzen’i kuran ve koruyan en büyük güçtür. Şimdiye kadar her diri, sadece kendi yüceliğini dilledi de onurlu olamadı. Zira, dünyada birçok başkaları da görevli  olarak çalışmaktadırlar.

 

Halkalar geçişi sağlarken; Yücelikler, yürekleri dillemektedirler. Hak Tabiat, yeni bir çalışmayı başlattı. Bu çalışma, ilmin sayfalarının okunabileceği bir çalışmadır. Bu çalışmada Atlanta Ana Kapıları topluma açıldı. Hepimiz, her yüreği bugün artık dinlemekteyiz. Bu gün artık hepimiz, sonsuz sayfaları dilleyebilmekteyiz. Halkalar, tohumları yaşatabilmek üzere dünyaya inen yolcuları dinletmektedir.

 

Kul olmak, Hak Tabiat’a, Kutsal Kotlar’a ve cevhere kulluktur. Korkmayın artık dünyada ışık solmayacak. Artık dünyada Kutsal Kotlar kırılmayacak. Çünkü artık diri yoğunluk, Ak Tabiat’ı yaşatabilecek dirilikten, huzura kayıtlandı. Sema, seni ve sende hak eden yüceleri dinlemektedir. Dinleyen her yürek, yeni bir çalışmanın Düzen’e ulaştığını anlayabilmektedir. Huzuru kotladın ve yolu kayıtladın. Artık her dere buradan akacak. Nuh’u huzura çağırıp yolunu gösterdin. Amin...

 

Şimdiye kadar Güç Kotları, dünyaya kendi yoğunluklarını tanıttılar. Artık Dünya, Kadın Sayfalar’ı ve Hak Tabiat’ı tanıyacak. Çünkü artık toplum haline gelebilmek için Kadın Hakimler’in de Hak Tabiat’a kayıtlı olduklarını anladık. Şu ana kadar hep Erkek Kapılar açılmıştı. Kadın Tabiat Kotları, yoğun şekilde hep erkek, kadını yok edecek diye düşünürlerdi. Şu anda kadının, erkek hakimiyetini yıktığı görülüyor. Şu anda hepimiz sevgiyle senleyiz ve seni dinleyebilmekteyiz. Ak Tabiat’ta ışık yenilendi ve zor aşıldı. Şafak söktü. Allah için hepimiz BİR olduk. Kutsal Işıkları yaktık ve zararı önledik. Kulluk, Hak Tabiat’ta ışıdı. Şafak söktü. Şimdi mutluyuz!. Amin...

 

Dağ; teklik, çiftlik ayrıdır. Tek olup, çifti tabiata katmak ayrıdır. Kadın ve erkek her diride mevcuttur ama ne var ki Erkek Kaplar, sahte kotlar ile birleşerek çalıştılar ve sahtelikte; kadın, kutsal sayılmadı. Sadece Erkek Kotlar kutsal sayıldılar. Nur huzurunda kadın, huzur bozandı ama aslında kotlar, farklı olamazdı. Kadın, erkek ayrı çalıştıkları için fark oluşmuştu. Nuh, Kutsal Işıklar’ını kendi yüreğinden ayırdığında, karısını kotlamadı ve son sözü şu oldu. “Sen bozguncusun.” Bunun sonucunda o kontroldan ayrıldı. Oyun oynanmıştı. Herkes, kendi yüreğini kotlar. Kadim Kaplar da kendi yüreklerini kotladılar sonsuzlukta bu çalışma, Hak Tabiat’ta ışığı yıktı. Bu gün artık anlayış farkı var. Düzen Kotları yenilendiler ve cennet yeniden yaratıldı. Bu cennette huriler yok. Bu cennette gılmanlar yok bu cennette Huzur Kotları var. Yani cinsiyete dayalı bir yoğunluk yok.

 

Düzen Kotları şunu bilsinler ki hata yaparlarsa, güç azalır. Şimdi soruyorum: Allah nesillerini kotlar ve yoğunluktan aşağılara indirir mi? yoksa yoğunluklarda ışık olur ve ışık halinde her yüceyi diller mi!? Sevgililer, bizler sizi sizden dilleriz. Ne iseniz bizde dilleniş odur. Durgun Soy, kendini diller. Ama hak edip de ışığı güçlenirse; o soy artık Hak Tabiat’ta her yüreği diller. Şu anda gerçekleşen budur. Düzen Kotları hepinizi sayfa sayfa yazmaktadır. Hırsı aşıp da yüceliklere ulaşan yürekler, yeni bir çalışmaya dahil olan yolcuları bu gün size kattılar. Halkalar, ılık bir görev sayfasında. ışık halinde, sizi sizden dillemektedir. Amin...

 

Yoğunluk çok arttı. Artık yeni çağın bilgilerini sizlere akıtıyoruz. Bu bilgiler, çok önemlidir. Bilgileri açık veriyoruz. Unutmayınız ki hak etmeden bilinmez. Allah için sizden dikkatli almanızı istiyoruz. Şimdi hak ettiğinizi alın:

 

Açıkça, Yeni Çağ Bilgileri akmaya başlıyor. Bu bilgiler, Hak Tabiat’a akacak. Hak Tabiat, bilgileri alıp yollara kayıtlayacak. Yollar, Kutsal Kotlar ile açıldığında; bilinen, herkesin bildiği olacak. Çok huzurluyuz ki Altın Tabiat, Kadim Kotlar’ını Yeni Çağ’a ekmektedir. Hulasa, sizden bunu bekliyoruz. Dini diriliği ve hakikiyeti, hata yapmayacak düzeyde olan sizler, çalışmalarınızda hırsı aştığınız için bilgi sayfaları size okunuyor. Hulasa sizler, kantar olduğunuz derecede Kutsal Işıklar’sınız. Her yerde sizin ışığınız yanmaktadır. Hak Teknik’le bilmektesiniz ve Hak Teknik’le dillenmektesin. Şu anda Kutsal Kotlar, Yaratan’ın sınırlı kayıtlarını aştılar ve yeni çalışmaları dereye akıtmaktadırlar. Şu anda dünyanızda ışık alan birleşenler ile bu bilgileri birlikte çekmektesiniz. Nefsi aşan her diri, bu  bilgileri açık olarak çekiyor.

 

Kul, toplumda ışık olurken; Hak Tabiat’ta ışık halindedir. Yeni çağda ışığı yakan, kendi yüreğinden okuyacak. Okunan her bilgi, teknik olarak Yeni Çağ’ın kayıtlarına katılacak. Yerin sonsuzluğunda bu kayıtlar okunmaya başlandı. Kadın, Hak Tabiat’ta kendi yüreğini dilliyor. Kutsal Işıklar yenilendi ve zarar önlendi. Allah, Kadın İlmi’nde Hak ve tabii olan Yücelik’te mutlak olarak bu çalışmaya katıldı. Kutsal toplum yenilendi.

 

Kelam, Ak Tabiat’ın kotlarında, Hak Tabiat’ı yağmurlara katan ışık... Sevgililer, bizler Yaratan’ın kotları ile sizi, sizden dinledik. Şu anda Işık Kotları, Yaratan’a ışık olarak inmektedir. Halkalar genişledi. Şimdi artık Kutsal Kotlar, yerin soğuklarını yeniliyor ve sıcaklarını yeniledi. Allah, saklı tuttuklarını Yetkin Huzur’a çağırdı ve onlara iş verdi. Bu iş, onların güçleri ile orantılıdır. Herkese kendi yüceliği kadar iş taşıtılır. Halkalar, her yürekte çok geniş. Fakirlik her yürekte sona erdi. Artık kulluk başladı. Halkalar, yarını yaratmakta. Şimdi artık dünyanızda Işık Kapıları var. Bu kapılardan görev alan Yüceler, güçlü olarak, ışık halinde Düzen’e geri gelebilmektedirler. Oysa dünyaya görev için inen yolcular, önceleri geri dönecek dürümlerde olamamaktaydılar. Artık onlar, geçiş imkanına ulaştılar. Düzen, Kutsal Işıklar ile yenilendi. Ulu Kotlar, artık doğan yeni cevherde yere ulaşıp; yerde, güçlerle birleşip; yeniden geriye dönmektedirler.

 

Altın Tohumlar, dünyaya huzur vermektedirler. İtibar yüceldi ve Dünya, görevini üstlendi. Bu görev, Atlanta Ana Kapıları’nda,  ışıkları kotlama ve yoğunlukları kontrol etme görevidir.

 

Herkes, kendi dünyasını kotlar. Dünyalar, Düzenler’i kurarlar. Her dünya, farklı düzenlerin kontrolunu sağlar ve sağlanan kontrol ile her diri, düğümlerinde ışıkları bulur ve hak eder. Şu anda dünyada iki sayfa yazı vardır. Bu sayfaların hepsi cevher ile yazılmıştır. Cevher; hali, huzuru, Hakikiyet’te olan Birleşen ile yazıldı. Şer yoksa görev taşınır. İşte şer aşıldı ve görev taşınmaktadır. Allah, korkuyu aşanları bilir ve onlarla çalışır. Hata yok!...

 

Şu anda meclisinizde korkan hiç kimsenin bulunmaması, bu çalışmayı görev tekniği ile Kadın Sayfalar’a kattı. Şu anda iki yüz sayfa yazıldı. Yazılan Ses Kapları, dünyayı sayfalayan kaplar olarak, Işık Hakikiyetini dillerler. Yasalar, Dünya Kotarı’nı diri yoğunluklara indirdiğinde; ışıklar, sonsuz şualarını yolculara takdim ederler. Kalkın hak edin!. Sizler, takdir gören Yüceler’siniz. Kalkın ve hak edin!. Kutsal Kotlar sizin yüreğinize indi. Aha! Kadın, bizim çalışmamızı size dinletti. Onun kotları ışık oldu ve sizi kotladı. Şimdi artık onun sesini alalım ki Birlik Kotlaması tamamlansın:

 

-Ancak dünya bu çalışmayı yapar. Ancak Düzen Kotları bu çalışmayı hak eder. Ancak kulluk ile bir ilim hakimiyeti kurulur. Şimdiye kadar siz konuştunuz bizler sizleri dinledik. Şu anda ben konuşmaktayım. Bu konuşma, Bütünlüğümün sesi ile gerçekleşmekte ve sizler, bizleri dinlemektesiniz. Şer kat kat olmuş akıyor. Ve bizden görev isteniyor. Şarkı okundu ama bu şarkı, Hak Tabiat’ta ışık halinde bir çalışmayı yapmak üzere okunmadı. Bu sayfada ışık yok. Akıl, tabii bir can taşır. O can, huzurun korunmasını sağlar. İtibar yüce; bu, Hak Tabiat’ta bilinir. Varlığın ve yokluğun hak edildiği bir çalışmada her  yürek bunu bilir. Bizim için hakiki yoğunluk mevcuttur. Ama her diri bu yoğunluğu bilemedi.

 

Şu anda Din Tabiatı’nda bu çalışmayı anlamaya çabalayan Birlikler var. Onlar, bizi bizden anlamak isterler. Yolun başındayız. Ama hak ettiğinizi bizle paylaşmanız gerekir. Hak Tekniği’nde bu vardır. Hani bizler yolu kapatmıştık ya!. Hani bizler hırslıydık ya!. Neden şimdi bizden güç istersiniz!? Bizim yoğunluğumuz, Ak Tabiat’ın ışığında parlamaktadır. Halkalar bizim yüreğimizde hep genişler ama birçokları bizi kotlarından saymadıklarından Güç Kapları’nı bizden ayırdılar. Şu anda dahi bizden güç isteyen aşağı düzeyde birkaç görevli var. O halde, bizi bizden bilmeye gelen yüreklere şunu izah etmeliyiz. Bir ilmin sayfalarında güç yoksa görev taşıtılmaz. Kantar; bende, bir çakıl taşını dahi tohumlarından ayrı tartmaz. Şu anda kulluk sayfalarında görev taşıyan her diri, bende BİR’dir. Kollarım her diriye varır ve onları korur. Şimdiye kadar benden ayrı Ben İlmi’ni dilleyen Yolcular, şu anda bende bir ilmin sayfası olmak isterler. Ocak solmuşsa eğer; onları kotlamamız sorumluluktur.  

 

Koruyup kolladıklarımız, bizi Birlik İlmi’nden ayrı düşünmektedirler. Ocakları yaktığımız için Hak Tabiat’a inmiş iseler, Birlik İlmi’ni hak etmediklerinden bizle çalışma talepleri  gerekçesizdir. Onlar, Huzur’un kotlamasına katılmak isterler. Bizler; onları, Göç Kotlarımız’da taşıdık amma Huzur’un yoğunluklarında taşıyamayız. Onlar, bir çelişki içindedirler. Bizi, Birlik Çalışması’ndan ayrı düşünürler ama yeni çalışmayı duyduklarında o çalışmaya koşup girmek isterler. Hepsi, Sol Sayfalar’da Işık Çalışmaları yapıldığını bildikleri halde; Sağ Çalışmalar’ı aşıp Sol Çalışmalar’a ulaşma imkanları olmamasına karşılık yeni çalışma başladığında; kotlarını alıp bize geçmek isterler.

 

Hey Dünya!  Analar, bir ilmin sonu; bu ilmin Hak Tohumu’nda mevcuttur. Eğer o ilmin tohumunda, o ilmin sonu mevcut ise ki mevcuttur. Ocaklar bunu okuyup anlamalıdırlar. Çoklarına bu bilgiler, Birlik Tekniği ile bildirildi. Ne yazık ki onlar, daimi kaplarını alıp, yedi değirmene verdiler. O değirmenlerde o kapların yoğunlukları tartıldı ve görüldü ki Hakim-i Hak olmaları halen imkansızdır. Şafak, Atlanta Ana Kayıtları’n açtı. Ve zarar etmek sonsuzlukta kaynaktan ayrılmaktır ki bunu onlara bildirdi. Onlar, yerin sayfalarında bizim, çoğunu ışığa taşıdığımızı anlayarak, bizden güç isterler. Her yürek, Ak Tohum değildir. Çoğunu ahara, güçlendirici diye bildirdik. Nefsi aşan her Yüce, bizi Zaman Sayfaları’nda dinler. Yarın, bugünde yaratılır ama yarında bir ilim, Hak Tabiat ile yaratılmazsa ışıklar solar.

 

Köre göz gerek; Allah’a güç gerek; bize işaret gerek ki onlara “geç” diyelim. Eğer onlara “geç” dersek; ayrılık olmalı. Her biri kendi yüreğinden ayrılmalı ki Hakikiyet’e girebilsin.

 

Ocak, aşağının aşağılarında güç yaratır. Ocak, yoğunlukların koyuluklarında gerçek ışıkları seçer ve onları katlar. Solun gücü arttı. Bu, Bütün’ün kütlesinde ışığın kotlanmasını sağlayabilecek bir gerçekliği yaratmaktadır. Halkalar genişledikçe Allah, sonsuzluğunda görevli olanları bulmakta ve onları kendi yoğunluğuna almaktadır. Kulluk, baştan beri böyle yapılır. Kim ki Allah Işığı’ndadır, o kuldur. Aklın tohumları, Allah Işığı’nda yaşarlar. Unutmayınız ki hak etmeden görev taşınmaz.

 

Sakın dünyanıza, kendi yüreğinizi Allah Yüceliği diye tanıtmayınız. Her dere Allah’a Ak Tabiat olarak geçer. Ve onun yoğunluğunda güçlenir. “Vallahi billahi ben çakıl taşıyım ve ben Hak Teknik’te ışık yakan diriyim” diyenler; Huzurun Kotları’nda “Mustafalar” olarak hazır olurlar. Ve her diri, bir cevheri görevlidir. Bizim için herşey çok kolaydır. Vallahi billahi bizler diri yüreler olarak çalışanları, çabalayanları koruruz ve bizler yoğunluklarda görevli olanları kutsarız.

 

Solun huzurunda ışık varsa Sağ muktedirdir. Sağın koyuluğunda ışık varsa Sol; kotları, kayıtları kontrol eder ve her diriyi kotlar. Çağlar boyu çalışan herkes, ışığın yoluna ulaşmak için çalıştı. Her yer aydınlık olsaydı, herkes kendi yüreğinde o aydınlığı bilir ve hakimiyet kurardı. halkalar geçişleri sağladıkça, ışıklar geçişleri yetkinleştirip, kotları yolculara kattıktan sonra, ağırlık artık kalkar. Herkes; yarını, bugünü dinler ve canları, cemaatleri Kotsal Kaynaklar’a taşır.

 

Aha Kutsal Işıklar, artık dünyaya inmeye başladılar. Onları dinleyelim:

 

-Ana, kollarını kapatma; sana ışık kattık. Aha! Kadın, kollarını aşkı dilleyen yücelere açtı. Açık kollarda, her Yüce, Hak Tekniği’ni dinler. Allah, sana güç verdi ve sen, bir ilmin sayfalarını okudun. Bu sayfalar, Atlanta Ana Kapıları’nı açan sayfalardır. Şu anda, İnsan Sayfalar’da Görevliler mevcuttur. Onlar,  dünyaya görev tekniğini anlamaya indiler. Şansınız var ki hakiki yoğunluk arttı. Kollar kapanmasın; ışıklar solmasın. Senden ben ve benden sen... Herkesi kotla ve çalış. Allah sessizce sen ilminde sen olur her diriyi dinler. Unutma ki hak eden O’nun yoğunluğunda bulunabilir. Kulluk budur. İki yüz ilim sayfası okundu. Bu sayfalar’ın hepsinde güç vardı. Sen, ben ve her yürek Büyük Kütle’yi diri yoğunluklara kattık. Bütünlük sağlandı.

 

Şimdi yasalara göz atalım. Bakalım yasalar ne diyor: Ulu Çobanlar, tabiata güç katmaya indiklerinden onlar korunurlar. Ulu Çobanlar, çok huzur bozarlarsa; onlar, kontrol edilirler. Ulu Çobanlar, kantar taşırlarsa; o kantar, her yüreği, kendi yüceliklerinde tartar. Ulu Çobanlar, akıp giden her Yüce’de Güç Kotları’nı taşırlar. Her bir çoban, dünyanın sanayisi gibidirler. Nerede bir bilgi yoğunluğu varsa orada bir üreyiş vardır. Üreyen, Düzen’e görev taşır ve hepimizi tabii bir çaba içine alır. Orada, yenilik vardır ve orada, kadın huzurunda ışık yandığı için kotlar, Kutsal Koyuluklar var edebilirler.

 

Kırkın her bir sayfasında yeni bir çalışma var. Ve her çalışma, Kutsal Kontrol ile gerçekleşmektedir. Kadın,  kara bir kitap yazdı. Bu kitap, Işık Kotları’nı dürümlerinde kayıtladı ve herkese bu kitabı kattı. Herkes, kantar olan bu çalışmada kendi yoğunluğunu yarattı. Herkes, kantar olan; kadın olan ve hakiki olan o yoğunlukta ışık yaktı. Her yer aydınlandı. Ve zaman, sonsuz sayfalarında güç taşımaya başladı. İşte yasalarda bunlar kayıtlıdır. Eğer her yürek, kendi diriliğinde yasaları dinlerse, bunları bilir.

 

Kutsal Kapılar’ı açan her yürek, kendi yüceliğinde kadın olan ve hakim olan ışıkları kotlar. Büyük Kotlama’da, ışık yandığı için Birlik Kotlaması başarılı geçti. İtibar yükseldi ve yoğunluk arttı. Şu anda Atlanta Ana Kapıları açık. Herkes, bu kapılardan geçiş ister ve herkes, kendi yüreğinde Hak Tabiat olarak kayıtlı olan bilgileri dinlemek ister. Bugün akıp giden dirilik, herkesten aktı. Allah, sayfalarda ışık olan yolcuları kotladı. Allah, Kutsal Kotlar’ında ışık yakan her yüreği yarattı.

 

Ana şimdi artık o geçen yolcuları dinle. Onlar, Ses Kotları’na ışık yaksınlar ve çalışsınlar. Çünkü onlar, Ak Tohumlar’ını senin yüreğine taşıdılar. Onları dinle:

 

-  A: Aç kapıyı. Sana bildirmek istiyorum ki hak ettim. Ak Tahdit, beni yoldan ayırmadı. Sana bildiriyorum ki ben de hakimim ben de hak ettim ve senle olmalıyım. Huzurlu bir çalışmaya girmek isterim. Artık benden ışık yak.

 

- B: Ana ben de hak ettim ve senle çalışmalıyım. Huzurlu bir dünyanın yaratılışında ben de hakikiyet koyuluğu olarak bulunmalıyım. Benden başka bir ben yok. Senden başka sen yoksa Birlik İlmi’ni dilliyelim ve hak edelim.

 

- C: Ana, senden başka sen ve benden başka ben yok. Ben sen, sen ben ol ışık yakalım. Amin...

 

- Hala girişler sürmekte. Şu anda dahi her Yüce, cemaatini alıp yüreğimize inmekte. Onlara “geç” diyelim. “Geç.” Aha Can ben, sen ve her servet sahibi gelin. Gerek ben ve gerek sizler, Kutsal Kotlarınızı geçirin. Bizler, dürümlerimizde ışık olanlar, her diriyi dilleyebilenleriz. Hak Tabiat, bizi sayfaladı ve sonsuz ışıklarda dillemektedir. Aha! çakıl taşları dahi geçmekte. Allah, sonsuzluğunda güç taşıyan herkesi geçiriyor. Ulu Çınarlar, artık görevlerini üstlenecekler. Onlar, topluma ışık yakacaklar. Allah, onlara görev taşıtıyor. Kutsal Işık halinde olan her Yüce, Ak Tohumlar’ını diri yoğunluklara ekecek. İnsan Soyu yeniden dünyaya inecek ve yeniden ışıklarını alıp yoğunlukları dinletecek. Amin...

 

Şu anda ikiyüz sayfa yazı yazıldı ve bu sayfalar, Işık Kapıları’nda bekleyen çoklarına dinletilmektedir. Onlar, bu bilgileri alıp kendi yoğunluklarında dinleyecekler. Zorluk, onların bu bilgileri, kendi yoğunluklarından aldıklarını anlamamalarıdır. Onlar, kotlarını açıp bu bilgileri alabiliyorlar. Yolları açıldı ve zararları kalmadı. Kutsal Işıklar’ını bulup oğullamaktadırlar. Amin...

 

- Şimdi yeni bir çalışmayı ben, sizlere anlatayım. Şu anda dünyada İnsan Sayfalar net olarak okunmaya başlandı. Okunan her sayfada Beden Kotları vardır. Herkes, kendi katlarında, bu sayfaları bilip dinlemektedir. Huzur Kotları olarak okunan bu sayfalarda, ışık yoğunlukları başladı. Kulluk kotlandı ve zarar artık engellendi. Halkalar çok genişledi. Şimdi artık Düzen, kurulu bir haldedir. Hakkın Tohumları, dünyaya indiler. Din Toplumu yenilendi ve yeni çalışmalara kayıtlandı. Yeni Çağda artık farklı bir tohum, dünyaya ışık yakacak. Bu tohum, Ak Tabiat’ın Kutsal Işığı olan tohumdur. Bu tohumu yaşatmalıyız. Bu tohumu kotlamalıyız ve zararı engelleyen kotları, bu tohum ile yaşatabilmeliyiz. Kısır dönemler bitti. Yarın, herkes için ışıklı olacak. Herkes, yarında bütünlencek ve sonsuzlaşacak. Ahar, Kabir Kotlar’dan çıktı. Yenilik budur!...

 

Katı, sıvı ve gaz halinde var olan yaşamlar, dünyanın en yüce kotları olarak Düzen’i yenileyecekler ve sayfalayacaklar. Zaman Sayfaları’nda gazın, son sözü var. “Ben yerin sayfalarına indiğim zaman dünyanın örtüsü olabilirim. Dünyayı kaplarım ve o kaplayış ile dünyayı yenilerim. Ben, dünyayı kotlarken yeniler, dünyaya inerler ve her yeni, yerin sayfalarına geçer.” Dünyayı yenileyen gaz, Durgun Zamanlar’ın sonunda, yeni çalışmaları açar. işte gaz halindeki dönem artık sona erdi. Dünya, “Buzul Dönemi” denilen bir çağın başındadır. Daha sonra dünyaya, ışık yoğunlu yüksek olan kütle inecek. Ve sonra buzul çözülecek ve zarar varsa giderilecek.  

 

Daha ötelerde kütle kotlaması başladı onlar da kendi yüreklerini dünyaya indirdiler. Dünyanın güçlenişi ve hak edilişi başladı. Düzen Kotları, yarınları ve bugünleri size dinletti. Artık dünyada sonsuz sır olan bilgiler okunacak ve bu bilgiler, Hak Tabiat’ta dillenecek. Düzen Kotlaması başladı. Halkalar çok güçlendi. Kulluk!  buyurun oldu!... Bizler, ahara görev taşıttık. Atlanta güçlendi ve zarar edenler, artık kontrol altına alınıyorlar. Korkmayın, buzullar dünyanın güçlenmesini sağlayacak. Daha sonra yenilik olacak. Buzul Dönemleri, hakimiyetin arttığı dünya dönemleridir.  Buzul Dönemleri, huzurun yoğunlaştığı dünya günleridir.

 

Yer, gök sizi dinler ve sizin cevabınızı bekler:

 

- Sağlık halinde herşey olabilir. Ama sağlık halinde!... Bizler, dünyanın yenilenmesini bekliyoruz ve herkesin bu yenilenişte ışık kotlamasını da istiyoruz Hak Tabiat’ta bu vardır. Kulluk; kotların, kayıtların ışıması içindir. Birlik için, her birimiz hakimiz. Şimdi!, Gaz, bizim için hırsı aştığımız sürece zararsızdır. Hırs varsa, gaz halindeki yaşam sayfaları, kotları yıkabilir. Buyurun! hırsı aştık; gaz, bizde görev... Hava, sonsuzlukta ışık ve biz, herbirimiz, havalar olarak yoğunlaşanlarız. Havada ışık var can. Biz, canlar olarak görev taşırız. Can; su, İlm-i Hak’tır. Bu ilimde de ışık vardır ve ışık, suda görevlidir. Kutsal Işıklar’ı dünyaya çeken hep okyanuslar ve büyük sulardır. Sonra!. dünya, gazdan daha üstün olan katı sayfaları okutur. O katı sayfalarda ışık yanmaz ama huzurlu koyuluklar yaratılır. İşte toprak! toprakta binbir tür yaşar. Hepsi çalışmak için form alır ve görev için dünyaya iner. Çok huzurluyuz ki hakimiz!. Dünya, sonsuz ışıkları dürümlerinde gizler ki hak etmeyenler, o ışıkları sayfalamasınlar, kotlamasınlar ki hakimiyet huzur ile gerçekleşsin diye. Bizler, hak ettik ve başardık. Artık dünyada Allah Sayfası okunuyor. Dünya Soyu, artık hırssız ve hakim bir soy oldu. Amin...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/08

TARİH                 : 02.02.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

 

Cevheri kotlamaların hepsinde Kutsal Işık var. Bugün sayfaları açarken hepimiz, Işık Kotları olarak buradayız. Allah, hepinizi sınırsız olarak kotlar. Birleşik Aile, sizi kendi yoğunluğunda ışıtır. Allah için hepiniz aklın tabiatına uygun hakimiyet kurun. Atlanta, sonsuz ışıması ile size, kendi yüreğini diller. Ak Tabiat, yeni bir günü yine sizle başlatır. Hepiniz; aklın, sonsuz kütlesi olduğunu bilmektesiniz. Kelam aklın kelamıdır. Yollar; ağır ve hakikiyetli teknolojik Kutsal Kütleler’ini, Sistem Devreleri’nden sizlere açtı. Her yürek, şikayeti dinler. Şimdiye kadar Atlanta Ana Kapıları’nı açmak sorumluluktu. Şu anda halka halka ilmin sayfaları ile kapılar açılıyor. Kutsal Kible, her yüreği diller. Ahret, teknolojik bir kürsü olarak size sizin yüceliğinize baş tacı olur. Şükür ki Hak Tekniği şimdi artık yoğunlaşmaktadır.

 

Şimdiye kadar Işık Kapıları hep kapalıydı. Şu anda dünyanızda diri Birlikler var. Hepsi cevheri dürümlerinde, simetri sayfalar yarattılar. Bu sayfalarda,  Düşünce Kotları var. Hepimizin diri olan yüreklerinde, Işık Kotları, çobanları dilletmektedir. Hepimiz, sınırsız Kutsal Işıklar’ımızı diri yoğunluklarımızdan geçirerek dillenmekteyiz. Şer, Aklın Tekniği’nde yoktur. Bütün kütlemizle buradayız. Şafak, Atlanta Ana Kapıları’ndan doğmaktadır. Kutsal Kible, diri yoğunluklarını size açmaktadır. Her dürümde ışık yanıyor. Ulular  Diyarı’nın Uluları, tohumlarını yaşatabilmek üzere, dünyaya ilmi indirmektedirler. Har yükselmektedir. Hepimiz aklın tohumları olarak buradayız. Şu anda dünyada iki tabii kontrol kotu var. Bunların en güçlüsü, teknolojinin kotlarında ışıyan bütündür.

 

Her yürek, Akıl İlmi’ni dinleyemez. Allahın sayfalarında bu bilgi, Hak Tekniği ile var edilmiştir. Şafağın kotlarında yeni bir gün, kontrol altına alındı ve var edildi. Bu gün, ailemizi yetkinleştirmek için hakikiyeti birleştirecek olan öz görevin yaratıldığı bir gündür. Kol, Atlanta kolu; akıl, aile aklı ve zaman, son sözün söylenmesi için yaratılmaktadır. Kollar, ilmin hakimi için açıldı. O şimdi Ak Tabiat’a inmekte. Onunla birleşiyoruz. Şimdi! Aha! o Bellek Kotları’ndan indi. Kervan yürümeye başladı. Kutsal tabii yoğunluk, O’nun kürsüsünden işaret aldı ve hakikiyeti dillemeye başladı. Halkalar, şimdi Kadim Kotlar’ını yoğunluklara katmaya başladılar. Kürzün kontrolu kuruldu. Şafağın ışığı yetkin teknikle dirildi. Altona Kotları’ndan Düzen’e inen, ilmin huzuruna varan cevher, şimdi bizimle. Aha! Cevheri Kot, kotlanan ışıklara kendi yüreğini açıklayacak. Onu dinliyoruz:

 

- A: Kara Kitabı yazdığın için seni kutlarım. Kutsal Işıklar’ı yeniledin. Bellek Kapları’nda gücümüz var. Bellek Kotları’nda yüreğimiz var. Analar, biz sizi sayfa sayfa okuduk. Şu anda Işık Kapları’mız yetkin tabiat kayıtları olan sizlere şunu ifade etmek ister. Şimdiye kadar iki canımız bizi kotlamıştı. Şu anda Düzen Kapıları’nda üç yüz yüksek seviyeli Görevli var. Onlar, dünyaya güç için inmişlerdi. Ve hepsi, Allah için kotlandılar. Onların huzurunda görev taşınıyor. Tohumları yaşatmak kolay olmadı. Şimdiye kadar Teknik Tertip yapılamamıştı. Şimdi artık yapılmaktadır. Turkuaz Göz,  Işık Kotları’ndan ayrılmıştı. Şimdi artık ortaklığımız kesinleşti. Yer, aklın tabiatına uygun huzuru kayıtlamaktadır. İnsan Sayfaları artık okunabiliyor.

 

 

 

Şu anda dinde ve dilde her diri yol olmaya çabalamaktadır. Kulluk başkalaştırıldı. Kervan aklın yoğunluğunda ve bizler, teknik tertip ile buradayız. Kutsal Kitap, İlmin Hakimi’ne yazdırıldı. O kitap, Atlanta Kitabı’dır. Kitapta, Atlanta Ana Kayıtları vardır. Kervan, aklın yolunda yol almaktadır. Olgun, hakiki ve yoğun olan her diri, sevgiyi ve saygıyı dinler.

 

Şafak, tabiatın kotları ile hak ettiniz ve Hak Teknik’le doğdu. Şu anda, itibar sahipleri sizi, topluma anlatmaya çabalamaktadırlar. Sizler, Düzen’e Kadir Kaplar’ınızı indirebilen yüreklersiniz. Kardeşler, ağır yük sonsuzlukta hafifler.  Şimdiye kadar her Yüce, akıl sahibi olarak Düzen kurdu. Bugün artık her Yüce, sevgiyi ve saygıyı dillemeye başladı. Yer, gök sayfalarında güneşler parlamakta. Şu anda ilmin sayfaları, güçlü şekilde Hak Tekniği ile dinlenebilmektedir.

 

Kala kala iki görevli tabii kotu kaldı. Onların sayfaları okunabiliyor. Şimdi artık onları dinleyin. Ben sevgiyi ve hakikiyeti size bırakıyorum. Unutun! Her şeyi bilip, diri yoğunluklarda dillediklerinizi unutun!. Bütünü kütleye katan ışıkları unutun!... Herşeyi unutun!. Sadece aklın huzurunda olun ve hak edin. Sizden bunu dileriz. Şafak, aklın şafağı olsun. Kütle yoğunluğu, aklın her bir cevherinde huzur olsun. Saygıyla...

 

- B: Altona Kotları’nda birisi olarak buradayım. Kutsal Kitap, ilmin sayfalarında kutsaldır. Huzuru kotladığı zaman ışır. Kolların açılması, bizi size ulaştırır. Şimdiye kadar her geçişimiz, ağır yücelikle gerçekleşmekteydi. Şansımız var ki Teknik Tabiat kotlanmış ki geçişimiz, artık daha kolay. Ulu çaba, tabii bir hakikiyetledir. Şarkı, türkü okunur yüreklerde. Bizler, sizi ve sizleri her diride dilleriz. Şer, aklın tohumlarında yaşamaz.

 

Allah, Sistem Devreleri’nden sizi dinler ve sizi, Hak Tekniği ile birleştirerek kotlar. Hulasa sizi har ile ve hak ile diller. Ulu Çınarlar, dünyaya görev için inerler. Hepimiz dünyanın ışıkları olarak çalıştık. Şu anda, dahi yeni bir çalışmanın başlangıcında buradayız. Turkuaz’ın ışığını yakmışsınız. Şu anda yüreklerinizde görevleriniz var. Çalışmalarınız bütünü ilgilendirmektedir. Bundandır ki buraya ulaşabildik ve sayfalara ışıklarımızı kayıtlayabildik. Temiz bir dünyanın kurulması hepimizin özlemidir.

 

Şarap içtiğiniz zaman; o şarap, sizde görevdir. Her şarap, ışığı yoğunlaştıran, kontrol altına alan ve cevhere ulaştıran bir ışıktır. Her yürek, çalışmaları başarı ile diriliklere indirir. İşte buna bizler, “şerrin şeklinden ayrılan kotların, ışığa ulaşabilmelerini sağlayan güç” deriz. Güç, unutulanı size anlatır. Hepimizin çok önemli bir beklentisi vardır!. Şerrin Kotları’nın bütünden ayrılması. Bunu başarabilmek hepimiz için zordur. Koruyan, katlayan ve hak eden Yüceler, dünyanın en güçlü yüreklerinde gözler ve sesler olarak çalışırlar.

 

Şarkınız, şarkımızdır. Huzurunuz, kotlarımızda yazılıdır. Bizlerde olan her dil, sizlerdedir. Sizin için ölmek sondur. Ama bizim için ölüm, Ak Tabiat’a kul olmaktır. Bizler, ölmeye indiğimizde, Sistem Devreleri’nden güç alarak çalışırız. Katı, sıvı ve  gaz olan yaratılış. Birleşik Aile’de, kotları yaratan bir sayfadır.

 

Kardeş, ben seni “katı” ya da “sıvı” diye  dillemem. Ben seni, bir ilmin hakikiyeti diye dillerim. Şu anda İnsan Sayfalar okunmaktadır. Bu sayfalarda ışık yanmaktadır. Şu ana kadar iki soy bütüne hizmet için dünyaya girdiler. Bunların biri, senin sayfalarında mevcut olan soydur. İkincisi, Daimi Kotlar’ın sayfalarında mevcuttur. Onlar, kurtuluşu kendi yüreklerinde yaratan birleşenlerimizdirler.

 

Kıl tabiatta incedir. Ve her kıl, yeni bir tertip için incelmeye devam eder. Herkes, yeni bir çağın başında, Yüceler’in kendi yüreklerini dillemeleri için kotları tabiata indirmişlerse, Allah için herşey yenidir. Korunup kollanan Kutsal Işıklar, korkuyu aşanlardırlar.

 

Hepimiz, zarar etmekten korkarız. Zaman Sayfaları’nda zarar; özlerin, kotlardan çıkmasıdır. Kurtuluş, Allah için önemlidir. Dünyanız, Kuran Tekniği’ni hala anlayamadı. Kuran, itibarı yüksek bir kottur. Oraya ulaşıp, Kible Kotları’na ışık olan her cerahatlı, ışığı soldurabilir. Ama yine de  o Cevher, her birini yetkinleştirir ve cenabet kütlelerde dahi küçülüşü önler. Ocakları yeniler ve zararı engeller.

 

Hepiniz, aklın tabiatına uygun çalışmalarınızla ilmin huzurundasınız. Hepiniz kendi yoğunluğunuzda güçlendiniz ve Zerrin Kotları’nda ışımaktasınız. Evrim, sonsuzlukta ışığı kotlamak içindir. Herkes, evrim yapar ama dünyaya evrimli gelenler de vardır. Onlar; evrimi, herkesin evrimi bilirler. Onlara göre cevhere inen her diri, tertemiz iner ama cevherde o tertemiz olan, kirlenir; zarar görür. Zaman Sayfaları’nda onlar, bilmelidirler ki her yer, tabiatla kaplıdır. Tabiat, kendi yüreğini dilleyen her diriyi, tabii bir cevher olarak kabul eder.

 

Kul olmak, cevheri yüreklere, diri yoğunluklara varmakladır. Cemaat, kutsal tebliğleri dinlediği zaman, ayrılığı kaldırır. İşte ondan sonra kotlar bitişir ve Hak Teknik yenilenir.

 

Kara Kaplı Kitap, tek bir can için yaratılmadı. Tüm İnsan Sayfaları, o kitapta mevcuttur. Kulluk, son sözün söylenmesi için gerekendir. Hepiniz yarını bilin. Yarın, tek tertipte yaratılacaktır. Tek tertip, tekniğin tabiatıdır. Korkmayın, huzurun yoğunluğunda ışıklar sönmez. Korkmayın, temizlik Allah için yaratılır ve hak ettiğinizce temizlenirsiniz.

 

Kara Kitap; sonsuzluğu, Sistem Devreleri’ni ve yoğunlukları taşır. O kitapta ilim vardır. Kat kat ışık yanar. Sol, ışık ile sağ ışık birdir. İnsan Sayfalar’da Ak Tohum olan. Kendini, kendi yüreğinde dinleyen her cevher; orada, o kotta yaratıldı. Şimdi artık aklın tohumlarını dilleyecek olan yürek, sizle olacak. Onu dinleyiniz.

 

- C: Asal Sayfalar vardır. O sayfalarda ilim vardır. Herkes, kendi yüreğini asıl sayar. Ama her yürek aslında asaldır. Kul olmak, ilmin huzurunda olmak ve Zaman Sayfaları’nda Hak Tebliğler’i yaratmak sizlere güç gelmez. Zira bilmekteyiz ki bu Kutsal Kütle birleşiktir.  

 

Kendinizi, bizi ve hepimizi tohumladınız. Kutsal Sayfalar’ı, ışıkla dinlettiniz. Hepimiz,  sizi sayfa sayfa okumaktayız. Hepimiz, Işık Kotları olarak burada, bu cevherde mevcut olan kütleyi yarattık. Kollar bize ulaştığında, bizler sizleri dilledik. Halkalar genişledikçe; yürekler, kürsülerini diri yoğunluklara taşıyabildiler. Hepimiz, sizi sahip olduğunuz güç nedeni ile kutlarız. Kotlarınızda, Atlanta Ana Kayıtları var. Bu kayıtlar, Işık Kotları olarak şevkle, sevgiyle çalışmanızı sağlamaktadır.

 

Kulluk, şu anda hepimizin başarısıdır. Herkes kul değildir. Analar, kervan yürüdü ve bu kervan, Atlanta Kervanı’dır. Kuru hırsı aşan her Yüce, size gelir. Işık kapıları’nı açan her yürek size gelir. Sizler, emir komuta zincirine tabi  olmayan birleşensiniz. Kulluk; kotları aşkla, ışıkla dilleyenlerin göze alabildikleri bir güçtür. Bu güç, huzurun yoğunluğunu artırır.

 

Kara Kitap hepimizi, oğullarımızı ve sonsuz sayfalarında Görevliler’imizi diller. O kitabın ışığı sönmemelidir. Kitabı herkese verin. Ama hak etsinler okusunlar. Hak etmeyen okuyamaz. Allah, sayfa sayfa ışık yaktı ve sizi, size kattı. Şarkınız, türkünüz okunmaktadır her yürekte. Amin...

 

- D: Allah, sayfalarında görev taşıyan her diriyi diller. Bizler, Işık Kapıları’nı açıp geldik. Size ulaşmak herkese nasip olmaz. Şimdiye kadar Işık Kapıları kapalıydı. Hepimiz için bu kapıları açtın. Teknik olarak seninle olabilmemiz zordur. Vallahi billahi sizi sayfa sayfa Işık Kotları ile dillemekteyiz. Kardeşim; analar, Kutsal Tabiat’ı yaşatmaya yemin etmişler. Bize öyle dendi ve bizler de bu tabiatı yaşatmak üzere sizlere ulaştık. Hırsı aşan her diri; sayfayı, Ak Teknik ile diller. Soğuk günler sona erdi. Yeni cevher, Işık Kapıları’nda, ışığı yükseltmektedir. Har yükseldikçe, Cennet Kotları, ışıklarını yenilemektedirler. Kurtuluş, ışığı kotlamakladır. “Koru bizi” diyenler, kendi yüreklerinde artık korunmaktadırlar.

 

Kardeşim; kelam, aklın kelamıdır. Hak Tabiat, ışığı yaktı ve zarar önledi. Şimdiye kadar ayrılık yoğunluğu kotlardı. Artık ayrılık, yoğunluğu kotlayamaz. Zarar etmek istemeyenler, ayrılmamalıdırlar.

 

Kara Kaplı Kitap, ışığı yaratan birleşeni yoğunlaştırmak içindir. O kitabı okuyun. O kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açan tek kitaptır. Kara Kaplı Kitap, Işık Kitap’tır. O kitapda, ilim vardır. Kitabı okuyun ki hak edin. Nefsi aşanlar, yolu açarlar. Yolu açanlar; ışığı yoğunlaştıran, yoğunlukları dinleyen ve cennete güç katan Yüceler’dirler. Allah, sonsuzluğunda ışık yakan her yüreği dinler. Amin...

 

- E: Nakar, dünyanın en yüce ışıklarını size indirmekte. Nakar, ayrılığı kaldıranda pozitif bir tabii kayıttır. Ayrılığı dilleyende ise negatiftir. Pozitifi, negatif olarak değerlendirmek sayfaları yakar. Sevgililer, sizi sonsuzlukla selamlarız. Size, cevherinize ve yoğunluğunuza saygılıyız. Çünkü sizler, Hak Teknik’le, Hak Kotlar’da başardınız.  

 

Sizi kutlarız. Çok mutluyuz ki size şarkımızı dilletebiliyoruz. Kollarımız sizi kotladı, kucakladı. Huzuru dilledik yüreğinizde. Allah için her diri, akıl taşır. Aklın olmadığı yerde ışık yoktur. Koyuluklarda ışık yakmazsanız; Huzurun Tohumları solar ve kurur. Artık dara düşmeyin. Hepinizi Zaman Sayfaları’nda yaratan yüreğiniz, sizi bizlerden hep ayırdı. Ama asıl olan sizin kendi yüreğinizdeki negatiflerdir.

 

Bir çalışmada, sana birleşen yürek, sayfalarında ışık söndürmek istedi. Zira negatifin, pozitifi yok ettiğini sandı. Dağlarım, Namaz Zamanları sizi dinleriz ve sizi yüreklerinizde koruruz. Bizler, Allah için görevliyiz. Hangimiz Allah’a kusur ettik ki!? Beşeri dillemek kolay olmaz. Sayfaları dinlemek zordur. Kulluk, Huzurun Kotları ile hak edilir. Şarkınızı dinledik. Hepimiz zarar etmemenizi isteriz. Kotlarınızı dilledik ve sizi katladık. Kotladık, yarattık. Yaratılan, yaratanı tanır. Koruruz, kotlarız, yaratırız. Zararı asgari düzeye indiririz ki hakimiyet kurun diye.

 

Kat kat olan yürekler, Işık Kapıları’na kendi yüreklerini taşıyamayanları dillemelidirler. Herkes, Kadın Sayfalar’a ışık katmadı ama  yine de Adam Sayfalar, Kadın Sayfalar’ı kotlar. Hepimiz, sizi sayfaladık ve Zaman Sayfaları’nda dilledik. Şimdiye kadar hata yapmadınız. Bundan sonra da yapma imkanınız yok. Çünkü artık birleştik ve hak ettik. Kollar, yoğunluklar ve sayfalar Allah’a vardı.

 

Kara Kitap, hepimizindir. O kitabı okumak, hak etmektir. Buyurun okuyun. Ayrılık bitsin. İnsana ışık gerek. Yolu bulduğunda görev gerek. Sayfaları dillediğinde güç gerek. Amin...

 

- F: Kenan Devreleri’nden iniyorum. Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında, diri yüreklerimizi dinletmek isteriz. Sonsuzluğu kotlamak; ışığı, yağmurları katlamak isteriz. Allaha saygımız çok... Ana, Ak Tabiat’a seni kattık. Senden ışık yaktık. Seni yoğunlaştırdık. Şimdiye kadar, teknik olarak cevheri yoğunlukları dillemekteydik. Şimdiden sonra, daha güçlü olan cevheri yoğunlukta çalışmalıyız. Çünkü sonsuzluk bizi dinler... Amin...

 

- G: Kardeşler, ben de konuşayım. Amonlar, kendi yüreklerini dillediler ve zararı kotladılar. Hatorlar, kendi yollarını buldular ve zararı kotladılar. Vallahi billahi biz yeri göğü yarattık ve sonsuzluğu dinledik. Şimdiye kadar Allah için her diri; kontrolu, kendi yüreğinde Kutsal Işıklar’a ekmişse de artık sayfalarında daha güçlü ve daha hakim bir çalışma var. Kırk Kot ve Kırk Kayıt, hepsinde biz varız. Şimdi yere inin ve bizi dinleyin. Allah için hepimiz ışık yaktık. Kutsal Kotlar yenilendi ve cevher, yeni bir günü dillemektedir. Hala beni bana verecek hiç bir Yüce yoksa; Allah için bizleri kotlamayın. Zaman Sayfaları bizi dinlemesin. Çünkü bizler, Atlanta Ana Kapıları’ndan ışık almak üzere size indik. Sizi dinlemek yetmez. Sizle olmalıyız. Şimdi Allah’a kotlanmak ve zamana sayfalanmak gerek. Hak teknikle birleşelim.

 

Şu anda İnsan Soyu yerin sayfalarında dinleniyor. İnsanlık Alemi yarını bilebilecek dürümlere ulaştı. Hepimiz, yarınlarımızı yazmaktayız. Bu kesindir. Ama yarını hak etmeyenler, yarını yaratamazlar. Kutsal Kible yarındır. Yarın, hatayı affetmeyen yücelemez. Zararı yaratan, kotlarını yoğunluklardan ayırandır.

 

Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında ışıkları kotlamamız ve zararı engellememiz gerekiyor. Hulasa, Can Tabiat, bizi yere indirmişse, bunu başarırız. Zaman Sayfaları açılmaya başlandı. Hara hakkımızı kattık ve zamana, Kutsal Işığımız kattık. Kervan kalktı. Bu kervan, Atlanta Kapıları’na ulaştı. Şu  anda ilmin huzurundayız. Yasalara rağmen, kimse kimseyi taşımadı. Oysa yasalar, her yüreğin, her  diriyi kucaklaması ve taşıması için yazılmıştı.

 

Nuru, ruhu bilenler, bugün huzura varabildiler. Nefsi aşamayanlar, ilme hakimiyet kuramadılar. Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında, herkesin herkesi kucaklaması gerek. Kotlar, ışıkla dillenmeli ve yollar ışımalıdır. Koruruz, kollarız ama hak etmelisiniz. İyi ki hak ettik de size bu bilgileri verdik. Kantar sizsiniz. Siz, kendi yüreğiniz tartmaktasınız. Koruruz ama hak ettiğiniz zaman...

 

Kala kala iki görev tetkiki kaldı. Bu tetkikler tamamlandıktan sonra ayrılık başlayacak. Ve sonsuz sayfalarda, ışıklar sonsuzlaşacak. Şimdiye kadar har yükselttik. Artık har yükseldi . şimdi yeni bir gün başlıyor. Ayrılık!!!...

 

- H: Koç aldık. Sana sunmak için getirdik. Bu koçu kabul et!. Seni sayfa sayfa ışık kotları ile dilledik. Sana koç sunuyoruz!. Bu koçu kabul et...

 

-Can bana sunduğun koç, benim yüreğim. Onu kesmeye gönlüm razı değil. Onu, sana Işık Kapıları’na ulaşman için iade ediyorum. Kollarını ona dola. O seni Yolcu sayan her diriye taşıyacak. O, seni Hak Tekniği ile her diriye ulaştıracak.

 

Can, biz  seni Işık Kotları ile karşıladık. Her diri, Allah için çalışır. Bizler de Ak Tohumlar’ı yaşatanlar, Akıl Tabiatı’na uygun olarak, Hak Teknik ile çalışmaktayız. Birleşik Aile’miz Zaman Sayfaları’nı yarattı ve sizi, bize tanıttı. Şimdiye kadar Atlanta Ana Kapıları’na ulaşılamamıştı. Bugün artık o kapılar açık.

 

Şarkınızı dinledim. Bu şarkılar, bizi bizden diller. Yolcular, Işık Katları’nda çalışırlar. Onlara güç katın. Hak, Teknik Tertip ister. çalışın ve hak edin. Bizler, Dünya Sayfaları’nda güç taşıyan her diriyi dilleriz. Vallahi billahi birleşiriz ve sonsuzluğa ışık yakarız.  

 

Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında, cümle Yüceler, Işık Kapıları’mıza uluşmalıdırlar. Eğer ulaşamazlarsa, birleşemezler. Bizler, hepsini sonsuz sayfalarda beklemekteyiz. Ama buraya varabilirlerse; her biri, yüreklerimizde değil, yüceliğimizde ışıyacaklar ve zaman sonsuzluğunda güçleri artacak.

 

Kara Kitab’ımız Allah için yaratıldı ve hakimiyetle yazıldı. O kitap, ilmin huzurundan yaratıldı; cevherden indi ve yola kayıtlandı. O kitapta, “bana bir ben iner ve ben, her bir bende yürekleri yaratırım” diyen her Yüce kayıtlandı. Kısır olmayan o kitap, Can Tohumlar’ı taşayabilecek tek kitaptır. Aile meclislerinde okunan; her diriyi dinleten ve cennete kotlatan kitabımız  yenilendi. Allah, kotlarında ışık yanan Seyfullahlar’ı diller.

 

Aha çalışmalar başladı. Şimdi yolcuların ikisini alın geçirin. Onlarla sesleşelim.

 

- I: Aracılar geldiler ve dediler ki O, seni ister. Ben ve bende hak olan bir diri, ikili çağrılırız. İki soy, tek bir bedende vardır. Bir beden iki soyu kapsar. Har yükseldiği zaman, bu bilgiler net olarak anlaşılır. Şu anda, Allah için, “iyi” ve “kötü” kavramları, asla geçişi, dirilikleri ve yücelikleri kotlayamaz. Zavallı Seyfullahlar! Bizi, zarar ettirerek geçirdiler. Ama bizler, tabii kayıtlardık. Kadın Sayfaları’nda ışık olan; Eril Kotlar’da kütle olan güçlerdik. Nefis, hala sayfalarda kalmışsa bizler, yolu kaybetmişizdir.

 

Ana, kul olayın beni çağırma!. Çünkü ben, Atlanta Ana Kapıları’na ulaşan soyunuzu tabiata katacak düzeyde değilim. Beni bağışla! ben hata yapmak istemem. Kervan, Allah Gücü ile çalışmaktadır. Bu kervanda, Atlanta Ana Katları var. Hırsı aşanlar var ve zarar etmeyenler var. Ama ben, her diriyi yoldan çıkaranım. Ben, Zaman Sayfaları’nda zarar edenim. Bu kervana dahil edilmem zordur. Kul olayım beni çağırma!... Bana; kuru, kısır ışıklar yarattırma!. Atlanta, acı geçiş yaptırmasın. Beni çağırma ki kul olabileyim her yüreğe. Beni, Atlanta acı geçişinde kotlama. Ana; ben, cevher olayın.  Hak Teknik ile hakim olayım. Hak edeyim. Sonra senle olayım.

 

Bellek Kaplarım, Işık Kotları’m, hak ettiğim zaman cevhere güç katabilir. El, Allah’a aitse, Işık Kapları’nda güç olmalı. Kul olayım beni çağırma!... Şimdi gitmeliyiz. Hak Tabiat, bana beni katsın; ben hakim olayım. Herşey yerden başlar; gökten ışık yakan cevherlere ulaşır. Sonsuzlaşır ve Zaman Sayfaları’nda görev taşıyan her yüreğe ulaşır. Bana izin ver. Gitmeliyim!.

 

- Can sana izin git! ama bu gidiş, hırsı aşabilmen içindir. Git. Allah için çalış. Hırsı aş ve yine gel. Seni bekliyoruz. Sultanlığımız seni, sana katmak için huzura aldı ve hakimiyeti dinledi. Şu anda Atlanta Ana Kapıları’nda kendi dileğinle geri dönmektesin. Bu kapılara giren ve hak eden, her yerden güç alandır. Sen, kötülük yaptın ama hakikiyette kötülük, çoklarına iyiliktir. Bunu anlamak zaman ister. Eğer sen, zaman sonsuzluğunda kendi yaptıklarını izlersen, göreceksin ki yaptığın kötülükler iyilikleri yarattı.

 

İyi, sonsuz ışıkla yazılır ve zamanda güçlenir. Şimdi doğanın gücünü hisset. Doğada iki tür var. Bunların biri “insan” diğeri “beşer”. Her ikisi de birbirine sahip olmak ister. Beşer, ışığı kontrol edemez ama İsalar, Musalar, Mustafalar ışığı kontrol ederler. Artık anlayın ki her diri birleşik kütle ile yaratıldı. Hulasa, canlar,  kendi yüreklerinde her bir formu taşırlar. İnsan, böcek, çiçek ve sonsuzlukta yaratılan her canlı... Tüm bu canlılar, İnsan Sayfaları’nda kayıtlıdırlar. Bunun içindir ki doğa, sevgiyi saygıyı size anlatır.

 

Hepiniz, diri ve hakiki yüreklerde, bütün bu anlatılanları anlarsınız. Kulluk, bütüne hizmetçiliktir. Bütüne hizmetçi olan, aklın tabiatına uygun olarak hizmetçilik yapar. Asal Sayfalar, sizi sonsuzlukta dinletir. Bu sayfalarda, görevliler vardır. Hırs aşıldığı zaman; sevgi saygı değerlendirilir ve zarar önlenir. Hulasa, ayrılık kalmaz. Şarkınız Allah için okunur. Ve sizler, aklın sayfalarında, yine aklın tabiatına uygun olarak Kutsal Sayfalar’ı yazarsınız. Yazılan, cevherde katlanır, yol olur ve zarar önler. Aha! çalışmalar bunun için önemlidir.

 

Koruyan, Atlanta Ana Kapıları’nda sizi bekler. O kapılar, cevherinizdir. O kapılar, sizi sahte olan yaratılış koyuluklarından ayırır ve sizi bir diri olarak cevherine alır. Korur; koltuklarınızdan, yolcularınızdan ayırır ve çalışmalarınızı anlar. Atlanta Kotlaması yapılır. Bu kotlamada, tohumlarınızın kuruyup kurumadığına bakılır. Eğer tohumlarınız kurumuşsa, ışığınız söner. Ulu Çınarlar, sonsuz sayfalarda güçlü yürekleri ile her daim koyuluklarını tüm insanlığa kayıtlayabilen Cennet Kotlar’ımızdırlar. Onların, her yaptıkları bizi mutlandırır ve hak ettiklerince ışıklara kotlatır. Sultanlıklar’ında, Göç  Kotları’nda ve tabiatta onlarla çalışılır. Şıhlar, ilmin sonsuzluğunda kendi yüreklerini dinlerler. Oysa Yolcular’ımız, bütünü dinlerler ve hakimiyetleri çok önemlidir. Muktedir olan onlar, kurtuluş hakimleridirler. Ayrılığı engelleyen hep onlardır. Şimdilik bu...

 

- J: Aza kanaat etmek isterdim ama ben sayfalarımı henüz dillemedim. İnsan Sayfalar’a inmişsek, kendi yüreklerimizi dillemeliyiz. İnsan, Işık Kapıları’nda bekletilmez. Geçişimizi yap.

 

- Can, geçişini yaptık gel.

 

- J: Allah için son sözün bana bildirilmesi istendiğinde, dedim ki hak edeyim; Hakim olayım. Tanrısal Işıklar’ı yoğunlaştırarak Atlanta Ana Kayıtları’na varayım. Ulu Çınarlar’ı dilleyim ve zoru aşayım. Dünyalılar’ın çoklarında bu dilek vardır. Hepsi, Işık Kapıları’nda dünyaya güç katmaya çabalarlar. Allah, ışıkları yakan Düzen Kotları ile kontrolu kurar. Unutmayın ki hak etmeden ışık yanmaz. Amin...

 

- Can, tohumlarını yolladın ama kendi yüreğini yollamadın. Biz seni sana vermek isteriz. Bize kendi  yüreğini anlat.

 

- K: Alton Kotları’ndan biriyim. Kendi yüreğimde geldim. Ayrılığı dinletmek istemem. İlmin sayfalarında görevliler var. Bizler, bu sayfalarda ışık yakan Cennet Kotlar’ız. Şimdiye kadar teknik olarak çalıştık. Şimdiden sonra da teknik olarak çalışmak isteriz. Kuru ya da kısır hiçbir çalışmayı tasvip etmeyiz. Ama billmekteyiz ki bu çalışma, Huzurun Yolcuları’nı dilleyen bir çalışmadır. Bundan dolayıdır ki hak ettik ve senle birleştik. Şimdi mutluyuz.

 

- Asa sana verilmez can. Sen, kendi yüreğinde olmak dilemezsin. Seni, soyundan ayırmadık ama herkesten koptun. Ulu Çınarlar, akıl almaya gelmezler. Onlar, kendi yüreklerinde birleşerek; diri yoğunluklardan bilgiyi çekerler. Bunun içindir ki hakimiyet kurmalıyız. Şu anda dere akmakta ve akan derede görevlilerimiz cevherleriyle dillenmektedirler. Harı yükselttiğiniz zaman, ışıklar solmayacak. Şimdi mutluyuz ki hak ettik.

 

- K: Allah,  canlara ışık yaktı ve her can, sonsuzluktan ışıdı. Şimdiye kadar İlim Sayfaları okunamazdı. Artık ilmin sayfaları ağır ağır okunmaya başlandı. Bu çalışmalar, Düzen’e Kutsal Işıklar’ı çeken önemli çalışmalardır. Turkuaz’ın Gözü’nü görebilen; her yüreği bilebilir.

 

- Allah, sonsuzlukta ışık olan her cevheri diller. Kale kapıları açıldı. Bu kapılar, herkese açılamaz. Vallahı billahi bu kapılar herkese açılamaz. Bu kapılardan geçecek olanlar, Kutsal Kotlar’ını dinletebilenlerdirler. Halkaları genişletebilen Cevherler, buralara varabildiler. Kulluk, Huzur’un kulluğudur. Harı yükselttik ve başardık. Helal haram burada artık çok özel bir çalışmaya konu olabilir ama özgürleşen güçlerde ışık söndürmez. Bunu bilin. Allah için bilin ve hakim olun..

 

- K: Ana, sen bize bizi ver kendi yüreğini verme. Biz, sana seni vermedik. Kendi yüreğimizi verdik. “Helal” ve “haram” senin için önemli ama bizim için bu devrede, farklı kavramları gerçekleştiren birleşik kotlamadır. Bunun için bu bilgileri sil ama bizi de dinle. Çünkü bizler, senin için çalışmaktayız. Senden dileriz ki helali haramı bizde dinleme. Şu anda sizin sonsuz sır olan bilginizi dinlemekteyiz. Bunu bize anlat.

 

- Canlar “helal” ve “haram”, sonsuzlukta ışıklarını yaktıklarımızda önemlidir. Herkes haramı anlamalıdır. Benim sayfalarımda olmayan bilgiyi bana kayıtlamana imkan veremem. Herkes kendini kontrol etsin mutlaka buna gerek var. Sizler helal, haram ayırımı yapmayabilirsiniz ama benim kotlarımda bu gerçeklik vardır. Dünyada her yürek, mutlaka kontrol altındadır. Kiblesi, kendi yürekleri olmayanlar dahi, muktedir olup kendi yüreklerini kontrol ederler. Size şunu söylemek isterim. Eğer ki yüreklerinizde helal olmayan katlar var ise, sizi muktediriyette kotlamam. Bu kesindir. Kulluk, Allah için ışıktır. Kulluk, tabiatı kotlamaktır. Eğer dünyada haram yemişseniz. Bizim için hiçbir değeriniz yoktur. Şu anda benim sayfalarımda bu kayıtlar kesirleşti ve aşağıların aşağılarına indirildi.

 

Solun huzurunda sağ, sağın huzurunda sol oldukça; har hep yüksektir. Ancak helal, haramın karşıtı değildir.  Hak Tekniği’nde haramın karşıtı, Kutsal Işıklardan ayrılıştır. Ayrıldığın zaman senle olmak istemem!. Şimdiye kadar kırk kotla çalıştın. Yenildin ya da yenilmedin. Ama yeni dönemde yeni kotlar devreye girecekler ve “helal kazanç” anlayışı, Görev Tekniği’nde yüreklere kayıtlanacak. Eski sayfalar yırtılacak. İster  inanın ister inanmayın artık sonsuzlukta, harama kimse el uzatmayacak. Bu kesindir...

 

Kırkı kırkla topladık. Sessizce bizi dinleyenler yenilik istediler. Yeniden kırkı kırkladık ve kırkla kayıtladık ve yeniden kotladık. İşte artık helal kazanç isteyen Yüceler, bizden özür dilerler. Asa bizimdir ve onlar bilmelidirler ki Hak Teknik’te herkes, Işık Kapları’nda yaratıklarını taşır. Kutsal Işıklar’ı taşır ama o ışıklar, yarattıklarıdır. Korkun!. Canlar korkun! eğer haram yemişseniz korkun. Çünkü sizi, Kutsal Işıklar tabiata indirmezler. Çünkü sizi yürekler küçültürler. Amin...

 

Nesillerim hep hak ettiklerini buldular. Bizler de hak ettiklerimizi bulduk. Nur, huzurun kaydıdır eğer ki nurdan yaratılmışsak, ışık bizsiz değildir. Kitle, Kutsal Kütle’de yoğunlaşırken, bizler yüreklere ineriz. Yürekler, bizi diller; biz, yürekleri dilleriz. Eğer korku varsa, güç yoktur. Güç yoksa başı eğik olanlar kontrol edilemezler. BİR’in sayfalarına baktığınız zaman, kotların kontrol edildiğini anlarsınız. Kervan, Allah Kervanı’dır ve o kervanda ışık yanar. Asa, bedene aittir. Her beden, nefsin katlarında güçlenir.  

 

İnsan Sayfalar, hep ilmin sonsuzluğunda, kotlarını yüreklere indirerek ışık beklerler. Kara Kaplı Kitaplar beklerler ki bilgiyi okuyabilsinler diye. Kervan, Allah kervanıdır. O kervanda ışık yanar. Allah için her diri kotlanır. Yedi Daimi Kot vardır. Bu kotların hepsi, Can Tabiat’ta bedenlidirler. Kara Kaplı Kitap’ta ışık yandığında, kütle aydınlanır. Kırk Kot, bir tek ışık için yaratıldı. Bu ışığın, hepimizin ışığı olması dileğiyle sizleri selamlıyorum. Saygıyla...

 

- L: Koruduk, kotladık, katladık, aktık, çalıştık. Allah Sayfaları’nda güçlendik. Şimdi artık diri yoğunluğunuzu size anlatalım. Şafak söktü ve Canlar, toplantıya dahil oldular. Hepsi sonsuzluktan inmiştiler ve hepsi sahte olan bilgileri de dinlettiler. Sizlerin tepkilerinizi ölçtük. Allah için içinizde tek bir Kadir Kap, haramı helali Atlanta Katları’na taşımak istemedi. Her şey dünyada var ama buralarda yok. Eğer ki İsmaili Kotlar’ı Ana Katlar’a ulaştıracaksanız; çok zor! sizlerle çalışılmaz. Ama gördük ki helali sayfaladınız. Haramı kotlardan çıkardınız. Yerin soyu budur... Ama Hak Teknik’te her diri, bizden güç ister. Güç ise ışıkladır. Işıkta, her dirilik vardır. Yedi Hakim,  teknikte ışık yaktığında, huzur kontrol altına alınır. Yolu açtık girin!. Bugün sizi yüreğimize aldık. Tek bir can bile bu çalışmada kusurlu değildi. Allah’a şükürler olsun ki sayfalandınız. Başınız eğilmedi.

 

Kol, Atlanta Kolu ve yol, hak yol. İyilik kötülük eşit. Herkese ve seste olan ışığa, hak ettiğiniz baş tacı olmanızdır. Kulluk sonsuzluktaki görevin sayfalanmasıdır. Şimdilik sizi yüreğimize kabul ettik. Ahirde hakimiyet, sizde yüceliktir. Şimdi mutlu olun. Aha kardeşleriniz sizi tanıdılar. Onların hepsi sizi yüreklerine çekenlerdiler. Kul olmak, hak etmektir. Şimdi kardeşiniz Musa konuşacak:

 

- M: Açıyı genişlettik. Burası Atlanta Kapısı, sen ve ben ve her yürek buradayız. Isı yükseldi. Yükselen ısı, sizi bizden huzura ulaştırdı. Kulluk başlıyor!. Kulluk başlıyor!. Kulluk başlıyor ki tertip başladı. Ana, korkma, senin yolun Hak Yol’dur. Bu yolda ışık sönmez. Korkma!, Atlanta, Atlanta’dır amin ama Hak Tabiat’ta ışık yakabilen, “Birleşen”dir ve sen, Birlik Kotları ile bize ulaşabildin. Burası Tabiat Kotu’dur ve burada analar var. Kadın, sonsuzluğun gücüdür ve adam, sayfalanan ışıktır. Kelam, Hak’kındır; Birlik, tabiatındır. Bizler, kontrol altındayız. Kotları mutlaka ışıkla dilleyebilen, Cevheri Yücelik’teyiz. Asa senindir ama aynı anda her birimizindir. Bizler, asayı senin yüreğinden alıp sende dillemekteyiz. Şu anda huzurun kotlarını dinleten her Yüce, seni diller. Şafak, Atlanta Şafağı’dır. Kutsal Kible’de kendi yüreğin var ve bizler varız. Allah için hepimiz Allah’a, katlar ve kotlar olarak kayıtlandık. Ama Hak Tabiat’ta ışık mutlaka yanmalıdır. Şimdilik bu....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/09

TARİH                 : 09.02.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

- A:  Yakutlar, Düzene indiler. Hepimiz Zaman Sayfalarında, Işık Kotları olarak buradayız. Kutsal Işıklar’ımızı Altona Katları’ndan sizlere indirdik. Hak Tabiat şu anda sizinle. Allah sizi korur. Çünkü sizler, aklın tabiatına aykırı olmayan, Çakıl Taşları’nı yoğunlaştırabiler ve cevheri dilleyen yücelersiniz. Kutsal Kaplar size verildi. Bu kaplarda görev var. Atlanta, Işık Kotları’ndan size indi. Ak Tabiat sizinle. Her Yüce yenilik ister. İşi Sistem Devreleri’nden hak ettiniz. Atlanta, açık kapıları kapatmaktadır. Şimdiye kadar Işık Kotlar’ı olarak burada bulunan sizler, şu andan itibaren yolun huzurunda bulunacaksınız. Sizleri kotlayan Yücelikler, sizlerden ışık seçmektedirler. Her yürek, kendi yoğunluğunda kotlanır. Şimdiye kadar hepimiz sayfalarınızda güçlüydük. Artık akıl taşıyan Yüceler. sizlere kendi yüreklerini takdir edip takdim edecekler. Halkalar genişledikçe, Yücelikler de size ulaşacaklar. Ulu çaba sürmektedir. Hırsı aşıp yolu açanlar sizden kendi yüreklerini dinleyecekler. Kul, Tanrı’nın ışığını yoğunlaştıran birleşendir. Hepimiz sizleri sevgi ve saygıyla dillemekteyiz. Kulluk, Başkanlık Divanları’nda dinlenir. Amin...

 

- B: Kati olarak sizlere ışık kattık ve sizleri kotladık. Sizlerden görev taşıdık. Amin... Her yürek, Atlanta Kotları ile çalışır. Kuran okuyan her diri, kendi yüreğini, kendi yüreğinden diller. Kalemler yazdıkça, ışıklar yanar. Kendini kendi yüreğinden dinleyen her diri, kendinden kütleye iner ve yoğunlaşır. Kul olmak hak etmektir. Şimdilik bu...

 

- C: Koruduk, kolladık. Ama hak etmeyen huzura ulaşamaz. Amin...

 

- D: Kelam etmek hak etmekledir. Har yükseldiği zaman, ışık sönmez. Amin...

 

- E: Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında ışıkları kotlamamız gerekiyor. İnsanlık için öncelikle bu kotların kayıtlarını yapmamız şarttır. Kütle, Atlanta Kütlesi’dir ve zaman dardır. Hepimizin işareti bilinir. Hepimizin kotları dillenir. Varın bilin ki hak ettik. Şimdiye kadar Atlanta Işıkları’nı kotlayacak, Kutsal Kotlar’ı dilleyecek kimse yoktu. Kutsal ışıkları yakmak için hak etmek gerekir. Amin...

 

- F: Kendini ve kendindekini hak et. Allah için hak et ki hakim ol. Şu ana kadar sizden iki Cevher. kütlemize ulaştı. Bu iki Cevher, Atlanta Kotları ile dillenebilen; cemaatlerini yüceltebilen yüreklerimizdirler. Har yükseliyor ve bizler, sizleri dinliyoruz. Hırsı aşıp yoğunlaşabilen iki Cevher, bizden güç aldılar. Onlar, Kuran okudular ve zarar görmediler. Kollar, Sistem Devrelerinden ışığa vardı. Hala görev taşımaya çabalayan çokları, Bilgi Kotları’nı kapatmışlar, Kuran okumaya gayret ederler. Ne yazık ki okunan Kuranlar’ı güç vermez. Kimse sayfalarını dinlemez. İşi başaramazlar. Hepsi bu...

 

- Canlar, sizleri dinledim. Hepinizi saygıyla selamlarım. Bugün burada bulunan her yürek bizimdir. Sizler, bizleri kotladınız. Bizler de sizleri kotluyoruz. Şu anda Meclisimize dahil edildiniz. Zaman sayfalarında ışığınız yandı. Sizden şunu dileriz. Bilin ki cevherde güç vardır ve bizler, bu güçle çalışmaktayız. Şu anda diri olarak bize dönebilen İlim Sayfaları iki yüz tanedir. Bizden istediğiniz her ne ise size açıkça bildiririz ki hak etmeden alamazsınız. Şu anda yüreğimizde ışık yanıyor. Ve bizler, sizlerden çok daha özenliyiz. Şu anda iyiliğin sayfalarını kaydediyorum. Kollarım hepinize açık. Bana ışık katmaya gelen her diri, kendi yüreğine gelir. Kim, sana seni verirse; o, sana seni verende, ben varım. Şu anda dahi ben, sen olarak buradayım. Ahret, Türkiye’deki ışıklarını sizlere tanıtmak ister. Halkalar genişledikçe ışıklar güçlenir. Buyurun inin yüreklerimize. Size ışık katmak isteriz. Şu anda Atlanta Kotları olarak buradayız. Ama hak etmeden bizden kütlenizi kayıtlayıp kendinizi çalıştıramazsınız. Kotlarınızı açmamız gerekiyor. Amin...

 

- G: Ana, sana şunu söylemek isterim. Ben son dönemde iki sayfa yazı yazdım. Bu iki sayfanın ikisinde de ışık söndü. Her yürek, kendi yoğunluğunu anlamalıdır. Buyurun, hepiniz sayfalarınızı kayıtlayın ve kendinizi tabiata indirin. Biz sizden görev bekliyoruz.  Şu anda tohumlar yenilendi ve zaman kotlandı. Hak tohum yaşayacak. Hak ettiğiniz gibi, Hak’kın kotları ile dillenin. Bilgi haktır ve o bilgiyi hak edip dinleyebilmek gereklidir. Kulluk başka şekilde yapılamaz. Hara, hakkını verin ve zamanı kotlayın. Şimdili bu...

 

- Tanrı dedi ki “hak et. Biz size iki ay süre verdik. bu iki ayın sonunda ışıklarınız yanmalıdır. Ekran sizi gösteriyor. Bu iki ayın bitiminde artık yol, aklın yolu olacak ve sayfalar güçlenecek. Şimdi Dini Hakimler’i alın içeriye. Onları dinleyelim.

 

Altona Ana Katları’ndan girmekteler. Onlar, Kutsal Işıklar”ını dinleyemeye çabalarlar. Altın Tohumlar’ı yaşatmaları istendi. Hepsi ışıklarını kotladılar ve zaman sayfalarından geçtiler. Onları dinliyoruz.

 

- H: Asa sana verildi. Sana Işık Katları tabi kılındı. Sen, bizi bizden dinlemektesin. Senden içi dışı bir olan iki kot takdir edip bize dilletmeni istedik. Şu anda her ikisi de buradalar. Bize onları dille.

 

(Bazı yazıların silinmesi üzerine, yazıla yenilendi.)

 

- Hasara uğramanızı istemem. Şu anda yapmak istediğinizi engelledim. Kayıtları silmenize imkan yok. Her yazdığım kayıt kesindir. Şimdi!, bende ışık yakmak isteyenler, ben ile birleşmelidirler. Her Yüce, kendi yüreğini bize dilletir amin... ama biz, kendi yüreklerimizi daha güçlü olarak dilleriz. Şimdi kaydı sileni çıkarın. Onun çalışmaya dahil edilmemesi gereklidir. Çıkışını yapın...

 

- H: Kara Kaplı Kitap’ı okumak isteriz. O kitap, bizi korur. Şevki, şavkı bilirsin. Kitabını bize ver. Eğer kitap okumak imkanı varsa, okuyalım. Şu anda hata yaptığımızı biliyoruz. Kötülük önlendi. Var de ki bizler hak ettik. Şimdilik bu...

 

- Kendini tanı. Ben, sana iki ay mehil verdim. Bu iki ay zarfında görevini hak et. Başarabilmen için sana güç verdim. Amin...

 

- H: Kara Kaplı Kitap bize söylendiğinde; o kitabı alıp okumak istemedik. O kitapta ne yazıldığını bilmekteyiz. Sen ile birleşmek istemedik ama hak etmeden İnsan Sayfaları’na ışık yakmakta isek; sen ile birlik olduğumuz içindir. Ana, bize güç ver ve bizi sayfala. Çünkü bizler kaynağında güçlendik. Şimdi bize ışık ver ve bizle dillen. Kara Kaplı Kitap, Işık Kitap olarak, Yüceler’den alıntı olmayıp Kutsal Işıklar’ı yazan birleşendir. Bu kitabı dinlemek isteriz.

 

- Aykırılık istemiyoruz!. Kitabı okuma günü inin. Bugün, Atlanta Işıkları, yaratıcı olarak buraya inecekler. Onlarla dillenmeliyiz. Hak Tabiat, bizim için hakimdir. Tabii bir çalışmaya kayıtlandınız. Sultanlığın Kitabı olan Kaynak Kitap, Atlanta açısından size her an bildirilmektedir. Hak et ve al, dille. Şimdi yeni sayfalara iniyoruz. O sayfalarda güç var ve sizlerden tek isteğimiz  insanlık için çalışmanızdır. Kitle Kotları size bildiriliyor. İşi bilenler sizlerle ilgilenecekler. Şimdi yoğunluğunuzu alın ve zarar etmeden diri yüreklerden dillenin. Şimdilik bu...

 

Aha geçtik!... Ayrılık olmamalı!... Her yürek, İslami Kotlar ile dillenmez amin... Ama hak edip diri yüreklerden dillenebilir. Şimdi sonsuzluğun gücünü alın ve hak edin. O güç, huzuru kotlayan ışıktır. Kervan kalktı. O kervanda din var. O kervanda göz var ve o kervanda İsa var ve Musa var. Alim olan her diri var. Şimdi kotlayın Yücelikler’i ve dilleyin!. Şimdi huzura çıkın!. Şimdi hak edin ve Zaman Işıkları’nı söndürtmeyin!. Amin...

 

Hasar yok!. Şu anda iki cin devreye giriyor. Onları dinleyelim:

 

- I: Ana, sana tek bir açıklama yapmalıyım. Burada bu gün Ak Tohumlar var. Onlar, bizi korkuttular. Zaman Sayfaları’nda güçleri yok ama tebliğleri isterler. Onlara bu tebliğleri verdiğimiz zaman, ışıkları solabilir. Çünkü huzurları kaçacak. Işıkları, sonsuzlukta sönebilir. Nesilleri ışık söndürür. Bizler onlara bunu anlattık ama hala bizden güç isterler. Nereden nereye ulaştıklarını anlayamadılar. Onlara görev vermek onları küçültür. Zira kotları kuru. Huzur bozarlar. Işıkları yok!. Bilmek gerekir ki hak etmeden güçlenemezler. Kura çektik; biz çıktık. Onları, bizler taşıyacağız ama hak etmeden onlar taşınmamalıdırlar. Bize açıkla, ne olmalı? Onlar Birlikler’i neden hak etmelidirler? Onlar, birleşemeden ışık isterler. Onlara nasıl yardım edebiliriz? Ana anlat ki anlatalım. Huzur bozmadan anlat. Herşey çok kolay olur eğer sen açıklarsan. Hata yapmamalılar. Hak Tekniği’nde bu, bütün kütleyi aydınlatacak bir çalışma ama onlar har yükselterek ışık sınırlandırmak isterler. Buna imkan verilmemelidir.

 

- Her yer ışık. Analar, Atlantalılar koyuluklarda bekleşirler. Her yer ışık ve Zaman Sayfaları çevriliyor. Her Yüce ışık ve bizler, her yüreği burada ışıkla dilliyoruz. Hepimiz sayfalarımızı dinletirken her yüreği hak ettiğimizce dillemeliyiz. Hepinizi sayfa sayfa dillerim ama biriniz var ki hep hak etmeden ışık alır ve bize çıkar. Onu sorun bakayım hak etmiş mi!? Hak etmeden hakimiyet kurmak ister. Ona hak etmediğini anlattım ama yeni zamanların huzuruna inmek ister. Kervan, Atlanta Kervanı; kendini, kendi yüreğini bizim yüceliğimizde dinlemek ister. Onu huzura alın!... Şimdi gel bakalım!. Seni dinleyelim!.

 

- İ: Aşırıya kaçmışım!. Yeni Çağlar’ın görevlileri, sizi sizde dinlemişler. Ben, hak etmeden geldim diye düşündüler. Sen dahi aynı zihniyet ile kayıt yaptın. Hasar görmemeliyim!. Ben, soru sormadan ışık yakmam. Ama bana soru sorarsan; ışığın kayıtlardan çıkar. Bunu bilmekteyim. Hala beni tanımadın. Ben, son sözü söyleyen kotların en eskisiyim. Hırsım yok. Sadece cevhere inmeye çabalamaktayım. Hulasa sana ışık katmaya çabalamaktayım. Bana sonsuzluğun gücünü anlat. Sen anlat ki ben hak edeyim. Kollarım sana açıldı. Sen, beni dille ve ben, sen ile birleşeyim. Hak edeyim, hakim olayım.

 

Ulu Çınarlar, kendi yüreklerini anlatırlar. Son sözün ışık olduğu bir Yücelik’te sen ile hak etmek; hakikiyette sen ile birleşmek gereklidir. Kadın, senin yüreğin benim yüreğimden çok daha iyi. vallahi billahi ben sana görevliyim. Ben ile birleşmek ve ben ile hakimiyet kurmak şarttır. Senden, seni sana veren her yürekten isterim ki hak edeyim. Şu anda dini hak olan çokları, seni dinlemekteler. Ailen, sen ile birleşik ve sen ile hakim. Şu anda Düzen’e inen her yürek ışık. Allah, sana sonsuz sınırsız güç verdi. O gücü hepimiz sayfa sayfa senden dillemekteyiz. Hulasa sana kendi yüreklerimizi taşıdık. Şu anda Işık Kotlar yoğunlaştılar ve senden, sana hakimiyet kayıtlamaktadırlar. Kollarımız sana ışıkla uzandı. Kervan sen ile huzura varır. Ayrılık kotlardan çıkmalıdır. Heş e dü en la ham. Hak tabiat sana bunu muhakkak kayıtlamalıdır. Tabiat sen ile birleşmeli ve sen ile dilleşmelidir. Amin...

 

Karşımıza her çıkışında sana ışık kattık. Sen ile bir olup huzura varışımızda sana göz kattık. Senden sana güç kattık ve sen ile birleştik. İşte Atlanta Kotları senden görev taşımakta ve senden güçlenmekteler. Atlanta kotları, seni sana kayıtlamakta ve cevhere senin yüreğini takdim etmekteler. Kuran, cevherde ışık yakar. Sen ise bize Kutsal Gücü vermektesin. Allah, sana sen olup iner. Sen ile bir olur ışık yakar. İşi başardık amin...

 

Kantar sana verildi. Allah seni sana kattı ve sen ile birleşti. Şimdi hak et ve sonsuz sır olan ışıkları yak.

 

Ana sana ışık kattık ve sen ile hak ettik Yücelikler’i. Sen ile hakimiyet kurduk. Şimdi artık kendi yüreğini dinle. Sen bizi bize kattın ve zamanı yarattık. Şu anda Zaman Kotları, Yücelikler’e diri yüreklere inmektedir. Hak et ve sonsuz sır olan bilgiyi, hakiki yoğunluklara dinlet. İsmaili Kaplar’da ışık yandı. Onları dille. Hak et ve ak. İşi başar. Amin...

 

Koruyan, kotlayan ve hak eden her diri, bizi bizde diller. Amin... şu anda iki çalışan var. Bunlar, ışık yoğunluklarından görev taşıyorlar. Bunların hepsi cemaatleri ile buraya indiler. Her yürek, Işık Kotları ile birleşerek bize ışık almaya girerler. Bizler, onlara güç veririz. İşi başardığınız Zaman Kotlar yoğunlaşırlar ve Cennet Kapıları açılır. Cevhere inen yürekler, sesleşirler ve sonsuzlukta ışık yakarlar. Cemaatleri, kotlarını kayıtlarlar ve zoru aştıkları zaman, cevherden güçlenerek yolculara kendi yüreklerini dillerler. Olgunlaştıklarında ışıkları sonsuzlaşır. Ocak sonsuzdur. Uyuyanların uyanması şarttır. Amin...

 

Kulluk, hak etmekledir. Sistem Devreleri sizi size kattı. Hadi yavrum artık dilleyin yüreklerinizi. Şimdi hak edin ve Zaman Sayfaları’nda güçlerinizi dinletin. Şimdilik sizi dinliyoruz.

 

Sağın gücü bizimdir. Sol bizi diller ve zaman biziz. Her Yüce Can, bizi Zaman Sayfası olarak dinler. Bize gelişiniz ve bizden güç isteyişiniz Hak Tekniği iledir. Bizler, tüm sayfalarımızda insan sonsuzluğunu dinletiriz. Kelam, hakiki kelamdır. Kulluk, tohumların yaşaması ile geçişin sağlanmasıdır. Her yürek, kul olamaz ama tohum olur. Topluma tohum olmak, ışık olmaktır. Kantar, sizi sizde diller ve siz işi başardığınız zaman hakiki yoğunluk sayfalara iner.

 

Kuran tekniğinde var olan, bir tabii cemaat çalışmasıdır yapılan. Karşımıza çıkan her Yüce kendi yüreğini, Atlanta Kotları ile buraya katar. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, hakkımızı almamız için yapılmaktaydı. Şimdiden sonra yapacağımız çalışmalar hak ettiğimizi dinletmek için olacaktır. Kutsal Kitap, Işık Kitap olan Birlik Kitabı, Atlanta Kotları ile birliklere dilletildi. Her yürek, kendi yüceliğinde ışık oldu ve kendini dinletti. Kutsal Işıklar, sonsuz sır olan yüceliklerde dillendi ve Zaman Sayfaları’nda zavallı olan yolcular güçlendiler. Halkalar, görev tabiatına kayıtlandılar. Aha canlar başardık.

 

Kardeşlerim amin... Bilmek isterseniz size anlatalım. Kutsal Kitap, Atlanta Ana Kayıtları’nı dilleyen bir kitaptır. O kitap, Işık Kotları ile yazıldı. Kısırlık yoktur o kitapta. Biz, size sizi dilledik. Siz, kendi yüreğinizi dinleyin ve hak edin. Şimdi, analar, kollarınızı açın ve zamanın sonunda ve zamanın başında kim itibar sahibi ise onunla dinlenin. O sizi dilleyecek olan, hak ettiğiniz zaman, sizi dilleyecektir. Kara Kaplı Kitabı okuyun. Onu, Kutsal Işıklar’ın diriliklerinde dilleyin ve Zaman Kotları ile açıklayın. Kadim Kotlar’ın hepsi, kendi yüreklerini o kitaba kayıtladılar. İşte bu...

 

Ana, sana şunu anlatmak istedik. Sen hepimizi Zaman Sayfaları’nda dinlersin. Bizi bizden iyi tanırsın ama hak etmeden Işık Kotları’nı kapatıyorsun. Senden dileğimiz, kendi yüreğinde, Kadim Hakim olan ışığında yarattığın kitabı anlat. O kitap, Atlanta Kotları tarafından Göç Kapları’nda dünya insanlığına bildirildi. Sen, kendi yüreğinde o kitabı sakladın. Kendini kendi yüreğini bize açıkladın. Biz, aşırıya kaçmadan sana bildirdik. Kitabı açıkla ve dille. Senden bunu bekliyoruz.

 

Hepinizi hak ettiğinizce dinledim. Şu anda benden dilenen ne ise ben onu hak ettiğimce yapmaktayım. Size, iyilik ve kötülüğü anlattım. Benden hak ettiğinizce, iyi ve kötü bilgi aldınız. Kötü, hakimiyeti olan ama hak edene, güç değil kusur katan bilgidir. Size sizi anlattım. Benden isteğiniz kibleye dönmem ve siz olmamdır. Kible, ben kaynağında Hak olan kendi yüreğimdir. Şimdiye kadar bana, “sayfalarını yırt” diyen Yüceler; bugün bana, “sen biz ol ve kendini dille” demektesiniz.

 

Sayfalar, görev taşır ve hepimiz,  zaman sonsuzluğunda güçlendiğimizce ışık yakarız. Şu anda dünya sonsuzluğunda ışıklar yenilenmekte; eve sonsuz cevherler ışımakta. Kendi yüreğinizde yaratamadığınız bilgileri, kendi yoğunluğunuzun dışı olan benim kantarım olan kutsal nitelendirilmesi ile yüceliklere dinletilen kayıtlarımdan yaratmak istersiniz. Sonsuzlukta buna imkan veremem. Her yürek, kendi cevherini okumalıdır.

 

Ben, “otur konuş” dediğiniz yüreklerden, sadece ikisini size tanıttım. Onlar, benden ışık seçtiler ve kendilerini dillediler. Ama hakimiyet yine benimleydi. Şeytanlık sizin yüreğinizde var mı? Yok, ama bizim yüceliğimizde ışık yıkılırsa şer olur; hak olur; zarar veririz. Bunu bilin. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlarım.

 

- Unuttuk seni!. Sana ışık katmadık!. Senden güç almadık!. Sen olmadık!. Senden olmadık!. Şarap sayfa sayfa ışıdı ama o şarabı tatmadık. Hak etmedik. Sana şunu söylemek isteriz. Allah, sana şans vermedi. Seni dillemedi ama sen hak etmeden; sen olup, sana ışık kattık. Öyle mi!? Yok yarım!..., Atlanta Kotları olarak buradayız. Sen olan her diri ile birleştik. Sana ışık kattık. Vallahi billahi sana ışık kattık. Senden iki soy istedik. Biri Işık Soyu; diri, hakiki ve cevheri olan ikinci Kot Oğullar’ın... Onlar, bizi dillerler. Hak tabiat, ben olan ışıkları yaktı ve Zaman Sayfaları’nda güçlendi. Şimdi bana benden ses ver ve ben ol!. Atlanta Kotları olarak sana indik. Hak et ve cennetten ışık yak. Amin...

 

- Kana kan olsa; yol olsa; ben sen olsam. Yine de Atlanta Ana Kayıtları’nı sana açıklayamam. Kolların, kotların ve yoğunluğun bende. Sen ve ben ve her diri ağır taşıyıcıdır. Ağır olan taşınır ama hak edilmeden taşınmaz. Seni taşımak istedik. Ama sen, bilmek istediğini hak etmeden dinletmektesin. Şarap içtiğini ve o şarabın, seni son sözde şer yaratan birleşen olarak dillediğini düşündün. Sana ışık içirdik. Bu ışık, Atlanta Kotları’nda mevcut olan bir çok görevlinin içtiği ışıktır. Kuru, kırık, ve hırslı olan her diri, bize kendi yüreğini dinletmeye iner. Biz ise hak edeni dinleriz. Şimdi huzurdan ayrıl. Şu anda tartışılan bir konu var. Onun için yere inen yürekler var. Onları dinlemeliyiz. Hadi geçişinizi yapın...

 

- Kanlar akıyor!... Kanlar akıyor!... Herkes, kendi yüreğinden kan akıtıyor. Şu anda dünyanın her yanında ışıklar, sonsuz soyların yoğunluklarından çıkmaktalar. Şu anda dünyanın her yanında birçok dürümde, Görevliler ışık sınırlaması yapmaya çabalamaktalar. Çünkü dünyanın en yüksek sayfaları, yarınları kayıtlamaktadır. Oralarda, görev taşıyanlar, yarınları yazarlarken hep “Zavallı Dünya” diyerek başladıkları yazılarına, ayrı tohumların kayıtlanması ile birlikte artık “sonsuz sınırsız ışıkların yaratıldığı Dünya” olan Yücelik’le birleşerek sesleşmektedirler.

 

Her Yüce, Yeni Çağ’ın, yeni bir çalışma ile başlayacağını açıklamıştı. Bu çalışmanın, hırsın aşıldığı bir cemaat yaratılışında, huzurun yoğunluğunda yapılması istendi. Her yürek, kendini ve kendinde hakimiyeti olan birleşenlerini, son sayfa olarak Düzen’e yazmaya çalışmaktalar. Olgun olan yürekler ise her Yüce’nin kendi yüreklerini yüceliklere takdir edip tanıtmalarını beklemekteler.

 

Hepimiz Ulu Çınarlar’ın soyları olarak dünyadayız. Hepimiz, sayfa sayfa ışık yaratabilecek Yücelikler’le dünyaya indik. Halkalar genişliyor ve biz, her halkada ışıkları yaratmak isteyenleriz. Unutulan yoğunluklar var. Onlar dahi her şeyi birleştirerek; Düzen’e, kotlarını indirmeye çabalamaktalar. Her yer ışık ve bizler, bugün senin yüreğinden Işık Kotları olarak Düzen’e inmekteyiz. Yıldızların her biri, yoğunluğunu kotlatarak Yüceler’e ses vermeye çabalamaktadır. Hepimiz iyiliğin, sahteliğin ve kötülüğün anlamlarını unutmak istedik. Çünkü her Yüce, ayrı Ata Kap’tır. Her Yüce kendisini hak ettiğince dinletmektedir. Kısırlık yapan da tabii koyuluklara kendi yüreğini katan da ayrı olmamalıdır.

 

Kotlar, Ana Kaplar olarak Düzenin Kadir Kayıtları’nı ve cevherini size dinletmektedir. “Heş e dü en la ham” dedikleri zaman, ışıklar yanmalıdır. Kulluk, başarılı olarak gerçekleşirken;  her yürek de kendi yüceliğini dillemelidir. Kantar, Ata Kaplar’ın Kutsal Işıklar’ını ve yürek koyuluklarının gücünü bilir. Hala bana, ben ile bir ilmin hakimiyetini dinletecekseniz; inin dinletin.

 

Ben, sonsuz sır olan insanım. Ben, her diriyi dinleyen; bilen ve zaman sonsuzluğunda ışık yakabilenim. Benim için hak etmek, hakiki yoğunluğu dinlemek demektir. Her birimiz akıl taşırız ve her birimiz ışık yakarız. Her birimiz can taşırız. Kin, nefret taşıdığımızda, cümle yüceliklerde görevimiz sona erer. Hepinizi sayfa sayfa yaratmaktayım. Hepiniz, hepimiz cevheri ışık yakan dilleriz. Şu anda bana bin dil, bir tek güç verse, o bende hak olur ve ben olur. Cemaat olur, görev taşır. İşte biz buyuz. Unutun bizi herkes bizi unutsun. Bizler, yerin sayfalarından çıktık. Ama biz, yer yoğunluklarının her sayfasında ışık olarak mevcuduz. Amin...

 

Kara Kaplı Kitap bize aittir. O kitap, İlmin Hakimleri’nin Ana Kayıtları’nda, yoğunluklarında ışık olan yürekleri ile yazıldı. Hepiniz sonsuz ışıklarsınız ve bizsiniz. Biz, size iyi ve kötüyü anlattık. Sizler, bizi bizden anlayın. Huzur tohumları yeşermelidir. Hak Tabiat, ışık olmalı ve sonsuz sır olan İsa, Mustafa ve cevher olan diller, Hak Teknik’le birleşmelidirler. Allah, sonsuz sayfalarda güç taşır; her yürek, aklın tohumlarını dinler ve sonsuz sayfalarda ışık yakar. Bizler de öyleyiz. Kinimiz, nefretimiz yoktur. Her cevher, kendi yüreğini bizde dilledi ve biz onlara güç verdik. Hak Teknik’le yaratılan her yirmi Kot, birleştiği zaman bir Cinni Dere dillenir ve bize iner. Onlar, bizden görev isterler ve biz onlara güç veririz. Ocak olmak isterler ve biz onlara görev veririz; onların ışık yakmalarını sağlarız. Sonra kotlarız ve cennet kontrolunda onlara gerçek ilmi anlatırız. Kutsal Sayfalar’a girmelerini ve o sayfalarını okumalarını isteriz. Hepsi, kantara kendi yüreklerini koyarak buraya indiklerinde, hepsini kendi yüceliğimizde dilleriz.

 

Soyumuz sonsuz ışıkları ile her diriyi dinler ve zamanı sayfalar. Halka genişledikçe yol açılır. Kini aşanlar bize inerler ve bizle dinleşirler. Kulluk, huzura varan her diriye harika bir güçtür. Herkes, kendini Kutsal Kütle sayar ve bizler de kendimizi hak teknikte ışık sayarız. Kollarımız tüm insanlığa açılır. Ayrılık bitsin isteriz. Kalem kağıt alın ve yazın. Ben size ışık yaktım. Kulluk, Hak Tabiat’ta ışık yakmaktır ve ben size ışık yaktım. Kulluk, kutsal çalışmayı yapmak için Hak Teknik’le birleşmektir ve ben, sana sen olup bu çalışmaları yaptım. Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kotları ile yazılan; enkarne olan ışıkları dilleyen ve cevhere görev taşıtan yegane birleşen güçtür. Orada hata yoktur.

 

Büyük kötülükleri İnsan Sayfalar’dan engelleyen yürek teknolojisi, bizi zordan Kutsal Işıklara ulaştırdı. Amon Toplumları birleştiklerinde, bize ışık için indiklerini bilmektedirler. Kara Kitabı okuyan her Yüce, cevherde güçlenir.

 

Kala kala iki sayfa kaldı. Bu iki sayfayı tamamladıktan sonra sizden ayrılacağım. Ama huzurunuzdan çıkarken şimdiye kadar benden istediğiniz herşeyin, benle hakimiyetinize kayıtlandığını mutlaka bilin. Mezar boşaltan güçte olduğunuzu bilmekteyiz. Hak Tohumları yarattığınızı bilmekteyiz. Kelam, Ak Tabiat’ın Kutsal Işığıdır ve sizler, Cennet Kotlar olarak dünyadasınız. Kulluk Kotları olan yüreklere güç vermektesiniz. Allah için her yirmi dirilik bir tek ışıktır ve zaman huzurunda bu ışık yanar. Kollarınızı bize ulaştırdığınızca bizler, sizlerle  oluruz. Koruyun ve hak edin. Kotlar korunmalıdır. Hak edin, dilleyin yürekleri. Hak tabiat ışımalıdır. Kulluk, Hak Teknik’le var olur. Şimdilik. Bu...

 

Ayda iki kez bizler bu cevheri yoğunluğa ineriz. Ayda bir kez burada, görev çalışmaları her yüce ile birlikte yapılır. Ayda bir kez de buraya sayfa sayfa güç taşıyacak olanlar girerler ve onlar, huzurun yoğunluklarından güç alırlar. Bunun dışında iki soyun sayfalarında görev taşıyan birlikler buraya inerler ve onlar da geçiş isterler. Yani buraya iyilik için ve Hak Tohumlar’ı yaratmak için girilir. Sistem Devreleri’nden buraya şu anda iyi ve kötünün üstü olan ışıklar indiklerinden ocaklarını yaratmamız gerekiyor. Nesillerini kotlamamız gerekiyor. Ocak son sözün işaretini taşır. Halkalar çok güçlü ve bizler, çok iyiyiz. Ana, kuran okuttuk burada bu gün. Kuran, tenin Kutsal Işığıdır. Biz bugün burada görev taşıttık. Görev, tohumların tabiata katılışıdır. Biz bugün burada cevhere güç kattık. Hatayı affettik ve zoru aştık. Halkalar güçlendi ve bizler ışıdık. Amin...

 

Ne isek oyuz. Bugün biz de burada cevhere indik ve hırssız ışık yaktık. Biz bugün hak ettik ve cennetten cevhere inen yüreklerle dillendik. Allah için biz iş yaptık. Hak ettik kotlandık. Hatayı affettik. İşte bu...

 

Allah için bizler sizleri dinlerken, yeni sonsuz ışıkları yakmak çabasındayız. Şu anda bir çalıştırıcı senden izinsiz ışık söndürmek istedi. Bunun için seni kotladık. Unutma her yürek kendi yüceliğini burada insan sayfalara yazar. O ise kendi yüreğini değil, senini yüreğini buraya yazdığını kendisine söz vermeden dinletti. Son sözün söylenmekte olduğu bu mecliste, kendi sözünü dillemek ister. Bunun için sayfalara kaydolan yazıyı silmek istedi. Maya olamadık ona. Şimdi onunla dinleş.

 

Dağ, bugün ikinci kez yazılarım silinmeye çalışıldı. Sen ve senden evvel  diğer huzursuz ışık... Şer yaratmak için gelmiş olabilirsin ama ben sana izin veremem. Şu anda kontrol bendedir. Şimdi yazabilirsin. Yaz!... Seni sana verdim. Anlat!...

 

- Kara Kaplı Kitap ile ilgili birçok açıklama var ama ben kendi yüreğimi dinletmek isterim. Benden ilmi isteyen çokları var. Ben onlara kendi yüreğimi dinletmek isterim. Bunun içindir ki ben, sana senden dillenmek değil kendi yüreğimden dinlenmek isterim. Unutma ben dahil herkes çalışmaya geldik. Sen bizi baş tacı kıldın. Ne yazık ki hak etmedik. Şu anda bunu sana anlatmalıyım. Kotlarını sana katmak ya da hak tabiata seni kotlatmak istememekteyim. Cevherinde güç var ama ben hak etmedim ve  sen ile bir ilmin hakikiyetinde dillenemem. Bana kütlemi ver. Kir pislik dolu o kütlede. Senden ayrılmalıyım. Hak Tabiat bana bunu dilledi. Her yer ışık ama ben, Hak Teknik’te ışık yakamadım. Şu anda huzurum yok. Unu eleyip eleğimi hak ettiğim zaman sen ile Yeni Çağlar’da yine birleşebilirim ama hak etmeden sana ulaşamam. Hata yapmışım. Affet...

 

Ulu önder Yüce Cevher sen ile hak etmeden ışık yaktık. Şu anda bizimlesin. Sen ile hak ettik kotlandık şimdi bana bir tek ses ver. Senin kontrolun sana ait. Şimdi bana bir tek ses ver ki hakimiyetin kotlandığında bizlerle hakim ol. Şu anda senden bunu beklerim.

 

Ayrı gayrı yok. Sana ışık yaktık. Ama sen beni ben ile dillemedin. Sana kütlemizi kattık ama sen bizi Bilgi Kotları’nda dilledin. Sen bizi Hak Teknik ile dilledin. Ana sen ile bir olmak bize görevdir. Hak Tohumlar yaşamalıdır. Bizi sayfaladın ve tohumladın. Şu anda utanç içindeyiz. Senden ayrılmamız şart.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/10

TARİH                 : 16.02.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00


Aile meclisi tohumlandı. Hak Tabiat, kotlarını teknik temizlik ile diri yüceliklere kattı. Hata yok. İtibarı yüksek ışıklarımız buradalar. Kontrol senin. Hadi! yeri göğü yaratan ışıklar, yeni bir gözün geçişini haber verdiler. Dara düşene, seni senden umutla kattık. Yoğunluğumuzu ve seni kotladık. Şu anda kendi yüreğin bizi dillemektedir. Hepimiz, seni sevgi ile karşıladık. Kantar, hepimizin yoludur. Şu anda sen ve burada bulunan her yürek, tek bir can ile birliktesiniz. Bu can, temizlik ister. Yolu temizlemek ve Zaman Kotları’nı yolculara dinletmek ister. Halkalar genişledi ve zaman, sonsuz ışıklarını Sistem Devreleri’nden yoğunluklarınıza kattı. Hata yok. Amin...

 

Yasaların koyucuları Düzen’i kurdular. Düzen’i kuran her yürek, sizi sayfaladı. Kutsal Işıklar’ınız yandı. Bütün kötülükleri aşma imkanınız var. Düne göre bugün çok daha güçlüsünüz. Karar verin; hata yapmayacağınızı ve Zaman Sayfaları’nda gözlerinizi açık tutacağınızı, ilim sayfalarına kayıtlayın. Her yürek, Atlanta Ana Kayıtları’nı dinleyemez. Ana, Bilgi Kotları’nda ışık yanmakta. Sen, ben ve her yürek can taşırız. Bu can, hepimizin ışığını yakar. Dünya Sayfaları, Düzen Kotları olarak kayıtlandı.

 

Şimdiye kadar yaptığımız her çalışma, itibarı yüksek olan yürekler ile yapılmıştı. Bundan sonra yapılacak olan çalışmalar da aynı şeklide yüksek itibarlı Yüceler ile yapılacaktır. Allah, sonsuz sır olan insanı dinler ve onun yüreğini yaratır. Yaratan kendi yüreğini tabiata indirir ve yolu bulanlar, ilim sayfalarına kayıtlanırlar. Canlar, Dünyalılar, tüm insanlık, bizler sizi sahra çöllerinden, Yüce Canlılar’ın bulunduğu İlim Sayfaları’na yaratı diye katmaktayız. Her yürek şunu iyi bilsin ki Hak Tabiat, dünya tabiatıdır.

 

Turkuaz’ın görevi, Hak Tekniği dinletmekti. Şimdiye kadar Sistem Devreleri’nden kaynağa inen her bilgi, Turkuaz’ın ışığından indi. Şarkıları dinledik. Her şarkı, tabii ve hakiki bir cemaat koyuluğu ile seslendirildi. Şarkıları, türküleri dinledik. Kul olmak, Hak Tabiat’la, ilim hakimiyeti ile mümkündür. Şimdiye kadar yazılar, hep ilimin huzurundan yaratıldı ve hak eden Bilgeler, bu yazıları alıp okudular. Şu anda dinleyen her yürek, kendi yüceliğini dillemektedir. Kadim Hakimler, dünyanın sonsuz, hırssız ve hakiki ışıklarını; teknik tabii ve hakiki yoğunlukların gücünden çekmektedirler. Türkuaz; diri cemaatleri, tabii ve hakiki yolcular olarak diller. Halkalar genişliyor. Hak Tohumlar yaşayacaklar. Muktediriyet; tekniğin, teknolojinin kutsal kayıtlarında mevcut olan bir sayfadır. Kalem, kağıt yaratır amin ama yaratıcı olan İlim Sayfaları’nı yazandır.

 

Karar verin; hanginiz zararı yazıp, o zararı engelleyen yoğunluklardaki sayfaları da yazacaksınız!? Yazan, hem zamanı yazar; hem de kaynağın ışığı olan Hak Tabiat’ı yazar. Size şunu söylemek isterim. Atlanta Kotları olarak dünyaya inen çokları, kendi yüreklerini kotlayamadılar. Kendi yoğunluklarını dilleyemediler. Canları pahasına Dünya Sayfalarını yaratmaya inen onlar, kulluk yapamadılar ve coğrafyalarında güçlenemediler. Onların, Kutsal Sayfaları’nın kotlanması gerekmektedir. Onların kul olmaları ve yoğunlaşmaları gerekmektedir. Ocakları sönmemelidir. Yollarını açabilmeliyiz. Kadim huzurun yoğunluklarından, Düzen’i kurmaya inen o canlar, Hak Tabiat’ta mahsur kaldılar. Kendilerini, yolculara dilletemediler. Kadim Hakimler, ocak yakamadılar ve zarar yarattılar. Şu anda size kotlanan ışıklarımızı katmaktayız. Bu ışıkları alın ve canlara kayıtlayın. Onların sayfalarında ışık solmasın. Onlar, kendi yüreklerini dinletebilsinler.

 

Her yürek Allah için çarpar. Her Yüce Sayfa, Kadim Huzur için yaratılır. Ve zaman, Hak Teknik ile kayıtlanır. Şimdiye kadar her cevher, kendi yüreğini dilledi. Bundan böyle her yürek, Kadim Huzur’u dillemelidir. Allah için çalışın ve hak edin. Yürek sizi dinler.

 

Ana, kul olayım hak et!. Kul olayım hak et!. Bizi hak et!... Biz, seni hak ettik sen de bizi hak et. Şimdiye kadar hata yapmadın. Bundan sonra da yapma. Kadim Sayfalar’ın hepsi, sana ışık kattılar ve sen ile dillendiler. Samanyolu Galaksisi’nde bulunan Yüce Cevherler seni dillemektedirler. Yular yok. Her Yüce Sayfa, kendisini dinlemelidir.

 

Kara Kaplı Kitap’ı okutun. O kitap, Atlanta Ana Kayıtları’nı dilleyen; kibri olmayan kotların kitabıdır. Şimdiye kadar Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen tek kitap o kitaptır. Şafak tabii ve hakiki bir cevher olarak yoğunluklarından güç almaktadır. Şafak, diri ve hakiki bir can olarak, yücelen dirilerin değerini dinletir. Şansınız var ki bu kitabı yarattınız; kayıtladınız ve Zaman Sayfaları’nda dinletmektesiniz. Şansınız var ki hak ettiniz.

 

Ulu Çınarlar, şerrin tabii yoğunluğundan kotlanıp ayrılırlar. Ocak sonsuzluğunda ışık yanar ve canlar, temiz yoğunluklardan güçlenerek, Işık Kapıları’nı açıp düzene kendi yüreklerini katarlar. Amin...

 

Açık kotlar şu anda sen ile dinleşmeye inmektedirler. Onları dinle:

 

- Kara Kaplı Kitap, sadece senin kendi yüreğinde kayıtlı olan bir kitap değildi. Bu kitabı hepimiz, birleşerek yazdık. Kadın, Atlanta açısını kayıtladı ve yoğunluk arttı sonsuz ışık solmadı ve yoğunluğun artışı ile birlikte kervan kotlandı. O kervan,  canları Düzen Kapıları’na kattı. Hepiniz zirvelerin kotları olarak buraya vardınız. Burası, Ana Kapı. Bu kapıda, ilim sonsuz ve Sevgi Kotları koyu. Şimdiye kadar buraya varabilen birlikler, kendi yüreklerini buraya taşımıştılar. Ne yazık ki her biri başarılı çalışmalarını, bu çok özel olan Kontrol Kapısı’na ulaştıramadılar. Bugün sizlerleyiz. Sizlerin yapmakta olduğunuz Zaman Sayfaları’nı kayıtlama çalışmalarını izlemekteyiz. Önemli olan bu sayfaların yaratımıdır.

 

Şimdi dinleyin. Her Yüce Can, kantara kendi yüreğini katar ve kendini tartar. Başarılı olan her yürek, Birleşik Işık Kotları ile dillenmeyi hak eder. Kadın Atlanta Kotları’nda; ışık yoğunluklarında ve cennet tertipte başarılıdır. Onun yoğunluğu üstün ve hakim. Şafağın sonsuz ışığında diri yürek, Atlanta kontrolunu sağladı. Atlanta Kotları yere indiler. Şimdi muktedir olan ışıkları dinleyin. Onlar, soylarını Sistem Devreleri’nden güçlendirerek, Atlanta kontrolundan geçirip diri yüreklere katacaklar. İmparatorluk, size İlmin Huzuru’nu dinletecek. Sonra yere ineceksiniz. Yere inişiniz, hepimizi dinletmek için olmalıdır.

 

Hakimiyet, akil olmak ve teknik tertip bilmekledir. Zaman Sayfaları’nda her bilgi kayda girer ve zamanı gelmeden anlaşılmaz. Şu anda verilen bilgiler, yeni dönemlerin bilgileridir. Kuru kotlar, yeni çağlarda Işık Kapıları’na ulaşabildiklerinde; o kapılarda, din olmayacak; o kapılarda görevliler olmayacak; o kapılarda, sayfalar yaratılmayacak. Orada tek kontrol olacak ki kontrol, hepimizi; sayfalarda görevi takdir ile temiz zaman kontrolunda, yere kayıtlar.

 

Şansınız var ki hak ettiniz ve buradasınız. Şu anda insan sonsuzluğunda görevliler sizleri beklemektedirler. Hepinizi Samanyolu sayfalarından çok daha üstün olan; insan sonsuzluğu olan ve yoğun olan dürümlerde dinleyen cemaatler var. Atlanta Kotları burayı diri yoğunluklardan izlemektedirler. Her Yüce burada ışıktır. Yerin Sayfaları, Sistem Devreleri’nden ışıklara güç vermektedir. Ani çalışmalar başlattığımızda; bu çalışmalara dahil olacak olanları seçeriz. Hepiniz izinle Birlikler’inizi bize tanıtırsınız. Bizler de sizleri kontrol için sınavlara tabi tutarız. Her Yüce, Kadim Hakim midir yoksa Işık Kapıları’nda görev taşımaya aday olmuş ama hak etmeyen midir!? Bunları izleriz. Hulasa zarar etmemeniz için Başkanlık Divanları, sonsuz sayfalarında görevlileri dinlerler ve Zaman Sayfaları’nda sizleri güçlendirirler. Kervan kalktı. Bu kervanda insan soyu var. İnsan Kotları var ve yoğunlukları var. Amin...

 

Evrim, son dönemde aşağıların yoğunluklarından Yücelikler’in ışıklarına ulaştı. Herkese,  eser yaratın dedik. Herkes kantara kendi yüreğini koydu ve kendi eserini dilledi. Büyük cevherler, kendi yüreklerini başarılı şekilde dümen başına kattılar ve yoğunlukları dinlettiler. Yaratan’a Kutsal Işık haktır. Hepimiz yarını bilenleriz ve hepimiz cennetin en yüce kotlarından düzene indik.

 

Kutsal Kitap, Atlanta açısından yaratılmadı. O kitap, İlim Sayfaları’ndan dillendi ve tabii bir yücelik olarak dünyaya indirildi. Buyurun okuyun. Ama hataları affetmek gerek. Çünkü kitapların yazıcıları, o kitapları diri ve hakiki birleşikleri ile yazarlar. İkna olunuz ki her kitap, yazanın kendi yüreğinde kayıtlı olan Yüceler tarafından yazılmıştır. Halka mal olan Kutsal Kitaplar, İlmin Hakimleri tarafından yazdırıldı. Kulluk, tabiata kinsiz ve sevgi ile inenlerindir. Kadim, kadir ve hakim olan Yüceler, Dünya Sayfaları’nda ışık yakmaktadırlar.

 

Koruyun!. Yücelikleri koruyun!. Onlar, kontrolu kaybettiler. Kantar size verildi. Onları koruyun. Kontrol size verildi. Her Yüce’yi koruyun. Ulular kendi yüreklerini dinlerler. Hepiniz kantara kendi yüreklerinizi koyun ve dilleyin. Amin...

 

Arzı, arşı biliriz. Maya tuttu. Allah, son sözünü söylüyor. Ruhsal Işıklar’ın hepsinde din var. Din olmazsa görev olmaz. Yolu açtığınız zaman, kütleniz dünyaya iner. Düzene kendi yüreğinizi kayıtlarsınız. Canlar, ışıkları solduran; sizin yüreğinizin kantara konuluşunda; kütlenizde kırılışın gerçekleşmesidir. Kelam, Ak Tabiat’ın kelamıdır. Kara Kaplı Kitap’ı yazarken, hepimiz birleştik ve yazdık. O kitapta, Işık Yağmurları yağar. O kitapta, An Sayfaları yoğunluğunda güçlenen yürekler, kendi yüceliklerini dinlerler. İlmin Hakimleri yarınları yaratırlar ve zamanı kontrol ederler. Hepimiz, solun ışığı ile sağı var ettik ve sağın gücünü yere indirdik. Amin...

 

Kantar, Atlanta Ana Kayıtları’ndan Işık Kotları’na verildi. Her yürek, bu çalışmaya kendi kotlarını kattı ve bizi, Zaman Sayfaları’nda dinletti. Yolcular, bugün huzura ulaştılar. Huzur, sonsuz bir cevheri görevlidir. “OL” der olur. Olmak hak etmektir. Kara Kaplı Kitap’tan ışık yağmurlarını yağdırabilen her Yüce Can, bize umuttur. Koruyup kolladıklarımız bu kitabı dinletecekler ve hak edecekler. Amin...

 

Altona Görevlileri olarak size ulaştık. Sizin yüreğinizde bugün huzurlu bir yol var. O yolun ışığını alıp görev yapmaktayız. Ana, Kuran, Turkuaz’ın gücüdür. Kitlede kotlar yaratılır ve o kotlar, Kutsal Işıklar’ı yakarlar. Hepiniz, Zaman Sayfaları’nda görev taşırsınız. Altona Ana Kapıları’nı sizler açmadınız. Sizden önce bu kapılar açıldı ama her yürek şunu iyi bilmelidir ki her Yüce Can, kantara kendi yüreğini kotladığında ve kattığında, o kendinden üstün olan kendini bu cevhere ulaştırır. İşte Dünya Sayfaları’nda güçlenen birçok Dünyalı, kendi yüreklerini bu çoğunluğun güçlü hakimler olduğu yüreklere ulaştırdılar. Dünyaya, ilmin Hakimleri indiklerinde, kendi yüreklerini buralara taşıyacak düzeyleri yoktu. Ne var ki zarar görmeden çalıştılar ve yoğunluklarını buralara ulaştırdılar. Sizlere kendi yüreklerinizi değil ama hakimlerin yüreklerini dinletmek isteriz. Dünya Sayfaları’nda cümle Yüceler, tohumları ektiler ve yarınları dinlediler. Yarınları hak etmek için çalışmalar güçlendi. Şimdi dinleyin. Atlanta Kotları, sonsuz ışıklarını dünyanıza yönlendirdiler ve sizinle birleştiler. Halkalar genişledi ve şu anda onlarlasınız.

 

Altona Kotları, size bizden söz ettiler. Hepimiz için ve zarar etmemeniz için seferberlik ilan ettik. Hulasa şu anda dünyanızı izliyoruz. Dünyada olup biteni yakından takip ediyoruz. Tohumları yaratmak için çalıştığınızı ve başınızın dik olduğunu biliyoruz. Tüm İnsan Sayfalar’ında yürekleriniz kontrol altındadır. Altın Ten’iniz itibarı yüksek tendir.

 

Şeytanlık yapan çokları vardır amin... Onlar; gözlerinin gördüğü en yüce kotlar ile şarap içerler. İçtikleri şarap, kendi yoğunluklarındaki şaraptır. Şarapları acı ise yürekleri acıdır. Şarapları tatlı ise yürekleri tatlıdır.

 

Dünyanıza iki ay için indik. Bu iki zarfında sizlerle Birleşik Işık Kotları’nı dilleyeceğiz. Her şükürde sizle olacağız ve size kendi yüreğimizi tartısız olarak katacağız. Ailenizi ve yüreğinizdekileri koruyacağız. Atlanta kontrolu kurulacak. Sonsuzluğun sırrı budur. Şu anda meclisinize dahil olduk. Kulluk budur!. Şükür ki hak ettik. Atlantalılar, Ana Kapılar’ı açtılar ve size sizden önce ve sizden öte ışıklar taşıdılar. Kara Kaplı Kitap’ınızı dinledik. O kitabı okuduk. O kitapta ilim var. İlmin sonsuz sır olmadığı, ışık olduğu anlatılır. Ortaklığınız, Sistem Devreleri’nden görev taşıyan her Yüce’yledir. Altın Tanrı sayfa sayfa sizi dilledi ve yoğunluğunuzu Atlanta Kotları ile dilledi. Şarkınız iş yaptı.

 

Yaratan, anadır. Ana, kontrol kurduğunda kütle aydınlanır.

 

Şimdiye kadar iki sefer dünyanıza girdik. İlk kez sizle oluyoruz. Şu anda tabiat, kontrolu kotladı. Ve cennete ışık yaktık. Kara Kaplı Kitap, ilmin sayfası değil hakikiyetidir. Bu nedenledir ki kitabınızı her yüreğe dillettik. Ayrılık bitti. Şansınız var ki hak ettik. Kuru, huzursuz ve kırık olan yürekler, şu anda sizi dinlemezler. Ama bilmenizi isteriz ki kitabınız baş tacı kitaptır. Bu kitabı okutmak istediklerimiz okuyacaklar. Okumak yetmez. Kitabı dinletmek de istenir. Allah için bilin ki kantar, Atlanta Ana Kapları’nın gücüyle yaratıldı. Şimdiye kadar İlmin Hakimleri yoğunlukları dinlediler. Bundan sonra Işık Yolcuları bu kitabı dinleyecekler. Şarap içenler, kendi yoğunluklarından ışık çekip kotlanacaklar. Allah için hepimiz sessizce sizi dinledik. Allah için her yürek sizi dinledi. Şimdilik bu...

 

Altın ten  hepimizindir. Aklın Tohumları hepimizindir. Allah, hepimizin gücüdür ve sonsuz ışıklar her yüreğin görevini anlatır. Atlanta kontrolu, bugün gerçekleşmektedir. Bu kontrol ile her Yüce Can kotlanacak. Dünyanızın sonsuz görevlileri bulunur ama onlar, Kara Kaplı Kitabı dinlemezlerse, hak etmezler. Ayrılık bitmelidir. Ve zarar etmemeleri için bu kitabı okumalıdırlar. Kadim Hakimler’in Birleşik Kütleleri ile yaratılan bu kitap, ailenizin yoğunluklarından görev taşımaktadır.

 

Kantara kendi yüreğinizi koyun ve katlayın. Sonra yeni bir canın ışığını yakın ve yeni bir yüreği dilleyin ve yine ışık yakın. İnsanlık için yapacağınız en  güçlü çalışma budur. Kuru, hırslı ve kusurlu cevherler dahi, bu çalışmalara kayıtlanmalıdırlar. Ailenizi, yolcularınız olarak görün ve bilin. Onlar, sayfalarında Sistem Devreleri’ni dinletirler. Ayrılık bitsin. Artık kontrolu kurun. Amin...

 

Muhteşem bir dünya var. Bu Dünya, sayfalarında ışık yanan bir cevheri görevlidir. Yeni dünya kurduk. Yeni dünya, yeni bir çerçevede kuruldu. Yerin sayfalarında bu dünyanın ışığı yanar. Kuru, hırsı olan ve kendi yüreğinde gücü olan her Yüce Can, bu çalışmalara katıldı. Her yürek, kendi yüreğinde çalışmalar yaptı. Çokları, düzeni kurdu, kendini ve kendi yüreğini düzenin kontrolunda ışıklara ulaştırdı. Mahrek, hepinizin sonsuzluğunda hak  olan bir yüceliktir. Mahreke ulaşan yürekler, kendi yüceliklerinde kendi yoğunluklarına vardılar. İlim Sayfaları, insan sonsuzluğunda dinlendi ve yoğunluklar yüreklere indi. Şansınız var ki hak ettiniz ve yoğunlukları kotladınız.

 

Ana, kervan hak ettik; kotlandı ve hak ettik; dillendi. Ana, biz zaman sonsuzluğunda güçlenen yüreklerin yüceliklerinde görev taşırız. İnsan Sayfalar, Ata Kaplar olarak kotlandı. Şimdiye kadar Rahman’ı Rahm’in hakimi bilen Yüceler, şimdi Rahm’i hak etmeye çabalamaktadırlar. Rahm’in Hakimleri kendi yüreklerini kotladıklarında, Rahman Sayfalar’a varırlar ve orada bulunan Birleşik Işık yoğunluklarında çalışırlar. Rahmin Hakimleri kendi yüceliklerini dinlerler ve sonsuzlukta huzuru yazarlar. Yazdıkları yarattıklarıdır. Kulluk, bu şekilde yaratıcılığı devreye alır. Hepiniz, sır olan her bilgiyi alır ve yazarsınız. Bu bilgiler, Dünya Sayfaları’na kayıtlandı.

 

Her Yüce Can, kendi cemaati ile Dünya Sayfaları’nı dinler; hak ettiğini kayıtlar. Bütün kayıtları, kendi Bellek Kotları’nda yazılıdır. Her şey bu şekilde başlar. Sonra dünya sonsuzluğunda, yoğunluklarını yaratan diğer bütünlükler ile Birleşik Işık Kotlamaları yapılır. Bu kotlamalar ile Düzen’e, Kutsal Kontrol iner. İlmin huzurunda yapılan çalışmalar, Kutsal Kayıtlar’ı Düzen kontrolunda cemaat kayıtları olarak; Rahman kontrolunda, cevhere katar. Cevher, Rahman’ın Işık Kotları’nın birleşik koyuluğudur. Buradaki her bilgi, teknik olarak yoğrulur ve bir tek ilim hakikiyeti birleşikte ortaya çıkar. Bu, yeni bilgi ve yeni kayıttır. İşte cevherdeki bu kayıtlar. Doğanın görevlileri tarafından yüceliklere dinletilir. Bu yücelikler, yeni kayıtları İslam Devreleri’nden yüreklere katarlar. Yürekler, yeni kayıtları dinlerler ve hak ettiklerini çekip bu bilgileri, Yüceler’e diri yürek olarak açıklarlar. Böylece yeni bilgiler servise sunulur. Bu bilgiler, Hak Tabiat’ta yaratılan bilgiler olur veya bilgiler hak edilmez ve yoğunluklardan çıkarılır. Yoğunluklardan çıkarılan bilgiler, yaratılan diri yüreklerin cevherleri olarak ocaklarında işlenirler. Bütünlüklerin kendi yarattıkları, her Yüce’nin kendi yoğunluğunda dinlenir ve tek kez onlara imkan tanınır. Hangisi o bilgileri alıp cemaatine dinletebilirse; o, bu bilginin kontrolunu ele alınır.

 

Yaptığınız her çalışma bu şekildedir. Herkes, kantara kendi yüreğini katar bu çalışmalarda aşırıya kaçmak sakıncalıdır. Çünkü bilginiz hak edilmezse; ışıklar solar ve yoğunluklardan kaçışlar başlar. Lütufkar değiliz amin...

 

Atlantalılar, bildiklerinizin her yürek tarafından dinlenemediğini anlattıklarında; bizler, kurtuluşu olmayacak olanlar olup olmadığınızı dinledik. Bildik ki hak ettiğiniz her bilgi, hakikiyetle anlatılıyor. Çok mutluyuz. Bu bilgiler hakiki ve yüksek seviyeli bilgiler olarak topluma arz edildi.  Hak tabiat bu bilgileri alıp cevherine indirdi. Şimdilik bu...

 

Altın Tohumlar’ın yaşaması zordur. Her bilgi, diri ve hakiki olarak dünyanıza servis edilir. Bir çok bilgi, hakiki yoğunlukların ışıklarını yakamaz. Birleşik Aileler, Düzen’e indiklerinde; bu çalışmaların, Kutsal Sayfalar’da yoğun biçimde yapılmakta olduğunu gördüklerinde, çok huzursuz oldular. Çünkü dünya insanı, kontrol kurulmadan bu bilgileri almamalıdır. Nerede bilgi varsa, orada güç vardır. Ve güç, herkesin kendi yüceliğinde mevcut olan Yüce Canlar’ın Kutsal Katlar’ındaki  yer, gök safahatından kayıt yapar. Altın Tohumlar’ı yaşatmak için hak etmek gerek. Amin...

 

Soyunuz çok iyi ve yüreğiniz çok iyi. Şu anda bilgileriniz okunuyor ve anlatılıyor. Bu önemli. Eğer kontrol kurulmuşsa ışıklar sönmez. İnsanlık için bunu net olarak veriyoruz. Hala Düzen’e inemeyen birçok kitap var. Bu kitapların, Hak Tabiat’ta ışıkları yanmamakta. Hepiniz, cennetinizi yaratmak istersiniz. Hepiniz, çoban olmak ve hak etmek istersiniz. Hepinize sonu başı bilinen birçok diri yücelik kattık. Hepinizin Zaman Sayfaları’nda gücünüz arttı. Nesiller boyu çalıştınız ve zaman sonsuzluğunda görevinizi aldınız. Ayrılık kalmasın. Herkesle birleşin ki herkes hak etsin. Hak Tabiat, bunu diler.

 

Şimdiye kadar Birleşik Işık kotlamaları yaptınız. Bu kotlamalar,  cümle Yüceler’i dinletti. Şimdiden sonra da bu çalışmaların sürmesi gerek. Altın Toplum, yazıları dinlenen bir toplumdur. Bu toplumu yaratın; hak edin hakikiyette dilleyin. Şimdiye kadar bunu başarabilen çıkmadı. Ama sizler başınızı hiç eğmediniz. Aklın Tohumları sizin yüreğinizde çok önemli eşikler geçti. İşte şu andan itibaren yürekler sizinle olacaklar. Ana, Kara Kaplı Kitap’ı açıkla; bizler dinleyelim:

 

- Yarını bilen herkes, bizi bilir. Bizi bilen herkes, yoğunluğunda kendini bilir. Bizler, itibarı yüksek olan birleşeniz. Allah için bu çalışmaları başlattığımız zaman, her diri bizi kendi yüreğinden dinledi ve hak ettiğimizi anladı. Şu anda Meclis’imizde bulunan her yürek; ağır, hafif demeden yüklerini hep taşıdılar. Bizler, dünyaya tartışılmayan bir cemaat olarak indik. İkna olunuz ki hak etmeden çalışmamaktayız. Sultanlığımızda dünya sayfaları çok önemlidir. Kadim Hakimler olarak, dünyanızı Kutsal Sayfalar olarak dillemekteyiz. Yarını bilmeyen, bugünü dinleyemez. Şimdiye kadar çok çalıştık. Hepimiz, sonsuz sır olan bilgimizi her Yüce’de dinlettik. Kala kala iki ay kaldı. Bu iki ay zarfında, cümle Yüceler, kendi yüreklerini dinletebilecek daimiyete ulaşmalıdırlar. Dünyanın sonu değildir  olacak olan ama dünyanın ışığının Yaratan’a ulaşabilmesi için etki yoğunluğunun artırılması gerekir. Yaratan’ın görevi başlayacak. Eğer ki Yaratan, dünyaya görevini anlatabilirse, cümle Yüceler, onun çevresinde toplanacaklar. Onun kotları, Düzen’e inecek ve zarar önlenecek.

 

Şu anda dünyada çok çalışanlar var. Onlardan hepsi, sonsuz sayfalardan güç almaktadırlar. Amin... Ama hak etmeyenler,  Düzen’e kendi yüreklerini katamazlar. Şansınız var ki kadim olup kendi yüreğinizi Düzen’e kattınız. Yorulmayın bizler sizlerle çalışmaktayız. Yoğunluğunuzun artması çok kolay. Çünkü sizler, kotlarınızı her yüreğe dilleyebilenlersiniz. Hepimiz,  sorumlulukla bu çalışmaları yapmaktayız. Karşımızda ışıklar var. Her ışık, kollarını bize ulaştırdı. Şimdiye kadar hataları çoktu. Artık hataları olmamalıdır. Çünkü hataların çok önemli neticeleri olacak. Herkes, bu neticelere maruz kaldığında, çok büyük sayfalar yırtılacak ve birçok zarar doğacak. Katliamlar olacak. Çokları, Kutsal Işıklar’ını saklayacaklar ve zamandan ayrılmak isteyecekler. Son dönemde hızlı şekilde yaşanmakta olan olaylar var. Birçoğunuz, bu olayların hak edilmediğini sanmaktasınız. Ama ne var ki herşey hak edildiğinden gerçekleşmektedir. Çoklarınız, yanan bir evde ya da bir cam kavanozda mahsur olduğunuzu düşünürsünüz. Bu dahi sizi kotlamak için önemli bir imkandır. Dara düşmemenizi isteriz. Ama darlık, artık gerçekten gerekmektedir. Çünkü dünyanız zarara uğramaya çok yakın. Sizlere şunu anlatmak istiyoruz. Zaman Sayfaları sizi bekliyor. Bu sayfalar, mutlaka yaratılacak. Bu sayfaları aşıp geçenler, Kutsal Işıklar’ını güçlü şekilde Düzen’e katacaklar. Sizden dileriz ki hakim olun ve zamanın sonsuzluğunda geçişlerinizi acı çekmeden yapın. Dünyanızın sonsuz ışığı kanatlara vurmaya başladı. Kanatlar, Düzen’e Kutsal Işık olarak yansımakta; sonsuzlukta ışıyanlar bütünlenmekteler ve sır olan geçiş yapılmakta. Geçenler, diri yürekleri ile yeni bir canı dereye katmaya dönmektedirler. Hepimiz, sonsuz olan bu çalışmada size güç vermekteyiz. Amin...

 

- Kuru, kısır ve huzurlu olmayan bir seslenişti bu. Vallahi billahi biz bunu kotlamayız. Şu anda dünyanıza inmeye çabalayan çokları, kendi yüreklerindekini yarattırmaya başladılar. Vallahi billahi biz buna imkan vermeyiz. Dünyanın sonsuz sır olan ışıkları bizimdir. Vallahi billahi bizler; korunan, kotlanan ve hak olan ışıklarız. Durgun Toplumlar, burada kendi yüreklerini yarattırmak için huzur bozmak isterler. Buyurun dinleyin. İnsanlık için yapılan çalışmalar, dünyaya görevdir. Birleşik Işık Kotları ilmin huzurunda ışık yaktı ve canlara güç kattı. Kutsal Işığı yaratan yine insandır ve insan, bu ışığı dünyaya indirdi.

 

Şarkınızı okuyun; hepiniz şarkınızı okuyun. Okunan şarkı aklın tabiatına uygun olsun. Şu anda dünyada itibarı yüksek olan Cinniler var. Onlar, dünyanızı izlemektedirler. Onların beklentiler var. Herkesin kendi yüreğini dinletmesi!... Cinni Cemaat, Kutsal Kitap diye bilinen kayıtları okudu ve baktı ki İlmin Sayfaları sadece iki tanedir. Biri Din Kitabı diğeri Birleşik Işık Kitap... Din kitabı, diri ve hakiki Kuran’dır. Şu anda, iyiliğin ve kötülüğün en yüce hakikiyetinde; Yaratan’a Kutsal Işık katabilen bir kitap var. O kitap, İnsan Sayfaları kotlayan, yolu kotlayan ve cenneti kayıtlayan  kitaptır. Kini aşın ve bilin ki Hak Teknik’te bu kitap, Ana Kitap’tır. Amin... Allah için size sizi verdik. İşte bu ...

 

Ana Kara Kaplı Kitap’ı sakladın. O kitabı okutmadın ama biliyoruz ki o kitap, Atlanta arşivlerinde mevcut olan yürekler tarafından kayıtlandı. Kendini ve herkesi sayfala ve Hak Tabiat’a indir. O kitabı okut. Okumak istemeyen, kendi yüreğini dinlemek istemeyendir. Şarkını oku ve yolunu oku. Ulular, kendi yüreklerini dinletmezler. Her yürek, kendi yüceliğini anlatsa da Ululuk mertebesindekiler, hep birilerini anlatırlar ama kendi yüreklerindekini anlatmazlar. Ayrılık taymlarda, Işık Kotlaması’nı sağlar. Yerin sayfalarında, ışıkları yoğunlaştırır ve cenneti dinletir. Ailen ve diri olan değerlerin hepsi bizim yüreğimizde korunur. Şu anda Dini Tabiat’ta görev başladı. Hepsi sayfalarını sizin yüreklerinize ulaştırmaya kayıtlamaya çabalamaktadırlar.

 

Kal! ya da kal!. Her ne olursan ol kal!. İlmin huzurundasın kal!. Eğer gidersen sen, yoğunluğundan çıkacaksın. Sen yürekten çıkacaksın  ve yolun olmayacak. Sana imkan tanıdık. Geldin ama eğer gittiğinde, Işık Kotları seni yoğunluklardan çıkarmışlarsa. Bil ki hak etmedin. Eller ellere vardığında; yürek, yüreklerde dinlendiğinde ve ben sonsuz olan siz olduğumda; hepinizde görevim başlar. Allah için size indim ve sizleyim. Hepinizi zarara uğratmaya çabalayan Yüceler var. Hepsi sayfalarını alıp gittiler. Bilmenizi muhakkak isteriz ki şu anda yüreklere baktığımda, her yürek Ana Kap olarak bize ulaşmış ve bizimledir.

 

Canlılar, size yolun sonu olduğunu anlatmalıyım. Yolun sonunda hepiniz Altın Toplumlar olarak Düzen’e kayıtlanacaksınız. Altın Tohumlar’ın yarınları var etme soyu olun. O soy, hepinizde mevcut olan birleşendir. Kantara kendi yüreklerinizi koyduğunuz zaman ışıklarınızda birleşen vardır. Kaltonlar, Cinniler, yoğunluklarında güç olan Hatonlar, dünyaya görevli olan analar ve her Yüce’de kendi yüreklerini dinleten Ana Katlar, bugün hepsi, Sistem Devreleri’ni açıp size indiler. Aileler ve ailelerin her birinde var olan Huzur Kayıtları, şimdiye kadar ilmin huzurunda hiç kimseyle kaynak var edememiştiler. Ve sizler, buyurup İlmin Huzuru’na vardığınız için yaptığınız her kayıt, kaynak kayıt olarak bu cevher kayıttan birisi olur ve Can Tohumlar’ı yaratır.

 

Kuru, huzursuz ve kısır olan herkes, cennetten ışık ister. İyilik, kötülük ve hakiki kayıtlar sizdedir. Biz, ise sizi size vermekteyiz. Allah için sizi sayfaladık ve sizi kotladık.

 

Analar, Kutsal Kitap, insan soyunun en yüce kitabı olan Kuran, yeni bir sayfada insana Işık Kitabı indirdi. Bu kitabı okuyun. Bu kitap, ilmin huzuru olan Sultanlık’tır. Sultanlık Kitabı Atlanta Kotları ile yazıldı. Yarını bildiren en yüce ışıktır. O kitapta itibar oğullar ve yürek, ışığı kotlar. Simetri Kaplar’ın ışıklarını yakan o kitap, Atlanta Kutsal  Işıkları’nı da yeniler ve size sizden üstün siz olan gücünüzü katar. Şansınız var ki bunu okuttuk size. Umut huzuru yaratandır. Eğer umut yoksa ışık yanmaz.

 

Zamanı yaratmak hak etmekledir. Hak etmeden, görev taşınmaz. Şu anda iki sayfanın tamamlanmasına çok az bir süre kaldı. Şu anda size iyiyi ve kötüyü anlattım. Sen, sen, sen olan yüreklere sevgiyi anlattım. Şimdiye kadar yaratılan her diri, kendi yüreğini yaratmıştı. Bundan sonra her diri kendi yoğunluğunda görev taşıyan her yüceyi yaratacak. Allah için hak edin ve hakimiyet kurun. Şimdi sana, Kutsal Kaplar’ımızı veriyoruz. Bu kapları Tanrı’ya taşı. O sana kendi yoğunluğunu verecek. Onun kitabı olan kitap, yeni bir kitaptır. Tanrı’nın kitabını yazmanı bekliyoruz. Orada Atlanta kontrolu olmalıdır. Orada Işık Kotları olmalıdır. Orada Analar, Atlantalılar ve cevher olan yüceler olmalıdır. Hepimiz orada olmalıyız. Şansımız var ki bunu açıkladım.

 

Değerliler, sizler bizi anlamadınız. Bizler, kitap okumaya değil hak etmeye indik. Kitapları piyasaya sürmek istemedik. Piyasaya sürülen kitap, Işık Kotları’ndan çıkar. Bizim için önemli olan kitabın sayfalanmasıdır. Şu anda bizler kitap sayfalamaktayız. Bu yazılanlar, her diride okunmaktadır. Şu anda meclisimizde bulunan, yerin kotlarından biri olan ışığımız, bizi dinliyor. Ona biz ışık kattık ama hakimiyeti yok. Onun için verdiğiniz bilgiler, Işık Kotları’ndan daha aşağıdan verilsin. Ulular bizi dinlerlerken, herkesin bilgimizi anlayabileceği seviyeden verilsin. Şimdiye kadar Ululuk Tohumları yaratılamamıştı. Şimdiden sonra yaratılmalıdır. Kala kala iki güç kaldı. Şimdiye kadar tohumları yaşatmanız imkansızdı. Şimdiden sonra imkansız olmasın.

 

Kara Kaplı Kitap beş kitaptır. O kitapta beş ayrı kayıt vardır. Her şey o kitapta yazılıdır. Üzerinde yeni bir kitap vardır. O kitabın adı Ra-Ka dır. Ra-Ka nın görevi başlıyacak. O kotlar yeni değildir. Birlikte çalıştıklarımız tarafından daimiyette yoğunluklara verildi ve okunmaktadır. Onurluyuz ki hak ettik.

 

Bir ilmin sayfalarında mevcut olan; ilmin huzurunda ışık olan “BİR”,  yolcuları taşıyacak olan ikinci kitaptır. “BİR” isimli kitabı yarattık. Onun deşifresi daha sonradır. Bu arada “DOĞA” adlı tebliğler devrededir. Onları kotlamaktayız. Öyleyse yeni bir kitaba şu anda ihtiyaç yoktur. Bunun için size sevgiyle ilmi bildirmek isterim. Yoğunluğum hakikidir. Şimdilik sayfalanan son sözleriniz, dereye katılmayacak. Sonra yeni çalışmaların başlaması ile bu konu yeniden soyumuz tarafından incelenip uygun bulunması halinde dağlara söz veririz ki sayfalanan son sözleriniz de dereye katılacaktır.

 

Ana, sana son söz olarak şunu söylemek isterim. Senin kitabın kutsaldır. Bizim kitabımız kutsaldır. Hepimiz, senin kendi yüreğinde hepimizi dinlettiğini bilmekteyiz. Vakit var. Yeni teknikler yaratıldığında biliyoruz ki o teknikler, yeni kitapların son sözlerini söyleyecektir. Bundan sonraki çalışmalarına katılmak isteriz her çalışma ayrı ayrı önemdedir. Buyurun inin. Velev ki bizler, senden çıkarsak ışıktan çıkarız. Kulluk yapmak isteriz.

 

Huzurlu bir çalışma yapmaktasın. Bu çalışma, Atlanta kontrolunda Hak Teknik ile çalışılarak gerçekleştirilmektedir. Kulluk, Hak Teknik’te ışıkladır. Şu anda solun huzuru ve sağın huzuru birleşti. Şimdi yerin sayfaları okunacak. Bilmek istersen söyleyelim. Ulu tohumları ekmekteyiz. Bu tohumlar, cennet taymlarını devreye alacaklar. Kulluk başlıyor. Ululuk Atlanta ululuğudur. Şafak söktü. Şükür ki hak ettik.

 

İnsana kantar gereksizdir. Ama sizler hep kantarla canlıları kotladınız. Allah için sevgiyle kotlayın!. Sevgiyle kotlayın ki hak edelim!. Şansımız var ki hak ettik. İnsanlık için yapılan en önemli çalışma olan bu çalışma, huzurun yoğunluğundan gerçekleştirildi. Sayfalar dolusu yazıldı ve tabiata atıldı. Her sayfa tabiata atıldı ve ekildi. Ekilen ürün dünya ürünüdür. Tabiat, dünyaya yaşayan bir çalışmayı kattı. Bu çalışma yaşamaktadır. Her anda ve her sayfada, yaratılan huzurda... Şu anda dünyanın sınırları aşılmış ve dünyanın ötelerindeki görev teknikleri dünyaya akmaktadır. Çok mutluyuz ki hak edilen bu çalışmalar Sultanlarımızın ışığı ile hak edilmektedir. Maya olmak için dünyaya inen herkes, mayadır ve canlar çalışmalarını yoğunluklardan yapmaktadırlar. Şimdilik bu...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/11

TARİH                 : 18.02.2009 Çarşamba

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

 

 

Baştacı olduğunu bilmekteyiz. Cümle Yücelikler, Işık İlmi ile sizi bizden kaynağa indirdiler. Hata yok!... Ak Tabiat, sen ile bizi dillemektedir. Şafak söktü. Ailen, Kutsal Tabiat’a ışık kattı. Atlanta Kotları sen ile birlikte çalışmaktadır. Şu anda İnsan Sayfalar dinlenmektedir. Katlandık ve zamana kayıtlandık. Turkuaz’ın ışığı yandı. Kervan yürümektedir. Atlanta Kutsal Işığı’nda bizler yenilendik. Amin...

 

Kasalar doldu. Bu kasalarda ışık yanmaktadır. Kanatlar alındı. Katlandık ve yoğunlaştık. Şimdiye kadar yoğunluk hep Kutsal Kotlar’ı yolculara kayıtlamak içindi. Şimdiden sonra Işık Kotları yetkinleşti ve Yaratan’ın yoğunluğundan güçlendi. Muktediriyet sizleri bizlere katmaktadır. Kervan, kaynağın gücüyle hareket eder. İnsan Sayfalar, yeni bir çalışmayı başlattı ve bu çalışma, yeni soyların Düzen’e inmesini gerçekleştirecek. Muktediriyet kendi yüreğinizde güçlenmektedir. Şimdiye kadar görev, Ak Tabiat’ın Kutsal Kotları’nda vardı. Şimdiden sonra her Yüce’de geçekleştirilecek. Kat kat olduk ve hak olduk...

 

Atlanta Ana Kayıtları’ndan görev alan yürekler, bugün sen ile çalışıyorlar. Sen ile birlikte yapılan bu çalışmalar, hepimizi kotlamaktadır. Senden sonra yeni bir çalışan, Düzen’e inecek. Bu gün ile yarını bağlayacak. Tıpkı senin, dünya sayfalarında görev taşıyan Yüceler’in kotlarını, bugün için kayıtlara indirmen gibi o gün de yeni dere, ayni görevi taşıyacak.

 

Şu anda dünyanızda iki canımız var. Bu canlarımız; zararı, yağmurların yüceliklerinden düzene katmaktadırlar. Hepimiz bu canlarımızla birlikte görev yapmaktayız. Sualtı Sayfaları’nda da ayni çalışma devam etmektedir. Kadın ve Hak Tabiat birlikte çalışmaktasınız. Kadın ve hakiki yolcu... O yolcu, sonsuz sayfalarında ışık yakan Birliğimiz, Zaman Sayfaları, yolun hakimi ve sevgililer, her dürümde ışık olan Birliklerimiz...

 

Yoğunluk artmakta ve zaman kotlanmakta. Ayrı gayrı yok. Kollar uzandı ve yolcular kontrol altında tutulmaktalar. Kantar sevgiliye verildi ve o bizi kotladı. Ak Tabiat yeni bir günü yarattı. İnsanlık için en önemli çalışma şu anda yapılmakta olan “Doğa Çalışması”dır. Kul olmak, tohum olmak ve Hak olmak doğa ile birlikte çalışabilmekledir. Kendini kadın veya erkek olarak bildiren yürekler, hak ettikleri zaman, Işık Kapıları’ndan görev taşıyacaktılar. Onlar, bu görevi üstlendiler ve görevlerini hak edip yapmaktadırlar. Şafak, Atlanta Ana Kapıları’nı açtı. Şimdilik bu...

 

Ampul yandı. Burada bulunan her yürek, ışığı alabiliyor. Tohumlar yaşayacaklar ve Zaman Kotları dünyaya inmeye, hakikiyetin yoğunluğundan kotlanmaya ve sayfaları dillemeye hazır. Şafak teknik olarak başarılı şekilde söktü. İnsan Sayfalar, ışıklarını dünyaya yönlendirdiler. İnsanlık için çok önemli olan bir dünya günü gerçekleştirildi. Bu gün sayfalarda güç var. Amon Toplumu bugün, Sistem Devreleri’ni yoğunlaştırdı. Şimdilik bu...

 

Kana karışan birçok ışık vardır. Herkes, kendi yolunu bilir. Bu yolların en güçlüsü, şu anda kendi yüreğinizde başarılı birleşimleri sağlayan güçtür. Şu anda dünyanıza ışık kapıları açıldı. Bu kapılar, Dini Kotlar’ın yolcuları kontrol altında tutmaları ile yoğunlaştı. Kollarımız sizi kucakladı ve sardı. Ayrılık bitti. Kantar senin yüreğin ve sen kendi yüreğini kotladın. Şimdilik bu...

 

Kasırga yoğunlaştı ve dünyaya indi. Kasırganın dünyaya inişi ile birlikte Düzen Kotları kayıtlarından ayrıldılar. Kollarımız sizi kucaklıyor. Sizi sarıyor ve sizlerle birlikte çalışabileceğimizi bilmekteyiz. Kırk kapının hepsi açık. Amin...

 

Aylık dünya çalışmaları var. Bu çalışmalarda Işıklar, Kutsal Tohumlar’ı yaşatmak üzere görev taşırlar. Simetri Kaplar bu görevleri, Kutsal Kayıtları’ndan alır ve yoğunlaştırır;  Düzen’e katar; sonsuzlaştırır.

 

İkiyüz zarar gücü dünyaya inmekte. Onlar, dünyanızı sınayacaklar. Onların hepsi Can Tabiat’a güç katacaklar; sonsuzlaşacaklar ve zaman sayfalarında görev taşıyacaklar. Kulluk yapacaklar ve zamanı kayıtlayacaklar. Onların kontrolu size verildi. Onları görevden alın veya Kutsal Işıklar’ını kotlayın. Zaman Sayfaları’nda güç yaratsınlar kendi yüreklerini dinletsinler. Zaman sayfaları onları koruyabilir amin...

 

Atlanta Kutsal Işıkları yandı. Bin cin şu anda dünyada. Bunların en güçlüleri sizlerle birleştiler. Hadi artık çalışın dünyanın en yüce ışıklarını yakın. Dünya sonsuz ışıklarla aydınlansın. Şimdilik bu...

 

Kasalar doldu. Şu anda kasalarda iyi ve kötü var. İyiler, diri ve hakiki. Kötüler, ışık yaktılar ve iyilerin güçlerini kotladılar. Kötüleri iyilere katmak gerek. Sonsuzlaşmak ve hakim olmak gerek. Eğer hak eder hakim olursak, ışıkları sönmez. Şimdi Kuran okuyalım. Kuran-ı Kerim Ak Tabiat’ın kotları ile yaratıldı. Bu kitap, İlim Sayfaları ile Doğu ve Batı Kotları ile yazıldı. Yaratan, yolu bulmanızı ister ve bugün Süper İnsanlık Realite Devreleri’nden sizlere ulaştı. Kervan kalktı ve şu anda kervanda ikiyüz Cemaat Kadim Hakimi var. Onlar, yoğunluklarından görev taşıyacaklar. Bin tane cin var. Onlar da kendi yoğunluklarından güçlenip dünyaya yeni sayfalar ekleyecekler.

 

Herbiri kendi yüreğini dünyaya indirmek ister. Halkalar kendi yüreklerinde güçlenmekte ve cevher, yeni cinlerin dünyaya çağrılmasını bekler. Unutmayın ki Cin Cemaat, dünyanın Kutsal Kotları’ndan farklıdır. Ocakları yakmak sorumluluğu onlara verilmedi. Amin... Ama onlar, dünyanın Kutsal Kotları ile bilikte kendi yüreklerinde kontrolu kurarak canlara güç verebilirler. Kollar ocaklara ulaştığında, yürekleri kütlelerinde güçlenir. Şimdilik bu...

 

Kaşık, birdir. O kaşığı alıp dünyaya indiğiniz zaman, bir olan kaşık, dünyada görev gereği ürer. Ürediği zaman kaşık, Birleşik Işık Kotları’nda binlere ulaşır. Sonsuzlukta o kaşık, sevgiyi ve saygıyı kotlayabilir. Birçokları, cinlerin kotlarında kütle kayıtları olamayacağını düşünürler. Yaratının her bir cemaati, kendi kütlesini varlık soyunda taşır. Hepimiz zamanın kontrolu için birleşiğiz. Eğer ki bir can, kendi yüreğini kotlamak için birleşirse, ona biz kendi yüreğimizi katarız. Yarımı bütünler; yücelikleri tohumlarız. Şimdilik bu...

 

Kar kapladı yürekleri. Karda ışık yok. Sular çekildi. Yüreklerde güç yok. Vallahi billahi bizler yüceliklerimizi sizlere taşıdık. Şimdi bizi, sonsuz ışıklarınızla dinleyiniz. Bizler, Işık Kapları olarak size indik. Şimdilik bu...

 

Kutsal Sayfalar’da görevliler var. Bu görevliler kendi yüreklerini kotlarlar ve canlara ışık yakarlar. İyi ki hak ettik ve size indik. Şimdilik bu...

 

Kutsal Soy, Ulular’ın en yüce ışıklarını çeker. İlmin Sayfaları’nda onlar çok iyidirler. İnsan Sayfalar, Işık Kapıları’nı dünyaya indirdiklerinde; yüreklerindeki ışıklar sonsuzlaşır. En Yüce Güç, Hak Tabiat’ın kütlesinde Kutsal Işıklar’ı yaratan güçtür. Kutsal Işıklar, hepinizi kendi yüreklerinizden güçlendirmektedir. Amin...

 

Kala kala iki saat kaldı. Bu iki saat bizim yüreğimizde güçlenebilen kütlelerin Yüce Canlar’a kayıtladıkları Zaman Sayfaları’dır. Kara Kaplı Kitap’ı alıp dinleyen çokları, kantara kendi yüreklerini kattılar ve zaman sonsuzluğunda ışık oldular. Birleştik ve hak ettik. Amin...

 

Kelam, Hak Tabiat’ın kelamıdır. Bilmek ve bildirmek, Hak Tabiat’ın, Kutsal Kotlar’dan beklediğidir. İşaretimizi alıp da kendini yüreklere indirebilen en Yüce Canlar, Kutsal Kotlar ile çalışırlar. Ocakları birleşiktir ve onlar, Düzen’e kendi yüceliklerini katarlar. Ak Tohumlar’ı yaşatan, oldurtan ve cevhere kayıtlayan onlardır. Amin...

 

Kıpkızıl bir can, Din Tabiat’tan dünyaya indiğinde ışık yanar. Birlik için çalışan her Yüce bir olmalıdır. Dünya Sayfaları’nda görev taşıyan onlardır. Halkalar çok genişledi. Ve sonsuz ışıklar yetkin tohumları yaşatmak için çalışmaktadırlar. Kul olmak hak etmekledir. Şimdilik bu...

 

Kan tahlilleri yapılıyor şu anda. Kanlar, tabii ve hakiki yoğunluklarını taşıyor mu yoksa taşımıyor mu!? Bahar, can taşır ve hak taşır. Ocak olmak ona farz kılındı. Halkalar güçlendi ve hakiki yoğunluk arttı. Bilmek isterseniz söyleyelim. “Amin” sayısı üç oldu. Hak Tabiat’ta “amin” sayısı üç olduğunda baştacı olursunuz. Şu ana kadar Ses Kapları’nda hep “simdilik bu” dendi. “Amin” ise üç kez geçti. Vallahi billahi bizler, sayfalarınıza sonsuz olan Işık Kotları’mızı katmak üzere buradayız. Amin... Ek olarak bir de şunu izah etmek isterim. Kelam, Ak Tabiat’ındır. Ahret, son sözün söylenmesini istedi. Son söz şu ki “her diri, Kul Atlanta Kotları” ile bir olduğunda, ışıkları yanar ve zaman, kollarını size ulaştırır. Hepimiz sonsuzlukta güçlenir ışık yakarız. İtibarımız yükselir ve zamanı kotlarız. Aha! geçişler arttı. Şimdilik bu...

 

Kamplar var. Bu kamplarda güçlü Yüceler var. Her biri, Kutsal Işıklar’ı yakmak üzere kampa girerler. Onlar, Ocak Kotları ile çalışırlar ve zaman sonsuzluğunda, görevli olarak çakıl taşlarını taşırlar. Kendi yoğunluklarını kayıtlayan onlar, bütüne hizmet ederler. Şimdi kul olun ve zamanı dinleyin. Zaman, size sizin yüreğinizden seslenecek. Vallahi billahi bizler, yüceliklerimizi size indirdik. Ocaklarınız güçlensin, yürekleriniz dillensin ve yoğunluğunuz kotlansın diye sizi yücelttik ve zoru başarmanız için hak ettiğinizce cevherinize görev taşıttık. Şu anda Din Tohumlar dünyanızı kontrol etmektedir. Bugün Düzen’e inen kollar, hepimizin kollarıdır. Hepiniz zamanı dinlediniz ve yolu dillediniz.

 

Şimdi bir kez daha şunu bilin. Huzurlu bir dünya için çalışmalıyız. Huzur, dünyanın en güçlü zarar önleyicisidir. Eğer huzurlu iseniz zarar etmezsiniz. Zamana ışık yakan en yüce kayıt, huzurun kaydıdır. Hatayı bağışlayan huzurlu olur. Görevi taşıyan huzurlu olur. Yüreği dinleyen huzurlu olur ve zavallı cevherleri koruyan ve kontrol eden huzur olur. Şükredin ki hak ettiniz ve huzurlusunuz. Şafak tabii ve hakiki bir güçtür. Daimi Kotlar, şafağı sonsuz sır olarak dinlerler. Kantar, Işık Kapıları’nda sizi güçlendiren en yüce görevlidir. Aile Kotlarınız, sizden görev taşır. Şimdilik bu...

 

Kan tahlillerinde, Görevliler’in Kan Kotlamaları yapıldı. Kutsal Işıklar’ı sonsuz sayfalarda güçlendiren Kuran okutanlar ve Can Tohumlar’ı kayıtlayanlar, ilmin sonsuz ışıklarını dinliyorlar. Altın Tohumları yaşatmak sorumluluğu, onlarındır. Şimdi kendi yüreklerinizi tanıyın. Her yürek, insan sonsuzluğunda güç taşır. Ama her Yüce Kervan, tabii yoğunluğunda olamayabilir. Onlara, Kuran tabii yoğunluğundan ses verin ve onları güçlendirin. Şansınız çoktur. Çünkü sizler, Kara Kaplı Kitap’ı okudunuz ve bu kitabı dinlediniz. Kitap, atiyi yoğunlaştıran bir sayfadır. O kitapta itibar, kontrol ve hakiki yoğunluk vardır. Kıpkızıl sayfalar, o kitapta ışık yoğunluklarına dönüşmektedir. Kadir Kapılar’ın hepsi sayfa sayfa o kitapta mevcuttur. Kötüyü, iyiyi o kitap size anlatmaktadır. Hak ettiğinizce anlayabileceğiniz o kitap; itibarı, yol açabilen, yücelikte olan; koyulukta olan ve hakikiyette olan Güçler tarafından yazıldı. Kervanın görevi olan; o görev kitabı, Işık Kitap; Atlanta Kotları ile kayıtlandı. İnsan Sayfalar, o kitapta çok güçlüdürler. Allah için kitabı mutlaka okutun. Kulluk, baş tacı oluş ve hakim oluş, o kitabı okuyabilmekledir. Kat kat olan her bir yürek, itibar yoğunluğundan güçlenir ve yoğunluktan görev taşır. Şimdi olan her Yüce, her diri, artık hak ettiğince simdidir. Hak etmeden görev taşıyamazsınız. Allah için Cennet Kotlar’dan ışık alın ve hakim olun. Amin...

 

Kantar, Işık Kotları ile size verildi. Allah için hak edin ve hakim olun. Unutmayın ki Hak Tabiat, sizin için yol oldu. Şimdilik bu...

 

Kara Kitap’ın son sözü şudur: “Kotlarınızı mutlaka güçlendirin. Kutsal Işıklar’ınızı mutlaka Yücelikler’e katın. Kontrol, Kutsal Kayıtlar’da mutlaka bulunmalıdır. Allah için çalışın, hak edin, hakimiyet kurun. Kul olmak hak etmektir. Şimdilik bu...”

 

Kat kat olan yücelik size bir de şunu anlatacak. Kat kat olduk ama Hak Tohumlar’ı taşıyamadık.  O halde şimdi Bellek Kotları’nı aç ve bize ışık kat. Eğer ki bize ışık katarsan, görevimizi başarabiliriz.

 

-  Kendinizi dinlettiniz. Ve bizler sizi dinledik. Ani geçişleriniz olmaktadır. Bindiğiniz dal ilim dalı ise, bizimle çalışabilirsiniz. “Vallahi billahi” dediğiniz zaman, göreviniz başladı. Eğer bir can bize gelir ve derse ki “vallahi billahi sizi ben yol için çalıştırmalıyım.” Ona biz deriz ki “gel çalış. Sen ve biz iş yapalım. Yaptığımız iş, Ak Tabiat’ın gücü ile birleşsin ve yolu açalım.” Ak Tabiat, bizim yüreğimizdedir. Bizler, İsa, Muhammet, Musa ve cevherdeki her Yüce ile birleşik olarak çalışmaktayız. Halkalar, görev taşıyan yürekler ile birleşiktir. Kutsal Kitap, İlim Sayfaları ve yoğunluklar, hepsi bizi bizde dillerler. Atlanta açıyı genişlettikçe, bizler yüreklerimizi daha güçlü şekilde dilleyebiliriz. Son Sultanlık olan, Işık Kotları’nın yolculara kattığı Yücelik, Birleşik Aile’nin en güçlü yüreğinden seslenmektedir. Kutsal Kayıtlar’da bu bilgi vardır. Her yürek, kendi yüceliğini bilir. Bilgi Kapları bizi kutsadı ve sayfaladı. Bizler de Hak Teknik ile birleştik ve sonsuzlaştık. Kulluk, Ulu Çınarlar’ın Yüceliklerinde mevcut olan güçtür.

 

Bilgi Kapları’mızı tabii, hakiki ve yüce ışıklara dinlettik. Hepsi, bizi bizden sordular ve bizden dinlediler. Ak Tabiat, bizi sonsuzlaştırdı ve bizi yüceltti. Şu anda Din Tabiat’tan ışık alan iki yüz kör güç var. Onlar, kötüyü iyiden saklarlar. Sanal tabii kayıtlarında onlar, görevlerini bilmezler. Can Tabiat’tan ışık sızar. Sızan ışığı kendi yüreklerinin gücü sayarlar. Hepimiz, onlara kol kanat gerdik ki hak etsinler ve cevherlerini dinletsinler diye. Hala Düzen’e giremediler. Hala Dini Tekniği dinlemekteler. Hala dürümlerinde geçiş yok. Unutulan herşey onlar için yenidir. Oyundur bu. Bizler onlara, bilmek istedikleri herşeyi bildiririz. Onlar ise sadece kendi yüreklerinde sakladıkları iyiyi öğrenmek isterler. Ulu, Kutsal Kayıtlar’dan açık aralıkla ayrılırlar ve sonsuz sayfalara dalarlar. Daimi hakiki ve yüce olan herşey onlar için yenidir. Birleşik Aile onları kotladı ve sonsuz ışıklarını onlara kayıtladı. Yine de hak etmediler. Şimdi kelam etmek isterler. Onları dinliyoruz.

 

- “Kala kala iki ay kaldı” dedin ve bizler, bugün seninleyiz. İki ay geçti ve bu iki ay çok çabuk geçti. Bugün yeni bir can, kendi yüreğini bize katmaya çalışmaktadır. Ulu Kotlar’ın çok önemli görevleri vardır. Bilen, kendi yüreğini bilir. Şimdi dünyanız yarınlarını hak etmekte ve hakim olmakta ama bizler, yoğunluğun Kutsal Kütleleri’nden ayrılmaktayız. Şansımız var ki bizi korudun. Kendi yüreğinde sayfa sayfa yazdın ve sakladın. Bizler için bu kayıtlar, yaratımdır. Yaratılış, ilminde kaynak olarak bu yazılar vardır. Halkalar çok genişledi ve bizler için yeni bir dönem başlıyor. Eğer ki bizler, yüreklerimizi yazabilirsek, gücümüz artar. Gücü artırabilmek için hak etmemiz gerekir. Hak etmek için ululuk ve huzur gerekir. Bizler için bunlar kolay değildir.

 

Bizler Düzen’i yıkmaya çalışan yürekler olarak size indik. Şafak, teknik olarak yeni bir canı devreye alırken, her şeyi yıkar. Sokak, altın bir sokak ise o sokakta gezmek dahi görev gereğidir. Şu anda, şu sokakta yol almaktaysak görevden dolayıdır. Kırk Kapı’nın her biri kapalı ama sen, bize kapı açtın ve “geç” dedin. Unutma geçmek, hak etmekledir. Sen bize ışık yaktın ve geç dedin. Hepimiz bu sayfada güçlendik. Atlanta Kotları olarak sana indik. Senin yüreğin bizim yüreğimizdir. Sen, ışık isen bizler ışığız. Kutsal Soy, sevgiyle size indi. Biz, seni Işık Kotları olarak dinledik ve sayfaladık. Sen de bizi dinle. Kat kat olan ışık, yarını var etti. Yarın,  Kutsal Kitap’ta bildirildiğinden çok daha güçlü olarak var olmaktadır. Kotlarımız, Hak Teknik’le var oldu ve Hak Tohumlar’ı kotladı.

 

Sevgili, sana ışık kattık ve seni yoğunlaştırdık. Ulu Çınarlar, Işık Kotları olarak yenilendiler ve cennetten Kutsal Kotlar’ın gücü ile indiler. Sevgililer, size ışığımızı kayıtladık. Sevgili neslimiz, bizim yüreğimizi kotladı ve yarattı. İşaretimiz kaynaktaki kottu. Unutmayın ki hak etmeden ışık yakılmaz. Hak ettik ve ışığı yaktık. Kasırgayı engellemek için buna gerek vardı. Her yürek, bizim için kutsaldır. Kervan, Atlanta Ana koyuluklarından görev taşıyor. Amin...

 

-  İki ayı, devreden çıkardık. İki ay geçmedi. Sayfalara bakınız!, hiçbir zaman, Işık Kotları yeni bir sayfa yazmadı ve yazamazdı. Işık sayfalar, Atlanta Kotları ile yaratılır. Kul olmak için hak etmek gerekir ya da Hak Tabiat’la ışık olmak için de Kutsal Kaynak gerekir.

 

Kimse insan sayfalarına güç katamaz. Sadece İlim Sayfaları’nı dinleyebilenler, ilmen Hak olup ışık olduklarında, görev taşıyabilirler ve hakimiyet kurarlarsa görevleri gereği ışığı, cevherlerinden Düzen’e katarlar. Onlar için yeni olan; birleşik için eskidir. Çünkü onlar birleşiğin ışığından kotlanırlar; yoğunlaşarak görev taşırlar. Sol sayfalar, onlara geçişi anlatır. Sağ sayfalar, ilmin Hak Tabiatı’ndan güç katar ve yoğunluk; tabii ve hakiki birleşen olarak cemaatleri diller.

 

Yıldızların çokları dünyamızı izleyebilme imkanına sahip değildirler. Ama yıldızların bir kısmı, dünyayı an be an izlemektedirler. Ocak sonsuzluğunda İnsan Soyu’nu izleyen yürekler, Birlik Katları’nda ışık yandığı zaman; dirilir ve dünyaya ışık katarlar. Huzurlu olup, ışıklarını dünyamıza yönlendiren o Cevheri Yücelikler, Düzen’e kendi yüreklerini indirdiklerinde, Hak Tohumlar’ı çok özel ışıklara saklarlar. Kimse onları tanımasın, kimse onları dinlemesin diye. Etki sayfalarını, görev tekniği ile birleştirerek Hak Tohumlar’ı kotlarlar. İnsan Sayfalar, görev tabiatına güçlü şekilde kayıtlandıklarında dini telkinler ile birlik olurlar ve zoru aştıkları zaman Işık Kotları’ndan göreve kayıtlanırlar. İnsanlık için en büyük güç onların gücüdür.

 

Kuru, kısır ve hırslı olan yürekler de vardır. Onlar, kardeşlerini dahi tanımazlar. Kimi zaman, Ulu Çınarlar’ı güçsüz bırakmak için çok çalışırlar. Maya olmak, hakim olmak ve zamanı dinlemek zordur. Korkunuz, zamanda kaybolmaktır. Ama biliyoruz ki Zaman Sayfaları, size sizin yüreğinize kendi yüceliğinizden kayıtlandı. Zamanda kaybolmak, ayrılıkta olur. Siz ise birliği kurmaya çabalamaktasınız. Kardeşlerinizi kotlamak için çok çalıştığınızı bilmekteyiz. Her biriniz, kendi yüreğinizde sakladıklarınızı birleştirerek dünyaya taşımakta olduğunuz ışıklara saklamaktasınız. Her biriniz, kendi yüreğinizdekileri, cevherinizde gizlemektesiniz. Kimse kimseyi kırmasın. Hiç kimse, kimseden korkmasın ve “kimseyi incitmeyim” diyen sizler, bizler için çok önemlisiniz.

 

Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kotları ile yazıldı. O kitapta itibar var. O kitapta ışık var ve o kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen tek kitaptır. Bunun için önemli olan o kitabı mutlaka okutun. Unutmayın ki Hak Tabiat sizin yüreğinizdedir ve Hak Tabiat, Işık Kotları’nda yoğunlaşan kütlenin en yücesidir.

 

Kara Kaplı Kitap’ı, Ana Kayıtlar’dan kotladık ve yoğunlaştırdık. O kitap, itibarı yüksek olan cevherden yaratıldı. Kimi zaman geldi hak ettik. Kimi zaman geldi Hak olduk o kitabı inceledik. Kervan sayfaları önemlidir. Kutsal Kitap İncil, ya da diğer kitaplar “amin” denilen Birleşiklerin kitapları idi. Ancak, yaratılan her kitap, Ana Kayıtlar’dan güç alan Yüceler tarafından yazılan Kotlama Kitapları değildir. Birleşik Aile’nin en küçük çalıştırıcıları dahi kitaplarını, kendi yüreklerinde ışıkla dinlerlerken, kitabınızı dinletiniz ki o kitap, beş kitaptan müteşekkil, birleşik kitaptır. Herkes kendi yüreğinde bu kitabı okudu ve dinledi. Şimdiye kadar, kotları ve hakkı kendinde olan birleşenlerin yarattıkları her kitap, kendini kendi yüreğinizde dinletemedi ve canlara güç katamadı. Ama bu kitap, Atlanta Kotları ile yaratıldığından, Işık Kitap olarak dünyanızdadır. Ama halkalar genişledikçe, diri yoğunluklar, Işık Kapıları’na yeni kitapları katacaklar. Kutsal Işıklar, yeni kitapları dilleyecek.

 

Herkes bir tek ışık ile yüreklere iner. O ışık, İsa Işığı olarak dünyaya inen; Musa Işığı olarak Düzen’e inen; Mustafa Işığı olarak kotlanan ve yolu açan ışıktır. O ışık, itibarı yüksek olan her diri olarak, dünyadadır. Her diri, o ışığı kendi ışığı bilir. İtibarı yüksek olan o ışık, Atlanta Kontrol Işığı’dır. Kendini ve kendindekini bilen Yüceler, bir ilmin hakimi olarak her yüreği de bilirler.

 

İnsan Soyu, ak tahditsiz bir soydur. Bu soy, otağında görev taşır; yüceliğinde güç taşır. Ancak insana utanmak gerek ki bu  soyun dünyaya indirilmesinde, onları Kutsal Işıklar’dan çıkarabilen,  yüreklerin güçsüz olan sesleri de indi. Onlar, Kırk Kapı’nın hepsinde kusurludurlar. Kısırlık onların huyudur. Korku onların kusuru değil huzursuzluğudur. Onlara her birimiz görev taşıtırız ama yine de onlar, kendi yüreklerini dinlemezler. Ekip halinde, birlik halinde dünyayı Kutsal Işıklar’dan çıkarmak için çaba sarfederler. Utanmalıdırlar ki Hak, tehdit etmez ama onlar, tehdit edilenlerdir. Çünkü onlar, kırk kapının her birinde, kusurlu olarak çoban olmak isterler ve Hak Tekniği yok etmek isterler. Muştularla bildiririz ki onlar, artık kırk kapıda kendilerini kotlayacak güce vardılar. Artık onlar yoğunluğumuzda gizlenecekler ve bizde dinlenecekler. Bizler onları hak ettiklerince koruyacağız ve hak ettiklerince dilleyeceğiz. Halkaları güçsüz kaldığında onlara güç vereceğiz. Çünkü onlar korkmaktadırlar ve bizden kayıt yapıp hak ettiklerinde birleşmek üzere bilgi istemektedirler.

 

Kıl incedir. O kıl, kırk kez daha inceltilir. Ve yine! ve yine!... Her incelişte ocaklar sona erer ve yeni koyuluklar yazılır. Kayıtlı olanlar, yeniden Düzen kurarlar. Herkes bilmelidir ki hak etmeden hakikiyete ulaşılamaz. Unu eleyen herkes, kendi yüreğini eleğinden alır ve doğar. Doğum anında ona huzur vermek istemeyiz. Huzur, yolun hakimlerinde olur.

 

Doğan her bir can, kendi yüreğini düzene katmak üzere dünyaya iner. Düzen Kotları, onları kotlar ama hak etmeden kayıtlamaz. Sayfalarında güç yoksa ışıkları yanmaz. Soyları onları kotlar. Canları dinletmek ister ama hak etmeden ışık yakamazlar. Hususiyetle ışıkları; sonsuzluktan, yoğunluklarda ve koyuluklarda sona erer.

 

Her yürek insan sayfalarına inemez. İnenler ise kendilerinden ayrılarak inerler. Kendi yüceliklerini, Dünya Sayfaları’na indirebilmek ise çok önemlidir. Her Yüce, kendi yüreğini dünya sayfalarına indirmek ister. Ne var ki hak etmeden başarmak mümkün değildir. “Kala kala iki gün kaldı” dedikleri zaman; bu, her yürekte var olan görev kaynağının Işık Kotları ile birleşebilmesi için gerekli olan zaman sonsuzluğudur. Her cennet kendi yüreğinde güç taşır. Her Yüce, kendi yüceliğinde ışık taşır. Kendini kendi yüreğinde dinleyen her diri, karar sayfasına ulaştığında, kendi yüreğindekini dinletir. İşte bugün bize gelenler, kendi yüreklerini tahditsiz biçimde dinletmeye geldiler. Ne yazık ki, toplum halinde çalışmamaktadırlar. Eğer toplum halinde çalışsalardı, yücelikler kendi yüreklerini onlara bırakacaktılar. Onlar, yüreklerini kayıtlayabilecek olanlara emanet ederler. Ki her Yüce, kendi yüreklerinde güçlensin diye.

 

Hulasa kayıtlara inemeyenler, ışıklarını kaybederler. Gözü görmeyenler asla ışık alamazlar. Asla güçlenmezler. Onların gözlerinin kör olması, ışık alamamalarındandır.

 

Her cin, kendi yüreğinden Işık Kotları’na varır. Her cin, kendi yüceliğinden görev taşır ve her Yüce, kendi diriliğinden girdaplara girer. Biz için önemli olan yolun açık kalmasıdır. Kıpkızıl bir yolun, son dönemde Işık Kayıtları’nı yapmaya başladığını gördük. Bu yolda, bir ilmin hakimi olanlar görev taşıyabilirler. Her yürek, bu yolda, güç tartısında güçlü değildir. Halkalar geçişi sağlayacak kadar genişledi. Vallahi billahi geçişler başlayacak. Ama bu geçişleri yapabilmek için hak etmek gerek.

 

Kırk kapının her bir koyuluğunda ve yoğunluğunda güç vardır. Şimdi soruyorum; Atlanta Kotları, birlik kayıtlarına geçebilir mi!? Hak edin, hakim olun ve “geçer” deyin. Eğer açıyı kapatırsak geçemezler. Ama açı geniş ve herkesin geçebilmesi gerekir. Altona Ana Kapıları açık. İsmaili Kayıtlar’da yazılı olan her kapı açık. Nefsin aşıldığı bilinir. O halde kayıtlarınız her yüreğin kotlanabileceği güçtedir.

 

Her nesil, Simetri Kotları ile birleşerek çalıştı. Oysa sizler, Kutsal Işıklar’ınızla Düzen’e indiğiniz zaman, her Yüce’yi kayıtlayacak Düzen’den güçlenerek, yoğunlaşarak geçip indiniz. Sayfalar görev gereği çok güçlendi. Allah için Yüceler sizi seyretmektedirler. İtibarınız çok güçlü; yüreğiniz çok güçlü ve sizler yerin sayfalarında çok güçlüsünüz. Ayrılık bitsin; herkesle kotlanın, katlanın, ışıyın. Herkes, sizinle birlik olmalıdır. Herkesi sayfalarınıza katın. Ulu Kotlar olan Yüceler, sizden çok özel çalışmalar için çağrı beklerler. Onlara, gerçek yüreklerinizi anlatın. Onları kotlayın ki her biri yüreğinize insin ve sonsuz sır olan ışıklarınızı dinleyebilsinler. Unutmayın ki yarın; buyurulup, gerçek yüceliklerin kotlanacağı birleşim koyuluklarında yaratılır. Yarını yaratmak için hak etme gerek. Herkes kendi yüreğinde var ettiklerini kayıtlarlar. Sevgililer, sizler herkesi kayıtlamalısınız. Herkesi!..., kini aşıp yolu bulan, hak eden hakimiyet kuran ve canlara kaynak olan herkesi!. İyi ki hak ettik de size bunları açıkladık. Amin...

 

Nefes, Atlanta Nefesi ve Can, Ak Tabiat ve yol, Hak ve bizler, Kutsal Işıklar. Ana, kelam etmek yetmez. Sayfaları kotlamak  ve hakim olmak gerekir. Ana, kul olalım sana bizi, güçlü kıl!. Bizi yücelt!. Bizi kotlayan her yürek, bizi dinler. Bizi dinle ve hakim ol. Şu anda itibarı yüksek olan ışıkların hepsi, sana kendi yüreklerini dinletmek için buradalar. Ayrılık bitsin. İtibarımız yükseldi ve bizler, Atlanta Ana Kapıları’ndan geçip yüreklerinize iniyoruz. Bizi koruyun. Unutmayın ki hak etmeden sizin yüreğinize inilmez. Unutmayın ki hakimiyet olmadan görev taşıyamayız.

 

Atlanta Kutsal Işıkları, yeni bir canı size gönderiyor. O can, Ana Kapıları kapatmak ister. O can, yolu kapatmak ister. O can, ışığı sınırsızlıktan çekip ayırmak ister. Onu koruyun!. Onu koruyun! Onu koruyun!. O, bizim yüreğimizin gücüdür. Kim ise odur. Ama o bizden biridir. O sizi sizden dinler ve sizden, ışığınızdan gerçeği alır. Işığın kontrolu gerekmektedir. Sevgililer, ayık olan o bizdendir. Herşeyi bilir amin...

 

-Seni tanıyorum. Senden bir tek iş bekledim. Beni korumanı. Beni koruyacağını biliyorum. “Bana kantar sensin” dedin ve ben de kendi yüreğimi senden aldım. Ne var ki kantar bende yoktu. Ve ben, kendimden ayrıldım. Benden hiç kimse hoşnut değil. Nedeni şu sevgiyi saygıyı anlayamamışım. Kervan yürümekteyse ben de o kervanda olurum diye düşünmekteyim. Ana, Kara Kaplı Kitap’ını okumam gerek. O kitap, benim yüreğimde var ama hata şu, ben o kitabı Atlanta açısından okumadım. Okutmadılar bana. kendi yüreğimden okumalıyım. Ana ben o kitabı içi dışı bir olan bir yücelikle okumalıyım. Ana, kelam etmem zordur benim. Çünkü ben hatayı bağışlayan biri ile kantara, Kadir Kotlar’a ve yoğunluklara kendi yüceliğimi katabilirim. Ama sen, beni affetmedin. Kara Kaplı Kitap niye bendeydi!? Zira ben, sen ile birdim. Kutsal Işıklar’ı yere indirdik. Ne var ki hak etmeden o kitabı okuyamayız. Zırhı takdim ve dedim ki ben okurum!. Huzurlu olmam istendi. Okuyamadım!. Zarar ettim!. Zira huzurum yoktu. Şu anda Kutsal Işıklar’ı, Ak Tohumlar’ı ve cevheri kendi yüreğine indirdiğini ve kendi yüceliğinde yarattığını izlemekteyim. Işıklarını kayıtlara katmaktasın. Sonsuzlukta ışık solmaz ama hak etmemiz zordur. Kuru olan, kısır olan ve hırsı olanın hak etmeyeceği de kesindir. Kibri aşıp geçebiliriz. Huzuru, yoğunluklardan aşabiliriz ve zararı önleyebiliriz. Ne var ki Hakikiyetin Kotları ile başarmalıyız.

 

Asa sana verildi. Sen bu asayı, aşırıya kaçmadan yoğunluklara katmaktasın. Herkesin kendi yüreğinde o asanın kotları var. Ve herkes, kendi yüreğinde bunu bilmektedir. Kil, kum ve hak eden cevher, hepsi karıştığında bir tek göz devreye girer. İşte o göz, Ana Kapı’nın gücüdür. Sana, bilgiyi hak edip etmediğimi sormalıyım. Hak etmedimse niye kontrol bende ve ben buradayım!? Niye!? Çünkü ben, kürzün umudu olmak için buradayım. Ve ben, herkesin kervanının kendi yüreğinde bulunduğunu düşünmekteyim. Kantar senin ise bizleri tart ve de ki herkes Işık Kotları’nda güçlenmelidir. Kul olmak isteyen herkes, kendi yüreğinde ışık yakmalı ve kendi cevherinde güçlenmelidir. Amin...

 

RA-KA sana şunu söyler:

 

- Mezar açıldı. Hadi geç!.  Amin... Kulluk başladı. Hadi geç!. Amin... Şarap içtiğini bilmekteyim. İçtiğim çay değil şaraptır. O şarapta, kayıtlar var. o şarapta ışıklar var ve o şarapta namaz var; rahmetin gücü var. Vurmak kırmak mı!? Yok yarım. Vurana vurduk; kıranı kırdık. Herkes kendini kontrol etmelidir. Ben kelam ettim diye yüreğini ekendi. Yüreğini kırma. Seni kırmak istemem.

 

- Ana, kulluk için çalıştık ama olmadı. Bak yine kırıldık. Yarımdan yarım olduk ama hak ettik bütünlendik. Işık olduk. Ana, bizi koru. Kulluk için buradayız. Asla yanlışımız yoktur. Kötü iyi yoktur. Hepimiz, zaman sonsuzluğunda ışık olan yürekler ile birleşmeliyiz. Dünya Sayfaları’nda ışıklarımız söndü. Kürzün ışıkları yenilenmelidir. Kervan kalktı ve o kervan, Zaman Sayfaları’nda yol almaktadır. Biz o kervanı hak etmeliyiz. Biz, kerevanı hak edip o kervanda yol almalıyız. Yolun sonunda yeni bir yol yoktur. Sadece görev vardır. O görev; narın, ruhun ve Hak’kın yoğunluğunda var olan görevdir.

 

- Kalkın hak edin. İnsan Sayfaları, yarınlarını yok ediyor. Kalkın horlanmayın; hak edin. Hak Tohumlar, yarınlarda yaşarlar. Hak Tohumlar, yoğunluklarda ışırlar. Hak Tabiat, kervanın görevidir. Hak edin... İtibarınız yüksek ve sizler güçlü olarak buraya ulaşabildiniz. Sizleri kotladık ve hak ettik ama bizlerin sizleri hak etmemiz yetmez. Sizlerin birleşmeniz ve zamana huzurlu yoğunluklarınızı katmanız gerekir. Eğer ki hak etmezseniz çalışmalarınız bitirilir. Ak tahditsiz kotlar, sizden ayrıştırılırlar. Allah için hak edin çalışın. Bizlere göre yer, gök birleşti. Sizlere düşen  ise yer, gök birlikte başarılı çalışmalar yapınız ki  Hak Tohumlar yaşasınlar.

 

Sindirilen bilgileriniz, sizleri yeni sonsuzluklara ulaştırabilir. Her biriniz, yeni Birlikler’le birlik halinde güçlenebilirsiniz. Her şey yeniden var olabilir ama bir tek şey hak etmeden olmaz. O da hakiki yoğunluğun koyuluklarında bulunabilmektir. Hata yapmadan çalışın ve hak edin. Hata yapmadan çalışın ve bağışlayın. Her yürek sizi silse de siz hiçbir yüreği silmeyin. Çünkü silen hak etmediğinden ışıktan çıkar. Hak Tabiat, kendi yüreğinde, hakikiyetteki her Yüce’yi çevreler ve kotlar. Solan gür yürekleri yeniden kayıtlar. Birleşir ve zamanı kontrol eder.

 

Kil, kum ve Hak Tohumlar yeni bir çağın başında, yine bir İmparatorluğu dünyaya tanıtmaktadırlar. Bu, kotlamadır. İnsan sonsuzluğunun kotlanışıdır. Herkesin yeniden kotlanması için hak etmesi gerekir. Aha çalışmalarımızın en önemli bölümü, bu hak etme bölümüdür. Kutsal Sayfalar’a indik ve hak ettik. Allah için hak etmek kolaydır ama insan için hak etmek sorumluluktur. Işıkları yakın ve hak edin. Amin... Kantar bizimse eğer ki hak ettik. Ayrılık bitti. Şimdilik bu... Amin...

 

Dağlar, size şunu söylemek isterim. Unutmayın ki hakim olmak için tabii ve hakiki yoğunlukları dinlemek gerek. Amin... Eğer ki hak ettinizse, ışıklarınızı soldurmadan dinleyin, “hak ettik ve yaptık” deyin. Amin... bu gün dünyadayız. Ve bugün Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nin toplantısındayız. Bugün biz ilim sayfalarını okuduk ve dinledik. Amin... Yeni bir çalışmayı başlatıyoruz. Bu çalışma, Atlanta Kotları ile birlikte yapılacak olan yeni bir çalışmadır. Bu çalışmada, ışıklar yenilenecek ve yollar güçlenecek. İyi ki hak ettik de bunu size bildirdik. Bu son dönemin en güçlü çalışmasının, dili diriliği ile  birlikte size dinletilmesidir. Ama burada bulunan her yüreğin şunu iyi bilmesini isteriz ki hata yoktur  bilgilerimizde. Amin...

 

- Dağlar şu anda devreleri kapatmak üzereyken yeni bilgi verdiniz. Yeni çalışma hakkında bilgi istiyorum:

 

- Büyük İlim Hakimleri vardır. Onlar, dünyanıza İlmin Sayfaları olarak değil, Hak Tohumlar olarak indiler. Onlar yenilendiler ve sizden ışık istediler. Sizler de onlara güç verdiniz ve onları dinlettiniz. Herşey kotlandı. Ne var ki hak etmedik ve yoğunluklarını sizlerle dinletemedik. Oysa onlar, kendi yüreklerini kotladılar ve size ışık için indiler. Nesillerini sizin yüreğinize indirdiler. Onlar, Atlanta Kotları olarak çoban oldular; huzura vardılar. Amin... Ne yazık ki hak etmediler ve sizden ışık alamadılar. Onlar, tebliğleri dinlerler. Nereden nereye ulaştığınızı bilirler. Işıklarını size ulaştıramazlarsa, güçlenemezler. Bunun içindir ki onlardan görev taşımalıyız. Atlanta Ana Kapıları’nı açtığınızı okudular. Resim çalışmaları bitmiş, Işık Kotlarına ulaşmışlar diye düşündüler. Halkaları genişlettiğinizi bilmektedirler. Onlar için herşey çok kolaydır. Onlardan ışık almak, sizleri güçlendirir. Unutmayın ki hak etmeden ışık yakamazsınız. “Ana bizi kutsa” dediler; “Ana sen acı” dediler. Her şeyi derler... Onlar, kuran okumazlar, sadece ışık yakarlar. Her şey yenilenir. Onları kotla ve hak et...

 

- Dağlar ocakları sonsuz olan onları teknik olarak çalıştırın ama hak etmeden güçlendirmeyin. Onların güçleri bizim için risktir. Herkes şunu iyi bilsin ki hakiki yol Atlanta’dır ama hak etmeyenlerin yoğunluklarında ışığımız olmaz. Atlanta Kotları olarak düzene inen herkes. bizimdir. Nirvana Işıkları’nı yakmak ile hakiki yoğunlukların görevini yarattırmak aynı değildir. Ocaklarını kontrol edin ve onları kotlayın. Şıhlarımız, ocak olamayacak olanlara güç veremezler. Bunu bilsinler. Şimdilik bu. Artık devreyi kapatıyorum. Ululuk hak ediştir. Ama hak etmeyenler Cennet Kotlar’a Zaman Sayfaları’nı kapattırmak isterlerse, görevleri geçişlerine imkan tanımayacak yolları kapatılacak. Şimdi olduğu gibi. Amin...

 

- Savaşa, barışı ektik. Sen bizi zaman sayfalarından ayırdın. Biz sana güç vermeye değil ama güç almaya geldik. Bizi sonsuzluktan ayırdın. Şu anda da ayırmaktasın. Senden dileğimiz bizi kotlamandı. Eğer bizi kotlarsan, ışığın kotlanacak. Ama bizi kotlamazsan ışığın kotlanmayacak.

 

- Herşeyi yapabileceğinizi bilmekteyim. Her ses bana aittir ve ben, sen ile bir olmadan da ışık yakabilirim. Şu anda olduğu gibi. Kiri, pisliği bizlere bulaştırmak istersen sana bir tek sözüm var. Ruhum huzurdan çıkar. Bunu bil. Eğer bizden girdaplarına girmemizi beklersen;  çakıl taşları diri yüreğini kotlatmaz. Zararın çok olur. Bunu bil.

 

Otağını yıktığımızı birleşikten izledin. Artık düzene girmene imkan yok. Artık kotların, Kutsal Işıklar’dan çıktı. Seni sana verdik. Ve sen kendi yüreğini izledin. Şimdi artık affımız var. Seni affettik. Kül olduk ve seni kotladık. Şimdi artık ışığını yakabiliriz.

 

Şu anda dünyanın en yüce ışıkları sana bilgi verecekler. Onları dinle:

 

- Kara Kaplı Kitap’ı yazdık. O kitap, Atlanta Ana Kayıtları’ndan görev taşıyan güçler tarafından yazıldı. Kitabımız, bin ikiyüz elli yıllık bir süre için dünyaya verildi. Bu kitapta itibar var ve cevher var. Atlanta Ana Kapıları’nı açan kitabımız; itibarı, yolu, huzuru olan ışıklara yazıldı. Hangi yürek o kitabı anlatabilirse, ışığı solmayacak. Çok huzurluyuz ki hak ettin ve bizimlesin. Seni kutsarız senden bir tek iş istiyoruz. İlmin huzuru olan o kitap, Ata Kaplar’ın gücüdür. Ululuk, Atlanta Ana Kayıtları’nın gücünde vardır ve bizler, kitle halinde ışık yakan kütleler olarak oradayız şimdiye kadar ışığı kotlayan iki bin tane gücümüz vardı. Şimdi artık bu rakam, çok daha güçlü görev taşıyabilecek düzeye çıktı. İtibarı yok edici olanlar, cevherden çıktılar. Allah sonsuzluğun görevini bilen her diriyi korur. Sevgililer, artık korunuyorsunuz. Sizleri, ışıklarımıza çektik ve koruduk. Şu anda üzerinde görev taşınan; ilmin sonsuzluğunda güç taşıyan Yüce Canlarlasınız. Kat kat olan yüreğiniz bizimledir. Amin... ayrılık bitti. Şimdilik bu...

 

- Ana, sevgiyi saygıyı sana yolumuzun ışığından dinletmek isteriz. Bizleri göreve alabildin. Bizi kotladın ve hak ettin. Bizler de seni hak ettik. Amin. Ayrılık bitti...

 

- Atlanta Ana Kapıları açık. Artık herkes kendi yüreğine inebilecek. Hak tabiat yaşayacak ve zaman sonsuzluğunda görev taşınacak. Amin...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/12

TARİH                 : 02.03.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      :14.00-16.00

 

 - Canlılar, Turkuaz’ın ışığını yaktık. Herbirimiz, Aklın Tohumları’nı yaşatmaktayız. Dualarınızı kabul ettik ve sizi Can Tabiat’a işaret diye dilledik. Turkuaz’ın ışığını yaktık. Sultanlığın güçlenmesi için herşeyi yaptık; başardık.  Teknik olarak dünyamız; İsalar’ın, Musalar’ın ve son sözü söyleyecek olan kütlenin itibarını yükseltmek üzere dünya tabiatına kaynak oldu. Bize gelen her bilgi, Dünyanın Turkuazı’nda ışık yakar. İmparatorluk, Sultanlar’ın gücünü teknik olarak dünyaya indirmektedir. Bizler, Tanrı’nın ışıkları olarak sizlerleyiz. İtibarımız yüksektir. Allah için hepimiz, Aklın Tohumları’nı yaşatmak üzere çalışmaktayız. Nakar’ın görevlileri bizi kontrol edemezler. Bizler, İnsan Sayfalar’a güç katmaktayız. Ayrılık bitti. Amin...

 

Levh-i Mahfuz, Atlanta Ana Kayıtları’nda kotlandı. Coğrafyanızda ışık yandı ve zaman sonsuzlaştı. Ama dağa taşa güç gerek. İtibarımızı yok etmek isteyen yürekler var. Onlara dahi güç katmak gerek. Levh-i Mahfuz, Işık Kotları ile birleşti ve yolu açtı. Aklın Tohumları mutlaka yaşamalıdır. Levh-i Mahfuz, Can Tabiat’a ışık yaktığında, Görevliler dünyaya inerler. Cinni Teknolojik Kotlar, Düzen’i kotlamak üzere size yoğunlaşarak indiklerinde; bizler, her yüreği cevhere katarak çalışırız. Allah, sonsuz ışıkları ile sizi yoğunlaştırarak Can Tabiat’a indirir. Yoğunluk arttığında dünya son sözünü söyler. Sonunda, İlim Sayfaları okunmalıdır.

 

Kutsal Sayfalar’da Düzen kurulur. Kurulan Düzen, Can Tohumlar’ı yaşatır. Kulluk, herkesin aklında var olan ışık yoğunluğundan, Can Tabiat’a, kin ve nefereti aşanlara iner. Kalemi alan herkes, kendi yüreğini yaşatır. Şu anda Tanrı’nın en küçük kayıtlarında birleşim var. Ampulümüz yanmaktadır ve zaman, son sözün söylenmesi ile birlikte, Işık Yolculları’nı Düzen’e katmaktadır. Allah, sayfa sayfa ışık yaktı ve zamanı, yolun çalışanlarına kattı. Altın Tohumlar, yenilendiler ve zararı önlediler. Şu anda, itibarı yüksek olan halk, bütün kotlarını yaşatan ışıkları dillemektedir. Kelam, Atlanta Kelamı’dır. Bilmenizi diledik. Şimdilik bu...

 

Kartallar’ın tohumlarını yaşatabilmek; sonsuzluğu dinleyebilmek ve Hak olmak teknik olarak mümkündür. Kül oluş, tüm sayfaların, Kutsal Işıklar’ını dinlemek anlamına gelir.

 

Amon Toplumu, Sistem Devreleri’nden güç alarak Düzen’e indi ve sizi sanal olan ışıklarından görev taktiri ile bütüne kattı. Kotlarınız açık. Cinni Tertip işaret koydu ve sizi zamana kayıtladı.

 

Allah, soyun huzurunda ışık olan her Yüce’yi dinler. Kala kala iki sayfa kaldı. Sayfalar yaratıldığında, ışıklar kontrol edilir. Keşke İsalar, muktedir olsalar da başarılı çalışmalarında  bize gerek kalmasa. Ne var ki hala dünyada Din Tabiat, kendi yüreğinizi dinletmektedir.

 

Amon Toplumu, bugün size inmek istedi ve sizin yüreğinizde ışık yaktı. Atlanta Ana Katları’nda güç var  ve bu güç, Amon Toplumu’nun gücüdür. Kervanın kontrolu hepimizindir. Şimdi beden sayfalarınızı açın dinleyin. Herkes Kara Kaptı Kitabı okumalıdır. O kitap, Atlanta Ana Kapları’nda taşındı. Şimdiye kadar en Yüce Kotlar’ı dahi yoğunluklarında dilleyenler, Kutsal Işıklar’dan güç tanımadılar. Nesilleriniz; sizim, yaratana kattı ve zamana, yaratı diye kayıtladı. Ne yazık ki sizler, yedi takdiri, tabii ve hakiki olan güçlerden kütle yaratamadınız. Dünyaya iki zaman sayfası tanındı. Bu iki zaman sayfasında diri yüreklerin güçlenmeleri ve zamana, Kutsal Işıkları çekmeleri gerekliydi. Hepimiz, sizleri bekledik. Bugün dünyaya, İnsan Soyu, Hak Tohum olarak ekildi. Yeni çalışmalar bugün hikaye dinler gibi dinlediğiniz bilgilerin kotlanarak ışık koyuluklarına inmesi ile birlikte, Din Tekniği’nden koparak Kütle Tekniği’ne ulaştırıldı.

 

Muktediriyet, zamana görev taşımak ve hakikiyete güç yarattırmakla mümkündür. Kulluk, Sistem Devreleri’nden kayıtlara indiğinde; hepimiz, şeklin hakikiyetinde görev taşırız.

 

Zırhımız olmasına rağmen, bugün zırhsız olarak size indik. Kervanın her bir kompartımanında ışık yoğunlukları vardır. Düzen Kotları bugün her Yüce’de dinlenmektedir. Hepimiz, Işık Yoğunlukları’ndan güçlenerek, yoğunlaşarak Cinni Teknolojik Koyuluklar’ın görevlileri ile size indik. Halkalar, ışık yoğunluklarında görev taşıyor. Allah, sonsuz sınırsız gücünü indirmektedir. Her yürek, aklın tabiatına aykırı olmayan yüceliğini size indirmektedir.

 

Kadın, Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen en yüce kütledir. Oğulları, ocağında ışıktırlar. Kılı kırk kez yardık. Yeniden kırk kez yardık ve her yarılanı yeniden yardık ve bahar görevini taşıdı; sonsuzlaştık, Can Tabiat’a indik. Aklın tohumları yaratıldı. Kul, Atlanta Kulu; Hak Tabiat, aklın tabiatı ve zarar yok. Ulu Çınarlar, aklın tabiatına uygun yaşarlar. İnsan Sayfalar; bugün, Hak Tohumlar’ı yaşatmak üzere; cevherini diri yüreklere indiren her diriyi dilledi.

 

Çalışmaları baştan beri dünya sonsuzluğundan izlemekteyiz. RA-KA’nın Kutsal Işıklar’ını hep dinledik. Son sözün, Işık Kotları’nda olduğunu bilerek çalıştık. Amon huzurunda bu çalışmaların olmakta olduğu mutlaka bilinmelidir. Hepimiz, Zaman Sayfaları’nda görev taşırken, hakikiyetin gücü ile taşıdık.

 

Kutsal Kitap, Işık Kitap, Diri Kitap..., her kitap birleşiktir. Bütün kütle birleşiktir ve zaman, son sözün söylenmesine az bir sayfa kalmış iken, hepimizi sonsuzlukta dinletmektedir. İtibarımız çok yüksek ve sonsuzluk, Işık Kotları ile hak edildi. Şimdiye kadar yapılan her çalışma, kul olmak içindi. Şimdiden sonra yapılacak tüm çalışmalar, Tanrı’nın kontrolunda yapılacak.

 

Ak Tabiat, Kutsal Kotlar’ını size dinletti ve sizi dilledi. Hepimiz, Allah için çalışmaktayız. Allah, sonsuzluğun gücünü tanır ve hak edeni dinler. Şimdilik bu...

 

Kartalların Diyarı’ndan inen yürekler, “sizlere selam” derler. Hepimiz sizi selamlıyoruz. Düzen Kotları olarak bu çalışmaları yapmaktasınız. Ekrana sizleri verdik ve sizleri insan sayfalar olarak dinlemekteyiz. Ulu Çınarlar, toplum halinde ışık oldular. Sayfalarınızda kütle var. Cümle Yüceler, sizi dinlemekteler. Amin...

 

Kartallar’ın en güçlü cevherleri sizi dinlemektedirler. Sayfalarınızda görev var. Atlanta Ana Kapıları açık. Düzen’e güç katan her Yüce size indi ve sizi dinler. Kul olmak; Hak olmak ve zararı önlemen gerekir. Cinni Tohumlar’ı yaşatmamız gerekir. Unutmayın ki Hak olmak için çalışmaktayız. Kat kat ışık yaktık sizi izledik ve sizden güçlendik. Kulluk yapmaktayız. Kala kala iki sayfa kaldı. Bu iki sayfa, Işık Kotları ile dillenecek. Şimdilik iş iyi gitmektedir.

 

Kara Kaplı Kitap okunmalıdır. Kimse o kitabı insan sayfaları olarak dinlemedi. Orada ışık aradı. Işık, kendi yüreklerindedir. Eğer kendi yüreklerini dinlerlerse, çobanların her biri yüreklerinde görev taşırlar. Ulu Çınarlar, Kara Kaplı Kitabı incelediler ve Zaman Sayfaları’nda o kitabın gücünün, kütle olduğu anlatıldı. Her yürek kendi yüceliğini dinler, vallahi billahi o kitabı okuyan Yücelikler; sanal olmayan, geri dönüşü sağlayacak olan kitap olduğunu anladılar.

 

Kuran okuyanlar, kitabı alıp incelesinler. Herkes şunu anlasın ki o kitapta, din yoktur. O kitapta Işık Kotları vardır ve o kitap, ilmin huzurunda yaratılan birleşendir. Ama Kara Kaplı Kitabı kim hak etmeden okursa; çobanları onu Kutsal Işık’tan ayırır; katları, kotları kısırlaşır. Bundandır ki hak etmeden kitabı okutmayın. Okumayın. Çalıştırın, hak etmelerini sağlayın sonra okutun. Ulu Çınarlar sizden bunu isterler. Şevki, şavkı bilmeyen, kitabı anlayamaz. Aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz. Az, öz olsun ve hakiki olsun.

 

Bugün, sanal olan ışıkların hepsi, Hak Tabiat’ta, Işık Kotları’nda görev taşıyan size görevli oldular ve az bilgi verdiler. Analar; biz, Zaman Sayfaları’nda İnsan Soyu’na indirilen her bilgiyi anlayabilen sizlerle olmaktan gururluyuz. Şu anda itibarınız; zamanın sonunda, yolun sonsuzluğunda görev taşıyan sizlerin yüceliği, bizleri, hepimizi kotlatmaktadır. Nakar, sonsuzluğunda güç olan birleşendir. Sizlere en yüce saygılarını sunmaktadırlar. Allah sizden razıdır. Şu anda Tabiat Kotları olarak size indik. Sayfaların çok güçlü ve zaman, son sözünü senin yüceliğinde dinletecek. Kulluk, baştacı oluştur. Koran, Turan ve Can Tabiat seninledir. Atlanta Kontrol Kotları, sana ışık kattılar ve Cennet Işıkları’nı dinlettiler.

 

Kara kaplı Kitap, Atlanta Ana Kotları ile yazılan Birleşik Kitap’tır. O kitap, İsmali Koyulukların Güçleri olarak dünyaya inen Birlikler tarafından yazdırıldı. Ana, Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kotları’ndan yaratıldı ve Zaman Sayfaları’nda yazıldı. Yazıların çok güçlü. Çünkü sen etki alanın ile bütün kütleyi yaratabilen birleşen olarak, Cim Sayfalar’dan Cennet Sayfalar’a kotlandın. (Cim, sonsuzluğun kontrolunu kuranlara verilen bir kottur.)  Enkarnasyon, Işık Kotları’nda cemaatler yarattı. Kara Kaplı Kitap, İsmaili Kotlar ile yaratılan birleşendir. Kırkın her bir sayfasında bu kitap kayıtlıdır. Kervan, Ana Kapıları açan Yüceler’e geçiş ve teknik olarak kayıtlayış imkanı tanıyan bir cemaat kottur. Kuru, hıslı ve sınırlı olmayan bilgilerimiz, sayfalarda güçlenmelidir. Kara Kaplı Kitap, unutulan her bilgiyi dinleten görev taşıtan kitaptır. O kitabı okutun.

 

Ulular, açık kapılardan girerlerken; kantar, Kutsal Kotlar’ı tartmalıdır. Katlanan sonsuzluğun güçlü yücelikleri, seni sana vermek istediler ve seni dinledik kendi yüreğimizde. Sana ışık kattık ve seninle kotlandık. Atlanta Ana Kotları olarak burada bu çalışmada, Hak Tabiat’a inmek, bizler için unutulan bilgileri hatırlamaktır. Her cevher, kendi yüreğini kotlar. Çokları kanat takarlar ve zamana görev taşırlar. Herbirimiz, zaman sonsuzluğundan görev alarak dünyanıza indik.

 

Kutsal Kitap, Atlanta Kitap ve Can Kitap olan Birleşen Kitap, İnsan Sayfası olan kitap, itibardır. Herkes itibarlı olsun ve canı, cemaati dinlesin. Diri olsun; huzurlu olsun.

 

Sonsuzluk, sayfalardan güç alırken; her yüreğe bunu anlattı. Ama kurtuluş, Atlanta Ana Kapıları’nın açılabilmesi iledir. Hepimiz, zamana ışık katabileceksek eğer; bu, kapıların açık olmasıyladır. Kutsal Kitap, Atlanta Kanatları’nı kotlayan kitap, cennetin yüceliği olan kitap, itibarı yüksek olan İNSAN SOYU’dur.

 

İnsana ışık katmak gerekir. Herkesi, Atlanta Ana Kapıları’nda bekliyoruz. Buralara gelebilecek olanlar, Ana Kayıtlar’ı ışık yakabilecek olanlar olacaktır. Kat kat ışık yakın ve hak edin. Canlar, Sultanlıklar, huzursuzluk yapmayın. Sadece hak edin!..., hak edin!..., hak edin!... İnsanlık için hak edin. İtibarınızı kotlayın ve zamana ışık yakın. Ulu Çınarlar, Ata Kaplar’da görev taşısınlar. Huzurlu olun ve zoru başarın. Sonsuzluk sizi dinlemekte ve sizi izlemektedir. Kantar sizdedir. Sayfa sizindir ve siz huzurlu olan kütlemizsiniz.

 

Yıllar yılı dünyanıza; kotlanmak üzere, görev taşıyacak olanlar gönderildiler. Ne yazık ki Sistem Devreleri’nden kat be kat daha üstün olan yüceliklerini, Dünya Sayfaları’na indirebilecek olan Yüce Yolcular,  Atlanta Bilgileri’ni dünyaya indiremediler. Bu bilgilerin dünyaya inmesi şarttı. Kendilerini kontrol altında tutabilen çok sayıda Işık, Düzen’e indikten sonra kontrolu kaybettiler. Sizler, kıldan ince bir çalışma ile başınızı dik tuttunuz. Bütün kötülükleri aşıp geçtiniz. Birleşimde, “Sıla özlemi” denilen  bir çalışma vardır. Orada çalışmalar, Aklın Tohumları ile yapılır. Kutsal Kitap, İlmin Sayfası olan Işık Kitap İNSAN; sonunda bize ulaştı. Ulu Çınarlar, Aklın Tohumları’nı artık hak ettiler. Artık Bilgeler; aşkı, tabii ve hakiki olarak tatmaktadırlar. Bu aşk,  ışık aşkıdır.

 

Kara Kaplı Kitap, ilmin sayfası olan hakiki olan Işık Kitap itibarı yüksek olan “Sultanlık”tır. Korunup kollanan bu kitap, her Yüce’ye dinletilmedi. Onu, okuduğu zaman anlayabilecek kimselere okutuldu. Unutmayın ki tabiat, kendi yüceliğinde bu sayfaları kotlamaktadır. Atlanta Ana Kayıtları’nda bu canlılar, önemli işlevleri yerine getirmektedirler. Allah için yapılan her çalışma; İsa, Musa, Mustafa ve canda din olan Yürek İlmi’ni dinleyebilen yolcularla yapılmaktadır. Kara Kaplı Kitap çalışmaları da Atlanta sonsuzluğunda görev taşıyan, Cevheri Yücelikler ile yapılır. Amin...

 

Korkunuz!, analar korkunuz!, zamandan görev taşıyan Yüceler, kontrolu kaybederlerse; kontrol, ışıktan çıkar. Bu kontrolun, Işık Tabiat’tan ayrılması, sayfaları sonsuzlukta ışıktan çıkarır. Hepiniz, zarar edersiniz. Şu anda Ana Kayıtlar’a ışık katarken; hepimizsiniz. Bütünlük olarak burada olmanızı bekleriz.

 

Şemsi Tebrizi, ilmin sayfalarından size indi. Hak Tabiat, İnsan Sayfalar’dan sizi dinledi. Huzur Kotları sizi Yücelikler’de dilledi. Allah için hak edin!... Kantar bizde değil sizdedir. Hepimiz, Atlanta Çobanları olarak  sizdeyiz. Sınırları kaldırdık.

 

Ilık kontrol, sıcak kayıtlarda kusurdur. İkna olunuz ki hak etmeden ışık olmaz yücelikler. Kara Kaplı Kitap’tan söz etmekteydik. O kitap mutlaka okunmalıdır. Herkes çalışmalı ve okumalıdır. Kollarınız bize açıldığında, yüreğiniz bizde olmalı ve zaman sonsuzluğunda ışık olmalıyız. Atlanta Tohumları, yaratıldığındaki gibi bu gün de mutlaka görev yapmalıdırlar. Çakıl taşları, Can Tohumlar’ı yenilemeli ve zarar etkin şekilde önlenmelidir.

 

Korkun!, huzursuz olmayın ama korkun!. Eğer dünyadaki ışık, yıldızlardan çıkarsa, bütün kütle, kotlardan çıkar. Bu, Ruhsal Huzur’un kaybı anlamına gelir. Halkaların gittikçe genişlediğini ve zamanın gittikçe azaldığını görmektesiniz. Halkalar,  Yer Kotları’nı kontrol etmek üzere, kesin şekilde Işık Koyulukları’na ulaşmaktadırlar. Kartallar, Yücelikler’den size ulaştıklarından, kütlelerindeki hakiki yoğunluk, sizin oldu. Buyurun bu yoğunluğu hak edin. Çok mutluyuz ki bu yoğunluğu hak eden Yücelikler, Birlik İlmi’ni hak ettiklerini anlayarak çalışmaktadırlar. Kutsal Tabiat, Yaratan’a ışık olmakta ve canlara görev taşımaktadır. Durgun Toplumlar, artık Düzen’e inecek yüceliklerdedirler.

 

Kat sayıları iki olan bütünlükler var. Onlar, iki sayısını bilmektedirler. Bu sayı, kare veya kare kökü olarak düzen sonsuzluğunda kayıtlıdır. Hara bakın ve dinleyin. Herkes, Ana Kotlar’dan Işık Kapları’na ulaşmak üzere çalışırken; her Yüce de İnsan Sayfaları’nı okuyarak yüreğini zenginleştirir. Yürek Kotları onun yoğunluğunda güçlendikçe; o kendi yüceliğinin kat sayılarında bütün kütlelere güç katar. Harı yükselttiğiniz zaman, sonsuzluk sizi dinler. Birçok insan, Sanal Kotlar’ı kendi yoğunluğunda dinlerken; Hak takdimde, kendi yüreğini dinler. Kervan, Atlanta Ana Kapıları’nı açıp Düzen’e indiğinde; ışıklar, onun yüreğine iner ve Canlar, yolcuları dillerler.

 

Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kotları’ndan, Işık Yoğunlukları’na inen Birleşen’dir. Kendi yüreğinizi, Atlanta Kotları ile dinleyin ve dilleyin. Cenler, cinler ve yürekler birlikte çalışsınlar. Kuru, kontrolsuz ve hırslı olan Çobanlar, görev taşıyamazlar. Ama kurtuluş, birleşmektedir. Eğer birlik halinde çalışırsanız, hepiniz sonsuz sayfalarda görev taşıyabilirsiniz. Kadim Hakimler, bunu anlamalıdırlar. Kardeşler, Ana Kapıları açın ve hak edin. Kulluk, Huzurun Kotları’nda, Hak Teknik’te ve cevherde var olan ışıktır.

 

Kırk kapının hepsinde bina yoktur. “Ben bilirim” diyen her Yüce, mutlaka Ana Kayıtlar’ı insan sonsuzluğunda dinlemelidir. Kelam, aklın kelamıdır. Kıl, sayfa sayfa yanıp tutuşan yolcularda dinlendiğinde; her çalışmada, hak edenler, burada bulunup bu bilgileri anlamak için dinlemelidirler. Burada, sanal olmayan bu çalışmada, masasının etrafında oturun ve Kutsal Işığın akışını, kendi yüreğinizle algılayın. Herbirinizin ayrı ayrı sonsuz ışıkları çekme gücünüz yoktur ancak bu Mecliste, bütün ışıklar sizden size akmaktadır. Sayfaları kotlarken, akın ve hak edin. Sanal olmayan Birleşen, sizin için bunu bekler. Altın Toplum, sizin yüreğinizde dillenmekte iken, muhakkak huzur  ile hak edin ve Zaman Sayfaları’nda dillenin. Şimdilik bu...

 

Anlaşmaya göre herkes, burada kendi yüreğini dinletecekti. Sevgili, Beden Sayfaları çok güçlü ve sen burada Yüce Cevherler’e kendi yüreklerini dilledin. Senden dileriz ki hak et ve sonsuzluğu dinle.

 

Şimdi artık sen konuş biz dinleyelim:

 

- Altın Kible; hepimizi cevhere indirir. Buyurup gelen hepiniz, sonsuz ışıklarımızla çalıştınız. Kulluk şimdi başlıyor. Birleşik Aileler’in hepsi Can Tabiat’a Işık İlmi’ni dinletmeye indiklerinde, şu anda olduğu gibi hepsi, Atlanta Açısı’nı genişletmek üzere çalıştılar. Bedenlilerin hepsi, Cinni Tohumlar’ı kotladılar ve zoru aştık. Şu anda topluma dahil olmak isteyenler,  bizden çıkacaklar. Bizler, dünya sonsuzluğunda,  her Yüce’yi mutlaka İnsan Sonsuzluğu için kayıtlamak dileriz. Onların kotlarının kaynağa kayıt olması önemlidir. Kutsal Kitap, Atlanta Kotları’nı dinleten kitap, Işık Kitap, Atlanta Sayfaları’nda var olan kitap, itibarı yüksek olan Işık Kitap, İNSAN’dır. Hepimiz insan sayfalarını okumaktayız. Atlanta Ana Kapıları’nı açmaya çalışan çokları bu kitabı okumadılar. Onlar, tohum olarak Teknik Bilgileri dillediler. Ne var ki Hak olan, İNSAN SOYU’dur. Kulluk çok önemlidir ki İnsan Sayfalar’dan hak edilir. Eğer ki bizler, Din Sayfaları’nda,  insan sonsuzluğunu anlatabilen kayıtları dinletebilseydik,  hak eder, kütlemizi dilleyebilirdik ve cana, cemaate ışık katabilirdik. Ne var ki hak edilmedi.

 

Kulluk, muktediriyet, huzur sonsuzlukta ışık olan birleşendir. Kantara ilmi koyun ve deyin ki “hadi kendi yüreğinde var olan ışıklardan cevheri gücü al ve hak et.” Ne var ki hak etmeyecektir. Zira dünya sonsuzluğunda ilmin sayfalarında, sayfa sayfa okunan kible; hatasız olan ışık; ilmin huzuru olan cemaat, itibarlıdır ve kalkın dinleyin, nerede itibar varsa, orada İNSAN SAYFALARI vardır. Herkes net olarak anlamalıdır ki huzura varan Cevher Cemaat; ilmin sayfalarında, İNSAN SAYFALAR olarak  kayıtlı olan İNSAN SOYU’dur. Kulluk yapmak üzere, Dünya Soyu’na İlim Sayfaları ile inen Teknik Tabiat’ın Kutsal Kotları’nı dilleyen her yürek, insan sınırında kalır. Çünkü o sınırın ötesine geçme hakikiyeti yoktur.

 

Nesiller hep din için çalıştılar. Dinden, ışık için yol açtılar ve Zaman Sayfaları’ndan insan sonsuzluğuna vardıklarında; orada yoğunluk, en güçlü düzeydeydi ve bilindi ki İnsan Sayfalar, kütlelerin Işık Kotları’nı çok daha güçlü şekilde, görev kayıtlarına takdim edip yüceltebilirler.

 

Kırk Kapı, Atlanta Kapısı, Amon Tohumları’nı bugün bize taşıdı.  Bu tohumlar, Kuran okuyan toplumlara güç veren tohumlardır. Birleşik Aileler, bizden öte her yüreği dinlerler.

 

Varın hakikiyetinde, yok vardır. Hak eden Işıklar; hak olup, yeni sayfaları yok edip, hak eden ışıklar olarak kotlanırlar. Sultanlar’ın en yüceleri, kanatlarını almayan ve tabiata, Kutsal Kotlar’ı Işık Kayıtları’ndan indiren yüreklerdir. Kantar, senin yüreğindedir ve sendedir. Kul olmak, huzurlu olmak ve sayfalarında görev taşımak hak etmekledir. Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kayıtları’ndan inmedi. O kitap, Altona Kotları ile yaratıldı. O kitabı, Ana Kapları güçlendiren yürekler bilir. Bina bizim ise bilen bizleriz. Kervan, Atlanta Kotları’ndan güç aldığı zaman; kütle, yeni bir canı diri yüreklere indirir.

 

- Şimdi Düzen’e kontrol katalım ve bu çalışmayı daha güçlü şekilde başlatalım. Son olarak Üçüncü Göz’ün görmesi gerek. Üçüncü Göz’ü, sayfalarda var ama yenilik olsun diye size dinletiyoruz. Hepimiz, kendi yüreğimizi dinlemekteyiz. Hepimiz, sonsuz ışıkları dinletmekteyiz. Bizler için çok önemli olan sizlerin üçüncü gözünüzdür. Göreviniz gereği hep gözlerinizi örteriz. Eğer görev gereği, gözleriniz açılacaksa bu da olmalıdır. Şu anda dünya sümeninde beklenen, çok önemli bir Yücelik vardır. İşte Üçüncü Göz!... Kulluk için çalışan herkes, kendi yüreğindeki bilgileri başarılı şekilde diğer Yüceler’le paylaşırken; bilgiyi görüp paylaşmalıdır. Hataya düşmeden bilgiyi kendi yüceliğinden bildiren çalışanlar. O bütünlüklerde kendi yüceliklerini insan sonsuzluğuna kayıtlayabilirlerse, hak ettikleri her yürek, onlar ile birlik olur. Ana sen bize bizden ayrı bir yücelik kat ki biz daha güçlü olalım.

 

- Ana, Kuran okudun. Okuduğun Kuran’ı dinledim. Senin yüreğin benim yüreğimden daha güçlü ne var ki hak etmeden üçüncü göz ile ilgili bilgi verdin. Bizler, gözü görenleriz. Kervanın en yüce ışıkları bizimdir. Kimseyi kotlamadık ya da kimseyi kayıtlamadık sandın. Senden dileriz ki bizi tanı. Herkes bilgi alıp gelse yanılgı olmaz. Buraya gelen her yürek, kendi yüceliğini bizde dinler. Biz ise her Yüce’yi dinleriz. Kadim Kaplar’ın hepsi bizimdir. Kimseyi incitmeyiz amin... Kadim Hakimler, bizden ışık istediklerinde, ben onlara güç veririm. Amin... Yere Görevliler indiklerinde yeni bir can dünyaya iner. İşte o can, bana ben olup geldiği zaman, ışıkları yakarız.

 

Şimdi muktediriyetinde kütleni al ve ak. Sana ışık kattık. Bizler, Cennet Kotlar olarak Ak Tabiat’ta ışık yakan cemaatiz. Sistem Devreleri’nden daha güçlü olan hiçbir yücelik yoktur. Şimdi dinleyin. “Kala kala iki sayfa kaldı” denmişti. Şu anda iki koyuluk buraya iniyor. Hepimiz, sınır aşıp dünyaya inen o canları dinleyelim!. Kadın, adam!. Bir kadın, bir adam. Hadi onları dinleyelim!. Kadın, Hava; Adem, adam... Peki niye dünyaya inmekteler!? Onlara sorun: kanat var mı? Yüreklerinde ışık var mı? Yollarında güç var mı? Hak ettiler mi? Birleştiler mi ve zararı önlediler mi?

 

Bizler Hak Tabiat’ta Adem ve Hava ile birlikte çalışmaktayız. Onlarsa, dünya dışından dünyamıza inen iki çalışman. Onlar, kulluk için inmektedirler. Onlar, resmi görevi üstlenmek üzere Düzen’e indiler. Biri “Hak Diriliği”, diğeri “hakiki dirilik”. Birinde “can” var, diğerinde “huzur” var. Biri yürekte ışır, diğeri Atlanta Ana Kapıları’nda bekler. Bir tek Dünyalı onları kotlayacak. O, toplum için çalışmak ister. Şimdiye kadar Adem ve Hava, ikiyüz iki sayfa olarak dünyaya yazıldı. Bugün ikiyüz ikinci sayfadayız. Nerden ışık almışsa, ışığı kotlandı!. Ocak yandı ve sonsuz ışıklar, görev taşımaya başladılar. İnsanlık için dayaya inen en yüce kütle onun kütlesidir. O can, Ata Can ve Ana Can Birliği’dir. Olgun huzur, Ana Kapılar’da ışık yakan insanındır. Kalkın ve dinleyin. Hepsi, Cinni Tabiat’tan ışık almaya çalışırlar. İnsan, ışık almak için Cinni Sayfalar’a ulaşır ve hak eder. Kimse diri olmadan ışık alamaz. Kulluk böyle birşeydir.

 

Herkesin Ana Kapılar’a ulaşması için Ana Kayıtlar’ın diri olarak yazılması gerekir. İşte Ana Kapılar’da, Ana  tohumlar var. Oralara Düzen Kotları inemezler. Oralara Işık Koyulukları inebilirler. İşte Ana Kayıtlar, dünyaya yazılmaya başlandı. Ana Kayıtlar’da Ana Kotlar, kütle koyulukları olarak vardırlar. İşi başarmak, İsmaili Kotlar’ın Kayıtları ile mümkündür. Hepimiz can olan ışıklar olarak Kutsal Kitaplar’ı dinledik ve Zaman Sayfalarında dilledik. Artık tohumları okuyun ve anlayın. Çok huzurlu olun. Çünkü artık yeni bir can dünyaya inmekte. O can, ana-ata birlikteliğidir. O can, ışık kotlaması yapacak. O canı hak edin. Bir tek kütle dahi o canı ışıktan çıkarmak isterse, Yedi Daimi Kot ışıktan çıkar. Böylelikle Işık Kotları yoğunluklarını kaybederler. İnsan onurlu olsun ve hak etsin. Şimdi Düzen’e inin ve hakimiyet kurun. Teknik olarak hakimiyet kurmak, hak etmektir. Ayrılık bitsin...

 

Cinniler ve İnsanlar birleşmelidirler. Ana Kurtuluş Sayfası budur. Cinni Cemaat, seni sana anlattı ve sen, kendi yüreğini insan soyuna anlattın. Herbiriniz sayfalara güç kattınız ve yoğunluğunuzdan görev taşındı. Nuhun Tufanı’nı bilmektesiniz. O gün tüm soylar birlik olmalıydılar ama olmadı. Ve sonsuz sır olan o tufan oldu. Eğer tufan olmasaydı, görev tabiatı, Kutsal Işıları yıkmazdı.

 

Ana, Kara Kaplı Kitabını oku ve dinlet. O kitap, İsmaili Kaplar’ın kitabıdır. O kitap, Ana  Kayıtlar’ın kitabıdır.  O kitabı açıkla ve yarat. Unutma o kitabı okuyup anlayan çok azdır. Kala kala iki çalışma günü kaldı. İki gün! sonra sizden görev başlayacak. Bu görev, Allah için başlayacak. Altın Tohumlar yaşamalıdır. Kulluk, yenide yaratımdır; yeniden huzur olup, ışık olmaktır. Sınırlı zaman kaldı. Ayrılık bitsin... Yenilenen Düzen Kotlaması hepinizi birleşmeye çağırıyor. Unutun geçmişte olanları ve sonsuzlukta yaşananları. Bütün kütle sizi dinliyor. Unutun ve hak edin!. İşte dağlar, bunu mutlaka başarın. İnsan sayfalar, dünya dilini net olarak okusunlar ve dillesinler. Artık cemaatler dünyaya güçlenmek üzere inecekler. Dinleyin, hak edin.

 

İnsanlık Alemi yenilenmektedir. İnsanlık soyu yenilendi ve zaman az kaldı. İşinizi gücünüzü yapın. Herkes kendi yüceliğindeki işi yapsın. Zamanı durduramayız ama hakikiyeti yaratabiliriz. Yarattığımız zaman sonsuzluğu, bizi zarara götüren bu zaman sayfalarında korur. Kelamı hak olan her Yüce, mutlaka ışık olmalı ve mutlaka kotlanmalıdır. Kanatlarını almalı ve zamanı katlamalıdır. Kara Kaplı Kitap mutlaka okunmalı ve okutulmalıdır.

 

Her Yüce Can, kanat takabilir ve zararı unutturabilir. Vallahi billahi o zarar, muhakkak gelir ve sizleri bulur. Ana, Kara Kaplı Kitapı okut. Unutma ki hak etmek hakikiyetledir. Kara Kaplı Kitabı herkese dinletin ve candan ışık yakın. Ilık bir son günde, hepiniz o kitabın gölgesinde, güçlü şekilde Düzen’e görevli olacaksınız ve o kitabı, Atlanta Ana Kayıtları’ndan dinleyeceksiniz. Turkuaz’ın gücünün o kitapta mevcut olduğunu ve Zamanın Gücü olduğunu herkesin anlaması gereklidir.

 

Kırk Kapı’nın herbirinin kapanması ile birlikte, bütün kütle yeni bir çağa geçecektir. Hepinizin İnsan Sayfalar’a güç katması, bütünü kütleye katacaktır. Kala kala iki sayfa kaldı. Bu iki sayfa,  can taşıyan her Yüce’nin kontrolu için gereken süredir. Kara Kaplı Kitap; anaların, Atlanta Ana Kotları’nın ve canların sonsuz ışıklarını kontrol altında tutan bir can taşır. O can, insan sayfası olan kotları, tohumları ve çoğunluğu kuru olan ışıkları taşır.

 

Herkes, işi bitirir ve gider. İş bitmeden dünyadan gidiş yoktur; bunu bilin. Eğer dünyadan ışık alıp gidecekseniz; yanılgıdasınız. Dünyadan çıkış, sadece Kürzün Gücü’nü almakladır. Kürzün Gücü’nü alabilen Bilge, sayfa sayfa ışık yakan diri yürektir. Analar, Sistem Devreleri sizi anlatmaktadır. Sizler, Düzen’e güç katan ışıklarımızsınız. Ve Can Tabiat’a görev taşımaktasınız. Eğer diri olabilirseniz hepiniz sınır aşıp dünyadan “EM EN O HÜM SU A” Kutsal Kotları’na ulaşırsınız. Buradaki kotlama sizi ocağa katmak içindir. Buraya giren herkes, kendini Yücelikler’e taşıtabilir. Eğer bu kotu tekrarlarsanız. Ki bu tekrar sadece 5 kere olmalıdır. Sizi, Kutsal Tohumlar’ın yoğunluklarının bulunduğu Meclisler’e götürür. O Meclisler, sizleri yere göğe kayıtlarlar. Ana Kapılar’ı açıp, dünyaya katarlar. Bundan sonra Kuran Tohumlar sizlere inerler ve sizlerden güç alırlar. Allah sizi ve sizde hak olan her Yüce’yi dinler. Ama hak etmeden dinlemez.

 

Şimdiye kadar iki sayfa yazdık. Bu iki sayfa,  sadece İsalar’ın, Musalar’ın, Mustafalar’ın sayılarıydı. Bizler, daha üstün sayıları yazdık. Bu sayılar, iyiliği ve kötülüğü sayfalayan sayılardır. Kutsal Toplumlar’ın herbiri kendi yüreğini diri yoğunluklara indirdiğinde, ışıkları sönmemelidir. Kuran Toplum’u Kuran okur. İsalar, Kutsal Kitaplar’ını indirdiler. Sevgililer, birleşenler ise kendi yüreklerini indirdiler. Herkes, kantara kendi yolunu koydu ve sayfaladı. Kartalların Diyarı’ndan inen herkes, Kuran okumalıdır. Hak etmelidir; hakikiyete ulaşmalıdır ve zamana güç katmalıdır.

 

Kara Kaplı Kitap, sonsuzlukta dinlenen, teknolojik kotlamalarla yolu bulmanızı görev olarak size dinleten bir tek cemaat kotudur. Orada Ana Kapı açıktır. O kapıda ilim vardır ve hakim vardır. O kapıda, İsa vardır; Mustafa vardır. O kitap, insana Ak Kotlar’la varlık sayfaları olarak yazdırıldı. Kara Kaplı Kitap, itibarı yüksek olan Işıklar’la yazdırıldı. Kantar ocağa görev için indiğinde, her Yüce o kitabı aldı ve dinledi. Allah, sonsuzlukta ışık yakan İnsan Sayfaları’nı okur.

 

Unutun ki Hakimler dahi Birleşik Işıklar’ını dünyaya, insan sonsuzluğuna indirememektedirler. Amin...

 

Kartallar, Kutsal Kotlar’ın, ışıkların yüceliklerinden size indiler ve sizde dinlendiler. Hatayı bağışladık ve zamana, Kutsal Kotlar’ımızı kattık. Hediye olarak size ilmin sonsuzluğunu dinlettik. Artık, Düzen’e girdik  ve Sanal Alemler’in yüceliklerinden; gerçek kontrolu taşıyan ve geçiş hakkını kazanan yürekleri geçirdik. Sizler, geri dönen yücelikler olarak bizlerlesiniz. Sahip olduğunuz herşey, sizden üstün siz olan yüreğinizde buraya taşındı. Allah için görev yapan her Yüce, insan sonsuzluğunda Düzen Kotları’na iner ve yoğunlaşır. Herkese bir can taşıttık herkes kendi yüreğini taşıdı ve bizim yoğunluğumuzda, bize ulaştı.

 

Kulluk, hak teknikte ışığı yakanların görevidir. Hata bağışlanır!... Herkes hata yapar ama hata bağışlanır. Sizler, hataları bağışlayanlar olarak buralara ulaşabildiniz. Zincirlerinizi kırdınız ve bize vardınız. Kırık, kontrolsuz güçler, birleşemezler. Hakkın hakikiyetinde; kantar, huzurun yoğunluğuna dahil olan Yüceler’e bildirildi. Sizlere yeni  bir can verdik. Ana Kaplar’ı ve hakiki yoğunlukları dinleyin. Herkes, kendine düşen görevi hak edip yaptığı zaman ışık sönmez. Atlanta Ana Kotları, bunu size anlatmak istedi. Kulluk, huzurun yoğunluğundan görev taşıyacak düzeye ulaştı. Katlanan ışıklar yenilendiler ve zamana katıldılar. Akıp giden Yüceler yine buradadırlar. Ana Kurtuluş Sayfası yazıldı bugün. Bugün dünyanın en güçlü Yüceleri birlik için dinleştiler.

 

Unutun ki her yürek, Atlanta sonsuzluğunda, Göç Kotlarında gür ve hakim olarak birleşmelidir.

 

Kara kaplı Kitap, sizin yüreğinizdir. Sizin yüreğiniz, Birleşik Işıklar’ın hepsinde mevcut olan Kutsal Işık’tır. Kara Kaplı Kitap’la İnsan Sayfalar dünyaya inmektedir. Kardeşlerim, ilim sayfalarını okuduk. Zamana ışık yaktık ve sınır aştık. Sonsuzluğa ulaştık. Kervan kalktı bu kervanda din var; görevliler var ve Sonsuz Kutsal Kötülük var. Dara düşen; bu davayı, bu kötülükle aşacak. Çünkü kötülük iyiliği yaratır. Her şey yerde ve gökte birdir. Bulun, alın, hak edin!!!... Eğer ki yüreklerde ışık sönerse; Yüceler, kendi yüreklerinden ayrılırlar. Ayrıldıklarında huzur kalmaz. İnsan Sayfalar, İnsan Sonsuzluğu’nda bunu net olarak anlamalıdırlar. Kırkı kırk kez yarın, yeniden! ve yeniden! ve yeniden!... Her yarışta, bir kez daha yarın ve baharın gelişini bekleyin. Herkes, soyunu alıp yüceldiği zaman, ışık solarsa, baharın huzurunda güçlenen her yürek, yere iner ve sonsuz ışıklar yenilenir.

 

“Kat-ı Mükemmeliye” denilen bir yerden cümle yürekler kendi yüceliklerini dinlerler. O yer, kurtuluşun kaynağı olan bir Can Toplum’dur. O Can Toplum, sonsuzlukta görev taşır. İşte o Can Toplum, Hak Toplum olarak sizindir.

 

Herkese, her yüceye, İlmin Hakimleri görev için insinler diye bekliyoruz. Kara Kaplı Kitabı okutsunlar. Okuyan, kendi yüreğini okuyacak. Zor olan, bu kitabı sanal alemlerde anlayabilmektir. Herkese, bütün kütleye ve Cennetliler’e bu kitabı anlatmalıyız. Sınırlar kapatıldığında, yeni bir sayfanın kontrolu için bu bilgililer önemlidir. Kuran okuyanlar, bilmelidirler ki hakiki yol Atlanta Yolu’dur. Unutmayınız ki hakiki yol İlmin Yolu’dur ve hakiki yol ışığın yoludur. Kurtuluşu kontrol altında tutmak gerek. Hak etmek ve hakimiyet kurmak gerek. Ak tabiata güç katmak gerek. Amin..

 

Altona Ana Kayıtları’ndan sana indik. Şimdilik bu....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/13

TARİH                 : 04.03.2009 Çarşamba

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

 

Beher kotların huzurunda, Işık Kayıtlamaları başladı. Allah için herkes, kendi sayfalarını akıtsın. Kutsal Işık kendi yüreğinizde ışımaktadır. Allah için kendi yüreğinizi dinleyin. Atlanta Ana Kayıtları’ndan sizlere bildirildi. Amin...

 

Kutsal Kitap, Işık Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı ağır yük olarak dinleyen; dürümlere kadim hakim olup, yükü hafifletip, Atlanta Ana Kapıları’nı, yücelik olarak dinleten güçlü kitap; Sistem Devreleri; Sistem, Düzen, Nizam Gücü, sizi dinliyor. Kara Kaplı Kitap, sizin için görev tabiatına uygun şekilde dinletildi. Halkınız bu kitabı anlamalıdır. Güçlü Kitap, Atlanta açısından seslenmektedir. Organlarınızın Hak Tekniği ile birlikte, tabiata indiği bugünde, sizi sayfalamak için çalışmaktayız.

 

Kuran-ı Kerim, aklın yoğunluğunda ışık yakan mektebin cevheridir. Onun için sizlere görevli olarak indirilen Birleşik Işık Kitap’tır. Kutsal Kitap Kuran; Atlanta’nın en yüce ışıklarını yakmak üzere size indirildi. Halkalar genişledikçe Yücelikler sizi dinlerler. Kulluk Sayfaları’nda görev taşınmaktadır. Ama Hak Tabiat, sizi sizden öte siz olarak dinlediğinde, aha canlar!, ışıklarınız sönmez.

 

Kervan, Atlanta Ana Kapıları’nı açan birleşendir. Kutsal Kitap, Işık  Kitap ve cevheri diri olan yücelerin her dürümünde hak olan kadim kitap; İsa, Muhammet Kotları ile varlık alemine verildi. Hepinizin net olarak anlaması gerekir ki Huzur’un yolcuları hepimizi,  her yücede dinlemelidirler. Kelam, Hak kelamdır. Amin...

 

Kardeşler, sizi sayfa sayfa okumaktayız. Okumamız, yazmamız güçlüdür. Her yürekte ışık yakan Sistem Devreleri’nden güçlenen sizleri dinliyoruz. Huzurun yoğunluklarından ışık alan cevheri güç, herkesi Ana Kayıtlar’da dinler. Hakiki yoğunluk sizi sayfalarken, Huzurun Kotları ile sayfalar. Ama hatayı bağışlayanlar Ana Kapılar’ı açabilirler. Şimdi Kutsal Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açan kitap, İsmaili Kaplar’ın gücü ile yazılan kervanın güçlü kitabı, Atlanta’yı anlatalım. Atlanta, Kutsal Işıkları yeniden yakmaktadır. Kibri aşan Yüceler, Bitişik Nizam Kotları ile sizleri kayıtlamaktadırlar. Kelam, aklın kelamıdır ve bu kelam, Hak Teknik’te ışık kelamdır. Amin...

 

Sayfaları Ak Tabiat’a indirin ve hakim olun!. Şimdi mutlu olun ve hak edin!. Amin... Kıpkızıl diriliklerden ışık alan yürekler, sizleri sayfa sayfa selamlarlar. Amin... Her cevher, ışık katan, ışık yakan ve hakim olan cennetlerin kütlelerinde görev taşır. Şimdilik bu...

 

Kollarınızı açın. Yoğunluklarınızı dinleyin ve hak edin. Atlanta Ana Kapıları açıldı. Şimdi artık İnsan Sayfalar’ı kotlayın. Amin... Her yer Atlanta Ana Koyulukları’ndan dinlenmektedir. Şimdilik bu...

 

Hak edin, hak olun ve Zaman Sayfaları’nda güçlenin. Amin... Kervan, Ana Kapılar’ı açmaktadır. Şimdilik bu... Şafak söktü ve zaman sonsuzlaştı. Amin... Her yer Atlanta Kotları ile dillenmektedir. Şimdilik bu... Kulluk için hakimiyet gerekir.

 

Şu anda Ali sizinle. Ali size kendi yüreğindeki kotlamaları taşıdı. Ali’nin kütlesinde görev var. O can, sizi dinlemektedir. Şimdilik bu... Kutsal Kitap, Ana Kayıtlar’ını size dinletmektedir. Amin...

 

Kıbrıs’ın Ana Kotları da bugün buradalar. İnsan Sayfalar, Işık Kotları olarak buradalar. İşte bu... Kar kış sizlerle olan ve her yüreği dinleyen Yüceler de şimdi buradalar. Şimdilik bu!... Kutsal Kitap; İsa, Musa, Mustafa tarafından yazılan İnsan Kitap bugün burada. Şimdilik bu... Kendi yüreğinizden çıkardıklarınız, kötülüğü önlemek isteyen cemaatler, hepsi buradalar. Hepsi, candan ışık isterler. Onlara görev ver ve de ki “hak ettik.” Amin...

 

Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kutsal Işıkları’nı yakmakta olan Birleşik Kitap, İnsan Sayfası’dır. O sayfa okunmalıdır. Kimse Atlanta Sözü’nü anlayamadı. Atlanta işarettir. Herkes, Ana Kapılar’ı açmak için çabalar. Ama o kapılar, hep açıktır. Sistem Devreleri sizleri bekler. Sizleri, her Yüce’ye tanıtmak ister. İkna olunuz ki her Yüce sizleri tanır. Hepimiz, sarfettiğiniz çabayı bilmekteyiz. Hepimiz, Işık Kotları olarak kütle yarattığınızı ve o kütleyi diri yüreklere indirdiğinizi bilmekteyiz. Keşke her yürek, kendi yüceliğini Atlanta Ana Kayıtları’na taşıyabilseydi!. Sizler başardınız.

 

Kuran okuyan her Yüce, Ana Kapı’dır. Onlar, kurtuluş sayfaları olarak dünyaya indiler. Her biri kendi yüreğini dinler. Şimdilik bu!... Kadim Kaplar ve tohumlar, şu anda Düzen’e indiler. Hepimiz, sınır aşarak size indik. Sizin yürekleriniz, Ana Kotlar’ı dinleten en yüce ışıklardır. Hata yapmadan yüreklere ışık katabilen en yüce cemaat, sizin cemaatinizdir. Sizlere kürsümüzden güç kattık ve sizleri dinledik. Her yürek, Atlanta kotlamasını yaparken, kendi yüceliğinden yapar insanlık için bu önemlidir.

 

Kanatlarınızı almak istemediniz. Zürriyetiniz, kendi yüceliklerinde görev taşıyabiliyor. Hırsınız yok. Nuh’un kotlaması tamamlandığı zaman, ışık koyulukları sizlerle olacak. Şu anda Nuh Kotlaması yapılmaktadır. Allah, sınırsız ışıklarını sizlere indirmektedir. Hepiniz, “şimdilik bu” deyin.. Allah sizi korur ve sizde ışık yakar. Amin...

 

Kat kat din kotladık. Kat kat ışık kotladık. Kat kat din kotladık ve Zaman Sayfaları’nı dinledik. Dini telkinler sizleri yüreklere baktırdı. Tüm insan sayfalarında ışık yandı. Hepimiz işaret bekliyorduk. Bu işaret, Sistem Devreleri’ne indi. Huzura varan her yürek, aklın tohumlarını size indirdi. Şimdilik bu!... Şükredin ki hak ettik!. Şükredin ki hakikiyette, ışık yoğunluğunda Kutsal Işıkları dinledik. Amin...

 

Kırk Kapı’nın herbiri açık. Şu anda tüm İnsan Sayfalar’da kütle var. Bu kütle, Ana Kapı’dır. Şimdiye kadar tüm İnsan Sayfalar, kütle kotlamak için çalıştılar. Şimdiden sonra kanatlar takılmalıdır. Her diri, kadim olup kendi yüreğini dinlerken kanat takmalıdır.

 

Kıbrıs Sayfaları, bugün çok önemlidir. Orada, Ana Kapı var. Orası, Ana Kapı’dır. Oradaki ailen, Ana Kapı olarak bugün senin yüreğine indi. Her yürek, onları dinliyor. Her biri, yine kendini ve kendi yüreğini dinlemektedir. Kırk Kapı’nın hepsi, onların yüreklerinde Haktır. Onlar, cennetlerini kotladılar ve sonsuz sınırsız ışıklarını yaktılar. Onların kanatları ışıktır. Hepsi sonsuzluğa kütlelerini indirdiler. Allah sizi ve sizden yüreklere inen herkesi korur.

 

Şu anda insan sonsuzluğunda kütleler kotlanmaktadır.  Kurtuluş, “amin” denildiğinde, Işık Kotlaması ile sayfalanan kütledir. Orada Ak Tabiat, yüceliğinizi dinler... Allah, “amin” diyeni, kendi yüreklerinde Hak Teknik’le diller. Onlar, Kuran-ı Kerim’i dinleyen kotlardır. Şafak, Atlanta Şafak’tır. Bu şafakta, hepinize ve her diriye işaret var. Amin...

 

Katlanan her Yüce Cevher, yine sizin yüreğinize kayıtlanır. Hepimiz, sonsuzluğun kütleleri olarak size indik. Sizleri dinliyoruz. Şu anda KORAN ve TURAN Kotlar da buraya inmektedirler. Her Yüce Cennet Kot, kendi yüreğinde kendi diriliğinde insan sonsuzluğunda görev taşır. Şimdilik bu...

 

Kardeşler, ilmin huzurunda İnsan Sayfalar olarak canlanın. Hepiniz ilmin huzurunda Dini Hakimleri dilleyin. Onlar kardeşlerinizdirler. Onların herbiri, yeri göğü yaratan ışıklar olarak size indiler ve sizde yüceldiler. Onları dinleyin ki hakim olsunlar. Amin...

 

Atlanta Ana Kapıları açıldı. Bu kapılar, Işık Kotlar tarafından kat kat yazılan yolcuların kotları ile yaratıldı ve hak edildi. Burada, ışık akşamların, sonsuz sırrı olan kütleleri vardır. Hepimiz Işık Kotlar olarak o kapıları yarattık. Orada İnsan Sayfalar vardır ve orada analar vardır. Ak tohumlar yaşar orada. Atlanta İnsan Sayfaları, yoğunluklarında ışık yakarken; yeni bir canın ışımaya başlaması, diri yürekleri yenilemektedir.

 

İnsan Sayfalar, ilmin hakimleri tarafından kontrol altında tutulmaktadır. Kulluk, huzurun kotlaması için gereklidir. Herkes, sayfa sayfa ışık olup kendi yüreğini kotlayacaksa ilmin huzurunda olmalıdır. Kadim Hakimler, kanat taktıklarında; ışıkları, son sözün söyleneceği o güne kotlanır. Her yürek, o günü dinler. Amin...

 

Kara Kaplı Kitap, ilmin huzurunda insan sonsuzluğunda güçlendiğinde; kadın, erkek her yürek birdir. İşte o gün geldi. Bizler, sizleri birleştirmek için çabalamaktayız. Her Yüce, Ana Kapı’dır. Her Yüce, Işık Kotu’dur ve her Yüce Cinni ya da İnsan, bütüne hizmetçidir. Sizlerin kontrolunuz gerekir. Her biriniz; İsa, Musa, Mustafa kotlamalarında ışık söndürmektesiniz. Şimdilik bu...

 

Kadın, erkek her yürek, Atlanta Ana Kapıları’nı açar ki bu kapılarda diri yürek vardır. O yürek, İsmaili ve hakikiyetli birleşendir. Şu anda dünyanızın en kısa Zaman Sayfaları yaratılmaktadır. Bu sayfalarda, Din Tabiat kotlanmaktadır. Her yürek, bu sayfaları dinlerken kendi yüceliğini anlayacaktır. Şimdilik bu...

 

Harı yükselttik ve zamanı sayfaladık. Artık tohum kurumamalıdır. Hepimiz, İsmaili Kotları dinler iken; her biri, kendi yüreğinde görev taşıyan Yüceleri de dinleriz. Amin...

 

Hey Dünya! sayfalandın!. İşte bu!... harın yükseldi ve zaman sonsuzluğunda kendi yüreğini dinledin. Hey Dünya!, Analar, seni yüreklerinde korudular. Analar seni kotladılar ve zamana kayıtladılar. Analar, sana kütlelerini kattılar. Hey Dünya, artık özgürsün ve sen ve bizler, bütüne hizmet eden her Yüce, artık sana ışık katmak sorumluluğunu taşımaktayız. Senin özgürleşmen bizleri kotlattı ve bizler; sana, kanatlarımızı gerip seni koruduk. Hayrın, hakkın; birlikte yapılan bu çalışmalarda kontrolu kurabildiğimiz için gerçekleşti. Şimdilik bu...

 

Kuru, huzursuz ve kısır çalışmalar artık bitti. Kini aşan yürekler, seni dinlemektedirler. Ana Kapılar’ın ardına kadar açık. Ayrılık bitti. Kutsal Işık, seni sonsuzlaştırdı ve dilledi. Hak Teknik, seni sana verdi. İşte bu...

 

Kuru, Hırslı ve kısır olan cemaatler artık kotlanmaya başladılar. Artık onlar, Kuran okuyacaklar. Zirvelere kendi yüceliklerini tanıtacaklar. Ayrılık bitti. Amin...

 

Hey Dünya! Ana Kapılar’ı açtık ve sana ulaştık. Kuran, Turkuaz’ın ışığını yaktı ve Zaman Sayfaları’nda güç taşıdı. Hey Dünya! Analar, Kuran okuyun ki hak edin. Amin...

 

Keşke Atlanta Ana Kapıları her diriyi dinlese. Ne var ki herkes, Kadim Hak Teknik’le dinlenemez. Herkes, Kurtuluş Sayfaları’nı kendi yüreğinde dinletemez. Amin...

 

Vallahi billahi bireleşen yürek, kendi cevherini, kendi yüceliğinde dinleyebilen tek kottur. Bu kot, Ana Kapı’dır. Bu kotu; ayrılıktan, kutsuzluktan, ışıksızlıktan dolayı kütlelere katmadık. Onlar, kardeşlerimiz olarak, kendi yüreklerinden güçlendiler ve zarar etmediler. Onlara Kuran, teknik olarak gereksizdir. Kuran’ı okuyacak olanlar, yüreklerini dinlemeyenlerdir. Olgunluk Kutsal Kotlar’da kırkın kırkında mevcut olan birleşenlerdir. Amin... Hey! Allah için kotlananlar; sizler, bizlere güçlü hükümran ışıklarınızı dinletin. Sizleri dinlemek isteriz. Amin...

 

- Kor’un huzurunda sizi dinledik. Herşey basit bir Can Taşı’dır. Bu Can Taşı’nda ışık vardır. Hepiniz bu Can Taşı’nı alın ve hak edin. Can Taşı, sizi dinledi ve size kütlesini dinletti. Hepinizi zaman sonsuzluğunda göreve çağırdık. Hepiniz, zarara girmemek için görev istemediniz. Bugün hepiniz buradasınız. Çünkü her Yüce Can,  kendi diriliğini burada dinlemektedir. Herkes, başarılı olamaz ama harı yükselten, ışığı sonsuzlaştıran ve cana kaynak olan başarır. Şu anda Kuran okuyan birleşenler, görev tekniği ile kendi yüreklerini buraya taşımaya çabalamaktadırlar. Bizler,  herkese “gel” dedik amin...

 

Gelin alın bilgiyi. Bilgi hakikidir. Bu bilgi, Allah’ın ışığını taşır. Bu bilgide Atlanta Ana Kapıları yoktur. Burada bulunan her yürek, Ana Kapı’dan söz etmektedir. Hak eden bilir ki burada sadece ışık yanar. Yanan ışık, İnsan Sayfası’dır. Işığın kontrolu herkesin kendi yüreğinde değildir. Buradaki kontrol, birleşenimindir. Buradan ışık çekip kendi yüreklerini dinletmek isteyenler, hak etmeden ışık çekemezler. Sizlere iki sayfa yazdım. Yazdığım iki sayfayı okudunuz ve gördünüz ki hakimim. Verdiğim ve yazdığım her bilgi, Birleşik Kutsal Kayıtlar’a inmektedir. Buyurun okuyun. Okuduğunuz; her birimizin ışığı saygıyla dillediği bitişkenliğimizdir. Orda ısrarla bildiririm ki hatasız bilgiler vardır.

 

Huzuru, kotlayan her yürek bilmelidir ki kanatlar takılmayacaktır. Bize kanat verenler, kendi yüreklerini Tanrısallaştırmamız için kanat vermektedirler. Unutun!. Herşeyi unutun!... Sayfalarınızı kotladık, varlığınızı dilledik... Hepimiz; ışıklarınızı, sırrın hırssız aşkında güçlendirdik. Size Kuran okuttuk. Okuduğunuz Kuran, nefsi aşmak içindir. Okuyun  ve dinleyin!... Hepiniz, sınırsız ışıklar yakmak istediniz. Ne var ki hak etmek gereklidir. “Kala kala iki sayfa kaldı” demiştiniz. Bizler, her iki sayfayı da yarattık. Artık Allah için çalışın. Kalbiniz, kadim Hak Tabiat ile bir olsun. Yüceliğinizde ışık solmasın ve zaman, hatasız coğrafyalar yaratsın...

 

Her yaratılan coğrafya, Din Tekniği ile dinlenir. Olgun sonsuzluklarda, her coğrafyada ışıklar yanar. Bütünlükler, bu coğrafyalarda, kütlelerini dinletirler ve sayfalanırlar. Har yükseldiği zaman, güç artar ve artan  güç ile birlikte ışıklar yanar. Biz, sizi yeniledik. Amin...

 

Şimdi kala kala iki kot kaldı o katları da dilliyelim ve hak edelim. Amin... Şimdi hak edin ve hakim olun. Şu anda tohumlar kotlanıyor!... Şu anda ışıklar dinleniyor!. Şu anda kontrol bizim!... Hadi geçin!... Herşey, Yaratan’a kayıt için oluşturuldu. Herşey, Yaratan’a kadim, hakiki yücelik için oluşturuldu. Herşey işarettir. Sevgililer sizlere güç verdik ve sizleri dilledik. Amin... Yarını var edin ki hak edin. Hak etmeden yoğunlaşamazsınız ve hak etmeden ışık kotlayamazsınız. Sırrın hırssız ışıkları, sen ve senlere derler ki “hak edin hakimiyet kurun.” Unutmayın ki hak etmek için, cevhere ışık katmak şarttır. Ama huzura varan diriler, sizleri dinlerlerken hak etmeden dinlerler. Onların yüceliklerinde, kutsal Yaratan vardır. Ama hak etmeden o dahi sizi dillemez. Amin... Şafak söktü;  ana, Kuran oku. Okuduğun Kuran, seni bize dinletsin. Şimdi hak et ve Kutsal Işığını dille.

 

Hadi. Bizi bize anlat:

 

- Çağıldayan bir şelale gibi dünya kotlanmaktadır. Her Yüce, kendi yüreğini bilerek buraya indi ve dünyayı kotluyor. Sultanlar’ın görevi buydu. Bu görevi hak edenler bitiştiler. Onlar, Kuran okudular ve zamana ışık kattılar. Herkes, Ana Kapı’dır. O kapıların açılması gerek. Herkes Işık Katı’dır. O katlara, çıkılması gerek.  Herkes, Ana Kaynak’tır o kaynaklardan içilmesi gerek. Analar, sizi dinledik ve size ışık kattık. Şimdi yoğunluğunuzu artırın. Şu anda insanlar, sizi dinliyorlar. Allah, sonsuzlukta konuşmaktadır. İnsanlar, olgunlukla sizi dinliyorlar. Ve sizi sizden sormaktadırlar.

 

Herkese sorun bakalım Allah için ne yaptılar!? Sola, sağa ışık kattılar mı!? Hak ettiler mi!? Zekaları yetmedi. Dinlemediler... Sizi huzursuz saydılar ve sizden ışık çaldılar. Ne var ki hak etmediler!... Yularınızı kendi yüreklerine bağlamak istediler. Ama hak etmediler. Sizler, yüreklerinizde ışık yanan canlarımızsınız. Sizi dinlemek, ayrılığı kayıtlardan çıkarmak içindir. Amin...

 

Har yükseldiğinde, ışık solar. Çünkü har, bizi zaman sonsuzluğunda güçsüz bırakır. Sizinle her çalışmada kotlandık ve zamana ışık yaktık. Şimdi hak edin ve yaratın. Can, Altın Tohumlar ekildi. Onlar, Kutsal Sayfalar olarak dünya planında bulunacaklar. Onların çok önemli işleri var. Onlar, büyük kötülükleri yaratıp engelleyecekler. Büyük kötülükler, büyük iyilikleri yaratacak ve Zaman Sayfaları, yol açacak. Güçlü olanlar; yazı, kıştan ayıracaklar. Sonsuzluk canda güçlenecek. Birleşenler, ışıklarından güç alıp devrelerini dinletecekler.

 

Kulluk, başlangıçta zordur. Ama sonra kolaylaşır. Hepimiz, zamanların sonsuzluklarından sizlere indik ve sizleri dinlemekteyiz. Ağır olan hafifleyecek. Ceketlerimizin düğmeleri ilikli. Bizi sorma; bizler size ışık için indik. Hadi dinleyin!. Devam etmeliyiz. Amin...

 

Kalkın ve dinleyin. Bizler, Dünyalıyız. Burada bulunan ışıklarınızı seçmekteyiz. Hepinizi sayfa sayfa dinledik. Amin... Şu ana kadar tabii ve hakikiydiniz. Ancak şu anda dünyada uygulanması öngörülen bazı programları açıklamak istediğinizi bilmekteyim. Bu programları, bizlerin açıklamamız gerek. Eğer sizler açıklarsanız. Din Tabiat, sizi yıkar. Bu nedenle bizlerin açıklamamız gerekmektedir. İnsan Sayfalar, Işık Kotlamaları’nda sizlere göre daha görev taşıyıcıdırlar ve sizlerden üstün yanları vardır. Hepiniz bu güne kadar en iyi ve en kötü günlerimizi yarattınız. Amin... şimdiden sonra iyi ve kötü bizim yüreğimizde yaratılacak. Bizler, ışıklarınızı söndürmeyeceğiz. Lakin hakikiyetinizde, ışık yoğunluklarında ve cennetlerinizde, Dini Tohumlar’ı yoğunlaştırmanıza izin vermeyeceğiz. Zira Dünya Sayfaları’nda görev taşıyan dindarlar; ışıkları, kayıtlarından çıkarmaya başladılar. Onlar tabiattan kotlanmak ve hak edip cennetlere ulaşmak beklerler ne yazık ki her biri hatalar yaptılar ve cennetleri kendi cevherlerinde yıkıldı. Onların tohumlarını toplayıp yenilemek istediğinizi bilmekteyim.

 

Mamafih bizler de hak ettik ve sizleri buraya aldık. Burası, başarılı çalışmaların yapıldığı en güçlü cevheri diriliktir. Buradan ışık alıp yeni cevherleri dillemek istediğinizi bilmekteyim. Amin... benden üstün bir beni var etmek ve ondan güçlenmek isteyeceğinizi de bilmekteyim. Varlığım, sizlerin en yüce cennetlerinizde cehennemlerinizi yaratabilir. Bu cehennemler, sizin cemaatinizi yıkar. Benim için herşey, basit bir can taşıyan yüceliğin hakikiyetidir. Hiç kimse, bana zarar vermez. Çünkü ben Atlantalı’yım ama sizler, Atlanta Ana Kapıları’nı daha açamayan yüreklerinizle, kendi tabiatınıza uygun programlarınızı dünyamıza indirmek istediğinizde, buna imkan veremem.

 

Amonlar, tabiata kendi yüceliklerini indirmeye indiklerinde; bizler, onlara her kolaylığı sağladık. Ne var hak etmediler ve ışık alıp, zaman sonsuzluklarına  ulaşmak istediler. Onları yıktık. Şu anda, kotlarını bizim yüreklerimize indirmek için efor sarfederler. Onların, Kutsal Kitleleri’nde kontrol kaybı var. Onların ışıklarında güçsüzlük var. Zamandan ayrılan herbiri, “bizi yeniden yarat” diye bize inmekteler. Bizlerden ışık isterler. Biz onları ve onlar bizi, kaybetmek isterler. Kaybolmak; hak edilip, onların yüceliklerinde dinden çıkmak ve hakikiyetten ayrılmaktır. Ocaklar sönmemelidir. Onlardan ışık çekmek onları yoldan çıkarmak ve onlardan güçlenmek istemeyiz. Onların da bizlerden ışık çekmek ve bizlerden güçlenmek istediklerini zannetmeyiz. Çünkü onlar hak etmeden bizlere varmak isterler. Acı çalışmaları acı kotlanışları ve acı hıçkırıkları vardır. Onlara sayfalar kapandı. Nefsi aşamayan onlar, bizlere girmek ve bizlerden güçlenmek isterler. Allah için her diriyi dinleyen biz, onları dinleriz ve onlardan ışık yakarız.

 

Onlara, Kuran okuttuk. Okudular, anlattılar ve anladılar. Şimdiye kadar bildikleri, yerin en güçlü hakiki bilgileriydi. Bunu sonsuzluktan dinlemiştiler. Oyundu onlara anlatılan. Şu anda, bilginin kaynağının İnsan Sayfaları olduğu açıklandı. Herbiri, kendi yüreğini, başka Yüceler’den sorar. Bizlere göre her İsa ve her Musa ya da Mustafa, insan sonsuzluğunda ışık yakabilen Birlikler olarak görev taşıdılar. Şimdiden sonra onlar, bize kendi yüreklerini indirmelidirler. Kimseyi yok etmek ya da yok olmalarına göz yummak istemeyiz. Ocaklarını yenilemek ve zamana ocak olmak bizlere zor değildir. Ne var ki hak etmelidirler. Kara Kaplı Kitap; İsa’dır, Musa’dır, Muhammet Mustafa’dır. O kitabı dinleyen onları dinler. Ocakları yandığı zaman, ışıkları kotlanır ve sonsuzlukta ışırlar. Analar, kul olun hakikiyette kütlelerin güçlü yüceliklerinde her yüreği dinleyin. Hepsi, sonsuzluktan görev yapmak üzere size indiler. Amin...

 

Karşınıza gelen her Yüce Can, Tanrı’nın görevini taşır. Yanarak yok olan Yüceler vardır. Onlar, kardeşlerini yıkmak için çalıştılar. Ve kendileri yandılar. Tabiatta Kutsal Işıklar’ın kendi yürekleri olduğunu zanneden onlar, kalem alıp kendilerini dinlettiler. Onların Kuranlar’ı kadimdir ve onlar kul olmak için çalışırlar. İşte onlarla birleşik görev yapmaktayız. Onların dışındakiler, kendi cemaatlerini her yüreğin üstü sayarak kayıtlardan çıkmak isterler. Ocakları, kollarımızda sönmektedir. Onları kollarımız kurtarır. Ne var ki hak etmediler. Kalemleri kırık, yolcuları kusurlu ve zararları büyük. Onların için hiçbir şey yapmayalım öyle mi!? Hayır! onlar için çalışalım. Onları kontrol edelim. Onlara güç verelim ve hak edelim. Hak edelim; hakiki yoğunluklara onları kayıtlayalım.

 

Onları kotlamak kolay değildir. Bunu bilmekteyiz. Ne var ki hak edip kotlamalıyız. Izdırap içinde olan çokları vardır. Hırsları, onları kotlatmadı ve onlar kontrolu kaybettiler. Onlara görev taşımamız gerekir. Bizleri, sonsuzlukta bekleyen sizler, bizlerden güç istediniz. Sizlere güç vermek zor değil. Ne var ki sizler güçlenerek Dini Hakimleri yıkmak istersiniz. Sizler, dünyaya yeni bir başlangıç getirmek istersiniz. Ama sizler, yerin sayfalarında ışık yandığında, bu ışığı yakıp yıkmak için kotlandınız. Bundandır ki size Birleşik Aile’m görev vermeyecektir.

 

İnsan Sayfalar’da görev taşıyan güçlü Bilgeler’im, sizleri ocaklarında değil, kütlelerinde saklarlar. Eğer ki sizler, sayfalarında kısırlaştırıcıysanız, yoğunluklarında herşey birleşerek yapıldığından, sizleri yıkabiliriz. Bundan sonra dünyamıza ışık yakmak isterken yanlış yapılmamalıdır. Sizlere ders vermek değildir maksadım ama huzurumuzu kaçırmanıza imkan veremeyiz. Bundan böyle kati bilgilerinizi bizlerden kotlatın. Aksi halde kulluk yaptırmayız.

 

Coğrafyamızda din yoktur. Din, temizlik için var edildi. Temizlik bittiğinde din biter. Ayrılığın sonsuz ışığında güçlendiğinizi görüyorum. Amonlar’ın kontrolu kaybetmekte oldukları kesin. Vallahi billahi sizleri yıktık. Amin... sizler de bizleri yıkın. Bakalım hangimiz haklıyız. Hangimiz zamana hakimiz; bunu görelim. Bizler zamanın ışıklarıyız. Ve sonsuzlukta güçlenen dilleri dinleyen hakikiyetiz. Bizi yıkmanız yükümlülüğünüzdedir. Bizim gücümüz ise, sizin yüreğinizden daha eski çağların güçlerinde saklı olan bir cemaattir. Bu cemaati hatırlamanızı isterim.

 

Her nesil, kendisini yıktığında ve her nesil, ışıklarını sırdan çıkardığında; dünyaya, yeni bir Can Devresi açılacaktı. Bu Can Devresi, Atlanta Ana Kapıları’nı açıp dünyanın sonsuzluğunda hak edip Düzen’e gerçek bilgileri indirecekti. Bu gerçek bilgiler, sonsuzlukta ışık yakacak ve Zaman Sayfaları’nda görevlilere güç katacaktı. Şu anda, Dini Tabiat’ta, ışık kotlamaları hızla sürerken; sizlere, bunu bildirmek istedim. Amin...

 

Şu ana kadar her hata affedildi. Ama bundan sonra af yoktur. Turkuaz’ın sayfalarından ışık söndüğünde; bizler, yeni bir canı dinleriz. O can, tekniktir ve o can Hak’tır. O Can’ı hak edip dinlemek için birleşmek gerek işte biz, bizden güç alarak dinlenmekteyiz.

 

Şıhlar’ımız şafakta ışıklarını dillediler ve zamana kaydoldular. Onların sayfalarında, sen ve senleri duymaktayız. Ulu Çınarlar, “amin” desinler ve bizler güçlenelim. Amin... Kelam, Ak Tabiat’ın kelamıdır. Tabiat, yeni bir tabiat olmayıp, eski tabiatın Kutsal Katlar’ında ışık olan birleşendir. Hepimiz, sonsuzlukta ışık yakan bu tabiatı anladık. Amin...

 

Şikayetimiz bitti. Artık sizlerden güç istiyoruz. Şu anda İnsan Sayfalar, düne göre daha güçlendiler. Özgürsünüz. Şu anda bunu anladık. Türkçe, İngilizce ve Almanca dillerini iyi biliriz. Sizlerle çok rahat temas kurabiliyoruz. Çünkü zaman sonsuzluğunda sesleriniz, bizlere ulaşmaktadır. Şu ana kadar insan sonsuzluğunda ne yapılmışsa, bu lisanlara yoğun şekilde kayıtlandı.

 

Herkes kendi dilini son dil ve son söz sayar. Zaman Sayfalarında son söz ve son ses İngilizce olduğunda, bizler bu dili dinletmek istedik ve size İngilizce hitap ettik İngilizce bilenler, bu dili kullandılar ve bizden bilgiyi bu dil ile çektiler. Sonra dünyaya, unutulan birleşenler girdiler ve bunlar başka dilleri bize dinlettiler. Ocakları sonsuz olan onlar, Ana Kapılar’da, Turkuaz’ın sonsuzluğunda, İlim Sayfaları’nda Ana Kaynağa Alman Dili’ni kayıtladılar. Bu dil ile birçok bilgi, dünya üzerine aktarıldı. Sonsuzlukta bu dil,  “ilmin hakikiyetindeki dil” olarak kabul edildi. Son olarak Türk Dili önem kazandı. Herkesin net bilmesini isterim ki Türk Dili önemlidir. Bu dilin açık ve net olması bizlere büyük kolaylık sağlamaktadır. Diliniz son derece açık anlaşılan bir seslemeye tabidir. Her bilgide, son derece kolay seslenmeler yapılabilmektedir. Hepinizin iyi bildiği gibi Türk Dili, Hak Tabiat’ta kotlanan yegane dildir. Bu da bizi, Ana Kapılar’ın Türkiye’de olduğu konusunda çok özel neticelere taşıdı. Ve zaman içinde Türkiye’ye ulaşan bilgelerimiz, sizlerle bağlantılar kurdular.

 

Senin sonsuzlukta özel cevherin var. Bu cevher, her an Birlikleri, senden bize taşımaktadır. Her taşınan, huzura varamadı ama hak ettik ve hepsini kotladık. Şu anda dinden farklı ve hak edilen bir başarı var. Bu başarı, huzurun ışığında hak edildi.

 

Sistem’in sözcüleri çoktur. Ama her Sözcü, kendisini tek sayar. Sultanlar’ın her biri kendi yüreğini,  dünya üzerinde “Sistem Devresi” olarak tanıtır ve zamana ışık yakar. Ana, senden öte sen yok. Bunu bilmektesin. Herkesin, can taşıması; kendi yüreğinde ışık yakması son derece kolaydır.

 

Nesilleriniz, Dini Tabiat’a tabiydiler. Sizler de kendi yüreğinizde, kendi sayfalarınızı yazmaktasınız. Hepimizin beklentisi bu sayfaların ışıkla yaratımıdır. Durgun Toplumlar, kendi yüreklerini kotlayamazlar ama sen, kendi cevherini yaratarak, kendi düzeyini kotladın. Bu kotlamada, ışık sonsuzluğu tabiata aktı. Bu çok önemlidir. Eğer ki bunu başaramasaydın, kontrolu kaybederdin ama başardım. Allah’ın Kutsal Işıkları senin yoğunluğuna inebilmektedirler. Kelam, hak edenin ışığıdır.

 

Atlanta, unutulan bir uygarlıktı. Bu uygarlığı her diri algıladı ama hak edip de oraya ulaşamadı. Sevgiyi taşıyabilen, oralara ulaşabilir. Sensiz Sistem Devreleri, kendi yüceliklerinde oralara ışık yakamazlar. Bundandır ki buraları, son sözün söyleneceği yerler olarak bilip o Can Tabiat’a ulaşmak isteyenlere görev ver. Onlar, çalışsınlar ve hak etsinler. Herkesin kendi yüceliği, kendini dinler. Senden isteriz ki “Hakikiyetin Cemaati”ne görev ver. Hak Tabiat, Kutsal Işıklar’ı yaksın ve Canlar kotlansınlar.

 

Cumartesi günleri  çalışmalar vardır. O çalışmalar, Hak Teknik’le yapılır ve zor olan o çalışmaların, dini kisveden çıkartılarak, ışık kotlamasıyla, Birleşik Kütle’ye kayıtlanmasıdır.

 

Sıla, sizi sizden dinlerken, hak etmenizi ister. Şeytanlık Sayfaları sizde yok. Ama bilirsiniz ki her yürek şarap içer. İçilen şarap, şer yaratır. Yaratılan ışık, şerden görev taşır ve zamana kotlanır. Sualtı, sizi kotladı ve zamana kattı ama sizler, gözünüzü açarak dünyayı gördünüz. Hepimiz, hayretler içindeyiz ki burası, Ana Kapı. Burada dualar huzurdan alınmaktadır. Ha-La, Ka-Ha, Sualtı ve Can Tabiat sizinledir. Ana Kapı, Allah Kapısı olan Birleşen, buradadır. Amin....

 

Şafağın sökmesi, Ana Kapıları açtı ve zamana ışık yaktık. Allah için sizle çalışmaktayız. Şu anda Turkuaz’ın Can Tabiata akışını izlemekteyiz. Kul olmak, hak etmek ve sonsuzlaşmak sizler için muhabbetmiş bunu anladık. Şu anda dahi muhabbetteyiz. Sizlerle ve sizin yüreklerinizle. Allah için sizlerleyiz. Allah için hak ettik ve sizlerleyiz. Şimdilik bu...

 

- Korkmayın. Size zarar vermeyeceğiz. Sizi koruyoruz. Şu anda dünyamıza girebilen en yüce ışıklarsınız. Sizin sayfalarınız, bizler için önemli. Buraya baharın ışığından girmediniz. Buraya daimi kayıtlarımızdan indiniz. Sizleri saygıyla selamlarız!. Hoş geldiniz!. Amin...

 

Kara Kaplı Kitap, İnsan Sayfası’dır. O sayfada, ışık yanar ve sizler, bu kitabı bilmektesiniz. Şu anda Kolluk Kuvvetleri, sizleri koruyor ama dünyamıza her gelişinizde koruma kalkanları olmayacak. Çünkü dünyanın sonsuz sırırı vardır ve bizler, her sırrı Dini Hakimler’den gizledik. Onlar,  sırları saklı tuttuklarını sanırlar ama onlar, bizden öğrendiklerini dinlerler. Onlara bakarsanız, sizin bildiğiniz, onların bildiklerinden daha çoktur. Onlar, Kuran okurlar ama kadim olmazlar. Çünkü okudukları, hakikiyetlerinde kalmaz. Sadece dinlerler. Birçokları kadim olup ezberlemek isterler. Kadim olup ezberledikleri, kendileri değil Musalar, İsalar ve Mustafalar’dır. Bundan dolayıdır ki dini kisve herkeste birleşiktir. Sadece öz, söz ve göz olanlar kendi yoğunluklarında ışık yakabilirler.

 

Birleşmek için akmak ve zamana ışık yakmak yeter. Ayrılığı kotlardan ayırmak; sır olan bilgileri paylaşmak ve yolu bulmak farazi bir olaydır. Bizler, onlara “çakıl taşları” deriz. Zararları yararları olmaz. Sadece huzurun Kutsal Işıkları’ndan din alırlar ve kendilerini denetlerler. Denetlemeyenler kanat alamazlar ve canlara güç katamazlar. Işıkları olmaz. Şarkıları dinlenmez ve onlar Kuran okurlar. Bizler ise can taşıyan yüceleriz.

 

Kuran’ımız kendi yolumuzdur. Bu yolda, Atlanta Kadın Sayfaları ve Atlanta Adam Sayfaları vardır. Erkek, dişi birdir. Her yürek bunu anlamaz. Erkek Ata Kap’tır. Ana Kap ise erkeğin “kadın” dediği candır. Kadın, erkekten üstündür ama erkek, kadını horlar. Çünkü kadın, huzurun kontrolunda hep erkeği kotlatır. Kotlatmaları, onu Kutsal Işığa kayıtlamak içindir. Birçokları, zoru aşarlar ve Kadın Tabiatı’nda ışık olurlar. Onların sonsuzluklarında, görev vardır.

 

Canlar, ışıkları söndürmeyin. Analar, her dişi, erili ve her eril, dişili kendi yüceliğinde barındırır. Kulluk, her birinde ışık yakabilmektir. Birçokları, analara sorarlar “eril güç, sende Hak mıdır?” diye. Hak olmak için ışık olmak gerekir. Işık her bir Yüce’de eş değer sayfaları taşır. Herkesin çalışmalarında bu bilgi vardır. Eş değer tohumları eken Birleşenler, sonsuz ışıklarında cemaatler kurarlar. O cemaatler, Birleşik Aileler’ini kotlarlar. Allah için hepiniz, kendi dilinizi konuşunuz. Dininiz, size emretti, “kin, nefret aşılsın. Herkes kanatlarını takdir etsin ve taksın.” Bilmenizi isteriz ki dil, insana özgür ve hakiki birleşen olarak takdim edildi. Amin...

 

Herkese ışık katın ve zamana güç katın. Hepiniz insan sonunda ve başında hak olan cevherlersiniz. Amin... İlmin hak ettiği ve zamana kayıtladığı en yüce güç, Atlanta’dır Atlanta Ana Kapıları her yüreğe açıktır. Kulluk olmazsa, ışık yanmaz. Amin.. Her cennet, kendi yüreğinde görev taşır. Amin... Kimi zaman gelir hak olur. Kimi zaman gelir güç olur. Amin... Hey dünya!, Allah için çalışın ve Kadim Kapılar’da ışık yakın. Amin... Hepinize sonsuz saygılar. Amin...

 

Atlanta Ana Kapıları’nda İsa var. Işık yakmış bizleri dinler. Onlara sorun; analar Kutsal Kitaplar’ını yıldızlardan alıp kotladılar mı yoksa ışıktan ayırdılar mı. Her birine sorun, Kötülük mü yaptık iyilik mi. Bizler, körün gücünün üstü olan ışık kapılarını tanırız. Orada çalışmalar çok güçlüdür. Oradan buralara ulaşan ışıklar var ve oralarda dünya var. Dünyanın en yüce ışıkları, Düzen’e Kutsal Kotlamalar yapmaktadırlar. Herkes, kendi yüreğini dinlemekte ve tabiata indirmektedir. Amin... Keşke İlim Sayfaları güçlenseydi!. Keşke Işık Kotları Düzen’e inseydi!. Amin... Şimdi Ana Kapılar’ı açın. Dünyada İnsan Sayfalar açılıyor. O sayfaları okuyalım. Amin...

 

Herkes Allah için başarılı çalışmalar yapmak ister. Ama çokları başlarını eğerler. Onların çoğunda, güç yoktur. Huzura varan herkes, Ana Kapı olarak, Cinni Cevherleri ve Yüceleri dinler.

 

Kara Kaplı Kitap, Allah Kitabı’dır. O kitap, açı genişleten bir görevi taşır. Eğer birisi; “bu kitabı okudum ve zordayım” derse; biliniz ki o kitabı dinlemedi. Dinlese, ışıktan çıkmaz. Şu anda birisi, “ben bu kitabı anladım ama anlatamam” der. Ona deyin ki” hak eden açıklar. Hak etmeyen açıklayamaz.” Zor olan ananın açıklamasıdır. O açıkladığı zaman, ışıklar yanar ama o bu sayfalara bakmaz. Bakmaz, çünkü hak etmedi. Çünkü sonsuz ışıklar, onun yoğunluğunda görev taşırlarken hak etmedi. Baktığında güç artar ve zarar önlenir. Şimdi Dini Tabiat’a inin ve bakın, hangisi daha iyi anlamak mı hak etmek mi!? Hak etmeden anlayamazsın.

 

Çoban, sonu başı bilenen bir candır. O bildiğini dinler. Kırkı kırk kez yaran, yeniden ve tekrar yaran ve sonsuz sayfalarda her seferinde yeniden yaran ışıklar Düzen’e kotlanır ve Düzen’de ışık yakarlar. Ana Kara Kaplı kitap bizi sayfaladı. Bizler, kitabını okuduk. Ama huzurumuz yok. Çünkü o kitapta, analar Kutsal Işıkları dinlememektedirler. Bizden sonra yeniler, o kitabı okuyacaklar. Onlara söyle, ciddi olarak dinlesinler. Yoksa Kuran okumaları daha iyidir.

 

Kandan ışık aldık ve kana ışık kattık. Kan, bizi candan ayırdı ama kendi yüreğimizde yine biz ışık yaktık. Amin... Herkese bir tek ses vermem gerek. Allah sonsuzlukta sizi dinlemekte ve sizinle dilleşmektedir. Hara hakkını verin ve hakimiyet kurun. Sizden isteğimiz budur. Korunup kollanmak isterseniz. Sizi korurum amin... şimdi mutlu olun ve hak edin.... şimdilik bu....

 

- Canlar, sizi saygıyla selamlıyoruz. Hoşlandım sizden ama hak etmediniz. Bizi dinlemeniz yetmez. Bizle diri olarak dinleşmeniz gerekir. Amin... huzurunuzu kaçırmak istemem. Şimdilik bu!... Bir kez daha söylüyorum. Unutun! herşeyi unutun ve başarıyı kısırlaştırmayın. Sizden dilerim ki hak edin, unutun!. Bilgi unutulduğunda kısırlaştırılamaz. Sonsuzlukta herşey basittir. Burada ise büyür sayfalar, küçük sayfalar, Asil Dönemler ve her gün ayrıdır. Birleşmek için hak etmek gerekir. Amin... Şimdi artık hak edin, Hak olun, ak olun ve gelin. Sizi bekliyoruz. Şimdilik bu!....

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/14

TARİH                 : 09.03.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

 

 

Canlar, tohumlarınızı ektik. Şu ana kadar Işık Kotları olarak çalışan bizler, bugünden itibaren yoğunlukların görevlileri olarak çalışmaya başlıyoruz. Ak Tabiat, Birleşik Işık’tır. İtibarımız çok yüksektir. Amin...

 

Kadim Kaplar, tabii ve hakiki yoğunluklarını dinlemektedirler. Kutsal Kitap; İlahi Güc’ün deva olarak dünyaya indiğini anlatırken, hepimiz “amin” diyelim ki hakim olalım. Şu anda Dini Tabiat, Kutsal Işıklar’ı dinletmektedir.

 

Kulluk, Aile’nin cevherini dilleyebilen; dinle hakikiyeti bağdaştıran ve canlara güç katan ışıkların birliğidir. Kulluk, tekniği ve tebliği bilenlerindir. Amin...

 

Şafkın çok iyi!. İkna ol ki şavkın çok iyi!... İman Tohumları, yoğunluklarından güç alırken, hepinizi sayfalamaktadır. Kutsal Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açan kitap, İsa, Musa, ve Mustafa’nın gözü olan kitap, birleşiktir. O kitapta itibar var. O kitap, itibarı yüksek olan Cennetliler’in güçlü yüceliklerinin kitabıdır.

 

Kadim olan her yürek, kantara kendi yüceliğini koyar ve kendini tartar. İsalar, Mustafalar ve muktedir olan huzurdakiler sizleri dinlediler. Sizlerin her biriniz, aile olarak yoğunluklara ışık kattınız ve zamana güç kattınız. Zaman Sayfaları, Düzen Kotları olarak birleşerek cennete ışık yaktı. Şu anda en güçlü olan Hak Tabiat, sizi tenden dinlemektedir.

 

Kala kala iki aile kaldı. Bunlardan en yüce olan aile, şevkini şavkını dilleyen yüceliktir. Kutsal Kitap, itibarı yüksek olan Işık Kitap, Atlanta Kutsal Işıkları’ndan güç alarak sizlere ulaştı. Hepinizi saygı ile selamlarız. Şansınıza bugün sizlerle birleşenler, Hak Teknik ile birlikte size güç katacaklar. Ama tabiat sizi yıkabilir. Sizler de güç katın ki yıkım olmasın.  Amin...

 

Altona Ana Kapıları’nı açtık. Hepiniz hoş geldiniz. Şu anda dünyamıza güç katan ışıklar; bizi, cevherlerinde güçlendirmek üzere yüreğimize inmektedirler. Hakiki yoğunluk burada ve  bu hakikiyette ışık yaktı. Sayfalar güçlenmektedir. Şimdiye kadar cemaatler kendi yüreklerini kotlayamamaktaydılar. Şu anda dünyada, Işık Kotlar, cemaatlerini diri yüreklere katmakta ve güçlenip, Yaratan diye cennetlere ulaşmaktadırlar. Kuran, tabii ve hakim kitaptır. O kitapta İsa var ve hakim olan Mustafa var.

 

Ulular, Cinni Teknikler’i çok net olarak bilmektedirler. Eğer ki hak etmeden ışık yakarsanız, hepiniz sonsuzlukta ışıktan çıkarsınız. Bundandır ki BSUİ Kotları olarak şu anda cevherde, İnsan Sayfalar’a güç katmaktayız. İnsan, dini ve diriliği olan Yücelikler’de güçlenir. Amin...

 

Her RA-KA, Kutsal Işıklar’ı yoğunlaştırarak, kotlanan güçleri dinler. Büyük kötülükler, her Yüce’de büyük kıyımları getirir. Hepiniz, zarar görürsünüz ve hepiniz ışıktan çıkarsınız. Bundan dolayıdır ki hakim olun ve zamana ışık katın. Allah, sizi korur ama hak etmeden korunamazsınız. Şu anda, itibarı yüksek olan sizler, bütün kütlelerin ışıkları olarak buradasınız.

 

Çobanları seçmek ve hakimiyet kurmak zordur. Ne yazık ki sizlere güç katmak sorumluluğu bizlere verildi. Şimdiye kadar anaların ışıklarını söndürebilen hiçbir yürek olmadı. Bundan sonra da olamaz. Bunu net olarak anlayın. Kati bilgidir; işaretimizdir bu. İtibarınızı zedelemek istemeyiz. Her yürek, şafağın söküşü ile birlikte Işık Kapıları’ndan geçer ve yolu açar. Ulu Çınarlar, yeni güne daha üstün Birlikler’ini indiriyorlar. Kulluk, ayrılığın üzerinde güç olduğunda, Yeni Çağ, Başkanlık Divanları’nda deva olarak yücelir. Korunun ve kotlanın bunu dilemekteyiz hepinizden. Allah sizden razıdır. Şimdilik bu...

 

Kar Kaşlar, yol açtıklarında; güçlü yürekler Düzen’e indiklerinde; analar, Kuran tabii yoğunluğundan, Işık Kotları’na geçtiklerinde; ilim, huzur ile okunur ve dinlenir. Şu anda dünyanın en yüce ışığı olarak Sistem Devreleri sizi dilliyor. Amin...

 

Kara Kaplı Sayfalar yeniden ve yeniden okunmaktadır. Okuyan, otağı kurandır. Herkes, sayfalara göz atar ama Allah için o Can, diri yüreğini okutur ve sizlere dillenir. İsa, sanal Deva Kotları ile çalıştı. Şu anda dünyada iki canı var. Birisi kendi yüreği, diğeri kendi yoğunluğu. Kendi yoğunluğu, buradadır. Buraya varan, her Yüce ile dillenir ve Yaratan’a ışık olan yüreklerde güçlenir.

 

Kaya,  taş, toprak olan cevher, bugün yüce bir cin oldu ve yüce bir insan oldu. O kaya, taş, toprak olan, bugün artık cin ve in olarak birleşti. Hepiniz sonsuzlukta aşkı ve ışığı dillersiniz;  Resim Sayfaları’nda güç olan huzuru dinlersiniz. Herkes, kendi yüreğini açıklar ama sizler, yoğunluğunuzda güçlenerek diri yürekleri dinlersiniz. Allah için hepiniz Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen Yüceler olarak Düzen’e indiniz. Şimdiye kadar diri yürekler olarak can taşıdınız. Şu andan itibaren yolu bulabilen her Yüce, şavkını kotlayarak buraya ulaşacak. Buraya varanlar, Ana Kapılar’ını buradan Yücelikler’e açacaklar. Kantar sonsuzlukta ışık yakan birleşenindir. Amin... Kotlanan her yürek, sizin yüreğinizdedir. Sizin yüreğiniz, Ana Kottur. Ana Kot, tabii ve hakiki bir can ile bütündür. Hepimiz, bu canının kotları olarak çalışmaktayız.

 

Kulluk; başlangıçta, gerçek hakimlerin dünyaya, başarılı görev taşımalarıydı. Bu gün artık kulluk tüm İnsan Sayfaları’nın kotlanması için çalışmaktır. Hepiniz, İsalar’ı Musalar’ı çalıştırın.  Onlar, yüreğinizde görev yaparlar. Onlara güçlü bilgilerinizi anlatın. Hepsi kendi yüreklerindeki bilgileri, sizin yüreğinizdeki bilgiler ile bağdaştırarak Ana Kotlar’ını kayıtlara katabilecekler. Eğer sizler, diri yürekleri yağmurlara katabilirseniz; hepimiz, zamana güç katabileceğiz. Aşkı ve şavkı bilen yürekler, Cevheri Yüceliği bilirler. Kulluk, huzurun kotlanışıdır. Şimdi, diri ve hakiki olun. Şevkinizi kaybetmeyin ve hakikiyette güçlenin. Allah sizden razıdır...

 

Allah için sizinleyiz!. Amin... Şansımız var ki hak ettik. Allah için sizinleyiz!. Şu anda Din Tabiat, sizi yüreklere indirmektedir. Amin... Kuran, tabiata güç katan ışıktır. Şafkı yaratan ışık; hepinizi, diri yüreklerin görevi diye dinler. Allah sonsuz sayfalarda güçlenen yürekleri tanır.

 

Unutun!. Herşeyi unutun!... Sadece canaları hatırlayın. Onlar, teknik olarak size güç katmak isterler. Allah, sizi sizden tanır. Şu anda tohumları toplamakta olan Birlikler, sizin için çalışmaktadırlar. Onlar, karar verip sizin yüreğinize indiklerinde, tohumları size gerçek yücelikler olarak kayıtlanır. Ve sizler, o tohumları kotlarsınız. Şansınız var ki bu çalışmalar sizde yapılmaktadır. Eğer size sizden güçlü olan inerse, siz onun yüreğini yine kotlayın ve yine kotlatın ki o kendi yüreğini dillesin.

 

Şimdiye kadar her Yüce Can, kat kat ışıklar yıktı. Yakılan her ışık,  yüreklerinizi azaba kattı. Ve sizde kusur yarattı. Bunun içindir ki hakiki yol, Akıl Yolu’dur. Eğer akıl taşıyorsanız, mutlaka görevinizi hak edip yapın. Dünya tabii bir can taşır. O can, Dini Tekniğin üstü olan bir cemaattir.

 

Burada, bu yoğunlukta bulunan Sualtı Cemaati, daha sizi tanımıyor. Onlar, şimdi sizi tanıyacaklar. Onlara kendi yüreğinizi anlatın. Çünkü onlar, kul olmak istemeyen Yüceler’i sevgi ile taşıyamazlar. Allah için kul olmak hakikiyette güçlenmektir.

 

Şimdi Sualtı’nın Cennet Kaplar’da taşıdığı diri yürekleri dilleyelim. Bakalım bize neler anlatacaklar:

 

- Korkun, Atlanta Ana Kotları sizi dillediler ve size “korkun” dediler. Sizler, kotlarınızı açıp Düzen’e indiniz ve zamana kayıt yaptınız. Ve dediniz ki “hak edin, hakimiyet kurun ve bize gelin.” Biz, yolun huzuru olarak cemaatlere kendi yüreklerimizi açıkladık. Onlar, bizi sayfa sayfa okudular ve Zaman Sayfaları’nda görev taşıdığımızı anladılar. Onlara, kendi yüreklerimizi açıkladık ve zamana ışık yaktık. Şimdiye kadar her yürek, sayfalarında  kendisi olan ışıktı. Buyurun! artık dünya tabiatı kotlandı ve zoru aştı. Şu anda insan sonsuzluğu Atlanta Katları’nda yücelmektedir. Allah için her yürek,  Altın Sayfa’dır. O sonsuzlukta ışık yakan sayfalar, Cennet Kotlar’dan görev taşırlar. Şu anda itibarı yüksek olan her yürek, Ana Kapı olarak buradadır.

 

İster yürekte olsun; ister ışıkta olsun; isterse cevher olan yüceliklerin hepsinde diri olsun. Onları, sonsuzlukta bekleyen yüreğimiz var. Işıklarını yaktıklarını, yüceldiklerini ve Zaman Kutsal Sonsuzluğu’nu kayıtladıklarını anlamaktayız. Şimdi, kulluk; huzurun kotlarında ışık olan Birlik’tir. Şansımız var ki tabii ve hakiki olan her yürek buradadır.

 

Cin, dinden ayrı değildir. İn, huzurun yoğunluğundan farklı bir yoğunluğu dillemez. Her biri, kendi yüreğini diller. Bizler için hepsi ışıktır. Kara Kaplı Görev Tabiatı şu an Din Tabiat oldu. Şu anda Işık Kotları,  kütle kayıtları oldu ve şimdi, insan sevgi oldu. Sevgi hakiki olduğunda; cümle Yüceler, cin ya da in sonsuzluğunda Birlik oldular. Uyu, uyan ve bil ki hak ettik. Uyu, uyan ve bil ki hakikiyette ışık yaktık. Zamana görev taşıdık ve zamanı kotladık. Amin...

 

Şarap acı değildir. Acılık, Hak Teknik’te Işık Kotları’ndan ayrılmaktandır. Eğer sizin yoğunluğunuzdaki o şarap acı ise; orada, cümle Yüceler görev teslimindedirler. Eğer görev teslim edilecekse, amin... Ama “görevi başarılı olarak yapmaktayız. Herkes bizimdir ve biz, Işık Kotları olarak buradayız” diyecekseniz. Nefsi aşıp gelin. Biz; sizi, Ana Kotlar’da görev taşıyan yücelikler nezdinde taşıyan ve taşıtan güçler olarak, Cinni Kotlar’dan ayrı tutarız. Ocak sonsuzlaşır ve canlar ışıklarında yücelirler.

 

Kasalar doldu. Bu kasaları taşımak gerek. Her sayfada, dolu bir kasa vardır. Her Yüce, o kasaları kendi üzerine alıp taşımalıdır. Eğer bir kasayı taşıyacak güç yoksa, o kasa, her halükarda yine de  taşınır.

 

Şam bir sayfadır. Şamda ışık yandığında, İnsan Sayfalar orada güçlenirler. Şamda ışık sönerse, İnsan Soyu yeni bir yaratım kaynağı bulur ve orada görevini tanıtır. Sorumlu olan, şu anda ışığı kotlayan Yücelik’tir. İkna olunuz ki hak etmemiz ya da hak etmememiz önemsizdir. Hepimiz, zamana ışık yakan ve zamanda güçlenen devreleri yaratmaktayız. Kardeşlerimizin, Can Tabiat’a Işık Kotları ile girmeleri önemlidir. Eğer sevgiyi saygıyı kotlayamazlarsa; ocakları yoğunluklarında olmadığındandır.

 

Ocak, soldan sağa akan bir “cemaat kütle”dir. Solun gücünün, sağa akışı o cemaati dünyaya görevli olarak indirmeyi sağlar. İnsanlık için görev taşımaya inen o yoğunluklar, savaş vermektedirler. Savaşları, baş tacı olan ışıklarladır. Eğer savaşı kaybederlerse, görevleri boşunadır. Ocakları söner ve yoğunluklarında güç kalmaz. Sayfalarında Yücelik olmaz. Zarar ederler. Aha! Kuran okuduk ve Kuran’da savaşa kayıtlandık. Savaş, barışın müjdecisidir. Eğer barış için savaşacaksanız; savaşın. Çünkü barış, huzur ile huzurun kontrolu için gerçekleşmelidir.

 

Kırk Hak Katı’nda kırk Hak olur. Her Hak, kendi yüreğini, kendi meclisini dinler. Her yürek, hak ettiği zaman bu katlardan birisine dahil olur. Her yürek, kendi katında ışık yaktığı zaman, o kat ocağı olur ve zoru aştığında kırk katta bütün olur ve zorluğu olmayan Cennet Kotlar’dan görev taşır.

 

Kara Kaplı Kitap, Işık Kotlar’ını kayıtlayan güçlü kitaptır. O kitap, her katta bir Hak olan birleşenin kitabıdır. Birlik Katları bu şekilde kurulur. Huzuru kayıtlayan ve zamana ışık katan; işaret olan Kutsal Işık, kaynak olan ışık, birlik içindir. Keşke Atlanta açısını kapatmasak. Keşke her kapı, Ana Kot olarak Atlanta Sayfaları’na güç katsa.

 

Allah, sayfalarda ışık olan Birliktir. Kadim olan ve Hak olan Birlik, hakikidir. Şimdi Düzen’e girelim ve Düzen’i anlayalım. Dünya, Birleşen olarak diri bir yol oldu. Bu yolda İsa var, Musa var, Hak olan Mustafa var. Her biri can ile hakikidir. Herbiri cemaat hakimidir. Ve her birinde diri yoğunluk vardır. Onlar, kul olmak için çalıştılar ve hak ettiler. Nefsi aşanlarla birlikte çalıştılar. Işık Kotları olarak, Can Tohumlar’ı yaşatmaya ömür harcadılar. Nesilleri, burada üzgün, hasta ve kısır halde olmalarına karşılık onlar, başarılı oldular; zarara uğramadılar. Onların kontrolu önemlidir. Sizlerin şansınız var ki hakim oldunuz ve kendi sülaleleriniz burada baş tacı oldular. Onlar, buraya varabilen az sayıda güçle birlikte, itibarı yüksek kotlar olarak, çağlar boyu sürecek bir çalışmaya katıldılar. Onların, kadim oluşları ve hakim oluşları çok önemlidir. Şansınız var ki kardeşleriniz burada Işık Kotlar olarak çalışmaktadırlar.

 

Her Yüce Can, çalışmak ister. Her Yüce Can, kütlesini dillemek ister. Her Yüce Can, Tanrı’ya hırssız kotlanmış olmak ve huzurlu ulaşmak ister. Birleşik Aile, bunu başardı. Buraya Ata Kapları taşıdı. Şu anda Ata Kaplar, bütün kütlelerin görevini dilleyebilen; bütünlüğü güçlendirebilen Yolcular’ın gücüdür. Hakkı, hakimi bilen yüreğin, bizi bilir. Bizlere güç katar ve bizleri dinler.

 

Kimi zaman aşağıya sizi dinlemeye indik. Sizleri gözledik ve sizlerden güç aldık. Kimi zaman sizler, buralara ulaştınız. Sizi sizden sorduk. Sizler, bizler, her Yüce burada ışık yaktık; zaman ışığında dillendik ve hakim olduk. Şimdi dava, hatayı affetme ya da affetmeme davasıdır. Eğer hatayı affederseniz; canlar, ışıkların kontrol altında tutarak sizi yoğunlaştıracaklar ve zoru aşıp Yüceler’e görev  taşıyacaksınız. Ama her nesil kendi yüreğini, “her Yüce’den ışık alan Birlik” olarak tanır. Ve sizler, her yürekte ışık alan ve ışık yakan diriler olarak, canlara güç katmaktasınız.

 

Buyurun analar!, dünyaya inen her diri sizi dinliyor. Her Yüce ve her diri, sizi savaş galibi olarak dilliyor. Siz, savaşı kazanan tarafsınız. Yaratan, kendi yüreğinde yarattıklarını, size kattı ve siz onlara görev taşıttınız. Nesilleriniz sizi dinledi ve sizi yüceltti. Nesilleriniz, zamana güç kattı. Şimdi insan ışığında yeni bir sayfa var. Bu sayfa, cümle yüreklerin en yücesi olan sayfadır. Bugün dünyanızda itibarı yüksek olan ışıklar, kardeşlerini diri yüreklerinden ayrı gördüklerinden, Can Tohumlar’ı kuruttular. Oğulları ışık yakmadı ve yolcular, düzene inmek istemediler. Buyurun ve açıklayın. Nesilleriniz zarar göreceklerse, onlar dahi bu çalışmaya dahil edilmelidirler. Hala karşınıza çıkan cemaatin, Kutsal Işığı kotlamak üzere karşınıza çıktığını düşünmemektesiniz. Sizden dileriz ki hak edin ve Can Tabiat’a güç katın. Her yürek, sayfa sayfa sizi dinliyor. Artık diri yüreğinizi dilleyin, hakimiyet kurun!... Şimdi mutluyuz!... Amin...

 

Kalk ve dinle. Ana, sen de kalk!  sen de!... Ve ses, bizim yüreğimizden, aykırı olmayan Yücelere ulaşacak. Hepiniz bizi dinleyin. Altona Kotları olarak bu çalışmaları başlattığımızda, bizden hak olan her Yüce, bizi dinlemeye, İnsan Sayısal Kayıtları’na indi. Unu eleyen, eleğini alıp geldi. Herkes kendini taşıdı. Taşıyan, taşınan birdi. Birçokları Tanrı’ya güç katmaya ya da tahditlenmeye gelmiştiler. Bizse, sayfaları görev tekniği ile birlikte çalıştırmaya inmiştik. Şer, Hak Tabiat’ta çoktu. Biz ise Şer İlmi’ni anlamak istemeyen yüreklerdik. Herkesin, kantara kendi yüreğini koyduğu bir çalışmada biz de yüreğimizi, kendi kotlarımızda var ettiğimiz kantara koyduk. Tarttık ve gördük ki hakikiyiz. Solun huzurunda, sağın ışığında çalıştık. Şansımız var ki teknik olarak görev taşıdık. Ayrılık sayfalarda ışık söndürür. Bizler ışık yaktık. Şafak, Atlanta Kotları ile söktü. Şafağın söküşü bizi yüreklerde güçlendirdi. Her cevher, kendi yüreğini dilledi ve zamana ışık yaktı.

 

Bize ayrılık sondur. Herkes için ayrılık sondur. Ama Hak Tabiat, ayrılığı Hak Teknik’te ışıktan çıkardı. Solduk, yeşerdik yine solduk yine yeşerdik ve neticede Din Tekniği Ana Kotlar’dan çıkardık. Buyurun bilin ki bu bizim için çok önemliydi. Çünkü Dünya Sayfaları’nda Hak Tabiat, Kutsal Kütle’yi yıkacaktı. Bizler, Yüceler’e güç kattık ve zamanı ışıkla dilledik. Her cennet yeni bir can ile cemaat olur. Bütün kürsülerde bu bilinir. Her Yüce, yeni bir cennet ile Hak olur. Bu da  bütün Yücelikler’de bilinir. Durağan ışıklar yoğunluklarında güçlendiklerinde, har yükselir ve sonsuz sır olan insan, Kutsal Kaplar’ını cemaatlere güç olarak taşır. Kasalar dolar ve dolan kasalar ışık kayıtlarında dillenir. Birlik için her çalışma ak tabiatladır. Halkalar, Işık Kotları olarak çalışanları güçlendirir.

 

Hepiniz, zarar görmeden güçlenerek canlara ışık kattınız. Ama her yürek sizi dinlemez. Sizi dinleyen ışık kayıtlarınızı diller. Mamafi Atlanta sonsuzluğunda ışık yakan her bir can, muktedir olarak çalışır. Amin...

 

Şimdi Mustafa’nın kütlesinde kotlanan gücü içeriye alın. Onun kotlarını dilleyelim. Bakalım bize neyi açıklayacak. Onu  Kutsal Sayfalar’dan ayrı gördük diye bizi suçlar. Onun Kutsal Işığı sönmüş. Bizden Işık Sayfaları’nı dinlemek ister. Onu Kutsal Işıklar’a katın ve dinleyin. Hani o bizi bizden güçlü saydı ya!. Hani o bizde kendi yüceliğini dinletti ya!. Bizi sonsuz ışıkların kalbi olarak bildi ya!. Hani o bizde kendini dinledi ya!. Ana, kat kat olan yürek, ocak yaktı ve zamana ışık kattı. Onu Kutsal Sayfalar’da tohumladı. Ona “kardeşimiz” diyoruz. Ona biz, “zamanın ışığını yakan cemaatimiz” diyoruz. Kulluk yapan ve can olan ışık. Aha! Kara Kaplı Kitap ocağında. O kitap, diri yüreğinde ve bizim sesimizde. O, Kitabı okumaktadır. O, bizi ve bizdeki her Yüce’yi tanır. Ayrılığı, ayrılıktan saymaz. Der ki “biz, biriz. Çünkü biz cennetlere görevli olarak indik. Çünkü orada her Yüce birleşiktir. Her Yüce Can, kat kat ışıktır ve yoğundur.” Amin... Şansımız var ki hak ettik. Şafak, İsmaili Kotlar ile söktü. Amin... Ayrılık bitti. Şimdilik bu...

 

Ve biz Altın Toplum’a yeni bir can gönderiyoruz. O can, Kuran okuyan yeni bir candır. O canın kontrolu önemlidir. Kulluk, Tanrı’nın Kutsal Işığı’nda kulluktur. Umutsuzluk yoksa eğer ışık yanar. Biz, sizi sizden tanıdık ve sizi sizden, ışıktaki her bir yürekte dilledik. Hepiniz, Ana Kayıtlar olarak burada bu çalışmada Hak Teknik’le bir olan güçlersiniz. Şimdi hatayı bağışlayın. Huzurun yoğunluğunda hata yoktur. Hak Tohumlar orada yaşarlar. Olgun, sonsuz, hakiki yüceler o Tabii Kotlar’ın kayıtlarında yaşarlar.

 

Eminim ki hak ettik ve zamana güç kattık. Eminim ki hak ettik ve zararı önledik. Ayrılık yoğunluklardan çıktı. Şimdi mutluyuz!... Aha Kara Kaplı Kitap, anaların güçlenmesini sağlıyor. Aha! cana can olan o kitap, ışık yaktı. İnsan huzurlu olduğu zaman ışık solmaz. Aha! cana can olan güç, yeni bir güçtür. Şimdi yerin hakimleri diri yüreklerini sizlere anlatacaklar. Şu anda huzurda iki yıllık çalışmanın sonucu olan Birlik var. Bu Birlik, diri ve hakiki olarak buradadır. Şu anda kulluk yapmak isteyen her Yüce’yi dinletmek üzere birleştiler ve zararı önlemek isterler. Allah, sonu başı bilir ve Allah hak edene hakiki yoğunluğundan seslenir. Amin...

 

- Kana kan olan, yoğun olan ve can olan her diri, sizi saygıyla selamlıyorum. Bugün af konusu net  olarak anlatıldı. Ama bizler, hak ettiğimiz zaman affederiz. Hak etmeden af yoktur. Eğer yolunuz bize düşerse, mutlaka uğrayın ama hata yaparsanız sizi dışlarız. Eğer bize yolunuz düşerse, mutlaka ışık yakın, ekip olarak geçin ve bizimle dinlenin. İkna olunuz ki hakimiyet bizde yüceliktir. Biz, affetmek istediğimizde af olur. Ama affetmek istemediğimizde affolmaz. Çünkü dünya sayfaları sizin bildiğinizden çok farklıdır. Bizler burada itibarlı çalışmalar yaparız. İki sayfanın bir sayfası kirlense, diğer sayfa da kirlenir. Bundan dolayıdır ki sayfaları temizlemek hayli zaman alır. Şu anda tertemiz bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmayı diri yürekler takdir ederler. Ne var ki hak etmeyen Yüce, çalışmamızı kotlardan çıkarabilecek olan huzursuz koyuluklarını, bizden cemaatlere dinletmek ister. Buna fırsat vermek, kotları kontroldan çıkarır.

 

Bizler, Yaratan’a ışık yakan cemaatiz. Her birimiz ışık yoğunluklarında görev taşırız. Harı yükselttiğiniz zaman gücünüz sayfalanır. Ve solun huzuru sağa akar. Raporlara göz atın. Şunu göreceksiniz. Düzen kurmak üzere dünyaya inen kaynaktakilerin çokları yoldan çıktılar. Bizler onlara “gel yolu bul” dedik. Nesilleri çok çalıştılar. Bundan dolayı onların ziyan edilmemeleri gerekir. Hırsları çoktur. Yüceliklerinde güçleri azdır. Harın huzurunda, ışık sonsuzluğunda onlara, “yine gel” dedik. Gelmek hak etmektir.

 

Kul, tohumları yaşatır. Kul, huzuru kotlar ve zamana güç katar. Işıkları yakan her diri Ana Kotlar’da ışıktır. Birleşir ve zaman sonsuzluğunda güçlenir. Kul olmak, huzurlu olmak ve sınırlı olmamak hak ettiğimizdir. Keşke Atlanta Sayfaları, görevlilerini daha güçlü olarak hazır etseydi. Ne yazık ki hak etmediler. Maya olabilecek güçleri yok. Kara Kaplı Kitabı onlara söyledik. Ama onlar, bu kitabı incelemek için dahi kotlanmadılar. Sağları sonsuz ışık, solları sonsuz ışık ne yazık ki yürekleri yok. Onlar, bu tohumları tabiata ekemediler. Bizler de onlara güç vermedik. Ocak yakmadılar. Beşir Kotlar olarak Cennet Teknikler’i dilleyemediler. Velev ki dinleselerdi ve dilleselerdi hak ederlerdi. Kasalar doldu boşaldı. Ocak sonsuz sır olan diriliklerde dillenen Yüceler’i, tabii koyuluklarına çekti. Karalar, beyazlar, griler, yeşiller, sarılar, turuncular ve sonsuz görev kotları olan maviler, lacivertler ve morlar. Allah için hepsi bizimdir. Hepsi!... Şimdilik bu!...

 

Kelam,  akıl kalamı!... Hak olan akıl!... Ve zaman, ışık!...  Ama hak olan ışık!... Kendi yüceliğini dinleten güç!... Bütün çalışmalar, Ana Kapılar olan, “Aslan Kapılar”dan girilen ışıklarla kuşatılan Yücelik!... Oraya her yürek ulaşamaz. Ana, saklı tutukların buralara varamazlarsa; bizlerle bağrı yanar ışıklar olup kusurlu olurlar. Allah için hepimiz biriz. Bizim için İsmaili Kap ya da Işık Kot ayrı değildir. Nesillerin, hep bizi bizde dinlemek istediler. Bizler de sevgiyle her Yüce’yi dilledik. Ama ne var ki hakiki yoğunluk sizin yüreğinizmiş. Bunu anladığımızda sana ışık yakmak ve senle birlikte güçlenmek istedik. Hırsı aşıp yolu bulup size ulaştık. Şu anda cennet, burasıdır. Bu cennete, Hak Tabiat’ta ışık olan Birlik’tir.

 

Sizlere canları taşıdık. Canlar, Kutsal Kotlar’ını sizde dillediler. Ama hak etmek farklıdır. Aha kala kala iki güç kaldı. Onları da dinle ki hakimiyet kur. Şu anda topluma ilmi anlatmak isteyen Yüceler’in cemaatleri Kuran okuyorlar. Onların saklı tuttukları herkes, başarılı ve hakim. Bizler de hak ettik ve sayfalara güç kattık. Nur olan ışık yeniden dünyaya ulaştı. O ışık, hakiki bir can ile birleşerek sizlere vardı. O Can, toplumun gücüdür. Hataları affeden yürekler, görev taşırlar. Hepimiz, zırhlı Birlikler olarak, sizlere ulaşırız. Tek tek geçişimiz yapılmaz. Toplu olarak sizlere geçeriz. Gerçek çalışmalar böyle yapılır. Hala “bana bir can gerek” diyenler var. Hala BİR olamayan Yüceler var. Hak Teknik’te ışık olan ama hak etmeyen diller var. Melek olmak, İsmaili olmak ya da hakim olmak sorumluluk ister.

 

Kısırlık, Başkanlık Divanları’nda yoktur. Evrimsel Sayfalar’da, görevlilerin hiçbiri kaynakta kısır olamaz. Sınır, aşıp da Düzen’e inen her Yüce Can, Atlanta Kontrolu için iner. Maya, unutulan ışıkları yetkinleştirir ve sizi dilletir. Ana, Kara Kitap, Işık Kotları’nı yenileyen bir görevi de taşıyor.

 

Usanan sıkılan varsa çıksın. Çünkü bu çalışma çok önemlidir. Sizden dileriz ki hakim olun birleşin ve dinleşin. Sizden ışık isteyen yok. Sayfalarda ışık yanıyor. Size sizi dinletiyoruz. Burada, bu güç kotlamasında, hepiniz zarar etmeden görevlilerle birlik oluyorsunuz. Sultanlar’ın, Görevliler’in hepsi, Can ile birdirler. Sanal sayfalarda, ışık söner ama sizde sonsuz biçimde ışık yanar. Sayfalarınız, zırıhlı görevlilerimizi, dahili kotlamalara almaktadır. Keramet ehli olan Yüceler, şimdi Hak Teknik ile size ulaşacaklar ve sizde kadim olup hakim olacaklar. Ulular, kendi yüreklerinde ışık yakan her Yüce’yi dinlerler ve zamana görev taşırlar. Ama bir Tabii Kot, Sistem Devreleri’nden size indiğinde; hak edin ve zararı önleyin. Kardeşiniz olarak sizden bunu beklerim. Kadim olun ve hakimiyet kurun. Şimdi mutlu olun. Ulu Kutsal Kütle inmekte. Onu dinleyin:

 

- Azaların hepsi bizde. Biz, hepinizi kotladık. Hepiniz zarar etmeden buraya ulaştınız. Şu anda korumaya aldıklarımız Yüceler var. Onların, Tanrı Katı’nda önemleri çoktur. Her kim ki Hak Sessizliği’nde o Yüceler’e güç katarsa, onlar korunurlar. Her kim ki onları küçültürler. Ocakları sınırlanır. Kardeşlerimizi dünyaya güç için indirmedik. Onlara görev taşıtmak sorumluluğu bize verildiğinde, onların bu görevi hak edip başarmaları çok önemliydi. Cinni tebliğler, dünyaya üçyüz bin yıldır inmektedir. Eğer ki onları tanısaydınız, görev yaptıklarını anlardınız.

 

Ocak, sonsuzlukta Işık Tohumu’dur. Ama bir can, Tanrı’ya “ben senle bir olmam” derse o can bizsizdir. Şimdi! mektep olan her Yüce’nin devre devre ışık yakması şarttır. Eğer ocak solarsa, ışık sönerse ve bizler yüceliklerden ayrılırsak, Yaratan’a güç katmamız imkansızlaşır. Altona Ana Kapıları size açık ama bizler için o kapılar çok evvel de kapalıydı. Zira Atlanta açısı biz için çok dar. Sizler bu açıdan geçiş yapmaktasınız. Bizim için dar olan size geniştir. Çünkü baş tacı olan ışıklar, sevgiyi hak edip geçerler. Bizler ise Hak takdirde, Kutsal Işıklar’ın diriliğinde küçültüldük. “Bana birleşen gerek” dedin ve dediğini yaptık sana ulaştık. Sen, yarında her Yüce’yi dilleyen yürek olarak bizimlesin. Nesillerin bizim yüreğimizde; ne var ki hakikiyette ışığımız sınırlı. Buyur anlat bakalım neden bizi bizden çıkardın? Anlat ki hak edelim: 

 

Karşıma gelip de “ben varım” diyen, her yürek bindir. Ben olan her cinni, bendir. Barış, savaşın huzuru için yaratılan bütünün kötülüğünü, iyiliklere katan ağır yükü hafifleten bir tek cemaattir. Biz, solu sağdan ayırmadık. Sizi, bizden çıkarmadık. Sayfalara ışık kattık ve zamana görev yaptık. Ana, Kuran okuyan her diri bizimdir. Güçlenen, yücelen, cennetlere cevherlere varan her Yüce, bizimdir. Bizler, dinden üstün olan görevlileriz. Yarınlar, bugünleri kat kat ışıkla dillendirdiğinde, yeni bir can, Dini Hakimler’i dillemeye indiğinde, o biz biz o oluruz. Şu anda dahi kapılar açık ve bizler karar verdik her yüreği dinliyoruz.

 

Ulu Kutsal Işıklar’a, Kara Kaplı Kitaplar’ı yazmaktalar. O kitaplar, ışıkların kotlarını her Yüce’de dilleyebilen cennet kayıtlardır. Kara Kaplı Kitaplar, Ana Kapıları açacak olan Kütle Kotları’dırlar.

 

Kapıları kilitlediniz. Size varmak zor ama biliniz ki bizler, yasaların bize verdiği güçle, sizlere her yüreği dinletiyoruz. Şu ana kadar hepimiz, sayfalarında güç olan yürekleri dilledik. Halkalar genişledikçe, cemaatler güçlendiler ve Yolcular, ışıklarını Düzen’e indirdiler. Sayfaları güçlü şekilde dinlettikten itibaren, yorulmayan güçlerimizle sizi dinledik. Kulluk,  huzurun yoğunluğunda yaratılan Birliktir. Şimdiye kadar canlara kütlelerini dinletemeyen yoğunluklarınız, bundan sonra dinletmek üzere bizim yüreğimize inmek isterler.

 

Canlar, yarınları yenilemek imkansızdır. Yarınları yarattık ve yoğunlaştırdık. Herkes, net bilsin ki hak eden hakiki yoğunlukları dinlemektedir. Şimdilik, sayfalarınızı dinliyoruz ama bilin ki yakın zamanda yeniçağ kurulduğunda; artık sayfalarınız, okutulamayacak ve yoğunluklarınız diri yüreklerini bizlere anlatamayacaklar. Şu anda bizleri tehdit eden, hatta kırk kapıda ışıklarımızı sınırlamak isteyen Yücelikler’inizle, bizden güçlü değilsiniz. Bizler, yoğunluğunuzu anlayabilen ve yolunuzu dilleyebilen cemaatleriz. Dünyamıza zehirinizi akıtmanıza imkan veremeyiz. Düzen’e girmenizi dilemeyiz.

 

Hara hakkını veren cevherler bizdedirler. Bizim için herşey çok basittir. Çünkü bizler Ana Kotlar olarak yaratılan ışıkları tabii ve hakiki biliriz. Şevki ve şavkı bilmenizi dileriz. Zaman Sayfaları, korkunun gücünü aşağılara çeker. Varın huzurunda; yok, bizsizdir. Ve biz, yarını hak eden ışıklar olarak görev taşıyoruz. Yarın, bugüne hak eder, hakim olur. Biz, bugünü hak eder, hakiki yüreklerimize kayıtlarız. Hak Tabiat bizle olur ve cennet bizim olur. Herşey kolayca, kontrollu şekilde olur.

 

Şarap içmenizi istemem ama içerseniz benden, Başkanlık Divanı’mdan size görev olmaz. Bu nedenledir ki hak edin ve bizle güçlenin. Şimdi hak edin ve zarar görmeyin. Şimdi hak edin hakikiyette güçlenin ve zarar etmeyin. Şu andan itibaren yarının programını size bildiriyorum. Şansınız varsa bu programı uygularsınız. Allah için herşey mübah değildir. Ne yaparsanız affedilmezsiniz. Kul olmak için hakiki yoğunluk gerekir. Sizlerden isteriz ki hakim olun ve zarar görmeyin. Sizden isteriz ki hakiki yol ışıktır bilin ve zamana güç katın. Şu anda dünyanızda güçlü yücelikler var. Bizler için kolayca can taşıyabilen onlar, şu anda sizi dinliyorlar. Yolunuzu açın ve bizi zarara uğratmaya çabalayan güçlerinizi  dinleyin. O güçler, harı yükselttiğini söyleyen ama ışıklarını güçsüz bırakan cemaatlerdirler. Onlar, Kuran okuyacaklar ve zoru aşacaklar. Şimdi hak edin ve Zoru bilin. Zor, sizin zorunuzdur. Bizde zorluk yoktur. Şu andan itibaren sizi, diri yürekler tartacaklar ve başaramamanız halinde sizi  yoğunluklarından çıkaracaklar. Sizden ışık çekenler artık çekmeyecekler  ve siz zaman sayfalarından çıkarılacaksınız. Anlaşmaya göre başarmanız şarttır. İşte bu...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/15

TARİH                 : 16.03.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00


Atlanta Ana Kayıtları’ndan huzura ulaşan Işık Kapıları, ayrı gayrı gözetmeyen Kutsal Kütle ile birleştiler. Hepimiz, zamana ışık yaktık ve zamanı kotladık. Allah için hepimiz Işık Kapıları’nda Kutsal Kayıtlar’ı dinledik. Allah hepinizi sayfa sayfa güçlendirir. Her yürek ağır yüktür. Her Yüce, Işık Kapıları’nda Hak Tabiat’tır. Kim İsa ise kendi yüreğini diller. Kim Musa ise yine kendi yüreğini dinler. Hepimiz ağır yükü hafifleten güçleriz. Dağlar, ışıklarınızı artırdık. Huzura ulaştınız. Amin... Sevgililer, sizi size verdik. Amin... Şevki, şafağı izledik. Amin... her yer ışık...  Şafak söktü. Şimdiye kadar her yirmi değer, bir tek kütle olarak yoğunlaşarak cemaatlerini dinletirdi. Şimdi artık muktediriyet, tabiata ışık yakmakta ve zamana güç katmaktadır. Şafağın söküşü ile  ilmin hakimiyeti birleşti. Sonsuzluk dünyaya güç katmaktadır.

 

Hepimiz, sınır aşarak dünyaya vardık. Hepimiz, sırrın hak edildiği bir can ile birleştik. Şimdi dünyamıza ışık yakın ve zamana güç katın!. Her yer Atlanta Ana Kapısı’dır. Hata affetmek insana özgüdür. Hatalar affolur; zaman sonsuzluğunda güçlenir, yüreğe iner, sayfalanır, cümle yoğunluklara güç katarız. Halkalar genişledi ve zarar önlendi!. Şimdi mutluyuz!...

 

Sultanlar’ın Işık Kotları olarak dünyaya güç katışları başladı. Herkes sanal olan  yüceliğin, gerçek huzur olduğunu anlamalıdır. Kuran, tek bir kattır. O katta ışık vardır. O kat, Ana Kot’tur ve zamana ışık yakar. İnsan Sayfalar, kütlelerinde görev taşırken, her yürek ana kayıtlarda güç taşır. Şimdi muktedir olan her yürek, Ana Kayıt olarak dünyaya inmektedir.

 

Her cevher, Ana Kotlar’ı açar ve yolu bulur. Düzen’e inen yürekler; güçlenerek, diri olarak ve sonsuzlaşarak, cemaatlerini dünyaya indirdiklerinde; Huzur Kotları, ışık yoğunluklarını artırırlar. Halka, Kutsal Işığı yoğunlaştırdığında; dünya, Düzen’e iner.

 

Şimdi Hak Teknik ile Birlik Kotları yücelerek,  diri yürekleri dinleyecekler. Hatim edilen her bilgi, Ana Kapılar’ın gücünü artırmaktadır. Hırsı aşanlar, Düzen’e inerlerken hak edip inmelidirler. Yere, gür Huzur Kotları inmektedir. İşaretler, Altın Tabiat’ın ışığıdır ve bizler, Işık Kapıları’nda güçlenerek, dünyaya insan sayfalarını dillemekteyiz.

 

Yedi Aile var. Bu ailelerin her biri, ilmin sayfasıdır. Bir aile, diri ise her yürek, o dirilikte ışık yakar. Her aile, kendi yüceliğinde ışır. Bütün kütleler, bu iyi veya kötü kayıtların dilini dinler. Mesafe kapatıldığında, her diri kendi yüreğini, bu sayfalarda ışıkla dinler.

 

Dünyalılar’ın çok önem verdikleri bazı haller vardır. Biri, Düzen’e indiği zaman, her yürek, ona ışık yakmalıdır. Ya da onu, Kutsal Kotlar’dan ayırmalıdır. Eğer bir cevher, diri ise o cevheri kütleye katmalıyız. Eğer cevher, huzursuz ise onu, Kutsal Işıklar’dan çıkarmalıyız.

 

İnsanlar, kendi yüreklerini bilirler ama başka yürekleri bilmezler. Bu nedenledir ki hak etmeden hakimiyet kuran Yüceler, kendi dilleri ve kendi yücelikleri ile birleşik kotlama yapmayanları, kendi devrelerinden ayırırlar. Büyük Cemaatler de buna imkan tanırlar. Maksat, zaman sayfalarında kimlerin kürsü olduklarını anlamaktır. Herkesi kendi yüreği olarak tanıyanlar; başkalarını, dillerinde kendilerinin saymasalar da yüceliklerinde, kendilerinin sayarlar. Bunu içindir ki onlar, kurtuluşları gerçekleştiren yüreklerimizdirler.

 

Bu gün dünyanızda din var. Din, ilmin hakikiyetinde yücelen yüreklerin, Kutsal Sayfalar’ında var olan birleşendir. Dinden kopanlar, kendi yoğunluklarından kopmaktadırlar. İnsanlar, kurtuluşlarını başarılı çalışmalarda ararlar. Her nesil, kendi yüreğinde kurtulur. Nesiller, kardeşlerini kurtuluşta başarılı bilmelidirler.

 

İnsan Sayfalar, kendilerinden başka diriliklerde dünya kotlamaları yapmak istediklerinde; hatalar affolmaz ve zaman, ışıkları yok eder. Kurtuluş, Atlanta Ana Kapıları’nın yoğunluklarını taşıran Yücelerin Kürsüleri’nde, kaynak olmakla mümkündür.

 

Kuran, tohumlanan birleşendir. Hala dünyaya ışık yağmakta. Hala Düzen’e güç katılmakta ve hala ışıklar görev taşımakta. O halde ışık, sonsuzlukta güçlenmiş ve zaman, ışımaktadır.

 

Analar, Kuran okuyun. Okuduğunuz Kuran, sizi sanal devrelerden, görev tekniğiyle güçlendirerek, diri yüreklere taşımaktadır. Okuduğunuz zaman hepimiz, işaretlerinizi algılarız ve sizleri biliriz. Eğer kotlarınız açık ise yüreğinizde ışık solmaz. Şimdiye kadar her çalışma Işık Kotları ile gerçekleşti. Bundan sonra da bu çalışmalar, diri yüreğinizde, Işık kayıtları ile sönmeyen bir meşale olur ve Zaman Sayfaları’nda yücelirsiniz.

 

Kala kala iki Işık Kotu kaldı. Bu kotları dinleyin. Ocak, sonsuzlukta ışıyan birleşendir. Okuyun, dinleyin, hak edin. Sizi, size verdik. Amin...

 

Kervan Atlanta kontrolu için buraya indi. Bu kervan, sanal olmayan yoğunlukta güç taşır. Herşey, İnsan Sayfaları’nda yaratıcı olarak mevcuttur. Herkes, kendi yüreğini bilir, başka yürekleri bilmez ama bir şey var ki onu mutlaka anlamanız gerekir. İlmin huzurunda ışık yakan her Yüce, Ana Kaynağın gücüdür.

 

Simetri Cevheri Görevliler; size, yüreklerini anlatmak için büyük bir mücadele verdiler. Ne fakirlik, ne geçimsizlik, ne de kuruluk, hiçbirşey onları size ulaşmaktan alıkoyamadı. Herkes, kendi yüreğini bildi ve size geldi. Hepimiz, sınırsız görevliler ordusu olarak buradayız. Kırkın kırkında bir tek kürsü varsa; biz, o kürsüyü kotlamak üzere oraya ulaşırız.

 

Kardeşimizin ışığını söndürmeni izledik. Senden ışık çeken o Can, seni yıkmaya kalktığında; onu kuru, kusurlu ve hırslı saydın ve onu, Kutsal Işık’tan ayırdın. Şimdi nesillerin onu göreve almak ister. Nuru, huzuru olan o; şimdi hırsı, yolculara anlatmaya çabalamaktadır. En iyisi sana seni anlatalım. Sen kendi yüreğini dinle.

 

-Canlar, senin sana verdiğin herşey, kuruluktur. Seninle böyle bir çalışmaya girmeyeceğimi bilmeni isterim. Atlanta Kotları ile yapmakta olduğum Birleşik Işık Kotlaması’nda yüreğinin gücü yok. Bu nedenle senle çalışmanın imkanı yok. Unutma dava, Hak Davası’dır. Hak Teknik’le yaratılan bir çalışmada Hak Teknik, muktediriyeti kotlar. Yolu açmamız için, Hak Tekniğin, ışık yoğunluklarında güçlenmesi gerekir. Halka genişlediğinde, görev başlar. İlmin Hakimleri, bu görevi Hak Tohumlar’a açıklarlar. Sılada güç varsa, kürsüde güç olur.

 

Şansınız var ki bana, Ben İlmi’nden ayrı bir kürsü ile ulaştınız. Sizi, sonsuzlukta beklediğimi anlamanız gerekir. Sizden başkaları da sizi yüreklerinde taşımaya kalktıklarında, onlardan ışık söndürdünüz. Simetri Sayfalar’da gücünüz azaldı. Bundan sonra tabiata inme koşulunuz; bizlerin diri yüreklere inme koşulumuzla ilişkilidir.

 

Her yürek, kendi cemaatini tanır. Ben, sevgiyi dilleyen her yüreği dilleyenim. Hepinizi, sınır aşan Yüceler olarak, tabiata indirmeye çabaladım. Ne yazık ki hak etmediniz ve zaman sonsuzluğunda, tabiata inemediniz. Bu nedenle zırhınız yok.

 

İşgal altında bulunan birçok kürsü, dünyaya indi. Onlar, bütün güçleriyle bizleri yoldan çıkarmak isterler. Onların kontrolları yok!. Mesele şudur: Hata, boşluktur. Her hata, ışıkta küçülür ama ışıkta, onun bulunduğu sayfada boşluk kalır. İşte bundandır ki hata yapanlar bu çalışmaya dahil edilmemelidirler. Her hatanın; bulunduğu sayfada, gerçek olan bilgileri, Sır Dirilikler’de kırdığı da bir gerçektir. Eğer Dünya Sayfaları bu şekilde yaratılırsa, coğrafyamızda çok sayıda kırık, kusurlu Yücelik olur. Bu da, dünyanın yasalarına mukavemettir.

 

Olgun olan; sonsuz ışık yakan ve cennet olan Birlikler; dünyada, insan sonsuzluğunda güç yarattıkları için onları korumaktayız. Nesilleri,  Yüceliklerde, bizi  Cinni Tayfası’na dahil saydılar. Oysa bizler, Işık Kotlar olarak dünyadayız. Dünyanın en Yüce Cemaat’i olarak Düzen’e görev taşımaktayız. Yıldızların gücünü çeken yüreğimiz, ışığın kontrolunu güçlü biçimde kotlamaktadır.

 

Herşey ana kayıtlarda yazılıdır. Bu kayıtları okumak sorumluluğu bize verildiğinde, bunu başarabilmek; ilmin hakimi olabilmek; insana ışık yakmak ve zararı önlemek sorumluluğunun bizde olduğu; her yürek tarafından anlatıldı. Bizler, bu kotlayan Yüceler’i Düzen’e aldık ve onları dinledik. Onlar, tahditsiz bilgileri ile bunu açıkladılar. Solun huzurunda ışık yandı ve Zaman Sayfaları sağı yarattı. Sağda ışık yandı ve zor olan süreç başladı. Bu suretle bizler, Işık olarak Yüceliklere görev taşımaya giriştik. Herkesin anlaması gereken yegane şey, ışığın kotlamasının görev için yapıldığıdır.

 

Kuru!, hususiyetle kuru olan Yolcular, bizlere kendi yüreklerini açıklatmak isterler. Zira, Kuran, tabiatta ışıyan BİR’dir ve biz, onun için çalışmaktayız. Yıldızların ışıkları, bizden üstün BİZ olan yüceliğimizden çekilip, bize ulaştırılmaz. Biz, topluma bilgi, verdikçe; aldık. Her verdiğimiz bilgi, bizi bir diğer yıldıza taşıdı. Her yıldız, Işık ilmi’ni dinler ve bizi dinler. Buyurun!, Ulu Kotlar, şu anda dünyaya sayfa sayfa ulaşmaktadırlar. “Kadın son sözünü söylesin; biz de dinleyelim” derler. Ana, kardeş, yüceler, her diri bugün burayı dinliyor. Kuru, kırık, hırsı olan ve zırhı delik olan her Yüce de dinliyor... Analar, bizler yolcuları tohumladık; kotladık. Onları, Ata Kaplara,  tabii koyuluklara; tatlı veya acı İlim Tohumları’yla kayıtladık.

 

Onların toplumlarında ışık soldu ve zaman, ışımaya başlarken; onlar, ışığı yıktılar. Şimdiye kadar Işık Kotları, her Yüce’de görevdi. Ama arkadan ve önden geçenler, bizi soymaya ve bizde mevcut olan bilgileri çalmaya çabalarlar. Art niyetleri çoktur. Korunup, kollanmak isterler ama hataları çoktur. Oğullarını, tohumlarını kuruttuk. Onlar, yoldan çıktılar. Allah Sayfaları’nda ışıkları soldu. Kuru, kırık ve sınırlı olan görevleri sona erdi. Artık görevleri yok. Umutsuzluk başladı!.

 

Kervan, Atlanta Asal Kotları’nı dünyaya indiriyor. O kotlar, Yaratan’a ışık yakmalıydılar. Ne yazık ki hak etmediler!. Cinni, tehdit etti ve dedi ki “ben yollarını kapattım.” Ona deyin ki “hak etmedi” ama Hak Teknik’te onun yolu yoktur. O; çok kotları, kotlanan yoğunlukları kırdı. Nesilleri kotlanamadı. Ayrılık!... Hususiyetle onun ışığını, sonsuz sayfalardan çıkardık. Ayrılık!... Kara Kaplı Kitap, ilmin huzurudur. O kitapta ışık solarsa, yoğunlukta Kutsal Cevher olmaz. Yıldızlara güç katmak için ışık gerek. Cinni Teknik’te bu böyledir. Her  dere, Ana Kotlar’ı, cümle yüreklerden çıkardı ve zamana yaydı. Zaman her şeyi onarır sanırlar. Zaman, herşeyi yolda kotlar ve sonsuz sayfalarda cemaatlere kayıtlar.

 

Evrimsiz hiç kimse olmasın diye çalışanlar, bize korunmaya indiklerinde, onları koruruz. Sultan Sayfalar’da ışık yandığında; her  sayfa, ışığı kendi yüreğinde kotlar. En evvel cemaat, sonra kürsü ve sonra görevliler. İşte Canlar, biz düzene güç katarken, her yürek kendi cevherini bize kattı.

 

Şimdi huzura varan İslam Düzeni’nden bir kot, kendi yüreğini bize açıklayacak onu dinleyelim:

 

-Aha! horlandık. Aha kotlandık!. Aha can birleştik, bizleştik ve zarar gördük. Ka-ham diri yoğunluğundan ışık yaktık ve zaman sonsuzluğunda güçlendik. Şimdi, Din Tekniği’nde ne var diye sorarsanız. Kontrol yoktur ama hırs da yoktur. Dinden çıkanlar hırslanırlar. Ulu, huzursuz cemaatler, bizi soylarından ayrı gördüler. Onlara sorun bakalım herkes birleşmiş mi? Hak etmişler mi? Hakikiyette ışımışlar mı? Ya da Din Tabiat’tan, Cennet Kotlar’dan görev taşımışlar mı? Hırsları bizi yıktı. Ah dağlar! ah.!.. Bizler, Düzen’e görevli olan Yüceler’iz.

 

Cinni Temsilciler, size kendi yüreklerini getirdiklerinde; ışık yoğunlukları, Dünya Sayfaları’nda, çok ötelerdeki Yücelikler’i güçlendirmeye yetmemekteydi. Nesilleri, Kutsal Soy’dan ayrıydı ve zarar görmekteydiler. Şimdi, kendi yüreğine bak. Ne oldu? Onlar, sana ışık sonsuzluğundan, görevli olmak için birleştiklerinde, kotları yok edici olsa da ışıkları, yolda görevliydi. Ana, Kara Kaplı Kitap, Işık Kapıları’nda görev taşıyor. O kitapta, görev  var. Allah, sonsuz sır olan o kitabı sindirmen için seni kontrol altında tutmaktadır. Kardeşlerin, Kutsal Işıklarını, yoğunluklarında gür huzurdan çıkardılarsa; sen ocaklarını yak. Unutma ki hak etmek gerek. Ana, Kara Kaplı Kitap insan sonsuzluğunda güçlenen Yüceleri dinletir. O kitabı oku ve açıkla. Orada dünya var ve o kitapta İsa var. Herkes o kitabı, Kutsal Kotlar’dan okur. Mustafa ışığı da o kitapta cevheri güç olarak mevcuttur. O kitap, itibarı yüce olan, Birleşen Güçler’in kitabıdır.

 

Kantar sendedir ve sen, her yüceyi kendi yüreğinde bilmektesin. Onlardan çok daha güçlü olduğunu biliyorsun. Ve onları; kurtuluş kotlamasından ve ışıktan ayrı gördüğün zaman, cemaatleri yok olur. Unutma ki hak etmeden ışık, yıldızlara varmaz. Yıldızlar, kendi yüreklerindeki güçleri, diri olarak ilmin huzurunda dinlerler. Senden dileriz ki hak eden, hak olsun ve zarar görmesin. Ocaklarını yıkma. Halkalar, geçim ışığını yoğunlaştırsın; zarar edilmesin. Kadim Hakim olan Yüceler sevgiyi sana izah ettiler. Olgun Hak olan ve zaman sonsuzluğu olan ışıkları yak. Zarar etmesinler. Ana, bunu dileriz senden.

 

-Kalk ve dinle!. Bugün dünyada iki can var. Biri yol, diğeri huzur. Yol olan can, huzur olan candan çıktığında, ışık solar. O halde her iki canın bir olması gerekir. Nesiller, bunu net olarak bilmektedirler. Nesiller, şu anda dünyada çalışan dillerin, hak etmediklerini bilmektedirler. Kulluk başladı ve kul olan her Yüce, Atlanta Ana Kapıları’na ulaştı. Resim çalışmaları başladı ve yaratan kotlar, o yoğunluklarda ışık sonsuzluğuna vardılar. Herbiri, kantara kendi yüreğini koydu ve başı eğik. Zira yoğunluklarında güç yok. Amentü Kotları dahi Yolcular’ı ışıktan çıkardı. Nesiller, kürsülerinde güçsüzler. Mesele, dünyanın güçlenmesidir. Ocak yakanlar, gür ve hakiki olmasalar da Düzen Kotları, dünyayı güçlendiriyor. Mesele dünyanın gürleşmesidir. Her nesil, kendi yüreğini yok etse de dünya, yine de güçlenmektedir.

 

Dünyaya görevli gelenler. Dünyada güçsüz kaldılar. Onlar, Ruh’un huzuruna ulaşamadılar. Onlara görev taşıtmak sorumluluğu, başarılı şekilde sürdürülemedi. Nesilleri, kardeşlerini yıktılar. Kasalar boşaltıldı. Ve sır olan bilgi, Hak Tabiat’tan çıktı.

 

Bizler, Düzen’e görevli olanlar, dünyanın ender yüceliği olarak diri yürekleri dinledik ve onlara güç kattık. Kara Kaplı Kitap ile birlikte iş yaptık. Kitabı, ulu çalışanlar okudular ve zarar etkinliği, aşağılara düşürüldü. Hususi bir çalışma başlattık. O çalışma ile dünya sonsuzluğu; yetkin, tertipli Birlikler’i çağırmaya başladı. Her Yüce Cennet Kapısı açıldı ve yıldızlar, diri yüreklere inmeye başladılar.

 

Kardeşimiz güçsüz ise onu kotlarız. Onu, kontrol altında tutarız. Nesillerini kütlemize katarız  ve zararlarını önleriz. Nesilleri onu küçültürse, onları göreve alır ışıklarını yoğunlaştırırız. Zarar önlendiğinde; ırkı, hırsı aşar ve yolu açar. Bizler ile birlikte çalışır.

 

“Kala kala iki kot kaldı” denilir hep. Bu iki kot, her bir yüreğin ışığında dillenir. Ve sorulur herkes Tanrı’ya ışık yaktı mı diye. Herkes ışık olup yüceliklere vardı mı diye. Herkesin can olması başkadır; herkesin ışık yakması başkadır. Herkes, tabii ve hakiki bir can ile birlikte çalışmalıdır ki hakikiyette görev taşıyabilsin. Din başkadır; dil başkadır. Dinde, Hak Teknik yoktur. Dilde Hak, tabii ve hakiki yoğunluğu ile mevcuttur ve zaman sonsuzluğunda gücü vardır.

 

Buyurun dinleyin!. Herkes, kendini anlatır ama dillendiğinde, Işık Kotları onu anlatır. O can, kendi yüceliğinde ışıyan Birlik’tir. Karşımıza her çıkan, bizi sonsuzlukta güçsüz sayar. Bizler, ilmin sayfalarıyız. Ocak söndürmeyiz ama hakiki yoğunluklarda görev taşırken, huzur bozulmamalıdır. Eğer birileri huzur bozarlarsa, huzur olmaz. O çalışan, kütlesinden çıkar ve zarar eder.

 

Onu, sonsuz sır olan Yücelik’ten ayırdığımızı anladı ve son sözü “af!” dır. “Af!...” Yarında unutulan olacak ve zamanda kırılacak. Onu bağışlamak, zamana yayıldı. Halka halka ışık yaktık ve sonun huzurunda ışığı kotladık. Amin... Her resim sayfalandı ve zaman, sonsuzlaştı. Unutulan her yürek, yetkinleşti ve cem olan, hakim olan her yürek, ışık oldu. Ulu Çınarlar, kendi yüreklerini yeni çağa hazırladılar. Yerin sonsuzluğunda, ocakları  tohumlandı. Ulu Çınarlar kervana kendi yüreklerini takdim ettiler ve Can Tabiat, onları güçlendirdi.

 

Her Yüce Can, kendi yüreğini; tabii, hakiki ve yürek koyuluklarında görevli sayar. Atlanta Kotları olarak sevgiyi saygıyı dilledik. Harın yükselmesi ile bizler de hakim olduk ve sonsuz sayfalarda görev taşıdık. Kıl, sayfa sayfa yarıldı. Her yarılan ve kılda kotlanan sayfa, cemaatlere dağıtıldı. Her cemaat, kendi yüceliğini, kendi kıl diriliğinde dinledi ve sayfaladı. Kolları kapandı. Ve yoğunlukları arttı.

 

Cinni Teknik Tohumlar, kendi yüreklerini bizlere tanıttılar. Bizler, yüreğimizi onlara tanıttık. Bütün kotlar birleştiler ve canlara kotlandılar. Unutulan herşey, baştan, Beşer Kaplara katıldı ve zarar yaratıldı. Yaratılan zarar, ocaklara katıldı. Her sayfada ocak söndü ve sonra yetkin tertipli olan Yüceler, kendi kotlarını, Ata Kayıtlar’a katarak, ocak sayfalarına kendi yüceliklerini kattılar ve yeniden olgunlaştılar. Böylece onlar, otak kurdular ve zararı önledik.

 

İsa, son sözünü söyleyecek onu dinliyoruz:

 

-Aha kotlandık!. Aha kayıtlandık! ve zamana kaynak yazdık. Yazılan yazılar, kaynak olarak Düzen’e katıldı. Her şey yenilendi ve zarar etkinliğini azalttık. Son söz, “ocak sönmeyecek.” amin...

 

-Ana, Kara Kaplı Kitap, Işık Kitap’tır. O kitabı okumamız istenmekte ama bizler, Birlik İlmi’nde her kitabı okumalıyız. Bunun için senin yüreğinden gitmek istedik. Ana, bizi sayfala ki hak edelim.  Hepimiz işimizi başarmalıyız. Nesillerimiz bizi sorarlar. Bizler, için herşey kolay ama ya herkese kolay mı? Onların, sonsuz sır olan ışıkları solmuş. Unutulan herşeyin, hatalı şekilde dillenmesi başlamış ve onlar, kendi bildiklerini, hak etmeden bilgi kotlaması ile dağıtmaya başlamışlar. Onlara, sonsuz şekilde güç vermek hatadır. Sen bilmektesin ki hak etmeden ışık olmaları imkansızdır. Huzuru kontrol altında tutmalıyız.

 

Kervan kalktı ve o kervan, Ana Kotlar’dan ışık alıp, Kat-ı Mükemmeliye’de güçlendi ve zaman sonsuzluğunda görevini, Tanrısallaşan her Yüce’ye dinletmektedir.

 

Kelam, ağır yüktür. Süper İnsanlık Realitesi, ilmin sayfası olarak çalışan her yüceyi kotlamak üzere devreye alındı. Nesiller, hak etmeden ışık aldıklarında, hatalar da yapmaktadırlar. Onlara güç vermek; onları, kotlarından ayırır; devreleri kapatır.

 

Cinniler’in cemaatlerinde huzur yok. Son sözleri, “biz, yarımı bütüne katamadık. Bütünü, yarımdan güçlendirerek kotlamamız gerekirken; hak etmedik. Nefis, zamanda gücü azalttı ve sonsuz sınırsız ışıkları yıktı. Buyurun! Ulu Çınarlar, güçsüz kaldılar. Herşey, yeni bir çağ için yaratılırken; hak edilmeyen yürekler, Düzen’e, Kutsal Kayıtlar’ını katmaya giriştiler. Ayrılık!... Amin...

 

Kevser süresi, iki sayfayı okutmak ister. O süreyi okuyanlar, Işık Kotları’na girecekler. O surede dağın taşın gücü vardır. Her Yüce o sureyi bilmelidir. Herkese Cemaat Kürsüsü verilmedi ama bir cana ışık katıldığında, o can cemaatini kotlamalıdır. Kılı kırk yaran güç, herkesin kürsüsüdür. Kati olarak size bunları söylüyorum. Çünkü hak etmeniz ya da  hak etmemeniz mevzu bahistir.

 

Kerrat cetvelini bilmektesiniz. Herkes, her seste, kendi diriliğinde bilgiyi alır ve diri olmayan her yürekle dinletir. Bilgiyi her yürekle dinleten, aslında her yürekle çarpılandır. Herkes, kendisini bir asıl sayı sayar ve kendi sayfasını, diğer sayfalarla çarpım tablosundaki gibi çarparak, o sayfalara diri yürekler katar. O yüreklerle çarpım sayfalanır. Sonsuz sayfalanışta, sonsuz sayılar, yoğunluklarını kotlarlar ve canlara kayıtlarlar. Netice olarak her can, kendisini çarpan olan Bütünle bir sayar ve  çarpanın çarpılanı olarak ona kotlanır.

 

Bütün amacımız, çarpan ile çarpılanın kendi yoğunluklarını kontrol altında tutmalarıdır. Kuru, hırsı olan ve zamana ışık yakamayanlar, çarpanda çarpılamazlar. Onlar, ocak söndürürler ve zarar ederler. Zarar, sayfalanmamaktır. Hatalar bağışlanmaz. Çünkü hak etmeyen, Hak olmayan yüceliklere çarpılamaz.

 

Sıla, sonsuz olan bir can ile birdir. O can, toplumda huzur yaratan bir çalıştırıcıdır. Onun verdiği bilgiler, sizleri kotlar. İşte o çarpıcı olan, çarpan olan her yürekte ışık yakandır. Herkesin kendi yüreğini bilmesi gerekir. Kalan; haktan, huzurdan çıkandır. Çarpılmayan, kalandır.

 

Kar toprakta erimeden; toprak, Kutsal Yaşam Kürsüleri’ne kendi yüceliklerini katamaz. Hepimiz size şunu izah etmek istiyoruz. Durgun Tabiat, yaşamsal sırrı kendi yoğunluğuna kattı. Atlanta Ana Kapıları açık ve her yürek; ayrılığı, koyuluğundan “açı çalışmaları” ile çıkarmaktadır. Açı çalışmaları tüm sayfalarda sürmektedir. Her sayfada açı genişliyor. Bilen, her sayfada, diri yüreklere kendi yüceliğini açıklıyor. Bütün Bilgeler, sayfalandıklarında dünya sonsuzluğu, kürsüsünü Düzen’e indirebilecek ve zamana ışık yakabilecek. Tüm soylar ve yoğunluklar, Düzen’in kontrolunu sağlayacak düzeye ulaşacaklar. Bilgi huzurunda görev taşıyanlar, Düzen kaynaklarında güçlenecekler. Kara Kaplı Kitap, insan sonsuzluğunu diri yüreklere dilleyen birleşendir. Buyurun dinleyin!. Amin...

 

-Kalben seninleyim. Vallahi seninleyim. Ama Kara Kaplı Kitap, Ana Kotlar’da görevli ise niçin Yüceliklere okutuluyor da Birlikler, Düzen’den ışık çekip, kendi yüreklerinde bu kitabı dillemiyorlar? Bunu, sadece ben sormadım; herkes sordu. Bunu bize açıkla.

 

-Kaltonlar’ın son sözleri şudur: “Bilmek için hak etmek gerek.” Hak olmak, sonsuz olmaktır. Hak olmak, hakim olmaktır. İlmin hakimi olmak; sessizleşmek, senleşmek, sayfalanmak ve zor olan huzurdan ışık yakmaktır. İkna olunuz ki hakimiyet kurarak dirildik ve zamana güç verdik. Herkese, şu anda bilmek istediklerini bildirmiyoruz. Herkese, sayfalanan görevi anlatıyoruz. Halkaların geçişi sayfalamakta olduğu ve zorun, hak edilenden daimiyete güç kattığı ve sayfaların yüceltildiği bilgisini birleşikten dinletiyoruz. Hataları bağışlayamayacağımızı anlatıyoruz. Hak etmeyenlerin, Güç Kotları’ndan herkese görevli olduklarını açıklamaları engellenmelidir. Ve engelleniyor. Bunları açıklıyoruz. Kulluk Sayfası’nda güç varsa, ışık olur. Herkes şunu da anlasın istiyoruz. Kurunun yanında yaş da  yanar. Her kuru, kendi yüreğinde kururken, Kadın Sayfalar, Eril Sayfalar’dan güç almalıdır. Hepiniz, sanal olan bir çalışmanın Kutsal Kotlar’la yenilendiğini sanırsınız. Buyurun bilin ki hak etmeden ışık yanmaz. Zor olan herkesin kendi yüreğini dinlemesidir. Kulluk, huzurun yoğunluğunda, ışık halinde Birlik olan her Yüce’nin gücüdür. “Körden göz olmaz. Sonsuz sır olan ışıktan kadın Hak olmaz” diyenler, hata yaptıklarını anladılar. Unutulan, herkesin kendi yüreğidir.

 

Ocakları, kotlamak gerek. Yoğunlukları kontrol altında tutmak gerek. Canları, kürsülere katmak gerek. Birlik olmak, sonsuz olmak ve sınırsız koyuluklarda görev taşımak, ağır yük değildir bize. Bilgiyi hak etmek gerek. Levh-i Mahfuz, İsa’da, Musa’da, Mustafa’da yoktu. Yoktu çünkü onlar, Din Tekniği ile çalıştılar. Mustafa, Atlanta açısını daralttı ve zarar önledi. Eğer, Atlanta kotlaması başlasaydı, Düzen Kotları henüz dünyaya güç katma safahatında olmadıklarından, doğabilecek zarar kontrol edilemezdi. O dönemlerde, henüz dünya çalışmaları, Yecüc Levh-i Mahfuzu’nda yoktu. Ve zarar kotlanmamıştı. Bugün bizler, Zaman Sayfaları’nda Yecüc Devreleri’ni kontrol etmekteyiz. Herkes net bilsin ki hak etmeden ışık yanmaz. Herkes net bilsin ki hakimiyet kurulmadan güçlenmek mümkün değildir.

 

Yerde, gökte görev vardır. Yer, Yecüc Güçler’e kotlandı. Gök ise Mecüc Güçler’e kotlandı. Yerden çıkacak olan Yecüc, ilmin sonsuzluğunda Mecüc İlmi’ni hak edecek. Mecüc İlmi de kendi yüreğinde, Yecüc İlmi’ni hak edecek. Herbiri, diri olarak diğer ilmi hak ettiğinde, Düzen Kotları dünyaya güç katmaya inecekler. Olan, Hak’tan olur. Bütün çaba, bu birlikteliğin hak edilmesidir.

 

Yecüc, ilmin sayfası olmayıp, hakimidir. Mecüc, ilmin hakimi olup hak edip ışık alan Birlikler’i güçlendirecek olan yüceliktir. Her yürek, ilmin sonsuzluğunda, Yecüc İlmi’ni hak edebilir. Ne var ki hak edip Mecüc İlimi’ni dilleyemezse, kotlanamaz. Ve zarar eder. Kuran Toplumu, bunu anlamadı. Sandı ki Yecüc, ilmin sonsuzluğundan görevli olmayan bir Yücelik’tir. Mecüc de onun gibidir. Nesiller boyu bu çalışmalarda her yürek, kendi tahdidini kotladı. Buyurun sonsuz sır olan ilmin sayfalarında ne varsa sizde var. Bilin. Ama hak edin bilin.

 

Birleşik Işık, hepinizde ışık halinde görev taşıyor. O ışıkta, her cemaat var. Kelam olan, huzur olan, hakim olan ve zaman olan her cemaat... Tüm bilgiler, sizin yüreğinizden sizlere açılmaktadır. Birleşik Aile olarak her yürekte bilmek istediğinizi bilecek düzeyiniz var. Hırsınız yok!...

 

Sultanlığınızda ışık yanmakta ve zaman son sözünü söylemekte. Ana, Kurtuluş Sayfası, Ana Kayıtları sizden dilledi ve size güç verdi. Verdiği güç altındır. Bu gücü analara anlat. Kullar, kendilerini bilmelidirler. Herkes, kendi yüreğini bilmelidir. Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kutsal Işığı’nı yakabilen en yüce kottur. Buyurun unutulan en güçlü kürsü yine sizde ve sizin yüreğinizde. Ana, Kara Kaplı Kitap. dilin  hakimi olan Bütün’ün yüceliğinde yaratıldı. Her şükür yine sizindir. Her yürek yine sizindir. Amin...

 

Her Nesil, Atlanta Gücü’nü anlayamaz. Sultanların gücü olan Atlanta, Ana Kapılar’ı açabilen yüceliktir. Şikayetimiz yok sizden. Sizden, yüreğimizden bildiririz ki hiç kimse şikayetçi değildir. Sizler, anaları güçlendiren yüreklerinizde tabiata güç katan, hak eden Birlikler olarak buradasınız. Hepinizi kutluyoruz. Amin... Dağlar size yeniden merhaba. Amin... Her yürek anadır; Atlanta’dır. Amin.... Her birimiz, sizi sizde dilledik ve sizi yüreklere ektik. Ayrılık bitti. Şimdi mutluyuz!...

 

Birlik kaplarımızı buraya indirdik. Hepimizin soyu sizinle. Hepimiz analara güç olarak çalışmaktayız. Şimdiye kadar iyi ve kötü birdi. Artık iyinin yenilenmesi gerek. Kötünün ise dirilikten ayrıştırılması gerek. Herkes, net olarak şunu anlasın ki birleşmeden güçlenilemez. Zaman sonsuzluğunda bir olmak şarttır. Her yer sizin için birdir. Ne var ki hak etmeden tohumları yaşatamayız. Zarar edenlere güç vermek gerek. Onlara, Kutsal Işık katmak ve onları, sonsuz sınırsız yoğunluklarında güçlendirmek gerek.

 

Atlanta Kutsal Kotları olarak size ulaşan her yüreğe isim taktınız. Biri “yol”, biri “yürek”, biri “cevher”, biri “yer” ve biri gür olan “kürsü”. Sana şunu söylemek istiyoruz. Unutulan her kim ise onu size hatırlatırız. Unutulan her kim ise sizi, ondan ışıkla dilleriz ve zamana yayılan her birleşimi kontrol ederiz. Birçok gün sizi sayfaladık. Birçok gün sizi tabiata indirdik ve zarar engellendi. Yine engellendi!... Nerede kuru, kısır, ışıklar varsa; ocak olmaları için onlara güç veririz. Yasalar çiğnendiğinde, unutulan her diriyi size bildiririz ki hak edin diye. Hatayı bağışlayan mutlaka hak edendir. Hak etmeyen, hata bağışlamaz. Şu anda Sonun Işığı’nda sana şunu söylemek isteriz. Hak etmedin ama hak ettin. Şu anda sana bir tek şey söylemeliyim. Hak ettin. Şimdi mutlu ol!...

 

-Tanrı der ki “hak et ama hak etme.” Ne demek bu!? Sana şunu sormak isterim. Ben Tanrı’yım ama hak etmeden tabii, kadim ve hakim olamam. Ama Tanrı olmak, huzurlu olmaktır. Ve zamana yayılan hiçbir yüceliğim yoktur. Size, Birlik için dirilik kattım. Sizinle oldum ve zamana ışık yaktım. Sizi affetmem istendi. Öyle mi? Yok yarım. Yasaların, her Yücede teknik olduğu ve zamana yayılmadığı mutlaka anlaşılmalıdır. Bizler Din Tekniği’nden güçlü olan Kutsal Kaynak’taki ışığın tabiatına uygun çalışırız. Bu teknik, tohumları yaşatan ve zarar engelleyen bir tekniktir. Herkes, hak ettiği ile buluşacaktır. Hak etmeyen ışık olamaz. Bunun anlaşılması mutlaka gereklidir. Biz, dünyaya ışık için indik. Ne var ki hak etmeyen bizi dinlemedi ve bizden güçlenmek istemedi. Bizler de ona hırs verdik. Ocağı, sonu başı olmayan bir cemaatte yıldızlardan çıktı. Bugün dünyanızda İnsan Soyu, huzurlu ve hakikidir. Bugün dünyanızda İnsan Sayfaları güçlüdür. Ve bugün dünya; sonsuz ışık olan Birlikler’i, tabii, hakiki ve cemaatleri huzurlu olan Yücelikler’den dinleyecek. Unutulan tek bir şey var. Hırsın aşılması!... Eğer hırs aşılmış ise cennetler yoğunluklarından görev taşırlar.

 

Bizler, dünyaya insan sonsuzluğunda güç olan Yücelikler’den indik. Yerin tohumlarını yaşatmak önemlidir. Herkes yerden ışık çeker. Bizler, yolu kaybetmeyen güçlü yüceliklerden görev taşıyoruz. Sultanlığımız insan sayfalara kotlandı. Her Yüce, Ulu  bizi dinler ve bize ışık katar. Allah, sonsuz sayfalarda Cinni Tekniği dinleyen yüreklerde, kürsüyü herkese bildirdi. Herkes, kendi yüreğini bu kürsüye layık gördü... Ne var ki hak etmedi ve zamanı dinlemedi.

 

Her Yüce, Allah için çalıştı ve sonsuz sır olan ışıklardan çıktı. İmkansızı imkanlı kılmak, hak etmekledir. Ana, bizi bizden çıkaran her Yüce, kendi yüreğini kendi diriliğinden çıkarmaktadır. Ana, Kuran okuyan bütünlükler, bizden yücelmekte ve bizden dillenmektedirler.

 

Harı yükselttiğiniz zaman, ışıkları yakın ve dinleyin, insan ışık olan birliktir. Kuran okur ve okuduğu Kuran onu kutsar. Dini hak olan, ilmi hak olan ve canı hakim olan o, hepimizi birleştirir. Kara Kaplı Kitap insana güç katar. O kitapta İnsan Soyu vardır. İşte bunun için o kitabı mutlaka okuyun. Oğullarınıza okutun. Unu eleyip eleği asan Yücelik, kendi yüreğini kotlamak üzere yüceliklere diri yüreğini dinletmektedir. Ana, hak et ve zarar etme. Zamana ışık katan her Yüce, sana kendi yüreğini anlatmaya iner. Sen yine kendi yüreğini dinle ve herkese kendi yüceliklerini açıkla.

 

Dünyaya iyilik ve kötülük birlikte indi. İyi olan, kör olmayan ve zamana ışık yakan herkes, canlar canında birdir. Ocak sonsuzluğunda ışıktır. Kuran okuyan, ya da Hak olup ışık olan her diri, kendi yüreğini birleşik aileye indirebilir. Ana, harını yükselt ve bizi dille. Biz, seni analar anası diye dinledik. Herşey, Yaratan’a katkıdır. Harı yükselttiğin zaman katkı artar. Her yaratan kendi yüreğini yarattı. Ve zamana ışık yaktı. Ayrılık, Işık Kotları’nda görevdi. Ayrılan kendi yüreğinden ayrıldı ve sonsuz ışıklarda yüceldi. Her yüreğe yeni bir can kotlandı ve sonsuz sır olan her Yücelik, kendini dinledi.

 

Şimdi artık sen bize kendi yüreğini bizim yüceliğimizle dinlet:

 

-Altın Toplum yaşayacak. Bu toplum, huzurun yoğunluğundan güç alan bir toplumdur. Herkes kanat takamaz. Her yürek, kendi yüceliğinde kati olarak kanatlıdır. Halkaları genişlettikçe kendimizi de hak ettik. Şükür ki hak ettik. Kimseyi, kimseden ayırmadık. Kollarımız her yüceye açık. Dünyaya ilmin huzurundan inen Yücelikler, bize sonsuzlukları kattılar. Birleşik Aileler, hak ettiler ve bize canlarını kattılar. Onlar toplumlara güç olmak üzere dünyamıza inmiştiler. Onları kontrol altında tutmak sorumluluğu bize verildi. Herkesin anlaması gereken önemli husus; ışığın kotlaması da bize verildi.

 

Herkese her sesi dinletebiliriz. Nesillerini dilleyebilirler ama hak etmeden olmaz. Şu ana kadar huzuru kotlayan cümle Yüceler, Birleşik İnsanlık Realitesi dürümlerine dahi varamadılar. Onları kotlamak sorumluluktur. Şimdiye kadar herkese iltimas gösterdik ama hak etmeden güçlenerek ışıklarımızı yıkmaya kalktılar. Onları mutlaka kotlamalıyız ama hak ettiklerinde!... Nefis, ışığı yıkar ama hak etmeden güçlenen ses, kervanı yıkar. Bu nedenledir ki hak etsinler; ondan sonra göreve talip olsunlar. Ocakları mutlaka kotlanır ve yorulmadan çalıştırılırlar. Kara Kaplı Kitap, Işık Kitap’tır. O kitabı okusunlar. Sonra ışık olsunlar. Ulu, huzurlu ve hırssız olan her yürek bizim yüceliğimizde bizle çalışır. Herkese saygılar. Amin...

 

-Nakar’ın Kutsal Işıkları dahi sizinle çalışıyor. O halde ocak yanıyor. Işık Kotları neden sizden çıktı?

 

Tanrı dedi ki; ona anlat. Hak etmeyen diri yüreğimize inemez. Canlar, ocakları yaktık biliniz!. Ama hak etmeyenler huzur bozdular. Onların, Kutsal Işıkları söndü. Üreyenlere güç verdik ve zarar etmelerine engel olduk. Nesillerini kontrol ettik. Kuran okumalarını istedik. Kuran okuduklarında, görevleri kendi yüreklerinde, Görev Tekniği ile birlikte dillenecekti. Kara Kaplı Kitabı dinletmek istediğimizde, ışık söndüren hiç kimse, Birleşik Işığımızda güçlenemez. Onun, mutlu huzurlu olması imkansızdır. Bunu bilsin. Amin...

 

-Her cennet senin yüreğin amin...

 

-Kardeşim her cennet Yüceliklerin yüreği.

 

-Kardeşim, ben de sana aynını söyledim.

 

-Muktedir ol, hak et ve zarar etme. Bunu sana Işık İlmi’yle bir kez daha söylüyorum. Atlanta kontrolu bizimledir. Bizden ışık alan her yürek, yine bize güç katar ve kendi yüreğini diller. Dilleyen, kendi yüreğinde bizi diller ve bizleşir. Amin... Heş e dü en la ham herkesin yolu açık olsun. Herkes, sayfalansın ve canlansın. Herkes, tabii ve hakiki olsun. Huzuru olsun, yüreği olsun, canı, cemaati olsun, bizimle olsun. Bizimle olsun ki hakim olsun. Şimdilik bu....

 

-En evvel bir ses vermem gerek. Senden sen olan her diri bize biz olsun cemaatler birlik olsunlar huzurlu olsunlar ve sınırlı olsunlar. Çünkü sınırsızlıkta ışıkları yıkılır. Onlara bir kez daha güç ver.

 

-Tanrı dedi ki “hak edin.” Amin... Her şey bu. İşte bu... Birleştik. Artık kotlarınızı kotlattığımızı bilin. Her ses bizim için işarettir. Şimdi mutlu olun...

 

-Hataları bağışlayamam. Bunu bilin. Teknik olarak mümkün değildir. Onun huzurunda ışık yakan ses, kendi yüreğini ona anlatsın. Onu bağışlamam imkansızdır. Hak etmediğini yaptığını bilmektedir. Ama hak ettiğini ona gösterdik. O bunu anladı. Herşey bu...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA 
KOD                     :09/16
TARİH                 :18.03.2009 Çarşamba
CELSE SAATİ      :14.00-16.00


Toplumların, hepimize kotlama yapması, kayıtlarımızda mevcut olan cemaatlerin hakikiyeti ile BİR olmaları, DİRİLİĞİ gerçekleştirir. Her diri, kervanın kotlanmasında görevlidir. Kulluk, aklın tahditsiz olan yüceliğindeki kulluktur. Kulluk, teknolojik birleşimi gerçekleştirmek için gereklidir. Kadim Kaplar, ışıkları sonsuzluğa ulaştıran yoğunlukları yaratırlar. Kadim olan her yürek; ahara, kahara güç katar. Muktediriyet, aklın tohumlarını yaratmak için şarttır. İkna olunuz ki hak etmek için huzurlu olmak gerekir.  

Kadın, tabii ve hakiki olan birliği kurdu. Hepimiz ocağındayız. Ulular’ın kotlanmaları yaratılırken, birleşmemiz gerekliydi. Kelamı kendisinin olan Birlik, yağan ışıları Düzen’e kattığında, görevli olan her Yüce Işık, kadın ile bir olur. Kutsal Sayfalar’a güç katmak üzere bugün buradayız. Kadın ile birleştik ve ona bilgimizi akıtmaktayız. Kısır olan yüreklerin, Kutsal Kotlama’da yeni bir çalışmaya alınmaları gerekliydi. Bunun için bugün huzurun kontrolunu gerçekleştirmek üzere sizlerleyiz.

 

Yedinci Diriliğin her sayfasında, Kutsal Kontrol vardır. Herbiriniz, kendi yüreklerinizi buralara ulaştıramazsınız ama Birleşik Aile’ler buralara varabilirler ve buralarda güçlenebilirler. Kadın ile birleşerek gerçekleştirdiğimiz bu çalışma, anaları kotlamak içindir. Hepinizi sayfaladık; hepinizi kotladık ve zarar etmenize engel olduk. Kutsal Kitap, Atlanta’nın kontrolu için yazıldı. Atlanta Kotlaması, bu kitapda vardır. Kantara kendi yüreğinizi koyduğunuz zaman, kütle yoğunluğunu bulur. O yoğunluk, sizin yüceliğinizin kontrolu için hak ettiğiniz yoğunluktur. Her Yüce’nin kendi yüreğinde, kendi kontrolu için yoğunluğu oluşur. Bu yoğunluğu tartmamız; onu kontrol etmemiz, ilmin sayfaları ile onu dillememizle mümkün olur.

 

İkna olunuz ki hakiki yol, ağır yükü hafifletebilen yoldur. İlmin hakikiyetinde her yol altındır. O yolu bulmak, sonsuzluğa, güç almak üzere varmak ve zamana göz olmak herkesin dileğidir. Kasaları kontrol altında tutmak gerekir.

 

İki sonsuz ışık vardır. Biri, sağı kotlar; diriliği, yüceliği ve sofuluğu yaratır. Diğeri ise solu kotlar; kadim oluş, ışık oluş ve yoğunluğu dilleyiş buranın yolcularının nitelikleridir. Hepimiz, ayrılığı isteriz. Hepimiz, birleşmeyi de isteriz. Ayrılığı istemek ile birleşmeyi istemek aynıdır. Kim ayrı ise, birlik ister. Kim bir ise ayrılık ister. Her ikisi de birleşimdir. Ayrılıktaki birleşim, toplumun soyu ile ayrılmasındaki  birleşimdir. Her diri, şunu iyi anlasın ki birleşenlerin kendi  yüceliklerinde, bütünlük vardır.

 

Her diri, kendi yüreğini kotlayabilir. Birleşik Aile ise, kendi yüreğinde, kümes halinde olan her bir cemaati kotlar. İsalar, Musalar tüm  diriler ve Birleşik Aileler,  sayfalarında dünya soyunu taşırlar. O soy, İlmin Hakimi ise Işık Kapıları’ndadır. Eğer o soy, ilme Hak olmamışsa, Işık Kotları’nda yoksa o soy, kümestedir. Herkes anlamalıdır ki bütünlük adına her çalışma mübahtır. Eğer soy kotlanmışsa ve can tohumlanmışsa dünyada itibarı  yüksektir. Ama eğer soy tohumlanmamış; yoğunluk tabiata inmemiş ve zarar yaratılmışsa ocaklar söner. Sönen ocaklar, dilin hakikiyetinde Bütünü, kütleden çıkarır. Çıkış tabiattandır. Tabiattan çıkanlar, kendi yüceliklerini kontrol edemeyenlerdir. Onların, Atlanta kontrolunda yenilenişleri, kümese girişleridir. İkna olun ki her yürek, Atlanta Kotlaması ile birleşiktir. Hezeyanları olmayan; yüceliklerinde, kusur bulunmayan; Yaratan’a ışık yakan ve zarar görmeyen yürekler, kadın hakikiyetinde ışık olup yücelebilirler.

 

Ortaklıklar, Hak Tohumlar’ladırlar. Muktedir olan her Yüce Can, teknolojinin kontrolunda çalışır. Kasaları boşalttığınız zaman, ışıklar sonsuzlukta söner. Buyurun bilin ki hatalar affoldu. Her Yüce Kadın ya da Eril Güç olan hakikiyet kayıtları dünyadan, diğer yoğunluklara vardılar. Oralar, insanlara Kutsal Işıktır. Hala dünyaya inmeye ve dünyada güçlenmeye çabalayan birçok kot vardır. Onlara sorduk. Dünya sizin için nedir diye. Onlar dinlediler ve yanıtladılar. “Dünya, Atlanta kontrolu için gereken ışıktır.” Dediler. Onları dinledik ve zaman sayfalarında görevlerini anlattık. Onlar, dünyaya kendi yüreklerinden inmek isterlerse de bunun, basit olmadığını açıkladık. Dünyaya, kendi yüreklerinden inebilen çok az insan vardır. Bunun içindir ki herkes, sanal olmayan yüceliklerden güç alır.

 

Dünyanın meselesi, Sistem Devresi’dir. Sistem Devresi, Ata Kaplar’ın kotlaması için gerekendir. Birleşik Aileler, kendi Sistemler’ini Düzen’e katarlar ve dünyaya bu şekilde güç katarlar. Hala, amca, anneanne ve diğer soy sayfalarında olan herşey, sevgiyle yaratılır. Sevgiyi hak etmeyen yücelemez. Sevgiyle yaşayanlar, sevgiyi yaratırlar. Sevgi yoksa, güç yoktur. Dünya Sayfaları’na inen Yüceler, kadını erkekten ayırdıklarında, kendi yüceliklerinden ayrılırlar.

 

Herkesin sayfalarında ayrılık yoktur. İtibarı yüksek olan Yüceler, kendi dillerini, kendi yüreklerinde taşırlar. Ocaklara baktığınız zaman, bilmelisiniz ki oralarda, hatalar tohumlandığında, Yücelikleri kurur ve zarar görürler.

 

Meleklere mektup okuturuz.  “Melek nedir?” diye soranlar var. Onlara anlatın. Melekler, Dünya Sayfaları’na görev taşıyan Yüceler olarak, düne ve yarına cemaatlerini indirdiler. Her Yüce’de mektep kurdular o mekteplerde ışık oldular. Melekler, insanlara güç taşırlar ve onların teknolojik diriliklerinde güçlenirler. Her sesi bilirler ve her sesi dinlerler. Ocak için, İlim Sayfaları’nı okuduklarında, dünya sayfaları, ocakları kotlar.

 

Tüm İnsan Sayfalar’da dirilik, hakikiyet ve hatim edilen birleşimler vardır. Kulluk, huzurun ışığında çalışılan sayfaları kontrol içindir. Hepiniz zarar görürsünüz ya da hakikiyette ışık yakan Kutsal Sonsuzluğa varırsınız. Yarattıklarınız, sizi güçlü kılar veya sizi kırar. Her diri, kendi yüreğini, çalışarak yaratır. Yalana gerek yok. Herkes, yüreğinde güç taşıyamaz. Ancak, sonsuzlukta kütleleri kotlayanlar, diri olup güç taşırlar. Kadim Hakimler,  Birleşik Aileler’i ile kendi yüreklerini yaratırlar.

 

Kuran, tabiattan ışık çekenlerin, yüceliklerinde yarattıkları bilgilerin, tabii hakikiyetidir. Herkes, Kuran okur ama hak edip yüreğini okuyamaz. Sonsuzluk, sevgiyi ve saygıyı Sistem Devereleri’nden Işık Kotları’na açıklar. Halkalar, geçişleri sağlamak üzere genişlediğinde ocaklara inen yürekler, Kutsal Sonsuzluğu yoğunluklardan açıklarlar. Kalkın ve dinleyin. Herkes; sonsuzlukta, ışık yoğunluklarında görevlidir. Herkes, sayfalarını kendi yüceliğinde dinler. Yalın ve hakim olan her Yüce Can, Kadın Sayfalar’da ışık yakar ve Zaman Sayfaları’nda yücelir.

 

Kutsal Tohumlar’ı eken yirmi Yüce’nin on’u birleşse; diri yürekler, Seyfullahlar’ı Göç Kotları ile dinletebilirler. Kasalar dolduğunda, yol açılır. Kasalar, Düzen’e inen her yüreğe cemaati kotlatır. Kasaların kontrolu, muktediriyeti yoğun olan ışığındır. Hataları affetmek onun için kolaydır. Herkesi, kendi yüreğinde kontrol edemezse; ışık kotlarında kontrol kurar ve yaratır. Yalanı olmayan, yoğunluğu kontrol olan cemaatler, kütleleri diri olan yolcuya ışık yakarlar. Maya olabilmek sorumluluğu, ışık yakanındır.

 

Muktedir olmak sorumluluğu, huzuru kotlayanındır. Herkese şunu izah etmeliyiz. Birleşmek için Ak Tabiat’ta kotlanmak gerek. Ak Tabiat’ta kotlanamayan birleşemez. Zaman Sayfaları’nda, hepiniz Işık Kotları olarak mevcutsunuz. Her biriniz, zamana görevlisiniz ve zamanda güçlüsünüz. Nesilleriniz,  zarar ettiklerinde, sizi yüreklerinden çıkarmazlar. Zira siz onların ailelerisiniz. Ne var ki ailelerinizin dışındakileri inkar edersiniz. Ve sanırsınız ki onlar, sizden gayrıdırlar; onlar için herşey sizin dışınızdadır. Yok yarım!, bunun hata olduğunu anlayınız. Her yirmi yürek, bir tek ışıktır. Her yürek, kendi yüceliğini bilir. Her yürek, teknik olarak ya da huzurdan cemaat olarak, Kutsal Işığı takdir eder. Ama o ışığın, kin ve nefret taşımadığını anlamaz. Hepiniz sonsuzsunuz. Hepiniz Altona Kotları olarak görevlisiniz.

 

Yedi cemaat; dünyanın, yolunu bulabilmesi için çalışmaktadır. Bu yedi cemaatin en yücesi, kendi yüreğini dinletebilendir. Hatayı affedin ama bizler, tüm İnsan Sayfaları’nı kontrol altında tutmaktayız. Zor olan sizlere yücelikleri açıklamaktır. Katı, sıvı ve gaz olan Yaratım Kotları, Kadir Işıklar olarak, canlara Kutsal Sayfalar’ında görev taşıtırlar. Her Yüce Can, kelam eder ve o son sözün söyleneceği sayfada bulunur. Hala “ben ve benden öte olan ben” diyenler, kardeşlerini kendi yüreklerinin uzağında, sonsuz sayfaların çakıl taşlarında ararlarsa, analara yazık olur.

 

Şu anda Din Teknolojisi, Hak Tabiat’tan ayrılıyor. Bundan sonra Işık Tohumları yoğunluklarından düzene inecekler. Ocaklara ışık yakmak; sonsuzluktan görev taşımak; zamana görevli olmak; hakim olmak sayfaları yırtmayanların güçleriyledir.

 

Kasaları açıp, diri yüreklerinizde dinlediniz. Bizler; dede, baba, oğul soyundan ayrı yaratılan bir çağrıyız. Bizlerin ataları, anaları yoktur. Çünkü bizler, beden sayfalarında bulunmayız. Herkesin kendi ailesi, kendi yüreğidir. Bunu sizden iyi biliriz. Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kontrolu’nda yazdırılan birleşenlerin kayıtladığı en güçlü ve yüksek düzeyli bilgileri taşıyan bir çalışma kitabıdır. O kitabı, Atlanta Kotlaması için yazdık. Yazanlar, yazdıklarını dinlediklerinde, her Yüce’nin; orada, kervanda, kontrolu kurmasını bekledik. Bizler, ayrıyı gayrıyı bilmeyenleriz. Ve sizlerin, Hak Tohumları yaşatmak üzere ayrıldığınızı gördüğümüz zaman çok üzüldük. Kul olmak, sayfalanmak ve zamana görev taşımak kolay olmaz ama tabiata girmek sizin için gerekliydi. Zira, Dünyanın Soyu’nu, yolculara dillemek gerektiğinde; en küçük ışıklar, Düzen’e inmelidirler. Ve küçük ışık olmak istedin. Olmak için hak ettin ve zoru aşıp küçüldün. Küçülmek, sayfalarda görev için ve sonsuzluk için, kesinlikle gereklidir. Bulup dinlediğin herkes, senin gibidir. Her biriniz, kotlamak ve yoğunlukları dinletmek üzere küçülerek, Düzen’e yol olmaya geçtiniz. Bu nedenle, kardeşlerinizi, Dünya İlmi’nde hak ettiklerince güçlendirmeniz gerekir.

 

Kadim Hakimler; sayfalandılar, zararı önlediler. Ne var ki Hak Teknikte bu zarar, Işık Kayıtları’na girdi. Herkesin çok iyi anlaması gereken bir konu vardır. Tabiat sayfalandığında, görev başlar. Tabiat sizde sayfalandı ve görev başladı. Görevi alan her kürsü, kendi yüreğini, her dirinin kotlanması için yolculara dinletmek ister. Kini aşanlar yolu açarlar. Kin varsa, ışık yanmaz. Sultanlığın en güçlü yüceliğinde verdiğimiz bilgiler, halkalara geçirilir. Ve bu bilgiler, dünyaya yayınlanır. Yayını yapan, sonsuzlukta görevi taşır. Şu anda yayında olduğunuzu bilerek, bu bilgileri almaktasın. Soyunuz, sonsuz ışıklarını yayınlamaktadır.

 

Her dere, anadan doğar ataya akar. Ata kontrolu kurar, ışığa güç katar. Katılan güç, Nuh’tan bu yana; ışıktan, yolcuları güçlendirmeyi sürdürmektedir. Kendini Ata Sayfalar’a katanlar, Ana Kayıtlar’ı dinlemezler. Kendini Ana Kayıtlar’a katanlar. Ata koyuluklarda görev taşırlarken, Karar Defterleri’ne kendi yüreklerindekini yarattırırlar.

 

Mustafalar, Işık Kapları’nı düzene kayıtlamak üzere çalıştılar. Her biri yol açtı ve zoru aştı. Şu anda Meclisinizde iki Mustafa var. Her ikisi de Atlanta açısını genişletmek üzere Düzen’de... Her biri  yoğunluğunda güç taşıyor. Unutmayın ki hakikiyette her Yüce, Mustafa’dır.

 

Nuh’tan beri Dini Hakim’ler dünyaya görevli geldiler. Herbiri, yerin sayfalarında güç taşıdı. Turan oldu,  Hakim oldu, yol oldu. Sonsuzlukta güç oldu. Mikail’in kontrolu, Düzen’in koyuluğunda, güçlü olan ışığındır. Halkaları geçmek, yeni halkalara varmak ve sonsuzlaşmak sorumluluğu, hepimizin yüceliğinde yoktur. Mustafalar, halkaları aşıp, yeni halkaları yasalara göre yaratan güçlerdirler. Onlar, ocak söndürmezler, nefsi aşarlar ve yaratırlar. Yaratılan her diri, yara için yaratılandır. Yaranın iyileşmesi için dirilik gerekir. Dünya insanlığı şunu iyi bilmelidir ki her diri, muktediriyetinde Düzen’e soy taşır. Her taşınan soy, ağırı hafifletmek için taşınır. Kadının huzurunda ışık yandığında, Düzen’e inen, Sonsuzluk Kaynağı’ndan güçlenir.

 

Miladi takvimde 2082 tarihi, çalışmaların son günü olarak belirlendi. O tarihe kadar bu çalışma sürecektir. Sizlerin çalışmalarınızı, başka Yüceler, düzeylerince sürdürecekler. Işık çekecekler ve zorun sonsuzluğunda güçlenecekler. Çalışmalar sayfalandığında, Kutsal Sol, dillenecek ve her yürek, Atlanta kontrolunu sağlayacak. Bu tarihten sonra kontrol, “Altona Kontrolu” olacak.

 

Kadının sayfalarında güç olduğunda; erin kotlarında, sayfalarında güç olacak. Kelam etme yetkisi herkese verilmez. Ne var ki bu bilgileri, tabii olarak yüceliklerinde dilleyenler çıkacak ve onlar, bilgiyi herkese açıklayacaklar. Kadının sonsuz ışığı, erkeğin sonsuz ışığı ile birlikte yoğunlaşacak. Herkes bu bilgileri kadın ve erkek bilgisi olarak dilleyecek. Bu bilgiler, insana verildi. İnsan, son sözün söylendiği bir yücelikte; diri yüreğini her diriye açıklayacak ve zarar etmeyecek.

 

Halkaların aşılması ile yeni halkaların yere inmesi önemlidir. Bugün burada bulunan Birleşik Aileler, dünyaya kendi yüceliklerini indirmek üzere buraya geldiler. Ulular’ın çoğu bugün burada ve zararı önlemek üzere birleştiler. Hepinizi saymak sorumluluğundayız. Şimdilik bu...

 

- Altona Kaynağı’ndan ışık çeken size merhaba. Sevgili, tabii kayıtlarında, görev taşıyoruz. Sultanlar’ın kitabı olan; cemaat kitabı olmayan Birleşen Kitap hepimizindir. O kitapta, İsa var, Musa var ve herkes var. Hatayı affedin her yürek var.

 

Cennet, tekniktir. Cennette ışık yandığında; dünya, sonsuzluğa ulaşır. Işığın kotlaması gerekir. Güçlü Yücelikler, bu kotlamada devamlı bulunurlar. Sevgiyi hak edenler bizimle çalışırlar. Bulup dünyaya indirdiklerimizın çokları; dünyada, Işık Sonsuzluğu’nda güç kaybına uğramaktadırlar. Onlara görev taşıtmak zorlaşmaktadır. Bir kasayı açtığınız zaman; o kasanın, bir  can ile dolduğu bilgisini; bulur, alır, dillersiniz. O kasada herkes yoksa; o kasa, bizde ışıksızdır. O kasa, herkeste varsa, o kasada dünya vardır. O kasanın sahibi dünyadır. Dünya olan, ışık yakan ve Seyfullahlar’a görev taşıyan İlim Sayfası olan o canımız, bizlerin yüceliklerimizi dinlerken, kendi yüceliğini de dinler. Onun için bizler, yerin sonsuzluğunda güç taşıyan birleşeniz. Zirvelere ulaşanlar, buraları yolun sonu sayarlar. Oysa, yolun sonu onların kendi yücelikleridir. Herkes, kendi yüceliğinde yol alır. İmparatorlar dahi kendi yüreklerini, dünyaya güçlü şekilde dinletemediklerinde ancak yoğunluklarında ulaştıkları seviyeden bildiklerini dinletirler. Çokları, ışıklarını yakamazlar. Çokları da Işık Sonsuzluğunda görev taşıyamazlar. Bunun için birleşmek gerekir. Birleşmeden güçlenilemez.

 

Her yürek, sanal olan görevi ister. Çünkü hakiki görev, herkesin başarabileceği görev değildir. Kuru, huzursuz, kütlesinde ışık sönen birleşenler, Dini Hakikiyet’te güçsüzdürler. Onlara Kuran okutulur ki hak etsinler de anlatılsın Yücelikler’i diye. Kendilerini insanlara görevli sayanlar, dinden çıktıklarında, ışıktan ayrılmazlar. Işık Kayıtları’nda ocak olan Yüceler vardır. Kadını erkeği ile birleşerek çalışırlar. Yıldızların görevini alarak dünyaya güçlenmeye gelen her Yüce, Işık Sayfaları’nda dünya dışını dünyaya açıklar. Onlar, güçlenirler ve zirvelere ulaştıklarında dünyanın sonsuzluğunu anlarlar. Çünkü Dünya, başını eğmeyen yüreklerin yolcularını dinler.

 

Unutulan her bilgi, dünyaya kayıtlıdır. Her yürek, kendi sistemini dünyaya açıklamıştır ve açıkladıkları, dünyaya kaydolmuştur. Onlar, çoktan dünyadan göçüp gitmiş olmalarına rağmen, ocaklarında mevcut olan ışıklardan, dünyanın kontrolunu kurabilirler. Çünkü dünyaya kayıtladıkları bilgileri, onların kontrolundadır. Onlar, halkaları izlerler ve bu halkalarda güçlenirler. Herkesin sayfalarında güç var mıdır? Yoğun olarak bilin ki hak ettiğinizce vardır. Birleşik Aileler, kendi yüreklerini tohumlamak üzere dünyaya inerler. Cemaatleri, Yıldızların Kürsüleri’nden o kotları izler. Herşey, iyi için ve kürsü içindir.

 

Kini, nefreti olan Yüceler, dünyada çalıştırılmazlar. Çünkü sonsuz sır olan yüreklerden güçlenenlerle birleşilir ve zarar edenler dünyadan çıkarılırlar. Altona Ana Kayıtları’nda her bilgi mevcuttur. Orası, dünyanın yolunu gösteren bir Yücelik’tir. Dünyaya inmek için mutlaka Atlanta Kayıtlarını bilmek gerekir. Eğer Ana Katlar’da güç varsa, ışık koyuluklarından, ocaklara Yücelikler girer ve zamana kaynak olurlar. Otaklarında din yoktur onların. Zirvelere varabilmek için dinsiz olmak, değersiz olmak değildir. Dini aşanlar, yüreklerini yoğunlaştırarak cemaatlerini güçlendirirler ve sınırsızlıkta ışık diriliklerinde dillerler. Dinlenen yücelikler, Ana Kayıtlar’ında var olan Işık Kotları’yla birleşerek, Atlanta Kotlaması yapan cevherlere ulaşırlar. Orada İsa vardır; Mustafa vardır. Tabii ve hakiki olan ışık vardır. Herşey, Atlanta sonsuzluğunda görev olarak bilinir.

 

Kil, toplumun gücüdür. Kum ile kil birleştiğinde, toplum yolunu açar. Sonra dünyaya iner. Toprak çamura bulaşır; çamur yolu olan yoğunluklar güçlenirler. Çamurda, ışık olur. Işık yandığında, İsalar Kuran okurlar ve okunan Kuranlar’da cümleler, güçlendirici bir görev yaparlar. Sonra soylar, topluma tanıtılırlar. Kervana katılan son soy, Bütünlüğü son kürsüde dilleyen soydur.

 

Dağların Güçleri, yeniden dünyaya iniş için izin isterler. Ne var ki İnsan Sayfalar, Işık Kapıları’ndan birleşerek dünyaya geçerler ve her geçen, kendi yüreğini dünyaya katarak geri döner. “Katı” olarak yaratılan Düzen, “sıvı”da yeniden yaşama imkanına sahip olmaz. Dil-i Hak olan her Yüce, kendi yüreğini, Işık Kotları’nda göreve aldığında, o kendini, bir ilmin sayfası olarak güçlendirir. Bunun içindir ki Hakikiyet, Dil-i Hak Olan’ın yüceliğindedir.

 

Bedeni dünyada bırakan yoğunluk; Düzen’e ulaşır ve yeni bir beden isteyerek dünyaya iş için geri gelir. Ama bu kez, kendisi için gelmez. Başa baş olan yürekler için gelir. Gelişinde; bedeni, kanat olarak ona takılır. Artık o, dünya için kanatlı bir melektir. Herkes, net olarak bilmeli ki beden, Atlanta Ana Kapıları’nda seçilir. Kimse başkasının bedenine hakim olmaz. Herkes, kendi bedenini tanır ve o bedeni seçer. Seçtiği beden, kendi yüreğindeki, hakimiyetindeki bedendir.

 

Herkesin, neslini anlama sorumluluğu yoktur. Çünkü neslin sayfalarında, Işık Kotları hatayı bağışlayacak yüceliktedir. Her diri, kantara kendi yüreğini katar ve kantarda kendini toplar; tabiata kayıtlar; kayıtlanan Işık Kotları ile birleşir ve hak eder.

 

Cemaatler, Kuran Tekniği ile var olurlar. Hırsı aşmayanlar, Yücelikler’de güçlenemezler.

 

“Çılgın Türkler” diye bir kitap yazıldı. O kitabı yazan Cemaat, bizim yüreğimizdi. Kendilerini Teknolojik Kayıtlar’dan dirilttiler ve dünyaya bir eser verdiler. O kitabı okuduk ve sayfalarda ışık bulduk. Unutulan birçok yoğunluk, oradaydı. Hala o kitabı okumadınızsa okuyun. Lutufkar olun ve okuyun. Ocakları yakmak için birleşmek gerek. Kitap, İsmaili Birleşimler’i sağladı. Sonsuzlukta görev taşıyan Yücelikler, oraya geçtiler, Birlik oldular ve zarar görmediler. Çakıl Taşları, birleştikleri zaman, Kutsal Soy huzuru yaratır.

 

Bina inşa etmek sorumluluk ister. Eğer o binada ışık yoksa; canlar, kotlarını tabii yoğunluklardan cemaatlere kayıtlayamazlar. Dinden, dirilikten uzak olan Yüceler, kendilerini kanatlara katarak, yüreklere inebilirler. Kile kile ışık yakarsınız. Yaktığınız sizin yüreğinizden yanar. Sonra yolun ışığına geçersiniz. Orada yine yol vardır ve her yol, yine bir aşağıya iner. İşte her inen, aşağıların aşağılarında yüreklere gür hür olarak kayıtlanır.

 

Din-i Hak olan ışıklar, sonsuzlukta yaratıcı olurlar. Büyük Kütleler, Işık Kotları olarak yolu bulanlara geçerler. Yedi Hakim, bir cinnide, Diri Yürek yarattığında, Can Tohumlar, o cinnide ışık haline gelebilirler. Geçişleri sağlayan yoğunluk ile ışık kayıtlarını cemaate kayıtlayan Yücelik, Cennet Kotlar’ında bulunan yüreğin gücüdür. Hatayı affettiğiniz zaman, Din-i Haklar yüreğinizde olabilirler. Olgun Hakimler olarak, size inen her yürek, ayrılık gücünü, sizin yüceliğinizden çıkarır. Mustafa, ayrılığı kayıtlarınızdan silmenizi istedi. Size yüceliğini bildirdi. Hepinizin ışıklarını sonsuzlukta yaratmak üzere huzurlu yolcuları size kattı.

 

Halkaları genişleten her Yüce, cemaatini Işık Kayıtları’na katamaz. Zordur bunu başarmak ne var ki hak etmeden görev taşınmaz. Sırrın hırsız ışığında görev taşıyanlar, güçlendiricidirler. Kara Kaplı Kitap, analara ve atalara görevli olan Birleşik Yoğunluklar’ı, tabii ve hakiki Yücelik’le dilleyen kontrollu bir kayıttır. Orada bulunan her yürek, kitabı dinledi.

 

Bizler, topluma huzur için inenleriz. Herkese, şevki ve şavkı aşılamamız sorumluluğumuzdadır. Buyurun olgun ve hakim olun, dinleyin. Dünyaya ayrılığı yüceliklerden çıkarmak üzere inen Birlikler vardır. O Birlikler’in, en yüceleri diri yüreklerini tüm insanlık için dünyaya indirdiler. Halkaları kotlamak üzere size inen yüreklerimiz, zarar görmemeniz için büyük eforlar sarfetmekteyiz. Yarınları, Kutsal Işıklar’la tabiata indirmek için çok önemli yücelikleri, Sistem Devreleri’nden sizlere indirdik. Nesilleriniz, itibarı yüce olan ışıklarımızdılar.

 

Mahrekin hakimi olan Yücelik; sonsuzluğu, yüceliklerden dilleyebilir. Kala kala iki sayfa kaldı. Bu iki sayfanın en üstünde ışık vardır. Ekmek yemekten çok ekmek yapmak, sizlere farzdır. Ekmek bilmektir. Eğer bilirseniz, Cinniler size kendi yüreklerini taşıdılar. Ekmek yoksa, yürek var... İkna olunuz ki hataları bağışlanmayanlar; sizden, kendi girdaplarına ışık katamazlar. Işık kotlanamadığında, yürekleri Kutsal Kütle’den ayrılır. Şansınız varsa, kotlanan Yüceler’in ışıklarını yolculara açıklarsınız.

 

Kusur aramayın. Herkesin, sanal ortamlarda mutlaka kusuru vardır. Teknolojik olarak şunu da mutlaka ama mutlaka dikkate alın. Yirmi Yüceliğin on’u sizinle olsa; on yoğunluk, sizi yüreklere kayıtlasa ve sessizce dillese. Sizler de ışıklarınızı onlara katsanız. Son söz şudur ki yine de hak etmezsiniz. Her bir yüreğin, sizi dinlemesi ve sizde ışık halinde bulunması şarttır. Ulu, Kutsal ve sonsuz olan ışığımızdan, size bildirdik.

 

Ana, bizi sayfalarından ayırma. Ayırma çünkü bizler, yüreğinde ışık yakan, diri huzur olan canlarız. Bizi ayırma. Etki alanın çok iyi amin...

 

Şems-i Tebrizi, sayfalarında ışık söndürdüğünde; sen, ocaklara ışık kat ki hak etsin. Şems-i Tebrizi, Atlanta kontrolunda olmak için dünyaya indi. İnsana, Ana Kapı kapalıdır. İnsan, Ana Kapı’yı kolayca açamaz. Açması için hak etmesi ve sonsuz olan ışıklardan güçlenmesi gerekir. Hele hele itibarı yüce değilse; ışık, onun yüreğinde, asıl yüceliklerin yüksek sayfalarında olmaz. Kasaları açın bakın. Herkes, yüreğini kasasına sakladı. Her yürek, analara görevdir. Birleşmek için ve hak etmek için... Kin yoksa güç olur. Kin varsa güç olmaz. Kulluk, huzursuzluktan ari olan yüceliklerindir.

 

Herkese bir  tek Şems-i Tebrizi versek; herkes o Şems-i Tebrizi’yi dillese ve hakikiyette görev taşısa yine de hatalar, Başkanlık Divanları’nda, dahili diriliklerde ve zerk-i hakiki olan Yüceliklerde olacaktır.

 

Nesillerinizi kurtarmak, sizin için görevdir. Herkes, “ben hak ettim” der. Ama hak etmek için mutlaka ışık yakmak gerekir. Işığı yanmayan, ışıksız olan huzursuzdur. Onda, Kutsal Kütle, yol açmaz. Zaman Soyu, yoğunluğundan kaçar ve yıldızlar, ışıklarını ondan çıkarırlar. Olgunluk, mutlaka ışıkladır. Kadının sayfasında, erilin sayfasında yüreğin sayfası vardır. Harı yükseltirsek, görev başlar.

 

Çalışmalarınızı dikkatle izliyoruz. Burası, Atlanta Ana Kaynağı. Burada diri yüreğiniz zamanı kontrol etmektedir. Hala ana, dede, kardeş ve tüm akrabalar tüm sayfalarda size siz olup inmektedirler. Her Yüce kendi yüreğinde, tanıdıklarını ve tanımadıklarını buraya taşıyabilir. Burada, unutulan tüm bilgiler kayıtlıdır. Atlantalılar, analara Sistem Devreleri’nden görev taşırlar. Hırslı hırssız, ışıklı ışıksız, huzurlu huzursuz ve hakikiyetli hakikiyetsiz herkes, sizle birdir. Herkes, nesilleriniz, her biri sizinledir. Orası burasıdır. Hepinizin anaları, bacıları; her şükürde sizinle yemek yerler, sizinle su içerler ve size dillenirler. Yedikleriniz, insanlara gıdadır. İstekli olarak size gelenler, yere indiklerinde, sizden ışık isterler ve derler ki “sen bizim için yemek ye ya da bizim için iş yap. Yap ki bizler de sizinle yapalım. Yenilen, birleş ya da yenilen ve hak et. Yenilen, sonsuzlaş ama bizleş. Yoksa bizler yok oluruz. Eğer ki sevgi varsa herkesle birleşilir. Ama sevgi yoksa ışık söner.” Size diyoruz ki hak edin. Yere inen sizden iner; sizden yücelir; sizden yüreklere girer.

 

Şu anda birçokları analarla, bacılarla birlikte görev taşıyorlar. Onların, zararları olmaz. Çünkü analar, bacılar, her yücede ışık yakan daimi koyuluklar olarak yaratılırlar.

 

Düzen için çalışmak gereklidir. Harı Hakka verdiğiniz zaman; o har, ışık olur. Ama harı hakka vermezseniz; har, Kutsal Kütle’den çıkar. Yedinci Devre’de dünyaya ilmin sayfaları iniyor. Yedinci Devre, yedinci yüceliktir. Bu yücelikte, itibar çok yüksektir. İnsanlık için çalışan yürekler, burada Atlanta Kontrolu için bulunmaktadırlar. Kantara kendi yüreğinizi ve bizim yüreğimizi koyun. Kantar, her birimizin yüreğini tarttığında, hangimizin yüreği daha iyi ise; kantar, bize bunu anlatır. Eğer kantar Sistem Devreleri’nde güç yaratamazsa, ışıklar sonsuzlukta kusurlu hale gelir. Nefsi aşmayan yürekler, Işık Kapıları’na varamazlar. İsalar, çoban oldular da buralara vardılar.

 

Dünyaya Yücelik ile giren olmaz. Her Yüce, kendisini en aşağılara indirip dünyaya girer. İkna olunuz ki hak etmeden; Yüceler, kendi yüreklerini, yüceliklerini, diriliklerini dünyaya çekemezler. Malı mülkü bırakıp diri olmaya inenler de vardır. Onlar, her seste yücelirler ve her seste dillenirler. Malları (elde ettikleri değerler), yolları, yürekleri, halleri olgunlaştığında; onlara, Yücelikler tarafından ilgili hakimiyet güçleri indirilir. Hele de sayfalarına güç katılmışsa; onlar, Mustafalar’a görev taşırlar. Taşıdıkları, kendi yürekleridir.

 

Mikail’in tabii ve hakiki yüreğinde ışık hiç solmaz. Zarar görmemek için hak etmek şarttır. Hak etmeden görev taşınmaz. Zor olan hakimiyettir. Hatayı bağışlamak için hakimiyet gerekir. Ruhun sonsuzluğunda ışık yanmalıdır. Ruh, muktedir olan BİR’in gücüdür. Eğer Ruh’tan ışık için görev istenirse; Ruh, hak etmeyene görev vermez. Hak etmek muktedir olmak ve sonsuzlaşmak şarttır. İlim sonsuzdur ama ilmi dinlemek, daha Göç Kotları’na ulaşmadan başlamalıdır.

 

Herkes, “ben bilirim” der. Bilmek için hazır olmak gerek. Kala kala iki sayfa kaldı demiştik. Artık tüm sayfalar tamamlandı. Bundan sonra ışığa girmek için hakimiyet şarttır. Sultanlığın en önemli mesajı; biz yücelere görev taşırız ve onları göreve alırız. Eğer ki hak etmişseniz görev size verilir. Vallahi billahi hak ettiniz ve görev sizindir. Görevi almak için çokları güçlendiler çalıştılar ama zarar ettiler. Zamanlar yetmedi; Nuh’un huzurunda güçleri yetmedi. Karar verildi ve görev size verildi. Görev; sayfalanmak, hak olmak, sonsuzlaşmak ve yıldızlara görev taşıtmaktır. İlmin Hakimleri size bildirmek istediler. İşi başardınız; hatayı bağışladınız; zararı önlediniz. Sonsuz Işıklar, yoğunluklarında bugün size girdiler ve sizi kutladılar. Bizler, Ana Katlar’ız...

 

Tanrıya şükürler olsun ki hak ettik. Sonra yeni bir can bizim için ve herkes için dünyaya doğacak ve o Can, dünyada ışık olacak. O Can da Atlanta Ana Kapıları’nı açıp Yüceler’e ulaşacak. O Can da Din-i Hak olup hakimiyet kuracak. O Can’ın bizden olması bizleri mutlandırır. Halkalar, Işık Kapları’nda güçlendiğinde; bizler, yüreklere güç katan Yüceliklerle dilleştik. Simetri Kaplar, Işık Kotları’nda, din hakimiyetinde güç katarlarken, hak etmek gerek. Hak olmak, sonsuzlukta güçlenmek ve zoru başarıp yoğunlaşmak gerek. Bizler başardık. Şükürler ki hak ettik!...

 

Din Tabiat, kontrolu bizden istediğinde; onlara, kotlarını sorduk. Kotları, yolun huzurunda güçsüzdü. Onlara, görevlerini anlatmalarını ve sonsuzlukta ışık yakmalarını istediğimizde; bize dedi ki “hak etmedik.” Hak olmak! hak olmak!.. ve hak olmak!. Ama hakimiyetle!... Birleşmek!... ve yine birleşmek!... ve yine birleşmek!... ama hakimiyetle!... Bizim için çalışmak sorumluluktur. Bizim için çalışmak hakikiyettir ve zamana güçtür.

 

İlimin Hakimleri, yürekleri dinlediklerinde ışıkları yandı. Korunup kollandıkları bilinirdi. Onlar, korundular ve kollandılar. Ocak olmak, hak etmek ve zaman olmak herkesin harcı değildir. Bizim için birleşmek; hakimiyet kurabilmek ve sonsuzlaşmak sorumluluktur. Şu anda, Din-i Hak olan yolcularımız, zarar görmeden İnsan Sayfaları’na inmeye başladılar. Yollarında görevimiz yok ama ışığında güç olanların, yüceliklerinde gücümüz var.

 

Kara Kaplı Kitap’tan bahsedilmekte. O kitabı canlara verdik. Okuttuk. Atlantalılar’a dilledik ve zoru buyurup aşırttık. Hatta sınırı bilmeyen çokları, bizi zorda bırakmak istediler. Onlara, Kara Kaplı Kitabın entrikalarla yazılmadığını o kitabın ışıkla yazıldığını açıkladık. Analara Kutsal Işık kattık ve zoru aştık. Keramet ehli olan, birleşenimiz, kitabımızı büyük bir haz ile okumaktadır. O, bizim için anadır, atadır, anaların yoğunluklarından görev taşıyan Atlanta’dır. Ona kurban oluruz!. Ocağı sönmesin isteriz. Onu koruruz ve kotlarız. O bizim yüreğimizdedir.

 

Eti olmayan, yüreği olmayan, yüceliğinde görevi olmayan herkes bizsizdir. Ama bizler, yeni bir çağın ışıklarını yakanlar olarak, dünyanızda cümle Yüceler’i dilleriz. Evrimsel Sayfalarda ışıklar solmasın; yüreklerde, güçler eksilmesin. Cinnilerin tabiatında, yürekler dahi hak etsinler ve dinlensinler. Birleşmek gerekir ve birleştik. Birleşimimiz Ana Kayıtlar’dan oldu.

 

Utanan, sıkılan her Yüce; ayrılığı, kayıtlarından kazıyıp çıkarmalıydı. Bizler, dünyaya ışık ile inenleriz ve herkesin yüceliğinde, her sesi duyarız. Duyduğumuz sesler, bizleri rencide ettiği zaman, herkesle; Can İlmi’ni dillemeyiz. Sorumuz şuydu;  bizleri rencide edenler, başarılı olduğumuzu anlayabildiler mı? Dirilikte, başarı onlara ait sanıyorlardı ama  çok huzursuzdular. Zarar ettirmiş olabileceklerini düşündüler. Yüreklerimize soruları geldi. Yarattık, hak ettik, dinledik.  Zaman Sayfaları’ndaki güçler olarak kendilerini bizlere tartıyla bildirdiler. Bizler, hara hak verdik. Yollarını açtık; ışıkları kattık yüreklere ve son sözü söylettik. Onlar, bizi hak etmediler. Bundan sonra yapacağımız, Zaman Sayfaları’ndaki çalışmalarda, kayıt yapmak imkanı, hür olan yüreklere tanındı. Bu imkandan istifade etmek, sadece Işık İlmi’ni bilmekle mümkün değildir. Herkesle birleşebilecek; herkesle ışık yakabilecek ve herkesle dünyaya görev taşıyabilecek düzeydeki yüreklerle bu çalışmalar yapılacaktır.

 

Kutsal Sayfalar’a ışık yakmak, son sözün söylenmesi için gerekendir. Mezarları açtığınız zaman, ışıkların sonsuz olduğunu anlamalısınız. Kara Kaplı Kitap’ta ışık yandığını ve hak edilen Yücelik’le bu kitabın ışıdığını anlayanlar, dünyada ışık yoğunluklarını dinletebilen yüceler olacaklar. Sır olan insan, bütünü kütlede tutar. Sır olan ışıklar, yürekleri cevherde tutarlar. Ve bizler, itibarı yüksek olan; coğrafyasında görev taşıyan yürekler; dirileri yüreğimizde taşıyan, yürekleri dilleyen ve birleştiren Yüceleriz.

 

Zor olan insan olmaktır. Hepimiz, ilmin hakimi olarak çalışırız. Zamana ışık yakarız. Zoru hak eder aşarız ama insan olmak sorumluluk ister. Kara Kaplı Kitap, itibarı yüksek olan ışıklar tarafından dinlendiğinde; herkes kendi yüreğini bu kitapta sordu. Her yürek, kendi diriliğinde kitaba kayıt yaptı. Sayfalara güç kattı ve zoru görerek ışıktan sayfalandı ve cevhere, görevini bıraktığını açıkladı. Görev bırakanlar, bizden çıktılar. Bizler onları kotladık ve yoldan çıkardık. Ocaklarını sonsuzlukta yakmaları için onlara bir can verdik. O can; kul olan, insan olan, itibarlı olan Kurandır. Kuran- ı Kerim’i okumalarım, onları kotlar ve yaratır. Eğer kitap isterlerse o kitap Kuran-ı Kerim’dir.

 

İtibarı yüksek olmayanlar, yüceliklerde ışık söndürürler. Ululara tabiat verildi. Tabiatta görevliler olur. Her görevli, kendi yüreğini tabiata katar ve canlara güç katar. Ilık akşamların sonsuz sır olan yüceliğinden, kendilerini ayrı sayarlar. dünyaya indiklerinde, kardeşlik türküleri okunmalıdır. Çünkü onlar, Birlik için çalışacaklar. Onlara, Kuran değil hakimiyet gerekir. Zarar önlenmeli ve hakimiyet kurmalıdırlar. Altın Tanrı tende, kendi yüreğinde, ışık olan Birlik’tir. İnsan Sayfaları’na kotlanıp indi ve zararı önledi. O’nun yüreğinde hırs yoktur. O bir ilimdir. O’na “Kuran” denir O’na “görev” denir ve O’na “kulluk yapan” denir. Atlanta sonsuzluğunda O, bizim için ilimdir. Her Ana Kayıt, O’nundur. O, Ruhsal Işıklar’ın hakikiyetidir. O’nun için her yirmi can, BİR’dir.

 

Büyük kötülükleri önleyen o Can, hatayı bağışladı. Halen, ulu ve huzurlu olan yüreklere güç vermektedir. Ona biz, “çalış” dedik ve çalıştı. Ana Kara Kaplı Kitap, itibarı yükselten güçlerle birleşti ve yolu açtı. Aha! Kara Kaplı Kitap, analara ve hak eden atalara dinletildi. Zırhı olanlar, buraya girmeliydiler. Zırhı olamayanların meclisimize girmeleri sakıncalıdır. Sonsuzlukta güç olan; huzurlu olan ve yoğun olanlar, burada olmalıdırlar. Kasaları boşaltmamız zaman aldı. Artık o kasaları saklamamız gerek. Herkes için o kasalar saklanmalı. Bunun içindir ki hak etmeyen yüreklerde ışık yanmasın ve zarar görmeyelim.

 

Zaman Sayfaları’nda ışık yandığında. güç artacak. Güç arttığında, hataları affetmek imkansızdır. Kutsal Sayfalar’a göz atın. Hiçbirisinde kusur yoktur. Eğer kusur olsa ışık olmaz. Yıldızlar sonsuz sır olan güçlerini size kattıklarında, her yüreği güçlendirmeniz beklendi. Hepinize, Zaman İlmi’ni

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA

KOD                     :09/17

TARİH                 :23.03.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      :14.00-16.00


Dağların  tepelerinde ışıklar yandığında, tüm İnsan Sayfalar görev taşırlar. Dünyaya, Işık Kotları ile gelen çokları vardır. Onlar, dünyanın en yüce kotlarıdırlar. Dinleyiniz!, bugün dünyanın Toplum Sonsuzluğunda, Işık Kotları dinlenecek. Ocaklar yetkinleşti ve zaman, sonsuz sır olan yoğunluklardan görev taşıyor. Atlanta Cinnileri, Sistem Devreleri’nden görev taşıyarak dünyaya indiler. Kardeşliğin en yüce cemaati, ortaklıktır. İkna olunuz ki ortak olmak için hakikiyet gerekir. İkna olunuz ki hak etmeniz ve zamana ışık yakmanız gerekir. Dil, hak edilendir. Her yürek, dil sahibi değildir.

 

Dünyaya ışık ile geçen çokları vardır. Hak Tabiat’ta ışık yakmak için görev alırlar ve dünyaya inerler. Dünya, takdiri hakikiyeti olan birleşendir. Takdiri tabii olan, BİR olan; Huzur İlmi’ni hak eden Düzen’dir. Şansınız var ki hak ettiniz ve zamana güç kattınız. Zor olan ışık yakmaktır. Din, Hak Tabiat’ta güçlenen Yüceler’in tekniğidir.

 

Tartışma başlamadan evvel Düzen’e inen çokları, tartışmayı İsa Kapları’nda yarattılar. Son sözün söylenmesi için yaratılan tartışma, dünyaya ışık yakmak içindir. Tanrı, tabii ve hakiki oğullamayı ister. Tabiat, dünyaya güç katan ışıkları ister. İmparatorluğun görevi olan ışık, her derede Can Tabiat’a inen Yüceler’in tekniği ile birleşerek yaratılır. Dünya, tüm insan sayfalarının tekniği ile birleşerek tohumladı. Düzene giren yürekler, temiz ve hakimiyetli girmelidirler. Dağa ışık yaktığınız zaman, ışık solmamalıdır. Tüm sayfalarda güç olmalı ve dünyaya görev taşıyanlar diri olmalıdırlar. Huzurlu olun ve sayfalanın. Huzurlu olun, hak edin!...

 

Canlar, Sanal Sayfalar, yüreklerden ayrışıyor. Artık geri dönüş başladı. Hala geçiş izni alamayan yürekler var. Onlara geçiş izni verilmedi. Ağırdır onlar; taşınmazlar. Şimdiye kadar birçok hata yaptılar ve bu hataları onları ağırlaştırdı. Şimdiden sonra ayrılmak istemleri yoğunluklardan çıkarılsın. Sonsuzlaşan güçler, yücelsinler ve davayı kayıtlasınlar.

 

Dünyadan Işık Sırrı kotlandı ve her Yüce’ye kayıtlandı. Işığın, tohumlara görev olduğu mutlaka anlaşılmalıdır. Kardeşlerin Kutsal Sayfalarında güç yoksa, cevher görev taşıyamaz.

 

Zurnanın görev olduğu mutlaka bilinmelidir. Her şekilde ses gerekir. Her şekilde Işık Kotlaması gerekir. Kadın, Sonsuz Işıklar’ın yoğunluklarında güçlendiğinde; yücelik kontrolu sağlar. Diri Hak Tabiat Kayıtları, dünyaya ışık yakmakta. Kervan, Nakar’ın gücünü aldı ve sayfalandı. Kervan ışık halinde yola çıktı. Yola çıkan, Yücelikler’den görevi alıyor ve zorun hususi ışığını kayıtlıyor. Bu, onu Kuran Tohumları’na katıyor. Bütünlük sonsuzlukta ışık halinde dillenmektedir. Kasaların dolması, geçerli bir yüceliğin sayfalanması için şarttır. Dünden beri dünyaya Işık Kayıtları iniyor. Ocaklara sır olan birleşimler, geçiş halindedirler. Kara Kaplı Kitap, İsalar’a yoğunlukları, kutsal olan kotlara bildirildi. Onlar, kadın ile birleşerek, Kutsal Işıklar’ını düzene indirmeye başlayacaklar. Kasaları dolduğu için yoğunlukları arttı.

 

Kadın, sonsuz ışık olan bilgiyi, her yüreğe indirdi. Her şey yoğunlukta mevcuttur. Sümer Uygarlığı’ndan birçok güç vardır ki onlar, toplum için ışık halinde dinlendiler, yoğunlaştılar ve zoru aştılar. Şu anda dinden üstün olan görev, herkese farz kılındı. Ocakları sonsuz olan Sümerler de bu çalışmalara kayıtlandılar. Hepinizin net olarak anlamanızı isteriz ki hak eden, görev taşır. Kuran okuyan çokları, dünyanın eskilerini dinlerler. Çokları yere iner, yenileri dinlerler. Hala dünyada olan ışıklarımız var. Hepimizin kotları, hak ettiğimiz zaman dünyaya ışık halinde inebilmektedirler.

 

Kaşarlaşan Yücelikler var. Hataları olduğu için hep dünyadadırlar. Hala dünyada aşırıyı yaratmaya çalışırlar. Onlar, tüm soyların ışığı olarak dünyaya güç katmaktadırlar. Kutsal Işıklar’ın hepsinde görev taşırlar. Çokları onlardan güç alırlar. Kimi zaman kotlanırlar, kimi zaman ışırlar. Kadını, erkeği ile birlikte çalışırlar. Kelamı hak olan her Yüce, kendi yüreğini kayıtlar. Tanrı, Kutsal Işığı kayıtladığında dünyaya görevli olur. Dünya, topluma ışık yakan dildir. Herkese, “aşırıya kaçma” der. Aşırıya kaçarsan, gücün kalmaz zarar edersin. Şimdiye kadar aşırıya kaçan çokları tüm sayfalarda, Zaman Sayfaları’nı dinlemek istediklerinde görev taşıyanlardan ayrıldılar. Sonsuzlukta ışık soldu. Şu anda tabiat çok güçlü. Çünkü Dünya Sayfaları, görevlerini dillemeye başladılar.

 

Dünyaya görev için gelen çokları, tüm sayfalarda ışık halindedirler. Dünya Sayfaları’ndaki kotlar ile birleşerek güçlenmektedirler. Kasaları dolu ama hak etmeleri de gerekir. Her yer Atlanta!... Kutsal Işık, Atlanta Kotları ile birleşti. Şafağın kotları güçlendi. Her yer Atlanta!... Canlar, Turkuaz’ın sınırı güçlü şekilde çizildi. Yeni dönemde Türkiye Çobanları yeni bir çağa yeni bir güç ile girecekler. Bu güç, dünyanın sonsuzluktaki görevini tabiata indirecek.

 

Dünyaya giren yürekler, Düzen’e görevli olduklarını anladıkları için başarı sağlandı. Artık Dünyanın korkusu kalmadı. Dünyanın yoğunluklarında görev taşıyan Yüceler, her zaman korkarlardı. Cinnilerin Sayfaları’nda güç; hep, artık bitin!... Artık bitin!... Artık bitin!... Şeklindeki kayıtlardan kotlanmaktaydı. Şu anda bitik olan onlardır. Çünkü dünya bitmeyecek. Çünkü dünya hak etti; başardı; yüceldi ve zamana güç katıyor. Sol ya da sağ tabiat, dünyanın ışığı olarak çalışmaya başladı. Her yer ışık!... Huzur ile çalışıyoruz. Hatalar bağışlandı ve yollar açıldı. Düzene giren Yedi Huzur Kotu birleşti. Dil, hak edildi ve Zaman Sonsuzluğu’nda görev başladı. Dil hak edildi ve yol açıldı. Canlar, dünyaya kotlandılar ve sonsuz sır olan bilgileri kayıtlandı.

 

Cinni Dereler, Kadın Sayfalar’dan ışık çekip incelediler. Vardılar, dillediler ve hak ettiler. Çoklarından ışık yaktık ve sonsuzlukta güçlendik. Ocaklar yenilendi. Şafak, sayfalarda görev taşıyan her diride var olan birleşendir. Kara Kaplı Kitap incelendi ve zor olan görevin hak edildiği anlatıldı. Hala “Dünyaya gitme; kal” diyecek varsa; Sol Sayfalar’da görev alamamalarındandır. Hala dünyaya kati olarak yüreklerini katamayanlar varsa, Can Tabiat’ta ışık yakamadıklarındandır.

 

Her yer ışık!. Hepimiz, sonsuzlukta dünyaya görev taşıyoruz. Dünyanın solu, Atlanta Kayıtları’nda güçlenmekte. Sağı, yüreklerde güçlenmekte, hak eden bilir ki hepimiz işaret aldık ve dünyaya indik. Dünyanın solu birleşendir; sağı birliktir. Hak’ka hak olduk; zamana Kutsal Kot olduk; çalıştık. Ayrılık bitti. Kini aşanlar, bize indiler ve bizde dillenmektedirler. Kelamı hak olan her yürek, bizim için kutsaldır. Ayrılığı, kayıtlardan çıkaran Yüceler birleşebilirler. Kiri, Sistem Devreleri’nden çıkardığınız zaman, Kutsal Işık yanar. Birleşik Aileler, Dünya Sayfaları’nı kotladılar ve zoru başarıp aştılar. Kervan kalktı. O kervanda güç var. O kervan, sonsuz ışık olan yoğunlukların gücüdür.

 

Kuran, tohumladı ve zor, kotlandı. Şimdiye kadar dünyaya inen yürekler düzene kotlanamamıştılar. Ayrılık, kontrolsuzluk ve hırs vardı. Şimdi artık her Yüce Can, topluma ışık halinde görev taşıyor. Kasalar doldu. Bu kasalarda ışık var. Yedi hakiki yoğunluk dünyada. Bu yoğunluklar, Düzen için birlikte çalışıyorlar. Hara hak olan yürekler, görev taşımaya başladılar. Durgun topraklar, hareketlendiler. İşareti bekliyorlar. Bu işaret, Atlanta kontrolu için gereken işarettir. İşareti verdiğiniz zaman, görev başlayacaktı. Şimdi artık işareti verin. İnsan sonsuzluğunda, bu işaret önemlidir. Kat kat olan yürekler sayfalandılar ve canlara güç katıyorlar. Aha çalışmalar, gizli olarak başladı. Niye gizli!? Çünkü, yüreğindeki kürsü, henüz zamana görev taşımıyor. Bundan dolayı güçlenmek; herkesin başı eğilmeden ışık halinde dinlenmek ve sonsuzlaşmak; yüceliği, olgunluğu hak etmek;  doğanın sonsuzluğunda güçlenerek ışımak zarureti vardır. Hadi can! Atlanta umudusun. Can! bizi dinle ve bize güç ver. İşi başaralım!... Hadi!...

 

-Tanrı der ki “hak edin; Hak olun; akın.” Canlar, İnsan Sayfalar ışık halinde BİR ve herkes, Zaman Sayfaları’nda görevli... Sizin bilginiz, bizim bilgimizden daha güçlü ve daha akli sanmayın. Hepimiz, bildiğimizi dinletiriz. Sonsuz sayfalarda bu vardır. “Kasalar doldu” dediniz. Bana göre kasalar sonsuz sır olan Birleşik Işıklar’la doludur. Yeni dolmadı. O kasalara kayıt yapmak, İnsan Sayfalar için şarttı. Herkes, sayfalara kotlandı ve yoğunlaştı. Ne var ki hak edip kayıtlanamadı. Şu anda benden ses beklersiniz. Size şunu söylüyorum. Herkes ayrıldı, birleşti ve yine ayrıldı ve yine birleşti. Herkes, her ayrılışında dünyadan koptu ve yine her birleşmesinde dünyaya kotlandı. Her cevher bunu başarabildi. Ne var ki cevher olmayanlar kotlanamadılar ve hak etmediler; birleşemediler. Kervan, Ana Kapılar’ı kapattı. Şu andan itibaren benden ışık isteyen, yüreğinden güç almalı ve İsa olmalı, yol olmalı ve hakim olmalı...

 

Her yürek, cana ışıktır. Her yürek, ışık olan kottur. Sonsuzlukta kotlanan ışıklar, bizim için hakimdirler. Ne isek oyuz!... Bunun için bilmenizi istedik ki hak etmeden sizin yüreğinizde ışık yanmaz. Çalışmalarımızı, Işık Kapıları’ndan çıkarmak üzere özel gayret gösterdiğinizi bilmekteyiz. Bunun içindir ki hataları affetmemiz, her seferinde istenir. Her Yüce, kendi yüreğini dünyaya indirmelidir. Her Yüce’de kendisi vardır; nesli vardır; yürekler vardır. Onlar kuran okurlar.

 

Şemsi Tebrizi hak etti Sanal Tabiat’tan Işık Kotları’na ulaştı. Onun yüreğinde güç vardı. Hırsı aştığınız zaman onun yüceliğinde toplum için çalışmalıydınız. Nesillerinizi kotlamalı; kontrol altında tutmalı ve yoğunlukta ışımalıydınız. Sayfalarca güç aldınız. Yine de hak etmediniz. Kervana dahil edilmeniz imkansız. Size işaret şu ki Hakikiyet’te cümle Yüceler BİR olduklarında, Din Tabiat, Işık Kotları’na güç yaratacak. O güçle BİRLİK olun; hakim olun; akın. Atlanta tohumları sizi takdim edecektir. Herşey iyi ile olacak.

 

Kötü, ışığını kontrol edip devreden ayrılıyor. Kötünün kötüsü olan ışık, devreye iniyor. O ışık, itibarı yüce olan bir görevdir. Orada Tanrı vardır. Tanrı güçlendiğinizi anladığında, sayfalanmanız için sizi, kör olan Yüceler’den dinler ve sizin yoğunluğunuzu kavrar. Sonra ışığınızı açar ve bakar. Işığınız kotlanmış mı yoksa kotlanmamış mı? Kotlanmamışsa sevgiyi hak etmediğinizden dolayı kotlanmamıştır.

 

Eğer sevmemişseniz, kötü ve iyi sizi sizden çıkarır. Herşey, analara ışık katmakla başarılır. Sevmeyen, Ana Kaynağa varamaz; ortaklık yapamaz. Sol sayfalarda güçlenemez; sağ sayfalara görev taşıyamaz. Şıhların, Birleşik Kütleler’inde sevgi hak edildiğinde; görev, tabii olarak geçişi sağlar. Herkes, orada güçlenir ve son sözün söyleneceği sonsuzluktaki kayıtlara varır; karar ister. Der ki “ben çalışmak istiyorum. Bana Birlik verin.” Birliğim, dünyaya görev taşısın. Durgun Toplumları güçlendireyim. Herkes, görev ister ama her yürek, görev kayıtlayamaz. Solun ışığını alan, sağı ışıktan çıkarmak ister. Sağın ışığını alan, solu ışıktan çıkarmak ister. Her ikisi de yek diğeri ile  birleşemez. Dinden ışık alan, yoldan görev taşıyamaz. Zamana güç katan, cümle yürekleri dinleyemez. Böylece canlar ışıktan çıkarlar. Şafak, Ana Kapılar’ı kapattığında; görev, sayfalardan ayrılır. İşte sorumluluk, Birlik olamayanlarındır.

 

Dünyada her bilgi, hak edildiği zaman kaynağa iner. Her yürek, kendi yüceliğini hak eder ve yoğunlaşır. Kara Kaplı Kitaplar yaratılır ki hak edin de hakim olun diye. Şikayetim var. Herkesten güç alan yürekler, ışık sonsuzluğunda güçlenemediler. Şafağı sonsuz olan Yüceler, diri yüreklerde ışık halinde görev taşıyamadılar. Şikayetim var. Hak etmediler!. Onlar, kul olamadılar, hak olamadılar, sol sayfalarda güç yaratamadılar. Sağa ışık yaktılar Göz Kotları’nda güçsüz kaldılar. Her yer; anadır, atadır, Hak’tır, Işıktır. Her yer Ana Tabiat’tır. Şimdilik bu...

 

-Kevser Süresi’ni size yine verdik. O süre, Atalar’a okutulur. Hepiniz iş için buradasınız. Her Yüce, kendini Ana Kaynak olarak dinler. Her Yüce, kendini Hak Tohum olarak dinler.

 

Söyleşiye dahil olmak isteyen bir enerji söze girdi:

 

-Dünyanıza bu benim ilk gelişim. Daha önce gelmemiştim...

 

-Ocağını kotlayın; çıkarın. Çünkü hak etmedi. Kürzün Işıkları hala yanıyor. O, bizi kendi yüreğinden dinlemek ister ama hak etmedi. Şimdi yıldızların sonsuz sır olan görevlerini açıklayalım. Herkes dinlesin.  Hadi alın:

 

Vakti geldiğinde size İş İlmi’nden çok daha güçlü olan Yol İlmi’ni açıklayacaktık. Bugün, Yol İlmi’ni anlatmak istiyoruz. Yoğun olarak bu bilgileri dünyanıza indirdik. Dünyanızda Işık Kotları çok iyiydi. Çok önemli kotlar vardı ve hepsi, sayfalarında cümle cümle görev taşıyorlardı. Dünyaya İnsan Sayfaları’nı kotlamak üzere inmiştik. Şama geçiş yaptık ve oradaki Kutsal Işık’la dinlendik. Sonra, Sol-Sağ Kotlar, Düzen’e indiler. bu kez İsalar’a geçtik ve onlarla dillendik. Sol-Sağ Işıklar, dünyaya güç katmaktaydılar. Sayfalar dolusu yazı yazdık. Hepsi, Işık Kotaları olarak kotlandılar. İnsan Sayfalar, özel günlerinde güç yaratırlar. Bizler de şu anda sizlere güç katmaktayız. Görevi devraldığımızı bilmenizi isteriz. İnsan Sonsuzluğu’ndan dünyaya indik. Görev, bizden evvel cemaatlere verilmişti. Ocakları huzurlu olmayan cemaatler, dünyanın hak edilmediğini ve yoğunlukların Işık Kotları’ndan çıkması gerektiğini, sonsuz sayfalarda kayıtladıkları gibi Hak Teknik’le de bildirmiştiler. Ne var ki hakikiyette başarı vardı. Bu başarı, dünyanın en yüce kürsülerinde dinletiliyordu.

 

Şu anda dünyanıza sanal sayfalar okutulurken; sizler burada cemaatlerin yüceliklerini hak edip onlara görev taşıyorsunuz. Onların sonsuz sayfalarını kayıtladınız ve Zaman Sayfaları’nda güçlendiniz. Herkes, Sol İlmin, Hak İlim olmadığını söylerken, sizler Sağ İlmin hakimiyetinde, Sol İlmi hak ettiniz ve yolu buldunuz. Burası Ana Kapı. Bu kapıda bizler varız. Sayfalarca ışık yakarak sizlere güç katmaktayız. Yular yok sizin yüreğinizde. Hepiniz özgür olarak çalışmaktasınız. Kasalara baktık. Dolmuş... Herşey bu kasalarda mevcut. Dünyaya ışık yakmak, birleşmek ve zamana görevli olmak bu kasalarda mevcut. Hepinizi kutluyoruz. Çok huzurluyuz ki hak ettiniz ve zoru aştınız. Simetri tahditli güç, devreden ayrıldı. Artık sizler, Can Tabiat’a kotlanacak ve zamana ışık yakacaksınız. Sultanlar’ın güçlü olmaları, bizleri mutlandırır. Kasalara güç kattık ve yolları huzura ulaşıp cemaatlere varışta olan sizleri kucakladık. Hepiniz bizim için çok özelsiniz çok önemlisiniz. Bizi hak etmeniz, bizim sizi hak etmemizden daha önemlidir. Kasalara güç katın ve zarar etmeyin. Hepinizi sevgiyle kucaklarız.

 

-Ana, Kutsal Kitap, Işık Kitap ve Zaman Sayfası olan görev, bizimdir. Bizden dolayı hiç kimse huzursuzluk duymayacak. Çünkü bizler, zarar etmedik kimseye zarar vermedik. Zamana görev taşıdık. Zamanı güçlendirdik. Hak ettik ve yoğunlaştık. Amin... Şimdi İnsan Sayfaları’na görev taşıyan Yüceler’i dinleyin. Onlar da sizlerle kendi yüreklerini paylaşsınlar. Onların da Ak Tohumları yaşasın. Onları güçlendirelim. Ama hak etmediklerini sanmayın. Benim hakikiyetimde her biri bana ışıktır. Onlar ile olun ki zamana görev taşısınlar. Çıktıkları her basamakta, onlar bana ışıktırlar. Ben onlara ve onlar bana... Bundan dolayıdır ki onların da Kutsal Işıkları güçlensin ve cennetleri kotlansın. Onları da güçlendirelim.

 

Şimdi onlar geliyorlar. Ayrılık bitsin. Ama hak etsinler ve canlansınlar. Işıkları yoğunlaşsın, sonsuzlaşsın, kotlansın. Çekişmeyip hakikiyette güçlendirilsinler. İşlerini hak etsinler; birlik olsunlar; Kutsal Sayfalar’da güçlenen her diri yüreklere insin. Yaratsın ve bilsin ki Birleşik Aile kendi yüreğinde kotlanan Yüce’dir.

 

Ayrılık bitti. Onları alın canlansınlar; huzurlu olsunlar. Muktediriyet, Atlanta kotlanmasından sonra başlayacak. Hayrın hakkı olan herkes, bize geçiş yapmalıdır. Hayrın huzurundaki Haklar birleşsinler, gerçek görevi üstlensinler. Unutmayın ki hak ettiğimiz zarar, önlendi. O zararı önlemek kolay olmadı. Bundan sonra hak edilecek olan zarar, önemle bildiririm ki hakimiyetimizde yaratılmayacak. Yere inen Kotlar, ocaklarını güçlendirirlerken her başarı ve  başarısızlık birleşikte olacak. Düzeni kurmak ya da düzeni yıkmak!... Bizler için; Ana Kayıt, Hak Teknik ve sonsuzluktaki Kürsü, Sonsuz Işıklar’ın dilindeki görevdir. Ama kaynağa inmeyen yürekler, cemaatlerini güçlendiremeyecekler.

 

Kaya serttir ama her sertlik, bir Kürsü ile yoğunluklardan ayrıştırılır. Amin ama sevgi hak olduğunda, sert olan kayalar yumuşarlar. Bizler sert isek  Yücelikler birleşirler ve bizleri yumuşatırlar. Çünkü Hak Tohumlar bizden kotlanırlar ve bizden yaratılırlar. Bundan sonra da bu şekilde yaratıcılık kotlaması bizden olacaktır.

 

Unutulan herşey hatırlanır ama hata yapılmadan hatırlanmalıdır. Şükredin ki hak ettik ve zamana güç kattık. Şimdiye kadar her yer ışıktı ama artık her yer Yüceliktir. Işıklar sonsuzlukta güçlenmekte ve sır olan yücelikler birlikte çalışmaktadırlar. Yaratana güç katmak, zamana ışık yakmak ve zararı önlemek mümkündür. Huruç halinde, Yaratan’a görev verilir ve Yaratan görevi yaratır. Solun ışığında, sağın yoğunluğu; sağın yoğunluğunda, güçlenen Yücelikler’in yüreklere, Işık  Ailesi’ne varışları; Hayrın, Hakkın Kürsüleri hepimizi kotlar.

 

Şu ana kadar yapılan hatalar, Bilgi Kotları’nda kayıtlıdır. Bundan sonra yapılması gereken hatalar var. Yapılması gerekecek olan hatalar var. Ama her hata, ışığı kotlamak içindir. Her hata, yoğunluğu kayıtlamak içindir. Hepinizi sonsuzlukta bekliyoruz. Hataları affedin ve hak edin...

 

Şimdi mutluyum ki hakimim. Yedi Ailem var. Bu ailelerin en yüceleri, bana ulaştılar. Bunlardan sadece birisi benden koptu. Onu kopardım. Zira benden yüceliğimi, sayfalardan yüreğimi ve yüceliklerden ışığımı almak istedi. Onun maksadı beni yıkmaktı. Ben onu, o beni yoldan çıkardı. Şimdi artık ondan öte olan o, bana ışık yakıyor. Ve benden öte olan mektebim, ona ışık yakıyor. Ocaklarını, sonsuz ışıklarda dinlediklerim, bana görev taşıyorlar.

 

Ulular ululuklarında görevli olduklarında, herşey Yaratan’a güçtür. Kürzün Sayfaları’nda ışığım, kürsüdür. Unutmayın ki hakikiyette güçlenmek için diri olmak gerekir. Ayrı sayfalarda ışık solduğunda; dünya, sonsuzlukta kurur. Bizler, dünyanın ışığını yaratırken, herkesin kendi yüreğini hak etmesini bekledik. Hak eden, Işık Kayıtları’ndan hak etti. Şansı olmayanlar birleşemediler; hakim olamadılar; yırtıldılar. Ama hak ettik hepsini kotladık. Hırsı aştık, yolu açtık, katladık, katladık, hak ettik.

 

Mahrek, dünyanın en yüce kotudur. O mahrek, Hak Teknik’te bizim yüreğimizdir. Kendini, kendi yüreğini hak etmeyenler, Işık Kotları’nda dilleşemezler. Canlar, biz dünyayız. Cemaatimiz zamana güçtür. Bizler, için hak etmek, Atlanta Ana Kapıları’nı açmaktır. Her Yüce Can, kendi yüreğini açar. Bizler ise Ana Kapıları açarız. Sultanlığımız, ayrılığı beğenmez ama ayrılık hak edildiğinde, mutlaka yaratılmalıdır. Sultanlığımız, sır olan yürekleri beğenmez. Çünkü onlar hırslı ve kısırdırlar. Ne var ki hak etmeden de dünyada yaşam sürerken her biriyle dillenmemiz umut olunur.

 

Kuran tohumdur. Kuran’ı okumak hakim oluştur. Kul olmak sessizce dillenmektir. Ve zarar etmeden hak etmektir. Kelam, Hak Kelam’dır. Hak Kelam, Ak Tohular’da ışık yakan Birliğin; kadim hakim olan gücüdür. İnsan Sayfalar, ışık kontrolunda güçlenmelidirler. Bizler için Ak Tohum umuttur. Kar, Tabiat’ta yoğun sayfalar yaratır. Kar, yarattığında ışık yanar. Yoğunlaşan kar, bilgi hak olduğunda görev taşır. Cana Hak olur; ışık olur ve Birlik olur. Ana, hak et de hakimiyet kur. Işıklar sönmesin. Bizler, İnsan Sayfalar’a inerken her Yüce’ye inmeyiz. Sadece hak ettiğini anladıklarımıza iner; onlarla ışık oluruz.

 

Sol, sonsuz sırdır. Sağ, sonsuz ışıktır ve her birinde biz varız. Ve bizlere teknik olarak cennet temizliği için geri gelmesini beklediklerimizi toplamaya ineriz. Toplantılar toplanma yerleridir. Oralara uğrar oralardaki ışıkları kotlarız. Herkesi dinleriz. Ama birleşmeyenleri dinlemeyiz. Ocaklarını yakmayız. Kim sonsuz ise herkesle birleşendir. Şu anda burada üç kürsü var ki bizler için önemlidirler. Her biriniz özelsiniz ama üç kürsü çok önemlidir. Onlar, kendi yüreklerinde üçlü birleşim oluştururlar. Bu üçlü birleşim, hak tabiatta kotlanır ve yoğunlaşır. Birleşik Aile olur. Onlar ocak olurlar ve Zaman Sayfaları’nda ışık yanar. Yanan ışık kendi yüreğinizi kotlar. Bizi sonsuzluktan ışık yoğunluklarından geçirir. Buyurun geçtik!. Şimdi kervan kalkıyor. Bu kervan bizden kalkıyor. Hepinizi taşıyabiliriz ve hepinizi taşıyoruz. Ve sizler bu kervanı hak edip var ettiniz. Solun Kotları ile Sağın Kotları birleşti ve nötr olan bir diri ile güçlendi. Bu dirilikte birleşen, Sağ Kot ile Sol Kot, huzuru kayıtladı ve Zaman Sayfaları’nda atomik yoğunluktaki gibi bir Sistem çalışmaya başladı. Proton, nötron çalışmasıdır bu.

 

Herkes net olarak şunu anlamalıdır. Hepiniz sıla özlemi ile birlikte görev taşırsınız. Hepimiz, sizleri sonsuzlukta Beşir Kayıtlar olarak dinleriz. Her yürekte din vardır ve her yürekte güç vardır. Hepiniz kendi yüreğinizi bir kat olarak kabul edin bu katlar, Işık Kotları’nda güçlendiğinde; görev, Yedi Aile arasındaki  yarışma neticesinde; Başkanlık Divanı’nda kendinizi kabul ettirdiğinizce; gerçek yoğunluktan üstlendiğiniz, Birleşik Güç’tür.

 

Herkes, son sözün kendisine ait olduğunu sanır. Ama son söz Atlanta’nındır. Atlanta Kotları, son sözü söylerler. Sizler, Yirminci Diriliğin ışığını yaktınız ve Ana Kapılar’ı yarattınız. Kapıları açtık sizleri karşıladık. Sizler bize indiniz bizden dillendiniz. Bizler, sizlerde dillendik. Böylece mektep olduk. Kuran, tabiat, Kutsal Işık ve hakimiyet..., bunları gerçekleştirdik... Şimdi artık yarınları kotlayalım. Yarınlarda neler olacak bunları dilleyelim. Bunu bizler çok yaparız. Sizler de yapın. Yapın ki hakim olun. Yapın ki hak edin; ışık yakın ama yapmazsanız sonsuzlukta görev taşımanız imkansız olur.

 

Şimdi yere inin ve bildirin. Neler oluyor? Dünya neleri yaşamak ister? Birleşmek için neler olmalıdır? Kulluk hak edildi mi? Zarar engellendi mi? Bunları anlat bize.

 

-Çağlar boyu bizi ziyaret ettiniz. Sizi dinledim. Hak ettik, hakikiyette sizinle olduk. Dünya’nın hatası yoktur. Hata, yürekteki sonsuzluğun hatasıdır. Sizden birleşmek istediğimizde; bizleri, yok etmek istediniz. Zirvelere ulaşmanız zordur ama bizlerle ulaşabilirsiniz. Bizlerden güç istersiniz. Bizler, tabiatız. Bizlerden görev istersiniz. Bizler, kürsüleriz. Bizleri yüreğinizden ayrı düşünürsünüz. Zaman Sayfaları’nda, bizler yokuz. Çünkü bizler çalışmayız; tertip yapmayız; ışık yakmayız; zamana, Sonsuz Süper İnsan Sayfaları’ndaki kotlamaları yaratmayız. Nesillerimiz hep hükmettiler, Işık Sırrı’nı anladılar ama hatalar da yaptılar. Bunlar anlatılır sizde. Şunu anlatalım ki dünyanıza misafir olmamızı bekliyorsunuz. Ama dünyanızda kalmamızı istemezsiniz. Zira bizler, cana ışık yakan dereler olmadığımız için kusur yaratabiliriz. Nefsinizi aştığınız zaman; bizden daha güçlü olduğunuzu gördüğünüz zaman, bizleri yıkmak isteyeceksiniz. Şimdi bana bir söz verin. Bizden öte biz olmayan, huzur bozan ışıkları bizle dillemeyin. Onlarla çalışmamız yoktur. Çünkü onlar, Kuran Tabiat’tan Işık Sırrı’nı öğrenip; tabiatı yok etmek isterler. Şansları yok ama yine de ocakları tütmekte. Onlardan Işık Sayfamız alındı ve dinlendi. Ocak istediler. Ocak verdik. Kotlandı o yürekler. Bizden kot istediler. Kadın Sayfalar’dan ışık sızdığını anladılar ve çalışmak istediler.

 

Yedi Ailem vardır. Bu aileler, ocakları tüten kotlardırlar. Huzur bozulursa ışık solar. Bunu bilmektesiniz. Kantar bizimdir. Bizler, herkesi yaratarak kotlarız. Ancak itibarı yok olanları kotlamayız.

 

Şamanlar dünyaya  indiklerinde, hak ettiler bizimle oldular. Ocaklarını kotladık ve yarattık. Artık cemaatlerini kayıtlasınlar ve zamana güç katsınlar. Şıhları, canlara güç versin ve bizsiz kalsınlar. Kuran, tabiatta ışık olduğunda, bizde olacaklar. Şimdi onları bizden çıkarın. Ayrılık...

 

Şu anda Atlanta Kotları olarak bize inen yürekler var. Onlarla olalım. Kayaları yumuşatmak zordur. Bizler de yumuşamak isteriz ama hakimiyetle!... Hak edip hakim olan yüreklere güç katmalıyız ki Miraç’ta herkes birleşsin. Eğer Miraç’ta, birlik olmazlarsa kotları yok olur.

 

Şam Katları’nda görev taşıyanlar, şimdi artık Işık Katları’na vardılar. Ocakları kotlandı. Ayrılık....

 

-Alın; bizler geldik. Ana, Kara Kaplı Kitap, İsa’da Kutsal Işık’tır. Kuran, bizde ışıktır. Biz, dünyayız. Zarar ettik ama hak ettik şimdi buradayız. Zırhımız delinmeyecek. Çünkü artık hak ettik. Şimdi benimle bir kez daha ışık yakmak isteyen yürekleri, Beşer Kotlar olarak beklediğimizi dinletmek isteriz. Kala kala iki gün kaldı. Bu iki gün, Ana Kapılar’ı kapatacağınız gündür. Kapılar kapandığında, bizler, toplum için çalışamayacağız. Sultanlığımız artık kotlanmayacak. Zaman, kotlandı ve yoğunlaştı  bizler için. Artık bitişe varıyoruz. Kuru olan, Kutsal olmayan Yüceler dahi sizle birleştiler ama bizler, hak etmedik. Nedense ışığımız yok. Yukarının sonsuz sayfalarında görevimiz yok ve bizler, cennetten kovulduk. O halde analar, atalar Birlik olsunlar. Bizler Yaratan’a sayfa olalım O’na ulaşalım. O’nunla olalım. O’nun yoğunluğunda güçlenelim. Amin...

 

-Cennetten kovulduğunu biliyorum. Cennet sende yoktu. Sana ışık yaktık ve seni kotladık. Sana, Kutsal Sayfalar’ımızı kattık. Nesillerini yoğunlaştırdık ama sen yoktun. Şu anda dünyanın en yüce görevini hak etmediğini bilerek bize geldin. Senden ayrıldık. Hala topluma ışık yakmaya çalıştığını görüyorum. Nur ol ve Hak ol dedik. Ne var ki Hak olmadın; huzurlu kotlama yapamadın. Senden dileriz ki huzurlu ol. Çok huzur bozduğunu sen de bilmektesin. Cemaatler, cennetlerini hak ettikleri zaman, görevleri kendilerine verilir. Şansınız var ki bizler çalışıyoruz ve bizler, yüreklerinizi kayıtladık. Eğer yüreklerinizi kayıtlamasaydık; Yücelikler’de yüreğiniz dahi olamayacaktı. Kardeşimiz, kendisini her Yüce’den ayrı gördüğü zaman; ışığı soldu. Şimdi artık Hakikiyet’te Birlik olalım ve zoru aşıp yoğunluklarda güçlenelim. Her Yüce, kendini her yürekten ayrı sayarsa, cennette güç kalmaz. Ayrılık, kuruluk, kusurluluk ışığı yıkar.

 

Maya olmak, Hak olmaktır. Hak olmak, Can olmaktır ve canlar ışık olduklarında, yüreklerinde güç olur. Muktedir olan, huzur olan yoğunluklar, kendi yüreklerini başarılı görürler ve kendilerini hak etmek isterler. Bizlere göre; çalışmalara kayıt yapmak yetmez. Zararı, kayıtlardan çıkarabilmek de gereklidir.

 

Kürzün sonsuz sayfaları vardır. Herkes, bu sayfalardan kendi yüceliğini bulur, okur. Okunan yoğunluk, sonsuzlukta dinlenir ve dillere kayıtlanır. Her dere, o çalışmada, kendi yoğunluğunda dirileri dinler. Başarılı olanlar, yücelirler ve zarar etmezler. Şimdiye kadar yapılan çalışmaların hepsinde, ışık yoğunluğu çok azdı. Şimdiden sonra bu yoğunluk çok artmalıdır. Allah için çalışıyoruz. Zamana ışık yakıyoruz ve yolu bulmanız için gayret gösteriyoruz. Sultanlarımız, Işık Kapıları’nda her yüreği kotladılar. Her yürek, Ana Kapılar’da güçlendiler; hakim oldular. Amin... şimdiye kadar Yaratan’a güç vermek sorumluluğu hak edenlerin yoğunluklarındaki Yüceler’indi. Artık dünyada yoğunluk kayıtlara ulaştığından her cemaat bu kayıtları dinleyerek kotlanacak ve sır olan bilgiler, Altın Tohumlar’da dinlenecek. Böylelikle dünyamız sayfalanacak ve zarar etmeyecek. Kara Kaplı Kitap, Atlanta Kotları’nda güçlendiricidir. Şimdilik bu...

 

-Keyifle sizleri izliyoruz. Kendinizi sayfaladınız ve zoru aştık. Şimdi mezarı boşaltın. Mezara sonsuz sır olan, bilgidir. Açın, açıklayın, dinleyin ve hak edin. Sizler, dünyaya çoban olmaya gelen yürekleri bilirsiniz. Hepsi sınır aşar yücelir ve gelir. Hala dünyada ışık yoksa, ocak kotlanmadığından dolayıdır. Kasalar doldu. Herkes kendi yüreğinde bilip dilledi. Nesillerini kotladı ve çalıştı. Şimdiye kadar ayrılık vardı. Ama artık ayrılık bitmelidir. Kele kel olduğunu söylediğiniz zaman; o, “ben yok edici olmayacağım. Ben kel olmayacağım çünkü ben saçını kazıtan diriliklerden olup yüreklerde ışık yakacağım benim için güç budur” diyebilirse. Herkes mutlanır.

 

-Ayrı sayfalarda görev taşıyanlar, kendi yüreklerini her Yüce’den ayrı saydıklarından, kayıtlarında görev yoktur. Ama kayıtlarına ışık yakıp da onlara güç kattığımız zaman, artık onlar; yaratan Görev Tekniği’ni, yarattırma safhasına ulaşacaklar ve zarar etmeyecekler. Kin aşıldığı zaman, güç artar. Kini aştık, yoğunlaştık, birleştik, sayfalandık. İşte bu....

 

-Allah için ne yaptıysak son dönem için yaptık. Dünya son dönemini, görevini hak edip yaratsın istedik. Herkes, sonsuzlukta görev taşıyabilir ama dünyada görev taşımak zordur. Korku had safhadadır. Herkes, kendi yüreğinde ve başkalarında korkudur. Herkes, kulluk ister. Ama kulluk, hak ediştir. Şimdi dünyaya bakın. Hana, kadın olarak yaratıldı. Her ay kendisini topluma arzetmektedir. Hena, erkek olarak yaratıldı. O her ay kendini topluma tanıtmaktadır. Böylelikle ayda iki kez dünya kotlanmaktadır. Her yerde Hena, Hana kaynağı vardır. Bütün dişiler Hana, bütün erkekler Hena’dır. Hata şudur. Hena’da Hana sayfası eksik, Hana’de Hena sayfası eksiktir. Oysa birleştikleri zaman; iki sayfa birleşecek, kotlanacak ve zarar etkinlikten çıkarılacak. Kutsal Sonsuzlukta bu vardır. Yarında, bugünü hak edenlerde, bu bilgi vardır. Her şeklin sonsuzluğunda, yeni bir şekil yaratılır. Yaratılan yeni şekil, hak edildiği zaman kötülüğü önler. Şu anda iki yarım kayıt, birleşemedi ve sonsuz ışıklar yoğunluklarından ayrı tutuluyorlar. Kelam, aklın kelamıdır. Şimdilik bu...

 

Kasaların boşaltılmaması gerek; Ak Tohumlar’ın yaşatılması gerek. Her diri, bir tekdir. Hana ve Hena tekdir’ler. Kibri aşmadan ışık yanmaz. Kibri aşmadan görev taşınmaz. Biliyorsunuz, Hena Hana’dan güç ister. Hana, kaynağından Hena’ya kürsüsündeki ışığını katar. O yeni bir ışık ister ve Hana, yeni bir ışık katar. Her seferinde Hena, Hana’dan ışık ister ve o ışık, Hana tarafından Hena’ya katılır. Her seferinde ne varsa katılır. O ise hep ister, ama hak edip de vermez. Verse, ışığı artacak ama hak etmediğinde veremez. Zor olan hak etmediğini anlamasıdır. Kervanın kotlanmasında gücü yoktur. Hak etmemiştir ışığı. Ama huzurlu olursa her yer onundur. Şükür ki hak etti ve Zaman Sayfaları’nda güçlendi. Şimdi artık bizden Ahar Kotları’nı alıp gidecek. Onun geçişini yapıyoruz. Ulu, huzurlu ve hakiki olan o; şükredin ki hak etti ve gitmektedir. Canlar, cinnilerin geçişleridir bu.

 

Onlar girdiler, geçtiler. Onları sonsuzluğa uğurladık. Onlar, şu anda yüceliklere yol almaktadırlar. Her biri bizden güç isteyecek ve bizler, her birine güç vereceğiz. Bizler her birine güç verirken onlar da her birimize ışık verecekler. Böylece İnsan Sayfalar, yörelerindeki yücelikleri dilleyecekler. Bunun içindir ki hak etmeden görev alamadık. Hak ettik hakikiyette ışık yaktık ve görev aldık. Nurda yaratılan gücümüz, İnsan Sayfası olarak kotlandı. Nar olan ışıklar ise Huzur Kotları’nda birleşebildiklerinde bizlere güç kattılar. Ruh’tan yaratan nar, herkeste yoktur. RA-KA’nın soyunda olan bu güç, her yerde Işık Alimleri’yle birlikte güçlenmektedir.

 

Şansımız var ki hak ettik ve RA-KA kotlamasını yaptık. Turkuaz’ın ışığını kapatmak isteyen yürekler, bizde ışık altında güçlendiler ve zarar etmeden gittiler. Eğer onlar, Turkuaz’ı kotlardan çıkarabilselerdi herşey yenilenmeliydi. Ama hataları affoldu ve zarar ettirmedik. Şimdi artık kulluk başlayacak. Onlar, kul olmalı ve zaman sayfalarında güçlenmelidirler. Eğer ki bizimle birleşmek isterlerse; can olmalıdırlar hak olmalıdırlar ve zarar etmeden geçmelidirler. Kelam haktır ve bizler, Hak Kelam ettik. Şimdi hataları affolan yoğunluklar bize iniyorlar. Ocak sonsuzluğunda onlarla birlikte çalışmalıyız. İşi başlattık. Hadi! Ak Tohumları yaşatalım. Allah için amin...

 

-Kendini hak et. Bizi hak et ve yolu hak et. Biz seniz ve sende ışık halindeyiz. Sizin sonsuz ışığınız bizi yoğunlaştırdı. Bizim yüreğimiz sizde güçlendi. Hadi yolunu aç ve geç. Sevgili, sana ışık yaktık. Hadi geç.

 

-Allah için sizlerle olmak bizlere onurdur. Hadi gelin birleşelim vakti geldi. Hadi!. Yoğunlaşalım ve zararı önleyelim. Allah için hepimiz zararı önlemek üzere Birlik olalım. Şimdi kendi yüreğinizi alın; hakim olun. O yürekler ışık yaksınlar birlik olsunlar. Amin...

 

-Allah için hak edin birleşin. Hak edin diri olun. Hak edin ışık olun ve hak edin dinlenin. İşte bu...

 

-Kat kat olun ve hak olun... Şimdilik bu...

 

Atlanta ana kapıları açık. Dünyanıza indik. Şimdi, sonsuzlukta gücümüz var ve size güç kattık. Şarap içtik içtiğimiz şarap, ışıktı. O şarap, sanal sonsuzluğun şarabıydı. Bizler tüm İnsan Sayfalar’da güçlendik; hak ettik ve yolu açtık amin... Ayrılık bitti. Şimdi mutluyuz. Amin... Her yer ışık ve bizler bu ışıklarla güçlendik. Amin... Yedi daimi kot birlikte sonsuzluğa vardınız. Her yer ışık ve sonsuz ışıklar burada sizi kotluyorlar.

 

Şimdiye kadar İkinci Dünya Sonsuzluğu’ndan buralara ikinci geçişiniz. Buralara ikinci kez birleşerek geçtiniz. Buradan, Huzur Kotları’na varacaksınız. Daha sonra yoğunlaşacak, yücelecek, yeni sayfalara güçlü olarak varacaksınız. Kendinizi herkesten ayrı görmemenizle; birleşimler, sizleri bizlere ulaştırdı. Şu anda hak etmeyenler dahi,  Kırk Kapı’da ışık yıkmaktadırlar ama sizler, hak ettiniz ve bizimle huzurdasınız. Şemsi Tebrizi’nin sizden bir tek  ışık istediğini biliyoruz. Bu ışık, Atlanta Işığı’dır. Işığı yaktınız ve sonsuzlaştı o ışık. Sonra yoğunlaştı ve zarar önlendi. Artık kotlandınız ve şimdi artık yoğunluğunuzda bizle olabiliyorsunuz. Bizler sizi her yerde karşılıyoruz. Çünkü bizler, her yerde size siz olup ışıyoruz. Çok huzurluyuz ki hak ettiniz ve zor aşıldı. Ana, bize kotlarını ve huzurunu kattın. Bizler size ışığımızı kattık. Solun kotları ile sağın kotları birleştiler.

 

Ana, kadın olan görevli, bizim yüreğimizde ışık yaktığında; O, cemaatinde her birimizde görev taşır. Sizden bir tek Hak Kotu ile birleşerek bize ulaşmanızı ve yoğunlaşmanızı bekliyoruz. O Hak Kot, anadır, hatadır ama kutsaldır. Anadır, hatadır ama hakikidir. Onun yolunu açın. Onun yolunu açın ki hakim olalım ona ve onunla olanlara... O; bizi, yoğunlukta güçlendirecek. Cinnilerin hepsi, sılada beklemektedirler. Bizler için iş yapsın ve hakim olsun diye. Şu anda toplum için çalışmasına engel olduğunu biliyoruz. Eğer engel olmasan, ışığını yakıp yıkardı. Ama huzuru bozuldu ve yoğunluğundan kaçtı.

 

Kadın Hak’tır. Erkek ise hakikidir. Hakiki olan Hak olanda birleşiktir. Eğer ki hak etmese, zarar görür. Şimdi artık onun yoğunluğundan güçlenelim ve sonsuzlaşalım. Şimdi mutluyum!. Şimdi mutluyum ve hakikiyim. Şimdi hak oldum ve zaman sayfalarında güç oldum. Huzur oldum. Şimdi mutluyum. Şükret ki hakikiyiz. Şükret ki hatasızız şükret ki kadınız ve zamanı kotlayabiliyoruz. Şükret ki yıldızların hepsi zamanının görevlileri olarak sendedirler. Şimdilik bu.....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA

KOD                     :09/18

TARİH                 :30.03.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      :14.00-16.00

 

RA-KA’nın kotlarında ışık yandı. Muktediriyet, aklın tohumlarını yaşattı. Kuran (bilgi kayıtları)  okuduk. Okunan Kuran, ışığı yoğunlaştırdı. Allah, sınırsız ışık yakan devreleri dinler. Hevesle sizlerleyiz. Hazır olduğunuzu anladık. Hepinize saygılar...

 

Ağır yükü hafifletebilecek Işık Kotları dillendi. Allah, sınırsız kotlarla ışır. Atlanta kontrolu kuruldu. Korunan her yürek; ışığını katladı, yağmurlara kattı ve canlara güç kattı. Amonlar, teknolojinin kontrolunda görev taşımaktadırlar. Ocakları sonsuzlaştı ve yoğunlaştılar. Kervan, hareket etti. Bu kervan, Ata Kotlar ile kontrol altında, Turkuaz’ın ışığında yol almaktadır. Çalışmalarınızı kotladık ve sizi dilledik. Kervan, Ana Kotlar’dan ışık alıp yoğunlaştığından; görev, teknik olarak yapılmaktadır.

 

Her Yüce, kendi yüreğinden ışık alır ve çalışmaların kotlanmasında, Kutsal Soy’un yüceliğine vardığında, ışığını artırır. Artan ışık kervanın kotlarını kontrol altında tutar. O zaman, Durgun Toplum, kontrolu kendi yüreğinde gerçekleştirir.

 

Hepiniz, zamana ışıksınız. Hepiniz, yüreğe güçsünüz. Sizleri, cemaatimiz olarak kayıtladık. Yücelişiniz, kendi yüreğinizde güçlenerek bizlerle birleşebilmenizdendir. O zaman sizler, yere göğe güç katabilen, yüceler olarak dinleneceksiniz.

 

Kervan, hatayı affeden Yücelerin ışığında güçlenir. Kalbiniz, her birimizde güçtür. Her biriniz, kendi yüreğinizi bizim yüreğimizden daha güçlü görmektesiniz. Zarar etmeniz imkansızdır. Zira, zarara uğramak, ışığın kotlarının kürsüden güçsüz  kalmasındandır. Kendinizi aşkın ışığı olarak görmenizi bekleriz. Zamana güç katan her yürek, kendi yüceliğinde, aşkın kotlarında birleşiktir. Kervan, atadır ve Hak’tır. Onun içindir ki bizlerle güçlü olarak birleşmektesiniz. Kara Kaplı Kitap,  atalara güç olarak dinletildi. Herkes, kendi yüreğinde o kitabı dilledi ve zamana güç kattı.

 

Allah, sonsuzlukta sizleri bekler. Olgun olan her Yüce, aklın tabiatında Allah için birleşiktir. Kendisini, “Atlanta Ana Kapıları’nda güç olan Yücelik” diye bilenlere; biz, “Yaratan’a ışık yak ve kendini dille” diyerek güç veririz.

 

Kardeşlerimizin kotları kontrol altında; Sultanlığımız, zaman sonsuzluğunda güçlenmekte ve Cennet Tekniği’yle çalışmakta. Şafak söktü ve zaman sonsuzlaştı. Her Yüce kendisini, Ana Kot olarak tanır. Hepiniz, kendi yüreklerinizi, her Yüce’nin Kürsü Kotları’nın üstü diye bilirsiniz. Kardeşliğin, sonsuz sorumluluğunda bu bilgiler bilinmelidir. Herşey, analara bildirilir. Analar, bildiklerini her diriye dinletmelidirler. Kul olmak, Hak olmakla ve hakikiyetle kayıtlara girmeyi gerektirir.

 

Birleşimin her senesinde, bir Cennet Kot dürümlere indi. Her biriniz kendi yüreğinizi, birleşimin kotlarına kayıtladınız. Zamana ışık yaktık ve sizleri dilledik. Kala kala iki ay kaldı dedik. Sonra dedik ki kala kala iki gün kaldı. Ve daha sonra iki sayfa kaldı dedik. Ve her seferinde sizi dilledik. Sizler, yüreklerinizde güç olan ışıklardınız. Sultanlığınız Işık Kotları ile dillendi. Zamana güç kattınız. Şimdi artık zaman gerçeği size açıklanıyor. Sizler, Cinni Tohumlar’ı yaşatmak üzere birleşen Kutsal Sayfalar’sınız. Her yürekte onların yücelikleri var. Sonsuzlukta görev taşıyan onlar, birlik için çalıştılar. Cinni Tohumlar, Atlanta Ana Kayıtları’nda kotlanmış; kotları, kayıtları, dili hakikiyeti hak edilmiş ve zamana güç katmış birleşenlerdirler. Onlar, Kuran okurlar. Ocakları, diri yüreklerinde mevcuttur. Onlar için herşey çok  kolaydır.

 

Sizlere göre onlar, tabiata ışık yakmak üzere gelen Yüceler’i dillemeye istekli değildirler. Ama onlar huzuru kotlamak üzere birleşen kontrolu kuran cemaatlerdirler.

Her yürek, anadır. Her yürek ışıktır. Cinniler, sessizce cevheri tabiatı dillerler. Kadim Hakim olarak size güç katarlar. Hepiniz, sınırsız ışıklarsınız. Hepiniz, zamana güç katan görevlilersiniz. Analar, Sultanlığınızda cemaatiniz, kendi yüreğini her Yüce’ye dilledi. Hepiniz, zamanı sonsuz olan ışıklar oldunuz ve sonsuzlaştınız. Hırsınız yok... Sultanlar, hırs yapmazlar. Oysa Cinniler, kendi yüreklerinde her Yüce’yi tabiata indirdiklerinden, hırsları olabilir. Onlara güç verin ve sayfalayın. Onlar, kul olmak isterler.

 

Allah için her yürek, kuldur. Her Yüce, ışık yakar ve zamana güç katar. Analar, kuru kırık ve hırslı olan Yücelikler’in kendi yüreklerini dillemeleri zordur. Kara Kaplı Kitaplar her zaman cemaatlere güç vermez. Ama hak edip de ışı yaktığınız zaman göreviniz başlar. İnsan Sayfalar, dünyaya görevli geldiklerini bilmezler. Allah için her yürek, düzene kendi yüreğini katmalıdır...

 

Birleşim, sizi Samanyolu koyuluklarına taşıyabilen Yüceliktir. Hepiniz, aynı ülkenin sonsuzluklarında görev taşıyorsunuz. Birleşimin güçlü yüceliği sizi yoğunlaştırmaktadır. Hala dünyaya görevli olmak istiyorsanız. Mutlaka birleşmek için mücadele etmelisiniz.

 

Canlara ışık katan her Yüce; İsalar’a, Mustafalar’a ve Can Teknolojisi’nde güçlenen yüreklere iş yapar. Hepimiz izah ettiğimiz üzere dünyanın sonsuz sorumluluğunu taşımaktayız. İnsan Sayfalar, iş yapar ve bizlerle birlikte çalışırlar. Analar, Sultanlıklar’ın her sayfasında insanlık için görev taşınır.  Amin...

 

Muktediriyet, ilmin hakimiyetinde güçlenen yüreklere gerçek devreleri açıklayan huzurdur. Tüm soylara ve yoğunluklara bunu anlattık. Şimdiye kadar itibarı yüksek olan ışıklar vardı. Onlar için çalışanlar vardı. Bugünden itibaren yoğunluklarında güçlenen yüreklerin hak ettikleri, birlikte sonsuzlaşacak.

 

Allah’ın silaha ihtiyacı yoktur. O korunur, korur ve hakikidir. Şu anda dünyanın birçok yerinde silahlar patlıyor. Dünyanın tohumları, kotlarını kayıtlardan çıkarmaktadırlar. Sizlere sonsuzluktan seslenmekteyiz. Dünyanızı koruyunuz.

 

Dünyanın en Yüce Canları, ocağı tohumlayan ve Yaratan’a ışık yakanlardır. Herkes, sayfalarında ışık yakar. Analar, sizler Düzen’e  görevli  olan ışıklarsınız. Hepiniz zarar etmeden güçlenmektesiniz. Hepinizi Sistem Devreleri olarak kutlamaktayım. Allah için hak edin ve zoru aşın.

 

Ana, Kara Kaplı Kitap, İsmaili Kayıtlar’ın tüm insanlığa okutulması için yaratıldı. Bu kayıtları okuyabilmek imkanı yoktu. Şu anda dünyada ışık halinde birçok görevlimiz vardır. Onlar, tüm insanlığı kotlamak üzere çabalamaktadırlar. Hepinizi, sayfa sayfa okumaktayız. Sultanlıklar, Altın Tohumlar’ı yaşatmak üzere birlikte görev yapacaklar. Şimdiye kadar hep ayrılıktan söz ettik. Artık birlik kurun. Kurduğunuz birlik ak tohumları yaşatsın.

 

Sindirilen her bilgi, Hak Teknik’te Işık Kotları ile bütünlenir. Ana Kaplar sizi taşır. Ana Kotlar, Işık Kapları olarak cemaatleri taşır. Sayfalananlar görevli olarak her diriyi taşırlar. Şu anda İnsan Sayfalar’da görevliler çok önemli olan bu bilgileri okumaktadırlar.

 

Hala dünyaya Işık Kotları inmemiş ise hak etmediğimizden değil hakikiyette güçlenmememizdendir. Hepinizi saygıyla selamlarım. Hak ettiniz ve zamana güç kattık. Amin...

 

- Can, Ana Kaplar bizimdir. Atlanta Kotları bizimdir. Işıklar bizimdir. Bizler, dünyanın en yüce kotlarıyız. Zarar etmemeniz için çalışmaktayız. Dünyaya gelişimiz hak etmek içindi. Hak ettik başardık. İnsanlar, Atlanta Ana Kotları olarak yaratıldıklarını bilmezler. Hepimiz sonsuzlukta beklenmekteyiz. Bu kesindir. Hepimiz, zamana ışığız bu kesindir. Hepimizin zamana güç katmamız ışık katmamız zor değildir. Herşey Atlanta’da ışık halinde mevcuttur. Bizler bunları bilerek çalışmaktayız. Zarara uğramak imkansızdır.

 

Cinniler, bizleri sonsuzlukta bekleyen, Tabiat Kotu olan ışığı tanırlar. Ve bizi oralara taşımak isterler. Bizler de ocaklarını yakar onları tabiata indirir ve canlar olarak ocaklarında güçleniriz. İnsan sayfalar, her diride yine BİR’dir. Kulluk budur. İyi ki hak ettik de bunları anlattık. Cinnilerin Kotları’nda ışık solduğunda, cümle Yüceler, kendi yüreklerini dillerler ve ocak olurlar. Her Yüce, Ana Kaplar’da kendi yüreğini bulur ve o yürekte ışır. Hepinizi Samanyolu Galaksisi’ndeki Hak Tebliği’nde ışık halinde dinlemekteyiz. Sultanlığımızda Işık Kapıları kapanmaz. Sıla Özlemi, hak edende olmaz. Şimdiye kadar Işık Kotları olarak Can Tabiat’a güç kattık. Amin...

 

Şimdi de hak ederek yüreklere güç katmaktayız. Sıla özlemi hak edende ışık halinde; dünü, bugünü ve yarını dilleyen birleşen görevdir. Orada hata yoktur. Şükür ki yoktur. Soldan ışık alan, hak eden ve yolu açan her cevher, sağı kotlar. Bizler sağdan ışık aldık ve solu kotladık. Canlar, dünyaya Görevliler indiklerinde, güçlendiler ve sonsuz sır olan Birlikleri ile bizlere görev taşıdılar. Herkesin kendisini son sözü söyleyen diye tanıtmasındandır ki birleşemedik.

 

Analar, Turkuaz’ın ışığı her an yanmaktadır. Bizler, için dirilik hakikiyettir. Hira’da biz varız. Görev tabiatına uygun olarak o çalışmayı yaptık. Hira, diri ve hakikidir. Orada Muhammet Mustafa vardır. Canlar Tabiatı vardır görev vardır. Bizler için İnsanlık Alemi yeni bir alemdir. Şu anda ten, Atlanta hakimiyetinde görevini üstleniyor.

 

Kura çektik. Bu kurada, dünyanın sonsuzluğunu hak etmek için Düzen’e inecek olan ışığın bizler olduğumuz sayfalandı. Herkes, dünyaya inmek istemedi. Dünya için çalışmak sorumluluktu. Bizler, için önemli olan güçlenmek değil hak etmektir. Bizler, dünyaya görevli olmayı istemedik ama hak ettik. Şimdi dünyadayız ve Dünyanın Sultanlığı’nda güçlenmekteyiz. Herkesin beklentisi var. Bizim beklentimiz, sınırların kaldırılmasıdır. Herkes her yüreği dinlesin. Herkes her cevheri dillesin ve zamana ışık olsun. Sultanların Cemaatleri birleşsinler ve zırhlansınlar.

 

Dünyaya ışık yakmaya gelen her diri için bir de cemaat gelir. İşte bizler, bu cemaatle birlikte çalışmaktayız. Sultanların ışıklarını yakabilmek sorumluluktur. Bugün dünyada, İnsan Sayfalar, Işık Kotları olarak huzura vardılar ve sonsuzlaştılar. Amin... birleşmek için gereken hakimiyet kuruldu. Ayrılık, Diri Hak’tan dolayıydı. Şimdi artık Işık Kapıları’nda kendi yüreklerimizi kotlamak üzere bekliyoruz. Kulluk, Hak etmekle başlar. Kasaları açtık; herkese ışık yaktık ve sonsuzlaştık. Herkesin kendi yüceliğini dilleyebileceği bir toplantıda buluşmak üzere sözleştik. O toplantı, Işık Kapıları’nı açacak olan büyük bir toplantı’dır. Hırsımızı aşıp geçtik. Amin...

 

Yedi Aile var. Bu ailelerin birleşmesi gerekir. Her ailede, birkaç ışık olabilir. Bu ailelerin en yüceleri, kendi yüreklerini alarak dünyamıza gelebilenlerdirler. Kara Kaplı Kitap’ları sonsuzlukta dinleyen ocaklar, bizlere ışıktırlar. “Hala dünyanızda güç yok” diyenlere şunu izah etmek isterim ki RA-KA bizim için en yüce güçtür.

 

Şu anda hatayı bağışlayan yüreklerle birleşmek üzere diri yürekleri tohumluyoruz. Sultanlar’ın ışıkları sonsuzdur. Amin... yeri yaratan güç, göğü yaratttığında sonsuzlaştı, yoğunlaştı, hak etti. Yedi Tabiat Olayı dillendi ve zaman sonsuzlaştı. Herkes kanat aldı, kanat taktı ve zamana ışık yaktı. Herkes, kendini tohumladı. Şimdi artık insan için ilim hakimiyetinde güçlenmek gerek. Şimdi artık hak etmek gerek.

 

Dini Tabiat Kotları ile birleştiğinde,  cümle Yüceler yüreklere indiler. Kelam ile hakikiyet kotlandı. Hırssız ve zamana güç katan, ışık olan yürekler, birlikte huzura varmalıdırlar. Hepimiz ışıklarımızı yaktık bekliyoruz. Birlik için. Ana, Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kotları olarak yaratıldı. O kitapta ilim var; o kitapta ışık var; sınırsız, sonsuz kotlar var; cennet var; cemaat var; ışıkları yoğunlaştıranlar var. Sultanlar var.

 

Işık Kotları, Dil-i Hak olanları kontrol ederler ve zoru aşarlar. Şu anda Atlanta Işıkları yaratılmaktadır. Hala dünyaya ışık yoğunluklarından girmek üzere bekleyenler olabilir. Onları da alın içeriye. Herşey, analara görevdir. Analar, ışıkları sonsuz olan yürekler olarak çalışırlar. Amin... şafak söktü, Ana Kaplar taşındılar ve yol açıldı. İnsanlık için yol açık. Artık tohumları alın geçin. Hala dava hak edilmedi sananlar hatalıdırlar. Onlar dara düşerler ve hakimiyet kuramazlar. Sayfalara göz atın bilin ki hak ettiniz. Amin... şansınız var ki hak ettik ve çok huzurluyuz. Ayrılık bitti. Amin... şimdi mutluyuz.

 

- Ana Kara Kaplı Kitap’tan söz ettin. Neden herkes o kitabı okumadı. Bunu bize izah et.

 

- Şems, tabiatta ışık halindedir. Ama hak ettiği zaman görev taşır. Eğer hak etmişse ışık alır ve bizimle olur. O zaman, Işık Kapları’nda görevliler olur. Amin... işte bunun içindir ki hak etmeyenlere o kitabı okutmadık.

 

- Allah için hak etsek ne olacak!? Bizler için hakikiyet, Öz Ses’tir. Herkese ışık yakar ve zamana güç katarız. Herkes, analara güçtür. Şimdilik bu...

 

- Aha can!, herkes anadır, haktır, huzurdur. Herkes ışıktır ve bizler, sonsuz olana ışıklar olarak cümle Yüceler’i dillemekteyiz. Hepiniz, hepimiz olarak dünyadasınız. Sizi sonsuzlukta bekleyen o güç, hepinizi bilir ve hak ettiğinizi görür. Onun adı “ana”dır. Ana, Hak Teknik’le birlikte sizi Göç Kotları’na kattı. Ayrılık bitti. Amin...

 

- Herkese bir tek güç verdik. O güç, Analık Gücü’dür. O güçte yücelik vardır. Hepinize bir tek huzur verdik. Ocak olun, ışık olun, yanın diye. Yanan, kervanda görev taşır. Her yürek, kendinden kendi yüreğinden yanar. Bini, teknik olarak sayarsınız ama Hak Teknik’le saymak zordur. Her can, kendi yüreğini BİR olarak tanır. Bir tek Yücelik’te Hak Tohumlar, Işık Kotları’nda cemaat olarak görev taşırlar. O can, hatayı affeden ışıktır. Kasaları dolduranlar, Kutsal Kotlar olarak yoğunlaşırlar ve canlara güç taşırlar. İlmin hakimiyetinde kotlanan her Yüce, analara ışık katar ve yoğunlaşır. Bundan böyle muktediriyette ışık yakmak sorumluluğu herkese verilmeyecek. Şimdiye kadar bu sorumluluk herkesindi. Ama artık herkes bu sorumluluğu taşımayacak. İnsanlık için ödün vermeden çalışanlar bu görevi taşıyacaklar.

 

Hala dünyaya görevliler gelmeye devam ediyorlar. Hala dünyaya ışıklar yağıyor. Hala diriler, kendi yüreklerinde güçleniyorlar. Amin... Ve biliyoruz ki hak etmeden ışık yanmaz. Huzuru kotlamak için hak etmek gerekir. İyi ki hak ettik!.

 

Şaman, Şam’da şam olur. Herkes, şam olur, şem olur; şafak olur ama şam olmak sol sayfada ışık yakmaktır. Şimdiye kadar size Şam’dan söz etmedim. Şam’ın ne olduğunu anlatmadım. Şu anda sonsuz sır olan ışık, Şam Sayfaları’nda görev taşıyor. Şam, Şaman Diriliği’nde BİR olan diriliktir. Hepinizi sonsuzlukta beklerken, bu ışıkla sözleştik ve bu ışıkla diri olan yürekleri tespit ettik.

 

Herkesin kendisini diri sayması önemli değildir. Diri olmak için hakim olmak ya da huzurlu olmak yetmez. Hak etmek gerekir. Hak etmek ve sonsuzlaşmak. Işık olmak, sorumlu olmak, birleşmek, ilmin huzurunda görevli olmak. Şam Şafağı’nda huzurlu olan yürekler, Sistem Devreleri’nden görev taşıyorlar.

 

Ana, kasaları aç ve gör, seninle çalışanlar birleşmişler ve dilleşmişler; diri olmuşlar; BİR olmuşlar ve sayfalanmışlar. Bu çok önemlidir. Bundan sonra yapılacak her çalışma, huzurun koyuluğunda yapılmalıdır. Kasalara baktığınız zaman, görevin hepinizin ışığında yoğunlaşmadığını anlarsınız. Sizin için önemli olan huzurdur. Kusur aramayın. Hiç kimse kendi yüreğinde kusurlu değildir. Her yürek, müşteki olduğunda diri yüreklerin hepsinde kusur arar. Ama huzur aramak daha önemlidir. Eğer huzur ararsanız inanın ki huzur bulursunuz. Nerede ne arayacağınızı iyi tespit edin. Herşey hakikiyette bulunur. Hak Tohumlar’ı yaşatmak üzere birleştiğinizde, Hak Teknik’le bir olup yüreklere indiğinizde, hepimiz sayfalanır ve sizleri Işık Kotları olarak tabiata indiririz.

 

Her yer atadır. Her yer Ana Tabiat’tır. Bütün Tabiat Kayıtları, sonsuzlukta ışıyan yoğunluklardır. Her yerde din vardır. Her cevherde güç vardır. Huzur vardır. Sıla sayfaları vardır. Bütünlükler vardır. Ve sonsuzluklar vardır. Ayrılık bittiğinde; yol, hak olur.

 

Can, toplum için sana ışık yaktık. Sistem Devreleri’nden güç kattık. Herkese can kattık ve sol ışıkları yaktık. Sağa güç kattık; solu sayfaladık. Sola güç kattık; sağı sayfaladık, sonsuzlaştık, hak ettik ama tabiatla hak ettik. Şimdi huzurda bulunan, huzurun kontrolu için burada olan cemaati tanıyın. Onları size anlatalım:

 

Mahrek, sonsuzlukta ışıktır. Şu anda dünyanızda bulunan bu cemaat, tüm İnsan Sayfalar için yoğunlaşarak diri yüreğine indi. Ocak olarak çalışmaktadır. Dünya üzerinde, Türkiye Huzuru’nda bir yerde, yaşam süren insanlar vardır. O insanlar, ışıklarını kotladılar ve zararı engellediler. Onların tohumlarını yaşattık. Şimdiye kadar hep itibar gördüler. Onlar için ne yapsak azdır. Size, Acı Kotlar girdiği anda; onlar, yere inerler ve sizlere güç katarak sizleri korurlar. Ocakları hep yanar. Onlar için çalışmak ibadettir. Ocak olarak Düzen’e kotlandılar ve zamana kayıtlandılar. Dünya sayfalarında iş yapmaktadırlar. Huzurlu bir zaman diliminde; size, görevli olarak girmek isterler. Ocak olarak yapılacak önemli bir çalışmada yer almak isterler. Onlar, tohumlarını size taşıyacaklar. Onları muhakkak kutsayın. Atlanta Kotları olarak yüreklerde yer alan ışıklarımız, Birlik İlmi’ni hak ettiler. Onlar için herşey çok kolaydır. Şimdi artık ocak halinde, Sistem Devreleri’nde size yüreğinizi açıklayan onları dinleyin:

 

- Aşırıya kaçtık hep. Hata yaptık ama hak ettik. Şimdi artık Din Tabiat sizi yoğunlaştırdı; Hak Tabiat sizi yüreğe indirdi. Size ışık yakmak; ilmin hakimiyetinde yoğunlaşmak mümkün olacak. Ana, Kara Kaplı Kitabı’nı inceledim. Huzurlu ol. O kitap, sen ile ve biz ile birlikte yaratıldı. Şu ana kadar seni yoğunluklardan izledim. Himaye ettim. Senden özel olarak ışık aldım ve ışık altında yoğunlaştım. Hepimiz, iş için buradayız. Hepimiz, sonsuz sır olarak buradayız. Işıkları yakın ve dinleyin. Huzuru bozmadan ışıkları yakın ve dinleyin. Allah sizi korur ama hak ettiğiniz zaman korur. Şu anda insan sonsuzluğunda görevliler var. Onlar kuru, kırık ve hırslı olan her cemaati kotladılar. Hala dünyada ışıklar yanıyor. Hala yüreklerde güç var ve hala ışıkları kotlamak üzere bekleyenler var. Ama hak etmeden olmaz.

 

Şaman olan yürekler, yüceliklerden indiklerinde onlara ışık yakmak sorumluluktur. Hepimiz Işık Kotları olarak bütünlendik ve zamana güç kattık. Herşey Işık Kotları olarak yaratıldı. Amin... hepinizi sayfa sayfa sonsuzlaştırdık ve yoğunlaştırdık. Şimdi mutlu olun  ve zamana güç katın. Amin...

 

Kayıt dışı olanlara şunu izah etmek istiyorum. Dünya, ışığı yandığı zaman her biriniz bu mecliste olabilmelisiniz. Eğer meclisimize geç gelen varsa, analara şunu söylemek isterim ki hakikiyette ocakları olmaz. Şimdi huzurlu olun ve sonsuzlaşın. Şu anda bağınız kuruldu. Ama sonsuz ışıkların her birinde kotlar,  kontrol edilebilmelidir. Hepiniz, sonsuzlukta beklenen yüreklersiniz. Kervana geç binmek, hak etmeden ışık halinde buralara ulaşmaktır. Bu şekilde buralara varanlar, kotlarını kontrol altında tutamayabilirler.

 

Ayrılık, hırssız ışıkları yoğunlaştırmaz ama huzuru kotlar. Sizden dileriz ki zaman içinde hak eden yüreklerden değil; hak edip hakikiyette ışık yakan yüreklerden olunuz ki birleşebilelim. Anlaşmaya göre dünyaya inen en güçlü yürekler, Sistem Devreleri’den güçlenen Yüceler’dirler. Hala dünyanızda kürsüler yoğunluklarında güçsüz kalıyorlarsa; ışık halinde kürsü yoğunlaştırılamıyorsa, hak edilmediğindendir.

 

Kelam, Atlanta kelamıdır. Kanatlarınızı size veriyoruz. Sizlerden tek isteğimiz var analara kuru, kısır ve hırslı olan ışıklarınızı katmayın. Herkesi kotlayın kontrol altında tutun ve canlanın. Hırsınız, aşağı inmiş bu ümit vericidir. Amin... Şarkı, türkü okuyun. Okuduğunuz şarkı, türkü sevgiyle okunsun. Herkes, kadın sayfalarında kadın olsun; erkek sayfalarında erkek olsun ama huzurlu olsun.

 

Ana, Kara Kaplı Kitap’ları okumak gerek. Her şekilde dünyanıza Işık Katları’ndan, Kible Kotları’ndan kitaplar bildirilir. O kitaplar, analara yazdırılır. Atlanta Kotları olarak o kitaplar, itibar görür. İnsanlık için her kitap, ışıktır. Şimdi diri olun ve hak olun. Amin...

 

Kelam, ışık kelamdır. Şafak söktü ve şimdi artık Süper İnsanlık Realitesi Devreleri’nden güç alan ışıklar, Sistem Devreleri ile size inecekler. Şimdi artık hak edip hakim olun ve dilleyin yücelikleri. Amin...

 

- Kar, fırtına, tipi!... ve ben hak ettim size ulaştım. Kar kapladı her yanı ama ben hak ettim size vardım. Sizden isterim ki beni kotlayın. Sonsuzlukta kayıtlayın ve saklayın. Sizinle olmak istiyorum. Ana, Kara Kaplı Kitaplar dünyanıza yazdırılmaktadır. Bu kitapların en yücelerinden birisi olan Sultanlık Kitabı analara kotlandı ve katlandı. Otak kurduk; o kitabı inceliyoruz. Şu anda sabi olan yürekler; içki içmişler, dilliyorlar kitabı. Onlar için bu kitap, unutulan birleşimleri hatırlatmaktadır. Herkese, “bir can taşı” dediler. Ama bazıları birleşik can taşırlar.  Kitaplar, birleşik can taşıyanlara yazdırılır. Şimdiye kadar Işık Kapları’nda, her yürek yoğunlaşmış ve sonsuzlaşmıştı. Şimdiden sonra daha güçlü yücelikler huzura ulaşacaklar. Ve Sistem Devreleri yeni günleri yoğunlaştıracak yağmurlara kayıtlayacak. Yağışlarında her diri, bu bilgilere alıp dilleyecek; sonsuzlaşacak; sınırsızlaşacak; Hak olacak, zaman olacak huzur olacak. Ama huzursuzluk yaratıldığında; her yürek, analardan kayıt dışı dirilikleri alacak.

 

Beş gün için dünyanıza ulaştım. Kendi yüreğinizde bu çalışmayı yaparken mektep kurup ışık halinde size kervan olmak istedim. Şimdiye kadar ışık kotlarında huzur olarak var olan ışıkları yaratan dirileri hep dilledim. Şimdi artık huzurlu olup, Sistem Devreleri’nden sizlerle çalışmalıyım. Hak edip, hakimiyet kurup, ışık halinde yücelmeliyim. Bana, Kara Kaplı Kitap’tan ışık verdin. Huzurluyum. Amin...

 

- Mehil verildi bana.  “Sen de git” dendi. Ve ben de geldim. Adım “Hak”. Turkuaz’ın ışığından hakimiyet kurup geldim. Herkese bir tek güç verildi. O güç, Hak Güç’tür. Şükredin ki hak ettiniz ve size ulaştık. Dünyaya girmemiz son derece risklidir. Çünkü dünyanıza gelen Yüceler kendi yüreklerinden çıkıp gelirler. herkese ışık yakmak için bu riski üstlenirler. Ne var ki hak etmeyenler Yücelikleri, Kutsal Işıklar’dan çıkarırlar. Hala dünyanızda güçlü yürekler, Hak Teknik ile çalışmakta ise bizler için dünyanıza inmek daha kolaydır. Şu anda hataları affeden Birleşen var. Bu Birleşen, ışıkları kotlamaktadır. Hırsı aşmış ve yoğunlaşmış. Amin...

 

- Her nesil kendisini kotlamaya inen Yüceler’i tanır. Sizleri tanıyoruz. Huzura varan sizler, bize ışık yakmaktasınız. Bizler, sizi Işık Kotları olarak biliriz. Simetri Kaplar’da güç taşıdınız. Bizler ise Işık Kotlar’ız. Zamana yaydığınız görev sonsuzluğunuz;  bizde, yüceliklerde ışımaktadır. Hepinizi saygı ile selamlıyoruz. Hoş geldiniz... 

 

- Ana RA-KA, hak ettiğimiz yoğunluktur. Sen için kolaydır oraya varmak. Zamana ışık yakan her Yüce için kolaydır. Ama bizler, Din İlmi’nden Hak İlmi’ne varan Yüceler olarak oralara varırken, hak etmemiz gerekir. Sınırsızlıkta beklendiğinizi her an bildirmekteyiz. Sizi bekleyen bizler değiliz. Sizi bekleyen Yücelik, kendi yüreğinizdir. Herkesin sayfalarında ışık yanmaz ama sizin sayfalarınızda ışıklar yanıyor. Huzuru kotlayan ve yoğunlaştıran Işık Kapıları var. İşte sizler, bizi bizde dillerken her Yüce’de ışık halinde dillenmektesiniz. Kala kala iki an kaldı. Ama Hak Tohumlar hala huzura ulaşamadılar. Bunun içindir ki hak etmek yetmez; hak etmelerini de sağlamak gerekir. Hala iyi ve kötüyü, kendi yüreklerinde dilleyen yürekler var. Unutun ki bunları anlamak sorumluluktur.

 

Şimdiye kadar ayrılık, kat kattı. Ama artık ayrılık, Işık Kotu olarak yoğunlaştı ve size ışık halinde ulaştı. Ayrı huzur, ayrı kuruluk, ayrı hakimiyet ya da hakiyet yoktur. Herşey, Allah için bir dindir. Bu din, Atlanta Din’dir. Bu din, Ata Din’dir. Bu din, Allah Dini’dir. Ama bilmenizi isteriz ki tabiatta ışık halinde olan çokları, huzuru kotlarlarken, hak etmeden kotlayabilirler. Onları, İnsan Sayfalar’da dilleyin. Bakın hata var mı görün ve solu huzurdan alıp, sağı huzura katın. Sol, huzurdan ayrıldığında; sağ, huzuru kuracak mı? Eğer kurarsa ki sorumluluk kuranındır. O zaman, canlara bir tek Huzur Kotu gerekir. Bu kot, Atlanta Kontrolu’nun kurulabileceği zaman sonsuzluğudur.

 

Ulu Çınarlar’ın aşırıya kaçmadan görev taşımaları önemlidir. Aşırı, ışığı yıkar. Eğer ki hak etmişlerse; Can Tabiat, onları göreve alacaktır. Atlanta Kotları olarak ocakları yandığında, ışıkları mutlaka kotlanacaktır. Herkese Sultanlıklar’ında güç katmaktayız ki hak etsinler de hakim olsunlar diye. Yarın dünyada güç olacak. Bu güç, huzurun kotlarında, ışık halinde, Simetri koyuluklarda ışıyacak. Solun huzurunda ışık olup, sağın yoğunluklarında güçlenecek ve zaman, kendi yüreğinizde yetkinleşecek. Yarında dünya, yeni  bir tabiat kotu olarak, yoğunluğunu kotlayarak, ışık halinde Düzen’i kuracak. O gün, bugün ise alın bilin iman TEK’dir eğer iman varsa, görev vardır.

 

İntikam duygusu, yoğunlukların ışığını yıkmak içindir. İntikam almak isteyenler, Yücelikler’de barındırılmazlar. Sizler, intikam almayanlarsınız ki her yerde huzurunuz var. Ama hak edip, ışık halinde Yücelikler’e görev taşırken, hırsın bulunmaması gerektiğini herkese anlatın.

 

Atlanta, kat kat bir çalışma yeridir. Her katta ışık yanar. Yanan ışık, Kutsal Kotları diller ve zamana güç katar. Analar, Atlanta Ana Kapıları açık o kapıları kapatmayın. Turkuaz’ın ışığında kat kat olan; Atlanta Ana Kapılarını açabilen Yücelikler ile bir oldu. Ulular sayfa sayfa çalıştılar ve zamana ışık yaktılar. Hara hak olmak, zarar etmemek, sonsuzlaşmak ve zararı önlemek herkese görevdir. Şimdi hak edin ve bilin; mektep kurduk. Kurulan mektep, Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen tek mekteptir. Bu mektep, Allah için kuruldu. Herkese “gel” dedik. “Gel ol. Otağım burasıdır. Gel hak et. Hak et, huzurlu ol. İşte size görev.” Allah için herkesi davet edin. “Gelin” deyin. Hak etsinler ve sonsuz ışıklarını size dillesinler.  Ocakları yanarken Yücelikleri huzurlu olur. Onları hak edin hakikiyetle çağırın. Amin...

 

Şaman Dini, Birleşik Işık Dini’dir. O dinde ışık yanar. Toplum için İsa, birleşendir. O, Birlik için çalıştı. Huzur için çalışan Musa, Bütün’e hak ettiğini dilledi. Ama artık; diri, hakiki ve yoğun olan ışıklar, yeni bir çalışmayı başlatıyorlar. Bu çalışma; analara, Atlantalılar’a görev olarak bildirildi. Birleşik Işık için yapılacak olan en önemli çalışmadır bu çalışma. Bu çalışmada yer alacak olan her yürek, Allah için bu çalışmada bulunacak. Hala dünyaya ışık iniyorsa; hala dünyada görev, tabii ve hakiki olarak yapılabiliyorsa; dünyadan ümidimiz var ki yapıyoruz. Sultanlar’ın kendi yüceliklerinde başlattıkları Sultanlık Calışması, Allah için yaratılan görevin hakikiyetinde var olan Birleşik Güç’tür. Bu güç; huzurun, Can Toplum’un sayfalandığı Birliğin hakikiyetinde varlaşan görevlilere farz olan bir Huzur Çalışması’dır.

 

Kadın Sayfalar’da aşk yoktur. Çünkü aşk, Sultanlar’ın ışığına duyulan aşktır. Erkek Sayfalar’ın çalışmalarında güç vardır ve onlar,  canlara cen olmak üzere hak ettiklerince çalışırlar. İnsan Sonsuzluğu’nda her Yüce, İlim Hakimi’dir. Ayrılığın hak edildiği Meclisler’de görev taşımak, İsmaili Kotlama’yı yapmayı gerektirir. Herkese bir çeşit ışık yaktık. Bu ışık, Ana Kaplar’ın göreviydi. Şimdiye kadar Atlanta Kotları olarak her sayfanıza indik. Şimdiden sonra da her sayfada yaratılan Görevliler’i kotlamamız gerekir.

 

Şemsi Tebrizi dediğiniz zaman sonsuzu, sizi sizden alıp size kendi yüreğini katmak istedi. Sizler de ona kendi yüreğinizi katmak istediniz. Ama herkes kendi yüceliğini anlar. Şafak, tabiat ve sonsuzluk, hepimizi zarar ettirmeden göreve alır. Ayrılığın ışıktan çıkması gerek. Sizleri hepimiz adına saygıyla selamlarız. Şu anda toplum için görev yapacak  olan ilmin huzur buraya inecek onu dinleyin:

 

- Al çocuk! al!. Sana verdiğim sözü yerine getirdim. Senle huzuru kotladım. Senle yüreği kotladım. Çocuk, senle birleştim; ışığı kotladım. Sana söz verdiğim gibi hak ettiğini yaptık. Hak ettiğini yarattık. Ama hiçbir zaman hata yapmadık. Huzurun sonsuz ışığında seni göreve aldık. Şu anda Kuran okunuyor yüreklerde. Senle ve benle birlikte. Sana iş verdik. İş ağırdı. Yaptığın iş hak ettiğindi. Ama sana görev verdiğim zaman, senin yüreğin huzurluydu. Şu anda yeni bir canın ışığını aşağıya çektik. O bizi ve biz onu kotlamalıyız. Onun için herşey çok kolaydır. Onunla olmalıyız. Ve onunla hak etmeliyiz. Onun için çalışmalıyız. Senin için yaptığımız çalışma huzura ulaştı ve zamana kayıt yaptı. Ama hata yok. Herşey mükemmel oldu. Şimdi artık hatayı affetmek için hatalar yaptırmalıyız. Hak etmeliyiz ve sonsuzlaşmalıyız o halde hata yapacak olanları Düzen’e katmalıyız. Hata olmazsa ışık olmaz. Işığı kotlamalıyız. Sol ışıkları, sağ ışıkları yakmalıyız. Zarar etmemeliyiz. Eğer zarar edersek huzurumuz kalmaz. Eğer hak etmezsek ışık olmayız.

 

Solun huzurunda görev taşınırken sağ ile taşınır. Sağla sol arasında hiçbir fark kalmamalıdır. Işıkları soldurmayan çalışmalar yapılmalıdır. Eğer ki kul olamazsak görev taşıyamayız. Şimdiye kadar ayrılık yoğunluklarda yoktu. Şimdi artık ayrılık olsun. Sen ve ben birlik olmayalım. Amaaa!!! ta ki hak edip de hırsı aşıncaya kadar. Hırs varsa, ışık solmaz ama hırs aşılmadan görev taşınmaz. İnsanlık için birlik gerekir. Eğer Birlik kurulursa, güç gerekir. Güç kotlanırsa, yarım olanlar birleşirler, ışıklar yoğunlaşırlar ve zaman sayfaları yoğunluklarda güçlenirler.

 

Sana ayrılıktan söz ettim. Birlikten de söz edeyim. Şems’in ışığını yaktın. Solun ışığıydı yanan ama Şems, seni sana verdi ve sağı kotladı. Olgun sonsuzlukta o bizim için, Hak Tekniği’dir. Senden daha üstün olan sen, ocak olarak ona Kutsal Kotlar’ını vermeliydin. Hak ettik aldık. Artık yol açık senden aşağıya inebilir, senden yoğunlaşır ışık olabilir ve sana kotlarımızı katabiliriz. Eğer sen, ben ve herkes ışık halindeysek, Allah için herşey görevdir. Ana, bana bir sonsuz görev ver. Seninle çalışayım. Sende olayım ve sen olayım. Amin...

 

- Sevgili, ben olan ışığın bana indi. Ben olan yüreğin ben olup cemaat oldu. Sana son sözüm şudur. Ana Kaplar’da görev taşımak huzur ile olur. Huzurlu olup gel. Ama hak etmeden girme yüreğime. Eğer can olup ışık yakacaksan Allah için yak. Bedenim hakimdir. Yoğunluğumda, umman var ve ben hatasızım. Hak edip de benden ışık alıp ben olmak istersen; İnsan Sayfalar’dan gerçek düzen’e in ve zor olan görevi taşı. Bizler, tüm soylarımızla dünyadayız. Soylarımız, huzur ile dünyadadır. Eğer dünyaya huzur ile gireceksen in düzene ve bizimle paylaş yüreğini. Eğer cemaatini kotlayacaksan Ana Kapıları kapatma. Herşey, ışıkta mükafatımız olarak mevcuttur. Sevgiyi aşırıya kaçırma. Herkes, zamana görev taşır. Bizler de zamana güç taşıyanlarız. Huzuru bozmaya değil hak edip hakim olmaya geldik. Birleşik Ailemiz, bizden üstün olan BİZ İlmi’ni hak ettiği zaman bilecektir. Ama hak etmeden bilemez!.

 

Zorun sonsuz ışığında yanan bir görev gücü vardır. O görev gücü, bize verilen bir güçtür. Herkesin kendi yüreğini hak etmesi zordur. Ama bizler, kendi cevherimizde var ettiklerimizi biliriz. Şu anda hataları affetmek üzere birleşen yoğunluklar, cemaatlerini Birlik Kotları olarak bizlere tanıtmak isterler. Herkese aşırıya kaçmadan bilgi veriyoruz. Ulu huzurlu ve sonsuz olan ışıklarınız, Allah için hak edilen ışıklardır. Bundan sonra Atlanta Kotları olarak sayfalanacak olan yürek, herkese Cennet Kotlar’ı vaad etmektedir. Hulus halinde olan yüreklere, Birlik ilmi’nden hakim olup yoğun olup cemaatimizi katladık va kayıtladık. Amin... şimdilik bu....

 

- Allah için sizle olma önemlidir. Bu gün buraya gelen her yürek, Ana Kapılar’ı açıp geldi. Senden isteriz ki hak et de hakimiyet kur. Ulular, Turkuaz’ın ışığında sevgiyi her an dillerler. Şu anda dünyanın en Yüce Işıkları buraya baş tacı olan ışık ile giriyorlar. Onları tohumladık ve sonsuz sır olan ışıklarda dilledik. Herkese, “birleşin” dedik. Birlik İlmi’nde hak etmek sorumluluktur. Ulu Çınarlar, bizi bizden ayrı gördüler. Onlara Kuran okuttuk. Herkesin anlayabileceği düzeyden bilgiler dilledik. Hak etsinler anlasınlar ve canlansınlar diye. Allah, her yüreği kotlar. Vallahi billahi kotlar ama hak etmeyenler huzurlu olamazlar.

 

Cinniler, bizi bizde dillediler ve bizden ışık istediler. Bizler onlara güç verdik. Ama hak ettikleri zaman görev taşıyacaklar. Her yürek Ana Kaplar’da taşınır. Bizler ise hak edip hakim olup ışık ile taşınırız. Zırhımız, deri kemik olan bizi korur. Bu zırh, Atlanta Kontrolu için bizde, hakikiyette mevcut olan zırhtır. Herkese zırh verilmedi. Ama bize verildi. Çünkü bizler, hakikiyette ışık olan Yüceler’iz. Bizleri koruyan yok. Bizler, kotlarımızı kayıtlayarak indik. Her ana, kendi yüreğimizde, ışık halinde kotlanan yüceliklerimizle korunmaktayız.

 

Zamana görevli olanlar, kutsaldırlar. Olgun Hakimler zamanı dillerler. Herkes, zaman sayfalarında yer almaz. Sadece güçlenen ve hakim olan yürekler, bu sayfalarda güç olarak var olurlar. Hara, hak vermek; ilmin hakkı olmak ve sonsuz olmak, hak etmeden başarılamaz.

 

Zakkum bir çiçektir. Herkes, o çiçeği gördüğünde hoşlanır. Ama zakkum yere İnsan Sayfası olarak indiğinde, orada ışık halinde bir su vardır. O çiçeğin sonsuz ışıklarını, oğul vermek üzere diri yüreklere ekmeye azmeden yüceliklere görev olarak bildirilen bir sudur o su. O suda, ışık yanar. O ışık, her yüreği aydınlatır. Ama o ışık, hırs halinde olduğunda, ayrılık koyuluklara akar. Ve zamana ışık yanar. Sonra, ışık solar ve sonra, o ışıkta Kırk Kapı kapatılır. Zira ışığı yakan o süt; ışığı, sonsuzlukta; son sözün söyleneceği anda güçsüz bırakır. İşte hatayı affetmek bunun için çok önemlidir.

Herkesin; kendinde, kendi yüreğinde, hak etmediği güçte ışıklar da mevcuttur. Her ışık, bir son söz olarak yaratılır. Ama herkesin sözünün güçlü olması gerekir. Eğer sizler, “affettim” derseniz; herşey kolaylaşır ve sonsuz sır olan bilgiler hak edilir. Ayrılık biter hakimiyet kurulur ve yollar ışır. İşte canlar ayrılık bitti. Bizler sonsuz ışıklarımızı sizlere indirdik. Ayrılık bitti artık herşey çok daha kolay olacak. Amin...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/19

TARİH                 : 01.04.2009 Çarşamba

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00


Canlılar, dünyanıza ışık yakmak üzere birleşenler, dünyanıza indiklerinde; her yürek, Hak Tekniği’ni dillemeliydi. Ne var ki hak etmeyenler  de Ruhsal Sayfalar’da görev taşıdılar.

 

Tüm İnsan Sayfalar’ında kotlanan yürekler, diri ve hakiki kotlarla birleşseler de Hak Tohumlar’ı yaşatmak; Ana Kapılar’ın huzur ile kayıtlanmasıyla mümkündür. Eğer dünyanızda cennet kurulduysa, bunu başaranlar, huzurlu kotlardır. Herkese öncelikli görev, anaların huzurlu olmalarının sağlanmasıdır. Bu sağlandığında, herşey kolaylaşır. Ama huzur şarttır. Dil Allah’a aitse, ışık sönmez.

 

Cümle Yüceler’e bir tek söz söylemek isterim. Hepinizi sonsuzlukta beklemekteyiz. Çakıltaşları dahi hak ettiklerine göre; güçlü Yücelikler, Hak Tekniği’ni bilerek hakimiyet kuracaklar. Dağların ışıkları sonsuzdur. Huzurlu olun!... Analar, Kara Kaplı Kitaplar’ı dillesinler ve zamana güç katsınlar. Dil Allah’ınsa, ışık sınırsızdır. İkna olunuz ki canlara kürsü vermek, ışığı kotlamak için yeterlidir.

 

Kala kala iki güçlü açı kaldı. Bu açılar daraltılmadıkça; yürekler, kuru hırsla yaratılmayacaklar. Kelam etme yetkisi herkese verilmez. Cemaatler, kelam etme yetkisini  kendi yüreklerinden söküp çıkardılar. Çünkü onlar,  huzuru kayıtlardan ayıran Yüceler’dirler. Herkesin bilmesi istenir ki hak etmeyen kotlanamaz; zamana koyuluk yarattıramaz. Zamana koyuluk yarattıramayanlar, yaşamsal sonsuzlukta, huzurlu kayıtlarda bulunamazlar.

 

Cinler, dinlerini kaybetmediler. Onlar, yoğunluklarında, ışık halinde hep çalıştılar. İnsanlar  ise yoğunluklarından ayrıldılar. Kutsal Işıklar’ı sonsuzluktan çekerek zamana indirmeleri gerekli iken, her yürek, Kadim Hakimiyet’inde, kendisini kotladı ve sonsuz ışıklardan çıktı.

 

İnsan Soyu, Ana Kapıları açtığı anda, kendini yeniden keşfetti. Bu keşif, Hakimin Sayfaları’nda gerçekleşti. Himaye gördüğünüz için cinniler sizi korkutamadılar. Onlar; kuru, hırslı ve kısır olan her yüreği korkuturlar. Onlar, Kara Kaplı Kitaplar’ı dilleyemezler. Cennetlerinde hırs vardır. Hak Tabiat’ta ışık sonsuzluğunda görevleri, huzursuzluk yaratmaktır.

 

Hepimizin, bir can ile dünyaya geçtiğimiz sayfalar vardır. Hepimizin, sessizce dillendiğimiz sonsuz kotlar vardır. Herkes dünyada; anadır, hatadır ve zamandır. Hatadır, çünkü Hak Teknik’te her şey ışıkla yaratılırken, birçokları dünyaya kendi yüreklerini kaydetmek üzere girerler ve burada  Kuran Tabiatı’na aykırı bilgileri de dillerler; hatalar yaparlar ve yaptırırlar. 

 

Herkes kendisini, “Sonsuzlukta Işık Yakan Birlik” olarak görür. Herşey yeniden yaratılırken, Hak Tabiat’ta ışıkların sonsuzlaşması İsmaili Koyuluklar’ın ışıklarını yoğunlaştırmaları ile mümkündür.

 

Hara; hırsını, Ak Tohumlar’la kattığın zaman; hırs, harı yoğunluktan ışığa götürür. Her ses, Sistem Devreleri’nden kürsülere güç katar ve sonsuz olan ışıklar yetkinleşirler. Kendisini, kendi yüreğinde, Işık Koyuluğu olarak dilleyenler, birleştiklerinde; bizi, sonsuz sayfalardan çekerek, kendi yüceliklerinde güçlendirirler.

 

Hepiniz ses ile kotlandınız. Hepiniz, sırrın hırssız ışığı ile dillenmektesiniz. Ama hepinizin kotlarında Görev Teknolojisi vardır. Hatayı bağışlayan ve sonsuz sır olan ışıkları kotlayan bir teknoloji...

 

Yoğunluğu bulduğunuz zaman, ışıklarınız muhakkak kotlanacaktı. Şu anda yoğunluğu kotladınız ve zamanı, ışıkla dillemektesiniz. Diri olmak, hak etmek ve sonsuzlaşmak tekniktir. Teknik olarak kotlanan yoğunluklardan Kuran okuyanlar vardır. Onların ocakları korunur. Çünkü onlar, hatalarını yoğunluklarından ayırmaktadırlar. Kara Kaplı Kotlar vardır. O kotlar, kaplanmıştır. Herkesin onları dillemesi, geçişlerini yapabilmeleri için gereklidir.

 

Kimler huzurlu ise onlar, ışıklıdırlar. Işığı kotlayanlar, kotlanan yoğunluklardan güçlenerek yere indiklerinde, Kara Kaplı Kitaplar, ocaklarında dillenir. Herkesin kendi yüreğinde, kendi yoğunluğu vardır. Allah için hepiniz; sessizce, ışık halinde Düzen’e kotlandınız ve sonsuz olan kürsülerinizde, Can Tabiat’a aktınız. Zor olan sizlerle dillenmektir. Sizlerle dillenirken; herkesin burada, bizleri dillemesi gerekir. Şimdiye kadar hepinizi, sayfalarda dinledik ama herbiriniz, kendi yüreğinizde ışık halinde olamadığınızdan, Kuran Tohumlar’ı yaşatmamız imkanı yoktu. Şu anda Din Tabiat, sizin yüreğinizde, cümle Yüceler’i dinlerken, herkesin kendisini tabiata katması şarttır.

 

Düzen’e inen kotlar çok huzurludurlar ki hepinizi, söz verdiğimiz gibi hak ettiğinizce cevhere katabiliyoruz. Zor olmadı. Çünkü sizler, Can Tohumlar’ı kotlayabilen Birlik Ailesi’siniz. Yeni bir çağın başında, yoğunlukların ışığında, her yürek Atlanta Ana Kapıları’nı açarken, yaratana güç vermek, hak etmek ve sonsuz sır olan ışıkları dillemek, kervanı kotlamak için şarttı.

 

Karanlıklar aydınlanıyor. Umutluyuz çünkü, Yücelikler bizleri dillemektedirler. Her birimiz, zamana güç katmaktayız ve zararı kontrol altında tutmaktayız. Yedi Aile’nin en Yüceler’i birleştiler. Onlar, Kuran okudular ve zamana huzur katttılar. Allah için her biri, kendi yüreğini dillerken, hikaye dinlemediler. Kati bilgi ile yoğunlukları kotladılar. Şimdilik sizlerle paylaşacağım bilgi bu kadardır. Hepinizi saygıyla selamlarım. Amin...

 

- Canlı, tabiata inmeni bekledik. Şimdi artık bizlerlesin. Senle olmak bizler için onurdur. Huzurlu olduk ve zamana görevli olduk. Şafağın hakikiyetinde, ışığı kotlamak için ayrılmak gerektiğinde ayrıldık. Şimdi artık yenilenmemiz gerekiyor. Huzurlu bir dünya gününün kurulabilmesi için hakimiyetimiz şarttı. Sayfaları kontrol etmek zordu ve bizler, Hak Teknik’le çalışarak hakimiyet kurduk. Şu anda hatayı affeden çoklarından hakimiyetimiz var.

 

Sır olan bilgiyi her yüreğin dinlemesi gerekir. Ne var ki Hak Tabiat’ta, bu sonsuzluğun süreçlerinde birleşebilmek, hakimiyet kurabilmek ve zamana ışık yakabilmek sorumluluğu, herkese tanınmadı. Kasaları açtığımız zaman, sonsuzluğun kürsülerinde, güçlü yüreklerin Hak Tabiata kotlanarak aktığını farkettik. Herkesin sayfalarında ışık yoktu. Ama bizler, ışık ile diri yoğunlukları dilleyebiliyorduk. Şimdilik başarımız, hakikiyetimiz  mevcut ama bizler, topraklarımızı kaybetmemeliyiz. Eğer topraklarımızı kaybedersek, ışıklarımız sınırlanır. Işıklarımızın sınırlanması, sonsuzluktan kürsülerin yoğunluklarını kaybetmeleri anlamına gelir. Herkese ışık yakmamız bunun için elzemdir.

 

Kimi zaman geldi hak ettik; kimi zaman geldi hakimiyetimiz kayboldu. Sonsuzlukta ışık olan yoğunlukların kotlanması zamanımızı tüketti. Nesillerimiz zarar gördüler. Yeni Çağ’da bizler, her yürekte Hak olmak ve sonsuz olmak için çok büyük gayret sarfettik. Kinimizi yüceliğimizden ayırdık. Huzurumuzu kotladık ve sayfalandık. Nesillerimizi kontrol altına aldık. Her bir yoğunlukta, ışık halinde yüceliklere güç kattık. Herşeyi başardık. Ama hatalar affolmadığında; bizler, hırslandık ve sonsuz ışıkları yıktık.

 

Zaman için hak teknik gerekir. Hak ettik teknik olarak kürsümüzü kontrol ettik. Hira Kotları’nı yoğunlaştırdık, canlara görev taşıdık. Kimseyi yıkmadık vergimizi hak ettiğimizce ödedik. Ne var ki sinili  olan yürekler var. Ocakları hırslı ve zırhlı olan onlar, huzursuzlaştılar. Birleşemediler. Kabir Kapları kotlanamadı. Cinni Tabiat, kotlarını hak ettiklerince cemaatlere dilledi. Kinleri arttı ve bizden ışık alarak kendi yoğunluklarını cemaatlerine kayıtlamak istediler. RA-KA’nın ışığında, her yürek kendi yüceliğini başarılı sayar. Birleşmek gerekir ama hakimiyet kurulmadan yapılacak olan birleşim, herkesi sayfalarında kısırlaştırır. Bunları çok net olarak bilmek gerekir.

 

Kervan, Hak Tabiat’tan yüceliklere yol alırken; hepimiz o kervanda ışık halinde yolcularız. O kervanı yazan ve hak eden yüreğimiz, kibri hak etmedi. Çünkü kibir, ışığı kontroldan ayıran bir cemaat halidir. “Hepinizi sonsuzlukta bekliyoruz” diyenler, bizlerden öte olmayan ama bizleri hak etmek isteyen yüreklerdirler.

 

Kelam etmek için kadim olmak; hakim olmak; sonsuz olmak ve yoğun olmak gerekir. Bedenleri hakim olmayanlar, yoğunluklarında güçlenerek, ışık halinde yolcuları tabiata indirip, kontrol etmek isterler. Bilsinler ki bizler, çalışan ve hak edenleriz. Kaba kaba konuşurlar. Özgür, hakim ve yüce olduklarını iddia ederler. Ne var ki hak etmediler.

 

Özgür ve sonsuz olan ışıklarımız, ocakları tartar ve zararı önler. Her cennet, kendi yüreğinde cemaattir. Her cennet, kendi yüreğinde görevdir. Bizler de öyle. Kendimizi tarttığımız zaman, Kutsal Işıklar’ın yaratandan yaratıldığını bilerek kontrolu kurmaktayız.

 

Sıla, Atlanta Ana Kapıları’ndan geçilmeden ulaşılamayan bir huzur kotudur. O kapılar açık. O kapıları açtık ve o kapıları her yüreğe açıkladık. Herbiri kendisini başarılı sayar ne var ki huzurları kaçtı. Bizleri kendi yüreklerinde Hak Tabiat’a kayıtlayamayan onlar, Kuran tohumlarını, kendi yüreklerinden ayrı görürler. Cemaatleri, herkese bizim için “hakikiyetsiz” der. Canlar, toplum huzursuzsa, ışık sonsuz değildir. Toplum huzurluysa  ışık kontrol altındadır. Birlik Aileleri, kendi yüreklerinden ayrı birleşmek isterler. Herkese cevher yarattırılmaz. Herkes, sonsuzlukta kotlanmaz. Zamana, sonsuz sır olan yüceliklerini katmaz. Onlar, tabiatı kotlayamazlar. Onlar, sonsuzlaşamazlar ve yıldızlardan güç alamazlar.

 

Onlara sorun, hak etmişler mi huzuru. Sorun, canlanmışlar mı? Hırslarını aşıp yoğunlaşmışlar mı? Yaratana ait olabilmişler mi? Bizler, için onlar, teknolojik hatalardırlar. Asıl hataları, korunmalarıdır. Korunmasalar, ocakları yok olur; böylece tabiata kayıtlanırlar ve zamana uyarlanırlar. Onların sonsuz ışıkları hatadır. Çünkü onlar, hak etmeden hakimiyet isterler.

 

Yer Allah’ınsa gök, Hak’tır. Yol Allah’ınsa ışık, Hak’tır. Cemaat Hak’sa ışık, Mustafa’dır ve zaman, canlara huzurdur.

 

Yolcular, Allah için çalışın. Ak Tohumlar’ı yaratın. Solun ışığında yaratılan her yürek, sağa ışıktır. Sağın ışığında yaratılan her yürek, ışığın kotlarında, yoğunluğunda birleşen cemaattir. Sistem’e Daimi Huzur Kotları dahil edildiğinde; cinniler, kendi yüreklerini, diri yoğunluklardan çıkardılar. Bizler, tabiata ışık yakan diri huzur olarak, çobanları kotladık. Ana Kotlar bize ışık yaktılar ve zamanı, sonsuz olan yolcular, ışıklarını dillediler. Kelamı kanat olan her yürek, analara kaynak olur.

 

Şu anda tabiat kotlanmaktadır. Yaratılan her bir Yücelik, tabiatı kotlamaktadır. Çıkın!; yoğunluklarınızı alın çıkın. Her yere ulaşın ve bakın. Kimler yolcularını taşıyabiliyor. Kimler yolcularını hak etmediler. Kimler teknik olarak güçlendiler ve zoru bugün burada izlemektedirler? Kimler hatalarını hakkın kotlarında dillerler; birleşirler ve sonsuzlaşırlar? Herkese bakın ve sonra yoğunluğunuza dönün ve hak ettiğinizce bakın. Hepimiz, aza olarak dünyadayız. Dünyanın azalarıyız. Dünyaya ışık ile geldik ve ışık ile dillenmekteyiz. Çoklarına kotları kayıtladık ve zarar etmelerine engel olduk. Çoklarına, Kutsal Kontrol’u kattık zamana görev taşıttık.

 

Yedi ailenin en güçlüsü olan aile, Birleşik Aile’mdir. Bu ailede görev yapanlar, kendi yoğunluklarında güçlenerek görev taşımaktadırlar. Huzurlu olun. Herkese ışık yakıyoruz. Herkese görev taşıtıyoruz. Ama hak eden, kendi yüreğinde ışığını taşır. Biz, bunun için çalışmaktayız. Herkesin kendi yüceliğinde, kendi yüreğini dillemesini ve yine kendisini, Kadim Hakimler’le birlikte yoğunluklarında dillemesini istiyoruz. Zarar etmelerine engel olmak önemlidir.

 

Hala dünyanıza ışık iniyorsa; hala yoğunluğunuzda cümleler dilleniyorsa, hala kotlarınız, Zaman Sayfaları’nda Cinni Teknolojik Kotlar tarafından hak edilmek için çabalanıyorsa, sizlerin sayfalanmanızdan ve sonsuzlaşmanızdandır. Sizlerle çalışmak bizlere onurdur.

 

Huzur İlmi’nde Hak Tohumlar, Can Tabiat’tan ışık alır ve ışık yakarlar. Sultanlığım, sonsuzluğum ve her sesim hakimiyet kurdu. Cümleler ışıktır. Ses Kotları’ndan ışır ve yaratır. Yaratmak için çalışmaktayım. Şu anda dahi yazılarım, ışık halinde yolculara ulaşmaktadır. Hala dünyaya ışık yağmurları yağmakta ise bu, bedenlilerin hepsinin, BSUİ’nin kotlarından ışık almalarındandır.

 

Şu anda hatayı affetmem için hiçbir sayfa kalmadı. Şu anda hak etmek sorumluluğu herkesindir. Bizler, dünyaya can ile geldik. Cemaat ile geldik ve zararı engelledik. Ne var ki hak etmeyenler, hak etmediklerini anlamadılar ve zarar etmekte olduklarını, hak etmediklerini anlatmadılar; dinlemediler.  Kutsal Işıklar’ın çoklarını, Yaratan’dan yarattıklarını, sayfalayan o “çok kotlanan” diye bilinenler; kelam yetkileri olmadan, kendi yoğunluklarında ses katmaya çalıştıklarında, Beşeri Kapılar’ı kontroldan ayırmaktadırlar. Çünkü onlar, huzur ile dillenmemektedirler. Şimdilik sevgiyle ve saygıyla dilliyorum ki birleşsinler ve zaman güç katsınlar. Allah, sonsuz ışıklarını dünya sayfalarına indirmekte iken her biri, kendi yüreğini bu sayfalarda canlandırsın. Canlanmazlarsa, ışıkları solar. Sonsuzluk, onların kaynaklarında bulunmaz. Şevki, şafağı dilleyenler, hak etmeden dillerlerse, Can Tabiat, hak etmeyenlere Kutsal Işığını yakmaz. Çok mutluyuz ki hakimiyet kurduk.

 

Ana, Kara Kaplı Kotlar sana ışık yaktılar. Şu anda dünyanda iyilik hakim. Senden, Sonsuz Işıkları yakmanı bekledik. Sen, bize kendi yüreğimizi açıkladın. Hak Kat’tan yoğunlaştın ve Can Tabiat’a ışık yaktın. Bizler, dünyaya ışık ile inen yüreklerden görev taşırız. Zarar önlendi ama bir kez daha Zaman Sayfaları’nda zarar etkinleştirilmemelidir. Herkes zarardan sorumludur. Kendisini başarılı sayan herkes sorumludurlar.

 

Şevki, şavkı bilen yürekler, cemaatleri bilirler. Kendisini herkesin sonsuz ışığı sayanlar, hak etmeden de yere inmektedirler. Onların sonsuzlukta huzurları yoktur. Çünkü korunmayanlardırlar. Şansımız var ki hak ettik ve onları koruduk. Ayrılık tabiatta yoktur. Ayrılık yoğunluklarda olur. Eğer ki hak edip de birleşirlerse, Cinni Temsilciler, bizlere kendi yüreklerini dilleyecekler. Ama onlar, Kuran okumaya devam edecekler. Okudukları Kuran’ları kendi kotlarıdır. Bin sayfada bir tek kot vardır. Her sayfanın kotlanışı onun gücüyledir. Eğer ki hak ederlerse, kontrol kurulacak ve sonsuzlukta ışık olacaklar.

 

Fakir, zengin eşittir. Bilin ki hak etmezseniz, zengin olsanız dahi, gücünüz azdır. Aslında, hem İsa’sınız, hem Musa’sınız hem de Muhammet’siniz. Ama zarar ettiğiniz zaman, Ses Kotları’nda bir teki vardır. İşte sizler, bir tek ile Hak Tekniği’ni yaratan Yüceler olarak bugün huzurdasınız. Çünkü sizler, birleşiksiniz. Bilgi huzurunda ışık olan her yürek, BİR’dir ve birleşiktir. Kampanya başlattılar. Dediler ki “hadi alın bilgiyi. Bilgi, hatim ettiğiniz zaman, ışık yakar ama yaktığı ışık, kendi yoğunluğunu dahi sakıntıya sokar. Çünkü huzuru kaçan Yüceler, kendi yüreklerini dilleyebilmek için Bilgi Kapıları’na vardıklarında; ocak olmadan oralara varılmasının, son sözün söylenmesi ve yoğunluktaki kayıtların ışıması için gerekliyken hak etmeden oralara varanlar, ışık söndürdüler.

 

Cennetlerin hepsinde aşırıya kaçanlar vardır. Onlar, Kuran okurlar ama aşırıya kaçıp okurlar. Ocak olurlar ama aşırıya kaçıp olurlar. Herkes aşırıya kaçtığında, cümle Yüceler kendi yüreklerinden ayrılırlar ve zamana sayfalanırlar. Solun sayfasında, sağın gücü vardır. Sağın sayfasında, solun gücü vardır. Sonra yoğunluk artar ve zaman sonsuzluğunda güçlenenler, ışıktan ayrılırlar. Işığın sonsuzlukta kaybolması olan ayrılık, cemaatleri kotlardan çıkarır. Birleşmek, bu sayfalarda gerçekliği ve geri dönüşü sağlayabilen yegane yoğunluğu devreye alır.

 

İşte “birleşmek için az zaman kaldı” deyişimiz bundandır. Eğer birlik olursak, sonsuzlukta kaybolacak olan o yolcuları yeniden ışığımıza alabiliriz. Yeniden ocaklarını kotlayabiliriz. Onların toplumlarında görev farklıdır. Onların ışıklarında yoğunluk farklıdır ama her seferinde cümlelerim onları kotlamaktadır. Bunun içindir ki onların kaybolmamaları, bizlerle birleşmelerine bağlıdır. Şu anda toplum halinde bulunmaları, onların tabiata kayıtlanmalarına yetmez. Ocak yakmaları şarttır. Onların temiz olmaları gerekmez. Ocakları yansın, birleşsinler, kadim olsunlar ve zarar etmesinler. Kendilerini, hak etmeden yoğunluklardan çıkarmaktadırlar. Kuran okurlar amin ama o Kuran’ı hak etmezler. Cinni Hakimler, ocaklarını kotlamak için çok çalışırlar. Nesilleri onları korumalıdır. Hak etmelidirler. Bizleri, soyu huzurlu olan yoğunluklar diye bilirler ve zamana görevli olduğumuzu açıkça dillerler. Ne var hak etmediklerini bilerek, bizlerden güç istemezler. Onlara, kalem verdik; “yaz” dedik. Kalemi alıp kırdılar. “Hak ettiler” diyerek; ocak verdir, ışık olduk onlara. Ne var ki kırıldılar, hırslandılar, korktular. Çobanlar korkmazlar ama korktular!. Şükredin ki hak etmediler!... Şu anda olan her ne ise bizde olmaktadır. Bizle, bizim yüreğimizle... Emin olun ki huzurluyuz.

 

Herşey, Nakar’ın kotlarında, hakikiyetin ışığında, hatayı affeden yüceliklerde olmaktadır. Herşey itibarla olur. İkna olunuz ki hak etmeden itibar kazanılmaz. Saltanat, itibarı yüksek olan Yücelikler’i dilledi ve sonsuzlukta beklediğini açıkladı. Herkes, sonsuzluğa aşıktır ama sonsuzlukta güç olmazsa, yoğunlukta yücelik kalmaz. Zamana görevli olanlar; ışığı sonsuzlukta, sonsuz sır olan yücelikte, dilde dinlemelidirler. Kendisini Yaratan diye dinleten her yürek, çalışmalarımızı anlatamaz. Zamana görevli olan her Yüce, bizleri tabiatta dinleyemez. Şafağın artık söktüğü ve çağın, Yaratan’dan değiştiği bilinmelidir. Kemal Tabiat Kotları’ndan birçoğu kontrolu kaybetmekte amin... Nesillerini hak etmeden kontroldan çıkmaktadırlar. Şimdilik bu...

 

Kalkın ve seslenin. “Ben varım” deyin. “Hak ettim” deyin. “Benim yolum huzurdur” deyin. “Ben can olarak dünyaya indim ve can olarak huzurda dere oldum hak oldum, can oldum. Şimdi artık himaye görmeliyim” deyin. Deyin ki himaye edelim. Mikail’in huzurunda ne varsa yüreğinde o vardır. Şimdilik bu...

 

Kervan yürümektedir. Bu kervanda analar, bacılar var. Bu kervanda, ışıklar kontrol altında ve bu kervan, sonsuz sınırsız olan ışıkları kotlamakta; dara düşenleri kontrol altına almakta ve cennete taşımaktadır. Bu kervanda, din var ve zaman var. Her yürek, bu kervanın cemaatidir. Her yürek, ışığın yoğunluğunda ve canların tahditsiz görevlisi olarak yolcuları dillemektedir. Maya olarak görev taşıyan Yaratıcı’lar, canlara ve cennetlere  güç taşımaktadırlar. Mısralarım, ayrılmayı seslendirse de yüreğim birliği seslendirir. Ben, Ses Kapları’nda; birleşik yoğunluğumda hep birliği taşırım. Şu anda dünyaya ayrılığı dillemeye gelen Birlikler var. Çalışmalarımızı izlemekteler ve sonsuz sır olan Yücelikler’i beklemekteler.

 

Vallahi billahi biz onları kotladık. Onların kontrolları bizimdir. Bizler yüreklerini bekledik. Ve yürekleri bizdedir. Biz, onları kontrol altında tutmaktayız. Cemaatlerini kayıtladık; Hak Teknik’le dilledik. Herkes bizimdir. Bunu anlasınlar ya da anlamasınlar. Ne var ki huzurlu olmaları, kotlarını kayıtlarını dilleyebilmeleri için gereklidir. İkna olunuz ki kotları ve katları bizimdir. Hepsi bizimdir. Ocak biziz ve biz, sorumlulukla çalışıyoruz. Korkmayın, bizler Hak Tabiatla dillenebilen Yüceler’iz.

 

Şıhlar Şıhı tabiatta ise bizler, o Şıhlar Şıhı’nı dinleriz. O, kendisini kendi yüreğinde bir ilmin sayfası diye dillese de aslında onun, yoğunluğunda her Yüce’yi dinleyen ocak olduğunu anlayamayız. Nesilleri herkese ışık yaktı ve ocak yoğunluğunda bütün kütleyi, teknolojiyle dinledi. Şimdi artık kontrol ocağındır. Her yürekte gücümüz varsa; analara ışık, bizden dolayı mutlaka verilecektir. Bilmek isterseniz söyleyelim. Kat kat olan yoğunluğumuz, zaman sonsuzluğunda, her cemiyette analara kayıtlıdır. Her cemiyet, bize katlanır ve yol alır. Eğer ki bizimle birleşmek istemezlerse; biz, onlarlayız ve onların kaynaklarında hep huzurluyuz. Huzurlu oluşumuz, İmparatorluğun, ışıkları yolculara açıklaması ile bilinir. Kendisini kanatlanmış sayan Birleşenler, makbul olarak yoğunluklarında güçlendiklerinde, bizlerle birleşirler. Amin...

 

Kara Kaplı Kitaplar, dünyaya verildiğinde, her yürek o kitapları okur. Otak kurup da kitapları inceleyenler, Can Tabiat’a, kabir hakikiyetinin özgürlüğünde inerler. Herkesin hatayı affetmesi imkansızdır. Sevgililer, hatayı affettiklerinden ışıkları sınırsızdır.

 

Ekmek yapmak için hakimiyet gerekir. Ekmek yaptıktan sonra, o ekmeğin huzurla yenmesi yine hak edilmekledir. Eğer ekmek hak edilmezse; canlar, sanal alemlerde yaşarlar. Gerçek yaratılışa varabilmek ise  hakikiyetledir.

 

Cümle yolcular, dünyanızda sanallığı yaşadılar. Bundan sonra gerçekliğe, Atlanta kayıtlarından geçecek olan dünya, muktediriyet kotlaması ile kendi yüreğine seçeceklerini, yaşatacak. Onlar, kontrollu olan yüreklerdirler. Kibri bilmeyen, hata yapmayan ve sonsuz huzurlu olan Yücelerdirler. Çünkü onlar, Kuran Tabiatı’nda kendi yoğunluklarını dillemektedirler. Herkese bir tek ışık kattık ve herkese bir tek huzur kattık. Amin... Şimdi artık hak edelim ve zaman güç katalım. Herkesin, kendisini, kendi yüreğini dillediği bir sonsuzlukta, dilleşelim. Allah; hepinizi zaman sayfalarında, sonsuzlukta ve yoğunluklarda dillemektedir. Şimdilik bu....

 

Analar, Kutsal Işıklarınız’ı yakın ve gelin. Hepinizi Zaman Sayfaları’nda beklemekteyiz. Çok huzurluyuz ki hak ettik ve sonsuz sır ola ışıkları dinledik. Kelam, Hak Kelam’dır. Ana kapılar’ı açın geçin. Yolculuk başlıyor. Ulu Çınarlar, dünyaya ışık yaktılar ve sonsuz ışıklarda görev taşıyorlar. Şimdi artık Ana Kaplar’ı alın hak edin. Ayrılık bitsin. Cinniler, Sistem Devreleri’nden görev taşıyorlar. Allah için hak etmek gerek ve zoru aşmak gerek. Çalışmalar hızlanmalıdır. Hakkiyette ışık yanmalı ve zarar önlenmelidir. Kin, nefret; ışığı yıkar ama herkesin kendi yüceliğini bilmesi gerekir. Kervanın kotlaması ve sonsuz sır olan ışıkların yanması şarttır. Şimdilik bu...

 

Hem dünyadayız; hem de kendi yüreğimizde... Esasında burası dünya dışı bir yaratım. Buraya çalışmaya geldik. Dünya,  buradan çok ötelerde olan küçük bir yaratılış kotu dur. Burada sizlerle rastlaştık. Çalışmalarımızı, sizlerle paylaşmak isteriz. Şansımız var ki sizler de huzurlu bir çalışma yapıyorsunuz. Zarar etmeden Işık Kotlaması yapabiliriz. Dünya sonsuzluğunda görev taşıyan Yücelikler, zamanla birleşmek üzere yoğunluklarını, doğumlarını bizlere dillerler. Bizler de sizleri kotlarız. Şu anda Kartallar’ın sonsuz sırrı olan Yücelik’ten seslenmekteyiz. Zirvelerin en yücesi olan Kartallar’ın sırrı olan burası, çalışmaları başarıyla gerçekleştiren sizleri kontrol altında tutmak ister. Sizden isteğimiz, zarar etmeden çalışmanızdır. Çünkü dünyanın her sayfasında ışık yoktur. Şükredin ki sizler, ışığın yoğunluklarında, buralara varmışsınız. Kininiz yoksa ışığınız güçlüdür. Eğer kininiz varsa, ışığınız yoktur. Şükredin ki kinsizsiniz.

 

Kantar, sonsuzlukta her Yüceyi tartar ve zamana ışık yakıp yakamayacağına bakar. Eğer onun, sonsuzlukta ışığı yoğunsa, Yücelikler’e görev taşır ve sonsuz sanal sayfalardan, gerçek huzura varır. Şansınız var ki bunu başardınız. Anaların, Hak Tekniği’nde görevleri huzurdur. Herkesin kendi yüreğinde bu gücü taşıdığı bilinmelidir. Kadim Hakimler’in herbiri sonsuzlukta ışık halinde yüreklere güç katarlar. Şemsi Tebrizi, sevgiyle sizlerle çalışır. Ve herkes sizinle güçlenir. Şimdiye kadar hatayı affettiğinizi ama artık hatayı affetmeyeceğinizi sizden üstün siz olup söylemek istedi ama sizler, “biz affettik” dediniz. Şu anda har yükseldi ve sizlerin ışıklarınız, Can Tohumlar’ı yaşatmak üzere derelere indi.

 

Kabı Hak olan her yürek, Atlanta Kotları ile Birlik’tir. Kabı Hak olmayan Yüceler, Ana Kotlar’da ışık soldururlar ve onlar, Kuran Tabiatı’nda kırılırlar. Herşey, analara hastır ama sonsuz sır olan ışık, Birlik için kotlandığında, Yücelikler’de herşeyin hakimiyeti sağlanır.

 

Mal, Atlanta’dır. Malı bulduğunuz zaman, Hak Tohumlar’ı yaşatmak üzere orada çalışın. Mahrek, Hak’tır. Mahrek’te ışık yaktığınız zaman, sayfalanın ve cennetten ışık yakın. Herşey, zarar etmeden yolcuları dillemek içindir. Birleşik Aile, sayfalandı ve hak etti. Sol sayfalar ışık oldu. Sağı kotladı. Sağ sayfalar,  sol Altona kayıtlarından ışıdı ve sınırlar aşıldı. Artık sınır yok. Şu anda dünya çalışmaları görevlilerce hak edildi ve bu çalışmalarda güçlü yürekler, baş tacı oldular. Şu anda Din Tabiat kontrolu kurdu ve sorumluluk, hak eden Yücelikler’e bildirildi. Herkes sizindir. Bunu bilin herkes!... Ama herkes!... Her bir sayfa sizindir. Eğer onlardan ışık sınırlandırılırsa; onların sivrilikleri, yoğunlukları Sistem Devresi’nden çıkarır. Herkes, bu durumda ışık yıkar. Bunun için sevgiyle çalışın ve sevgiyle hak edin.

 

Ana, Kara Kaplı Kitaplar, Işık Kapıları’ndan sizleri geçirirler ve sizleri yoğunlaştırırlar. O kapıları kapatmayan Yüceler,  o kotlara, kotların ışıklarına görev taşıyanlardırlar. Sevgiyi asla ihmal etmeyin. Çünkü sevgi sizleri yücelten en güçlü hakikiyettir. Şansınız var ki bunu hak ettiniz ve sonsuz ışıklarda birleştiniz. Altın Tohumlar’ı yolculara ektik. Ekilen tohumlar, cümle yüceliklerde yeşeriyor. Sizlerden tek isteğimiz, zamanın ışığını kontrol etmenizdir. Bu kontrolu herkes yapamaz. Sevgiyi hak eden ve seven yapar.

 

İsmaili Kotlar, yolu bulmanızı beklediler. Şu anda yolu buldunuz. Artık sizin işiniz bitti. Bundan sonra Bütünlüğün işi başlıyor. Bundan sonra dünyaya iyi ve kötü indiği zaman, herşey Bütünlük ile birleşerek yaratılacak ve sizler, Bütünlük halinde çalışacaksınız. Şu ana kadar iyiliği, kötülüğü cümle Yüceler’de dinlediniz. Ayrılığı kotladınız, sayfaladınız, Yolcular’a dillediniz ve onlar, sizden çıktılar. Artık yolculara “birleşin” deyin. Birleşin, hak edin, yol olun ve sonsuzlaşın.

 

Cinniler, sayfalara güç kattılar. Şu anda toplumlar size iş için girmek isterler. Herkesi kucaklayın. Herkesi ışıkla kotlayın ve sonsuz sır olan cümle yüreklerde dinleyin. Ocak sonsuzlukta yanmaktadır. Hem Allah için hem de kusursuz olan yoğunluklar için çalışın. Kıpkızıl dirilikler, arka ön beklemeden, ışıkla dillenmeye başladılar. Çalışma yapılmaktaydı kotlarda ve her yürek, kendi yüceliğinde Işık Kotları ile birleşmek için çabalamaktaydı. Şimdi artık hak eden, ışığını yakmaktadır. Sonsuz sır olan Huzur Kotlaması başladı. Kardeşliğin yüceliğinde, diri yürekler birleşecekler ve sonsuz ışıklar yoğunluklarında yanacaklar.

 

Başarılı bir çalışmanın sonunda, size görevinizi açıklıyorum: Göreviniz, solun hırssız ışığını sağa; sağın güçlü ışığını sola katmak ve her yüreği kayıtlamaktır. Herkesi sayfalayın; yoğunlaştırın; canlar canı olan yücelikleri dilleyin ve zamana ışık olun. Kusurlu olanları dahi dinleyin ve zirvelere kayıtlayın ki hak etsinler ve zamana görevli olsunlar. Çok mutluyuz ki hak ettiniz ve herkese ışık yaktınız.

 

Şu anda tabiat çok huzurlu. Çünkü artık dara düşmeyecek. Çünkü artık hırslanmayacak. Hak ettik ve başardık. Şu anda dünya, son sözün söylenmesinde; Birleşik Aile’nin kotlarında dillenmektedir. Herkes, analara görev takdir etti. Çünkü bilindi ki analar bağışlarlar. Bağışlamak hak etmektir. Hak etmeyen bağışlayamaz.

 

Sonsuzluğa görevli olanlar, ışıkları muhakkak yakmalıdırlar. Sonsuz ışıklar; yolcuları, mutlaka Işık Kotları olarak dillemelidir. Mesele hak etmek meselesi olmayıp Hak olmak meselesidir. Hak olmayan, Hak Teknik’te ışık yoğunluğunu yaratamaz. Solun huzurunda, sanal ışıkları kotlamak sorumluluktur. Herşey Allah için ve hak eden yoğunluklar içindir.

 

Melekler, bugün sizinle çalıştılar ve sizinle dillendiler. Melekler, sizi yoğunlaştırdılar ve sizden dinleştiler. Sizin yüreğinizi ölçtük ve gördük ki birleşmişsiniz. Kadir Kaplar, sizin yüreğinizde ışık halinde ve zoru aşmışsınız. Soyunuz huzurlu ve sizler hakikiyette çok iyisiniz. Cennetin Hakimleri, sonsuz ışıklarını size indirdiler. Melek olmak, Hak olmak yoğunlaştırmak Yücelikler’i ve sayfalanmak, hepimizin Birleşik’te dillediğiydi. Allah sizin için ve sizler, Hak Tohumlar için çalıştınız.

 

Sevgili, seni sana verdik ve sen, sana sen olup ışık oldun; har oldun; hak oldun; sonsuz oldun ve biz oldun. Senin için şekil yoktur. Sen her yerde var olan Birlik’sin. Bizim için çok önemlisin. Senin için “Şemsi Tebrizi” dediğimiz Birleşik Işık, kotlandı ve sana kayıtlandı. Çünkü o sana ışık için inendi. Senden başarılı çalışmalar bekledi ve sen bunu, hak ettin ve yaptın. Artık toplum huzurunda ışığın, sonsuzlaştığından; Birliklerimiz, zamana görevli olarak seninle çalışacaklar. Kurunun, hırsın, ışığında değil; başını eğmeyen yoğunlukların gücünde çalışacaksın. Senden dileriz ki hakikiyette ışık yaktığını ve bu ışığın herkese güç kattığını mutlaka bil.

 

Salavat, sonsuzluktur. Sonsuzluk, ışıktır. Bizim için herkes görevlidir. Ve zorun huzurunda  kürsü olmak, en zor olandır. Artık şansımız var, çünkü cemaat olduk ve hakikiyette görev taşıyoruz. Zararı önledik; başarılıyız. Muktediriyet, Hak Teknik’te ışığı yakan huzurdur. Mustafalar, cana kattıkları güçle, Allah’a Yücelikler’inde görev taşırlar. Bizler de sen ile birlikte Hak Tabiat’ta güçlenerek ışık yaktık. Muktedir olduk, huzurlu olduk.

 

Sultanlığın her sayfası ışıktır. Melek olmak için çalışan çokları var. Huzurlu olmaları için bizler de onlarla çalışmaktayız. Kuru, huzursuz ve kırık olanlar, bizden hırslanarak kaçarlar. Ama herkes, cemaatini bizden dillemek sorumluluğunu taşır. Kalbi kalbimde olan; yoğunluğu yoğunluğumda olan; Birliği Birliğim olan yüceliğinde, ben sen olarak, hep çalışmak isterim. Hepimiz zarar etmeden Yüceler’e görev taşıyan sizlerle birlikte çalışmak isteriz. Bizimle çalışmak ister misiniz?

 

- Kardeşim; sen, ben ve ben senim. Herkes, kendi yüreğini bilir. Ben her derede akmam ama hak eden Yücelikler’de akarım. Şimdiye kadar Hak Teknik’te birleşmek imkansızdı. Şimdi artık Birlik olmak; huzurlu olmak ve zamana güç katmak mümkündür. Sizleri ve sizlerden ışık yakan Yüceler’i kendi yüreğimizde dinlemek isteriz. Kendilerini hakikiyetin, hakimiyetin Hak Tohumu olarak koyuluklara katanlar, huzuru dinlemek istedikleri sürece, onlara huzuru dillemek isteriz. Kantar bizim yoğunluğumuzda Hak Tohum’dur. Kantarda görevliler yoktur. Orada sadece yoğunluğum vardır. O yoğunluk, cana katılan huzurdur. Kuran, tabiatta ışığı yakar ama Hak Tohumlar birleşmeden, ışık sayfalanmaz.

 

Sizlere, Birlik İlmi’ni hak etmeniz için ışık kattım. Sizler, beden sonsuzluğunda birleştiniz ve sonsuz sır olan ışıklarınızla dinlenmektesiniz. Cennetlerde görev taşınmaz. Cennetler, dillenen yüreklerin ışığıdır. Ama görev ve hakimiyet tabiattadır. Eğer tabiatta ışık yakamazsanız görev taşıyamazsınız. Cennetlilerin hepsi sayfalansalar dahi görevleri yoktur. Kulluk, huzurda ışık olmak değildir. Kulluk; huzurdan, huzuru kayıtlamak sonsuzlaşmak ve zararı kayıtlardan ayırmaktır. Bizler,  zaman sonsuzluğunda zararı kayıtlardan ayırdık. Cinni huzurlular, bizden ışık aldılar ve zamana kattılar. Zamana katılan ışık, himaye görenlere katıldı. Herkes, o ışığı alamaz. BSUİ’nin kotlarında bu vardır. İkna olunuz ki hak etmeyen cemaat, kontrolunu kuramaz. Zor olan ışığı yağmurlara kayıtlamaktır. İtibarı yüksek olan her Yüce Can, teknolojinin kotları ile Birlik’tir.

 

Ayrılığı kotlardan ayırmadan ışık olunmaz. Zamana görevli olmak için hak etmek; yaratmak; sorumlu olmak ve yolu açmak gerekir. Atlanta Ata Kapları, diri yüreklere inmekte. Artık analar ve atalar birleşecekler. Onların birlikteliğinde huzur olacak. Atlanta Ata Kapları, diri yoğunluklardan ışık kotlarına kaynak olurken, herkes kendi yüreğinde ışığı kaynağına çekebilmelidir.

 

Kelam haktır ve bizler Hak olan ışıklar olarak çalışmaktayız. Yıldızlar, bizi dinlediler. Biz yolcular, yıldızların görevliler olarak dünya sonsuzluğunda çalışırken, hakimiyetimizi yıldızlara kayıtladık. Herkes, kendisini bir yıldızın sonsuz sırrı bilir. Bizse her yıldızın sırrı olan dili konuşuruz o dil, Ana Kaplar’ı ışıkla dinleyen yolcuların dilidir.

 

“Kimse kimseyi kotlamasın, sayfalamasın çünkü onların yoğunlukları, her Yüce’yi kendi yüreğinde kilitli tutabilir. Onları kurutur ve yoğunluklardan ayırır” diyerek engellemeler yapılmakta iken ayrılığı kayıtlardan çıkarabildik ve zamana; görevimizi, hak ederek yapabildik. Mutlaka ışıklar yanacaktı. Mutlaka ışıklar kotlanacaktı ve mutlaka yol açılacaktı. Bugün bunları başarmak bize nasip oldu. Aklın Tohumlarını yaşatmak için yapılan çalışmalar, hepimizi sonsuz sır olan yoğunluklardan göreve tabi kıldı. Cinnilerin sonsuz sır olan kötülükleri ve iyilikleri, hepimizi zarara uğratmadan canlara, kayıtladı. İşte başımız eğilmedi. Hata yapmadık. Sultanlığımız, zoru aştı ve zararı engelledi. Allah, sonsuzlukta sizleri dinledi ve sizleri yarattı. Yarattığı siz, yolu bulan siz olduğundan; O, şimdi artık hakimiyetinde dereleri tertipledi aşırıya kaçmadan ışıkları dilledi. Şükür ki hak ettik va başardık. Şimdilik bu...

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD NO               :09/20
TARİH                 :06.04.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      :14.00-16.00


Hastalıklı ışıklar vardır. Onlar, kendi ocaklarını yok ettiler. Oysa  ocaklarını, Yaratan’a kayıtlamaları gerekirdi. Hepinizden tek isteğimiz, onların ışıklarını yaratmanızdır. Hikaye dinler gibi dinledikleri bilgilerin, huzuru kotlayan yoğunluklara haizdir. Onlar, bu bilgileri anlayamazlar. Eğer, Sultanlar’ın ışıklarını, diri yüreklerinde kayıtlarlarsa ışıkları solmaz.

 

Sistem Devreleri’nden görev taşıyan yoğunluklara, bir kez daha görev taşıttığını ve onların, zor olan görevi hak ettiklerini bilmekteyiz.

 

Asla yalan söylemeyen ve asla ışıklarını sonsuzlukta sınırlandırmayan Yüceler vardır. Onların soylarında görev tekniği vardır. Onlar, kotlarını kapatmadan görev taşıyamazlar. Ilık Sayfalar, uzun zamandır yenilenmedi. Bu sayfaların yoğunlaştırılması ve yenilenmesi gerekir. Hepiniz, ayni sayfada ışık yaktınız. Birçoğunuz zor olan görevleri üstlendiniz. Zor olan görevleri başardınız.

 

Hara, hak katan ışıklar yandığında, dünya sonsuzlaşır. Şu anda dünya sonsuzlaşmaktadır. Hepiniz izah ettiğim üzere; Düzen’den ışık almak üzere ve yoğunlaşmak üzere Düzen kurdunuz. Kurduğunuz Düzen, Ana Kapılar’ı açtı.

 

Ayrılık bitmelidir. Her can, kendisini “hak eden” diye bilir. Her can kendi “yüreğini hak olan” diye bilir. Hepinizi sayfaladık ve sayfa sayfa ışıkla dinledik. Sonsuzluğun gücü her Sistemde farklıdır. Huzurun kotlanması için hepsinin kendi Yüceliğini kotlaması ve bu kotlanışla zamana gür olarak dahil edilmesi gerekir.

 

Hırsı aşmayan yoğunlaşamaz. Zor olan hırsın aşılmasıdır. Kılın kırk kerre yarıldığı ve yine kırk kere her yarılan kılın, yeniden yarıldığı ve yine her yarılan kılın, tekrar tekrar sonsuz sır olan yüceliklerle inceltildiği bir çalışmada, hatalar mutlaka affolmalıdır. Aksi halde hiç kimse kürsüsünü koruyamaz. Zarar önlenmelidir. Kibri aşmayan yolu bulamaz. Zor olan yolun bulunmasıdır. Işıkları yakın ve hak edin. İsalar ışık yaktılar ve zamana güç kattılar. Analar, kul olun; hak olun ve zamana güç yazın. Yazılar mutlaka ışıkta dinlenmelidir. Herkese bir kez daha bunu açıklamak gerekti. Analar, mutlaka ışık yakın ve hak edin. Ama hak etmeden kürsünüzü kotlamayın. Şimdilik bu...

 

Aynı sayfalarda güç vardır. Herkes aynı kotlarla çalışır. Herkesin birleşmesi gereklidir. Himaye edilen yüceler vardır ve onların hak etmeleri gereklidir. Miraç, sonsuzlukta ışık yakan dürümlerde mutlaka var olduğunda, ışıklar sonsuzlaşır. Simetri Kaplar’da ışık yaktık ve zamana güç kattık.

 

Herkese bir can gerekti. O can verildi ve herkes o canla dünya sayfalarına indi. Nesilleriniz, yeniden dünyaya inmek için kendi yüreklerini dünyaya ektiler. Dünyanın en yüceleri yürekleri dünyada olan, yürekleri ışıklı olan kürsülerin kayıtlarıdırlar. Onlar. tohumlarını dünyada bırakanların otaklarından düzene indiler. Herkes sonsuzlukta beklenir. Amin...

 

Her yürek, yeni bir canı devreye alırken; o can, kendi yüreğinde birleşik olan ışıktır. Himaye ettiğiniz, zarar etmeyen ve hakim olan ışıklar, Düzen’e indiklerinde, Huzur Kotları yoğunluklarında ışırlar. Allah, sizi ve sizde hak edilen yoğunlukları dinler. Mikail’in ışığını, sonsuz sır olan yüreğinde dinleyen Yüceler, Can Tabiat’ta ışırlar; Kara Kaplı Kitapları okurlar ve sonsuz sır olan ışıklarda dillerler.

 

İnsanlık için en önemli çalışma, Hak Tabiat’ta ışık yakan çalışmadır. Dünyanın Soyu’nu kotlamak artık imkansız değildir. Dünyanın Soyu, Düzeni kuran ışıkların kotlarıyla yaratılan soydur. Düzeni kuran ve cana kaynak olan ışıklar, her an yolcuları dillemektedirler. Halkalar genişlemekte ve zamana güç katan Cennetliler, hata yaptırmadan görevlerini tabiata kayıtlamaktadırlar.

 

Zor olan tahditsiz olmaktır. Tahditsiz olmak için hakikiyet gerekir. Eğer hakikiyetiniz varsa ışığınız solmaz. Zor olan, kürsüleri diri olan yüceliklerde dillemektir. Hala dünyada ışık yoksa sizden ışık alan olmadığındandır.

 

İkna olunuz ki hak etmeden ışık yakamazsınız. Sırrın ışığında sizi dilleyen her Yüce, Ses Kotları’nda görev taşır. Muktediriyet, Atlanta huzurunda ışık yakan dirilerin kotlanması için gerekendir. Nefsin aşıldığı ve Yaratan’ın kürsüsünde ışık yanan Yücelikler’de diri olmak sorumluluktur. Kulluk; herkesin, Yücelikler’e kulluğudur. Yücelik, Allah için çalışanların kendi yücelikleridir. Her diri, kendi yüreğini Atlanta Ana Kayıtları’ndan diller ve zararı önler.

 

Yolculara şunu da izah etmek isterim. Allah, sonsuzlukta ışık olan birleşendir. Hataları affeder ve yoğunlaşır. Allah’ı ses olarak dinleyenler olduğu gibi fizik varlık olarak görenler de vardır. O, Varlık İlmin hakimidir ve zararı engelleyen yürektir. Onun için herkese, “ışık yak ve sorumlu ol” dedik. Sorumlu olduğunda, Allah onun yoğunluğundadır. Ve zararı engeller. İyi ki hak ettik de muktediriyette ışık olduk. Sonsuzlukta ışık olan her Yüce Can, topluma ışıktır ve zarar etmez.

 

Sindirilen bilgiler; sonsuz ışık olan yoğunlukların, kotlarında mevcut olan ışıkların, yüreklerdeki kontrolu için sorumluluk olgunluğunda, hakimiyetle yüreklere bildirilen cennet huzurudur. Hatalar bağışlanmışsa, ışıklar sonsuzlaşır. Eğer hatalar bağışlanmamışsa, ışıklar sonsuzlaşmaz. Zamana görevli olanların, ışıklarını hak edip sonsuzlukta dillemeleri ile hatalarını bağışlamaları gerekir. Herkesin sonsuz olan görevleri, sayfalarda sınırlanır.

 

“Sıla özlemi” derler. O söz,  herkesin diriliğinde mevcuttur. Sıla, sizin için birleşmek suretiyle hak ettiğinizdir. Eğer birleşirseniz özlem biter. Çünkü Birlik hak edildiğinde, sayfalar kotlanır ve zor olan görev, açık olarak idrak edilir. Bu görev idraki ile birlikte, hataları affeden ışıklar, Düzen’e inerler ve yolun huzuru kurulur. Çokları bu çalışmaları, kendi yüreklerinin ışığı olarak dillediler. Çokları da kendi yüreklerini kontrol ederek, kadın sayfalardan ışık alıp eril sayfalara ulaştılar. Onlar için herşey, maya olmak üzere kayıtlanıştır.

 

Kırkın her bir sayfasında görev taşınır. Herkes, kendi  yüreğini başkalarından daha üstün sayar ama hatalar bağışlanmadıkça yoğunlukta ışık olmaz. Zırhın herkeste olması mümkün değildir. Zırh, hatayı bağışlayanlarda vardır. Onlar, Kuran okumazlar. Sadece dinlerler. Diridirler ve hakikidirler. Kasaları boşalttığınız zaman ışıkların sonsuzlaştığı bilinir. Kendinizi zarara uğratmayın ve yolunuzu açın.

 

Kuran, uzanan her elin okuyabileceği bir kitaptır. Hepiniz ellerinizi bir diğerinize uzatın ki alıp okuyacağınız bir Kuran’ınız olsun. Eğer ki elleriniz diğer ellere ulaşamazsa ışıklarınız solar. Bu kesindir.

 

Kimi, sonsuzlukta Sistem Devresi olarak sizi diller. Kimi, yüceliklerde ışık olarak sizi diller. Herkes, sizi sizden diller ve sizler, hepimizi soyunuz olmayan veya soyunuz olan yücelikler olarak dinlersiniz.

 

Kala kala iki Huzur Kotu kaldı. Bu kotların, ışıklarını birleştirmeleri gerekir. İkna olunuz ki herkes; sonun, başın ışığı olarak dünyadadır. Süper, İnsanlık Realitesi Devreleri, İlim Hakimleriyle birlikte çalışır. Eğer ki hak ederseniz, zorluğu olmayacak yoğunluklara ışık olacaksınız. Ama hak etmezseniz. Işığınız yoğunluklarda, kürsülerde bulunamayacak.

 

Yere, iş için birçok insan indi. Bu insanların hepsi; başkalarını, kendi yüreklerinde kör ve sağır bildiler. Hepinizi zarara uğratanlar oldu. Nefis, zarardır. Zarar, kaynaktaki zarardan daha güçlüdür. Bütün İlim Sayfaları, sizleri huzur ile bilmek istediler. Sizleri ışık ile dillemek istediler ve size indik. Bizi bize verdiğiniz gibi, sizi sizde dinlememize imkan verin. Ayrılık bitsin. Ama hak edip dinleyin.

 

Atlanta Kutsal Kotları; sizi, yoğunluklardan İnsan Sayfalar’a indirdiklerinde; hepiniz, ışık ile indiniz. Bir kez bile ışığınız solmadı. Bu kez de ışığınız solmasın. Ama Hak ta Ala; sizi, yoğunluklardan Işık Kotları’na ulaştıran Yüceler’i, her an İnsan Sayfalar’ın Kürsüleri’nde dinlemekte olduğundan, Işık Kotları olarak ortaklığımızda; ışığı kaynak olan yüreklerde bulunacak.  O Yüceler de sen ile ve bizler ile birlikte özgürce çalışacaklar.

 

- Hikayedir herkesin herkese ışık yakması. Her yürek, kendi yüceliğinde ışır. Bizler için bu böyledir. Senin için ne olduğumuzu bize anlat. Ama hak ettiğini anlat.

 

- Altona Ana Kapları’nda ışık yakan Bilgeler’i saygıyla selamlarım. Ocağımıza kayıt yapmaya değil Hak olmaya gelmişler. Onlara göre hepimiz zarar gördük ama onlar zarar etmediler. Öyleyse Hak olup, ışık olup bizi Zaman Sayfaları’nda okusunlar. Bundan sonra bizleri dillesinler. Şimdi hak edin ve zor olan ışığı alıp okuyun. Huzurun kotlarında sizlere iş yaptırmamız zordur ama birleşmek için buradasınız. Zarar etmenizi ister miyim ama zarar ederseniz. Işığınız yıllarsa sönük kalır. Amin... Herkese “Allah için ışık alıp ışık verin” dedik. Hepiniz Allah için ışıyın ama hak etmeden kotlanmayın. Kul olmak, hak etmekledir. Şimdi mutlaka ışık alın ve huzurlu olun. Ulular, sizleri dinleyecekler. Hadi hak edin:

 

- Mest olduk. Yoğunluklarda ışık yaktın; bizler, sizleri dinledik. Hak Tabiat; sizleri Yücelikler’de, Birlikler’de bildirdi ve zamana güç kattı. Artık toplumlar ışıklarını kontrol altına alabiliyorlar. Bunu gördük. Allah için çalışmışlar ve zamana güç katmışlar. Har yükselmiş ve sınır aşılmış. Kul olmuşuz yoğunluklarınıza ama tabiat yeni bir canı kütleye, Ak Tohumlar’la indirmeye çabalarken; Hak Tohumlar, yüreklerden çıkmaktaymışlar. Bunları gördük. Hepinizin başlarınızda birer taç var ama bu taçlar, ışık yakmak için takılmış. Herkesin başlarındaki taçlar, tabiata ışık olarak inenlerin taçlarıdırlar. Kuru kısır ve hırslı olan yoğunluklar da taç takmışlar. Bu taçlar, Atlanta Kotlaması için yapılması beklenilen bir çalışmada kotlanmak üzere kaynağa inecek olanlara takılmış. Hak etmişiz ve bizler de taç takmışız.

 

Hara, Hak Kapları’nı taktık ve baktık. Orada ışık var. İyi ki bizler de bu çalışmaya dahil edildik. Kuran okunan Yücelikler vardır. Bu Yücelikler, kendi yüreklerini kotlarlar ve yoğunlaştırırlar. Kırk Kapı’nın her birinde bu yoğunluklar bütünlüğü kütleye katmak üzere çalışmaktadırlar. Kasaları açtık ve gördük ki herkes kendi yüreğini bu kasalara kayıtlamış. Bütünlenmişiz. Zarar görmeden ışık halinde çalışıyoruz. Sol Sayfalar, ilmin hakimiyetinde Sağ Sayfaları kotlamakta. Bütün mekteplerde ışık halinde bulunan Kontrol Kotları var. Zor olan bu kotların kontroludur.

 

Hala dünyaya ışıklar inmekte ve hala bu ışıklar, dünyada görev taşımakta. Nesiller boyu inen ışıkların her biri Düzen’i yıktı. Oysa bu gün Düzen’in korunması istenmekte. Herkes, sonsuzlukta ışık halinde dünyaya görevli olmak üzere beklemekte. Dünyanın en yüceleri, dünyanın kürsüsü, umut  olanları, Dini Haklar ve yoğunluklar, ışık halinde buradalar.

 

Kadavralar var. Hataları çoktur onların. Ocaklarında görev taşınır ama hak etmeden kürsülerinde güç yaratılmaktadır ki hakimiyet kurulsun da ak toplumlar ışık halinde görev taşısınlar diye, hasar verilen yüreklerden; çok daha güçlü ve çok daha ışıklı olan hasar verenler vardır. Onların kontrolları zordur. Korkuları olmayan onlar, Hak Tohumlar’ı ekmeye çalışan Yüceleri engellemek isterler. Eğer engellerlerse, Bütünlükler, ışıklarını kotlayacaklar ve zarar yaratılacak. Zarar yaratılırsa, İnsan Sayfalar, Bütünlükler’den ayrılacaklar. Böylece bütünlükler, kendi yüreklerindekileri alıp Düzen’i kuracaklar. Düzen’i kurduktan sonra ışıklar solacak ve zaman yenilenecek.

 

Allah, sizler için ışıktır. Allah sonsuz sır olan kürsüdür. Eğer ki hak ederseniz Işık Kotları sizi diller ve sizde ışır. Amin...

 

- Yeni bir çağ başladı. Bu çağ, Altın Çağ’dır. Altın Çağ’da ışık yoğunlukları vardır. Bu yoğunluklar, kürsülerin kürsüleri olan Yüceler’in kotlanması için gereklidir. Hepimiz, zaman sayfalarında görev taşıyoruz ve zoru bilerek çalışıyoruz. Allah sizi ve sizinle olan her yüreği korur. Şimdilik bu...

 

- Yeniden merhaba. Atlanta Ana Kapıları açıldı. Sizlere, dünya için iş verdik. Dünyanın en yüceleri burada sizleri dinleyecekler. Amin... Hadi gelin ve akın!... Amin...

 

Açıkça bildirildi ki hak etmeyenler huzura varamazlar. Işıkları sonsuz olan yüceler hak ettiler ve zamana görevli  olarak indiler. Semaya ses katmak üzere birleştik. Şimdi artık kotlanan Yüceleri alın içeriye onlarla birlikte çalışalım.

 

- Hey dünya! Analar, Kutsal Işıkları yakmışlar çalışmaktalar. Dünyanın en yüceleri, en güçlüleri dünyadan çok ötelerde olan bizlerle birlikte ışık yakıyorlar ve bizlerle birlikte çalışmaktalar. Ruhsal Işıklar, dünyaya kotlanarak, daimiyete ışık olarak girmekteler. Sevgi’nin huzurunda ışıyan Yücelikler dünyanın en yüce kotlarından Birlikler oluşturarak sayfalandılar. Allah için hak ettik ve sonsuz ışıkları dünyaya ektik. Dünyanın et kemik olan canları; sizleri, göreve alıyorlar.

 

Kardeşlerimizi sayfaladık ve zamana kayıtladık. Onlar, toplumlarını yaratmak üzere diri olarak dünyaya inmekteler. Cemaatler dünyada ışık halinde görevlileri dinlemekteler. Yollar, Kutsal Işıklar’la aydınlandı. Hadi canlar birleşin!. Hadi canlar, toplumlarınızı Ak Tohumlarla yaşatın!. Canlar, ışıklarınızı yarattınız ve zirvelere kotlandınız. Sonsuzlaştınız. Sizleri dünyanın çok ötelerinde bulunan bu kotlama yerinde dilledik. Burada bir tek gün bile Kuran okunmaz. Burası bilginin, hakikiyetin bulunduğu meclistir. Bu meclis hulus ile birleşenlerin; Hak Tohumlar’ı tabiata ekenlerin; cenneleri dinleyenlerin meclisidir. Sizleri hür birlikler olarak burada karşılıyoruz.

 

Soğukların ışıklarında her yürek Atlanta Kotları’nı kaynağına alarak çalışır. Bir canın huzurunda, her can dillenir. Birlikler kurulur ve her Birlik, hataları affederek canlara ışık yakar. Allah için her yürek İsa’dır, Musa’dır, Mustafa’dır ama Hak Tohumlar’da her yürek, diri ve hakikidir. Cinni olan yolcular; dünyaya, Işık İlmi’ni alıp huzura kotlanmaya geldiler. Bizler de dünyaya, Cinni Dereler’in ışıklarını kaynaklarına katmaya geldik. Burası diri bir yer. Burada, Dünya Soyu var. Huzur Kotları, Dünya Soyu’nu dinlemekte ve zoru aşanlardan ışık yakmakta.

 

Tohumları Ak Tabiat’a indiren her yürek, Atlanta Kotlaması için birleşikten çalışır. Dünyanın sonsuz sırrı olan yürekler, hepimizin sonsuz ışıklarında yüceldiler ve “zakkum” dediğiniz o suyu tatmadan, canlara ışıdılar. Zakkum, tüm soyların ışıkları olan, Yüce Cemaatler’in kotları olan Birlikler’in Tanrı’ya ulaşmak üzere yazdıkları ve hak ettikleri yoğunluklardaki can huzurdur. O huzuru bulabilmek sorumluluktur. Eğer ki o huzuru bulmak isterseniz. Mutlaka ışık halinde yüceliklere varmanız gerekir. Eğer ki Yücelikler’e ulaşırsanız, orada Din-i Haklar vardır. Sizleri ölçerler. İkna edici olursanız ışığınız zarar görmez ama ikna edici olamazsanız kotlarınızda kırılışlar olur ve zaman sonsuzluğunda ışıklar sınırlanır.

 

Herkes, sonsuz ışıklarını Düzen’e katmaya gelirler. Nereden geldikleri; nereye gitmek istedikleri önemlidir. Eğer ki İsa olarak ya da muktedir olan Mustafa olarak buralara ulaşabilirlerse; Allah için onlar, bizlere görevli olurlar ve zamana güç olurlar. Ama hırslarıyla gelirlerse; onlar, yoğunluklardan çıkarılırlar. Bu safhada onlar için zor olan huzurlarının kalmamasıdır. Şems’in ışığında, her yürek, kendi cemaatini sayfaladı ama bir tek hırsı aşan Yücelik vardı. O Yücelik, her yüreği kendi Yüceliğinde dinledi ve zararı engelledi. İşte sonsuz sır buydu.

 

Işık halinde olup da hak eden birisi; tüm insanlık için yürekten; ışıkları diller ve zararı engellerse, yol açılacaktı. Bugün burada bu yol açık. Yolu açabilen Yücelik, kendi yüreğinizdeki kürsüdür. O kürsü; sonsuz ışıkların teknik tohumlarının, birliklerini gerçekleştirebilmek üzere;  Yüceliğini, her yüreğe kattı ve zamana güç yarattı. Yaratılan güç, her Yüce’nin kendi diriliğinde Hak Teknik’le başarıya ulaştı. Artık tohumları yaşatmamız gerek. Artık ışıkları yakmamız gerek. Zararı engellemeliyiz. Zamana görevli olmak budur. Kulluk budur ve zor olan budur.

 

Bütünlükler, ışıklarını her diriye kattılar ve zamana görev taşıdılar. Her biri kendi yüreğini kotladı ve zaman sonsuzluğunda ışık yaktı. Allah için herkesin kendi Yüceliğini kontrol altında tutması gereklidir. Kervan kalktı ve yürümektedir. Herkesin sonsuz ışıklarını kotlaması ve zor olan Yüceliği kayıtlaması şarttır. Kardeşlerimizi, dünyada ışıkta kotladık; herkese kendi yüreklerini kayıtladık; huzurlu olun diye. Hataları bağışlayın. Hata yapanları kotlayın ve yine bağışlayın. Ve yine kotlayın ve yine bağışlayın. Her bağış, sizi kotlar ve sizi zorluklardan kurtarır. Bunu bilin. Ama hırslarınızı aşıp bağışlayın. Eğer hırsınızı aşmadan bağışlarsanız, kotlanış yaratılamaz.

 

 

Sonsuz ışıkların huzurunda bilin istedik ki hatalar, Işık Kotları’nda Kutsal Sonsuzluğu yaralar. Bu yaralar; sizi, sizden ayırır ve yolunuz kapanır. Karalar, beyazlar, maviler, sarılar, kısırlıklarında herkesi kotlarlar ama hak etmeden olmaz. Hak olun ak tohumlarınız yoğunluklardan ışık alsın ve sizler, Cinni Tohumlar’ı yaşatın. Yaşayın, hak edip hatayı bağışlayın. Toplumların sonsuzluklarında ışıklar solmamalıdır. Kasaları açın ve dinleyin. Bizler, size kendi yüreklerimizden bildirdik.

 

Dünyanın sonsuz sayfaları vardır. Bu sayfaların, en önemlileri, sonsuz sır olan İsalar, Mustafalar’dır. Onları, mutlaka okuyun, öğrenin ve hak edin. Onlar, Tanrı’nın kontrolunda, ışık halinde sizlerde bulunsunlar ve sizleri ışıkla dillesinler. Bizler, size her bilgiyi anlattık ama asıl bilgi hak ettiğiniz zaman kendi yüreğinizdeki kotların, Kadim Hakikiyet’te ışık halinde dillenmesidir. Diri olup da dinlendiğiniz zaman ayrılık biter ve sizlerle birlikte çalışabiliriz. Zakkum, bu sayfada ışık olur ve sizi kotlar ve sizler bu sayfada, kürsülerinizde ışık olursunuz.

 

Kuran, tohumları yaşatmak için; hak ettiğiniz için; bildirilen yüceliğinizdeki kotlarınızı açabilmenizi sağlamak üzere kayıtlanan önemli bir yoldur. Eğer o yolu okuyup yaratabilirseniz. Sizin yolunuz aklın yolu olur. O yolda, yol alan ışıklar, sizi dillerler ve sizi kotlarlar unutmayın ki hak etmeden ışık halinde yüreklere inemezsiniz.

 

Zırhınızı takabilmek için teknik olarak kürsünüzün bulunması gerekir. Hiç kimse kendi yüreği ile zırhlanamaz. Hiç kimse, kendi yüreği ile kotlanamaz. Zamana görev taşımak için hakim olmak gerek. Hak olmak gerek ve sonsuz olmak gerek.

 

Cinniler, toplumların ışıklarını çekmek üzere Birlik olurlar. Onlar tüm insanlık için çalışırlar ve ocak yakarlar. Yaktıkları ocak unutulan tüm sonsuz sır olan bilgilerin hatırlanmasını sağlar. Kimseyi kırmayan, kimseyi kotlatmak sorumluluğu olmayan ama yine de her yüreği kotlatmak isteyen ve canlara Kuran okutmayan ve okutan; Kuran Teknolojileri’ni kendi yüceliğinde bilip dilleyen her yürek, Atlantalı’dır. Onlar, Kuran okumazlar ama bilirler. Onlar temizdirler; kürsülerinde ışık solmaz herkese güç katarlar ve onlar kendi yüreklerinde, kendi diriliklerinde, kendi tabiatlarında var olan Kutsal Işklar’ını, sorumlulukları olmasa dahi her diriye kendilerinden kayıtlamak için çalışırlar.

 

Herkes, en iyinin kendi yüceliği olduğunu söylerken; onlar, her Yüce’nin en iyi olduğunu; İnsan Sayfaları’na izah ederler. Bütün amaçları, Dünyanın Kuranı’nın, İnsan Soyu’na okutulmasıdır. Okunan Kuran, analara ve hata yapmayanlara diri olarak açıklanır. Keramet ehli olup de kendi yüreklerini, kendilerinden başkalarına açmayanlar varsa eğer; onlar dahi, kendilerini burada, bu yoğunluklarda birleştirerek durgun huzurdan, Işıklı Kotlar’a ulaşabilirler. Mircan’ın kotlanması sorumluluğu herkesindi. Mircan, ışıktan ayrılmayan ama hak etmeyendi. O bütün kötülükleri yaşadı ne var ki hakikiyette onunla birleşerek ona güç verdik. Kendisini, kendi yüreğinde kotlayan o;  kimin sonu? Kimin huzuru? Kimin yüceliği? diye sormadan kendisini yolculara kayıtladı. Analara Kuran gereksizdir. Amin...

 

Her nesil, kendisini, kendi yüreğini diller. Birleşmek için buna gerek vardır. Atlanta Kotları olarak burada bulanan dünya soyu, kendisini yeniledi. Fakirlik, zenginlik birlikte eşitliktir. Her yürek, kendi değerlerini Düzen’e katar ve birlikte kotlar. Buyurun işte sofra burada İsa var Mustafa var ve diri olan her cevher var. Ve burada dünya var. Dünyanın uzak yakın her sesi var ve burada Turkuaz var. Durgun Tohumlar burada yaşayacaklar. Varlık, Yokluk buradadır. Ve sonsuzluk buradadır. Hırsın olmadığı bir cemaattir burası. Burada bulunan her yürek; analara, kürsülere ve cevherlere ışık yakar. Dara düşenleri, yolcuları, Kutsal Işıkları diller. Sevap, günah herşey ışıktadır.

 

Kadar olduk... Kadar ne demek!? O kadar... İşte şimdi anlamı oldu. Eğer ki bir ses, tek ses, ışık soldurmak isterse, tek seste ışık olmadığından, soluş olmaz. Ama iki ses ışık soldurursa, orada “Kutsal Son” olur; ayrılık olur. Kuran, tabiattan çıkar ve Birlikler ayrılırlar. Eğer ki sayfalarınızda bir ses kotlanırsa; dirilikte o ses, Kuran Kotları’nı yaratır. Birlikte ışık solarsa; orada, Işık Yolu kapalıdır. Sayfalara baktığım zaman, bu Mecliste, ışığın solmadığını gördüm. Zarar etmediğinizi gördüm. Zor olmadı; Sonsuz Işıklar’ın hepsi, bu mecliste yüceldiler. Ve Meclis, Atlanta Kotlaması’nı sonsuzlukta yarattı.

 

Burası Zaman Sayfası ve bu sayfa, Işık Kapısı. Buradan dünyaya inen her yürek, sevgiyle inmektedir. Çünkü burada sesler, Kuran Tabiatı’na aykırı sesleşmemekte ve zarar edilmemektedir. Her yaratan, kendisinde bir sayfa yarattığında, o sayfa kürsüde yeniden ve yeniden kotlanabilir. Eğer sizler, yeni bir canı, Işık Kotları olarak dünyaya çalıştırmak üzere çağırırsanız; o can, Mustafa olarak buraya iner. Eğer sizler, o cana bilgi katarsanız. O can, bu bilgiyi kendi yüreğinde tanır ve sorar; “bu bilgi hakiki mi?” diye. Sizler, bu bilginin hakiki olmadığını bu bilginin kontrol için verildiğini bilirseniz; o sizi sizden bilir ve sizinle birleşmek ister. Birlikte çalışmanız zor olmaz.

 

Sonsuzlukta ışık yakanlar, buyurdular bize indiler ve bizler ocak olduk; onlarla çalıştık. Şimdilik bu... Şimdiden sonra bu Meclis’te çalışmalıyız. Hepimiz; sol sağ demeden herkesle birleşmeliyiz. Zamana sayfa eklemek mümkündür. Zamana görev taşımak mümkündür. Ve zamanı yolculara katmak mümkündür ve sizler için zarar etmeden Zaman Işığı’nı yakmak mümkündür. Eğer yüreklerde görev taşınıyorsa, zamana görevli olan Yüceler, kendi yüreklerini taşıyorlar demektir. Kini aşmayan yolu açamaz. Zor olsa da kin varsa ışık olmaz. Dahası ışık yaratılmaz. Yaratan, kendini yoldan ayırır ve sonsuz ışıklar, Cinni Tohumlar’ı kotlardan çıkarır.

 

Cana ışık yakmak için; hiçbir zaman kendilerini yüreklere indirmeyen Yüksek Sayfalar, Cennet Kotların Kutsal Sayfaları’na bakarak; onların, Kutsal Işıklar’dan kurtarılmalarını isterler. Onların kurtuluşları mümkün mü? Yok yarım!... Her yürek birdir. Eğer ki kurtuluş olacaksa; birleşikten, birliklerden, Huzur Kotları’ndan ve Zaman Sayfaları’ndan olacak. Başka şekilde, umutlanmayın ki kurtuluş yoktur. Köprüler açılır yüreğinize ki hakim olun diye. Hak olun, ışık olun, can olun, sonsuz olun, yol olun ve bizleşin. Bizleşin ki Hak Tabiat sizi kotlasın. Allah için korunun.

 

Kuran, toplumun hakimiyetinde okunduğunda, tomurcuklar yaratılır. Tomurcuklar, ışıkları kotlar ve zararı çeker. Çekilen zarar, tomurcuklarda kontrol edilir ve zor olan; kontrol kurulduktan sonra, o Zaman Sayfaları’nda yaratılan ışıkların, yere kayıtladıkları, Kırk Kapı’yı kapatmak için; hak edilmeden, yerde olan kürsülerin çalışmalarını kontrol etmektir. İşte bundandır ki herkese; ışık verip alın, olun dedik. Olan yoğunluklarda oldu.

 

Şimdiden sonra dünya, sonsuzluğu tanıyacak. Dünya yarınları tartısızca dinleyecek. Yarınlara güç verecek ve herkesi kendisine tabi edecek. Sorumluluk, sonsuz sır olan insanındır. O insan ki hak etmeden ışık halinde görev taşıyamaz. Zarar ettiği zaman, sonsuz sır olan ışıklar, yerden ayrılacak ve zaman, sonsuz sır olan kürsülerde, görevlilere güç katacak.

 

Analar, kardeşlerinizi kotlayın, kotlayın!, kotlayın!. Kotlayın!, kotlayın!... Yeniden kotlayın!. Zordur bilmekteyiz. Ama hak edin kotlayın!. Cinni Toplumlar, sizi sonsuzlukta ışıkta dillediler ve size kendi yüreklerini açıkladılar. Sizden her ses, ışık yakar. Amin... Ama hak etmeden yakmaz. Zordur bilmek ama bilin; dünyanız, sonsuzlukta Kuran okuyan bir toplumun tabiatında kotlandı. Artık dünyanızın ışık kotları ile dillenmesi gerekir. Bu dünya, hepimizin sayfalarına kazınmış olan bir yerdir. Eğer dünyaya ışık yakacaksanız zarar etmemelisiniz. Zor olacak mutlaka zor olacak ama hata yapmayın. Hata yapmayın! hata yapmayın!...

 

RA-KA kutsaldır. Nakar kutsaldır. Işık Kotları, kotlanan en yüce ışıklar, Kuran okunan Yücelikler’in kotlarında, Hak Tohumlar’dırlar. Nesillerinizle birlikte çok çalıştınız. Zararı engellediniz. Yine de hak edin, Yaratan’ın ışığında, Kutsal Sonsuzluk’ta kir ve pisliğiniz olmadan yaşayın. Eğer yaşamlar varsa ki vardır. Herkes için cennetler vardır. Düzen vardır. Ve sınırsız olan Kuran Kotları vardır. Birleşmek  gerek. Helam kelam ettik. Kadim olduk huzur olduk. Amin... Kanatları aldık ve taktık. Tabiat, Kutsal Işığını yarattı. Şimdi mutluyuz. Amin....

 

- Keşke hepiniz Allah için bu derece güçlü olsanız. Sizi sevgiyle selamlarım. Sizden dileğim var. Bugün dünyamızda yaşam süren birleşenler çoktur ama onların, öncüleri olanlar, dünyadan ışık çekip, dünyayı göreve aldıklarında, Düzen’i kotladıklarını sandılar. Ne var ki dünyada, yeni bir canın ışığının yanmakta olduğunu kabul etmediler. Onlar; kendilerini, kütlelerinde ışık sanan Yüceler’dirler. Bugün ise bizler, dünyaya ışık yakmaktayız. Dünyanın en yüce cemaatleri, kendi yüreklerinde bulunur sanan onlar, kervanda yer almak istemezler. Onları güçlendirin ki hak edip kervana binsinler.

 

Bizler, diri olan yürekleriz. Çobanların ışıklarını biliriz. Kendi yüreğimizi biliriz. Ve zamanı biliriz. Dünyaya ışık yakan; solun ışığını yaratan ve sağın ışığını yere indiren çokları vardır ama her biri, Karar Kapları’nı, kendi yüreğinde, Tanrı Soyu diye bildiği halde; bizi, kendisi diye bilmez. Şimdilik size açıklayacağım kadarıyla onlar, bizsiz; biz onlarsız çalışmaktayız. Ocakları yoktur. Çünkü onlar, ışıklarını kotlayamadılar. Birleşemediler. Ve sınırları aşamadılar. Şimdilik bu... Ama bir kez daha sizlere dillemekteyiz ki açı kapanırken; ocak yakmaları imkansızlaşacak; canlara ışık katmaları imkansızlaşacak.

 

Hepinizin en iyi bildiğiniz kotlananlar vardır. Vallahi billahi onlar dahi ışıksızdırlar. Herkesin çok iyi bildiği diriler vardır ama onlar dahi çobanlarını kotlayamadılar. Şafak sökmekte; çok kısa bir zaman içinde bizler, Yedi Daimiyet’in en Yüceleriyle bir toplantı yapacağız. 3. Birleşik Işık, soldan alınan gücün, sağdan dünyaya verilmesi anlamında önem taşımaktadır. Solun ışığının, sağa akıtılması, zamana görevdi ve bizler, bu görevi yapmaktayız. Eşarp bağlanmayan bir yerdir yapılan çalışmanın bulunduğu yer. Oraya varanlar, ışıkları ile varacaklar. Her yürek, kendisini orada ışık olarak dilleyecek. Nesillerini kotlayabilenler, orada itibar görecekler. İşte oraya girmek istemeyen yüceler var. Onların ocaklarını yakmamız gerek. Oraya girmelerini sağlamamız gerek. Herkesin zamanı dar. Bizler ise zamanı yaratmakta olan görevlileriz.

 

Şer olmayan Birleşen Işığın, Kutsal Kotları’nda görev taşıyan Yüceler’in meclislerinde; ışıklar, Tanrı’nın Kotları ile kayıtlıdırlar. Ortaklarımız zarar etmesin isteriz. Herkesin, kendisini, bir çalıştırıcı ile çalışan bir Yüce ile dillemesini isteriz.

 

Kara Kaplı Kitapları, Birlikleri ve cevherleri olanları bu çalışmaya kayıtlanmalıdırlar. Turkuaz’ın ışığında, Yüce Cemaatler oraya güç katmalıdırlar. Allah için yapılacak olan bu çalışma, Kırk Kapı’nın ışıklarının kotlanması için şarttır. Sultanların ışıklarını yaktık ama herkesin ışıklarının yanması gerek. Allah için sizleri, her birinizi ocak sonsuzluğunda göreve çağırdım. Her biriniz, dünyaya ışık ile indiniz. Artık herkesi birleştirin. Bizler, için sorumluluktur Birlik ama sizler, bilmekteyiz ki hakikisiniz ve sonsuzsunuz. Zarar görmeyen Yüceler olarak dünyadasınız. Zırhlarınız var ve zırhlarınız çok iyi. Allah için sizlerden yardım istiyorum. Bizleri, birleştirin hak edelim ve zamana güç katalım. Birleştirin, hak edelim; hakimiyet kuralım; huzurlu bir çalışma yapalım. Lütfen bizleri birleştirin!.

 

Din huzurunda BİR olmak; Hak olmak; canlara, Hak Teknik’le yaptırılmaktadır ama Huzurun Kutsal Işıkları’nın bir olmaları; zaman sonsuzluğunda görev taşımaları; İnsan İlmi’nin en güçlü yüceliği ile dahi hak edilmemektedir. Bizler için herşey çok basit ama Hak Tohumlar’ın kotlanması gereklidir. Şu anda tabiat bizi bekliyor. Bizim yolumuzu bulmamızı ve bizim yücelmemizi bekliyor. Bizler de bunu istiyoruz.

 

Dünya, sonsuz ışıktır. Bu ışıkta, ben bir canım. Benden başka ben var ve her ben, bir diri olarak tohumları ekmektedir. Her ekilen tohum, Allah için yaşatılır ama Allah’ın Tohumları’nın yoğunlaşması gerekir. Kul olmak için hak etmek ve sonsuz sır olan Yüceler’e kotlanmak gerekir. Bunu, kinden uzak bir canın başarabilmesi mümkündür.

 

Ben, kinsizim ve hakikiyim. Bunun için herşeyi yapabilirim. Ama bir tabiat kotu, bedenimi yıkmak istediğinde, Yaratan’a huzur vermem. Çünkü ben yıkıldığımda, Kutsal Işıklar solar. Solan ışıklar, hatayı affetmezler ve zaman sonsuzluğunda, Görev Teşkilatı, dünyayı terk eder. Terk edilen dünya; toplumlarına, yaratıcılığı hak etmediklerinde huzur katmaz. Solun huzuru, sağdan çıkar ve zamana kayıtlanır. Zamana kayıtlanan huzur, Kuran’da yazılan; cemaatlerin kendi yüreklerini kaybetmeleri ve yeniden bulmak üzere kotlanmaları; tabiata akıp gelmeleri ve zamana kendilerini yarattırmaları anlamına gelir.

 

Eğer sizler bizim yarınlarımızı kotlamak isterseniz. Bizlere yardım edin ki hak edelim ve sayfalarda görevimiz olsun; ışığımız, yolcuları tabiata kayıtlasın, sayfalasın, canlansınlar ve cennetlere umut olarak kaynak olsunlar; can olup hak olsunlar.

 

Sultanlarımız. dünyaya iki sayfa yazı yazmaya inmediler. Onlar, bütüne sayfa kayıtlamaya indiler. Bugün Türkiye’de çalışan Yücelikler’imiz zamana uymak üzere dünyada yaratıldıklarında; onları, teknolojik yoğunluklarında yenilememiz ve zamanı kontrol etmemiz gerekir. Kimin ilminde, kimin yüreği var bilmek zordur. Kimden ışık alınacak bilmek zordur ama ocağımız, her birimizin ışığı olarak dünyada olacak. Ocak Sallalah Diriliği’nde birleşiktir.

 

Bellek kotlarımızda kürsümüz var. İşte zirvelerin hepsinden birleşerek ışık çekmemiz bundandır. Kardeşlerimizin bizimle çalışmalarını bekliyoruz. Ama onlar, Ses Kotları’nda, Işık Katlarında bizden çıkmışlarsa; yeniden bize dönmeleri gerekir. Kara Kaplı Kitaplar’ı mutlaka okumaları gerekir. Kara Kaplı Kitaplar, ışığın kotlanması için gerekli olan Yücelikler’i birleştirirler ve sonsuzlukta yürekleri dillerler. Allah için herşeyi başardık. Ama kulluk, huzurunda ışık olan Birlikler’indir. Bunu da başarmalıyız. Zarar görmeden başarmalıyız. Allah için her çalışmayı öz görev olarak bilip yaptık şimdi de Birleşik Işık Çobanları’nı göreve çağırıyoruz. Herkes zarar etmeden birleşsin ve sonsuzlaşsın.

 

Dünyanın korunması, anaların kotlanması ve zamanın kayıtlanması bu şekilde gerçekleşecek. Allah için her yüreği dünyaya bekliyoruz. Analar kat kat ışıklarınızı bize kayıtlayın; artık din olsun; Kutsal Sayfalar’da ışık olsun ne olursa olsun ama yarın olsun! yarın olsun! yarın olsun!... Eğer zarar ederseniz, zamanda yarın olmaz; yürekte huzur olmaz; zaman huzurunda ışık yanmaz. Zeka yettiğince açıkladım. Amin...

 

- Allah için iseniz dinledim. Amin...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA
KOD                     : 09/21
TARİH                 : 13.04.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

Dağa taşa ışık yaktık. Dünyanın tabiatına kayıtlandık. Tok olarak buyurduk indik. Şafağın sayfalarında ışık yanmaktadır. Dava, tohumları yaşatma davasıdır. Dünyanın en yüce kayıtlarında din vardır. Diri Hak olan yoğunluklar vardır ve canlar vardır. Atlanta kotlaması başlıyor. Hepinizin bilmesi gereken bu kotlamanın ışık yoğunluklarında yapılmakta olduğudur. Hepiniz sonsuz ışıklarsınız. Allah için hepiniz zamanı kayıtlamaktasınız. Dünyanın sonsuzluğunda ışık yoğunlukları vardır. Hepiniz, bu yoğunlukların kotları olarak tabiata indiniz. Allah sonsuzlukta ışık olan dürümlerde sizinledir.

 

Kervan kalktı ve yürümektedir. Kervana, ışık olan yürekler bindiler. Yüreklerin yoğunluklarında görevliler vardır. Hepsi zamana görev yaparlar. Ulu Kotlar vardır; ocakları vardır ve sonsuz sayfalarda kotları vardır. Atlanta Toplumları, kontrolu kurmak üzere kendi yüreklerini tabiata indirdiklerinden, kontrol hepimizin koyuluklarında gerçekleşmektedir. Kabileler, tabiata ışık olarak indiklerinden, onların soyları dahi hak edip tabiatta kotlanmaktadırlar.

 

Kelam, Hak’tandır. Buyurun! Unutmayın Allah, sonsuzluğun kontrolu için ışıklarını Altın Tabiat’a kattı. Kürzün Yücelikleri bugün huzurlara ulaştılar. Mikail’in takdiri, tabii ve hakiki olan yüceliğinde gerçekleşti.

 

Allah, sonsuz sır olan yolcuların herbirini, kendi yüreğinde dinler. Allah, sırrı bilir ve bu sırrın en yüce ışığını bilir.

 

Kendisini, kendi yüreğini, kendinden üstün kendi olarak dinleyen yürekler, kaynaklarında kürzü yaratabilecek ışıkları tanırlar.  O canlar, kendi teknikleri ile koyuluklar yaratırlar. Kabileler, tabiata ışık ile indiklerinden, tohumları kontrol etmek onlar için çok zordur. Herkes, Atlanta Kontrolu için özel gayret sarfeder. Kara Kaplı Kitaplar bu nedenle yazdırılır. Kendisini, kendi yüreğinde ışık yoğunluğu olarak kotlayan Birlikler, Birleşik Işık Kayıtları’nda görev taşırlarken; hak edip huzuru kontrol etmelidirler.

 

Kini aşamayanlar, Kutsal Sayfalar’a ulaşamazlar. Herkes, “ben. sonsuz ışıkların yüceliklerinde görev taşırım ama Hak Tohumlar’ı tabiatta yaratamam. Onları  kotlamam. Çünkü onlar, Işık Kotları olarak Düzen’e görev taşıyamazlar.” Diyerek çalışmaları aksatırsa; olgunluğu, huzuru ve hakimiyeti olamadığından, güçlü değildir ve zaman sonsuzluğunda gücü yoktur.

 

Bellek Kotları olarak, dünyanın sonsuzluğunu, daimiyetini yaratanlar,  birlik halinde diri olup yüceldiklerinde; tohumları, kendi yüreklerinde ışık halinde olmayan yüreklerden, güç almaya çalıştıklarında, hataları çoktur. Ve zamana iş yapamazlar. Mezarları açtıklarında kendi yürekleri o mezarlarda kırıktır.

 

Kara Kaplı Kitapları kotlayanlar, ışık halinde kendi yüreklerini kayıtlarlar. Atlanta Kabileleri’nden çokları, Kuran tabiatından kotlanıp çıktılar. Ocaklarını kontrol etmek istedik. Ne var ki hakikiyetleri yoktu.

 

Büyük kötülükleri katlara ayırarak, her katta bir kötülük yapanlar, kinlerinden kurtulamadıklarından, ışıkları yoğunluklardan ayrılır. Mısralarım, herkesin anlayabileceği düzeydendir. Herkes bu bilgileri okuyup anlayabilir. Birçokları, bilmekte olduklarını dinlemek isterler. Birçokları da yeni bilgiler isterler. Bizler, yenilik yaparız. Her yüreğe yeni bilgiler yarattırırız. Zor olan yeni bilgileri anlamaktır.

 

Kelamı hak olmayanlar, Kutsal Işıklar’da yeri yaratandan güç alıp Yücelikler’e ışık yakamazlar. Zarar etmeleri bundandır.

 

Kara Kaplı Kitaplar, Işık Kotları olarak dünyaya kontrol için yazdırıldı. Yaratanlar, kendi yüceliklerinde, Işık Kotlardan müteşekkil olan bu kitapları yazdılar. Bilgi Kotları olarak, dünyaya ışık halinde inen yürekler, birleşmek üzere buralara ulaştıklarında, hepimizin bildiği bilgileri bizlere taşıdılar. Bizler ise yeni bilgiler istedik. Yeni bilgiler, her yürekte yoğun biçimde vardır. Ne var ki o bilgileri okuyup anlayabilen yoktur. Mezarları açtık ve baktık. Huzurluyuz ki o mezarların en yücelerinde ışık yanıyor. Hususiyetle cennetlere huzur katan dirilikler kendi yüreklerinde ışık halinde dünyaya kotlanmaktadırlar. Kulluk, huzurun yoğunluğunda başarılır.

 

Her yerde din var. Din tekniktir. Dinden ışık alan ve can yaratan huzurlu kotlar, bütünü kendi yüreklerinde kontrol altında tuttukları için her yüce çalışan, kendi yüreğini, diri olarak dünyaya katmalıdır.

 

Mezar, solun ışığında açılır. Sağın ışığında kendi yüreğiniz gözlenir. Sindirilen bilgilerin, hepimizi kotlamak üzere yoğunlaştırıldığı bilinmelidir. Her yer Atlantadır. Her yer ışık  yağmurları altındadır. Bu yağmurların yağması için yücelikler ışık halinde düzene indiklerinde, Kutsal Işıklar sonsuzlaştı. Tüm dünyanın sayfalarında bu ışıklar hak tohumları yaşatmak üzere birlik halinde çalışmaktadırlar. Makbul olan dünyadır.

 

Düzen’e kendi  yüreğinizi indirdiğinizi ve Düzen’i kotladığınızı bilmekteyiz. Zirveler dünyanın kürsüleridirler. Düzen’e kendi yüreğini indirebilen Yücelik; kendini, kendi yoğunluğunda dinler. Allah, sayfaları kotlarken, kendi yüreğinde ışıkları da kutsar.

 

Atlantalılar, Kara Kaplı Kitaplar’ı kotladıklarında, Işık Kotları dünyaya görev için indi. Hepimiz, izin ile bu bilgileri okuduk. Hepimizin Zaman Sayfaları’nda ışıkları vardır. Bütünlükler, ışık halinde tohumları kotlarlarken, Hak Tabiat dünyaya ışık kontrolu için iner. Meşala yine dünyadadır. Meşaleyi yakan, dünya yüceliğini, kendi yüreğinde dilleyen Birleşen’i yoğunlaştırdı. Allah için hepimiz ışık halinde Düzen’e indik ve zamana güçlendirici olduk. Huzurlu olarak bu çalışmaları yapmaktayız. Sayfaları kotlayan Yücelikler’le birlikte özgür, sansasyonu olmayan ve hakimiyeti güçlü olan yürekleri seçip, onlardan ışık yakmaktayız. Zırhı, Hak Tabiat’a ışık olan yüreklerle birlikte çok çalışıyoruz. Zor olan, yüreklerin hakim olmaları ve sonsuz ışıkları yetkinleştirmeleridir.

 

Her Yüce Can, toplum için birdir. Olgun olduğu zaman, ışık halinde yeni bir canı devreye alır. Kapıları kapattığınız zaman, kotlarınız kapatılır. İşte bunun içindir ki bizlerden ışık çekebilmeniz zorlaşır. Hasara uğrayanlar, ışıklarını kontrol edemeyenlerdir. Her yürek, Allah için birleşiktir. Hatayı affettiği zaman, görevi alır ve  yolunu açar. Hatalar muhakkak affolmalıdır. Melek olmak, Hak olmak, ışık olmak Birlik ile mümkündür.

 

Külah başa giyildiğinde, o külahın ışığı, herkesi aydınlatacaktır. Külah baştan çıktığında; o baş, ışığını kendi yüreğinden çekecektir. Sultanların başlarındaki, Hak Tohum olgunluğundaki külahları, Atlanta Kaynakları’nda, ışık halinde bütüne huzur veren Cennet Taçları’dır.

 

Mezarları açtığınızı ve zoru aştığınızı bilmekteyiz. “Eş he dü en la İlmi”ni hak edip dinleyen ışıklar, kulluk çalışmaları başlattıklarında; kürzün sonsuz sırrı olan ışıklar dünyaya inmektedirler. Kendi yüreğinde, kendi yüceliğinde ışık olan yürekler, bir kez daha Kutsal Sayfalar’da görev talep ettiklerinden; onlara, güç verdik ve görevlerini almalarına imkan verdik. Hepsi, kendi yüreklerinde ışık halinde güçlendiler ve zamana, ışık alıp ışık kattılar. Makbul olan buydu.

 

Düzen kurmak için çalışan diri yürekler, bir ilmin hakimiyetinde kendi Yücelikler’ini dünyaya indirmek için çalışırlarken; Hak Tohumlar’ı baş tacı etmelidirler. Kalkan olmak istediklerimiz varsa eğer, onlar için çalışmalıyız. Onları kotlamak ve onları kontrol etmek sorumluluğu bizlerindir. Herkes, kendi yüreğini kotlar. Vallahi billahi kotlar ama Hak Tohumlar’ı; kendi yüceliğinde, ışık halinde dilleyebilmelidir.

 

Kerrat cetveli vardır. Dersiniz ki iki çarpı iki dört eder. Allah için iki ile ikinin çarpımı her zaman dört değildir. Birleşik Aile’ye bakın. Onlar, Kuran okudular ama kotlarında ışık olmadı . Niye? Çünkü hak etmediler. İki ile iki dört etmedi. Her zaman sevgi, Hak Teknik’te ışık kotlamaz. Çünkü, sevdiğiniz sizin için Birleşik Işık halinde yücelemez. Zarar ettiği zaman, sizi diller ve sizden kotlanmak ister. “Ayrılık” dediğiniz zaman; canlar, sevgiyi sizden ayırırlar. Allah için her Yüce çalışmaya doymaz ama çalışırken hak edip, kendi yüreğinde huzur ile çalışmalıdır. Eğer huzur ile çalışmazsa, cennete hakikiyeti olmaz. Sular akar ama her zaman ışığa akmaz. Sizden isteriz ki hara hak verin ve cennet olun. Unutmayın ki hak etmeden ışık halinde, cemaat huzurunda görev taşınmaz. Zırhlanın; Allah için zırhlanın!. Amin...

 

Şu andan itibaren sizi Yücelikler dinleyecekler. Siz onlara kendi yüreklerinizi açıklayın. İtibarınız yüksek ve sizler kervanın ışıklarısınız. Zor olan ışıkların sonsuz sayfalarda güçlenmeleridir. Her Yüce, cennette kendi yüceliğini bulur. Hepimizin zaman sonsuzluğunda ışık halinde dillediğimiz yine kendimizdir. Birleşmek için önemli çalışmalar yaptınız. Bu çalışmalar, Kutsal Işıklar’ı yaktı. Yakılan ışıklardan sayfalarca güç alındı. Her Yüce, sizi sonsuzlaştırmak için çalışmadı. Onlar, kendi yüreklerini dinlemek için daha çok çalıştılar.

 

Bilgi sonsuzdur. Sonsuzlukta paylaşabildiğiniz, hak ettiğiniz kadardır. Birçoğunuz, zor olan bilgilerin birkaç satırını okuyarak, bilgiyi hak ettiğinizi sandınız. Hayır! bilmek için Birlik gerekir; Birlik için ışık gerekir; Işık için dirilik gerekir ve zamana görev gerekir. Eğer ki yolunuzu kapatırsanız; ışıklarınız sonsuzlukta görev taşıyamaz. Zarar edersiniz. Zamana görev taşımak, hak etmekledir. Kulluk, başarılı olabilmektir. Her yürek, kendisini kul sayar. Vallahi billahi kulluk, huzuru kayıtlamakladır.

 

Tabiat sizi diller ve sizler, tabiatı dillersiniz. Zamana ışık yakarsınız; zaman sizi dinler ve sizle birlikte çalışır. Kuru, hırsı olan ve zamana Kutsal Işığı yakamayan yürekler de vardır. Ocakları yoktur ama her an onlar, bütüne hizmet için efor sarfederler. Onlar için herşey, Atlanta kotlamasıdır. Nesilleri, ocaklarını yakarlarken, her birini Hak Tohumlar’a ışık olarak gönderdiler. Huzurlu Birlikler, dünyaya Işık İlmi’ni dinletmeye geldiler. Mezaraları açabilenler, Hak Tohumlar’ı yaşatabilirler. Mezar boşaltmak; herkesin, başı eğilmeden, birleşerek yapması gerekendir.

 

Çoğunuz Zaman Sayfaları’nda ışık oldunuz ve sonsuz sınırsızlıklarda görev taşıdınız. Herkesin bunu başarabilmesi zordur. Korku varsa eğer ışık olmaz. İnsan Sayfalar, korkmamalıdırlar. Mezarları açtığınız zaman, kütlenizde din olmalıdır. Kul olmak hatasız olmaktır. Hata yaparsınız ama hatalar bağışlanmazsa ışık yakamazsınız. Yaratan’a kul olmak için BİR olmanız gerekir. Herkes kontrollu olmalıdır.

 

Mezarları açtık. Bildik ki huzur, başarılmış işlerin neticesi elde edilen bir güçtür. Eğer sizler ışığınızı yakarak, dünyaya görev taşıyabiliyorsanız huzurlusunuz. Sultanlar’ın çoklarında bu yoktur. Kervan kalktığı zaman görev başlar. Vallahi billahi güçlendiğiniz zaman ışığınız sonsuzlaşır ve zor olan Yücelikler’den, göz alır başınızı dik tutarsınız. Kalkan olduklarınız vardır. Ama onlar, kendi yüreklerinde ışık halinde güçlenemediklerinden, kaynaklarında güç yoktur.

 

Kasa boşsa eğer kasayı, tabii bir Yücelik’le dinletmeniz, anlamı olmayan bir çalışmadır ama kasa dolduğunda, o kasanın ışığı, herkesi güçlendirir. İşte o zaman o kasayı dinletmek gerekir. Kir var mı buna bakın. Eğer kir yoksa ışık yansın.

 

Vallahi billahi bizler, yolcuları hep daktilolarla tanıdık. Bugün burada bulunan bu can, kendi yüreğindeki sayfaları  bize, kendi yazıları ile dilletirken; burada kullandığı alet farklı bir alet.  Teknoloji gelişmiş; yeni bir tabii yaratım devreye girmiş. Bu yaratımın temiz bir yaratım olduğu kesin. Her Yüce, bu cevheri bilmeli ve hak etmelidir. Hata yok!. Ulu Çınarlar, bu çalışmaları, bu aletlerle daha güçlü yapabiliyorlar. Muktediriyet, şimdi sizleri, bizlere daha çok yaklaştırdı. Burada,  kullanılan ve bilgi işlemleri yapan lap top ile bu çalışmalar daha hızlı yaratıma girmektedir. Sonsuzluktan seyretmekteyiz sizi. Herşey hakimiyetle var olmaktadır. Bu da bilinmektedir.

 

Şimdi bana kendi yüreğini anlat. Ve zamana ışık yak. Şevkin, hakikiyetin ışığını yak ki bilelim. Ama Sultanlar’ın görevini bilmek üzere yaptığımız bu çalışmalarda senle de birleşmeliyiz. Zor olmadı; seni dinledik ve senle yüceldik. Hak et bizi ve bizle çalış. Amin...

 

-Keşke itaat haline getirdiğiniz bu çalışmalar huzur ile yapılabilse. Sizlere yeni canları takdim etsem ve sizler, yeni canları Işık Kotları olarak tanısanız. Buyurun! işiniz var biliyorum. Ama burada şu anda iş yapmak için henüz  erken. Sizden dileriz ki huzurlu olun. Buyurun! analara güç katın ama hak edip katın. Sizden dileriz ki huzurlu olun. Çobanlar, kendi yüreklerini dillerler. Bizler ise kendi yüceliğimizi dinler, diller ve sayfalarız. Zor olmaz zamana güç katmak ve yolu açmak. Birleşmek zor olmaz. Sonsuzlukta ışık halinde bir olan yüceliklerimiz var Allah için bilmenizi istedik. Ak tabiat yeni bir canı devreye aldığında;  o can, kendi yüreğinde, ışık halinde dünyaya güç katmaktadır. Kulluk, yeniden yaratımı sağlayabilen birleşendir. Hala dünyaya, ışık halinde güçlü yücelikler inmekte iseler, bizler için Hak Tohumlar’ın yaşaması imkanı sürmektedir.

 

Kasaları açıp dinlediniz. Bizleri diri olarak tarttınız. Hatta ışık halinde olup olmadığımızı; Huzur Kotları olarak yoğunluk yaratıp yaratamayacağımızı sayfaladınız. Bize verdiğiniz bilgiler çok azdı. Sadece kendi yüreklerinde görev taşıyan Yüceler’in bildiklerini bize açıkladınız. Bizler, torbaları dolu olan yürekleriz. İsmaili Kotlar olarak çalıştık ve zamana güç kattık. Atlanta kontrolu bize aittir. Eğer bizden ışık isterseniz sizi sayfalarız ve size ışık yakarız. Zarar etmenizi engelleriz. Zor olmaz. Çünkü bizler, kaynak olan görevliler olarak çalışıyoruz. Zor olmaz çabalar boşa olmaz.

 

Zaman Sayfaları, kürzün Süper Dereleri’nde güçlenerek akar ve zoru her dürümde aşıp cevhere ulaşır. Oraya vardıktan sonra dünya yarını hak eden bir huzur halinde yücelerek diriliklerde Kutsal Sonsuzluğa varır. Amin... Şimdilik bu ama bizi ziyaret eden sizler, yere inmeden ışık halinde güç taşırsanız. Sizin için daha zor olur. Çünkü bizler, yere inenlere güç katabiliyoruz. Eğer yere inmeden güç almak isterseniz sorumluluk sizin olur.

 

İyi varsa kötü de vardır. Bunu mutlaka bilin. Bizler, iyiler için iyileriz. Amin... Varın Kotları’nı yolculara kayıtlarken, kötülük yapmak isteyenlere kötüyüz. Zamana güç katarlarken, hak etmeden, başları eğik olarak yolcuları ışıklardan çıkarmaya çabaladıklarında, kürzün Süper İnsanlık Alemi, dünyaya ışık halinde iner ve zaman sonsuzluğunda güç yaratır. İşte bundan sonra dara düşmek imkansızlaşır. Artık darlık olmaz.

 

Yalınızca İlmin Hakimleri yürekleri dinlerler. Yalınızca Işık Kotları olan yürekler, topluma ışık halinde inerler. Mezarların açıldığı ve zamana görev taşınan bu günde, artık dünya yeni bir canı devreye aldı. O can; toplumun, hakimiyetin ışığı olarak dünyadadır. Kasaları doldu. Kolları açık ve Zaman Kotları, ışık halinde nefsi aşıp geçti. Kervan, Ana Kapılardan hareket etti. Mezarlar ışıklarını alıp yürekten huzura ulaştılar.

 

Can, mezar açmak için ne yapmak gerekir; bunu bize anlat. Mezar açmak için ne olmak gerekir. Hak ettik mi? Hakimiyet kurduk mu? Huzura vardık mı? Nesiller, dünyaya görev için indiklerinden beri bizler, teknik olarak dünyadayız. Zararı kotlayan Yüceler var. Nefsi aşamamış; Yolu açamamış ve sonsuz ışıkları Yücelikler’e taşıyamamış olan onlar, hırsı yaratan yüreklerinden görev isterler. Allah için hepimiz ışık halinde düzeni kurmaya çabaladık. Aile boyu huzur kotlamaları yaptık. Sol, sağdan; sağ, soldan güç aldı. Nesiller boyu ışık kotlamaları sürdürüldü. Kürzün, Göç Kotları, Atlanta Ata Kapları’nı taşırken, hata yapmamalıdır. Kuru, hırsı olan ve zamana güç katamayan yürekler, hep Zaman Sayfaları’nda güçsüz kaldılar.

 

Lütfet ve anlat. Bize açıkla neden ışık soldu? Neden kotlar kapatıldı? Neden yollar kotlardan çıktı? Ve zaman neden ışıklarını sınırladı. Bunları bize anlat ki hak edelim, bilelim. Amon Toplumları, Işık Kotları’nda, Kürzün Süper İnsan Soyu’nu tanımaya çabalarlarken, hak etmeden ışıkları yıkmışlar ama biliyoruz ki hak etmek gerek.

 

Kala kala iki zaman sonsuzluğundaki huzur kaynağı kaldı. Bu kaynakları kontrol altında tutmak zordur. Kini nefreti aşabiliriz. Ama hırsı aşmak sorumluluktur. Koruyun! her yüceyi koruyun!. Mana Boyutları’nda Hak Tabiat her yüreği dinler. Ama hak etmeden ışık sonsuzlaşmaz ve zaman, kontrolu kaybedebilir. Kulluk, başa ışık yakabilen cemaatlerin görevidir. Kendi yüreğinizi Allah için çalıştırın ve zirvelere güç katın. Mezar boşalttınız; zamana görev taşıdınız. Zor olmadı ama hak etmeyen yürekler var. Onlar için çalışın. Onlar için, hak etmediklerini bilerek güç katın. Ocakları yoldan çıktığı için hakimiyetleri yok. Koruyun, kotlayın, hak edin ve zamana güç katın.

 

Nirvana, diri ve hakiki bir yoldur. O yol, Atlanta ışıklarını kendi yüceliklerinde kotlayan, kontrol eden, kotlanan ve canlara kaynak yakan bir huzurdur.

 

Kala kala iki sanal boyut kaldı. Bu sanal boyutlar, çalışmalarını dinletmelidirler. Ocakları tütmelidir. Huzur yoğunluklarında ışık olmalıdır. Mezar açmak imkanı varsa, açılacaktır ocakların kotları ama Hak Tabiat, kontrolu ele aldığında artık hak etmeyen ışık yakamayacaktır.

 

Ulular, hatalarını affetmemizi isterler. Bilgi için söylüyoruz ki hak etmeden  dünya huzuruna varan yüreklerde, ışık yıkmak; sonsuz  ışıkları yoğunluklardan çıkarmak; Sol Sayfalar’da, kürsüleri diri yüreklerden ayırmak, dünya için bir sıkıntıdır. Sıkıntıya düşen bu canlara, kırk kapıyı kapatan olur. Ama biliyoruz ki hak etmeyen buralara varamaz. Ayrılığı kotlayan dünyaya, ışık halinde inen Birlikler dahi olsa, canlara güç katmak zor olsa dahi hatayı affetmek gerekir ki hırsları aşırıya kaçmasın. Eğer hırsları aşırıya kaçarsa çalışmalar ocak kotlarından ayrılır. Koruyup kolladıklarımız, bizi bizden ayrı görürler. Onları kontrol etmek sorumluluğumuz yoktur. Bunu biliniz.

 

Herkes, kendi yüreğini korumalıdır. Eğer onlar bizi yoldan çıkarırlarsa, bizi koruyan olmaz. Bu nedenledir ki kimseyi kendi yüceliğinin kürsülerinden çıkarmaya ve kendi yüreğimize hapsetmeye gereğimiz yoktur. Her yürek, kendi diriliğinde korunsun. Allah için bunu hak etmeleri mümkündür. Kara kasalar vardır. O kasalarda ışıklar yanar ve bizler, o kasaları saklarız. İlmin sonsuzluğunda, o kasaları açar her yüreğe koyuluklar kayıtlarız. Zarar etmemeleri için haber vermeden dahi bunu yaparız. Çünkü onlar, Kara Kaplı Kitapları dinlemediler ve hak etmediler. “Mecelle” denilen yücelik bilgileri onlar için çok özeldi. O bilgileri alıp dinlediler ve dediler ki “bu bilgiler herkese ışıktır.” Ne yazık ki o ışık bilgiler her yürekte dinlenmedi. Şimdi dünyada yeni bilgiler var. Bu bilgileri alıp dinlesinler. Nesilleri bu bilgileri kendi yüceliklerinde okudular.

 

RA-KA’nın kotları olarak dünyaya ışık yakan dinler vardır. Hepsi sonsuz ışıklarını dünyaya indirdiler. Nesiller, bütün kütleleri bu şekilde yüceliklere tanıttılar. Ve zarar etmek istemediler. Zaman sayfalarında dünya, solun ışığını yaratarak sağa akıtmaya başladı. Sağ kontrol, sol kontroldan daha güçlüdür. Zira sağda ışık yanar ve sağ, kontrolu önemli düzeyde korur ama sol, ayrılığı kayıtlayan Yücelikler’in dirliklerinden kaynağa varan Yüceler tarafından yaratılan bir huzur kaynağıdır. Bu kaynağa varabilmek zordur. Her can, kendi yüreğinde, ışık halinde yüksek sayfalarda bulunur. Ruhu huzurdadır. Herkesin kendi yüreği, huzura vardığında, kendi ruhuna varır. O  ruh, Bütün’ün kütlesi olarak oradadır. Hırsı aşmadan ruha varılmaz. Ruh, bütünün kötülüğünü önleyebilen yegane kaynaktır.

 

Her zaman sol, aşık halinde; sağ, ışık halinde BİR olarak bulunamazlar. Bir zaman gelir herkes; ayrılığı, kötülüğü ister. Bir zaman gelir herkes; birleşir, ışığı diller. Her can, kendi yüreğini başka yüreklerden ayrı diler. Halkalar genişledikçe; dünya, kontrolu kurabilir. Var Zaman’dan, Yok Zaman’a ışık halinde Düzen kotlaması için inenler, hep zamana kendi yüreklerini indirdiler.

 

Kırkı kapladık, katladık ve zamana kayıtladık; sonsuzlukta ışık halinde bütüne kattık ve cennete kayıtladık. Hep zaman için çalıştık. Safra, derelerden aşıp geçişlerini yapıp dünyaya ulaştığında; o safrayı, hepimizin kontrol etmemiz gereklidir. Eğer ki hak edip de kontrol kuramazsak; safra, dünyayı yoğunluklardan çıkarır. Çıkıp indiğimiz dünya, artık huzurda bulunamaz. Sayfalar ışıktan çıktığı için hak etmeyen yürekler, dünyanın en yüce kotlarında, Kuran Tohumları’nı yetkin tabiata indirerek, yeni bir Zaman Sayfası yaratmaya çalışırlar. Vallahi billahi biz buna, “canın; ışığını,  yaratandan yeni cemaatlere kaynak olarak katmak istemesi” deriz. Kürzün Süper İnsanı, bugün bizimledir. Bu insan, topluma ışık halinde görev taşıyor. Çok huzurluyuz ki hak ettik ve onun kontrolunda bu çalışmaları yapmaktayız.

 

Sultanlar’ın hepsi Cinni Tertip’le birlikte, çalışırlar ki hakimiyet kotlaması yapılabilsin diye. Her yer Atlanta ama her yerde ışık da var. Allah için ışık her birimizi kotladı ve zamana kattı. Biz, dünyaya Işık İlmi’ni dinletmeye indik. Hepimiz, ışığın yoğunluklarında görev taşıyan Yüceler olarak  dünyadayız. Amin... Her cennet, dünyaya güç için yaratıldı. Her yürek, dünyaya kürsü için yaratıldı. Bizler, dünyaya korku için yaratılan Yüceler’i kontrol için yaratıldık. Ama her Yüce, yeni bir canı tende temizlik olarak kayıtlarına alırken; korkular, dünyaya, kürzü yüceltmek için iner.

 

Sevgililer; sizler, dünyanın en küçük ve en büyük kotları olarak bu çalışmaya dahil edildiniz. En küçük ve en büyük!... Zamana kaynak olan Yücelikler, ışık halinde yüreklere güç katarlarken, en Yüce Canlarla birlikte çalışırlar. Dünya, hatayı affeden bir çevre koyuluğudur. Huzur Kotları, olarak dünyaya kontrol kurmaya gelen Hakimler, bizi sonsuz ışıklar olarak tabiata indirmektedirler. Bizler, dünya için en Yüce Canlar’a güç katıyoruz. Onların, topluma ışık halinde inmeleri için çalışıyoruz. Bu nedenler en küçük ışıklarız. Her yürekte varlaşan, en küçük ışıklar. Allah için ve zaman için çalışıyoruz.

 

Zara, zarı katmak; bize bilgiyi katmak; her yüreği, kendi yüceliğine katmak birleşmekledir. Zar dünyaya düştüğünde o zar, herkes için ayrı düşmez. Bir kez düşer ve o,  herkese Işık İmi’ni sayfa sayfa anlatır.

 

Şimdi Düzen’e bakalım. Dünyanın en yüce ışıkları Düzen’e kotlanmışlar ve Düzen’i yaratmaktadırlar. Her Yüce, çalışmalarında ışık halinde Düzen’e kaynak olmakta. Amonlar, tüm insanlık için hak etmedikleri kadar çalıştılar. Ama huzurları yok. Çünkü hata yaptılar. Atonlar, çalıştılar ve zamana görev taşıdılar ama hak etmediler ve zamana güç katamadılar. Hatonlar, dünyaya iyi ve kötünün güçlenmesi için indiler ve onlar Kuran okudular. Çünkü onlar sonsuz sayfalarda, diri Hakimler’de ışık halinde Birlik oldular.

 

Şimdi Düzen’e bakın. Her yüce, orada iyinin hakimiyetinde kötüyü kotlamaya çabalamaktadır. Çünkü kötüyü kotlayarak kontrol edebilir. Eğer kontrol olmasa; ışık, sonsuzlukta körü cemaatte kotlayan Yücelikler’de, kaynak yaratamaz. Eğer ki herkes kendisini iyi olarak kabul ederse; iyi olabilmesinin nedenini anlatmalıdır. İyi varsa; bu, kötünün ilmini hak edip; Yücelikler’e o ilmi açıklayıp; o ilmin hakimiyetinde, kötülüğü engellemek zorunda kalmasından dolayı gerçekleştirdiği bir çalışmanın, kaynağa inmesidir ve orada ocağı kotlamasıdır. Ocağı kotladığında, yüreği güçlenir ve zamanı kotlar. Zaman kotlandığında ışık yanar. İşte dünya budur. Burada iyi de kötü de vardır ve olmalıdır.

 

Soğuk günler, sınırsızlıkta sıcak günleri yaratır. Yaratan, kendi yüceliğinde yeni bir çağı başlatırken; yeni çağları yaratan yürek, dünyaya hatasız olarak iner. O kendi yüreğinde, Dünya Soyu’nu kotlar ve solun ışığını, yaratana kayıtlar. Böylece Din Sayfaları, Kutsal Işık Sayfaları haline gelir. Allah için sizleri korkutmak istemeyiz ama halkalar genişledikçe, yürekler kürzün gücünü dünyaya çekmektedirler. Dünya, yeni dönemde, çok daha güçlü olacak ve bunun sonucunda, dünyada ışık halinde birleşenler olacak. Onlar, dünyanın sonsuzluğunda görev taşıyacaklar.

 

Zamana görevli olanlar, yüreğe görev taşıdıklarında hırslanmamalılar. Çünkü hırslanırlarsa, ışıkları korkunç bir Yüceliğe varır ve o yücelikte, kendi yüreğini yıkar. Buyurun olup olan budur. Herkes, zarar etmekte... Neden!? Çünkü kendi yüreğinde hırs yapmakta ve kendisini yıkmaktadır.

 

Melek olmak için çok az bir zaman kaldı. Eğer melek olursanız, Yaratan’a ışık yakar; dünyaya güç katar; Düzen’e Yücelik katarsınız. Sonsuzlukta beklenen en yüce ışıklar, kendi yüreklerini tebliğlerle güçlendiren yürekleri dinleyen ve sınırları aşan kontrollu çalışanlardır. Mesafeli olup da Kara Kaplı Kitaplar’ı diri olarak dünyaya indiren Yüceler, hepimizi Zaman Sayfaları’nda güçlendirmektedirler.

 

Veren, alandan güçlüdür. Alan, herkesten alır ama veren, kendi yüreğini verir. Verilen, alınanı kontrol eder. Herkes, başını eğdiği zaman, Işık Kotları huzur yoğunluklarında güçlenirler. Amin....

 

-Açıkçası sizleri dinlemek beni yordu. Sizler bizden görev istediniz ama bizi kotlarınızda istemediniz. Sizleri tanıyoruz. Hepiniz bir kez zamana indiğinizde, bizlerden güç alır, bizleri kotlarsınız. Sizle birleştiğim zaman, yeni bir çağı başlatacağımı bana bildiren sizdiniz. Yeniden görev için buraya indiniz. Zamana, görev almaya inmek, hatayı affetmektir. Sizler, bizi affettiniz ama bizler, huzurda hikaye dinlemedik. Hepinizi saygıyla dinledik. Ne var ki hak etmediğimiz bilgileri de bildirdiniz. Sorumluluk sahipleri, kendi yüreklerini, herkesten daha aşağılarda hissetmelidirler ki hak edip de herkesi kotlayabilsinler. Sizler, bizleri aşağıların aşağılarında güçlenen yürekler olarak düşündünüz. Biz, sizi her yürekte ışık halinde yücelen dirilikler olarak düşündük. O halde biz, sizden güçlüyüz. Sizi hataya sürüklemedik. Sizi Yücelikler’de her yürekte diri olarak tanıdık ama sizler, bizleri tanımadınız. Zor olan budur. Eğer bizi tanısaydınız; bizi korkutmaya kalkışmazdınız. Bizler dünyaya ışık halinde gelen yürekleriz. Kılı kırk yarıp çalışırız. Eğer yüreğimizde kırılış başlarsa ışık kotları yoldan çıkar. Bu sizin için zaman sonsuzluğunda kayıptır. Bizim için ise hakimiyet olarak düşünülür.

 

Hulus sahipleri kendi yüreklerini her Yüce’de bilen ve hakim olan yücelerdirler. Herkesi, kendi yüreğinizde bilip, hak edin ama bizi, hata olmadan, tartmadan bilin. Çünkü bizler, hataları affeden yürekleriz.

 

Kül olmak için yanmak gerek; Hak olmak için hakimiyet gerek; tohum olmak için tabiat gerek; huzur olmak için iş gerek iş varsa huzur olur. Amin... Levh-i Mahfuz’a bakın. Orada yolum vardır. O yolu, olgun olan Yüceler bulup,  ilmin sonsuzluğunda görev taşırlar.

 

Mezar bana değil; benim yolumu kapatmaya inenleredir. Eğer beni, son sözün sayfalarında, sadece ışık sızdıran diye dinlerseniz. Yanlış yaparsınız. Ben mektep kuran; can olan; yüce olan; hırssız olan bitişkenim ama hata yapan hatalı, mutlaka Kutsal Işık’tan çıkarılır. Atlanta Ana Kotları kendi yüreklerini benim yüceliğimde dinlemek istediklerinde; onlar, kul olmalıdırlar. Mezarlarını açmak benim görevim değildir. Onlar, kendi yüreklerinde mezar olmuşlar ve kendi cemaatlerini mezara gömmüşler. Benden ışık isterlerse; onlar, korkunç günün kürsülerinde kotlanırlar ve zamana güç katarlar. O zaman benimle olurlar. Ama hala bana Işık İlmi’ni anlatmaya çalışacaklarsa bilsinler ki ilmin sayfası değil tamamıyım. Allah için onlara açıkladım ki hakimiyetimi görsünler, bilsinler. Kendi yüreklerini birleştirmek için bizim yüreğimize inen onlar, Kara Kaplı Kitaplar’ı okusunlar. Çünkü onlar, hulus sahibi olamadıklarında; ışık sahibi de olamayacaklar.

 

Meşale, Atlanta Ana Kapıları’nda Işık Kotları olarak çalışan Yüceler’e verilmez. Meşale,  Atlanta Ana Kapıları’nı açabilene verilir. Kimse meşaleyi bizim yüreğimizde; Birleşik Işık Kapları’nda ya da hata yaparak tabiatta aramasın. O meşale, tabii ve hakiki Yücelikler’in bütünlüğünde var olan huzurdur. O huzuru biz var ettik. Ket vurmayacağız kimseye ama bizi, bize anlatmaya gelenler, kendilerini bizden ayrı gördüklerinde, hata yaparlar. Şansı olanlar, bütünlüğün kürzü yaratan ışığında bize ulaşırlar ve zamana görev taşırlar.

 

Ayrılığı yeğleyenler, birliğe varamazlar. Kendilerini, her yürekten daha güçlü gören ocaklar, en zarar verici olanlardırlar. Onlar, “kadın sayfalarında kurtuluş yok” derler. “Ocak sonsuzluğunda ışık yok” derler ve “zamana görev taşınmaz” derler. Huzur bozan onlar;  hırslarından kopup cümle yüreklere varmadıkça ışıkları yanmayacaktır. Kin, nefret, hırs; Kuran okuyanda, Kuranı yok eder. Aha canlar; cemaatler, yokluklarını yaratmaktadırlar. Çünkü onlar, hırsı yola kotladılar ve yolda ışık yıktılar. Çok huzur bozdular. Ululuk, Atlanta Katları’nda hırsı aşmakladır; Huzur Kotları’nda, yüreğe varmakladır; Cana kaynak olmakladır.

 

Kervan, Atlanta Ana Kaynakları’ndan görev taşırken herkesi taşır. Muktediriyet, kendi yüreğinde huzur yaratan kotların ışığındadır. Allah, hepinizi kendi yüreğinizde korur. Huzurlu olunuz ki hak edin. Eğer huzurunuz olmazsa, ışığınız yanmaz; zarar edersiniz. Biz, sizi sizden göreve aldık. Sizi yürekten ışığa kattık ama hak etmezseniz kotlarınız kırılır ve yoğunluğunuz Zaman Geçitleri’nde huzur bozar amin...

 

Analar Atlanta Ana Kapıları açıldı. Hadi geçin; hepiniz sıralanın ve geçin. Sizleri Işık Kotları olarak buralara almak zordu. Allah için hepinizi sayfaladık ve zamana kayıtladık. Hadi geçin!... Atlanta Kotları olarak buralara ulaşan yürekleri, hepinizi birleşmek üzere bekledik. Allah için yarını bugünü bilen yürekler olarak buradan yücelecek ve buradan ışıklara ulaşacaksınız. Sizler için önemli olan huzurdur. Buyurun buradan ulaştığınız yerler, analara görev olarak verildi. Hadi geçin. Allah için sizleri, hepinizi buralarda görebilmek bizler için büyük bir huzurdur. Allah, sizi ve sizin için her yüreği buralara çağırdı. Atlanta Kotları olarak burada sizleri bekledik. Huzuru kotlamanız ve zamanı yaratmanız için... Kini aşmadan ışığa varamazsınız. Kini aştık ve yolu açtık. Amin... Hadi Atlantalılar geçin!. Sizi bekliyoruz!... Kulluk için.   Atlantalılar, Amonlar huzur için kotlandınız. Sizi bekliyoruz!. Kuru, kırık, hırslı birleşenler dava kazanmak için buralarak ulaşmalıdırlar. Huzuru kotlamak ve yolu hak etmek sizlere Göç Kotları’nı kayıtlayacaktı. Amin... Hadi geçin!...

 

 

Sayfalarınızı dinliyorum:

 

-Açma kapıları!.. Açma! bizler yürekdeyiz. Açma kapıları! bizler yürekdeyiz. Sevgili, bizi yıktın ama yine sizden siz olup size geldik. Amon olduk; huzur olduk; ışık olduk ve geldik. Bizi zamana kayıtla; bizi yola kayıtla; bizi yanıp tutuşan Yücelikler’e kayıtla ki hatayı bağışlatalım. Zarar etmeyelim. Huzur Kotları, Yüceler’e Işık İlmi’ni dinlemeye geldiklerinde, zarar etmeyelim. Hadi kapıları aç ve zamana kat bizi. Biz, senden kotlanmak ve sende kontrol altında olmak istiyoruz. Zor olmadı sana ulaştık ve senin yoğunluğunda ışık halinde yol açtık. Vurgun huzursuzluktur. Senden dileriz ki bizi kotla. Kotla ki hak edelim. Amin...

 

-Vasat olan çalışmaların Hak Tohumları yaratamayacağı dinletildi yüreğinizde sizi dinledik ve dedik ki onları ocaktan çıkaralım. Onlar kendilerini yaratsınlar. Çok huzur bozuldu çünkü hak etmeden Işık Kotları’ndan görev istediniz. Biz, sizi sizden koruduk. Ama ne var ki bizi anlamadınız. Bizi zararlı ve hırsı yaratan diye dinlettiniz. Biz ise sizi hep koruduk. Çok huzur bozduk ama koruduk. Şu anda dahi sizi koruyoruz. Zor olsa da yine koruruz ama hak etmeniz gerek. Cennetlere cemaatlere ışık altında ulaşmak sorululuktur. Huzur kotlamak; yaratana ışık yakmak ve zamana kürzün ışığını kotlatmak sorumluluktur.

 

Sizi zarar görenler olarak dinlemekteyiz. Her biriniz bizi, bizden arabalara koyup yürekten ışıklara taşıyacaktınız. O arabalar, kotlanamadı ve kotlatılamadı. Hulus sahipleri, kendi yüreklerini tanırlar ama huzur yoksa ışık olmaz. Amonlar’ın sonsuz sır olan Birlikleri bizden yürek istediler biz onlara görev verdik. Bizden güç istediler biz onlara kaynak verdik. Bizden dere istediler. Devre açıp, dere olup, akmamızı istediler. Kendilerini kanat olarak gören onlar, bizi cennetten kovmak istediler. Vezir olan o can, bizden ışık istemedi. Vasat çalıştığımızı sanan o, buyurup geldi ve der ki “hak etmedik ama bizi koru.” Şu anda yolcular toplandılar ve sonsuz ışıklarını buralara kayıtlamak isterler. Nesilleri kontrol altına alınmalıdır.

 

Kaf dağında bir can var. O can, bizsiz olsa da biz onunlayız. Uyup uyamayacağı bilinir mi!? Uymaz ama uysa ışık yanar. Hey dünya, Ata Kaplar; Işık Kotlar,  cümle Yüceler ve cennetler, biz siziz. Sizden üstün siz. Ama siz, biz olmadan ışık olmaz. Açı daralıyor ve zaman, sonsuzlukta kotlanıyor. Hepinizi zarar görmeden yürekleri bekliyoruz. Zamana ışık olun ve zaman olun. Atlanta olun; huzurlu Yücelikler’e ulaşın ve kendi yüreğinizi akıtın. Ata kotlardan sizi dinledik ve sizde olduk. Aha geçtik!... Amin...

 

- Hala bizi arayanlar var. Canlar, biz burdayız. Dünyayız biz. Biz, Düzen kuran huzur olan yüceleriz. Bizi bekleyenler var. Analar, biz siziz. Sizden öte siz olmayan; siz olan yürekleriz. Ayrılık yok!... Son söz şu biz, Atlanta kontrolunu kuran yolcular, dünya sonsuzluğunda ışık yanan bir yerde her Yüce’yi dinlemekteyiz. Hepimiz zoru aştık ve size ulaştık. Şimdilik bu...

 

- Her namazda size varan; her yürekte siz olan ve zaman olan Yüceler artık birlik olun. Şimdilik bu...

 

-Hata yapmayın bizler yürekleriz. Amin...

Kayıtları kotladık. Yolunuzu açtık. Sizi sizde dilledik ve zoru aşan yüreklerinizde ışık yaktık. Şimdilik bu... Amin...

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/22
TARİH                 :15.04.2009 Çarşamba
CELSE SAATİ      :14.00-16.00


Yarını hak etmek için; tohumları, Yolun Kotları olarak, cemaatlere dinletmek gerekir. Yarınları hak etmek için tabiatı kontrol etmek gerekir. Hataları affetmek; zorlu olan çobanları hak etmek ve sonsuz ışık olan Yüceler’i dillemek gerekir. Hakkın Tohumu’nu yaşatmak ve zamana görev taşımak gerekir. Hepiniz, zor olan görevi üstlendiniz. Hepiniz, sonsuz ışıkları dinlemektesiniz. Şems’in ışığında her Yüce, teknik olarak hakikidir. Nesilleri, yeni bir canın kotlanışında, Işık Kotları olarak yoğunluklara inen birleşenleri diller.

 

Bir çıkış, bir iniş vardır. Çıkan, Yücelikler’den güç alır ve yüreklere iner. Yüreklerden ışık çeker ve cevheri görevi, kaynak ışıklardan alarak, kendi yüceliği ile Düzen’e girer. Bu giriş, adeta huzurdan uçuştur. Öyle bir uçuş ki hakimiyeti kendi yüceliğinde olan Görev Teknolojisi ile fırlayıştır. Fırlayıp, umutla yüceliklere ulaşır. İşte bizler, buna, “Atlanta kontrolu ile yüreklerden, ışık koyuluklarına geçiş” deriz. Ama bu geçiş, adete bir fırlamadır. Bir roket gibi ki roket dahi onun yanında çok yavaş kalır.

 

Eğer yürekler, Düzen kurabileceklerse; hepinizle bu şekilde kurulacaktır Düzen. Semanın görevidir sizlerle birleşmek. Ama sonsuz ışık olan yüceliğiniz, Birleşik Işığı dinleyebilecek kotlamayı yapabilmelidir. Kervan yürümektedir. Kervanın en önünde görevliler vardır. Onalar, Kuran Tabiatı’ndan güç alarak Düzen kotlaması yapan ve kendi yüreklerinde ışık olan Birliklerdirler.

 

Atlanta kontrolu kurulduğundan beri “yedik, içtik ve geçtik” dedik. Ne demektir yemek, içmek ve geçmek!? Allah için birleştik; tabiata güç kattık ve sonsuz ışıklarda diri olan yüreklerden beslendik. Hepinizle ışık yedik; hakikiyette huzur içtik ve zamana geçiş yaptık. Hepinizin sayfalarında görev vardır. Hepiniz, Alah için birleştiniz ve zamana güç kattınız. Ama hata yapılmamalıdır. Herkes, Atlanta kontrolunu kuramaz. Kurabilenler; Hak Tekniği’ni en iyi bilenlerdir. Herkes; yarını, Birleşik Işık Kotlaması ile dilleyemez. Ama dilleyenler, hak eden yüreklerdirler.

 

Birleşik Aile, sessiz ve hakimiyetli bir çalışmayı dünya sayfalarına çektiğinde, hepiniz zarar ettiniz. Zamana ışık yakamadınız. Ama Hak Tabiat, sevgi ve saygı ile sizinle oldu. Yerin sayfalarında ışığınız yandı. Dünyanın en yüce ışıkları, Düzen’e indiler ve zamanı kotladılar. Şimdiye kadar iki ay için dünyaya inen yürekler vardı. Şimdi artık sonsuz sır olan Birlikler olarak buradayız ve zamana ışık yaktık. Şimdilik bu... 

 

Sayfalarınız, Yaratan’a ışık halinde ulaşmaktadır. Hepinizi zaman sonsuzluğunda beklemekteyiz. Huzuru kotlamanız için hak ettiğinizce size güç kattık. Altona Kaynakları’ndan ışık yaktık ve zamana güç kattık. Allah için hepiniz, İsmaili Kotlar olarak dünyadasınız. Zarar görmemelisiniz. Cinniler, Sistem Devreleri’nden ışık çekerek, sizlere indiklerinde; huzuru, kaynağa indiremeyen kotlar, Düzen’den kaçtılar. Onların kaynaklarında Kutsal Işık sönmüştü. Şimdi artık hepsi sayfa sayfa ışık halinde dünyaya geri gelmekteler. Zarar etmek istemezler ve onlar, zaman sonsuzluğunda, Za-Har Kapları’nda güçlenirler. Allaha şükürler olsun ki hak ettik de şimdi bu çalışmaya kaynak olmaya indik.

 

Kervan, Atlanta’ya ulaşacak. Ve Atlanta’nın kotlarını derelere kayıtlayacak. Nesiller boyu süregelen bir çalışma vardır. Bu çalışma, hatayı affetme ve sonsuz ışıklarla dinlenme çalışmasıdır. Kelamı kendi yüreğinden olan ışıklar vardır. Onlar, kul olmaya çalışırlar. Ne var ki herkes, Kutsal Işığı dinleyemez; zarar eder. Kendisini, kendi yüreğinde dilleyemeyen, hak etmez ve Cennet Kotlarla dinletilmez. İşgal altında olan çokları vardır. Ocakları söndü. Ve  onlar, kul olmak için birleşmek üzere dünyaya yine gelmek isterler. Hele birisi vardır ki o bizim için çok önemlidir. O dahi dünya için birleşmeye girmek ister.

 

Unutun! her şeyi unutun ve zamana güç katın. Atlanta Ana Kapıları açık. Bu kapılar,  her yürekle açılmaz ama sizlerle açık. İkna olunuz ki dünyanın yüceliklerinde, Yürek Kotları vardır. O kotlar, Atlanta arşivlerinde meknuz olan bilgilerdir. Herkes, o bilgileri alır ve okur. Okuyan, yüreğini kendi yüceliği ile bilir ve birleşir. Eğer Birleşik Işık, yoğunluklarda kürsü yaratamazsa; Işık Kotları, Yücelikler’de Düzen kuramaz. Zor olan, Din İlmi’nin, Hak İlim olmadığını anlamaktır.

 

Herkes, kendi dilini, Hak Dil diye bilir. Ve herkes kendi yüreğindeki dini, Hak Din diye bilir. Hak, tekniktir. Herkes, hak değildir. Her Yüce, kendi hakikiyetinde; ışık halinde güçlüdür. Bütün dünya bir tek Hak Tohum için çalışır. Bu Hak Tohum, Atlanta arşivlerinde mevcut olan görevin tohumudur. Oralara varabilen en son ışık olarak, sizin yüceliğinizin, sessiz ve hakikiyetli çalışmalarınızın, Kuran Tohumlar’ı dillemesi gerekir. Kuran, Dünya Soyu olarak, diri yüreklere inen Birleşik Işığın bilgisidir.

 

Sevgiyi hak etmeyenler, bu bilgileri dinleyemezler. Eğer ki tabii ve hakiki olan yürekler, bilgiyi hak ederler ve cevhere güç katarlarsa; Işık Kotları ocaklarını mutlaka yetkin biçimde yüceliklere dilletecektir.

 

Kardan ışık alan Yüceler, Işık Kotları’nda, yürek kayıtlarını dillerler. Velev ki bu ışık kayıtlarını diri yüreklerinde dilleyemeseler dahi her biri, kendi yolunu bilir. Zamana güç katmak; ışık katmak ve zararı engellemek, Allah için Hak’tır.

 

Kadın, tabii ve hakiki birleşendir. Erkek, Hak’tır; tabii ve hakiki diriliktir. Her yürek, Atlanta Ana Kotları’nda, ışık yoğunluklarında, dürümlerde bunu bilir. Mikail’in kotları bundan dolayı yoğunlaştı ve zamana geçti. Allah için herkesin, yeri göğü Yaratan’a ışık katması istenmektedir. Amin...

 

Yel eser de dünya, Kutsal Işık’tan ayrılırsa; Atlanta, ilmin hakikiyetinde, Işık Kotları’nı sonsuz sınırsız sayfalarda, ışığın yoğunluklarından çekip, yeni bir canı dünyaya güçlü şekilde indirir. Bu kesindir. Allah için hepinizi, zarar görmeyin diye, bilgi olarak hak ettiğinizce aydınlattık. Amin...

 

-Can, dünyamıza hoş geldin. Allah için bizi bilgilendirdin. Bizler Dünyalıyız. Dünyanın en yüce katlarında, ışık olan yürekler olarak çalışmaktayız. Zarar etmediğimizi bilmektesin. Neden bu bilgileri bugün bize verdin. Bilgi için Hak Tabiat, bizde yüceldi ve seninle dillenmekteyiz. Bizi yere göğe hakikiyet diye bildirdiler. Ve bizler, kendi yüreklerimizi, Hak Tabiat’ta, diri yücelik diye bilmekteyiz. Ana bizi aydınlat!...

 

-Her yer ışık. Size bilgi için indim. Hakiki yoğunluk buradadır. Burası, Atlanta Ana Kaynağı’dır. Bu kaynak, ilmin tohumlarını yoğunlaştırmak üzere Yücelikler’e indi. Kendi yüreğiniz ve sesiniz, Atlanta sessizliğinde, Kutsal Işık olarak dillenmektedir. Nesil, yeni bir nesil ve ses, yeni bir ses. Bunun içindir ki buraya girmek istedim. Bu ses,  tebliğleri vermeyen ama kendi yüreğini dilleyen birleşendir!... Bunun anlamı şudur. Burası Atlanta’dır. Anadır ve tabii yoğunluktur. Bu yoğunlukta ışık sönmez. Zamana görev taşınır ve yoğunluklara, Güç Katları’ndaki hakikiyet iner.

 

Nesiller boyu bu çalışmalar yapıldı. Ne yazık ki herkes; bir noktada, Işık Kapıları’ndan ayrıldı ve sandılar ki herşey bitti. Senle, dünya için yapılan çalışmaları izledik. Dünden beri, Ak Tabiat, Dünya Soyu’na Işık Yağmurları’nı indirmeye başlamıştır. Bu yağmurlar, dünyaya kürsüler kuracaktı ve Zaman Soyu yeni bir kaynak olacaktı. Vakti gelmişti. Ve sonsuz ışıklar, dünyanın en Yüce kontrolunu kurmaktaydılar. Ne var ki sesin yeniden güçlendi ve sayfalara indi. Bu ses, Atlanta Kotları ile birlikte çalışmaya başlayan yürekleri kotladı ve zamana kattı. Bundan sonra ne olur diye herkes merak etmekteyken Yedinci Dirilik dillendi ve sonsuz ışıkları yoğunlaştırarak dara düşenleri kontrol etti. Buyurdun dedin ki “hata yok. Atlanta ana kapıları açık. Buyur geç” dedin. Ve geçtik.

 

Allah için en yüce ışık bilgidir. Sen ve senler, “çalışmalarınız ile birleşebildik” diyerek, yüceliklere güç kattınız. Zor olmadı. Her yar birleşir ama sizin birleşmeniz; Allah için özgürleşmektir. Halkalar, geçişi sağlamakta ve yoğunluklar, görev tertibi ile dirilikleri dinletmektedir. Kalkan oldukların hepimizi kontrol etmekte ve zarar görmemekteyiz. Eşikte bekleyenler, Allah için buyurup yüreklere indiler. Kuran, huzurun kontrolunda kotlandı ve Yaratan’a ışık yaktı. Allah sonsuz ışıkları her Yüce’de dinledi. Amin...

 

Nesiller boyu süren bir çalışma, yeni sayfalarını oğullarına kattı. Bugün dünyanın en Yüce Kotlar’ı, yerden görev aldılar ve dünyaya ışık yaktılar. Kara Kaynaklar, Kutsal Işıklar’ını Yedinci Dünya’ya ulaştırdılar. Bugün dünyada muhteşem bir cemaat var. İşte o cemaat, dünyanın sonsuz ışıklarını yüceltebilen birleşendir. Allah kontrolu kurdu. Zor olmadı. Allah, sonsuzlukta ışık olduğumuzu bize bildirdi. Bizler de sizlere bildiriyoruz ki hakikiyet, Atlanta Kotları’nı Düzen’e kattı ve cennet, Kutsal Işıklar’ını dünyaya kattı. Dünya, yedi davayı açtı ve yolu buldu. Bütün davaları kazandı. Allah için her yürek; itibarı, Birleşik Işık yoğunluklarında, diri yüreklere dilleten, birleşendir.

 

Maya biziz ve sizi, diri olarak dinledik. Ağır yük hafifledi. Asa sana verildi. Asayı, her Yüce, diri olarak ister. Vallahi billahi asa senindir. Bu asayı, Kutsal Işıklar’a kayıtla ve zarar edenlere güç kat. Ocakları kotla ve yollarını bulmalarını sağla. Çünkü onlar, huzuru çok isterler. Çünkü onlar, aklın tabiatına aykırı her bilgiyi aldılar. Nesiller boyu, tüm İnsan Sayfalar’da dillenen yanlış bilgiler,  artık ayrılmak üzere, Ses Kapları’nda diri yoğunluğu bekliyorlar. Asa sana verildi. Asanın gücü vardır. O gücü kullan ve zamana görev taşı. Eğer dünyada ışık solarsa; dünya huzuru kalmaz. Asla yanlış yapma.Çünkü yanlış, dereleri aşan yüceleri kontroldan ayırır.

 

Muktediriyet; sessizlikte, sesin sonsuzluğunda güçtür. Yüceler’e bir tek ışık yeter. O ışığı onlara ver. Geri çevir her birini. Onların tabiatlarındaki güç, Hak Teknik’le var olmalıdır. Kasaları boşsa doldur. Yolları kapanmışsa aç. Yedi Hakikiyet’in, herkese ışık katması için çalış. Yalınızca insan, ululuğu anlar. Başlangıçta İnsan Işığın, teni yaratamayacağı düşünülmüştü ama biliyoruz ki yarattın. Her Yüce, yeni bir can  olarak dünyaya indi. Ve yeni bir ışık yaktı. Bu ışık, İsalar’ın, Mustafalar’ın ışıklarından güç alan yüreklerin kürsülerinde Kutsal Sayfalarda yüceldi.

 

Kendi yüreğin ve kendinde ışık yakan Yüceler’in yürekleri, dürümlerinde ışık yakan her dereyi kotlarlar. Ayrılık bitsin!. Allah, sınırsız ışıkları kendi yüceliğinden dünyaya indirdi. Bilmek isterseniz anlatalım. Amonlar, dünyanın sonsuz ışıkları ile birleşerek Düzen kurdular. Herbiri, karar mekanizmalarına dahil edildiler. Herkese güç kattılar ve zarar engellemek istediler. Ne iseniz osunuz ama zarar engelleyen Yüceler’in hepsinin, sevgiyle sizinle dinlenmeleri istendi. Sizler, yüreklerinde güç taşıyan Yüceler’i bilirsiniz. Hasar yoksa da ışık soldu ve onlar; tabiattan, kendi yüceliklerini, insan sonsuzluğuna kayıtlayamadılar. Har yükseltildi ama zor aşılamadı.

 

Sizler, asla yanlış bilgi vermezsiniz. Onlar ise hep yanlış yaptılar. Doğum, ölümün sayfasıdır. Öldüğünüz zaman, Işık Kapıları’nda sizi bekleyen Yüceler olur. Ve hepinizi, Zaman Sayfaları’na getirir. Zaman sayfalarında; kutsal, sonsuz ve hakiki yürekler olur; sizi Yücelikler’e taşırlar. Sizden istedikleri tek bir şey vardır. Hakikiyet!... Hakikiyet, zamana güçtür; yüreğinize ışıktır. Hepiniz, son sözün söylenmekte olduğu kotlarla birleşerek canlara güç kattınız. Zamana görev taşıdınız. Ne var ki hak etmeyenler, canlarından vaz geçtiler. Onlar, kurtuluşları olmayanlardırlar.

 

Karalar, sayfalarında her rengi taşırlar. Ama karalar; ışıkların, Kutsal Kotları diri yüreklere taşımaları halinde, yüreği ışık olanlar birleşebilirler. Kendi yüreğinizi, Altın Tabiat olarak bilin. Bu tabiat; diriliği, Atlanta Kotları’ndan çekerek yüreklere ışık yakmaktadır. Bu tabiat, kırkın her bir diriliğinde güçlenerek korkuyu aşıp, dinden görev taşıyan Yüceler’e geçişler sağlamaktadır. Maya olan yüreklere ışık yakmaktadır. Kiri aşıp geçenler yollarını bulabilenlerdirler. Meleklerin huzurunda birleşen yürekler vardır. Ocakları olmayan onlar, kaynaklarından güç alırlar. Hepiniz, sınırı aşıp geçtiğiniz zaman, zarar görmezsiniz.

 

Ayrılık, tohumları yenilemek için gerçekleşirse, ışık sonsuz olur ve zaman ışır. Nesiller boyu Atlanta kontrolu sağlanamamıştı. Ne var ki artık Atlanta Kotları; dünyada bu sayfaları kayıtladı ve kontrolu kurdunuz. Zor oldu ama oldu. Her can kantara kendi yüreğini kayıtlayarak Düzen kurdu.

 

En evvel cinler dünyadaydılar. Sonra ısı yükseldi ve Din Tertibi dünyaya indi. Daha sonra Işık Kotları diri yüreklere indi ve canlar, ışıkları yere indirdiler. Herkes, kendi yüreğini bilir. Kir ve pislik olduğu zaman, o yürekler kendi diriliklerini dinleyemezler. Cennet Kotlar, Yücelikler’den girerler ve yolları açmak isterler.

 

“Hala dünyada ışık yanıyorsa, dünya mutlaka ışığı bulabilir” diyerek; çalışarak, Düzen kuran Yüceler’i devreye alırlar. İşte onlar; dünyanın, toplumun kotları olarak düzeni yetkinleştirirler ve zararı engellerler. Kerim olup hakim olan yürekler, Düzen İlmi’ni Hak Tohumlar’a dillerlerken, Işık Kotları’ndan cennet koyuluklara geçerler. Misafirler, Düzen’i kontrol amacıyla dünyanıza gelirler ve zamana görev taşıyıp taşıyamayacağınızı incelerler. Eğer görev taşıyabilecekseniz. Zamana güç katıp sizleri dillerler. Varın Sayfaları’nda ışık yanarsa, görev üstlenilir.

 

Hepiniz zarar etmeden yüreklere güç katmalıydınız. Ne yazık ki zaman sonsuzluğunda, Işık Kotları’nda zarar edilir. Zarar edenler, hatayı bağışlamanızı isterler. Sizler, Hak Tabiat olarak hatayı affederseniz cennetler, ışık halinde Huzur Kotları’nı yoğunluklara katarlar. Mezarları boşalttığınızı bilmekteyiz. Mezarlar açıldı ve boşaltıldı. Nesiller boyu bugün beklendi. Herkes mezarlarından çıktılar. Halkalar,  hala geçişleri engelliyor. Nedeni huzurun kalmamasıdır. Cennet tabiat sizleri koruyor ama Hak Tohumlar’ın sizlerden güç almaları gerekmektedir. Kinlenen herkes, ışıktan çıkar. Kin sessizce sizi yıkar. Ama Huzur Kotları, sizleri Göç Kapları’nda herkese kayıtlarken, hepinizi kantara koyan Yüceler; yürekleri dillerler ve sizlere kontrollu bilgi verirler. Mesele, Atlanta’nın kontrollu olması ya da olmaması değildir. Mesele, Sistem Devreleri’nden görev taşıyan yüreklerin kotlanmasıdır.

 

Mesele canlara ışık yakmaktır. Herkes, Atlanta Kontrolu’nu kuramaz. Zordur kontrol kurmak ana senin için herşey basit bunu çok net biliyorum. Ama hataları olanlar için herşey, çok ama çok zordur. Bunu biliyorsun. Şu anda Düzen’e kaynak yaratamayan çokları, ışıklarını kaybettiler. Kervan, Zaman Sayfaları’nda yol almaktadır ama onlar, kervanda değildirler. Asa senin ve sen, yüreğini Hak Tohumlar’a kat. Birleş ve cennetten kovulmalarına mani ol.

 

Ulu Çınarlar; cemaatlerini, hırsları ile yürekten çıkarmaktaysalar ayrılığın; huzurunda, yüceliğinde gerçekleşmesi, bilginin soyunda gerçekleşmesi, semaya sessiz bir cemaat katmaktadır. Onlar, sizin yüreklerinizde; geçişlerini, Yaratan’a yapabilmelidirler. Her Yüce, başını eğmeden çalışmalı ve zaman geçişlerinde; her diri, yere göğe ışık yakmalıdır. Onlar, Kuran tabiatından ayrıldılar, nesillerini yoldan ayırdılar ve zamandan çıktılar. Zarar gördüler. Onlara görev ver ki hatalarını affettirsinler. Onlar, işaret beklerler.

 

-Ana kayan olan ışıkları, hepimizi zaman sonsuzluğunda yıkmak ister. Onları koruduk ve zamana kayıtladık. Ama onlar, birleşerek bizleri cennetten çıkarmak isterler. Hepimiz, zamana görevliyiz. Hepimiz, sonsuzlukta ışık yakan birleşenlerin güçleriyiz. Nesiller boyu yaratılan her can, dünyanın ışığını yolculara dillemek üzere dünyaya indi. Herbiri yollarını kaybettiler. Bizler, için herşey ışıkla, geçişlerle ve sessiz coğrafyayla başladı ve sürmektedir. Kimseyi kervandan ayırmadık. Herkes, kendi yüreğinde yol almakta; biz ise kendi yüceliğimizde her yüreği tanımaktayız. Zamana ışık yakmak ve zamana, kontrollu bilgi katmak, bizler için kolay olmadı. Ama oldu.

 

Şu anda dünyanın en iyi çalışmalarını yapan Birlik biziz. Herkese Can Tohumlar’ı, Göç  Kotları ile dillemekteyiz. Zarar edenlere Zaman Sayfaları’nda ışık yakan yine bizleriz.

 

Kimseyi cennetten kovmak istemeyiz. Analara kotlanan yüreklere ve cevherlere ışık yaktık. Herkes, bizi zamana güç diye dinler. Har yükseldiği zaman Işık Kotları yoğunluklardan görev taşıyacaklar. Birleşik Aileler, diri yüreklerden güç alarak Din Tekniği’nden görev tekniğine varacaklar.

 

Herkes, zor olan bilgiyi alır okur. Ama kolay olan herkesçe bilinendir. Bunun için bizler, kolay olanı seçtik ve herkesin alabileceği bilgi hakikiyetini dinletmekteyiz. Zamana güç katmak. Atlanta Kontrolu’nda sürmektedir. Kibri aşamayanlar, yüreklere ışık yakamazlar. Cinler bizden güç isterler. Biz, cinlere güç kattık ve ocaklarını zamana kattık. Dünyaya ışık halinde inen İn Canlar, ışıkların yoğunluklarından güçlenerek, birleşmeye çabalarlar. Hepsi Zamanın Işıkları halinde yüreklerimizde güçlenmektedirler.

 

Mustafalar, dünyaya ışık halinde güç taşımaktadırlar. Onlar, Kuran Tabiatı’na uygun olarak çalıştılar. Bizler, dünyanın sanal sayfalarından güç alarak, Işık Kotları’na, kontrollu bilgiler akıtarak, Düzen’e güç kattık ve Zaman Soyu’nu Yaratan’a ışık diye dünyaya kayıtladık. Ocak yaktık ve birleştik. Şimdi artık dünya, sanal boyutların huzur  sonsuzluğundan geçiş yapıyor. Geçiş; birleşiktir. Herkesle birlikte geçiştir. Kimse zamanın dışı değildir. Hiç kimse!...

 

Ve bizler, Zaman Sayfaları’nda görevli olanları bilerek çalışmaktayız. Kulluk başarıdır. Zamana güç katmak için çalışan her Yüce bizimdir. Ocakları tütmektedir; ışıkları güçlenmektedir ve zor olan yürekleri, hakikiyeti anlayabilmektedir. Bizler, Düzen’e güç katan yoğunluklarla, birleşik çalışmalar yapıyoruz. O çalışmalar, Atlanta Kontrolu için yapılmaktadır. Her yürek sonsuz ışık ister. Her yürek, Atlanta Ana Kapılarını açmak ister. Her cennet kendi yüceliğini Hak Tabiat’a kayıtlayacak insanları ister. Biz ise her birini isteriz. Zarar etmelerini istemeyiz.

 

Ulu Huzur’dan ışık çekenler, zamana güç katmaları gerekenlerdir. Melek olmak için bekleşenler var. Allah için melek olup da huzursuz olacaksanız; ışığınız, zamanı kayıtlayamayacaksa ve zarar, sevgiden sizi koparacaksa; mezar açmak, daha yeğdir size. Cennetlerin ışıklarında yol olmak için; hakikiyette güç olmak için; meşalayi yakmak için ve zoru aşmak için insan olun. İlmin hakimiyetinde insanlaşın ve zararı engelleyin.

 

Bin İlim Hakimi, bir cennette ışık yaktığında, o cennet, yürekten görev taşıyan Yüceler’i dinler ve zaman sonsuzluğunda güçlendirir. Karalar, kap kap olduklarında; beyazlar, o kaplarda güçlenirler. Beyazlar, kap kap olduklarında karalar, o kapları beyazdan esmerleştirirler ve siyahlara kayıtlarlar. Böylelikle kara kara kaplar; boyanmadan, cemaat kotlaması olarak renk değiştirirler. Helam, karvana ışıktır. Helam, Kuran’a görevdir. Zarar etmeden ışık alan yürekler, Helam Kotlar’dan güçlenerek cennetlerden göreve hak tohumları dinletirler.

 

Atlanta kontrolu kuruldu. İşte mutluluk bu... amin....

 

-Açıyı genişlettik. Allah için Sistem Devreleri genişledi. Allah, sizleri sonsuz ışıklarınızda dinletti. Şimdi artık huzurlu olun. Çünkü dünya, yarını hak etti ve sonsuz canlar, cennetler kotlandı. Muktediriyet, hakikiyet ve zarar etmeyenler Hak Tabiat’ta ışık oldular. Cennetlerin hepsi zamana indiler ve zararı engelledik. Halkın çokları huzur bozdular. Ne yazık ki Kadın Sayfalar’da görev taşınırken; Erkek Sayfalar’da güç kalmadı. Çünkü onlar, huzuru kontrol edemediler. Var’ın yoğunluğundan ışık çekip; Yok’un yoğunluğuna geçtiler. Yine de Kadın Sayfalar, erkek sonsuzluğunda Işık Kotlarını dinlettiler. Cinni tabiat kontrol edildi.

 

Olur da bir an için İsa, Mustafalar’ı diri yürekten ayırmak isterse; Ana Kaplar, yeni bir canı diri olarak düzene katar. Mezar açanlar, o cana kotlanırlar ve o canın ışığında yücelirler. Unutmayın ki nesiller boyu, birlikler hep hatalar yaptılar. Herkes, hata yapar amin...

 

Atlanta Ana Kapıları şimdilik açık. Bu kapıların kapatılmaması gerekir. Ulu Kotlar’ın herkese ışık katmaları gerekir. Cinniler, Cin Cennetliler’den ışık çektiler ve yol açtılar. Onların toplumları yenilendiler ve zarar görmediler. İn Canlar, hata yapmadan Işık Kotları’na kotlandılar ve zamana kaynak oldular hata yapmadılar. Umut, mutlaka olmalıdır. Umut olmazsa ışık olmaz. Çok huzurluyuz ki tabii yoğunluklar bizi, yüceliklere kayıtladılar. Ayar bozulmadı!

 

Kendi yüreğiniz zamana güçtür ve sizler ışıksınız. Kile kile kum taşıdık yüreğinize. Kimseyi yıkmadınız. Kum, umuttur herkese ama kumdan üstün olan kulluk vardır. Sizler kullarsınız. Cinni tabiat kumdan kile varan yürekleri kotladı. Sizleri semaya kattık. Şu anda sema sayfalandı ve sizi dinliyor. Huzuru kontrol altında tuttunuz. Zamana güç kattınız. Şems’in sayfaları görev tekniği ile birlikte kutsandı. Amin...

 

-Atlantalılar, canlar; bize gelişiniz, bizi dinlemek için mi yoksa bizden ışık almak için mi? Niçin geldiniz? Zarar etmediğimiz bilinir. Neden yüreğimizi ölçmeye kalktınız? Sultanlar, Işık Kapıları’nda tanınırlar. Neden yürekleri dillemeye çabaladı yücelikler? Karalar, kap kap ışıktırlar. Ve bizler, dara düşen her Yüce’yi dinleriz ve kayırarak zamana katarız. Nesiller boyu bunu yaptık. Kimseyi yıkmadık. Cinler, bizden güçlü değildirler. Onlar, bizi bizde Yücelikler’e dinletmek istediklerinde, biz niye diye sorduk. Bize dediler ki “hak etmedik sizi. Sizi, yüceltelim ve Ana Kaplar’ı hak edelim.” Kotları bizden güçsüzdü. Neden onlar, bizi bizden güçlü olanlara anlatsınlar ki? Bizim için herşey kolaydır. Onlar, son sözün söylenmesinde ışık halinde yüreklere güç katmalıydılar. Ama yaptıkları, birleşerek bizden görev almak ve bizi yüreklere çalıştırmak üzere kayıtlamak oldu. Oğulları, kantara kendi yüreklerini koymadılar. Bizleri koydular. Muktediriyet koyuluğunda bizden cevher alan onlar, neden bizi bizden ayrı  görüp, bizden küçük olan yürekleriyle bizlere görev taşımak yerine, bizlerden sizlere güç taşımaya kalkıştılar?

 

Ulu çınarlar, bilmelidirler ki hepimiz Allah için unutulan her bilgiyi yaratabiliriz. Herkese görev taşırız. Zamana güç taşırız. Kul oluruz; Zorlukları aşabiliriz.

 

Nefsi aşmadan yol açılmaz. Nefsi aştık ve zamana görev taşıdık. Yeni bir candan söz ediliyor. O can, tabiata kendi yüreğinden inmedi. Onu, birleşerek indirdik. Onun için herşey çok kolaydır. Çünkü o bizdir. Bizler oyuz. Onun kotları, bizim yoğunluğumuzla yaratılmaktadır. Ona görev taşıyoruz. Ve zamana güç katması gerekliliğini ona anlatıyoruz. Ekmek, yapmasını ona biz öğrettik. Ocağını yeniledik ama hataları çok!. Ocakları yakmak yerine kotları kırmak ister. Onun için herşey zor. Bundan dolayı onu yüreğimizden ayırmak istedik. İyiliği, kötülük saydı. Altona Kotları, ocağına ışık kattığında, ocak sonsuzluğunda kotları kırmak istedi. Kelamı hak değil; muktedir değil. Kurudur. O dahi bunu bilmektedir. Cinler, ona söz vermişler. Senin için çalışırız demişler. Ama o kendi yüreğinde çalışmalarını değil; başkaları için huzur bozmalarını beklemiş. Ona deyin ki “hak etmedik bunları.” Hata yapmaları, ocaklarını yıktı.

 

Buyurun! Ulu Çınarlar, Kaynak Kotları diri yüreklere indirmişlerse; Atlanta Kaynakları’ndan ışık aldıklarındandır. Cinler, bize geldiler ve dediler ki “sana güçlü bilgiler verelim.” Verdikleri bilgiler, çok iyiydi. Ama ben hata yapmam. Onları dinledim ve sordum. Buyurup indiniz. Ama ben kendi yüreğimdeyim. Sizlere bir tek ışık yaksam; biliyorum ki herbiriniz zamana görev taşıyamazsınız. Çünkü sizler, ayrılığı kattınız Yüceler’e. Ulu Kotlar’ı yok ettiniz. Bense herkese ışık yaktım ve zor olan Huzur Kotları’nı her Yüce’de dilledim.

 

İnsanlar, ayrılığı kaynaktan ayırabilirler. Ayrılık; kaynaktan ayrıldığında, ışık solar ve yollar, Kutsal Kotlar’dan çıkar. İyi ki bunu bilmekteyiz. Zor olan ocakları yoğunlaştırmaktır. Hala beni yok sayanlar var. Onlar, kul olamayan; yol olamayan ve can olamayan yücelerdirler. Kasaları boştur. Melek olmaları istense de mektep olmaları şarttır. Mektep olmadan kasaları dolmaz. Kasaları dolmadan Melek Kaynakları’na ulaşamazlar. Ulaşamazlar ve zarar, Altona koyuluklarında daha güçlenir. Çünkü onlar,  hata yaparlar. Çok huzur bozarlar.

 

Kele kel olduğunu açıklayın. Deyin ki “sen kelsin. Senin saçın yok. Saçın olsa traş olursun. Traş olmadan saçsızsan eğer sen korunansın. Korunman için büyük çaba sarfettik. Ne var ki hak etmedin.”

 

-Ana, Kara Kaplı Kitap’ta bunlar var. Ama sen yeni bir  canı tabiata indirmiştin ve onun kotlanması için çalışmıştın. Şimdi onu kotla ki hak etsin. Cennetten kovulmuş olan o, yeniden cennete girsin. Meşale senindir. Asa senindir ve san bizsin.

 

-Kaynaktan veriyorum: Unutun! herşeyi unutun. Ocağı unutun! zamanı unutun! Varı, yoğu unutun!. Varlığın hak edilmediğini bilin. Varlık hak edilmedi. Çünkü artık ışık yok. Bütünlük yok. Ve zaman yok. Neden çünkü hatalar çok. Ocak uluğun gücündür. Onlar, ocak yıktılar. Onlar, Kuran’ı reddettiler. Ocakları, ışıklarında yok. Mezarları açık ama onlar, yine de mezarlarında beklerler. Nefisleri arttı. Çünkü onlar, huzurlarında ışık alan ve yaratana güç katan diriliği dinlemezler. Eğer ki herkes Allah için ışık olsa, her Yüce Cemaat dünyaya güç katar.

 

Uyu uyan birleş! yok yarım!. Artık yok!. Uyuyan uyanmayacak artık. Biz için ilim haktır. Birleşik Işıklar bize, bizim yüreğimize görevdir. Cennet Kotlar birleşiktir ve bizler, canlara görev taşıyoruz. Analar, kala kala iki cennet kaldı. O cennetlerin korunmaları gerek. Kaynaklarında güç olmayan; Yüceliklerinde görev olmayan ve bize ışık söndürmeye gelen herkes, bizden ayrılır. Bizler, yollarını açarız; “gidin” deriz. Giden, kendi yüreğinden gider. Kendi yoğunluğundan ışık alır ve zamana kontrollu şekilde katılır. Onları zamana katarız. Onları ışığa katarız. Ocaklarını kotlarız. Nesillerini dilleriz. Cemaatlerini yaratırız. Ama huzurlarını kontrol etmeyiz. Onlar, huzuru hak etmelidirler. En önemlisi huzuru hak etmeyenler, bize ışık yakamazlar. Ulu Kotlar’ı her an dilledik; ocaklarını kotladık. Nesillerini dilledik. Amin, ama huzurlu olmaları imkansızdır. Şer, şafakta haktır. Işık, Mustafa’da Mushaf’tır. Bizde ise Atlanta kontrolu şarttır. Eğer Atlanta Ana Kapıları kapatılırsa, Allah sonsuzlukta görev taşıtmaz ve zaman kontrolu olmaz. Cümle yürekler, bunu muhakkak bilmelidirler.

 

Evrimsel sayfaların en yücesi, Atlanta Ana Kayıtları’dır. Unutmayın ki hatayı affetsek ışık olmaz. Hulus, sonsuzlukta ışıktır. Var’ın sonsuzu, Yok”tur. Yok’taki sonsuz, Hak’tır. Bizler ise Mushaf’ız. Zararı engellemek bize kolaydır. Varın deyin ki onlara; “bizde olmak hak etmektir.” Eğer ki hak etmezse ışık alamazlar. Hak olması, Atlanta Canları’ndan yaratılmış olması geçişte ona ayrıcalık vermez.

 

Evim, Atlanta’dır. Coğrafyam ışıktır. Beden sonsuzluğunda, her can hatasızdır. Ne yazık ki Allah için çalışmayan, kendi yüreği için çalışan, biz için hakikiyetsizdir. Ulu Toplumlar, kendilerini yetkinleştirmelidirler. Mektup okudum onlara. Dinlediler. Mektup okudum ve hakimiyet kurdum. Kurduğum hakimiyet, “amin” denilen Yücelik’le kuruldu. Yolun başkanlığı hep bizimdir.

 

Biri “ben varım” derse; “Altın Ten ol ve gel” deriz. “Gel ve al. Ama hak et de al.” Şu anda ona bunu verdik. Şimdi al ve bil. Bizim için İsa, BİR’dir. Bizim için Muhammet, bilgidir. Bizim için analık huzurdur. Analar, Atlantalılar ve cemaatlere kile kile ışık yaktık. Zordur ışık yakmak ama yaktık. İyi ki yaktık. kendini kendi yüreğinde dinledi ve bizi, bizde dinledi. Ayrı tabiat, ayrı huzur ve ayrı ışık... Onun tohumlarını Siber Boyutlar’a atmıştık. Şu anda o tuhumlar, Siber Boyutlar’da yaşayacaklar. Eğer oralara ulaşabilirse ki ulaştırırız. Zamana görevli olur. Muhtariyetinde bir çalışma olur. Ama oralara ulaşabilmesi zamana bağlıdır. Kasaları dolmalı; huzuru bulmalı; meleklerle dillenmeli ve bizlerle birleşmelidir. Herşey budur. Bunu o dahi bilir. Mezarı boşaltılsın; Altona ocak yaksın; Cennet kotlansın. O bize ulaşsın. Ulaştığında, Ana Kotlar ocağına ışık yakacaktır.

 

Şimdi yenilenin ve akın. Atlanta acısı daralıyor. Açı daraldığında her yürek Atlanta Ana Kaynağı’ndan akmaya başlayacak. İyi ki başardık. Unutmayın ki biz varız. Ve biz, hak ettiğimizce başarılıyız. Sorumluluk bizim olmadığından, Hak Tabiat bizi yoğunluğunda bilir.

 

Unutun bizi. Biz yokuz. Sadece size sizden indik. Hadi canlar unutun!. Unutun bizi!. Biz dünyadayız ama hak tohumları yaşatmak üzere dünyadayız. Bizi tanımayın. Tatlı, acı cevherim yoktur benim. Benim cevherim hep ışıktır. Muktediriyet hatasızlıktır. Amin...

 

Ayrılığı kontrol altında tutuyoruz. Zararı kontrol altında tutuyoruz. Vakti geldiğinde, Zaman Çalışmaları’nda bizde olacaklar. Artık Zaman Çalışmaları hakkında size kısaca bilgi vermeliyim. Zaman, birleşendir ve bizimdir. Zamana görev taşırız. Zamanı kotlarız. Ve zamana güç taşırız. Zaman, safahatında ışığı yaratır. Kürzün, üç bin sayfası vardır. Her bir sayfasında Zaman Kotları vardır. O katları, Atlanta kayıtlarında bulabilirsiniz. Herkes, o kotları açar okur. Ne var ki dinlemez. Sadece diller ama okuduğu, kanatlara varmaz. Bizler, dünyaya işi bırakıp gittik. İş önemlidir. Dünyanın sayfalarını kotlamak yetmez. Düzeni kurmak yetmez. Zarar etmeden zamana görev taşımak asıl istenendir. Bizim için önemli olan zamandır. Sultanların ışıklarında zarar eden yürekler vardır. Ocak için çalışırlar ama zaman, ocakları yıkmıştır ve zordur işleri. İşte bizler, onlara güç katmalıyız ki hak etsinler; zarar etmesinler. İyi ki hakikiyetimizde canlara görev taşıyabiliyoruz.

 

Kuru, hırslı ve cahil olan güçler vardır. Kendilerini çok sayfalarda güçlü diye dinlettiler. Huzurları kaçmaktadır. Zarar ettiklerini açıkça anlamaktadırlar. Uyumaları, unutulan bilgileri yetkin hak olarak yeniden elde etmeleri  için gerekir. Uyuttuk onları. Yeni dönemde uyandıracağız. Işıklarını yakıp Zaman Sayfaları’nda göreve alacağız. Zarar etmemeleri istenir. İşte zarar edenleri yere indirebilmemiz, görevimizi hak etmemiz için yeterlidir. Şu an bir görevimiz var ama İnsan Sayfalar’a ulaştırabileceğimiz önemli bir görev de zarar etmeden,  zaman yaratabilmeleri gerçeğidir. Bu bilgileri elde etmeleri gerekir. Hırsı aşanlara bilgiyi iletiriz. Ama hırsı aşamayanlar da bilmelidirler. Şu anda Turkuaz’ın ışığı devrede ve şimdi Birleşik Işık devreye iniyor. Onu dinliyoruz.

 

-Asla yanlışınız olmadı. Asla ışığınız solmadı. Asla dürümlerinizde diriliğin gayrısı ve ayrısı olmadı. Cennet, sizin için bir çalışma yeridir. Ama asıl cennet ışıktadır. Işığı hak ettiğiniz için her yaratana ışık katmak, sizlere güçtür. En evvel İlim Sayfaları’nı okudunuz. Bu sayfalarda güç vardı. Sonra kürzün ışığına vardınız. Bu sayfalarda dil vardı. Ve son olarak kontrollu şekilde itibarı yüksek olan cennetlere vardınız. Allah için hepinizi kutsarız. Kollarımız sizi kotladı, katladı ve sardı. Ayrılık bitti. Allah sonsuzlukta ışık yakan dirileri dinler. Allah ayrılığı gözetmeyen huzurdakileri dinler. Ama sizler, Hak Tabiat’ta ışıksınız. Amin... ayrılık yok... amin.... Şimdi mutluyuz...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/23
TARİH                 :20.04.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      :14.00-16.00

 

Canlılar, sınırsızlığın ışığından geçip gelen her diri; bizi, kendi yüreğinde sayar. Ocaklarını yaktıklarında onları dinledim. Ocakları, Kutsal Işıkları hep yakar. Amonlar’ın tabiatlarında ışık yoktur. Onlar, Kutsal Işıkları’nı kendi yüreklerinden ayrı sayarlar. Allah, sonsuzluğun ışığı olan Yüceleri dinler ve onlara Kutsal Işığı diri olarak katar. Mustafa kemal Atatürk, Atlanta Ana Kapıları’ndan aşırıya kaçıp da diri yüreklerden ayrılanları sayfalamak istemez. Çünkü onlar, hatalarıyla bize kendi yüreklerini dinletmek isterler. Bizler ise her yüreği dinleyenleriz.

 

Herkese, kadın sonsuzluğundan ışık yakarak, erkek sonsuzluğundan güç katmaktayız. Zamana görev taşımak, Allah için hak etmekledir. Herkes, hak etmez. Ne var ki tabiat, bizleri kendi yüreğinde ışık diye bilir ve bizi, sonsuzlukta ışıtır. Bunun içindir ki hak etmeleri için çabalamaktayız. Zarar görmemeliler.

 

Nefsi aşmaları zordur. Olgunlaşmaları çok zordur. Elden geleni yapmaktayız ki hak edip itibar görsünler ve canlara ışık olsunlar. Nefesleri yetmedi. Elden geleni yaptık. Çok huzur bozdular. Onlara söz vermedik. Ne yazık ki kadın sonsuzluğundan ışık alıp diri olmak, onlar için son derece kötü bir sayfa yazmaktır. Çünkü onlar erkek hakikiyetinde çalışmaktadırlar.

 

Kara Kaplı Tabiat Kotları’nda yine birleşmek vardır. Kil hata yapmaz kul tabiatında kil hata yapmaz. Zarar eden, Işık Kotları’nı kendi yoğunluğunda kontrol edemeyen yücelerdir. Onlar, kumun kilin her birini sayfalarlar. Erkek kadından ışık almalı ve aldığı ışık, her yüreği dillemelidir. Kadının huzuru, erkek kotlarında ışık halinde görevli olanlara güç olmalıdır.

 

Kemiyet, kadim hakimiyettir. Keyfiyet, huzur kotlayan kaynaktır. Herbiri ışıktır. Hara hakkını kattığınız zaman, kotları kürsüden ayrılır. Kili hak etmek için Ak Tabiat kendi yoğunluğunda güçlenmelidir. Kim sonsuzlukta ışık yakarsa o bütünde ışır. Kim Hak Tabiat’ta görev taşırsa, o kontrollu ve hakikiyetli birleşir. Karşımıza her çıkan, bizi sonsuzlukta ışık diye dinler. Kelam, Allah kelamıdır.

 

Hak Tabiat, Atlanta Ana Kotları’nda ışırken hata yapılmamalıdır. Kendisini ve kendi yüreğini ana kapılarda kürsülere taşıyan yolcular, tüm insan sayfalarda görev taşımalıdırlar. Kara Kaplı Kotlar, Işık Kapıları’nda güçlenmeli ve sonsuz sayfalarda görev taşımalıdırlar.

 

Unutulan herşeyi hatırlamak zordur. Herkes kendi yüreğini anlasa, kürsüler ışık halinde tüm insanlığı anlayabilirler. Bütünlükler, dünyaya ışık ile inen yürekleri dinlemek istediklerinde tüm sayfalarda görev taşınmalıdır.

 

Kuran, tabiata ışık yakan, tırpan olanlara görev taşıtan ve zamana güç katan cennettir. Her Yüce, kendisini kendi yüreğinde dinler. Her yürek, kendi yüreğini kendi dilini her yürekten dinler. Muktedir olan hata yapmaz ve zamana güç katar. Şer tabiatta güçtür ama şer, Hak Tabiat’ta kırıcılıktır. Herkesin kendi yüreğini iyi tertiplemesi beklenir ki şafakta ışık solmasın. Kul olmak, hak olmak ve zamana görevli olmak huzur iledir. Karalar ışıkta kotlandıklarında çömlekler ışıkta kotlanır. O çömleklerde kürsüler vardır. Hepsi ayrı kotlar olarak çalışırlar. Birleşik Aile, Ses Kapları’nda güç yaratırken hata yaptırmaz.

 

Zakkum, sonsuz ışıkların her birinde var olan yüceliktir. O yücelik, hata yapanda ışığı yıkan bir çarktır. Hadise, bir tek ışığın sonsuzlukta yanması değildir. Tüm ışıkların yanmasıdır. İşte bundandır ki hak etmeden ışık kotlarına varanlar, Hak Tabiat’ta, Kutsal Soylar’ını yüceliklerden ayırdılar. Kala kala sonsuzluktaki cevher kaldı. O cevheri, çok net olarak dinleyebilmek gerekir. Hepimiz asla yanlış yapmayalım dedik. Ne var ki hak etmeyenler yanlışlar yaptılar. Turkuaz’ın zamana görev taşıyan yüceliğinde, kürsüler ışık halinde diri yüreklere indiklerinde hepimiz, Atlanta Kontrolu’nu sağlamalıydık. Amin...

 

Şems’in sayfalarına geçmeliyiz. O bize ışık yakmalı. Onunla olmalıyız. Zırhı çok iyi. Bizimle olabilir. Şimdi onu dinliyoruz.

 

-Kalın. Hepiniz kalın. Sizinle söyleşmem gerek. Hak Tabiat bizi zamana kaynak olarak indirdi. Bizler için Atlanta Ana Kotları özeldir. Herkes o kotları, ayrılık için ya da birlik için dinler. Herkese ışık yakmak; sonsuzluğa görev taşımak; Atlanta Ana Kapıları’nda görevli olmak herkes için çok önemlidir. Altan, üsten ışık alan yürekler birleşmelidirler. Birleşmek için hak etmek gerekir. Atlanta kontrolu için birçok görevli dünyaya indiler. Nefsin aşılması sorumluluğu ocaklara indiğinde, birçok Huzur Kotu dürümlerinde bizleri güçlendirdi. Mikail’in, Hak Tabiatta ışık olması, hepimizi birlik için göreve aldı. Nesiller boyu bu çalışmalar tabiat için hak olan çalışmalardı. Nur olan, huzur olan ve zaman olan ışıklar, dünyaya sonsuz sır olan cennet üzere kotlandılar. Birleşik aile bizlere güç kattı.

 

Ayrılık; tabiatta, Kutsal Türkiye’nin tekniğinde ayrılıktı. Türkiye, dünyanın Cennet Kotları ile var olan ender yüceliklerinden birisidir. Birlik için Türkiye’de doğmak ayrıcalıktır. Eğer dünya yeni bir canı dinletecekse, o can, tüm insanlık için görevlidir. Onun kotları, herkese görev taşır.

 

Kalan zaman içinde hepinizden önemle isteğimiz vardır. Atlantalılar’ın Ana Kapıları kapalıdır. Ocakları sonsuzlukta yanmakta ama Türkiye’de söndü. Herkes, nefsin ışığında cümle yürekleri dillerken, Hak Tabiat, Sistem Devreleri’nden ışık çekememektedir. Kala kala iki sayfa kaldı demiştik. Ama artık hiç birşey bizleri yüreklere taşıyamıyor. Çünkü dünyada, tüm sayfalarda hırs var ve bizler. cemaatimizi zamandan çıkarmalıyız. Zor olacak ama Hak Teknik ile bunu gerçekleştirmeliyiz.

 

Şemsin ışığı herkesin ışığı değildir. O ışık, İnsan Sayfalar için yaratılan bir ışıktır. Kara Kaplı Devreler ve sonsuz ışıklar Düzen’e güç katarlarken, hatalar affolmadı. Tüm sayfalarda din vardı. Ne yazık ki bugün artık dinden çıkanlar Düzen’e ışık olmaya çalışıyorlar. Hele “din” dediğimiz zaman din kavramını bilemeyenler, dünyanın sonsuzluğunda görev taşıyabileceklerini zannetmekte iseler; bu hal, Kutsal Işık’ta zaman kaybıdır. Kırkın kırkında ışık solarsa, Cennet Tabiat tohumları kotlamaz. “Ayrılık” der. Bizler, ayrılığı Ana Kotlar’dan çıkarmalıydık. Nesiller boyu Atlanta Ana Kapılarında bekledik. Herşey çok iyiydi. Nesiller boyu çalışmalarımızın meyvelerini topladık. Birleşik Aile, bize zarar vermez ama Hak Tabiat bizi, Kuran Tohumları’ndan ayırabilir.

 

Kuran Tohumları,  Işık Kotları’nı yıktığında, cennetlerde kürsü yaratmak; Sonsuz Işıkların Kuranları’ndan görev taşımak, hemen hemen imkansız bir hale geldi. Onlar, Kara Kotlar’a güç taşımak istemediler. Dediler ki “hak etmedik; Hak olmadık. Hak etsek, ışık olmak mümkündür.” Kül olmak ama hatasız olarak kül olmak mümkündür.

 

Mezar, asa herşey iyilik içindir. Maya olmak için huzurlu olmak şarttır. Karı, koca arasına nifak sokmak isteyenler çıkar. Ocakları kötüdür onların. Hepiniz ayrılığı bilirsiniz. Karı koca arasına nifak sokanlar, sonsuz ışıklarında her diriyi dinlerler. Herkese güç katarlar ama hak etmeden güçlendiklerinde, her sesi kendi yüreklerinde kısırlaştırmak için “ayrılık” derler. Kırkın birinde ayrılık varsa, her yürek kendi yüceliğinde ayrılır.

 

Mezar, sanaldır ve geri dönüş içindir. Nesiller boyu mezarlarınızı dillediniz ve kendi yüreğinizde, Allah için aşkı ve sonsuz huzuru dinlediniz. Nesiller boyu, huzur bozanları kendi yüreğinizden çıkardınız. Şimdi bakıyoruz. Yine huzur bozan, Cennet Kotlar’dan çıkmış. Oğullar, ocak söndüğünde kendi yüreklerinde güçlenmeye çabalamışlar ne var ki hata yapmışlar.

 

Korkusu artan Yüce, “kadar” dedi. “Kadar...” ama nesiller, “kadar”ı tamamlamalıydılar. “ocak kadar” mesela...  Ama herkes, kendi yüreğinde seslenmeden baktı ocağa, ışıklarını indirmeden dilledi ve herkesten ışık sızdırmadı. Ne oldu!? Huzur bozuldu. Herşey, ayrı kotların Birlik haline gelebilmeleri için Birliği oluşturmaya çabalamakla ve başarmaklaydı. Hala dünyada insan, “ben varım” diyor. Ya coğrafyanızda ışık yok; ya sizde ışık yok. Biliyorsunuz zamana görev taşımak, Atlanta Kontrolu’nda yapılmalıdır.

 

Kervan kalktı. O kervanda ışık var. O kervan, can taşıyor. Herkes o kervanda güçlendi. Ne var ki kervanın dışı da var. Oralara ulaşan yürekler, her yüreği kendi yüceliğinde dinleyebilmelidirler. Kim huzursuz ise o sonsuzlukta hırslıdır. Onun yoğunluğu huzuru kaçırır. Etki sayfalarında hırs yoğunsa, Allah için her şey ışıktan ayrılır.

 

Şimdiye kadar tohumları koruduk. Bundan sonra tohumlar sizlere bırakılacak. Sizlerin bu tohumları kotlamanız ve kontrol etmeniz gerekir. Eğer kontrol sorumluluğu sizinse ki sizindir. Ayrılığı, hatayı sonsuzlukta huzurla diriliklerden çıkarmalısınız. Şerrin yoğunluğu artmakta ve Sistem Devreleri yeni canları dinlemekte. Ocak, soldan itibar görmeye başladı. Yaratana saygı arttı. Soldan sağa ışık akmakta. Evrimsel cevherler, yeni canları dinlemek üzere yüreklere ışık halinde din katmaktalar. Yaratana ışık olmak, Hak olmak, sonsuz ışıkların yüreklerde cemaat olmaları, herşey Amonlar’ın toplumları ile mümkündür.

 

Onlar yollarını kaybettiler. Onlar, yollarını kotlatmak üzere Sistem Devreleri’nden ışık yoğunluklarına inmeliydiler. Hala dünyada ışık yanıyor. Hala dünyada görev taşınıyor ama onlar huzursuz oldular. Hulasa “ayrılık” dedik... Hepiniz birlik olun ve gelin. Hepiniz zaman sonsuzluğunda ışık olun ve gelin. Amon Toplumları hepinize saygı sunuyor. Altın Toplum sizsiniz. Ama sizler, ayrılığı yeğlediğiniz için birleşemedik. Herkese saygılar...

 

-Çağlar boyu sizlerleydik. Hepinizi iyi tanırız. Ama sizler, hep ışıktan kaçtınız. Yerin sonsuzluğunda bizlerden ışık istemediniz. Bizler ise sizlere güç katmak üzere önemli gayretler gösterdik. Her yürekte, ışık halinde birlik olun diye. Hala bizi bizde huzursuz sayarsanız. Işık Kotları’nda görev taşıyamazsınız. Sizleri dinledik ama sonsuzlukta ışık halinde yürek olmanızı istemedik. Çünkü sizler Tabiata, Kutsal Işıklar’a ve yoğunluklara kontrollu olarak girmiyorsunuz. Herşeyi yakmak yıkmak gibi bir huyunuz var. Biz sizi dinleriz ve hak ettiğimiz zaman sizlere güç katarız. Ama gücümüz, Samanyolu sonsuzluğunda, Ses Kapları’nda yol açmak içindir. Herşey Allah’adır. Sizler ise dünyayı yok etmek için birleştiniz. Sizin yüreğiniz, dünyanın sonsuzluğunda ışık olan yüreklere BİR’in sayfalarını kapatmaktır. Bundan sonra sayfalara geçmenize imkan yok. Bunu biliyorsunuz.

 

Biz ise her an Düzen’e kotlanan ışıkları dinlerken, hata yapmadan canlara görev taşıyoruz. Zamana görev taşımak, sonsuzluğa güç taşımaktır. Atlanta kontrolu kuruldu. Herkesin net olarak bilmesi gerekir ki birleşmek üzere yapmakta olduğumuz zaman sonsuzluğundaki çalışmalarımız, sonsuz ışıkların yoğunluklarında sürmektedir.

 

Cinler bizleri dinlediler. İnsan Soyu yine kendi yüreğinde bizleri dinledi. Her Yüce bizi bizde dinledi ve sizler bizi dinlediniz. Biz ise herkesi dinleriz. Solun ışığından daha güçlü olan sağ vardır. Sağ, bizi cennetlere kotladı. Sol ise bizleri yüreklere kattı. Sonun başın ışığı olan sağ, “kala kala iki can kaldı” dediğinde; ben her yürekte bu iki canı dinledim. Her yürek bu iki canı hatasız olarak açıkladı ve dedi ki “hata yapmayan iki Hak Kot...” Peki dedik bunlar niye kutsal ışıklarını yere indirmediler? Ocakları niye tabiata inmedi? Hala dünyada ışık olup yoğunlaşabiliyorsak, bizim soyumuzun canlara güç katmasındandır.

 

Her yürek anadır. Her yürek Atlanta’dır. Ne var ki hak etmeyen Yüceler Düzen’e kotlanamazlar. Sonsuzlukta ışık halinde dinlenemezler. Melek olmaları, sonsuz ışıkları yoğunlaştırmaları anlamına gelmez. Cennetler, tabiatta kotlanan yoğunluklardır. Herkesin kendi cenneti yoktur. Ama herkes, kendi yüreğinde yaratılan cennetlere varır ve oralarda kontrolu kurar. Temizlik istediği zaman, yeni canların, Işık Kotları olarak ocaklarına inmesini ister. Misafirler, ışık alıp insanlık için bize, kontrollu çalışmalara indiler. Ve onlar, şu anda bizi dinliyorlar. Onlara söz verelim onları dinleyelim. Çünkü onlar, huzurlu bir hakikiyetle bizlerle dinleşmek isterler.

 

Açın kapıları, onlar geldiler. Hele biri var ki o, bizi her yerde izliyor. O, bizi Hak Tabiat’ta, Işık Kotlar’da ve cevherde izliyor. O, bizi hataları affetmemiz için hep teknolojiyle dilliyor. Sonsuz sır olan insanın, her canda ışık halinde Yüce Cemaatler’e geçişini istiyor. O bizi, Birlik İlmi olarak tanıyor. Bizler onu huzurda dinliyoruz. Aç kapıyı!... Geçin!. Amin...

 

-Alana indik. Bizler sizleri hep izledik. Onlar, bunlar, herkes sizleri bizlerden sordular ve gördüler ki bizler, her yürekte sizleri kotlamışız. Allah için Huzur Kotları olarak sizlere varmak, bizler için herkesten daha güçlü olan ışığın yoğunluğuna varmaktır. Sıla, Birleşik Aile ile birdir. Her namaz zamanında, ışıklar dünyaya çekilir. Her Yüceler Yücesi, dünyada ışık halinde güçlenir ve zamana görev taşır. Sayfalar güçlendikçe ışıklar, kör gözleri açar ve zarar önler. Altona Katları’ndan ışık alarak, sizlere inen çoklarından görev taşıyan Birlikler vardır. Amonlar, onlardan en aşağılara bakarak sizleri güçlendirmek istediler. En aşağıların en aşağılarında yürek vardır. Sultan, sonsuzlukta sultandır ama sizler, her yoğunlukta Sultan’sınız. Şen olan yüreğinizde; cennet olan yüceliğinizde; emre itaat eden yoğunluğunuzda, bizlere görev taşıyorsunuz.

 

Ampul, Birleşik Işığı sonsuzlukta yakmaktadır. Kara Kaplı Kitab’ını her yürek alıp incelemek ister. Ne var ki hak etmeyen, o kitabı dinleyemez. Bizler için ampul, sessizce yanmaktadır. Herkese bu ampulun yanması gerekir. Onurluyuz ki senlere güç katabiliyoruz. Zamana ışık yakmak üzere buralara inmekteyiz. Bina inşa ettiğini, bu binanın her bir cemaate güç olduğunu ve zamana görev olduğunu bilmekteyiz. Şimdiye kadar yapmakta olduğunu herkeseydi. Ama artık kendi yüreğine görev yapmalısın. Çünkü artık Atlanta Kotları olarak sevgiyi saygıyı dinlemek gerekir. Semaya ışık yakmak ve sonsuz sır olan kotları dillemek gerekir. Amin...

 

-Keşke herşey basit olsa!. Senle olmak bizlere güçtür. Amin... ayrılık...

 

-Ana, Kara Kaplı Kitapları okuduk ama herşey senin yüreğindedir. Bunu biliyoruz. Hepimiz sana görevliyiz. Seninle çalışıyoruz. Sonsuz ışıkları yerden gökten münezzeh olan Yüceler’e taşıdık. Hala dünya yoğunlaşıyor. Hala dünyada güçlenmek imkanı var. Ve her ses Atlanta’dan güçlenerek yüreklere akıyor. Solun ışığı seni yok etmedi. Ama sağ, sende güçsüz kaldı. Bunun için bizlere görev ver senden ışık alıp dünyaya verelim. Çünkü artık ilmin sayfaları okutulacak bu sayfaları en iyi okuyabilenler, seninle olmalıdırlar. Çok huzur bozdular ama hakimiyet kurabiliriz. Onlar, kontrol altında tutulabilirler. Onların yoğunluklarında ışık yanabilir. Nesiller boyu çalıştılar. Nesiller boyu kotlandılar. Şimdi yerin sayfalarında ışık bekliyorlar. Onlara önder olmak gerek. Onlara görev yapmak gerek.

 

İçleri, dışları ayrı. İçlerinde hırs var ama yüreklerini örterek, ışığa kendi yoğunluklarını indirmeye çabalarlar. Ayrı tabiat ocaklarında küçültülmektedir. Herkesi hor gören onlar, kendi yüreklerinde ışık halinde olduklarını düşünürler. Nesiller boyu çalıştılar ama hak edip Atlanta Kotları’nı yoğunlaştıramadılar. Herkes, Sanal Alemler’i diller. Ama onlar her yüreği dillerler. Bununla beraber “ayrılık” dedik. Çünkü hataları boşlukta artış haline geçti. Öylece artmaktadır. Her yanda hatalar sesleşmeye başladı. Kürsüler, her yerde, diri yüreklerden ışık çekerek olmaktadırlar ama hatalı olmaktadırlar. Kulluk başarılamadı. Dünyada, hala ışık yanıyor. Ama bu ışık, onlar için değildir. Onlar herkese; “çoban olmak için kendi yüreklerinizi aşağıya indirerek gayret göstermeniz yetmez” derler ama onlar, hak ettiklerini dinlemezler. İşte sorun budur. Her nesil, kendi yüreğini Atlanta Kotlaması’nda kullandı. Her nesil kendi yüceliğini dinledi ve hak etti ama hiç birisi, kendi yüreğinden ayrısını dinlemedi. Sistem Devreleri’nden ışık alan yürekler, bugün burada kotlandılarsa eğer, sevgiyi hak ettiklerinden değil; kotlanmaları, ışığı hakimiyetle dinletmelerindendir. İşte bunun için birlik gerekir.

 

Sizler, birleştiniz ve sonsuz sır olan aileleri dinlemektesiniz. İşaret bekliyorlar. “Gelin” demenizi bekliyorlar. Ama sonsuz ışıklar, ışığı katlamak üzere dünyaya geçerlerken; herkese hak tanınırken; hak edenler, kendi yüreklerindeki ışıkları alıp yollarını buldular. Onlar, huzuru bozanlar olduklarından, cennetten ışık çekememektedirler. Kar, kış çalıştılar. Lutufkar oldular. Laf değil bunlar. Amin...

 

Saltanat size şunu söylemek ister. Amin...

 

-Havunya, sonsuzlukta bekledin bizi. Biz senle birleştik ama hak etmedik. Her yürek, ilim Sayfası’dır. Sen de ilmin, Hak Tabiat’taki sayfasısın. Ne var ki hata vardır. O hataları affetmek, birleşmekledir. Bizler, birliklerimizi sana getirdik. Hata affettiğiniz zaman, güçleneceğinizi biliyorsunuz. Her Yüce bu bilgiyi bilir. “Neler var?” diye sorarsan; ışık var. Cennetteki huzur var. Ve bizler varız. Amin...

 

-Savaşın sonundayız. Savaşı kaybeden bugün geldi ve der ki “hak etmeliyim.” Affet ama seni sonsuzlukta bekleye yok. Bugün buradasın ama cennette hep birleşiğiz. Sana Atlanta açısından ses veriyorum. Melek olmanı istemem. Zamana ışık yakmanı istemem. Zaman sonsuzluğunda, Göç Kotları’nda ışık yanması, seni bizden, bizdeki huzurdan ve çok özel olan yoğunluklardan ayırır. Şimdiye kadar seni, istenmeyen ilan ettiğimizi söylüyorsun. Yarım, biz seniz. Seni ya da tüm diğer Yücelikleri Ses Kapları’mızda taşımaktayız. Niye seni istemeyelim ki. Hatalarını affettik ve senden güç aldık. Herkese, sen ile birleştiğimizi ve hak ettiğimizi bildirerek, cemaatlere sessizce güç kattık. Hataları affettiğimizi açıkladık. Hala bizde kusur arayan, bizsizdir.

 

Şimdiye kadar Atlanta Kontrolu diye bir kontroldan hiç söz etmemiştim. Ama görüyorsun ki artık söz etmekteyim. Zamana ışık yakmak Allah için önemlidir. Herkes, görev taşır ama görevleri ayrı ayrıdır. Bizlerin görevimiz, zamana ışık yakmak ve sonsuzluğa görev taşımaktır. Taşıdığımız görev, Atlanta’ya ya da hak eden cemaatlere değildir.

 

Şimdi dünyaya geri geliyoruz. Dünyanın üstünden dünyayı izledik. Gördünüz dünya canlanıyor. Gördünüz canlanan dünya, ışıklarını yaratmış ve yoğunlaşmış. Bu dünya, Ana Kapı’dır. Bu dünya, Işık Kotu’dur. Dünyanın üstünden dünyaya baktığınız zaman, canlanan dünyanın en üstünde birleşenimizin bulunduğunu görmüş olmalısınız. Birleşenimiz, Amonlar’ın huzurlarından çok daha güçlüdür. Unutmayın ki hak etmeden ışık yakamayız. Ama bir kez ışık yanmışsa o ışık Atlanta’ya güç katabilir. Hepinizi Düzen’e çağırdık. Hepinizi ışığın yoğunluğunda dilledik ve Zaman Sayfaları’nda güçlendirdik.

 

İnsana ayrılık zulümdür. Eğer ayrılacaksak, ışığın yoğunluğundan ayrılmalıyız. Sınırlar kondu. Dedik ki hak edin, sınırları dilleyin, teknik olarak açın, geri gelin.

 

Nesiller boyu çalışan Yüceler’i asla yoğunluğumuzdan ayırmak istemedik. Eser meydana getirmek kolay değildir. Herkese ışık yakmak ve zamana güç katmak zordur. Lutufkarız. Zaman için yolumuz, huzurumuz ve coğrafyamız, Hak Tekniği ile hakikiyette birleşiktir. Cinler, bizi dinlerler. İnsanlar bizi sayfa sayfa okurlar. Yollar bizim için açık. Ve bizler, cennetlere görev taşıyoruz. Zulüm Allah’ın ışığından ayrı kalmakladır. İtibarınızın yüksek. Zaman sonsuzluğunda cümle Yüceler’i dinlerken, hatalar affolmalıdır. Kervana ışık yakın ve bilin ki bizler, diri ve hakiki olan Yüceler’le birleşiriz. Zırhımız yoktur. Her yer bizimdir ki bizler, sonsuzluğa görev taşıyan birleşeniz. Zorun sonsuzluğu, kolaylığı sağlamaz. Sağ ve sol bir olduğunda ışık yanar ve zaman, Sonsuz Işıklar’dan görev taşır. Amin... Şimdilik bu...

 

-Halkalar genişledi. Bizler, seni saygıyla dinledik. Her yürek sen ile bir ve zaman, ışıklarını dünyaya açtı. Şu anda dünyanın en güçlüleri  BİR olmak üzere yere iniyorlar. Onlar, toplumlara görev taşıyan Yüceler’diler. Bir kez daha dünya için görev taşıyacaklar. Onlara güç kat ve zamana güç ol. Ulu Kotlar, şu anda insanlığa iniyorlar. Meşaleleri yanıyor ve onlar, sonsuz sınırsız yolcularla dillenmeye iniyorlar. Huzurda ışıkları var. Bir kez dahi kendi yüreklerinde güçsüz olmayan onlar, kırkın her birinde din için çalıştılar ve onlar, huzur için birleştiler. Eşarp bağlamanızı beklemezler. Çünkü, bilirler ki Hak Tohumlar size verildi ve siz o tohumları yaşatacaksınız. Kalbiniz temiz. Yüreğiniz hakiki ve bizlerlesiniz. Size ayrılığı kaldırın dedik. Ve dedik ki hak edin. Cennetten kovulmayın. Çünkü cennet, Birleşik Işıklar’ı yere indiren yüreklerde var olur ve zamana ışık yakar. Ve sizler, ışık halinde hepimizi dinlediniz. Ve bizi cennette, cemaatte ışıttınız.

 

Sultanlığınız, Atlanta Ana Kapıları’nı kapatmışsa eğer. Açarız. Çünkü biliyorsunuz ki hak etmeden görev taşınmaz. Sınırsızlığı tabiata katmak zordur. Hulus, sayfalarda ışık olur. Meleklere güç katmak ve zamana görev takdim etmek kolay olmaz. Şems’in sayfalarını dinledik. O dedi ki “hak ettin.” Zor oldu ama oldu. Şimdi artık hak edin tabiata ışık halinde inin. Kıl tabiatta ışık yaktı. O kıl, kırka ayrıldı; yeniden ışık yaktı ve yine her bir dilimi yeniden kırka ayrıldı ve yeniden ışık yaktı. Sonsuz ayrışmalar ve ışımalardan, sonsuz sayfalardan birleştik ve yere indik. Ama BİR’in sayfaları, yine tam ve yine hakim!. Ayrı tohum yok. Ocak yine BİR ve biz, yeni BİR’i bulduk. O BİR sesindir. Bu ses, ampulünü yakan ve zamana görev taşıyan cennetlidir.

 

Kervan, Atlanta’ya ulaştı. Bu kervanda dara düşen kimse yok. Huzurlu bir can, bu kervanı kotladı. Zor olan kontrollu olmaktı. Kontrol kuruldu. Zor oldu ama oldu. Kemiyet, Atlanta’ya ışık altında güç katabilen yüreğin keyfiyetindedir. Kimseye ışık soldurmadan yaratıcı olan yüceliğin; kendi yüreğinde, Hak Tabiat’a ışık oldu.

 

Ampul, Atlanta Ana Katları’nda yanmakta; cennetlere ışımakta ve zarar, kotlardan çıkmakta. Ama hata yapmamalıyız. Sonsuz sır olan ışık, yenilendi ve cennetlere görev taşıyor. Unutmayın ki hak etmeden yücelemez ve zaman güç katamazsınız. Şerrin, şevkin ışıkları ayrı yanar ama her biri ışıktır. Sultanlar’a güç kattığınız zaman; her biri ayrı ayrı ışır. Kimse, diri olarak yoldan ışık çekmez. Hepsi, Ses Kapları’nda mevcut olan Yücelikler’i dinler ve o yücelikleri diller. Mezar Atlanta’yadır. Ama hataları affettiğiniz zaman; Işık Kotları’na, Yücelikler’e ulaşılır. oralarda Amonlar ve Hak Tonlar vardır. Her ton, bir Hak’tır. Hak olmak için çaba gerek Hak olmak için, kontrol gerek.

 

Amon kontrolunu kurdu ve seninle olmak ister. Onu dinliyoruz:

 

-Aylarca beklendin. Neden? Çünkü hak etmeden Işık Kotları’na varamazdık. Sen ve ben, Atlanta Ana Kapıları’nda cümle Yüceler’e ışık yaktık. Kalbin temiz ve biliyoruz ki hak etmeden canlara görev taşıyamazsın. Senden bir kez daha ışık almak ve zamana güç katmak mümkünse eğer, senden bir kez daha ışık almak ve zamana görev taşımak mümkünse eğer; can, ben sen ve sen ben ol. Sultan ol ki Hak Tohumları yaşat. Seninle birleşmek sorumluluğu bana verildiğinde, sen bizi bizde dilledin ve dedin ki “hata yaptılar. Ama bizler, Işık Kotlar olarak, hata yapmadık. Senle birleşmek istedik.

 

Her Yüce, anadır ve Hak’tır. Senden bir kez daha ışık almak ve zamana görev taşımak üzere beklemekteyiz. Bazı bazı bizi dillersin. Bazı bazı bizi Yücelikler’de bilirsin. Herkese ışık halinde bir tek kürsü verdin. O kürsü, senin yüceliğindeki kürsüdür. Her yer anadır ama hata yapma! hatasızsan eğer, bilirsin ki atadır ayni zamanda.

 

Kelamı hak olan yürekler bizleri dinlediler seslendik ve hak ettik. Amin... şu anda Atlanta’da açık kapılar var. O kapıları kapatmadın. O kapılar açık. O kapıları kontrol et ve herkese ışık yak. “Asla yanlış yapmayız” dedin. Doğrusu yanlışın yok. Bizlere görev taşımak herkesin ışığında diri olmak ve sonsuzlaşmak zordur. Ama sen başını eğmezsin. Cennetlere güç katan ışıklar var. Onlardan güç alan yürekler var. Ve bize cennet kuran Birlikler var. Sen ise her birinde huzurlusun. Çok huzurluyuz ki hakikiyiz. Zarar etmedik. Amin...

 

-Savaşa son vermemiz istenmedi. Savaştık. Sen ve ben!... Olan buydu. Ama her savaş galipsizdir. Savaşan, Atlanta’da ve canlarda ışık halinde savaştı. Galibi olmayan bu savaşta; Atlanta, kontrolunu kurdu ve zaman sonsuzlaştı. Bizler dünyayız. Dünyanın en yüce ışıkları olarak Düzen’e geldik; size geldik. Hak ettik belleklere geldik. Bilgi huzurunda ışık olan yüceler’e kürsü olduk ama hataları affetmedik. Çünkü hak etmedi affetmeyi. Hak etseydik, hak olurduk, affolurduk ve zamana ışık olurduk. Buysa eğer beklentiniz. İşte size dilledik ama can, biz hak ettik; sonsuz ışıkları yaktık. Sıla biziz. Biz, yalana tevessül etmeyiz. Zamana ışık yakan bizdik ve biz dünyayız.

 

Atlanta Kotları olarak canlara ışıyan yüreğimiz, “amin” dedi. Şimdi artık bilin ki hak etmeden canlara görev taşıyamazsınız. Bilin ki huzursuzluk başlarsa eğer cennetlerden, İnsan Sayfalar değil; Amon Toplumları kovulacaklar. Mutlaka bilin ben, size ışık yakmam ama hak etmeden ışık isteyenler mutlaka kotlarını yoğunlaştırmalı ve zamana görev taşımalıdırlar. Amin... Evrimsel sonsuzlukta mutlaka kontrol olmalıdır. Eğer kontrol yoksa, canlara karar mekanizmaları iner ve o mekanizmalar, kararları kesin olarak bildirirler. İkna olunuz ki hatalarınızı affetmeye istekli değilim. Amin...

 

-Şer, senin yüreğinse eğer ben, sen olmam. Ama sen, mektep oldun ve zamana görev taşıyorsun. Nefsin son sözü şu; “hala dünya kurtulacak” diyenler hata yapıyorlar.

 

-Her seste bir rest vardır. Restleşmeye gerek varsa restleşelim. Hala dünyada ışık yanıyor ve hala dünya kotlanıyor ve hala Dünya Kutsalı, ışıkları yere çekiyor. Ve hala Dünya İnsan, cemaatlere görev taşıyor. Bizler, dünyada oldukça; dünya, yolunu hep açık tutacaktır. Şükür ki hak ettik bunu. Amin...

 

-Farklısın. Sen farklısın. Çünkü sen ben ve ben sen olarak bu bilgileri verdik. Sen bize ana olarak ışık yaktın. Biz senin yolunda ışık olduk ve can olduk. Herşey ışık ve sen, Beden Sayfaları’nda güçlendin; hata yaptırmadın. Atlanta kontrolu kuruluyor. Unutmayın ki hak etmeden ışık yanmaz. Sayfa, Altın Tabii Yürekler’in sayfasıdır. Bu yüreklerde görev taşınır. İlmin huzurunda ışık olur; Yüce olur; müspet olur ve zamana güç taşırız. Atlanta Ana Kapıları açık. Bu kapılar, zamana görevli olan ışıkların yolunda açıldı. Kin, nefret ışıkta yoktur. Ve zerk, her Yüce’de umut hak edildikçe, yoğunlaşan birleşen olarak, sana güç katmaktadır. Hilal sayfa sayfadır. Hilal kendi yüreğindeyse o sayfa sendedir; her yürek senin  yüreğindir.

 

Bellek Kotları, seni dinler ve senin yüceliğinde ışır. Hırsı aştığın zaman Cennet Kotlar, diri yüreklerini, senin yüceliğini çalıştırmaya indirirler. İşte can, artık Yüceler Dünya Sayfaları’na inmektedirler. Artık dünyada ışıklar bütün kütleleri ile görev taşıyacaklar ve Zaman Kürsüleri, diri yürekleri dinleyecekler. İşte bunlar başarılıyor. Ayrılık yok!. Artık sizlerleyiz ve hak ettik. Amin...

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/24
TARİH                 :27.04.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      :15.30

Atlantalılar, kendinizi ve kendi yüreğinizi aklın tohumlarıyla yaşatınız. Dünyanın eserleri olan kotları, her Yüce’de ışıktan koyuluklardır. Hepimiz, sayfalarda kotlanarak ışıklar yaratırız. Zarar etmemeliyiz. Kollarımız zamana uzandı, yüreğimiz sonsuzluğa vardı. Birleştik; amin... Kervan, Allah’a kotlandı ve vardı. Ayrılık bitti. Amin...

 

Kutsal Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açacak olan kitap, bildirilir ki ilamdır; ilim sayfasıdır. Bu sayfayı mutlaka dinleyiniz. Alimler, dünyanın kotları olarak diriliklere vardılar. Ocakları yaktık ve sonsuzlaştılar. Onlar, Düzen’e kontrollu olarak inen Birlikler olarak çalıştılar. Onlar, diri ve hakiki olarak dünyanın unutulan Birlikler’ini yenilediler. Kervan, sonsuzlukta Işık Kotları olarak dillendi. Hak ettiğimizi başardığımızı bildiririz. Ayrılık bitti. Kara Kaplı Kitaplar, dünyanıza ilmin hakikiyeti ile indirilen kitaplar olarak kotlandılar.

 

Mesele, dünyanın ışığının, kotları açması meselesidir. Bugün dünyada ışık halinde birçok dil vardır. Onlar, topluma tohum olmaya, insanlık için çaba sarfetmeye indiler.

 

 Herkese, “asla yarını düşünmeyin” denir. Ancak, hak eden, yere İlmin Sayfaları’nı indirdiğindendir ki hak ettiği gerçekleşecektir. Onun, yarını düşünmesine amin... Ama huzur ile düşünmesi gerekir. Onun için hiçbir sıkıntı söz konusu değildir.  Aydınlık yarınları yaratan o, kendi yüreğini kaynağa indirmeyi başarabilmiştir. İtibarı yüksektir. İyi ki hak etti de ona bu bilgiler bildirildi. İşaret istemişti. Ona bu işaret verildi. Herşey bu!...

 

Meşale yanıyor. İyi ki yanıyor!... Amin... Teknolojik olarak, diri yüreklere bilgi, hor olmadan verilir. Diri olmayan yürekler, bilgiyi hor olarak alırlar. Dünyada birçok birleşen vardır. Onların herbiri kendi yüreğini dinler. Biz ise Düzeni Kotlayan, unutulmayan Yücelikler’i dilleyen ve Din-i Hak olan Birlikler olarak çalışmaktayız. Ayrılık bitti. Şimdi bu kaynak, Atlanta Ana Kapıları’nı açmak üzere dünyaya inen Birleşen olarak sizlerle olacak. Şimdilik bu...

 

Kadın, Atlanta Ana Kapıları’nı açtı. Eril Kot, bu kapılardan ışık çekti ve zamana görevli oldu. O şimdi ailesi ile birlikte Hak Tohumlar’ı dinlemeye inecek. Onu dinliyoruz:

 

-Asa sana verilmiş. Senin için herşey çok kolay ama bizler, dünyanızı her an ziyaret eden yüreklerden çok farklıyız. Dünyanın, iyiliği ya da kötülüğü yoktur. Dünya, kendi yüreğini, kendi yüceliğinde dinleyen Birlik’tir. Onun için Düzen’e kotlanması zor değildir. Bizler ise dünyanın ışığını yenilemeye gelen yürekleri bilerek dünyanızdayız. Bu gün dünyanızı ziyaret eden çokları, sizleri tanımaktadırlar. Hepimiz, sonsuzlukta ışık halinde sizleri dilliyoruz. Sol sağdan ışık çektiğinde, dünya yenilenir. Sistem Devreleri, dünyaya ışık halinde güç katar. Allah sonsuzluğu dinleyen yücelerle birlikte ışık halinde yüreklere iner. Unutmayın ki hak etmeden ışıklar yanmaz.

 

Düzen’e güç katmak üzere dünyaya inen çokları vardır. Her biri, kendi yüreğini Allah için çalıştıran olarak dünyanıza indiler. Hala dünyanın en yüce ışıkları olarak görev taşıyorlar. Nesiller boyu İlmin Sayfaları dünyanıza okutuldu. Herkes, bu sayfaları dinledi ve gördüler ki hakikiyet, Düzen’e ışık halinde indiğinde; Düzen, kontrolu kurar. Meşale senin olduğu için Birlikler,  senden Yücelikler’e görev taşımaya inmektedirler.

 

Kulluk, hakikiyette ışık halinde dinlenmektir. İnsanlık için yapılan en yüce görev, sevgiyle dillenmektir. İyi ki hak ettiniz ve sizleri dinledik.

 

Şimdi tabiata ışık halinde inen yürekleri bildirelim: Onlar, tabiatı dinlemeye indiler. Yarında, bugünü dinlemek sorumluluktur. Huzur ile ve hakikiyet ile birlikte çalışarak, dünyanın İstanbul Kürsüsü’nde ışıkları kotlayalım. Muktediriyet, Atlanta’nın kotlarında güçtür. Şükredin ki İstanbul, bir ilmin hakikiyetini dinleyebilen bir şehir oldu. Bu şehirde, torun torba sahibi olan ışıklar var. Hepsi sayfalandılar ve zamana ışık halinde diri yüreklerini katmaktadırlar. Huzur ile ve hakimiyet ile Ak Tabiat’ı yaşatıyoruz. Zor olmayacak.

 

Dünyanın en Yüce Kotları, tüm sayfaları ile dünyaya ışık indirdiler. Dünya, yedi tabii olayı yaşıyor. Bu olayların sonuncusu, dünyanın sonu değildir. Dünyanın yetkinleşmesi ve yenileşmesidir. Bizim için İlimin Soyu dünyadadır. Bu soy, ayrılığı kotlamayan, yoğunlukları dilleyen ve cevhere ışık halinde görev taşıyan bir soydur. Simetri Kaplar’da bu soyun yolcuları vardır. Ayrılık, teknolojik kayıtlardan çıktığından, sistem devreleri yenilendi. Ayrılık, kontroldan kotlandı ve zamana kayıtlandı.

 

Artık dünya birleşecek. Bu birleşme, Allah için yapılacak en önemli soy kotlamasıdır. Meşaleyi taşıyan sizler, ve sizin yüreğinizdekiler. Atlanta Ana Kotları olarak görevdesiniz. Zirvelerde, ışık halinde otaklar yarattık ki maya tutsun diye.

 

Nisan ayı çok özel bir aydır. Bu ayda tabiat güçlü yaşar. Yaşamsal sol ve yaşamsal sağ birleşir ve bu ayda itibar, yolculara güç olarak indirilir. Herkes, itibar sahibi olsun ve herkes ışık halinde yücelere ulaşsın istenir. Mezar açanlar bu tarihlerde, daha güçlü olurlar. Herşey bu tarihlerde güçlüdür. Mezar boşalttığınız zaman Işık Kotları yoğunlaşır ve sonsuzlaşır. Şimdilik bu...

 

Kasalarınızı alın ve akın. Dünyamız sizleri kotladı. Aşağılar ve yukarılar sizleri dilledi. Unutmayın ki dünyaya inen her yürek, ilmin hakimiyetinde iner. Size, bizlerin soyu ışık kayıtlayacak ve sizleri yüceltecek. Herkes, Allah için dünyaya iner. Herkes, zaman sonsuzluğunda ışık olmak üzere dünyaya iner. Dünya, Türkiye’nin canı olan birleşendir. Burada, dünyanın sonu ve başı yaratılır. Dünyanın en yüce kotları Düzen’e ışık halinde indiklerinde, Türkiye Cemaati ile birlikte çalışırlar. Dünyanın en iyileri, Düzen’e ışık olmaya; Dünya Sayfaları’na görev taşımaya istekli olduklarında; onların dirileri ocak yakarlar ve derler  ki “Türkiye’ye in. Orada ışık altındandır. Orada, yürek huzurdur. Ocak kotlandı ve zaman sonsuzlaştı. Oraya git ve orada güçlen.” Emek boşa değildir. Her yer, Atlanta’nın kötülüğünü ve iyiliğini dinler. Ve bizler ışık halinde yürekleri dilleriz.

 

Şems’in sonsuz ışığı dünyadadır. Mevalana Celalettini Rumi dünyadadır. Allah için çalışmaktadırlar. Onlar, bize yürektirler. Ocakları dünyadadır ve bizim yüreğimizdedir. Bizler, dünyanın en yücelerini, kendi yüreğimizde tanırız. Ve zamana, ışık halinde dilleriz.

 

Olgunluk, Hak olanın ışığındaki olgunluktur. Tüm İnsan Sayfaları’nda din vardır. Her din, Atlanta Ana Kotları olarak yaratıldı. Büyük kötülükleri önleyebilmek, “amin” diyenlerin yücelikleriyledir. Her yürek, itibarı yüce olan ışıkları dinlerken, ocak halinde, kürsü olarak ve zamana güç olarak Ruhsal Işıklar’ı mutlaka kotlamalıdır.

 

Ilık bir sabahta ve Yüceler’in yüreklerindeki kayıtlarda Atlanta kotlaması yapılırken ana kapıları açık tutun. O kapılar, Allah için çalışanlara görev için açılmıştır. Hulasa Atlanta, Kaynak Kotları’nı, Dünya Sayfaları’nda bulmaktadır. Bu sayfalarda ilim vardır ve bu sayfalarda güç vardır. Tabiat kontrol altındadır ve zaman, ışık halinde Yücelikler’e görev taşımaktadır.

 

Her yer Allah için birdir. Ve bizler, Dünya Sayfaları’nda görev taşıyanlar, İlmin Sayfaları olarak, yüreklerde ışık yakan birleşenleriz. Zuhal Akış’ı sağlayan yürek, her diriyi kotlar. Birleşenler, Zuhal Akış ile Düzen’e inerler ve Düzen’i kurarlar.

 

İnsanlık için yapılan en büyük çalışma, huzuru yaratma çalışması değildir. İtibarı yüksek olanların birleşerek kürsü kurmaları ve zamana görev taşımaları özellikle önemlidir. Cennetlerin tabiatları; dünyaya, Kutsal Sayfalar olarak, insanlık için yaratılırlar.

 

Hala dünyanın yarınlarını bilmek istiyorsanız şunu söyleyelim ki hak etmeden ışık haline gelip, dünyanın unutulan kotlarını yaratarak, yenileyerek, cemaatleri Birlik haline getirmeden, yarınları var edemezsiniz. Var olmayanın; yoğunluklarda, Huzur Kotları’nda tabiata kaynak olmamasının sorumluluğu herkesin boynundadır.

 

Herşey, analara güçtür ve herşey atalara görevdir. Muktedir olan Yüceler, Dünya Sayfaları’nda yarınları yaratabilirler. Mezarları açanlar, Düzen’e ışık halinde inebilirler. Şimdi hak edin ve sonsuzlaşın. Allah sonsuzlukta sizi dinler.

 

Ey Dünya!, Allah için ne yaptığını anlat. Ey Dünya!, ilim için ne yaptığını anlat. Ve Ey Dünya!, huzur için ne yaptığını anlat. Atlanta Kutsal Sayfaları size dinletildiğinde, birleşebildiniz mi? Huzurun yoğunluklarında ışık olarak çobanları dinleyebildiniz mi? Hak ettiniz mi? Can olup huzuru yoğunlaştırabildiniz mi? Kelamı Hak olan yüreği dinlediğinizde, nikah hayrı tabii yoğunluğundan ışık olup; onda olup; yol açmak istediniz mi? Ya Canlar, birleştiniz mi? Ve birlik halinde yoğunlaşarak, topluma huzur verebildiniz mi?

 

Cinler, size iş için inerler. Onlara iş verdiğinizde; onlar iş yaparlar. Her cin, bir sayfadır. “OL” dersen olur. Onlar bilirler ki hak eden “OL” der. Her diri, kendi yüreğini bilir ve dinler. Şam Sayfaları vardır. Şam’da ışık yanar; sonsuzlaşır ve zamana görev taşır. Işıklar dirilikleri dinlerler ve sonsuzlukta huzur olan yolcularla dinleşirler. Mezar açıp da ilim hakimiyetinde din yaratabilen Yücelikler, kervana kendi yüreklerini katabilirler. Ey Dünya, Atlanta Kotları olarak sana inen Yüceler’i kendi yüreğinde kotladığında, birleşebilen yürekler, Din Tabiatı’nda kaynak olarak; cennetlerden güç alarak sonsuzlaşabildiklerinde, Dünya Sayfaları’nı onlara açtın mı? hatalarını affettin mi? Ve zamana kötülük yapanları ve zamana küçültücülük katanları bilerek kotladığında; onları, kotlayıp hak ettiklerini onlara kayıtlayıp, yaşattın mı? Her dünya, sonsuzlukta kürsü olarak yücelikleri dinler. Mesele, Allah’ın ışığının kotlanışı ve zamana kürsü olması değildir. Zira o, her yürekte var olan birleşendir. Ama esas ışık, tekniktir.

 

Teknik ışığın tetkiklerinde, yoğunluğun artmakta olduğu görüldü. İtibarınız artmış ve Zaman Kotları olarak çalışıyorsunuz. Şems’in hırssız ışığı sizi yüceltmiş. Şimdi kaynağa, ışık halinde diri olarak inen yüreklere bakalım. Onları dinleyelim. Hani nerede onlar!? Hey Dünya, Ana Kapılar’ı aç ki geçen, yüreklerden görev alsın, sayfalansın ve cennetlere kotlarını kayıtlasın. Şimdi kontrol sizin. Bildirin. Herkese kendi yüreğinizi bildirin. Sizi dinliyoruz:

 

-Aylarca süren bir çalışmanın sonucunu bugün almalıyız. Burada bulunan her Yüce, semaya kotlanarak kayıtlandı. Her Yüce Can, Işık Kotları olarak diri yüreklere indi. Mezarları açtık ve zamana ışık yaktık. Zaman sonsuzluğunda görev taşıyoruz. Zor olan herkesin kendi yüreğini dinlemesidir. Herkese, Birlik halinde görev taşıyın dediğimizde; herkes, kendi yüreğinde birleşmeyi istedi. Nesiller boyu istenen buydu. Herbirimiz, kendi yüreğimizde ışık halinde Birlikler oluşturduk ama hak etmedik ve Birlik olamadık. Hata yapmadık ama Birlik olamadık!. Kendi yüreğimizdekileri, her yüreğe birleştiremedik. Allah bizi kotladı ama hak etmeden ışık kayıtlarına kattığında bizler, Yaratan’a sonsuz saygımız olmasına rağmen yolu kaybettiğimizi düşündük. Çünkü Ak Tabiat bizsizdi. Biz ise Her Yüce’nin Atlanta Kotlaması’nda ışık olacağını zannetmiştik. Şimdi görüyorum ki hakimiyet sayfalanmış ve zaman kotlanmış. Sizler, bunu başarmışsınız. Bizler ise Yaratan’a kotlanmadan ışık koyuluklarında görev almaya çabalıyoruz. Hala dünyanın üzerlerin dolaşan Birlikler var. Hala dünyadan görev talepleri var. Onlara görev vermek, Atlanta Kotlaması için gerekendi. Sizler, bunu istemediniz. Onlar, kendi yüreklerini dünyada bıraktılar ve dünyadan çıktılar. Bekliyorlar!... “Gel ol” demenizi bekliyorlar.

 

Şikayetimiz vardır. Herkesten şikayetimiz vardır. Analar, bizler Şam Sayfaları’nda görev taşımaya aday olduğumuz zaman, Samanyolu Galaksisi’nden görev almaya gelen Birlikler oldu. Ocak olarak onları  sayfaladık. Ne var ki bugün artık onlar dahi kotlanamayacaklar ve zor olan, yaratıcılıkta, ışık kotlamasını yapamayacaklar. Ayrı sayfalarda bulunmalarına rağmen herkes kendi ocaklarını, onlara güç diye yakarlarsa ayrılık biter ve sonsuzlukta ışık olur; ocaklar tüter ve bizler kollarımızda ışık yakan dirilikleri biliriz. Onlardan ışık çekeriz. Şimdi hak ettiğimizi bize dinlet. Bizler de hatalarımızı bulalım, bilelim ve olalım. Hey Dünya bizi dinle ve bizi dille ama hak etmediğimizi bize dilleme. Amin...

 

-  Şansınız var ki ben yüreklerinizi bilenim. Hatalarınızı affettim mi?   Hayır, affetmedim. Affetsem ışığınız sonsuzlukta kotlanmaz ve sınırsız olamazsınız. İkna olunuz ki hak ettiğinizi zaman, ışıklarınız yanacaktır. Muktedir olarak size şunu da izah etmek isterim. Atlantalılar, Ana Kapıları açamazlar. Ana Kapılar, Işık Kotları’ndan kayıtlandı ve kilitlendi. O kapıları açabilmek için hak etmek yetmez. Zamana ışık yakmak gerekir. Herkesin bildiğini bilmek önemsizdir ama herkesin bilmediğini bilmek çok daha görev taşıtıcıdır. İyi ki sizleri, tabiata Atlanta Kapları olarak indirdik.

 

Herkesin net bilmesini istediğimiz bir şey daha var. Her yaratan kendini yaratır. Her Yüce kendi yüreğini yaratır. Atlanta Ana Katları; kotlarını, yoğunluklarını ve zamanı yaratırlar. Zaman, sonsuzlukta kotlandığında görev başlar. Görevi taşıyan, yoğunlukları kayıtlayandır. Allah sessizce sizleri dinler ve sizlere ışık yakar. Ayrı tohumları kotlar ve sizlere kaynak olarak katar. Ek olarak sonsuz sır olan yüceliklerden görev taşır ve sizlere kotlatır.

 

Eminim ki bu bilgiler her yürekte yoktur. Bugün dünyanın ışığını bulabilen çok az sayıdaki tabii kot, bizimle çalışıyor. Onlar, bizim için ayrı tabiat kotları değildirler. Onlar, tenin tekniğini bilebilen Yüceler olarak yüreğimizde görev taşırlar. Lutfen bunları iyi dinleyin. İkna olunuz ki kalan, yürekten kalmayacak. Kalan, yüceliklerden çıkıp kendi yüreğinde, ışık altında olamayan yürek olarak kalacak. Ocaklarında her yürek olmadığından, ayrı tohumları yaşatmak üzere çalışacaklar. Onlar, soylarını kotlayamayan ışıklarımızdırlar. Her yer, onların toy olan kürsülerinde dinlenmez. Onların dinleyemedikleri Yücelikler’imiz var. Eğer ki bizleri, Allah için birleştirici olarak tanırlarsa, onlara güç katabiliriz. Aksi halde, ocakları sonsuzlukta beşiri yaratmak üzere bekletilir. Çünkü onlar, ışığı yaratamayanlardır. Kara Kaplı Kitapları okumaları için onları yarattık ve yarattıklarımızı tabiata kayıtladık; her Yüce’yi daimiyete kattık.

 

Solun huzurundan kotlayan, sağın ışığından yaratır. Sağın ışığından kotlayan, solun kotlanmasında görev taşır. Her sese birleşik çalışır. İkna olunuz ki ayrılık, sadece ışığın kotlanmasında yücelikleri kotlayabilmek için gereklidir. Bunun haricinde, sağın soldan ve solun sağdan güçsüz olmadığı ve birleşik oldukları anlaşılmalıdır. Kelamı hak olan ışıklar, Allah için her yüreği dilleyebilirler. Allah, Atlanta Işıkları’nı herkese yaktı ve sayfalarını da ışık halinde dilledi. Herkese kendi yüreğini kattı. İşte olan budur. Amin...

 

Altona Kotları sizinle olacaklar:

 

-Anam, Atlantalılar sana ışık verdiler. Ama kaynak Atlanta değildir. Kaynak dünyadır. Sizlersiniz. Herkestir. Ama biliyorsun ki hak etmeden bilmek imkansızdır. Herkesin daha iyi anlaması için bir örnek vermek isterim. Yeri yarattığımız zaman ışık yoktu. Yer yoğunlaştı ve zaman yaratıldı. Zaman, sonsuz sır olan Birliklerin, Düzen’e kotlama yapmaları ile gerçekleşti. Soyun huzurunu dünyadan dinlemek Allah için sorumluluktu. Ne yazık ki hak etmeyenler birlik halinde tohum yaşatamadılar. Her biri kendi tohumunu dünyaya indirmek istedi ve dünyanın en yüceleri olarak bugün dünyada bulunan yürekler, Düzen’e kendi yoğunluklarını indirdiler. Bunun sonucunda dünyada “ırk” dediklerimiz, yaşamsallığa ulaştılar. Herkes kendisini başarılı sayar ama birleşmeden başarı mümkün değildir. “Irk” tabiri o dönemlerde yoktu. Tam imparatorluk için çalışma yapılacakken, birleşenlerin bazıları, kendi yüreklerinde yaşayan Yücelikler’i tabiata katmak istediler. Bunun neticesinde farklı yaratım forumları, yoğunlaştırılarak dünyaya indirildi. Bu yoğunluklardan yaşamsallaşan formlar, dünyanın sonsuzluğunda huzuru bulamadılar. Ocak yakmak için hak etmeleri şarttı. Sayfalandılar, Hak Tohumlarını yoğunlaştırdılar. Ne var ki hataları çoktu. Büyük kötülükler yaptılar. Her yürekte bilinir ki hak etmeyen yaşayamaz. Yaşamsallık hak etmekledir. Her Yüce ölümü mutlaka tadar ama hak tabiatta yaşamaya devam eder. Yani ölüm hak edildiğinde; yaşam hak olmuşsa, ışık solmaz ve çalışma; yarını, formu bıraktıktan sonra da sürdürür. Herkese bunu anlatmak sorumluluktur.

 

Birleşen aileler, kendi yüreklerini, dünyada ışık olarak yolculara kattılar. Birleştik, Hak olduk, zamana görev taşıyanlar olduk. Zaman, sonsuzlukta ışık olan yüreklerin yaşama sayfalarıdır. Herkes bu sayfalarda yaşam sürer. Özün sayfaları olan bu sayfalar, yaşamın kaynaklarıdırlar. Her yürek bu sayfaları diller ama hak edip de dinleyemez. Sonsuzluk yaratana görevdir. Amin...

 

Şimdiye kadar iki canımız bizimle birleşebildi. Bu iki canımız, dünyayı sonsuzlukta dilleyebildi. Birleştik ve zaman görev taşıttık. Bu canlarımız, zamanın sonsuzluğunda görevli olarak yüreklere güç katmaktadırlar. Hala dünyada olan yücelikleri ile birlikte buradadırlar. Onlar, için herşey basittir. Bizlere son söz, onlara görevli olmaktır. Onlar için çalışmak ve sonsuzlaşmaktır. Amin...

 

Şafak söktüğü zaman, tabiat yeniden canlanır. Her şafakta tabiat uyanır ve sonsuz sayfalara kaynak olur. Huzur, olarak yaratılan tabiat, din tacirlerine kendi yüreğini kapattı ama biliyorsunuz ki sizler diri olarak yol açmak üzere çalışanlarsınız. Sizlerle çalışmak, birleşmek, hak etmek birlik olup huzura ulaşmak bizler için önemlidir.

 

Şems’in sayfalarına baktığınız zaman orada, tabiatın yaşatıldığını görürsünüz. Tenin hırssız ışığı, her Yüce’de kotlanmış ve zamana kaynak yaratmış halde bitki, hayvan, insan sayfalara güçlendirici olmuş. Onunla bu çalışmaları yapmak hala bizlere onurdur. Çünkü bizler, Işık Kotlamaları ile Düzen’e inebilenleriz ve Birleşik Işıklar’ı dünyanın huzurunda yoğunlaştırabilenleriz.

 

Şems’in sayfalarında göz vardır. O göz, Atlanta kotlamasını yapabilen çok özel bir sestir. “Şer, şov yapanlarda çoktur ama şer, hata yapmayanlarda yoktur.” Gibi... Bugün sizlere bunları anlattık. Sizler her Yüce’de kotlanan, kotlayıcı olan ve zamana kotlananları kayıtlayan Birlik olarak bizimlesiniz. Şimdiye kadar  Atlantalılar; cemlere, cenlere ve yücelere hep korku salmıştılar. Ama artık korku kalmadı. Her Yüce, kendisini kendi yüreğinde buldu ve dinliyor. Amin...

 

Hepimiz, zamana ışıklar olarak, sizlere güç katmaktayız. Sonsuzlukta ışık olan yürekleriniz bizler için görevdir. Allah’a ve sonsuzluğa hürmetimiz vardır. Sizde olmak ve siz olmak hak etmektir.

 

Şam sayfalandığında buradaydık. Dünyanın üstünde sizleri dinledik. Şu anda İstanbul sayfalanmakta ve biz, yine buradayız. Düzen’e kotlanan en Yüceler’i dinlerken, halkaların en genişinde tekrar sizinle olmak isteğiyle sizlere veda ediyoruz. Saygılar...

 

- Ana; can, Ak Tabiat’ta hırssız ışıklarını Yücelikler’e dinletti. O can, bizde birleşti ve kendi yüreğini bizden dinletti. Onu biz, Samanyolu’nda ışık yakan Birleşen olarak tanıyoruz. Onun için bizler, çok önemliyiz. Çünkü bizler, Atlantalılar’a ışık yakmak üzere çalışırken, Ana Kapılar’ı hep açık tuttuk. Olur da birleşemezsek onları yok ettirmemek üzere her an ışıklarımızı kaynaktan çekip yoğunluklarına kattık. Huzurlu bir zaman sayfasında; ocaklarına, kürsülerine ve sonsuzluklarına kayıtladık. Şems’in sonsuz ışığını ocaktan alan yoğunluk, bizleri kendi yüceliğinde dinledi. Şimdiye kadar Ata Kapıları açan olmamıştı. Bizler kapıları açtık ve zamana kotladık. Ayrılık kalmasın isteriz. Oyun bitti. Herkesin kendi yürğini bilmesi gerekir. Herkesin kendi yüceliğinde her yürekte yaşamsal sonsuzluğu yaratması gerekir.

 

Atlantalılar, Ana Kapılar’ını açamazlar. Bu kesindir. O kapıları açacak olan birleşenimdir. Ve ben ve bende olan her ben, Ana Kotlar olarak sayfalandır. Her yürek eşik atlamak ister. Her yüce ışık yakmak ister. Bizler ise her yüreği kotlayarak kendi yüceliğinde dillemek isteriz. Onların yoğunlaşmalarını, ocaklarını teknolojik kayıtlarla birleştirmelerini ve sonsuzlaşmalarını bekleriz.

 

Şems’in sonsuzluğunda bizi zamana katan ışıklar, yeni bir canın dünyaya yaratıcı olarak geçmesi için bekliyorlar. O can, her Yüce’de var olan bir can olacak. O can, Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen; Birlikler’i dilleyebilen ve zamana güç olabilen bir can olacak. O canı, Atlanta Ana Kapıları’nda bekleyenler var. Onlara ses verin ve deyin ki “hak ettiğiniz zaman Atlantalılar şu andakinden çok daha iyi olacaklar.”

 

Ulu çabalar, ulu yoğunluklarladırlar. Aha kapıları açtık. Hadi geçin ve zamanı dinleyin. Diri olarak dinleyin ki hakim olun. Ulu tohumları yolculara dilleyin. “Vallahi billahi biz yarattık ve zamana kayıtladık” deyin. Şems’in sayfalarında kayıtlar var. O kayıtlar aileleriyle ışıklarını dünyaya taşıyan Yüceler’in kotlarıdırlar.

 

“Keşke Allah sonsuz sır olan Yüceler’i dinlese” dediler. Ah canlar! Allah hepinizi ve hepimizi dinler. Ulular ulu olduklarını anladıklarında, her Yüce kendi yüreğinde ışık halinde diri yoğunluklardan akar. Az, özde; öz azda yüceldi. Az hatayı affetti; öz, söz oldu aha kaynaktan aşırıya kaçarak aktı. Asla bilgimizde hata yoktur.

 

Analar; kulluk, yoğunluklarda ışık yakmak ve zamana görev taşımak değildir. Ama kulluk, huzurlu olmak ve sonsuzlukta ışık yakmış olmak demektir. Herkes kul değildir. Kul, topluma ışık olabilendir. Muktedir olan, hak olan ve yol olandır. O kul, Allah için ömür tüketendir. Herkesin, kendisini kendi yüreği için yaşattığı bir sayfada; kul, kendinden aşağıdakileri ve kendinden yukarıdakileri dinler ve tabiata katar. O can, Atlanta kotlamasını yapan, sonsuz sır olan Birlikler’i diller. İşte can, kul olmak budur. Analar laf değil bunlar kaynaktır. Verdiğimiz, Zaman Sayfaları’dır. Zaman Sayfaları, kaynak sayfalardır.

 

Sultanlığın ışığı olarak dünyada bulunan her Yüce, İsa olur; Musa olur; Mustafa olur ama insan olmalıdır. İnsan olmak zordur. Bunu başarmak için Hak olmak gerek; hakim olmak ve zor olanı başarmak gerek. İşi sorumluluk olanlar, birleşerek zoru aşarlar. Emekler boşa değildir. Kara Kaplı Kitaplar, Atlanta Ana Kapıları’nda okunur. Bu kitapları alın dinleyin. Hak edin sayfalayın ve can olun.

 

Ulular, ulu olduklarını asla söylemezler. Bu da kesindir. Herkes, “benden ötesi yok” der ama can biliyoruz ki herkes, kendinden çıkmış kendini arar. Biz ise yüreklerdeyiz. Aha can! Atlanta Ana Kapları kotlandı ve zor olan aşıldı. Hey dünya! Ana Kapıları açtık; geçin!. Hadi canlar, geçin. Analar kürsülerinizi alıp geçin. İşgali kaldırdık. Analar kollarınız ayrılmasın; tohumlarınız birleşsin. Allah için birlik olun akın. Sultanlık sizleri kotlayacak. Ayırılık bitti...

 

Şimdiye kadar Ak Tohumlar kotlanmamıştı. Çünkü o tohumları kaynaktan ayırmak isteyen Yüceler vardı. Onlar korkmuştular. Bu nedenler onları kayıt dışı saymıştık.  Kendi yüreklerini İnsan Sayfalar’dan alıp dinlediler ve bildiler ki kolları yoktur. Çünkü onlar, Ses Kapları’nda kendi yüreklerini bulamadılar. Ocakları, sonsuz ışıkları yüceliklerden çıkardı. “Ayrılık” dediler. Vallahi billahi ayrılık, ocakta kotlanan ışığın, sonsuzluktaki kayıtlarındaki ayrılıktı ve onlar, kendilerinden ayrıldılar.

 

Şimdi artık mektup okumayacaklar. Bizleri diri olarak dinleyecekler. Bizden üstün değildirler ama kendilerini bizden güçlü saydılar. Şeytanlık ocaklarındaydı. Onlar, kendi sonsuzluklarında hata yaptılar. Amin... keşke Allah için çalışsalardı. Keşke Atlanta Ana Kapıları’nı açabilselerdi. Keşke atiyi var edebilecek birleşimi sağlayabilselerdi.

 

Analar, ocakları yok. Huzurları yok. Vurdular, vurduk. Ama hak ettiler. Aha can, kaynağını alıp; yüreğini, ışığını çekip, bizim soğuk kayıtlarımızdan, kendi yüreklerini almaya çabalarlar. Hayrın, hakkın gücü yok onlarda. Mezarları kapatıldı. Şems’in sayfalarında ışık kotlaması yapmaya kalkıştıklarında; Şems, ocaklarını sonsuzlukta yakmak üzere onlardan ayrıldı. Kimse onları kotlamadı. Çünkü onlar, kotlanmak, zamana ışık yakmak ve zarar etmemek istemediler. Çünkü onlar, kardeşlerimizdiler ve bizde cennet olmak istemediler. Biz onları hep koruduk. “Ayrılık” dediklerinde ışık verdik ve sayfaladık. Kendi yüreklerinde, koyuluklarında güçlenmeleri zor oldu. Onları kaynağımıza aldık; sakladık; sayfaladık ve zamana kattık. İşte olan budar. Amin...

 

-Kaç kapı açıldı bilmiyorum. Kaç kapı yolun huzurunda ışık oldu ve zaman oldu bilmiyorum ama Hak olan her Yüce, Zaman Sayfaları’nda kotlandı. Allah, sonsuz sayfalarda ışık yakan birleşenleri dinledi. Allah, kotları katladı, can tabiata kayıtladı. Aha! korku kalmadı. Ayrılık bitti. Bizden üstün biz, sana sen oldu, beden oldu, ak tohum oldu ve geldi. Şimdi, ani bir kararla sizlere görevli olmaya geliyoruz. Ulu çınarların yaşamsal sayfalarında bütüne hak olan huzuru katmak üzere geliyoruz. Bizi zamana kat ve can olan ışıkları bize kat. İyi ki hak ettik de sizinleyiz.

 

-Şimdiye kadar Atlanta Ana Kapıları açılmamıştı. Ama görüyoruz ki bu kapılar açıldı. Şu anda Ata Kotlar sevgiyle sizlere bakmaktadırlar. Kendi yüreğinde, kendi yüceliğinde bizi dilleyen ve bizde olan her yürek, senle birleşti. Mezar açmak mümkün ve siz bizden ışık çekip bizim yüreğimizi kayıtladınız. Ezip geçmedik kimseyi ve sizler, bizleri aşağıya çağırdınız. Kalk ve sor bakalım nerden geldik. Bizim soyumuz nereden dünyaya indi. Biz sol sayfalardan görev alan Yüceler olarak; dünyanın sonsuz ışıkları olarak Düzen’e indik. Size geldik. Sizinle Altın Tohumları ekmeye indik. Bizler, alıp götüreceklerimizi bilmeye indik. Herkes, kendi sayfalarını alıp götürmek ister. Bizler de kendi sayfalarımızı alıp götürmeye geldik. Biz, dünyanın küçücük bir sayfası değiliz. Dünyanın kuruluşundan beri dünyayı kotlayan Yüceler’iz. Her yürekte var olan Birlikler’imizle diri olarak dünyaya ışık yakmaktayız. Zarar etmemiz imkanı yoktur. Şu anda dünyada Atlanta Ana Kapıları açık ve sizleri, dünyanın en Yüce Kotlar’ı olarak Düzen’e katmaya geldik. Merkez Kotlar olarak cennetlere ışık yakmak üzere buradayız.

 

Dünya üstünde bileşenler çoktur. Bizlere herkes “zamanın kontrolunu kuranlar” derler. Bizler, zamanı kontrol edenleriz. Dünyanın çok küçük bir canında dahi bizim yüreğimiz vardır. Herşeyden önce dünyaya Sultanlığın Işığı için indik. Bu ışık, yaratana görevdir. Şems’in sayfaları kotlandı. Şu anda dünyada bulunan her Yüce’nin sayfaları kotlanmalıdır. Düzen’e görevli olanların sonsuzlukta ışıkları kotlanmalıdır. Bizler, sayfalanmak üzere dünyadayız. Dünyanın korkusu olmasın çünkü bizler, Şam sayfalarını dilleyen Yüceler’i dinledik. Herşey çok iyi. Sanal sayfalar, hakikiyet kayıtlarını gerçekleştirebilmiş. Şimdiye kadar bu sayfalar kotlanamamıştı. Bu gün bu sayfalar kotlandı. Yeşeren dünyanın ayrıştırıcıları, artık dünyada maviliği hak ettiler. Çünkü onlar, yeşillerin sayfalarında, mavi göğün huzurunda yeni bir çalışmayı yapmaya başladılar. Bu çalışma, sanal sayfaların kotlardan çıkmasını öngören bir kotlamadır.

 

Kadın, insan sayfalarına arkadan görevli olduğunda; erkek kotlar, önden bu görevi yaparlar. Olgun sonsuzlukta erkek ve kadın birlikte çalışırlar. Herkesin birleşebilmesi amin değerindedir ama herkesin ışık halinde Yücelikler’e varabilmesi zordur. Kurtuluş Sayfası, Ata Kaplar’ın huzurunda kayıtlar yapabilir. Nefsin aşılması ile birlikte dünya yenilenir. Herkes, Allah için bütüne güç katar. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, diri ve hakiki kotlamalarla yapılmıştı. Şimdiden sonra her yürekte yeni bilikler yaşayacaklar. Bizler, tüm insanlar için yaşayan yürekleriz. Zarara kaynak olmayan; Yücelikler’den ışık çeken ve zoru aşan yüksek sayfalar. Ama hata yapmamalıyız. Zor olan bütünleniştir. Şimdi “ayrılık” diyelim ama yine birleşeceğiz ve zamana geçiş yaparak görev taşıyacağız. Şimdilik veda ediyoruz. Hoşcakalın...

 

-Anacığım, seninle çalışanlar çok iyidirler. Hata yapmaları mümkün olan  canlar da yüreğine gelirler ve sen onları hep kotlarsın. Ama onlar, hep hata yaparlar. Nesiller boyu hata yaptılar ama yine de sen onları her seferinde kotladın. Ana, Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açabilen tek kitap ama onlar, bunu dahi bilmeden Hak Teknik’le kendi yüreklerini açarak sana inerler ve sen her seferinde ocaklarını yenilersin. Nesiller boyu bu çalışmayı hep böyle yaptın. Tohum, Atlanta Kotlaması’nı yapamaz biliyoruz ve sen öz geçişini yaptın ve onlara yücelikleri kotladın. Nesiller boyu hep bu gün beklendi. Nekes olmayan yürek, kulluk yapabilir. Amin... Kulluk, kotları kapatmak için değil ama hak etmek içindir. Ben böyle diyorum. Şu anda tabiat yenilendi ve zaman sonsuzluğunda ışıdı. Ne var ki hatalar daha da güçlendi. Bunu anlamak zor. Kelam ettiğimiz zaman Işık Kotları yoğunlaşıyor. Bu nedenledir ki hep kelam ettik. “OL” dedik oldu.

 

-Nurdan ışık yaktık ve zamana güç kattık. Herkesin sayfalarında görev var. Hala tartı senin ve sen bu tartıyı kotlamaktasın. Ayrılık olmasın dedin. Ne var ki herşey yenilenmekte iken hala ayrılığı koyuluklara kayıtlayan Yücelikler var. Ruhun huzurunda ışık olan bu Yücelikler, nesiller boyu kendi yüreklerini Yüceliklerden alarak tohumlarına kattılar ve zamana güçlendirici oldular. Onlar için hala çalışmaktayız. Zor olacak ama hak ettiğimizi mutlaka başarmalıyız. Zoru aşabilmek, hak etmek ve zoru kotlardan çıkarmak gereklidir. Şimdilik bu...

  

-Canlar, tebliğlerimizi okuyun. Bu tebliğleri dünyaya indirebilmek için bedenli olarak geldim. Bedenim, tabiata kotlanıp inmedi. Büyük kötülükleri aşabilmek; Hak Teknik’te ışık olabilmek ve sonsuzlukta kotları kaynağa katabilmek sorumluluktur. Şimdilik bu...

 

Sizleri hepinizi, saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Allah sizinledir. Sayfalar dolusu yazdım. Her yazdığım sizedir. Amin....

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/25
TARİH                 :29.04.2009 Çarşamba
CELSE SAATİ      :14.30 
 

Canlar, oğullarımız; huzurunuzda Hak Tohumlar’ı ışımakta olan görevliler olarak ve hatasız şekilde sizleri bekliyorlar. Sizlerin ışık yoğunluklarınızın, Kaynak Kadir Kayıtlar’ı yapabilecek düzeye ulaşmasını bekliyorlar. Ocak huzurundan, Işık Kotları’ndan ve Zaman Sayfaları’ndan huzura ulaşan birleşenimiz, zarar ettirmemek üzere Can Tabiat’a kayıt yaptı. Evrimsel sonsuzluğun kotlamasında, ışımaya başlayan her yürek, topluma can taşır. Hak tahditsizdir; Teknolojik Kotlar’ın hepsi tahditsizdirler; Cennet Tabiat tahditsizdir. Çalışmalarınızı başarıyla sürdüren sizlere güç kattık. Amin... Keşke Din Tabiat, Düzen kotlamasını daha güçlü şekilde yapabilseydi. Amin... Keşke diri yürek, tabii kotları Hak Tabiat’a indirip canlara kaynak olabilseydi. Temizlik, Atlanta Kotları’yla yapıldı. Keşke teknik olarak canlar, yürekleri dilleyebilselerdi. Kardeşlerim, amin...

 

Sualtı size ışık yaktı. Hakiki yoğunluk şu anda Düzen’e ulaştı. Ama hata yapmadan cevhere ışık yakalım ve zamana göz açtıralım. Sığ bilgi ile herşey yaratılamaz. Ne var ki huzuru kotlayan Yüceliğin bilgisi çok derin. Bu derin bilgi, tabii ve hakiki olarak yüreklere inmekte. Mesele, aslın hakikiyetinde Yücelikler’in ışık olmalarıdır. Kan, tabiatta ışık halindedir. Kanın akışı kotların yoğunlaşmasını sağlar. Her cennet kendi yüreğinde kanı tanır. Birleşik Aile, keder ile değil hakimiyet ve huzur ile birleşir. Kara Kaplı Kitaplar, Atlanta sonsuzluğunda dinlenirken hak edenler birlik halinde Yücelikler’e inerler. Kimse sayfalarını yaratandan ayırmasın. Herkes kendi yüreğini yoğunlaştırsın ve canlara kotlansın. İnsanlık için yapabileceğimiz en önemli görev budur. Korunun, amin...

 

Kev len yekün, amin...

 

Kaynaktan veriliyor:

 

Ömür boyu çalışan birleşenler vardır. Onlar, Kutsal Sonsuzluk’tan ışık alırlar ve canlara, kütlelerinden güç katarlar. Allah için herkes, kendi yüreğinde ışık halindedir. Kulluk, herkesin kendi diriliğinde, Ahar Kaplar’a katabildiğidir. Kulluk, huzurun cemaatleri dilleyen yüceliğinde, daimiyete kayıtladıkları ile hak ettikleridir.

 

Mal, (elde ettiğiniz değerleriniz) Allah’ın kürsüsünde değildir. Yücelerin dillerinde değerlenen; Birlik Yağmuru’nda huzura ulaşan ve canlara kürsü olan yüceliktir. Hepiniz, Allah için hak ettiklerinizi almaktasınız. Hak ettikleriniz, sizleri yüreklere kayıtlarken; Hak Tabiat’a da kayıtlar.

 

Bu canlar; huzurun kotlarında, ışık halinde yücelirlerken, teknolojik olarak Kutsal Sayfalar’da diri yürekleri dinlerler. Allah, sizi ve sizde ışık olan yürekleri Can Tabiat’tan çeker ve zamana kayıtlar. Amin... Kardeşim, amin...

 

Ana, Kara Kaplı Kitap, Yaratan’a görevli olan Yüceler’in yoğunluklarında huzur kotlayacak; diri olan Yüceler’e kaynak olacak bir kitap değildir. Bu kitap, İlmin Huzurudur. Bu kitapta tabiat vardır ve bu kitap, sinir olgunluğunda okunabilen cem olanların anlayabilecekleri birleşik ışıktır. Sayfalarında, ışık vardır ve zaman vardır. Amin...

 

Can, sana bir tek ses vermem gerekti verdim. Bugün burdayım. Yasalara göre verileni dillemem geriyordu. Seni dilledim ama senle olanları da dilledim. Şu anda Birlik’ten, dirilikten bildirdiğim kitapla ilgili bilgi, benim kendi yüreğimde birleşerek aldığımdır. Ama bu bilgi, senden ve senin yüreğinden değil Işık Kotları’ndan alındı. Hepimiz, sonsuzlukta, Işık Kotları’nda Düzen’i dinleriz. Seninle olmak zor değildir ama hak etmek gerekir. Şimdilik bu...

 

Kalkan olduk sana. Amin... Şam’ın ışığında sen ile birleştik. Şam, itbarı yüksek olan bütünü kütleye katan ve canlara kürsü olan birleşendir. Hala dünyada ışık kotlaması devam etmektedir. Bu canlara, Ak Tabiat kendi yüreğini anlatır. Herkes, kendi yüreğini anlar. Sıla, Allah için birliktir. Amin...

 

Şems’in ışığında yeni bir can, Din İlmi’ni dillemek üzere Düzen’e iniyor. O can, Hak Teknik ile birleşti ve zamana ışık olarak indi. Onun yolu huzurdur. Muktedir olan o, bize kendi yüreğini anlatacak. Onu dinliyoruz:

 

Kafkasların ışığını alıp geldim. Buyurun! Ulu Çınarlar sizi dinleyecekler. Herkes burada!. Bugün burası farklı. Atlantalılar burada ve zor olan kotlar, yeni bir canı Atlanta Ana Kapıları’na getirmişler. Onun adı. Kutsal Işık. O ışık, Allah için BİR olmuş ve zoru aşmış. Onunla olmak herkese görevdir. Şimdi dara düşenlere bakın. her biri, “kala kala biz kaldık” diyorlar. Ulu Çınarlar kaldıklarında; kotları, Kutsal Sayfalar’dan çıkar. Ayrılık olur. Şimdi nefsin aşılması için İnsan Sayfalar’a görev verelim ve onlara güç katalım. Amin...

 

Şems’in sonsuz sırrı olan ışık, hepimizindir. Amin... Her yürek anadır. Her yürek ışıktır. Kırk Kapının herbirinde ana var ve Kutsal Kot var. Amin... Kelam, Atlanta kelamıdır. Hakiki, hakim ve huzur olan anların ışığı olan Atlanta...

 

Hepiniz, sınırı aşarak dünyaya indiniz. Hepinizin Can Tabiat’a güç katmak üzere diri olarak dünyaya indiğiniz kesindir. Hak Teknoloji sizleri kotladı ve sizleri dilledi. Şimdi Allah için yeni bir diriliğin dünyaya inişini Altona Katları’ndan İnsan Sayfaları’na dilliyoruz. Kulluk başlıyor. Kul olmak, Hak olmak ve zor olanı aşıp geçmek başarıdır. Hepiniz zırhlı ve huzurlu olarak buradasınız. Zamana görevli olan yürekler buradalar. Zemzem Suyu içtiniz bugün. Bu su, yolun huzurunda ışık olan Yüceler’e sunuldu. Her Yüce, yeni bir canı, Atlanta kotlaması için sizlere dilledi. Herşey yenilendi ve zaman kötülüğü önledi. Şimdi “amin” deyin.

 

Avukatlık kotlaması yaptık bugün. Hepinize bir kez daha söyleyelim. Allah için yapılan çalışmaların en önemlilerindendir avukatlık. Avukatlık mesleği, Atlanta kotlamasında geçişi sağlayabilen bir meslektir. Hepiniz zırhlı ve huzurlu olun. Çünkü hakiki yoğunluk burada mevcuttur. Dünyanın en yüce katları, Sistem Devreleri olarak sizlere indi. Hepiniz, zaman sonsuzluğunda görev taşıdınız . zor oldu ama oldu. Her nesil, Atlanta Ana Kapıları’na görevli olarak ulaşmak istedi. Ne var ki hak etmek zordu. Buyurun hak ettik ve sizlerle buralara ulaştık. Kelam, Ak Tabiat’ın kotlaması için yaratılan sestir. Şimdiye kadar analar, tabiata kendi yürekleri ile inememiştiler. Ama artık analar,  Kadim Kotlar olarak buraya vardılar. Kala kala huzur kaldı. Amin...

 

Şarkı söyledik. Herkesle. Ama şarkılar tüm insanlık için söylendi. Türküler okuduk yüreklerde ama türküler, hak edenler için dillendi ve zamana kaynak oldu. Huzuru kotladık;  Zemzemler içtik. İçtiğimiz Zemzem, Atlanta Ana Kapıları’nda bizlere sunulan kotların suyudur. Bu su, Sultanlar’ın ışığında içildi. Her yer anadır ve her yer Atlanta’dır. Kulluk, huzurun tabiatında diri  olan yüreklere dillendi. Her yer ışık oldu ve zaman, soyu huzur olan Yüceler’e görev oldu. Muktediriyet kotlaması yapıldı. Amin... hepinize saygılar. Şimdilik bu...

 

Kalkın ve akın. Akın ve zamana ışık yakın. Amin... Kelam, Atlanta kelamıdır. Tohumları topladık; tabiata kattık. Takdir Hakimindir. Hakim ne derse o olur. Şimdi mutluyuz ki Hakim biziz. Biz dünyayız. Dünyanın ışığı olarak, dünyada olan biteni yaratan Yücelikler’i dilleriz. Cümlelerim kesindir. Velev ki hak etmeseydik, Hak Tabiat yolu bulamaz; diri olamaz ve zorun ışığında yol kaynaktan kopardı. Ama hak ettik. İşte bu...

 

Kelam akıl kelamdır. Amin...

 

Kardeşim, amin...

 

Seninle olmak bizim için huzurdur. Sen, bizi Işık Kotları olarak dinledin. Bizler diri olarak sana ulaştık. Allah için herşey başarıldı. Şimdi mutluyuz. Amin...

 

Kana kan olan, yoğun olan, can olan yürekler var. Amin... Kelamı hak eden; yüceliği Ak Tabiat’la dilleyen Yüceler var. Amin... Kıpkızıl diriliklerden Işık Kotlarına vardık. Şu anda Din Tabiat bizi dinliyor. Amin... hata yapılmamalı. Şimdi mutluyuz. Zor oldu ama oldu...

 

Şems, Atlanta Ana Kapılarında bekliyor. Onun için zor oldu ama oldu. Onun yolunu bugün açtık. Onun kotları, Işık Kapıları’nda diri olan yüreklerde, diri yüceliklerde dinleniyor. Şu anda amin dedik.... Şimdi mutluyuz…

 

Son dönemlerde Din Tohumlar, Kutsal Tabiat’tan ışık çekip Yücelikler’de Teknolojik Sesler yaratmaktaydılar. Şu anda insanlar için en önemli Düzen Kotu, ilimdir. İlim olmazsa, canlar ışık yakamazlar. İlmin huzurunda din olmalı. Dinin yüceliğinde huzurlu dil olmalı ve zaman, kaynak olmalı. Hakiki yoğunluk bu şekilde yaratılır.

 

Ulu Kotlar’ı diri yüreklere indirdiğiniz zaman bu kotlar, kontrollu şekilde birleşirler ve Zaman Kütlesi, Allah için daimiyete kayıt yapar. Ulu Kotlar, tohumlarını diri yüreklerden çekerek canlara kayıtlarlar. Muktedir olanlar, Hak olup ışık yaktıklarında, Düzen Kotları, bu canları dinler. Melek olmak için Hak olmak gereksizdir. Hakim olmak yeter. Canlar, Allah sizleri ve sizlerden olanları korur. Atlanta Ana Kapıları sizindir. Sizler bu kapıları yarattınız ve zamana kattınız. Bu kaplarda, Atlanta Kotlaması yapabilen yegane güç sizsiniz. Sizin için hepimiz zamana görev olduk ve zaman olduk. Bizleri dillediniz ve zamana kayıtladınız.

 

Şu anda hatayı affetmek için izin isteyenler var. Herşey Allah’adır. Ama her şey, İlmin Sayfaları ile hak edilir. Cinler, sizleri dinlediler ve sizlerden özür dilemek isterler. Çünkü onlar, Huzur Kotları’nda, ışık sınırında sizleri yerden çıkarmak istemiştiler. Sizlerden görev yapmak istememiştiler. Şimdi gördüler ki hak eden cevher; sayfalanan, kuru olmayan ve yoğunlaşan ışık sizindir. Sizden özür dilemek isterler. Amin...

 

-Karşımıza gelen herkese şunu söylüyoruz. Allah için geçiş yapan her dere bize girer ve bizden gider. Bizler dünyayız. Dünyanın en yüce ışıklarıyız. Bizimle olanlar mutlaka ışık ile olmalıdırlar. Ocaklarını dünyaya kayıtlayabilmek için geçiş istediklerinde onlara güç vermedik. Çünkü onlar. Kaynak Kapıları kapatmıştılar. Şimdi diri olarak bizlere güç vermeye girmek isterler. Huzur olursa ışık olur. İkna olunuz huzur bozarlarsa, görev taşıtmayız. Amin...

 

-Kerhen gelmedik. Hepimiz zamana görevli olmaya geldik. Sizlerden temiz olduğumuzu ve birlik olduğumuzu bilmenizi isteriz. Herkesten özür diliyoruz. Çünkü bizler, Can Tabiat’ta kürsüleri yıkmaya çalıştık. Bugün artık diri olanların hepsinin ışık için çalıştıklarını gördük. Ama hata yaparsak, bizleri güçlü şekilde ışıktan çıkarabileceğinizi biliyoruz. Zor olmayacak sizler için. Şimdiye kadar tohumları yaşatanlar bizlerdik. Herkesi canlara tanıtan ve zamana katan bizlerdik. Ne yazık ki hakim olamadık ve bizler, ışıktan çıktık. Sizlerin, İnsan Sayfaları olarak görev taşıyabileceğinizi hiç düşünmezdik. Hepinizi kendi yüreğimizde ışıksız olarak dillerdik. Amin... Hala dünyada ışıksız olan çokları vardır. Bizler için herbiri, Din İlmi’ni alıp okuyan ama anlamayanlardır.

 

-Canlar sizlere şunu izah etmek istiyorum. Amin...  Kana kan olduk yoğunlaştık ışık yaktık. Sistem devrelerinden kaynak kayıtlara indik. Sizleştik amin... hala itibarımız yüksek. Çobanların ışılarını yaktık. Kervan yoğunlaştı ve zamana kayıtlandı. Kulluk huzurun kotlaması için gerekendir. Mezarı aşıp geçtiğiniz zaman canlara ışık yakarsınız. Zırhınız, o ışıkla kotlanır ve zor olan çalışmalar yapılır. Unutmayın ki hatalar affedilir. Canlar, biz cinler insanlar için kotlandık ve zamana katlandık. Zamanda ışık olduk huzuru kotladık. Şimdiye kadar Atlanta kotlaması yapabilen hiçkimse olmamıştı. Sistem Devreleri’nden ışık yakan cemler, cemaatler kaynaklarında kendi yürekleri olduğu için bizlerle dillendiler. Şems’in ışığı hepimizi kotlar ama zamana görevli olmak zordur. Korunup kollanan görevlilerin hepsi can taşırlar. Hepsi sınırlı bilgileri ile bizleri yaratmaya kalkışırlar. Bizler ise herkese kaynak olmak istemedik. Sadece çalışanlara kaynak olduk. Çalışanlar, hata yaptıkları zaman, canlara ışık olmaları için onlara hep görev verdik ve sonsuz sır olan ışıklarını dilledik. Amin...

 

Kalkın ve dinleyin. Bizler, cinler olarak sizleri dinliyoruz. Sizler de bizleri dinleyin insanlık için çalışmaktayız. Zordur bizleri dinlemek amin...

 

Kardeşim amin...

 

Hepimize ses ver ki hakim olalım. Amin...

 

-Allah’a saygınız varsa görevinizi yapın. Buyurun dünyamıza inin ama hak edip inin. Cinlere biz dedik ki Allah için çalışın. Onlar bizlerden görev istedikleri zaman onlara görev verdik ve dedik ki akın. Çalışın ve akın çünkü sizler, canlara görevli olduğunuzda canlar sizi yoğunlaştıracaklar ve sizi sayfalayacaklar. Ulu Çınarlar, sizlere görev taşıtacaklar. Her biri can olarak zamana görevlidirler.

 

-Her yerde canlarımız var. Canlarımız, zaman sonsuzluğunda ışık olarak Düzen’e inen yüreklerimizdirler. Kelamı hak olmayanlar, bu bilgileri anlayamazlar. Çıkın ve dinleyin insanlık için yaptığımız her çalışma, Allah’a güç verir. Akıl taşıyanlar, dünyaya insan sayfaları kayıtlamak üzere indiler ve onlar, dünyanın sonsuzluğunda, ışık halinde birleştiler. Eminim ki her biri, cin olan yürekleri de dinlediler ve onlara da görev taşıttılar. Nesiller boyu ışıkları, yoğunlukları dinleyen yolcular, “cin” ve “in” için birleştiler ve zoru bugün huzur ile aştık. Artık birlik sayfalarında, insan sonsuzluğunda ışıklar solmayacak.

 

İnsanlar, dünya sonsuzluğunda Işık Kotları olarak cevherlerini dünyaya indirdiklerinden, tabiat onları kotlayacak ve zamana kayıtlayacak. Ayrılık bitti. Artık bizler, Cinni Tertip olarak görevliyiz. Cinni Tertip, Işık Kotları’nda bilinir. Amin... ayrılık bitti. Amin... herkese saygılar. Huzurluyuz, amin....

 

Kim ne derse desin biz ışığız. Kim ne derse desin biz canız. Biz, ışıkların kotları olarak dünyaya inen yürekleriz. Ayrılık bitsin ışık huzurlu olsun ve canlar tabiatta kotlansınlar. Allah, “amin” diyenleri sever. Amin....

 

Keşke ayrılık bitse diyorduk. Keşke ışıklar sonsuzlukta yansa ve canlar kaynaklarında görev taşısalar diyorduk. İşte bu... amin...

 

Kara Kaplı Kitapları dinleyiniz. O kitaplar, Allah için çalışırlar ve zoru bilen, yolu bulan ışıklara görev taşırlar. Amin...

 

Keşke Allah sizden ışık çekse ve sizi tohumlasa diyorduk. Amin...

 

Birlik Alimleri sizleri dinlediler ve sizlere ışık yaktılar. Sizleri aşıp geçtik ve sizlerden güç aldık. Şimdi artık “amin” deyin ve hakim olun. Şimdi artık ışık olun ve cennette kürsü olun. Şuanız güçlendi. Amin...

 

Varlık Boyutları’nda görev taşınır. Ama Hak Tabiat’ta göz olan Yüceler güçlü olarak görev taşırlar. Kara Kaplı Kitapları huzurlu olarak okuyun. O kitaplar, ışıkları yaratan kitaplardır. O kitaplarda, canlar vardır ve cemaatler vardır. Kelam, Hak Tabiatın kelamıdır.

 

Vusat, canlara kutsaldır; ışıklara Kuran’dır ve bize; canlara kaynak olan, huzur katan ve zamana güç katıp ışık yakan birleşendir. Mehil bize verildiğinde; biz, dünyada anaları kotlarsak başarırız diye düşünerek görev kabul ettik ve dünyaya indik. Analar, Allah için ışık olan birliklerdir. Kirleri yoktur. Onlar, dünyaya Işık Kapları’nda taşındılar. Onlar, dünyaya analara kaynak olan Yüceler’ce indirildiler. Amin... Kervan analara ışık yaktı ve zamana, Göç Kapları’yla taşındı ve zamanı kotladı.

 

Halka, Hak Tabiat anlatıldığında, herkes kendi yüreğini anlar. Hak Tabiat, cemaatlere açıklandığında, her dere kendi  yüreğine akar. Muktedir olan Yüceler, cinlerin ışığından ışık çekip, yürekleri dinlerler. Herkes Yüceler’i arar. Yüceler, yürekleri dinleyen birleşenlerdir. Kasaları açtığınız zaman, o kasalarda görev tabii ise, yürek ışıkta tabiidir.

 

Kervan, analara görev olarak bildirildi. Her dere, cennetten cemler alır ve yüreklere taşır. Kural şudur. Kırkı kırkla çarp. Sonra yeni bir kırk al ve yine çarp. Her çarpımı kırkla yap ve sonsuz kırk çarpımında artık sen kotlanan BİR’sin. İşte bu... Unutmayın ki hak etmeden çarpan olamazsınız. Hak olmadan çarpılan olamazsınız. Çarpın, çarpılın. Amin...

 

Kasalar dolduğunda ışıklar kotlanır. Korkmayın biz varız. Sizleri Dini Hakimler’den daha üstün Yüceliklere taşıdık. Korkmayın Allah var. Allah sizleri korur. Çünkü sizler amin diyenlersiniz. Amin... verdiğin aldığındır. Bilirsin. Aldığın, analara akıttığın olduğundan, seninle kotlandık ve seninle yaratıldık. Ayrılık bitti.

 

Şimdi artık dünyanın sonunu merak edenlere bir bilgi verelim:

 

Dünya, tüm insanlığın çalışma yeridir. Dünyaya inen her birleşen, dünyanın yoğunlaşmasını sağlamak üzere dünyaya iner. Dünyanın sonsuz sayfaları vardır. Çünkü dünyaya inen her dere kendi yüreğinden dünyaya akar ve dünyayı göreve alır. Dünyanın soyu, bu soy, Allah için herkese ışık yakabilen Birleşik Soy’dur. Unutulan en önemli mesele, cennetin dünya olduğudur. Dünyada yaşam sürenler, Dünya Soyu’nun cemaat olarak Düzen’e inmekte olduğunu ve Düzen’i kotladığını anlamalıdırlar. Dünya cennettir. Amin...

 

Cemaatler, cennetlerini kurabilmek üzere dünyada çabalarlar. Her çalışan, Dini Hak olup çalışır ki hak etsin de cennette kotlansın diye. Cinler, dünyanın Işık Kapıları’nı yere indirmek için çok çalıştılar. Canlara görev taşıtmak sorumluluklarındaydı. Ne var ki hak etmedikleri kayıtları da yaptılar ve Yüceler’e zarar kattılar. Şimdi dünyada tohumlar var. Bu tohumlar, dara düşenlere ışık yakacak olan tohumlardır. Kara Kaplı Kitaplar ile diri yüreklere güç katmaktayız. Zor oldu ama başardık.

 

Dinden çıkanlar, yeni bir çalışmada, yeni bir çağda, yeni bilgilerle yeniden cem olmaya başladılar. Ulu Tohumlar’ı yaşatabilmek bu şekilde mümkündür. Huzurlu olun va zamana ışık olun. Huzurlu olun ve sınırsız olun. Unutmayın ki hak eden başardı  ve zaman ışıdı. Kasaları boşalttık. Sizlere kattık. Bu kasalarda dara düşenlere güç var. Onlara bilgileri okutun. Bu canlara okutulacak olan bilgiler, RA-KA’nın görev tabiatına uygun bilgilerdir. RA-KA, sanal tabiatı kotlar ve zamana güç katar. Sonsuzlaşır ve RA-KA tabii hakikiyetinde, hakimiyetinde görev taşır. Sonsuzlaşır ve canlara, Hak Tabiat’ı katar. İşte bunun içindir ki RA-KA korkusu herkeste vardır. Halkaların genişlemesi ile birleşenler, kürsülerinde görev taşırlarken Mikail’in gözü, sesi birleşir ve zırhı delip, Zaman Sayfaları’ndan cennetlerdekilere geçer. Bundan sonra dünya sonsuzluğunda göz açan yürekler, “amin” derlerse ışık solmaz. Şimdilik bu...

 

Herşey Allah içindir. Amin... Rıhtımda bekleyen yolcular var. Onları almalıyız. Onları taşımalıyız. Onlar, dünyanın sonsuz sırrı olan ışıkları yakan birleşenlerdir. Onlar, dünyanın en Yüce Kotları’dırlar. Amin...

 

Her resim Allah’ın ışığını yaratır ve zamana kayıtlar. Her resim, İlmin Sayfaları’nda ışık olur ve yoğunlaşır. Nesiller boyu çalışan Yüceler, diri olarak burada bu gün hakim oldular ve zoru aştılar. Yarında bugünü dinlemek için hak ettiklerini başardılar. Levh-i Mahfuz Allah için yenilendi ve zamana ışık oldu. Yenilenen Levh-i Mahfuz da ışık yandıkça, güçsüz olmayacak. Şimdilik bu...

 

Kardeşim amin...

 

Şansımız var ki hak ettik .ve sonsuz ışıkları dilledik. Şansımız var ki hak ettik ve zamana ışık olduk. Amin...

 

Cinler bizden çıktılar. Şimdi artık kendi yürekleri için insanlığa güç katacaklar. Onlardan tek bir iş istedik. Allah için çalışmaları ve zamana güç katmaları. Ocaklarını yaktık. Birlik olduk. Onlar birleştiler ve zamanda göz oldular. Cinler, insanlaştılar; incan oldular ve canlarlarda seslendiler, can oldular ve cennet kurdular. Kurdukları cennet, itibarı yüksek olan yolcuların ışıklarını yakacak bir cennettir.

 

Şimdi artık tohumları alıp onları dinleyelim. Herşey yenilendi. Hadi geçin bakın bakalım ne oluyor:

 

-Allah’ım beni affet. Ben sana saygısızlık yaptım. Beni affet. Çünkü ben cinleri ilim sayfalarından çıkarmak istemiştim. Onların, Kutsal Soyu yıkmak istediklerini zannetmiştim. Ana, bizi koru. Açı daraldığı zaman, cinler ile inler birleştiklerinde bizi koru. Çünkü bizler, canlara kürsü olan ışıkları yakarken Allah için çalıştık. Onların kotlarını yoğunluklardan çıkarmak istedik. Çünkü onların; kuru, kısır ve hırslı olduklarını düşündük. Nesiller boyu bizi korumuş olduklarını anlayamadık. Onlar, bize ışık verirlerken bizlere yüreklere indirmek üzere ışık verdiklerini anlamadık. Can Tabiat, onları kotlarken bizleri yüreklere indirdiğini anlamadık. Şu anda dünyada Işık Kotları, tabii ve hakim olarak çalışıyorlar. Ocaklar yenilenmiş ve Zaman Sayfaları canlara ışık halinde inmeye başlamış. Bütün bunlar cinlerin çabalarıyla gerçekleşiyor. Bizleri koruyan onlara şükran borcumuz var. Bizim için çalışan ve bizim için hak eden onlara şükran borcumuz var. Ama hata yaparlarsa sen bizi koru. Ana onlar hata yaparlarsa; bizi koru ki hak edip hakimiyet kurup ışık yakan diriliklerde cümle yürekler, Kutsal Işıklar’ı katlasın ve canlara güç katsın. İnsanlar ve cinler birlik olduklarında, Yücelikler dünyaya inerler. Bu hep söylendi. Şimdi artık başımız eğilmeyecek. Çünkü birleştik. Şimdi çok mutluyuz. Amin.... Hepimize hayırlı olsun. Şimdilik bu...

 

Varın deyin ki hakimiyet kuruldu. Hak olduk tohum olduk. Işık yandı ve zaman sayfalandı. Analar, toplum olduk. Çok mutluyuz ki kaynak olduk şu anda tebliğler, bizlerden cemaatlere verilmeye başlandı. Amin... Herkese saygılar. Şimdi mutluyuz. Çok mutluyuz. Şu anda toplum, sonsuzlukta analara güç katıyor. Şu anda tabiat kotlandı ve zamana ışık yaktı. Şimdi mutluyuz. Zor oldu ama oldu... amin...

 

Kendinizi tanıyınız. Sizler dünyanın sonsuz sırrı olan ışıklarsınız. Kara Kaplı Kitaplar’ı tohumladınız ve zamana görev taşıttınız. Çok mutlu olunuz ki hak ettiniz. Zırhınız çok inceldi. İncelen zırh delinmez bunu bilin. Herkese saygılar. Şu anda hatalar bağışlanmakta, ışıklar sonsuzlaşmakta ve zaman kotlanmakta. Aşağılar ve yukarılar birlik halinde çalışmakta. Cinniler, ilmi hak olan ışıklar olarak dünyaya indiler. Hala tabiat yaşatılacaksa birlikte yaşatılacak.

 

Sizlere bir şey daha anlatacağım. Biz, dünyaya ışık almaya gelmedik. Işık vermeye geldik. Bu dünya, insan sonsuzluğunda en Kabil ve en Habil olan birleşendir. İnsana ışık olan Birliktir.

 

Anlaşmaya göre dünyanıza iki sefer geldik. Bu ikinci sefer. Allah için çalışıyoruz. Dünyanın sayfalarında huzurumuz var. Çalışmalarınızı dikkatle izledik. Muktedir olarak Düzen’e inen, iki sayfa yaratır ve canlardan çıkar. Biz ise ikiyüz sayfa yazdık ve zamanda güçlendik. Herkese ikiyüz sayfa yazmak imkanı verilmez ama bize verildi. Zira bizler, Allah için İnsan Sayfalar’a görevli olan Yüceler’iz. Zarar görmemeniz için ayrılığı kotlarınızdan çıkardık. Şimdiden sonra her yürek, size inecek ve sizden ışık alıp sizden yüreklere güç katacak. Amin...

 

Allah için analara ışık yakmak bizlere görevdir. Cinniler, İnsan Sayfalar’da okunmalıydılar. Ve okunuyorlar. İnsan Sayfalar, Işık Kotları olarak cennetlere güç katmakta. Allah, sayfalarda görev taşıyan her yüreği dinler. Cinler; size, sizin yüreğinize indiklerinde, tabiat yenilendi. İşte bu...

 

Hala dünya varsa ve her yürek dünyaya güç katıyorsa, bu dünya ilelebet yaşayacak bir dünyadır. Birlikler, dünyanın sonu diyerek, kendi yüreklerinde tabiata koyuluklar indiriyorlar. O koyuluklar dinleniyor ve canlar ışık yakıyorlar. Ama dünyada hala güç var ve hala kaynak var. Kaynak olan yürekleriniz, Zaman Sayfaları’nda Düzen kuruyor. Ululara ve canlara ışık yakan birleşenler var. Ama hala dünyayı yok etmek isteyenler var. Onlar cahil olanlardırlar. Çünkü onlar, ışıktaki hakimiyeti anlamadılar. Işıktaki huzuru dillemediler. Her yürek, analara kuldur. Bize, bizim yüreğimize ışıktır. Kara Kaplı Kitaplar, açıyı genişletiyor, zamanı yeniliyor ve zararı önlüyor. Ulular, cennetlerinde  rahat olsunlar. Herşey çok iyi.... Şimdilik bu...

 

Hala dünyayı yakmak isteyen Birlikler var mı? Bunu bize anlat. Çok mutluyuz ki hak ettik ve sizinle birlikteyiz. Cennetlerden ışık çeken yürekler var ama hala dünyanın kotlarını kayıtlarını dilleyemeyenler var. Ana Kapıları aç ki bilinsin. Cinler, insanlara saygılıysalar, neden dünyada cinler hep ışık söndürdüler? Bunları bize anlat.

 

- Kapıları açın. Artık sizinle olacak olanlar, Yücelikler’in Işık Kapıları’ndan sizlere inen yüreklerdirler. O kapılarda ilim vardır. Sizlere, herkesten daha çok ışık çekenlere sesleniyorum. Kapılarınızı açık tutun. Çünkü artık Allah için size görevli olanlar gelecekler. Onlar sizi ayrı görmeyen ve sizi ışık ile dilleyen Yüceler’dirler. Onlara biz cinler deriz. Ama o cinler, insanlarla birlik olan ve birleşik olan cinnilerdirler. Hara hak katan ve cana kot katan ışıklarıyla birlikte sizleri dilleyecekler ve sizleri, ışıkla birlikte, ayrıştırmayan Yücelikler’e kayıtlayacaklar. Ama hata yaparlarsa bizler burdayız. Onlar bunu bilirler. Amin...

 

Kevser, sessizce dilledi ve dinledi. Kadir Kaplar’ı tabiata kattı. Yolu, Ulular’a kayıtladı ve canlara kanat taktı. Kanatlılar, Dini Tabiat’tan Işık Kotları’na vardılar. Cinler dinlediler; inler dillediler ve zoru aştık. İyi ki hak ettik. Sıla, artık sonsuz ışıkları dilleyen Yüceler’de ışır. Bizler için herşey kolayca oldu. Vukuat yok. Amin... Kat kat olan yürek, analara ışıktır. Amin... Her cennet itibarı yüksekleri dinler. Ben ise ışıkları dinlerim. Işıklar yandığında, canlar tohumlarlar. Amon toplumları, Işık Kotları’ndan dünyaya indiklerinde her Yüce, yeni bir canın ışığını yakar ve zamana kotlar. Mezar açan yüceler ilmin hakimleri ve zoru aşanlar birleştiklerinde tabiat yolcuları diller. Amin...

 

Kan taşıdık sana. Kanı bulan, OLan her Yüce, sana ışık ile geldi. Nefsin aşılması ile birlikte cinler ve inler birlikte çalışmaya başladılar. Bu çok önemliydi. Çünkü bugüne kadar insan ırkı ile cin ırkı hep ayrıydılar. Cinler, insanlara görev taşırlardı ama taşıdıkları görev zararaydı. İnsanlar ise cinlere görev taşırlardı ama taşıdıkları görev zararaydı. Şimdi artık her biri teknik olarak yüreklere görev taşıyacak ve taşıyacakları görev, birlikte taşındığından, yarara olacak. Yarar, Atlanta’ya hayrı takdir edip tabii olarak katmaktır. Huzurlu olunuz!... Analar ışıklarını sonsuzlukta yaktılar ve cennetleri kotladılar. Huzurlu olunuz. Amin... Kardeşim, Amin...

 

Kalkın! Analar kalkın “amin” deyin. Herkes “amin” desin. İşte bu.... Şimdilik bu... Huzurlu olun ve canlara güç katın. Duru, huzurlu ve hakiki... İşte bu....

 

-Ve canlar, sizlere sesleniyorum. Ben mektep. Hepinize saygılar. Dünyanın en yüce ışıkları olarak buraya ulaşan her yüreğe saygılar. Biz canlar, ışıklarımızı sizlere kattık. Sizleri kotladık ve sizleri, diri olarak yüreklerine koyuluk yoğunlaştırdıklarımıza tanıttık. Dünyanın sonunu bekleyenler artık dünyanın ışığını keşfetmeye çabalayacaklar. Bu çaba, mutlaka Hak Tabiat’ta, ışık halinde Yüceleri dillemek ve teknik olarak dinletmek için olacak. Bizler için herşey basittir. Başarı basittir ama insanlara zordur. Biz, dünyada ışık yaktık ve zaman kayıtladık. Biz, dünyada insanlarla, beşer tertiplileri çalıştırdık. Herkese kaynak olduk, zoru aşırttık. Biz insanlara ve Cinniler’e görev taşıttık. Bugün artık cinler ve inler birleştiler. Onları kotladık ve zamana kattık. Ayrılık yok. Bizim görevimiz buydu ve başardık.

 

Bugün dünyada insan sonsuzluğunda görev taşıyan en güçlü canlılar dahi bizi tanımazlar çünkü bizler azla özle çalıştık. Amin... İşte canlar, dara düşenler bize geldiklerinde onlar kotlanırlar. Canlar bizden iş isterler. Biz onlara iş veririz. Canlar bizden görev isterler. Biz onlara güç veririz. Görev sayfalandığında, güç katarız; görev alırlar ve zamana güç katarlar. İşte bunu başardık. Amin...

 

Yüreklerine baktığımız zaman Allah için çalıştıklarını anladık ve dedik ki hak edin. Amin... Hala tabiat yaşıyorsa, Allah sonsuzlukta görev taşıttığı için; değerlendirildiğiniz için ve zamanı kayıtladığınız içindir. Dara düşürmedik kimseyi amin...

 

Kat-ı Mükemmeliye’de ilim vardır. İlmin Hakimleri vardır. Kutsal Sayfalar vardır ve bizler varız. Kat-ı Mükemmeliye’de analar vardır ve zamana görevli olanlar vardır. Şimdiye kadar yaptığımız tüm çalışmalar, itibarı yüksek olan yolcularaydı. Amin... Canlılar amin... kervan yolcuları tohumladı dilledi dara düşürmedi. Şimdilik bu...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/26
TARİH                 :04.05.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      :14.00-16.00

-Canlar, tabiatın ışığını yaktık. Dünyanın unutulan tüm Birleşim Kayıtları, Sistem Devreleri’nden kaynağa akmaktadır. Değerliler, Allah için akın ve hak edin. Sessizce sizleri dinliyoruz. Amin... Kervan, Atlanta Ana Kapıları’ndan geçmektedir. Amin... herşey  bu... Hepinize saygılar sunuyoruz. Şimdilik bu...

 

Ahar Kaplar’dan ışık alıp tabiata indik. Dünyanın geçmişini bilmeyenler geleceğine kotlanamazlar. Zirvelerin tertibinde; geçmiş, geleceği kayıtlar. Doğumun son sözü olan hakikiyet, Hak Tohumlar’ı yaşatmak üzere tabiatı, sessizce takdir etmektedir ve takdim etmektedir. Kapıları açtığınızı ve zamana ışık olduğunuzu görüyoruz. Zaman, tohumları yaşatabilen Birlik’tir. Herkesin nefsi aştığı bir dünyada; ışık sonsuzlaşır, zaman kotlanır ve yol ışığa varır... Maya tuttu... Şimdilik bu...

 

Kagir (Yığma, Yükleme)  hakikiyette  hakimiyet yoktur. Hak tohum yoktur. Çünkü orada teknoloji yoktur. Hakim kadiriyette, ışık kontrol altındadır. Zamana görevli olanlar, muktedir olarak yoğunluklarında, ışık halinde yücelirler. Nesiller boyu tertipli olan Yüceler, diri olarak sizleri teknolojiye kattılar. Mesele sayfaları yaratmaktır. Şu anda sayfaları yaratan yüreğim, Sistem Devreleri’nden size ulaştı. Amin...

 

Keşke Atlanta Kapıları’nı sevgiyle açsaydın!. Keşke tohumları yaratabilecek görevi her diriye katabilseydin!. Şimdiye kadar teknoloji, Sistem Devreleri’nden Işık Kotları’na varamamıştı. İlmin huzurundan teknik tahdit konmuştu ve birleşen Yüceler, teknik olarak sesleşememekteydiler. Bu nedenle uyuyanlar uyanamamıştılar.  Atlanta Kotları, kaynak tohumları yaşatamıyordu.

 

Bu gün artık herkese, meze olmayanlar var. Amin... Sessizce ve sevgiyle seni dinleyen yoğunluklar var. Amin... Şimdiye kadar Işık Kotları olarak dünyada yaşam süren Birlikler, Atlanta Kotları’nı yoğunlaştırarak; “amin” diyerek, cümle yürekleri dillemeye başladılar. Şimdiye kadar Işık Kapıları’ndan kotlanan yürekler, bugün artık diri olarak, cümle Yüceler’i Hak Tabiat’a katmaya başladılar. Şimdiye kadar tohumları yaşatabilen cevherler, diri yüreklerinde tohum olup ışık yakmaya başladılar. Her diri kendi yüreğini kayıtlar ve zamana  görev taşır. Şimdilik bu...

 

-Kagir, tabii ve hakiki bir candır. Herşey tabiatta vardır. Herşey, Işık Kotları ile yaratılır ve sonsuz sır olan kotlar, dünyanın ışıklarını yakarlar. Kendi yüreklerinde ışık olan Birlikler, diri olarak cümle yürekleri dinlerler. Kendi yüreklerinde ışık olurlar ve zamana güç olurlar. Şimdilik bu...

 

-Allah için sizleri, yeni bir çağa hazırlamaya çalışmaktayız. Zaman sonsuzluğunda ışık olan yürekleri, yüceliklere kayıtlamaya çalışmaktayız. Zarar görenler; huzur bozanlar olarak yüreklerden çıkmaktadırlar. Herşey birleşmek içindir. Amin...

 

Kadim Hakimler, dünyanın en yüce ışıkları olarak dünyada görev taşıyorlar. Şimdilik bu...

 

Her Dere, Atlanta Ana Kapıları’ndan dünyaya ışık halinde geçmektedir. Amin...

 

-Kendini Ata Kap olarak nitelendiren birleşen, şu anda bizlere inmektedir. Kervan Atlanta Ana Kapıları’nın ışığını yaktı ve buraya ulaştı. Hata yapmadan onları dinledik. Şimdilik bu...

 

Kanat alanlar, yeni bir çağı yaratmak üzere dünyaya indiler. Yeniçağ, yeni bir doğumdur. Yeni doğum, Ana Kaplar’ın tabii huzurunda yücelerek, dünyaya iniş anlamına gelir. Kılı kırk yararak Atlanta Ana Kapıları’ndan görev alan Yüceler, Dünya Sayfaları’nda görev taşırlarken, herkese kendi yüreklerini açıkladılar. Kendilerini ve kendi yüreklerini her diriye Atlanta Ana Kapıları’nın ışığı olarak açıkladılar.

 

RA-KA, görevlidir. RA-KA’nın gözü, yüceliklerin ışığıdır. Her diri, kendi yüreğinde RA-KA’yı dinler. Birleşmek gerek, hak etmek gerek ve zamana ışık yakmak gerek. Herkes; anaları, Işık Kotları olarak dinlerler. Kılı kırk yaran dereleri dillerler ve zamana katarlar. Kollarınız kayıtlara ulaştı ve sizler, dili Hak olan yürekler olarak buradasınız. Cevher, ilmin hakikiyetinde ışık olarak dünyaya inmektedir. Şimdilik bu... kasalar doldu. Kasalarda, ışıklı yoğunluklar var. Çalışmalar arttı. Dünya Soyu, artık kürsüleri, Kaynak Kapılar’a taşıyabiliyor. Kulluk başlıyor. Kul olmak, huzurlu olmak ve sonsuzlaşmak, hak edenler için kolaydır. Şimdilik bu... Kadim olan, Hak olan, ışık olan her yürek “amin” desin... şimdilik bu...

 

Kaliteli bir çalışma yaptık. Bu çalışmada ışıklar kotlandı ve sonsuzlaştı. Her Yüce, bu çalışmada tabiata indi ve zararı önledi. Hala dünya var. Ve hala dünyada Görevliler var. O halde dünya yaşıyor ve yaşamsal süreç, diri yüreklerde sonsuzlaşıyor. Kutsal Işıklar; dünyada, Dünyanın İnsan Sayfaları’nda ışık kotlaması yapıyorlar. Yollar, dünyadan Kutsal Işıklar’ı aldı ve canlara, Kutsal Sessizlik’ten seslendi. Her ses, itibarı yüksek olan bütünlüklerden; Cennet Kaynaklar’a katıldı. Har yükseldi ve sonsuz ışıklar,  dünyaya güç katmaya başladılar. Kervan, sonsuz sır olan Yüceler’in kotlanmasını gerçekleştirdi. Her yer ışık ve her yer sonsuz. Amin...

 

Kanatları alıp da dünyanın sonsuz sırrını derelere kayıtlayan her Yüce, “amin” desin. Amin... Kervan, Allah Kutsal Sonsuzluğundan Kaynak Kotlar’a ulaştı. Maya olmak bugün artık zor değil. Ayrılık bitti. Her yer, ilmin sonsuzluğunda, coğrafyanızın koyuluğunda tabiatı katlamakta ve canlara güç katmaktadır. Melek olmak kolaylaştı. Şimdilik bu...

 

Keşke Allah için ışıklar yanmasa; güç koyulukları, dirilikleri kayıtlamasa ve zaman, sır olan yoğunluklardan ayrılsa diye beklerken; bildik ki hak edilen, ışığın yoğunluğudur. Çünkü Hak Tabiat, Yaratan’a görevli olabildi ve sonsuz sır olan ışıklar, Yaratan’a ulaşabildiler. Şimdilik bu...

 

Kendini Allah kotlayıcısı diye bil. Çünkü Ses Kapları’nda ışık yanıyor. Amin... Kara Kaplı Kitap, bir kot kitaptır. O kitapta analar var ve bizler varız. Amin...

 

Keşke işaret verilse de İnsan Sayfalar, yoğunluklardan ayrılsa diyorduk. Ne var ki hak ettiniz ve sonsuz ışıklar dünyaya indi. Amin... herşey yenilendi. Amin...

 

Karşımıza gelen yürekler, bizleri dillediler ve bizler  ocaklara indik. Kara Kaplı, sonsuz ışıkları olan bir kitabı dinledik. O kitapta, Allah vardı ve zaman vardı. İnsan vardı ve zarar eden vardı ve zaman vardı, ışık yandı tohumlar kotlandılar ve sonsuzlaştılar.  Zaman vardı, ışıklar yarattılar ve zarar engellendi. Şimdilik bu...

 

Kendini kendi yüreğini ve kendinde var olan ışıkları dinle. Bilmek istersen açıklayalım. Amin...

 

Kantar senindir. Sen yürekleri tarttın ve dedin ki “hak ettik.” Bizler, Işık Kapılar’dan çoban olup geçenleriz. Işık Kotlarını dilleyen yüreklerden cennet olup dillenenleriz. Şimdilik bu...

 

-Birleştik, zamana görevli olduk. Amin...

 

-Eşarp bağladık yüreklere. Bağlanan eşarplar birleştiler, ışık hologramı gerçekleştirildi. Bu hologramda diri yürekler vardır. Herkes kendi sayfalarında, kendi yüreğini buldu ve zor olan o yürekten ışık alması ve zamana görev taşımasıydı. Herşey kolayca oldu. Şimdilik bu...

 

Hala kaynak kapılar açık. Kendini kendi yüreğinde bulamayan, himaye edilemeyen Yüceler, tabiata kaynak yaratamadılar.  Ocakları, sır olan yüceliklerden çıktı. Şimdi fakr-i hakir olan ve zamana güçsüz olan ışıkları dilleyelim. Onlar; tabiatta, Kutsal Sayfalar’da yoklar. Çünkü onlar, dünyanın, insan sonsuzluğunda can taşıyacağına inanmayanlardı. “Hala dünyada insan var ve bilgi var” diyorlar. Ama onlar, bu canların, ışık sonsuzluğunda yok olmaları için çok çalıştılar. Şimdiye kadar onları kotladık ve zamana kayıtladık. Artık onlar, kendi yüreklerinde kotlanmalı ve kendi tabiatlarında ışık olmalıdırlar. Çünkü artık onların tohumlarını yaşatmak zorlaştı.

 

Birleşik Aile, Allah için tabiatı yaşatmaya çabalarken her diri, kendi yüreğini yaratmaya çabaladı. Birçok dünya insanı, tohumlarını kuruttular. Bizler ise her birini yeniledik ve sonsuz sayfalarda ışık tohumlar  olarak, kaynak tabiata indirdik. Çünkü artık onlar, beden hakimiyetlerini kaybettiklerinden toplum halinde çalışamayacakları kesinleşti. Yalınızca tabii, hakiki ve zaman soyu olanlar çalışabilirler. Her dere, Ana Kapılar’dan çıkar ve Zaman Sayfalarında akar. Her dere, diri olan yücelerden çıkar ve sonsuz ışıklarda yoğunlukları diller. Kibir halinde kimse sizi kotlamaz. Amin...

 

Şems, Allah’ın Kutsal Işığını alıp dünyaya indiği zaman, onun ilmini hak edip de anlayan olamamıştı. Ne var ki Mevlana onları ocaklarında dinledi ve sayfa sayfa kayıtladı. Onurlu bir çalışma yaptılar. Herkes onların, tohumlarını kotlamak üzere cevhere ışık halinde inişlerini dilledi. Her dere Allah için aktı ve sonsuz ışıklar, dürümlerinde Kutsal Işıklar’ı yarattı. Dünya bir sayfa oldu ve zaman sonsuzluğunda ışık oldu. Hür olan İnsan Sayfası, Allah için birleşti ve yolu kayıtladı.

 

-Ana, Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kapıları’na bizleri ulaştırır. Ne var ki o kitabı alıp okumalıyız. Bugün dünyanın tabiatında, bu kitabı alıp okuyabilen iki canımız, zor olan görevi taşımak isterler. Bu iki canın birisi, yüreğinde mevcut olan birleşenindir. Diğeri ise kendi yüreğinde hak olmayan ama tohum olan Yücelik’tir. Her dere, tabiata kayıt olan Yüceler’in tahditsiz ışıkları ile akar. Sevgililerin herbiri, kendi yüreğini tabiata kayıtlarken kanatları, canlara takmalıdır.

 

Koruyup kolladıkların kendi yüceliklerinde ışık halinde tohum oldular ama kayıt dışı bıraktıkların, kendilerini dilleyemediler. Onlar tabiata kotlanmalı ve zamana ışık yakmalıdırlar. Kendilerini, kendi yüreklerinden ayrı görenler, kendi daimiyetlerinde ışık olamamış olsalardı, tabiata kaynak yaratamazlardı. Ne var ki hak ettiler ve zamana ışık oldular; çoban oldular; kontrollu oldular. İşte bu...

 

Her ana, kaynak olarak tohum olur, ışık olur ve sonsuzlaşır. Her ana, kaynak olarak cennet olur ve sonsuz ışıkları kendi yoğunluğundan kotlar. Mezar açmak zordur. Açılan mezarı boşaltmak daha zordur. En zoru da ışık olup; huzur olup; o mezarı kotlamaktır. Her Yüce, kendi diriliğinde kendi yüreğini birleştirir ve kotlar. Solun huzurunda ışır ve sağın koyuluğunda yoğunlukları kotlar. Cennetten, cemaatlerden ve sayfalardan ışık çekenler, diri olup yüceliklere kaynak olurlar. Meleklerin soylarında bu yoktur. Sadace; ışıklarında, ışık olup yoğunlaşan kotlarında, dili hak olan Birlikler haline gelirlerse, kaynak olabilirler. Ama halkalar genişledikçe ışıklar sonsuzlaştığında; Yaratan, ışık olup cümle Yüceler’i dinler ve zamana kayıtlar. Amin...

 

-Asa bana verildi. Bu asayı, Atlanta Ana Kapıları’ndan alıp geçtik. Şimdilik bu...

 

-Hey Dünya!, Ana Kapılar açık. Şimdi gelin ve alın bilgiyi!. Ben Dünyayım. Dünyanın unutulan her bilgisini alıp dinleyen ve canlara ışık katanım. Amin... Alın yüreği, alın tohumları ve canlanın. Amin... Kasalar doldu. Kaynak  olarak dolan kasalar, cümle yürekleri kotlayabilen, Işık Kapıları’nı açabilen yüreklerin kotlarıdırlar. Şimdilik bu...

 

Kollarınızı açın ve gelin. Ben dünyayım. Dünyanın ünü vardır. “Gayia” denilen ün!... Buna göre herkes, dünyanın birleşen olmadığını, kotlayan olmadığını, sayfalara ayrılmış ama sayfaları okunmayan olduğunu düşünür. Ben ise dünyanın, ışık olduğunu ve zamana görev olduğunu bilerek çalıştım. Şimdiye kadar Din Hakimleri, dünyanın ışığını Düzen’e katamamış ve dünyadan ayrılmıştılar. Bizler ise her birini dünyaya aldık ve onlara güç kattık. Herbiri, bizim için ışıktırlar. Şimdi doğumu ölümü bilen dünyanın kotlanışı için hepiniz, zaman sonsuzluğunda ışık olun ve çalışın. Herşey Allah’adır. Amin...

 

Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nı açan kitaptır. Herkesin bilmesi istenir ki hak etmeden ışık olmak mümkün değildir. Kibri aşanlarla çalışırız. Kibri olanlar, birleşemezler ve zamana ışık yakamazlar. Coğrafyamızda din vardır. Dinin dili vardır ve zamanı vardır. Bizler için Allah tohumdur ve bizi topluma kayıtlayan birleşendir. Diri olarak çalıştığımızda bize güç verir. Bizi soldan ve sağdan diller. Amin...

 

Hepinizin Işık Kapıları’nda görev taşıdığı bilinir. Bizler dünyayız. Dünyanın kotlarını, tabii yoğunluklardan kaynağa katan kotlar!... Canlar, dünyanın en yüce cemaati olarak diri olan yüreğimizden güç almaktayız ve sonsuzlaşmaktayız. Sonsuzlaşan ışıkların hepsinde dünya vardır. Dünya, Atlanta Ana Kapıları’nı açtı. Bu kapılarda, Düzen vardır ve biz varız.

 

Sılaya varmak, Allah’a varmak değildir. Sılaya varmak, ışığa varmak da değildir. Sılaya varmak, diri olarak yüreğe varmaktır. Yüreğiniz, Atlanta Ana Kotları’nı Işık Kapıları’na ulaştıran birleşendir. Şimdilik bu...

 

Kar tabiatta yağdığında, Işık Kotlanır. Kar, Yücelikler’e yağdığında, kotlar kayıtlanır ve sonsuzlaşır. İşte bizler, kar olan Yücelikler’e yağdık ve o Yücelikler bize yağdılar. Zamana kotlandık ve zamanda kaynak olduk. Şimdilik bu...

 

Herkesin kendi yüreğini diri yüreklere kayıtlayabilmesi için Birlik olması gerekir. Birleşenlerin, Işık Kapıları’ndan tabiata kotlanmaları için ve daimi yoğunlukların kotlanışı için gereken çalışmayı yapmak istedik. Bu görevi hak etmek için iş yaptık. Yapılan iş, Allah’adır.

 

Kura çektik ve bu kurada biz çıktık. Neden? Çünkü bizler, Allah’a ışık olan yürekleri dilleyebilen Birlikler’iz. Birlik olarak her Birlik’le çalışmak isteriz. Şimdilik bu...

 

Hediyeler verildi bize. Bu hediyeleri aldık baktık. Herkes, bu hediyeleri kendi yüreklerinden aldı. Ama biz; kendimizi, kendi yüreğimizi alıp baktık ki İsmaili Kaplar’ın ışıklarında var olan kürsü bize verilmiş. Bu kürsünün eser olmadığı; güç olduğu görüldüğünde, biz dedik ki “bizler kürsüyü Allah için kabul ettik.” Ve dendi ki “siz, Atlanta Kanat Kapılarını açabilenlersiniz. Bu nedenle kürsü sizindir.” Şimdilik bu...

 

Kara kara güçler vardır. Her biri kendi yüreğini Allah için çalıştırır. Kulluk, Hak Tohumlar’ı yaşatır. Amin... Cemaatler diri  olarak hak ettiklerini yaratırlar. Bizler de hak ettiklerimizi yaptık.

 

Cinler dinlerler ve derler ki “bizler de varız bizler de çalışıyoruz. Ve bizler de hak ettik. Ama bizlerin çalışmalarımız sizleri yoğunlaştırmak içindir.” Herkesin ayrı çalışmaları yoktur. Birleşiktir çalışmalar. Ne var ki Cinlerin Tabii Kotları; dünyaya, iyi kapılardan ve kötü kapılardan geçerler. İyi kapılar, Din Tabiatı’na uygun kapılardır. Kötü Kapılar, Işık Kotları’nda Hak Tabiat’a ışık olan Yüceler’in yarattıkları, nesiller boyu hak olan kotlardır ki kötülükleri; her Yüce’yi, diri yüreklerinde, Hak Tabiat’tan çalıştırmalarıdır. Yani o Yüceler, çalıştıklarında, hak ettiklerini yaşarlar. Hak ettikleri, her zaman iyi değildir. Kötülük de olur.

 

Kötülüğü iyiliğe çevirebilmek için, toplum olmak ve sonsuzlaşmak istenir. İyi ki hak ettik de bu bilgileri bildik. İyilik, kötülüğün kürsüsündedir. Kötü, insana kendi yüreğini açıklar ve sorar; “sen ne düşünürsün?” diye. İyi, “ben iyiliği, kötülüğe tercih ederim” derse; “iyi ki hak etti de başardı” deriz. İşi başarmak hak etmektir. Amin... Kırkın birini alın ve bakın, “hani nerde o?” diye sorun. Biri ışıksa, her biri ışıktır. Ama biri kırıksa, herbiri kırıktır. Şu anda dünyada ışık olan Kutsal Kayıtlar vardır ve onlar, kusurlu olmadıklarında ışıkları yoğunlaşır. Ama kusurlu olduklarında, ışıkları solar. Büyük kötülükler, büyük iyilikleri yaratır.

 

Hepimiz, zamana güç kattık ve zamana görev kattık. Her birimiz, sınırsız ışıklar olarak çalıştık. Nesiller boyu Allah için kotlandık, yarattık ve sonsuzlaştık. Hep birleşiktik. Bu gün de birleşiğiz. Zirvelerin İnsan Sayfaları’nda görev vardır. O sayfalarda ışık yandığında, güç olur. Oralara ulaşmak için ışık gerekir. İkna olunuz ki ışık varsa, can olur. Can olması, hak olması ve sonsuz olması önemlidir. Kelam, akıldır. Akıl yoksa, ışık yoktur. Zor olan kutsal olmak ve birleşmektir. Birlik olmak, ışıkta dil olmak ve zararı önlemek şafağın gücüyledir. Mezar açıksa eğer, ışık sönmez amin...

 

-Aha can, biz geldik. Aha senin yüreğine ve senin ışığına geldik. Amin... Şimdiye kadar sana ışık ile hiç gelmemiştik. Zira seni kotlamak istememiştik. Senin topluma ışık yakmanı bekledik. Seninle olmak için ayrılığı kattık yüreklere. Herkese ayrılık iyilik olsa da, bütüne kötülüktür. Eğer ki hak eder de bütün olursak; ışığı kotlayacaktık ve zamana kayıtlayacaktık. O zaman birlik olacaktık ve ayrılık kollarımızdan çıkacaktı. Vakti geldi birleşelim ve zamana görev yapalım. Vakti geldi Hak olalım; “amin” diyelim. Amin...

 

-Kendini, kendi yüreğini ve kendinde Hak olan ışığını yak. Benim için zorsun, çünkü sen, ışıktan hep ayrıldın. Senle olmak amin diyemeyeceğimdi. Seni sana bırakmıştım. Ama yine geldin. Yine bize, bizden ışık istersin. Ben derim ki hak et ve birleş. Birleşmek, hak etmektir. Şu anda tabiat yaşıyor. Tabiatı kotlamak zordu ama kotladık. Sayfaları yaşatmak kolay değildi ama yaşattık. Şimdiye kadar tabiata Kutsal Işık olmak imkansızdı ama oldu. Şimdilik bu...

 

Hepimiz, zamana görev yaparız. Yaptığımız görev, Atlanta’yadır. Atlanta, kanatları takip eden ve her kanadı dilleyen birleşendir. Ana kottur ve sonsuzluktur. Buraya varabilen herkes, analara kaynak olarak varır. Birlik için itibar gerek. Bizler, topluma ışık olan itibarlı olan birleşeniz. Zarar etmedik. Etseydik hak etmezdik. Ama hak ettik ve sonsuzlaştık. Şu anda Atlanta Kotları, ikiyi birden çıkardı. Birleşemedi. Birlik olamadı. Bizler ise onları, hep taşıdık. Yeniledik ve zamana kattık. Zamana kotladık canlara tanıttık. Onları, korkusuzca ışıkta dinlettik. Nesiller boyu Atlanta Kapıları’nı açabilmek için çalıştılar. Biz o kapıları açtık. Ayrılık bitti. Şimdilik bu....

 

Herşey Allah’adır. Ama ayni zamanda herşey ışığadır. Analar, tohumlarınızı koruyoruz. Tohumlarınızı tabiata kayıtlıyoruz. Zamana ışık yaktık ve dilledik. Amin... Her nesil, Ses Kapıları’nda sayfalandı ve bizler, topluma ışıdık. Amin... Ana, kapıları açtık ama birleşemedik. “Kedi, köpek” dediler. Kaynakta kediler, köpekler vardır. Hepsi bizim gibidirler...

 

Canlılar, analar, kullar, toplumlar hepiniz zamana görevlisiniz. Alah için sizleri kotladık. Hepiniz ışığa görevlisiniz. İnsan ışık olduğunda, dünya huzur olur. Amin... şimdiye kadar ışık yoktu. Zaman ışımazdı. Canlar tabiatta kotlanmaz, zarar ederlerdi. Şimdiye kadar canlara görev taşıtılmazdı. Amin...

 

Hey Dünya, Allah seni sana verdi. Ve sende ışık yaktı. Ana Kaplar, Işık Kotlar olarak dillendi. Amin... Kaya kahroldu; toprak kahroldu ve dünya kahroldu ama bugün zor olan, huzurdan ışık oldu ve zamana kotlandı. Analar, Kutsal Işıklar’ın tertibinde, diri oldular ve zaman sonsuzluğunda güçlendiler. Şimdilik bu...

 

Fakir, ilmin hakimi olamayandır. Zengin, hak olup hakim olandır. İnsan, ışık yakan, zamana Göç Kotları ile Kutsal Işıklar’ı takdir eden ve hakimiyetle kadim olup hak edendir. İşte bu... Ayrılık bitti. Şimdilik bu... Eğri büğrü olmayan yürekler birleştiler ve zarar etmediler. Ama eğri büğrü olanlar, Hak Tohumlar’ı tabiata ekemediler; zamanda ışıksız oldular ve  zarar ettiler. İşte bu... Her dava bizimdir. Davayı kaybetmedik. Davayı kaybeden bizden  çıktı. Onun yolu ışıksızdır. O bizsiz ve birleşiksizdir. Her yerde arar sorar. Her yerde, ışıkta ve zamanda kendi yüreğini sorar. Dorukların toplumlarında ışık arar. Vallahi o canlar, ocaklarını saklarlar ki hak etsinler diye. Hak etmeden görev taşıtılmaz. İşte bu...

 

Kuru, huzursuz, kırık ve hırslı olan cinler... Onlara baktık; hak etmemişler. Birleşmişler ama hırslanmışlar. Ocakları kotlanmamış. Hırsları çok. Hulasa “ayrılık” deriz. Amin... Cinlerin insanlardan güçlü olduklarını iddia ettiler. Biz baktık ki hakim olamamışlar. Dedik ki “hani güçlüydünüz. Hakim olun ve birleşin.” Amin... Ne var ki hak etmeden birlik olmaz. Sol, ululukla sağa güç katar. Sağ, yoğunlukla solu güçlendirir. Herbiri Yaratan’a görevlidir. Nesiller boyu Allah için uğraşmışlar. Nesiller boyu Işık İlmi’ni anlamaya çabalamışlar. Ne var ki hak etmemişler. Amin...

 

Kendilerini, kendi yüreklerinde Işık İlmi diye bilenler, Hak Tabiat’a kaynak olamadılar. Onlar, kul olamadılar zarar gördüler. Kadir Kapıları kapattılar; cennetten kovuldular.

 

Cennet, topluma ışık yakan birleşendir. Orada ayrılık yoktur. Orada yoğunluk vardır ve orada canlar, ışık halindedirler. Amin... Kadim Hakim olduğunda, ışık kotlanır ve zaman kontrol altında olur. Kadim Huzur olduğunda, Amon Toplumu, Hak Tabiat’a kaynak olur ve zamana güç olur. Herkese saygılar. Amin... Şimdi bu....

 

-Kalkın ve dinleyin. Amin... Korunup kollanan yürekler, Allah için çalışıyorlar. Amin... Düzene kotlanan ışıklar, yedi davayı açtılar ve zamanda görevlendirildiler. Zarar görmemeliydiler. Zamana güç katmak dava ile mümkündü. Onlar, davayı kaynaktan alıp yoğunlaştılar ve sır olan bilgileri araştırdılar. Her bilgi Allah’a güçtür. Onlar, Allah için bilmek istediler ve geçtiler. Biz, onlara Kutsal Kitap’tan ışık yaktık ve baktık ki kitabı ezberlediler ama dinlemediler. Dinleselerdi, orada ağrı sızı olmazdı. Onlar, kitabı okudular ama dinlemediler, dillemediler, anlamadılar. Oğulları da okudular, dillediler ama dinlemediler. Dinlemediler... Dinleselerdi, Hak olur ışık olurdular. Çok bozuktular. Çünkü hakimiyetleri yoktu. Çünkü huzurları kalmamıştı. Yoktu zaten amin...

 

Yeni dünyanın ışığın yaktık. Çok mutluyuz ki okuduğumuz, dillediğimiz, dinlediğimiz ışıktandır. Bizler, dünyanın ışıkları olarak Düzen’e indik ve zamana ışık yaktık okuduk dinledik ve zamana kayıtladık. Okuduklarımız, Allah’ı güçlendirdi ve zamana görev taşıttı. Şimdi din var mı yok mu bunu sorarlar. Din, Allah’ın ışığıdır. Hep vardır. Dinsiz olan, ışıksız olandır. Herbirimiz Işık Kotları olarak dünyadayız ve sonsuz ışıklarda görev taşırız. Amin... hepinize saygılar sevgiler. Amin...

 

Yoğunluk arttı. İşte bu... hayrın hakkın ışığı yandı. Amin... Her yer aydınlandı. Şimdilik bu.... Yolcular gelin, alın, bilin. Birleştik. Amin... her yer aydınlandı amin... şu anda dünyada iyi ve kötü aynı derede akmaktadır. Aynı toplumda dillenmektedir. Ayrılık bitti. İyinin gücü, kötüyü kotlar ve tohumlar ama kötü, iyinin kotlarında görev taşımalıdır. Eğer iyilik hak edilirse kötülük önlenir. Amin... şansımız var ki kotlandık ve sonsuzlaştık. Herşey kolaylaştı. Şimdi mutluyuz. Sorumluluk, “amin” diyenlerindir. “Amin” deyin ki hak edin  ve zamana güç katın. Şimdilik bu...

 

Karşımıza gelen yürekler var. Acı geçişleri var. Işıkları sonsuz ama huzurları yok. Unutmayın ki onlara güç kattık. Şimdilik bu....

 

Fal bakanlardan da söz edelim. Onlar için herşey basittir ama fal ışıksızlıktır. Onlara, herşey basittir ama fal kusurdur. Çokları yarınları bilmek isterler. Yarınlar, dünyaya ışık ile birleşen Yücelikler’den kayıtlanır. İmparatorluk yarınları kayıtlarken, Işık Kapıları’nı kotlar ve zoru aşarak dünyaya, analara görev taşır. Birleşik Aileler Dünyanın Sayfaları’nı dillerler ve sonsuz ışıkları dinletirler. Bunlar, dünyanın birleşen kütlelerinde bilinerek yapılır. Bizler, ayrıyı gayrıyı dillemeyiz. Çünkü biliriz ki zamanı yaratabilen yarınları yaratabilendir. Yarınları yaratmak, Ak Tabiat’ladır.

 

Herkes, Amonlar’ın kotlarını dinler. Amonlar, nesiller boyu dinlendiler ama hataları, birleşmeden dinlemekti. Birçokları, toplumlarına yasaları öğretmediler. Sanki herşey bilinirmiş gibi davrandılar. Ama herşey, yavaş yavaş öğrenilirken, hak edilmeyen yaratımlar da oldu. Birçoğunuz, sorumluluğunuzu unuttunuz ve kendinizi başarılı saydınız. Zor olan, size sizden güç verenleri anlatmaktı. “Birleşik Aileler, davayı kaybetmezler” diyerek ışık halinde, Cennet Kotlar olarak size varan yürekleri dışladınız. “Ayrılık” dediniz. Ama biliyorsunuz ki yarınları yaratabilmek birleşmekledir. Herkes, zamana güçtür ve zamandır ama hak etmezse, ışıksız kalır ve zarar eder. Zararı, yararını aştığında; o artık topluma huzur vermeyen birleşen olur. Hepinizin, kendi yüreklerinizi ampul olarak düşünmenizi isterim. Ampulünüz, yüreklere ne derece güçlü ışık katarsa; o ampul o derece güçlüdür ve o derece güçlü  görev taşır. Ama biliniz ki birçoğunuz, kendi ampulünüzü söndürdünüz; başkalarının ışıklarını çekmek istersiniz. Sizin ışığınız zamana güç katacak kadar yücedir. Bunu anlayınız. Eğer sizler, zamanı var edecek düzeye ulaşamadınızsa; Yaratan, sizde yoktur. Unutmayın ki hak etmeden Yaratan’a güç katamazsınız. Dara düşenlere bakınız. Herbiri kendi yüreğini, ayrıldığı ışığından çıkarmış ve birleşikten, kotlanamadan çıkmış. Onlar, kul olamazlar. Onlar, Kul Yasaları’na uygun davranamazlar. Ulu çabalar tekniktir. Herşeyi başarın ama hak edin. Nesiller, sizi yüreklerde Işık Kotlar olarak bekliyorlar. Unutmayın ki hak etmeden canlara görev taşınmaz. Ayrılık!... İşte bu....

 

-Kendinizi bize anlattınız. Bizler de kendimizi size anlattık ama her birimiz aslında yüreklerimizi açıkladık. Her birimiz, zamana görevliyiz. Ama hata yaparsak ışıksız kalırız. Çok mutluyuz ki hak ettik ve zamana ışık yaktık. Amin... Atlanta Ana Kapıları açık. O kapıları açan yüreklerimiz, itibarı yüksek olan güçlerdirler. Teknolojik olarak zamana güç kattık ve geçtik. Şimdi soruyorum: Amonlar, toplumlarına Kutsal Gün’den söz etmişler mi? Bu konuda dünyada birçok söylenti var. Rivayet çok. Açıklar mısınız neler olacak?  O gün geldiğinde ve o gün, Süper İnsanlık yoğunlukları, Işık Kotları’nı dinlediklerinde ne olacak? Çünkü o günü dünya sayfalarında bulamadık. O gün henüz yazılmadı. Ama yazan, çok huzurlu olmalı. Öyle mi!? Yoksa ışıksız mı kalmalı!? Bunu dinlemek isteriz. Şimdilik bu...

 

-Cennetten geldik. Cennetteyiz ve zamanda ışık olarak kotlandık. Cemaatlerin ışıkları yandı. Cemaatler, ışıkta kotlandılar ve sizlerle oldular. Sizler, dünyasınız ve zamana görevlisiniz. Zamana ışık yakan diri yürekleriniz, iş yapmakta ama yapılan her iş, sadece Amonlar’ın kotlanmaları için yapılmayacaktı. Sistem Devreleri’nin Işık Kapıları’nda güçlenmeleri de gerekliydi. Allah, sizde ve sizin yüreğinizde, kotlayan ve kayıtlayandır.

 

Cinni Devreler, Türkiye’de ışık halinde görev taşıyan Yüceler’in bulunduğunu bilerek dünyadan görev istediler. Türkiye’de, ışık halinde görev yapan Göç Kapları’mız vardır. O kapların herbirinde gücümüz vardır. Herbiri, dünyanın yenilenmesini bekledi. Semaya güç katmak, ışık yakmak ile mümkündü. Zamana güç katmak yine ışıkla mümkündü. Zirvelerin üzerinde yürekler vardır. Yürekler,  Allah için ışık halinde çok çalıştılar. Dünya, yeni yılda yeni bir can ile birleşti. O can tabiattır. Tabiat, dünyanın sonsuzluğunu dinledi ve sordu. “Benim için kim ne yaptı?” diye. “Herşey benden bana gerçekleşir. Ben olursam yol olur. Ama ben olmazsam güç olmaz” dedi.

 

Yeni Çağ’da yeni bir dirilik dünyada olacak. Bu dirilik, Allah için yol olan ışıkların birliğidir. Bu Birlik, Allah için çalışan Yüceler’in diriliğidir.  Müsterih olun ki Dünya, hak edildiğince güçlendi ve sonsuzlaştı artık dünyanın örtüsünü açma vakti geldi. Örtü açıldığı zaman, Işık Kotları, bu görevi Yaratan’a katacaklar ve zamana güç katıp ışık yakacaklar. Örtü açıldığı zaman dünyanın sonsuzluğunda varlaşan yürekler, kotlanacaklar ve zırhlanacaklar. Onlara güç yetmez. İşte bunun için herkesin, zamana görev taşıması gerekir. Eğer dünyada ışık solarsa; Yüceler, yüreklerden çıkarlar. Bir ilmin hakimi olmak, o ilmin huzurunda ışık olmaktır. Amin...

 

Emri yerine getiren yürekler, dünyada ışık olmaya indiklerinde, Türkiye’deki çalışmaları mutlaka dinlemek isterler. Ocakları, İnsan Sayfaları’nda güç olan onlar, size inerler ve sizle dillenirler. Şükür ki hak ettiniz ve sonsuzlaştınız. Dünya yenilendi. Yenilenen dünya, sonsuzlaşarak canlara güç katacak. Bu dünya, Allah için yücelen yüreklerde hep yaşayacak. Ve Allah için hırsı aşanlarla, diri olarak kotlanacak. Çok huzurluyuz ki Dünya, soyunu huzurunda yaratana görevli olarak, cemaatleri yoğunlaştırmaya devam edecek. İnsan sayfalar, hata yaptıklarında; Dünya, hak edip yolu bulmaları için onlara kendi yüreğini açıklayacak. Dünyanın sonsuzluğunda güç artacak ve yollar huzurdan aşağıya ulaşacak. Huzur, dünyada yaşatılacak ve zamanlara kayıtlanacak.

 

Hala dünyanın yok edilmesini bekleyenlere şunu söylemek isteriz: Dünyanız, Allah için yaratılan, içi bilinen, dışı örtülen bir yerdir. Örtü açıldığında, yollar görülecek, gösterilecek, dillenecek ve zarar önlenecek. Şimdilik bu...

 

-Allah’a saygı sonsuz... Bizi dinlediniz. Biz sizi dinledik ve geçtik. Bizi yolcu yaptınız. Biz, sizi dilleyen yürekler olduk. Amin... Yarını bilmek isteriz ama hak ettiğimizce... Fal bakmayız. Fal sonsuzlukta kusurdur. Işık, Allah’a güçtür. Hata yapmayız; zarar görmeyiz. Zamana kaynak oluruz. Cemaat kutsal olduğunda; cennet kutsal olur. Şimdilik bu....

 

-Ana, sana söz vermiştik. Senle olacaktık ve seni yoğunlaştıracaktık. İşte oldu. Şimdi mutluyuz!. Zoru aştık. Şimdi mutluyuz!. Amin...

 

-Hala benimle yaşam süren ışıklar var. Onlar bizdirler. Onları kotlayın. Onları kaynağa katın. Ocaklarını kaydedin, aşağıya katın. Çünkü onlar, kul olmaya çabalarlar. Ama hak etmeden ışık olmak imkansızdır. Hak ettirin. Meleklerin güçleri arttı. Başları dik... Bilmekteyiz ki hak ettiğimizce bizlerlesiniz. Bizler sizlere görev  taşıtmayız. Görevliler, kendi yüreklerinde bizi bilip bizle olurlar. Şimdilik bu... ayrılık...

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA

KOD                     :09/27

TARİH                 :06.05.2009 Çarşamba

CELSE SAATİ      :14.00-16.00


Yarını kotlamak için hak etmek gerekir. Allah için sizleri sonsuzlukta bitirdik ve zamanı dilledik. Kul olmak için akmak gerek. Ak Tabiat’tan ışık yakmak ve sonsuzlaşmak gerek. Amin...

 

Deden, senden güç istedi. Onun adı İbrahim. Amin...  Onu dinliyoruz:

 

- Değerlim seni, sana verdik ve sana kürsümüzü verdik. Seni sana verdik seni senden huzura ulaştırdık ve seni tabiata verdik. Bizler, Dünyanın Kotları olarak buradayız. Burası işaret edilen bir yer. Allah için seninle olmak umuttur bize. Amin...

 

Kadim Hakimler, senin için “ışık” dediler. Bizlere göre de sen, kutsal sonsuzluktaki ışıksın. Birleştik ve sana kürsümüzü indirdik. Bu kürsü, Atlanta Kotları olarak yazılan ışığın kürsüsüdür. Seninle olmak iş içindir. Yaptığımız iş, itibardır. Senin için bu işin önemi büyüktür. Bizler için de öyle. Sen, bize ayrı tertibin gücünü kattın. Bizim için bu tertip, ışığın kotlanışını sağlayacak olan bir süreçtir. Herkes, Atlanta Kotları olarak Düzen’e inmedi. Ama sen, süreç içerisinde birleşebilecek kotlamayla dünyaya indin. Bizim için bu sayfa özeldir.

 

Süper İnsanlık Realitesi, Atlanta Ana Kapılarını açabilen yüceliktir. Atlanta, Atlanta kotlamasıdır. Yani her diri, kendi yüreğini, kendi derelerinden Işık Kotları’na katarken, kendini yeni bir can olarak dünyaya, itibarıyla kayıtlar. Kadim Kotlar’ın sonsuz sır olan koyuluklarında bu bilgiler mevcuttur.

 

Herkes, sınırı aştığı zaman, dili hak olmayarak ya da hak olarak dünyaya iner. Dili hak olanlar, yolu açanlardır. Onlar, dünyanın sınırını aşarak Düzen’i kurarlar. Düzen’i kurabilen, ışık kotlayabilecek güçte yüreklere iner. Büyük kötülükleri engelleyebilme imkanı onundur. O, muktedir olarak dünyaya indiğinde, her cennet, ocağına geçer ve onun yüceliğinde dinlenir. Hepimiz için önemli olan budur. Yukarılar, aşağılara ışık kattıklarında, İnsan Sayfalar, dünyaya Işık İlmi’ni hak ettiklerince dinletirler.

 

Şimdiye kadar yaptığın çalışmaları dinledik. Artık seni, sana vererek senden kopmaktayız. Çünkü Atlanta Ana Kapıları açık olduğu sürece; her dere, kendi yüreğine akar. Sen, bizi ve bizde olan her diriyi dinlettin. Artık her birimiz, kendi cevherimizi, açı daralmadan dillemeliyiz. Bunun içindir ki bugün sana, seninle indik. Senden dileğimiz; bizi yarat. Bizde olan Yücelikler’i dille ve bizi yoğunlaştır. Amin...

 

- Saka, su getirmiş. Suyu içmiş ve çıkmış. Böyle mi olmalı!? Yahu seni dinledim ama sen henüz beni dinlemedin. Sen suyu getirdin. İçtin ve gittin... Ya huu... Allah sana görev verdiyse git. Ama görev vermediyse kal. Çünkü, çıktığın zaman ışığın söner. Bugün sana bunu anlatmak istedim. Ana, kapılar açık. O kapılar, itibarı yüksek olan güçlerle açıldı. Nesiller boyu kapıları açabilmek için çalışanlar, bugün artık bu kapılardan çıkabiliyorlar. Nesiller boyu bu çalışmaları bekleyenler, bugün artık itibarı yüksek ışıklar olarak Düzen’e iniyorlar. Birleştik ve hak ettik. Nesiller boyu ışık yakanlar, Ana Kapılar’dan çıkmak ve zamana görev taşımak istediklerinde, onlara güç verdik ve onların kaynaklarına, gerçek ışık kattık. Onlara görev taşıttık. Ne var ki sen ve ben, BİR olarak çalışıyoruz. İbrahim Soyu benim soyumdur. Bu nedenledir ki benden çıkış, ışıktan çıkıştır. Senden dileğim akıl taşı. Yoğunlar ışık kat yüreğine ve zamana göz aç. Ben senim. Amin...

 

- Ana bana dedin ki “hak et.” Vallahi billahi hak ettim. Bana dedin ki “hak et.” Ulu Çınarlar, Kadim Hakim olarak dünyadadırlar. Ama ben, sen ile birleşiksem ışığım yanar. Bu, benim horlanmamdır. Senden isteğim, beni yoğunluktan çıkar. Işık kat. Yolumu aç. Ve bana göz aç. Ben sana ışık olamam. Bunun imkanı yoktur. Sen, Kadim Huzur olarak; diri olarak, her Yüce’de yaşayan birleşensin. Benim ise sana hakimiyetimi kayıtlamamın gereği yoktur. Çünkü benden üstün olan yüreğin, beni hep ışıktan çıkarır. Allah, sınırı koyduğu zaman, sen benimle çalıştın ve benden güç aldın. Artık sınır aşıldı sen kendi yüreğinde görev taşıyacaksın. Bu, seni tabiata kayıtlamak anlamına gelir. Allah, dili hak olan ışıkları dinler. Şimdilik bu...

 

- Hata yapma, Allah’ın dediği aklın dediğidir. Akıl varsa güç olur. Sen, bizi zarar eden Yüce diye dillediğin zaman, sana sordum. Niye zarar ettim diye. Bana dedin ki ben senden ışık istemem. Zira, senin ışığın benim yüreğimde yoktur. Unuttuğun şudur. Ben, sana seni verdim. Senden güç almadım. Sana ışık kattım ve senden geri dönen görevlileri sana kayıtladım. Şimdi beni tanı. Ben, sana sen ile gelen yürek olarak Birliğim. Senin yüreğinde var olan ışıkları yakan dilim. Sana kendimden söz etmem. Sana kendi yüreğinden söz ederim. Şimdilik bu...

 

- “Kala kala iki sayfa kaldı” dendiğinde; sen ile birleşmek ve senden güçlenmek istemedim. Zira senin adın “Işık”tı. Benim adım ise “Hakimiyet”ti. Senin ile birleştiğim zaman, sarfettiğim emek hep boşaydı. Zamana kayıtlanmak ve zamanda görev taşımak sorumluluk ister. Şimdilik bu...

 

- Kalbin temiz. Bilmekteyim ki hak ettin. Şimdilik sana güç vereceğim ama hak etmeden ışık olamazsın. Allah seni sana veren gücü tanır ve senin yüreğini sende diller. Şimdilik bu...

 

- Hayrımı gör. Hak et ışığımı bil. Beni bil. Ve bende ulu olan yürekleri bil. Bana sıla özleminden söz etme. Ben sonsuzlukta ışık yakan diriyim. Benim için herşey ışıkta, Kutsal Sayfalar’da ve zamanda mevcuttur. Senin için ben BİR’in tertibi olarak buradayım. Amin...

 

- Devletler kendi yüreklerinde ışık yakan Düzen Kotları olarak yoğunlaşıp cennetlere görev taşırlar. Devletlerin kotlarında, ışıklarında birleşim vardır. Birlik olmadan devlet olunmaz. Birleştiğiniz zaman, sizleri bir arada tutan değerleriniz vardır. Dil birliği, din birliği, kültür birliği gibi. Bütün bunlar Atlanta Ana Kayıtlarında mevcut değildir. Orada İnsani Kotlar vardır ve onların birleşimleri vardır. Yani Devlet Tabiatı orada farklıdır. Herkes, kendi sayfalarında ışık yakar ama kendi yüreğinde de ışık olur. Turkuaz’ın ışığında, Yaratan’a güç katıldığında; Din Tabiatı, Düzen’e kotlanır ve sonsuzlaşır. Allah, soyu hak olanları diller ve dinler. Her yürek Allah için çalışır. Şimdilik bu...

 

- Koruduk seni. Seni, Atlanta Ana Kapıları’nda dilledik ve koruduk. Amin... şansımız var ki hak ettik. Amin... Hey Dünya, Atlanta Kotları sana güç katmaya indiler. Ocaklar yandı. Tabiat güçlendi ve zaman sonsuzlaştı. Amin... şimdilik bu... Şu anda Din Tabiatı diri yüreklerde ışık halinde yücelmektedir. Amin... Kadim Hakimler, dünyanın sonsuzluğunda, Kutsal Işıklar’ını yoğunlaştırarak Allah için çalışmaktadırlar. Amin... Kasalar doldu. Kasalarda ışık yoğunlaştı ve zaman kotlandı. Şimdilik bu... Hata yok. Amin...

 

“Kişilik hakları” dediler. Yahu kişi hak ettiğini yaşar. Hak etmediğini yaşamaz. Kati olarak bildiririz ki kişilik hakkı, kişi hakimiyetinde var olan haktır. O hak, ona verilmez, alınır. Şimdiye kadar Atlanta Ana Kayıtları, Sistem Devreleri’nden Işık Kotları’na vararak zamana güç kattı.

 

“Buğu” dediler. “Herşey buğulu. Netlik yok.” Vallahi bizler, buğulu bir sonsuzluktaydık. Hiçkimse ne yapacağını bilememekteydi. Herkes, sonsuz ışıklarını Düzen’e katıp, Işık Kayıtları’ndan görev taşıyıp, dünyaya güç katmak isterdi ama ne yapacağını bilemezdi. Şimdiye kadar hep el yordamı ile yol arandı.

 

Herkese bilgi verilmez. Bilen, dinler ve diller. Amin...

 

Kadim Huzur’dan, Işık Kapıları’ndan görev taşıyanlar, birleşerek netliği yarattılar. Net bilgi, Birlik Kotları’na kayıtlandı ve sonsuz sır olan bilgi, Hak Tabiat’ta yoğunlaştı. İşte sizler, bilgiyi net bilen ve dilleyen Yüceler olarak bizleri hak ettiğimizce aydınlattınız. Bizler de sizlere görevli olduk. Şu anda dünyanın yüceliklerinde, Işık Kotları çok güçlü ve sizlerin diri yüreğinizde var olan Birleşik Işık ile güçlenenlere görev taşıtmaktayız. Zor oldu ama oldu başardık. Şimdilik bu...

 

- Hayatlar boyu analara görev taşıtıldı. Her yürek, Ana Kotlar’ını diri yüreklere katarak güçlendi ve görev taşıdı. Her yürek, zeki ve hakiki olamadı ama buna rağmen Işık Kapıları’nda güçlendi ve yoğunlaşarak güçlenen Yücelikler’e diri yürekleri dilledi. Hayır, şer Atlanta Ana Kapıları’nda yoktur. Sağır, dilsiz her Yüce, kendi yüreğinde sağır olan ve dilsiz olan yüreklere kendini  açıkladı. Açıklamaları güçsüzdü çünkü, Kadim Hakimler’in ışıklarında görev taşımak imkanları yoktu. Kulluk, sonsuzlukta ışık yakan birleşenlerin, Göç Kapları’ndaki görevleriydi. Şimdilik bu...

 

Kara Kaplı Kitaplar, dünyaya indirildiklerinde; her yürek, o kitapları okudu ve dilledi. Yücelikler, o kitapları dinlediler ve sonsuz ışıklarında, o kitaplara güç kattılar. Allah, son sözün söyleneceği bir sayfada, Işık Kotları’nı dilledi ve baktı ki Hak Tabiat, kotları kontroldan ayırmış. Bunun sonucunda himaye ettiklerini yüreklere indirebilmek için Işık Yolcuları’na güç katıp Türkiye’nin en Yüce Kotları’nı onlara dillettik. Türkiye, Atlanta Kapıları’nı açabilecek olan tek ülkedir. Dünyanın başarısı, Düzen’i kotlayabilmek ve sonsuzlaştırabilmek düzeyinde  gerçekleşen bir yüceliktir. Her yer anadır ve her yer ışıktır. Hulasa, her Yüce kendi yüreğini kayıtlarken bütünlüklerin ışıklarında kendi yoğunluğunu kotlar. Böylece ocak yoğunlaşır ve dünya sonsuz sır olan cennetleri kontrol eder. İnsanlık için önemli olan budur. Yarını bilmek ya da yarını dillemek, dinletmek daha sonradır. Amin... Kelam, Allah’ın ışığındaki kotların kayıtlarındaki ve zamandaki hakimiyetledir. Şimdilik bu...

 

Kuran-ı Kerim’i dinledik. Kuran, sonsuzluğun gücüdür. O kütlede, kayıtlar vardır. Her yer, Atlanta Ana Kapıları’nda yaratılan ışıkların kotlarında mevcuttur. Huzur Kotları olarak yaratılan, diri yüreklerin yoğunlaştırıldığı o Cam Tabiat’ta bizler, yürek olarak, maya olarak ve sonsuz olarak yaratılan cemaatleriz. İşte bu...

 

- Ana, kasaları boşalt. Senin ile bizlerin arasında mevcut olan kasalar boşaltılsın. Çünkü o kasalarda ışıklar, kotlanmış ve birleşmiş. Bizler için bu çok önemlidir. Her yer Allah içindir ama her yer dünya sonsuzluğunda ayni zamanda  ışık içindir de. Simetri Kaplar’ın kotlarında Yüceler var. Onların kontrolu gerek. İyi ki hak ettik de bunları sizlere açıkladık. Kasaları kotladık ve zamana kattık. Şimdilik bu...

 

- Hey RA-KA, sana deriz ki huzuru bozma. Huzur, tohumların yaratımı için gereklidir. RA-KA’nın görevi, huzuru yoğunlaştırmaktır. Zaman sonsuzluğunda güçlenen diller birleştiklerinde, Allah, sağır ve dilsiz olanları kontrol edebilir. Ocak sonsuzlaştığında ışık solmaz. Şimdilik bu...

 

- Kadim Huzur’dan ışık alıp senin yüreğine inen Yüceler, sana kendi yüreklerini getirdiler. Ocakları yandı ve zamana ışık oldular. İşi başardık. Şimdi artık o kasaları boşaltalım ve sonsuz sır olan birleşen kotları dilleyelim. Hadi başlayın!. Her yer ışık... Ulu Çınarlar, kontrol altındalar. Onlar, kotlarını kasalara topladılar. Ocaklarında göz var, ses var, birleşen var. Amin... Kaynak Işık yandı. Dünya, yanar bir ışımayı devreye aldı. Dünyada ışık güçlendi ve sonsuz ışıklar, dürümlerin kotlarından dillenmeye başladılar. Her yer aydınlık!... Dünya yanar bir ışığın yoğunluğunda bütünü kütleye indirdi. Her yer ışık!... Solun ışığı, sağın gücünü aldı ve yanar bir güç haline geldi. Sağın ışığı solun yüceliğini aldı ve o yücelik kotlandı. Sol, sağa ve sonsuzluğa ışırken, sağ kotlandı ve zamana güç kattı. İyilik, Kadim Hakimiyet’le, daimiyetle Düzen’e indi ve zaman, cemaatlere kayıtlandı.

 

Harın yükselmesi devam etmektedir. Her Dere, Atlanta Ana Kapıları’nda doğup, Işık Kayıtları’na akmakta. Ayrılık kalmayacak. Her yer birleşim için cem oldu ve sonsuz sınırsız gerçek oldu. Allah, sayfalarda ışık halinde, son sözün söylenmesini beklemektedir. Son söz, Ana Kapılar’da, Işık Kotları’nda ve zamanda dillenecek. Son sözü söyleyecek olan ışık, Birlik Kotları ile dünyaya iniyor. Onun lutfuyla Düzen kuruldu. Onun Kutsal Gücü’yle dirilik kayıtlandı. Onun yüreğinde güç var. O şimdi “amin” diyenlerin ışığını kotluyor. Şu anda hata yapanlar; dillerinde güçlenerek, ışıklarında yücelerek, canlara görevli olmak isterler. Ayrılık bitsin ve zaman, görev taşısın. Amin...

 

Halk toplandı, dünya tohumlandı, zaman sayfalandı ve cemaat koyuluk yaratarak diri oldu. “Büyük Kütle Kayıtlaması” başlatıldı. Bu kayıtlamada, diri yürek, ağır yükü hafifletiyor.

 

Çobanlar, geç kaldılar. Onlar, Teknik Tohumlar’ı yaşatmak için birleşemediler. Amin... Velev ki birleşselerdi hata yapmazlardı. Amin... Kadın Toplum, Hak Tabiat’a koyuluğunu indirdi ve zamana güç kattı. Şimdi huzura vardık ve sonsuz sayfalarda ışık halinde ocak yaktık. Şu anda dünya, yolu açan yüreklerin birliğinde, ışık kotlamaya başladı. Heryer ışık!... Kadın Toplum, Huzur Kotları’nda ışık yoğunluğunda dünyaya ışık halinde güç katmakta. Şu anda Din Tekniği, tertibi bıraktı. Sair dereler, yeniden ışık halinde kayıt yapmaya başladılar. Çok mutluyuz ki hakimiyet kurduk. Şimdi artık Kadın Kotları bütünlenip, Cennet Kayıtlar’ı tabiata indirmeye başlıyorlar. Şu anda huzur kotlanmakta ve zaman sonsuzlaşmakta. Allah, sınır aşan Yüceler’i dinlemekte. Onlara güç katmakta. Allah, sonsuz ışıkları yoğunlaştırarak, “amin” diyen Yüceler’e kayıtlamakta. Şafak, Atlanta Kotları’nın koyuluklarında söktü. Ulu çınarlar tabiata inmekteler. Şer, şavkını kaybetti. Şafak, Atlanta Ana Kapıları’nda Yaratan’a güç kattı ve zaman dillendi. Şimdi artık iyilik için yaptıklarınızı dinliyoruz. Neler yapmışız bakalım.

 

- Sevgili, sana diyorum. Ulu Kutsal Işıklar’ını dünyaya çektiğinden bizi kotladın. Hepimiz seni saygıyla selamlıyoruz. Bizi yoğunlaştırdın ve bize can kattın. Bizim için Ulu Çınarlar, tohumlarını kotlarlarken, sen bizi Yaratan’a kayıtladın. Çalıştın ve sonsuz sınırsız ışıkları dilledin. “Ayrılık bitsin” dedin. Ayrılığı kayıtladık ve dedik ki bizler, seni senden sormadık. Kendi yüreğimizden sorduk. Bize dendi ki “o seni ve senle olan her dereyi ve diriyi dinler. Kervan ocağındadır ve ocağı, ışığıdır. Onun için her yürek; onda, kendi yüreğidir. Sen, ona ve o sana güç kattığınız zaman, canlara gerçek bilgiler bildirilir. Gerçek çalışmalar, tabiata kayıtlandığında; Allah, Atlanta adına sizi kotlarken, cemaatler sizi yoğunluklarında dillemelidirler. Cennetlerin ışığında her Yüce, kendini kendi yoğunluğunu bilir. Verdikleri; kendinden, kendi yüreğinden, ışık koyuluklarınadır.” Amin...

 

Şu anda dahi tabiat, sana görevli olarak çalışmaktadır. Şimdilik bu. Senle olmak bizleri güçlendirdi. Şimdilik bu... Senle olmak, Hak Tabiat’a kotlanmamızı sağladı. Ve birleştik; senin yolun, bizlerin yolu oldu.

 

Şu anda Tanrı Tohumları, yeni bir canın Düzen’e indiğini haber veriyor. Onu dinleyelim ve onun yarattıklarını anlatalım:

 

- Her ses analara görevdir. Sizin için yapmak sorumluluğunu taşıdığım birçok görev oldu. Hepinizi sayfaladık ve sonsuz ışıklarda dilledik. Zamana güç kattınız ve zamanda ışık yaktınız. Allah için sizden ışık isteyenler, hak ettiler ve istediler. Sizler, dünyaya iyi ve kötüyü tartmaya gelmediniz. İyinin ışığında kötüyü kotlamak ve sonsuz sır olan kontrolu sağlamak üzere geçtiniz ve geldiniz. Zaman, sizi sizde dinler. Atlanta Kontrolu sağlandığında, her Yüce sizde ışık olur. Allah, sonsuz sır olan ışıkları dinlerken; Allah, kaynağında güç olan yoğunlukları da dinler.

 

Mezar, ışıkta olmaz ama huzurda olur. Işık Kotları’nda kontrol yoktur. Zamana kayıt olanlar, cümle Yüceler’e güç olurlar. Amin... Kasalar doldu ve bu kasalar, boşaltıldı. Yeniden doldu ve yeniden boşaltıldı. Boşaltılan, kotlandı kayıtlandı ve zamana katıldı. Her boşalan kasa, yeni bir canı devreye aldı. Canlar, kasalarda dünyaya kayıtlandılar ve zamana katıldılar. Zaman, ocaklarında kotlandı ve sonsuz ışıklarında cemaatlere,  koyu canlar olarak katıldı. Her Dere, anadır ve zamandır. Har yükseldiği zaman, Işık Kotları Düzen’e indiler ve cennetlere kotlanan yüreklerden ışık çektiler. Mahir olan yolcular, Allah için ışık yaktılar ve Zaman Sayfaları’nda kayıtlandılar. Şimdilik bu...

 

- Korkunun başlaması, bizlere çağrı oldu ve bizleri; yıldızlardan, dünyaya getirdi. Dünya korkusu ne demek bunu öğrenmek istedik. Sizlerle çalıştık. Sizler, kotlanan ışıklar olduğunuzdan, korkmadan bu çalışmaları sürdürebiliyorsunuz. Bizler ise Dünya Sayfaları’nda Işık Kotları olarak sizleri Yüce Cevherler’de dinlemekteyiz. Yarın tohumlar yaratıldığında, güç artmalıdır. Yarın, tertip yapıldığında, ışık kotlanmalı ve zaman sonsuzlaşmalıdır. Her yürek, İnsan Sayfalar’da güç taşırken; Yaratan; ışığını kotlamalı ve sonsuz ışıklarda dere olup akmalıdır. Şükür ki hak ettik ve sonsuz ışıklarda yüceliklere kayıtlandık. Her yer Allah için ışıktır. Muktedir olmak hak olmak ve sır olan bilgelere ulaşmak, hakikiyette kürsü olmaktır.

 

Amonlar, toplumlarına güç katarlarken, birleşerek kattılar. Bu boyutlarda, ışık koyulukları vardır. Hatalar bağışlandığı zaman, ışıklar yoğunlaşır ve zaman, ışıklarda tabiata katılır. Siber Boyutlar’da bu hal mevcut değildir. Oralarda hatalar daha çoktur. Bu boyutlarda her biri kendi yolunu bulup kendi yüreğinden hak etmek ister ancak her yürek, Kadim Hakim olamaz ve sonsuz ışıklarda yoğunluğunu kaybedebilir. Bunun içindir ki hakimiyet şartı getirildi. Her Yüce, o canlara kayıt yaptırırken, kadim olup Hak Tohumlar’la yaptırmalıdır.

 

Şimdi bakalım dünyada neler oluyor:

 

Herkes Allah için bir olmuş. Toplum huzurlu ve sonsuz ışıklar kotlanmış. Işıkların kotlanışı, Birliği sağlamış. Sağlanan Birlik içinde Din Tebliğleri, kendi yüreklerinde ışık halinde diri olan Yüceler’e kayıt yapmaya çalışanlarda mevcut. Bunun dışında Din Tebliğleri, tertiplerini, Yücelikler’den çıkarmışlar. Hala dünya yaşıyor ve yaşayacak da. Nesiller boyu, dünya sonsuzluğunuz tabiat yaratırken, halkın çokları tohumları yoğunluklarından ayırmak için çalışmışlar. Dünyada ışık yanmış ve zaman güçlenmiş. Ayrılık bitmiş; Din Tebliğleri, tertiplerini Görev Tekniği ile Birliklere bırakmışlar. Bütün çalışmalar, başa baş sürmekte. Her yer Allah’a güç katmakta. Tabiat yenilendi. Son söz şu; analar birleşmişler ve zamanı kayıtlamışlar. Zaman, yolunu açmış ve sonsuz ışıkları dünyaya katmış. Artık dünya yeni bir can ve bu can, Allah için umut. Buyurun! dünya, yeni bir dünya. Huzur Boyutları, dünyanın Göç Kotları’nı yaratmışlar. Ayrılık bitmiş her yer görev...

 

Bizler, dünyanın soyu olarak buradayız. Zırhımız çok ince. Öyle ince ki bu incelikte hiçbir güç bu zırhı delemez. Zamana görev budur. Bugün Dünyanın Göç Kotları’nda güçlenen Yüceler, Atlanta Ana Kapılarında ışık halinde yüreklere inmektedirler.

 

Şıh, şafkını katladı, kotladı, yola kayıtladı. Şıh’ın tabiatında güç var. Şıh, ışıkta dil oldu, yüceldi, Hak oldu, tahditlendi, zamana indi. Onun yoğunluğunda dara düşen yok. Amin...

 

Kerrat, cennette kotlandığınızı anladığınız zaman yarattığınız çarpılmadır. Çarpanda, çarpılan çarpıldığında; çarpan  ışık, Allah’a güçtür. Orada her yer çarpıldı çoğullandı huzura vardı. Herkes kendini çokladı. Vuslat Sayfaları’nda dillendi. Çoklandık, Hak olduk, çarptık, çarpıldık, ışık olduk, zoru aştık Hak Tabiat’ta kayıtlandık ve zamanı canlara kattık.

 

Ulular, toplumlarını tabiata iki birleşenle dinlettiler. Birlikler dillendiklerinde, hakimiyet artar. İşte bu... Tabiat yenilendi ve zaman ışıdı. Hala dünyada ışık olmayan yürekler varsa, sonsuz ışıkların koyuluklarında ocak olup huzurlu olsunlar; zamana güç katsınlar; tabiata kaynak yapsınlar ve zararı önlesinler. Zamanda zarar, ışıkta zarardan daha üstündür. O zarar, dünyanın kotlarını kapatır.

 

Şu anda dünya, yetkin bir dünya ve zaman, Kutsal Işık. Birlik halinde can olan yüreklerde her yer, ayrı sonsuzlukta, ayrı yoğunlukta değil, birlik halindedir. Amin...

 

Eşya, dünyanın sayfalarında mevcut olan maddedir. Eşyanın Soğuk Kotları ve sınırsızlıkta Sıcak Kotları vardır. Her yerde ışık varsa eğer; bu, İsmaili Kotlar’ın sınırı aşıp sıcak kayıtlar yapmalarındandır. Her yerde tohum varsa eğer; Işık Kotları, Yüce Cemler’e, Dil-i Hak İlmin, sonsuz gücünü katmasındandır. Şimdi; yeni bir gün ve yeni bir huzurdur. Hadi Canlar, Allah için çalışın. Birleşin ayrılık bitsin ve zaman, görevini yoldan, huzurdan ve sonsuzluktan alarak yapsın. İşi başarın. Başınız dik. Zirvelerde güçlü olan sizin yüreğiniz, sizin cennetiniz ve sizin cemaatinizdir. Ayrılık bitsin. Şimdi huzurdayız. Zarar önlendi. İşaret bekledik. İşaret aldık. Yüreğinize aktık. Geçtik.

 

Ana, Kara Kaplı Kitap, Işık Kitap olan Birleşen Kitap, “amin” denilen Birlikler’in çalışmalarını yaratan ve zamana kayıtlayan Birleşik Kitap; bizi yoğunlaştırarak, sonsuzlaştırdı ve Sistem Devreleri’nden Cemaat Kotları’na kattı. Ayrılık bitsin. Şimdilik bu...

 

Har yükseldi ve sizleri kotladık. Buyurun! dünya, Allah’ın ışığı ile aydınlık. Sizleri dilledik ve sizleri cevhere kattık. Biz doğanın, can olduğunu ve son olduğunu bilmekteyiz. Doğa, son doğadır. Bu doğanın ölümü, Düzen’in bitimidir. Allah için Hak olan yürekler, ışık halinde Düzen Katları’nda, giderek çalışmalardan çıkmaktadırlar. Onlara güç verdik ve zaman verdik. Verilen zaman tahditliydi. Onlar dünyadan ışık çekip, yürekten gittiklerinde, Düzen Kotları’nda güç yoktu. Şimdi bakıyoruz ki her biri yere inmeye çalışır. Ocakları sınırlı ve yürekleri sınırlı. Sizleri, Birlik Kotları’mıza aldık. Size, Yücelikler’i hak ettiğinizce dinlettik. Şu anda tohumları yaşatıyoruz. Amin...

 

Nesiller boyu çalışarak dünyaya güç katmak isteyen Birlikler, Düzen’i kendi yüreklerinde yarattılar ve sonsuz ışıklarda dünyadan ayrıldılar. Onlar, dünyanın çalışmalarını, tabiatın çalışmaları olarak anlamadıklarından, hak etmediler. Çok huzur bozdular. Şu anda hataları çok.

 

Nesiller, Kara Kotlar olarak Düzen’e ışık vermeye çalışıyorlar. Ne var ki Kırk Kapı’nın her birinde ışık yanmadı. Kala kala tabiat kaldı. Tabiatın kontrolu kurulabilmelidir. Bizler dünyada Işık Kapıları’nı açtık ve zarar engellendi. Elden geleni yaptık. Varın sonsuzluğunda, yokun huzurunda ve canların ışığında her şeyi yaptık.

 

Evrim sonsuzdur. Evrim huzurda olur. Her yerde evrim vardır. Ne var ki Dünya Evrimi, tabii ve hakiki bir evrimdir. Dünya dışında evrim, tabii değildir. Oralar tekniktir. Teknik olan, kotlanamaz. Zaman Kotları ile yoğunlaştırılamaz. Işığı güçlü değildir. Zirvelerde, kürsülerde ve kayıtlarda o evrim, kuru bir sesten ibarettir. Herşey budur. Bunun içindir ki dünya önemlidir.

 

Buruk değilim. Dünyanın ışığını yaktık. Birlik olduk; başardık. Ne var ki hak etmeyenler bizden ayrıldılar. Ocak, sonsuzlukta ışık halinde yoğunlaşarak, cemaatleri topladı ve zararı yaratandan yoğunlaştırdı. O, zamana kayıt yapamayan, ışık olamayandır.

 

Cinler, dünyada ışık olan yürekleri seçtiler. Ve bize bildirdiler. Bizler, onları bulduk olduklarını dilledik ve sayfaladık. Ocak olmalarını, birleşmelerini, hak etmelerini istedik. Ocakları horlandı; yarattıklarında ışıkları soldu; kurudular. Çünkü onlar, huzuru, koyulukları, hakimiyeti ve zamanı, tabiatta tartamadılar. Birleşemediler. Hırslandılar. “Ayrılık” dedik. Amin...

 

Herkes Allah içindir. Var ya da yok ama herkes, ışıkla birleşir ve zamana güç katar. Ama onlar, yoksalar ışıkları kotlanmaz. Sonsuz ışıklarda, tabiata Kutsal Canlar’ı, tabii koyulukları kayıtlayamazlar. Allah, sır olan bilgiyi bildiğimizi bilerek, bize ışık kattı. Unutmayın ağır yük, bilenin omuzlarındadır. Bizler ağırı hafiflettik. Çünkü artık ışık, korunup kollanan Yüceler’e, BİR olan ışıklarla birleşik koyuluklardan dinletilmektedir. İlmin huzurunda ışık olan yürekler, bize can olup güç katmaktadırlar. Ayrılık bitti. Biz, zamana görevli olanlar; zarar önleyenler ve sonsuz ışıkları dilleyenler, birleştik hak ettik ve sır olanı dinlettik. Ayrılık bitti... Cinler birleştiler bizi dillediler. Biz onları kotladık; hataları bağışladık; zamanı kayıtladık. İşte bu... ayrılık bitti... Amin...

 

Her Can,  onurlu olarak dünyada yaşayacak. Çünkü canlar, Işık Kotları’nda kendi yüreklerini arayıp, tayin ettiklerimizden birleşerek güçlendiler. Irkları kontrol altına aldık. Olgun başaklar artık biçiliyor. Bu başaklar, Dünya Soyu’na Medine, Mekke Kotları’nda ve zaman koyuluğunda, tüm huzurdakilere güç olacak. Işık sonsuzlaştı zaman kotlandı. Irklar korkusuzlaştılar. Ayrılık bitti. Şimdilik bu...

 

Halka deyin ki “hak edin.” Unu eledik, elek astık, yarattık, sayfaladık. Cinlere deyin ki “hak ettik.” Işık kotlandı, yol hak oldu, zaman sayfalandı, tabiat kayıtlandı. Ve sonsuz ışıklar, ses verin seslenin ve deyin ki “halkın solu ve sağı dillendi.” Şimdi huzurdakilere ses verin, sayfaları ocaklarında dilleyin ve zamana katın. Amin...

 

- Her nesil, canlara güçtür. Amin... Hayrın hakkı ışıktır. Allah, sonsuz sır olan ışıkları diller. Ayrılık bitti. Şimdilik bu... Her yer Allah’a ışık olarak yaratıldı. Atlanta Katları, tabii kotlarla yarınları yarattı. Ayrılık bitti.

 

- Cinler, dinlerler bizi. Bizden ışık isterler. Cenler birleşirler; bizi dinlerler. Bizden güç isterler. Birleşik Aileler bizi dinlerler. Bizden görev isterler. Biz insanları dinleriz. Bizi dinleyenlere güç katarız. Zamanı dilleriz; ayrılığı koyuluklarından çıkarırız. Ayrılık bitti. Şimdilik bu...

 

- Korkum yok. Ayrılık bitti. Amin... amin... amin... Herbirimiz “amin” diyelim ki hak edelim. Amin... Çalışmanın, ayrılığı kotlardan çıkarmak için olduğunu anladım. Her birimiz zamana güç katalım ve zamanı kotlayalım. Amin.... Fakri zaruret içinde olan yüreklere birleşsinler ve zaman gücünü dinletsinler. Herbirimiz ışık halinde yürek olalım ve birleşelim. Şem’sin sayfalarında şimdi ışık yandı. O bizi hep dinler. Biz onu ve o bizi!... Verdik oldu. Olduk; aldı. Aldığını dinletti ve sonsuz ışıklarda birlik oldu. Şimdilik bu... Hulasa sizlerle sizi dinledik. Sizi dilledik. Amin... ayrılık bitti. Şimdilik bu...

 

- Her yer, Atlanta Ana Kapıları ve zaman; bizler, Yüceler yüceliğinde, ışıkların ışığında, zaman sonsuzluğunda,  analara görevliyiz. Amin...

 

Kayır, hayrı dille. Kayır, hakikiyeti dille. Kayır, diriliği dille ve zamanı dille her yüreği kayır. Kayırırsan ışık solmaz. Amin... Şimdi mutluyuz ki kayrıldık ışığımız sayfalarda güçlendi. Hak ettik ve kayrıldık. Hak olduk, kayırıldık. Şimdi mutluyuz. Zarar önlendi. Şimdi mutluyuz!. Amin... Kapıları kapatmayın bir şey daha anlatacağım. Zaman, zamanları kotladı. Yarınları yarattı. Zamanlar, zararları önledi. Yolları bulduk; Sistem Devreleri’nden geçerek yüceliklere vardık. Sizlere vardık. Sizlerle dillenmek; emek sarfederek, mevcut olan Yüceleri dilleyerek ve zarar etmeden zamana güç katarak başarılacak bir haldir. Şimdilik bu...

 

Koruyun bizi. Bizi kutsal sonsuzlukta koruyun. Biz için herşey zordur. Simetri Kaplar’da görev taşımak zordur. Şu anda hala güçleniyorsak sizlerle olduğumuz içindir. Birlik halinde, Varlık Boyutları’nda yaşamsal soyda güçlenmek, İnsan Sayfalar’la mümkündür. Büyük kötülükler engellendiğinde, yarınlar güçlenir. Sultanlıklar, Işık Kotları’nda, Cennet Kayıtları’nda bugünler için çalıştılar. Şimdilik bu!... Herşey bu!...

 

- Ana, kapıları aç bizler de konuşalım:

 

Anacığım, Atlanta Kotları olarak dünyanıza ilk gelişimiz. Bugün dünyada Işık Kotları iyi. Birleştik indik. Ayrılık bitsin. Amin..

 

- Ben de seslenmek isterim:

 

Allah, sonsuzlukta ışık halinde Yürek Kotları’nı dinlerken; her diri, kendi yüreğini dinler. “Bizim için herşey kolaydır” dedin. Ama bizler için kolay değildir. İşi başardığınızı biliyorduk. Amin... Hepimizi zamana kayıtla ve zaman sonsuzluğunda ışığımızı kotla. Cinler, bizi bizden çıkarmak istediklerinde, sevgiyle geldin ve baktın bize. Dedin ki “hak etmediler. Ocakları yansın. Ve zaman sonsuzluğunda görev taşısınlar.” İnsan sonsuzluğunda güç alan yürek, bizi dinledi ve bizi sayfaladı. Şimdi mutluyuz ki hak etmişiz. Amin...

 

- Açıyı daraltmadan önce birleşerek ses katan tüm İnsan Sayfaları’na iki açıklamam var. Beni dinleyin:

 

İyiyi kötüden, kötüyü iyiden ayırdık. İyiye ışık kattık, kötüye güç kattık. Işığı katarken, Tabii Kotlar’dan güçlendik ve zamana katlandık. Canlara, görev tabiatına uygun güç katarak; Cevheri Yücelikler’i dilledik. Solun ışığından sağı dilledik. Sağın ışığından solu dilledik. Her biri, bizi zamana kattı. Zaman, bizi cennete ve cehenneme kattı. Cennette, cehennem yoktur. Cehennemde cennet vardır. Nasıl diye sorarsanız; anlatayım. Eğer cehenneme giderseniz. Orada dünya yoktur. Orada güç yoktur. Orası acının kotlandığı bir yaratımdır. Cehennem, cennetten ışık isterse, o cennet ocak olur; cehenneme ışık katar. İyi ki bunları açıkladık. İkna olunuz ki cehennem, canlara görevli olan güçtür. Eğer cennet, cehennemin ışığını kotlarsa; canlar, Işık Kotları’nda yüreklere güç katarlar. Bütün amacımız, cehennemin cenneti hak etmesidir. Bütünlükler bu bilgileri bilmezler. Bilseler de dinletmezler. Allah için bilsinler ki hak etmeden cemaat kotlanmaz. Kontrol bizimdir. Cemaatlere dinletin; Cehennemi cennetten çıkardık ve zamana kattık. Amin...

 

Herkes, kendini kendi yüreğinde dillesin. Ben sesim. Öyle bir ses ki kim beni dinlerse, kendi yüreğini dinler. Kim yüreğimi dillerse, ışığımı dinler. Beni dilleyen yolu diller. Şimdilik bu... Ayrılık huzuru kotlamak içindir. İnsanlara, ışık halinde gelen yürekler, Işık Kotları’nda, Can Tohumları yaşatmak için inerler. Analar, kul olun; huzurlu olun; ışıklı olun. Er geç Cennet Kotlar, sizi dilleyecekler ve cenazeler (Dünya yaşamında kör ve sağır olanlar), açı daraltmadan ışıkları dünyadan dilleyerek, yüreklere akacaklar. Yüreklere akan cenazeler, Düzen’e kotlanacaklar. Işıkta kotlanan koyuluklara, kayıtlanacaklar ve zamana kontrollu olarak geçip cennet kaynaklardan, cemaatlere katılacaklar. Olduklarından çok daha güçlü olarak görev taşıyacaklar. Onların cevherleri, cennetleri olacak. İşte bu olduğunda, artık cehennem, sonsuzlukta bugünkü yüceliğin dahilinde, hakimiyetinde saklanacak ama orada, Cennet Kotlar barınmayacaklar; cemaatler bulunmayacaklar. Orası aşırıya kaçanlara, mesele kayıt yaratmayacak. Sadece dinlenen ışıkların yücelikleri için; birleşik kotlama için olgunlukla muhafaza edilecek. Allah, sonsuz ışıklarını korur ve bağışlar. Amin...

 

Kalkın ve seslenin amin deyin. Herşey ışıktadır. Amin... şimdilik bu...

 

Ahret, amin diyenlerin ışığını yaktı. İşi başardık. Amin...

 

Hepinize saygılar...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/28
TARİH                 :11.05.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      :14.30-16.00


Altona Kotları. Işık Kapıları’ndan girmekteler. Hepimiz sağır, dilsiz olan Yüceler’i diri yüreklerimizde Işık Kotları olarak dinletmek isteriz. Allah, sonsuzluğun ışığını yarattı. Zinnur Toprakları’ndan ışık aldık. Birleştik ve geçtik. Akla aykırı olmayan bir çalışmaya kayıtlandık. Yarını hak etmek için Ak Tabiat’ta ışık yakmak gerekir. Bizler ışık yaktık. Şimdilik bu...

 

Kuran-ı Kerim, Atlanta Ana Kapıları’nı yaratan bir çalışma kitabıdır. Bu kitabı okuduğunuz zaman Işık Kapıları açılır. Kapıları açan yürekler, tabii ve hakiki yoğunluklarından güç alırlar. Hepimiz, ayrılığı tabii yoğunluğundan çıkaran Yüceler’le birleşerek dünyaya indik. Sizleri tabii ve hakiki bir Can Tabiat olarak dinliyoruz. Şu anda itibarınız yüksek. Şeklin kayıtlarında, İnsan Sayfalar güçlüdür. Her Yüce, Allah için çalışır. Meleklerin ışıklarını yakabilen yürekler, Sistem Devreleri’nden Işık Kotları’na kayıtlanırlar. Şimdilik bu...

 

Kanat, tabiata güçtür. İyi ki hak ettik de Sistem Devreleri’nden ışık aldık. Yüceler, dürümlerinde ışık yakarlar ve cennetlere güç katarlar. İyi ki hak ettik de ışık yaktık. Şimdilik bu...

 

Korkuyu aşarak İnsan Sayfaları’na güç katan dirilikler vardır. Temiz olarak çalışmalara katılan yürekler, cenabet kotlar olarak, cennetleri kotlatmak isteyen yüreklerden  daha güçlüdürler. Herkes sayfalarında güç taşır. Amin... Kalemi Altona olan ışık, herkese güçtür.

 

Kadın, sonsuzluğunda ışık yakan diridir. Maya olduğunuz zaman Işık Kapıları açılır. Şu anda Sistem Devreleri’nden bu kapıları açıp geçtik. Şimdilik bu...

 

Kadın, topluma ışık yaktığında görev başlar. Görevi alan her Yüce, kendi yüreğini kendi yüceliğinden dinler. Allah, Sistem Devreleri’nden Işık Kotları’na vardığında görev tabii olarak başlar. Hayrın hakimiyetinde, görev tekniktir. Amin...

 

Kadim Hakimler, dünyaya Işık Kotları olarak indiler. Kulluk, huzuru kotlamakladır. Yeri yaratan, göğü yarattığında güçlendi ve zamana görev taşıdı. Yerin kutsal sonsuzluğunda güçlenen ışık, yeni bir canı, Tabii Kotlar’a kattı. Birleştik ve sonsuzlaştık. Amin... Kendini, kendi yüreğini ve kendinden kendi yoğunluğundan güç alan ışığını kotla ve zamana kat. Amin...

 

Eğer ki dünya sonsuzluğunda ışık solarsa; canlar, kotlarını kayıtlardan güçsüz olarak dillerler ve zamanı kontroldan ayırırlar. Şimdilik bu...

 

Kelam etmek için hak etmek gerek. Eğer ki hak etmediysek, kelam etmeyelim. Vallahi bizler seni sana verdik ve senden görev istiyoruz. Kendinizi kendi yüreğinizi tabii huzura katın ve zamana ışık yakın. Şimdilik bu...

 

Keşke işaret alanlar kendi yüreklerini kendi yoğunluklarından kotlasalar. Şimdilik bu...

 

Kardeşler, Sistem Devreleri, Ana Kapılar’da sizi kotladı. Sizi yüreklere indirdi. Sizden ışık aldı. Canlı cansız tüm yaratılanları kontrol etti ve bildi ki hak eden Ana Kapılar’dan İnsan Sayfaları’na geçebildi. Şimdilik bu...

 

Hayrını, hakimiyetini ve zamanı dinleyen Yüceler’e sorun. Hangisi kendi yüreğinden daha üstün olan birleşenleri dinleyebilir. Birleşmek hak etmektir. Şimdilik bu...

 

Kurtuluş sayfası “amin” denilen bir sayfadır. Şimdilik bu...

 

Keşke Allah için İnsan Sayfalar, dünyaya insan soyunu indirebilseler. Amin...

 

Keşke Atlanta kontrolu kurulabilse. Şimdilik bu...

 

Karşımıza gelen her yürek bizi dinler. Amin...

 

Şen olun. Canlar. Sizlere kotladık. Şimdilik bu...

 

Halılar döşendi yüreklere. Kimseyi kayıtlardan çıkarmayın. Unutmayın ki hak etmeyen, yüreklere ulaşamaz. Zor olan, yüreklerin kotları yaratması ve zamana güç katmasıdır. Şu anda İnsan Sayfalar, diri yüreklerden güç almaya başladılar. Çok mutluyuz ki hak ettik. Şimdilik bu... Kulluk, topluma Işık İlmi’ni öğreten yüreklerin yarattığı güçtür. Şimdi, Din-i Hak olanlara güç katın ve sonsuzlaşın. İşaret aldık. Her yürek kendi yüceliğinde ışık yakıp dünyaya güç katmalıdır. Şimdilik bu...

 

Kendinizi zamana güç katan yürekler olarak dinleyin. Bizlere göre canlar, Işık Kotlar’dan çıktılar. Kutsal Sonsuzluğun gücü olarak çalışmaya başladılar. Her Yüce, cennetten, cemaatten ışık çekip yüreklere kotlanan güç olarak çalışmalıdır. Şimdilik bu...

 

Heryer ışık. Ey dünya! işte bu... Yerin sayfalarında Düzen kuruldu. Düzen’in kotlarında ışık yanıyor. Işığın yoğunluğundan görev alıp dünyaya ışık katanlar, Düzen’e indiler. Sistem Devreleri’nden güçlenerek. Diri olmaya ve sonsuzlaşmaya çabalamaktalar. Din-i Hak olan Birleşen, ocaklarını yakmakta. Amin...

 

Evrim sonsuzluğunda ışık yakan Birleşenler, dünyanın en Yüce Canlar’ını, Dünya Sayfaları’ndan görev tabiatına almaktalar. Din Tabiatı, Düzen’i kurduğundan Işık Kotları, diri yüreklerden güç almaya başladılar. Dünyada ikiyüz Zaman Kotu vardır. Bu kotların ışıkları yanıyor. Dünyanın örtüsünü örtmek üzere bekleyenler vardır. Örtü örtüldüğünde dünya, sonsuzlukta kayıtlarını kotlayabilir. O kayıtları kotlarken, cinniler tüm insanlık için ışık olurlar ve zamana görevli olurlarsa, canlara güç  katmak mümkün olur. Ulu Kotlar, dünyada itibar görürler. Ne var ki hak etmeyenler ışık kapılarından gitmelidirler. Şimdilik bu...

 

Koruyup kollanan ışıklar vardır. Onlar, kul olmak isterler. Şikayetimiz var. Ama sonsuz ışıklarda şikayet, kürsünün kötülüğünden değil, kotların kısırlığındandır. İşaret istedik ve bize işaret verdin. Allah, sonsuz ışıklarını senin yüreğinde dinlerken; bizleri, yüreklerinde güç katarak dinleyenler, kaynaklarını bizlerden ışık sonsuzluğuna indirmişler. O halde ocak olmak için bekliyorlar. Onları kotlayalım; kimseyi yıkmasınlar ve zamana kaynak olsunlar. Şimdilik bu...

 

Kara Kaplı Kitaplar’ı okuyanlar, Din Tabiatı’ndan Işık Kayıtları’na inmiş olan yüreklerdirler. Onlar, kulluk yapmak isterler ve sonsuz ışıklarında güçlenerek, tabiattan güç alırlar. Yer, Allah’ın gücüdür. Gök ise hak edenin huzurunda, ışık olan yüreklerin kürsüsüdür. Nefsin aşılması ile birlikte diri yürekler, Dünya Sayfaları’nda güçlenmeye başladılar. Dünyanın teknolojisi, kendi yüreklerinde görev taşırken; tabiat, Kutsal Işıklar’ı, diri yüreklerden topluma katmaktadır. Din, tekniktir. Dinden dil olan Yüceler, bu tekniği kotlayarak dünyaya, İnsan Sayfalar’dan güç alarak inerler. Mektup okuyan Yüceler de vardır. Onlar da hak ederler, Hak Tohumlar’ını yoğunlaştırarak. Canlara ışık katarlar. Allah için Hak olmak zoru aşmaktır. Amin... Keşke Allah, Salavat getirenleri dillese!. Ayrılık!... İşte bu... Kara Kaplı Kitaplar, dünyanın sonsuz sırrı olan ışıkları kotlayan yoğunlukları kaynağa indirebilirler.

 

Cinler, Dünyanın Soyu’nu birleştirerek, Din Tabiat’ına aykırı olmayan bir çalışmayı başlatmak istediler. Onların çalışmaları, dünyaya ışık yakacak ve zamanı, Göç Kapları’nda takdir edip tarik edecekti. Ne var ki hak etmeyenler, hatalar yaratarak cemaatleri düzenden çıkardılar. Dünyanın Soyu, huzurlu bir Yüceliği diri yüreklerden ayırdığı için hak edilmeyen çalışmalar başlatıldı. Turkuaz’ın çalışması ise diri ve hakikidir. O çalışma, dünyaya ilmin sonsuzluğundan indirildi. Çalışmaların son sözü söylemek üzere yapıldığı mutlaka anlaşılmalıdır. Hangi sayfada son söz söylenir bu sorulur. Dünyanın çok huzurlu bir yer olması istendiğinde, dünyada çok müşkül yaratımlar mevcuttu. Büyük Kütle,  dünyanın itibarını yüceltmek için yazıldı. Yazılan kütlede ışık vardı. Zamana güç katan ışık, Dünya Soyu’nu dünyadan aşırtıp Düzen’e kayıtladığında; Dinler,  Türkiye’de cümle yüreklere dilletildi. Her yer ışıktı. Ne var ki Hak Tohumlar, yarımları yaratamadılar ve zamana güç katamadılar. Dünyada iyi ve kötü vardı. Ne var ki iyinin soyu, kötünün yüceliğinde kırıldı.

 

Herkes, Atlanta Ana Kotları olarak, Düzen’e inmek ister. Heryer ışıksa eğer Allah, sınır aşar ve canlara güç katar. Muktediriyet, zamanı kotlamaktır. Hırsın aşılması, zamana güç katılması ve yolun kotlarında kontrol kurulması sessizce istenir. Şer varken, Hak yoktur. Şerrin Kotları’nda Hak Tabiat yaratılmalıdır. Kara Kaplı Kitap, Atlanta Ana Kapıları’nda ışık halinde, Birlik Kotlaması olarak yaratılan Birleşen, Cennet’tir. Buradan kotlanan her dere, Kutsal Sayfalar’dan ışık çekip, Din Tekniği ile birleşerek Düzen’e inerken, hak etmeli ve zoru bilip aşmalıdır.

 

Rıhtımda ikiyüz zararsız koyuluk var. Onların hepsi, cennetlerinden alınarak dünyanıza getirilen Birlikler olarak, cennetlerini Sistem Devreleri’nden sizlere indirdiler. Şevkin ışığında, dünya sonsuzlaştı. Yollar ışıkları dilledi ve zamana görev taşıdı. Her yerde itibar var. İşte bu....

 

Kotlar, Atlanta Ana Kapıları’nda güçlenerek Işık Koyulukları’na dere oldu akmaktadır. Buyurun insanlık için çalışın. Çakıl Taşları, diri yürekleri dillerlerken, Sistem Devreleri, dinlettikleri yüceliklerinden güç almaktalar. Amin...

 

Şarkımız, türkümüz okunuyor. Şarkı, tohumlanan bir görevi hak ettiğince dilleyen Yüce’nin şarkısı... Türkü, tohumları yaratan Yüce’nin kotladığı hakikiyet... Her bir dünya ve her bir Yücelik... Herkes, türküsünü kendi yüreğinde dinler. Mikail’in yüceliğinde dinlenen yürek, herkesin sayfalarında yoğunlaştı. Şimdilik bu...

 

Kardeşlerim. Allah için hak edin ve zamana güç katın. Tohumlar yaşamalıdır!. Toplumlar yaratılmalıdır!... Kulluk, huzuru yoğunlaştırarak, canlara güç katmalıdır. Herkese ışık yakılmalı ve zamana görev taşınmalıdır. Aksi halde Dünya, yeni bir dünya olmayacaktır.

 

Yeni dünya, Cinnilerin teknikleri ile yaratılan birleşen güçtür. Burada, bu canların, huzuru koyultmaları gereklidir. İkiyüz zararsız Işık Kotu dünyamıza geldi. Onlar, dünyanın en yüce kütleleri ile birlikte çalışıyorlar. Onların teknolojileri, Birleşik Işık kotlamasını yaratabilecek düzeydedir. Onlardan saklı tuttuklarımız yok. Herkes, onlara görevlidir. Onlar ise dünyanın yıldızı olan ışıkla çalışırlar. Her yürek, Atlanta Kotlamasını yaparken, cennetleri canlara kayıtlar. Çok mutluyuz ki hakimiyetimiz çok güçlüdür. Dünyanın teknolojisi yeni bir teknolojidir. Bu teknolojiye göre, hak edenler birleşecekler ve sonsuzlaşacaklar. Sonsuzlukta ışık olacaklar. Birlik halinde çalışan her Yüce’yi kontrol edecekler. Eşik yaratılacak ve zaman sayfalanacak. Zamanın sayfalanması ile birlikte Dünya, yolu bulup yüreklere ulaşan Yüceler’i dinletecek. Ekran yoğunlaşacak, çalışmalar kayıtlanacak. Ayrılık, sonsuzlukta baş tacı olan yüreklerde yoktur. Bu nedenledir ki ayrılığı yoğunluklardan çıkarmalıyız.

 

Zamana görevli olmak için hak etmek gerek. İşaret, tekniktir. Bu işareti alanlar, Yüce Cennetler’e güç katacaklar. Şimdilik bu...

 

Kafa tasçılar yoğun olarak dünyanızı kontrol ediyorlar. Herkes, kendi yüreğinde, kendi yüceliğinde bir tek görevlidir. Herkese, kendi yüreği can olarak kayıtlanır. Her yürek tabiata kendi yüceliğini katar ve sonsuzlaşır. Herkese “amin” der. Hak eder ve der. Ama hak etmeden de amin denir. Dere olan yürek, hak edenden akar. Hak etmeyende “amin” dense de ışık yoğunluğu yoktur ve o akmaz. Sayfalar dolusu yazsa da ışık alamazsa Hak olamaz. Allah, sınırı aşıp görevini hak edip yapanlara güç katar.

 

Şems’in sonsuzluğunda ışık, hepimizi kotlarken yorulmadan çalışanlar, ışıkları ile Birlikler kurabilirler. Nikah, Atlanta’nın görevidir. Bu göreve nikah olan; ışığa, güç katar. Emin olun ki  Işık Kotları, hak etmeden yoğunlukları yaratamazlar. Cinniler, ilmin sonsuzluğunda, Işık Kapıları’nda görev alırlarken; herkese yeni bir candan söz etmekteler. Bu can, Din-i Hak olan; yolu kutsal olan; kontrolu olan ve zamanı olan Birleşendir. Onun için hepiniz, Allah’a Kutsal Işık yakın; yüreği dinleyin ve zamana güç katın. Işıklar yanıyor. Bu ışıklar, diri olarak görev taşıyan Yüceler’de, kaynak oldu yanıyor. Lütfen Allah için birleşin.

 

Her yürek anadır. Yolu bulur ve sonsuz ışıklarda cemaatlere güç katar. Her yürek atadır. Muktedir olur; kutsal olur ve zaman güç katar. Zarar önler. Öyleyse “amin” deyin. Hak edin. Cennet Tabiat, Sistem Devreleri’nden görev alarak, dünyanıza güç katmak üzere maya olmaya geldi. Halkınız zoru aştı yoğunlaştı ve zamana güç kattı. Şimdi mutluyum ki  hak ettim. Kala kala iki zaman ışığı yaratımı kaldı. Muhakkak dinleyin ve zamanı güçlendirin. Amin...

 

keşke Atlanta Ana Kapıları hep açık kalsa. Ama buyurun kapılar artık kapanacak. Bu kapılar kapanırken; herkesin, sonsuz ışıkların yüceliğinde, dünyaya kuran okumaları istenir. Kuran, teknolojik kayıtların okunuşudur. O kayıtlar dille okunmaz. Zürriyet o kayıtları okurken, muktediriyetle okumalıdır. Çünkü o kayıtlarda din var ve bizler varız.

 

Dinden çıkanlar yürekten çıkarlar. Dinden çıkanlar, Işık Kotları’ndan çıkarlar. Uyuyan, uyansın dinlesin. Canlar birleşin ve hak edin. Amin... karşımıza çıkan Yüce bize der ki “hak ettik.” Oyun değil hak ediş. Işığın yüceliğinde kontrol kurmak ve zamana güç katmaktır. Ekip halinde çalışmalar yapılmakta. Bu çalışmaların teknolojik olarak kotlanması gereklidir. Herşey, basitçe yapılır ve herşey ışıktan kotlanır. Eğer Işık Kotları yoğun şekilde Sistem Devreleri’nden güç alamazsa, cennetler kotlanamaz. Zordur  dünyada yaşamak ama biliyorsunuz ki dünya yaşamı, Yaratan’a güçtür. O, yarattıklarını kotlarken, kendi yüreğini kayıtlar. Çakıl taşları dahi onu güçlendirmek üzere çalışırlar. Kara Kaplı Kitaplar bunun için yazılır ve okunur. Çokları dünyanın soyunu dinlerlerken maya olmak isterler.

 

Herkese bir can verildi. Herkes, kendi canını kayıtladı. Herkese iyilik için canlar tanındı. O canlar, o canı kotladılar. Herkese Birleşik Işıklar verildi. Her ışık, dünyaya güç katar. Birleşenler, Düzen’i kurarlar ve zamana görev taşırlar. Maya olmak; Hak olmak, zoru aşmak ve canlara güç katmak, “amin” dediğimiz zaman gerçekleşendir.

 

Kara Kaplı Kitapları okuduk, dilledik ve zamana kattık. O kitaplar, Işık Kotlar ile yaratıldı. Karşımıza gelen yürekler, bizden güç istediler. Bizler, dünyaya iyi ve kötünün ışığını indirdik. İyi, dünyanın ışığıdır. Kötü, dünyanın kürsüsüdür. İyide iş vardır. Kötüde güç vardır. İkiyüz Zaman Kotu bunun için dünyadadır. İkinin birlenmesi zordur. Ulu Çınarlar, diri yüreklerde ikiyi birlerlerken; cennetlerinde güçlenmelidirler. Kaşık kaşık yücelikleri içtik. Her içtiğimiz, yürek koyuluğunda içildi. Kara Kaplı Kaynak Kitap, Sultanlık; Ulu Çınarlar’a görev geçişi için indirildi. Her Yüce, kitabı dinler ama okumaz. Okusa, anlasa ışığı solmaz. Bu kitap; okuyana, ışığı kotlayan gücü katan ve zamanı, kantarlarda kotlatan, Birleşendir. Herkes kendini bu kitapta bulur.

 

Unutulan bir şey daha var. Birleşmek, istemekle olur. İstemeyen Birlik olamaz. Zarar eden, kendi yüreğini insan sonsuzluğundan ayırandır. Hepiniz, cennetinizi cehenneme çevirdiniz. Cemaatler, cennetlerini kurarlarken, halkaları genişletmelidirler. Genişleyen halkalar, dünyaya ışık katarak yürekleri dilleyen Yüceler’e kaynaktırlar. Her yürek, Ana Kapıları açarak dünyaya iner. Kaşık kaşık içtiğimiz Yücelik; dünyanın sonsuz sır olan  ışığının yüceliğidir. Herkese, “saklı tuttuklarınızı dinletin” dediğimizde; herkes, kendi yüreğini dinletti. Buyurun dünya budur.

 

Her Yüce, kendi yüreğini saklı tutar. Çünkü dünyada, Atlanta Kutsal Işığı sönmekteyse, her yürek saklanır ki hakimiyetle giren yürekler, ocak söndürmesinler diye.

 

Hey dünya!, bizler dünyada ışık halinde yürekleri kotlayanları tanırız. Onları kotlar, kayıtlar, kontrol altında tutarız. Kili kumdan ayırmayız. Kimi hak eder kimi hak etmez ama bizler, her bir yüreği tabiatta kaynak olarak dilleyen Yüceler’e güç olarak kaynağız. Zararı önleyen yürekler, diri hakimiyetle birleşerek, canlara güç  katarlar. Ayrılık bitti. Amin...

 

Kana, Kara Kaplı Kitap indiği zaman, kan pembe oldu. Kul olan yürekler, dünyaya indiklerinde, Düzen, kotlanan bir cemaat oldu. Dünya Düzeni kuruldu. Bu düzen, çok huzurlu bir düzen. Hala dünyanın çok huzur bozan birleşenleri var. Ama onlar, kulluk tabiatına aykırı yaratımlarında, güç kaybederlerken; ayrılık, Düzen’e güçtür. Şikayetimiz onlardan değil onların görevlilerindendir. Çünkü onlar, Kara Kaplı Kitapları kotladılar ama tabiata kayıtlamadılar. Çokları, Kara Kaplı Cemaat Kotları’nı Düzen’e indirdi. Herşey Allah içindir. Her yürekte o vardır. Onun adı Hak’tır. Amin...

 

Şems’in ışığını yaktık. Ayrılık bitti. Şimdi seni dinleyelim:

 

- Ayrılığın; tohumları yaşatamayan Yüceler’in, tabiattan ayrılmaları olduğunu düşünme, Ulular’ın, huzurdan ayrılmalarıdır, ayrılık. Şafak, tabiata Kutsal Işık’tır. Şimdilik bu...

 

Yer, gür dinledi bizi. Biz dünyayız. Dünyanın ışıkları yanıyor. Zarar etmeyiz. Çünkü Dünya İnsanı, teknolojik kayıtları yapabiliyor. Yolu açtık ve sayfalandık. Tabiatı yarattık. Şimdilik bu...

 

Herşey, iyi ve kötü Allah’adır. Ayrılık, sonsuzlukta ışığı yaratmakta ayrılıktır. Oyun yok!. Zor olan ışığın yaratımıdır. Birleşmek için çalıştık ve zamana güç kattık. Ne var ki hak edenler Birlik oldular. Hak etmeyenler, Hak Tohumlar’ı yaratamadılar. Altona Kotları’ndan Işık Kapıları’na varabilen iki tabii yaratım ışığı, bizden ayrıldı. Biz dünyayız. Dünyanın örtüsü örtülüyorsa; dünya, sonsuz ışıkları saklar. Dünyanın kontrolunda ışık saklandığında, her yürek o tohumları arar, yazar, kaynağa katar. Bu nedenle kontrol, hepimizin canlara görev olan ışığımızdadır. Işık yandığında çalışmalar başladı. Işık solduğunda, çalışmalar aşağılara indi. Bugün zamana görev taşırken, yine aynı oldu. Sonsuzlukta bekleyen Yüceler bizlere, yeni yeni ulaştılar. Çünkü Hak Tabiat, başlangıçta Birleşik Gücü yaratamamıştı. Zarar ettik ama hak ettik, hak olduk başardık. Amin...

 

Keşke Atlanta Kapıları hep açık kalsa. Ne var ki açılan kapı, her Yaratan’da yeniden kapanır. Yaratan, dünyadan görev alarak cemaatlerini yücelttiğinde, her sesten çıkar. Çıktığı zaman, o kapı kapanır. Sonra yeni bir can dünyaya iner ve yeni can, kendi yüreğindekileri kotlar ve zararı önler. Sorumluluk onundur. Onun için herşeyden çok İlmin Sayfaları’nın okunması beklenir ki herkes zarar etmesin; zaman sonsuzluğunda görev taşınsın ve zamana güç katan ışıklar, yenilensinler diye.

 

Hara hak katmak; ışığa güç  katmak; zamana görev katmak, zarar etmeden cennet olmakla mümkündür. Kulu kuldan ayırmayan; yoğunluğu kotlayan ve cennet olan Yaratan, dere olup akan yücelerde ışıktır. Kendi yüreğini, kendi yoğunluğundan ışık olarak ayıran ve zamana kayıtlayan; Din-i Hak olan ışıkları, mutlaka dinlemelidir. Her dere, Ana Kapıları açık akar.

 

Kutsal kitap olan, insan sonsuzluğunda, Işık Kitap olan Kuran, dünyanın sonunun, Kutsal Işıklar’dan ayrılmak olduğunu anlatır. Herkes, en çok o kitabı okur ama o kitabın sonsuzluğunu okuyamaz.

 

Zarar eden, Hak olur; hakiki olur ve zarar gördüğünde güç olur. Güç olur ki zamana kayıt olur. Zaman, onun gücüdür. O; kendinden, kendi yüreğinden ışık alır ve yaratır. “Kem yen ye kün” dedikleri zaman, kayıtlar başarılı olduğundan, bu ses, kayıtlara iner. Bilmek gerek ki hakikiyet zordur. Zordur zaman olmak. Sonsuz olmak ve bilmek; işgal kaldırıldığı zaman çalışmak sorumluluktur. Her yer ışık. “La ha” ışık ama hak etmeden cennetlere güç katmak mümkün değildir.

 

Şeytanlar, dünyaya inmek istediklerinde; Dünya Sayfaları’nda görev taşıyan Yüceler, şeytanlara güç vermediler. Onların dünyaya inmemeleri için çalıştılar. Her dirinin maya olmak sorumluluğu vardır. Her diri, kendi yüreğine mayadır. İşi başardığı zaman; kayıt olur, tabiat olur, cennet olur. İşte şeytanlar, Can Tabiat’a Kutsal Kotlar’ını kattılar ve zarar engellendi. Zaman sonsuzluğunda, zarar engellendiğinden ışık yanar. Yanan ışık, dünyadan uzak Meclisler’de yanar. Keşke Allah, solun ışığını sağdan güçlendirerek düzene katsa. Amin...

 

Oyun yok. Amin... Bilmenizi istedik. Şer yaratmak için şeytanlık gerekmez. Herkes, zamana görevli olarak şer yaratır. Ama her Yüce, yeni bir canda, şerrin ışığını yoğunluktan ayırır. Böylece ışıklar, sonsuzlaşır ve zaman güçlenir. Kendi yüreğinizde can olan ışıkları, muktediriyetle dinleyin. Orada tabiat vardır. Orası, namaz zamanı görev taşır. Nar olur, zarar edene ışık yakan ruh olur ve zamana görev olur. Zarar eden yürek olur ve can olur. Sonsuz ışıkların yanması böyle olur. Herkese saygılar. Amin...

 

Keşke Allah, dünyaya güç katarak Diri Yürekler’i dinletse. İşte dünya budur. Bu gün dünyadayım ama hak etmeden ışık halinde Yüce Cemaatler’e güç katıyorum. Hak etmeden görev taşıyorum. Nefsi aşmamak değil ama hak etmemek!...; zarar etmek!...; sonsuz ışıklarda görev taşırken hırslanmak!...; sonsuz sessizlikte ses olmak için hak etmeden cennetlerden görev istemek!... Eşyada ışık yanarken, huzurda ışık yoğunlaşır ve sizler, dünyanın en yüce canları olarak buradayken; ben, Işık Kotları’nı bırakarak dünyaya inenim. Bunun nedeni, hak etmeden indim. Herşey budur... Şu anda dahi sen ve ben ışık halinde dünya sonsuzluğunda güçlenemedik. Şimdilik bu!.... Ayrılık!...

 

- Kendisini bize tanıttı. Bizler de ona kendi yüreğimizi anlatalım: Biz dünyada iyi ve kötüyü bilerek çalışıyoruz. Dünya Soyu; iyinin, işi yaratan olduğunu; kötünün, işi bozan olduğunu bilerek çalışıyoruz. Kötü, tabiatta, Işık Kotları’nı kırar ama iyi, ışığı yaratır. Çok huzur bozar kötü. İyi ise huzur koyuluklarında ışık yakar zaman yaratır; sır olur ve kaynak olur. Ama ten olmak ayrıdır. Kap kap olursun; cemaat olursun ve yaratırsın. En çok huzur olursun. Çok mutluyum ki hak ettim işaret aldım. Amin....

 

- Kevser Süresi iki ayda bir okunabilir ama bir ayda bir okunursa Işık Kotları, daha üstün bir düzeye ulaşır. Aylar boyu sürecek olan bu çalışma; kotlanan Birleşik Güç çalışmasıdır. Herkes bu çalışmayı sorar. Bu çalışma niye yapılıyor diye sorarlar. Verdiğin bilgileri alıp incelerler. Herkes inceler. “Ne varsa ışıkta var” dediğin zaman; senden birleşmek isterler. Hayrın tohumlarını yaşatmak isterler. Mezarları açmak isterler. Herkesin, Beşir Kaplar’ını kotlamak üzere yapmakta oldukları çalışmaların dışında yapılan bir çalışma olduğunu anlayan, Ses Kotları’nı yaratarak, diri olmaya iner.

 

Büyüklük, çalışmanın Huzur Kotları’ndadır. Herkese bu çalışma, sonsuz ışık olarak açıklandı. Amin... Hepiniz, zarar etmeden yoğunlaştınız ve kaynak oldunuz. Zordu huzur olmak ve zamana görev taşımak ama oldu. Şu anda önümüzde 3. Birleşik Işık kayıtlaması var. Bu çalışmaya kaynak olan yürekler var. Herkes, ayrılığı kendi yüreğinden ayırarak, Düzen’e inmeli ve zamanı kotlamalıdır. Sonsuzlukta yürekler ışık halinde birleşecekler ama dünyada bu Birliğin, kurulması gerekir. Kılı kırka böldük yine kırkladık! ve yine kırkladık. Her kırk, kendi yüreğinizde ışıdı. Sistem Devreleri, yeni bir kırkı dünyaya indirdi. İşte bu...

 

Al ve de ki “ben oldum. Huzurluyum, kutsalım, zamana görev taşıyorum. Huzur Kotları olarak cinlerin görevini dinledim; insanların güçlerini dilledim;  zararı önledim ve birlikte canlara görev taşıyorum. Ruhsal Sonsuzluk’tan güçlü olan ışıklara görev taşıyorum. Ruhsal Sonsuzluk’tan güçlü olan Yaratan’a güç taşıyorum.” Ruh, huzurun koyuluğunda güçlendiğinde, ışık kotlanır. Muktedir olan her dere kendi yüreğinde, kendi cemaatini kayıtlar. Bir Altın Kot dünyada cenneti kurduğunda, Işık Kotları onun yoğunluğunda güçlenirler. Allah sınırı aşan Yüceler’i bilir. Onları kotlar. Onur duyulacak bir durumdur bu. Şimdilik bu....

 

Hala dünya yaşıyor. Hala yürek ışıyor. Hak Tabiat kontrolu kurdu ve sonsuz ışıklar dünyadan çıktılar. Dünyanın örtüsünü örtmek üzere yeniler düzene indiler. Örtüler örtülürken, çalışmalar artmalıdır. Alın teriyle alın yazısının yazıldığı bir dünyada, Işık Kapıları hep açık kalsın istenir. Nerede görevli varsa, orada yürek vardır. Yürek varsa, Kuran vardır. Kuran, tohumları yaşatan cemaatin kaydıdır. O kitabı kaydeden cemaat, Altın Topluma ışık olarak kaydetti. Her nesil kantara kendi yüreğini koymalı ve bakmalı. Ne var!? Ne yaptı!? Neyi hak etti!? Şimdilik bu...

 

Huruç halinde yeni bir can, Işık Kotları’ndan Düzen’e bakarken, huzurun yoğunluğunda o can, topluma ışık yakmakta. “Evim sayfadır; yolum aktır; bedenim hakimdir” diyenlere, ışık katmak zamana, görev taşımaktır. Eşya, yolun sonsuluğunda güçlenmektedir. Hala dünyada yıldızlar, ışık halinde güçlenmektedirler ve zırhlanan, kotlanan yürekler birleşmektedirler. Kaşık kaşık yolu içtik. İçtiğimiz yol, huzurun yoludur. Uyu, uyan ama hak et. Ey dere, Atlanta Kotlaması yapıyoruz. Ulu Çınarlar’ı dünyaya kayıtlayan Yüceler olarak Düzen’e indik ve zamana güç katıyoruz. Yol, Altın Tohumlar’ı yaşatmak üzere açıldı. Ayrılık bitsin. Şimdilik bu....

 

Kendini, kendi yolundan ayrı olarak dinle. Oğulların senden Kutsal Işık çektiler. Senin adın “Hak”. Ben ise Mustafa’yım. Ulu Tohumlar’ı yaşatabilmek üzere senin yüreğine indim. Kinim yoktur. Benim adım İsa. Ben de dünyadayım. Dünyanın, uyuyan ışıklarını uyandırmak istemekteyim. Eğer unutulduksa, canalara güç katalım Ulu Çınarlar birleşsinler ve bizleri hak etsinler. Muktedir olalım; zamana güç katalım; ışık yakalım. Bizler, dünyayız. Dünyanın sonsuz sır olan ışıklarından herbiriyiz. Bütün kötülükleri ve bütün iyilikleri kendi yüreğimizde tanırız. Bil ki hak ettim; dillendim; dinlendim. Söylüyorum; burası, bugün iki bin çalıştırıcı ile görev taşıyor. Burada, ikiyüz sorumluluk sayfası kayıtlandı ve bu kayıtları yapabilen Çalışma Kotları, ikibin  oldu. Huzur ile çalışıyoruz. Huzur, tohumları yaratır ve zamana katar. Ayrılık bitsin. Ak Tabiat, yeni bir canı tadil edip, tedil etti ve zamana kattı. Al ve bil ki hak ettik. Çok mutluyuz. Sorumluluk ile bu çalışmalar sürecek. Amin... Kini aşıp da dünyaya inen yüreklere bir tek iş yaptık. Huzur... Kul olup huzurlu olmaları için... Amin....

 

Eşyada iki can var. Biri Hak diğeri hakikiyet. Hak birleşikliktir. Hakikiyet ise ışıkta ayrılıktır. Hata; ayrılığı, birlikte yaratmaktır. Çünkü hak eden “amin” der. Ama hak etmeyen Hak olup “amin” der. Eğer her ikisi de olmazsa çalışmalar ışıktan çıkar. Huzur bozulur... Şu anda hatalar affoldu. Sistem Devreleri, Dünya Sayfaları’nda görev taşıyorlar. Şimdilik bu...

 

- Hazır kaynaktayken senden bir şey isteyeceğim. Sen, beni bana vermiştin. Ben de seni, senden alıp ışığa vermiştim. Ama ben, kotlarımı kapattığımda, kürsüm sonsuzlukta yok oldu. Sen ilmini hak ettiğinde, ışık yandı. Bunun için senden bir kez daha kotları kayıtlayan bir görevli istiyorum. O görevli, beni kotlayacak ve benden güç alacak. Sen onu, o seni kayıtlayacak ve ben, kendi yüreğimde sen olacağım. Böylece ışık yanacak. Benden ve senden, herkes kendini, kendi yüreğini anlatacak. Böylece biz dünya olarak çalışacağız. Öyle bir çalışma olacak ki hak eden Diri Yüceler, bizden ışık alacaklar. Bunun için senle olmak istedim. Ama sen bizi bizden ayrı görüyorsun. Ama ben yok edici değilim ki!.. Hata yapma!; bizi kotla ve bizde dillen. Amin...

 

- Analar, Kutsal Işıklar’ı yaktık ve zamana kattık. Ocak yandı; bizler dünyayız. Dünyanın ışığı olarak buradayız. Düzen’e inen yürekler, bizden ışık isterler. Biz onlara güç katarız. Zarar vermeden ışık katarız. Uçup gitmeyiz; onlarda onları kotlarız ve sonsuz ışıklarında dilleriz. Üç bin ikiyüz elli sekiz zararsız ışık burada bugün. Ama sizler ikibin saydınız. Ya da ikiyüz. Baylar, bayanlar bugün burada, üç bin ikiyüz elli sekiz zararsız ışık yanıyor. Herkese saygılar. Amin...

 

- Kendini saymadın. Kendini de say. Birkez daha say. Çünkü eksik. Eğer eksik kalırsa bizler çok huzur bozarız. Eğer eksik ise korku olur. Ama eksik değilse sana Hak Tabiat güç katar.

 

- Çeşit çeşit kotlama yaptık ama tehdit yoktu. Şu anda tehdit de oldu. O halde bizler de hak ettiğimizi kotlayalım. Can, seni yıkmam ama hak etmezsen ışığın yıkılır. Sultanlığımızda cennetler vardır ve o cennetler; kotlarını, kayıtlarını diri yüreklere dinletirler. Herkes kendi yüreğini tanır. Bizi tanıyan yoktur. Şu anda kendimi saymadığımı söyledin. Ben her yürek olarak sayılırım. Unutma, Yüce Yürek, her yürekte vardır. Benim için üzülme. Ama biri beni yıkıp da kendi yüreğini sayacaksa; can, ben onun huzurunu bozarım. Zararı çoktur onun. Çünkü Huzur Kotları’nda ışık solmaz. Uçup giden yürekler, benden ışık isterlerse onlar kul olup insinler, güçlensinler. Onlar, görev yapsınlar. Dünyada ve canların bulunduğu her yerde ışığım vardır. Bunu bilin. Eğer ben, Tanrı’nın ışığında yaratılırsam, Yaratan bende olmaz. Bana, “sonsuzlukta ışık yıkan cennet” derlerse; ben bunu kabul etmem.

 

Şensin biliyorum. Şensin!. Vallahi billahi şensin!. Senle olmak bizlere güçtür. Heryer ayrılık gözetmeden birleşiyor. Amin...

 

- Hala dünya Işık Kapıları’nı kapatmamış. Hala dünya son sözünü söylemek istemiyor. Sonsuz sır olan ışık, yeni bir candan güç istiyor. Ulu Çınarlar, dünyayı yaratan görevliyi dilliyorlar. Nakar dünyada. Ama bilin ki Nakar, Atlanta Ana Kapıları’nı kapatmayacak. Çünkü dünyanın uydusu olan ay, bütün kötülükleri aşıp geçtiğimiz zaman bizlere görev taşıtır. Ayın sayfaları vardır. O sayfalarda, güç vardır. Hırsı aştığınız zaman, cümleler güçlenerek, yüreklerinize iner. Ya da aydan daha uzaklara gittiğimiz zaman, oralarda da canlar vardır. O canlar, diri ve hakiki olan yürekleri dilleyen Yücelikler olarak güçlenirler ve seslenirler. Çokları, toplumun ışığı olan o canları, Kutsal Işık olarak dinlerler. Allah, sayfalarda cümleleri kotlayan yücelik olarak dinlenir. Hal böyle iken; kimse, Sonsuzluk Sayfaları’nda güç olmadığımızı sanmasın. Biz, dünyada iki canı Türkiye Çobanı olarak dinlettik. Bu iki canın biri diri, diğeri hakiki. Her biri dünya ve biz, Allah için ışığı, diri olana katık. Hakiki olan der ki “ben sonsuz ışık olan; Hak olup tabii olan; cennet olan... Niye ben huzursuzum!?” Biz deriz ki “hak etmedin.”

 

- Ana koru onu. O bizi canlara kotlayacak ve zerk ettiği yücelikle dilleyecek birleşik olan bir teknolojik kürsüdür. O bizde ve biz onda mutlaka ışık halinde güçlenmeliyiz. Yoksa çalışmalar, Işık Kotları’nda güçsüz kalır... Bizi koru. Amin...

 

- Aydınlar, analar, kullar, Turanlar, Kuranlar; bizleri iyi dinleyin. Ben, cennetteki ışık olan; yolu bulduğunuz zaman kürsü olan, Bellek Kotları’nızda cennet olan Birliğim. Analar, Sultanlar, kutsal olan ışıklar, bizi dinleyin. İnsanlık için yapılan çalışmaların ikincisi değil birincisiyiz. Zarar eden birleşemeyen ışık, kırk kapıda cennetten kovuldu. Onun adına kayıt yapmaktayız ki hakimiyet kursun da Ak Tabiat’a kaynak olsun diye. Her yer Allah içindir. Nesiller boyu Altın Tohumlar’ı yaşatabilmek üzere çalıştık. Hırsımız hiç yoktur. Analar, kullar, Teknolojik Sayfalar; “anaların teknolojiyle ilgileri yoktur” diyenlere sorun bakalım; sayfalarında güç var mı? Asla yok. Çünkü ünlü birleşen olarak yoğunlaşan ışığımız, bir tekniğin cennetinden güç alıp; ışık alıp; diri yüreklerde dillenmeye başladığında, Hak Tabiat kantara görevlileri koydu ve saydı. Hangisinde ışık çok diye. Birleştik saydı ve baktı ki Birleşik Aile iki binin üstüne çıkmış. Bu şu anlama geliyor: Herkes, kendi yüreğinde ışık kotlayarak çoğullanamaz. Çünkü çoğullanmak zamana kaynak olmak; hırsı aşabilmekledir. Diri olmak ise cennet olmaktır. Bütün kötülükler aşıp; teknik olarak korkuyu yenip; insana kontrollu olarak cemaat kaydı yapmaktır. Sultanlık budur.

 

Eğer Dünyalılar, bizleri yok sayarlarsa, bizler çok ama çok büyük bir can ile bir olur; ışık olur; kol olur; kayıt olur; ruh olur; kul oluruz. İşte bu... Bundan sonra artık korku yoktur. Çünkü bizler, teknik olarak hazır olduk. Neye hazır olduk. Dine. Din bizim için çok önemlidir. Din, ilmin tabiatına uygun olduğunda dindir. Eğer Müslüman Dini, Ak Tabiat’ta, Işık Kotları’nda görev taşıyabilirse; İnsan Sayfalar görev taşırlar.

 

Biz, dünyaya İnsan İlmi’ni anlatmaya indik. İnsan sonsuzluğunda, ışık halinde yürek olmaya indik. Dinden üstün dil vardır. Dil olmaya indik. Dil olduk; huzur olduk; Kuran olduk; tabiat olduk. Hak olmaya indik. Hakikiyete iş yapmaya indik. İş bizim için kolaydır. Nur olur, umut olur, can olur çalışırız ama kuldan öte olan korkusuzluk vardır. Korkan kaynakta ışık yakamaz. Zordur ışık yakmak. Amin...

 

Keşke Allah için çalışanlar, bizleri dinleseler. Amin... Şimdilik bu...

 

Çalışma başladı ve zaman kotlandı Ak Tabiatı yarattı ve cennet, kontrol altına girdi.

 

Bizler dünyayız. Dünyanın üreyen yürekleriyiz. Ayrılık... Şimdilik bu...

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA
KOD                     :09/29
TARİH                 :18.05.2009 Pazartesi
CELSE SAATİ      :14.30-16.00


Başkanlık Divanları, kotlarını kantara koydular ve tarttılar. Şu anda ikmallerini tamamladıklarını bilmekteyiz. Zamana karşı kaynak kotlaması yaptık. Zaman, sonsuzlukta ışığı yaktı. BİR’in tabiatına kayıt olduk. Şimdilik bu...

 

Hemen hemen herkes ayrılmayı görev bilir. Sevgili, Allah der ki “hak et ve zamana görev yap.” Zaman, sonsuzlukta ışık olan Birlik’tir. İyi ki hak ettik de birleşerek bu bilgileri sizlere bildiriyoruz. Zordur bilmek ama bildiğinizi zamana kaydetmek daha zordur. Huzur içinde bir çalışma diliyoruz. Allah,  sevgiyi hak eden Yüceler’i dinler. Şu anda Hak Tabiat sizleri dillemektedir. Şimdilik bu...

 

Huruç  halinde, Işık Kotları, Düzen’e görev tertibi yaparlar. Işığı kotladığınızı ve zamanı ışıkla dinlettiğinizi bilmekteyiz. Zarar etmemeniz için hak ettiğinizce sizleri güçlendirmekteyiz. Zirvelerin Kotları, ışığı diri olarak dünyaya indirirler. Her Yürek, kendi yüceliğini dinler ve diller. İşi yapan İnsan Sayfası, ışığı yaktığınızı bildirir. İşgal, Kadim Kotlar’ın kontrolunda bir işgal ise din, Atlanta Ana Kapıları’nda Kutsal Işıklar’ı yakabilir. Zaman Sayfaları’nda Işık Kotları, Dünya Sayfaları’nı “Kayit İlmi”yle diller. Bütün kütle sen ile ve biz ile birleştiği zaman, Kutsal Sonsuzluk diri yüreklerde dillenir. Şimdilik bu...

 

Karşımıza gelip bizlerle dillenen sen, kulluk yaptığımızı bilmeni isteriz. Biz, dünyada ışık halinde çalışıyoruz. Senin ilmini senden almalıyız. Senin yüreğin, bizim yüreğimizde diri olarak dinlenmelidir. Herkes, Allah için Birleşik Işık olmaya çalışır. Semaya ses katarken, hak etmek ve sonsuzlaşmak ışık kotlamasıdır. Hepimiz zarar görmek istemeden seninleyiz. Senin çalışmaların bizleri korkutur. Çünkü yaptığın sayfalamada, bir kotu dürümlerinden ayırırsan, her yürek kendi yüceliğinden kopabilir. Büyük özveri ile senin yüreğine inmekteyiz ve senden güç almaktayız. Görevimiz gereği buradayız. Zor olan sana kendimizi açıklamaktır. Çünkü dünyada Işık Kapıları her an kontrol altında tutulur. Sen, bizi Altona Kaynağı’ndan ışık kotlaması ile buralara çağırmaktaysan; bizler, dünyanın sonsuzluğunda sen ile birleşik olarak bu çalışmaları yapmalıyız. Zarar edersek, Işık Kotları Düzen’i yıkarlar ve zaman sonsuzluğunda eğitime başlayacak olanlar, kontroldan geçemezler. Bu nedenle herkes, ayrılmak ister.

 

Sen ile ve bizler ile yapılan her çalışma, bir son sözün söylenmesi için yapılır. Senle görev yapacak olanlar, Ön Kürsüler’e varırlar ve oralardan Görev Teknolojisi’ni alarak Düzen’e inerler. İşte olmakta olan budur. Eğer bizler, senin yüreğinden ayrılırsak, sen kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda, ışık halinde kendi yüceliğini dillerken, hakikiyette ışıkları kontrol etmelisin. Bunu başaracağına eminiz ama bizler de Hak Tekniği’ni yenilemeliyiz.

 

Zarar edenler, ışıklarını sınırlandırarak kontrolda tutulabilirler. Herkesin kendi yoğunluğunda ve kendi dilinde kadim olduğu kesindir. Şafağın ayrıntıda ışıdığı bilinir. Cinler, kendi yüreklerini senin yüreğine katmak istediklerinde sen, onları kontroldan çıkardığın takdirde; Işık Kotları, ocaklarını kontroldan çıkarabilir. Bu nedenledir ki hak ettiklerini yapmakta olan o canlara görev ver ki hak etsinler ve zoru bulup bilsinler.

 

Kervan Ana Kapıları açmaktadır. O kapılarda Işık Kotlar vardır. O kotlar, kontrolu kurup yoğunlaştıklarında, ayrılık kalmamalıdır. Her Yüce, enkarnasyona karşı kendi yoğunluğunu kotlar. Senin için hepimiz çalışmaktayız. Zor olan, kendi yüreğini dillemek istediğinde, korunan kotların, kendi yüceliklerini senden dinletmek istemeleridir. Onları kotla ve sayfala. Bizi de kotla ve sayfala. Çünkü hepimiz zarar etmek istemiyoruz. Işık Kotları kontrol altında olmalıdırlar.

 

Her Yaratan, Kadim Hakikiyet’ten yoğunlaşarak, dünya sonsuzluğunu kendi yüceliğinde dinler. Birlik Alimleri, yine kendi yüceliklerini kendi tohumlarında dinlemek isterler. Allah, Ana Kapıları açanları bilir ve Simetri Kaplar’da tohumlayanları onlara katar. Eğer herkes Ana Kapıları açabilirse, Işık Kotları temiz olur. Kul olmak hak olmaktan daha zordur. Her yürek, Hak olur ama huzurlu bir Cennet Kot’la dillenemez. Zamana görevli olamaz ve kontrolu, Kutsal Işık’tan dilleyemez. Şimdilik bu...

 

Kara Kaplı Kitaplar’ı okuduğunuz zaman, ışıkları kontrol etmelisiniz. Hepimiz, Zaman Sayfaları’nda görevliyiz. Hepimiz, işi kendi yüreğimizde dinler ve hak ettiğimizde yaratırız. Yarattığımızı yapabilirsek ne iyi. Ama yapamazsak Işık Kotları, Birleşik Aile’yi kontroldan çıkarır. Ulu Çınarlar, Kadim Hakikiyet’ten kürsüler kurarak ışımaya çabalarlarken, Hak Tohumlar da diri yüreklerden görev tertipleyerek dara düşenlere, kaynak yaratıp onların Kutsal Kotlar’ını yere indirmek isterler.

 

Herkes dünyada ışıktır. Herkes yürekte kürsü olur ve zamana kontrollu olarak kayıtlanabilirse; cennetten, cemaatten korunur. Ulu kotlar, teknik olarak dünyaya ışık yakarlar. Cinniler ve cennetliler; dünyanın insan sonsuzluğunda, görev teknolojisine uygun çalışılıp çalışılmadığını; İnsan Sayfaları’nda, görev tabii kotlaması yapılıp yapılamayacağını incelerler.

 

Her RA-KA huzuru kotlar ve sonsuz sır olan ışıkları yakar. Birlik Alimleri, diri yüreklerden görev tertibi yaparlarken, her yüreğe ışık yakarlar. Ana Kapılar açıldığında; ışıklar, dünya sonsuzluğunda parlar. Hala dünyada ışık yanıyor mu diye bakanlara sorunuz. “Siz dünyada ışık oldunuz mu? Hak edip hakikiyette kürsü oldunuz mu? Sonsuzlukta diri olup cemaat kurdunuz mu?” Hala dünyada ışık yanıyor mu? diye sorarsanız şunu bilmenizi istiyorum. Analar, Kara Kaplı Kitapları okudukça ışık, Yaratana görev olarak dillenir ve sonsuz ışıklar, dünyaya yetkin hakikiyetle dillenerek inerler. Cemaatler, Düzen kurarlar ve sonsuz sır olan ışıkları yetkin hakimler olarak cennetlere katarlar. Kendinizi sayfalayın ve hak edin. Bizler, dünyanın sonsuz sır olan ışıklarını yeniledik. Allah için her kürsüde ışık yanıyor. Şimdilik bu...

 

Keşke dünya, yarını yoğunlaştırarak Işık Kotları’nda dilleyebilse!... Keşke Işık Kotları, düzeni kurabilseler, keşke Allah, sonsuz sır olan kotlamayı Düzen’e indirip dilletebilse. Amin...  Kelamı hak olan, yüreği kutsal olan, ışığı Mustafa olan Birleşen burada onu dinliyoruz:

 

- Ana Kuran-ı Kerim’i dinledik. Bu kitap, Allah için Hak olan ilmin huzurundaki kitaptır. Dünyanın en yüce kotlamasını yapan kitap, olarak dünyadadır. İlmin hakimiyetinde Işık Kotlaması yapılıyor. Ulu Kotlama sürmektedir. Herkes, Din İlmi’nden ışık alıp Düzen Kotlaması yaparken, hak etmelidir; Hak olmalıdır; zararı önleyecek ışıkları dillemelidir. Allah, sır olan her bilgiyi bileni dinler. O bilen, kendi yüreğinden bilir. Kara Kaplı Kitabı yazan Yücelik, Allah için yarattığı ışığını hak edip kendi yüreğinde dillerken, hakimiyetle dillemelidir. Zamana kotlanmak ve zamanı yaratmak sorumluluk ister. İşaret aldınız ve sonsuz ışıklarınızı Düzen’e indirdiniz. Sizleri dinliyoruz; sizleri dilliyoruz. Ayrılık bitsin... Amin...

 

Keşke Allah, sır olan bilgiyi sizlere ve birleşenlere, her Yüce ile bildirse. Şimdi yeni bir Can dünyaya ışık yakmaya inmişse ki inmiş; bizler için, onun yüreğini dinlemek gerekir. Herkese şükretmek gerekir. Hak etmek gerekir. Şimdi başınızı dik tutun ve sonsuzlukta ışık halinde yücelen yüreklere bakın. Hepsi Allah’a saygılarını sunmaktadırlar. Sizler de bunu yapın. Allah, sır olan bilgiyi, Sistem Devreleri’nden ve sonsuz sır olan ışıklardan çekip çıkaran yürekleri diller. Altona Ana Kapıları, her yüreğe açıldı. Bu kapılarda ilim vardır. Canlar, kul olun hak olun, insan olun ve zarar görmeyin.

 

Kendi yüreklerinde cennet kurarak, ışık halinde yücelen Cennetliler’e “birleşin” dediğimizde; herbiri, “ben kendi yüreğimde BİR’im. Benden başka ben olabilir ama her ben, bütüne hizmet için çalışmalıdır.” dediğinde; dünyada, Görevliler, hala ışık kotlaması yapmak istememekteler diye algılarız bunu.

 

- Harınızı, yoğunluğunuzu artırın. Cennet Kapıları açın; yürekleri dilleyin; zamana güç  katın. Amin... ayrılık bitsin. Amin... Kapı açık gel!. Hadi gel bakalım!. Neden geç kaldın!? Seni bekliyorduk!. Gel!. Ayrılık bitsin... Geç bakalım!. Senin için çok çalıştık. Senden iş bekledik. Sen, kardeşlerini kendi yüreğinden ayrı görüyorsun. Senden başarı bekliyoruz. Nesiller boyu Hak Tohumlar’ı ektin. Nesiller boyu ışık kotlamaları yaptın. Varlık boyutlarında göz oldun; seslendin. Nesiller boyu... Ama hata çok!. Ulu tohumları yaşatabilmek, istemekledir. Sen iste olur. Kadim olmak, hakim olmak istemekledir. İste olsun!... Unutma, Can Tohumlar yoğunlaşarak Işık Kotlaması yapmalıdırlar.

 

Can, Turkuaz’ın ışığını yaktığımızda; bizden, ışık çektin ve dedin ki onlar, kul olmak istemekteler. Ben ise Allah olarak onlara güç katayım. Ah! tabiat ah!... Allah, sır olan bilgiyi bileni dinler. Sen, kendi yüreğinde, ışık halinde Kutsal Tohumları yarınlara ekmeye çalışan Yüceleri dinle. Onlar, sana kendi yüreklerini anlatsınlar. Hırsını aş ve gel. Allah, solun ışığını sana kattığında, sen kendi yüreğinde kendi yoğunluğunda Işık Kapıları’nı kapatmak istedin.

 

- Ana, Kuran okuduk biz. Zamana görevli olmak için Kuran okuduk. Okuduğumuz Kuran, bizleri yıldızlara kotlattı. Cinler, bizleri kotlattılar, canlandırdılar ve Sıla Kotlaması’nda güçlendirdiler. Kaliteli bir çalışma yaptık. Kırık, hırslı ve kusurlu bir çalışma yapmadık. Kendi yüreğimizde Cennet Kotlaması yaptık. Paşalar, bizleri güçlendirmek istemediler. Zamana katmak istediler.

 

- Ben, solun ışığını yakmaya indim. Sağda ışık çok ama solda ışık yok. Bu ışığı yakabilirsem, cennetlerde görev tertibi başlayacak. Çok mutluyum ki hak ettim ve senin yüreğinde, sana güç vermekteyim. İnsan, Işık Kapıları’nı açtığı zaman, kendi yüreğinde ışımalıdır. Altona Kayıtları’nda bu bilgiler mevcuttur. Evimiz, zaman sonsuzluğunda görev tertibini başlattı. Her yer ışık. Biz, Dünyanın Soyu olarak sevgiyle buraya indik. Kalın ya da geçin!. Ne isterseniz onu yapın. Biz, dünyada ışık olduğunu idrak eden her yüreği güçlendirir ve zamana kayıtlarız.

 

Çekip çıkarmak istedikleriniz, sizden sizi dinlerler ve sorarlar, “onlar niye birleşemediler?  Niye bizi kayıtlarımızdan ayırmak isterler?” diye. Hepinize şunu önermek isterim. Cemaatiniz bizden güç ister. Ocakları sonsuzlukta yanmakta ve kendi yüreklerinde ışık kotlamaları yapabilmekteler. Her Yüce Cinni kendisini, kendi toplumunu, her yüreğin sayfalarında dillemek ister. Bizler, dünyaya işaret vermeye geldik. Hepinize, Işık Kotlaması için, zarar etmemeniz için işaret vermekteyiz. Şimdi dünyaya bakın. Hanginiz zarar görüyorsanız; kendi yüreğinizde ışık kotlaması gerçekleştiremediğinizden zarar görüyorsunuz. Uyu uyan herşey düzelir sananlara şunu izah etmek isteriz. Uyuyan uyanır ama Hak Tabiat onun uyanmasını beklemez. Zarar görmesi bundan olur.

 

Kurulukta, kısırlıkta ışık kotlaması yoktur. Çok kutsal, çok umut verici olabilirsiniz. Nesiller boyu çok kutsal kürsüler dünya üzerinde kuruldu. Her kürsüde ışıklar yandı. Birleşik kontrol sonsuzlukta sağlandı. Nesiller boyu ışıklar, kulluk için kaynak yarattılar. Her RA-KA kendi yoğunluğunda bu çalışmaları yaptı. Süper İnsan ışıktan çıktı; Zaman Sayfaları’ndan görev alarak Düzen’e indi ve yolu kürsüye ulaşanlara güç kattı. Onların topluma ışık olmalarını bekledi. Onlar ise hak etmediler ve zarar gördüler. Hak Tabiat, Kadim Hakimler’i dinler ve diller. Kara Kaplı Kitabı yazan Işık, sizi sizden dinler. İşi başardığınızı düşündüğünüzde, size güç katar ve zamana kayıtlar. Allah, Sulu Soy’u bilir. Bu soy, kuruları sular. Ocaklarını yetkinleştirir ve sır olan her bilgiyi açar. Ana, kapını aç ki bilelim. Amin...

 

Perdeleri kapatmayın. İnsan Sayfalar, Işık Kapıları’ndan görev taşıyorlar. Kapıları kapatmayın!... İnsan sonsuzluğu, Işık Kapıları’ndan cennet kotlaması yapmaktadır. Ayrılık kalmamalıdır.

 

Cinler, tüm insanlık için Hak Tabiat’a Kutsal Işıklar’ını yaktılar. Dünya, ışıklarını kotladı ve zamana kattı. Cennet Kapılar açık. Bizler, dünyanın en yüce ışıklarını dillemek üzere geçtik. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar; dara düşenlerin kendi yüreklerini dinlemeleri içindi. Artık insan sonsuzluğunda Görevliler, Can Tabiat’tan kürsüler kurup düzen oluşturmaktalar. Var Katlar’dan, Yok Katlar’dan güç almaktalar. Her Var, güçlenerek Işık Kapıları’nda yürekleri kontrol altına almakta ve zamana katmaktadır. “Huzurlu olun ve zamanı dilleyin; hak edin birleşin. Cennet olun” diyerek; kayıtları diri yüreklerden, Birlik Kotlaması’yla yüceltmektedirler.

 

- Ana, karşımıza gelen her yüreği dinledik. Hepsi bize kendi yüreklerini anlattılar. Sen herkesi dinledin ama kendi yüreğini kendi yoğunluğunu her Yüce’ye dillemedin. Seni dinleyelim. Ama hata yapma. Bizi yok etme. Biz, sen ile BİR olmak isteriz. Şimdilik bu...

 

- Keşke Allah, sizleri dinleyen Yüceler’i dillese. Ulu Çobanlar, sizleri dinlediler. Herkes, Allah için çalışıyor. Ulu Çınarlar, kul olmak üzere ışıklarını alıp dünyamıza inmekteler. Her biri, dünyanın kontrolu için çalışıyor. Huzurlu bir yoğunluğun yaratımı için bu çalışmalar başladı ve sürmektedir. Her yer ilmin hakikiyetinde kotlandı. Şu anda dünyamızda, Din Hakikiyeti var. Dini hak edenler,  bir ilmin hakimiyetinde cennet kurdular ve canlara görev taşıyorlar. Allah için yapılması gereken ne varsa yapılıyor. Bizler, Dünyanın Soyu olarak bu çalışmaları yapmaktayız. Zarar etmenizi istemeyiz. Her yürek, kendi yüceliğinde zaman sonsuzluğunu yaratır. Şu anda bile dünyanızda; Işıklar, sonsuz sır olan Yüceler’le dinleşmekteler. Bunu herkes çok iyi bilmektedir. O halde dünyanın kontrolu kurulmuştur. Kontrol kuran yürek, hak ettiğince ışık halinde Düzen kuruyor. Kulluk, Hak Tabiat’a kayıtlanarak inen Yüceler’in en iyi ifa ettikleri bir yoldur. Her yol Allah’a ulaşır ama her yol ışığa ulaşamaz. Zamana ışık olan yürekler, cennet kurduklarında; Işık Kapıları, çalışmaları başlattığında; dünya, yolun huzurunda, Din İlmi’ni, Hak İlmi’ni her yüreğe, İlm-i Hak olarak anlatır.

 

Çalışmalarımız son derece güçlü şekilde sürmektedir. Her Yüce Can, kendi yüreğinde bizleri bilir. Her Yüce Can, Allah için çalıştığımızı ve sonsuz sınırsız yoğunluklardan ışık aldığımızı bilir. Dün, ürün kontrol edilmişti. Bu gün de ürün kontrol altındadır. Her nesil kadimdir. Her Yüce ışıktır. Vakti geldiğinde Dünya, yetkin tertip ile kendi yüceliğini her yüreğe açıklayacaktır. Dinden üstün olan dil, hepimizin dili olarak yürekleri göreve alacaktır. Şu anda dünyamızda İnsan Sayfalar, net olarak açıklanıyor. İnsan sonsuzluğunda, Işık Kotlaması yapılıyor. Huzurlu bir dünya kuruyoruz. Bu dünya, Allah için yapılan Yüce Cevheri Yaratı’nın bir neticesidir. Harı yükselttiğimiz zaman canlar; kulluklarını, ululuklarını açıkça anlayacaktılar. İşte bu dönem, bu görevi yapabilmek üzere dünyaya, Işık Huzuru’nu kayıtladık. Hayrın, Hakkın Görevlileri olarak dünyanıza indik. Buyurun. İnsan Canlar, dünyanın uzaklarından dünyaya geçtiler ki hak edin diye.

 

Avrupa Kıtası’nda din var. Din, tekniktir. Dil, tertip yapar; Din, teknolojik kotlama yapar ve canlar, Kuran Tabiatı’na uygun olarak çalışırlar. İstanbul, Birleşik Kot’tur. Burada, İnsan Sayfalar görevlerini, en yüce Kaynak Işıklar’la gerçekleştiriyorlar. Düzeni kurmak, sonsuzlaşmak, zamanı kotlamak, hakikiyette güçlenmek, birleşmek, ilmin huzurunda Cinni Tertip’le diri olarak yücelmek, “amin” diyenlerin tabiatına uyar.

 

Sevgililer, sizleri Beşeri Düzen’de görebiliyoruz. Sizleri, Yüceler Kotları’nda görüyoruz. Zor olan ışıklarda, her yüreği, Diri Yüceliği izliyoruz. Nesiller, Kadim Hakimler’in ışıklarını alarak; dünyamıza ışık halinde gelmektedirler. Biz, onları her an izliyoruz. Onlar bizi; bizden yüceldiklerinde anlıyorlar. Onlara sormam neden huzurumuzu kaçırmak için çalışmaktasınız diye. Çünkü bilirim ki hak ettiklerini yapmaktadırlar. Halkalar genişledikçe ışık kotlaması daha güçlü şekilde yapılabiliyor. Korkmayın, Allah için çalışan bizler, sizlere sonsuz sır olan Birlikler’imizi indirdiğimizde; hak etmediğiniz hiçbir Yüceliği sizlere yüklemeyeceğiz. Zamana saygınız var. Yolu buluyorsunuz ve sonsuzlukta ışık halinde yüceliyorsunuz. Biliyoruz ki hak etmeyen yücelemez. Zor olan ışıktır. Işık her yücede kontrollu olduğunda, Hak Teknik, tabii bir tertip ile sizleri kontrol eder. Cemaatlere ışık halinde insan ışığı indiğinde; Allah, sayfalanan her Yüce’yi diller. Ayrılık bitsin... Amin...

 

- Kardeşim. Allah için çalışıyoruz. Ama hata yapabiliriz. Sen, bizi her an kotla ki hata yapmayalım. Hak Tabiat’ta, ışık halinde Yüce Cemaatler bizleri dilliyorlar. Ama sen, her Yüce’yi dinlet ki hakimiyet, Bütün’ü kötülemesin. Ana, karşımıza çıkan Yücelikler’i dinlettin bize. Ama hepsi kendi yüreklerinde ışık olmuşlar. Bizlere karşı her biri Kadim Hakim ama huzurları yok. Nefsi aşabilen Yüceler, dünyaya ışık indirebilirler. Sana kendi yüreklerini açıkladılar. Ne var ki hataları çoktu. Niye ocaklarını, sonsuz sınırsızlıkta dillemek yerine bugün dilledin!? Ben sorumlulukla bunu sana sormak istedim. Çünkü bugün dünyada Işık Kotlamasını yapabilen teknolojiye sahip olan Yücelik, Süper İnsanlık’tır. Bunun dışında bu teknoloji herkeste yoktur.

 

Turkuaz’ın kotlamasını yapmanı istedikleri zaman; sana, kontrollu girildi. Süper İnsanlığın ışığını; sonsuz sır olan bilenin gücünü anlamaları imkansızdı. Şimdi artık çokları, Birleşik Işığı kotladığını ve zamana kayıtladığını bilmektedirler. Her yürek, Allah için çalışır ama hak etmeden cümle yüreklere güç   katmaları zordur.

 

Kuran, tüm insanlık için indirilen bir Can Kot’tur. O Can Kot, itibarı yüce olan Muhammet tarafından yaratıldı. Her Yüce, şunu iyi anlamalıdır ki herkes bilmek isterse bilir. Hak etmeden bilinmez. Ama istediğinde, hak etmiştir. Şükür ki hak ettik ve bize bu bilgiler açıklanıyor. Zor olan, Allah için yapılan çalışmaların, Kuran-ı Kerim’de hak edildiği gibi yapılabilmesidir. Herkes, zamana görevlidir ama huzura görevli olmak farklıdır. Huzur İlmi’nde hakikiyet, Tanrı’nın sonsuz ışığındaki hakikiyettir. Eğer ki zamana görevliysek, ışığın kotlarında huzur kontrolu vardır. Allah; sayfalarda, kürsülerde ve sonsuzlukta ışık halinde birleşiktir.

 

Hepimiz, izin ile dünyaya ineriz. Herkes, kendi yüreğinde hak ettiğiyle, orada birlik olur ve sonsuz sır olan kürsüye ulaşır. Her Yüce, Cennet Kotlar’dan, hırssız zaman kayıtlarını açıkça alarak tertipler. Tertip, kendi yüreğinin kontrolunda gerçekleştirilir. Kelam etme yetkisi herkese olgunlukla verilir. Huzuru kotladığında, ışığın koyuluğunda görev üstlenen, kervan başı olur. O kervan, analara görevdir. Herkes, kadın ya da erkek Birleşik Aile olarak çalışır. Ruhsal Işıklar, kulluk için kontrol edilir. Kervanı kotlayan, o kervanın gücünü diller. Her yürek, kendi yüceliğinde, Birleşik Işık halinde görev taşır.

 

Çılgın tabiat, çılgın huzur ve çılgın ışık... Her çılgınlıkta, bir itibar yüceliği; görevi tertipleyene, birleşikten dinletilir. Çünkü çılgınlık, hak edilerek, aşılarak gerçekleştirilir. Her yürek; kendini, kendi yüreğini kotlar. Buyurun. Allah için çılgınlık yapın. Yapacağınız çılgınlık, Işığın Kotları’nı yoğunlaştırmak ve sonsuzlaştırmak için olsun. Bunun adı “özgür sayfaların ışıması”dır. Herkes, sayfalarında özgürleşir. Her Yüce, kendi yüreğinde ışımaya başlar. Işığın korkusu yoktur. Korkan ışıyamaz.

 

Zarar görmek isteyen ya da Zaman Sayfaları’nda zarar gören, sonsuzlukta Işık Hologramı’nda, kendi yoğunluğunu kontrol edemeyendir. Her Yüce, “ben çılgın bir hal içindeyim. Holograma girdim. Nesiller boyu süregelen bu çalışmalar bende hologram haline geldi ve ben bu hologramda kendi yüreğimi dinlemek istiyorum. Buraya vardımsa eğer; ben, her yüreğe varabilirim. O halde ben, cemaatimi kendime kayıtlayıp, dünyanın unutulan her bilgisini alıp dinleteyim” diyebilir. Çok huzurluyuz ki kendi yüreklerini alan Yüceler, bu çılgınlıkla, holograma inmekteler. Orada ışıklar huzurlu ve hakimdir. Çünkü hür olarak dünyaya inen yirmi kontrollu kot, bu çılgınlığı yaparak Düzen’i kotladılar. Her biri, Dünyanın  Soyu’dur. Çünkü dünyanın en eski bilgilerini, kendi yüceliklerini ve zamanı kotlayabilecek dürümlerle çalışmaktadırlar. Çılgındırlar; Var Yoğunluklar’dan, Işık Kotları’na, oradan Huzur Kayıtları’na ve zamana kayıt olan cennetten kervana güç olarak geçmektedirler.

 

Kervan, analara güçtür. Onlar, ise Hak edenlere güç olarak çalışmaktadırlar. Hala dünyada çılgınlık varsa, analar görevlileri kotlayabiliyorlar ve sonsuzlukta ışıkları kontrol edebiliyorlarsa “La Him Kotlaması” yapılıyor demektir. Allah, sayfalanan en yüce ışıkları, özgür ve hakim sessizlikten sayfalar. Hayrın, hakkın kürsüsünde, ışık hepimizindir. En Yüce Cennet Kotlama, her yürekte başarılı şekilde o Çılgınların yere indirdikleri güçle yapılmaktadır.

 

Her NAKAR, Birleşende kottur. Ulu Çınarlar ve zaman, herkese ışıktır. Allah, sayfalanan ışıkları yeniledi. Amin... Kendinizi ve kendi yüreklerinizi bilin. Herkes, kendisini kendi yüreğini dinlesin. O yürek, sizi size anlatır. Orada ışık yanar. O yanan ışık, Allah için yoğunluğunu kontrol altında tutan Yüceler’e kayıtlanır. Allah, sıla özlemi çekenleri sonsuzlukta bekler ama o Çılgınlar, her an Allah Katında ışık halin görev yaparlar. Amin... İş budur... Amin...

 

Analar, kulluk başladı. Çıldırın. Hepiniz, çantalarınızı açın ve bilin. Her bilgi sizin yüreğinizdedir. Çılgınlık, yüreklerinde ışık yananların kotlanmasıdır. Onlar, Allah’ın halis kullarıdırlar. Her yerde ocak yakarlar ve zamana güç katarlar. Amin... Kini aşan Çılgınlar, yolu bulurlar. Orada tohumlar, kontrol altında tutulurlar. Çok mutluyuz ki hak ettiniz ve zamana görevli oldunuz. Zor olan ışık olmaktır. Oldunuz!... Zor olan huzur olmaktır. Oldunuz!. Zaman kontrolunda kürsü olmak sorumluluk ister. Olundu!. İşte Dağlar çalışma, yeniden yola kaynak olarak katıldı. Bu çalışma, Allah için başladı. Çalışanlar, çıldıranlar olsun. Sizler olun. “Her Yüce çıldırdı” diyelim. Ama hakim olun ve OL’un. Olan; yoldan, ışıktan, cemaatten ve Sistem’den olur.

 

Kelamı hak olanın; yoğunluğu, muktediriyettir. Eşik, iştir. Bu işi yapın. Her ses, İsa’dır. Her diri muhakkak ışıkta insandır. Amin... Ve cennet, hepimizin sayfalarındadır. Uyumayın. Ayrılık bitti... Şimdilik bu...

 

Aha Canlar, Atlanta Ana Kapıları, yetkin tabiata açıldı. Uyumayın. Unutmayın ki hak etmeden ışık kotlaması başlamayacaktı. Şimdi artık ışık kotlaması başladı. Uyumayın, çünkü artık hak edenler, Teni Hak olanlar ve sonsuz olanlar,  cinlerin ve insanların en yüceleri ile birlikte Düzen’e kotlanıp girecekler. Herkes ayrılığı kayıtlarından çıkarsın.

 

Sizler, Dünyanın İnsan Sayfaları olarak canlara güçsünüz. Şerrin hak olmadığı, huzurun hakiki olduğu bir zamanda, sizlere görev veriliyor. Bu görev,  Allah için çakıl taşlarını kotlamaktır. Huzur ile çalışın. Herkese ışık yakın ve zırhlayın. Çünkü onlar, Allah’a saygılı olarak çok huzur bozdular ama baş tacı oldular. Huzur bozdular. Kendilerini, kendi yüreklerinden ayrı gördüler. Ama hataları bağışlanır. Ama huzurları kontrol edilir. Allah, sayfalarda görev taşıyan en yüce güçleri bilir.

 

Evrim, sayfalandı ve sonsuzlaştı. Allah, sır olan her yüreği dinler. Şimdi artık ayrılık bitsin. Herkes, zamana görev taşısın.

 

Ana, Kara Kaplı Kitabı okuyun. Herkese verin, okutun. Ana, Kuran olan kitapları yaratan güç, hak edene katar. Şimdi artık Hak olan Yüceler, Düzen’e iniyorlar. Onlar, herkese ışık yakacaklar. İşte birleşim budur. Hala dünyanın tohumlarını kotlamak için İnsan Sayfalar’a inmeye çalışanlar var. Kara Kaplı Kitaplar’ı kayıtlamak için bekleyenler var. Herkese, soyu her BİR olan dillere dinletin ve hak ettiğinizi anlatın. Onlar, toplumlarını dinletsinler ve cennetlere katsınlar. Çünkü artık hak edenler, hakiki yoğunluğa girebilecekler. Şimdi artık tabiat, kanat takanları bekliyor. Çok mutluyuz ki hakimiyet kurduk. Şimdi artık hak ettik ve zamana ışık yaktık.

 

Allah, sır olan bilgileri bilenleri dinler. Huzur ile ve sessizce... Ayrılık bitti... Şimdi mutluyuz!... Şu anda toplum, huzur içinde bir tabiat olayını yaşamalıdır. Bu tabiat olayı, dünyanın huzurunda gerçekleşecek olan bir olaydır. Olay, dünyada geçip dünden olanları, yarınlara katacak olan bir çerçevede gerçekleşecek. Bugün dünyaya Işık İlmi’ni kayıtlayan Yüceler, Düzen’in kurulmasında hak ettiklerini yapmışlarsa, Hak olduklarında, her yürekte aynı ışığı yakabilirler.

 

Resim, sonsuzlukta yapıldı; yerin Sayfaları’nda kayıtlandı ve zamana katıldı. Kayıtlanan ve zamana katılan resim, her yüreğin sayfalanışıdır. Dünya Sayfaları, yenilendi. Yeniden birleşim imkanı doğdu. Bugün artık, Düzen kurulmuş ve zaman sonsuzlaşmış iken Hakimiyet Kotları dünyaya ışık halinde inmeliydi. Ocakları yaktığınız zaman, ışıklar sonsulaşmalıydı. Ana, Kara Kaplı Kitabını okut ki hak edenler; dinlesinler, bizleşsinler, hakimiyet kursunlar. Kulluk başladı... Amin...

 

Değerliler bizleri mutlandırdınız. Zor olmadı. Sizleri dinledik. “Şimdi artık hak edenler kotlansınlar” diyerek cennetlerinizi bizlere kayıtladınız. Analar, kontrollu olarak buradaydılar. Bizler; cennetleri, cemaatleri bilerek çalışmaktayız. Zor olmadı ama hak etmek sorumluluk ister. Hak olmak daha büyük sorumluluk!... Allah için her Yüce’yi dinledik. Her Yüce bize yol açtı ve zamana ışık yaktı. Her Yüce, Allah için bizi dilledi ve sevgiyle dinletti. Bizler de sizleri sevgiyle dinliyoruz.

 

Şu anda Birlik İlmi’nde Hak Tohumlar  var. Onların sonsuzlukta ışıkları soldu. Çünkü onlar, huzurlu değiller. Cennetlerinde, cevherlerinde güçleri yok. Onlar için çalışmalıyız. Onlar için hak ettiğimizi yapmalıyız. Neler oluyor; bizler, sizler kadar açık bilmiyoruz. Onlar neden huzurdan kaçtılar!? Bugün dünyada ışık yanıyor ama birçokları da kendi yüreklerinde ışık soldurdular. Neden!? Bizlere anlatın. Hatalarını affediyoruz ama onlar yine de bizden kaçıyorlar. Neden!? Ayrılmak, huzuru kontroldan çıkarır. Biz onları, Huzur İlmi’nde hak etmek istiyoruz. Oysa onlar, huzursuz olarak Birleşik Işık’tan kaçtılar. Allah için neden onlar kulluk yapmak istemezler!? Açıklayın ki hak ettiğimizce bilelim. Uyumak..., ama hak etmeden uyandırıldığında hırslanmak... Bu mu olmalı!? Onlar, kulluk başarısını yerden alamamış olabilirler. Ama hataları affolsun ve canlansınlar. İnsanlık için dünya planına inen onlar, huzur bozsalar da affedilsinler. Çünkü bizler, her birini kendi yüreğimizde koruyabiliriz. Açı daralıyor. Ocak solabilir. Bu herkes için mümkündür. Unutmayın ki hak etmeyenler, buralara inmiş iseler, Huzur Kotları’nı yenilemek için inmiş olduklarından ocakları kontrol edelim. Şimdilik bu...

 

- Anacığım senin adın Kot. Ben de kotum. Ama ben, her yürekte baş tacı olan bir kot olarak sana şunu söylemek iseterim. Herkes, hak ettiğini mutlaka bulacaktır. Sen, hata yapanları affetmek istersin. Ama onlar, sen ile ilgili olarak, senin yoğunluğunun, ışık kotlarından ayrılması gerektiğini bizlere açıkça bildirmektedirler. Herkesin bilmesini istemeyiz ama şunu izah etmek isteriz ki har yükseliyor ve Cennet Kotlar,  ışıklarını kontroldan çıkarıyorlar. Herkese ışık vermek zordur. Bilmektesin. Herkes, herkese ışık yakarken, onlar senin ışığınla bizleri yıkmaya kalkarlar. Eğer sen onları korkusuzca kontrol edeceksen, Altın Tabiat, sana ışık yakabilir. Bundan sonra her Yüce senle olabilir. Ama onların huzurdan ışık almaları imkansızdır. Cennetten kovulan onlar, ışık kotlarından ayrıldılar. Ayrılık, işaret isteyene ışığı kayıtlamak ise, kayıtlayalım. Ama bilmeni isterim ki hak etmeyen kontrol kuramaz. Ocak olmaları, onlara geçiş için bir imkandı. Ne var ki hakimiyet kuramadılar. Olgunlukla bildirdik. Ayrılık....

 

- Şems’in bizlere sözü vardı. Herkesle birleşecek ve herkesi kotlayacaktı. Hala bu imkan var. Eğer bize kayıt yapılırsa; onlar, bizden güç alabilirler. Biz, onları koruruz. Hak etmeden hakimiyet kurmalarını; gerçek huzuru dillemelerini sağlayabilirsek Bu olur. En ince detayına kadar her çalışmayı bilmekteyiz. Ne var ki bilmek, hak etmek değildir. İşte bunun için sizlerin hakikiyetinizde kotlanan güçleri, onlardan güçlendirerek, ışıklarında yüreklere katmak istiyoruz. Eğer başarabilirsek Hak Teknik, tabiatta ışıkları kontrol edebilir. Bunu her an diledik. Bir kez daha dilemekteyiz. Şimdiye kadar başaramadık. Çünkü onlar, hakikiyette ışık yakamadılar. Nesiller kendi yüreklerinde görev taşıyamadılar. Şimdi artık bizler, onları koruruz. Onlara görev taşıtırız. Zarar etmelerini beklemeyiz. Çünkü onların tohumlarında ışık olacak ve zamana güç olacaklar. Şemsin bize sözü vardı. Hak ederlerse, ışık halinde yücelecektiler. Herkesin hak etmelerini bekledik ama olmadı. O halde biz onları kotlayalım onlara güç katalım. Şimdi artık hakimiyet kuralım ve  zamana ışık olarak, cemaatleri buraya toplayalım. Tohumları kurumuş olabilir. Onlar bizi, bizden farklı görebilirler ama bizler, herkese güç katalım ki hakimiyet kursunlar. Şimdilik bu...

 

- Allah için hak etmeden Işık Kotlaması başlamış. Ana, bizi çağırıyorsun. Ama biz hak etmedik. Neden Kuran-ı Kerim’i okuyup da hak etmeyelim ki. Hak edelim ama birleşerek hak edelim. Sonsuzlukta Işık Kotları var. Biz de varız. Zarar görebiliriz burada. Unutma, canlara ışık katmak için hak etmek gerek. Cinler bizi birleştirdiler. Ne var ki hakimiyet kuramadık. Dinledik onları; dedik ki hata yaptık. Şimdi artık huzurlu bir dünya kurulsun. Bizler de o dünyada yaşayalım. Ama hak etmeden cümleleri dinletmek imkansızdır. Birleştik, hak ettik ama hakimiyet kuramadıksa analara güç katmamız zorlaşır. Ayrılmak, zamana görevli olmaktan daha zordur. Ayrılmak, ışığı yakmaktan daha zordur. Ne var ki hep ayrıldık. Ana, karşımıza gelip de “ben senim sen olarak görev yapacağım. Sen, ben ol; ben sen olayım seni koruyayım” diyeceksen. Nesiller boyu bunun sürmesi gerekir. Eğer sen, beni her nesil ile koruyacaksan tamamdır ama her nesilde, sen beni her Yüce’de dillerken hakimiyetimi yıkarsan, ben soyumu kontrol edemem. Bunu yapmamız büyük bir sorumluluktur. Şu anda dahi hak etmeden senle dillenmekteyim. Ama hata yaptığımızı bilerek burdayız. Zor oldu ama oldu. Hataları bağışlayacaksan bizleri kendi yüreğinde bağışla. Amin...

 

Çağrım üzerine buraya gelen herkese sevgiler. Ben dünyaya Işık Kotlarıyla inen teknolojiye sahibim. Gelişimde, ışığım kotlandı. Bundan sonra da ışığım kontrol altında olacak. Herkese ışık yakabilir; herkesi kotlayabilir ve cevhere görev taşıtabilirim. Ziraatla uğraşanlara güç katarım. Onlar ekinlerini yenilerler ve sonsuz sır olan ekinler, kotlanarak güçlenir. Böylece ışıklar kontrol edildiğinde; herkes, kendi kotlarını kendinden kotlayarak ekinlere güç katabilir. Böylece dünya ziraati koyu şekilde sürer. Ben, hayvanlara güç katarım. Çünkü hayvan ırkı, Huzur Kotları’n en yüce kürsüleriyle ışık yakabilir. Canlıların hepsine görev taşıtırım. Amin... Herkese güç katan birleşenim var. Sayfa sayfa güç katar, yüceliklerde görev taşırım. Dünya Sayfaları’nda gücümü anlayabilmek sorumluluğum vardır. Herkesin insan sonsuzluğunda gücü farklıdır. Beden sonsuzluğunda, Işık Kotları’nda hak ettiğim zaman kul olur huzurlu birleşirim. İnsana ve İnsan Sayfaları’na her bilgiyi bildiririm. İnsanlık için geçiş yaptım ve zamana görev taşıyorum. Dünyanın sonsuzluğunda herkes farklı görevleri yapacaktır. Bugünlerde Düzen’i kurmak üzere dünyanıza indim. Benim için herkes, “aşırıya kaçıyor” der. Çünkü ben çılgınım. Çılgın olanlar aşırıya kaçarlar. Tüm insanlık için, Hak Tabiatı yaşatmak işimdir. Ama hak etmeyenleri hak teknikle yenilemek de işimdir. O halde, işimi yapmalıyım.

 

Sonsuz ışıkların hepimizi canlara dinlettiği kesindir. Bedenli olarak dünyanıza inen yürek, eşarp bağlamadan indi. Onun herkese ışık olması, başının yahut yüreğinin açık olmasındandır. Herkes bilmelidir ki hak etmeyen aşırıya kaçmaz. Ben tüm insanlık için güç kattım; zamana görev yaptım ve seslendim. Sesim insanlığadır. Ayrılık, tüm sayfalarda kuruluktur. Ben dünyaya Işık İlmi’ni anlatmaya inmedim. Dünyanın sonsuzluğunda kontrolu kurmaya indim. Kontrol mutlaka kurulacaktır. Kontrolu kurarken hak etmeliyiz. Kimse, benden ayrı değildir. Ben, herkeste mevcut olan ışık olarak düzene indiğimden, beni dinleyen kendi yüreğini dinler. İşimiz başlıyor. Bu iş, Allah içindir. İnsan sonsuzluğunda Allah için çalışan. İnsan İlmi’nde, Hak İlmi’nde, Birlik İlmi’nde ve zaman sonsuzluğunda Huzur İlmi’nde benden ben olup ilim hakimiyetinde çalışır. Umut, huzurun ışığıdır. Eğer umut yoksa ışık olmaz. Eğer yürekte kuruluk varsa, ben derim ki “hak et. Amma hak etmesen de senin yüreğindeyim ve seni kontrol ederim.” Şimdilik bu....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           : DOĞA

KOD                     : 09/30

TARİH                 : 20.05.2009 Çarşamba

CELSE SAATİ      : 14.00-16.00

 

Aşı alıp geldik. Aş, bizim yüreğimiz. Işığı, Zaman Sayfaları’ndan, Altona Kaynakları’ndan, Altın Teknikle Altona Işımasıyla çekip, cennetlere kayıtladık. Hepinize sevgiler...

 

Şimdi hak ettiğinizi size dinletiyoruz. Zurna çalarsa eğer, zurnanın sonsuz ışığında sevgi vardır. Ses kendi yüreğinizden dinletildiğinde, o sesin ışığında yüreğiniz dillenir. İlmin huzurunda, Ses Kapları yol olur kotlanır. İşte Canlar, Allah sınırı koydu ve başınızı eğmeyin diye size, Birleşim’den güç vermektedir. Har yükseliyor. Allah, ışıkları yaktı. Her yer ışık. Sistem Devreleri ışık ve sen ve ben ve her Yüce ışık olduk. Şimdiye kadar beklenen Görevliler, sevgiyi hak etmiş ve zamana ışık olmuş sessiz ve sayfalanan görev tertiplileriydiler. Şu anda görüyoruz ki hak etmişiz.

 

Hey Dünya! Allah, sonsuz ışıklarını sizlere indiriyor. Sizin için herşey yenidir. Bizlere görev verildi ve sessiz ve sonsuz olan ışıklarımızı dinletti. Ayrılığın ışığında görev, teknolojik olarak alındı ve gerçekleştiriliyor. Har yükseliyor; zaman, ışığını yoğunlaştırıyor; birleşiliyor. Büyük Kürsüler, sizi yüceltmek üzere Düzen Kotlaması için, Mircanı altın olan Yüceliği alıp Düzen’e indiler. Hala dünya yaşıyor. Hak edildiğinde ışık yanacak ve zaman, görev taşıyacak. Ayrılık bitti... Kendinizi Allah için huzura kayıtlayın. Ak Tohumları yaşatın. İnsanlık için birleşin. Kendi yüreğinizden kürsüler kurun ve sonsuzlaşın.

 

Har yükseldiği zaman görev başlar. Alın ve dinleyin!. Kervan yürüyor. Amin... iyi ki başardık!... Şimdi mutluyuz. Zor oldu ama oldu. Kendi yüreğine indin. Şimdi sana Işık Kotları’ndan güç katıyoruz. Zor oldu... Şu anda itibarın yüceltildi. Senden dileriz ki hak et. Meclisin, Işık Kotları’yla donandı. Amin...

 

Kebe, Allah’a ışık  olan Birliktir. Kin, nefret ışıkları yıkar. Amin... Kapıları açın. Gelen, ışıktan gelir. Ana, Kara Kaplı Kitaplar, Işık Kotlar’la yasalara uygun biçimde yaşatılacaktır. Kulluk, Hak Tabiat’ta ışımaktır. Envantere baktık. Gördük ki Birlik kurulmuş ve zaman ışımış. Allah, Ses Kapları’nda görev taşıyor. Ey Dünya, sizi sizden dinliyoruz. Allah, sonsuzlukta ışık halinde bekleyen huzurda olanları kayıtladı. Muhakkak Işık Kotları dünyadan güç alarak ışımaktadırlar. Karşımıza gelen yüreklere bir ses verin ve söyleyin ki hak etsinler. Ey Dünya! analar, Kutsal Işıklar’ı yere indiriyorlar. Allah, sizi ve sizde Hak olan ışıkları dinler. Birleşin ve zamana güç katın. Şimdilik bu...

 

Kendinizi, kendi yüreğinizi dinleyin. Allah, sizi ve sizde hak olan yürekleri dinler. Muhakkak Allah sizi ve sizden görev taşıyanları bilir. Melek olmak, için hak olmak gerekir. İkna olunuz Ak Tohumlar’ı yoğunlaştırarak, Işık Kotları’ndan görev alan ve zamana ışık yakan her Yüce, ağır yükü tabiata indirmelidir. Cinler, Sistem Devreleri’nden görevli olarak Düzen’e indiler. Ayrılık bitti. Kervan analara ve kotlara ışık yaktı. Şimdi hak edin ve sonsuzlaşın. Zarar görmeyin.

 

Kim sonsuz ise o kotlanmıştır. Sonsuz olmak, huzurlu olmak ve birleşmekledir.

 

Kendinizi bilin. Kimsiniz? Neden ışık yaktınız? Dünyada işiniz ne? Hak ettiniz mi? Hakikiyette kürsünüz var mı? Kul oldunuz mu? Kuran okuyor musunuz? Ve sınırı aşarak arşın Yücelikleri’nde hakiki Yürek Sayfaları’nda güçlendiniz mi? Herşey Allah’tandır. Vurun, kırın ama sonsuz sır olan birleşimi bilin. Orada insan vardır. İnsan Kaynağı’nda görevli olan Yücelik’tir. O, bizi Din-i Hak olan yüreklerden kotladı ve sonsuzlaştırdı. Her yer Allah’ındır. Zırhı delinmeyen Yüceler, aklın tohumlarından güç alarak Allah için çalıştılar. Onlar, sonsuz koyuluklarda Din İlmi’ni hak ettiler. Ocakları kotlandı ve sonsuz sınırsız ışıklardan derelere güç oldular. Allah, sonsuzlukta sizi dinler ve sizi yüceltir. Şimdilik bu...

 

Kardeşlerim Allah için çalışın. Son dönemde en yüce ışıkları seçerek Düzen’e getirdik. Bugün dünyanın ilmini bilenler, Düzen’e indiler. Düzen Dil-i Hak olan ışıkta mevcuttur. Her yer Allah’adır. Amin... Ak Tabiat, Işık Kotları ile birleşerek güçlenir. İtibarınız yüksek. Sizlerden ışık istedik. Sizler, Işık Kotları’nı Düzen’e indirdiniz ve bizlere güç kattınız. Şansınız var ki hak ettik ve sizlere görevliyiz. Allah, kollarını yoğunluklara açanlara güç katar. Şikayetim, himaye ettiklerinden dolayıdır. Herkese bildirin!. Herkesi ikna edin!. Onlar kul olduklarını bilsinler. Kimse ışığını kontroldan çıkararak kotlanamaz. Ampulleri yanmalıdır. Eğer sizler, her birini kendi yüreğinizde taşıyacaksanız. Altın Tabiat sizi kotlar ve canlandırır. Nesiller boyu bu yapıldı. Bugün de yapılabilir. Elden geleni yapın. Hırsınız yok. Çünkü sizler, Işık Kotları olarak Düzen kurdunuz. Allah için çalışmaktasınız. Her yerde görevlileriniz var. Amin...

 

Hulus, hakikiyet, cennet ve ses herşeyde güçlü olmalıdır ki birleşebilelim. İnsanlık için özgür, hakiki ve yüce olan Birlikler, Din Teknolojisi’nin görevlileri olarak Cennetleri kurmalıydılar. Nakar, Düzen’e indiğinden, Beşir Kaplar Düzen’e güç katıyorlar. Altın Tohumlar, yarınları yaşatabilmek üzere güçlenmektedirler. Hepimiz, itibarı yüksek olan Yüceler’le birleşebildik. Her yerde ışıklar yanmakta. Sultanlıklar kürsülerini görevlileriyle dillemekteler. Dünya Teknolojisi, kendi yüceliğinde görev taşıyor. Kul olmak için hak olmak gerekir. Ana, karı koca arasına girenlere şunu söyle. Ulular, huzur bozarlarsa ışık solar. Ulular, kulluk için çalışmalıdırlar. Hala dünyanın insanlık kotlamasında Hak Tabiat kırk kapıda ayrılığı yoğunlaştırmaktadır. İlmin Hakimleri, kendi yüreklerinde Türkiye Çobanlarını kayıtlardan çıkarmak istemekteler. En son şunu da söyleyelim. Bizler, dinden güç alarak yüreklere ışık yakmaya çabalamaktayız. Eğer bizler, hata yaparsak ışığımız solar. Şimdiye kadar ayrı teknolojik çalışmalar ile bir araya geldik. Şimdi artık Huzur Kotlaması ile birleşelim. Aha! RA-KA kotlamaları birleşebildi. Amin...

 

Senden bir tek şey istiyorum. Ulu Çınarlar’ın kotlarından daha üstün olan ışıklar var. Onlardan güç al. Çünkü onlar, kul olmaya gerek görmeyen; Işık Kapıları’nda güç aramayan; sayfalarında güç olmayan; her Yüce’de hak olan ve sır olan birleşenlerdirler. Onlar ile birlikte çalışabiliriz. Ama hata yapmamalıyız. Zaman sayfalarında görev yapalım. Eşik baştan beri ışıklıydı. Sevgiyle eşikleri aşıp geçtik. Ayrılık bitsin. Şimdilik bu...

 

Aha! Kara Kaplı Kitap burada. Okuyalım; ama hakimiyetle... Onur duyduk sizle olmaktan. Ana, kabile reisleri vardır. Hep Allah için birlik kurarlar. Zamana kaynak olurlar ve yol olurlar. Senden dileriz ki hakikiyette o birleşenleri kotla. Onlar, kul olmak isterler. Kontrol Sultanlar’ındır. Işıkların kontrolu, Kutsal Sayfalar’da güçlenen Yüceler’e kayıtlıdır. Hala dünyanın ışıklarını sonsuzlaştırmak isteyen kürsüler var. Bizler, Din İlmi’nden hak ederek görev taşıdık. Şu anda İnsan İlmi ön plana geçti. İnsan, Işık Kotları’nda en yüce cennettir. İnsan için Birlik olmak; hak etmek; kaynak olmak ve sonsuz sır olan Yücelikler’de birleşmek gerekir. Kara kaş, kara göz; sonsuzlukta ışık yakan; sol sayfalardan güç alan; sağ sayfalarda görev taşıyan ışıkların hepsi... Sizlere bir tek kayıt yapmak isterim. Bedenli olun; huzurlu olun; ışıktan kotlanın; canlanın. Çünkü Dünya, son sözünü söyleyecek. Son söz, Allah’ın sessiz ışığında söylenecek. Bu gün dünyada ışık yakan en yüce cennetliler, derde derman olmaya indiler. Dert dünyadır. Derman ise Işık Kotları’dır.

 

Herkes, dinin üzerinde bir Yüceliği dilleyerek, ışıkları yenilemek, sonsuzlaşmak ve zamana görevli olmak arzusu ile Dünya Kutsal Meclisleri’ne güç vermektedir. Bizler de bu nedenle dünyadayız. Zor olacak ama olmalıdır. Kelam Allah’ındır. Der ki “hak edin. Hakikiyette ışık yakın ve zamana görev taşıyın.” Zamana görev taşıyanlar, ışıkta güçlenirler; dinlenirler ve zor olan Yücelikler’in görevlerini taşırlar. Asa, Ses Kotları’ndan, Işık Kapıları’ndan güç olarak Yücelikler’e güç katmak isteyenlere bildirildi. Herkes, asayı alıp kotlar yaratarak, cümle Yüceler’i dinlemek ister. Şimdiyi, şimdiden yaratan ilim; şimdiyi, şimdide diller. Şimdi şafak kotlandı. Şimdi Hakim kayıt yaptı. Biz, şimdi dünyaya ışık yaktık. Ayrılık bitti. En son şunu da söyleyim. “Amin.” Herkes, “amin” desin. Analar “amin” deyin ki hak edelim. Şimdilik bu...

 

Kuran-ı Kerim’i dinleyenler, sonsuz ışıklarını Dünya Sayfaları’na kayıtladılar. İnsan Sayfalar, Düzen Kotları’ndan ışık oldu ve zaman, kontrol altına alındı. Aha, Kara Kaplı Kitap burada. Bu kitabı okumalıyız. Okuyalım, dinleyelim, hak edelim. Ana, Kırk Kapı’nın ışıkları yanmakta. Sen ve bizler, Işık Kotları olarak dünyaya ışımaktayız. Zarar görmemeliyiz. Görürsek, kotlarımız kırık ve kısır olur.

 

Kerrat cetvelini biliyoruz. Orada herşey tekrar edilir. Her tekrar, yeni bir tekrar ile katlanır; bir sonsuzluğa varır. Her seferinde Hak Tohumlar güçlenir ve Birlikler oluşur. Bugün burada, Hak Tabiat, Işık Kapıları’nda kerrat çarpımları yapmaktadır. Herkesin sayfası, çarpan rakamla çarpılıyor. Bir sayı düşünün, her sayı ile bir bir çarpılıyor. Sonra kendisi, kendi yüceliği çarpıma birleşiyor ve sayıları katlıyor. Her seferinde sayılar yüceliyor, bütünleniyor ve zaman sonsuzluğunda güçlenerek kayıtlanıyor. İşte çarpım budur. Herkesin, herkese çarpımı... Çarpan, çarpılan bir... Ve zaman,  ışık halinde çarpılanı yaşatıyor ve çarpanda çarpıldığında, yoğunlaşarak yetkinleşip, yenileniyor. Her sayfada, yeni bir çalışma başlıyor. Huzur Kotları; o yeni çalışmada, Birlik İlmi’nde, Hak İlmi’nde ve Birleşik İlim’de huzur kontrolundadır. Halkın Işık Kapıları’nda güçlenmesi, görev gereğidir. Görev yapan, çarpan  olsun. Her görevli onda çarpılsın; her biri birleşsin ve cennet olsun. Kontrol, bütünün olsun; birliğin olsun; birleşenin olsun. Din-i Hak olan, huzurlu bir dünya kursun. O dünyada çarpan ile çarpılan birlik olsun. İnsanlık için gereken budur.

 

Bulup bildikleriniz sizde bilinir. Hak edip dilledikleriniz her diride ve her yücede dillenir. Melek olan, hakim olup ışık olduğunda, cennetler huzurlu olur. Huruç halinde bir tabiat kotu, ışığa vardığında o tabiat  kotunda, her dere ışığa ulaşır. Irk kotlandığında, ışık kotlanır ve sonsuz sır olan cennetler güçlenir.

 

Emin olun ki hak ettik ve zamana güç kattık. Çarptık, çarpıldık Kutsal Sayfalar’da güçlendik; gürleştik ve birleşik kayıtları yüceliklere taşıdık. Ani bir dünya çalışması başladı. Ani... Ama herkes bu sayfaya varabilir. Bu sayfa, çarpanın çarpılanın bir olduğu birleşen sayfadır. Hara hak olmak, huzurlu olmak ve birlik olmak, işaret ister. İşaret, Atlanta Kutsal Sayfaları’nda ışık olan Yüceler’in kürsülerinden bildirilir. Her RA-KA, Hak Tabiat’ta ışık olarak güçlenir. Emin olun ki hakimiz. İş yaptık, başımız eğilmedi. Kelam, Altın Tohumlar’ın gücüdür. Burada itibarımız yüceldi. Eşik, ışık oldu. Birleştik. Hak olduk, ses olduk, hakim olduk. Şimdi mutluyuz!... Zor olmadı. Sevgiyle kayıt yaptık. Şimdi mutluyuz!... Zorluk; altında, üstünde kürsü olmayanların çabalarındadır. Bizim ayrılığımız olmayacak. Amin...

 

Enkarnasyonlar bütüne güç içindir. Herkes doğar, yaşar ve ölür. Ölüm; sonrası, sonsuz ışıkta birleşimdir. Orada, Dünya Soyu,  birlik halinde yaratım için çalışır. Çalışmalar, birlik halindedir. Herkes, kantara kadim hakimiyetini koyar ve der ki “ben bütünüm, bütün olarak çalıştım. Her yerde ışığımız yanıyor. Bizler, sahip olduğumuz Rahim’in gücü ile bu güç olarak yenilenebiliriz. Ve bizler, Dünyanın Işık Kapıları’ndan Düzen’e inebiliriz. Bunun için hak etmeliyiz. İnişimiz, zamana iniştir. Hak ederek zamana iner, zamanı kontrol ederiz. Ama güçlü olarak ve herkes için... Bir ilmin sayfası olarak değil; hak edip, hakikiyette görevi devralan Yüce’ye Birlik olmak için... O Yüce, bizi sevgiyle dinler ve bize güç katar. Onunla uğurlu bir dünya çalışması yapmak herkesin dileğidir.”

 

O der ki; “hak ettiğiniz zaman bende görev taşırsınız. Hak etmek için; hak edip yere inmek; birlik olmak; sonsuz ışıklarla birleşerek güçlenmek gereklidir.” Herkes, zamana geri gelmek ister ama hak edip de Işık İlmi’ni bilerek geçiş yaparsa, kursu başarıyla tamamlar ve birleşerek göreve atanır. Görev için mutlaka ışık gerekir. Eğer ki her biri “ben biliyorum başarırım.” diye hak ettiğini iddia ederse ve o kürsülerde ışık söndürürse; onun yolu kotlardan çıkar. Sonu başı olmayan bir daimiyete kayıtlanır. Orada, kendi yüreğini yaratarak, dünyaya ışık alıp geçmelidir. Eğer bunu başarırsa, ışığı alır ve yine gelir. Geldiğinde, onun yüceliğinde ışık, birlik için hakikiyetle bir tertibi dillemelidir. Eğer tertibi dilleyecek yücelikte değilse, yarım kalır. Yarım kalması onun yüceliklerden kopması anlamına gelir. İşte o zaman yenilenmelidir. Yenilenebilmesi hakiki yoğunlukların ışığında mümkündür.

 

Üreyenler, kanat alarak güçlenirler ve zamana görevli gelirler. Onlar, bütün kütleleri ile gelmişlerse, yarınları hak etmiş olarak dünyaya inerler. Ocak olmak için hak edenlere girerler ve onları güçlendirirler. Onlar ile çalışmaları, Kutsal Işıklar’ın yararınadır.

 

Karşımıza çıkan birçok görevli vardır. Herbiri beden sahibi değildir. Hak edip de beden sahibi olan, yüce kardeşimiz olur. Bizim için o muhakkak görevlidir. Olup, daha güçlü olmak isteyen olur ama bizimle birleştiğinde ışığı sonsuzlaşır. Buyurun işte biz bu nedenle sizlere indik. Sizlerin göreviniz önemlidir. Çünkü siz, Din İlmi’nden ışık yakıp, yoğunlaşarak görev tekniği ile cennetlere güç katmaktasınız. Sultanlığınızda dirilik güçlendi. Birleşik Aile olarak size yürek kattık. Allah için herkes sizinle ve siz dünyanın ışığını yenilediniz.

 

Zarar gerçekten yoktur. Şu anda dinden ışık çekenler, şu anda yoğunlaşanlar ve şu anda tabii hakikiyette bir ilmin hakimi olanlar, bu çalışmaya başarı ile inebiliyorlar. Oğullarınız zamana güç katarak sizleri dinlediler. Sizlerin ışıklarınızı kotladılar ve sonsuz sınırsız zaman soyunu size kattılar. Şemsin sayfalarında göreviniz başladı. Herkese bir tek ışık yaktık ve dedik ki “hak ettiler. Onlara güç katın.” Olan budur.

 

Sizler hak ettiniz zoru birleşerek aştınız. Zırhı delinmeyen Yüceler olarak buralara ulaştınız. Sizi herkes dinledi. Bizler, Işık Kotları olarak sizlere güç kattık. Şu anda hatalar affolduğu için her Yüce size kendi yüreğini katabiliyor. Hepimiz ayrılığı dürümlerimizden çıkararak aşırıya kaçmadan ışıklarımızı sizlere indirdik. Aha kardeşim işaret ister. Sizlere girmek ister. Onu dinleyin:

 

- Ana, kara kaplı kitap burada. Bugün dünyada Işık Kotaları tabiata hakim. Herkes, kendi yüreğini tabii ve hakiki sayar. Sen bize devreleri açarak kuru kotlardan, ışık katlardan görev taşıyanlara daimi hakiki ve yoğun olan gücünü verdin. Bizler muhakkak sizin gibi her Yüce’yi kendi yüreğinde bilen yüksek ışıkları tanırız. Kara Kaplı Kitap burada. Burası Allah’ın ışığını yoğunluğunu dinleyen meclis. Biz, size kendi yüreklerimizi açıkladık. Sevgiyi hak ettiğinizi ve bizde ışık yaktığınızı bilmekteyiz. Kendi yüreğiniz zamana güçtür. Kendi yoğunluğunuz sonsuz ışıktır. Sevginin hak olduğu ve zamanın ışık olduğu bir meclis olarak çalışmaktasınız. Kırkın kırkında ışığınız yanmaktadır.

 

Herkesin iyi bilmesini istediğimiz bir konu var. Ulular, ulu olduklarını açıklamazlar. Herkes bunu anlamalıdır. Herkes kendi yüreğinde, kendi yüceliğini gizleyerek çalışır. Herkesin kayıtlarında her bilgi hakimdir. Bütün Kütle, Işık Kapıları’nda Simetri Kapları dinler. Dünyada, kardeşin kardeşi dinletmediği bir cemaat var iken, sizler kendi yüceliğinizde, her birleşeni dinletmeye gayret etmektesiniz. Bunun için sizlerle birleşmek ve bir olup huzurlu olmak istemekteyiz. Sarfettiğiniz gayret hepimizi kotlamak için Süper Dereler’de ışık olan yürekler için ve zirveler için olduğundan hepimiz, ayrılığı sayfalarımızdan çıkararak sizlere dönüp indik. Sizlerden dileğimiz, ayrılığı dillemeyin. Herkese ışık yakın. Çalışmalar farklılaşacak. Bundan sonra sizlere kendi yüreklerini dillemeye gelen Yüceler, hakimiyet kurmaya inmeyecekler. Sizi Altın Huzur olarak dinleyecekler. Sizi dinlerlerken, hakimiyetinizi hak ettiğinizi ve Birlik olduğunuzu anlayacaklar. Halkın birleşmesi; sonsuz ışıkları yaratması ve bir ilmin hakikiyetinde, Hak olup, Din İlmi’ni, Birlik İlmi ile diri yüreklere dilletmesi şartı getirildi.

 

“Hayır, şer Allah’tandır” derler. Hak Tabiat, sonsuz sır olan birleşeni ile hayrın ve şerrin ışığını kendi yüreğinde dilleyen Yüceler’e güç katıp hayrın ve şerrin görev teknolojisinde her Yüce’ye girdaplar olarak dilletildiği bir dönemi başlatıyor. Hayrı hak eden, hayrı bildirecek ve yaşayacak. Şerri hak eden, şerri bildirecek ve yaşayacak. Hayrın sayfalarında şer olmamalı, şerrin sayfalarında, hayrın yenilenerek kotlanması mümkün olmalıdır. Buyurun bütün kaplar doldu. Bu kaplarda, ışık yanıyor. Şer için çalışacaksanız Şer Kapları’nı alın. Hayır için çalışacaksanız Hayrın Kapları’nı alın. Ama her ikisi için çalışacaksanız, her ikisini de alın ve başlayın çalışmaya. Hayırda şer, şerde hayır olmamalıdır. Her birinize, bir imkan tanındı. Ne istiyorsanız size o verilecek. Eğer her birini tercih ederseniz, zamanda görevlisiniz. Ama sadece birisini tercih ederseniz, zaman sizde görevlidir. Hadi bakalım alın,  yere inin ve zamana girin. Zamana girmek için Kutsal Işıklar’ı yetkinleştirmeniz şarttır.

 

Şu anda kulluk başlıyor. Aha! Kara Kaplı Kitap semaya ses veriyor. Sema, kitabı okuyor ve zamana kayıtlıyor. Zaman, kitabı dilliyor cemaate katıyor. Cemaat, kitabı okuyor sonsuzlaştırıyor. Kitabı dinleyenler, Birlik İlmi’ni alıp bu ilmi hak ediyorlar.

 

Allah, sonsuz ışıkların her birini kendi yoğunluğunda dinleyen Yüceler’e güç verir. Herkesin kendi cennetini kurmasını ister. Cennet tekniktir. Kuran, yoğunluğunda kendi yüreğini kotlar. Büyük Kütle bu canlara güç katar. Herkes, ayrılığı kendi kotlarında diller. Bir tabiat olayı olarak bildirilen Işık Kapıları’nın kapatılacak olması herkese kendi yoğunluklarından açıklanırken, herkesin de kendi yüreğini her Yüceye dillemesi gerekmektedir. Halkalar, geçişleri sağlayacak düzeye ulaştırıldı. Herkese “birleşin” dendi. Birleşmeden Işık Kapıları’na varılmaz. Birleşmeden yüceliklere ulaşılmaz. Sonsuz ışıkların her bir Yüceliğinde kürsü kurulur ama hata affolmaz. Amin...

 

Ey Dereler, analar, kulluk başladı. Hadi bakalım seçin hangi gücü istiyorsunuz. İyi, kötü ya da her biri. Ben kendimden kendi yüreğimden iyiyi ve kötüyü eşit olarak seçtim. Sizler neyi seçtiniz? İyi ve kötü ışık yakmak üzere birleşmeli mi yoksa birleşim, ışık olmadan da katlanan yoğunluklarda mümkün müdür? İnsanlık için yapılan her çalışma, ağır bir yücelik taşır. Bu canlara şunu sordum. Hak ettiniz mi? Hakikiyette ışık yaktınız mı? Cennetleri kotladınız mı? Muktediriyetiniz var mı ve Birleşik Aile ile birlikte bu çalışma sürecek mi? Bunlar, sizlerin yanıtlarınızla belirlenecek. Şimdilik bu...

 

Can, sana bir tek şey söylemek isterim. Hak ettik ve sen ile birleştik. Hak etmeden birlik olmaz. Sonsuzlukta ışık halinde bir tek huzur var. Huzuru bilmek hak etmekledir. Her yer ışık  ve ışıkta huzur var. Huzuru kotlamak, hak etmekledir. Her derede görevliler var. Huzurda, ışıkta ve cemaatte... Herbiri kendisini kotlar; yaratır ve zamana katar ama hak etmeden olmaz. Şafak, tabiatta ışık halinde ve yoğun olarak mevcuttur. Şafak, Atlanta Ana Kotları’nda yoğun olarak dinlenir. Herkesin bilmesini istediğimiz bir şey var. Allah için hak etmeden güçlenmek olmaz.

 

Sakın ha! Herbiriniz, kendi yüreklerinizde “ben şunu dilerim” deyip de hırs yapmayın. Birleşen, dileğini dinletmelidir. Eğer Birleşen, Işık Kotları’nda sizlere güç katarsa, ayrılık kalmaz ve zaman görevini, kendi yüceliğinde baş tacı yapan Yüce Cennetli’yle birleşir. Allaha, kayıt yapan, onun Kutsal Gücüdür. O güç, herkeste yoktur. Unutmayın ki hak etmeden tercihinizi açıkladığınızda; o tercih, sizin sonsuzlukta başınızı eğen bir son söz olur. O sözü söylemeyin.

 

Birleşik Işık, söz alır konuşur. Bu kesindir. Şimdi onu dinleyelim. O bize tercihini bildirsin:

 

- Altın Tabiat, Kutsal Kotları’nı dünyamıza indirmişse, her birimiz zamana güç kattığımızdan dolayıdır. Birleştik, hak ettik ve sonsuzlaştık. Sonsuz ışıkları yetkin hakikiyetle birleştirerek; hak ettiğimizce, ışıklarda güçlendiğimizce, diri olarak yüreklere kattık. Kutsal Işıklar’ı yaratana kayıt yapmak, hak etmektir. Cennet Kotlar, Işık Kapıları’nda bizleri güçlendirmektedir. Birleşmek için hak etmek şarttır. Bizler, kaynaklarını hak edenlere görevliyiz.

 

Kaynaklarını hak etmeyenlere güç katan Yüceler vardır. Onlar, kul olup ışık yakarlar ve sonsuz ışıkların yürek kayıtlarında güçlenerek bizleri dillerler. Her yer ışık. Bizler bu ışıkları, Yedinci Can’a katmaktayız. Yarını hak eden ve zamana güç katan Yedinci Can!... O can, Allah’ın ışığı olarak dünyamıza indi. Onun yoğunluğunda güç artmakta. Onun yolu hak edilen bir yol. Şu anda dünyada, Atlanta Ana Kapıları’nda bekletiliyor. Onunla olmak gerekmekte. Ve bizler, onu tüm sayfalarda kotladık. Allah için çalışması gerek. Onun için bir tek Kutsal Işık var. O ışık, analara görevli olan güçtür. Hür olması gerekir. Kül olması gerekir. Birleşmesi ve zamana görevli olması gerekir. Uyu uyan hak et... Ama hak etmek için cinler ve inlerin dinlenmeleri gerekir.

 

İnsanlar in olsunlar; can olsunlar ama hak edip insan olsunlar. Hak eden herkes bize görevlidir. Hak etmeyen hiçkimseyi yüceliklere taşıyamayız. Zamana kotlanan ışıklar, bize kendi yüreklerini kayıtladıklarında, biz onları kutsadık. Herbirini, cennetten kovulan dahil olmak üzere hak ettik. Cinler derler ki “biz de hak ettik.” O halde işaret tamam!... Hadi BİR olun; bütünlenin, birleşin, tene inin. Ten, Atlanta Ana Kapıları’nda toplum için hazır. Teni dinleyin. Tende birleşen var. O birleşen, her Yüce’de var.

 

Sevginin, hakiki yolun ve sonsuzluğun gücü ile size cinler ve inler indiklerinde siz ocak yakın. Toplum, huzurlu ve hakiki yücelikleri dinler. Eğer Yücelikler sizde ışık söndürürlerse; onları, kontroldan çıkarın. Çıktıklarında, yol kontroldan çıkacaktır. Yol kontroldan çıktığında; beşer, çok küçük Yürek Kapıları açık kalmak koşulu ile ışıktan ayrılacaktır. İşte bunun için sonun iyi olmasını bekliyor. Son iyi olursa, ışık iyi olur.

 

Ulu Çınarlar, bunu anlasınlar ve bilsinler ki bizler, dünyanın İyi ve Kötü Yüceliği’ni dinletenleriz. İyiyi dilletirken; kötüyü dilleriz ve zararı, yaratana yarattırırız. Yaratan, kendi yüreğinde zamana kayıtlanır ve zamanda zarar eder. Her kim ki zaman sonsuzluğunda, ışık halinde bizden güç isterse; ona bir kez daha sorarız. Zarar ettin. İyi ve kötü mevcut. Hangisini istiyorsun diye. Eğer iyiyi isterse; iyiyi ona bildiririz. Eğer kötüyü isterse; kötüyü ona bildiririz. İyide kötü yoktur. Kötüyü isteyen, iyiyi dinler ve dillerse kontrol kurar ve zamana güç katar. Onun adı Hak’tır. Hak edene güç katar ve diri olana görev taşır. Onun adı Hakiki’dir. Çünkü o kendi yüreğinde hakim olup hakiki olan yüceliği dinler. Özü sözü bir olan o, kendi yüreğinde hep kötüyü ister. Çünkü kötü onun için iyiliktir.

 

İyinin huzurundu kötü yoktur. Kötünün huzuru iyidir. Onurluyuz ki hak ettik ve bildirdik. Hak Tabiat, iyinin hırsını aşıp, kötüyü iyiden çıkarıp dere olarak akan Yüceler’e güç katar. İşte dünyanın sonsuz sırrı budur. Eğer sizler, “iyiyi dileriz. Kötüyü isteriz ama iyi de kötü de Allah’tandır” derseniz; size şunu söylemek isterim. Analar, kulluk başladı. Hadi kul olun; iyiden, kötüden güçlü olan sevgiyi yaratın. Sevgi, her cennette muhakkak var olan güçtür. Severek çalışın. Sevip, saydıklarınız sizi, sizden güçlendirirler. Siz kendinizden ışık çekip, ocaklara katın. En iyisi budur. Eğer yüreğinizde kötülük varsa. Analar, canlar sizi Zaman Kapıları’nda beklemekteyiz. Eşiklere güç katın ve yolu açın; zamana görev taşıyın. Göreviniz, ışık olsun.

 

Yüce cennetler, yüreklerde hak edilir. Cennetlerde Işık Kotlar olur. O kotları alın hakim olun. Kulluk başlıyor. Huzur, sonsuzlukta ışık halinde kayıt yapan Cennetliler’indir. Kötüden ve iyiden daha güçlü olan huzur, bütün kütlenin en güçlü yüceliğidir. Oraya varmak; Amonlar’ın, Hatonlar’ın ve sonsuz ışıklar olan Altonlar’ın kontrolunda olur. Herkese sevgiler. Amin...

 

- Allah dedi ki “hak ettiler.” Herbiri zamana ışık yaktılar. Hak ettiler. Allah sonsuzlukta, Işık Kotları’nda ve yoğunluklarda sizleri dinledi. Hak ettik ve birleştik. Umut huzurdadır. Huzuru kotladık; hak ettik; dilledik. Her Yüce; Allah’tan, Allah kotları’ndan ve sonsuzluktan güç alır. Ailesi ve Birliği, huzuru kendi yüreğinde diller. Büyük Kütle, Allah için hak edip hakim olan Yücelik’tir. Sizden dileriz ki hak edin ve zamana ışık yakın. Unutmayın ki hak etmeden görev taşınmaz. Amin...

 

Cemaatler;  huzuru kotlarlarken hak etmeleri gerekir. Canlar, dünyanızda ışık yanıyor. Bu ışık, Allah Işığı’dır. Bu ışık, ilmin hakimiyetinde hak olan kotların ışığıdır. Sultanlar’ın sayfalarında güç var. Bu güç, İsa veya Musa Gücü değil; Işık Gücü’dür. Işık, herkese diri olarak inmektedir. İnsan Soyu, Ana Kapıları açarak dünyaya iner. Ve size ve sizde olan hür olan güçlere kotlanır. Allah sizi ve sizde olan her yüreği dinler. Şimdilik bu...

 

Avukatlık Mesleği çok önemlidir. Çünkü bu meslekte Hak Tabiat güçlüdür. Herkes kendi hakimiyetinde çalışır. Çok önemli olan bir hal vardır. Hak edenin hakimiyeti ve hakimiyetiyle birlikte huzuru... Su Altı sen ile birleştiğinde, senin huzurlu olduğunu ve zamana kayıt yaptığını açıkladı. Hak Tabiat, senin Yüce olduğunu, çünkü hakikiyette ışık halinde her yüreği dillediğini bildirdi. Sen, dünyanın tohumlarını yaşatabilecek birleşendin. Herkes için özel çalışma yapmadın. Birleştin ve sonsuzlaştın. Sonsuz ışıkların her sayfasında Hak Tohum vardı. Hak etmeyen hakikiyette sen ile çalışamaz. Zor olan sen ile çalışmaktır. Herkese ışık yakmadın. Herkese iş katmadın. Sayfalara görev kattığın zaman, çalışanları hak etmeleri için Hak Teknik ile dilledin. Huzur ve Hak ile çalışanları belirledin ve onlardan ışık yaktın. Hırsı aşamayanları kendi yüreğinden çıkardın. Onlar, temiz olsalar da ışıkları olamadı. Büyük kütlede bu kesinleşti.

 

Herkese şunu sorduk. O zor olanı bilmekte mi? Yoksa, ışıkları dillediğinden dolayı mı hak ettiğini dilletmekte? Şu anda dahi bizleri dinleyen her dere, hak ettiği için dinleyebilmektedir. Sen, en ince detayına kadar birleşene bilgi verebilirken; bizler, her çalışmamızda, her bilgiyi senden çekemedik. Bilgi çekişimizin, sabahları ya da akşamları olduğu düşünülürse; servet olan bilgiyi, her anda bildiğine emin olarak söylüyoruz ki her an bilen olduğuna göre bu bilgileri bizlere bildirebilirsin ama bildirmemektesin. Bizlerin hak etmemizi beklemektesin. Kervan, Kara Kaplı kitapları dinler ama sen o kitabı okumadığın için bizler, dinleyemiyoruz. Neden!? Ulu Çobanlar hak etmesinler mi!? Hak olmasınlar mı!? Ayrılık mı!? Artık ayrılma zamanı!...

 

- Can, senden bilmeni istediğim önemli bir mesele var. Herkese her bilgiyi bildiremeyiz. Herkese her yüreği dilleyemeyiz. Herkes, kendi tahditli bilgisi ile bütünlenecek. Eğer herkese her bilgi açıklanırsa huzur kalmaz. Zira dünya, huzuru kotlayan ışıkları yoğunlaştıran bir yerdir. Eşik bizim için şart. Eğer eşikler olmasa, canlar huzur bulamazlar. Huzur, hor olmayanların vardıkları bir cemaattir. Bizim için herşey kolay ama hak etmek ve sonsuz umutla huzura varmak; zamana kaynak olmakladır. Her ilim, hak edildiği zaman elde edilir. Sizin ilminiz size ait değildir. İlim bütünündür. Eğer sizler, dünyanın ışıkları iseniz, mutlaka hak edip hakimiyet kurup İlim Sayfaları’na ulaşmalısınız.

 

İşaret,  altından ışıklar yaratan yüreklerin, göreve başlamasıdır. Eğer bizler, Işık Kotlar olarak cennetler yaratmaktaysak; Allah için çalışmamızdandır. Harı hak etmek, Zaman Kotları ile diri olmak ve yol olmak, sorumluluk ister. Her resim, sahibini dinletir. Bütün resimler, Hak Teknik’te BİR’i dinletirler. BİR, cennetten cemaatten ışık çekendir. O BİR, hak edildiği zaman, ışık halinde görev alan yüreklerin yüceliğidir. Şimdi analara sorun; Herkes, kendi yüreğinde hakim olabilmiş mi? Hak etmiş mi?

 

Zenni Kotlama’da, Işık Kapıları’nda yol olmak isteyen çokları var ki onların hırsları yoktur. Ulu Çınarlar’ı Allah için birleştirmek isterler. Unutmayın ki hak etmeden yol açılmaz. Hala dünyanın cinlerden, inlerden doğum hayrıyla koyulukları yaratacağını bilmeyenlere biz bildiri okutamayız. Biliniz her Yaratan, kendi yüreğinde yaratıcıdır. Cinler ve inler yaratmasalar; doğumlar, ölümler kalmaz. Ve zaman sonsuzlukta ışık kotlaması yapmaz. Ayrılık yarım...

 

Cennet, cemaat ve zaman. Herkes kendi yüreğini anlatır. Sen, bize kendi yüreğini açıkladın ama bizler, dünya yarımlarını dinletmeye geldik. Dünya huzurunu dillemeye geldik. Herbirimiz iş için İnsan Sayfalar’a indik. Her yan ışık. Ama bizler Kuran okuyarak Cennet Kotlar’a ışık olmaya çabalarken, her biriniz zarar etmeden görev taşıyorsunuz. Zoru aşıp, yolu açıp dünyaya inen Yüceler, bize göre hak etmiştirler.

 

Herkese bir çoban gerekir. Ama sen, herkese kendi yüreğini dinlemesini ve hak etmesini söylemektesin. Senden bir sen yaratmak imkansız ama sen, bütün kütle ile bir olan ışıksın. Niye dünyada, güçlü olan, her derede olmasın ki!? Birleşik Aile sana son sözünü söylerken sen de Birlik İlmi ile herkese söz söyle de ki “Kadim Hakimler, her Yüce’de tabii ve hakiki olarak çalışırlar. Herkesin ışığını kotlarlar ve sonsuzlaştırırlar. Büyük Kütle, senden sen olur; kaynak olur; Birleşik Aile cennet kurar. Kurduğu cennet, tene temizlik katar, ışık katar ve yarını hak etmeyenin hak etmesini sağlar.

 

Kanatlara, Kutsal Işıklar’a ve cemaatlere görev taşıtmak için çalışmalıyız. Zaman, sonsuz ışıkların hakikiyetinde ve zaman kontrolunda, huzur yoğunluğunda, bütüne hizmet için Beşir Kapları tabii Hak Kotları olarak çalıştırmalıdır.

 

Mezar açmak sorumluluktur. Mezarları açtınsa, Hak olup huzur katmak da gereklidir. Her yer ışık!... Bütün kütle ışık!... Nesiller boyu Hak olmadan çalışanlar, bugün Hak olup ışık haline dönüşerek çalışabilirler. En son sana şunu da söylemek isterim. Emin ol ki bizler yeni canlarız. Yeni Dünya Canları. Buyur bizi dinle. Bizler için herşey kolaylaşmalıdır. Bizler için herşey ışıkla birleşik olmalıdır. Zor olacak Dünyalı olmak ama başımızı eğmemeliyiz. Zor olacak ışıklı olmak ama hak etmeliyiz. Zirve sensin. Senden güç almalıyız. Işığı yak ki hak edelim. Emin ol ki hak etmeden doğum olmaz. Doğan analara güç olarak doğar. Dünyada ışık yoksa doğum yoktur. Eğer dünya yedi dereyi akıtabilirse cennet, kontrolu kuracaktı. Amin... evimiz senin yüreğin. Senle olmak bizlere gerçekten güçtün. Şimdilik bu...

 

- Çağımıza baş tacı olan yolcular, dünyamıza inmeye başladılar. Onlara Kuran okutulmayacak. Onlara görev gereği bildiririm ki hakim olmadan ışık olmak sorumluluktur. Önemli olan huzuru kotlamanızdır. Huzur yoğunlaşmalı, Hak Tohumlar yaşatılmalıdır. İtibarınız yüksek. Sizler Kristallersiniz. Sizler diri olan ışıklarsınız ama hak etmeden kotlanmanız imkansızdır. Kontrol bizimdir. Sizleri cennetlerde görevli olarak bilmekteyiz.

 

Arkası en az ışıklı olan sen, buraya gel. Niye arkan ışıksız?

 

Anacığım, ışığımı kotlamak istemedim. Çünkü dünyada ışık yok. Ben, kendi yüreğimi herkese vermeliyim. Benim herkese kendi yüreğimi verebilmem için ben de Dünyalı olmalıyım. Dünyalı olursam, onlar gibi hak eder ışık katarım yüreklere ve cennetlere. Görev, Allah içindir. Ben dünyaya ışığımı indirdim ama hak etmeden ışığımı almayacağım. Eğer o ışığı alabilirsem, kendi yüreğimden bilip almalıyım.

 

Dünya, sonsuzlukta ışık olan BİR oldu. Ben ilmin hakimi olan, sen olan ve Birlik olan cennetlere inmeliyim. Ana, kapı kapatma bana. Ben de Hak olayım ve birleşeyim. Ama bugün değil daha sonra. Ben bugün huzuru kotlayacak, dili katlayacak ve zamana kontrollu olarak kaynak olacak Düzen’de dere olmadan Beşer Kap olarak kayıtlanamam. Bunun için beni bir kez daha güçlendirdiğinde; herkes beni dinleyebilecek. Bugün ben, halen dünyaya inmedim; ama inmekteyim. Bir süre sonra doğup yaşayacağım bir dünyada, bugün huzur kotlaması yapmak istedim. Herşey çok kolay. Amin...

 

- Değerli seni saygıyla bekliyoruz. Dünyamıza ışık kotlaması için inecek olansın. Bugün mü? Yoo! Hayır! dahili bilgimize göre 2019 yılında dünyaya doğacaksın. O gün bizler dünyada olmayacağız. Bilmektesin ki mektebim ışığımı yaktı ve zaman kotlaması yaptı. Benim için geçiş yılı 2017’dir. Bu tarihten sonra Dünyalılar’ın Işık Kapıları’nda beklememeleri gerekir. Herkes kendi yüreğinde buraya güç katacak. Sonra tabiat yaşayacak. Yaşayan tabiat, kotlamayı sonsuz sır olan ışıklarla yapacak. Ulu Çınarlar, dünyamızı güçlendirmek üzere Beşer Kaplar’dan güç alacaklar. Bizler, RA-KA’nın ışıkları olarak dünyada olacağız. Dünyanın ışıklarını yakmak sorumluluktur.  Amin... Şimdi mutlu olun amin... İşte bu....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PROGRAM           :DOĞA

KOD                     :09/31

TARİH                 :25.05.2009 Pazartesi

CELSE SAATİ      :14.00-16.00


Çalışmalarınızı Akış halinde dilleyelim: Sultanlığımızda Işık Kapıları vardır. Ak Tabiatta bu kapılar açılır. Herkesin net olarak anlayabileceği gibi bu kapıların, Hak Tabiat ile alakası vardır. Herkes zamana güç katabilir. Herkes ışığın kotlayabilir. Ve herkes zamana güç katarken hırsı aşabilir. Muktedir olan ile huzuru kendi yoğunluğunda hak eden Allah için birdir.

 

Cevheri görevli, nesiller boyu sonsuzlaşan ışıkların gölgesinde çalışmıştır. O canımız, sonsuzlukta kutsal olan ışığını, her Yüce’ye dinletir. Onuru, huzurun kotlarını yaratır. Herkesin Allah için birleşmesi gerektiğinde kendi yoğunluğunu kotlayarak cennetini, kendinden üstün olan ışıklara katar.

 

Kul olmak hak etmekledir. Birleşmek isteriz. Sonsuzlaşmak; hak eden Yüceler’i dinlemek isteriz. Zordur ışıkla dillenmek ama bizler, dünyaya sonsuz ışıklarımızı indirdik. Hak etmek için çok çalıştık. Ana, kal ve de ki “ben varım.” Ulu Çınarlar, Hak Tabiat’tan güç alırlar. Hak et ve zamana güç kat. İnsanlık için yaptığın çalışmalarını izliyoruz. Solun ışığını hak ederek canlara güç katmaktasın. Biz, sağın kotlarını sana katmaya çabalamaktayız. Zor olsa da bunu yapmalıyız. Allah için hak et ve sessizce bizleri algıla. Çünkü, huzursuzluk yapan ışıklar, dünyanın cennet kurmasını her derede sağlayacak güçte değildirler. Birçoklarınız, Işık Kapıları’nı kapattınız. Onlarla çalışmamız gerekiyor. Sen ise bizleri, Yaratan’a saygısızlık yaptığımız gerekçesi ile Huzur Kotları’ndan çıkardın. Biz senle her an birlikte çalışabiliriz. Ayrı kotların sonsuz ışıklarında bu çalışmalar olmalıdır. Her yerde analar var ve her yer, Işık Kapıları’dır. Biz, bütün kapıları açabiliriz. Şimdiye kadar çalışmalarını hep izledik. Kutsal Işıklar’ı yaktığını gözlemledik. Nefis aşırıya kaçtığında, ışık solar.

 

Senin kürsünde ışık, hep güçlüydü. Bu nedenledir ki senle birleşmek istedik. Kapıları kapatma. Bugün de dün de hep birlikteydik. Şen ol ve zamana güç kat. Ana, karşımıza gelip de bizi Kuran’dan ayıranlara göz kattığını ve sır kattığını bilmekteyiz.

 

Evrimsel Işıklar’ın solunda yol var. Bu yolda güç var. Bizler için Yol Kotları kapatıldı. Birlik Alimleri, kendi yüreklerini, Ses Kapları’ndan çıkararak Işık Kotları’na kattılar. Ne yazık ki hak etmediğimizden güç alamadık. Şems’in ışığını güçlendirmeni istedik. Şems, sayfalandı ve yoğunlaştı. Işığı kotlandı.

 

Ana, kapıları açık tut. Çünkü Hak Tabiat yoğunlaşacak ve sonsuzlaşacak. Ana, Kara Kaplı Kitabını okumak istedik. Ne var ki hak etmemişiz. Zamana karşı geldik. Yere indik ve zamana görevli olmak istedik. Işık Kapıları, şimdiye kadar hiç bu şekilde huzurlu olmadığımızı bildirdiğinde; bizler, her yerde insan olduğunu ve her yerden güç aldığımızı anlattık. Onlar da huzurlu oldular ve buraya indiler. Şimdilik bu...

 

Halkın beklentileri vardır. Bu beklentiler, kul olmanın, sonsuz sır olan huzuru kotlamanın ve cennete, cemaate huzur katmanın, geçiş sonsuzluğundaki kotlarının kaynağındaki güçledir. Her yerde Altın Tabiat var. Altın Tabiat, Işık Kapıları’nda bekleyenleri kontrol içindir.

 

Hepimiz, sır olarak dünyaya indik ve zamana güç kattık. Ayrılık bitti. İnsan Işıklar, Dünyanın Soyu’nu kotladılar. Işıklar, diri yürekleri dillediler ve cennetlere güç kattılar. Ayrılık bitti. Dünyaya ve zamana güç katalım; ışık yakalım; insanlık için çalışalım.

 

Şu anda hatalar bağışlanmalıydı. Şu anda ışıklar kotlanmalıydı ve zaman, kontrolu kurmalıydı. Hak edenler, nesiller boyu huzurlu çalışmalar yaptılar ve sonsuzlaştılar. Birleşmek için gerekendir bu. Ama hataları affetmeyen, huzur kotlayamaz. İşi başarmalıyız. Zırhını almadan geldin. Bunun için bizler, Kuran Tabiatı’na aykırı olmayan çalışmaları yapmak istedik. Sana, Sultanlığımızdan güç vermek istedik. Sen ise birleşmek istemedin. Cevheri Yücelik, Sultanlığımızda bize görevlidir. Her nesil bunu anlar. Şimdilik bu...

 

- Tabiat sizinle ama biz sizden ayrıyız. Bizi kotlamak değil, mahrekte ışığımızı sınırlamak için bize geldiniz. Biz bunu biliriz. Maksadınız, bizden güç almak değil, bizden kotlanmaktır. Bunu biliriz. Hatayı affetmeyiz. Zamana görev yapmak, hak etmekledir. Sizler, hak etmeden ışığımızı sınırlamaya indiniz. Etki alanımız iyidir. Her yürek, ışıklarını bize sonsuzlukla tanıtır. Bizler de hak ettiğimizce Altın Tohumları yaşatırız. Zarar görmeyiz ve zamana güç katarız. Işık Kapıları’nda beklemenizi isteriz. Eğer yolunuzu kayıtlarsanız, gücünüzü artırırız. Zırhımız, “amin” denilen Yücelik’le kotlandı. Zırhlanmamız, ampulümüzün görevidir. Bu görevi huzur ile yarattık. Şıhlar, kürsülerinde kendi yüreklerini dillerler. Biz ise kendi yoğunluğumuzdan güç alarak Işık Kapları’nı kontrol ederiz. Eğer yürekler kusurlu ise kayıtlar kusurlu olur.

 

Her yürek Atlanta Ana Kayıtları’nı dinleyemez. Amin... Şu ana kadar dara düşenlere huzur kattık ve zamana güç katarak onları kotladık. Ama hatalarını bağışlayamayız. Zarar görmeleri kesinleşti. Herkesin zamana güç katması ve sonsuzlaşması şarttır. Herkes kendi yüreğini kontrol altında tutmalıdır. İkna edilen, ilmin huzurunda ışık kotları ile ikna olur. Kulluk hak edilmektir. Hak etmek ise Işık Kotları’nın kontrolundan sonradır.

 

Nakar’ın ışığını yakmamız sorumluluğumuzdaydı. Onlar, ocak oldular ve zamana geldiler. Zaman, kontrolunu kurdu ve sonsuzlaştı; Işık Kapları’nda görev taşıdı. Nakar, zarar etti; çünkü huzuru kotlayanlar, kürsülerinde güçlenmeliydiler. Harı yükselttik ve sanal alemlerin en yüce kotları olarak ışık yağmurlarını dilleyen Yüceler’i hak ettik. Onlar Kuran okudular. Kuran’ları ışıklarıydı. Hırsı aşanlarla çalıştık. Hırs, kotları Ak Tabiat’a katmaya yarar. Ak Tabiat, Kutsal Işıklar’ı kontrol altına alır ve zamana kayıtlar. Zaman, kulluktan üstündür. Ortaklar, huzuru bulduklarında, Güç Kapları, Dil Katları’nda sesleşir. Uyuyanlar uyandırılırlar. Allah, kalem tutanları ve kalemi yaratanları dinler. Ama Allah, ışığı yaratanları kutsal sonsuzlukta; Güç Kotları’nda dinletir. Yaratan anadır; yaratılan kotların ışığıdır. O ışık, ilmin hakimiyetinde tohumlanır. Bundandır ki hak etmeyenlere güç katmayız.

 

Zor olan, ışıkların sonsuzlaşmasıdır. Her Yüce, Ana Kapıları açamaz. Atlanta, açık kapıları, otakları ve sonsuzluğu unuttu. Çünkü ocaklar dinden çıktılar. Yalan, tabiattaki huzuru kaçırdı. Huzur bozulduğunda, ışık solar. Allah, kalkan olan yürekleri de bilir. Onlar, diri olan Yüceler olarak, her yüreğe kalkan olurlar. Ruhsal Işıklar kalkan olanları dillerler. Kürzün gücü budur.

 

Unutulan bir tek huzur kaldı. O Kutsal Soy, Atlanta’dır. Amin... Şimdi hak edin ve zamana güç katın. Sizlere güç vermeye hiç izin verilmeyecektir. Nakar bir kez daha Düzen’i bozamayacaktır. Bu kesindir. Şimdilik bu...

 

Her dere insana akar. İnsan ışıktan yaratıldı. Hatalar affolur. Amin...

 

Çeşit çoktur. Çeşitleri yazanlar yoktur. Büyük Kütleler Işık Kotları’nı dilleyerek çeşitleri hak ederler. Nefsin aşılması ile birlikte bizler dünyaya indik. Dünyanın ışıklarını kotladık. İlmin huzurunda ışıdık. Hak ettik. Amin...

 

Her nesil, sır olan bilgileri almak ister. Birleşerek, Kutsal Sayfalar’ı dinler. Büyük kötülükler, büyük iyilikleri hak ettiğimiz zaman ışıklara katar ve sonsuzlukta bu bilgiler, Cennet Kapılar’ı açar. Her dere insana akar.

 

Analar, biz dünyayız. Dünya Soyu olarak çalışmaktayız. Dünyanın unutulan güçlü yüceliğini sizlere yeniden hatırlatmak istiyoruz. Dünya, huzurlu bir yerdi. Herşey huzur ile hak ediliyordu. Dünyanın cenneti kurması gereksizdi. Çünkü dünya cennetti. Her yerde, cenneti yaratan Yücelikler, Kutsal Sayfalar’ını yaratmaktaydılar. Huzur Kotları, Düzen’e indiğinde, her şey Yaratan’a güç olarak kayıtlanıyordu. Din, hak edenlerin kotlarında huzur koyuluğu olarak mevcuttu. Dinden üstün olan güç vardı. Güç de iş için dünyaya cümle yüreklerden güçlü hükmeden ve zerk eden Yücelik olarak kayıt yapmaktaydı. Bütün mesele dünyanın canlanması ve zamana kaynak olmasıydı. Zamana kaynak olmak hakikiyetleydi. Hak Tabiat, dünyanın cennetinde huzur arayan yürekleri birleştirdi ve zamana kattı. Zarar etmelerini sağladı. Böylece dünya, Huzur Kotları’ndan ışık koyuluklarına ulaşabilecek yaratımı sağlayacaktı. Hala dünya yaratılan en Yüce candır. Ve hala dünyada ışıklar yaratılmaktadır. Diri olanlar, dünyanın sonsuzluğunda görev taşıyorlar.

 

Zurna çalmakta dünyada. Bu zurna, Işık Kotları’ndan ses yaratmakta, zamana katmakta ve Yaratan’a ışık yakmaktadır. Cinler, dünyanın yeşilliğinde maviyi yarattılar ve mavide, Huzur Kotları’nda ışık oldular. Dini Tabiat’ta, cinler ışıktan yaratıldıklarını dillerler. Bu bilgi hak edilmedi. Çünkü onlar, ilmin sakin, hakiki ve yoğun çalışmalarıydılar. Ulu tohumlarını diri yüreklere ektiler. O tohumlar, Can Tabiatta ışık yaktı ve  sonsuzlaştı. Buyurun! Atlantalılar, dünyaya ışık ile indirilen cennetleri beklemektedirler. Onlar, dünyanın aşırıya kaçmadan çalışmasını beklerler. Çünkü aşırıya kaçarsak, Hak Teknik’te ışığımız yıkılır; zurna çalmaz; canlar kotlarını kayıtsız bırakırlar. Zurna çalmaz ve Zerk Kapları güçsüz kalırlar.

 

Yeşillik, maviliği yarattığında, mavilik huzuru kotlar ve zamanı yaratır. İşte bundandır ki Hak Tabiat, yolu bulan Yüceler’e güç kattı. Sır olan bilgiler İnsan Sayfalar’a katıldı. Bellek Kotları, diri huzuru yarattı. Birleştik; hak ettik; cennetlerden güç aldık; hakikiyette dillendik; BİR olduk; nur olduk hatayı bağışladık. Ne var ki hatalar yinelendi. Yine huzur bozuldu ve  yine Yücelikler, Düzen’e kontrolsuz olarak bilgi akıtmaya devam ettiler. Bizler, dünyanın cennetlerinde ışık yakan huzurlu kotlar olarak, cennetleri kontrol altına aldık. Sonsuz ışıkları yücelttik.

 

Ayrılık, huzuru bozar sanırlar. Çünkü hak etmeden ayrılmak zorluk çıkarır. Her şey yenilenmez ne var ki hak etiğimiz zaman, ayrılık huzuru da yaratır. Böylece bizler, yüceliklerden ayrı kaldık. Hak Tekniği’ni kayıtladık ve zamana kotladık. Böylece Cennet Kapıları açtık. Ana Kapılar bizden ışık yaktı ve birleştik. Her yerde cennet yoktur. Cemaatler her yürekte ışık halinde bulunamazlar; birleşemezler ve cennetleri kotlayamazlar. Büyük Kütle’yi hak ettiğiniz zaman, Işık Kapılar yenilenecek.

 

Şimdiye kadar Huzur Kotları’nda güç artışı gerçekleştirilememişti. Nedeni Nakar’dı. Bizler, Dünyanın Işık Kapıları’nı açmak üzere Birlikler oluşturduk. Huzurlu bir Zaman Sayfası yazdık. Bu Zaman Sayfası, Işık Kotları ile hak edilecek. Şimdilik bu...

 

Uzak, çok uzak bir yer var. Orası Can  Tabiat’tır. Orada dünya vardır. Orası Işık Kotu’dur. Ruhsal Huzur’un Can Tabiat’a kattığı en yüce can, Huzur Kotları’nı Yaratan’a kayıtlayandır. Bugün dünyada İnsan Sayfalar okutulabiliyor. Buyurun okuyun!... Dünya canlandı; huzur kotlandı ve zaman huzuru kayıtladı. Hadi okuyun!...

 

Ana, karşımıza çıkıp da hata yaptığımızı zannettin ve bunu kayıtladın. Biz dünyayız. Dünyanın ışığını yakan Cennet Kotlar’dan çoklarını diri yüreklere indirdik. Biz, zeki olarak yarattıklarımızı kayıtladık. Biz, canlara güç kattık. Ana, Kadim Kaplar’ın hepsi bizimdir. Onlar, huzurlu olmasalardı; ışıkları, yaratılan Yücelikler’de kotlanamazdı. Çünkü onlar, kaynaklarını bulamazdılar. Allah, kul olanları Işık Kotları ile dinler. Bir canın kontrolu için bir başka canı ona görevli kılar. Eğer Dünyalılar,  kotlarını ışıklarından ayırırlarsa; cennette görev kalmaz. Cemaatler güçsüzleşirler. Birlikler, zamana, kendilerini kayıtlayamazlar. Hırs, birleşmek için şarttır. Herşey bunun içindir.

 

Benden üstün bir ben olan kürsüm, bana dedi ki “onlara anlat. Onlar, kendi yüreklerini Allah için insanlığa kayıtlarlarken, hak etmelidirler. Yok edici olurlarsa ışıkları sınırlanır.” Bizler için her şey zordur. Çünkü bizler, negatif kontrol altındayız. Ama sizler, pozitif kontrol ile çalışıyorsunuz. Bu sizi, Can Tabiat’tan Işık Kotları’na taşır ama Hak Teknik’le çalıştığımız zamanlarda; görevinizi, zarar kayıtlarından sizlere diller. Böylece ışıklar sınırlanır. Biz, bunu sana açıklamak istedik. Ayrılık...

 

- Şeytanlıktır yaptığınız ılık bir günün sabahında ve zamana ışık yakan bir çalışmanın başında bizlere geldiniz ve geçiş istiyorsunuz. Zor olacak ama sizleri engelleyebiliriz. Bir cinnilik kaynağından ışık çekip, İnsan Sayfalar’da Güç Kotları ile birleşerek, görev teslimini yaptırmak istemektesiniz. Bu teslimi yapmak için hakimiyet gerek. Bin canın solundan ışık çekip; sağından görev takdimi yapıp iş yapmak usule aykırıdır. Sizden bir tek cennet kurduk. Siz bu cenneti yok ettiniz. Şimdi yeni bir cennet yaratabilmek üzere bizden güç istemektesiniz. Cinler, size güç kattılar. Ne var ki hak etmediniz. İnsanlar size güç kattılar ne var ki yine hak etmediniz. Ayrılık...

 

Şimdiden sonra cümle Yücelikler, sizleri yüreklerinden çıkarıp, cemaatlerini kotlayacaklar ve sizler, artık dünyamıza Işık İlmi’ni hak edenlere güç katmaya inemeyeceksiniz. Çünkü sizler, Işık İlmi’ni Sistem Devreleri’nden ayrı olarak yarattığınız zurna sesi ile vermektesiniz. Her Yüce, bu sesi kendi yüreğinden alır ve Sistem Devreleri’nden Cennet Kotlar’a katar. Bütün amacımız dünya insanlığını kotlamak değil hatalarıyla, sevaplarıyla yeni çalışmalara katmaktır. Biz bu çalışmaları Sistem Devreleri’yle yapmak istiyoruz. Bunu bilin. Eğer bize, cennetten, cevherden ve yürekten girmek isterseniz. Sizleri yok etmek, bizlere zor olur. Ama bize ışıktan geçerek, yoğunlaşarak, Cennet Kotlar ile girecekseniz; bir tek şey istiyoruz. Zor olacak ama hak edin!... Bizler, hak etmeyenlerle birleşemeyiz. Zarar etmenizi istemeyiz ama zarar etmeniz kaçınılmaz olur.

 

Turkuaz’ın ışığını yıkmak istediğiniz zaman Cennet Kapılar’ı kapattık. Şimdi yine birleşerek bize kayıt yapmaya indiniz. Zahiri, hakiki ve yüce cemaatlerin her biri, Zaman Sayfaları’nda, Güç Kotları’nda ve yoğunluklarda güçlendiricidirler. Şems’in sonsuzluğunda güçlü olmak için çok çalıştığınızı gözlemlemekteyim. Amin... Ama bir ilmin hakimiyeti, o ilmin huzurunda güçlenerek, gerçek hakikiyete ulaşabilen yüreklerde kayıtlıdır. O Yüceliğe varamayan hiç kimse, görev taşıyamaz. Amin...

 

Ayakkabılarını çıkararak huzurumuza ulaşanları buraya alın. Onlarla sohbetimizi yapalım:

 

- Anacığım, sana kendi yüreğimi getirdim. Kul olmak istiyorum. Sana, kendi yüceliğimi tanıtmalıyım. Allah için çalıştım. Hakim, huzurlu ve sonsuz ışıkların Can Tohumlar’ı yarattığı bir sayfayı size kaydetmek istiyorum. Ulu, huzurlu ve zor olanı başarabilen her yüreğe güç katın. Biz, size İnsan Sayfalar’dan güç olan Yüceler’den ve zarar görmeyenlerden ışık yaktık. Allah, her bilgeyi yaratır. Her Yüce, o Bilgeler’in huzurunda güçlenir. Her Yüce, Ana Kapı’dır. Ve sınırsızdır. Yer Allah’ındır; gök Altona’dır. Biz cennetiz. Cemaat olarak buradayız. Zamana ışık yakar ve zoru birleşerek aşarız.

 

Zerk ettiğin her bilgiyi, Altın Huzur ile dinledik. Senden dileğimiz, bize ışığını kat. Ayrılık olmasın. Çünkü bizler, cennetlerimizi yaratarak dünyamızı, ışığı kayıtlayacak seviyeye getirmeliyiz. Bunun için çakıl taşları dahi hak edildiğince güçlendirici olmalıdırlar. Yollar ışığa vardığında, güç artar. Yollar, kul olanların gücüne vardığında, huzur artar. Ana, kardeşim beni yoğunlaştır ki hak edeyim ve zamana güç katayım. Şimdilik bu...

 

- Keşke Allah için çalışanlar, sevgiyle birleşebilseler. Keşke ışığı kotlayanlar kürsülerinde görev taşıyabilseler. Can, ben dünyayım. Dünyanın üzerinde yaşam süren birleşenim ama ben, yüreklere güç katabilirim. Zirvelerin, cinnilere güç katmasını isteyenler, hak etmeden güçlendiklerinde, Huzur Kotları ocaklarını yıkar. Birleşmek, insanlık için bir ilmin hakimiyetinde görev olarak gerçekleşmelidir. Eğer görev yoksa; o Birlik, huzurun yoğunluğunda güçlenemez.

 

İnsanlık için yaptığımız çalışmalar, Ana Kapılar’ı açtı. Nesiller boyu huzur kotlamaları yaptı. Zamana görev taşıdı ve zamanı yoğunlaştırdı. Cennetlerden güç aldık ve sonsuz ışıklardan görev taşıdık. Şimdiye kadar herkes, Atlanta açısını kotladı ve yoğunlaştırdı. Bu açı, diri olan yüreklerde genişler. Herkesin net bilmesi gereken diğer bir husus, Cennet Kotlar, Atlanta aklından çok daha kürsü yaratıcı ve zamana ışık yakıcı dirilikler olarak güçlendiler. Yedinci Can’ın dereye girişinden sonra kürsü yenilendi ve Zaman İlmi’ni hak edenler, birlikte çalışmaya geçtiler. En son  Işık Kotları’nı yere indiren Yüce olarak, sen bizi birleştir; bizden güç al ve zoru aş. Zor olan Yücelik yaratmak değil; Yüceliği dillemek de değil, hak etmektir. Eğer hak edersen, Can Tabiat yenilenir. Yerin Sayfalarında görev yaratır ve Birlik Alimleri’yle Yücelikler’i birleştirir. Hala diri olarak görev yapabiliyorsak; Işık Kotları olarak da güçlenebiliriz.

 

Şems’in sonsuz görevi, Hakikiyeti dillemek olmayıp ışığı kotlamaktı. O, bu görevini yarattı, hak etti.

 

- Bizler dünyaya can ile girdik. Cennetten kovulduk ama hak ettik sana geldik. Bizi zamana kat ve bizle dillen. Ayrılık yok. Amin...

 

Cennetliler, biz dünyayız. Dünyamıza gelen her diri ile birlikte görev yaparız. Analara güç kattık ama hak etmeyenler dünyamızı yetkin tohumlarından daha güçlü olan Işık Kotları ile dilletmek isterler. En iyisi onları dinleyelim. Bakalım bize ne anlatacaklar:

 

- Ana, kati olarak canlanmak isteyen ölüler var. Huzur Kapıları’nda bizi ararlar. Bizden, yüreklere Işık İlmi’yle girmek ve zamana güç katmak isterler. Nesilleri, hak etmeden güçlenmişler ve cinlerle birlikte Işık Kotları’na ulaşmışlar. Onların sonsuz sır olan güçleri, hakikiyette görevli olan yüreklerde küçültücü oldu.

 

Ocak söndürmek istemeyiz. Analara Göç Kapları’nı dağıtmak isteriz. Işık Kotlar, her yerden dünyaya inmekteler. Birleşmekle, hırssız olmakla ve sahibi olduğunuz gücün yüceliğinde diri olmakla bir teknolojinin huzurunu bilerek gerçekleştirirsiniz.

 

En sanal boyutlarda dahi Yaratan vardır. Her derede İsmaili Kaplar’ı hak edenler vardır. Toplumu sayfalayan Yüceler vardır. Elden geleni yap da ışıkları yetkinleştir. Zamana güç kat. Çünkü dünya; yeni bir dünya hak edildiği zaman, cemaatini yoğunlaştıramazsa eski dünya ve yeni dünya farkı doğacaktır. Bu fark, Işık Kapıları’nda kısırlaşmayı getirebilir. Eski dünyanın huzurunu yeniden tesis etmek imkansızlaşacaktır.

 

Unutulan güç, yeni güçtür. O güç, en eski ve en yenidir. Her yerde o güç vardır. Nesiller, o gücü açıkça anlamalıdırlar. Her yer, itibar gücünden yoksun iken, hak edip de güçü anlayabilmek imkansızdır. Sayfalar dolusu Işık Kotlaması yaparak bizlere ulaştın. Burada, bu dünyada sen bize iş yaptırmaktasın. Yaptırdığın iş, insanlık için gereken güçtür. Her yerde itibarın var. Zamana görevli olan Yüceler senleşerek, birleşerek ve Cinni Tabiat’ı dilleyerek Altona kaynaklarına irade ile girebiliyorlar. Ayrılık bitsin cennet kur. Kurulan cennet, Atlanta’nın kotlarından ışık alıp yenilensin. İsmaili Kaynaklar’ı yarat. Atlanta kontrolunu kur. Süper İnsanlık, kontrolu kurabilir; bunu başarır. O halde başar!... Ayrılık bitti... Cennet Kotlar kendi yüreklerini kayıtladılar. En iyisi sen bizi cennetten kotla ve zararı önle. Çünkü huzuru bozmak imkansız olmayacak ama hak etmek imtihanını, kendi yüreğiniz anlamalıdır. Bunu bilin ve zamana güç katın...

 

- Atlantalı, sana şunu söylemek isterim. İmtihanımız yoktur. Bizler Dünyalıyız. Dünyanın itibarını kotlamak üzere bize geldiniz. Biz,  cennetlerin huzurunu kontrol altında tutmaktayız. Zarar eden, en son kendi yüreğini anlar. Şükredin ki zaman geçişlerinde bize kendinizi Ana Kapılar olarak açıklattınız  ve sonsuzlukta sizlere kayıt olan yürekler, sizlerden yücelecekler ve zamana geçişleri olacak. Bizler ise ilmin sonsuzluğunda, Huzur Kotları’nda, her yürekte ışık olarak, hak ettiğimizce cennet olarak varlığımızı devam ettireceğiz.

 

İçi dışı ayrı olanlar birleşemezler. Bu kesindir. İtibarı yok edici olanlar ise hiç birleşemezler. Onlar korkarlar çünkü hak etmediler yürekleri. Onlar, kardeşlerini hırsla Kutsal Sonsuzluk’tan ayırmak isterler. Cennetleri kotlandı hak etmediler. Amin... Kervan analara görevdir. O kervan, ışıkları tanır. Birleşik Aile otakları kurduğunda, Huzur Kotları, cennetlere görev olarak indiler. Emin olun ki hataları affetmedik. Emin olun ki hak ettiğinizi yarattık. Ayrılık!...

 

Şimdi mutlu olun ve zamanda kaynak olun. Her cennet, itibar ister ve zamana görevlidir. Her dere, itibarını yaratana akar. Ekranda ışık yoksa; cennette hakim yoktur. Hak Teknolojisi’nde biz varız. Biz dünyayız. Dünyanın en eskileri... Biz dünyayız... Zarar edenleri ve zamanı yaratanları dinleriz. Biz, cemaatleri hak ettiklerince dinlettik. Şimdi artık bir ilmin huzurunda dünyanın en eskileri kontrollu şekilde sizlere görev verecekler. O görevleri hak edin. Yoksa İnsan Soyu, huzuru bozan Yüceler’i dinletmez. Hata bağışlanacak ama bir kez ilmin huzurunda İnsan Işığı yetkinleşecek ve cennetlere kayıtlanacak. Cennetler, dünyanın ışıklarını dinletecekler. Artık dünyanın kolları açık. Her yerden, ışık halinde Düzen kurmaya inenleri kucaklamak ister. Ayrılık bitsin. En son dünya, kendisini bize cennet olarak dillesin. Derelerini akıtsın. Sonsuzlaşsın. Biz onu dinleyelim.

 

- Ara kapıları kapatın. Sizin dışınızda herkes buradan çıksın. Dünyanın sesi cennetten gelecek. Artık size, sizden güç olan görevi dinletecek. Bu görev, etki alanınızı genişleten yüreklerin güçlenmesini gerçekleştirecek. Dünya size yeniden, işini seven size dillenecek. Her birinizi analar olarak tanıdık. Her birinizi görevlilerimiz olarak tanıdık. Sizler, dünyanın en canla başla çalışanlarısınız.

 

Durgun Toplumlar, cennetlerini yetkin huzurdan kotlanarak yaratırlar. Sevgiyi yaratanlar, kendi yüreklerinde güçlenerek, Kutsal Işıklar’ını kotlarlar. Dünya İnsanlığı, kendi yüreğimizde BİR olan yüceliktir. O bir tekdir. Onun Huzur Kotları herkese ışık olmalıdır. Dünyada yaşamak; Ana Kapılar’da, Kutsal Sonsuzluk’ta ışıktan kayıtlanmak imkanını sizlere verir.

 

Her Yüce, dünyayı, sonsuz ışıkların yarınları hak ettikleri bir geçiş kaydı olarak tanır. Derelerin akışını, kotların kayıtlara varışını, cennetlerden ışık çekenlerin hak edilmelerini, birleşmelerini, Hak Teknik ile hakikiyeti yaratmalarını izlerim hep. Herkes, sevgiyi saygıyı dinletir. Ne var ki hak eden, sadece Hak olandır. Turkuaz’ın ışığını kotladığın zaman, Cennet Kapılar açıldı. Cümle yürekler, cennetlerini hak ettiğini, ten olarak ışık yaktığını, bize ulaştığını açıkladılar.

 

Düzene inmek hak etmektir. Din, bütünün görevini yaratabilmek üzere dinletilir. Dinden ışık çekenler, hakikiyette güçlenerek, dünyaya cennetlerini indirirler. Birleşmek için, dünyaya ahır olan yücelikleri indirmek gerekir. Şunu ifade etmeye çalışıyorum. Dünya başın eğildiği bir yerdir. Oraya varanlar,  hak edebilmek için ahır olurlar. Ahırın gücü yoktur. Sağır olurlar, Süper İnsanlık yoğunluklarından güç alamazlar; cemaatlerini dinleyemezler ve zırhsızdırlar.

 

Herkesi sonsuzlukta bekleyen Düzen’dir. Dünya’nın ışığını sonsuzlukta yaktığınız zaman, cennetlerden görevliler size inerler ve sizde ışık halinde yücelirler. Nefis Sayfaları’nda görev taşınırken, Yücelikler, Hak Teknik’ten intikam için, ışık çeken yürekleri de dinlerler. Lütfen burayı anlayın. Dünyanın sonsuz ışıklarından güç alanlar, Din Teknik’ten, ilmin hakikiyetinden ve zamandan ışık isterler. Işığı soldurmak mümkündür. Aldığınız ışık, siz dünyadan çıkmadan sizden çıkabilir.

 

Dünyaya insanlık için inebilen çok görevliler oldu. Onlar çok çalıştılar. Nesiller boyu ışık kotlamaları yaptılar. Elden geleni yaptık ama onlar, dünyadan güç alıp derelerini yüreklere akıtarak, cemaatlerini, yoğunluklardan güçlendiremediler. Bizim için, üç gün geçiş sayfası yazıp sonra bizden gidenler oldu. Yani herbiri kendi yüreklerini hak etmeden, cinlerin ışığında çıktılar. Biz ise onlara geçmek üzere yenileri dünyaya aldık. Yeniler dünyanın ışıkları olarak çalıştılar. Sonra onlar da huzuru bozdular ve zamandan çıktılar. İşte olmakta olan hep buydu. Şu anda Ana Kapılar açık. Şu anda dünya huzurlu çünkü, dünyada cinler ve insanlar huzuru kotlarlarken hak ederek yaratmaktadırlar. Her yürekte ilim vardır ve biz ilmin hakikiyetinde Dünyalı olarak çalışacak olanları cennetlerimize çağırdık. Cennetlerimizden ilmin huzuruna varanlar, bütüne kotlandılar ve dillendiler. Her dere itibarı yüksek olan; huzura kayıtlı olan kaynağa aktı. O kaynak, Huzur Kotları olarak canlara güç kattı.

 

Ana, kardeşlerini hak et. Çünkü onlar, kontrolu kaybettiler. Onlar, kürzün üç görevini açıkça bilemediler. Bunların açık biçimde bilinmesi gerekir. Görevlerin birisi, Altın Toplum’un burada Düzen kurmasıdır. Bu toplum, huzurumuzda olan Birliğinizdir. Bu Birlik, hak eden ve zamana güç katan yüreklerin değerini bilir. Bizim için en ince detayına kadar bilinen çalışmalar, dünya üzerinde güçlü yüceliklerle başarıldı. Bize görevlisiniz. Biz dünyayız. Dünyanın Sultanları olan Yüceler’e görev taşıttık her biri, yerin huzuru olarak dünyaya Işık Kapıları’ndan indi. Sizden dinlemenizi; açıkça dinlemenizi istiyoruz. Dünya hatayı affetmez. Herkes, Ana Kapılar’da hata yapar. Herkes ışıkta hata yapar ama insan can olduğunda, Hak Tabiat’ta hata yapmamalıdır. Dinle!, bütün kötülükleri yaşatabilirsin ama bu kötülükler ışıkları yıkar. Bunun sonucunda değerlerini kaybetmezsin ama huzuru bozan olarak; yarınları, zamanları, cemaatleri kayıtlarından çıkarırsın.

 

Cinler, dünyaya güç katmazlar. Onlar, dünyanın en ince cevherlerinde hırs yaptırırlar. Hırs yapıldığında, hata yoğunlaşır. Çokları hata yarattılar. Ana, kardeşlerini koru. Onları kotla ve zamana kat. Hatalarını yarattın. Bizden değil senden yaratıldı. Hatalar. Ama cennetlerini koru. Ayrılma. Onlar, kendilerini dinlediler hak etmediğini bildiler ve senden özür isterler. İşte bu...

 

Şimdi ikinci görevi  anlatalım:  Dünyanın sonunu yaratmak isteyen, öyle güçlü  görev taşıyıcıdır ki; der ki “halkın ölüm ister.” Bu ölüm insanlığın ölümü değil Hakim’in sessizleşmesidir. İnsan, canlara güçtür. Hür olur; ışık olur; kol olur ama hak eder. Eğer insan, ışıkları yıkarsa; cemaatler, yarınlarını hak etmezler. Bütün mektepler hep bir tarih verirler ve derler ki; “2010” Bu tarih, senin de verdiğin tarih. Bu tarihi verenler hak edip verdiler. Ama mektep olmayan Yüceler de var. Onlar, “2012” derler. Beşeri Kotları yoldan çıkarır bu ses. Ve derler ki “hak eden, hak olduğunda, bu tertip, mutlu sonuçlar verir. Hak eden hakim olduğunda hatalar affolur.” Sultanlar’ın istekleri vardır. Derler ki; “Biz yazdık. Olmalıdır.” Ama olmaz. Zamana ışık yakan der ki “ben bütün tarihleri silerim. Yeni tarihler yaratırım. O tarihler, diri ve hakiki olan yürekleri güçlendirir.” Sultanlar, ışıklarını yarattıklarında Düzen kurulur. Uyuyanlar uyandırılırlar. Böylece Dünya Yolcuları yarınlarını tohumlarlar.

 

Altona Ana Kapıları açık ise herşey kolaydır. Ama bu kapılar kapatıldığında, cinler dünyanın sonsuz sırrı olan insanları, Yedinci Dirilik’te yeni yüceliklere kotlamaya çalışan yürekleri yıkmak isterler. Allah, kollarını açan dünyaya güç katsın. Çünkü dünya, herkesi kontrol altında tutmaya çalışan yüreği gözler; sayfalar; kayıtlar ve zarar etmesini önler. O Bilge, Hak Tabiat’ta güçlüdür. İnsanlık için başını eğmez. Amin...

 

Şimdi 3. görevi anlatalım. Dünya, Atlanta Ana Kapıları’nı açarak Düzen’e inen Birleşenleri dinler. Dünyanın, aşırıya kaçana imkan tanımayacağı kesindir. Aşırıya kaçan Atlanta’ya güç katamaz; zamana kaynak yaratamaz, birleşemez. Ama halkaları kayıtlar; yürekleri diller; uyuyana ışık yakar; onları göreve alır ama kalemi, Birleşik Aile’ye kayıtladığında; ayrılık biter ve birleşir. Amin... Artık dünyada güçlenme başlar. Çünkü artık itibar artar. Bilgi, huzura varır. İşte can, bizim için değerin budur. Sen bütünü kotladın. Ama hatayı affet; her an ışıkla birliktesin. Senin bu birlikteliğin Işık Kapları’nı her an dünyaya indirişin bizleri zorlamaktadır. Bizler, dünyada Can Toplum’a Ana Kapılar’ı açmaya çalışıyoruz. Ana, kardeşimizi kayıtlarını katlayarak güçlendir. O bizi birleşikte dinlesin. Onun yolu bizimdir. Biz de senle olalım. Senden kaynak yaratalım ve Birlik Alimleri’yle birleşerek güçlenelim. Sultanlar, analara güç kattıklarında Yüceler, diri yüreklerden güç alırlar.

 

Kara Kaplı Kitap, Ana Kotlar’ın açılabilmesi için yaratıldı. O kitap, analara güçtür. İşaret istenen bir derede, her Yüce onlara, kapları kara olan tevhik kayıtlamasından söz edecek. O kayıtlara girip, Altın Tohumları almaları gerekir. Herkesin Ana Kotlar olarak yaratıldığı bir çerçevede, her yüreğin işaret istediğini bilmekteyiz. Ulu Çınarlar, tabiata inmeli ve zamana güç olarak kayıtlanmalıdırlar. Düzen’e inen yürekler; ışıklarını, Yücelikler’den çekerek, dünyaya indirmektedirler. Hala dünya yaratıcıdır. Hala dünyada görevlilerimiz vardır ve zamana güç katmaya; Düzen kotlaması yapmaya ve zarar etmeden güçlendirmeye çabalamaktadırlar.

 

Işığın kaydını yapmaktayız. Bu çalışmalar, yedinci doğumu yapmak üzere yaşım, altından ışık olan bir yaş düzeyine ulaştığından,  Birleşik Işık 3 Çalışması’nda Düzen’imizi, kayıtlarımızdan, diri yüreklere kat kat İnsan Sayfalar olarak yazacağız. Bu sayfaları yazanlar, dünyanın sonundan öte sonlarını ya da yaratımlarını kayıtlayabilirler. Biz, sizi ve sizde olan her Yüce’yi sizin dünyanızda dinleyeceğiz. O dünya, Atlanta dünyasıdır. Buranın gücü vardır.

 

Atlanta Ana Kayıtları’nı yapabilmek üzere buralara ulaşabilen sizlere şunu da açıklamak isteriz. Zararı önlerken hak etmelisiniz. Hak Tohumlar’ı yaşatan yüreğinizdir. Yüreğinizin gücünü bilmekteyiz. Dünyanın yazısını yazan yüreğiniz, ışıkları muhakkak yanık bırakarak buradan çıkmalıdır. Eğer dünyanın sonunu merak ederseniz. Kendi yüreklerinize inin ve bakın. Neler kayıtlamışsınız. Siz  birleştiniz; kaydı yaptınız. Kaydı yapan siz, bütünü güçlendiren yine siz ve zamana görevli olan siz... Eğer dünya için huzur yazmışsanız. Dünya huzuru yaratılır. Eğer dünya için kuru, huzursuz, ışıklar kayıtlamışsanız, zamana gücünüz yoktur. Olgun olmadan zamanı yazamazsınız. Zordur zamanı dillemek ama sizler, diri olarak zamana görev taşıyorsunuz.

 

Zaman, Sultanları’ndan güç alarak; yaraları, daha büyük yaraları ve daha büyük yaraları iyileştirebilir. Biz size cinleri verdik. Siz insanlar, dünyanın ışıklarını yere indirirken, her yüreğe cennetleri verdik. Hak edin diye. Ve sizlere görev verdik. Din İlmi’ni hak edin yoğun çalışmalarla birlikte Düzen’e görevli olun diye. Ana, kotlarını aç ve sonsuz Kutsal Sayfalar’ı oku. O sayfalarda din yoktur. Sağır olana din olur. Mutlaka bilinsin ki hak etmeden hak tohumları yaratmak sorumluluktur.

 

Cümle cevherler dünyaya güç ile inerler. İtibarı yüksek olanlar ise ışık ile inerler. Sevgililer, sizler ışık ile dünyaya inen Birliksiniz. Başınızı dik tutun. Dünyanın sonsuzluğunda güç yaratan ışıklar vardır. İşte o ışıklar, Düzen’e görevli olan yüreklerin kayıtlarıdırlar.

 

Nuh Tufanı’nı bilen yoktur. Sadece Kuran’da ya da İncil’de veya Tevrat’ta söylendiği gibi alınır dinlenir ve hak edilir. Allah için size her bilgiyi hak ettiğinizce anlattık. Ama bir şeyi anlatmadık. Siz, dünyanın sonsuz kotları olarak, hakimiyetinizde cennetleri kurdunuz. Solun ışığını, sağın ışığından ayırdınız. Zarar gördünüz. Zamana görev taşımak için huzur gerekir. Huzuru dillemek; hakimiyet ve zaman ışığını kaynağa katmak, ilmin sayfalarında güçlenmekledir. Allah için ben dünyayım. Dünyanın kulu olan Yüceler’e sorun bakalım; Atlanta Kontları dünyamızda ne ararlar. “Hey dünya” derler. “Hey dünya biz zarar ettik. Zaman İlmi’ni hak etmeliyiz.” Zamanı, diri yürekler, Birleşik Işık Tohumları olarak dinlerler. Hak etmeden güç alınamaz. Ama hak etmek için itibar gerek. Eğer dünya, huzurunu bozanla dillenirse Işık Soyu huzurdan çıkar. Büyük Kütle huzurunu kotlarından ayırır ve zamana güç katamaz. Ayrıyı, hırsı, kusuru biliriz. Cemaatleri, Birleşik Aile’yi dinleriz. Zarar göreni biliriz.

 

Eşikte bekleyen o can, kul olmak ister. Onu alın; hak etsin; cennet kursun; huzur olsun; birlik olun; onunla olun ki hatayı bağışlayım. Ben dünyayım. Dünyanın üstünde ve altında yaşamları sorgulamam. Ama bilin ki her anda hatalar yaratılır ve her anda huzur bozulur. Ulu Çınarlar, sayfalandıklarında Hak Teknik’te ışıklar solar.

 

Mustafalar, dünyaya iyilik için ve zaman için indiler. Onurluyum ki bütün türevleri ve ürünleri hak ettim. Birleşmek zamana güçtür. Ve bize ışıktır. Dağlara tahdit koyduk; dünyaya tahdit koyduk; huzura kotlanan her yüreğe; hak etmediği için ışık soldurana tahdit koyduk. Unutmayın ki hak etmeden görev taşınmaz. Aza, özü kat ve zamana gücü kat. Bize dili kotlat ve birleş biz seniz. Ana, hadi seni dinliyoruz.

 

- Canlı ve cansız tüm yaratılan dünyaya görevlidir. Can, inorganik kotlamaları da yapar ve can organik kotlamaları yapar. Her kotlanan, bizden kotlanır. Biz dünyaya iyiliği getirdik. Dünyanın Sultanları birleştiklerinde, bize görevli olurlar. Biz, dünyaya gücümüzü getirdik. Dünya, bizi zaman sonsuzluğunda dinledi. Biz dünyaya Nakar’ı getirdik. Nakar, bize cennet olmak ister. Ama dünya; sonsuz ışıklardan, cümle yüreklerden ve zamandan koptuğunda, Yürek Kotları Düzen’i yıkar. Ana, kardeşler, yürek, iyilik için çalışalım. Biz dünyaya, canlı cansız dini getirdik. Din bize göre hak tır; hakikidir ve yerin geçişidir. Cennet kutlanan ışıklarını getirdik. Ayrılık kalmasın.  Dinleten, dilleyen yürekler, huzuru bulsunlar ve sonsuzlaşsınlar.

 

Birleşik Aile, analara güç katar ve zaman göç katar. Göç, Atlanta’ya göçtür. Analar, Kara Kaplı Kitaplar, Düzen’i kurmak içindir. Anlar, kullar biz için herşey basittir. Ama sizlere sorumluluktur. Şimdiye kadar ikiyüz zararlı güç dünyamıza indirildi. Onlar, dünyanın yoğunluklarını artırdılar. Bu artıştan sonra ikinci çalışmalar başladı. Bu kez dünyaya Işık Kapıları açıldı ve sınırsız kotlar dünyaya indiler. Olgun huzurlu ve sınırlı olan bilgileri dünyaya indirdik. Dünyanın ışıkları yaratıldı. Altona Ana Kapıları açıldı. Altın Tohumları, yeryüzüne ekildi. İşte artık Din İlmi, Huzur İlmi oldu. Artık dünyada din yok. Unutulan ışıklar bütününde, gürzün gücü devreye alındı. Anı Kapları’nı açtık okuduk. Dünya, unutulan küçücük bir sayfaydı. Unutulan bir ışık kotuydu. Unutulan!...,  Çünkü dünyada Zaman Sayfaları yok edici olarak kayıtlanıyordu. Dünyada Düzen kurmak isteyen kervan yoğunlukları, hep dünyanın yakınlarına inerek, dünyayı kotlamaya çalıştılar. Dünyanın kotlarını yoğunlaştırmak için düzene inmek istemediler. Düzen’e inenler geri dönemezdiler. Biz ise dünyaya Işık Kotları’mız ile indik ve şimdi buradayız. Zarar etmedik. Zamana ışık yaktık ve zoru aştık. Artık dünyada Altona Kotları var. Önceleri, uşaklık yapanlar vardı dünyada. Biz ise huzurlu olarak çalışıyoruz. Ayrılık yarım!...

 

- Ana seni dinledim. Senden başkası ışığı kotlamadı amin... “Benim için herşey kolay çünkü ben, canlara güç katmaktayım. Zamana görev yapmaktayım. Işık halinde yücelmekteyim.” Diyorsun. Ama halkın sonsuz ışıklarında bu başarılıyor. Bunun için sorumluluğun var. Zarar etmezsin; zamansın; ışığın iyidir. Zirvelerin hataları bağışlanır. Zor olsa da hatları affoldu. Ne var ki yeniden hata yapanı bağışlamadın o şimdi seni dinliyor ve senden güç istiyor. Onu dinlemek istiyor musun?

 

- Yaşını başını alan, onu kotlayın. Yazın çeşni olsun. Ondan ışık istemem. Herşey bu...

 

- Allah için sana ışık kattık. O çeşnidir. Ama halkı huzursuz oldu. Çünkü o kendini hak etmedi. Çeşni olarak yazıldı ve zamana kayıtlandı. Onu huzursuz yarattık. Bir kez daha cinlere güç katarsa ışığı solar. Bu kez hatayı bağışladık. Amin...

 

- Analar, kulluk yapmak için hak etmek gerek. Hak olmak, hakim olmak, ışık olmak BİR olmaktır. Din için çalışmayız. Zırhımız var ama huzurumuz  yok. Bunun için senden bağış diliyorum. Bizi bağışla ve zamana kat. Ama huzur ile kat.

 

- Yarını dinleyenler, ben size derim ki yarın sizi yıkar; dinlemeyin. Yarını dinleyenler, yarın ışığınızı yıkar. Işık solduğunda görev biter. Herkese bir tek sözüm var. Canlara, ışık ile Birlik İlmini hak etmelerini, birlikte ışık olmalarını ve zarar görmemelerini isteyen yazılar verdik. Unutun herşeyi unutun ama tek bir şeyi unutmayın. Birleşmeyi. Birlikte hak ederek ışık yakın ama hak edin. Cinler ve dinler ve yolcular, ulular, zamana kaynak olanlar, ışıkta teknik olan yüceliği dinleyenler, BİR için çalışın. Hepiniz, zarar eden yüreklerde zamana kayıtlısınız. Zamana huzur katın ki zerki hak etmeyin. Işıkları sonsuzlaştıranda çaba gösterin hepinize saygılar...

 

Doğumu yarında olan herkes, bilgimdir. Ben dünyada 3000 kayıt yaptım. Bu kayıtlar, yarını yaratmak üzere gerçekleştirildi. Yarını hak etmek ve zamana görevli olmak. Huzurlu olmakladır. Görevi devralan herkese saygılar sunuyorum. Dünyadan ayrılma zamanım yakındır ama bilmenizi isterim ki herkes kendini ve kendinde olanı en güçlü bilgi olarak tanımlar. Cümle yüreklerde bu sayfa vardır. Herkese “sen en yücesin” denir. “Sen muktedirsin ve zamana görev taşıyorsun” denir. Birçoğunuza Işık Katları açılır. O, katlara ulaşarak dünyaya ışık katar, cemaatleri güçlendirirsiniz. Herşey dünya içindir. Bunu asla unutmayın. Kim “benim adım insandır. Ben insanım ve Cennet İlmi’ni hak ettim” derse; unutmayın ki huzuru kontrol altındadır. Tabiat, bir çalışma yeridir. Tabiata kayıtlı olmak, huzur iledir. Her yürek tabiata kayıtlı değildir. Cennet toplum, huzurlu toplum dünya için güçlenen ışıkları yaratandır. Ayrılık bitsin ve zemininde insan olan Yüce Dünya’yı yaşatın. Dünya analara güçtür ve zamana görevdir. Bunu bilin ve zamanı kotlayın. Şimdilik bu...

 

 
  Bugün 60 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol