-Çok konuşup çok yazıyorsunuz…
Bıkmadınız mı?
-Yo, görev taşıyoruz.
Örüm yapıyoruz…
-Ha haaa hiç güleceğim yoktu!
Sanki elinizde 2 şiş var; bir düz bir ters örüyorsunuz,
-Aynen öyle
-Şaka yapıyor olmalısın!
-Yo….farz et elinde 2 şiş var,
Biri (+) sonsuz diğeri (-) sonsuz potansiyel taşıyan 2 şiş
Bunların her biri potansiyel ses
-Bir saniye; burası hangi boyut?
-Rahman, Birleşik Işık’tayız….
-Buraya nasıl geldik?
-Bütünlükler olarak toplanıp bilgimizi paylaştık.
Biz konuştukça bizi var eden değerlerimizi ortak bir havuza ekliyoruz; ona TABLO diyelim,
-Tabloda sadece düşlediğimiz yarınlar var,
-Evet, yarınları resmediyoruz….ama henüz yaratım yok,
-Burası sessizlik….2 ses vardı ya hani şiş olarak imgelediğimiz onlar potansiyel sadece,
Sessizliği seslendirmemiz lazım,
-Nasıl ses katacağız?
-Bilgiyle,
Bilgi paylaşıyoruz ya; biz bilgimizi seslendirdik….
Onlar bilgilerini seslendirdi….
-Ve, 2 sesin nötr noktada çarpışmasıyla,
Big bang!
TINI oluştu.
-Her bir TINI LA frekansında titreşen ses ilmekleri,
Her bir ilmek bir KOT,
İlmekler TEN ÖRÜMÜ dediğimiz tanrısal örümü meydana getiriyor.
Örüm yani eşyayı meydana getiriyor,
-İşte çarpışma anı OMEGA’da gerçekleşiyor. Böylece, Işık Evren’de düşlediğimiz o yarınları örgüleyerek dünyaya indiriyoruz.
-Desene hayallerimiz gerçek oldu!
-Evet, OL! dedi Oldu noktasındayız…
-Örüm yarınlarda yaşayacak olan,
Ve Yaratıcı dil EŞYANIN DİLİ
-Bir dakika bu DİL…
Yani…
Bakara suresinde geçen İSİMLER denilen EŞYANIN DİLİ mi?
-Evet, EŞYANIN DİLİ
"Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti ya,
-İşte artık Tanrısal İnsan dünyada!
Muktediriyetle,
Bahar Umurtak