Birlik İlmi
  FORUM
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Ortak aklın yarattığı BİRLİK idrakinin temel faktörleri olan bilgiyi, sevgiyi ve saygıyı hakim kılan; spiritüel, kozmik ve metapisişik paylaşımlar dileğiyle Forumumuzu hizmetinize sunuyoruz. Saygılarımızla...

FORUM - KAR

Burdasın:
FORUM => GİRİŞ => KAR

<-Geri

 1  2 Devam -> 

nezireselcuk
(şimdiye kadar 83 posta)
13.07.2010 12:01 (UTC)[alıntı yap]

KAR, bitki, hayvan ve insan sayfalarının kotlandığı yerdir. Kotlama İnsanlık İlmi ile gerçekleştirilmektedir. Birleşik Işık görevini hak edenler tarafından bu kotlama Düzen çalışmaları şeklinde yapılır. Bu safhada görev yapabilmek, Birleşik Işık Kaftanını kati kotlamalar ile kendi yüceliğinize çekebilmekle mümkün olur. Bu çalışmaya katılan yüreklerin her biri KAYNAK olarak görev taşırlar.

İlmin sayfalarında güçlenenler BSUİ (Barış, Sevgi, Umut, İnsan) İlmi ile kaynağa inerler. İşte onlar KAR Sayfaları'nda bitki, hayvan ve insan sayfalarını tohumlarlar. Onların cevherleri, ışık yoğunluklarıdır. Yoğunluğu kotlayabilen her Yüce kanat alır. Aldığı kanat, sayfa sayfa ışık yakar. o ışık insan sayfalarında güçlenir. İşte KAR, bu ışığın kotlayıcısıdır.
burake
(şimdiye kadar 135 posta)
17.07.2010 09:50 (UTC)[alıntı yap]
www.whalesong.net internet adresinde mavi balina resmi üzerine tıkladığınızda kambur balinaların geçtiğimiz ilkbaharda ve daha evvel dönemlerde su altında kaydedilmiş seslerini dinleyebiliyorsunuz. Uzun süredir Hawaii'de bulunan gönüllü bir kuruluş su altına yerleştirdiği bir mikrofonla her yıl ekim-mayıs aylarında (balinaların şarkı dönemi) sualtından canlı yayın yapıyor ve bu internetten ücretsiz dinlenebiliyor. Balinalar şu dönemde Alaska'ya göç yolunda oldukları için canlı yayın kesildi ama kaydolmuş sesleri yine ücretsiz olarak dinleyebiliyorsunuz. Kambur balinalar kışın yarısını besin açısından zengin Alaska'da, yarısını da besini olmayan (kril denen küçük deniz kabukluları yiyorlar) ama doğum yapmaya elverişli Hawaii'nin sıcak sularında geçiriyorlar. Burada bebekler dünyaya geliyor, anneleri tarafından biraz emdiriliyor ve sonra hep beraber Alaska'ya göç ediyorlar. Balinaların şarkıları insanı duygulandırabilir, dikkat edin. Balinaların gezegenimizin tarihçileri olduğunu, çok eski dönemlere ait enerji damgalarını taşıdıklarını okumuştum. Hawaii adalarının da eski Atlantis'ten artakalan kara parçaları olduğunu okumuştum. Kambur balinaların doğum yapmak için niçin oraya gittikleri bu açıdan belki de daha anlaşılır oluyor.
burake
(şimdiye kadar 135 posta)
17.07.2010 11:32 (UTC)[alıntı yap]
Büyük bir yıkım yaşanmış Atlantis'te. Nükleer silahlar kullanılmış gücü ele geçirmek için. Sonuçta tüm ülke yıkılıp gitmiş. Yıkımdan evvel geleceği tahmin edebilen bazı bilgeler bilgeliği kurtarmak için Mısır'a, Tibet'e gitmişler yanlarındakilerle. Oralarda yaralar sarılmaya, hayat devam ettirilmeye çalışılmış. Bir ara çok zorlanıyordum o yıkıma yol açan insanları bağışlamakta. Sonra kendi kendime dedim ki günümüzde de böyle insanlar var. İkinci Dünya Savaşı'nı hatırlayalım. Başka savaşlarda da var katliamlar vs. Sanıyorum artık biraz daha kolay bağışlayabiliyorum onları. Kolay değil çünkü genel toplum bilinci buna müsait değil. Bir Hitler'i bağışlamanın imkansız olduğunu size binlerce, milyonlarca kişi söyleyecektir. Katilleri, suç işleyenleri gene binler ve milyonlar bağışlanamaz bulur. Ama buna rağmen "o da benim çürüğüm" dememiz gerekiyor bir noktada. Bu kişiyi yargılamıyorum dememiz gerekiyor. Sevgi bunu gerektiriyor, yüreğimizin sesi bunu fısıldayıp duruyor kulağımıza. Bu ben de aynı eylemleri yapacağım anlamına gelmiyor. Ayırdediciliğimiz devam ediyor. Ama bunları yapanı yargılamıyorum, onlar da benim bir parçam demek gerekiyor. İşte böyle...
burake
(şimdiye kadar 135 posta)
17.07.2010 11:36 (UTC)[alıntı yap]
Kendi çıkarları uğruna başkalarına ve dünyaya zarar veren insanlar sadece zarar verdikleri şeyin de kendileri olduğunun ayırdında olmayan cahillerdir. Onlar henüz olgunlaşmamış ruhlardır. Bu da evrenin bir parçasıdır ve bu durumdaki insanları yargılamak sadece yargılayanı frekans olarak aşağıya çeker. Bu yargılayanın "bütünlüğü" anlamayışı anlamına gelir.
burake
(şimdiye kadar 135 posta)
17.07.2010 11:48 (UTC)[alıntı yap]
Olgun olmayış, hayatın temelinde yatan "bir olma" prensibini anlamayış bir kader de ğildir. Olgun olmayanlar da zamanla mutlaka olgunlaşacak. Zamanla sevgi onların da kalplerine ulaşacak. Olgun olmayışları olgun olmayanların kaderi değildir. Tam tersine olgunlaşmak onların kaderidir. Maharaj hepiniz benim gibi olacaksınız derken, İsa hepiniz bendensiniz derken boşa konuşmadılar. Onları bırakın kendi yüreğini dinlemek için biraz dikkat kesilen herkes bunun böyle olacağını orada görebilir, hissedebilir. Onlar da zamanla her gördükleri varlığın bir ve aynı yaratan olduğunu anlayacaklar. Peki bu noktaya varınca "olgunlaşmış" mı olacaklar? Hiç sanmıyorum. Herşeyin "bir" olduğunu anlayanlar da kendilerinden daha gelişmiş düzeylere göre "olgun olmayan" ruhlardır. Gelişme, idrak, olgunlaşma dediğimiz şeylerin bir sonu olduğunu hiç sanmıyorum. Bir arkadaşım "sonu olan şeyler ölü şeylerdir" demişti. Sanıyorum biraz onun gibi düşünüyorum...

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 190
Bütün postalar: 358
Bütün kullanıcılar: 154
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bugün 119 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol