Birlik İlmi
  FORUM
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Ortak aklın yarattığı BİRLİK idrakinin temel faktörleri olan bilgiyi, sevgiyi ve saygıyı hakim kılan; spiritüel, kozmik ve metapisişik paylaşımlar dileğiyle Forumumuzu hizmetinize sunuyoruz. Saygılarımızla...

FORUM - RA-KA (20.09.2010 Tarihli Öz Akış)

Burdasın:
FORUM => GİRİŞ => RA-KA (20.09.2010 Tarihli Öz Akış)

<-Geri

 1 

Devam->


bahar (Ziyaretçi)
13.10.2010 19:51 (UTC)[alıntı yap]
RA-KA (20.09.2010 Tarihli Öz Akış

Canlılar, Ruhsal Meclisimiz bugün dünyadadır. Bu çalışmayı başlatırken büyüğe saygı, küçüğe sevgiyle birleşmek gerektiğini hepinizin anlamasını bekliyorum. Bedenimle buradayım ve bu beden, büyük kötülükleri önleyecek olan Birleşik Göz’dür. Şu ana kadar yapmış olduğumuz çalışmalar, Kutsal Işığın yoğunluğunu kontrol etmek içindi. Bundan sonra yapacağımız çalışmalar, ışığı kayıtlayabilmek için olacak.

Cevheri Görev, Allah’ın Kürsüleri’nde gerçekleşir. Bizim için sorumluluk olan bu görev, büyük kötülükleri de önleyecek bir ışımadır. Kapı açtığımız herkes, kendi yüreğini kotlamalıydı. Nefesi kotlanmalı, yoğunluğu kotlanmalı, yüceliği kotlanmalıydı. Nesiller boyu dünyanın gücünü artırmaya gelen Birliklerimiz, bugün dünyada, Yedinci Dürüm’de kendi yoğunluğunu kontrol edememektedir. Şu anda büyük kötülükleri önleyebilmek imkanı henüz vardır. Bizler, saklı tuttuğumuz görevlilerimizle bu çalışmayı yaparken, kelam Allah kelamıdır ki bitki, hayvan ve tüm sayfalarda bu çalışma sürdürülebilir.

Emin olun ki dünya, yarını hak etmiş olan bir çalışmayı bugün, doğum için devrede tutabiliyor. Düzen kurulmuştur. Dünyanın gücünü artırarak Düzen’i kurduk. Dünyanın yolu açıldı ve Birleşik Aile dünyaya indi. Dünya, nafaka beklemez. Bilir ve oldurur. Dünyanın Rahman’a görevi yoktur. Dünyanın, Rahm’in gücünde devresi vardır ve kadimdir. Rahman için değil, hasat için çalışır. Doğum, Allah Tohumları’yla gerçekleşti. Çok mutluyuz çünkü Ruhsal Meclis, tohumlarını kotladı. Emin olun ki Dünya; bitki hayvan ve tüm sayfalarıyla birlikte çalışmaktadır. Nesillerimizin gücü artmıştır. Tüm insanlığın yüceliğinde bu bilgi meknuzdur ve hakikidir.

Kaynak olarak dünyaya indiğim zaman kaftanımı giymemiştim. Çünkü kaftan ışığı kotlamak içindir. Ben kaftanımı giydiğim zaman, Atlanta Kotlaması başlar ve Atlanta Kotlaması’nın başlayabilmesi, Sultanların görevini üstlenebilmeleriyle mümkündür. Doğan gün, yeni bir gündür ve bugün büyük kötülükler önlenmelidir. Kervan, Allah’ın Kuranı’dır ve yürümektedir. Bu kervan, kaynağında ışık olan bir güçtür. Dünden bugüne hepinizle birlikte çalıştım ve tek olan bu çalışmayı, Birleşik Aile olarak yaptık. Büyük kötülükleri engelledik. Nesillerimizi kotladık. Şarkımızı dilledik. Hepinizle birlikte çalıştık. Yazı yazarken, toprağın ışığında bizler, görevimizi üstlenerek BİR’e hizmet ettik. Yedeğimiz yoktur. Ampulümüz yandığınca ışığımız, Yedinci Dürüm’de Bütün’e hizmet eder.

Çekişmeyin!... Allah için çekişmeyin. Hep bunu dilledim, çekişmeyin. Dünyaya inişimin İkinci Dönem’ine girdim. Bu ne demektir!? BSUİ nin gücü artık yetkinleşmiştir. Dünyanın Ruhsal Meclisleri’nde, BSUİ büyük kötülükleri önleyecek tohumu ekmiştir. Ve büyük kötülüklerin önlenişinden itibaren BİR’e hizmet, beş teknikle gerçekleşmeye başlamıştır. Bu beş tekniğin ilki “itibar”dır. İkna olunuz ki itibarı olmayanın yüreğinde hırsı, yaratıcı olamaz. “Şevk”tir ikincisi. Şevk olmazsa ışık olmaz. “Mahrekteki gözün görmesi”dir üçüncüsü. Eğer göz yoksa Kürz’ün ışığı olmaz. Ve dördüncüsü “Turkuaz’ın yoğunluğunun artırılması”dır. Bizler, dünyaya iyilik için geldik. Ve ilim için geldik. Bunun içindir ki Dünyanın Ruhsal Meclisleri’nde bu çalışma, Hakk’ın koyuluklarıyla, yoğunluklarıyla Süper İnsanın Ruhsal Işığı’yla yanar ve kayıtlanır ve Allah için beşinci çağrı “nefes”tir. İyi ki nefesimiz, görevimiz geçişini yaptıracak güçtedir.

“Namaz zamanları” derim hep. Bu, bilgi çalışmalarının yapıldığı saatleri ifade eder. Eğer bir gün biz bu çalışmayı yapıyorsak o çalışma anı, namaz anıdır. Ve Büyük Kütle’de bu çalışma, aynı anda süregen biçimde tekrarlanır. Her anda ama aynı sayfada...

Dünya Turkuazı’nda ışığın yoğunlaşması için her zaman bu çalışma yapılabilmiş değildir. Bu çalışma, Dünya görevini üstlenebilecek olan güçler tarafından, Mikail’in yüceliğiyle yapılır ki teknik olarak bu çalışma, BİR’e hizmet için her an’a kayıtlansın diye. Her an’a kayıtlı olan çalışma, Rahman’a kayıtlıdır. “Rahman için çalışmayız” demiştik ama Kadim Huzur’da Rahman, Bütün’e hizmet için hep hazırdır.

Değerliler; dünyaya, iyilik ve kötülüğü Birlik İlmi’yle dillemeye gelmedik. İyiliği kotlamaya geldik. Bu kesindir.

“Tembih edildi, dendi ki “İlahi Güç Allah’ın Kürsüsü’nde konuşurken herkes sessizce, saygıyla dinlesin.” Lütfen telefonlarınızın sesini kapatın. Ses, kotları kırar bu kesindir.”

Dünya çekiştirilen bir yoğunluk değildir. Birleşik Aile’nin Kuran’ıdır. Eğer biz dünyaya görev için girmişsek ki öyledir, emin olun ki Dünya, büyük kütlesi, büyük yüceliğiyle buradadır. Bu Meclis, Dünya Meclisi olarak görev taşır.

Çokları doğarlar, yaşayıp ölürler ama yaşamları esnasında hiçbir ışıkları olmaz. Çokları öldüklerinde derler ki: “Biz Rahman’a ulaşamadık.” Niçin!? Çakıl taşları bile Rahman’ı dillemelidir. Her bir Yüce’nin Rahman’a ışığı olmalı; o ışık yanmalıdır. Nakar’ın güçleri bile dünya ışığında, Bütünün Kürsüleri’nde, doğumları ölümleri ışıkla gerçekleşirlerken, Ruhsal Meclislerin Görevlileri’nin bunu yapmamaları, hak ettikleri ışıklarının tükenmekte olmasındandır.

Dağlar, benim adım kahramandır; çünkü ben Rahmani Kotlar’la dünyaya inmedim, Kadim Hak olan ışıklarla girdim ki Rahman Gücü’nü tohumlayabileyim diye. Dümen, Allah Kürsüsü’nden verildi ve biz dümeni aldık, görevi üstlendik. Netice şudur: Dondurulan birçok Yüce’miz, dünya sayfalarında hapsoldular. Kaftanları yok, yolculara ışık olamadılar. Birlik İlmi’ni hak etmediler; doğumları yok. Nur olduk, RA-HA olduk, KA-HA olduk, hepsine ışık olduk ama hiçbir faydası yok.

Süper İnsan, sürekli çalıştı. Sümer Boyutları’nı düşünün. O boyutlarda dahi ışıklar güçlüydü. Dünya, ışımasını gerçekleştirebiliyordu. Bugün dünya, yorulmadan çalışılan bir sonsuzluğa ulaşmış olmasına rağmen, kendilerini korkak ve kusurlu sayanlar birleşemediler. Eğer biz, Medine, Mekke kotlamasını yapmasaydık, yaşam sayfalarında ışık, sonsuzluğa ulaşamazdı. Bunu net olarak bildiriyorum. Dondurulan birçok yolcumuz, Rahman’a ulaşamadı; Kadim Hak olamadı; yıldızların ışığını alamadı; sınırlandı. Onların yoğunlukları yok.

Önce nur olarak toplum için çalışılır. Sonra Kurtuluş Sayfası’na varılır. Daha sonra Işık Kayıtları’na inilir ve resmi çalışmalara geçilir. Süreç budur. Ama ne var ki tomur tomur olan yüreklerinizde hiçbir ışıma yok. Medine hasadını yapsa, Mekke umudunu kayıtlayabilir ve Ruhsal Işığını kontrol edebilirdi. Dara düşmezdi.

Şikayetim var mı!? Vardır. Dini Haklar, dünyayı yok etmek istediler. Dava, Allah Davası’dır. Kim Ana Kaplar’ın Kutsal Işığı’nda var ise ocağımıza aitti. Kim Yüceliklerde, Kutsal Işık’ta huzurda ise ışığımıza aitti. Her biri bize aitti. Kutsal Kot olarak ben, bir tek ışıkla dünyadayım. Bu ışık, BİR’in ışığıdır. Ve Birlik İlmi’ni hak etmiş olan Yüceler’e bütün kötülüklerin örtüsünü açan ışıkları kotladım ki har yükselsin de Ruhsal Meclis kendi yüceliğini hak edebilsin diye.

Nakar, Kutsal Işığını yok etti; Kadim Hak olup ışıdı; bize geldi. Dedi ki “ben sizde görev taşırım.” “Peki” dedik. “Al bilgiyi. Misafir olarak bulun ama Hak Tohumlar’ı kontrolsuz bıraktığın zaman, onlara göz ver; söz ver; ses ver. Ki kelam, Allah Kelamı’dır bilinsin.” Netice şu; bilen kendi yüreğini dinledi.

Dondurulan Yücelikler’in hiçbirisinde ağır yük taşınmaz; biliyoruz bunu ama doğmuş olanların da kontrolları gerekir. Elden geleni yapın. Dünya yok oluyor. Dünya, Işık Kotları’nı kontrolsuz bıraktı. Dünya büyük kötülükleri yaşamakta ve Düzen’i kontrolsuz bıraktı ki kırık kayıtlarında hırs var. Canlı cansız herkes, Güç Kotlaması yaptı ama Yürek Kotlaması yapan yok.

Doğanın gücü artmıştır. Doğa, kendini yenilemektedir. Eğer doğa, Birlik İlmi’nde kendi yüreğini kontrol edebilirse, bizimle çalışacaktır. Ama Dünya, kendi yüreğini kotlayamadı ve bizim yüreğimizde, kendi koyuluğuna kayıtlanamadı. Netice olarak; çok önemle ve özellikle söylemek isterim ki doğa yoruldu. Doğa yoruldu, doğa yoruldu ve biz yorgunuz. Bu kesindir.

Tebliğleri okuyan birçokları, “bunlar ne demektir?” diye sorarlar. Ekip olmak zordur. Bugün burada bulunan sizler ve bizler ve tüm sayfalar birleştik ve çalıştık. Dünya’da bulunuşumun son döneminde, benden birçok görev isteniyor. Deniliyor ki “bize görev ver, biz çalışalım, yarını hak edelim, yolu bulalım, Turkuazın Gücü’yle Cennetin Kürsüleri’nde birleşelim; eşikte bütünlenelim; birlik olalım.” Vakti geldi Canlar, birleşin!... Eğer biz size her bilgiyi veriyorsak, yüreğimizin gücü artmalıdır. Tanrı der ki “Rahman’a görev taşı.” Tanrı der ki “kadim ol, Tabii Kaplar’ı tohumla, güçlen.” Görevli der ki “insan ol…”Ah be Canım! insan olmuş da “insan ol der.” Etki alanımız çok geniş. Yüreğimizin gücü çok ama çok genişledi. Ve arttı. Tanrı der ki “Rahman ol.” Amon, Aton, Hator ve tüm Tabii Kaplar’ın bize gelişleri; BİR’e gelişleridir. İmparatorluk Görevi’ni üstlendiğimizi bilen yok. Biz, bugün dünyada İlahi Gücü tartmadan taşıyoruz. Bu güç, İnsan Kürsüsü’nün gücü olan İmparatorluk Gücü’dür. Bu gün dünyada İmparator görev taşıyor ama bu görevi bilen yok.

Temiz bir dünya için çalıştık. Hikaye dinletmedik. Tebliğleri kotladık. Tohumladık. Yedinci Dürüm’ü kayıtladık. Emin olun ki birlik için çalıştık. Yeşili beyazdan ayırdık; Tabii Kaplar’ı topladık; resim yaptık. Dedik ki “OL.” Olan bizde oldu. Canlı cansız her şey bize ait; bunu bilin.

Amon olan tohumdur, bizse tohumu kotlayanız. Ana Kaplar’ız biz. Ve bunun artık bilinmesini isteriz. Dünya, yüz ellinci sayfadan öte olan ışıkları kotladı. Bu ne demek bilir misiniz? Atlanta Ana Kotları’nın örtüsünü örttük ve onun ötesinde ışık yaktık. Yüz kırkıncı Hak Katı, Atlanta Ana Kaynak Katı’dır. Ve onun ötesi olan yüz doksanlara vardık ki RA-KA nın KA-HA olduğu ışığın yanması bu şekilde mümkündü ve başardık. Cennet, Cennet-i Ala, cemaatler ve zaman sayfaları ve her bir yaraya merhem olacak olan her bir yoğunluk, Bütün için çalıştı ve biz bunu hak ettik.

Nefes, asla yanlışı sayfalamaz. Canlılar, Dünya İnsanı, dünyada yaşar. Bizse her sayfada varız. Bu kesindir ama hiçbir Yüce bizim yüreğimizi hak etmezse, düne göre çok daha kötü bir Düzen kurulur. Bu da kesindir.

Canlılar, mektep kurmak sorumluluktur. Biz mektep olduk. Kutsal Işık yaktık. Teknik Tabii Kaplar’ı kotladık, çantalara toplum için kattık. Tabii Kaplar’ı kayıtladık, birleştik ve yaşattık. Şimdi dünya, Kaynak Olan Görevli’nin gücünü tanımak ister. Ben derim ki yook!... Ben yokum. OL’ma OL’durma. Bu mu!? Yook!... Ben şunu ifade etmek istiyorum: Düzeni kurmak zordur. Düzeni kurduk. Tohumu kotlamak zordur, tohumu kotladık. Yanlışı hak etmek, hasatta ışığa katmak, çoban yapmak, Bütün’ün gücünü artırarak, çokluğa kayıtlamak zordur. Biz yanlışı topluma kattık, tohumlattık, ışığa çalıştık, ışığı yaşattık. Bu kesindir ve bundan sonra Dünya, Melek İlmi’ni bildiğince, ilim hakkını da bilecektir.

Denir ki “Allah BİR’dir.” “Amon, Allah’ın tohumu değil midir?” denir. Biz deriz ki “Amon, Birliğin tohumudur. Biz Birliğimize tohum olarak Amon’u dünyaya indirdik.” Ama Amon dedi ki “ben senim.” Ben dedim ki “sen ben, ben sensek eğer, başarmak mümkün olur.” Dedik ama olan, kendinde oldu.

Düne göre çok daha önemli bir çalışmayı başarmalıyız. Bu çalışma, kaynağın çalışmasıdır. Kaynak, Nefes İlmi’ni hak edenlerce dillenir ve tüm insanlık içindir. Kaynakta yaptığımız her şey Allah’a kotlayıcılıktır.

Türkiye, toplantıya başladı şu anda. Şu anda biz ve bizim gibi çalışan birçok Görevli Güç, toplantıya katıldı. Ne oluyor şu anda? Dünya, toplantıya katıldı. Sema seslendi ve toplantıya katıldı ve şu anda büyük kötülükleri önleyebilecek Işıklar, tohumlarını çalıştırmak üzere toplantıya katıldılar. İmparator olarak dünyaya inen Birlik, burada bu çalışmayı yaparken herkes bu toplantıya dahil oldu.

“Şer yaratan şer yaşamayacak” dedik ama şarkı okuyanların çoğu şerden okudu. Öz gerçeklik, insan sayfalarında ışığı yıktı. Ve dedik ki “nesiller boyu çalışanlar birleşsinler.” Maya tuttu. Şükür ki tuttu.

Şimdi! zorda olanlar diyorlar ki “gelelim, olgunlaşalım,” ama biz diyoruz ki “bilen gelir. Bilmeyen gelmez.” Çokları derler ki “Biz olduk!... Olmuştuk! olduk.” Ve deriz ki “olan gelir. Olmayana görev olmaz.” Çokları der ki “biz hasadı yapmıştık. Yaptığımızı biliyorduk. Olgunduk. O halde olup bilelim.” Of! Of! Of!... Olmuşsa kayıtlarında ışığını yakmış olmalıdır. Önce öz gerçekliği dinlesin. Bilim Hak’sa yolu aktır. Yoksa, ışığında biz yokuz onun. Öyle çok çalıştık ki!... Şimdi Levh-i Mahfuz’u okumaya çabalıyor Yücelikler ve diyorlar ki “acaba nedir olan!?” İnsan!... En arka ve en ön olan insan!...


Canlılar, Dünya bir tek yoldur. Ve o yol, ağır taşıyıcıdır. Kible, Allah’ın yüceliğidir ve orada olan Bilge bizimledir. İşgalimiz asla olmamıştır. Ancak şikayetimizse hep olmuştur. Çetin bir dünyada yaşam sürmek zordur. Ve biz bunu bilerek dünyaya indik. Kardeşlerim, Dünyanın Ruhsal Meclisi olarak bu çalışmayı yapmak zordur. Ve biz, tüm insanlığa görev olarak bu çalışmayı yaptık. Yaşatan ve yaşayan her şey bizde yaşar ve yaşatır. Şikayetimiz insanlıktan dolayı değil; Levh-i Mahfuz’u kontroldan çıkarmak isteyenden dolayıdır.

“Kana kan” dediler. Ah Canım! Ah!… Bize geldiler. “Kar kış” dillediler yürekleri ve dediler ki “öz sesin yok, seni yıkalım.” Affedin ama yıkan, yıkılır bunu bilmezler miydi!? Türkiye Çalışmaları’nı başlattığım zaman bunu dediler. “Öldük öldürdük; olmadı. Sınırladık, yıldırdık” dediler. Vakti gelir yıldıran yılar!... İnsanlık adına yapılan hiçbir görevde, ışık kırılmaz. Bunu herkesin net olarak bilmesi gerekir. Ve iman edin ki insan, insanı kırmaz. Dünya ışığında görev budur.

Şikayetim var mı? Çoktur. Önce ruh, Kuran, Tabii Kap, yol, Amon, sonra Rahman, hasat ve bilgeler ve her birinde var olan göz... Biz, iyi ki! iyi ki bunları hak ettik de dinledik. Şevk, Allah şevki Canlar. Din, ağır yük ve dini, diri olarak, teknik olarak kutladık. Şu anda dünyada var olan hiçbir Yüce, bizim yüreğimizin kürsülerinde değildir. Her birine kendi yüreğini verdik ve çalış dedik. Hepsi kendince çalışmaya koyuldu. Yaşam sayfalarında bilgi kotlaması yaptılar. Baktılar yoklar. Tohumladılar kendi yüceliklerini; yoktular. Dünya ışığına indiler; yoktular. Kutsal Işığa kayıtlandılar ve dediler ki “OLMADIK.” “Olmak istedik olmadık.” Emin olun ki olan oldu. Ama olmayan, Tabii Kaplar’la ışık olamadı.

Cinler ve insanlar bir tek kütlede kotlayıcı olacaktılar ki hala o kütle bizdedir. Ve orada ve ortak olan o kontrol ayrıştırıcılığında ve her bir sayfada bizsiz olan hiçbir Yüce olmamalıydı.

Şikayetim var mı!? Asla! asla yoktur şu anda. Çünkü hepsi kendi yüreklerini dinlemeye başladılar. Emin olun ki BİR’e hizmet, Birliğe hizmet, büyük kötülükleri önleyerek olur. Dünyaya inen Birliğim, kantar olarak buradadır. Her bir yol, Allah Yolu değildir. İlimle, Hak’la, Yücelik’te dillenen yol, Bütün’e hizmet eden yoldur. Önüm RA-KA, ardım KA-HA ve bize zaman sayfalarında ışık olan her bir çalışmacı, yaşam sayfası... İşte olan budur.

Dara düşen hiçbir Yüce, Birliğimizin Kutsal Işığında kontrol kuramaz. Bundandır ki hepsini Dünya dışına aldık ve dedik ki “sizler, çıktığınız her neresiyse, orada oturun. Başka şey yapmayın. Sadece oturun.” Onurluyum ki oturdular. Şu an dünyada kontrollu çalışabilen hiçbir yürek kalmadı. Olması gerekli miydi? Geçişlerini yaptık. Gereken neyse oldu. Ve dağa taşa görev veren biz, yüreklere güç verdik ve dedik ki yaşı yaşımıza uygun olanlar çalışmamıza katılsınlar. Olmuş ve olmakta olan her neyse, Büyük Kütle’nin kontrolü için olsun.

Unutmayın olan; BİR’e, Hak İlmi’yle, olgun olarak kendini katmakla gerçekleşir. Sayfa sayfa size, bildiğimi değil, hak ettiğinizi verdim hep. Ve bundan sonra da hak ettiğiniz, bizim yüreğimize dillenecek. Ama bilin ki bugün, Dünya bize kaynaktır.

Çalışmanız son derece önemlidir. Burada bulunan sizler, öz gerçekliğin kontratlarını yaptınız. Bu kontratlar, BİR’e kontrattır. Hepiniz, hepimiz birlik için çalışıyoruz. Ve Sanal Boyutların Yüceleri, artık dünya çalışmalarının dışına çekildiler. Bu kesindir. Dünya Tohumları’nı yok eden onlar, artık Sanal Boyutlar olarak dünyada görev taşımayacaklar. Çakıl Taşları’ndan da kötü öz gerçeklikleri olan onlar, bizim için sevgi saygı isteyen, yüreklerimizde Hasat İlmi’yle Hak isteyen onlar, ayrıldılar.

Tebliğlerimizde bilgiyi hep net verdik. Okuyan anlamadı. Bundan sonra bilgilerimiz daha net verilecek ama anlayan, hasadını yapıp yapamayacağını kendiyle, kendi yüreğiyle dilleyecek ve hak ettiğini veya hak etmediğini bilecek. Biz insana unuttuklarını anlattık. Her bir ilmi anlattık. Tebliğleri değil, tertipli olan sesleri açıkladık. Ama tebliğ açıklaması yapılmaz Canlar. Bunun aksini düşünmek hatadır. Tebliğ, okunur dillenir. Sadece okunur ve dillenir. Bizden açıklama bekleyenler çok oldu. Biz, Ana Kaynağız. Açıkça bildiririz. Okuyan, Yüce Kelam İlmiyle kendi yüreğini diller. Olan budur. Ve tebliğleri dillemek için insanın unuttuklarını anımsaması gerekir. Eğer unuttuklarını anımsayamamışsa; o, tebliği zaten dilleyemez ve hak etmemiştir. Bundan böyle de çalışmalar bu şekildedir.

Türkiye Tohumları’nı yok etmeye çabalayan birçok görev tertibi de dünyaya inmiştir. Ve ocakları kontroldan çıkmıştır. Bizim için zarar yoktur. Türkiye, Tohumları’nı yaşatmak üzere bu çalışmayı yaparken, hiç kimseyi kınamadık ama bugün artık bildiriyoruz: Dünya; nurdan, Ruhsal Işık’tan, Kutsal Koyuluk’tan ibarettir sananlar yanlıştadırlar. Dünya, yaşam sayfalarının tümünde, kürsü olabilen görevlilerce kotlanmıştır.

Dağlar, taşlar bizi dinler ama Rabb’in Sayfaları bizi dinleyemezse, makbul olanların gücünde, ocaklarının olmasına gerek kalmamıştır. Eşik, Allah eşiğidir. Geri dönüş, hasadın ışığına geçiştir. Yıldızların Kuranı’nda Kutsal Kotlama yapılabilmiştir. Ve biz, Mikail’in gücünü tüm insanlık için kontrol altına alabilmişizdir. Ne var ki resim yapmak zordur da resmi hak etmek daha zordur.

Deve tellal iken, pire berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken ve bu bilgi dillenirken, herkesin anlaması zordur. Herkes, masal dinler gibi dinliyor Canlar bizi. BRÜYER (Bilinç Üretim Rahmi) örtüsünü açar güler, yüreğini dilleyen, bizi diller. İmparatorluk görevidir yaptığımız. Ve biz, Rahman’a Hak olup ışık olmaya değil, Bütün’e hizmet etmeye geldik. Bunun içindir ki dondurulan hiçbir Yüce’mizi kotlamayız. Her yüce kendini hak etsin kotlasın isteriz.

Eşik aşkla dillenir. Yol aşkla seslenir. Biz, Bütün için, bir tek iyilik için çalışırız. Bu iyilik, insanın iyiliğidir. Ekmek, ekmeğim olduğunda; yol, ışığımda kotlandığında; ben Muhamma olduğum zaman ki olmuşum; kaynakta her bir çalışan bedenime aittir.

Sultanlar, tüm insanlara görevliydik. Bugün ilimde, Göç Kapları’nda, Yücelikler’de görevimiz sürmektedir. Herkesin artık kendini hak etmesini bekliyoruz. Biz vardık; OL’du. Biz yokuz; OL’sun isteriz. İşte bu!... Bugün şunu ifade etmek isterim ki benim görevim tamamdır. Bu dünya üzerinde görevimi tam olarak gerçekleştirdim ve dünya örtüsünü açarak Düzen’i kotladım. Dünya dışında dünyayı kotlamayı sürdürmekteyim ama dünya dışındaki çalışmamı burada kontrol edebilmem için, sizleri dinleyebilmemiz şarttır. Ben, mektebimi kontrol edebilirim. Mektebim, bedenimde kutsal bir görev taşıyabilir. Ama sizlerin de kendi yüceliklerinizi kontrol altında tutmanız şarttır.

Şikayetim var mı? Çoktur. Her bir Candan şikayetçiyim. Çünkü kimse kimseyi dinlemiyor. Sadece yüreklerinde hak etmeye çalışıyorlar. Ama savaş yok canlar!... Sizden dileğim, emin bilgi verin. Verdiğinizden emin olun. Budur dileğim. Yoksa, ben bana ben oldum. Siz, size siz olun diye değil; hak edin diye çabalıyorum. Bina inşa ettim. Bu bina, RA-KA’dır. Yüreği kotladım. Yürek, Kutsal KA-HA’dır. Ve binanın gücünü artırdım. Bu binada iman edin ki ışık yanıyor. Ama bu bina, dünya ötelerinde kotladı yüceliğini ve Düzen olarak Dünya’nın ışığını yetkinleştirerek dünyadan çıktı. Artık Dünya Çalışmaları’na, Daimi Kap Kotlaması yapmak isterim ama buradaki çalışma sizindir. Bu kesindir. Şimdilik size vereceğim budur. İşte bu!...


Süper İnsanlık Realitesi Derneği

www.birlikilmi.tr.gg
www.birlikilmi.com

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 190
Bütün postalar: 358
Bütün kullanıcılar: 154
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bugün 76 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol