nezireselcuk (şimdiye kadar 83 posta) | |
GÖREV:
Dünyanın umudu olan insan, tüm yaratılmıştan daha çok görev taşıyıcıdır.
Hepimizin soyları ve yoğunlukları dünyaya görevli olarak indirilmişlerdir.
Dünyalıların sonsuz sayfalanmaları, ilmin sonsuz sayfalanması anlamını taşımaktadır.
Dünya, Yaratan’a güç katan ışık olarak çalışmaktadır.
Işık, Levh-i Mahfuz’u yaşatan bir sayfadır. Orada sayfalar çok ışıklıdır.
“Unutun her şeyi ve yaratın” denir. Yaratacaklarınız, Sanal Alemler’e yaratı diye kayıtlanır.
Herkesin doğumdan beklentileri vardır. Doğum, Allah için Işık İlmi’ni hak etmek isteyenlerin, hak edip Düzen’e inmeleri anlamına gelir.
Işık yakmaya indirilen her Birlik, sevgiyi hak ederek ışığı yaratabilir. Sevgi hak olmadan, ışık yaratılamaz.
Sonsuzlukta bu bilgiler herkese okutulur. Bilen, diri ve hakiki olarak bildiklerini anlatır. Bilmeyen, hak edip o bilgileri okuyamayandır.
Sualtı, sayfaları görev taşıyan Yüce Cevherleri dinler ve sararıp solan ışıkları, Yücelikler’e katar.
Hasat zamanlarında bu Birlikler, dünyaya gönderilen Işık Yoğunlukları’nda dinlenirler.
Sağır olurlar; cevherde ışık yakarlar; süratle diri olmaya çabalarlar. Diri olduklarında, görevleri başlayacaktır.
Görevlerini hak edebilmeleri için “Işık Ailesi”ne kayıtlanmaları gerekir.
Dünya, “Asa Sayfaları” olan bir candır. Her gelen, “Kadim Hakim” olarak bu çalışmalara kayıtlanır ve yoğunluğunda ışık yakar.
Birçok aile, dünyaya görev almaya indi. Birçok kürsü, dünyaya ışık almaya indi. Hepsi Allah için çalıştılar.
Şimdiye kadar ışığı alıp da yürek yaratan olmamıştı. Unutmayın ki yürek yaratabilmek üzere çalışılır. Yürek yaratıldığında o Yücelik, herkesi diri yüreklere katar.
BİR’in sonsuzluğunda ışık alıp ışık yakan her Dere, Kara Kaplı Kitaplar yazar. Yazılan kitaplar okunmazsa, kulluk başlamaz. Okutulan kitaplar, Can Tabiat’ı kotlar. İşte bunun sonunda “Dini Hak Kotları” yaratılır. Alton Katları, Düzen’i kurar ve Yaratan, ışıklarını her yüreğe katar.
Allah, ışığı yaratan gücü bilir ve hak eder. Allah ışığı hak eden Yüce Gücü bilir ve hak eder. Diri ve hakiki olarak “Kutsal Işıklar”ı hak eder. Amin...
(Öz akışla yazıldı.)
|
burake (şimdiye kadar 135 posta) | | Dünya cevher yaratmak üzere yeni bir düzenin diriliğini kendi ışığından yarattığında biz bilgiyi akıttık. Görev tohum ekmekti yavrum. Ve biz tohum ekenler değil tohum yaratanlardık. Her cevher kendini bilmez hasat zamanında. Her cevhere kendi ışığını kendi yüreğinden taşıttırmayız. Her cevheri yaratı kaydı her güçlü birleşimde, her cevheri yaratıya bizim gücümüzle akar. Bunun için ışık olun dedik gelen herkese. Işık olun ki onu kayıtlayın yüreğinize. Işık olun ki kayıtlayın yüreğinizi. Her devre böyle başlar, böyle biter sevgilim. Bir devre biter, bir hasat sona erer, bir devre başlar, ışık yeniden yaratılır. Biz hep buradayız canlarım. Biz hep ışık yaratanlar ve cevheri kaydı yüreğe indirenlerle birlikilmindeyiz. Biz dediğin can senden ayrı değildir bunu bil yarım. Bu öyle bir güçtür ki kimse kimseden ayrı, kimse kimseden gayrı değildir. Bu öyle bir birliktir ki, kimse doğumdan gayrı ölümde değil, ölümden gayrı doğumda değildir. Olan OL dediğinde olan ışıktır ki, o doğmaz, o ölmez. Atlanta ana kapıları hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Sizler ki hep ışık için buradaydınız, girin artık bu kapılardan içeri yarım. Girin ki artık ayrılık kalmasın. Girin ki artık ayrı gayrı kalmasın. İşte bu... |
burake (şimdiye kadar 135 posta) | | Sevgililer...Şunu bilin ki insani görev kotları bugün yenilendi. Dünde insanı yaratn boyutlar yarında ve dünkü bugünde artık dünyanın ışığını yaratacak. Görev taşıyanlar yüksek yaratı için görev taşıdıkları meclislerden yaratının en alt devrelerine kendilerini renkjle katacaklar bundan sonra. Evet renk dedik. Ses kattığınızda olan artık ışığın rengiyle katlanacak, koyultulacak. Herkes sade sesiyle değil sesinin rengiyle tanınacak. Işığın katları içinde seçin kendinize uygun düşeni ve katın kütleye. Bunun ödülü birlik olacak. Biriz dediğimizde ayrılık olmayacak mı? Ayrılık olmayacak ama aslında o hiç olmadı ki...Ayrılık yarım, hiç olmadı ki... |