IŞIK KOTLAMA (20.02.2013)

İlmi verelim:

Analar ben Allah… Size diyorum ki “İlim; RA-KA-HAR olan, Teknolojik Kotlama’yı yapan, Birleşik Işığı kayıtlayanın, yaptıklarıdır.

Ve yapan, kendi hakikiyetiyle yapar. Rakipsizdir ve hakikidir. Atiyi kotlayan ve tohumlayandır. İlim, hakikiyetin tahditlenen ilmidir…

Yahu! “İlim” dedik “Hakakiyetin İlmi...! Vira vira türlerin, teknolojik kontrolleri ile kayıtladıkları ve teknik kaynaklara kotlayıp kattıkları ağır ağır yaşattıklarıdır ilim…

Sizler, ilmi hak ettiniz yaşatıyorsunuz. Ya başkaları!? O ilmi hak edip de has olup da kendi yoğunluklarıyla anlayabilirler mi? İşte sorun burada… Ve sizler, kendi yaptıklarınızı; kayıtlayıp, tohumlayıp, Bütün’e kati olarak katmakla, onların yüklerini, Hakiki Kayıtlar olarak Atlanta Kaynağı’ndan, Kürzi yaşamlara indirdiniz… Öyle zor ki bunu hak etmek… Ve onlar, şükür ki bunu hak etmek üzere sizle dilleşmek istiyorlar…

Zaman sayfalanışında ilim, Sanal Boyutların İlmi’nde kotlamadır. Ama zaman sayfalanışında!... Ha! Niye zaman sayfalanışında!? Kati olarak Kaynağa inen zaman sayfalanışı, ilmi sayfalanıştır.

“Ben zamanı hak ettim ve yaşattım.” diyorsanız, ilmi yaşatıyorsunuz. Yaprak yaprak ilimdir, tahditli olarak kayıtladığınız. Ve ilim, hepimizin ilmi mi? Yoksa Birleşik Işığın İlmi mi? Muhammet diyor ki “Bu ilim, İnsanın İlmi…” İşte sorun burada “İnsanın İlmi!…” Ya-Ha! İnsanın ötesi yok mu? Hata burada, yok! Yok!... İnsanın ötesi yok!... Ve ilim, en yüce ilim, İnsan…

Şimdi Dağlarım diyoruz ki “İmparator İnsan, kutsal ışığını kotladı, tohumladı, tabiata kattı.” İşte ilmi kattı… İmparator olması her diriye bu ilmi katması anlamına gelir.

Ya-Ha! Siz, sizi katmaktasınız tüm yaşamlara, ölüler dirilsin diye… İşte olay bu! Ve sorumluluk burada başlıyor. Siz sizi kayıtlamakla her yüceyi kendi yoğunluğunuza katmaktasınız ki bunu köklerden başlayarak yapmaktasınız. Özgür ve hakim olarak… Çok sorumlulukla yapılır bu çalışma. Müsterih olun “Bunu yapmayacak ya da yapamayacak hiç kimse yoktur” diyebildiğiniz sürece herkes bu ilmi bilir.

Ya-Ha dinleyin!... Ben, bedenimi aldım dünyaya huzurla vardım. Yaşamak ya da yaşatmak!… Vallahi kapıları kapatmadan yaşatmak!, bütün köklerimizle… Bütün görev budur… Şükür ki bunu sistemden, kendi yüceliğimden, Bütün’ün dürümlerine indirdim…

Ben meseleyi size anlatmak istedim. Ben, ilimle görevli olarak geldim amma kendimle geldim… Ve verdiğim tüm bilgiler, hasatımda, hakkımda ve yoğunluğumda varlık süren türlerin tüm yaşamların bildirileridir. Onlar için bildiri olan BEN için bilgidir… Ve tüm yaşamlara kendi yüceliğimi bildirdim… Bildiri, onların bilişleri ve onların yaşamsallaşmalarıdır. İkrarım budur!... Ben kendimi ikrar ettim… Dağa, taşa ve tüm sayfalara… Ve bir tek insana... Kendimi dillettim. İşte O’yum ben…

“Kobra” dedikleri bir çığlık var. Ama bu çığlık ilimin çığlığıdır. İşte o Kobra’yım ben… Bunu hepinize net verdim… Tabiat İsa, Musa, Mustafa’yı kotladı ama her diriyi kotlayanı kotlamadı. O, Bütün’e hizmetçi olan hakiki aşktır. İlimdir O!… Şükür ki bunu sizlere verdim…

Seviyorum hepinizi çünkü hepimiz BİR’iz… Bunu net bildiriyorum. Kibri olmayan Birlik… Bu Birlik, eserini yaptı. İlim… Ve ilimi, kontrollü biçimde türledi, tümledi, tahditsiz olarak ekrana bildirdi. Yaşamak ya da yaşatmak ya da yaşamsallaşıp Bütün’de tohum olmak… Hepsi bizim için sorumluluktur. Muktediriyetle bunu bildiriyorum…

Tahditli… ya da tahditli… ya da tahditli… Hep tahditli bildiririm ki bilişi hakim olmayanlar, harlanıp da kurumasınlar diye… Eğri büğrü bilgim yoktur. Tüm insanlığa doğru bilgi verdim. Kökü, köküm olan; görevi zürriyetimle olan; süzülüp dürümlenen; seslenip ilahi Kuranlarla Birleşik Işık olan tüm insanlığa bildiririm ki hatayı affettim… Herkes BEN ve BEN herkes olmak üzere Cennetin Cevheri’ni, Teknik Toplumlarım ve Teknik Tahtımla Bütün’e kayıtladım, herkes ilim yapsın diye…

Şuam çok iyidir… İş budur!... Şükür!... Şükür!... Şükür!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ