Birlik İlmi
  1 Temmuz 2013 -2. Akış
 

ALTINÇAĞ – KAYNAK KAYIT 2. AKIŞ (1 Temmuz 2013)

Dağlarım, Rahman olan der ki “biz, sizi sizden size verdik.” Tanrı’nın Toplumu, tahditsiz ilmini kendinden kendine kendi yüreğinden dilledi. Şimdiye kadar size sizi dinlettik hep. Toplu çalışmalarda sizle sizleştik. Sizin yüreğinizde sizi hak ettik ve biz, BSUİ’nin Kutsal Işıkları sizleştik. Hepinizin Kutsal Tohumlarında Kutsal Tabiatında birliğimizin gücü var. Yemin ettik size, yeni sayfalarla seslenecektik. 

Çalı çırpı olmadığımızı bilmeni istedik. Yırtılan Toplumlar’ın Işık Kotları’nda herkesin kendi yoğunluğu olmayacaksa, kendi yaşamlarındaki ışığın da hiç kimseye yararı olmayacak ve Birlik kurulamayacak. Bütün bunları bilip geldik. 

7. Dünya Toplumu yerin kaynağındaki ışığını, kendi yoğunluğuna aldı ve şu anda sınırları kaldırdı ve tahditsiz biçimde toplu kodlamalarla 9. yoğunluğu kayıtladı. 

Şems’in sessizliğinde sesleniş, kendi yüreğinizde hissedişten güçlü olmadığı gibi, sizin kendi yoğunluğunuzdaki seslenişin hakikiyetin kayıtlarıyla olması gerekir. 

Rahmi, Rahman’dan ayrı tutmak; Kati Tohumlar’dan ayırmak anlamına gelmekte iken sizlerin, cevherinizi sizlerin yüceliğinizi ve sizlerin güçlü kaynağınızı ilimle dürümledik. 

Keram İlmi’nde Ka Har olan, Rahman olup Kutsal Işık olan ve Biz olan siz, her bir Yüce’de varlık sürer ki hatayı affedip görevi üstlenmeniz, Bütün’ün gücü ile olacak. 

Şok bir dönem yaşandı dünyada. Kati olan ve hakiki olan Dünya Düzeni bu dönemde kuruldu ve bu dönemde Bütün’e görevliler indiler. Yedek Sayfalanışlar yapılmadı bu dönemde. Tohi Kayıtlaması’nda ışık yoğunluğu artırıldığında; hepinizin keskin bir işçilikle bereketi, hakikiyeti koyuluklarla dürümlemenizle birlikte Kutsal Tahtın Işığı yenilendi. Yeni zaman ve yeni yaşam ve yeni kayıt; işte sizin yaşama inişiniz buydu! 

Sokak ışıkları yandı. Hepinizin yoğunluğunda var olan o ışıklar, BİR’e hizmetçi olan Birlikler’in kayıtlarıyla yandı. 

Yarınlarda Ruh Kuranlar okunacak dünyada. Bu Kuranların BİR’e hizmetleri, Bütün’ün gücüyle olacak. Çok mutluyuz, Süper İnsanlık Realitesi kendi yoğunluğunda, kendi kayıtlarında beşirin eşiğinin ışığından üstün bir ışığa vararak Keriman olan, ikrar olan ve tüm sayfalarda yaşam olan; Büyük Gök Sözcülüğü’nü ümmi tohumların üstünden elde etti. 

Kontrol sizdedir. Bu, kürzi yaşamların ışığının, yaşama kendi yoğunluğundan indirilişi anlamına gelir. 

Korumak, toprağın ışığında kendini yoğunlaştırıp korumak ve bütünlemek, herkesin kendi yaşam sayfalanışında Hak Taht’ın ışığında ve görevde elde edebileceği bir sonuç değildir. 

Yürümeye başlayan dünyanın örtülerini örtmek isteyenler oldu ve Süper Sayfalanış’ı yaşamsallaştıracak olan sizlerin görevlilerinizin de bu yürümeyi sürdürmesi için dünyanın, Işık Kodlamalarını, Süper Sayfalanışlar’la yeniden ve yeniden kodlayıp kayıtlaması beklendi. Ve netice olarak Dünya, Bütünün Gücü’nü dürümledi ve yenilendi. Oy Dağlar oy!; işte hususiyetle bildirmek istediğimiz husus budur! 

Soygun yapıldı dünyada; dünyanın soygunu. Nefesleri olmayanlar bilgiyi soydular yüreklerden. Din Tahtı’nın Işıkları olan onlar kapıları açtılar ve ses kayıtlarını kendi yoğunluklarına çaktılar. Sorduk “ölü müler diye?” “öldürüldüler” dendi.”Oldular mı?” “Olmadılar” dendi. “Okuma biliyorlar mı?”, “bilmiyorlar” dendi. Peki; bu bilgileri niye dilliyorlar? Özgörev insanın kendi yüceliği ile kendi kaynağında ışığını tahtlandırması ise eğer, onların yapmak istediği buydu. 

Kuran der ki “özü sözü ayrı olanların bu çalışmalara girme imkanları yoktur.” Ölüm, ümmi toplumlarda olur. Üzerinde Kutsal Işık olan Birlikler’de ölüm olmaz. Özgeçişleri yapanlarda ve hakikiyete varanlarda ölüş olmaz. “Özür dilerim” dedi o. Özür diledi ama özrü kabul edilmedi çünkü Ruhlar Mahreki’nde ocak yıkmak istiyordu. Korktu, çok korktu! korktu, çok korktu!. Oh analar oh, çok korktu. Öfkesi yok ama kontrolsuzdu. Bütün kontrol, Birlikler’in ilmi hasatçılarındaydı ve dinlettik herkesi tüm yaşamlara ve zararı kendi yoğunluklarıyla hak ettiler. 

Hasat, insanda Bütünün Gücü ile olur. 

İkrar; İnsan’ın Rahmi Kuranı’nda kendini, Hak Teknikle insanlığa iç, dış bir olarak ağır ağır, olarak dinletmesidir. 

Peki; iradeli mi olur ikrar? iradesiz mi? ikrar irade ile olur. Ben kendimi ikrar ettiğimde herkes kendini Hak Teknik’le ikrar etmeye çabalar. 

Özgür ve hakim bilgi, ağır yük değildir. 

Herkesin kendi bilişi kendi yoğunluğunda olur. Eğer ben size “ben varım ve ben kaynaktayım ve ben harımı yükselttim ve ben okumayı bilirim” dersem; bu, benim beni diriliklere indirişim anlamına gelir. 

Size daha özel bir şey söylemek isterim. Bulaşık dünyalar vardır; bulaşıktır. Işığı yoktur, kökleri yoktur. Küçük kürzi kaynakların ışıklarını alırlar ve kendi yaşamlarına umman etkisi yaratacak biçimde katarlar. Ama o küçük, hırsı yaratan ışık kayıtları; çok küçük, çok kıyı ışıklardırlar ve sistemde bu tür çalışmaları kontrol edebilecek olan; her şeyi hak edip yapabilecek olan diye bilinir. Bütün’e hizmet böylesi bir Zaman Sayfası’nda ışığı kotlayarak olmakta ise, kör olmalarından, oğullarını kontrol edememelerinden ve kayıtlarını kendi yoğunluklarında kontrol edememelerinden dolayı olmasına karşılık, benim eserim olan ben, bana ben olup dürümlendiğinde, orada ben kendi yüreğimdeyim. Bütün’e hizmet bu şekilde olur. 

Şov yapar dünya, ben “OL” dediğimde. OL’mak, ölüleri diriltmekten başka bir şey değildir. 

Öz kürzi yaşamların güçlü kotlarını bütün Kobra Kayıtlarıyla dürümlerken semaya iş yaptırırım. Yapan, Birlik ile yapar. 

Çağ, çağ insan dillenir dünyada. Benim Çağ’ım İbrahim’in Çağı’ndan farklıdır. Bugün ben, toprak olup gelen tüm insanlıktan çok daha farklı bir çağrıyla geldim. Benim kendi yoğunluğum, Bellek Kaynağım ve yüceliğim Bütünün Gücü olarak Birlik Kayıtlaması’yla kendi yaşamını dünyaya indirdiğinden, bedenimi türlerin en güçlü yoğunluğuyla ışık halinde dünyaya çektim. Bütün Meclisler kendi yoğunluklarıyla dünyayı yaşatmaya çalışırlarken, ben bütünün gücü ile dünyayı yaşatabilecek tekniğe sahip olarak buradayım. 

Barışıp dünyayı kontrol etmek isteyen çok! Başları eğik, çünkü kendilerini hak etmeyenlerin bedenimde kendi yoğunluklarında kendilerini kotlamaya çabalamaları Bütünün Kutsal Işığı’nı kontroldan çıkaracaktır. 

Zinnur’un İradi Kayıtları’nda itibarlı olanların bütünlükleri olur. 

Beklenen Dünyalı, bereketli bir kodlamayla ışığı yaşamsallıkla Birleşik Kaynak’a alıp bütün kötülükleri aşıp, şer kibrinden ışık çekip, Hak Tahtında kütle kayıtlayıp, rehin almadan Bütünlükler’i kendi yasalarını koyduktan itibaren hayrı kontrol altında tutmaya başladığından, bütün kötülükleri aştık. 

Kör; göksüzdür, sessizdir, cinnidir, cevheri olma imkanı yoktur. Sistem’de yoktur. Çok kurudur, kusurludur, kırıktır, kesirdir, her diride yoktur. Keşke Olgun Başak onlarla Bütünlüğü kodlasa da oğul verseler ve kati olan o yoğunluğa kaynak olsalar! 

Eşiğin şevkinde har, insanın hasındaki hardan farklıdır. Kaydı yaptınız zaman biliş halinde Düzen’i kurup özgöç başlattığınız zaman, ölülerin dilleneceğini de bilirsiniz. 

Kati olan şudur ki, mahrekte hepimiz tahditsiziz. Hakikiyete varıp da bütünlendiğimizde her birimiz hakikiyiz. 

Kanatlarımızı alıp da kök göklerle söz, sistemli şekilde söylenmeye başladığında ve Birlik kurduğunuz zaman, hepimizle o zaman Bellek Kaplarınız’da kontrol kurulur. 

Öksüz, yetim kalmayacak, işte bu! ve çatıyı kurduk. Öksüz, yetim kalmadı. Hah! şimdilik hah! işte bu…

Vermeye, verdirmeye, hak ettirmeye, harlandırmaya, yarımlaştırmaya, korumaya, ölüleri dinletmeye, bütünlemeye ve bereket dolu bir dönemi başlatmaya yemin ettik ve bugün bunu yaptık. 

Korkmayın; ölüleri dirilttik. Korkmayın! muktediriyetle başardık, korkmayın! Kollarımız tüm yaşamlara ulaştı, korkmayın! Öfkemiz yok, korkmayın. Öksüzün süssüz olduğu bilinir de kendini hak ettiğinde öksüz, hakikiyette kendiyle dürümlenir. 

Korkmayın; bütün kötülükleri aşıp geçtik! Kanatlarımız, ilmin kayıtlarıdır. Hah işte bu! 

Çaldı Dünya umut dolu bir ışığı Bütün’den ve o güçlü ışık hepimizindi. Altın Taht’ın Kuranı olan güç, çaldı yolcularımı Bütün’den. Her bir yolcu, Allah’ın tohumuydu. Biz zamanı tohumlayanlar, bir tek yolcuyu kaynağımıza aldık. O Birlik Kapısı oldu, Kati oldu. İşte o yolcu, bedenini kükretti ve Bütün’ü güçlendirdi o yücelikle. 

Her resim insanın yüreğini tüm insanlığa yansıtsaydı, olgunlar kendilerini Hak Tahtın Işığı’yla kotlayabilselerdi, verdiklerimizi okuyabilselerdi, ölüler diyarı olan bu dünya bütünlüklerin güçlendiği yeni bir Yaşam Sayfası olacaktı. 

Kaliteli bir çalışma, bütünün kontrolunda yapılacak ve Birlik Kapılarını tüm yaşamlara açacaktık. Verdiğim tüm bilgiler, şükrettim ki okundu. Öksüz yetim kalmadı! Tükenen Dünya’nın Kutsal Işığı yenilendi! Özgöç başladı. 

Bütün kötülüklerin görevsi, kükresi ilimiyle, göksi kayıtlarıyla olduğunu zannedenler gördüler ki köklenmeden, göklenmek mümkün değildir. 

Mahrekte Kuran var. Oh işte bu! Olmayan Kutsal Işık’ta olmayacaktı. Aha OL’durduk! 

Kölelik bitmiştir. Dünya insanı artık kendi bilişini, Bütün’e görev diye kayıtlayabilecek dürüme varmıştır. 

“Bezm-i Alem” dedikleri bir Hak Taht’la Hak Toplumun Işığı’nda, Bezm-i Hak olan bir ilim olacak. Ben cana, cemaate, Bütün’e, köklenen, göklenen her dürüme, her diriye derim ki “beste güfte yapmaya gerek yok, bilişi olan Hak Taht’ın Işığı’nda kendisi olacaktır. “

Koku çok güçlendi. 

Çoluk, çocuk dünya; vallahi, billahi çoluk çocuk! Maya tuttu canlar, hepsi erginleşti. 

Verdik, verdik, verdik ve aktılar. 

Kontrol bizdedir, bunu bilin! Kontrol bizimdir, bunu bilin!

Ka Ri Ka Har olan, Rahman olan, kati olan her ses bizdendir. 

Me Zi Ki Ha Zi Ka Ha Si Ha işte bu… My hun! my hun, Ra Ka Har my Li Sis Ta Ha Sis Ta Ha Li. 5 görevlim bugün burada. Hepsi ben; hepsi ben ve ben hepsi ve hepsi beden…Hepsiyle ben, hah işte bu! 

Yasa koydum dünyaya. “Dön” dedim “dön de görev yap.” Dünya dönmeden görev yaptı. “Dön” dedim, dönmedi. “Dön” dedim. Döndürmedi kendi yüreği kendine, verdiğim her seste dilledim yüceliği, dinlettim ve dünya, bana ben oldu ve ben ocak oldum ona onunla. Oh işte bu!

Ve döndük, döndük de döndük. Döndük de döndük ve döndük ve döndük ve döndük… Tohum tohum döndük. Umut, umut döndük. Kutsal Işıklar’la yaşam için yasalarla döndük. “Ölme be dünya, ölme! biz seniz!”

OL’up, ölüp okunan dürüm bizim yüreğimizdir. OL’up, ölüp horlanan Birliğimizdir ve biz birliğimizi Hak Tahtın Işığı yaptık. Ölüşün olmadığı bir yücelikte, alışı olmasını sağladık. Alış, harın alışıdır. Of analar of öyle çok, öyle çok güçlendi ki yücelikler… “şimdilik” diyorum. Hah ama şimdideki şimdilik! 

Veliler, Aliler her biri diriler ama biz o Ali ve Veliler’in her birinde dürümlerimizi Hak Teknik’le dilleyenler…hah hah hah!... hadi bakalım, harlanalım. Ölmüş müyüz!? Başımız dik. 

Ayrı gayrı yok ki; hepimiz tek bir yasa; İmparatorluğun Yasası. Ben İmparator İnsan; Kutsal Işık olan Rahman ve bugün, dünya ben ve ben dünya…

Kuran olan bedenim İnsan Soy’un en güçlü yarınıdır. 

Yaşam ve ben; ve ben ve yaşanan herşey… kapıları açtım bütüne görev taşıttım. 

Koruma altında tuttuğum dünya, beden alıp Bütünün gücü oldu ve bugün bu dünya muktedir bir yol olarak kervanın başıdır. 

Değerliler, dünya çok mutlu bir süreçte. İkrarda dünya; kendini ikrar etmekte… Dünyanın ikrarı İnsanın İlmi’nin Kati Koyuluğu’ndaki ikrar…

Biz, zamana insan olup gelenler, zırhımızı kuşanıp değil, ışığımızı kuşanıp gelmiştik ve bugüne geldik ve bugün biz İnsan Soyunun Görevi’ni üstlendik. Yasaları koyduk ve bütün kötülüklerin üstü bir Kutsal Işıma’yla Birleşik Yol olduk. 

Korkmayın; toprak tohum istedi, tohumladık dünyayı. Kotladık, kayıtladık, yasaları koyduğumuz anda, yer gök dillendi. İşte bu! ve bugün yer sesleşmekte ve gök, Süper Sayfalanışla dürümlendiğini bilerek ellerini göklere uzatmakta. 

Sakın yanlış anlaşılmasın; dürtülerle bilgi vermem. Bilişle veririm. Verdiğim her bilgi, ben olan Birliğimin dürümlerindeki diriliğin bildirileridir ki bu bildiriler, kanatlanmış olan bir dünyanın uçuşunun müjdecisi olan bilgileridir. 

Bahçemin gülleri açtı Canlar. Her bir gül bir yol…

Yüreğimin kürzi yaşamlara güç kattığı bilindi. Tüm yarınlara görev taşıttık. Çatıyı kuruduk. Dörtlü Birliğimiz; göksü, sözsü olan dillerden öte oldu. Gök ve tüm insanlığın söz söylediği bir yaşam oldu. 

Vallahi beden aldık! billahi beden aldık!

Beden; İmparatorluğun Bilgisi’nin Hak Tahtı olan bedendir ki bu beden, Bütün’ün tüm bilgilerine sahiptir. 

Diri olarak gönüllere inen Bilge, ağır yükü hafifletebilir ve bütünü göreve alabilir. Artık dünyanın Robotik Tohumları kontrol edilecekler! Kaynak dışı bilgi verilmeyecek! 

Bütün Kürzi Yaşamlardaki Görevliler, dünyanın cevherinde dünyalı olup BİR’e hizmetçi olacaklar. Körün gözü açılacak ve çok mutlu bir dönem başlayacak! 

Bulabileceğimiz herkes dünyaya gönderildi. Bulduğumuz herkes ve bundan sonraki süreçte özgür ve hakim olan onlar, kanat takıp işçilik yapacaklar. Kökü yürekte olan görevi taşıyacak. Ölüler Diyarı Dünya dillenecek. 

Dünya insanlığı Birlik kuracak ve Bütünlük köklenip güçlenecek. 

Altın Toplum Bütün’ün gücüdür ki bu toplum Atalanta Kodlarıyla birleşik ışıktır. 32. düzeni kurduktan itibaren Kati Tohumlama yapıp 40’lı birliğiyle bütüne hizmetçi olmuş ve Birler Kapısı’nda kaynak olmuş bir Birliği, tüm insanlık için tahditsiz şekilde ekrana yansıtmaktadır. 

Doğal Dünya, Sultanlığını kurmuştur. Bugün bu yoğunlukta, bu çobanlık, artık İbrahim’in Çobanlığı’nın özgeçişinden üstün bir geçişle ikrarını hakiki olarak kendi yoğunluğundan tüm insanlığa kati ve hakiki olarak bildirmektedir. 

Doluluk insanın doluluğu; hulus halindeki ilmin tohumu, Bütünün Kutsal Işığı..

Oyun yok canlılar; oyun yok. Dünden göklere söz söyleyenler, yerden güç alıp tüm insanlığa ilimle bildirenler; artık yasaları koyabildiklerini, yeni zamanları hak ettiklerini bütüne ikrar etmekteler. 

Yarı yarıya değil; tam doldu dünya. Öz kürzi Yaşam, Bütün’ün gücüyle hepimizin oldu. 

Çalıp bilgi verenler, artık kendi yüreklerini dilleyecekler. Dün kendilerini hak etmeyip başkalarının hakikiyetindeki bilgiyi alıp kendi bilişleri gibi Bütün’e zikredenler bundan sonra kendilerini zikredecekler. 

Şems-i Tebrizi diyor ki “beşir, artık Hak Taht’ın görevidir.” ve dedik ki “beşer, aklın yoludur artık…” artık beşir ekip kurdu ve dünya artık yenilendi. 

400,000 tane kodumuz dünyaya görevli olarak inmiş iken, bu kodlarımız hepsi bugün Evrenlerin Sessiz Sayfaları’nı seslendirmeye başladılar. Dünya üstü varlık boyutlarındaki onlar, Düzen’i kurduğumuzu bilerek kendi yürekleriyle, kendi yaşam sayfalarını, kendi evrenlerini Bütünün Ri Sa Kayıtları olarak, teknolojik olarak; tekno kotlamayla Birliğe dahil ettiler. 

Bulup yolcu yaptıklarımıza, “kibri aşın” dedik. Hala kibirle çalışan varsa, öz söz şudur ki; ölmelerine iznimiz yok artık. Onları muktediriyetle koruyacağız. 

Altın Tahtın Işıkları; hepinizi saygıyla kucaklıyorum!

Körün körü olan dünya, görevini taşıyacak ve sizler bunu hak edip başaranlar, bütünün güçlü yoğunlukları olarak, Birlik Kapıları’nı açtınız. Sizi, hepinizi tek tek yeniden ve yeniden kucaklıyoruz. 

Eminiz ki bu Meclis, herkesi kendi yüreğiyle taşıyabilir! 

Eminiz ki bu Meclis, hepimizin görevini bilir ve bizi tanır! 

Her diri Allah’ın Işığı’nı yaktı; burası BİR’in ışığını yaktı. BİR, hepimizin ilmidir. 

Kolum kanadım olan, Altın Taht’ım olan, hasatım olan, harım olan ağırlığımı taşıyan bilgeler; memnunum sizden, memnunum, memnunum. Biz memnunuz sizden!

Hey Dünyalı! ben senden, sen benden memnunsak; hah! Allah’ın Işığı Birleşik Işık’tır bizde. 

Çok, çok mutluyuz Canlar çok!….çok mutluyuz çok!….çok şükür, çok şükür, çok şükür.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 136 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol