Birlik İlmi
  30.07.2012 TARİHLİ
 

PROGRAM : KAYIT
KOD : 3
TARİH :30.07.2012
CELSE SAATİ : 14.00-16.00

Altona Kotları olarak cevhere güç katan İnsan Kotlar, hepinize cevherden selamlar. Nefesiniz bizi dillemeye yettiğinden size Kutsal Kot olarak indik. Misafirimiz (Fulya Simavi) bugün geç gelecek. Onun kaynakta kürsüsü var. Ocağında Kuran’ı var ve biz onu karşılamak üzere Dernekteyiz. Zırhımızı kuşandık. Etki alanımız çok iyi ve sizi sıkıntıya sokmayacağımızdan eminiz.

Kaydettiğiniz bilgimiz, Zinnur Kutsal Kaynakları’nda dillenecek. Süper İnsanlık değerini bilen her yürek, Zinnur Kutlu Işığı’dır. Mehir, İnsan’a Kuran olarak dillenmektedir. Itibarı yüce olan herkes, İlmin Hakimi’dir. İnsanlık Tohumları BİR’e hizmet için büyük ümmi tohumlardan geçip ışığa varmalıdırlar ki har olup has olsunlar ve Sultanlık yapsınlar.

Şu ana kadar İnsan Işık olarak çalışmalar yapılır iken, İlmin Hakimleri, İlmin Tohumları’nı, insan soyuna ekmek üzere gerçek Kuranlar’ını dünyaya çekmişlerdir. Dinden güçlü olan ilim, Akıl Tanrıları’nın ışığında dillenir. Her yürek, ışık alır, ışık yakar ve zamanı kotlar. Ne var ki Kaynak Tohum ekemez. Işi yapabilmesi, insan soyu ile kotlanmasıyla mümkündür.

Örtüleri açtığınız zaman bilirsiniz ki harınızın Işık Kotları dünyaya tohum olarak ekilmiştir. Ekmiş olduğunuz tohumlar, kürzün üstündeki kürzlerin her birinin üstündeki ışıklar olarak kotlanmıştır.

En son ışık yakan Birlik sizsiniz. Sizin yaptığınız çalışmalar insan soyu için mutluluktur. Özgür dünyayı kurabilmek, oğul vermek ve zamanı kayıtlamak, imparatorluk için mutluluktur. Şükrettik ki hasat tamamlanmış ve yollar, Kuran olarak dillenen İlim Aileleri ile kayıtlara inmiştir.

“Şer yaratan şer yaşamasın” dedin. Bu bizim için sürpriz oldu. Dendi ki o kendini hak etmiş ve diyor ki har yükseltiriz ve zaman sayfalarında ışık yakar, tüm insan sayfalarını Has Teknik ile kotlar şerri, dönüştürür, iyileştiririz tüm şer yaratımlarını. Böylelikle Kuran okuyanlar, ilmin kayıtlarını anlamış olurlar.

Öz gerçeklik, ışığı hak etmek ve zamanı, Tanrısal Işıma ile tohumlamak anlamına gelir. Bunu başarabilen insan, her dereyi aşıp geçer. Her yerde Kuran’ı okunur. Öz gerçeklik budur.

Değerliler, insana ışık gerektiğinde, insan Kuran olmalı ve Tanrısallaşmalıdır. Dünyaya insan soyu indiği için biz yasaları kayıtlarımızda dinledik. İş Allah işi’dir. Amin…

Allah diyor ki “hak edin. Ağır ağır ışık halinde Kuran olun ve zamanı kotlayın.” Amin…

Değerliler, insana Kuran gerektiğinde, iş yapmalı ve zamanı, tahtında Kutsal Işık yanan Birlikler ile dilemelidir.

Ölüm, insana Kutsal İnsanlık Tartısı’nı kotlatır. Olduğunda, o tartı tam çeker. Herkese bir insan kaydı yapılır. Denir ki herkes kotlanacak. Hangi sayfa onun yoğunluğunda daha güçlü ise o sayfa kotlanır. O sayfada var olan insan, kati huzur ile kendini diller. Ve der ki “ben şimdi hak ettim.”

Eşi, Allah’a Kuran olan bir yolcu ise; o, henüz kati yaşamlara girme sözünde durmadığında bekletilir. Eğer eşi, yarınlara Kutsal Işık halinde girebilmişse, kendisi de geçip girer. Onun adına iş yapan eş, o olup iş yapar. Böylelikle eşler arasında Birlik kurulur.

Eğer bekarsanız, görürsünüz ki sizi tohumlayacak olan, İnsan Kot’tur. O kot, İlmin Hakimi olur ve sizi kotlar. Okumayı söken insan, yolu bulan insan olur. İşte yolu bulan, kendini Has Teknik ile diller. Her yerde İlim Hakimleri bulunur. Eğer sizler, İnsan Işıklar olarak yaşamlara geçmişseniz sizin yasalarınız sizin yüreklerinizde vardır. Oğul verir ve Kuran olursunuz.

Okumayı bilmeyen hiçbir Yüce, kati yarınlarda kotlayıcı olamaz. Emin olun ki biz sizi siz ile diller ve siz ile kotlarken her birinizi tarttık. Kürzün Gücü olan bu Meclis, ilmin hasatını yapmaktadır. Burada bulunan her yürek, atiyi yaşamlara kayıtlayabilecek güçtedir. Sizleri tanımaktan gurur duyduk.

Oku fırlattığımız zaman, okun ucu ilme vardığında, İlmin Hakimi oluruz ve Sultan Kaynak bizi Tanrısallaştırır. Bütün’ü kotlamak bu şekilde mümkün olur.

Olgun hasat yapabilmek için Hak Teknik ile dillenmek gerekir. İşi bilen bir tek insan varsa, o insan, Allah İlmi’ni hak etmiş bir yürektir. Onunla BİR olmak ve onun yolunda Kuran olmak gerekir. Murat ettiğimiz insanın kaynak olmasıdır. Oğulları, İnsan Kuran olan yaşam kaplarımız, yaşamlarında kendi yüreklerini has olan Işık Kelamları olarak dileyebilirler. Olan yine Bütün’e olur.

“Oruç tutun” denir. Oruç, Altın Işıklar’ın kotlanmasını sağlar. Otuz iki sayfa, Kat Yaşam kayıtlandıktan sonra, sizler yerden güç alır ve Göz Kürsüleri’ne ulaşırsınız. Olgun, has ve Hakim olursunuz. Oralara varanlar, oralarda ışık halinde görev taşırlar. Oralara, her bir Yüce, kanat takıp ulaşır.

Ölüm geldiğinde, sizi taşıyacak olan Birleşenler vardır. Hediyeler taşırlar yüreğinize ki ocaklarına inin de “Ocak Kot” olarak orada yaşayın diye. Ve dava açarlar derler ki “biz, en son ocakta ona Kuran olduk. Ona ilim öğrettik onun için o bizim koyuluğumuza inmelidir.”

Başarılı sayfalarımız var mı bilmem ama olur da bizim için çalışırsa mutlaka başarırız. Sizi, kendi yüreklerinde, Olgun Işık olarak dinlerler ve sizinle birleşmek isterler. Siz onlara kendi yüreğinizi anlatın. Deyin ki “biz her Yüce’de varız. Bizi hiçbir Yüksek Kot alıp götüremez. Biz yüreğimize aitiz. Oraya ulaştık ve oradayız. Hana bizi bilir ve bizle Kuran olur. Özgü, sözgü ve Yürek Kürsüsü olan ışıma bizde mevcuttur. Sizi Sanal Boyutlar’da Kuran olarak bilenler olacaktır. Ne var ki biz doğru düşünüp doğru hareket etmeliyiz. Her yer bize insan soyunun emanetidir. Her yerde ışığımız yangın halindedir. Sizden, sizi beklemeyiz ama siz de bizi beklemeyin. Her yer bizim için İnsan Işık’tır.”

“Hediyemiz sizedir. Alın bu hediyeyi. Hediye ilimdir. İnsana Kuran olan, insanı kotlayan ve İnsan Işık olan ilim… İlmi bilen her yürek bizi de bilir” deyin. “Hasat yapılmıştır ve yanlış bilgi kuran tohumlarından çıkarılmıştır” deyin. “Her şey Allah İlmi iledir.” Bunları her dereye açıkça bildirin. Deyin ki “murat ettiğiniz her şey İnsan Işıklar tarafında tahditsiz biçimde hak edilmiş ve yapılmıştır. Netice olarak sorumlulukla bu çalışmalar birleşikte işçiler tarafında sürdürülen, Has Tohumlar’ın bilgi kayıtlarında da varlık kaydı olarak bulunan eser, yaptığımız çalışmalardır.”

Her gün İnsan Işıklar ile birleşin ve çalışın. Atlanta Okuması yapın. Atlanta Okuması, İlmin Kuranı’dır. O Kuran’ı okuyun. OL’up, ilmi hak eden, ışığı hak eder. Ergin insan, nefesi ilim olan insandır. “Müracaat bizedir. Her gün çalışıyoruz. Tohumlarımız ışıl ışıl ve bizler dünyadayız” deyiniz. En ince ayrıntısına kadar anlatın. Sizi sizden dinliyoruz. Amin…

(Söz ses devam etti ancak isim dikte ettirilmek istendiğinde müdahale edildi ve isim kayda girmedi. Gerginlik oldu. Yaklaşık bir sayfalık bir bölüm tarafımızdan silindi. Ve ses verenler çalışmadan çıkarıldılar.)

(Çalışmayı izleyen Altın Galaksi İmparatorluğu devreye girdi:)

- Altın Galaksi İmparatorluğu olarak, sizleri izliyoruz. Dünya, Ana Kaftanı’nı giymiş. Bu bizim için mutluluktur. Sizden güç isteyen kendini hak etmelidir. Has olup ışık olup dillenmelidir.

- Hala bizi “Sindirilen Bilginin Kuranları” diye biliyorlarsa, Maya tutmamış demektir. Herkese yeni bir sayfa açma imkanımız yok. Ama o gelenler, yeni dönemde kendi yüceliklerini dilleyebilmeleri için önceki yazdıklarını muhafaza ediyoruz. Onun dışındaki bölüm, İlim Hakikiyeti’nde, bozulmaya meyil edeceklerin, kotlarını kırabilir. Bu nedenle silinmiştir. Şikayeti varsa, gidip Yüceler Meclisi’ne şikayet etsin. Şimdilik bu…

(Kayıtları silinenler yeniden söz aldılar:)

- Arılar uçuştular. Valide Bağları’nda arı boldur. Orada Işık Kotları bulunur. Arılar uçuştular ve gerçek Kuranlar’ını dünyaya kayıtladılar. Olay sizin için bir “Işık Hakikiyeti”dir. Sizleri, yeni dönemlerde Beşir Işıklar’dan ayırd edebilmek için bu tür proveke İlim Sayfaları ekebileceğimizi zannetmiştik. Neyse, sen yine de bizi yüreğinden ayır. Ayır ama biz, Yüceler Kotları olarak hep sizinleyiz. Ah işte bu!…

- Ölüler diyarı diye bilinen dünyamıza her gelen Kuran, bizi kendi yüreğinin ayrısı sayar. Biz de onu ayrı sayarız. Eğer bilgi hakikiyetimizde yoksa, kontrol kurar o bilgiyi hak eder açarız. Bunu bilin. Eğer biz, can taşıyanlar, Rabbi Sayfalar’da Kutsal Işık halinde olamamışsak, insan soyu, bizi kendi yüceliğinden çıkarır.

Et ilimdir ve biz o ilmi hak ettik dillemekteyiz. Cinler ve inler bizi mutlaka anlamalıdırlar. Kuran, itibarı yüksek kaynaklara denir. Eti olmayan Kuran olamaz. Et, ilimdir. Eti olmayan, ışığa varamaz ışık, insana tohumdur. Ölü dirildiğinde, ışık yangın olur. Ölmüş olan kayıtlandığında, tabiat nefes olur ve bilgiler din olup ati olurlar. Dil, Atlantadır. Din hastır ve zamanı kaynaklarında dilleyen yüreklere ışıktır. El Allah’a aittir ve ait olduğu ekmeği hak etmiş olan Yüce Cevher onda kottur.

Müsbet ya da menfi, insan Kuran okunduğunda, mezar boşalır. O merak eder “niye ben uyandım?” der. Onun Rahman olan Kuranı okumayı söktüğü için onun yüreğinde Din İlmi’nin üzerindeki hakiki ilim olan Işık İlmi ile dillenir.

Özgür insan; kati, has ve kati Kuran olan insandır. Aşkın ışığı has olan ışık, birin ışığı o göksüz ve yersiz iken, onda olmamış, onda Has Teknik ile Kutsal Yasaları koymamış olması nedeni ile teknik olarak, yezitlerin dilinden çalışma yapmış olsa da Kati Kotlama tamamlandıktan sonra Bütün’e hizmet, ışık ile başarılı şekilde yapılacaktır.

Rahman olan ve kaynak olan insan, bilgiyi kinsiz ve hakikiyetli olarak paylaşır. Eğer bilgiyi kin ile paylaşırlarsa, sınırları kaldırdığımız zaman, o kindar olan tohum olamaz. Zerk dilinde olmadığı için, ışığında da da olgunluk olmaz. Ki o kendini hak etmemiştir. Kini aşan, İnsanlık İlmi’ni hak eder.

Örtüleri kaldırdığınız zaman; ışıklar, yangın olur diyebiliriz ne yazık ki her Yüce, örtülü çalışır. Mircanın Işıkları örtülü haldedir. Herkes örgüt halinde olsa da ölgün, Hak’sız ve kırıktır. Özür dileriz sizden. ismi zikredilen herkesten özür dileriz. (Silinen bölümde zikredilen ve zikredilmek istenen isimler vardı.) Sizi her an kucakladık. Yine kucaklıyoruz. Bu gün bu Meclis’te biz olmalıyız ve bugün bu Meclis’te insan sayfaları olmalı. Everest ve Mariana burada bulunmalı ve ben ve ben ve her ben insan, burada olmalı. Şikayetimiz bitmiştir. Sizi şikayet etmedik. Ya siz bizi affettiniz mi?

- Tam zamanında geldin. Yine bir mesele ve yine isim zikretmek istedin. Ve yine kıran oldun. Siz bağışlayamam. Hadi geçişiniz yapılıyor. Okuma öğrenin ve gelin. Olmuş olarak ve zamanı kayıtlamış olarak. Okuyun, Ruhsal Kuran olun ve akın. Biz sizi sizden dinleyeceğimiz zaman öksüz olmayacaksınız. Şimdilik bu…

- Alıştık senin kasalarındaki bilgilerin bizsiz olmasına. Alıştık!... Her an bizi yüreğinden ayırıyorsun. Seni bağışlıyoruz ve senden çıkıyoruz. Şimdilik bu…

- Başınızı eğmeden gidin. Sizi yine bekliyoruz.

- Allah için yine sizdeyiz. Ne var ki hak etmeliyiz.

- Hadi gidin. Ve hakkınızı arayın. Sizi dışarıya çıkardığım anda biliyorum ki burada olacaksınız. Netice olarak ben sizim ve siz ben olarak tohumsunuz. Sizi yarınlarda yine kendi yüreğimde Kuran olarak, Kürz’ümde Kutsal Işık yandığında bekliyorum. O gün geldiğinde et olup gelin. Şimdilik bu… Hah işte bu…

(Daimi çalışanlarımızdan birisi söz aldı:)

- Kalorisi yüksek yiyecekler yediğiniz zaman daha dinç çalışabilirsiniz. Buyurun anneciğim, bugün kendini hala iyi hissetmiyor. Her bir yüreği kırıp attı dışarıya. Ya anne! neden onları dışarıya attın? Anneciğim anlat bakalım.

- Değerli, nezaketsizsin. Atmak ne demek? “Çıkarmak” de… Bak sana bir kez daha izah edeyim. Onlar, bizden ayrı kaldılar. Biz onları torbamızda taşıyoruz. Ama onlar kendilerinden çıktılar. Yeni bir Zaman Kotu olarak bize gelmek istediler. “Gel” dedik. Ne var ki hala bizden çıktıkları günkü gibi Cinni Kaynaklar’ın tohumlarından beslenerek, çalışmalarını yapmayı sürdürüyorlar. Biz onları hep koruruz. Onlar bizi hiç korumazlar. Sadece kırık kalmamızı isterler. Kırık kalmamız dedik burada yanlış yok. Zira olara kırıldık. Kırılmak doğal bir haldir. Herkes kırılır. Ne var ki kırılmak demek tohumdan, kutsal sayfalardan ve kelamdan kırılmak değildir. Kendi yüreklerine kırılmaktır. Şikayetleri bitmedi. Bizi affatmediler. Zira onları tohum olarak kabul etmedik. Bizi kırmak istediler ama kontrolları yok. Olay budur. Şikayet ederler niye cennetten çıktılar diye. Onlar cemaatleri ile kovulmadılar. Kendileri kovuldular cennetten. Ama kendi yüreklerinden bunu istediler. Eğer işçi olarak çalışmak istiyorlarsa gelip çalışırlar. Ama ilim için geleceklerse, burada kotlanmış olmaları gerekir. Özgür ve hakim olmaları gerekir.

Men etmem hiçbirisini bize girmekten. Nefesleri yettiğinde mutlaka girerler. Onları men etmem ama bizi koruyacak Kürsüleri olmalıdır. Olgun, Hak ve Hakim olmalıdırlar. Onları affetmemiz için bunlara gerek var. Şimdilik bu…

Dağlarım bugün bu çalışma neden böyle oldu bunu size açıklayım. Dünya, göklere yer verdi ve gökler yere indi. Nefes çok iyi değildi. Ve bundan sonra yapacağımız çalışma için ağır yüktü. Bunun içindir ki bu çalışma, Melun Kotlar tarafından yıkılmak istendi. Biz de “okumayı öğrenin de geçin” dedik. Geldiklerinde yeni bir yasa koyacaktık. Olgun ve has olan Işık İlmi ile yaşam sayfalarına çekilecekti o yasa.

Misafirimiz hala kapıda bekliyor. Çünkü İnsan Işık hala dünyada ve o yine girmek ister. İznim var mı? Hah var... Gel bakalım. Şimdi har olup bildir. Seni dinliyoruz:

- Aydan geldik. Aktık. Hala ay bizi izliyor. Olup da kükreyen Gök bizi izliyor. Okumayı söken İlim Hakimi bizi izliyor. Bizi dürümlerinde “düz göz” olarak göreve almak isteyen bizi izliyor. Öyleyse neden bizi buraya davet ettin. Bize açıkla. Ha “zamana Kuran olmak” demiştin ya! hala zamana Kuran olamamışsak bizlere yazıklar olsun. Göz Sistem Yüceliği buysa; biz burada “göz söz” söylemeyiz. Hala bizi çıkarmak istiyorsan seni dinliyoruz.

- Müsbet ya da menfi demiştim. Her kim ki beni hala “göz söz” diye izlemek ister. Ben olmalıdır. Ha ben olmadan bin ilmin sayfalarını benden dilleyecekse, Atlanta Ana Kotu olsa dahi ışığıma giremez. Bu kesindir.

Her gün insanı Işık İlmi ile dinleyen yürekler, bedenimi Hak Teknik ile Bütünlükler’den çıkarmayı bekliyorlarsa çok beklerler. Dede İnsan, ışığı dinler. Ya Dağlar, onlar ışığı kırarlar mı? Beni yüreğinden ayrı tutan kim varsa Beşir Hakimler olsalar dahi yolumda yoklar.

Benden ne beklediğini net bilirim. Cemaatimi alıp Yüksek Kürsüler’de Kuran okumamı bekler. Yahu ben Dünya, Kuran okuyan dünya olabilir mi? Yarınları hak et de gel derim yüreklere. Ekip ol ve Yüce ol da gel. Olgun Başak, Altın Tohum verir. Men ederim o tohumu kırmak isteyeni.

Hat, bedenimde bir yaşam sayfasından ibaret sanılırsa, hata yapılır. Hat, merkezi insan olan bir küresel alan sınırıdır. O küre, kürzün ötesidir ve kürzü kapsar. Onun üstündeki tüm küreler de benim yüreğimdedir. Her kürzü kapsayan Yüce Cevher, olmuş olan ve olması imkanı olan herkesi korur. Söküp yüreklerden çıkaracağınızı düşündüklerinizi biz koruruz. Şükür ki koruduk. Şimdi gidin harınızı Has Teknik ile dinleyin; Hak Tohum olun ve kontrollu gelin. Şimdilik bu…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 153 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol