Birlik İlmi
  BETA KÜRZİ YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ (12) 2. AKIŞ, 1. BÖLÜM
 
17.EYLÜL.2014 TARİHLİ BETA KÜRZİ YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ (12) 
2. AKIŞ, 1. BÖLÜM
Kutsal Işık yenilendi. Bu yoğun ışık Birleşik Sistem’le dürümlenen Sessiz Yaşam’ın ilmini dilleyecek. Sizin Kuranınız, ışığınız bizim yüreğimizdedir. Size görev veren sizin yoğunluğunuz ve bizi size getiren siz ama biliş halinde bu yoğun ışığa varan biz olan ilim ve Birlik İlmi.
Bu yoğun ışığı hepimiz çok net dilleyebiliriz. Bu yoğun ışığı hepimiz yüreğimizde dinleyebiliriz. “Biz dünya ve dünya biz” diyoruz ya hani! Hani “yoğun birlik” diyoruz ya! bugün burada sizlerle kol kola kulaç attık yüreklere bilir misiniz Ana?
Biz doğayız; doğa. Biz yoğunlukta ışık olan doğayız. Sessiz Zaman hepimizin yoğunluğunda mevcuttur. Bu Sessiz Zamanı hepimiz tek bir ilimle dillerken bütün kötülükleri önleyecek güçteyiz. Yaman bir doğa bizi tohumlarken bu tohum ektiğimiz tohum; başka bir tohum Annem.
Her resimde ben ve ben olan beden var. Ben elinde, yüreğinde olan ışığım; benim canımsın Annem ama şu ana kadar Kartalların Diyarı’ndan gelen birliklerimizi dillerken netice olarak bizi bize dinlettiğini anlatmadın kimseye. Her kesimden insanla birleşmen ve her kesimden insanla dilleşmeni bekledik. Burada, bu yoğunlukta seninle tohum ekmemiz için bin insan bir tek Yaşam olmalıydık ve görevimiz senle dillenmek ve senin yüreğinle bütünlenmekti. “İyi ve kötü benim” demeliydin Annem. Sen ki iyilik yaptın, kör ve sağır olanların dürümlerinde İnsan Soyu’na ışık da yakmalıydın ve yaktın.
Arton Tohumlaması yaptık seninle. Bu yoğun, muktedir Kaynak Işık’ta bilişi hak eden sevgiyle bu yücelikte seninle oldu. Dün kömür gözlü insan yarını kotlayacaktı. Bugün köklenen, görevi alan insan nüve olan ışıkta timleri tohumlayacak ve güçlendirecek yüceliktedir.
Arı bal verir, balcı bu balı hak eder ama balın sahibi arıdır. Bizim “Yevlen Yekün” dediğimiz o yüce ışığın kati tohumlanışında biz arı oluruz ve balı hak eder, biliş halinde tüm yaşamlara tahditsiz biçimde dilleriz ve biz dillendikçe Levh-i oluruz ve hakikiyette kati oluruz.
İşte kati olan Hak Teknik’te Levh-i olur ve yaşamı seslendirir. Yaşamı seslendirdiğinde hakikiyetin tahtidli Kürzi Tohumlanışında herşey yaşamsallaşır.
“Bizi Miraç diye bilin” dediler ve dedik ki “Miraç İnsan Soyu’dur.” Bugün burada bu yoğunlukta Türkiye Tohumlarını kodlarken koruma altına aldıklarımızın tümünde yaşam sonsuzluğu oluşturuldu.
Kuran der ki “elini Altın Işık Kodlanışı için tüm yaşamlara uzat ki elinde İnsan Soyu bulunsun. Bu el; iman edin, hak edin, dinleyin ve dilleyin ki İlim Eli’dir. 
İlim Eli misafirlik yapanların tüm yaşamlarında harını yükseltici olan, hasatı yaptırıcı olan el’dir.
Diri görevliler görev taşırlarken insan ışığıyla taşırlar. Varlık Boyutları ve Yokluk Boyutları temiz bir zaman sayfalanışında yerin gücünü tüm yaşamlara kontrollü olarak kaynak yapar.
Rehin olan çokları tabuları yıktığınız zaman hakikiyetleriyle tüm yaşamlara ışık haline geçebilirler. İşte ölümlü dünya öz köklerin gücünü tüm yaşamlara çekmeye başladı.
Evin İnsanlık İlmi’yle kaynak olduğu bir dünyada epröv dediğimiz o yoğun sınırlandırılış bitmiştir. Yürümeye başlamıştık, koşuyoruz artık! öze, söze ve yüreğe koşuyoruz. Biz Mikail’in Gücü’nü aldık yarına koşuyoruz.
Yeri yaratan, görevi alan, göklerin sözcüsü olan tüm sistemleriyle tüm yaşamları dilleyen Mikail İlmi’ni timlere dilleyen, Has İnsan Bütünün Gücü’dür. Şükrettik ki o insan yolunu ,yoğunluğunu bütüne kaynak olarak tahtitsiz biçimde dağıtmıştır.
Deminden beri sizi dinledik; hepinizi dinledik . Koruma altına aldığınız her ne varsa dinledik. Görevinizin ne olduğunu dinledik. Yaradan’ın Tanrısal Levh-i Işığı’nda, sistemin gücünde kötülüğün önlendiğini dinledik ve gördük ki burada, bu çalışmada Mahrek olan insan kalem olup bütünü güçlendirmek üzere Kelam İlmi’ni Has Teknik’le dilleyip her diriyi dinletmeye başladı.
Kurullar bugün burayı izliyorlar. Dünya örtüsünü örtmeden evvel Birlik Kodları olan tüm kurullar tek tek toplanırlar ve dünya çalışmalarında neler yapıldığını, nevres olan ilmin hasat olup olmadığını ve Bütünün Kürzi Tohumlarında yarınlaşmanın gerçekleşip gerçekleşmediğini dillerler ve davayı kaybedip kaybetmediğimiz gözlemlenir. Daha sonra bu kurullar çerçeveli çalışmalarını kodlayıp bu çalışmaya devre açıp bağlanırlar. Bugün yapılan buydu.
Burada tüm sistemle yaptığımız bu çalışmada, herkes kendini dilledi ve diri tohumlamalar yapıldı. Burada birlikler kodlandı ve her birlik kendi toplumuna tahditli olarak bağlantı kurup çalışmaya kaynak yaptı ve bir kapı açtık. İşte o kapı Türkiye Çalışmaları’nın örgüt köklenişinde tüm sistem dürümlerindeki ilmi kodlara tohum ekip oradaki kaynakları da çalışmaya dahil etmesi içindi.
Biz nesillerimizi bu yoğun çalışmaya dahil ettik. Bu yoğun çalışma Koran Toplumları’yla da ölümlü dünya için, öz kökleri güçlendirmek üzere yapılacaktı.
İşte, dolaylı olarak onlarla da bu çalışma bugün yapıldı. Koran Toplumları muktedir türlerin tükenen İlm-i Ko’larını bütüne kaynak yapmak için çabalarlar ve burada bu da oldu.
Dün ölümlü olan bu dünya, Yeni Zaman Sayfalanışı’nda Yeşilin İlmi’ni kodlayarak türlenen bütünlüklere kelam olup akmaya başladı. Soyları tükenen insanlar vardır, onlarının da tohumlanmaları sağlandı.
Kör, sağır kalanlar vardır; ocak yaktık onlara da. Astral Yaşam Sayfalanışları’nda kör ve sağır olup köklenemeyenlere Gök Sistemleri’ni bağladık. Muktedir olmaları için çok çalıştık.
Şeytan’ın eşki vardır, şevki vardır. Yaşama inişi, kanatlanışı “ben varım” deyişi vardır. Apronda bekler, söz ister, sözü aldığında da sınırları kaldırır ve dürümler bütünü. Sorumlu ondan başkasıdır hep….o sorumlu değildir asla ve bugün biz şarkı okuduk dünyada. Okuduğumuz şarkı şavkında şevkli bir şarkı oldu. İşte şer yaratan o geri döndü ve bizi bizden dinledi.
Adı şeytan ama yalnızca eşkali bilinen bir şerdir o. Biz onu koruduk. Zordu dünyayı tohumlamak….işte onunla tohumladık dünyayı. Netice olarak, negatifi pozitife kattık. Elimizde görevimiz var, yüreğimizde gücümüz var; Kürzi tahditli olmayan yaşamımız var ve işte negatifi pozitife kattık ve Bir’e kapı açtık. Açtığımız kapı İnsan Kapı’dır.
Oğul; ben Turkuaz’ın Kuranı olan İnsan. Batıyı gökledim, yaşadım tohumlarımda ama doğuda yol açtım. Bana el verdi dünya. Benimle oldu. Bugün ben Mikail’in Kuranı’nda koku yayabilen bir ses oldum.
Benim Şems-i Tebrizi’de şer yarattığımı bilen yok ama ben Mevlevihane’nin diriliklerinde varlık süren ışıkların tümünde yarınladım dünyayı; yaşattım. Ben şafağın şavkında, aşkın şevkinde, bütünün gücünde tüm insanlıkta kayıtlandım. Ardımda tohum yoktu benim. Ölüler diyarı olan bu yaşamı korudum. Bu tabu benim tabum. Ben cana çalışan yarınlaştırıcı ışığım.
Benim adım şeytansa eşiğinde, aşkında, şavkında varlık süren İmparatorluğun Kuranı olmadıkça ekmek olamaz dürümlerimde yol. Benim adım Tahttır, İnsan soyu. Benim adım Ka Ha olan Taht ve ben Astral Yaşam Boyutlarını Kuranı olan İbrahim’im.
Misafirler, ben erdiğim yerde yarınları tohumlayanım. Koruyor dünya dünyayı. Ben o dünyada dünya olan kanatlananım. Devinim hızlandı. Nasıl hızlandı? eşiğe işi kattım, işi şavka kattım, şavkı kapıya kayıtladım. Az, öz çalıştım ama ben şer yarattım. Hadi gelin şerri önleyin! gelin de önleyin şerri. Bende mi o şer? Helal Taht ’ta!
Yaprak yaprak okundu dünya. Ölümlüydü dünya. O kuzu Kürzi’de yoğunlaştı ve dedi ki “ben kurdu kaparım.”
Değerliler, kuzu kurdu kapmaya niyetlendi. Ben kurt o kuzu. Ben şeytan o mektep. Ağır yüktür o. Beni kaptı. Buyurun şeytanı kuzu kaptı. Ben o, o ben’dir.
Cana cennet kurduran insan aklı hakikiyette tohumlar. Ben unutmayın din’im, her şey budur,din….İnsan din’de şerdir ama insan tek bir şer olur dinde ama insan ilimde olduğunda şer yoktur ilimde; bunu biliniz.
Dünyaya gelen Düzen’i kurar. Biz düzeni kurmaya gelen ilme kanatlanırız. O becerirde Hak İlmi’yle dillerse yüreği, hakikiyetinde kelam olursa yaşamda Tanrılar Meclisi’nin Kontrolcü Yaşam Sistemi olur. Biz o oluruz. Onun için şer yoktur.
Kütlenizi kapattınız “şeytan geldi” deyince gelince. Ayrı gayrı yok ki canlar. Biz bizdeyiz ya, sizdeyiz ya. Halik olup hakimde Hak Tahtayız ya. Neden korktunuz? önce insan kontrol kurar; sorumludur insan, korunur. Özü, gözü vardır. Sözü sistemin gücüdür; diller. Davayı kaybetmez insan…
Sanırlar ki şer yaratan şer yaşar…yaşamayacak. Şer yaratan şeytanlık yapmayacak artık. Bilişi hak etsin; aksın. Atalar Meclisi olan Arkon Sistemlerine varsın ve desin ki “artık yarınlarda İnsan Soyu mükafatını almış bir soy olacaktır.”
Doğanın gücü artmaktadır. Artık doğa görevini tam yapacak. Doğa kalem olup yazmışsa, ağır yük hafiflemişse, iyilik ya da kötülük yok orada. Orada okuma yazma olur. Okuyan ölüleri okur ama okuduğunda yürekleri o, örtüleri açar, dirilikleri Kuran’da diller. Ölümlü artık onda yoktur artık. O dirilik tahditi ilm-i Ko olarak kayıt yapar.
Çatıyı kurduk. Ölümsüz bir dünyanın çatısı….artık bu çatı İmparatorluğun Çatısı. Biz bu dünyayı koruduk. La Hi Sia Ka Si….
Yaradan, Yaratılan yaşama indi……Yaradan yaratılan yaşama indi.
Yaşam elimiz, yarınımız ve birliğimiz. Yaşam insanın nefsi ama bu nefsi hasatla dilledi, korkuyu aştı Düzeni kurdu, bindiği dal İnsan Soyu’ydu.
Korkmayın durağan günlerin sonunda artık daha hareketli bir dünya gücüne örümlendik! korkmayın…bu yol Altın Işık Yılları’nın yolu…..Korkmayın muktedir insan nefsini aştı ve yolunu açtı.
Önce doğa, sonra yaşam, sonra kapılar açılacak ve daha sonra muktedir insan devreye girecek. İşte o insan, tam tamına birlik kurmuş insan…işte bu yoğun ilim!
Biz “önce dünya” diyoruz. Soyumuzu dünyaya çektiğimiz içindir ki “önce dünya” diyoruz. Saygılar sunuyoruz hepinize….
İnsan Cemaatini kökleyebildi, tüm yaşamı hak etti. Saygılar sunuyoruz hepinize çünkü sizler mektep oldunuz bütün Kürzi Tohumlamayı yaptınız. Yeri, göğü yaratan o yücelikleri dillendiniz ve Daimiyetin Kuranı’nı okudunuz. Olduğunuz an, oğullarınızın Kuran olduğu an, bütün kötülükleri aştığınız an, mey içtiğiniz an, işte o mey insan meyi!
Değerliler; Rahman olan insan hasattadır şu anda. Her bir yüce Hak Taht’a hasattadır. Biz dünya haşatınızdayız. Saltanat hasattadır şu anda. Yakıştı dünyaya bu yakıştı. Yok muydu dünya? otobur bir yaşamı son sözle dillemeye kalkanların onursuzluğunda, bilişli olmayan bir sayfada yıldızların sınırsızlığında, yeni bir dürüm toplum için kotlanırken, bilmiş olun ki önü ardı olmayan yeni bir çalışma başlayacaktı.
Bu çalışmayı önlemek gerekti. Ölümlü dünya, ölüler diyarının kör gücü halinde Dünya Dışı Boyut Varlıkları tarafından korunacaktı. Çakıl taşlarından ibaret olan bu yoğun cevheri gök bina yapmaya kalktı. Sonsuz sırdı bu!
Dünyayı kontrol altına alabilmek için Dini Çalışmalar üstün dürümlere ulaştırılacaktı ve Din Dağları tüm yaşamları koruyacaktı. Varlık Boyutları bunu dilemediler. Söz köklerden geldi, döndü baktık ki kökler itiraz etti. Davayı kaybettiler çünkü itiraz Teknik Tohumlar’ın Kati Kayıtlarından geldi ve dediler ki “hulus ile çalışın, kanatlanın, haz olgunlaştığında savaş biter.” Savaş bittiğinde yaşam dillenir. Din tarık olur, dürümlenir de dil kaynak olduğunda, artık dinciler dürümlerinde kontrol edilirler.
İşte canlar, Diri Kapıları açtık ve dini kotladık. Torba torba tohumladık, kodladık, tohumladık ,kodladık, koruma altına aldık. “Yavaş yavaş daha güçlenecek din” dediler. Dedik ki “din ekmek olsun. Amon olup yoğunluğunda tohum olsun ve davayı kaybetsin.” Nikah kıydılar yaşama, nikahsızdılar. Zabura Sayfalanışında yarattık tüm İlm-i Ko’ ları; Mustafa Kemal Atatürk ile birleştik.
O Kuran’dı, o kanattı, o tabudur. Tüm yaşama tabudur, da adında Nefes vardır. Biz ona kök olduk, o göz oldu. “Sevaptır “dedik. “Alın bilgiyi” dedik, hasat yaptık.
Yaradan artık yaratılandadır……Yaradan artık Yaratılandadır!
Tüm İnsan Soyları artık Yaratılanın Yarattığı değil, Yarattırandır!
Evrim yapanların çerçeveli olarak çalışmaları Nuh Kuranı’nı tohumlamak içindi. Artık Nuh Kuranı tohumlanmayacak ve tabular yıkılmış olduğundan kör güç, gözünde, sözünde, yerkürenin gücünde bulunmayacak.
Dağa, taşa insandan söz ettik. İlim Ko olduğu zaman İbrahim Soyu’nun Toplum olup ineceğinden söz ettik ve yere indiğinde Karanlığın Tahtındaki Güç’ten söz ettik o gücün Türkiye’de kaynak yapacağından söz ettik.
Karanlık, Altın Tanrı Gücü’nü devreye alacak, bunun neticesinde Tanrılık Meclisi kontrol kuracak ve bütün yürekler görev alacak. Sel alsa da yaşamı, ocak yenilenecek ve tüm sistem kanatlanacak ve dünya koklanacak. Koku yaşamı sayfalayacak ve küre yenilenecek. Formun yenilenişi gerçekleştiğinde sabırla yapılan bütün bu çalışmalar ummana yayılacak.
Mushaf İnsan. Üstünde “ölümlü” diye yazar ama Mushaf toprağa indiğinde tohum ölümsüzleşir. Önümüz ardımızdadır. Açıyı daraltın bakın, yaşamda kalem yoksa ikmal tamamlanmaz. Bizi elinde tutan, ilimde tutuğunda yarında tutar ama biz onu kontrolda tutarız. Çok mu kolay? çok….bilişi hak eden yarını hak eder.
Dans ettik dünyada bugün; ilimle dans ettik. Yaradan’ın Tahtı’ndan güç aldık; yaşamla dans ettik. Biz bugün Ulular Toplumu olup tabuları yıkıp tam “tahditlenecek” dedikleri an yarınlaştık, yeşilden öte olan renklerde sayfalaştık ve yoğunluğumuzda olan bütünü kontrol altına aldık.
Deşifre eden: Gülden Zengin Ruhsal Şifa
Süper İnsanlık Realitesi
http://youtu.be/FsYLJGDWYQI?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw
 
  Bugün 78 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol