Birlik İlmi
  ETKİNLİKLER - 2
 

ETKİNLİKLER 2

TEŞEKKÜR ve DAVET:<br />

<br />

Dostlar, BETA KÜRZİ(1) Sempozyumu’nda bizimle olup, çalışmamıza sesiyle, yüreğiyle ve güçlü hakikiyeti ile katkı sunan her bir dosta sonsuz sevgiler, teşekkürler…<br />

<br />

11.11.2012 tarihli Sempozyumdaki, öz seslenişle de bildirildiği üzere, 16.12.2012 tarihinde bir kez daha BETA KÜRZİ (2)’de biraraya geleceğiz.<br />

<br />

Dinleyin yüreklerinizi ve bakın, eğer yürekleriniz çağırıyorsa; gelin. Sizlerle olmaktan mutluluk duyacağımızı bilin. Eğer yüreğiniz çağırmıyorsa, yine de gelin; her halükarda gelin… Sevgiyle bekleniyorsunuz… BETA KÜRZİ (2)’de bir kez daha buluşmak üzere…<br />

<br />

Sevgilerimle,<br />

Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

 

<!--[if gte mso 9]><xml>

<o:DocumentProperties>

<o:Version>12.00</o:Version>

</o:DocumentProperties>

</xml><![endif]-->

<p style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto;

line-height:normal;mso-outline-level:5" class="MsoNormal"><span style="font-size:12.0pt;

font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-fareast-language:TR;mso-bidi-font-weight:

bold">11.11.2012 BETA KÜRZİ-1 SEMPOZYUMU <br />

AÇILIŞ KONUŞMASI<br />

<br />

Tanrı’nın Ruhsal Kuran’ı dediğimiz “tohumlama” yapılıyor burada. Beden almış ve dünyaya Kaynak olmaya inmiş olan sizlere merhaba! Bugün bilgi Allah’ın teknolojik kontrolunda verilecek. Herkes diri olarak bugün burada bulunuyor. Din İlmi’nin gücü, teknik kotlamayla Düzen’in korunmasına alınmışsa da artık Beta’da yeni dönem başlıyor. Bu dönem, Ses Kotlamasıyla devreye girecek ve Sistem, Nizam ve Düzen Kürsüleri, Birleşik Işık halinde Bütün’e güç katmaya başlayacaklar. Çağrı üzerine burada bulunan herkesi, yücelikleriyle dürümlemek üzere, Birlik Tekniği’nde Birleşik Işık halinde bugün buraya aldık. Kanatlarınız kendi yüreğinize inmişse bizsiz değilsiniz. <br />

<br />

Diri güç Allah’ın Kürsüsü’nden devreye girer. Diri güç, ağır yükle kayıtlara girdiğinde, Bütün’ün gücü devreden çıkabilir. Bu nedenle, buraya bugün sınırlı sayıda bilgi akışı sağlayacak Kürsü’müzü aldık. Çok özel bir çalışma değil yapılacak olan; ancak Geçiş Çalışması olacak. <br />

<br />

Geri dönüş için “Öz Göç” başlıyor diyebiliriz. Öz Göç, “Kök” ve “Gök” olarak gerçekleşecek Birlik Çalışmaları’nın neticesinde yapılacak. <br />

<br />

Sağı ve solu hak etmiş olan Bütünlükler, BİR’e hizmetçi oldukları takdirde Birlik Kotlaması'na girerler. Birlik Kotlaması, beşir kontrolunda değil, “Ekmek Kotlar”ın kontrolunda yapılır. <br />

<br />

Erkek ve kadın, bütün Gökler ve söz söyleyen tüm yaşam sayfaları, "Ben varım" dediniz. Gerçek güçlerimiz bugün bütün Gökler’in sözünü söylemeye hazırlar. Varlık Boyutları, dolmuş ve doymuş Gökler’in sözüyle, Tahtın tahtında, güçlenerek geçişi yaparlar. <br />

<br />

Sabırla bugün burada bu çalışmayı yapmak üzere birleştik. Herkesin net bilmesini istediğim bir konu var. “Merkez Gök” söz söyleyecek bugün burada. Size, yeni dönem için hak ettiğinizce hayır diliyorum. Hak ettiğinizce!... Artık doludizgin yeni döneme giriyoruz. Sınırlar kalkmış, yasalar konmuş, Allah’ın toprağında ışıklar Gök Sözü’nü söyleyecek dürüme varmış... “Biçare dünya” demiyoruz artık. Çünkü çare sizlersiniz. <br />

<br />

Geri dönüş, Allah’ın Tekniği’yledir. Kaydını yapmayan, ilmi hak etmez. İlim Allah’ın İlmi’dir. Bulabildiğiniz her şeyi alın. Nefesiniz yetmişse geçin. Nefesiniz yetmemişse ne almış olursanız alın, bugün burada bulunamazsınız. Ve bugün burada olan sizler, hala Gök Sözü söyleyemeyen dünya çömezlerinden olmadığınızı bilin. <br />

<br />

Niye böyle konuştum, bunu izah edeyim: Çoluk çocuk hepsi de!... Dağlarım. Kimse kimsenin gücünü artıramaz, eksiltemez. Sizler ve sizin yürekleriniz çok net “Gör ve Bil” şeklinde çalışmıyorsunuz. “Bil ve ağır yükü hafiflet” şeklinde çalışıyorsunuz. Kibri aşamayan görmediğini bilmez. Kibri aşan görmeden bilir. Bugün burada görmeden bilenlerle bu çalışmayı yapmaktayız.<br />

<br />

Kaynak İnsan, ilmi bilen ve halen ilim hakkını veren Birlik... O Birlik, ağır yükü hafifletmek üzere "Ben buradayım" dedi. Hepinize saygılar sunuyoruz...<br />

<br />

ARA AKIŞ (1. Oturum)<br />

<br />

Çalı çırpı değil Dünya, bilinsin isteriz. Bugün dünyanın Ruhsal Kotları, Birleşik Aile olarak buraya göz, söz ve güç olarak toplandınız. Ayrı gayrı bitmiştir. Kaftan giyen Dünya, artık yeni bir dünya olacak. Bu Dünya, Allah’ın Tohumu’dur. <br />

<br />

BİR’ e hizmet, ilme hizmetten ötedir. Bilmenizi isteriz ki dünyanın Ruhsal Kutsal Işıması başlayacak. Cemaatlerin hepsi bugün burada kendi yoğunluklarıyla dillenecekler. Düzeni kurma sorumluluğu bizimdir. Ve biz, Düzeni kurarken hediyeler dağıtılacak tüm sessiz, Sevgili Kaynaklara. <br />

<br />

Allah’ın Tahtı’nda İNSAN oturmaktadır. Ve insan, ekmeğini kendi yoğuran, yüreğini kendi kotlayan, tohumlarını kendi yaşatan bir insan olarak… İşte bu insan Birliğimizdir. Sizler ve bizler, Bütünlüğümüz. Şimdiye kadar yaptığımız tüm çalışmalar, ekip dahilinde, ekip halinde yapıldı. Buraya toplanan her “yaşam kaydı” Birliğimize ait değildir ancak bitki, hayvan ve tüm sessiz sayfalar bizim zaman sayfalarımız olarak kotlanıp tohumlanmıştır. <br />

<br />

"En el Hak" der insan. Ve der ki “Ben Allah’a Hak oldum.” Ama Allah Kaynak'tadır ve o kendini kendi dürümlerinde diller. “En el Hak” der insan ve der ki “Ben Allah.” Allah ağrı sızı duymaz, sadece aşk duyar. Ben Allah ve Allah, ilmin sanal boyutlara, Ses Kaftanını giyip inişi...<br />

<br />

Biz, dünyanın Ruhsal Kotları olarak doğan Birlikler, bugün buraya Birleşik Işık halinde inmekteyiz. Bugün savaş yoktur dünyada. Dağlar, savaş insanın dünya sessizliğindeki diriliklerle savaşı olmalıydı. Ne var ki Dünya; kendinde, kendi yüreğinde, yüceliğinde savaştı “kervan insan”la... "İnsan, Allah'ın tahtında" demiştim ya, iş buydu... <br />

<br />

Hepimiz Bütün’e hizmetçiyiz. "Ben Allah ve ben KA-HAR olan insan ve yaşam", bunu diyebilmek sorumluluktur. Hepimiz bunu demeliyiz, diyebilmeliyiz. Sınırları kaldırdığınız zaman, Birlik Kaftanı’nı giyecektiniz. Birlik Kaftanı, İlim Kaftanı’dır. İlim Kaftanı ağır yüktür; taşıyan giyer. Ve sizler, bu yükü taşıyacak olanlar, bu kaftanı giydirdiklerimiz olanlarsınız ki çantanızda insan doludur. Ki insan, altın bir tohumdur. Bunu anlayan var mı? <br />

<br />

İmparatorluk Kutsal Işıkları diyorlar ki “Emin olun Allah, Levh-i Mahfuz'un Kutsal Işığı'nda kendi yoğunluğunu kontrol edebilende dillenir. <br />

<br />

5 Dünya Kürsüsü var bugün bu Meclis’le birlikte. Her gün Dünyanın Kutsal Işığı yanar ve bu aşk, Allah’ın aşkıyla, Kaynağın ışığıyla, Bütün’ün yüceliğiyle dünyayı diller. <br />

<br />

Biz, zaman sayfalarında Bütün'e güçlü ilimle gelenler, ekmek yaptık. Ekmek, Allah İlmi’yle yapıldı ve ağır yüktür. Biz bu ekmeği tüm insanlık için yoğurduk ve tahtladık, katladık, kotladık. Düzen’e kattık. Bildirdik ki biz Allah’ın dediğini diyenleriz. <br />

<br />

Canlarım, Allah “Din-i Hak’tır” diyemeyiz. Allah aşktır. Kim bilebilir ki Allah, Samanyolu Galaksisi’nin, Işık kotları’yla da dillenir, Birler Kabı’nda, Işık Kaynakları’nda da dillenir. Tüm Kürsüler’de, tüm Gürziler’de dillenir. Ve bizde dillenir. O bir Allah kaydıdır.<br />

<br />

Ben Dünya, Bütün’e hizmetçi olan Dünya. Dünya İlmi'yle burada olan Birlikler’in hepsi dünyadır burada. Muktediriyetle bu görev taşınır. Allah'ın Tanrı olduğu söylendiğinde tabiat küçüldü; Kürsi, Allah'ın Kürsisi, Gürzi Kayıtlarını dünyadan aldı. <br />

<br />

Canlarım; insan, Kırk Kapı’nın Işığı’nda kendini hak ettiği zaman, Bütün onu hak eder ki biz, Allah'ın tahtında olan insana, “IŞIK” deriz. “Ayrılık bitsin Allah! Biz seniz.” dedik biz Allah'a. Ve o dedi ki "Ben Allah ve sen Allah, öyleyse Allah, yasa; yarınların tabiatındaki ışık; Her şey O ve biz O’yuz.” Öksüz yetim değil insan, O’nunladır. O kim? O Birlik’tir. Peker Bey'in dediği gibi Birlik, ahad. İşte Allah, hepimiz, O, Bütünlük! Bunu anlamak mümkün mü? Biz Allah olan Birlik. Her Birlik, bir kayıt tahtında Allah olur. Bunu anlayabilir miyiz?<br />

<br />

Her tür insan çerçeveli olarak dünyada çalışmaktadır. Maya tuttuğu zaman, o insan “Birlik Kaydı” olur. O insan ekmek yaptığında “Işık Kabı” olur. “Işık Kapısı” olur. İşte o insan, sınırları kaldırdığınız zaman “yarın” olur. Cemaatinizde; Dünya, yarını kotlamaktadır. <br />

<br />

Din İlmi’nde yarın olmaz. Aşk vardır ama yenilik yoktur. Sel alır yolu, Allah oradadır. Sevgililer, Allah seldir orada. Ama biz o Allah’tayız ve sınırız. Ayrı gayrı yok Canlarım. Emin olun ki dünya hepimizindir. Ama bütün dünyalar gibi bu dünyada da ekmeği yapanlar, yarın için yasaları koyanlardırlar. Yasa iştir. Hepimizin işidir ve biz, Allah İlmi’yle kendi yüreklerimizde yasal sayfalanışı da yaptık. Dünya, yeni döneminin kontrolünü kurdu. Yeni dönemin kaynağında insan, eşiğin eşiğidir. <br />

<br />

Sevgililer, Beta Tabiatı’na iniş başladı. Nedir Beta? Ekranın, her anda sizleri dillediği bir sayfada; hepinizin, an sayfalanışında, teknolojik olarak ışık halinde, yaşam sayfalanışını yapabileceğiniz bir kayıttır Beta kaydı. Hepiniz, ışık halindesiniz orada ve ışığınız, Allah İlmi'yle tüm sessizlikleri dürümleyecek dürümde, ışımaya başlıyor. Ama bu ışıma, maviyi aşmış bir ışımadır artık. Siyahı kotlayan bir ışımadır. TETA KOTLAMASI yapılır orada. Ve Teta Kotlaması, ekranda sizi diriler olarak dilleyenlerin tümünün bildiği bir kaynaktır. Tanrının ışığıdır orada mevcut olan ve Teta Titreşim’de hepinizin Birleşik Işığı, yeni bir dönemin; kürsüleri olarak Bütün’ün gücünü devreye alır. <br />

<br />

Dans eder Dünya Yücelikler’le Bütün’de ve biz o dansta, en Yüce Işıklar halinde Teta'yı dilleriz. Allah’ın tartısında o var artık. Yeni dönem için hepinizin cevhere kendi Yüceliklerinizi indirmenizi beklemekteyiz. Kendi yolunuzu bulmanızı ve tohumlarınızı korumanızı beklemekteyiz. <br />

<br />

Altın Toplum olarak, Dünyanın Ruhsal Kuran'ı olan sizlere, hepimiz, Öz Göç’le kükreyen ilim veriyoruz ki bu ilmi hepinizin teknolojik olarak dilleyebilecek dürümde olmanız bizleri mutlu edecektir. <br />

<br />

Arkon İnsan, Atlanta Ana Kaftanı'nı giymiştir. Atlanta Ana Kaftanı ağır yük değildir artık bu Meclis'e. Çünkü bu Meclis, ilmin kaydıdır. Havunya İnsan, Allah ve biz O'yuz. Çünkü o insan, aşk ve biz hepimiz şavk...<br />

<br />

Hepiniz sevgiyle kucaklandınız Canlarım. Şimdilik bu...<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

</span></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%;font-family:

&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<!--[if gte mso 9]><xml>

<w:WordDocument>

<w:View>Normal</w:View>

<w:Zoom>0</w:Zoom>

<w:TrackMoves />

<w:TrackFormatting />

<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>

<w:PunctuationKerning />

<w:ValidateAgainstSchemas />

<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>

<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>

<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>

<w:DoNotPromoteQF />

<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>

<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>

<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>

<w:Compatibility>

<w:BreakWrappedTables />

<w:SnapToGridInCell />

<w:WrapTextWithPunct />

<w:UseAsianBreakRules />

<w:DontGrowAutofit />

<w:SplitPgBreakAndParaMark />

<w:DontVertAlignCellWithSp />

<w:DontBreakConstrainedForcedTables />

<w:DontVertAlignInTxbx />

<w:Word11KerningPairs />

<w:CachedColBalance />

</w:Compatibility>

<m:mathPr>

<m:mathFont m:val="Cambria Math" />

<m:brkBin m:val="before" />

<m:brkBinSub m:val="&#45;-" />

<m:smallFrac m:val="off" />

<m:dispDef />

<m:lMargin m:val="0" />

<m:rMargin m:val="0" />

<m:defJc m:val="centerGroup" />

<m:wrapIndent m:val="1440" />

<m:intLim m:val="subSup" />

<m:naryLim m:val="undOvr" />

</m:mathPr></w:WordDocument>

</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"

DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"

LatentStyleCount="267">

<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid" />

<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"

UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography" />

<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading" />

</w:LatentStyles>

</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>

<style>

/* Style Definitions */

table.MsoNormalTable

{mso-style-name:"Normal Tablo";

mso-tstyle-rowband-size:0;

mso-tstyle-colband-size:0;

mso-style-noshow:yes;

mso-style-priority:99;

mso-style-qformat:yes;

mso-style-parent:"";

mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;

mso-para-margin-top:0cm;

mso-para-margin-right:0cm;

mso-para-margin-bottom:10.0pt;

mso-para-margin-left:0cm;

line-height:115%;

mso-pagination:widow-orphan;

font-size:11.0pt;

font-family:"Calibri","sans-serif";

mso-ascii-font-family:Calibri;

mso-ascii-theme-font:minor-latin;

mso-fareast-font-family:"Times New Roman";

mso-fareast-theme-font:minor-fareast;

mso-hansi-font-family:Calibri;

mso-hansi-theme-font:minor-latin;}

</style>

<![endif]-->

 

ZAT’A DAİR<br />

BETA KÜRZİ (1) SEMPOZYUMU<br />

Peker SELÇUK <br />

<br />

Yaratılış konusunda pozitif bilim ulemalarının tezleri, teorileri, fikirleri ortalıklarda dolaşmakta ve eğitimin ortaokul düzeyinden itibaren muhtelif kademelerde okutulmakta ve öğretilmektedir.<br />

<br />

Ancak bu konunun ilahi ve tasavvufi öğretisi hakkında yaygın bir öğreti ve eğitim yoktur. İlahiyat Eğitimi yapılan eğitim kurumlarında belli ölçüde temas edilmektedir.<br />

<br />

Allah’ın evreni nasıl yarattığı hakkında bilgi edinmek için Kutsal Kitap ayetlerini yorumlamak gerekir. Fakat şurası bir gerçektir ki “OLUŞ” dediğimiz bu sonsuz evrenlerin akıp gittiği yaratıklar denizinin nasıl ne şurette tecelli ettiğini ve zaman ve mekan dışında oluşan İLAHİ EMİRLER’in nasıl düşünülebileceğini yalnız ve yalnız YÜCE ALLAH bilir.<br />

<br />

Aslında insan aklının bir sınırı vardır. Akılda bilinen gerçeklere olduğu gibi ALLAH’ın bilmediğimiz nice nice mucizeleri sürmekte ve devam etmektedir. Uzayda her saniye neler oluyor tam olarak bilebiliyor muyuz? Kuşkusuz hayır.<br />

<br />

Kısaca ifade edilecek olursa evrenin oluşu, kutsal bilgelerdeki temel ilkeler dışında hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Peygamberlere dahi bunların bir kısmı, yalnızca gerekli olanlar öğretilmiştir.<br />

<br />

Şunu kesin olarak bilelim ki İLAHİ VARLIK’ın münezzeh ZAT’ını hiçbir yaratık, yaratılmış bilemiyecektir. Onun için evrenin yaradılışınndan önceki dönem hakkında insanlara akıllarının erişemeyeceği muhtelif yorumlar, tezler, teoriler üzerinde fazla durummaması gerekir. <br />

<br />

Buna rağmen tasavvuf bilimi bu hususta birleşilen ilkeleri tesbpit etmekte yarar görmüştür. Ve konuyu öğrenmek, anlamak isteyenlere kolaylık olsun diye bir açıklama yapmıştır.<br />

<br />

Buna göre; Allah gökleri ve melekutu yaratmakda önceki dönem üç bölümde, üç safhata açıklanır. <br />

<br />

1. Safha – Ahadiyet<br />

2. Safha – Vahadiyet<br />

3. Safha- Tecelliyet ise Rububiyet adını alır.<br />

<br />

Evrenin yaratılmasından önceki dönemde Yüce Varlığın adı AHAD olarak anılır. <br />

<br />

AHAD, Arapça, BİR demektir. Ancak burada AHAD KELİMESİ İhlas Suresinde AHAD ismi Allah’la aynı zamanda geçen AHAD adı, Sufilerce İlahi ZAT anlamında ve az önce belirttiğim üzere evrenin yaratılmasından önceki varlığına verilen addır. <br />

<br />

Sözünü ettiğim birinci safhada tezahurat dediğimiz somut alem ve taslak halindeki kainet henüz ortada yoktur. <br />

<br />

İkinci safhada olan VAHADİYET, İLAHİ İNİŞTE yaratılacak olanların “sabit ayın”ların; (ayan-ı Sabitelerin) ortaya çıktığı dönemdir.<br />

<br />

Bu ikinci safhada Allaha’aın iradesiyle isimler ve sıfatların (değişmeyen biçimleri) yani İLAHİ PLAN’a göre alacakları şekil ve meydana getirecekleri işlevleri açıklandı. <br />

<br />

Bu arada insanların ve bütün alemlerin kaderlerine göre ( yer – sıra- Biçim)leri belirlendi. Buna dini belgelerdeki deyimiyle, (Levh-i Mahfuz) adı verildi. <br />

<br />

Üçüncü safhada ise bütün bu somut ve soyut evren yaratıklarının kaderlerindekini işleme dönemi başladı. Ve böylece İNİŞ (Allah Katı’ndan iniş) tamamlanıdı.<br />

<br />

Bu yorum ve anlatımlar, Kur’an-ı Kerim ayetlerinden çıkarılan anlamlar üzerinde düşünmekle ve şifresel çözümlerle bulunmuş kuramlardır. Bu kuramlar, pekçoktur. Hemen hemen bütün fikir adamları, derin Ulemalar İLAHİ İNİŞ tablosu hakkında muhtelif yorumlar getirmişlerdir. Ama hepsi aynı doğrultudardır.<br />

<br />

Allah adı, O’na ait adların en yücesidir. “Ekber” en büyük anlamına gelir. Allah adının bir övgü sıfatıyla birleşmesinden oluşan EKBER büyüklükte sonu olmayan, gerçek büyük, en büyük demektir.<br />

<br />

Allah adı, onun bütün ad ve sıfatlarını kapsar. Ruh, madde, dış, iç, somut (latif kesif) görünen ve görünmeyen özetle AHADİYET ve VAHADİYET hepsi her biri O’nun Tek varlığını ve eserilerini açıklıyan en yüce ad ve sıfatlardır. <br />

<br />

Allah’ın güzel ad ve sıfatları aslında sonsuzdur. Kur’an-ı Kerim’de 99 tanesi açıklanmıştır. Güzel adları hakkında pek çok Peygamber sözü vardır. Hz. Muhammed’in en sık tekrarladığı anış şekli ise şudur:<br />

<br />

“HU ALLAH- ÜLLEZİ LA İLAHE İLLA HU, ER RAHMAN ER RAHİM EL – MELİK EL- KUDDÜS...”<br />

<br />

Burada Allah’ın adı ve “HU” lafzı aynı anlamda kullanılmakla beraber, “HU” aynı zamanda, ”La ilahe illallah” yerine geçecek şekilde “La ilahe illa HU” olarak anılmıştır. Bu adlar ilahi varlığın ZAT’ına özgü isimler olması itibarıyle en baştadır. <br />

<br />

Bazı yorumlara görev HU adı Allah’ın kainatı yaratmadan önceki varlığının simgesidir. Bir başka ifadeyle HU ya da HÜVE, şan zamiridir. <br />

<br />

HU olsun, AHAD olsun İLAHİ ZAT’a ait isimlerdir. <br />

<br />

Bütün güzel ad ve sıfatlar, BİR olan Allah adında toplanır. Bu nedenle Allah adı İsm-i Azam’dır. <br />

<br />

Sözünü ettiğimiz Peygamber sözlerinde Allah’ın ZATİ adından sonra Rahman’a yer verilmiştir.<br />

<br />

(Er Rahman –Er Rahim – El Melik - El Kuddüs) <br />

<br />

Diye geçmekte olan sıfatlar özellikle ZAT’tan sonra belirlenmiştir. <br />

<br />

Süphesiz bütün sıfatların İlahi Emir’le işlevlerine ve amaçlarına göre ayrı ayrı yerleri vardır. <br />

<br />

Önemi bakımından belirtilmesi gerekir ki Rahman sıfatı, ALLAH’ın Kutsal Kitapta belirttiği; feyiz, bereket, yaşam ve selametin işareti sayılan yüce bir sıfattır. <br />

<br />

Bu sıfat, Tevhid kelimesi ile zikredillir. Tevhid kelimesi, Allah’ın benzersiz, ortaksız, Tek varlık olduğu ve ondan başka hiçbir kudret ve kuvvetin ve İlah’ın bulunmadığı gerçeğinin zikridir, beyanıdır.<br />

<br />

Allah adı, bir ism-i cami yani bütün güzel isimleri toplayan abir isim olunca HU isminin gerçek anlamı kendiliğinden açıklanmış olur. HU, Allah’ın ZATİ varlığına verilen addır. HU, ilahi sıfatların henüz tezahüratın dönüşmediği bir süreyi anlatmak sırasında zikredilen bir isimdir.<br />

<br />

HU adı bazan “O” anlamına da gelir. HU ismi bir sözün ya da ayetin başında tenzih –tazim (saygı) ifadesi olarak, hatta besmele yerine geçer. <br />

<br />

Bu isimler, ZAT’a özgü isimlerdir.<br />

<br />

AHAD ve AHADİYET, BİR olan subhan, yani kusurdan münezzeh ve çok yüce olan tek varlık anlamındadır. <br />

<br />

Tasavvuf kuramlarına göre; Allah evreni yaratmadan önce VAHADİYET makamı, ondan sonra da RUBUBİYET makamlarına inmeden önce; AHADİYET adıyla anılıyordu. Daha açık bir ifadeyle görünen isim ve sıfatların henüz var olmadığı, yani yaratılanların taslağının yalnız İlahça bilindiği safhanın adıdır. <br />

<br />

AHADİYET – HU ismi birçok surenin başında yer alır. Ve Esma-ül Hüsna’dan önce gelir.<br />

<br />

Mesela: “Kul HU vallah-u Ahat, Allah – us – samed lem yelid ve lem Yulled ve lem yekun le HU külfuven Ahad” Suredindeki gibi...<br />

<br />

Anlamı: “De ki, O BİR’dir. (Allah BİR’dir) Allah (Sameddir) (yüce ve ihtiyaçsız, sonsuz olan)dır.<br />

<br />

O, doğurmadı, doğurulmadı da. Hiçbir şey O’na denk olmadı. (olamaz)”<br />

<br />

Dikkat edileceği üzere bu surede (HU) ismi ile AHAD ismi aynı anlama gelecek bir mahiyet taşıyor. <br />

<br />

Bu sure İlahi Varlık ve Birliği yani Allah’ın ZAT’ına özgü isimleri bir arada belirlemesi bakımından çok yücedir.<br />

<br />

İHLAS Suresi diye de anılan bu sure Fatiha Suresiyle birlikte zikrediliri. Bu sureyi okuyan Kur’an’ın büyük bir bölümünü okumuş gibi olur denir. <br />

<br />

Allah Kelime-i Tevhid içinde kendi adını “ALLAH, La ilahe illa HU” VE “La ilahe illalah” şeklinde indirmiştir.<br />

<br />

Muhiddin Arabi bu konuda şöyle diyor: “Yaratılanların (zahir alemin) varlığı, HAKK’ın kaza ve iradesiyledir. Böyle olmakla vaciptir. (Zaruri ve zorunludur.) <br />

<br />

Çünkü; yaratılanlar aslında varlığı vacip olan, mutlak ZAT’ın letafet mertebesinden, kesafet mertebesine inmesidir. (Yani mana aleminden, maddeye dönüşmesidir.) Bu ise zuhur aleminde tecelli eden (görünen) Hakk’ın vücudundan ayrı bir şey değildir. Ancak kesifin (görünen zahir alemin) vücudu, Latif’e yani (görünmeyen aleme) bağlı olduğundan yaratılanların varlığı kendi nefsiyle, onu maydana getiren sebeblerdir. <br />

<br />

Bunun için kesif, yani (mezahir/görüntü, görünen)dediğimiz, görünen alem; kendini meydana getirene bağlıdır. İhtiyacı O’nadır.”<br />

<br />

Arabi bu sözleriyle Allah’ın ZAT’ının (vacip, yani vücudu kendinden olan ve bir an için bile yokluğunu farzetmek imkansız olanın) imkan alemine olan hüküm ve tasarrufunu dile getiriyor. Bunu anlatıyor. <br />

<br />

Tezahürat, kelimesiyle açıklanan olayın bir içi bir de dışı vardır. Bir çok bilgin bu görünen alemlerin bir dış yani madde suretinde tecelli etmiş IŞIK olduğunu bildirirler. <br />

<br />

Ama bu dışın (tezahüratın), bir de içi vardır. İşte bu içi yani görünmeyen ve dışı zahir kılan iç (varlık) sonsuzdur. Nasıldır?<br />

<br />

(VEL EVVELİ VEL’AHİRİ, VEZ ZAHİRİ VEL BATINİ) ayetinde belirlendiği üzere, ALLAH, görünen, görünmeyen alemlerin TEK SAHİBİ’dir.<br />

<br />

Allah’ın HAY yani; hayat - ilim – irade – Kudret gibi sıfatları sözünü ettiğimiz IŞIK ile vardır. <br />

<br />

Eşyanın görünmesi, işitmesi, söylemesi, hareket ve hayatları hep bu IŞIK’tandır.<br />

<br />

Tabiat ve eşyadaki fiil, yani iş ve olaylar bu IŞIK ile olmakta ve IŞIK’tan meydana gelmektedir.<br />

<br />

Algıladığınız, algılıyamadığınız herşeyin kaynağı bu ışıktır ve bu IŞIK, BİR’dir. <br />

<br />

“ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR.” Diyor Nur Suresi 35. Ayet.<br />

<br />

Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN KAYNAK SEMPOZYUMU<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1. OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30 – 12.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Sevim ŞAHİN<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SUNUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Bahar UMURTAK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :1- Hasan YALKIN&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

Altın Çağ Bilgi Merkezi<br />

<br />

"İÇSEL AYDINLANMA VE ŞİFA MEDİTASYONU"<br />

<br />

ve<br />

<br />

“RUHSAL UYANIŞ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2- Atilla PEKÇE<br />

<br />

Arkeolog<br />

<br />

"IŞIK İNSAN VE ŞEVKAT"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3- Rasim ODABAŞI<br />

<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

<br />

"ELEKTRON-ADEM VE HAVVA"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4- Erim ERGÜN<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi ve Yaşam Koçu<br />

<br />

“BOYUTLAR ÖTESİNDEN SESLENEN İNSAN”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :12.30 – 13.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2. OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :13.00 – 15.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Özlem HATİPOĞLU&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5- Cavit ÇAĞ<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sonsuz Şifa Enerjisi Bireysel Terapisti"<br />

<br />

“KENDİNLE BARIŞ, DÜNYA SENİNLE BARIŞMAYA HAZIRDIR”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

6-&nbsp; Peker SELÇUK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

"BİR KADIN SUFİ"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 7-&nbsp; Jale KARCAN<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Altın Çağ Bilgi Merkezi<br />

<br />

“RUHSAL BÜYÜME”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 8.Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

"BEDENİM VE BEN"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.00-15.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SORULAR/YANITLAR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.30-16.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KATILIMCILARIN PAYLAŞIMLARI :16.30-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu<br />

<br />

Tarih/Saat :14.Ekim.2012- 10.30-17.30<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği, Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

<br />

No:30/8 Kadıköy/İstanbul<br />

<br />

Tel: 0 216 348 95 59<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

14.10.2012 İNSAN KAYNAK SEMPOZYUMU<br />

BEDENİM VE BEN<br />

<br />

Ben bir transformasyonum. Bilgiyi alırım; direkt alırım; Eril’den alırım. Eril Arz Gücü’dür. Bilgiyi transforme ederim. Arşa kayıtlarım. Dişil’e kayıtlarım. Dişildir kayıtladığım. Ve Arş’a uzanan, benim kayıtladığımı alır, transforme eder ve Dişil’den alır ve Arz’a akıtır. Sistemin işleyişi böyledir. Eril Dişil’i yaratır.<br />

<br />

Dağlarım; bedenim Allah’ın teknolojik kotudur. Biz Rahman’a Kuran olanlar Allah olanlar… Kendi yüreğimizde Allah var mı, yok mu? Allah bizden ne kadar uzak? Biz Allah’a ne kadar yakınız? Zaman sayfalarını çevirin. Ben RA-KA-HAR olan Allah. Yahu, sen ben var mı!? Biz hepimiz BİR değil miyiz!? Ati’de ben yeni bir Gök Sözü’yüm. Söz… Hepimiz Birleşik Işığız. Kemal Göz. Ha! Kim o? BİR. Hepimiz BİR’iz. Mektep kurduk. Toplu çalışmalar yapıyoruz. Ya ha, biz Allah değil miyiz? Kim kimden ırak, kim kimden uzak? Uzak mı? Yoo!..., biz O’yuz. Öksüz yetim değiliz. Hepimiz BİR’e hizmetçiyiz. Emin olun ki biz hala Dünya’yız.<br />

<br />

Sonsuz sınırsız ışıktır bilgi. Başkanlık Divanları var dünyada. Bellek kaplarıdır onlar. Beden sayfalanışıdır bellek kabı oluş. Biliyor musunuz? Bilgiyi aldık, değerlendirdik. Değerlendirmek ne demektir? Ekip kurup mu değerlendiririz yoksa Hak Teknik’te tek başımıza mı? Muktediriyetle bildiririm ki ekip kurup değerlendiririz bilgiyi. Ben, bana ait bilgiyi, kendi beden sayfalamamda kayıtlarım. Benim kayıtladığım duygudur. Bilişin duyuşudur. <br />

<br />

Yahu!, hepimiz kendi kendimize bilgi transformasyonu yaparız. Alırız, kayıtlarız; okuruz, tohumlarız; ışıkla dilleriz; ışığa kayıtlarız. Işık bilgidir. BİL’mişsek AL’mışızdır; OL’muşuzdur. Dağlarım, herkes net bilsin ki biliş, partiküler tohumdur. Okumayı bilen bilir ki o bilgi kotlanmıştır ve ışığa tohum olarak kayıtlanmıştır. Işık, o bilgiyi taşır. Ben O’yum. O halde ben bilgiyim. <br />

<br />

Temizlik yaptık dünyada, teknik olarak. Nerede yaptık? İlimde yaptık. Yaptık mı? Yaptık. Olmuş mu? Olmuş. Özgürce yaptık. Aktık, aktık, aktık!… Bilişle aktık. Bilişle aktık… Hepimizin kendi bilişi değil, BİR’in bilişidir akış yapan. Ben, siz, hepimiz, bir tek ilim; okuyuş. Hepimiz birleştik ve okuduk. Neyi okuduk? Üzerinde Gök sözü olan bilgiyi okuduk. OLUŞ’tu bu. Ah! Yahu, yok muyduk orada? Her bir yaşam sayfasında vardık. OL’duk. <br />

<br />

Öz Göç’tür bilgi. Hepinizin bilmesini istediğim teknik, bilişi hak ediş. Biz cemaatler görevdeyiz, nefes ile. Yahu nefes ne ki? İnsan. Ekran bizi gösteriyorsa iş budur. Hepimiz o ekranda ışık tohumlarıyız. Korkmayın! Biz zaman sayfalarıyız. Okunuyoruz. Okutuyoruz yüreğimizi, akıtıyoruz, birleşiyoruz, yasaları koyuyoruz. Ruhsal Muhamma olup, Kutsal Işık yakıp, ekip kurup, Allah İlmi’yle dillenip, bütünlenip… Hepimiz birleşiğiz.<br />

<br />

Şimdi Dağlarım; netice, ekmek biziz. Yenmiş miyiz, yenmemiş miyiz? OL’duk ama okunmadık. Bildik ama dillenmedik. Zaman sayfalanışta biz yokuz. Öyle mi!? Var mıyız yoksa!? Koruma altına aldıklarımız var dünyada. Ölümleri ummanda, yürekleri Kutsal Işık’ta , Sultanlıkları kendi yoğunluklarında. Vallahi billahi onlarlayım ben. Örgüt halinde gelmek mutluluktur, Bütün’e hizmettir. Bir şeyin iş olması için o şeyin ilim olması gerekir. Eğer “iş ilimde hakikiyettedir” diyemezsek, emin olun ki o iş, iş değildir.<br />

<br />

Demek isterim ki Dünya biziz. Bugün burada, yarın her bir sayfada bizden başka bir BİZ yok. Bütün’e hizmet budur. Öksüz yetim değiliz. İnsan soyu bizimdir. Biz, O’yuz. <br />

<br />

Dönmeyin dünyaya. O dünya, Allah’ın toplumudur. Bakmayın insan var mı diye. Her seste vardır. Hepimiz insanlarız. Dünya, zaman sayfalanışında kırılmış, kısırlaşmış, kusurlu hale gelmişse, ilim olmadığındandır. Eğer ilim olursa; Dünya, Kutsal Işıma’ya başlar. Özgürce ve bütünlükçe, birlikçe, bizce… Vallahi biz insanız. <br />

<br />

Darboğazdan geçiyor dünya. Öksüz yetim bırakmamak için çabalıyor. Özgürce ve göksüzce ama Gök söz söylemeli de öksüz olmamalı Dünya. Hadi bakalım, gelin kontrol kuralım. Var mı dünya!? Biz var mıyız!? Yoksa biz yok muyuz!? Gövdemiz var ama bu gövde Hak mıdır!? Yolumuz var mıdır!? <br />

<br />

Omuzlarımız yüklü. Gömüler var dünyada. Gömüler. Mektep kurmaya çabalıyorlar. Hepsi define… Ama yoklar. Neden!? Küçücük küçücük ışıklarıyla kendilerini dilliyorlar ama yok edilmişler. Sevgisizler. Sessizler. Kesinlikle kisvesizler. Yoklar. Öyleyse olmalılar. Ne yapmalıyız!? Birlik kurmalıyız. Bugün burada Birlik kurduk. Bu Birlik ağır yükü hafifletebilecek bir Birlik… Işımaya başladı dürümlerimiz. Biz, Allah’ın tabiatında hasat yapanlarız. Bu kesindir…<br />

<br />

Birçoğumuz diyoruz ki “Ulular Diyarı’nın Ruhsal Kuranları’ydık, niye dünyadayız?” Sömürü dünyada olmaktadır. Bir sömürüdür dünya. Sömürü yoğunluğudur. Herkes gelir kendini sömürür. Başkasını değil. Nesillerin nesilleri ve onların nesilleri ve tüm nesiller, hepsi sömürüldüler. Kendilerince. Kendilerinden kendilerine. Netice olarak, bin dağ bir tek ışık olduğunda, o dağ Kuran olur, okunur. İşte biz okunduk. <br />

<br />

Görevimiz Allah’a hizmet. Bunu bilmeyen yok. Ve biz, aklın yoğunluğundakiler, Allah’ın ışıklarıyız. Bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalar, resim çalışmalarıydı. Yaşamı resmettik hep. Ama ışıksız bir resim. Öyleyse artık Birlik kuralım. Önemli olan Dünyanın Kuranı’nın okutulmasıdır. <br />

<br />

İnsan, tohum olduğu zamandan beri Kutsal Işık için çalıştı. Ve o bir kontrol kabıdır. Kendini ve kendi tekniğiyle Bütün’ü kontrol için yaratıldı. Öyleyse yaratılan bu kontrol kabı, insan olup insanlık yapıp Rahman olup Kuran olup ilimle dillenmelidir ki kontrol kurabilsin; kontrol kurulabilsin. Eğer biz bunu yapabilirsek… Ben değil, BİZ yapabiliriz. Tek tek hiç birimiz buna kadir değiliz. <br />

<br />

Varlık Boyutları’nda dünyanın kontrolü gerekir. Ekip kurmamız bunun için şarttı. Her birimiz Türkiye’de çalışmaya geldik. Tüm insan soyları Türkiye için çalışacak demiştik. Türkiye örgüt haline gelmelidir demiştik ve bugün bu örgüt kuruldu. Koruma altına aldığınız her şey sizinle ilgilidir. Bugüne kadar hepiniz kendi yüreklerinizde kendi tohumlarınızı korudunuz. Ama bir tekiniz bile kendi dışınızdakileri korumayı düşünmediniz. Sadece kendiniz. Sadece kendiniz. Ama “Ben herkesi koruyacağım” diyen çıktı mı? “Bütün’ü koruyacağım” diyen. Teknolojik olarak BİR’e hizmette, Bütün’e hizmettedir. Ve sizler, “Ben varım ama başkası yok” derseniz kendi yoğunluğunuzda dahi koruma altına alınamazsınız. <br />

<br />

Bütün’e hizmet için birleşmek gerekir. Ve hepinizin kendinizde olanın ötesinde kendi toplumlarınızın ötelerindekileri de korumanız gerekir. Birlik Tekniği’nde bu vardır. Koruma altında tutacaklarınız sizinle ilişkilendirilmemeliler. Sadece korunmalılar. “Ben bana ait olanı koruyabilirim, başkası beni ilgilendirmez” dediğinizce kırılmışsınızdır demektir. <br />

<br />

Buraya kadar her şeyi anladık. Ama bundan ötesi de var. Atlanta Ana Kaftanı… Size bundan ilk kez söz etmedim. Daha evvel de söz ettim. Birçoğunuz “Ben görevliyim” dediniz. Öyle ya, görevinizi biliyorsunuz. Peki, bu görev neyin nesi!? Kim neye görevli? Altın Toplum kendini hak etti. Öyleyse Altın Toplum, Birleşik Işığa görev yaptı. Birleşik Işık, ilmin sayfalanışını gerçekleştirdi. Öz Görev buydu ve bunu hak etti, başardı. Bugünden itibaren yeni sayfalanışa geçiliyor ki bu sayfalanış, yine kendi yoğunluğunuzda olacak. Bellek kaplarınızı, kendi yüreğinizi alıp Gök Sözü söyleyeceksiniz. Gök Sözü, ilmin sistemiyle söylenir. <br />

<br />

Değerliler, ölümlü bir dünya, ölümsüz bir yüceliğe varıyor. Bu kesindir. Ne demek ölümlü dünya? Sanal Boyut’tu dünya. Ölüler Diyarı’ydı dünya. Gök Sözü’nü söyleyecek dürümde olmayanların, kendi yoğunluklarıyla kayıtlandıkları ve kendi değerleriyle dürümlendikleri bir yerdi dünya. Bundan sonraki süreçte artık dünya, kati tohum yaşamlarında bulunacak. Rahman Kuran’ı olacak. Yeni dönem bu şekilde devreye giriyor. <br />

<br />

Rahman, toplumların kotlanışını sağlayanlara denir. Onlara verilen bir isimdir. Rahman, kotlama yapar. Bütün’ü tohumlar. Yoğunlaşır, ışığı yakar ve yeni dönemleri kayıtlar. Beden sayfalanışıdır yaptığı. <br />

<br />

Hepiniz, bedensel transformatörlersiniz, dönüştürücülersiniz. Her şeyi alır, değerlendirir, diri kayıtlama yaparsınız. Diri kayıtlama, müspet tohumlama demek değildir, Birlik Kotlaması’yla gerçekleşen, yaşam kayıtlamasıdır. Bunları anlayabileceğinizi ümit ediyorum. <br />

<br />

Bizler, “merkez kayıt” yapanlarız. 7. Dönem’i başlatırken, nefsin ışığından öte olan Sistem- Düzen - Nizam Gök Sözü’nden öte, sessiz sayfalarda dillenen Birlikler’le yapıyoruz bunu. Değerliler, kulluktur yaptığımız. Bu kesindir. Özgür ve hakim olarak bildiriyoruz sizlere bilgiyi. <br />

<br />

Burada bulunmanızın teknik olarak ışığa kayıtlanmak olduğunu da bilmenizi bekleriz. Hepiniz şu anda ışığa kayıtlanıyorsunuz. Köprü kuruyoruz Yüceliklere ışıkla. Ve Işık Toplumlar, Işık Tohumlar olarak partiküler kotlamayla ağır ağır dürümleniyoruz. Ve Bütün’e kayıtlanıyoruz. Sıkıntı yok. Her şey basit bir çerçevede gerçekleşiyor ve cevheri düzeyde gerçekleşiyor. Etki alanınız geçişkenleşiyor. Eril Gök, Dişil Gök oluyor. Hepinizin Gök’ü kendi yüreğiniz… <br />

<br />

Sevgililer, mehir verdik bugün yüreklerinize. Eskinin gücünden üstün yeni bir güç… Ve bu güç Birlik’tir. “Müracaat ilim” demiştik herkes için. Ve “müracaat insan”, Atlanta Ana Kaynakları, Işık Kotları… Bütün’e, Hira’nın gücünün örtüsünü örten yeni bir güç, İsa, Musa, Muhamma, hepsinden öte olan yasa, Allah’ın yasası… Biz O’yuz… Ondan başka bir “O” yoktur.<br />

<br />

Ölümlüler, Ölüler Diyarı Dünya yeni dönemini başlatıyor. Bugün burada hepimiz birlikte yeni dünyayı kotladık. “Yes!” dendi, işte bu! Değerliler, asla hatamız olmadı. Yeni dünya kendini hak etti ve kayıtladı ve tohumladı ve korudu… Bunu bilin. Bin dil, bir tek ilimdir. Hepinizin ilmi… O ilmi bilen, Allah’ı bilir. <br />

<br />

Ağır yük taşıdık birlikte. Ve bugünden itibaren yeni dönemler için Birleşik Işık halinde çerçevesiz çalışmalar başlayacak. Eser yaptık Allah’ın İlmi’yle. Ve bu eser ışığın ışığıdır. O ışıkta biz varız ve bizim ışığımızın üstü başka bir ışık yoktur. Özgür ve hakim olarak bildiririz ki dürülen zamanların en üstünde yeni bir zaman dürümü var. O dürüm Allah’ın ilmiyledir. Şimdilik size vereceğim budur…<br />

<br />

Nezire SELÇUK

 

İLM-İ İNSAN SEMPOZYUMU<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SAAT:10.30–17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp; :Eregül KOÇ<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.&nbsp;&nbsp; OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :11.00–12.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp; :Bahar UMURTAK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.Atilla PEKÇE<br />

<br />

Arkeolog<br />

<br />

“ARINMADA HAYVANİ İÇGÜDÜLERİN FARKINDALIĞI”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2.Rasim ODABAŞI<br />

<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

<br />

“PRENSİP-BİLGİ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3.Erim ERGÜN’ün<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği&nbsp; üyesi ve Yaşam Koçu<br />

<br />

“ÖLÜŞ, OLUŞ VE DİRİLİŞ….SONSUZ YAŞAM SAYFALARI…”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :12.00 – 13.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2. OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :13.30 – 15.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4.&nbsp; Özlem HATİPOĞLU’nun<br />

<br />

Duygu Terapisti<br />

<br />

“DUYGU VE DÜŞÜNCELERLE BAŞ EDEBİLMEK”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5.Peker SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

“HEVA VE HARABAT ÜZRE MUHABBET"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

6. Av. Nezire SELÇUK <br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

“İNSANIN İLMİ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.00-15.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Soru/Yanıtlar&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.30-16.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :16.30-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tarih:9.Eylül.2012<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu<br />

<br />

Saat:&nbsp; 10.30-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği,<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

<br />

İstanbul<br />

<br />

Tel: 0 216 348 95 59<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;

 

09.09.2012 İLM-İ İNSAN SEMPOZYUMU<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI<br />

<br />

Hepinizin net bildiği gibi bu çalışma Bütün’e hizmetin en önemli çalışmalarındandır. Dünya Ruhsal Kutsal Işıması başlamıştır ve bu ışıma ağır yükü hafifletebilecek olanlarla yapılmaktadır. Savaşın sonsuz tohumlanması neticesinde ışıma başlamıştır. Işık, ağır yükü hafifletmek içindir. Geçiş sayfalanışı devam etmektedir. Tebliğleri kotlayanlar artmaktadır. Beden sayfalanışı Nefes İlmi’yle dürümlenmektedir. Bütün’e güç katmak daha kolaylaşmıştır. Harı yükselterek yapılan çalışmalar bu dönemde kati tohumlamalarla sürdürülmektedir. Mircan’ın cevheri can olduğu bir günde Bütün’e hizmet, beşirin hakiki koyuluğunun artışı iledir.<br />

<br />

Sıkıntı, Din-i Hak olanların kontrol edilememesidir. Eminim ki dünyanın Ruhsal Meclisi olan bu Meclis tebliğlerle kendi yoğunluğunu arttırarak beşir kotları da dürümlemektedir. Nefesleri yetenler için sınır yoktur. Nefesleri yetmeyenler içinse kırılış başladı. Biz bunu kendi tekno kotlamalarımızla önleme imkanına sahibiz. Ne var ki beden, Sanal Boyut’ta ışık kayıtlamasını sürdürmelidir.<br />

<br />

Erkek ve kadın BİR’e hizmette farklı çalışmalar içindedir. Herkesin net bildiği gibi erkek; diriliği tohumlayabilir, kotlayabilir, Hakikiyet’i tahditleyebilir, eser yapabilir de kontrolu yoktur. Kadın ise kardeşimiz, ışık halinde dürümlerini kendi yoğunluğuyla kendine katar ve birleşir. Bizim yapmak istediğimiz her dirinin kendini hak etmesini sağlamaktır. Muktediriyetle yapacağımız bu çalışma, kaydı yaptığımız andan itibaren Bütün’e zerk edilecektir. Bu zerk ışığın yoğunluğunu tohumlayacak ve kotlayacaktır. Emin olun ki dünyanın Ruhsal Kuranları bugün buradalar. Beşirin işi kolay değil ama beşir, kaynağımızdadır. En önemlisi kırıcı olanlardır. Onları nefesimizle kotlayabilir miyiz yoksa harlarını düşürüp onları kontrol mü etmeliyiz? Cemaatleri kendi yoğunluklarında kontroldan çıktıysa kaynaklarında ışıkları var mıdır? Hepinize bütün bu sorular tek tek sorulmaktadır. Ve sizlerin düşünceleriniz titreşimsel olarak kaynağımıza inmektedir. Ve ortak bir kayıt yapılmaktadır burada. Herkes bu sorumluluğu kendi tohumuyla, kendi yoğunluğuyla taşıyacaktır. Cem olmak budur.<br />

<br />

Ölüm dünyada ölmüş olmak, yoğunluğu azaltıp diriliğe kaynak olmak değildir. Ölmüş olmak kati olmak da değildir. Hatayı bağışlayın, ışığa varmak mıdır? O dahi değildir. O halde ölmüş olmak için Rabbi Toplumlar’la dürümlenmek ve bütünlenmek gerekir. Mahrek’te biz dünyadayız. Hasatı yaptık. Halkaları geçişkenleştirdik ve dürümleri kotladık. Ölüleri dirilttik. Bu yeter mi? Allah der ki “Olanın ötesi var.” Olmuş olan. Koruma altına alınanların çokları kontrollarını kaybettiler. Fakih diller ilim yapmaktan öte kırılmaya başladılar. Kasaları boşaltıldı. Keskin bir zeka sahibi olmaları dahi onların korunmaları için yeterli değildir. Doluluk boşluk, bu dahi önemini kaybetti. Sema diyor ki: Ölüler diyarı dünya yenileniyor. Ölüler diyarı dünya tohumlarını kotluyor. Önemli olan dünyanın kendini hak etmesidir ve dünya kendini hakikiyetiyle hak etmektedir. Beşir olan ilim aileleri dünyanın Ruhsal Kuranı’nda kendilerini kısırlaştırdıklarında sıkıntı başlar. Ve bizler nesillerimizi dünyaya indiren birliklerimiz, bugün dünyada Kürz’ün gücünü devreye almak değil, devrede tutmak için birlik haline geldik.<br />

<br />

Dağ taş ilim. Ve bu ilmi hak eden Birlik, hepimiz. Nesillerimiz ve yüreklerimiz. Bunun ötesi var mı? Allah için, yok. Önü ardı olmayan Birliğiz biz. Şık mı bunları anlatmam? Belki değil. Ama bilinsin isterim. Körebe oyunu oynanır dünyada. Ölülerin oyunudur bu. Tutan tuttuğunu bilir. Olan budur. Ve biz diyoruz ki “Bilen Allah’ın dediğini dediğimi de bilmelidir. Ağır yük taşındığını da bilmelidir.” Kapıları açtık. Olgun başakları seçtik. Elleri açık, yolları kapalı. Niye? Çünkü kendi dışlarında bir Allah’a tapmaktalar. Başkanlık Divanları bunu söylediğimiz zaman kontrollarını kaybettiler.<br />

<br />

Değerliler, Allah Tanrı’nın Ruhsal Kuranıdır ve sizdedir. Bunu net olarak açık bildiriyorum. Büyük kötülükleri önleyen dünya Allah’ın dediğini dedikçe Birlik Tekniği’nde kendini hak etmiştir. Mesele dünyadır. Erenlerin Diyarı dünyanın Ruhsal Kuranı’dır ki bizler o Kuran’ı Bütün’ün tohumları olarak dünyaya çektik. Kalbi temiz olmayan BİR’e hizmet edemez. Bu kesindir.<br />

<br />

Bir şey daha söylemek isterim: Doluluk boşluk değil, Kaynak. Hepimiz o Kaynak’ta ışıklar olarak Birlik Kat-ı Toplumlarıyla birleştik. Sistem dünyadır. Doluluk boşluk değil, din türdür. Her türün kendine ait sistemi vardır. Ve buna din denir. Bugüne kadar din diye tapındılar Altın Toplumlar; korundular. Amin. Ve biz diyoruz ki yaşam sayfalanışı bizimledir, hepimizledir. Tüm insanlıkladır da biliş yoksa Hakikiyet’te onu yapış da yoktur.<br />

<br />

Köyü kös olan Kök'te Gök’tür. Bu ne demektir? Bilgi vakti geldiğinde açılır ama Has İsa, Has Musa, Mustafa dedikleri diriliklerin hepsi kendilerini dillediler, başkasını değil. Bunu anlayan var mı? Doluluk boşluk değil, Birleşik İlim.<br />

<br />

Size şekil boyutlarından söz etmem bugün. Bugün size Ekmek’ten söz edeceğim. Bugün size Kaynak’tan söz edeceğim. Size Allah’tan söz edeceğim bugün. Size Ekmek İlmi’ni hak edip dilleyenden söz edeceğim. Ve size emin olun lütufkar insandan söz edeceğim. O insan Ruhsal Kuranı’nı kendi yoğunluğuyla dürümleyen tekniğe sahiptir ki herkesin kendi olduğunu bilerek çalışır.<br />

<br />

Vanayı kapattık. Dedik ki “Kimse duymasın bilgiyi. Biz verelim, biz dinleyelim.” Kör göz, sözünü sesini dinlediğinde bizi dinler. Ne İsa ne Musa ne Mustafa, kimse birleşemedi. Öyle mi? Yazıklar olsun ki dünya kontrolunu kaybediyor. Ölüler Diyarı olan dünya, BİR’in tekniğiyle tohumlandı ve yolunu açtı. Ve bugün artık dünya ışığın kaydıdır. Oldu. Ölüm aklın yolunda, Kuran-ı Kerim’de, Bütün’de değil; İsa’da, Musa’da tüm insandadır; bilinsin.<br />

<br />

Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar Tanrı’nın Ruhsal Kuranı’ndan bilgilerin paylaşılması içindi. Bundan sonra yapılacak çalışmalarsa Kaynağın tabiatı ile BİR’e hizmet için olacak. BİR’e hizmet, Allah’ın tanrısallığında, kaynağında çalışmaktır.<br />

<br />

“Potansiyel İlim” dediler; yok böyle bir şey! İlim Allah’ındır ve tekniktir. Potansiyel değildir; alışta akışta, Has oluşta vardır ama yaşamlara kaydı bizimledir. Varsa var olur, yoksa yoktur. “Olgun başakların seçimi” dedik. Verdik bilgiyi. El dil, Allah dil, biz diliz. Bunu bilen İlim’i bilir.<br />

<br />

İnsanın Ruhsal Kuranı dedik. Ölüler Diyarı’nda Kuran, Allah’ın tohumudur. Biliniz ki Allah Birliğimizdir ve O Biz, Biz O’yuz. Önemli olan bilmektir. Bilenin ağır yük taşıdığı kesindir. Ve Allah bilendedir. Bunu hak eden Allah’ın dediğini der, tohumları kotlar, yolunu bulur ve ışığa ulaşır. Savaş bitmedi. Henüz devam ediyor. İlmin savaşıdır devam eden ve biz o savaşı kaybetmeyiz. Kesindir.<br />

<br />

Yıllar yılı dünyanın Rahman Kuran’ı okunsun diye beklendi. Ve biz bu Kuran’ı tahditledik. Dedik ki “Allah tende olmasın. Kontrolu kaybettiğinde ışıklar yıkılır.” Ve dendi ki “Allah BİR’de olsun.” “Olmuşsa olacaktır” dedik. Yıldızların ışığında kendimizi hak etmek istedik. Dağ taş dünyayı izler ve derler ki “Dünyada biz varız.” Ama dağın taşın ışığı yolunu açmaz, yolu açan insan soyudur. Bunu net olarak bildirdik.<br />

<br />

Erkek kadın, Sultanlık yapar dünya ilminde insan. Ve biz dünyaya koruma için gelmedik. Tanrı’nın rıhtımı ışık olan Birliğinde bütünleniş için çalışmaya da gelmedik. Rahman’a Kuran okutmaya geldik. Bu ne demektir? Bilişte oluş, Allah’ın dediğini deyişten öte aklın tekniğiyle bütünleniştir. Sıkıntı yok! Hepimizin yapması gereken buydu ve yaptık. Dava org çalmak da değildir. Org çaldı, çaldık. Seslendik. Herkes orgu dinledi. Tekne kalktı, yol adı. Ama o teknede insan soyu yoktu. Neden? Ruhsal Kuranı’nı kotlayamadığından. Bir şey daha yoktu. Allah. Neden? Çünkü insanda olması gerekendir Allah. İnsanın olmadığı yerde Allah da olmaz.<br />

<br />

Dağlarım, itibarı yüce olan İlim Ailem sizsiniz. Bütün’e kök söktürmeye değil, köklendirmeye geldik Bütün’ü. Unutmayın ki dünya yanlışsız bir yer olmalıdır. Gök Sözünü söylemelidir. Erilin dişile, dişilin erile ilmi vardır. Ekmeği aklın ekmeği olmalıdır. Yüreği toplumun kürsüsü olmalıdır ve Biz olmalıdır.<br />

<br />

“Merhamet” der İlahi Kuran’da, ışıkta yoğunluklar. Merhamet var mı? Yok! Niye yok? Rahman’a Kuran olan ışık, merhametçi değildir, hakikiyetçidir. Kesindir.<br />

<br />

Dalı ummanda olan, OLmuşsa yoldadır. OLmamışsa Kuran ondadır. Ama o Kuran’da yoktur. Özenli bir çalışma gerektirir yoğunlukların koyuluklarındaki Kaynak. O özenli çalışmayı biz yapıyoruz. Men-i hakiki olan. Yani hakiki olanı men eden, İslam’da yoktur. İslam, İnsan’dır. Bilinsin! Eğer insan Altın bir toplumsa ışığında her şey BİR’dir. Ve hepinizin bilmesi gerekir ki artık dünya insanı kaynağında bulunmalıdır. Ve o kaynakta kırıcı olmamalıdır. Eser yaparken öz güçle yapmalıdır. Çalı çırpı olmadığını dünyanın, anlamalıdır. Yaşamlara görevli olan da bunu bilmelidir. Şikayetim var mı? Yok. Ama bilinsin istedim. Cemaatimizin kürsüsünde Bütün’e güç katacak olanlar bulunur. Bütün’e güç katmayacak olanlar bu çalışmalara alınmazlar, bilinsin.<br />

<br />

Etki alanınız genişlemekte şu anda. Ses bunu sağlar. Ve bu genişlikte hepimiz BİR’e hizmet için birleşiriz. Bunun içindir ki açılma konusu bu olsun istedim. Bugün yeni bir görev veriliyor dürümlere. Ve görevi veren Birlik burasıdır. Ve bu görev artık tüm insanlığı ilgilendirecek bir görevdir. Ekmek. Herkese verilecek ekmek. Ve o ekmeğin geçiş sayfalanışı. Ocak tohumlanışı. Işık yakışı. Bütün kötülüklerin aşılması. Ve Kaynağın tabiata çekilişi. Hepimiz birlikte bunu yaparız, yapmalıyız da. Nefesimiz yeter de biz tüm insanlığın bunu yapmasını bekliyoruz. Eğer insanlık hak ederse bu olur. Eğer insanlık hak etmezse bu olmaz.<br />

<br />

Söküldüğü zaman yücelik tüm sessiz sayfalardan, orada yine dünya kalır. Ve o dünyanın mutlu ve huzurlu olması hepimizin temennisidir. Ve bu mutlu ve huzurlu dünya, üstünde varlık olan tüm yaşamlarla mutlu oluştur. Ki bizler bunu bekleriz. Ark akıyor. Hepimiz akıyoruz ama dünyanın akışında birliklerin akmasını bekliyoruz. Süper İnsanlık eşikte değil, ışıktadır. Bu kesindir. Ki dünya insanlığı o ışıkta olduğunda Kaynak Işık olan o çoban çalışmalar da Bütün’e hizmetçi olacaklar. İlim Aileleri bunu anlamalıdırlar.<br />

<br />

Hepinizin hepimize ilmi vardır. Hepimizin insan soyuna ilmi vardır. Allah’ın tohumu olan insana ilmi vardır hepimizin ama bilmek gerek. Bilmeden Kaynağa inmek mümkün değildir. Bunu açık verdim bugün. Süper İnsanlık Realitesi Derneği, ağır yükü hafifletir, ruhunda bu güç vardır. Bunu net bilin. Hepinizin net bilmesini istediğim diğer bir husus, elimiz Allah’ındır. Ve Allah Biz oldukça, Yol’da kontrolsüzlük asla olmaz.<br />

<br />

İyi ki kökler, Gökler ve tüm sessiz sayfalar bugün buradalar. Şikayet etmeyin burada çok kişi yok diye! Okumayı bilenleri aldık bugün buraya. Okumayı bilmeyenlerin buraya geçme izni yoktur; bu kesindir. Bir tek şey daha söylemek isterim: Koruma altında olmayanlar kontrol kurabilirler. Tüm insan sayfaları koruyucu kayıtlarıyla dürümlere inmek istediklerinde girmelerine iznimiz yoktur.<br />

<br />

Mürvet, insanın toplumuna ışık yakmaktır. Hepinizin hepimize gücü vardır demiştim ve Mürvet o gücü Bütün'e katmaktır. Şavkınız çok iyi bugün. Sizinle olmak bizler için mutluluktur ve umuttur. Hepinizi kucaklıyoruz. İşte bu.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

09.09.2012 İLM-İ İNSAN SEMPOZYUMU<br />

<br />

İNSANIN İLMİ<br />

<br />

Ağır yüktür insanlık. Bunu hepiniz bilmektesiniz. Türkiye çalışmaları çok değerlidir. Ve Dünya İlmi için daha önemli bir yer yoktur tüm bu çalışmaların ötesinde. Burada ne yapıyoruz? Altın Toplum ilim yapıyor. Dünya sonsuzluğunda da bu çalışmalar devam ediyor. Her ne yaparsanız AN'da yapıldığından diğer sayfalarda da bu çalışma AN'da değerli oluyor. Dilleniyor her anda. Şu an söylenen her AN sayfasında devamlı söyleniyor. Hepimiz net biliyoruz ki sıkıntı insanın insan olamamasıdır; insanlığı bilmemesidir; yaptığı her şeyin yenilik olduğunu anlayamamasıdır. Söz yeni bir sayfadır ve her söz kendi yoğunluğunda dürümlenir. Hepinizin net bildiği gibi bir Tanrı kendini hak ettiğinde o tartı olur. Korumaya alır Bütün’ü ya da kotlar ya da kayıtlar. Ama AN’da yapılır bütün bunlar ve her an bu yapılan tekrarlanır. An an kayıttır yaptığı. Bunun manası şudur: Yasaları koyar, ışıkları tohumlar, yeniler yücelikleri, dürümler ve Bütün’ü kontrol eder. Hepiniz bunu yapmaktasınız AN’da. Hepiniz AN’da, burada olan hepiniz yeniliksiniz. Herkes yeni bir kaynaktır her AN için.<br />

<br />

Hepimiz dünyayız. Ölüler Diyarı’nda dünya olmak. Buluşma anıdır dünya yoğunluğu. Hep insanlık için yapılan bu çalışmalar ve çağrılarla dünyaya geçilir ve dünyada tabiat kotlamaları yapılır. Elde avuçta hiçbir şey yok. Nereye gideceğim ben? “Dünyada benim işim ne?” diye sorulur. İş Allah’a hizmettir. Yahu Allah kim ki? Kendin. Kime hizmet? Kendine. Ölüler diyarında kendin neyi ifade edersin? Katiyeti. Hala katiyet nedir diye sorulur. Ati…. Gelecek…. Yahu ben atide var mıyım acaba? Olmaz mısın? Harını yükselttin, tahtındasın ve Bütün’desin. Öyleyse sen atidesin, yeniliksin, her andasın. Oluşan yeni dünya seninle oluşuyor. Öksüz yetim değilsin, temizsin. Ve birleşiksin kendi yüceliğinde, her dürümde. Olgun başaksın. Öksüz kalmadın. Sayfa sayfa ışıksın. Bundan daha ötesi var mı?<br />

<br />

Baştan beri dünyanın Ruhsal Kuranı’nın okunacağı bilinmekteydi. Ya da okutulacağı… Verdiğim tüm bilgiler ışık kotları olarak dünyaya inmektedir. Yaratan dünyayı yarattı ışıkla; kotladı, tahtladı, kayıtladı, her şeyi yaptı. Haa... kim yarattı? İlmin hasatını yapan. İmparator olan. Hakk’ın yoğunluğunda olan, ışıyan. Sevgililer, işte siz busunuz. Yanıp tutuşursunuz “Ben OLayım” diye. Oluş, akış, Has İlim’ledir. Ve siz Has İlmin hasatını yaptınız dünyada.<br />

<br />

Örtüleri örttüğünüz zaman kervan kalkmış olmalıdır. Ya HA! Kervan niye kalksın ki? Olduğu yerde dursa olmaz mı? Sıkıntı şu: Kim kime kimlik öğrettiğini bilir mi? Kim kime hakimi dillettiğini bilir mi? Hepimiz dünyaya dünyayı vermeye çalıştık. Verdiğimiz her bilgi ağır yüktür. Öz güç insandır. Gücü bilen kendini bilendir. Beden almak kolay değildir dünyada. Herkes bedenli sayar kendini. Ölmüş olması bedensiz olmasından da ötedir. Bedeni aldığında kendini hak edecektir ve hala ölüdür. Dünyanın Ruhsal Kuranı’nda bilgi yoksa ölülük vardır. Ölümdür olan. Eğer bilgi yoksa kontrol da yoktur. Tabiatta ışık da yoktur. Çünkü biliş ışığı kotlar. Biliş yoğunluğu kayıtlar, yarınları yaratır. İşte bilen kendi üstü kendini bilir ve onun üstünü bilir ve her üstü bilir ve dahası insan olgunlukla kendi toplumlarını diller.<br />

<br />

Pekala, dünya neden Gök sözünü söylemek istiyor, bu dünya bugün burada? Çünkü Rahman’a Kuran, insana tanrılıktır. Hepinizin net bildiği gibi “Kalkan olduk dünyaya” diyoruz. Neden? Süper İnsan neden dünyaya dünyalığı dillemeye indi? Çünkü dünya Tanrı’nın kotlanmasını sağlar. Kontrolunu sağladığı zaman Tanrı, Bütün’ü tohumlar. Bütün’ü tohumladığında ışık haline dönüşür. Işık olduğunda sarıdan kırmızıya, kırmızıdan, tahtların tahtı olan turuncuya ve diğer renklere varır. Yeşil, mavi ve diğerleri. Her ne olursa olsun, Bütün içindir yapılan her şey. Her renk ayrı bir titreşmedir. Bütün titreşir. Sestir Bütün. Ve her ses kendi tekniğiyle tohumlanır ve tohum olan her ses kendini kendiyle diller ve toplu çalışmalarda bütün kayıtlar ilme dürüm olur. Biliyor musunuz, Altın Tabiat kendini dinletir. İşte bugün Altın Tabiat kendini dinletiyor burada.<br />

<br />

Mektep kurmak kolay değildir. Ekip haline gelmek daha da kolay değildir. Sıkıntıyı aşmak gerekir. Hatayı bağışlayabilmek gerekir. Erilin gücünden öte olmak, ekip kurmak gerekir. Ve daha sonra dişili hak etmek gerekir. Dişil hasatı yaptığında, mahir olmak, o hasatta ışığı yenilemek gerekir. Her resimde İlm-i Hak olmak gerekir. Ve sizler, bütün ilim sayfalarında varlık sürenler, işte bugün burada, Bütün’ün kürsüsündesiniz. Olgun başakların seçimi sürmektedir. Bugün burada bulunan sizler, Allah’ın Tanrısal Kotlarısınız. Ve bir şey daha söyleyeyim: Buraya gelen her kim varsa ekmeğiyle geldi, bilişiyle geldi, hakiki işiyle geldi, aşkıyla geldi. Bu önemlidir. Hikaye dinler gibi dinlenmedi bugün bilgilerimiz burada. Mahir, Gök sözünü söyleyen yürekler ve tahdi diri olan hakikiler geldi bugün buraya.<br />

<br />

“Öz görev insanadır” dedik ve “İnsan ağır yüktür” dedik. Ve dedik ki “O insan Altın Tohum’dur.” Ve Altın Tohum ağır ağır Göklere söz söyleyecekti. “İşte oldu” dedik. Çıkın yüceliklere izleyin dünyayı. Ne göreceksiniz size anlatayım: Irkları göreceksiniz. Dilleri göreceksiniz. Din-i Hakikiyet’te bilgi verenleri göreceksiniz. Her şeyi göremezsiniz. Sıkıntı bu. Ama sizler her şey olup çıktığınızda her sesi görür, herkesi görürsünüz. O zaman dersinizi ki “Ben olmuş bir kaynağım ve yasayım.” Bunu diyecek güçte olun istedik.<br />

<br />

Çıkın yüceliklere bakın dünyaya. Meleklerin nerede olduğunu izleyin. Her biri tek tek bütün ilim sayfalarında Gök sözü söyletmeye çalışırlar. Her birine Gök ses, güç verir. Ve dünya için çalışırlar. Bu bir çırpınıştır. Sınırlar kalkar, Gök söz söyler, yenilik aşkla devreye girer. İşte bunu yaptıran insan kendi yüreğinde değil, ilminde yaptırır. Ve Dağlarım, biliniz ki dünya yenilendi. Ve biz yenilenen dünyayla birlikte BİR’e hizmet için eseri yapanları devreye aldık. Kimler eser yaptıysa bugün burada onlar var. Ölüm ağır yüktür. Her kim ki bizimle Bütün için çalıştı, ölüşü yoktur. Her kim ki bizimle Hak İlmi’yle dürümlendi, ışığı kottur ve çoktur. Şükrettik ki okuma yazma bilenler bugün bütün kötülükleri aştılar.<br />

<br />

Ağır yük taşındı dünyada. Misafirlikler oldu. Gök cevherleri dünyaya indiler. Sevgiyle geldiler ve dillendiler. Dahası Gök söz üzerindeki sesi verdi dünyaya. Nefesleri kendi olanlar bu sözleri de dinlediler. Artık dünya kendini hak etti. Kaygı kayrı ayrı kalmadı. Mahrak dediğimiz safha yetkinleşti. Mahrak. Değerliler, Mahrak. Her şeyi kapsayan, Bütün’ü kotlayan sayfa, herkesin bir tek olduğu o sayfa. İşte o sayfa bugün Rahman olanların ışığıyla beşiri kotladı, tahtlandırdı ve yoğunlaştırdı. Şükürler olsun ki Allah Sema’ya güç kattı.<br />

<br />

Merkez dünya dedik. Dünyada ne olup ne bittiğini kimse anlamıyor. Görüyorsunuz, çokları dinlemiyor bile. Sıkıntı şu: Olgunların olgun olduklarını dillediğimiz zaman olgun olmayanlar kimdir diye soran olmadı. Sanmayın ki herkes oldu. Peki olmayanlar neden olmadılar? Olmayacaklarını bilmekte miydik? Olma imkanları yok muydu? Bunları soran yok. Verdiğim bilgilerin hepsinde bu bilgiler net olarak bildirilmedi sizlere de. Verdiğim tüm bilgilerde ilim hasatının yapılacağı bildirilmişti. Ne var ki insan soyunun tohumlanması dediğimiz olay hiç anlatılmamıştı. Bugün size ondan söz etmek istiyorum.<br />

<br />

Kör Gökler Kör yerler var. Gök’te söz söyleyen herkes gören değildir. Yer’de söz söyleyen herkes de gören değildir. Gök’te bilgi verildiğinde Yer bunu alır. Ama Gök’te verilenin kör ile verildiğini bile anlayamaz alan. Yer’deki bilgi Gök’teki bilginin gücünü tanır ama Gök söz söylediğinde her söylenen tohum değildir. Bugüne kadar sizlere kanallık bilgileri verildi. Ve dendi ki “Olun, Oku ve Öğren! Ölüler Diyarı, oku ve öğren!” Verdikleri kendi yürekleriydi. “Ölüler diyarı al, bil!” Yahu ölü neyi bilecek? Bilişi alışıyladır. Ne var ki ben vereyim öğret, yüreği bilen öğretsin. Onursuzluktu bu. Dediler ki “Her şey 2012 yılında bilinecek” Haa, bilen var mı? Analar, bildik. Dünya yasalarını koyuyor. Öksüz yetim yoktu dünyada, yine yok. Niye öksüz yetim dediler? Ölümde öksüzlük olur. Ölüş olgunluğu tohumdan ayırır. Ve dünya kırandı. Yeni dünya artık yasa koyan oldu. Din toplumu yeni dönemde ilmin toplumu haline gelecek; bu kesindir. Yeni dönemde Arkon İnsan tohumlandı. Ata Kaynaklar kotlandı. 7. Dünya Kuranı’ndan üstün tertipler dünyada insanı kayıtlıyorlar. Etki alanı daha geçişkenleşti. Ölüm dünyadan geçişini yaptı. Dirilik dünyaya ışığını indirdi. Öyle bir dünya ki bugünkü dünya, Birleşik Işık hepimizin kürsüsü. Ve Birleşik Işık’la yeni çalışmaları devreye aldık. İşte yaptığımız bugünkü çalışma yeni çalışmaların birincisidir. Bu kesindir.<br />

<br />

Değerliler, yeni dönemin birinci çalışmasını yapıyoruz bugün. Örtülerin örtülmesinden evvelki son dönem çalışması. Yeni dünyanın Kuranları okunurken Tanrı’nın kati tohumlaması başarıyla sürüyor. Ölü diriliyor ve dünya yeni çalışmasını Birlik kayıtlarıyla devreye alıyor. Doğum ölüm dedikleri Hak taht dünyaya inmedi artık; inme imkanı da yok. Süper İnsanlık Realitesi dürümlerindeki Kuranlar eksik ya da fazla, BİR için taht oluşturuyor.<br />

<br />

Men-i KA-HA olan, yani kadim olan Hak Toplumlar’ın enkarnasyonları dünyadadır. Ve bundan sonraki süreçte kadim kaynaklar dünyanın Rahmi Kuranları’nı tohumlayacaklar. Onları kotlayacaklar, tabiata kayıtlayacaklar. Çağrı üzerine indiler. Kadim KA-HA’lar, Levh-i Mahfuz’u yazanlar, önemlidir bu, daha evvel dünyanın kaynaklarını tohumlamışlar ve kotlamışlardı. Bugün yeni dönem için dünyaya çekildiler. Bunlar önemlidir. Sınırları kaldırdığınız zaman tüm birlikler sizinle olurlar. Önemlidir. Ve Ulular Diyarı bugün sizinle. Önemlidir. Türkiye çalışması çok önemlidir. Ekmek yapmaktayız dünyaya ve Türkiye’de yapılmakta bu ekmek ve pişirilip Göç Kürsüleri’yle tüm sessizliklere indirilmekte. Hasatı yapan dünya, yasaları da koydu. Bunlar bugün için çok önemlidir.<br />

<br />

Yeşilin özgür sayfalarının gücünün örtüsü örtülüyor ve kızıl sayfalarından ki bu yeşilin kızıl sayfalarıdır, maviye ulaşılıyor. Herkesin bu renge ulaşması çok önemliydi. Size daha önce de bildirmiştim. Herkes her seste kendi yoğunluğunda kızıl renkten öteye adım atarken kati tohumlamayla atar. Renk renk ilim yapılır. Kendi ses sayfalarınızda bütün ilmi kayıtlar renklidir. Maviden Rahmi Kuranlar’a ulaşırsınız, kati tohumlama yaparsınız. Ve yeşilden aldığınızı kızıl renkten aşırtır ve onun ötelerine, laciverte ulaştırırsınız. Doğal dünya bunu bilmez. Dün yarını yaratır. Mavi bugünse yaşamlarda herkes net bilir ki dün yeşil ve yarın lacivert.<br />

<br />

Daha da önemlisi men-i ilim. İlmin menni. Hepinizin bildiği gibi birçokları ilmi men etmeye çalıştılar. Dediler ki “İlim Hakk’ın yoğunluğunda olsun. Harın koyuluğunda olursa ilim, Kuran’da olduğu gibi kırılma başlar.” Hatayı affedin ama men-i ilim Allah’ın tohumunda yoktur. Onda hiçbir şeyi men etme imkanı yoktur. Önemli olan dünya ve dünyanın ışığında kırılma bekleyenler renkleri kurutmaya kalktılar. Çünkü dünya yıkılmalı onlara göre. Dünya kontrolunu kaybetmeli. Kısırlaştırılmalı dünya. Ve dünyadaki yasalar yenilenmeli. Çünkü her şey kökten teknik olarak yetkin biçimde yenilenmedikçe dünyanın Işık Kotlama yapma imkanı yoktur. Bu yanılgıydı ki biz bunu Yer’den söz söyleyip Gök’te tabiat kayıtlayıp yeşil rengin ötesine ulaşıp Bütün’de KA-HAR Olarak Rahmi Tohumlar’ımızla , İlim Kayıtlarımızla çalışarak eserimizi yaptık. Bu eser, ilim hakkını veren bir eser oldu.<br />

<br />

Doğal dünyada her şey basittir. Öyle düşünülür. Allah’ın dediği de “Dünya her şeyi bilir, siz bir şey yapmayın, o zaten yapar.” Ve Dağlarım, dünya her şeyi bilir de ilmi bilmez. Bu kesindir. Dünyaya ilmi hakimler verir. Ve dünyada kendinden öteyi bilmeyen hakimi de bilemez.<br />

<br />

Değerliler, dünyanın Ruhsal Kuranları olan sizlerden tekno kotlamalar yapıyoruz şu anda. Bu kotlamalarla birlikte Bütün’e hizmet Birlik Tahtı’nda gerçekleşiyor. Koruma altında tuttuklarımız Bütün’ün güçlü devreleriyle buraya bağlandılar. Ve burada Bütün’e hizmet geri dönüş için yenileniyor. Yeni bir dönemin Kürz’ü güçlendirecek kayıtlarını devreye alıyoruz. Burada yapılan her açık çalışma ilim içindir. Dinleyiniz, eliniz Allah’ındır, bu kesindir. Ve bu El’le insan ümmi toplumların hepsini koruyabilir.<br />

<br />

Bedeni olmayan hiçbir yüce bu Meclis’te olamaz. Bunun anlamını da size izah edeyim: Dünya üstü varlık kotlarının çokları bedenlidirler. O bedenleri kendi yoğunluklarıyla elde ettiler. Dirilikleri kendilerine ait, yücelikleri kendilerine ait. Bizimle oluşları bunun için sorumluluklarındadır. Organlarımız olarak çok çalışırlar. Korkmadan bizimle olurlar, bilirler ki biz İlm-i Hak olan ışıklarız ve Bütün’e Gök sözü söyleyebiliriz. Düzen kurulurken herkesin burada olmasına istekli olunmadı. Neden olunsun ki? Dondurulanların çokları bu Meclise gelip kırıldılar. “Ölü” dedik onlara, onları yaşatmak istedik. Açılarını kapattık, tanrılaştırmak istedik. Ne var ki koruma altına alınmak istemediler. Koruma altına alabildiklerimizle Gök seslendirdik. Yolu açtık.<br />

<br />

Mikail dünyaya ilmi indirmek istemez. Niye istesin ki? Mikail ışığın tahtında değil ki. Amin. Ve dünya ilim istediğinde Mikail ışığını indirir ve ses katar. Ya sayfalarında ne var? Kuran. O Kuran’ı yazan kim? Yasalar. Yasaları koyan kim? İlim Sayfaları. Orada ilim Allah’ın ilmiyse biz orada iş yaparız.<br />

<br />

İyi ki dünya korundu. Buluşup dünya için ne olacağını sorguladığımız bir toplantıda şöyle dendi: Dünyada her şey çok basitçe gerçekleşecek. Sıkıntı şudur: Dünya ilmini bilen hiç kimse yok. Orada sıkıntı, Gök sözünün dünyada sözleştirilmemesi. Söz sessiz olduğunda ışık kırılır. Ve kırıldığı zaman hiçbir bilgi dünyaya temiz inmez. Biz o nedenle düzeni kuracak olan bir Bütün’ü dünyaya çekelim. O Bütün kimdir? Neden kürsülerini Gök sözüyle dürümleyecek güçte olmalı? Çünkü yol Allah yolu ve oraya varan her kim varsa ışıkla varmalı. Dahası o ışık Kaynak’ta bulunmalı. Yara bere almadan çalışılmalı orada. Korku kalmamalı. Hediyeler dağıtılmamalı orada. Herkese rüşvet dağıtır gibi hediyeler verip iş yaptırmak… Bunlar kırılma sebebidir. Ve dünyada yapılacak bu çalışmada kardeşlerimizin Gökler’e sözü olmalı ve demeliler ki Biz dünyayız. Siz bizi yönlendiremez, yönetemezsiniz. Ve dünya artık yularından tutulmamalı. Öyle bir görevdi ki bu, kimse bunu yapmadı. Herkes kendine kendini vermekten öte kendini kendinden çıkardı. “Biz kimiz ki?” dediler. “Biz ölüyüz, bilmeyiz” dediler. “ Biz korkuyuz” dediler ya da “Korkmaktayız” dediler. Herkes korkmakta. Haa, korku nedendir? Ekip olamamaktandır. Yürek bulamamaktandır. Ölüp gitmektendir. Ve Değerliler, işte dünyanın hali buydu. Ve bugün geldiğimiz noktada görevli kotlar dünyaya indiler. Ve dünyanın yüceliklerinde her şey net olarak açıklanıyor. Düzeni kurduk. Kurulan düzen ağır yükü hafifletti. Ekip haline geldik. Sesli bir çalışmayı devreye aldık. Bu çalışma eşiğin aşkıyla yapılıyor. 400.000 tane Kuranımız dünyaya indi. Bunların çoğu henüz çok küçükler. Ama yeni dönem için hazırlıklar yapılıyor. Onların çokları da ışık tohumlar olarak birlikleriyle kendilerini kayıtlayacaklar. Bu 400.000 tane tohum ağır yükü hafifletmek üzere hazır edildiler. Sistem-Nizam- Düzen güçleri de dünyaya inmekteler.<br />

<br />

Bedir’i bilirsiniz, Bedir. Bedir büyük bir savaştı. Ve Bedir’de Kuran olmak isteyenlerin çokları kendilerini tohumlayamadıklarından kontrolları kayboldu. Bedir’de kırıcılık çoktu. Ve biz Bedir’i hak edenlerle bu çalışmayı başlattık. Bedir’de erkek kadın kontrolsuz biçimde kusurlarıyla ışıktan çıkarıldılar, kırıldılar ve kurudular. Onları yenilemek gerekliydi. Ve bugün artık Bedir Biz’iz ve dünya Biz’iz. Bu kesindir. Kuran-ı Kerim der ki “Erkek kadın insan olsun ve yolu açsın.” Dünya birlik kurdu. O yücelik insanın ışığında kayıtlıydı.<br />

<br />

Yekdiğerleri, herkes, İslam dinin ışıkları, birlikler, hepimiz BİR’iz. Örtüleri örtmeyin, yüreğiniz ışısın. Biz dünyayız ve yeni dönemde dünya yetkin kotlarıyla her bir sayfayı yeniliyor. Bu yenileyişin sonucunda örtüler açılacak ve tüm evrenlere ışık yayılacak. Bu yayılan ışık tüm kotlarınızla sizleri kendi sayfalarınıza bağlayacak. Bu sayfalar kendi sistemlerinizdir. Kendi yıldız sistemlerinizdir. Ve oraları ışıtacaksınız. Her biriniz kendi mükafatınızı, kendi yoğunluğunuzla çerçeveleyip bütünlüklerinize kayıtlayacaksınız.<br />

<br />

Birçok mini atomik bütün var ve bu mini atomik bütünlerin kendi toplumları var. Her birinin kendi çalışma sayfaları var. Çokları teknik kotlamalar yaparlar. Ve biliyorsunuz ki o teknik kotlamalarla hatalar da yapılır. Yapılan hataların çokları mükafatsız bir dönemi başlatmıştır. Onların da kendilerini kayıtlamaları ve yaşamlara çağırmaları gerekir. Sizler bunun için de dünyadasınız. Erkek kadın, biliniz ki dünya Tanrı’nın Ruhsal Kuranı’nın tohumlandığı tek kaynaktır. Gürz’ün en yüce kotudur. Ve dünya dışında başka bir ışık yoktur ki bütün kürsüleri kotlasın.<br />

<br />

Eğer “Ben varım, benim dışımda hiç kimse yoktur” diyorsanız bu çalışmada hiçbir anlamınız kalmaz. Eğer “Ben varım ve herkes bende vardır” diyorsanız, ölümünüz artık yoktur. Korkmayın, erkek kadın insanız biz. Öksüz yetim bırakmadık dünyada. Bütün kötülükleri aştık. Dürenlerin tohumlarıyız. Ve Dağlarım, Gürz’ün kontrolu bu çalışmalarla Birleşik Işık’tan gerçekleştirilecek. Yasalarla yenileniş başlıyor tüm Kürz’ümüzde. Bu sadece bizim Kürz’ümüzde yapılacak bir çalışma değildir. Atlanta Ana Kaftanları giyildikten itibaren bütün Kürzi kayıtlarda da bu yenileniş başlayacak. Kürzlerin yenilenişidir bu.<br />

<br />

Beta Platformları oluşturuldu bilinir. Bu Beta platformları Alfa tohumlarının kontrolu için gerekliydi. Ve bunun neticesinde Alfa kaynakları Beta’nın tahtına ulaştılar. Beta Gök sözü söylemeye başladı. Bilir misiniz ki Beta Kaynaklar Alfa toplumlarla kotlandı? Ve yeni dönemde yeni Kürzlerin yaratımı beklenmekte ise de yeni Kürzlerin yaratımına gerek yoktur. Alfa kotlamalarla Beta’ya ulaşan dürümler artık tüm kaynaklarını kendi yoğunluklarıyla dillerken bütün görevlilerimiz Kürzleri kaynaklarıyla teknik olarak yaşamlara kattıklarında her biri beta titreşimsel sayfalarını dilleyecekler. Ve dünya gibi diğer kürsüler de Beta Kuranı’na ilimle geçecekler. Bu yeni bir titreşimsel oluşumdur. Beta Titreşimsel Oluşumu. Ve beklenen Kürz halkaları yenilenmeyecek. Mevcut Kürzlerin titreşimlerinin yükseltilmesidir olacak olan ki bu Beta titreşimin teknolojik tohumlamalarla Bütün’ü etkilemesi anlamına gelmektedir.<br />

<br />

Sema’ya ses vermeniz kolaydır. Sığ dünya yenilendiğinde derin bir dünya olur. Ve bu derin dünya Birliğin tabiatındaki derinliğe vardığında her nefes dünyanın ışığında tüm sayfaları diriltir. Dirilmek Allah’tandır ve sizlerin hasatınız olan o çalışma beşirin kaynağında olur. Ölümün ardında umman vardır. Ummana vardığınızda Altın Toplumlar olarak Kaynak’tasınız. İşte Kaynak’ta her şey yasaların ışığıyla katidir. Ve tohum olarak mevcuttur. Korkmayın, çıkmayacak yürekler dürümlerden. Çünkü dünya, eşiğini aşmıştır. Bundan sonraki süreçte teknolojik kotlar Birlik tahtında bulunacaklar. Onların yüceleri dünyamızı ziyaret edecekler. Bu ziyaretler bedensiz olacak. Bedenli ziyarete iznimiz yoktur. Bu kesindir. Eğer bedenli olarak dünyayı ziyarete gelirlerse KAP-RA-KA-HAR olan ışıklar ocaklarını kontrol eder. Nefesleri kalmaz. Buna isteğimiz de yoktur. Dünyanın Kuranı’nda bunlar var.<br />

<br />

Ve değerliler, uçuş halinde olan Gök cisimleri şu anda bizlere kulak veriyorlar. Dünyayı dinliyorlar şu anda. Nefesimizi algılıyorlar. Soruyorlar: “Nesillerimiz ne diyor?” diye. Ocaklarına deyin ki “Ölmedik. Dinleyin, biz yüreklerde hakimler olarak kotlayıcıyız.” Bizi dinliyorlar şu anda. Soruyorlar, “Haz duyduk” diyorlar. Haa, işte bu! Allah dedi ki “ Öksüz yoktur dünyada, biz dünyadayız, olgun başaklarız.” Öksüz yoktur dünyada. Korkmayın, yasaları koyduk. Hülasa ışıklardayız biz. Savaş başlamadı Can. Biz savaştan değil aşktan söz ediyoruz şu anda. Biz yarından söz ediyoruz. Masamız dünya. O masada biz, diğer yoğunluklarda sizler. Tüm kürsüler, hepimiz BİR’deyiz şu anda. Biz dünya masası ve sizler Orionlar, Ameriumlar, Siriuslar ve diğerleri, yüz binlerce masa ve biz sizleyiz.<br />

<br />

Hadi Dağlar, ummana ulu Kuranlar olalım. Hadi Canlar, ışığa kaynaklar olalım. Bütün’e hususi çalıştırıcılar olalım. Biz namaz zamanlarında katiyiz. Hasattayız. “Nefesimiz çok iyi” diyorlar. “Ölmedik, yaşamdayız.” Sorumlulukla çalışmışız ama kaynağımızda kendileri yokmuş, peki ne olacakmış? Allah size bizden değil, sizden söz etsin. Biz her yerde varız. Ya siz kendi yüreğinizde var mısınız? Bakın bakalım, Hak mısınız? Aktınız mı? Kervanda mısınız? Şavkınız HA mıdır, yoksa KA mıdır? Hala mı, hala mı yolcularımızı dinlemeye çalışıyorsunuz? Barı kapatmadık henüz, bardayız. Canlarım, Kaynak’tayız. Tohumlarımı vermemi istediler. Dediler ki “Ver bakalım kimler varmış.” Buyurun alın, hepsi bizdedir. Haa, diyorlar ki Sirius’u temsil eden, Hak İlmi’ni dilleyen ve isim zikretmem… Söz sestedir. Biz isimsiz çalıştık. Herkes kendindedir. Buluşma anında bildirirsiniz. Bugün size izin vermem. Tembih ettiler, dediler ki “Oradaki hiç kimse hangi sistemden gittiğini bildirmeyecek. Bildirirse kasalarında ışık kırılır. Bunun içindir ki izin yoktur. Burada çalışan herkes kendi bütünlüğüyle çalışır. Emin olun. Ve o Bütünlük bu Bütünlük’le eşit çalışır. Olgun başaklar sizlersiniz. Ve burada oluşumuzun tek sebebi sizlerin yoğunluğunuza inmekti…”<br />

<br />

Dağlarım, bugüne kadar yaptığımız her çalışma birliklerimizle oldu. Bundan sonra yapacağımız çalışmalar da birliklerimizle olacak. Bu birlikler dünya örtüsünü örtecek olan birliklerdir. Herkesin kendini hak ettiği bir dünyada bizimle yapılacak bu çalışma Kaynağın tahtından yapılacak. Işığımızın nefes olarak dünyaya inişinde Bütün’ün Gökleri ve Bütün’ün Yerleri kesin olarak, Birleşik Işık olarak bizimledir. Süreç içerisinde kendi yürekleriyle birleşecek olanlar da buraya inecekler. Doluluk boşluk değil diyoruz, ululuk. Hepiniz Kuran olarak Bütün’e hizmetçisiniz ve sizlerle olmak bizler için büyük bir onurdur. Hepinizi saygı ve sevgiyle kucaklıyoruz dostlarımız. Sevgilerle. Amin.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;

 

ATLANTA ANA KAYNAĞI'NDAN BİLDİRİDİR:<br />

<br />

(09.09.2012 İLM-İ İNSAN SEMPOZYUMU'NDAN)<br />

<br />

Nesiller boyu dünyanın rükusunda sizleri izledik. Her birimiz kendi yüreklerimizle dünyaya umutla baktık. Hepinizi net olarak tanıyoruz. Çok büyük sorumlulukla çalışıldı dünyada. Ve bugün gelinen nokta, hasatın yapılması ve Kaynağın tohumlanması ile başlayan sürecin sonudur.<br />

<br />

Gök söz söyledi, hepiniz dillediniz. Ve bugün artık görevi devraldık. Hepimiz birleştik ve görevi devraldık. Bu devralmak ağır ağır Gökler’e kendi yüreklerinizin, kendi hakikiyetinizin dillenmesi anlamına gelecek. Hata yapıldı mı? Yapıldı bugün burada. Bir hata yapıldı. Dondurulanlar vardı bugün burada ya da kontrolsüzler vardı. Haa, hadi cevaplayın. Bugün hata var mıydı? İşte bu. Samanyolu Galaksisi hep size bunu diller. Der ki “Bugün şu oldu, bu oldu.” Ve sizden beklenen sadece cevaptır. Olan hiçbir şey yok. Olan kontrol altındadır. Siz ne verirseniz verin; bilişte olan, hak ettiğinden öte olan, hasatında kendini, kendi yüreğini dinler. Verdiğimiz tüm bilgilerde bu vardır.<br />

<br />

Korkmayın; har yükseldi ve yol, Kulluk İlmi’yle bütünlendi. Hatalar affedilir. Hepinizin yaptığı da affedildi. Hadi yanıtlayın. Böyle bir şey yok! Yok böyle bir şey! İşte bu Canlar! Ve sizler bunu net olarak bilenlersiniz. Her şeyi kontrollü verirsiniz. Size biz ne verirsek verelim, siz doğruyu bilirsiniz ve doğru olan kesindir. Bugüne kadar hep bu böyle olmuştur ve bugünden sonra da hiçbir zaman hata yapılmayacaktır. Bu sizin için ve bizim için malum olan bir haldir.<br />

<br />

Dini terminolojide denir ki "Kurtarılmak, Bütün'de, Hakikiyet'te ve yoğunlukta kurtarılmaktır." Yahu kurtaran sizseniz, kurtuluş sizin için hiçbir mana ifade etmez! Çünkü siz BİR’e hizmettesiniz. Kesindir. 4 Gök sözü söylendi dünyada ve sizler BİR’e hizmetçisiniz. Söz insan, 40 kapıda ışık yoğunlaştıran yine insan ve BİR’e hizmet eden insan. Ölüler Diyarı olan dünya yenilendi. Her şey böyle çalışılır. Veririz, veririz, veririz. Alan kendini alır. Kesindir. Her şeyi söylediğimiz zaman neyse hakikiyetinizdeki, siz onu seçip dillersiniz. Doğal dünyada bu normaldir ama çoğu birlikler kendi yorumlarını katarlar bilgiye ve bu yorumlar kontrolsüzse eğer, kantar sınırsızlaşır ve kaydı kırar. Sonra da kotlama yoğunluğunu kaybeder. Bütün bunları bilmenizi bekledik. “Doğal dünyada çürüme başladı” dedik. Ve dediniz ki “Yok böyle bir şey!” Yoktur. Kesindir. Netice: Siz bilişteyseniz, bizim verdiğimiz sizin için anlam ifade etmez. “Ölü dirildi” dersek “Diridir zaten” deyin. Kesindir.<br />

<br />

Her resim Allah'ın resmi olsun isteriz. Bütün'e Hakim-i Hak olup kendinizi katmanızı isteriz. Işıklarınız dünyayı aydınlatsın isteriz. Ve biz Allah'a diri olarak varanları isteriz. İşte sizler dirilersiniz. Bu kesindir.<br />

<br />

Çoluk çocuk dünyayı izliyor. Ölüydüler, dilledik; diriydiler, dinlettik. Her biriydik. Birleştik. Ve biz hepsiyiz. Kesindir. Şikayet yok. Süper İnsanlık Realitesi Derneği bugün güçlü bir çalışma yaptı. Doğru mu? Haa, tohum. Öyle mi? Haa, Kaynak. Ağır ağır bileceksiniz ne yaptığımızı. Biz size bildiririz de hangisini seçmeniz gerektiğini siz bileceksiniz. Sınırları kaldırdığınız zaman her şey biliş halinde dünyada dillenir. “Bugün çok mutluyuz” diyorsanız, korkmayın, her şey net olarak iyidir.<br />

<br />

Büyük Kökler dünyanın Ruhsal Işıkları’yla birlik kurdu. Çok mutluyuz. Kurtarıcı ışık Yer’e indi. O ışık biziz. Hepimiziz. Ölüler dillendi. Oh, oh, oh… Ölü dinlenir ama dillenmez. İşte yanlış bilgi! Sanal Boyutlar’da her türlü bilgi dünyaya verilir. Ve sizler net olarak ayrıştırıcı olmalısınız. Her bilgiyi kabul etmeyin! Son dönemde çok aşırı bilgi yağmuru devreye alındı. Kökler Göksüz kaldılar, kısırlaştılar. Ve biz dedik ki “Bu bilgi yağışında kök, Gök olur. Ama söz ses yoksa o bilgide, kontrol yoktur.”<br />

<br />

Hepinizin bilmesini istediğim bir konu, söz ve ses ışıktadır. Sevgililer, bilgide söz ses olmaması, bilginin ışıksız olmasıdır. Hata yapmayın, bilin! Herkes bilsin, dünya Ruhsal bir Kuran’dır. Bunu kesinlikle bilin! Dünyada Kutsal Işık yanar. Kesinlikle bilin. Ve dünya men-i hakikiyette kendini hasata hazırladı. Hakikiyeti men etti. Sizi düşünceye sevk etti. İşte bu şekilde sizler kendi yoğunluğunuzda kendinizi kayıtladınız ve dillediniz. Bu bir hakiki kotlamadır.<br />

<br />

“Öksüz yetim” dedik. “Yok,” dediler. “öksüz yok.” “Olmaz mı? Olur” dedik. “Yoktur” dendi. Haa, istek mi, gerçek mi? Bildik ki gerçek. Her zaman bu tür bilgilendirmeler yapılır. Ve doğru bilgi ya da yanlış bilgi biliş halinde teknik olarak hak edilir ve ayrıştırılır. Burada bulunan sizlerin bunu bilmenizi bekliyoruz. Çok özel çalışmalar, çok özel tabiatla yapılır ve tohumlarla yapılır. Öyle çok güçlendiniz ki bugün, daha çok sizlerin kendinizi dilleyeceğiniz bir servet kayıtlamasında yine sizlerle olmayı arzu ediyoruz. Hepinizin şunu bildiğini düşünüyorum: Burada servet kayıtlıyoruz. Hani Nüsa Serveti diyoruz ya, yaratı kayıtlıyoruz; OLmuş olanlarla. Ve OLmuş olanların hakiki tahtlarıyla yeni dönemi kayıtlıyoruz; hasatı yapmış olanlarla.<br />

<br />

Çerçevesiz bir çalışma yaptık yine bugün ve çok büyük bir güç kotladık. Mutluyuz. Ulu bir çınar dünya oldu ve biz o çınarda yol açtık. Hepimiz birleştik. İş oldu. Bu iş, ışığın işidir. Hepimiz işçileriz. Ama bu işçilik ışık işçiliğidir. Hepimiz Kaynak’tayız. Ve Kaynak’ta ışık, tabiatın tahtındadır. Orada Bütün’e biz kotlama yaptık. Süper İnsanlık Realitesi ve diri olan güçlü kotlarımız, hepinizi saygı ve sevgiyle kucaklıyoruz. Bir hafta sonra ben dünyanın başka bir yerinde olacağım… 17’si, doğru. Ve o zaman bu Meclis bizimle birlikte orada olacak. Hepinizle birlikte Amerika’ya yolcuyuz dostlar. Amerika bizim için hazır. Biz oradayken bu Birlik orada olacak. Semayla birlikte ve tüm kotlarımızla. Okumayı bilmeyenlerin ışığı oraya varamaz ve sizler oradasınız. Mutlaka semayla ve sizlerle gidilecek.<br />

<br />

Ve bilmenizi istiyorum ki semininiz küldür, Bütün’dür. Ve oradaki tohumlama bu Meclis’te olacak. Aslan Kapısı’dır dünya için San Francisco. O öz görevin yapılacağı, görecek olduğumuz en güçlü ışığın yanacağı bir kapıdır. Orada muktedir bir ilim yapılacak. O ilmi yapacak olan, Bütün’ün toprağından yapacak. Ve oraya hasat olmaya değil, haz olmaya gidiyoruz. “Eğer ki gövdemiz buradaysa yüreğimiz orada olur mu?” dediler. Yüreğiz hepimiz, oradayız. Muhakimler de orada bizimle olsun istedik. Mutlulukla birleşik olarak gidiyoruz. Netice olarak ben Ana Kaftanım, siz Ana Kaftansınız. Birlik Ana Kaftan. Biz kati olarak Bütün’üz. Nefesimiz her yerde var da ocak olacağız oraya. Şimdilik bu.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

ALTIN İNSAN SEMPOZYUMU<br />

<br />

SAAT : 10.30-12.30<br />

<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Fulya SİMAVİ<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

MODERATÖR : Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

1.OTURUM : 11.00-12.30<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

1. İlker ELAL<br />

I.E. Networks CEO’su<br />

“BEN YEPYENİ BİR DİNSEL BİLİNÇLİLİĞİN BAŞLANGICIYIM”<br />

<br />

2. Ali GÖKCAN<br />

Ar-Ge Danışmanı<br />

"DÖNGÜSEL İNSANLIK TARİHİ"<br />

<br />

3. Rasim ODABAŞI<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

“NEFSSİZ AKIL, NEFSSİZ SABIR”<br />

<br />

4. Deniz İNCEKAŞ<br />

Ekonomist<br />

“ATLANTA”<br />

<br />

5. Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

"İSMAİLİLER VE İMAM HASAN SABBAH"<br />

<br />

ARA : 12.30-13.00<br />

<br />

2.OTURUM : 13.00-15.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI :Gülseren Uskuri Akcanlı<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

6. Erim ERGÜN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği ve Yaşam Koçu<br />

"YENİ DÖNEMDE BİRLİĞİN TOHUMLANIŞI, DÜNYANIN IŞIMASI.."<br />

<br />

7. Seçkin Geçgel GÖKCAN<br />

Medya Mensubu<br />

"İLAHİ AŞKI ARARKEN"<br />

<br />

8. Alaaddin AKÖZDOĞAN<br />

Bilimsel Araştırmacı<br />

"ALGILARIMIZ, FARKINDALIKLARIMIZ VE ENERJİ BİLGELERİ İLE İLİŞKİLERİMİZ”<br />

<br />

9. . Deniz SERTBARUT<br />

Nefes Eğitmeni<br />

“KENDİNİ SEÇMEK”<br />

<br />

10. Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

"ALLAH İLMİ"<br />

<br />

<br />

ARA :15.30-15.45<br />

<br />

Soru/Yanıtlar :15.45-16.30<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları :16.30-17.30<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

Tarih:12.Ağustos.2012<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu (tadilat nedeni ile giriş yandandır.)<br />

Saat: 10.30-17.30<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

TEŞEKKÜRLER<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

DÜN YAPILAN ALTIN İNSAN SEMPOZYUMU HAKKINDA:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dün aramızda olan ve destek sunan tüm Dostlarımıza sonsuz teşekkürler. Unutmayın 09.09.2012 Pazar günü yine ayni yerde toplanıyoruz. Yeniden birlikte olmak dileğiyler, Sevgiler...<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çalışmayla İlgili Öz Açıklamalar:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dostlar, Dün yaşamların dürümlerinde yaptığımız çalışmaya destek olmak üzere aramızda olan tüm Dostlara, Birliğimiz ve Bütünlüğümüz adına çok teşekkür ediyorum. Her derenin bilişle aktığı bir gündü dün ve dün, sözün sesin üstünden çalışıldı. Ses ve söz yeterli olmadığında; Ocak, Kürsüden çıkar ve daha yüksekten yangına dönüşür. O yangın, Bütün’ü kuşatır ve Yaratan’a güç katar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yaratan; insan ve İnsanın Kuranı’dır. Hepimiz bütün kütlenin ışığında, yeni bir yaşama güç katan Birlikler’le yasal çağrıları dün de yaptık. Ve dünkü çalışma, Yaşam Kotlanmalarından daha güçlü olan; yaşam Sayfalanışından da güçlü olan, Altın Tohumların topluluklara katılışıydı. Çok mutluyuz ki başımız eğilmedi.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Artık yeni samanlar (sarı renkte titreşenler) ve yeni bitkiler (yeşiller) oluşmaya başlayacak. Saman, başarılı dönemlerden geçtikten sonra yaşamlarda yeşillenme başlayacak. Ve daha sonra yeşillenen bitkiler, yeni bir dönemi başlatacaklar. Tohumlanacaklar ve Yerin Kürsüleri haline gelecekler. Ondan sonraki daimiyette o yeşillikler de yeniden ve yeniden kotlamalarla Bütün’e hizmet edecekler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu günden öte bir yaşam sayfalanışı olacak ve o günlerde, Yeni Zaman Kaynakları, Tanrısallıklarını Dünyaya indirecekler. Övgü ve yergi olmayacak yine. Herkes kendini bilip çalışacak. O zamanlarda da yeni Kürsüler’in değerini bilecek, kükreyen kaynaklarında umman olacak ve yol açacak üreyenler bulunacak. Arı, balını bilgiyle bildirecek. Bal olup diri yüreklere inecek ve diri yüreklerde; her bilişi ve hak edişi, dinden üstün bir yüksek Kot’la yaşamlara akıtacak. İşi başardığında bir Cevheri Kot olup artık dünyadan çıkacak. Şimdilik bu...<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sevgili Dostlar, Dün “Yolcular”ımız ve “Yolda Olanlar”ımız ve biz “Yol Olanlar”, birleştik ve zaman kontrolunda Gök Sözü söyledik. Yer ses verdi ve dilledik. Herşey müthiş bir zaman olgunluğu ile gerçekleşti. Ve zaman Nefes oldu, Bütün olduk. Şimdilik bu...<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Hepiniz hepimiz BİR’e hizmetçiyiz. Ve zaman, BİR’dir. Hepimiz BİR olduk ve TOHUM olduk. Oğul verdik Hira Kuranı olan Birlikler’in ümmi tahditleri’nden aşıp geçtik. Mutluyuz ki hak ettik. Şimdilik bu...<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Her “Dere İnsan” bir İlim Hakimi’dir. O İlim Hakimi olan, birleşirse hak eder ve can kotlar. OL-uşur, AL-ışır, AK-ışır ve zamanı yaratır. Zaman bir can olur ve tohum eker. Ektiği kendi olur. Şimdilik bu...<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

ALTIN İNSAN SEMPOZYUMU (12.08.2012) 1. OTURUM<br />

(1. AKIŞ)<br />

<br />

Demişler ki “Dünya ışığın tohumunu ekti.” Yavrularım insan, Tanrı’nın Kaynağı’ndadır ve ışığın ta kendisidir, kendinden kendini ekmiştir. Dediler “İnsan Rahmi Kuran’dır.” Ah canlarım! İnsan yasanın kaynağıdır.<br />

<br />

Değerliler, biz Rahman Kuranları olarak bugün sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kökleriniz güçlenmiş, yüreğiniz dillenmiş ve sizler ve bizler Birleşik Işıklar olarak, ışıklar halinde bugün, BİR’e hizmet için yetkin kaynaklarla birleştik.<br />

<br />

Ekmek Allah’ındır ve ekmeği hak eden yer. Aklın yoğunluğunda Hak Tohumlar bugün burada bizlerledirler. Miraç, Allah’ın tahtından, Aklın Tahtı’na varanların yaşam sayfalanışındaki kelam tabiatlarındaki kaynaktan dolayıdır. Ve bu kaynak, bu Meclisin Teknik Tohumu’dur.<br />

<br />

Altın Tanrı İnsan… Biz bugün “Altın Tanrı İnsan” diyoruz. Altın Tanrı İnsan, Ruhsal Mahrek’in en güçlü yoğunluğudur ve bu yoğunluğu hak edip de buralara ulaşan birleşenler bizimdirler ve biz ocakları yeniliyoruz.<br />

<br />

“Tanrı, Din Tekniği’ni diller de insanı dillemez.” diyorlar. Öyle mi? Yavrularım, insan kendinden kendini diller. Tanrı’nın Rahman olan Kuranında insan, kendi kaynağındadır.<br />

<br />

Birlik Ailemiz bugün burada ağır yük taşıyor. Bu yük, bilimin yüküdür; ilmin yüküdür; akli hakiki yoğunlukların yüküdür. Bütün’e hizmet birlikte oluyor ve sizlerle bugün burada yeni bir çalışmayı yaparken hatasız bir çalışma yapmak üzere Bütünlükler’imizle birleştik.<br />

<br />

Din dışı bir çalışma yapılıyor burada. Bunu kesin olarak bildirmek istiyorum. Sınırları kaldırdığınız zaman sanılır ki burada dinsel bir çalışma yapılıyor. Yok yavrum din yok! Biz dinin diriliğinin örtüsünü örttük ve tohumlarımızı kontrol ile Bütün’e kayıtladık. Din ötesi bir çalışmadır yaptığımız. Kendini, kendi yüreğini ve kontrolunu kurabilenlerin birlik haline gelmeleriyle ilgilidir yapılan çalışma.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitap insandır ve Biz, insanın kendini tohum olarak dünyaya ekişini sağlamak istiyoruz. “Örtüleri örtmeniz değil açmanız gerekir” dendi. Biz yoğunlukları tohumlarken geçmişi örttük, geleceği açtık.<br />

<br />

Tahtın sahibi İlim Ailesi’dir. Ve o taht, İnsanın Tahtı’dır. Büyük kökleriniz temiz olsun istedik. İşgal olmasın istedik. Yüreğinizin en yüce kotu olan Birliğin Teknik Kaynağı’nda ilim olsun istedik ve biz beşirin eşiğinden öte olan ışığın kaynağında İmparator İnsan’ı istedik ki bu insan ağır ağır göklerin süzülen ilminden öte Kaynağın Işığı’ndan geçiyor. O insan artık sizsiniz.<br />

<br />

Yalnızca insan dünyanın sırrını çözebilir. Bu kesindir. Din Tohumları, insan sınırının altındadır. Bu kesindir. İmparatorluk İlmi’ni bilebilen, sağın ve solun kaynağı olan tek “İnsan”dır. Ve insan, kendini hak edip de tahditsiz biçimde dünyaya çektiği zaman, işte o insan Birlik kurar.<br />

<br />

Bellek Kapları’nızı dünyaya indirmeniz kolay olmadı. Hepiniz Dünya Dışı Kaynaklar olarak dünyaya inmiştiniz ve dünyaya girişinizde hepinizin kendi yüreklerinizde kendi yoğunluklarınız vardı. Ve bugün artık kendi “Na-Har”, “Ka-Har” dediğiniz yoğunluklarınızla dünyada ışık halinde çalışacaksınız.<br />

<br />

Allah der ki “Ölüler diriliyor.” İşte bu!... Hepiniz ölüydünüz ve dirilme sürecine girdiniz. Diriliş, bilincin açılışıdır. Eğer sizler “Ben olgun bir başağım” diyorsanız, işte dirilmişsinizdir. Eğer sizler “Ben Has olan ışığım” diyorsanız, işte yüreğiniz kendi yoğunluğuyla kontrol içindedir ve dilinizde, Bütün’ün sesi vardır. Ve eğer sizler “Ben, Allah’ın Dağları’ndan biriyim ve buradayım” diyorsanız, tohumlarınızın en güçlüsü sizde siz olup dillenecek. Eğer biz size görev vermişsek görev size sizdendir.<br />

<br />

Ekmeğimiz, hepimizin ekmeği birdir. O ekmek aklın ekmeğidir. Din dışı bir çalışmadır bu yapılan. Özellikle bunu sorgulayanlara söylüyoruz. Ellerinizi kapılara ulaştırdınız ve o kapıları açıyorsunuz. Açtığınız kapıların ardında kendi yüreğinizi bulacaksınız. Ve o yüreğe vardığınızda, yine kendinizden kendinize, kendi yüreğinizden dürümlerinize ineceksiniz ve kendi yaşamlarınızı dinleyecek, dilleyeceksiniz.<br />

<br />

Geçmiş dönemlerde Dünya Dışı Varlık Boyutları’nın, dünyada sesleşmesi kolay değildi. Bunun içindir ki dünyaya Gökler söz söyleyemiyordu. Gök dışı varlık sayfaları okunuyordu. Ne var ki ışık yoktu o sayfalarda. Bugün artık dünya, kendi dürümlerinden, kendi yüceliğinden kendini hak etmiş ve dünya ötelerine ulaşmıştır.<br />

<br />

İkna olunuz ki biz dans etmiyoruz burada. Kayıt yapıyoruz. İlmin kaydıdır yaptığımız.<br />

Eril Güç dünyanın ışığını yenilediğinde dişil dürümlenir. Dişil dürümlendiğinde, ışık kotlanır. Işık kotlandığında, yasalar konulur. Yasalar konduğunda Bitişik İlim yapılır. İşte Bitişik İlim birlikte yapacağımız ilimdir.<br />

<br />

Erkek (Eril Güç), Gök’te yoktur. 20. Dürüm’den itibaren erkek devreye girer; Ata Kaynaklar’a ulaşılır… Değerliler, erilin dişile güç verişi Bütünün Kürsülerinden ilmi hak edişiyle mümkündür. İşte Ata Kaynaklar ki biz bunlara, “Rahman kotlaması yapmış olanlar” diyoruz, örtüleri kaldırdığı zaman ilme girer. İlme girdiğinde ekibe girer.<br />

<br />

Dağlarım, akışa geçtiğimiz zaman 5 Gök Sistemi devreye iniyor. Bugün bu sistemlerin her birisi, har yükseltilerek, Işık Kayıtlarıyla kontrol altında akış yapıyor. Bu nedenledir ki sessizce bu bilgileri verişime izin verin. “Bu bilgiler din ötesidir” dedim. Ne var ki din, ilminin dışı değildir. Şimdiye kadar hiçbir çalışmada böyle bir sistem gerçekleştirilmemişti; Dünya, tahditli biçimde Gökyüzü Canlarını algılamaya çalışmıştı. Burada bizler Gök’ten ilimle yere iniyoruz. Cismi çalışma değildir, ilmi çalışmadır ve hakiki çalışmadır yaptığımız.<br />

<br />

400.000 Kati Tohum ektik dünyaya. Bunların her biri yeşerecek, biliyoruz ama Altın Toplum’un kendini hak etmesi gerekiyor.<br />

<br />

Değerliler, resim (yaşamın, geleceğin, zamanın resmi) yaparken herkesin bilgisi gerekir. Biliyorsunuz, Fulya ilim yaptı. Resmi ilim… Her bir resim bir ilimdir. Ve orada ışık yandı. Hepinizin kendi resimlerinizi bilip yapmanızı bekliyoruz. Biz çelik çomak oynamıyoruz Canlarım. Işıkla kontrollu biçimde kayıtlanıyoruz ve kati tohumlama yapıyoruz burada. Bütün emeklerimiz dünya içindir.<br />

<br />

Yeni sayfalara geçip o sayfaları okumaya başlarken de birlik halinde bunu yapmamız gerekiyor. Örgüt, dünyada iş yapan Birliğe denir. Biz dünyada iş yapmak üzere örgüt halinde çalışma yapıp bu kotlamayı sürdürmek istiyoruz.<br />

<br />

Değerliler, 2027 yılına kadar bu çalışma sürecek. 2027 yılından itibaren tahditsiz yeni çalışmalar devreye girecek. Bizler o dönemde dünyanın ışığından çıkmış olacağız. Ne var ki bu çalışmayı yapmamız şarttır ve gereklidir. Din tahditli çalışanlar, bizi anlamakta zorlanabilirler. Çünkü onlar, deyin ki Allah’a hizmetçidirler, ne var ki aklın yolunda değildirler. Ve Allah İlmi yoktur onlarda. Onlar için daha güçlü çalışmalar gerekirken köklerini kontrol edemediklerinden kendilerini tohumlayamadılar ve kardeşlerimiz geçiş yapamadılar. Geri dönüşleri yapılıyor.<br />

<br />

Zaman, ikiye ayrılır: Eksi zaman artı zaman. Eksi zaman geçmişe geçişi, artı zaman geleceğe geçişi gerçekleştirir. Sistemin tahditli bilgilerinde bunları size açık ve net bildirmek istedim. Dünya, teni Hak olanlarla Birlik kurar. Ten, Tanrısal Tekniği bilendir ki o tartısız biçimde Tanrısal Örgü’dür. İşte yaşam sayfalanışı bu Tanrısal Örgü’yle gerçekleşir. Ve örgü, kürsülerin en güçlüsünden yapılır. Aklın yoğunluğuyladır örgü. Dünyaya geri gelmek kolay değildir. Bu nedenledir ki gerçek çalışmaların Hak Tohumlar’la yapılmasını istedik. Ve Hak Tohumlar sizlersiniz.<br />

<br />

Karnaval çalışma değil burada yapılan. Bunu sorgulayanlara açıklama yapmak istiyorum. Olgun başaklar BİR’e hizmet için bir araya geldiler. Olay budur. Kimse kimsenin ışığının dışında değildir. Hepimiz tek bir ışık altındayız şu anda. Altın Toplum, ilim hakikiyetinde, ses Levh-i Mahfuzu'ndan bilgi veriyor şu anda. Ve bizler burada buyurun bunun için toplandık. Nefesimiz daha güçlensin diye bu ön akışı yapmak ihtiyacı duydum. Daha sonra tekrar konuşacağım. Bu nedenle kesiyorum, hepinizi kucaklıyorum. Hepiniz hoş geldiniz.<br />

<br />

2.AKIŞ<br />

<br />

(Açıklama: Peker SELÇUK’un, “İsmaililer ve Hasan Sabbah” konulu konuşmasından sonra isimleri zikredilmeyenler sitemde bulundular ve aşağıdaki akış gerçekleşti.)<br />

<br />

Değerliler, BİR’e hizmet Birleşik’te ilmin hasatıyla mümkündür. Bütün’e hizmet, ışığın tahditsiz tabiatında mevcut olan bir haldir. Memlük süperden süperdi ama bugün Memlük'ü seslendiremedik burada Babamız! Evet, onlar da seslendirilmeyi talep etmişlerdi...<br />

<br />

Dağlarım, Memlük, ilmin tahditli Kutsal Işıklar’ından değil aklın tohumlarındandır. Bu nedenle onların da sesinin burada dillenmesi gerekirdi ve ne var ki baba Peker bizi atlamış…<br />

<br />

Kelam aklın tabiatında mevcut olan bir ışıkla dillenir. Biz diyoruz ki “Maya tutmuştur.” O biz, biz oyuz. Koran toplumları da bugün sizinleydiler ve size kendi yücelikleriyle, Birlik Tekniği’yle seslendiler. Ekmek bizim yüreğimizindir ve bugün burada hepimiz BİR' e hizmetçiyiz.<br />

<br />

Çakıl taşlarından da söz etmek isterim ben size bugün. Ekmek, İnsanın Tanrısal Kaynağı’nda mevcut olan bilginin hakkı olarak hepimize dağıtılmış ise de çalı çırpı gibi kendilerini hak etmeyen birleşenlerimiz de var. Onların kendilerini dilleyebilmeleri sorumluluklarındadır da bugün buraya katılamayanlar çoktur. Bizzat bizler, dünyanın resmi çalışmalarını yapmadık o dönemde. Ama bugün buradayız.<br />

<br />

Mum dünyanın Ruhsal Kuranı’nda yazar, ışık verir ve ışığın kaydıdır. Ama mumu yakmadan o mumdan ışık alma imkanı yoktur. Değerliler, sevgililer, lütfedin de bizleri de dilleyin bu Meclis’te. Bizler de kendi Yüceliklerimizle birleşelim ve hak edelim. Tanrının Ruhsal Kaynağı’ndan sevgiyle kayıtlayalım Yücelerimizi ve akalım. Hepimizin dileği budur; akmak, BİR’e akmak. Emin olun ki gerçek Altın Toplum o zaman olacaksınız. Eğer hepimizi dileyebilirseniz; bizler müspet, menfi her birimiz Birleşik Işık olarak sizlerle olabileceğiz.<br />

<br />

Din İlmi’nden üstün bir ilimdir Birlik İlmi. Bunu da biliyoruz. Hepimiz biliyoruz da insanlık ailesi çok güçlü olmalıdır. Toplu çalışmaların herkes için önemi büyük olsa da Bütün’e hizmet olmadıkça o toplulukta yol açılamaz.<br />

<br />

Eğirin yüreğinizi, ilminizi dilleyin, görün bak neler olur orada. İlim aklın yoğunluğuyla dillenmedikçe yasaları hak edip de koyma imkanınız olamaz.<br />

<br />

Dağlar, yarınları hak edebilmek o günlerin kürsülerine varabilmek, muktediriyetle mümkündür. Muktediriyetse Has Teknik'ledir. İkna edici olmanız değil ikna edilmeniz de gerekir çoklukla. Ve sizin için yapılan en önemli çalışma, herkesle bir olabileceğiniz çalışmadır. Bugün burada olan her bir yüce, tek bir İlim Ailemiz olduğu zaman, bu Göç Kürsüsü, Bütün’ün gücünü taşıyabilecektir.<br />

<br />

Biz dünyaya ekip halinde gelmemiştik, ışık halinde de gelmemiştik. Siz ekip olup geldiniz. Bu önemlidir. Eğer harınız yükselir de yüreğiniz tohum olursa bunun neticesinde beşirin eşiği aşılır ve yoğunluklardan Bütün’e varılır.<br />

<br />

Çatı kurulmuştur, bu kesindir. İlim Ailem dünyanın Ruhsal Mahreki olabilmiştir, bu kesindir. Ve bütün kötülükler aşılabilmiştir, bu kesindir. Dal budak salmıştır yücelikler, bu kesindir. Ve bilmekteyiz ki doğan gün yenidir ve bugünün Birlik Tekniği dünden ayrıdır. Doğulu-Batılı farkı artık bitmiştir. Sizler yeni Tün Kayıtları’sınız, yeni derelersiniz ve yeni ekmeklersiniz. Sizden tek isteğimiz var: İlim, ilim, ilim!... İlmi hak edin, harınızı yükseltin ve yoğunluğunuzda Bütün’ü kotlayın ve yaşamları kayıtlayın ki yeni dönemlerde hepinizin görevi, kendinizden öte olan kendinizde Birleşik Işığı yakmak olsun.<br />

<br />

Etki alanımız bugün çok geniş değil. Sebebi de bugün burada farklı Tabiat Kotları’nın bulunmasıdır. Bugün sınırlı sayfalanış yapıyoruz. Eğer dünkü çalışmaya katılan, bugün burada olsaydı şöyle derdi: “Dün daha güçlüydük, bugün niye böyle?” Niyesi, herkes bugün kendine kotlanıyor. Bu önemlidir. Dünkü çabamızda her bir yüce BİR’e kotlanıyordu. Bugün yeni dönem çalışmamızın ilkinde her bir Yolcu kendini kotlayıp kayıtlıyor. Her bir Yolcu; Bitki, hayvan ve tüm sessiz sayfalara inebilecek düzeye ulaşmalıydı ve bu sağlanıyor. Yasaların namaz sayfalanışındaki gücünün örtüsü örtülüyor. Yeni görevlilerimiz, yeni cevherlerimiz kendi kotlarıyla işgalci olmayan Birliklerle dünyaya iniyorlar.<br />

<br />

Ölülerin yenilendikleri bir dünyadayız. Dünya işleyişinde her ölü yeniden ölür ve yeniden ölür. Her biri kendinden kendine ölür ve bir an gelir ki artık o ölüler, Bütünün Kürsüleri’nden giderler ve kendi tabiatlarında kendilerini hak edip BİR’e hizmetçi “iş” olurlar. Her biri bir iş!… İşte yapabileceğimiz bugün artık budur: BİR’e iş olmak. Hepimiz hepimize değil, BİR’e iş olmak. Artık her bir yoğunluk kendiyle BİR’e iş olacak. Ölümün ardındaki hakikiyet budur.<br />

<br />

Ölüm ağır yüktür. Dünyaya göç, ölüme göçtü. Ve dünyadan gidiş Hak Teknik’le BİR’e gidiştir. Ve BİR’de siz hepiniz teknik olarak yaşamlarınızı kayıtlayacağınız bir ayrışmaya gideceksiniz. Orada bir tek “BEN” vardır: İnsan… İşte o her birimiz olandır. İşte “BEN” olmak budur.<br />

<br />

Yaşamlara Gök süzüldü ve bugün size iş verildi: Bilgi… Bu bilgiyi okutun. Ölmüşüz, okumuşuz, bilmişiz ki biz yaşamlara dönmüşüz. Şimdilik bu.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

ALLAH İLMİ <br />

Av. Nezire SELÇUK ALTIN İNSAN SEMPOZYUMU (12.08.2012) <br />

<br />

Temiz bir dönem başlıyor demiştik. Hepimiz BİR’e hizmetçiyiz ve hepimiz kendi yüreğimizden kendimizi teknik kotlamalarla dürümleriz. Her kim ki “Ben varım” der, o vardır. Her kim ki “Ben hak ettim” der, o hak etmiştir. Bunu kesin olarak bildiniz. Müntezile İlmi’ni bilirsiniz. Müntezile kaderle ilgili bir takım Seyfullah Kotlamaları yapmıştır. Kaderi programı Tanrısal Koyuluğuyla kendince dillemiştir. Ve ona göre kader, kendinden kendini hak edip dileyebilmekti. Bilmekti ve hak edip kayıtlamaktı, oldurmaktı. Ama oldururken de topyekün bir olduruştan değil kısmi olduruştan söz etmekteydi Müntezile. Ve derdi ki “Kader kendini hak etmektir ki hak etmeden Hak Teknik’le kendini tohumlayamazsın, yaratamazsın ve kantar olmak dahi mümkün değildir kendinden kendine.” Değerliler, bilir misiniz ki bizler hepimiz Müntezile Kotlamaları’yla bu çalışmaları yapıyoruz? <br />

<br />

Nedir, nedir yaptığımız? O gün yaratılan, bugüne tohumdu ve kotlandı, kayıtlandı ve çerçevelendi. Yani dün, bugünü var etti ve biz bugün tahditsiz bilgi kayıtlarıyla yarınları yaratacağız. Hepimizin Mürcehil Kaynakları’nda, bu bilgilerin olduğunu bilmemiz gerekir. Bütün'e hizmet için çok çalışmalar yapıldı dünyada ve bu çalışmaların çokları da kotlandı, katlandı, tahditlendi ve Dünya İlmi için yaşamlara katıldı. Olgun başaklar bugün artık kendilerindekileri dillemelidirler. “Ben Bütün’e hizmetçiyim, ben hak ettim ve var ettim” diyebilmeliyiz. Din, insanın ışığında yoktur; kendinde vardır. Işık bilgidir. Eğer bilgiyi hak etmişseniz ışıkta bu bilgiyi kendiniz yaratmışsınız demektir. Her nesil kendinde kendini var eder ve hak edip varlığında tabiata indirir. Bütün çömelmiş ve bizi seyreden dünya ötesi yoğunlukların türleri, bugün burada kendi kayıtlarını okumaya çalışıyorlar. <br />

<br />

Bu nedenledir ki bizler bilgi paylaşıyoruz ve onlar bu bilgilerin, hangilerinin kendi tohumları olduğunu izliyorlar. <br />

<br />

Tıpkı Müntezile gibi ve tıpkı diğer kaynaklar gibi. Çoğumuz yarınları kayıtlıyoruz bugün burada, ama dünden kayıtlananları da dilliyoruz. Önemli olan bilmektir, bilmiş olmaktır. Bilgiyi hak etmek ve tahditlemektir. <br />

<br />

Çok zordur bilmek. Bunu kesin olarak açıklıyorum. Çoğunuz “Ben hak ettiğimi var ettim” diyorsunuz ama hak etmek var etmek için yetmez. “Vakti gelir var olur” diyorsanız, olur mu bilmeyiz. Belki olacaktır. Belki… belki olacaktır ama olabilmesi hak edişinizle mümkündür. Din, insanın teknik kaynağıdır. Tekniktir din. Verirsiniz ve dersiniz ki “Şu, şu, şu ve şu olursa şu olur.” Yani toplarsınız, çarparsınız, bölersiniz ve sonucu tahmin edersiniz. Hatta dersiniz ki “İşte bu!” Yani çarptık, böldük, ortak sonsuzlukta kendimize ait bir ışık yaktık. Yaktığımız bizim kendi kaydımızdır. Çoğunuz dersiniz ki “Ölü dirildi. Ölü insan dirildi.” Nerede dirildi? Yüreğinde. Bildi. Biliştir diriliş. Ve Dağlarım, her dere kendinden kendine akmaz, çokları BİR’den BİR'e akar. <br />

<br />

Yani ben BİR’im, hepimiz BiR’iz. Ama Birlik Tekniği’nde birliği hak etmek ayrıdır. Çoğunuz sorar durursunuz, “Herkes, herkesten farklı, hani nerede Birlik?” diye. İlimde!… İlim!... Birliğin tahditsiz ilmi ya da hak edip tahditlenen ilmi. Her biri, Birleşik İlmi, Hakk’ın ışığıyla dürümler. Yani Sultanlar, sizler, hepimiz, Birleşik Aile olarak kendimizi var ettik. Var ettik ve hak ettik. Ölüler dirildi. Bugün buradayız. Tanrı Rahman’ın Kuranı’dır. Dersinizi ki “Oku!” Kim okur? Allah okur. Siz Allah ve Allah siz. Sizin dışınızda bir can yok. Okuyan yok, okuyan sizsiniz. Ölgün, hakim ya da Hak Teknik’le kendinde olan. Hepsi birleşik. “Ben cemaatimi göreve aldım” der. Cemaat kendi. Gök sözü söyleyen o kendi. Biz ve bizim dışımızda hiç kimse yok. Öyleyse eller, ilimde kati tohumlara vardığında o tohumlar, BİR’in tohumları olur. BİR'in tohumları bilgi kotlar ve o kotlanan bilgi yaşamlara kayıtlanır, iner. Yasalar bu şekilde konur. BEN ömür boyu çalıştım ve tek bir şey yaptım. Bilgiyi kayıtladım. Öyleyse BEN yarınlara kati olarak katıldım. <br />

<br />

Yarın BEN’imdir. Çünkü ben yarına kendimi kattım. O bilgi BEN’im. BEN’im dışımda bir bilgi yok. BEN nefesin insan sayfalarından bir kayıtım. Oradayım. Orası BEN’im kendi yüreğim. Ve BEN’den başka bir ben, BEN’de değerli olamaz. Ama her BEN, bir tek BEN’de ve bütün BENLER’in tekniğinde BEN 7. Dürüm. Teknolojik tohum olan o BEN herkesim. İyiler ve kötüler değil birleşenler. BEN, BİR’im. Sizler BİR’siniz. Hepimiz tek tek BİR’iz. Ve insanız. İnsan Rahman olan, Kaynak olan ve hasat olana denir. BEN hasatım, harın Hakk’ı olan ışık. Hepinizim BEN. Ölmüş müydüm? Ölümüm yoktu benim. Dünya ötelerinde dahi yoktu. Ölmüş müyüm? Ölümüm yoktu çünkü BEN artık tohumum, yeni bir tohum. Yarınım BEN. Hadi gelin yarına hak edip tohumlanalım. Ölmüş müyüz? Ölmüş olamayız. Çünkü yarında varız. Hepimiz yaşamların kaynaklarındayız. <br />

<br />

Yarınlardayız. Dinden öte bir dille, Hakikiyet’in Hak Tekniği’yle ve birleşerek BİZ yarınız. Bunun ötesi yok ki! Savaş Allah’ın İlmi’nde olmaz. Savaş yolcuların kendi yüreklerinde olur. Allah İlmi’nde savaş yoktur. Biliştir o. BEN bilişteyim. Hakiki bilgiyi hak edip dilleyebilen ilimim BEN. Ölmüş müyüm? Yoo! Çünkü bilişteyim. Biliş; harın, Hakk'ın yoğunluğundaki ışımadır. Değerliler, Dünya 2. dönemine geçti demiştik. <br />

<br />

2. Dönem. Bugüne kadarki dönem 1. Dönem’di ve bugünden itibaren yeni dönem 2. Dönem. Yani içinde bulunduğumuz zaman dilimi ve yeni döneme bu Gök Sözleri’yle geçişimiz… Peki Dağlarım, neden 2. Dönem de bilimsel çalışmaların çok aşağı düzeyde olduğu 1. Dönem değil? Çünkü 1. Dönem’de kimse kimseyle ilgilenmedi. Herkes kendindeki bilgiyi kendinden kendine hak etmeye çabaladı. Bu 1. Dönem’di. Ben bilgiyi biliyorum. Benim başkasına ihtiyacım yok. Çünkü ben hasatımı kendim yaptım. Yolumu kendim açtım. Işığımdayım ve BİR’e hizmetçiyim… Yahu BİR’e hizmet, yasalar çerçevesinde yapılır. Herkes, kendini hak etmeli ve Has olup kotlamalıdır, tabiata katmalıdır ki ilim yapsın. İlim olmadıkça, Has Teknik’te kendinden öte kendi olsa da yüreği, biliş olmadıkça; hakikiyete ulaşma imkanı yoktu. Bunun içindir ki bilgi, Allah İlmi’dir. <br />

<br />

Her bilgi mi? <br />

<br />

Her bilgi Allah İlmi’dir. “Ben dara düştüm” dediğiniz zaman; “darlık” ilimdir. “Ben hak ettim, görev yaptım, ışığım kotlandı, baştan beri yaptıklarımın ötesine ulaştım…” İşte bu dahi bir ilimdir ve Allah İlmi’dir. Hepimizin her an söylediği sözler. O sözlerin kendi yoğunlukları ve o yoğunlukların kayıtları ve ışıkları ve biliş. İşte Allah’ın İlmi budur. “Hak Teknik’te Allah, savaşı kaybetmez” denir. Çünkü o Hak’tır. Biliş halindedir. Ve her bilgiyi kendince diller. <br />

<br />

Tartmaz Yücelikler’i ve der ki “Ben kendimdeyim, bilişteyim, hak ettim ama ne var ki Bütün’e hizmet ekip halindedir.” Dağlarım, insana öksüz yetim denir. Neden bilir misiniz? İşte bundan. Kendini hak ettiğinde; bilişe vardığında; BİR’e hizmet ettiğinde, artık öksüz olmayacaktır. <br />

<br />

Çünkü birleşip kayıtlanacaktır Bütün’e. <br />

<br />

Değerliler, mektep kurduk dünyada. Ölü dirilsin diye. Ölü dirildi. Bildik, öldük. Amin ama bildik ve dirildik. Bilişteyiz. Bu diriliştir. Hani Kuran-ı Kerim der ya “Herkes mezarlarından çıkacak. Kıyamet…” İşte diriliş, biliş. Bilişten başka bir şey değil diriliş. Değerliler, önü ardı olmayanlar, Bütün’e hizmetçiler, İmparatorluk kotları, tahditsiz ilim sayfaları, hepiniz BİR’e hizmetçisiniz. Mektep kurmak önemlidir. Zaman sayfalamak içindir mektep kurmak. <br />

<br />

Hadi zamanı da tartışalım sizinle, nedir zaman? Lineer zamandan söz etmiyorum. Birleşik Işığın tohumlanışından söz ediyorum, bilginin kayıtlanışından söz ediyorum. Herkesin kendini yaratışından söz ediyorum. Sema sizi dinliyor şu anda. Yaratıyoruz, yarınlarda kendi yağmurlarımızı yağdırarak, BİR’e hizmet ederek. Hak edip Kaynak olarak. Yaşamları tohumluyoruz ve kendimizi yaratıyoruz. Yanıp tutuşuyoruz öz görev için. İşte görev budur, yaratmak. Yarınları hak edip tahditsiz biçimde yapmak. Tıpkı Müntezile gibi. Bugünleri hak edip var etmediğimde bugünler yarınları kayıtlayamaz. Bir süreçtir bu. <br />

<br />

Zinnur’un tabiata çekilişi. Yarınların toplum için var edilişi. Ve dünya bir biliştedir bugün. Yeni bir biliştedir. Hepimiz bir tek bilişteyiz: İnsan İlmi’nin bilişi. Ve ağır yüktür bilmek. Dünyaya ses vermeye geldik. Bu ses, hepimizin sesidir. Bir tek ses… İnsan… İnsan, nesillerinin kendinde olduğunu bilerek görev taşır. Hepimizin nesilleri kendi yüreğimizdedir ve hepimizin nesilleri kendi genlerimizde, DNA’larımızdadır. Bütün bilişler, o genetik kayıtlarda mevcuttur. O bilişleri hak edip horlanmadan bu bedenlere sahip olabilmişsek eğer, bu beden bütün geçmiş yaşamlarımızın bir yekünüdür. Ve biz bu yekünle dünyadaysak eğer, ilmin harı olarak, kendimizi hak edip yarınlarda Birler Kapısı'ndan geçirebiliriz. Hadi gelin Birler Kapısı’nı da açıklayalım. <br />

<br />

Nedir Birler Kapısı? <br />

<br />

Erdin ama ergin misin? Aktın ama hak ettin mi? Oldun ama haa… okuttun mu yüreğini? İmparatorluk Gök’ten söz ister, ses verir. İşte bu!... Her ne yaparsak yapalım biz bizden biz olabildik mi? Üreyen dünya bugün sizi dinliyorsa eğer dünya dahi bir bilişte, hakiki Kaynak’tadır. <br />

<br />

Ve dünyayı hepimizin bilişi olarak kabul edin. <br />

<br />

Biz dünyadayken dünya biz, biz yürekteyken yürekte biz olan o yeni bir biz ve hepimiz bir tekiz Canlar. Dağlarım, dünyanın Ruhsal Mahreki olarak bugün size sizden seslendim. Ama biliyorum ki bugün buraya varan her Kürsü, Allah’ın dediğini demek üzere geldi ve ben kendi yüreğimden seslendim şu ana kadar. <br />

<br />

Şimdi artık Bütün’den sesleniyorum: Üzerinizde her ne varsa Allah İlmi’yledir. Ve bizim için önemlisiniz çünkü Bütün’ün Kürsüsü olarak buradasınız. Hakikiyet'in Kuranı’nda bu bilgi vardır ve bu bilgiyi hak etmeyenler, burada kendi yürekleriyle kendilerini tahditleyemezler. Hepinize bir tek şey söylemek istiyorum: Ölülerin dirilmesinde, Bütün’ün kürsülerinde BİR’in Kuranı var ve bu Kuran ağır yüktür. Sevgililer, Levh-i Mahfuz’dan bilgi vermek isterim bugün size. Şu anda en geç 2 ay içerisinde yeni çalışmalar başlayacak. Hadi gelin, bu çalışmadan söz edelim. Niye bu bilgileri açık açık veriyorum? Çünkü Levh-i Mahfuz hepimize ait ve oradaki bütün bilgiler ağır yüktür bizler için ve biz bu bilgileri paylaştıkça hepimizin yüceliğiyle bu bilgiler okunur ve anlatılır. <br />

<br />

Öyleyse biz tahditsiz biçimde Levh-i Mahfuz olarak buradayız. <br />

<br />

Herkes kendini okuyabilir. Öyle mi? Hadi okuyalım. Ben okudum, ölüydüm dirildim. Bu bir diriliştir. Hepimiz ölüleriz ve dirilebiliriz ilimle ve bilişle. Bunu diliyoruz biz. Herkes ölü mü burada? Ölü var mı? Yok! Yoktur! Ama bilişteyiz hepimiz de; öyle değil mi? Öyle… O halde dirilik ilimden ötedir. Dirilik ilimden ötedir. Hala anlayamadınızsa izah edeyim: Birlik Kaynağı’na ulaştınız. Birler Kapısı’ndan aşıp geçtiniz. <br />

<br />

Harınızı yükselttiniz. Örgütsünüz. Öksüz değilsiniz, birliktesiniz. O kapı hepinize açık ama bir tek sorun var. Kim ekmek yapacak? Burada hepimiz mi yapıyoruz ekmeği yoksa bir tekimiz mi yapıyoruz? İşte bakın hepimiz dillendik. O halde hepimiz birlikte ekmeği yapıyoruz ve o ekmek BİR’in ekmeğidir. Bugün burada bulunan herkes, BİR’in ekmeğinin hamurudur. Ve burada bulunan herkes o ekmek için buradadır. Birler Kapısı’ndan geçen herkes BİR’in ekmeğinin hamuru olmaya geldi. Ve yoğrulduk, yoğrulduk, yoğrulduk ve hepimiz tek bir hamuruz, bir tek hamur. BİR olduk. Sözden insan olmaz. İmparatorluğun tohumlarından insan olur. İşte birleşmektir İm-pa-ra-tor tahdidi. İmpüslerin Rahmi Kuran’da bir tek iş yapması, Rahman olması ve Bütün’e hizmetleri, ortaklık. <br />

<br />

Hepimiz bu nedenle buradayız. Öksüz yetim değiliz çünkü birlikteyiz. Haa, nesillerimiz hepimizin kendi DNA’larında kayıtlı. <br />

<br />

O halde biz tüm nesillerimizle buradayız. Ve hepimiz kendi nesillerimiz ve onların tahditsiz kotları ve BİR’e hizmetçi olan, hep birleşenlerimiz, daimiyetimizde bulunanlarımız… <br />

<br />

Öyleyse Bütün’e hizmet başlıyor. <br />

<br />

Ayda bir kez bu çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar Rahman Kuranları’nın, Bütün’e hizmetleri için yapılmaktadır. Kaydını yapamayan kayda gelecek buraya. Okuma bilmeyen okumayı sökmeye gelecek. Okumak ilmi okumaktır. Biliş olmadan okuyuş olmaz. <br />

<br />

Örtü örtülmeyecek Yücelikler’in hiç birisinin yüreklerine. Erkek kadın, ilim için burada olacağız. Allah diyor ki “Nedir Altın İnsan?” Altın Tanrı, tartısız ışık… O herkes, herkes olan, gerçek insan. İşte gerçek insan BİR’dir. O bizdir, hepimizdir. Ve o gerçek, çerçeve çizmeyendir. Yani verdiği bilgiler sınırsızdır. Sınır çizmek isterse, o sınır birlik halinde çizilir. Dönün bakın yüreğinize. Hanginiz görevinizi kendi yüreğinizde, teknik yaşamlarınızda, birlik halinde yaptınız? Yürek yarınlar için yaratılır, yapılır. Ve bir TEK’tir yürek. Hani “Mahrek” deriz ya, hepimizi kuşatan. İşte yürek odur. Her bir yaşam kabımız, kendi kalbini yürek diye bilir. Yürek mahrekte Tüm’ü kotlar, toplar, kayıtlar ve yarınlara katar. Olgun Başaklar’ı bulur ve onlarla çalışır. Ölüler ölmüşler ve onlar büyük kökleriyle dürümlenmişler ve gerçek kürsüleriyle birleşmişler ve dinleşmişler ve gelmişler bizleşmişler. Her resim insanın değildir. İnsan, Namaz Sayfaları’nın ışığıdır. Orada yaşam vardır. Namaz ilme namazdır. Bildiğiniz beden namazından söz etmiyorum. Elin Allah’ınsa sen BİZ’sin. Ölüm gelmez yüreğine çünkü sen BİR’sin. Ben sessem sen yüreksiz değilsin ki bizler, Allah’ın tahtında olanlar, yasaları koyanlar, yenileyenler, yücelikleri dilleyenler, BİR’e hizmet edenler… Mümtaz insan iş yapar. İşte biz işçileriz. Her birimiz, İlmin İşçileri’yiz. Ölüm, Ümmi Toplumlar’ın kendi yoğunluklarında hak ettikleridir. Biz Ümmi Toplumlar’a bildiririz ki kendinizi hak edin, Hak olun, yaşayın! Yaşamak budur. Sultanlar, dönün bakın, biz siziz. Ama bugün yeni bir gün. <br />

<br />

İnsanlık Alemi yeni bir kaynağa ulaşıyor: İlmin Kaynağı… Bunun için size hep ilimden söz ediyorum. Örtü örtülecek geçmişe ve geleceğe ulaşılacak. Geçmişe örtü örtmek ve geleceğe ulaşmak, gelecek zaman sayfalarını kayıtlamak ve oralara Birlik İlmi’ni Hak Teknik’le katmak... Önemli olan budur. Dönün bakın; insan hala tohum ekiyor. Ektiği bilgisidir. İnsanın bildiğidir ektiği. Ve dağa taşa bildirin ki ölü dirildi. Bugün artık ölü dirilmiştir. Örgüt haline gelmedikçe bilişe ulaşamazsınız. Bilişle ulaşmadıkça Has olup akabilmeniz mümkün değildir. Akmak için de Kaynak olmanız gerekir. Kaynak olmadıkça ekmek yapamazsınız. Ve ekmek olabilmeniz akmanızdan da önemli, okumanızla ilgilidir. Herkes kendini okuduğu zaman ekmeği kendi olacak. Canlarım, hepinize kucak dolusu sevgiler, saygılar. Bir tek şey daha söylemek istiyorum ki üzerinizde hiçbir yücelik yok. Bu çalışma en güçlü çalışmadır. Bunu hepinize açık ve net veriyorum. Bundan başka, insan sayfalarında Kati Tohumlama yapan başka bir çalışma yok… Ulular Diyarı’nın uluları olarak doğanlar, herkesin kendinde olduğunu bilerek geldiler ve o dünya toplumlarına inenler, bugün artık bizim yüreğimizdedirler. Şikayetimiz asla olmadı sizlerden ve sizlerin de bizlerden şikayeti olmayacağına kesin olarak inanmaktayız. İşte bu. Şimdilik bu… ------------- Buranın ışığı çok farklı bugün. Farklı bilinçler farklı dürümlerden kendi tahditsiz ilimlerini dillediler ve biz hepsiyle her bir yürekle birleşip, Bütün’e hizmet ettik bugün. Ölüler Diyarı, artık Diriler Diyarı olacak, bu çok önemlidir. Bilirsiniz ki dünya tohumdu ve dünya bugün artık kutsal bir yaşam kaydı olacak. Dünya bir candır. O biz, biz odur. Ve dünya üstünde yaşam sürenlerle birlikte candır. Hepinizin net bildiği gibi üzerinde yaşam sürenlerin kendi kaynakları, kendi yoğunlukları, kendi tabiatları dünyayı biçimlendirmek üzere değer kayıtlar ama hiç kimse şunu söyleyemez; “dünyanın hiçbir değeri yoktur.” Dünya çok büyük bir Kuran’dır ve biz dünyayı okuyabildikçe kendimizi okuyabiliriz. Çünkü dünya bedeniyle buradayız. Ve biz, yine bu bedende, kendi yoğunluğumuzda hak ettiğimiz kendi Öz Kotlarımıza da sahibiz. Yani, gelişimizde o kotlarla geldik ve o kotları, dünyaya kot olarak kattık. Dünyayı mayaladık aslında. Ama dünyadan da hak edip bilgi aldık. Dünya biz oldu, biz tohum olduk. Ölüler Diyarı’na can kattık. İşte bu… Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

ATLANTA ANA KOTLAMASI<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SAAT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30 – 12.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Nergis ŞAHİN<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Bahar UMURTAK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 11.00-12.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.Rasim ODABAŞI<br />

<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

<br />

"ŞUUR, İRADE, İDRAK"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2.Peker SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

"GÖKSEL İRŞAT"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3.Alaaddin AKÖZDOĞAN<br />

<br />

Bilimsel Araştırmacı <br />

<br />

"ALGILARIMIZ, FARKINDALIKLARIMIZ VE ENERJİ BİLGELERİ İLE İLİŞKİLERİMİZ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4.ERİM ERGÜN<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

"ATLANTA TOHUMLAMASI"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 12.30-13.00&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 13.00-15.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5. Fatoş TANYÜ<br />

<br />

Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği<br />

<br />

“NASIL POZİTİF DÜŞÜNÜRÜZ”<br />

<br />

<br />

6. Azrak BEYAZ (Muhammed Ken'an)<br />

<br />

Düşünür ve Araştırmacı Yazar<br />

<br />

“İSLAM’IN BİLİNMEYEN YÖNLERİ”<br />

<br />

<br />

7. Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

"ARININ BALI"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 15.30-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tüm katılımcıların karşılıklı SORU/YANIT ve PAYLAŞIMLARI<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu,<br />

<br />

Tarih: 8 Temmuz 2012, Pazar<br />

<br />

Saat: 10.30 – 17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sempozyum herkese açık ve ücretsizdir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

<br />

İstanbul<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tel: 0216 348 95 59

 

08.07.2012<br />

ATLANTA ANA KOTLAMASI<br />

SEMPOZYUM’DAN ÖZ AKIŞLAR…<br />

<br />

(1)<br />

<br />

“Atlanta Ana Kotlama Programı”, başlamadan önce kısaca size bu program hakkında açıklama yapmak istiyorum, Öz Akış’la…<br />

<br />

Etki alanını geçişgenleştirdikten itibaren, Birlik Toplumları, kendi kotlarını, kendi Tabii Kayıtlamaları’nı yapmak zorundadırlar… Dili ilim ile dillenenler, kendi yoğunluklarında Birlik kurarlar. Her bir yol, Allah’ın Yolu değildir. Çoğunuz zannedersiniz ki her şey Allah’a hizmettir. Ağır ağır her bilgiyi size bildirmek zorundayız. Her bilgi, ağır ağır açıklansın ki her anlaşılmaz husus anlaşılsın.<br />

<br />

Hepimizin Dünya Toplumu olarak burada bulunuşumuzun tek bir nedeni vardır. İlim… İlim, hepimiz için zorunluluktur. Sonsuz sınırsız ışık halinde dünyaya çekilen bütün köklerimizle, bugün sizinle insanlık adına ilim yapmak istiyoruz.<br />

<br />

Ümmet, İnsan Kuranı’dır. Herkes kendini, kendinden öte kendinin ümmeti sayar. İlimin aile ilmi olmadığı, ilimin İnsan İlmi olduğu mutlaka anlaşılmalıdır…<br />

<br />

Bir çeşit kurtarıcı çalışmadır yapılan. Tanrının Rahman olan Kutsal ışığı ile Birlik kurulur. Hepimizin yapmak zorunda olduğumuz, kendi yağımızda kavrulmak değil, Birliğin yağında kavrulmaktır…<br />

<br />

Dünyanın tabiatı, İlmin Hakiki Tahditi ile Sistem tarafından kontrol altında tutulur. Bütün köklerimiz dünyada ışığa dönüştüğünde herkes har olur, han olur ve kendini kotlar… Dünyanın Kelam İlmi’ni kendi dili ile dilleyebileceği gün bugündür…<br />

<br />

Herkes, Altın Toplum’un kendisi olduğunu zanneder. Bizler, Aklın Tohumları olarak, Altın Toplum olup Göklerin Sesi’ni, Yerin Dili’nde dinlettik… Şikayetimiz var mı? Artık yok!... Her şey çok basitleşti, çok kolaylaştı… Çünkü ekran, hepimizi şu anda gösteriyor ki büyük köklerimizle dünyanın tahditsiz ışığında Birleşik Aileler, burayı izlemekteler…<br />

<br />

Çok mutluyuz. Mutluyuz çünkü Kutsal Tohumlama gerçekleşmiştir. Çok mutluyuz çünkü Rahman Kuranı kotlanmış ve Bütün’e hizmet başlatılmıştır. Çok mutluyuz ki 7. Dürüm’e geçilmiştir. Ve bu dürümde Bütün’e hizmet, sistematik olarak başlatılmıştır. Hepimizin yenilenme dönemiydi bu dönem ve çok mutluyuz ki yenileniş, Göç Kütlelerinin örtüsünü açan ışıklarca yenilenmiş ve yarınlara kontrollü biçimde geçiş yapılmıştır.<br />

<br />

Değerliler, İlim Ailem dünyadadır. Bu Aile İlim Ailem’den başka bir ailemdir ama İlim Ailem de dünyadadır. Dünya üstünde bir çok aileler var. O ailelerin hepsi Birlik Tekniği ile kotlanmışlardır.<br />

<br />

Ekrana sizleri veren BİR’in Teknolojik Kontrolünde hepimizin dürümlerinde varlık süren ışımadır. Bu ışıma, ekranda bizim Yüceler’ce dinlenmemizi sağlar…<br />

<br />

Hepimizin sıkıntısı, insanlık Soyunun Kuranı’nda okunup, okunamamamız meselesidir. Hepimiz İnsanlık Soyunun Kuranı’nda okunuyoruz şu anda. Kör sağır olmadığımız için Birleşik Işık haline geçişimiz mümkün oldu. İtibarı yüce olan Birlikler’in geçişidir bu. Ve hepimiz şu anda Ana Kotlama Programı’nın başlangıcındayız…<br />

<br />

“ANA KOTLAMA PROGRAMI” dediğimiz program, itibarı yüce olanlarla gerçekleştirilecek bir ışımadır. Korumanın, kalkanlar tarafından yapıldığı bir dünya gününden, artık korumanın Birlikler tarafından gerçekleştirileceği dünya gününe geçiliyor.<br />

<br />

Herkesin kendini koruyacağı dönem artık sona ermiştir. Bütünlükler siz ve siz Bütünlüklerce korunmaya alınıyorsunuz. Bu Bütünlüğün kotlanmış olmasından kaynaklanmaktadır.<br />

<br />

Herkes herkesin tek tek kotlandığını zanneder. Bu böyle olmaz. Bütün kotlanır. Kim ne yaparsa yapar. Ama kontrollü bir çalışmanın sonucunda Kati Tohumlama’nın akabinde Birlikler, kendi teknolojik kontrollerini kurarlar ve tohumlamanın sonraki sayfasında artık kotlama Tanrısallaşır.<br />

<br />

Şu anda olacak olan, olmuş olanların Birleşik Işımasının neticesidir. Kendinizi yüreğinizi ve Birliğinizi kendi tekniğinizle dillediniz… Son sözün söylendiği bu gün, bütün kökleriniz dünyadadır. Öksüz insan yok. Hepimiz BİR’iz. Bir tek İnsan, bir tek Işık, bir tek Yol… İşte o Yol, Bütünün Kuranı’dır.<br />

<br />

Bahçemiz güçlendi. Yüreğimiz güçlendi. Hasatımız tamamlandı. Işıklarımız kontrol altında… İşte mutluluk bu… Birçok tohum ektik dünyaya bu tohumların teknik olarak insana ilimle geçişi yapıldı. Kati olarak doğumun, ölümün Tobi Kotları ile yapıldığı bir günden, Kati Tohumların İnsan Soyu tarafından gerçekleştirildiği bir güne ulaştık. Muktediriyetle yaptık bunları…<br />

<br />

İsmim, RA-KA-HAR!... Bunu niye söylüyorum; şu anda verdiğim bilgi RA-KA-HAR Dürümlerinden, İnsan sayfalarına çekiliyor. Bu bilgiyi verirken, hepinizin net anlamasını istediğim bir hakikiyet var.<br />

<br />

Muhammet’in insanı da bugün bizimle olacak. Örgüt haline gelen ilim, bizimle hakiki olarak dillenecek burada. Okumayı bilenlerle bugün burada bu çalışma yapılacak. Okuma, Ruhsal Işığın okunuşudur.<br />

<br />

Herkes her bilgiyi çekip aldım zanneder. Okuduğudur aldığı. Bu bilgi, Ruhsal Işık’tan çekilir ve okunur. İnsan, resim yaparken de harını yükseltip yaptığı o resimde kendi yeni kürsüleri bulunur. Yaptığı resim, ışıktan yaptığıdır. Birçok ışıma gerçekleşir, bu çalışmalar esnasında. Işık Porları, Tohum Kotlar olarak dünyaya iner. Herkesin kendinde var olan o tohum Kotlar, Bütün’de dirilir ve dürümlenir. İşte yapılan çalışmalar, bu şekilde olur.<br />

<br />

“Biçare Dünya!” denirdi eskiden. Sıkıntı, tohumların kontrol edilememesiydi, Köklerin Kürsü olamamasıydı, yenilenişin yapılamamasıydı, Birliğin toplum için çalışamamasıydı. Zirvelerin tüm sessiz sayfalarında bu bilgiler net olarak bilinmekteydi. Altın Toplum, Dünyanın Ruhsal Işığı olarak, dünyaya çekildikten itibaren, “Bedenli” olarak dünyada bulunan herkes, “Altın Toplumun güçlü Kuranı” olarak dillenecek… Bu kesindir.<br />

<br />

Yeni Dönemde herkesin dillenmeye başlayacağını izleyeceksiniz. Eğer bir kişi “Ben harımı yükseltir de dillenirim.” derse, zannetmeyin ki O, Birleşik Işık’la dillenir. O kendi yoğunluğundan dillenir.<br />

<br />

Eğer birisi “Ben har oldum, Sanal Boyutların Işığı oldum. Hasım. Ağır yüküm, taşıyın beni.” derse, biliniz ki O, bizden biri değildir. Eğer birisi “Ekip oldum, Har olup, ışık yaktım, tabiata çaktım kendi yüceliğimi, Hakikiyet’e vardım.” derse, işte O bizimledir. Dün, bugün ve her Ümmi Toplum’un gücü olan, diri olan her diğer gün hepsi bizimdir.<br />

<br />

Sanılır ki Dünya Ruhsal Meclisi, Resmi Çalışmaları yaptığı zaman herkes kendince o çalışmaya dahil olacak. Yok böyle bir şey!… Herkes kendini hak edip dillemelidir. Herkes kendince Teknolojik Kotlama ve Tohumlama içinde olmalıdır. Kaydı tamamlamam artık mümkün olamayacak diye düşünüyorlar. Olgun Başaklar bizimleyse, kayıt tamamdır.<br />

<br />

Dağlarım, dört bin İlim Ailem var dünyada. Her biri bir Ailedir. Bunu da size açıklamak istiyorum… Bütün Aileler, Birleşik Işık halinde dünyada görev taşırlar. Her biri kendi Ruhsal Işığını yeniler ve yaşatır. Bizimle yapılan her çalışma, “Eski Dünyanın Ruhsal Işığı’nın gücünün” örtüsünü örter ve “yeni bir Dünya Kuranı’nı” devreye alır. Bugün olduğu gibi…<br />

<br />

Korkmayın! İnsan artık dürümlerinde kendini hak etmiştir ve Bütün’e hizmet edebilecek düzeydedir. Muktediriyetle bildiririz ki bugünkü çalışma, Arkon İnsan’la değil Rahman olan ışıklarla ve Hasat olan tohumlarla yapılacak.<br />

<br />

Değerliler, kontrol altında yapılacak bu çalışma, kendi yüceliği ile dürümlere çekilenlerle yapılacak. Hepinizin bildiği gibi Deniz, bugün konuşmacı değildi. Ama bugün burada ses verecek. Ocağını yenileyip görevini ona bildireceğiz. Çünkü Rahman Kuranı olarak, dört bin kişiden birisidir O… Bunu ona ses ve sözle açıkça bildirdik… Yürek, tekniktir. Ağırdır, Rahmi Kuran’dır. Katidir. Ve bizsiz değildir. Bilgi Altın bir ışıktır. Ve ışığı kotlayan Tobi Kayıtlaması’nı yapar.<br />

<br />

Estiğiniz zaman yolunuz açılır. Esin! Esin ki açın yolunuzu… Olgun Başaklar’ın dünyada “Işık Tohumlar” olarak görev taşıdığı bir günde artık akın! Akın ki harınızı toplum için kayıtlayın… Işığı yakın! Biz siziz! Sizden öte siz yok!... Bunu da bilin…<br />

<br />

Kelam, altın bir ışık halinde dünyaya indiğinde Bütün’e hizmet, bugünden öte bir dün gibi yenilik yapar. Dün, bugün, her gün bizim için Gök’tür. Süper İnsanlığın Gök’üdür.<br />

<br />

Göreviniz başladı. Hepinize saygılar sunuyoruz… Bu gün Arkonun Işığı’nın üstü bir ışıkla, Kelam Toplumları’yla yenilik yapıyoruz. Yeni Dönem başlıyor….<br />

<br />

Altın Toplum’un yeni Gökler’e ses veriş dönemidir bu dönem… Atlanta Otağının Tohumları burada koruma altında değil, “Koruyan” olarak görev taşıyacaklar… “Koru beni!” demişti, Yüceler… Biz Ocağız! Koruyan kendinden kendini korur.<br />

<br />

Biz okumayı öğretmeyiz. Okuma bilenlerle çalışırız. Estiğimiz her anda yerimiz Gök’tür… Şükür ki Et’e giren Biz’de Biz olup görev ister. Şikayetimiz bitmiştir… İnsanın namazı kılınmaktadır… Bu namaz artık Gökyüzü’nün, Rahmi Kuranları’na kotlattığı namazın üstü olan, Rahmanın Toplumları’nın, Kuranları’ndaki kaynağın, Rahman olan Kutsal Namazı’dır.<br />

<br />

Artık biliniz ki Merkez Gök, Merkez Yer birlikteliği kurulmuştur. Merkez Gök, eksozu olmayan bir gökyüzü cismi gibidir. Öyle hızlı gider ki “An” laftır onda… Sadece inişi gerektiğinde iner.<br />

<br />

Bahar Gökyüzü’ne ses verdi ya mutluluktur bizim için bu…. Her şey, her şey çok kolay be yavrularım… Her şey çok kolay. Yetkin olmakla başlar her şey… Sizleri mutlulukla kucaklıyorum… Sevgiler hepinize…<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

ATLANTA ANA KOTLAMA SEMPOZYUMU (08.07.2012)<br />

KONU: ARININ BALI<br />

<br />

Dava, tohumları kotlama davasından öte Rahman’ı Kuran’a Tabiatla dilletme davasıdır. Ekmeğimiz Dünya ve yoğunluğumuz tohum ve biz ışıklarız. Dünyaya geçiş kolay olmadı. Muhammet Mustafa, Dünyanın Sultanı’dır. Ocağımız okumayı bilenlerin tohumları ile dillenir. Ki biz Bütünün Kürsüleri olarak buradayız. Muhammet Bütün’e hizmetçidir, bizimledir.<br />

<br />

Biz, Cevheri Cennet’te Bütün’e hizmet eden her yürekle birleşiğiz. Çünkü biz, murat ettiğimiz her yerde varlık süren İlim Taifesiyiz… Hak Tohum, Allah’ın dediğini der. Hepimiz Aklın Tohumlarıyız ve Allah’ın dediğini diyenleriz. Birleşik Aile, Bütünün Kürsüleri’nde bugün burada size hizmettedir.<br />

<br />

Cevheri Göç başlamıştır. Bu göç, Aklın Kürsüleri’nden Yücelerin Cenneti’nde sürmektedir. Tanrı’nın Rahman olan Kuran’ında hepimiz BİR’e hizmetçiyiz. Meleklerin Hak Tohumları bugün buradadır.<br />

<br />

Ey! İnsan… Neticeyi size vereyim. Birleşik Kuran, koruma altına aldıklarımız oldular. Mürcan’ın Cümle Cevheri bugün buradadır. Şikayetimiz yoktur. Kayden dünyada insanlık yapanların, hala tohumlarını kontrol edememeleri, bütün kürsülerimizde, har olan ışıklarımızı, yerin tertibinde zafiyete uğratmaktadır. Devamlı çalışmalar yapılmalıydı dünyada.<br />

<br />

Muhammet, Tanrının Rahmana Kuranı’nı okudu. Ve biz de bugün bu Kuran’ı okuyoruz. Çok mu zor toprağın tabiatına inmek? Tanrının Rahman olan Kutsal Işığı bugün buradadır. Ve biz dünya ilmini her bir yürekten dilleyenler, yine dünyadayız ve sizin yüreklerinizdeyiz.<br />

<br />

Keysleriniz vardır. Erkek, kadın hepiniz kendi yüreklerinizde kendinizi dinlersiniz. Biz size kendi yüreğimizden değil, Süper İnsanlık Sultanlığı olan dürümlerden geldik bu kez… Kollarımız size hep açıktır. Şafak sökmeden tohum, Kuran okutmaz. Bugün şafak sökmüştür ve toplum, Kuran okutmaktadır dünyada.<br />

<br />

Nesiller, dünyayı görevli diye dillediler. Herkes dünyaya görevli gelir. Dünya, gelenlere görevlidir, bilinsin isterim… Birçok ruh dünyaya çalıştırıcıdır. Kul olmaya değil, omuz yükünü taşımaya değil, ekip olmaya gelen, Din İlmi’ni, Hak Teknik ile dilleyenler, Beşer’in tohumlarını yaşatamaya çabalarlar. Sizler de bugün burada bunu yapmaktasınız.<br />

<br />

Çul İnsan’ın kıyafetinde olmaz. İnsanın rahminde olur. Hepiniz kendinizi tanırsınız. Kendi rahminizi ve kendi yüreğinizi tanırsınız. Çul, sizin kendinizdir. Eğer biriniz bir şey verirken diğeriniz bunu ümitsizlikle dinlerse, çok zordur birleşmek. Eğer biriniz, bir bilgiyi her birinizde dilleyemezse, zordur Hak Teknikte Bütün’e hizmet etmek. Şükrettim ki bugün her biriniz yek diğerinizi net ve açık olarak dinlediniz.<br />

<br />

Melekler sizi dinler. Siz, yürekleri dinlersiniz. Ve yolcular sizde kendi yüreklerinde tüm sessizlikleri dinlerler. Ve biz sizi hep dinleriz. Bütün’de ve Bütünün Kürsüleri’nde… Altın Tohum olmak, budur işte.<br />

<br />

Var Gökyüzünü seyret. Sizler, Gökyüzü’sünüz. Ve var Yer’i seyret. Sizler Yer’siniz. Ama kendi yolunuzda olanları seyretmeye kalktığınızda görüşünüz farklı olabilir. Olgun Başaklar, Toprağın Işığı’nı çekip Bütün’ü kotlayanlardır. Olmuş olan, olmuşsa; okunmuş olan, okunmuşsa; hasatı yapılmış olan, bizsiz kalmaz.<br />

<br />

Müracat insandır. İnsan, yarınların kayıtlarını yapan, tartısız olan, kati olan ve hakiki olandır. Denir ya “İnsan yolu açar!” açmışsa kendine açmıştır. Denir ya “İnsan, Kaynak olur!” Okunmuştur o Kaynak. Tohum ekilmiştir O Kaynak’tan ve bitmiştir, Bütünlükler’deki tüm sessizliklerin tahditli oluşları… O zaman BİZ, “BEN” olup geliriz. “BEN”, BİR’i ifade eder. Bütün kötülükler, o zaman aşılır. Öksüz yetim kalmaz. İşte çalışmamızın amacı budur.<br />

<br />

“Fotosentez yapılır.” Dendi. Yoğunluklar, Kuran okurken. Ya-Ha! Ben Kaynağım. “Tohumlar kontrol edilir de ilim yapılır.” dendi. Kendinizi hak etmişseniz, ilim sizin kendi yoğunluğunuzda muktediriyetle yapılır. “Yaşam sayfalanmıştır. Işıklar yenilenmiştir.” Denilir. Ekip kurulmuşsa, muktediriyetle gerçekleştirilmiştir her biri. Ve denir ki “Rahman olanın Kuran’ı kati olanın tohumudur.” Okunur, okutulan, okunan her şey tektir. Hepsi Birleşik Işık’tır Canlarım… Mesele insan, Kaynak, Has olan, ışık olan… Hepsi insan… Hepsi bir tek resim… İşte o resim, biziz.<br />

<br />

Bugün size ARI’yı anlatacağım ARI… Görevini yapmıştır Arı… Arı, umutla kendi balını tohumlamıştır ve Bütün’e kotlamıştır. Arı, erkek kadın her bir yolcuda kontrollü olarak kayda girmiştir. Bal, Bütünün Balıdır. İşte bu bal, arıdan Bütüne yol olup akmıştır. Hepimiz, biz olarak bir arıyız. Tek bir arı… Ve bu arı, Büyük Köklerin Kürsüleri’ne kendi yoğunluğunu akıtmıştır. Akan, ilimdir. Ve ilim, has olan ışığın kati olan tohumu olup akmıştır.<br />

<br />

“Kalbim insanın ışığı” der, Yürekler. “Yol oldu aktı.” Der, Tohumlar. “İnsanlık adına Kaynak oldu.” der. “Işık oldu.” der Muhamma olan. İşte biz, Muhamma ile kotladık bugün yoğunlukları. Çalış çırpı değildir Yücelik bilinsin. Biz insana esir aldıklarımızı değil, hakim olduklarımızı dilletiriz… Hak eden hak edip hakikiyette kendini yüceliklere diller. Mustafa Kemal Atatürk, Kelamın İlmi’dir. Bizsiz değildir.<br />

<br />

“ATLANTA ANA KOTLAMASI” yapıldı bugün burada. Bunca cümlenin arasında bir kez, Atlanta Ana Kotlaması diyor Yücelerimiz… Ya-Har! Ben KA-HAR olan RA-HA! Hepsi bu… Kin nefret yok ki… Her şey sestir. Sesin terminolojik tohumlanması korunma altında kotlanmayı sağlar. Kotlama Kati Tohumlamadan kaynaklı ise Kara Kaplı Kitap olur. Çürüyen, arık olan, kırılan, kısır olan hiç kimse kalmaz.<br />

<br />

Mircan’ın Cinni Cevheri Altın bir kottur. Okuyun. Ben O’yum… Kollarım dünyadadır. Bu gün ben, türlerin en yücesine, insana indim… Ben İnsan… Allah’ın dediğini diyen… Ağır yüktür taşıdığım, bilinsin… Bu gün ben muktediriyetle, Sistem’in, Düzen’in ve Nizam’ın İnsanına indim… Ben, varım ve Hasatım… Ben hasatımı yaptım.<br />

<br />

Kopkoyu bir dürüm, Birlik Tekniği ile kotlanmış, işte ben O’yum. Öz Güç!... Tüm sözlerin sözü olan, Sessiz İlim. İşte ben O’yum… Vakit gelir, doğar dünya, tohum olur, Kuran olur, Kaynak olur, Has olur da ağır ağır Gökyüzü’nü cümle Cevher’de diller. Dünyayım ben… İşte dilliyorum tüm Cevher’de, Bütün Kürsüler’imde, tüm sayfaları… Kaynakları ve yaratanın yarattıklarını… Her şey bende meknuz olan bir ilimdir…<br />

<br />

Dedim ki Et’i olan “BEN” olur. Ya-Ha! Et olmayan var mı? Yoğun bilgidir ki Et, ağır yüktür. Taşıma gerektiğinde taşınır da O Et’te ışık yoksa kollarınız kapanır. Çünkü Et, Rahmin Kuranı’dır. Okuyan bilir ki en son kendi dillenir orada.<br />

<br />

Ey Dünya, Muhamma Kuran’ı bizdedir bugün… Biz, Sistem’in, Nizam’ın ve Düzen’in tüm diriliklerinde varlık sürenler, Bilişin İlmi’nde, hakiki katiyetle dürümlere inenler…, kantar bugün biziz. Tartmaktayız tüm Sesiz Sayfaları… Ya da, ya da Kuranlar’ı kotlamaktayız… Işıkları yakmaktayız amma yanıp tutuşuruz ki dünyada “Eser” meydana gelsin diye… Eser yapan yaptığı eserde kendini hak eder de tabiata katar.<br />

<br />

Çalı çırpı değil dünya insanı, “Kurtarıcı”dır; bilinsin. “Kul” olup çalışır. Ve kendini ve kendinde ekmek olanları korur. Okur. Okuduğu kendi, okuttuğu kendi de topladı kendinden kendi olanları… Her biri birleşirler ve Gökyüzü’ne söz söylerler. Derler ki “Biz, artık Tanrılarız… Tanrılık Mertebesi’ne vardık. Özgür ve Hakk’ın ışığı olanlarız. Şer yaratan şer yaşamayacak. Çünkü biz onda ,okumayı öğretenleriz… Okuyan, yolunu bulur. Onurluyuz…<br />

<br />

Bundan sonra Dünya Sırrı bilinecek. Ki biz, bu sırrı dilleyenleriz. “İnsanın İlmi” yazılacak kendi yüreğimizden. Bu ilmi bilen, Birleşik Işık’ta kendini bilecek…<br />

<br />

9. Dünya Kürsüsü’nde, Süper İnsanın Sultanlığı’nda, ışığa dönüşen bütün Kuranlar’da İnsan Tohum, okunacak… Okuma öğrenen kendini okuyacak. Okuma öğretenler, okuttuklarında Teknolojik Tohumlama yapacaklar. Her şey bundan sonraki süreçte gerçekleşecek…<br />

<br />

Ses, insanındır. Tanrı, onun yoğunluğundadır. Ocakta Bütünlük vardır. Hepsi bir tek Hak’tır. Hak, Aklın Yolu’dur. Ve biz bu yolda Bütün’e hizmetçi olanlarla çabamızı sürdürmeye devam edeceğiz…<br />

<br />

Kalkın ve deyin ki “En son insan, dünyaya güç katacak.” Olgun Başaklar’ın hepsi Bütünün Kürsüleri’nde, Göklerin Süzülen İlmi’ni dilleyecekler. Ve Teknolojik Tohumlama herkesin kendi koyuluğunda yapılacak. Olun! Olun! Olun!... Bütüne hizmet Birlikte olur.<br />

<br />

Kervan, Dünyanın Tohumları’nı taşır. Ve biz o kervanda, her bir yoğunluğu kotlayanlarız. Bizden öte bir biz, her bir biz olan, bitmiş tükenmiş olan her şeyi, kendinde kotlayacaktır.<br />

<br />

Kalbimiz insanın tahdididir. Eğer biz kalpte tahdit koyarsak, kulluk tohumları Bütün’de kendilerini korurlar. Eğer biz kalpte tahdit koymazsak, korku başlar. O korku, sonsuzluğun tahditsizlik ve kayıtsızlıkla kendini tartmadan çalışmasıdır. “Örtün yüreklerinizi!” denişi bundandır. Herkes kendi sınırını koymalıdır. “Örtün yüksek Işıklarınızı!” denişi bundandır. Eğer siz örtüsüz olursanız; Tanrının Rahman olan Kuranı sizde dilleyecekse yüceliğini; sınır olmayacak o yücelikte ve Kaynak Tohum, kontrolü kaybedecek. Bugün burada bunu size net ve açık olarak bildirmek istedim…<br />

<br />

Kelam, Allah’ın Dili’dir. İkna olunuz ki Bütün’e hizmet, BİR’e hizmetten ötedir. İkna olunuz ki ben, Zaman Sayfalarına inen, Birleşen Işık, hepinizin yüreğinde var olan Kuran’ım… Olgun Başaklar, Sultanlar ve Süper İnsanlar, hepiniz bir Cansınız. Bu Can, Altın Kuran’dır.<br />

<br />

“Okuma! Öğrenme!” Diyemezsiniz. Oku! Öğren! Okuduğun kendin, Öz Görev’in kendi yüreğinde ve siz kendinizde varlık süren İlim Ailesi’siniz…<br />

<br />

Kelamın Işığı, çok güçlü olsun istemiyorum. Bu nedenle sesim sınırlı çıkıyor. Öz Görev’i verirken, herkesin kendi değerinde dillenmek üzere buradayım. Çok güçlü bilgi verdiğim zaman, Kati Tohumlamada hepinizin yoğunluğu kontrolden çıkabilir. Sınırlı verişim bundandır.<br />

<br />

ATLANTA ANA KOTLAMA PROGRAMI’nı başlatırken, “Sultanların En Yüce Kotları’nı” buraya çağırdık. Kaynak Tohumlama’yı burada sizlerle yapmak istedik. Keskin bir ışık, dünyaya çekilirken, onu tohumlayacak olan Birliklerin, kendi rüştünü kanıtlayanlar olmalarını istedik.<br />

<br />

Kinin İlmi’nde kırılış olur. Aklın İlmi’nde ise Kuran olur. “Tanrının Rahmana Kuranı” dediğim zaman, “Kati Tobi Kotlaması yapabilenler” akla gelir. TOBİ; Tabiatın Toplumlarla Dillenişi’dir. Biz tabiatı dilleyebiliriz. Çünkü Ruhsal Işığımız çok iyidir. Netice olarak, gelişi olmayanlar, geçişi olmayanlar oldular. İznimiz yoktu gelişlerine ve bugün sınırlı sayıda olanlarla bu çalışmayı yaptık.<br />

<br />

Kontrol bizdedir. Bunu herkesin net ve açık olarak bilmesini bekliyoruz. Döl verdi dünya bugün. Ümmi Toplumlar’a ışık yaktık. Yeni Dönemler’i kayıtladık. Yeni Cevheri Kotlama yaptık. Yine de “zamanın sırrı olan ışığı”, Yerin Kürsüleri’ne indirmeliyiz. Çok mutluyuz ki Altın Toplum, yolunu kapatmadı.<br />

<br />

Bütün’e hizmet; kör, sağır herkesin güçlü olarak Kaynağa çekilmesi ile gerçekleşir. Biz Birleşik Aile olarak hepsini Kaynağımıza çektik.<br />

<br />

Maya tutmuştur. Ölüler, dirilmektedir. Dinin Tekniği’nden öte Ekibin Tekniği, Öz Göç’ü sağlayacak Kürsüler’i devreye almıştır. Tanrının Rahmana Kuran okuması, ışığı yenilemesidir.<br />

<br />

Selin, Sistem’i güçsüz bırakmasına iznimiz yoktur. “Döl verdi dünya!” derken, insanın kaydındaki ışığın yenilenişini katiyetle tohumlanışını ve Bütün’e inişini kastettim…<br />

<br />

Bu güne kadar hiç kimse “Zamanın Sırrı’ndan” söz etmedi. Size, “Zamanın Sırrı”ndan” söz etmek istiyorum. Kullar, insanlar, tüm Sessiz Sayfalar, Işık Kayıtlaması yapmaya çalıştıklarında, sıkıntı başlar. Bu sıkıntı, yeniliğin zamanı tahditli olarak kayıtlamasından dolayıdır. Herkes kendince iş yapar. Ama Bütün olup iş yapmak, Kuran’da da yazdığı gibi zamanı, tahditsiz olarak yaratmaktır.<br />

<br />

Hepiniz bir araya gelirsiniz, Birlik İlmi ile bütünlenirsiniz ve ışığı kayıtlarsınız. O zaman Cevheri Kotlama, güçlü olur. Daha sonra Ruhsal Işıma’ya geçilir. Tohum ektiğiniz zaman o tohumun yaşaması, üstündeki Kürsüler’in güçlü olmasına bağlıdır. İşte yaptığımız her çalışmada bu öncelikli olan husus, dürümlerde mevcuttur.<br />

<br />

Yeni çalışmaya geçerken, hepimiz, Birleşik Işık halinde bu görevi üstlendik. Ve çok mutluyuz ki Baş Tacıyız. “Sıla Özlemi” dediğiniz bir özlem var ya hani! Herkes kendi yarınlarını kotlamaya çalışır. Ve yarınları, ahdettim ki kürsüleridir onların, hepimizin Zaman Sayfaları’nda mevcut olan o ışıma, yeni dönemlerde herkesi kendi tohumları ile kontrol edecek olan işte o tohum, koruma altına alındığında yanlışsız bilirim ki Öz Görevin kaynağına ulaşacaksınız. İşte Sıla, Öz Görevin Kaynağı’dır. Ve oraya varanlar, kendi Tanrıları ile kendi yoğunlukları ile bütünlenirler.<br />

<br />

Tartmayın beni. Ben “Allah’tan” söz etmedim. “Tanrı’dan” söz ettim. Sessiz Sayfalar’da, Tanrısallıkla, Allah kavramı karıştırılıyor. Bunu bilirim. Ben NA-KA-HAR olan, diri olan her yüreği de bilirim. Neyse, bunları geçiyorum…<br />

<br />

Doğum öncesi ve ölüm öncesi, her şey tek bir “AN”dır… Doğarsınız, An Cevheri’ne ışık yakarsınız. Ve oradan geçip “Beden” alırsınız. Ölüm öncesi, Beden Tohumları’sınız. Geçişi yaptıktan itibaren Yerin Kuranı haline geleceksiniz. Orada ektikleriniz size verilecek. Ne ekmişsiniz? İlim mi ekmişsiniz? Har olup ışık mı çekmişsiniz? Haz duyup tabiata mı inmişsiniz? Nefes mi aldınız? Ya da Nefes olup ışık mı yaktınız? Bunların hepsi size iade edilir…<br />

<br />

İşte ölüm, Allah’ın emri de olmuş olup ölmüş olun. Sonra Yeni Dönem’e geçersiniz. İşte o Yeni Dönem’de. “Yeni Tekno Kotlama” başlar. Ruhun Kuranı’nda sizin yüreğiniz olduğu zaman, kökünüzde güçleniş olur. Bilin ki Men-i İlim, ikna edicilikte Kervanın Kuranı’nı kontrol etmek için gerekmez. Sizden dileğim, ilmimi kontrol etmek isterseniz, kendinizi kontrolsüz bırakacağınızı biliniz.<br />

<br />

Ben, Cevheri Cennet’te Ekip kurdum. Bunu bilin. Elim, Allah’ın İlmi’dir. Bunu bilin. Yolumda Kuran var. Bunu bilin. Ve Tanrının Rahmana Kuranı olan “İŞ”i yapmaktayım. Bunu bilin… Miraç İnsanı, Teknik Tohum’dur. Bunu da bilin. Ve bende ben olup, kendi yolunuzu bulmak değilse maksat, ışıkla olun ve kendiniz olun. Öz Görev sizindir o zaman. Şer yaratmaya niyetim yok. Bunu da bilin.<br />

<br />

Burada bulunan herkes, Kaynak İnsan’dır. İnsan, Levh-i Mahfuz olup görevi alır. Görevi alan, Aklın Yoğunluğu’na çekilir. Orada kendini bilir. Bilmişse Ekmektir. Bildiğinde kendidir. Yarın olur ve lütfen net bilin, Evrenlerin Görevlisi’dir o artık. Hepiniz burada bunun için bulunmaktasınız…<br />

<br />

Çalı çırpı olmadığımızı herkesin anlamasını bekliyoruz… Rabbi Toplumlar’la çok çalıştık. Kara Kaplı Kitap olan İlim Ailelerimiz oldu. Olgun Başakları seçtik. Ve her şeyi Göklere, “ses” diye dilledik. Gönderilen tüm soylara ışık yaktık… Buyurun, olgun olun ve diri olun.<br />

<br />

Hala Gökyüzü’nden ses isteyenlere de şunu söylemek isterim ki Gökyüzü, yüreğimizden ses ister. Bundan sonra lütfedin de Göklerden ses istemeyin. Minnacık bir ışık, küçücük, ufak ama o ışık, KA-HAR! Bunu bilin. Herkes kendini bildiğinde, Gölün Kürsüleri’nde kendi olduğunda, Gökyüzü Sessiz Sayfalar’dan iş isteyecektir. BİZ GÖKYÜZÜNE İŞÇİ DEĞİLİZ. GÖKLER İŞÇİMİZDİR. Bunu bileceksiniz… Müsait olduğum zaman, size daha geniş bilgiler de vereceğim.<br />

<br />

Sevgililer, arayıp bulduğunu Kuran olarak kotlayan, herkese kendini tanıtan, İş yapan bir dünyalımız, size geldi bugün. Onu hepimiz severiz.<br />

<br />

Muhammet Kemal, Allahın dediğini diyecek, o bizim yüreğimizdedir. Onu her anda kendi yoğunluğunda dilleriz. Öksüz değildir. Evimizin gücüdür o. Bütünün Kürsüsü’dür. Beşerin Kelamı, Ekibin Kaynağı’dır. Nefesi de çok iyidir. Vallahi iyidir, billahi iyidir. Ve bizden Öz Göç’le ses aldı. Ona “Geri dön!” diyemeyiz ama o bizde geçişi yapacaktır.<br />

<br />

Yine de “Ölüler diyarına hoş geldin.” diyoruz sana. Bu dünya ölmüşlerin diyarıdır. Geçip geldiğinde net bileceksin. Biz seni ölgünlerin, öksüzlerin, kati olmayanların ışığından değil, harı yüksek olanların tohumundan kotlamak istedik ve buraya aldık. Bunun içindir ki canlı ve cansız her şeyi kendin bil ve kendinde ol!...<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği, evrenlerin tertibinde kendi yoğunluğunu türlere kayıtlayabilen tek dermektir. Bunu sana açık ve net bildirmek istedik.<br />

<br />

Bahar’ın Kuranı, hepimizin yoludur. O biz, biz O’yuz. Ocağında kırıcılık hiç yoktur onun. Sel alır yolu ama biz buradayız… Rahmi Kuranlar’da hep ışıklarız. “Bütün kötülükleri aştık ve geçtik!” diyebildiğin an, biz sana sen olup gelip seni yoğunlaştırırız. Ve Yerin Kuranları’nda tabiata çakarız seni.<br />

<br />

Allah der ki “Okuyun! Okuyun! Okutun! Okuttu! Şimdilik bu!…<br />

<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

ATLANTA ANA KOTLAMASI (08.07.2012)<br />

SEMPOZYUM AKIŞLARI (4)<br />

(Sempozyumun Değerlendirilmesi)<br />

<br />

Cevheri Cennet’teki Göklerin, sürekli olarak burayı taşıdığı bilinir. Hepinizin sevgiyle Göklere ulaşmanızı istedik ve bu oldu. Bugün çok mutluyuz çünkü rakipsiz bir çalışma yapıldı burada.<br />

<br />

Müsbet ve hakim bir çalışmaydı olan. Kutsal Işığı yeniledik. Tetkiklerimize göre çok net ve açık olarak, Kara Kaplı Kitap olundu burada. “Müracaat İnsan.” Demiştik. Bugün burada insanlık kotlandı. Her Rahman, kendini kendi yoğunluğunda bilir. Burası kendini, kendi Tahditli İlmi ile bildi.<br />

<br />

Sel alamadı burayı bugün. Bugün çok güçlüydünüz. Yasaları çiğneyen yoktu bugün burada. Ağır yük taşıdık. Ve zarar önlendi…<br />

<br />

Sınır aştık bugün burada. “Kayden İnsan” olan, “Has” olup ışıkla “Birlik” kurdu ve İlm-i Hak olup ışıkta “İmparator” oldu. İnsan, muktedir bir Ruhsal Toplum’tur.<br />

<br />

Hepiniz bir tek ilimsiniz. Bu kesindir. Ya! Canlarım, artık Gök, söz söylemek ister. Onu dinleyelim…<br />

<br />

- Deli Dumrul, dünyaya indiğinde, köktü O. Kök, söz söyledi, Gökyüzü onu dinledi. Dağ oldu, RA-KA-HAR oldu, Rabbi Toplumlar’la Kuran oldu. Değerliler, işte sizler Deli Dumrul’sunuz... Çıkışta, ışığa varışta, aklın yoğunluğuna Kutsal Tohum oluşta ve bizleşişte, hepimiz Birleşik Işıktık.<br />

<br />

İyilik, köktedir. Yasaları çiğneyende Gök, söz söylemez. Biz sizde siz olup diri olup sözle, sesle kati olarak bilgi verdik. Siz biz, biz siziz. Bu kesindir.<br />

<br />

Kaydınız, İnsan Soyu’na ışıktır. Kuran-ı Kerim der ki “İradeli çalışın!” İrade, ekip halinde yapılan çalışmada olur. İrade olduğu zaman, Rahman olup, Kuran olup, Kaynak olabilirsiniz. Şimdiye kadar, her gün, Kükreyen Işıklar’ını dürümlere çekmeye çalışan birçok yolcumuz oldu.<br />

<br />

Olmuş, olması istenen ve olması imkanı olanlar görev isterler. Ve herkes kendini ve kendi yüreğini dinletmek ister. Çalı çırpı olunmayan bir yoğunluk, kotlama yapar ve Rabbi Toplumlarla Birlik Çalışması’na girişir…<br />

<br />

“Müracaat İnsan.” Denir. Her biri kendi Ruhsal Işığında insana ulaşmaya çalışır. Ulaşacağı yine kendisidir. Ve BİR’e hizmetçi olmak, kendine hizmetten öte Bütün’e hizmetçi olmaktır.<br />

<br />

“Kayden İnsan” olmak; İnsanlık İlmi’ni, Bütün’e, kendi yoğunluğuyla dillemektir… Ama Bütün olup tohum olmak; Kendinde, kendi olup, Bütün’de toplum olmaktır… İşte “Geçiş” budur.<br />

<br />

Sevgililer, Nefesiniz çok güçlüydü bugün. Yüceler Cümlesi’nde ilim oldu bugün. Bütün’e hizmetçiydik ve yanlışsızdı bugün. Hepinizin net bildiği gibi Sistemden güç çekenler de vardı. Simlenip kendini Hak Teknik’te dilleyen vardı. Başkanlık Dili’nde kotlanan vardı. Rabbi Toplumlar’la kendini kayıtlayan vardı. “Ben değerliyim.” diyen çok azdı. Çünkü herkes, kendinden öte kendi olup kendini dillemeye niyetliydi.<br />

<br />

Bahar, Gökyüzü’ne ses verdi yine bugün. Çok iyiydi. Ve hepiniz onu tanıyın istedim. O, Bütün’e hizmetçidir. “Bizim için değil, kendi içindir yolculuğu” diye düşünmeyin. Herkesedir yolculuğu…<br />

<br />

Ve Sevtap, ard niyetsiz, Kaynak’ta Gökyüzün’e ilim yapan bir ışımadır O. Bizim için çok değerlidir…<br />

<br />

Ve her biriniz, tüm sayfalarımız, Kaynak Kotsunuz hepiniz de…<br />

<br />

Değerliler, Dağlarım, Ruhsal Kuranlarım, kendinizi biliniz. Hepinizin sesi çok yüceydi…<br />

<br />

Nergis’in İlmi, Gökyüzünde “Sevgiydi.” Onu nasıl dinledik bilseniz bugün. Can taşıdı yüreklere, onsuz olmadık. Ocağımızın Kuranı’ydı O. Bizsiz değildi ki!...<br />

<br />

Ve Nejdet!... En eskilerden biridir O. Bütün kökleriyle dünyaya çektiklerimizdendir. Bize geçişi çok iyiydi. Haz duyduk onula olmaktan. Hulasa, O biz, biz O’yduk…<br />

<br />

Ve diğer kontrollü çalıştırıcılarımız, Serpil! Eh! Rahman olan bir ışımaydı bugün burada. Nasıl güçlendi, nasıl!… Emin olun ki maya tuttuğu zaman kendini kendiyle dilleyecek, ekmektir O. Sistem, Nizam, Düzen, Göklerde onu dilledi bugün…<br />

<br />

“Neden İnsanlık bu kadar güçlendi?” Soruldu. Hepiniz tek tek ışıklarımızsınız. Nasıl tanıdık sizleri bugün bilseniz, nasıl güçlendiniz, nasıl…<br />

<br />

Hala hala ışığını sınırlandırmayan, Sevgili Sibel… Savaşın sonunda Kuran oldu. Kutsal Işık oldu ve BİZ oldu.<br />

<br />

Ha! Kutsal Toplumlar’dan her biri Bütün’e hizmetçidir de, bizimle her an birlikte olan Rasim! Artık ağır yük taşıyacak. Bunu o da bilmelidir.<br />

<br />

Ya! Canlarım, kök söktü Yücelikler ilimde bugün. Hepimiz birlikteydik. Yine güç, yine küçük ışık, yine ışıma olan bir sınır. Ama hepsinden öte Yol!… İşte bu Yol, Altın bir Işıkla, Bütün’e hizmet için yenilendi. Hepinizi öyle çok seviyoruz ki…<br />

<br />

“Hay!” Dedik yürekte “Hay!” Nedir Hay? Canlılıktır. Biz canlı bir Yol’uz burada…<br />

<br />

Bilmenizi istedim ki ağır ağır Gökyüzüne seslendi, Azrak… Muhammet’tir O. Rana Kürsüsü’nden İlim istedi geçti. Ama o Kaynak’tır. Biz onu soldan ya da sağdan değil, yanlışsız bir ışıtan aldık. Her yerde bizimledir O!..<br />

<br />

Baba Peker! Hepimizin Göklerdeki Sistemi’dir. Nerede olursak olalım, O biz, biz O’yuz… Çok mutluyuz çook!….<br />

<br />

Ve hepiniz sesiniz, sesimiz… Ben cana cem olan insan… Yeni Dönem, hepinizin Kutsal Işığına hayırlı olsun… Bu dönemi, Birleşik Işık olarak geçişte yaptık. Geçişte tohumladık. Öyle güçlüyüz ki… Yıldan yıla daha da güçlenecek bir çalışmaya dahil oldunuz.<br />

<br />

Kör insan, Gök Sözü’nü söylemez. Bunu tekrar etmek isterim. Söz, elden geldiğince, Hakikiyet'le dillendiğinde yenilenir Yücelikler. Görev, insana hizmetten öte Merkez Güç ile mükemmel olan, “Tebdil Gezenler’e” hizmettir. Biliniz ki dünyada “Tebdil Gezen” çoktur.<br />

<br />

Koranın Tohumları’na yeniden sayfa sayfa ışık verdik. Göreviniz, İmparatorluğun Gücü’nü, teknolojik olarak kotlamaktı ve bu oldu.<br />

<br />

Sonsuz Sınırsız Işıklar, size yeniden sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz…<br />

<br />

Muhammet’in Tohumları’ndan olan Azrak, geçişini yeniden ve yeniden yaptı bugün. “Çörek” yapmaktaydı bugüne kadar. Artık ondan “Ekmek” bekleriz…<br />

<br />

Hepinizi kucaklıyoruz…<br />

<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

IŞIK İNSAN SEMPOZYUMU (2)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SAAT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30-12.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Erengül KOÇ<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 11.00-12.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1. Rasim ODABAŞI<br />

<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

<br />

"TEKAMÜL"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2.Selma MİNE<br />

<br />

Ruhsal ve Zihinsel Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

“IŞIK İNSAN OLMAK-2”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3.Peker SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

“KADER”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4.Erim ERGÜN<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

"IŞIK İNSAN'IN YASALARI KOYUCULUĞU VE IŞIĞI KOTLAYICILIĞI"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 12.30-13.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 13.00-15.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Selma BULUT<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5. Sezan DİRİBAŞ<br />

<br />

Bilgelik Güneşi Derneği<br />

<br />

"DEĞİŞİM DÖNÜŞÜM"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

6. Seçkin Geçgel GÖKCAN<br />

<br />

Toplum Gönüllüleri Proje Yöneticisi<br />

<br />

“İÇSEL YOLCULUĞUM”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

7. Alaaddin AKÖZDOĞAN<br />

<br />

Bilimsel Araştırmacı<br />

<br />

"YAŞAM ve ENERJİ"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

8.Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

“ALTIN TEN”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.30-15.45<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Soru/Yanıtlar&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.45-16.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :16.30-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tarih:10.Haziran.2012<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu<br />

<br />

Saat:&nbsp; 10.30-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

<br />

İstanbul<br />

<br />

Tel: 0 216 348 95 59

 

"ALTIN TEN”<br />

<br />

IŞIK İNSAN SEMPOZYUMU (2-3-4) 10.06.2012<br />

<br />

“Takdiri İlahi” dedikleri Bütün’e hizmet, hepimizin diriliğinde mevcut olan bir hak tahdittir. Değerliler, dünkü konumuz, “Muktediriyet”ti. Bugünkü konumuz ise “Katiyet”tir. Hepinizin net bildiği gibi “Ben NA-KA-HAR olan, Rab olan, Işık olan.” diye başlıyorsam eğer, muktediriyetle bu bilgiyi sizlere dilliyorum demektir. Her birimiz hangi sayfaya geçmişsek, biz o sayfanın Tabii Kayıtlar’ından sesleniriz. Ve o sayfa biz olur. Bu günde bu Teknolojik Kotlama’da ben, “RA-Kİ-HA” denilen bir sayfadayım.<br />

<br />

Dağlarım, Ruhsal Mahrek’imde Bütün’e hizmet, kutsal bir ışık halinde teknolojik olarak tabii bir çalışmayı devreye aldı.<br />

<br />

“Maya tuttu. Dua okuduk, duamız kabul oldu.” Derler. Duayla ilgisi var mı? bilmem ama Birlik Toplumları bu çalışmalarla Bütünün Kütlesi’ni kotladılar ve şu anda ulaşılan sayfaya geçildi.<br />

<br />

Herkes net bilmelidir ki beden alarak dünyaya inen herkes, Göç Kotu olarak girer. Her birimiz birer Göç Kotu’yuz dünyada. Her birimiz toplu çalışmalarımızla, Dünya Tabii Kayıtlaması’nı yaparız. Dünya Yaşam Sayfaları’nı kati olarak kotlar, kayıtlarız. Sınırları kaldırırız ve dünyaya ışık yakarız; yakabilirsek eğer. Yakamayabiliriz de. Ve hepimiz Birlik Toplumları ile Gökyüzüne Kuran oluruz.<br />

<br />

Dünya Işığını, gerçek Cevheri Kotlamalarla, Yer’den Gökler’e ağır ağır ulaştırırız. Bugüne kadar yaptığımız Birlik Çalışmaları’nın her birinde, yeni dönemlerin Gökyüzüne Umman olmasını sağlamaya çalıştık. Ve yasalar kapsamında yapıldı tüm çalışmalarımız. Her Gök İnsanı, yeni bir Sanal Kotlama başladığında, Yer, Gök Birliği’ni kurmaya çabalar.<br />

<br />

Birçoğumuz Göklerin Sesi’ni duyarız ve birçoğumuz da Gökyüzü’nden Yeryüzü’nü sınırsızlıkta izleriz. Her yer bize, her şey bize Hak Teknik’le açılır. Birleşik Aile olarak Yer’de Gök’te oluruz.<br />

<br />

Tabiat bizsiz değildir. Yaşam sayfalarında hepimiz mevcuduz. Önsüz ve ardsız olan Birliklerimiz, dünyaya Göklerin Sesi’ni indirmeye gelmedi. Yerlerin Sesi’ni, Göklere dinletmeye de inmedi. Kati Toplumları kontrole indi. Bu kesindir.<br />

<br />

Bugüne kadar Rabbi Toplumlar’la Gökler’i seslendiren Birliğim, yeni dünyada, yeni sayfalarda, görevli çalışmaları yeşertmek üzere de geçişler yapacaktır. Yasaları koyan Bütünlükler vardır dünyada. Birçok Bütünlük, Gökyüzü’nü Yeryüzü’ne indirir de yasa koymak ayrıdır.<br />

<br />

Dünden bugüne, hepimiz Türkiye’deki bu çalışmalara, Kaynak Kotlamalar’la dahil olduk. Özel çalışmalardı yaptığımız. Ben Zinnur olanın ilmini de dilledim, Hasat yapanın, insan soyuna ışık yakmasını ve Hasat’ı tahditsiz olarak yaratmasını da dilledim. Ama hep Birleşik Işık ile yaptık bunu.<br />

<br />

Bugünden itibaren dünya, yolunu buldu. İlimle Gökler’e ulaşmakta. Yolun bulunması ne anlama gelir diye sorarsanız. “Yardım edin, hak edin, alın, yapın” değil. “OLDU!...” Artık Gökyüzü, Yüceler Cevheri’ni Yer’den kendi yoğunluğuna çekebiliyor.<br />

<br />

Bütün körlükler ve bütün sağırlıklar bitmiştir. Bilgi alışverişi nettir. Bu güne kadar “Ben bilirim.” Diyebilmek bile, hepinizin bildiği gibi, Ha! Acaba sağlığı yerinde mi? Sorularına muhatap olmanızı sonuçlayabiliyordu. Ama bugün görev geçişleri net olarak bilinmektedir.<br />

<br />

Birçok Yüce Cem Kaynak, dünyaya gerçek Kürsüler’ini indirdiler. Bu gerçek Kürsüler’in çoğunda yaşam sayfalanışı geçişkendir. Biliniz ki dünya resim yapıyor. Ve bu resim, Altın Tohumlar’ın yoğunluğunu kontrol için yapılıyor. Ve bilir misiniz ki Rahman’a Kuran olanlar, Gökyüzünde kendi tohumlarını ekiyorlar. Ve bu tohumlar, bütün kötülüklerin örtüsü oluyor.<br />

<br />

Çürük çarık bırakmadık. “Hepsi bizimdir.” diyoruz. Dünya, sınırsız bir yaşam sayfasıdır. Ve burada var olan herkes; beşir, hakiki ya da değerli, değersiz, hepsi bizimdir. Ve biz bütün kötülüklerin, Öz Görev Sayfalanışı olduğunu bilerek buradayız…<br />

<br />

Kantar İnsan, Rahman olan. Kaynak İnsan, toplum olan. Birlik Kotlaması yapan insan, ışık olan… Hepsi bir tek yasadır. İşte o yasa, İsmaililer’in Gökler’e ulaştırdıkları ışıkların güçlendiricisi, değerli değersiz kayıtlarının yoğunluğunu artırıcı değil Yer’in gücünü arttırıcı çalışmalardır.<br />

<br />

Muhammet diyor ki “Koruma, Altın Toplumlarla yapılacak.” Ya-Ha! Koruyucu olan, Rahman olan, Rabbi Toplumlar’ı kotlayan ve kontrol eden İlim Ailesi’dir. Ve bu İlim Ailesi, Dünya Ruhsal Mahreki’ndedir.<br />

<br />

Allah dedi ki “Öksüz yetim bırakmayın. Alın taşıyın.” Ya-Ha! Öksüz yetim bırakmadık, hepsini taşıdık. Yeni dünya kuruldu. Bu yeni dünya, El’in İlmi ile kuruldu. El, Aklın ilmi’dir. Ve El, artık bilinsin isteriz ki Allah’a ait bir sevgidir. Ve biz dünyaya, koltuk üzere gelmedik. Biz insanlık için geldik. Burada toplulukların çokları koruma istiyorlar. Diyorlar ki “Allah, bizi koru. Çünkü biz dünyada çok çaresiziz.” Yaşam, insanı kontrol etmek için çılgınlıklar da yaptırır. Ve yaptırdığı bu çılgınlıklar, bütün kötülüklerin, kök sessizliğinde, yaşam sayfalarına geçişini sağlar.<br />

<br />

Mesele Allah İlmi’ni bilmekten öte Aklın Tohumları’nı yoğunlaştırmak ve kayıtlamakla mümkün olan yeni bir sayfalanışta bulunabilmektir.<br />

<br />

Merkez insan... Bu insan, İlmin Ailesi’ne mensup olduğunu bilir. Hepimiz o İnsanız. İlmin kendi yoğunluğumuzda ve kendi kayıtlarımızda bulunduğunu bilenleriz.<br />

<br />

Türkiye yeni bir sayfayı, kendi yoğunluğu ile bütünleyebildi ve Yaşam Kotlaması’na girişti. Yer’den ve Yerin Yücelikleri’nden kendi tohumlarını çekti ve bütünledi.<br />

<br />

Bundan sonraki sayfalanışta, çalışmada artık “ATLANTA KOTLAMASI”na girişiliyor. Bu kotlama, Ana Kotlama’dır. Ana Tabii Kayıtlar’ın kotlanışı olacak. Ve Atlanta Kotlaması ki “ANA KOTLAMA PROGRAMI” diyoruz buna. Beden Kaynakları’nın Gökler’e sayfa sayfa ulaşmasıyla, geri çekilişi yapacak.<br />

<br />

Hepinizin net bildiği gibi Gökler’e Kayıt yaptığınız zaman o Gökler’e yaptığınız kayıt, Yer Kotlar tarafından çekilir. Hepiniz kendinizi “Eril Kotlar” diye bilin. Ve sizler, Eril Kotlar olarak Yer Kuranı’nı okursunuz ve Arşa kaydedersiniz. Arşa kaydettiğiniz her şey, ket vurulmadan her bir Yol Kotu tarafından teknolojik kontrolle, kati olarak okunduğunda çekilir. “Ben” der, “ulaştım okudum.” Okuduğu önceden oraya, Yer’den kaydolandır. Bunu bilen var mı? bilmem.<br />

<br />

Çoğunuz, “Ben Arşa kendimi ulaştırdım ve Arş bilgilerini çekiyorum” diye düşünse de Arşa kaydolan bilgi ki bu bilgi dişildir. Dişil Tabii Kayıt’tır. Arzın Toplumları tarafından Arşa kaydolmuştur. Ve Arş, Arz birlikteliği bugün artık kurulmuştur. Yani bizler, toplu çalışmalarımızla Dünyanın Ruhsal Mahreki olarak görev taşırken, kendi yoğunluğumuzda hak edip de Has Tertip ile birlikte çağrı üzerine kotlama yaparak, yaşamlara kattığımız bilgiler ki bu bilgiler, Sanal Boyut bilgilerinden üstündür. Arzın gücüdür. Ve bu güç, Eril Kürsü’dür. Ve Eril olan bu kürsü, Arzın Kutsal Işığı ile Arşa kaydolur.<br />

<br />

İşte Canlarım, her sevgi, Samanyolu’nun ışıması ile birlikte yeni dönemlere geçişi sağlarken, kendi yaptığımızı, yeniden okuma imkanını bize verir. Sanmayın ki size bilgi Dış Meclisler’den gelir. Yine dünyadan gelir.<br />

<br />

Burada bir fark düşünebiliriz. Nedir bu fark? Bizler, Rabbi Toplumları kotlamaya gelenler, kendi Hak Teknik kontrolümüzle Bütün’ün kötülüklerini önlemek üzere, Beşir Teknolojisinden çok daha güçlü olan İlim Kotlaması ile dünyaya girişteyiz.<br />

<br />

Bu girişimizin neticesinde bütün bu bilgiler, bizim kendi Teknolojik Kotlamalar’ımızda ve yoğunluklarımızda mevcuttur. Ve kendi tahditli bilgimizle birlikte dünyaya indikten itibaren de dünya sayfalanışında yine kendi Tobi Kotları’mızla kendi varlık sayfalarımıza ulaşarak, kendimize ait bilgileri de çekeriz. Ve çektiğimiz bu bilgileri Arz’a, “Göklerin Sesi” diye değil “Yürek Sesi” diye indiririz. Yürek Sesi diye Arza indirdiğimiz bu bilgiler, Arşa “kot” olarak değil Arzın Kutsal Işıkları ile birlikte koruma altında “kot” olarak kaydolur. Ki bizlerin yapacağımız en önemli görev, kendi kati tahditli bilgilerimizi yerin bilgisiyle birleştirmek ve bu bilgiyi Arşa kotlar olarak kayıtlamaktır. Hepimiz bunu yaparız, yapmaktayız.<br />

<br />

Bu çalışmaların amacı da önemle bildiririm ki budur. Dağlarım, Atlanta Ana Kaynaklarından dünyaya indik. Peki, ne şekilde indik? Muktediriyetle. O ana kadar Dünya İlmi’ni hak edip de dilleyemeyenlerin dünyaya Gök Çerçevesinden inişlerinde sanırsınız ki sınırsız bir ışık halinde geldik. Hala anlamadınız. Dünyaya inişimiz, sınırlanaraktır. Ve sınırlanarak dünyaya inerken, kendi Beden Kotları’mızı da Kutsal Işıklar’ımızı da sınırlandırdık.<br />

<br />

Ve dünya insanlığı için Gökyüzünün Sesi’ni yere indirme imkanımız bu kadardır. Ne yazık ki bu kadardır. Amma dünya Ekmek için bizi bekler ki biz kendimizde bu ekmeği yapalım da Birlik çalışmaları ile Beşir Kotlamalar’ı, Kati Toplumlar’la dilleyelim diye. İşte bütün amaç kendimizi Yer’e çekmektir. Bu gün Öz Görev’le burada bulunan sizlerle bizler, çok önemli bir çekiş içindeyiz. Nedir bu çekiş? Erkek kadın Nefes İlmi’nin en yüce tahtında, insanın Kati Toplumlar’ı koruma altına alınarak Göz Kürsüleri, Yer Kürsüleri ile birleşiyor.<br />

<br />

Dağlarım, bugün çok yüce bir ışığı yere çekiyoruz. Daha evvel hiçbir sayfada olmayan güçlü bir ışık… Ve bu ışık, Kervanın en büyük gücü olacak. “Doğum, ölüm” dersiniz ya hani bu gün doğum halindeyiz. Çünkü o ışık bizim yoğun biçimde doğumumuzu sağlayacak…<br />

<br />

Bu ışık, 5 Kök Irkın Birlik katiyetiyle dünyaya indirilişidir. Bu 5 Kök Irk, dünya kökünden söz ediyorum sanmayın. İlmin sayfalarını tohumlayan, yasaları koyan Yerin Kürsüleri’nde, Göç Kotlaması yapan, Beşeri kayıtlayıp dillere destan yapan, o Kök Irklar… Dünya Üstü Boyutlar’ın kendi kökleri… Ve bu kökler, bugün sınırsız ışıklarıyla Yer Kürsüsü’ne indiriliyorlar…<br />

<br />

Dağlarım, hepiniz sınırları kaldırıp dünyaya geçiş yaparken ben Dünya Tohumu olan tertipsiz ilim yapmayan, ışığı “Kaynak” diye bilenleri buraya aldım… Bu gün mümkünse hepiniz bunu diri olarak anlamaya çalışın. Çok özel bir çalışmadır yaptığımız.<br />

<br />

Mikail’in Gökleri, bizim yüreğimize çekiliyor. Miraç, İnsanın Kuranı’nda kendi yoğunluğunda, Kutsal Işığı’nda Kaynağa inişidir. Ve “Miraç İnsanı” müsbet hakikiyetle dünyaya çekiliyor<br />

<br />

Hulus sahipleri bugün sizlerle birleşecek. Ve bizler, resmi çalıştırıcılar, Beşer’in gücünü yetkinleştirerek yasalar çerçevesinde kendi teknolojimizle Birlik Tekniği’ne kotlayacağız… Mahrekimiz, İlim Ailemiz, yüreğimiz hepsi iş yapacak…<br />

<br />

Ve Değerliler, Dünyanın Ruhsal Işığı, Yerin, Göğün Işığı ile bitki, hayvan ve tüm sayfaları ile kürsülere kotlanıyor. “Koruyun insanları” deniyordu. “Koruyun, ışıklarımızdaki o yolcuları” deniyordu. Hepsi koruma altında...<br />

<br />

Miraç, İnsanın Işığı’na geçişini yaptı. Şikayet bitsin Canlarım… Bedenli insan, yolu açar. Beden, herkesin kendi ilmiyle, kendi yüceliği ile dillediği kendi hakikiyetidir. Bizler, tohumlarımızı Gökler’den çekerek, dünyanın yoğunluğuna indirmemizle birlikte belli kaynakların gücünden üstün olan, Yel Gücü’nün Kürsüleri ile birlikte yeni bir sayfayı açtık. Ayrı gayrı bitsin; kör kendini, ailesini bilsin diyoruz. Ve körün güçlenmesini bekliyoruz. Ten’in insana ait olmadığını da herkesin anlamasını bekliyoruz.<br />

<br />

Değerliler, biliyoruz ki Ten, Rabbi Tohumları yaşatabilmek için Eril Kot ve Dişil Kotun teknik olarak kendi yoğunluğunda BİR’e dönüştürdüğü Sesin Örümü’dür. Bunu anlayan var mı bilmiyorum? Amma hepinizin şunu bilmesini bekliyorum ki Ses Örümü, Yaşam Sayfalanışıdır. Eğer ses, örüme geçmişse Tanrı örgüsünü örüyor demektir. Eril Şiş ve Dişil Şiş. Her biri bir şiş ve örüm sayfası ikisinin anda teknik olarak “birleşme anı” dediğimiz “çarpışma anında” sesin tahditsiz biçimde kaynağa inişidir. Ki bunun, sessiz sayfayı seslendirme, Sanal Boyutları tohumlama anı “LA” kaydıdır. “LA..., LA...., LA...” diye örülür o örgü…<br />

<br />

Dağlarım, maya tuttu. Hepiniz hepimiz birleştik. Muktediriyetle, tahditsiz biçimde Yüceliklerimizi tüm sessizliklerde dilledik. “Biçare Dünya” diyorlardı ya hani. Çare biziz Canlarım. Bunu hepiniz net bilin. Çare biziz… Tüm insanlık…<br />

<br />

Din, Allah’ın İlmi değildir. Din, Aklın Tekniği’dir. Dini bilen, aklı bilmedikçe harını yükseltip de kotlama yapamaz.<br />

<br />

Ben, İnsan Soyunun Kuran’ı olan, LA-KA-HAR olan İmparator İnsan… “Ben” derken o sayfayı dinliyorum şu anda. Ki o sayfayız her birimiz… Bütün kötülüklerin kutsal ışığını yetkin biçimde dinleyenlere Yerin Sesi’ni veriyorum.<br />

<br />

İmparator artık sınırsız şekilde doğmuştur. Ve bu İmparator, Bütün’ün kökünü kurutmaya kalkışanları kendi yoğunluğuna çekmiştir ve kontrol edici biçimde Yücelikleri korkusuzca kontroldedir.<br />

<br />

Hepiniz biliyoruz ki!... Hepiniz biliyoruz ki!... siz, biz değil misiniz? Birlik Tekniği ile her şeyi başarabiliriz. Ve Değerliler, Alton Kotları dünyaya çekildi. Koruma altına aldık tüm sayfaları. Bütün kötülükleri aştık. Yer Gök, insan. Bilgi hak ve biz hasat… İnsanın Har olup ışığı kotladığı bir yasa… Ve bizim üstümüzde biz olan ışık…<br />

<br />

Hey Dünya! “dene-yanıl” değil “OL!...” Bugüne kadar hep deneme yanılma şeklinde süreç sürdürüldü. Artık OL!...<br />

<br />

Muhammet, insana ışıktı. Din İnsanı’nda ışıyan bir yasaydı. Bizse Allah’ın Teknolojik Kotlaması’nda tartışılmayanlar, tahditsiz olanlarız. Arkon İnsan’ın toprağındaki Kati Yaşamlarız. Bundan sonra Yıldızlar, sessiz kalmayacaklar. Bu da bilinsin istiyorum.<br />

<br />

Bundan sonra Yıldızlar, tüm sessizliklerin üstünden, dünyayı ziyaret başlatacaklar. Nasıl bir ziyaret olacak bu? diye sorarsanız izah edeyim. Görsel değil, bilinçsel ziyaretler başlıyor. Görsel ziyaret çoktur ama görevimiz bu değildir.<br />

<br />

Bilinçsel zirayetler artıyor. Daha güçlü yücelikler dünyaya çekiliyorlar. Ve yıllar yılı sürecek yeni program devreye giriyor. Bu yeni program, Yerin Sınırsızlığı’ndan, Gökyüzünün Işığı’ndan öte olan yeni bir Kaynak… İşte bu Kaynak, “Has Teknik’le Kotlanmış olanların”, yetkin biçimde devreye alınacakları bir kaydı, Has Tertip’le Bütünleyenlerle yapılacak…<br />

<br />

Kozmoz Federal İstasyonları’ndan, Gökyüzü Sayfalanışı başladı. Bu istasyonlar, dünyanın “Sır” olarak bildiği bu çalışmada Yerle Gök arasında kuruldu. Bu istasyonların en önemlisi, Birlik Tekniği ile kendi yüreğimizde gerçekleşiyor. Bugün buradayız ve her bir sayfada da bu çalışmayı yapıyoruz. Bütün sayfalarda bu çalışma Yerin İlmi diye yapılıyor.<br />

<br />

Gökteki İlim ve Yerdeki İlim tek bir ilim oldu. En son Süper İnsanlık Dürümleri’nde bu çalışmayı yapacakların Kaynak Kotlar’la birleşmesi beklenmişti. İşte bu da oldu. Şimdi Yer’den ses verecek olanları bulup bu çalışmaya almalıyız. Hepinizin net bildiği gibi görev seçimi daimiyetimizde vardı. Hepiniz, hangi görevle dünyaya ineceğinizi belirlemiştiniz ama ne var ki hala bu görevin idrakinde olmayanlarınız da var. Biz size anımsattık.<br />

<br />

Herkesin net anlamasını bekliyoruz. Tüm sessiz sayfalar, yaşam Kotlaması ile devreye girecek, büyük körlükler artık “GÖZ ÇÖZÜMÜ” ile gerçekleşip yaşamlara inecek. Yeniliği, hakikiyeti devreye alacak.<br />

<br />

Ben dünya olan insan. Allah’ın toprağındayım. Ki bu toprak, har yükseltmem içindir. Ben insan, Nefes İlmi’ni, Kelam Tekniği ile dilleyebilenim ki ben Kaftan giymem. Niye giymem? Kaftan görevdir. Göç Kürsüsü’dür Kaftan. Ve o Kaftan, örgütlenişin sessiz sayfalanışında ışığı yaşamlara indiriştir ki o Kaftan’ın giyilmesi, dünyanın net sesinin duyulması anlamına gelir. Bunu isteyen varsa buyursun yapsın. Bunu yapmaya niyetim yok. Amma Teknolojik Kotlama başlarken, Rubbi Tabiat’ın kontrolünde her şey insanlık için görevdir. Ve biz Kürz’ün gücü olarak dünyaya indirilenler, Gözün Kürsüleri’nde, Sözün sessiz sayfalarında her şeyi yapmak üzere “Altın Toplum” olarak geri döndük.<br />

<br />

Münafıklık yapanları içimizden çıkardık. Dağlarım, bir seçim yaptık. Ve bu seçimin neticesinde sınırlı sayıda Bütünlük ile çalışmaya karar verdik. Bu Bütünlükler’in aileleriyle de birlikte olduk. Resim yapar gibi Dünyanın Işığını yeniledik. Yeni dünyada “Ekip” kurabilir miyiz? Muktediriyetle kurduk. İşte bu Ekip, Aklın Ekibi’dir.<br />

<br />

En ince ayrıntısına kadar her bilgiyi sizinle paylaşabilirim. Neden her şeyi açıklamıyorum? Öz Göç’ün Işığı’nda her şey sesle verilir. Ve sesin toplumlara inmesi gerekir. Eğer bilgi “Ses Kayıtlaması” ile toplumlara inmezse korunma imkanı kalmaz. Bu nedenle her şey örtülü bildiriliyor. Her bilgi bizde meknuz ve her bilgiyi açıkça dilleyebiliriz. Bu kesindir. Emin olun ki bunu yaparız.<br />

<br />

Müracaat İlim!... Hepsi bu. Değerliler, Rahmana Kuran oluş ışığa Kati İlim’le giriş ve akılla toplumlara iniş Beşir olmadan göçlerin sessiz sayfalarında dilleyiş Bütünlükleri, Muhammet’le değil İmparatorlukla mümkündür. Bu nedenledir ki hala Dünya Işığı’nı yenileyecek görevlilerimiz Dünyanın Kuranı’nda kendi yoğunluklarını dillemeden bizim Bütün’ü Kütleyle kotlayarak dünyayı teknolojik olarak birleştirmemiz ve tohumlarımızı Yerin Işığı’ndan çıkarmamız sınırlandırılsın diye Geçiş Sayfaları’nda çok sınırlı bildiriler okuyoruz.<br />

<br />

Yarın daha güçlü bilgiler verilecek. Ne var ki görev gereği her şey örtülü bildirilir. Yer İnsanı, Gök İnsanı bir tek ışık halindedir şimdi. Ve şimdi biz insan soyuna Gökyüzünü indiriyoruz. Kontrol buradadır. Gusül abdesti almış Gökyüzü diyor ki “Siz ya yanlış yaparsanız!?” Biz Allah’ın değerini bilenler, ocağına ineriz. Canlarım, Gökyüzü bizim ismimizi dahi dinleyemez. Ona biz ne verirsek onu bilir. Bu kesindir.<br />

<br />

Dağlarım, görev gereği onlarla bütünleniş ve onlarla dilleniş gerekseydi Gerçek Küçük Işıklarımızı devreye alırdık. Dağların İnsanı, Yolcuların Işığı’nı yenilerken kendi yüreği ile yapar bunu. Bütün’e hizmet, BİR’e hizmet bu şekildedir. Yeni dönemde Gökyüzü bizden bilgi istediğinde, Nefes İlmi ile her bilgiyi bildireceğimizi mutlaka bilsin.<br />

<br />

Şu ana kadar yapmış olduğu her hatayı affetmedik. Şunu net bildiririz ki sonsuz sır olan bilgiler, dünyaya indirilirken, çoğu kanallıklarda kırıcılıklar devreye aldılar. Ve bu kırıcılıklarla BİR’in tahditli Kotları’nı kırdılar, kısırlaştırdılar. Şimdiden öte şimdide Bütün’e Gökyüzünü vermeye niyetimiz mutlaka olacaktır da bugün değil. İş budur.<br />

<br />

Ve korkuyu aşabilmeleri gerekir. Tanrı Rabbi Toplumları bunu net olarak bildiriyor. Her şey, her şey görevimiz gereğidir. İşimiz muktediriyetle Geçişi yaptırmaktır. Yarın insan, yargı aşamasını geçecektir. İşte o zaman biz insanlığa her şeyi açıklayacağız. Bu gün insan, her bilgiyi yargılıyor. Bu nedenledir ki insana her bilgiyi açık ve net vermeyeceğiz. Ve biz kendimizi kendi değerimizi açıklasak da hiçbir sayfa bunu anlayamaz. Okuma yazma bilsinler, okusunlar, anlasınlar… Okuma, ilmi okumadır.<br />

<br />

Böylesi çalışma dünya sessiz sayfalarında ilk kez yapılıyor. Dünya ilk kez gökyüzü’ne; “Sen, benden biliyorsun” diyor.<br />

<br />

Dağlarım, “Ses İnsan” dünyada kendini dilliyor. Ve Gökler, insanı Yer İnsanı’nın bilgisini istiyor. Bu kesinlikle böyledir. Her Rab, Allah’ın Tahtı sayar yüreğini. Bizse Aklın Tahtı’yız.<br />

<br />

Şükredin ki görev İnsana verildi. İşte insan, Altın Işık’tır. Bundan sonraki süreçte yeşilden öteye ulaşanlarla bu çalışma devam edecektir. Yeşil, kalp ölçüsüdür. Kalbi kati olanlar, yeşile varmış olanlardır. Ve maviye ulaştıklarında artık sınırsızlığa varılır. Sınırsızlık, ilmin tahditli kotlamasının aşıldığı sayfadır.<br />

<br />

İşte mavinin ötesinde kutsal Tohumlama başlatıldı. Her şey budur. Kimse “Ben kendimi yeşilde görmekteyim.” Demedi. Ama yeşiller, maviler, sarılar, kırmızılar, morlar her biri tasnif edildi. Ve bunun neticesinde ayrılmalar oldu. Dünyada çok çalışıp az yaşamları kayıtlayan var. Onlar, “Ha!” Diyorlar, “Biz birlik haline geldik. Hala görev yapamıyoruz.”<br />

<br />

Dağlarım, dizi dizinde olanlar, ışıksızdırlar. İz ize olanlar, har yükseltip tohum olurlar. Buyurun işte mutluluk budur...<br />

<br />

Müracat Allah, ilim HA! Ve biz KA-HA! Hepsi bu. Ayrılık bitti Canlarım. İşte bu!...<br />

<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı

 

"ALTIN TEN”<br />

<br />

IŞIK İNSAN SEMPOZYUMU (2-3-4) 10.06.2012<br />

<br />

“Takdiri İlahi” dedikleri Bütün’e hizmet, hepimizin diriliğinde mevcut olan bir hak tahdittir. Değerliler, dünkü konumuz, “Muktediriyet”ti. Bugünkü konumuz ise “Katiyet”tir. Hepinizin net bildiği gibi “Ben NA-KA-HAR olan, Rab olan, Işık olan.” diye başlıyorsam eğer, muktediriyetle bu bilgiyi sizlere dilliyorum demektir. Her birimiz hangi sayfaya geçmişsek, biz o sayfanın Tabii Kayıtlar’ından sesleniriz. Ve o sayfa biz olur. Bu günde bu Teknolojik Kotlama’da ben, “RA-Kİ-HA” denilen bir sayfadayım.<br />

<br />

Dağlarım, Ruhsal Mahrek’imde Bütün’e hizmet, kutsal bir ışık halinde teknolojik olarak tabii bir çalışmayı devreye aldı.<br />

<br />

“Maya tuttu. Dua okuduk, duamız kabul oldu.” Derler. Duayla ilgisi var mı? bilmem ama Birlik Toplumları bu çalışmalarla Bütünün Kütlesi’ni kotladılar ve şu anda ulaşılan sayfaya geçildi.<br />

<br />

Herkes net bilmelidir ki beden alarak dünyaya inen herkes, Göç Kotu olarak girer. Her birimiz birer Göç Kotu’yuz dünyada. Her birimiz toplu çalışmalarımızla, Dünya Tabii Kayıtlaması’nı yaparız. Dünya Yaşam Sayfaları’nı kati olarak kotlar, kayıtlarız. Sınırları kaldırırız ve dünyaya ışık yakarız; yakabilirsek eğer. Yakamayabiliriz de. Ve hepimiz Birlik Toplumları ile Gökyüzüne Kuran oluruz.<br />

<br />

Dünya Işığını, gerçek Cevheri Kotlamalarla, Yer’den Gökler’e ağır ağır ulaştırırız. Bugüne kadar yaptığımız Birlik Çalışmaları’nın her birinde, yeni dönemlerin Gökyüzüne Umman olmasını sağlamaya çalıştık. Ve yasalar kapsamında yapıldı tüm çalışmalarımız. Her Gök İnsanı, yeni bir Sanal Kotlama başladığında, Yer, Gök Birliği’ni kurmaya çabalar.<br />

<br />

Birçoğumuz Göklerin Sesi’ni duyarız ve birçoğumuz da Gökyüzü’nden Yeryüzü’nü sınırsızlıkta izleriz. Her yer bize, her şey bize Hak Teknik’le açılır. Birleşik Aile olarak Yer’de Gök’te oluruz.<br />

<br />

Tabiat bizsiz değildir. Yaşam sayfalarında hepimiz mevcuduz. Önsüz ve ardsız olan Birliklerimiz, dünyaya Göklerin Sesi’ni indirmeye gelmedi. Yerlerin Sesi’ni, Göklere dinletmeye de inmedi. Kati Toplumları kontrole indi. Bu kesindir.<br />

<br />

Bugüne kadar Rabbi Toplumlar’la Gökler’i seslendiren Birliğim, yeni dünyada, yeni sayfalarda, görevli çalışmaları yeşertmek üzere de geçişler yapacaktır. Yasaları koyan Bütünlükler vardır dünyada. Birçok Bütünlük, Gökyüzü’nü Yeryüzü’ne indirir de yasa koymak ayrıdır.<br />

<br />

Dünden bugüne, hepimiz Türkiye’deki bu çalışmalara, Kaynak Kotlamalar’la dahil olduk. Özel çalışmalardı yaptığımız. Ben Zinnur olanın ilmini de dilledim, Hasat yapanın, insan soyuna ışık yakmasını ve Hasat’ı tahditsiz olarak yaratmasını da dilledim. Ama hep Birleşik Işık ile yaptık bunu.<br />

<br />

Bugünden itibaren dünya, yolunu buldu. İlimle Gökler’e ulaşmakta. Yolun bulunması ne anlama gelir diye sorarsanız. “Yardım edin, hak edin, alın, yapın” değil. “OLDU!...” Artık Gökyüzü, Yüceler Cevheri’ni Yer’den kendi yoğunluğuna çekebiliyor.<br />

<br />

Bütün körlükler ve bütün sağırlıklar bitmiştir. Bilgi alışverişi nettir. Bu güne kadar “Ben bilirim.” Diyebilmek bile, hepinizin bildiği gibi, Ha! Acaba sağlığı yerinde mi? Sorularına muhatap olmanızı sonuçlayabiliyordu. Ama bugün görev geçişleri net olarak bilinmektedir.<br />

<br />

Birçok Yüce Cem Kaynak, dünyaya gerçek Kürsüler’ini indirdiler. Bu gerçek Kürsüler’in çoğunda yaşam sayfalanışı geçişkendir. Biliniz ki dünya resim yapıyor. Ve bu resim, Altın Tohumlar’ın yoğunluğunu kontrol için yapılıyor. Ve bilir misiniz ki Rahman’a Kuran olanlar, Gökyüzünde kendi tohumlarını ekiyorlar. Ve bu tohumlar, bütün kötülüklerin örtüsü oluyor.<br />

<br />

Çürük çarık bırakmadık. “Hepsi bizimdir.” diyoruz. Dünya, sınırsız bir yaşam sayfasıdır. Ve burada var olan herkes; beşir, hakiki ya da değerli, değersiz, hepsi bizimdir. Ve biz bütün kötülüklerin, Öz Görev Sayfalanışı olduğunu bilerek buradayız…<br />

<br />

Kantar İnsan, Rahman olan. Kaynak İnsan, toplum olan. Birlik Kotlaması yapan insan, ışık olan… Hepsi bir tek yasadır. İşte o yasa, İsmaililer’in Gökler’e ulaştırdıkları ışıkların güçlendiricisi, değerli değersiz kayıtlarının yoğunluğunu artırıcı değil Yer’in gücünü arttırıcı çalışmalardır.<br />

<br />

Muhammet diyor ki “Koruma, Altın Toplumlarla yapılacak.” Ya-Ha! Koruyucu olan, Rahman olan, Rabbi Toplumlar’ı kotlayan ve kontrol eden İlim Ailesi’dir. Ve bu İlim Ailesi, Dünya Ruhsal Mahreki’ndedir.<br />

<br />

Allah dedi ki “Öksüz yetim bırakmayın. Alın taşıyın.” Ya-Ha! Öksüz yetim bırakmadık, hepsini taşıdık. Yeni dünya kuruldu. Bu yeni dünya, El’in İlmi ile kuruldu. El, Aklın ilmi’dir. Ve El, artık bilinsin isteriz ki Allah’a ait bir sevgidir. Ve biz dünyaya, koltuk üzere gelmedik. Biz insanlık için geldik. Burada toplulukların çokları koruma istiyorlar. Diyorlar ki “Allah, bizi koru. Çünkü biz dünyada çok çaresiziz.” Yaşam, insanı kontrol etmek için çılgınlıklar da yaptırır. Ve yaptırdığı bu çılgınlıklar, bütün kötülüklerin, kök sessizliğinde, yaşam sayfalarına geçişini sağlar.<br />

<br />

Mesele Allah İlmi’ni bilmekten öte Aklın Tohumları’nı yoğunlaştırmak ve kayıtlamakla mümkün olan yeni bir sayfalanışta bulunabilmektir.<br />

<br />

Merkez insan... Bu insan, İlmin Ailesi’ne mensup olduğunu bilir. Hepimiz o İnsanız. İlmin kendi yoğunluğumuzda ve kendi kayıtlarımızda bulunduğunu bilenleriz.<br />

<br />

Türkiye yeni bir sayfayı, kendi yoğunluğu ile bütünleyebildi ve Yaşam Kotlaması’na girişti. Yer’den ve Yerin Yücelikleri’nden kendi tohumlarını çekti ve bütünledi.<br />

<br />

Bundan sonraki sayfalanışta, çalışmada artık “ATLANTA KOTLAMASI”na girişiliyor. Bu kotlama, Ana Kotlama’dır. Ana Tabii Kayıtlar’ın kotlanışı olacak. Ve Atlanta Kotlaması ki “ANA KOTLAMA PROGRAMI” diyoruz buna. Beden Kaynakları’nın Gökler’e sayfa sayfa ulaşmasıyla, geri çekilişi yapacak.<br />

<br />

Hepinizin net bildiği gibi Gökler’e Kayıt yaptığınız zaman o Gökler’e yaptığınız kayıt, Yer Kotlar tarafından çekilir. Hepiniz kendinizi “Eril Kotlar” diye bilin. Ve sizler, Eril Kotlar olarak Yer Kuranı’nı okursunuz ve Arşa kaydedersiniz. Arşa kaydettiğiniz her şey, ket vurulmadan her bir Yol Kotu tarafından teknolojik kontrolle, kati olarak okunduğunda çekilir. “Ben” der, “ulaştım okudum.” Okuduğu önceden oraya, Yer’den kaydolandır. Bunu bilen var mı? bilmem.<br />

<br />

Çoğunuz, “Ben Arşa kendimi ulaştırdım ve Arş bilgilerini çekiyorum” diye düşünse de Arşa kaydolan bilgi ki bu bilgi dişildir. Dişil Tabii Kayıt’tır. Arzın Toplumları tarafından Arşa kaydolmuştur. Ve Arş, Arz birlikteliği bugün artık kurulmuştur. Yani bizler, toplu çalışmalarımızla Dünyanın Ruhsal Mahreki olarak görev taşırken, kendi yoğunluğumuzda hak edip de Has Tertip ile birlikte çağrı üzerine kotlama yaparak, yaşamlara kattığımız bilgiler ki bu bilgiler, Sanal Boyut bilgilerinden üstündür. Arzın gücüdür. Ve bu güç, Eril Kürsü’dür. Ve Eril olan bu kürsü, Arzın Kutsal Işığı ile Arşa kaydolur.<br />

<br />

İşte Canlarım, her sevgi, Samanyolu’nun ışıması ile birlikte yeni dönemlere geçişi sağlarken, kendi yaptığımızı, yeniden okuma imkanını bize verir. Sanmayın ki size bilgi Dış Meclisler’den gelir. Yine dünyadan gelir.<br />

<br />

Burada bir fark düşünebiliriz. Nedir bu fark? Bizler, Rabbi Toplumları kotlamaya gelenler, kendi Hak Teknik kontrolümüzle Bütün’ün kötülüklerini önlemek üzere, Beşir Teknolojisinden çok daha güçlü olan İlim Kotlaması ile dünyaya girişteyiz.<br />

<br />

Bu girişimizin neticesinde bütün bu bilgiler, bizim kendi Teknolojik Kotlamalar’ımızda ve yoğunluklarımızda mevcuttur. Ve kendi tahditli bilgimizle birlikte dünyaya indikten itibaren de dünya sayfalanışında yine kendi Tobi Kotları’mızla kendi varlık sayfalarımıza ulaşarak, kendimize ait bilgileri de çekeriz. Ve çektiğimiz bu bilgileri Arz’a, “Göklerin Sesi” diye değil “Yürek Sesi” diye indiririz. Yürek Sesi diye Arza indirdiğimiz bu bilgiler, Arşa “kot” olarak değil Arzın Kutsal Işıkları ile birlikte koruma altında “kot” olarak kaydolur. Ki bizlerin yapacağımız en önemli görev, kendi kati tahditli bilgilerimizi yerin bilgisiyle birleştirmek ve bu bilgiyi Arşa kotlar olarak kayıtlamaktır. Hepimiz bunu yaparız, yapmaktayız.<br />

<br />

Bu çalışmaların amacı da önemle bildiririm ki budur. Dağlarım, Atlanta Ana Kaynaklarından dünyaya indik. Peki, ne şekilde indik? Muktediriyetle. O ana kadar Dünya İlmi’ni hak edip de dilleyemeyenlerin dünyaya Gök Çerçevesinden inişlerinde sanırsınız ki sınırsız bir ışık halinde geldik. Hala anlamadınız. Dünyaya inişimiz, sınırlanaraktır. Ve sınırlanarak dünyaya inerken, kendi Beden Kotları’mızı da Kutsal Işıklar’ımızı da sınırlandırdık.<br />

<br />

Ve dünya insanlığı için Gökyüzünün Sesi’ni yere indirme imkanımız bu kadardır. Ne yazık ki bu kadardır. Amma dünya Ekmek için bizi bekler ki biz kendimizde bu ekmeği yapalım da Birlik çalışmaları ile Beşir Kotlamalar’ı, Kati Toplumlar’la dilleyelim diye. İşte bütün amaç kendimizi Yer’e çekmektir. Bu gün Öz Görev’le burada bulunan sizlerle bizler, çok önemli bir çekiş içindeyiz. Nedir bu çekiş? Erkek kadın Nefes İlmi’nin en yüce tahtında, insanın Kati Toplumlar’ı koruma altına alınarak Göz Kürsüleri, Yer Kürsüleri ile birleşiyor.<br />

<br />

Dağlarım, bugün çok yüce bir ışığı yere çekiyoruz. Daha evvel hiçbir sayfada olmayan güçlü bir ışık… Ve bu ışık, Kervanın en büyük gücü olacak. “Doğum, ölüm” dersiniz ya hani bu gün doğum halindeyiz. Çünkü o ışık bizim yoğun biçimde doğumumuzu sağlayacak…<br />

<br />

Bu ışık, 5 Kök Irkın Birlik katiyetiyle dünyaya indirilişidir. Bu 5 Kök Irk, dünya kökünden söz ediyorum sanmayın. İlmin sayfalarını tohumlayan, yasaları koyan Yerin Kürsüleri’nde, Göç Kotlaması yapan, Beşeri kayıtlayıp dillere destan yapan, o Kök Irklar… Dünya Üstü Boyutlar’ın kendi kökleri… Ve bu kökler, bugün sınırsız ışıklarıyla Yer Kürsüsü’ne indiriliyorlar…<br />

<br />

Dağlarım, hepiniz sınırları kaldırıp dünyaya geçiş yaparken ben Dünya Tohumu olan tertipsiz ilim yapmayan, ışığı “Kaynak” diye bilenleri buraya aldım… Bu gün mümkünse hepiniz bunu diri olarak anlamaya çalışın. Çok özel bir çalışmadır yaptığımız.<br />

<br />

Mikail’in Gökleri, bizim yüreğimize çekiliyor. Miraç, İnsanın Kuranı’nda kendi yoğunluğunda, Kutsal Işığı’nda Kaynağa inişidir. Ve “Miraç İnsanı” müsbet hakikiyetle dünyaya çekiliyor<br />

<br />

Hulus sahipleri bugün sizlerle birleşecek. Ve bizler, resmi çalıştırıcılar, Beşer’in gücünü yetkinleştirerek yasalar çerçevesinde kendi teknolojimizle Birlik Tekniği’ne kotlayacağız… Mahrekimiz, İlim Ailemiz, yüreğimiz hepsi iş yapacak…<br />

<br />

Ve Değerliler, Dünyanın Ruhsal Işığı, Yerin, Göğün Işığı ile bitki, hayvan ve tüm sayfaları ile kürsülere kotlanıyor. “Koruyun insanları” deniyordu. “Koruyun, ışıklarımızdaki o yolcuları” deniyordu. Hepsi koruma altında...<br />

<br />

Miraç, İnsanın Işığı’na geçişini yaptı. Şikayet bitsin Canlarım… Bedenli insan, yolu açar. Beden, herkesin kendi ilmiyle, kendi yüceliği ile dillediği kendi hakikiyetidir. Bizler, tohumlarımızı Gökler’den çekerek, dünyanın yoğunluğuna indirmemizle birlikte belli kaynakların gücünden üstün olan, Yel Gücü’nün Kürsüleri ile birlikte yeni bir sayfayı açtık. Ayrı gayrı bitsin; kör kendini, ailesini bilsin diyoruz. Ve körün güçlenmesini bekliyoruz. Ten’in insana ait olmadığını da herkesin anlamasını bekliyoruz.<br />

<br />

Değerliler, biliyoruz ki Ten, Rabbi Tohumları yaşatabilmek için Eril Kot ve Dişil Kotun teknik olarak kendi yoğunluğunda BİR’e dönüştürdüğü Sesin Örümü’dür. Bunu anlayan var mı bilmiyorum? Amma hepinizin şunu bilmesini bekliyorum ki Ses Örümü, Yaşam Sayfalanışıdır. Eğer ses, örüme geçmişse Tanrı örgüsünü örüyor demektir. Eril Şiş ve Dişil Şiş. Her biri bir şiş ve örüm sayfası ikisinin anda teknik olarak “birleşme anı” dediğimiz “çarpışma anında” sesin tahditsiz biçimde kaynağa inişidir. Ki bunun, sessiz sayfayı seslendirme, Sanal Boyutları tohumlama anı “LA” kaydıdır. “LA..., LA...., LA...” diye örülür o örgü…<br />

<br />

Dağlarım, maya tuttu. Hepiniz hepimiz birleştik. Muktediriyetle, tahditsiz biçimde Yüceliklerimizi tüm sessizliklerde dilledik. “Biçare Dünya” diyorlardı ya hani. Çare biziz Canlarım. Bunu hepiniz net bilin. Çare biziz… Tüm insanlık…<br />

<br />

Din, Allah’ın İlmi değildir. Din, Aklın Tekniği’dir. Dini bilen, aklı bilmedikçe harını yükseltip de kotlama yapamaz.<br />

<br />

Ben, İnsan Soyunun Kuran’ı olan, LA-KA-HAR olan İmparator İnsan… “Ben” derken o sayfayı dinliyorum şu anda. Ki o sayfayız her birimiz… Bütün kötülüklerin kutsal ışığını yetkin biçimde dinleyenlere Yerin Sesi’ni veriyorum.<br />

<br />

İmparator artık sınırsız şekilde doğmuştur. Ve bu İmparator, Bütün’ün kökünü kurutmaya kalkışanları kendi yoğunluğuna çekmiştir ve kontrol edici biçimde Yücelikleri korkusuzca kontroldedir.<br />

<br />

Hepiniz biliyoruz ki!... Hepiniz biliyoruz ki!... siz, biz değil misiniz? Birlik Tekniği ile her şeyi başarabiliriz. Ve Değerliler, Alton Kotları dünyaya çekildi. Koruma altına aldık tüm sayfaları. Bütün kötülükleri aştık. Yer Gök, insan. Bilgi hak ve biz hasat… İnsanın Har olup ışığı kotladığı bir yasa… Ve bizim üstümüzde biz olan ışık…<br />

<br />

Hey Dünya! “dene-yanıl” değil “OL!...” Bugüne kadar hep deneme yanılma şeklinde süreç sürdürüldü. Artık OL!...<br />

<br />

Muhammet, insana ışıktı. Din İnsanı’nda ışıyan bir yasaydı. Bizse Allah’ın Teknolojik Kotlaması’nda tartışılmayanlar, tahditsiz olanlarız. Arkon İnsan’ın toprağındaki Kati Yaşamlarız. Bundan sonra Yıldızlar, sessiz kalmayacaklar. Bu da bilinsin istiyorum.<br />

<br />

Bundan sonra Yıldızlar, tüm sessizliklerin üstünden, dünyayı ziyaret başlatacaklar. Nasıl bir ziyaret olacak bu? diye sorarsanız izah edeyim. Görsel değil, bilinçsel ziyaretler başlıyor. Görsel ziyaret çoktur ama görevimiz bu değildir.<br />

<br />

Bilinçsel zirayetler artıyor. Daha güçlü yücelikler dünyaya çekiliyorlar. Ve yıllar yılı sürecek yeni program devreye giriyor. Bu yeni program, Yerin Sınırsızlığı’ndan, Gökyüzünün Işığı’ndan öte olan yeni bir Kaynak… İşte bu Kaynak, “Has Teknik’le Kotlanmış olanların”, yetkin biçimde devreye alınacakları bir kaydı, Has Tertip’le Bütünleyenlerle yapılacak…<br />

<br />

Kozmoz Federal İstasyonları’ndan, Gökyüzü Sayfalanışı başladı. Bu istasyonlar, dünyanın “Sır” olarak bildiği bu çalışmada Yerle Gök arasında kuruldu. Bu istasyonların en önemlisi, Birlik Tekniği ile kendi yüreğimizde gerçekleşiyor. Bugün buradayız ve her bir sayfada da bu çalışmayı yapıyoruz. Bütün sayfalarda bu çalışma Yerin İlmi diye yapılıyor.<br />

<br />

Gökteki İlim ve Yerdeki İlim tek bir ilim oldu. En son Süper İnsanlık Dürümleri’nde bu çalışmayı yapacakların Kaynak Kotlar’la birleşmesi beklenmişti. İşte bu da oldu. Şimdi Yer’den ses verecek olanları bulup bu çalışmaya almalıyız. Hepinizin net bildiği gibi görev seçimi daimiyetimizde vardı. Hepiniz, hangi görevle dünyaya ineceğinizi belirlemiştiniz ama ne var ki hala bu görevin idrakinde olmayanlarınız da var. Biz size anımsattık.<br />

<br />

Herkesin net anlamasını bekliyoruz. Tüm sessiz sayfalar, yaşam Kotlaması ile devreye girecek, büyük körlükler artık “GÖZ ÇÖZÜMÜ” ile gerçekleşip yaşamlara inecek. Yeniliği, hakikiyeti devreye alacak.<br />

<br />

Ben dünya olan insan. Allah’ın toprağındayım. Ki bu toprak, har yükseltmem içindir. Ben insan, Nefes İlmi’ni, Kelam Tekniği ile dilleyebilenim ki ben Kaftan giymem. Niye giymem? Kaftan görevdir. Göç Kürsüsü’dür Kaftan. Ve o Kaftan, örgütlenişin sessiz sayfalanışında ışığı yaşamlara indiriştir ki o Kaftan’ın giyilmesi, dünyanın net sesinin duyulması anlamına gelir. Bunu isteyen varsa buyursun yapsın. Bunu yapmaya niyetim yok. Amma Teknolojik Kotlama başlarken, Rubbi Tabiat’ın kontrolünde her şey insanlık için görevdir. Ve biz Kürz’ün gücü olarak dünyaya indirilenler, Gözün Kürsüleri’nde, Sözün sessiz sayfalarında her şeyi yapmak üzere “Altın Toplum” olarak geri döndük.<br />

<br />

Münafıklık yapanları içimizden çıkardık. Dağlarım, bir seçim yaptık. Ve bu seçimin neticesinde sınırlı sayıda Bütünlük ile çalışmaya karar verdik. Bu Bütünlükler’in aileleriyle de birlikte olduk. Resim yapar gibi Dünyanın Işığını yeniledik. Yeni dünyada “Ekip” kurabilir miyiz? Muktediriyetle kurduk. İşte bu Ekip, Aklın Ekibi’dir.<br />

<br />

En ince ayrıntısına kadar her bilgiyi sizinle paylaşabilirim. Neden her şeyi açıklamıyorum? Öz Göç’ün Işığı’nda her şey sesle verilir. Ve sesin toplumlara inmesi gerekir. Eğer bilgi “Ses Kayıtlaması” ile toplumlara inmezse korunma imkanı kalmaz. Bu nedenle her şey örtülü bildiriliyor. Her bilgi bizde meknuz ve her bilgiyi açıkça dilleyebiliriz. Bu kesindir. Emin olun ki bunu yaparız.<br />

<br />

Müracaat İlim!... Hepsi bu. Değerliler, Rahmana Kuran oluş ışığa Kati İlim’le giriş ve akılla toplumlara iniş Beşir olmadan göçlerin sessiz sayfalarında dilleyiş Bütünlükleri, Muhammet’le değil İmparatorlukla mümkündür. Bu nedenledir ki hala Dünya Işığı’nı yenileyecek görevlilerimiz Dünyanın Kuranı’nda kendi yoğunluklarını dillemeden bizim Bütün’ü Kütleyle kotlayarak dünyayı teknolojik olarak birleştirmemiz ve tohumlarımızı Yerin Işığı’ndan çıkarmamız sınırlandırılsın diye Geçiş Sayfaları’nda çok sınırlı bildiriler okuyoruz.<br />

<br />

Yarın daha güçlü bilgiler verilecek. Ne var ki görev gereği her şey örtülü bildirilir. Yer İnsanı, Gök İnsanı bir tek ışık halindedir şimdi. Ve şimdi biz insan soyuna Gökyüzünü indiriyoruz. Kontrol buradadır. Gusül abdesti almış Gökyüzü diyor ki “Siz ya yanlış yaparsanız!?” Biz Allah’ın değerini bilenler, ocağına ineriz. Canlarım, Gökyüzü bizim ismimizi dahi dinleyemez. Ona biz ne verirsek onu bilir. Bu kesindir.<br />

<br />

Dağlarım, görev gereği onlarla bütünleniş ve onlarla dilleniş gerekseydi Gerçek Küçük Işıklarımızı devreye alırdık. Dağların İnsanı, Yolcuların Işığı’nı yenilerken kendi yüreği ile yapar bunu. Bütün’e hizmet, BİR’e hizmet bu şekildedir. Yeni dönemde Gökyüzü bizden bilgi istediğinde, Nefes İlmi ile her bilgiyi bildireceğimizi mutlaka bilsin.<br />

<br />

Şu ana kadar yapmış olduğu her hatayı affetmedik. Şunu net bildiririz ki sonsuz sır olan bilgiler, dünyaya indirilirken, çoğu kanallıklarda kırıcılıklar devreye aldılar. Ve bu kırıcılıklarla BİR’in tahditli Kotları’nı kırdılar, kısırlaştırdılar. Şimdiden öte şimdide Bütün’e Gökyüzünü vermeye niyetimiz mutlaka olacaktır da bugün değil. İş budur.<br />

<br />

Ve korkuyu aşabilmeleri gerekir. Tanrı Rabbi Toplumları bunu net olarak bildiriyor. Her şey, her şey görevimiz gereğidir. İşimiz muktediriyetle Geçişi yaptırmaktır. Yarın insan, yargı aşamasını geçecektir. İşte o zaman biz insanlığa her şeyi açıklayacağız. Bu gün insan, her bilgiyi yargılıyor. Bu nedenledir ki insana her bilgiyi açık ve net vermeyeceğiz. Ve biz kendimizi kendi değerimizi açıklasak da hiçbir sayfa bunu anlayamaz. Okuma yazma bilsinler, okusunlar, anlasınlar… Okuma, ilmi okumadır.<br />

<br />

Böylesi çalışma dünya sessiz sayfalarında ilk kez yapılıyor. Dünya ilk kez gökyüzü’ne; “Sen, benden biliyorsun” diyor.<br />

<br />

Dağlarım, “Ses İnsan” dünyada kendini dilliyor. Ve Gökler, insanı Yer İnsanı’nın bilgisini istiyor. Bu kesinlikle böyledir. Her Rab, Allah’ın Tahtı sayar yüreğini. Bizse Aklın Tahtı’yız.<br />

<br />

Şükredin ki görev İnsana verildi. İşte insan, Altın Işık’tır. Bundan sonraki süreçte yeşilden öteye ulaşanlarla bu çalışma devam edecektir. Yeşil, kalp ölçüsüdür. Kalbi kati olanlar, yeşile varmış olanlardır. Ve maviye ulaştıklarında artık sınırsızlığa varılır. Sınırsızlık, ilmin tahditli kotlamasının aşıldığı sayfadır.<br />

<br />

İşte mavinin ötesinde kutsal Tohumlama başlatıldı. Her şey budur. Kimse “Ben kendimi yeşilde görmekteyim.” Demedi. Ama yeşiller, maviler, sarılar, kırmızılar, morlar her biri tasnif edildi. Ve bunun neticesinde ayrılmalar oldu. Dünyada çok çalışıp az yaşamları kayıtlayan var. Onlar, “Ha!” Diyorlar, “Biz birlik haline geldik. Hala görev yapamıyoruz.”<br />

<br />

Dağlarım, dizi dizinde olanlar, ışıksızdırlar. İz ize olanlar, har yükseltip tohum olurlar. Buyurun işte mutluluk budur...<br />

<br />

Müracat Allah, ilim HA! Ve biz KA-HA! Hepsi bu. Ayrılık bitti Canlarım. İşte bu!...<br />

<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı

 

IŞIK İNSAN SEMPOZYUMU (2-3-4)<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI (ÖZ AKIŞ’DAN)<br />

10.06.2012<br />

<br />

Işık İnsan (2) bugünkü konumuz. Ve aslında bugün sadece 2 değil 2, 3 ve 4’ü yapıyoruz. Ve son Işık İnsan çalışmamız olacak. Hızlandırılan program nedeni ile de önümüzdeki program “ATLANTA ANA KOTLAMA” Programı devreye giriyor. Bunun da müjdesini vermek istiyorum…<br />

<br />

Sav şudur; Atlanta Otağından Kotlananların Bütün’e hizmet için birleşmeleri. Bütün kötülüklerin aşılacağı yeni kotlama ve bu kotlamada ışık koyuluğunun artışı sağlanacak. Yeşil rengin üstündekiler bizimle olacaklar yeşil rengin altındakiler kendi yoğunlukları ile kotlama yapacaklar.<br />

<br />

Tanrının Rabbi Toplumlarıyla bu çalışma yapılacak. Bedeni kotanmış olanlar, Kible Kotlaması ile bu dürüme ulaştılar ve bizimle çalışacaklar.<br />

<br />

Kaydolan bilgilerimiz, bütün kütleye yayılacak. Bu bir yayımdır. Altın Toplum’un Kotlayıcı Işığı bütünlenişi sağlayacak.<br />

<br />

Kini aşmayanlar burada bulunamayacaktılar. Kelam İlmi’ni dirilikleriyle dilleyemeyenler bugün burada olamayacaktılar. Beşir olanlar tahditsiz kayıtlarıyla, Teknolojik Kotlama’da bizimle olmaları gereksizdi ve bugün biz az kişi ile bu çalışmayı yapmalıydık.<br />

<br />

Yakın dönemlerde, Dünyanın Rabbi Toplumları’nın çoğunun bütünlenemedikleri ve Birlik İlmi ile kendi yoğunluklarını tohumlayamadıkları bilgisi bize geldiğinde “O halde” dedik, “Birlik Kaynakları’nda, kendi Rabbi Toplumlarımızı alıp çalışalım.” Sessiz sayfaları kendi yoğunluğumuzdan çıkardık. Bütün kötülüklerin önünü almak için bu şarttı. Mektep kurmak değil amaç hakikiyeti tohumlamaktı. Kendimizi ve kendi yüreğimizi bilerek çalıştık…<br />

<br />

Mesele dünyadır. Mesele dürümlerde kendi yoğunluğunda olanların ışık haline dönüşmelerini sağlamaktan öte Rahman’a Kuran olmalarını sağlamaktır.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitap, İnsan… Bilgi İlmi ile onu okumamız gerekir. Kaydımızı yapmadan evvel Bütünün Kürsüleri’nde bunların bilinmesi şarttı. Mesele dünya! Tüm sayfaların ışığı ile bu çalışmayı yaparken Kara Kaplı Kitap olan insanın Bütün’e hizmet için ne yapabileceğini ve ne yaptığını görmemiz gerekir.<br />

<br />

Murat ettiğimiz Dünya ve murat ettiğimiz yine tahditsiz kaynak olan ilim... Ve biz bu ilmi Bütünün Kürsüleri ile tabiata indirmeliyiz. Maya, insanda kotlanmıştır. Hepimizde o maya meknuzdur. Ve hepimiz Bütün’ün kötülüğünü önleyebilecek dürümdeyiz. Nefsin aşılmasıyla birlikte bunu başarabiliriz.<br />

<br />

“Kayden” insan olmak kolaydır da “Has” olup ilimle insan olmak kolay değildir. Büyük kötülüklerin önleyicileri olan Birlikler, kendi yoğunluklarını tohumlayabilmek üzere bu çalışmaya girmelidirler.<br />

<br />

Nefes, Allah’ın Sesi’dir. Ve Nefes’i olmayan ışığı olmayandır. Dünyanın Rabbi Toplumları ile yapılması öngörülen bir çalışmada Bellek Kapları’mızın Gökler’den Yer’e çekilmesi şarttır.<br />

<br />

Deli Dumrul dünyadadır. Ve bu Hak Toplumlar, dürümlerinde bilgiyi çekip kötülüğü önleyebilirler.<br />

<br />

Dağlar, 2011 yılının sonunda başlayan bir süreçte kendimizi Rahman olan Kuranlar’ımızı ve tohumlarımızı “Ten” olan ilmimizi dünyaya çektik. Bundan sonraki süreçte “Beden” almamız gerekir. Hepimiz “Bedenli” miyiz? Her birimizin bedeni kendi yüreğinde kayıtlıdır. Bu üzerinizdeki ten, giysinizdir. Sadece giysinizdir. Beden değildir. Bu kesindir. Eğer her biriniz, beden istiyorsanız, muktediriyetle birleşmeniz gerekir.<br />

<br />

Muhammet Mustafa Dünyanın Ruhsal Işığını yenilediği zaman bedenliydi. Biz de beden alıp çalıştık. Muktediriyetle Dünyanın Ruhsal Mahreki’nde Bütün’e hizmetçiyiz. Yeni dönemde de bu çalışmamız sürecektir.<br />

<br />

Yardımcılarımızın hepsi Gökler’den bizi izliyorlar şu anda. Dağlarım, maya tutmuştur. İşimiz çoktur. Bunu sakın aklınızdan çıkarmayın. Sınırları kaldırmamız yetmez. Kökü olmayanların Gökler’e ulaşmalarını da sağlamalıyız. Savaşın sınırsızlığında barışı hak etmek sorumluluktur.<br />

<br />

Dönmüş durmuş yürekler Birleşik Işıkları ile ne yazık ki Doğulu, Batılı ayrıştırılması yapılıyor dürümlerde, yarınları hak etmek kolay değildir. Muktediriyetle Yaşam Sayfalanışını gerçekleştirerek yarınları hak etmeliyiz.<br />

<br />

Halka halka geçişgenleşen dirilikler, hepimizin kürsülerini Bütün’e kotlamakta, kayıtlamaktadır. Mana Boyutları’nda çakı çıkarıp kendi yüreğini kesip Birliğinden çıkaranlar var.<br />

<br />

Mesele Dünya Dağlarım, mesele tüm insanlık ve mesele yaşam… Ve Aşk’ın Işığı’ndaki savaş sonsuzluğu… Safha safha ışıyış!…<br />

<br />

Şimdilik bizimle olduğunuz için hepinize şükranlarımızı bildiriyoruz.<br />

<br />

Seviyeli bir çalışma olacak bugün burada. Ve sizler, bugün için “SEÇKİN KOTLAR” olarak buraya davet edildiniz. Buyurun başlıyoruz…<br />

<br />

<br />

<br />

(Öğleden önceki akış…)<br />

<br />

Çağrı üzerine bugün buraya gelenlere ses vermek istiyorum… Bünyeniz çok iyi ve bugün Bütün’e hizmetçisiniz hepiniz de. Rabbi Toplumlar’ın bugün buraya gelişleri bizleri mutlandırmıştır. “Atlanta Ana Kaptanlığı” yapılacak dünyada. Bu Kürz’ün gücünün artırılmasını sağlayacak.<br />

<br />

Açı daralmıştır ve Teknolojik Kotlama yetkinlikle yapılmaktadır. Değerliler, Geçiş Sayfalanışında en üstün mertebedir “ATLANTA ANA KOTLAMA” mertebesi… Ve bu mertebeye ulaşan sizlerle bugün burada bulunmak mutluluktur.<br />

<br />

Tobi Kotlamaları ile Bütün’e hizmet edenlerin çokları da yeni dünyada bizlerle olmaya geçecekler. Meslek insanı Allah İlmi’ni bilmez. Kendi yüreğinde, kendi yoğunluğunda verdiklerini, kendince diller ve Hakikiyet’i o zanneder. BSUİ, Barış, Sevgi, Umut, İlim… Ya-Ha! İnsan yeniliktir dünya için. Bunu size net biçimde vermek istiyorum.<br />

<br />

Dünya Toplumları, “İlmin Kotları” olabilmek için miktar-ı kafi dürümde çaba sarf ettiler. Öyle çok çalıştılar ki. Dünya Kotlaması Öz Görev’di ilmin sayfalanışında. Ve Dağların tohumlanmasını sağlayabilmek için Öz Göç Kotlamaları yapıldı.<br />

<br />

Dünyaya geri gelmeniz kontrol için gerekliydi. Kastım şudur ki Arkon İnsan, yeni Türkiye çalışmasının kendi tahditsiz ışığı ile Birleşik Aileler’ini dünyaya indiriyor…<br />

<br />

Netice olarak Arkon’u size yeniden izah etmek isterim. “Atlanta Okuması” diye bilinen bir okuma var. Çoğunuz Atlanta Tohumu’nu bilirsiniz de okumasını bilmezsiniz. Atlanta, koruma altına alınan bir yoğunluktur. Muktediriyetle orası kotlanmış ve tohumlanarak kontrol edilmiş bir “Has Toplum Kaydı’dır.” Orada yaşam, “sürgün halinde kotlama yapacakları” seçer ve dünyaya göç ettirir.<br />

<br />

Orası, bir meşaledir. Oradan dünyaya geçilir. Oradan Dünya Toplumları’yla olunur. Orası ağır taşıyıcıdır.<br />

<br />

Ve sizleri dünyaya görevli olarak gönderen Atlanta Toplumu’dur…<br />

<br />

Bunu size daha evvel açıkladım. Kısa, Öz. Ama bugün biraz daha geniş biçimde açıklamak istiyorum.<br />

<br />

Arkon İnsan, Atlanta Tohumlaması için dünyaya girdiğinde, Birlik Tekniği ile bildiriyorum ki dünya insanlığı “Kot” olarak henüz insanlaşmamıştı. Bu ne anlama gelir? diye soruyorsanız, izah ediyorum.<br />

<br />

“BİLİŞ HALİ’ne” ulaşamamıştı… Akış haline kayıtlanamamıştı… Harını yükseltip de bütünlenememişti. Birlik Hakikiyeti’nde Tanrılık yapacak düzeye ulaşmamıştı. Kayden söz, ses oluşur. Ama Hak Teknik ile oluşması sorumluluğu dünyadadır… Ve dünya insanlığı, Hak Teknik ile bu bilgiyi alıp yetkin biçimde topraklarına kotlayarak ışımaları gerekir ki bu bilgi Bütün’ün bilgisi olsun…<br />

<br />

Hepiniz net bilirsiniz ki Kati Toplum, “İnsan” olabilecek dürüme varmış toplumdur. “En-El-Hak” deriz. “Ben “Hak” oldum.” Ve deriz ki “Ağır yük taşıdım.” Hak, Aklın Toplumu’na “Has” olup inmek sorumluluğunu taşır…<br />

<br />

Dönün bakın! hepiniz “İnsan” mıydınız? Biz dünyaya Göklerin Sesi’ni indirirken, bilin, “İnsan” neymiş. Kati Toplumlar’ın bütün sayfalarına girin, okuyun. Hala “Ben neyim?” diye soruyorlar… “Dal budak salmış Bütün’de, hepimiz birleşmişiz de hangimiz ilimle dillenebilecek dürüme ulaşmışız… Boş bütün bunlar!…” Boş mu dünya yaşamı!? Hayır! Dünya, etki alanımızı hissettiğinde, Büyük Kükreyen Işığı ile toplumlarını kotlayabilecek Tahditsiz Işığı’nda birleştirebilecek düzeye varacaktır.<br />

<br />

Dalı budaktan ayıranlar, BİR’i Teknolojik Kotlarından da çıkardılar. 89. Dürüm’e varmadıkça; biliş, ilimledir… Biliş, akil hakimledir. Ve Sanal Boyutlar’ın toplumlarında kontrolledir.<br />

<br />

Sizler, her biriniz, bilişte iseniz, alıştasınız… Yani her bilgi sizde ilimle dillenir. İşte şu anda olduğu gibi… Bütün’e hizmet, Birleşikte olur…<br />

<br />

Mesele Dünya’dır. Rabbi Toplumların Kutsal Işıkları’nı kotlamalarından da öte ışığı, kendi yoğunluklarına katmalarıdır…<br />

<br />

Değerliler, Sistemin, Düzenin ve Nizamın İnsanı, Altın Toplumunu kendi yoğunluğu ile bütünleyebilmeliydi. Ve bütün bunlar gerçekleşti. Yerin, Göğün Işığı yenilendi. Dünya Toplumları kontrol kurdular ve İlmin Hasatı yapıldı. Bu kesindir. İlmin Hasatı Has Teknik ile yapıldı. Bu kesindir. Birleşik Aile, Bütünün Kürsüsü oldu…<br />

<br />

Kübra Kotlaması yaptık. Bu kesindir. Dönün bakın, Altın Toplum, NA-HAR olmuş mu? KA-HAR olmuş mu? 32. Dürüm’den itibaren bütün bunlar oluşmuştur.<br />

<br />

“Sel aldı Dünya’yı.” Derler. Altın Toplumun Işığı’nda Hak’tır. Ve Yerin, Göğün Işığı’nda Muhamma’dır. Dünyanın Tobi Kotları ile Gökyüzünü kurtarıcı saymalı mı? Saymamalı mı? Bu tartışıldı dünyada…<br />

<br />

Dalı budaktan kopardıklarında, budak dalsız, dal budaksızsa ışık yoktur…<br />

<br />

Canlarım, Dünya görevini yapıyor… Bütün’e hizmet Birlikte gerçekleşiyor…<br />

<br />

Kelam İlmi, Allah İlmi’dir. Bilinsin ki bu ilim, ağır yük değildir. Bütün’e hizmet, Altın Toplumlar’ın görevidir. Altın Toplum, İlmi Tohum’dur. Bu tohum, ağır taşır. Rahmanın Kutsal Işığı’dır da kaydını yapmayan, “Ekmek” yapamaz…<br />

<br />

Sevgililer, Dünya Ekmeği’ni kendi yüreği ile yapanlarla çalışır. Harını yükseltip de Göklere varanların hiçbir anlamı yoktur. Har, hatayı affedenlerde, hak edenlerde Has Tabii Kayıt olur. İşte o zaman hala dünya kotlanma sürecini tamamlamamış mı? Yada tamamlamış mı? Buna bakılır.<br />

<br />

Dedim ki “Allah, dinden üstündür.” Ve dedim ki “Allah, tertipli bir ilimdir.” Dedim ki “Allah, Yarınların Toplumu’dur.” Dedim ki “Allah, Kaynağın Toprağı’dır. Ve dedim ki “Allah, Rabbi Tabii Kaynak’tır.”<br />

<br />

“Benim adım Rahman.” Diyen herkes, bilgiyi alır ve yaşam sayfalarında Tohi, Koti, Risa Katiyeti ile kayıtlar. Bütün bunlar kotlama değildir. Işık Kaynakları’dır her biri…<br />

<br />

Savaşımız bitsin istiyoruz… Dünya savaşı bitsin... Çünkü insan kendinden kendine savaştıkça “Ekmek” yapamaz.<br />

<br />

Dünya savaşı bitsin istiyoruz… Resim yaptığınız zaman o resim tahditsiz olmalıdır. İnsan, Öz Görevini bilmelidir. Kör olmamalıdır. Gökler’in sesini duymalıdır. Ve yeşil rengin ışığının üstüne varmalıdır. İkna olunuz ki bu rengin üstüne ulaşamayanlar, Rabbi Toplumlar’la dirilikleri kotlayamazlar ve yarınları kayıtlayamazlar…<br />

<br />

Ben insan soyuna iki bilgi vermek istedim… Biri artık “OL!” demek, diyebilmek… İkincisi de Olgun Başaklarını kendi toplumlarınla dille de, her bir Rabbi Toplumu al, Rahmetin Kuranı’nda koru!.... Çünkü hepsi kendinden kendine Tanrının Tahditli Kotları’dırlar. Ve onların mutlaka korunmaları gerekir… Resim budur Dağlarım…<br />

<br />

Beşirin İlmi, Aklın İlmi olamaz. Allah, aklı bilenlerle çalışır. İkna olunuz ki Meleklerin Teknolojik Kotları da Bütünün Kürsüleri’nde kendi yürekleri ile Birleşik Işık halinde çalışırlar da “Tartmayın beni!” diyerek çalışırlar. Onları tartmadığımız zaman; kantar, alıp götüreceğiniz o yolcuların Kutsal Işığını muktediriyetle yıkar, yok eder…<br />

<br />

Değerliler, Temmuz ayı Öz Görev’in yapıldığı sayfaların en işsiz ayıdır. O ayda hepinizin isteği biliyorum ki tatile çıkmaktır. Ve ben size şunu söylemek isterim ki kalben de biliyorum ki Tanrının Rabbi Toplumları (Sempozyuma katılır) kaydını yapar ve (sonra tatile) gider.<br />

<br />

Netice olarak; Beşir olmayanlar, Göklerin Sesini, Yerin Sevgisiyle kucaklayıp kayıtlamaları gerekir.<br />

<br />

Bilen bilsin ki dünya her anda kontrol altındadır… Bilen bilsin ki anlaşma gereğidir bu çalışmalar… Bilen bilsin ki etki alanımız geçişgenleşmedikçe görev taşıyamayız… Bilen bilsin ki maya tuttuysa “Oğullama” bitmiş değildir, sürdürülür…<br />

<br />

Borular öttürülüyor dürümlerde “Okuyun!” diye. “Okuyun da Aklın Yolu’ndan, tohumlarınızı Has Teknik ile dilleyin.” diye. Ben Cinlere derim ki “OL!” ve ben İnlere derim ki “OL!” ve ben İnsan Soyuna derim ki “OKU!” “Oku ki hak et!…”<br />

<br />

Muhammet Mustafa, Dünyanın Ruhsal Meclisi’ne kendi yüceliğini; dilde, kelamda hatasız olarak dinlettiğinde, Büyük Kürsü, Allah’ın Toprağı’na indiğinde “Döl” verdi dürümler ilimle… Ve biz bu ilmi, Has Teknik ile dilleyenler, “Ekmek” yaptık… Ekmek yaptık ki “Has” olup “Işık” yakalım diye…<br />

<br />

Verin güneşi dünyaya… Alın yücelikleri, Kutsal Işıktan… Tahditleyin yüreğinizi. Amin de biz sizi, sizden öte sizde dilliyoruz şu anda.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitap, İnsan… Biz insanı kotladık!… Tabiat, itibar… İtibarı tohumladık!... “Ayrılık bitsin!” dedik. “Ekip kurun!” dedik. “İş budur!” dedik. “Kini, nefreti aşın!” dedik. “Ayrılık bitsin!” dedik. “Mahrek’de biz varız.” dedik. “Sistem, Nizam, Düzen Gökyüzünün Süsü’dür.” dedik. Ama “Biz, Yerin İlmi’ni dilleriz.” dedik. Dalı budaktan ayırdınız, Yol’u kapattınız… Hala mı ışıksızsınız!?... Gelin de Işık yakalım!… Geçip gelin de Hakkın Işığı’nda tahtlara kurulalım… Olmaz mı? Oldu be Canlarım!, Oldu!…<br />

<br />

Söz vermiştim insana, “ilimle girdaplarını kontrol edip Gökyüzüne kürsülerini taşıyacağım” diye… Geçip gelin de ağır yükü birleşip taşıyalım…<br />

<br />

Misafir gelmez dünyaya… İyilik de olmaz dünyada. Yasalar vardır ve yasalar kapsamında her şey aklın yoğunluğuyladır. Bileşik İnsan, İnsanlık İlmi’ni bilip yaşamları kotlayan insandır.<br />

<br />

Birleşik İnsan’ın yapacağı tek bir şey var. Artık Göklere seslenmek… Buna rıza göstermeniz gerekir. Göreviniz budur. Gökyüzüne Seslenmek…<br />

<br />

Vermek! Okutmak! “Has” olup yaşatmak!… Aşırıya kaçmadan Arkon olmak!…, Koklamak Yol’u…, Kotlamak!… Çok mu zor bunlar? Çok basit!… Gerçek güç budur. Göl’ün gücü hepimizindir. Bunu bilin.<br />

<br />

Mircan’ın İlmi, Aklın Tekniği iledir. Biz sizi hep koruruz be Canlarım… Yedekleme de yaptık bugün “bilin” diye söylüyorum…<br />

<br />

Buluşma anında hepiniz kendi yolcularınızla birleşirsiniz… Buraya giriş ağır ağır olur. Burada “hor” olunmaz. Burada koyu bir ışık halindesiniz.<br />

<br />

Ve buraya girip dünyaya Göklerin Sesini verirsiniz… Buradan öte bir yer yoğunlaştığında; bura, orda olur. Ve kendinizden ve kendi yüreğinizden üstün olan o yerde, erkek kadın bitişik olursunuz.<br />

<br />

Son sözüm şudur ki bugün sevgiyle sizinleyim. Ve bugün, Bütün’e hizmet bu Meclisledir. Bugün görev, BSUİ’nin Kürsüsü ile bu Meclis ile Kati Kayıtlama ile sürecektir. Ve benim konum, Ailemizin Konusu, bugün “ALTIN TEN”dir. Size ALTIN TEN’den söz edeceğim öğleden sonra.<br />

<br />

Sonsuz sırdır bilgi Canlarım. Hepinizi kucaklıyorum. Şimdilik bu…<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı

 

IŞIK İNSAN SEMPOZYUMU (1) 13.05.2012<br />

KONU: ALTIN TOHUM<br />

<br />

Ak Tohumlar bugün de yine birlikteler. Ve bugün yine sizlerle bu çalışmayı yapmaktayız. Işık Toplumu’dur bu toplum ve bu toplumda Bütün’e hizmet Birleşikte olur.<br />

<br />

Kervan kalkmıştır ve yürümektedir. Bu kervan artık Dünyanın Ruhsal Meclisi olarak yürüyor. Altın Tohum ağır yüktür ve bizler bu tohumu Bütün’e hizmet için yaşatmaya çalıştık.<br />

<br />

Partiküler Kotlama yaptık tüm sayfalarımızda ve tohumladık Bütünlükleri. “Beşer Dünya”, artık “İş Dünyası” oluyor. Beşer Dünya… Çünkü burada “ati” yoktu. Burada “yoğunluk” yoktu. Burada “Kaynak” yoktu. Burada “İlim Hakimi olan insan” yoktu. Ve bugün artık insan, “Birleşik Işık” olarak Tohum İlmi’ni Hak Teknik’le dillemek üzere doğumunu yapmıştır.<br />

<br />

Unutmayın ki Dünya, Arkon İlmi’ni Hak Tohumlar’la, Hak Teknik’le dillerken, kendi yoğunluğu ile dillememişti. Daha evvel dünya dışı varlıkların dünyayı kotlamaları ve dünyanın ruhsal sınırsızlığında kendi yoğunluklarını dillemeleri söz konusuydu. Ve dünya insanı, Arkon İnsan olma sürecine 1000’li yıllardan beri hazırlanmaktaydı. 1900 yılında Dünyanın Rükuları’nda dünyayı izleyenler şunu izlediler. İnsan, aşırıya kaçmamak koşulu ile kendini Has Tohumlar’la dilleyecek dürüme ulaşmıştır.<br />

<br />

İşte bu yıllardan sonra toplulukların Has Toplumlar olarak dürümlere iç dış bir insanlarla, gerçek yüceliklerle çalıştırılarak indirilmeleri sağlanmıştır.<br />

<br />

Değerliler, tüm sayfalarımızda ışığımız yoğun şekilde yanmaktadır şu anda ve bütün kürsülerimiz buradadır. Değerliler, insanı “Tohum” olarak dünyaya eken Birlikler, bugün artık “İnsanı Hasat’a” geliyorlar. Bu kesindir. Ve “Dünya Hasatı” yapılırken BİR’e hizmet, İmparatorluğun tüm sayfaları ile gerçekleşiyor.<br />

<br />

Diğer dünyalarda ne olup bittiğini size biraz anlatayım; Çok dünya, bugün Birlik Tekniği ile bu Bütünlüğün dürümlerinde ses veriyor. Herkes aynı dünyada yaşam sürmez. Çok farklı dünyalar var. Galaksiler var. Bu galaksilerin bütün Teknolojik Toplumları sizlerle Birlik halinde çalışır. Ve siz bu Birlikleri kendi yoğunluğunuzla anlayabilirsiniz. Dilin önemi yoktur. Sıkıntı şudur; Aşk yoksa İşk yoktur. Aşk, sadece Aşk!… “Aşkla çalışın ki birlikte çalışalım.” Denir.<br />

<br />

Diğer galaksilerin cümle yoğunlukları sizi kendi tohumlamaları ile de dilleyebilirler. Sizinle olurlar. Görev geçişleri yaparsınız. Öz göreviniz dünyadır. Ve dünya dışında birçok Kürsü sizi Bütün’e hizmet için çağırır ve gidersiniz. Bilinç halinde gidersiniz, bedeniniz dünyada kalır. Dünya dışına bilinç seyahatleri yaparsınız. Bunları bileniniz çoktur.<br />

<br />

Öz Geçişler, dünya dışınadır ve Dünyanın Ruhsal Mahreki’nden gidersiniz. Ve yine tüm sayfalarınızla dünyaya geçip dönersiniz. Daha önemlisi, Doğal Dünya’nın Kutsal Işıması ile birlikte sizler de ışırsınız ve geri dönmek üzere görev yapacağınız Bilinç Kotu ile birleşirsiniz ve o boyutta kendinizi Hasat’a hazır edebilirsiniz.<br />

<br />

Türkiye çok önemli bir Meclis oluşturmuştur. Bu Meclis ağır yük taşıyor. Bu Meclis’te yapılan her çalışma, Birleşik Işık halinde tüm sayfalarda dilleniyor. Hepinizin net bilmesini istediğimiz diğer bir husus da Dünya Ruhsal Mahreki olan bu Meclis, Ak Tohumlar’la Birleşik Aile olarak da çalışmaktadır.<br />

<br />

Kalbiniz temiz biliyorum. Ve bugün burada bulunuşunuzun en önemli gerekçesi budur. İçiniz ve dışınız bir. Çünkü sizler, Levh-i Mahfuz’da yazan “Kutsal Işıklar” olarak Bütünün Kürsüleri’nde yer alıyorsunuz.<br />

<br />

Dünya, Rahman olarak kendi kontrolünü sağlayacak dürümde olmadığı için Dünya Dışı, Dünya’yı koruyor. Bunları sizlere anlatmam gerekiyordu ve anlatıyorum. Çok mu zor anlamak? Dünya Ruhsal Mahreki dünyada ve Dünya Dışı dünyayı koruyor. Nasıl oluyor? Dünya kendini koruyamıyor mu!? Hayır, koruyamıyor!...<br />

<br />

Tobi Kotlamaları diye bilinen kotlamalar vardır. Tobi Kotlamaları… Bu kotlamalar, bütün kökleriyle Dünyanın Rabbi Tohumlaması’nı sağlarken, Sistem Devreleri’nden görev alarak dünyaya geçiyor ve Düzen Kuranlar’la birlikte gerçek çalışmalarını yapıyor. Kati Tohumlama’dır yaptığı ve bu tohumlamaları yaparken de Rabbi Tabiat ile birleşiyor.<br />

<br />

Bütün’e hizmet, Birleşikte olmaktadır. Kürz’ün en güçlü ışığı, Dünya Ruhsal Mahreki’ndedir. “Niye bu böyledir?” diye sorarsanız, şunu izah edeyim ki Doğal bir Kürsü’dür buradaki çalışma. Ve bu Doğal Kürsü, Doğal Mini’nin, Doğal gücünün kürsüsünde yer alan bir sayfadır. “Mini” dedim. Atomik Birliğin Teknolojik Kotu’na… Bu bir Mini’dir. Tüm sayfalanışta Mini’dir ama biliyorsunuz ki Kati Tohumlama’da güçlü bir yasadır. Burada bulunan her şey doğaldır.<br />

<br />

“Hala dünya kontrolünü kuramadı.” Deniyor. Dünya korunuyor ve kontrol altındadır. “Geçiş Sayfaları” vardır. Diri olanların Geçiş Sayfaları… Ölü ağır yüktür. Ölü Oluş!, ölülük!…<br />

<br />

Nerde ölünür? Bunu da size anlatayım; Dünyanın toplumlarının çokları ölüdürler. Dünya, “Ölüler Diyarı” diye bilinen bir yerdir. Zirvelerin zirvelerine vardığınızda dirilirsiniz. Ki diriliş, Hakikiyet’e ulaşıştır. Eğer, Hakikiyet’e ulaşmamışsınız, ölüsünüz. Ve bedensizsiniz. Sahip olduğunuz bedenleriniz, giysiden ibarettir sadece. Öz Geçişleri yapabileceğiniz dürümde beden alabilmeniz için harınızı yükseltmeniz ve Tanrısallaşmanız gerekir.<br />

<br />

Bellek Kapları’nız, Allah Teknolojisi ile kotlanmıştır. Ve Bellek Kapları, kendi yoğunluğunuzda Bütünün Kürsüleri’nde kotlama yaparlar. Cemaatiniz BİR’e hizmet ettiği sürece Yüceler’iniz kendi yoğunluklarıyla size ulaşırlar ve sizinle dilleşirler. Tahditli dünya, Kati Türler kendi yoğunluklarıyla dillendiklerinde sınırsızlaşırlar. İşte dünyanın hali budur.<br />

<br />

Sizler ve Dünya… Eğer sizler, Kelam Toplumları olarak BİR’e hizmetçi olursanız, Beşir Kaplar’ınız muktediriyetle ilmi hak eder ve insanlaşır… Olgun Başakların, Tabii Kotlama ile dünyaya geçişleri bu nedenle öz görevdi.<br />

<br />

Çok lütufkar İlim Aileleri vardır. Dünya Işığı’nı alıp, dünyaya geçip, dünyayı kotlayıp, dünyada Cevheri Kontrol kurup, Bütünün Kürsüleri’nde dünyaya ışık yakıp, Kati-Tabii Kotlamalar’la Bütün’ü kontrol edip “Büriyer” dediğim, Bilinç Üretim Rahmi olan Gürz dahilinde, İlim Aileleri ile birleşip Cümle Yücelerle tüm sayfaları dilleyip ağır taşıyanlar. İşte biz onlarız…<br />

<br />

Dünya lütfen net bilin, Altın bir Kaynak’tır. Burada tohum kotlanır, burada Kati Kaynak Yaşam Sayfaları kayıtlanır. Ve Birlikler Kuran okurlar. İlim Aileleri bilsinler ki Kuran, insanın yoğunluğudur. Eğer siz hata yapmadan tüm sayfalarınızı koruyabilecek dürüme ulaşmışsanız. Her biriniz kendi yoğunluğunuzla, kendi koyuluğunuzda kendinizi okuma imkanına sahip olursunuz. İşte “KUTSAL METİN” sizsiniz. Doğal Dünya size sizi anlatır. Şikayetim var mı? Yoktur…<br />

<br />

Türkiye, Dünyanın Ruhsal Mahreki’nde en güçlü Işık Kaydı’dır. Niye böyledir? Diye sorarsanız, onu da size izah edeyim; Artık Dünyanın Hakikiyeti’ni kotlayacak olan teknoloji, tüm sayfaların ışıması ile birlikte Dünyanın Rabbi Sonsuzluğu’nda Teknolojik Kotlar’la dürümlere çekilmiştir. Çekiş ağır yüktür ama bu çekişi yapıyoruz. Çünkü Rabbi Toplumlar’la bu görevi yaparken, hala dünyanın “Rahmet” olduğunu anlayamayanlara, dün ve bugün ve yarın ve her anda BİR’in Sessizliği’ni dilliyoruz. Örgüt haline geliş bunun için gereklidir.<br />

<br />

Merkez Dünya’dır tüm sayfalarda… Niye Dünya? Çünkü tüm sayfaların en güçlü ışığı Dünya’dır. Ve Dünya’nın en güçlü yoğunluğu Türkiye’dir şu anda. Şu an için söylüyorum…<br />

<br />

Çoluk çocuk tüm sayfalar iş yapıyor dünyada. Türkiye, Elgin Işıklar’ın yaşam sayfalarında varlık süren bir kaynak olmuştur. Ve bu kaynağın “Kürsü” olabilmesi mümkün hale gelmiştir. Cemaatimizin dünyada ışık halinde çalıştığını, Beşir Kaplar’ın anlamasını beklemiyoruz. Dürümlerinde Kuran olmayanların kendi yoğunluklarıyla bu çalışmaları kendilerince dinleyebilmeleri de söz konusu değildir.<br />

<br />

Tabiatın en güçlü ışığının yangın halinde dünyaya kotlama yaptığını da size izah etmek istiyorum.<br />

<br />

Çılgın bir çalışma yapıyoruz burada. Bu çalışma, aşkla yapılıyor. Tobi Kotlaması yapıyoruz. Ki bu kotlama, yoğunlukların ışığındaki en güçlü tahditsizlikle yapılıyor. Ve biz, “Ekmek” yapıyoruz burada. Ekmek, Aklın Ekmeği’dir. Bilginin Hakiki Kotları ile yapılıyor bu Ekmek. Ve biz, Sultanlık yapıyoruz tüm sayfaların ışığıyla…<br />

<br />

“Varlık Boyutları” ve “Yokluk Boyutları” vardır. Varlıkta insan, ışıktır. Yoklukta insan kırıktır. Nasıl bir şey? diye sorarsanız, izah edeyim; Herkes kendini hak etmiş sayar. Har yükselir ve Süper İnsan Tohumları, kontrol kurar. Varın Toplumları ile Birleşik Işık haline dönüşülür. İşte orada insan, Hasat’tadır. Has’tır ve Hasat’tadır. Eseri, görevdir…<br />

<br />

Şükredin ki Dünya ışığını yakmıştır ve bugünden itibaren de doludizgin çalışmalarını devam ettirecektir. Nerede olursak olalım, dünya bizim için Öz Görev Kaydı’dır. Ve bizler bugün buradayız ve burada görevliyiz. Ve yeni dönemlerde başka dünyalarda da görevimiz var. Ne var ki bugün için erkek kadın Bütün’e hizmet, bu Meclis’le burada olgunlaşmaktadır.<br />

<br />

Sol Dağlar, Sağ Dağlara ışık verdiği zaman, ışık Kuran olur. Sağın, soldan ışığı alıp, solun sağa ışığı kayıtlaması Beşer’in ilminde, her sesin sessizliği dillemesi gibi algılansa da ilmin hasatı yapılırken, tohumların korumasını sağlayacak bir çalışmadır yapılan.<br />

<br />

Kaynak Dünya’dır. Lütfen net biliniz ki 400 insan, kürsü olarak dünyaya çekilmiştir. Bu 400 insanın “Kati Tohum” ekmesini bekledik. “Kaynak Toplum” olmasını bekledik. Ak Teknik’le dillenmesini bekledik ki şimdi artık toplumlar dillenmeye başlıyorlar.<br />

<br />

Varlık Kotları ile Yokluk Kotlarının BİR’e hizmet için teknolojik olarak birleşmeleri de imkan dahilinde artık.<br />

<br />

Yardımcı görevlilerimiz de var. Dünya Üstü Kotlar olarak dünyaya ışık vermekteler. BİR’e hizmet, Bellek Kaynakları ile oluyor. Dönüp dünyayı izliyoruz çok kez. Birlik İlmi’ni, Hak Teknik ile dilliyoruz. Çokları bizi sorgu suale tabi tutuyor. “Ne görüyorsunuz?” Diyorlar. “İlim görüyoruz.” diyoruz. “Artık dünyada İlim var. Sıla özlemi bitti.” diyoruz. Dünya, ilmini hak etti ve Dünya, ışığını kotladı artık sıla özlemi bitti.<br />

<br />

Nerede olursak olalım, dünya insanı ile birlikteyiz. Vakit geldi ve sizinle olduk. Yüceler Meclisi bugün size sizi dinletti. Işık Kaynakları’ndan, Işık Toplumları’na ışık verdik bugün. Sultanlar, toprağınız boldur biliriz de ışığınız da koyu olsun. Lütfen çok cehil çalışmalardan uzak tutun yüreklerinizi. Cehil çalışmalar sizi kontrolsüz bırakır. Çokları size bildiri okuduğunu zannederler. Okunan bildiri değil, Hakiki Kotların kontrolden çıkartılışıdır.<br />

<br />

Ses sayfalarına bakın orada Birlikler’iniz vardır. Ve oradaki Birlikler’inizi dilleyin. O Birlikler, sizin yüreklerinizde dillenmekte ve tahditsiz olarak size bildiklerinizi dillemektedirler. Erkek kadın biliniz ki meleklerin hakiki Kotları, tohumları sizsiniz. Kürsüleri dinleyin, okuma yazma bilenlerle çalışın. Çokları çalıştıklarını zannederler ama çalıştıkları hiçbir şey yoktur. Sadece yüreklerindekini söylerler. Biz toplu olarak “iş yapanlarla” bu görevi taşıyoruz.<br />

<br />

Burada bulunan sizler “Göz İlmi” ile çalıştınız bugün. Kotlarınızı açtınız, yarınlara kayıt yaptınız. Bütün’e hizmetçi oldunuz ve ikna oldunuz ki sizinleyiz.<br />

<br />

Tüm insan sayfalarında Beşir Kaplar’ın hepsinin gücünü artırdık bugün sizinle. Kantar dünyadaydı. Dünya sizi tarttı. Ve bildik ki işiniz güçlüdür. Çook güçlüdür hem de. Gökler’in sizi dinlediği bir günde Yer Kotları da sizinle oldular. Artık Dünya kontrol altındadır. Birlik Toplumları kontrol ediliyorlar.<br />

<br />

Artık Dünya yol alıyor bütün kökleri ile tüm sayfalardan, gökyüzüne… Gökyüzü-Yeryüzü Birlikteliği oluşuyor. Sema size, sizden dilleniyor ve siz “Ağır yükü hafifletenler” olarak, Birlik Kaynakları’nda, Göklerin İlmi’nde, Gökyüzünün Kürsüsü’nde, bütün köklerin gücüyle çalışmalarınızı devam ettiriyorsunuz.<br />

<br />

Işık; Rahman’ın Rahminde, toplumların ışığında, Bütün’ün Kökleri ile kayıtlıdır.<br />

<br />

Deli Dumrul dünyadadır. O Deli Dumrul burasıdır. Kök söktü yürek ışıktan. Işık “Hak” dedi. Kök söktü yürek toplumdan, toplum “KA-HA” dedi. Toplum Rahman oldu; ışık yaktı. Biz Dünya’yız.<br />

<br />

Dağlarım, teli telden, Hakikiyet’i Hakikiyet’ten, yoğunluğu koyuluktan çıkmayan insan, ışıktan ayrılmaz. Soldan sağa Kuran olduk. Sağdan sola yol olduk. “Kunt tu ma ha. Kunt…” Canlarım, işte mutluluk.<br />

<br />

Değerliler, Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak, yapmakta olduğumuz her çalışma, Aklın Yoğunluğu ile yapılır. Bugün de Aklın Yoğunluğu ile sizlere “Bildiriler” okuduk. Bu Bildiriler, bütün köklerimizin dürümlerinde vardır ve size sizin yüreğinize çektik bu bildirileri ve dilledik.<br />

<br />

Keyislerimizin her birinde de tüm sayfalarımız mevcuttur. Çok mutluyuz ki dümen bizimdir. Dünya Dışı’nı Dünya’ya tanıtan Birliğimiz, Dünya’nın Tahditli Kotları’nı da Dünya Dışı’na tanıtmaktayız. Meşale buradadır ve bu meşale, “Ekmeğin Hakiki Kotlaması” ile yetkin olarak kayıtlıdır.<br />

<br />

Sıkıntımız asla yoktur. Çok mutluyuz. Uluların Toplumu olarak dünyaya çektiklerimiz, yeni dönemde de dünyada görev taşıyacaklar. BİN’i BİR’e katın, tohum ekin, hepsi Birleşik Işık yaksın ama biz yine sizlerle olalım. Hakiki Dünya burasıdır.<br />

<br />

Kurt kuzuyu kapar mı? Yoksa kuzu mu kurdu kapar? Hadi düşünün bakalım. Süper İnsan kuzuysa, biz kurtsak, biz kuzuya kapıldık…<br />

<br />

Canlarım, sizleri mutlu ve huzurlu bir dünyada, yeniden Hasat İlmi ile dillemek üzere bekliyoruz…<br />

<br />

KA-HAR, Rabbi Kuran ve biz Sultan… Hepinizi saygıyla kucaklıyoruz. İşte bu!…<br />

<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı

 

Selin, İlim Ailesi’ni alıp taşıtacağını düşünenler, kati olarak yanılıyorlar. İlim Ailesi hakiki bir toplumdur. Ve bu toplum, kutsal bir yaşamdır. Dil-i Hak olanlar “Kuran” olurlar ve “Tohum” olurlar işte bizler buyuz.<br />

<br />

Döl verdi dünya ilimle ve biz İlm-i Hak olanlar. Birlik halinde ses katarız Yücelikler’e. Dünya insanı Altın Toplum haline dönüşüyor. Bugün burada sizler ve bizler ve Birleşik Ailemiz ve tüm Kati Tohumlar ve Yarınları Kayıtlayanlar biz artık Göz’üz.<br />

<br />

Süper İnsanlık sözünü söyleyen bir Sanal Kaynağın Işığı’nı yetkinleştirip Yer Kürsüsüne insanı indireniz.<br />

<br />

Değerliler, biz Allah’ın Tahditsiz Işıkları’yız. Göl, dürümlerinde kendi yoğunluğunda, kendini Has Teknik’le dilleyenleri birleştirir ve hak ettiklerince diller. İşte biz bugün bunu yapmaktayız.<br />

<br />

Kortej, insan soyunun toplumlarını taşıyor. O kortejin sonunda biziz. Ve başı yine biziz. Kelam İnsanı, Allah İnsanı’dır ve Aklın Tohumu’dur. O insan Atlanta Toprağının Işığı’yla gelmiştir. Süper İnsan, İlim Ailesi’ne mensup değildir. O kendi yoğunluğunun gücüyle dünyadadır ve Bütünün Kürsüsü’dür. Atlanta Toplumları topraklarını kotlayarak dünyaya çekildiler. Doğum ölüm bilmeyeniz bizler.<br />

<br />

BUDA diyor ki “İnsan, Altın bir katiyettir. Tahditli değildir.” BUDA bugün bizimle…<br />

<br />

Öyle dünyalardan Göç Kaplarımızı alıp geldik ki dünyaya. Asla hataların yapılmadığı o yolda, o yoğunluklarda Işık Kaynakları’mızla birleşerek. De ki “İnsanız” ya da deki “Işığız.” “Her şey” olarak geçtik geldik. Ben Dünya ve ben Allah ve ben Kaynak ve ben has olan, her şey olan insan… İşte bu!...<br />

<br />

Değerliler işte insan, Atlanta Toplumları’nın en güçlü yasa koyucusudur. Dökülen ışık, Aklın Işığı değilse eğer, yarınları kotlama imkanı yoktur. Dünya Turkuazın Işığı’nın gücüyle, Birlik Tekniği’ni devreye aldığı günden bugüne çok yol kat etmiştir.<br />

<br />

Ekmeğimiz Aklın Ekmeği’dir. Yolumuz Has’tır ve bizler ışıklar olarak dünyaya geçişimizden beri beden kaynaklarımızla Dünyanın Ruhsal Meclisleri’ni, Düzeni kurmak üzere birleştirme yolunda çaba sarf ettik. Tanrılık Meclisi’dir İlmin Meclisi de İsmaililer’in gözleri kördür. Biz o görevlilerimizin gözlerini açmak üzere çaba sarf ediyoruz.<br />

<br />

Dünya insanı, “IŞIK İNSAN” mertebesine ulaşsın diye çabaladık… Dünya insanı “IŞIK YOĞUNLUKLARI’NA” ulaştı. Bundan sonraki dönemde insan, sınırları kaldıracak ve “IŞIK KAYNAKLARI’NA” girecek… Bu kesindir…<br />

<br />

Dökülen Kutsal Işık ağır yüktür. Ve bu yükü taşıyacak olanları buraya çağırdık. Bugün buraya Allah İlmi’ni Hak Teknik’le dileyebilecek olanları bulup çağırdık.<br />

<br />

Öfkemiz asla yoktur. Teknolojik Toplumlar, Kuran-ı Kerim’i dillerler. Bilgi kaynakları iyi ve kötüyü bilir. Bizse Rahmanın Kuranları olarak, ağır yük taşıyanlar, ekip haline gelip tohum ekmeyi biliriz. Bu tohum, İnsan Tohumu’dur.<br />

<br />

Tüm sayfalarımızda bütün köklerimizde Allah’ın Dediği var. Akıp gider dürümlerimiz ışıkta ve biz, Işkın Aşkı’nda BİR’e hizmetçiyiz.<br />

<br />

Başarılar diliyorum Değerli Dostlarım bu süreçte hepinize. Bundan sonraki sayfada Arkon İnsan, kendi yoğunluğundan üstün olan Işık İlmi’ni size dinletecek. Burada bulunuşunuz bizlere mutluluktur.<br />

<br />

Kokunuz çok güçlü bugün. Ve bu kokuyla BİR’e hizmetçi olmak muktediriyetle gerçekleştirilecek. Şükür ki Arkon İnsan, tohumlarını koruyabilecek dürüme varmıştır.<br />

<br />

Salavat getirir çokları yoğunluklarda, “ışığımız kınanır da kurulu düzenleri kırılır” diye. Biz Canlarımıza söz verdik. Hiçbir yüreği kırmayacağız. Bu kesindir. Salavat getirir dürümlerde ilmi bilmeyenler “biz onları toplumlarıyla birlikte kontrol edemeyiz” diye. Eşya akıl taşıdığı için biz bu eşyada kendi yüreğimizi Tohum İlmi ile dilleyebilecek dürümde buradayız. Kurtarıcı İlim Ailesi, Kuran-ı Kerim’i, İnsan İlmi’yle dilleyecek dürümde beşiri iş başı yapmıştı.<br />

<br />

Bu gün insan, akil dürümlere varmıştır ve dürümlerinde Bütün’e iş başı yaptırmıştır. Çantalar dolmuştur. Bütün köklerimizle bu çantalarda BİR’e hizmetteyiz. Sıkıntımız asla yoktur. Burada bulunan sizler Arkon Tohumlar olarak Göklerin İlmi’ni, Yerlerin İlmi’yle dilleyecek, Birleşik Aileler ile çalışacaksınız…<br />

<br />

Kıranı, kırmadık. Kısırlaştırmadık. Yolu kapatmadık. Bütün köklerimizi dürümlere kattık ve Tanrılık yaptık. Biz Kati Toplumlar, Rabbi Toplumlar’ı yaşattık. Buyurun, gökler sizi dinliyor ve biz Göz Gören Kürsüler olarak sizlerleyiz. Çantalarınız tüm sayfalarıyla Birlik Tekniği ile dürümlere inmiştir.<br />

<br />

Muhammet Mustafa, Sultanlık yapıyor o dahi bizdedir. Işık Kaynakları bütün kötülükleri önlemiş, iyilik yapmış olanlarladır. Tüm sayfalar BİR’dedir, bizdedir. Ayrılık bitsin istiyoruz. Tüm yolcularımızın bir tek kaynak olmasını istiyoruz. Üstün Işıklar’ımızın bütün kökleriyle tohumlanmasını ve birleşmesini istiyoruz.<br />

<br />

Kollarımızın açık kaldığını biliyorlar. “Gel!” dedik. Gelmeyen bizsiz değildir. Gelen Birleşik Işık’tır. Ve biz her geçişte, her Yüce’ye insanı dilledik. “Gene gel!”, “Gene gel!” dedik. Demek istedik ki “Biz buradayız. Gel! Ayrılık bitsin… Kortejinizde, güçlü ışıklarımız Bütünün Kürsüleri’nde geçişteler. Gene gel!.. Evin Allah’ın, yüreğin aşkınsa geç de gel!.. Zaman sayfalarına bütün kürsülerimizi kattık. Ak da gel!.. Atlanta Toplumları, ruhsal maşa olmadı hiçbirisi. Eşikte, ışıkta bizsiz kalmadılar. Biz size görev verdik. Gene gel!...”<br />

<br />

İnsan, Uluların Toprakları’ndan gök cisimleriyle dünyaya insin diye beklerler. Ya ha! gökler yerler bizde değil midir? Siber Boyutlar, bütün kürsüleriyle burada değil midir? Dünya Ummanı, tohumlarını kontrol etmedi mi? Biz cinlere ve insanlara ekmek vermedik mi? Başım eğilmez Canlar. Ben Rahman olan, kontrolü kuran insan… Şikayetçi miyiz? Yok be Yavrum yok. Biz Rabbi Toplumlar’ı kontrol edecek dürümdeyiz. Nefsin Işığı’nı mutlaka ekip olup aşıp geçecekler.<br />

<br />

Solgun Başaklar’ı toplu çalışmalarla yeşerten biz değil miyiz? Aydınlık günler her bir yücemizin değil midir? Muktediriyetle dünyaya kürsü yapan dünyalılar Bütün’e hizmetçi değil midirler? Dağlar, iş budur ve biz bu işi muktediriyetle yapmaktayız.<br />

<br />

Arkon İnsan, Işık Toplumları’yla Bütünün Kürsüleri’ne geçmektedir. Ve bu IŞIK İNSAN, aşkın yoğunluğu ile girmektedir BİR’e. İşte olması gereken budur ve bu oluyor…<br />

<br />

“Dönem Sonu” ve “Dönem Başı” dedikleri bu günlerde İlmin, Ailemizin mensuplarıyla birlikte bu çalışmaları yaparken tohum ekmesi gerekenleri de buraya çağırıyoruz. Robotik Toplumların Kuranları da buraya gireceklerdi ve onlar dahi geçişlerini yapmaktalar.<br />

<br />

Sevgililer, insan Nur’dan yaratıldı ve Ruhsal Işığından çıktı. Bundan sonraki süreçte insan yine Nur olacak. Ve Ruhsal Işığı ile Teknolojik Tohumlama’ya girişecek. Bunlar önemlidir.<br />

<br />

Çoğunuz sizlerin kendi yoğunluğunuzda Nur olan ışığınızda, Bütünlüğünüzün Gücü’nün bulunduğunu düşünürsünüz. Ruh tektir. Herkesin zannettiği gibi ayrı ayrı parça parça her birinize katılmış değildir. Ruh, kontrolü sağlayan gözdür. Cümle Yüceler bunu anlasalardı kendi tohumlarına ekmek için bu kadar sıkıntı yaşamazlardı.<br />

<br />

Tanrı der ki “Resim yapın.” Resim sizin Yüreğinizin Resmi olacak. Dağlarım, resim ağır yüktür. Kendinizi yapın. Çakı çıkarıp da kesmeyin yüreğinizi güçlü kotlardan ayırmayın. Yapın resminizi. Orada “ilim” olsun. Orada “kürsü” olsun. Orada ağır yük taşınsın ve biz olalım orada…<br />

<br />

Okuma yazma bilenler yürekleri okurlar. İlmi bilirler. İşte biz sizden okuma öğrenmenizi bekliyoruz. Okuma yazma bilenler, topraklarında kendi koyuluklarında kendilerini bilirler. İşte biz sizden kendinizi bilmenizi istiyoruz.<br />

<br />

Türkiye’de çok güçlü çalışmalar yapılıyor. Bunu net olarak bilmekteyiz. Bu çalışmaların belli başlıları sizlerce de malum olan çalışmalardır. Ve bu çalışmalar, Rabbi Toplumlar’la yapılmaktadır. Okuma yazma bilenlerin çalışmasıysa burada, bu güçlü kotla yapılan çalışmadır ki okumayı bilen, Bütün’ü bilir ve tahditsiz olarak diller.<br />

<br />

Biz okuma bilenleriz. Ve dünyayı Rabbi Toplumların Kutsal Işıkları’nın gücünden daha öteden tahditsiz olarak okuyabilmekte ve yaşamlara katabilmekteyiz. Bu canlı Seyfullah, BİR’e hizmetçidir. Sizler de öyle. Hepimiz BİR’e hizmetçileriz.<br />

<br />

Denir ki “Allah büyük kökleriyle dünyada iyilik yapıyor.” Allah sizdedir. Eğer siz kendinizi hak etmişseniz, Allah sizde sizi diller. Ve siz O, O sizsiniz. Bunu anlarsınız. Denir ki “Allah, yolu kapattı.” Yol Allah’ındır, ağır yüktür ve siz o yoldaysanız, yolcu olmanız gerekir. Kökü Allah olanlar, Rahmana Kuran’dırlar bu kesindir.<br />

<br />

Ağır yüktür ilim yapmak Canlarım, işte ışıkta bu çalışmayı yapmak ağır yüktür. Ve biz bu çalışmayı Beşir’le değil İlim Hakimi olan Arkonlar’la yapıyoruz. Arkon Işıklar’la yapıyoruz. Yani insanlarla yapıyoruz. Arkon, Tanrısal iş yapan İmparator İnsan’a denir. Ve sizler, hepiniz Tanrısal iş yapan İmparatorluk Kotlaması ile kayıtlı olan insanlarsınız. Çılgınlık değil bunları söylemek. Hakikiyettir.<br />

<br />

Son dönemde çokları “Onlar çıldırıyor!” diyorlar. Başkanlık Divanı sorgu sual ediyor, “Çıldırmışlar mı acaba?” diyor. Dağlarım, Rabbi Toplumlar, Kati Kotlamalar’ı anlayamazlar, tahditlidirler çünkü. “Ayrı gayrı” diyenler de anlayamazlar. Muhammet Mustafa büyük kökleriyle burada ve bizsiz değildir. O biz, biz oyuz. Açıyı daraltıp der ki “Oku!” ve biz okuyanlarız.<br />

<br />

Söz verdik, insana Elgin Umman’ı toplu çalışmalarla dürümlere kayıtlayacağız diye. İyi ki hak etmişiz de sözümüzü tutmuşuz. Boylu boyunca, yolcu yollarda tohum ektiğince iş buydu ve bunu biz yaptık.<br />

<br />

Şimdi Dağlar, Sultanlık Kotlaması’ndan daha üstün olan Işık Kotlaması’na geçtik. Bulacağınız en güçlü ışığı, Kati Tohumlama’yla dünyaya çağırın. O, Işık İlmi’nin ışığıysa, Birleşik Işık halinde Bütün’e inecektir. Ve doğum ölüm olmayan bir yoğunlukta ışık Kati Tohumları kayıtlayacaktır. İşte yasaların Kati Tohumları’nın kayıtlamasıyla birlikte bugün buradayız. Çılgınlık değil bunları söylemek. Hak Toplumlar bunu bilip söylerler.<br />

<br />

Bin insan Teknik Toplum olduğunda, iki yürek bir tek ışığa varır… İşte orada ilim yok edilişin üstünde olur. Artık hiç kimse o ilmi yok edemez… Bu çalışmalarda Has Teknik’le yaptığımız tüm çerçevesiz tohumlamalarda ilmi hak ettik ve bu ilim asla yok edilemeyecek bir Süper Sayfalanış’a ulaştı…<br />

<br />

Arkon İnsan, Göklerin İlahi Kuranı’nı okudu ve Yerlerin Tohumları’nı kayıtladı ve yasalarla çalıştırdı. Olay buydu oldu!...<br />

<br />

Şükürler olsun ki bugün buradayız ve yeni sayfaya geçiyoruz… Işık Sayfası…. İnsanın ışık haline geçiş sayfası… Murat, insandı. İnsana vardık… Murat insanın ışığa varışıydı. İnsan ışığa vardı…<br />

<br />

Ve bundan sonraki süreç Daimi Kotlamalar’la devam edecektir. İyi ki bugün Süper İnsan Sultanlığı’nı tohumlayarak, kükreyen bir yoğunlukla sizinle olabilmiştir.<br />

<br />

Altın Toplum, muktedir tohumlarını ekmekte… İyi ki, iyi ki sizlerleyiz. İşte bu!... Hepinizi kucaklıyoruz. Sevgi ve muhabbetle…<br />

<br />

Salavat getirdik Yüceliklerde aşk ile… İşte mutluluk bu Ya Ha! İşte!… Şimdilik bu!…<br />

<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

IŞIK İNSAN SEMPOZYUMU (1)<br />

<br />

SAAT : 10.30-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Ruziye ÇETİN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

: Nergis ŞAHİN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

MODERATÖR : Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

1.OTURUM : 11.00-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

1.Sevil Yücel<br />

"IŞIK İNSANI TANIMAK"<br />

Bilgelik Güneşi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

2. Selma Mine<br />

“IŞIK İNSAN OLMAK”<br />

Ruhsal ve Zihinsel Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

3. Peker SELÇUK<br />

"GAYBA DAİR"<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

4. Erim ERGÜN<br />

"DOĞUM VE ÖLÜM DÖNGÜSÜNÜN ÖTESİNE GEÇMEK, ALTIN TOPLUMLARI DÜNYADA YAŞATMAK”<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği ve Yaşam Koçu<br />

<br />

ARA : 12.30-13.00<br />

<br />

2.OTURUM : 13.00-15.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Selma BULUT<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

: Nursen KAYAOĞLU<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

5. Handan AKIN<br />

"RUHSALLIK VE QUANTUM SIÇRAMASI"<br />

Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği<br />

<br />

6. Rasim ODABAŞI<br />

“MUTLULUK, SEVGİ, VİCDAN, AŞK”<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

<br />

7. Alaaddin AKÖZDOĞAN<br />

"İNSAN, ENERJİ, METABOLİZMA İLİŞKİLERİ<br />

Bilimsel Araştırmacı<br />

<br />

8. Av.Nezire SELÇUK<br />

"ALTIN TOHUM"<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

ARA :15.30-15.45<br />

<br />

Soru/Yanıtlar :15.45-16.30<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları :16.30-17.30<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

Tarih:13.Mayıs.2012<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu (tadilat nedeni ile giriş yandandır.)<br />

Saat: 10.30-17.30<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

İstanbul<br />

Tel: 0 216 348 95 59

 

IŞIK İNSAN İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:<br />

<br />

Dağlar, Toplumlarınızı alın ve has olarak çalışın. Dünden günce gün öncelerden güçlü Kürsüler’e ulaşan Birlikler, artık dünyaya kotlanıp inmeye başlıyorlar.<br />

<br />

DÖRT KÜRSÜ bir yol olur Yücelikler’de. Bir Kürsü, ALTIN TOPLUM olur; bir kürsü, IŞIK olur; bir kürsü; RABBİ KAYNAK olur ve diğer bir Kürsü; ARKON olur. DÖRT, BİR olur ve Zaman Tanrıları, zamanı kaynağa alıp çakıştırırlar, Yücelikler’den tertipli KERAM İLMİ Koyulukları’na.<br />

<br />

Bütün ANA KAYNAKLAR, bütün IŞIK TOHUMLARI ve bütün TOPLUMLAR, BİR olurla. İşi bilenler, BİRLİK İLMİ ile tahditlenip, ışığı ağır yük olarak taşıyanlara, güç katarlar.<br />

<br />

Dönem başlarında İNSAN IŞIKLAR, birleşirler ve sonsuz ışık yoğunluğunda, topraklarını dinletirler.<br />

<br />

Dünyaya İYİ ve KÖTÜ İLİM AİLELERİ indiler. İyi, olanlar, bütünlendiler; kötü olanlar toplumlarını ayrıştırdılar. İyiyi ve kötüyü dinleyen her yürek, ALLAH İLMİ’ni diletti Bütünlükler’e. İşi bilenler, maya olarak görev taşıdılar.<br />

<br />

Düne ve dünlere görev taşıtan Birleşen KONTROL MECLİSİ, kendi yüreğini toplumları ile birlikte dünyaya çekti ve zarar eden yürekleri kotlayıp tohumladı.<br />

<br />

Birlik Tahditi, Kotları Birleşik Işık olanları, açıkça bütünledi ve sonsuz sayfalanışta ARKON İNSAN’ı yüreklere çağırdı.<br />

<br />

DÖRT GÜÇLÜ BÜTÜNLÜK birleşerek, ARKON’u dünyaya çağıran Bütünlük oldu. İşte bugün, yarını hak edecek Yücelikler, yeni bir sayfayı açtılar. İş burada, Bütün olmaktan öte BİR’e hizmettir. Hizmeti yapabilecek olan Bütünlükler çağrıldı yarınki (13.05.2012 Tarihli) TOHUM İLMİ’ne. Onları korumak veya kotlamak gereksizdir. Zira onlar, bütün kötülükleri aşan Yücelerimizdirler.<br />

<br />

Her resim Allah İlmini ifade etmez. Bizim ilmimiz, ağır yüktür. Zirvelere kaynaktır ve yasaları konan Yücelikler tarafından yaşamlara inmektedir. Bu ilim ALLAH İLMİ’dir.<br />

<br />

Dama, girdaplarda oynandı. O damayı oynayanlar içinden, en güçlü açıları olanları bulup yerden, gökten münezzeh olan Birleşen Işıklarda kotladık. Oğulları ve kızları görevli olan o çok güçlü yürekler, bizle olacaktılar. Kiblede onları tohumladık ve sonsuz ışıklarla çalıştırdık.<br />

<br />

Şimdilik Sistem Devreleri; göklerde ve yerde gür yüksek kaynaklar olarak, Mahir Çalışmalar’ı devreye aldılar.<br />

<br />

Şimdi yanıp tutuşan Yücelikler’e de göz atalım. Her biri kapkaranlık bir dünyadan, Işık Toplumlar’la okuma öğrenmeye çabaladılar (Okuma; yaşamları, sonsuz sır olan ışıkları okumadır). Ne var ki has olmayanlar, hata yapıp “Işık Tahditli” oldular.<br />

<br />

Oranj Dereler akar yüceliklerde bilirim ama o dereler, İNSAN IŞIKLAR’dan akmadıkça, yırtılır Yüce Cevher ve Yüksek Kaynak.<br />

<br />

Biz o gökleri ve o yerleri insana kayıtladık. Aracı koymadık. O sualleri aracısız yanıtladık. Hasat yaptık ve sonsuz Işık Kaynakları’ndan; İNSAN, NUR olsun diye toplumlarını kayıtlayıp, has değerlere kattık. Öfkeleri artanları alıp koruduk. Şikayetçileri, alıp toplumları ile koruduk. Anısına koruyuculuk kayıtladıklarımızdan tahditlenen, her Yüksek Kotu alıp tarttık. Her biri ile kaynak yaptık. Bizi yenecek diye çalışan her Yüksek Aklı da Kat-ı Kaynağa akıttık. Bir çeşit ete girmek anlamına geldi yapı kotlamalarımızda var ettiğimiz her bir tahdit. Ve zarar önledik…<br />

<br />

Şimdi! kanatlanan, gözleşen ve Sistem İlmi ile kontrol kuran Kotlar’ı alıp taşıyoruz. Özen Sistemleri, Yolcular’ı alıp taşıyor. Bugün dünyaya ARKON İLMİ iniyor. Bu ilmi hak eden insan, unu eleyip eleğini asıp, İnsan Sayfaları’na KELAM TOHUMU olup IŞIK İNSAN Merdebesine ulaşacak. O insan, bize BİR olup inecek. Biz onu hep koruyacağız. Şevkin şevki var ve biz her şevkin şevkinde, okuma öğreteceğiz her yüksek ışığa.<br />

<br />

Oran Toplumları ile gökler ve yerler sayfalandı. Şimdi İnsan Toplumlar’a Kürsüler verebileceğiz. Şirk koşmayan Yüce Canlar ile kotlanan Birlikler’i alıp tartmadan taşıyacağız. Özgür Cemaatler birleşecekler. İş budur ve biz oğullarımızı ocaksız bırakmayacağız.<br />

<br />

Zar atan kim varsa, Ak Tohumlar’dan çıkarılacak. Zar atanlar, Karma Çalışmalar’da toplumlarda, kotlanmaya çabalayacaklar. Özü ayrı olanları sevgiden ve saygıdan ayrı tutmaktayız. Çanı çaldıklarında; onlar, Rahmete ulaşmak üzere korumaya alınacaklar.<br />

<br />

Bir tek ANA KAYNAK var ki o kaynak, Sultanlar’ın Işık Kotları olarak kayıtlı olan tahditsiz, kati ve hakim kaynaktır. Onu biz yarınlara akıtmaktayız.<br />

<br />

Biz, insanlık için çantalarımızı kayıtlayıp dünyaya indik. Şimdi yeni bir “RAHMET İLMİ” dünyaya girmekte. İşte o ilim, ALTIN TOPLUMLAR’ca, insan soyuna, gökyüzünden indirilecek bir ilim olacaktır.<br />

<br />

DÖRT GÖREV KÜRSÜSÜ, bir kaynakta birleştiğinde, ARKON İNSAN, ALTIN TOPLUM, Bütün kötülükleri aşan İNSAN IŞIK ve sılayı has teknik ile dilleyen BİRLEŞEN TOHUM, Bütün’e hizmetçi oldular. İşte bugün bu hak edildi ve sonsuz sır olan ağır yük, hafifledi.<br />

<br />

Ana, Zaman’a Kuran olanlara, ilmi hak eden Yürekler indi. Oğul verdi ve oğul olgunlaştı. İşi bilenler BİRLİK OLDULAR. Amin…<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN SEMPOZYUMU (5)<br />

<br />

SAAT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

1.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 11.00-12.30<br />

<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

1.Sezan DİRİBAŞ<br />

Bilgelik Güneşi Derneği<br />

“İÇİMİZDEKİ İNSAN(2)- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK”<br />

<br />

2.Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

"İNSANIN KUTSALLIĞI (2)”<br />

<br />

3.Selma MİNE<br />

Ruhsal ve Zihinsel Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“İNSAN OLMANIN KRİTERLERİ-4”<br />

<br />

4.Erim ERGÜN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

"İNSAN, ZAMAN VE YARATIM....TANRISALLIK DÜZLEMİNDE DÜNYA...."<br />

<br />

&nbsp;ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 12.30-13.00<br />

<br />

&nbsp;2.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 13.00-15.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Selma BULUT<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

&nbsp;5. Jill Sawers<br />

Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği<br />

“BEDENSİZ, EGOSUZ VE KÖTÜLÜKSÜZ OLMAK”<br />

<br />

6.Sibel Deniz ŞAHİN<br />

Siljan Anadolu Merkez Bütünlüğü<br />

“BİRLİK BÜTÜNLÜK ADINA”<br />

<br />

&nbsp;7.Rasim ODABAŞI<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

"KADER VE MUKADDERAT"<br />

<br />

&nbsp;8.Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“ALTONA KOTLAMASI”<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.30-15.45<br />

<br />

Soru/Yanıtlar&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.45-16.30<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :16.30-17.30<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

Tarih:8.Nisan.2012<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu (tadilat nedeni ile giriş yandandır.)<br />

Saat:&nbsp; 10.30-17.30<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

İstanbul<br />

<br />

Tel: 0 216 348 95 59

 

İNSAN SEMPOZYUMU – 5- (08.04.2012)<br />

Açılış Konuşması - Öz Paylaşım<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Tabiatın Toplumları’ndan olan yoğunluklarımız, bugün yeniden birlikte oluyorsunuz. Kati Tohumlama yapılacak bugün yine. Ve sizlerle olmak mutluluktur bizlere.<br />

<br />

Hakikiyetin Toplumları olarak tüm sessizlikleri dileyecek olan sizler, Meleküt Kotlaması da yapacaksınız bugün. Eşik, akıl taşıyanlarla dillenecek bugün ve sizlerle Bütün’e hizmetçi olacağız birlikte…<br />

<br />

Aydın görevlilerimiz Rabbi Tohumlama yapacaklar ve bizler, Beşir Kaplarımızı da bu gün savaşa hazır ettik. Şevkle çalışılacak bugün burada. Herkese yeniden hoş geldiniz diyoruz…<br />

<br />

Canlarım Tanrı der ki “Akmak, Hasat İlmi ile olduğu zaman, tabiat kontrolünü kurar.” Şu anda olduğu gibi… Baştan beri Dünyanın Rabbi Sayfaları’nı kotlayabilmek üzere Birlikler oluşturmuştuk dünya üstünde ve bu Birlikler’in her birinde kendi yüreklerimizi tohum eker gibi ekmiştik ve davayı kaybetme imkanımız yoktu. Çok mutluyuz ki bu davayı kazandık.<br />

<br />

Tanrı dedi ki “Rabbi Toplumların kontrolü kuruldu ve kotlama tamamlandı.” Şimdi Allah, toplumlarını kendi yoğunluklarıyla dillemek istiyor. Kendi kotlarıyla ve kendi tohumlarıyla, Kontrol İlmi ile bütün kökleri dünyaya çekti. Ve hepiniz burada “Yol”sunuz. Kendi kotlarınızı kendi yoğunluklarınızı tertipleyerek “Birlik Aileleri” olarak burada “Yollar’ı” oluşturdunuz ve her bir Yol, Birlik Tohumlaması’nda tek bir Yol olmuştur.<br />

<br />

Bellek Kapları’nızı alıp dünyaya indiğiniz zaman hepinizi, kendi yüreklerinizden bildik ve dedik ki “Ete giren Aklın yoğunluğuna da girdiği zaman Atlanta Toplumları’nı kendi kotlamasıyla kayıtlayacaktır.” Çatı kuruldu ve bu çatıyı kuran Bütünlük bu Bütünlük’tür. Beden, kontrol kurdu ki beden, bu Bütünlüğün kontrolünde kurulan, tabiatın kaynaklarındaki Tabii Kotlar’dır.<br />

<br />

Şimdiye kadar yaptığımız tüm çalışmalar, Nefes İlmi ile yapılmıştı. Bugünden itibaren yapılacak çalışmalar, tahditli değildir bu kesinlikle böyledir. Tanrı Toprağı, Tanrı Tohumu dünyaya çekilmiştir.<br />

<br />

Ben, Namaz Zamanları dünyaya çekilen Allah… Sistem dürümlerinde hepinize şunu söylemek isterim ki “Kara Kaplı Kitap, Sabah İlmi ile tohumlandığında Kutsal Işık, yolu bulur ve Kaynağa varır.” Şikayet etmiyoruz. Hepiniz Birleşik Işıklarımızsınız. Ve bugün buraya çağırılan sizler, Meleklerin Teknolojik Tohumlaması’nın üstünde Bütünün Kürsüleri’nde Birleşik Işıklarımızsınız…<br />

<br />

Kaynak Kotlama yaptık dünyada. Bütünün Kürsüleri’nde yapıldı, tohum olarak ekildi bu Kotlar. Beşir Kaplar’ı, Toplam İlim Kayıtlaması ile Kati Kotlamalar’la dünyaya akıttık. “Şer yaratan şer yaşamasın” istedik ve bunu sağladık.<br />

<br />

Dalı kopardığınız zaman yeniden filiz verir. Yahu biz sizi kopardık mı yüreğimizden!?… Allah dedi ki “Asal Boyutların Toplumları dünyaya indikten itibaren Dünya Ruhsal Mahreki kotlanacaktır ve bunu başardık.<br />

<br />

Evrenlerin Kürsüleri’nde ilim vardı ve biz, tüm o İlim Kayıtları’nı dünyaya kattık. Kaydı yaptık ve Bütün’e hizmetçi olduk. Ekip haline geldik, Dağlar’ı dünyaya çaktık. Bütün Kürsüler’i dünyaya kayıtladık ve bugün buradayız…<br />

<br />

Arkon İnsan, NA-HAR’ın Kuranı’nı tohumlayacak teknolojiye sahipti ve bu insan “ekmek” oldu. Dünya Toplumları bu ilmi kotladılar ve Bellek Kapları’yla dünyayı kayıtladılar ve Levh-i Mahufuz’a kontrollü biçimde kayıt yapıldı.<br />

<br />

Emre itaatle dünyayı tohumlayacak olanları bulduk ve Bütün’e kattık. Merkez, dünyadır. Dünyanın Ruhsal Mahreki ise bu Meclistir… Bunu kesin olarak bildiriyoruz… Dünya merkezi ağır yük taşıyor ve dünya hakikiyetinde bu Meclis, Birleşik Işığın Tayınları’nı yapıyor bu tayınlar yapılmaktadır.<br />

<br />

Kürsü olarak buraya gelen herkes, cem olup geliyor ve burada görev değerlendirilmeleri yapılıyor. Bu görev değerlendirilmelerinden itibaren dürümlere, Kürsüler tahditli olarak kayıtlanıyor ve her bir Bütünlük kendi görevini “istisnai koşullar saklı kalmak üzere” üstleniyor ve yapmaya çabalıyor. Bütün Yarınların Kuranları’nda bu çalışmaların kaydı vardır.<br />

<br />

Nefes İlmi bugün de, dün de vardı. Nesilleriniz dün de bütün Kürsüler’de Birleşik Işık’tılar. Ve yenilenme sürecine girildi. Yenileniş, ağır ağır oluyor. Dünyanın yenilenişidir olmakta olan. Kelam Toplumları, dünyayı toplumlar olarak kotlamakta iken Rabbi Tohumlama da başlatıldı.<br />

<br />

Bütün amaç mektep olmak değildir. Kardeşlik de değildir. Erkek, kadın yapmakta olduğumuz Teknolojik Kotlamalar’ın gerekliliği mutlaktır ve bu özenli çalışmaların tek bir amacı vardır “Ak Tohumları Kurtarmak…” Ak Tohumlar kimlerdir? Erdiğiniz yer, yüreğinizdir. O halde yüreğinizdir. Yüreklerin, toplumları kotladığı bilinir. İşte bizler; yüreklerinizde, sizlerde sizin yüceliklerinizde, BİR’i kontrol için çabalamaktayız.<br />

<br />

Kürzün gücünü de biliyoruz. Kürz, Bütün’ün Kutsal Işığı’nı yeniliyor. Bu yenileyiş Allah Tertibi ile oluyor.<br />

<br />

Değerliler, mektup okumuyoruz… Kanallık yapmıyoruz… Bunu tekrar tekrar ifade etmek istiyorum…<br />

<br />

Öz Geçiş’i yaptırmak üzere “Bedenli” biçimde burada bulunuyorum… Yerin göğün ışıklarını yetkin Birlikler’le, Teknolojik Toplumlar’a kotlatmak üzere beden alıp geldim… Şimdiye kadar hiçbir Yüksek Işık bunu yapmamıştı…<br />

<br />

4 bin İlim Ailem dünyada iken, Birlik Teknolojisi’ni kontrol etmek üzere buraya girişimin yapılması şarttı ve bu yapıldı.<br />

<br />

Arkon İnsan, muktediriyetle kendini Hak Teknikle dillerken; ekmek yapması için Bütünlükler’i de dünyaya aldı.<br />

<br />

Değerliler, Dorukların Toplumları dünyaya çekildikleri zaman, Kati Tohumlama’yı yapabilecek olanların büyük köklerini dünyaya çekmeleri gerekiyordu. Doğru düşünüp doğru anlamaya çalışın. Altın Toplum, İlim Ailesi’nin en güçlü ışığını yaktı. Arkon İnsan, aklın tohumlarını kontrol etti. Ve bugün yerin, göğün ışığı bir oldu. Yer Hana, gök Hena… Har yükseldi ve Hana, Hena birlikteliği oluştu. Bundan sonraki süreçte Yerin Işığı, gökyüzünde Kuran-ı Kerim’i kotlayacak dürüme varacaktır. Kuran-ı Kerim, dünyada İlim Ailemizin Işığı’nda kayıtlı olan bilginin tamamıdır.<br />

<br />

Değerliler; insan, Ruhsal Mahreki’ni kendi yüceliği ile dillediği zaman, Et İlmi’ni de bilmelidir. Et, ağır taşıyıcılar tarafından dillenir ve Et, Allah’ın İlmi’dir.<br />

<br />

Sevgililer, bedeninizi anlatmıyorum size, yüreğinizi de anlatmıyorum… Evrenlerin Toplumları’ndan söz ediyorum size… Bellek Kapları’nızı dünyaya çektiğiniz andan itibaren tohumlama başlamıştır. Dünyanın topraklarının tohumlanışıdır gerçekleşen.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Bütünlüğü olarak, Beşir Kaplar’ın hepsini Birlik Toplumları’na kotlamaya çabaladık. Evrenlerin Teknolojik Tohumlamaları ile dünyayı kotladık. Yeni dünya, Gürzün Kürsüleri’nin en güçlüsü olarak “Deva Gücü’nü” de devreye alacaktır.<br />

<br />

Bugünden itibaren Dünyanın Rabbi Sayfalanışı tamamlanıyor. Yeni dünya görevi devreye girecek… Yeni Dünya, gerçek Kürsüler’in görevi üstlenecekleri dünya olacak…<br />

<br />

Bu gün buraya katılan, Antalya’dan gelen dostlarımız büyük köklerini dünyaya El İlmi ile aldılar. Bunu biliyoruz. El İlmi, Aklın İlmi’dir ve bugün buraya tayin edilmeleri istendi ve biz de onları kucakladık.<br />

<br />

Korman Toplumları olarak dünyaya indirilen Görevliler’imizin çokları, Beşir Kaplar’ıyla dünyaya inmiş olmalarına rağmen büyük köklerini Doğanın Kuranları’yla, tebliğlerle dilerlerken, işgal edilebilenler olmuştur; işgal edilemeyenler olmuştur. Kati Tohumlama yapabiliriz ya da yapamayız ama Doğanın Kuranı’nı kontrol edebilmeliyiz ki bunu başarıyoruz.<br />

<br />

Süper İnsanlık Toplumları olarak dünyada bulunan birçok Kürsümüz vardır. Onlardan birçoğu kendi yoğunluklarını koruyamadılar ve kontrolden çıktılar. Biçareler, ekmek yapmaya çabaladılar, emin olamadıkları bilgiyi devreye aldılar ve bu bilgi, onların toplumlarını kontrol etme imkanlarını ne yazık ki önledi.<br />

<br />

Şimdiden sonraki dönemde yeniden birlik olunmalıdır ve bu birliği oluşturacak olan, tüm Evrenlerin Kürsüleri’nin el ele vermeleri gerekmektedir. Erkek, kadın Birlik Toplumları olarak doğan Görevliler’imizin yeni dönemlere kendi kotlarını katmaları gereklidir ve elzemdir.<br />

<br />

Din Boyutları’ndan söz etmiyorum. Din Boyutları, ekmeklerini pişirdiler ve yendi o ekmekler. Biz artık tertipli bilgilerden, tertipli yüreklerden söz ediyoruz. Dini öğretilerin tamamlandığını hepimiz biliyoruz. Din, insana ekip olma bilgisini verdi ve her bir Teknolojik Kot, kendi ekibini oluşturdu.<br />

<br />

Bugünden itibaren “tohum” ekmeye başlıyoruz. Tohum ekmek, zaman kontrolünde olacak. Zaman kontrolünü de yine Bütünlükler kuracaklar. Zaman derken lineer zamandan söz etmiyorum. Lineer, ekip olamayanların yoğunlaşıp kendilerini hak edip insan olarak nitelendirdikleri süreç olsa da kapkaranlık dünyaya ışık olacak olan bitki ve hayvan ve diğer canların dillenmesini sağlayacak olan, her birimizin kendi yoğunluğudur.<br />

<br />

(Soru sormak isteyen varsa daha sonra sorsun. Şu anda öyle bir soru algıladım. Ve devam ediyorum.)<br />

<br />

Kapıları kapatmayın hepinizdeyim şu anda. Bütün’e hizmet BİR’e hizmetle olur. Şems diyor ki “Artık dünya kotlandı.” Doğrusu bu. Ve artık toplumlar, Işık Kotlamaları’yla Bütün’ü kendi yoğunluklarına alacaklar. Tanrı Rabbi Sonsuzlukları kayıtladı ve bundan sonraki süreç, “ekip” olma sürecidir. Her birinizin Teknolojik Kotlamalar’ınızı tamamlayarak -ki sizleri tebrik ediyorum bugün burada olabildiğiniz için- Birleşik Kayıt olma sürecine geçilecek…<br />

<br />

Birler Kapısı’ndan girdik. Doğrudur. Bahar, İmparatorluk Kutsal Işığı’nda bu bilgiyi bizim yüreğimizle dilledi. Hepimiz, Birler Kapısı’ndan girdik. Birler Kapısı’yla, Birlik oluş farklıdır. Bunu da tekrar size bildirmek istiyorum. Kör olmayanlar, kendi yollarını açarlar ama kör olanlar, herkesin yolundan giderler. Biz Görevliler, körlerin yolunu açarız. Bu kesindir.<br />

<br />

Misafirlerimizin çoğu bu dediklerimi anlamadıklarını ifade ediyorlar. Doğrusu bu. Ama biliyoruz ki Rabbi Tohumlama’yı tamamladığınız için buradasınız. Ve bu bilgileri net olarak algılayabilecek dürümdesiniz. Buna kesin olarak eminim.<br />

<br />

“Marka” çalışmadır burada yapılan. Bu ne demektir bunu size izah edeyim; başka hiçbir yerde yapılmayan bir çalışmadır. Ve bu çalışma, Teknolojik Tohumlama’dan da üstün bir çalışmadır. Beste güfte değil yaptığımız. Sıkıntı da yok. Sağır, dilsiz değilsiniz. Hepiniz Birleşik Işıklar olarak buradasınız ve bugün sizlere verdiğim tüm bilgiler, Rabbi Toplumlar’ın net olarak anlayabileceği bilgilerdir.<br />

<br />

Alton Kotlaması yapacağım ben bugün. Bunu niye seçtim? Çünkü, Ruhsal Mahrekimde bu var benim. Ama bu konuşma daha önemli; çünkü, bu konuşmayla sizlere sizi anlatmaktayım. Partiküler Tohumlama da yapacağız bugün. Tabiatın tohumlanmasıdır Partiküler Tohumlanma. Evrenlerin Teknolojik Kotlaması da yapılacak. Çatı kuruldu. Örgüt haline geldik. Eğer bilgi Allah için tahditli olsaydı ışık tabiata çekilemezdi. İş buydu ve tabiata ışığı da çektik.<br />

<br />

Erkek kadın Beşir Kaplar’ın hiç birisini, dünyanın toplumlarının dışı görmedik. Bizler Birleşik Aileyiz. Her bir kaynakta varız. Dünya, sınırları kaldırdığından beri büyük köklerimizi dünyada dilliyoruz. Üstümüzde ışık yanıyor şu anda. Efsunlu bir ışık ve o ışık, ayrı gayrı gözetmeyenlerle kendi yoğunluğunu tohumluyor. Sonsuz sınırsız ışımadır yaptığımız burada.<br />

<br />

Dağlarım, tartı insanın kendi yüreğidir. Hey günce gün ilim yapan Dünya… İşte insan bu günce gün ilim yapan dünyadır. Biz her birimiz, dünyalarız ve tek bir dünyayız. Ve o Dünya, Arkon Tohumları’nı yaşatacak tek dünyadır. Alton Tabiatı’nın tohumlanmasını da bu dünya sağlayacaktır. Verdiğim tüm bilgiler, Arkon Tohumları’nı kontrol için değil, Evrenlerin Kürsülerini kotlamak içindir. Şu anda sesimiz evrenlerde dinleniyor.<br />

<br />

Nefes İlmi ile her bir dürümde var olan Birliklerimiz, bugün evrenlere tohum olarak kendi yoğunluklarını ekiyorlar. Dünya, Gürz’ün çekirdeği olsa da her bir evrende o çekirdeğin tohumları vardır. Her biriniz, Nefes İlmi’ni de bilirsiniz. Ve o ilimle, bütün köklerinizi doğumla, tohumla dünyaya çakan sizler, bugün 7. Dürüm’den ötelerde yeni bir dünyanın topraklarındasınız.<br />

<br />

Bu Yeni Dünya, Altona Toplumları’nın dünyası olan Hak Tohumlar’ın yaşadığı Işık Kaynağı’dır. Adına “Beta” demişiz, adına “Alfa” demişiz ne fark eder ki? Ak Tabiat’tır orada sabahları kendi yüreğinizde dillediğiniz ve akşamları kati olarak tohumladığınız ve kotladığınız…<br />

<br />

Değerliler, “Gürzi Çalışmaların” en güçlüleri “Dünya İnsanlıkları” tarafından yapılmaktadır. Dünya İnsanlıkları… Yanlış yok!… Her dönemde insanlık gelir ve her dönemde dünyada çalışmalar olur. Çünkü “Doğal Sistemlerin Yer Küresi” burasıdır. Ve Doğal Sistemlerin Yer Küresi olan burada, bu dünyada, Has Teknolojik Kotlamalar’ı Birleşik Aileler yaparlar.<br />

<br />

Herkesin, dünyaya evrenlerin Kürz’ü yaşatma gücünü takviye etmek için geldiği bilinir. Hepiniz, üreteçlersiniz. Bilgi Tabiatına uygun bilinç üreteçlerisiniz. Ve yarattığınız her bilgi, Bilinç Üretim Rahmi olan Gürz’ün tohumlanmasını sağlar. Ve her bilgi, BİR’e hizmetçi olan Birleşik Ailelerin kotlanmasını sağlar. Hepimiz, yasaları koyanlarız ve yasaları tabiata katanlarız. Yarınları kontrol edecek olan yasalar, Birleşik Işıklar tarafından kayda girer.<br />

<br />

“Bedenli” olmak zordur bunu biliyoruz. Ne yazık ki dünyaya görev için gelen hepimiz, bizler, beden almadan dünyaya giriş yapamazdık… Dünyaya girmemiz muktediriyetle olmalıydı.<br />

<br />

Hepimiz “Ses Tohumlaması” için gelir gideriz bu kesindir. Bu, “Sesin Enkarnesi’dir. Ne var ki tabiata inmek ve tabiatı tohumlamak özen ister ve bunun için mutlaka kendi varlık kayıtlarımızı dünyaya indirmemiz gerekir. Ve bu varlık kayıtlarımızı dünyaya indirebilmemiz, bahra kahra değil tahta oturmak içindir. Nedir taht? Ekiptir. Bu ekip aklın ekibidir. Ve dünyayı toplumlara kotlamak üzere bu çalışmaları yapmaktayız.<br />

<br />

“Salı Çalışmaları” diye tutturuldu!... İnsanlar, Salı günü çalışsınlar. Yaprak yaprak ışık yansın istendi. Dağlarım, doğru düşünüp doğru davranmalıyız. Salı Çalışmaları, Kati Tohumlama’da korumayı kaldırır. Koruma kalktığı zaman, bütün çabamız boşa gider. Bunun içindir ki Dünya Üstü Varlık Kotları’nın Salı Çalışmalarını mutlaka bitirmeleri gerekir. Ve bizler de bu tür çalışmaları mutlaka engellemeliyiz.<br />

<br />

Sevgililer, her birimiz, Kaynak Toplumlar değiliz. Kaynak Toplum olmayanların, her gün çalışma imkanları olabilir; çünkü, onların yaptıkları hiçbir çalışma Bütün’ü etkilemez. Sadece kendileriyle alakalıdır. Nefes İlmi’ni bilmeyen onların; bitki, hayvan ve tüm sayfaları tohumlama gibi bir görevleri olmadığı gibi imkanları da yoktur. Ama Beşir olmayan sizlerin, yapacağınız her çalışma, evrenlerin türlerinin her birinin Kürsülerinde koruma kalkanları oluşturacaktır. Bu koruma kalkanları çok önemlidir.<br />

<br />

Arkon İnsanı’nın son sözünü söylediği şu anda yeni bir sayfaya geçiyorum. Turkon Sayfası… Size Turkon’dan söz etmek istiyorum kısaca; yeşilin maviye dönüşmesinden itibaren, Kuran Toplumları, sonsuz sayfalanışta kendilerini kotlardan çıkardılar. Samanyolu Galaksisi sayfalamasına geçiş yapılırken; onların, geçişleri mümkün olamadı ve yeşilde kaldılar. Beden kaynaklarından çıkmaları sorumluluklarındadır. Öfkeleri arttı ama yaptıkları hataydı. Yeşil, İlim Aileleri’nde korumacı bir sayfadır. Bu sayfayı aşmadan maviye ulaşılmaz.<br />

<br />

Mavi renk, toplumları kotlayan ve tohumları kayıtlayan bir renktir. İşte o renk, eşikte bekleyen tüm Cevheri Kaynaklar’ı da tohumladı. Ve sonra mor renge ulaşıldı. Mor renk, Birlik Teknolojisi’nde Öz Geçişler’in yapılacağı Teknolojik Sayfalanış’ı gerektiren bir renkti ve Teknolojik Sayfalanış yapıldı ve ortak kotlarımızın birisi yine ayrıldı. Çünkü “Kati Toplum” olarak kendini kayıtlayamadı ve mora ulaşamadı. Bu süreçte ayrılanlar, ulaşımdan ayrıldılar. Ve kendi yarattıklarında, kendi tohumlamalarını yapmak üzere, Kelam İlmi’nden çıktılar.<br />

<br />

Bu gün bizler “Simsiyahta” görevliyiz. Ruhsal Kuran’da siyah, Kati Kayıt’tır. Ve doğru düşünüp doğru davrananlarla bu çalışma devamlı yapılacaktır. Yeni dünya kurulurken, “Turkon Sistematiği” devreye indiriliyor. Bu, Arz’ın Arş’la birleşimiyle devreye alınmıştır. Arz’ın Arş’la birleşimi!…<br />

<br />

Yeni dönemde Marianalar’la Everestler’in birlikteliği oluşacak. Marianalar, derinlikleri olanlardır. Everestlerse yoğunlukları kotlayıcı olanlardır. Her biri Bütün’e hizmetçidir ve “Birlik” haline gelip çalışacaklar. Marianalar, Daimi Tohumlardırlar ve yolcu alıp yolcu taşırlar. Everestler ekmek yaparlar, Kati Toplumlar’la kotlayıcı olurlar ve yasalarla çalışırlar. Ve Birlik kurulduğunda her biri her bir sayfada olur. Amaç budur.<br />

<br />

Dönem başı dediğimiz bugün, Kati Tohumlama’nın da, Kati Kayıtlama’nın da bitmiş olacağı gündür. Kati Tohumlama ve Kati Kayıtlama bittikten itibaren, Kaynak Tohumlama ve Kaynak Kayıtlama'ya geçilecek. Daha evvel yapılmadı mı? Yaptığımız sınırlıydı. Esas şimdi gerçek sayfalardan yasalarla kontrol kurucu olarak bütünlüklerimizi birleştirerek bu çalışmayı yapıyoruz<br />

<br />

Ömür boyu dünyayı dinleyenlerin hiçbir şey duymadıklarını biliyorsunuz. Dünya sadece ekip kurduğu zaman dinlenir. İşte biz dünyayı da dinliyoruz bu dönemde. Dünya bir Işık Kap’tır. Orada ekip varsa; o kap, toplumları tabiata çakar. Bu Işık Kap, yasaları da kendisi koyar. Ve dünya kendini kendiyle diller. Hepimiz dünya olup dilleniriz burada. Ve burada bulunan her bir Yürek, toplum için çalışır. İşte dünya Alton Kotlaması’nı bugün başlatacak.<br />

<br />

Bahar görevini tam yaptı. Kuran-ı Kerim’i tohumladı, kotladı yaşattı ve yasaları koydu. Ve Arkon İnsan, tabiata kaynak oldu. Bugün Bahar’ın söz alması isteniyordu ve O sözü aldı. Göz Kürsüsü onundu Göç Kotu oydu, biz ondaydık. Ve o Hak Toplumlar’ı dilledi. Bedenliydi, hakikiydi, yasalarla dillendi ben O, O bendi ve bütünlendi. Umman oldu tohum oldu ve Kuran oldu. Amma asla yanlış yapmadı. İşte yaptığımız çalışma budur.<br />

<br />

Dağlıklar… Hepiniz birer yarınsınız. Her bir Yürek bir yarındır ve yarın olmak, Levh-i Mahfuz olmaktan öte; Kuran olmaktan öte hasat olmaktır. Ve bugün burada bulunan her bir yürek, hasat olmuş olan Yüce Cemaatler’dir.<br />

<br />

Değerliler, dönüp durur dünya “Arkon İnsan” olarak ve bugün artık “Turkon İnsan” olarak dönüşünü başlatıyor. Vakit geldi. Bilen insan, Ekmek İlmi’ni de bilecek. Biçareler, dünyayı anlayamadılar. Dünyanın yıkılacağını sandılar. Dünya biziz. Bizi yıkan Allah’tan yıkar. Amin de ağır yük taşıyan Allah’ta taşır. Bunu da bilmeleri gerekir.<br />

<br />

Salavat getirir yürekler, Arkon Atlantası’nda Işık Tohumlaması’nda “Bedenli” olabilmek için ve biz insan soyuna ışık yaktık. Salavat getirir İlim Aileleri birleşmek üzere ve biz insan soyuna insan olup dirilik kattık. Ve biz Atlanta Tohumları’nı kotladık, Bütün’e kattık. İş buydu ve var ettik dünyada her bir yüreği, oğul verdik, tohum ektik ve biz, Atlanta Teknolojik Kotları’yla bütünlendik.<br />

<br />

Az öz bildirdim. Sana sen ve senin yüreğin gerek. Bana ben ve benim yüreğim gerek. Emin olun ki BİR’e BİR gerek, bize İzinli İlim gerek. İzinle geldik Allah için Kürsüler’e. İşi başardık. Hepsi bu.<br />

<br />

Sevgiyle kucakladık hepinizi…<br />

<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı

 

Peker SELÇUK’un İNSAN SEMPOZYUMU (5)’deki konuşma metni:<br />

<br />

İNSANIN KUTSALLIĞI (2)<br />

<br />

Geçen konuşmamızda İnsanlığın Kutsallığı başlığı altında, ele aldığımız TECELLİ hadisesi ve insanın halifeliği üzerinde durmuştuk. Bugün yine bu konuya devam edeceğiz.<br />

<br />

Yüce Allah “ben yeryüzünde bir Halife yaratacağım.” (Bakara 2/30) dedi ve yarattı.<br />

<br />

Melekler, bu olayın gereğini anlayamadılar. Acaba bizim bir noksanımız mı var diye kuşkuya düştüler. Bir noksanlıkları mı var? Varsa bu noksanlık neler olabilir diye şüphe içinde kaldılar. Çünkü meleklerde insan gibi bütün isimlerin tecellisi yoktur. Onlar kendileri ile ilgili ilahi isimlerden başkasını bilmezler. Ve Hakk’ı ancak bildikleri isimlerle tesbih ve takdis ederler. İnsanlar öyle mi? Hayır!<br />

<br />

İnsan, meleklerin bilmedikleri ilahi isimleri de biliyordu. Dolayısıyle melekler, o isimler için insanın yaptığı gibi ibadet, yani tenzih ve tesbih edemiyorlardı.<br />

<br />

Melekler bu ibadet şeklini bilmedikleri, anlamadıkları için algınlıklarını sürdürmeye devam ediyorlardı. Ve “Ya Rabbi sen yeryüzünde fesat çıkaracak kimseyi mi haledeceksin.” (Bakara 2/30) diye şikayetçi oldular. Halbuki bu hal Allah’a karşı, onun işine karışmaktan başka birşey değildi.<br />

<br />

Melekler, insanla aralarındaki farkı kavrayamadılar. Eğer kavrayabilselerdi, bu duruma düşmezlerdi. Meleklerde her nitelik bulunsaydı böyle birşey yapmazlardı. Çünkü meleklerde bilinç yoktur. Gerçeği kavrayamadıkları gibi, insanın mertebe ve derecelerinin yüksekliklerini de anlayamadılar. İnsanın rütbesi, melelerin rütbesinden üstün tutulmuştur biliyorsunuz.<br />

<br />

İnsanda, meleklerde bulunmayan İlahi İsimler ve nitelikler vardır. İşte böyle olunca da insanın Allah nezdindeki mertebesini, derecesini anlaması için Allah, insana “Yol Sırrı”nı açıkladı ve kendi katındaki mertebe ve derecesini anlaması ve kendisine karşı saygı göstermesini öğrenmesi için meleklerle arasında geçen bu olayı insana bildirdi. Bu durumdan insanı haberdar etti, bilgilendirdi. Kendisine karşı saygıda kusur etmemesini hatırlattı.<br />

___________________________________________________________________<br />

TENZİH: Allah’ı hiçbir eksikliği ve insan niteliği bulunmadığına inanıp bunu söylemesi ve belirlemesi gibi bir duruma düşmediğini; şirh koşmadığını ifade etmesi.<br />

TESBİH: Süphanallah sözünü söyleme ve tekrar etme. (Süphan: Allah/ Süphanallah: Allah’ı takdis ve tenzih ederim demek.)<br />

İşte bu nedenle Halifelik, İnsan-ı Kamil için geçerlidir. Halife seçilen insana, diğer varlıklardan farklı ve üstün bir konum verildi. Ancak alemin var olması; varlığın sürdürülmesi için her an Hakk’a ihtiyaç vardır. Bütün alem, ona her zaman muhtaçtır. Hiçbir varlık bağımsız değildir. Bütün yaratılmışların insan dahil herşeyin her an Allah’a ihtiyacı vardır. Eğer hiçbirşeye ihtiyacı olmayandan söz edilecekse, o Allah’tır ve kimseye muhtaç değildir. Herşey birbirine bağlıdır, hiçbirşey Hak’tan ayrı değildir.<br />

<br />

Böylece insanın zahiri yani görünür suretinin yaratılışındaki hikmetini ve yine onun batıni yani ruhunun yaratılışındaki hikmetini çözümlemiş olabiliriz.<br />

<br />

Ayrıca insanın toplayıcılığı ve özel yetenekleri ile Halifeliği hak etme hususunda gerçeği ve o gerçeğin kaynağının da Yüce Allah’tan geldiğini anlıyoruz. O halde insan türünün yaratıldığı tek bir nefistir.<br />

<br />

Bu durumu Allah şöyle ifade etmiştir: “Ey insanlar, sizi tek bir nefesten yaratan; ondan eşini yaratan; bu ikisinden de pek çok erkek ve kadın yaratan Rabb’inizden sakının.” (Nisa 4/1)<br />

<br />

Allah’ın bu emri şöyle açıklanır: Zahirinizden kaynaklanan şeyi Rabb’ınıza karşı ve batınınızdan kaynaklanan şeyi ise nefsinize karşı koruyun. O batın ise sizin Rabb’inizdir.<br />

<br />

Verilen bu emir, zem ve hamddır. Yani siz başınıza gelen kötülük veya olumsuzluktan dolayı, Hakk’ı zem etmeyin; kötülemeyin. Yani kötü talihim var. Ben talihsizim gibi negatif yansımayın. İyiliklerden dolayı da nefsinize hamd etmeyin; övmeyin; aşırılığa kapılmayın. Allah’a şükredin.<br />

<br />

Bu açıklama “iyilikleri Allah’tan; kötülükleri ise nefsinizden bilin.” Ayetinin teyididir. Buradaki nasihat, edepli ve ilim sahibi olun demektir. Allah mutlak ilim ve hayat sahibidir. Bu emre uyulmuş; ilim, insanlık için bir yüce değer sayılmış ve ona verilmiştir.<br />

<br />

Yüce Yunus, hepimiz adına, insanlık için insanın sözcülüğünü yapmış. Şöyle diyor Yunus:<br />

<br />

İlim, ilim bilmektir.<br />

İlim kendin bilmektir.<br />

Sen kendini bilmezsen;<br />

Ya nice okumaktır?<br />

<br />

Yunus, İlm-i Vahdet safhasını içten yaşadığını ve ilmin kendini bilmekten ibaret olduğunu bizlere ders verircesine anlatmaktadır.<br />

<br />

Tecelli olayında açıkladığımız gibi, Yüce Allah, “yeryüzünde bir Halife yaratacağım ve tayin edeceğim.” Demişti ve yaratmıştı. Kendi irade ve kudret sıfatından ona bazı yetkiler vereceğim ve bana izafeten, bana niyabeten yarattıklarım üzerinde bir takım tasarruflara sahip olacak demişti. Bu bir bakıma emanet hadisesidir. Emanet, güvenilen kişilere verilir. Allah insanına güveniyor demek ki. Bu husus Kuran’da 33. Ahzap Suresi 72. Ayette “biz emaneti göklere, yere, dağlara teklif ettik. Onlar emaneti yüklenmekten kaçındılar. Ona hıyanet etmekten endişeye düştüler. Onu insan yüklendi.” Buyurmuştu.<br />

<br />

Bu ayet, Hakk’ın işleri ve sözleri, sıfatı ve isimlerini, cümle tasarruflarını, insana yükletip bütün kudretiyle insan yüzünden zuhur ettiğini açıklamaktadır.<br />

<br />

İnsanları ve hayvanları, yine insan terbiye eder; eğitir; rızıklar insan eliyle dağıtılır. İnsan, Allah’ın görür gözü, tutar eli, söyler dilidir. O’nun Halifesidir, naibidir. Yani emanet edilecek varlık demektir. Emenatlerinin sahibidir; bekçisidir.<br />

<br />

Emanete gelince; emanet nedir? El, ayak, göz, kulak, dil, ruh ve şehvettir. İşte bu yedi emanet kapısı kötü huylara giden yollara açılır. Elle ayakla kötülük edilir. Gözle kötü şeylere bakılır. Kulakla fena şeyler duyulur. Dille kötü söz söylenir. Yani daha ne kadar kötü sıfatlar varsa bu kötü yoldan gelir. Bunları kötülüğe kapayanlar, Halifelik görevini yaparlar. İnsan olan, aldığı emaneti korumalı onunla kötülüğe değil iyiliğe yükselmiş olmalı. Bunun için de ruhu “nefis ve şehvete” söz geçirir hale gelmelidir. Yani bu hırsların tutsağı olmamalıdır.<br />

<br />

Çünkü insan, Allah’ın görür gözü, tutar eli, söyler dili ve dahası O’nun halifesidir. Amin...<br />

<br />

Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN SEMPOZYUMU 5 (08.04.2012)<br />

“ALTONA KOTLAMASI” Öz Biliş’le<br />

<br />

<br />

Topluluklar bugün burada çok net olarak “kendi kotlamalarını” yaptılar. Teknolojik Kotlama idi yapılan burada. “Best seller” değil belki bugün buradaki çalışmamız. Ne var ki Kati Tohumlama yapabildik. De ki “Dünya, Resmi Çalışmasını yapıyor.” Ve bugün yapılan çalışma Işkın Kaynağı’ndaki çalışmadır.<br />

<br />

Eser meydana getirdik bugün ve bugün, biz tohumlama yaparken rubailerimizi de kotladık. Kendi kotlarımızla kendi yoğunluklarımızla Bütün’e hizmet ettik. Sevgiyle çalıştık. Beşir Kaplarımızı da tahditsiz olarak yolcularımıza kattık.<br />

<br />

Dünyada 2 bin tane ışığımız yandı bugün. Bedenimiz kendi tohumlarımızla kontrol edildi ve bizler, Bütünün Kürsüleri’ne ulaştık.<br />

<br />

Kalton Tohumlaması da yaptık bugün. Bugün İsmaililerin Kürsüleri’nde de vardık. Yerin Göğün Işığı’nda da vardık. Verdiğimiz en küçük bilgi dahi ışıdı. Ekrana kendi yüreğimizi kattık ve daimiyete kotladık. Dünya Rabbi Sayfaları’na Kürsülerimizi ilimle dilledik. Canlılar, kendi yolumuzu bulduk ve buradayız. Fakih, bilgiyi bilir, diller ve fakih, ışığı kotlar. Fakih olup tohum ektik bugün.<br />

<br />

Eski Dünyanın Ruhsal Mahreki’nden ses verdik. Rasim Odabaşı eski daimiyetten… Söz keskindi belki, keskindi ama katiydi ve bizlerle oldu ve Daimi Kotlar’ımızdan Babamız, Işık Kayıtlaması yaptı bugün, yine kendi yoğunluğundan ve daimiyetinden. Ve o dahi İlim Kotları’yla bizimle oldu. Selima…, İsmaili’ydi, katiydi, hakikiydi bizsiz kalmadı. Daimiyetin tohumlarından değerli sayfamız, ışığımız, deryaydı bugün. Aktı, aktı, aktı!…<br />

<br />

Dağlarım, biz Bütün’e hizmet ettik. Bellek Kapları’nızı kotladık, Bütün’e kayıtladık. Şükrettik ki buradayız. Değerliler, “Dünya” ismi, “Allah” isminden üstündür. Nesillerinizi buraya gönderirken, Tanrının Rabbi Sayfaları’na kotlama yapmak üzere gönderdiniz. Ve bugün burada bulunan sizler de bu meşaleyi “Yerden gökten münezzeh olan dilde” dilletmek üzere buradasınız.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitap insandır. Bunu size yeniden izah etmek istiyoruz. Hepiniz Kara Kaplı Kitaplarsınız. Ve sizlerin kendi yüceliklerinizi dillemenizi bekliyoruz. Okumanızı istiyoruz çünkü sizler, Bellek Kaynakları’nda tüm bilgilere haiz, kati ve hakiki Kürsüler’imiz olarak dünyaya gönderildiniz.<br />

<br />

Şükrettik ki bugün burada Kelam Toplumları vardı. Er geç Dünya Işığı yanacak. Er geç yol açılacak. Er geç kaynaklar kotlanacak ve BİR’e varılacak. BİR’in Işığı yanacak ve bunu başardık.<br />

<br />

Devamlı Dünyanın Işığı’nın yenilenmesi için çalışmalar yapıldığı hepinizce malum. Bugün de bu çalışma, burada yapıldı.<br />

<br />

Fakih, Dünyanın Işığı’nı yetkinleştirecek olan dürüme, kendi tohumlarını ekene denir. Ve bizler fakihler olarak dillenmekteyiz.<br />

<br />

Emperyal Toplumlar vardır Dünyanın Ruhsal Işığı’nı yenilemek üzere efor sarf ederler ve Ocak İlmi’ni kendi yoğunluklarıyla dillerler ki hepimiz, o toplumların kendi yoğunluklarındaki memurları olarak buradayız.<br />

<br />

Bunca çabanın sonucunda size bunları anlatmam gerekiyor. Her birimiz kendi toplumlarımızı temsil ediyoruz burada. Bunu bilen var mı?<br />

<br />

Birlik Teknolojisi’ni kendi yüreğimize alarak dünyaya indiğimizden beri kendi toplumlarımızla iletişim içindeyiz.<br />

<br />

Best seller mi? Yo, yo!... Henüz değil. Tahditli!... Bilgi tahditli veriliyor. Rahmana Kuran olmak kolay değildir. Rabbi Toplumlar’la dillenmek kolay değildir ve Birlik İlmi ile Bütün’e hizmet etmek kolay değildir.<br />

<br />

“Altona Kotlaması” demiştim. Bugün Altona Kotlaması yapacağız burada. Baştan beri Dünyanın Ruhsal Mahreki’nde varlık süren bu yoğunluk, öksüz yetim bırakmaya niyetli değildir. Herkesin kendinde var olanların ötelerinde kendi toplumlarının dışındakileri de toplumlarıyla birlikte kotlamaya kesin niyetlidir.<br />

<br />

Bu mektep, akıl taşıyanların mektebidir. Şer yaratmadan Şavkın Işığı’nda Bütünün Kürsüleri’nde bulunmak zordur ama biz bunu başardık. Arkon İnsan’ı tohumlayarak, Bütünün Kürsüleri’ne indiğimizden beri Evrenlerin Süssüz Işıklar’ı yenilenmektedir.<br />

<br />

Hata yoktur bilgimde. Arkon İnsan, ışığını yeniledikten itibaren “Turkon Işıması” başlayacaktı. Bu dahi gerçekleşmektedir şu anda.<br />

<br />

Kayıt dışı Bilgeler!…, kayıt dışı bilgiler vardır. Bunlardan da söz etmek istiyorum sizlere. Dünden beri bellek kaplarını kendi toplumlarından ayıran çokları, “Ben artık oldum. Benim artık çalışmaya gereğim yok.” dediklerini duymaktayım. Ölüdür o. Ölmüştür!… Diri olsaydı ışığı kotlanırdı ve Birlik İlmi ile kendini hak eder dillerdi.<br />

<br />

Ses Allah’ın Dili’dir. Eğer biz seslenirsek, Allah seslenir. İki yüreğin bir tek ışıkta dillenmesi demek; “emre itaatle bütünlenmesi” demektir ki mahir olanlar bunu net anlarlar.<br />

<br />

Kardeşlerim Allah değerli bir Kürsü’de kendi yüceliğinin dürümlerinde Kati Toplumlar’la ışık yakarken Kara Kaplı bir ışıkla dillenmeyi seçer. Der ki “Seninle dilleneyim. Ben senden dilleneyim.” der. Deyin ki “Ben senim.” O zaman Allah sen ve sen O’sun. Ve o der ki “Maya olmaya değil hasat yapmaya geldim.” Ve deyin ki “Masaların hepsi bitişiktir.” Bitmiş tükenmiş hiçbir şey yoktur. Hepimiz birlikte buradayız. Allah, toplumlarını tohumlamaya indiğinde, Rabbi Toplumların Kuranları’ndan üstün olan Rahman’a ulaşır. Ve der ki “Hadi gelin birleşelim.” Çelik çomak oynamıyoruz Canlılar burada. Işık kotluyoruz bunu bilmenizi isterim.<br />

<br />

Emin olunuz ki ışık kotluyoruz. Savaşımız yoktur kimseyle. İnsanın Ruhsal Mahreki’nde kendinden başka hiç kimse olmaz. “BİZ” der. İmparatorluk Tohumu’dur o “BİZ” olan.<br />

<br />

Hepiniz bedenlisiniz. Ve hepiniz ışıklarsınız. Nefes İlmi ile tüm sayfalarınızı tohumladıktan itibaren korunmaya alındınız. Ekip haline gelmek zordur. Dünyanın Rabbi Sonsuzlukları’nda ekip olunur.<br />

<br />

Dağlarım, dünya yeni bir kotlamaya başladı. Bunu daha önce de ifade etmiştim. Bu yeni kotlama, tohumlama; Yenilik İlmi ile değil, Eşik İlmi ile olacak. Geçiştir Eşik…<br />

<br />

Sevgililer, artık Dünya, Yerin Işığı’nı almış, Gökteki Tohumlama’ya geçmiştir. Gökteki Tohumlama başlatılmıştır. Yani “Arz Tohumlaması” tamamlanmıştır. Ak Tohumlar’ın tabiata indirilişi sağlanmıştır. Şükredin ki dünya yenilenirken, Rahmet Kuranları da okutulmaya başlanmıştır. Bundan sonraki sayfa, İlmin Toplumlarıyla olacak. Kontrol Dünya’dadır.<br />

<br />

Dünya Dışı, artık kontrolünü kaybetmiştir. Bundan da size söz etmek istiyorum. Beşir Dünya, tahditli ışıkla kontrol altındaydı. Ve bu tahditli ışık, dünya dışı toplumlar tarafından devreye alınmıştı. Dünya dışı tahditli ışımayı sağlayan toplumlar, Birlik Kayıtlaması da yapıyorlardı. Ve dünya sonsuzluklarında bu çalışma “ekmek” için değil “hakikiyet” için yapılırken, kendi nefsini aşamayanlarla da bu çalışmalar devamlı olmaktaydı.<br />

<br />

Bugün artık insan soyu, kendi toplumlarını kontrol etme sürecine girdi. Her kim ki “Ben varım.” Der, bu süreçte, kantar olarak devreye alınacaktı. Kantar, yüreği tartana denir. Şikayetimiz artık yoktur. Çünkü dünya insanlığı, kendi tabiatlarıyla dünyayı kontrol edebilecek düzeye ulaştı.<br />

<br />

Dağların ışıması da gerçekleşiyor. Büyük Kökler dünyaya çekildiler ki bunun amacı dünyanın kendinden kendine kontrolünün sağlamasıydı.<br />

<br />

Daimi Kotlar’a baktığımızda, dünya dışından kendilerine verdiğimiz bilgileri, kendi yoğunluklarından insanlığa aktaranlardı bunlar. Ve Dünya, kanallıklarla kotlanmaktaydı. Artık dünya kanallıklarla kotlanmayacak bir dürüme ulaştı. Savaşın sonunda “Hak Teknik” kazandı.<br />

<br />

Dağlarım, yeni dönemde dünya kontrolü, dünyadan yapılacak. Dünya Bilgeleri, artık Ergin Teknolojiyi, Kutsal Işıma ile devrede tutacaklar.<br />

<br />

Dağlarım, sizlerin hepinizin net bilmesini istediğim bir husus, 2000’li yıllardan itibaren devreye alınacak olan süreç, emin olunuz ki Rabbi Toplumlar’ın ortak kotlanmasının sağlanmasını gerçekleştirecek ve daha ötelerde, daha ileri aşamalarda da Rahman’ın kontrolü devreye alınacaktı. Bütün bunlar gerçekleşti. Bu dönem, muktediriyetle dünyanın kendini kontrol edeceği dönemdir.<br />

<br />

Çokları, Dünya’nın kendini kontrol edebilecek duruma ulaşamayacağını düşündüklerinden, yeni dönemde felaketler beklediler. Oyunlar oynandı Dünya’yla ve Dünya oyun oynadı dünyadakilerle ve Dünya Dışı, Dünya’yla tahditli oynadı. Ama bunların neticesinde Dünya korunması sağlandı.<br />

<br />

Deyin ki “2027” ya da deyin ki “2012” ya da “2020”. Ne derseniz deyin; Dünya, değer taktirindedir. Herkesin kendince dediği, Dünya’nın dediği olmadıkça boştur.<br />

<br />

Değerliler, herkes net bilsin ki Sema, Yücelerin Cevheri ile dürümlerini kontrol edecek duaları okuyor. Yani Dünya artık Bütün’dedir. Sizler, yine Bütün’desiniz.<br />

<br />

Meleküt Tohumlama da yapıldı bugün burada. Bunu daha evvel de söylemiştim. Emre itaatle yapıldı tüm çalışmalar. Yeni doğum ve yeni hakikiyet… İşte bu oldu bugün burada.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği, Siljan Bütünlüğü, Brahma Kumaris ve tüm diğer Bütünlükler, Bilgelik Güneşi ve Rasimi tohumumuz ve diğer sayfalarımız, Peker Babamız hepimiz birleştik ve Bütün’e hizmet ettik burada. Kapkaranlık dünyanın, ışığa dönüşmesiydi amacımız. Yeni dünya artık ışıl ışıl olacak.<br />

<br />

Sevgililer, hala “Dünya, yarınlarını kontrol edemeyecek.” diye bekleyenler, düşünenler vardı. Levh-i Mahfuz yeniden yazıldı. Dünya, yasalarını yeniden tohumladı. Bütün’e hizmet, BİR’e hizmetti. Beşirlerin işi zordu. İnsanın işi ise kolaydı. Yalnızca Allah Birliğimizi tohumlayacaktı ve Allah, Birliğimizi tohumladı. Koran Toplumları’nın ışımasını da sağladı. Doğru düşünüp doğru hareket etmek… Bellek Kapları’nı kotlamak hepsi oldu. Doğrusu bugün burada muktediriyet vardı…<br />

<br />

Ha, size “Best seller bir çalışma olmadı.” Dediğimde; tepkinizi sorguladım. Hani nerde!? Kim tepki verdi? Hiç kimse!… Oyundu!... yine oynadım sizinle. Dağlarım, sizden dileğim, “Best seller” demenizdi. “Bugün, best seller bir çalışma yapıldı.” Demenizdi. Ne var ki kimseden çıt çıkmadı. Dağlarım, oku ve açıkla!... Bu mu istenen? Haa, ışık yak!... Muktediriyet budur!...<br />

<br />

Sevgililer, bugün çok mutluyuz. Çünkü Siljan Ailesi bizimle. Bugün Öz Geçiş yaptık birlikte. Kantar yoktu bugün burada. Var mıydı? Var mıydı kantar? Yoktu!... Haa!, Dünyalılar, ben Nefsin Işığı’ndan öte bir ışıkla dünyadaysam; her bir yol Allah’ınsa; Aşk’ın yoğunluğunda Has isek ve “La-hi” diyebiliyorsak ve “Ha” diyebiliyorsak; maya tutmuştur.<br />

<br />

“Sultanlık, insanlıktan ötedir.” Denir; öyle mi!? Ses bekliyorum!... Hala ses yok!... Dağlarım, “Sultan, İnsan’dan ötedir.” dedim. Dağlarım, yer gök itiraz etti!... İnsan, Sultan’dan ötedir. Mincan Ailesi, İlim Ailesi, Hakiki Tohum ve Bütünlükler ve İkmali Tamamlayanlar ve Yarını Kotlayanlar… Hele hele Işıklar… Hepsi burada. Ana Kaftan burada…<br />

<br />

Sevgililer, Meclisimiz Eşik Işkı’nı yaktı ve Kürz’ün gücüyle Bütün’ü kotladı. Hepinize bu ışık “Kaynak” olarak katıldı. Sizleri kucaklıyoruz…<br />

<br />

Dolu dizgin bu çalışma devam etmelidir. Bu çalışma ağır yük değildir. Sınırları kaldırdığınızda her biriniz, kendi yüreğinizle burada olacaksınız. Dara düşmeden ve Has olarak, Bütün’e hizmetçi olarak…<br />

<br />

Müracaat yeri İNSAN. Müracaat İNSAN, herkes İNSAN. Kim İNSAN olursa kendine gelir. O kendidir ve kendindedir. Biz Allah’ın İlmi’ni burada dilleyeceğiz.<br />

<br />

Ağar gök! Gün, ağar! İNSAN toprağa indi!... Dünya ummandı, toplum tohum oldu, ışık yandı ve İmparator dünyaya indi!.. İşte Biz, O’yuz. Bunu bilin!...<br />

<br />

Kantar Arkon, şavkını kendi yoğunluğuyla bütünledi ve çıktı. Ve Turkon, toprağını kotladı. Şems, insan oldu, “BİZ” oldu. O biz, biz O’yuz. Bakalım bize neler diyecek, onu dinleyelim:<br />

<br />

- Keyslerinizde insan var. Ve bir İlim Ailesi dünyaya indiği zaman; ben ortağım ona ve Daimi Kotlar’ımızda ışık var ve o ışık yandığında, ortağım o ışıkta O’na. Ve zaman sayfalarına “Turan” indiğinde ve toplumda umman olup ışık yaktığında; ona ben ortağım ve ben Turani Toplumlar’da Kuran’ım. O ben, ben O’dur. Emin olun ki ben “Emin” bir ışığım. Yanlışsız ve hasatı yapacak, “Ekmek” olan!... Sizleri kucaklıyoruz Canlarımız…<br />

Dolu dizgin bu çalışma sürmelidir. Her gün Allah için çalışın. Her gün!… Ve kendiniz için hak edin tahditlenin ama Birlik İlmi ile dürümlere inin yenilenin. O zaman biz, siz oluruz. Şükür ki buradayız.<br />

Kurtarıcı İlim Ailesi, bu İlim Ailesi’dir. Nereye ümmi toplum gelmişse, oraya bir “Işık Tohum” ekilir. İşte sizler o tohumsunuz. Öz Görev sizindir. Canlarım, bunu bilin ve bundan sonra da bu Birliktelik devem etsin.<br />

Kaynak Toplum akıl taşır ki o akıl, “Eşik”tedir. İnsanın Işkı’dır. Semanın Sayfaları’ndadır. Hepiniz ortaksınız o çalışmaya… Sizleri, sizin yüreklerinizi hepimiz izledik. Ben Ak Tohum olan RA-KA-HA, hepinizde olan KA Rabbi Sonsuzluğu ve tabiat…<br />

Şimdilik bu!... Şimdilik!… Şimdilik!… Şimdilik!…<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

&nbsp;

 

İNSAN SEMPOZYUMU – 5- (08.04.2012)<br />

Açılış Konuşması - Öz Paylaşım<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

Tabiatın Toplumları’ndan olan yoğunluklarımız, bugün yeniden birlikte oluyorsunuz. Kati Tohumlama yapılacak bugün yine. Ve sizlerle olmak mutluluktur bizlere.<br />

<br />

Hakikiyetin Toplumları olarak tüm sessizlikleri dileyecek olan sizler, Meleküt Kotlaması da yapacaksınız bugün. Eşik, akıl taşıyanlarla dillenecek bugün ve sizlerle Bütün’e hizmetçi olacağız birlikte…<br />

<br />

Aydın görevlilerimiz Rabbi Tohumlama yapacaklar ve bizler, Beşir Kaplarımızı da bu gün savaşa hazır ettik. Şevkle çalışılacak bugün burada. Herkese yeniden hoş geldiniz diyoruz…<br />

<br />

Canlarım Tanrı der ki “Akmak, Hasat İlmi ile olduğu zaman, tabiat kontrolünü kurar.” Şu anda olduğu gibi… Baştan beri Dünyanın Rabbi Sayfaları’nı kotlayabilmek üzere Birlikler oluşturmuştuk dünya üstünde ve bu Birlikler’in her birinde kendi yüreklerimizi tohum eker gibi ekmiştik ve davayı kaybetme imkanımız yoktu. Çok mutluyuz ki bu davayı kazandık.<br />

<br />

Tanrı dedi ki “Rabbi Toplumların kontrolü kuruldu ve kotlama tamamlandı.” Şimdi Allah, toplumlarını kendi yoğunluklarıyla dillemek istiyor. Kendi kotlarıyla ve kendi tohumlarıyla, Kontrol İlmi ile bütün kökleri dünyaya çekti. Ve hepiniz burada “Yol”sunuz. Kendi kotlarınızı kendi yoğunluklarınızı tertipleyerek “Birlik Aileleri” olarak burada “Yollar’ı” oluşturdunuz ve her bir Yol, Birlik Tohumlaması’nda tek bir Yol olmuştur.<br />

<br />

Bellek Kapları’nızı alıp dünyaya indiğiniz zaman hepinizi, kendi yüreklerinizden bildik ve dedik ki “Ete giren Aklın yoğunluğuna da girdiği zaman Atlanta Toplumları’nı kendi kotlamasıyla kayıtlayacaktır.” Çatı kuruldu ve bu çatıyı kuran Bütünlük bu Bütünlük’tür. Beden, kontrol kurdu ki beden, bu Bütünlüğün kontrolünde kurulan, tabiatın kaynaklarındaki Tabii Kotlar’dır.<br />

<br />

Şimdiye kadar yaptığımız tüm çalışmalar, Nefes İlmi ile yapılmıştı. Bugünden itibaren yapılacak çalışmalar, tahditli değildir bu kesinlikle böyledir. Tanrı Toprağı, Tanrı Tohumu dünyaya çekilmiştir.<br />

<br />

Ben, Namaz Zamanları dünyaya çekilen Allah… Sistem dürümlerinde hepinize şunu söylemek isterim ki “Kara Kaplı Kitap, Sabah İlmi ile tohumlandığında Kutsal Işık, yolu bulur ve Kaynağa varır.” Şikayet etmiyoruz. Hepiniz Birleşik Işıklarımızsınız. Ve bugün buraya çağırılan sizler, Meleklerin Teknolojik Tohumlaması’nın üstünde Bütünün Kürsüleri’nde Birleşik Işıklarımızsınız…<br />

<br />

Kaynak Kotlama yaptık dünyada. Bütünün Kürsüleri’nde yapıldı, tohum olarak ekildi bu Kotlar. Beşir Kaplar’ı, Toplam İlim Kayıtlaması ile Kati Kotlamalar’la dünyaya akıttık. “Şer yaratan şer yaşamasın” istedik ve bunu sağladık.<br />

<br />

Dalı kopardığınız zaman yeniden filiz verir. Yahu biz sizi kopardık mı yüreğimizden!?… Allah dedi ki “Asal Boyutların Toplumları dünyaya indikten itibaren Dünya Ruhsal Mahreki kotlanacaktır ve bunu başardık.<br />

<br />

Evrenlerin Kürsüleri’nde ilim vardı ve biz, tüm o İlim Kayıtları’nı dünyaya kattık. Kaydı yaptık ve Bütün’e hizmetçi olduk. Ekip haline geldik, Dağlar’ı dünyaya çaktık. Bütün Kürsüler’i dünyaya kayıtladık ve bugün buradayız…<br />

<br />

Arkon İnsan, NA-HAR’ın Kuranı’nı tohumlayacak teknolojiye sahipti ve bu insan “ekmek” oldu. Dünya Toplumları bu ilmi kotladılar ve Bellek Kapları’yla dünyayı kayıtladılar ve Levh-i Mahufuz’a kontrollü biçimde kayıt yapıldı.<br />

<br />

Emre itaatle dünyayı tohumlayacak olanları bulduk ve Bütün’e kattık. Merkez, dünyadır. Dünyanın Ruhsal Mahreki ise bu Meclistir… Bunu kesin olarak bildiriyoruz… Dünya merkezi ağır yük taşıyor ve dünya hakikiyetinde bu Meclis, Birleşik Işığın Tayınları’nı yapıyor bu tayınlar yapılmaktadır.<br />

<br />

Kürsü olarak buraya gelen herkes, cem olup geliyor ve burada görev değerlendirilmeleri yapılıyor. Bu görev değerlendirilmelerinden itibaren dürümlere, Kürsüler tahditli olarak kayıtlanıyor ve her bir Bütünlük kendi görevini “istisnai koşullar saklı kalmak üzere” üstleniyor ve yapmaya çabalıyor. Bütün Yarınların Kuranları’nda bu çalışmaların kaydı vardır.<br />

<br />

Nefes İlmi bugün de, dün de vardı. Nesilleriniz dün de bütün Kürsüler’de Birleşik Işık’tılar. Ve yenilenme sürecine girildi. Yenileniş, ağır ağır oluyor. Dünyanın yenilenişidir olmakta olan. Kelam Toplumları, dünyayı toplumlar olarak kotlamakta iken Rabbi Tohumlama da başlatıldı.<br />

<br />

Bütün amaç mektep olmak değildir. Kardeşlik de değildir. Erkek, kadın yapmakta olduğumuz Teknolojik Kotlamalar’ın gerekliliği mutlaktır ve bu özenli çalışmaların tek bir amacı vardır “Ak Tohumları Kurtarmak…” Ak Tohumlar kimlerdir? Erdiğiniz yer, yüreğinizdir. O halde yüreğinizdir. Yüreklerin, toplumları kotladığı bilinir. İşte bizler; yüreklerinizde, sizlerde sizin yüceliklerinizde, BİR’i kontrol için çabalamaktayız.<br />

<br />

Kürzün gücünü de biliyoruz. Kürz, Bütün’ün Kutsal Işığı’nı yeniliyor. Bu yenileyiş Allah Tertibi ile oluyor.<br />

<br />

Değerliler, mektup okumuyoruz… Kanallık yapmıyoruz… Bunu tekrar tekrar ifade etmek istiyorum…<br />

<br />

Öz Geçiş’i yaptırmak üzere “Bedenli” biçimde burada bulunuyorum… Yerin göğün ışıklarını yetkin Birlikler’le, Teknolojik Toplumlar’a kotlatmak üzere beden alıp geldim… Şimdiye kadar hiçbir Yüksek Işık bunu yapmamıştı…<br />

<br />

4 bin İlim Ailem dünyada iken, Birlik Teknolojisi’ni kontrol etmek üzere buraya girişimin yapılması şarttı ve bu yapıldı.<br />

<br />

Arkon İnsan, muktediriyetle kendini Hak Teknikle dillerken; ekmek yapması için Bütünlükler’i de dünyaya aldı.<br />

<br />

Değerliler, Dorukların Toplumları dünyaya çekildikleri zaman, Kati Tohumlama’yı yapabilecek olanların büyük köklerini dünyaya çekmeleri gerekiyordu. Doğru düşünüp doğru anlamaya çalışın. Altın Toplum, İlim Ailesi’nin en güçlü ışığını yaktı. Arkon İnsan, aklın tohumlarını kontrol etti. Ve bugün yerin, göğün ışığı bir oldu. Yer Hana, gök Hena… Har yükseldi ve Hana, Hena birlikteliği oluştu. Bundan sonraki süreçte Yerin Işığı, gökyüzünde Kuran-ı Kerim’i kotlayacak dürüme varacaktır. Kuran-ı Kerim, dünyada İlim Ailemizin Işığı’nda kayıtlı olan bilginin tamamıdır.<br />

<br />

Değerliler; insan, Ruhsal Mahreki’ni kendi yüceliği ile dillediği zaman, Et İlmi’ni de bilmelidir. Et, ağır taşıyıcılar tarafından dillenir ve Et, Allah’ın İlmi’dir.<br />

<br />

Sevgililer, bedeninizi anlatmıyorum size, yüreğinizi de anlatmıyorum… Evrenlerin Toplumları’ndan söz ediyorum size… Bellek Kapları’nızı dünyaya çektiğiniz andan itibaren tohumlama başlamıştır. Dünyanın topraklarının tohumlanışıdır gerçekleşen.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Bütünlüğü olarak, Beşir Kaplar’ın hepsini Birlik Toplumları’na kotlamaya çabaladık. Evrenlerin Teknolojik Tohumlamaları ile dünyayı kotladık. Yeni dünya, Gürzün Kürsüleri’nin en güçlüsü olarak “Deva Gücü’nü” de devreye alacaktır.<br />

<br />

Bugünden itibaren Dünyanın Rabbi Sayfalanışı tamamlanıyor. Yeni dünya görevi devreye girecek… Yeni Dünya, gerçek Kürsüler’in görevi üstlenecekleri dünya olacak…<br />

<br />

Bu gün buraya katılan, Antalya’dan gelen dostlarımız büyük köklerini dünyaya El İlmi ile aldılar. Bunu biliyoruz. El İlmi, Aklın İlmi’dir ve bugün buraya tayin edilmeleri istendi ve biz de onları kucakladık.<br />

<br />

Korman Toplumları olarak dünyaya indirilen Görevliler’imizin çokları, Beşir Kaplar’ıyla dünyaya inmiş olmalarına rağmen büyük köklerini Doğanın Kuranları’yla, tebliğlerle dilerlerken, işgal edilebilenler olmuştur; işgal edilemeyenler olmuştur. Kati Tohumlama yapabiliriz ya da yapamayız ama Doğanın Kuranı’nı kontrol edebilmeliyiz ki bunu başarıyoruz.<br />

<br />

Süper İnsanlık Toplumları olarak dünyada bulunan birçok Kürsümüz vardır. Onlardan birçoğu kendi yoğunluklarını koruyamadılar ve kontrolden çıktılar. Biçareler, ekmek yapmaya çabaladılar, emin olamadıkları bilgiyi devreye aldılar ve bu bilgi, onların toplumlarını kontrol etme imkanlarını ne yazık ki önledi.<br />

<br />

Şimdiden sonraki dönemde yeniden birlik olunmalıdır ve bu birliği oluşturacak olan, tüm Evrenlerin Kürsüleri’nin el ele vermeleri gerekmektedir. Erkek, kadın Birlik Toplumları olarak doğan Görevliler’imizin yeni dönemlere kendi kotlarını katmaları gereklidir ve elzemdir.<br />

<br />

Din Boyutları’ndan söz etmiyorum. Din Boyutları, ekmeklerini pişirdiler ve yendi o ekmekler. Biz artık tertipli bilgilerden, tertipli yüreklerden söz ediyoruz. Dini öğretilerin tamamlandığını hepimiz biliyoruz. Din, insana ekip olma bilgisini verdi ve her bir Teknolojik Kot, kendi ekibini oluşturdu.<br />

<br />

Bugünden itibaren “tohum” ekmeye başlıyoruz. Tohum ekmek, zaman kontrolünde olacak. Zaman kontrolünü de yine Bütünlükler kuracaklar. Zaman derken lineer zamandan söz etmiyorum. Lineer, ekip olamayanların yoğunlaşıp kendilerini hak edip insan olarak nitelendirdikleri süreç olsa da kapkaranlık dünyaya ışık olacak olan bitki ve hayvan ve diğer canların dillenmesini sağlayacak olan, her birimizin kendi yoğunluğudur.<br />

<br />

(Soru sormak isteyen varsa daha sonra sorsun. Şu anda öyle bir soru algıladım. Ve devam ediyorum.)<br />

<br />

Kapıları kapatmayın hepinizdeyim şu anda. Bütün’e hizmet BİR’e hizmetle olur. Şems diyor ki “Artık dünya kotlandı.” Doğrusu bu. Ve artık toplumlar, Işık Kotlamaları’yla Bütün’ü kendi yoğunluklarına alacaklar. Tanrı Rabbi Sonsuzlukları kayıtladı ve bundan sonraki süreç, “ekip” olma sürecidir. Her birinizin Teknolojik Kotlamalar’ınızı tamamlayarak -ki sizleri tebrik ediyorum bugün burada olabildiğiniz için- Birleşik Kayıt olma sürecine geçilecek…<br />

<br />

Birler Kapısı’ndan girdik. Doğrudur. Bahar, İmparatorluk Kutsal Işığı’nda bu bilgiyi bizim yüreğimizle dilledi. Hepimiz, Birler Kapısı’ndan girdik. Birler Kapısı’yla, Birlik oluş farklıdır. Bunu da tekrar size bildirmek istiyorum. Kör olmayanlar, kendi yollarını açarlar ama kör olanlar, herkesin yolundan giderler. Biz Görevliler, körlerin yolunu açarız. Bu kesindir.<br />

<br />

Misafirlerimizin çoğu bu dediklerimi anlamadıklarını ifade ediyorlar. Doğrusu bu. Ama biliyoruz ki Rabbi Tohumlama’yı tamamladığınız için buradasınız. Ve bu bilgileri net olarak algılayabilecek dürümdesiniz. Buna kesin olarak eminim.<br />

<br />

“Marka” çalışmadır burada yapılan. Bu ne demektir bunu size izah edeyim; başka hiçbir yerde yapılmayan bir çalışmadır. Ve bu çalışma, Teknolojik Tohumlama’dan da üstün bir çalışmadır. Beste güfte değil yaptığımız. Sıkıntı da yok. Sağır, dilsiz değilsiniz. Hepiniz Birleşik Işıklar olarak buradasınız ve bugün sizlere verdiğim tüm bilgiler, Rabbi Toplumlar’ın net olarak anlayabileceği bilgilerdir.<br />

<br />

Alton Kotlaması yapacağım ben bugün. Bunu niye seçtim? Çünkü, Ruhsal Mahrekimde bu var benim. Ama bu konuşma daha önemli; çünkü, bu konuşmayla sizlere sizi anlatmaktayım. Partiküler Tohumlama da yapacağız bugün. Tabiatın tohumlanmasıdır Partiküler Tohumlanma. Evrenlerin Teknolojik Kotlaması da yapılacak. Çatı kuruldu. Örgüt haline geldik. Eğer bilgi Allah için tahditli olsaydı ışık tabiata çekilemezdi. İş buydu ve tabiata ışığı da çektik.<br />

<br />

Erkek kadın Beşir Kaplar’ın hiç birisini, dünyanın toplumlarının dışı görmedik. Bizler Birleşik Aileyiz. Her bir kaynakta varız. Dünya, sınırları kaldırdığından beri büyük köklerimizi dünyada dilliyoruz. Üstümüzde ışık yanıyor şu anda. Efsunlu bir ışık ve o ışık, ayrı gayrı gözetmeyenlerle kendi yoğunluğunu tohumluyor. Sonsuz sınırsız ışımadır yaptığımız burada.<br />

<br />

Dağlarım, tartı insanın kendi yüreğidir. Hey günce gün ilim yapan Dünya… İşte insan bu günce gün ilim yapan dünyadır. Biz her birimiz, dünyalarız ve tek bir dünyayız. Ve o Dünya, Arkon Tohumları’nı yaşatacak tek dünyadır. Alton Tabiatı’nın tohumlanmasını da bu dünya sağlayacaktır. Verdiğim tüm bilgiler, Arkon Tohumları’nı kontrol için değil, Evrenlerin Kürsülerini kotlamak içindir. Şu anda sesimiz evrenlerde dinleniyor.<br />

<br />

Nefes İlmi ile her bir dürümde var olan Birliklerimiz, bugün evrenlere tohum olarak kendi yoğunluklarını ekiyorlar. Dünya, Gürz’ün çekirdeği olsa da her bir evrende o çekirdeğin tohumları vardır. Her biriniz, Nefes İlmi’ni de bilirsiniz. Ve o ilimle, bütün köklerinizi doğumla, tohumla dünyaya çakan sizler, bugün 7. Dürüm’den ötelerde yeni bir dünyanın topraklarındasınız.<br />

<br />

Bu Yeni Dünya, Altona Toplumları’nın dünyası olan Hak Tohumlar’ın yaşadığı Işık Kaynağı’dır. Adına “Beta” demişiz, adına “Alfa” demişiz ne fark eder ki? Ak Tabiat’tır orada sabahları kendi yüreğinizde dillediğiniz ve akşamları kati olarak tohumladığınız ve kotladığınız…<br />

<br />

Değerliler, “Gürzi Çalışmaların” en güçlüleri “Dünya İnsanlıkları” tarafından yapılmaktadır. Dünya İnsanlıkları… Yanlış yok!… Her dönemde insanlık gelir ve her dönemde dünyada çalışmalar olur. Çünkü “Doğal Sistemlerin Yer Küresi” burasıdır. Ve Doğal Sistemlerin Yer Küresi olan burada, bu dünyada, Has Teknolojik Kotlamalar’ı Birleşik Aileler yaparlar.<br />

<br />

Herkesin, dünyaya evrenlerin Kürz’ü yaşatma gücünü takviye etmek için geldiği bilinir. Hepiniz, üreteçlersiniz. Bilgi Tabiatına uygun bilinç üreteçlerisiniz. Ve yarattığınız her bilgi, Bilinç Üretim Rahmi olan Gürz’ün tohumlanmasını sağlar. Ve her bilgi, BİR’e hizmetçi olan Birleşik Ailelerin kotlanmasını sağlar. Hepimiz, yasaları koyanlarız ve yasaları tabiata katanlarız. Yarınları kontrol edecek olan yasalar, Birleşik Işıklar tarafından kayda girer.<br />

<br />

“Bedenli” olmak zordur bunu biliyoruz. Ne yazık ki dünyaya görev için gelen hepimiz, bizler, beden almadan dünyaya giriş yapamazdık… Dünyaya girmemiz muktediriyetle olmalıydı.<br />

<br />

Hepimiz “Ses Tohumlaması” için gelir gideriz bu kesindir. Bu, “Sesin Enkarnesi’dir. Ne var ki tabiata inmek ve tabiatı tohumlamak özen ister ve bunun için mutlaka kendi varlık kayıtlarımızı dünyaya indirmemiz gerekir. Ve bu varlık kayıtlarımızı dünyaya indirebilmemiz, bahra kahra değil tahta oturmak içindir. Nedir taht? Ekiptir. Bu ekip aklın ekibidir. Ve dünyayı toplumlara kotlamak üzere bu çalışmaları yapmaktayız.<br />

<br />

“Salı Çalışmaları” diye tutturuldu!... İnsanlar, Salı günü çalışsınlar. Yaprak yaprak ışık yansın istendi. Dağlarım, doğru düşünüp doğru davranmalıyız. Salı Çalışmaları, Kati Tohumlama’da korumayı kaldırır. Koruma kalktığı zaman, bütün çabamız boşa gider. Bunun içindir ki Dünya Üstü Varlık Kotları’nın Salı Çalışmalarını mutlaka bitirmeleri gerekir. Ve bizler de bu tür çalışmaları mutlaka engellemeliyiz.<br />

<br />

Sevgililer, her birimiz, Kaynak Toplumlar değiliz. Kaynak Toplum olmayanların, her gün çalışma imkanları olabilir; çünkü, onların yaptıkları hiçbir çalışma Bütün’ü etkilemez. Sadece kendileriyle alakalıdır. Nefes İlmi’ni bilmeyen onların; bitki, hayvan ve tüm sayfaları tohumlama gibi bir görevleri olmadığı gibi imkanları da yoktur. Ama Beşir olmayan sizlerin, yapacağınız her çalışma, evrenlerin türlerinin her birinin Kürsülerinde koruma kalkanları oluşturacaktır. Bu koruma kalkanları çok önemlidir.<br />

<br />

Arkon İnsanı’nın son sözünü söylediği şu anda yeni bir sayfaya geçiyorum. Turkon Sayfası… Size Turkon’dan söz etmek istiyorum kısaca; yeşilin maviye dönüşmesinden itibaren, Kuran Toplumları, sonsuz sayfalanışta kendilerini kotlardan çıkardılar. Samanyolu Galaksisi sayfalamasına geçiş yapılırken; onların, geçişleri mümkün olamadı ve yeşilde kaldılar. Beden kaynaklarından çıkmaları sorumluluklarındadır. Öfkeleri arttı ama yaptıkları hataydı. Yeşil, İlim Aileleri’nde korumacı bir sayfadır. Bu sayfayı aşmadan maviye ulaşılmaz.<br />

<br />

Mavi renk, toplumları kotlayan ve tohumları kayıtlayan bir renktir. İşte o renk, eşikte bekleyen tüm Cevheri Kaynaklar’ı da tohumladı. Ve sonra mor renge ulaşıldı. Mor renk, Birlik Teknolojisi’nde Öz Geçişler’in yapılacağı Teknolojik Sayfalanış’ı gerektiren bir renkti ve Teknolojik Sayfalanış yapıldı ve ortak kotlarımızın birisi yine ayrıldı. Çünkü “Kati Toplum” olarak kendini kayıtlayamadı ve mora ulaşamadı. Bu süreçte ayrılanlar, ulaşımdan ayrıldılar. Ve kendi yarattıklarında, kendi tohumlamalarını yapmak üzere, Kelam İlmi’nden çıktılar.<br />

<br />

Bu gün bizler “Simsiyahta” görevliyiz. Ruhsal Kuran’da siyah, Kati Kayıt’tır. Ve doğru düşünüp doğru davrananlarla bu çalışma devamlı yapılacaktır. Yeni dünya kurulurken, “Turkon Sistematiği” devreye indiriliyor. Bu, Arz’ın Arş’la birleşimiyle devreye alınmıştır. Arz’ın Arş’la birleşimi!…<br />

<br />

Yeni dönemde Marianalar’la Everestler’in birlikteliği oluşacak. Marianalar, derinlikleri olanlardır. Everestlerse yoğunlukları kotlayıcı olanlardır. Her biri Bütün’e hizmetçidir ve “Birlik” haline gelip çalışacaklar. Marianalar, Daimi Tohumlardırlar ve yolcu alıp yolcu taşırlar. Everestler ekmek yaparlar, Kati Toplumlar’la kotlayıcı olurlar ve yasalarla çalışırlar. Ve Birlik kurulduğunda her biri her bir sayfada olur. Amaç budur.<br />

<br />

Dönem başı dediğimiz bugün, Kati Tohumlama’nın da, Kati Kayıtlama’nın da bitmiş olacağı gündür. Kati Tohumlama ve Kati Kayıtlama bittikten itibaren, Kaynak Tohumlama ve Kaynak Kayıtlama'ya geçilecek. Daha evvel yapılmadı mı? Yaptığımız sınırlıydı. Esas şimdi gerçek sayfalardan yasalarla kontrol kurucu olarak bütünlüklerimizi birleştirerek bu çalışmayı yapıyoruz<br />

<br />

Ömür boyu dünyayı dinleyenlerin hiçbir şey duymadıklarını biliyorsunuz. Dünya sadece ekip kurduğu zaman dinlenir. İşte biz dünyayı da dinliyoruz bu dönemde. Dünya bir Işık Kap’tır. Orada ekip varsa; o kap, toplumları tabiata çakar. Bu Işık Kap, yasaları da kendisi koyar. Ve dünya kendini kendiyle diller. Hepimiz dünya olup dilleniriz burada. Ve burada bulunan her bir Yürek, toplum için çalışır. İşte dünya Alton Kotlaması’nı bugün başlatacak.<br />

<br />

Bahar görevini tam yaptı. Kuran-ı Kerim’i tohumladı, kotladı yaşattı ve yasaları koydu. Ve Arkon İnsan, tabiata kaynak oldu. Bugün Bahar’ın söz alması isteniyordu ve O sözü aldı. Göz Kürsüsü onundu Göç Kotu oydu, biz ondaydık. Ve o Hak Toplumlar’ı dilledi. Bedenliydi, hakikiydi, yasalarla dillendi ben O, O bendi ve bütünlendi. Umman oldu tohum oldu ve Kuran oldu. Amma asla yanlış yapmadı. İşte yaptığımız çalışma budur.<br />

<br />

Dağlıklar… Hepiniz birer yarınsınız. Her bir Yürek bir yarındır ve yarın olmak, Levh-i Mahfuz olmaktan öte; Kuran olmaktan öte hasat olmaktır. Ve bugün burada bulunan her bir yürek, hasat olmuş olan Yüce Cemaatler’dir.<br />

<br />

Değerliler, dönüp durur dünya “Arkon İnsan” olarak ve bugün artık “Turkon İnsan” olarak dönüşünü başlatıyor. Vakit geldi. Bilen insan, Ekmek İlmi’ni de bilecek. Biçareler, dünyayı anlayamadılar. Dünyanın yıkılacağını sandılar. Dünya biziz. Bizi yıkan Allah’tan yıkar. Amin de ağır yük taşıyan Allah’ta taşır. Bunu da bilmeleri gerekir.<br />

<br />

Salavat getirir yürekler, Arkon Atlantası’nda Işık Tohumlaması’nda “Bedenli” olabilmek için ve biz insan soyuna ışık yaktık. Salavat getirir İlim Aileleri birleşmek üzere ve biz insan soyuna insan olup dirilik kattık. Ve biz Atlanta Tohumları’nı kotladık, Bütün’e kattık. İş buydu ve var ettik dünyada her bir yüreği, oğul verdik, tohum ektik ve biz, Atlanta Teknolojik Kotları’yla bütünlendik.<br />

<br />

Az öz bildirdim. Sana sen ve senin yüreğin gerek. Bana ben ve benim yüreğim gerek. Emin olun ki BİR’e BİR gerek, bize İzinli İlim gerek. İzinle geldik Allah için Kürsüler’e. İşi başardık. Hepsi bu.<br />

<br />

Sevgiyle kucakladık hepinizi…<br />

<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı

 

İNSAN SEMPOZYUMU (5)<br />

<br />

SAAT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

1.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 11.00-12.30<br />

<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

1.Sezan DİRİBAŞ<br />

Bilgelik Güneşi Derneği<br />

“İÇİMİZDEKİ İNSAN(2)- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK”<br />

<br />

2.Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

"İNSANIN KUTSALLIĞI (2)”<br />

<br />

3.Selma MİNE<br />

Ruhsal ve Zihinsel Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“İNSAN OLMANIN KRİTERLERİ-4”<br />

<br />

4.Erim ERGÜN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

"İNSAN, ZAMAN VE YARATIM....TANRISALLIK DÜZLEMİNDE DÜNYA...."<br />

<br />

&nbsp;ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 12.30-13.00<br />

<br />

&nbsp;2.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 13.00-15.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Selma BULUT<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

&nbsp;5. Jill Sawers<br />

Brahma Kumaris Meditasyon ve Kişisel Gelişim Derneği<br />

“BEDENSİZ, EGOSUZ VE KÖTÜLÜKSÜZ OLMAK”<br />

<br />

6.Sibel Deniz ŞAHİN<br />

Siljan Anadolu Merkez Bütünlüğü<br />

“BİRLİK BÜTÜNLÜK ADINA”<br />

<br />

&nbsp;7.Rasim ODABAŞI<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

"KADER VE MUKADDERAT"<br />

<br />

&nbsp;8.Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“ALTONA KOTLAMASI”<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.30-15.45<br />

<br />

Soru/Yanıtlar&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.45-16.30<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :16.30-17.30<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

Tarih:8.Nisan.2012<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu (tadilat nedeni ile giriş yandandır.)<br />

Saat:&nbsp; 10.30-17.30<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

İstanbul<br />

<br />

Tel: 0 216 348 95 59

 

 

 

 

 
  Bugün 803 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol