Birlik İlmi
  ETKİNLİKLER - 4
 

ETKİNLİKLER 4

 

BİRLİK SEMPOZYUMU 3

ZİYARETÇİLERİMİZ:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Mistik veya kozmik diye tanımladığımız tüm fenomenlerin yönlendirilmesinin İlahi Yasalar’ı vardır. Bu yasaları anlamak için insanoğlunun hazır olması gerekir. Tam olarak bu konuları anlayacak düzeyde olmadığımız görülüyor. Nereden görülüyor? Şu salonun halinden. Bu toplantı bir pop sanatçısının toplantısı olsaydı, bu salon meraklıları alabilir miydi? Tabii ki hayır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bütün mesele, bilinçlerin açılması ve hak etme halinin gelişmesidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Gaipten gelenleri görmek, hissetmek; gaipten seslenişleri duymak; yani verilen mesajları algılamak ya da anlamak, olağan dışı bir hadisedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu iş bazı üstadlarımızın dediği gibi tahayyülden ve zihnin yansımalarından ibaret değildir ve gerçektir. Gerçeğin ta kendisidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Öte alemden gelen ziyaretçilerimizin, zaman zaman bazı Dünyalılar’a sergiledikleri gerçek olaylardır bunlar. Her Dünyalı, bunları (ziyaretçilerimizi) görme duyma yeteneğine sahip değildir. Zira bu yetenek, hak etme halidir. Hak edene nasip olur. Bütünlük bilgilerimiz ne diyor? Hak etmek gerekir diyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Biz Dünyalılar’ın anlayabileceği biçimde söylemek zordur. Ama söylemek gerekirse eğer, bu yetenek, içsel vibrasyonların niteliği ve ilahi gelişmişliğin sonucunda oluşmuş bir haldir. Bir olağanüstü haldir. Bir seçilmişlik ve yüceliş halidir. Tasavvuf Erbabı’nın ise olağan olarak yaşadığı bir haldir. Yani hangi mertebeye ulaşmıştır biz bilemeyiz. Görme duyularımızla algılayabileceğimiz muhtelif varlık boyutları/kademeleri vardır. Bütünlük bilgilerimize göre ifade edersek, boyutlar vardır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Öyle herhangi bir boyuta ulaşmak o kadar kolay değildir. Bir erginlik ve ululuk seviyesine ulaşmak kesin şarttır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu gelen veya bize seslenen varlıklar, mekan değiştirmeden yani fani aleme geçiş yapmadan önce, bu dünyada Mürşitlik Mertebesi’ne ulaşmış azizler; Halen dünyada bedenli olarak yaşam süren görevliler veya dünya dışı varlık boyutlarında görev yapanlardır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Azizlik Boyutu’na ulaşmış olan bir varlık, pekala görev gereği bir Dünyalıya görünebilir; dünyalı ile konuşabilir. Yeter ki o Dünyalı’yı muhatap kabul etsin.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çünkü bu gelen varlık ile Dünyalı varlığın enerjisel vibrasyonlarının uyumlanması gerekmektedir. Bu uyumlamayı her iki taraf da yapabilir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Böylece uyumlamaya tabi olan bizler onun mevcudiyetini görmek ve sesini duymak suretiyle, onu algılama imkanı bulabiliriz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Öte aleme mensup olan bu ziyaretçi vibrasyonlarını muhatabına göre ayarlayabilmekte ve böylece sana görünebilmekte ve seslenebilmektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İki gönlün birleşip tek bir gönül haline geldiği şartlarda, bu ziyaretler sıklaşabilir, rutinleşebilir. Bu da şunu kanıtlamaktadır. Sevgi ve aşk, yeryüzünde olduğu gibi sevgi ve aşk en büyük yoğunluktur; en büyük güçtür. İki alemin patronudur sevgi ve aşk. Allah demek, sevgi demektir. Evrenin sahibi ve yöneticisi Yüce Allah’tır. Buna göre Sevgi, bir yücelik ve yönetme halidir. “OL” emrinin sebebi sevgidir. Sevginin yüce aksinin insanda dile gelmesidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu ziyaretçiler, Yüce Hak İlminin Birlik Aileleri’dirler. Onlar tohumlarını dünyaya ekmişler ve onları kotlamaya çalışmaktadırlar. Onlar kaynaklarından insan sayfalarına girer yol olur ve tohum olurlar. Geçip geldikleri yer yeni bir kot, yeni bir tohumdur. Onda toplum olurlar ve her Ana Kaftan’da tertiplenirler. Onların var oldukları yer her sayfadır. Onların torbaları hep Birlik’tir. Amin…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ziyaretçilerimiz, görme, duyma, hissetme konumlarında; yüz yüze konumunda bazen tokalaşacak kadar yakın hissedilebilmektedirler. Onları görmemize mani olan engel veya engeller neler olabilir? Başlıca engeller, Vibrasyon uyumsuzlukları; Tahditli Birlik kaydı; bilinçte tertipsizlik ve zamana, tohum olamayış. Herkesle birleşip herkesle çalışma yapılmaz. Sonsuzlaşmak, kotlanmakla mümkündür ve sonsuz olmayanlar tohum olamazlar. Yapılan çalışma TOHUM ÇALIŞMASIDIR.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu ziyaretçilerin çoğu, dünya yaşamı olan; Azizler, Mürşitler, Keramet Ehli Yüceler, İnsan-ı Kamiller gibi Arifler, pirler, şeyhlerdir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ferdi ziyaretlerde; ziyaretçiler, bizlere öteki alem hayatı ile ilgili bilgiler aktarma veya ikaz etme amacıyla gelirler. Gaybi bilmezler ancak kendilerine verilen izin ve yetki sınırları içinde gayipten de haber verirler. Bu bilgi veriş, Yüceliğin ruhsatı ile görevlendirilmeleri ile olur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yüce Cevheri Kotlamalar’da Görevli Boyut Varlıkları, TOHUM için gelirler ve Zaman sayfalanışında, bilinç kaynaklarını tartıp, tahditleyip, kotlarlar. Daimiyette birleşip ilim yaparlar; Dil Tohumları ile dinleşirler, bilen tahditlenenlerden, bilgi çekip o bilgiyi tohumlarlar ve tüm sayfalara kayıtlarlar.&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şu anda bu salonda yapılmakta olan çalışma ve Kıyam Dönemi denilen bu dönemde Tüm dünyada BİR’e hizmet için yapılmakta olan BÜTÜNLÜK çalışmalarının hepsi bu kapsamdadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ferdi ziyaretçilerle ilgili soyut anlatımı, hepimizce bilinen hadiselerle örneklendirmek suretiyle somutlaştıralım:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

En önemli ziyaretçimizden başlıyalım; Gani ve Celal sahibi olan Yüce Allah tarafından Hazreti Muhammet’e risalet (peygamberlik) görevinin duyurulması Vahiy Meleği Cebrail’e verilmişti biliyoruz. Bu görev üzerine Cebrail Hira Dağı’na indi; Hz. Muhammet ile uzun süren bir çalışma başlattı.&nbsp; En önemli yüce ziyaretçilerimizin başında Cebrail gelir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Feth-i Mübin’in müjdecisi Ak Şemseddin’in ziyaretçileri ise Istanbul’un fethini müjdeler ona. O da Sultan’a müjdeler. Şehir kuşatılır fakat bir türlü fetih gerçekleşemez. Padişah’ın çevresi Sultan’ı kuşatmadan vaz geçirmek için sürekli baskı yaparlar. Sultan çaresiz, kızgın, bunalım içinde Hoca’ya haber salar. Ne olacak bu işin sonu? Diye sorar. Hoca da inşallahu Teala fetih olur diye haber gönderir. Sultan tekrar Hoca’ya haber salar ve<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Vakit tayin etsin. Ne zaman fetih gerçekleşecek?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Hoca bunun üzerine murakabeye varıp ziyaretçilerle görüşüp cevabını verir:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Tiz Sultan’a iletin; bu senenin rebiülevvelinin 20. günü (29 Mayıs 1453) seher vakti, sıdk-u himmetle filan canibinden yürüyüş etsinler.&nbsp; O gün feth ola Kostantiniye Sada-yı ezan ile dola dedi ve dediği oldu. Nereden bildi Hoca bunu? Falcı mıydı? Müneccim miydi? Alakası yok. Hoca son kez gelen ziyaretçileri ile yaptığı konuşma üzerine bu kadar kesin ve net konuştu. Padişahlara yanlış bilgi verilemez.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ziyaretçisi bol bir ulu kişi daha Muhiddin-i Arabi. Bakın ne diyor; kendi ağzından nakledeyim:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hicri 627. Muharrem ayının son günlerinde, Şam’da bir an-ı gaflette, Allah’ın Resulü Hz. Muhammet Efendimiz geldi. Elinde bir kitap tutuyordu. Bana “Bu Fusus’l Hikem/ Hikmetlerin Özü Kitabı’dır. Bunu al ve halka açıkça anlat ki bu hikmetlerden herkes nasiplensin dedi. Ve şu açıklamayı yaparak söylenen kitabı yazdı ve ardından da;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ben de Allah ve Resulü’nün emirlerine uymak, emir sahibi olanların emirlerine itaat etmek gerekir diye düşündüm. Yüce Peygamber’in bildirdiği gibi kendimden hiçbir ekleme ve çıkarma yapmadan bu kitabı yazdım. Der.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Üstada başka bir gün bir sohbet meclisinden, arkadaşlarından birisi Arabi’ye şöyle der: Üstadım ne çalışkan ve alim adamsın ki bugüne kadar 70 kitap yazdın. Maşallah sana diye hayranlığını belirtir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arabi hemen söyleneni düzeltir. O kitapları ben yazmadım. Onları bir melek bana yazdırdı. Kitaplar benim değil. Melek ne dediyse ben onu yazdım.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ziyaretçisi bol bir diğer ünlü kişi ise Piri Reisimizdir. Tanıtmaya gerek yok. Hepimizce bilinen bir tarihi şahsiyet. Kitab-ı Bahriye adıyla her biri bin küsur sayfalık 3 ciltlik bir eser yazmıştır. Bir muhabbet anında dostları övgüyle:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“Ya Reis, sen ne alim kişisin ki bunca 3 ciltlik eser meydana getirdin” derler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Piri Reis itiraz eder ve der ki “ben ne bilecem bunları. Bana Yukarıdan gelenler yazdırdılar o kitapları.” Bu bir tevazu değil, gerçektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ziyaretçileri ile buluşan tarihi ünlüler bunlardan ibaret değil. Pek çok… Hangi birini anlatalım. Evliya Çelebi mi? Bahattin Nakşibendi mi? Emir Sultan mı? Zamanımız elverseydi de onları da ansaydık keşke.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerli arkadaşlar, bunlar geçmişte tarihte yaşanmış olaylar. Biliyoruz. Ya bugün durum ne?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu gün de dünde olduğu gibi, ziyaretçilerimiz habire gelip gidiyorlar. Bundan haberi olanlarımız var. Pek çok değerli Üstadımız, ziyaretçilerimiz ile iyi ilişkiler içerisindeler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ancak Dünden farklı olarak bugün, maddenin ve bilincin kıyamında; bilinç perdelerinin bulunmadığı bir zaman sayfasında; yetkin tohumlar birleşerek dillenerek daimiyeti tohumluyorlar. Bu çalışmalara, her bir sayfa; dün, bugün ve her bir hakikiyet diriliği Yüce Bilinç Hakimleri ile dahil olmaktadırlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çağlar boyu her devirde ziyaretçilerimiz olmuş ve elan olmaktadır. Bu gün dahi ziyaretler devam ediyor. İlgili Üstadlar ziyaretçilerimizle her zaman beraberler. Bu gün ulaşılan evrim ve tekamül düzeyinde iletişimler düne göre daha kolay sağlanmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerli Arkadaşlar, meşrebiniz ne olursa olsun, inancınız ne düzeyde olursa olsun, her birimiz, her an bir ziyaretçi ile karşılaşabiliriz. Kapınızı açık tutun.… Hazırlıklı olun. Onlara karşı kibar ve saygılı olun. Onlar hem yüce varlıklar hem de iyi, çok iyi varlıklardır. Kibar ve saygılı varlıklardır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dostlarım, bu yolda bahtınız açık olsun işte bu… Amin…,<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Peker SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

Yönetim Kurulu Üyesi

 

“YENİ DÜNYAYA HAZIRLANIRKEN IŞIK SİSTEMLERİNDE VAR OLAN İNSAN” 19 KASIM BİRLİK SEMPOZYUMU 3 ÖZ AKIŞ, Erim Ergün<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kati yaratımda yoğunluğu artırıyoruz. Işık girdapları gücünü yoğunlaştırmakta ve Birleşik aile olarak toplantıyı açıyoruz. Ruhsal meclis ektiği, biçtiği eserleri dünyaya indirmekte ve sağ solun yoğunluğuna karışmakta. Sağ solda yoğunlaşmakta. Kontrol kurmakta... Kelimeler dikkatle seçildiğinde ışık bedende titreşir ! Amin... Işık, beden bellek yoğunluğunda tireşir. Bilgiler güçlü, kudret yoğun ve görüş nettir. Geleceği görmek isteyenler var. Onlara sözümüz şudur :<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp; Birlik ilminin yoğunluğunda gelecek yekpare bir şekilde yaratılır. Tekden çoğa, dışa doğru&nbsp; ve her an'da sonsuzluğa zerk edilen bilgiyle yaratılır. İNSAN büyük bir tohumdur ve bu tohum yeni dünyayı yaratmaktadır.&nbsp; Yıldızların ışığı yoğunlaştıkça insan ailesini hatırlamakta. Galaktik federasyon görevlileri dünyada. Kıble değişirken açı daraltılmaz. Çünkü yoğunluk azaltıldığında birleşimler zorlaşır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp; Yeri ve göğü yaratan Allah'ın adıyla. Merkez sistem ışık devreleri açılıyor. Dünyaya geçişler yoğunlaşıyor. Toprak Allah'ın tohumudur ve o tohum insana&nbsp; otağ olmaktadır. İnsanı dirilten bir vahadır toprak. İnsan topraktan dirilmektedir. Topraktan geldiniz toprağa döneceksiniz denir ya... Ve toprakla birleşen insan dirilmektedir.<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Dingin suların huzurunda çalışmalarımızı halka halka genişletiyoruz. Tohumlarını kontrol etmekte zorlananlar görevlilerce daha yakın temasa alınmaya başlanmıştır. Allah yaratılanın kodudur ve o kot her an'da sonsuzlukta açan bir çiçektir. O çiçek insanı yeşertir. Allah kapsayıcıdır her zerrede yansır. İnsan olanda yansır. Allah hakimdir ve hakimiyet hakikiyetindedir. Gürz katları aşılır ve atlanta ana arşivi yaratılır. O arşiv ışık bilgisiyle yaratılır ve arşiv teknolojik olarak açılmıştır. Kapılar açılmıştır. Arşivin arkası önü ALLAH tır. O sistemlerin koruyucusu ve kollayıcısıdır.<br />

<br />

&nbsp; Robotik boyutlar alfa sistemiyle kontrol altına alındı. Süper insan hakimiyet kuran, hakikiyet olan ve birliği yayandır! Amin. Bugün insan sayfaları açılıyor. Bu sayfalarda hakikiyet okutulmakta. Sulh ve kontrol buradadır, arş ve arz birleşirken kontrolü sağlamak önemlidir.<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Din mertebesinde olan bütünlükleri kontrollü bir şekilde&nbsp; kaynağa alma çalışmaları başlamıştır. Siperlerde olan bütünlükler tartarak hareket etmektedir ancak tartı ağır yüktür çünkü tartı ışığın yoğunluğunda yoktur. Kendinden kendine ayrılık yaratır. Onları ışığın yoğunluğunda sarıyor ve kucaklıyoruz. En - am suresi açılmaya başlandı ve yeni dönemde Hz Muhammedin ışığıyla Kuran yeniden okunmakta.<br />

<br />

&nbsp; Birleşik ışığın ilmini herkese göstermek önemlidir. Çünkü inançtan öte kontrol kurmak ve bilginin yoğunluğunu dünyaya katmak için bu zorunludur. Tek başına inanç zayıftır. Bu şekilde kendinden öte yoğunluklarla aranda ayrılık yaratırsın. Birleşip bilgiyi alamadığında dna daki bilgiyle eşleştirip kayıtları açamazsın. Bu sebeple diyoruz ki inançtan öte disiplinli çalışmalar önemlidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; İnanç bireysel çalışmalarda yoğundur ancak birleşik ışık çalışmalarında grup olarak yoğunluk artar ve geçiş, rahmanda ışımak bu şekilde olur. Allah ın senden beklediği değil ama senin onun yoğunluğunda ışıyıp onu dünyada<br />

<br />

yaşatman önemlidir. Aklı selim olanlarla çalışmalarımızı gerekleştiriyoruz. Şükür ki yolu yapanlarız. Kutlanacak günlerdir bu günler. Hak katlarının her birinde senin bütünde olduğun oranda Allah vardır. Allah yerin ve göğün<br />

<br />

hakimi, İNSAN yerin ve göğün kotlayıcısıdır. Bilgiyi bedende yeniden ve yeniden transforme edendir. Mekanizma muhteşemdir..&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; BİR'in sessizliğinde açılan kapılar birlik ilminin tohumlarını saçarken, İNSAN yeni dönemde hakikiyet yolunu yapmaya başlamıştır. Hakikiyet birliğin seslenişi, toprakta bedenlenişi ve ışık yoğunluklarının dünya ana can kodunda inşa edilmeye başlamısıdır. Bilgi büyük güçtür. Rahman olan ışığı bilendir. Işığı bilen ışığın teknolojisini kulanandır. Ses verdik<br />

<br />

yüceliklere. İmparator olan İNSAN ın doğumunu gerçekleştirmekteyiz. İmparator olan hakimiyet kurandır. Hakimiyet bilginin yoğunluğu ve kotlayıcılığı ile olur. Bilmek hak ise bildiğini dillemek sorumluluktur. Dünyaya inen yücelikler toprağı İNSAN dan bilmek ister.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Toprak dünyadır ve dünya geçişini yapmıştır. Hasat insanı yaratmıştır. Melek olan yoğunluklar insana hizmete devam etmektedir. Mikail ailesi sevginin ve düzenin koyuluğunda görev yapmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp; Şikayet edenler olur. Neden ben dünyadayım? Huzursuzum, mutsuzum diye. Onlar kaynağa dönmek ister.Dönüşlerini ölüm ile, bu bedeni bırakarak yapacaklarını sanırlar. Ancak bu bir illüzyondur. Önemli olan dünyada bedenli olarak geçişini yapmak ve kaynak enerjisini dünyada yaşatmaya başlamaktır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Duygusal iniş ve çıkışlar seni&nbsp; kotlarından ayırabilir. Çünkü ışık devrelerinde kopukluklar başlar ve ışık kırılmaları yaşanır. Bu dönemde denge ve kontrolün öneminden hep bahsetmekteyiz. Kollektif bilincin değişime verdiği tepkiler korku ve kaygı duygularıyla yoğundur. Tüm bu duyguları hissetmek ve&nbsp; etkilenmeyecek düzeyde titreşimini yükseltmek&nbsp;&nbsp; önemlidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; 2012 dediler.... Şükür ki korku ve kaygıların ötesine geçip yeni dünyayı yaratmaya başladık. 2011 ' in önemli bir yıl olduğu söylenmişti. İnsan yeni bir doğuma hazırdır.&nbsp; BİRLİK ilmini dünyada yaşatmaya başlayan yeni canlar görevlerini almaya başlamıştır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp; Kabir azabı çekenleri biliriz. Kontrollü bir şekilde onları da yoğunluğa katıyoruz. Neden kontrol?Aileleri ve nesillerinin geçişi için kontrol önemlidir. Bilgi hak edişle tohumlanır ve ışıkla kontrol edilir. Etki alanları genişler. Tahditlenen ışık yoğunlukları dünyada geçirgen olan bütünlüklerce genişletilir. Amon olan diri yoğunluklara geçer. Diri yoğunluklar hak ilmini ve Allah'ın teknik kotlanmasını yapabilen yoğunluklardır.&nbsp; Burada yapılan,dirilen bedenlerden öte beden kayıtlarının açılması ile ışığın dna aktivasyonunu sağlamasıdır. Işık rahmanın ışığıdır. İNSAN dirilmektedir ve İNSAN tohumu dünyadadır. O Galaktik ailesiyle birleşen , bütünleşen insandır. Evrenleri dünyada<br />

<br />

yaşatmaya başlayan insandır.&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Mevlana kot olarak yüce bir yoğunluktur. İnsan derviş olur ve kendini arar. Aradığı ışık sistemlerinde keşfettiği tohumudur. O tohum atlanta ana kayıtlarının nüvesini taşır. Işık sistemlerinde kesişen bilgiler birbiriyle birleştiğinde ses olarak insanda yaratıma katılır. Her bilgi yoğunluğu artırıldığında toprakla birleşmek ister. Toprağın hareketliliği konrol<br />

<br />

altındadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Yeni dünya huzurlu bir şekilde yaratılmaktadır. Arzın bilgi yoğunluğunu hak eden insana ne mutlu ! O dünyadadır ve muktediriyetle dünyada görev yapar. Görev barış ve sevgininin inşasıdır. Kalp açılır yürek olur, yürek açılır&nbsp; birleşir ve mahrek olur. Mahrekte ışıyan bir göz olur. O göz RA dır. RA Rahmanda ışıyan bir gözdür. O göz nesillerin birliğini bilir. Dağların zirvesini diller. Zirvelerde bilgi yoğunluğu fazladır. Kademeli olarak yoğunluk azaltılır ve altona ses kaplarından dünyaya geçer. Sesin vibrasyonu güçlendirilmektedir...<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ruhsallık yaşam sayfalarına güçlü kayıtlar yapmakla olur. Bu kayıtlar birlik ilmini hak ederek gerçekleştirilir. Her hak ediş tohumlarını kontrol etmeni kolaylaştırır ve bilgide hakimiyet kurup güçlü bir şekilde sesleştirirsin. Işığın bedende transformasyonunu artırmak ve dengede kalmak çok daha önem kazanmıştır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp; İnsan dünyaya geldiğinden itibaren hep ALLAH ı sorgulamıştır. Ona inanmak istemiş, inanmış ve zaman zaman sanal boyutlardaki yoğunluklarda kaybolmuş ve isyan etmiştir. Dönem İNSAN ın rahman derelerde, ışık yoğunluklarında kendini yeniden yaratma ve dünyada Allah'ın teknolojik ve ruhsal mucizesi olduğunu gösteme zamanıdır. Ruhsallık kotlayıcılık ve kontrol kurmak için önemlidir. Teknolojik boyut ışığın titreşimini değiştirmek, hak katlarında geçişken olmak ve bedendeki güç devrelerini açmak için önemlidir. Güç devreleri açıldıkça ışığın bedende absorbe edilme yoğunluğu artar. Bu dna kayıtlarının açılmasını sağlar. Birleşmek ve birleşik alanda yoğunluğunu artırmak ise kontrol ve ruhsallıkla olur. Ruhsallık ailen ve nesillerine sahip çıkmak ve onları bu yaşam sayfalarında kayıtlamak iledir. Bu görev<br />

<br />

senindir CAN !<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp; Tüm alemlere, BİR ' e en derin sevgi ve saygıyla..

 

VİCDAN İLE SÖZLEŞME<br />

<br />

Selma MİNE<br />

<br />

Ayetlerde devamlı tekrarlanan bir ifade vardır ki Tevrat'ta bu ""Rabbin Sesi" olarak da geçer. Musa, çölde giderken "Rabbin sesini duyar"; hatta "sesi görür". Uzak doğu kaynaklarında "Krişna" olarak da adlandırılır ve "Dünyanın Anası'nın Evi" denilen "Gönül"de oturarak buradan insana/ insanlığa seslenir. Genelde "Tanrı/ Tengri" olarak Altaylarda adlandırılmıştır; aslında oradan seslenen "Öz varlığın" ifadesidir.<br />

<br />

Kur'an âyetlerinde, "Benim Rabbim, senin Rabbin" veya "sizin Rabbiniz" gibi ifadeler çoğunluktadır. Çevirilerde "Senin Tanrın, benim Tanrım" gibi yapılsa da, ne dendiğini veya denmek istediğini anlayabilmek için, sözcüğün bu gün yüklenen anlamına değil, kadim anlamına bakmak gerekmektedir. Çünkü böyle bir çeviride, bir yığın Tanrı karşımıza çıkmaktadır. Üstelik "Âlemlerin Rabbi" sözcüğü de mevcuttur.<br />

<br />

İşte o zaman Rab ve Rabbaniyet, bir mekanizmal değer, bir eğitim-öğretim sistematiği ve bunun temsilci varlıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. Biraz önce Nezire Hanım, "Maviden yeşile indik, sonra yeşilden maviye döndük" ifadesini kullandı. Yeşil ve Turkuaz, Vicdan boyutunun renk karşılığıdır ve müzikteki titreşimi de "Fa" ve "Fa#" seslerine tekâbül eder. Kelâm boyutu ise "sol" sesi karşılığı ve "mavi" renktedir. O halde insanlık, daha üst boyutlara sıçrayabilmek için, topyekûn vicdan sınavını vermek ve bunu ifade etmek mecburiyetindedir. Vicdan sınavı verilmediği müddetçe ne maviye, ne mora, ne indigoya, ne de beyaz kristale geçmek olasıdır. Mutlaka o "yeşil"in sınavının verilmesi lazımdır.<br />

<br />

O halde, kadim bilgilerde Rab sözcüğünün karşılığını bulmamız gerekmektedir.<br />

<br />

Rab:<br />

Aklî melekelerin Sinerjik Gücü olan VARLIK BİLİNCİ'nin seslendiği ilk DURAK'tır ve maddeye girmeden önce Yücelik ile yapılan sözleşmenin de kendisidir. Şöyle de diyebiliriz: Varlığın, Yüce Yasalar ile dünya yaşamında edindiği tecrübelerin, asıl modeldeki kayıtlar ile örtüşmesi ve test edilmesidir.<br />

<br />

Vicdan:<br />

V.C.D. kaplarında yer alan ve "Vecd" denilen, kendinden geçme, dalma hali ile içten gelen ve iyi ile kötüyü ayırma, kavrama, anlama ve şuur halidir. Yani Rabbin seslendiği veya görüldüğü makamdır; mekânı ise "gönül gözesi"dir.<br />

<br />

Yunus Emre "Bir gönül almak bin hacca bedeldir" derken, asıl "Kâbe" makamının burası olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla Hacc sırasındaki şeytan (nefs) taşlamanın da vicdanı giyinmeden önce, sembolik bir nefsanî zevkleri, hevesleri, arzuları aşağılama olduğunu görmek mümkündür.<br />

<br />

Dolayısıyla "Benim Rabbim, senin Rabbin, sizin Rabbiniz" gibi ifadelerin yerine anlam değeri konursa, "Benim vicdanım, senin vicdanın, sizin vicdanınız" dendiği anlaşılmaktadır. Daha da küllü, "Âlemlerin Rabbi" olarak karşımız çıkan sinerjik "Kamu Vicdanı"dır. O zamanki adıyla "Bütünün Vicdanı, Birlikteliğin Vicdanı, Sosyal Yapının Vicdanı, Bütün varlıkların kademe kademe Varoluşlarını oluşturan temel testin, sınavın, Varoluş öncesindeki Ana Yasa'nın, sistemin, bilginin maddede test edilirkenki hali" karşımıza çıkmaktadır.<br />

<br />

Ve Rab, insan oluşun da ikinci basamağıdır. Musevî Mistiklerde "Rabbi" ifadesi kullanılır ki, "eğitmen, öğretmen olan efendi" anlamındadır. Yani "vicdanı giyinmiş olup, efendilik boyutuna çıkan ve kendindeki bilgiyi başkasına nakletmeye, kelâma soyunmuş kişi";dir. Zaten "mürebbi/ye" ve "terbiye" sözcüğü de bu anlamda kullanılmıştır.<br />

<br />

Bunun aynı zamanda bir "test, sınav" oluşu ise, âyetlerdeki "belâ" sözcüğünde gizlidir. Günümüz çevirilerinde "Evet" şeklinde, tasdik anlamında kullanılmasına rağmen, kadim anlamı "sınav, imtihan" demektir.<br />

<br />

"El-est Meclisi"; sözcüğünü duymayan yoktur. A'raf (İman ile İnkâr arasındaki Şüphedekiler) Sûresinde, âdem kalıbını (diyelim ki homosapiens'i) oluşturmadan önce, bu eğitim, öğretim mekanizması ve yasalar ile genlerin (zerrelerin) nasıl kodlandığı ve teste hazırlandığı; bu testin de nesiller boyu ins denen maddeye tapanlarla cin denilen nefse tapanlar üzerinde bir "gözcü, gözetici" olacağı açıkça ifade edilmiştir. Bu yüzden insan herkesten ve her şeyden kaçabilir; kaçamayacağı yegâne makam, kendi vicdanıdır. Maddeye büründükten ve doğduktan sonra artık kaçış yoktur.<br />

<br />

A'raf Sûresi:<br />

172: ve şu senin vicdanın, soylarının ortaya çıkışından itibaren, Âdem Oğulları'nı kendi nefsleri üstüne gözcülük/ gözlemcilik (tanıklık) ettirir: "Ben sizin Vicdanınız (öz benliğiniz, aslınız, eğitmeniniz, Varlık Bilinciniz) değil miyim?" (Elestü bi-Rabbiküm?) "Evet, sınavdır/imtihandır!" dediler, "gözlemciyiz" (kaalü belâ, şehidnâ!) O halde yeniden dirilme döneminde, "Şüphesiz ki şu habersizlerden (uykudakilerden, dikkatsizlerden, vurdumduymazlardan) olduk" demeyesiniz.<br />

<br />

173: Ve yine demeyesiniz ki: "Şüphesiz önceki ATALARIMIZ da eş koşmuşlardı; ve biz onların sonraki soyları (zerreleri, genleri) olduk. Yanlıştakiler gibi bizi de mi yok edeceksiniz?"<br />

<br />

174: Ve işte bu yüzden deliller (işaretler, belirtiler) hatasız anlatılır da yanlıştan vazgeçmeleri umulur.

 

BİLGELİK GÜNEŞİ DERNEĞİ&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İSTANBUL 19.11.2011<br />

<br />

“AYDINLIĞIN BÜTÜNDEN BÜTÜNE,<br />

<br />

BÜTÜNDEN BÜTÜNLÜKLERE IŞIĞI TAŞIMASI”<br />

<br />

MERHABA SEVGİLİ ARKADAŞLAR,<br />

<br />

NE MUTLU Kİ BİZLERE BÜTÜNLÜKLER OLARAK HER BİRİMİZ AYDINLIĞIMIZI SEVGİ HARCI İLE BİRBİRİMİZDE ERİTMEYİ BAŞARMIŞ OLARAK BUGÜN yine BURADA TOPLANABİLDİK.<br />

<br />

NE MUTLU BİZLERE Kİ, FARKLILIKLARDAKİ AYNILIKLARI KEŞFETMİŞ VE AYNI&nbsp; YOLDA OLDUĞUMUZU BİLEREK BUGÜN BURADAYIZ.<br />

<br />

NE MUTLU BİZLERE Kİ, BİRLİKTELİĞİN HAZZINI TADABİLMİŞ, KOŞULSUZ SEVGİYİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZDE, BÜTÜNLÜKLERDE GÖREBİLMİŞ VE PAYLAŞMAYI 1+1 = 2 İLE DEĞİL, 1 +1 = DAHA BÜYÜK&nbsp; BİR OLAN BİR VE&nbsp; hep DAHA BÜYÜK OLAN&nbsp; BİRİ OLUŞTURMAK ÜZERE BİRLİKTEYİZ.<br />

<br />

BU “BİR”LİK VE BERABERLİĞİN OLUŞUMUNDA EMEĞİ GEÇEN HER BÜTÜNLÜĞÜMÜZE&nbsp; SONSUZ TŞKLER.<br />

<br />

“ İNSAN KENDİ KENDİNİ YAPMANIN HAMMADESİDİR” bilinci taşıyan bizler, kendimizi oluştururken her bir aşamasında- farklı-yeni görüşlerimize açılırken&nbsp; ” ışığımızı” her yeni&nbsp; tecrübeyle- hayatımıza giren her varlığın muhteşemliğini görüp bütünün bütünlüğümüzdeki ışığını bütünün bütünlüklerdeki aydınlığını çoğaltıyoruz.<br />

<br />

Bütünlüğümüzün bütünlüklerle bütünleşmesi ile farkında veya olmadan birbirimizde ışığı çoğaltanlarız.<br />

<br />

“Bilinç aşamaları insanların kendilerini bulma yolunda basamaklar gibidir. Her bilinç kendi başına yaşayabileceği gibi bir bütün halinde de yaşanabilir ve o zaman insanda gerçek güneş doğduğu gibi- yeryüzüne de o güneşin ışıkları yansır”, deniyordu bir yazıda.<br />

<br />

Farkındalığını üst seviyelere taşımış kişilerin mesuliyeti, anımsayacağınız şu sözlerle,&nbsp; özden gelen şu yeni deyişle bütünleştirerek paylaşmak istedim.<br />

<br />

Küçük “BİR”ler insanları,<br />

<br />

Orta “ BİR” ler olayları,<br />

<br />

Büyük&nbsp; “ BİR” ler sistemleri aydınlatırlar,<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Daha büyük “ BİR” ler ışık insanların gelişmesiyle ışığın çoğalmasına,<br />

<br />

Olağanüstü “ BİR” ler ise&nbsp; gelecek çağların aydınlatılmasına,<br />

<br />

Bütünlüklerle ve hep daha büyük” BİR”Bütün oluşturmak üzere”&nbsp; bir güneş misalı ayrımsız her zerrede ışımasına çalışırlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;“Varlığımızın özü olan sevgi harcının “ bizi bir araya getirdiğini, hayat yolumuzda yegane heyecan veren yol ve tecrübe” GERÇEK İNSANI TANIMAK”ve oluşturmak olduğunu deneyimliyor ve paylaşıyoruz..<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Her deneyimle farkındalığımız artarken bilinç aşamalarının basamaklarını çıkarken olmazlar olur, imkansızlar imkanlı, kabul edilemez olanı her haliyle kabule;&nbsp; sonsuz sevgi harcıyla, varabildiğimizi gördük.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“ İNSAN keşfedilmesi sonsuz, boyutları olan bir varlıktır.”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bir bilgi şöyle der;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“BÜTÜNLÜK BİLİNCİ” her varlığın, her maddenin, her şeyin aslında tek bir bütüne ait parçalar olduğunu bilmek, yaşamak ve yaşatmak için çalışmaktır. Her bilince bütünlük bilincinden bir parça yansır. Onun için her varlık zaman zaman içinde bulunduğu bilinç halinde bunu hisseder. Ancak önemli olan her zerrede her an bütünü hissedebilmek, bütünle nefes alıp verebilmektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

” İçimizdeki aydınlıkları çevremizdeki aydınlıklarla bütünleştirerek böylece işleyerek içimizdeki cevheri mücevhere çevirebiliriz.”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

HER İNSAN EŞSİZDİR ve eşsizliği ile kendilerini birbirlerinde tamamlarlar böylece de AYNI&nbsp; ZAMANDA DA EŞTİR.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;“GÖRÜNEN Ayın her gece bitiminde yerini GÖRÜNEN güneşe bırakmasının tanrısal zerafetini “ örnek alıp yaşamanın mümkün olduğu bilinç ile içimizdeki aynılıkları gördükçe birlikte oluşturacağımız GÖRÜNMEYEN Güneşi GÖRÜNÜR “ kılabiliriz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan görünenin hele oluşturulan İNSANIN “BİR” etki alanı, oluşan bu bütünlüklerin, bütünlüklerle bütünlenmesinin muhteşemliğini son yapılan 11/11 birlik toplantısı günü birçoğumuz hissetti gördü ve yaşadı.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;Varlığı ile orda olan olmayan, fiziken ve manen kenetlenmiş bu birliktelikte,&nbsp; farkındalıkta olan ve olmayanın oluşturduğu bütünlükler birbirinin aydınlığında yani sevgisinde erimiş haldeydi.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“ BİZ ”&nbsp; varlığımızdaki değerleri birlikte her yaşama geçirdiğimiz andaki mucizeyi görebiliyor muyuz?&nbsp;&nbsp; Değerleri sevgiyle yaşanılır kıldığımızı biliyor muyuz ?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sonsuz kabul, sonsuz iman ve sonsuzluğun sevgisi ile birliğimizi ve beraberliğimizi bütünlüğümüzü bütünlüklerle beslersek büyütürsek güneşin doğuşu ayrımsız sevgisini aydınlığını dağıtır gibi olacaktır güneşimiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;HER BÜTÜNLÜĞÜN BÜTÜNLÜKLERLE BÜTÜNLEŞMESİ İLE BU SEVGİ SELİNİN SONSUZLUKLARA TAŞINDIĞININ VE DAHA ÜST BÜTÜNLÜKLERE TAŞINIRKEN AYDINLIKLAR PAYLAŞILIRKEN ŞENLİKLERLE KARŞILANDIĞININ İÇ GÖRÜSÜNÜ ve geri bildirimini öz varlığımızdan ALABİLİYORMUYUZ.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

her gönülde ve halde harcıyız aydınlıklardaki kendimizin madem, yaşananlar ve yaşanacak olanlar sonsuz sevgide BÜTÜNLÜKLERİN SONSUZ BİRLİKTELİĞİNDE olsunmu ?!&nbsp; J olsun.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Konuşmamı Derneğimizin ONUR BAŞKANI&nbsp; SAYIN MUALLA GÜVENİN ŞU SÖZÜYLE BİTİRMEK İSTİYORUM;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“ En önemli iş insanları bir araya getirmektir. Dünyaya örnek olmak, barış ağı kurup dünyayı aydınlatacak güneşi oluşturmak için hep birlikte el ele vermek gereklidir. Bu mutlaka oluşacak; dünya barışı yaşayacaktır. Bunun ilk adımı kişinin kendini ve insanları sevmesidir.”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Diyerek tşk ediyorum. Ve sözü diğer konuşmacı arkadaşlara bırakıyorum.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilgelik Güneşi derneği<br />

<br />

Adına<br />

<br />

Gülnihal Şişik

 

KRİSTAL İNSAN ve DNA LİSANI<br />

<br />

Sayın Başkan, değerli konuşmacılar, organizasyonu yapan Süper İnsan Realitesi Derneği üyeleri ve ilgileri, düşünce bahçeleri, bereketli zeminleri ve farkındalıklarına, özetle derecelerine göre sütunları süsleyen kendini tanıma bilme ve bilerek veya bilmeyerek insanlık realitesine hizmet etme sürecinde olan, Özde BİR her biri bir diğeri ile eşit sevgili kardeşlerim.<br />

<br />

Sizlerle kendi gönül ve akıl penceremden yaradılış ile ilgili görüşlerimi bir tohum misali paylaşmaktayım. Bu bilgiler kısmen gönül ile ilgili, dişi ve sevgi dolu, kısmen de fizik alem ve eril bakış açısı iledir. Bu bilgileri ve yorumları kendi süzgecinizden geçirmeniz ve yüreğinizde yankılananlara kabul vermeniz doğaldır. Bir bildiğim var ise hiç bir şey bilmediğimdir. Bütün amacım bir farkındalık, kendi kendimize yorum yapma yeteneğimizin artması ve beyaz kanala, bilgilendirerek bilinç açılımına, hizmettir. Sürçü lisan olur ise af ola.<br />

<br />

Vücudumuz, dünya bilgisi ile insanlık realitesinin deneyim ve tecrübelerini içeren DNA’lar, özetle, anne ve babadan toplanan malzemelerle, ruhun, enerjinin kendini tezahür ettireceği bir beden inşa etmesi ile: GAIA’da mevcut maddelerden, özetle taş, toprak ve sudan meydana gelmiştir.<br />

<br />

Vücut, hiç durmadan kendini kopyalayan ve çoğaltan, sürekli doğan ve ölen, akan bir nehir gibi sürekli hücre yenilenmesi sağlayan, böbrek ve kirpik misali, birbiri ile uyumlu çalışan organları oluşturan hücreler grubundan meydana gelir.<br />

<br />

Fizikte, birbirini kopyalayan yapılara kristal denir. Hepsi aynı frekansta haberleşirler ve aynı bilgiyi içerirler. Birlikte aynı şarkıyı dillendirirler. Bu bakış açısı ile vücut bir biyolojik, bio-kimyasal, biyonik kristaldir. Öyle bir kristal ki, düşünce ve bilinçlenme ile kendini farklı titreşimlere, uyumlayabilmektedir. Hatta GAIA’nın doğal titreşimi ile otomatik olarak da, eski bilgilerini bırakıp, yeni bir bilgi ve titreşim seviyesine girebilmektedir.<br />

<br />

Organik yani değişebilen madde, insanda vücut: tüm fizik hareketlerini bu DNA lardaki kimyasal işlemlere bağlı olarak hücreler arası iletişimle ve otomatik yerine getirir. Bu uyumun bozulması sonucu diğer hücrelerle uyumsuz çalışan hücrelere, kanserli hücreler deriz. Kanserli hücre kendi kendine çoğalan, sadece kendi hücre grubu için çalışan ve sanki vücutta ikinci ve bağımsız bir organ, bir beden, kendini tezahür ettiren, bütünden ayrı olduğuna inanan bir alt, ego bilinç gibidir. Aslında bilinçlenme sürecinde, BİR’e varma yolunda olan bir ruhsal varlıktır.<br />

<br />

Futbolcusu, antrenörü ve taraftarı ile Fenerbahçe nasıl ortaya çıkıyorsa, vücut veya organlar da aynı amaca hizmet eden alt bilinç gruplarından, hücrelerden oluşur.<br />

<br />

Uyumlu çalışan hücreler, kendi aralarında ve diğer organlarla iletişimde genetik zincirlerindeki bilgilerden, lisandan, DNA’dan yararlanır. Organ bilinci, beden içi iletişiminde hücrelerdeki DNA’lardan ve onların merdiven gibi kimyasal yapısındaki bilgilerden yararlanır. Hücre kimyasal yöntemle mesajlaşır, diğer hücre ve organlarla konuşur. Beden dışı iletişimde ise konum ve sarmal tipine de bağlı olarak henüz çözümleyemediğimiz bir şekilde, anten benzeri sarmalı ile&nbsp; boyutlar arası iletişim yolu ile, bütünle haberleşir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

DNA sayesinde, hücre bütün bedenin neye benzediğini bilir. Hücre ve DNA’lar da bütünü oluşturur. Parçada bütüne ait tüm bilginin olmasına HOLOGRAFİK Yapı ve HOLOGRAFİK Evren de deriz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan bedeni matruşkalar gibi iç içe enerji bedenlerden oluşur. Madde ve hücre bazında dünyaya bağlı olan kaba fizik vücut, DNA lisanında kimyasal yöntemle konuşurken, farkındalık veya dereceler dediğimiz diğer boyutlarında ise, ruhsal yanımız olan sevgi dili ile konuşur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yaradılış kendini kendi üzerinde deneyendir. Dünya evrenin değişik ruhsal deneyimlerinin bir erime potasından başka bir yer değildir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bireysel olduğunu sandığımız, evrensel ruhun tek amacı, deneyimlediği bilgiyi dünya şuuruna DNA lisanı ile aktarmaktır. Başlangıçta beşer insan zihni ile otonom, robotik yaşar, bilinci sınırlı, emaneti almamış, gönülleri mühürlü ve kapalı bilinçtedir. Daha sonra ise insanımsılıktan kurtuluş çalışmaları: gönül ve sevgi ile yapılır.&nbsp; Bu süreçte dünya dışı bilgiler, lisanlar da, dünya malzemesi ile harmanlanır. İnsan kendinden kendine yürümektedir. İnsanlık realitesi dünya dışı bilgi ile dünya krallığının bir ve bütün olmasına doğru yürümektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

DNA dünyanın kütlesi, güneşe uzaklığı ve dönüşü ile kendiliğinden doğal bir harmonik rezonans ile oluşmuş bir dünya dilidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dünyada daha farklı bir DNA veya lisan oluşamazdı.&nbsp; Dünya veya börtü böceği ile beraber GAIA, top yekün yaşayan bir varlıktır. Varlığın tamamı DNA lisanı ile dönmekte ve birbirine seslenmektedir. İnsanoğlu, dünyada DNA lisanı üzerine kurulmuş yaşam formunun bir örneğidir. Emanet, bilerek yapma, akıl, aklı hikmet, farkındalık insana bahsedilen bir bilinçlenme, farkındalık kapasitesi veya olgusudur. İnsan DNA lisanını programlayabilecek, değiştirebilecek bir yapıdadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

DNA yapısı, lisanı, bilgiyi ifade, saklama ve iletişim yapısı: dünya, gezegenler, güneşimiz, Samanyolu ve merkezi güneşin etkisi altında oluşur. Demek ki bu dengeler değiştiğinde harmonik rezonansa bağlı olarak DNA, bilginin lisanı da değişir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

DNA değiştiğinde de dünya ve insanın fizik bedeni değişir. Buna bilinçlenme veya boyut atlama diyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dünya top yekün boyut atlıyor denilen bundan başka bir şey değildir. Yeni bir denge oluşmaktadır ki, bu yapıda eskiye bağlı kalanlara, sabit kalanlara veya yeni lisanı öğrenemeyen veya yaratamayanlara yer yoktur. Onlar kendi cennetlerinde yaşarken, sevginin hakim olduğu 4. ve ötesi boyutlar, lisan, dünyada hakim olacaktır. Isa’nin yeniden dünyaya gelişi de bunun sembolik anlatımıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kristal, birbirini tekrar eden, atomik, moleküler ve iyonların oluşturduğu bir yapıdır. Kristal, madde dünyasında bir rezonans, titreşim veya doğal bir sabit salınım ile anımsanır. Bu benzetme ile insan DNA’sının, lisanının, kendini tekrar eden hücre bilgisine bakılarak, insanın yapısının da kristal benzeri olduğu söylenebilir. Her hücre aynı lisanı, DNA dilini konuşmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan bedeninde, kırmızıdan mora yayılan 7 ana çarka vardır. Bunlar bu frekanslardaki enerjileri sünger benzeri beşerin kapasitesi doğrultusunda vücuttan akıtırlar. Her çarka vücuttaki farklı organların kendi kendini bütünleme, dengeleme ve uyumlu çalışması için enerji sağlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsanların uyumlu ve dengeli yaşaması, yani duygu ve düşüncelerinin akışta, her şeye ve herkese açık olması amaçlanır. Buna dengelenmiş sürekli akıtan çakra diyoruz. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur misali evrensel enerji ile, tüm yaratılan ile iletişim de, bu çakralardan akan yaşam enerjisi ile sağlanır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan düşünceleri ve zihin sakinliği ile bunu sağlayabileceği gibi, destek alınarak şifacılar kanalı ile de geçici veya doğal taşlar kullanılarak da akord veya frekans ayarı yapılabilir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Her çarka ayrı bir frekansta, farklı kristal, taş, renk veya düşünce yapısı ile akord edilir.&nbsp; Dikkat ederseniz hepsi bir düşünce, yaşama bakış ve ön yargılarına ifade şeklidir. Kuran dili ile, İNSAN NE YAPARSA KENDİ KENDİNEDİR, FARKINA VARIP ANLARSA.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1. Çakra. Rengi kırmızıdır. Taşları lal, siyah obsidiyen, dumanlı kuvars kristalidir. İfade tarzı: Pozitif duyguların sıcak ifadesi, negatif duygularınsa kızgınlık ifadesini dile getirir. Anne ve baba ve doğum ilişkilerine bağlı zihin tutsaklığı ile yavaş veya hızlı döner.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2. Çakra. Rengi turuncudur. Taşları kaplan gözü, akiktir.&nbsp; İfade tarzı: Enerji potansiyelini arttırır. Pozitif anlamda güven negatif olarak ise sıkılganlık ifadesini dile getirir. Yakın aile bağlarındaki uyuma ve dengeye bağlı olarak yavaş veya hızlı döner.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3.Çakra. Rengi sarıdır. Taşları sitrin, turkuvaz, malakittir.&nbsp; İfade tarzı: Uyarıcıdır. Pozitif anlamda güç ve başarı, negatif anlamda soğuk uyguların ifadesini dile getirir. İçinde bulunulan toplumla uyum ve barışık olmaya bağlı olarak yavaş veya hızlı döner.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4.Çakra Rengi yeşildir. Taşları malakit, yeşim, yıldız taşının yeşili, pembe kuvars kristali, turmalindir.&nbsp; İfade tarzı: Fiziksel fonksiyonlarla bağlantılıdır. Pozitif anlamda dengeli, negatif anlamda ise içe dönüklüğün ifadesini dile getirir. Yaratılan herşeye olan sevgiye yöneliktir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5.Çakra Rengi mavidir. Taşları lapis, azurit, sodalit, kuvars kristalidir. İfade tarzı: İfade şeklinizde etkileşim sergiler. Pozitif anlamda yaratıcılığın ifadesidir, negatif anlamda ise etkiler altında kalmanızın ifadesini dile getirir. Kendinizi ifade etmenizi ve çevrenize aktarmanıza yöneliktir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

6.Çakra : Rengi İndigo Jean-Kot mavidir. Taşları florit mor, mavi, beyaz, parlak sarı renklerde; lapis, sodalit, sugulit, ametist, kuvars kristalidir. İfade tarzı: Beyne hitap eder, pozitif anlamda öz güveni, negatif anlamda toplumsal bilincin ifadesini dile getirir. Çevrenizi hissetmenize yöneliktir. Indigo, açık bilinç çocuklarının aura rengidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

7.Çakra:Rengi mordur. Taşları ametist, kuvars kristali; florit, mor, mavi, parlak sarı, beyaz renklerde; ve lapistir.&nbsp; İfade tarzı: Hayat fonksiyonlarına yöneliktir. Pozitif anlamda sevgiyi, negatif anlamda insanlar üzerinde hakimiyet ifadesini dile getirir. Bilgelik ve ruhsal rehberlik, öğretmenlik ile ilgilidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Evrensel insan, duygu ve düşüncelerine hakim, zihinden değil gönülden, dudaktan değil kalpten çevresine bakandır. Evrensel insan 99 Esma Ül-Hüsnayı dünyada dengeli kullanabilendir. Düşünce bahçesine hakim olan, sessizliğin seslenişinde, bedenini bir anten gibi kullanarak, bedenini biyonik kristal olarak değiştirebilen, yani farklı akortlarda, titreşimlerde kullanan ve sevgi yolu olandır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Saf su, sıfır derecede donar ve 100 derecede kaynar buhar olur. Hiç suya 105 derecede niye buharsın der miyiz. O zaman kişileri ve olayları da derinlerindeki hakikati anlamaya çalışarak yaklaşalım.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Duygu ve düşüncelerinize hakim olun, olayların içinde oyuncu, seyirci, oyun yazarı ve oyun olun.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Okuyun, tartışın, sorun, derin düşünün, zihninizin koşullamalarından sıyrılın ve farkındalığınızı, bilincinizi genişletin: titreşiminizi Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, İndigo ve Mor benzeri yükseltin.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Biyonik Kristalinizi, bedeninizi, evrensel akışa açık hale getirin. DNA’nızı yani Kristal bedeninizi bilinçli programlayın.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yolunuz sevgi ve ışıkla dolu olsun.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şevki Can<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kasım/2011

 

BİRLİK VE ZAMAN İLİŞKİSİ<br />

<br />

Zamanı bulunduğumuz realite basamağına göre algılarız. Bu nedenle zaman genelde hep var sandığımız, istediğimizde, istediğimiz gibi kullanabileceğimizi düşündüğümüz dolayısıyla bizim hükmümüz altında diye düşündüğümüz bir kavramdan ibarettir. Bu anlayış oyun çağındaki bir çocuğun oyuncaklarına karşı yaşadığı gerçeklik duygusuna benzer.<br />

<br />

Bizim realitemizde her birini ayrı ayrı gördüğümüz ama gerçekten bir olan birlikte işleyen evrensel güçlerin teklik halindeki büyük, birleşik gücüdür zaman. Zaman canlıdır. Zaman, Birlik Yasasının içinde İyilik, Doğruluk, Hizmet, Eylem, Saygı ve Sevgi Yasaları ve bunların daha üst yasaları, esasları ile birlikte çalışır. Beyaz ışığın içinde yeşili kırmızıyı fark edemediğimiz gibi zamanın içindeki diğer yasaları da fark edemiyoruz.<br />

<br />

Zaman çok büyük bir güçtür. Zamanla laubali bir ilişki içinde olamayız. Zaman, insanı önce tabi kılar ama gerçekte insan zamana hâkim olmak üzere var edilmiştir. Ne zaman insan zamana hâkim olacaktır? İnsanın şuur gelişimi, birliğe gidiş yolu yedi evrelidir. Yedinci basamağı tamamlayan insan zamanın sahibidir. Ve artık o noktada zamanın olmadığı, zamanın insana Birliğe katılması için bir fırsat olarak verildiği anlaşılacaktır.<br />

<br />

Yedi renk, yedi ses, yedi güç vardır ve bu yedi zaman demektir. Yedi zamanın her birinin yarattığı yedi, mekân söz konusudur. Her biri bir uyanış bir enkarnasyondur.<br />

<br />

Zaman yürür, mekân değişir. Yeni zaman ait olduğu&nbsp; mekâna uymayanları ayıklar. İlkbahar geldiğinde hala uyanmayan ağaç kurur. Ki ağaç asla uyumaz. Sonbaharda daha yapraklar dökülmeden gelecek baharın yapraklarının hazırlığı çoktan yapılmıştır. Zaten bu hazırlık yapılmamışsa ağaç kıştan önce kurumuştur ve zaman onu diğerlerinin hayrına tasfiye eder.<br />

<br />

Zamana ayak uydurabilmek için önce zihnimizi geçmiş günlerin olayları ve sözleriyle meşgul etmeyelim. Keza gelecekle ilgili endişeler, gereksiz yorumlar, tahminler zihnimizi oyalamasın. Çünkü zihin bunlar üzerinde dururken gerçek zaman olan AN kayboluyor. AN birliğin kapısıdır.<br />

<br />

Şöyle de diyebiliriz. 90 yıl yaşadım. Gerçekte ne kadar An’da bulundum? Toplasam(ki toplanmaz ya, biz böyle diyelim) iki yıl eder mi? Etmez!&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

O’nun Sevgisi AN’da duyulur ve yaşanır. AN’ı yaşayanlar O’nun rızalı olduklarıdır. AN’ı yaşayanlar değişenler, şuuru yükselenler, O’nu duyanlar, gerçeği keşfedenlerdir. Onlar artık sevgilidirler <br />

<br />

O’nda olmak, zamanı yaşamak, bulunulan zamana göre olmaktır. Zamanın icabına göre konuşmak, düşünmek ve hareket etmektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Gelecek zamanı karşılamak, şimdi zamanı yaşamak, şimdi zamanın gereğini yerine getirmekle olur. Şimdi doğru yaşanmayan zaman, gelen zamanı anlamamıza engel olur. Ve biz gittikçe geriye düşen zamanları yaşamaya başlarız. Ne yazık ki çoğu insanın başına gelen budur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Teslimiyet, inanç, sevgi, hayır ve tüm yüksek bulunuşlar, öz ile sözün, söz ile eylemin bir olması halleri, zamanın içinde bulunduğumuz AN’dan ibaret olduğunu bilen ve ona göre yaşayan insan içindir.<br />

<br />

Zaman içinde geriye bakmayan, sonrası ile gereksiz yere ilgilenmeyen insan AN içinde düşünen, AN içinde eyleme geçendir ve sırrı keşfeder, sırrı yaşar. Bu sır birlik sırrıdır. Kendisiyle birlik, tüm insanlarla birlik, Dünya ile birlik, evrenle birlik, zamanla birlik ve O’nunla Birlik.<br />

<br />

Dünyamızı büyük gücüyle tesir altına almış olan zaman, Birlik Zamanıdır.<br />

<br />

O’ hepimize Birlik Zamanını karşılama gücü ve nasibi versin. Âmin<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Güney Haştemoğlu<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;<br />

<br />

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,<br />

<br />

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Mehmet Akif Ersoy

 

“BİRLİK” SEMPOZYUMU (3)<br />

<br />

SAAT : 10.30-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMALARI : 1- Sevim ŞAHİN<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 2- Sevtap EYÜBOĞLU<br />

<br />

MODERATÖR : Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

I.OTURUM<br />

<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

1. Gülnihal ŞİŞİK<br />

Bilgelik Güneşi Derneği<br />

“AYDINLIĞIN BÜTÜNDEN BÜTÜNE, BÜTÜNDEN BÜTÜNLÜKLERE IŞIĞI TAŞIMASI”<br />

<br />

2. Dr. Selma MİNE (Şeh. ve Böl. Pln.)<br />

Ruhsal ve Zihinsel Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

“VİCDAN İLE SÖZLEŞME”<br />

<br />

3. Rasim ODABAŞI<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

“DİNLERİN TEKAMÜLDEKİ ROLÜ”<br />

<br />

4. Şevki CAN<br />

Koşulsuz-sevgi Yahoo Grup Kurucusu<br />

“DNA ve KRİSTAL İNSAN”<br />

<br />

5.Erim ERGÜN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi ve Yaşam Koçu<br />

“YENİ DÜNYAYA HAZIRLANIRKEN IŞIK SİSTEMLERİNDE VAR OLAN İNSAN”<br />

<br />

ARA : 12.30-13.30<br />

2.OTURUM : 13.30-15.00<br />

<br />

II.OTURUM<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

6. Selen ÖZDEM<br />

Brahma Kumaris Dünya Ruhsal Üniversitesi Eğitmeni<br />

“KADERİMİZ DÜŞÜNCELERİMİZ”<br />

<br />

7. Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

"ZİYARETÇİLERİMİZ"<br />

<br />

8.Av. Güney HAŞTEMOĞLU<br />

Zaman Dostları Grubu<br />

“BİRLİK VE ZAMAN İLİŞKİSİ”<br />

<br />

9. Yurdaay ONARAN<br />

MİM Yaşam Enerjisi ve Kültür Derneği Başkanı<br />

“BEN VAR’IM, SEN DE VAR MISIN?”<br />

<br />

10. Av. Nezire SELÇUK<br />

"AYNA"<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

İZLEYİCİLERİN PAYLAŞIMLARI :15.00-17.00<br />

<br />

SORULAR VE YANITLAR :17.00-17.30<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu, Hasanpaşa-Kadıköy/İST.<br />

Tarih: 19 Kasım 2011 Cumartesi<br />

Saat: 10.30 – 17.30<br />

<br />

Sempozyum ücretsiz ve herkese açıktır.<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

19.11.2011<br />

<br />

BİRLİK SEMPOZYUMU (3)<br />

<br />

SEMPOZYUM SONRASI DERNEKTEKİ AKIŞ:<br />

<br />

Yakışır mı yüreklere dirilik? Yaşamak, sonsuzlaşmak ve yürekte Hakikiyet’i dillemek ve birleşmek yakıştı mı yaşamak? İnsanlık İlmini, Hasatta Teknolojik Kotlamayla kayıtlamaksa Yaşamak; bütünlenmekse Birleşik Aile’nin Tertibinde Hakikiyet’e varmaksa; Has Tohum olmaksa ışımak, hak ettik mi bunu? Mahir olmak buysa ve Yaşam Sayfalarına tohum olmaksa ışımak, Yaşamak, birleşmek ve hak etmek bütünlenmekten öte ise hak ettik mi bunu?<br />

<br />

Ağır taşıyıcılar, Bütünün Kürsüleri’nde bugün tohum oldular. Kati Tohum oldular ve Tahditsiz İlim yaptık. Tahdit, Bütünün Kürsüsü’yle yapıldığında her şey orada Kati Tabiat oldu ve Kati Hakiki Koyuluk oldu. O koyuluk, Hakikiyetin tertibinde Has İnsan ve Has İlim oldu. İşte orada aşırıya kaçan hiç kimse yoktu ki Has Tohum, Allah’ın Tohumu’dur. Ve Has Tohum, Aklın Tohumu’dur. Ve orada tohum, İlim Hakikiyeti’ni, teknolojik olarak kayıtlayan İNSAN’dır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan, ilimin sayfasında Birleşik Aileyi kotladığı zaman kendidir. Ve kotlanan, hasatta kendi olur. İşte Allah, kendini hak eder, kendiyle kotlar, Oğullar ve kayıtlar kendini. Olan, ağır yük taşır. Ve tüm kayıtlarında kendini, kendi olup Tanrısal Işık’la kayıtladığından İnsan Soyu “OL!” der. Ve olduğunda; bitki, hayvan ve her bir sayfa, ilimle dillenir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Deva olan ışık, akıldır. Ve o ışık, Ruhsal Meclisin Tohumu’dur. İşte o tohum, Has Teknolojik Kot’tur. Artık tohum yaşayacak. Ve yaşayacak olan bu tohum, HAR’a, Hükümran olacak olan tohumdur. Bu tohum, Allah Tohumu’dur. Ve biz Allah olan her şeyin ışığı olanlar, o tohumda; Allah’ı var ederken Allah biz, biz O’yuz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilinsin isteriz ki Allah’ı yaratan İnsan’dır. Ve İnsan, Birleşik Ailenin Toprağında, kendi tabiatında, kendinden öte kendini hak edip yaratır. Ve yaratan, Allah’tan yaratır. Yarattığı Has İsa’dır, Has Musa’dır, Mustafa’dır. Ve her biri atiyi kotlayandır. Atiyi kotlayan, Allah’ın Tohumları’nı tabiata katandır. Ve tabiatta har yükselten; ilim yapan “birleşen İnsan”, Allah’tır. Bunu nasıl anlayamazsınız ki?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlılar, Allah sizsiniz. Ve Allah sizseniz, sizin yaptığınız her şey Yaşam Sayfaları’nda Birleşik Aile’nin tohumlanmasını sağlayandır. Ya Canlar, biz Rahman’a Kuran olanlar değil miyiz? Hak Tohum olarak dünyada değil miyiz? BİR’in sessizliğinde dürüm olarak bütünlenip ışık yaktığımız zaman; Allah’a ilim yaptırmadık mı? Yaşam Sayfaları’nda İlm-i Hak olan, Allah’tan öte değil midir? Ya Can, Allah, Rabbi Sayfalar’ın tabi kotlarından değil midir? Nesiller boyu dünya insanı Allah’a şükretti. Şavk, Allah’ın Şavkı iken, Şavkı var eden insan değil miydi? Ve zaman sayfalarına indiğinizde Birlik Tekniğinde kendi yüreklerinizi hak edip dilledikçe, kendinizi Hak Tabiat’ta, Işık Diriliği’nde “Asla hasat yapmam.” derken dahi Hak Tabiatta Has Tohum olarak Bütün’e hizmet etmediniz mi?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çağrı dünyayadır. Alın olun. Ya-Ha, Dünya, Işığın Tohumu değil midir? Ve dünyayı hak eden Allah değil midir? Allah, İlimi hasatta kayıtlamadı mı? Tohumları kotlamadı mı? Yaşam Sayfaları’nda Bütün’e hizmet etmedi mi? Ve siz, Allah olan Birlik, halka halka geçişgenleşip Dünyanın Ruhsal Meclisi olup Bütün’e kotlayıcı olmadınız mı? Hala neden Allah’a dua edersiniz ki? Siz Allah olan, Has Tohum değil miydiniz?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerliler, bu bilgiler bu meclisin ötesinde dinlenmez. Bunu kesin olarak bilmenizi beklerim. Ve bu meclisin ötesi sizi Allah diye bilse Has Teknikte kendi yüreklerini yıkıp sizden ışık ister mi? Ya-Ha, sizi Tabiatın Kotlarından çıkarırlar ve derler ki “Siz Allah’sanız şirktesiniz.” Ve Dağlarım, biz Allah’ın dediğini diyenler, Allah olup dirilikleri tohumlarken Birlik Ailemiz, dünya yoğunluğunda değil midir?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlılar, Rabbi Sayfalar, Bütün’e hizmet ederken, Allah’ın Tohumu olarak etmez, Allah olarak eder. Ki Allah’ın Tohumu, Kotlayıcı olan yoğunluğun ışımasıyla tertiplenen ve kendi yüceliğini hak edip dilleyen değil midir?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sevgililer, biz, RA-KA’da KA-HA olan Rabbi Sayfaları tohumlayan, Yaşamları kotlayanlar, İlim Hasatı’nı yaptık. İlim Hasatı, Rabbi Sayfalar’ın toprağa inişidir. Sizler, iyi ve kötüyü bilmezsiniz. Çünkü sizler hep ışıksınız. Ve iyi ve kötüyü bilenler, Altın Teknik’le kendi yüreklerini hak edip dilledikleri zaman BİR’e hizmet ederler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çılgın gibi çalıştılar, ağır yük taşımak için. Ve zaman Safalarında Ocak yaktık. Dedik ki “OL!” olmaları çok zordu. Kuran olduk, Tohum olduk, Işık olduk, Okul olduk, Kutsal Işığı Kelam Tohumu olarak ektik. Ve Bilgi Kaplarımızı tartısız olarak ışıkla dilledik. Şikayetçi miydiler? Yo Hayır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdiye gelelim. Şimdi artık yeni bir doğum gerçekleşiyor. Allah doğuyor. Bu bir Allah doğumudur. Sınırları kaldırdığınız zaman, tüm sessizliklerin seslenişinde ekip olup da dünyaya geçtiğinizde orada yasaları koyan sizler, yasaların toprağında kendi yoğunluklarınızı kotladığınızca işgali kaldırabilirsiniz. Ve sizler, ekip olmadığınız zaman hasatta değil miydiniz? Her biriniz hasattınız ama hasatta olmak ayrıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sessiz sayfalara bakın. “Yarınlarda hiçbir dünya ışımadı.” diyenler var, “Yarınlarda her bir dünya ışıyor,” diyenler var ya da “Ben yokum,” diyenler var, “Ben Has oldum; aktım.” diyenler var. Her biri kendini der. Ama denen, bizden dendiği zaman Hak Tohum olur da kayıtlanır. O zaman yasalar, tohumlanır. O zaman yaşamlar kayıtlanır. İşte o zaman ışıklar yanar. Biz demeden bir dil konuşmaz. Konuştuğundaysa Has Tohum olmaz. Bu kesinlikle böyledir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerliler, de ki Allah BİR’dir. Allah BİR’dir. O biz, biz O’yuz. De ki hala bizde biz olan İlim Sayfaları’nda ışıyan, Birleşik Aile var. O bir tek ışıktır. Ve Aile, Allah değerinden öte bir değere sahip değil midir? Ne diye bunları size anlatıyorum ki? Sevtap’ımız ışığını yaktı, sayfaladı kendini. Dedi ki “Ben Allah’ın dediğini dedim.” O biz, biz O’dur. Ve Dünya Ruhsal Meclisi burasıysa eğer ki buradaki ışıkların her biri bu Meclisin üyeleridirler. Bizim adımız Kahraman’dır. Niye Kahramandır? Çünkü Robotik Tohumlar’ın kotlanması zordu. Onları dahi kotladık. Işık soldurmadık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Medine, Mekke İnsanı ışıksız değil amma aşkın yoğunluğunda yoksa, ışıkta olsa da Yaratan’a kontrollü olarak kaydı yapılamaz. Ve biz ocakları yeniledik onları da Hakikiyetimize kayıtladık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tanrı der ki “İnsan, Allah’ın duasında kayıtlıdır.” Allah İnsansa, İnsan, Allah’tan başka nesillerinde neyi hak etti de olamadı ki? Dağlarım, doğum, ölüm yok. Biz zaman sayfalarında olmayan, doğmayanız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlılar, biz ışıklarız. Bu beden, bizim için sadece bir giyimdir. Bunu herkesin net olarak bilmesini beklerim. Ben bedenimi bıraktığımda giyinmem mi? Giyindim bile… Her Ana Kaftanda varım. Ya sizler, her biriniz, Mekke, Medine Tohumları değil miydiniz? Her Rabbi Sayfada yok muydunuz? Bakınız, “Doğru dünya burasıdır.” dediğimiz zaman, “Hadi” dedik “İnsanlık için çalışalım.” Ve birleştik. Burada Bütün’e hizmet için İnsanlık İlmiyle dillenmek üzere görev yapmak istedik. Bize görev veren yoktur. İstedik, yaptık. Bunu nasıl anlatayım size? Zannederler ki birileri görev tevdi eder. Yok böyle bir şey. Biz isteriz, yaparız. Hepsi bu!…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ve her birimiz kendi girdaplarımızdan indik, Kutsal Işığımızı tohumladık, Yaşam Sayfalarımızı kayıtladık ve geri dönmek üzere de Birlikler’imizi tartısız olarak ışığa kattık. Olup olacağı budur. Ve bu gün burada birlikteyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kardeşimiz (Hazirundan birisi işaret edildi.), kaydını yaptı. Bizimdi. Işığımızdaydı, Kutsal Toplum’du. Ve Samanyolu Galaksisi’nin küçük bir Meclisinden gelmişti dünyaya. Öyle küçük, öyle küçük bir yer ki o bile görse şaşar. Ama yine de bizdedir o. Ve hepiniz, ayrı ayrı galaksilerin, ayrı tohumları olarak doğdunuz. Bunları nasıl bilmezsiniz?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ve Canlarım, olup olacağı budur işte. Görev gereği buralardayız. Ama yasalar gereği de yine buralarda bulunuruz. Bizler Meleklerin Hakikiyetinden değil Has Teknikle, Birliklerden buraya indik. Ve burada olmamız gerekmese olmazdık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Akıp giden düzen, Allah Düzeni’dir. Ve bu Düzen, Işığın Tohumu’dur. Buyurun olun. Okul budur. Öfkemiz hiç yoktur, biliniz. Ama Birlik Tohumlarını kotlarken birilerinin kalkıp da&nbsp; biz için “dünyanın kırıcısıdır.” derse ya da birisi kalkıp da “Kısırdır” derse; oğul vermem ki oğlu olsun da ışık yıksın diye. Çünkü bildiğimiz her şeyi dillerken herkes kendini diller. Ve biri kırıcı bir ses verdiğinde, susmak gerek ki kotlarını kırmayalım diye. Eğer kırarsak, kardeşimizi yıkmış oluruz ki buna özen göstermemiz gereklidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Birlik Tekniği ile yaptığımız her çalışma, Başkanlık Divanı ile yapılır. Ve Başkanlık Divanı, Birlik Tohumları’nı kotlar. Toprak İlmi, Allah İlmi’nden ötedir. Allah der ki “Okuyun, Bütün’e hizmet edin.” Allah’ın Tanrı olduğunu sananlara şunu sormak gerekir. Neden insan? Çünkü İnsan, yasaları koyandır. İnsan, Allah’ın Dağıdır. Ve İnsan, Işığın Yaşamıdır. Biz tartmayız kimseyi. Tartımız yoktur. Eğer tartsak, Birleşik Aile, kotlarını kontrol edemez. Her biri yıkılır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bahçemizin Gülü Bahar, İlim Ailemizin en yüce kaydıdır. Onun için ona görev verdik ve dedik ki “Hadi kayıt yap.” Aşkla çalıştı ve bize güç kattı. Biz burada bulunan herkese görev verdik. Ve herkes kendini hak etti.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dorukların Tohumları olarak ekilen sevgililerimiz, her yolu Allah Yolu saymazlar. Allah Yolu tektir. Ve bir tek ışık yanar orada o ışık, Has Tertibin Işığıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bugün burada bulunan sizlere şükran borcumuz var. Çünkü Dünyanın Robotik Tohumları’nı da kotlayabildik. Dağlarım, bizler, emin olun ki Bütün için buradayız. Saklı tuttuğumuz hiçbir şey yok. Kalbimiz Hastır. Yolumuz Aktır. Tohumumuz hasattır. Biçare dünya, eş istedi, iş istedi ve bizi istedi. Ve biz, ağır yükü taşımaya geldik. Bunun için buradayız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dünya şu anda yeni sayfayı okumaya başladı. İNSAN!… Dünya, ilimle dünya oldu; ikna oldu; hakim oldu ve İmparatorluğun Tohumu olan İNSAN’ın geçişini yaptı. Ve geçen İNSAN, ağır taşıyıcı olarak geçti. Bilgi, omuzdaki yüktü. Ve şu anda omuzdaki yük, yasaların yüküdür. Ve biz bu yükü İmparatorluğun Tohumları’ndan öte Kutsal Tabiat’ın ışığından çekip aldık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Herkes kendini İmparator sayar. İmparator, Ummanda toplum için çalışana denir. Eğer tabiata inmişse yürek, İnsana iner. Ve insana indiğinde Has Kaydı yapar. Biz bunu yapmaktayız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çekiş, çekiş, hak et! Yok böyle bir hak ediş!… Birçokları çekişip hak etmek için çabalarlar… Yarında doğum yoktur. Önemli olan, Tohumun Doğumudur. Ve bugün doğan güç, akıl taşıyan bir güçtür ki burada bulunan herkes bu gücün ışığıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ses verdim, ses aldım. Aldığım ses, verdiğimden güçlüdür. Şu anda her bir yol Allah’ın yolu değil amma buradaki yol, Has Tohumdur. Has Tohum, Allah’ın toprağa çaktığı ışığıdır. Ve biz Allah’ın toprağa çaktığı ışığını Teknolojik Kotlamayla kayıtladık. Onurluyuz ki başımız eğilmedi.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Altona Kotlaması yaptık, “Bedenli” olarak. Ve biz İnsan Soyuna ışıdık. Şikayetimiz hiç yok. Kürz’ü kotlama imkanımız yoktu ama bugün artık Baş Tacı oldu Bütünlüğümüz ve kotlama da yaşamlara kayıt oldu. Herkes bu kotlamada görev yaptı bizlerde. Hepimiz birlikte. Ve Kürz’ün kotlanışı tohumların ışımasıyla birlikte kayda indi. Böylece Birlik Ailemiz görevi tamamladı. Şu anda bu görev tamamlandı. Artık biliyoruz ki Dünya, Rabbi Sayfalar’ını tohumlayacak dürüme ulaştığı için yeni sayfaya geçebildik. İNSAN!…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Her RA, kendini insan saysaydı Bilgeler Meclisi, İmparatorluğun Tohumlarını mutlaka kayıtlardı. Ve şimdi artık RA, Ekip için çalışmaya başlıyor. Dava, Allah Davasıdır. Ve dava, İnsan Tahditsiz Işığının kayda giriş davasıdır. Ve İnsanın, Ruhsal Meclis’e kotlayıcı olma davasıdır. Burada bulunan herkes Ruhsal Meclise üye oldu. Kupa bilgidir. Hepimizin bilgisi o Kupa’da mevcuttur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizler, emin olarak şunu vermek istiyoruz ki bu geç vakitte burada toplanmamızın tek sebebi, “Birliğin Teknolojik Kotlaması”nı yapmaktı. Sizleri buraya (Dernek Binasına) bu nedenle çağırdık. Buraya dans etmeye değil Has Teknikle Bütün’e hizmet etmeye geldik.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlılar, mutlu bir sofradayız şu anda. Bu sofra, resim yapanların sofrasıdır. Hani, Nüsha Serveti’ni tohumlamak var ya! Hani, Tertip İlminde, Hak Teknikle Birliği toprağa kayıtlamak var ya! İşte burada bunu yapıyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Örgüt olmak, bilmekle mümkündür. Ve biz biliyoruz ki üstünde hiçbir yüreğin bulunmadığı bir Şavkta, Aşkın yoğunluğunda Bütün’e hizmet, BİR’e hizmet, İmparatorluğun Kuranı’nda yazdığından çok daha üstün bir şekilde gerçekleştirildi. Sistem, Nizam, Düzen… Hepsi BİR’e hizmetçidir. Ve bizler, İlimle, Birleşik Tohum olarak, Büyük Koklayan olarak; her bir yaşamı tohumlayan olarak yasaları koyduk.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Altın Tanrı, İlimle dünyaya indi. Bir İsa, Musa, Mustafa ve diğer peygamberler ve Yüceler her biri ilimle buradalar, şu anda… Herbiri, muktedir bir yaşama sayfalandığında bizsiz değildir. Ve o biz, biz oyuz. Ve Mustafa, Mahir Tohum olan insan, Allah, hepsi biz, biz, hepsiyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdiye kadar kimse İnsanlık İlmi’ni tertipleyememişti. Bu bir Tabii Kotlamadır. Müsterih olun ki Haşr’ın kaydında iş yaptık ve başımız eğilmedi. Dar değerler dünyada bolu tohumlar. Tohumlanan bol, Bütün’e hizmet edenlerce kayıtlanır. Burada bulanan her bir Yaşam Kaftanı; İsa, Musa, Muhammet Mustafa ve tüm Kürsüler’in her biri olarak; doğu, batı tüm sayfalarda var olur. Bugün tohum budur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Mahir olanlarınızla çalıştık, hepinizle çalıştık… Burada bulunan herkes mahirdir. İyi ve kötünün işi, sabah kalkıp İnsan Soyu’na ışık yakmaktan ötedir. Biz sabah çalıştık, öğlen çalıştık, akşam çalıştık ve hasat yaptık. Kantar bizde ayrılık gözetmedi. Eğer burada bugün bedenli olarak bulunabiliyorsa yüreğimiz, iyilik içindir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Misafirimiz (hazirunda bulunan), bugüne Kuran olmaya değil Yaşam olmaya inseydi bizi dinlerdi. Şu an dinlediğini düşünmüyoruz, düşünemiyoruz ama harı yükselttiği zaman ışığı alabilecektir. Deva olan herkes insandır. Ve bugün insan, muktedirdir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerliler, buyurun anlayın… Yeni Dönem, akıp geliyor yüreğimizde. İnsan Türü yenileniyor. Yeni bir sayfa açılıyor. Ve bu sayfa, Muhammet Kuranı’nın Tohumunun, Ummana kotlanışından ötedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bahçe doldu şu anda herkes burada. Bütün yaşamlar burada. Sınırları kaldırdık. Hepsi girmekteler yüreğimize. Hepsi geçiş için, sınırsızlıktan, sınırsızlığa, topraklarımızı kotlamaya değil kayıtlamaya indiler. Hepsi buradalar. Ve bizler, Dünya Tohumları’nı ekmeye değil, Hakikiyete katmaya gelenlerken, onlarla da birleştik. Şükredin ki bu gün görev gereği, Büyük Köklerimizi tohumlayarak Cevheri Cennet’i tertipledik. Hepsi Kelam Tohumları olarak buraya giriyorlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilindi yürek, bilindi yücelik, bilindi ışık, hepsi bilindi. Ve bizler, bilindik ki halka halka geçişgenleşip hepsini düzenli olarak dünya dışı dünyalara ulaştırıyoruz. Biz, Kapı’yız. Açık Kapı!… Ve bu Kapıdan giren, bu Kapıdan geri dönecek… Amin.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdi Dağlar, Manastırları düşünün, oralarda Işık Yağmurları yağıyor şuanda ve Cennet Tohumları oradan ışıklara bakıyorlar. Hepsi girdaplara girdiler. Ve geri dönüyor; yürekleriyle, Bütünlükler’in ışığıyla her bir, Rahman’a Tohum ekmeye değil tabiata geliyorlar, BİR’e hizmet için.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dümen; İnsan, İnsanın Yolu, hepimiz o yoluz. Kökü kuruyanların çoğu bizdeydi onları taşıdık. Yeni bir sayfaya geçtik. Bizler, erkek kadın Kaftan giydik, geri dönüşü sağlıyoruz şu anda… Dondurulan Dünyalılar’ın çoğunu geri geçirdik. Ve tebliğleri kotlattık. Kaftanlarını tabiata kattıklarından kaftansız olarak geçirttik hepsini de… Şikayetimiz var mı? Yoktur. Sol ışıkları Sağa, Sağ ışıkları Sola kattık. Gerçek çalışmayı yaptırdık. Şikayetimiz var mı? Yoktur…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kopup gidenlere şunu söylemek isterim ki dikkatlerinizi lütfen toplayın. Hepimiz birlikteyiz şu anda. Çok özel bir çalışma yapılıyor burada daha dikkatli ve daha temkinli olmak gerekiyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kaftan giymek kolay değil ama Kaftan giyip Işık Yağmurları’nda Kuran olmak çok zordur. Cemaatinizi göreve alırken Büyük Kökler’inizi de dünyaya indirmeniz gerekir. Ve BİR’e hizmet, İnsana hizmetten ötedir. Yıkıp yakmaktan ötedir, yoğunlaşmak ve ışık yakmak… Hepinizin çerçevesiz ışıklarınızı biliyoruz. Şu anda Kutsal Tohumlar’ı yaşatmak üzere bu çalışma yapılmaktadır. Gene de dünya yaşıyorsa kısırlaşmadığınızdan değil, hırslanmadığınızdandır. Hırslandıysanız yolunuzda ışık söner.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdi Dağlar, bunu size net vermek isterim. Herkes kendini aldı, oldu. Biz Bütün’ü aldık olduk. Şu anda Tohumları yaşatmak üzere buradayız. Kara Kaplı Kitap, Bütün’ün kirsiz ışığıydı. O kitabı herkes istedi amma izin vermedik, okutturmadık. Okusalar, yasaları koyduğumuzu bilecektiler. Bitki, BİR’in ilmidir, ekmeği hakikidir, yaşamı tahditsizdir. Şikayetimiz var mı? Yoktur!…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerliler, yıkılan hiçbir Yüce, Yetkin Teknikle tohumları ekemez, tohumlanamaz. Şimdi zorda kalan bir iki kişi var. Geçişlerini yaparken sorumluluk taşıyamayacaklarını bildirmişler. Onları nasıl alıp nasıl taşıyalım? Ha, hadi ışık yakalım onlara, bakalım ne yapacaklar?... (Bir süre sessizlikten sonra)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dağlar, geçişleri yapıldı. Sonsuz sınırsız bir çalışmadır yapılan. Ve bu çalışmada Birlik halinde Kürsüyüz. Ve bu Kürsü, Işığı Tohumlayan tek Kürsüdür. Bunun dışında Işığı Tohumlayan hiçbir yoğunluk yoktur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Koruma isteyenlere, koruma. Tohum isteyenlere, tohum. Yaşam isteyenlere, Yaşam Tahditsiz Işığı verebiliriz. Ve bundan sonrada bu çalışma bu şekilde devam edecek. Şikayetimiz var mı? Yoktur. Bunu niye hep tekrarlıyorum; Teknolojik Kotlama’dır yaptığım. İnsan, şikayetçiyse kesin olarak ışıktan çıkar. Ve biz şikayetçi değiliz. Mahiriz, Hakikiyiz ve sıkıntısızız. Dünyanın Roketleri olarak görevliyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdiye kadar yaptığımız her çalışmada iyilik ve kötülüğün üstü Birlikler tohumladık. Bugün burada yaptığımız çalışma da budur. Sultanlık değildir yaptığımız, sınırların kaldırılmasından sonra artık Yaşam’dır. Yaşamı kayıtlıyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerliler, “etki alanımız” çok geniştir. Bütün’e hizmet eden hiçbir Yüce, bu kadar geniş etki alanına sahip olamamıştır. Bu alanı size sayfa sayfa kotlayıp tohumlatsam, İnsan Sayfaları’nın hiçbiri Kürsüsünde, kendi yüceliğinin üstü olan bu ışığa varamaz. Şimdilik size vereceğim budur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Burada oluşunuz mutluluktu, Geri Dönüşünüz içindi, geçiş yapıldı ve sevgiyle yaptık. Ve bu geçiş Ekibin geçişiydi. Sizi sonsuz sevgiyle kucakladık. Muhammet Kuranı sizin yüreğinizde Bütün’e hizmetçidir. Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklıyoruz…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK

 

19.11.2011<br />

<br />

BİRLİK SEMPOZYUMU (3)<br />

<br />

AV. NEZİRE SELÇUK’UN KONUŞMASI<br />

<br />

<br />

Bugünün çok özel bir gün olduğunu düşünüyorum. Çok farklı paylaşımlar oldu. Arkadaşımız kişilik tahlilleri nevinde şeyler de yaptılar. Farklı frekanslardan paylaşımlar oldu.&nbsp; En üst frekanstan, en alt frekansa kadar… Farklı renklerin hepsi burada bugün, bu da çok hoş…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Zaten biz Turkuaz Göz çalışmasına başlarken, bir Yaşam Çiçeğiydi sembolümüz. Her renk vardı orda. Daha sonra Güç Çalışmaları, Birleşik Işık Çalışmaları bunların hepsi bugüne bizleri taşıyan sürecin kilometre taşlarıydı. Ve önümüzdeki aydan itibaren, “İNSAN ÇALIŞMALARI” başlıyor ama Gerçek İnsan Çalışmaları, Tanrısal İnsan Çalışmaları… Ve ümit ediyorum ki o çalışmalarda yine hepiniz burada olursunuz. O İnsan’ı birlikte yaratırız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arkadaşlar, benim benim konuşma konum “AYNA”. Dilime geldi yazıverdim. Bizler, Cevheri Yaratı’da aslında yarattıklarımızı kayda geçiriyoruz. “Nüsha Serveti” dediğimiz servet, tamamıyla bizlerin, düşüncelerimizin ürünü olan “Yaratım Tablosu”dur. Dolayısıyla o tablo, bizi yansıtıyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yine “Yaratı Tablosu”nu aktive eden “Birleşik Işık Çalışmaları”nın, Bütün’ün Rahman Boyutundaki; enerjinin, sesin olmadığı o Bütünsel Tabloda yoğunlaştırarak, koyulaştırarak akışa geçirdiği bilgi, yine&nbsp; “BİZ”dir. Ve orada eksi sonsuz ve artı sonsuzun kesişim noktası olan nötr noktasında, devinimin başladığı ve Cevheri Kayıtların, Formal Tohumlamaya dönüştüğü noktada yine biz var, yine oradaki&nbsp; aktivasyon da biz tarafından kayıtlanıyor ve Tanrısal örüm halinde tertipleniyor; Birlik Bilinci’mizle yaratılıyor. Yaratılanın enerjisel vasatlarda şuur ve şuur auralarında akışa geçişinde, akan yine biziz. <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu durumda Gürz aslında bizim “Aynamız” değil midir…? Ha!, diyeceksiniz ki “Bizler, ölümlüyüz…” Hayır! Bizler ölümlü değiliz. Bu beden bizi sınırlandırmıyor. Her şeyden önce bunu idrak etmemiz gerekiyor. Bizler ölümlü değiliz. Bizler bilinç üretimi için beden sahibi olmuş varlıklarız. Bedenimizde bilgi transformasyonu yapıyoruz ve bilinç üretiyoruz. Ve üretimimiz, yaratımımızdır. Yarattıklarımız bizim Aynamızdır. Ve biz, bizi seyrediyoruz her zerrede…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;ÖZ AKIŞA GEÇİLDİ…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çatışmaya girmek istemiyoruz ama Bütün’e hizmet, BİR’e hizmetle mümkündür. Tohum ekmeniz için buradasınız. Ve bu tohum, “HAS TOHUM” olmalıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Büyük Köklerin dünyaya çekilmesiyle birlikte, Dünyanın Ruhsal Meclisi, Bütün’e hizmet için kendi tertibini, kendi Tahditsiz Işığını dünyaya akışa geçirmiştir. Bitki, hayvan ve tüm seslerin diriliğinde var olan ilim, AKLIN İLMİ’dir. Ve bizler, Beşir Kapların her birinde tohum olan, İLM-İ HAK olan Birlikleri tohumlayanları, sayfaladık. Sanal Boyutlar’a kotladık, kayıtladık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çakıl Taşları bile, Dünyanın Ruhsal Meclisi’ni tohumlayamayacak olanları, dürümlerinde barındırmak istemez… Ekip olarak burada bulunan her bir Yol, tahditsiz olarak ışığa yönelmiştir…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Biçare Dünya, Rabbi Sayfalar’ın her biri, Birlik Sayfaları’mıza Daimi Kap olmak üzere Bütünün Kürsüsü’nde kendi tertibini yapmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kalem alın yazın; Allah, doğum ölüm olmayan Yüreklerde dillenir. Tanrı der ki “OKU!” biz, tohumları yaşatanlarız. Kasalarınız, Toplumlar’la doludur ve o tohumları kotlayacak olan toplumlar, Bütün’e hizmet için Birlikler oluşturdular. Bütün’e hizmet, yasaların tohumlanmasıyla gerçekleşecek olan BİR, Yeni Dönem’de, Bütünün Kürsülerinde kayıtlanacaktır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“Alton Tohumlaması” dediğimiz yeni bir tohumlama başladı. Bu Tohumlama, Birlik Tekniği ile kayıtlara indi. Ekip olmanızı, Öz Görev taşımanızı ve sıkıntısız bir yaşamda, Birlik İlmi’yle kendi yüceliklerinizi dillemenizi bekledik…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ben Allah’ın Tohumu olan RA. Ve ben has olan şavk… Herkes RA ve herkes Aklın Tohumu olan o şavk. Her bir sayfada biz, Rahman’a Kuran olanlarız. Dünya mutlak bir tohumdu. Ve bu tohum kendini tahditsiz olarak kayıtladı.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdiyi şimdide aramak gereksizdir. Dünya, Büyük Kütle’yi kendi toplumlarıyla yetkinleştirebilmek için çerçevesiz bir çalışmayı devreye almışsa da bugünden öte her bir dünya gününde, bu çalışmalar yapılmıştı.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bugün burada bulunan sizler, beden sayfalarınızda her bilgiyi taşıyorsanız, bu bilgiler size Dünya Tohumu olarak ekildiğinden dolayı değil, Hakikiyet’e Tohum ekmiş olmanızdandır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Nerede ilim varsa orada ışık yanar. Bilgi, Aklın Tohumu’dur. Övgü yergi değildir. Amin… Ama biz İsa’da, Musa’da ve her bir kaynakta, büyük kökleri olanları seçtik ve çalıştırmaktayız. Tanrı der ki “OKU!” Öz Görev’dir okumak. Şükredin ki okunmaktadır bütün bilgiler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Mesafe kurarız dünyayla yüreğimize; çünkü Dünya, ışığı solduran bir yerdir. Ve bu mesafeyi kaldırdığımız zaman tartı, Kuran-ı Kerim’in Tohumlarının kotlanmasını sağlayacak dürüme ulaşmış olmalıdır. İnsan, “Allah” dediği zaman kontrollü demelidir. Herkes “Ben Aklın Tohumu’yum.” diyebilir. “Ben Rabbi Sayfaları tartısız olarak tertipleyeceğim.” diyebilir. Ha! “Ben Allah’ım.” da diyebilir. Ama Aklın Tohumu olmadıkça ark akmaz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlılar, Mikail, Dünyanın Ruhsal Işığı’nı yenilemek istediği zaman, görev geçişi yapar ve dünyaya iner. Değer biçer Yüceler’e, Dünya Işığını yetkinleştirip kendi Ruhsal Işığıyla, Bütünün Kuranı’nı okur. Dört bin tane Kuran okusa da “Kalk git!” dendiği zaman, kalkıp gitmek istemez. Çünkü dünya, Birlik Tekniği ile tohumlanmaya başlandığından; kil, kum olan insanın, yasaları kendi yoğunluğuyla koymaya başlamasıyla birlikte, akıp giden toplum, Kelam Tohumları’nı yetkin olarak akışa kayıtlamıştır. Yani dünya artık Resmi Çalışma’yı başlatmıştır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bugün burada bulunan birçok Bütünlük var. Mevlana Grubu, MİM Gurubu, Brahma Kumaris Grubu, Zaman Dostları Grubu ve Olumlu Düşünce Grubu, Ruzat Grubu, İnsanlık Güneşi Vakfı ve Bizim kendi bütünlüğümüz ve başka Bütünlükler. Herbirini minnetle, şevkle kucaklıyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Toprak Tohum istedi, burada tohum olduk biz. Yaşam, ışık istedi, burada ışık olduk biz… Büyük Köklerimizle dünyadayız. Has Tertip istedi dünya ve biz buradayız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlarım, her yaşam aklındır. Dünya kurulduğundan bu güne kadar yapılan Dünya Çalışmaları’nın hepsi; tüm Bilgeler’in tüm çalışmaları, “İlk Dönem Çalışmaları”ydı. Bugün Dünyanın Yeni Dönemine giriyoruz. Yani Dünya’nın Yaşam Sayfaları’nın kontrol edilebilir dürüme ulaşmasıyla birlikte “İkinci Dönem Çalışmaları” olarak belirtilen, İNSAN ÇALIŞMALARI’na geçiliyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İNSAN ÇALIŞMALARI, Rabbi Sonsuzlaşım Sayfaları’yla gerçekleşecek çalışmalar olacak.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sınırları kaldırarak; Kati Tohumlar’ımızı kontrol ederek; Birlik Sessizliğini Düzen’e kotlayarak; İlmi Hak olarak bu çalışmayı başlatıyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu çalışmaya Daimi Kap olacak olanların hepsinin, sınırlı çalışmalarıyla burada bulunmalarını değil; her bir “TÜR”ün kendi yüceliğinde mevcut olan çalışmaları bilerek gelmesini bekliyoruz. Burada bulunan her Bütünlüğün, bir diğer Bütünlük Bilgileri’ni de hıfz etmesi gerekmektedir. Bizler, Süper İnsanlık Realitesi olarak her bir sayfayı tohum olarak dillerken, kendi Bilgi Kapları’mızı da herkese kayıtladık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Her Yüce, Allah’ın Toplumu’nu kendi tohumu olarak bilir. Bizse Bütün’ü kendi tohumumuz biliriz. Bu nedenledir ki doludizgin görev taşıyoruz. Ne var ki kimse diğerini taşımak istemiyor. Çalışmalarımızı daha hızlı, daha güçlü biçimde yapmak zorundayız. Dünya Rubaileri’ni okumalıyız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sultanlık Kotlaması bitmiştir. Artık Sultanlık Kotlaması yapılmasına gerek kalmamıştır. Bundan sonra İlm-i Hak olup Yüce Cevheri Cennet olanların Cemaat Çalışmaları’na girmeliyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sakın “dünyada hırs var” demeyin. Hırs yoktur. Dünyada ışık yandığı zaman hırs, başarıyı kaydeder ve artık hırs yenilir. Ve Dünya Işığı artık doğmuştur ve artık dünyada hırs yoktur. Hırs, sadece Bireysel Kayıtlar’da kalmıştır. Bunu anlamak zor mu? Sadece Bireysel Kayıtlar’da…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ekrana hepinizi, Bilgeler Meclisi olarak yansıttığımızda şunu görüyoruz ki değer biçtiklerimizin hiçbirisi yüreğimizde yok. Çünkü biz bir hasatız. Tek bir hasat… İşte olması gereken de buydu. Dini Hak olanların, Bilgeler Meclisimize Daimi Kap olmalarına gerek yoktur. Oğul vermelerini bekleriz amma horlanmasınlar!, ışık yakmalarını dilemeyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kat-ı Mükemmeliye’de Dünya, Kuran okur. Biz, Kutsal Işıklar olarak Kuran okuruz. Okuyan Allah’ın dediğini der.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerliler, bu Meclis ağır yük taşıyor. Hepiniz yüklendiniz bu yükü. Bütün’ü taşıyoruz yüceliklere ve biz Bütünler, Bütünlüklerle birlikte bu çalışmayı başlattık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kuran-ı Kerim, “Toprağın Işığı”yla kayıtlanmıştı. Bizse, “Kaynağın Işığı” ile kayıtlandık. Nesiller, Dünyanın Ruhsal Işığı’nı yenilemeye çalışırken, Bilgi Kapları’nı alıp dünyaya ulaşanların çoğu, kendi yüceliklerini tohumlayacak Gür Kürsüler’e, ulanarak dahi ulaşamadılar. Kan aktı yürekten ve biz o kanı durdurmak istedik.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Türkiye, Öz Görevi üstlenmiş, yüce bir kayıttır. Türkiye’nin Işığı yanar. Yangındır o ışık. Biz, ışıyan en yüce Kaftanda yanmaktayız. Ve yanan Has Işık’tır. Ekmek, Allah’ın İlmi’dir. Bilen bilsin ki Ak Tohum’da Allah, Birliktir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizim Atlanta Ruhsal Meclisi’nde görevimiz Işık’tır. Ve ışık, Has Teknik’le kotlanmıştır. Emin olun ki Dünya, Ummanın Turanı olan, Kuran’ı olarak Bütünün Kürsüsü’nde Bilgeler Meclisinin İlmi’ni yapmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Medine, Allah’ın dediğini dedi, Has Tohum’du ve Medine’de ışık yandı.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Canlılar, İnsan, Allah’ın Tohumu’dur. Bunu bilin. “Ben Allah’ın dışıyım.” diyene de ki “Ağır yüktür ilim.” Ve biz, İlmi Hak olanlar, Bütünün Kürsüsü’nde Birleşik Aile’yiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yangın çıktı yücede… Yangın, yanan ışıktır. Dar, bol bizdedir. Kini, nefreti aşan bir Yücelikle burada bulunan Bütünlük, Ummanın Tohumlarını yaşatmak üzere görev istedi. Olan budur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Öfke, yetkinlikte yoktur Canlar, biz öfkesiziz. Sınırları kaldırmadan dünyada ışık yakmak imkanı yoktur. Ve sınırları kaldırdık. Arz, dünya ışır, birlikte ışırız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dağlarım, ikna olunuz ki burada bulunan her bir yüce, Allah’ın dediğini diyebilir. Çünkü Ruhsal Meclisin Tohumu olarak dünyaya indirilmiştir. Ve bizler, burada bulunan bu Yüceler’le bu çalışmayı yaparken Kaftan giymeden yaptık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Zirvelerin zirvelerine, tüm seslerin sessizliklerine ulaşabilmek, zaman sayfalarını tohumlayabilmekle mümkündü ki biz bu sayfaları tohumladık. Kutsal Toprakları yaşatabilmek üzere Birleşik Ailenin; doğum, ölüm olmayan bu yoğunluğa inebilmesi, Ah! Tohumum Ah! Işığı yakabilmesiyleydi ki “Yes” der de, “In the morning, I want to be in my heart.” Ki ben Allah olan asla yanlış yapmam…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dağlarım, İngilizce benim dilim değil ama ses öyle geldi. Değerliler, muktediriyetle Dünyanın Ruhsal Meclisi’ni kotlayan Yücelikler’in hiç birisi ışığı sınırlandırmaz. Ve bizler bu sınırlamayı yapmak istemiyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kutsal Toprakların, yeşil renkten maviye ulaşmasından sonra Birlik Tahdidi ile Dünyanın Rabbi Sayfaları’nda kırılmalar başladı. Zira yeşil, iradesiz bir renk olmasına rağmen mavi, iradelidir ve mavi renk, cenneti, cevheri kotlayabilen ışığın, yoğunluğundan ötedir. Bu renk, Mutlak Tohumlar’ı kotlayacak ilimdir. Ve orada mutlaka bilirsiniz ki Yaşam Sayfaları, Ummanın Tohumlarıyla kontrol edilebilir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sizden şunu bekliyoruz; Allah, tohumdur bilin. Yasalar, Dünyanın Yasaları, Yolun Kaynakları’nda, Sultanların Yasaları iken, BİR’e hizmet edenler, Evrenlerin Teknolojik Kotlamaları’yla birlikte Bütün’e hizmet etmeye başlayacaktılar. Ve Bütün’e hizmet, Muhamma Kuranı’nın Tohumlarından üstün olan Yolun Tohumları’yla olacaktı.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şükredin ki dünya yetkinleşti. Ve biz, İnsan Soyunun en güçlü ışımasını yaptık. Artık Dünya, yarınları hak etti. Bu kesinlikle oldu. Artık Dünya, yolu açtı ve Dünya, tohumlarını kendi yoğunluğuna kontrol ile kayıtlamaktadır. Ve Dünya, itibarı yüce bir ışıma haline dönüştü ki daha evvel Dünya Ruhsal Meclisi’nin, bütün kökleri, Tür Çalışmaları için devreye alınmasına rağmen ışığı yakamamıştı. Ama bugün artık dünya, ışığını yaktı. Ve Sultanlık Kotlaması’nın tamamlanmasından itibaren de “İNSAN ÇALIŞMALARI”na geçiliyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Hayırlı olması dileğiyle,<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Saygılarımla,<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;

 

……………

“BİRLİK” SEMPOZYUMU (2)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SAAT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMALARI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 1- Meral TURAN<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 2- Nergis ŞAHİN&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyeleri<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

I.OTURUM<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :&nbsp;&nbsp; Bahar UMURTAK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.Şevki CAN<br />

<br />

Koşulsuz-sevgi Yahoo Grup Kurucusu<br />

<br />

“YEŞİLİN SESLENİŞİ:ZİHİNDEN GÖNÜLE..DUDAKTAN KALBE GEÇİŞ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2. Ayşe Füsun HACIÖMEROĞLU<br />

<br />

Bilgelik Güneşi Derneği<br />

<br />

“BÜTÜNLE BÜTÜNLEŞME YOLLARI”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3. Rasim ODABAŞI<br />

<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

<br />

“KIYAMET VE ALAMETLERİ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4.Erim ERGÜN<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi ve Yaşam Koçu<br />

<br />

“İNSANIN MUKTEDİRİYETİ VE AŞK’IN İÇSEL ATEŞİNİ HAREKETE GEÇİRMESİ”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 12.30-13.30 <br />

<br />

2.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 13.30-15.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

II.OTURUM<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Bahar UMURTAK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5. Burcu SUYU<br />

<br />

&nbsp;Brahma Kumaris Dünya Ruhsal Üniversitesi<br />

<br />

“ERDEMLERLE YAŞAMA SANATI”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

6. Peker SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

"İLAHİ KORUMA"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

7.Av. Güney HAŞTEMOĞLU<br />

<br />

Zaman Dostları Grubu<br />

<br />

“BİRLİK BOYUTUNA NE KADAR HAZIRIZ?”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

8. Yurdaay ONARAN<br />

<br />

MİM Yaşam Enerjisi ve Kültür Derneği Başkanı<br />

<br />

“BERZAH-I KÜBRA”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

7. Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

"İLİM"<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İZLEYİCİLERİN PAYLAŞIMLARI&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.00-17.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SORULAR VE YANITLAR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :17.00-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu, Hasanpaşa-Kadıköy/İST.<br />

<br />

Tarih: 17.Eylül.2011 Cumartesi<br />

<br />

Saat: 10.30 – 17.30 <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sempozyum ücretsiz ve herkese açıktır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

www.birlikilmi.com<br />

www.birlikilmi.tr.gg<br />

www.insankaynak.tr.gg<br />

www.insankaynak.org (FORUM)<br />

<br />

Facebook gruplarımız: İNSANKAYNAK, KURAN, SULTANLIK KİTABI ve Süper İnsanlık Realitesi

 

17.09.2011<br />

<br />

BİRLİK SEMPOZYUMU (2)<br />

<br />

Av. NEZİRE SELÇUK’UN KONUŞMASI – 1. BÖLÜM<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arkadaşlar, ben de izin verirseniz, Süper İnsanlık Realitesi adına konuşacağım. Şu anda dünya, daha once de sözü edildiği gibi yeşil renkten, maviye geçmektedir. Bu geçişler, dünyanın dört bir yanında gerçekleşen doğal afetler, sosyal ve siyasal şoklamalarla&nbsp; gerçekleşmektedir. Görev yapan Bütünlükler’in görev boyutları mavi olmayabilir. Bizler, Süper İnsanlık Realitesi Derneği, Günferi Siyahtan görev yaparız.&nbsp; Maviye geçiş, dünyanın görev aktivasyon alanının, dünyanın titreşim alanının Yeşilden, maviye geçişidir. Ve yeşilden maviye geçmekle, aslında Sonsuz Şuur’a geçişini yapmaktadır dünya. Bu da insani bilinçler için ruhsal uyanıştır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilgilerimiz şöyle der “Sizler, atiden geldiniz ve ölümlerden öte ölümlere indiniz. Dünya ölülerin bulunduğu bir yerdir.” Ve görevlerimizi anlatılır.&nbsp; Bütün’e hizmet, uyanışın sağlanması, yarınların tohumlanması v.s… Esasında hepimizin, burada bu Meclis’te bulunan hepimizin de görevi ve hedefi aynidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilelim, bilmeyelim, kimimiz uyanmışız, görüyoruz, perdeleri kaldırmışız konuşuyoruz. Kimimiz, biliyoruz dillemiyoruz ama dünya bir geçiş yapıyor… Dünya çok önemli bir yer, Tanrısal Evriminin yapıldığı gürz dahilinde yegane bütünlük olarak biliniyor, eforlar sarfediliyor ve bizler ve Dünya, adım adım geçmekteyiz; geçirmekteyiz…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arkadaşımız geçişle ilgili oran verdi. Ben şunu söylemek istiyorum; Geçiş topyekün bir geçiş olacak ve başarı mutlaktır. Birilerinin geride veya dünde kalmaları söz konusu bile olmayacak. Dünya bütünlüğü ile geçmektedir. Olgun başakların seçimleri, sadece görevlilerin tesbiti açısından gerçekleşmektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu gün varılan noktada&nbsp; hasat olarak da ifade edilen; insanının kendisini tohum olarak çoklaması ve sonsuz sınırsızlıklara ekişi ile ilgili matematiksel formüllerle de izah edildiği üzere&nbsp; İkinin karesi ile başlayan ve her karenin karesinin alınışı ile sonsuz sınırsızlıklara ekiliş hali ve her ekilenin bilinç boyutunda yatay olarak logaritmal bir şekilde türevlerini yaratması mümkün olabilmektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ha!, bu matematiksel sayı sistemlerinin ötesinde, 1997 yılından itibaren doğrudan doğruya ZERK SİSTEMİ de devreye girmiştir. Kürz bilinci aşıp 43. Hak Katı’na ulaşan bilinçler, maddenin zerre şuuruna bilginin&nbsp; direkt zerkini gerçekleştirebilmektedirler. 99. Hak Katı olan Nefes Katı’na ulaşan bilinçler, BETA GÜNEŞ ÇARKI olabilen bilinçlerdirler ki onlar sadece zerk ile de kalmayıp, atomaltına nüfus ederek, 1997-2007 yılları arasında Dünya’nın BETA UYARLAMA ÇALIŞMALARI’nı başarı ile gerçekleştiren bilinçlerdirler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilgi, her bir zerreye kotlanmış ve kayıtlanmıştır. Bilinçlerin bu bilgilerin farkına varması veya varmaması hiç fark etmiyor. Fark edende de etmeyende de bu bilgiler artık mevcuttur. Fark ettiğinde, uyandığında, uygun ortam olduğunda mutlaka bu bilgiler açılacaktır ve okunacaktır…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süreç son derece başarılı olarak devam etmektedir. Bazı sıkıntılar vardı. Örneğin Robotik Kotlarla verilen bilgiler… Robotik Kotlarla verilen bilgiler, kontrol altına alındı. Robotik Kotlarla verilen bilgilerin, kotlama, tohumlama ve yaşamları kayıtlama imkanı yoktu çünkü, bu bilgilerde Ruhsallık yoktu. Kotlamanın olmaması, Bütün’e zarar veriyordu ve Bütün’de bu tür çalışmalar, “var”ı değil, “yok”u kayıtlıyordu; “var”ı tüketiyordu. Çok şükür ki&nbsp; kontrol kurulabildi; dünya üzerinde Robotik Kotlar’la bilgi verilmesi engellendi. Halen süreç son derece pozitif bir biçimde işlemektedir. Her şey kontrol altındadır ve her bilgi, mutlak olarak Kati Kotlamalarla devreye alınmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Başta da söylediğim gibi “Ölümler Ötesi Ölüm”dür bu mekan, bu bilinç sayfası... Ve burada bulunan sizler, herkes, hepimiz, bugünde yarınları&nbsp; mayalamaya geldik. Zamanı kotlamaya, kayıtlamaya geldik. Yaşamı yarattırmaya geldik. Yeni kayıtlar, yeni Levh-i Mahfuz Kotlamaları, Cevheri Kayıtlar ve Mutlak Zaman Kotlamaları ve Mutlak Zaman Kotlamalarının, Nispi Zaman Sayfalarındaki akışı ve Bütün’ü kucaklayışı, Bütün’ü etkileyişi, yenileyişi…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Evet, bilinç kotları açılıyor, daha hızlı biçimde açılacaktır. Ve hedef, herkesin kendini dinleyebilmesi, bilebilmesidir. Herkes kendini, kendi yüreğinden dinlediği zaman ne mürşide ne de başka öndere ihtiyaç kalmayacaktır. Her bir bilinç, kendi yüreğinin otokontrolünde ve rehberliğinde yolunu bulacaktır. Hedefimiz budur…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ve dünya insanlığı; yeni dönemde artık insan formunda, Gerçek İnsanı kotlamaya ve kayıtlamaya başlıyorlar. Bugüne kadar,&nbsp; insan formu içinde, dünyada yaratılmış bitki, hayvan ve tüm sair kotları taşıyan, adı insan olanlar, ancak bu form içinde “İNSAN” dediğimiz kota sahip olmayanlar, “İnsan Kotu”nu kendi formal bedenlerine kayıtlayacaklar ve var edecekler.&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bundan böyle İnsan Çalışmaları’na başlanıyor. İnsan Çalışmaları, çok ciddi çalışmalardır. İnsan olmayı sağlayacak, insan gibi davranmayı sağlayacak çalışmalardır. Ve insanın kendi “yaratkanlığını” aktive edeceği bir sürecin başlamasıdır. Bunlar son derece önemli gelişmelerdir. İşte Kıyam, tam da budur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK

 

<span style="font-size:12.0pt;

font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-fareast-language:TR;mso-bidi-font-weight:

bold">BİRLİK TEBLİĞİ<br />

<br />

17 Eylül; 19 Kasım ve 17 Aralık 2011 tarihli “BİRLİK ÇALIŞMALARI” yaşam  kotlamaları ile gerçekleşen Birlik Savaşları’n son sözünün söyleneceği  GÜÇ KAYNAĞI’nda bulunacağımız gündür. <br />

<br />

O GÜÇ KAYNAĞI, her yüreğe, Allah’a Kuran olan kotlamayı yapacak bir kaftan giydirecek. <br />

<br />

Dünyaya görevli olanların, dünyadan, en üstün olan dünya yüceliklerine  çıkıp çıkıp, o yüceliklerde birleştikleri ve orada insan ışıklarla  dilleştikleri bilinmektedir.<br />

<br />

Varılan o GÜÇ KAYNAĞI’nda hasat birlikte yapılır ve birlikte tohumlanır.  Kaynağa varıp kendilerini ve kendi yüreklerini bilmeyenler, bizi de  bilemezler.<br />

<br />

Beşeri yaşam sarı renkte tohumlanmıştır. Birlik Kotlamaları sarıdan  başlar, kırmızı, turuncu ve yeşile ulaşır. Bu sonsuz sınırsız yaşam  kayıtlamalarında her yürek, Mahir samanları yeşerterek kotlar. Ocak  yakar oğullarlar ve zamanı tohumlarlar. Unutmayınız ki YÜREK, MAHREK’tir  ve Bütün’ü kapsar.<br />

<br />

Milat 2011, sanal yaratıda, BEŞERİ KOTLAMALAR’ın tamamlanacağı en son  tarihtir. 2012 yılı ise, ALLAH ADINA KOTLAMALAR’ın başlayacağı bir  tarihtir. 2012 yılında DÜNYA ANA KAPILARI açılacak ve her yürek, ANA  KAYNAKLAR’a varaca. O kaynaklarda, dünya insanlığı kotlamalarını  gerçekleştirecek ve ZİNNUR’u topraklarında dilleyecek. (Zinnur,  tohumların kontrollu çalıştırıcılığıdır.) <br />

<br />

KOFRA DÜNYADIR.. Kofranın açılması ile birlikte DİN TEKNİĞİ, yerini KONTROLLU BİRLİK TAHDİTİ’ne bırakacak. <br />

<br />

Hasat yapılmışsa; ışık yanmışsa; yolcular tohumlanmışsa ve yarınlar  kotlanmışsa mesele kalmamıştır. Herkes, kendinden kendi yüceliğine  varacak ve zaman kontrolu sağlanacak. <br />

<br />

Yaşayan din, Aklın Dini’dir. Hususi yoğunlukların tohumları olarak  yaşayanlar, ANA YARINLAR’a varmak üzere yanıp tutuşmazlar. Ne var ki ANA  YARINLAR, aklın tohumları olanlarca, diri yaşamlara kotlanmıştır.<br />

<br />

Dün, soldan ışık alıp sağı, yarınlarda dilleyenler; bundan sonra sağ  ışıkları, yaşam sayfalarına tohumlayacaklar ve zaman tahditlenecek.<br />

<br />

Kalbimizin sesi ile çalışmaktayız. Bu çalışmalarımızda, Dünya bizi  kotlamakta ve tohumlamaktadır. Dünya, Ana Fakih’tir. Bizi cevhere  katmakta ve cevherde Dini Levhi Mahfuzlar’da tohumlamaktadır. <br />

<br />

KORAN TOHUMLARI vardır. Bu tohumlar, AKKOR TOHUMLAR olarak kontrol kurar  ve kotlayıcı çalışmalar yaparlar. ATA KAFTANLAR giyerler ve zamanı diri  yüreklerde dillerler. Affolan kontrollu çalışmacılar bu koyuluklarda  doruklara varırlar. Onların hala bizi sayfalamaya çalışmaları ve bizi  tohumlamaları, bizde kürsüyü kontrol anlamına gelmektedir. <br />

<br />

BİR’ e hizmet görevdir. Ve bu görev, Allah sonsuzluğunda dünyada  çalışanların her birinin hakikiyetinde var olan bir Yüce Kürsü Gücü’yle,  hak edenlere bildirilmektedir. Hana (Eril Güç (Yer Gücü)) bunu bilir ve  bunu hak ettiğinizce sizlere de açıklar. <br />

<br />

MAHİR ZAMANLAR kotlanmaktadır. Onurluyuz ki bu zamanlar; Allah’a, Kaynak Kotlar’la varılan zamanlardır.<br />

<br />

İnsanlık adına yapılan her çalışma, İNSAN ÇALIŞMASI’dır. İkmal tamamlama  çalışmaları devreye alınmıştır. Bu çalışmaları yapanlar, toplumlarını  kotlayacaklar ve sonsuz sır olan Birlikler’i ile dinleşerak kati  yoğunluklara varacaklar. O yoğunluklar, ummanın en üstün kotlaması  sayılan BİRLİK SAYFALANIŞI’nda görevli olacaklar. <br />

<br />

İşte 2011 yılının Eylül, Kasım ve Aralık aylarında yapılacak olan  “BİRLİK ÇALIŞMALARI” bu maksatla yapılacak. Her yürekte bu bilgi vardır  ama her Yüce, kendi yüreğinde dinlediği bu bilgiyi hasat tohumlarında  dilleyememekte ve zamanı tohumlayamamaktadır. <br />

<br />

Canlar her bir YOLCU’yu, YOL’u ve YOLDA OLAN’ı bekliyoruz. YOL, Allah’a  varandır. YOLDA OLAN, Hakk’a varmak için çalışandır. Hak Yolu’nda olan  YOLCU’dur. Sevgiyle bekliyoruz.<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği</span>

 

17.09.2011<br />

<br />

BİRLİK SEMPOZYUMU (2)<br />

<br />

Av. NEZİRE SELÇUK’UN KONUŞMASI – 1. BÖLÜM<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arkadaşlar, ben de izin verirseniz, Süper İnsanlık Realitesi adına konuşacağım. Şu anda dünya, daha once de sözü edildiği gibi yeşil renkten, maviye geçmektedir. Bu geçişler, dünyanın dört bir yanında gerçekleşen doğal afetler, sosyal ve siyasal şoklamalarla&nbsp; gerçekleşmektedir. Görev yapan Bütünlükler’in görev boyutları mavi olmayabilir. Bizler, Süper İnsanlık Realitesi Derneği, Günferi Siyahtan görev yaparız.&nbsp; Maviye geçiş, dünyanın görev aktivasyon alanının, dünyanın titreşim alanının Yeşilden, maviye geçişidir. Ve yeşilden maviye geçmekle, aslında Sonsuz Şuur’a geçişini yapmaktadır dünya. Bu da insani bilinçler için ruhsal uyanıştır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilgilerimiz şöyle der “Sizler, atiden geldiniz ve ölümlerden öte ölümlere indiniz. Dünya ölülerin bulunduğu bir yerdir.” Ve görevlerimizi anlatılır.&nbsp; Bütün’e hizmet, uyanışın sağlanması, yarınların tohumlanması v.s… Esasında hepimizin, burada bu Meclis’te bulunan hepimizin de görevi ve hedefi aynidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilelim, bilmeyelim, kimimiz uyanmışız, görüyoruz, perdeleri kaldırmışız konuşuyoruz. Kimimiz, biliyoruz dillemiyoruz ama dünya bir geçiş yapıyor… Dünya çok önemli bir yer, Tanrısal Evriminin yapıldığı gürz dahilinde yegane bütünlük olarak biliniyor, eforlar sarfediliyor ve bizler ve Dünya, adım adım geçmekteyiz; geçirmekteyiz…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arkadaşımız geçişle ilgili oran verdi. Ben şunu söylemek istiyorum; Geçiş topyekün bir geçiş olacak ve başarı mutlaktır. Birilerinin geride veya dünde kalmaları söz konusu bile olmayacak. Dünya bütünlüğü ile geçmektedir. Olgun başakların seçimleri, sadece görevlilerin tesbiti açısından gerçekleşmektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu gün varılan noktada&nbsp; hasat olarak da ifade edilen; insanının kendisini tohum olarak çoklaması ve sonsuz sınırsızlıklara ekişi ile ilgili matematiksel formüllerle de izah edildiği üzere&nbsp; İkinin karesi ile başlayan ve her karenin karesinin alınışı ile sonsuz sınırsızlıklara ekiliş hali ve her ekilenin bilinç boyutunda yatay olarak logaritmal bir şekilde türevlerini yaratması mümkün olabilmektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ha!, bu matematiksel sayı sistemlerinin ötesinde, 1997 yılından itibaren doğrudan doğruya ZERK SİSTEMİ de devreye girmiştir. Kürz bilinci aşıp 43. Hak Katı’na ulaşan bilinçler, maddenin zerre şuuruna bilginin&nbsp; direkt zerkini gerçekleştirebilmektedirler. 99. Hak Katı olan Nefes Katı’na ulaşan bilinçler, BETA GÜNEŞ ÇARKI olabilen bilinçlerdirler ki onlar sadece zerk ile de kalmayıp, atomaltına nüfus ederek, 1997-2007 yılları arasında Dünya’nın BETA UYARLAMA ÇALIŞMALARI’nı başarı ile gerçekleştiren bilinçlerdirler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilgi, her bir zerreye kotlanmış ve kayıtlanmıştır. Bilinçlerin bu bilgilerin farkına varması veya varmaması hiç fark etmiyor. Fark edende de etmeyende de bu bilgiler artık mevcuttur. Fark ettiğinde, uyandığında, uygun ortam olduğunda mutlaka bu bilgiler açılacaktır ve okunacaktır…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süreç son derece başarılı olarak devam etmektedir. Bazı sıkıntılar vardı. Örneğin Robotik Kotlarla verilen bilgiler… Robotik Kotlarla verilen bilgiler, kontrol altına alındı. Robotik Kotlarla verilen bilgilerin, kotlama, tohumlama ve yaşamları kayıtlama imkanı yoktu çünkü, bu bilgilerde Ruhsallık yoktu. Kotlamanın olmaması, Bütün’e zarar veriyordu ve Bütün’de bu tür çalışmalar, “var”ı değil, “yok”u kayıtlıyordu; “var”ı tüketiyordu. Çok şükür ki&nbsp; kontrol kurulabildi; dünya üzerinde Robotik Kotlar’la bilgi verilmesi engellendi. Halen süreç son derece pozitif bir biçimde işlemektedir. Her şey kontrol altındadır ve her bilgi, mutlak olarak Kati Kotlamalarla devreye alınmaktadır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Başta da söylediğim gibi “Ölümler Ötesi Ölüm”dür bu mekan, bu bilinç sayfası... Ve burada bulunan sizler, herkes, hepimiz, bugünde yarınları&nbsp; mayalamaya geldik. Zamanı kotlamaya, kayıtlamaya geldik. Yaşamı yarattırmaya geldik. Yeni kayıtlar, yeni Levh-i Mahfuz Kotlamaları, Cevheri Kayıtlar ve Mutlak Zaman Kotlamaları ve Mutlak Zaman Kotlamalarının, Nispi Zaman Sayfalarındaki akışı ve Bütün’ü kucaklayışı, Bütün’ü etkileyişi, yenileyişi…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Evet, bilinç kotları açılıyor, daha hızlı biçimde açılacaktır. Ve hedef, herkesin kendini dinleyebilmesi, bilebilmesidir. Herkes kendini, kendi yüreğinden dinlediği zaman ne mürşide ne de başka öndere ihtiyaç kalmayacaktır. Her bir bilinç, kendi yüreğinin otokontrolünde ve rehberliğinde yolunu bulacaktır. Hedefimiz budur…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ve dünya insanlığı; yeni dönemde artık insan formunda, Gerçek İnsanı kotlamaya ve kayıtlamaya başlıyorlar. Bugüne kadar,&nbsp; insan formu içinde, dünyada yaratılmış bitki, hayvan ve tüm sair kotları taşıyan, adı insan olanlar, ancak bu form içinde “İNSAN” dediğimiz kota sahip olmayanlar, “İnsan Kotu”nu kendi formal bedenlerine kayıtlayacaklar ve var edecekler.&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bundan böyle İnsan Çalışmaları’na başlanıyor. İnsan Çalışmaları, çok ciddi çalışmalardır. İnsan olmayı sağlayacak, insan gibi davranmayı sağlayacak çalışmalardır. Ve insanın kendi “yaratkanlığını” aktive edeceği bir sürecin başlamasıdır. Bunlar son derece önemli gelişmelerdir. İşte Kıyam, tam da budur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK

 

17.09.11&nbsp; Cumartesi<br />

<br />

Av. Güney Haştemoğlu,<br />

<br />

Zaman Dostları Grubu<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

BİRLİK BOYUTUNA NE KADAR HAZIRIZ?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bugün spritüel konuları kendileri için yaşam rehberi yapmış veya yapmaya çalışan bizler Birlik Boyutuna ne kadar hazırız?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şu anda bize güç veren şeyler, maddi imkânlarımız, beden sağlığımız, toplum içindeki saygın yerimiz bir önceki şuurun ve zamanın gücüydü.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu güçlerin geçerli olmadığı bir döneme giriyoruz. Öyle günler gelmektedir ki şu anda sımsıkı sarıldığımız değerler hiçbir anlam taşımayacaktır.<br />

<br />

Yeni boyutta tek güç Birlik Gücüdür.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Gerçekte tam bir birlik içinde olmamıza rağmen dünyamızın fizik yasaları ve bu yasalara göre aktifleşmiş bir beyinle birliği kavrayamıyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Herkes kendini diğer insanlardan ve yaratılmış tüm varlıklardan ayrı bağımsız bir fert olarak algılıyor. Ulaşması gereken Bütünlükten bihaber olan, kardeşini bile kendi diye tanımladığı dünyasal varlığından ayrı gören insan, hangi bütünlüğü yaşadığını söyleyebilir!&nbsp; <br />

<br />

Bu algılama bir halüsinasyondan ibarettir ve birlik gücünün, birlik şuurunun bizde ortaya çıkmasını engelliyor ve Bütün içindeki beklenen fonksiyonu yerine getirmemiz mümkün olmuyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu şu demek: Bütün’ün içinde olmakla bunun şuuruna sahip olmak faklı şeylerdir. Üst Boyutun kapısı o bir sevgi şuurudur ama o şuuru yaşamazsak kapıyı göremeyeceğiz. Şimdikinden çok daha ağır koşullarda acı çekerek yolumuza devam edeceğiz. Bugün yaşadığımız nice zorlukta bize rehberlik edemeyen aklımız o gün tamamen iflas edecektir. Dini metinlerdeki “çıldıracaklar” ifadesi aklın iflasıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Birliği meydana getirecek koşulsuz sevgiyi hiç tatmadık. Bilmiyoruz. Koşullu sevgimizi sevgi olarak kabul ediyoruz.<br />

<br />

Bardağın dolu tarafını gördüğümüz zaman kendimizi pozitif düşünceli zannediyoruz.<br />

<br />

Yeryüzündeki tüm spritüel eğitim Yüce Âlem tarafından insanın bu yapısı bilinerek sürdürülmektedir.<br />

<br />

İnsanın o sevgiye o birlik şuuruna ulaşması için gereken her türlü bilgi verilmiştir. <br />

<br />

Ancak insan bu bilgileri eyleme geçirmeden ezber yoluyla birlik gücü kazanmak istemektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Fizik âlemi tanıyan beynimiz fizik ötesini tanıma, birlik ve sevgi şuurunu kavrama kapasitesindedir. Ancak bu kapasitenin kullanıma geçirilmesi önce ikilikten kurtulmayla olacaktır.<br />

<br />

İkilikten kurtulma özü ve sözü bir olmaktır.&nbsp; “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” İşte bu kadar. Kendi içinde birlik olamayan kendinden gayrisi ile hiç olamaz. İkilikte olan yalnızdır. Yalnızlık bugün bütün insanların acısı olmuştur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dünya zihninin alışkanlığı bilgi edinmektir ve ego bilgi edinmekten büyük zevk ve tatmin sağlamaktadır. İçinde bulunduğumuz realite basamağında uzanabildiğiniz bilgiyi izafi gerçeğin ifadesi olarak kabul edersek, izafi gerçek her an değişmektedir. Bilgi kişiye intikal ettiği anda eyleme geçirilmesi gereken bir güç kaynağıdır. Eyleme geçirilmezse ufuk açılmaz. Devamlı bir şeyler öğrendiğimiz zehabına kapılırız ama gerçekte hiçbir şey öğrenmeyiz. İntikal ettiğinde eyleme geçirilmeyen bilgi ayrıca zarar verir. Elinizde yaz vapur tarifesi var, kış gelmiş tarife değişmiş, siz yaz tarifesine göre vapur bekliyorsunuz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu nedenle bilgiyi eyleme geçirmekte gecikmek, zaman var zannetmek önümüzdeki en büyük engellerden biridir. Bilgi devamlı takip edilmesi gereken bir güç kaynağıdır. Bilgi nefes almak, eylem nefesi kullanıp dışarı vermektir. İşte o zaman bilgi güç kaynağıdır. Yoksa elimizde zaman içinde eyleme geçirilmemiş birikmiş bilgiler bozulmuş yemekler gibidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İçte kendimizle bir olmak, dışarıda tüm sistemle bir olmak bilgi dediğimiz, gerçekte Yaratan’ın emri olan eylemi yerine getirmektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizi emre uymaktan alıkoyan nedir? Evdeki bulgurdan olma kaygısı, toplumda hâkim olan görüşe karşı çıkma cesaretsizliği, güvensizlik, karamsarlık, endişe, vesvese, düşüncesizlik, bilgisizlik, rahatına düşkünlükten, maddi kayba uğramaktan kaynaklanan bütün korkular bizi atalete sokuyor. Bilgi çok açık. Korkularımızın altında bizim şuurca göremediğimiz, bulamadığımız var, kısaca düşünce ve inanç eksikliği var.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizi sadece iyi ve doğru yapmadıklarımız korkutmalıdır. Çünkü bile bile yapılan yanlışlar bizde şuur daralmasına neden olur. Bu da daha yoğun korku, endişe, üzüntü demektir. <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Korku içinde sayısız yanlış barındıran bir duygudur. Korku egonun eseridir. Saflıktan uzak olmanın içimizdeki esasa saygı göstermemenin sonucudur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Gerçek şuurlanma bugün bildiğimiz değildir. Bizler hayatımızın görüş açısında kalan ve bizce tasdik olunan tüm anlamların ışığı altındaki bulunuşa şuurlu bulunuş diyoruz ve şuurlu varlıklar olarak gerçeğe hizmet ettiğimizi düşünüyoruz. Bu şuurlanma yolunun başlangıcıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yüce Sistemin insanda uyandırmak istediği o şuuru asla dünya görüşümüzdeki o şuurla karıştırmalım. O varlık ve şuur bizde vardır. Ancak yeri ve ne demek olduğu bilinememektedir. Onun bilinmesi, onun bulunması bizi ruh tarafımız yönünde kuvvetli kılıp, istenen gerçek yani sevgi, üzerinde olabilmemize yardım edecektir. Esas şuurumuz bir olayla veya her hangi bir olayın yarattığı hadisede görülemez, bulunamaz. O, bilginin yaşanmasıyla bizlere nasip olacaktır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan inandığı bilgilere, doğrulara, iyiliklere, sevgiye ters düşen her şeyle mücadeleye kalkmakta ve istenmeyen durumların daha da güçlenmesine neden olmaktadır. Bizim kabulümüze göre iyi ve doğru olan her şeyin kaynağı Yüce Sistem olduğu gibi, yine bizim kabulümüze göre kötü ve yanlış olan her şey de Yüce Sistemin insana yüksek bir şuur kazandırmak üzere planladıklarıdır. Bize düşen, her olayın arkasındaki anlamı kavramak, kavrayamasak bile hüküm sahibi olmamaktır.<br />

<br />

Kimi varlıklar dünyaya negatif görevlerle geliyor ve o büyük yanlışları yapabilmeleri için şuurları büyük ölçüde kapatılıyor. Nedir amaç? Amaç insanların zihninde zaten mevcut olan ancak fiilen ortaya çıkmayan bozuk duyguların, düşük frekanslı düşüncelerin ortaya dökülmesini sağlamaktır. Yani kötü dediğimiz işleri yapanlar hepimizin ortak kitlesel zihnimizdeki kötülükleri ortaya çıkarıyorlar. Hepimizin ders alması için. Ama dünyasal bilinç kötü eylemi yapanı günah keçisi ilan ediyor, kötü olan o keçidir, biz hepimiz çok iyiyiz! Yakın tarihte Hitler bütün o büyük kötülüğü tek başına mı yaptı? Onu destekleyen zihinler olmasaydı yapabilir miydi? Günümüzde insanlığın ortak zihninde daha pek çok Hitler yaratacak sevgisizlik, ırk ve inanç ayrımcılığı var.<br />

<br />

Şuuru yükselmiş varlığa düşen hepsini kabuldür, en kötü şeyin dahi dersini çıkarabilmek ve bu dersin şükrünü yapabilmek kendini arıtmak, başka insanlara da aynı şey için yardım etmektir. Biz arınmadıkça ailemiz geçmiş soyumuz ilişkide olduğumuz insanlar arınmayacaktır. Bu nedenle kimseden şikâyetçi olmayalım. Şikâyet kendimizi görmemizi engeller.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sevgi bu yolun tek gerçeğidir. Sevemiyorsak eğer bize yaşatılan ve bizden yaşamanız istenen her şeyi, bireysel bütünlüğünüzü bile gerçekleştirememişiz demektir. O halde iken birlikten, bütünlükten dem vurmak, O’nun yasalarını görmezden gelmekten öte değildir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Gerçek birliğe ulaşamamış her insan paramparçadır, her parça yalnızlığını yaşar ve bunu dünya nimetleriyle tümlemeye çalışır. Para, mal mülk, mevki, şöhret nedir ki; bunların hiç birisi bize evimize dönüşümüzde refakat edemez.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Konu çok uzundur, kitaplar yazılabilir. Çok da kısadır iki cümle ile açıklanabilir: birliğin engelleri aynı zamanda sevginin engelleridir. Engeller kalkarsa sevgi doğar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sevmeye çalışalım düşüncelerimizi önce sevgiye odaklayarak. Sonra farkında olmadığımız bir değişim gerçekleşecektir bizde. Ve o değişim belli bir noktaya geldiğinde yeni bir yasa açılımı eski enerjide Dünyaya gelenlerin DNA’sın da yer bulacaktır. Bu bizler için olağanüstü, Yüce Sistem için ise bizden beklediğidir.<br />

<br />

Yolumuz sevgiye olsun tüm insanlık. Gelecek onda ışıyacaktır çünkü<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kısaca diyorum ki hazır değiliz,<br />

<br />

1- İkilikteyiz, özümüz başka sözümüz başka<br />

<br />

2- Bilgi peşindeyiz eylem yok<br />

<br />

3- Korkular içindeyiz, çünkü yeteri kadar inanmıyoruz<br />

<br />

4- Yaptığımız her yardımın, her iyiliğin hemen karşılığını bekliyoruz. Yardım, iyilik karşılıksız hizmetlerdir. Karşılıksız yapıldığında sevgi doğar.<br />

<br />

5- Kabul ve teslimiyet içinde değiliz, devamlı bizden olmayanla mücadele ediyoruz. Savaş karşıtı değilim, barıştan yanayım ve barış için çalışıyorum. Yani teslimiyet bu. Pasiflik veya seyirci kalmak değil, inandığım ilkeler için canla başla çalışmak.<br />

<br />

6-Beğenmediğim her şey sonuçta bana beni gösteriyor.<br />

<br />

7- Olaylardan ders almıyoruz.<br />

<br />

8-Zaman var yanılgısındayız.<br />

<br />

9- Kendimizi şuur kazandık zannediyoruz. Kıyamet için verilen tarihleri takip ediyoruz. Sanki o kıyamete hazırmışız gibi.<br />

<br />

10- Koşulsuz sevgiden söz ediyoruz. Ama çok küçük nedenlerle bile insanlara karşı antipati duymaktayız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu konular aslında hepimizin bildiği konular.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Rahmetli Halim Bey derdi ki: Amaç bedenliyken fiziki ölümü yenecek sevgi ve birlik realitesine enkarne olmaktır. Ve dünyamızda bu amaç için gerekli eğitim tamamlanmıştır. Son seçmelere ne kadar hazırız?

 

“BİRLİK SEMPOZYUMU” (2)<br />

<br />

Yurdaay Onaran-Berzah-ı Kübra<br />

<br />

Merhaba,<br />

<br />

Sevgili dostlar ve bizi buluşturan Nezire hanım ve süper insanlık realitesi birlikteliği, ışığınız aydınlığımızı zenginleştirdi. Bu anda bir olmak, birliği paylaşmak için burada olan ve olmak isteselerde, dünya hali ile burada olamayan ama bizle olan dostlara merhaba.<br />

<br />

Son zamanlar facebook’un nimetleri içinde spritüel alan çalışmalarının paylaşımları sürmekte ve aslında git gide nasıl çoğaldığımızı bize gösteren zamanın deccalı olduğu bile söylenen internet bize hakikatlı bir hizmet sunmakta. Geçmiş kehanetlerin içinde zamanı geldiğinde Mağrib’ten Maşrık görünecek kehaneti ne güzel yaşıyoruz.<br />

<br />

Kuzey ile güney, doğu ile batı birbirinin içinde. Artık insanlık ta birbirlerinin içinde ve öyle ki artık İnsanlar içlerinde bir öz olduğunu ve bu özünde tüm varoluş gibi bir noktaya bağlı olduğunu, bu bir noktasında hepimizin bir olduğunun farkına varmaya başlıyor. Önce bunları yaşayanlar bize bildirdi, biz de bunu yaşamaya çalışıyoruz. Özellikle burada bu arayışı yapmaya çalışan sizler. Benliğimiz içinde ki benleri tanımak, maskelerin altındaki benleri görmeye çalışmak ne güzel moda oldu.<br />

<br />

Bizden önce çağlardaki üstadlar bizim alemimize gelseler bu modalaşan benlik çalışmalarına ne derdi acaba.? Sizce nasıl görünüyor bilmiyorum ama bence olsun. Olsun ki çoğalsın Ben kimim bende neler gizli diyenler. Olsun varsın moda hevesiyle girsin bu aleme, girsin yeter ki. Alemlerin Rabbi kadar bilemeyiz, demek ki bir bildiği var ki bir yolda oradan bağlamış kendine, zaten bütün yollar ona çıkmıyor mu?<br />

<br />

İnternet, Tv, Sinemalar ki ilk göz ağrımız kitaplar , bize hizmet ediyorlar. Onları çok seviyorum. Tabi ki dengeli kullanım şartı ile.<br />

<br />

Bu alemlerin bize hizmeti ile kendi izlenimlerim ve yaşadıklarım şunu gösterdi bana, Biz Bütünleşiyoruz…<br />

<br />

Dünyanın bir uçunda bir çalışma yada akış bilgisi kısa zamanda paylaşıma geçe biliyor ve birbirimizden habersiz anda aynı çalışmaları yaptığımıza çok tanık oldum. Nette şu zamanda şu çalışma var derken bir bakıyorsunuz dünyanın diğer uçunda ki dost aynı zamanda bu çalışmanın benzerini orada yapıyor. Eskiden yalnızca biz yapıyoruz zannetiğimiz çalışmalar aslında anda dünyanın belli alanların da da yapıldığının farkına vardım ve bunları birlerinden haberli getirmek arzusundayım.<br />

<br />

Mesala yine farkında olmadan bu Cumartesi Hintli Üstad Sun Yogi Umasankar kalktı İsveç’e gitti bugün bu anlarda İsveç bütünlüğünün ortak çalışmasıyla Siljan gölü üzerinden Büyük Güneş kapısı açılarak hava-su-toprak-ateş-eter 5 elementin koşulsuz sevgi/koşulsuz verme bilinciyle Ana merkezi Güneşte dengelenerek bütünleşmiş enerjisi olan “Bhagavan” enerjisinin çekirdek Dünya Ana kristal piramidi üzerinden tüm Evrenlere aktarımı gerçekleşecektir.<br />

<br />

Sizce bu sadece tesadüf mü?<br />

<br />

Ve saat ta 16:00 da başlayacak. Sevgili Bahar ve bu sempozyumu düzenini yapan dostların bana verdikleri saat te 16:00 yakın beklide tam zamanı olacak. Bu da güzel bir tesadüf birleşince evren bu kadar bizi anda bir edince, bana da size sormak kalıyor. Orada ki dostlarla anı bir edelim mi. Dünya Ana Kristal piramidinden Tüm Evrenlere sevgi ile ışığımızı yollayalım mı? Nezire Hanım izin verirse siz de arzu ederseniz buna katılabiliriz.<br />

<br />

Biz akit yapıp söz verenler<br />

<br />

Sözümüzü biliyoruz, hatırlıyoruz ve yoldayız.<br />

O'nun nuru ve bilgisini yansıtmak için birlikte yürüdüğümüz bu yolda;<br />

Yine farkındayız ki;<br />

Hepimiz ayrımsız eşitiz;<br />

Hepimiz mükemmel bir bütünün zerresiyiz;<br />

Hepimizin farklı farklı yetenekleri var ve bu yetenekleri bütüne bilgiyi tam yansıtmak için kullanıyoruz;<br />

Aramızda;<br />

Yaş, cinsiyet, inanç, eğitim, deneyim, donanım, konum ve hiyerarşi farkı yok;<br />

Yukarıda saydığımız tüm vasıflar bizlerin renkleridir; bütüne yansıttığımız.<br />

Bizler söz verenler; yoldayız birlikte;<br />

Umut, inaç, şefkat, yaşama sevinci ile<br />

hem birbirimize,<br />

hem bu dünyaya,<br />

hem galaksimize,<br />

hem alemlere sadığız.<br />

<br />

Yolumuz O'nun nuru ve bilgisi ile aydınlıktır, açıktır.<br />

<br />

Amin<br />

<br />

Evet ayrımsız eşitiz, Yok birbirimizde farkımız&nbsp; çünkü biz yaradanın bir parçasıyız. Kendimizi bildiğimizde, karşımızda ki ninde bizden başka biri olmadığını bileceğiz. Hayran olduğumuz da bizi, nefret ettiğimiz de. Artık bunun farkına varıyoruz ama hayata, yani yaşamımıza uyguluyamıyoruz. Bütünlüğün farkında ama bütünün içinde ki en en önemli parça benim demek le hala bizi doyurmaya çalışıyoruz. Ben de ki egoyu hala dengeleyemedik ki hala bu konuda açılan sayfalar ayrı ayrı ve ayrıyız…<br />

<br />

Benim bilgim seninden daha üstün, senin dediğin gibi değil, ben yukarıda üst görevdeyim. Aşşağıda nesin acaba insan olmaktan başka. Amaç İnsan olmak değil mi. Aslı yukarıyı aşağıyla bir etmek ise. Amaç yaradana varmak ise o parça bu parçadan büyük değil, bu parçada o parçadan yukarı değil. Yaradan insan bütünlüğünü hiçbir birinden ayırmadan, O nu yansıtabilecek en mükemmel yaratımı yapmış ve beni yeryüzü sahnesinde sen oyna demiş. Fakat bizler, şımarık başrol oyuncuları gibi kendimizi bazen çok aşıyoruz. Rollere öyle kaptırmısışız ki en en en önemli rol benim demek le aslımızı inkâr haline gelmişiz. Yaradan rolu bize öyle bir ego yüklemiş ki eşitlik ilkesini aramızda kaldırmış birde burada ki doymamış üst boyutlar da ki benlerde de ben enim deyiz. Bu boyut tayız dostlar, burada. Rolümüz de kendimiz de görevimiz de bu boyut ta. Burada olmaya geldik. Bu boyutta, hiç kendimizi kandırmıyalım. Üst boyut bizi bilgisi ve enerjisi ile besliyor ama bu boyut için çalışma bu boyutun içinde ve bizde bu hamurun harcındayız ki buradayız. Sadece oralarda bir şeyler varın farkındalığındayız ki burayı üst boyut daha üste çıkarken bizde oraya var olduğumuz boyutu oturtabilelim, çabamız sarsıntısız uyumlu ve nazik şekilde bu boyutu bir üst boyuta geçire bilme. Biz birmizden farklı değil sadece farkındalık kademeleri farklı varlıklarız ki yaradan bizi bunun la ayrıştırmıyor aksine farkındaysan görevlisin, görevini tevazu içinde yap diyor. O zaman burada bu anda olan tüm dostlar bu görev alanında ve farkındalığın da ki bu anı paylaşıyoruz. Birbimizi öylesine kuçaklamalıyız ki bir ve bütünlüğün enerjisini, frenkansını uyanmaya ve farkına varmaya çalışan dostlarımıza da yayalım. Bunun için hiç bıkmadan söylediğimiz tek şey ise kendini tanımakla başlıyor.<br />

<br />

Eminim, zaman zamanı bildiğinde bende kendimi bileceğim.<br />

<br />

Eminim, Tüm benlerin içinde ben, sen sen de benim.<br />

<br />

Ruhlar çıksalar dansa, ilahi aşkın senfonisinde…<br />

<br />

Tüm seslerin içinde yine ses olan sen ben, bende sen varsın.<br />

<br />

Üç hece söylenir kalbimin içinde<br />

<br />

Rab Rahman Rahim…<br />

<br />

Ollll tınısı ile…<br />

<br />

Ol ile, sen ben, ben de sen oldu.<br />

<br />

Kopup çıktığım nokta dan bu yolculuğa, o kopma, ayrılama duygusu alt bilincime ayrışmayı kayıt etmişti. Bir bütün idim, içimde iki ayrı kutup varmış bilmedim. Öğrenmek için maddeleştim. Bütünden kopup kendimi tanımak üzere yolculuğa çıktım. O kopuş anıydı kutuplara ayrılışım ve ne kadar birleşmeye çalışsam madde varlık çeşitlemesinde aktım durdum. Atom altı parçaçıklarım dahi 2 kutupluydu. (+ -). Ayıran bizi neydi.<br />

<br />

Kendimi tanımak için ona baktım, o da bana. Birbirimize söylediğimiz aynı şeydi. Sen bensin bende sen.<br />

<br />

Çeşitlendim, bölündükçe çoğaldım ben. Hep bir başka ben yarattım. Yarattığım benlerde o bütünlüğümü aradım. Ne kadar çoğalırsam o kadar beni bulurdum. O kadar da bende ki beni. Sonra o kadar ben oldu ki ben ben beni kaybettim.<br />

<br />

Kaybettiğim ben, o ilk ben, özün parçası ben, o kopuş acısı ile özden uzaklaşan ben, bir gün beni hatırlayacak. Verdiği sözü tutacak. Bir gün O olacak. Bütünde buluşacak.<br />

<br />

Bu gün bunları konuşuyorsak acaba o anın özlemimi bizi bu ana getirdi. Bir gün yılan kuyruğunu ısıracak ve döngü tamamlanacak. An bu ansa içimizde ilk uyanışın sancısı ile yankılanan Sen bensin ben de sen içinde ki kitlenmiş&nbsp; hatırlamadığım alanların anaktar cümlesimi olacak. Bu söz dizesinin frekansı bana neleri hatırlatacak.<br />

<br />

İlk uyanışın sancıları beni bana anlattı. Hep vizyonlarım da inci tesbih görürdüm. Senin tesbihin dediler. Gidip inci tesbih alacakken, dostlarımın hediyesi oldu bana. Ben tesbih çekmem gerekiyor zannettim. Sonra ellerimin arasında dağıldılar . Tek tek yerden topladım ve o zaman şu dizler&nbsp; aktı. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Dizelerde çok ders saklı. Belki bir şeyler sizde yakalarsınız. Yalnız benden bana aktığı için içinde adım geçiyor af ola benim adım yerine siz kendi adınızı koyun isterseniz.<br />

<br />

Selam olsun Cümle aleme, Selam olsun bu dizelerde buluşan ve gönlünü gül gibi açanlara.<br />

<br />

Ben diye diye geldik, geçtik alemlerden.<br />

<br />

Zamanlar geldi geçti bu soru ile anın her diliminde.<br />

<br />

Ben Kimim…?<br />

<br />

Kimlere, kim olduğumuzu anlatmak için yaşamdan geçtik.<br />

<br />

Kimlik içinde, kimleri maskeledik.<br />

<br />

Kendimizi görmemek için zamanın tüm akışlarında,<br />

<br />

Hep başka kimliklerdeydik.<br />

<br />

An o an dediler, zaman anı vurduğunda…<br />

<br />

Kim olursan ol, o sihirli ayna gösterecek seni sana.<br />

<br />

Sen sende göreceksin, Cennetini, cehennemini.<br />

<br />

Ne yarattın sen sende?<br />

<br />

YOKSA sendemi ararsın,<br />

<br />

Sende kaybolan beni.<br />

<br />

İçim dışım döküldü.<br />

<br />

Ne dışında kaldım, Ne içinde.<br />

<br />

Yok mu? Sence sen hiç birinde!<br />

<br />

Dağıttığın ve topladığın her inci tane sensin.<br />

<br />

İnci gibi zamanın içindeki senlersin.<br />

<br />

Her bulduğun sen sana bir ziynetsin.<br />

<br />

Yap şimdi senlerden güzel bir kolye.<br />

<br />

Hayat döndükçe kolye döner. <br />

<br />

Dikkat!!!<br />

<br />

Hiç biri diğerinden büyük olmasın.<br />

<br />

Büyük olup, ağır düşmesin.<br />

<br />

Ağır olan, zamanda kayarken öne düşer.<br />

<br />

Zaman zincirini büyük ve ağır olan kırar.<br />

<br />

Bağları koparan o olur hayattan.<br />

<br />

Hep o yer ilk darbeyi.<br />

<br />

Vura vura incelir,<br />

<br />

OL’lursa aynen yanındaki ve sırasındakiler kadar.<br />

<br />

O zaman darbe yemez hayattan.<br />

<br />

Bak bakalım Hayat kolyene…<br />

<br />

Kaç inci dizilmiş, dizi dizi…<br />

<br />

Kaç kişi imişin? Hayat kolyende.<br />

<br />

Kaç hayat gizli o incilerde.<br />

<br />

Kaç yüz maskelemişin anlarında.<br />

<br />

Tak kolyeni bak sihirli aynaya.<br />

<br />

Sana seni gösterecek, her tanede.<br />

<br />

Kaç inci dizilmiş ise kolyeye, sen seni o kadar bileceksin.<br />

<br />

Tesbih edermiş eski bilgeler.<br />

<br />

Her tanede kendilerini bilirler.<br />

<br />

Ama çoğu bilmez imiş bu yoldan geçenler.<br />

<br />

Sevap bilirlermiş tespih çekmeyi.<br />

<br />

Sevap ise kendini bilmekte gizli.<br />

<br />

Her tanede bulmazsan kendini.<br />

<br />

Çek Yurdaay çek tesbihi…<br />

<br />

Belki binbirinci tanede bulursun kendinden bir taneyi.<br />

<br />

33’lü tesbih, yoksa 99’lu mu, yoksa yoksa daha da katları mı?<br />

<br />

Sende var olan her benlik için koy bir inci.<br />

<br />

İyisi, kötüsü var olduğun gibi kabul.<br />

<br />

Her tesbih ettiğinde görürüsen iyi yi hamd edersin,<br />

<br />

Kötü dediğinde ise ona uymadığın şükür çekersin.<br />

<br />

Hayatının kolyesini tesbih etik de dizdirdik sana.<br />

<br />

İmame koymadık bak başa.<br />

<br />

Sen senle ak hayata, İmame sen ol hayatına.<br />

<br />

Yaradan seni vekil kılmış, hayatına.<br />

<br />

Senden başka yok vekil sana.<br />

<br />

Tüm örnekleri koymuş ortaya.<br />

<br />

Seçim sadece senin karar anında.<br />

<br />

Anların işte bu anda kıymet sana.<br />

<br />

Öyle bir kolye ol ki yaradana<br />

<br />

Tüm örnekler içinde sende seçil artık YARADANIN uğruna.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

BENLERDEN BİR BENDEN<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yine benlerden bir ben,&nbsp; 27. Agustos’ta&nbsp; bir akış aldım onuda sizle paylaşmak istiyorum. Aslında akışı olabilince&nbsp; anlaşılır kılmaya çalışırım ama olduğu sunup sonra dostlarla açtığımızı paylaşmak istiyorum.<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kübra’nın alanından akan&nbsp; recep’in vecd-i ile birleşti.,<br />

<br />

Burada Kübra EN BÜYÜK manasında dişil bir özellik olup,Recep: HEYBETLİ olan olarak eril bir özelliği ihata ediyor.Üç ayların ilki olan Recep: Hicri Kameri ayların yedincisisidir..Bunun da manası SÜKÜNETİN VECDİ(RECEP) İLE EN BÜYÜK olan KÜBRA ENERJİLERİ ile RAHMET İhsanında bir araya geliyor ve birbirlerini tamamlıyor manası çıkarılabilir..Önümüzde Bayram olduğundan,Birleşim Enerjileri bu zamanlarda daha bir güçlü Dünyamızı ve bizleri yıkayacaktır intibası oluştu bizde.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bütünleşen enerji denge içinde aktığında mucizelerle birleşilecek. Dünya barışı mucizemi dir acaba. OLLL sa Cennette geçiş mi olur Berzahtan. Berzah-ı Kübra, et ile kemiğin bir olup cana geleceği anmış.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bunun akebinde gelen bilgi ise şuydu.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Zamanı berzah ki kıyamet anı içinde geçiştir. Kim ki berzah içinde hissede, bil ki kendi içinde geçiştir cümlede. Cümleyi agah eder bilinçte. Kimseyi bilme gerekmez içinde. Onu bilen kendi idir içinde.Görmesi&nbsp; gerekmez&nbsp; tümü zaman içinde. İçinde, tüm zamanların dökümü. Kanı bilir geçmiş alemini, ruhu bilir özündeki geçişini. Tekmili geçer içinde hamd ile bir de bakar ki önünde kendi ki arkasında geçmiş tekmili. Yüz yüzedir tüm alemin kan geçişi. Bilir ki o dur tüm sualenin bir bedeli.<br />

<br />

Süzüp konmuş bu an alemine ki beden de taşır tekmil sülale. Her biri bildirir içinden bilgisini, açar içinde geçmiş çiçekleri. Kim sayarsa bu çiçekleri, dürer buketini. İçinde dürülmüş buketi&nbsp; ile çeker sırat ipini. İpini ipler ile bağlıyanlar, köprüsünü sağlam kılanlar, sülallerinin geçişine sırat kılar bedenlerini. Hamd olsun.

 

MANEVİ KORUMA<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sizlerle paylaşıma açtığım konu, sizlere hiç de yabancı değil. Sözlerimin devamında mutlaka beni onaylıyacaksınız. Bilinen şeyler. Ancak hatırlanması ve düşünülmesi önemli şeyler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sevgili Dostlar, hepimiz koruma altındayız. Bunu biliyoruz. Şimdi bu bilgileri açalım. Nereden biliyoruz? Kim söylüyor? Kanıt var mı? Gerçekten böyle mi? Olay nedir bilelim; kendimize, özümüze dönelim.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kuran-ı Kerim’den başlayalım işe. Ne diyor Kuran-ı Kerim’de?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şöyle deniyor;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“O, gökleri ve yeri 6 günde yaratan; sonra da arş üzerinde düzeni kurandır. O, yere gireni; ondan çıkanı, gökten ineni ve O’na yükseleni, hepsini iyi bilir. Her nerede olsanız O, sizinle beraberdir. Hem Allah, her ne yaparsanız onu görür.” (Hadit 4. Ayet)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Arkadaşlar, Allah, Hak’tır. Varlığı hikmet üzere yaratan mutlak gerçektir. Onsuz hiçbir yer yoktur. O biz; biz O’yuz. Hepimiz korunmaktayız; sigortalıyız. Yani korunuyoruz. Hepimiz korunuyoruz, çok şükür.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Koruma, bir mekanizmadır. Ve bunun bir sistematiği vardır. Otomatik olarak işler. Biri bizi gözetliyor sözü gibi, birileri bizleri gözetliyor. Sağında bir melek, solunda bir melek; yukarıda Yüce Allah’ın lutf-u keremi. Bunu hissedelim. Hiç unutmayalım. İlk aşama olarak<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Temel referansımıza dönelim. Yani Kuran ayetlerine: Allah Bedir Savaşı nedeni ile darda kalmış peygamberine şöyle sesleniyor: “And olsun sizler güçsüz olduğunuz halde, Allah size Bedir’de yardım etmişti. Allah’tan sakının ki ona şükretmiş olasınız. (Ali İmran 123)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ve yine devam ediyor; “o zaman sen müminlere: Rabbimizin size indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi? Diyordun.” (Ali İmran 125)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter ve yardımcı olarak da Allah yeter.” (Nisa 45)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu ayetlerden anlaşıldığı gibi, Allah peygamberini koruyor. Ama sadece peygamberini mi? Tüm kullarını, tüm yarattıklarını korumasına almıştır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Allah ile insan arasında aracılık yapan nurdan-ışıktan yaratılmış manevi varlıklar vardır. Bilmeyenimiz yoktur. Allah’ın görevli melekleri.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Hayatımızın her aşamasından yanıbaşımızda olan meleklerimiz, edebiyat dünyamızda da varlıklarını göstermiştir ve göstermeye devam edeceklerdir. Mesela,<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“Görmüş İstanbul’a yüz bin meleğin uçtuğunu.<br />

<br />

&nbsp;Saklamış asırlarca hayalinde bunu.” (Yahya Kemal)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“Kendine söylemesem de beni melekler dinler. Onlara söylerim” diyor. Nezihe ARAS.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Melekler muhtelif şekilde tanımlanırlar. İki kanatlı veya dört kanatlı gibi. Bunlar doğumlu varlıklar değildir ve doğurmazlar da. Adları ile anılan melekler vardır. Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail, Münkir ve sair gibi… Olanların yanında, sayılamayacak kadar da isimsiz melekler vardır. Melekler alemi bilemeyeceğimiz kadar kalabalıktır ve çok yoğundur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Dini edebiyatta, arş diye tanımlanan uzayın içinin meleklerle dolu olduğu ifade edilir. Bunların hepsi görevli varlıklardır. Bunlar görev varlıklarıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu anlattıklarım, akılla ve nakille bilinen konulardır. Ne demektir bu ifade tarzı açıklayayım. Akliyat, akılla anlaşılabilen, kavranabilen konular. Nakliyat da nakil ve rivayet yolu ile bilinen şeylerdir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bunu da biraz açalım: Bunlar ne denirse ki şudur: Kelam – tefsir – hadis – fıkıh – usul-i fıkıh gibi ilim dallarıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Korunuyoruz demiştim. Evet hepimiz korunuyoruz. Sayısını bilemeyeceğimiz bir melekler ordusu tarafından korunuyoruz. Korunduğumuzu bilmek çok önemli bir duygudur. Moral açısından olduğu kadar hata yapmamamız açısından da önemlidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Maneviyatımızın güçlü olması, maddi varlığımızın da güçlü olmasını sağlar. Sağlıklı bir kul olarak hayatımızı idame ettiririz.&nbsp; Bu husus bireysel olduğu gibi insan toplulukları ile insanları bağrına basmış, onların barınakları olan şehir ve şehirler için de böyledir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tarihten günümüze ulaşan yüz yıllarca yaşamış şehirlerimiz var. Her türlü badireleri atlatarak bu güne ulaşmışlardır. Canlılıklarını idame ettirimektedirler. Binlerce yıllık, binlerce yıllık şehirler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Mesela içinde yaşadığımız bu şehir; Aziz İstanbul. Sözüm gerçektir. Şairin dediği gibi azizdir İstanbul. Azizler yatağıdır. Sinesinde onlarca azizler yatar biliyorsunuz. Bu yüce varlıklar, Eyüp Sultan Hazretleri, Karacaahmet Sultan Hazretleri, Yuşa Hazretleri ve niceleri ve niceleri…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizleri bağırlarına basmış, bizleri kucaklamış, bizleri korumalarına almışlardır. Bu azizler şehrinin aziz insanları. Bunları unutmayalım, sevelim sayalım analım ki ruhları şad olsun. Bizlere ve dualarımıza ihtiyaçları vardır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yeri geldi sizlere büyük koruyucu Aziz Bastil’i anlatacağım kısaca. Aziz Bastil gerçek bir kimlik… ve Sıvas’ta yaşamıştır. Rehberimiz tarihi dokusu hakkında bilgi verdiği Dalmaçya Kıyısı’ndaki şehri gezdirirken, büyük bir kilisenin önünde durdu ve anlatmaya başladı. Kilisenin kısa tarihini anlatıyordu. Söylediğine göre tarihin bir döneminde bu kilisenin papazı gece bir rüya görüyor. Rüyasında adının Bastil olduğunu söyleyen bir aziz, papazı uyarıyor. Yakında şehrin ve halkının bir tehlike ile karşı karşıya kalacaklarını şimdiden korunma tedbirlerini almalarını söylüyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Papaz büyük bir telaşla ertesi gün şehrin ileri gelenleri ile görüşüp Aziz Bastil’in uyarısını anlatır. Bu uyarı ciddiye alınır, gereken tedbirler alınır ve şehir, Aziz Bastil’in himmeti ile korunmuş olur. Sivas neresi Dalmaçya sahilleri neresi… Zamanın ötesinde neler var neler oluyor… Bizler dünyasal yeteneklerimizle bilemeyiz. Belki hissedebiliriz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Koruma çok önemli bir hadisedir. Ancak korunduğumuzu bilmek ise ondan da önemli bir gerçektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Değerli Dostlar, hepimiz korunma altındayız. Bunu biliyoruz. Bizi gölgemiz gibi takip eden koruyucu meleklerimizle tanışmasak da, görmesek de onlar bizimledirler. Onların görevleri budur. İnşallah bir gün, tanışma şerefine nail oluruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sizin için görevlendirilmiş olan meleğiniz, sürekli yanınızdadır. Bir lahza olsun sizden ayrılmaz. Onunla tanışmak hem kolay hem zordur. Nasıl yani?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kendimizden kendimize korunma mekanizmasını bilgi ve iman gücümüzle aktive ederek işe başlamalıyız. İlk önce meleğimizle konuşmak, tanışmak için zamanın ötesine geçmek ve tayyi mekan etmemiz gerekir. Bu geçiş pek o kadar kolay değil. İstenmeyen eşyalarınız ile gümrüklerden geçebiliyor muyuz? Geçemiyoruz. Öyleyse tayyi mekan için istenmeyen dünyalıklarımızı mesela, kin, nefret, kıskançlık, hırs ve yargılama gibi bizi aşağı çeken, yükselmemizi önleyen negatifliklerden kurtulmak, onları yüreğimizden atmak gerekir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ne diyor Üstadımız? YARGILAMA – ELEŞTİRME – HIRSLANMA – KİNLENME ve saire diyor. Bizi aşağı çeken bu olumsuzluklardan uzaklaşmamız şarttır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Çünkü bu olumsuz ve benzeri nitelikler, eğer bir yükselme durumunda isek, bulunduğumuz seviyeden bizi tekrar aşağılara indirir. Yanıbaşımızdaki koruyucumuzla bağlantı kuramayız. Ancak o buna rağmen bizi terk etmez. Çünkü, o sizinle görevlidir.&nbsp; Melelekler&nbsp; görev varlıklarıdır ve&nbsp; görevlerine çok bağlıdırlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Manevi koruyucularımız sadece meleklerden ibaret değildir. Onların dışında da koruyucularımız vardır. Genetik Atalarımız, peygamberler, azizler, Yüceler ve bizzat biz, her birimiz sahip olduğumuz etki alanımız kapsamında koruyucu fonksiyon icra edebiliriz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Atılan her adım Bütün’de atılır. Yaşam formuna sahip olan bizlerin atacağımız adımlar, beden sahibi olmayanların, kendilerini yaşamlara tohum olarak ekmelerine&nbsp; katkı sağlayacaktır. Yaşam formlarına sahip olan bizler, onlar açısından önemli bir konumdayız. Ve onlara karşı sorumluluğumuz vardır. Bunu bilmeliyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bilmek korunmaktır. Biliş hali, negatif yaratımlara karşı hak edip hakimiyet kurma gücünü devreye alır. Otomatik olarak korunma sağlar. Yaşanan tüm olumsuzluklar, bilemeyiştendir. Ve bilişi hedefler.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“Sevgili Dostlar, tohumlarınızı hak ettiniz ve zamanda tohumlandınız. Topraklarınızı hak ettiniz ve sonsuzlaştınız. Sizi zamana Kült Kotları olarak ektik. Hala bizi zaman sayfalarında arıyorsanız bu sizin yüreğinizde olamayışımızdandır. Biz kotlayan ve tohumlayanlarız. Kontrol tohumla ve kotlarladır… İşte korunuş budur. Kahir Hakikiyette, tohumlar korunur ve korurlar. Şimdilik bu…” Bu size Bütün’den önemli bir mesajdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yüce Allah’ın koruması üstünüze olsun… Amin…<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Peker SELÇUK,<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

“BİRLİK SEMPOZYUMU” (2)<br />

<br />

&nbsp;“BÜTÜNLE BÜTÜNLEŞME YOLLARI”<br />

<br />

BİLGELİK GÜNEŞİ DERNEĞİ ADINA AYŞE FÜSUN HACIÖMEROĞLU<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bütünsel bir oluşum içersindeyiz ve bizler bütünlük enerjisinin devinimini keşfetmeye ve işleyişin sırrını görmeye çalışıyoruz. Amacımız bütünlüğü kavrayabilmek, ulaşılan gerçekleri geniş bir bakış açısıyla değerlendirmek, bütünle bütünleşebilmek ve insanlıkta tek bir kalp haline gelebilmektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu enerji tek bir bütünün enerjisi olmasına rağmen her bir yüzünde başka bir şekilde beliriyor. En küçük parçadan tanımlanmamış sonsuzluğa kadar her boyutta ayrı bir bütünlük bilinci var. Biz onları keşfedip bildikçe ve hal haline getirip idrak ettikçe, her bir bütünlüğü öz varlığımıza katıyoruz. Yani her bir yüzünde farklı beliren enerjleri kendimizde birleştiriyor ve bütünlüyoruz. Birliğimizi bütünlüğe dönüştürüyoruz. Böylece bütünlüklerin bütünlüğü oluşuyor.&nbsp; Sistemin işleyişini kavradıkça fark olarak algıladıklarımızın özgünlük olduğunu, bizi bir arada tutan harcın GERÇEK SEVGİ olduğunu görebiliyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

(NOT: Burada aynı özgünlüğü diğer bütünlükler için de düşünebiliriz. Her bir varlık özgündür, her bir bütünlük özgündür. Örneğin; burada bulunan her bir bütünlük de birbirinden farklı değil, aşağıda ya da daha üstte değil sadece özgün olan bütünlükler).<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizler bütün olduğumuzu hissettiğimizde, özgün yanımızın dehası ile yaratcılığımızı eyleme geçireceğiz. Bu da bütünün bütüne hizmeti oluyor. Dönüşüme yer açarak yeniyi oluşturuyoruz hep birlikte. Her şeyin ve herkesin bütünlükteki deseni değiyor.&nbsp; Bu Yeni çağın yeni görüntüsü; bizler yeni insanı yaratıyoruz, yeni sevgiyi yaratıyoruz. Her şeyi güzellikler ile yaratacağız. Onun için değişime ve dönüşüme izin vermeliyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Evrenlerde hiç bir şey sabit değil. Bütünsel enerji ve düşünce gücü sınırsız ve tüm potansiyelleri ile deviniyor. Taşlar yerine oturuyor gibi görünürken yeniden yeniye hareket ediyor. Bizim de bu işleyişe ayak uydurabilmemiz için idrak kapılarımızı sürekli açık tutmamız ve daimi yükselen varlıklar olmamız gerekiyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizler görünmez bir bağ ile birbirimize bağlıyiz. Tıpkı bir bedenin organları gibi;&nbsp; Bedenimizi tek bir bütün olarak düşünürsek; Bedenimizde hücrelerden oluşan her bir organımızda ayrı birer bütünlük arz ediyor. Her bir hücremizde tüm varlığın özellikleri var ve her birimizin özgünlüğüne kayıtlanmış bir&nbsp; DNA sistemimiz var. Muazzam bir iletişim ağıyla birbirine bağlı bütünlüklerden oluşmuş bir beden sistemi var. Ayrıca bedenlerimizi canlı tutan bir bağ-ışıklık sistemimiz var.&nbsp; Bütünde de aynı bağları ışıklı sistem mevcut.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

(NOT: Yeni enerjide bağışıklık sistemimiz de tekamül ediyor. Artık bir şeyleri savunarak kendimizi canlı tutmayacağız. Bunlar bedenimizdeki mikrop ya da virüsler de olabilir ya da toplumda huzur bozan diğer öğeler de olabilir. Onlar da tekamül etmekteler. Bizler ışıklı bağlarımızı aktive ediyoruz. Böylece tüm bu öğelerden bağışıklık kazanmış, bağlarımızın aydınlığıyla yaşayanlar olacağız.)<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tüm insanlık ta da bir bütünlük arz ediyor. Kollektif bir akla ve kollektif&nbsp; bir bilince sahip olduğumuz için birbirimizi etkiliyor,&nbsp; birbirimizi tamamlıyor ya da birbirimizden tamamlandığımızı bilgi olarak daha önce paylaşmıştık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizler kendimizi dünyada yaşayan bireyler olarak algılayabiliriz, kendimizi bütünün bir parçası olarak görebiliriz. Ya da bütünle bütünleşip, sonsuz bütünlükleri de idrak ederek bütünlüğümüzü genişletebiliriz. Bilince göre yaşananların değiştiğini görüyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bireyin bütüne hizmeti ile, bütünün bütüne hizmeti farklı, deneyimleri de farklılık gösteriyor. Bizler iletişimimizi deneyimlerimizle sağlıyoruz. Farkındalık ve bilinç aşamaları ile deneyimlerimiz de bütünlendiğimiz oranda değişiyor ve deneyimlerimiz her seferinde daha da incelik ve derinlik kazanan deneyimlere dönüşüyor. Böylece bizler şeffaflaşıp, duru bir hale geliyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Birliği ve bütünlüğü hal olarak yaşamak:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bizler hepimiz bütünsel oluşumun farkındayız ancak bu birliği ve bütünlüğü hal olarak yaşıyor muyuz? Her şeyin bütün olduğunu düşünerek hareket edebiliyormuyuz? Hücrelerimizden yansıtabiliyor muyuz?&nbsp; Olaylara, durumlara bütünün gözünden bakabiliyormuyuz?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Hal haline geçiremediğimizde bizler bütünsel oluşumu kaos olarak algılıyoruz çünkü bütünlük enerjisi bizleri kendi bütünlüğüne katmak için zorluyor. Yani bizleri değişmemiz ve dönüşmemiz için uyarıyor. Amaç insanlığın yükselmesi, yücelmesi, birbirini kucaklaması, BİR olması.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bütünsel oluşum sessizdir, sakindir ve dingindir, Kaos ise bütünün devinen bir enerjisidir ancak bizim farkındalık düzeyimize göre değişen bir enerjidir. Aslında özünde sade olan bu enerjiyi dağınıkken algılamak güçtür. Bizlere karmaşa olarak görünüyor.&nbsp; Ancak onun devinimine uyum sağladığımızda ardındaki muhteşem düzeni ve işleyişi görebiliyoruz. Hücrelerimizdeki devinim nasıl kendiliğinden oluyorsa bizler de bütünde olanla akmalı ve ahenkle devinmeliyiz. Onun sessiz ve dingin haline katılabilmemiz için bizlerinde sessiz, sakin ve dingin olmamız gerekiyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Duru bir zihne ve berrak bir görüşe sahip olabilmek için ise olayların ya da durumların zihnimizi karıştırmasına&nbsp; ya da bizi etkilemesine izin vermemeliyiz..Sadece gözlemlemek ve görünenin ötesindekini görmeye odaklanmak suretiyle parça algısından&nbsp; bütünsel algıya geçebiliyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Devinen enerji bir yandan ağır duygusal enerjileri salıvermemize sağlarken diğer yandan zihinlerimizi sadelestirmemize de sağlamaktadır. Zihinler anılarla dolu düşüncelerden ve gürültü patırtidan uzaklaştıkça açıklığa berraklığa kavuşuyor. Tekrar söylemek gerekirse, bütünlüğe direndiğimizde ortaya karmaşa çıkıyor. Bakış açımızı otomatik düzlemden bilinçli düşünce ve davranışlar düzlemine geçirdiğimizde, eylemlerimizin kapsayıcılığı ile yani hal haline geçirdiğimizde, devinen enerji bizleri destekliyor ve ona dokunan herkesin görüş alanı açıyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

BÜTÜNLÜK BİLİNCİNİ DESTEKLEYEN HAL VE DAVRANIŞLAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KOŞULSUZ KABUL<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Evrensel ilkelerin yaşanabilirliğinin başlangıç noktası koşulsuz kabuldür. Koşulsuz kabul bilinci bir eşiktir.<br />

<br />

Devinen enerjiyle uyumumuz öncelikle kabul enerjisi ile başlar. Enerji insan varliklarina güc sağlayan seydir.&nbsp; Evrendeki hersey&nbsp; titresim ise ve her sey bir enerji alanina sahip ise; bizler de bütünün hayrına olacak haller sergilediğimizde enerjinin titreşimini yükselterek, bilincli olarak durumun enerjisini degiştirebiliyoruz. Önümüze çıkan her olay veya durum bizlere bütünden birer mesaj niteliğini taşır. Bu mesajın sesini duyabilmek için direnç, yargı ve sınırlayıcı algılarımızı ancak kabul eylemi ile bertaraf edebiliriz ve kabul eylemi bizim önümüzü açar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Direnmek bize yeni deneyimleri getirir. Kabul eylemi ise beraberinde sevgi ve şefkati getirir, özgürlüğü getirir.&nbsp; Olmakta olanları kabul etmek ile olaydan ya da durumlardan özgürleşiriz. Yargı ve yorumlardan arınırız. Enerjimiz yükselir. Bu nedenle Kabul eylemi bu yolda önümüzde bir eşik vazifesi görür. Temiz bir zihin ve kalple durumu gözlemlediğimizde, olmakta olanın ötesindeki hali kavramaya başlarız. Biz olaylara bakış açımızı genişlettikçe olmakta olanın özünü kavrarız. Olmakta olanın muhtesem yüzünü, nasıl çoklu işleyen bir sistem olduğunu hayranlıkla görürüz. Birbirimize olan ışıklı bağlarımızı görürüz. Öyle ki bütünün devinen enerjisi ona dokunan her şeyi temizler, aydınlatır ve ahenk içine sokar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bütüne bütünün gözünden bakmaya ve onu idrak etmeye çalışmalıyız. Farkındalık alanımızı yükseltmek için, hal ve davranışlarımız birlik ve bütünlük anlayışımızı destekleyecek tarzda olmalıdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KAPSAYICI OLMAK:&nbsp; Tüm insanları oldukları bilinç, tutum ve düşünceleriyle kabul edebilmek onları kapsamak demektir. " Bir başkası" diye bir kavramın kalmadığı nokta da tam anlamıyla bütünüzdür ve bütünü tüm hücrelerimiz ile hissederiz.&nbsp; Bütünün sevgisi, her şeyi ve herkesi kapsamaktır.&nbsp; Birbirimizi yargılamadan ve sınırlamadan olduğu hali ile kabul eder, kucaklarız. Sadece birbirimizi değil, var olan ve olmakta olan her şeyin en mükemmel olduğunu biliriz. Yani olmakta olana özgürce güvenebildiğimiz bir hal yaşanır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kapsayıcılığımız oranında bütünle bütünleşebiliyoruz. Bu hal tüm sıfatlardan arınılmış bir hal dir. Onun için kendimizi ve birbirimizi karakterize etmeden, sınırlamadan yani kişisel yüklemeler yapmadan kabul edebilmeliyiz birbirimizi çünkü bulunduğumuz halleri kabul ettiğimizde yeni idrak gelebiliyor ve kapsayıcılığımız oranında birleştirici olabiliyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Nezire Hanım'a ve Süper İnsanlık Realitesi Bütünlüğüne teşekkür ediyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-GÜVEN: Güvenmek, kendimizi tanıma ve gerçek kılma yolunda bir anahtar vazife görür ve farkındalık aşamalarımıza göre gelişir. Bütünsel oluşuma güveniriz çünkü gerçek sevgi ve saygı hali içindeyizdir. Olmakta olanın&nbsp; bütünün hayrına olacağını biliriz.&nbsp; Kendi bütünlüğümüze ve bütün sisteme güvenmek yani olmakta olana güvenmek, korkularımızın atılmasını sağlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Öncelikle kendimizi olduğumuz halimiz ile sevelim ve kabul edelim. Bu durum bizleri kısıtlayıcı, sınırlayıcı inançlardan, düşüncelerimizden, bağlayıcı anılarımızdan özgürleştirir. Varlığımıza duyduğumuz güven bizi dirilten bir güç taşır. İlişkilerimizde bizi acıtan, varlığımızı inciten durumlarda güven kaybına uğrayabiliyoruz..Oysa bütünlük bilinci bireyselliğin aşıldığı bir bilinç seviyesidir. Görünenler, yaşananlar bireysel değil, bütünseldir. Hiç bir şeyin sahibi değiliz ve bütünsel varlığımız tüm potansiyellerimiz ile&nbsp; özgün halimizi desteklemeye hazır. Yeterki bizler bilinçli ve farkındalıkta olalım güveni oluşturalım. İncindiğimiz her durumda kendimizde güven kaybı duyarak varlığımızı hırpalamayalım. Yaşananların bizlerde bir güven pekiştirmesi olabileceğini, bütünsel bakış açısında şeylerin bize göründüğü gibi olmadığının fakındalığına vararak bütünsel algı sistemi ile bakalım olaylara.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Tekrar özetlersek; Kabul eyleminde bulunmadığımızda, bütünden kopulur, enerji&nbsp; ağırlaşır ve bloke olur. Kabul eyleminde ise olmakta olanın bütünün hayrına olduğunun güvenini taşırız ve bütünsel ışıklı bağlarımız harekete geçer ve çoklu bağlı sistem devreye girer. Yükselen enerji devinir ve O zincire dokunan herkesi ve&nbsp; her şeyi çözer, berraklaştırır, sakinleştirir ve dönüştürür.<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

Dönüşmesi gerekene izin vermeliyiz. Değişim ve dönüşüme direnç gösterdiğimizde her şey bizim için karmaşıklaşıyor.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

- Birbirimize bütünlüğümüzü&nbsp; hatırlattıracak, yaşattıracak eylemlerde bulunmalıyız.. Sözlerimiz ve davranışlarımız aracığıyla, düşüncelerimiz yoluyla sevgiyi, güveni ortak dilimiz kabul edip birbirimize ne kadar değerli olduğumuzu anımsatmayız. Farklılıklarımız yerine özgünlüklerimize odaklanmalı, eksiklerimiz yerine birbirimizin bütün olan özlerine odaklanmalıyız.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

- Birbirimizin en zor kabullenebileceğimiz ve en zor sevebildiğimiz yönlerine teslim olalım.<br />

<br />

Böylece temiz düşüncelerimiz yolu ile birbirimizin önüne ve aynı zamanda da kendi önümüze güller serpelim.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ÖZ SÖZLER: Mualla Güven<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-BİZ olmuş kişiler kapsayıcı ve birleştirici olabiliyor. Çünkü her boyutta özün enerjisini bir bütün olarak taşırlar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-her daim iyiye güzele odaklanarak bir arada olma kültürünü geliştirmeliyiz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

- Her boyutta olanla barışık olmak, tüm boyutları idrak etmek demektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

- GÜVEN: Kendimize ve Tanrıya güvendiğimizde denge oluşur.

 

………………….

 

“BİRLİK” SEMPOZYUMU<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

SAAT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 10.30-12.30<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMALARI&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 1- Sevtap EYÜBOĞLU<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 2- Selma BULUT&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyeleri<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.OTURUM<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI:&nbsp;&nbsp; Bahar UMURTAK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

1.Peker SELÇUK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

"CANLI-CANSIZ/ETKİLEYEN-ETKİLENEN"<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

2.Av. Güney HAŞTEMOĞLU<br />

<br />

Zaman Dostları Grubu<br />

<br />

"BİRLİK OLMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİMİZ” <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

3.Şevki CAN<br />

<br />

Koşulsuz-sevgi Yahoo Grup Kurucusu<br />

<br />

“GÖNÜLLER BİR OLSUN”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

4.Erim ERGÜN<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi ve Yaşam Koçu<br />

<br />

"BİRLİK AİLELERİ, BİRLEŞİK IŞIK ALANLARI VE BEŞİR KOTLARIN AKTİVASYONU”<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 12.30-13.30 <br />

<br />

2.OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; : 13.30-15.00<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

11.OTURUM<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI : Bahar UMURTAK<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

5. Selen ÖZDEM<br />

<br />

“SIKINTILARLA BAŞ EDEBİLMEK”<br />

<br />

Brahma Kumaris Dünya Ruhsal Üniversitesi<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

6. Sedef KAYNARKAN<br />

<br />

“TAM ve BÜTÜN İNSAN OLMAK”<br />

<br />

Bilgelik Güneşi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

7. Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

"BİRLİK"<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İZLEYİCİLERİN PAYLAŞIMLARI&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.00-17.00<br />

<br />

SORULAR VE YANITLAR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :17.00-17.30<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu, Hasanpaşa-Kadıköy/İST.<br />

<br />

Tarih ve Saat: 02.07.2011 günü Saat: 10.30 – 17.30 <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Sempozyum ücretsiz ve herkese açıktır.

 

<p align="center" style="text-align:center" class="MsoNormal"><strong><em><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;

mso-fareast-language:TR">02.07.2011 BİRLİK SEMPOZYUMU </span></em></strong></p>

<p align="center" style="text-align:center" class="MsoNormal"><strong><em><u><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;

mso-fareast-language:TR">AV. NEZİRE SELÇUK’UN ÖZ AKIŞI</span></u></em></strong></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p class="MsoNormal"><strong><em><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;

mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:TR">&nbsp;</span></em></strong></p>

<p class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;

mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlarım, dünya büyük bir kottur ve bu kot, BİR’e  hizmetçidir. Her bir Altın Tohum, ki hepiniz birer Altın Tohum’sunuz,  Birleşik Aile’mizin görevlisidir. Doğa ilmin hakkını verdiği zaman  yürek, Kati Yoğunluklar’a kotlayıcı olabilir. Bugün bizler Birleşik Aile  olarak, bu salonda toplanmış olduğumuzu bilerek, Kati Yağmurlar’ın  yağmasını sağlayacak dürümde, kendimizi Kaynağa kattık.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">İmsak saatlerinde dünya çok güçlenir. Zirveler çok  yoğunlaşır ve yeryüzüne iner; yeryüzüne akar. O saatlerde, Birleşik  Ailem Dünyanın Tohumu’nu yaşatmak üzere burada bu mecliste olur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlarım, Birleşik Aile, bitki, hayvan ve tüm  sayfalarla Teknolojik Kotlama yapar. Ve hepimiz bu tahditsiz Kotların  Birleşik Kaynakları’yız. Doğru düşünüp doğru davranmamız  sorumluluğumuzdadır. Kara Kaplı Kitap olan sizzler; her bir kaynak,  bizim için çok değerlisiniz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Değer biçersiniz yüreğimize ve dersiniz ki “O kendini  ne zanneder?” Canlılar, biz hepimiz BİR’iz. Bunu anlayan, kendinden,  kendi yüreğinden anlar ve hasatını yapar. Yaptığını da diller ve dinler.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">“Şer yaratan şer yaşar.” diyorlar. Affedin ama şer,  affın yoğunluğunda olur mu? Kulluk bizim için zordur çünkü, Sultan olmak  daha kolay gelir. Bilir misiniz ki Dünyanın Ruhsal Meclisi büyük  kötülükleri önlemek üzere Teknolojik Kotlama yapmaya çalıştığında,  herkes “Kendimden ötesini bilmem.” dedi. Dara düştü. Bizler hepimiz <strong>BİRLEŞİK</strong> <strong>KOT</strong>’uz. Kimse ötekinden üstün değildir. Ve kimse ötekinden aşağı değildir. Bunu herkesin net olarak bilmesini bekleriz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sanal Yaratı’da insan soyu, kendi yüreğini, kendi  yoğunluğundan güçlü sayar. Tanrı der ki “İnsan altın bir yaratıcıdır.”  Yarattığı kendi, yaratan kendi… Aklın yolu tek ve hepimiz o yaratanda  kendi yüreklerimizi yaratmaktayız.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Tartmayın yüreğimi. Ben, Rahmanın Kuranı’yım. Hepimiz  öyle miyiz? Mahrek’in, Rahmetin Kuranı’nda kim, ne olduysa odur. Cennet  Cevheri, Allah’ın Teknolojik Kotlaması’nı yaptığı zaman, Kara Kaplı  Kitap olur, Toprağın Tohumu olur, Yarının Kuranı olunur ve bizimle  olunur. İşte budur olan.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Nefes, Allah’ın Sesi’dir. Bilgi, aklın yoludur. Kaynak,  ışığın yoludur. Ve biz Ana Kapıyız. Bunu bilen yarını bilir. Tembih  ettiler dediler ki “OL! Okul kur, Yaşa! Ve kendinde, kendi yüreğinde  kayıt yap.” Sakın ha! kendi yüreğimde yaptığımı sanmayın, her bir Yüce  bende ben olur, kendinde olur, teni olur, Tanrı olur yaşar. Ve yarattığı  kendi, yaşattığı kendi, oklu, kotlu olsa da yüreği yine kendi olur. Biz  O, O biz değildir. O bizde biz, biz Onda, O oluruz. Bu kesindir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Dağlarım, düne güne, bugün çok daha üstün bir çalışmaya adım atıyoruz. <strong>Bu çalışma, YAŞAMLARIN KURANI’NIN KOTLANMASI içindir.</strong>  Nefsin aşılmasından itibaren bu çalışma başlatılacaktı. Aklın yolu tek  ve hepimiz aklın yolundayız. Yazı yazmak insanlık için gereklidir amma  yazı yazdıktan sonra yazılanı anlatmak ta önemlidir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">“Çakıl Taşları doğdular, oldular, Allah için  çalıştılar.” denir ya, aklın yolu tek ya, her biri aklın yolunda iken  Kahir olup, Hakim olup, birleşir ve BİRLİK AİLESİ’ne dahil olur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sevgililer, Mekke, Allah’ın dediğini dedi. Hasatını  yaptı. Mekke’de insan ruhsal bir yaratandı ve Mekke, Allah’ın Toprağı’nı  kotladı. Ve bizim ilmimizi kendi yüreğinde dilleyen Muhammet Mustafa,  ışığını kontrol altına aldı ve tohumlarını kontrol ederek, Teknolojik  Kotlama yaptı. Bunu bilen var mı?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Nefes aklın yoludur. Hepimiz, yetkin olarak bu  çalışmayı başlattığımızdan beri, doğru düşünüp, doğru davranmak üzere  çok çalıştık. Yerin göğün ilmini bildik. “OL!” dedik OLDU! Sultanlar,  biz Allah’ın Toprakları’yız, tohumlarıyız, yaşamlarıyız. Yerin göğün  hakkını vermek bizim için geçişi yaptırmak demektir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sindirilen bilgi, Yeni Dünyanın İlmi’dir. Hasat  yapılmıştır. Birlik Tekniği ile yapılmıştır. Ve bu gün hasatı yapanlar,  topraklarını kendi tohumlarıyla kayıtlamaya çabalarlar. Denir ki “Yarın  yoktur.” okuyun, bilin ki yarın; bir Altın Tanrı’nın Tohumları’yla  yaşatılacak. Ve Altın Tanrı, Teknolojik Kot’tur. Ve Teknolojik Kot,  Büyük Kütle’nin Toprağı’nda yaşayacaktır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Beste yaptığımı sanmayın, besteci değilim. Diriyim ve  hasatımı yaptım. Kulluk yapıyorum burada. Dünya diri olsun, yol, ilmin  hasatını yapsın, ışık yansın diye… SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ  olarak yaptığımız her çalışma, yaşamların kontrolü için yapılmaktadır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Nerede artık kulluk bitmişse, orada Birliğimiz  kotlayıcı olur. Nerede yürek kırılmışsa orada yüceliğimizde kendi  yüreklerimiz kotlayıcı olur. Bindiğin dal aklın dalıysa eğer yarınlar,  Muhammanın Kuranı’ndan da üstün olur. Dönmekte olan dünya, yaşamların  kotlanmasını sağlayacak birlikle döner.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Değerliler, BİRLİK AİLEM, İNSANLIK İLMİ’ni herkese  anlattıkça, Bütün Kütle bu ilmi dilleyecek dürümde kendini hak edecek ve  BİRLİK AİLEM, Kuran okuyup, toprağı yaşatacak dürüme varacaktı. Ve  bugün gelinen nokta, aklın yolunda olunan noktadır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Dünya yaşıyor… Hepimiz yaşatıyoruz dünyayı. Ama  dünyanın yoğunluğu artmalıydı. Hani Şevki Bey demişti ya “Manyetik  kaynaklar, manyetik yaşamlar, koyuluklar….” Onu, biz yapmaktayız  Canlılar… Her bir sayfada bu manyetik kayıtları kotlamaktayız. Hepimiz  birleşip yapmaktayız bunu. Kitle bilincimizle, yoğunluğumuzla,  yüceliğimizle, yüksek ışığımızla…. Ve hepimiz Doğanın Kutsal Işığı’nı  yakmak üzere buradayız.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sanırlar ki evrim için gelindi dünyaya… Aklın yolu tek  Canlar. Sizler, büyük kötülükleri önleyecek dürümde buradaydınız, her  anda… Hani evrim nerede? Hep BİRLİK İLMİ’ndeydiniz. Öyle çok çalıştık  ki… Yazıları okumak zordu, okutmak zordu. Bütünlemek zordu ve bugün  dünya kendini yeniliyor.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">“Yarın dünyada ne olacak? diye sorulur. Bakarlar, fal  açarlar; yarın Dünya ne olacak diye… Dorukların Tohumları dünyaya  ekilmeye başlandı. Yeni nesil, çok daha güçlü biçimde dünyaya ekiliyor.  Bu kesinlikle olması gerekendir ve oluyor. Yeni bebeler doğuyor ve bu  bebeler, Bütünün Kürsüleri’nden geliyorlar. Bunu bilmenizi çok isterim.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Bilgi Kapları’mızı alıp dünyaya geldiğimiz zaman  sayfalarına bakın ve bugüne bakın. Her şey öylesine farklı ki…  Nesilleriniz, kendi yüreklerinizde değil, BİR’de yaşayacaklar. Bunu  anlamak zor mudur? Tüm insan sayfalarını okuyoruz burada. Kaftanlarını  giyenleri dilliyoruz. BİR’e hizmetçileri hasatta Hakk’ın yoğunluğunda  kotluyoruz. Ve görüyoruz ki hepsi iş yapıyor. Hepimiz, Ana Kaynak’ta  işçiyiz. &nbsp;Canlılar, bunu anlayan var mı?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Bugün dünya tohumları yaşıyorsa iş için yaşıyor. BİRLİK  AİLEM dünyadaysa, iş için dünyadadır. YA HA! Biz dünyaya evrime  gelmedik, ekmek için geldik ve ekmek aklın yoğunluğunda yapıldı,  yaşatıldı yüreklerde ve o ekmek herkese sunuldu.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Tanrı dedi ki “Ana Kaynak ilmi sayfalıyor.” Yazıları  okuyoruz Canlar, herkesi okuyoruz, dinliyoruz. Kimse kimsenin ilmini  anlayacak dürümde değil zannediyoruz. Bakınız ne diyorlar “Korkun!  Herkes korksun! çünkü yarınlar Kuran’da yazdığı gibi çok çok  felaketlerle doludur.” Ah be Canlarım, felek gelmiş de ses verir der ki  “Yaşa!” sizse diyorsunuz ki “Yarınlar biz için kötülükle doludur.”</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Otu kendi olmayanların, yarını kendinin olur mu? Bilmiş  olun ki doğan gün yenidir. Ve bizler ve bizle dillenen her bir sayfa,  Allah’ın sessizliğinde dilleniyor. Size bir de şunu ifade etmek isterim.  Yanılgı şudur; “ben Atlanta Kotlaması yapıyorum ve ben ışığım. Ben  Yüceyim ve benden öte bir ben yok!” Derler. Affedin ama her bir sayfa  aklın yoludur ve Atlanta Kotu’dur. Bunu bilen var mıdır?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Dönüp duruyor dünya, hala dönüyor ve dönüyor… ve yine  dönecek. Ama dönen dünya, aklın yoğunluğuyla dönüyor. Sokak aralarına  girin, dinleyin, herkes “BEN” diyor. “Ama ben onurluyum ki bedenliyim ve  Hakk’ın yolunda ışıyanım.” diyen var mı? Kasaları dolmuş, kaynağı  dolmuş, ışığı dolmuş ve yolu açmışız… Öyle mi? ya ışıksız kalanlar!?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlılar, dönmüş durmuşsak, ışık içindir. Yılların  ışığını yakmışsak, yol içindir. Kaynağa varmışsak, Rahman’a Kuran olmak  içindir. Ekmek olmuşsak, eskiden olduğundan çok daha üstün bir ilmin  sayfalarını dillemek içindir. “Doğan gün yenidir.” diyorum. Ve bugün,  aklın yüceliği ile doğmuştur. Savaşın sonsuz yoğunluğu olur. Bizler  savaşçıyız ama bizler barışın savaşındayız. Bunu bilen var mıdır?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Kara Kaplı Kitap Sultanlık okunur, okunur ama  anlaşılmaz. Biliyoruz anlayan Allah için anlayacak ama anlatan asla  yaşamında, kendinde kotlayıp anlatamayacak çünkü, kulluk için yazılan  kitap, Kuran olup okutulan kitaplardan farksızdır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Allah dedi ki “Onurluyuz ki ışık yandı! Bugün burada bu  cemaat, bu Cevheri Cemaat, Yedek Sayfalama yaptı.” “Bu ne demek?” diye  sorarsanız, ifade edeyim. Yedek sayfalama şudur; baştan beri Dünyanın  Ruhsal Meclisi, yol için çalışmalar yapmakta iken, tohum ekenlerin bir  kısmı, kendi tohumlarını kontrol edemediklerinden kaftan çıkardılar.  Okuldan kaçtılar. Bilir misiniz? Okuldan kaçanların, yetkin olup  yenilenmeleri şarttı. Dara düşmelerini asla istemedik. İnsan, Uluların  Diyarı’ndan geldiği zaman, okulda herkesten üstün sayar kendini ve biz  diyoruz ki “İyi ki OL! dedik, OLDU!”</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlarım, Değerliler, bu çalışma sürmelidir ve  sürdürülecektir de. Vakti geldiği zaman biz yeni bir sayfa okutabiliriz.  Ama bu çalışmada, insan sayfalarının en güçlü ışıklarının yandığı bir  sayfayı okuttuk.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Doğu, batı kültürleri arasında önemli fark vardır.  BRAHMA KUMARİS, doğu kültürünü temsil eden bir yaşayış kaydıdır. Ve  İNSANLIK GÜNEŞİ, batı kültürünü temsil eden bir yaşayış kaydıdır.  Baktınız gördünüz ki “BİRLİK” haline gelindi. Doğu ve Batı… gördünüz,  her biri aynı şeyi zikretti. Yanlış var mı? yok! Ve bizler tohumlarımızı  yenilerken doğudan ve batıdan ışıklar çekip Bütün’e hizmetçi kotlarla  bu çalışmayı sürdürmekteyiz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Kelam, aklın yolunda, kendi yüceliğimizde ve  yoğunluğumuzda iken kin ve nefret kalmaz Canlılar. Şimdiye kadar  yaptığımız her çalışmada ışığımız güçlüydü. Bugün de ışığımız yine  güçlüdür. Tohumları yaşatmak zordu, bugün de zordur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">NAHAR</span></strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;

mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:TR">, Dünyanın Ruhsal Işıması’nı yapar. <strong>KA-HA</strong>, Dünyanın Rahmi’dir, Kati’dir. Yaşamı kotlar. Ve <strong>HA</strong>, Toprağın Işığı’nı yakar. Ve <strong>KA</strong>,  Mahrekin Kuranı’nda yazdığından çok daha üstün bir çalışma yapar. O,  Kuran-ı Kerim’i kotlayabilenin ışığında, Kati Yağmurlar halinde dünyaya  indirilmiştir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Bu çalışmaların sebebi şu ki Tanrının Ruhsal Işığı  doğsun, yarınları kotlasın, yetkin olsun ve kendi yüreğinizde kendi  koyuluğunuzda ışığını yaksın. Her bir sayfanın Kelam İlmi’yle dillenmesi  beklentimizdir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Biçki dikiş kolay değildir. Ama biçtiğinizi diktiğiniz  zamanki mutluluğunuz, elbette ki tarifsizdir. Öyleyse, biçin, dikin.  Kotlayın, Kati Yoğunluklar’da yağın. Sizden isteğimiz budur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Değerliler, bugün <strong>BİRLER KAPISI</strong>’ndan geçiş yapıyoruz…</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Netice şu; <strong>BİRLER KAPISI, KA-HA</strong> olanların  geçtikleri bir kapıdır. Bugün yol, Allah’ın Koyuluğu’na girdi. Buradan  geçmek, yaşamların tohumlanması için gerekliydi. <strong>KA-HA</strong>, Tanrı’nın Kotu’dur. Ve bizler, <strong>BİRLER KAPISI</strong>’ndan geçiyoruz şu anda.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Yazıların okunmasından çok daha üstün bir çalışma  yaptık. Kati Yoğunluklar’ın tohumlarını kotladık ve yaşamları yanlışsız  olarak kayıtladık. Yeniden dünyaya inebilmek ve yeniden tohumları  kotlayabilmek ve yeniden yaşamları kayıtlayabilmek zordur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sevgililer, RAB Sayfası, Rahman’ın Kuranı’ndan aldığı  bilgiyi sizlere diller. Rahman’ın Kuranı ise Bütün’ün Kutsal Işığı’yla  kotlayıcı olur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sevgililer, ekip haline gelmek sorumluluktur. İkmal  tamamlamak değil bu çalışmalarda istenilen. İkmali olanlar burada  bulunmazlar zaten. Bu kesindir. Ve bugün buraya girenlerin, Doğanın  Kuranı’nda kendi yoğunluklarını kotlamaları beklendi ki bu da  gerçekleşti.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Ekmek Allah’ın Tohumu’dur Canlarım. Ve bizler burada bu ekmeği yoğurduk, pişirdik ve afiyetle yiyiyoruz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Hepinize saygılar sunuyorum.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Av. Nezire SELÇUK</span></strong></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Süper İnsanlık Realitesi Derneği</span></strong></p>

 

"BİRLİK AİLELERİ, BİRLEŞİK IŞIK ALANLARI VE BEŞER KOTLARIN AKTİVASYONU” 02.07.2011 BİRLİK SEMPOZYUMU ÖZ AKIŞ<br />

<br />

Kadim bilgiler der ki sonsuz sınırsız mutlak olan kaynak bedenin tohumunda mevcuttur. Tohumda mevcut olan bilgi yoğunluğu kotlayıcı bir güçtür. Bu güç her İnsanın özündedir. Öz yeni dönemde açılmakta ve bilgi kati... olarak kaynağa katılmaktadır. Kadir olan yürekler birleşmekte ve büyük kütlede ışımakta.<br />

<br />

Cevher yaratılışın öz toprağıdır. O toprakta ekilen her bilgi senin yüreğinde ışımaya başladıkça kontrol kurar, birleşir, bütünleşir ve yüreklere maya olmaya başlarsın. Maya tuttu mu ? Şüphesiz ki dünya ana can kodunun mayası tutmuştur. Kritik kütle aşılmış ve dünya ananın geçişi tamamlanmıştır.<br />

<br />

Kapı kapı dolaşıp, arayışta olan canlar, cevheri düzende dünya ananın bedeninde var olmaya çalışmaktalar. Her can sonsuz ve sınırsız kaynağın bir tohumudur. Sır olan bilgiler açığa çıkmakta ve bedenler kontrol altına alınmakta. Beden senin bilgi koyuluğundur. O koyuluk kontrol ve ışık ilmini yücelterek kontrol edildiğinde bedenine sahip çıkmaya başlarsın. Her bilgi senin bilinç kotlarını açman için gizlenmiştir. Gizlenen kendini kendinden yaratman için şifrelenmiştir. Şifreler sesle açılır. Bu sebeple sesleşmek çok önemlidir. Sesleşirken kontrol kurmak ve ışığın gücüyle bilgiyi yaratıma kayıtlamak esastır.<br />

<br />

Dünya ana birleşimleri sağlamaktadır. İnsan buda görevli bir kottur. Görevi dünya dışından gelen yoğunlukların geçişini yapmak, birleşmek ve bu yoğunlukları kontrollü bir şekilde toprağa katmaktır. Toprağın gücü arzın gücüdür. Arzın gücü kati olarak kotlayıcıdır. Yani düzene katıcı ve evrensel nizamı sağlayıp bilgileri yaratıma katıcıdır. Arzın gücü insana hizmet eder. Ancak insan hak edişle toprakla bileşerek bu gücü hakkın huzurunda kullanabilir.<br />

<br />

Dostlar topraklanmaktan bahsederler. Topraklanmak geçişlerin ve değişimin hızlandığı bu dönemde daha da önem kazanmıştır. Dünya merkez üssüdür ve dünya dışı yoğun elektromanyetik enerjiler dünyayla birleşmek için geldiklerinde insan öz görevini yerine getirmelidir. Öz görev bu yoğunlukların titreşimini ayırt etmek, gerekirse sesleştirmek ve bu şekilde kontrol kurup bedeninden geçişi sağlamaktır. Beden, sadece fiziksel bedeniniz değildir. Beden birleştiğiniz alanda yarattığınız manyetik alan ve bilgi yoğunluğunuzdur. Bu yoğunluk üzerinde kontrolünüz ne kadar güçlüyse geçişler bedeninizden o kadar kolay olmakta ve dünya toprağı kontrollü bir şekilde bu yoğunlukları kendine katmaktadır. Geçişlerin ağır yük olmaması için kontrol ve öz güç devrelerini harekete geçirmek önemlidir. Dünya toprağının huzuru ve büyük kötülüklerin önlenmesi için bu çok hayatidir.<br />

<br />

İşte size birlik ilmi ! Birlik ilmi teknolojik olarak bu birleşimi gerçekleştirecek ışığın teknolojisine ve bedeninizdeki güç devrelerinizin açılmasına hizmet eden bir ilimdir. Birleşik alanları yaratmaya başladığınız andan itibaren her seferinden daha güçlü alanlara yolculuk başlar. + ve - yoğunluklar birleşir ve nötr alana geçersiniz. Nötr alanda yaratımın ışığı çok güçlüdür. Koru dağların zirvelerine çıkarsınız, nefes alır verirsiniz ve her nefeste bulunduğunuz alanın bilgisini bedeninizde dönüştürürsünüz ve yaşamlara katarsınız.<br />

<br />

Farklı yaşam sayfaları vardır. Her yaşam sayfasında kaydınız vardır ancak önemli olan bu sayfaları hak etmek ve oradaki bilgileri çekip çıkarmak, yaratıma katmaktır. Bu yaşam sayfalarını kontrol edip tek bir yaşama katmak rahman olan yaşamı hak etmektir. Ses, söz ve öz birleşir muktedir insan dünyada barış , sevgi ve insanlığı yaratır..<br />

Birlik aileleri birbirlerini tanırlar ve bütüne hizmet ederler.. Onlar birleşimlerde huzurlu bir şekilde ışığın kaydını yapmak isterler. Işığın kaydını yapmak her ailenin bütünlüğünde kayıtlı olan bilgiyi hak edip yaratıma katması ile mümkündür. Her yaratıma kattığı bilgide birleşimler daha kolay bir şekilde gerçekleşir. Sessiz kalmak sorumluluktur Canlar ! Sessiz kaldığında birleşimler kısırlaşır ve bilginin duygusu yaratıma katılamaz. Yarınları yaratmak sessizliği sesleştirmektir. İnsan bu sebeple dünyadadır.<br />

Mayanın tutması insanın bütüne hizmet etmesi için gereklidir. Maya nasıl tutar derseniz; öncelikle bilinç kotlarınızı açmaya , idrakinizi genişletmeye niyet etmelidir insan. Bu disiplinli bir içe dönüştür. İnsan ilmi Yaratıcının insana ilmek ilmek işlediği bir ilimdir. Orada kitap vardır. Koyu kütlede ışıyan yoğunluk vardır. O bilgileri açmaya başladığında artık yürek taşmaya ve maya tutmaya başlar. Kontrollü olarak sesleşir ve bilir ki ses tanrısal bir örümdür. Her anda yaratım mevcuttur. Sis perdelerini muktediriyetle geçer. Her defasında daha da güçlü bir şekilde ışıkla sesleşir. Zaman sayfalarına girerek zamanı yeniden yaratır. Hak ederek zamanı yaratır. Lineer zamanın ötesine geçer ve kendini her sayfada ışıtır.<br />

Gönül birliği dünya topraklarını güçlendirmekte. Dünya Allah ın sisteminde ışımakta. Yıldızların ışığını çeken insan şehadet getirmekte. Şehadet ettiği Allah ın ona hediyesi olan tanrısallıktır. Kötü ve iyi. Kötü toplumların düzeninde kotlaycıdır. Acak kötüyü kontrol etmek cevherde yaratımı sağlamaktadır. Dostlar der ki kötü olmasın. Kötü rahim boyuttaki bilgilerin kontrolü ve hazmedilmesi sürecinde açığa çıkan bir sestir. Bu sesin farkında olmak, nefes katlarında kötüyü hak etmek ve iyiye katmak önemlidir. Rahmanın ışığı dünyaya inmekte. Kaplarını açıp alanlara ne mutlu. DNA sayfaları açılmakta. Gürz bütünlüğünün sağlanmasında görevli kadroların birleşmesi önemlidir. Her bütünlük şüphesiz ki kendi görevini yapar. Ancak görev rahmanda Allah ın huzurunda kati olarak ışıdığında ses yaşam sayfalarına katılır. Ses yaşam sayfalarına katıldığında dünyada yarınlar yaratılır. Yaratılan barış , sevgi , huzur ve insanlıktır.<br />

Altın ışık büyük kütlede ışıdığında ruhun birliği sesleşir. Altona ses sistemleri güçlendirilmekte ve yayınlar güçlenmekte. Kulağı olan canlar dinlemekte. Ses, söz ve öz birleşmekte kaynağın yoğunluğunu dillemekte. Mezarlardan çıkan her can dirilmekte ve bedenin hazinelerini sermekte. Topraklar güçlendi, merkezler kesin olarak birbiriyle bağlandı. Amon olan yüceler geçiş sayfalarında insanın bilgisii hak etmekte. Sistem, nizam ve görev salim olan canların otağıdır. O otağ Muhammedin ışığıdır. Yunus un yüreğidir ve Mevlananın sesidir.<br />

<br />

Türkiye toplumları tek bir sayfada birleşirken İstanbul görev şerefesini yükseltmiştir. Kabir azabı ekmek sorumluluktur canlar ! Ailen ve nesillerini bedeninde hak etmek e koyu bir kütlede ışıtmak öz görevdir. Senden öte senlerle bileşmek haktır. Kati olarak sesleşen birleşik aile der ki OL ! Bilmek nesillerine taşıdığın bir görevse OL mak ve OL durmak yaratımın ışığını Allah a kayıtlamaktır. Sende olanı senden muktedir olarak yaratmaktır. Her şey huzurlu, neşe, mutluluk ve öz görev. Sizi size verdik canlar ! Kontrollü bir aktivasyondur yapılan. Birlik ilmi ni dille, yürekte birleş ve mahrek OL. Ses , nefes ve merkezden bir sesleniştir olan biten. Merkez sizin yüreğinizdir. Merkez dünyadır ve dünya kaynakta sevgi ve huzurla var olandır..İşte bu..<br />

<br />

<br />

Sevgi, saygı ve mulktediriyetle.....

 

<p align="center" style="text-align:center" class="MsoNormal"><strong><em><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;

mso-fareast-language:TR">02.07.2011 BİRLİK SEMPOZYUMU </span></em></strong></p>

<p align="center" style="text-align:center" class="MsoNormal"><strong><em><u><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;

mso-fareast-language:TR">AV. NEZİRE SELÇUK’UN ÖZ AKIŞI</span></u></em></strong></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlarım, dünya büyük bir kottur ve bu kot, BİR’e  hizmetçidir. Her bir Altın Tohum, ki hepiniz birer Altın Tohum’sunuz,  Birleşik Aile’mizin görevlisidir. Doğa ilmin hakkını verdiği zaman  yürek, Kati Yoğunluklar’a kotlayıcı olabilir. Bugün bizler Birleşik Aile  olarak, bu salonda toplanmış olduğumuzu bilerek, Kati Yağmurlar’ın  yağmasını sağlayacak dürümde, kendimizi Kaynağa kattık.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">İmsak saatlerinde dünya çok güçlenir. Zirveler çok  yoğunlaşır ve yeryüzüne iner; yeryüzüne akar. O saatlerde, Birleşik  Ailem Dünyanın Tohumu’nu yaşatmak üzere burada bu mecliste olur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlarım, Birleşik Aile, bitki, hayvan ve tüm  sayfalarla Teknolojik Kotlama yapar. Ve hepimiz bu tahditsiz Kotların  Birleşik Kaynakları’yız. Doğru düşünüp doğru davranmamız  sorumluluğumuzdadır. Kara Kaplı Kitap olan sizzler; her bir kaynak,  bizim için çok değerlisiniz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Değer biçersiniz yüreğimize ve dersiniz ki “O kendini  ne zanneder?” Canlılar, biz hepimiz BİR’iz. Bunu anlayan, kendinden,  kendi yüreğinden anlar ve hasatını yapar. Yaptığını da diller ve dinler.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">“Şer yaratan şer yaşar.” diyorlar. Affedin ama şer,  affın yoğunluğunda olur mu? Kulluk bizim için zordur çünkü, Sultan olmak  daha kolay gelir. Bilir misiniz ki Dünyanın Ruhsal Meclisi büyük  kötülükleri önlemek üzere Teknolojik Kotlama yapmaya çalıştığında,  herkes “Kendimden ötesini bilmem.” dedi. Dara düştü. Bizler hepimiz <strong>BİRLEŞİK</strong> <strong>KOT</strong>’uz. Kimse ötekinden üstün değildir. Ve kimse ötekinden aşağı değildir. Bunu herkesin net olarak bilmesini bekleriz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sanal Yaratı’da insan soyu, kendi yüreğini, kendi  yoğunluğundan güçlü sayar. Tanrı der ki “İnsan altın bir yaratıcıdır.”  Yarattığı kendi, yaratan kendi… Aklın yolu tek ve hepimiz o yaratanda  kendi yüreklerimizi yaratmaktayız.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Tartmayın yüreğimi. Ben, Rahmanın Kuranı’yım. Hepimiz  öyle miyiz? Mahrek’in, Rahmetin Kuranı’nda kim, ne olduysa odur. Cennet  Cevheri, Allah’ın Teknolojik Kotlaması’nı yaptığı zaman, Kara Kaplı  Kitap olur, Toprağın Tohumu olur, Yarının Kuranı olunur ve bizimle  olunur. İşte budur olan.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Nefes, Allah’ın Sesi’dir. Bilgi, aklın yoludur. Kaynak,  ışığın yoludur. Ve biz Ana Kapıyız. Bunu bilen yarını bilir. Tembih  ettiler dediler ki “OL! Okul kur, Yaşa! Ve kendinde, kendi yüreğinde  kayıt yap.” Sakın ha! kendi yüreğimde yaptığımı sanmayın, her bir Yüce  bende ben olur, kendinde olur, teni olur, Tanrı olur yaşar. Ve yarattığı  kendi, yaşattığı kendi, oklu, kotlu olsa da yüreği yine kendi olur. Biz  O, O biz değildir. O bizde biz, biz Onda, O oluruz. Bu kesindir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Dağlarım, düne güne, bugün çok daha üstün bir çalışmaya adım atıyoruz. <strong>Bu çalışma, YAŞAMLARIN KURANI’NIN KOTLANMASI içindir.</strong>  Nefsin aşılmasından itibaren bu çalışma başlatılacaktı. Aklın yolu tek  ve hepimiz aklın yolundayız. Yazı yazmak insanlık için gereklidir amma  yazı yazdıktan sonra yazılanı anlatmak ta önemlidir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">“Çakıl Taşları doğdular, oldular, Allah için  çalıştılar.” denir ya, aklın yolu tek ya, her biri aklın yolunda iken  Kahir olup, Hakim olup, birleşir ve BİRLİK AİLESİ’ne dahil olur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sevgililer, Mekke, Allah’ın dediğini dedi. Hasatını  yaptı. Mekke’de insan ruhsal bir yaratandı ve Mekke, Allah’ın Toprağı’nı  kotladı. Ve bizim ilmimizi kendi yüreğinde dilleyen Muhammet Mustafa,  ışığını kontrol altına aldı ve tohumlarını kontrol ederek, Teknolojik  Kotlama yaptı. Bunu bilen var mı?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Nefes aklın yoludur. Hepimiz, yetkin olarak bu  çalışmayı başlattığımızdan beri, doğru düşünüp, doğru davranmak üzere  çok çalıştık. Yerin göğün ilmini bildik. “OL!” dedik OLDU! Sultanlar,  biz Allah’ın Toprakları’yız, tohumlarıyız, yaşamlarıyız. Yerin göğün  hakkını vermek bizim için geçişi yaptırmak demektir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sindirilen bilgi, Yeni Dünyanın İlmi’dir. Hasat  yapılmıştır. Birlik Tekniği ile yapılmıştır. Ve bu gün hasatı yapanlar,  topraklarını kendi tohumlarıyla kayıtlamaya çabalarlar. Denir ki “Yarın  yoktur.” okuyun, bilin ki yarın; bir Altın Tanrı’nın Tohumları’yla  yaşatılacak. Ve Altın Tanrı, Teknolojik Kot’tur. Ve Teknolojik Kot,  Büyük Kütle’nin Toprağı’nda yaşayacaktır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Beste yaptığımı sanmayın, besteci değilim. Diriyim ve  hasatımı yaptım. Kulluk yapıyorum burada. Dünya diri olsun, yol, ilmin  hasatını yapsın, ışık yansın diye… SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ  olarak yaptığımız her çalışma, yaşamların kontrolü için yapılmaktadır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Nerede artık kulluk bitmişse, orada Birliğimiz  kotlayıcı olur. Nerede yürek kırılmışsa orada yüceliğimizde kendi  yüreklerimiz kotlayıcı olur. Bindiğin dal aklın dalıysa eğer yarınlar,  Muhammanın Kuranı’ndan da üstün olur. Dönmekte olan dünya, yaşamların  kotlanmasını sağlayacak birlikle döner.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Değerliler, BİRLİK AİLEM, İNSANLIK İLMİ’ni herkese  anlattıkça, Bütün Kütle bu ilmi dilleyecek dürümde kendini hak edecek ve  BİRLİK AİLEM, Kuran okuyup, toprağı yaşatacak dürüme varacaktı. Ve  bugün gelinen nokta, aklın yolunda olunan noktadır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Dünya yaşıyor… Hepimiz yaşatıyoruz dünyayı. Ama  dünyanın yoğunluğu artmalıydı. Hani Şevki Bey demişti ya “Manyetik  kaynaklar, manyetik yaşamlar, koyuluklar….” Onu, biz yapmaktayız  Canlılar… Her bir sayfada bu manyetik kayıtları kotlamaktayız. Hepimiz  birleşip yapmaktayız bunu. Kitle bilincimizle, yoğunluğumuzla,  yüceliğimizle, yüksek ışığımızla…. Ve hepimiz Doğanın Kutsal Işığı’nı  yakmak üzere buradayız.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sanırlar ki evrim için gelindi dünyaya… Aklın yolu tek  Canlar. Sizler, büyük kötülükleri önleyecek dürümde buradaydınız, her  anda… Hani evrim nerede? Hep BİRLİK İLMİ’ndeydiniz. Öyle çok çalıştık  ki… Yazıları okumak zordu, okutmak zordu. Bütünlemek zordu ve bugün  dünya kendini yeniliyor.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">“Yarın dünyada ne olacak? diye sorulur. Bakarlar, fal  açarlar; yarın Dünya ne olacak diye… Dorukların Tohumları dünyaya  ekilmeye başlandı. Yeni nesil, çok daha güçlü biçimde dünyaya ekiliyor.  Bu kesinlikle olması gerekendir ve oluyor. Yeni bebeler doğuyor ve bu  bebeler, Bütünün Kürsüleri’nden geliyorlar. Bunu bilmenizi çok isterim.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Bilgi Kapları’mızı alıp dünyaya geldiğimiz zaman  sayfalarına bakın ve bugüne bakın. Her şey öylesine farklı ki…  Nesilleriniz, kendi yüreklerinizde değil, BİR’de yaşayacaklar. Bunu  anlamak zor mudur? Tüm insan sayfalarını okuyoruz burada. Kaftanlarını  giyenleri dilliyoruz. BİR’e hizmetçileri hasatta Hakk’ın yoğunluğunda  kotluyoruz. Ve görüyoruz ki hepsi iş yapıyor. Hepimiz, Ana Kaynak’ta  işçiyiz. &nbsp;Canlılar, bunu anlayan var mı?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Bugün dünya tohumları yaşıyorsa iş için yaşıyor. BİRLİK  AİLEM dünyadaysa, iş için dünyadadır. YA HA! Biz dünyaya evrime  gelmedik, ekmek için geldik ve ekmek aklın yoğunluğunda yapıldı,  yaşatıldı yüreklerde ve o ekmek herkese sunuldu.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Tanrı dedi ki “Ana Kaynak ilmi sayfalıyor.” Yazıları  okuyoruz Canlar, herkesi okuyoruz, dinliyoruz. Kimse kimsenin ilmini  anlayacak dürümde değil zannediyoruz. Bakınız ne diyorlar “Korkun!  Herkes korksun! çünkü yarınlar Kuran’da yazdığı gibi çok çok  felaketlerle doludur.” Ah be Canlarım, felek gelmiş de ses verir der ki  “Yaşa!” sizse diyorsunuz ki “Yarınlar biz için kötülükle doludur.”</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Otu kendi olmayanların, yarını kendinin olur mu? Bilmiş  olun ki doğan gün yenidir. Ve bizler ve bizle dillenen her bir sayfa,  Allah’ın sessizliğinde dilleniyor. Size bir de şunu ifade etmek isterim.  Yanılgı şudur; “ben Atlanta Kotlaması yapıyorum ve ben ışığım. Ben  Yüceyim ve benden öte bir ben yok!” Derler. Affedin ama her bir sayfa  aklın yoludur ve Atlanta Kotu’dur. Bunu bilen var mıdır?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Dönüp duruyor dünya, hala dönüyor ve dönüyor… ve yine  dönecek. Ama dönen dünya, aklın yoğunluğuyla dönüyor. Sokak aralarına  girin, dinleyin, herkes “BEN” diyor. “Ama ben onurluyum ki bedenliyim ve  Hakk’ın yolunda ışıyanım.” diyen var mı? Kasaları dolmuş, kaynağı  dolmuş, ışığı dolmuş ve yolu açmışız… Öyle mi? ya ışıksız kalanlar!?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlılar, dönmüş durmuşsak, ışık içindir. Yılların  ışığını yakmışsak, yol içindir. Kaynağa varmışsak, Rahman’a Kuran olmak  içindir. Ekmek olmuşsak, eskiden olduğundan çok daha üstün bir ilmin  sayfalarını dillemek içindir. “Doğan gün yenidir.” diyorum. Ve bugün,  aklın yüceliği ile doğmuştur. Savaşın sonsuz yoğunluğu olur. Bizler  savaşçıyız ama bizler barışın savaşındayız. Bunu bilen var mıdır?</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Kara Kaplı Kitap Sultanlık okunur, okunur ama  anlaşılmaz. Biliyoruz anlayan Allah için anlayacak ama anlatan asla  yaşamında, kendinde kotlayıp anlatamayacak çünkü, kulluk için yazılan  kitap, Kuran olup okutulan kitaplardan farksızdır.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Allah dedi ki “Onurluyuz ki ışık yandı! Bugün burada bu  cemaat, bu Cevheri Cemaat, Yedek Sayfalama yaptı.” “Bu ne demek?” diye  sorarsanız, ifade edeyim. Yedek sayfalama şudur; baştan beri Dünyanın  Ruhsal Meclisi, yol için çalışmalar yapmakta iken, tohum ekenlerin bir  kısmı, kendi tohumlarını kontrol edemediklerinden kaftan çıkardılar.  Okuldan kaçtılar. Bilir misiniz? Okuldan kaçanların, yetkin olup  yenilenmeleri şarttı. Dara düşmelerini asla istemedik. İnsan, Uluların  Diyarı’ndan geldiği zaman, okulda herkesten üstün sayar kendini ve biz  diyoruz ki “İyi ki OL! dedik, OLDU!”</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Canlarım, Değerliler, bu çalışma sürmelidir ve  sürdürülecektir de. Vakti geldiği zaman biz yeni bir sayfa okutabiliriz.  Ama bu çalışmada, insan sayfalarının en güçlü ışıklarının yandığı bir  sayfayı okuttuk.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Doğu, batı kültürleri arasında önemli fark vardır.  BRAHMA KUMARİS, doğu kültürünü temsil eden bir yaşayış kaydıdır. Ve  İNSANLIK GÜNEŞİ, batı kültürünü temsil eden bir yaşayış kaydıdır.  Baktınız gördünüz ki “BİRLİK” haline gelindi. Doğu ve Batı… gördünüz,  her biri aynı şeyi zikretti. Yanlış var mı? yok! Ve bizler tohumlarımızı  yenilerken doğudan ve batıdan ışıklar çekip Bütün’e hizmetçi kotlarla  bu çalışmayı sürdürmekteyiz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Kelam, aklın yolunda, kendi yüceliğimizde ve  yoğunluğumuzda iken kin ve nefret kalmaz Canlılar. Şimdiye kadar  yaptığımız her çalışmada ışığımız güçlüydü. Bugün de ışığımız yine  güçlüdür. Tohumları yaşatmak zordu, bugün de zordur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">NAHAR</span></strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;color:black;

mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:TR">, Dünyanın Ruhsal Işıması’nı yapar. <strong>KA-HA</strong>, Dünyanın Rahmi’dir, Kati’dir. Yaşamı kotlar. Ve <strong>HA</strong>, Toprağın Işığı’nı yakar. Ve <strong>KA</strong>,  Mahrekin Kuranı’nda yazdığından çok daha üstün bir çalışma yapar. O,  Kuran-ı Kerim’i kotlayabilenin ışığında, Kati Yağmurlar halinde dünyaya  indirilmiştir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Bu çalışmaların sebebi şu ki Tanrının Ruhsal Işığı  doğsun, yarınları kotlasın, yetkin olsun ve kendi yüreğinizde kendi  koyuluğunuzda ışığını yaksın. Her bir sayfanın Kelam İlmi’yle dillenmesi  beklentimizdir.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Biçki dikiş kolay değildir. Ama biçtiğinizi diktiğiniz  zamanki mutluluğunuz, elbette ki tarifsizdir. Öyleyse, biçin, dikin.  Kotlayın, Kati Yoğunluklar’da yağın. Sizden isteğimiz budur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Değerliler, bugün <strong>BİRLER KAPISI</strong>’ndan geçiş yapıyoruz…</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Netice şu; <strong>BİRLER KAPISI, KA-HA</strong> olanların  geçtikleri bir kapıdır. Bugün yol, Allah’ın Koyuluğu’na girdi. Buradan  geçmek, yaşamların tohumlanması için gerekliydi. <strong>KA-HA</strong>, Tanrı’nın Kotu’dur. Ve bizler, <strong>BİRLER KAPISI</strong>’ndan geçiyoruz şu anda.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Yazıların okunmasından çok daha üstün bir çalışma  yaptık. Kati Yoğunluklar’ın tohumlarını kotladık ve yaşamları yanlışsız  olarak kayıtladık. Yeniden dünyaya inebilmek ve yeniden tohumları  kotlayabilmek ve yeniden yaşamları kayıtlayabilmek zordur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sevgililer, RAB Sayfası, Rahman’ın Kuranı’ndan aldığı  bilgiyi sizlere diller. Rahman’ın Kuranı ise Bütün’ün Kutsal Işığı’yla  kotlayıcı olur.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Sevgililer, ekip haline gelmek sorumluluktur. İkmal  tamamlamak değil bu çalışmalarda istenilen. İkmali olanlar burada  bulunmazlar zaten. Bu kesindir. Ve bugün buraya girenlerin, Doğanın  Kuranı’nda kendi yoğunluklarını kotlamaları beklendi ki bu da  gerçekleşti.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Ekmek Allah’ın Tohumu’dur Canlarım. Ve bizler burada bu ekmeği yoğurduk, pişirdik ve afiyetle yiyiyoruz.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Hepinize saygılar sunuyorum.</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">&nbsp;</span></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Av. Nezire SELÇUK</span></strong></p>

<p style="text-align:justify" class="MsoNormal"><strong><span lang="EN-US" style="font-size:12.0pt;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-bidi-font-family:

&quot;Times New Roman&quot;;color:black;mso-ansi-language:EN-US;mso-fareast-language:

TR">Süper İnsanlık Realitesi Derneği</span></strong></p>

 

 

 

 
  Bugün 66 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol