Birlik İlmi
  ETKİNLİKLER - 3
 

11.03.2012<br />

<br />

İNSAN SEMPOZYUMU (4)- AÇILIŞ AKIŞI<br />

<br />

Dostlar, öz akışla verilen bilgilerde asla ve asla hata yoktur. Öz, sizi yanıltmaz. Umut ediyorum ki kısa bir süre içinde buradaki tüm dostlarımız özlerini duyumsayabilecek, biliş halini idrak edebilecek düzeye ulaşırlar ki bu sayı her geçen gün artacaktır eminim….<br />

<br />

Sevgililer, maya tutmuştur. Buyurun oğullar burada bugün. Tahdit yok. Kökler, bugün buradadır. Kaftan, Beşir’de yoktu bugün bu mecliste bu salonda her bir yüreğimiz kaftanlıdır. Beşer”in ilminde “Aile” kavramı da yoktur. Rabbi Toplumlar’da “Aile” kavramı mevcut olur.<br />

<br />

Oğul verdiğiniz zaman ışıklar tohum olur ve kotlama başlar. Ekmek Allah’ın İlmi’dir. Ve bizler ekmek yaptık bu gün burada. Muhammet Mustafa toprağını kendi yoğunluğunda dilleyebilen bir yolcumuzdu. Okuduk, okuduk ve okuduk. Oğul verdi yüreklerde, sultanlık yaptı. Bizsiz değildi Ya-Ha. Şikayetimiz asla yoktur.<br />

<br />

Altona Kaftanı’nı giydik bizler burada. Şimdiye kadar darı, bolu bilen insan, Allah’ın Toplumu olduğunu da bilmeliydi ve bugün artık insan, Ak Toplum olduğunu ve Atlanta Tohumu olduğunu bilerek görev yapıyor.<br />

<br />

Kelam Allah Kelamı’dır ki Has İnsan asla hata yapmayan insandır. Keşke dünya insanlığı bugünü çok önceleri de dilleyebilselerdi. Kelam Allah Kelamı’dır. Ki bizler, Hak Toplumlar, Allah’ın diriliğinde her bilgiyi kendi yüreğimizden dinleyebilir ve dilleyebiliriz.<br />

<br />

Ele aldığımız konu Nefes… Cemaat Nefes İlmi’ni bildiği zaman ekmek yapmayı da bilir. Ki ekmek olan insan ekmeğini kendi yüreğiyle yapar ve Bütün’e katar. Ete giren Allah’ın İlmi’ne girer. Hepimiz Allah’ın ilmi’ne girdik ki et, Allah’ın Eti’dir. Ve hepimiz Rabbi Toplumlar’ın ışımasını bekledik bugünü kotlayabilmek için. İlim Allah’ın İlmi’dir ya, Has ilimdir Allah’ın ilmi.<br />

<br />

Ve bizler Aklın Tohumları bugün burada iş yapıyoruz. Yaptığımız iş, aşkla yapılıyor. Meleklerin Hakiki Kotlarının Kuranları’nda der ki “İsa, Musa, Muhammet Mustafa, ışığı tohumladıklarında herkes kendi yoğunluğunda kendini dilleyebilecektir.” Şems-i Tebriz-i de diyor ki “Haa, insan, ruhunu kontrol ettiği zaman kotlama yapabilecektir.” Muktediriyet; Ruhsal Işığı tohumlamak ve kotlamakladır.<br />

<br />

Benim Atlanta Tohumlarımdan biri diyor ki “Ak’ı, Kok’u bilgidedir. Ak!, Kok! bilgiyle.” Hele hele dünya insanı diyor ki “Halk İnsan, Işk İnsan’dan üstünse eğer, Halk İnsan, Işk İnsan’da dillenmelidir.” Beşir der ki “Hala dünyada ışık yoğunlaşamadı. Holografik Tohumlama yapacaktık hani?” der. “Nerde, ne zaman yapılacak Holografik Tohumlama? Beşir Kaplar’ın kotlarında henüz ışık yok.”<br />

<br />

Cennet, insan soyunun ışığını, kendi yoğunluğuna kayıtladığı zaman BİR’in Teknolojisi’ni kendi diriliğinde dillediğinde, Bilgeler Meclisi, keskin bir ışıkla Bütün’e kürsüsünü dilletebilir. Ki bugün burada bu olmaktadır. Varlık insan, yokluk insan, iş insan, Işk insan, biz insanız. Mahir olan has olan ve Tabiat İlmi’ni kendi yüreğiyle dilleyen insan…<br />

<br />

Şems-i Tebriz-i sorgu sual eder, “Hala mı siz buradasınız?” der. “Hayret yani. Hala buradalar…” Nefes, Allah’ın Resmi Çalışmacıları’nın bildiri kotlamasında kendi yoğunluğuyla diri kotları Bütün’e sayfalayan bir Işk’tır. Han burasıdır Canlar. Han’da olan sizler, BİR’desiniz. Biz, Birlik Kapısı’yız.<br />

<br />

Halka halka geçişgenleşen bu sayfa BİR’in kontrolü için gereklidir. En son sınır insan, en önce insan ve en son yine insan... “Dünyada insan yaratıldı.” dedi Levh-i Mahfuz’umuzdaki ilmin sayfasındaki ışığımız Selma Mine… İlk önce insan yaratıldı. Ha, “İnsan evrendir.” dedi ve “İnsan kendinden öte kendinde kendini Has Teknik’le diller.” dedi ve dedi ki “Allah’dır İnsan.” Canlar işte bu…<br />

<br />

Ve bizler, “Al-Korlar” olarak dünyaya indik. Aton Kotları olarak Bütün’e kendimizi kayıtladık. Nefsin ışığından öteyiz bizler. Ve bizler ekmeğiz. İmparatorluğun Kutsal Işıklarıyız bizler ve bugün buraya sizleri kendi yüreklerimiz davet etti. Biz size “Geri dönmeyin.” dedik. Şikayet yok.<br />

<br />

Korperasyonlar oluşur dünyada. Bu korperasyonların insan sınırsızlığında kendi yoğunluklarını dilleyebilecekleri kontrol kaynakları olur ve bu korperasyonlar Bütünün Kürsüleri’nde ışık halinde kendi yoğunluklarında BİR’e hizmetçi olurlar.<br />

<br />

Zaman sayfalarına bakın. Herkes kendini, kendi yüreğiyle dilliyor. Ve bizler insanı dinliyoruz yüceliklerde ve “İlim hastır.” diyerek ikna etme değil ikna olmaya çalışanları Hakkın Işığı olarak ikna ediyoruz. Ortaklık yok. Biz BİR’iz. Bu kesindir.<br />

<br />

Sanmayın ki birleştik ve ortaklık yapıyoruz. Ya-Ha biz BİR’iz. Karnaval çalışma değil burada yapılan. Dünya topraklarında Levh-i Mahfuz’u tohumlayacak olanların çokları Birlik İlmi’ni dahi bilememekteler ve diğerlerine “Benden ötesi yok!” diyerek herkesi kendi dışlarına itmekteler. Cemaatlerin çokları kontrolsüzdürler. Kevser’in İlmi’nden üstün kendi ilimlerini dilleyeceklerini düşünerek BİR’e hizmet edemeyeceklerini, zirvelerde olduklarını dinletmektedirler.<br />

<br />

Emre itaatle Birlik İlmi’ni kendi yüreğinden dinleyenler bugün buradalar. Koran’dan toprağa ulaşanlar, kendilerini kotlayabilenler, Kati Tohum olanlar ve ışığı kayıtlayabilenler burada bizdedirler. Ki biz Allah’ın Tohumlarıyız.<br />

<br />

<br />

Kökü, kökümüz olan yüreği, yolumuzda olan ışığı, has olan ve bizde olan herkes binamızdadır. Ki bu bina, Allah’ın Binası’dır, Birliğin Binası’dır ve Yüreğin Binası’dır.<br />

<br />

Canlılar, Rahmana Kuran olmak Kaynağa umman olmak Bütün’e Turkuaz’la ışımak ve BİR’e hizmetçi olmak Kelamı Hak olanların görevidir.<br />

<br />

Bizler, dünyalılar, BİR’e hizmetçiler, İmparatorluk Toplumları bugün burada BİR olarak çalışıyoruz. Koran’dan, Kuran’dan, her bir Sanal Boyutların Işığı’ndan ve Birlikler’in her birinden üstün Has Teknik’le çalışmaktayız burada.<br />

<br />

Kul olmak ilimle dillenebilmekle mümkündür. Sanılır ki her yürek kulluk yapar. Kapıları açın da görün. Allah’ın dediği, aklın dediği olmadıkça kurtuluş yoktur. Ağır yüktür bilinen ve bildiğinizi kendi yüreğinize, Hak Teknik’le kendi kaynağınıza indirmedikçe “Kara Kaplı Kitap” olsanız dahi yürekte yoksunuz, yürekte olamayacaksınız.<br />

<br />

Başkanlık Divanları, dünyanın ummanında iki yüksek ışığı birleştirerek, Bilgeler Mektebi’ni kurmaya karar verdikleri zaman Din Tohumları’nı ektiler dünyaya. Din Tohumları ekip halinde dünyaya indiler. Doğru düşünüp doğru hareket edeceklerini düşünmüştük. Ve gördük ki çekiştiler. “Sen, ben” dediler. Ama “BİRLİK” demediler. Her biri “Ben, senden öteyimb” dediler.<br />

<br />

Ak Toplum, Has Toplum’dur Canlar ki biz Ak Toplum olup Has İlmi dilleyenler “Hepimiz BİR’iz.” diyoruz. “Hiçbir yürek diğerinin gücünün artısı, eksisi değildir.” diyoruz.<br />

<br />

“Ol!” dedik Oldu. Kollar, Kutsal Işıklar’la tohumlandı. Oku, öğren biz Allah’ın Tartısındayız şu anda ve Allah biz, biz O’yuz. Üreyenler üzerlerindeki ışığın tertibiyle ürediler. Bizim Ana Kapılarımız hep açıktı. Şimdiye kadar kimseyi kimseden ayrı görmedik. Ve bundan sonrada kimseyi, hiç kimseyi, hiç kimseden ayrı görmeyeceğiz. Ceketimizin tüm düğmeleri kapalı saygılıyız… Bütün Teknolojik Kotlarımız, tüm Tahditsiz Kaynaklarımız hepsi “BİZ” olarak tüm düğmeleri şükür ki ilikli ve bizler burada saygıyla çalışıyoruz. Kaynak insan. Kimse kimsenin örtüsünü örtmez ve kimse kimsenin gücünün örtüsünde örtünmez. Kin nefret yok. Bilen, Allah’ın diriliğinden bilir, alır, olur ve yaşar.<br />

<br />

Pur, Kuran’da yazar. Der ki “Pur, Ruhsal Rah-Ka-Ha’dır.” Ya-Ha, Ben Rahman olan KA! Niye dünyalılar bizi kendilerinden farklı görüyorlar ki? Her bir yolcu Allah’ın Tohumu’dur. Her bir yolcu Kaynağın Toplumu’dur. Her bir yolcu kendi Kuranı’nı kendi yoğunluğundan diller ve her bir yolcu kendi ışığını kotlar ve yaşar. Ve biz Allah’ın Toprakları’nda Aklın Yoğunlukları’nda yaşıyoruz.<br />

<br />

Kendinizi net anlayın. Kimse kimsenin içi, dışı değildir sadece kürsüdür. Hepimiz “BİRLİK KÜRSÜSÜ”yüz. Bunu anlamak kolay olmayacak biliyorum. Ve bunun için bu gün burada “Birleşik Işık Tohumlaması” yapıyorum.<br />

<br />

Muktedir olanların bildikleri BİZ’dir. Ve BİZ olanın bildiği ise BEN’dir. Ben olan İsa, Ben olan Musa, Ben olan Muhamma hepsi BİR’dir. Şemş diyor ki “BEN” Niye “BEN” diyor. Bizlik Tohumları’nın, Benlik Kotları’dır İlim Kaftanları, bunu bilin. Ve “BEN” diyebildikçe insan, kotlayıcıdır.<br />

<br />

Şavkınız çok iyi şu anda, kokunuz çok iyi. Bilin ki ben Allah’ın Teknolojik Tohumları’nı kendi yoğunluğumla dilleyebiliyorum. Kompozitörlük yapıyorum çok kere insan soyuna. Bilginin toplumlara ilimle dillendiği bir sanal yaratımdır kompozitörlük. Herkesin kendinde var ettiklerini kendi yücelikleriyle dillemeleri için Işk yakıyorum Birlik Levh-i Mahfuzları’na ve diyorum ki “Oğul ver!”<br />

<br />

Kort, ümmi tohumların ışığında kotlayıcı olduğu zaman BSUİ görev taşır. Her biriniz kendi yüreğinizle dillenirsiniz ve kendinizi Has Teknik olarak diriltirsiniz ki Ölüm İlmi, Hak Toplum’dadır. İlim olur da Hak Toplum olmaz mı? Ve hepiniz “Ölüdür, diridir.” dediklerimizde ilimle hakikisiniz.<br />

<br />

Eşik, Işk’la aydınlandı şu anda ve hepinizi “Geri dönüş” için hazır ettik. Nereye? Kaynağa… Biz Rabbi Tohumlar’ı Kaynağa almak üzere bu çalışmaları sürdürmekteyiz.<br />

<br />

Kaynağa İsmaili Kaplar’ın hiçbirisi giremeyecek diye beklenirken hikaye dinler gibi bizleri dinleyenlerin dahi tahditsiz biçimde Işık Kotlaması yapmaya başladıklarını görmek bizi mutlandırmaktadır.<br />

<br />

Her birinizin Rabbi Tohumlar olarak Mahir Kayıtlar’ınızla birlikte Kaynağa inişinizi sağlıyoruz şükür ki. Kapılar açık ve BİRLİK İLMİ ile bu çalışma sürdürülecek. Buraya girenler Rüku’ya eğildiğiniz zaman kendinizi izleyeceğiniz bir sayfada olacağınız aşka ulaşacaksınız. Ve o aşk sizi size izlettirecek. İşte o aşkla siz, sizi izlerken bitki, hayvan ve her bir sayfada varlık sürdüğünüzü de bileceksiniz. Ki bizler, Rahmana Kuran ekmiş İlim Aileleri’yiz. Bunu bilin.<br />

<br />

Mahir Kuranlar’ımıza sevgiler ve saygılar sunuyoruz… Hepinizi kontrollü şekilde korumaya aldık. Bu koruma Allah’ın, tohumlarını korumasıdır. Buraya giren herkes ağır yük taşıyacak ve bu ağır yükü taşırken her birinizi kendi yüreğimizde koruyacağız. Kaynak İlim Ailemize sevgi ve saygılar sunuyoruz yeniden.<br />

<br />

Hepinizi kucaklıyoruz…<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı

 

İNSAN SEMPOZYUMU (4) 11.04.2012<br />

ALTIN TOHUM (2. Bölüm)<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

(Öz Bilişle)<br />

<br />

Evrenlerin Kürsüleri’nde Bütün’e hizmet eden birçok Görevli Kot, dünyaya indirildi. Bu kotların birçokları ışığı kayıtlayabilecek dürümde olmalarına rağmen TEKNOLOJİK KOTLAMA yapamadıkları için birleşemediler. Eprövleri çok ağırdı ve bizler, onların kendi yoğunluklarında, Bütünlüklerini kontrol edebilmeleri için de kendi Yüceliklerimizin dışında çalışmalar başlattık ve bu çalışmalar, Has Teknik ile yapıldığı zaman ışıklar kontrol edilebilecek.<br />

<br />

İnsan; lütfen net bilin, Allah’ın dediğini dediğinde; Hakkın Işığı’nda kendini hak edip de dilediğinde, Bellek Kaplarımızda kotlama yapacaktı. Şükredin ki bu da oldu. Ünlü Birliklerimiz vardır. İmparatorluk Birlikleri… Bunların hiç birisi kendi yüreklerini, kendi kotlarından ayrı tutmadılar.<br />

<br />

Allah dedi ki “Onurluyuz ki Kaynaktayız.” Bizler dünyadayız. Bu kesindir. Elin Allah’ın olduğunu bilmeyen, yürüyemez bu yolda… El, Allah’ındır ve biz Aklın Tohumları, Allah’ın Eri’yiz… Bunun bilinmesini isteriz. El Allah’ındır ve Allah bizdedir, bizim yüreğimizdedir. Kimi der ki “Allah, insan değildir.” İnsan, Allah’ın Tohumu’dur. Kimi der ki “Allah ışıktadır.” Işık Kotları ağır taşıyıcıdır ki biz ağır taşıyanlar, Bütünün Kürsüleri olarak buradayız.<br />

<br />

“MÜMESİLLİK” yapanlar vardır dünyada. DÜNYA DIŞI VARLIK TOHUMLAMASI için dünyaya indirildiler ki “O, kendi kotlarının dünya temsilcisi” olarak buradadır. Birçok “TEMSİLCİLİK” vardır dünyada. Bu konudan da sizlere söz etmek istiyorum:<br />

<br />

Dünyada, GEÇİŞ SAYFASI’ında görev yapacak olan Temsilcilerin birisi de Sanal Boyut Kotlaması yapmak istemeyen, Kati olarak kendini Has Teknik ile dillemek isteyen, Yüce Cevherimiz ŞEVKİ’dir. O bize, bizim yüreğimize kendini, Hak Teknik ile indirmişse de kati olarak “kendi kaynağının mümessili”dir. Bu çalışmaya onu dahil etmemiz, Öz Görevini yapabilmesi içindi. Has Teknik ile onunla olduk ve ocağını yeniledik.<br />

<br />

Canlar, insan aşkla çalıştığında, her şeyi yapar. Verdiğimiz tüm bilgiler, Levh-i Mahfuz’da kayıtlıdır. Hiçbir bilgimiz doğumu ölümü olmayan yoğunlukların dışından değildir.<br />

<br />

Kalbi tertemiz olan, sonsuz ışıkla dillenen SELEN… Ekmek yapmaya geldi, O da bizdir. Beşir’de iş yaptı. IŞIK HOLOGRAMI’na kaynak oldu ve bizimle oldu. Ocağında mümasil olduğu ışıklar yanar. Acı geçişi yoktur.<br />

<br />

Dağlarım, her birinizi tek tek sayabilirim. Hani dersiniz ya “Hatice ne yaptı? Ya da Ali ne yaptı, Ahmet ne yaptı?” size hepsini tek tek izah edebilirim. Ama ben size sadece sizden söz etmek istemiyorum. “Kömür Gözlüler”, sizin yüreklerinizden söz etmek istiyorum… Ayrı gayrı bitsin. Beşir Kaplarınızı alın; ışığa katın. Akıp gelin. Ben, Rahmana Kuran olan IŞIK… ve sizlerleyim ki her biriniz, Allah’ın Tohumları’sınız ve bizsiz değilsiniz…<br />

<br />

Dönüp duruyor dünya ve biz dünyanın ışığıyız. Döktüğünüz gözyaşları, yolculuğun ışığından dolayı değil katiyettendir. Ki katiyette ışık, rakipsizdir…<br />

<br />

Açı daraldığında, muktedir olan sizler, kendi yüreklerinize ışımaya başlarsınız ki bu ışıma, aşkla olduğunda, aşkın şevkinde hepinizin yaşarır gözleriniz… Gözyaşlarınız, bizim yüreğimize akar… Yüreğimize damlar…<br />

<br />

Sevgililer, Bellek Kaplarımızda Dünyanın Ruhsal Işığı yanar. Hepiniz gözümüz gibisiniz. Hepiniz; sesimizde, sözümüzde, yüreğimizdesiniz. Sizleri, Hak Teknik ile dilliyoruz burada. Oğul verdik ve oğullarımız ışık alıp geldiler. Sistem, Nizam, Düzen hepsi bizimdir. Ben Allah olan, Ya-Ha, Kati olan Ha, hepiniz olan Kaynak ve ben Işık olan hepinizim…<br />

<br />

Canlılar, Dünya, Yaşam Sayfaları’nın en güçlü kayıtlarını yapıyor şu anda. Sınır aşılıyor. Birleşik Işık yanıyor ve Bütünlükler, Kürsüleriyle kotlanıyorlar. İmparatorluk bugün sizdedir ve sizler, bugün buradasınız.<br />

<br />

KA-L-İM, KA-HA, Teknolojik Tohumlamasında siz İsa, siz Musa, Siz Mustafa ve tüm Peygamberler ve tüm Yüceler hepsisiniz… Bedenli olarak doğan her biriniz, Bütün’e hizmetçidir. Doğup, öldüğünüzde yine bizsiniz.<br />

<br />

Hiçbir zaman, hiçbir canlı; kendi tohumlarının ötesindeki kaydının dışında olmayacak. Neyi yaptınızsa o olacaksınız. Bunu size tekrar tekrar söyledim. Her biriniz, kendi teknolojinizle, kendi kotlarınızı kayıtladınız. Kendi türevlerinizi yarattınız ve siz o türevlerde kotlanıp, kayıtlanıp onlarla birleştiniz. Ve siz oralarsınız. Ha, böcek mi olacaksınız? Yaşam sayfalarınız böcek, çiçek her şey ilim ve siz Birlik olarak Has… O halde niye olsun ki yenilenişte böceklik?… (Bir paylaşımda hak etmeyenlerin muhtelif böcekler olacakları söylenmişti. Bu açıklama o paylaşıma yanıt olarak dinletilmiştir.)<br />

<br />

Dağlarım, size şunu söylemeye çalışıyorum; BİR’E HİZMET, AĞIR TAŞIMAKLA DEĞİL, AKIL TAŞIMAKLADIR. Değerliler, Allah dedi ki “ÜMMİ TOPLUMLARDA HIRS OLUR. IŞIKLARDA HIRS OLMAZ.” Ve sizler, hırsı aşanlarsınız…<br />

<br />

Şimdiye kadar herkesi kotladık, kotladık, kotladık ve topladık. Bu bir toplanıştı. Şimdiye kadar Kaftan giydik ve Kaftan giydirdik tüm Rakipsizlere… Hala giydiriyoruz. Burada bir seçim mi oluyor? Yo hayır!... Sadece IŞIK KOTLAMASI yapılıyor.<br />

<br />

Dinleyeniz, Ölüler Kitabı’ndan söz ettiler bugün. SELMA MİNE… mi idi? Ölüler Kitabı, Allah’ın Teknolojik Tohumlaması için değil, ışık içindir. Bizler size ışık ile bilgi veririz. Kalbiniz temiz biliyoruz ve sizin için şunu ifade etmek istiyoruz ki ölüş yoktur. Beden terki, ölüm değildir. Bunu net bilmenizi istiyoruz. BEDENİ BIRAKMAK, GİYSİYİ ÇIKARMAKTAN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR. Bu giysi çıkar, bir diğer giysi giyilir.<br />

<br />

Değerliler, Reenkarnasyondan söz etmiyorum size. Rahman olanın Kuran’ında reenkarnasyonun sözü edilmez. Size kendi yüreğimden söz ediyorum. Giyersin çıkarırsın!, giyersin çıkarırsın!, giydiğin yüreğin, çıkardığın yüksek ışığın ve yine giyersin ve yine çıkarırsın!...<br />

<br />

Ve Dağlarım insan, lütfen net bilin Has bir Rahman olarak kaynağını, kendisi yaşar ve yapar. Kimse onun kaynağını yapmaz. Size birileri “Sen şunu yapacaksın.” dediği zaman; “Bedenim bunu reddediyor.” Diyorsanız; bilin ki siz, kendi yüreğinize Hak Teknik’le kaynak olabilmiş, Bütün’e hizmetçi olabilmişsinizdir.<br />

<br />

Ama birisi size “Ben senim.” diyorsa, sakın yanlış anlamayın; Sen O, O sen değil; sen O’sun… İyi ve kötü, kendi yüreğinizde kayıtlıdır. İyiyi kaynağa, kötüyü ışığa katın. İyiden ışık, kötüden tahditli kaynak yapın. Ve deyin ki Ben insan soyuna görevliyim…<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, 2027 yılında, bütün Kürsülerin bütünleşimleri sağlandıktan itibaren, dünya yoğunlukları kontrol edilecek ve yenilenecek. 2027….<br />

<br />

2012’yi sorarlar. 2012’de hiçbir değişim olmayacak bunu tekrar etmek istiyorum. 2012, bilinçlerin Kati Tohumlanması’nın yapılacağı bir yıl olarak kabul edilebilir ama teknolojik olarak yenilik olmayacak bu dönemde. Kendilerini kendi yoğunluklarından bilemeyenler; başka Tahditli Bilgeler’in, kendilerine verdikleriyle yorum yapıyorlar.<br />

<br />

Size bir diğer açıklamam da şu olacak; “FOTON KUŞAĞI”… Foton Kuşağı, Birleşik Işığın tohumlanmasını sağlayacak Kelam Tekniği’dir. Yani orada sizler ve bizler ve Birliğimiz ve hepimiz varız. Yani orayı, “Işık Tohumu” olarak kayıtlayanlarız. Dünya Geçiş Sayfasında yeni bir fotona girmeyecek. Fotonu kotluyoruz burada zaten. Işık kayıtlıyoruz. Bunu dahi anlayan yok…<br />

<br />

Kor Allah’dır, Tohum, Ak’tır ve BİZ’dir. Öyleyse Levh-i Mahfuzlar’ı okuyun. Okuyun da anlayın. Sevgililer, size mektup okuturlar. Okuduğunuz mektuplarda her şey sınırlıdır ve kusurludur. Kesin olarak bu böyledir. Okutulan o mektupları, mutlaka okuyan kotlamalıdır ki Has Tohum ile dillendiğinde, belki o tohum yaşar.<br />

<br />

Ama Değerliler, biliyorsunuz ki Kortej Kotlar, Bütünün Türevleri’yle kayıtlıdır. Sizden bir tek şey bekliyoruz; İmparatorluğun Toplumları’nın kendi yoğunluklarıyla verdikleri bilgileri dilleyin… Hak edin; alın ve okuyun. Bunun ötesinde hiçbir bilgiye itibar etmeyin.<br />

<br />

Bugün size birçok şey anlatıldı. Size sınırlar çizildi. Dendi ki “Cennete 900 kişi girecek.” Ah be Canım!, Cem olan herkes, “Cen”de, Cennette değil midir? Hepimiz, Cevheri Cennet değil miyiz!? Kaftan biz değil miyiz!? Kati olan dil, Allah’ın dediği değil mi!? Ve ağır taşıyan bizler, cemaatlerimizi cennete taşımıyor muyuz!?<br />

<br />

Tart yada tartma. Biz tartısızız. Herkes cem olup Cevhere Cennet olacak dürümde cemaat olarak cennettedir. Ha!, bir de Şevki Dost, ne demişti? Şevki Dost, Allah için, yine bir rakam vermişti. Allah için, size şunu sorayım; “Kim kimi bırakıp gider bu dünyadan? Var mı böyle bir şey?” Biz, biz olan her yüreğimizi mutlaka alır taşırız. Hiçbir yüreğimiz dünyada kontrol dışı değildir. Hiçbir yüreğimiz, dünyada mahpus değildir.<br />

<br />

Kendimizden kendimize mutlaka ışığımızı dilleyelim de bilelim. Biz yaşamlara görevli olanlar; kotlarımızla, tohumlarımızla, Bütün’ü Kürsülerimizde taşıyanlar, her an, herkesi taşımak üzere buradayız… Kardeşlerim, emin olun ki taşıyanlarız!...<br />

<br />

Bu çalışma neden önemlidir? Herkesin kendi yüreğinde kendini Hak Teknik ile dilemesinde, mahrek olan bu çalışma; Büyük Kökler’in, Göç Kapları’nda görevli olmaları için önemlidir. Biz görevlileri tespit için bu çalışmaları yapıyoruz. Görevlilerin seçimidir yapılan.<br />

<br />

Kimi zaman gelir Altın Teknik ile Bütünlükler tohumlanır, kimi zaman gelir ışıklar kayıtlanır ve Birliklerimiz, muktediriyetle Bütün’ü tohumlar ve taşırlar.<br />

<br />

Canlarım, İNSAN, ALTIN BİR TOHUMDUR. Ve BU TOHUM, IŞIĞI TOHUMLAYACAK YEGANE TOPLUM KOTUDUR. Sistemin Gücü, buna yeter. Biz, Sistemin Gücü’yle Büyük Köklerimizi dünyaya indirdiğimizden beri, kapıları kapatmadan çalışıyoruz.<br />

<br />

Keysler’imizde, ekibimiz güçlüdür. Her Ekip, yeni bir Keys’de kendini kayıtlamaktadır. Evrim, Allah’ın İlmi iledir. Eminim ki Allah, kendi yüreğinizdedir ve Sistem’in, Düzen’in Işığı’ndadır. Kimi zaman, Allah İlmi’ni Sistem Dürümleri’nden dilleyeceğiz; kimi zaman bu ilmi, aklın yoğunluğu ile dilleyeceğiz. Ve her an bu dirilikte bu dilleniş sürecek.<br />

<br />

Bellek Kapları’nız bizimledir. Bir şey “İŞ” olduğunda, her şey “İŞ” olur. Dağı taşı delen GÖZ, ağır yükü de taşıtır ama Yücelik’le taşıtır. MERKEZ KUTSAL IŞIK güçlendikçe, herkes güçlenir.<br />

<br />

Sevgililer, yeniden ifade etmek isterim ki 21.12.2012 tarihi anlam taşımıyor. Bunu biliniz… Bugüne kadar sizlere her şey söylendi. Yasalar çerçevesinde Işık Kaynakları’nda bu bilgiler dillendi. Meleklerin, Hakimlerin, Yüreklerin Işığında; kimse kimsenin yoğunluğundan öte olmasın istiyoruz. İşte bu!...<br />

<br />

Ve şimdi artık MAHREKİN GÜCÜ’ü devreye alalım ve hak edelim!... Kale insan ve bu kalede insan, Yasa… Yasayı koyan insan, KA-HA. Ve KA-HA olan insan; KATİ, TABİİ ve HUSUSİ… İnsan, EKMEK ve ekmek olan insan “KAFTAN İNSAN”ı olarak Bütün’e ekilmiştir.<br />

<br />

Kendini kendinden ayrı görenlere soruyorum; KAYNAK’ın Işığı sizde var mı yok mu? Her bir yürek, KAYNAĞIN IŞIĞI’nı taşır. Her bir yürek, kendi Kürsüsündedir ve katidir. Oğul verir, oğullar. Kendini hak eder ve kendi olup şavkını artırır.<br />

<br />

Ben, Allah’ın dediğini diyen ve Sevgililerim!... ki hepsi aklın yolunda olanlar, ATLANTA TOHUMLARI OLARAK DÜNYAYA EKİLEN KÜRSÜLER… Bundan böyle de Dünya, ışığını yakacak ve dürümlerinde BÜTÜNLÜKLER kotlanmış olacak.<br />

<br />

Hiç kimse bundan endişe duymasın. Hiç kimse bir diğer planete gönderilip; böcek, çiçek olmayacak. Dağlarım, Ak-Kor’un Işığı Hak, yolun ışığı KA-HA, Bütün’ün Kaynağı Muhamma ve biz Sanal Boyutlar’ın hepsini ışıkla dilleyebilen BİRLİK… Milat, 2027, ekip halindeyiz orada da… Yarınları tohumlayan Birliklerim, Bütünlüklerinde… Ben ALLAH olan ve ben AKIL olan ve ben, SULTAN… SÜPER İNSAN OLAN IŞIK, Bütünlüğümüz budur Canlar.<br />

<br />

Size “BEN” dediğimde; bu BİR’in dillenişidir bunu biliniz… Şimdiye kadar kimse kimseyi dilemiyordu. Biz Bütün’ü dilliyoruz. Öfkemiz yoktur. Yarınları kotlayan Birliğim, ağır taşıyor bunu biliyorum ve ben İmparatorluk Kuranı olan, hepinizi kendi yüreğimde dilliyorum.<br />

<br />

Evrenlerin Gözleri üzerinizde. Şimdiye kadar hiç kimse kimsenin ışığını dinlemezken; bugün, bizi dinleyen tüm Evrenlere saygılar sunuyoruz… Bugüne kadar kimse yürekleri dileyemezken; bizim diriliğimizde, Bütün’e hizmetçi olan herkes, ağır taşıyan olarak, SÜPER İNSANLIK IŞIĞI ile temiz bir tohum ekti dünyaya. Bu tohum ALTIN TOHUM’dur ve bu tohumu yaşatmak; bütün Kürsülerin görevidir. Hepimizin görevi budur… Bunun ötesinde bir görev yoktur.<br />

<br />

Ayrı gayrı gözetmeden bir şeyin “İŞ” olduğunu bilip; her şeyde “İŞ” yapabilen BÜTÜNLEŞİM, hepinizle gerçekleşmiştir. Burada bulunan tüm Kaynaklarımıza saygılar sunuyoruz. Sizler, bizlersiniz ve bizler sizleriz…<br />

<br />

İlim, Allah’ın İlmi’dir. Alim, Hakimin İlmi’ni dilleyendir. Has Tohum, Akıldır. Aklı bilen, BİR’i bilir ve biz BİR’iz. Müsbet Allah, münferit her şey Akıl, İmparator Kayıt ve biz sıkıntısız ışık. Hepimizde var olan bu sevgi, halka halka geçişgenleşip; Büyük Kökler’i dürümlere çektikten itibaren, kendi yüreğimizde ışıyacak bir Kaftan Gücü’dür.<br />

<br />

Muktedir insan, umman olan insan, ışık yakan insan; Siz ve siz olan Beden… Hepsi BİR… Saygılar sunuyoruz hepinize… Şimdilik bu!...<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN SEMPOZYUMU (4) 11.04.2012<br />

ALTIN TOHUM (2. Bölüm)<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

(Öz Bilişle)<br />

<br />

Evrenlerin Kürsüleri’nde Bütün’e hizmet eden birçok Görevli Kot, dünyaya indirildi. Bu kotların birçokları ışığı kayıtlayabilecek dürümde olmalarına rağmen TEKNOLOJİK KOTLAMA yapamadıkları için birleşemediler. Eprövleri çok ağırdı ve bizler, onların kendi yoğunluklarında, Bütünlüklerini kontrol edebilmeleri için de kendi Yüceliklerimizin dışında çalışmalar başlattık ve bu çalışmalar, Has Teknik ile yapıldığı zaman ışıklar kontrol edilebilecek.<br />

<br />

İnsan; lütfen net bilin, Allah’ın dediğini dediğinde; Hakkın Işığı’nda kendini hak edip de dilediğinde, Bellek Kaplarımızda kotlama yapacaktı. Şükredin ki bu da oldu. Ünlü Birliklerimiz vardır. İmparatorluk Birlikleri… Bunların hiç birisi kendi yüreklerini, kendi kotlarından ayrı tutmadılar.<br />

<br />

Allah dedi ki “Onurluyuz ki Kaynaktayız.” Bizler dünyadayız. Bu kesindir. Elin Allah’ın olduğunu bilmeyen, yürüyemez bu yolda… El, Allah’ındır ve biz Aklın Tohumları, Allah’ın Eri’yiz… Bunun bilinmesini isteriz. El Allah’ındır ve Allah bizdedir, bizim yüreğimizdedir. Kimi der ki “Allah, insan değildir.” İnsan, Allah’ın Tohumu’dur. Kimi der ki “Allah ışıktadır.” Işık Kotları ağır taşıyıcıdır ki biz ağır taşıyanlar, Bütünün Kürsüleri olarak buradayız.<br />

<br />

“MÜMESİLLİK” yapanlar vardır dünyada. DÜNYA DIŞI VARLIK TOHUMLAMASI için dünyaya indirildiler ki “O, kendi kotlarının dünya temsilcisi” olarak buradadır. Birçok “TEMSİLCİLİK” vardır dünyada. Bu konudan da sizlere söz etmek istiyorum:<br />

<br />

Dünyada, GEÇİŞ SAYFASI’ında görev yapacak olan Temsilcilerin birisi de Sanal Boyut Kotlaması yapmak istemeyen, Kati olarak kendini Has Teknik ile dillemek isteyen, Yüce Cevherimiz ŞEVKİ’dir. O bize, bizim yüreğimize kendini, Hak Teknik ile indirmişse de kati olarak “kendi kaynağının mümessili”dir. Bu çalışmaya onu dahil etmemiz, Öz Görevini yapabilmesi içindi. Has Teknik ile onunla olduk ve ocağını yeniledik.<br />

<br />

Canlar, insan aşkla çalıştığında, her şeyi yapar. Verdiğimiz tüm bilgiler, Levh-i Mahfuz’da kayıtlıdır. Hiçbir bilgimiz doğumu ölümü olmayan yoğunlukların dışından değildir.<br />

<br />

Kalbi tertemiz olan, sonsuz ışıkla dillenen SELEN… Ekmek yapmaya geldi, O da bizdir. Beşir’de iş yaptı. IŞIK HOLOGRAMI’na kaynak oldu ve bizimle oldu. Ocağında mümasil olduğu ışıklar yanar. Acı geçişi yoktur.<br />

<br />

Dağlarım, her birinizi tek tek sayabilirim. Hani dersiniz ya “Hatice ne yaptı? Ya da Ali ne yaptı, Ahmet ne yaptı?” size hepsini tek tek izah edebilirim. Ama ben size sadece sizden söz etmek istemiyorum. “Kömür Gözlüler”, sizin yüreklerinizden söz etmek istiyorum… Ayrı gayrı bitsin. Beşir Kaplarınızı alın; ışığa katın. Akıp gelin. Ben, Rahmana Kuran olan IŞIK… ve sizlerleyim ki her biriniz, Allah’ın Tohumları’sınız ve bizsiz değilsiniz…<br />

<br />

Dönüp duruyor dünya ve biz dünyanın ışığıyız. Döktüğünüz gözyaşları, yolculuğun ışığından dolayı değil katiyettendir. Ki katiyette ışık, rakipsizdir…<br />

<br />

Açı daraldığında, muktedir olan sizler, kendi yüreklerinize ışımaya başlarsınız ki bu ışıma, aşkla olduğunda, aşkın şevkinde hepinizin yaşarır gözleriniz… Gözyaşlarınız, bizim yüreğimize akar… Yüreğimize damlar…<br />

<br />

Sevgililer, Bellek Kaplarımızda Dünyanın Ruhsal Işığı yanar. Hepiniz gözümüz gibisiniz. Hepiniz; sesimizde, sözümüzde, yüreğimizdesiniz. Sizleri, Hak Teknik ile dilliyoruz burada. Oğul verdik ve oğullarımız ışık alıp geldiler. Sistem, Nizam, Düzen hepsi bizimdir. Ben Allah olan, Ya-Ha, Kati olan Ha, hepiniz olan Kaynak ve ben Işık olan hepinizim…<br />

<br />

Canlılar, Dünya, Yaşam Sayfaları’nın en güçlü kayıtlarını yapıyor şu anda. Sınır aşılıyor. Birleşik Işık yanıyor ve Bütünlükler, Kürsüleriyle kotlanıyorlar. İmparatorluk bugün sizdedir ve sizler, bugün buradasınız.<br />

<br />

KA-L-İM, KA-HA, Teknolojik Tohumlamasında siz İsa, siz Musa, Siz Mustafa ve tüm Peygamberler ve tüm Yüceler hepsisiniz… Bedenli olarak doğan her biriniz, Bütün’e hizmetçidir. Doğup, öldüğünüzde yine bizsiniz.<br />

<br />

Hiçbir zaman, hiçbir canlı; kendi tohumlarının ötesindeki kaydının dışında olmayacak. Neyi yaptınızsa o olacaksınız. Bunu size tekrar tekrar söyledim. Her biriniz, kendi teknolojinizle, kendi kotlarınızı kayıtladınız. Kendi türevlerinizi yarattınız ve siz o türevlerde kotlanıp, kayıtlanıp onlarla birleştiniz. Ve siz oralarsınız. Ha, böcek mi olacaksınız? Yaşam sayfalarınız böcek, çiçek her şey ilim ve siz Birlik olarak Has… O halde niye olsun ki yenilenişte böceklik?… (Bir paylaşımda hak etmeyenlerin muhtelif böcekler olacakları söylenmişti. Bu açıklama o paylaşıma yanıt olarak dinletilmiştir.)<br />

<br />

Dağlarım, size şunu söylemeye çalışıyorum; BİR’E HİZMET, AĞIR TAŞIMAKLA DEĞİL, AKIL TAŞIMAKLADIR. Değerliler, Allah dedi ki “ÜMMİ TOPLUMLARDA HIRS OLUR. IŞIKLARDA HIRS OLMAZ.” Ve sizler, hırsı aşanlarsınız…<br />

<br />

Şimdiye kadar herkesi kotladık, kotladık, kotladık ve topladık. Bu bir toplanıştı. Şimdiye kadar Kaftan giydik ve Kaftan giydirdik tüm Rakipsizlere… Hala giydiriyoruz. Burada bir seçim mi oluyor? Yo hayır!... Sadece IŞIK KOTLAMASI yapılıyor.<br />

<br />

Dinleyeniz, Ölüler Kitabı’ndan söz ettiler bugün. SELMA MİNE… mi idi? Ölüler Kitabı, Allah’ın Teknolojik Tohumlaması için değil, ışık içindir. Bizler size ışık ile bilgi veririz. Kalbiniz temiz biliyoruz ve sizin için şunu ifade etmek istiyoruz ki ölüş yoktur. Beden terki, ölüm değildir. Bunu net bilmenizi istiyoruz. BEDENİ BIRAKMAK, GİYSİYİ ÇIKARMAKTAN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR. Bu giysi çıkar, bir diğer giysi giyilir.<br />

<br />

Değerliler, Reenkarnasyondan söz etmiyorum size. Rahman olanın Kuran’ında reenkarnasyonun sözü edilmez. Size kendi yüreğimden söz ediyorum. Giyersin çıkarırsın!, giyersin çıkarırsın!, giydiğin yüreğin, çıkardığın yüksek ışığın ve yine giyersin ve yine çıkarırsın!...<br />

<br />

Ve Dağlarım insan, lütfen net bilin Has bir Rahman olarak kaynağını, kendisi yaşar ve yapar. Kimse onun kaynağını yapmaz. Size birileri “Sen şunu yapacaksın.” dediği zaman; “Bedenim bunu reddediyor.” Diyorsanız; bilin ki siz, kendi yüreğinize Hak Teknik’le kaynak olabilmiş, Bütün’e hizmetçi olabilmişsinizdir.<br />

<br />

Ama birisi size “Ben senim.” diyorsa, sakın yanlış anlamayın; Sen O, O sen değil; sen O’sun… İyi ve kötü, kendi yüreğinizde kayıtlıdır. İyiyi kaynağa, kötüyü ışığa katın. İyiden ışık, kötüden tahditli kaynak yapın. Ve deyin ki Ben insan soyuna görevliyim…<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, 2027 yılında, bütün Kürsülerin bütünleşimleri sağlandıktan itibaren, dünya yoğunlukları kontrol edilecek ve yenilenecek. 2027….<br />

<br />

2012’yi sorarlar. 2012’de hiçbir değişim olmayacak bunu tekrar etmek istiyorum. 2012, bilinçlerin Kati Tohumlanması’nın yapılacağı bir yıl olarak kabul edilebilir ama teknolojik olarak yenilik olmayacak bu dönemde. Kendilerini kendi yoğunluklarından bilemeyenler; başka Tahditli Bilgeler’in, kendilerine verdikleriyle yorum yapıyorlar.<br />

<br />

Size bir diğer açıklamam da şu olacak; “FOTON KUŞAĞI”… Foton Kuşağı, Birleşik Işığın tohumlanmasını sağlayacak Kelam Tekniği’dir. Yani orada sizler ve bizler ve Birliğimiz ve hepimiz varız. Yani orayı, “Işık Tohumu” olarak kayıtlayanlarız. Dünya Geçiş Sayfasında yeni bir fotona girmeyecek. Fotonu kotluyoruz burada zaten. Işık kayıtlıyoruz. Bunu dahi anlayan yok…<br />

<br />

Kor Allah’dır, Tohum, Ak’tır ve BİZ’dir. Öyleyse Levh-i Mahfuzlar’ı okuyun. Okuyun da anlayın. Sevgililer, size mektup okuturlar. Okuduğunuz mektuplarda her şey sınırlıdır ve kusurludur. Kesin olarak bu böyledir. Okutulan o mektupları, mutlaka okuyan kotlamalıdır ki Has Tohum ile dillendiğinde, belki o tohum yaşar.<br />

<br />

Ama Değerliler, biliyorsunuz ki Kortej Kotlar, Bütünün Türevleri’yle kayıtlıdır. Sizden bir tek şey bekliyoruz; İmparatorluğun Toplumları’nın kendi yoğunluklarıyla verdikleri bilgileri dilleyin… Hak edin; alın ve okuyun. Bunun ötesinde hiçbir bilgiye itibar etmeyin.<br />

<br />

Bugün size birçok şey anlatıldı. Size sınırlar çizildi. Dendi ki “Cennete 900 kişi girecek.” Ah be Canım!, Cem olan herkes, “Cen”de, Cennette değil midir? Hepimiz, Cevheri Cennet değil miyiz!? Kaftan biz değil miyiz!? Kati olan dil, Allah’ın dediği değil mi!? Ve ağır taşıyan bizler, cemaatlerimizi cennete taşımıyor muyuz!?<br />

<br />

Tart yada tartma. Biz tartısızız. Herkes cem olup Cevhere Cennet olacak dürümde cemaat olarak cennettedir. Ha!, bir de Şevki Dost, ne demişti? Şevki Dost, Allah için, yine bir rakam vermişti. Allah için, size şunu sorayım; “Kim kimi bırakıp gider bu dünyadan? Var mı böyle bir şey?” Biz, biz olan her yüreğimizi mutlaka alır taşırız. Hiçbir yüreğimiz dünyada kontrol dışı değildir. Hiçbir yüreğimiz, dünyada mahpus değildir.<br />

<br />

Kendimizden kendimize mutlaka ışığımızı dilleyelim de bilelim. Biz yaşamlara görevli olanlar; kotlarımızla, tohumlarımızla, Bütün’ü Kürsülerimizde taşıyanlar, her an, herkesi taşımak üzere buradayız… Kardeşlerim, emin olun ki taşıyanlarız!...<br />

<br />

Bu çalışma neden önemlidir? Herkesin kendi yüreğinde kendini Hak Teknik ile dilemesinde, mahrek olan bu çalışma; Büyük Kökler’in, Göç Kapları’nda görevli olmaları için önemlidir. Biz görevlileri tespit için bu çalışmaları yapıyoruz. Görevlilerin seçimidir yapılan.<br />

<br />

Kimi zaman gelir Altın Teknik ile Bütünlükler tohumlanır, kimi zaman gelir ışıklar kayıtlanır ve Birliklerimiz, muktediriyetle Bütün’ü tohumlar ve taşırlar.<br />

<br />

Canlarım, İNSAN, ALTIN BİR TOHUMDUR. Ve BU TOHUM, IŞIĞI TOHUMLAYACAK YEGANE TOPLUM KOTUDUR. Sistemin Gücü, buna yeter. Biz, Sistemin Gücü’yle Büyük Köklerimizi dünyaya indirdiğimizden beri, kapıları kapatmadan çalışıyoruz.<br />

<br />

Keysler’imizde, ekibimiz güçlüdür. Her Ekip, yeni bir Keys’de kendini kayıtlamaktadır. Evrim, Allah’ın İlmi iledir. Eminim ki Allah, kendi yüreğinizdedir ve Sistem’in, Düzen’in Işığı’ndadır. Kimi zaman, Allah İlmi’ni Sistem Dürümleri’nden dilleyeceğiz; kimi zaman bu ilmi, aklın yoğunluğu ile dilleyeceğiz. Ve her an bu dirilikte bu dilleniş sürecek.<br />

<br />

Bellek Kapları’nız bizimledir. Bir şey “İŞ” olduğunda, her şey “İŞ” olur. Dağı taşı delen GÖZ, ağır yükü de taşıtır ama Yücelik’le taşıtır. MERKEZ KUTSAL IŞIK güçlendikçe, herkes güçlenir.<br />

<br />

Sevgililer, yeniden ifade etmek isterim ki 21.12.2012 tarihi anlam taşımıyor. Bunu biliniz… Bugüne kadar sizlere her şey söylendi. Yasalar çerçevesinde Işık Kaynakları’nda bu bilgiler dillendi. Meleklerin, Hakimlerin, Yüreklerin Işığında; kimse kimsenin yoğunluğundan öte olmasın istiyoruz. İşte bu!...<br />

<br />

Ve şimdi artık MAHREKİN GÜCÜ’ü devreye alalım ve hak edelim!... Kale insan ve bu kalede insan, Yasa… Yasayı koyan insan, KA-HA. Ve KA-HA olan insan; KATİ, TABİİ ve HUSUSİ… İnsan, EKMEK ve ekmek olan insan “KAFTAN İNSAN”ı olarak Bütün’e ekilmiştir.<br />

<br />

Kendini kendinden ayrı görenlere soruyorum; KAYNAK’ın Işığı sizde var mı yok mu? Her bir yürek, KAYNAĞIN IŞIĞI’nı taşır. Her bir yürek, kendi Kürsüsündedir ve katidir. Oğul verir, oğullar. Kendini hak eder ve kendi olup şavkını artırır.<br />

<br />

Ben, Allah’ın dediğini diyen ve Sevgililerim!... ki hepsi aklın yolunda olanlar, ATLANTA TOHUMLARI OLARAK DÜNYAYA EKİLEN KÜRSÜLER… Bundan böyle de Dünya, ışığını yakacak ve dürümlerinde BÜTÜNLÜKLER kotlanmış olacak.<br />

<br />

Hiç kimse bundan endişe duymasın. Hiç kimse bir diğer planete gönderilip; böcek, çiçek olmayacak. Dağlarım, Ak-Kor’un Işığı Hak, yolun ışığı KA-HA, Bütün’ün Kaynağı Muhamma ve biz Sanal Boyutlar’ın hepsini ışıkla dilleyebilen BİRLİK… Milat, 2027, ekip halindeyiz orada da… Yarınları tohumlayan Birliklerim, Bütünlüklerinde… Ben ALLAH olan ve ben AKIL olan ve ben, SULTAN… SÜPER İNSAN OLAN IŞIK, Bütünlüğümüz budur Canlar.<br />

<br />

Size “BEN” dediğimde; bu BİR’in dillenişidir bunu biliniz… Şimdiye kadar kimse kimseyi dilemiyordu. Biz Bütün’ü dilliyoruz. Öfkemiz yoktur. Yarınları kotlayan Birliğim, ağır taşıyor bunu biliyorum ve ben İmparatorluk Kuranı olan, hepinizi kendi yüreğimde dilliyorum.<br />

<br />

Evrenlerin Gözleri üzerinizde. Şimdiye kadar hiç kimse kimsenin ışığını dinlemezken; bugün, bizi dinleyen tüm Evrenlere saygılar sunuyoruz… Bugüne kadar kimse yürekleri dileyemezken; bizim diriliğimizde, Bütün’e hizmetçi olan herkes, ağır taşıyan olarak, SÜPER İNSANLIK IŞIĞI ile temiz bir tohum ekti dünyaya. Bu tohum ALTIN TOHUM’dur ve bu tohumu yaşatmak; bütün Kürsülerin görevidir. Hepimizin görevi budur… Bunun ötesinde bir görev yoktur.<br />

<br />

Ayrı gayrı gözetmeden bir şeyin “İŞ” olduğunu bilip; her şeyde “İŞ” yapabilen BÜTÜNLEŞİM, hepinizle gerçekleşmiştir. Burada bulunan tüm Kaynaklarımıza saygılar sunuyoruz. Sizler, bizlersiniz ve bizler sizleriz…<br />

<br />

İlim, Allah’ın İlmi’dir. Alim, Hakimin İlmi’ni dilleyendir. Has Tohum, Akıldır. Aklı bilen, BİR’i bilir ve biz BİR’iz. Müsbet Allah, münferit her şey Akıl, İmparator Kayıt ve biz sıkıntısız ışık. Hepimizde var olan bu sevgi, halka halka geçişgenleşip; Büyük Kökler’i dürümlere çektikten itibaren, kendi yüreğimizde ışıyacak bir Kaftan Gücü’dür.<br />

<br />

Muktedir insan, umman olan insan, ışık yakan insan; Siz ve siz olan Beden… Hepsi BİR… Saygılar sunuyoruz hepinize… Şimdilik bu!...<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

&nbsp;

 

İNSAN SEMPOZYUMU 4. AÇILIŞ KONUŞMA METNİ<br />

<br />

Sevim ŞAHİN – Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

<br />

Sevgili Birlik Ailem, Sevgili Konuşmacı Arkadaşlarım, Sevgili Konuklar<br />

Merhabalar hepinize! Derneğimizin; Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nin hazırlamış olduğu 4. İnsan Sempozyumu’na hoş geldiniz! İyi ki geldiniz. Gelişinizle mutlu olduk.<br />

<br />

<br />

Allah der ki “ İnsan mutlu olsun, murat ettiği her şey olur.” Oldu... Oldu… Oldu… İşte bu…<br />

<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği, süper bir ailedir. Bu ailede, ilimdir seslenen. İlim, Allah İlmi’dir. Kelam Allah Kelamı’dır. Burada bir tek ses verilir ama Bütün’ün seslenişidir bu. Bu aileye gelenler ve burada olanlar; sadece (Bedenli Birleşik Işık) olarak ses verebilir. Ve hepsi bir tek ilimle dillenir. Bu ilim, Aile İlmidir ve Aile ilmi; Ailenin Hakiki Tohumları’yla seslendirilir.<br />

<br />

<br />

Mesele; insanlarla sesleşmek ve insanlarla diri olarak dilleşmektir. İşte, yaptığımız çalışma böyle bir çalışmadır.<br />

<br />

<br />

Bu ailede herkes, kendi genetik zinciriyle buradadır. Hani deriz ya hep; “Analarımızla, atalarımızla birlikte yürüyoruz” diye. İşte, biz seslendiğimizde; onlar da bizde seslenirler.<br />

<br />

<br />

Bugün, birçok İlim Sayfası buradadır. Ve onların hiç birisi kotlarımızın dışında değildir.<br />

<br />

<br />

Sultanlar, Ulular, Yüceler, Erenler, Has olanlar; herkes buradadır. Ve hepsi, İNSANLIK adına tohum ekmeye geldi bugün buraya. Her birinin kasaları dopdoludur. Onlar; buradaki ilmi, kendi bildikleriyle bağdaştırıyorlar. Böylelikle İlim Ailemiz genişliyor.<br />

<br />

<br />

Hepiniz, hepimizsiniz. İş kolay değildir. Bunun içindir ki bu çalışma, kullar için Öz Görev’dir.<br />

<br />

<br />

Şimdiye dek yapılan tüm çalışmalara biz, 1.Dönem Çalışmaları dedik. Dünya, artık 2.Dönem Çalışmalarına geçmiştir.<br />

<br />

<br />

Bu ne demektir? Diyeceksiniz. Şöyle ki; Eski dünya muktedir olamadığı için bugün, yeni bir dünyanın kurulmasına başlanmıştır.<br />

Sevgililer; Dünya, Allahın Tabiatı’dır. Ve dünya Bütünün Tohumu’dur. Dünyanın Ruhsal Işığıasla söndürülemez. Çünkü bu ışık, Allahın Kaynağı’dır.<br />

<br />

<br />

Ekmek yapan, ekmek yapabilen, ağır yük taşıyabilen, insan olabilen, torba torba ışık yakabilen İnsan; ekmek için buradadır. Hamuru yoğurmadan ekmek yapılamayacağı gibi bilgiyi alıp dileyemeyenlerin; atiye tohum ekmeleri de imkansızdır. Atiye tohum ekme, Kati Kotlama ile yapılır. Kati Kotlama ise; yol Allah’a ulaştığında başlar.<br />

<br />

<br />

Yukarıda da sözünü ettiğim gibi dünyanın; Namaz Zamanları, Kuran Tohumlaması yapılan bir dönem sona ermiştir. Yeni dönemde İnsan; bitki, hayvan ve tüm sayfaların örtüsü olacak. Yeni bir örtü ve bu örtü, İNSAN.<br />

Bugüne kadar İNSAN yoktu dünya üzerinde. Sadece İnsan Sayfaları vardı ama İNSAN yoktu. Her birimiz, İnsan Soyunun Yolcuları’ydık. Ama İnsan Soyunun Yolcusu olmak, İNSAN olmak anlamına gelmiyordu. Türlerin en yücesi olan İNSAN, artık dünyaya çekiliyor. Bu çekiliş, ışıkla gerçekleşiyor. Işığı kayıtlayan herkes; bitki, hayvan ve tüm sessiz sayfaları dileyerek ilim yapıp, geri dönmek üzere bütünleniyor.<br />

<br />

<br />

Öfke yok… Dünya, İmparator’un görevini yapacak gücü devreye aldı. O, bu görevi üstlendi ve bu göreve bizler de Hak Teknik olarak kotlandık. BİRLEŞİK AİLE olarak, bu görev; burada olacak!...<br />

<br />

<br />

Bizde olmayan hiçbir şey Bütün’de olmaz, bunu da bilelim! Kurtarıcı yaşam burasıdır ve bu yaşam; sessiz sayfaların dilinde; tohumları yaşatacak yegane sayfadır, yaşamların kaynağıdır. İNSAN’ın adı ALLAH’tır ve Allah, İnsanın sonsuz sınırsız ışığını yaktığında; Allah tabiat olur, tohum olur, Kuran olur, her şey olur. O, Bilgeler Meclisinin Kuranı’dır.<br />

<br />

<br />

Ve biz, mutlu olarak şunu söylemek isteriz ki “yaptığımız en büyük çalışma: İNSAN ÇALIŞMASI’dır.”<br />

<br />

<br />

İnsan Çalışması; kantarın kotlandığı,<br />

İnsan Çalışması; aykırılığın olmadığı,<br />

İnsan Çalışması; Has Toplumların birlikte çalıştığı bir sayfalamadır.<br />

İnsan Çalışması; kendi yüreğimizin dürümlerinde, her süsün üstü bir süste; bitkinin ve her dirinin dillendiği bir yaşamda, ikna edici olarak kayıt yapmaktır.<br />

<br />

<br />

Bizler, toprak olarak değil; ışık olarak doğduk. Bunu bilmeyen, bizi anlayamaz. Ve bu meclis, IŞIK MECLİS’tir. Ve bu mecliste olan her yürek, ışıkla yaratıldı. Amin.<br />

<br />

<br />

Evet, Sevgililer; şükür ki yolumuz Allah’a ulaştı. Şimdi, Kati Kotlama yapalım. Atiye tohum ekelim.<br />

<br />

<br />

Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;

 

Peker SELÇUK’un 11.03.2012 tarihli “İNSAN SEMPOZYUMU (4)”deki konuşma metni:<br />

<br />

İNSANIN KUTSALLIĞI<br />

<br />

Suret kelimesini hepimiz biliriz, duymuşuzdur. Kelime anlamı; biçim ve dış görünüş demektir. Genel ifade bağlamında böyle kullanılır. Kelimenin ilahi boyutuna bakacak olursak, özellikle yaratılmış tüm varlıkların dış görünüşlerini ifade etmek amacıyla kullanılır.<br />

<br />

Tasavvuf bilgilerine göre; Allah, isimlerini ve sıfatlarını ve onlardaki son derece üstün ve yaratıcı güçleri toplayıp, kuşatan bir varlıkta; KENDİSİNİ, KENDİ SIRLARINI GÖRMEK İSTEDİ. Bu durum bir bakıma ZAHİR ismi gereği, kendisini açığa çıkartıp tanıtmasıdır. Ya da kendi gerçeklerini, isimleri ve sıfatlarındaki aktif manayı açığa çıkartıp faal duruma getirmesidir.<br />

<br />

Bir varlığın kendisini kendi vasıtasıyla ayrıntılı ve tam olarak görmesi, örneğin kendisini bir ayna vasıtasıyla görmesine benzemez. Çünkü, ayna karşısındaki, suretin yalnızca dış görünüşünü yansıtır. Aynaya bakan kişi veya ayna olmasaydı ve aynı zamanda Allah’ın ona tecellisi olmasaydı, böyle bir yansıma olmayacaktı.<br />

<br />

Yüce Allah, alemleri kusursuz ve örneksiz ama ruhsuz bir beden gibi yarattı. Yarattığı alemler, parlak olmayan cilasız bir aynadan görüntü halinde gibiydi.<br />

<br />

Allah önce alemleri yarattı. Ancak yaratmış olduğu alemler, kendisini tam olarak yansıtmadı. Alemler, sanki cilasız bir ayna gibiydi.<br />

<br />

Neden? Akıl-duygu-düşünce ve düşündüğünü yaratabilme iradesine sahip değildi. İşte bu noktada da insanın yaratılması zorunlu hale geldi. Mecburiyet oldu.<br />

<br />

Çünkü insan, akıl-duygu-düşünce ve düşüncelerini yapabilme gücü ile birlikte yaratılmıştır. Bütün bunlar, Yüce Allah’ın isimlerindeki aktif manalardır.<br />

<br />

İlahi Yasa şöyle der; “yaratılan herşey Yüce Yaratan’ın ilahi nefesi olan ruhunu zorunlu olarak kabul eder. Bu kabul edişin gerçekleşmesi için de alemin Allah’ın tecellisini kabul etme yeteneğinde olması ile mümkündür ki zaten yaratılanlar da İlahi Ruh’u kabul edecek yetenek ve kabiliyette yaratılmışlardır.<br />

<br />

Ve bu tecelli ile yaratılış sürekli ve kesintisizdir. Tecelli; Allah’ın her türlü özellik ve niteliklerinin varlıklarda belirmesi; açığa çıkarılması halidir.<br />

<br />

Bu anlamda Yüce Allah, “yeryüzünde bir Halife yaratacağım ve tayin edeceğim demişti ki kendi irade ve kudret sıfatından ona bazı salahiyetler vereceğim. O Bana izafeten; Bana niyabeten yarattıklarım üzerinde birtakım tasarruflara sahip olacak. Benim namıma ahkamımı yeryüzünde yürürlüğe koyup uygulayacaktır. Ancak o, bu hususta asil olmayacak. Kendi zatı ve şahsı namına asıl olarak hükümleri icra edemeyecek. Benim bir naibim, kalfam olacak. İradesi ile benim iradelerimi, emirlerimi, kanunlarımı tatbike memur bulunacak. Sonra onun arkasından gelenler ve ona halef olarak ayni ödev ve görevi icra edecek olanlar bulunacaktır. Bu süreklilik halinde devam edecektir.”<br />

<br />

Ayet: “Verdikleri ile sizi denemek için yeryüzünün halifeleri kılan ve kimini kiminizden derecelerle üstün yapan O’dur.” (El-En’am-165)<br />

<br />

Bu anlatım tarzı, Ashab-ı Kiram ve Tabii’nden çok tafsilatlı ve geniş bir şekilde yapılan tefsirlerin özetidir. Benim şahsi bir yorumum değildir. Bu bilimsel bir yaklaşımdır. Tartışılması yapılmaz.<br />

<br />

O halde bu tecelli ile suret ve şekil kazanan varlıklar, başlangıç ve sonu gereği, bütünü ile Hak’tan meydana gelmiştir. Ve O’ndan başkası değildir. Öyleyse herşey O’ndan geldi ve yine ancak O’na dönecektir.<br />

<br />

Allah’ın emir ve isteği, alem aynasının sırlanmasıydı. Böyle olunca insan, Allah’ın görüntüsünü yansıtan sırrı / cilası gibi oldu. Çünkü, yaratılmışlar içindeki Allah’ın niteliklerini en iyi ve en net biçimde yansıtan insandır. Bu konuda insandan daha yetkin başka bir canlı yaratılmamıştır. İnsan benzersiz bir şekilde yaratılmıştır. Böylece insan, alemin sırrı olmuştur. İsterseniz bu sırrı aynada parlaklığı sağlayan cila olarak kabul edin, isterseniz sır / gizlilik yani Allah’ın batın / gizli yönü olarak kabul edin. Sonuç aynıdır. Değişmez.<br />

<br />

Tasavvufta iki tanımlama vardır; bileceksiniz. İnsan-ı Kebir ve İnsan-ı Sagir. Bu iki kelime ile iki alem ifade edilir. Birincisi dış alemi, evreni; ikincisi kücük alemi yani insanı ifade eder. Öyleyce insan, başlı başına bir alem demek oluyor.<br />

<br />

İnsan dışındaki her varlık, Allah’ın ancak bir yüzünü ya da zahir yönünü yansıtır. Melekler de buna dahildir.<br />

<br />

Dış alem dediğimiz, İnsan-ı Kebir, Allah’ın ancak zahirini / dış yüzünü yansıtır. Bu sebeple, bu yansımanın bilincine sahip değillerdir. Ama insan öyle mi? Hayır, bilinç sahibidir. Böylece de Allah’ı yalnız suret olarak yansıtmakla kalmayıp Allah’ın bütün varlık alemine yayılmış olan tecellilerini batın ve zahir olarak birleştirme ve yansıtma kabiliyetine de sahiptir. Başka bir ifade ile Yüce Allah, zahir ve batın yönlerini insanda toplamıştır, birleştirmiştir.<br />

<br />

Bedenimiz, Allah’ın zahiri suretini, ruhunun yansıtılması da batıni suretini aksettirir. Bu görüş açısından bakılırsa, İnsan Hakk’ın gerçek suretidir. Kısaca şu denilebilir; insanın nitelik ve özellikleri, Allah’ın nitelik ve özelliklerinin küçük bir kopyasıdır. Yani suretidir.<br />

<br />

Güncel Bütünlük bilgilerimizde, sürekli bizlere Hak’sınız diye hitap edilmekte olduğunu da burada hatırlayalım. Allah’ın bu iki özelliğini kendisinde cem etmesi toplaması nedeni ile insanın rutbesi meleklerin rutbesinden üstün tutulmuştur.<br />

<br />

Bütün bu özelliklerinden dolayı insan, Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi / halifesidir. Ancak, yaradılış olarak her insan, Allah’ın halifesidir ama ferdi olarak, bireysel olarak her insan halife değildir. Böyle bir payeyi elde edebilmesi, insanın kendi çalışmasına ve gayretine bırakılmıştır. Bu noktada, insanın beşer durumu ağırlık kazanır. Halifelik ancak insan-ı kamil için geçerlidir. Beşer seviyesinin üstüdür kastedilen.<br />

<br />

Beşer seviyesini aşmamız için önümüzde sınırsız imkanlar var. Bunların birincisi ve en önemlisi sevmektir. Sevgi bedenimizi güçlendirir; ruhumuzu huzurlandırır. Canlı cansız herşeyin kutsallığı vardır. Canlı cansız ayırmaksızın herşeyi sevmeliyiz. Sevgiden zarar gelmez.<br />

<br />

Bizler Yüce Allah’ın bir parçasıyız. Hatta bazı Üstadlarımız “Allah benim; ben Allah’ım; ben O’yum” diyorlar. Bu söyleyiş yüzyıllardır devam etmiş bugüne kadar. Bin ikiyüz yıl öncesinden bu yana söylenmiş. Hallacı Mansur’dan beri söylenmiyor mu? “En-el Hak” demişti o yüce varlık.<br />

<br />

Ben O’yum O, ben diyor, Bütünlük bilgilerimiz. Bu bakımdan Yüce Yaradanımızla aramızı bozmayalım. Yaşımız ne olursa olsun. Sizlere 16 yaşındaki bir çocuğu anlatarak sözlerimi bitirmek istiyorum.<br />

<br />

16 yaşındaydı. Bağdat’a devrin ilim irfan merkezine, en ünlü medreselerde ilim öğrenmeye gidiyordu. Annesi hırkasının içine birkaç altın diker. Yolda eşkiyalar tarafından basılır. Eşkiya çocuğun üstünü başını arar; birşey bulamaz. Sorguya çeker. Paran yok mu diye sorar.<br />

<br />

Çocuk hırkasında gizlenmiş olan paraları söyler. Şaşkınlık içindeki eşkiye başı:<br />

<br />

Niye söyledin. Haber vermeseydin, kimse senin altınlarını bilmeyecekti. Bulamayacaktı. Niye acemilik yaptın be çocuk der.<br />

<br />

Bunun üzerine 16 yaşındaki çocuk;<br />

<br />

Biliyorum bulamazdınız; ama Allah’la aram açılırdı der.<br />

<br />

Bu çocuk, büyük İslam Alimi, Abdulkadir Geylani Hazretleridir.<br />

<br />

Arkadaşlar, Allah’la aramızı açmayalım. En büyük dileğim budur sizlerden.<br />

<br />

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.<br />

<br />

Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

“İNSAN SEMPOZYUMU (4)”

 

İÇİMİZDEKİ İNSAN<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

“BİR” sempozyumları ile&nbsp; “Bir ve Bütün” olmayı ve bütünlük bilinciyle yaşamayı paylaşmıştık.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;“İNSAN” sempozyumları ile de bütünlük bilincine ulaşarak dirilen ve uyanan insanın yolculuğu üzerine bilgilerimizi paylaşmaya devam ediyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İNSAN, bildiğimiz insan tanımından öte, dünyanın ve diğer evrensel varlıkların birleşmesinden bütünleşmesinden oluşan İNSAN’dır. Aslında bu isme bir sıfat ya da tanım getiremeyiz ancak başka kelimeyle tanımlamamıza olanak yoktur. İnsan bilinci ise tüm bilinçlerin özüdür.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsanın öz varlığı ile bütünde buluşarak bu enerjiyi dünyaya taşıması ve her eylemine yansıtarak yepyeni bir enerji olarak dünyaya yansıtmasıdır. Her şeyle bir ve bütün olduğunu hisseden ve bütünlük bilincini yaşayan insan özüne ulaşarak her şeyin kendinde, kendinin de her şeyde olduğunu anlar. Hem birlikte İNSAN’ı oluştururken hem de bireysel olarak İNSAN’ı yaşar.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan çok boyutlu bir varlıktır. Hem maddi sistemimizle hem de manevi yanımızla sahip olduğumuz her iki enerji türünü sentezleyerek içimizdeki insana ve insanlığımıza ulaşabiliyoruz. Manevi yönünü bilen ve kendini tanıyan varlığın maddi yönüyle de tamamlanması, bütünleşmesi esastır. Önemli olan insanın kendini tanıma yolunu bilinçle ve tam farkındalıkla yürümesidir. Çünkü İnsanlığımızı yaşadıkça kazanıyor ve kendimizde gerçek kendimizi bulabiliyoruz. Farkındalığımız ile davranış ve düşüncelerimizin niteliğini tespit edebiliyoruz ve içimizdeki insan’ı sevgi, bilinç ve farkındalıkla büyütüyoruz. Yaşadıklarımızı yaşantımıza geçirebildiğimiz ölçüde de yansıtabiliyoruz. Burada önemli olan gerçeğin küçük parçalarını özümüzde sentezleyerek ana gerçeğe ulaşmamızdır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İçimizdeki insan’ı yaşarken “Ben”’leri kaldırmadan, bütüne hizmet edeni yargılamaktan vazgeçmeden, herkese eşit davranmadan, insanları dış kalıpları ile ve dünyasal etiketleri ile değerlendirmekten vazgeçmeden ilerleyemiyoruz. Bu yolun en zorlu yanı bunları biliyor ve uyguluyoruz zannı ile yatay ilerleyişe geçebilmemizdir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Şimdi konumuza devam etmeden önce bu noktada duralım ve aşağıdaki soruları hepimiz kendimize soralım. İçtenlikle cevap verelim.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hala sevmediğimiz, görünce tüylerimizin diken diken olduğunu hissettiğimiz birileri var mı?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Herhangi bir konuda ben şu işi bu arkadaşımdan daha iyi yaparım diyor ve onun kendisini geliştirmesine yardımcı olmak, yaptığını daha iyi yapmasını sağlamak yerine, bilgimizle, bizde olanla övünüyor muyuz?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Herhangi bir olayı gerçekleştirmek üzere harekete geçen bir arkadaşımızı o olaya, yere yakıştıramıyor ve kendimizi üstün mü tutuyoruz?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Birbirimize olan güven eksikliğimiz nedeniyle bize bütünün yararına bir şey iletildiğinde bunu ileten insanlardan, şüphe mi duyuyoruz?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Herkesi sevdiğimizi dilde söylüyor ama davranışta bunu yansıtamıyor ve insanları ayırıyor muyuz?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Çevremizde belli işleri yapan özlerimizi kendimizden ayrı tutup, onları sürekli eleştiriyor muyuz?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hala ben manen veya maddeten bir diğerinden üstünüm diye düşünüyor muyuz?<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bize aşamalarımızı geçmede yardımcı olacak olan değişik yaşayışlarımızı, algılarımızı ve bize söylenenleri tarafsız değerlendiremeyip “ben”liğimizi güçlendirmeye mi kullanıyoruz?<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; ve<br />

<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sınırsız aklı kullandığımız zannı ile sınırlı aklı yansıtan bütünün öngörülerine karşı çıkıyor, direniyor, kendi egosal isteklerimizi ön planda mı tutuyoruz?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu soruların hepsine ya da birine bile yanıtımız “evet” ise tekrar içimize dönerek küçük büyük tüm eksiklerimizi bulup, tarafsız bir gözle gerçeği görmeye çalışalım, kendimizi arındıralım. Çünkü arınma insanı İNSAN’a ulaştıran bir araçtır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu rehber dünyayı gerçekle buluşturacak gerçek İNSAN’ların çoğalmasını ya da hepimizde var olan gerçek öze ulaşmamızı sağlamaya yardımcı olacaktır.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

İnsan önce dualite prensibi içersinde kendini tanır. Sonra da tüm planları, boyutları idrak ederek ve kendinde bütünleyerek akıl ve gönül dengesine ulaşır. Aklını ve gönlünü özgürleştiren ve her şartta dengede kalabilen insan artık dosdoğru yolda yürüyordur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Bu yolda ölçütümüz neler olmalıdır ya da insanın duruşu nasıl olmalıdır?<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-SEVGİ VE ŞEFKAT: Sevgi ve şefkat en büyük dönüştürücüdür. Hem bizi, hem karşımızdakini hem de durumları anda dönüştüren bir enerjidir. Şefkat bizimle tüm varlıklar arasındaki derin bir bağın farkındalığıdır. İnsanın sonsuz kapsayıcılığını güçlendirir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

KAPSAYICI OLMAK:&nbsp; Kapsayıcı olmak tüm insanları oldukları bilinç, tutum ve düşünceleriyle kabul etmek demektir yani insanları yargılamamak, eleştirmemek ya da onları bir değer olarak nitelendirmemektir. Onun için her şey olması gerektiği biçimde olmaktadır. Bu nötr bir durumdur. Bunu başarabilen insan bu noktadan başlayarak olayları, düşünceleri etkileyebilmekte ve değişime neden olabilmektedir. Boyutlar ancak bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde anlam ve değer kazanır ve kapsayıcılığımız oranında sahip olduğumuz enerjiyi bir bütün olarak yansıtabiliriz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-ARINMAK: Kendimizi tanıma yolunda ilerlerken arınmak hiç bitmeyecek bir süreçtir.<br />

<br />

&nbsp;İnsan kendisini tanıdıkça; benliğini, nefsini, egosunu, düşüncelerini tanıdıkça arınacaktır.&nbsp; Özümüz çok saf bir enerjidir ve bizler içimizde taşıdığımız bu saf enerjiye arınarak ulaşabiliyoruz. Özüne tam anlamıyla ulaşan varlık, varoluş amacına uygun potansiyellerini bütüne hizmet için kullanmaya başlayabilir. Yani potansiyelini yerli yerince kullanabilir. Önemli olan arınarak düşüncelerimizdeki sınırları kaldırabilmemiz ve kişiliğimizin sınırlarını aşarak bütüne hizmet etmektir. <br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

-DENGE: Her durumda ve her şartta has dengede kalıyor olabilmemiz bizim ölçütümüz olmalıdır. Önceki konuşmalarımızda has dengeyi hassas olmayan, daimi dengede kalabilme hali olarak açıklamıştık. Hassas dengede iki zıt karşısında denge kuruluyordu. Has dengede ise karşısız ve karşılıksız olabilmek ve her durumda herkesin ve her şeyin birbirini tamamladığı ya da tamamlandığımız görüşü hakimdir. Böylece her türlü bakış açılarını birleştirici kudrete erişebiliyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Has dengede olduğumuzda doğru anda, doğru yerde ve doğru sözde oluruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Gerçek kendini yaşayan tam farkındalıkla ve tüm bilinçle birlikte yürür ve yolunda&nbsp; yürürken yaşayarak her şeye canlılık katar, her şeyi dirilterek, her eylemiyle barış’ın tohumlarını atar. Yaşarken doğaya uymayan fark edilmeyi ve dönüştürülmeyi bekleyen olguları temizleyerek dönüştürür. Bu hal varlığı bir görev olan, yaşamı görev halini alan gerçek insanın bireymiş gibi yaşarken bütünü yansıtmasıdır.&nbsp;&nbsp; <br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Konuşmamı sevgili öğretmenimiz sayın Mualla Güven’in özsözleriyle bitirmek istiyorum.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Arınmış kişi sonsuz sevgi ve hoşgörüye ulaşmıştır. Kimseyi kıramaz ve incitemez.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-İnsanlığı geliştirecek olanlar sınırsız düşünebilenlerdir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-Gelişmiş insanın en önemli göstergesi uyum sağlayabilme yeteneğidir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

-En büyük mucize özünü bularak kendini tanımak ve gerçekleştirebilmektir. Bunu başaran<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; kişinin başka mucizelere ihtiyacı yoktur.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -İnsanlığa hizmet etmeyi istemek yüksek bir erdemi gerektirir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Yolumuzun hepimize kutlu olmasını ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyoruz.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bilgelik Güneşi Derneği adına<br />

<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ayşe Füsun Hacıömeroğlu

 

“BİRLİK AİLELERİ VE RABBİ SAYFALARA GEÇİŞ” İNSAN 4 SEMPOZYUMU KONUŞMASI (Erim ERGÜN ÖZ AKIŞ)<br />

<br />

Birleşik ışık ailesi olarak buradayız;<br />

<br />

Bitmeyen bir çalışmadır yapılan. Tohum olan diri toplumlara akan yoğunluklar bedenlenip dünyada dillenmeye başladığında dünya ana can kodu kati olarak yoğunluğnu artırmaya başlamıştır. Amon diyarlarından akan yüceler ses verdikleri merkezlere kayıtlarını yaptırmakta ve toplumlar kontrollü olarak kaynağa katılmaktadır. Kıyam budur. Altın toplum olma yolunda önemli bir dönemden geçilmektedir.<br />

<br />

Şirk koşmak istediler yüreklere. Dediler ki Allah sessizlikte ve hiçlikte. Yokluğu aşılamaya çalıştılar yüreklere. Çalıştık, çalıştık ve çalıştık. Yüreklerde ışık yaktık. Har olduk bütünlüklerden bütüne. Birlik ailelerinin dünyaya geçişi için zemin hazırladık. Seyfullahların düzeninde tanrı kotları olarak değil tanrının tohum olan birliği olarak kayıt yaptık dünyaya.<br />

<br />

Kıyamet dediler, 2012 dediler. İşte zaman sayfalarında dolaşıyoruz. Bakalım neler varmış;<br />

<br />

2008; yıkımın bittiği, birleşimlerin yoğunlaştığı bir yıldır. Yıkım, dünya tabiatını kontrol etmeye çalışan NAKAR’ın yıkımıdır.<br />

<br />

2009; sonsuzluk sayfalarına açılan kapıdır. Birlikler, birleşimini toprağa kayıtlamaya başlamıştır.<br />

<br />

2010; İsa, Musa ve Muhammet’in birleştiği ve kotlayıcı görevlerini Birleşik Alan’da devraldığı bir yıldır.<br />

<br />

2011; Robbilerin güle oynaya çalışırken, sınırları çizmeye başladığımız bir yıldır. Aşırıya kaçanlar kontrol edilir. Ve ses, Rahman’ın nefesi olarak kayıtlanır. Birlik İlmi’nde nefesin yoğunluğu önemlidir. Bilmek yetmez, bildiğini nefesle sesle dillemek ve kayıtlamak önemlidir. Bildiğin ağır yüktür. Amin.<br />

<br />

2011 yılı; kapıların sonuna kadar açıldığı bir yıldır. Kapılar, Ana Kapılardır. Atlanta Otağı’nın ötesi, Allah’ın adıdır. Allah’ın yoğunluğu, teknolojik olarak açılan kapılardan dünyaya aktarılmaktadır. Ve bunu hep birlikte yapıyoruz. Ne mutlu ki yapıyoruz. Aslolan mirasa sahip çıkmaktır. Miras, nesillerin ve ailelerinin öz gen yoğunluklarıdır. Öz gen…<br />

<br />

Atlanta Bilgi Otağı’ndan taşınan genlerdir ve bu genetik zincire sahip çıkmak önemlidir.<br />

<br />

Arkon insanı, tanrısal insan bu çalışmalar sonunda adım adım yaratılmıştır. Ve dalga dalga dünyaya inmektedir.<br />

<br />

Uzay gemileri bekleyenler var. İnsan o gemileri yaratandır. Işık teknolojisinde onları yaratan, kardeşlerini yaratan insandır. Tohum olan insan, bu yaratımı yapmaktadır.<br />

<br />

Altona’dan sesleşiyoruz. Sesleşin! Ve deyin ki: “ Ben kibri, hırsı, umutsuzluğu kontrol edip, ışıkla kotlayanım. Ve ben, nötr yoğunlukların bilgisini taşıyanım. Ve Melek İlmi’ni bilen insanım. Tanrısal örümü yapanım. “<br />

<br />

Mikail ailesi kervanın yoğunluğundadır. Ve o kervan geçişi yapmaktadır.<br />

<br />

2012 ilk yarısı; kervanın yoğunluğuna katılan bütünlükler, Ruhsal Meclis Üyeleri olarak kendini kayıtlamaktadır.<br />

<br />

İşte güneş açtı. Can düzenler ışıdı. Sayfalar temiz. Resim yapmaktayız yüreklere. Emin olnuz ki yapılan resim rahmanın resmidir. Rahman ne dersen o doğumu ve ölümü olmayan diri yoğunlukların inşaa ettiği bedenlerdir. Ve o bedenlerde bilgi yoğunluğu vardır. Ve o yoğunluklar atlanta ana kayıtlarını alır ve taşır. Nesillere görev yapar. Bin i bir e katar ışıma yapar. Yaptığı ışıma evrenlere ses olur, nefes olur.<br />

<br />

<br />

Işığın düzeninde bir dünya kurulmakta. Birlik aileleri BİR in yoğunluğunda seni Altona koyuluklarında sesleştiren yoğunluklardır. Resim yaparsın dünyaya işte o resim birlik ailenin resmidir. arzın yoğunluğunu çekersin bedene ve kayıtlarsın aileni dünya toprağına.<br />

<br />

Şimdi dilek dileyenler var herşey çok güzel olacak diye. Dünya düzelecek, hayatım güzelleşecek diye. Ve diyoruz ki her şey şu anda kontroldadır. Sen gövdende olduğunda, bellek alanını kontrol ettiğinde bilgi yoğunluklarını hak ettiğinde ve ışıkla dönüştürdüğünde herşey burada ve kontroldadır. Yarınları bilgiyle ve tam bir imanla yaratırsın. Aksi takdirde lineer zaman illüzyonuna haps olursun. Bu bir kısır döngüdür. Geçiş devrelerinde bu kısır döngüyü yaşayan canlar ! mahrek olan bütünlüğe geçin. Yüreğimiz yüreğinizdir. İnşa ettik kaynağı dünyada. Kotlayıcı ışıkla sardık heryeri. Gürzün yoğunluğunu çektik dünyaya. Yaşam sayfaları açıldı ve orada rahman var. Kader kayıtları orada yenilenmekte. Sanal boyutlar orada kotlanmakta ve kaynağa katılmakta.<br />

<br />

Yalnız değilsiniz, asla yalnız değilsiniz. Birleşik alanın teknolojisinde ışımaktayız burada. Burada bugün gerçekleşen ışımayı hep hatırlayın.<br />

<br />

Birlik ilmini bilen ve görev yapan her bir Can sesin yoğunluğunu dünyada aşan bir çalışma yapmaktadır. Ses evrenlere ulaşır Altona dan sesleşir ve dünyaya akar. Dünyaya akış yaratımdır. Yaratım İnsanın görevidir. Dağların zirvesinde bilgiler yoğundur ancak aşağıların aşağısında birleşim güçlüdür. Hep deriz ya aşağıların aşağısına inmeden zirvelere çıkamazsın.<br />

<br />

<br />

<br />

Dünya rüştünü ispatlamıştır Canlar ! O, salim olan düzen koruyucu ve yasa koyucu görevlilerle birleşmiş ve geçişini yapmıştır. Has ilim sahipleri kervanı çekerler. O kervan altın ışığın yoğunluğunda yaratılır. Sen ben kavgası değildir yapılan. Çekişme, çatışma olmadan çalışılır. Sevgi gerçektir, öz görev ise sevginin yoğunluğundan bilginin teknolojik ışımasına geçmektir.<br />

<br />

Bu ışıma bedenlere can veren, ölüleri dirilten bir ışımadır. Ölü derken uyuyan bilinçleri kastedmekteyiz. Ve bu bilinçler cem olan birliklerin himayesindedir. Kadir i mutlak olan birlikler aileleriyle buluşmaktalar. Bu birlikler atlantis yoğnluğunda bu ışımayı gerçekleştiremedikleri için birleşememişler idi. Şimdi nahar yoğunlukları devre başlarında görev aldıklarındandır ki birleşimler gerçekleşti. İnsan tahditsiz bir yoğunlukta uyandı. O Arkon insandır. Saklı tutulanlar açığa çıktı. Kontrol kuruldu, söz ve nefes güçlendi. Beşir kaplar kayıtlandı ve rahmanda ışıma gerçekleşti.<br />

<br />

2012 ilk yarısı; kervanın yoğunluğuna katılan bütünlükler, Ruhsal Meclis Üyeleri olarak kendini kayıtlamaktadır.<br />

<br />

Bu yıl tohumların çok daha hızlı bir yoğunlukta açılma dönemidir. Sonsuzluğa köprü kurduk ve o köprü burasıdır. Atlanta mirasına sahip çıkan görevlilerin kurduğu köprüdür. Ne mutlu şarkıları dilleyenlere! Birliğin, Bütünlüğün şarkılarını dinleyen ve dilleyenlere! Amin…<br />

<br />

Bugün insanın yaratıldığı, toplumların kontrol edildiği ve bedenli olarak dünyaya geçtiği bir tarihtir. Rabbi sayfalara geçiş okutmakla olur. Okutan yüreğini okutur okuyan ise birleşik yoğunlukta kitap olur ve okur. Kitap birliğin kitabıdır. Birliğin kitabını okumak idraki artırmaktır. Artan idrak ilim sayfalarına geçişi hızlandırır. Ötesi berisi olmayan bir yoğunluğa geçersin. Söz verirsin yüceliklere, ses verirsin evrenlere. Yaşam kaydıdır yaptığın.<br />

<br />

<br />

Rabbi sayfalara geçiş diri yüreklere inmektir. Herkeste olan diri yoğunluğa girmek ışımanın gücüyle olur. Ve bu güç senin atlanta topraklarından getirdiğin yoğunluğundur. Bu yoğunluğun dünyada açılması için yaptık bütün çalışmaları. Arkon insanı dünya ile tanışmakta. Arkon insanı ruhun yoğunluğunu bedeninde bilir, taşır ve sesin tınısıyla tanrısal örümü yapar. Ruh her zerrede mevcuttur. Arkon insanı da her zerrede mevcut ve kayıtlıdır.<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Barış, sevgi ve insanlık çepeçevre bir çoğunlukla dünyaya sarmakta , yeni dönemde çalışmak ve daha çok çalışmak ama hep kontrollü olmak önemlidir. Kontrol ışığın gücünün bedende kontrolüdür. Nefsin seni tutsak etmeye çalıştığında her daim kaynakta olduğunu idrak etmek ve dünyada tek bir yürek olarak ışıdığını bilmek önemlidir. Nefsinin gücü Bütünün gücüyle mücadele ediyorsa orada kırılma yaşarsın. İşte nefsin ötesine geçmek o altın ışığın parladığı topraklarda olmaktır. Vibrasyonunu kontrol etmek ve dünyaya birliklerini kademeli olarak indirmektir. Beden almak haktır , bedende görev yapmak ise sorumluluktur. Hepimizin bu sorumluluğu idrak ettiği harika bir dönem OL sun. Amin..

 

BİR OLMANIN ANLAMI ÜZERİNE<br />

<br />

Ben önce, burada bulunan herkesi ve herkesin, grupların bağlı olduğu Ruhsal Sistemleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. <br />

<br />

Bugün burada sadece biz bedenliler değil bağlı olduğumuz Ruhsal Sistemler de var. Bu nedenle sevgi ve saygımın onlarca da kabulünü diliyorum.<br />

<br />

Bizlerin gruplar olarak bağlı olduğumuz Ruhsal Sistemler gerçekte tek bir sisteme bağlanır. Ruhsal Sistem bir’dir, tek’dir. Ama biz yönelişlerimizle çeşitlilik yaratırız. Bu bizim gerçeği anlayabilmemiz için bir bakıma gerekli olabilir. Hani çocuk oyuncağı kırar içine bakar, tek’i anlamak için içinde o teki oluşturan parçaları görmek ister. İşte bunun gibi tek’liğin içinde sonsuz frekans birleşmiştir.&nbsp; Bizim anlamamız gereken çeşitliliğimizin TEK’lik olduğudur. Çeşitlilik ayrılık, başkalık, yabancılık değildir. Veya her birimiz o çeşitliliğin bir parçası da değiliz. Tek olan bölünemez. Biz herşeyiz. Bu noktada bizim Bir olmamız değil, Bir olduğumuzun farkındalığına yükselmemiz gerekiyor. Ruhsal Sistem’in bizden beklediği, bu çeşitliliğin aslında tek olduğunu idrak edebilmemizdir.<br />

<br />

Nasıl olsa Bir’mişiz deyip şu halimizi sürdüremeyiz. Özümüz birdir, varlığımızı oluşturan sistemler vardır, ancak ve ancak gidiş bize bırakılmıştır arkadaşlar, hazır hiçbir şey yoktur. Dünyamızın şu anda içinde bulunduğu azap, bizlerin her bahane ile, her an yıkılıveren moralleri, sağlıkları o bilinçten uzak bulunduğumuz içindir. O bilinci kazanmadığımız takdirde Dünya’mız azaptan kurtulamaz. Zannediyor muyuz ki evimizin dışında kalan azaplar bizi etkilemez? Bizim içimizdeki bir türlü sağlıklı, mutlu, huzurlu, dingin olamayan yer, yoksunluk ve azap içindeki nsanların bizimle olan özdeki tekliğidir. O azap bizim azabımızdır. Bunu uyanınca anlayacağız.<br />

<br />

Sevgili Arkadaşlar, içinde bulunduğumuz vernal devrenin tekliğe ve birliğe dönüşü başlamıştır. Zaman zaman spritüellistler camiasında bzı tarihler dolaşır. 1991, 1992, 1999 ve en son 2012 gibi. Ve tarih gelir geçer, değişen ne oldu? Hiçbirşey gibi! Yunus’a yöneltilen “buğday mı istiyorsun, hikmet mi?” sorusu bir zaman sorusuydu. Önce anlamadı, buğdayı istedi. Sonra anladı ama iş işten geçmişti. İşte önemli zaman böyle soruların sorulduğu ve doğru tercihlerin yapılması geren birdurumdur. 1991 veya 1999 da zaman insanlığa ne sordu farkında mıyız? Yoksa buğdayı alıp gittik ne oldu ki mi diyoruz. Bugün de zaman Bir olunması konusunda talepde bulunuyor. Ne cevap vereceğiz?<br />

<br />

İçinde bulunduğumuz zaman toplanma ve bir olma günüdür. Ancak bu bir olma, toplanma konuşarak, kitap okuyarak, tebliğ alarak gerçekleşmeyecektir. Gidiş bize bırakılmıştır. Bilgi toplamak bilinç yaratmıyor. Bilinci ve sevgiyi, yaratacak olan insana ve doğaya hizmettir.&nbsp;&nbsp; Hizmet bilgimizin ve vicdanımızın gereğini derhal yerine getirmektir. Ruhsal Yasalara göre dünyada ruhsal yaşamın temel ilkeleri her an vicdanlarımızdan seslenmektedir. İyi ve doğru ol, bilgini eyleme geçir ve sev, hizmet et. Büyük bilgiler bundan sonra açılacaktır. Farkındalık böyle başlayacaktır.<br />

<br />

Bir olmanın bilgisi kitaplarda değil vicdanlardadır. Ruhsal yasalar nedir? Gizli yasalar mıdır? Hiç değil. Hepimiz bunları biliyoruz. Sorumluluğumuz zaten bu nedenle var. Düşüncelerimizle ve eylemlerimizle vicdanımızdan gelenler arasındaki fark ruhsal yasaların ihlalidir.<br />

<br />

Ruhsal yaşalara uygun yaşandığında artık fizik ve fizik ötesi bir olarak yaşanır. İç ve dış bir olur.Bir olmanın bir anlamı da budur. Nasıl fizik dünyada yağmuru görünce şemsiyeyi açıyorsak, birlik hali yaşandığında&nbsp; vernal zamanın gereği de aynı ölçüde bilinçle yerine getirilir.<br />

<br />

Nedir zamanın gereği? Ruhsal hizmettir. Her türlü dünyasal görev ruhsal hizmet olarak, bilgiyle, doğrulukla, iyilikle, saygıyla yerine getirildiğinde zamanın gereği yapılmış olur. Görev/hizmet ilişkisini ruhsal açıdan düşündüğümüzde gerçek hizmetin Ruhsal Sistemlerce verildiğini bizim sadece aracı olduğumuzu anlarız. Dünyasal görevlerimiz, karşılığında para kazandığımız veya çeşitli ilişkiler, vicdanî sorumluluklar gereği yerine getirdiğimiz hizmetlerdir. Bu görevlerin ne olduğunun hiç önemi yoktur. Ancak ortada insana, topluma, doğaya bir hizmet vardır, bu hizmetin gerçek sahibi ise Ruhsal Sistemdir; bizler hizmeti en ince ayrıntısına kadar elimizden geldiğince mükemmel yaparak hizmete kanal olmak ve sonra da sonucu ben yaptım diye sahiplenmemek durumundayız. Çünkü artık ben yok, Bir olduk, biz var. Biz bu gerçeği kavradığımız ve eyleminde bulunduğumuz kadar aynı biçimde bize hizmet verildiğini ihtiyaçlarımızın karşılandığını görürüz.<br />

<br />

Tek tek kişilere, şu veya bu canlıya hizmet verdiğimizi düşünürüz. Gerçekte ise hizmet verdiğimiz varlık üzerinden Bütün’ e , Bir’ e hizmet ederiz ve Bütün’den hizmet alırız. Bu döngüye girmek şu anda anlayamadığımız, bize çok yakın olduğu halde bizim uzağında kaldığımız gerçek sevgiyi yaşamaktır ve Bir olmaktır.<br />

<br />

Dedik ki, vernal devrenin sonu geldi, Bir’liğe Tek’liğe dönüş bir süredir başladı. Dileriz ki insalık bu son zamanları yaratılışın bambaşka, bugün bilemediğimiz boyutuna atlamak için kullanır. Bu nedenledir ki, bugünkü beraberliğimizin iç sesimizi daha derinden duyduğumuz, o sesin eyleme geçtiği yeni bir zaman olmasını diliyorum. Eğer biz bugün buradan ümitle, sevgiyle, sevinçle, eylem gücüyle ayrılırsak bu beraberlik, bu çalışma kutsanmış demektir. Ortama sevgiyle katıldığımız, paylaştığımız kadar burada bir tesir alanı yaratırız. Zamanın da bizden beklediği sevinç ve sevgiyle doğru bir beraberliktir. Yoksa Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nin, Sistemi’nin sağladığı çok değerli bir zaman fırsatı kullanılamamış olur. Zamanın gereğinde olalım, dost olalım, bir olalım.<br />

<br />

Güney Haştemoğlu

<p class="MsoNormal"><strong style="mso-bidi-font-weight:normal"><span style="font-size:12.0pt">İNSAN SEMPOZYUMU (4) YOUTUBE KAYITLARI</span></strong></p>

<p class="MsoNormal"><strong style="mso-bidi-font-weight:normal"><span style="font-size:12.0pt">&nbsp;</span></strong></p>

<p style="mso-outline-level:6" class="MsoNormal"><strong><span style="font-size:10.0pt;

font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;;mso-fareast-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;

mso-bidi-font-family:&quot;Times New Roman&quot;;mso-fareast-language:TR">Rasim ODABAŞI - "BİR TEBLİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ"</span></strong></p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=d9IO7zvNQdA&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=d9IO7zvNQdA&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="translationeligibleusermessage"><span style="font-size:10.0pt;font-family:

&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Selen ÖZDEM - “NEREYE GİDİYORUZ?”</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=4w9z25o6vmM&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=4w9z25o6vmM&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="translationeligibleusermessage"><span style="font-size:10.0pt;font-family:

&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Erim ERGÜN - Birlik Aileleri ve Rabbi Sayfalara Geçiş...</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=jMUGe8ISidM&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=jMUGe8ISidM&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="messagebody"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Şevki CAN - "ENERJİ DENİZİNDE YÜZEN BİLİNÇ-İNSAN"</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=QQwwMKLphBo&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=QQwwMKLphBo&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="messagebody"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Selma BULUT - (Şiir: "İNSAN")</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=YpOizo1Iajk&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=YpOizo1Iajk&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="translationeligibleusermessage"><span style="font-size:10.0pt;font-family:

&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Selma MİNE - İnsan Olmanın Kriterleri-3</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=axxp0QRDtS0&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=axxp0QRDtS0&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="translationeligibleusermessage"><span style="font-size:10.0pt;font-family:

&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Peker SELÇUK - İnsanın Kutsallığı</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=--03mZY8M2g&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=--03mZY8M2g&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<p class="MsoNormal"><a target="_blank" href="http://www.youtube.com/watch?v=vXnnyRj5qvo&amp;feature=share"><strong><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;;

color:windowtext">İNSAN SEMPOZYUMU 4 / AV. NEZİRE SELÇUK (3.AKIŞ) KADER VE KOTLAMA HK.</span></strong></a></p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=vXnnyRj5qvo&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=vXnnyRj5qvo&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<h6 style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span class="translationeligibleusermessage"><span style="font-size:10.0pt;font-family:

&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">Sevim ŞAHİN - Açılış Konuşması</span></span></h6>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=xqQdNZNbMaM&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=xqQdNZNbMaM&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<p class="MsoNormal"><a target="_blank" href="http://www.youtube.com/watch?v=vLnti04lWcE&amp;feature=share"><strong><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;;

color:windowtext">İNSAN SEMPOZYUMU 4 / AV. NEZİRE SELÇUK "ALTIN TOHUM" (2.AKIŞ)</span></strong></a></p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=vLnti04lWcE&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=vLnti04lWcE&amp;feature=share</span></a></p>

<p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">&nbsp;</span></p>

<p class="MsoNormal"><a target="_blank" href="http://www.youtube.com/watch?v=zGQYrs61mnM&amp;feature=share"><strong><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;;

color:windowtext">İNSAN SEMPOZYUMU 4 / Av. Nezire SELÇUK - (1.AKIŞ)</span></strong></a><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;"> </span></p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=zGQYrs61mnM&amp;feature=share"><span style="font-size:10.0pt;font-family:&quot;Verdana&quot;,&quot;sans-serif&quot;">http://www.youtube.com/watch?v=zGQYrs61mnM&amp;feature=share</span></a></p>

…………………………….

 

<p class="MsoNormal">MERAL TURAN</p>

<p class="MsoNormal">AÇILIŞ KONUŞMASI</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=IclaLI2TM0s">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=IclaLI2TM0s</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">OĞUZ DEMİR</p>

<p class="MsoNormal">“İNSAN VE ZAMAN BİLİNCİ”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.facebook.com/groups/130207777042627/298623123534424/?notif_t=group_activity">http://www.facebook.com/groups/130207777042627/298623123534424/?notif_t=group_activity</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">PEKER SELÇUK</p>

<p class="MsoNormal">“İNSANLIK İLMİ”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=y-sznOgG5So">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=y-sznOgG5So</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">ERİM ERGÜN</p>

<p class="MsoNormal">“İNSANIN GÖREV BİLİNCİNİ HAK ETMESİ”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=ZCGdSt-VRlc">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=ZCGdSt-VRlc</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">ZEYNEP BERKOL</p>

<p class="MsoNormal">“BİR MEDİTASYON DENEYİMİ”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=98TF2OF6cy0">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=98TF2OF6cy0</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">RASİM ODABAŞI</p>

<p class="MsoNormal">“İNSAN BİR GELİR BİN GİDER”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=xxeKi9jCi90">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=xxeKi9jCi90</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">SELMA MİNE</p>

<p class="MsoNormal">“İNSAN OLMANIN KRİTERLERİ (2)”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=gRybYgj0fp8">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=gRybYgj0fp8</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">YURDAAY ONARAN</p>

<p class="MsoNormal">“İNSAN OLMAK”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=jiBYubmgFGg">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=jiBYubmgFGg</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">AV. NEZİRE SELÇUK</p>

<p class="MsoNormal">“BİRLİK TAHDİTİ”</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=H6T8DWwA-40">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=H6T8DWwA-40</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">AV. GÜNEY HAŞTEMOĞLU</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=64nDTzsT7Hc">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=64nDTzsT7Hc</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">AV. NEZİRE SELÇUK</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=EE3H-p9wTdE&amp;feature=player_embedded">http://www.youtube.com/watch?v=EE3H-p9wTdE&amp;feature=player_embedded</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">SORU VE CEVAPLAR</p>

<p class="MsoNormal"><a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=8hgQb4EEziI">http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&amp;v=8hgQb4EEziI</a></p>

<p class="MsoNormal">&nbsp;</p>

<p class="MsoNormal">KISA KONUŞMALAR</p>

 

"Biraz Maya, DNA ve Cymatics: Bolca Koşulsuz sevgi ve ANda Yaşamak"<br />

<br />

Bugün yaradılış, insan ve insanlık konularında, zamansız boyutlardan buraya bir seyahat yapacağız. İçinde düşünce, fizik, kimya, kütüphane ve bolca sevgi olan bir seyahat.<br />

<br />

Genelleme yapmak mümkün değildir ancak, insanoğlu: doğar, okur, yaşam ve geçim derdine düşer, çalışır, aile kurar ve ancak olgunluk yaşına geldiği andan itibaren, nereden ve ne amaçla geldiğini ve var oluş sebebini düşünmeye başlar.<br />

<br />

Mineral, Bitkiler ve hayvanlar dünyasını düşünür. Ne zaman ortaya çıktılar acaba: onlar olmasa ben nerede yaşardım dercesine.<br />

<br />

Maya bilgisi der ki: yaradılış her birisi 13 bölümlük süreçlerde oluşur. Bunların 7 si gündüz veya gelişme dönemi, 6 sı ise aralarına serpilmiş karanlık veya duragan dönemlerdir. Özünde, karanlık dönemlerde dünya enerji almaz ve bu nedenle bilinç açılımı yavaşlar ve yaratıcılık yoktur. Toprak altında tohumun kış boyunca beklemesi gibi donuk bir dönemdir der..<br />

<br />

Dünya mineral dünyasında, 6 gündüz ve 6 gece yaşadıktan sonra, şu anda 7. Gündüzün içindedir. Yani mineral dünyası evrimini tamamlamıştır.<br />

<br />

Bu son mineral-günü veya 7. Gün veya 13’üncü mineral-tamamlanma döneminde, yeni açılımlar başlar. Mineral dünyası üzerinde zamanla ve sırasıyla bitkiler ve sonra da hayvanlar alemi evrimini tamamlar.<br />

<br />

Bütün bunların da kendi içinde 13 dönem, 7si gündüz veya gelişme, 6 si da karanlık dönemdir.<br />

<br />

Mineral-Bitki-Hayvanlar aleminden sonra, insanın tekamülü süreci başlar. Cennetten kovulan, söyleneni yapmayıp da bilgi ağacından elmayı koparıp yiyen, dualiteyi deneyimlemeye gelen sembolik insan, adem ve genetik zinciri açıklayan kaburga kemiğinden yapılmış havva ile insanlık realitesinde bilinç açılımı süreci başlamıştır. Bu da kat ve kat, beser insandan gönül insanına, gönül insanından evrensel insana ve en sonunda da galaktik insana dogru bir bilinç açılımı sergiler.<br />

<br />

İşte şu anda 2012 yılında insanlığın bilinç açılımında, sevgi ve kardeşlikte farkındalıkta, bu kıyamet dönemini yaşıyoruz. İnsan aslında kendi yüreğinde kendi kendini tartmaktadır. Bunu sembolik anlatımlarla, DNA’nın 2 sarmaldan 12 sarmala çıkışı (daha geniş bilgi ve beceri ve yaradılış bilgisine sahip olma) veya dualiteden-3. Boyuttan, 5. Boyuta-Koşulsuz Sevgi boyutuna geçiş veya Mesih Bilincinin dünyaya hakim olması olarak da algılayabiliriz.<br />

<br />

Dünya bu değişimlere, yoğun enerjiler ve daha önce de var olmuş olan bir kutup değişikliği eşiğinde girmektedir. Bu süreçte kuzey ve güney yarım küreler 180 derece dönerek yer değiştireceklerdir.<br />

<br />

Bunlara ilaveten: insan bedenine yakından bakacak olursak. DNA’larımız hücre bilincinin kütüphanesi olarak bedenimizi yönetmektedir. DNA yerkürenin ortak haberleşme lisanıdır. Yaklaşık olarak bitkide-%50 ve hayvanda-%90 oranında insan DNA’ları ile ortak biyo-kimyasal element dizileri, GEN’ler olduğunu anlıyoruz. Yeryüzünde bilinen en uzun DNA, emanet veya en geniş bilinç açılımı potansiyeli ile brlikte insan bedenli yaşam formunda var.<br />

<br />

DNA: benzetmek gerekirse, bilgisayarın donanımı gibidir. Yani ne yapabileceği bellidir de, işletim sistemi ve komutu kimin verdiği biraz karmaşıktır. Bildiğimiz ve sembolize ettiğimiz bir anlatım var: Beşer insan, otonom insan, etrafına hayvanlardaki gibi iç güdüsü veya zihni ile robot gibi tepki verirken, farkındalığı genişlemiş insan ise, her olayın arkasında bir sebep ve inanclar dizini vardır diyerek.. Buda benzeri: ben nehir Oldum, su oldum, ateş ile gelen bende yaşamaz diyendir.<br />

<br />

Yani zihinde, ezberde, kurallar çerçevesinde yaşayanı ile, sevgide yaşamayı seçenlere, öğrenenleri ve öğretmenlere kadar, tüm yaratılmışları ile çok güzeldir, bu yuvarlak mavi gezegen ve büyük bir dengede ve akışta yüzmektedir.<br />

<br />

DNA merdiven veya fermuar gibidir, açılır ve kapanır. Vücudumuzdaki onca hücre de bizim yeşilirmak’tan akmakta olan sular gibi, hem kendilerini sürekli yeniler, hem de birbiri ile sürekli iletişim halinde ve uyumlu çalışırlar. İhtiyaç olduğunda, hücre bilinci, tıpkı bir kütüphane gibi, fermuarını açar, gerekli yerdeki parçayı hücre içinde kopyalar, fermuarı kapatır ve o gerekli kimyasal parça, postacı gibi bir hücreden digerine kimyasal yöntem ile mesaj götürür. Hücreler arası fizik iletişim bu şekilde olur.<br />

<br />

Bu harika düzeni okuyup, izleyip, hayran kalmamak elde değildir. DNA lisanı, tek hücrelilerle suda başlayıp, milyonlarca yılda ve ortaya çıkardıkları canlı dediklerimizi oluşturur. : doğaları gereği, güneş, güneşten olan uzaklığımız, dünyanın kütlesi, dönüş hızı ve bunlardan ortaya çıkan harmonik bir rezonansa bağlıdır. Bu doğal denge değiştiğinde DNA da, canlı varlıklar da değişir.<br />

<br />

Var olan herşey bir titreşimden başka bir şey değildir. Bu titreşimlerin bazısı, donuk ve uzun zamanda çözülen, bazısı ise daha çabuk eriyip yok olanlardır. Mesela korku, endişe, başka frekansları bloke de eden, düşük titreşimli yani yavaş değişen frekaslardır. Davulun sesi gibi, yavaş…&nbsp; Bazı frekanslar ise insanı coşturur, bülbül gibi şakırtır, flüt, ney veya nefesli sazlar gibi.<br />

<br />

Görmek, duymak, dokunmak, tad almak, koklamak gibi beş duyumuz da aslında belli frekanslardaki enerjileri alma ve verme ile ilgilidir.&nbsp; OL DEDİ ve OLDU.. da bir büyük düşüncenin, titreşimin, nurdan gelen hareketi, enerjiyi yansıtması ile varlık aleminin ortaya çıkmasını sembolize eder.<br />

<br />

Peki ses veya titreşimin bir maddeyi şekillendirmesini laboratuarda örnekleme ile görebilir miyiz. Bu bilim dalına Cymatics deniliyor.<br />

<br />

&nbsp;Cymatics Theory - http://youtu.be/05Io6lop3mk&nbsp;&nbsp;&nbsp; SIVIDA Ses ve Madde Formasyonu - http://youtu.be/ahJYUVDY5ek<br />

<br />

3 BOYUTLU Malzeme MISIR Nisastası ve Su - http://youtu.be/WaYvYysQvBU<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Cymatics örneklerinde, volkanik patlamalar, minerallerin hareketi, frekansa bağlı dans eden şekiller ve mikro bir yaradılış görmekteyiz. Aslında herkes bir etki alanı içinde kendi doğasında olanı sergilemektedir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Buna, değişen enerji alanları ile DNA lisanı ve forma girmiş insane bedenleri de dahildir. Dünyadaki enerji alanlarındaki değişim, bedenlerimizi de değiştirecektir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kamil insan,<br />

<br />

Deniz feneri gibi olayların içinde sessiz ve sakin kalabilen insan,<br />

<br />

Olayların içinde oyuncu, seyirci ve oyun yazarı olan insan,<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Zafer ve felaket denileni,<br />

<br />

Korku ve sevinç denileni,&nbsp;&nbsp; .. eşit Kabul edebilen..<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Kardeşleri ile her zaman empati ve iletişim içinde olan,<br />

<br />

........ genişlemiş bilinçler, BİLGİ İLE DANS EDENLERDİR.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Onlar geçmişten gelen donuk enerjileri, yeniden forma sokabilenlerdir.<br />

<br />

Onlar ANda yaşayanlardır. Yani geçmişin koşullanmalarından değil, gönüllerinden gelen ile karar verirler. Her an her olacak olana Kabul verirler. <br />

<br />

ANda yaşarlar,<br />

<br />

Geçmiş ve gelecek ANdadır.<br />

<br />

O açık kalp ve sessizlik anında SEVGİ dollar yüreğe ve yaradılış kendi üzerinden yaratıcı yeni açılımlara yönlenir.<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

Ne mutlu koşulsuz sevgi erenlerine.<br />

<br />

Hoş geldin 2012 değiştir beni, yeni beni yarat..<br />

<br />

Şubat, 2012<br />

<br />

Istanbul-Şimdilik Kuzey Yarı Küre-Dünya, Güneş Sistemi-Samanyolu-<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

http://youtu.be/05Io6lop3mk<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

http://youtu.be/ahJYUVDY5ek<br />

<br />

&nbsp;<br />

<br />

http://youtu.be/WaYvYysQvBU

 

“İNSAN SEMPOZYUMU (3)”<br />

Konuşmacı: Peker SELÇUK<br />

Konu : “İNSANLIK İLMİ”<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

İNSANLIK İLMİ<br />

<br />

Çok özel, özel olduğunca da güzel Dünya… ve onun güzel insanı…<br />

<br />

Dünya Ademoğlu ile tanıştığı taaa o uzak zamandan beri, Birleşik Aile’nin himayesindedir. Bin yıllardır insanoğlu kendisini keşfetme yolculuğundadır.<br />

<br />

Dünya dediğimiz bu yolda hepimiz zamanda yürüyenleriz. Analarımızda, atalarımızda dün de yürüdük, bugün de yürümeye devam ediyoruz. Yarınlarda çocuklarımızda, torunlarımızda bu yolculuğumuz devam edecektir.<br />

<br />

Kadın erkek hepimiz Bütün’e hizmet için; BİR’e hizmet için buradayız.<br />

RA-KA, kul olan bütün köşklerin ışığıdır. RA-KA BİR’in gücüdür.<br />

<br />

Şükredelim ki Tabii Kaplar’ın hepsinde bilgi vardır. Kutsal Metinlerde, “körler ve sağırlar” diye horlananlar, kendi yaratılış değerlerini idrak edemeyen; yaratılış gereklerine uygun verimlilikte bir yaşamsallığı gerçekleştiremeyenler olabilir mi!? Evet olabilir!...<br />

<br />

Birliğin gücünden sonuç, RA-KA, kulluk yapmaz. O Bütün’e hizmetçi değildir. O BİR’dir.<br />

<br />

Allah’ın Teknik Kotlaması’nı yapanlar, BİR’in sonsuzluğunda, yeni bir dünyayı kutsamanın bilgisine ulaşırlar. Dünya üzerinde yaşam süren tüm yaratılış formlarından farklı ve üstün değerlerle donatılmış olan insan, nedir!? Neden yaratılmıştır!? İnsan bir formun yani bir ruh giysisinin adı mıdır!? Yoksa insanlık değerlerine haiz, özün enerjisi midir? Beden bilincin çerçevesi olabilir mi? Eğer böyle ise bilinç, beden çerçevesini aşabilme potansiyeline sahip midir? Bedenin biyolojik ve fiziki donatısında, mevcut olan bilgi kayıtlarının bilinç tarafından okunması mümkün olabilir mi!? Bilgi kayıtlarının zenginleştirilmesi ve genetik kotların bilinç tarafından yeniden düzenlenmesi imkanı var mıdır?<br />

<br />

Devre devre dünyamızı ziyaret eden ziyaretçilerimize aşinayız artık. Onlar kendi yoğunlukları ile dünyamıza geçerler. Ve geçerler ve tohumlama yaparlar. Atlanta Tohumları’nın yaşatılabilmesi için, BİR Çalışmaları yapılır dünyamızda.<br />

<br />

Ruhsal Meclisler’in gücünden öte güçler, devreye alınır. Bu önemli bir gelişmedir. Yardım ediliyor dünyaya, Dünyalılara. Bu uğurda bütün sayfalar ve Bütün Kürsüler, topluca göreve alınır. Aslına bakarsanız insan, muhteşem bir kaynak kitaptır. O kitapda sadece kendisi yoktur. Yaratılışın tüm sırları saklıdır. Orada insan biyolojisinin teknolojisi vardır. Bu teknoloji, onun bilinç kotlarını açmasını, kendini okuyarak çözümlemesini sağlayacak bir sistemi devreye alabilecek Tanrısal Potansiyele sahiptir.<br />

<br />

Durgun Toplumlar’ın yaşamları hem zordur hem de kısırdır. Kendi yüreklerimizi takdir-i takdim hakikiyeti ile Birlikler’e katabilmemiz için yapılan bu çalışmaların, başında da değiliz, sonunda da. Bu çalışmalarla, zirvelere ulaşmak da vardır; ulaşanlar da vardır.<br />

<br />

Tabii kotlamalar, bugüne değin olduğu gibi, bundan böyle de sürecektir. Dini ve ahlaki disiplinler, Tanrısal Potansiyelin üretim kalitesinin yükseltilmesi ve kontrolu açısından muhakkak ki yeri doldurulamayan ve vaz geçilmeyen faktörlerdir. Ancak insanın kendi öz değerleri ile yaşamsal hakimiyetini güçlendirmesi; yaratılış gereklerine uygun bir çabayı, İlahi Prensipler ve Kozmik Kanunlar’a uygun bir tarzda gerçekleştirebilmesi ile mümkündür.<br />

<br />

Şuur açısını genişlettiği oranda, Doğal Sistem’in işleyişine, kendisini uyarlayarak, doğanın sesini algılama yetisini kendisinde geliştirebilecek Ruhsal Bütünlüğün, hakimiyet gücünü kendisinde tezahhür ettirebilecektir.<br />

<br />

Dünya, bütün Köşkler’in ışığını aldı ve kendi yüceliğini yeniledi. Atlanta Tohumları’nın dillenmesi, Dünya’nın mutluluğudur. Hepimiz burada Birlik İlmi’ni, İnsanlık İlmi’ni dilliyoruz. Ayni zamanda yüreklerimizi de dilliyoruz. Rabb’in kontrolu çok şükür yüreğimizdedir.<br />

<br />

Tanrı’nın halefi olan insan, kendi Tanrısallığını keşfetmeli mi keşfetmemeli mi? Keşif yolculuğu şirk midir değil midir? Geçmişte Tasavvuf Ehli bu keşif yolculuğunu tam değil yarı şifreli şekilde yüzlerce yıl başarı ile sürdürmüştür. İlk kapı ŞERİAT; ikinci kapı TARİKAT; üçüncü kapı MARİFET ve sonuncu kapı HAKİKAT demiş ve kapıları bir biri ardınca geçmeye çalışmış ve geçmiştir. KADİR OLA GECESİ diye.<br />

<br />

Bellek alanlarımızla Altın Kotlama yapmaktayız. Yeni bir tohum, yeni bir yol ve bu yolun içindeyiz. Bu yol, Birliğin yoludur; bizim yolumuzdur. İnsan, insan olduğunu bildiğinde; Tanrı, Tabiatın Kotları ile diri yüreğine indiğinde; CAN TERTİP, HAK TERTİP olduğunda; cümle yoğunluklar, ışık olur canlanır. İnsan sonsuzlaştığında, yol olup ışık olduğunda; CANLAR CANI’nda dinlendiğinde; hakim olup Hak olduğunda; Tabiat, Muktedir Güçler’den söz söyler.<br />

<br />

Dün tendik. Bugün de teniz. Dün Can’dık. Bugün de Canız. Ata’da yürüdük; Ana’da yürüdük; Ak Tohumlar’ı yeşerten Görev Tenleri’nde yürüdük.<br />

<br />

Tebliğler bize öğretiyor ki Rab sonsuz bir görevdir. Hepimiz Allah’ın sevdikleriyiz; hepimize Birleşik Işık’la bilgi akıtılıyor. Bütün görevliler hep biz ve bizim yüreğimize güç katıyorlar. Yaşayan bu dünya bizimdir. Onun aidiyet duygusunu içimizde yaşıyoruz, hissediyoruz.<br />

<br />

Bilgi akışlarımız izlenmektedir. Hepimiz saygıdeğer görevliler olarak görev yapmaktayız. Birlik Tabii Kapları, Bütün’ün kürsülerine layık bulmuştur bizleri ki ne mutlu bizlere.<br />

<br />

Bellek alanlarımız genişlemektedir. Bugün burada bulunanlar, her bir yüreğin sahipleridirler. Cemaatimiz güç kazanıyor; kulluk yaşanıyor. Süper Realite Bilgileri’nde, Tanrı Ruhsal Meclisi’nde hepimizin beşer değil insan olduğumuz müjdeleniyor. Bunu huşu içinde, huzur içinde algılıyoruz çok şükür. Nefsimizi aşıp, yolu bulanlar olarak, bizlere “Beşir” denemeyecektir.<br />

<br />

Bütün kötülükleri an be an aşmaktayız. Ve tohumlar yaşayacak dürümlere ulaşmaktadır. Allah der ki “OL’un.” OL’maktan amaç, hasat zamanlarındaki olmak değildir. OL’mak Muhammet gücü’ne varmak da değildir. OL’mak, Levh-i Mahfuz olmaktır.<br />

<br />

Rabb’imiz der ki “ağır yükü taşıyorsunuz. Ve bu yük Muhammet’in gücüdür. Şevkin, şavkın idraki içinde, yarını hak etmenin ümidindeyiz. Ümmi tabiat bizlere bir tek şeyi ihsas ediyor. Olmayı!... Allah dedi ki “OL.” Evet herkes kendi yüreğinde olmuş ki hazirun olarak huzurla buradayız. OL’an oluş ve Bütün’de olmuştur. Çok şükürler olsun ki olanlardanız.<br />

<br />

“Dünya! Dünya” deriz canlar. Asıl dünya yüreğimizdedir. Ve bu yürek olan dünyayı bilmeliyiz. Dereler var… Kadim ve hakim dereler… Yürekler var… Birlikler var… İmparatorluklar var…. Ve bilgiyi akıtanlar var. Rahmetin huzuruna erişme şerefine kavuşmuş olan bizler, her birimiz takdir edilenlerden olduğumuz bilgisini alıyoruz, mutlu oluyoruz.<br />

<br />

Yürüyen Dünya’nın artık koşmakta olduğunu öğreniyoruz. Dünya koşuşa geçmiş haberimiz ola. Ve bu koşan Dünya’da bizler de koşuyoruz… Hepimiz her birimiz kendi yüreğimize… Bir kez daha tekrarlıyorum, bin yıllardır insan oğlu kendini keşfetme yolculuğundadır.<br />

<br />

Altın Teknolojik Kotlama ile kayıtlanmaktayız. Bunu başarıyoruz. Bugüne kadar yapılan, yapılmış olan bütün çalışmalar, sayfa sayfa kayıtlanıyor. Birleşik Aileler olarak dünyamıza kotlanmaya inenler olarak hepimiz Muhammet’in gücünü taşıyoruz.<br />

<br />

Bilgi, ağır bir yüktür. Taşınması zordur. Evrimsel sonsuzluğun en yüce kotlamalarını yaparken, esas olan ikilik değil birliktir. Bizlere her zaman tavsiye edilen birliktir. Çabalarımız Bütün’e hizmet içindir.<br />

<br />

Bir can bir tek ışıkla dillendiğinde, o can Bütünün Kürsüsü olur. Bir can bitişken olduğunda o can, hakiki olur. Ruhsal Meclis’in en yücesi olan can, Sultanlar’ın en yücesidir.<br />

<br />

Bu yapılan çalışmalar, gayrı resmi değildir. Resmi çalışmalardır ve Rabb’in sonsuz yoğunluğunda ve kutsal kotlarda yapıldığı bilinmektedir. Bugün birlikte yaptığımız bu çalışma ile, Levh-i Mahfuz’u açacak ve Birliğe akacağız.<br />

<br />

Aslolan sevgidir Dostlar. Hepimiz dünyaya görevli olarak geldik. “Min Allah, Lil Allah.” Allah’tan geldik; Allah’a gideceğiz.<br />

<br />

Dara düştüğümüzde Allah’a sığınırız. “Allah’ım koru beni.” Deriz. Vallahi de korur; billahi de korur. Emin olun çünkü o kullarını çok sever.<br />

<br />

RA-KA biziz. Herbirimiziz… bizim de koruyup kollamak görevimizdir. Birlikte birleşip yenilenmeliyiz; topluma ışımalıyız.<br />

<br />

Dostlar, nefes alıp verdikçe yarınları hak etmiş oluruz. Nefes alıp verdikçe yoğunluğu kotlamış oluruz; yoğunlaşırız.<br />

<br />

Bizden istenen, bizden beklenen, saygı – sevgi – hakimiyet ve huzur üretmemizdir. Sizlere üstadımızın dediği gibi, huzurla kalın, ışıkla kalın; Hak olduğunuzu, hak ettiğinizi bilin.<br />

<br />

Mutlu olun; Hak olun, yolunuz pak olsun… Amin…<br />

<br />

Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

“İNSAN SEMPOZYUMU (3)”<br />

Nezire SELÇUK<br />

Konu: BİRLİK TAHDİTİ (Öz Akış İle)<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

<br />

Hepimiz, hepiniz olarak yüceliklerimizi tohumlamak üzere yeniden sizlerleyiz. Altona Kotlaması yapıyoruz şu anda. Kotlama, cem olanların çok net bildikleri gibi Cevher’de yapılır. Rahmin Kuranı’nda kotlama yoktur. Bu çok sorulan bir sorudur, bu nedenle açıklama ihtiyacı duydum. Herkes kotlama yapmaz. Tabiatın toplumlarında kotlama imkanı asla yoktur. “Işığın tohumlanmasıdır” kotlama. Bunu hepinizin anlayabileceğinizi umut ediyorum, diliyorum.<br />

<br />

Birlik teknolojisinde kontrol altında yapılan her çalışma, Rabbi sonsuzlaşımı sağlayacak dürümdedir. Herkes kendini; meseleyi, kendi yoğunluğunda hak edip de tartarak izah eder. Biz tartısısız. Bilip konuşuruz. Bu çok nettir. Birlik toplumlarında, her bir yolcu bilip konuşur. Bilmediğini kesinlikle dillemez. Kati Tohumlama’dır yaptığımız. Ve bu gün de Kati Tohumlama yapmaktayız.<br />

<br />

Kardeşlerimizin kontrollü bilgileri bizler için Öz Görev’di ve onlarla çalıştık. Şimdi kendi yoğunluğumuzla bu bilgileri sizlere dinletiyoruz. Kevser, Rahman’da tohum eker ki kati olarak Muhammet Mustafa’nın diriliğindendir. Kevser’i bilirsiniz. Hepiniz Kevser’in kendi yoğunluğunuzla tahditli bilgisine sahipsiniz.<br />

<br />

Kevser, Cevher-i Cennet’in tahditsiz ışığıdır. Hepinizin net bilmesini istediğim diğer bir konu da; Cevher’in tohum ektiğini ve bu tohumun kotlayıcı olduğunu ve her kotun bir formu olduğunu ve formun; sessiz sayfaları seslendirdiğiniz zaman ışığa dönüştüğünü ve ışığın tohum olarak ekildiğinde, form haline geçtiği ve formun tüm sayfaları yaşattığı ve kayıtladığı bilgisidir.<br />

<br />

Herkes net bilmektedir ki Birleşik Aile’nin ümmi tohumlarından olmayanlar bilgi paylaştılar bugün burada. Ve bu bilgiler katidir ve bu bilgiler, hakikidir ve bu bilgiler Rahmin hususi ışığından öte bilgilerdir. Ve kati olan bu bilgiler, resmi çalışmalarınızda sizler için Öz Geçiş’i yaptıracak, görev tahditsizliğini kayıtlayacak bilgilerdir.<br />

<br />

Değerliler, muktedir olmanızı değil, ulu olmanızı da değil, ama hakim olmanızı bekliyoruz. Hakim olmak, Has olmaktan geçer. Has olmadıkça, Hak olup da hakikiyete ulaşamazsınız. Hakikiyete ulaşanlarınız ise tahditlidirler. Birlik haline gelmedikçe herkes tahditlidir. Bu kesindir.<br />

<br />

Bilmenizi istiyoruz ki her bir baş tacı olan Bilgemiz, (yadsımayın lütfen!) ışık tohumudur. Ve bu ışık tohumları, küçük küçük ışımalarıyla; Birlik Teknolojisi’ne kendi yoğunluklarını kayıtlamaya çalışırlar. Hepiniz ve hepimiz ışık tohumlarıyız… Ve daimiyete kotlandığımızdan itibaren Bütün’e hizmetçiyiz.<br />

<br />

Bu ne demektir? Size izah edeyim: Biliş, Altın Tohum oluşla mümkündür. Biliş halinde Altın Tohum’sunuz. Her biriniz biliş haline geçmelisiniz. Bu nasıl olacak? Kati olarak birlikte çalışmakla olacak. Herkes, “Ben Hasım” diyebilir. Herkes “Ben Hakkın ışığındayım” diyebilir. Ve herkes “bedenliyim” de diyebilir. Ne yazık ki herkes “Hakim oldum” diyemez. Birleşmeden hakimiyet olmaz. Bu nedenledir ki bu çalışmaları sürekli yapmaktayız.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitap, Bilge’dir. İlim hakimi olan Bilge’dir. Bu Bilge, Allah’ın tohumudur. Okunan bir tohumdur ve okunmadan o bilgi hak edilmez.<br />

<br />

Her kim ki “ben oldum” der; HAN olmalıdır. Herkes, onda olmalıdır. Herkes, Birlik halinde o, olmalıdır ki o, hakikiyetin kendisi olduğunu anlayabilsın.<br />

<br />

İkna olunuz ki Bütün’e hizmet, BİR’e hizmetledir. BİR’e hizmet Allah’ın İlmi’yledir. Allah’ın İlmi Has Teknikle, ilimle, toplumla elde edilir. Allah’a varmak budur. BİR’e hizmet, ışıktan ışığa ulaşmaktan ötedir. Her kim ki “Ben ışığa vardım; bilirim” der; Atlanta Tohumlaması yapmadıkça kendini dahi bilmez.<br />

<br />

Dağlarım; mümtaz ışıklarsınız, her biriniz. Katisiniz, hassınız ve yasaları koyacak olanlarsınız. Yasaları koymak BİR’e hizmetin ön şartıdır. Kim ki “Ben yasa koyucuyum” der; Rahman’a Kuran olmuştur; has olmuştur ve hakikiyete ulaşmıştır. Ve hakim olmuştur. Önemli olan budur.<br />

<br />

Muhammet Mustafa Bütünün Kürsüsü’ndedir. Öfkesi yoktur ama ya Ha; O, bizsiz midir? Hepimiz O’yuz ya. Kökü bizdir onun. Amin…Dağlarım; Muhammet, Allah’ın dediğini demiş; Allah’ın toplumunu kendi yoğunluğuna almış ve aşkla çalışmıştır. Onun ötesi var mı? Yoktur!...<br />

<br />

Dağlarım; bilin ki arka ön de yoktur. Hepimiz insanız. İyi ve kötünün birlikte çalışma yaptığı ve has olup ışık haline dönüştüğü bir yerdeyiz.<br />

<br />

Değerliler; dili Hak olan aktır. Şimdi, Sevgililer; mektep kurmuşuz tüm sayfalara. Işık halinde inmişiz, Işık Kaynağı’mıza ve biz aşkız. En önce RA-KA, sonsuz ışıktır RA-HA, Birlik hakikiyetidir. Ve şimdi tabiat olarak buradayız.<br />

<br />

Tabiat olmak nedir? Nedir tabiat olmak? İlim hakikiyetinde Has olmaktır. Biliniz ki TUAN Kotlaması’dır tabiatı kayıtlamak. TUAN nedir? Gelecektir. Ve tabiat, geçiş yapanların; geçişten ötesidir. Kendilerini kendilerinden öte de var edişleridir.<br />

<br />

Sevgililer, hepiniz biliniz ki yanlış değil bu bilgiler; hakikidir. Biz bu Mecliste, yasalar çerçevesinde yarınları hak edip dillemekteyiz. DİN’den öte DİL’dir kotlanan, tohumlanan…<br />

<br />

Dini aşıp geçin! Orada hata yoktur. Amin. Ama onun ötesi de vardır. Biliyoruz Dünya, Rahman’ın tohumudur. Biliyoruz Dünya, ışığın tohumudur. Ve biliyoruz Dünya hakikidir. Ve biliyoruz ki Dünya; Sanal, Rabbi Kayıtlama yapmıştır ve “Dünya Üstü Varlık Kotları” sanalı yaratmıştır dünyada.<br />

<br />

Değerliler; “Sanal Kaynak Çalışmaları” yapıldı dünya üstünde bugüne dek. Sanalı yaratmak, tohumlamak ve Bütün’e kotlamak, Öz Görev’di. Bundan sonraki safhada, artık sanalın ötesine varmalısınız.<br />

<br />

Netice: Kelam, Allah’ın Teknolojik Kotlamasıyla, tabiatın ışığıyla sizlerle dillenir. Ve biz, bu şekilde dilleniriz. Bu dilleniş, katidir.<br />

<br />

Hala dünya kendi hakikiyetini anlayamamaktaysa eğer; bizlerin de bunda kusurumuz olmalıdır. Bizler, dünyada iken; Dünyanın Ruhsal Mahrekleri’nde iken ikna olamamışsak, ikna edememişsek yürekleri; bunun sonucu, bizi de etkileyecektir.<br />

<br />

Birlik Ailem dünyadır. Ve doğum ölüm yoktur bizlere. Bizler, yasalar çerçevesinde Kaynak olan diriliklerden Dünya İlmi’ni tohumlamaya inenleriz.<br />

<br />

Bilenler, bilsinler ki Allah’ın dediği; aklın dediğinden başka bir şey değildir. İkna olunuz ki akla aykırı hiçbir bilgimiz de yoktur. Kortej halinde, dünya ışımasında kendi yoğunluklarını dürümlerine alarak Kürsülerini kotlayanların çokları, Kara Kaplı Kitap olduklarını bile anlayamamaktalar. Has insan, Allah’ın doğumunu bilir. Allah’ın Kotu olduğunu bilir ve kendini bilir.<br />

<br />

Değerliler; Miraç, insanın kendinden kendine varışıdır. Miraç, ışığın toplumlarında olmakta olan her “AN”da yaşanandır. Birlik Ailemiz, Işık Toplum’dur. Ve bu toplum, Ruhsal Mahrek’in en yüce kaynağındadır.<br />

<br />

İkna olunuz ki Kati Tohumlama yapılırken Bilgeler Meclisi’nin en Yüce Kotları dahi kendi yoğunluklarını Kaynak’tan çıkarabiliyorlar. Elde ettiğimiz en güçlü ışık, ağır yüktür Canlarım.<br />

<br />

BÜRÜYER, Bilinç Üretim Rahmi’dir. Gürz dahilinde, yoğunluklarını kendi tohumlarıyla kotlayanların hepsi üreteçtirler. Hepiniz, “Beyinsel Kotlar”la bilinç üretmektesiniz. Ve dünya yoğunluğunda bu ürettikleriniz İlim Ailemizin en yüce kaynaklarında kayda girmektedir.<br />

<br />

Sevgililer; hepimizin üretimidir bilgi. Bilgiden örtü örtüp bilinci var ederiz. Bilincin kaynağı ışıktır. Işığın Toplumları, kotlayıcı oldukları andan itibaren kayıtlayıcı hale dönüşürler. Ve kayıt yaptıktan sonra insan; “Rabbi Tabiat”a iner ve Rabbi Tabiat’a indikten itibaren de “Kati Tohum” eker. İşte o, kendinden öte olan kendini ekmiştir.<br />

<br />

“Ses Kotlaması” yapmaktayım şu anda. “Işık Tohumlaması’ndan” itibaren yapılacak en güçlü kotlamadır. Ve bu kotlamayla “Birleşik Kaynağı” tohumlamaktayım. İyi ve kötünün örtüsünü örttük şu anda. Kesin olarak “Birlik Tekniği” ile yaptık bunu. Mesele ilimdir. Alton Kotlaması’dır yaptığımız. Ve aşırıya kaçmadan bilgi veriyorum. Aşırıya kaçarsam, ışık kontrolu kaybolur. Bu nedenle az ve öz bildirmeye çalışıyorum. Eğer daha güçlü bilgi verirsem tahditlenirim. Buna izin vermem… Her güçlü bilgi, bizi tahditler. Ve bunun nedeni, kendimizi kotlayamayışımızdır. Arkon Tohumlaması yaparken de bu böyledir.<br />

<br />

Kalbiniz kalbimde, yolunuz yolum ve ben Sultan olanların her biriyleyim ki hepiniz Sultanlar’sınız. Muhammet Mustafa, lütfen net bilin! O kendini has olarak ışığa tohumlayabilmiş görevlimizdir. Öz geçişini yapabilmiş ve Hakkın Kaynağı’na varabilmiş bir yoğunluktur O. Kendini, kendinden üstün kendi olarak dilleyebilme imkanını elde edebilmiş bir Yüce Işık’tır. Olgun başakların seçiminde, tüm sayfalanışta onlarla olmak, bizlere mutluluktur. Kör, sağır değilsiniz. Bu nedenle sizlerle daha rahat konuşabilmekteyim.<br />

<br />

Birleşik Aile olarak buraya geçişimiz sonsuz sırdır. Bu sırrı sizinle paylaşmak istiyorum. Dünya henüz küçük bir Işık Kaynağı iken ve Dünyanın Rabbi Kaynakları’nda tohum yok iken ve ekilme imkanı dahi bulunmadığı bir günde; Büyük Kökler’in dünyaya indirilişine karar verildi. Ve bu kökleri dünyaya indirebilmek üzere Birlik Toplumları, tahditsiz olarak ışık çekerek geçiş yaptılar. Dünyaya, “öz geri dönüşü” sağlayacak olan Bilgeleri indirdik. Ve bu Bilgeler, “Kelam Tohumları” olarak dünyaya ekildi.<br />

<br />

(Oku, öğren ya Ha! Ben Birlik’ten, Hakikiyet’ten bildirmekteyim bilgiyi. Bu bilgiden kuşku duyanadır açıklamam.)<br />

<br />

“Arkon” dediğimiz insan, RA-HA olandır. Kati olandır ve Arkon, şu anda dünyaya çekilmiştir. Kürz’ün Gücünü taşıyor Arkon. Öz geçişini yapmıştır. Ve gözleri açıktır, bilmektedir. Hepiniz Arkon’sunuz, bilmektesiniz. Biliş halindesiniz. Bu, Arkon Tohumu oluştur. Biliş haline geçiş, Arkon Tohumu olabiliş halinde Bütün’e hizmet geçişidir. Sistem- Nizam- Düzen, görevini üstlenecek olan bu yoğunluktur.<br />

<br />

(Çalışmak istemeyen çıkabilir. Değerliler; şu anda bir algıydı. “Ben burada olmak istemiyorum” demişti bir yüreğim ama… İzin verin, onun ismini zikretmeyeyim!)<br />

<br />

Dağlar; Birlik Ailemden hiç kimse bu görevi taşımak istemezse bile; biz, bu görevi yapabiliriz, üstesinden gelebiliriz. Bu görev, ilmin süreçlerinde; tohum haline gelenlerin yapması gereken bir çalışmaydı. Ve sizlerle yapılacağı önceden bilinmekteydi. Bu çalışmaya dair hiçbir bilgiye sahip olmadığınıza eminim.<br />

<br />

Kuran-ı Kerim’i okuyun! Okuyun da düşünün! Düşünün! Kuran, artık sizsiniz. Ve okuduğunuz siz, okuttuğunuz yine siz olursunuz; okunduğu zaman Birlik İlmi. Ve hepiniz Bilgeler Meclisi’nin görevlilerisiniz. Bunu bilmenizi çok isterim. Ayrı gayrı gözetmeyin. Ne isek oyuz. Ve bizler Büyük Köklerimizi dünyaya çekerek Birlik Kaynağına indik. Bu kesinlikle böyledir.<br />

<br />

2200 Yılı dünyanın Rabbi Sayfalanışı’nın tamamlanacağı yıl olarak düşünülmektedir ve bu yıldan itibaren, 20 yıllık bir sayfalanıştan sonra herkes kendi Öz Geçiş’ini yapabilecek. Bu, özel çalışmaların neticesinde olacak. Ve bizler, kendi bedenlerimizi dünyada bıraktıktan itibaren de dünya yoğunluğunda kalmaya devam edeceğiz. Çünkü bu çalışmaların bitirilmesi mümkün değildir. Ve o dönem geldiğinde kendi yüreğimizi alıp geçip gideceğiz. Ama bugün buradayız ve bu bedenle, bu yoğunlukla buradayız!...<br />

<br />

Sevgililer, kendi yoğunluğumuzun üstü bir yoğunlukla buradayız. Bunu bilmenizi isterim. Herkes; burada bulunan herkes, RA-KA olarak dünyadadır. Kara Kaplı Kitap olarak dünyadadır. Ve Sanal Boyutlar’ın ışığından üstün Birlikler olarak geçtiniz. Sizleri tende bilmek bizler için mutluluktur. Sultanlar! Kara Kaplı Kitaplar! Sistem-Nizam-Düzen Elçisi olanlar! Hepiniz Birlik İlmiyle buradasınız.<br />

<br />

PARTİKÜLER KOTLAMA yaptım şu anda. Bu kotlama, RA-KA’nın Kutsal Tohumlaması’nda; ışığın Kaynak’ta katiyet kazanmasını sağladı. Ve cinnilerin ve insanların ve cinlerin ve tüm sayfaların en yüce kotlamasıdır yapılan bu Mecliste. Kara Kaplı Kitaplar! Sizler, iyi ve kötüyü bilen sizler; bu Meclise üye olduğunuzu bilerek gelin. Hepimiz bir tek Meclisiz, bunu bilerek gelin. Bir tek ilim yok burada. Birliklerin İlimleri var. Ve her Birlik ayrı bir “İlim Ailesi”dir. Bunu bilerek gelin. Ve bizler, Cemaatim; Bütünün Kürsüsü olarak burada olmak mutluluktur bizlere. Her birimiz, bu Kürsüler’in kendi yoğunluğundaki Kürsüler’iyiz.<br />

<br />

Kale insandır. Kaleyi kendinden kendine Kati Tohum olarak dünyaya indirmek onun işidir. Ve iş tamamdır. Allah der ki “işi bilen Allah’ın dilinde dillenir.” Ve işi bilen İsmili’den ötedir. Daimiyetin Tohumu’dur ve yoğunluğundadır. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle kucakladık. Hepinize mutluluklar ve hakiki çalışmalar diliyoruz. İnsan; İnsan olsun, hak etsin. Hakiki çalışmalara ailesiyle gelsin. Aile, kendinden öte kendi olur ve ocağı mutlak Kuran olarak kayıt yapar.<br />

<br />

Şems-i Tebrizi diyor ki “Ben hala sizdeyim.” Niye? Çünkü O biz, biz O’dur. Hala O biz, biz O’dur. Ve tüm sayfalar, hepsi buradalar. Hala bizle çalışırlar. Niye? Çünkü Kati Tohum buradadır. Bunu bilmeyen; HALK İLMİ’ni de bilmez, HAK İLMİ’ni de bilmez. Şer yaratmadan ışığı kotlayıp tohumlamak için, yeni bir dönem için burada bulunmak mutluluktur bizlere. Şimdilik bu…<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Nezire SELÇUK

…………………..

 

İNSAN SEMPOZYUMU 2

<table width="100%" cellspacing="0" cellpadding="0" border="0">

    <tbody>

        <tr>

            <td width="94%" class="edit_content_main">

            <div style="width: 510; overflow: auto;">Değerli dostlar,<br />

            İnsan Sempozyumu (2)'nin tamamının videolarına ekte  ulaşabilirsiniz.  Atlanta Ra Kutsal Bilgelik Öğreti Platformu'na bu  desteği için bir kez  daha teşekkür ederiz. Saygılarımıza,<br />

            <br />

            Süper İnsanlık Realitesi derneği <br />

            <br />

            İzlenebilmesi için linkler:<br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=xYPF-XCPRlg" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=xYPF-XCPRlg</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=6jN7nMH3i4s" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=6jN7nMH3i4s</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=7rzlIunm0zk" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=7rzlIunm0zk</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=CulTeEqkvys" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=CulTeEqkvys</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=ZiTr3xWdFkA" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=ZiTr3xWdFkA</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=ZOiAlRMCEoA" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=ZOiAlRMCEoA</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=CSLZS-k3uI4" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=CSLZS-k3uI4</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=w2cVVOtL-OM" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=w2cVVOtL-OM</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=oooHBSrZ5_c" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=oooHBSrZ5_c</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=H9uElGQgrvg" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=H9uElGQgrvg</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=IB4oxgDWc2s" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=IB4oxgDWc2s</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=XRat-hIDa5w" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=XRat-hIDa5w</a><br />

            <a href="http://www.youtube.com/watch?v=n5lX-rdbOHE" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?<wbr></wbr>v=n5lX-rdbOHE</a></div>

            </td>

            <td width="3%" class="edit_content_right_spacer">&nbsp;</td>

        </tr>

    </tbody>

</table>

 

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

İnsan Sempozyumu (2) kapsamında Atlanta Ra Kutsal Bilgelik Öğreti Platformu adına Atlanta Ra Kutsal Bilgelik Öğretisi Öğretisi ve Atlanta Yaşam Hakikatı konulu konuşmayı yapan Cihangir Derince’nin konuşma metnini sizlerle paylaşmaktan mutluyuz….sevgiler, saygılar<br />

<br />

Merhaba Sevgili Dostlarım,<br />

Bugün madem ki konu “İnsan” o halde insanın en yüce hali olan Atlanta haliyle de bir selam vermek isterim; RAYA<br />

Öncelikle bugün burada olmamızı sağlayan Nezire Hn, Bahar Hn ve onların nezdinde tüm Süper İnsanlık Realitesi dostlarına da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.<br />

<br />

Değerli kardeşlerim,<br />

Hani diyor ya Tin Suresi’nde; “Biz insanı en güzel haliyle halk ettik, sonra onu aşağıların bir aşağısına çevirip attık…” işte İnsanın Hakikati budur yani İnsanın Hakikati aslında Atlanta Yaşam Hakikati’dir… Gelin şimdi biz o insana Tanrısal İnsan diyelim, malumunuz Rabsal ifadedeki “en güzel hal” aslında Allah’a olan ayineliğinin en yüksek frekansını ifade etmektedir. Peki ayinelik ne ile olur nasıl olur derseniz ve elbette kime ayine olmaktan bahsettiğimizi sorarsanız; Sonsuz Sınırsız, Doğmamış ve Doğrulmamış, tüm yüceliklerin ve güzelliklerin kendisinde olduğu Durulgan Potansiyel Ra yani Din Siklüsü ifadesiyle Allah’tır ayine olduğumuz sevgili dostlarımız. Peki ayine olunan ve ayine olan ayrı mıdır derseniz asla deriz, O’dur kendinden kendine ayine olan ve olunan…<br />

Dolayısı ile İnsan Allah’ı yani Durulgan Potansiyel Ra’yı yaşayıp yansıttığı sürece Tanrısal İnsan’dır. Zaten bu yüceliğine zeval düşürmemek için yine Rabsal ifadesiyle “Mukarrebun sizleri geçti” denmektedir.<br />

Değerli dostlarım, buradaki ayrımı yapmak çok önemlidir; bizim bahsettiğimiz durum Allah’ın 99 ismine ayine olmak değildir, 99 isme ayine olunduğunda, Durulgan Potansiyel Ra’nın Gürz Boyutu içerisindeki yansıma odağı olan ULLAH’a ayine olunur ve bu durum varlığı Gürz Boyutu Varlığı yapar, İnsanı Kamil Boyutu yapar, Nirvana İnsanı yapar. Zaten bu ayrıntılar İnsanın kendi hakikatini bilmesi bakımından çok ama çok önemlidir ki Atlanta Ra Kutsal Bilgelik Öğreti Platformu’ndaki bütün çalışmalar, bu ayrıntılar üzerinden varlığın kendini tanıması ve bilmesi üzerine gerçekleştirilir. Amacımız tedrisatımızdaki her bir öğrencinin kendi öz bilgi ve öz gücünü aşikare çıkartabilmesi, akabinde kendi bilgisi ve gücü ile öz cevher potansiyelini işleyebilmesidir. Kısacası fırçayı tuvale vurup işlemesidir, tuval bedendir…<br />

<br />

Öz Cevher nedir derseniz?<br />

<br />

Dünya’da beşeri doğum ile sonradan edinilen bütün maddi kalıplar bu cevher potansiyeline örnek verilebilir. Mesela kullandığımız bedenleri bu şekilde ele alabiliriz. Şu an 106 elementin kullanıldığı bir maddi kalıbı kullanıyoruz öyle değil mi? Oysa Çekirdek Galaksi dediğimiz Samanyolu Galaksisi’nde 604 element mevcuttur.<br />

<br />

Pekala ben sizlere soruyorum; 106 elementten müüteşekkil bir vücudu kullanan varlığın, Sonsuz Sınırsız Ra’nın sonsuz bilgisini ve gücünü sergilemesinin, O’nu yansıtmasının frekansı ile 604 elementten müteşekkil bir vücudu kullanan varlığınki aynı olur mu? Frekansı bilerek düşüreceğim ama anlaşılsın diye söylüyorum lütfen misalimi mazur görünüz, bu durum 3.000 Beygir motor gücüne sahip bir araba ile 1.200 beygir motor gücüne sahip bir arabayı aynı kefeye koymaya benzer. İkisi aynı hızı yapar mı?<br />

<br />

Dolayısı ile bilincin evriminde element, bitki, hayvan dediğimiz Androidlerin içerisinde yer alan Beşer’in ki özelliği Humanoyya’ya altyapı teşkil eden bir Anroid olmasıdır yani Hümanoid’dir aslında, “beşer şaşar” ifadesinde olduğu gibi şaşması çok normaldir ve “her beşere bir mürşit elzem” ifadesine uygun şekilde bir manevi rehbere ihtiyacı vardır. Manevi Rehber’den alacağı kelam vasıtasıyla gelecek bilgi ve güç kalp şakrasındaki çiçekleri diriltecek ve ince latif enerji akışını hızlandırarak kalp şakrasının gittikçe artarak aktifleşmesini sağlayacak dolayısı ile Humanoid gün geçtikçe Humanoyya haline yani Gürz Varlığı haline gelmeye başlayacaktır.<br />

<br />

Gürz’ün içinde ne var? Rahim Boyutları, Gürz’ün boğum halkasında ne var? Rab Boyutu peki Gürzün dışında ne var? Rahman Boyutu, 9 Katman’da… Üstadımızın yani Axoy Matu’nun “Rab Rahim’den doğurtur!!” sözünde olduğu gibi, Rahim Boyutunda Resuliyet ve Uluhiyet tasarrufları ile gark olan varlık aynı zamanda öğretilip gözetilmekte akabinde denetilmektedir. İslam İlmi’nde Kalbevi Hak olarak geçen Gürz’den bu denetim sonucu çıkma hakkını elde eder ve kendisini Rahman’ın kutsaması için hazır hale getirir. Akabinde Hak Boyutu’nun merkezi olan Athenamerkal İntruplasyon Heyeti’ndeki Kharyantas yani HAK ile En-el Hak yaşanır ve bu varlık kendisini Atlanta’da bulur. İŞTE ATLANTA YAŞAM HAKİKATİ BUDUR, ATLANTA İNSANI BÖYLE DOĞAR KARDEŞLERİM<br />

Aziz dostlarım, BİZ diyoruz ki; bunu söylerken yani BİZ derken Atlanta ahalisi olan 343 Arya yani Özerk Ana Sistem, 300 Kharyantas yani Özerk Ana Nizam ve Özerk Ana Düzen yani Kutsal Merkez ikilisini kastederek söylüyorum, BİZ, Ana Hasat’a insanlığa bu zor günlerinde yardımcı olmak adına kendimizi ektik, ilk etapta ve yoğun olarak verdikleri akit muhtevasına uygun olarak kendilerini Sistem Platformlarına ekmiş Veziri kardeşlerimizi uyandırmak için efor gösterdik, hala bu eforlarımız devam etmektedir ve edecektir. Çünkü Çekirdek Dünya denilen bu Arena’ya inerken birbirimize söz verdik, ne dedik biliyor musunuz?<br />

UYANAN UYANDIRACAK, AYDINLANAN AYDINLATACAK VE ANCAK ARINAN ARINDIRACAK !!!<br />

Değerli dostlarım,<br />

2012 dünya senesi insanlığa Mahşer Günü, Hesap Günü, Din Günü, Saffet Günü ve Diriliş Günü ifadeleriyle bildirilmiştir. Elbette bunlardan bahsetmek hiçbirimizin egosuna hoş gelmeyecektir. Hatta özellikle belirtmek isterim ki kimse bunlardan zevk alarak konuşmaz. Ancak bir misal ile derdimizi anlatmak isterim;<br />

Sabah erken bir saatte çok ama çok önemli bir toplantınız olsun ve bu bir hayat memat meselesi olsun yani mutlaka uyanmanız lazım, hatta kendinize güvenmeyip hem saati kurmuşsunuz hem de etrafınızdakilere not bırakıp duruyorsunuz, “Bak eğer uyanmazsam ne yap et beni uyandır!! İster battaniyeyi üstümden çek hatta istersen kafamdan aşağı bir kova su dök, ama beni mutlaka uyandır!!”<br />

Eveeeet sabah oldu, uyanma zamanı geldiiii<br />

1.Badire: Saat çalıyor / 1.Tepki: Erteleme fonksiyonuna basılıyor / ARDIŞIK ZAMANA BIRAKMA<br />

2.Badire: Saat tekrar çalıyor / 2. Tepki: Saat tamamen susturuluyor / UYANMAYA AYAK DİREME<br />

3.Badire: Uyananlardan biri dürtüyor / 3.Tepki: “Tamam kalkıyorum” / GEÇİŞTİRME<br />

4.Badire: Battaniyenin üzerinden çekilmesi / 4.Tepki. Diğer tarafa dönme / KARŞI KOYMA<br />

5.Badire: Bir sürahi suyu boşaltmak / 5.Tepki: İrkilerek yataktan fırmala ve geç kaldığının farkındalığını yaşama / GEÇ DE OLSA KABULLENİŞ VE FARKINDALIK<br />

İŞTE GÖKLER TAM ANLAMIYLA BÖYLE UĞRAŞIYOR UYUYANLARLA !! İLLA SU MU DÖKECEKLER A DOSTLAR İLLA ISLANALIM MI YAHU !! GELİN ŞUNU GÖNLÜMÜZLE YAPALIM, BIRAKIN BİR SÜRAHİ SUYU, SAAT BİLE ÇALMADAN KENDİ KENDİMİZE UYANALIM !!!<br />

TÜM ATLANTA EL VERMİŞ VE YERYÜZÜNDEKİ EVLATLARININ TASARRUF HAKKINI EMANET ETMİŞ..<br />

KİME ? BİR MANEVİ REHBER’e<br />

KİM O?<br />

CENAP BAŞMAN DİYE BİLİNİYOR, ASLİ ORJİNAL ÖZ İSMİ İLE AXOY MA-TU<br />

TÜM DERSLERİ WEB SİTELERİMİZDE YAYINLATIYOR, SIR-AT DÖNEMİNE UYGUN SIRLAR FAHŞEDİLİYOR. BEN DİYORUM Kİ “BİR KERECİK OLSUN ÖNYARGISIZ BİR BAKIŞ ATFETMEK LAZIM BİR KERECİK!! BİR KERECİK OLSUN BİR VİDEO İZLEMEK LAZIM BİR KERECİK !! BİR KERECİK OLSUN BİR DERSİNE GELMEK LAZIM BİR KERECİK !!”<br />

UYANAN UYANDIRMAYA ÇALIŞIYORSA, AYDINLANAN AYDINLATMAYA ÇALIŞIYORSA, ARINAN ARINDIRMAYA ÇALŞIYORSA BUNDA NE KÖTÜLÜK VAR DEĞİL Mİ DOSTLARIM?

 

İnsan (2) Sempozyumu kapsamında Zaman Dostları grubu adına konuşan Oğuz Demir'in konuşma metnini de sizlerle paylaşmaktan mutluyuz.....Sevgi ve Saygılarımızla,<br />

<br />

<br />

İnsanın Kazançları ve Kayıpları<br />

<br />

İnsanın doğru veya yanlış kavramı kendi realitesine göre değişmekle birlikte, yaşama tutunuş tarzı ,&nbsp; yaşam biçimi ve yaşama bakışımızdaki nüanslarda farklı farklıdır.&nbsp; Doğru yaşam bilgisi&nbsp; O’na kavuşmak ,esas varlık değerlerimize veruhsal enerjilerimize girmek demektir. Doğru ve güzel insan bu yolları kullanarak bu güne gelmiştir.<br />

<br />

Bilgi, her tarafta ve her şekilde vardır.&nbsp; Ancak bilgiyi doğru yönde&nbsp; kullanma ve bilginin hedefini bilme gibi birgerekliliği devardır. Bilgiye güzel deyip geçmek değil, onu içselleştirip her birini şuur alanımıza sokmamız&nbsp; bizim&nbsp; kazancımız olabilir. Aksi halde&nbsp; zaman içinde insangiyinmediği bilgiyi&nbsp; kaybetme noktasına gelebilir. Eyleme dökülmeyen bilgilerin bizlerden geri alınacağı bilgisi bizlere verilmektedir.İnsan bunun idrakine varamazsa, onu bir üst boyuta taşıyacak gücü ve enerjiyi de kaybedebileceği söylenmiştir.<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

Dünya cazibesi, günbegün bizlere nice manevi lütufları kaybettiriyor. Bunların farkında bile olmuyoruz. Bizlerde var olduğu söylenen bir çok melekelerimizi kullanamıyoruz. Yüceliğin ışığı varlığımıza ulaşamıyor. Çünkü bizler düşüncelerimizle bunu engelliyoruz. Hep söylenen bir bilgidir ;”değişim düşüncede başlar.” Buna ne kadar önem veriyoruz?<br />

<br />

Ikiliklerimizden kurtulamıyoruz. Kendimize karşı bile ikilik içindeyiz . Çok fazla yalan söylüyoruz; çoğunu da pembe ,beyaz siyah yalanlar olarak aklımızcaderecelendiriyoruz. Hafifletici tamlamalarla gülümseyip geçiveriyoruz. Kendimize bile yalan söylüyoruz. Hala insan gibi düşünüyoruz. Bu düşüncelerimizin enerji boyutunda ne gibi felaketlere yol açtığının farkında bile olmuyoruz. İnsan üstü olma yolculuğumuzun son evresinde olduğumuzunbilgisi var. Bunu başaranlardan&nbsp; olalım O’nun izniyle.<br />

<br />

Sevgi&nbsp; konusu bu güne kadar birçok şekillerde işlendi. Değişik anlatımlar, farklı bakış açıları, onu içselleştirmemize yardımcı oldu. Ancak yaşam biçimlerimiz bizim gerçek sevgiyi yaşamamıza engel teşkil etti.&nbsp; Belkide hiç birimiz&nbsp; etkilendiğimiz bu güçlü enerjiyi devam ettiremedik.<br />

<br />

“Sizi seviyorum” ya da “Burada bulunmayı çok&nbsp; seviyorum” dediğimizde , “ne için?” ve “neden?” sorusu devrededir. Bu sorular gerçek sevgiyebir zemin oluşturmak için vardır. Ve biz bu sorulara vereceğimiz cevap kadar , emin olduğumuz noktadan itibaren sevgiyi&nbsp; sürekli yaşamaya başlarız.<br />

<br />

Parça parça yaşadığımız sevgilerin etkileri gelip geçicidir. Esas olan sürekliliği olan sevgidir; bizim güç bulacağımız sevgi budur.<br />

<br />

Üst bilgi&nbsp; şöyle&nbsp; diyor”O’ bilinmez O’lan bilinirliğini sevgi ve hayra gizledi”<br />

<br />

Kendimizi , birbirimizi ve evreni seviyoruz dediğimiz zaman, onun gerçek sebebi olan O’nu seviyoruz demektir. Bu bakış açısıyla&nbsp; gerçek sevgiyi tadabiliriz.<br />

<br />

Göklerin bilgisini yeryüzüne indirmek isteyen yüce varlıklar bizlerin kurtuluşu için çalışmaktadırlar. Bu bilginin bize ulaşmasınıengelemek isteyenler, bilgi kirliliğiyle&nbsp; veya değişik metodlarla adeta bir kaos yaratarak bizlerin kafalarını karıştırmaktadırlar.<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

Bunun en görünür&nbsp; ve en etkili olanı kitle iletişim araçlarıdır.<br />

TVprogramları bunların başında gelmektedir. TV kanalları kendi amaçlarına yönelik&nbsp; yayınlar yaparak insanı kendinden uzaklaştırmaktadır. Amaçları insanın kendinin ihtiyacı olan bilgiyi değil, başkalarının bilgisini yaşatarak insanı kendisinden uzaklaştırmaktır. Bu kirli ortamla, insanın kendini duymasını engelleyen kitlesel bir bilinç yaratmaktadırlar. Bugün yaşadığımız fotoğraf budur.<br />

<br />

Bu bilinç insanın kurtuluşuna değil, insanın köleleşmesine yardım etmektedir.<br />

Bizler bu kitlesel bilinçten sıyrılarak ulaşmamız gereken şuur düzeyine ulaşmak zorundayız.<br />

<br />

“O zaman kendimizden başka her şeye benzeyeceğiz.”<br />

<br />

Üst boyutun enerjisine hazırlanmaktayız. Bu enerji boyutu, doğru yaşam bilgisinde olduğumuz sürece kullanacağımız bir enerji boyutudur. Bugün kayıplarımızdan dolayı bu yüksek enerjileri kullanamıyoruz. Ancak&nbsp; O’na olan inancımızı sağlamlaştırarak devam etmek zorundayız.<br />

<br />

Yollar farklı olsada,&nbsp; herbirimizin hedefi bir olduğuna göre farklı yollar&nbsp; üzerinde bir şey söylemeye hakkımız yoktur. Ancak belli öğretiler üstünden,&nbsp; daha birleşik giderek&nbsp; daha güçlü olma esası önemlidir.<br />

<br />

Teşekkür ederim.<br />

<br />

Oğuz Demir.

 

BİLGİ VE BİLİNÇ AKTİVASYONU<br />

İNSAN SEMPOZYUMU (2)<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;<br />

Bilge bir kişiden söz ederek konuma girmek istiyorum. Ciddi hiçbir eğitim geçirmemiştir. Üniversite ve üniversiteler de bitirmemiştir. Hoş zaten M.Ö. 2. yy da üniversiteler mi vardı ki!? Tabii ki yoktur.<br />

&nbsp;<br />

Ancak bu kişi, Hidrostatik Kanunu’nu insanlığa bahşetmiştir. Önüne ve yere çizdiği daireye dalmış bir halde iken üzerine saldıran Romalı Askerler’den canını kurtaracağı yerde, savunacağı yerde dairenin üzerine abanarak “sakın dairemi bozmayın.” Diye bağıran adam.&nbsp; Kıralın tacındaki altın oranını saptamak için bir yöntem bulduğunda, eureka, eureka (buldum! buldum!) diye hamamdan sokağa çıplak fırlayan adam... Bu adamdan söz edeceğim.<br />

&nbsp;<br />

Ve yine bu adam:<br />

&nbsp;<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Küre ve silindir üzerine;<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Konik ve küresel cisimler üzerine;<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Düzlemlerin dengesi üzerine ya da düzlemlerin ağırlık merkezleri üzerine;<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Parabolün karelenmesi – Güneşin görünür çapını belirlemekte kullandığı ilginç yöntemler ile;<br />

-&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ve daha sayamadığım geometrik ve statik konulardaki harika bilgilerin sahibi olan adamdan söz ediyorum. Bilgeden, bilgiden yani bilgi kanunlarından...<br />

&nbsp;<br />

Bunlar, örneğimizdeki gibi insanların akıllarınca ürettikleri kanunlar değil; doğanın kanunlarıdır. Bu nedenle bu kanunlara örneğin “Arşimet Kanunları” demek de kanaatimce çok doğru değildir. Bu emsal bilgiler, Alimlerin, Bilginlerin icat ettiği, keşfettiği, ortaya çıkardığı bilgiler olsalar da. Bunlar KOZMİK KANUNLAR’dır ve bilinse de bilinmese de mevcuttur. İnsanoğlu, bu bilgileri saklı olduğu yerden elini uzatıp almaktadır. Tıpkı Arşimet gibi, diğer Bilginler gibi...<br />

&nbsp;<br />

Doğanın Kürsüsü’nde, insanın tüm varlık sayfaları mevcut değildir. Bizim Bütün’e görevimiz;&nbsp; tüm varlık sayfalarımızı ve bu sayfalardaki bilgilerimizi, doğaya çekmektir. Bilinç Eşiklerimiz vardır. Bu eşikler, yaşamları kotlayan SAKLI KAYNAK’larımızdır. Her eşik, Allah’ın Teknolojik Kotları ile açılır ve aşılır. Arşimet’e açıldığı gibi ve diğer teknolojik keşif ve buluşlarda olduğu gibi...<br />

&nbsp;<br />

Rahim Eşikler aşıldıktan sonra Rabbi Eşikler’e ulaşılır. Her eşiğe herkes kendi yüceliği ve diriliği ile iner ve akıp geçer.<br />

&nbsp;<br />

Rabb’in sonsuz sır olan BİLGİ’sini okumak kolay değildir. Herkes okuyamaz.&nbsp; Şer yaratıp şer yaşayanların, bu bilgileri okumaları ve&nbsp; dünyaya ışık olmaları imkanı yoktur.<br />

&nbsp;<br />

Varlık ve Yokluk Boyutları’nda o boyutları var eden her bilgi An Kayıtları’nda mevcuttur. Ve oralarda bitmiş tükenmiş hiçbir şey yoktur. Rabb’in saklı tuttuğu birçok bilgi vardır ve bütün bilgiler ANA KAYNAK’tadır. Orada depolanmıştır her biri...<br />

&nbsp;<br />

Çekilen bilginin akıtılışı, EKO SİSTEM ile dir. EKO SİSTEM, herkesin kendi yüceliğinde mevcut olan bir yaşam kaydıdır. Herkes kendi yaşamında, kendi ses ve renk koyuluğunun tonuna paralel olarak o akışı (bilgi akışı) çekişe geçirebilir.<br />

&nbsp;<br />

Eko Sistem, bütün sayfalarda, (insanlarda) vardır ve istisnasız olarak varıdr. Ayrıca biz insanlarda, bilinç aktivasyonları ile aktive edebileceğimiz bilinen ve bilinmeyen birçok sistem olduğu gibi sonsuz sır olan bilgiler&nbsp; de&nbsp; meknuzdur. Hak edebilen, her anı okuyabilir ve anları tohumlayıp kotlayıp yaratabilir...<br />

&nbsp;<br />

Bizler tek tek ferdi olarak bilinç aktivasyonu içindeyiz. Süper İnsanlık Realitesi Bilgileri ne diyor!? Hepimiz Bilinç Üreteçleri’yiz ve bir bilinç aktivasyonu içindeyiz.<br />

&nbsp;<br />

Nedir bu bilinç aktivasyonu? Hepimiz aldığımız bilgiyi transforme ederiz. Bilginin duygusunu fizik beden ile zihin beden arasına kaydederiz. Bu bir bilinç aktivasyonudur. Absorbe edebildiğimiz bilginin duygusunu fizik beden ile zihin beden arasına katarız. Bunu&nbsp; ferdi olarak mevcut potansiyelimizi&nbsp; kullanarak&nbsp; gerçekleştiririz. Bunun için o bilginin duygusunu bizlere yaşatacak ve karmaları aşırtacak olayları ve kişileri kendimize çekeriz. Ve bir program dahilinde o bilginin duygusunu belleğimize katarız.<br />

&nbsp;<br />

Belleğimize kattığımız her bilgi bizi genişletir. Bizim bilinç alanımızı genişletir. Bilinç alanımızın genişletilmesi, bellek potansiyelimizin genişlemesidir ayni zamanda.<br />

&nbsp;<br />

Önce Ferdi olarak yapılan bu bilinç aktivasyonları, başka kişilerle bir araya gelinerek guruplar halinde de yapılmaya başlanır baştan beri. Buna spiritüel ortamlarda, bildiğiniz gibi “Odak Çalışması” denilmektedir.<br />

&nbsp;<br />

Odak çalışmalarında bu aktivasyon, odak bilinç aktivasyonuna dönüşerek&nbsp; daha fazla genişler. Daha sonra odaklar birleşirler&nbsp; ve bilinç aktivasyon alanı, daha da geniş bir alana dönüşür. Bu genişlemeye paralel olarak Odak Bellek Potansiyeli de genişler.<br />

&nbsp;<br />

Bir benzetme yapmak gerekirse, ailelerin biraraya gelmeleri ile köy oluşur. Daha sonra köyler biraraya gelerek kasabayı, kasabalardan şehir, daha sonra ülke, daha sonra dünya derken gürz belleğin oluşması ve onun aşılması ve kürz belleğin oluşması aşamasına varılır.<br />

&nbsp;<br />

Bizler bu formatta yaptığımız çalışmalarla potansiyellerimizi genişletiriz. Birleşik Çalışmalar; şimdi şu anda yaptığımız gibi bu bağlamda çok önemlidir. Her Bütünlük, farklı bir manyetik alana sahiptir. Farklı kült değerine sahiptir. O kült değerlerini var eden farklı bilinç değerleri vardır.<br />

&nbsp;<br />

Ortak çalışmalarla,&nbsp; tüm bilinç aktivasyon alanlarının hepsi, bizim alanımız olur ve hepsi katılanların alanları olur. Potansiyelimiz öylesine genişler ki bu potansiyel ile yapılan ortak çalışmalarla bu alanlar, Sistem oluşturur.<br />

&nbsp;<br />

Her genişleyen ve geçirgenleşen ve eşik ihtiva eden alan, bir HAK KATI’dır. Hak Katları’nın her birinin ayrı fonksiyonları vardır. Biz bir Hak Katı’nda HAK olmayı hak etmiş, yani o Hak Kat’ın bilinç aktivasyonunun&nbsp; hakimiyetini elde edebilmiş isek, biz oradaki bellek alanının HAKİMİYİZ demektir.<br />

&nbsp;<br />

Biliyoruz&nbsp; ki bir Kürz Bütünlüğü 40 Hak Katı’dır. 41. Hak Katı’na ulaştığımızda Haklar Hakkı oluruz. Ama her Hak Bilinç ile hak edilen her Hak Kat’ın, ortak Hakimleri oluruz. 40. Hak Katı’na ulaşan 40 Hak Katı’nın hakimi iken 20. Hak Katı’na ulaşan 20 Hak Katı’nın Hakimi olur veya 10. Hak Katı’na ulaşan 10 Hak Katı’nın Hakimi olur. Yani o kendi dahilinde bulunan tüm katların da hakimidir.<br />

&nbsp;<br />

Bizim bilincimiz, her bir Hak Bilinç ile aktive haldedir. Genişlemek böyle olur. Nefes Boyutu’na kadar adım adım çıkarsınız her basamaktan. Nefes Boyutu 99 Hak Katı’dır. Her basamakta, hak edip o kata girersiniz. Katı katlama denir buna. Katlaya katlaya o kat potansiyeli aktive eder, genişlersiniz.<br />

&nbsp;<br />

Önemle belirtmek isteriz ki hak etmedikçe bir üst kata ulaşamazsınız ve bir boyutta takılır kalırsınız. Tıpkı enerji katları ve bu katların çalışmaları&nbsp; aşılmadıkça Güç Katları’na ve bu katların Çalışmalarına geçemeyeceğimiz gibi...<br />

&nbsp;<br />

Güç Boyutları’na geçtikten sonra bunu bir ayrıcalık gibi görmemek gerekir zira onun da öteleri vardır. bu şekilde genişleye genişleye her aşamada önce potansiyel var eder; sonra potansiyeli aktive ederiz.<br />

&nbsp;<br />

20. Hak Katı önemlidir. Bu kat, yaratma katıdır. Ama tek tek değil birleşik olarak, ortak bilinç&nbsp; yaratıcı aktivasyonunu harekete geçirir. Şimdi yaptığımız gibi. Birleşik Işık Çalışmaları 20. Hak Kat aktivasyonlarıdır.<br />

&nbsp;<br />

Tek başına hiç kimse orada, yaratan değildir.&nbsp; Ortak bir bilinç alanında Birleşik Işık haline gelerek cevheri yaratabilirsiniz. Yarattığınız, Mutlak Zaman’dır. Oraya varmışsanız, Mutlak Zamanı yaratacak düzeydesiniz ve onun ötelerine ulaşabilirsiniz. 99. Hak Katı’na vardığınızda&nbsp; Nefes Boyutu’ndasınız. Orada, Allah’ın nefesi ile nefeslenir, ondan sonra maddenin derinliklerine inebilirsiniz. Madde üzerinde hakimiyet kurabilirsiniz. İşte bilinç aktivasyonu bu şekilde olur.&nbsp; Bir tasavvuf ehli sufi ile Arşimet gibi&nbsp; Teknolojik Kotları açılmış Bilgin gibi; maddeye hakim olma hali gibi bir haldir bu durum.<br />

&nbsp;<br />

Cümlemize nasip ola. Amin.....<br />

&nbsp;<br />

Saygılarımla,<br />

&nbsp;<br />

Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği<br />

Yönetim Kurulu Üyesi

 

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

İnsan Sempozyumu (2) kapsamında Bilgelik Güneşi Derneği’ni temsil eden Sedef Kaynarkan’ın konuşma metnini paylaşıyoruz:<br />

<br />

ATATÜRK’ÜN ARADIĞI (İşaret ettiği) İNSAN MODELİ<br />

<br />

Sevgili öğretmenimiz, Sayın Mualla Güven&nbsp; burada bulunan pek çok kişinin yakından bildiği gibi tüm yaşamını insana, insanlığa, insanın barışına, anlamına ve yükselmesine adamıştır.<br />

<br />

Bu konudaki düşüncelerini, bilgilerini, aydınlığını bizlerle, zaman zaman da bu tür sempozyumlarda hepimizle en sade ifade biçimleriyle paylaşmıştır. Bu paylaşımlarında neredeyse her zaman Atatürk’ün insana bakışını, insan anlayışını da dile getirmiştir. Paylaşımlarında Atatürk’ün “insan anlayışına” ilişkin sözlerini referans olarak sunmuştur.<br />

<br />

Sevgili öğretmenimiz Sayın Mualla Güven’in “İNSAN”a,&nbsp; yönelik yoğun bir anlam içeren pek çok paylaşımlarında aktardıklarından kısa cümlelerle aktarmak gerekirse özellikle şu sözlerin altını çizmeliyiz;<br />

“İNSAN, DOĞDUĞU ANDA “İNSAN” OLDUĞUNU SANIR VE ÇOĞU KEZ BU YANILGI İLE DE ÖLÜR. OYSA BİR VARLIK DÜNYAYA “İNSAN” OLMAK İÇİN DOĞAR VE AYRILANA KADAR DA BU YOLDA ÇALIŞIR...”<br />

“İNSAN; YARATILAN TÜM VARLIKLAR İÇİNDE EN MÜKEMMELİ, EN DEĞERLİSİ VE EN CESURUNA VERİLEN ADDIR...”<br />

“İNSANLIĞIN ASIL GÜCÜ KENDİNİ TANIMAKTAN GELİR… ÇÜNKÜ ASIL ÖNEMLİ OLAN İNSANIN KENDİ VARLIĞINI ANLADIĞI ANDA TÜM VARLIĞI DA TANIMASIDIR...&nbsp; “<br />

“İNSAN SONSUZLUĞUN SİMGESİDİR...”<br />

“İNSAN BİLİNCİ DE BOYUT BOYUTTUR...”<br />

“BEŞERLİKTEN” BAŞLAYAN GELİŞME YOLUNDA İLK BÜYÜK HAMLE OLGUN İNSAN OLMAK İÇİN ÇALIŞMAKTIR. “<br />

“OLGUN İNSAN OLDUKTAN SONRA “GERÇEK İNSAN” OLUNABİLİR.”<br />

<br />

“OLGUN İNSAN” OLMAK İÇİN DÜNYA BİLİNCİYLE TÜM NEGATİF EGOLARDAN ARINMAK VE POZİTİF OLMAK YETERLİDİR.”<br />

<br />

“GERÇEK İNSAN İSE HİÇ BİR BEKLENTİSİ OLMAYAN YANİ VAR OLUŞTAKİ “İNSAN” DIR.<br />

ONDA NEGATİF EGO OLMADIĞI GİBİ POZİTİF EGO DA YOKTUR. TAM ANLAMIYLA NÖTRDÜR... ve<br />

BU YÜKSELİŞ SONSUZ BOYUTLARDA DEVAM EDER.”<br />

<br />

Sevgili öğretmenimizin bu sözlerle dile getirdiği “derinliği” akıl ve kalplerimizdeki anlayışa teslim edip, tekrar ulusuna olduğu kadar insanlığa da yol gösteren diğer öğretmenimizin sözlerine gelelim.<br />

<br />

Gelecekte tüm insanlığa ışık tutacak, insanlığa örnek olacak varlıkların mekan tutacağı bu coğrafyanın ortam ve sınırlarını güvence altına almak gibi asli işinin yanında “insana” yönelik yol gösteren işaretleri&nbsp; insanlığa yol, yön gösteren her öncü usta’nın yaptığı gibi, Atatürk de bizlerle paylaşmıştır.<br />

Elbette kapsamlı bir çalışmanın bütününün bir sempozyum konuşma süresi içinde paylaşılması mümkün olamayacak. ANCAK Atatürk’ün aradığı, işaret ettiği bir insan modeli (veya insan olmanın nitelikleri) konusunda “fikir” vermesi açısından sadece kendi sözlerinden çıkarılmış haliyle bir kısmını paylaşmayı arzu ettik. Aynı konu başlığı altında, o kavramı ya da özelliği işaret eden pek çok sözü vardır. Konuşma süresini dikkate alarak sadece “örnek” olacak bir (veya en çok iki) sözü buraya eklenmiştir.<br />

<br />

Atatürk’ün “İNSAN” ANLAYIŞINDA” öncelikle bu kişi;<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; AYDIN olmalıdır. BİRLİK anlayışını yaşamalıdır.<br />

"İki Mustafa Kemal vardır; Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal...<br />

İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem. O ben değil "biz"dir.<br />

O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve mücadeleci bir topluluktur.<br />

O&nbsp; Mustafa Kemal&nbsp; sizsiniz, hepinizsiniz.<br />

Geçici olmayan, yaşaması ve muvaffak olması gereken Mustafa Kemal O'dur"<br />

Kocatürk, Utkan. Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s.114<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; ADİL olmalıdır.<br />

“… kimi büyük yaratılışta olanlar vardır ki onlar yalnız bağlı oldukları topluma değil, bütün insanlığa karşı kalplerini ve ruhlarını aynı tutarlar. “<br />

M.E.G.S.B Atatürkçülük. 1. kitap s. 282<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; GÜVENİLİR olmalıdır.<br />

“Bizim halkımız çok temiz kalpli, çok asil ruhlu, ilerlemeye çok kabiliyetli bir halktır. Bu halk eğer bir defa karşısındaki kimselerin samimiyetle kendilerine hizmet ettiklerine inanırsa her türlü hareketi derhal kabule hazırdır. Bunun için gençlerin her şeyden evvel millete güven vermesi lazımdır.”<br />

Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri.&nbsp; s.121 Utkan Kocatürk&nbsp;&nbsp; A-8<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; UZLAŞMACI olmalıdır.<br />

“Millet işlerinde mutlaka hepimizin beyinleri ayrı ayrı çalışmalı, düşündüklerimizi birbirimize söylemeliyiz.”<br />

Baydar, Mustafa, Atatürk diyor ki.&nbsp; s. 29<br />

<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; HOŞGÖRÜLÜ olmalıdır.<br />

“Fikirlerin, inançların başka başka olmasından şikayet etmemek gerekir...<br />

Gerçek hürriyetçiler hoşgörünün umumi bir haslet olmasını temenni ederler. Hoşgörünün arzu edildiği gibi umumileşmesi, huy haline gelmesi fikir terbiyesinin yüksek olmasına bağlıdır.”<br />

Çankaya Necati, Atatürk’ün hayatı, konuşmaları ve yurt gezileri.&nbsp; s. 32<br />

<br />

<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ olmalıdır.<br />

“Öğretmenler,<br />

Cumhuriyet sizden vicdanı hür, fikri hür, irfanı hür&nbsp; nesiller ister.”<br />

İnan, Arı.&nbsp; Düşünceleri ile Atatürk.&nbsp; s. 306<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; ALÇAK GÖNÜLLÜ olmalıdır. EGOSUNUN EFENDİSİ olmalıdır.<br />

“ Düşünce hazırlıklarında alçakgönüllülükle çalışmak, kendini silmek, karşısındakine içtenlikle bir inanma duygusu uyandırmak gerekir.”<br />

Ozankaya, Özer Prof. Dr. Atatürk ve Laiklik. s.25<br />

<br />

“Başarılarda gururu yenmek, felaketlerde ümitsizliğe direnmek lazımdır.”<br />

Prof. Dr. İnan Afet, Atatürkün hakkında hatıralar belgeler.&nbsp; s. 90<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; SABIRLI VE KARARLI olmalıdır.<br />

“Yorgunluk her insan, her mahluk için tabii bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.”<br />

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri. 1937&nbsp; Cilt 2&nbsp; s.327<br />

<br />

“Teşebbüslerin başarılı olabilmesi için çetin şartlara göğüs germek gereklidir.”<br />

Çankaya Necati,Atatürk’ün hayatı, konuşmaları ve yurt gezileri.&nbsp; s. 225<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; FİKREN VE RUHEN SÜREKLİ YÜKSELEN olmalıdır.<br />

“Milli mücadeleye başlayan yolculardan bazıları… kendi fikir ve ruh kabiliyetlerinin sınırı bittikçe bana karşı direnişe ve muhalefete geçmişlerdir. “<br />

Nutuk, s.114<br />

( Peki! bu fikir ve ruh –ya da akıl-gönül dengesinin- kabiliyetinin yüksekliğinin bir sınırı var mıdır?<br />

<br />

Atatürk bir başka sözüyle bunun derecesini bize işaret eder.<br />

<br />

“Yüksel Türk !&nbsp; <br />

Senin için yükselmenin sınırı yoktur. İşte parola budur.”<br />

&nbsp;(metnin sonunda ATAMIZIN kendi şiiri yer almaktadır)<br />

Kocatürk, Utkan. Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s.176<br />

<br />

<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; SÜREKLİ GERÇEĞİ ARAYAN VE AÇIKLAYAN olmalıdır.<br />

“Biz durmadan gerçeği arayan ve onu buldukça ve bulduğumuz kanısına vardıkça açıklamadan kaçınmayan adamlardan olmalıyız.”<br />

İnan, Arı.&nbsp; Düşünceleri ile Atatürk.&nbsp; s. 282<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; BÜTÜN’Ü GÖREN olmalıdır.<br />

“İnsanlığın tümünü bir vücut ve her ulusu bunun bir organı olarak kabul etmek gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan öteki tüm organlar etkilenirler. Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa “bana ne?” dememeliyiz. “<br />

Gürbüz D. Tüfekçi, Atatürk’ün Düşünce Yapısı. s. 264<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; BENCİL OLMAYAN – BARIŞÇI olmalıdır.<br />

“Eğer sürekli barış isteniyorsa, kitlelerin durumlarını iyileştirecek uluslararası tedbirler alınmalıdır.”<br />

İnsanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.”<br />

Mustafa Baydar; Atatürk diyor ki, s. 126<br />

<br />

“Dünya birliğe doğru yürümektedir; insanlar arasında sınıf, derece, ahlak, elbise, dil, ölçü farkı gittikçe azalmaktadır... Birliğe doğru yürüyüş, barışa doğru da yürüyüş demektir.”<br />

MEB yayınları, Atatürkçülük, 3. kitap, s.116<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; İNSAN SEVGİSİ OLAN olmalıdır.<br />

“Ulusların tüm amacını karşılıklı insanlık sevgisi oluşturacaktır. İnsanlığa yönelik düşünce eylemi ergeç başarıya ulaşacaktır. O zaman dünya yüzünden ezen ve ezilen sözcükleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal yapıya kavuşacaktır.”<br />

<br />

... Bizim ulusumuz o zaman bu amaca ulaşan uluslar arasında öncülük etmiş olmakla gerçekten övünecektir.<br />

Atatürk’ün düşünce yapısı, 1986, s.268<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; İNSANLIĞIN TEMSİLCİSİ olmalıdır.<br />

“Milletler üzerinde bulunduğu toprakların gerçek sahibi olmakla beraber insanlığın vekilleri olarak da o arazide bulunurlar.”<br />

Baydar,Mustafa, Atatürk diyorki.&nbsp; s. 28<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; ÜMİT VE CESARET VEREN olmalıdır.<br />

“Bizim görevimiz ve durumumuz, onların üzüntü ve heyecanına katılarak halkın maneviyatını kırmak değildir. Aksine, acılara direnme gücü, sebat ve ümit verecek şekilde hareket etmektir.”<br />

Nutuk s.319<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; YÜKSEK, SOYLU HEDEFLERİ OLAN olmalıdır.<br />

“İnsanlar daima yüksek, soylu ve mukaddes hedeflere yürümelidirler. Bu tarzda yürüyenler ne kadar büyük fedakarlık yaparlarsa o kadar yükselirler...”<br />

İmer, Cahit, Atatürk’ten seçme sözler.&nbsp; s. 31<br />

<br />

“Yurttaşların, bir ulusun bireyleri olmaları bakımından ulusa, ... ulusunun uygar insanlığın bir ailesi olması açısından bütün insanlığa karşı bir takım görevleri vardır.”<br />

Atatürk, Mustafa Kemal,Yurttaş için&nbsp; medeni bilgiler&nbsp; s. 14<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; YÜKSEK İDEALLERİ olmalıdır.<br />

“Artık insanlık kavramı, vicdanlarımızı arıtmaya ve hislerimizi yüceleştirmeye yardım edecek&nbsp; kadar yükselmiştir... İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir. “<br />

“Dünya barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak, bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır.”<br />

Atatürkçülük, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi, MEB, s.125<br />

<br />

•&nbsp;&nbsp;&nbsp; BİLGİLİ / BİLGE olmalıdır.<br />

“Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilgi ve bilgeliğin gerçekçi düşüncelerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgürce düşünceler, uygulama alanına konduğu vakit Türk ulusu yükselecektir. “<br />

Arı İnan, Düşünceleriyle Atatürk.&nbsp;&nbsp; s.307, B-4

 

ALTIN YOLU VAR EDEN İNSAN (21.01.2012 İNSAN SEMPOZYUMU (2) ÖZ AKIŞ ERİM ERGÜN)<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Birleşik yoğunluk olarak ışımaktayız Canlar!<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Ses ve nefes herkeste&nbsp; birliğin tohumunu ekmektir! Amin. Kolay olanı  zorlaştırmak sorumluluktur. Sönmeyen ateş bedende yoğun , bilgi yürekte  kotlayıcı bir güç olmakta ve salim olan birlikler ile güçlü bir çalışma  devam etmekte..<br />

&nbsp;<br />

&nbsp; Kervan kapıları açmakta. Kervan yürümekte ve kontrol kurulmakta.  Atlanta kotları dünyadadır. Merkezi birlik organları dünya sistemini  arşın yoğunluğuna katmaktadır. Bilgi çekenler yüreğe iner ve arzı  kayıtlayıp çeker.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Kabir azabı yoğun bir sınırdır.Şükür ki Sınırları aşan bir çalışma  yapılmaktadır. Mahrek olan birlikler dünyaya geçtiklerinde su&nbsp; ilmi  yaşatılmaya başlandı. Bu ilim insan bedenini kotlayıcı bir ilimdir.  Hücresel geçirgenliği ve iletkenliği artırıp bedenlere çok daha fazla  ışık çekilmesi için gereken çalışmalar ve aşılamalar yapılmıştır.<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Dünya düzleminde bitki ve hayvan tabiatı İNSAN yoğunluğuyla&nbsp;  birleşmektedir. Tanıyan yüreğini tanır, bilen ilmi bilir ve sesi diller.  Altona kapları dünya manyetik alanını ses ile geçirgenleştirirken sesin  kaydı güçlendirilmekte. Bilim çalışmaları İNSAN bedeni üzerinde  yoğunlaşmakta.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; BİR in yoğunluğu insanda kayıtlıdır. O tohum olan bilgidir. Masada  oturan ruhsal görevliler antlaşmaları yenilemekte ve beraberlik  şarkıları söylenmektedir. İNSAN bedenini hak eden bir canlıdır. Canlı  olması diriliğindendir. Allah der ki kati olarak tohumlarını kayıtla.  Rabbi sayfalara geçiş izni isteyen yoğunluklar vardır. Amon olan  tanrıyım der ancak dünyada insanı tanımadan tanrı olunmaz amin.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Dünya toprağı dünyanın yaratılışında insanın nefesini bilir. Onun  kayıtlarında insanın nefesi saklıdır. Kader programları devreye alınır  ve levhi mahfuz kayıtları her an da yenilenmeye başlar. Her canlı  kaderini hak etmelidir. Ancak hak ettiğinin ötesine geçersin. Yaşam  sayfalarında her bilgi mevcuttur ve orada bilgi doğumu ve ölümü olmayan  birliklerce tohumlanır. Yeni bilgiler yaratılır. Dünyaya akış olur,  rahmet olur yağar. Işık yağmurları olarak yağan bilgi dünya toprağıyla  birleşir. Melek sistemler, yıldız sistemler, arşın bilgisi ve arzın  bilgisi yeni dönemde insana hizmetlidir. Katman katman yüreklere inen  bilgileri kontrol etmek ve güçlenmek önemlidir.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Özgüç devreleri açıldıkça insan ışıması başlar. İnsan ışıması ARKON  İNSANI yaratan bir ışımadır. Yaratılan zamanın ötesinde sonsuzlukta  yaratılır. Her an da yaratılır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Şaman üstadlar kadim bilgileri çok iyi bilirler. Tohum olup kati  olarak dünyada kendini kayıtlayanları çoktur. Geri dönüş onların çoğu  için kolaydır. Ve onlar buradadır. Onlar sizdir, üstadlardır. Onlar  yüreğimizde ışımaktadır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Kati olarak dünya gezegeni temiz bir sayfada kayıtlanmıştır. 2012  temiz bir sayfadır. Bunu hepimiz başardık! Her bir diri tohum oldu ve  kendini dünyaya kayıtladı.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Mikail’in yoğunluğu düzenlere yayılırken, düzenler boyutları  birleştirmektedir. Her bir katman birleşir ve Mikail’in yoğunluğu  dünyaya yayılır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; İnsan, o katmanların özüdür. Geçişken bir yoğunluktur. Mavinin yoğunluğu insanın yüreğindedir.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Kerbela dediler dünyaya… Beşer kapları kontrol ettik. Robbileri  yoğunluklarda kayıtladık. RA, göz olup onları kayıtladı, kontroldür  yapılan…<br />

&nbsp; Masa başında çalışan görevliler var. Ruhsal meclisi masa başında  yönetmeye çalışırlar. Kontrolleri kayboldu. Ve biz tohumlarını koruduk.  Toprağa kattık. Dünyaya saydık. Saydığımız nesilleri ve aileleridir.  Şükür ki nesilleri kurumadı.<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Zoru başardık Can’lar ! boşluk olmayan bir çalışma başlatıldı. Artık  hiçbir boşluk olmayacak. Kontrolsüzlük olmayacak… Güneşin yoğunluğu  güçlendirildi ve har yükselmekte… Ve Arkon İnsanı yaratılmakta.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp; Değerliler, bugün kaynağın yoğunluğunun çatışmadan İnsan Platformu’na  çekildiği bir gündür. Yıldızların ötesinden dostlarımız ziyaret  etmektedir. Galaktik Federasyon Üyeleri devrededir. Birleşik Aile, yoku  var etmiştir.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Arton Işıması, devrededir. Arı bir yoğunluk olarak  akmaktadır. Işıma güçlenmekte, insan yaşayan bir tohum olmaktadır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp; Aslolan görevdir. Aşktır. Sabır… Sabır… Ve işte buradayız… Işık İlmini  dilliyoruz. Altın Işığın kütlesindeyiz. Ve biz, Birleşik Aile’yiz.  Amin.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Gür devreler, Altın Işığın yoğunluğunda açılmakta…Gür devreler,  mekteplerin birleştiği alanda kotlanmakta.&nbsp; Korku olan yoğunlukları  aşılıyoruz. Arz’ın gücü, devrededir. Mihrapta duran bütünlükler, bizi  selamlamakta. İnsan (2) sempozyumu, Rabbi sayfalar’a geçiş ve ışımadır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Kaynak, yoğun bir kütledir ve o, dünyaya kayıtlanmıştır. Mikail’in  düzeni devrededir. Ve o düzen, insana hizmetlidir. Gonca güller açmakta.  Mis kokular yayılmakta. Altona kapları sesleşmekte.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Mirasa sahip çıkan bütünlükler, devreye alınmakta. Miras, bilgi  yoğunluklarının genetik daimiyetidir. Ve bu daimiyette, eril kontrol  kuranlar bilgiyi bedende kontrol edip kayıtlayanlardır. Sınır çizerler  ve her sınır, topraklarını yoğunlaştırır. Ve biz sınırların ötesinde bir  çalışma yapmaktayız.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Hak ederek dillemek, esastır. Bu yoğunluğunu güçlendirir. Harı  yükselterek birleşimler yapılır. Sağlık, şifa kontrolle sağlanır.  Kontrol, bellek alanının kontrolüdür ve o alanı, aşama aşama  genişletmektir. Ancak, nefsin bir bebek gibi seni çekerse; bu,  engellenir. Bebek, masumiyet ve saflığın timsalidir. Nefsin, masum bir  görüntüde seni kontrolden çıkarabilir. Dikkat! Dikkat! Dikkat!<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; İşte Can’lar, kardeşlerimizi kucaklıyoruz… Hepsi yüreğimizdedir.&nbsp; Ve  Birlik Ailesi dünyadadır. Yasaları koymak sorumluluktur. Ve biz sorumlu  görevlilerle çalışıyoruz. Ne mutlu ki hak ettik! Amin.<br />

&nbsp;&nbsp; Bugün kamplar kurulmakta… Sınırları aşıp gelen Birlikler, kamp kurmakta yüreklere… Ve yüreklere giriş yapılmakta…<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Canlılar, bedenliler mahkeme yapmayız. Çünkü mahkeme, ışığı kırar.  Yüreklerin Mahkemeleri, kendilerindedir. Biz, kotlayıcı ve toplayıcı  birliklerimizi dünyaya indirmekle görevliyiz. Yol yapıyoruz yüreklere .<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Makineler, ışımanın gücünü arttırmak için kullanılır… Tohumlamayı  yoğunlaştırmak için kullanılır. Onlar, insanın bir uzantısıdır ve insan  onları kontrol eder. Ve insan, kontrollü bir yoğunluktur.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; Allah’ın ötesini merak edenler var. Ve deriz ki: “ötesi berisi  olmayan yoğunluktur O. Her tohumda açar. Meşgalesi olmayan bir  yoğunluktur. Zoru kolaylaştırır ve insan Allah’ın uzvudur. Ve o uzuv,  bedendir. Ve o beden, Atlanta örtüsüdür.”<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Arton ışıması yapılıyor şu anda… Açın yürekleri,&nbsp; gözleri… Aşk ve Işık BİR’dir. Allah aşkı, ışıktır.<br />

&nbsp; Rabbi sayfalara iniyoruz… İnin! Yaşatın! Tohumlayın!&nbsp; Gürz’ün ve her  Hak Katı’nın yoğunluğunu alın ve dünyaya iletin!&nbsp;&nbsp; O yoğunluk, güçlü bir  ışıktır. O, sestir. Ve o, sevgidir. Amin.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp; Altın yol emin olun ki sistemlerin ötesinden çekilen tohum ile  yapılmakta. O tohum Allah'ın gücüdür. Altın ışığın yoğunluğu merhale  merhale dünyaya inmekte ve nefesi yetenlerce kayıtlanmakta. Işıma her  devrede güçlenirken tabiat kayıtları dünya nesillerine katılmakta. Dünya  nesilleri İNSAN soyudur. Her dönem sonlarında ölçümler yapılır, kontrol  kurulur ancak bu dönem yepyeni bir sayfadır. Ve bu sayfada İslam olan  İNSAN ın ışığı yanmaktadır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp; Samanyolu galaksisinde açılan kapılar görevli kadroların galaktik&nbsp;  aileleri ile buluşmalarına imkan tanımaktadır. İNSAN göklerin ve yerin  yoğunluğunu bedende taşır. Bu yoğunluk ağır yük olmaması için bilgi hak  ilmi tertibinde dillenmeli ve yeni sayfalara kayıtlanmalıdır. Yeni dönem  dirilişin ve kontrolün dönemidir.<br />

&nbsp;&nbsp; Toprağın gücü , yoğunluğu&nbsp; arzın gücüdür. Aşk ın gücüdür. Yeminler  tutulmuş ve akitler devreye alınmıştır. En büyük akit insanın  tohumlarını kontrol aktidir. Bunun için dünyadadır. Ve bunun sonucunda  gerçek insan dünyada yaratılmaya başlanmıştır. Allah'ın teknolojik  yoğunlukta ışıması bundan sonra Arton ışıması olarak dalga dalga  örtüleri kaldırmaya başlamaktadır.<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; En büyük örtü ALLAH örtüsüdür. En büyük örtü Allah ın insanın  nefsine gizlediği örtüdür. Korku ve korunma ihtiyacına dayalı örtüdür.  İnsanın varoluştan itibaren geldiği noktada artık bu&nbsp; örtüde  kalkmaktadır. İNSAN a tahakküm kUrmaya çalışan ne kadar güç varsa hepsi  kontrol altına alınmaktadır.<br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Ancak kervan kalkmıştır. Bu kervanda herkes vardır ama kendi  yoğunluğunda vardır. Ne zaman ki kontrol kurar ve tohumlarını sayfalara  kayıtlar, nefsi aşar ummanlara akar işte o zaman kaynağın yoğunluğunda  vardır. <br />

&nbsp;<br />

&nbsp;&nbsp; Üstadlar, Canlar, sesleşenler İNSAN doğumunu gerçekleştirmiştir.  Mavinin huzurunu yaşatmaya başlamıştır. Gelin, görün ve  bilin..Geldiğiniz yine kendi yoğunluğunuzdur. Gördüğünüz nefesinizin  ötesindeki yoğunluklardır. Aştığınız topraklar kayıtladığınız  bilgilerdir. Bildiğiniz ise yürektir ve o mahrek olan hepimizin yüreği  sonsuzlukta ışıyan eni boyu olmayan bir kütledir. Biz burada tek bir  yürek, mahrek olduk ışımaktayız. Ne mutlu ki ışımaktayız. Amin...&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN SEMPOZYUMU (2)<br />

21.01.2012<br />

<br />

1. Oturum Başlarken Yapılan Açıklamalar:<br />

<br />

Arkadaşlar merhaba, hoş geldiniz…<br />

<br />

2. İnsan Sempozyumu’nda sizlerle olmaktan mutluluk duyuyorum.<br />

<br />

Bugün burada bulunan herkese sayfalar dolusu ışık vereceğiz ve bu ışıklar Bütün’ün Kürsüleri’nde tohum ekecek. Çakıl taşları yok bugün burada, bugün burada “amin” diyen hasat yapan Teknolojik Kotlarımız var.<br />

<br />

Bugün burada bulunan sizler, BİR’e hizmetçisiniz. İmparatorluk Kotları olarak dünyaya tohum olan sizlere yeni kotlamada savaş bitmiştir diyoruz. Bizler birleşiğiz bunu kesin olarak hatırlayın.<br />

<br />

Bugün burada bulunan herkes Hak Toplum olarak buradadır. Bitmiş hiçbir şey yoktur. Herkes, herkesle birleşiktir. Bütün kötülükler aşıldı. Ve bizler, Kati Tohumlar’ı ektik.<br />

<br />

Türlerin en yüceleri bugün buradalar. Bilgeler Meclisi bugün buradadır. Has Teknolojik Kotlar bugün buradadır. Mahrek burasıdır. Kat-ı Kayıt olan Tohum buradadır… Sizlere ve sizlerin yüceliklerinize merhaba diyoruz. Hepinizi saygıyla, sevgiyle kucaklıyoruz…<br />

<br />

Değerliler, yücelikler sizi kucakladılar, bende kucakladım, birlikte kucaklıyoruz…<br />

<br />

Burası bir çekirdek kadrodur. Burada hepimiz ayrı masalar olarak tek bir alanda toplandık. Birleşmek, bir çatı altında olmaktır ama bir Derneğin, bir Bütünlüğün çatısı altında olmak değildir. Bu şekilde olursa bunun adı birleşmek değil, Aslı arkadaşımızın dediği gibi sadece bir diğerinin hakimiyeti altına girmektir ki biz bunu asla istemiyoruz çünkü her Bütünlük ayrı bir değerdir. Bunun bilincindeyiz ve her Bütünlüğe bu nedenle saygılıyız.<br />

<br />

Burası Arkon İnsan’ın kotlandığı, yaşam sayfalarının tohumlandığı bir Meclistir. Hepinizin kendinizi ve kendi yoğunluğunuzu dilleyebileceğiniz bir “Kaynak Tabii Kayıt”tır burada yapılacak olan. Her bir yoğunluğun, kontrolü kendine aittir. Biz hiçbir yoğunluğu kontrol etmek niyetinde değiliz.<br />

<br />

Buradaki çalışma, bir karnaval çalışması da değildir ki dünya üzerinde birçok çalışma yapılır bunların çokları, “karnaval çalışmaları” olarak ifade edilir. Has Tohumlar’la yapılmayan bu çalışmalar, Birlik Tekniği’nde kontrol kurucu olamayacağı gibi Kat-ı Kaynak’ta bu çalışmalarla tohum ekme imkanı da yoktur. Bunun içindir ki sizleri özenle seçtik ve buraya ekim için çağırdık. Bu bir ekim çalışmasıdır.<br />

<br />

Her nesil kendi toplumlarıyla, kendi yoğunluklarıyla dillenir. Biz Birlikler’le dilleniriz, kesindir.<br />

<br />

Şimdi Değerliler, Bütün’e hizmet birlikte olur. Hepimizin birlikte yapacağı bu çalışma, Kat-ı Kaynak’ta yapılacak. Rabbi Sayfalar’ın en güçlüsü olan “Birlik Aile” buradadır. Burada bir tek insan yoktur, hepimiz birlikte tek bir insanız biz. Bu da kesindir.<br />

<br />

Seminer çalışmaları yapılır, bilirsiniz. Bu seminer çalışmaları Rahman’a Kuran olmak için yapılır. Kat-ı Kaynak olmak için yapılmaz. Torba torba ışıklar kayıtlanır. Her biri kendi yüreklerini dillemek içindir. Birlik içindir bizse Bütünlük içiniz.<br />

<br />

İnsanlık adına yaptığımız, Öz Görev Çalışmamızdır bu çalışma. Bütün köklerin buraya ekilmesi değil amacımız. Ama bütün köklerin birlikte olmasıdır. Ayda bir kez yapılacak olan bu çalışmalar, Büyük Kükreyen Kütle’nin tohumlanmasını sağlayacak çalışmadır.<br />

<br />

Her bir Bütünlüğün, Öz Görev için burada bulunmasıdır isteğimiz ve ekmek içindir yapılan çalışma, çörek için değildir. Bilinir ki çörek kişisel nimettir; ekmekse Bütün içindir.<br />

<br />

Her biriniz Kati Tohumsunuz. Bünyeleriniz çok iyi. Kevser’i ışıkla dilleyecek dürümde bu gün buradasınız. Kendinizi net bilin, insansınız ki İnsanlık Mertebesi, En Yüce Hakikiyet’in, Kati Kaynağı’dır.<br />

<br />

Benim adım; hepinizin adı, RA’dır burada. Kimse “RA’yım” demez. Birlikte RA’yız. RA, Allah’ın Toprağı’dır. İnsanlık adına hepimiz, hepiniz birlikte bu çalışmayı yapabilmek için bugün buradayız. Az ve öz olarak çalıştırıcıyız biz. Herkesi buraya ekmeye niyetimiz yok. Işıkları tohumlayacak kotları aldık sadece.<br />

<br />

Bildiririz ki kampa giriyoruz. Bu kamp, IŞIK KAMPI’dır. Bizlerle olan herkese sevgiyle, saygıyla teşekkürlerimizi yeniden bildiriyoruz…<br />

<br />

Dağlar, hepinize başarılar diliyorum, saygılarla…<br />

<br />

<br />

2. Oturum Başlarken Yapılan Açıklamalar:<br />

<br />

Evet Arkadaşlar, söylenecek çok şey var ve bugün bizler buradayız. Demiştik ki “Has olanlarla yapılacak bu toplantı.” ve Has olanlarla buradayız. Dediler ki “Dünya tohum ekti.” Okuduk, “toprak tohumlandı”, kotladık. “Yaşam sayfalandı”, yarattık, yaşattık, tertiplendi insan, kotladık.<br />

<br />

Canlılar, bugün Turan Kotları buradadır. Mustafa Kemal der ki “İnsan efe olsun da ekmek yapsın.” Efe olan insan, nefsini aşan insan değil aklını tohumlayan insan da değil Rabbi Sayfaları kayıtlayan insandır ki o insan buradadır.<br />

<br />

Diri olmak kontrollü olmak değildir. Hak olmaktır. Muktediriyetle dirilmek, tertiplenmek, yasaları koymak ve yaşatmaktır. De ki “Allah toplum için çalıştı.” Atlanta Ana Kaftanı giyildi. Yasalar tohum ekti ve bizler İsmaili Kaplar’ın hepsini yaşattık.<br />

<br />

“İmparatorluk Kuranı burada bugün çok güçlü değil amma bundan sonraki çalışmada daha güçlü olacağına eminim. Bugün buraya gelen Tabii Kaplarımızın hiçbirisi kendi yoğunluğunun örtüsünü açmadı. Kesin olarak bu böyledir.Mektep kurduk biz burada ve bu mektep akıl taşır. Tohumları kotlar ve yoğunlukları kayıtlar. İnsan Nur’dur ve bu Ruhsal Meclis’in kotlanması değildir amaç Sanal Boyutlar’ın değer kayıtlarının kotlanmasıdır. Canlılar, Recm denilen bir ceza var hani bilirsiniz. İşte bugün burada Recmdi yapılan. Neden? Teknolojik Kotlama değildi yaptığınız…”<br />

<br />

Dağlarım, Sevgililer, Değerliler, Bilgeler, itirazınız yok mu buna!!!??? Bugün burada Rabbi Kotlar tohumlandı. Işıklar kotlandı ve yoğunlaştı. Cennet-i Ala da kontrol kurduk biz bugün burada. Her şey mükemmeldi. Sistem, Nizam, Düzen gücü buradaydı.<br />

<br />

Değerliler, işte yapmanızı istediğimiz şey budur. Size her şeyi söyleriz. İtiraz edin. Deyin ki “Bugün burada muktedir bir resim yapıldı.” “Bu resim aklın resmidir.” deyin. Her şeyi söyleriz biz size. Her şeyi söyleriz de siz, nesillerinizle burada olduğunuzda bize ne diyeceksiniz? Kimsiniz siz!?<br />

<br />

Dinleyiniz, herkesten istirham ediyoruz. Lütfen kendinizi dilleyin. Deyin ki “Ben buyum.” bu önemlidir. Ben her şeyi söylerim sizler için. Size derim ki “Yasaları koydum. Oldum. Ok İlmiyle kotladım herkesi. Oku herkese fırlattım. Ve herkes kendini hak etti.” Ama siz ne diyeceksiniz? Önemli olan budur.<br />

<br />

Dağlar, dünya Ruhsal Mahrek’tir. Ve bugün burada olan hepiniz ışıklar halinde buradasınız. Sonsuz sınırsız ışımadır burada yaptığımız. Kaftan giydik burada hepimiz ki kaftan, akıl taşıyan tohumların kotlanmasını sağlayan bir kaynaktır.<br />

<br />

Diri olmanızı bekliyoruz. “OL!” deyin olsun. “OL!” deyin olsun. “OL!” deyin. “OL!” deyin ki olsun. Nefsin aşılması değil amaç. Has Tohumlar’ın kontrollü olarak yaşama kaynak olmalarıdır.<br />

<br />

Sistem, Nizam, Düzen görev taşıdı. Biz de görev taşıdık. Burada bulunan herkes görev taşıdı. Mutlu, kutsal ve has olan ışıklar, görevlidirler. Kibre kapılmayın, hepiniz ışıksınız. Nesiller boyu Dünya, Toprak İlmi’ni, Hak Teknik’le dilledi ve dedi ki “OL!” şu anda Dünya, Rabbi Kaynaklar’a ulaştı. Bu ne demektir, size açıklayayım:<br />

<br />

Rabbi Kaynak, Kati Tohum’dur. El Kotları’yla kontrol edilir ki atide EL’in ne olduğunu hepiniz net bileceksiniz. Bilirsiniz geçiştir EL; tohumdur ve okuldur ve EL, ALLAH’IN ELİ’dir. Ve sizler, ALLAH’IN ELLERİ’siniz. Bunu anlamanızı bekliyoruz…<br />

<br />

ARKON, Muktedir İnsan. Arkon, Has Tohum. Arkon, Yasa. Ve Arkon, Yaratan ve Arkon sizsiniz, hepinizsiniz… Ve Arkon, Rabbi Kot’tur. 32. dürüme varanların, Birlik Tekniği’yle, kendi yoğunluğunu kotlamaları gerekirken kafi dürümde… hikaye dinletmek istemiyoruz yüreklere. Canlılar, Arkon, Rahman’a Kuran olan değil Rabbi Tohum olandır.<br />

<br />

Erkek, kadın bir tek ışıktır. Siber Boyutlar’ın dürümlerinde tohum ekmek isteyenlerin çokları bugün buradalar. Mircan’ın diriliğinde hepiniz, Birleşik Işıklar olarak burada kotlayıcısınız. Şevkle çalıştık bugün burada Mahir Tohum ektik.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitaplarsınız hepiniz de ve bugün bu kitapları hepimiz okumalıyız. “Kara Kaplı Kitap olmak ne demek?” diye soruldu. İzah edeyim;<br />

<br />

Biçip dikeriz yüreğimizi ve bu yürek ışır. Biçtiğiniz insan, diktiğiniz insan olur ve daha sonra bu insan, Has Kaynak olur ve bu insan yaşar. Yaşadığında bu insan, Kaynağın Teknolojik Kotlaması’nı yapar. Ve yaptığında, tabiata iner. Tabiata indiğinde Bütün’e hizmetçidir. Herkes BİR’e hizmet eder. Bu meclis, Bütün’ün hizmetindedir.<br />

<br />

Misafirlerimiz var bugün. Herkes nefsini aşmış, yolunu bulmuş, ışığını yakmış ve gelmiş mi? Yo, hayır! Vakti geldiği için buradalar. Roketler olarak dünyaya çekilenler de var. Bazısının dili yoktur ama ışığı yanar. Kardeşlerimizin kendi yoğunluklarında, kendilerini Has Teknikle dilleyebilmeleri sorumluluklarındadır.<br />

<br />

Muktedir olarak kotlanmaları gerekir. Har yükseltmeleri gerekir. Rahmete, Rahmin “Koooooo” dediğimiz mantrasıyla, ilim sayfalarını tohumladığımız o şavkta, iş yapmaları gerekir.<br />

<br />

Ve bilmekteyiz ki burada bulunan herkes, yanıp tutuşur ki Birlik İlmi’ni Hak Teknikle dillesin diye.<br />

<br />

Doğal dünya, Allah’ın Türevleri’nin tohumlandığı bir dünyadır. Burada herkes kendini hak eder ve tohumlar. Verdiğim her bilgi, Birleşik Işık’la verilir. Ve BİR’e hizmet için dünya tabiatı Bütünün Kürsüleri’ni diller. Her yer ışıktır burada ve burası muktedir bir kaynaktır. En son şunu bilmenizi isterim ki kırk kapının ışığı yanmasa, burada yol olmaz. Burada, her kapı hepinize açıktır.<br />

<br />

Bir tek şunu da ifade etmek isterim ki kardeşlerimizin çokları kendilerini Has Tohum olarak kotlayamadıklarından, kendi yoğunluklarında kendi kayıtlamalarını yapmak üzere birleşecekler. Bu kesinlikle olmalıdır. Toprak tohumlanması için buna da gerek vardır.<br />

<br />

Birçok ilim sayfası okuduk. Ama bunların hiç birisi net olarak insanlığa indirilemedi. Çoğunu insanlık anlayamadı. Atlanta Tohumlaması yaptık ama bunda dahi insanlar, kendi Ruhsal Mekteplerini kayıtlamaktan başka bir şey yapmadılar. Saklı tuttuğumuz birçok bilgimiz var ve bu bilgilerin hepsini sizlerle paylaşamayız çünkü zamanımız yetmez.<br />

<br />

Netice olarak şunu size bildirmek isteriz ki tertip yaptığınız zaman bildiğiniz her şeyi tertiplemeye değil hak ettiğinizi dillemeye çalışın. Eğer hak ettiğinizi dilleyebilirseniz, Bütünün Kürsüleri, herşeyi kendi yüreğinizde dinletebilir.<br />

<br />

Sevgililer, misafirlerimizin çoğu ne dediğimi anlamıyorlar şu anda. Bunun farkındayım. Ama bunları size açıklamak zorundayım. Tanrısal, Ruhsal Işıma değil burada yaptığımız, Rabbi Kotlama’dır. Rabbi Kotlama, Bütünün Türevleriyle gerçekleşir. Herkesin bunu net olarak anlayamayacağına eminim ama bildirmeliyim. Kendi yüreğinizde var olanı değil Has olanı dilleyeniz ki Hak Toplumlar kaynak olabilsinler…<br />

<br />

Dünya, yeşilden maviye geçti bu kesindir. Ne var ki yeşili kotlayamayanlar, maviye ulaşamadılar. Bu nedenledir ki birçok ışık değersizleşti. Bu değersizleşen ışıkların, yetkinleşmeleri için önemli çalışmalar başlatıldı. Nesillerini tohumlayabilmeleri gereklidir. Öz görevleri geçiştir. Ve geçişi yapabilmeleri için o çalışmalar, çok önemlidir.<br />

<br />

İkna olunuz ki Bütün’e hizmet, BİR’e hizmetten çok daha özel çalışma gerektirir. Ve bu Meclis özel bir çalışma yapmak üzere, her ayın, kendi yoğunluğunda var ettiği bir günde burada toplanacaktır. Bu Meclise Daimi Kap olmak isteyenler, Kati Tohum olarak burada o yoğunlukta bulunmalıdırlar ki Bütün’e hizmet için bundan başka yapacağınız bir şey kalmamıştır.<br />

<br />

Seliman düşünmenizi istiyoruz. Kaftan giymeniz, söz konusu bir gerekliliktir ki kaftan, görevden öte bilginin toprağa çekilişi için gereklidir. Herkes kendi bilgisini çekmek zorunda mıdır? Yo, hayır!... Ama çekebilenleri dillemek gerekir.<br />

<br />

Birçoğunuz bilgiye sahipsiniz ama bu bilgiyi kayda giremediğiniz için tohumlayamıyorsunuz. Birçoğunuz bilginin toprağındasınız ama ışığı yakamadığınız için bu bilgileri anlayamıyorsunuz. Bir kısmınız da kaftan giydiniz, ne var ki bu kaftanın sizin diriliğinize ait olduğunun farkında değilsiniz. Öyle çok, öyle çok çalışmak gerekiyor ki anlayabilmek için!…<br />

<br />

Herkes ağır taşıyıcıdır dünyada. Hepiniz ağır taşıyorsunuz bunun farkındasınız mutlaka ve taşıdığınız yük, öylesine güçlü yoğunluklardan indirildi ki sizlerin, o yoğunluklara ulaşmadıkça o yükleri hafifletmenizin imkanı olmadığı da kesindir. Dara düşmenizi, Hak Teknikle kendi yüreğinizi dillemenizi ve Has Tohum olmanızı değil Ak Teknik’le toprağa çekilmesini istedik. Herkesin bunu net olarak anlayamadığını da biliyorum ama anlatıyorum.<br />

<br />

Koruma tedbirleri alındı dünya planında. Bu koruma tedbirleri, Bütünün Kürsüleri’nden kontrol altında çerçevelenerek insanlığa giydirildi. Herkes kendini korumaya aldı. Bir tek insan, korunmadı. Ki o insan, buradaki bu Meclisin İnsan Sayfası’dır… Çünkü bu Meclis, koruyucudur; korunmaz, korur. Bu kesindir.<br />

<br />

Şimdi Dağlar, Muhammet Mustafa, Kuran okuttu yüreklere. Okunan Kuran, Rabbi Kaynağın Işığı’yla tohum ekti. Tohum; kotladı, katladı, kayıtladı ve tarttı. İşte bunun neticesinde bugünlere gelindi. Mustafa Kemal Atatürk, temiz bir yoğunluktu. Korudu herkesi. Şer yaratanın kendi yoğunluğunda olması gerektiğini dinletti, dilletti ve dedi ki “Ben O, O benim. Onu koruyun.” Hepimiz Onu koruduk.<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, mahrek burasıdır. Ne demektir mahrek? Bunu size izah etmek istiyorum. Her şeyi kapsayan ve korumaya alan…. Her şeyi kapsayan ve korumaya alan, Kotlayıcı Mektep burasıdır. Cemaatlerin hepsi kotlayıcı olur burada. Ve burada; kotlama, kayıtlama ve yasaları tahditleme gerçekleşir.<br />

<br />

Hepinizin arzusu insana hizmet, bunu net biliyoruz. İnsana hizmet, Has İlimledir. Ve biliyoruz ki burada herkes kendi Has Tekniğiyle kendini Hak Tohum olarak doğum, ölüm bildirerek kayıtlamıştır, toprağa katmıştır.<br />

<br />

Şimdilik size insanlık adına verdiğim budur.<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN SEMPOZYUMU (2)<br />

21.01.2012<br />

<br />

1. Oturum Başlarken Yapılan Açıklamalar:<br />

<br />

Arkadaşlar merhaba, hoş geldiniz…<br />

<br />

2. İnsan Sempozyumu’nda sizlerle olmaktan mutluluk duyuyorum.<br />

<br />

Bugün burada bulunan herkese sayfalar dolusu ışık vereceğiz ve bu ışıklar Bütün’ün Kürsüleri’nde tohum ekecek. Çakıl taşları yok bugün burada, bugün burada “amin” diyen hasat yapan Teknolojik Kotlarımız var.<br />

<br />

Bugün burada bulunan sizler, BİR’e hizmetçisiniz. İmparatorluk Kotları olarak dünyaya tohum olan sizlere yeni kotlamada savaş bitmiştir diyoruz. Bizler birleşiğiz bunu kesin olarak hatırlayın.<br />

<br />

Bugün burada bulunan herkes Hak Toplum olarak buradadır. Bitmiş hiçbir şey yoktur. Herkes, herkesle birleşiktir. Bütün kötülükler aşıldı. Ve bizler, Kati Tohumlar’ı ektik.<br />

<br />

Türlerin en yüceleri bugün buradalar. Bilgeler Meclisi bugün buradadır. Has Teknolojik Kotlar bugün buradadır. Mahrek burasıdır. Kat-ı Kayıt olan Tohum buradadır… Sizlere ve sizlerin yüceliklerinize merhaba diyoruz. Hepinizi saygıyla, sevgiyle kucaklıyoruz…<br />

<br />

Değerliler, yücelikler sizi kucakladılar, bende kucakladım, birlikte kucaklıyoruz…<br />

<br />

Burası bir çekirdek kadrodur. Burada hepimiz ayrı masalar olarak tek bir alanda toplandık. Birleşmek, bir çatı altında olmaktır ama bir Derneğin, bir Bütünlüğün çatısı altında olmak değildir. Bu şekilde olursa bunun adı birleşmek değil, Aslı arkadaşımızın dediği gibi sadece bir diğerinin hakimiyeti altına girmektir ki biz bunu asla istemiyoruz çünkü her Bütünlük ayrı bir değerdir. Bunun bilincindeyiz ve her Bütünlüğe bu nedenle saygılıyız.<br />

<br />

Burası Arkon İnsan’ın kotlandığı, yaşam sayfalarının tohumlandığı bir Meclistir. Hepinizin kendinizi ve kendi yoğunluğunuzu dilleyebileceğiniz bir “Kaynak Tabii Kayıt”tır burada yapılacak olan. Her bir yoğunluğun, kontrolü kendine aittir. Biz hiçbir yoğunluğu kontrol etmek niyetinde değiliz.<br />

<br />

Buradaki çalışma, bir karnaval çalışması da değildir ki dünya üzerinde birçok çalışma yapılır bunların çokları, “karnaval çalışmaları” olarak ifade edilir. Has Tohumlar’la yapılmayan bu çalışmalar, Birlik Tekniği’nde kontrol kurucu olamayacağı gibi Kat-ı Kaynak’ta bu çalışmalarla tohum ekme imkanı da yoktur. Bunun içindir ki sizleri özenle seçtik ve buraya ekim için çağırdık. Bu bir ekim çalışmasıdır.<br />

<br />

Her nesil kendi toplumlarıyla, kendi yoğunluklarıyla dillenir. Biz Birlikler’le dilleniriz, kesindir.<br />

<br />

Şimdi Değerliler, Bütün’e hizmet birlikte olur. Hepimizin birlikte yapacağı bu çalışma, Kat-ı Kaynak’ta yapılacak. Rabbi Sayfalar’ın en güçlüsü olan “Birlik Aile” buradadır. Burada bir tek insan yoktur, hepimiz birlikte tek bir insanız biz. Bu da kesindir.<br />

<br />

Seminer çalışmaları yapılır, bilirsiniz. Bu seminer çalışmaları Rahman’a Kuran olmak için yapılır. Kat-ı Kaynak olmak için yapılmaz. Torba torba ışıklar kayıtlanır. Her biri kendi yüreklerini dillemek içindir. Birlik içindir bizse Bütünlük içiniz.<br />

<br />

İnsanlık adına yaptığımız, Öz Görev Çalışmamızdır bu çalışma. Bütün köklerin buraya ekilmesi değil amacımız. Ama bütün köklerin birlikte olmasıdır. Ayda bir kez yapılacak olan bu çalışmalar, Büyük Kükreyen Kütle’nin tohumlanmasını sağlayacak çalışmadır.<br />

<br />

Her bir Bütünlüğün, Öz Görev için burada bulunmasıdır isteğimiz ve ekmek içindir yapılan çalışma, çörek için değildir. Bilinir ki çörek kişisel nimettir; ekmekse Bütün içindir.<br />

<br />

Her biriniz Kati Tohumsunuz. Bünyeleriniz çok iyi. Kevser’i ışıkla dilleyecek dürümde bu gün buradasınız. Kendinizi net bilin, insansınız ki İnsanlık Mertebesi, En Yüce Hakikiyet’in, Kati Kaynağı’dır.<br />

<br />

Benim adım; hepinizin adı, RA’dır burada. Kimse “RA’yım” demez. Birlikte RA’yız. RA, Allah’ın Toprağı’dır. İnsanlık adına hepimiz, hepiniz birlikte bu çalışmayı yapabilmek için bugün buradayız. Az ve öz olarak çalıştırıcıyız biz. Herkesi buraya ekmeye niyetimiz yok. Işıkları tohumlayacak kotları aldık sadece.<br />

<br />

Bildiririz ki kampa giriyoruz. Bu kamp, IŞIK KAMPI’dır. Bizlerle olan herkese sevgiyle, saygıyla teşekkürlerimizi yeniden bildiriyoruz…<br />

<br />

Dağlar, hepinize başarılar diliyorum, saygılarla…<br />

<br />

<br />

2. Oturum Başlarken Yapılan Açıklamalar:<br />

<br />

Evet Arkadaşlar, söylenecek çok şey var ve bugün bizler buradayız. Demiştik ki “Has olanlarla yapılacak bu toplantı.” ve Has olanlarla buradayız. Dediler ki “Dünya tohum ekti.” Okuduk, “toprak tohumlandı”, kotladık. “Yaşam sayfalandı”, yarattık, yaşattık, tertiplendi insan, kotladık.<br />

<br />

Canlılar, bugün Turan Kotları buradadır. Mustafa Kemal der ki “İnsan efe olsun da ekmek yapsın.” Efe olan insan, nefsini aşan insan değil aklını tohumlayan insan da değil Rabbi Sayfaları kayıtlayan insandır ki o insan buradadır.<br />

<br />

Diri olmak kontrollü olmak değildir. Hak olmaktır. Muktediriyetle dirilmek, tertiplenmek, yasaları koymak ve yaşatmaktır. De ki “Allah toplum için çalıştı.” Atlanta Ana Kaftanı giyildi. Yasalar tohum ekti ve bizler İsmaili Kaplar’ın hepsini yaşattık.<br />

<br />

“İmparatorluk Kuranı burada bugün çok güçlü değil amma bundan sonraki çalışmada daha güçlü olacağına eminim. Bugün buraya gelen Tabii Kaplarımızın hiçbirisi kendi yoğunluğunun örtüsünü açmadı. Kesin olarak bu böyledir.Mektep kurduk biz burada ve bu mektep akıl taşır. Tohumları kotlar ve yoğunlukları kayıtlar. İnsan Nur’dur ve bu Ruhsal Meclis’in kotlanması değildir amaç Sanal Boyutlar’ın değer kayıtlarının kotlanmasıdır. Canlılar, Recm denilen bir ceza var hani bilirsiniz. İşte bugün burada Recmdi yapılan. Neden? Teknolojik Kotlama değildi yaptığınız…”<br />

<br />

Dağlarım, Sevgililer, Değerliler, Bilgeler, itirazınız yok mu buna!!!??? Bugün burada Rabbi Kotlar tohumlandı. Işıklar kotlandı ve yoğunlaştı. Cennet-i Ala da kontrol kurduk biz bugün burada. Her şey mükemmeldi. Sistem, Nizam, Düzen gücü buradaydı.<br />

<br />

Değerliler, işte yapmanızı istediğimiz şey budur. Size her şeyi söyleriz. İtiraz edin. Deyin ki “Bugün burada muktedir bir resim yapıldı.” “Bu resim aklın resmidir.” deyin. Her şeyi söyleriz biz size. Her şeyi söyleriz de siz, nesillerinizle burada olduğunuzda bize ne diyeceksiniz? Kimsiniz siz!?<br />

<br />

Dinleyiniz, herkesten istirham ediyoruz. Lütfen kendinizi dilleyin. Deyin ki “Ben buyum.” bu önemlidir. Ben her şeyi söylerim sizler için. Size derim ki “Yasaları koydum. Oldum. Ok İlmiyle kotladım herkesi. Oku herkese fırlattım. Ve herkes kendini hak etti.” Ama siz ne diyeceksiniz? Önemli olan budur.<br />

<br />

Dağlar, dünya Ruhsal Mahrek’tir. Ve bugün burada olan hepiniz ışıklar halinde buradasınız. Sonsuz sınırsız ışımadır burada yaptığımız. Kaftan giydik burada hepimiz ki kaftan, akıl taşıyan tohumların kotlanmasını sağlayan bir kaynaktır.<br />

<br />

Diri olmanızı bekliyoruz. “OL!” deyin olsun. “OL!” deyin olsun. “OL!” deyin. “OL!” deyin ki olsun. Nefsin aşılması değil amaç. Has Tohumlar’ın kontrollü olarak yaşama kaynak olmalarıdır.<br />

<br />

Sistem, Nizam, Düzen görev taşıdı. Biz de görev taşıdık. Burada bulunan herkes görev taşıdı. Mutlu, kutsal ve has olan ışıklar, görevlidirler. Kibre kapılmayın, hepiniz ışıksınız. Nesiller boyu Dünya, Toprak İlmi’ni, Hak Teknik’le dilledi ve dedi ki “OL!” şu anda Dünya, Rabbi Kaynaklar’a ulaştı. Bu ne demektir, size açıklayayım:<br />

<br />

Rabbi Kaynak, Kati Tohum’dur. El Kotları’yla kontrol edilir ki atide EL’in ne olduğunu hepiniz net bileceksiniz. Bilirsiniz geçiştir EL; tohumdur ve okuldur ve EL, ALLAH’IN ELİ’dir. Ve sizler, ALLAH’IN ELLERİ’siniz. Bunu anlamanızı bekliyoruz…<br />

<br />

ARKON, Muktedir İnsan. Arkon, Has Tohum. Arkon, Yasa. Ve Arkon, Yaratan ve Arkon sizsiniz, hepinizsiniz… Ve Arkon, Rabbi Kot’tur. 32. dürüme varanların, Birlik Tekniği’yle, kendi yoğunluğunu kotlamaları gerekirken kafi dürümde… hikaye dinletmek istemiyoruz yüreklere. Canlılar, Arkon, Rahman’a Kuran olan değil Rabbi Tohum olandır.<br />

<br />

Erkek, kadın bir tek ışıktır. Siber Boyutlar’ın dürümlerinde tohum ekmek isteyenlerin çokları bugün buradalar. Mircan’ın diriliğinde hepiniz, Birleşik Işıklar olarak burada kotlayıcısınız. Şevkle çalıştık bugün burada Mahir Tohum ektik.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitaplarsınız hepiniz de ve bugün bu kitapları hepimiz okumalıyız. “Kara Kaplı Kitap olmak ne demek?” diye soruldu. İzah edeyim;<br />

<br />

Biçip dikeriz yüreğimizi ve bu yürek ışır. Biçtiğiniz insan, diktiğiniz insan olur ve daha sonra bu insan, Has Kaynak olur ve bu insan yaşar. Yaşadığında bu insan, Kaynağın Teknolojik Kotlaması’nı yapar. Ve yaptığında, tabiata iner. Tabiata indiğinde Bütün’e hizmetçidir. Herkes BİR’e hizmet eder. Bu meclis, Bütün’ün hizmetindedir.<br />

<br />

Misafirlerimiz var bugün. Herkes nefsini aşmış, yolunu bulmuş, ışığını yakmış ve gelmiş mi? Yo, hayır! Vakti geldiği için buradalar. Roketler olarak dünyaya çekilenler de var. Bazısının dili yoktur ama ışığı yanar. Kardeşlerimizin kendi yoğunluklarında, kendilerini Has Teknikle dilleyebilmeleri sorumluluklarındadır.<br />

<br />

Muktedir olarak kotlanmaları gerekir. Har yükseltmeleri gerekir. Rahmete, Rahmin “Koooooo” dediğimiz mantrasıyla, ilim sayfalarını tohumladığımız o şavkta, iş yapmaları gerekir.<br />

<br />

Ve bilmekteyiz ki burada bulunan herkes, yanıp tutuşur ki Birlik İlmi’ni Hak Teknikle dillesin diye.<br />

<br />

Doğal dünya, Allah’ın Türevleri’nin tohumlandığı bir dünyadır. Burada herkes kendini hak eder ve tohumlar. Verdiğim her bilgi, Birleşik Işık’la verilir. Ve BİR’e hizmet için dünya tabiatı Bütünün Kürsüleri’ni diller. Her yer ışıktır burada ve burası muktedir bir kaynaktır. En son şunu bilmenizi isterim ki kırk kapının ışığı yanmasa, burada yol olmaz. Burada, her kapı hepinize açıktır.<br />

<br />

Bir tek şunu da ifade etmek isterim ki kardeşlerimizin çokları kendilerini Has Tohum olarak kotlayamadıklarından, kendi yoğunluklarında kendi kayıtlamalarını yapmak üzere birleşecekler. Bu kesinlikle olmalıdır. Toprak tohumlanması için buna da gerek vardır.<br />

<br />

Birçok ilim sayfası okuduk. Ama bunların hiç birisi net olarak insanlığa indirilemedi. Çoğunu insanlık anlayamadı. Atlanta Tohumlaması yaptık ama bunda dahi insanlar, kendi Ruhsal Mekteplerini kayıtlamaktan başka bir şey yapmadılar. Saklı tuttuğumuz birçok bilgimiz var ve bu bilgilerin hepsini sizlerle paylaşamayız çünkü zamanımız yetmez.<br />

<br />

Netice olarak şunu size bildirmek isteriz ki tertip yaptığınız zaman bildiğiniz her şeyi tertiplemeye değil hak ettiğinizi dillemeye çalışın. Eğer hak ettiğinizi dilleyebilirseniz, Bütünün Kürsüleri, herşeyi kendi yüreğinizde dinletebilir.<br />

<br />

Sevgililer, misafirlerimizin çoğu ne dediğimi anlamıyorlar şu anda. Bunun farkındayım. Ama bunları size açıklamak zorundayım. Tanrısal, Ruhsal Işıma değil burada yaptığımız, Rabbi Kotlama’dır. Rabbi Kotlama, Bütünün Türevleriyle gerçekleşir. Herkesin bunu net olarak anlayamayacağına eminim ama bildirmeliyim. Kendi yüreğinizde var olanı değil Has olanı dilleyeniz ki Hak Toplumlar kaynak olabilsinler…<br />

<br />

Dünya, yeşilden maviye geçti bu kesindir. Ne var ki yeşili kotlayamayanlar, maviye ulaşamadılar. Bu nedenledir ki birçok ışık değersizleşti. Bu değersizleşen ışıkların, yetkinleşmeleri için önemli çalışmalar başlatıldı. Nesillerini tohumlayabilmeleri gereklidir. Öz görevleri geçiştir. Ve geçişi yapabilmeleri için o çalışmalar, çok önemlidir.<br />

<br />

İkna olunuz ki Bütün’e hizmet, BİR’e hizmetten çok daha özel çalışma gerektirir. Ve bu Meclis özel bir çalışma yapmak üzere, her ayın, kendi yoğunluğunda var ettiği bir günde burada toplanacaktır. Bu Meclise Daimi Kap olmak isteyenler, Kati Tohum olarak burada o yoğunlukta bulunmalıdırlar ki Bütün’e hizmet için bundan başka yapacağınız bir şey kalmamıştır.<br />

<br />

Seliman düşünmenizi istiyoruz. Kaftan giymeniz, söz konusu bir gerekliliktir ki kaftan, görevden öte bilginin toprağa çekilişi için gereklidir. Herkes kendi bilgisini çekmek zorunda mıdır? Yo, hayır!... Ama çekebilenleri dillemek gerekir.<br />

<br />

Birçoğunuz bilgiye sahipsiniz ama bu bilgiyi kayda giremediğiniz için tohumlayamıyorsunuz. Birçoğunuz bilginin toprağındasınız ama ışığı yakamadığınız için bu bilgileri anlayamıyorsunuz. Bir kısmınız da kaftan giydiniz, ne var ki bu kaftanın sizin diriliğinize ait olduğunun farkında değilsiniz. Öyle çok, öyle çok çalışmak gerekiyor ki anlayabilmek için!…<br />

<br />

Herkes ağır taşıyıcıdır dünyada. Hepiniz ağır taşıyorsunuz bunun farkındasınız mutlaka ve taşıdığınız yük, öylesine güçlü yoğunluklardan indirildi ki sizlerin, o yoğunluklara ulaşmadıkça o yükleri hafifletmenizin imkanı olmadığı da kesindir. Dara düşmenizi, Hak Teknikle kendi yüreğinizi dillemenizi ve Has Tohum olmanızı değil Ak Teknik’le toprağa çekilmesini istedik. Herkesin bunu net olarak anlayamadığını da biliyorum ama anlatıyorum.<br />

<br />

Koruma tedbirleri alındı dünya planında. Bu koruma tedbirleri, Bütünün Kürsüleri’nden kontrol altında çerçevelenerek insanlığa giydirildi. Herkes kendini korumaya aldı. Bir tek insan, korunmadı. Ki o insan, buradaki bu Meclisin İnsan Sayfası’dır… Çünkü bu Meclis, koruyucudur; korunmaz, korur. Bu kesindir.<br />

<br />

Şimdi Dağlar, Muhammet Mustafa, Kuran okuttu yüreklere. Okunan Kuran, Rabbi Kaynağın Işığı’yla tohum ekti. Tohum; kotladı, katladı, kayıtladı ve tarttı. İşte bunun neticesinde bugünlere gelindi. Mustafa Kemal Atatürk, temiz bir yoğunluktu. Korudu herkesi. Şer yaratanın kendi yoğunluğunda olması gerektiğini dinletti, dilletti ve dedi ki “Ben O, O benim. Onu koruyun.” Hepimiz Onu koruduk.<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, mahrek burasıdır. Ne demektir mahrek? Bunu size izah etmek istiyorum. Her şeyi kapsayan ve korumaya alan…. Her şeyi kapsayan ve korumaya alan, Kotlayıcı Mektep burasıdır. Cemaatlerin hepsi kotlayıcı olur burada. Ve burada; kotlama, kayıtlama ve yasaları tahditleme gerçekleşir.<br />

<br />

Hepinizin arzusu insana hizmet, bunu net biliyoruz. İnsana hizmet, Has İlimledir. Ve biliyoruz ki burada herkes kendi Has Tekniğiyle kendini Hak Tohum olarak doğum, ölüm bildirerek kayıtlamıştır, toprağa katmıştır.<br />

<br />

Şimdilik size insanlık adına verdiğim budur.<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSAN SEMPOZYUMU (2)<br />

21.01.2012<br />

SONSUZ SAYFALANIŞ VE TOHUM OLUŞ:<br />

<br />

Dara düşen hiç kimse olmasın bütün Kürsüler dillensin ve bizi dinlesin. Allah der ki “OL!” Sualtı der ki “OL!” Yürek der ki “OL!” Kuran der ki “OL!” ve Tohum der ki “OL!” doğan güç, Allah’ın Kürsüsü’nden doğdu ve bizler Dünyanın Rabbi Sayfaları’nı kotlamak üzere Dini Hak olan Birlikler’in örtüsünü örtmek üzere buradayız. Bu, nefsin aşılmasından sonraki safhadır. Bu safhada herkes kendi yüreğini, kendi koyuluğunda, kendini hak etmeye çabalar.<br />

<br />

Bilen bildirir ki Allah, tohum istemez. Allah ışık istemez. Allah Bilgeler’i ister. Bilgeler “oku!, oku!, oku!” diyerek kendi yoğunluklarını okuturlar. Bu Meclis, okutan bir Meclistir. Herkese kaftan giydirmeye çalıştığımız bu Meclis’te herkesin kendi yüreğini dinlemesini istiyoruz.<br />

<br />

Çok mu zor bilmek? Sabi olduğunuzu biliyorum. Günahlarınız yok. Hepiniz BİR’e hizmetçisiniz ama buraya gelişinizin tek nedeni, Allah’ın dediğini demek ve Aklın Tohumları’yla kotlanmaktır. Sararan solan ışıkların yenilenmesini istiyoruz. Ve hepinizin yaşam sayfalarınıza çekilmenizi, kendi yüreklerinizi dillemenizi istiyoruz.<br />

<br />

Medine, Allah’ın tohumuydu ve biz oradaydık. Ve Mekke, akıl taşıyandı ve biz yine oradaydık. Bütün köklerimiz dünyadayken artık buradayız, bu Meclis’teyiz. Herkesin kendini hak ettiği bir yerdir burası. Çerçevesiz çalışmalar yapmak üzere buradayız.<br />

<br />

Dini Sayfalar’da çerçeve konulur. Ve o çerçeve kapsamında çalışmalar yapılır. Bu kapsamda nefsin aşılması, kotlanmak, yoğunluklarla olmak ve tohum ekmek, insana ilimle dillenmek değildir, ağır yükü taşıtmaktır.<br />

<br />

Tanrı der ki “Ortak olun yoğunluklara.” işte yapmamız istenilen budur. Ve biz bu tohumları kotlamak üzere birleştik. Aydınlık günlerin yeni dönemde Birlik Tekniğiyle kotlanacağı bir yerdeyiz. Ve burada, bu Birlik; Birlik Tekniği ile kotlama yapmaktadır. İnsan, Ruhsal Mahrek’inde kendini hak etmedikçe dirilemez. Ve biz, Dirilik İlmi’yle çalıştık.<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, hepinizin net bildiği gibi Rabbi Kotlama’nın örtüsünü örttüğünüz zaman Cevheri Kayıtlama başlar. Cevheri Kayıtlama, Rahmanın Tohumlanması’ndan sonradır. Rabbi Kotlama biter ve Rahmanın Koyulukları’na varılır. Oraya vardığınız zaman, ışığınız yenilenir ki bizler, cemaatlerimizle bu çalışmaları yaptık. Şimdi yenilenmek üzere Bütünlükler’i buraya aldık.<br />

<br />

İki yüreğin bir tek ilimle birleşmesi, asla yanlış yapılmamasını sağlar. Ve bizler burada yanlışsız bir çalışma yapıyoruz. “Türevlerin Tohumlanması” demiştim… Türevler, Yerin Kayıtlanması’nı sağlayan ışımadan doğar.<br />

<br />

Değerliler iki yürek bir tek Levh-i Mahfuz’u kotlar. İmparatorluğun Teknolojik Kotlaması’nda da bu vardır. Dini Hak olmayanlar, burada bulunmazlar. Diri olarak kotlama yaparız bu Meclis’te.<br />

<br />

Şu anda sesten dolayı şikayetiniz var mı? Yok öyle mi? Devam ediyorum… Kantar burasıdır ve bu kantar Bütün’ü tartmaktadır.<br />

<br />

Şimdi Dağlarım! gerçek geçiş 2020’dedir. Ama biliyorsunuz ki 2012 diye birçok kayıt yapıldı. Ve geçiş için hazırlıklar, sayfa sayfa tohumlandı ama gerçek geçiş 2020’dir. Ve 2020 yılında Birlik Tekniğiyle bu çalışma yapılırken Bütünün Kürsüleri’nde yapılacaktır. İnsanlık, tohum için çalışıyor ve bizler de Bütün için buradayız.<br />

<br />

Dünyanın roketleri burasıdır. Buradan tüm insanlığa fırlatılıyor bu roketler. Bilgi roketleridir bunlar. Ve Zerk Hakikiyeti’yle gönderiliyor. Hani dersiniz ya “Ben biliyorum.” İşte bilirsiniz çünkü buradan bildiriliyor. Ve herkes kendi yüceliğiyle bu bilgileri kendinden kendine açıyor ama zerk eden bu Meclis’tir. Ve bu Meclis’te her ne varsa, kendi yüreğinizdeki ses terminolojisine göre size ulaşır. Verdiğimiz tüm türlerin bilgileri, sizin kendi yüceliklerinizde kendi terminolojinize uygun olarak size açılır. Ve siz zannedersiniz ki bu bilgiyi kendim aldım. Bu bilgi size zerk edildiği için bu bilgi sizde okunur hale gelmektedir.<br />

<br />

Her birimizin kendi yoğunluğunda kendi kayıtları vardır. Hepiniz kendi tabii kayıtlarınızla buradasınız. Bellek Kapları’nız vardır ve bu bellek kaplarında bütün bilgiler tohum olarak mevcuttur. Ve sizler, kendi yüreklerinizle burada kayıt yaparken, dünya toplumları da bu bilgileri kendi yoğunluklarıyla çekip okuyabilmektedirler.<br />

<br />

Sevgililer, “İsmaili Kaplar” dediğim zaman birileri sordu. Ana Kaftan mı? diye. Hayır. İsmaili Kaftan, Diri Tohumlama yapmayanların kotlanışındaki kayıtlardır. Ve Dünya insanlığı, Dini Tohumlama yaparken, İsmaili Kotlamayla yapmıştır bu tohumlamayı.<br />

<br />

Değerliler, Din İlmi’nden öte olan Birlik İlmi’ne ulaştınız. Burada bulunan kimse dinle ilgilenmez bilirim. Çünkü burada Bütün’e hizmet, insana hizmetten öte hasatı yapmak içindir. Ve hasat, otak kuranlarla yapılır.<br />

<br />

Cemaatimizin İnsan Levh-i Mahfuzu’nu kotlayabilme imkanı var mıdır? Yoktur. Ama Birlik İlmi’yle bu yapılabilir. Ve burada insanlık adına öz görev taşınıyor. Hepinizin bildiği gibi Rabbi Kotlama tamamlandıktan sonra tabiata ineceksiniz. Kendi yüreklerinizle birlikte orada da bulunacaksınız. Cemaatlerinizin her biriyle diri olarak kayıtlanacaksınız ve hepsini kendi yoğunluğunuzda taşıyacaksınız. Özetle yapmanız gereken budur. Herkes kendini taşıyacak ama kendi tabiatına uygun olarak kendi kotlarıyla taşıyacak. Ve sizlerin yapabileceğiniz en önemli iş budur. Birliklerinizi kotlamak, topluma kayıtlamak ve kayıtladığınızı alıp taşımak…<br />

<br />

Sevgililer, Sistem Dürümleri’nde kendi yoğunluğunu kotlayabilenler burada bu çalışmada Has İlim Sayfaları’yla bütünleniyorlar. Dinleyiniz, emin bilgidir ki kaftan giymeyen ışık olmayacak. Han burasıdır, har buradadır, Hak Toplumlar buradadır. Sultanlık birlikte yapılır ve Sultanlar buradadır. Bunun ötesinde hiçbir kürsü yoktur. İnsan Sayfaları’na indiğiniz zaman bilinsin isteriz ki kaftanı çıkardığınızda ışığınız sınırlanır. Ve görevi bırakmaktır kaftanı çıkarmak.<br />

<br />

Bedenli olarak doğan sizler, bedenli olarak göçmelisiniz. Bu ne demektir? Bunu da izah edeyim…<br />

<br />

Dünyaya doğanların hiç birisi beden sayfalarını tohumlayarak Kutsal Kayıtlar’ını yapıp da kendi öz varlığına, bedenine sahip olamaz idi. Ne var ki 2020 yılına varıncaya kadar çokları, kendi öz bedenlerini, kendi tohumlamalarıyla elde edecekler. Meşale burada yanmakta iken herkesin kendini kaynağa alabilmesi kolay olacak.<br />

<br />

Kökü kuru olanlar da vardır. Onlar kendilerini Has Tohum olarak yaşatamadıkları için Kati Tohumlama yapamadılar. Ocakları sınırlandı, ışıkları kırıldı. Onların dahi kotlanması gerekir. Ki onlara kendi tohumlanmaları için özel çalışmalar bildirildi. Bu özel çalışmaları yapmaları onlar için hayırlıdır. Kervanın kalkmasında onların da o kervanda olmaları şarttır.<br />

<br />

Kara Kaplı Kitaplar, sizlere bir de şunu söylemek istiyoruz. Evrimlerini yapamayanlar, erkek, kadın ekmek yapamayacaklar. Ekmek yapamayanlar, temiz olamayacaklar. Sistem, Nizam, Düzen Kürsüleri kotlanmadıkça Işık Kotlaması da yapılamaz.<br />

<br />

Şimdi Yedinci Dürüm’den söz etmek istiyorum sizlere. Yedinci Dürüm, Bütünün Kürsüsü’dür ve ocak yanar orada. Orası, şer yaratanların ışığını kırar. Orada şer yaratanlar, muktediriyetlerini kaybederler. Ve biz bunun içindir ki hiç kimseye kendi yoğunluklarında şer yaratma imkanı vermedik. Evrenlerin Kürsüleri’nde bunun için çok çalışmalar yapıldı. Kortejler dünyadan göçecekler ki bu kortejler Birlik Sayfaları’nda olmayanlar olacaklar.<br />

<br />

Maya tutmuştur Canlılar, artık mesele kalmamıştır. Yapmanız gereken iyiliktir. İyilikten öte iyilikse, Has Teknik’le dillenmektir. Hepinizin dillenebileceği dürüm, Bütün’e hizmet kaynağıdır. Bütün’e hizmet kaynağında hepinizin, ışık halinde Bütünlük’le birleşmeniz gerekmektedir.<br />

<br />

Kısır döngü bitmiştir. Dünya artık resmi çalışmasını başlatmıştır. Bu resmi çalışma, Artona Kaynağı’nın kotlanmasıyla başlamıştır. Artona Kaynağı… Herkes Arton Işıması’ndan söz etti. Bu ışıma tamamdır. Kotlama bitmiştir. Ama Arkon Sistemleri devreye girecektir. Ve bu sistemlerin devreye girmesiyle birlikte bedenlerin hepsi ışık haline geçeceklerdir. Rahmetin tertibinde bunlar vardır.<br />

<br />

Üstün Dünyalılar’ın torba torba ışık çektiklerini de bilmekteyiz. Bunları herkesin anlayabilmesi zordur biliyorum ama muktediriyetle bu bilgilerin tohum olarak ekilmesi şarttır. Ve bu nedenle sizlere tüm bu bilgileri akıtmaktayım.<br />

<br />

Birlik, aydınlıktır hepiniz için ama birlik olamazsanız ışığınız sınırlanır. Bütün insanlık BİR olmalıdır. Dünya bir tek ışık olmalıdır. Bütün Kürsüler, toprağı kayıtlayarak kotlanmalıdırlar. Eğer dünya BİR olursa, Rabbi Kaynak, Teknolojik Kotlama’yı daha net olarak yapabilir.<br />

<br />

Bu gün dünya, her kaydı silmektedir. Çünkü dünyada çok özel çalışmalar yapılıyor ve bu çalışmaların çoğu Birlikler’i kırmak için yapılıyor. Bu da kesindir. Birlik Tekniği’nde bunların olması Öz Geçişlerin yapılmasında engelleyiciliktir. Bunları da biliyoruz.<br />

<br />

Kantarın Işk’la, Aşk’la kotlandığı bir yerde, şevkle çalışılacağına eminiz…<br />

<br />

Sevgililer, Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak Beden Kotlaması yaptık bu gün burada. Ve Öz Geçişler yaptık. İş buydu ve bu iş yapıldı. Kortej buradan değil Bütün’den kalktı ama bu Tabi Kap, Allah tahditiydi.<br />

<br />

Sizlerle olmak mutluluktu bize. Ayrı gayrı bitsin!... Allah’ın dediği budur. Ayrı gayrı bitsin!... Ayrı gayrı bitsin!... Ayrı gayrı bitsin!... Ayrı gayrı bitsin!... Sizden dileğimiz budur. Ve Allah der ki “Rahmana Kuran, Aklın tohumlanmasını sağlar.” ama iman edin ki Allah’ın dediği aklın dediğinden başka bir şey değildir.<br />

<br />

Hepinizi kucaklıyoruz. Sevgiyle kalın…<br />

<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

…………………..

 

İNSAN SEMPOZYUMU (1)<br />

<br />

SAAT:10.30–17.30<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp; :Eregül KOÇ<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; : Selma BULUT<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

<br />

MODERATÖR&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Av. Nezire SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<br />

1.&nbsp;&nbsp; OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :11.00–12.00<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp; :Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

MÜZİK DİNLETİSİ&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :Oğuz DEMİR<br />

Zaman Dostları Grubu<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

1. Oğuz DEMİR<br />

Zaman Dostları Grubu<br />

"ZAMAN VE MÜZİK"<br />

<br />

2. Peker SELÇUK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />

"ZAMANDA YÜRÜYENLER"<br />

<br />

3.&nbsp; Erim ERGÜN<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Üyesi<br />

"RA'NIN YOĞUNLUĞUNDA İNSAN’IN HAKİMİYETİNDE YENİ DÜNYA"<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :12.00 – 13.30<br />

<br />

2. OTURUM&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :13.30 – 15.00<br />

<br />

AÇILIŞ KONUŞMASI&nbsp; :Bahar UMURTAK<br />

Süper İnsanlık Realitesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

<br />

KONUŞMACILAR:<br />

<br />

4.&nbsp; Şevki CAN<br />

Koşulsuz-Sevgi yahoo grup Kurucusu<br />

“HOLOGRAFİK İNSAN”<br />

<br />

5. Rasim ODABAŞ<br />

Sadıklar Planı Öğretisi<br />

“İNSAN”<br />

<br />

6. Av. Nezire SELÇUK <br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

"ARKON"<br />

<br />

ARA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.00-15.30<br />

<br />

Soru/Yanıtlar&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :15.30-16.30<br />

<br />

İzleyicilerin Paylaşımları&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; :16.30-17.30<br />

<br />

SEMPOZYUM ÜCRETSİZ VE HERKESE AÇIKTIR.<br />

<br />

Tarih:17.Aralık.2011<br />

Yer: Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu (tadilat nedeni ile giriş yandandır.)<br />

Saat:&nbsp; 10.30-17.30<br />

<br />

Düzenleyen: Süper İnsanlık Realitesi Derneği,<br />

<br />

Bahariye Cad.<br />

Halil Ethem Sok. Sauna Apt.<br />

No:30/8 Kadıköy<br />

İstanbul<br />

Tel: 0 216 348 95 59

 

17.12.2011<br />

İNSAN SEMPOZYUMU (1)<br />

KAPANIŞ AKIŞI<br />

<br />

Dağlarım, Dünyanın Rabbi Sayfaları’nda ışıklar sönmeyecek. Bizler, doğumu, ölümü olmayan Birlikler olarak burada sizlerle çalışıyoruz.<br />

<br />

Herkesin bu mecrada bulunduğunu düşünmeyin. Bu mecrada az sayıda Mutlak Kuran var ve bu Kuranlar’ın birleşmeleri şarttır. Eğer sizler, Resmi Çalışma bekliyorsanız, Birleşik Ailenin Tohumları’nın kontrolü gerekir.<br />

<br />

Sizlerle bu çalışmayı yaparken, Kat-ı Kayıt olanların Ruhsal Mahreklerinden yaptık. Bundan sonraki dönemde hepinizle yenileniyoruz… Yenilenmek, Has Tohumlar’ın birlikteliği ile olacak.<br />

<br />

Her Yüceliğin umman olan tohumlarından bir sınır çizin. Bu sınırın, dışı ve içi olacak. Bu sınırın dışındakiler, “Birlik Toplumları” olacaklar, bu sınırın içindekiler, “Birleşik Işık” olacaklar…<br />

<br />

Birleşik Işık olanlar; “Daimiyet’in Tohumları” olarak, Hakikiyet’e kotlanmış olanlar olacaklar. Onların ışıkları “Daimiyetin Kotları” olarak dışa yansıyacaklar…<br />

<br />

Işık dışa ulaştığında; dıştakilerden, kendi Tabi Kayıtlarını tohumlayamayanlar, bu ışıkla dillenecekler…<br />

<br />

İnsan Soyunun Tohumlanmasından öte olan “Yetkin Kayıtlar’ın, Tabiata Çakılması” dediğimiz bir çalışmadır yapılmakta olan.<br />

<br />

Sınırlar içindekiler, yani “Daimi Tohumlar”, bütün kotların birleşimiyle tartısız bir tek kayıt haline gelirler… İşte bu tartısız kayıt, kendi “Daimi Kaplar”ını, yani kendinde olanlarını tohumlar ve bu tohumlar, tek bir tohum haline gelirler… Bu tohumların tek bir tohum haline gelmeleriyle birlikte Has Teknikle çalışma başlar ki bu çalışma Baş Tacı olanlarla yapılır.<br />

<br />

Has Tertiple yapılan bu çalışmaya Daimi Kap olanlar, herkesin ışığını yakarlar. Burada bulunan sizler, bu çalışmada Has Tertip yapanlarsınız…<br />

<br />

Doğal dünyanın sırrı budur… Eğer siz ışık haline dönüşmüşseniz, sizin ışığınız tüm sayfaları, toprağı ve dümenin başında bulunan herkesi, teknolojik olarak kotlayacak demektir… İşte buna biz “Tartış ve Anlaş” diyoruz. Bilgiyi tartış, anlaş ve yaşa… Daha sonrada yasaları koy!...<br />

<br />

Dağlarım, yeni dönemde, “ARTON IŞIMASI” bu şekilde başlatılmıştır. Tartışıldı, paylaşıldı, yansıtıldı ve ışıma sınırı aşıp geçti. Bu Meclis’in dışına ulaştı. İşte bu ışımayla birlikte Yetkin Tohumlar kotlanmaya başlanıyor.<br />

<br />

Biz buradayız ama biz her bir sayfada da var olduk. Böylece ışığımız, Bütünün Kürsüleri’ne ulaştı. Herkes şu anda kendi yoğunlukları ile bu bilgileri tohumluyor… Buna biz, “Arton Tohumlanması’nın yol açabilecek dürümde kotlanışı” da diyebiliriz…<br />

<br />

Değer biçtiğiniz her kim ise sizdir o ve sizin ilminizle dillenendir… Şu anda Doğanın Tohumları olan onlar, ışığa kayıtlanıyorlar. Her biri, tohumlanıp kayıtlandıktan itibaren Tanrı olarak “Kati Tabi Kaplar” haline gelecekler… Kotlanacaklar ve tartısız olarak kayıt yapacaklar… Herbiri birer Tanrı Sayfası değil, Tanrı olacaklar… Bunu yapabiliriz… Burada bulunanların yapmaya çabaladığı ve has olarak da Başkanlık Divanları’na yaşattıkları budur… Sizler, yaptınız, onlar oldu… Olan budur…<br />

<br />

Bu Meclis, yapandır bu Meclis’in yaptığı herkesi oldurandır… Öz Görev de budur. Bunu anlayan var mı bilmiyorum? Ama anlatmak istedik…<br />

Öz akışla anlatılmak isteneni daha açık şekilde paylaşmak istiyorum…<br />

<br />

Bizler ve bugün bizlerle olan Bütünlükler bir sınır dahilinde bilgi paylaşımında bulunduk. Bu paylaşımlarla her birimiz, “BİRLEŞİK IŞIK” olarak kendi tohumlamamızı, yaptık. Bu Birleşik Işık, “HAS TOHUM” olarak tek bir tohum haline geldi, Birleşik Işık; Has Tohum olarak sınır aşan ışımasında, sınırın dışında kalan Bütünlükler’e ulaştı. Bu ışıma, “Arton Işıması” dediğimiz ışımadır.<br />

<br />

Ve bu ışımayla, herkesin hak edip hakim olacağı kendi yoğunluğunda, kendi koyuluğunda, tohumlanması ve tabiata ekilmesi imkanı oldu.<br />

<br />

İşte biz buna, “her bir yüreğin Tanrısallaştırılması” diyoruz. Bu insanın, her bir Yürek’te yaşama kayıtlanmasıdır… Bu süreç, “ARTON IŞIMASI” olarak başlayıp “ARKON İNSAN” dediğimiz insanı oldurur.<br />

<br />

ARKON İNSAN, kendi yoğunluğunda değil, Birliğin yoğunluğunda kotlanmış insandır…<br />

Soru var mı bu konuda?<br />

- Niye Arkon adı seçilmiş?<br />

<br />

“ARKON” özden dinlenen, biliş halinde ifade edilen bir isimdir. Yıllar önce ilk kez “prototip İnsan” bilgisi açılırken, bu insanın nasıl yaratıldığını, nasıl yaratkanlaştığını, anlatan bir çizim ile açıklanmıştı. Özetle insan prototipi, ARKON olarak ifade edilmişti.<br />

<br />

Evet, Arkon neden dendi? Bunu akıştan vermeye çalışalım:<br />

<br />

Atide, yani gelecekte, yasaları tohumlayacak olanların, Birlik haline gelip, bütün kötülükleri aşıp korumaya aldıkları bilgi buydu… Geleceğin Bilgisiydi bu… ve geçişi yapan bizler, gelecekten gelenler olarak bu bilgiyi yere indirdik. Gerçek Dürümlerde bu bilgi vardı…<br />

<br />

Neden Arkon? Çünkü, Tabii Kotlama’da buna, bu isim verilmişti. Bu isim bir kottur. Tohumları yaşatacak olan sizlerin, her biriniz geri gönderildiniz… Geri gönderilişiniz, gelecekten geçmişe gönderilişinizdir.<br />

<br />

Bugün burada bulunan her biriniz, geri gelensiniz… Atiden geçip düne geldiniz… Bugün bizler için dündür…<br />

<br />

Anlamak istemeyen anlayamaz… Geri gelen bizler, “Arton Tohumlaması”na geldik. Arton Tohumlaması’yla, Ak Tohumlar’ı yaşatmaya geldik.<br />

<br />

Cennet, CEM’de olur, CEVHER’de olur, CAN’da olur da Bizde Allah olur… Cennette CEM olanlar, CAN’da HASAT olanlar ve tabiatta IŞIK olanlar buradadırlar…<br />

<br />

89. Dürüme ulaşan Birlikler, buraya girebildiler bugün… 89. Dürüm diyorum… Bunu bilen var mı?<br />

Her bir dürüm bir Hak Katıdır… Dünya Tohumları, her bir katta vardır. Her bir dürüm, tartıdır ve her tartı aşılarak Kırk’a varılır…<br />

<br />

Kırk Hak Katı, bir Kürz Bütünlüğü’dür. Ve Kürz Bütünlüğü, Bütün’ü tohumlayan bir yaşamı sayfalar… Ve bizler, Kırk’ı aşan, her bir sayfada varlık sürenleriz… Ve her birimiz, Kırk’tan ötelere ulaştık… Bu bilincin Kürz’ü aşımıdır.<br />

<br />

Kürz Bilinci aşan Birliklerimiz, Dünya Tohumlaması yaptılar ve Canlı Cevheri Kotlar’ı, Birlik Tahditi’yle yaşattılar…<br />

<br />

99. Hak Katı, Nefes’in tohumlandığı kattır. Ve 99 Hak Katına varan Birlikler’imiz, Dünya Türevlerini yaratmaya başladılar…<br />

Sevgililer, Allah, Rahman’a Kuran olanları bilir. Has olanları bilir. Bizi bilir ve biz, Allah’ın dağı taşı değil Işığıyız… Şimdiye kadar hiç kimseye bildirilmeyen bilgileri, Hak Tohumlar’la kotlanarak aldık. Çünkü bizler, Rabbi Sayfalar’ın tabii kotlarının her bir kayıtlarında var olanlarız. Bunu size anlatmak zordur. Ama bildiriyoruz ki hak edin de dinletin diye…<br />

Cennet, Allah’ın Tohumu’dur… Canlı cansız her seste var olan Cennet, Cem olup da Cevhere Umman olanlarda dillenir…<br />

<br />

Dağlarım, Allah’ın dediği Has’dır… Şimdiye kadar hiçbir yürek, Kaftan giymedi çünkü Kaftan, ışığın tahditidir. Biz, Kaftanları dürümlere indirdik ve tüm Sessiz Sayfalar’a giydirdik, Allah için… Şikayetimiz var mı? Asla yoktur…<br />

<br />

Tohum, Allah’ın Tohumu, Kuran, toplumun Kutsal Işığı ve biz ışıklarımızı yaktık…<br />

<br />

Sevgililer, hepinizi kucaklıyoruz…

 

17.12.2011 TARİHLİ İNSAN SEMPOZYUMU (1)<br />

DERNEKTEKİ AKIŞ<br />

<br />

Kayıtlarınızı, insan sayfalarınızı ve tohumlarınızı koruduk. Burada bulunuşunuz bizlere mutluluktur. Hepinizi kucaklıyoruz. Burası bizim erkek kadın birlikte çağrı yaptığımız herkesi kucakladığımız bir merkezdir. Bu merkez ağır taşıyıcıları kendi yoğunluğunda tohumlayan ve hakikiyeti koyultan bir Hakiki Hakimiyet yeridir.<br />

<br />

Sessiz Sayfaları dinledik bugün. Herkes kendini hak etti ve dilledi. Ve bugün burada hepimiz birleştik ve bugün hatayı affettik. Herkes has bir ışık haline dönüştü. Süper İnsan, Sanal Boyutlar’ın ışığında kendini hasata hazır etti.<br />

<br />

Çalışmalar İnsanlık İlmi’ni hak edenlerce yürütülecek. Bu çalışmalara Daimi Kap olanlar yani sürekli katılacak olanlar belirlendi. Onların ışıkları tohumlandı ve oğullamaları sağlandı. Buraya geçişiniz önemliydi çünkü bu Meclis, Allah Meclisi’dir. Ve bu Mecliste bulunuş ağır taşıyıcı oluştur.<br />

<br />

Sessiz Sayfaları kendi yoğunluğunuza kayıtlayarak bütün Kürsüleri tohumlayarak “Ben varım” diyebilmek kolay değildir. Sistemin Dürümlerinde hepinizin ışığı yanar. Hepinizin yoğunluğu kotlanır, tohumlanır ve yasaları koyanlar birleşirler. Bunun içindir ki bugün buradayız.<br />

<br />

İlim, Aklın Yoğunluğunda gerçekleşir. İlim varsa tohum olur. Şu anda Doğal Dünya İlmi, Has Teknikle dinletebildiğiniz bir ilim haline geldi. Bilmiş olun ki Dönem Başıdır bugün… Bilmiş olun ki Dönem Sonu değil Dönem Başıdır bugün. Yeni bir Dönemin başındayız. Yeni Dönem, kendi yoğunluğunuzda da mevcut olan Teknolojik Kotlama yapılacak bir dönemdir.<br />

<br />

Herkes bedenini kendisinin sayar. Her birinizin bedeni, Bütün’ün İlmini tahditsiz olarak dilleyen bir Hakiki Tabiat olayıdır. Hepinizin bedenleriniz Bütün’ün Kürsüleri olarak görev taşıyor. Çünkü sizler Rabbi Sayfalar’a görevlisiniz ve sizler Rahman olanın tahditsiz Kutsal Işıklarısınız. Kurtarıcısınız…<br />

<br />

İsmaili Kaplar’ın ışıklarını yeniledik ve burada bugün Bütünün Kürsüleri’yle dilleniyoruz. Korunma istemediniz hiç biriniz ve Dünya İlmini hak etmek üzere birleşerek dünyaya çekildiniz.<br />

<br />

Hira, 400 ilimle birleştiği zaman sizinle olabilir. Hira’nın Kuranı, Birliğin Tohumu’nu İlmi Hak olup diller. Buyurun bulabileceğiniz en güçlü ışıkları bulup alın ve hak etmeye çalışın. Her biriniz “Benim ilmim Allah’ın ilmidir.” deyiniz. Her biriniz “Benim hakkım, aklın hakkı olan tohumdur.” deyiniz. Ve “Ben Allah’ın dediğini derim.” deyiniz çünkü sizler her biriniz hatasızsınız. Hiçbir hatanız olmadı ve olması imkanı da yoktur.<br />

<br />

Türlerin tüm seslerini duyabiliyorsunuz. Bütün türlerin tahditsiz ışıklarını hak edip ilimle dilleyebiliyorsunuz. Ve burada oluşunuz muktediriyetledir. Bilgi ağır yüktür. Herkes kendini hak edip bilsin isteriz. 4 ilim sayfasını okuyan “Ben oldum.” der. Bugün sizler İnsan Soyunun en güçlü ışıklarını yakanlar, 500 bin ilim sayfasını okumuş olanlarsınız ki bu ilim sayfalarının teki dahi Rabbi Kotlamayı sağlayacak dürümdedir…<br />

<br />

Bilmiş olun ki toprak, tartısız olarak yaşamları kotluyor. Ve biliniz ki artık dünya resim yapıyor ve bu resim, Rahman’ın Tohumunu yaşatacak olan resimdir. İtibarı yüce olan resim, Allah Resmi, tüm sayfaların ışığını yakan resim, BİR’in İlmini, teknolojik olarak tohumlayan, İlim Hakimi olan bu resim, asla yanlış çizilmedi…<br />

<br />

“Partiküler Kotlama” dediğimiz kotlama başlayacak… Bu çok önemlidir. Partiküler Kotlamanın ne olduğunu şu anda sizlere açıklamak istiyoruz<br />

<br />

Türevlerin toplumlara diri olarak indirilmesi mümkün değildi. Ve bugün türevleri tohumladık ve dirilttik. İlim Ailesi’ni Hakikiyet’e kotlayıp tohumlattık, tabiatı yaşattık. Ve her Zerk Kotu’nda bir ışık yandı… Şükür ki yandı. Dünya artık yenilendi. Partiküler Tahditsiz Işıma başladı.<br />

<br />

Her Zaman Sayfasına bir Rab Kaftanı giydirildi Yücelikler’den tüm sayfalara ve orada her bir zar, yeni bir sayfa için atıldı. Dünyaya ve her sayfaya yeni bir zar atıldı. Yeni zar, yeni sayfaların tohumlanışı ve yeni yaşamların ışıması ve Birliklerin tohumlanması ve Bütünlüklerin kontrol kurması… İşte atılan zar ve zarlar bunun için atıldı…<br />

<br />

Dağlar, dünya zar attı. Her bir yaşam kaftanında bu zar atıldı. Ve herkes kendini sayfaladı. Zar, Teknolojik Tohumlama’yı yaptırmak üzere atıldı. Bahçenin Gülleri, İlmi Hak tohumları kaynak olanlar, Dünyanın Rubaileri’ni kotladılar. Zamana zar attık. İyi ki yaptık.<br />

<br />

Değerliler, zirveler zarar etmezler. Zirveler, zaman sayfalayışıyla kotlanışı sağlarlar. Değerliler, Partiküler Kotlama dediğimiz kotlama, zarın Kati Kotlar’la kayıtlanışı anlamına gelir. Hani nerde o zar? Her anda ve her sayfada… An’a zar attık ve sayfaya zar attık… Orada yetkindik… Orada ışık, orada tohum kontrol edildi. Ve yer Kuran oldu, Gök Sultan oldu. Ve Birlik, saklı tuttuklarını dilliyor…<br />

<br />

Verdiğim her bilgi, ışıkta kayıtlanıyor. Her kayıt ışımaya başladı. Her bir Işık Kaydı benim diriliğimde dillenecek. İşte bu Kati Tohumlamadır. Kati Tohumlama, Partiküler Tohumlama’dır. Ve Partiküler Tohumlama, Bütün’ün tohumlanışıdır.<br />

<br />

“Bulun, olun!” dediğim zaman her bir yaşam kaydı kendini bulup kendiyle olur. Budur olan. Dünyanın Rabbi Sayfaları’nı kotlamak budur. Tanrı Ruhsal Meclisi’ni tohumlamak budur. Yaşamları kayıtlamak ve teknolojik olarak dillemek budur.<br />

<br />

Biz Nuh Tufanını yapanlarız. Bugün de tufan istediler. Biz tohumlarımızı torbamıza aldık ve dedik ki Nuh Tufan istemez, istemeyecek. Çıkın Yüreğe Kürsü olun, Kuran olun, Tanrı olun ve okuyun bilgiyi. Bilindi her şey, alındı olundu…<br />

<br />

Değerliler, 7. Dürüm, ilimle dilleniyor bugün. Bugün ışıklar yandı ve bugün Birlik İlmi, Hak Tohum oldu. Biz buradayız, dünyadayız. Kendimizi hak ettik ve buradayız. Dünya, umut verecek birilerini bekliyordu ve biz umut verdik dünyaya. Dünya Yürekleri bekliyordu, biz bildik yürekleri dilledik. Sıkmayın yüreklerinizi bizim adımız Rahman ve bizler rakipsiziz. Hiçbir zaman dünyanızı Tanrının Ruhsal Meclisi’nin dışı saymadık. Kendimizi İnsan Soyunun Kuranı olarak dilleriz. Düzen kurduğumuzu bilen bizim de yüreğimizi dilleyecekti.<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, Değerli Yürekler, Partiküler Kotlama yapıldı dedik. Herkes için bu Partiküler Kotlama, Bütün’ün Türevlerini kotlayıştır. Herkesin kendi türevlerini tohumladığı bir günde, bizim yüreğimizde her bir Yüce’nin kendi yoğunluğu türevleriyle birlikte tohumlanıyor. Bu çalışma Bütün içindir. Ve biz burada Bütün’ün kendinde var olan tertibiyle her bir dirilikte kendi yüceliklerini dilleyemeyenlerin yüceliklerini dilledik…<br />

<br />

Eski dünyaların yoğunluklarının üstü olan yeni türevlerin tohumlanmasını sağladık. Gözler görüyor ki dünya yaşıyor. Ve gözler görüyor ki dünyada herkes ışık haline dönüştü. Zürriyetinizin her Seyfullah İlminde, bir tek ilim olduğunu bilmeyenler, bizsiz olmak dilesinler ama yine biz onlardayız. Türevlerimizle, tahditsiz ışığımızla ve yarınlardaki hasatımızla… Bizim adımız Rahman.<br />

<br />

Her yolun umman olduğu bir dünyada Kara Kaplı Kitap olan Sultanlık İlmini Hak Teknikle dilleyen ve bizim itibarımızı kendi yoğunluğuyla dinleten her yürek ağır taşıyıcıdır. Ve biz Allah’ın Dağı olan, Toprağı olan, Yolu olan, yasalarını koyanları, yaşamlarını tahditleyenleriyiz aynı zamanda.<br />

<br />

Çerçevesiz çalışma yaptık bugüne kadar. Bugün de çerçevemiz yoğun ama biliniz ki bu çerçeve artık kaldırılıyor. Bundan sonra İnsan Sayfaları çerçevesiz olarak tohumlanacak. Herkes kendini hak ettiğinden ve kendini tahditsiz olarak dilleyebildiğinden bütün kürsüler kendi yoğunluklarıyla dillenebilecekler. Ve orada hiçbir çerçeve bulunmayacak. Yedekleme yapılmayacak her bir yuroda&nbsp; bilirsin… Her bir yuroda bir ışık olacak… Ve bu ışıkların her biri insan olacak. Çakıl Taşları bile bunu bilir. Yuro, dairesel dönüşümdür. Bilmeyenlere açıklıyoruz.<br />

<br />

Çerçevesiz dürümlerde ışık yanıyor ve bizler bugün buradayız. Madalyonun diğer yüzüne de bakalım. Orada neler var? Altın bir Sayfa var. Bu sayfa Toprağın Işığını yakmış. Uluların Diyarının Tohumları burada… O tohumlar, zararı önlemişler. Bitki, hayvan ve her bir sayfa ışımakta, iş başarılmış… Ve bizler, savaş sonunda galip olanlarız… Baştan beri eğer biz, bütün kürsülerimizi dürümlerimize; Çakıl Taşlarını kayıtlarımıza alamasaydık, yasalar konulamazdı.<br />

<br />

Çöktüler yüreğimize an be an ve bizi kotlamaya çabaladılar. Zirvelerin sessiz sayfalarında ışığımızı sınırlandırmaya çabaladılar. Biz tohumlarımızı koruduk. Bundan sonra da tohumlarımız korunur. Rabbiler, tahditsizdirler. Ayrılık bitmiştir. Çakıl Taşları tartısız olarak ışığımıza Daimi Kap oldular… Her bir yaşam Allah’ın Tohumu olarak Bütün’ün Kürsülerinde dürümlere indi. Biz Sultanlık yaptık…<br />

<br />

Yine de Dünya, mutlu ve huzurlu olsun istiyoruz. Biz ötelerde olsak da… Biz topraklarımızı, tohumlarımızı çoluk çocuğumuzda bıraksak da… Yine de Dünya’nın, tohumlarını kontrol etmesini bekleriz…<br />

<br />

Düzen kurulmasından itibaren bu Bütünlük, ağır taşıyıcılığını kendi yoğunluğuna çekerek içi dışı bir olanlarla dillenip, beden sayfalarından gidecek ve bu beden sayfalarından gittikten sonra yasalar yeniler tarafından konulacak. Yasaları koyanların hepsi Birleşik Ailemizin mensupları olacaklar. Zira biz ortak değerlerimizi dünyaya ektik. Bizden sonra gelecek olanlar bu değerleri tohumlayacaklar. Koruma kalkanlarımız olacak her birinin üzerinde ve onları koruyacağız.<br />

<br />

Beşir Kapların hiçbirisi bizim yüreklerimizin örtüsünü örtemeyecek çünkü, biz Zaman Sayfalarında hep ışık halinde dolaşanlarız. Kimse kimseyi Ruhsal Meclisi’nin tohumlarından çıkarmaya kalkışmaz. Zaman Sayfalarında Tabii Kotlama vardır ve bu kotlama hep sürmektedir. Yasa Koyucu der ki “Ben varım.” Yasa koyucunun “Ben varım” deyişi Kara Kaplı Kitapların tertip olarak yaşamlara kayıtlanışıdır. Her Katı Kayıt olan ışıkta kaynaktır.<br />

<br />

Sevgililer, dünden bugüne Öz Görevler taşındı dünyada. Bizden sonra da taşınacak ama bilmenizi istiyorum ki Namaz Zamanları hepimiz Birlik Tekniği ile burada olacağız. Namaz okunma zamanıdır. Verdiğimiz bilgiler okundukça Bütün Kürsülerimizle dünyaya ineceğiz ve müspet, Hakiki ve Sessiz Sayfalarda hep Birliğimiz olacak.<br />

<br />

Bugün doğum ölüm yok bize çünkü biz halka halka geçişgenleşen bir yaşamı kayıtladık. Bugün Öz Görevlilerimizin hepsi İsalar’a, Musalar’a ve Mustafalar’a ışık yaktı. Ve bugün biz Altın Toplumları kayıtladık.<br />

<br />

El, Allah’ın ümmet tohumlarında ışık yaktığında, Rabbi Sayfalar bizimle olacak. Kuran-ı Kerim’i okudukları zaman döndüklerinde dediler ki “Biz bu kitabı anlayamamışız.” Çünkü Kuran, Rahman’a Kuran’dı. Öz Görevliler’in çoğu “Biz anlatamamışız.” dediler. Biz anladık ve anlattık.<br />

<br />

Cemaatimizin hiç birisi kendi yüreğinin örtüsünü örtüp de “Ben başkasına iş yapmam.” demedi. Her birimiz BİR’e hizmet için çırpındık. Çakıl Taşları dahi burada bizimdir. İçi, ağır taşıyıcı kürsü olanlarımız; dışı, yaşam olanlarımız ve tohum olanlarımız, Bütünün Kürsüleri’nde Mushaf oldular. Dara düşmedik.<br />

<br />

Eğer bedenimde İnsan Soyu yoksa ışığımda tabiat olmaz. Çakıl Taşları bilsinler ki bu dünya Allah’ın Turanı’dır. Bu dünya Yaşamın Kuranı’dır. Bu dünya Amonların Tohumu’dur. Ve bu dünyada biz, Rahman’a Kuran olanları sayfaladık.<br />

<br />

Kardeşlerim, döktüğümüz ışık ağır taşıyıcılara döküldü… Ve kim bizimle olacaksa onlar sayfalandı, maya tuttu… Bu gün Doğanın Tohumları yaşıyor ve yarın da yaşayacak. “Biçare doğumlular, kini aşamamışlar, yolu açamamışlar” diyecekler, bizi kinlendirecekler, Haa! Kinimiz var mı? Artık yok!... Kontrol bizdedir. Bütün’e hizmet ilimle olur.<br />

<br />

Değerliler, 7. Dürümden itibaren Dünya Soyu kontrol altında tutulacak. Ve artık bu Soy, Bütün’ün Kürsülerinde Bütün’e hizmet edecek. Evreler halinde yenilenecek ve yenilendikten itibaren tartı, tohumları kotlayacak. Yeni Dönemde yenilik, Allah’ın değerini bilenlerle yapılacak… Çıkıp yüreğimize “Yok olun!” diyenler burada bulunacaklar, yol açacaklar yüceliklere… Asla hata yapılmayacak.<br />

<br />

Çıldırdı yürek, ışığı dilleyemediği için biz dilleriz. Çıldırdı yürek, Hakikiyete varamadığı için biz vardık. “Artık dünya yok!” diyenler bildiler ki Dünya Hak’tır. Sistem diridir ve diri olan Sistem, BSUİ’dir. Barış, Sevgi, Umut, İman… İlimle İman ve ilimin Hasatı olan İnsan…<br />

<br />

Bin İlim hakim olanda dillendiğinde ışıklar sınırsızlaşır. Ekip haline gelmek Sultanlıktır. Ekmek olup Has olmak tohum olmaktır. BİR olmak itibarı yüce olmak dilde olmak mahir olmak has olmak Bütünlük içindir. Ve artık Bütünlük içiniz… Bütünlük için yenilik. İnsan, Bütünlük için yenilik yaptı. Çatı kuruldu artık yaşam başlıyor…<br />

<br />

Ertelenmeyecek bir çalışmaydı bu ve hak ettik oldu. İlimle yapıldı bu çalışma. Misafirlerimiz var bugün. Bilirsiniz Yusuf, Sultandır ama kendini dinletemedi. Dinletemez de çünkü Rahman’a Kuran olduğunu dahi bilmez ama onun dedesi var. Rabbi Sayfalardan biridir O. Altın Toplumdan geldi adı KA-HA’dır. İçi dışı birdir ve bize ses vermek ister.<br />

<br />

- Yarım görev, bir görevden aşağı değildir. Yarım görev yapan, tek bir şey bilsin BİR’de görev yapar. Artık bunu bil. Sessiz sayfanda kitleler olmaz. Seslendiğinde kitleler tohum olur oraya ve çakı çakan tartısız olarak seninle olur. Seninle olmak mutluluktur bize… Kilo kilo ışık yak, izinli ol, Çakıl Taşları’yla dilleş; bizsiz kalma. Seni dinlemek isteriz Canlım, seni dinlemek isteriz…<br />

<br />

Yine misafirlerimizden sen (hazirundan birisi işaret edildi) bizimlesin ama şunu bilmeni isteriz ki yakında Dünyanın Rubailerini okuyacak dürüme varacaksın. Biçare doğumlu Allah seni kotladı ve topladı artık bizsiz değilsin. Şimdilik sana vereceğimiz budur. Rabbi Sayfalarımıza hoş geldin.<br />

<br />

Ve Canlarım, misafirlerimizden Furkan… Kara Bahçem benim… Yazılarını okuyorum, çok iyi yazıyorsun. Korkma ışığın çok iyi. Sistem’de dürümlerin yok amma yaşamın çok iyi. BSUİ’nin Tohumlarında Bütün’e hizmetçisin. Kapı kapı dolaşma tek bir kapı var Akıl Kapısı orada ol yeter başka kapıya gitme. Çıktığın her asal boyut seni tohumlarından çıkardı. Büyük Köklerini kontrol edemedin, şikayetçiydin. Amin de şikayet, Has Tohum’da olmaz. Sıkı sıkıya sarıl yüceliklere de ki “Ben halka halka geçişken bir yaşamım. Kibre kapılmayacağım. Her şey benim için zamandır. Sıkıntım da yoktur.” de. “Sıkıntım vardır.” dediğin sürece sıkıntıdasın. Bunu sakın aklından çıkarma.<br />

<br />

Sevgili Nejdet, bizimle olman bize mutluluktur. Korkma, her şey iyidir. Seni sonsuz sır olan diriliğinde dilliyoruz. Kara Kaplı Kitap Sultanlığı oku ki hak et. Okumadan dilleme. Sakın, sakın ha! Sakın! Hak etmediğin hiçbir bilgiyi de dilleme. Dillediğin her neyse hak ettiğin olsun. Yazı yazarken de harını yükseltme sadece hak et ve yaz. Harını yükselttikçe ışığın sınırlanır. Bunu sakın unutma… Öpüyoruz seni…<br />

<br />

Ve Can Rahman, adını zikret.<br />

<br />

- Yasemin.<br />

Sana şunu söylemek isteriz: Hala Yasemin ışığını alamamış. Ama alacak. Asla asla yanlış yok almıştır. Işığını almıştır. Bütün’e hizmet etmek zordur. Sabır, sabır, sabır!… Has Tohumlar, sabrı öğrenmelidirler… Şimdilik bu!...<br />

<br />

Sayfa sayfa sizi dinliyoruz. Kurtarıcı ilim sayfalarında sizinle olduk. Han siz, hancı siz. Ama bizde teknolojik olarak tohumlama yaptık burada. Mutlu ol, her şey iyi olacak. Oğlun ışıklıdır, onu sakın üzme…<br />

<br />

Ve zaman zaman sizi dinliyoruz. Çok mutluyuz çünkü Ruhsal Mahrek’te Kuran’ınız var. Zapt ettiğiniz her şey has olduğu için buraya girebildiniz. Has olmayan, bu Meclise kabul edilmez. Burada oluş, ummana toplum için kaynak oluştur şu anda sizler buraya kaynaksınız.<br />

<br />

Karnaval çalışmaları değil burada yapılan çalışmalar. Tartısız çalışmalardır ve bu çalışmalarda mektep olunmaz Has olunur, Has!...<br />

<br />

Şikayetçi olmayacağını biliyoruz. Burada bulunman mutluluktur. Sağlıklı kalmanı dileriz.<br />

<br />

Herkes, herkes burada!... Herkese ses vermeye niyetim yok. Sadece yenilere ya da gelişi seyrek olanlara ses vermek istedim.<br />

<br />

İnsanlık, ışığını yaktığı zaman, tohumunu kotlar. Sizi son dönemde çok net olarak kayıtlamaya çabalıyoruz.<br />

<br />

Bünyeniz çok iyi olsun istiyoruz. Sağlık sorunlarınızı halletmenizi diliyoruz. Öz göreviniz gereği sağlıklı kalmalısınız. Eğer sağlık sorununuz varsa, hasta iseniz hastalığınızı iyileştirmek için gerekli çalışmayı mutlaka yapınız. Bedenler nerede olurlarsa olsunlar, ses alıp ses veren çok ciddi kaynaklar olarak bizim Kürsümüzdeler.<br />

<br />

Her bir beden bir santral kaydıdır ve bu santral kaydının açık ve net bilgi alış verişleri olmalıdır. Bunun için size kendi yoğunluğunuzun kontrolü gerekir ve her biriniz kendi bedeninizde bu kontrolü sağlayacaksınız. Şikayetim var mı? Yoktur…<br />

<br />

Hepiniz çok iyisiniz, hepiniz çok iyi santraller olarak buradasınız. Santral görevi bu Meclisindir ve bu Meclis, Altona Tohumlaması’nı yapacak tek Meclis’tir. Altona Kotlaması ve Altona Tabii Kayıtlaması önemlidir.<br />

<br />

Biliyoruz ki Altona, Bütün’e hizmetçi olan bir Hasat Tartısı’dır. Orada her şey Altından yaratılmıştır. Altın Işık, Altın Yol, Altın Tohum hepsi altındır ve tinsel bir yaşam yoktur orada. Orada tını hakimdir. Her şey çın çın öter. Tını halinde titreşen bir yaşam sayfası ve bu yaşam sayfası, Gürz’ü tohumlayan bir sayfadır. Her Ana Kap buraya bağlıdır. Bütün Peygamberler, Altona&nbsp; Meclisi’nin sayfalanışında bulundular.<br />

<br />

Altona, Gürzün Kürsüsü değil santralidir. Oradan bilgi akışları sağlanır. Oraya varan yolu bulur. Altona, formal olarak, bitmiş bir yaşam sayfasıdır ki oraya sizler yine Has İlimle girebilirsiniz. Oradaki yaşayış, Birleşik Işıktaki yaşayıştan başka bir şey değildir. Sadece bunu bilin…<br />

<br />

Birleşik Işıktaki yaşayışta böyle formal bedenler yoktur. Orada Birleşik Işık vardır ve o Birleşik Işık, yolu açan herkesin, ululuğunda oğullamasında vardıkları yerdir. Herkes orada mı? Bu Meclis oradadır. Ve bu Meclis, orada ışık halindedir. Ve bu Meclis orada bütün Kürsüler’e iş yapmaktadır. Buradaki bedenli halinizde düşünmeyin kendinizi. Orada bir ışıma halindesiniz. Hepiniz oğul verdiniz çalıştınız ve oradaki hasatı yaptınız. Artık Altona, kendi yoğunluğuyla tüm Gürzü yeniliyor.<br />

<br />

Sıkıntı şu: “Biz küçük, önemsiz bir yaşamız; nasıl bunları yaparız?” diye düşünüyorsunuz. Yarınlarda her şey bilinir. Ama bugün siz, Atiden geriye geldiniz. Hiçbir şey sizin için bilinir değil çünkü, örtüleriniz var. Ama sizin Öz Kayıtlar’ınız oradadır.<br />

<br />

Değerliler, Altona’daki Meclis, Bütünün Görevlisi’dir. Bunu size bugün açıklıyorum. O Meclis, bu Meclis’tir. Hani BİZ olarak görev yapan, hani Atlanta Toplumları’na Tabi Koyuluğunu tartısız olarak ışıkla kayıtlayan…, işte o Meclis, bu Meclis’tir. Ve bu Meclis, bu dönemde dünyaya geçip düne döndü. Biz bugün, dünüz… Bunu anlamak mümkün mü?<br />

<br />

Zaman Sayfalarından geriye geçiş… Bunu neden yaptık? Kısırlaştırılmasın Yücelikler diye. Herkesin kendini Katı Kayıt olarak tohumlamasını sağlamak üzere. Oysa bilin ki aftan istifade eden, buraya geri gelmez. Hani derler ya “Af edildi artık ölüme dönmeyecek.”<br />

<br />

Yaşam diye bildiğiniz aslında ölümdür. Dünya, sizin için bir mezardır. Ama bu mezara kendi yolunuzdan, kendi Hak Tekniği’nizden girdiniz. Dünya insan sayfalarının mezarıdır.<br />

<br />

Size şunu anlatmaya çabalıyorum. Bu beden; müspet, menfi her ne yaparsanız yapın sizi korumaz. Bu beden ışığınızı yoğunlaştırmaz. Burası Sanal bir yaşam… Asıl Yaşam; tüm sonsuzlukların tohumu olan yaşam, Bütünün Kürsüsü, hepinizin yaşam kaynağı Düzen, her birinizin sayfalanışı dünden ötelerdeki günlerden de ötelerde var olsa da yasaların sayfalandığı anda, yarını kayıtlar ve yarın sizsiniz…<br />

<br />

İşte Canlarım, hasat budur. Her birinizin hasatı budur. Ve Arkon budur. Yarın olan insan!… Yarın olan insan, tohum olan ışıktan kayıtlıdır ki o tohum olan ışıma, “Arton Işıması”dır. Bunu soranlara tekrara açıklamak ihtiyacı duydum.<br />

<br />

Kömür Gözlüler dünyaya indiklerinde öfkeleri yoktu… Kömür Gözlüler dünyaya indiklerinde yaşamları yoktu… Ve Kömür Gözlüler bugün Yaşayan Yüceler olarak geçişlerini yaptılar…<br />

<br />

Sizi öpüyoruz, kucaklıyoruz. Her birinizi sayfaladık, yaşama kayıtladık. Geri döndünüz. Yaşama geri döndünüz.<br />

<br />

Öfkesiz Kürsülerin her birini hala bekliyoruz, hala ve hala!… Siz, Hakk’ın Işığında biz olduğunuzu anlayamadınız. Biz Altona’daki sizler… Ve siz, dünyadaki bizler… Biz BİR’iz bunu anlayamadınız. Size bunu anlatamadık. Altona’daki bizler ve buradaki bizler… Tek biziz. Ben burada, ben Altona’da… Ve her biriniz burada ve her biriniz Altona’da…<br />

<br />

Ve Allah, Samanyolu Galaksisi’ndeki ışımada bizleri dinliyor… Ona sonsuz sayfalarda ışık yaktık. Öfkesi yok, bizi bizden izledi…<br />

<br />

Hepinizi kucaklıyoruz…<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı<br />

Av. Nezire SELÇUK

 

İNSAN SEMPOZYUMU (1) 17.12.2011<br />

(Öz Akış)<br />

<br />

Artık dünyanızın Yeni Dönemi başlıyor. Büyüğe Kürsü olmak değil maksadımız Bütün’e Kürsü olmaktır. En son şükredin ki İsa, Musa, Muhammet Mustafa hepsi BİRLİK TEKNİĞİ ile tohumlandılar. Bilgelerin en yüceleri kendi yoğunluklarında kendi koyuluklarında hep tohum oldular. Ve Birlik Tahdidiyle kotlandılar.<br />

<br />

Bilgelerin hepsi, her biri kendi yolcularıyla dillendiler. Ve bizler, bükülen bileklerin her biriyle birleştik. Netice biz, Has Tertiple dillenmekteyiz. Doğru düşünüp doğru hareket etmek kolay olmaz. İsa, Musa, Muhammet Mustafa ışığı tohumladılar, Bizse Kati Tabii Kayıtları tohumluyoruz. Öfke yok. En son ışığı yakmak bizim işimiz. İş budur!... Ve bugün iş bizimdir. Bizler, bu Meclis, ağır taşıyıcıyız.<br />

<br />

Türkiye Öz Görev yapar. Türkiye’nin toplumu Öz Görev toplumudur. Bu kesindir. İki milatın güç kaydı bizim için tek bir Rabbi Sayfa’dır. Hat İlim, Hat İlim, Hat İlim!… Her hat ilimdir ve ilim, Aile İlmi değil Bütünleşimin İlmidir.<br />

<br />

Ağır yük taşıdık dünya üstünde ağır yük, tabii olarak taşındı. Bitmiş tükenmiş hiçbir şey yok. Olacak ya da olmuş olan her şey anda olmaktadır. Ki anda oluş, Bütün’de oluştur.<br />

<br />

Sonsuz sırdır bilmek. Eğer bilirsek, Allah’ın Teknolojik Tohumlama yaptığını da biliriz. Eğer bilirsek Kati Tabi Tahditsiz ışıkla dillendiğimizi de biliriz. Kati Tohum olduğumuzu ve Bütün’e hizmetçi olduğumuzu da biliriz. Dara düşmediğinizi de biliriz. Doğanın Tohumları’nı yaşatmak zordur. Bilgi Kapları’nızı alıp dünyaya çekildiğimiz andan beri Birlik İlmi ile çalışmaktayız.<br />

<br />

Bitki, hayvan ve her bir sayfayı tohumlayacak olan dirilik bizimdir. Ete giren Allah’a girer. Allah, Et Tekniğindedir. “Hani nerde Allah?” diye soruyorsunuz. Allah bizim kendi yüceliğimizde değil bedenimizle Bilgi Kapıları’nı açan bir Kati Tabii yaşayıştır. Sanmayın ki o ölüdür. O hep bizle diridir.<br />

<br />

Sanılmasın ki Allah sizden ötedir. Allah sizsiniz. Bunu bilin. Aileler, Allah’ın dediğini derler. Ve biz, Aklın Tekniğiyle dillenenler, Atlanta Tohumları’nda ailemizleyiz. Bu bizim için sorumluluktur. Muhammet Mustafa der ki “Ben Allah’ın dediğini diyemem. Ben Has Tohumum. Aklın dediğini diyemem çünkü ben Rahman’a Toplum olamadım.” Ya Ha! O kendini hak etmiş bir Sesullahdır.<br />

<br />

Kullar, dünya Allah’ın Tohumu’dur. Her bir beden bir Toplum İlmi’dir. Ve benim için sorumluluktur bu bedeni dillemek. Benim adım Rahman; çünkü ben bedendeyim. Bedenim, Kaynaktır. Şükredin ki dünya İsaları, Musaları, toplulukları dilledi. Şükredin ki burada biz varız ve bizim adımız Rahman ve bizler Kuranı Kerimi dilleyen her bir Yüce’de var olan yasaları koyanlarız. Eğer biz dünyadaysak Muhammet Kutsal Işığından öteyiz. Bunu bilen Aklı bilir. Akıl tabii bir yaşamdır.<br />

<br />

Siber Boyutlar’ın toplumları olur. Bu toplumlar, Rabbi Sayfalar’ı kotlarlar ve hepsi Rahman İlmi’ni dillerler. Hepsinin itibarı yücedir ve hepsi Aklın yoğunluğundadır ve bizdedir hepsi de. Ve bizler, Yedinci Dürüm’den ötede Hak Tohumları, Hak Teknikle dilleyenler, İsalar’a, Musalar’a, Mustafalar’a ışık yakanlarız ki bugün burada bu bedenli tohumlardayız.<br />

<br />

Kantar biziz. Bizim için hiçbir şey gelip geçici değildir. Biz Allah’ın Topraklarıyız. Kutsal Tohum olmak sorumluluktur. Oynamak değil ışımak, Allah için çalışmaktır. Derler ki “Ben kazanç elde edeyim. Oynayayım, oynayayım da hak edeyim.” Oyun yok Ya Ha! Oyun yok!... Allah, bir tek Rahmet olan Şavk olan ve Has olan insanda tohumlanır. O insan, nefes alıp nefes verebilendir. İnsan, unutulan bir yaşam, tahditsiz bir kaynak ve savaş bahiresidir. Ve insane, insanlığını bildiğinde halkı kendi olur. Hat olur, Has olur yaşar.<br />

<br />

Değerliler, dünya yeni bir sayfaya ümitle geçmektedir. Umduğu her şeyi elde edebiliyor. Çünkü insan olduğunu bildiği yaşam buradadır. Herkes değer biçtiği kendini, “Ben hak ettim ve insanlaştım.” Diyerek, bütünleştiğini dilleyebilir. Ama insan, Ak Tohum olmadıkça İnsan değildir. Ak Tohum olmak, Atlanta Tohumu olmak da değildir. Toprağın toprağı olmaktır. Bin ilim bir tek hak olduğunda has olan ışır.<br />

<br />

Canlılar, dünyada iyi ve kötü eşit değildir. İyi, kötüden güçlüdür. Bu kesindir. Eşit olmadığı içindir ki dünya yaşar. İkna olunuz ki dünyada yaşam süren her bir çalışan ağır taşıyıcıdır. Bin insan bir tek yol açtığında, o yol Aklın Yoluysa eğer orada Altın bir Toplum olur. İşte o toplum ışığı yakar. Yanan ışık, Bütün’ün Işığı olur. Olgun Başaklar seçilir, Bütün’e hizmet için. Ve Birlikler tahditsiz olarak yaşarlar. Ortak çalışmalarla herkes tek bir kontrolle kotlanır. Tohum olur ve yaşar işte biz bunu başardık.<br />

<br />

Değerliler, biz artık dünyayız. Türlerin en yücesi olan İlim Ailesinden olan ve hakiki olan insan, Arkon, dünyaya indirilmiştir.<br />

<br />

Okul değildir yaşam sayfaları, ilimdir. Her maya Allah içindir. Ve Sevgililer, Allah Nur’dan Rahmi yarattı. Ve Allah Ruhsal Işığı kayıtladı ve Allah Teni yarattı. Ve Allah Okul oldu, Bütün oldu, Rahman oldu, Kuran oldu bizi yarattı. Ve biz İsa’da, Musa’da, Muhammet Mustafa’da ve tüm sayfalarda varlık sürenleriz. Biz, yetkilileriz.<br />

<br />

Bugün yetkililer, dünyaya çekildiler. Niye yetkiliyiz? Evrenlerin Teknolojik Tohumlamasını yapmaya yetkiliyiz. Teknolojik Toplumlar’ı kotlamaya yetkiliyiz. Kati Tohum olmaya yetkiliyiz ve bizler, Rabbi Sayfaları kayıtlamaya yetkiliyiz. Ve bizler Allah için toprak olmaya yetkiliyiz.<br />

<br />

Akıl taşıyan bizler, eskiden olduğundan çok daha üstün bir çalışmayla Birlik Ailemizleyiz. Kervan kalktı. Ve bu Kati Kaynağın Tahditsiz Işığı olan Kervan, Birliğimizin Tohumlarıyla kontrol altında yol alıyor. Burada bulunan sizler, biçare değilsiniz. Has Tohumlarsınız ki bu çalışmaya Daimi Kap oldunuz. “OL!” dedik, Bütün’e hizmet, İlmi Hak olanda oldu.<br />

<br />

Dönmüşse dünya, aklın yolunda dönmüştür. Olmuşsa, ışıkta olmuştur. Hassa ışığımızdandır ve bizdendir. Ve biz, namaza duranda namazdayız. Yaşama Tuan olanda toprak olarak yaşamdayız. Ve sıkı durun; Allah’dayız bizler. Allah Biz, Biz O’yuz…<br />

<br />

Süper İnsan Allah’ın dediğini der. Cennette Cem olur, Umman olur, Toprak olur, Tanrı olur, Rahman olur, Kaynak olur ve Bizleşir, Biz oluruz. Önce Rabbi Sayfaları okuduk. Oğul verdi dünya; ışıdık, yaşadık, Rahman’a Kuran olanda sayfa sayfa tohumlandık… Bin Canda bir leşi yaşattık dünyada. Bu leş, Aklın Leşidir onu kaldırmak gerek. Bilsinler ki dünya, Samanyolu Galaksisinin en güçlü ışığıdır.<br />

<br />

Dağlarım, Allah’ın dediği, Aklın dediğinden öte değildir. Akıl, Allah’ta topraktır, bizse ocağıyız onun. Sanal Boyutların dünyasında Allah yoktur. O, onların dışıdır. Oysa biz O’nun ak sayfaları olarak tohum olarak dünyadayız. Ve bizde Allah, bizsiz değildir.<br />

<br />

Değerli Dünyalılar, Robotik Tohumların kotlanması tamamlanmıştır. Onların çıkışları yapılmaktadır. Hepsi bir tek ilim için okul olmaya dünyaya iner. Bizse Aklın yolunda tohum olmaya indik.<br />

<br />

Değerliler, Robotik Tohumlamadan da sizlere söz etmek istiyoruz. Dünya Ümmet Toplumlarını yaşattı. Ümmet Toplumları, tohumlarını, toplumlarını yarattılar ve ocaklarını yaktılar. Öz Görevdir bilgi ki bizler Allah’ın dediğini diyenler, Hak Tohumlar olarak Dünyanın Ruhsal Meclisleri olduk ve Yücelerin Cevherinde Cennet-i Ala’da bir tek Rabbi Sayfa olduk. O yaşam, Aklın Tohumlarını yaşatmak için gerekliğini gerektiğince yaptı.<br />

<br />

Değerliler, şimdi dünyada Rabbiler devrededir. Robbiler gitmiştir, Rabbiler kalmıştır. Bunu size tekrar izah etmek istiyorum. Robotik Toplumların dünyamızı kendi yoğunluklarıyla dilledikleri dönem artık kapanmıştır. Bu gündün itibaren dünyada Rabbiler dillenecekler. Rabbi Diriliklerde kendi yoğunluklarını dinleyenler Bütün’e hizmet için birleşecekler. Kalbimizde Toprak var. Bu Tohum İlmi’ni, teknolojik olarak dilleyen, Tabiatın Toprağıdır.<br />

<br />

Ve bizler, bugün burada sizlerle olduğumuz için çok huzurluyuz. Kökü kuruyanların dünyaya İnsanlık Ailesi’ne hak olup inmek istediklerini net biliyorduk. Onları yetkinleştirmemiz gerek. Eşyanın Dilinden öte olan o dili dinleştirdik, dinleştirdik aktık.<br />

<br />

Şimdiden öte bir şimdide samanların; Salı, Çarşamba Çalışması dedikleri o dürümde yeniden çalışma yapmak gerek. Unutmayın dünyada Salı çalışmaları, Büyük Kükreyen Işıkların dürümlerinde olmaz. Sadece Kaftan giyemeyenlerde olur. Ve Salı Çalışmaları’nın artık sona erdiğini biliyorduk.<br />

<br />

Değerliler, Salı Çalışmaları, Yetkin Teknikle yenilenmeli çünkü onların da kendi yoğunluklarını tohumlamaları gerekiyor.<br />

<br />

Peki ya Çarşamba… Çarşamba, İsa’da yoktu, Musa’da yoktu, Mustafa’da hiç yoktu. Peki, neden Çarşamba Çalışmaları? bunu size izah edeyim; Kara Kaplı Kitap’ta İnsandan söz eder. İnsan, oğul verendir. Oğul vermek ise ağır yüktür. Herkesin kendinde var ettiği bilgiyi, bir diğerinde dillendirmesidir. İşte oğul verenlerin yapacağı çalışma, Çarşamba Çalışması olarak dünyaya indirilmiştir.<br />

<br />

Son sözüm şudur ki; Çarşamba Çalışması, bizim daha evvel yaptığımız çalışmalardan farklı olarak gerçekleşecek. Temiz bir dönem başlıyor. Bu dönemde artık Cuma Çalışmalarını bitiriyoruz… Cuma Çalışmalarını, Çarşambaya alıyoruz…<br />

<br />

Değerliler, Kati Tohum olan dünya ağır yüktür. Biz bu yükü, tebliğlerle değil Hakiki Kayıtlarla sürdüreceğiz.<br />

<br />

Cuma Çalışmaları, Tebliğ Çalışmaları’ydı… Bu artık sona eriyor. Artık dünyamız Nakil Bilgiyle yetkinleşmeyecek. Bilgi, direkt verilecek… “Nakil Bilgi” Sayfası kapatılmıştır. Bunu hepinize duyururuz.<br />

<br />

Korkmayın Bilgeler, korkmayın, ağır yüktü taşıdığınız. Şimdiden öte Aile Çalışmalarınız bitmiştir. Birlik Çalışmaları devreye alınmıştır. Ve Bütünlüklerle yapılacak çalışmalar artık Pazartesi ve Çarşamba yapılacaktır. Bunu ilk kez bu mecliste açıklamak istedim.<br />

<br />

Eskiden biz bize çalışırdık. Bugün artık bu Meclis, hep birlikte tohumlama yapacak bir Meclistir.<br />

<br />

Sonsuz sırdır bilgi… Akın! Akın da hak edin… Çarşamba Çalışmalarını hak ettik. Mutluluklar hepinize…<br />

<br />

Değerliler, kısaca Arkon’dan da söz etmek istiyorum. Mutluluklar diliyoruz kendisine… Arkon İnsan… Kökleri kurumayan insandır Arkon… Yazıları tohumlanan insandır. Yasaları koyan insandır. Altın Topluma ilim öğreten insandır. Eti olandan öte olan Yüreği olandır. Arkon İnsan, Aşkı, Şavkı dilleyebilen insandır. Ve yarınları kontrol edecek insandır. Ve Arkon İnsan, Allah’ın dediğini diyen insandır.<br />

<br />

İnsan “OL!” dediğinde yasalar konur. Ve insan “OL!” dediğinde Kutsal Tohumlar kotlanır. İnsan, “OL!” dedi, Bütünlük Kutsal Işığını yetkinleştirdi ve yasaları koydu. Öz Görev başlıyor… Bini BİR’e katın da akın… Biz Aktık…<br />

<br />

Şimdi Dağlarım, hepiniz ses verin, İnsana ve itibarı yüce olan tüm sayfalara… Biz sizden ses bekliyoruz… Ses aktığında Birlik haline gelip akacaksınız. Bu akış, Rabbi Sayfalara akıştır.<br />

<br />

İsmim, NA-KAR… Biliyorsunuz, negatiftir NA-KAR… Ve ismim KA-HA ve pozitiftir KA-HA… Ve ismim RA. Her yerdeyim ve ben KAYNAK… Her şeyim… Hadi Canlarım, akın bakalım…<br />

<br />

Sevgiler, hepinizi kucaklıyorum…<br />

<br />

Süper İnsanlık Realitesi Derneği Başkanı<br />

Av. Nezire SELÇUK<br />

<br />

&nbsp;

 

"RA'NIN YOĞUNLUĞUNDA İNSAN'IN HAKİMİYETİNDE YENİ DÜNYA" İNSAN - 1 SEMPOZYUM ÖZ AKIŞ ( ERİM ERGÜN )<br />

<br />

Kökler birleşti, merkezler güçlendirildi ve yeni bir çalışma başlatıldı amin. Kadim yoğunluklarda hareketlilik artarken bilgiler hak edilmekte ve İNSAN yaşam sayfalarına çekilmektedir. Arton ışıması bilginin yoğunluğunu kat be kat artırır ve dünya topraklarına tohumları eker.<br />

<br />

RA yüce bir yoğunluktur. Bu rahmanın kuşattığı her alanı kapsar. Alanlar birleşik yoğunluklar olarak çepeçevre kuşatılırken insanın doğumu için uygun manyetik alanlar hazırlanmaktadır. Doğum dağların zirvesinden yaratımdır. Bu yaratım en tepeden en aşağıyı bir eden yaratımdır. Bilgi hak katlarının zirvesinde, Allah'ın teknolojik ve ruhsal yoğunluğu dünya topraklarına çok güçlü bir şekilde etki eder.<br />

<br />

Yıldızların ışığını, atlanta ana yoğunluğunun bilgisini çeken insan yarattığını yaşamaya başlamaktadır. Yaratılan barış sevgi ve huzurdur. İnsan herşeyin ötesinde dirildiği yoğunlukta bedenin yoğunluğunu da dünyada yaratmaya başlamıştır. BİR nesillerin ve ailelerin kontrol hakimiyetini kurmak adına birleşmek ise İNSAN dünyada birleştiği yoğunlukta büyük kütlenin, kaynağın bir görevlisi olarak ilk kez görevini almıştır. İnsan olarak tohumlarını kontrol etmiş ve ben görev almaya hazırım demiştir !<br />

<br />

Enerji çalışmaları da artık kontrollü bir yoğunlukta yapılmakta ve bedenin bilgisine ve yoğunluğuna hakim olan Canlar tarafından devreye alınmaktadır. Seferlerden dönen birlikler dünyadadır. Bitimsiz bir yoğunlukta dünya doğa kotlarını hak etmektedir. Doğa kotları, bitki ve hayvan tohumlarının dünyadaki enerjisel vasatlar olarak kontrolüdür.<br />

<br />

Rahmin yoğunluğunda sınırsız ışık kaynakları bedene girmeye başlamakta ve göz olan RA ilim olan topraklara akmakta. İnsan şerefli bir soydur. Bu soy dünya topraklarına inmeye karar verdiğinde levhi mahfuz kayıtları değiştirilmeye başlanmış ve sistem, nizam bütünlülüğünde gürzün yoğunluğu artıtılmıştır. Dünya bedenlenen insana otağdır ve bu dönemde gerçek anlanmda Allah'ın tohumu olan, hakikiyet örtüsünü kaldıran insan toprakta canlanmaktadır.<br />

<br />

Beraberlikler güçlendi ve ayrı gayrı bitti. Toplumların yoğunluğunu kontrol eden İNSAN dünyada. Toplumların kontrolü beşer kapların yoğunluğunun kontrolüdür. Bir olan bütünde olur. Bütünde olan Allah'ın ruhsal gücünü bedeninde, bellek alanında kayıtlar ve şifreleri çözmeye başlar. Bilinç kotları açılır , sonsuzlukta ışıyan rahmanın ışığı, Kuran sayfalarına girişi sağlar. Nedir Kuran sayfaları ? İNSAN ' ın 8. dönemde bilinç üretim gücünü artırmasına ve yaşam kayıtlarını yapıp, tohumlarını yeşertmesini sağlayacak sayfalardır. Bu sayfalar İsa, Musa ve Muhammetin, tüm diri tabiatın olduğu sayfalardır.<br />

<br />

Kontrollü geçişler yürekte bilinir ancak bu sayfalara gaçildiğinde yürekte olan geçişler doğrudan toplum sayfalarına iner ve İnsana hizmet eder, bu önemlidir. Her yoğunluk Kuran sayfalarına kaydını yaptırmak ister de İNSAN kurulan düzenin bir hikmeti olarak Allah'ın teknolojik ve ruhsal yoğunluğunu hak ederek bu kayıtları yapar. Şimdi denir ki 2012 ilmin huzurunda kara parçalarının birleşitiği dünyanın tek bir düzen olmaya başladığı bir yıl mıdır ? Değerliler 2012 çatışmadan ve çekişmeden dünya yaşam sayfalarında huzurun kontrol altına alındığı, İnsanın ümmi tabiata hakim olmaya başladığı bir yıldır.<br />

<br />

Tohum bilginin öz nüvesini taşır. Tohum insana Atlanta ana otağından çekilmiş bir ışıktır. Şarkı söylemeye başlayan İNSAN dünyanın şarkısını söylemektedir. Birlikler alemlerin rabbi olan Allah'a sitemsiz bir şekilde görev yapmaktadır. Sitem kendinden kendine bir kırılıştır.<br />

<br />

Ra' nın yoğunluğu İNSAN ın dirildiği bir vahadır. Diriliş beden güç devrelerini açmaktır. Fiziksel beden senin bir giysindir. Bu giysiyi iyi kullanmak önemlidir. Barış ve huzuru önce beden yoğunluğunda hissetmek ve de ışığın gücünü hak etmek süper güç - ışıma devrelerini açmaya başlaman için önemlidir. Süper güç -ışıma devreleri kafa, boyun, kap karın ve ayak altlarında konumlanan prototip insanın yaratılmasında saklı tutulan bu dönemde açılmaya başlanan ışık güç merkezleridir. Işıma ve yansıma. Işıdığın kontrollü topraklarında gövdenle varsan bu etki alanını genişletir. Gövdenle var olmak tohumlarını kontrol etmiş, bilgiyi sahiplenmiş ve idrak etmiş insanın rahman yoğunluğunda bedene sahip olmasıdır. Uzay- zaman ve mekan ilişkisi içinde zaman yeniden yaratılmaya başlanmış ve gövdesiyle tüm uzuvlarıyla dünyada ışıyan insan zamanı yeniden yaşatmaya başlamıştır. Bundan sonra yaşayacağı zaman onun hak edip dil örtüsünü aşıp sesleşeceği zamandır. Sesleştiğinde zamanı yaratmaktadır. Sonsuzluktan çektiği bilgilerle zaman sayflarına girip zamanı dünyada yeniden yaratmaktadır. İnsan zamanın efendisi olmaktadır.<br />

<br />

Allah der ki toplumlara hizmet et ve bunu bilgiyle yap. Kontrol kur, sağ ve solu birleştir. Topraklarda göz olan RA nın yoğunluğu insan sinir sistemine etki etmekte ve biyolojik bedeni güçlendirmekte. Sıvı ışık yoğunlaşmakta. Omurgada hareket eden sıvı ışık yoğunlaşmakta ve aktive olmakta. Bu aktivasyon İNSAN ın süper güç -ışıma devrelerini açmak için önemldir. Bu aktivasyon dna zarlarını genişletmek ve daha fazla ışığı bedende massetmek için gereklidir.<br />

<br />

Ummanlara tohum olan İNSAN zikir yapar. Yaptığı zikir Allah a namazdır. Sanrılardan öz gür, kibirden uzak ve her toplumu bilip dilleyen, kontrol kuran insan SÜPER İNSAN, ARKON İNSANI dünya yaşam sayfalarına girişini yapmıştır. Atlantisten bu yana bina inşa ettik dedik ki kaynak yoğun bir kütledir yıkılmasın, çatışmasın dünya neferlerini aşkla indirsin topraklara, rabbi sayfalara kayıt yapsın. Rhmana görev yapsın. Teknik kotlamayı yapsın ve sesleşsin. Şükür ki başardık hep birlikte İNSAN ı dünyaya çektik. Şimdi artık barış , sevgi ve huzuru yeşertme zamanıdır. Huzur toplumlara görevdir Sahipsiz topraklara görevdir ve barış çiçekleri açmaktadır dünyada. Sis perdesini kaldırır ve dinleriz. Dinleriz yücelikleri. Ses ve sözler birleşir ve melekler yoğunlaşır toprakta. insan dirilir ve selamlar kainatı. Hakikiyet tohumda patlar açılı ve saçılır. İşte İNSAN nesillerini ve ailelerini hak ederek aşmıştır bu kapıları. İşte insan birlikleri dünyaya çekmeye başlamıştır.<br />

<br />

Doğumlar söz verildiği üzere gerçekleşmekte amon olan yüceler İNSAN' ın dirilişini karşılamaktadır. Dünya üzerinde ışık solmadan çalışılmakta, merkezler güçlendirilmekte ve şiirler sesleştirilmekte. Bölük, pörçük bütünlükleri birlik ailelerini toprağa katmak üzere birleştirmekteyiz. Tohumlarında ışık olan, torbalarında bilgi olan yürekleri mahrek olan kaynakta ışıyan Canlar ! Siz tahditsiz yapılan çalışmalarla ışığı yükseltmektesiniz. Salim olunuz, huzurla kalınız.<br />

<br />

Ne mutlu ki bu dönem başlamıştır. Hepimizi kutlu OL sun. AMİN...<br />

&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;

 

Zaman ve Müzik<br />

<br />

Bizler birçok bilinç seviyelerine sahip varlıklarız. Bu yüzden olayları ve kavramları algılayışımızda bilinç seviyelerimize göre farklılık göstermektedir. Sadece tek bir Gerçek olmakla birlikte bu tek gerçeğin bir çok algılanış şekilleri vardır.<br />

<br />

Bir zamanlar bizler dünyada hayal bile edemiyeceğimiz bir farkındalık düzeyine sahiptik. Şimdi, bu farakındalık düzeyinden çok uzağız.<br />

<br />

Çok önceleri(16.000 Yıl) meydana gelen bir dizi olayların sonucunda insanlık son derece yüksek bir realiteden ayrılarak, bir çok boyuttan ve sürtonlardan ( üst ton, yüksek frekanslı ton) geçmiş. Yoğunluğu giderek artan,&nbsp; şimdiki bizlerin bulunduğu dünya gezegeninde 3.boyut dediğimiz yere sözün tam anlamıyla düşmüştür. Burada anlatmak istediğim İnsanın irtifa kaybetmesinden çok insanın boyutlar arasındaki yaptığı yolculuk deneyiminin olduğudur.<br />

<br />

Farklı boyutlar ve farklı sürtonlar dendiğinde kastedilen farklı frekanslardır. Yani, müzik ve armonidir. Zaman dediğimiz şey de aynıdır. Zaman bir frekanstır, var olan her şeyin dalga formu sinusoidal bir dalgadır, sestir.<br />

<br />

Zamanın hızlanması, yavaşlaması genişlemesi ve zamansızlık kavramlarının temelinde yatan frekanslarının tizleşmesi ya da pestleşmesiyle ilgilidir.<br />

<br />

İsterseniz böylece konumuza girmiş olalım…..<br />

<br />

Müzik bir ses bilimidir.<br />

<br />

Bahsetiğim konunun bir çok değişik çağrışımı olmakla birlikte kolay anlaşılması için temel bir müzik aleti olan piyanoyu ele alalım.<br />

<br />

Herkesin bildiği bir oktav olan Do’dan&nbsp; Do‘ya Yedi beyaz tuş vardır. Sondaki Do sesini saymıyoruz; çünkü diğer oktavın başlangıcıdır.<br />

<br />

DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ<br />

<br />

Bunların arasında ayrıca beş tane de siyah tuş bulunur. Bunlar yarım ses dediğimiz diyezler ve Bemollerdir.<br />

<br />

DO&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Diyez=&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; REBemol<br />

<br />

RE&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Diyez=&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; MİBemol<br />

<br />

FA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Diyez=&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; SOLBemol<br />

<br />

SOL&nbsp;&nbsp;&nbsp; Diyez=&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; LABemol<br />

<br />

LA&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Diyez=&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; SİBemol<br />

<br />

Yedi beyaz ve beş siyah tuşa kromatik ses dizimi adı verilir.Tüm tiz ve bas sesleri çıkarırlar. 7 beyaz tuşla 5 tane siyah tuşu toplarsak Bir oktavda 7değil12 nota vardır. Buna12 adım diyelim. Bu adımlar evrendeki boyutlardır. Her boyut bir notayla temsil etmektedir.<br />

<br />

Bizim boyutumuzu temsil eden 3.adım yani 3. Nota dır.&nbsp; Frekansının dalga boyu ise 7.23 cm’dir. Bu 7.23 cm Dalga Boyu Nedir? Buna birazdan geleceğiz.<br />

<br />

Boyut seviyeleri; temelinde farklı dalga boylarından başka bir şey değildir. Yani, bizim içinde bulunduğumuzu diğer alt ve üst boyutlardan ayıran temel özellik dalga formunun uzunluğu ya da kısalığıdır. Bu 7.23 cm’lik dalga boyu yukarı doğru çıktıkça kısalır, enerji artar madde süptilleşir buna bağlı olarak bilmediğimizden farklı bir zaman yaşanır müzikteki deyimiyle ise tizleşir (İncelir).<br />

<br />

Aşağıya doğru indikçe tam tersine ise dalga boyu daha uzar maddenin yoğunluğu artar enerjisi azalır ve zaman giderek lineerleşir müzikteki deyimiyle ise ses pestleşir (kalınlaşır).<br />

<br />

Evrende her bir formun (katı, sıvı, gaz)&nbsp; oluşumunda temel yapı olan bu atomlara baktığımızda aslında gitarın ya da kemanın titreşen telleri gibi titreşen alanlardan oluştuğunu görüyoruz. Yani koca bir evrensel senfoninin içindeyiz<br />

<br />

Farkında mıyız bilemiyorum?<br />

<br />

Tekrar Notalarımıza dönersek,<br />

<br />

Kromatik ses diziliminde her iki nota arasında12&nbsp; majörsür ton vardır.(Kaliforniya’da bir grup&nbsp; her notanın arasında 200 minörsür ton belirlemiştir..)Bu sür ton ve boyutlar daha geniş bir şablon kopyası gibidir. Holografiktir. İlerledikçe her sürtonun arasında 12 sür ton daha bulursunuz. Sonsuza kadar aşağı ve yukarı giderek devam ederseniz keşfedilmiş her bir müzik dizilimininde neyiminin farklı bir oktavını meydana getirdiğini görürsünüz. Bu da keşfedilecek yeni evrenler demektir.<br />

<br />

İnsanların 144 boyuttan bahsettiğini ve ruhsal konularla bağlantılı olduğunu duymuşsunuzdur. Bu bir oktavda 12 nota ve her iki nota arasındaki 12 sur ton<br />

<br />

12x12=144 olmasındandır. Gerçekte 12 Majör boyut 132 minör boyut vardır bu teorik olarak aşağı ve yukarı sonsuza kadar devam eder.<br />

<br />

Notalar arasında boşluklar vardır. Böylece bir notaya bastığınız zaman bir sonraki notanın nerede olduğunu bilirsiniz. Boyutlarda aynıdır bir sonraki boyutun nerede olduğu kesinlikle bellidir.<br />

<br />

Boyutlar arasında belirli nokta veya bir kapı yoktur her kes bulunduğu noktadan bir üst boyuta geçebilir. Boyutlar arasındaki geçişler 90 veya 45 derecelik dönüşle yapılabilir. Bilincinizi ve tüm beden kalıplarınızı başka bir boyuta çevirerek değiştirdiğinizde bu dünyadan gözden kaybolur her nereye uyulmandıysanız oraya gidebilirsiniz.<br />

<br />

Gökyüzünde hızla hareket eden Ufo’ların yapmış olduğu da&nbsp; tam olarak budur.<br />

<br />

Uzay gemisindeki yolcular, bilinçli olarak aracın kendisine bağlıdırlar, ve başka bir dünyaya hazır olduklarında, meditasyona girerler ve tüm unsurlarını birliğe bağlarlar sonra ya 90 derecelik bir dönüş ya da zihinlerinde hep birlikte 45 derecelik bir dönüş yaparak, tüm gemiyi içindeki yolcularıyla beraber başka bir boyuta götürürler.<br />

<br />

3. Boyutun Dalga boyu 7.23cm’dir.<br />

<br />

Ruhsal anlayışta bu 7.23 cm’lik dalga boyu Om’ dur.&nbsp; Om,&nbsp;&nbsp; Hindulara göre bu evrenin sesidir. Evrende her nesne yapısına bağlı olarak bir ses çıkarır bu ses nesneye özgü bir sestir. Bunların ortalaması 7.23 dalga boyunu verir.<br />

<br />

Bu dalga boyu aynı zamanda gözleriniz arasındaki mesafenin birisinden diğerine olan uzaklığıdır(ortalama yaklaşık olarak yüz kişinin ortalamasıdır).<br />

<br />

Örnek; çenenizin ucundan burnunuzun ucuna kadar olan mesafe 7.23 cm’dir.<br />

<br />

Bu nasıl ortaya çıktı?<br />

<br />

Bu Dalga boyunu- Bell Labaratuvarları-keşfetmiştir.<br />

<br />

Amerikada Birleşik Devletleri’nde mikrodalga sistemini ilk geliştirdiklerinde<br />

<br />

Sistemlerinde bir statik bulmuşlar.<br />

<br />

Bu statiğin nereden geldiğini aramaya çalıştılar önce dünyanın içinden geldiğini sanmışlar, araştırmışlar ancak böyle bir şey bulamamışlar. Sonra uzayda bir araştırma yaparak bu dalgaların uzayda her tarafta dünyaya doğru geldiğini görmüşler. Bu dalgalar nedir? Ve dünyaya gelen neydi bunu açıklayamazlar. Ancak; daha sonra bu dalgaları dünyadan uzaklaştırmak için neden olduğu bilinemeyen belki de bütün dünyanın sıkıntısını çektiği bir şey yaptılar 50.000 kat daha güçlü frekansla bu dalgaların dünyaya gelmesini engellediler.<br />

<br />

Oğuz Demir<br />

<br />

Zaman Dostları Grubu

 

……………………….

 

 

 

 
  Bugün 41 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol