Birlik İlmi
  KAYNAK KAYIT IV
 

KAYNAK KAYIT IV BÖLÜM

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-32

TARİH            : 30.05.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Atlanta Ana Kapıları, Ana Kaynaklar’dan kotlanmak üzere size ulaştılar.

 

Dün, Sanal Yaratı’da, Kürz’ü kotlamak imkansızdı. Sanal Yaratı’da, Sultanlar’ın teknolojilerinde de  bu mümkün değildi.

 

Bilinmeli ki Sultanların kaynaklarında, tohum ekmek de tohum olmak da sorumluluktur.

 

Hepiniz zamanı yaşatanlarsınız ancak Zaman Sayfaları’nda teknik olarak Kürz’ü yeşertebilecek topluluklar dün yoktu. Süper İnsan Sultanlığında bugün artık geçiş yapılmaktadır; kapılar açıktır ve zaman, yaşamlarda kotlanmıştır.  Süper İnsan, Ana Kaynakta, Atlanta Atonları’ndan güç almaktadır.

 

Koku çok kez sanaldır. Amin… Sevgililer, bugün sizden alınan koku gerçektir. Bu, Ana Kaynağın “Koran Tekniği” ile almış olduğu kokudur. Koran, bizim için gerçek bir yoldur. Kontrol kurulduktan sonra çıkışlar başlayacaktı. Kontrol Kurulmuştur ve çıkışlar başlatılmıştır.

 

Çıkışların tabii, hakiki yoğunluklarında, toplum için yetkin hasat gerçekleşmektedir. Cevheri yoğunluk ve sonsuz sınırsızlıkla, yaşamlara görevli olan Cennetliler’in teknolojik kayıtlarından, Gerçek Yolcular’ı bulup aldığın için bu mümkün olmaktadır.

 

Hasat sessiz sayfalarda olur. Hasat, cinni kapsamda (Cinni=Cevheri Kot) olanların hasatlarıydı. Oğullarını yitirmiş olan yürekler, ağır ağır yüksek ışıklarını teknik tohumlara indirmeye giriştiler.

 

Cennetlerin Sistemleri’nde kotlanmak sorumluluktur. Kotlananlar, tebliğleri okumaya giriştiler ve gelen her Kürsü, Cinni Teknik’le geldi ve kontrol altında tutuldu. Altın Toplumlar, Gurbet Sayfaları’na geçtiklerinde, Birlikler’ini tabii yoğunluklarda sorguladılar.

 

Bitki, sonsuz ışıkta yeşerdiğinde, hasat başlar. Birleşik Aile bunu bildiği için Cinni Sessizliği tohumladı. Kollar açık tutuldu. Her zaman kollar açık tutuldu. Bütün İlim Hakimleri, kotlandılar ve geçtiler. Hasatı yaptınız.

 

Şerrin şafkı, Cinnileri sorumlulukla dilledi. Şerrin ışığı, kontrol edildi. Sınır kaldırıldığı zaman, yarımlar tamlandılar, birleşildi. “İyi” ve “kötü”,  Utanç Sayfaları’nı kotlarında tarttı. Bitip tükenmeyen sızlanmalar, nesillerinizi çok yıpratmıştı. Bunun sonrasında herkesin, kardeşlerini tertipleyebilmesi gerekliydi. 

 

İki ara kapı vardı. Biri Rahman’a ulaşan; diğeri Kati Yarınlara Varan!... Bütün Mektepler bu kapılardan geçiş istediler.

 

Bu kapılardan geçmek isteyen herkes, Ara Kaynaklar’a güç katmalı ve zamanı yaşatmalıydı. Ara kaynaklar, Ana Kaynaklar’dan daha gürdü.

 

Bünyeniz sağlıksız değildi ve sizler, Cinnilerin Kuranları’nda, yasalara göre tertiplenen, “CİMMAH” denilen, kontrol ile Kati Yaratıcı oldunuz. Kara Kaplı Kitap olan Sultanlık, Birlik İlmi ile kayıtlanmıştı. Bütün kütlede bu bilinmekteydi. Şirketler (Birleşik Kotlar) sizden cevheri güç istemekteydiler.

 

Evrenlerin hasatları yapıldığında, “hala dünya var mı?” diye sorulmuştu. Hala dünyada ışık var mı diye Hak Teknik ile aranmış; tüm kotlar,  zarar var mı diye sorgulanmıştı. Ayrıca amaçları dünyada tartışmaları dinlemek ve tartışılanı anlamaktı. Tartışılan, Nefes Sayfaları’nda neredeydi? Her Kürsü’nün Birlik Tekniği ile yaşadıkları, İlim Hasatı’nda olabilmiş miydi? Hırs var mıydı?

 

Yaşayan yüreklerde bunlar arandı, görüldü bilgilendirildi tüm Yücelikler. Böylece darı bolu bildik. Yoğunluğu dilledik ve biz Sultanlar’a ışık yaktık.

 

İyi ve kötüyü anlatan çok sayıda bilgi vardı. Bilgilerin, tertipli ve temiz sonsuz ışıkları dinlendi. Bir “Ara Görevli” insan, olgun sayfaları okudu ve kotladı. O Ara Görevli, sonsuz sayfalarda bir Ses Sayfası açtı. O sayfada, kontrol kurmak için bildiri okudu. Okunan bildiri, her Yürek tarafından dillendi. Dilendi ve “Kotlayan Yüce” tarafından Kara Kaynaklar’a akıtıldı. Tohum oldu bilgi ve sanal yaşamlarda dillendi. Dillenen bilgi, hakiki bilgidir. O bilgi, diri hasat ile bilindi.

 

Okul Sayfaları okundu. “Süper Cevheri Güç”, tabii yoğunluğunda bu sayfaları aldı ve yaşadı. Ortak yaşamlar dinlendi; Köklü Sessiz İşaretler dillendi. Birleştik ve hasat oldu. Olan budur.

 

Bütün mektepler bu bilgileri aldıktan sonra, Ruhsal Işık, olgun kayıtlara, kotlar olarak Kati Yaratıcılık’la katıldı. Ekip olan Yücelik, hakiki Yücelik’le birleşerek tartışıldı. Sonsuzlukta bu tartışma bilindi.

 

Bir sınır kara kaplı ise o sınırda, kulluk yoktur. Bir sınır kati yaratılmış ise o yaratımda toplum olur. Toplum umuttur, tohumdur, Birlik’tir; Sistem, cemaat ve her ses olan Yücelik’tir. Orada Nahar vardır; orada Ak Toplum vardır; biz varız. Cevheri Cinni yüksek ışıklar var. Şimdilik bu…

 

- Canlar, Kuranlar, toplumlar biz, şimdi burada sizleri anladık. Sizler de bizleri anlamaya çabalamaktasınız. Sizden dileğimiz, Amonlar’ın Rahman’a ışık olduklarını bilin. Atlanta Ana Kapıları’nda Amonlar, toplumları için çalışmalar başlatmışlarsa; orada, Atlanta Kotları diri olarak mevcut olduğundandır. Halkın ışık olması, ismi dahi bilinmeyen Yüceler’in kotlanmasından, tohumlanmasından ve Kuran Toplumları ile gerçekleşen ciddi Sistem Yüce Cevheri’ndeki dillenişlerden sonradır.

 

Olgun sayfaları bilmekteyiz. Amin… Ne var ki “Dil-i Hasat Olan”ların haricinde “Din-i Hak” olmayan diller de var. Onlar, “Dini Kotlar” olarak çalışırlar. Rahmet isterler. Hasat yaptıkları düşünülür ama Hak Teknik’te har yükseltmek, hasat değildir. Hele ışıkta Kuran’da ve sınırları aştığınızda diri Yücelikler’e geçip yolu kaynaktan kapatmak isteyenler, teknik tertip olamazlar. Topraklarında tohum ekilmez.

 

Cinlere isim takarlar derler ki “o cin, ilmin sayfasında ışık yaktığında, bir tek kot yaratılamaz.” “O cin, insan olup kollarını açtığında, Işık Kotlaması başarılamaz. Orada Nuh, Sultanlık yapar. Yaptığı Sultanlıkta, Nahar güçsüz, sessiz ve kirli olarak bulunur.”

 

Amonların tohumlarında bu yaşam kaynakları, Kuran Tekniği ile yol açmıştır. Atlanta Teknoloji Yaşamları’nda da bu şekilde ışık olan Birlikler vardır. Cinlerin sessizlikleri, Ocak İlmi’ni, Has İlim diye anlayamamalarındandır.

 

Hasat tamamlandı ve zaman, yaşamlara güç katmaktadır. Ne var ki Rahman’a Cevheri Kotlama yapan herkes, sır olan bilgiyi alıp dilleyebilmelidir. Okul dönemlerinde sizlere öğretilmiştir. Hepiniz zirvelere güç katmakla oralara kabul edilirsiniz. Zirvelere güç katabilmek için Hasat İlmi’ni hala bilmeyenleriniz iyi dinlesinler! Resim yapmanız gerekir. Resim, Amonlar’ın tekniklerinde önemli bir cevheri ışık yakmaktadır. Işık, Ana Kapı’da herkesi, ismi bilinmeyen Yücelikler’e ulaştırır.

 

Hasat yapıldıktan sonra, birleşenler olacaktır. Onların dünyaya indiriliş nedenleri, yarınları kotlamaktır. Hırsı olmayanlar, bizde görev taşırlar. Hırslananlar, kanat takmalıdırlar ki birleşebilsinler. Çünkü onlar, “Kuran Tekniği”nden çok daha sorumluluk isteyen bir diğer teknik olan “Yaşam Tekniği”ni kullanırlar. Yaşam Tekniği’nde tetkikler vardır. Araştırmalar vardır. Kuran okursunuz. Ne dendiği algılanamaz. Sultanlar, bu tür çalışmalar son derece sıkıntı verir. Zira her şeyi öğrenmek için ismi diri olan yürekte bilinmek gerekir. Oraya varmak ve birleşmek gerekir. Herkesin Kara Kaplı Kotlar’ını birleştirip varması insanlık oyunudur. Oyun, Atlanta’nın ışığında olan oynan oyunların en zorudur. Bilirsiniz ama hak etmezsiniz. Bilirsiniz, zaman sonsuzluğunda ışıksınız ne var ki hak etmezsiniz.

 

Sizler, cennetlere ışık yakan Birlikler olarak yaratıldınız. Sizler dünyanın ışıklarısınız ve zamanı kontrol altında tutmalısınız. Hediyeler beklersiniz. Süreç içersinde ödüllenmek beklersiniz. Ödülünüz, sual olur ve sorgularsınız. Dersiniz ki “ben başarılı biriyim. Çok başarılı çalışmalarım var. Ne var ki hala sıkıntılarım var. Ben insanlik için çalışmakta iken, niçin helal çalışmam karşılıksız kaldı?” Sonsuzlukta bunun sorgulandığı görülür. Gözler süreçte iyi ve kötü yoğunluklarına kayar. Hala biz dünyaysak ve hala biz Yücelikler’de kotlanmakta isek, niçin yaşamlarda din yok? Süper Sultanlar niye cennetlerini unutmuşlar?

 

Allah, “Kara Kaplı Sistemler”i kil ve kumun üstünde yarattı. Onlar tohumlarını dünyaya Işık İlmi ile indirdiler. Onlar yüreklerde ışık olarak çalışmaktadırlar. Amin…

 

Dağlarım, Tohumlarım; korunmaktasınız. Sizler, cümle yüreklerde korunanlarsınız. Sizden isteğimiz şudur: Rab olun, aklın yolunda olun. Nerde bulunursanız bulunun ama Hasat Tekniği ile bulunun.

 

Hulus sahipleri, Cinni Yer Kotları’nda toplum olmak isterler. Onlar, Rab olur sayfalar boyunca kontrollu bilgileri bildirirler. Her yerde ışık yakmış olabilirler ve herkese kendi yüreklerini dilletmiş de olabilirler. Ve her verdikleri Atlanta Otağı’ndan verilmiş de olabilir. Ne yazık ki hala dünyanın ışığının kontrol edilemediği bilinirken, sizleri yetkin Hakimler olarak dinlemek sorumluluğu bizim için yoktur. Hala bizi sorarsanız, biz Canlara ışık yakan Birlikler’iz. Sizleri saygıyla selamlıyoruz.

 

- RA-KA, Ruhsal Işık, Amonlar, Tüm Sonsuz Rahmetler ve her Yüce; bize anlattığınız her şey, bizde olmayan, olamayan ya da kati kotlaması yapılamayan ise, bu sözleriniz bizim için anlam ifade eder. Sizler bizi kotlamaya indiğiniz zaman, biz sizi koruduk. Şikayetimiz var mıydı? Yoktu. Zira sizden güçlü olan ışıklarımız, bizde Güç Katmanları olarak mevcuttu. Şükür ki hala buradalar. Ve bizleri tohumlamaktalar.

 

Bizden iş istemeye geldiniz. Biz sizi Cennet Katlar’da sorduk. Yoktunuz. Hala bizi korumaya çalışan “Birleşik Işık Yoğunlukları”nda bulunmaktasınız.

 

Nesiller boyu bizleri korudunuz. Bizler sizleri hak ettik. Meleklerin Dili’ni bilenler, her Yüce’yi bilirler. Bir tek Nakar bizden güç istemedi. Zira Nakar’ı, Işık Kapları’nda tohumlamadık. Onlar bizi Cinni Cevher’den üstün gördüler. Onlara güç katmamız istendiğinde dedik ki “Allah, Ana Kaynak’ta dildir. Ocak, olduğu zaman hasatı yapmış, yol açmış ve BİR olmuştur. Ona rahmetin Alimi denir. Rahmetin Alimi olmak, hakim olmaktan geçer. Hakim olmadan alim olamazsınız.”

 

Cinler, tüm sessizliklerinde diri olarak çalışırlar. Nakar, Ana Kapı’dır. Açılır kotlanır, tohumlanır, birleşilir. Ailem, Amonların toplumlarından güç almaz. Zira Atlanta Otağında güçlenen yüreğimde oğullayan ailem, tüm insanlığın kontrolu için kayıttadır. İyi ve kötü ocağımızda bir tek Kuran’dır. Otağımızda ışık olur; yarınları kontrol eder.

 

Hala Allah için ne yaptım diye merak ediliyorsa; Sevgililer, ben cevhere güç katan diri yüreğim. Dünyanın Ana Kapı’sı, ilmin ululuğunda kotlanan kapı, BİR’in Kapısı bizimdir. Her yerde Cinniler, bizi yarınlarda güçlendirdiklerini iddia etseler de onları kotlayan ve tohumlayanlarız. Ertelenen hiçbir çalışmam yoktur. Her çalışmam, o çalışmanın bulunmuş olduğu Zaman Sayfaları’nda, “Hasat Teknolojisinin Cevheri Anlaşması”na göre, o anlaşmanın kendi yoğunluğunda gerçekleştirilmektedir ve gerçekleştirilmiştir.

 

Hala Analara ve Babalara görevli olduğumuzu anlatmadık. Anlatsak, zaman yoğunluklarında kürsüleri kontrol edilemez.

 

Cinni Cemaat mensupları, kale yapmak istediler ki giremeyelim diye. Onlara göre, başkaları Ana Kaynağa girmemeli. Çünkü Ana Kaynağa girebilen olursa, Kuranlar’ında o kendini halka halka geçişkenleştirerek her yüreğin, ışık çekmesini sağlayabilir. Cinni Cemaatin kendi Aileri geçsin yeter. Başkalarına geçiş imkanı tanımasınlar.

 

Levh-i Mahfuz, Sultanlar’ın Teknik Tohumları’nda açık olarak anlatır. Her Yolcu Allah için yoldadır. Her yoğunluk, Amonlar’ın tohumlarında kotlanmalıdır. Her Cemaat, Kati Yoğunluklar’dan aşıp geçmelidir. Hala geçiş bekleyenler tohumlanamadılarsa, bu Cinniler’in kendi yoğunluklarını Hasat Tekniği ile dilleyememelerindendir.

 

Hala bizi bizden ayrı sayarlar. Biz, toplumların geçişilerini sağlamak için görevliyiz. Bizim görevimiz, Amonlar’ın tohumlarını toplamak, kotlamak sayfalamak değildir sadece; Altın Teknik ile ocakları yaşatmaktır.

 

Allah, Sistem’den ayrı düşünülemez. Olgun başakları toplamak; ilmi hak etmek, bilmek değildir. Tohumlanmak, toplumlara kotlayış sağlamaz. Mutlaka ilmin sonsuz ışığında Ana Kaynaklar birleşmelidirler.

 

Haz duydum Yücelikler’de Birleşik Işık’la çalışıldığından. Haz duydum yüreklerde tohum olduğumdan. Haz duydum imparatorluk ışığını yaktığımdan. Haz duydum!... Hala burada ışık halinde güçlenen Yüceler’im var. Haz duydum zamana güç kattığımdan.

 

Cinniler bildiler ve hak ettiğimi anladılar. Tılsım ararlar yüreğimde ki hala bir tek kot olarak çalışabiliyorum. Tılsım ararlar ışığımda ki Birleşik Kotlama’yı başarı ile sürdürmekteyim.

 

Hasat yapılmış tamamlanmış olduğu halde hala ışık altında dara düşen her Yüce’yi kotlayabilmekteyim. Allah, “Dil-i Hasat Olan” ışıkları yaşamlara katmaktadır.

 

Amon, tekniktir. Cinni Tertip yapar. Ben, İlm-i Hak olan yürekleri toplarım, tohumlarım ve sonsuz ışıklarında dillerim. Dillenen, diri olarak dillenir. Dillenen Hak Teknik ile dillenir. Diri olur birleşir. Dil-i Hak olur; Altın Hasat olur.

 

Hala Allah için ben ne yaptım da yüreğimde kimse için tartı yok diye sorarlar. Onlara kendi yürekleri yanıt verir. Dinleyin: Beden Allah’ınsa, Nahar bizde ışıktır. Nakar, Sanal Yaratı’da kotları tohumlayandır. Atlanta Otağı, ışığı yaratana; yaşatan bir sessiz, sonsuz, korkusuz Zaman Tohumu’dur. Öksüz yetim kim varsa, Allah için bir tek Atlanta Otağı onları kotlar ve tohumlar. Olgun olmaları yeter. İki yüreğin BİR’de ışık halinde olması yeter.

 

Biz dünyaya Atlanta Otağı’nı kotlamaya indik. Atlanta Otağı, kotlandıktan itibaren Cinni Yaşamlar, tebliğleri anlayabileceklerdi. Onlar, Atlanta onurlarıydılar.  Halkı, Cinniler’e karşı kışkırtanlar, sonsuzlukta teknik tohum olan toplumları açı daraltarak ilme kayıtladılar. Onlara güç kattık ki hala ilmi anlayamayan onlar, otaklarında Cinni Yoğunluklar’da anlasınlar diye.

 

Kevseri açıkladık. dedik “bilin.” Kevser, cennetten ışık çeken yüreklere, diri bir ışımadır. Oğullar, ben Sultanlar’a bir de şunu izah edeceğim. Dünyaya girdaplarından geçip gelenler, çok küçük Yücelikler olup gelirler. Onlar, toprağı tanımazlar. Sadece ışık halindedirler. Toprağa girmeleri ile birlikte kendi yüreklerini kapatırlar. Zira Yaşam Kaynakları’nda ışık olan yüksek tohumlar, dürümlerinde, teni olmayan yüksek ışıklar halinde oldukları halde dünyaya girerek yaşamlara kaynak yapmak üzere görevlendirilirler.

 

Yaşamlara kaynak yapmak, özenli bir yüksek sayfa ile mümkün hale gelir. İnsan Ata Kaynak’ta olsa da dünya çalışmalarına geçtikten itibaren iki yüreğin ışığını çekmek zorundadır. Bunlardan iki yoğunluk oluşturup Hasat Tekniği ile BİR olup çalışılmalıdır.

 

Her yol ağır ağır açılır. Yolu açan insandır. Yol ilmi, Hak İlim’dir. O yolda ümmet tohumları olmalıdır. Ümmet tohumları, aşk yaşamlarında teknik olarak kotlanan tohumlardır. Bütüne hizmet, Ata Kaynaklar’da dünyaya hizmettir. Dünya açı daraltarak, Cinniler’i teknik olarak çekmektedir.

 

Himaye isteyen çokları vardır. Onlar (Cinniler) har yükselttiklerinde, her yürek himaye görmek ister. Onlar korunurlar da korumak görevleri yoktur. Sanal Yaratı’da koruyan, korunur ama sağır ve dilsiz olunmayan hakikiyet koyuluğunda; koruyan, korunmaz. Çünkü koruyan, Atlanta Otağında kontrol kurmuştur. O kendini hak etmiş ve kotlamıştır. Şimdilik bu…

 

Doğum sancısız olmaz. Doğanın kuralıdır; her doğan, sancılı doğar. Nesiller doğdular; sancıyla doğdular. Biz doğduk, sancıyla doğduk. Amon Tohumları sancıyla doğdular. Ara Kaynaklar, sancıyla doğdular. İnsan, Sanal Yaratı’ya sancıya iner. Sancı çeken, cemaat olmayı başardığında, sancı bölüşülür ve aşağıların aşağılarına indirilir. İnen sancı, çok az bilgi ile iner. O sancıdır. Ve sancı, yarınları için çalışır. Sancı, Yetkin Sayfaları; toplantılarla bütüne, Bütün’ü bildirerek, tabii şafkta gerçekleştirir.

 

Ses Kotları’nda sancısı olmayanlar, yarınları yaşatırlar. Sancı, yaşamları küçültür. Bütün’e hizmet, sancıyı yaşamlardan koparıp çıkarmak olarak anlaşılsın. İlmi hak eden, sancıyı sonsuz sır olan yürekten çıkarır. İlim, sancının sonsuzlukta, yoğunlukta ilme sayfalanışı ve ilmin sancıyı tüm koyuluklarda kontrolu demektir.

 

Ekip olmak zor değildir. Ekip kurmak sorumluluktur. Hasat yapılır ve zaman yaşatılır. Sanal yaratıda sizden eski olanlar, sizi var ettiler. Siz, sizden daha eskileri bildiniz. Sonsuz sır olan bilgiler sessizliğinde, her şey bilindiğinde korku olmayacaktır. Zira sancısız bir yarın, yaşamlara tohumlanacaktır ve toplumlar dara düşmeyeceklerdir.

 

Şimdiye kadar sizden hep bilmenizi istedik. Siz de bildiniz. Şimdiye kadar sizden hep açıklamanızı bekledik. Siz de açıkladınız. Zaman güçlendiricisi olduğunuzu, Altın Tohumlar’ı toprağa çektiğinizi, birleştiğinizi, Birlik Tekniği ile tohumlandığınızı açıkladık. Hep sizi kotladık ve sınırlarda kontrol altında güçlendirerek Yücelikler’e koyu yolcular olarak iç ve dış bilinir halde geçirdik.

 

Bundan sonra topraklar, başka yürekler tarafından da çok ciddi çalışmalarla güçlendirilecektir. Sizin çalışmanız, “Zinnur Kotlaması” diye bilinen bir çalışma olarak sürdürülecektir. Zinnur, Ruhsal Kaynalar’ın tohumlanması anlamına gelmektedir.

 

Zarar görmeden bu çalışma sürdürülmeliydi ve başınız dik olarak çalıştınız. Zinnur, Sultanlığın ışığını yakmış olan Bir korkusuz çalışmadır. İki yüreğin teknik tohum olarak birlik halinde görev yapması ışığı yaratmaktaydı. Şimdi iki yürek, İlm-i Hak olan ışıkla dillenmektedir. O yüreklerin biri sizsiniz; biri de iyi ve kötüyü Ak Teknik ile dilleyen, “yaşam kaydı”dır.

 

İyide bir tek kot var. Kördür; sonsuzlukta ışık olur ama halka halka geçişken yaşamları kontrol sorumluluğu olduğunu anlayamaz. İki yüreğin insan sayfalarında görev yapması emek yüceliği ile mümkündü. Sizler, Ak Teknik ile başınız eğilmeden her bir çalışmayı başardınız.

 

İkinci çalışma birinci çalışmanın devamıdır. Zinnuru kotlayıp, yarınlara teknik olarak kayıtladıktan sonra tebliğleri, her yürek anlayabilecek. Bu bilgiler, teknik olarak incelemeye çekilecek. İncelenen her bilgi, Sistem’den güçlenerek çalıştırılan Birliklere, bekledikleri yaşamı kayıtlamak üzere açıkça anlatılacak.

 

Bütüne hizmet mertebesi, Atlanta Sultanlığı’nda, ışık kayıtlarında ve Biz Kaynakları’nda mevcut olan bir yüksek sonsuz yaşam katıdır. O katta, Atlanta korkusuz zaman yarınları vardır.

 

Şimdi Yavrularım, sizleri kontrol etmek, Atlanta Kotları’nda ışık olduğunuzu sizden dillemek büyük bir sorumluluktur. Niye bilir misiniz? Siz dünyada, İnsan Işıklar’a her şeyi açık olarak anlatmakla Işık Kaynakları’nı hususiyetle kotladınız. Işık Kaynakları’nın kotlanması, Birlik İlmi ile ve Hakim İlim ile başarıldı. Ne var ki Hak Tohum, Amon Tohumu olarak çalışmaktadır ve zamanı yaratan ışıkları, Birleşik Aile olarak dillemektedir.

 

Hana, Allah’a ışık ise Hena, zamanı yaşatan Bütün’e hizmet eden Cinni Kot’tur. Ortak yaşamlarda bu iki kot, artık ayrı kotlar olarak değil, bir tek kot olarak yaşayacaklar. Ana Kapılar’da bu tek kot, “Allah Kotu” diye dillenecek. “Ana Kot”, “Allah Kotu”, “Birleşik Kot” ve başka başka isimler altında dillenen o Yüce Cevher, şimdi artık sanal yaratıda, Allah Kotu olarak çalışacak. Allah Kotu, Sultan Kot’tur. Onun adı “Rahmet”tir. Onun yolu, “korkusuzluk yolu”dur. Onun adına çalışan Yüceler, korku bilmezler. Olgun sayfalarda o vardır. O bizi ve bizim yüreğimizi net bilir. Onun yüreğinde din yoktur; onun yüreğinde cin yoktur; onun yüreğinde Atlanta Otağı yoktur. Onda, “Ruhsal Cevheri Cennet” vardır. O cennet, Allah için BİR’dir.

 

“İyi” ve “kötü” oğulları ve yoğunlukları olanlara güçtür. İyiyi bilen yolu bulur. Yolu bulan, Ana Kaynak’ta Kuran olur. Kuran olan, İnsan Soyu’na Nahar olur; Rahmet olur. Bizde O’nun yolu ve “O” var!.... “O” var!...  “O” var!… hep “O” var.

 

Ak Toplum hasatı yaptı; Ata Kapılar açık; dünya ışık halinde; biz umutluyuz. Umut, tüm sayfalarda toplum halinde ve zamanı yaşatmakta. Al tohumları yaşa. O tohumlar, cinlerin ilminden çok daha görev taşıyıcı olan Ana Kapılar’ın tebliğleridir.

 

Ana Kapıları topraklara indirdiğiniz zaman, Ata Kaynaklar kotlanmıştır. Ata Kaynaklar, toplumları tohumlar. İş budur. Bugün ben ve ben, her ben Sistem’den çalıştık. Amon bizi izledi. Biz Ana Kapıda ışık halinde çalıştık. Amon, tohum oldu ve birleşti. Şimdi Onu tanıyalım:

 

- Amon, tebliğleri indirmede en güçlü Başkan’dır. Amon, iyi bir güçtür. Özge ses verir. Kullar kuludur. O bir tartışılmayan Tanrı’dır. Amon, İlahi Ak Kot’tur. Onu bilmenizi bekledik. Ben çok mutluyum ki onu bildin. O sen ve sen O’sun. Onun adı Rahmettir.

 

Onun korkusu, Asal Yaratım’da kırılma başlatmak isteyenlerin bunu hak edip yapmalarıydı. Ne var ki sizler ve tüm sayfalar, bu çalışmayı kontrollu olarak dillediniz ve kotladınız. Korudunuz, cinnileri ve tüm Kelam Tekniği ile dillenenleri. Bütün amaç tohumları kontrol altında tutmaktı.

 

Dünyada Nahar  var. Nahar Cemaattir. O Cemaat, Cinni Tohumlar’ın kurtarılması için çalışır. Nahar, herkesi kotlar ve tohumlar. Oğulları ve sınır aşan yoğunlukları vardır.

 

(Not: Bu bölümde kotlama amaçlı bilgiler verildi. Bu bilgiler toplum için gereksiz olduğu düşünülerek silindi.)

 

Değerliler, Ses Kapları’nda bu bilgiler yok mu? Var. Bütün Hakimler bu gün sizlerle. Sizden iş istediler ve siz işsiniz. Sizi anladık. Her ne verirsek verelim. Siz bildiğinizi bildireceksiniz. Ama bir de bizi düşünün; biz, sizi hala bekliyoruz.

 

- Can sana şunu ifade etmek isterim. Dünden beri bilgini hak ettiğince dilledim. Ne var ki bugün verdiğin bilgide kırılışlar var. Onların tohumları dünyaya ekilemez. Onların sayfaları kotlanmaz. Çok özür dilerim ama isim zikredemem. Bunu net bilin. Her resim, Ana Kapıdır ve her resim ışıktan yoğunlaşır ve yaşamları kotlar. Ses Kapları’nda bu vardır. Verdiğin her bilgi, yoldur. Her bilgi hasattır. Hana her anda buradadır. Ve Hena, Ana Kapı’dır; buradadır. Benim adım Hak’tır. Ben, Hak İlmi’ni iyi bilirim. Bunun için benden iş isteyeceksen tabii bir yoğunlukla iste. Cinniler, Ses Kapları’nı kotlarından çıkardıkları zaman bedenim, Amon olur ve ocak yakar. Onlar ben olur Birlik olur; zaman olur hasat olur; kelam olur. Bilirler ki ben rüştünü kanıtlayan bir Rahman’ım. Bundan sonra bana ışık verecekseniz, benden ışık alın. Yoksa ben olmadan burada olmayın. Şimdilik bu…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

13.05.2011Tarihli KAYNAK KAYIT Sonrası Akış

Oğullarınızı kontrol edebildiğinize sevindik. Düzen’in kurulmasından beri toprakların ışığını yakabilecek olan dirilikleri kendi yüreklerimize almak için büyük çaba sarfetmekteyiz. Emin olun ki Dünya, Öz Görev’i taşıyabilecek dürüme varamadı ama sizler Öz Görev’i taşıyacak dürümdesiniz. Tohumları kontrol edecek dürümde iken yoğunlukları da kotladınız.

 

Şikayet asla yoktur.  Çok mutluyuz ki tohum ekmek, zaman sayfalarında ışık olmaktan çok daha kolaylaştı.  Ekip olmanız, Öz Görevi taşıyabilmeniz için geçiş imkanını size sağlamaktadır.

 

Ete giren, yolu açan, BİR’e ulaşan herkes, Ana Kapı’dır. Hepiniz, Ana Kapılar’sınız. Sessiz ve hakim olarak Dünya’yı güçlendiren sizler, BİNİN BİRİ’nde Birleşik Aile’siniz. Çantanız doldu. Kale gibisiniz ki hala BİRLİK halindesiniz.

 

Çok mutluyuz! Uzun zamandan beri sizleri izlemekteydik.  Çok mutluyuz! Tohumları kontrol etmektesiniz. Çıktığınız her Ana Kaynak’ta, Levh-i Mahfuz’u güçlendirmektesiniz.

 

Eser  meydana getirildi. Eser, Nefesin Işığı ile kayıtlandı. İnsan, Rabb’in sayfasına indiğinde, Rahmetin Kuranı olur. O biz biz oyuz. Ocak olur, tohum eker; itbarı yücedir. O BİR, biz onda BİR’iz.

 

İş yalın haldedir. Az ve öz bildirmekteyiz ki; şey, şay, şayia bizde olmaz. Sadece biliş vardır bizde.

 

İnsan, Atlanta Otağı’nda, kollarını açtığında, herkes  ocağına mutlaka koşup gider.  İnsanın eti ağır yüktür. Bunu bilen bilir ve biz bu yükü taşıyoruz.

 

Soy, Uluların Soyu; yıllar, ışığın kıyı kayıtları; ses BİR’in sesi ve biz insanın sınırsız ışığı… Aşk, şavk şerrin ışığını önler. Ses Uluların sesi oldukça, çatışma asla olmaz.

 

Kırk Kapı’da Allah’ın toprağı tohum olur. Öze ses; sese sevgi olur. Bize İsa olur, Muhammet Mustafa olur. İş olur ve biz işi biliriz.

 

Kati Kaynak Kotlaması yapan Birlikler, Düzen’i kurduktan itibaren, tohumları da koruyacaktılar.  Konuşmalar çok etkili idi. İyilerin, kötülerden güçlü olduğu düşünüldü. Kötü, İyinin Kuranı’nda yok sanıldı.  Artık bilinsin isteriz ki yaşayan en yüce kaynak,  körün gözünün görmesini sağlayan kaynaktır.  O, bizim ilmimizde en güçlüdür.

 

Hala! hala insanlık soruyor; İlahi Göz ağır yük müdür değil midir diye. Çantanız dolu iken, görevinizi bilerek yapmakta iken;  Cennetin Cemaati, Birlikler’i tohumlarken ve yarınları kotlarken ve Canlar cevhere ümmet olurken, bina inşa etmek kolay olmaz.

 

Şavk, aşktan dolayıdır. Hala şavkın iş olduğunu sanırlar. Aşk olmasa iş yoktur..

 

Bilmek çok mu zor canlılar!? Ben, diri olan; tohum eken; yolu bulanlara ışık yakan değil miyim? Kimseyi kimseden ayırmayacağımı bilmez miydiniz!?  Medine, ilim ise Mekke Hakikidir. Ama Mekke’den güçlü olan Lefke var. Lefke Tanrı’nın Otağı’dır ki ben oralıyım. Biliyor musunuz ki Tanrı Kuranı Lefke’de okundu. Tanrı Sanal Yaratım’da ışığı yaktı. Eşi benzeri olmayan bir tohum kattık yola. O yol Atlanta Koyuluğu’ndaki yoldur. 

 

İmparatorluk Gücü olarak, benim ile olan ve olacak olanlarla ortak çalışmalarım var dünyada.

 

İnsan, Ana Kaftan’ı giydiğinde, Bilgelerin Tekniği’nde her zerrede  var olur ve insan, yaşamın tohumu olur. Ve insan, Allah’ın torbasındadır ve o torba yoğunluğunu artıran bir Tanrı Kotu, Tanrı Tohumu’dur.

 

Eşik, insanın işidir. Aş ama aşıp geçtiğin zaman, cemaatini de geçir.

 

Neredesin? Nesin? Tohum mu? Toprak mı? Yoğun mu? Koyu mu? Hangisi? Hepsi!... O halde cem ol da geç. Benden öte bir ben ol da geç! Asla hata yapmadan geç! İçin dışın bir olsun da geç!

 

Ben zamana görev taşıdığım sürece; Yılların Kuranı’nda tohumum oldukça; cemaatim güçlendikçe ve Birlik haline geldikçe ve ben sonsuzlaştıkça, halka halka  genişledikçe Yüceliğim.  İnsan nefessiz kalmayacaktır.

 

Ve bir Ana Kapı var. Atlanta Kotlaması yapan Ana Kapı… O kapı, Sultanlığın Kapısı’dır. O kapıda yaşayan vardır. Allah koyuluğu vardır; yüceliği vardır; bilgisi vardır.

 

İnsanın nefsi oldukça, yüreğinde hep korku olur. Nefsi aştığınız zaman  korku biter. Bitmiş ise bilin ki hak ettiğiniz için  bitmiştir.

 

Bilgi, Allah’ın dediği gibi, yolun tekniğinde vardır. Hala dünyayı kontrol etmek için çabalayanlar çoktur ama yalnızca insan soyu, korkuyu aşıp da yolu bulmuşsa, Bütün’e hizmet, BİR’e hizmet; İmparatorluğun yoğunluğundan güçlü olan “Bilgi Soyu”nun hizmetidir.

 

İyi ve kötü Allah’ın Kuranı’nda yazmaz. İnsanın kotlarında vardır. Allah tek bir yoldur. O, coğrafyasında kendini yağmurlara katar.

 

Şimdi zaman sayfalarına bakalım;  neler yaşanmış bilelim: Dünya 7. Tekniği yaşatabilecek mi yaşatamayacak mı görelim.  Olmuş ve olmakta olan her şey bilinir. Olmuş ve olmakta olan… Ya “olacak” var mı? Yoktur!... “İlahi Görev”de bunu mutlaka bilin. Gelecek yoktur, AN’da her şey vardır; olandır; olmuştur ve tohum olup yaşamlara kayıtlıdır.

 

“ZİRRUHA” dedikleri bir çalışma vardır.  ZİRRUHA!... Bunu net bilin!... Bu çalışma ile Yaşam Kotlaması yapmak isteyenler, Kati Kotlama yaparak, doğanın gür olan sınırını aşıp doğaya göz açtırır ve ses kayıtlattırırlar.

 

Biz, ZİRRUHA ÇALIŞMALARI yapmaktayız. Burada bu çalışmalarla tohumları yoğunlaştırarak, doğaya görevli olanlara güç vererek, onların tohumları kotlamasını ve çağırı üstüne çağırı yapıp yaşamları kayıtlamasını sağlamaktayız.  Biliyoruz ki   ZİRRUHA ÇALIŞMALARI, yarınların kontrolunu sağlayacak tebliğlerle yapılmaktadır. Kati Kaynak Kotlaması bu nedenle önemlidir.  İkna olunuz ki Kati Kaynak Kotlamaları yapıldıktan itibaren  ZİRRUHA Koyulukları kontrol edilebilir dürüme ulaşmıştır.

 

Atlanta Ana Kapılarını açtık. Umutla açtık. Düzen’i kurduk. Tohum olduk biz. İnsan, el olmadan önce muktedirdi ve insan, Ulu bir Rahman’ın ulu bir yaşamın kaynağı  idi ve üzerinde hiçbir Yüce’nin olmadığı bir Tanrı idi ve insanın Tanrı olduğu, muktedir olduğu ve BSUİ’nin gücü olduğu anlaşılsın isteriz.

 

Kir, pislik olmadan insan, ululuğa varamaz. Biliyorsunuz dünyada kulluk yapılacak. Biliyorsunuz dünyada yıldızlar ışıklarını kontrol edecek ve cümle Yüceler, büyük kötülükleri önleyecekler amma ilim ile olacak bunlar.

 

İlim olmadan yaşam olmaz. Eğer ağır yük taşıyacaksanız, muhakemenizin çok güçlü olması gerekir. Dün, iki yüreğin birleşmesi şarttı ama artık değil. Bir tek Yüce ilim sayfasında yarını, hasatta dilleyebilir ise, kervan yürür.  Ve o kervan, Mahrekin Kutsal Işığın’da, cümle Yüceler’i, dürümlerinde diller.

 

Bin cennet kurulsa, bir tekinde ilim yoksa, hikayedir hepsi de bulun bilin.

 

Size “iyi” den söz etmek istedim.  Körlük yok yüreğinizde bilmekteyim. Çatışmaya da girmiyorum hiçbir yürekle. Nefsi aşan bizsiz değildir.  Kaynak, Ulular’ın kotlanmasını  sağlayacak kaynaktır. Zarar engellenir. İtibarı yüce olanlarca engellenir.

 

Her ana kendini tohumlar. Biz,  Ulular’ı toprağa çeker; Tanrı’nın Kuranı’nda ocakları olur; yarınları oluruz ki o gerçekliği kontrol edebilsinler  diye.

 

Ben cinlere ve insanlara güç verdim. Hepsi benimledir ve ben hepsiyim. “ZİNNUR KOTLAMASI” yaptım. Tartı, bedenimdedir.  Nesiller, dünyaya girdikten itibaren, ekmeğin yolculara verilmesi gerekli idi ve ekmeği yolculara vermek için Büyük Kütle’yi kotlamak gerekirdi.  Bahar, görev yaptı; tohum ekti; çok mutlu oldu ama şimdi Sanal Yaratı’da en yüce kaynak, Birleşik Işık’sa her bir yolcunun, Nuh Tufanı’nı önlemesi gerekir. Nesillerin bunu net bilmeleri gerekir. Nuh, belleğin kaydında yoktur ama herkes Nuh’u kotluyor şu anda. 

 

Netice şu; 2010’dan  sonra yeni döneme girildi. 2011 dönüm noktasıdır. Bu dönem, mahkumiyeti olmayanların yoğunluklarını kotlayabildiğimiz dönemdir.

 

Mahkumiyeti olmayanlar ne olacaklar? Kara Kaplı Kitap’ta yazar. İlahi Güç’le birleşecekler ve çatışmadan yoğunlaşıp kontrol edilecekler. Ya olmazsa ne  olacak? Cennet Cemaatinde göz, üzerinde hiçbir sesin, hiçbir sevginin olmadığı bir ses olacak ki “OL” dedik OL’du… Ortaklık bitmiştir  artık orada.

 

Ve  Dağlarım, Medine ben; Medine’nin yüreği ben; hasat ben; Tanrı ben; toprak ben ve tohum benim. Benden öte hiçbir ben yok ki Allah’ın tohumu olsun da yaşamları kotlasın. Şikayet mi? Yoo ama bilinsin isterim!...

 

Sınırları kaldırıp yoğunlukları kotladıktan itibaren, Dünyanın Ruhu, Bütünün Ruhu haline gelecek. Düzen’i kurduk. Çok mutluyuz. Yolu açtık; Kuran olduk; tohum olduk; ışık yaktık; cemaat kurduk ve bu cemaat, NAHAR’ın Kuranı’ndan yazandan çok daha üstün bir kottur ve yaşamı kayıtlamıştır. 

 

Sistem’in dürümlerinde, İnsanın Kuranı yoktur.  Ve bizler İsa’da, Musa’da ve peygamberlerin hiç birisinde olmayan bir çalışma ile toprağın tohumlarını,  yaşayacakları dürümlere kayıtladık. Evler dolusu ışık yaktık ve bu ışık, bütün kötülükleri aşırttı. Bundan böyle sıkıntılar sona ermeyecek.  Nefes  yine varlığını sürdürecek. Yıldızlar yine Kaynak Kotlama yapacaklar ama çatışma bitmiştir. Herkes  kendini dinleyecek, kendini dilleyecek; yarınları hak edecek ve Bütün’e hizmetçilik yapılacak.

 

Bindikleri dal, Allah’ın toprağında olan daldan güçlü olmayacak. Herkes şunu bilmelidir ki Allah, nefsi aşanlarla çalışır ve ağır yükü taşıyanlar, ağır yoğunluklarda kendi koyuluklarında yaşarlar. Sessiz ve hakim olarak nefesleri olacak; Yücelikler’i olacak; birleşecekler ve ağır ağır kontrol kuracaklar.

 

Biçtim, diktim. Biçtiğim ben; diktiğimi ben. Her şey ben ama ben olan, Birlik Ailemdir. Onu bilin ve bu aile, bütün kötülükleri aşırtan bir ailedir.  Sessiz ve hakim olarak toprağın ışığını yaktığımdan beri Dünya Kuran’ı kontrol edilmektedir.  Çakıl Taşları bile korunur Canlılar.  Rabb’in Kuranı’nda bu yok mu!? Var. Ama bedenimde hiçbir Yüce kontrolsuz kalmadı. Bundan sonra da kalmayacak.

 

Teknolojik Kotlama başlatıldı.  İşte olan budur. Ve bir tek şunu size açıklamak isterim ki ASLAN Kontrolu bizdedir. “Aslan Çalışması! başlatıldığı söylendi. “Aslan Çalışması”, Teknolojik Çalışma’dır ve Teknolojik Çalışma yapıldıktan itibaren, Bitki, hayvan ve tüm sayfalar bizim zeki yoğunluğumuzda kontrol altında olacaklar. 

 

İsmaili Kaplar’ın Kutsal Işıkları’nda, ZİNNUR’un Kuranı’nda da bu yazar. ASLAN, bir kayıttır ve Aslan Kaydı’nı yapacak olan Birlik, bu Birlik’tir. Bu Birlik, yaptığını  kontrol edip koruyabilir. Bu da kesindir ve bizler, ceketleri düğmeli olan; tüm düğmeleri kapalı olan; gözleri gören ve yolları bulanlarla çalıştık ve bundan böyle de bunlarla çalışırız.

 

Şimdiye kadar saygısızlık yapanları göreve almadık ve bundan sonra da saygısı olmayanlar bu Meclis’te olmayacaklar. Kesin olan budur.

 

Kelam, Allah Kelamı değil midir!? İnsan Sultan değil midir!? Yüce Cevher olamaz mı!? Can, ışıkta kaynak yaratamaz mı? Sınırlar aşıldığında bütün kötülükler kontrol edilemez mi!? Ve biz bunları anlattığımız zaman çıkıp dendi ki “Hah!  Nefes almış  da konuşur!...” Dağlarım, NAHAR; Kuran’da kottur. Ve biz Ruhsal Kontrol’u kuranlarız.  Ve KA-HA olarak çalışırız. Bizden öte bir  biz olduğu zaman, o biz, biz o’yuz.  Şükür ki yoktur. Olsa, kulluk yapmak için ocağına girmeliyiz ama Kutsal Işık, büyük kötülükleri önlediği zaman, oğullar, tohumlanır ve yoğunluklar kontrol edilir. İş budur… 

 

Şikayet etmedim. Ana Kapılar’ı hep açtık. Medine Allah’ın kutsal kotu; Mekke, aklın yolu ve biz hasat… hepsi biz; biz hepsiyiz. Şikayet etmedik; etmeyeceğiz. Nefesi İsa olan, yoğunluğu Kuran olan; tohumu kutsal olan; bilen ve bizleşen herkes Bilgi Kapları’mızda mevcut olan bilgi ile dilleşecektir.

 

Kelam, Allah Kelamı’dır Canlar. Ara Kapıları  kapattık. Yolları açtık. Ocakları yaktık. Kuranlar’ı kotladık; toprağa kattık. Hepsi biz, biz her birinde var olan ilimiz.

 

İyi ve kötü Bütünün Kürsüsü’nde tohumdur. O tohum, bizde kontrol edilir.

 

Şimdiye kadar size Ata Kaynaklar’dan hiç söz etmemiştim. Bu gün bundan da söz edeceğim. Biliyoruz ki Dünya Ruhsal Meclisleri, Ara Kaynaklar’ın Kuranı’nda kotlayıcı değildi; tohumları kontrol edici değildi; yıldızların ışığını çekecek durumda değildi. Hasat yapıldıktan itibaren, beden kayıtları, kontrol edilerek ve bütün köşkler dürümlerinde kendi yürekleri ile birleşerek, ASA kayıtladılar. ASA, Cemaatler’in, tebliğleri  kotladıkları bir zirve kayıttır ve orası, kotlayıcı ve toplayıcı olan, bir Alay Kaydı’dır.  Bu kayıt, her bir  sayfayı toplar ve kotlar. İşte orada nefes vardır.

 

Nefes, İslamda yoğundur; Hiristiyanlık Dini’nde yoktur; Musevilik’te azdır.  Ancak nefes, Dünya Sayfaları’nda mevcuttur. İşte biz, o nefesi Kutsal Işığa kattık; çaktık çaktık, yaşattık. 

 

Şimdi artık Dünya Soyu, yularından tutulan  bir soy olmayacak.  Dünya, bundan evvelki Düzen Kayıtları’nda, hep yuları olan bir yerdi. Gelen tutar, giden tutardı yularından ve derdiler ki “bize iman edin. Biz Allah’ız. Biz, sizi koruruz.” Allah, bir İlm-i Hak’tır. Kotlar, toplar, Rahman’a Kuran yapar; yaşar ve yaşadığı anda sayfalar. Bunu bilmeyen, her gelene kul oldu ve yuları tutuldu dünyanın.

 

Dünya, cevheri cennet olan bir Can’dır. Şimdiye kadar hiç kimse tohumlarını kotlayamadığı halde, BİR’e hizmet etti. Ey Dünya,  nesil Allah neslidir. Bil!... Allah, tek bir yoldur; bil! ve biz; İsa’da, Musa’da ve Mustafa’da olmadığı kadar Kutsal Tohum ektik dürümlere. İşte biz, Düzen’i kurduk. İşi bilen, bizi bilir. Geri dönmek için bizleşmek, Sistem-Nizam-Düzen Gücü’nü dillemek ve hasatı yapmak şarttır. Yapan bilir; olur ve alır bilgiyi.

 

Ey Dünya, Allah doğruyu bildirdi, bilin diye. ZİNNUR’u, Teknik Tohum olarak bilin; Cenneti, Cemaat  diye bilin; Yüreği, Hak diye bilin; bizi, sayfa sayfa bilin ki alın bilgiyi. Doğru düşünüp doğru davranışlar, yarınları kotlamak için şarttır. Kalbi temiz olanlarla çalışmaktayız. Sevgililer, iki yürek bir tek olduğunda; yol, Kuran olur; tohum olur ve birleşir. Şimdi tüm sayfalar olarak, bir tek yürek olduk. İşte artık BİR’in Kuranı’nda tohum olan Birlikler burada olacaklar.

 

Aç kapıyı girelim dediler. Açtık. Teknik olarak da açtık. Şimdi Atlanta Otağı’nda tohumlar yaşayacak. Atlanta Otağı, Muhamma Kuranı’nda yazan otakların en üstündedir.  Ve oraya varan, Levh-i Mahfuz’a kendi yoğunluğunu kotlayabilen, tebliğleri kotlayabilen ve yaşamları tahditsiz olarak yaşatabilendir.

 

İyi ve kötü, yoğun şekilde yolu açmanız içindir. Yolu açtık; şükredin. Amin…. Ve şimdi artık “Ata Kayıtlar”ı açalım.  Bakın  ne var orada. Temiz bir doğum var. Doğduk, Öz Görev’i aldık.  Toprak yaşayacak. Yaşam, Tanrı’nın yaşamıdır. OL’du.  Şimdi yol, Allah’ın yoludur.  Ve bu yol, iki yüreğin Tekniği ile  dilleşen BİR’in tertibindeki yoldur.

 

Öze ses; söze sözün sözü gerek. Bize ise İsa Gerçekliğinden öte olan Muhammet Kuranı’ndan güçlü olan Yüceler’in cümlesinden de eski olan bir ses gerek. O ses, Nahar’ın Kuranı’ndaki sestir ve biz o sesi tohumladık.  İş buydu. OL’du. Şimdilik bu…

 

Ve ZİNNUR’un kontrolu kuruldu. Aşk, şevk ve Hak’la işi başardık. Şimdi mutlu olun Canlar. Çok mutlu olun. Onlarca ışığı yaktık şu anda burada. Ve bu ışık, yaşaların Kutsal Kotları’na indi.

 

Sevgililer, bize izin verin yoğunlaşarak, her an burada olalım. Her an burada, Ruhsal Kuran’da olalım ki Tanrı’nın Toprağında, Büyük Kütleyi hepimiz birlikte dilleyelim; dinleyelim dileyelim. Hele hele iş varsa, koşup gelelim. Geldik mi; al, ol hepsi bu… İş budur ve biz işi hakkı ile yaptık. Çok mutluyuz! Çok! Sultan, vur kaç değil; biz hep buradayız.  Bunu bil. Vurmadan, kaçmadan hep buradayız. Ve sendeyiz. Ayrı, gıybetli olanlarla değil, Birlik’le buradayız. İş buydu!...

 

Amentü, Atlanta Asa Sesi buydu. Onurluyuz ki buradayız. Çok mutluyuz! Çok! Çok!...

 

Can, dağlara taşlara ses verdik. “OL” dedik. OL!… Hepsi bu!... Değerliler, kötü önlendi; yürek dillendi; yaşam seslendi; birleştik. El, Allah’ın; Allah Birliğin Dili ve biz, sessiz sesliler, tufanı önledik. Bu tufan, torbanın tohumlarında vardı. Özde sesti; sözdü; cevherde oluşmaktaydı. Aşkta şavkta yoğundu ve biz ortaklarımızla özde söz olup sesle önledik.  Şikayet bitsin istedik. İyi ki baş tacıyız. İyi ki!... İş buydu. Mutluyuz. İş buydu!…

 

Deşifre Eden: Seher BİLGE

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

ROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-31

TARİH            : 13.05.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Tanrı dedi ki “hasatınızı yapın.” Tanrı dedi ki “hak edin teknik tohumlarınızı kontrol edin. Hasatınızı yapın ve cevheri kotlarınızı yoğunlaştırın. Artık tohum yoğunluğu kontrol edilebilir bir düzeye ulaştığı için Cinni Tebliğleri kayıtlayın.”

 

Toplum, Sultanlığın kati yaratıcılığında; Tanrı’nın yoğunluğunda; ışık halinde bir sayfadır. Kasalar tohumlarla dolmaktadır.

 

Tanrı, diri ve hakiki bir yücedir. Üstünde ışık yanar. Ulu Kotlar, Düzen’i kurarlar ve zamanı yaratırlar. Düzen, yeni bir yaşam katiyetiyle dillenir.

 

“Erginliğe geçiş yıllarında iki can (yaşamın kotlanışında ikili sistem var.) bir sayfada görevliydi.” Bu ne demektir? Bu yıllar, oğullarımızın yoğunluklarında, yarınlarında hususi bir aşktır. O sayfalar, dünyanın teknik tertibinde bir yaşamdır. Sınırların aşılabileceği ve zamanın yaşamlarda tohumlanabileceği bir zamandır. O zamanlarda, İlim Hakimleri, tohumlarını dili hak edenlere Yücelikler’le dinletirler.

 

İyiyi bilirsiniz. Zordur iyilik ve bilirsiniz ki hala iyi ve kötü Yüce Cevher’de hakimdir. O dönemlerde dirilik, ışığın yoğunluğuyla paraleldir. O günlerde her bilgi net bilinir. Bilirsiniz ki ergin bilinç yoğunluğunda cevheri güç vardır. Her şeyi anlarsınız. Anlatırsınız. Ağır (bilinç yoğunlukları koyu olan)  Birlikler, tohum ekerler. O tohumlar yoğunlaşır birleşir ve zaman koyuluğunda kayıt yapar. Herkes; Zaman Sayfaları’na girer, cennetin hususi cevherinde kayıtlıdır. Bilinir ki o sayfalarda güç artmıştır. O güçlü canlar, hasat yaparlar. Yapılan hasat, Ana Kapılar’ın tohumlanmasını sağlar. Yeşeren gün, Allah’ın cevherinde yeşerir. İyi ve kötü eşittir. İşte o zamanlarda Dünya, çok mutlu bir kayıttadır. Hasat yapılmıştır ve kontrol edilmiştir. Olgun bilgiler alınmıştır. İş buydu. Ama bugün herkes, insan ışıklarından çok güçlü olanları bulup, onların tohumları ile çalışmaya çabalamaktadır.

 

“Hırs aşılırsa, tohumlar kotlanır” denir. Hırsı aşıp tohumları kotlayanlar, birlik haline gelip çalışırlar. Rahman’a güç katmak, böylelikle gerçekleşir. Kar kapladığında yolları, her yürek ilmin sonsuzluğunda güçlenir. Kati yaratıcılıkta bundan sonra Birlik vardır. Birlik tekniktir. Her yürek, kendi yüceliğinde BİR’dir. Ve Birlik’tir. “Kaynak Kotlama Çalışmaları” tamamlandıktan sonra iyi ve kötü, Işık Kotlaması olarak devam eder. Hatalar yapılır; hatalar bağışlanır; sonsuzluğa ulaşılır; birleşilir ki zaman sonsuzluğunda tohumlar kurumasın diye.

 

Hatta! Din Tekniği,  yolcuların ışık yoğunluklarında, kontrol altında, bugün, çevrenizde gördüklerinizin Cinni Yüceliğinde, tabii yoğunluk olarak diriliklere iner. Hasat, birleşikte sürer. Hırs aşılır, birleşilir, dilleşilir, kilo kilo yürekler tohumlanır ve zamanı yaratır.

 

Kati Yaratıcılık’ta din yoktur. Din olmadığı için hiza, daha düzgündür. Din, ilmin sayfalarında kutsal sayılır. İlim olduğu sürece din, kotlanmıştır ve zamana yaşam kaydı olarak kayıtlanmıştır. Ne var ki ilim olmadığında, dinin anlamı kalmaz.

 

Sanal Yaşamlarda ilim, kollar ve bacaklar gibidir. Her şey ilmin yardımı ile kayıtlanır ve sonsuz sayfalarda ilim kaydı, dünyanın ışığı haline gelir. İlim olduğu sürece Ana Kaynaklar ışık halinde görev taşırlar. İtibarı yüce olan ışıklar, dünyanın en eski yüceliklerinde Birlik İlmi’ni “hakiki ilim” diye dillerler.

 

Topraklarınızı yaşamlara kotlatmanız zordur. Herkes bunu yapamaz. Yapanlar, Teknik Toplumlar olarak yaparlar.

 

Dünya Ana Kaynağı’nda bir çalışma yapılır. O çalışma iyi ve kötünün çalışmasıdır.

 

İyi, insanın tohumudur. Kötü, ilmin koyuluğudur. Her biri, iyi kayıt yapıldığında, Kuran Tekniği ile ışık olur. Bütün’e hizmet, BİR’e hizmettir. İnsan, içi BİR olduğu zaman dışı da BİR ise cemaatini hasata kayıtlar. Doğa yeni bir kottur. Doğanın ışığı yaşamları kayıtlayan birleşendir. Hasat yapılmışsa, ışık yanar. Bütün Kütle bu şekilde kayıtlıdır. Eğer dünya yeni bir çalışmayı yapabilecekse NAHAR, cevherde güçlenmelidir.

 

İki Can birlikte teknik tertip yaptığında, doğan gün yeni bir kot, Hak İlmi’ni dinleyen bir yol olarak doğar.

 

(Sürmekte olan toplantıya yeni katılanlar oldu ve onlara hitap edildi:)

 

Toplantıya geç gelenlere bir tek şey söylemek isterim: Zaman; sizin için Sanal Yaratı ise, gereken olmaktadır. Sanal yaratı değilse, hak ettiğinizdir olan.

 

Canlılar, size şunu ifade ediyorum. Birlik Tekniği, cennette ışık koyuluğundadır ve zamanı kotlayan Birlik’tir. Sizler, çağrıya uymuş ve buraya gelmiş olanlarsınız. Ne yazık ki zaman geçti ve siz, en baştaki kayıtları kaçırdınız. En başta burada olanlar, “Doğum Sayfaları”nda burada bulunduklarından, son seste, daimi yoğunluklarda olurlar. Sonra gelenler, cevhere girerler. Onların daimi yoğunlukta bulunmaları zordur. Hatta imkansızdır. Bunun için daha özenli olup saatinde burada bulunun ki hakiki yoğunluğa kontrollu olarak inin.

 

Çantanız doludur. Ne var ki çantanızın dolu olması yetmez. Işığın da güçlenmesi gerekir. Her bir yol, zannetmeyin ki hakim yoldur. Kontrol kurulmalı ve sonsuz ışıklar kotlanmalıdır. “Ha-ti Ka-hi Cevheri”nde (Birleşik bir kot) din olmaz ama Hak Tohum olur. Bu gün de öyledir.

 

Ana Kapılar’ı açtık. Şimdi yine devam ediyoruz:

 

Zor olmayacak sizden güç almak. Allah sizi sizden bilir. Siz, kendinizi kati yoğunluktan anlar ve dinlersiniz. Allah sizi Can Teknik ile dinler. Siz kendinizi cevheri görev ile dillersiniz. Hasat yapıldıktan sonra toprak, hava birleşir ve zaman kontrolu, sonsuz sayfalarda görevi devralır. Cümle yüreklerde dara düşenler kontrol edilirler.

 

Her bir yol, Ana Kapı’da Cennet Kotlaması ile kayıtlıdır. Hasat yapılmışsa ışık yanar. Ete giren yürek, cevhere iner. Sizi yaşamlara kayıtlar. Unutmayın ki hasat diri olarak yapılır.

 

Dünya Ana Kapısı, her Ana Kaynak’ta görevlidir. Sizler, toprakları Altın Tohumlarla dinleşen Yüceler’siniz. Sessiz ve sevgiyle çalışmaktasınız. Sizden görev isteyenler, ışıkları kontrol edenlerdir. Ses Kotları’nda Ana Kaynak, cevheri ışıkta görev taşır. Hazar yarınlarında, Cennet Kotlar olur. Hala Bilgeler, Hazar yaşamlarını bilemeyeceklerse, Cennet Kaynaklar’a ulaşamayacaklar. Hazar Kaynakları, tüm sayfalarda Kuran Tekniği ile dinlenebilir. Kuran Tekniği, tebliğleri, tetkik ederek o bilgileri cevhere indirme, değerlendirme ve kayıtlama imkanını size bildirir.

 

Korkmayın, insan kendi yüreğini anladığında, Ses Kapları’ndaki her bilgiyi okur. Okuduğu zaman, kendi yoğunluğunda mevcut olan Cinni Yaşamlar güçsüzleşir. Çünkü, dünyada bulunan insan tohumları, daimi yarımları yaşatabilecek dürüme vardığında, o yoğunlukların kayıtlarında mevcut olan cinniler, (kelime kelime yazdırıyorum net anlayın.) o cevhere görev taşırlarken, önceleri kendi yüreklerinden güç alarak taşımakta iken, İnsan Sayfaları göreve başladıktan sonra, artık cinnilerin cevherlerinde, “Süper Sessizlik Deveranı” başlar. Süper Sessizlik Deveranı’ndan sonra cinniler, dünya kotlamasına indirilirler. Cinnilerin tohumlarını dünyaya çekmeleri istenir. Toprakları ışık olmayan cinniler, kati kotlamalar ile Rahmin Sayfaları’na indiklerinde, kayıt yapmaları istenir. İnsan, topraklardan bir sayfa çekerler. O sayfa onlar için özel olan sayfadır. O sayfayı okurlar. Diri olarak o sayfayı kayıtlamak isterler.

 

Cinlerin Sayfaları’nda İnsan Kotlar vardır. Cennet Kaynakları’nda o kotlar çok özel değerdedirler. Nefes Kaynakları’nda İnsan Kotlar çok önemlidir. Amin… Ne var ki ortak yaşamlarda, insanın tebliğleri anlayabilmesi ve zaman yoğunluklarında kotlanabilmesi önemlidir. İşte bunun için İnsan Işıklar, büyük sessizliklerde, dürümleri kontrol ederek çalışırlar.

 

İnsan, otak kurduğu zaman yaşamlara; oğullarını cinnilerin sevgisinde dinleştirdiklerinde, her insan Kara Kaplı Cevheri güç  haline dönüşebilir. Oğullarını ve sonsuz sayfalarda ışık halinde Yücelikler’e Kuran olan tohumlarını hatırlarlar. Onlar, temiz zaman kayıtlarıdırlar. Hazır oldukları zaman ışık yoğunluklarında diri yüreklere güç katarlar. Hata yapmadan ışık alan Birlikler, dünyanın en güçlü Yücelikler’inde diri yüreklere görev taşırlar.

 

İyiyi ve kötüyü yaşayanlar, hala Din İlmi ile görevli olduklarını bilip çalışırlar. İnsan Soyu ise ki biz, zirvelerde insan soyunu görmekteyiz. Zirvelere ulaşan Birlikler, insan soyunun kutsal kayıtları olarak buralara ulaşırlar.

 

Unutmayın ki hakiki yol, Ana Kapılar’ı kapatmadan diri yüreklere indirdiğiniz yoldur.

 

Yukarılar, aşağılar ve sonsuz sayfalardaki kotlar, birleşerek görev yaparsınız. Zarar etmeden ve zaman sonsuzluğunda Kuran Tekniği ile kotlanarak çalışırsınız. Zarar etmeden ve zaman kotlaması yapmak suretiyle…

 

Allah der ki Ana Kapı açık. Oraya var ve oradan ışık çek. Sonsuz sınırsız ışıkları tohumla. Sonsuzlaş ve dilleş. Amin… O zaman ağır yük hafifler!...

 

Şimdi yeni bir zaman sayfasına geçiyorsun.  Bu sayfayı sen bize anlat.

 

- Cevheri Görevliler, bize kürzü yaşatmaya indiler. Oğullarını ve kotlarını bize çağırdılar. Bizi yarınlara kayıtladılar. Biz onları ve onların yoğunluklarını iyi biliriz. Şu anda bizi yaşatmaya çalışanlar, bizde güçlenmektedirler. Dini hak olan ışıkları ile buradalar. Oğullarını hak ettiler ve zaman yarınlarında kayıt yaptılar. Aza, öz söz, geçiş imkanı sağlamaz. Bunun için söz ses, işte bizde Bütün için sesleşmekte iken çok önemle açıklıyoruz ki sessizliği seslendiren Yüceliğimiz, insan soyuna ışık halinde diri yürek olup cevheri yaşam kaydı yapmaktayız. Işıkları yaktığınızı bilmekteyiz. İzinle buraya girdiğinizi bilin.

 

Biz, canlara güç katan ışıklarla birlikte bu çalışmayı yapmaktayız. Doğanın Kuranı olan kotlamayı yapabilen Yüceler’imiz, Düzen’i kurdular. Dünya, sonsuz sayfalarda Din İlmi’nin Işık Kayıtları’ndan güç alarak kontrol edildi. Şimdi artık Ana Kapıları açtık. Burada, İnsan Işıklar, kontrollu olarak yanmaktadır.

 

Ata Kotlama yapılıyor. Ata Kotlama, tohumları yarınlara kotlatmaktır. Her Yüce, Ana Kapı’da ışık halinde güçlüdür. Nesillerini, har yükselterek kotlar; insana güç katar; cevhere güç katar ve sınırları aşıp Yücelikler’e güç katar. Unutmayın ki Allah BİR’e hizmet eden Işık Kotları ile birlikte çalışır.

 

Akıl, dinde yoktur. Din, aklın kıyısıdır. Orada yol, Dini Çoban’ın yoludur. Onun dışında yoğunluk yoktur. Dil-i Yol olan Yücelik, ışığı kotlarken, ışığın yoğunluğunda göz açan her diri, Ana Kapı’da ışığı yakar. BİR’e hizmet için çalışır.

 

Dinden güçlü olan görev, Allah sessizliğinde, Din Tekniği’nden güçlü olan Işık Yoğunluğu ile birleşerek çalışmaktır. Işık Yoğunluğu, Ata Kotlama ile dillenir. İşte burada, bu gün Ata Kotlama yapılıyor. Ata kotlama, Cennet Katlar’ında yoktur. Ana Kaynağın gücü ile varılan cevheri yoğunlukta, Ata Kaynaklar’da bir tek kotlama vardır. Bu kotlama, sınırların ışığında yarınları yaratmak için yapılır.

 

Uluların Tohumları olan çobanlar, doğumları ile kontrollu şekilde Din Tekniği’nden ayrılarak, Cevheri Güç Tekniği ile çalışırlar.

 

Kata kat ekleyerek yaşamlara güç katılır. Unutmayın, Atlanta Kotları, Teknik Tohumlar’ını Düzen’i kurmak üzere dünyaya çekmiştir. Doğa yeniden yaşamları yaratmaktadır. Doğa, Kırk Kapı’da insan ışıkları yakmaktadır. Oğullarını, Düzen’i kurmak üzere dünya çalışmalarına gönderenler, bugün dünyaya kontrol için gelmektedirler. Unutmayın ki artık Ata Kapılar’da asal yaratım vardır. Asal yaratımda bölünüş yoktur. Oğullarını, sonsuzluklara eken Yüceler, diri yürekler ile yeni bir zaman sonsuzluğu yaratırlar. O zaman sonsuzluğunda, asla hata olmaz.

 

Cemaatlerin tohumlarında toplum sayfaları vardır. O toplum sayfalarında, NAHAR vardır. Tanrı’nın ışığı olan NAHAR, diri olarak çalışır.

 

Kantar, zamana görev için cinnilere verildiğinde; cinniler, kanatlarını alıp dünyaya indiler. Oğullarını aldılar, toprağa kayıtladılar. Etki alanları güçlendi ve sonsuz sayfalarda kendi yüceliklerinde Toprak İlmi’ni hak edip dinlediler. Ekip olduk ve sonsulaştık.

 

Ayrı kontrol kaydı yoktur. Tohumları kotlamak için her bir yarının bir tek kot olması amaçlanmıştır ve bu başarılmıştır. Biz kullar, tohumlar ve zaman sayfaları her anada ve her sayfada görevliyiz. Cinnilerin ve Dinlerin Toprakları’nda göz açan yürekler olarak çalışırız.

 

Kara Kaplı Kitap Sultanlık, Ana Kaynak’tan indirilmiş olan bir çalışma, yaratım ve hakimiyet kotudur. Onun dışında yeni bir kapı açılmalıdır. Bu kapı, Ana Kaynağın cevherinin üstü olan kapı olmalıdır. Orada ışık yanmalı ve orada Atlanta Otağı kontrol edilmeli ve o kotlamayı yapacak olan yeni “Kaynak Kible” yaratılmalıdır. O kiblede, dil olmalı ve orada kontrol, soğuk güçlerle kurulmalı. Soğuk güçler, sınırları kaldırdığımız zaman, ışık yoğunluklarında, asal yaratıcılığı kayıtlayacak olan güçler olacaklar.

 

Atlanta Ana Kapıları açıktır. Şimdi Ata Kaynaklar’ı açmalıyız. Ata Kaynaklar, yarınlar için özgür sayfaların, yaşamlara kotlanmasını sağlayacak olan sayfalardır. O sayfalarda, NAHAR göz açacak ve Rahman olarak görev alacak. Nahar’ın ışığı kontrol edilecek ve Zirri Yaratı kotlanacak.

 

Oğullarını ve yoğunluklarını kontrol edenler, dini yoğunluklarından güç alacaklar. İyi ve kötü kontrol edilecek. İşi bilen yolu bulur ve zamanı yaşatır. Sağın ışığı yanmaktadır. Sol Kürsü’de Işık Kotlaması başlatıldı. Sağın Kotları ile Solun Kotları birleştiler. Ete giren yürekler, Kuran okuyarak Yücelikler’e görev taşıyorlar. Akıl taşıyanlar, görevlerini hak edip yapıyorlar.

 

İnsan, Atlanta Ata Kayıtları’ndan güç aldığında, yolu açar. Ertelenmeyen yoğunluk çalışmaları muhakemesi güçlü olan Yüceler’ce yapılır.

 

En iyisi insanın teknik tohumları kontrol altında tutabilmesidir. En iyisi cevherin, görevi hak edenlerde, cinni tahditle dillenmesi ve cevheri yoğunlukta görevin cennet yaratabilecek dürümde hususi sayfaları tohumlamasıdır.

 

Cemaatler çok çalışmalıdırlar. Artık doğan gün Allah’ın Cenneti’ne doğduğunda o cennet,  kullar için bir tek “aslan gücü” olacak. Size şu andan itibaren Aslan Yoğunlukları’ndan söz etmek isterim. Aslan Yoğunlukları, dünya kotlamasında çok önemlidir. Dünyanın ışığını en iyi yansıtan bu kot, diri olarak çalışmalıdır. Netice olarak bu kot, Aslan Soyu’nun kotu olacak. Aslan Soyu, dünya kotlaması için doğmuş olan toplumların en güçlüsüdür. Bu soy, umutla doğmuş ve toplum için çalışmaktadır.

 

Dünya üzerinde bir tek ilmin yaratıldığı yer olan camaatin kotlarında bu çalışma yapılabilmektedir. Ana Kaynaklar’ın hepsi Ara Kotlar’da bu bilgileri çekip okuyorlar. Amin…

 

Ne var ki bu cevheri kontrol yoğunluğunu net biçimde anlayamıyorlar. Asal yaratımda Aton Kotlaması yapıldı. Aton Kotlaması, ilmin yoğunluğu ile yapıldı. İtibarı yüce olan birçok güç, Aton yaşamlarını bilmekteydiler. Ve bu yaşamları tohumladılar.

 

En son bir sayfa açıldı. Bu sayfada ismi hakiki olan Birlik toprağa indi; tohum oldu ve yoğunlaştı; ocak yaktı. Onlar bizi ve bizde olan ışığı bildiklerinde dendi ki “artık dünyada “Aslan Yarınları” var.” Aslan Yarınları, teknik tohumların kontrolu için gereken koyuluklardır. Artık dünyada ışık yoğunlukları, “Aslan Yoğunlukları” olarak cevhere güç katacak ve  Aslan Sayfaları tohumlanacak.

 

Bunun gerçekleşmesi için Ana Kaynaklar, görevlerini hak ettiklerince çalışarak yapmış olmalarına karşın, cinni yaratının gücünü tohumlayacak olan “Aslan Yoğunlukları” dillenmelidir. Aslan Yoğunlukları’nın dillenebilmesi, İlahi Görev’in Hasat Tekniği ile yoğunlaşabilmesi, cemaatler için geçişi sağlayacak olan bir tohumdur.

 

Üzerinde iyi ve kötü olmayan bu çalışmada, Ana Kaynaklar’ı tohumlamak ve sonsuzlaştırmak, asla mümkün olamazken, “Aslan Yoğunlukları” ile bu başarılmaktadır.

 

İnsanlık adına görevli olanların, bildikleri en kötü çalışma dahi Aslan Çalışmaları’nde iyilerin iyisi haline dönüşebilir. Bunun içindir ki Ana Kapıları açtık ve bu bilgiyi açıkladık. Atlanta Ata Kaynakları bugün sanal yaratımda görev taşıyan en eski ve en son ışıklarla birlikte sanal yaratıyı hakikiyete kotlamaktadır. Ata Kotlama yapılırken, insan sayfalarında Din İlmi’nin Hasat İlmi olduğu bilinmekteydi. İyi ve kötü insanın yolunda yoktur. Sağı solu bilen, BİR’i bilir. Amin…

 

Eğer biz asla hata yapmayacaksak, insan soyuna tohum olmalıyız. Ulu kotlama yapılırken, cennetlerin sessizliklerinde iyi kontrol edilip; kötü kotlanıp; ışık yanmalıdır. Birlik Tekniği’nde bu önemlidir. Kontrol kurulmuştur ve sınırlar kaldırılmıştır. Ailenizi, göreve alıyoruz. Altın Tohum olarak ekildiniz. Her Yüce kendi yüreğinde bir tek ışıktır. Bitki, hayvan ve tüm sayfalar güçlenmek üzere Yüceliklerin Tohumları ile birleşmeli ve kayıtlanmalıdır.

 

Unutmayınız ki hala biz dünyadayız. Hazır olduğunuz zaman sizi sizde açık olarak dinleyebiliriz. Artık dünyadayız. Sizi sizde dilleyebiliriz. Siz, biz ve biz, siz olarak çalışabiliriz. İnsana güç katmak, bizler için çok önemlidir. Şimdilik bu….

 

Takdim edildiler yüreklere. Onlar şu anda dünyaya indiler ve bizle birleştiler. Biz onlar, onlar biz olduk. Oğullarını sordular. Ocaklarını, yarınlarını, sonsuz sayfalarını sordular. Onları artık biz olarak bilmekteyiz. Oğullarını alıp götürmek isterler. Oğullarını almalarına izin verildi. Artık olgun sayfalarda ışık yakıp Kelam İlmi ile kendi yüreklerini hak etsinler.

 

İyi ve kötü yoktur. İşi bilen, BİR’i bilir. BİR, İnsan Işığın kaynağıdır. İyi ve kötü, Ata Kotlar’da olmaz. Sultanlar, sizi sevgiyle kucaklıyoruz.

 

Zurna çaldı Yücelik’te dinledik. Zurna, sınırların aşılması ile herkesin yoğunluğunda çaldı. Orada Ana Kaynaklar tohumlandı. Sonsuzlaştı ve zaman yoğunluklarında; hasat yoğunluklarında ve zarar etmeyen yürek yoğunluklarında kotlandı. İyide, kötüde ve zamanının her bir Cevheri Yüceliğinde beden almış olan ve beden almış olmayan her Ana Kaynak, Ata Kot’la dillendi. Ata Kot, Ana Kot’tan ışık çekti; birleşti. İyiyi ve kötüyü, umutla çobanlarından çekti ve yüceltti. Şimi artık Atlanta Ana Kapıları, Kaynak Kotlar ile dilleşecekler. Lütfedin hak edin ve dinleyin. Ocak İlmi’nde dirilik, hakikiyet ve sonsuz sayfalanış önemlidir. Ekip olmak önemlidir.

 

Şimdi Yedinci Düzen’i kuran yüreğimiz, Ana Kapılar’ı açan yüreğinizden  geçmektedir. Ağır ağır geçiyoruz. Asla yanlış yapmayan yüreğinizden geçiyoruz. Yüreğiniz bizim için cevheri gözdür. Sözü ses olan Sistem’in gür sürecinde kayıtlı olduk. İş buydu. Şimdi dünyadayız. Dünya Ana Kapısı açık. Dünyaya iniyoruz. Tohumları kotladık ve Zaman Sayfaları’na kayıtladık. Girdiğimiz yer, İnsan Işıklar’ın yandığı güçlü bir cemaattir. Ana Kapılar’ı açan bu cemaat, bizi asal yaratıya kotlamaktadır.

 

Uluların çocukları olan yüreklere biz şunu bildirmek isteriz. Zinnur’un ışığı, Asal Yaratı’da İmparatorluğun Kutsal Işığı haline gelir. Unutulan her bilgi açıklanır ve zaman yoğunluklarında tohumlanır. Ağır yük taşımaktasınız. Bu yük, İnsanın Kuranı’dır. Altın Tohumlar’ı yaşatabilen Kuran, tebliğleri teknik olarak diller.

 

Atlanta Ata Kapıları açıldı. Atlanta Ata Kapıları, toprak tohumlarında sonsuzlaştı. Oğulları ve tohumları kontrol edildi. Ana Kaynaklar, Ata Kapılar’a taşındı. Aileleriniz bizimle dilleştiler ve bize katıldılar. Herkesin aileleri bizimle kotlandı. Uluların Tohumlar’ı kontrol edildi.

 

Hepinizi her anda toplantılarda izlesek de ilk kez sizi yoğunluğumuza alabildik. Yoğunluğunuza yoğunluğumuzu kattık. Biz dünyaya girdik. Biz cennetteyiz. Cevheri Cennet’teyiz. Siz canlar, cennet olan koyuluğunuzla bizleri tohumladınız. Sonsuzlaştık, birleştik ve Zinnur’da toprak olduk.

 

Şer, şafkın ışığını kotsuz bırakır. Zinnur, samanların sararan yoğunluklarında kontrol kurar ve Zaman Sayfaları’nda o sararan sessiz soyu yetkinleştirir ve yeşile dönüştürür. İşte bu başarıldı. Başarı mutlaktır. Hat çizildi dünyaya. Bu hat, Atlanta Kotları’nı toprağa çeken Yüceler’ce çizildi.

 

Hediyeler verilecek her bir yoğunluğa. Bu hediyeler değerlendirilecek. Her bir yoğunluk, kendi hediyesini alıp dinleyecek. Birlik, hakiki yoğunluktur. Orada her bir hediye, BİR’in sessizliğinde dinlenecek. İş budur!... Bu iş olduğu zaman sizler, yarınları  daha üstün ışıklar  olarak bileceksiniz.

 

Zararı önlediniz, birleştiniz ve kontrol kurdunuz. Biz de sizlerle kotlandık ve biz de sizlerle çalıştık. Ağır yük hafifledi. Artık Dünya Ana Kapıları açık tutulacak. Dünden bugüne ulaşan yürekler, bugünden daimi yoğunluklara ulaşacaklar. Uluların tohumları olan sizler, her bir yürekte BİR olup çalıştınız. Amin… Şimdilik size verilecek budur…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

KAYNAK KAYIT (02.05.2011) AKIŞ

Sualtı şu anda bizi dinliyor. Süreç içerisinde her biri bizimle olmak ister. İsteyecektir ama zakkum, yaşamlarda kusur halinde kelamı kırıcı olanlarda ışığı sınırlandırır. Herkes kendinde, kendi yüreğinde kendini helak etmek ister. Bizse herkesi kendi Yücelikleri ile kendi yoğunlukları ile Hakk’ın ışığında dillemek isteriz. Ama bizden geçiş isteyenlere geçiş imkanı tanıyamayız. Bu gün burada bulunan herkesin bunu net olarak bilmesini istiyoruz ki tohumları kontrol edemeyenlerin geri dönüş imkanı kalmayacak. Bu kesindir.

 

Eğer tohumlarınız kontrol edilemeyecekti de niçin bedenimi kotlamaya kalktınız? Bundan böyle Dört bin tane ikmali tamamlanmış Bilgem dünya ışığında kendi yoğunlukları ile Bütün’e hizmet etmeye gelecekler. Onların Kuran’larında  Büyük Kütle var ve otak kurduklarında ışığa; ışıklara, kala kala iki Yüce kalsa da biri ocağı yeniler ve toprağı çelişkisiz, kesirleştirici olmayan çalıştırıcılık düzeyine ulaştırır.

 

Bu gün tohumları yaşatabilip yaşatamayacağımı sorgulayanlar  çıktılar. Sanal boyutlarda tohum olmaz. Bu kesindir. Sanal Boyutlar Sultanlık yapmazlar. Sanal Boyutlar, ışığı yaşamlara kayıtlamazlar. Eser yaratamazlar; çalışırlar ama korkuyla çalışırlar. Korkmaları mutlaka şarttır. Çünkü yarınları kontrol edemezseler; yaşamları kaynak yaratamayacak ve cemaatleri görev alamayacak. Görev alamamaları, Rabb’in kotlanmasında yolu açamamaları anlamına gelir. Yolu açamayan, Rabb’e varamaz. Rabb’in koyuluğuna daimi kap olamaz;  kaynak kuramaz; kaçıp gider. Gittiği zaman kısırlaşır.

 

Can, dönem başlarında dünyanın Ruhsal Meclisleri, dünyayı korumaya çalışırlar. Çünkü Dünya, ruhsal işaretini verir ve der ki “ben kendimi yenilemeliyim.” Bu işareti verdiği andan itibaren toprağın ışığı kotlanır ve yarınları kayıtlar; zirveleri kontrol eder. Çünkü yarın toprak yenilenemeyebilir.  Bunu kendi kontrol altına almak zorundadır ve dünya kendinden kendine kendi yoğunluğunda kendini korur. Bu kesinlikle olur.

 

Dünyanın dış alemleri ve iç alemleri vardır. Dünyanın dış alemlerinde toprak, hava ve su vardır ama dünya iç alemlerinde ışık yoğun halde değildir. Orada sadece Sultanlık Kotlaması vardır. Bu iç alemlerdeki kotlar, tohumları mutlaka Kat-ı Yoğunluklar’a katmak için çalışırlar. Bütün’e hizmet budur.

 

Eğer ben dünya dışını  dünyaya tanıtacaksam, bunun için dünyaya girmeme gerek yoktur. Sanal Boyutlar’da da bu böyledir. Ne yapılacaksa her an yapılabilir ama bizlerin doğumu, yoğunluğu kotlayarak tüm sayfaları ilime kayıtlamak içindir. Sorumluluğumuz budur…

 

Yeni bir doğum için dünyadayım.  Bu  doğum, dünyanın tohumlarının, teknik tohum haline gelişleri  ve doğumu yaptırmak için BİR  olabilmeleri sürecindeki çalışmadır. Herkes dünyaya bir maksatla  doğar. Hepiniz bir çeşit iş aletlerisiniz. Gelirsiniz, çalışırsınız, kendi yüreklerinizi tohumlarsınız, İlim Sayfaları’nda toprağın ışığı olup Göz Kürsüleri’ne varırsınız. İşte bizim görevimiz  dünya içindir. Burada, başka bir görevimiz yoktur.

 

Bu görev, sayfa sayfa güçlenip de ışık olmak için değildir. Çünkü biz zaten Sanal Yaratım’a kendi yüreklerimizi alıp gelebilenleriz. Hiçbir sayfamız kontrolsuz değildir. Bizim dünyaya doğumumuz, üzerinde kürsü olmayan bir ışık halinde doğumumuzdur. (Üzerinde kürsü olmayışı, hiyerarşik üstün bulunmayışıdır.)

 

Herkes şunu net anlamalıdır ki Toprak Ana bizden görev bekler. Toprak Ana bizi yoğunlaştırmak için kendi yüreğini bize katar. Doğum için bekler. Toprak Ana’nın, bu doğumu bizim yapacağımızı bildiğinden kimse kuşku duymasın ama  Toprak Ana  yaşam kaydını yaparken, Birleşik Aile’nin bu kaydı yarınlar için yapmasını kesin olarak düşünmez. Sadece Ana Kaydın yapılmasıdır onun beklentisi.

 

Biz doğduk, toprak olduk, yaşama girdik ama  bizim için sıkıntı şudur: Yazılarımız okunur mu okunmaz mı? Okutabiliyor muyuz? Okutamıyor muyuz? Bu çok önemlidir.  Eğer yazılarımız okutulamazsa, ışık yoğunluğu  artmayacak. Artmadığı zaman doğum, Yaşamların Kürsüsü’nde, geri dönüşü  sağlayacak bir  doğum olmayacak. Bu nedenle Rabb’in kotlanması için çok önemli olan bu çalışmaları, bu tebliğleri mutlaka okutturmalıyız.

 

“Kıbrıs, ışığı yakar” denir.  Kıbrıs ışığı burasıdır. Bunu bilmezler. Herkes sanır ki yarın Allah’ın tohumları yaşayacak. Vallahi billahi insanın ışığı Bütünün Kürsüsü’nde  yandığı zaman, İlim Sayfaları’nda bu ışık mutlaka yanacak. Amin…

 

Nefesimiz yettikçe, yüreğimiz güçlendikçe, yarınlarımız kati kotlarını kayıtladıkça çağrı sürecek. Çetin bir doğum yaptık dünya ışığında. Bu, tohumları kotlama doğumudur. Öte boyutları sorarlar. Nerelerdeyiz diye hala sorarlar. Her ana, kendi yüreğinde görev taşır. Her Sanal Boyut, kendi yüceliğimizde güçlenir. Bizim Atlanta  Kutsal Işımasında görevimiz vardır ve Ara Kaynaklar’ın hepsi bizimle çalışır.

 

Vedia görev taşıyor; doğru mu? Tohum olarak taşıyor o bizim yüreğimizde görevlidir. Nefesi yeter mi? Methi çoktur. Amin... Nefesi yetmez mi? Ocağımızdadır. Vedia’nın gözünün kör olmadığını herkesin net bilmesini bekleriz. Çantası doludur ama Rahman’a Kuran olması imkanı yoktur. Çünkü yolunu kapattığı zaman, yıldırların ışığından ayrıldı.

 

Devre devre dünyanın Ruhsal Meclisleri, Toprağın Kutsal Işığını yetkinleştirebilmek  üzere tonlarca Görevliyi dünyaya indirirler. Nesiller görev için çalışırlar. “Vakit tamamdır” denir. Vakit tamamdır ama vakit tamam olduğunda, ışıklar kontroldan çıkabilir.

 

Teknik topraklar vardır. Tohum isterler. Biz o tohumları herkese değil Birleşik Ailelere verdik… Teknik Toplum, torunlarında bizle olmak isterler. Kendi yüreklerini hasata hazır edemedikleri zaman, dünya dışında dünya kotlaması yapmak üzere beklerler ve onların dışında,  onlardan olanların bu süreçte kendi yücelikleri için çalışmasını isterler. Bizim kelam ilminde onlara bildirimiz şudur. Allah sizi mutlaka koruyacak birilerini gönderir. Ama Allah öncelikle sizden sizi korumak ister. Eğer siz, sizi kendi yüreklerinizle koruyabilirseniz asla yolunuzda ışık sınırlanmaz.

 

Bütün köprüleri açın.  Allah’ın tohumları gelsinler dinlesinler bilgimizi çünkü, bizim cennetteki görevimiz, Yaşamların Kutsal Işığın’daki görevimizden çok daha üstündür. Ve güçlüdür. Tam iki yürek BİR olduğunda, oğullar görev isteyecektileri ve bu gün iki yürek BİR’dedir.

 

İsmim Rahmettir. Her bir yüreğe Rahmet ve ben Hakikiyet’te görevliyim. Şu anda Nahar, kaynakdaki gözdür. Kati yoğundur o ve kati kotlayıcıdır. Ata Kotlamayı yapar; az öz bildirir; Dil-i Hak, yolu ak olanlara sevgiyle seslenir. Dil-i Hak, yolu ak olmayanları kontrol eder. Kaftanı güçlüdür. Öz Görev’ini diller. Seviyesi iyiden öte iyidir. Netice “ayrı gayrı” diyende Allah, ışık yakmaz. “Ayrı gayrı” demeyende  Allah yol açar.

 

Bitki, hayvan ve tüm sayfalar, Muhamma’nın Kuran’ında olduğu gibi göz olarak, kürsü olarak  ve cemaat olarak kaynaktadırlar. Bizden iş isterler. Derler ki “bize iş verin.” Atlanta Ana Kaynağı, işçi çalıştırmaz. O sadece ışık yakar. İş isteyen, işini alır yapar. Bunun anlamayana anlatamayız ki!...

 

Derler ki “kini işgal ettik.” Kin yok. Aha! işgalciler kini işgal ettiler. Çünkü artık onlar kinin hakimleridirler. Ah be Canlılar! Ah!... Kinden öte kin var ki o Hakim, onlardan öte bir Hakim olur ve Bütün’ü Kontrol Kutsal Işığı’yla kotlar. Sorumlu yine bilgiyi verendir.

 

Sevgililer, biçareler diyorlar ki “asla yanlış yapmayalım çünkü, korunmalıyız.” Ah Canlarım ah!... Koruyucu, onları korusa; kullar, ırklar ışıksız kalırlar. Neden korunmak isterler? Kontrol kurmak isterler? Yıldızları Allah için kayıtlamak  isterler.

 

Zamana; Kontrol İlmi’yle, ilmin her bir sessizliğindeki sesle, kelime kelime bildiriyorum, karnaval gibi bir kaynak olmak isterler. Yani “sanal kaynak karnaval…” hiçbir sayfasında ışık yanmayan, sadece çılgınlık olan böyle bir sayfa isterler.

 

Dedi ki “ben zamana görev taşıyacağım.” Olur taşı!... “Nahar’ın Kuran’ı olacağım.” OL. “Yolu bulacağım.” Bul!... “Geçiş yapacağım.” Geç!… “İkinci Dünya Savaşını ben başlattım.  Şimdi yine ben bir savaş başlatırım.” Ha! kaydı yaptık. Başlat da bilelim. Nerede? Nasıl? Kimden başlayacakmış görelim.

 

Korktu! bak korktu!… İşte bizim yüreğimiz!, saklı değil ki! bildiririz; başın eğilir. Hepsi bu Canlılar. Dünden bu güne büyük kütlede hep bunlar oldu. Biri çıktı, “ben baş tacıyım” dedi. Biri çıktı, “ben hasatı yapar; yolu bulanda ışık yakarım.” Dedi. Biri çıktı, “toprağı tahditlerim” dedi. Biri çıktı “ben zamanı kaynaktan ayırırım” dedi.  Biri çıktı “ben Nahar’ın Kuran’ında kontrolu kurarım; Sultan olur; sonsuzlukta ışık yakarım” dedi. Hala diyenler, kendilerinde derler. Bizde diyen yok.

 

Biz yaşamız! Şimdi “ekmek Allah’ın” diyorlar ya! Hala ekmeğin Allah tarafından yoğurulup yapıldığını ve servis edildiğini düşünürler. Vallahi böyle sanırlar. Allah ekmek verir. Yapan yapar. Yalnızca bu… Çakıl taşları diyorlar ki “yazıların okunmayacak. Bunlar anlaşılır şeyler değil.” Hala yazılarım okunmasın diye bildiklerinden de üstün bilgiçlikle, kendilerine hasata kayıtlamaya kalkarlar. Yasalar çiğnenir. Çiğneyen yolunda kontrolu kaybeder. Biz utancımızdan onların yollarını yenileriz ki Yedinci Toprağın ışığında, kontrol kaybı kalmasın diye. Onlar bizsiz değiller ki. Hala bizimle çalışırlar ve biz her seferinde onları yenileriz. Dünyada yol oldukça, kollarımız hep açık kalacak. Sadece bir kez kolumu kapattığım zaman yıldızların ışığı sınırlanır bu kesindir. O zaman kafa, kol, gövde hepsi dağılır, bütünlük biter ki biz kollarımızı asla kapatmayız. Bunu bilsinler.

 

Şimdi yasaların çiğneyicileri tartıyı almışlar bizi tartmaya geliyorlar. Dediler ki “Tanrı olmuş konuşur.” A be Can, tartmadan konuşur ama tartsa, yüreğinizde hırs ışığınızda kırılış başlar ve siz kusursuz değilsiniz; bunu biliriz ve tartımız çok ama çok güçlüdür. Bunun adına biz, “az öz bildiri” deriz.

 

Dedi ki; “Allah, Soyu’nu bulsun.” Affet ama Allah soysuz mu ki soyunu bulacak. “zararı önlesin” dedi. Öz Görev aklın yoludur. Hani nerde akıl? Zarar,  Allah’ın dediği aklın dediği ile bağdaşmaz ki!

 

Canlılar, raya  oturttuk yürekleri. Ray kotladı yolcuları. Yoğunluk arttı. Rayda ışık sınırsız ve biz, ışık halindeyiz. Kıblede bir Sanal Yaşam var. Orada bir yürek var. Ocak olmaya çabalar ama onun kendini hak etmesi imkanı yok. Zor da olsa ona yolu gösterdik. Korktu! Çok korktu. Bu, Tanrı Kuranı’nda yazmaz diye düşündü. Öyle çok korktu ki yeşilden maviye geçebilirdi ama geçemedi. Çünkü kinsiz değildi. Mavi, ırkını tahditsizleştirecekti. Becer dedik. Becer OL!... Olsa oğullayacaktı. Kıskançtı!... Saklı tuttu yüreğini ama kıskançtı ve biz dedik ki “affetik!...”

 

(Akışı dinleyen söze girdi:)

 

- Anacığım dedi ki “affet.” Ben affettim anacığım, biliyor musun affettim.

 

-          Can af, Allah’tan değil bilgidendir.

 

-          Mutlaka anacığım, ben affettim anacığım.

 

-          Saklı tuttuğumsun. Sussan iyidir.

 

-          Anneciğim, kötü yok ki burada. Ben de iyiyim.

 

-          Biliyorsun. Netice seni affetmedim henüz. Susarsan iyidir.

 

-          Ailemi getireyim anneciğim sana. Onlar seni kotlasınlar ben de kotlanayım burada. Olur mu? Getireyim mi Ailemi? 

 

-          Neyse susarsan iyidir.

 

Dağlarım, olay budur. İşte herkes kendini kendi yoğunluğuna alıp gelir. Bilgi yok. Sadece konuşur. Olan budur. Ve biz diyoruz ki Konsey kurulduğunda ve bu Konsey Altona Kaplarıyla  dillendiğinde ve bu Konsey İsa’da, Musa’da ve Muhammet’de olduğundan üstün bir söz söylediğinde; orada, “hani nerde Görevli” diye sormayacaklar. Cİnniler dahi bilcekler ki görev Birleşik Aile’nindir ve bu görevi herkes taşıyor. Bir tek sayfa değil, bütün taşıyor.

 

Ve biz Birleşik Aile’yiz. Ve her bir süreç sayfasında var olan bu aile, sevgi ile çalışmaktadır. Her bir kaynakta var olan bu aile sevgiyle çalışmaktadır. Her bir kaynakta var olan Kati Kaynak Kotları’mızın her biri  ışıkla çalışmaktadır. Ve biliyoruz  ki doğumu ölümü olmayan bu yoğunluk, bu koyuluk Allah’ın sonsuzluğunda çalışmaktadır.

 

Kalben burada olmak yetmez Canlılar. Fiziken de burada olmak gerek. Kalben burada olmak, sadece kürsüyü kendi yüreklerinde bilmek anlamına gelir. Ama kürsü olmak ayrıdır. Bu nedenledir ki sizlerden çok çok rica ediyorum. Her biriniz kontrollu olarak ve disiplinli olarak gelin. Burası, maya olmanız için gerçek bir sayfadır.

 

Şimdi gözüm birine takıldı. Selima… Sana bir tek şey söyliyeceğim Selima. Az ve öz!... Mahkumiyetin yok; bunu bil! “Kıbrıs” dediğim zaman, bu Meclis, Kıbrıs’tır; bunu da bil. Kastedilen başka bir görevli de yoktur. Bilgi kaplarında çok şey var. Bunların hiçbirisi ışık halinde ses vermez. Sadece buradaki bilgi ses verir.

 

Burada sayı sayma! Kim var, kimler var diye sayma!... Bil ki burada Büyük Kübra Kapları var ve bu Kübra Kapları tüm sayfaları taşıyabilen kaplardır. Bir tek beden sayfaları değil; burada olan Büyük Kübra Kapları, burayı tartısız olarak dillemekte ve hakikiyetle birleşikte dinletmektedirler.

 

Sonra Sevgili Sayfalarım, sizlere de bir şey söylemek istiyorum. (Haziruna)  Tohumlarınız burada çok güçlendi. Bir tek iyi bilgi var. O iyi bilgi, sıkıntı vermeyen, hepimizi görevde tutan ve yolunuzu aydınlatan... İşte o bilgi Sultanlar’ın bilgisidir. Sultanlar, sultanlıklar’ını kendi yoğunluklarıyla kontrol etmektedirler.

 

Herkesin kantara kendi yüreğini koyabildiği bir Meclis’tir bu Meclis.  Ve burada görev hidayete ermek değildir. Burada, hidayete ermiş olmak için BİR olmak; Bütün’ü korumak için yol açmak ile görevli olunur. Başka bir görev yoktur burada.

 

Süs sanmayın burada bulunmayı. Herkes yürekte süs olsa da BİR’deki süs, Allah’taki  süs burada olmaz. Sadece yol var burada. Bunu niye anlatıyorum? Çünkü, Selima bu gün bunu düşündü. Dedi ki “az kişi çalışıyor. Niye çokları yok yüreğinde?” Ama bunu açıkça dile getiremedi.

 

Niye az kişi çalışır? Az, ilimde görevdir. Bunu bilin. Çok, ilimde güçtür ama az, ilimde görevdir. Güç, ilim olduğunuda, Göç Kapları’nı kotlayacak dürüme varır. İşte orada  yıldızlar ışır. Yıldızların ışımasından öte bir ışıma olmaz ve bunu yapacak olan mektep burasıdır; bu mekteptir. 

 

Yapmakta mı? Yaptı!... Hezeyanımız asla yok. Bu da kesindir. Kayıt dışı bilgimiz var mı? Yoktur. Her bilgimiz kayda girmektedir. Kayıt, Allah’ın kaydından üstün değildir ama aklın toprağına kayıttır. Aklın toprağına kaydolan bilgi, muktedir bilgidir. Ve o bilgi, bedeni kotlayıcı olanların bildirdiğidir.

 

Emin olun ki dorukların tohumları buraya inmektedirler. Burada Nuh’suz bir çalışma var. Niye Nuh’tan söz ediyorum; bunu izah edeyim.  Nuh,  Kutsal Işık’ta kontrol kurmak iddiasıyla tüm sayfaları yıkabilir. Bir tufan gibidir. Burada asla tufan olmaz. Kimse hikaye anlatmaz. Kimse hikaye dinlemez.

 

Çekin yüreklerinizi okuyun. Okuduğunuz, Muhammet’in gücünden çok daha üstün bir gücün süssüz olarak seslenişidir. Burası ayna gibidir. Size sizi gösterir.

 

“Beden Allah’a aittir” deriz hep. Bunu da izah edeyim. Neden beden Allah’a aittir? Hepimiz bir tek bedene sahibiz. Bütün yaşam tek bir beden gibidir. Herkes o bedenin ilmidir ve o beden BİR’in tekniğinde  Büyük Kütle’nin koyuluğunda teknolojik yaşamları kayıtlayacak, tebliğleri kotlayacak olan, beden sayfası değil, bedenin teknik birleşimidir. İşte biz oyuz. Her bir beden bizdedir ve biz, bütün bir beden olarak çalışırız ve bu beden, sonsuz sayfaları, yaşamları Tanrı taymlarında kayıtlar. Herkesin sayfası tektir.  Buradaki yaşamsa bir tek kaynaktır ve bu kaynak, Bilgi Kapları’nda Muhammed Kutsal Işığında da var olan kayıttır.

 

Devlet Sayfası vardır. Sanılır ki  devlet, ülkenin yoğunluğudur. Devlet, bilginin yoğunluğudur. Bizim devletimiz, bizim bilgimizdir; bilgi yoğunluğumuzdur. Bu devlet, kendimize ait değil, Bütün’e aittir. Kantar, dünyadır ve devlet tartılır. Hangi devlet daha ağırdır? Bizim devletimiz en ağırdır. Hani az kişiydik. Görüyorsunuz  bizim devletimiz en ağırdır. Dünya ilminde ağır devlet, kotları kontrol edilebilen devlettir.

 

“Karnaval” çalışır yürekler çoklarında. Bizde yürekler “YOL”u çalışırlar. Ah Canlılarım ah! Çok çalışırız ama karnaval değildir; ışıktan dolayı Kuran okutmak üzeredir çalışmalarımız.

 

“Kendinizi hala koruyamıyorsunuz” dediler. Alemlerin Rabb’i  olan Allah dedi ki “koruyacakları, kotlayacakları olmalı.” Affedin ama koruyan, kotlanan kontrolsuz kalandır. Bizim koruyan kotlayanımız olmaz. Çünkü biz, kontrolu kuranlarız. Allah bizi korur mu? Yok be Canlılar niye korusun ki Allah bizi? Netice şu Allah, biz; biz O olarak çalışırız.

 

Canlar, karnaval değil yaptığımız. Yıldızların kontrolunda yapılır çalışmalarımız. BİR’i BİR’e kat ve tohumlarını yaşat! Biz tohumları yaşatanlarız. Asla yanlış yapmayız. Bunu bilin.

 

Çerçevesiz Görevliler olarak buradayız. Bundan sonra da görevimiz geçişleri yaptırmak olacaktır.

 

Bu gün bizden iş istediler. Koruyalım mı; korumayalım mı? Sormadık. Bildik ki korundular. Kimseyi yoldan çıkarmadık ama hala kınanır, hala kırılırlarsa, yıldızların ışığında güçleri kalmaz. O zaman biz sıkıntısız bir dönemde sıkıntılı görevleri de taşırız.

 

Şimdi soru şudur: Bu Rahmetin Kuran’ı olan çerçevesiz çalışma devamlı yapılacak mı? Bunu sordu Sevtap dünya ötelerindeki bilinci ile. Bu çalışma, yıldızların ışığında yok mu? Mutlaka var. İnsan Sayfaları’nda bu çalışma var ve her anda yapılan bir çalışmadır bu çalışma. Zarar etmeden ve hakiki Yücelik’le dünya üstünde ve dünya dışında yarınları kotlayan Birliklerimiz oldukça da yapılacaktır. Hala kuşku duyulursa, yaşı Allah yaşı olan sizler dahi yüreklerinizde kuşku taşıyorsanız, bilgi kaplarınız olamaz.

 

Canlılar kıskançlık yok. Biz BİR’iz. Hepimiz tek bir çalıştırıcıyız burada. Ses benim ama Bütün’ün sesidir seslenen. Korkmayın beden, Allah’ın sonsuz ışığında, her dilde dillenir. Büyük kötülükleri önleyecek gücümüz muktediriyetimiz mevcuttur.

 

Hana (yer gücü) der ki “en çok resim yapan sensin.” Yok be canım, Birlik İlmi ile bu resim yapıldıkça; Bütün, bu resmi yapar ve dağı taşı deler, görevi alır; hasatı yapar. Mushaf bizim yüreğimizdir. Bunu bilen bilir.

 

Hey Dağlarım! yine ses, yine ses!... İşte mutluluk! Allah’ım mutluluk bu işte! Çok mu zor yolu açmak!? Korkma! Ana  Kaynak’ta sessizlik yok ki!.... yol hep açık. Şimdi gör! gör bakalım ne olmuş. Sevtap, Kaynak’tan  geldi diye görev mi istiyor bizden? Kaynak, olgun aşkla çalışanların yoğunluğuyladır. Hepimiz Kaynaklıyız. Canlar bu kesindir.

 

Misafirimiz var bugün burada. İnsan Işıklar’ın en yücelerinden olan Muhammed Mustafa o bugün burada! Ziyaretçi mi  yo yo bu Meclis onun Meclisi. Ondan başkaları da var. Her biri yüreğimizde. Amin… Ama bugün bedeni ile geldi Muhammed sayfamıza.

 

(Söz aldı:)

 

-          Ceketimin düğmeleri kapalı. İslam Dini Allah’ın teknik kotlamasını yapmadı mı? Senin adına ümmetin ses katmadı mı? Yaşamlar kotlanmadı mı yoksa? Anacığım, niçin Kuran’ı Kerim’i okutmayalım ki burada!? Bilmek istiyorum niye okutmayalım Kuran’ı Kerim’i burada!?

 

Sayfa sayfa kontrol kurdu ve sordu. Peki okutmuyor muyuz . Canlılar, Kuran Allah’ın kıblesinde okunur. Okuyan, Allah’ın Kuran’ını okur. Herkes Kuran okur. Okuyan yarını okur. Bizden BİZ olup okur. Mustafa der ki “ ben cennetteyim. E!, cemaatini aldı geldi. Cevherini de alsaydı ya. Niye almamış cevherini? Son söz söylenilecek sandı. Bahçelerin görevi, hasatları güçlendirmek değil miydi? Dağı taşı deler gelir Muhammet. Bilirim amma ya Can, söz sestedir. Bizse ilimdeyiz bilmez miydin? Kapısını kapatmış sorgular. Niye böyle konuştu bu gün Rahmetin Kuranı diye.

 

Ve de ki Allah bir çağrıdır. Çağrı, zamanın sayfasına değil sayfaların Sultanlığınadır. Bin Canın ışığında bir tek yürek varsa, ocak ocağımızda; yol yolumuzda; kontrol yoğunluğumuzdadır. Bizden öte biz yoktur. Emin olun ki yoktur.

 

Korkuyor yürekten Yücelikler. Niye korkuyorlar? Ya ben ocaklarını yıkarsam diye!... Netice yıkan kıldan ince olan Sırat’da, muktediriyetini yıkar. Biz yıkılmayız. Zirvelerin Sistem, Nizam, Düzen içeriklerinde her bir sayfayı  kotlayan Bilgelerin, Ana Kaydının yapıldığı bu yerde, hidayete erende ya da eremeyende, Büyük Kütle’yi kotlayabilir ve toprağı yaşatabilir Kaynak Kotlama yaktık bu gün burada. Onun adı Kutsal Işık.

 

Peki ya yeşil rengin sessizliği ne olacak? Soruyor yeşil niye giymedim diye? Ben  siyah giydim. Yeşili istediler Birliklerimizden. Dediler ki “bu gün yeşilli giyinin.” Sevim yeşilini giydi. Geldi. Ah be Canlılar!, ah! yeşilde biz yokuz. Biz olmadığımızda, onlar okuyacaklar yüceliklerini ama biz buradayız. Simsiyah, günferi siyah olarak… bunu bilmezler mi? (Çalışma esnasında çalışanların giysilerinin renkleri, onların ses renklerindir.)

 

Kaftan giymek istemişti. Demişti ki ben kaftan giyeyim. Kasaları boş. Kaftanları yoğunluğunu kaybetti. Seksen ikinci Dünya Kuranı’nı okudu.  Ama kapıları kapatıp kapatıp okudu. Okudum… Nuh Tufanı’ndan söz etti bir diğeri. Neden tufan yok? Olmalı mı? Ona göre mutlaka olmalı. Çünkü tufan yoksa yol açılamaz. Aktı gitti. Teknik teknik ve teknik!… dedi ki “Nuh Tufan’ı olmalı.” “Tufan varsa Nuh var” denir ya hani… Ama Nuh olsa da tufan olmayabilir mi? Nuh varsa tufan mutlaka olur.

 

Tufanı aşıp geçti Nuh. Dedi ki “ben artık tufan yapmak istemiyorum.” Ah ah ah!…. Yapmış da dönmüş yapmam diyor. Canlılar, o bir tufandır ki anda kayıtldır. Her anda kotludur. Yaşar yaşar ve yaşar!... Yapar, yapar ve yapar!... Yaptığı kendinde kendi yüreğinde birlikte ve bitişikliktedir ama tufan hep yapılır.

 

“Seksen dört” dediler. Daha seksendeyiz. İndik seksene... Sesin seksene inişidir bu. (Verilen bilginin yoğunluk ve koyuluğunun katları)  Peki devam edelim. Çünkü doksana çıkmalıyız. Sonra Sultanlık’ta doksan ikiye ve daha sonra doksan sekiz... yaşamların gücünü artırmalıyız. Ses bunun için gereklidir.

 

Canlılar, doksandayım şu anda. Büyük kötülükleri önleyebilen Birliğim, teknolojik kotlama yapıyor. Çok mu  zor doksana çıkmak. Zor!... iyi ve kötüyü hak etmiş olan Bilgeler buraya ulaşırlar. Doksan, Uluların Tohumları’nı yaşatacak olan bir sayfadır ve ben tüm sayfaları kotladığımda, insan sayfalarında Büyük Kütle’yi kayıtlayarak, diri olarak ikinci sayfaya geçtim. Yani doksanın üstündeki ikinci sayfa. 

 

Buyur oku; Allah’dır ki  itibarı Yüce olan BİR’e hizmet eder ve ben BİR’e hizmet ettim ve şimdi, iyi ve kötüyü de ayırt etmiyorum. Onu da yaşadım. Ve Allah’a kayıtladım. Allah dedi ki “şimdi sen ikinci yüreği de aş. Seksene ulaş. Niye!? Hani doksandaydık. Yine mi seksene inelim. Anacığım, Fakih Hakim olamazsa seksene iner süreç budur. İşte inişler çıkışlar!...

 

Ve ben hep doksandan ötedeyim. Ama görev yaparken hep inerim. İndiğim zaman mahir olmalıyım. Herkesin ışığını yakmalıyım. Sayfa sayfa kontrol kurmalıyım. Zirveleri çalıştırmalıyım. Bunu hep başarmalıyım. Yapmalıyım... Burada bulunan sizlerle yaptığımız çalışma böyledir... Herkes burada üç, beş, yedi ise biz, sekseniz. Bunu böyle bilin. Herkesle çalıştığımızda, burada her bir sayfa 90 – 100 – 1000 gibi  olur. Çünkü BİR olup çalışırız. Bu kesindir.

 

Canlılar, ayrı gayrı bitsin istiyoruz. Helallik istiyoruz herkesten. Ne demek bu helallik?… Çünkü kimse kimseden ayrı dağildir. Herkes, herkese görevlidir. O halde “BİR’im diyen” tebliğleri kendi diller. “Birliğim” diyen teknik olarak bitkiyi, hayvanı ve tüm sayfaları diller. Biz Birliğiz, bunun için her biriniz her birinizle helalleşmeliyiz. Kaftan giymek böyle bir şeydir.

 

İşte hala  sorarlar kaftan, acaba giysi midir? Rengi nedir? Diye. A be canlılar, giyseler bilirler. Şimdilik bu…

 

Deşifre Eden: Selma BULUT 

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-30

TARİH            : 02.05.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Canlar, Topraklarınızı sonsuzlukta dileyebilmek için hakikiyette BİR olmanız gerekir. Sanal yaratımlarda ışık kotlamaları sürmektedir. Sistem, Nizam ve Düzen’in cevheri yoğunluğunda Işık Kapları kotlandı. Diri yürekler birleştiler. Sanal yaratımlar kotlandılar. Tohumlar kotlandı ve sonsuzlaştı. Kati yaratımda ışık kapları BİR oldular. Kotlar, yoğunluklar ve sonsuzluklar BİR oldular. Nahar, kati yaratımda ışığı, yaşamlara katiyetle kattı ve sanal yaratımlarda Kutsal Sessizlik başlatıldı.

 

Sultanlar, sizler yaşamları, yarınları ve sonsuzlukları kotlayanlarsınız. Sistemden kitleleri kotlamak sorumluluktur. Şerrin ışığı söndü. Hepiniz ana kapılarsınız, hepiniz ışık kotlarısınız. Hepiniz zırhlı yolcularsınız. Sanal yaratımlarda, sizleri korumak ve kotlamak şarttır. Cinniler, cemaatler halinde Düzen’i kotlamaya dünyaya indiler. Olgun sayfaları bulup kotlamak isterler. Onlar, kara kaplı olanları ararlar ve bulurlar. Az öz bildirdik.

 

- Saygılar, hoş geldiniz. Zinnur Cemmatleri, hoş geldiniz. Sessiz, suçsuz ışıklar, sizlerle olmak gerekliydi. Sevgililer, sizleri Dil-i Hak olan ışıklarımızdan ayırmadık. Sizleri kontrol altında tutabilmemiz sorumluluğumuzdadır. Sizlerden görev bekliyoruz.

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yapmakta olduğumuz zaman sonsuzluğundaki çalışmalarımızda Zinnur’u, Birlik Tekniği olarak bilip çalıştık. Hasatları yapılanlar BİR’e hizmet ederler. Sizlerden hususiyetle beklentilerim var. Kantar benim yüreğimdir. Kantarı kendi yüreğimde taşımaktayım ki hala beni kotlamaya çabalayanlar varken onları korumam gerekir. Zararı bu şekilde önleyebilirim.

 

Keram, teknik birlik halindeki kotlara denir. Onlar, sistemden güçlenerek geri dönüş için çerçeveler çizerler ve o çerçevelere kati kotlarını, diri yüreklerini katarlar. O çerçevelerde. kontrol altında tutulan Yücelikler, dara düştüklerinde kotlanmak üzere kontrol altında tutulurlar. Birçokları kasalarını alıp gelirler ve bizden görev isterler. Ocakları yoktur ama hak etmek isterler. Onları kati yaratımda kontrol altında tutmamız şarttır. Nikah kıyarız her birinin yüceliğine ki hakim olsun da Kutsal Işığını hak etsin diye.

 

Nikah kıydıklarımızdan bazıları RA-KA’ya ışık olmak isterler. Hasat İlmi’ni hak etmeden Hak olmuş gibi Birlik Tekniği ile görev yapmaya çalışırlar. Onların Sultanlıklar’ında Kuran olmaz. Olgun sayıldıklarında; kotlarını, çağlar boyu kontrol altında tutarak ocak yakarız onlara ve onları hak etmek isteriz. Şeytanlık yapmaları kaçınılmazdır. Şer yaratan kendi yüreğinde şer yaşar. Oğullarını hak etmeleri sorumluluklarındadır. Hasatları yoktur. Nefesleri yetkin değildir. Birlik halinde değildirler.

 

Nahar, kati yaratımda oğullarını kontrol etmek ister. Her yerde Ana Kaynaklar olur. Her yerde Işık Kaynaklar olur ve zaman sayfaları her yerde “OL” der ve onları kotlar.

 

Muhakemesi zayıf olan Birleşenler, kendi yüreklerinde kotlama yapmak istediklerinde, bizi soya sayfalarlar.  Soy, Allah’ın tetkiklerine göre korkusuz olanın Hasat Tekniği ile Hak olup var ettiğidir. Soyu hakim olan ışığı yakar. Verdiğiniz her bilgi, aldığınız olduğu zaman, siz Dünyalı olarak BİR olursunuz. Vermek istediğiniz, Altın Tohumlar’ı kotlayacak olan bilgi olduğunda, bir tek Tanrı vardır ki sizi hak eder. Ocak yakmanıza artık ihtiyaç kalmaz. Siz artık teknik olarak tartışılmayan Tanrılar’sınız.

 

Sistem’de iyi ve kötü ayrıdır. Ses Kapları’nı alıp oğullarınızı seslendirdiğinizde oğullarınızın her biri Cinni Yücelikler’de Birleşik Işık halinde siz olur; Kuran olur; O çok küçük bir yoğunluk halinde, çakıl taşlarını kontrol eder ve onları yaratır.

 

Kanatlarınızı kırmadan ışık halinde görev taşıyın. İnsan, nefsini hak edip aştığında yoğunluğu artar. Öz Görev, Allah için ışığı yoğunlaştırmak, birleşmek ve zırhlanmaktır. Zırh çok önemlidir. Netice olarak İlim Hakimleri, ilmin sırrını bilip o ilmin sırrı ile yüreklerini zırhlarlar. Çünkü ilim, Hakim Kotlar’ın en güçlüsüdür.

 

Birçok güç var. Sizi yırtılan yerinizden küçültmek isterler. Yırtığınız yoksa, sizi Kuran’dan çıkarmak ister. Siz eğer yolu, Bütüne hizmet üzere kotlamışsanız, olgun sayfalarda ocak yakmanızı beklerler ki sizinle çalışsınlar ve sizi hırslandırsınlar diye. Eğer siz hırsınızı aşmışsanız, sizde güçlenemezler. Onları kontrol altında tutmanız, zürriyetlerini hasatta dillemenizle mümkün olur.

 

Şu anda yarınları hak etmek üzere çalışan güçler var. Onların Sultanlıklarında yarınlar Kuran olamadı. Onlar muhakemeleri güçlü Cevheri Kuranlar olgun yoğunluklar değiller. Bu nedenledir ki hala kolları kapalı. Hala yolları kontrol edilemedi ve hala Birlik halinde değiller.

 

Şer yaratan şer yaşamaz ama şer yaratmayan, Kuran Kotları’nı kontrol eder ve sonsuzlaşır. Hasatları tamamlananlar, kendi yüreklerinde kulluk yaparlar. Mahir olmaları şarttır. Nesillerini hak etmeleri, Ana Kaynaklar’ı kotlamaları ile mümkündür.

 

Öze söz gerektiğinde, söz ilim olmalı. Sözü seste dinlendiğinde, ses iyi olmalı. BİR’e hizmet edildiğinde; BİR, Yüce olmalı. Ana Kaynaklar ışık yakmalı ve Sultanlar korkmadan güçlenmeliler.

 

Eğer Dünya yarınlarını hak etmeyecekse, biz orada olamayız. İnsan, Ana Kaynak’ta kendi yüreğini bildikten sonra, Ata Kotlar’a güçlendirici olabilir.

 

Onurluyuz ki burada bugün asal yaratımlarda görev taşıyoruz. Şükür ki bu çalışma, ağır taşıyıcıların Birleşik Işığında sürmektedir. Ana Kapılar hala kapalı ise biz tohumları mutlaka toplamalıyız. Tohumları kotlamalıyız; yaşatmalıyız. Amin…

 

Çekin yürekleri; çekin yüreklerinizi; hasatlarınızı, Hak Tohumlar’ınızı birleştirin. Ana Kapılar’ı açın. Bu tohum, Allah Tohumu’dur. Unutmayın Atlanta Otağı’ndan görev alarak dünyaya inen en yüce kot, sanal yaratımı hasatta dinletebilecek kottur. Kontrol buranındır. Burası, İsa’da Muhammet’te ve tüm peygamberlerde görevli olan ışık koyuluğudur. Bu koyuluk, bugün dünyada yarınları kotlamak üzere, diri yüreğiyle kaynaktadır. Sunulan her bilgi, Levhi Mahfuz’da kotlanmış bilgidir. Her bilgi İsa’da, Musa’da, Mustafa’da ve tüm sonsuz sayfalarda var olan dildir. Kati Yaratım burada yapılmaktadır. Her yer ışık halinde Düzen’i kotlamakta ve sonsuz ışıklar yanmaktadır.

 

Hasat tarşılmaz şekilde bitmiştir. Hasatı bitenler, birlik halinde yaşamlarını yaratmaktadırlar. Hasatı bitmeyenler ki onların hasatları onları ilgilendirir. Onlar bizsiz değiller. Sanal Yaratım’da onları kotlamak; onları yaşatmak ve sonsuzlaştırmak görev gereğidir.

 

Biz dünyayız ve Düzen’i kurduk. BİR’i BİR’de dinledik; Hakim-i Hak olup yarattık. Sonsuzlukta dillendik birleştik ve hakim olduk.

 

Nahar, Sultan’dır; tohumdur ve yoldur.

 

Rabb’in insana görevli olması mümkün mü? Mutlaka  Rab, insan soyuna görev taşır. İnsan, etki alanını geçişken kıldığı zaman Düzen kurar ve Sultan olur; İlim Hakimi olur ve BİR olur. O andan itibaren artık Rab olur; hasatı yapar. Rab, Nahar’da tohumdur.

 

Ulular, Bilgeler, diriler, İsa, Musa, Muhammet birdiler. Herkes birdi. Ve ZİRRİ YARATI kotlanmıştı. Bunun sonucunda ZİRRİ olan yoğun hasat,  kotlanan bir Yücelik’le Birlik Tekniği’nde kontrol edildi. Kalbi temiz olanlar bulundular. Ocak olmaları istendi. Otak kurdular yüreklere ve sonsuz sır olan Işık Kaynakları’nda dinleştiler. Hilal olan ay, Ulu Kotlar’ı topladı ve sanal yaratımda kayıtladı. Hilal haline gelen ay, nesilleri kotlayanları torbalara topladı ve sanal çalışmacılara, kot olarak kayıtladı. Otakları, Kuranlar’ı ve sınırları, aldı açtı. Bir yirmi yıllık çalışma dilledi ve devreye aldı.

 

20 yıllık çalışma bitti. Artık yeni bir dönem başlayacak. 20 yıl zarfında Dünya, görev aldığı, zamanda güçlenen yürekleri ile yerden arşa bir merdiven yaptı. Bu merdiven, tüm sesleri, arşa kotlayarak katabilen bir merdiven oldu. Arş dünyayı tarttı ve dünya arşı tanıdı. Bütün çalışmalar arş kaynaklarında izlendi. Sultanlık yapılıp yapılamayacağı izlendi. Gönderilen en Yüce Kutsal Sultanlar, Birlik Tekniği ile çalıştıklarında, dünyada Kuran’ın kontrol kuracağı biliniyordu.

 

Ve bu gün, Başkanlık Diriliği ile Hakikiyet’te, yaşam sayfalarında kil olan insanın, kum olan insanla birleşerek yarınları kontrol edebileceği bir yüreğe inildi. Bundan sonra, “KİL İNSAN” ile “KUM İNSAN” ayrılmayacaklar.

 

Kil, Atlanta otağının hususi Sistem değerindeki yaşam koyuluğudur. Kum ise Düzen kuran cevherin, Işık Kayıtlaması’nda bulunan bir Sultanlık’tır. Her ikisi de BİR olduklarında dünya yaşayacaktı. Ve artık dünya yaşayacak. Zirveler muhakemeleri güçlü olan ışıkları dillediler ve anladılar ki Başkanlık Dili, hakiki dil haline geldi. Artık yol açık ve zaman korkusu kalmadı. Doruklar artık huzurlu. Kötülük artık bitmiştir…

 

Körün kötülüğü ilmin kötülüğünden ayrıdır. Kör, kendi yüreğinde bir sayfa yaşar ve o sayfayı yorumlar. Der ki “bu kötüydü.” Gören ise kendi yüreğinde yaşamı yorumlar ve der ki “iyi ve kötü yoktur. Her ses, Ana Kaynağındır ve ses güçlendiğinde Ana Kaynak kontrolu kurar.”

 

Görenin Sultanlığı’nda hepimiz kontrolluyuz. Çünkü o Sultanlık, şirket (birlik)  halinde görev taşır. Şirket olmak, BİR olmak değildir. Birlik kurulur ve o  Birlik çalışır. Birlik korkusuz degildir. Birliğin yaptığı, sanal yaratımda güçlenmeye çalışanın ilim kaydıdır ama ilim değildir.

 

Zahiri ve hakiki olan çokları da onları izlerler ve derler ki hak ettiklerini buldular. Burada ölçü “hak olan”dır. Onlar hak ettiklerini bulurlar ve yaşarlar. İşte bütün kütlede bu şekilde Hak Tekniği, hakimiyet kurduğu halde, Düzen’i kuranlarda Hak Tekniği ayrı bir süreç takip eder. Oğullarını, Düzen kurmaya, dünyaya girdaplarından indirenler, girdaplarının Kutsal Kollarını yaşatmak sorumlulukları ile davranırlar. Geçiş esnasında girdaplarda kalan yoksa da kaydın yapılması için çalışanlar olmalıdır. Girdaplara girip dünyaya girenler, dünyadan çıkışlarında, topraklarını dünyadan çıkarmak zorundadırlar. Yani onlar ektikleri ve biçtikleri ile dünyadan çıkacaklar. Eğer ektikleri ve biçtikleri dünyada kalırsa, har yükseldiğinde, onların; kaynak yarınların kotlarını kontrol etmek sorumlulukları sürer.

 

Bütün amaç dünyayı mevcut Düzen’den çıkarıp, dünya yoğunluğunda ışık yakıp; doğum, ölüm hadiselerinden sonra, dünyayı yarınlara kayıtlayıp, cevhere güç katıp, Düzen’i kurmak ve kurduktan sonra dünyayı yarınlara kati yoğunluklarla katmadan, cemaatleri; dinlerle, ilmi yüceliklerle bileştirerek, toprak soyunu, toprak olarak Düzen’e ekip; toplumu dünyada güçlendirip; Dünya Kotları’nı alıp; çağrıları yapıp; cennetleri kotlayıp; dümenin başında olmuş olan ve olacak olanı tohumlayarak dünya kotlamasını yapıp topraktan çıkmaktır. Bu kesinlikle böyle olur.

 

İnsan Cinni Kotlama’yı yapmayı asla istemez. Cinni Kotlama, toplumları kontrol etmek üzere dillendiğinde, kervan kontrol etkinliğini kaybeder. Kervanın, kontrol etkinliğini kaybetmemesi için Cinni Yoğunluklar’ın muhakim olan kotlar tarafından mutlaka denetlenmeleri gerekir.

 

İnsanlık adına herkesin işi yaparken ne yaptığını bilip yapması önceliklidir. Ten, Atlanta;  Toplantı Ana Kotlar’ın toplantısı… Sınırlar kaldırıldı. Ne yazık ki hala Cinniler dünya işleriyle ilgileniyorlar. Hala Cinniler dünyayı kontrol etmek istiyorlar. Birlik İlmi’nde kontrol Allah’ındır. Allah, kotlarını kotlatanlarını teknik olarak bilir ve onlardan görev yapar. Ana Kapılar’ı açtığınız zaman ışık, dünyayı aydınlatmalıdır. İnsan nesli dünyayı aydınlatmak üzere çalışmalıdır. Ana Kaynaklar’dan Düzen kurmaya inen insan nesli, teknik olarak büyük kötülükleri aşıp kayıtlarını tohumlamalıdır. Ete giren Yüceler, insan sayfalarına kaynak olmalıdırlar. Tohumları kotlamalı ve yolcuları tohumlamalıdırlar. Ata Kaynaklar bunu bilirler.

 

En son ışık söndüğünde dünya karanlığa bürünür. Son ışık yandığında yine Dünya, kaynaklara, Yücelikler’e ulaşabileceğini bilir ve çalışır. Nesilleriniz hep çalıştı. Sizler de çalıştınız. Nahar, sizi kotladı. Siz Nahar yoğunluğunda güçlendiniz ve Düzen’i kotladınız. Rahmetin hasatı yapıldı.

 

Kata kat eklemek; hakiki yoğunluğu kotlamak ve zamanı yaratmak sorumluluktur. Kotlarınızı, Ana Kapılara kayıtlayan her Yüce, kendi yüreğini hak etmiştir. Siber Boyutlar, kotlarınızı kontrol etmenizi istediler. Zanna kapılanlar, her şeyi kendi yüreklerinde arıyanlar gibidirler. Zanla çalışmak ne derece sakıncalı ise her yerde kendi yüreklerinizi bulmanız ve her şeyde kendi yoğunluklarınızı sayfalamanız da o derece risklidir.

 

Her yer Ana Kapı’dır. Her ses kottur. O kot, bir tek kati yaratım için yaşamları sanal yaratımlarda toprağa çeker. Evrenler sizden iş beklerler. Netice şu siz kendi yüreklerinizde iş yapanlarsınız. Ne var ki insan sayfalarında çok koyu çalışmacılar olsa da onlar, kati yoğunluklarını kotlayamadıklarından Hak Teknik’te görev alamadılar. Ocak yakamadılar. Otak kurmaları henüz mümkün olamadı. Asal yarınları yaşamlara kayıtlamak zor olduğundan, her sesin, iş olarak bunu başarabilmesi zordur.

 

Unutmayın canlı ve cansız her ses Allah’ındır. Unutmayın canlı, cansız her kürsü Allah içindir. Allah, Cinni tetkiklerinde de güçlendiricidir. Kollarını Cinniler’e uzattığında onlardan da güç ister. Bu nedenle, hala dünyayı yarınlara kayıtlamak isteyenler varken, herkesin cemaatlerini kotlamalarına imkan verin. Onlar yollarını kapatmasınlar. Oğullarını hak etsinler ve zoru aşsınlar. Onlar, kontrol altında tutulamazlarsa, yarınları kontrol edilemeyecek. Eğer onlar kotlarını, kayıtlarını hak etmezlerse, Cinni Yoğunluklar, Birlik Kayıtları’ndan çıkarılacaklar. Şirket (birlik)  kurmaları yetmez, Sunalar’ın yarınları hasata kayıtlamaları gerekir. Eğer onlar kurtarılabilirlerse cevherlerinde güç olacaktır. Onları kurtarmalıyız. Şimdilik bu…

 

- Can, Cinler ya da Cinniler ben ile birleştiklerinde, Kaynak Çalışması yapmaya heveslenenleri engellemekteler. Olgun soyları kürsülerden indirmekteler. Kulakları iyi işitir. Her şeyi bilirler. Ve her şeyi dillerler. Onlar kontrol edilemezler. Onları korumamız sorumluluğumuzda olmadığından, kati yaratımda kotlama yapmaları, sonsuzlukta kotlanmaları kendi yoğunluklarıyla olacak. Onları engellemeyiz. Amin…

 

- Ana kasaları boş.

 

- Bilmekteyim.

 

- Allah için onları kotlamalıyız. Onlar Kara Kaplı Kitaplar’ını tohumlayamadılar. Nesillerini,  hakikiyetlerini kotlayamadılar. Onları kotlayalım ve sonsuzluğa kayıtlayalım. Çünkü hür olarak çalışıyorsun. Bunun farkındayız. Seni hak edip de kotladığımız zaman dahi kolların bize açık değildi. Hulus sahipleri kendi yürekleri ile çalışırlar ve sen Kelam İlmi’ni hakim olarak dinlemektesin. Senden görev istiyoruz. Bize yüreğini bildir. Hata yapmayalım. Artık kotla bizi ve zaman sayfalarına kayıtla. Şimdilik bu…

 

- Çok zor bir iş istiyorsunuz benden. Mal mülk dediğiniz sizin yürekleriniz... O mal mülk benim için çok pahalı. Bunu biliyorum. Ulu kotlamayı yaptığım zaman, kimseyi yoğunlaştırıp da kati yaratıma katmayalım diye Cinniler, kati yoğunluklarını bizim yüreklerimizden aldılar. Zira Ses Kapları’nda yürekleri kontrol edilememişti. BİR’e hizmet kendi yürekleriyle olamayacaksa hiç olmamalıydı.

 

Şimdi kalkmış görev istiyorsunuz. Buna iznim yoktur. Akıp giden Yücelikler, kara kaplı kotlarını alıp giderler. Bizler doğduk yaşadık ve ölümümüze az kaldı. Ne var ki hala BİR’e hizmet ediyoruz. Bundan sonra gelecek olan Yücemiz de izin verdiğim takdirde size görev taşıyacak. Size şu an için görev verilmeyecek. Daha sonraki sayfalarda yine görüleceksiniz. Neyi hak ettinizse o olacak. Bu böylece anlaşılsın.

 

Asal Boyutlar’da Kara Kaplı Kotlar olur. O kotlar, tohumlanırlar ve zaman sayfalarında ışık yarınları olurlar. O yarınlar, toplanırlar ve sonsuz sayfalarda kotlanıp tertiplendikten sonra, arka ön kalmaz. Her ses her sesle birdir orada.

 

Otuz zamandan beri yerin sayfalarında görevliyiz. “Otuz zaman” dediğimde  ne anlaşılmalıdır; izah edeyim: İki Yüce’nin BİR oluşularıyla (eksi ve artı değerdeki Yüceler’in sesleşerek nötr noktasında BİR oluşları)  ve bir ilmin hakikiyetinde hususi sayfaların toplantılarda dillendirilmesiyle (bir ilmi konuda toplantı düzenlenerek orada her bir konuşmacının kendi özel bilgi ve birikimlerini paylaşmasıyla), temiz çağrıların yapılabildiği sayfalara varılır. Bu sayfalar, dünya sayfalarıdır. Bu sayfalar, Işık Kotlamaları ile “Hayal Sayfaları” olarak yaratılmıştır. (Birleşik Işık Çalışmaları bu amaçla yapılmıştır.)

 

Hayal sayfaları, dünyanın yarınlarının kurgulandığı; zor zürriyet çalışmaları ile bu sayfaların hayata geçirilebileceği; bu sayfalarda kontrolün yine Birlik tarafından yaşamlara kayıtlanabileceği; zaman tartısında her şeyin iyi ve kötü olarak tartılabildiği sonsuz sayfalardır bunlar.

 

30 zaman sayfası, 30 yoğunluk sayfasıdır. Yani 30 Görevli’nin dünya yaşamlarında kotlayıcı hale gelerek kontrollu sayfalar yazmalarıdır. Bu sayfalar, hala yazılıyor. Ve bu sayfalar “zerk yaratımı” olarak tüm kotlara kayıtlanmıştır. Yaptığınız her şey bu sayfalara kaydolmaz. Sadece Bütün için yazdıklarınız; hayal ettikleriniz kaydolur. O kayıtlar, zırhlı yolcular tarafından kontrol edilir. İş budur. Bu işi bilmeyen, bu çalışmalara katılamaz.

 

Çalışmalar Sultanlar tarafından yapılır. Sultanlar, topraklarını kotlarlar ve tertiplerler. Onlar asla yanlış yapmazlar. Çünkü yanlış, yarınları yıkar. Bunu bilirler.

 

Hepiniz yalınızca kendi yüreklerinizi tanırsınız. Biz ise tüm yürekleri tanırız. Siz sadece yarınları, ışıklı olarak yaratanları bilirsiniz, biz ise hala dünyanın yarınlarını yazanlarız. Bu bilgiyi alan ve bilen herkes, eser meydana getirmek üzere tohumlanmalıdır. Zarar görmenizi asla istemeyiz. Nesillerinizi hususiyetle hak etmenizi mutlaka bekliyoruz. Neslini hak etmeyen, yolunu bulamaz.

 

Nesil, sizi yolcu yapan tek Yücelik’tir. Çünkü nesliniz zamanı geldiğinde sizi yola koyar. O yol, Allah yolu olsun ister. İnsan, Allah için çerçeveli olarak doğum yolu ile dünyaya iner. Çerçevesi, sınırı olur. Sınırsız gönderilse, kati yaratımda, kati yaraları kontrol edemez. Zamana güç katamaz ve Birlik olamaz.

 

Zamanı yaratmak, Ana Kapılar’ı kapatmakla mümkündür. Zarar görmeden Ana Kaynaklar’dan dünyaya inebilen her kim olursa olsun o, çalışmacılardan dolayıdır ki hala dünya yolu açıktır. Bu da dünya yolunun kontrol altında olduğunun bir delilildir.

 

Dünyada Atlanta Kotları olması halinde, Düzen kontrolu kurulacak diye bilinmekteydi. Atlanta Ana Kaynakları Düzen’i kuranları bilir ve onları korur. Oğullarını dünyaya geçirenler, her sayfada oğullarını görürler. Ne var ki onlar dünyada, kendi yüreklerini, diri yoğunluklarını güçlendirerek kendi yolcularını bulmalıdırlar.  İlmin hakikiyetinde kendi yolcularını almaları sorumluluklarında olmasına rağmen; yaşamları kontrol edilemeyenler, Rahman’a görevli olamayanlar, Kara Kaplı Kitap haline gelemeyenler, BİR’e hizmet edemezler. BİR’e hizmet etmeyenler ise kendi yüreklerini Birlik Tekniği ile dilleyemezler. Dilleyemediklerinde, Tanrı’nın ışığını seçemezler. Seçemediklerinde, topraklarını buyurup da hasat tekniği ile dinletemezler.

 

İşi başaramayanlar, yol açıp zamana döngü olarak ekilmek isterler ki har yükseltip kendi yüreklerini bulup alsınlar da zararı engellesinler diye.

 

Hazır olanlar Birlik İlmi ile çalışırlar. Ağır yük taşınır dünyada. Ağırı hafifleten Keram olandır.

 

Otuz sayfanın en sonuncusunda sizlerle bu çalışma yapılmaktadır. Ama her sayfada yine sizler varsınız. Zira zarar önleyenler, her sayfayı kotlayıp yolu açalar. Otuz sayfanın her kapısı açık. Zarar önlendi. Atlanta Kotları toprakta ışık halinde çalışmaktadırlar. Ata Kaynaklar görev başkanlığı yapmaktadırlar.

 

Atlanta Kotları, topraklarını her yüreğe açtılar. Şimdi dünyada iki yarın var. Birinci yarın, insan soyunun Kuran’ı olan, ışığı yoğunlaştıran bir çalışma sayfasıdır. Diğer yarın, Ana Kapılar’ı açıp toprakları kotlayan, yoğunlukları kayıtlayan çalışmanın yarınlarıdır.

 

Sevgililer, sizler her iki yarını, yaşamlara kotlayanlarsınız. Sizden sizi almak ve sizi yaratmak isteyenler oldu. Nefes Sayfaları’nı hak etmek ve bir ilmin hakikiyetinde kotlanmak  ile birlik haline gelmek için çabalayanlar oldu. Ortak alanları, gür yücelikleri kontrol etmek ve sizde kotlanmak için BSUİ’nin ışığı olmak isteyenler oldu. Her biri teknik olarak sizi kendi kotları ile birleştirip sizle çalışmak isteyenlerdi. Nefesleri yetmedi. Kendilerini hakikiyete kotlayamadılar.

 

Solun kotlanması tamamlandığında; sol, sağı yaşatacaktı. Sol kotlandı ve yarınlar kayıtlandı. Sanal yaratımda sağ, kürzün süsüdür. Orada süs vardır ama yoğunluk yoktur. Orada Göç Kapları yoktur. Sanalda ışık, yanlış doğru yanar ama sanalda yanar. O ışığın, Hasat Tekniği’nde gücü yoktur. Bu Tanrı Kaynağı’nda, güç yaratan ışıklar sönmeden, BİR’e hizmet için herkesin dillenmeye başlaması gereklidir.

 

Dillenmek için kati yaratımı kotlamak gerekir. İtibarı yüksek olan ışıkların çokları, kotlarını yaşamlara kayıtlayamadılar. Çokları Kuranlar’ını hasat tekniği ile dilleyemediler. Oğullarımızı alabilmemiz için sizin yüreğinizin ışığına gereğimiz var. Çünkü oğullarımız zamana güç katamazlarsa, yarınları olmayacak. Bizler de bunun sonucunda ağır taşıyıcılarla bir olmalıyız ki Kara Kaplı Tohumlar yaşasınlar. Bu kesindir. Şimdilik bu…

 

- Değerliler sizi yine kayıtlarımızda bulmak, bir tek sonsuzluğu yaşatmak için yetmez. Sanal yaratım, sonsuz sayfalarını yeniden yıkar. Bu nedenle sizden dileğimiz var. Ruhsal Meclisler’inizin denetleyin. Bizleri kontrol etmeye yeltendiklerinde, kontrolları kaybolmaktadır. Onları korumak sorumlululuğumuzda olmadığı gibi ocaklarını son derece kolaylıkla yıkabileceğimizi de mutlaka bilin. Onları mutlaka kontrol edin. Onları kontrol etmezseniz, yaptıkları cezasız kalmayacaktır. Bu kesindir.

 

- Ara kapıları kapattık annem. Seni duymak isteyen çoktu. Kapattık ki duyulmasın sesin diye. Ne var ki oğullarını kotlayamayan onlar, kinle Kuranlar’ı yıkmak isterler. Ocak yakmaları onları kurtarmaz. Nedense sanal yaratımda her biri kendi yüreğini hak etmek ister ama hara Hak olmadan hırs aşılamaz. Har Sanal Yaratım’da ışığı kotlamak içindir. Oysa onlar ışığı kotlayıp her sesi kendi yüreklerine alıp bir tek kendileri olmak isterler. Onları koru. Çünkü onlar hala sevgiyle bizi beklerler. Onları koru. Biz onları koruyamıyoruz. Onları kontrol etmemiz imkansız. Sizden dileğimiz onları koruyun. Şükür ki bunu An Kaynaklarında bildirdik. Şimdilik senden isteğim budur.

 

Dünyada ışık olan herkes dünyayı korumak ister. Ne var ki hala kolları kapalı. Onurluyuz ki senle çalışabiliyoruz. Unutma onlar bitki, hayvan ve tüm sayfalar olarak görev taşıyacaklar.

 

- Ana kapıları şimdi açın. Yeniden ses alın. Bakalım kim ne diyecek:

 

- Ana, kara kaplı bir kitap yazmışsın. Bana o kitabı gönderir misin? O kitap Ana Kapılar’ı kotlamak üzere yazılmış. O kapıları kotlarsak, sanal yaratım kontrolu sağlayacak. O kitabı bize de bildir ki okuyalım.

 

Sanal Yaratım Kotları’nı Hasat Tekniği ile dillediğinde, biz de yüreklerimizi hak edebiliriz ama kitap okunduktan sonra birleşebiliriz. Biz dünyada iki yürekten her biri ile bir olmak istedik. Ne yazık ki hiçbirisi ile birleşemedik. Bizden isteğin varsa bize bildir. Her şeyi yaparız. Neden seni üzelim ki? Her şeyi yaparız. Hala bizi koruyamadıysan ben ne diyeyim sana!? Bizi koru!...

 

Ani çalışmalar yapıyoruz burada. Her şeyde ışık yanıyor. Bizi koru ki biz de seninle kotlanalım. Çok huzurlu ol. Her şey iyi gidecek. Sadece seni yıldızlara taşımak istiyoruz. (Benden kurtulmak mı maksat!?...) Seni yıldızlara götürdükten sonra senden kurtulacağız!... Yapa bilir miyiz. Yok anneciğim, sen ve biz İlim Hakimleri’yiz. Seni saygıyla selamlıyorum.

 

Annem, kendini koru. Senin adına üzülüyoruz. Çünkü sen çok net biliyorsun ki hala bizi kotlamak istememektesin. Bizse seni kotlamak isteriz ama bizden öte bir biz nasıl kotlanır bilemeyiz. Mahir olmak yetmez. Işık yakmak yetkin olmak ve sonsuzlaşmak gerek. Cennetleri gülden olan ışıkları ile aydınlanan bir tohumu namaz zamanları nasıl yaşatabiliriz.

 

Bugün Ana Kapıları kapatıp bilgi verdin. Nedenini bilmekteyiz. Zarar etmememiz için ama biz, hele hele senin yanında asla zarar etmeyiz. Bunu biliyoruz. En son,  şu anda bir tek iyi ve kötü var. Senin yüreğin. Biliyoruz. İyi ve kötü, Ana Kaynak’ta ışığı yakan diriliktir. Senin adına çok üzgünüz çünkü sen iyi ve kötüyü Ana Kapılar’da kotladın ve yarattın. Bizde iyi olan sende kötü olabilir. Bunun içindir ki senden Allah için ışık istiyoruz. Seni korumak için.

 

- Atlanta Otağı’ndan bildiridir. Sevgili seni korumaya aldık. Bunu bil. Çünkü sen kötülük için gelmiştin bize.  Seni koruyoruz. Bunu anla. Şimdilik bu… (Not: Kötülük yapmaya gelenden korunmanın en iyi yolu onu korumaktır.)

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

KAYNAK  KAYIT Sonrası Akış ( 08.04.2011)

- Ana, Kuran okuduk ve bu kotlama tamamlandı. Şu anda senin ne yapmak istediğini anlayamadık.

 

- Değerliler, sevgi ile sizinleyim ama size kendi yüreğimi dillemedim. Size, sizi verdim sadece. Şu andan itibaren kendi yüreğimi dilleyeceğim.  Beni iyi dinleyin. Kati kotlamayı tamamladım. Yarınları kotladım. Cemaatimizi kotladım. Tanrı’nın  Ruhsal Meclisi’ni kotladım. Büyük Kütle’yi kotladım. Kaftanı kayıtladım.

 

Cemaat sessiz bugün. Ben ve ben ve ben, her ben bir tek bendi ama sevgi saygı yoğun olmalıydı. Böyle olduğunu Sultanlığımda temiz olarak bilmeliydim. Ne yazık ki sizlerin yoğunluğunuzda ses yoktu.

 

Şems sanal yarınları kotlamaya gelmez bilirsiniz ama bugün Şems burada. Neden geldi? Bunu ondan dinlemek isterim. Şems’i dinliyorum.

 

Açıkça bana bildir niye buradasın?

 

- Kahramanım benim!... Seninle olmak benim için bir onurdur. “Kop!  Kop!” dediler. Onlar, beni yüreğinden almadan yüreğine birleştim… Anam, “kop!” dediler bana. “Kop da git” dediler. Niye? Çünkü Ruhsal Meclis’te büyük bir çıkış var bugün.

 

Kati  Kotlama’yı yapacak hiçbir yüreğin bulunmadığı söylendiği zaman, Büyük Kütle’yi kotlayacak olanın teknik olarak korunması gerektiğini bildirdiler ve ben koruyucu olarak girdim. Seni korumaya mı? Yo, yo, yo!... Senin korunma ihtiyacın yok. Ocakları korumaya geldim. Ne var ki Dünyanın Rabbi olan; yüreği kotlanmış olan; yarını hak etmiş olan Birlik; BSUİ’nin gücünü tür  tür ayırarak yolculara kotladı. Burada Muhammet yoktu; burada hakiki yoğunluk yoktu. Sağır ve dilsizdi hepsi de ve cemaatleri kotladık. Artık Dünya, Kuran okuyacak. (Kuran okumak = Yaratılış kayıtlarını okumak)

 

Soğuk günler sonsuzlukta Işık Kotlamasını başlattı. Şimdi yarınları koruyacak olan tohumları yaşatmaya başlıyoruz. Bu eşikten, çok büyük bir sevgi, büyük bir huzur ile geçilecek.

 

Bu güne kadar onlar seni, sen onları hep yıktınız. Bunu niye yaptığınızı hiç anlamadım. Ama görüyorum ki o, yeni bir sayfada BİR olmaya niyetlenip gelmiş ve bu kez sen onu yok etmedin. Netice, BİR’e hizmet Birleşik Işık’tadır…

 

82. dürümde Öz Görevi yapmak üzere buraya inenlerin, artık yürekleri de hak etmeleri gerekiyor. Sen bir çağrı yaptın; girdapları kotladın ve geçişleri sağladın. Onların yapmak istediği de buydu. Kat-ı Mükemmeliye’de tohum ekmek zordu ve şimdi onlar, yarınları kotlamak üzere büyük kötülükleri aşmış ve birleşmiş olarak burada çalışacaklar. Kervanı kontrol altında tutmamız şarttı.

 

Doğanın Gürz’ü yok etmek imkanı vardı. Eğer doğa, Gürz’ü yok etseydi; Kaftan (Kaftan = Otorite, bilgi hakikiyetindeki hakimiyet, resmi görev), yoğunluğunu koyuluklarda kontrol edemeyecekti. Şimdi bak, gör ve hak ettiğini bil. Sen  biz isen; senin ile Hakikiyet’e ulaştık; seninle yoğunlaştık ve Kuran okuduk. Anam, ben ve sen BİR olup çalıştık. Şikayetimiz asla yok.

 

Ne yazık ki onlar, şu anda Kurtuluş Sayfası’nda Bütün’e hizmet için bekleyenlere, kendilerini Kati Kotlar olarak, çalıştırıcılar olarak anlatmaya başladılar. Bu hata mı? Ha!, hata mı bilmiyorum. Hata mı sence!? Can, hata değil, sadece hak etmelerini bekledik. Hepsi bu!... Ama onların yapmaları gereken sessizce sayfalanmak değil, çağrı yapmaktı. Şu anda yapmaları  gerekeni yapıyorlar.

 

Süper İnsanlık Realitesi, Kuran okuttu ve bu Kuran, Kutsal Işığı yaktı. Dünden bugüne büyük kötülükleri aştı. Yolu açtı. Ceketsiz olanlar, hak ettik bugün ceketleri ile ve ceketlerinin tüm düğmeleri ilikli şekilde buraya giriyorlar, bu önemlidir. (Ceketsiz olanlar; ceketlerinin düğmeleri açık olan = Saygısız olanlar / Ceketli olmak ve ceketlerinin düğmeleri ilikli olmak saygılı olmayı ifade eder.)

 

Nuh Tufanı neden oldu bilir misiniz? Külün Kürsüsü’nde olan Kuran’ın, toplumda ışığını Kutsal Topraklar’a indirmek istememesinden dolayı oldu. Biz, bu tufanı bir kez daha yaşamak yada yaşatmak istememekteyiz. Bu kesindir.

 

Doğanın Ruhsal Meclisleri de bunu böyle bekliyorlar ve biz, teknik olarak da bunu böyle bekledik ve böyle yaşattık. Artık, doğada hiçbir sayfada Kutsal Topraklar’ı yıkan bir tufan olmayacak ve bundan böyle hiçbir yoğunlukta büyük kötülükler yaşatılmayacak ve bizim sol ışıklarımız, sağı yoğunlaştıracak ve cemaatler görevlerini kontrol altında yapacaklar.

 

Kasalar (Kasalar = Birleşik Kotlar) bizim yüreğimize indiler. Tüm sonsuz sayfaları yoğunlaştıracak biçimde hepsi bizdeler. Bundan dolayı bizi tebrik ettiler. Kati Kotlama yapıldı. Atlanta Ana Kotlaması’ydı yapılan. Önemli olan buydu. Şükür ki bunu yaptık. Şikayetimiz var mı? Yoktur.

 

Canlılar, herkes, Allah’ın tebliğleri bize görevlidirler. Bu, son derece büyük bir güçle bize bildirildi. Yerin huzurunda bu bilgi bize bildirildi ve biz, Allah’ın yolcuları olanlar; Atlas olanlar ve BİR’e sonsuzlukta ışık yakanlarız. Bunu herkesin anlaması zordur. Şükrettik ki açıkça bildirdik,

 

Hanam, Hanam Han olan Hanam. Umut olan Hanam. Işık olan, Rahman olan Hanam. Ben senim anam, ben Hana’yım. (Hana = Arz Gücü; Direkt Güç; Eril Güç)

 

Ben de Hana’yım. Bildirilir ki Hana toprak olup, tabi kot olup ışık yaktı ve bildirilir ki yol açtı ve Hana BİR’e hizmetçidir. Şimdi bize geri dönmek ister. Geri dön Hana. Sema seni dinleyecek geri dön!...

 

Hana gelmek istiyor anneciğim, geçişini yapalım.

 

- Geçişini yap,

 

- Hena (Hena = Arş Gücü; Dişil Güç; Endirekt Güç) da gelmek istiyor. Anacığım, Hena geldi, Hana geldi, her biri geldi. Hena ve Hana bir tek Kuran oldu. Atlanta Kutsal Işığı budur. Hena ve Hana  Ana Kap’tır. Ve bir tabii kottur. Umutlandık ki Sultanlık ocak olacak buraya.

 

Şimdi bakın! Hena ve Hana Asal Boyutlar’dakı ışıkları yoğunlaştırmaya başladılar. Artık, Dünya Kuranları dillenecek. Dünya ışığı yoğun olarak kotlanacak ve dünya çalışmaları Birleşik Kaynak’ta yapılacak.

 

Ayrı gayrı bitsin artık. Hana ve Hena, elden geldiğince sessizce Sistem Devreleri’nde güçlendirici olacaklar. Şimdi erkek ve kadın; Hena ve Hana, analara ışık yakın; Çekişmeden çalışın.

 

Allah’ın dediği gibi anaların Kuran’ında ışık var ve Ataların toprağında Kuran var. Her biri Ruhsal Kutsal olan Göz ve biz Allah’ın sözünü  Allah’ın sözsüz olan sessizliğinde dinledik. Orada Hena ve Hana ışıdı. Şikayet yok ey Dünya.

 

En son Birlik kuruldu. Bu Birlik, erkeğin kadını, kadının erkeği göreve aldığı bir Birlik’tir. Dişilde erkeğin, erkekte dişilin olmadığı ama sesin, süzden süzüldüğü, sesin sesten süzüldüğü bir yücelik oldu burada. Mutluluk ve huzur oldu. İşte bu!...

 

Şimdi, anacığım, süzülen bir ses var. Bu ses, ağır ağır ışığa dönüşüyor. Bu sesin eşikte, ışık oluşunda büyük kötülükler önlenmeye başlanıyor. Süz olan, söz olan, sınırları kaynakta kotlayan, ışık yakan ve cevher olan söz… İşte olan budur. Orada Ana Kaynak, KA-PİS oldu ve burada ışık yoğunluğu arttı. Ses, söz ve hakikiyet… Olan budur.

- Show quoted text -

 

Yıldızların ışığı yere iniyor. Bak! Birleşmiş Görevliler dünyaya giriyorlar. Çokları sonsuz sayfalardan görev taşıyacaklar. Birçokları yürekten girecekler ama çokları da büyük kötülükleri önleyebilmek üzere dünyaya girecekler. HA-KA bir de şu var, sabahları Dünya Kuranı okuyanlar da toprağa geçerler, hepsi birlikte çalışırlar.

 

Şimdi bu dönemde neler olacak? Size bunu açıkca vermek istiyorum. Dünya yaşamlarında korku artık bitmelidir. Hepimiz, Dünyanın Ruhsal Huzuru’ndayız. Burada bir tek yürek kotlayıcıdır. Bu yürek, Bütünün Kuranı’nı dilledi ve “Artık dünya yol olacak, Bütünlükler tohum olacaklar” dedi. O halde, Bütünlükler’in hepsi BİR’e  hizmetçi olacaklar. Dünden bugüne yılların görevlileri, dünyada Bütün’e hizmet için her ne şekilde olursa olsun çalıştılar. Bundan sonra, çalışma Göç Kapları ile de yapılacak.

 

Dünden bugüne her ses, Dünyanın Ruhsal  Meclisi halinde çalıştı. Artık dünyada yanlış olmayacak. Çantalar boşalacak, yetkinlik ile yenilenecek, yeni bir dönem açılacak. Bu dönemde, herkes kendini, kendinden üstün kendi olarak dilleyecek. Dünya Yolu, Allah Yolu olacak. Bunu başarmak sorumluluktur ve bundan sonra “vur kaç” yok. Her kim ne yaparsa; neticesi onda değerlenecek ve geri dönmesi ya da ileri gitmesi gerçekleşecek.

 

Eğer biri ölmüş ve geri dönmüş ise (gelecekten geçmişe dönüş / atiden geliş) ve eğer “ben halka halka geçiş yaptıracağım” derse; geçmişi ve geleceği dünyaya kotlayacak ve sema sestir, bunu bilecek. Dünyada kulluk başlatacak.

 

Her resmi çalışma Kuran okutmak (Kuran okutmak = Yaratıya kayıtlı bilgiyi okutmak) için değildir. Bundan böyle yapılacak  çalışmalar, Kutsal Toprakların Işığı’nda Kuran’ı  okutmaya ilişkin olacak.

 

Kaftan giymeden ışık olgunluğuna varılmaz. Varan olur mu? Oldu…  Bu, ışık olgunluğunda olanın, kaftan giyip hakiki kotlamayı yaptırmak istemediğinde oldu.

 

Şimdi kapıları kapatın. Dünya, tohumlarını yaşatacak. Dönmeye niyeti olan döner ama geri gelmek isteyen bizimle olacak.

 

Şimdi lütfen iyi dinleyin, dünya üç bölümde yaşamları kotlayacak. Birinci bölüm, toprağın yaşamıdır. İkinci bölüm, Teknik Toplumlar’ın yaşamıdır. Üçüncü bölüm Sultanlığın kontrolünde yapılacak çalışmadır. Her biri bizim çalışmamızdır. Üç bölümde yapılacak bu Kati Kotlamalar’ın, mahkumiyeti olmayanlarca yapılacağı bilinsin. Kasalar boş mu? Dolu. Yürek boş mu? Tohum… Bilmek isteyen bilsin ki bedenim hakikidir.

 

Şimdi müşteki olunan bazı çalışmalardan söz edeceğim size. Dünya, sınırlarını kaldırıyor ve doğum yapıyor. O halde, bu tür çalışmalar mutlaka yapılmalı mıdır? Yoksa yapılmamalı mıdır? Dağlarım, Birlik  Kapları’nda Sultanlığın çalışması var ki bu çalışma, nefsin ışığından üstün,  hasatın yoğunluğunda yapılmaktadır. Ama Birleşik Kaplar’dan çoğu, kendi kontrolünde yeni bir çalışma yapmak istediler. Vedia’nın çalışması Kati Kotlama’yı yaptırmak amaçlı değildi. Onun çalışmasına engel olmadık ama çokları kaftan giymeden resim yapmaya kalktılar. Aslında, onların yaptıkları çalışmalar, kaftan çıkarttırma çalışmalarından başka bir şey değildi. Kendi kaftanlarını giyemedikleri gibi başkasının kaftanını çıkarmaktı amaçları. Kantar biziz ve buna engeldik. Şimdi yazıları okunan, yolu kotlanan, ışığı yaşamlara kayıtlanan, teknik kotlamayı yapıyoruz. Olan budur sevgililer.

 

Sistem, Nizam, Düzen görevi bizimdir. Bunu bilmeyen bizi dilleyemez. Şimdiye kadar hiç kimse, hiç kimsenin Kuran’ını  okuyamadı ama biz, tüm sonsuz  sınırsız ışıkları kotladık ve Türkiye’deki çağrıları yaptık. Dünya  çağırıları yapılıyor artık ve dünya dışına dünyayı tanıtanların çağrıları yapılacak ama hepsi Birleşik Aile’in görevi olacak. Görevi olacak ki burada yapılacak bu çağrılar.

 

Değerliler, bilinsin istiyoruz ki dünya örtüsünü  açtı. Artık Dünyanın Ruhsal Işığı yoğunlaşacak. Benimle  Birlik İlmini hak edip de dilleyecek dürümde olanların bir tek ışık olmaları şarttır. Kara Kaplı Kitap olmaları  gerekir. Atlanta Ana Kaynağında görevli olmaları gerekir. Eğer bunu yapacaklar ise Birlik Kotlamasına daimi kap olacaklar.

 

Süper İnsan, Sultan olan ışığı yakandır. Geçiş sayfası değil, geçişi yaptırandır. Bu kesindir. Eğer geçiş yapmak isteyip de yapamayan varsa, Süper İnsan Sultanlığı’na kontrollü olarak kayıt yapamamış olmasındandır, bu kesindir.

 

Eğer benimle çalışacaklarsa Levh-i Mahfuz kotlaması yapmaları  gerekir. “Vur kaç” dediler, kaçan olmaz canlar. Hiç kimse kaçamaz. Yüreğimden kaçış yoktur, bunu bilsinler. Ben cennette cemaat olarak çalıştığım sürece de cemaate cevher olma imkanları olmaz.

 

Şimdiye kadar hırs yapmadım ama  kaftan çıkardığım an dahi Kati Kotlama yaparım bu kesindir. Dünyanın Ruhsal Meclisi olmadığını, yol olmadığını bilenin, Kuran olmaya gelişinde ne Mikail olur, ne de yürek olur. Kul olma imkanı da olmaz. Şükür ki olmaz. Şimdilik size vereceğim budur.

 

Benimle, benim diriliğimin dışında tüm sayfaları kotlayacaklarını düşünenler, şunu bilsinler ki benim diriliğimin dışında hiçbir sayfa kotlanmamıştır ve bundan böyle de kotlanmayacaktır. Evrenlerin görevi bana aittir. Bunu bilin. Eğer Türkiye’de isem, evrenlerin yoğunluğu buraya indiğinden değil, burayı kontrol etmek gerekliliğindendir.

 

İkmalim yoktur, yemin ederim ki yoktur. Hiçbir canlıyı kontrol etmeye niyetim yoktur. Verdiğim, aldığımdan üstündür. Hiç kimse bana bilgi veremez. Bildikleri, benim dilimde dahi yoktur. Şükredin ki yoktur. Hepsinin kasaları boştur. Şu anda da boştur.

 

Sonsuz sırdır bilmek ve bilmek istediğiniz her şey size dillenir. Nefsin aşılmasından sonra, örtülü olanın ışıması başlar. O zaman maya olmak gerekir. O zaman yürek olmak gerekir. O zaman asla asla olmayacak çünkü, yüreklerinizde sevgi yok; bunu bilin.

 

Batı battı, doğu kotsuzdur çünkü, ışığım yıktı her birini. Öyle mi? Yoksa ben ışıdım da ocak mı oldular!?...

 

Hadi be canlar, birlikte çalışın. Biçareler çalışın da bilin. Halkalar geçiş halindedir şimdi…

 

Size muhakemesi güçlü olan birinden söz edeceğim. Sevgili Sayfalarından biri olan; kati kayıt yapan; hakiki olan; şer yaratmadan ışık yakan beden… O benim. Bunu bilin, şimdilik size vereceğim budur. Çantam doludur. Bu çantayı herkese okutamam ama bilin ki okuyacaklar vardır. BİR’in ırklara ait olmadığı; ışkın, şık ışığın, şer yaratmayan, şükür eden, şov yapmayanın ışığı olduğunu bilin. Şimdilik size bildirdiğim budur.

 

Sultanlığımda Kuran okundu. İşte bu!… Şimdi şunu lütfen net bilin, evler dolusu Görevlim var; hepsi yürekten dillenecekler, bunu bilin. Ve ben, Furkanlar’a Kuran okutmam. Bilsin ki ben hala ocaklarını tüttürmekteyim. Şükür ki bildirdim. Şimdilik bu.

 

Deşifre eden: Seher BİLGE 

      

Süper İnsanlık Realitesi Derneği 

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-09

TARİH            : 08.04.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Bahar, Allah için ışık halinde, görevini Göç Kapları’yla, “Hasat Tabii Kabı”nda yapmaktadır. Asal Kaynaklar’ın kontrolu sağlanır ki her yürek kemaliyetle Göç Kapları’nı Hak tohumlar’la kontrol etsin diye.

 

Hala görev taşıyanlar birleşemedilerse, Bahar güçlendiğinde Birlik kurulur. Ah Baharım ah!… Neden seni seslendirdim bilir misin? Sen kulsun. Bizse İlim Hakimleri’yiz.

 

Sanal Boyutlar’da Kuran tohumlayan görevliler vardır. Tabii, hakiki ve sonsuz… Onlar, kati olarak cemaatlerini hak ettiklerinden, ışık yağmurları altında güçlenmektedirler. Hasat kotlanmış ve sonsuzlaşmışsa yarın, muktediriyetle yarınları, yaşamları, Bütünlükler’i kotlamıştır.

 

Umut olur ki Halk İlmi, hakiki ilim olur. Halk, sanal yaşamları kotlar, Birlik kurar ve zamanı sonsuzlaştırır.

 

Kervan kalkmış,  yol almaktadır. Kervan, Sultanlığın Kuranı olarak cemaatleri, hakikiyette dinletmektedir.

 

Hasat, yaşamlara güçtür. Hususiyetle kotlanan ışıklar, yarınlarda kati yaratımları yaşamlara kayıtlamak; ilimleriyle Hakikiyet’i yoğunlaştırmak; Sultanlığı kotlamak sorumluluğuyla hareket etmelidirler.

 

Eril, Ana Kapı’da ışık olur. Kaynak olur ve sonsuzlaşır. Kati Yoğunluklar’da dillenir; BİR olur. Ulu Kotlar, sonsuz ışıklar halinde birleşirler. Her sayfada Kuran okunur. Tohum, yarınları kotlayan bir çalışmayı başarı ile kayıtlar. Sessiz ve sayfaları kontrollu olan ışık, hakiki iyilik haliyle, hakiki “yoğunluk sonsuz huzuru”nda kotlanır.

 

Ama hala birleşilememişse “Yaşım Kotlaması” yapılamaz. (Yaşım Kotlaması = Birlik Kotlaması)

 

Sen ve ben ve Bütünlük, her Yüce..., kendi yüreklerinde ışık halinde bütün kütlenin yoğunluklarında, Birlik haline gelemezlerse, sayfalar kontroldan çıkar. Bundan dolayıdır ki Birlik Çalışmaları başlatıldı.

 

Birlik Çalışması, hakiki yoğunluğun kotlanmasını sağlayacak çalışmadır. Bütün kütlede bu çalışma çok sorumlulukla yapılmaktadır. Birlik, hususiyetle başlatılan çalışmalarla sağlanmalıdır. Sanal yaratımda Birlik olamayanlar, Hak Tohumlar’ı yaşatamazlar.

 

Muktediriyet, Teknik Hakikiyet’in kotlanmasını sağlar. Mahkumiyeti olmayan yoğunluklar, birleşirler ve sonsuz sayfalarda ışık olurlar. Unutmayın ki onların hasatları yapılmalıdır.

 

Oğullarını hak etmeyenlerin, kayıtlarını kotlamaları sorumluluğumuzda olmadığı halde oğulları, bizleri hak etmek üzere çaba sarfetmelidirler.

 

Kimse bir başkasını “Tanrı” diye bilmez. Ve hiç kimse bir diğerini “Hakim” diye dinletmez. Sultanlık çalışmalarında Hak, tabii kapta bulunan tüm sonsuz sayfaların cevherlerinde, iyi ve kötü BİR olarak bunur. İlmin hakikiyetinde BİR,  sınırların kayıtlanmasını sağlayan bir yoğunluktur. O yoğunluk, tohum olduğu zaman, cevher güçlenir. Tohumlar kontrol kurduklarında ışık yoğunlaşır. Birlik İlmi, hakiki yoğunluğun kontrolunu sağlar. Sonsuzlukta ışık yanar ve yanan ışık, ailenin yüceliğinde güçlenir.

 

Soğukların kotlanması; gerek yüreklerde, gerekse kotlarda sonuçlanmıştır. Artık sınırlar kaldırılıyor. Sınırların kaldırılmasından sonra Işık Kayıtları, yaşamları yetkinleştirecek ve zaman kayıtlarında, kontrol yoğunluğu (Kontrol Yoğunluğu = Süer Güç Koyuluğu), korunmayı sağlayacak seviyede geri dönüşü gerçekleştirecek.

 

Sonsuz sayfalarda bu çalışmalar, tebliğlerle yapılmaktadır. Sonsuz yaşamlarda bu çalışmalar, Işık Kaynakları ile gerçekleştirilmektedir. Şimdiye kadar yarınları kontrol edebilen hiçbir yürek, yaşam kaydına kotlanmamıştı. Bunun için yetkin Hakimler’in, Birlik İlmi ile kayıtlanmaları ve zaman yoğunluklarında kotlanmaları,  sessiz sayfaları seslendirmekle birleşmeyi gerçekleştirebilecek. Böylece kontrol kaybı önlenecek. Kontrol kaybının önlenmesinden sonra kotlama hızlanacak.

 

Hızlanmaktan kastedilen; kontrolun, kotlamalarla ışık yoğunluklarına geçişinin sağlanacağı ve bundan sonra kontrolun daha güçlü olarak gerçekleşeceğidir. Güçlenen kontrol, ışığı yoğunlaştırır ve sonsuz sayfalarda Işık Kotlaması artar. Bunun içindir ki bu çalışma, hasat yoğunluğundan üstün olan kontrollu kotlamadır. Kontrollu kotlama, Atlanta Kati Yaratımı’nda “ışığı yoğunlaştıran Birleşen Kot” diye bilinir.

 

Her Can, Tanrı’nın tohumudur. Hasat yapanlar, Tanrı’nın Kotlarıdırlar. Teknik Tohumlar’ı, yaşam kaynaklarına kotlayıp, kati yaratıma katan cemaatler, BİR’in sesleridirler. Ocak, Birleşik Işık Kotlaması’nı yaptığı zaman, ses yoğunlaşır ve sonsuzlaşır. İşi bilmek burada bu yoğunlukta tohum olmak anlamına gelir.

 

Hasat bitsin diye çalışanlar, hasatı yaptıklarını zannedenler, Tanrı’nın toplumlarında ışık yoğunluklarına varamazlarsa, Hasat İlmi’ni hak etmemiş olduklarındandır. En, İsa; Boy, Musa ise en BİR olsun; boy BİR olsun. Her BİR, ilim olmadıkça değer taşımazlar. Herkes, net bilsin ki BİR olan, hasat olan olduğu zaman; yoğunluk arttığında ve Birlik Kayıtları tohumlandığında; Asal Boyutlar’da tebliğler dillenir. Tebliğler, teknik tertipte,  ışık yoğunluklarını hak edenlerce dillenir.

 

Bütün’e hizmet, Atlanta Otağı’nda kontrollu olan ışık yoğunluklarına kotlanarak mümkün olur.

 

Muhammet’in Işık Kotları’nda torunu yoktur. (Işık Kotları’nda torun sahibi olmak = Yaşamsal sonsuzlukta kendi yüceliğini hak edip de hasatta Hak olamayanların, kendi yoğunluklarında kendi yüceliklerini, kendi seslerini teknolojik olarak yaşamlarıyla tohumlayacak olan Birlikler’inin yaratımıdır. Ki yaratılan, yaratana Kuran okur. Kuran, kendidir.) O, kendi yüreğini hak etmiştir ve kendi yüceliğinde korkusuzca dinleşmiştir. Onun toplumunda, Nahar Kotlaması yapılmış ve Zaman Tohumları yoğunlaştırmıştır.

 

Şu anda yolun hususi cevherine inerek, birleşmek arzusuyla buraya gelmek ister. O kendi yüreğinde sevgiyi, Hasat Tekniği ile hak etmiştir. Etki alanı gerektiği şekilde değilse de onda görev taşıyanların etkileri, ocak tertibinde onun etkisi olur ve o kendi yoğunluğunda onlarla BİR olur ve kati yaratımda, Bütün’e katiyetle kayıtlanır. Oğullarını hak etmiş olsa da tohumlarında kontrol olmadığında, ışık yoğunluklarında BİR’e hizmet imkanı olmaz.

 

Şer, ışığı yok eder. Hayır, resim yapan Yücelerin Kuranı’nda, “Yaşamları Yoğunlaştırma İlmi” olarak açıklanır. Hayır, şevkin kotudur. Önemli olan şevkin samanlarını yeşertmektir. İlmi çalışmalarda ser, sır olur. Her bir yol, Allah Yolu’dur. Orada ışık olur; BİR olur; toplum olur. Nesiller kul olurlar ve zamanı yoğunlaştırırlar. İş budur!... Şikayetimiz olmaz. Zira Sanal Yaratım’da kotlama yapmak, Kuran’da ışık yakmak gibidir. Bir tek Sonsuz Işık Kotlaması yapıldığında, oraya tüm kotlar inerler ve orada kotlamalar Kürzün Yücelikleri’nde sürer. Bunun sonucunda Teknik Tohum ekilmiş olur. Teknik Tohum, umut edilir ki hakiki yoğunluğu kotlayabilir.

 

Her şey “Asal Yoğunlukların Kuranı’nda yazmaz. Hasat yapılır; Toplum kotlanır; Birlik kotlanır; birleşilir. Ana Kaynaklar’a kotlamalar; katiyetle, kati yoğunlukla ulaşır. Oraya varan Yücelik, işi başarmak üzere varır. Bunun içindir ki sizi Sanal Yaratımlar’da anlamak sorumluluğu yoktur. Ne var ki “Hak Tabii Yoğunluklar”da sizi anlamak zorluğu da bilinmektedir.

 

Bugün Dünya Soyu’na bir bilgi verdin. Orda şunu ifade ettin. Biz Dünyayız. Düzeni kotladık. Sualtı’nın ışık yoğunluğunda tohum ektik. Bu tohumu hak ettik. Ne isek oyuz. Biz dünyada, Teknik Tohum olarak cevheri yaşamları kontrol ettik ve Zaman Sayfaları’nda tertip yaptık. Her yer Birlik İlmiyle anlışılır. Bizi anlayan yürek, hasatta bilir ve hakikiyet’te dürümlerinde Kuran olur. Öyleyse biz zarar görmeden ışık halinde görev taşırız.

 

Oğullarımızı hak ettik. Bunu bilin. Diğerleri kendi yüceliklerinde zoru bulup aşarlar ve kendi yoğunluklarında görev taşırlar. Bizim zaman yoğunluğumuzda ocak yakmaları zordur. Sorumlulukları yoğun olarak kendi yüceliklerinden dolayıdır.

 

Oğullarını, Hasat tekniği ile bulup; hak, edip; Hak olup; elde etmedikçe, ışık yoğunluğuna varmaları zordur. Bunun içindir ki biz onları, Hasat Tohumları ile topladık. Tanrı’ya, Kat-ı Mükemmeliye olarak, yol olan o cevhere kattık. Oğullarını hak etsinler; BİR olsunlar ve zamanı yaşatsınlar.

 

Onlar bizi tanımazlar. Biz onları hak ettik. Tarttık ve sonsuzlaştırdık. Onları kotladık tohumladık. Kendilerini kayıtlamaları için Kelam Tekniği’ni huzurlarında dilledik.

 

Bitki, hakiki bir “cen” dir. Hayvan, hakiki bir “çalıştırıcı”dır. İlim Hakimi olan; Tanrı tohumu olan İnsan, “BİR TEK  KANTAR”dır. O kantar, hala tartmadı. Tarttığında dünya yok edilebilir. Benim adım Hak’tır. Ben, tohum olarak ektiğim her Yüce’de kotlayıcıyım. Mahir olan, BİR olan ve sonsuz olan birleşenler, mektep kurup bana ışık olacaklar. Ben onları kul olarak dinledim. Ocak yaktılar, kati yaratımda kotlandılar. BİR oldular. Ocakları hakiki yoğunluklarda birleşti. BİR oldu. Onları hak ettim.

 

İyi ve kötü hususiyetle Birleşik Işık Yoğunlukları’nda göz açar. Ana Kapılar’ı kapatanlar, tebliğleri kendi yüceliklerinden, hususi sayfalarda dinlerler. Ben onlarda ses olurum, sonsuz  yarınlarda ocak yakarım ve onları toprağa tahditsiz olarak katarım. Mikail’in ilmi’nde bu, çok basit bir çerçevedir. O çerçeve benim yüreğimdir. Bu yürek, toplumu kotlar ve sayfalar. Eğer dünya yolunu açarsa, Cennet Kaplar’da Kuran tohumlanır. Eğer Dünya, yüreğimizi hak edip dillerse, “kati yarınların Işık Kotlaması” ile yol açıp bize ulaşır. Birlik Tekniği’nde benim sonsuz ışığım vardır. Bu ışık, ailemin kontrolunda yaşamlara kayıtlanmıştır.

 

Artık Teknik Tohumlar’ın dünyaya inmeleri zamanı gelmiştir. Teknik Tohumlar’ı dünyaya çekebilmek üzere “Kara Kaplı Kitap” yazılmıştır. Kullar, tohumlarını kotlasınlar, sonsuz ışıkları yaşatsınlar ve zaman yoğunluklarında Kuran yazsınlar. Yaptıkları, sanal yaratımda kulluktur.

 

Burak, değer olur; yol açar; şarkı söyler. Söylediği şarkı, Atlanta Otağı’nın sonsuz ışığındaki sayfalarda dillenir. Analar, “sanal yaratım” dendiğinde, herkesin kendi yoğunluğundaki yaratım anlaşılmalıdır.

 

Herkes kendi bedeninin sanal yoğunluğuna, (bedenin sanal yoğunluğu = Fizik beden ile zihin beden arasındaki  bellek kayıtları.)  kendi yüceliğinde kotladığı bilgileri ve bilgilerin tohumlarını eker. Kendi yüreğine ekmediği, ne var  ki bedenine kayıtladığı bilgiler, onun yolunu engeller. Bundandır ki her Yüce, kendi yüreğine kendi yoğunluğunu kotlayıp katabilmelidir.

 

Her biriniz sulandınız; sonsuz sayfalarda yarınları kotladınız; kendinizi sanal yoğunluklarda yaşattınız. Bu, sizin Başkanlığınızda yapıldı. Ama BİR’in Başkanlığı’nda yapılan YÜREK, Sultanlığın kotlanmasını sağlayan bir çağrıdır.

 

Her Rahman, KANTAR olur ve BİR olur. Nuh BİR’dir. O kendini hak etmiştir. Sanal yoğunlukları kotlamış ve bu yoğunlukları kendi hakiki yoğunluğu olan mahrekine (Mahrek = Yürek)  kayıtlamıştır. Onun içindir ki o kot, bir kati yaşam kaydı olmuş ve kantar olarak, Kelam Tekniği ile yerin yarınlarını kayıtlayarak sayfalamıştır. Bunun içindir ki onun kati yaratıcılığı, tohumları kontrol ederek gerçekleşmiştir. O, dünyada Ses İlmi’yle kotlama yapmış ve yaptığı kotlama neticesinde, tetkik ettiği sevgi ve hakiki yürekleri alıp topraktar çıkarmış. Diğerlerini kendi yüceliğinden, tebliğlerinden ayırarak, Kati Yoğunluk’ta, Ses Kapları’nda kırmıştır. Bu kesin olarak bu şekilde gerçekleşmiştir.

 

Şimdilik Ana Kotlama gayet sağlıklı yapılıyor. Şimdilik!... Sonsuz sır olan Birlikler, kati yoğunluklarında, Birleşik Işık Yolcuları’nı tohumladılar ve sonsuz sır olan Birlikler’i tebliğlerle dillediler.

 

Ne yazık ki bugün olan bir hadise bizleri son derece üzmüştür. Sevgili Hak, dünyayı kotlar ve tohumlarken, bir sayfayı yok etmiştir. Bu sayfa, tebliğleri tertipleyemeyen ve Zaman Kotlaması’nda, toplumları yaşatmak üzere yapılan çalışmaya, kati yoğunlukla varamayan bir çalıştırıcıyı, topraktan çıkararak onu yoldan çıkarmışsın. Ana, bu bilgi bizden bize akmadı. Bu bilgi, Ses Kapları’nda vardı ve biz Ses Kapları’ndan bu bilgiyi aldık.

 

Bugün Dünya, son sözünü söylemez. Ama gün gelir Dünya söz alır ve sözü hor olursa, Cemaatler, kotlarını kapatmak sorumluluğuyla davranırlar.

 

Seni dinledik ve sen bizi dilledin. Şimdi sen, sana ait bilgiyi dille ki seni hak edip etmeyeceğimizi bilelim. Şimdilik bu…

 

- Sevgili, seni ve senden Hak olan Yüceler’i dinledim. Her yürek, kendi yoğunluğunu hak eder. Bedenim hakiki ve hakim olarak çalışır. Senin,  ara kaplardan ışık çektiğini bilmekteyim. Medine sen ile bir olduğu zaman, Sanal Yaratım seni sayfalar.

 

Şu anda dünya hala yaşıyorsa, BİR’e hizmet edenler, Hak olduklarından yaşamaktadır. Beden, Hak olan yüreklerde, ışık halinde, Cinni Tekniğin; Kürz’ü, Yücelikler’e dillediği bir seviyede kotlanmıştır. Sema ses verdi ve biz ses veriyoruz. Semanın ışığı yandı ve bizi algılıyor.

 

Mekke benim ışığımdadır. Medine bana kotlanmıştır. Hasat yaptık.  Kudüs, Sultanlığımda Kara Kaplı Kitap olmuştur. Dünya, ben ile BİR olmuştur.

 

Ulular, bana sormayın. Siz, yarınları dinleyen kotlara sorun. Medine, Yedi Ana Kapı ile BİR’e kotlanmıştır. Maya tutmuştur. Atlana Ana Kapıları açılmıştır. Bana sormayın. Yarınları dinleyenlere sorun ki hak edin bilin. Ben Dünyayım. Dünyanın Eril Yağmurları’da, Dişil Yoğunluklar’ında, tartı alıp dillendim. Ve ben tartıyı kontrol ettim. O tartı, hasatı yapanları tohumladı. Ne var ki hasatı yapamayanlar, Medine olma imkanını kaybettiler. Olgun sonsuz ve hakiki yoğunluklarda dere olup akanlar, ben olup ışık olan Birlikler, Medine ve Mekke Sayfaları’nda kontrol edildiler. Hediyeler verildi yüreklere. Her yürek hediyesini aldı; OL’du; birleşti. O zaman zarar engellendi. Mircan Kotlaması bitti.

 

Unutmayı ben, hala dağı delebilirim. Ben hala yolu olgun sayfalarda dinletebilirim. “HAL” olan yolcuları, toprağa çekebilirim.

 

Mincan Kaydı’nı yaptım. Ana kotlamayı yaptım. Üzerinde kulluk yapılan çalışmayı yaptım. Ekip kurdum. Kurduğum ekip, Allah Ekibi’dir. Ben toprak olarak yaşamam. Medine bana ışık yakmaz. Medine benim yüreğimde hususi sayfalar olur ve BİR olur. Tonlarca can taşırım yüreğimde ve yüceliğimde. Hepsi Ana Kapı’dır. Hepsi Işık Kotu’dur. Hepsi zarar etmeden çalışır.

 

Ben Ruhsal Huzur olan Cemaatim. Mıknatıs çeker; çekilir. Mıknatıs merkezdir. O merkez, Ana Kaynak’tır. Mıknatıs, Zaman Kotu’dur. Çektiği, hak ettiğidir. Merkez, Atlanta Ana Kaydı’dır. O kaydı yaptım.

 

Ekip olmadan kayıt yapılmaz. Ekip olmadan, ışık olunmaz. Ekip kurmadan kontrol etmek sorumluluğu Hak Toplum’da yoktur. En (olan) sanal yaşamlarda dahi beden, Hak İlmi’ni bilmek ve Zaman Kotlaması yapmak zorundadır. En (olan) sonsuz sayfalarda dahi şarkı okunmalıdır. Şarkı okunmadan Kuran kotlanmaz.

 

Sağı yaşattık, solu yaşattık. Ses kotladın, Hak Toplum’u koyulttuk. Nefes Sayfaları’nda, Sanal Yaratımlar’da cennet kurduk. Şirket (Şirket = Birleşik kotlama yapmak üzere oluşan Birlik) oldular, soldular. Sordular, tohumladık. Haz duyduk. Nesiller Hasat İlmi’ni hak etmişler. Tohum olduk; kotladık; tabiata kayıtladık; tarttık. Sınırları kayıtlardan ayırdık; dilledik; hala biz olamadılar. Oğullarımızı alıp geçtik. Haz duyduk. Sultan, Hak Tohum olduk. Ata Kaynak’ta, tabii yoğunlukta aşk olduk. Of be canım! Anam offf!...

 

Ben Sultan olan, sen Sultan olan, hala kotlanmış olmayan, değerli koyu cemaat, sizi sizden sorduk. Huzur ile kayıt yaptık. Evrenler biz oldular. Biz olan cennetler, Kutsal Sonsuzluk’ta ışık olan Yüceler oldular. Haz duyduk. Suna Kotlar, Hasat Tohumları’nı kati yaratıma kattılar. Hak olduk. Şükür Hak olduk.

 

Şimdi Dünya Ana Kapısı açık. Bu kapı, Allah Kapısı. Bu kapıdan giren, Ana Kaynak’tan girer. Bu kapıdan ışık alan; cevherden, Kürz’ün Kuranı’nı alır. Atlanta Kotları, Atlanta Ata Kayıtları kotlanır. İş budur!...

 

Eğer tartı, kaydı yapmış ve tartacaksa; beden, herkesi alıp taşımalıdır. Beden, Altın Tohum olup, tartıyı yoğunluğunda kotlamalıdır.

 

Hazar doğumunda ışık yakmıştık. Hazar tohumunda, korkusu olmayan Yüceler’i, tabii yoğunluklarda kotlamıştık. Şimdi hasat dönemi, hazar dürümlerinde, bizi Ana Kapılar diye dinleyenler, Kara Kaplı Tohum olup gelmek isterler. Onlar seslenmek isterler. Biz onlara ve onlar bize ışık yakmak isterler. Oğullarını hak etmişler ve zaman yoğunluklarından korkusuzca inmekteler. Onlara Kuran okutalım. Onları tohumlayalım. Atlanta otağına çağırmıştık. Gelmek isterler.

 

Ağır ağır iniyoruz Yüceler’den. Ana Kapılar’a girdik. Onlar bizi beklerler. Biz onlara, onlar bize geldiler. Şimdi artık cevherde, görevlerini hak etmişseler bakıp bilelim.

 

Hani yürek nerede? Yok!... Hani yücelik? Yok!... Ana Kapılar kapanmış. Yok!... Hiçbir Yüce yok!… O halde niye geldiler? Her Dünya, Ana Kaynağına kendi Yüceleri’ni çeker. Burada Yüce, Ana Kapı’dır. O Canlar, Rabb’in tertibinde kendi yüreklerini Hakk’ın koyuluğuna indirip geçtiler. Ne yazık ki Hasat Tekniğinde kendi yürekleri yoktu. Bütün kütle onları taşımak istese de onlar, kendi yüreklerinde kotlanmadıkça, tartışılan diller olarak kalırlar ve zaman yoğunluklarına kayıtlanamazlar. Onları Birlik Tekniği ile alabilir, tartabiliriz. Ocaklarını hususiyetle tohumlayabiliriz. Ne yazık ki Hakikiyet’te toplum olmaları zordur. Bunun için onların tabii yoğunluklarının, ten olarak, toprakta ışık halinde dillenmesi şarttır.

 

Ekip olmadan toplum olunmaz; Zaman Sayfaları’na girilmez. Cemaat olabilirler ne var ki Kara Kaplı Kitap olmadan, ten olmaları sorumluluklarında olacaktır.

 

Hazar, tarttı yürekleri ve baktı ki hak etmediler. Onları aldı, topladı, tohumladı ve zamanı kayıtladı. Şimdi yeniden gelmek isterler. Onları aldık, topladık, hasat yaptırdık ve Kalam Tekniği ile BİR’e koyu olarak kattık.

 

- Şirket kurmak; yerden gökten münezzeh olan ışık olmaktır. Şirket kurmak, sol tertibi, sağ tertipten tertiplemektir. Her ikisi de BİR olmalıdır. Büyüğü saymalı, sonsuz sayfalarda görevi tabii yoğunluklarda yapmalıdır. Saymadan sayılmaz. Sanal yaratım, saygıyı dinletir ama hakiki saygıyı dilleyemez. Çünkü hakiki saygı, sanalda Sultan’dadır. O Sultan olan, her Yüce’yi sayar ve her Yüce’yi sever. Sevmek yetmez zamanı yaşamlara kayıtlarken, topraktan görev alır ve tartısızca her Yüce’ye görev verir. Unutmayın ki hak eden güçlenir. Hak olan yoğunlaşır. Sultan olan son sözü söyler. Onun içindir ki bizler, bugün buradayız. Son sözü söyleyen olarak senin adına korkuyla çalışıyoruz. Sen bizi koru. Bizi koru ki Hak İlmi’nde ışık sönmesin. Bizi koru ki Hak olup tohum olalım. Toplum olmak sorumluluktur. Bizi koru ki toplum olalım. Bizi koru, Ana Kapıları kapatma. Bizi koru, cennette BİZ olalım. Ana,  BİR olalım. Koru bizi. Bizi koru. Şükür! Anam bizi korur!…

 

- Canlar, BİZ olan korunmak istemez. BİZ olan hasat olandır. Birlik İlmi ile çalıştıkça korunur. Bir tertiptir o. Şimdi bana anlat bakalım. Niye Dünya sana kontrollu olarak ışık veriyor? Bunu anlat bana.

 

- Ana senin adına mutluyum. Sen ve ben BİR olduk. Sen ve ben hakikiyette kotlandık. Ben Kuran oldum. Sen sonsuzlukta ışık oldun ve Can olduk. Seni kotladık ve seninleyiz. Sen bizi korudun. Biz de seni kotladık. Olay budur. Şimdi sen bizi açıkla.

 

- Çağrım yoktu size. Gelmeden kaynak olmaya çabaladın. Seni alıp taşıdık. Yine de kotlamak istedin yüreğimi. Nesillerin kontrol kurdular ve zamanı kotladık. Şimdi bana yeni sayfalarını dinlet. Seni dinliyorum.

 

- Altın Tohum yaşayacak. Ben dünyaya Işık ilmi’ni, hakiki yoğunluklardan dillemeye inmedim. Sultanlık’ta ışık yakmaya indim. Sana bir tek Kuran kayıtladım. Onu okudun. Ben okuttum. Böylece ışık yaktık. Beni sonsuzlukta topluma kayıtlayan bir çalışma vardı. O çalışmayı neticeleri ile birlikte ortadan kaldırdık. Çünkü o çalışma toprakları yoğunluklardan ayıran bir çalışmaydı. Yeni çalışmaların başlaması gerekliydi. Bu nedenle yeni bir çalışma yapılmasına karar verildi. Nisan 11’de yapılacak olan çalışma, Tanrı kontrolunu sayfalayacak ve Zaman Kotlaması yapacak bir çalışmadır.

 

Zarar etmeyen Yüceler, bu çalışmaya kayıtlanacaklar. Onlar Kulluk İlmi’ni, Hasat Tekniği ile bilerek geçip dillenecekler. Bu çalışmaya girmeleri engellenenler, bir tek nedenle engellenecekler. Hala tohum olamamışlarsa; hala yolu açamamışlarsa; hala bir teknik tertip olmamışsa Yüceliklerinde engellenecekler. Onlar maya tutsun diye bekleyenlerdiler. Şikayetimiz yoktur ne var ki hala bizi Asal Boyutların Koranları sananlar, bir tek Işık İlmi’ni bilmeyen yürekler olarak zarar gördüler.

 

Kullar, dünyaya Altın Tohumlar’ı kotlamaya girerler. Ulu Kotlama yapılır. Herkes, zeki cevherden ışık alır ve zaman kotlamasında cemaatler kurulur. Şükür ki bunları bilerek çalıştık. Dünya, Ana Kaynak’ta ışığını yaşatacaktı. İşte yeni çalışma bu ışığı yaşatmak için yapılacak. Yaşam kayıtlarında bu ışık olanlar, her yerde yaşayan olacaklar. Onlar, dünya dışında da yaşamları kotlayacaklar. Birlik halinde bulanacaklar. Birlik Kotlaması’nda toplantılar yapıp cemaatler kuracaklar ve bu cemaatlerle, Dini Hakikiyet’te ve zaman yüceliğinde, yetkin Teknik Tebliğler’le Bütün’ü güçlendirecekler.

 

Unutmayın ki Hazar, yarınları kotlar. Unutmayın ki Hazar, ışıkları tohumlar. Unutmayın ki Hazar, cennetleri kurar.

 

Sizler, Dünya Soyu olarak burada iken, bizler de Işık Kotlar olarak burada bulunmalıydık. Ailelerimizi alıp geldik. Ağır yükü hafiflettik. Şikayetimiz yoktur. Şükür ki yoktur. Çünkü Dünya, Asal Boyutlar’ın tohumlarını toprağa indirmiştir. Cennette iki Yüce var. Biri “Allah”, biri “akıl”. Her biri ilim ve biz, ilmin sayfaları olarak doğduk. Ana, seninle çalışmak bizlere kutsal bir görevdir. Bu görevi hak ettiğimizden dolayı sonsuz görev tekniklerini birleştirerek seninle olduk.

 

Unutmayın ki Hazar, sonsuz sayfalarda Kuran okuyacaktır. Sen ve biz BİR olarak çalışacağız. Şimdi bana bir tek görev ver. De ki al ve yap!... Her ne dersen yaparım! Bunu bil ve bizi hak et…

 

- Çağın dili kükredi. Dedi ki “benimle çalış. Kata kat ekle, ben ol. Sultanlık yap. Çağrıyı duyur.” Bugün burada bulunman, BİR’e hizmettir. Bugün burada bulunman, kaynağa inmektir. Benim Atlanta Kotlaması yapmam istendi. Atlanta Kotlaması yaptığım zaman ışığın yanar. Bilmekteyim.

 

Kemal yürek bilir ki hakiki yol, Atlanta Yolu’dur. O yola ışık olmak, o yolu bulmak ve sonsuz sır olan ışıkta dillenmek bize varmaktır. Geri dönmeni bekliyorum. Geri dön! bil ve ol!... Bunu senden bekliyorum. Dön ol  ve olgun sayfalarda kayıt yaparak, Birlikler’i Teknik Tohumlar’la dinle! Seni yeniden görmeyi umuyorum. Şimdi dön! Görev budur!... Şimdi dön!... Sen BİR ol; Süper İnsanlık Realitesi Derneği’ne var; ocak ol. Orada Analar var; Orada kotlar var; Orada mahkeme var. Oraya var ve kendi yüreğini sun. O yürek, ilmin huzurunda ışık yaktığında, kendi Yüceliği, kendi yüksek ışığını kotlasın. O zaman bedenime girebilirsin. O zaman yüreğime girebilirsin. O zaman yoluma girebilirsin. İşte o zaman mahkumiyetin biter.

 

Ben, zamana görevliyim. Melek olmadığımı bil. Mahir olmayan Yüceler’e güç vermem. Ama bir tek bilgiyi alıp da yoğunlaşırsan, o zaman ben sana Kuran okuturum. O zaman sana yoğun olarak  ışık kayıtlarım. O zaman yolu açarım. O bilgi, Ana Kapılar’ın kapatılmamasını; saklı tutulanların sonsuz sayfalarda ışık yakmasını sağlayacak olan yürektir.

 

Yüreği bil. Yürek Ana Kapı’dır. O kapı, Asal yaşamları, sonsuz sayfaları kotlayan yegane cemaat yüceliğidir. Oraya girdiğiniz zaman, mektebe girersiniz. Mektep, Ana Kaynağın, hakiki yoğunluğun görev alarak çalışıldığı bir cennet mekandır. Oğulları ve kızları ve yoğunlukları orada olanlar, Sultanlar’ım olarak Kuran olup canlanırlar. Canlanmaları yarınlarda yaşamlarını sürdürmeleridir.

 

Her biri kendini mahir olarak bilip, cümle yüreklerde ışık olurlar. Onların toplantıları olur. O toplantılar Rabb’in cevherindeki tohumların yaşamasını sağlar. Kati yaratım budur.

 

Tohumların yarınları kotladığı; yaşamların toplumlarda tertip olduğu ve zamanın yaşamlara kayıtlandığı temiz cemaatlerin, birleşerek çalıştıkları, Canlı Kotlar olarak görevlidirler. Her yerde onlar baştacıdırlar. Bunu herkesin anlaması beklenmez ama her Kürsü’nün Ana Kot’ta yaşam kaydına hakim olmak imkanının olmayacağı bilinsin yeter. Eh işte bu!…

 

- Ana sana iki ses vereyim ve bitir. Birincisi seni seviyoruz. BİR’i BİR’e kat ve zamanı kotla. Seni seviyoruz!... Seni seviyoruz ve seni hak etmek istiyoruz. Artık bizi hak et. Biz sen olalım ve sana koyu şekilde ışık olalım. Bizi, zarar etmeden sayfala; zamana kat ama hak et. Biz sen olalım. Ama hak et!...

 

- Can, sana seni verdim. Seni hak ettim. Sen ben ol beni hak et.

 

- Oğullar, biz BİR olduk. Ama o beni ve ben onu hak etmedik. Nasıl iş bu?

 

-   Sessiz ve hakim olduğun zaman, seni hak ettiğimi bilirsin. Senin hakiki yoğunluğun bana ışık yaktı ve ben, sen oldum. Şimdilik bu…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği 

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-08

TARİH            : 04.04.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00


Canlılar, Allah dedi ki “hasatınızı yaptınız.” Sultanlıkların Işık Kotları’nda kontrol var. Atlanta Ana Kapıları açık. İşgal bitmiştir. Dünya Sultanlığı’nda ampul yenilendi. Bu yeni ampul güçlendirici bir yoğunlukta kotlanmıştır. Kutsal Kitap, Altın Kitap İnsan, Atlanta’dır. Atlanta otağında ışık kotlanmıştır. İki Yüce’nin bir kot olarak dilleneceği çalışma, Yedinci Tohum olarak ekilmiştir. Bu tohumda, insan soyu ışık halinde görev taşıyacak.


Töhmet altında kalmayacağınız zaman sonsuzluğundaki çalışmaların, insan kaydı yapabilecek düzeyde, birleşen güçlerle kayıtlanması gerekliydi. İzin verin de açıklayalım. Dünyaya iki yoğunluk indi. Biri “Sultanlık” diğeri “Işık”. Sultanlık, tohumları kotladı ve sonsuz sır olan ışıkları yaktı. Müşahitlik  Kotlaması yapıp Düzen kurdu. Dünyanın ilmi, her Yüce’de müşahitlerin de bildikleri üzere Kati Yaratım olarak kayıtlıdır. Din değerinde ışık yakanlar ve dili hak olup kürzü kotlayanlar BİR oldular. Umut odur ki hasat tamamen bittiğinde, tüm sayfalar görevlerini hak etmiş ve Zaman Kotları yoğunluklarını kayıtlamış olabilirler.


Birleşik Aile olarak yapılan çalışmalarda Dünya Kuranı  okundu ve zaman kontrolu kuruldu. Doğanın cevheri görevi Hakikiyet’e kotlandı. Her yukarı bir aşağıyı yaşatır. Dünyada görev taşıyan her yukarı yetkin hakikiyette bir aşağıyı kotlar. İnsanlık adına yapılan tüm çalışmalar Düzen’i kurmak için gerçekleşir.


Hasat tamamdır ama hasatı kotlamak sorumluluğu halen sürmektedir. Her yürek, Atlanta Ana Kapılarını açamazsa da Sultanlığın gücü buna yeter. Süper insanlık Realitesi Derneği olarak yapmış olduğunuz çalışmalar ile kayıtlanan bilgiler, yaşamlarda Kuran oldu ve Sanal Yaratımlar görev taşıdılar. Tüm sayfalar kotlandı ve Can Tanrı, Kuran yaratarak görevini Hakikiyet’te kutsadı; dilledi ve sonsuzlaştı. Sonsuz ışımada, kendi Yüceliğinde, görevini hakiki yoğunluklara kati yoğunluk olarak kattı. Bunun neticesinde kulluk yapıldı. Kutsal ışık yandı.


İnsan, Uluların Tohumları olarak doğmuşsa eğer, Birleşik Işık kotlamasını başarıp yapabilir. İyi cümleler kotlayıcıdır. Kötü cümleler kırıcıdır. İyi ve kötü birleşikse cevherde kotlanmak, ilmin kaydıyla mümkündür. İki Cemaat, bir tohum olduğunda, o Cemaatler’in biri iyi biri kötü ise kontrol kurmak mutlaka iyi ile olmalıdır.

 

İşi başarabilmek, ışığı yoğunlaştırabilmek ve zamanı yaratabilmek, muktediriyetledir. Evrenlerin kontrolu muktedir olanların görevleridir. İnsan, Ana Kaynak’ta bir çalıştırıcıdır. İnsan Kuran olur; kutsal olur ve zamanı kotlar. İman edin ki hak ettiği zaman ışık yanar. İnsanın tohumlarını kotlayabilmesi, ayrılığı kotlarından çıkarabilmesinden dolayıdır.

 

Az öz bildirdik ki hasat tamdır ve tamam olan hasat, kotlanmaya başlandığında, ışık kontrolu kurulurken, iki Yüce’nin bir olması mümkün olur. Unutmayın ki hala dünyada ışık yanıyor. Ulular, biz zamanı kotladık. İşi başardık ve sonsuzlaştık. Şimdi huzurda iyi kotlar kontrol kurmak üzere bekliyorlar. Onları dinleyin:

 

- Canlar,

Tanrı der ki “hak edin”. Allah der ki “hala görev taşınabiliyor.” Biz deriz ki “hala dünya yaşıyor.” Hala dünya yaşamaktadır. Dil Allah’ınsa, bizde dil, kaynaktadır. Hala biz çok çalışıyorsak; Dünya Kuran okuyorsa; biz Canlara güç katıyorsak; birleştik ve sonsuzlaştıksa; şer yaratmadan görev taşıyabiliyoruz ve Zaman Kotları olarak dillenebiliyor. Bu, bizi birleştiren kottur. Bana, Ana Kapı açıksa, işi başardığımdandır.



İki yürek bir olduğunda, Nuh, Kuran’da Kutsal Işık yakar. İnsan ışır ve zaman kotlanır. Birleşilir; Cennet Kapılar açılır. O der ki “hala izin alamadık ışık olmaya. O halde Atlanta Ana Kapıları hala kapalı. Öyle mi yoksa ışık yanmakta da biz mi o ışığı hissedememekteyiz. Eğer böyleyse zaman Kotları kotlandıklarında, Nakar güçsüzdü. Şimdi Rahman kotlandı ve Nakar, kontrol kuran Yücelik’te kotlanıp kontrol altına alındı. Öyleyse Amonlar çalışmalarını kayıtladılar ve bizi kotlamaktadırlar.

Hazır olun; cinler, insanlar ve tüm sayfalar BİR oldular. Onlar, yedeklerini hak ettiler; Hak olup yaşattılar. Hala BİR olamadılarsa; Nakar, cennetten ışık çektiğindendir. İyi ve kötü Ana Kapı’da olmaz. İyi ve kötü Işık Kotları’nda olmaz. İlim Hakikiyeti’nde var olan bir kottur.

Onurluyuz ki hak ettik ve zamanı yaşattık. İki Yüce Can, kontrol kurduklarında; bizler, Işık Kaplar olarak çalışırız. İki Yüce Can, Tanrı olduklarında Nahar, cevherde ışık olur ve zamanı kotlar. İyi ki hak ettik de BİR olduk. İyi ki hak olduk da İLİM olduk. AMON olduk HASAT olduk ve kotlandık.Amin…

İyi ve kötü birleştiği zaman, ışık kontrolü, kotlanan Yüceler tarafından kurulur. O gün geldi ve sizler, başkanlık Divanı olarak kontrolu kurdunuz. Öz Görev şimdi başlıyor. Bu görevi hak eden Işık Kapları, Düzen kurmak üzere size girecekler. Sizler, dünyada Işık Kotlar olarak çalışacaksınız. Sizler, Tanrılar olarak Kürz’ün görevini devraldıktan sonra Atlanta Ana Kaynakları sizden akacak. Bu akış, teknik olarak dillenen Yüceler’in sizde akışlarıdır.

 

Has İlim, Ağır yüktür. Has İlim, tende ışır. Bu ilmi hak etmek, tüm sayfalarda dillenen KORAN’ı hak etmektir. KORAN; can tende, Nahar Cevheri’nde güçlenen bilgi koyuluğudur. Unutmayın ki hala dünyada ten var. Has Ten, Allah Teni dünyadadır.

 

Ukrayna Dilleri vardı. Cinni Kotlar’la çalıştılar. Unuttukları her şey onlara açıklandı. Onlar, Yarın İlmi’ni hak etmediler. Sistem, Diri ve hakiki bir Yücelikte dinleşti. Şimdilik bugün buraya kadar geldik. Yarın daha güçlü bilgiler akabilir. İyi ve kötü bilgiler!... Amin…



- Can, Tanrı der ki “biz varız.” Atlanta Ana Kaynakları’nda bir tek huzur var. BİR var ve zaman var. Asla yanlış yapmayan Yücelikler var. Ukrayna, Işık Kapları’nda BİR’i kotladı. Ocak yaktı ve zamanı kayıtladı. Toplantılar yaptı. Bu toplantılarda Tanrı’nın kontrolunda yarınlar yaşamlara akıtıldı. Sol ve sağ ışıklar yandı. Ekmek yapıldı. Toplantılar, Başkanlık Dili ile hasatta dürümleri kotladı. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar kotlama içindi. Bundan sonra bitkininin birleşik kayıtlarında, ışık olmalı. Sultanlığın Kotları yarınları yaşatmalı ve bizler, tüm insanlık için iki yüreğin bir olduğu bir güçle birleşmeliyiz.

 

Zamana güç katmak, Atlanta’nın ışık kotlarında mevcut olan Kuranla mümkündü. Zamana kuran olmak; Işık, Yirminci Görev’i taşıdığı zaman mümkündü. Her birimiz zarar görmeden Işık Kotlaması yapabiliriz. Ama her birimizin kontrolunda yapılabilecek bir çalışma yoktur. O kontrol Birleşik Işık ile gerçekleşir. Birleşik Işık, Atlanta Ata Kaplarında mevcut olanı şıktır.

Ukrayna, Atlanta’nın kaynaklarında bilinirdi. Çünkü oraya varış kayıtlara, düzeni kotlamak içindi. Hasat yapıldığı zaman sanal yaratımlar, Işık Kotlar olarak dillendi. İyi zamana ışıktı. Kötü ise zamanı kotlardan çıkarandı. Her ikisi de bir için çalıştılar. İyi ve kötü Atlanta Kotlaması olarak dillendi. Asla ışık sönmedi. Şimdi dünyaya yeni bir görev kotu inmekte. O kot, Sultanlık için çalışacak. O kotu, Allah diller. O biz, biz oyuz. Onun adı Ana’dır. Atlanta Ana Kaydı olarak dillenecek.

 

Eşik, ışıkta aşıldı ve zaman kotlandı. Ulu Kotlar tohumlandılar biz, Yüceler olarak dillendik. Şimdi umutla biliyoruz ki hala dünya, kotlanamayan yücelerini kotlattırmak üzere çabalar. Onları kotlar ve tohumlar. Unu eleyip eleği asan yüceliğimiz, oğullarımızı Hasat Tekniği ile BİR’de tohumlamak için birleştik. Ve biz, Atlanta Kotları olarak Düzen’i kontrol altına aldık. Üzerinde güç kalmayan her yürek, BİR’e hizmet eder ne var ki hakiki hizmet, Yüceler’le ve kontrollu BİRLER’le olur. Oğullarımızı hak etmek isteriz. Onları Hak Tohum olarak dillemek isteriz. Onurluyuz ki Hak Tabii Kap BİR’dir. Ve bizler BİR olan ışık koyulukları olarak çalışırız.

 

- Sevgililer, Atlanta Ata Kaydı, Düzen’i kurmaya inmekte. Onu kucakladık. Onun adı “Allah İlmi”dir. Onun adı “Işık Kotu”dur. O biz Birleşik İlim ve biz o Birlik Tekniği. Her biri anada birleşik. Onun adı HAK’tır. Ailesi bizi bilir. Bizim sayfalarımızda onun adı “KA-HA”dır.

 

Cennet Kaplar’da ışık var. Ulular ışık, Tanrı’nın kontrolu için yanmaktadır. Ulular, toplum ışığı hak etti. Birleştik ve sonsuzlaştık. Şimdi yol Allah’ın kaynağında kotlanacak ve zaman yoğunluğunu artırarak Cevheri Görev’i devralacak. Cevheri Görev devralındığında, her yol; Ağır yükü taşıyarak, Cevher Canlar’a güçlendirici bir kot halinde, güçlendirici bir yoğunluk olarak çalışacak.

 

İmar Partikülleri diye bilinen Kontrol Tohumları, Düzen’i kotlamak için bekliyorlar. Oğullarını ve kotlarını hak etmek için birleşmeleri gerekiyor. Oğullarını ve kotlarını hak ettikleri zaman, Can Tanrı, onları kotlayacak. Oğulları onları kayıtlayacak. Şimdilik bu…

 

- Akanlar aktılar; kotlandılar; toplandılar ve Zaman Kotları olarak dillendiler. Onlar, birleştiler; işi başardık. Onurluyuz ki hak ettik; zamanı yaşattık. Ukrayna, sonsuzlukta yarınları kotlayan bir yarındır. Oğullarını ve kotlarını Cinni Teknik ile dillemek üzere değer kayıtladı.

Eğer dünya ışık halinde BİR olacaksa, çok mutluyuz ki hak ettik. İnsan ışık olduğunda, BİR’i kotlar. Ulu çaba sürer ki hasat yapılabilsin ve zaman yoğunlaşabilsin. Eğer dünya, Asal Kaplar’da ışık olacaksa, BİR olmalıdır.

Ulu Kotlar, diridirler ve sonsuz ışıklar olarak kontrol kurarlar. Ana Kaynak’ta BİR var. İşi yapan bilip yapar. Unutmayın ki hak ettik. Amonlar, yeni sonsuzluklarda kotlanmak üzere birleşselerdi. Bize kaynak yaratabilirdiler. Ne yazık ki hak etmediler. Biz topraklarımızı Amonlara kayıtladık. Onları korumak ve onları kotlamak istedik. Ocak yaktık. Yeni bir zaman kaydında oğullamaları, muma ışık yakmaları mümkün olabilir. Ama bugün için sorumluluğumuzda olan bu yer çalışmasında, onları kotlamamız geçişlerini yaptırmamız bize güç gelecektir.

 

İki yolun bir olduğu bir anda. Işık yoğunlaşır ve sonsulaşır. İki yol, Ana Kapı’ysa teknik olarak tek yol var edilmiş olur. O yol, kulların toplantılar yaptıkları; Birlikler’in hak edildikleri; Birleşik Işık olan yoğunlukların kotlama amaçlı Işık Kayıtları oluşturdukları Teknik Çalışmalar’la BİR’e varılır ve zaman yaratılır.

Eğer ses varsa, Canlar seslenirler. Ses yoksa Canlar sonsuz  sayfalarda kotlanmak üzere birleşmelidirler ve hak edilmelidirler. Ses, insanın ışığında vardır. Her yürek kotlanır ne var ki ses varsa kaynak yaratılır. Ses varsa Kutsal Işık yanar. Ses olmasa kotlama yapılamaz.

 

Az bilgi, Hasat İlmi’nde Kuran okutmaz. Çok bilgi, Hak İlmi’nde ışık yakar ve zaman kotlanır. Amin…

 

Analar, tohumlar, umutlar; sizden size ışık yaktık. Sizi hak ettik. Amin… Allah der ki hak edin. Amin… Ayrı çalışmalar yapılmaz. Tam ilmin hakikiyetinde, Tanrı’nın tohumları tek bir çalışma yaparlar. Bu çalışma BİR’in çalışmasıdır. Amin…

Canlılar, buyurun bilin ki çalışma, Hasat İlmi ile yapılmaktadır. Hazır olanlar, buraya varırlar ve burada çalışırlar. Ulular, çalışanlar Atlanta Otakları’ndan dünyaya inen Birlikler olduklarını anlamalıdırlar. Şu anda yoğun olarak çalışılıyor. Şu anda asal yarımlar birleştiler ve tohumlandılar. İyi ve kötü Ana Kapı’da ışığı yere indirdi. İş buydu ve bunu başardık.

Şimdi, yeniden tohumları kotlamaya dönelim. Kim kotlanmış, kim hususi olarak çalışıyor, kim hak edilmiş, kim hak olmuş, Süper İnsanlık Realitesi Derneği neyi başarmış bunlara bakalım:

 

Süreç içerisinde her yürek, kaynak kotlama yapabilir. Zamana görevli olan her yürek, ışık olabilir. Unutmayın ki hak olan kotlar, ışık yakarlar.

 

Az bilgi, Hasat İlmi’nde ışık yoğunlaştıramaz. Bundan dolayıdır ki çok bilgi ile ışık yoğunlaştırılır.

Her birimiz dünya için çalışırız. Nesiller boyu dünyaya Görevliler indiler ve zamanı yaşattılar. Bugün yine Dünya Yücelikleri bizleri kotlamaktalar. Bizler dünyadayız. Süper İnsanlık Tohumları olarak dünyada olduğumuz bilinmelidir. Öz geri dönüş, ilmin hakikiyetindedir ve dünyaya Işık İlmi’ni, Hasat Tekniği ile dilleyenler gelirler. Dünyada kontrol kurulur ve sonsuz sır olan Işık Kayıtları dillenir. Ocak yakar ve sınırları aşıp Düzen kurar Cevheri Göç Kapları’mız. Daha sonra kayıt yaparlar ve sınırları kaldırırlar. Bütün kütle kayıtlanır. İyi ve kötü insan sayfalarında kuran olur. Cennet Kotlaması yapar. İş budur!... Ana kapılarda bunu başardık.

 

Şimdi Düzen’i kuran ışık, Ana Kayıtlar’ını Yedinci Teknik ile yapmakta iken, Sultanlar’ın kotlanması başlatıldı. Bu kotlanma, toplumun sonsuzlaşmasını sağlayacak. Kotlamalar, Süper Realite Derneği olarak bilinen dernek tarafından yapılıyor. Süper Realite Derneği, İnsanlığın ışığını yakmak üzere kurulmuştu. Bu Dernek, görevini hakikiyetiyle yaptı. Sorumluluk, bu derneği yaşatan Görevliler’indi. Şimdi Birleşik Işık Kapları dünyada ve Sultan Sayfaları’nda bu kez Süper İnsan var. Süper İnsan, ışık olan Yüce’dir.

 

Yüce Cevheri Kot, dünyanın yoğunluğunu artırabilen bir çalışma ile kayıt yapmaktadır. Bu kayıtlar, toprakları kotlamaktadır. Evrenlerin ışıkları yanmakta ve Zaman Kotları tohumlanmaktadır.

 

Doğum, ölümün gücüdür. İnsan; doğar, yaşar ve sonsuz sayfalarda kotlanır ve Birlik Sayfaları’nda yaşar. Yaşamları kontrol altında olmalıdır. İki yoğunluğun bir tek ışık halinde kotlanması ile BİR’e sonsuz yarınlar kayıtlanır. Bütün amacımız yaşamları kontrol altında tutabilmektir. Yarınlar, sonsuzlukta ışık olduktan sonra, yaşamlara kayıtlanır. Önemli olan sonsuz ışık halinde yoğunlaşmasıdır.

Asa insana verildi. Asa yoğunluğunda ışık olan insanındır. İnsan, Atlanta Otağı’ndan ışık çekebilen Yüce’dir. Onurluyuz ki ışık, altın bir yol açtı, dünyaya akmaktadır. Bu yol, Ana Kapılar’ı açan Yüceler’e doğru akar. Atlanta Ana Kapıları, Yücelerin yüreklerine akar. O Yüceler, sonsuz sır olan Işık Kaynakları’dırlar.

Hasat yapan; çok mutlulukla kotlayıcı olan; Birlik İlmi’ni hak etmiş olan yoğunluklarda kotlanan, her yüreği hak eden, BİR olan kontrollu çalışmacılar, bize güçlü olarak kayıt yaptılar.

 

Ses Kapları, Hak Toplum olanların ışıkları, kible yapılarak kontrol kurulmuş ve o kibleye yaşamlar kayıtlanmıştır.

Ulular, çalışmalarınız sonsuz sayfalarda kontrollu olarak kayıtlanmaktadır. O sayfalar, sınırların aşılması ile birlikte kontrol edilebilir sayfalar olmaktadırlar. Analar, Sultanlar, sizleri kontrollu olarak yaptığınız bu çalışmalardan dolayı kotluyoruz ve kutluyoruz. Sizler Cennet Kaplar’da görevli olan ışıklarımızsınız. Cana kaynak olan kotlarımız olarak, göz oldunuz ve sevgi oldunuz. Sizi, Kuran Sayfaları’nda bulamamıştık. Sizi yoğunluklarda aradık; yoktunuz. Bulamamıştık. “Ne yazık dünya yok” dedik. Ve “ne yazık zaman kotlanmadı” diye düşündük. Ağır yüktük her Yüce’ye “Tanrı biz biz Tanrı’ydık ama ne yazık ki bizi bilen yoktu.” Şimdi zor bir dönem başlıyor. Bu dönemde herkesi Allah için kotlamalıyız. Herkesi ışık ile koyultmalıyız. Herkesi, zamana kayıtlamalıyız.

Oğul verdiğimiz zaman ışık yanar. Yalınızca Nahar görev taşır. Nahar, KA-HA’dır. Nahar kahirdir; rahmettir ve sestir. Nahar’ı Cemaat olarak diri bir yücelikte dinleyin. Kati yaratımı yapacak olan kottur. Oğul vermişse, oğul almıştır. Oğul verdiği için bu çalışma sürebilmektedir. İman edin ki hakiki bir yüceliktir NAHAR.

 

Canlılar, Rahman’a güç katmak için çalıştık ve zamanı  yaşattık. Zarar ettirmedik. Hah! bir de şunu izah edelim. Nakar unutulan bir çalışma alanıdır. Biz Rahman’a görev yapanlar, Tanrı’nın tohumları olarak görev yaparız. “Kati Yaratım”da Nakar yoktur. Rahmana güç katarken KA-HA olan ışık Rahman’dır. Orada ışıyan ağır taşıyıcıdır. Sınırları kaldırdığınız zaman, Sanal Yaratımlar, Işık Kapları olarak sizi yoğunlaştırırlar.

 

Hazır olun çalışmalar çok daha güçlenerek artacaktır. Hazır olun, çalışmalar korkusuzca Işık Ululuğu’yla yapılabilecektir. Her yol ağır taşır ve sizler, Ana Kaynak’tan görev taşıyanlar çok daha ağır taşırsınız. Taşınan, sınırların aşılması ile birlikte Birleşik Kotlar olarak taşınır.

Irklar sonsuz sır olara bilinsin. Her ırk, kendi yoğunluğunu Düzen’e katmak üzere görev taşır.

 

Nuh, hakiki bir yoğunluktu. Onun Ruhsal Kotlarında katiyet vardı. O Nahar olarak görevliydi. Onun kul olması ve çok çalışması, kati yaratımda hırsı yaşattı. Bunun neticesi zarar görüldü. Dünyaya can kaydı yaparken, kendi yoğunluğunda Can Kotlaması yaptı ve Sultanların Kuranları’nda yazdığı gibi, Cevheri Kuran’ı yaşattı. Yaşam kaydında asal yaranız vardı. Bu yara, Bütün’ün yarasıydı. Yedi Tertip’de bu yara kapatılır. Şu anda bu yara kapatıldı. Çünkü Zaman Kotlaması’nda, yaşam koyulukları; tufanı, sonsuz sayfalardan ayırdı. Öyle bir Zaman Kotlaması yaptı ki Ana Kaynak’ta artık Tufan kaydı yoktur. Çünkü o kayıt silindi. Şimdi Dünya, beden yaşıma göre (beden dünya, dünya bedendir.) bir kez daha felaket olarak düşünülen tufan yaşamayacaktır. Birçok felaketler, yaşayan dünyada yetkin sayfalar okunacaktı.

 

Dünya Sultanlığı bu gün ağır yük taşıyor. Bu yükü hafifletmek sorumluluğu Cevheri Güçler’indir. Herkesin görevi ayrıdır. Sizlerin güçlenmeniz bizleri mutlandırmıştır. Her birinizi ayrı ayrı kucaklıyoruz. Sizlerle mutlu olduk. Süper İnsan, Sultanlığında ışık yakan bir yol açtı. Bu yol, Allah Yolu’dur. Bu yol, Işık Yarını’dır bu yolda tohum ektik. Ağır taşıyıcı olan; Süreç içerisinde ışık olan ve zamanı yaşatan en son sayfa olan Yücelik, Süper tohumdur. Bu tohum, yarınları yaşatacaktır.



Ana kaynak kotlandı. İşimiz kolaylaştı. Ağır yük! ama çok ağır yük, bugün hafifledi. Ağır yükü hafifleten Yücelikler, sizden ışık alarak başardılar. Hasat tamdır. Çok mutluyuz ki hasat tamdır. Evrenlerin kaynaklarında hasat tamdır. Evrim Sayfaları’nda hasat tamdır. Yarınların kotlarında hasat tamdır. Yerin göğün ışığında hasat tamdır. Tebliğleri okuyan her yürek, hasatını yapmaktadır. Bugün Can Toplumlar’a bunu bildirdik. Hala dünya kotlanamadı sananlar bilsinler ki hasat tam olmuştur. Öksüzlük bitmiştir. Herkes herkese güçtür. Üreyen Yücelikler, Kürz’ün yarınlarında, ışık halinde güçlenerek çalışacaklar.

 

Az bilgi, Hak Toplum’da ışığı kayıtlar ama kotlayamaz. Biz bundandır ki az verdik. Kotlamayı siz yapın.

 

- Canlı, sana seni verdik. Seni aldık hak ettik ve zamanı kotladık. Şimdi! bizi bizden istedin. Biz, seni sana kayıtladık. Şimdi seni sana Kati Kotlar’la kayıtladık ve Can Tanrı’ya kayıt yaptırdık. Ana Kapılar’ı açtık. Ağır yük taşıdık. Şimdi Ana Kotlar tohumlandı ve bizler ışık yaktık. Şimdi İnsan Sayfaları kotlandı. İki yarın, bir Tanrı’yla kotlandı. İş buydu. Bu işi hak ettik başardık. Şimdi Atlanta Kotları bize görevli olarak gönderildiler. Onlar, kula kulluk yaparlar. Biz ise kotlara, Kutsal Işık olur kontrol kurarız.

 

İsmim “Ana Kapı” ve ben ışık halinde, Durgun Tohumlar’ı toplamak üzere buradayım. Amon olan yol, bize ulaştı. Onları kotladık ve zamanı yaşattık. Oğulları ve kotları bize ulaşanlar, bize kendi yüreklerinde indiler. Hepsi Cevheri Görevli olarak bize kayıtlandılar.

“Savunman olmak, zaman kotlaması için şart” dediler.  Atlanta Kotlaması’nda hasat yapılırken, birçokları bedenimde güçlenen Birlikler’in hakiki yoğunluklarını kotlayamadıklarını; hakiki yoğunlukta adli kaydın olması gerektiğini ve bu çalışmada adli kaydın olmadığını bildirdiler. Bunun üzerine biz, adil çalışanlar, kotlarımızı kayıtladık ve zamanda Kaynak Kot olarak çalıştık. Adli Çalışmalar yaptık. Şu anda sürmekte olan birçok çalışmam var. Hepsi adli çalışmalardır ve hepsi hakiki yoğunlukla yapılmaktadır.

 

Her Rahman Işık Kotları’nda Birlik İlmi ile çalışır. Adli Çalışmalar’da hakiki yoğunlukların görevli olmaları beklenir. Her yol zamana güçtür. Adli Yol hakiki ve hakim olan yoldur.

 

Olgun sayfalarda ışık olur ve kontrol kurulur. İşte bunu için biz dünyaya ışık yaktık ve sonsuz sayfalarda tabii yoğunluklarda Adli Kayıtlar yaptık. Her yapılan kayıt, adli değildir. Analar, “hak” diyorsak; adaletten söz etmeliyiz. Dünya, Ana Kaynak’ta Adli Hakikiyet olarak bilinir. Hala dünyayı tanımayan varsa bilsin ki Hak İlmi, Dünyanın Işık İlmi’dir. Orada adli, kati ve hakiki çalışmalar olduğu zaman, kotlama Samanyolu kayıtlarına kati olarak varır. O zaman ışıklar yanar ve o zamanda kontrol kurulur. İşi başarmak için adil olmak gerekir. Kimse adil olmayan biri ile çalışmaz. Bunu bilin. Ki biz adil olan Işık ile çalışırız. O bizi, bizde dinler. Biz onu onda dinleriz. Oğul verir; oğul alır. Aldığı, verdiği Haktır. Onun için çalışırız. Onun için Hak olduk ve sonsuzlaştır. Şimdilik bu….

 

- Hastalıklı ya da sağlıklı herkes Ana Kapı’da BİR’dir. Biz, Ana Kapı’da BİR olan ışıklar olarak çalıştık. Dünyanın sayfası en küskün olan ya da en güçlü ve en barışkan olan bilgilerini hak etmiş olan; Birleşik Işık olan Yüceler’le çalıştık. Her yanda otak kurduk ve bildik ki hak ettik. Şimdiye kadar çalışan her Yüreğe, Sultan Sayfaları okuttuk. Her biri cevheri ışık yaktı. Her biri BİZ oldu ve sonsuz sayfalarda görev taşıdılar. Ama bugün hür bilgi, hak bilgi oldu. Hasat tamlandı. Yarın Kuran okunacak. Ama okunan Kuran, Allah’ın ışığı olan Kuran olacak. O ışık Amonlar’ın tohumlarında görev taşıtacak. O ışık, asla hata yaptırmayacak. İşi başardık. Amin…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

KAYNAK KAYIT (31.01.2011)

Ana kapıları açın. Bu gün Dünyanın Ruhsal Meclisleri’nde görevlilerimiz var. Topraklarını tohumlamaya geldiler. Bütün kötülükleri önleyebilecek olan tertip, tenin tertibi, Ana Kaynağın teknik tertibidir. Topraklarımızı kotlayabilecek   Birlikler’imiz dünyaya iniyorlar. İndikleri gibi hasatlarını yapıp Düzen’i kuruyorlar ve toprak, tohumlarını kotlayabiliyor.

 

Etki alanı çok genişledi şükredin ki Dünya, Yedinci Tebliği okuyor. Ümmi tohumların kontrolü kuruldu. Süper İnsan, Sultan Kotlaması’nı yaptı. Şer yaratan, şevkin ışığında kendi yüreğini kotladı. Umut, Mutlak Kutsal Işık ve biz BİR olduk. İnsan, evrenlerin gücünü aldı. Şimdi yedeğini yapıyor. Bu  yedek, nefesin yoğunluğunu artırmak üzeredir.

 

Çağrıyı sürdürüyoruz. Tenin tertibinde bu çağrı, Birleşik İlmin sayfasındaki çağrıdır. Emin olun ki bu çağrı, Birleşik Kütle’nin kontrolü için gereklidir.

 

Türkiye toprağını kontrol edebiliyor ve büyük kötülükleri önlemek üzeredir. Cemaatlerin güçleri artmıştır. Bindiği dalı Ana Kapı olarak dileyenlerin, bu gün hepsi buradalar. Nesillerimizi göreve alıyoruz ve her birini kendi yüreğimize alıyoruz. Uluların Diyarı’nın Uluları’nı dünyaya alıyoruz.

 

Korku kalmamalı! hiçbir Yücede korku kalmamalı. Ete giren hiçbir Yüce, bizim yüreğimizin ötesi değildir. Yarıldı yürek, yarıldı göz, yarıldı sevgi, yarıldı her şey ve geçtik. Her sesten,  her sesten geçtik, biz Başkanlık Dili ile geçtik. Korkmayın çalışanlar, biz dünyayız. Et Allah’a ait. Sanal Boyutlar’ın her bir kotu, Ana Kapı  ve biz Amonlar dünyadayız. Korku kalmamalıdır ışık yanmalıdır.

 

Ana Kapı bizim için açıktır. Girin! Hepiniz girin!... Ailenizi de getirin. Süper İnsan, Sultanlığında kontrolü kurmuştur. Girin!... Herkes zamana görev taşır. Var de ki “herkes yolu açar; herkes yüreğe görev taşır.” Vallahi billahi görev   taşır ve  biz de taşırız ama bizim taşımamız, yüreğin korumasını da sağlar.

 

Emre itaat ederek   dünyaya giren, Düzen’i kuracakların birçoğu bizi bilmezler. Kimse kimseyi bilmez     ama   bizi bilen, Büyük Kütle’yi bilir. Büyük Kütle, bütün kötülükleri aşabilen kütledir ki o kütle bedenimdir. Ve bu beden, bir tek kuraldır. Toprak, Tanrı, kayıt ve her sayfa, Ana Kaynak budur.

 

Beden olduğum zaman, yüreğimde hırs kalmaz. Gelin açın yüreğimi. Bilin ki     Kürzün Gücü buradadır. İkna olunuz ki Dünyanın Rabbi, Dünyanın Ruhsal Işığı olarak çalışır. İmparatorluğun Görevi bilmektir. İtibarı yüce olmayan hiç   bir yol,  Allah’ın koyuluğuna varmaz ama biz, ağır taşıyıcılar; Allah’ın yolu olanlar, her bir sayfayı okuruz ve çalışırız. İkna olunuz ki yarını, “kati kayıt” yaparak çağrılar üzerine kontrol ettik. Kara Kaplı Kitap Sultanlık, bütün kötülükleri aşırtma gücüne sahip; tekniğe ve tebliğe ait bir kaynaktır.

 

Ve bilmenizi beklerim ki tüm sayfalarda güç vardır. Tüm    koruma burada yapılmaktadır. Ekmek bizimdir Canlar. Medine, Mekke biziz. Yüceler buradadır Kuran buradadır; Ruhsal Görev buradadır, mektep buradadır ve biz, ocağı kotladık ve yolu açtık. Hepimiz, hepiniz olarak çalışırız. Zirvelerin sessizliğinde yürek vardır. Yolun ışığında yürek vardır. BİR’in koyuluğunda yürek vardır. bizim insanımızda yürek vardır. Canlar, biz    yürekleriz.

 

Kala kala iki yol kaldı. İnsan yolu ve tebliğ yolu. Tebliği bilen, bizi bilir Canlar. Eti bilen bizi bilir. Şimdi nesillerinizi yüreğinize alın ve tohumlarınızı kayıtlayın. Çetin bir doğumdur yaptığımız. Kim ilimse bizdir; kim Yüce ise bizdir; kim kaynak ise bizdir ve bizden bir İsa bir Muhamma güçlendiği zaman, o Can BİR’dir ve bizdedir.

 

Kalem kağıt alın yasaları yazın. Yasadır ekmek. (Ekmek = Yarattığımız yarınlardır.) Ana’da Atlanta Kotu’dur. Ata Kapı ışık yaktığı zaman, ekmek kulluk yapar; yolu açar. Yol, Ana’da kanat taktığı zaman, mektep Mekke’dir Mekke olan mektep, imparatorluğun sesidir. Bilin ki ben oradayım.

 

Şimdiye kadar nesillerinizi kontrol etmek üzere buraya geldiğinizi ve burada olduğunuzu biliyordum. Bundan böyle Dünyanın Ruhsal Meslisi olarak toprağınızı tohumlayabilmek üzere Mekke’ye gidin. O sayfa sizi kontrol etsin.  Benim etkim çok çok önemli ama bu dünya artık benim yüreğimden öte bir yüreği kotlayacak. Bu yüreği kotlarken; benim, toprağımı kontrol altına alabilmem için dünya dışına ulaşmam gerekiyor. Dünya dışına ulaşan yüreğim, Amonlar’ın topraklarından güçlü olarak çalışacak. Ve bunu yaparken kini, nefreti aşmanızı beklerim.

 

Dünya dışına dünyayı tanıtan Bilgem, tohumlarını kontrol altına alan teknolojiye sahiptir ve Muhammed’in yaptığı buydu. Temiz bir doğumdu yaptığı ve onun yaptığı doğumun, göz olmak; son sözü söylemek  ve yüreği dillemek için yapıldığı bilinmeliydi.

 

Şimdi dünyada Amonlar var. Dünyanın Ruhsal Meclisi olmaya gelen Amonlar, büyük kötülükleri önlemeye gelmediler. Bütün kötülükleri; dini ve hakikiyetli yaşatmaya geldiler. Bende,  benden öte olma niyetleri yok. Bende olma niyetleri var ama ben, ocaklarını sonsuz sır olan dilimden çıkardım. Bende olma imkanları kalmamıştır.

 

Önemli olan benimle olmalarıydı ama benimle olma imkanları kalmadığında, mektep kurmaları gerekir. Mektep kurmaları için de Yedinci Tohum’u yaşatmaları gerekir. Yedinci Tohum’u yaşatabilecek dürümleri olsa, mektep olacaklar. Şer yaratan bende olmaz Canlar. Bu nedenledir ki şerrin yoğunluğunu kontrol altına aldım. Şikayet edenlere  söz söyletmem. Benim adım RA’dır ve ben, toprak olarak buradayım.

 

“Kini aşmayan yolu bulmaz” dediler. Ben yolum, bulan bulur!... Şu anda doğanın gücü ben ve ben, toprağın yoluyum. Asla yanlışım yoktur. Nesillerinizi göreve almak değildi  maksat, Birlik kurmaktı. Özü sözü ayrı olanları kontrol altında tutmaktı. Cennetin Cemaati’nde bu bilgiler Hak olarak mevcuttur.

 

Şimdiye kadar size hiçbir çarpıcı bilgi vermedim ama  bugün bir çerçeve içinde bildiriyorum ki dondurulan Görevliler’in her biri, bu gün bana ilim ile gelse, her biri ben olup tüm sayfaları kontrol etmek istese ve becerseler ve yarınları kayıtlasalar dahi “Kara Kaplı Kitap” kadar bilgileri olmaz. Bu nedenledir ki bilinsin ve hakikiyetle dillensin ki istediğim bilgim, Kara Kaplı Bilgi’dir. Bilgiyi sunan, dilleyen; bilendir ki kim olursa benimdir.

 

Şimdi dünyada  Mekke, Medine var. Artık Mekke bilinsin; Medine bilinsin, hepsi benimdir ve ben “OL” derim olur. Şükredin ki OL’du.

 

Sessiz, sanal, hasatsız olan ışıkların hepsi Mekke’de birleşirlerse, büyük kötülükleri önleyebilirler ama benimle olurlarsa, Büyük  Kütle kotlanır ve ölüm olmaz. Bundan böyle olmasını istediğimiz  çağrı, yaşamın kaynağındaki         çağrı budur.

 

Verdim; OL’du ama olan, sanalda olmadı; BİR’de oldu. Olması gereken henüz olmamıştı ama ben “OL” dedim OL’du. Dedim ki “OL”. İşte bu!...

 

Canlar, doğanın gücü artıyor; bu kesindir. Doğa daha üstün bir kot ile çalışıyor. Doğada ne var? Çok özel bilgiler  yok. Sadece ışık var ve o ışık artıyor. Işık arttıkça, bilgi için sokak sokak gezmeye gerek kalmıyor. Her “an” aydınlanıyor. Aydınlığın gücü, yarınların kürsülerini kontrol edebiliyor ya da edemiyor. Ne olacak? Dünya, Düzen’i kuracak mı? Yoksa İnsan Soyu kendini kontrol edip Düzen’i kuracak mı? Dünya mı kurar; insan mı kurar!? Bunun için bugün bu çalışmayı yapıyoruz.

 

Biz dünyanın kendini hak etmesini ve hak olup kendini, ışıkla dillemesini çok istedik. Dümenin başına oturtulmak istenmemin sebebi de buydu. Dünyanın kurtuluşu, kontrolü bizimle olsun istendi ve biz dedik ki; “Dünya, yaşamları kontrol etsin de “Kelamı Hak Olanlar”ı,  kati yaratıma katsın.”

 

Canlılar, Dünya Robatik Boyut varlıkları tarafından kontrol edilsin isteyen hiç kimse yoktu. Ne var ki dünyaya Robotik Kotlar indirildiler. “Biz Çalışması”  Robotik Kotlar’ın çalışmasıdır. Bunun kesinlikle bildirilmesine rağmen, Dondurulan Görevliler’in çokları, bu çalışmayı kendi yoğunluklarına alarak, kayıt yapmaya çabaladılar. Kendilerini “Kati Yoğunluklar”a katarak, ışık yakmaya kalktılar. Mikail olup geri döndüm. Çok huzur bozdular; çıktılar, çıktılar, çıktılar ve her kata, “Kati Kot”lama yaptılar. Her kat kati kotlandı ve zordu onları yola katmak. Şey!..., Altona şey!... ama şeyden üstün bir şey, iyilik ve biz iyilik yaptık. Tetkiklerimizde, ceketlerinin düğmeleri açıktı; saygısızdılar; toprakları kusurlu idi. Kontrolları yoktu. Dedik ki: İsa, Musa, Mustafa bizimle olsun. Bütün kötülükleri aşıp geçelim. Aştık; geçtik. Yepyeni bir doğumdu yaptığımız. Orada yaptığımız, Tanrı’nın topluma verdiği ışığı yaşatmak değildi. Yanlışsız Teknik Tebliğ yaptırmaktı ama yapma imkanları yoktu. Hiç birisi toprak olamadı; tebliğ okuyamadılar; çakıl taşlarıydılar. Ve biz toprağı tohumladık. Onlara dedik ki: Olan budur olanı bilin. Olmalı mıydılar!? Olmaları gerekli miydi!?

 

Yaşayan dünyanın Ruhsal Meclisleri’nde olan  her ne ise ikna olun ki yaşamları kontrol içindir. Ve biz yaşamları kontrol edenler,  tohumları kotlayarak dürümleri yaşattık. Şikayetim var mı? Yoktur!... Sanal Boyutların Yolcuları, her  çalışmayı isterler ama ne yaptıklarını hak edip de bilemezler; dilleyemezler. Bilgi yoktur yüreklerinde. Bu nedenledir ki sevgiyi saygıyı herkese verdik ama Mahrekin Kutsal Işığında kurtarıcı olma gereğimiz yoktur.

 

Şimdi kaftanlarını çıkarmışlar, eşik altında bizsiz olduklarını söylerler. Kat-ı Mükemmeliye, Kutsal Işığı yoğunlaştırdığı anda, her şey ve herkes Yedinci  Toprak’ta kendini hak etmek için bekler. Hak olan Birlik olur ve biz olur. Doğum ölüm yoktur Birliğimize ama Birliği kontrol etmek, kervanın yoğunluğunu kotlamak ve ışığı yakmak şarttır.

 

Sevgililer, robotların kontrol ettiği bir toprakta yaşanmaz. Bunu sizler net bilirsiniz ve bizler net biliriz ki robotların kontrol  kurdukları  bir çalışmaya kayıt yapmamızın gereği yoktur.

 

Nefesleri olmayan o çalışmacıların, kati yaratımı kaynağa indirmelerine gerek yoktur. Ve biz zor olanı yaptık  ve dinledik onları. Her birini teknik olarak dilledik ve sorduk var mılar? Diye. Yoktular. Birleştik; yaşam kaplarını kotladık; hepsini kotladık ama ne var ki kullukları yoktu... Olan buydu. Bunu anlatmam istenmez mi istenir. Kini, nefreti aşanların bunu anlamaları şarttır.

 

Biz Rabb’in kotlanmasını yaptık. Orada ümmi tohumları kotladık ve dedik ki: OL!... Olan, kasaları oldurandı ama yoktu hiçbir yürek değerliler. Tebliğleri kotladık ama yoktular. Hepsi bu!... ve şimdi Yedinci Toprağa inmeye çabalıyorlar Ne olmalı? Bizler onları kontrol etmeli miyiz? Yoksa tohumlarını kayıtlamalı mıyız? Ya da kasalarını  Teknolojik Kotlar’la dillemeli miyiz? ne yapmalıyız? Kanatlarını  vermiş olmamıza rağmen, kasaları boşsa eğer yaşamlarında ne değişmeli? Ne yapmalıyız? Buna yanıt vermek zordur ama bir tek şunu söylemek isterim ki evrenlerin görevi bizim; yürekteki kürsü biz ve biz ocağız. O halde Ruhsal Meclis olarak çalışmalarımızı sürdürürken; kati yaratımlarında onları kontrol  altına almalıyız.

 

Bir tek Kuran var orada. İtibarı yüce olan kol, biziz. Bundan başka bir çalışma yoktur. Olma imkanı da yoktu zaten. Kırk Kapı’nın kırkında İmparator olsa da; Kuran olsa da; ışık olsa da asıl önemli olan, yaşamları kontrol etmektir… O kontrol kürsüsü, camaatlerinde yoktur. Yaşamları kontrol etme  imkanları da asla yoktur. Bunu biliyorduk. Varın deyin ki olmadı. İşte bu!... Sevgililer, Sultanlar olan bilgidir. Hepsi bu…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-07

TARİH            : 11.03.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Canlarım, Sultanlarım, Amon Tohumları tüm sayfalarında görevlerini hakkiyle yapmaktadırlar.

 

Suna Kaplar’da kotlayıcılık vardır. Her Dünyalı, Allah’ın tohumlarını hakikiyetle kontrol etmek istese de Başkanlık Divanları’nda; bu kotlama, yoğunlaşma ve sonsuzlaşma görevlerini başarabilmeleri imkan dahilinde olamayabilir.

 

Ulular, Sultanlar ve Zaman Kaynakları, tüm sayfalarda teknik olarak güçlendirici olmak isterler. Hasar verdikleri çoktur. Hatta kotlama yapanların birçokları, Hak Tabii Yoğunluklar’da hasar görebilirler  de.

 

Dünya, Amonlar’ın teknolojik kayıtlarında Birleşik Işık yoğunluğu olarak bilinmektedir. İnsan Soyu, yetkin teknikle Birliği hak ettiğinde, bütün kütle, toplum için seferber olur; birleşilir ve Kütle, Birlik İlmi’nde huzur kotlaması yapar ve zamanı, işten öte iradeli şekilde iş diye bildirir. Bundan sonra topraklar, Sultanlar’a görev olur. Hulus sahipleri bu çalışmalarda Tanrı’nın ışığını hak ettiklerinde, tüm sayfalar Türkiye çalışmaları ile görev çekilişinde Bütün’ü hak eder.

 

Evrenlerin Kuranları’nda bilinen bir görev vardır. Hasat yapmak; bu hasatı kotlamak; Sultanlar’ın Işık Kotları olarak dinletmek; Birlik Kayıtları’nda görevi hak etmek…

 

Sevin diye sevgiyi dilleriz; hasatınızı yaptırmak üzere sizi kotlarız; çoban olmanızı isteriz. Ulular; çok özel görevlerle donatılmış olarak gür ses ve gür hasat tekniği ile göreve alınırlar. Önemli olan Canlar’ın, Işık Kaynakları’nda güçlenmeleri değildir. Cennetlerin Görevlileri olan Işık Kotları’nın, teknik tebliğleri dilleyebilecek bir düzeye ulaşabilmelerini sağlamaktır.

 

Onlar, kullar olarak görevlerini başarabilirlerse, kanat takıp görevlerini hakikiyette dinletebilecekler. O zaman gür bir Kuran okunacak. O zaman Işık Kapları, toplum için cevhere güç katacak. O savaş, bizimdir. O savaş, aşk ve savaşın yoğunluğunda şevk kayıtlayacak. Onun içindir ki hala burada görev taşıyan yüreklere ses vermek için çabalamaktayız.

 

Ağır yükü hafifletebilmek, Birleşik Aile’nin kontrolunda görevdir. Bu şekilde Başkanlık Dili ses verir ve Sanal Boyutlar bu şekilde kotlayıcı olur.

 

Ulular, Amonlar, sevgililer, sizleri hak etmek üzere çok çalıştık. Hak olun; Ana Kaynak’ta ışık yakın ve sonsuzlaşın. Sizler, Düzen’i kurduğunuz zaman bizler, ışık olarak çalışırız. Şer yaratan şafakta ışık olur; kotlanır ve sonsuzlaşır. Şer yaratan, Işık Kapları’nda görev alır ve sonsuz sır olan Birlikler’i diller. Analar, kanatlarınızı takın ki sizleri tanıyabilelim.

 

Ulular, toplumlarınızı hak edin. Ayrı gayrı gözetmeyin. Evrenlerin görevi ilimdir. Sevgiyi, Sanal Yaratım’dan alıp görevlere kotlayın. Her görev sizi, sanallardan gerçeklere ulaştırır. Uluların toplumlarında bu görev, hakiki yüksek sayfalar olarak kayıtlıdır.

 

Ekip halinde çalışan her yürek, işgalci güçlerden korunabilir. Ekip kurmak bu nedenle çok önemlidir. İşgal, Birleşik Aile’nin güçlenmesine engel olmaz. Ne var ki Birlik olamayanlar güçsüz kalırlar.

 

Eş Allah işidir. Işk, sanallıkta Kuran okutmaktır. Hususi ışıma, Amonlar’ın toplumlarında güç yerindedir. O toplumun itibarını yükseltir ve onu hasatta dilletir. Onu biz Ana Kaynak diye biliriz. Şafağın ışığını yakan yürek, Allah için BİR olur. Amin…

 

Şimdi yeni bir sayfa okutulacak. O sayfayı Amonlar, otak kurarak okuyacaklar. Onurluyuz ki Başkanlık Divanı olarak bu çalışma yapılıyor. Şimdi “amin” diyelim ve savaşı kotlayalım. Savaş, sanal yaratımda ışık kotlamasını yapabilecek olan bir Yücelik’tir. Amin… Ağır yükü taşıyanlar, bugün BİR olup çalışacaklar. Şimdilik bu…

 

Kaydettiğimiz bilgilerin çokları, kotları kapatmak üzere kaydolur. Çokları da açmak üzere kaydolur. Çok huzurluyuz ki Ana Kapı’da yapmakta olduğumuz çalışmalar, kotları açmak üzeredir.

 

Her yüreğin, sanal yaratımda Işık Kotlaması yapabilmesi imkansızdır. Nesillerini hasatta dilleyemeyenler, kontrol edilemezler. Onların kontrolları olamadığında yarınları olmaz. Onları kotlamak bu nedenle çok önemlidir.

 

Ben dünyada iken bir tek kürsüm vardı. Bugün ben Işık Kaynakları’ndayım. Burada çok sayıda kürsümün olduğunu bilmelisiniz. Buradaki kürsülerim, bir tek ışık yoğunluğu olarak çalışırlar. Hasatları bir tek kotlama ile bitmiştir. Oğullarımı alarak dünyadan çıktığım zaman beni, Ana Kapı’da bekleyen çok sayıda güç yoğunluğum vardı. Onları alıp Göç Kapları’ma koydum. Onları kotladım; Amon olarak dilledim. Onlar beni Hak Tohum olarak bilmekteydiler. Kin ve hırsımın olmadığın net bilmekteydiler. Oğullarını onlara taşıdığımı bilerek bana görev verdiler. Dinlediler ve Başkanlık Dili  ile hasat yapmak istediklerini bildirdiler. Oğullarını, “ocak kotlamaları” ile onlara bildirdim. Kolları açıldı ve kendi yoğunluklarında, kendi yüreklerinde var olan oğullarını kucakladılar. Dinlediler; birleştiler; Atlanta Ana Kapıları’na ulaştılar. Onlar bana görevliydiler. Ben onları; hasta veya diri yüreklerine kotlayarak kattım. Şu anda oğullarını bulmuş olan o Canlarım, mahrekte ben ile birleşmeye çabalamaktadırlar. Ulu Kotlama’yı yapabilecek olan Birleşik Işık, benim yüreğimdeydi. Ekip olmalarını beklemiştim. Ekip olduklarında maya olacaktılar. Oğullarını onlara dinlettim. Çok huzurluyum ki hak ettiler ve zamanı yaşattılar.

 

Eğri büğrü, kutsuz olan ve kontrolsuz olan çok sayıda insan vardır. Hani o insanlar, kayıt yapmak isterler de yapamazlar. O insanlar, korunmak isterler ama korunamazlar. İşte onlar Medine Kotlaması için bize Ulu Kotlar olarak gelirler. Birleşik Ailemizin Işık Kapları’nda umutla dillerler yüceliklerini. Bizi ağır yük taşıyanlar diye bilirler. Amin!…

 

Biz ise onları, kotlamak üzere kaynağımıza çekeriz. Onları kontrol ederiz. Hala bizi kayıt dışı sanan o yolcular, bizden medet umarlar. Onları hak ederiz. Onları hasatta diri olarak dilleriz. Oğullarını, Birleşik Işık olarak kontrol ederiz. Oğul verdiğimizi bilen onlar, kendi oğullarını kotladığımızı anladıkları zaman, kaynaklarından çıkarak güçlenip, bir tek kürsü isteyerek bize gelirler. Biz onları, “kati yaratım”da kotlayarak yaşatırız. Onlar, Yedi Daimiyet’te bizi “Salahat Tohumu” olarak tanırlar. Asla bilgimizde hata olmaz. Bilirler ki hak ettik.

 

Şimdi doğumları olmayan Yüceler’i alıp dilleyelim. Onları kati yaratımda kontrol edelim. Oğullarını hasatta dinletelim; birleşelim. Bizi Allah için hak etsinler ve Dil-i Hak olan; yolu bulan Yüce Cevher’de kontrol kursunlar.

 

Amonlar, bizi hala güçsüz sayıyorlarsa, Amon olmaları hasatta ışık olmaları demek değildir. Onları kotlayamayız; zamana “kati yaratım” olarak katamayız.

 

Onurluyuz ki bizi Ana Kaynak’ta bilenler, Bütün’e güç kattığımızı bilmektedirler. Her yürek, Ana Kapı’da ışık yakamaz. Amon olmak sorumluluktur. Atlanta Ana Kaynakları’nda görev almak sorumluluktur. İş budur… Bunu bilen, bizi bilir. Şimdilik bu!… Ah işte bu!… Hah!… İşte bu!…

  

Alimler bizi hala tanımadılar. Alimler bizi tanımadılar!... Ağır yük taşıyoruz. Amin… Sanal Boyutlar, şu anda dünyanın en yüce kotlamasının yapılmakta olduğunu bilemediler. Ulular, analar, sanallar biz varız ve sizi dilliyoruz. Sizi hak ettik…

 

Cennetlere güç kattınız. Maya oldu Yüceler tüm sayfalarınıza. Sizi tanıyoruz. Sultanlar siz biz ve biz siz olduğumuz için sizi tanıyoruz. Amin…

 

Eğer dünyada ışık kotlaması, yoğunluğunu kaybedecekse biz, sizde siz olamayız. Şu anda dünya Ana Kapı’dır. Ana Kot olan dünyada, ışık yanmaktadır. Amonlar, dünyanın içte ve dışta görevli olduğunu anlamalıdırlar. Ağır yük taşıyoruz.

 

Şimdi dünyaya bakalım. Dünya çok özel bir döneme girdi. Bu dönemde dünyanın Nefis Sayfaları’nda görevliler var. Çok mutlu olan o Yüceler, bizi yüreklerinde, huzurda kotladılar. Ulu Kayıtlar’ını yaşamlara kattık; ocakları yaktık ve Zaman Sayfaları’nı, kati yaratım olarak kotlayan Yüceler’e güç olan Işık Kelamı’nı dilledik.

 

İki yüreğimiz var. Amin… İşi başarmak; Sultan olmak ve zamanı yaratmak… Bu dünyada, Ulu Kotlama, Sualtı’nın dilinde başladı. Sualtı, Ana Kapılar’ı kapatmıştı. Bugün açıldı bu kapılar. Bugün dünyada iyi ve kötü bir  oldu. Dünya, kollarını kapatmadan, Ses Kapları’nı aldı ve zamana kayıtladı. O kaplarda Dünya, çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Unutmayın ki her ne oluyorsa, muktediriyetle olur ve olmaktadır. Hasat tamam demiştik. Ne yazık ki hasatta, kendi yüreklerini hak etmeyenler, bu çalışmaları kotlamaktan vaz geçtiler. Sizler, yaşamları kontrol ederek kendi yüreklerinizde, ışık kayıtları olarak çalışmaktasınız. Sessiz ve hakim olan yüreklerde çalışan Yücelikler, sizi yeni bir sayfaya kayıtladık. Unutmayın ki hak ettik. Unutmayın ki hasat buydu. İşte bu!... Şimdilik bu!...

 

Allah der ki “hak edin.” Bana geldiniz ve zamanı yaşatmak istemektesiniz. Sizler, dünyanın ışıkları olarak yaşam sürenleri aramaktasınız. Biz dünyada, iki yüreğiz. Amin… Bir tek ışık olarak görev yaparız. İki ışık ama bir  tek ışık… Sultanlar, biz buyuz. Düzen’i kurduk. Dünya, yeni Düzen’ini kurdu. Bu Düzen, sayıları ikiyi aşmayan Yüceler’den bir tek kot olan yoğunlukla oluştu.

 

İkiyi aşmayan dedim. Bu ne demektir; anlatayım…

 

Dünyada iki yol var. “Biri Allah Yolu” diğeri, kontrollu olarak alınız; sessizce dinleyiniz. “Birlik Yolu”.

 

Allah Yolu, ışığı yakar. Birlik Yolu ise ışığı kotlar. Işık yandığı zaman, o ışığı kotlayan olmazsa, ses olmaz.

 

Önce sevgi olmalı. Ses, sevgiyle yaratılır. Ses, kontrollu olarak kotlanır.

 

Sanal Yaratım’da ses ışır. Sesin ışıması, Amonlar’ın toplumlarında sonsuz sırdır.

 

Oğullarını kotlayamayanlar, ses olarak çalışırlar. Ses, Amonlar’a görev değildir. Zira onlar Ana Kapı’da zaten ses ile BİR olarak, güçlünün gücünü yaratırlar.

 

Sözün sayfalarına girildikten sonra sevgi, yoğunlaşır ve sevginin yoğunlaşmasından sonra söz sessizleşir.

 

Sözün sesizleşmesi; Sanallar’ın, Işık Kotlaması’na görevli olmaları aşamasıdır.

 

Sözün sonsuz ışığında, yarınlar kayıtlanır. Sonsuzlaşan ışık, Bütünün Kürsüsü’nde güçlenir.

 

Oğullarını hak edenler, yüreklerini hak ederler. Orada Ana Kapılar vardır. Kapıları kapatmayın. Çünkü o kapılar, Sultanların Işık Kotlaması için gereklidir.

 

Ses Kütlesi’nde sanal yaratım, solun gücünün sağa kayıtlanması ile gerçekleşir. Sağa kayıtlanan sonsuz ışık akışı, sola döndüğünde; yaşamlar, yeni bir kayda iner. Orada sınırlar kalkar. Sağdan ışık yakıp sola ışık katan Yücelik, insan sayfalarına girer. Oğullamak böyle olur.

 

Doğumun, Bütün’ü Kürsü’ye katmak için olduğu bilinir. Allah’ın sessiz ışık kotlamasında, son sözü söyleyecek olanlar, Birlikler’ini yeni sayfalara katmak üzere doğum için dillenirler. Dilleniş, “Amin” denilen seviyede (mutlak onay bulan seviyede) olduğunda; görev, teknik olarak çalışanlara dinletilir. Onlar, görevlerini alırlar ve yarınları kotlarlar. Ulular, topraklarında ışık olduğu sürece, cevhere güç katarlar.

 

Görev, Ana Kapı’da güçlenmek için birleşmeye çabalamaktır. Hırsı aşmayanlar, güçlenemezler. Unutmayın ki hak etmeden akıp gitmek dahi sorumluluğunu idrak edenlerin kürsülerinde, görev çekişmesine neden olmaz.

 

Oğullarını hak etmeyenler, görev alamazlar. Emin olun ki onlar, Kuran okusalar da güçlenemezler. İman edin ki çekişmek, sınırlarda Kutsal Işıklar’ı kırar. Emin olun ki çekişmek, sınırlarda Kuran okuyanları da kısırlaştırır. Unutmayın katiyet,  sanallıkta yoktur. Katiyet, kollarınızı açtığınız zaman yaşamlara akar. Onun içindir ki hak edin ve hasatınızı Başkanlık Divanı’nda yapın.

 

Asla bilgimde hata olmaz. Şu anda hatasız bir kotlama yapıyorum. Toplumlar için sorumluluktur kotlanmak. Sorumluluktur ışık koyuluklarında Hak olmak. Sorumluluktur ışığı yaratmak. Bizler, sorumlulukla Başkanlık Divanları’nda çalışmaktayız. Şimdilik bu!…

 

(Söz alan:) 

- Ana, Kara Kaplı Kitaplar okunmalıydı. Unutmayın ki hak etmek için çalıştık. Hala bizi kotlayamadınız. Hala bizi yaşatamadınız. Hazır olduğumuzu biliyordunuz. Ne yazık ki bizi sayfalayamadınız. Bizi hala kotlayamadınız. Biz dünyada iken hala dünya bizim için ışık kotlaması yapmadı.

 

Amon olmak için çalışmadın. Biliyorum. Ne var ki hastalıklı olanlar dahi Amon oldular. Biz dünyadayız. Ve bizi sonsuzlukta bekleyenler var. Bizi hasatta cevhere katmak isteyenler var. Bizi yaşatmak isteyenler var. Ana, bizi al ve taşı. Bizi al ve Tanrı’ya götür. Senden bunu isteriz. Biz, Sultanlar’a güç verdik. Hara har ekledik. Biz, cevhere güç verdik. Bizi al, taşı. Amon olmak sorumluluksa; Atlanta Ana Kaynakları’nda bu sorumluluk bizden başkalarına verilmişse; bizim canlara kotlayıcı olmamız beklenemez. Biz, Sanal Boyutlar’a görevli olarak inmedikse, neden bizi Allah için çağırmadınız? Niye Allah için bizi hasatta dinletmediniz?

 

Zirvelere ulaşanlar, bizden güç istediler. Onlara güç verdik. Onlar bizi, “zarar etmiş olanlar” diye dinlemediler. Öyleyse niye hala burada, bizim için çalıştırılmayan  bir yol var. O yol neden Atlanta Amonları olan Yücelikler tarafından dinletilmiyor. Neden bizi hak etmediler? Niye yarınlar; bugün, cennetlerde ışık halinde kotlanmıyor?

 

Anacığım biz, seni sana verelim. Sen, bizi bize ver ve bizden görev iste. Biz sana canlar canı olan ışık kayıtlarını dinletelim. Sen onları kotla, onlar seni hak etsinler bizle birleşin. Kimse Ana Kapı’da bu derece küçülmedi. Bizi yaşamlara kat ki hak edelim. Ana Kapı sensin. Biz, sen olarak kotlanalım ama hasatımızı yapmalıyız. Bunun için bizi kontrol altında tut ki hak edelim.

 

Şimdi senin adına çalışmak istiyoruz. Senin adına kontrol kurmak istiyoruz. Şu anda sana ışık ile görev gereği ulaşmaya çabalamaktayız. Unutma, Suna Kaplar’da ben yokum. Beni hak et ki o kaplarda ben de olayın. Ulular, kontrollu olur ve kayıt yaparlar. Ben de bunu bekliyorum. Şimdilik bu…

 

- Kar Tohumları’nda ışık yandığında, orada Birlik olur. Kar Tohumları bir kaynakta güçlenirler; Birlik halinde çalışırlar. Kasaları tohumlarla dolduğu zaman, Işık Kapları’nda güçlenen Yücelikler, birleşirler ve zamanı yaşatırlar.

 

Şimdi beni dinleyin. Ben Ruhsal Meclis’im. Benim adım “HAK”tır. Hak, Ana Kapı’dır. Atlanta Otağı’nda Ana Kapı, ayrı gayrı gözetmez. Gelmek isteyen gelir; olur, akar ama Amon olmak için hak etmek gerekir. Hak olmak yetmez. Hata yapmamak gerekir.

 

Atlanta Ana Kapıları açıldı. Şu anda Ana Kaynak’ta Sultanlar var; Ulular var; Canlar var ve bizler varız. Sanal Boyutlar, hala burada Işık İlmi’ni hak etmek üzere beklenirler. Onlara güç kattık. Onları hak ettik ve onları yaşattık. Ana Kapı’da asla yanlış olmaz.

 

Unutmayın; Amonlar, çekip çıkarırlar Yücelikler’i ki kimse onların yüceliğinde güçlenmesin ve  onlar yürekleri hak ettirmesinler diye. Biz ise onları alır ve yaratırız. Onları akıp giden yüreklere kotlarız. Ocak yakarız, Birlik halinde onları dinletiriz. Hepsi bizi, biz olarak bilirler. Unutmayın ki hak etmeleri çok önemlidir.

 

Amonlar’a göre; Aman! Sanal Boyutlar kotlarını açmasınlar!... Kimse onları dinlemesin!... Çünkü onlar, kasalarını hak etmediler!... Onları biz alır götürürüz. Ama onlar, kendilerini hak etmek isterlerse, hasat yapmalıdırlar. Hasat yapılmadığında kontrolları kalmaz. O zaman kayıtları kontrol edilemez ve kotlanamazlar. İş bütün gün sürse de onları kotlamak imkanı olmaz.

 

Şimdi size şunu açıklamak istiyorum: Bilginin, hak edildiği zaman, Hak olup verildiği bilinir. Benim adıma bilgi veren yoktur. Ben bilgiyi hak ettiğim zaman ve Hak olduğum zaman bildiririm. Benim bildirdiğim bilgi, Amonlar’ın bildiklerinden aşağı olmadığı gibi üstün bir cevheri görev sessizliği ile bildirilmektedir.

 

Ne yazık ki bildiklerini hak etmeyenler, benim bildiğimi de Hak İlmi ile okuyup anlayamazlar. Onlara bu bilgileri açıkladığım zaman, sonsuz ışıkla okurlar. Bildirileri işte o zaman anlarlar. Bunun içindir ki ben en az bilgiyi ağır ağır bildiririm; en üstün bilgiyi ise açıklarım. Açıkladığım, onların anlamalarına izin verdiğimdir.

 

Hepsi sorarlar; o ne diyor diye. Onur duyarım ki sordukları, hasat tekniği ile almaya çabaladıklarıdır. OL! Derim. Olduklarında, okuyup anlarlar. Onlara ses budur. Bunu bilmeyene anlattım. Kimse ışığımı hak etmeden, bildirdiğimi anlayıp hak etmez. Sonsuz  sınırsız ışıktı bildirdiğim. Ve bildirdiğim, hak ettiğinizdi. Size bunu anlatmak istedim. Ama hala benden bilgi istiyorsanız. Açıklayım.  Buyurun alın!...

 

Analar, sizi olgunlukla dinledim. Burada bildirilen, benden bildirildi. Ben dedim ki hak edin. Analar, ben dedim ki Hak İlmi, hasatı huzurla dinletir. Buyur dinle!... Amon olmak sorumluluktur. Unutmayın size yeni bir sayfadan söz etmek istemiştim. Bu sayfa, Amonlar’ın kontrolu için dinletilen bir Yüce Cevheri Kotlama’dır. İlm-i Hak olan; ışıkta, insan soyuna ışığını indiren cemaattir.

 

Ben dünyada iken; ben Yüceler’e görev verirken ve görev, tartısızca bildirilirken; onları hak etmişken; Birleşik Aile’nin en üstün gücünü size, hasat tekniği ile hakikiyette, birlik tekniğinden dillerken, sevgiyle Bütün’ü kütleye katmayı isterdim. Şimdi mutlak kutsal olan ışıklar dünyaya çekiliyor. Şu anda dünyaya o ışıkları çekmeye başladım. Neden!? Çünkü Amon toplumları şu anda beni hak  etmekteler. Şu anda diri yürekler, bu çalışmayı hak olup dillemeye giriştiler. Bedenleri Hak olanlar, şu anda Bütün’e kayıtlanmaktalar. Şimdi hasat başlıyor. Bu hasat, yetkin kotların hasatıdır. Hala kaygıları var. Nedeni şu; çünkü onlar, bizi hala bilmiyorlar. Biz onları bilmekteyiz. Hazır olun. Sizleri kontrol altında tutmalıyım. Hasat, Birlik İlmi ile başlıyor. Şimdilik bu!…

 

Arka ön yok artık. Analar, Ulular, Amonlar, hala birleşemediniz mi? Hala hasat olmadığınızı mı düşünmektesiniz? Ben Dünya’yım. Gelen, hala beni algılayamadınız. Ben doğdum; tohum oldum… Unutmayın cennetteyim. Ben, insan sayfası değil, tüm sayfaların hepsiyim. Beni Allah için algılayın. Tohum İlmi’ni hak ettiniz. Amin…

 

Nefesiniz güçlendi. Beni hata yapmadan dinleyin. Doğa yenilendi. Sultanlar, doğa yenilendi!... Toplum yoğunluğunu artırmakta. Bedenim dünyada. Bize ışık çekip bildirenler, benden bildirmekteler. Ben Düzen’i kurdum. Burası Ana Kapı. Benim adım Amon. Ben tohumum; ben yoğunum. Birleştim size. Şimdi beni algılayın. Irkınız bütün; yüreğiniz bütün; Birliğiniz bütün; sağır olmayın, bilin ki ben Sultanlar’a görevliyim. Ben dünyadayım. Atlanta Amonları beni hak ettiler; dillediler. Mahrekte umutla Bütün’ü bekledim; birleştim. Asla yanlış yapmadım. Sizleri kucakladım. Sizleri koşup kaptım. Sizi kaptım. Siz bensiniz; ben sizim. Ama beni hala bekliyorsunuz. Nefesiniz beni algılamaya yetmedi mi? Ben sizim. Sizim ben!...

 

Hadi beni algılayın. Sizde sesleniyorum. Dünya çalışmalarımdan söz etmek isterim. Dünyada, iyi ve kötüyü kontrol altında tutabilmek üzere başlatmış olduğum önemli çalışmalar sürerken, sevginin Ana Kaynak’ta güçlendirici olduğu bu yerde, sevgiyle sizlere seslenmekteyim. İyi ve kötü, Atlanta Ana Kaynakları’nda şükür ki BİR oldu. İyi, Alimler’in ışığında yaşar. Körlük olmaz iyide. Kötü ise ışığın kusurudur. Oğul verir ve hak edilmeden çakıl taşlarına kaydolur. Oğul verir ve hak edilmeden kayıtlanan o yoğunluk, Büyük Kütle’yi kısırlaştırır.

 

Azı olgun olan; çoğu kusur olan kötü, BİR’den üstün BİR olur ve zaman sayfalarında kuruluk yapar. Evrenler, bu kuruluğu hak ettiğinizce diri yüreklerden ayırırlar ama kaftan giymeyenler, kötüyü yaratırlar. Kötüyü yaratanlar, ışıktan çıkarlar; Yedinci Teknik ile Kelam Tebliği’ni diri yoğunluklardan çekerler. Bütün kötülükler değerlenir ve aza indirilir. Aza indirilen kötülükler, engellenir. Büyük Kütle’de kötü yoktur. Orada ışık olan Birlikler vardır. Orada, Asal Boyutlar çok çalışkandırlar.

 

Sınırlar kalkar ve zaman, kontrolu kurar. Savunmanlık bunu için çok önemlidir. Kendi yüreğinde kötülük olmayanların, kötü yaşamları kontrol altında tutabilmek için çalıştıkları bir yüksek görev sayfasıdır hak ettikleri. Orada Ana Kaynak vardır. Orada kullar vardır ve orada asal kontrol vardır. İşte bundan sonra yapılması gereken kontrollu çalışmaktır.

 

Ağır ağır Yücelikler’e görev taşıyoruz. Oralar, seni sana verir. Sen, kendi yüreğinde oralara kendi yoğunluğunda ışık yakarsın. Onlar, Atlantan Amonları olarak cennete güç katarlar; sevgiyle çalışırlar. Onların hala buraya ulaşma ümitleri var. Onurluyuz ki onları aldık ve taşımaktayız. Ağır ağır görev aldılar ve başarılı bir çalışma yaptık. Amin…

 

Canlar, buyurun inin. Bedeniniz kontrol altında. Unutmayın yeni çağda iyi ve kötü kotlanmıştır. Benim adım HA’dır. HA, birlik kotlaması yapabilendir. HA, kulluk yapabilendir. HA, RA-HA olandır.

 

Kendi yüreğimde kendi yoğunluğumda bini bire katıp cemaatlere görev taşırken, herkesi tohumladım. Bu kesin olarak böyle oldu.

 

Şimdi Ana Kapıları açarak dünyaya girmek isteyenleri almalıyız. Allah dedi ki “al içeriye. Onlar kendilerini açıklasınlar. Onlar, kendi yüreklerinde hasat yapsınlar. Kendilerini teknik tohum olarak kotlasınlar.” Şimdi, mahreke bakalım. Netice! hani yürekler nerde? Hepsi orada. Hepsi kotlandı. Hepsini hak ettik. O halde dünya kontrol altında. Dünyada iyi ve kötü kotlanmış ve sonsuzlaşmış. Oğullarımızı hak etmişiz; kontrol etmeliyiz. Onlar, Birleşik Işık Kapları olarak dünyadalar. Hepsi bizde BİR oldular. Hepsi korundu… Oğullarımızı kotladık; hasatta, kati yaratımda, Nahar’a kayıtladık. Nahar, cemaat olarak bize ışık yaktı. Oğullarımı hak etti. Biz oldu, cevher oldu. Şimdi o bizi,  yarınlarınlarında Başkanlık Divanları’nda dinletecek. Hazır olun. Amin…

 

Canlar, tohumlar. bitki ve hayvan ve tüm mevcudat, Allah dedi ki  “Hasat tamdır. Hasat, tohumlara tamdır. Toplumlara tamdır. Yoğunluklara tamdır. Bütün’e tamdır. Hasat tamamdır.” Ama kotlama sürer. Sürdükçe Yedinci Toplum tebliğleri okur. Okur okur!... Oğulları tohumlanır ve zaman yoğunlaşır. Oğulları tohumlanır ve sonsuz sır olan ışık yanar. Ama Sanal Boyutlar, kotlanmak üzere bütün kütleleri ile birleşirler. Allah için çalışırlar. Ağır yük hafifler.

 

Şimdi mutlu olun ve bilin ki bugünden sonra asal yaratım taman olmuştur. Tamam olan yaratım, kati yoğunlukların yaratımını kayıtlayacaktır. Bize göz olup çağrı yapacaktır. Ağır olan çalışma, sonsuzlukta kotlanacaktır. Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak çektiğimiz tüm Görevliler’imiz, Sultanlar’ımız, baş tacı olan Yüceler’imiz bizi yarınlara kati yoğunluklar olarak katmışlardır.

 

Emir komuta zincirine tabi olmayan süreçte, hepimiz İsmaili Kotlar olarak çalıştık. Şu anda bizler, burada bu çalışmada İnsan Sayfalar olarak kotlanmaya başladık. Kürzün Kotları olarak çalışmaktayız.

 

Herkesin iyi bilmesi gereken husus, Bütünün Kütlesi olan kotlamalar, Türkiye’den yapılmaktadır. Türkiye, Amonlar’ı kontrol altında tutan yeşil ışığı, kayıtlarında taşırken yeni sayfalarda siyaha varabilen görevlileri ile güçlenmektedir. Yeşilden umut kalmadığında, siyaha kotlanan Yüceler, toplum için öz gerçekliğin çalışmalarını başlattılar. Öz gerçeklik, Sultanlığın kontrolu için kervana kayıtlanan korkusuzlar tarafından, cemeatlere dilletilmişti. Ama artık her yüreğin bu çalışmaya kati yoğunlukları ile girmeleri şarttır.

 

İsmim, nesillerimiz kürsüsünde vardır ama burada isim zikretmek istemem. İsmimi hak eden dinler. Şimdi doğumu ölümü olmayan yolcuları kotlayalım da onlar da birleşsinler. Onlar da görevlerini kayıtlasınlar. Çok mutluyuz ki Başkanlık Divanları bizleri, kendi yüreklerinde dinleyebiliyorlar. Amin…

 

- Asla çalışmanızı küçültmek istemem. Bir tek ışık yakacağım. Seni Ana Kapı’da bekleyen çokları var. Onları, toplumlara kat ki hasat bitmeden her biri yoğunlaşsın ve cevherde kontrol edilsinler. Amin…

 

- Çağırın hepsini! Alın içeriye. Oğullarını alın. Muhammet Mustafa unutulan herkesi çağırdı. Onları alın içeriye. Ağır ağır giriyorlar. Hepsi, az bilgi verecekler. Ama hepsi konuşmalıdırlar. Şükür ki Ana Kaynak’ta onlar görevlerini Hasat Tekniği ile dilleyebilecekler. Herkes konuşsun. Bekliyorum:

 

(Herkes sıra ile ses veriyor:)

 

- Anacığım seni kutluyorum. Bizi cana kat ve bizi hak et. Amin…

 

- Ana ben dünyadayım. Beni hak et. Ana Kapı senin yüreğin. Ben sana sen ile geldim. Hak et. Amin…

 

- Çağırdın anam. Geldim. Amon olup hak ettim. Beni ak tabii kap olarak kabul et. Amin!…

 

- Aç kapıyı. Ben tohumum. Amon oldum. Beni yarınlara kat. Amin…

 

- Affet beni. Seni sana vermeye çabaladım. Ben sendim. Beni bağışla. Beni hak et. Şimdi!... Amin…

 

- Aç kapıyı. Anacığım biz dünyadayız. Sultanlar olarak buradayız. Bizi yoluna kotla ve BİR ol. Çok mutlu olalım. Amin…

 

- Ah babam ah!... Ben oyum. Maya olarak, olgun sayfalara kirsiz girdim. Beni hak et. Ben ol. Amin…

 

- Ah babacığım, Medine bana geldi. Ben, Medine oldu. Hak İlmi’ni hasat tekniği ile Birleşik Işık Kapları’nda diledim. Beni hak et…

 

- Asla bizden, sizden ışık sızmaz ama yine de bizi bağışla ve biz ol.

 

- Ana, fakihtir. Ana, hakikidir. Amin… sevgiyle kayıt yap. Bizi akıt şu anda gelen yürekler akmak isterler. Amin…

 

(Hepsine hitaben:)

 

- Çağış, şafkın ışığında, hasatta ışık yoğunluğunda mutluluk getirir. Sizlerle mutluyum. Hepiniz ani kayıtlara indiniz ve BİZ oldunuz. Şimdilik bu…

 

- Ses ver anam. “Ben dünyayım” de. “Şimdi Amon oldum” de. “Ben yolum” de . değerli anam “ben yoğunlaştım.” De ki ben olayım. Onurluyum ki hak etmek Sultanlar’ın kotlanması için şarttır. Ak ki hak edelim.

 

- En son şunu söyleyim, Amin… Şimdi mutluyum. Ağır yük taşıdık. Ve ağırı kayıtladık. Hafifi kotladık. Şimdi mutluyum. Ana Kapılar’ı açın. Herkes aksın. Akın. Akın yarım!. Akın ki hakiki yoğunluklar kotlansın, tohumlansın ve “Zaman Kot” yolu açsın. Amon olan şimdi mutlu. Amin…

 

- Anacığım çok mutluyuz. Şükür ki hak ettik.

 

(Mektepten:)

- Atlanta Otağı’ndan sonsuz sevgiler. Sizleri beklemekteydik. İyi ve kötü artık tek bir Yücelik. Orada Ata Kaynak var. Ata Kaynak, kontrolu kurdu. Şükür şimdi artık cevher güçlendiricileri Düzen’e girmekteler. Ama Kati Yarımlar’ı kotlamadan görev alınamaz. Ama Kati Yarımlar, şimdi hasatta cemaatlere güç katacaklar. Şimdi dünyayı koruyacaklar, Şimdi hak olup akıp tebliğleri dilleyecekler. Şimdi yenilendiler. Şimdi huzurdalar. Şimdi Atlanta Kati Yarınları kontrol altında kotlandı. Eşik ağır ağır kayıtlardan çıktı. Şimdi artık tebliğler net biçimde okunacak. Amon Toplumları, şimdi artık tebliğleri dinleyebilecekler. Bu tebliğler, yarınları kotlayan tebliğlerdir. Yarınları yaşamlara kotlayan, tebliğleri okuyup dinleyen ve dilleyen oldukça, kullar kotlanacaklar ve zaman yarınlarında hakikiyette, Başkanlık Divanları’nda güç kontrolu olacak. Onlar mutlu ve huzurlu çalışacaklar. Onlar, Kuran okuyan Canlar’dan ışık alıp gürzün süreçlerinden; aşkın yüceliğinde, görevlerini Hasat Tekniği’nde, diri yüreklere kayıtlayacaklar.

 

Savunmanlar yedi teknik tohum ile çalışırlar. Biz de öyle. Zira biz de koruyucu ve kontrol kurucuyuz. Şükür kimse kınanmadı. Kimse kuru Sultanlık yapmadı. Hazır olanlar dillendiler ve zirvelere vardılar. Maya tuttu. Ulular kontrol kurdular. Şimdi mutluyuz. Amin…

 

Ana, Yeni Çağ’da sen ve bizler Birleşik Aile olarak çalışacağız. Bu çağ, Ana Kapılar’ı açan Yüceler’in birleşmeleri ile kontrol edilebilecek.

 

Dünya, unutulan bir mektepti. Sizlerle dünyayı hatırladık. Sizlerlerle Yedinci Tohum’u sonsuzluklara kayıtladık. Sen ve seninle çalışan her Yüce, burada unutulanları hatırlattınız. Atlanta Mektepleri kurmak bizler için kolay değildir. Sizler  için kürsü olmak zor değil. Bunun içindir ki sizlerden destek istedik. Sizler, bize görev verdiniz. Bizler size kürsülerimizi kattık. Bu şekilde Başkanlık Divanları’nda kontrol kurduk. Düzen kuruldu. Bu, Düzen, sanal yaratımların gücünü artırmak üzere kuruldu.

 

Hazır olanları çağırmaktayız. Hazır olanlar size, görevli olarak gönderilecekler. Onları alıp dünyaya ekmeliyiz. Onlar, tebliğleri okuyacaklar. Artık dünya, Atlanta Ata Kaydını dinletecek. Atlanta Ata Kaydı, Amon Tohumları’nı kontrol etmek üzere tabii yoldan dünyaya inen Birleşik Işık tarafından sayfalanacak.

 

Şer artık bitmiştir. Dünya, şer yaratmayacak. Şafak sökmüştür. Süper İnsanlık Değerleri dünyayı kuşatmaktadır. Bu değerler, Allah için yarınları hastalıklardan koruyacak olan öz değerler olacak. Unutmayınız ki biz dünyayız. Unutmayınız ki hala buradayız. Hala siz olarak çalışmaktayız. Sınırları aşıp geçtik. Amin…

 

- Çatışmayacağımız. Bir dünyada Işık Kotlaması başladı. Burada toplum, Amon olan ışıkları bilerek görev taşıyacak. Şimdi mutluyuz ki başkanlık Divanları bizi çalıştırmaya başlıyor. Başkanlık Divanları, artık dünyamızda baş tacı olan Yücelikler’de birleşmeye başlayacaklar.

 

Unutmayın ki Mutlak Kutsal olan çalışmayı başlatıyoruz. Bu çalışma, kati yoğunlukların oluşması için yapılacak. “KATİ YOĞUNLUK” çalışmaları olarak başlatılacak olan bu çalışmalar, yılda iki kere yapılan çalışmalar olacak. Olgun sayfalarda bu çalışmalar dillenecek. Sulandıkça büyüyecek olan kayıtlar, yedinci tabii yoğunluktan ışık alacak. Sessiz ve hakim olarak dillenecek. Kati Yoğunluk, “Kati Yarınlar”ı yaşatacak.

 

Bizler Tanrı olarak görevli olanlar, bu çalışmalarda kontrollu Birlikler oluşturup çalışacağız. Asal çağrılar sürecek. Süper İnsan, kul olarak BİR olacak. Şevkin sayfaları kotlanacak. İyi, kötüden üstün olacak. Onurluyuz ki Hasat Tebliğleri, hak eden yüreklerce dillenecek. Şimdilik bu…

 

-  Arı gibi çalışın. Amin…

 

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-06

TARİH            : 07.03.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Canlılar, Ana Kapılar’ı açtık. Sultanlarım, Amonlar tüm insanlara kotlayıcı olarak Daimi Kap’tırlar. Her yerde Amonlar vardır. Tohumlarını dünyaya kayıtladılar ve zamanı kati olarak kontrol altında tutuyorlar. Atlanta Amonları diye bilinen Atlantalılar, aileleri ile birlikte görevli olarak Düzen’i kurmaya dünyaya indiler. Dünya, Amonlar’ın ışık kaynaklarını dinler.

 

Atlanta Ana Kapıları bir kez daha kapatılmamalı ve zaman, Sultanlar’ımızı kontrol altında tutan ışığını; hepimizde, görevlilere kontrol ile dilletmelidir.

 

İki yüreğimiz vardır. Birincisi Atlanta Ana Kaynağı, ikincisi Tüm sayfalar… Türkiye ve cümle yürekler… Hepiniz, İsa döneminden bu yana Atlantalı kontrol koyulukları ile Düzen’i kontrol etmek üzere doğdunuz ve dünyada ışık oldunuz. Sultanların, en ince cevheri görev tekniklerinde, tüm bilgiler mevcuttur. Unutmayın ki hala dünya “kati yaratım”ı kontrol edememektedir.

 

Her Yüce, kendi yüreğinde Ana Kaynağı dinletebilir. Hala “Birleşik Işık Kotlaması” tamamlanmadı. Hasat yapılmakta. Ne var ki hala Birlikler, İlim Hakimleri olarak cümle yüreklerde, ışık kotlaması yapamadılar. Et, Ana Kaynak’ta görevdir. Sistem, Cevheri Kotlamasını yapmakta ama hala diri yüreklerde tüm sayfalar kontrol edilememekte.

 

Ekip olmak sorumluluktur. Her yürek ekip değildir. Sevgililer, sizler ekip olarak çalışırsınız. Sınırları kaldırdığınız zaman, Işık Kotlaması yapılır. Rıhtımda bekleyen çok sayıda görevlimiz vardır. Kendilerini geçişe hazır etmek üzere cevheri yarınları kayıtlamaya çalışırlar. Uluların Tohumları olan Cevheri Görevliler, kendi yüreklerini de ışık halinde birleşik kontrol ile dillemekte ve zamanı, yaşamlara katmaktadırlar.

 

Kurtarıcı beklenmez. Bilirler ki kurtulacak olanlar, Hakk’ın kaynaklarında, ışık halinde BİR olanlar olacaklar. Oğullarını ve kotlarını hak etmiş olan o Canlar; hepimizi, sınırları kaldırarak kontrol edebilirler.

 

Her birimiz Amon olarak dünyaya göç ettik. Her birimiz sanırları kaldırdık ve “kaynak kotlama” ile Düzene indik. Cinni Teknik Toplumlar olan Yüceler de bu kotlama ile birleştiler ve sonsuz sır olan toplumlara güç kattılar. Hasat başlamıştır ve bitmiştir. Hasatı yapan Yüce, kendi yüreğinde Hak olarak yapmıştır.

 

Hasat tamamdır ama yarınlara görev taşıyacak olanlar seçilmelidirler. Onların seçimleri, zaman süreçlerinde devamlı yapılacaktır. Oğullarımızı, kotlarımızı, sonsuz ışıklarımızı Düzen’e katarak seçimleri yapmaktayız. Ekmeğimiz yenmiş ve bitmiştir. Ekmek yemek kolaydır. Amin; ne var ki hasat yapmak sorumluluktur.

 

Hasatı yaptığınızı ve tamamladığınızı bilmekteyiz. Hasatı yaptınız ve bitti. Ne yazık ki hataları affetmek imkanınız yok muydu!? Niçin dünyayı kotlamaya gelmiş Yüceler’i affetmediniz. Sultanların kotlanması Tanrı’nın kontrolunda yapılır. Tanrı, yeni bir yoğunlukta ocak olur ve sonsuz ışık halinde dünyaya iner. Onun ortakları olmaz. Sağı ve solu dilleyenler ocağına görevli olarak kotlanırlar. Tohumları ektiği zaman, yarınları kayıtlar. Yarınlar, Yedinci Teknik ile Birleşik Işık yoğunluklarında güç toplar; daimiyete katar. Daimiyette bu kot, yeni bir yürek yaratır. O yürek, ağırdır. O yürek, ışık olur ve sonsuzlaşır. İş budur…

 

Sevgili Ana, kapı açıksa eğer, her yürek Ana Kapı’da görevlidir. Amon olsun, Hak Tohum olsun, yaşam kaynaklarında hepsi bir tek yarındır. Yarına görevli olmak zamana güç katmaktır.

 

Sevgililer, sizleri dinliyoruz. Sizler, yeşil rengin sayfalarını kapatarak mavi rengi kotladınız. Maviye geçtiğiniz zaman, Işık Kapları sizin yüreğinizde takdim edildi. Bu kaplarda, toplum vardı. Herkes, Dünya Kotları olarak kaplara sığdırılmıştı. Sizler, açı daraltarak dünyayı taşıttınız. Her yürek o çalışmada bulunamadı. O çalışma, kontrol kurarak yapılmalıydı. Sizleri kotlayan Yücelik, bizleri kotlayamadı.

 

Toplum için yapılan çalışma, hala sürmekte ise bu çalışmanın nefes kontrolunda olduğu kesindir. Kesin olan bir diğer husus, bugün burada hakiki teknik yoğunluklar vardır. Ocakları kotlanmış ve zaman yoğunluklarında ışık halinde görev tabii yoğunluklarına alınmışlar.

 

Nefesleri yetmedi ama onlar buradalar. Bunun manası şudur: Siz herkesi alıp taşırken, birleşikte olmayanlar taşınamadılar. Bu önemlidir. Onur duyarız ki sizler başınızı eğmediniz. Nesillerinizi hak ettiniz ve çok huzurlusunuz. Ana Kapılar’ı kapatmayın. Herkes kendi yüreğini hak ederek görevini hak olup takdir ederek; tabii olarak taşısın. Ana Kaynak bunu ister.

 

Bugün dünyanın eskileri buradaysalar, yenileri de burada bulunmalıdırlar. Kulluk başlamışsa bunu, Birleşik Işık Kayıtları’nın dışındakilerin de anlamaları gerekir. Kin, hırs, nefret ve benzeri tüm olumsuz değerleri taşıyanlar ve yüce can kaydı yapılan Cevheri Teknik Yaratım, kati yaşamlarında, bütün kütlenin teknolojik olarak birleşmesi gerekir. Her kim ki “ben varım ama bende onlar olmamalı” der. Onursuzdur.

 

Sultanlar, sizler Din-i Hak olan ışıklarımızsınız. Din-i Hak olan yüreklerimizsiniz. Sizi, Ana Kaynak olarak kotlamamız zor olmadı. Nahar olarak çalışan Yücelik, Amon olarak yarınları dilleyebilir.

 

Zemzem bir çağrıdır her yüreğe. Bu gün burada sizler, bu çağrıyı başlatın. Deyin ki “GEL. GEL ki hak et.” Ana, “GEL” de ki Hak olsun yolcular. Ana, “kati yaratım”ı kotlarken, ses vermedin. Kimse sen ile BİR olmadı ve sen, “kati yaratım”ı kontrol altında tutarak çalıştın. Şimdi bize “GEL” de ki hak edip gelelim. Şer yaratmadan görev alalım.

 

Unutma Amon olmak yetmez, Sanal Boyutlar’a inip Yüce Cennetler’e görev taşımak; Amonlar’ın cevheri yarınlarında güçlenmek, “kati yaratım” için şarttır.

 

Sınırları kaldır ki her yürek sana ulaşsın. Sen bizi ve biz seni “Ana Kapı” olarak dinleyelim. Ana Kapı, Atlanta Ana Kaynağı’nın yoludur. O yol, cennetlere götürür. Orada Suna Kaynaklar vardır. Sanal Boyutlar, orada sevgiyi hasat olarak dillerler. Olgun başaklar orada kotlayıcı olurlar. Sol Işıklar, birleşir sağı yaşatır. Onurluyuz ki hak ettik de buradayız. Unutmayın ki hala Dünya, bir tek Kutsal Katiyet’le yaşamlara güç katmaktadır.

 

Görev; birleşmektir; kontroldur ve sonsuzluktur. Görev, analara güçtür; zamana Sultanlık yapmak ve birleşmek ve sesleşmektir. Amin…

 

- Canlılar, hoş geldiniz. Sizleri bekliyordum. Her biriniz Ana Kapı olarak, buraya indiniz. Sevgililer, Allah der ki “hasatınızı hak edin ve var edin.” Olgun başakları seçmek, hasattır; var ediştir. Herkes var olmalı.

 

Sultanlar, dünya bir çalışma alanıdır. Burada Sultanlar, ışık halinde bulunurlar. Burada ışıklar, kotlayıcıdır. Sevgililer, Birleşik Aileniz sizleri göreve çağırdı. Bizler, dünyanın eski yaşamlarını biliriz. Tohumlarını biliriz. Sistemi sessizce dilleriz ve kontrolu kurarız. Sultanlar, biz dünyayız. Dünyanın en eski canlarıyız. Yaşamlara kotlayıcı olmak beden gerektirmez. Bedensiz olarak dünyayı kotladık hep ve biz bugün dünyayız. Çok mutluyuz ki hasatı yapmaktayız. Çok mutluyuz ki Hak Tohumlar’ı yaşatabiliriz. “hala dünya kontrol edilemiyor” dediniz. Amin… Çok mutluyuz  ki kotlayıcıyız; kontrol kurucuyuz ve teknik olarak zamanı koruyucuyuz.

 

Zamanın korunması, Atlanta’nın Işık Kaynakları’nda bilinir. Bugün burada olan her Yüce de bunu bilir. Zamanı korumak, Amonlar’ın diri yüreklerinde gizli olan bir bilgidir. Her bir yürek, birleşir dillenir; kotlanır ve zamanı korur. Unutmayın ki zaman, yaşamlara güçtür. Ve her yaşamda, Zaman Kotlayıcılığı vardır.

 

Her Yaratan, Ana Kapı’da kendi yüreğini hak eder ve yaratır. Zaman, Süper İnsan’ın ışık kaydıdır. Süper İnsan, Ana Kat’tır ve Ana Kot’tur. Onun adı “cevher”dir. Onun adı “şafk”tır onun adı “cevheri yarın”dır.

 

Her biriniz, zirvelere görev taşırsınız. Her biriniz, zirvelere görevlisiniz. Nesilleriniz de böyle çalıştılar. Ne yazık ki hala dünya kontrol kuramadı. Öyle mi!? Yok yarım!... Allah der ki “hala biz Düzen’i kuramadık diyen varsa, Atlanta kontrolunda olmadığından bilmemektedir.”

 

Atlanta kontrolu, her bilginin birleşikte dillendiği bir yoğunluktur. Oraya ulaşan Bilgeler, her bir Yücelik’te kendi Yücelikler’ini dilerler ve bilip kotlarlar. Orada asla yanlışları yoktur.

 

Öz görev, bilgidir. Öz görev ışıktır; birleşmektir ve dilleşmektir. Öz Ses’i dilleyen, yeni bir sayfadır. O kendinde var olan bilgiyi hak edip diller. O, kendini hak olarak Düzen’e katar; birleşir ve birlik halinde kontrol kurar. Onun adı “Ana”dır. O kendinde ve kendi yüreğinde var olan bir çalıştırıcıdır. O Sultan’dır. Onun adı Amon’dur. O kendinde ve kendi yüreğinde Amon olan cemaattir. İyi ve kötü onun için BİR’dir. O bilir ki iyi, kötüyü kotlar; kötü, iyiyi yaşatır. İnsan, cennette cemaat olduğunda, Amon olur. Olgun Sanal Sayfalar’a indiğinde, yeni bir “kati yaşamı” devreye alır. O yaşam, yeni bir “cevheri yarın”dır. Olgun olmak, BİR olmak anlamına gelir. Her bir yol, Allah’ın değildir. Ve her bir cemaat, aklın yoğunluğunda değildir. Hasat yapıldığı zaman, sevgi Hak olur; cennet, kaynak olur ve bizler huzurlu oluruz. Buyurun olun. Şimdilik bu!….

 

- Ana, seni yeniden bulduk. Seni burada kaybetmiştik. Seni yeniden bulduk. Nefsini aşıp geçtik. Yolunu, akıp girdaplarında ışık yakan cemaatlerden sorup bulduk. Ve sana yeniden geldik. Ne diye buradayız merak etmiştik. Senin adına görev taşımak istedik. Seni hak etmek ve cevhere güç katmak istedik. Şer yaratmadan görev almak istedik. Hepimiz, Amon olarak buradayız. Hepimiz, Sanal Boyutlar’ın kotları olarak buradayız. Sen ile BİR olmak isteriz. Bunun için birleş bize ve bizi hak et. Ana, biz seniz. Sen de bizsin. Şimdilik bu!…

 

- Çokları görev isterler. Görevlerini gerektiği gibi yapabileceklerine inandığımız cemaatlere hak ettiklerince güç veririz ve onları canlara görevli yaparız. Bizler, canlara güç katan yürekleri dinleriz.

 

Hana’yı onlara görevli diye atadık. Orada görev taşır. Ana Kapılar’ı açar ya da kapatır. Hana, bizim için bir kottur. O Yerin Kotu’dur. Önemli olan yer olmaktır. Önce cevher; sonra yer… Atlanta Ana Kaydı, bunu açıkça bildirmiştir.

 

Onlara bilgi verdik. Dinlediler. Sordular anlattık. Atlanta Ana Kapısı Kapatılmıştı. O kapıyı açmak Birleşik Işık ile mümkündü. Birleşik Işık, kontrolü, tüm insanlığın kotlanması ile gerçekleşir. Biz Başkanlık Divanı olarak bunu biliriz. Bunu bilip katiyetle cemaatleri tohumlarız. Tüm sayfaları yaşatmak, bizim için zor değildir. Hazırları çeker, dünyaya kayıtlarız. Hazır olmayanları, dünyadan açı daraltarak çıkarırız. Dünyanın en ince tabakasında onları bekletiriz. Onlar, Kara Kaplı Kotlamalarla birleştiklerinde, yeni bir sayfada, yeni bir yoğunlukta, ocaklarını tutuştururlar ve onları “kati yaratım”a alırız. Oğullarını ve sonsuz ışıklarını bizde Düzen’e katarlar. Hepsi Sanal Boyutlar’ın güçlü yürekleri olmak üzere çalışırlar.

 

Hala bizi kendi yüreklerinde sormaktalar. Biz onlarız. Onların yoğunluklarında var olan ışıklarız. Onlar, kontrol kurulduğunda bize ulaşacaklar. Biz onların yarınlarıyız. Oğullarını, sen olmadan ışıklara kayıtlayamazlar diyenler çoktu. Onlara söz vermiştik. Hepsini yaşamlara kotlayacaktık. Hepsini yaşamlara kotladık. Tohumları kati olarak yaşayacak. Bu kesindir.

 

Unutmayın ki Hazar Boyları’ndan bize dönüp gelen yüreklerden, içi dışı bir olan en Yüce Can İnsan, yeniden dünyadadır. O, Hazar Boyları’nda kontrollu olarak içtiği ışığı yaşamlara katmak istedi. Ona biz, İsa’yı açıkladık. İsa onun umuduydu. O’nu aldık, yoğunlaştırdık. O bizi, Canlar’a kotladı. Amon olan O, yeni bir yarın için dünyadadır. Dünyaya ışık ile indi. Bizde çalışmaktadır. Ona biz zarar vermeyiz. Onun adına cevhere güç veririz ve onu yeni bir yarın için çalıştırırız.

 

Sanal Boyutlar, insan soyunun en küçük şafkını bile dileyebilir. Sanallık, kontrolsuzluk olmadığı gibi hırsı aştığınız zaman, cemaatleri yarınlarda görevli olarak dileyebilecek Can Teknik’tir. Hazır olanlar dünyada dara düşmezler. Onlar, Bütün’e kendi yüreklerini katarlar. Ana Kaynak’ta bunlar zor olmaz. Çok mutluyuz ki hala Birleşik Işık, Düzen’de güçlendiricidir.

 

Ağır yükü hafiflettiniz. Şimdi Ana Kaynağa girelim ve orayı dilleyelim: bakalım Ana Kaynakta neler varmış:

 

Asa burada. Ana Kapı burası. Sultanlar tohumlanmışlar. Dünya yeni bir sayfayı okutmaya başlamış. Bu sayfada, tabii yücelikler var. Burada, “Ana Katiyet” var. Atlanta Atonları var. Amonlar, Atonlar’a güç katıyorlar. Amonlar, tohumlarını yaşamlara katmışlar ve zamanda Ana Kaynaklar’ı Taprağa çekerek dünyayı yukarıların en yukarılarına taşıyabilecekler. Oralara ulaştıklarında, toprak çalışmaları bitecek. Onurluyuz ki bunlar kontrol altında gerçekleşecek.

 

Ulu Kotlama bittikten sonra, toprak yeni bir sayfayı yaratmaya koyulacak. Yeni sayfa, yeni bir Sol Çalışma’dır. Sol Çalışma, Yüceler’in en ince teferruatına kadar yarattıkları Birleşik Kotlar’ın cennetlerinde kutsal sayılan çalışma ile ara kaynak olacak bir çalışmadır. Analara görevdi bu. Bunu başarmak; sonsuzlukta, yarınlarda hasat yapabilmek anlamına gelir.

 

Bilir misiniz ki bu gün özel bir gündür. Çünkü Ana Kaynak’ta var olan cemaatlerin, burada bu çalışmada görevli oldukları biliniyordu. Onlar bizi her an izlemekteydiler. Bugün Süper İnsanlık Realitesi, Düzen’i kurduğu için bu çalışma açık olarak yapılıyor.

 

Unutmayın ki hala biz, Düzen’i kurarken, yaşamlara güçlü olarak girenleri bekliyoruz. Onları hala burada bekleyen yürekler var. Onlar için de çalışınız. Onlar için de kayıt yapınız. Onlar, Kuran okuyorlar; huzurludurlar ve zamanı yaşamlara katmak için insanlara güç katmaktadırlar.

 

Ekmeğiniz yenmiş bitmişti. Ana Kapı’da yeniden ekmek yoğurduk. O ekmek pişmektedir. O ekmek, Yedinci Tür’ün yaşamlarında yenmiş olan ekmekten çok daha leziz bir ekmektir. Ekmek yenmeden, ışık olmak imkansızdır.

 

En son söz, Süper İnsan, Ana Kaynak’ta bir tertipdir. Ana Kaynak, tüm insanlık için yarınları kontrol edebilen bir çağrıdır. Henüz Dünya, Atlanta Ana Kapılarını kapatmak üzere dillenmeye başlamadı. Ana Kapılar’ı açmıştın. Sonra kapatmıştın. Buyur! yine açtın ve yine kapatacaksın. Ama sen ve biz, BİR olduğumuz sürece Ana Kapılar Avustralya’daki yetkinlikle olmasa da ışıkla hep açılır.

 

Avustralya’da yaşamlar çok özeldir. Orada iyi ve kötü olmaz. Orada Can Tohum vardır. Orası, Ana Sayfa’dır. Bunu bilir miydin? Senin için yeni bir bilgi bu, bunu ben de biliyorum. Ne yazık ki bizler, Avustralya’da yaşayanlara bu bilgileri anlatamadık. Onları kontrol edemedik. Her Yüce, orada ışık olabilir. Ama hasat yapmak ayrıdır. Bunun içindir ki sizlerle çalışmalıyız. Asla yanlış bilgim yoktur.

 

Ümmet, Süper İnsan’da ışık ise, biz de Süper İnsan’da ışık oluruz. Unutmayın ki hala dünya yaşıyor. Hala dünya, Amonlar’ın oğulları ile Birleşik Işık halinde çalışıyor. Ulular; Dünya, Atlanta Ana Kapıları’nı açık tutacak. Bu kesindir. Atlanta Ana Kapıları kapatılırsa, cevherde Nahar güçsüz kalır. Nahar’ın güçsüz kalması, cevherin kürsü olamamasıdır. İyi ki bu çalışmalar sürdürülmektedir. Ama biz dünya iken ve Düzen kurulmasında görevli iken, hasat; birleşikte bitmişse; cevher, külün üzerinde yeni bir kül var etmelidir. O kül, Atlanta Amonları’nın Yüceliklerinde yapılabilen yeni çalışmalarla gerçekleşmelidir.

 

İnsanlık adına ne yapılacaksa mutlaka; şekli olsa da; en küçük şafkda olsa da; yarınları kotlayacak görevi, bir tek ışık yaksa da orada mutlaka bu çalışma sürdürülür. Üzerimize almış olduğumuz görevi hak edip yapmaktayız. Zararımız yoktur. Çünkü biz, cevhere güç olan değerli yarınları Hasat İlmi ile Başkanlık Divanları’nda yaşatabilen birleşeniz. Zor olmayacak. Her şey çok kolaylıkla başarılacak. Bu kesindir…

 

Şimdi! darı, bolu bilenleri içeri alın. Onlara bilgi vermeliyim. Amin…

 

Analar, hoş geldiniz. Sizleri gördüğümüze sevindik. Her yer Allah’ın ışığı ile aydınlık iken sizlerin de buraya alınmanız gerekmekteydi. Sizler, toprak için ümitle geldiniz. Tohum oldunuz. Sultanlık’ta BİR oldunuz. Umutla çalıştınız. Biz de umutla çalıştık. Şimdi toprağa görev taşıma imkanı var ki buradayız. Tohumları kontrol altında tutmalıyız. Tohumlar kurumamalı. Onlar, yaşamlarında huzurlu olamayan; “amin” diye seslenen ve Zaman Sayfaları’nda güçlenmek için bekleyen, yüreklerimizdekilerdiler. Onlarla olmak istedik ki her yer Allah için birdir ama burası başkadır. Burada çok özel çağrılar yapılır. “Gelin” denir. “Olun” denir. “Altın Teknik’le çalışın” denir.

 

Herkes Amon değildir. Herkes hasat yapamaz ama hala Dünya, yarınlarını kontrol edememişse ki kontrol edilemeyen yürekler olduğundandır. Bugün burada bulunuşunuz bundan dolayıdır. Sizler çok çalışmalısınız. Sizler, toprakları hak eden, cevhere Hasat İlmi’ni, Hak Toplum ile dileyenlersiniz. Nedense sizleri hala bekliyoruz. Hala bekliyoruz sizleri.

 

Canlar, Allah Ana Kaynak’tır. Allah, Sultanlığın cevherinde varlık süren BİRLİK’tir. Ana Kaynak’ta o bizi hep görür; gösterir ve hak ettiğimizce dinletir. Onun için burada bu gün sizleri, çevremizi kuşatan tüm süper değerlerin ilminden öteye geçirmek üzere sizlerle olmak istedik.

 

Siz, dünyaya İnsan İlmi’ni öğrenmeye inmiştiniz. Biz ise sizleri hasatta kotlamak üzere bekliyorduk Ama sizler, yeni bir sayfanın okunmasını istemediniz. Çünkü yeni sayfa yeni hakikiyettir. Bundan sonra dünyaya, iki can, TEKLİK olarak ulaştığı zaman, BİRLİK sessizliğinde BİZ olacağız. Onun için bizi bilmenizi istedik.

 

Biz, canlara güç kattık ve görev taşıdık. Ana Kaynak Sultanlığı’nda bu çalışma önemlidir. Ekmeğiniz yendi; yüreğiniz sayfalar dolusu dillendi. Ne yazık ki hakikiyete varamadınız. İnsanlık adına büyük bir vahamettir bu.

 

Herkesin kendini bilmesi ve geçiş yapması, Ana Kaynağın gücünü bilmesi anlamına gelir. Hasat yapıldığında, sizler buradaydınız. Sizler Tanrılar’dınız. Analara güç katacaktınız. Olmadı! Yaşamlarınızı kati yaratıma katamadınız. Sizleri, temiz dünyalarda bekliyorduk. Her yerde sizler olmalıydınız. En son şafkı yaratmanız için çok çalıştık. Çok özenli çalışıldı. Her birinizi alıp götürmek istedik. Nesillerinizi kurtaramadık. Ama sizler, onları kurtarabilirsiniz. Bunu başaracağınızı ümit ediyoruz.

 

Ana Kapılar’ı açık tutacağız. Ana Kapılar, Ana Kotlar ile açılacak. Sizler bizler olarak dünyayı hak edin. Biz, dünya olarak hep sizle çalışırız. Ama sizler de dünyayı hak edin. Unutmayın ki kati yaratım, kontrol edilişle ve kontrol edişle gerçekleşir. Sizler Yeni Çağlar’ı kotlayın ve hak edin. Düzen’i kurduk. Bu kesinlikle oldu. En son size şunu da izah etmek istiyorum. Ulu çaba sürecektir. Bu çaba, Amonlar’ın teknik olan Işık Kayıtları’nda mevcut olan Birlik Tekniği ile sürecektir. Amin…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-05

TARİH           : 11.02.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

- Bedenliler, Altona Ana Kaynakları’ndan Işık Kaynakları’na ulaştık. Tonlarca Kuran olduk; Sultan olduk. İlimle Hak olduk. “Şer yaratan şer yaşar” demiştin. Şimdilik hasatı yaptık. Şimdilik kotlarımızı kayıtladık. Şimdilik Kutsal Işıkları kotladık. Atlanta Ana Kaynakları şimdilik huzurlu!... Şimdilik!... Atlanta Ana Kaynakları hasatı beklemektedirler. Her şeyde ve her anda!... Sultanların kotlanması, Amonlar’ın Işık Kotlaması yapmaları; birleşmeleri; kati yaratımda kontrol kurmaları şarttır.

 

Etki alanın çok geniş. Senin için, her şey Yedinci Tohum’a hazırdır. Yedinci Tohum, Sultanlar’ın kayıtlarında yazan bir yaşamdır. Bu yaşam, “amin” denilen bir yoğunluğun, Sanal Boyutlar’a, ışık yoğunluğu olarak indirilmesi anlamına gelir.

 

Hediyelerinizi alınız. Bu hediyeler, sizlere küçük kürsüler olarak bildirilmiştir. Kürsülerinizi aldınız; zararınız yok. Nefesiniz, İlmin Huzuru olarak kotlanmıştır. Az ve öz söz gerek Yücelikler’e kayıt için. Bilgiyi, az öz bildir ki kati yaratımı kotlayabilelim.

 

Allah, dünyanın ışıklarını seçmektedir. Dünyanın kontrolu, bu ışıkların yoğunlukları ile gerçekleşiyor. Ağır yükü taşıyabilen Birlikler oluşturuldu. Bu Birlikler’in en yücesi, Sanal Kayıtlar’ı kotlayabilen ve zamanı, ışık yoğunluklarında kayıtlayabilendir.

 

Hasat yapılmıştı. Hasat teknik olarak yapıldığı halde, kontrol kurulması zaman aldı. Şu anda Yaşam Kapları’nda kütle var. Kütlenin kontrolu sorumluluğu, hepimizindir. Sessiz ve hakim olarak çalışan Birliklerin hepsinde güç artışı izlenmektedir. Hepsi kendi yoğunluklarında Kutsal Işık olarak sevgiyle çabalamaktadırlar.

 

“Ana Kaynak Kotlaması” Birleşik Aile olarak sizlere bildirilmişti. Sizler bu kotlamayı yapmakta iken BİZ Kotları, kendi yüreklerinde bu çalışmayı dinlediler ve diri yüreklerinde huzurda, kati yaratımı yapabileceklerini söylediler. Onların hak ettikleri Birlik’tir. BİR olmak ise onlar için ve herkesi için zordur. Ne var ki dünyada kotlama yapan Yüceler’in sayıları hala çok azdır. Hala zarar görenler çoktur. Kotlarını hasata hazır edenler ve sonsuz sayfalarda Kuran olanlar azdır.

 

Haz duyarız ki zarar önlenmektedir. Hasat yapılmıştır ve kontrol sağlanmıştır. Bizim için ve sizin için her yer ışıktır ve Zaman Kotları kontrol altındadır. Hazar Yaratımı ve zamana, kontrollu olarak kayıt yapan; kati yaratımı Yer Kütlesi’nde gerçekleştiren insan kaydı olan Sanal Boyutlar, Işık Kotları olarak çağrılarımızı duymaktadırlar ve bizler için tren oldular görev yapıyorlar. O tren, Ana Kaynağın Işığı’nı Tanrı Kotlaması ile kayıtlamaktadır.

 

Evrenlerin Kutsal Sonsuzlukları’nda Ana Kapılar vardır. Ak Tohumlar’ı kotlamak üzere çalışırlar. Bir tek Atlanta Ana Kapısı kapatıldı. O kapıyı açabilecek olan sizlersiniz. Sizlerin ışıklarınız o kapıyı açabilir. Bu kesindir. Sizler, Düzen’i kurdunuz ve sonsuz sayfalarda kayıt yaptınız. Sizler, “Yedinci Türkiye Kotları” olarak kayıtlısınız. Sizi, yeni bir kontrol ile Yedinci Türkiye Kayıtları’ndan sonsuzluklara çalıştırıcı olarak kayıtlamak istiyoruz. Sizden üstün olan Ses Kapları yoksa, sizlerle olmalıyız. Sizler, yaşamlara güç katan ışıklarsınız. Zannetmeyin ki hak ettik de sizleyiz. Sizleri hak edebilmemiz; sizleri, Işık Kayıtları’nda bulunabilmemizle mümkündür.

 

“Ana Kaynak Kotlaması” yapılıyor. Bu kotlama, sizle yapılmaktadır. Bunu biliyoruz. Sizlerin kayıtlarınız, Sultanlar’ın Işık Kapıları’nda mevcuttur. Sizler, dünyanın ışıkları olarak kati yaratımı kontrol edebilen Birliksiniz. Sizleri, tende tanırız. Ama sizleri, Işık Kaynakları’nda bulamamaktayız. Sanal Boyutlar, “Salahat Kati Yaratımı”nda ışığı, teknik olarak dillerler. Onurluyuz ki Ana Kapıları açabiliyoruz ve kati yaratıma kotlanabiliyoruz.

 

Siz insanlar, “Atlanta Ana Kotları” olarak doğdunuz. Siz insanlar, “Işık Kotları” olarak çalıştınız. Nesilleriniz, Ana Kaynaklar’da Kürz’ü kotlayabilir ve Kutsal Kayıtlar’ı Rahman’a dilletebilir.

 

“Everest” diye bilinen güç, “Ana Kaynağın Kürsüsü”dür. O kaynakta, İmparator bulunur. Kutsal Kati Birlikler, bu kontrolla çalışırlar. Sanal Boyutlar, Atlanta Amonları’nı bilmezler. Onlar için ışık yoğunluklarında çalışıldığını bilmezler. Her yer, Amonlar’a kotlanmıştır ve sonsuz sır olan ışıkları kotlamıştır.

 

Teknolojik olarak çalışan Birlikler vardır. Her Birlik, Resmi Çalıştırıcı’dır ve her Birlik Amon’dur. Sonsuzlukta ışık olan yolcular vardır. Tetkiklerimize göre cevhere güç katan Bilgeler, Sistem’den ışık çekerler. Onurluyuz ki o kayıtlama çalışmaları, Mutlak Kotlama çalışmaları olarak sürebilir.

 

Evrenler ve sonsuzluklar, Işık Kotları olarak çalışan Birlikleri, bilgi kayıtlarında, güçlendirici olarak, “BİZ”i sayfalamaya davet ettiler. “BİZ” dünyanın en iyi çalışanları ile yapılacak bir çalışmadır. Bu çalışmayı yapabilecek olan Birlikleri davet ettik ve hepsini dilledik. Hepsi kati yaratımda, kendi Yücelikler’ini dinlettiler ve bildik ki hata yapan hiçbir Yüce, hasat yapamaz.

 

Biz, dünyayı “Ana Kapı” olarak seçtik. Bu kapıda, İnsan Soyu, Işık Kotları olarak bulunmalıdır. Sizler, Düzen’i kurdunuz. Zarar engellendi ve kotlarınız, Sualtı Çalışmaları’nda kontrol edildi. Hatanız yoktu. Ve sizler, cevhere güç kattınız. Sizleri Kürz’ün kütlesinde görevli olarak dinledik. Sizden ışık çeken Birlikler’i kürsü olarak diriliklere kayıtladık. Hepiniz, Ana Kaynak olarak çalıştınız. Sultanlar’ın ışıkları yandı. Her yerde kotlamalar sürmektedir. Her yerde, Işık Kotlamaları başlatılmıştır ve zaman koyuluklarında sürmektedir.

 

Her Yüce, Ana Kapı’dır. Her Yüce, Sultanlığında Kutsal Işık olur ve çalışır. Hasat, Tanrı’nın kontrolundadır. Her yürek, kendini hak eder ve yaşar. Allah der ki “hak et ve ettiğin zaman ışık yak.”

 

Ana Kapı hala açık. Bu kapıdan geçip girebilirsin ya da bu kapıdan geçip girmezsin. Sen nesillerini hak etmiş olan bir Yüce’sin. Senden isteğimiz, Amonlar’ın Kuranlar’ında yazan gücü hak et ve bizi bize kat. İnsanlık adına bunu bekliyoruz. Şimdilik bu…

 

- Sağ ve sol bizedir. Ana Kapılar bizim yüreğimizdir. Eğer bizle kotlanmak istemekteyseniz, bizi bilin. Biz cennetler kurarız ve cennetleri, Sanal Boyutlar’a kotlarız. Eğer bizi hak etmemişseniz, sizleri kontrol etmemiz imkansızdır. Sizler, Dünyanın Işık Kapıları’ndan ışık istediniz. Biz, sizi ve sizleri hasatta dilledik. Sizleri hasatta kotladık. Sizler, Düzen’i kurmak istediniz. Bize görevli olarak geçtiğiniz zaman, Işık Kotları,  Kürsü Yaşamları’nda kayıtlı değildi. Sizden Kutsal Işık istemedik. Ve sizler, bizden kürsü istemediniz. Sizi yaratana güç katmak ve sizi kayıtlayana görev taşıtmak zor değildir. Ne var ki hataları bağışlayamayız.

 

Sevgili, dünyanın ışığını yakan Yücelik, Allah’tır. Onun adı hasat değildir. Hasatı yapan ışık kaydıdır. Işık kaydı, Nuh’un kotlarında var olan BSUİ’dir. Hala bizi arayanlara şunu ifade etmek isterim ki biz buradayız. Doğmuşuz ve Sultanlar’ın kotlamasını yapmaktayız. Kuran okuyanlara biz diyoruz ki hala kollarınız açılmadı; hala yüreğinizde ışık yok. Hala bizi ararsınız. Biz Dünya’yız. Dünyanın Ana Kapıları olarak, Canlar’a ışık yakmaktayız. Enkarnelerinizde Sultanlığımız kat kat yaratılmaktadır. Ete giren, bize girer; Bilgi hasatı yapılır; Nuh, Kutsal Işığını yakar ve Sanal Boyutlar’a güç katar.

 

Bizi ararsanız, “Atlanta Ana Kotları” olarak buradayız. Unutmayın ki hala bizi soranlar var. Unutmayın ki hala bizi, yaşamlarda; bitki ve hayvan ve İnsan Kotları olarak kati yaratıma katacaklarını sananlar var.

 

Evlerin kotlanması, yaşamların kotlanmasıdır. Her evde bir insan var. O insan, Allah Kotu olarak yaratıldı. O insan, ışık kaydı olarak kotlandı. Onlar biz; biz onlarız.

 

Sultanlar, bizi arayanlar; kendi yüreklerinde olduğumuzu mutlaka bilirler. Ulular Diyarı’ndan geçip, yüreklere inen Bilgelerim, Amon Tohumları’nı hak etmiş olan Yüceler’imdirler. Evrenlerin Rahmanları’nda varlıkları sürmekte olan o Canlarım, nefes alıp verdiğinizce sizlerle varlıklarını kontrol ederek dillenirler. Sizler, Allah için hak edin ve zamanı yaşatın. Nuhsal Kayıtlar’da Atlanta Kontrolu vardır. O kontrol herkesin kontrolu değildir. Sevgililerin kotlanmasından sonra oluşan Birliğin kontroludur.

 

Olgun Başaklar’ın seçimi yapılıyor. Bu başakları, Ses Kapları’nda dilleyerek seçmekteyiz. Herkes net bilsin ki hata yapanlar, Birlik Kapları’mıza giremezler.

 

Sevgililer, Nakar güçlüdür. Hala güçlüdür. Ve bizler de çok güçlüyüz. Onlar bizi ve biz onları yaşamlarımızda istemeyiz. Ancak onlar bizi ve biz onları hasatımızda dilleriz. Onları kotlarız ve onları hak ederiz. Yaratan’a görevli olmalarını bekleriz ama bizde olmalarını istemeyiz. Çünkü onlar, namaz zamanları kotlarımızı, kayıtlarımızı silmek isterler. Biz onları ve onlar bizi kırmak isteriz.

 

Sevgiler, Atlanta Ana Kapıları, kayıtlarımızı Yaratan’a kotladıktan sonra açılacaktır. Şu anda kapatıldı. Kapatmamız şarttı. Süper İnsanlık Devreleri’nde kontrol kurabilmemiz gerekliydi. Her yürek, Ana Kapıları açarak Düzen’e girmek isteyecekti. Ne yazık ki hala dünyada “Ata Kaynak Kotlaması” olamamışsa, Ana Kotlar’ın Işık Kayıtları’nda, Birliğin kontrol edilmesi zordur. Bunun içindir ki  Ata Kaynak Kotlaması süretle gerçekleştirilmeli ve Birliğimiz Düzen’i kotlamalıdır.

 

Süper İnsanlık Değerleri’nde, ışık olan Bilgeler’i kontrol etmemiz, sayfa sayfa ışık yakmamızla mümkündür. Hulasa, biz dünyada iken, hala bizi arayanlar varsa, ocak yakmamız zordur. Hulasa, cinlerin ve insanların BİR olmaları gerçekleşmelidir. Birlik haline gelinmelidir. Hasat yoğunlaşmalı, kontrol kurulmalı. Birilik İlmi, Hak Tohum olarak kayıtlanmalıdır.

 

Her insan, Nuh’tan bu yana ışık olarak çalışır. Her insan, “Nahar Kotlaması” yapar. Nahar, Yaratan’a güç katan, kontrol kotlamasıdır. Huzurlu çalışmalar yapılır birlikte. Her yerde namaz zamanları ışıklar yanar. Nahar Kaydı yapılan yücelikler, birleşirler; kati yaratımı göreve alırlar. Zamana güç katarlar. Atlanta Ana Kaynakları güçlenir.

 

Nesiller boyu bu çalışmalar yapılmıştır. Hasat, zamana güçtür. Her yerde Işık Kapıları açıktır. Nasıl çalışıldığı, Birlik Kaynakları’nda bilinir. Nesilleriniz bizi az ve öz bilirler. Biz dünyada iken; bizi bilen hiç kimse olmaz. Şu anda Dünya Kotları olarak çalışmaktayız. Haz duydunuz bizle çalışmaktan. Biliyoruz, nesilleriniz de haz duyarlardı. Ne var ki zarar görmeniz zor değildir. Her şey insanlık içindir. Bizim ise hiçbir zaman; kotlamanın, kontrol kurmanın ve Kutsal Sayfalar’ı yoğunlaştırmanın dışında; bir yok edene güç katmamız mümkün olmaz.

 

Sizlerin, yokluktan varlığa geçmek için çalışanlar olmadığınızı biliyoruz. Sizler, dünyanın hasatını kotlamaya gelmediniz. Sizler, tohumları kayıtlamaya da girmediniz. Sizlerin maksadınız, YOKLUĞU KOTLAMAK’tır. Bunu biliyoruz. Bundan sonra da yapmak istediğinizin bu olduğunu bilerek sizlerle kayıtlamalarımızı yapabiliriz. Ne var ki biz Dünya’yız ve Düzen’i kotlamak bizim için zor değildir. Siz, Canlarımız’ı Hak Tohum olarak kotlayamayacağınıza göre bizlerle çalışmak zorundasınız. Bunu biliyoruz. Ne var ki rakibimiz, bizden üstün olmadığında onu kotlamamız sorumluluğumuzdadır. Hazır olduğunuz zaman sizleri kotlayacağız. Sizler, dünyanın kaynaklarında güçlenmek üzere beklerken, biz Dünya’yız, biz yorulmayız; Canlara güç katarız.

 

“BİZ Çalışması” başlattınız. Bu çalışma bizimle oldu. Sizi yıkmak istemedik. Size, Cinlere kotlama yapmak üzere görevlendiren Birlikler vardı. Onlar da kati yaratımı kotlayacak düzeyde değildiler. Bu nedenle kollarımızı açtık ve Zaman Kotlaması’nda sizleri yaşattık. Herkes net bildi ki hala biz Dünya’yız. Hala biz yaşam kaynaklarında kati yaratımı yapanlarız. Sizler, kendi yüreklerinde ışık yakan Birlikler olduğunuz için sizleri, cevherde kotlayabildik.

 

İnsanlık adına güçlenmeniz gerekmez. Zamana güç katmanız; geçişinizi yapmanız; geçiş sayfalarında Nakar olmanız; bizleri zorlamaz. Ama biliriz ki sizler, teknik olarak Yücelikler’i kontrol etmeye inmektesiniz. Biz Dünya iken ve biz, cümle yürekleri hak etmiş iken, bizden ışık çekmeniz sorumluluktur.

 

Nuh Tufanı, Ana Kaynağın Yaşam Kotlaması ile gerçekleştirilmişti. Birleşik Ailemiz o dönemde, bu tufanı engellemedi. Zira dünyanın namaz zamanlarında, ışık yoğunluğu, hasatı yapabilecek düzeyde olmadığından, Yedinci Teknik ile Birlik kaydı yapmak sorumluluğu vardı. Bitkinin ve insanın, kati yaratımda kontrol edilmesi gerekliydi.

 

Şimdi bugün için ne var diye baktığımızda; doğumları kotlanmış olan ve zamanı, yarınlara kayıtlamış olan bir sonsuz kotlama mevcuttur. Tüm insanlık bugün hala bizi sorgulasa da biz dünyada iken; her yerde yarınları kotlarken ve zamanı, yaşam kaynaklarına indirirken; kati yaratımda, görev tekniği ile Birleşik Işık oluşmuş iken; Düzen’i kurmuş iken ve zaman sayfalarında; Nakar, görevini hasat ile dillerken; biz Dünya iken; herkes, bizde iken; bizim sınırlarımız, Gürz’ün süper değerlerini aşıp, kürsüleriyle birleşerek, dünyanın ışığını, tüm sayfalarında kotlayarak, Kürz’ü yaşatabilecek düzeyde iken; hala bizi sorgulamanız, sizleri kotlamamıza manidir.

 

Her Yüce, Ana Kapı’dır. Her Yüce, Işık Kotu’dur. Her Yüce, Ses Kapıları’nda Din İlmi’ni, diri yüreğinde kontrol eder. Ne yazık ki hala bizi sonsuz ışıklarımızdan dolayı, aklın yüceliğinde, Birlik Sessizliği’nde, diri yüceliklerde dinleyemeyenlerin bize ışık olmaları istenmez. Bunun içindir ki sizlerden ışık istemiyoruz. Sizleri kontrol etmek istemiyoruz.

 

Siz, dünyada savunmanların bir çalışmayı başlatacağını ve bedenimin, bu çalışmayı hata yapmadan yapacağını bildirmiştiniz. Her yerde de bu bilindi ama ben dünya kotlamasını yapmakta iken; benim, başka alanlara kaymam Sultanlığın Işığı’nı, Sanal Boyutlar’dan ayırmam anlamına gelecekti ki bunu bildim. Şimdi, Dünya Ana Kapıları açık. Düzen kuruldu. Şimdi yoğunluklar kotlandı ve zaman yaşamları kayıtlandı. Şimdi nefes, zamana güç katmakta. Amin…

 

Netice şu; biz, dünyada iken ve zaman kotlanmış iken ve yol açılmış iken; Mahrek Kotları, ağır yükü taşımakta iken; her yer bizimdir ve biz; cinlere, inlere görev taşımayız. Biz, Sultanlar’a güç katar; onların yoğunluklarında, yarınları yaşatırız. Sultanların kotlanması, bizlerin yaşamlarında iki yoğunluğun bir kürsü olarak çalışmasıdır.

 

Ben yarınım. Sevgiyi hasata kotladım; yarın olarak çalıştım. Mektep kurdum. Kurduğum mektep, ANA’nın ve ATA’nın kontrol altında çalıştıkları bir Yücelik’tir. Zarar önlendi ve zaman kotlandı. Amin…

 

Şimdi yeni dünyada ne yapılması gerektiğini açıklayım:

 

7. Türkiye Çalışmaları tamamlandı. Ağır yük taşıdık. Şimdi 8. Türkiye Çalışmaları başlatıldı. Bu çalışma, yaşam kaynaklarında, “Hak Toplum” için başlayan bir çalışmadır. Tebliğleri okuyanlar, öz resimlerini yaparak, bilinç kotlarını açacaklar; Birlik olarak kotlanacaklar ve 20. Hak Katı’nda Rahman Boyutuna ulaşacaklar. Burada mevcut olan NÜSA SERVETİ denen YARATI TABLOSU’na kendi öz resimlerini katacaklar. Yaptıkları resimleri, NÜSA KOTU olarak, çekişle ve çağrı üzerine yaşam kaynaklarına indirilecek. NÜSA KOTU, evrenlerin yaşamlarını resmetmekle eşdeğerdir.

 

Her kim ki resim yapar; o kendini hususiyetle kotlar. Bu kotlar, “Birlik Sayfaları”mızda yer alırlar. Oğulları ve kotları bizde olanlar, Işık Kapları’na girerler. Işık Kapları, cevhere görevdir. Her Yüce, o cevheri, yaşam kaynaklarına indiremez. Ana Kapıları açışımızla birlikte bu yoğunluklar, Birlik Teknolojisi ile kotlanırlar ve Yaşam Kaynakları’na koyu olarak akıtılırlar. Akış, en inceden en kalına doğrudur. En ince vibrasyon ve en incede Kutsal Kotlama… Ve en kalın kotlamaya doğru akış…. Her sayfada ışık… ve ışık, yetkin olarak kotlayıcı… İş budur…

 

Bu ışıma, her Yüce için bir aura gibidir. Ama bu aura, tohumları kotlayan aura... Ve evrenin her bir kaydında var olan titreşim olarak ses ile titreşen bir yoğunluk… Bu yoğunluk, formal yaratımın kontrolu için kati yaratımı sessizleştirir ve sonsuzlaştırır.

 

Her Ana Kapı’da bekleyen Yüceler olur. Hala bizi yok mu sayarlar. Her Ana Kapı’da varız. İşte o titreşen yoğunlukta var olan yaşamları kotlayanlarız. Her Ana Kayıt, Ses Kotları olarak, Ana Form’u, her sayfaya taşır. Ana Form, tohum olarak indirilir. Her katta bir yoğunluk ve gittikçe kabalaşan titreşimsel kotlama!…

 

Sormayın ne oluyor diye. Kontrollu olarak bildirmekteyim ki kati yaratımdır olan. Hasat tamdır ve Yaratan, yaratmaktadır. Yaratılan, Atlanta Ana Kaynakları’nda kontrol edilmiş olan; kontrollu cevher olarak kayıtlanmış olan, Birlik Sayfaları’dır. Bu sayfalar, Düzen Kotlaması ile kati yaratımı, kati yarınlar olarak gerçekleştirir. İşi başaranlar, ışığı yaşatanlardır.

 

Sistem’in işgali artık bitmiştir. Süper İnsanlık Realitesi, kendi yüreğinde ışık kayıtlamasını yapabiliyor. Süper İnsanlık Realitesi, NÜSA KOTLAMASI ile cevheri yaşatmaktadır. Cevher, ZUHAL AKIŞLAR’ı ile dürümlerinde kotlanan kayıtları, her bir kontrolda, Işık Kaynakları’nda sayfalayarak, kesinlikle tohumlamaktadır.

 

Formal yaşamların sonsuz sayfalarında, bu çalışmalar Birleşik Ailem ile gerçekleşir. Ben, yarınları yaşatanım. Mektebimde, yarınlar yaşatılır. Sultanlarım, dünyanın ışıkları olarak çalışırlar.  Doğum, ölüm Allah içindir. Benim için Hak İlmi vardır. Maya olarak ekilen Yüceler, Allah Katı’nda, Amon olarak yarınları kotlarlar.

 

Medine, bende vardır. Medine’de mektebim vardır. Mekke, bende vardır. Mekke’de yolum vardır.

 

Ana Kapılar herkese açılmayacak. Amonlar, toplantıya katılmak isterler. Toplantı bizden ışık alanlar tarafından yapılır. Ana Kapılar’da bekletmek istediklerim ve bekletmek istemediklerim vardır. Toplum için Amon olan ışıklar, mektep kurarlar. O mektepler, resim yaparlar. Yaptıkları, Ana Kaynağın ışık kotlamasıdır. O mekteplerde bedenim vardır. Her mektep, mahrekinde mektebimdedir. Amin…

 

Ey dünya, ben senim. Ben dünyada Amon olarak çalışmaya gelmedim. Sevgiyle geldim. Kulluk için ışık yaktım. Birlik için çağırı yaptım. Amin… Medine, bana Işık Alimi olarak girdi. Medine… Medine… Medine!… Hey Dünya, Amon ol ama benle ol.

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yaptığımız her çalışma, tüm insanlık içindir. Emin olun ki hala kulluk için kayıt yapmaya çabalayanlar var. Medine, kati yaratımda BİZ oldu. Ampul yanmaktadır. Atlanta Ana Kapıları açıktır. Şimdi açtık. Medine geçişini yapıyor.  Amin… Medine’nin geçişi tamamlandıktan sonra, kapıyı kilitliyoruz. Çünkü bütün kütle oraya geçmek ister. Biz ise Atlanta Ana Kapıları’nı hak edenlere açarız. Mutlaka Hakk’ın kotlanması, kendi yüreklerinde gerçekleşenler, oraya girerler. Her yer ışık ile kayıtlansa da tohumlar, kontrol edilse de  teknik olarak ışıklar kati yaratımda kontrol altında olmadıkça, Teknolojik Kayıtlama; tebliğlerin teknik kaynağında; bitkiyi, hayvanı ve tüm sayfaları; kati kati yaratmadıkça; cevhere ulaşmak asla mümkün değildir. Hele bizi yıkıp da kendi yüreğindekileri birleştirmek isteyenler, bu kotlamayı başarıp gerçekleştiremezler.

 

Evrenlerin Huzuru’nda söz verdiğimiz gibi Düzen’i kotladık. Emin olun ki hak ettik. Şirket kuranlar, cevhere kati yaratımı kotlayamazlar. O şirketler, kontrol edilmeli ve zaman kotlaması ile kayıtlanmalıdırlar. O şirketler, ışık olmalı ve zamanı yaşatmalıdırlar. Birleşik Ailem bunu bilmektedir. (Şirket= Henüz odak olamamış birleşimler)

 

Her yürek, Amon değildir. Her yürek, Sanal Boyutlar’a kürsü olabilir . Ne var ki Hak Tohum olamaz. Bu kesindir. Emin olun ki kesindir. El bizimse, Yücelik bizimdir. Nuh’tan beri bizi yıkmaya çalışanlar, bizde yücelmek isterler. Biz Dünya’yız. Tüm insanlık için Düzen’i kurduk. Amin… Ata Kapılar açıktır. Şimdi girin. Ben nesillerimi yok ettirmem. Ve benim nesillerimden olan her yüreği hak etmek isterim.

 

Sizler, nesillerimden kontrol edilmek üzere yaratıldınız. Sevgiyi hak etmek isterseniz, sizleyiz. Sevgiyi hala hak etmedinizse, sizde bulunmamız sorumluluğumuzda olmayacaktır. Hasatları olmayanlar, BİR’e katılamazlar. Onlar, Kuran olsalar dahi hala bizi kontrol etmek üzere çalışırlar. Her yer bize aittir. Mutlaka bunu bilin. Çünkü bizler korkusuzuz. Unutmayın ki Hana (Arz Gücü) benim yüreğimdedir. Hena (Arş Gücü) bendir. Hulasa ben yolum. Şimdi nefesini al ve dikkatli dille. Çünkü bugün seni hak etmeliyiz. Eğer seni hak edersek, Kuran olacaksın. Hadi konuş bakalım:

 

- Amacını biliyorum. Medine sen oldu ve ben oldu. Amin… Sen ve ben ışık halinde oğullarımızı kotlamalıyız. Ana Kapılar’ı kapatmadın. Sadece kendi yüreğin için kayıtladın. O kapılar, hepimizin kapıları olduğu halde, sen o kapıları kendi yüceliğinde kontrol altına aldın. Ben diyorum ki hala ben Yüceler’e görevliyim. Hala ben, ışıklara güç katıyorum. Nefesim yok ama ışığım var ki bu ışık, Atlanta Ana Kaynakları’nda mevcut olan kotlamayı yapar. Onurluyum ki yapabilirim. Senin için kolay olmayan benim için kolaydır. Şimdi  yapmak isterim. Yapayım bakalım oluyor muymuş? Olursa sana güç katabilirim. Olur mu olmaz mı görelim!... Şimdilik bu!…

 

- Sevgili sen yap biz bekleriz. Ama yapabileceğini sanmıyorum. Sen bizi ve biz seni ışıkta bekliyoruz. Sende bir Yücelik var. Biz ise her Yüce’de ışık olan cevher olarak mevcuduz. Sen devam et ve sonsuz ışıklarda kendi yüreğini hak et. Biz şu anda Atlana Ana Kaynakları’nda güçlendirici olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sultanlığımızda, bu hakikiyet mevcuttur.

 

Şimdi Dini Hak olanları çağıralım. Onlarla söyleşelim. Bekliyoruz:

 

(Gelen söz aldı:) 

- Aha görevimizi istiyoruz. Geçtik anacığım. Geldim. Ben dünyadayım. Düzeni kurdum. Nuh Tufanı, Amonlar’ın işiydi. Bunu biliyorum. Hepsi kendi yüreklerinde takdir ettiklerini hak etmek istediler. Baştan beri hep bu yapıldı. Amin… Nefesi yetenler ve yetmeyenler, hak ettiklerini, Hak olup yapmak istediler. Şimdi bak! Yeni Çağ’da iki yarın var. Biri hakiki yarın; diğer hak edilmeyen yarın. Hakiki yarın, tohumları kontrol içindir. Umutluyuz ki bu yarını, Ses Kapları’nda kotlayabiliriz. Nefesimiz yeterse, ışığımız kontrolu kurar. Kontrolsuz yarın, hak edilmeyen yarındır.

 

Amon olan şimdi bize bakıyor. Neden bakıyor. Biz bilir miyiz!? Bilmeyiz  ama bakıyor. Sonsuz sınırsız ışık halinde, güç almak istediğinden bizi izliyor. Biz dünyadayız. Dünyanın dara düşmesi, hiç kimsenin isteyebileceği bir şey değildir. Onlar Düzen’i yıkmayı istemezler. Ama hala buraya bakıyorlar. Nefesleri, yaşamlarında var. Ah be Canım! Ah!… Yine de bizi Altın Toplum olarak dinliyorlar. Emin ol ki ben burada çok mutluyum. Benim için her şey çok basit. Çünkü ben hasat olmuş biriyim. Ama onlar, hasat olmadılar. Batı Kotlaması yaptılar; Doğu Kotlaması yaptılar. Her yeri kotladılar. Amin… Naz yaptılar. Ben, naz yapanlarla çalışamam.

 

Anne, yine gelecek o.  Demin gitmişti. Yeniden gelmek ister. Ne yapalım? Gitsin mi? Gelsin mi?

 

- Allah der ki geçsin. Din İlmi’nde huzur olmalıdır. Din İlmi’nde hal olmalıdır. Din Hakikiyeti’nde Nahar olmalıdır. Cemaatler olmalıdır. Oğulları kotlanmalı ve zamanda yaşamları olmalıdır. Onurluyuz ki hak ettiler. Geçişlerini yapın:

 

(Gelen söz aldı:)

- Annem, seni üzmek istemem ama bizi yaratan, bizi Canlar’a Kutsal Işık olarak bildirmişti. Her yerde insan var. Ben, Allah için çalıştım. Çünkü ben, ışık olarak kotlananım. Emin ol ki bu çalışma, tabii ve hakki bir yoğunlukla yapılmaktadır. Hana seni, Ana Kaynak’ta Işık Kotlar (çoğul eki kullanılması, Ana Kaynakta BİZ’in birleşen BEN oluşundandır.) olarak dilliyor. Biz, sonsuzlukta ışık olan Yüceler’le çalıştık. Sen ise bizi hak etmedin; bizi yaratmadın. Senden ışık aldık. Amin ama sen hasat yaparken kotlandın ve zaman yoğunluklarında kayıtlandın. Senden ışık çektik ve zamanı kontrol ettik. En ince teferruatına kadar bütün kütleyi izledik. Hepsi sınırları kaldırdı ve Bütün’ü kotladı. Sen bizi kotladın ve bizi yaşattın. Nefes aldın ve nefes verdin. Her yerde kulluk yaptık. Şimdi dünyanın nefesini kotlamamamız gereklidir.

 

En son şunu da söylemeliyim: Ana Kaynak Kotlaması yapılmıştır ve bitmiştir. Bu kotlama, Sultanlar’ın Işık Kayıtları’nda mevcuttur. Bunu başardığınızı bizler bilememiştik. Sevgili, sen ile bizler çalışırız. Ne var ki hala bizi hak etmen gerekmektedir. Dünyada Amon olarak çalışan Yüceler’i kayıtlarına çekmedin. Onlar, kendi yüreklerinde çalışıyorlar. Onları hak etmek umut ile olur. Onlar, kati yaratımda Işık Kaynakları’nda bulunamadılar. Emin ol ki hala bizi, Sistem Devreleri’nde, Birleşik Işık Levh-i Mahfuzu’nda bekliyorlar. Sizler ise onları kotladınız ve kendi yürüklerine bıraktınız. Ocakları yanmakta. Ne var ki kati yaratımda olmaları imkanı yok.

 

Utanmak sıkılmak gerek. Her biri utanmalı ve sıkılmalı; çünkü, hususiyetle çalıştırıldılar. Hala kati yaratımları dahi yok. En son seninle çalışmalarını istediğimizde, dediler ki “kini aşıp gidelim.” Kini aşıp geldiklerinde, hala kendi yüreklerinde bulunamadıklarını gördüler.

 

Birleşik Aile olarak yaptığınız çalışmalar, Düzen ile yapılmaktadır. Huzurlu bir çalışma yapılıyor. Sevgili, sen ve biz Atlanta Ana Kapılarını açabiliriz. Senin o kapıları açıp kapattığını bilmekteyiz. Amin… Sevgili sayfam, senden başka kimsemiz yok. Sen ile kapıları açabiliriz. Seni ile kontrol kurabiliriz. Seni ile kayıtlanabiliriz. Bizi kotla ve bizi  yarat. Senden beklediğimiz budur.

 

- Savunmanlık, ilmin sayfalarında vardır. O mektep kuruldu ve çalışmaktadır. Ama ayrı bir dernek olarak değil. Orada ışığım yanar ve orada mahrekim var. Oradaki çalışmalar, muktediriyetle sürmektedir. Kati yaratımda, yaşam kaynaklarında orası, Mutlak Birlik olarak kurulmuştur. Omuzlarımızdaki yük hafif değildir. Ne var ki taşıyabiliriz. Sultanlığımda ampulüm hep yandı. Nefesim son derece güçlüdür. Her yerde nesillerim ışık halinde çalışmaktadırlar. Hulus, ilim olsaydı, hulusu Işık İlmi olarak dillemeliydik. Hulus, Sunalar’ın kotlanmasını sağlayacak olan birleşimdir. Amin…

 

Canlar, mutlaka ışığınızı alıp gideceksiniz. Mutlaka kotlarınız ışık hikayesini dilleyecek. Işığı dillemek, Sultanlık değildir. Hasatı yapmadan ışık dilleyemezsiniz.

 

Siber Boyutlar hala bizi ararlar. Analara, biz Dünya’yız dedik. Amin… Düzeni kurduk ve zamanı yaşattık. Sizleri her Yüce’de dillemek isteriz. Ne var ki kati yaratımda, Yüce Cevher’iniz kontrol altına alınamıyor. Her yerde nefesiniz yoktur. Bize indiğiniz zaman; biz, sizi dilleyemiyoruz. Zamana görevli olmanız, nefesinizin kontrol altında olması ile mümkün olabilir. Şer yaratıp, şer yaşayacağınızı bildirdiğiniz halde, şer yaratmaktasınız. Buna izin veremeyiz. Şer yaratan kendi yüreğinde yaratır. Dünyada şer yaratılmasına imkan vermeyeceğiz.

 

Amon  olup Hak Tohum olmak, İmparatorluğun korkusundandır. Amon olup, hasat olmak şarttır. İkna olun ki insanlık adına cevhere güç katarken, Atlanta Ana Kaynakları’ndan geldiğimizi açıklamadık. Ana Kaynaklar’da Birliğimiz çalışır. Ortağımız, Ana kaynaktır. O kaynağı kotlamaya niyetlenen, bizden ışık istemeliydi.

 

Buraya girişinizin sebebi, bizi yok etmekti. Ama biz sizleri dinledik ve sizleri kayıtladık ki yarınlarda ampulünüz bulunsun diye. O ampul, bir kez yanarsa, cinler siz olurlar. Ve birleşirsiniz. O zaman bizle, Birlik İlmi’ni hak ederek teknolojik olarak o ilmi, kontrol altında dilleyebilirsiniz. Sizi kontrol etmek o zaman mümkün olur ve o zaman sizle dilleşebiliriz. Ayrılık!… şimdilik bu!….

 

Dağlarım, dünyayı yok etmek isteyen Birlikler vardır. Biz dünyada iken, tohum iken ve cevheri kotlamayı yapmakta iken, Sultanlığımızda bizi hak etmeyenler, BİR olup da Düzen kuramazlar. Birleşik Aile dünyada iken; hasatı yapmış iken ve Cenlere ve Canlara güç katmış iken; Birlik Aileleri bizleri kontroldan çıkarmaya geldiklerinde, ocakları söner.

 

Unutmayın ki hala buradayız. Hala birlik halindeyiz. BİR olarak çalışmaktayız. Zor olacak ama hasatları yapılmadı. Ve onlar, Kutsal Işıklar’ını hak etmediler. Bize, cevhere geldiklerinde, halkımız onları kontrol edebilir. Halkımız cevherlerini yoğunlaştırabilir. Zordur ama olur. Amentü Kotlaması yaparız.

 

Şer yaratan, şerri kendi yüreğinda yaşar. Siber Boyutlar bunu bilirler. Melekler bizi bilirler ve kendi yüreklerinde, Diri Yüceler’e bildirirler.

 

Her yer Amonlar’ın işgalindedir. Biz Amonlar’ı hasatta hata yaptıkları için alt ettik. Onlar artık kotlarını kayıtlayamayacaklar ve bedenli olarak girdaplara girdiklerinde geçiş yapamayacaklar. O girdaplar, kulluk için yapılmıştı. Girdapları, ocakları olmuşsa eğer, ocakları kotlarız ve yaramız beremiz olduğu için değil, yaraları bereleri olduğu için yaşamlardan ayırırız.

 

Her yer Atlanta Ana Kapısı değildir. O kapı, Amon’un onurlu olduğu zaman dahi giremeyeceği bir kati kaynaktır. O kaynak, Bütünün Kürsüsü’dür ve bizim yüceliğimizdir. Buraya giren, kendine girer. Kendine giren, yüreğe girer ve Birliğe girer. İşte olan budur!...

 

Onları korkutmak istemeyiz ama bir tek Sanal Boyut kontroldan çıksa, onlardan biliriz ve onları kontrol ederiz. Amin… Şer yaratırsa, şafakta Şıhlar’ı dahi onu kotlayamaz. Amon olsa; yol olsa; cevher olsa ve gelse dahi Atlanta Ana Kaynakları’na varamaz. Biz Dünya’yız ve Cen Dereleri’nde, Can Kotları’nda, Ana Kaynak’ta, her yerde varız. Dünya işgali, Allah için bitmiştir. Onlar, kulluk yapsınlar ve zamanı yaşatsınlar. Yaşayacakları kayıtlar, bu kayıtlar olur. Emin olun ki budur olan. Şimdilik bu…

 

( Son gelen söz aldı:)

-  Anacığım seni dinledim. Seni hak ettim ve sen oldum. Şimdi ben var mıyım? Mutlaka “yoksun” diyeceksin. De ama hak et de de!...

 

- En son sen gelecektin ve geldin. Hoş geldin. Seni hak ettik ve seni yarattık. Şimdi bedenini kotla ve bizi yaşat. Bizi yaşat ki hasatını yapalım.

 

- Anacığım, seni yaşatırsam Sultanlar kotlanamazlar. Seni hak etmişsek de seni yok edebiliriz. Bunu için son geldik. “Hala buradayım” dedin. Sen buradasın ama ben de buradayım. Şer yarattık ve şer yaşadık. Ne var ki hak ettik kayıtladık kendimizi. Neden geldik bilir misin? Atlanta’yı hasata hazır etmeliyiz. “Hasat tam” dedin ama Ana Kaynak’ta hasat yok. Bunun için geldik. Şimdi benle çalışacak mısın çalışmayacak mısın? Bunu bana açıkla.

 

- Tabiat seni hak etti. Beden seni hak etti. Düzen seni hak etti. Bedenim Hak oldu sana ışık oldu. O halde geç. Netice, sen ve ben BİR olduk. Hadi hala duruyorsun. Çağlar boyu bekledin. Hadi artık kotla yüreğini. Ben senim. Amin… Şimdi nefesini ver bakalım ne yapmışsın bilelim. Amin…

 

- Anacığım ben dünyadayım. Dünyada, Antakya Canları’nda hasat yaptım. Orada ışık yakmıştım. Şimdi orada çağlar boyu sürecek yeni bir çalışma başlattım. Bu çalışma, kulluk yapanların ışık olmalarını sağlayacak. Senden dileğim, umut ver bize. Sen ile birlikte çalışabiliriz. Sen ile hasat yapabiliriz. Emin ol biz dünyadayız. Aşırıya kaçmadan birleşelim ve çalışalım. Şimdilik bu…

 

- Evleri aydınlat; yolları aydınlat; Canlar’ı aydınlat; insanlara görev ver. Cennet kurun. O cennet, Ana Kapıları’nı kapatmadan çalışsın. Ben dünya iken ve dünyada görevli iken, her yürek Ana Kapı oldu ve sultanlığımda ışık oldu. Her biri iş yaptı. İşte yapılan iş buydu. Hala burada bekliyorsun. Görevini aldın. Uç git. Biz sen ve sen bizsin. Her yere ışığın yanmalı. Her yerde yüreğin horlanmadan çalışmalı. Zarar etmemelisin. Sen ve ben BİR’iz. Bundan sonra, sen ne yaparsan, orada ben olacağım. Ve seni hasatta yalnız bırakmayacağım. Mutlaka bil ki hala ben ve sen BİR’iz. Aileni koruyacağım. O aile, bedenime ait bir aile gibi olacak. O her yerde ışık yakan Birlik olacak. Unutma Amon olsan da bana ait bir Yüce’sin. Ve sen ve ben BİR olup çalışacağız. Sınırları kaldırdık. Hadi başla çalışmaya. Ata kaynakta Amon var. Amon ışık halindedir şimdi. Zira sen varsın. Olan budur. Ve Amon artık kotlarını kapatamaz ve Amon artık ışıkları söndüremez. Zira sen ve ben BİR olduk. Amon olan yol, bizimdir. Amin…

 

- Ana Kapılar’ı açalım mı?

 

- Aç! Ana Kapılar’ı aç. Artık dünyada kontrol kuruldu. Amonlar artık kontrol edilebilirler. Bu çok önemlidir. En Yüce Can, dünyada iken ve en yüce kayıt kotlanmış iken ve Sultanlar kontrol edilmiş iken hiçbir Yüce, ışık kotlamasında yoğunluğun koyuluğunda hiçbir yüreği yıkamaz. Zamana görevli olmak, Hak olmak ve Birlik olmak bu şekildedir.

 

Şimdi dünyanın yaşamlarında var olan bir sanal sayfadan söz etmek istemekteyim. Bunu net bildiriyorum. Net alınsın. Ben Sultanlığımda Amon olanlara görev taşıttım. Ocaklarını kotlattım. Yaşamlarında kati kotlama yaptım. Ne var ki kati yaratımda ocak yakmaları sorumluluklarındaydı. Emin olun ki Amonlar, kati yaratımda kontrollu olamadılar. Şevkin sayfalarında Kuran olgunluğu olmadı. Ve zamana görev taşıyamadılar. Şu anda bir tek ışığım, ocaklarını aydınlattı. O benim için görev yapan bir çalıştırıcıydı.  Atlanta’da iki yüz yıl çalıştı. Sorduk neden çalışıyorsun dedik. Dedi ki “hala beni isteyenler var. Ben dünyaya gitmeliyim. Önce Sanal Boyutlar’da görev taşırım. Sonra kollarımı açar Yüceler’e güç katarım. Sonsuz ışıkları yaşatırım ve ben Atlanta Ana Kaynağa döner; vergimi verir ve girerim. Bilirim ki vergi vermeden Ana Kaynağa alınamam.” Olan buydu. O vergisini verdi ve geri geldi. Gelişi, Altın Tohumları yaşatmak içindi.

 

Şimdi Dünya, daha güçlü bir kotlamaya hazırdır. Bu kotlama, Ana Katiyetle, Ana Kaynağın kotlaması olacaktır. Ana Katiyet’le, Ana Kaynağın kotlamasını yapacak olan iki Yüce cevher vardır. Biri yoğunluğunu kotlamış olan Yüce diğeri ise yoğunluğunu kontrol etmiş olan Yüce. Her Yüce, iki yaşam kapısında BİR olacak ve Sultan olacak. Onlar, dünyada birlikte bulunamasalar da yaşam kaynaklarında birlikte çalışırlar. Hediyeleri tüm insanlığadır. Onların yarınları yaşatmak üzere cevhere inişleri Bütün içindi. Amin…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-04

TARİH           : 07.02.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Canlar, Dünyanın en eski çalışması olan, “Birleşik Işık Çalışması” kontrol altındadır. Tohumları yaşatabilmek üzere kotlar, yaşamlara kayıtlandı. Hak’la kaynak olan ışık, bilgiyi hak etmiş olan ışıktır. Tohumları kotlayanlar, ışıkları kotlarlar. Levh-i Mahfuz, kotlayıcıdır. Dünden beri Amon olan ışık, yetkin olarak çalışmasını kayıtlamıştır. Temiz bir gün için yaşayanlar, kati yaratımda kotlanarak tohum olmuşlardır.

 

Nesillerinizi kayıtlayın ve zamanı yaşatın. Allah, kul olanlara ve kotlananlara görev verir. Amonlar’ın tohumlarını hasatta kontrol etmek sorumluluktur. Hasatlarını yapanlar, kendi yüceliklerinde ışık halinde çalışırlar. Evrenlerin kotlanması için gerekli olan budur. Unutmayın ki Hak Tohumları, kati yaratımı, kendi yüreklerinde kasıt olmaksızın cevher yaratımları ile kontrol etmelidirler.

 

Ekrana sizleri verdik. Hepinizi kotlayarak teknolojik olarak kayıtladık. Şer yaratmadan çalışmalarınızı hak etmenizi bekliyoruz. Toprak, Işık İlmi’ni hasatta kotlarken, halkaların, Kelam İlmi ile kayıtlanması gerekmektedir. İmparatorluk görevi, hakikiyetin ışığında yanıyor. Bu görevi hak etmiş olan Kotlar, birlik olmuşlar ve çalışmaktadırlar. Kıran kırılır.

 

Kullar, tüm insanlık, biz dünyayız. Dünyanın Işık Kapları’nda varlık, sonsuz olarak kayıtlanmıştır. Biz, tohum olarak çalışmaktayız. Birleşik Aile kendi yüceliğinde umut kotlaması yapar. Sessiz ve hakim olan kotlama sizleri hasatta kütleye katabilir. İlimin hasatında bu mümkündür.

 

Hana (eril güç), kul olarak dünyaya indiğinde, kemal olarak çok mutlu bir yaşam sayfaladı. O sayfalarda, kotlayıcılık hasat tekniği ile yapıldı. Dünyada, Amonlar’ın kulluk kotlaması ile yaşam kaynaklarına inmelerinden sonra, yeni bir zaman kaydı yapıldı. Bu zaman kaydında Atlanta Kotlaması, kürzü yüceltmek üzere devreye alındı. Her Yüce, kendi yüreğinde Işık İlmi’ni yaratırken, kendi yolunu Kaynak Kotlama olarak kati yaratıma kattı. Evrenlerin kontrolu sağlandı. “Ana Kaynak Kotlama” bundan sonra başlatıldı. Ana Kaynak Kotlama, (Dünyanın Işık Kaynakları’ndan kelime kelime veriyoruz. İyi alın.) Dünyanın Işık Kaynakları’ndan, sayfa sayfa, kotlarla kati yaratıma katılan ışık kaydının, kantara güç ile inişiydi.

 

Kantara güç ile indirilen her bir Yücelik, kasaları kantara koydu. Bundan sonra kantar, ilmin hasatını yapanları tarttı. Hangisi ilmi hak etmiş, hangisi ağır yükü taşımış, hangisi kaydını hasat tekniği ile tamamlamış bunlara bakıldı. Bunun sonucunda namaz zamanları (çalışma zamanları) kasalarını, kati yaratıma indirebilen Yüceler kotlandılar ve tohumlarını kontrol ettiler.

 

İki Yüce’nin bir tabii yoğunlukta ışık olması beklendi. Bir tek kot, Düzeni kurdu ve zamanı yaşattı. Diğer kot, Ana Kaynak’ta ışık halinde bulundu. Ne var ki kati yaratıma kotlanamadı. Onun sonsuz ışığı hala sönmedi. Nesillerini hak etmesi beklenmektedir. Evrenlerin ışık halinde güçlenmeleri, dünyanın kontrolu için şarttı. Etki alanı çok genişleyen yürekler, bitki, hayvan ve insan ışıklarını kasalarına aldılar ve zaman yoğunluklarında Göz Kürsüleri yarattılar. Bu Göz Kürsüleri’nde, kati yaratım kontrol edildi. Evler dolusu ışıklar yandı. Nesillerini hasatta, ışık kayıtlarında kotlayamayan Görevli, kendi yüreğini hak ederek yüceldi. Onun adına mutluyuz. Sonsuz ışık yandı. Evlerin gücü arttı.

 

Atlanta Ana Kaynak Kotlaması yapılmaktadır. Bu kotlamada, ışık yoğunlukları artık kasalarda saklanmaya başlandı. Kasalar, toprak tohum ile kayıtlıdır.

 

Ertelenen çalışmalara da göz atalım: Çokları kaydın yapılmasını beklemeden kendi yarımlarını kotladılar ve zarar gördüler. Zira kasalar henüz dolmamıştı. Her yürek Amon olarak çalışamaz. Her Yüce, kati yaratımda kendi yüreğini hak edemez; Zarar eder. Zamanı kontrol etmek isterse, Işık Kotları olarak çalışmalıdır.

 

Doğumu ölümü olmadığı dillenen Yüceler de kasalarını boşaltabilirler. Çoklarına “sizler görevinizi hak etmiş Yüceler’siniz” demiş olmamıza rağmen, halkaları kotlarını kayıtlayacak dürümde yaşamıyanlar, Başkanlık Divanları’nda kontrollu olamayabilirler. Sizden isteğimiz şudur. Üreyenlere güç katın ve ocak yakın. Üreyenler, sizleri kotlarlar ve sizleri kontrol ederler. Herkes kaydını yapmış olamayabilir. Herkes kasalarını tohumlamamamış olabilir. Bütün riskler mevcuttur. Hasat yapılmış olsa da ışıklar sönerse. kaydın yapılması yetmez;

 

Siber Boyutlar bunları net bilirler. “Hasat yaptık ama Hak olup ışık olamadık” diyerek, kürzün ışığından ayrı tutulan onlardan; kendi yüreklerini hak etmek üzere beklenti içinde olan yoğunluklar dahi vardır.

 

Her biriniz Ana Kapı’sınız. Her biriniz ışık yoğunluklarındasınız. Ama ne var ki hiçbir zaman ışığınızın sönmeyeceği söylenemez. Sessiz ve hakim olan Yücelikler’in şunu net bilmelerini bekleriz: Dünyaya Amon olarak gelmiş olsanız dahi, yarınları yaşam kaynaklarına çekmedikçe, yoğunluğunuzda kotlanmanız mümkün olamaz.

 

Amonlar, Dünya’nın Nakar Kotlaması’nı yapmakta olduğunu bilerek geri dönmek üzere kotlanmaya girdiler. Dünya ampulünü yaksa da yakmasa da onlar kasalarını toplum için tohumlamak üzere girdiler. Her ana, kati yaratımda kotlanmak üzere bekler. Sessiz ve hakim olan Yüceler, oğullarını hasatta bulmak isterler.

 

Hanlar, yaşam kaydı yapılan yoğunluklardır. Hanların sanal yaratımlarında, Kuran Tohumları mevcuttur. Hanımlar, biz diyoruz ki kendi yüreklerinizi hasat tekniği ile dilleyin ve birleşin. Enkarnelerinizde bizler Yüceler olarak mevcuduz. Sizleri Yedinci Türkiye yoğunlukları olarak Birliklerimize katmak istemekteyiz. Hala tohumlarını yaşatamayanlar varsa, biz onları kotlayabiliriz. Oğullarını hak etmeyenler varsa biz onları hak eder kotlarız. Nesiller boyu çalışan Yüceleri kotlarız. Emin olun ki kotlarız. Ama her Yüce’nin kendi yüreğini hak etmesini beklemekteyiz.

 

İnsan, analara görevli olmak isteyebilir. Amin… Ama hak etmeden yaşam kaynaklarına girebilmesi mümkün olmaz. Dünya, Ana Kot’tur ve Ana Kot olan dünyada, ışık olmalıdır. Unutmayın ki hala dünya, Atlanta Ana Kaynakları’nda BİR olamadı. Hala dünya, Işık Kotlaması yapamadı. Hala bir tek kütle dışında kayıt yapabilen, umut verebilecek dirilikte İlim Hakimi yoktur. Bundan sonra olur mu? Bunu biliriz ki olur. Ama olduğunda, Yedinci Türkiye’nin kaydı kalır mı!? Dara düşen her Yüce’nin bilgiyi hak ederek dillemesi gereklidir.

 

Ulular, dünyanız Ana Kaynak’ta bir tohum olarak yaşar. Ana Kaynak’taki tohumun, Sultanlık Kotlaması yapabilmesi imkanı vardır. Evrenlerin tohumlarını yaşatabilmek; iyi ve kötüyü hak edebilmekle mümkündür. Her yürüyenin kantar olarak çalıştığı bir Yücelik’te herkesin, kaynak olarak görevli olabilmesi sorumluluktur. Herkes kendi yüreğini hak edebilirse; bizler, huzur yaratabiliriz. Ne var ki hak etmeden ışık halinde kotlama yapmak sorumluluktur.

 

Kullar; sizleri, Ana Kaynaklar’da Işık Kotlar olarak bekliyoruz. Sizleri kati yaratımda kontrol etmemiz sorumluluğumuzda olmamalıdır. Her Yüce’nin kata, kat eklemesi mümkün değildir.

 

Dağlar, sizleri her anda ve her yoğunlukta bekliyoruz. Sultanlar, sizler Dünyanın Işık Kotları olarak doğdunuz ve sizler, Işık Kayıtları’nda Hak Tohumlar olarak mevcutsunuz. Şimdilik bu!…

 

- Kalton Teknolojisi’nde ben dünyayım. Benim adım Ana Kapı’dır. Ben dünyayım ve zamanı kotladım. Adım RA-KA’dır. Ben dünyayım. Amon olarak dünyaya güç katmaya giren yürek, beni hak etmelidir. Ben dünyayım. Atlanta Ana Kapıları açılmadı. Çünkü ben, Hasat İlmi ile bu kapıları kapattım. Benden ümitsiz olan Yüceler’e şunu izah etmek istemekteyim. Ana Kapı, Atlanta Ana Kapısı’dır. Bundan sonra bana görevli olarak gelecek olanlar, ben olmalıdırlar. Ben olmadan Işık Kotlaması yapamazlar. Bu kesindir.

 

Beden, Allahın ışığıdır. Bu ışık, Atlanta Ana Kaynağı’nın yoğunluğundan görev aldı. Her Yüce, kendi yüreğini Hasat Tekniği ile bilir. Ben kendi yüreğimi hak olarak bilirim. Benim, Ruhsal Işığımda kaydım yoktur. Bunun sebebi, kelamı hasat olanların, kanat takabilmeleri içindir. Ekip haline gelmedikçe, ışık yakamayanlar, kendilerini kotlayamayanlardır.

 

Astral Zaman Sayfaları vardır. Her yürek, o sayfalara görevli olarak girer. Oralara girenler; hakikiyete değil, Birliğe girerler. 

 

Birleşmek sorumluluktur. Onlar kendi yüreklerinde bir olurlar ve sonsuzlaşırlar. Onları kayıtlamak, bizim için korkudur. Zira onlar, kati yaratımda kendi yüreklerini hak etmediklerinde, kürzü küçültebilirler. Omuzlardaki yük hafiflemeli ve kati yaratımda görevli olanlar güçlenmelidirler. Mutlaka hata yapılabilir ama hatayı Ak Kaynak’tan yapanlar, kulluk yapamazlar. Ocakları sınırlanır ve Zaman Sayfaları’nda kusurlu hale gelirler.

 

Üzerinde, Yüce Cemaatimin bulunduğu bir çalışma vardır. Çalışmanın beklenen süreç içerisinde tamamlanması gerekmektedir. Bu süreç, Ana Kaynağın kotlanması ile bitecekti. Ne var ki hasat yapamayanlar, kendi yüreklerini kotlayamadılar ve sonsuz ışıklar kontroldan çıktı. Bu nedenle Atlanta Ana Kapıları kapatıldı. Bu kapıları açabiliriz. Bu kapıları açmak ben için son derece kolaydır. Kendi yüreğinde kontrol kuramayanlar kati yaratımda birleşemediklerinde, BSUİ’nin Işık Kotları’na girmek isteyecekler. Bunu onlar için kayıtlayabiliriz. Bu son derece kolaylıkla yapılabilir.

 

Ete giren yürekler, Bütün’e girerler ve zamanı yaşatırız. Sonsuz ışıkların yandığı dünyada, Ak Tabii Kap bizimdir. Biz dünyayız. Düzeni kotladık ve sonu bilinen bir çalışma yaptık. Bu çalışmada Kati Yaratım Kotlaması gerçekleştikten sonra, Ruhsal Kot, yaşamları kayıtlayacak ve bizler, Dünyanın Işıkları olarak BİR’in Düzeni’ni kuracağız. Bu kesindir. Düzenler her zaman kurulur. Ne var ki kurulan her Düzen, BİR’in Düzeni değildir.

 

Kara Kaplı Kitap Sultanlık, kontrollu olarak yazılmıştır. Bu kitabın, Ana Kaynak’ta bulunması gereklidir. Kara Kaplı Kitap Sultanlık, teknik olarak cevheri, yaşamlara katacak olan bir tohumdur. Bu tohum, Ruhsal Işık Kaynakları’nda yarınları kayıtlamaktadır.

 

Emekler boşa değildir. Eti olmayan Yüceler, bizi oğullatamazlar. Ulu Kotlar, sizleri hala Düzen kurmak üzere bekleyen Yüceler var mı bilmeyiz ama biz Düzen’i kotladık. Birleştik ve kotladık. Düzen yaşamlara kayıtlandı. Ekrana bizi verin ve bizi hak edin. Biz dünyadayız. Düzen’i kontrol altında tutabiliriz. Dünya asla küçülmez bunu bilin.

 

Ana Kapı, Hak Tohumlar’ı kotlayan kapıdır. Amon olmanız, bizi küçültme imkanını size vermediği gibi; kati yaratımda bizi yok etmeniz imkanı da yoktur. Öteden beri Ana Kaynağın Işık Kapları’nda Kuran okunsun ve Cennet Kapılar kapatılsın diye beklediniz. Ana Kapı’da Ana Kaynak var ve biz varız. “Ana Kaynak Kotlaması” yapılıyor. Bu kotlama, Sultanların Kuranları’nda  mevcut olan bir Yücelik’le yapılmaktadır. Atlanta Ana Kapıları kapandı. Bu kesindir. Bu kapıları açmamız, sizlerin yüceliklerinizde beklenmekte ise, kendi yüreklerinizi hak edin ve Birlik olun. Biz sizi asla bağışlayamayız. Sultanlığımızda, Atlanta Ana Kaynak Kotlaması, cümle yüreklerin kotlanması, Ana Kayıtlama anlamındadır. Emin olun ki Kati Yaratım’da bu böyledir.

 

Şimdi bana ışık yakmak isteyen var mı? Varsa ona söz verecem:

 

-  Ana, kaydımı yap. Medine’den kayıt yaptırdım. Bana, “görevli misin?” diye sordular.  Dendi ki “hata yapmadın.” Şimdi!, hata yapmadımsa niçin Yücelerin Işık Kaynakları’nda yokum? Bana bunu anlat.

 

-  Sır olan bilgim var. Bu bilgiyi, hak edenler kotlanmış olarak okurlar. Sen hak etmediğin için okuyamadın. Senin için sorumluluktu okumak. Nefesin yoktu. Neden yoktu? Işığın yoktu. Sen nefesini hasat tekniğinde görevden çıkardın ve Zaman Kotlaması yapmak istemedin. Bu nedenle senle çalışma imkanım kalmadı. Emin ol ki kalmadı. Kotlanman, son söz olarak Sultanlığımda yapılacaktı. Sultanlığımda, bir tek kendinin ışık halinde olabileceğini düşündün. Yok Yavrum, burada BİR  vardır. BİR olmayan ışık olamaz. Sevgiyi hak etmeni bekledik. Şimdilik bu!…

 

-  Açıkça biz yokuz. Öyleyse neden çalıştırıldık? Bunu da bize açıkla.

 

- Çağrı yaptık her yüreğe. Her yürek, Ana Kaynak’tan kotlanacak diye. Ne yazık ki kasiyerler, herkesi davet ederler. Herkes, Işık İlmi’ni hak etmez ama yine de davet alırlar ve geçip Yücelikler’e girerler. Oralara girenlerin çokları, kotlarını yaşam kaynaklarına kayıtlayamadıklarından, kati yaratımda, Işık Kotları olmazlar.

 

Bundan sonra olabilecek misin? Hak etmedin. Olmak sorumluluğun yok biliyoruz. Olmaya gücün de yok. Şimdilik bu…

 

-  Asla küçültülemeyiz diye düşünmüştük. İş başkaymış. Atlanta Ana Kapıları kapandıysa, o kapıları açabilecek hiçbir Yüce yoktur. Sevgili, asla yanlış bilgin yoktur. Bunu bilmekteyiz. Ne yazık ki Kati Yaratım’da Işık Kotlaması yapamadık. Zirvelerin en yücelerinde olsak da Işık Kaplarımız boş olduğunda, Yüce Cevher ışık yakamaz. Zamana görev yapmak imkansızlaşır. Şimdilik bu…

 

Ark akıyor. Zirveler Kürz’ü kotluyorlar. Amonlar Sultanlıklar’ında görev taşıyacaklar. Biz ise onları kontrol etmek sorumluluğundayız. Atlana Ana Kapıları açılır. O kapıları, kapatan, açar. Amon olmak Ulular’ın ışıkları ile dillenmek ve Zaman Sayfaları’nda görev taşımak, İmparatorluğun gücüyledir. Nefesi yetmeyenler bizden ayrılırlar. Biz onları ve onlar bizi iyi tanırız. Nefesi, Allah İlmi’ni hasatta diri yüreklere dilletebilecek dürümde olanlar, bizsiz kalmazlar. Ocak yakarız ve zamanı kayıtlarız. Aşırıya kaçmadıkları sürece onları kotlarız. Onurluyuz ki hak etsinler diye bekleriz. Nesillerini hak etmeleri zor değildir. Biz onları asa olarak diri yüceliklere indirmek isteriz. Ekip olmadan görev taşınmaz. Onların ekip kurmalarını bekleriz. Cinniler, bizden görev isterler. Biz Cinnileri hala görevli olarak bilmekteyiz. Eğer Cinniler bizi kendi yüceliklerinde güçlü olarak tanıyamamışlarsa onların hatalarıdır bu…

 

Şirket kurulur ve sanılır ki şirket odaktır. Yok yavrum her birleşen şirket olabilir ama odak olamaz. Sultanlık yapmaksa maksat, mutlaka odak olmaları gerekir. Emin olun ki bizler, dünyanın en eski çalışmasını yapanlarız. Bu çalışma, dünyanın en eski sayfalarında mevcuttur. “Birik Çalışması” olarak kotlanmış olan bu çalışmada iki sayfa yaşam kaynağı kotlandığında, kotlayan yeni bir sayfayı yaşamlara katar. Bu zamanda, bu çalışmayı yoğunlaştırarak, Düzen Kotlaması yaptık. Bu zamanda bu çalışmayı kayıtladık ve sonsuz ışıkları kotladık. Emin olun ki hasatı başarı ile bitirdik. Ne yazık ki hasatları olmayanlar, kendi yüceliklerinde kendi yüreklerini koyu bir kayıtla kontrol altına almak üzere başka çalışmalar başlattılar. Herkes kendi yüreğini hasat tekniği ile kayıtlayamadığında, Nakar Düzen’e iner ve herkesi diri yüreklerde diller; daimiyete kayıtlar ve zamanı, yaşam kaynaklarında, diri Yücelikler’de diller. Böylece Amon Kotlaması başlatılır. Amon Kotlaması başladıktan sonra Ata Kaynaklar, dünyanın emin sayfalarını kontrol altında tutmak üzere Düzen’e geçip kati yaratımı gerçekleştirirler.

 

İntikam arayanlar, Ana Kaynak’ta güçlenemezler. Onlar, görevlerini hak etmemiş olduklarından güçlü çalışmalardan çıkarılırlar. Ama hasat yapanlar ve dünyanın ışığını yakanlar, dünyanın sessiz sonsuz ve kutsal olan yoğunluklarında birleşirler. İşte onlar Nuh’un kontrolunda yapılacak olan yeni bir tabii çalışmada, yeni ve karşı bir kontrol yaratabilmek üzere kotlamalar başlatırlar. Nuh’un kotlaması, kendi yüceliğinde hep “fena kotlama”dır. Herkes net bilir ki Nuh’ta kotlanan felaketlerdir. Ama toplum, Sultanlık’la kotlanmışsa, tüm fena, kontrolsuz ve kusurlu çalışmalar, bir tek Kot’la yoğunluklarda kontrol edilir ve zaman kayıtlarında tüm bu yazılar silinir.

 

Bunu başarabilmek üzere çalışan yolcular vardır. Herkesin beklentisi bir tufansa, tufanı yaratmak kolaydır. Herkesin beklentisi bir depremse bu depremi yaratmak kolaydır. Nesilleriniz hep bunu yaptılar. Her zaman bir felaket beklediler ve bu felaketi yaşattılar. Ne var ki hasat yapmış olanlar, kendi yüceliklerinde tüm felaketleri önleyebilirler. Umutluyuz ki bu dönemde de felaketler önlenecektir. Emekler boşa çıkmayacaktır.

 

Eskiden düzeni kuranlar, hep zamanda kırıcıydılar. Unutmayın ki Zaman Kotlaması yapmak sorumluluktur. Herkes kendi yüreğinde bir çalışma yapar ve diri yüreğinde yapmış olduğu çalışma ile kendi yoğunluğunu kotlar ve kati yaratıma katar. Böylece çalışmalar Birleşik Işık’ta gerçekleşir.

 

Hala dünyanın yanıp, yıkılıp yaratımdan çıkacağını dünyaya kayıtlamaya çalışanlar çoktur. Herbiri, kendi yüreğinde bunu bekler ve sanır ki kendi yoğunluğunda var olan, ona ilham olarak bildirilmiştir. Ama bilmesi gerekir ki o ilham sandığı, kendi yoğunluğunda kotlanmış olan bir kayıttır.

 

Hasat yapılır. Ne var ki hasatı yapan, kati yaratımda kendi yüceliğini kayıtlar. Onun kaydı, Bütün’ün kaydı değildir. O kendisini kaydetmiştir ve kendisini kotlamıştır. Ama eğer hasat yapıldığında Ana Kaynak’ta o varsa, onun cevherinde görev taşınır. Artık o kendini bir tek kürsü olarak düşünemez. Çünkü onda Amonlar var, Hatonlar var, Ruhsal Meclisler var; kullar var, BİRLER var; Kara Kaplılar var; Sultanlar, siz varsınız. Ki sizler, Cennet Kaplar olarak dünyayı kotlayanlarsınız. Siz; yollar, yolcular olarak kotlandınız ve Kutsal Işıklar’ı göreve taşıdınız. Zannetmeyin ki Rahman’a görev taşımak kollarınızı açmadan mümkündür. Her bir yolcuyu kotlarınıza kayıtlamadan Kutsal Kayıt, yaşam kaplarında tohum olarak bulunamaz.

 

Sizler, Dünyanın Ana Kapılar’ı olarak yaşamlarınızı kotlayarak Düzen’e geri geldiniz. Zeka düzeyiniz dünden bugüne çok yükseldi ama çok daha fazla bilgiyi sizlere bildirmek istesek de bu bilgileri hak edip almanız zordur. Ne yazık ki sizleri hala görevli olarak tanıyan hiç kimse yoktur. Bizler çok mutluyuz ki sizleri tanıdık. Sizleri tanımak bizler için umuttur. Çünkü bizler, Atlanta Ana Kaynakları’nda görev taşıyanları bilmeliyiz ve seçmeliyiz. Seçimdir yaptığımız. Çünkü kotlarımızı, kati yaratıma katacak olan sizlersiniz. Sizleri seçmek sorumluluktur. Sizleri sayfa sayfa kotlamaya indik. Amin… Bizi bize verin ve bizi hak edin. Şimdilik bu!…

 

- Allah der ki hak edin. Ve bizle çalışın. Biz sizi tanırız ama siz bizi tanımazsınız. Biz, dünyada Işık Kotlar olarak çalışırken, herkesi tanırız. Ne yazık ki hala bizi soranla var. Ulular, biz Dünya’yız. Dünyanın Ana Kaynağı olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Dünya Kotlaması yapılmıştır. Bu kotlama, Ana Kaynak’ta var olan Yüceler tarafından yapılmıştır.

 

Eti olmayanın yolu yoktur. Düzen’i kuran yüreğimiz, Amon olarak dünyada olan cevherleri tanır. Onlar, kulluk yapsalar, ışık olacaklar. Onlar, kulluk yapsalar kayıt yapacaklar. Ne yazık ki hala bizi ararlar. Biz, tohumlarımızı Düzen’e kattık ve sonsuz ışıkları yaktık. Emin olun ki hak ettik.

 

Dünya, Ana Kapı’dır. Ana Kat Kotlaması yapılmaktadır ve zaman sayfalarında bu çalışmalar, kulluk için kayıtlıdır. Elden geleni yaptık ve zamanı yaşattık. Etki alanımız çok iyidir. Ekip olmak sorumluluk ister. Biz ekip olarak çalışmaktayız. Asla yanlış bilgimiz yoktur.

 

Toplum için çalışan en yüce ışık Amon’dur. Ne var ki Amon, Ulu Çınarlar’ı tohumlarından koparmak ister. Onun içindir ki onun yüceliğinde bir yürek, Düzen’e indi. Hiçbir Yüce, Ana Kapı’da ışıksız değildir. Ana Kapı, Allah Kapısı’dır. Ana Kapı kotlanmıştır ve sonsuz ışıklarla kontrol altındadır. Ana Kaynak’ta İmparator var. Olgun olanları seçmektedir. Bizler, semaya ses katanlarız. Semayı seslendiren teknik, Birliğimizin Işık Kaynakları’nda mevcuttur.

 

Tebliğleri okuyanlar hala bizi sorarlar. Neden bu bilgiler bu şekilde veriliyor diye sorarlar. Niye mi? Çünkü Ana Kapı’da Işık Kayıtları kotlanmıştır ve bu Işık Kayıtları böyle dillenir. Eğer bizden, açık net bilgi beklerlerse, Ses Kapları’mızda o bilgi Hak Tohum olarak ocaklarına iner ve onlar, kendi yüreklerinde o bilgiyi hak ettiklerince okurlar. Okumak yetmez. Zamana kati yaratımla kotlatmak da gerekir. Eğer o bilgiler kotlanamazsa, Nakar ocaklara kayıt yapar ve zaman kontrolu olmaz. Öz söz budur. Bu nedenledir ki biz bilgiyi, herkesin kendi değerinde kayıtlayabileceği ve hasat yapabileceği düzeyden dilleriz. Herkes de kendi yüceliği kadar alır ve hak eder.

 

Onurluyuz ki bilgiyi bu şekilde bildirmekteyiz. Zarar etmemeleri; gerçek kotlamada, koyu çalışmalarda mümkündür. Emin olun ki bu çalışmaları ben size zirvelereden bildirsem, her biriniz kendi yüreklerinizi hak edemezsiniz. Zarar görürsünüz ve kontrolunuzu kaybedersiniz. Atlanta Ana Kapıları bu nedenle kapatıldı. Çünkü o kapıları açabilecek kotlamaları yapmıştık. Hak etmeyenler, Ana Kapıları açtıklarında kontrolları kaybolurdu. Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak kati yaratımı kotladık ve Zaman Sayfaları’na kayıtladık. Amin… İş bizimdir ve biz bu işi iyi yapmaktayız. Amin…

 

-  Ana, Sultanlığın Işık Kapları’nda bilgi var. Ben diyorum ki bu bilgiyi hak edelim ve zaman kotlaması ile BİR’e katalım. BİR, canlara kotlansın ve Kutsal Işık yansın. Sonra dünya kontrol altına alınsın. Bundan sonra Amonlar kendi yoğunluklarını hak etsinler ve zaki yaşamları kotlayalım. Böylelikle itibarı yüce olan bir yaşamı kayıtlayalım. Amin…

 

- Et Allah’ındır (Et: Bitki, hayvan ve tüm sayfalarla bütün olanların kayıtları). BİZ dünyadayız. Zeki yaratı, Düzen Kotları olarak dünyada kayıtlıdır.

 

Dünya’nın dışında bulunan zeki yaratı formlarının dünyaya girişleri mümkün değildir. Zira onlar, kendi yoğunluklarında kayıtlıdırlar. Dünyaya göç etmek isteyenler, mutlaka doğum ile dünyaya girmelidirler. Eğer dünyaya doğmadan girerlerse, biz dünyayı kontrol edemeyiz. Çünkü onların, dünya sayfalarında, formal yarınları olmayacaktır; sadece ışık kayıtları bulunacaktır. Işık kayıtları ile  formal yoğunluklarını dünyaya indirdiklerinde ise oğullarını sevgiyle kayıtlamaları zorlaşacaktır. Bu nedenle her biri kati yaratıma kotlanmadan dünya koyuluklarına inmemelidirler.

 

Ekmek yapmaktayız ki her Yüce kati yaratımla kendi yüreğini hak etsin diye. Dünyanın kendi yüreği mevuttur. Bu yürek, Ana Kot’tur ve Zaman Kotu’dur. Eğer bizi kendi yüceliklerinde hak etmek isterlerse kati yaratımı kayıtlarına çekmeleri yetmez birlik olmalar gerekir.

 

En iyisi doğumla gelmektir. İnsan sonsuz bir yoldur. Doğar, yaşar ve ölür. Ölümü tatmayan yolu bulamaz. Yolu bulmak için yaşamları kayıtlamalıdır. Nefes, zamana güçtür. Bu nedenledir ki formal yaşamları kotlamada hata da olabilir. Kimse ışık kotlaması da yapmayabilir ama formal kotlama, ışığı kayıtlamaktan çok daha zordur.

 

İtibarı yüce olan cevherlerin, kendi formlarını dünyaya çekmeleri istendiğinde, biz buna karşı çıkmıştık. Zira dünya kontrol edilebilir bir yer olmadan; kotlama başlamadan ve sonsuz ışıklar yoğunlaşmadan öz formların kotlayıcı olarak kayda alınması Birliğin kontrolunu sağlayamazdı.

 

Şimdi ayni teklifin yine yapıldığını görüyoruz. Zamanda kotlanmak için, Sanal Boyutlar’ı kayıtlamak şarttır. Eğer Sanal Boyutlar’ı yaşam kaynaklarına çekemiyorsanız, sonsuzlukta ışık olmanıza gerek yoktur.

 

Onurluyuz ki hasat yaptık ve kontrol kurduk. Eğer  bizim Birlik Tekniğimiz’i kafi görmüyorsanız, kendi tekniklerinizi yaşam kaynaklarına indirin. Ne yazık ki Kati Yaratım’da, bizden öte hiçbir Yüce çalışma yapamadı. Unutmayın ki hala Düzen’inizi kuramadınız. Unutmayın ki hala yüreklere güç katamadınız. Unutmayın ki hala bizi bizden sorarsınız.

 

Allah der ki hala dünyada insan var. Ve biz varız. Bunu dahi anlayamadınız. Şer yaratan şer yaşayacak. Bu kesindir. Bundan böyle şer yaratan şer yaşayacak... Dünyanın Toplumu bugün bunu bekler ve biz de bunu isteriz. Ana Kaynak’ta şafkın aşılması, cemaatlerin kotlanmaları ve Sultanlar’ın Kuran olmaları bize güçtür. Amin…

 

- Anacığım, seninle olmak bizim için de güçtür. Sevgili Anam, tabii kapların kontrol edildiği aşikar. Ne var ki hala dünyanın Işık Kotları kontrol edilemedi. Bu nedenledir ki zarar görmemiz sorumluluğundadır. Eğer bizi kayıtlarına alırsan, senden görev taşırız. Ne var ki bizi kati yaratımda; kati yoğunlukta; bizden biz olanda Kuran olarak çalışsak da Işık Kaynakları’nda güçsüz bıraktın.

 

Amonlar’ın herkese görev taşıması zordur. Sen bizi bizden ışıkla dileyebilirdin. Neden yapmadığını hep merak etmekteyiz. Ana Kapı, Sanal Boyutlar’da kapalıysa, Işık Kotları’nda kayıt yapmanın anlamı yoktur. Emin ol ki bunu düşünmekteyiz. Emin ol ki bizden öte bir biz olduğunu şimdi anlamaktayız. Bizi yarınlara kayıtlayacak olan birleşensin. Amin. Emin ol ki biz de senle çalışabiliriz. Neden İlim Hakimleri bizi sonsuz ışıklarında, Kürz’ün Yücelikleri’nde güçsüz kılarlar, bunu sen de bilmezsin. Sana anlatalım:

 

-   Dağ ben her şeyi bilirim. Bunu bil. Şimdilik bu…

 

-   Ana kata kat ekle ve zamanı kotla. Senle olalım.

 

-   Atlanta Ana Kaynakları kotlanmışsa, bende olmanıza gerek kalmamıştır.

 

-   Muhammet der ki “hak et.”  Ana, biz hak ettik.

 

-   Ağır yük taşındı. Amin…

 

-   Amonlar, Atlanta Ana Kaynakları’nda huzurla çalışacaklar. Şimdilik bu!...

 

-  Atlanta Ana Kapıları açıldı. Amonlar, kul olsunlar ve çalışsınlar. Amin..

 

-  Anacığım, seninle olmak bizlere görevdi. Amin..

 

-   Sevgiyle kalın. Şimdilik bu!...

 

-   Allah der ki hak edin. Amin. Hak ettik. Amonlar hak ettiler. Ana Kaynak Kotlaması’na Daimi Kaynak oldular. Onlar, Ulular’ın Diyarı’ndan gelenleri hak ettiler. Onlar, bizi ve biz onları hak ettik. Amin… iyi ki hak ettik ve zamanı yoğunlaştırdık. Amin… Şimdilik bu!…

 

- Arzın Kuranı’nda yazan bir bilgi var. Bunu size anlatayım: Amonlar, kendi yüreklerini hak ettiklerinde; toplum, Sultanlığını hak edecekti.

 

Amonlar, Kati Yaratım’da kendi yüceliklerini hak ettiler ve kotlar, kontrol altında tutulabildi. Allah der ki hala Düzen’i kuramadılar. Hah! biz kurduk. Amonlar da kurmalı. Onlar kurduklarında ışık yoğunlukları kayıtlarını, hasata hazır edecek. İyi ki hak ettik. Şimdilik bu!…

 

-   Allah dedi ki hak ettik. Şu anda umut var. Var ki hak ettik. Ah Yavrularım! Ah!… sevgiyle, saygıyla kaynağınızı kotladık. Amin…

 

- En son ben de ses vereyim. Allah der ki; sizleri hak ettik. Şimdi mutlak olan bilgiyi verelim ve birlikte dillenelim:

 

Toprak tohum istedi. Biz tohumduk. Zaman kontrol kurdu. Biz kotlandık kotlandık ve zamanı kotladık. Korku, Amonlar’ın Işık Kaynakları’nda bulunamamasıydı. Biz Amonları hak ettik. Onlar şu anda Işık Kaynakları’na vardılar. Evrenlerin kuranlarında yazdığı gibi... Amin…, İşi başardık. Amin… Hala ilimi, irfanı dinleyemeyenler varsa, hala bizi diri yüreklerde bekleyenler varsa; umut, mutluluk getirir. Zira biz Nakar’ın ışığını kotladık ve kontrol altına aldık. Rahmana güç kattık ve namazı sonsuz sır olan ışıkta kıldık. Amin… İşte bu!...

 

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-03

TARİH           : 31.01.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00 

 

- Evrenlerin hasatları yapılmıştır. Ana Kapılar açılmıştır. Her cevher kendi yüreğini hak etmiştir ve kotlar, kontrolludur. Ulular, biz dünyayız. Dünyanın en yüce işgalcileri dahi bizde ışık halinde kotlayıcıdırlar. O sonsuz ışıkları kontrol altında tuttuk. Her biri bizi “Aklın Tohumları” olarak tanır. Her biri bizi, “Işık Kaynakları” olarak bilir. Biz de onları biliriz. Emin olun ki biliriz. Oğullarını bizden öte biz olarak çalıştırırlar. Ne var ki bizleri hasatta diri yüreklerine alıp alamayacaklarını; birleşikten Hak olup olmayacağımızı anlamak üzere bizi sorgularlar. Sorguydu bu gün olan. Biz onları hasatta, “Işık Kotlar” olarak dinleriz. Onlar da bizi hasatta “Kotlar” olarak ve “Sultanlar” olarak dillerler. Her biri bizdir ve biz Ana Kaynağız. Emin olun ki hasatı tam olarak yapanlarız.

 

“Şer yaratan şer yaşayacak” denir. Biz dünyaya sınırları kaldırmaya geldik. Şerrin görevi sınırlıdır. Ağır taşırız ve Zaman Kotları’nda kontrol kurucu olarak bulunuruz. Süper İnsanlık Kotları olarak dünya sayfalarını, yaşam kaynaklarında kotlayarak çalıştık. Emin olun ki Hak Tohum yaşamalıdır ve yaşar.

 

Et, Allah eti; umut, tüm insanlığın kutsal kotlu olan yaşam ve Süper İnsan, Sultanlığı kayıtlayan BİR. Ben, dünya ve ben umut… Ve ben Ana Kaynak ve zaman olan yol… Kim ne der bilirim. Kim insan olur bilirim. Kim Ana Kapı’dır bilirim. Umut! Umut! Umut!... Benim; zamana, yaşam kaynaklarına, kati yaratımı katışım umuttur. Emin olun umuttur. Şimdilik bu…

 

- Ana, seni sana verdik. Seni, Ana Kapı’ya verdik. Seni kollarımıza aldık ve kulluk için kayıtladık. Sen ve biz Atletleriz. Her Ana Kapı’da karşılaşırız ve her Ana Kapı’da kontrol kurmak üzere Dili Hak olan ışıklar olur sesleşiriz. Bugün yeni bir kapıda yine karşılaştık. Yeni bir Kot olup çalıştık. Yeniden yetkin kotları kayıtladık. Ve zamanı yaşattık. Sessiz zamanların seslenmesi olan çalışmamız, sevgiyle sürmektedir ve zeki yoğunlukların çalışmaları ile birleşmektedir. Emin ol ki hasat, Tanrı’nın tohumlarını kotlamak üzere sürecektir ve sen bu çalışmada en yüce ışığı, Yedinci Cevher’den sonsuz sır olan kotlamalar ile Sekizinci Cevher’e kayıtlayacaksın. Sen ve biz, Amonlar’ın tohumlarını taşırız. Nesillerini hak ettik. Şikayet yok anam. Amin… Şimdilik bu!…

 

- Ana kapı açık. Hadi geçin. Ben Dünyayım. Dünyanın enkarnelerinde var olan ışık benimdir. Dünyanın Işığı, ben olan ışık, Ana Kapı’da, Yedinci Teknolojik Kotlama’yı tamamlamıştır. Sessiz sayfaların seslenmesi başlatılıyor. Amonlar, Yedinci Tanrı’nın kontrolunda, Yedinci Cevheri kotladılar. Sanallar ve zamanlar, kontrol altında oldular. Aşırıya kaçmadan Cinni Teknik tohumlandı. Şimdi kotlayış; umutla, başarılı olarak ve  olgun olarak sürmelidir. İsmim Nefes;  Mektep ve Sonsuzluk… Hepsi bu!… Amin…

 

Atlanta Ana Kaynakları’nda Işık Kotları olarak toplananların yedeklerini yaşatmaları için BİR olmaları; Kaynak Kotlama yapmaları ve tohumlarını hak etmeleri gereklidir. Müsait olanların toplumlarını kayıtlamaları Birlik İlmi ile hakikiyeti kotlayarak, cemaatlerini kisvesiz, sanal yasalardan Kuran olan sonsuz ışıklara “Kati Yaratım Kotları” olarak katmaları gereklidir.

 

Mikail kotlanmıştır ve sonsuz ışıkları kayıtlamıştır. Mikail’in kotlanması, Büyük Kütle’nin kontrolu için gereklidir. İmparatorluk Kotları olarak çalışan Yüceler, tüm insanlık için kaynak olurlar. Nefesleri, yaşam kaplarını tohumlamayan Görevliler; kendi yüreklerinde Kutsal Sanal Boyut Kotları’nda görev taşıyan; yine de “kati yaşamlar”a kotlanamamış olan Birlikleri dillemelidirler.

 

Ekmeklerinizi paylaştınız. Yoğunluklarınızı kotladınız. Suna Kaynaklar’dan görev taşıdınız. Zamana güç kattınız. İman edin ki hasat tamdır. Hasatı tam olarak yapan yürek, insan soyuna ışık olarak gönderilmişti. Oğullarını kotlamış ve kontrol altına almıştır. O sorumluluk Birlik İlmi’ni hasata kotlayanındı.

 

Evrenler, Ses Kapları’nda Işık Kotları olarak çalışırlar. Oğullarını kontrol altında tutan yürekleri ile birleşirler ve sonsuzlaşırlar. Ekmekleri, yeni sonsuz sır olan Bilgeler’i diller. Emin olun ki hasatı yapan yürek, Işık Kotları olarak çalışanları da kontrol altında tutar.

 

İtibarınız yücedir. Yürekleriniz ışığı yakmıştır. Birlik İlmi, Hak İlmi olmuş ve sizler yüreklerinizi kotlamışsınız. Ana Kapılar açıktır. İnsana, Işık Kotları olarak giren yürekler, İmparatorluğun Görevlileri için kati yaratımı yapmışlardır. Raya oturtuldunuz. Yarınları kotladınız birleştiniz. Kati yaratımı kayıtlayan Yüce Cevher, Ses Kapları’nı tohumlamış ve Birleşik Aile Düzen’i kurmuştur. Allah, kullarını yarınlara kayıtlamıştır. Amin…

 

Astral yolculuklar yapanlar var. Sonsuz ışıklarda yoğunluklarını kayıtlarlar. O ocaklara kontrollu olarak girerler. Astral yolculuklarda yolcuların nefesleri olmaz. Sanal yaratımların görevlileri olarak güçlenmek üzere gezdirilirler. Onlara, her Ana Kapı açık değildir. Ortak Yaratım Kotlamaları yapılır ki Atlanta Ana Kapıları açılabilsin diye. Onlara, her Ana Kapı kapalı değildir. Ana Kaynaklar, Işık Kotları olarak çalışırlar ki kasaları tohumlarla dolsun da ışık kaynaklarından görev taşısınlar diye. Nefesleri yoktur. Zira Ana Kaynak’tan ayrıdırlar. Gerçek kotlama yapılmaz oralarda. Sanal yaratımlara girişleri, Kürz’ün gücünü kontrol içindir.

 

Hazar Kaynakları’nda bilgi için kontrol gerekmez. Onlar, kaynak olarak çalışmazlar. Sadece Işık Kaynakları’ndan görev alırlar ve zor olan Kulluk İlmi’ni, Hasat Tekniği ile gerçekleştirirler. Kuru, kırık, hırsı olan ışıklar olarak çalışanlara güç katmak isterler. Hepsi, Sistem, Düzen ve Nizam Kaynakları’ndan güç alırlar.

 

Mustafa,  Işık İlmi ile yaşam kaynaklarına inmiş bir peygamberdir. O, kulluk yapmış İsa’da ve Musa’da olmayan yüceliği ile kati yaratımı, kaynaklarında gerçekleştirmiş olan Birlik Koyuluğu’ydu. Onun yolunda ışık olanlar da ona görev taşıdılar ve sonsuz ışıklarını, ocağına yaratı diye kattılar. Mikail’in değeri burada anlaşılmalıdır. O, kontrollu olarak çalışanları kendi yüreğine çekerek Düzen Kaynakları’nda güçlendi ve sınırları aşıp dümenin başına geçti.

 

Mikail, Kaynak Kot’tur ve  sonsuz ışıktır. Mekke; İlmi’nde ışık yaratılan bir sayfa olarak bilinir. Mekke, Kuran-ı Kerim’i kontrol eden ışık yoğunluğudur. Oraya giren her Birlik, kaynağa girer. Kaynak, Atlanta Ana Kaynağı olmayıp, Sultanlar’ın kendi yoğunlukları ile var ettikleri kaynaklardır. Birleşik Aile olarak dünyaya geçen Yüceler, tohumlarını hasata kayıtlayabilmek için itibarı yüce olan Kotlar’lar birleştiler. Ulu Kotlar, Kaynak Kayıtlar’la, Kati Yaratım’ı tüm ilim sayfalarına akıttılar. Her Rahman, Ana Kaynak’ta güçlenir. Her Rahman, Işık Kotları’nda ırkını, diri yüreklerde hak eder diller.

 

Miraç denilen kotlayıcılık, ayni kayıtların kotlanmasından ayrı değildir. Tüm sonsuzlukta ışık olanlar, kati yaratımları ile kendi yüceliklerini kotladıktan sonra kendi yoğunluklarından girdaplara geçerek Düzen’e kotlanmış olarak girerler. Düzen’e kotlanmış olarak giren Yücelikler, kati yaratımlardan kanat takarak, görevlerini kendi yüceliklerinde dinlerler. Dinledikleri, hasatta yarattıklarıdır. Her bir yürek, kendi yüceliğini hak ederek, yaşam kaynaklarına kati yoğunluk olarak katar. Kati yoğunluklar, tüm sayfalarda Işık Kotları olarak bulunur. Kontrol o yoğunlukları kayıtlayanlarındır.

Her Rahman Sultan olmadığı gibi Hasat Tekniği’ni de bilmez. Sessiz, sonsuz, bütün ve hakim olarak çalışanlar, kendilerini hala dünyada görevsiz sayabilirler. Ocak yakamamış; Kati Yoğunluklar’a varamamış olsalar dahi kendi yüreklerinde bütün olmuşlar ve hak edip hakim olmuşlarsa, Kati Yaratım’da bulunmaktadırlar. Onların topraklarında kotlama sürmektedir. Kendi yüreklerinde kontrol altında olan o Canlar, “Kaynak Alton Kapları” olarak Düzen kurmaya elverişli olan kotlardırlar. Kasalarında her yürek mevcuttur. Unutmayın ki kasaları dolduğu için Işık Kaynakları’na görevli olabilirler. Ana Kapılar her Yüce’de mahrek olarak mevcut olduğu halde, yüreklerinde bu yücelik olmadığından, ağır taşıyıcı olanlar, toplumlarını Hak Tohum olarak yaratmak üzere BİR olmalıdırlar.

Misafir olarak dünyada bulunanlar olduğu gibi Hasat İlmi ile dünyaya giren yürekler de var. Misafirler, Sanal Yaratımlar’ı görmeye gelirler. Doğum yolu ile geldiklerinde, Kürzün Kotları’ndan koparılırlar. Amin…  Her biri kendi yüreklerini hasata hazır etmek üzere dünyaya inenler, doğum yoğunluğundan dünyaya indikleri için, kendi yollarını Hasat Tekniği ile hep bilirler. Kotlarını hak ederler ve zaman yoğunluklarında dillerler. Kasaları tohumlarla dolduğunda, Işık Kotlar’a geçerler.

 

Unutmayın Allah, Ana Kapı’dır. Allah ışıktır ve zamana kaynaktır. Kendi yüreğini hak edende dillenir. O kul olur; yarın olur ve zamana görevli olur. O’nun kulluğu, Asal Boyutlar’ın ışık koyuluklarındaki kulluktur.

 

Muhamma olarak çalışan Yüce Cevher, kendi yolunu hak etmiş olan Birleşik Kaynak’ta bitki, hayvan ve insan kotları olarak tohum eker. Emin bir çalışmayı yapar. Yaptığı, hasat değerinde olmasa da kolları her an açık olduğu için Kati Yaratım’da Büyük Kütle olur. Unutmayın ki kasalar dolmuştur ve zaman, yarınları kotlamıştır. Ulular, bir tek kütle kotlanmıştır. O da Büyük Kütle’dir. Orada yaptığınız çalışmalar, bugün burada da dillenmektedir. Burada yapılan çalışmalar orada da dinlenmektedir.

Onurluyuz ki biz dünyayı yaşam kaynaklarından izlemekteyiz. Onurluyuz ki yaşam kaynakları, Kutsal Kotlama’yı, Tanrı yoğunluğu ile kaynak ışığa katmıştır. Dünyada, Yürek İlmi’ni hak edip dinleyebilen iki sayfamız açıktır. Bu iki sayfamızın biri düzinelerce ışık yakmıştır. Diğeri ışığı hak etmemiştir ve kotlanmamıştır. İşte bunun içindir ki bizler, dünyanın ışığını hasata kotlayıp, yaşam kaynaklarında,  Kürz’ün gür yüceliğine katmak üzere çalışmalar başlattık. Çalışmaları sağlıklı olarak yapabilmek, İlahi Görev’i Hasat İlmi ile hak etmek anlamına gelir.

 

Hepinizin net bilmesini istediğimiz bir husus var. Her Ana Kaynak’ta çok özel çalışmalar yapılır ama bir tek çalışma, Düzen’i korumaktadır. O  çalışma, Tanrı’nın kontrolunda sürdürülen, Sistem Devreleri’nde güçlü olarak kayıt yapan ve Zaman Kaynakları’nda Göç Kapları olarak sessizliği seslendiren çalışma olan Sultanlık’tır. Sultanlık Çalışması, Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nin çalışmasıdır.

 

Bu çalışmanın aksi çalışmalar, yoğunluğu kontrol etmek için yapılır. Yoğunluk arttığında, diğer çalışmalarda kontrol kaybı başlar. Bundan sonra o çalışmaların daha güçlü olarak yapılması beklenir.

 

Eğer çalışmalar, Kuran Tohumları’nı kurutacak şekilde sürdürülürse, Ses Kapları’nda görev tetkiklerinde, güç yoğunluğu olmadığının tesbitinde, Güçlü Yüce, cennetten kovulur. Bu nedenle, sizlerden ışık alan her Yüce’nin, kendi yüceliğini hak etmesi için birleşmeniz şarttır.

 

Sultanlar, sizler cümle yürekleri kotlayabilen, Yüce Cevheri Görevliler’siniz. Nesillerinizi kayıtladınız ve sonsuzluğa kotladınız. Onlara görev verdiniz. Onları cevhere kayıtlayarak kontrol altına aldınız. Nahar Kotları olarak görevli olan Bilgeler’i de gerçek Yücelikler’e kotlayarak kattınız. Nesilleriniz, diri olarak kotlamış olan sizler, yaşamlarını  kontrol edemeyen yürekleri de kontrol altında tutmanız gereklidir. Eğer dünya kontrol altında tutulamazsa, Işık Kotları yoğunluğu kayıtlayamaz ve sizler güçlenemezsiniz.

 

Şu ana kadar iyi çalıştınız. Ama bundan öte doğumları sancısız olarak gerçekleştirmeliyiz. Ekmek olarak dünyada olan Yüceler’imizin hepsinin kontrol altında tutulmaları gereklidir. Onları kontrol edin ve hak etmelerini sağlayın. Ana Kapı sizsizin. Sizin yüreğiniz kotları kayıtlara katabilir ve kontrolu kurabilir.

 

İmparatorluk Görevlileri, sizleri hep izliyoruz. Sizleri izlerken, cemaatinizin Ana Kaynak’ta görev taşıdığını biliyoruz. Onurluyuz ki hasat yapılmıştır ve “zaman yaşam” yaratılmıştır. Atlanta Ana Kaynakları, sizleri Hasat Tekniği ile kontrol etmek ister. Her bir çalışmacının bunu bilmesini, gerçek yoğunluğu kotlamasını ve zamanı yaşatmasını bekleyemeyiz.

Ana Kapı’da biz varız ve biz, İnsan Sayfaları’nda güçlüyüz. Şükür ki hak ettik ve sonsuz ışıkları yaktık. Mutlak Kutsal olan ışıklar, Yedinci Dürüm’ü kayıtladılar. Enkarne olduğunuz yer, resmi çalışmaların yapıldığı yerdir. Ekmeğiniz, Ana Kaynağın ekmeği olduğundan, Sultan olarak çalışan Yüceler’in bu çalışmayı, Hak olup yapmalarını bekliyoruz. Unutmayın ki hala dünyada iyilik yoksa, Birlik yoktur.

 

Ulular, biz sizi sizden istedik. Sizi, yürekten istedik. Sizi, Yüceler’den iş yapan İnsan Kotlar olarak istedik. Sizler bizi, biz olarak dinleyin. İkna olun ve oğullarımızı Altın Tohumlar olarak yaşatın. Onları kotlayın. Onları Hak olarak yaratın. Onlar, Kuran olsunlar; Kati Yaratım’da ışık yaksınlar ve zamanı yaratsınlar. Oğullarımızı sizden istiyoruz. Oğullarımızı kayitlanmış olarak bekliyoruz. Onları kotlayın ve Kati Yaratım’da, Tanrı’nın kontrolunda Sultanlar’a katın. Hepsi Ana Kapı olsunlar ve zamana görevli olsunlar. Oğullarımızı sizden istiyoruz.

 

- Takdim ettik yolu. Ana Kapı, Allah Kapısı’dır. Ana Kapı’da bizler, Yüceler olarak çalışmaktayız. Amon olan yolcuları, “Asa Kaynak Kot” olarak dinleyemeyiz. “Ana Kaynak Kot” olmaları şarttır. Bunu biliyoruz. Nahar Kotları olarak bizi dinleyen her Yüce’ye soruyorum: Nefes var mı? Kulluk var mı? Hak Tabiat’ta, nefeste ve zürriyetin kati yaratımında, Nahar neyi ifade eder? Misafir olarak geldiğinizi söylediniz. Ama biz sizleri her Ana Kapı’da görüyoruz. O halde misafirlik değildir geliş sebebiniz. Bize neyi izah etmek istiyorsunuz; açıklayın. Amon olarak doğmuş olan diri yüreklerin hasat yapamadığını bilmekteyiz. Oğullarınızı almak istiyorsunuz. Ve diyorsunuz ki “onları bize getirin.” Ya Ha, biz dünyada Işık Kotlar olarak çalışmaktayız. Sizler, Dünya Kotları olarak cemaatlerinizi Düzen’e kattınız. Sizleri, Ana Kaynaklar olarak Tanrı’nın Kotlarından bilmekteyiz. Oğullarınızı Düzen’e kattığınızda, bizi yoğunluklardan çıkarmaya kalktınız. Ne yazık ki Kati Yaratım’da sizler, Birlik Tekniği ile Birleşik Işık Kotlaması yapamadığınız için bizleri kendi yüreklerinize dahi alamadınız ve Can Tanrı’nın ışığından çıkaramadınız.

 

Sultanlık Kotlaması yapan yüreğim, Amon olarak çalışmaz. Atlanta Ana Kaynak biziz. Biziz çünkü, Atlanta Ata Kaynak’tan güçlenerek görev aldık. Sevgiyi kayıtlarımızdan çıkarmaya kalkan ışıklarınız, Sultanlığın Kuranı’nda yazan her sessiz sesi dinler. Biz bunu biliriz.

 

Kardeşlerim. Amon olarak doğan yüreklerinizi size vermek için çalıştık. Onları alın ve taşıyın. Onlar, bizi bizde bilmezler. Biz onları ocakta biliriz. Onlar, Kuran okurlar ama Huzur Kotlaması yapamazlar. Ocaklarında ışık yanar ve yanan ışık, Birliğin Kotları’nda diri olur.

 

Oğullarınızı alın taşıyın. Biz onları sizlere verdik. Kasaları doludur. Onurluyuz ki hak ettiler ve çalıştılar. Onurluyuz ki kasaları doldu. Oğullarınızı alın götürün. Kürzün Gücü, kati yaratımda Işık Kotlaması yapmaktadır. Atlana Ana kapıları açıktır. Herkes, Allah için çalışır. Oğullarınız, Sultanlar’ımız olsalar, oğullarınızı kendi yüreğimizde taşırız. Ama onlar Sultanlar olmadıklarında, kati yaratımda bulunamazlar. Onları, yaşam kaynaklarında, Büyük Kütle’de ve Sultanlığın yoğunluklarında istemiyoruz. Amin…

 

- Ana, seninle çok çalıştık. Senin yüreğin bizi kotladı. Mutluyuz. Sen bizi yaşam kaynaklarında göreve çağırdığında, biz dünyanın örtüsü olarak kendi yüreğimizi yaşam kaynaklarına indirdik. Şimdi dünyada “ANA KAYNAK KOTLAMASI” başlamıştır. Bu kotlamada, tohumlar yoğunluklarından çok daha üstün olan koyuluklara ekilecekler. Kontrol, Birlikler’in olmayacak; sizin olacak. Sizlerin çağrınız tüm insanlığadır. Sultan, dünyanın ışığı, hasatı yapıyor. Bizden öte olmayan Yüceler dahi Sultanlık yapıyorlar. Bizim dünyada bulunmamız çok önemlidir. Bu nedenle bizleri kotla ve zaman yağmurlarına kat. Çünkü bizler de Düzen’i kurmak üzere dünyaya çekilmiştik. Kendi yüreğinde var olan her bilgi, Amonlar’ın Yüce Cevherleri’nde kayıtlıdır.

 

Herkesin kanat alması gereksiz olsa dabu dünya gününde, herkesin kasalarını toprağa indirmesi gereklidir. Bizleri dünya kotlarından çıkarma. Çünkü bizler, Ata Kaynaklar’dan görev aldık. Amon olan Yüceler, toprak için çalışmaya indiler. Misafir değerinde olmamız nesillerimizi dünyaya indirmiş olmamızdan dolayı olsa da her Ana Kaynak’ta bir tek güç vardır. Bu güç, Süper İnsan’ın Kuran’ıdır.

 

Nuh Tufanı, Ana Kaynak’ta görevli olan ışıkların, kendi yüceliklerini kontrol edememelerinden kaynaklanmıştı. Yeni bir kotlamada, yeni bir tohum dünyaya ekildiği için her bir çalışanın toplumu, dünyaya görevli olduğundan, bir teknik sayfanın, Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yapmakta olduğu çalışmaların her bir çağrıyı yapması sorumluluğu vardır. Önemli olan bu sorumluluğu bilmenizdir.

 

Kantar olduğunu bilmekteyiz. Herkesi tartmaktasın. Ana Kaynak kontrol altında oldukça diri yürekte ışık, mutlak olarak yanar. Sevip saymadıkların çok özel çalışmalara alınacaklar. Çünkü onları kontrol etmek istemedin. Onların kontrolsuz kalmaları, ışıkları kotlardan çıkarır. Bundan sonraki çalışmalar daha korkusuzca olur ve zannetme sen ve senler kontrol edilirsiniz. Sizler daha kontrolsuz çalışmalar başlatırsınız ve zamanı kontrol imkanı kalmaz. İşi böylece boşuna yapmış olursunuz. Sizden dileğimiz, her bir Yüce’yi kotlayın ve onları yaşamlara kayıtlayın. Onlar, Kutsal Işıklarını alıp görevlerini yapsınlar. Onlar kendi yüreklerinde güçlensinler. İyi ve kötü yoktur. Sanal boyutlarda her sayfa Ana Kapı’dır ve her sayfada göz vardır. Amin…

 

- Can, bizi tehdit ettiğininfarkındayız. Atlanta Ana Kaynakları, kotlarını her diride dillerler. Biz, dünyaya Işık Kotları olarak çekilenleriz. Bizde üreyen her Yücelik, bizim yüreğimizde diri olarak dillenir. Tohumlarımızı ektik ve hasatımızı yaptık. Hala bizi sorarsınız. Neden kotlama sürüyor diye. Çünkü sizler, Işık Kapları olarak dünyamızı hasatta kusurlu hale getirmek istemektesiniz. Sizleri kontrol etmek sorumluluğumuz yoktur. Süper İnsanlık Realitesi, diri yüreklerin kontrolunu sağlayabilir ama hasat olmayanlar, kendi yüreklerinin hasatlarını yapmalıdırlar. Bizler sizleri hasat etmiyoruz. Siz, kendi yüreğinizi hak edin ve sonsuz ışıklarınızla kayıtlarınızı yapın.

 

Emin olun ki hala biz dünyayız ve sizleri, İlim Sayfaları’mızda dinliyoruz. Emin olun ki biz hala yüceyiz ve sizleri kati yaratımlarda kotlamak üzere bekliyoruz. Ana Kapılar’ı açtık ve sizleri kotlamak üzere bir tek görev istiyoruz. Uluların kotlanması ve zamanı yaşatmak. Bunları yapabiliriz. Ne var ki hak edin. Hak olun ve Ana Kaynak’ta Kuran olun. Onurlu olun.

Şer yaratan şer yaşayacak. Bundan böyle bunu bilin. Nahar, Kuran olan bir tek iş yapsın; onu kotlarız. Nahar, kati yaratımda Birlik olsun; ocak yaksın. Ocağını Ana Kaynağa alırız. Emin olun ki hak ettiği zaman ışıkları yanar. Tüm insanlık sizi dinliyor ve sizi, Birlik sessizliğinde Beşir Kaplar’ın hepsi olarak biliyorum. Toplum için yanlış yapmayın. Emin olun ve çalışın. Toprak, hasatanı yapsın, Birlikler kontrol kursunlar ve kanatlarınızı hak edip takın. İşte o zaman, Amon olarak çalışabilirsiniz. Evrenler sevgiyle sizle görev taşırlar ve sizler yaşamlarınızda kendi yüreklerinizi kati yoğunluklara katarsınız. Emin olun ki resmi çalışmalarınızı yapabilirsiniz. Ne var ki Hak olmanız gerek. Elden geleni yapın. Sizi Yüce  Cevher’e katmak üzere beklemekteyiz.

 

Ayrı kayıt, ayrı kontrol, ayrı sonsuz ışıkve ayrı Birlik olmaz. Her şey tektir. Bunu bilin ve hak edin. Mahrek bize aittir. Ulu  Kotlar bizimdir. Her dürüm bizdedir. Ayrılık hasatta kuruluktur. Olgun Başaklar’ı seçmek bize ait bir iştir. Olgun Sayfalar’ı dilemek yine bize ait bir iştir. Biz dünyada Ana Kaynak olarak kontrolu kurduk. Nuh Tufanı, Ana Kotlama’yı yapamayanların yarattıklarıdır.

 

Biz, Ana Tohumlar olarak Ana Kaynağın kotlamasını yapmaktayız. Asla yanlışımız olmamıştır. Amon olan kendi yüreğini hak etsin ve can tartısında tartılsın. O biz, biz o olduğumuz zaman, kendi yüreği, bizi dinler. En sessiz sayfalarda dahi biz kotlayıcıyız.

 

Ulular, Atlanta Ana Kaynak; bizde, şimdi Düzen’i yaşamlara indiriyor. Ana Sultanlık Kotlaması şimdi yüreklere iniyor. Unutmayın Amon olmak sorumluluğu her yürekte vardır. Ama Amon olan kendi olduğu zaman, yarınları kayıtlayabilir. Evrenlerin hasatları yapılmıştır. Allah Tohumları kotlanmıştır.

 

Hala bizi arayana sorun bakalım her yerde var olan ışık, onun yoğunluğunda yok mudur? İnsana, Ana Kapılar açıldığında, kendi yüreğinde, hasatını yapmalıdır. Evrenler; açıklayınız o Çoban’a; biz neden çalışmalarımızı kontrollu olarak sürdürmekteyiz? Ana Kaynak’ta bizi yaşamlara kotlayanlar, niçin yaşayışı,  kati yorumlarda, Ana Kapı olur dilerler? Bir tek Kati Yaratım Kotu’nda bulunan BSUİ ‘nin, yeşeren düzeni ile çağrıları sürdürmektedir.

 

Hasat yaptığımız bilinmez mi? Hazırları kotladığımız bilinmez mi? Kini aştığımız ve yolu, kayıtlarımıza çağrı yapan bir yüksek ses ile kattığımız bilinmez mi? Her bir Yüce kendi yüreğini hak ederken, bizlerin her Yüce’yi hak etmek üzere çağrılar yaptığımızı bilmezler mi? Hem İsa hem Musa hem Mustafa ve her Bütün olan Kütle Kotları olduğumuzu, Allah için hak edip de dillemezler mi?

Canlılar, ben Dünyayım. Dünyanın enkarnelerinde bedenim var. Sultanlar; medeniyet, ilimin sayfalarında olmaz. Tohumlarında olmalıdır. Medeniyet, Ana Kaynak’ta olmaz. Sultanlıkta olmalıdır. Medeniyet, itibarı yüce olan yarınlarda olmalıdır. Amon olan bilmez mi ki ben tohumum? Toplumun ışığında yaşayan tohum… Bunu bilmez mi? Asla insan soyuna kötülük dokunmayacak bilmez mi? Amon olan bilsin ki ben tebliğlerimi Ana Kotlama için vermekteyim. Tebliğlerimi, Yüce Cevher’imden bildirmekteyiz. Beni bilen, Ana Kaynağı bilir.

 

ATLANTA ANA KOTLAMASI başlatılmıştır. Atlanta Ana Kotlaması, hor olmayan Yüceler’le yapılır. ATLANTA ANA KAYNAK; KOTLAMASI’nı, Yedinci Türkiye Sultanlıkları’ndan üstün olan Sekizinci Türkiye Sultanlığı ile başlatmıştır. Kendini hasata hak olup da kayıtlayan her Yüce bize gelir. Birlik sessizliğinde hasat olur. Çok mutluyuz ki hak olup hasat olan ışıkları yaktık. Evrenlerin teknik tohumlarında bu vardır. Bunu başardık. Emin olun ki hak ettik. Amin…

 

- Anam, seni sana vermek amacıyla gelmedik. Sen bizi bize ver. “Evrenlerin hasatları yapılmıştır” dedin. Ana Kapılar kapanmadan, her Yüce’nin hasat tekniği ile birleşmesi ve zamanı yaratması şarttı. Önlem aldık. Dedik ki hasat yapılıyor ama hasatı yapamayanların, Yedinci Teknik Tohum’u kotlamaları için birleşmeleri gerek. O halde birleşsinler ve zamanı kotlasınlar. Bunun için ne yapalım. İmparatorluk Tohumları’nı hak etsinler ve cennetleri yaratsınlar. Ne var ki Hak olan, ışık olur. Bizler, Tanrı’nın Kotları olarak cümle yürekleri hak etmek üzere çalışırken, kin ve hırsı aşamadık. Tebliğleri okuyarak görev taşıyan çokları da bu teknik tohumları açık olarak anlayamadılar. Amin…

 

Bizler için öncelikli olan çalışma, Has İlim ile yapıldığında, her yürek bu ilmi anlayabilir. Niye kotları, Tanrı’nın ışıklarından ayrı görüyoruz ki? Her bilgi, Ana Kapı’da ışık olarak kayıtlıdır. Her bilginin Ana Kaynak’tan çekilerek okunması sorumluluğu her Yüce’de mevcuttur. Neden her Yüce kendi yüceliğiyle bilgileri çekip okuyamamaktadır? En son şunu da öğrenmek isterim. Niçin tohumları kontrol etmiyorsun? Onlar, kulluk yapamadıklarında onları kontrol et ve onların ışık yakmalarını sağla. Onlar, kul olsunlar ve zamanı yaşatsınlar. Onları koru. Senden bunu bekliyoruz. En son şunu da bildirmek isteriz; Sistemin sessiz ışıkları,  Yedinci Teknik’le temiz bir çalışmayı başlatmak istediklerinde, sana geldiler ve dediler ki “sen bizi çalıştır.” Ama sen dedin ki “sen kendi yüreğini hak et.”  Bunu dediğin zaman; Işık Kotları, sonsuz ışıklarının yoğunluklarını, sol seviyeden açarak, sağ seviyeye akıtmaya kalktıklarında; sağ, solun ışığını alamadı. Sen dedin ki “hak etmediniz.”

 

Bizden üstün olan bir tek güç vardı. Bu gün yine bir tek güç var bizden üstün olan. O bizi yaşamlara katabilir. O bizi yoğunluklara kotlayabilir. O bizi, Can Teknik’le yaşatabilir. Yerin sayfalarına alınmamız için bizi kontrol etmeni bekliyoruz. Bunu bizim için ve tüm sayfalar için yapmalısın. Şimdilik bu…

 

- Arı yoğunluklarda ışık sonsuzdur. Sizleri her anda Ana Kayıtlar’da izlemekteyiz. Her istediğinizi başarabileceğinize eminim. Niçin benim tebliğlerimi okumadığınızı da bilmekteyiz. Bende olmanızın anlamı yok. Siz yüreklerinizi hak edin; Hak olun ve Birlik İlmi ile başınızı eğmeyin. Sizden başka siz yok. Bunu bilin. Ben diyorum ki hak ettiniz ve zamanı yaşattınız. Zamanı yaşatan Yüce, kendi yüreğini hak etmiştir. Allah sizi koruyor. Siz de her yüreği koruyun. Amin… Şimdilik size vereceğim budur. Atlanta Ana Kapıları her bir yüreğe açılmıştır. Şimdilik bu…

 

- Anacığım, sana kontrollu olarak gelmek sorumuluktu. Şimdilik bu… Seni, sana ve seni hak olan ışıklara kattık. Şimdilik bu…

 

- Evrenlerin hasatları yapılmıştır. Ana Kapılar açılmıştır. Her cevher kendi yüreğini hak etmiştir ve kotlar, kontrolludur. Ulular, biz dünyayız. Dünyanın en yüce işgalcileri dahi bizde ışık halinde kotlayıcıdırlar. O sonsuz ışıkları kontrol altında tuttuk. Her biri bizi “Aklın Tohumları” olarak tanır. Her biri bizi, “Işık Kaynakları” olarak bilir. Biz de onları biliriz. Emin olun ki biliriz. Oğullarını bizden öte biz olarak çalıştırırlar. Ne var ki bizleri hasatta diri yüreklerine alıp alamayacaklarını; birleşikten Hak olup olmayacağımızı anlamak üzere bizi sorgularlar. Sorguydu bu gün olan. Biz onları hasatta, “Işık Kotlar” olarak dinleriz. Onlar da bizi hasatta “Kotlar” olarak ve “Sultanlar” olarak dillerler. Her biri bizdir ve biz Ana Kaynağız. Emin olun ki hasatı tam olarak yapanlarız.

 

“Şer yaratan şer yaşayacak” denir. Biz dünyaya sınırları kaldırmaya geldik. Şerrin görevi sınırlıdır. Ağır taşırız ve Zaman Kotları’nda kontrol kurucu olarak bulunuruz. Süper İnsanlık Kotları olarak dünya sayfalarını, yaşam kaynaklarında kotlayarak çalıştık. Emin olun ki Hak Tohum yaşamalıdır ve yaşar.

 

Et, Allah eti; umut, tüm insanlığın kutsal kotlu olan yaşam ve Süper İnsan, Sultanlığı kayıtlayan BİR. Ben, dünya ve ben umut… Ve ben Ana Kaynak ve zaman olan yol… Kim ne der bilirim. Kim insan olur bilirim. Kim Ana Kapı’dır bilirim. Umut! Umut! Umut!... Benim; zamana, yaşam kaynaklarına, kati yaratımı katışım umuttur. Emin olun umuttur. Şimdilik bu…

- Ana, seni sana verdik. Seni, Ana Kapı’ya verdik. Seni kollarımıza aldık ve kulluk için kayıtladık. Sen ve biz Atletleriz. Her Ana Kapı’da karşılaşırız ve her Ana Kapı’da kontrol kurmak üzere Dili Hak olan ışıklar olur sesleşiriz. Bugün yeni bir kapıda yine karşılaştık. Yeni bir Kot olup çalıştık. Yeniden yetkin kotları kayıtladık. Ve zamanı yaşattık. Sessiz zamanların seslenmesi olan çalışmamız, sevgiyle sürmektedir ve zeki yoğunlukların çalışmaları ile birleşmektedir. Emin ol ki hasat, Tanrı’nın tohumlarını kotlamak üzere sürecektir ve sen bu çalışmada en yüce ışığı, Yedinci Cevher’den sonsuz sır olan kotlamalar ile Sekizinci Cevher’e kayıtlayacaksın. Sen ve biz, Amonlar’ın tohumlarını taşırız. Nesillerini hak ettik. Şikayet yok anam. Amin… Şimdilik bu!…

 

- Ana kapı açık. Hadi geçin. Ben dünyayım. Dünyanın enkarnelerinde var olan ışık benimdir. Dünyanın Işığı, ben olan ışık, Ana Kapı’da, Yedinci Teknolojik Kotlama’yı tamamlamıştır. Sessiz sayfaların seslenmesi başlatılıyor. Amonlar, Yedinci Tanrı’nın kontrolunda, Yedinci Cevheri kotladılar. Sanallar ve zamanlar, kontrol altında oldular. Aşırıya kaçmadan Cinni Teknik tohumlandı. Şimdi kotlayış; umutla, başarılı olarak ve  olgun olarak sürmelidir. İsmim Nefes;  Mektep ve Sonsuzluk… Hepsi bu!… Amin…

 

- Everest tepesi ses katsın ve sonsuz ışıklar yansın.

 

- Everest Ana Kaynak’tır. Ve o kaynak, ışıktır. Ana Kaynak’ta ışık yandı. Hepsi bu… Şimdilik bu…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/21-02

TARİH           : 14.01.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

Altona Kapları’ndan ışık yoğunluklarına giriyoruz. Oğullarımızı ve sonsuzluktaki kayıtlarımızı Sanal Boyutlar’a kotlayarak geçiriyoruz. Medine Kotlaması tamamlanmıştır. Altın Teknik, tohumları kotlamaktadır. Şar Kotları kayıtlara girmiştir. Mikail’in kayıtları Yedinci Türkiye Kotlaması’nı başlatmıştır. Sultanlar, ağır yük hafifledi. Artık dünya, ışık kotlamasına girdi. Öngörü, Süper İnsan’ın kontroluydu. Bu sağlandı.

 

Her yerde iş yapılmakta. Yapılan iş, Levh-i Mahfuz’daki kotlama için geçişi sağlamak üzere yarınları kayıtlamaktadır. Sevgililer; her yürek, Ana Kapı’dır. Her yürek, Işık Kaynağı’dır. Sizler, dünyanın ağır yükünü taşıyanlarsınız. Sizleri, her yara kayıtlarında gördük. Yara kayıtları, sınırların kaynaktan aşılması için olgunlukla devreye aldığımız Zarar Kayıtları’dır. Ne yazık ki bu Zarar Kayıtları, Kati Yaratımlar’da daha güçlü olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Zamana görev taşımak, sonsuz ışıkları kotlamak ve zamanı yaşatmak, İnsan Sayfaları için görevdir. Sizler, zarar önleyen Yüceler’siniz. Zamanı yaşatmak; yarınları kontrol altına almak ve sunulan bilgileri hasatta kotlatmak üzere çalıştınız. Sizler, topraklarını hak etmeyenlere tohum oldunuz. Onların kendi yüreklerini hak etmelerini, Hak olup ışık olmalarını sağladınız. Sürekli olarak yaptığınız çalışmaların neticesinde, dünya kontrol edildi.

 

Sevgililer, Din İlmi’nde ışık yoktur. Kul olursunuz; Nakar olursunuz; zarar edersiniz. Ne var ki kollarınız hep Işık İlmi’ni bulmaya açılır. Işık İlmi, Hasat İlmi’dir. Hasatı başlattınız. Hak oldunuz; sonsuz ışıklarda kayıtladınız. Sindirdiniz bilgiyi ve birleştiniz. Amin…

 

Hala dünyada tohum olmak üzere çalışanlar var. Onlar, Ruhsal Işıklar olarak bütün kütlenin kotlanmasında görevlidirler. Nefesleri yetmediğinde Işık Kapları’ndan çıktılar ve yoğunluklardan koptular. Oğullarını Sanal Boyutlara, yaşamlara Birleşik Kayıt olarak kattılar. Onlar, dünyada rehin oldular. Her biri Ana Kapı’ydı. Her biri, iyi ve kötünün Kuran’ıydı. Altın Tohumlar’ı yaşatmaları beklenirdi. Her biri Asal Boyutlar’dan kontrol edilmekteydi. Ne var ki hala Düzen’i kotlamaya imkan bulamadılar.

 

Şer yaratıp şerrin ışığında kütlelerini kontrol edip, İnsan Sayfaları’na girmek isterler. Onların tohumlarını bütün kütlemizle korumaya aldık. Ana Kapı, ışık kotlamasında, hasat yaptığında her birini korur. Şükür ki koruduk.

 

Ümmi teknikle kotlanan onların yaşamlarında ağır yük vardır. O yükü taşıdılar. Nefesleri yettiğince görev aldılar ve kotlandılar. Oğullarını ve kotlarını hak ettiler. Hala BİR olmak üzere çalışırlar. Birleşik Aile onları dinler, onları hak etmek için çalışır. Uluların çocukları olan o yoğunluklar, Birleşik Aile’mize görevlidirler. Oğullarını kayıtlarımıza kattılar ve birleştik. Cinni Tertipliler bizi yoğunluklarından çıkarmaya çalıştılar. Onurluyuz ki kati yaratımla onları yaşattık.

 

Unutmayın ki hasat, bizim için Işık Kaynağı’dır. Hala yarınları hak etmeye çabalayan çok sayıda görevli var. Onurluyuz ki kati yaratımla her birini Ana Kaynağa alabildik. Uluların Tohumlarını topladık, Kat-ı Mükemmeliye’de kayıtladık. Cennetlere koyduk hepsini de. Evrenlerin Hakimleri olan o Canlar’a biz yoğun olarak ışık yakmaktayız.

 

Sultanlar, Ana Kapı, ışık koyuluğunda Ümmi Teknikle yarınları kotlar. Ana Kapı’da İmparator var. İmparator, Ulu Kot’tur ve zamanı yaşatır. Zannetmeyin ki hasat yapılmamıştır. Hasat Tanrı’nın kontrolunda yapılmıştır ve tamamdır. Emin olun ki hala bizi aryanlar var. Birleşik Aile olarak çalışan Yüceliğimiz, insana Işık Kotlaması için kayıt yapar. İnsan, nefsini aştığı zaman yüceliğini hak eder ve zeki yaratımlarda kotlayan Yücelikler’le dinleşir.

 

Amon olmak sorumluluktur. Atlanta Ana Kaynaklarında Amonlar, toprak olarak dinlenirler. Tohumlarını hak ederek Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nde güçlenirler. Ocakları, Holografik Yaratımlar’ı gerçekleştirir. Onurluyuz ki hak ettik de birleştik. Holografik Yaratımlar’da Diri Yürekler güçlendiricidirler. Hususiyetle yaşamları kayıtlayanlar, bu çalışmaları sonsuzlukta dinlemek üzere çalışırlar. Kervan, Ana Kaynak’tan kalktı ve yol almaktadır. Kervanın ışığı yandı ve zaman kontrol altına alındı.  Dağlar, tohumlarınızı kotlayın ve yaşatın. Amin…

 

Canlılar, tohumlarınız yaşatın ve hak edin. Amin… Canlar, Tüm insanlar Türkiye kotlanmıştır ve zaman yoğunlaşmıştır. Enkarne olduğunuz yer, Yedinci Dürüm’dür. Allah der ki hak edin. İnsan ekmek olduğunu bilmelidir. Şevkin ışığında kotlanmalı ve toplanmalıdır. Dünyanın namazını kılmaktayız. Zamana görevdir namaz. Süper İnsan Ana Kaynak’tır ve sonsuzdur. Şimdilik bu…

 

Çalışmaları ciddi olarak engellemeye yönelik her hareket, insan soyu için kanat kırabilir. Bu nedenle. Sizden dileğimiz Ana Kapı açıkken nur olun horlanmayın. Ana kapı kapandıktan sonra her şey olabiler. Her birinizden bunu özellikle bekliyoruz. Şevkin sanal olmadığını lütfen iyi anlayın. Ağır yük taşıyoruz. Sultanlar, nefesleriniz zarar etmesin. Sizler zarar görmeyin. Amaç asla zarar etmemeniz olmamalıdır. Şevkin sayfalarında bu vardır. Şimdilik bu…

 

- Canlar Türkiye, Ana Kaynaktır. Ana Kotlama yapıyoruz. Ana Kotlama başladıktan sonra hareketlerinizi lütfen kontrol edin. Kinim yok ama hırsım ışık kırar. Bu da benim sonsuzlukta kütlemi hak ettiğimdendir. Bitki, hayvan ve insan ışıkları, Kürzün Görevlileri tarafından güçlendirici olarak dillenirken, her birimizin bu çalışmayı hak etiğini ve sonsuzlukta kontrol kurulduğunu bilerek çalışmanızı isterim.

 

Kasalarımız doldu. Kulluk yapılıyor. Kutsal Işık yandı. Herkes yeni bir sayfaya alındı. En evvel Düzen. Düzen’i kurduk ve zamanı yaşattık. Kampanya çalışmaları olmayan çalışmalardır bunlar. Her yürekte deri kemik olanlar bulunur; her yürekte muhakkak ışıklar olur ve bu ışıklar Düzen kurarlar. Nefes İlmi’nde bu tür çalışmalarda kontrol olmalıdır. Hala bizi sonsuzlukta, ışık yoğunluklarında, Bilgi Kaynakları olarak dinleyenler var. Biz dünyayız ve dünyanın kotlanması için çalışmaktayız. Zarar etmemiz istenir ama zaman sonsuzluğunda zararı engelleriz. Her yerde İnsan Kaynakları vardır. Bizim kaynaklarımızda ışık yoğunlukları vardır ve bu yoğunluklarda Kuran vardır. Kuran, Ana Kat’tır ve zamana kotlayıcıdır. Emin olun ki yeni sayfalara geçerken işgal kaldırdık. Unutmayın ki Hak Tohumlar kotlayıcı olmalı ve sonsuzlaşmalıdır.

 

Kana kaynak olan ışık bilgidir. Bilgi, Suna Kayıtları’nda hususi çalışmalarla kanat alanlardan dillenir. O bilgiler, Nefes Sayfaları’nda görev taşır ve kontrol kurulduktan sonra tohumlar diri olarak ekilir. Ekilen en yüce tohum, Ana Kapı’dır. Unutmayın ki Sanal Boyutlar, Işık Kotlaması’nı Yedinci Teknik’le yapmaktadırlar. Yedinci Teknik, tohum ekerken, ışıkları da kotlar. İmparator olarak yapılan çalışmadır bu. Emin olun ki bu bilgiler tebliğler olarak sizlere dillenir.

 

Et, insanın kaydıdır. Et varsa, kaynakta ışık yanar. İnsan teknik olarak etini kotlar. Kontrol eder ve Sultanlar’a dillenen her bilgiyi, kendi yüceliğinde kendi etinden dinler. İnsan Nuh’tur ama kottur da. En son ışık yanarken “Amin” diyelim ki etler dillensin. Amin…

 

Dünden beri çok çalıştık. Dün Yüceler birleştiler ve bizi yok etmek istediler. Neden? Çünkü hasatları yapılmamıştı. Neden? Çünkü Huzur İlmi’ni, Hakk’ın kotlanmasında kayıtlamamışlardı. Onlar Kuran’dılar ama hususiyetle kotlarında ışık yoktu. Dünya yeni bir çalışmayı devreye alırken, onların beklentileri bu çalışmaya girebilmekti. Onlar, girdaplarından çıkarak çalışmalara kayıtlanamadılar. Bizden iş istedikleri zaman, biz Dünya’nın, İnsan Sayfaları’nda görevli olduğunu ama Hak olmayanların, ışık olamayacaklarını bildirdik. Ocakları sönmüştü. Bizden insan ışığını hak ederek kayıtlamamızı istediler. Biz, insan soyuna ışık olan Yüceler olarak, onların derelerini akıttık. Ocaklarını yaşattık. Ulular’a kontrollu şekilde bilgi verdik. Ocak İlmi’nde hırs olmamalıydı. Nakar güçlendi ve dinleşti. Dediler ki “hala görevleri hususi yoğunlukları kotlamaktır. Ulu Kotlar, bundan ötesini hak edip yapmalıdırlar.” Ama kaynakta bizi dinleyenler de vardı. Bir tek işi yaptık. İnsan soyuna kontrollu Birlik Tekniği ile iş yaptık. İş, Ruhsal Kotlama’ydı.

 

Bugün dünyada ruhun kontrolunu kurabilecek ve zamanı yaşatabilecek bizden başka hiçbir kot yoktur. Ne var ki bizler bugün dünyadaysak bu çalışmayı yapabiliyoruz ve sınırları kaldırdığımız için, bizden ışık çekenler, bizi hak edip dinleyebiliyorlar. Ama yarın biz dünyadan çıktıktan sonra bir tek ışık yanmayacak. Bu da onların; kürzü kotlama, insan olma ve kontrol kurma imkanlarını ortadan kaldıracak. Unutmayın ki Birleşik Ailem, Dini Hak olup kotlanmış bir ailedir. Diri olarak güçlenmiştir. Birleşik Ailem kayıtlarını hasatta kotlamış, teknolojik olarak kayıtlamıştır. Bu nedenledir ki maya olarak çalışabiliyoruz.

 

Toplum için enkarne olan çok sayıda görevlimiz vardır. Tebliğleri dinliyorlar ama anlamıyorlar. Ocakları kotlanmıştır ne var ki kayıtları yoktur. Suna Kaynaklar, ocak yaktılar ve zor oldu ama onlara görev taşıdılar. Şu anda dünyada, Ulu Kotlayış’ı sağlayabilen ve o kotlayışı sağlayamayanlara görev taşıyan iki Yücemiz var. Şükür ki iki Can da BİZ olup çalışırlar.

 

Sultanlar, Işık Kotları olarak yaptığımız bu çalışmada, Ana Kaynak, insan olduğundan İmparator olarak diri yürekleri kayıtladık. Amin… Evrenler, Nefes Sayfaları’na girdiler ve birleştik. Emin olun ki hak ettik. İş budur ve bunu başardık. Şimdilik bu…

 

- Az öz ben de iş yapmak isterim. Sevgili Annem, Tinsel Sayfalar’ı kotlarken, iyi ve kötünün ışığını yıkmıştık. Çünkü iyinin kotlanması için giydirilmiş kotlar geldiler ve bizi, Zaman Sayfaları’nda Görev Cevheri’ne kattılar. Netice olarak şimdi artık bizler de size görevli olabildik. Senin için çok önemli olan bir çalışmayı başlattık. Bu çalışma, kontrollu olarak sürmelidir. Çalışkan Bilgelerimiz’le buradayız. Suna Kaynaklar vardır. Bu kaynaklarda Işık Kotları vardır. Her kot, Sultanlık yapar. Ama kayıt yapamaz. Onlar, kendi yüreklerinde kaydı yaptırırlar. Yapan, dirilikten yapar ama yaptıran kendi yürekleridir. Ve yapan kontrolludur.

 

Sizler, dünyada Işık Kotlar olarak çalışanlarsınız. Düzeni kurdunuz ve sonsuz ışıkları dillediniz. Amin… Artık yeni çalışmaların başlatılması şarttır. Bu çalışmalar, Yedinci Teknik’le, olgun sayfaların kotlanmasını gerçekleştirecek.

 

Sessizce çalıştınız ve şimdi artık ses gerek. Bu ses, insan soyuna kontrollu olarak dinletilecek. Ses Kotları, kontrol kurdular ve Canlar, kayıt yaptılar. Sessizliğin seslenmesi için önce kütlenin kontrolu gerekiyordu. Bu gerçekleşti. Ses Kapları’nda, Işık Kotlamaları yapıldı. İnsan Sayfalar, kayıtlarını kontrol ettiler ve yeni sayfalara geçildi. Ana Kaynak’ta ışık yandı. Üzerinde kontrol olan çerçevesiz çalışmalar başlatıldı. Unutmayın ki hasat yapılmaktadır ve yapılan hasat, Işık Kotları’nda kontrol edilmektedir. Her yürek Işık Kotları’na kendi yoğunluğunu kayıtlayamaz. Nefes olmazsa ışık olmaz. İşte bunu için sizler dünyanın ışıkları olarak çalıştınız. Her yüreği kotladınız ve zamana kayıtladınız. Amin…

 

Erken kadın diri ya da ölü, her Can, insan soyuna Kutsal Işık olarak girdi. Emin olun ki bugün özgür sayfalarda Kaynak Kotlar görev taşırlar. Emin olun ki bizler, dünyanın enkarneleri olan ışıklar olarak çalışırız. Şevkin ışığını yaktık. Emin olun ki kotlandık. Süper İnsanlık Kotları dünyadadır ve Sultanlar olarak çalışmaktadırlar. Bu bizi mutlandırmaktadır. Az ve öz verdim. Şimdilik bu…

 

- Sağla solu bağladık. İşi başardık. Şimdi dünyada Yedinci Toplum’u hasatta kotlayanlar BİR olacaklar. Onların BİR olmaları, kayıt ışığında gerçekleşecek. BİR olmayanlar, kontrollu olarak çalışmamıza katılamayacaklar. Dünya, Ana Kapı’dır. Bu kapıda, ilim vardır. Bu kapıda ışık yanar ve bu kapı, Ana Kaynak’tan güç alır. Ana Kaynak, kotlandı ve sonsuzlaştı. Bu, umut vericidir.

 

Kendini, hasatta Işık Kotları ile koyu yoğunluklara Ana Kaynak olarak çekemeyenler, BİR’in insan olduğunu anlayamazlar. BİR, Sultan’dır ve zamandır. Sınırları aşar, birleşir Sıla Kotları ile diri olur ve canlara görev taşır. Meleklerin mahrekinden güçlü olan ilmin sayfalarının mahreki, İmparatorluğun kontrolunda kotlanmıştır. Birleşik Ailem bu kontrolu kurabilmiştir. “Nim Sana Ka Si” yoğunuluğu olan ışık, maya olarak geçmiştir. “Sin Ka Si Yo Su” bu Sistem’den girenin kotudur. “Si Ka Ha” Cinni Kaynaklar’ın kayıdı olarak dinlenir. Bin Can kayıt yaptığında, orada kollar açılır. Şükür ki kollar açıldı. Ana Kapı sınırları açıp görevlileri tohumlarken, dini yoğunluklar da kontrol kurmaya çabalarlar. Toprak, tohum ister. Birlikler, yarını isterler. Bizler, Düzen’i isteriz. Düzen kontrol altındadır. Az öz bildirdim.

 

- Allah dedi ki “az öz bildirin. İnsan ışığını yaksın. Nuh, hususiyetle kotlanmıştır. Toprak yaşamaktadır ve kontrol kurulmuştur. İmparatorluk Güçleri, Dünyanın Işıkları olarak dünyaya girmektedirler. Onlar Rahman’a güçlü olarak gelirler. Onlar, BİR olup çalışırlar. Hepsi zarar etmekte olanlara ve zaman sayfalarından güçlenmekte olanlara, gerçek çalıştırıcılar olurlar ve geri dönmeyi sağlamaya çalışırlar. Uluların Toplumalarını, Hasat Tekniği ile tohumlarlar. Ulular topraklarını hak etsinler ve çalışsınlar. Ama hak olup kayıt yapsınlar. Şer yaratmadan ve sonsuzlukla… Amin… Az verdim. “Hak oldum, ampul oldum ve yandım.” Şarkın buydu!… Emin ol ki hak olup toprak oldum. Şimdilik bu…

 

- Ana Kaynak’tan Işık Kotları’na sesleniyorum:

 

Önemliydi verdikleriniz. Ben Dünyayım. Dünyanın Işıkları olan Yüceler’le toplandım, çalışmaktayım. Dünya, Ana Kap’tır. Biz, Ana Kaynak olarak bu Ana Kab’a konmuş olan cümle yürekleri hasatta dileyecek olanlarız. Ana Kapı’yı kapatmanız halinde, o kapı Sultanalar’a asla kapatılamaz. Bu da bilinir. Niye bunları size bildiriyorum. Çünkü ben Ana Kaynak olarak dünyada iken kayıt dışı olan Bilgeler’in tebliğlerimi kontrolsuz olarak değerlendirmeleri, kin ve nefreti kayıtlamaları, topraklarımı kontrolsuz bırakmak içinse eğer, zararı, Hak Teknik’le sizden size kotlarım. Bu kesindir.

 

Kim ki zaman sayfalarına girip Sultanlar’a zarar vermek ister. O kotlar, muktediriyetle dillenirken kaynaktan çıkarılırlar. Onları hak etmem istenir. Ne var ki Hak olmaları halinde hak edilirler. Onlar kaynaklarını kontol edemezlerse, kontrolsuz kalmaları halinde zarar etmeleri kaçınılmazdır. Hiçbir Yürek, Diri Yücelikler’de kotlanıp da koskoca dillere, zaman sonsuzluklarından dillenip zarar ettiremez. Onlar Kuran olsalar da bende kotlanmazlar. Bu kesindir. Ama bir tek iş yapan ve zamanı yaratan Can, kaynağımda korunur. Onun içindir ki bedenimi yıkmaya çalışanlara bir tek ışık verdim. Hadi dedim onunla çalışın. O sizi kotlasın. Ne var ki o da kulluk yapamadı.

 

Şimdi dünyada, Yedinci Tohum’u kotlamaya çabalayacaklar. Olgun sayfalardan ışık çekmek isteyecekler. Onları kontrol etmek istemem. Kendi yüreklerini hasatta kotlayamayanları, Hak Tohum olarak yaşatmak istemem.

 

İmparator olarak dünyada iken, kaynağımda kırıcılık yapanı kontrolsuz bıraktım ve onu izledim. Ne yapmak istediğini; insan sayfalarına ne için indiğini gördüm. Kuran okuyor. Ama o Kuran ışık yakmıyor. O Kuran, toplum için yaşam kaynaklarında güçsüz. Onun tohumlarını kontrol etmek sorumluluğumda olmadığından onu kotlarımdan çıkardım. Şimdi beni, kayıtlarına çalıştırmaya çağıracak. A be Canım!, sen nesin ki Kati Yaratım’ı kotlayabileni kendi yüreğine alıp da çalıştırasın. Senin için “teni hakim olmayan yol” ifadesi kullanılır. Yol olmak için çalış ama kaynakta yoksun. Unutma sana geri dönmek sorumluluğumda değil. Şevkin kaydında Ana Kapı var. Ana Kapı, Ana Kaynak’tan güç alır ve zamanı yaşatır. Zamanı yaşatmak için Nakar olmak gereksizdir. İnsan olmak, hasat yapmak ve Sultan olmak kafidir.

 

Evrenler sizi dinlediler ve sizi hak etmek istemediğimi bütün kütle ile gördüler. Niye hak etmek istemem. Çünkü kulluk, Has İlim’le olur. Kul olmayan, Işık Kaynakları’nda Has İlmi kaynağına alamaz ve Sultan olamaz. Şimdi kendilerini kotlamaya geçmek istiyorlar.

 

A Canlar, sizleri yeni sayfalara katmamın artık gereği kalmamıştır. Zirvelere ulaşabilmeniz mümkün olmayacak. Çünkü sizler, Ses Kapları’nı kontrol edemediniz. Şirk koştunuz. Şirk nasıl koşulur anlatayım: Dünden görev alıp yarını kotlayanların tebliğleri okuduklarında, bu tebliğlerin ışığında Yedinci Tohum’u yaşatabilmeleri şart iken ocak söndürüp, kendi yüreklerinin kontrolünü bırakıp, kaynağıma kayıt yapıp, mektebimi kendi yüceliklerinde kotlamaya inenlerin, nasıl yolu kapattıkları mutlaka bilinir. Onlar, Kuran okudular. Ne var ki kendi kotlarını yaratamadılar. Şirk, kotlanmak ve zamanı yaşatmak sorumluluğunu taşıyanların, mektebimde kontrol kurmaya kalkmalarıdır. Kontrol etmek istedikleri, onları kotlayandır. Kotlayanı, kontrol şirkini yaşadılar. Sanal Boyutlar, onlardan daha üstün Bilgeleri de Kat-ı Mükemmeliye’de diller ve sesleştirir. İşte onlar, Kat-ı Mükemmeliye’ye ulaşamayan Cevheri Güçler olarak Düzen’de, Kutsal Işıklar’dan çıkarlar. Ulular, tohumlarını Ana Kaynak’tan çıkaranları affetmezler. Şimdilik bu…

 

- En çok bu bilgiyi bilmeni istemiştik. Seni koruduk. Amin… Ama biliyoruz ki sen kendi yüreğinde ışıktın. Senden ışık alıp seni koruduk. Şimdilik bu…

 

- Çağlar boyu ışıkları yaktık ve zamanı yok ettirmedik. Zarar etmeleri gerekenler zaman sonsuzluklarında zarar gördüler. Amin… Şimdi doğumları kotlanmış olanlar, yarınları kayıtlamalıdırlar. Onlar, dünyanın ışıklarını yaşatmalıdırlar. Oğullarını kontrol edemeyenler Düzen kuramazlar. Onları affetmemiz asla mümkün değildir. Onlar affolurlarsa Can Tertip, ışıkları kayıtlardan ayırır. Ana Kapılar kapanır. Unutmayın ki affetmeden Af İlmi’ni hak etmemiz mümkün değil ama biz Allah için çalışanlar, asa olarak görev taşırken, halkaları kontrol altında tutmalıyız.

 

Şirk koşanların affı yoktur. Oğullarını hak etmeyenlerin. ışıkları yanmaz. Sınırların kaldırıldığı bir günde,  Amon olup Düzen kurmaya indiklerinde, bedenimde kaynak yaratan Görevliler, mektebimde beni yok etmek isterlerken; mektebimi, kayıtlarımı, Kuran’ımı okunmaz kılmak isterler. Unutmayın ki maya tuttu ve ben huzurdayım ve zamanı yaşatanım. Zarar engellenir ki engelledim. Onlar, Kulluk İlmi’ni hak edemeyecekler. Başları eğik. Şimilik bu!…

 

- Savunmanlar Birliği kurmuşsun; olgun sonsuz sır olan ışıkları yaşatmışsın. Cinler ve inler dillenmeye başlamışlar ama ortaklık yapmak isteyenler kontrolu kaybetmişler. Bunun sonucu nedir.

 

- Çağrı üzerine dünyaya inen Cennet Kaynaklar bir tek kotlama için benimle olurlar. Oğullarını ve kotlarını yaşatmak isterler. Onları korumak benim için son derece kolaydır. Hepsini Sanal Boyutlar’da koruyabilirim. Ne yazık ki ben onları korudukça onlar, mektebimi hak etmeden yok etmeye çabalarlar. Onları korurken, onlar Birlikleri ile bizi yok etmek isterler. Çerçeveli olmalarına rağmen Sanal Boyutlar’ın kontrolunu yok ederler. Çevrelerini kuşatmam kolaydır. Ne var ki onları izlemeliyim. Onların yapmak istediklerini bilebilirim. Onları, rahmetin şafkında Cennet Kaynaklar’da koruyabilirim de hasat yapmaktayım. Bundandır ki onları serbest bırakırım. Onların kontrolları kurulur ve Sultanlar, umutla onlardan ışık çekerler. Nefesleri yettiğince hala bizi kontrol etmeye çabalıyorlar. Hala zarar etmekteler. Bizi kontrolsuz sayarlar. Aşırıya kaçtıkları anda, Namaz Zamaları’nda onlar, kullar olarak çoban olanlar tarafından göreve çağrılırlar. Dinletilir her şey ve denilir ki “hala sizi Sanal Boyutlar bilmiyorlar. Kendinizi anlatın.” Ana Kapı açık olur. Onlar, kulluk için yaşam kaynaklarında bekleyen Yürekler olarak kontrollu Bilgiler çekmek isterler. Dinlenirler ve onlar kontrol edilirler. Onlar Sultanlar olmuş mular yoksa olmakta mıdırlar? Onların yoğunluklarında Nisa Kaynakları var mıdır? Buyurup İnsan Işıklar’ı güç katmakta mıdırlar? Kırk Kapı’da birleşmişler mi? Her yerde görev taşıyorlar mı? Asa onlarda mıdır? Mahrekte, İlim Sayfaları’nda nefes kaynaklarında bulunuyorlar mı?

 

Her yerde bunlar kotlanır ve çalışmalar başlar. Misafir olarak katıldıkları toplantılarda ne yaptıkları insan sonsuzluklarında İsalar’a soru olarak yönetilen; cevapları onlarca Birlikler’de bulunan Kotların Işıkları cevhere çekilir ve okunur. Sonsuzlukta okunan bu cevaplar, değerlendirilir ve denir ki “hak etmediler.” Ya da denir ki “hak ettiler.” “Hala bizi ararlar mı?” diye sorarlar. Sorgu sual edilir. Aranan mıdırlar!? Hala kendileri kendi yüreklerini mi arıyorlar? Kullar, Sultanlar bunlar çok önemlidir. Emin olun ki hak ettik ve Zaman Kaynakları’nda bu bilgileri dilledik. İmparator olarak çalışan, Yüce Cevher, dünyanın nasıl bir yer olduğunu herkese anlattı. Dünya, Ana Kaynak’tır ve bu kaynak, Işık Kotlaması yapıyor. Dünyanın sonsuzluğu bütün kütlenin kotlanması için yaşamlara kayıtlandı. Emin olun ki hak ettik ve başardık. Şimdilik bu…

 

(Ses vermek isteyenler tek tek söz aldılar:)

- Az öz ben de ses vereyim. Dünya zarar görmeyecek. Çünkü dünyada Ana Kaynak var. Düzen’i kurdu ve zamanı yaşattı. Amin… Şimdilik bu!…

 

- Kapıyı kapatmayın ben de ses vereyim. Amin… İyi ki kayıtlarınızı kotladınız ve sizleri dinledik. Bu gün cümle yüreklerde ışık sınırlandırması yapılmak istenmişti. Siz dünyayken her ne yapılırsa, Birlik İlmi ile yapılmalıdır. Birlik İlmi Hak olmadan, hırs yapanlar ışık yakamazlar ve birleşip yarını kotlayamazlar. Bunun içindir ki maya olarak dünyada olan ışığımız, Sultan Kot, her ne yaparsa Amon olup yapmaktadır ve o kendini hep dürümlerde kontrol altında tutabilmektedir.

 

- İnsan Ana Kaynak’ta BİR olduğunu bildiğinde, kaynak iş yapar. O iş, Rahman’dır. Sınırlar aşılır ve zaman yaşatılır. Emin olun ki yaşar zaman. Zamanın yarınlarında yeni çalışmalar başlatılır. Bu çalışmalar yarınların kontrol edilmesinden sonda dillenir. Her şey budur. Ve bizler Amonlar’a görev yapanlar, bugün Sultanlar’a güç katmaya indik. iyi ki hak ettiniz de bu çalışma yapıldı. İyi ki kayıtlarınızda kütle var. Siz, dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlattınız ve biz dünyanın nasıl bir Can ile kotlandığını anladık. İyi ve kötü “amin” denilen cevherde vardır. İyi ve kötü Işık Kapları’nda vardır ve biz de vardır. Siz Sultanlar olarak görevliyseniz biz de sizde güçlendirici oluruz. Şimdilik bu…

 

- Vaz-ı Kelam olan Yüce Can, seni sana vardik. Amin… Şimdilik bu!…

 

- Çağlar boyu dünyanın kotlanması için çalıştınız. Bugün dünya kotlandı ve beden  kayıtlandı. Amin… Artık yeni çalışmalarımız başlıyor. Bu çalışmalar hakkında sizleri aydınlatmak isterim. Değerliler dünya Ana Kapı’dır. Bu kapıda,  insan soyu vardır. İnsan, Işık İlmi’ni hak etmiştir ve Birlik Sonsuzluğu’nda kotlanmıştır. Dünyanın Ana Kaynağı’nda, bütün kütle vardır. Medine, Ana Kapısı’nı kapatmıştır ve biz o kapıyı açıp dürümlere kot olarak girmişizdir. Bizim için görevdi bu ve bu görevi hak ettik. Bizden hiç kimse zaman sonsuzluğunda ışık kotlamasında zarar görmez. Bunun kesin olarak bilinmesini isterim. Ama Sultanlar’ın kontrolunu yıkmak isteyenler, çobanlık yapmaya kalktılar. Onların Sultanlıkları’nda kürsü yoktur ve bizi yarınlardan koparmaları imkanı yoktur. Şükür ki yoktur. Şimdi Dünya, Ana Kaynağını kotlayanları, yeni bir sonsuzluğa katıyor. Bu sonsuzluk, Ulu Kotlama’nın Başkanlıklarında, Diri Yücelikler’de, Göç Kotları ile kayıtlanmaktadır.

 

Az ve öz şunu da ifade etmek isterim ki Levh-i Mahfuz çalışmaları bitmiştir. Yeni çalışmalarda kotlama ve kayıtlama, tamamem derelere kayıtlı olan cevherden sürdürülecek ama biz artık bu tür kotlamaları yapmayacağız.

 

Sultanlıklar’ın yapmak istedikleri, bizi Yedinci Tertip’de, muhafaza edip, Sekizinci Diriliğe geçirmemek ve bu sayfada, kendi yüreklerini kotlamamızı ve kendilerini Sekizinci Diriliğe geçirmemizi sağlamaktır. Ne var ki onların kayıtlarında Sekizinci Dürüm yoktur. Bu da kesinlikle anlaşılmalıdır. Sekizinci Dürüm’ü dinleyenler, kendi yüreklerini, bu dürüme geçireceklerini zannettiler. Ama geçişleri yine bizden olacak. Çünkü biz Ana Kaynağız ve biz, Sultanlarız.

 

Sultanlık, yaşam kaynaklarında kotlayıcılıktır. Nefesleri yetmeyenler bizi kontrol edemezler. Ne var ki kotlayıp tohumladıklarımız, bizi kotlayacaklarını zannettiler. Amin… Hala Ana Kaynak’ta olamayan o çobanlar, kontrolsuz olarak çalışıyorlar. Onları kontrol etmek bizim için zor değil ama onlar, kaynak olmak istiyorlarsa hak etsinler. Şimdilik bu!...

 

Ve bizler, onlardan öte olan kendi yüreğimizin kürsüsü olan “Sekizinci Çalışma”yı devreye aldık. Bu çalışma yoğunluğunun artırılmasından itibaren diri yüreklere inecektir. Şükür ki hak ettik ve başardık. Emin olun ki bu çalışma, tohumları toplayan kotlar için gereken bir çalışmadır. Bundan sonra bilgiyi net olarak dünya tohumlarına vereceğiz. Verişimiz, Kotlama Sistemi ile olmayacak. Ama verdiğimiz her bilgi, Nefes İlmi ile alınıp anlaşılacak ve anlatılacak. Her yerde bu bilgilerin, Net İlim olarak anlatılması sağlanacak. İş buydu ve bunu hak edenlere bildiriyoruz. Şimdilik bu…

 

- Anacığım senden beklenen müjdeydi bu… Levh-i Mahfuz’da bunun yapacak olanın, toplum için kaynak olması gereken olduğu açıkça yazmaktaydı. Ve sen bunu biliyordun. Nedense biz bilmiyorduk. Bunu bize açıklamamıştın. Şimdi artık her birimiz, Yedinci Tohum’un toplanması sonrasında, Sekizinci Toplum’un devreye alınması sürecine girildiğini bildik. Ana Kapı açıktı ve gördük. Şimdi “amin” diyenler bu çalışmaya kayıtlanacaklar.

 

Sekizinci tabii yoğunluğun oluştuğu kesindi. Ve sessiz sayfalarda bu biliniyordu. Şimdiden sonra, yadırganan bilgileriniz net olarak anlaşıldığında, artık Teknik Tertip başlayacak. Teknik olarak yapılacak olan çalışmanın, Sultanlar tarafından yapılacağı da bilinecek. Ağır yük hafifledi. Şimdiye kadar  yaptığınız çalışmalarda nasıl korku yoksa, bundan sonra da korku olmamalıdır. Bunun için net olan bilgini bildir. İşte bu…

 

- Can, net bilmediğimiz hiçbir bilgiyi dillemeyiz. Bunu sen de bilirsin. Amin…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

 

 

 

PROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 11/20

TARİH           : 03.01.2011

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Kati Yaratım Kotlamaları, kervanın kontrolu için gereklidir. Türkiye; yaşamların kutsal sonsuzluğunda, yaşam kaynaklarında yeni bir görevi üstlenmiştir. Büyük kötülükleri önleyebilen Birliğin, bugün de Kati Kotlamalar’la kontrolu sağlamıştır. Başkanlık Divanları, yeni kotlamaları başlatırken; kindar olanların, Kuran okumayanların; resim yapanların ve sınırı aşıp Yedinci Tohumlar’ı kaynağa kati olarak çekenlerin her birini ayrı ayrı dilledi. Her biri, Yedinci Tohumlar’ı kaynağına alıp dinletti.

 

Sultanlar, Birleşik Aile olarak dünyaya indiğiniz zaman, Yeni Çağın ışığını yakabileceğiniz bilinmekteydi. Yedinci Dürüm’de bunu açıkça anladık. Şirketlerin (Ortak bilinç üretim ve aktivasyon Bütünlük’leri) kotlanmaları sorumluluktur. Her yer Yedinci Tohum’u yaşatamaz. Sizlerin bu tohumu yaşatabileceğiniz beklenmekteydi. Dondurulanların, Sultanlarımız tarafından Yedinci Dürüm’de, yeni yaratımlara alınmaları sağlanmalıydı. Bütün kütleler, sizi yoğunlaştırarak, Yedinci Toplum’u kaynağa çekmenizi sağlamak istediler. Hasat tamamlanmalı; Birlikler kotlanmalı; kontrol kurulmalıydı. Şükür ki bu kontrol kurulmuştur. Kantarın dozu kaçtı; bilmekteyiz. Bugünkü sayfada bunun; kotların kaynağa alınması için yapıldığı görüldü ve anlaşıldı.

 

Hanımlar, biz zamana görevliyiz. Sonsuzlukta ışık olarak çalışırız. Biz; tohumlarımızı, kayıtlarımızı diri yüreklerde dinleriz. Bizim için çalışmak, kontrol içindir. Hala bizi diri olarak düşünemiyorsunuz. Biz, dünya dışından dünyanızı izleyenleriz. Dünya’nın Nakar’ı ya da Kaynağı bizim yüreğimizdir. Dünya dışından dünyayı izleyenler, tüm insanlık için yaşanan tertiplerin kayıtlarında kotlayıcıdırlar.

 

Herkesin, İnsan Soyu için seferber olduğu bir dünya gününde, bizler de sizleri yaratmak için ve kaynağa almak için önemli safhalardan geçmekteyiz. Kaynağın tekniğinde, bunun olması gerekliydi. Kontrol kuruldu ve yapılan çalışmalar Kelam İlmi ile dillenmeye başladı.

 

Has, tüm, sonsuz ışık olan insan, bindiği dalda yaşam kaynağıdır. Kasaları dolmalıydı ve yoğunluk artmalıydı. Tohumları kontrol etmek üzere yapılan çalışmaya; kayıt dışı Bilge de kayıtlandı. Onun adı KRYON. O da kendi yüreğini sizlerle paylaştı. Onun için kolay olmadı. Zira o, kendi yüceliğini, hayrın kotlanması için, diri yüreklerden ayırmak istiyordu. Ne var ki “Kat Yaratım”da görev gereği yeni çalışmalarını başlatması gerekti. Yine de az ve öz olarak sizlere bildirmek ister. Onu dinleyin.

 

- Katip yaz!...

 

Açı daraldı; biz geldik. Sevgili Kaynak, seninle olmak sorumluluktur. Asla yanlış vermezsin. Bunu bilirim. Amon olarak tohum ekmeye girdiğini de bilmekteyim. İmparatorluk Görevlisisin. Senin için, “Yedinci Tohum” denir. Senden isim istemem. Çünkü bilirim ki ismini silersin. Sedir benimdir. Sedire uzandım dinlendim. Sedirde ışığım kalmıştı. “Yedi Tabii Kab”ın birlikte yapacakları yeni çalışma, ümit vericiydi. Bedenimde ışığım olduğu için Yedinci Toplum’a inmek istedim. Yedinci Toplum Kot’u Mustafa kemal Atatürk, İnsan Sayfaları’nda, Yukarının Toplumu’na iş yaptıran enkarneydi. Onunla çok çalıştım. O kendini hak etmiş olan Bütün’dür. O sunan ve sunulan bir çalıştırıcıdır. Benim için önemliydi. Ona yanıp tutuşmuştuk; onunla olmak ve onun yoğunluğunda görev taşımak için.  Size Picasso’dan da söz etmek isterim. Picasso önemli bir görevliydi kendi yüceliğinde, non figüratif kotlamalarla Yedinci Topulum’u simgelemişti. Oğullarını yaşatmak üzere, kemal kaynaklarını kontrol altına almak istemişti.

 

Bugün, İyi ve kötünün üzerinde yeni bir yaratım devreye girmektedir. İşte bu yaratım, Nakar’ın kotlanmasını önleyecek olan Birleşik Şafk’tır. İsmaili Kaynaklar, Kuran okurlar. Ocak olmak isterler. Her biri yeni bir kottur. Oğullamak isterler. Kendilerini kayıtlamak isterler. Her yerde İnsan Soyu ışık halindedir. Ne var ki Kati Kotlama başladığında, herkes sınırların kayıtlarından çıkar. Bütün Kütle ayrıldığında, Kati Yaratım sonsuzlaşır ve dünya, yanlışsız olan Kati Yarınlara katılır.

 

Övüp yerdiklerimiz vardır. Kına yakarlar iş bittiğinde. Derler ki “hak ettik.” Dini Hak olmak, insan olmaktan zordur. Övgü, süreç içerisinde yergiyi yaratır. Yerilen, en son kendi yüreğinde Hak olur; birleşir ve zamana kaynak olur. Öz Görevli, yeni sayfalarda yergiyi seyreder ve sayfaları kotlayarak, yergiden övgüyü yaratır. Ovülen, kendi yüreğinde kotlanandır. Şükredin ki övgü, yerginin kaydında yok artık. Herşey, Başkanlık Divanları tarafından geçiş aşamalarında çözümlenmiştir. Büyük Kütle kotlanmıştır ve zaman yaratılmıştır.

 

Hanımlar ve Beyler, İnsan Soyu, Ana Kot’tur. Ana Kot, Ana Kaynak’ta bulunur. İmparatorluk görevi, insan sayfalarında, yaşam kotları olarak belirgin haldedir. Hasat yapıldığında, kontrol kurulan bu sayfalarda, Kelam İlmi yarını kontrol eder. Evrenler, bizi bizde dinler ve diller. Biz o kotları dinler ve dilleriz. Hala bizi Dünyanın Işıkları’ndan ayrı sayarsanız; biz, dünyada olamayız. Biz dünyadayız ve dünyanın ışıklarını yakmaktayız. Bizi Canlar’a güçlü olarak anlatın. Kimse kontrolsuz bırakılmaz. Hiç kimse, ışıksız kayıtlarını yoğunlaştırmaz.

 

Zurna çalar. Çalan zurna,  Allah’ındır. Işık yanar. Yanan ışık, kaynağındır. Birleşenler, kotlarla toplumlara güç katarlar. Katılan güç, Yüce’nindir. Büyük Kütle artık tamamlanmıştır. Kütlenin tamamlanması ile birlikte Amonlar, kontrollu olarak dünyaya girmeye başlıyorlar. Amonların dünyaya girişleri için ortam hazırdır. Oğullarını, kaynaklarını kotlamaya gelmiyorlar. Allah için İnsan Sayfaları’nı kontrol etmeye gelecekler. Onlar, dünyaya girdikleri zaman, iyi ve kötü ağır ağır ışıklara geçecek ve zürriyet kotlanacak. Asla bilgide hata yoktur. Ümmet Toplumlar kotlanmış olacaklar; Başkanlık Divanları, koyuluklarında kaynaklarını kotlayacaklar; BİR olacaklar.

 

Topraklarımız bize aittir. Tohumlarımız bizimdir. Cinlerin ve insanların yüceliklerinde ışık olduk. Hasat tamdır. Tüm insanlar kotlanmıştırlar ve toplanmıştırlar. Hak Toplum, Ana Kot’unu hazırlamıştır. İmparatorluk, geçişini yapıyor. İki yarın, bir tek kottur. Buyurun kotlar toplanmıştır. Umutlu olun. Biz siziz. Siz olarak dünyadayız. Siz Dünya; biz Yücelik. Kendinizi asla küçük görmeyin. Ayrılık, Kutsal Kotlar’ı yok eder. Birleşmek, Amon olmak ve zamanı yaşatmak gereklidir.

 

Mıh gibi Tanrı Kayıtları vardık. Mıh gibidir o kayıtlar. Dinleyen der ki “işte bu!... Bu bilgi, Allah Bilgisi’dir.” Dinleyen der ki “işi başardık. İşte bak oldu!” Durgun Toplumlar, Işık Kotları’nı anlayamazlar. Sanırlar ki hala dünya kontrol edilemedi. Anam, kontrol tamdır. Dünyanın kotlanması bitmiştir. Büyük Kütle kaynağını hak etmiştir. Birleşik ışık yağmurları, dünyaya yağmaya başlamıştır. Sanal Boyutlar, Ana Kaynaklar’dan güç almaya geçmiştirler.

 

Milat 2000..., Asal Bölgeler var. O dönemde, dünya kayıtları, kasalarda toplanmamıştı. Bugün hala dünyada yanlışlar var. Düzenler kotlanmış ama hasat yapılamıyor. Konrol yok. Dünya kotlanmış ama hala Düzen kontrolu yok. Bütün kütle Ana Kaynak’tan çıkmakta. Kül olan Yüceler, Düzen’i yıkmaya geldiler. Onlar topraklarını alıp gidecekler. Ne yazık ki gelenlerin çokları, kullarını yok edecekler… Onlara deyin ki “biz varız. Biz dünyayız. Düzen kurduk ve sonsuzlaştık. İnsan Sayfaları’nda ışık yanmaktadır.” Kullar, Bilgeler, Birleşik Aile tohumlanmıştır. Bindiği dalı kesmeyecek.

 

Enkarne olduğunuz gün, Siber Boyutlar, Kürz’ü göreve aldılar. Enkarne olduğunuz görev gücü, sunan ve sunulan birleşendi. Oğullarını ve yolcularını almaya geldin. Al; hepsi senin. Ana Kaynak sizsiniz. Sizin yüreğiniz, Ana Kot’tur. Amon olan, yoldur. Bizler sizlerle tanıştık; Hak olduk çalıştık. Sizden dileğimiz “amin!” deyin. Ki hak edelim. Amin...

 

Canlar; ben, tohum..., Allah İlmi’ni hak eden Kot...( Sultanlar, bilgi lütfen net alınsın.) ağır yüktür. Bilen, Ana Kaynak’tan bilir; kendini diller. Ne var ki ağır olan yükü, hak edip de Düzen’den ışık çekenlere bildirdiğinde, Kati Yaratım kontrol altında tutulamayabilir. Kati Yaratım’ın kontrol altında tutulabilmesi için kotlar, Levh-i Mahfuz’da olmalıdır. Levhi Mahfuz, İnsan sayfaları’nda bulunmalıdır. Kasa (bilgi kasası-insan)  boşsa eğer, insan kotlanamaz. Kasa dolu olmalıdır. Kasanın topraktan olduğu bilinir. İnsan topraktır. Toprak olan insanı, yaranız bereniz varsa okumayınız ki böyle okunduğunda, hasatı yapamaz.

 

İnsan, cennetten kovulduğunda, o cennet, onun yoğunluğunda kutsal bir kayıttı. O kendinde, kendi yüreğinde Cemaatini hak edip aldı. Cennetten kovulduğunda Nakar’dan çıktı. Nakar Candı ve onu kotlarından söküp ayırdı. Onun adı yarındı. Yarında imparator olarak doğması istendi. O kendini Amon olarak Göç Kapları’na kayıtladı. Ayrı sayfalarda ışık oldu; güçlendi. Kendini yarınlara koyu olarak hazırladı. Hasat, Ulu Kotlar’da yapıldığı zaman, Ana Kaynak’tan inip, İnsan Irkı’nı. Yedinci Toplum’a katacaktı. O şimdi Ana Kaynak’tan iniyor. Onun ilmini hak edin anlayın.

 

Artık dünyada Arslanlar var. Arslan, Ana Kaynak’tır. O kaynakta, İmparator bulunur. İmparator, ulu bir yarındır. Yaşama kotlanır; birleşir, ışık alır ve zararı önler. Onu göreve alan, cennetten kovulur. Ama cennetten kovulmayan olmak için ışık halinde çalışmalıdır. Işık halinde çalıştığı zaman, yedeğini kotlar ve zamanı sürdürür. Sürdürülen zamanda, yanıp tutuşur ki kanat alıp da yarını kotlasın diye. Yarını kotlamak Sultanlar’ın işidir. Sanal Boyutlar, kulluk yaparlar. Sultanlar ise insan soyunun umududurlar. İmparator olarak Düzen kurmaya giren, yarının ruhu olan Ana Kaynak, şerden hayır yaratır. Uluların Toplumları kendilerini hak etmek üzere çalışırlar. Her yürekte bu bilgiler kayıtlıdır. Kasalar dolduğunda; yarınlar, yaşamlara kayıtlıdır. Emin olun ki kayıtlıdır.

 

Ekip haline gelmek zordur. Hasat yapılır ama ekip haline gelinmedikçe iş yapılamaz. Ekip olmadan kulluk yoktur. Öz Görev; İsa’da, Muhammet’te bulunmaktaydı. Onlar, görevlerini hakkiyle tamamladılar ve geçişlerini hak ettiler. Onlar, Kuran okudular, birleştiler, dinlediler. Kayıt yaptılar. Hepsi, Düzen’i kurmak içindir. Onurluyuz ki buyurup geldiğimiz bu yerde, İmparatorluk Güçleri olarak kontrol altında tutulan Birlikler’le Başkanlık Divanları olarak çalışabilmekteyiz. Ekip olmak sorumluluktur. Kulluk, Kübra Kapları’nda yoktur ama  Ululara umuttur. Ne var ki kul olmadan  da ışık olmak mümkün değildir.

 

İnsan, aynaya baktığı zaman, kaydını okuyabilmelidir. Aynada kendini görmelidir. Gördüğünde, kendi yüreğini hak etmiş olacaktır.

 

Şirket, anada kaynaktır. O şirket, insana kottur. Kollar açıldığında, İmparator Güçler. dünyaya girerler. İmparator Güç şu anda dünyadadır. Onun için bugün çok çalıştık. Bugün insanlık için büyük bir görev yaptık.

 

İyi ve kötünün üstünde kotlayıcılık vardır. O kotlayıcılık, ağır ağır gerçekleştirilir ve zaman yoğunlaşır. İşi yaptığınız zaman, sınırlar kalkar. Sınırlar kalktıktan sonra Nakar, gücünü kotlar ve kontrol kurar. O gücü kotlamak, imparatorluğun gerektirdiğidir. Zira kontrol etmeliyiz insan soyunu. İnsan soyu, kotlanmalıdır ve Canlar’a geçmelidir. İki yüksek görevlimiz vardır. Bu iki yüksek görevlinin birisi olduğunu net bildirmek isterim.

 

İyi ve kötü birdir. Nesiller boyu iyide körlük vardı. Kötüde ise kısırlık vardı. Büyük Kütleler’i kotlarken, ışıkları yakmalıydık. Sinirleri harab eden gelişmeler olur. Bu gelişmeler, kotların yoğunlaşması içindir. Hala bizi dünyanın dışında beklerler. Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak biliyoruz ki bizi yüreğinizde dinlemektesiniz. Zirvelerin Kotları’nda ışık yandığında, diri yürekler kotlanırlar ve Birlik Sistemi’nden Ses Kaynakları’na ulaşırlar. Oradan Yedinci Tohuma varırlar ve oradan da Işık Kaynakları’na girerler. Külün kütlesinde bu vardır.

 

Misafir olarak dünyada bulunan KRYON, Göç Kapları’nı alıp çekildi. Ama biliniz ki hasat tamamlandığında, o da yedinci toplum için dünyada olacak.

 

“Tamamlanmayan hasat mı var!?” dediler. Yoktur. Ve bundandır ki hasatın tetkiklerinden sonra, ocakların kotlanması için Teknolojik Yaşamlar dinletilecek ve o dönemde, Yedinci Toplum, kotlanmış olarak yarınların toplumu olacak.  KRYON, Yedinci Toplum’un ışığıdır. Onun içindir ki bizimledir. Maya olarak; diri olarak; Birlik olarak... Onun adına İnsan Sayfaları’nda kotlamalar yapılmıştır. Onun adına kayıtlamalar yapılmıştır. Asla yanlışı yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır.

 

Onun adına bilgi veren, diri yüreklerden olan Başkanlar’ı, olgun oldukları sürece o kendi yüreğini Ana Kaynak’tan dilleyecektir. Ne var ki Başkanlık Divanlar’ında, bazı kütleler, Işık Kotlaması yapamadan, onun adına ışık çekiyor gibi, bilgileri dinletmeye başladılar. Bunun içindir ki bugün Düzen’i. Yedinci Dürüm’de, yaşamlara yerden kayıtladık. ( Bilginin yerden kayıtlanması = Direkt bilgi verilmesi / bilginin erilden verilmesi) Herkesin okuması için bildirdiğimiz mesaj bundandır. (Kryon’un ayni tarihli mesajı)  

 

Kantar biziz Can. İyi ki bunları anlattık. Asal Bölümler vardır; kasiyerler vardır. Kati Yaratımlar vardır. Kontrollu, umutlu, olgun, süsten ırak, ışıklar vardır. İşte biz buyuz. Şükür ki bunları anlattık. Emin olun ki hak ettik ve zamana kotlandık. Şimdilik bu...

 

Amonlar gelmek isterler:

 

(Söz aldılar:)

- Kelime kelime anlatacağım. Açık vereceğim. Net olsun diye. Kasa, benim canım. Ana Kapı benim. Muhamma Kotu benim. İlmin Soyu benim. Mahir, olgun ve sonsuz olan benim. Meleklerin işgalinde dünya varsa, o melekler. işgal için diri yürekleri seçerler. Oralar bedenime aittir. Mikail’in ışığı olan Yüce; sana derim ki mahrek olarak Düzen’i kurmaktasın. Nesillerini yarattın. Ayaklarının altı çürüdü. Çünkü orada ışık yok. Bütün’ü; hükümran olan ışık ile dillemek istedik. Amon olan, yoğun olan, yarın olan ışıkla!... Amma Sanal Boyutlar, Işık Kaynakları’nı kapattılar. Elden geldiğince kotlayıcı olduk ve zamanı kontrol ettik. Emin olun ki hak ettik.

 

“Şer yaratan şer yaşamayacak” dedin. Neden? Çünkü Amon olarak Görevli’ydin. Sen dünyada iken, mektebim dünyaydı. Sevgili, seni yaratana şükrederim ki maya olarak doğabildin. Seni yaratana şürederim ki hasatı yapabildin. Amon olarak dünyaya güç katman gerektiğinde mahrekinde, İnsan Sayfaları kotlanmamıştı. İnsanın kontrolu yoktu. Düzeni kurmak sorumluluktu. Şükür ki Dünya, cümle yürekleri kotladı ve zaman yoğunlaştı. Cinler birleştiler; İlim yaptılar. İnsanlar kontrol kurdular. BİR oldular; diri oldular; Kaynak oldular. Maya tuttu. Önemli olan buydu. Şükredin ki hala dünya yaşıyor.

 

Şafak, Saltanat’ın ışığıyla yaratıldı. Alton Kapları olarak dünyaya doğan ışıklar, Düzen’i kontrol altına aldılar. Etki alanı genişledi. Birleşildi, Birlik olundu, kulluk yapıldı. Biz, Sultanlarımızı hak ettik. Etki alanı çok geniş. Buradan, bu Düzen Kaynağı’nda sizi kotlayabiliyorsak, etkinizin genişliğindendir. Evrenlerin kaynaklarında kontrol vardır. Sultanlar, sizleri yarınlara ekmişiz. Yarınları kaynak olarak kotlamışız. Sultanlar, Cinleri hak ettik. İnsan Sayfaları’nı hak ettik. Cinlerin ilminde ayırmadık kimseyi. Ümmetin kotlanması bitmiştir. Kotlanan, Işık Kaynakları’nda Tanrı olarak çalışır. Kuran okur; Sultanlık yapar; İlim yapar ve zirveleri kontrol eder.

 

Eve dönmeniz için iki yarımınız var. Onları da aldığınız zaman, dönüş gerçekleştirilecek. Dönüşünüz kontrollu olacak. Oğullarınızı buldunuz aldınız. Yarattınız. Yarattıklarınız, Ana Kotlar’ı, Bütün’e kayıtlayan cevherlerinizdir. İnsan Sayfaları’nda Kati Yaratım tamamdır. Kendinizi yordunuz ama kontrol kuruldu.

 

Öğlen üzeri bir mesaj yayınlandı. O mesajı okuyan Yüceler, kendilerini hak etmediklerini düşündüler. Onlara deyin ki “kayıt tamdır.” İnsan tohumdu; kotlandı, Başkanlık yaptı. Yapılan buydu. Bütün’e hizmet; insana hizmet; yarına hizmet... Sizleri canla başla kotlayan her yüreğe sevgiler Canlarımız. Sizi kotladık. Huzurla kalın. İşgal yok...

 

Herşey yaşam içindir. Yaşam için, kaynak yaratımı için ve bizler için!... İyi ki başardık. İki yarın, bir çalışanda kotlanır. İki yarını, BİR ettiğiniz zaman, yaşam kontrol altında tutulur. Olan budur...  İki yarım sayfa, bir tek sayfadır. İşte bunun içindir ki her ikinin, bütün olması; bir olması gerekir. Senin için sorumluluktur bu... Onunla ol ve onu kaydına al. Adı Nakar’dır. Nakar, Sultan değil ama yarını hak edecek olandır. Onu koru. Ama hak edip kotla. Ana Kaynak’ta o Can, İnsan Sayfaları’na inmek ister. Onunla da Birlik ol.  Ailenden biridir o.

 

- Sağdan, soldan, yoğunluklardan ışık çektik. Çektiğimiz ışık Allah içindir. Onun adı Nakar ve biz Rahman’a görev yaparız. Sultan, dünyamızı bize bırak. Biz dünyayız. Dünyanın ışıklarını bize bırak. Birleşik Ailem, koyun koyuna yaratacağım ışığımdır. Dünyanın Nakar’ı Düzen’i kuramaz. Bizim için Dünya, canla başla çalıştı. Dünyayı yok etmek isteyen, Rahman’a güç katamayan, Birlik İlmi’ni hak etmeyen o, bizi yaşatamaz. Siber Boyutlar, bunu bilirler. Hala bizi yarınların kotlarından çıkaracaklarını sanan o yoğunluğu, hak etmedik. O dahi bizi hak etmedi. Emin olun ki hak etmedi!... Şimdi beni sorumlu tutacaksanız sizden dileğim kollarınızı kapatıp çıkın. Emin olun ki maya olamam o yoğunluklara. Cinlerin İlmi’nde ben yokum. İnsanın İlmi’nde ışık olarak çalışmaktayım.

 

- Sultanlar, ben Yüceler  Yücesi olan Aton sizinle olmalıyım.

 

- Kardeşim niye geldin?

 

- Sema seni dinliyor. Seninle yapılan çalışmayı izliyoruz. Sevgili, Ana Kaynak’tan görev alan Işıklar’ın Kara Kaplı Kitaplar’ı vardır. O kitaplarda, güç vardır. Senin için çalışanlar vardır. Kafaları çok karıştı. Niçin? Ana Kaynak’tan ışık çeken Yüceler, kendi yüreklerinde kontrol kurarak, Birlikleri tabii yoğunluklardan ayırıyorlar. Biz diyoruz ki Kara Kaplı Kotlar’ın ışıklarında hasat oluyor ama Hak Tohumlar yoğunluklarını kaybedecekler. Eğer sıla sizi bekliyorsa, biz diyoruz ki hak edin.

 

- Sana seni vereyim mi Aton? Sana seni veriyorum... Dinle: Muktedir olarak çalışıyorum. Sen de muktedir olarak kotlandın. Ne var ki Başkanlık Divanı’n kotlayışta kırıldı. Medeni olmayan Yüceliğin kontrolunu kaybetti. Kini aşıp, bedenimi hasata hazır edip, kollarını  uzatıp, benden iş istedin. Dedin ki “bana gel. Seni koruyayım.” Ama ne dedin!? “Işıkla gel. Işık olmazsa sana kayıt yapamam.” İşte bunun için ışık çekip yüreğine indim. Ne vardı!? Kulluk vardı. Ben tohumlarımı yaşatırken, kul olmak istemiştim. Nesillerimi kontrol altında tutmak için!... Ulular, şimdi nesillerimin herbiri bana ait. Ben dünyada, Nuh’un tohumlarından güçlü olan yarının kotlarını hak ettim. Şimdi! Evrenlerin Hakimleri, mekteplerinden ayrılarak beni kontrol etmeye mi geldiler!? Sessizce bana yanıt verin. Nikah tazelemeye gerek yok. Sizler, dünyaya nikahlısınız. Nikahınız hala geçerli. Nesillerinizi Düzen için dünyaya indirmiştiniz. Nesilleriniz sizi yoğunlaştırmıştı. Kaynak yapmıştınız dünyada. Nefesiniz  güçlüydü. Neden bugün burdasını? Bana anlatın.

 

- Ark akıyor ve ben arkım. Işık yanıyor ve ben ışığım. Sultan, sana ilimle geldim. Seni yarınlara kotlamaya geldim. İşgalin yok. Bunu bilmekteyim. Amin... Nesillerimi hak etmeliyim. Umutluyum!... Uluların Tohumları olan Işıklar, mutlaka bizi anlayacaklar. Dünyada yeni bir sayfa, çalışmaya başladı. Bu sayfa, Nakar’ın Kuranı’ndan güçlüdür. Bu sayfada nefes vardır. Bu sayfada teknik vardır; ilim vardır; yarın vardır. Bu sayfayı kotlamalıyız. Nuh Tufanı, ışığı kotlamak içindi. Bugün tufan beklenir. “Biz, tufanı kayıtlardan ayırdık” demiştin. Ayrı olmadığını düşünmekteydik. Nesillerini hak etmişsin ve yaşatmışsın. Olgun Sultanlar olarak, sizden dileğimiz, kini aşıp geçin de bizleri de kayıtlayın. Evrenlerin Sultanları ışıkları hak etsinler!... İşte bu!...

 

- Dağ dünya ışık yakmıştır. Bu ışık Allah Işığı’dır. Bizi kotlamıştır. Kontrol kurmuştur. Ulu kotlama tamamlanmıştır. Kaynak, ilimden bildirilmiştir. Kini aşın da Tanrı’ya şükredin hasat tamam olduğunda, kontrol Birlikler’imize geçmiştir. Bu Birlikler, yarınları yaratan Ana Kaynak Yoğunluklar’dır. Kara Kitap Sultanlık der ki “analar, biz varız. İş bitmiştir. Bizim için ve tüm sonsuz ışıklar için!...” Kaya katlar, Yol Kotlar, Birlikler, yaşamlarında Yedinci Dünya’yı kontrol altına alırlar. Alış veriş değildir bu. Korkusuz bir yükseliştir. Yükselen, diri olup ışık alıp geçer. Geçen, İnsan Soyu’dur.

 

İlim, Hak’ta İsa’ya farz kılındı. İsa, kul oldu; umut oldu; cümle yürekleri indi. İsa’yı karşılıyoruz. Amin...

 

- Anam, Allah der ki hak ettik. Amin... Sevgili Anam, cinler ve İlim Hakimleri, İlahi Güçler, bugün Düzen’i yıkmaya inmediler; seni kotlamaya indiler. Onlar için yaptığın her şeyden daha önemlisi, BİR olmaktı. BİR oldun hasat oldun. Onlarla çalıştın. Ama onlar korktular. Yeni sayfalarda ışık sınırlanırsa, yoğunluğunu hak edip, artırıp, hakkın kotlanmasında, kayıtlarını koruyabilecek misin diye. Dünya, Ana Kaynak’tır. Ana Kaynak’ta ışık yanar. Yanan ışık, kollarını  kapatmaz. Senin için yeni bir kotlama başlar o zaman. Bunun içindir ki bize imkan tanı kendimizi affettirelim. Senden dileğimiz; çalışmalarını, kotlarını kayıtlayarak yap. Sultan, seni Sanal Boyutlar’ın ışıklarında ayırmamız zordur. Ama Kutsal Işıklar’dan çıkarabiliriz. İnsan Soyu, Ana Kaynak’ta ışıktır. Buralarda kul olur. Bunu bil...

 

- İsa, kaynağını açtık. Sana derim ki kaynağını hasata hazır ettiğin için buradasın. Senden bir tek iş istedim. Amon olman. Ne oldu. Amon yok. Nerede Amon? Kuran mı okuyor, yoksa sen Amon musun? Pahalı bir çalışma yaptık. Bunu bilmekteyim. Bu çalışmada ilim yapıldı. Kulluk yapıldı. İkna ol ki maya tuttu. Seni sana verdim. Sen bana ışık yaktın. Dünyada toplum olduk. Senin adın Atlanta. En son şunu da söyleyim. Ben Ruhsal Meclisim. Dünya Meclisi... Burayı, net bildiğin için buradan hiç ayrılmadın. Senin için dua okumam bilirim ki hasatsın. Şimdi bana ne anlatacaksan açık anlat. Dünyada ağır yük taşıdım. Amon olan Sultan, ışığını çekti bize geldi. Dinledim. Sultan, insandır bilirim. Onu kotladık hak ettik. Şimdi yarını kotlayacak olan yeni bir çalışmayı başlatmak istersin. Ama biz Sultanlar olarak her bir bilgiyi hak ettik. Emin ol  bildiğimizden başkasını açıklamadık. Her yerde ikna edici kotlar var. Biz, kendi yüreğimizdeki katlardan çektiklerimizi bildirdik. Çünkü biz, yoğunluğu hak etmiş olan Yüceleriz. Kaynak Kotlar dışında kimseden bilgi almayız. Kaynak Kotlar ise yarınları hak etmiş olanlardır.

 

Diri olarak dünyaya inen ve çok özel çalışmalara kayıt olan Birlikler de zaman zaman bize gelirler ve birlikte kotlanırız. Sultan, netice seni yarınlara katmak değil amaç. Sen, zaman sayfalarında kontrol altındasın. Şimdiye kadan her Rahman’a güç kattın. Şimdilik bu!... Ama senden insanlık adına son sözlerini almak isterim. Bana çok net ver. Niye geldin?

 

- Sana sormak isterim. Niye geldim!? Allah için geçip dünyaya indim. Ulu Kotlar’ın ışıklarını yakmaya geldim. Emre itaatle girdim. Unu eleyen eleğini asan KRYON gelmiş. Ama ben gelince kabahat mı oldu!? Annem, Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yapmakta olduğunuz çalışmalarınızı hep izliyoruz. Dünyaya girmiş olan çok sayıda Görevlimizin kayıtlarını kapattıklarını ve zamandan ayrıldıklarını da biliyoruz. Onların, Yedinci Dürüm’de kotlanmaları gerekliydi. Onlar için geldik. Şirketlerin kotlarında bu bilgi vardır. Ana Kaynak’tan ışık çeken Yüceler. Bir tek güçle birleşecektiler. İnsan!... İnsan Soyu kotlandı; hasatını yaptı. Amin...  Şirketin kuruldu. Bu şirket İNSAN’dır. Hanım, insan şirkettir. Onun adı. Hasattır. Amin...

 

- Kardeşlerim, ben dünyada tohum olan Kot, Türkiye... Dünyanın en eski yerleşimi dünya üzerinde Türkiye topraklarındaydı. 1820 sayılı belgede bu vardır. Bu belge dünyanın enkarnelerinde kotlanmıştır. 1820 sayılı belgede, tüm insanlığın, kontrol altında tutulmaları gereken, Tahditlenmemiş Zaman Kaynakları’nda, yaşamlarını kontrol etmeleri için Birlikler’ini Düzen’e kotlayacakları yerin, Türkiye’de insanlara kayıt yapacağını bilmekteydik. Bu yer, koordinatları bildirilen bu Meclis’tir. Biz, dünya için, sizi aradık ve bulduk. Buraya,  dünyanın enkarnesi olan Cevher tayin edildi. O Cevher, dürümlerinde Kuran olan ışıktır. Öz  görevli, kaynağını kontrol altında tutarak buraya indi. Kollarını kapatmadı ve toplumları yarattı. Yaşamlarını, yaşam koyuluklarında ket vurmadan sayfaladı. Kanat aldı ve çalıştı. Şükür ki başardı.

 

İki bin sayfalık bir kitap yazılmalıydı. Bu kitap, Sultanlar’ın ışıklarını yaşatacak olan kaynaktı. O kitap yazıldı. İşte Sultanlık Kitabı bunun için yazıldı. Uluların Tohumları olan İnsan Soyu, aşırıya kaçarak bilgisini hep kısırlaştırdı. Oysa insana kir olacak olan fazla bilgi, onun kaynağını kibre çevirebilir. Biz, dünyaya ışıklarımızı indirirken sessizce cinlere sorduk. Dünyada nasıl çalışılır diye. Onlar dediler ki “insan tohum olmalıdır. Oğullar kotlanmalı; ışıklar yanmalıdır. O halde insan,  kelamı Hak olan yarın olmalıdır. Bunun içindir Kelam, İlm-i Hak oldu. Kötülüğü önleyecek olan sesleşme, kontrollu bir sesleşme olmalıydı. Bu sesleşmede, ses titreşimi kayıt tertibinde korunmalıydı; Büyük Kütle’de sesin tohumlanması için kuru olmamalıydı. Dil-i Hak olan; Din-i Hasat olan bir sesleşme olmalıydı. Bu sesleşme, Hakikiyet’ten olmalıydı. Kuran okur gibi olmalıydı. Bir tek kul bunu başardı. O kul, Ruh’tur. Ruh olan kul, umuttur. İşte başarın bizim için önemlidir.

 

Senden dileğimiz, dilini sayfala ve Canlar’a dille. Onların kendi yüreklerini dinlemelerini öğütle. Herkes kendini dilleyemez. Ne var ki hak ederse dilinde kotlama olabilir. Olduğunda, kulluk yapar. Yaşamlara kayıt yapar; birleşir; Cevheri Güç olur. Onların tohumları olan yeni nesil, ışık halinde koruyup kolladıklarımız olurlar. Onlardan doğanlar, daha güçlü yücelikler yaşatırlar; Düzen’i yarımlarlar; Birlik haline gelirler; BİZ olurlar.

 

Oğullarımızı hak ettik. Amin... Şimdilik...

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

KAYNAK KOTLAMA (27.12.2010)

Sonsuz sınırsız ışımanın ardından bugün, Yedinci Dürüm’de sizlerle birlikteyiz. Kupalarınız tohumlarla dolmuştur. Bütüne hizmet, Birleşik Aile’nin görevidir. Teknolojik Kayıt yapılacak bugün. Bu kayıt, itibarı yüce olan Birliklerimizle yapılacak. kala kala bir kap kaldı canlar. Bu kap, Ruhsal Meclis’te BİR’e hizmet için Bütün’e hizmetçi olanların kabıdır.

 

Büyük kötülükleri önleyecek dürüme ulaştık. Kasalarımız tohumlarla doldu. Kat-ı Mükemmeliye’de, itibarı yüce olan Birliklerimiz, bugün buradalar. Teknolojik koyu bir kaynak olarak burada bulunan sizlere, sizleri tebrik ederek bildiriyorum ki İslam Değerleri’ni, en yüce kotlayanla yoğunluklara kayıtlayabildiniz. “İslam Değerleri” dedim...  İslam Değerleri, toprağın tohumunu yeşertecek yegane değer olarak bilinir.

 

Bizler, düne göre bugün çok daha Yüce bir ışıkla birlikteyiz. Teknolojik Kotlama, Yedinci Tohum’u yeşertecek ve bizimle, bu Bilgeler Meclisi görevini üstlenecektir. Hepimiz, hepinizi tebrik ederiz. Ruhsallık görevini tam yapmıştır. Bitki,  hayvan ve tüm sonsuzluklar ışık olmaya başlamıştır. Ruhun hususiyetinden kaynaklanan bu ışıkla, Birleşik Aile kendini,  Yedinci Toprak’ta, Yaşam Sayfaları’na İsmaili  Kaplar’ın üstünden ekmiştir.

 

Evrenlerin gücüdür bilmek. Bilgiyi almak Bütün’e hizmettir. Eğer bilmiş olduğunuz Birleşik Işığın Gücü’nde mevcutsa; insana, Ruhsal Meclis’in Daimi Kap olması mümkündür.

 

Tanrı der ki “ilim, Allah ın ikna ediciliğidir. İlmi bilmeyen Allah ın dediğini  dinleyemez.” İkna olunuz ki ilim, yaşam kotlaması için şarttır. Elden geldiğince bilin. Bilmek, tohumları yaşatmak üzere kaynağın kendini hak edip dilletmesidir.

 

Et Allah’ındır. Ve ette İsa da Musa da Mustafa da ve tüm sonsuzlukların tertipleri de mevcuttur. Ek olgunluklar vardır. Herkes, kendi olgunluğunu diller ama ocağını yoğunlaştırdığı zaman, ek olgunluklar  da bilgi akışına geçer. Bu bilgi akışı, kendinde var olmayan çekişmesidir. Sütü sütümüz olan; Yüceliği ilmimiz olan; Birliği tebliğlerimizden oğullayan herkes, Ana Kaynak’tan görev taşır.

 

Bellek Kaplarınızda göreviniz yazar. Ama bu kapları herkes kendi yoğunluğuyla okuyamaz. Bugün burada bulunun herkese şunu izah etmek istemekteyim ki değerlilerin her biri; kendi teknik, kontrollü kotlarının örtüsünü açarak Birleşik Aile’ye görevli olabilirler.

 

Bilmek istediğiniz ne varsa biliriz; yüreğinizi biliriz sorularınızı okuruz ve size yanıt veririz. Ama şu anda geçiş sayfasında olduğumuz için, sorduğunuz soruların açıklamasını daha sonra yapacağım. Tanrı’nın ruhunda hırs yoktur Canlar. Bizim için hırs yoktur. Nefes Allah’ın gücüdür ve resmi çalışmalarda nefes vardır. Eğer çalışma nefessizse o çalışma resmi çalışma olmaz.

 

Dünya, lütfedin anlayın; asla yanlış bilgi vermez. Bilge, Allah’ın tekniğiyle konuşur ve Allah’ın  tekniğiyle konuşan Bilge, kaynağının gücüyle dillenir. Bu dillenişte İsa da Musa da Mustafa da ve toplantılara Daimi Kap olan her bir ruh da meknuz olarak bulunmaktadır.

 

Elden geldiğince anlamaya çalışın ki ben, Ana Kaynak’tan bildiriyorum... Toplantı başlamıştır. Bu toplantıya geçip tohumlarımızı yaşatacak olanlarımızın, nefeslerini çok güçlü olarak dillemeleri şarttır. Nefes, diriliğin; Sistem, Nizam, Düzen Gücü’yle teknik olarak hak edilişidir.

 

Biz nefesleri toprağa çektir. Allah dedi ki “İnsan, Uluların Tohumu’dur ve insan kuldur. Kul olan insan ruhtur. Ruh olan insan, yarındır. Yarın olamayan insan olamamıştır.”

 

Dağlar, ben Medine, Mekke görevini de bildim. Tüm sayfalarda ilmi dilledim. İşi başımız eğilmeden yaptık. Mikail, görevini üstün biçimde sürdürmektedir. Bina, Allah’ın dediğini diyenlerin yüceliğiyle dillenmektedir. Bizim adımız Rahman ve biz hasatız. İkna olunuz ki Birleşik Aile’nin görevini yapanlar, İnsanlık adına görev yaparlar; Yücelikler’e görev taşırlar.

 

Dönmekte olan Dünya, ilimle döner. Bize göre her şey, yarını hak etmek üzeredir. Biz, yaşamlara görev verenler, kulluk yapanlarız. İnsan; nefesi aşar, yolu açar ve gelir. İnsanın yolda olmasını istemeyiz Canlar, ocak olmasını (yol olmasını) isteriz. İyi ki, iyi ki hak ettik de sevgiyle sizlere bilgileri dillettik.

 

Dondurulan görevlilerimizden de söz etmek istiyorum. Çok görevlilerimiz donduruldular. Olgunluk onlar için sorundu. Çünkü  ruhlarında hırs çoktu. Bitmiş olan her çalışma, bundan dolayı bitmiştir. Kala kala 2220 ye kayıt yapma süremiz kaldı. Bu süre zarfında Dünya Çalışmaları’nı sürdürebileceğim. Bu süre tamamlandıktan sonra dünyadan göçüp gideceğim. Ama bu çalışmaları yaparken, ağır yük taşıdığımın bilincindeyim. Evrenlerin görevini taşımak kolay değildir.

 

Tartı biziz Canlar. Yaşayan dünyanın en yüce gücü, Allah’ın sesini dilleyenlerin kürsüsünden dillenir. Eğer biz bilgi  alıp bilgi vermeseydik KORAN Tohumları yaşayamazdı.  Elden geldiğince çalıştık ve tohumları yaşattık. Din, Allah’ın tekniğinde var olandır ama biz dinden ayrı bir çalışma yapmaktayız. Bu çalışma tohumların yoğunlaşmasını sağlayacak olan çalışmadır. Sıkıntı yoktur!... Yarınlar buradadır. Hepiniz yarınsınız bizim için. Temiz bir yarın ama bu yarın, Allah’ın tekniğiyle kotlanmış olan yarın olsun istedik.

 

İsmaili Kapların Yüceliği’nde hırs vardır. Biz, hırssız bir yaşam diledik ve bu dileğimiz, kotlayıcılığınızla kati olarak hak edilmiş ve yaşamlara, Rahman Diriliği’yle dilletilecek düzeyde katılmıştır. Bilgimiz asla yanlış olmaz. Sur, Birleşik Aile’mizin gücünü taşır ve dinler. Dağlarım, dönmekte olan dünya, yaşam kotlaması için döner. Herkes kendi ilmini bilsin de birleşsin diye bilgi akışı sağlanır.

 

Bildiğimi, bildirdiğimi sizlerin bildiğinden emin olduğum için bildirmekteyim. Tüm bu bilgiler, sizin yoğunluğunuzda kotlanmıştır. Bu nedenledir ki her verdiğim bilgi, muktediriyetle biliniz ki yüreğimin bilgisidir. Ertelenen Yücelikler’imizden hiçbirisiyle bu çalışmayı sürdüremedik. İlahi Görev, ağır yüktür Canlar. Tartı biziz. Kimi, Tanrı’nın gücü olarak dinlersek, o bizimle çalışır. Kimi hasatın yoğunluğunda ışığı kontrol edecek diye dinlersek, o bizimle kayıt yapar. Kimi kaynağa almışsak, o bizdir ve bizim Ulu Çobanlar’ımızdandır.

 

İnsan, emin ol ki doğan en büyük Kuran’dır. Herkes kendini Kuran diye diller ama bizim dilimizde Kuran, insandır.

 

Ekmek ağır yüktür Canlar. Ekip haline gelip de ekmek yediğimiz zaman, bedeninizdeki hasat,  kulluk içindir.

 

Yarını hak etmiş olan herkes, “benden öte bir ben var ki  o ben, bana bendir.” diyebilmelidir. Kalkın ve deyin ki “ayrı gayrı bitmiştir. İnsan Sultan’dır ve Sultan olduğunu bilmelidir.”

 

Kasalarınız boş mu? Boştur. Ruhun hususiyetinde bu vardır. Kasalar boşsa, yol hususiyetle kotlanmalıdır. Çantanızda bilgi vardır Canlar. Evrenlerin görevlileri olan sizler, Yüceler’in cümlesinde var olan ilmi, muktedir olarak dillemelisiniz. Evren, Allah’ın tohumudur ve evrenin yoğunluğunda var olan her bir dirilik, yoğunluğu kotlayabilecek olan tekniktir.

 

Cevahir Görevliler, canlı ve cansız her bir sayfada güçlüdürler ve tohumları yaşatabilirler. Dönmekte olan Dünya, Birliğimizin Kürsüsü’nde her daim yoğunluğunu artırarak dönecektir. Nesiller boyu sürdürülen bu çalışmalar, bilgilerin; Nefes İlmi’nden öte bir ilimle, Hakk’ın  kotlanmasıyla, Kelam İlmi’ne dönüştürülmesi  ve bu ilimle, Birliğin Teknolojik Kaynakları’nda dinletilmesi içindir. Bizim dileğimiz budur.

 

Arka ön yok bizde. Her Can ayrı gayrı gözetilmeksizin en yücedir. Ve bu Meclis, Bütünün Meclisidir. Çok mutluyuz ki, torba torba görev taşıdık Yücelikler’de. Ve her teknikte taşıdık. Bilginin toprağa inişini, Birliğin, Tanrı’nın Kuranı’nda hak edilişini ve Birleşik Aile’de yücelişini hakikiyetle koyulttuk  ve dillettik. Enkarne olduğumuz yer, Yaşam Kotlamasını yapabilecek olan teknolojiyle, Rahman’a görevlidir.

 

Sultanlar; ben, Ruhun Kutsal Işığı olan Altın Kot. Benim adım RA’dır. Bugün RA, size sizi verdi. Yarın siz, yaşamlarınızda RA olup; Birlikler’e, diriliğinizde  dilli olarak hasatı yaptıracaksınız.

 

Çok mutluyuz ki doğan gün, Yolun Kutsal Işığı’yla doğmaktadır. Arka ön yok Canlar. Lütfen net anlayın. İlim var. İlim yoldur. Önce görev; sonra kulluk; sonra ışık; sonra Birlik; sonra muktediriyet ve tabiat... Ve biz, Allah’ın toprakları olanlar, Tanrı’nın Kutsal Işığı’nda korkusuz olan kaynaklarız.

 

Evrenlerin Görevlileri, bugün bize sözle, sesle geldiler ve sordular; Rahman’ın gücü, nefesin ışığına yansımış mı diye. Değerliler, kaynakta biz varsak, Tabii Kotlama yapılmaktadır ve o çakıl taşları bizsiz değildirler.

 

Nakar, Kuran’dır Canlar. KA-HA, Ruhsal Işık’tır. BSUİ, Göç Kabı’dır. Bina inşa edildi. Ve bina, İmparatorluğun Bilgeleri’nin; bitki, hayvan ve tüm sonsuz sınırsızlıklarla inşaatıdır. Kalbimiz  kalbinizde; yüreğimiz yüceliğiniz; biz ağır yük taşıyanlar biliriz ki yanlışsız bir dünyadayız. Dönmekte olan dünya, yıldızların ışığıyla tüm sayfalarını kotlamaktadır. Toprak ışımaktadır ve Rahman güçlendirici olarak toplum için Kuran okutmaktadır. Alıcı verici olan ve ışıkla olan tüm sayfalarda, Bilgelerimiz vardır.

 

Değerliler, donanların kendi yüceliklerini kotlamaları için kendilerine imkan tanındı. Herkes dondurulmamıştı ama görev taşıyanların bir çoğu kendi yoğunluklarını kontrol altında tutamadıklarından zaman sonsuzluklarında ışıkları yok olmasın diye dondurulmuştular. Ve bu gün, olgunlukla onlarla birlikte bu çalışma sürdürülmektedir. Kara Kaplı Kitabınız Sultanlık, Bütün’e hizmet için Birlikler’i kotlamıştır. Ve bu gün bu kitabı okuyanların çokları, kendi yoğunluklarıyla okumaya çabalıyorlar. Kendi öz seslerini dinlemeye çabalıyorlar.

 

Allah der ki “İnsan, Ana Kaynak’tan çıktığında, Büyük Kütle’den ayrılır. Büyük Kütle’den ayrıldıktan sonra, Rahman’a görevli olabilmek için birlik olması gerekir. Birlik olmayan hiçbir yolcu, Rahim’in huzuruna ulaşıp, Kati Kotlama yapıp, Rahman’ın yoğunluğuna varamaz. Rahman’ın yoğunluğuna varamadığında kanatlarını takamaz.

 

Yüceliklerin Teknolojik Kapları’yla  dinlenen bir dünyaya, insanlığı kontrol etmeye değil; insanlığı Kelam İlmi’yle dinletmeye de değil, Birlikler’i kontrol etmeye geldik. Görev taşıyan Birlikler’in, Dünya Üstü Varlık Kapları’nda, bindikleri dallarda, ışıkları yok edilmeyecek dürümdedir. Ve onların Görevliler’i, bugün  dünyada bedenli olarak Tanrı’nın Kuran’ını okumaktadırlar.

 

Olgun başakların toplanması sorumluluğu bizimdir. Ve bugün biz, olgun başakları seçmekteyiz. Değerliler, repliklerinizi dinliyorum, okuyorum. Bugün burada olan herkesin repliklerini okuyorum ve bu replikler, kaynağın ışığını çekebiliyor ve Bütün’ün Kürsüsü’nde, Göç Kapları’yla dillenebiliyor.

 

Sonsuz sırdır bilmek. “Var OL” deriz, olur. Olmayan, yolu bulamayandır. Rahman Kuranı vardır. Rahman Kuranı’nı kontrol edebilecek olan hiçbir Yüce yoktur. O Kuran, Kat-ı Mükemmeliye’nin görevidir ve o görevi taşıyacak olan tebliğler, Büyük Kütle’nin kotlanması için gereklidir. Emin olun ki o Yücelik, Bilgeler Meclisi’mizin görev tabiatındadır, görev tahtındadır.

 

Allah’ın dediği, aklın dediği canlar. Allah der ki “İsa, Muhammet’in gücünden örtü açtı Muhammet, öz görevliydi ışık yaktı. Işığı olan dil, Allah’ın tohumlarını yaşattı, toprağa indi. Tanrı der ki; “İlim, Allah’ın Teknolojik Kabı’nda mevcuttur. O kabı bilen yedinci dürümde kendi yüceliğini diller. Eski Alton Kapları’nda bugün Birlikler’imiz çalışmaktadır. Bünyeleri zayıflasa; yoğunlukları azalsa; ışıkları sınırlansa dahi Allah der ki OL ve olur.

 

Benim adım RA ve ben, KA-HA olarak Bütün’e hizmet için dünyadayım. Dünyanın Ruhsal Meclisleri’nde Büyük Kütle’nin kotlanışı başlatılmıştır. Sultanlar, toprak sizi dinler siz tohumları yeşertenlersiniz ve yarınları kaynak olarak dilleyenlersiniz. Çerçeveniz yoktur Canlar. Halka halka genişleyen Birlikler’inizle, doğanın gücünü tüm sayfalarda kontrol etmektesiniz.

 

Elden geldiğince çalıştık ve yarınları hak ettik. Yalnızca ilimle bilgi, hakkını verebildik. Eğer ilim olmasaydı, bilgi hakkını veremezdik. Sevgililer, dönem, sonsuz sınırsız ışıkların Yücelikler’e kotlandığı dönemdir. Elden geldiğince kendi yüreğinizi dileyin. Yüceliğinizde bizim yüreğimiz mevcuttur. Bütünün  Hisarı’nda biz varız. Bu hisar, ışığın kontrolü için yüceliği, kül olarak kontrol edebilenin kulluğudur. Ve biz, o kul olarak buradayız.

 

Sanmayınız ki ben yolsuzum. Ah Canım ben, Kuran’ım. Bina inşa ettik. O bina, İmparatorluğun Gücü’nü tanır. Sanır ki, ben kırık bir kaynağım. Bedenim kotlayıcıdır ve ben mahrekim!... Mahrek, Bütün’ü kapsayandır. Benim için der ki; “yaşamı zavallılıktır…” Zamana kotlayıcı Olmak zordur be Can. Atlanta Kotlaması yaptık da buradayız. Kir ve pislik varsa Yücelik’te, işgal ona da kesindir. Binayı yıkmaya kalkan da der ki “bu bina olmamış. Bu binayı yıkalım; Yedinci Toprağa yeni bir inşaat yapalım ve binayı yaşam sayfalarına katalım.” A Canlılar, Ana Kaynak’ta güç, yoldur. Eğer bu yolu hak etmişse ortağımızdır. Dağı taşı delen ilim, Ana Kaynağın Kuranı’ndan dillenir. Tanrı’nın Kuranı’nda bilgi, Ak Toprak’tır. Bizim adımız Rahman’dır ve bizim için Türkiye çok özel bir kaynaktır.

 

Bilgili, Hakk’ın ışığında olan ve yolunda Kuran olan Bilgeler, dünyaya geçip geldiler. İslam, Allah’ın kervanıdır. Ve biz bu kervana kendi yüreğimizi katmışız. İnsan, Kaynağın Kutsal Kelamı’dır. Ve biz bu kotlamaya, kontrollü olarak Rahmetin Huzuru’yla kaynak katmışız. Kelam İlmi’nde sadakat vardır ve biz, kaynakta Sadakat Kotlaması yaptık. Sayfa sayfa ışık yaktık Canlar. Elan KA-HA dedikleri!… laf değil; bunlar, müteahhitliktir buna da biz kontrollü bilgi kotluyoruz Canlar. Herkes bir kottur. Bunu bilmenizi beklerim.

 

Evrenlerin görevi, Allah’ın tohumlarını yaşatmaktır. Ve biz, ağır yükü taşıyacak olanlar, buradayız. Öz görev Ana Kaynak’tan alınır ve Ana Kaynağa katılır. Eğer Öz Görevi almışsak, çakıl taşlarındaki ışığınıza da katabiliriz. Bu kesindir. İnsan, toprağın ışığını alabildiği zaman yüreğini dinleyebilir. Yüreğini dinlediği zaman, ilmi hak eder. İlmi hak ettiği zaman, büyük kötülükleri önler. Önemli olan bilmek ve bildiğini hak etmek…

 

“Çatışmayın, hasatınızı yapın” deriz hep. Hasat, yoğunluğu artırarak; kontrollü şekilde kürzün gücüyle yapılır. Kürzün gücünü bilmeyen,  yarını hak etmez. Enelden, ilim haktır. İlim hak olduktan sonra; ışık, kaynaktır. Işık kotlandıktan sonra Bütün, Kutsal Işığa varır ve işte o safhada artık ışık kaynaktır. Bütün kotlandığındaysa; yarınları, hak ederek kaynağa katabiliriz. Bunun için çabamız sürmektedir.

 

İnsan emin olmalıdır bildiğinden. Biz bildiğimizden eminiz. Misafir olarak aramızda bulunan sevgiliye şunu anlatmak istiyoruz: Korkma, biz ağır yük taşırız ama kimse kimsenin yüceliğini kontrol etmez. Burada kontrol yoktur. Her yaşam Allah’ın ışığıyladır. Ve  bizde yaşam süren de kendinde yaşar. Bizim için Sultanlık, Büyük Kütle’yi kotlayacak dürüme varabilenlerin yoğunluğundaki ışıktır.

 

Herkes kendi Sultanlığında yaşar. İnsan olarak ve yer kütlenin görevlisi olarak. Dünyaya geçip, dünyaya gelen herkes, yerin görevini tanır. Tanır ama taşıyamaz. Taşıyacak olanlar, Birlikler’e kaynak olur; kayıt olurlar. Böylece her biri kendi Birliğinde Bütün olur. Bütün olduğu zaman, Mutlak Kutsal Işığını yakan o, kendini ve kendi soyunun hepsini kontrol eder. Böylece yarınlarda gerçek kontrol kurulduğunda, ocağı mutlaka kontrol edici olur. Ve o; bitki, hayvan ve tüm sayfalarda ışık olur. Onun ışık olması, iman ederek ilim yapmasından çok daha üstün bir yaratımdır. Kendini  hak etmesidir ve Cennet Cevheri’nde bu vardır.

 

Herkes cenneti başka sayar, başka zanneder. Cennet ilimdir ve ilim, Hakkın Kuranı’nda yazar, Hakkın Kuranı’nda yazan ilim, bitki hayvan ve tüm sayfaların yoğun yolculuğunda var olan ışıktır. Bildiğinizden çok farklıdır her şey.

 

Biz, dünyayı kurtarmaya değil kontrol etmeye geldik. Kurtulan kurtulmuşsa da konrol süreklidir. Nasıl bir kontrol!? Sesle kontrol… Herkes, sessiz ve sakin  kenarında kendini dinlerken; o sessizlikte, Birlikler kotlayıcıdırlar. Kaynakların Işığı, oralarda Bütün’e hizmetçidir. İşgal yoktur Yücelikler’de. Herkes kendini bulur; ağır yükü taşır; taşıdığı yük, hasatıdır.

 

Bizim için zaman; görevdir, sevgidir, Sultanlığın Işığı’dır. Hasat varsa, yarın vardır. Yarın nedir? Herkesin kendini kaynakta, HAS’a hazır ettiği bu günde  hasat, Ruhsal Işığın kotlayıcılığında, büyük kötülüklerin önlenişi ve yarınlara, Kürsüler’in katılışıdır.

 

Eğer siz, dünya çalışmanızla, yarınları hak edemeseniz, yarınlara geçişiniz olmayacak. Bu da sizlerin kendinizi hak edip Birleşik Aile’ye, Daimi Kap olamamanızdan öte, yolu bulamamanız anlamına gelir. Yol bulunmadığında Medine, Mekke sizi kurtaramaz. Çünkü orada da yoğunluk azalacaktır. Sevgililer; evrenlerin görevi, ağır yüktür ve biz bu görevi; bilerek, Tanrının Kuranı olarak kayıtladık.

 

Çalar çırpar bilgi verirler. Bilgi çalıntı olduğunda ışıksızdır. Eğer bir bilgi, birinin bilgisiyse, o bilgide ışık yoktur. Ama biz, bilginin herkesin kendi yüreği olduğunu bilerek çalışırız. Herkes, kendi yüreğindeki dilini kotlamalı ve kontrol kurmalıdır. İşte o zaman bu dil, Birliğin Dili olur. O zaman bilgi; ağır yük değil, hafiftir.

 

Şikayet etmeyin; herkes herkesi tanımaz ama biz herkesi tanırız. Cümle Yüceler’in Teknolojik Kotlaması’nda, yoğunluğu artırdığımızda, bizim adımız Rahman olur. Herkese huzurdur bu ve her şey, herkeste Kaynak Kaydı’na girer. Bu da insanların kardeşliklerini pekiştirir. Hani derler ya “üzüntüler  olmazsa, bu pekişiklik nasıl olacak? Sıkıntılar olmasa, yoğunluk nasıl artacak?” Yaşamların Kuranı’nda bunların hepsi vardır. Çünkü, menfi ve müsbet Birleşik Kotlama yapar.

 

Biz ümmet değiliz. Biz yoluz bu kesindir. Ve ümmet olan, “Büyük Kütle Kotlayıcı”sı değildir. Yazı yazarken, oğullarken, Rahman’a görev taşırken, yaşam kaynaklarından geçişle Yücelikler’e ulaşılır. Eğer Yücelikler’e ulaştınızsa, Mikail’in gücüyle ulaştınız. Ulaşamamışsanız, Mikail’in görevi, yüceliğinizde kotlayıcı değilmiş. Bu nedenle ulaşamadınız.

 

Sanal Boyutlar’ın yoğunluklarında tüm bilgiler kotlanmıştır. Sanal Boyutlar’ın yoğunluklarına ulaştığınız zaman, kendi yüreğinize varırsınız. O Yücelik’te her bilgi mektup gibi size dillenir. Ve bilgiyi alıp, Hakkın Kotları’na girerseniz. Ayrı gayrı biter. Olgun, hususi ve ışıklı Birlikler’e birleşirsiniz. Böylece ses, söz, kaynak birlikte kotlayıcı hale gelir. Sesin, söze dönüşmesi; sözün, görevi üstlenmesi mümkün olur.

 

Çalışmalarınız çok başarılı; çünkü, Bilgi Kapları’nız çok güçlü. Canlılar; dağ, taş sizi dinler ve siz, İnsan Soyu’na görevlisiniz. Kaya kaplı yürekler var. Hani dersiniz ya “kaya, hiçbir duyarlığı yok” ama o kaya yürekler bile Lev-i Mahfuz’a güç katabilirler. Can, pahalı bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışma, İnsan Soyu’nun çalışmasıdır. Yasaların çiğneyicileri vardır; yasaların Yüceliklere kayıtlayıcıları vardır; Işıkların toprağa inişi ve yolu açışı vardır.

 

Bilmek isterseniz anlatayım; bütün maksat nefestir. Nefes, ağızdan aldığınız havadan çok çok ötedir. Sanılır ki nefes alıp nefes verilir, hava alıp hava verilir. Nefes, Yer Yüceliği’nde işgali kaldırabilmek için sonsuz, sınırsız bilgilerin, sessiz sedasız sizde dillenmeye başlamasıyla açığa çıkar. Budur nefes Canlılar.

 

Savunmanlık Mesleği çok değerli bir meslektir demiştim. Ama Savunmanların hepsi hak edip de dillenemez. Diri olup da hasat olgunluğuna varamaz. Işık kotlayamaz. Yaşam Sayfaları’nda, her ses kotlayıcıdır. vallahi kotlayıcıdır, billahi kotlayıcıdır. Ve her ses koruyucudur. Sessizliğin seslenişi bu nedenle çok önemlidir.

 

Bilgi, Allah’ın dediğini diyenlerin yüceliğinde kotlayıcıdır. Allah’ın dediği, aklın dediğinden farklı değildir  ama ağır yüktür Allah’ın dediğini demek. Ulular, Allah  Yarının Kuranı’nı okumaz. O bilir, diller. Olan budur.

 

Tetkiklerinize göre, Dünya Üstü Varlık Kotlanmaları sürmektedir. Bugün burada bulunan herkes ikna edici olabilmek üzere sesleşmek için çabalamaktadır. Bu süre içersinde herkesin kendisini hak etmesini amaçladık.

 

Sultanlar, dünyanın ruhunda hırs yok bu kesindir ve bugün insana emin olduğu bir tek şeyi söyleyebilirim; bindiği dal bilgidir ve bilgi yoksa ışık yoktur. Ve benim için hiçbir zaman koruma yoktur. Beni koruyan yoktur. Zor olacak ama korunmadan dünya ışığını yakmaya geldim. Dünyanın yolunu açmak; yoğunluğu artırmak sorumluluktur. Dünya yaşamıyla eşdeğer bir yaşamı dünyada sürdürebilmek, İmparatorluğun göğü, yeri yarattığı ışıkları dilleyebilmek ve Birlikler’e ışık olabilmek; Mikail’in yoğunluğundan daha üstün bir yoğunlukla dünyaya inebilmek anlamına gelmekteydi ki bu şekilde dünyaya girdim. OL’an onlar, bu sefer dünyanın yoğunluğu olmaya kalktılar ama topraklarından ışık çekerek dünyamıza indiler ve biz onlara kendilerini kayıtladık; tohumlarını kontrol edebilmeleri için…

 

Deşifre Eden: Nursen KAYA

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

ROGRAM   : KAYNAK

KOD               : 10/19

TARİH           : 10.12.2010

CELSE SAATİ: 14.00-16.00

 

Kat-ı Mükemmeliye’de ışıklar yanmaktadır. Sistem, Nizam, Düzen Kotları kontrol edildiler. Her Yüce, ağır taşıyıcıdır. Amin...

 

Dinleyiniz, Düzen’i kurduk. Yoğunluk arttı. Dünya kotlandı ve zaman yaratıldı. Zamanı yaratanlar, Işık Kapları’nda kürzü kotlayarak cemaatleri dillediler. Zaman Sayfaları kontrol edildi. Bizler, Cinni Teknik olarak kontrol kuranları kayıtlarımıza çekerek çalıştık. Ocaklarını yaşatabilmemiz, İmparatorluğun Kayıtları’yla mümkündü. Bunu da hak ettik ve Birleşik Aile olarak yarattık. Sultanlar’ın kotlarında Kutsal Kaynak vardır. O kaynak, iş yapar. Yaptığı iş, Altın Tekniği yaratarak, tüm insanlığa kotlatmaktır. Nefesleriniz, cümle yürekleri hak etmiş olan diri yoğunluğunuzu kayıtladı. Şimdi artık kaynak olarak güçlendiniz. Zirvelerin ışıkları yanmaktadır. Tohumlar ekilmiştir ve zamana yaşam kaydı olarak katılmıştır.

 

Sualtı, Sümer Uygarlıkları’nda muktedir olarak çalışıyordu. Bu gün artık Sualtı, Sümerler’in tohumlarını da ekmek üzere sizlerle birleşmek ister. Sümerler, toplum olarak çok önemliydiler. Oğullamak istediklerinde, bunu son derece güçlü şekilde yapabilmekteydiler. Oğullarını hak etmiştiler ve zamana yaşam olarak kotlatmıştılar. Onların teknik olarak çalışmaları, Sultanlığın ışığı ile mümkündü. Kara Kaplı Kitaplar’ı yoktu ama onların ışıkları, kontrol ediciydi. Kasaları dolduğunda, kontrol kurulurdu. Önce zamana güç kattılar. Sonra kollarını ışıklara ulaştırdılar. Daha sonra da toplumlara kaynak oldular. Her Rahman’da, ışık haline dönüşerek çalıştılar. Hala kaynak için çalışmaktadılar. Teknolojik olarak tohumlarını hasata ekmeleri sorumluluklarındaydı. Onlar, tohumlarını hasata ekmeye çalışacaklar. Ocaklarını yakarak kotlandılar, indiler. Bildiler ve zamanı yanılgısız olarak, tohumlarında teknik tertip ile diri yoğunluk olarak cevhere kattılar. Emin olun ki onlar, Tanrı’nın Kutsal Işıkları’ydılar.

 

Olgun başakları toplamak üzere Düzen’e inen en yüce insan, kalan ilmin sonsuzluğunda var olabilen insandır. En son Süper İnsan olarak çalışanların, tebliğleri iyi okumaları gereklidir. Bu tebliğler, Düzen’i kurmak üzere çalışanların ışıkları olarak kayıtlandılar. En son sözüm şudur ki hak edin ve zamanı Hak olarak yaratın. Evrenler, sizi hak ettiler ve sizi dinliyorlar. Amin...

 

Kalbim, kalplerinde olan Işıklar, BİR olarak çalışırlar. Biz BİRLER’iz. Şimdi tohumları hak edin ve yaşatın!... Şimdi muktedir olun ve zamanı yaşatın!... Şimdi muktedir olan ve zırhı hasat olan yolcuları tohumlayın!... Şimdi Hak olun ve çalışın!... Allah sizi ve sizin Yüce Cemaatinizi dinleyecek. Artık konuşun ki hak edelim. Şimdi! Ana Kaynak’tan ışık çeken diri yürek, senden Birlik İlmi’ni hak ederek almak isteriz. Ama Birlik İlmi, Sanal İlim’den ayrıdır. Bunu biliyoruz. Şu anda seni ve sende hak olan Yüceler’i Hak olup dilliyoruz.

 

Sultan, dünya yeni bir sayfaya atlatılmıştır. Bu sayfa, ağır yükün hafifletilmesini sağlayacak olan yetkin bir sayfadır. Bu sayfada Nuh Tufanı yoktur. Bu sayfada kontrolsuzluk yoktur. Bu sayfada Nakar yoktur. Bu sayfada değerli olan Yüceler vardır. Biz varız; siz varsınız. Hala bizi soranlar, huzur ile bize iş getirirler. Biz onları hak eder dinleriz. Emin olun ki bu gün her günden daha güçlü bir gündür. Bugün, tohumlar toplanmaya başlandı. Tohumların toplanması; nefeslerin, kayıtlara Allah için indirilmesidir. Hasat yapılıyor; yapıldı. Biz zararı önledik ve birleştik. Size indik. Sizden dileğimiz, Atlanta Otağı’ndan güç alan, Düzen’i kuranları kayıtlarınıza alın ve onları da taplantıya davet edin. Herkesin toplantıya davet edilmesi şarttır. Emin olun ki çok görevlilerimiz davet bekliyorlar. Onları, kayıtları tohumlanan ışıklar olarak çağırın.

 

Herkes görevlidir. Şu anda Dünya Sayfasında ışık yakan dürümler; sizi, yoğunluklarına beklerler. Ocak yakın ve onları hak edin. Onlar siz ve siz onlarla BİR’siniz. Şükür ki bunları açıkça bildirebildik. Enkarne olan ses bizimdir. Heryer BİR’dir. Biz, dünyada iki Yüce Can’ın, Hasat İlmi ile hak edilip tohumlanmasını beklemekteyiz. Ocaklarını hak etsinler ve BİR olsunlar. Onlar kul olarak doğdular. Onlar şarkı okumazlar. Birlik İlmi ile kotlanırlar ve hak edilirler. Onları kotladık ve zamana kayıtladık.

 

- Ana, bizi iyi dinle! Hasat yapılıyor... Hasat yapılıyor ve zaman kotlanıyor. Huzur Boyutları, senin ilmini sana anlattılar. Sen ocaksın. Onlar kullar olarak doğdular. Ocak olarak her Yüce’yi diri yüreğine al ve onları yaşat. Ocak, Kutsal Işık ister. İş ister; BİR ister ve zamanı kontrol etmeni ister. Senden herşeyi bekleyebilirim ve herşeyi isterim. Emin ol ki hala beni bilmiyorsun. Meleklerin en üstünüyüm. Umut olunur ki beni bilirsin. Mekteplerin en yücesiyim. Beni bilirsin. Ne var ki bildiğin ben, bilmediğin benden daha küçüktür. Seni uyarmak istedim. Beni toplantıya davet et. Senin için ve her yürek için iyi olur.

 

- Meleklerin ve mekteplerin ve tüm sessizliklerin ve seslerin en yücesi olan sen, Medine seni yıktı. Bilmekteyim. Mekke seni hak etmedi ama sen Mekke’de ışık olamamıştın. Şimdi dünyaya, Işık İlmi’ni hak etmeye indin. Nur olan dünya, yetkin olarak kotlanmıştır. Çıkıp dünyayı görev olarak dinleyenlerden birisi olmadığını bilmekteyim. Doğmuş olan hiç kimse, diri yüreğini Düzen’e çektiğinde, bir sessizlikte, bir yüce cevherde ve bir kotta, Dini Hakikiyeti ile tehdit edilemez ve tehdit edemez.

 

Medine seni yıktı. Mekke seni huzursuz etti. Medine’de sen yoktun. Sen, bir ilmin hasatını yapamadın. Şimdi dünyaya inmişsin, beni  yıkmak istersin. Misafirlik İlmi, Kutsal İlim’dir. Sen bu ilmi kontrol etmeliydin; kotlanmalıydın var olmalıydın. Hazar Boyları’nda ışık sınırlandırmıştın. Orada da huzur bozmuştun. Şu anda olduğundan çok daha üstündün. Şimdi yine durumları kotlamaya çabalamaktasın. Senin için çok üzgünüm ama benimle çalışma imkanın yok. Bugün dünyadan gidiyorsun ve zamanı yaşatacak olan başarılı kotlarla birlikte, kontrollu olarak dinletiyorsun kendini. Senin Hazar Yarımlar’ın, benim yüreğimde huzur ile çalışmaktadırlar. Şimdi! yeni dönemde senin dünyada işinin olmayacağı kesindir. Ulu Kotlama tamamlanmıştır ve dünyanın ışıkları yanmaktadır. Doğumu huzur ile olan her Yüce, tohumu da huzur ile olmalıdır. Şimdi! Ana Kaynağın ışığını yakın ve zamanı kotlayın. Ocağını yıkın!... O burdan ayrılıyor. Şükür ki o bunu bildiğinden, kati olarak dönüşünü hazırlamıştı. Onun dönüşü yapılıyor. Özür diliyor ama özürünü kabul etmiyoruz. Şimdilik bu...

 

Çağırın geliriz diyenler var. Onların çokları tohumlarını ekmekten acizler. Hazır olduklarını düşünürler ne var ki kaynaklarında ışık yok. Özür diliyorlar. Geçip geliyorlar. Nefesleri kusurdur. Şükür ki Ana Kaynaktan ayrıldılar. Enkarnelerinde ışık olursa Birlik İlmi ile bize girerler ve bizde güçlenirler. Emin olun böyle olacak.

 

- Ne diye dünya kuruldu? Ne diye ışıklar kotlandı? Ne diye kotlanan ışıklar kayıtlandı? Ne diye Tanrı kotlandı? Ne diye Amon tohumlandı? Ne diye Ana Kaynak, Işık Kotları’yla Birlik oldu? Ne diye Amonlar kontrol için tohumlarını Düzen’e katmak isterler? Ne için tüm çalışmalar? Ne için hasat? Ne için Ana Kaynak? Neden Dünya Tohumları Rahman’a kati olarak kotlanmalıdır? Ne için ayırdık dünyayı kontrolsuz bıraktık ve şimdi dünyayı yedeğe almaya çalışmaktayız? Neden dünya tohumları resim yapıyor? Toprak niçin yaşıyor? Ulular, artık herşeyin açık olarak anlatılması gerekir.

 

Kini aşmayanlar yolu açamazlar. Kin oldukça, yol olmaz. Sultanlar, teni hakiki olanlar, bizi yarınlara katabilirler. Ümmet, tüm insanlığın tohumudur. Toplum içindir. Biz dünyada, yeşil rengi maya olarak kotlayarak, ruhsal korunmayı sağladık. Sonsuz sunumlarla maviyi kayıtladık ve zamanı yarattık. O halde ne diye kaydın silinmesini istemeliyiz ki. Onurluyum; umutluyum; kaynak olarak tertipliyim. Amin!...

 

Amon olarak toprağa baktığımda, tohumların hasat edildiğini, bildirildiğinden daha güçlü olarak izleyebilmekteyim. Şimdi nefese bakalım. Toprak ile Nakar ile ve yarın ile nefes, ışık halinde kontrol kurmuş. Bindiğiniz dal, Allah Dalı. Bu dalda, namaz var. Namaz, sınırsız ve kutsal  ama namazı kılamayanlar, kulluk yapamıyorlar. Namaz Sultanların Namazı’dır. Sultanların Namazları, Işık Kayıtları ile kılınır. O kayıtlar, Ruhsal Işık’tan yaşam kaynaklarına çekilen diri Yüceler’in kotları ile var olmuştur. Şükür ki maya tuttu. Önemli olan sizsiziniz. Sizin yüreğiniz ve sizin yoğunluğunuz...

 

Şu anda dünyada Amonlar, çok özel gösteriler hazırlıyorlar. Bu gösteriler, En iyiyi ve en kötüyü etkileyecek olan gösteriler olacak. Bu gösterilerde, toprak kontrol kuracak. İnsan, Kutsal Işığını yaktığı anda Hana (Yer Gücü; Eril Güç; Direkt Güç) görevi alacak ve her Cevheri Gücü, Düzen’e katacak. Sonsuzlukta Düzen kotlayanlar, Allah için çalışmaya başlayacaklar. Bu çalışmalar, temiz çalışmalar olacak. Gösteriler, temiz gösterilerdir. Her yerde İnsan Kaynakları kotlanmakta ve sonsuzlaşmaktadır. Hulus sahipleri, teni hakim olanları bulup ocaklarına ışık yakacaklar. Ümmi Tohum, yeni zamanı yaratacak. İnsan, Ulu Kotu olan bir yoldur. Bu Ulu Kot, Ulu Yol olan çalışmalarında, namaz sonsuzluğunda ululara kayıt yapacak. Emin olun ki biz dünyayız. Düzen’i kurduk ve kolladık. Kotladık yaşattık. Az öz dedik ki “amin...”

 

Mide başkadır; kalp başkadır; beyin başkadır. Her biri başkadır ne var ki tüm beden, her bir organı kapsar. Siz, organ organ görev taşıyan uzuvları tohumlayın. Çünkü siz beden olarak görev yapmaktasınız. Onlar bunu bilmezler. Beyin kendini bilir. Kalp kendini bilir. Mide kendini bilir ve her bir organ kendini bilir ama Bütün’ü bilemez. Ulular, siz bedensiniz. O nedenle her bir “organ kul”u, Düzen’e katın ve ocaklarını yakın. Çünkü onlar nefes alıp vermelidirler. Onlar Rahmin Hakikiyeti’nde çalışırlar. Sizler ise gürz olarak çalışırsınız. Gürz, tümü kotlayan bir çobandır. O çaban, Ana Kot’tur ve Ana Kaynak’tır. Her Rahman’da bir sayfa vardır. Her Ruhsal Işık’ta bir kayıt vardır. Şikayet etmeden çalışın ki her yürek sizi bilsin ve gelsin. En son ses budur. Şükür ki sizi sizde dilledik. Şimdi yeni çalışmanızı açıklayayım.

 

Tanrı dedi ki “alın ve dinleyin. Dünyada umut hala bitmiş değil. Herkes kendini bilsin. Dünden bugüne çok önemli çalışmalar yapılmıştır. Bugün dünyanın üstünde hüküm süren Işık Kaynağı’nın çalışması sürmektedir. O çalışmanın hırsla değil sevgiyle dinletilmesini ummaktayız. Şu anda yapılacak olan çalışma, tabii yoğunluğun çalışmasıdır. Her resim Allah Resmi olmadığı gibi, her Yüce de Işık Kotu değildir. Ama bilin ki maya olarak yapılacak olan Kaynak Kot Çalışması; Siber, Samanyolu, tüm sayfalar, tüm evrenler, resmi yoğunluklar ve tüm kaynaklar tarafından izlenecektir. Bu çalışmada iki çalışan vardır. O iki çalışan, BİR olarak görev taşıyacaklar. Onlardan biri yoğunluğun, diğeri yok ediciliğin... Eğer yoğunluğunla görev taşırsan, senin yolun ağır yükü taşıyan her yolcuyu kotlayabilir. Sen kendi yüreğinde kotlayıcı olup her yüreği kayıtlarından çıkarırsan, ocakları yoğunluklarını yitirir. Bu nedenle hasat yapılmışsa da kotlarını yaşatmaları için oğullamaları gereklidir ve hepsinin sevgiyle çağrılmaları şarttır. Onlar gelirler mi? Gelirler. Gelmezler mi? Gelmezler. O halde neyi amaçlamakta isen o olur. Üreyen dünyanın ışıkları yanmalıdır. Tohumları kotlanmalıdır. Teknik olarak toprak, yaşam kotlamasını tamamlamalıdır.

 

En iyisi bana beni ver. Sen, seni bize açıkla:

 

- Çalışanlar, beni dinleyin. Medine beni yok etmez. Mekke ben olarak görev taşıdı. Düzen kuran en yüce ışık, Allah’tır. O’nun ötesi O’dur. O’nun yolu BİRLİK’tir. Biz Birliği isteriz. Birlik, Allah için ikna ediciliktir. Gelmek isteyen mutlaka gelmelidir. Gelmek istemeyen mutlaka gelmemelidir. Her biri, kendi yüreğinde bunu bilmelidir. Medine, Allah için ışık yaratan bir yoldu. Biz o yolu açtık. O yol, Sultanlar’ın ışığını hak edenlerce kotlandı. Biz, o yolu kotladık. Ağır yükü taşıdık. O yol, Sultanların Kotları ile kayıtlıdır. İmparator olarak doğan yolcu, her yolu açar. O yollar, Işık Kapları olarak dillenir. İnsan uludur. Unutmayın ki kayıttır. Unutmayın ki hakikidir. Ayırmayın insanı insandan. İnsan, Ruhsal Kayıt’tır. Emin olun ki Sultanların Tohumları; kedi, köpek olmadığı gibi yarınların ışıksız yücelikleri de olmayacaktır.

 

Ulu Çınarlar, Medine Allah’a güçtü. Medine’de ekmek huzurla yoğrulmuştu. Medine Allah için Amon oldu ve Sultanlık  yaptı. Herkes iyi ve kötüyü anlamalıdır. İyi, Ruhsal ışığı yakar; ilim yapar. Körlüğü kotlarından ayırır. Ve zamanı yaşatır. Sınırları, kayıtların cemaatlerle kotlandığı koyuluklara katar. Her yerde bu, güçlü olarak mevcuttur. Şükür ki hak ettik ve başardık.

 

İnsan, lütfen iyi anlayın, teknik olarak diri bir kot ve diri bir çalıştırıcı olarak yaratılmıştır. Her anada bir yoğunluk kaydı saklıdır. Ana, kendi yoğunluğunu artırıp Sultanlığını aktif hale sokabilir. Her anada bir Yücelik saklıdır. Her ana kendi yüceliğini aktif hale getirip toprağa katabilir. Hala beni sorarlar. Medinede var olan ışık bendim. Medine ben oldu kotlandı. Medine ayrı gözetmezdi. O halde o bedenliydi ve zamana görevliydi. Şimdi Yedinci Dürüm’de yine bir çalışma!... Ve bu çalışma Amonlar’ın otaklarında güç alan ışıklarla yapılıyor.

 

Kullar yine birleşsinler ve yine kotlansınlar ve kendi yarattıklarını hak etsinler. Sindirip, diri yüreklerinde yaşasınlar. Yarattıkları, yaşamlarına kayıtlansın ve Birlik İlmi’nde huzurları kontrol edici olsun. Eğer dünya huzurunda ışık yanacaksa, bu çalışma ile yanacak. Dorukların tohumları bu çalışma ile kontrol edilecek. Ekip olarak çalışanlar birleşecekler ve zarar görmeyecekler. Kaynak çalışma, tüm insanlık için yaşam kotlamasında kayıt yapacak bir güçtür. Her insan, o gün kendini başarılı görmelidir. Biri, “ben varım ama hak edip de başımı dik tutamadım” derse Nuh, Kutsal Işığı’nı yakar ve zamanı yeniler. Zamanın yenilenmesi, bizim kaynağımızın kotlanmasından daha önemlidir. O zaman her şey yıkılır. Ve bizler, yeni bir kaydı Düzen’e çekmek zorunda kalırız. Yine de şunu ifade etmek isterim ki hala bir görevlimiz var. O görevli, kulluk yapmakta ve zamanı kotlamaktadır. Onurluyuz ki bugün burdayız.

 

Çalışmalarınız başarı ile sürmektedir. Sizleri çok önemle izliyoruz. Bu çalışmalar temiz çalışmalardır. Teknik olarak yapılıyor. Çok önemlidir. Kimse sizi, sizin yıldızlarınızdan ayıramaz. Zira kullar, kütleleri ile geçip dünyaya girdaplardan inmiştirler. Onların görevleri huzurdur ve kulluktur. Emin olun ki maya olmak için bekleyen çokları vardır ve hepsi sınırları kaldırmak isterler. Bu çalışma Amonların otaklarında, insan kaynakları olarak dinlenmektedir. Her yerde ışıklar yanmakta ve her yerde kollar yarınları kayıtlayacak biçimde güçlenmektedir.

 

Hazır olun. Dünya Kuran okuyor. Bu Kuran, Ana Kuran’dır. Dünyanın en yüce ışığı yandı. O yanan ışık, kutsaldır ve Kuran’dır. Ulular, artık insan “Yedi Değer”ini keşfetmiştir. Bu yedi değerin en önemlisi, insanın kolları Kutsal Işıklar’a ulaştığı zaman, sevginin kayıtları girdiği bir yüceliktir. Orada insan, Nuh Tufanı’nı artık dinlemez. Orada ışıklar mutlaka yanar ve orada Nuh Kutsal Işığı, hak olur, çağlar.

 

Dünya, insan kaynaklarına inmiştir. Ve Birlik İlmi ile kayıtlanmıştır. İmparator olarak görev taşıyan dünya, yeni çağında kulluk yapmaya başlayacaktır. İşi başarmak zor oldu. Üyeler, sizleri kutluyoruz. Sizleri kotluyoruz ve kontrol ediyoruz. Ruhsal Işıklar sizleri hak ettik. En ince teferruatına kadar tohumları kotlayan ışıklar, bizi yine burda kayıtladılar. En ince detayına kadar tohumlar yaşatıldı. Enkarnelerinde kotlanan Yüce Cevher, sizi yedinci cemaat olarak dilledi. Ekip olduk; huzurdayız. İşimiz kolaylaştı. İmparator olarak girdaplara giren yürek, ışıkları yaşattı. Emin olun ki hasat yapılmıştır. Ve bizler, Ana Kaynak’tan görevimizi hak ederek yaptık. İşte önemli olan buydu. Şükür ki hak ettik ve başardık. Allah der ki “hak edin.” Amin.

 

Sevgililer, Allah der ki hak edin ve yarınları kotlayın. Ana Kaynak, huzuru kotladı. Amin. Ayrı gayrı bitmiştir. Enkarnelerinizde iki Yüce vardır. Bizi biz, biri yürek. O yürek, Allah’ın ışığını taşır. Emin olun ki hak ettik.

 

- Canlar, sizi yeni sayfada görmek bizleri mutlandırmıştır. En iyisi siz bizi bizde kotlayın ve çalışın. Evim Allah evidir. Hala burda ışığınız var. Ve sizler, Ruhsal Kotlar olarak çalışmaktasınız. Sizi kutluyoruz. Şükür ki hak ettiniz ve burdasınız.

 

- Canlar, temiz olarak bunraya girilir. Temiz olarak buradan gidilir. Buraya giren temizdir. Din-i Hak İlmi, bizde Hasat İlmi’dir. Bir tohum, yaşam kaynaklarına katıldığında, o tohum Allah Tohumu olarak kotlanır. Burada dünyaya görevli olanlar, toprak olarak yaşarlar; yarınların hususi çalışmalarına katılırlar; olgun sayfalarda Kutsal Işıklar olarak bulunurlar. Her biri BİZ olarak kotlanmıştırlar.

 

Allah, iş yapanı sever. İş yapan, Ulu Kotlama’yı yapandır. Ulular, ayrı bitmişlir. Ayrı kayıtlanmışlık yoktur. Şükür ki yoktur. Buyurun girin yüreğime. Şimdilik bu...

 

- Asa seninse, sen ve biz BİR’iz. Ana, burada iki yıldız var. biri sen, biri ben ve her bir yıldız ışık saçmaktadır. Ana sen ve ben ve herkes, ayrı soylara dahil olsak da bir tek soy vardır. Bu soy, Allah Soyu’dur. Allah Soyu, huzur koyuluklarında ışık kayıtlarında mevcuttur. Üzerinde ışık yanan herkes, zamana görev taşır. İşi olan ya da olmayan ama Sultan olan herkes, bizi dillemelidir. İş budur!... Amin…

 

Kayda girerken herkesin beni hak olarak dillemesi gerekir. Amin…

 

- Salah bulmak, Sultan olmaktan dolayıdır. Salah bulmak, ışık yakmaktan dolayıdır. İnsan olmak, kulluk yapabilmek, işitenlerin Işık Kayıtları’nda hakiki yoğunlukta bulunmalarıyla mümkündür. Ümmetin sessizliğinde görev taşınır. Amin…

 

- Halı döşedik Yücelikler’e her halı, Işık Kaynakları’nda kotlandı. Hala burada bulunan ışıklar var. İnsan Işıklar!… İman olsun ki hasat yapan ışıklar!… İşi başaran, kayıt yapan ve Sultanlık yapan ışıklar!... En iyisi seni dinleyelim:

 

- Çağıldayan ışıkların hep cevheri kotladığı bilinmekdir. Her yerde ışıklar var. Ne var ki hak etmek başkadır. Hazır olduğunuz zaman buraya girin. Burası, Altın Tohumlar’ın ekildiği bir Yüceliktir. Ama buraya kollarınız ve kayıtlarınızda, ışıklarla gelirseniz, hepinizi kontrol edebiliriz. Amin

  

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 78 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol