Birlik İlmi
  05.06.2013 Tarihli, sayfa: 409, Paragraf:4
 

SULTANLIK KİTABI ÇALIŞMASI 05.06.2013

SAYFA: 409 / PARAGRAF:4

“Kara diri, kadim diri iken; yürek ışık iken; cevher tohum ektiğinde ve yol huzurlara çıktığında; nesiller mutlaka ışık hakikiyetlerinde “BİZ” olacaktılar ve bunu başarabildik.”

Dağlarım, tartmayın dünyayı! Tartmayın! Tahditsiz ve hakiki bir dünya kodlandı hayrın ışığında… Bilgi hakikiyetin kontrolunda; tahditsiz ve Has ve biz muktedir. Tanrı kapıları açtı. Doğan dünya gücü, ağır yükü hafifletti. Çok zordur tohumları kodlamak. Çok zordur yoğunlukları tohumlamak. Verdiğimiz tüm bilgiler, misafirlik için tahditsiz hakikiyetin teknik kodlanması için ya da ikrar için ya da İmparatorluğun Kuranları’nda, kaynağın tahtında kendi yolunu bulamayanlar için değildir. Verdiğimiz her bilgi, artık; tohumların her birinin Kürzi yaşamlara görev taşıyabilecek dürüme varmaları içindir. 

Değerliler, dünya yenilendi. Bütüne hizmetçi olan birliklerimiz dünyayı yaşamsallaştırmak üzere yenilediler. Bunun anlamı şudur: Bir dağ, tahtını kendi yoğunluğuyla tohumladığında; o dağ, Bütünün Kuranı olur. İşte, o dağ hepimizin tahtıdır. Verimli bir dünya gücü dürümlendi ve tahditsiz biçimde daimiyetini kendi yoğunluğuna çekti. Kanatlarını aldı ve yaşamlara indi. İşte o, kendini koruyan Bütün’ü korudu, Öz Geçişini yaptı. Şimdiye kadar hidayet diye dillenen ve hikaye diye dinlenen o yücelikten öte bir yoğunluğa vardı. 

Vaha çok kuruydu, Dünya Vahası çok kuruydu. Orada yeşillik dahi kırılışı kayıtlamıştı. Verdiğiniz her şey, ekibin kontrolu için veriliyor diye düşündüler. Vakit tamam; artık bilinsin isterim ki verilen her şey, evrim sayfalarında ışığın kaynağa varışı içindir. Hepimizin sıla özlemi yok mu? Yoktur. Bilinsin isteriz ki sılaya varan insana varır. Ki o insan, Allah’ın tahtında kendini kodlayan ve kendini tohumlayan değil; toprağa indirendir.

Verdiğim her bilgi, evrenlerin sistemlerinde, kendi yoğunluğunuzda, kendi yüceliğinizde, kendinizi kaynağa indirmekten öte; Ak Toplumu kontrol içindir. Yer ve gök, İmparatorluğun Kuranı’nı okuyor şu anda. Bedenim dünyada ve bu beden, ellerini Kuran’a Umman diye kayıtlamış olan ve Bütün’ü göreve almış olan bir Bellek Kaynağı’dır. Verdiğim tüm bilgiler, Rahman olanın kaynağındaki ışığın hakkı olan bilgilerden öte; hasatı olan bilgilerin bütünlenişi için verdiklerimdir.

Vereceğim ellerini açanlara değil; aklı açanlaradır. Bilinsin isterim ki aklı olmayan muktesip ilmi dahi bilemez. Şimdiye kadar; yerin göğün Kürzi yaşamlarını göreve alan bu birlik, eser yaparken; kendi yüceliğinden yapmadı; BİR’den yaptı. Ne diye bunu size anlatıyorum? Kendi BİR olup yaptı. Öyle bir döneme Umman yarattık ki bu güçlü çalışmayla, Kati Tohumlamayı hepinizin yoğunluğundan, diriliklerinizden ve görevlilerinizden bir tek ilim olup yaptık. 

Yazılar okunur. Okunur da Öz Görev yaşanır. Yaşanan Öz Görev, aklın tohumlarıyla yaşanır. Bizim eşgalimizi bilen; kendi hakiki işgalini bilir. Bu eşgal BİR’e işgalcidir. Neden bunları veriyorum, bilir misiniz? Her bilgi bir Can Taht’tır. Her bir bilgi, bir Sanal Yaşam Sayfaları’nın koruyucusudur. Bizim elde ettiğimiz güç, Bütünün Kürzi Yaşamları’na güçtür ve bu gücü elde etmemiz, evrenlerin sessiz sayfalanışını kodlamamız, kontrolla kayıtlamamız içindir.

Beybaba der ki “Evim dünya” Yok anam yok, ev insan… Allah’ın tahtı olan o beybaba “benim evim dünya” diyor. Onu sormayacağım kim diye ama ona deyin ki “Biz insana ev deriz. Biz imparatora görevli deriz. Biz Rahman olana hasatçı deriz ve biz ilim yapana da ekrancı deriz.” Her biri bizim için ayrıdır. Ve bundan sonra da Altın Tahtın Işığı olan bu yaşam bir tek kapıdır. Bunu herkesin iyi bilmesini beklerim.

Kul olmak, Ulular Diyarı’nda toplu çoban olmaktan öte; toplu hasat yapan olmaktır. Ağır yük taşıyoruz. Bunun net bilinmesini isterim. Köy İnsan, Gök Sözü söylemeye başladığında; ellerini Allaha ulaşmaktan artık vazgeçti. Çünkü o kök, Gökçü oldu. Gökçü İnsan; sözcü olur. Sözcü olan da dürümcüdür. Her şeyi dürümler. Dinler ve diller. Her bir dürümde birlik kurar. İşte o insan, Yer’in kapısıdır.

Biz Allah’ın tahtını Allah’ın kahramanlarına verdik. Ve dedik ki “Alın o tahtı, Göklerin Sözcüleri olup görev taşıyın!” dediler ki “Benim ellerim insana ulaştığından, yüreğim Kuran olduğundan ve ben Birlik kurduğumdandır ki burası benim yaşam sayfamdan öte kaynağımdır.” Dal, budak insan; bilin ki o insan, elinin gücüyle çalışır. Her bir Sanal Boyut varlığı der ki “Ben, benim yüreğime ulaşmak için benden öte olan BEN olmalıyım.” Ve biz deriz ki “Ben, BEN olup dünyaya indim. Doludizgin çalıştım ve BEN olan bu BEN, Bütünün Kürzi Yaşamlarını Gök Sözcüleriyle tahditleyen cennetin cevherini kontrol eden ve Birler Kapısı’nda kendi olandır.

Yarı dünya, yarı Bütün Kürzi yaşam; her biri bir sayfa ama Bütün’de her biri taht ve o tahtların her biri Has… İşte biz buyuz… Bulabileceğiniz her şeyi bulun! Oldurabileceğiniz her şeyi oldurun! Ağır ağır tohumlayın! Yasaları koyun! Körün gözünü açın! Çantaları doldurun! Dönmeyin, bakmayın dünyaya; dünya ne yapar diye… 

İkrar, insanın kendini hak edip ikrarı değil; insanlığın ikrarıdır. Bilin ki insanlığı ikrar ettiğinizde; Has tahtın ışığında BİR’i ikrar edersiniz. BİR’i ikrar, evrimin tahtındaki ikrar, insanın kendindeki ikrar; emre itaat eden Bütün’ün ikrarı olur. Ortaklık bitmedi Dağlarım! Yaşam örtülerini örtmedik henüz. Bütün kötü, iyi, çerçeveli ya da Öz geçişi yapmış olanları çerçeveleyip de tek lift haline dönüştürmedik. Bugün bunu yapmaya niyetimiz yok. Ama gene şunu bilmenizi isterim ki BİR’e hizmet eden ektiğini biçer. İnsana Hinduizm’de ya da tahditsiz olarak; tahditli çalışmaları kontrol etmeye kalkan o Tibet Cevherileri ile ya da daha başka farklı tartıları kendine katan ve o tartılarla insanı tartanların sayfaları ile görev taşımadık. 

Çekip gitmeyin yürekten! Okumayı bitirmedim henüz! Oturun oraya! Kapıları kapatın! Onların çıkışına mani olun! Olmadan, ölmeden Gök Sözü söylemeden geçip gidilmez bu meclisten! Benim, teknolojik kontrol kurmamın engellenmesi için her şeyi yapan sizler; bugüne kadar yaptıklarınızın hiç birisinin kendi yüreğinizin Kürzi Yaşamlarını göreve çalışıp kayıtlayamaması ve kendi yolunuzu açamamasındandır ki bugün buraya indiniz. Buna şunu ilave etmek isterim: Buraya giren size, izin verdim ve girdiniz ama buradan gitmek; bedenimin kaynağı kayıtladığı o yoğunlukla, size izin vermesine tabidir. Eğer buradan çıkmak isteyen varsa; benim yoğunluğumdan kendi yoğunluğunu ayırabilmelidir. Ayıramayan, Hak tahtın ışığında kendinde olamayan, bedenimi göksüz bırakmaya, kendi yoğunluğunu sözsüz bırakmaya ve hasatta kendinden kendini ayırmaya hak etmediği ilim için çağrı yaptığından; bedenimin izni olmaz. 

Şu ana kadar, Robotik Tohumlar’la çalışan sizler, şimdiden sonra Beşer Kaplar’ınızı kontrol ederek insanlık için çalışacaksanız; size her bilgi verilir. Yasaları koydum. Dünyaya indiğiniz zaman; bedenime kaynak olan hasatı yapan insan olanların kontrol altına aldıkları bu ışık kayıtlarını, Hak Tahtın Işığı’yla bilmeniz gerekir. Bilmek yeterli değil; her diriye bu bilgileri tohumlamanız gerekir. Tahditli olarak kodlamanız ve kayıtlamanız gerekir. Çatıyı kurduktan itibaren koruma altında tutulacağınız kesindir ve daha ötelere ulaştığınız zaman; ayrılık sizin yüreğinizin gücüyle olacaktır ki o zaman artık size izin verilir. Şimdiye kadar ben dağa taşa görev verirken bu şekilde verdim. Bugünden sonra da tahditsiz biçimde görev isteyenlerin, kendi yoğunluklarını kontrol ederek “Ben OL’dum “ deyip Birleşik Işık halinde buraya gelmeleri gerekir. 

Allah’ın tahtı, imparatorluğun görevi üzere kodlanmıştır. Ve buraya görevli olarak gelenlerin çokları; kendilerinde, kendi yoğunluklarında Birlik kodladıkları için gelmişlerdir. Evrenlerin sistemlerinde geniş bir sayfa var. O sayfaya varan misafir değildir artık. Bizimle Zaman İlmini kontrol edecek olanların hakikiyete ulaşmış olmaları gerekir.

Hey dünya! Kontrol bugün bizdedir, bunu bil!... Bu dünya, bizim yolumuzu kontrol etmeye kalktığında; koruyuculuğumuz kaldırılır bunu da bilin! Bundan sonraki sayfada, Dünyanın Kuranı okunurken de dünya kendi yoğunluğunda bu Kuran’ı Bütün’den okuyacak. Bizim Zaman Sayfalanışı’mız tamamlanmadı henüz. Eğer tamamlanmış olsaydı görevi devreder giderdik ama tamamlanmadı. Bugünden sonra Yasa Koyucular’ın dünyaya ineceğini zannetmeyin! Her biri biziz, bundan ötesi yok. 

Şimdi; haydi bakalım! Herkes kendini okusun! Hepinize, hepimizden Kürzi Yaşamların Gücü olarak Birleşik Işığı yenilerken safhanızı bilmeniz için işçilik yaptım. Kendinizi hak edin ve bilin. Hah, işte bu! Şimdi…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 100 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol