Birlik İlmi
  07.08.2013, sayfa:418, Paragraf:1-2
 

SULTANLIK KİTABI ÇALIŞMASI 07.08.2013

Sayfa: 418 / Paragraf: 1-2

“Yere, göğe hakim olan ışık, maya tuttuğunda Nur-i Katlar’dan ışık yağmurlarına geçer. Meleklerin yoğunluklarından günahkar yücelere girip dirilir. Ona biz “Za-Har”deriz. Za-Har, “ruhun kutsal düzeni” manasına gelir. Her yürek, bu düzende Dil İlmi’ni kendi yüceliğinde diller. Mehir olan yoğun kodlar, muktedir ışıklar ile yüreklerini dillediklerinde; Nefes Katları’nda ışık yaratıp diriliklerle birleşerek nurun kaynağına geçerler. Mala “kendi malım” diyen, yola “kendi yolum” diyen her diri, kendi yolundan ışık alıp; kendi daimiyetinden ışıyan yüceliklere geçerek kapıları açar ve yolu bulur.”

“Bilginin kaynaklarından Kati Kaynak olarak ışıyan yücelikler, meleklerin yüreğinden kesin koyuluklara girip dillenirler.”

Değer mi dünya yaşam için? Değer… Bizi, yere göğe ilimle indiren bu dünya yaşanmaya değer… Her kim ki Bilgeler Mektebi’nde Kök Üreyen, Gök Üreyen olur; o BİZ olur. Değer ki değer… Değer ki değer… Ölüm tüm insanlık için haktır. “Öleyim, gideyim” der insan; OLmayan, OLmamış olandır bunu diyen. Ölüm, herkese haktır da oğul ben, torba torba ilimle dünyadayken “Gidip kontrol edeyim yoğunluğumu” diye düşünen bedensiz kalsa ölür ki olgunlar bile onunla Kuran olmazlar. Nefesin ilminde Has olan; Har’ın huruç halindeki ışığında Ka-HAR olan; “Ben varım” dediğinde her şey muktediriyetle olur. Korkuyu aşıp geçtiğiniz zaman çok özenli bir döneme girilir. 

Bugün toprak beden de kükrer. Kükrer ki o beden ekip olur. Ve bugün bu beden, Birlik kurar ve bugün bu beden, BEDEN olur. İkrar, imparatorluğun kelamı, bütün köklerin görevi hepsi bir tek yasadır. Alın da bilin! Ben tüm insanlık için dünyaya geri geldim. Sınırları kaldırım. Dört kükremeyle görev istedim. Bana “Geri gel” diyen yoktu. Çok sorumlulukla geçtim. KA-HAR olan KARAN; AR-DO Kuran olan tohum, hepsi BEDEN ve ben bedenimi aldım, geldim. Doğayı kokladım, gökleri kokladım, yaşamı kokladım, kokladım, kokladım, kokladım… Ohhh!... Misler gibiydi her yer. Ve dedim ki “Dünya farklanmış, kaynak toprak dünyaya akmış, öksüz kalmamış.”

Görevliler! Ben görevi aldığım için buradayım. Çok sorumlulukla geldim. Yara bere içinde kalan birliklerin çoğunu izledim. Çıktıklarında kırıldılar, kısırlaştılar. Kısır kısır oldular da kasırgayla tohumlandılar. Nefesleri yoğunluklarından ayrı, kendi yüreklerinde ışıksızlar aha onları da almaya geldim. Bilmeye, birlikte çalışmaya gerek var; bilmeliler! Akıp gelmeliler! “Oğul, ben OLmaya geldim” demeliler! Nerede insan; orada ilim bilmeliler! Bilecek, herkes bilecek Can! Herkes bilecek! Misafirlik değil dünya; kervanın kontrol ile yol aldığı bir yaşamdır, bilecekler! 

“Kurkan” dedikleri bir zaman; ışığı yıktı çıktı. O Kurkan, Sultanlık istedi. Ona dedik ki “Sen kendini hak et, ekibini kur, geç! Geri dön, Süper İnsanlık Sayfalanışı’nda Sistem’e gir! Atlantalılar’ın ışığıyla görevini yap!” “Ohh, ohh, ohh! Ben yok muydum ki” dedi. Olay, hepinizin bilgisi dahilindedir. Ölüyü diriltmeye değil; ölüyü göklerden sökmeye gelmiş, hayrın ışığını yıkmış, kendini kırmış, BİZsiz kalmış. Çantası boş; öyleyse ölüdür. Ölüydü zaten… Aha, geri gelmek ister. Çerçevesi yok… Aha, geri gelmek ister. Bedeni yok… Aha, geri gelmek ister. Aha, geçti. Hah! İşte bu ve geri döndü. Şimdi ocağını yenileyecek. Sistem’den girecek ve birleşecek. Onu koruyun! Çok koruyun ki kontrol edilsin! Şimdilik, hah, işte şimdi! Aha, şimdi!....

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 155 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol