14.03.2018 TARİHLİ TURANLARIN KURANI 3

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Bu dünyada sahra olmaya gelenlerin çoğu, kontrol kuramayıp, yaşamlarını, kırmaya baladılar… Şikayetim var ki mektebimi kodladım ve tohumlarımı korudum.

Benim, Esmalara dilim var. Yarınlara kervan olan, levhim var. Benim adım; Nakar.. Bunu iyi bilin… Kalem olmayana, kalem olanları kodlayabilirim ama karanlığı, kontrol altına alıp, yaşamları kırmak isteyenleri çok açık bildiriyorum ki kırabilirim….Kırmam mı? Kırarım..

İyi anlatın ki insanlık, kendi yoğunluğunu hak etsin ve sahrayı, kontrol altında tutsun.. Çok mutluyum ki düzen kurucular, dünyanın ruhsal kalemleriyle, bitişken ve bilişken olarak, yaşamı kodlayabiliyorlar.

Çok mutluyum ki kontrol dışı bilişliler, keşkelerini hak edip, dillerken, kendi levhi kapılarını da açabiliyorlar.. Çok mutluyum ki tonlarca, Sistem Nizam ve Düzen görevlisi var, dünyada… Ve hepsi, Rahmet ve Rahmin Kalemi olan, levhi olup, çalışıyorlar.

Çok umutlarım var, bu dünyadan. Çok umutlarım var. Ama daha özel bir bilgi vermek isterim ki; mahrek olmayanlarında, mahrek olacak yücelikleri kodlanarak, oluşturulmaktadır.

İçimizin içsel kalemleri, irsi çalışmaları da devreye almıştır. İrsi çalışmalara göre, doğal dünyanın kuranları olanlar, kodlanmış kervanlarına, sevgiyi de katacaklar… Sevgiyi katanlar, sevilen ve seven olacaklar…

Yaradan, tınlayan yaşamı, teniyle kodlayacak. O tınlayan yaşam, sessizliği dilleyenlerce, dinlenecek. Ve yoğun ışık, Muhammi Kapıların kulluğundan öteyi kodlayacak.

Karanlık, aydınlığı tohumladıktan itibaren, murat ettiğiniz ne varsa hakikiyetinizle kodlayarak, büyük kötülükleri önleme imkanına sahip olduğunuzu, biliyorum.

Çanın çalması, Allah’ın teknik kaleminde levhi kapıları açıp mutlak kuranlara inmesidir ki; kinsiz ve hakiki olanlar, bunu anlayacaklar.

Çanı çalan her kim varsa, o çanın, kaynak ilminde, kendi lütfi kapılarında, bitişken olarak, Muhammi Kapıların, kübra olan kelamının üstü, keramı kodlayacak.

Çalılar, çarık kirletirler ama çalı oldukları için kirlettikleri çarık, kontrol kurucular tarafından, kontrol edilebilir ve kodlanabilir. Ama çalı, çarıkların çektikleriyle, kalemi kırmışsa, aşksız ve hakikiyetsiz olanlar, birliklerini kontrol ederek, buraya gelebilecekler.

Geçişleri yapılacak ve soğuğa karşı, sınırlarını kayıtlayacaklar. “Soğuk” derken; şunu kast ediyorum. Işıktaki o soğuk; sahra… “Herkes, soğuk” derken üşümek, anlar... Soğuk; sahranın soğukluğudur ve orada muktedir olanlar, yaratıcılıklarıyla, kutsal ışıklarını, kelama çekecekler.

Başım asla eğilmez.. Ama iyi anlayın ki başkaları, başkalıklarını kodlayabilmek için kayıtlarını, tohumlarıyla, Mikail’e kodlayabilmek üzere, bu yoğunluğa, inmek istediler... Onların, kendi yoğunlukları olamayacağından, burada ki yoğunluğu kodlayarak, kendi levhi kayıtlarına inebilmeleri, kesafet halini, tohumlayacak.

O kesafet halinde; kaynak İslam, kaynak kelam, kaynak yaşam, kodlanmış ışığı yoğunlarıyla, kasara kodlayacak....Orada kontrol dışı ışık yanacak. Buna izin veremeyiz.

Her şeyin ötesinde çok daha güçlü bir şey var ki; bunu herkesin iyi bilmesi gerekir.. Muhamett’in kulluğunun, kontrolsüz kaldığı bir günde, muktedir olanların kontrolü… Bu kontrol, her şeyin her şeyden öte olan hakikiyetiyle, görevi hakim kılmasıdır.

Çanımız çaldığında, yasalar konduğunda, korku aşıldığında ve Muhammet, insana kendini dillediğinde, ayrılık biter. Ayrılık biter. Ayrılık biter.. Ayrılık bitti.

İşte bu!

https://youtu.be/ySUBIUciSm4
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ