Birlik İlmi
  TURANLARIN KURANI (3), 4. AKIŞ
 

TURANLARIN KURANI (3)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ

Canlarım, toy bir dünyaya tohum olmaya gelen birliğim bugün burayı kodlamaya çabalıyor. Mustafa Kemal elinin kültüyle kodlama yapmışsa da BSUİ denilen o yoğunluğu hakikiyetiyle dilleme niyeti yoktu.

Bütün kötülüklerin öksüzlükten kaynaklandığı ve yoğunluğu kontrol edemeyişle hakikiyetin diriliğinde mutlakiyeti kodlayamadığı kesin. Şikayet etmiyoruz ama dediler ki “dünya ruhu ağır yüktür.”

Unutmayınız bu dünya ruhsuz kalsaydı, yaşam kodlanamazdı. Bizler bu dünyayı “kare, küre sistemler”in çok ötesinde olan şavkın sahrasındaki sistemle kodladık.

Değerliler, dönüp dünyayı izlediğiniz zaman bileceksiniz ki bu dünya yorulmadan çalışılan bir yarın tahtıdır. Bu dünyada nurdur yarınları kodlayan ama yasaları koyanlar hakikiyetleriyle Mutlak Kuranları’yla burada oğullarını “hakk sayfa”ya kodladılar.

Çok mutlu olunuz, bu dünya çok daha güçlü olacak… çok daha yoğun olacak. Cümle yücelikleri dilleyen bilişliler burada kodlama yapacaklar.

Bu dünya Mustafaların kulluğundan öte bir kulluğu haketti. “İsmaili kalemler”in çok özel görevleri olduğu kesin iken toprağa inen biliş, ağır yükü tüm zamanlardaki gücünden öte bir gücü dürümlere indirdi. Başınız; başımız, yaşamınız; yaşamımız ve Rahman olan nefesiniz; nefesimiz oldukça bizler dünyanın “Nakar kıranları”ndan öte kıran oluruz, yoğunluğu kodlarız ve toprağı tohumlarız.

Aşık dünya şarkı okumaz. O şavktır ve şafağın şavkı olarak göz olur… Ama aşık dünya, siyahtan mora vardığında koruyucular kontrol kurmak üzere bilişe kaynak olmaya inerler.

Çan çaldıktan sonra ruh dürümlere iner ve der ki “öz gerçekliği hak edelim.” Hoş dünyada yaşam som altın ışığını kodladıktan sonra da bu dünya ruhunu kodlayacaktı ama sanal boyutların yoğunluğundan öte olamayanlar karanlık aydınlansın diye çatıştılar. Şevk, şavk, aşk hepsi ilim… ama işaret verilmeliydi dünyada. Dünya ruhunda “kulluk” yapılmalıydı ve ruh “mutlak kuran”ını kodlamalıydı.

Sana “insan” dediğim zaman, bana “ilim” demeliydin. Benim adıma görev taşırken, gözün görmese de yolunu bulabilmeliydin. Kocaman bir dünya ama bu dünya mutlak ve kutsal… Bu dünyada Ruhun Kuranı da olmalıydı.

Harı yükselten, “hakkın kalemi” olduğunda, muktedir olup “mutlak kuran”ını tohumlayacaksa şevkin, şavkın arzı arşa ulaştıran yoğunluğuyla yapmalıydı bunu.

Sığ bir zamanın yoğunlarını kodlayacak olanın ruhsuz olmaması mümkünse, gözün gördüğü en büyük güçle dürümlenmesi ve silah kullanmadan silah yaşamlarından öte bir yaşama varması gerekliydi. Silah, sistemin kübra olan kelamındaki yaşamın sahrasındaki o kodlayıcılıktan doğan bir güçtür.

Ve sevgililer, sayfa sayfa sizinle bu yaşamı yazıyorum şu anda… Yazacağım daha çok şey var ama yarın için de görevli olanların muktedir olup burada seslenmelerini dilemekteyim. Bunun için “birlik kalemi”mi bırakıyorum ve sizden gidiyorum.

Ayı parçalayacaklarını söyleyenler, o aya görevli olduklarını anlamalıydılar. Ay parçalanır ama ayın parçalanışıyla birlikte, görev kontrolsüz kalabilir.

Sevgili analar, ay yüzeyindeki yoğunluk çok daha güçleniyor ve o yoğunluk mutlak, kutsal ışıkla bilişin kaydını yapacak ama aydaki gücün artması, aydaki yığınların kontrolunu kaybettirebilir. O yoğunluktaki gücün daha net olması gerekir.

Ay yoğunluğu, mutlaktır ve çok özeldir. Yücelerin cemaati bilir ki ay yüzeyindeki o yoğunluktan yansıyan ışık dürümlerdeki dilde her anı kodlar. Ve oradan daha güçlü doğal sistemleşmelere yoğunluk varır.

Analar, “dünyanın kuranı”nda bütün bu bilgiler vardır.

Ay, özel bir çağrıdır insanlığa. İşte, ay yüzeyinde o yoğunluğun bugün burada olduğunu bilmenizi isterim.

Sararan solan ne varsa, aydaki o yoğunlukla yaşama, ilimle görevli olabilir ve tohumları kontrol edebilir ama sarı renkteki o yücelik, moru tohumlarken daha yüksek ışımanın sağlanması şarttır.

Kaydını yaptığınız bilgiler bizi mutlandırır analar. Bu nedenledir ki hepimiz burada seslenmeye çabalıyoruz. Sessizlikte sesleniş “nefesin kelamı”yla bütünü gücünü dürümler. Sizden Sistem’e inmek ve sizinle çalışmak mutluluktur hepimize…

Kaçacağımız ya da kaçırılacağımız şavk, sahra, kayıt ilmi ya da toprak tinselliği bitmiştir artık… Kimse bizi bizden çıkaramayacak ve burada ayıramayacak. Analar, sizi kucaklıyoruz.

https://youtu.be/Sm25279NhxI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 80 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol