TURANLARIN KURANI (12/3)
16.05.2018
(Ziyaretçilere Hitaben:)
TANRILIK, tahditli değildir. Bizi yanıltamazsınız!... Siz, CENNET istiyorsanız KELAM olun; HALİK olan ve dilleyin yaşamı!... Alıp götürecekleriniz; sizi, sizden dilleyebilir... Biz, onları tohumladık ve kodladık. Ağır yük taşımayız bunu bilin!...
Uzak bir ihtimaldi, dinletmek için yanıp tutuştuğunuz o sırrın dürümlere inmesi... Buna izin vermedik!... Sizlerin, kin ve nefretle, daha görev başlamadan dürümlerde dillenmenize imkan vermedik!...
Ve şimdi “DİN” dediğiniz, İLMİN KAYNAĞI’nda; biz, olgun SAHRALAR’ı kodluyoruz. Şu anda MUSHAF İNSAN, burada bu yoğunlukta, önce cennet istedi... Ona deyin ki “Cennet KELAM’dır.” KELAM etsin ve HASAT yapsın... Bizi, bizden ayrı tutacağını zanneden o, yolu kaybetti!... Onu, ŞİMDİ’de şikayet etmeden kodluyoruz.
SUR’a üfüren insan, insanlığını tohumlarken, İLMİN KAPISI’nı bulmalıydı. O; buraya, KORAN olup gelmek istedi. Biz, buna izin vermedik.
MESİH HALİKİYETİ’nde KUL olmak isteyen de oldu. İzin vermedik!...
“Eşya” dediğiniz bu SAHRA’ya, ilmek ilmek kodlamalar yaparak gelmek isteyenler oldu ama iznimiz olmadı!... Zira ZAMANLAR’ı olmadan, KALEMLER’i olamazdı.... ÖZ GERÇEKLİK budur... ZAMAN, KALEM olacak ama ZAMAN yoksa KALEM olmaz...
Ve DİN!... “Nereden nereye ulaştınız!” diye sordular... DİN; KELAM’da, insanı İLİM’e götürür diye bilinir ama KELAM, İLİM’i tohumlarken; insan, kendini kontrollu olarak tohumlamalı ki HAS İNSAN olsun ve yaşasın. Bunu başardığında, kendi SAHRA’sında diri olacak...
Oğullarım, bunu bilin ki biz, Dünyalıyız... DÜNYANIN ANA KALEMİ’iyiz. Bu dünyayı kodluyoruz ve kokluyoruz... Zordur İNSAN olmak ama insan, SİSTEM olmadan KURAN olduğunda; doğan GÜÇ, ocağı yakar ve her insan, MESİH olur. MESİH olmak, KAYNAK olmaktır.
Torbamızda, DİN yoktur bizim. Bizim için “İLİM” derler. DİNİ KAPILAR’ı, “İSLAM KALEMİ” diye dinleyenler; insanlığı, hakedip anlamadılar... İNSAN ile İNSANLIK farklıdır. Bunu anlamaları, sorumluluklarındadır.
Ve ZAMAN!... ZAMAN’ı hakedip anlayan var mı!? Nedir ZAMAN!?
ZAMAN, KAYNAK SAHRA’dır. Bizler, insanlık olarak herşeyi zamanla ölçeriz. Deriz ki “iki saat” ya da deriz ki “iki dakika!” Biz insanlık; nereye, ne sürede ulaşılacağını da yine zamanla izah ederiz. Deriz ki “on saatte şuraya varılır” ya da “on dakikada orada olunur.”
Ne var ki “ZAMANIN KODLANMASI” bilinenden çok farklıdır... Her insan, bir ZAMAN KODLAYICISI’dır. Her insan, BİRLİK KALEMİ’nde, zamanları kodlar ve toprağa indirir.
ZAMAN, lineer değildir. ZAMAN, küreseldir. Hepinizin cevherinde, KELAM olan ZAMAN, SÜPER SAHRALAR’ı kodlarken; her insan, bir ZİYA olur ve CEMAAT olur. Bu, KULLUK İLMİ’nde, KAYNAK IŞIK’ın; insanlığı, HASAT’a KAYNAK yapmasıdır.
ZAMAN’a KAYNAK olan İNSAN’a “TAHT” derler. Bu da şudur: İnsan, hakimdir ve zarar önleyendir ama ZAMAN SAHRASI’nda; insanlık, KERVAN olmalı ve LÜTFİ SAHRALAR’ı kontrol altına almalıdır.
Hepimiz, ZAMAN SAHRASI’nda BİZ oluruz. ZAMAN KALEMİ oluruz ve RUH oluruz. Bu olduğu zaman; biz, ZİYA oluruz ve İLMİN KALEMİ’nde insanlığı tohumlarız.
Bu şu anlama gelir: Biz, RUH’uz ve İNSANLIK RUHU olarak BÜYÜK KÜLT olduk. Her anı, KALEM’e indirebiliriz. Eski yaşamlar; bugünkü yaşamlara indirilir. Bu günkü yaşamlar; tüm zamanlara indirilir ve her insan, İLİM KALEMİ olur; tüm zamanları kodlar. Bunları, hepimiz yapmaktayız. Bilişle veya bilişsiz!...
Her insanın gerçeği, insandır... Her insan, kendi gerçekliği ile hareket eder...
Kimin kalemi, kimin kaynağında!? Bunu bilmeyen, KELAM’ı dinleyemez. Öyle mi!? Oysa, beden alan kim varsa; insan soyu için İLİM’dir ki her insan, KELAM olup kendi olur!... İşte, İSLAM KALEMİ’ de bu yoğunlukla, kodlamalar yapabilir.
Hem ZAMAN; hem RAHMAN; hem KURAN; hem MAHREK olmak!... Buyurun olun!... Olun ama SUFA olup olun!... SUFA, SAHA’da KAHA olan, İNSAN SARRAFI’dır. İnsanı, İNSAN SARRAFI olan, BİLİŞ HALİ’nde kodlar; BİLİŞ HALİ’nde koklar... Yine BİLİŞ HALİ’nde kayıtlar... Bunu hak etmeyen; biliş halinde olsa da kontrol kuramayacaktır.
Asıl önemli olan BİLİŞ’tir.
SALTANAT, insana insanlığı anlattı. Anlattı ama anlamayan, AKLIN TAHTI’nda, AKLIN SAHRASI’nda bulunamadı... Şimdilik…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
