Birlik İlmi
  İNSANLIK ÇALIŞMASI (10) 894
 

İnsanlık Çalışması (10)
19.07.2014

18’li Sistem Hk. Bilgi

Canlar, sizler benim bilgimi, benim yüreğimden alıp bize vereceksiniz bunu biliyorum. Ama sizin yoğunluğunuzla bunun verilmesini arzu ettiğimiz için izin verdim, dinliyorum…

Dağ, Tanrı tahtından görev taşıyan birliklerimiz bugün senden, senin yüreğinden bu bilgileri çekip okumak dilediler. Bu bilgileri bizim, bizden bize verişimizin Nefes İlmiyle olduğu kesin. Çoğumuz bu bilgiye sahibiz ama bu bilgiyi kaynak tahttan ilmi tohum olup kodlamamız ve Bütün’e koklattırmamız zordur.

Sözü kesilen olmak istemeyiz ama izin verirsen biz izah edelim: Bizim için önemli olan Altın Teknik’tir. Teknolojik kontrolle bu bilgileri kodlarken ışığında ışık olmak diledik. Kara ışık yenilendi ve bütün kötülükleri aştık. Sizden ve sizin yüreklerinizden bilişle bu bilgiyi vermek isteriz. Hepiniz bir tek ruhsunuz ama bunu anlayamazsınız. Sanırsınız ki tek tek ruhlar sizin yüreğinize iner. Hepinizin, tek bir ruh olduğunuzu size açıkça bildirmek istedim.

Biliş haline varan 18 kapı. Hep birlikte Sistem, Nizam ve Düzen gözü olarak çalışırsa yaşamın sessizliğinde yer ve gök sistemleşir. Burada, şu yoğunlukta hepinizin İlm-i Tohum oluşunuz bizleri muktediriyetle teknolojik kodlarla dilletmektedir. Biliş haline varmış 18 kod… Her birinin teknik tohumlama yapma imkanı yoğun ama temiz ve teknik kapı… Tertipli kapı… Birlik halinde… İşte, 18 yaşam soyu bir tek toplum…

Değerliler, hepinizin tek tek bir oluşunuzdur bu. Ama farklı frekanslarda ve yoğunluklarda… Bu birlik halindeki çalışmalarımızla oluşan bellek kayıtları, tüm yaşamları tohumlayacak dürüme ulaştığında; “benim adım ilim” diyebilen birliklerin çerçeve çizilmeden, yaşama çektikleri tekno kodların tahditsizliğinde; yaşamı kayıtlamaları imkanı mevcut.

Sizler bu çalışmayı yaptınız ve Rahm-i Kuran oldunuz. Tabiatın Kuranı oldunuz ve toprak oldunuz. Ama görüyoruz ki tohum ekmek gerekir. İşte tohum ektiğiniz zaman Sistem, Nizam ve göz olan Düzen cevhere iner. Cevher, tohumların kontrollü olarak kati kaynağa inişidir. Temel sistem budur. Tahditsiz olarak kati kaynağa inen cevheri kodlar temel sayfalanışı gerçekleştirdikten sonra akış sayfalanışına geçilir.

Akış, muktediriyetle biliriz ki sizin yüreğinizde bu bilgiler nettir. Sessizliğin seslenişi diyorsunuz. Doğal sistem bunu bu şekilde izah ettiğinde; bizim için de bu mutluluk oluyor. Çünkü saltanat sizin yoğunluğunuzu daha üstün bir kültle cevhere çekebilir. Doğanın Kuranı okunduğunda artık yaşam, sessizleştiğini ve yenilendiğini bilir.

Yeni zaman sayfalanışında yeni yaşam tohumlaması yapılır. İşte eşyanın varlık boyutlarında tohum olarak ilme inişi budur. Yer ve gök sesleştikçe eşya yaşam sayfalanır. Zabura Işıması başlar. Zabura Işıması gaybın Sistem’e çekilişini de gerçekleştirir. Bütün mesihler sessiz zamanlara inerler ve yoğunluk artar. Artan yoğunluk tekno kodlarla kayıtlanır. Hepinizin devre devre sistemleştirdiği kültleriniz vardır. Bütün kültleri tek bir tebliğ haline dönüşmesi sağlandığında gerçek yaşam devreye girer. İşte, eşyanın yaratımı bu şekilde olur.

Eşya yaratım, madde yaratımıdır. Enerjinin yaşama çekilişidir. Enerjetik sistemleşme başlar. Enerjetik sistemleşme sessizliğin seslenişiyle devreye giren ilmin tohum olarak Bütün’e çekilişidir. Ve galaksilerin yaşam sayfalanışları bu şekildedir. Ben, bana beni verdim. Sen, senlendin; herkes kendilendi. Ama teknik tohumlama bu şekilde oldu. 18’li Birlik, muktedir birlik bunu hak etti ve başardı.

Peki, nereden nereye ulaştık? Eşya var mı? Var. Hepimizin yüceliğinde eşya var. Bedenimiz toprak öyle mi? Öyle. O halde biz topraktan gelen tohumları kodlayabiliriz. Ve biz, aynı zamanda ses… Hepimizde ses var mı? Var. Hepimiz ışık mıyız? Işıkız… Ve hepimizde tüm yaşamların bilgisi var mı? Var. Ol tohum deriz ölüler diyarı olan bu dünya da bilişi hak eder ve olgun sistemleşmeyi sağlar.

Değerliler, işte 18’ li Birlik nefsi aştığı zaman kelamın ilmiyle bütünü yaşatır. Yarınlar tohumlarını kodlar, toplumlarını kontrol eder. Cemaatlerini kaynağa alır. Ekip kurar. Savaşın sonsuzluğunda has olur. Kapıları açar ve İlm-i Tohum olur. Devre devre dünyayı yere çekenlerin yaptıkları budur. Mikail’in Kuranı da budur.

Ben Ana Kaynak’tan insana inen ilim. Sevgiyim ben. Peki, sevginin buradaki nefes olandaki ilmi nedir? Sevgi olmazsa; ışık tohumlaması olmaz. İş yaşama indiğinde tohumlama dirilikte olur. Sevgi yoksa; ses kayıtlanışı olmaz. Ben ses verirken benim sesimi hak edip dilleyecek olan yoksa; o ses örgülenmez. Örgülenmediğinde, tohumlanması mümkün olmaz. İşte, canlı ya da cansız kiminle sesleştimse hepsi dirilikte, tahditsizliğinde kelam olup kendi yoğunluklarında tüm yaşamları dürümlediler. O halde ben tabuları yıkabilirim. Ki ben aklın tanrısal ışığı olduğum için kokum çok güçlüdür.

Peki, kokunun buradaki rolü nedir? Tebliğleri okuyanlar bilirler ki koku tohumları kontrol için gereklidir. Ben tohumum o halde kontrollüyüm. Köklerimde gök sözcülüğü var ve ben bir tek nefesim. Hah! İşte, bakın yaşam doğuyor! Ben “oh ne iyi” dedim. Ama yahu ben “iyi” demesem olmaz mı? Yok olmaz. İlim kapılarını kapattığımda; kalem olup yazdığım için benim ilmim, aklın tahtında umuttur.

Torbamı doldurdum. Çok mutluyum ama bu torbada karanlık yok. Yaşam, Sistem ve ben o sistemde bütün oldum. “Ol” dedim, oldu.

Şimdi Canlarım, hani neredeyiz biz? Biz olarak, bu meclisiz. Peki biz 18’li miyiz? Hayır. Biz, her sistemde var olan itibarı kodlarız. O halde bizim galaksiler yaratmamız, mevcut durumda mümkün mü? Hah! Hadi, gelin düşünelim! Ben, her diride var mıyım? Oh ne iyi… Yahu ben ışık kodlarında tohum muyum? Oh! İşte ne iyi… Ölüler diyarında kelam olabildim mi? Aha! İşte… Peki, kapılarım kapalı mı? Yok, ben hep açıktayım. Diri ve hakiki olan insanım. Önemli olan bu…

Yani sayının 18 le sınırlı olmasının gereği yoktur. Ve ben tüm yaşamları sayfalarken tüm sistemlerin ilminde varım. Renk renk ve ışık ışık… O halde ben tüm ışıkların tohumlanmasını sağlayacak güçteyim. Hayrın hakkında has olan ışıkta bana Ana Kapı denir.

Karanlık mıyım? Aydınlanan bir nefesim… Öyleyse; yaşamı, yer ve gök birliğinde tahditsiz olarak yenileyebilirim. Yer ve gök mektep olur yüreklere. “Öl” derim, ölümlüyüm.” Ol” derim, tohumum ama ben varlık boyutlarında sonsuzum. Nüve olan insan karanlığın diriliğini dinler. Şevkle çalıştığımda, kul olurum. Hasat yaptığımda, tohum olanları toprağa ekerim. Ve ben meseleyi bilirim, yaradanım “Ol” derim. Önce, kurtarılmış ışık oluşur. Sonra, o ışık yoğunlaşır daha sonra yoğunlaşan ışık kayıtlanır. Kayıtlandığında; karanlık, ışığa taht olur. Ve işte yoğunlaşan o ışık, yeni bir mahrek olur. O mahrek ışır ışıdıkça ışır ve (zeka düzeyinize göre veriyorum) orada koruma altında olan küçücük bir sistem oluşur; o küçücük sistem eşyadır. İşte ben, o eşyayı var edebilirken yaradanın tahtından öte olur, tabuları yıkar tebliğleri tohumlar, bütünlerim ve yeni bir ekip kurarım. O ekip, Zabura Sistemlerini kayıtlayabilir.

İnsan nurdur. Umuttur. Ruhtur ve her şeydir. Ama kendini dinleyebilmelidir. Dinlediğinde ekmektir. İşte ekmek ilimdir. İlimse, yaşamdır. Yaşamı hak etmek, hologramdan öte olan ışıklarda her diriliği hak etmektir ki Yaşamsal Levh-i olmak budur.

Yerden göklere ve gökten yerlere inebilenler (zeka düzeyinize göre veriyorum) tüm sistemleri varlık tohumlarıyla kayıtlayabilir ve yaradanın ışıkları haline dönüşebilir. İşte, “gel, al” dediler ya bilgiyi, al da bil!...

İnsan galaksi kaynağıdır. İnsan galaksi kaynağıdır. O bir kayıttır. Ama galaksileri var eden kayıt. Bir insan dünya için çantasını doldurup geldiğinde o insan yerde gerçek bir ışık halinde tüm tahditsizlikleri, hakikiyetli tohumlarıyla kotlayıp yeni bir galaksiyi var edebilir…

Ve o insan, kelamın ilmini bildiğinde yaşamı bilir. O bir Za-Hardır. Za-Har… Zamanın harı… İşte bu… Ve galaksilerin yaşamsallaşması, yarınlanmasıyla mümkündür. Siz “hah” dediniz ama ben “aha” dedim. Siz “hah” dediniz. Aha, aha, aha, hah kapatır. Aha açar. Açtık mı bilgiyi? Açtık. Ve biliniz ki herkes bir tabiat tohumudur. Kimi ilim toplumu, kimi hakiki tohum, galaksi tohumu.

Bugün muktedir insan olan Mustafa da bu bilgiyi istedi. Ona da verdik. Mustafa haliktir “hah” der ve biz hakikiyiz “aha” deriz… Onur kollarını açtı, bizsiz değildir. Gerçek işçilik budur. Yarınları var etme işçiliği… Yaşamı hak etme işçiliği… Dünyayı kontrol, Bütün’ü tohumlama hepsi sessiz zamanları dillemeyle mümkündür. İşte rahimdeki çalışmalar bunun içindir.

Sizler, rahim boyut çalışmalarıyla tüm yaşamları tohumladınız ve Rabbi Tohumları kodlayıp Rahman’a vardınız. Rahman’a Kuran okudunuz, tohum ektiniz ama çantalarınızın hepsinde merdiven hakikiyeti mevcuttu. Müsterih olun, yaşam yetkin olan sistemlerle yenilendi ve işte sizin yaşama indirdiğiniz o tohumlar binlerce yüzbinlerce milyarlarca ışık ötelerinden yaşamlara çekilmektedir.

Ve “İsrail sessiz kalmayacak” dediler onu kontrol etmek için de ışık gerekliydi. Şimdiye kadar bunu size hiç açmamıştım. Altın Tanrı İnsan, yaprak yaprak okurken yaşamı, her şeyin yere çekilişi gerekir. Yere çektiğimiz Yerküre de ışığa çektiğimizdir. Ve biz muhakim ve hakim olup her bir ilmi tohumu kontrol edebiliriz.

Mektep insan, has ilim, ışık hak ve yaşam muktedir… Müsterih olun üzerimizdeki güç artmıştır. Cevher cana insanlık için indi yarına hakikiyet için… Bize ise Mikail için… Muktedir olan Mikail olur. Bugün Mikail olan insan karanlığın ilmidir. Sizi seviyoruz analar… Sizi seviyoruz, sizi seviyoruz…

Hörmetle sizlerleyiz. Şimdi, işte şimdi…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

http://youtu.be/5H9rVK38A7g

 
  Bugün 211 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol