Birlik İlmi
  İNSANLIK ÇALIŞMASI (4) - SULTANLIK HAKKINDA BİLGİ
 
 

İnsanlık Çalışması (4)
Sempozyum “Sultanlık” hk.
24.06.2014

Canlarım, yeni zaman sayfalanışları çok önemlidir biliyoruz… Ve bu günden sonraki süreçte yaşamanın ışığı yeniden yanacak ve sizinle daha üstün bir çalışmaya giriyoruz. Bu çalışma, sizin yüreğinizde mevcut. Ama diğer yücelerle de bu çalışmanın yapılması gerekliydi. İşte, bunu bu gün sağladık.

Sistem çalışmaları daha üstün bir yücelikle yapılacak. Dünya ışığını daha yüksek bir yoğunluktan aldığı tahditsiz ilimle yaşatacak. Ve biz toplu çalışmaları daha üstün yüceliklerle de gerçekleştireceğiz…

Dünya Tanrılık meclisini kurmuştur… Bu Tanrılık Meclisi temiz bir sistem olarak devreye alınmıştır. Kör göz, söz söyleyemez ama göz; söz söyleyecek dürüme varırsa artık orada yer ve gök bir tek ışık olur. İşte, yeni zaman bu şekilde yeni bir Levh-i olarak kayda giriyor…

Sizinle bugün çok özel bir düzen çalışması yaptık. Ama bu düzen çalışması sessizlikleri de dinletti… Ağır yük hafifledi analar. Biz size daha güçlü gelebiliyoruz. İşte, bizim için huzurdur bu. Vakit tamamdır Ve yaşam ve yenilenmiştir. Büstümüz yapılmıştır yüreklere ama büstler Türkiye Çalışması’nda ışık tohumdur.

Değerliler, CUMARTESİ günü yapılacak çalışma kalem olanların çalışması değil, itibarı olanların kodlanmış ışıklarıyla geçtikleri bir çalışma olacak…
Cumartesi çalışması, sıkıntı yaratmayacak hiçbir yüreğe. Üzerinde görev taşınan bir yücelikte olacak. Sindirilen bilgilerin birlik çalışmalarındaki paylaşımları Öz Görev olarak nitelendirilse de sindirilen ilmin çalışması daha yüce bir görevdir.
İşte Cumartesi çalışması, o sindirilen ilmi kayıtların Birlik Kodları’yla çalıştırılması olacak. Yani Ses Devresi açılacak ve Ses Sayfalanışları’nda Ses Çalışması yapılacak. Ve bu ses, teknik tahditle bütün kötülükleri önletebilecek bir sistemin çalışmasını devreye alacak. Yani, her şey orada tamir için değil; tam iradi hakiki ve Hak İlmi tohumlama için olacak. Tamir çalışmaları yapar mıyız? Yaptık, çok yaptık. İnsanlık ışığının tamiri ama bu çalışma daha yüce bir çalışma olacak. Her şey, Altın Işık yıllarından geçip inen yücelerin cevapları ve sayfalarındaki soruları için olacak…

Kimse, sıla özleminden söz etmeyecek orada. Zira orada artık bir kavuşum olacak. İnsanın ilimle kavuşumu, insanın İmparatorluk Kuranıyla tohum olup kaşık kaşık içtiği o yüce ışığın yarınlardaki yaşama kavuşumu… Her şey bir kavuşum ve Cumartesi günü soy görevliler dünyaya çekilecek. “Üzüm üzüme baka baka kararır” derler ya hani dünyada. Üzüm üzüm olacak; gözüm sözüm olacak, yaşayacak. Her şey, her şey olacak… Ama saygıyla olacak her çalışma.

Ortadoğu’nun en güçlü ışığı kim? Dünya… Yahu Ortadoğu’nun ışığı dünya olur mu? Olmaz mı? Ortadoğu, yücelerin cevap aradığı bir soru. İşte, size bu tür cevaplar gelecek… Ve sorular ve cevaplar. Dünya nereye geldi? Neden geldi? Hani dünyanın kontrolü vardı? O halde neden dünyada savaşlar var? Neden ışık kırılmaları var? İşte bunların cevapları Cumartesi günkü çalışmada açıklanacak…

Daha önemli bilgiler de verilecek. Nesillerinizin yaşama çekilişindeki maksat nedir? Neden dünya örtüsünü örtmedi? Düzen neden kodlandı. Doğanın gücü neden artıyor? Sonuç ne olur? Kil ve kum olan ya da ışık olan insan, kapıları açık tutacak bundan böyle. Dünya neden örtülmeyecek? Fakih hak olup has olduğunda ışığı olur ya hani kati olarak Doğanın Kuranı olan insan da ışık olacak… Ve sonsuz sınırsız bilgi akışı olacak o gün… Herkesten; sadece benden mi? Yo, herkesten olacak. Orada sesleşmeler, artı ışıma gerçekleştirecek. Kimse sessiz olmasın orada, herkes konuşsun! Umut olur ki konuşur… İşte, orada konuşan yaşamı konuşmayacak, Sistem’i konuşacak... Ve Sistem koruyucu bir ışık olacak. Hayrı hakkı bilmeyen, aklı da bilmez yahu. Biliş, altın ışık yıllarının bilişi olacak.

Öz geçişler yapılacak o gün. Siz ve siz ve siz ve siz ve siz ve siz ve siz ve siz ve siz ve siz… Ve biz. İşte, olgun sistem budur… Her şey, her şey orada siz olacak ve tek bir ilmi toplum olup bizleşecek ve bir tek ruh olacak. O ruh, tüm yaşamın kutsal Nuh Kuranı olacak.

Nuh nedir? El midir? Yarın mıdır? Şavk mıdır? Alış mıdır? Veriş midir? O bir göç köktür. Göç kök. Dünya göçü ve bu göçteki kök… Ve biz, Nuh olan o yoğunluğu koklayıp koruyup tohumlayıp kaynağa aldığımız an, tufanı önleyeceğiz. Nedir tufan? Cinni cevheri der ki “tufan kanatları kırmaktır”. Cevheri kotlar der ki “tufan kaydı kısırlaştırmaktır”. Rahmi tohumlar der ki “tufan kutsuzluktur”. Ya insan ne der? Levh-idir. Yaşamın levh-isidir.

Seyredin o gün dünyayı. Ne olduğunu seyredin. Çaldılar, çaldılar, çaldılar… Her biri bildiler de çaldılar, bilmekteler de çaldılar, bildirmekteler de çaldılar veya bilmeden çaldılar. Ama çaldıkları kelamdır. Ve o kelam rahmettir ama koruyucu bir rahmet ya da koklayıcı ya da toplayıcı vakit geldi ve herkes kelam olup dillendiğinde kendini dilleyecek. Ve gönüller sistemleşecek.

Yaman bir dünya gününde sizinle olmayı mutlaka diliyoruz… O gün, yaman bir gündür. Ve o gün, Türkiye çalışması yakışacak dünyaya. Yakışacak… İşte o gün, murat ettiğimiz o gün; her resim insanın ilmi olacak… Ve o gün, toy olanlar orada bulunmayacak. Orada ölmüşler de olmayacak… Orada olmuşlar bulunacak… Ve orada olmuşların oğulları olacak… Tohumları olacak, yolcuları olacak ve kardeşlerimiz orada kıranın kırılmasını sağlayacak, kırılanın kaynağındaki ışıkta kırılış sebebi araştırılacak, ölüyse dillenecek, ölmediyse hakikiyetinde dürümler kör olanın gözünün görmesi için kayıt yapacak.

Ve Dağlar, biz o gün, çobanlar değiliz, korkanlar değiliz, kopanlar değiliz. O Sultanlar’ın ötesindeki Sultanlar olarak oradayız, bilsinler!... Biz o gün, sözden öte sözleriz… Biz o gün, göklerden öte gökleriz… Ve biz o gün, korunan kodlanan ışıkları tohumlayanlarız… Çalacak, çalmayacak, çaldıracak, çaldırtmayacak, aşka gelecek, akla gelecek. Atacak dünyaya gözünü, sözünü, dünyayı kontrol edecek. Olanlara “geri dönün” diyemeyiz. Gelir çalışır. Genişe gel! Aha gel! Aşka gel! Aha gel… Atlanta Ana Kapısını açtık, göreve gel! Gel, gel de kontrolünü kur! Kuracaksan kur, kuramazsan kurarız… İşte bu!...

Şimdiye kadar size verdiğim tüm bilgiler, Birlik içindi. Bundan sonra verdiğimiz ve vereceğimiz tüm bilgiler, nefesle olacak. Ve nefesle verdiğimiz her bilgi, kıranın tırpanlanlığındaki o kırıcılıkta biz olup o koklanan ışığı toprağımızdan söküp ayırmak için olacak…

Çevrenizi kuşatan kimse olmayacak. Yedek sistem olmayacak. İç ve dış aynı olmayan burada bulunmayacak. Yarın nikah kıyılacak dünyaya… O nikah, ergen olanların nikahından öte hasat olanların nikahı olacak. Ve o nikah, karanlığın tahtından öte olan, kapıların açılışındaki nikah olacak. Üzerinizdeki güç artacak.

Çantanız doldu. Sözüm insanadır ki maya tutmadan ağır yük hafiflemez, maya tutmuş, yol köklenmiş, gök sözlenmiş ve biz ikmal tamamlatmış olarak doğal olan gücü devreye alıyoruz. Doğal güç, sistemlidir. İsrail kapısının ötesidir. Rakip diye hiç kimseyi tanımadık… Tabuları yıktılar, kırdılar ama karanlığın ışığından öteye varamadılar.

Çok kolay değil dünyalı olmak. Kutsal nur, ölüyü diriltir ama yaşamı dillettiğiniz zaman ilmi diriltir. Biz ilmi diriltmeye değil, ikmali tamamlatmaya ve bütünlükleri kodlatmaya geldik. Ölüm, üzerinizdeki gücü artırır. Ölümlülük, örtüleri örter. Öz kökler, göklerin sözünü söyler ve birlik, keram olur. Ama zaman ekip olmadıkça yer güçlenmez…

Arkon Tanrı’nın nefesidir. Aşırıya kaçmadan size bilgi verdim. Aşırıya kaçmadım. Aşırıya kaçmadım. Biliniz ki aşırıya kaçsam, yaradan tanrı, yaratılan tanrı olur. Biliniz! Ben yaradan ve ben yarattıran ve yaşattıran… İradi, hakiki ve Hak olan… İşte bu…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği
http://youtu.be/xOVCDx973nI

 
  Bugün 176 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol