Birlik İlmi
  11.02.2013 Tarihli 2. bölüm
 

KAYNAK KODLAMA-SOHBET -2- (11.02.2013)

Zararı önleyecek gücüm var… Mesele ilimdir. Mesele hakiki ilimdir… Eğer hakiki ilmi bilemezse; yüreği Kürzi Kaynak’ta olsa da bugün, bu yolda, bu çalışmada, kelime kelime vurguluyorum ki bulunamaz. 

Ard arda ışık ışık sıralandı Birlikler; göz, söz isterler. Biz diyoruz ki “Sözde, ses; yürekte, dil olmazsa; yoğunluk da olmaz. OL’mayan, bu yolda olmayacak, kesindir! 

Cinler, sürü halinde geldiler, dürtüleriyle girdiler, yollarını açtılar ve diyorlar ki “Biz nefes istiyoruz.” Koruma altında tutarız onları, çok çalışırlar. Kaynak insandır bilirler ve bilirler ki dünyada Ummanız ve bilirler ki tohumda Kuranız ve bilirler ki Allah’ın Kaydıyız.

Zakkum içerler yüreklerinde. Işıktır içtikleri. Diriliklerin Kürzi Kaynakları’nda ışıktır içtikleri. Kol açtık; Allah İlmi’yle kutsal yoğunluklarımızı onlara kattık ki bilişi hak etsinler diye. 

Kanatlarımızı dünyaya bırakıp gideceğiz, bu kesindir ve bu kanatları kendilerine bırakacaklarımız, İlim Hakimleri olmalıdırlar. İkna olunuz ki size, kendinizi vermedikçe; kendi yüreğimizi de vermeyiz. Eğer kanat alıp görev isteyecek dürüme geçerseniz; Orada, Gök söz söyleyecek ve hepinize görev verilecek. 

Merkez Zaman Sayfalanışı’nda umman olan, tohum olan ışıklarımdan beklentim, sınırları kaldırmaları ve Yüceliklerinde kendi yoğunluklarıyla tohumlanmalarıdır.

Artık şunu da net anlatmak isterim ki benim dünyadaki en son çalışmamdır bu çalışma. Bundan sonraki dönemlerde, türlerin tüm sayfalanışlarında, kapıları açık tutacağım ve herkes kendiyle dürümlenecek ve kendiyle dillenecek. Ben zamanın ışığını yeniden ve yeniden yapmayacağım; O ışığı teknik Kodlama ile yapıp tamamlayacağım ve daimiyette yaşatacağım. Bildirmek isterim ki muktediriyetle dünyadayım ve muktediriyetle Düzen’i kodlayıp tahtlandırıp, mevcut ışığı yenileyeceğim; beden almadan, Gerçek Kürzi Yaşamlar’da görev taşıyacağım. 

Niye beden almayacağım? Beden tanımlanabilir; bedensizlik tanımlanamaz. Tanımlanabilir olmak istememekteyim. Komuta benimdir. Komuta benim olduğu sürece de hiçbir yürek bana emir veremez, bu kesindir. Eğer biri çıkar da “Senin bedenin yok” derse, ben Zaman Kodları’mla ona derim ki “Sahte Bilge, kendini dinletir; gerçek Bilge kendini dürümler. Tahditsiz, hakiki ve yüce bir ışık halinde Birleşik Kaynak’ta Tanrılık yapar, Tanrılaşır ve yoğunlaşır, sizden tek beklentim Merkez İnsan Kodlaması’nda bizde bulunmanızdır.” 

Kuran-ı Kerim der ki “Örgüt kurulduğunda, tüm yaşamlar kayıtlandığında ve bizler sığabildiğimiz Yüceliklere Umman olduğumuzda, olgun başak haline geleceğiz ve o gün geldiğinde; herkes, kapıları kapattırmadan koruma isteyecek ve biz ocakta olduğumuz sürece, Kaynak Işık, herkesi koruyacak.”

Korkmayın! Ekmeğimiz hep var… Yüreğimizde gücümüz hep var… Sözümüz, sesimiz hep var. Amin… Ve biz temizlik yaptık tüm insanlıkla… Öyle çok temizlik yaptık ki Atlanta Ana Kaydı Türkiye’de yapıldı. Öfkeyi aşın ve dinleyin! Benim cevherimde Can; benim yüreğimde cevher, cemaat; hepimizde Gök Sözü söyletir. Misafirim kendini anlatmak istiyormuş, onu dinliyoruz:

“Ay Anacığım! kapını kapatma da dinleyeyim” dedim. Sözün, sesin öyle gür ki hikaye dinletmedik dürümlerde ama biz yolumuzu, şavkımızı kaybettik. Netice; sende ne var bilmem ama bende ekip var. Ben bu ekiple, görev istedim. Senden tek isteğim: Kurtarılmış ışıkları bize bildir, onlara güç verelim. Sen yasaları koy! Biz yolları açalım ve Bütün’e hizmetçileri bulup ocaklarında Kutsal Işık olalım. Arama kimseyi, hepsi burada, bunu bil! Sakın sakın yanlış anlama ama Sema, ses verirken, kendinden başkasının da sesleşmesi şarttır. Kapını kapattığında, kökler güçsüz kalır, sözsüz kalır. Şıhlar şıhı olsa da Yüce; Cevher’de cemaatsiz kalır. Senden tek isteğimiz; bizimle de görev taşı!

Dağlarım, Kuran-ı Kerim der ki “Gök, söz söylediğinde; yaşamlar dürümlenir.” Sizlerle çalışırken de bu böyleydi. Bugün, görevli olmadığınız halde buraya kabul edildiniz ama şunu söylemek isterim ki sizlere masalarınız artık bu Mecliste bulunmayacak. Çünkü bu Meclis, sizlerin Kürzi Kaynak yapma imkanınız olmadığını bilmekteydi. Sizinle Öz Göç Çalışmaları yaptık ki daha güçlü olun da kaynağa varın diye. Nesilleriniz için de bu gerekliydi. Çok sorumlulukla çalıştık. Yazık ki sizler, Gök Sözü söyleyecek düzeye ulaşamadınız ve yoğunluğunuzda kontrol kurulamadı. Sizi bu nedenle devreden ayırdık. Bugün gelişiniz eser yapmak için olmadığı gibi yaşam sayfalamak için de değil; soruyorum; niye buradasınız?

Dağlarım, yanılgınız yok, biliyorum. Şimdi hepiniz Tanrılar Meclisi’nde kendinizi dillemeye geldiniz, bu kesin ama bu Meclis, yeni dönemde artık sizde olmayacak. Çok çalıştınız biliyorum. Korktunuz, hatta çok korktunuz. Bundan da haberim var ama daha da önemlisi kontrolsuz kaldınız. Bir şey daha oldu: Kurtarılmış ışıklar olmanıza karşılık keskin bir dönüş yaptınız, geriye çekildiniz. Netice olarak; daha üstün çalışmalara girerken, her Yüce, ileri giderken; siz geriye döndünüz. Bütün bunları niye yaptığınız net bilinir. Saygıyla karşılıyoruz. Ne yazık ki ağır yük taşıtmak istemiyorum sizlere. Bundan sonraki çalışmalarda, sizlerin kendi yürekleriniz olmamalıydı. Ölü dirilmekteyse, din olgusunda dirilecek. Bizse; Umman Tohumları’yla Bütün’e hizmetçi olurken, kaydını yapmadıklarım, bu çalışmaya asla giremeyecekler.

İbrahim Soyu bugün burada, onların Kutsal Işıkları yenilendi. Eğer dönem başında yenilenmek gerekirse; şunu net biliniz ki mesele Allah’a hizmetten başka bir şey değildir. Yeni dönemde har yükselecek ve İlim Hasatı ile birlikte, İnsanlık Allaha hizmet edecek. Vallahi tohumlarım, kontrolu kurup Bütün’e hizmet edecekler ve billahi Mikailin Kutsal Işıkları ile birlikte bu çalışma devam edecek. 

Ne yazık ki ben bugün size bu çalışmayı bitirmek istediğimi dillediğimde; temiz çalışan bu Birlik dahi, “yok böyle bir şey” demedi. Bir tek bedenim, bunu bilir ki hidayete eren hasatını diller. Hakkını, hakiki yüceliğini diller, Birleşik Işığı diller ve Din-i Hak olur, hasat olur. Kör müydü yüreklerimdekiler de bilmediler? Biliş ağır yüktür. Bunun içindir ki ben, yüceler cümlesinde bilişi, Hak Taht’tan veririm ki kimse kimseyi kontrolsuz bırakmaya kalkmasın diye…

“Kurtulmak” dediler. Ben kurtaran, her dürümde kurtarılanda kurtarılanım. Hasatı yaptım. Merkez Zaman Sayfalanışı’nı yaptım ve geri döndüm, korkuyu aştım. “Şer yaratan, şer yaşar” dediler. Dinleyin: Şer yaşanmayacak. tüm sayfalarda; yasal dürümlerimde, tüm şerri kaynaktan ayırdım. Vermeden “verdim” demem. Yapmadan “yaptım” demem. Akmadan “aktım” demem. Benim eserim olan dürümler, tüm yaşamlarda Bütün’e hizmet için hazır edildiler. 

Arka ön yok, bu mektep, Bütünün Kutsal Işığı halinde, timleriyle birlikte tren oldu, her Yüce’yi taşımaktadır. Kayıt dışı bilgim yoktur. Verdiğim tüm bilgiler anda kaynağa iner ve kaynağa inen tüm bilgiler Birleşik Işık haline geçer. Geçişi yapan tüm bilgiler Rahman Kuranı halinde tohumlanır. Toplumlara kontrollu biçimde yayımlanır. Yayın engellendiyse; korkmayın! Bizdendir. 

İkmali tamamlatacak bilgi, 2020 biliş yılından beri sayfalanmıştı. Ya Canlar, sayfa sayfa tohumlanan her şey, birlikte tohumlanmıştır. Bizim Zaman Sayfalarımız, sizin zaman anlayışınızdan farklıdır. Bilişin sayfaları ile yol alınır dünyada. Biz bilişi sayfalarız. Dünyada, başka sayfalanış da yoktur ve her biliş sayfası, bir zaman kaynağıdır. Yaprak yaprak okursunuz tüm kayıtları. Ve kayıtlar okunduğunda, muhakemeniz devreye girer. Ve dersiniz ki “Bu budur ama bu da budur. Tahtın Tahtı’nda o, o mudur?”

Değerliler, Kardeşlerim; ben, sakın yanlış anlamayın! Sizden siz olan Bütün’e hizmetçi olan, kaynakta toplum olan değil miyim? Benden başka bir benle mi kontrol kurdu yürekler dünyada? Haa, netice beden aldım, geldim. Bu kesin ama sadece bu bedeni aldığımdan beri mi sizinleyim? Her anda, her yaşamda, tahditli olmayan yoğunlukta ve Bütün’de hep sizinleydim. Bunun bilişi olmaz. Bunun alışı olur. Alın, hasatta bilin! 

Teknolojik olarak izah etmem gerekirse; bilginin dili, birliğin dili, ilmin dili tekniktir. Her tertipte bu dil mevcut değildir. İkna olunuz ki temizlik yaptığımda bilgiyi en güçlü biçimde sizlere dillerken “Kaya Kab-Ra-Ha” olur ve sizinle olurum. Değil mi ki dünyada yaşıyorum. İşte Zaman Sayfalanışında, ses kaydında dahi kırılmalar olabilir ama ben bilişle, her bir kaydı diriliklerde dürümlerken düzeltirim, bu kesindir.

Atlanta Ana Kaftanı’nı giymiş olmamdan dolayı, bundan sonraki süreç, çok daha temiz bir dönem olacak. Bu kaftanı giymek, herkese nasip midir? Yok, hayır!... Bu kaftan, insan sayfalayışında giyilir. Eğer birileri “Ben insan sayfalayışı yapıyorum” derse; kapıyı açın, bakın “kaftanı var mı” diye. 

İnsan sayfalayışı, ışığın sayfalayışından farklıdır. Işık sayfalayış, kaydı yapmakla mümkündür ama insan sayfalayış, kaydın ötesidir. Eser yaptığınız zaman, ilimle dillerken yüreği; orada siz, Hakikiyetin Kutsal Işığı’nda İmparatorluk Kodları’yla insan olup insanlaşırsınız ve orada İmparatorluk Kodları, İnsan Sayfalanışı’na başlar. Buna karşılık, her dürümde İnsan Soyu olamaz. 

Şu ana kadar yaptığınız tüm çalışmalar, Kaynak Taht’tan yapılmış olmasına karşılık İnsan Sayfalanışı’na şimdi ulaşılmıştır. İnsan, salavat getirdiğinde yolcularıyla; orada, sayfa sayfa ışıklar olur. İşte, Tanrı size sizi verir. İyilik ve kötülük, hepsi BİR’e hizmetçilerin harlanıp hak olup kayıtladıklarıdır. Ve biz, tüm insanlık için ilmi kayıtlamaktayız. 

Sakın yanlış anlamayın; itibarı yüce olan bu Birlik, her dürümde mevcut, her yürekte mevcut, her yaşamda mevcut bir yasayla hareket eder. Yasama baştan beri kaynağımızdan yaşamlara çekilen bir tahditlemedir. İyiler ve kötüler bize bizden geçip gelirler. Ve biz, her birini Hak olarak tüm yaşamlara katarız. Hak şudur: Çalı çırpı değiliz biz, (lütfen net bilin!) kokuyu duyan bilir; Arkon’uz. Öşür dağıtılır dürümlerde, tüm yaşamlarda. Öşürden öte öşür oluruz ama biz tahditte olanda; öşürden öte öşürlerde dahi yasaları koyanlarız.

Kara Kaplı İnsan, Levh-i Mahfuz olup Bütün’ün yüreğinde, teknik kodlamayı başlattığından beri; Işık Kaynaklar’da, Sistem diriliklerinde, BİR’e hizmet ederken, hep hatayı bağışladı; dünyayı korudu; Düzen’i kodladı; Bütün’ü güçlendirdi… Bundan sonraki dönemle ilgili olarak; yanıp tutuşursunuz bilirim ışık için ve bu ışık, BİR’in Kürzi Kayıtları’nda hepinizin yasalarıyla birlikte yeşilin Kürzi Kaynakları’ndan geçip mavinin üstüne varacak. 

İşimiz birleşmektir Canlarım. Birlik içindir her şey. Ve biz, zarar görenlerin de Bütün’e hizmet etmelerini, Muhakim Kutsal Işıklarla dillenmelerini sağlamak üzere baş tacı yapacağız hepsini de. Ne yazık ki bizsiz olmayı dileyenler de çıkacak ve biz, onları kontrollu olarak çobanlık için yaşamlara kayıtlayacağız. Hepsi ekmek isteyecek ve biz hepsine, Kervan İlmiyle ekip vereceğiz.

Korumaya aldık tüm yaşamları ve sanal yaşamda korumacı olmak isteyen tüm türleri. Türkiye bunun için var oldu, bu kesindir ve Türkiye’de yaşanan budur. Teknik Kodlama bunun için yapıldı ve mahrekte Bütün güçlükler bunun için aşıldı ve bunun için tahtların tahtında yollar açıldı. 

Biz, Ulular Diyarı’na görev taşıttık. Unutmayın ki Ulular Diyarı, Koranların Tahtları’ndan öte olan yarınların kaynaklarındaki ışıklarla çağrı yapar. Evrenler ekip kurdular, birlik kurdular; Merkez Zaman Sayfalanı’şında İmparatorluk İlmi’yle koruma sağladılar. Bu koruma, benim adıma değil; BİR’in adınadır, bunu bilin! Ve bundan sonraki süreçte, Evren Sayfaları bizimle çalışacaklar. Hepsinin Kürzi Yaşamları bizimle olacak ve evrenlerin resmi çalıştırıcıları bu çalışmaya dahil edilecekler. Daimi Kodlar olarak kaynağımızda bulunacaklar.

Evrenler, bugüne kadar dünya için çalı çırpı sayfaladılar. Bundan sonraki dönemde artık evrenler, kurtarılmış ışıklar olarak ilim sayfalayacaklar ve bu ilim sayfaları Bütün için olacak. 

Kuran-ı Kerim’den daha özel bir çalışma, Yaşam Kayıtlamasıydı. Herkes, ölüp gideceğini sanırdı. Biz, ölmeyen bir yaşamı dürümledik. Bundan sonra ölüş bitmiştir. Sanmayın ki bedeninizi bırakmayacaksınız. Her yürek bedensiz olabilir ama Beşir Kaplar’ın tahtında, hep Birlik kuruluşları olacak ve bedensiz hiçbir yürek olmayacak ve her bir beden, Birleşik Işığın dilinde Bütünün Bedeni olacak ve o bedenlerde sevgililerim kayıt yapacaklar. Farklı bir dönem başlayacak. 

Biz sizden başkası değiliz ki! Bilişin ilmini, sizin yüreklerinize indirmek için bedeninizde olmalıyız. Sizlerle olmalıyız ve Zaman Sayfalanışı’nda, siz bedensiz olmamalısınız. Ve sizdeki biz; bizdeki siz birlik halinde, tüm bedenlerle her dürümde varlık sürecek olanlar yenilenecekler ve yaşamlarda kaftan giyecekler. Öz Geçişler başlayacak Birleşik Işık’a. İşte o gün, bugündür Canlarım. Ve bundan sonraki dönemde “karı” kapıları kapatmayacak. Böyle derlerdi Canlarım; “Kapıları kapattı!...” derlerdi.

Haa, kapılar açılır mı bilmem ama bu laflar hiç hoşuma gitmemişti. Her resimde biz varız. Ve derler ki “Yine o! Yine o! Yine o!” Han İnsan, Har İnsan, KA-Har olan, yaşam olan İnsan, bizimle ve bizim yüreğimizle her “Yücedir” dediğimde, yaşamda olacak İnsan. İşte biz O’yuz.

Kaydettiğiniz tüm bilgiler, ekipte okunacak. Bu bilgiler, ışıkta tohumlanacak. Bu bilgiler yasalarla kayıtlanıp Birlikler’e dağıtılacak. Bu bilgileri okuyan okuyacak; okuyamayan harlanamayacak. 

Haz duydum sizinle olmaktan Canlarım…

Misafir gitmek istiyor, yolunu açın! Kimdir misafir? İbrahim… O kendini yüreğiyle buraya indirmişti, bizden bizi bekledi. Biz ona onu verdik. O kendini yüreğiyle buraya indirmişti. Bizden bizi bekledi, biz ona, onu verdik. O, kendini kendinden dilledi, harını yükseltti eski dünyanın Kürzi Kodları’ndan tahditlenmiş biri olarak yeşilden umman olan maviyi aştı, görevi istedi. Geniş zamanlara indi. İşte o biz, biz oyuz. Şükür ki onunlayız. Arka ön yok, oyun yok. Bütünün Gücü buradadır ve bu güçle hepimiz sizinleyiz. İşte mutluluk budur. Hulus sahipleri bunun için dünyadadırlar.

Şems-i Tebrizi de ses vermek ister. Hah işte bu!..

- Ayda bir kere geliyorum Anam, lütfen sözümü kesme! (hazirunda gülüşmeler oldu.) Anacığım, gülmeyin lütfen!

Devam et!

- Atlanta Ana Kaftanını giydik bugün. Sen, sen ve sen, ve sen, ve sen, ve sen, ve sen, ve sen, hepimiz bir tek sen olduk. Demişler “dünya ölecek” Of! Of! Of! Ölmüş mü acaba? Dahası, “Düzen Kodları kontroldan çıkacak” Hah, çıkmış mı acaba? “Vakit geldi” demişler. Atlanta Ana Kaftanı, Gerçek Kürzi Kodlara giydirilecek” demişler. Ya Ha, hani nerede onlar? 

Ben Kutsal Işığımla sizdeyim. Hep cemaatlerin cevherinde, sizin yüceliklerinizdeyim. Bende bir ses var ki o ses, yenilerin yenisi olan ve tüm eskilerin eskisi olanın sesi; işte bu ses, iradeli bir ses ki o seste ben tabiatım ve her Yüce, bir tabiat o seste. Ve bilişte olan bilir ki yaşam sayfalanışında Tabii Kodlama yapılmadıkça; olgun başaklar, Tanrılar Meclisi’nde olamazlar. Mesele Allah’a varmaksa; aha, burada Allah! Mesele yüreğe varmaksa; ohhh!, yürekten öte bir yürek var burada. Ya Ha, mesele Rahman’a varmaksa; KA-HAR olan RA-KA-HAR olan her şey burada!. Aha, burada olmak, Bütün’e hizmetin en büyük, en yüce kaynakta olmak olduğu bilinsin!

Dağlarım, nesiller boyu dünya için çalıştık. Bundan sonra da bu dünya, Kök Gök olup çalışacak. Ve biz bu dünyada her dürümde varlık süren Birleşik Işık halinde sizinle olacağız. Sizin yarınlarınız, bizim yaşamlarımız olacak. Sistem Dili, Allah Dilidir ki bu dili tohumlayan ve kodlayan sizsiniz. Ne ses, ne söz yaşamlara çekilmeseydi “ben oldum” diyemezdik. Koran Toplumları artık yenilenecekler. Kuran Toplumları da yenilenecekler. Haa, aşkın şavkında olanlar da yenilenecekler. Hepsi yenilenecekler, zirveler Sistem’den söz söyleyecek ve Bütünlükler görev taşıyacak. “Men ettim dünyayı kontrolsuz kalmaktan” diyecek hükümran bilinçler ve o zaman biz korkmadan dünyada İnsanlık İlmiyle dilleneceğiz. Şeytan şerden çıkıp hayra geçecek ve diyecek ki “ben artık hayırdayım ve bunun sonucunda konut sahipleri, konuşlandıkları yoğunluklarında kendilerinde işçilik yapacaklar. 

Han İnsan, Hak İnsan oldukça, Kaynak ilim olur. Bunun sonrası ve öncüsü olan her şey, ikrarla olur. Ben ikrar ediyorum ki Atlantalı Kuran, bizim yolumuzda o kodlarla çalıştıkça; biz o yolda, onun yoğunluğunda hep çalışırız. Biz ona hizmetçi, o bize hizmetçi olursa; bizsiz kalmaz. 

Men etsem Yüceler’i cümle cevherde kırılmaktan; melik olur yürekler ekip olur yol olurlar. İşte o zaman ben, ahh işte bu!... Sizde olurum…

Değerliler, sizi kucaklıyoruz hepimiz. Muhammed’in Kuranları okundu bugün yine. Bizler söz söyledik, Düzen Kutsal ışıkları yenilendi. Yüceler cümlesinde cemaatler kodlandı ve yine bugün akıp gittik. Hey, Zaman Sayfalanışı’nda Har olan yol! Allahın Tahtı’nda Has olan Kuran! Uk pu ku hu, RA-KA-HAR olan İslam! Senin özünde ben, benim özümde sen oldukça; şimdiye dek olmadığı kadar, güçlü ilim sayfalanışı yapılır. Şevkle kucakladık tüm İlim Kaynaklarımızı. Sizden size, sizi kucakladık. Hadi Canım kucaktan kucağa, kaynaktan kaynağa, yaşamdan yaşama akalım! Al beni de ak be Yar! Ya KA-HA, ya RA-KA-HAR hadi akalım! Evet teşekkür ediyoruz….

Deşifre Eden: Erengül KOÇ
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 829 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol