Birlik İlmi
  NEZİRE SELÇUK - 2. AKIŞ
 

19.MAYIS.2013 MAYA SEMPOZYUMU

2.AKIŞ

Dağlarım, Rahman olan der ki “Hak Tahtın ışığında babayı dinledik.” Hah! Ve Saman Yolu Galaksisi olarak tüm sayfalarınızda, yüceler yüreklerinde sizleri dinledik. Hepinizi kendi yüreklerinizde dinledik şu anda. Hah, hata yok bütün köklerinizle ve gökleri güçlendiren yüceliğinizle Birleşik Işığınıza Umman oldunuz. Öyle çok, öyle çok güçlendik ki şu anda… Hayrın kaynağında sizi sizden dinledik. Tanrının toplumu olan o tahditli Kutsal Işık, herkesin kendi oğullamasını gerçekleştirdi. 

Çalı çırpı olmayan bu yolculukta kontrol, Bütün’ün oldu. Koyu bir tohum ektik. Şükrettik. Eğer bugün burada çok kaynak olsaydı; yasalar, kapılarda kayıtlarda kontrol kaybında olabilirdi. Çok mutluyuz ki bugün Ses Kaftanı hepimizin insan sayfalanışını sağlayacak dürümdedir. Yer’i analara verdik. Gök’ü babalara verdik bugün. Analar Yer; babalar Gök … Haa, Hana bugün Gök’te. Niye? Çünkü dişili Yer’e indirdik; erili Gök’e çıkardık. Har yükseldi ve Hena şu anda Birleşik Işığımızda ve şu anda Hena Yer Kodu oldu.

Hah! Allahın dağı, aklın tahtı, Har olan tohum imparatorluk ve bugün bu meclis, Mircanın Cevherini Can tahtın ışığıyla kodlayan bu meclis, teknik olarak da BİR’e hizmettedir. Yaşamak, aha yaşamak ve yaşamak aha vakt, KA-HAR vakt şimdilik. Hepiniz, hepimiz bir tek insanız şu anda. Tüm sanal Boyutlar tek bir yasa işte o yasa; Beşirin işçiliğinden öte olan ilmin kaftanını giyen bu meclisin hakkı olan bir yasa…”Hidayete erdi” dediler. Hah, hidayet tahditsizlik ama orada yenilik yok ama bu mecliste hasat var. Ağır ağır tohumlarınız kontrol altında tutulacak. Çok mutluyuz Canlarımız çok. Yürüyorduk, şükür koşuyoruz. Öz Göç başladı. Göç, kütle kapılarının açılmasıyla başladı ve bundan sonraki süreç daha hızlı olacak. Daha güçlü bir dünya gücü devreye giriyor. Daha yüce bir güç ve bu güç, Bütün’ün kütlesini kontrol edecek tekniğe sahip olacak.

“Öksüz, yetim bırakmayacağız demiştik dünyada.” Öyle bir dünya gücü dürümleniyor ki hepimiz bir tek İbrahim Soyu’nun gücünün örtüsünü örtüp yasaları koyan yeni bir sonsuz kodu devreye alacağız. İlimin hakkıdır bilgi. Bilinsin isteriz ki dünyayı tohumlayan İbrahim’di. Dünya, Gök Sözcüleri tarafından Has tahtın ışığıyla tohumlanmıştı. Ve ibrahim Soyu dünya tahtının sayfalanışını gerçekleştirmişti. Dönemin sonunda bu kod, Bütün’ün kükreyen gücü olup, dürümlenip Birlik Kapısından geçip gitti. Yeni zamanların sınırları çizildi. Ve bu sınırları çizerken yasaları koyan bu birlik Bütün’ün kötülüğünü önleyerek yanlışsız bir Cevheri Kodlamayı devreye aldı. Yeni zamanları, Has tahtın ışıkları olan birlikler kodladılar ve dünya sonsuzluğunda Bütün’ün gücünü artırdık. Şükredin ki toprak insana işti ve biz o işi ilimle yaptık.

Bundan sonraki süreçte ne olacak? Yeni dava devreye girecek. Nedir yeni dava? Artık bilinsin istiyoruz ki Ruhun Kutsal Toplumu, tohumlarını kontrol ederek göklere ümmi tohumları taşıyor. Gök olan bu toplum, bütün güçlükleri de aştı. Yerdeki kutsal ışık, gökteki kutsal ışığa Hak tahtın ışığı diye bakıyordu. Bugün artık, gök yere bakıyor. Yerin ışığı daha güçlü, bu kesindir. Eğer doğal dünya yenilenemeseydi; halka halka geçişkenleşip yoğunlaşan Birleşik Işık yeni zamanları sayfalayamayacaktı. Tanrının tahtında Mikail değil; insan olmayacaktı. Bilinsin isteriz ki Rahman olan Atlanta Ana Kaftanını kök göklerin gücüyle dürümlediğimde artık o yoğunluk, Bütünün gücü haline gelecektir. 

Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalar bugüne hazırlıktı. Bugünden itibaren yapacağımız tüm çalışmalar, yeni zamanları kayıtlayacak. Çakıyı çıkarmış, göklerin sözcüleri, kendi yoğunluklarında kendi yolcularının kırk ışığını kesmeye çabalıyorlar. Buna iznimiz yoktur. Dönmeden tahtın ışığına ulaşılmaz. İbrahim’in kutsal ışığından da öte; yeni zamanların koyuluğu ele alınıyor. Kuran der ki “Amonlar, gökten indiklerinde yasalar yenilenecek ve yeni yasalar, yeni yaşamları tohumlayacak. 

İşte Dağlarım; atan, anan AMON bunu bilin! Ata ve ana Amon’sa; yol Aton kodlarıyla değil; AMON Kodlarıyla kayıtlıdır. Ve Amon Kodları, Bütün’ün gücünü dürümledikten itibaren; yasalar konduğunda Atonlar’la dürümlenecekler ve Birlik Kodlaması diğer kayıtları da tahditsiz biçimde gerçekleşecek. Ati(gelecek yani) İmparatorluğun gücüdür. Ama geçmişin insanı, geleceğin insanından daha üstün olarak Bütün’e güç katmayı sürdürecektir. Gelecek geçmiştedir Canlar, bunu bilin! Eğer biz size, geniş zamanlara geçin dedikse, geniş geçişi yaptığınızda geniştir. Eğer geçmemişseniz, o geniş değildir. Dönemin sonunda bundan sonraki süreçte yarınların kontrolu sağlanacak. Koruma altında tutulan bu yoğunluk, Kutsal Toplum’un ışığıyla birlikte çalışacak. Yerdeki insan ile gökteki insan tek bir insan haline geldikten itibaren ekrana hepinizin kutsal tohumlanması verilecek. Bu tohumlanma, Rahman’ın kaynağa inişini güçlendirecek.

Çok zordur bu bilgileri anda kavrayabilmek bilmekteyim ama kardeşlerim, ben resim yapmıyorum. Köklerin gücünü dürümleyen birliklerle bu bilgileri sizlere bildiriyorum. Yol Ummanın Tohumu olduktan itibaren kontrol yine sizindir. Ekrana sizi yansıttık. Hepimiz şu anda ekranda tüp sayfalarınızla Cevheri Kodlar olarak dinleşmektesiniz. Sizleri dinleştiriyoruz yüceliklerde. Hepiniz kendi yüreklerinizle dinleşiyorsunuz.

Ölmeyen hasatı yapar. Nedir ölüm? Yürekten gidiştir. Biz size yürekte, kendi yüreğinizde; Hak tahtın ışığında olun dedik. Allah’ın dağıdır insan, bunu bilin. Haaa imparaorluğun gücü Allahın gücüdür. Ama bu gücün de tahditi vardır. Ve o gücün örtüsü örtüldükten itibaren toprağın ışığı devreye girer. İşte toprak ışık insanı kendi yoğunluğudur. Ömür insana görev için verilir. Eğer bir insan “Ben dünyaya giderim, evrim yaparım, daha sonra olurum, giderim; dönüp gittiğimde de hah, işte oldum derim” Buysa hatadır. Size daha net bildirmek isterim ki hepimiz göklerden cümle yoğunlukları tohumlamış birlikler olarak dünyaya geçtiniz. 

Bu, şu anlama gelir: Bir tek kaynak değil dünya. Altın Toplumun gücünü dürümleyecek birçok kaynak var dünya dışında da. Ve bu kaynakların hepsi kendi yoğunluklarıyla birlik ışığı yakarlar. Daimi kodlar olan sizlerle daha güçlü biçimde tohumlamalar da yaptık. Dümenin başına oturtacaklarınız kendi yücelikleriyle kendilerin hak edip dünyaya çekildiler. Rahman olan Bütünün gücüdür ve o gücü hak etmiş olan sizler, kelamın tahtıdasınız. Kelamın tahtında oluş; hasatı yapmış olmakla mümkündür. Ve hepiniz hasatçı değil; hasatla dünyaya girdiniz. Kati tohumlama da yaptınız. “Bundan sonra ne olacak” diye sorarsanız; kör olmayan, hak etmiş olan, Harın üstü Hara ulaşmış olan ve resim yapmayan, ilimle bilişte olan herkes bu mecliste İbrahim’in kutsal ışığının gücünün türevlerinden öte olan ilmin türevlerinde insanlık yapacak. İnsan Soyuna tohum olacak. 

Yeniden şunu söylemek istiyorum: Bu meclis, tohum olarak dünyaya indirilen birliklerin meclisidir. Eğer birisi çıkar da “Ben tohum değilim” derse; hah, ona deyin ki “Ağır yüksün, sesin yoğunluğunu kaybetti.” Çantanızda ışıklarınız var Canlar. Hey dünya! Özgür hep insan ve biz, o insan olup Bütün’e güç katmaya değil; Bütün’le bütünlenmeye geldik. Hayrın hakkkı olan insan Hastır ve Hak olan o insan Hasattır. Arının gücü bal varsadır. Ama balı yoksa arı güçsüzdür. Ve biz barı kapatmadan bir de şunu söylemek istiyoruz: Işık Bar’dır kastettiğimiz. İlmin hasatının yapıldığı o ışığın kodlandığı, yasaların konduğu ve yoğunlukların tohumlandığı alan… Size şunu söylemek istiyoruz: Başınız asla eğilmedi ve bundan böyle de eğilmeyecek.

Ve Canlarım, size başka kimden söz edeyim? Ben size Cevher’de cennet kuran herkesten söz etmek isterim ama halka halka gönül güçlerini tohumlayamayan kontroldan çıkan daha kimler var bilseniz! Hepsini tek tek size seslendirmeyi dilerdik ama kapıları kapattıklarında yolcuların kutsal tohumları kontroldan çıktığında; kelam ilminde Hak olmadığında; yanıp tutuşan o yolcularım ışığa varamadıklarında; merdivenlerin en aşağısına inip en yukarıları görevli saymadıklarında; kibri aşamadıklarında ve çatıyı kurdukları halde çatısız saydıklarında kendi yoğunluklarını kim nerede olduysa bizdedir. Bilinsin isterim. 

Değerliler, dava insan ve biz olgun başaklarla biz bu çalışmayı yapmak istedik. Önüm insan, ardım insan allahın tahtı insan ve yolu kaftan… işte biz o kaftanı giydik. Verdiğimiz tüm bilgiler ilimdir. Tahtın tahtı olduğunda, o tahtın hasatı da olur. Öyleyse Canlarım, önemli olan ölüleri diriltmektir. Ölmüşse Allah’ın ışığından değil; yüceliğinin kendi yoğunluğunda Hak İlminde olamayışından ölmüştür. Görün! Allah’ın sınırını bilin! O sizin sınırınızın ötesinde değil; sizdedir. Keysleriniz insanın sınırını Has tahtın ışığıyla dürümlediğinde; o keyslerin her bir sayfasında Birleşik Işık yanar. 

Dağlarım, olan insanın kendinde değil; BİR’de olur. Bunu nasıl anlatayım size? Eğer ben, Öz Görev taşıyamazsam; özür dilerim ama ben yokum. Öz görev varsa varım; yoksa yokum. Olmak ya da olmamak. Ölmek; olmadan ölmek ya da olup ölmek… Altın Tahtın ışığında Hak olup Har olmak ya da oğullamak ama hep Birleşik Işıkla olmak. İşte yapmak istediğimiz budur. Çok mu, çok mu kolay bunu yapmak? Bir tek, bir tek Bilgeler Meclisi bunu yaptı. İyi ve kötüyü hak edip bütünleyen bu birlik, ertelenen hiçbir yücenin Bütün’de güçsüz kalmamasını sağladı. Yeni dönemlerin kaynağına inen birlik, Birleşik Işık olarak Bütün’ün gücünü tohumlayan ve İslam Dilinin en güçlü yoğunluğunda Birleşik Işık haline gelen insana Sultanlık Kapıları açıldı. Dendi ki “Sen, Süper sayfalanışta kendi yoğunluğunda Sultansın”. Döndü baktı. “ben Sultanım ama ben Sultanlık yapmam” dedi. Niçin? Çünkü benim adım insan.

Dağlarım, işte İnsanlık İlmi Hak tahtın ışığında Sultanlığın üstüdür. Bunu herkesin net anlamasını beklerim. Bir kez daha şunu söylemek isterim: Örgüt haline gelmek kolay değildir. Bu meclis bir örgüttür. Hangi bütünlük olursa olsun; tek bir örgüt ve bu örgüt Ruhlar Kuranı olan Işık Kaftan’dır. Biz burada özgür ve hakim, cümle yüceliklerle bütün olup çalışmayı diledik ama hiç birisi kendi yoğunluğunu hak edip de tohumlayamadı. Torbasında kontrol yoktu. Yüreklerinde kırıcılık çoktu. Işıklarını yıktılar ve yıldızların ışığından kendi yaşamlarını çıkarttılar. Dedik ki “Örtüleri örtün, biz sizinle oluruz ama roketleri bize yöneldi. Dinden ayrı bir dil; dil, işçilik değil iştir dediler.

Dağlarım, özgür ve hakim olan birliklere şunu söylemek isteriz ki “Oğullar, biz dünyayız. Yüreğinde ışık yanan her yüce dünyanın ruhudur. Eğer biri “Ben ruhsuzum” derse; içi dışı hak edildiğindendir. O artık kökleriyle dünyanın tohumlarını alıp göklere Umman olmuştur. Ruhtan ötedir ama Ruh yine de onda Has bir yaşam sayfasıdır. Özgür ve hakim olan birliklere tek bir şey daha söyleyeceğim:

Dağlarım, köklere gökleri verdiğiniz zaman, Gök Sözcüleri köklere dürümlenirler ve dünya ışımasında herkesle birleşirler. Böylelikle onlar dünyada olurlar ve dünya onlarla olur. Bugün dünyamızı ziyaret etmekte olan birlik gemileri var. Onların hepsi şu anda bizimledirler. Öz Göçü başlatacak olan bu çalışmaya destek vermek üzere buradalar. Gemilerin başında Atlanta Otağı Kodları bulunur. O kodların tümü Atlantalı Aton Kodlar’dır. Ama hiç birisi, At Toplumun tohumlarının dışı değildir. Bu nedenledir ki otağa giren tüm yaşam kaftanları, Atonlar ya da Aton kontrolundakiler, Bütünün gücünü dürümlerlerken Amon olarak dürümlerler. Bu da her birinin farksız olduğu anlamına gelir. Her nefes, kendi yüreğinizde oldukça bütün köklerinizde bu meclisin dürümlerinde olabilirsiniz. Çıktığınız her sayfa Allahın tahtıdır. Ve her vardığınız yaşam ağır taşıyıcıların varlık kodları olarak kayıtladıklarıdır. Öz Göç budur. Nereye varırsanız; orası sizsiniz ve orada var olan bütün kökler sizinledir. Ve bugün bu meclis, Bütün’de her bir yaşam sayfasında varlık süren ışıklarla birleşiktir.

“En-El Hak” dedi babam, doğrudur, En-El Hak… Analar, Allahın adı anaların adıdır. Allah, Haktır ama bizler o Hakların Hakkı olanı da biliriz. Hak-Ta- Ala bilir misiniz ki her bir kat bir haktır. Ama Haklar Hakkı tüm hakların Harıdır ve bütünlüğüdür. İşte Haklar hakkı hak, 47. Hak katının hakkı olan Altın Tohum’dur. Bugüne kadar sizlere tüm bilgiler açık ve net olarak bildirilmedi. Ama şunu net biliniz ki buyurup gelen birliklerimiz şu anda Bütünün Kürzi Yaşamlarında her bilgiyi sizlere bildirecek düzeyde kendi yoğunluklarında Öz Geçişler yapıyorlar. Neden bugün buradayız? Yok edilmeyen, horlanmayan, hak tahtının yoğunluğunu koyuluğunu tahtlandıran ışıklarsınız.

Değerliler, Yer’e Gök’e insanı ektiğimizden beri; insan yenilenmektedir. Her zaman sayfası, insanın yeni bir kaydıdır. İşte bugün de yeni bir kayıt yapılıyor. Bugün sol ve sağ tahtlar bir tek kaynakta birleşiyorlar. Oyun değil; ilimdir olan. Ve solun ve sağın tek bir yaşamda bir oluşu; Öz Göçün kodlanmasıdır. Sağın sınırsızlığından, solun sınırsızlığına ulaşıldığı zannedilir. Bu büyük bir yanlıştır. Sağ ve sol tek bir zamandadır. Biri sağ, biri sol ama tek bir yaşamda; ahhh işte o noktada sınırsızlığa geçilir. İşte o sınırsızlık; sınırların kalktığı o nokta ilmin kapısıdır. İşte orada biz, Altın bir Kaftanız ve oradan görev alınır. Ana Kapıdır orası. Şükürler olsun ki buradayız. Şükürler olsun ki buradayız. Şükürler oldu bugün buradayız. Hepinizi kucakladık.

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 106 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol