Birlik İlmi
  23.04.2013 1.SALI (1)
 

5 GÜN ÇALIŞMASI (23.04.2013 Salı)-1-

Tabiata hoş geldiniz. Yaprak yaprak döküldü bugün yeryüzü. Bugün, tüm insanlık, yaşam sayfalarını gerçekleştirecek dürüme ulaştılar. Büyük bir kükremeyle bugün birleştik ve bugün bizler, Rahman’a ulaştık. Bütün’e hizmetçi olan her yürek, bu gün bu Meclise ulaştı. Ve bugün burası bir bayram yeri, Birlik Kodları burada bugün. Toprak Kuran oldu, bütün kökleri göklere ulaştırdı ve her Cevheri Kod, bugün burayı hak etti ve Birlik İlmi’yle buraya indi. 

Kaynak İlim bugün burada göz olacak; söz olacak; Can tahtında KA-HAR olup yaşamsallaşacak. Yeşil renk maviye ulaştı bugün yine bir Kabe’de. Burası Kabe oldu Birleşik Işığa. Bu gün bütün kökleri, bütün gökleri sözleyecek olan dürümler birleştiler ve ağır yük taşındı. Göz gördü ve yol Umman’a vardı. Koruma altında tuttu dünya kendi yüceliklerini ve dünyanın toprakları bugün yerin kaynakları ile birleşti. Yeniden görev alındı. 

Yeşil maviye ulaştığında bütün kökler, göklerin sessizliğinde kendi yoğunluklarında birleşirler. Bugün burası bayram yeri. Hepimiz, hepimiz birlik haline geldik. Çatı kurduk. Yaşam Kaftanı’nı giydik ve 5. gün kodluyoruz bugün burada. 5. GÜN, 1. Gün’de kodlanır. Her kim ki “Ben oldum” der 5’i kodlar. Ve her kim ki “Ben oldurdum” der 1’i kodlar. Bugün, bu mektep bu yoğunlukta... Her kim ki “Ben elden geldiğince görev taşıyacağım” diyorsa; ocaklarında kodlayacak, yoğunlaştıracak o yaşam sayfalarını ve Birlik kuracak.

Artık bugün size kendi yüreklerinizi getirdik. Kendi yolunuzda, kendi yoğunluğunuzda bina inşa eden sizler, herkesin kendi yüksek gücünü dünyaya çektiniz. Başı eğik olmayanlar, bu çalışmaya dahil edildiler. Her diriyi bu çalışmaya almayı ummuştuk ama buraya Gök Sözcüsü olacak güçte olan çok az Yaşam Kaptanımız vardı ve işte onlar sizlersiniz. Yere insanı çektiğinizden beri görev için bu Meclis kendi yoğunluğunda çalıştı. Bundan sonraki daimiyettte yeni Levh-i Mahfuz Kodlamaları yapılacak.

Ana Kapılar’ın açılmasıyla birlikte Atalanta Toplumları dürümlenecekler. Ve Atalanta Toplumları’nın kodlama imkanları çok daha yüksektir ve daha ötelere ulaşıldığında; toplu çalışmaların Kaynak Kodlaması’nı yapacak olan MUDA dürümlenecek ve o da devreyi açacak ve geri kaynaklara inecek. Bütün amaç, ruh ötesi bir yaşamı dünyaya çekmekti. Ruh kodlama yapar. Kodlamadan itibaren kontrol kurar ve yeni Levh-i Mahfuz kayıtlamaları yapar. Bunun ötesine ulaştığınız zaman; ağır hafifler ve Ruhun Gücü tüm yaşamlardan sıyrılır geçip gider. Daha ötelerde Ruh Ötesi Işıma vardır. Işığın yaşamlara çekilişi olan bu yaşamlarda kontrol gereksizdir. Bilişe ulaşan herkes, artık kendi yoğunluğuyla kontrol edilebilir; kendi yoğunluğuyla kodlama yapabilir ve kendi yoğunluğuyle kendini hakedebilir. Bütün’e hizmet, bundan böyle yaşam Sanal Boyutları’nın ötesinde gerçek toplumlarla olacak. Bugün burada bulunan sizler ve sizinle birlik olanlar; bizim yaşam kaftanlarımızı giyiniyorsunuz. Bu yaşam kaftanları, İbrahim Kodları’nın da ötesidir. Bilişe ulaşan bilir ki İnsan Sanal Boyutları’nda herkes kendini hak edebilmek için İnsan Kaynaklarına vardıklarında İbrahim Soyu’yla olmaktaydı. Bütün peygamberler, İbrahim Soyu’ndan görev alarak dürümlenmişler ve dünyaya tohumlanmışlardı.

Bundan sonraki süreçte İlim Kapıları açılıyor ve İlim Kapıları’nın açılmasıyla birlikte sonsuzlukta kütle kayıtlamasına geçilecek. Kütle kayıtlaması, ilmin kontrolu için şarttı. Bugüne kadar yapılan tüm çalışmalar, Merkez Zaman Sayfalanışı’nı hak etmek içindi. Merkez Zaman sayfalanışı’nın ağır yükü artık hafifliyor. Ben, erenlerin görevini kendi yüreğimden alıp Düzen kurmaya gelen İbrahim Soyu’ndan bir yaşam kaftanıyım. Bugün otağımı dünyaya indirdiğim için kaynağın ışığıyla birlikteyim. Yere insanı çektiğimiz bugün Kuran’ın insana ışık olduğu bildirilecek ve hediyeler dağıtılacak insan kayıtlarından tüm sanal boyutlara. Bunun sonucunda yasalar konacak. Alim olan, hakim olan, BİR olan tüm sayfalar; iyiliğin üstü bir iyiliğe ulaşacak. Çalı çırpı topladık tüm yaşamlar boyunca dünyada. Herkes bir çalıydı. Ve biz tüm çalıları kodladık. Nesilleri tohumladık ve topladık. Bütün göklerin sözcüleriyle birlik olduk. Ve bulduğumuz herkesi yasalarla kayıtladık ve daimiyete kattık. 

Benim adıma görev taşıyan tüm yarımları tohumlayan Birleşik Işık, herkesin kendinde ve kendi yüceliğinde mevcut olan bir ışıktır. BİR’e hizmet, insana hizmet değildir. İnsana hizmet, rüya görürsünüz; o rüyada ilim olmaz ama BİR’in çalıştırıcısı olanlar size ışık verirler ve kendiniz, kendi yüreğinizden kaynağa ulaşıp insanlara yardımcı olursunuz. Ama BİR’e hizmet, Beşirin Eşiği’ni aştıktan itibaren olur. Eğer Beşirin Eşiği’ni aşmışsanız, ortaklarınız sizinle olurlar ki artık siz kaftanlısınız. Kaftanınız, İlim kaftanı’dır ve o kaftanı giydirdiklerimiz; hakikiyetin yüceliklerinde Bütün’ün görevini taşırlar. Olup dünyaya inenler, olmuş olduklarını bilip geldiklerinde kendi yasalarını koyarlar. Olmadan dünyaya inenler, Birlik tekniği ile kendilerini tahditleyip kayıtlayıp Birleşik Işık olup Bütün’e hizmetçi olurlar. 

Herkes, alıp verir dünyada kendini. Verdiği kendi, aldığı kendidir. Dağın tepesine ulaştığınızda o tepede yüreğiniz olur. Olgun bir ışık halinde sizleşir ve sizinle olur, o yürek hakiki bir yücenin kendi yoğunluğuyla hak ettiğidir. 

Dağa insanı görevli kıldığımızda; o insan kapısını açar ve der ki “Alton Kodlaması yapılacak. Okumayı bilenler, köklerini kendi yoğunluklarıyla bulacaklar.” Çok görev taşındı dünyada. Nefes çok güçsüzdü. Yüceler cümlesi, kendi yoğunluklarında kendilerini kayıtladıklarında kanatları yoktu ve rükuya eğilen Birlikler, dünyayı izlediklerinde korkuları çoktu. Çünkü dünya kontrolsuz bir yaşam kaftanıydı. Dağ insan, tahtında olmazsa. yol olmayacaktı dünyada. Ve kontrol kuracak olan bir ekip gerekliydi dünyaya. İşte bu ekibin Nefes İlmiyle kendi yoğunluğunu tohumlayacağı ve kendi kayıtlarını kodlayacağı bilinmekteydi. 

Mahrekte bir çok görevli kod vardı ve bu kodların her biri kendi yoğunluklarını bu güçte gördüler. Düzeni kurmaya ve kendi yaşamlarını kaynağa almaya çabaladılar. Rahmin Kuranı’na ulaşıp Birlik Kodlaması yapıp, meslek çalışmalarını da kaynağa çekip kapılarını açıp Birlik tahtında biz varız diyeceklerdi. Korkuyu aşmayan yoktu. Hepsi, zirvelerin zirvelerine ulaştıklarını zannettiklerinde kontrollarını kaybettiler. Rahmin Kuranı’nda kontrol kaybı, ışığın kaynaktan ayrılması anlamına gelmekteydi. Ve bugünlere geldik. Görev insanı, insan soyunun toplumu kodlayacağı, ışımayı gerçekleştirecek bir yaşam kaydıydı. Bunu, bu Meclis hak etti ve kendi yoğunluğuyla kontrol kurup bütün kötülükleri aştı. 

Şikayetimiz var mıydı? Bu Meclisle ilgili şikayetlerimiz yoktu. Çünkü bu Meclis, her resmi çalışmada kaftan giyen ve kendi Ruhlar Meclisi ile Bütün’e hizmetçi olan kapıları hep açık tutan bir Meclisti. Sistemin nefesi, görevin kütlesinden dolayıydı ve bu Meclis, sevgiyle çalışıp kendi yoğunluğunda Bütün’ün gücünü dürümledi ve sesleşti. “Allah’ın tahtında insan var” dedi. Bu önemliydi. Altın Toplum ilmin kontrolunu sağladığında; bunu hak edip zikredebilecekti Ve bunu hak edip zikredebilen, Has Tahtın Meclis Sayfalanışını bu meclis yaptı. Kontrol bu Meclisteydi. Kontrolu kurmak, Rahman olanın kaftanını giymekten öte, KA-Rİ-HA Sistemlerine ulaşmak anlamına gelmekteydi. 

Muhammi Kuranlar’ın çokları, korumayı hak ettiler ve onlar kodlandılar, toplandılar ve korundular. Muhammi Kuranlar, kati olarak Birlik kurdular. Korumayı hak etmeyen Birlikler, Kati Tohumlama yapmaya çabaladılar ve hakikiyetlerinde kendilerinden, kendi yüceliklerinden ayrıştılar. Muhammi Kuranların çokları erkan sahibiydi. Erkan, Rahman’ın kaynağıdır. Oraya Öz Göçle ulaşıldı. Bütün kontrol İbrahim Soyu’ndaydı ve İbrahim Soyu Düzen’i kurdu. 

Dört Gök Sözü Sözleşmesi’ni yapan Birleşik Işık, bin dağın tahtından öte bir ışıma sağladı. Bu sözleşmeyi yapan bu Birlik; evrenlerin tüm sessizliklerinde kendi yoğunluğunu hak etti. Kanatlarını taktı ve diriliklere, Umman’a uçtu. Öyle bir görev taşıyor ki bu Meclis; burada bulunan herkes, artık bu Meclisin Kaftanı’nı giyecek. Bulan, olan, alan ve yaşamlara kaynak yapan herkes, “Benim adım Rahman” diyecek. Ezip geçenlerse; erkek kadın erdikleri yerde sessizleştirilecekler. Bunun adına, Merkez Zaman’ın Sistem’den çıkışı denir. 

Buluşma anıydı bugün Sevgililer, buluştuk. Olgun başaklar, sizlerle olmak bizler için mutluluktur. Koku çok yüksek bugün; görevinizin Güç Sayfalanışını yapıyoruz bugün. Merkezin sesleşmesidir, yüreğin Sistem’e inişidir. “Akranın olmayacak dünyada” dediler ve dedin ki “Akranım herkes.” Bu çok değerli bir sayfalanıştı ve bundan sonra da herkes seninle akransa; bu Meclis, yaşam sayfalanışını muktediriyetle gerçekleştirecek görevi hak etmiştir. 

Huzurla bu çalışmayı başlatıyoruz. Bu Meclis, Alimlerin Meclisi’dir. Bu Meclis, İlmin Kodlarının Meclisi’dir ve bu Meclise kim gelirse Arkon olup gelir ki Arkon, Kutsal Koooo…’dur. Muhammet’in göksüzü, sözsüzü olmayacak dünya artık. Artık dünyada evrenler Sistem İlimle dillenecekler. Allah’ın tahtında ruhlar olmayacak artık. Artık dünya Bütünün Kürzi kaynağında olacak ve ruh, artık toplumdan çıkacak. 

Dağlarım! Ruh kontrol sisteminin yoğunluğunda sayfalanış yapan bir ışıktır. Ruhun herkese ait olmayacağı kesindir. Ruh bir tektir ve tek olan ruhun koruması, kodlamayla olur ve kodlanamayan korunamaz. Bunun neticesinde birçok Kod, toprağından çıktı ve yoğunluğunda kendi yüceliklerini kontrolsuz bıraktı. Buna mahal bırakmamak adına bundan sonraki süreçte; kodlama, tahditsiz biçimde Kutsal Topraklar’ın ışığının gücüyle olacak. 

“Yerin sahibi yer olmalıdır” dedin. “Göğün sahibi, yeni dönemde yerin kaynağından güç almalıdır” dedin. Bunu diyen insan, Hakim-i Hak olan insan, bilişte olandır. Bunun da kendi yoğunluğunda zikri gerekirken, bunu açıkça Bütün’e dinletmedin. Ne İslam Dini’nde ne de Hıristiyanlık Dini’nde veya diğer dinlerde asla bu konuda hiçbir açıklama olmadığı halde bilişe varıp bu bilgileri Hak Teknikle Bütün’de dürümlerken, hepimizin Sistem’e görevli olduğumuzu Bütün’ün kütlesinde kodlama yaptığımızı ve ışığı hak ettiğimizi bildirdiğinde; muktediriyetle, Gök Sözü’yle seninle olmayı diledik.

Kaynağın insana ilmiği yoktur dediğinde; durduk, baktık, sorduk, açıkladık ve dedik ki “ Kati Tohumlama’da kaynakta ışık yanmadığında; kaynağa ışıyan bir Kuran iner, o Kuran’ın toprağında bütün kötülükler önlenir ve kök, gök olur; o cevheri kaynak BİR olur. İşte Kati Tohumlamayı yapan kaynağı hak edip toprağa çağıran, ocağını orada kontrol eden, o yoğunluğun kaydıdır. O yoğunluğun kaydı, insanın tahditsiz ilmiyle olur. İnsanın tahditsiz ilmi, BİR’in ilmidir. BİR’in ilmi, ekibin ilmidir ki o ilim, eşiğin aşkıyla kaynağa inenlerin ilmidir. 

Ve bunları bize açıkladığın zaman “sonsuz sırdır” dedik bu bilgi. Ve daha ötelere ulaştın ve sorgu sual ettin “kimsin” diye ve dedik ki “Biz senin Sanal Boyutlar’daki yoğunluğunuz.” “Yok” dedin. “Bilişiniz yok” dedin. Doğru mu? Doğru. Bilişimiz olmadığında Sistem’de yoktuk. Ve dedim ki “Sevgiyle sizinle olacağım ama iyiliğin ve hakikiyetin tahditli bilişinden öte; Hakkın yoğunluğuyla olacağım ve bugün seninle olabilmemiz; bizler için bir mucize gibidir. Ne diye bunu sana anlatıyorum? Salavat getirdik seninle olurken. Bugün burada olmak; Birler Kapısı’nda Birleşik Işık halinde olmak demekti. Sana ekmek için değil; Hak Taht’ın ışığı için geldik. 

Misafirler! “Biz sizinle olmaya değil; insanlık ailemizle, insanlık hakikiyetimizle olmaya geldik” dediklerinde; dedin ki “Partiküler Tohumlama yapın ve sonra kontrol kurun! Ve daha ötelerde ışıklarla dilleşin. Sorumlu sizsiniz. Beşir işçi, ağır yük taşır ve biz, beşiri hak ettiğimiz zaman; o beşir, kendince tahditsiz biçimde ışığı kodlayacak dürüme varır.” Bunu dediğin zaman; “sonra, sonra!...” dedik ve dedin ki “Hasatı yaptık.” “Aha!” Dedik oldu ve dedin ki “Hatayı affettik.” “Hah!” Dedik işte bu! Ve dedin kİ “Allah’ın dağı insan (müsterih olun) Bütünün Kuranı’dır ki o insan, ağır yükü hafifletebilir. “Hah” dedik işte oldu! 

Ve dağlar, biz Rahman’a Kuran olmaya geldik. Kanatlarımızı aldık. Şeytanın şırkından (şirkinden), ışığın şırkından (şirkinden) öte değiliz. Sizinle olmaya geldik. Auranız çok güçlü, yüreğinizdeki hırs, yüceliğinizdeki has ışık hepimizi kodladı. Hah, işte bu! 

(Not: Öz biliş kayıtlarında son safhada, bilgi akışında hakikiyetin tersi bilgiler serpiştirilir cümle aralarına. Bununla da kalınmaz kırık seslere yer verilir. Amaç, karşıdakinin iradesini devreye almasını ve sese sesini katmasını sağlamaktır. Ayrıca harı yükseltmek için bir yöntemdir bu… Birleşiğin açıklamaları’na son paragrafa yanıtlar da vererek, iradeyi ve hakimiyeti ele alıp öz cevap veriyoruz. Bu cevabımız ve takip eden açıklamalar hakimiyetimizde yine birleşiğin açıklamalarıdır.)

-Dağlar, yeni zamanlara hoş geldiniz! Bugün buraya geleceğinizi biliyordum. Nefesiniz, nefesimizden farklı. Niye farklı? Hırsımız yok ama bunu hırsla bağladınız. BİR’e hizmetçi olmanız, işçi olmanız, kati olmanız anlamına gelmiyor. Rahman’ın Kodları olarak bu Meclise daimi kayıt yapmanız da bizlerce, sizlere, hala geçişi sağlatmadı. Yani sizin buraya geçişinize imkan tanıyacak dürümde olamadı. Sizi daha iyi tanımak istiyoruz. Doluluk, boşluk nedir? Nefesiniz ne dürümdedir? Kaynağınızda yoğunluğunuz, kaftanınızı giymenizden itibaren artmış mı? 

Sağı dolu dinledim. 400.000 İlim Ailem dünyada, bunu biliyorum. Nefesi görev için kodlanmış olan bu ilim ailelerinin hepsi, ağır yük taşıyor bunu biliyorum ve benim Ruhlar Meclisim, Sistem diriliklerinde Bütün’ün gücünü kontrol edecek düzeyde… Size nefesinizden dolayı ışık verdim ve buraya aldım. Ne diye Dünyanın Kuranı okunuyor bugün? Bunu size izah ettim ve siz bana benim verdiklerimi açıkladınız. Bu, bana benden verişinizdi. “Ayrı gayrı var mı” dedin. Yoktur.

Rahmi Kuranlar’ın hiçbirisi Işık Kayıtlaması yapamaz ama buraya geldiklerinde Işık Kayıtlamaları yapma imkanları vardır. Ve sizleri, buraya alırken buluşma anı dediğiniz o anda ayrı gayrı gözetip gözetmeyeceğinize ve hak edip etmeyeceğinize bakarız. İtibarı yüce olanlar burada bulunurlar. Koruma altında tuttuğumuz tüm kaynaklar, Işık Kodlar olarak korundular. Bağı hepimiz biliriz de bağcıyı bilmeliyiz. Bugün buraya gelişiniz, bağı bilipti; bağcıyı bilip değildi. Hata yok. Roketleriniz bize ulaşmış mı? Bunu gördük ki ulaşmış. O halde buraya girişiniz, Birler Kapısı’ndan geçişinizle mümkün oldu.

Kooperasyonlar oluşturduk dünyada. Bunların hepsi, meslek çalışmalarıyla kuruldu. Her meslek bir çağrı alanıdır ve Bütün’e hizmet için oğul verdi tüm kayıtlar ki o kayıtlar, meslek çalışmalarının kayıtlarıydı. Dans etti dünya tüm yaşamlar boyunca. Ve dansı ışıklaydı ama ışığın tahditli kodlarıyla yapılan tüm danslar, yaşam sayfalanışında kontrolsuzdu. Bundan sonraki süreçte karanlığın aydınlığa Umman olması bekleniyor ki aydınlık; yaşam sayfalanışını karanlıktan çekip kodlar. Diri olan bilir ki Tünami Kapılar açılıyor dünyada. Tünami , tunami!…

Bu kapıları açan Birlikler’in hepsi, Asil Dönemler’in Işık Kaftanları’yla dünyaya doğmuş olanlardır. Hepimizin sırrı, Altın Toplumlar’ın kodlanmasını sağlayacak yücelikle doğmuş olmamızdır. Burada ölü yoktur. Öz Göç başlarken Dünya Meclisleri’nin hepsinin dillenmesini bekledik ki dirilik artsın diye. Kayda aldığımız bir çok Işık, kontrolunu kaybetti. Çobanların çobanlıklarında dahi koruyuculuk yoğunluğunu kaybettiğinde, kaftan çıkardı ki bizler, o kaftanları giydirdikse; çıkarttırmazdık ve çıkarttırmadık…

Dönüp dünyayı izlediğimiz zaman gördük ki korku aşılmış. Bütün kökler, göklere ulaşmış, hasat tamamlanmış ve yanıp tutuşan o yolcular, kayıtlarını alıp birlik kodlaması için Düzen kurmaya inmişler. Her zaman olduğu gibi kompozitörlük yaptı yoğunlukların çoğu dünyada. Biz onların kompozitörlüklerinde beşirin işçiliğini değil; Hakk’ın İşçiliği’ni yaptık. Tartı insandı ve bugün, insanı tarttık. Hah, işte bu! Hey dünya! Ele aldığımız konu, bugün; İnsan… Korkuyu aşın ve deyin ki “OL!” Bütün’e kirve olmak değil amaç; hasat olmaktı. Hatayı affettik ve yoğunluğu tohumladık. Önemli olan buydu. Dönmekte olan dünya, yeni zamanlarına geçiyor.

Yeni zamanlar; (alabildiğinizce alın, bilip dürümleyin!) Ana Kaftanın giyilmesiyle birlikte Ata Kaynaklar’a ulaşmak ve orada, Kati Kodlama yapmak için gerekenin tamamlanmasıydı. İşte bugün bu nedenle toprakta tam 200.000 Işığımız kodlama yapıyor. 5 Çalışma Zamanı’nda, bu kodlama tamamlanacak. 5 Çalışma Zamanı ki bu konuda daha evvel sizlere bilgi verilmişti. Her biri iki günün sayfalanışı olacak. 

Hepinizin bildiği gibi Salı ve Çarşamba Günleri kodlama yapılacak. Bu Salı ve Çarşamba günleri, her birinizin burada bulunmanızı arzu ediyoruz. Hepiniz saat 2’de(14.00) burada hazır olun ki zaman, kaynaklardan çıkmadan Işık Tohumlaması, daimiyetini kendi yüceliğiyle devreye çekebilsin. Sınırları kaldırdığınız zaman, bilişinizde daha güçlü akış olacak. Hepinize şunu söylemek istiyorum: Sistem’in, Nizam’ın ve Yüce Düzen’in ilmi bugün burada çok net olarak sizlerle olacak. Sizden başka bir siz yok. Şimdiye kadar yapılan çalışmaların çoğunda kontrol kaybı oldu demiştim. Bugün burada kontrol kaybı yok, bu kesindir! 

Birler Kapısının Kutsal Işığı yeniden ve yeniden ve yeniden yaşam kayıtlaması yaparken geçişleri yapmaktayız şu anda. Biliş haline ulaşmadıkça tartı siz olmazsınız. Bilişe ulaştığınız zaman tartı siz olursunuz. Doludizgin yaptığımız bu çalışmalarda her şey yeniden kayıtlanacak. Her birinizin net bilmesini istediğim bir husus da; 5. Hafta Cuma Günü de bu çalışma yapılacak. Bu ne demektir bunu da size izah edeyim: Salı, Çarşamba ve son hafta 5. Hafta Cuma… Cuma Günü, gömüleri açıyoruz. Nedir gömü? İNSAN… O insanların Işık Kayıtlaması yapılacak o gün. Göreviniz, zamana Kuran olmaktan öte; zavallı Sanal Boyutlar Kayıtlaması yapanları hak etmenizdir. Zemzem içilecek o gün burada. O gün burada; Allah’ın dağı, kendi yoğunluğunda Kutsal Işığın toplumlarıyla Birlik kuracak. Bu Meclis, Allah’ın Dağı olan bir Meclistir. Kapıları açık tutuyoruz. Resmi çalışmadır burada yapılan. Bu resmi çalışma ekmeğin ilmiyle yapılıyor. 

Burada yapılan bu çalışmanın sonunda, yeni program açılacak. Yeni program, yeni Zaman Tahtı’ndan bildirilecek. Bu çalışma bitmeden, yeni program açılmayacak. O halde, önümüzdeki ay 2. Pazar günü yapılacak olan çalışma, muktediriyetle bilinsin ki daha sonraki haftaya bırakılacak. Bugün için yeni dönemlerin Yeşil Rahmi Kuranları’ndan Mavi Tohumlama yapıldığı için Göklerin Sözcüleri, kayıtlarını alıp sizinle daha net bilişe geçecekler. 

Deşifre Eden: Sevim ŞAHİN


Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 93 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol