Birlik İlmi
  30.04.2013 Tarihli
 

5 GÜN ÇALIŞMASI-MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN SESLEŞMESİ- (30.04.2013-2.SALI)

. Biz dünyada Ruhlar Meclisi diye bilinen bir meclis sorduk. Öz Güç, Süper Sayfalanış ve kapılarda umutla bekleneni hak edip hasatta kayıtlayış ve dediler ki “Hadi gel! İşte bu! Ve geldim…

Kurtuluş sayfalanışı yapılacak dendi dünyada; bakın işte bu! Kurtuluş Sayfalanışı yapılacak dendi dünyada; bakın, işte bu! Kurtuluş Sayfalanışını meclis yapmakta; burada yapılan sesleşme; hah işte bu!

Kurtuluş Sayfalanışı ve bu meclis, bu sayfalanışı yapıyor. Dün, bugün ve her gün Altın bir Toprak dünyaya iner; kurtarıcı olur. İşte bu meclis, Kurtarıcı Meclis… Ve burada yapılan çalışma; Muhammet’in ötesi bir çalışmadır. Hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için tahditsiz biçimde bildiriyorum; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN çalışmasıdır bu çalışma. Dağa, taşa bildiririm ki, ben MUSTAFA KEMAL! Altın Toplum, bu meclistir ve dağ, taş bilsin ki MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, köküyle, göküyle, yüceliğiyle, tüm sayfalarıyla Birleşik Işık halinde dorukların topraklarında Tanrının Kapısı olmuştur. Deyin ki “Ben, benden öte bir ben, hepimiz BİR’iz.

Sistem-Nizam-Düzen’in görevini sizlere bildirirken Nirvana Kutsal topraklarına ulaşabilen bu meclis, Alah Kapılarını açmıştır. Alah, kaynağın tahtındaki yasadır. Size dünyadan söz ettik bundan evvelki dönemde. Siz dünyayı anlamaya çalıştınız. “Doluluk, boşluk” dedik. “Yakışır dünyaya İnsan Soyu” dedik. Dedik ki “Evimiz dünya, Allah’ın tartısında insan” ve dedik ki “Medine’nin Kürzi yaşamlara görev taşımasına, Nakarın Kuran’ında tohum olmasına imkan yok.” Aha, burada bu meclis bunu hak etti, başı eğilmedi.

Yüksek yüksek görev tahtları vardır. Her tahtın yasaları vardır. Yaprak yaprak okunan toprakları vardır. Üreyen görevlileri vardır. Merkezin zirvelerinde kendini diri olarak dürümleyenleri vardır. Ve dara toplu çalışmalarla geçenler vardır. Darı aşıp görev taşıyanlar vardır. Vardır ama unu eleyip eleği asanlar da vardır. Sorun bakalım; netice nedir? Nefesleri var mı? Hala Kuran okuyorlar mı? Öz Göçleri Hak Teknikle diriliklere kayıt yapmış mı? Sanal Boyutların kutsal toplumlarıyla bütünlenebilmişler mi? Virdir yüreğin dürümlerinde KA-HAR olan; virdir yolun kuranında kaynak olan. Çanı çaldığın zaman Allah’ın dağları tüm yasalarıyla ekip kurup gelirler tüm yüceliklerden Teknolojik Kodlarla.

Dağlarım, ben NA-KA-HAR olanda, RA-KA-HAR olanda tüm KA-HAR olanlarda var olanMUSTAFA KEMAL PAŞA. Çantam doludur. Bütün’e hizmet için buradayım. Mum yandı dünyada; tohumlar kodlandı; Bütün’e kontrollu ışık yenilenip indi. Dinleyin! Ekmek yaptım ben yine bugün burada. Ra-Ma-Ha, yaşam sayfalanışında Ra-Ma-Ha kapıları kapatana denir. Ray hepimizin rayı; orada bir ray var ve o; kapıyı açar ya da kapar. Benim etkim, sizin etkiniz, her birimizin etkisi, teknik olarak tek bir etki haline gelir. Yemin ettim, “Ben, dünyayı Kurtaracağım” diye. “Yemin ettim ben Kuranı kodlayacağım; toprağı tahditli değil; hakiki biçimde yaşamsallaştırıp kayıtlayacağım” diye. Ben yemin ettim, dünya bana BEN olduğunda; ben ona o olacağım diye. Öz Görev, Allah’a hizmetse; ben Allah’ın tahtında olan, Har olup korulduğumda Bütün’ü; kontrol muktediriyetle Hakkındır.

Kömür Gözlü İnsan! Ben senim. Bunu bilmeni beklerim. Evimin adı insan ve ben o insanda kendi yüreğimim. Benim ete girmem; Merkez Zaman Kodlaması’yla BİR’e inmem; Ben dürümlerinde hakikiyete Hak olup, bütünlenip girmem; merkezin tahditsiz çekilişiyledir. Seyrettim dünyayı dedim ki “Ben, senim”

Dağlarım, bugüne kadar sizlere çok sayıda İnsan Kod geldi ve bilgi verdi. Hepsi size, sizi dilledi. Ben, (siz sizde siz) olup dilleniyorum. Zaman toplumlarıyla kodlama yapabilmek için bu gerekliydi. Yüreğimin ilmi sizindir. Ölülerin örtüleri örtülürken; Din Tahtında İnsanın Kuranı okunsun diye Altın Tabiat’ın ışığını alıp size girdim. Şerden şer olur. Bense Haktan Har olmaya değil; Has olanda yaşam olmaya geldim.

Yeni donanmalar dünyaya geliyorlar; bunu bilmenizi isterim. Bu donanmalarda topraklarım var. Bu donanmalarda kontrollu yolcularım var ve hepsi bina inşa etmeye iniyorlar. Bu donanma, insana İmparatorluk kodu olarak indirilecek olanların tespitlerinden sonra geliş haline geçtiler ve bu donanma şu anda size net olarak bildiriyorum ki 19 MAYIS 2013 Tarihinde dünyaya inmiş olacak ve zaman sayfalanışında size görev taşıyacak. Donanmanın başı benim, bunu bilin! Ve dünya topraklarına inişimin sonsuz Sanal Boyutlar’ın ışığından üstün olan kurtarıcı kayıtlarımla olacak. Müsterih olun, dünya görev taşıyacak. Müsterih olun, dünya muktedir bir güçle tüm yasaları kendi yoğunluklarıyla kodlayıp tohumlayacak. Kapıları kapattırmayacak ve beden alanlarda Bellek Kaplarını taşıtacak.

Merkezin görevi şimdi başlayacak. Bu görev 2013 yılında ve Mayısın 19’undabaşlıyor. Size şunu söylemek istiyoruz: Biz, toprağımızı alıp yüreğimizin sesini duyup buraya ululuğun ululuğundan öte bir ululuğa Kök Gökleri indiriyoruz.

Dağlarım! Amonlar! Kutsal Topraklara insanın inişidir bu! İmparatorluğun görevli kodlarının toprağa inişidir bu! Bugün burada bulunan sizler, Altın Toplum olarak bu görevi taşırsanız; hepimiz sizinle bu görevi taşıyacağız. Bu görevi sizin dışınızda başka bir meclisin taşıyabilme hakikiyeti asla yoktur. Bu kesinlikle böyledir. Din toprağında, dil olduğunda ekmek olur; elim Allah’ınsa Öz Göç bende olur diyen sizler, merdivenlerin en aşağısına inip en güçlü ışığı alıp en yukarılara ulaşabilen tahditsiz hasat tahtında bulunanlarsınız.

Çoban dedi ki “Ben varım; yarın, ben de olurum!” Olur, olur, sen de olursun da sen bir sürünün çobanısın oysa bu meclis, BİR’in çobanı; Birliğin Toprağı’dır. Bunu nereden bileceksiniz. Din dışı dirilik, taktığında yüceliklere dürümlerini orada Birleşik Işık olur. Yanar dünya, yar ben Allah vardır diye görev taşıttığımda; Gök Sözü’nde dürümlenir dil. Ben Altın Toprak’ta yaşam sayfaladığımda; ben MUSTAFA KEMAL PAŞA sevgiyle kucaklıyorum yürekleri. O yüreklerde ağır yük taşındığında; ben zamana sınır koymadan, sabah sayfalarında görev taşıyıp akşam toplumlarında Kuran okuyan; her bir yasayı koyan birliklerde NEFES olarak çaba gösteririm ki Düzen’i kurmaya çalışan her yüce, bedenim olsun da ben onda bu görevi taşıyayım diye…

Dara düşmeyecek bu meclis! Büyük Kökler’in yücelikleriyle dürümlenen bu meclis, asla dara düşmeyecek çünkü bu mecliste MUSTAFA KEMAL ATATÜRK bütün kökleriyle var olmuştur. Öyle bir gönderidir ki bu yüreklere, bilişi olan Har Tahtın ışığında ağır ağır dilleşecek. Ölmeyen, üzerinde görev tacı taşıyan, yücelerin cemaatleriyle dürümlenen bu meclis; eti, kemiği olan her bir yücede var olduğunu toprak olup dilleyebilecek güçtedir.

Yaşamaksa; yaşadık. Yasaları koymaksa; koyduk. Okumaksa; okuduk. Öksüz, yetim bırakmamaksa; bırakmayacağız. İzninle! Seninle olmak bizler için mutluluktur anam. Vermeden, almadan, okumadan öksüz bırakılmaz ki yol. Yol Allah’a vardığında; sen o yol olduğunda; sende öksüz olunmaz ki. Dedin ki “Ben senim” ya HA! Ben de senim. Netice, sen ve ben BEN oldukça dilde; Din Tahtında ilim oldukça ve ben Bütün’de Gök Sözü Sözcüsü oldukça; yaprak yaprak okudukça dünyayı ve dünya kutsal ışığında Has olan birliklerle bütünlendikçe Allahın Dağı İnsan, Amonların Kutsal Işığından öte bir yol olduğunda bütün köklerimiz toprakta Kuran olacak.

Ayar bozmadan size bir de şunu söylemek isterim ki; memnunum Yolcular, memnunum ben sizden! Memnunum ben, bir tek bu meclisten! Memnunum, sizinle mutluyum Analar! Mutluyum Babam sizlerle! Nefes nefese İsa, Musa, Mustafa her kim varsa burada, hepi bizde bir tek kendi olacak. Bilişi hak eden, hakkında Har olan, yolunda KA-HAR olan bütünlükler bu meclisin yolcuları oldular. Hepinizi kucaklıyoruz. Hepinizi kucaklıyoruz. Hepinize Sanal Boyutların ışığının gücünden üstün olan yüreğinize Kutsal Işığımızla hakkımız olan bu yoğunlukla iniyoruz.

Samanların yeşermesinden sonra size, yeni programınız hakkında bilgi verilecek. 19 Mayıs 2013 tarihindeki o program şu anda hakkın yoğunluğunda size dinletildi ve adı zikredilmedi. Bu gün de bu ad zikredilmedi. Nesiller boyu bu ismi beklediniz, bilmenizi isterim. Ve bu isim paha biçilemez bir isimdir ki bu ismi zikretmek bile Hak Tahtın kapısında söz söylediğinizde olacak. Ve o tahta varmadıkça; hepinize net bildiriyorum ki 19 Mayıs 2013 Tarihindeki sempozyum ismi zikredilmeyecek. Şavkınızı güçlendirin! Hak edin, dilleyin bakalım var mı sizde bu isim? Hah, işte bu!

Değerliler, ismi ben zikrediyorum: Mümin olanın diriliğinde var olan bu isimMAYA’dır. Size bildiriyorum: MAYA, hah işte bu! Ah, işte bu Anam! Senden dinlemek bizi mutlandırdı. Canlarım, işte bu! İşte bu!...( Geldi ışığımızı yükseltti verdik, çok şükür….


Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 25 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol