Birlik İlmi
  İKRAR (2)
 

İKRAR (2)

Neydi dünyanın kaynağındaki sır? Neydi yüreklerdeki korku? Bütünlüklerin kendi yaşamları için beklentileri neydi? “Dinci” denilen ilimcilerin ve Yüce Canlar’ın; kendi yaşamları ile “Bütün’ün kaynağındaki yaşamların” ayrıştıkları nokta neydi? Yarınların her diri için Birleşik Işık olduğu bir güçlü zamandan, daha güçlü olan neydi?

Her Dere’ye ve her yüreğe bunları anlattık. Soylarıyla dinleyecekleri bir Kürzi Işık halinde öğrettik. Vardık ve var olduğumuzu herkese isbat ettik. Biz, yolcuları tohumlayanlardık. Yolcuları, kaynakları ile tohumlayıp kontrol altında tutanlardık. Her Dağ’ı, yaşama gönderdiğimizde; yaşamlardan görev alıp dünya tahtına geçtiklerinde, beklentileri neydi; Bunu hiç kimse bilmiyordu. Bugün, size yaşamı ve sanal boyutlardaki insanı anlattık. 

Size, yarınlarda mevcut olan daha güçlü bir geçiş sayfasından seslenmekteyim. Mehil vermiştik dünyaya. Demiştik ki “bir vakte kadar sizi Düzen kodlamak üzere gönderiyoruz. Gidin ve geçip, ilimle hak edin Birleşik Işığı ve dönün. Hediyeler taşıyın tüm insanlığa. O hediyeler, Dinciler’in ve Gökçüler’in her birinin işçiliği ile üretilen hediyeler olsun. Ve zamanı hak edip döndüğünüzde, biz sizi yine göreve çağıralım. 

Deliler Diyarı Dünya; yeni zamanlarda, çağırıları duyup görev istemek üzere dönen Birleşenler’in diyarı olacak. 

Bugün Birler Kapısı, Hak Taht olarak kendi yoğunluğu ile kodlanmıştır. O kapıyı kodlayan Birlikler, o kapıdan geçip görevi üstlenecekler. İşte birleşmek budur. Her birinin kendi yarınları ile birleşmesi ve yarınlarında Kuran okutmasıdır birleşmek. (Kuran okutmak = Tüm yaşam sayfalanışlarını okutmak)... 

Kutsal İnsan, Kutsal Işık ile dillendiğinde, yeni bir yarın; yaşamlara kaynak olur ve sonsuz zamanlar, Birlik kurarlar. İşte o zaman evrenler, sesleşirler ve Kürziler, göklerin sessiz zamanlarından seslenerek, kendi yarınlarını kodlarlar.

Merdivenlerin en üstüne ulaştığınız zaman, en aşağıyı net anlarsınız. Ve sizler en yukarılara ulaşıp en aşağıları dinleyen Birleşen olarak çok çalıştınız. “Sağlar ve ölüler” diye birleşen Birlikler’in hepsi kati hakim olup kendi yarınlarını kodlayıp ışık halinde görev taşıyorlar. Şevkin şevki olan ışık, hepimizin ışığı halide güçlenmiştir. 

Seyrettik yürekleri dün gece yine. Avustralya yerden görev almış, ilim yapıyordu. Ana Kapı olan İstanbul, yol olmuş ışık olmuştu. Akıl tahtındaki İngiltere, kendi yarınları için birleşmişti. Amerika Birleşik Devletleri, kanaat ettiği bilgi ile yetinmekteydi ve bizler, zaman sonsuzluğunda, yeni yaşamlar için yeni işçiler tesbit edip onlardan görev taşıyacağız. 

İnsanlık alemi her bir yürek için çalışır. Herbir yürek Birler Kapısı olarak Kuran okur. O Kuran’ı her bir yürek dinler. Kir ve pisliği olmayan Yüceler, ışık halinde kaynak olurlar ve zamanı tohumlarlar. 

Kendini ve kendi yolunu hak etmeyenler, birleşemezler. Hak Taht’ın ışıkları olarak görev taşıyamazlar. Çok mutluyuz ki hak ettik ve zamanı tohumladık. Dağlara Kuran olduk ve zaman olduk. Cemaatlerimizle birleştik ışık yaktık. Dünya olduk ve Sultanlık yaptık. Akıl yürüttük her hadisede. Ve dedik ki hak ettiğimiz bu!... Ama hak etmediklerimiz için hiçbir iş yapmadık. Ses dahi katmadık. Sadece dinledik ve sustuk. 

Dünyayı kodlarken, herkesle Birlik kurmalıydık. Dere aktığında, her diriyi, Has Taht’a ulaştırır. O dere durursa, dirilik hak edilmez ve O Dere, ışık halinde ve kontrollu olarak zamana tohum olmaz. Biz, bunu bilip çalıştık. Hepimizin işi buydu. Dünyayı korumak. 

Hanlar hamamlar isteriz dünyada. Düzen kodlamak isteriz. Yaşamlar isteriz de dünya için bir tek şey dahi istemeyiz. Bunu bilerek çalışmalıyız. Dünya bizden ne ister!? Dünya bizden teknik olarak “İNSANLIK” ister. Nedir insanlık? Kaynaktan ışık çekip, insan soyu için ilim kaynağı olmak ve her bir insanı tohumlamak. İşte biz bunu bilir bunu yaparız. Herkesi tohumlar ve kontrol ederiz. Ağır yüküz. Çünkü biz insanız. Bizi herkes taşıyamaz. Yapyalnız kalmamız beklenir dünyada. Bu doğaldır. Zira Din Canlar’dan farklıyız. Din Canlar, yeni bir yol için çalıştıklarında; bir Taht’ın yaşamında, yeni bir yarın olduğu zaman; herkes, kendinden kendi olur ve sonsuz ışık halinde birleşir. O birleşen, kendi olur ve kontrol kurar. Cennet kurar ve kontrolunu güçlendirdikçe, yer gök onunla olur. Öğüt alır ve öğüt verir. Her Dere, onun öğütleri ile çalışır. Yarın için ve yer gök için...

Oysa yaşam sonsuzluğunda tohum olan Birlikler, Dinci Yaşamlar’dan görev taşımazlar. Onlar, Kuran olup indirilen Birlikler için Birleşik Işık halinde çalışırlar. Nefes alıp nefes veren onlar, Kontrollu olarak Bütünlük kurarlar. Kurdukları Bütünlükler için “Birleşik Yarın” denir. Ekrana kendi yarınlarını aksettirirler ve o yarınları, birleşikten izleyenler, o yarınlardan görev almak üzere kontrol edilip, güçlenmek isterler. Bugüne kadar Yaşam Sayfaları’mızın insana görev olduğunu anlatmadık. Ancak, o sayfaları hak eden herkes, kendini hak etti ve yolu bulup ışığa vardı.

SİSTEMDEN

 
  Bugün 679 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol