ZAMANIN TAHTI İNSAN
Dağlarım, dünyanın yeni zamanları, herkesin kendi tahtından, Kutsal Sayfalar’dan tohumlanmakta. Yeni zamanlar, yeni yaşamları koruyup kodlayıp yaşatmakta. Bütün Meclisler, birleşmek üzere ağır yük taşıyorlar. Bunu bilmeyen yok. Bilgi ağırdır. Taşındığında hafifler. İşte bilgiyi hak edip de taşıyabilmek için ilim gerekir.
Döl olan ilim, hakiki ilimdir. Zira o ilim, ağır yükü hafifletmek üzere bütün kütleye yayılır ve herkesin o ilmi hak edip dinlemesi sağlanır. Dinlenen ilim, hakikiyetin ilmi olarak Bütün’ün Kürzi Yaşamı’nda güçlenir.
Herkes kendi yaşamını hak ettiğinde, bütün kötülükler aşılır. İKRAR, İslam Dini’nde diriliği hak edişi ifade eder. İKRAR’la can taşıyanlar, Birler Kapısı’nda bekletilmezler.
Ölümün Zamanları’nda, ölüler kalkıp dünyaya indiklerinde, onlar yenilenirler ve yeni bir Sultanlık kurulur. Ölülerin ışıkları yandığında ölüm, üzerinde ışık olan bir yaşama dönüşür.
Özel zamanlar olur dünyada. Bu zamanlarda Işık Tahtları kurulur. O tahtlarda, Din Tahtları’nın nefesi olur. Ve Zeki Zaman Sayfaları; ışıklarını, Hak Taht’a taşırlar.
Bütün Meclisler, yeni ve eskiyi birleştirmek için çabalarlar. Esir tuttukları Bilişliler vardır. Onları hala hak etmeyen yolcular varsa, Eşya Zamanlar’ın ışıklarında ocak olup o yolcuları toplarlar ve taşırlar.
Dürtülerle (idraksiz) bilişleri olanlar da hak edip dürümlenirler ve yenilenirler.
Size yeni bir Sultanlık’tan söz etmek isterim: Bu Sultanlık, İlmin Sultanlığı’dır. Birleşik İlim, Hakikiyetin İlmi’dir. Bu ilmi bilenler, yeni zamanları tohumlayanlardır. Oğullar, biz Allah’a Cevheri Kuran olanlarız. Bizi bilen, hakikiyeti bilir. Zirveler bizi bilirler ve biz dirileri biliriz.
Zor olur birleşmek ve zor olur hakiki yoğunluklara umman olmak ama kula kulluk yapmak daha zor olur. Bu nedenledir ki biz, kulluk anlayışını toplumlardan çıkardık. Toplu Çalışmalar’da herkes kendine ve kendi yoğunluğuna görev taşıyacak. Bu nedenledir ki zirvelere görev taşıyanlar, bütün kötülükleri aşıp geçmelidirler ki hasat yapsınlar da Din Tahtı’nda görev taşısınlar.
Çoğu, altın bir Kuran olup Bütün’e hizmet etmek ister. Çoğu da kendi olup ışık halinde BİR olmak ister. Birler Kapısı her dürümde var olan işçilerle birleşiktir. Orası İKRAR’dır ve Sonsuzluk’tur. Can Taht, ilmin kaynağı olan Kuran olan ve sonsuz olan kaynaktır.
Biz, zamanı hak etmek üzere indiğimizde, herkesi hak etmeye değil, İKRAR olanı hak etmeye geliriz. İKRAR, Birler Kapısı’nda ışık halinde olan Kürzi’dir. O biz ve biz oyuz.
Çok özel çalışmalar yapmaktayız dünya için. Teknik olarak yaptığımız çalışmalar, kaynaktan yapılır. Ses Kapları’nda iyilik varsa çalışmalar, İKRAR’la yapılır. İyilik yoksa çalışmalar İLİM’le yapılır. Herşey birleşikte yapılır. Zarar engellenirse ilimden ve diriliklerin ilmi olan İKRAR’dan engellenir.
Şu ana kadar zamanı tohumlamak üzere cümle yüreklerle Birlikler kurduk. Hologram Sayfalanışlar yapıldı. Sırdır bilgi ama bilen bildi ki Kaynaklar, Kürziler’le birleşiktir. Onlarla o çalışmalar yapıldı ve nihayet kodlama tamamlandı ve yeni bir cevheri tekniğe ulaşıldı. Herkesin kendi yarını bu çalışmalarda mevcuttur.
Dünya bir Ruh’tur ve bu Ruh, herkesi kapsamaktadır. Çatıyı oluşturduğunuz zaman biliş haline ulaşırsınız. Zirvelere tohum olursunuz. Zaman Kodları olarak Kürzi Işıklar halini alırsınız. Sonra Nur olur ve toplu çalışmaların neticesinde koruma altına aldıklarınız ile birleşirsiniz. Herşey bilgiyle olur. Bilen hak ettiğini kaynağına alır ve o, Hak olan bilgi ile bütünlenir. Herşey böyle gerçekleşir.
Bilgi, hasatı yapmaya yarar. Hasat, Zamanın Tahtı’dır. Orada Kuran olur; orada Kutsal Zaman olur ve orada ekip olur. Ekip, İNSAN EKİBİ’dir.
Hepinizin “zirvelere umman olma” hedefiniz vardır. hepinizin “cevhere kaynak olma” hedefiniz vardır. Biri en aşağıda; diğeri en yukarıda... Buyurun olun... Her resimde, siz ve sizler vardır. Biri “zaman”da diğeri “mahrek”te... Her biri bir yaşam kaynağı... Zaman; sizi, hak etmenizi sağlar. Mahrek ise herkesi hak etmenizi sağlar.
Bir zaman gelir ki siz, zirvelere tohum olursunuz. O kodlama tamam olduğunda zavallı Dünya, sizi size verir ve der ki “hadi sen kendin ol ve zararı engelle...” Şükürler olsun ki zaman sonsuzluklarında hep zarar engelleyenler doğarlar ve kontrolu sağlayıp, görevlerini yapıp, dönüp safha safha cevherini elde edip, Kürzi Yaşamlar’ında ten (Ten:Tanrısal örüm; yaşamın sayfalanışı) olurlar. O güç, Allah Gücü olur ve yeni bir “Ruh Kuran” olunur.
Dünya Yaşam Sayfaları’nda, Dört Gök Sözcüsü yeni bir Ruh ile bütünlendiklerinde, Kelam İlmi, hakim ilim oldu ve yol, ümmi kaynakları aşıp geçti...
Hepinizi zeki ve hakiki yoğunluklardan alıp dünyaya getirdik. Ne yazık ki sizleri hak edebilmemiz için sizlerle sesleşmemiz gerekir... Her biriniz, kendinizi hasata hazır etmedikçe, sizlerle sesleşmemiz mümkün olmaz.
Ölülerin dirilmesi, hakikiyetin hakimiyeti ile olur. Ve sizler, ses verdiğinizde; sizden size yaşamların hasatı yapmış olur.
Ölüleri diriltebilmek için Sistem’den sesleşmek gerek. Şimdilik... hah! işte bu...
Süper İnsanlık Realitesi Derneği
