Birlik İlmi
  YAŞAMIN ANAYASASI
 

YAŞAMIN ANAYASASI:

Dostlar, yaşamlarımızı, yüreklerimizi, varsa yüreklerimizdeki hastalıkları ve köklerimizi bilerek çalıştığımızda, hepimiz kendi yasalarımızı koyacak güce ulaşabiliriz. 

Ben, dinlettim yüreğimi Kürzi Yaşamlarımda ve dillediğim her bir yaşam sayfasında, bir Can Tahtın Işığı’nda kendimi dinledim. Yaşamak veya ölmek benim için hiç önemli değildir.. Zira ben; ölülerin, diri yaşamlarda Kürzi olduklarını bilenim. Ama kendi yolcularının diri olduklarını zanneden çokları da kendi yarınlarında, tutsak edilmiş birleşenleri ile tahditlenmiş olan yolculardırlar. 

Bütün bunları anlayacak yaşam zamanını hak eden, sadece birkaç kişiden ibarettir. Biz bunları bilerek çalıştık. Ve dedik ki hadi YAŞAMIN ANAYASASI’nı yeniden yazalım. Ama bu Anayasa İlm-i Hakikiyet’e ve sonsuz zamanlara tohum olacak olan bir Anayasa olsun. 

Bu Anayasa ile;

- Üşüyen herkesin Öz Kürsüler’inde üzerlerinin örtülmesinin sağlanması;

- Yolcuların herbirine, kendi yarınlarını hasatta kayıtlayacakları bir yüksek soyluluğun hak ettirilmesi; 

- Birler’in, zamanı hak edişleri ve yaşamsallaştırmaları;

- Dünyayı hak edenlerin, dünyadan ışık çekip Yüce Cevher’e görev taşımaları; 

- Büyük ve küçüğün, bir tek yasa koyduğu bir çalışmanın yapılması; 

- Evrenler sizi dinlerken, sizin de evrenleri dinleyeceğiniz bir safhaya varışın gerçekleştirilmesi; 

- Bir tek ışık yandığında; her dürenin, kendi yaşamını hak etmesi;
- Ve “Sayın Bayanlar ve Sayın Baylar iş budur. Buyurun alın ve yapın!” denilen bir safhada oluş sağlanacaktır.

“İşler güçler” denir ya hani. Siz ve sizde işçi olanlar ve sizden iş alanlar, hepsi sizden ışık çekip Birlik kurarlar. İş bu!… Başarın!…

Başarın ki YAŞAMIN ANAYASASI’nı yeniden yazmak hepinize görevdir;

- Rahman olan, cevherinde kendi olan bilir ki her kim ki “ben altın bir toprağım ve Birlik kurdum” derse, o kendi yolunda kendi yaşamında bir tahditsiz yarındır. Onun yarınlaşması her diriye görevdir.

- Yenilenen bir cevherin kendinde kendi olması, oğul vermesi ve kurtarılmış yaşam sayfalanışında bulunması hasat için gerekendir. Hepinizin kendi yolcularınız var ve kendi derelerinizde akan cevherleriniz var. Oğullar bilin ki bizden üstün olan yeni bir biz olmayacak dünya için artık. Her diri kendi yarınlarını kontrol etmeyecek. Bir tek yaşam sayfası olacak ve o yaşam sayfasında bir tek Sultan olacak. İşte o Sultan “İNSAN SOYU”dur. İnsanın tertibi ve tekniği o soyu hak ettirmek içindir. 

- Birlik İlmi ile yapılan her bir çalışma, ilmin tohumlarını kontrol için kaynaktan tahditlenmiş ve kati olarak toplumlaşmış çalışmadı. Hepimizi insan sayan birleşenlerimiz, bilsinler ki her diri insanlaşamadı. 

- Oğullar, sizi yine size verecek bir zaman sayfası artık kalmamıştır. Kendinizi hak edeceksiniz ve kendi yüreklerinizde tohumlanacaksınız. Zamana tohum olmak için çalışacaksınız. Yasaların konması sizden siz olan yolcuların kendi tahditlenişlerinin sağlanışı içindir.

- Medine’nin cevherinde Mekke varsa, o Mekke, mahrekin ışığı için çalışır. Aha Mekke ve Medine kendi yoğunluğunda görev taşırken, cevherinde güçlenen her bir yolcu, Kuran olup o yoğunluklarda çalışmaktadır. 

- Sevgiyle yapılan her çalışma, sevgiyle tohum olur ekilir. Ve zaman sonsuzluğunda sayfalanır; tahtın tahtında Kuran okur. Okunan Kuran İnsandır. 

Dillenen her bir zaman soyu kendi yasalarını koymak üzere Birler Kapısı’na ulaştığında, orada yer ve gök söz ister. Sorarsınız olmayan var mı? Olan, nefes alış verişinde mi? Her diri kanatlandı mı? Koruyan kendi yoğunluğunu koruyacak mı? Verdiğin aldığından daha üstün mü? Yaşamak için ne yaptın? Sistemden güç aldın mı? 

Ve dersin ki “ben zor olanı hakkım olan ışığımla aşıp geçtim. Benim zararım yoktur.” Bunu dediğin zaman sözün, Sistem’den görevlilerce dinlendiği bilinir ve zorun zoru olan safhaya Ulular Cemaatleri olarak varılır. Oraya varanlar, yeni bir cevhere güç katmak isterler ki o cevher, onları kontrol etsin diye. “Bakan görür” derler. Sormayın bakan gördü mü diye. Zira gören hak edendir. Görmeyen ise Hak Taht’ta olmayandır. İş buydu… “Bunu bana söylemediler” diyenleri duymaktayım. Ama bilin ki herkes kendini bilmelidir.

Resmetdiğim dünya, yaşamın ışığını bilip yakan bir dünyadır. Bu dünyaya Kürsi olmak, insan olmak anlamına gelir. Zerk ettiğiniz her bilgi, yedek zamanları kodlayacak birleşik Işıkla zerk edilir. Ve zirveler, sizden sizleşip sizin yolunuzda, sizi zamana soy olarak kayıtlarlar. 

Hepinizin erdiği yer, olduğu ve oğulladığı yerdir. Bencillik yapmayanlar, her yüreği kendi erdikleri yere umman yaptılar. Bizi bizden alıp yol açanlar da bunu yaptılar. Hepimizin ışığında kendi yoğunluğumuz olur. Ve zaman sonsuzluklarında tahditsiz yüreklerimiz olur. 

Şimdiye kadar sizlere kendi yolcularınızdan hiç söz etmedik. Sadece sizin sizi açıklamanızı bekledik. Şimdi “ben ve ben” derken, kendi yarınlarımızda var ettiklerimizden söz etmekteyim. “Ağır yüküm” diyen her diri, ağırlaşır ve zamandan ayrılır. Ağırın ağırlaşması, yaşamın sayfalarındaki kodların tohumlarından ayrışmasıdır. 

Canlar, Tanrı Rahman olanda kodları kaynakta tohumlar. Ve bugün bunu yapmak istedik. Şimdilik… Hah işte şimdi!…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
 
  Bugün 274 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol