Birlik İlmi
  RAHMAN'IN KAPISI 4
 

“RAHMAN’IN KAPISI (4)” HAKKINDA ÖZ AKIŞ VE DAVET:

Ya kapı açılır ya kapı kapanır ama kapı yoksa, yaşam yoktur… Totalitede şu ifade vardır. “Sen sessizsen, sen yoksun… Ses yoksa, yaşam yoktur.”

Kapı ses; ses yaşam ve sen sesleşen yaşayan ve yaşanan insan…

Mutlaka ama mutlaka iyi anlayın ki Tanrı, resim yapmaz. O, yaşar ve yaşanır ama resim yaparsa eğer; o resim, yaşamın resmi olur… O resmi yapan, yaşam olur.

Yaşayan ve yaşananda, dünkü zaman ile yarınki yaşam farklı değildir. Ziyan olmayan o Mutlak Zaman Işığı, her anda varsa, dün ve yaşamın tınısı olan yarın, yaşananda ayrı değildir.

Hepimiz, Altın Işık Kodları olarak zamana geçiş yapıp; Dünya Kulu olduk ama Kuran (okunan) olmak farklıdır… Tek (Rahman) ve Çift (Rahim) olan Yaşam Sayfaları, Tanrının Kalemi ile tohumlanmıştır.

Hepimizin ortak aklı, Toprak Toplum’u kodlayan akıl olduğundan, Dünya Planeti bizi hüsranla tarttı ve dedi ki “yoksunuz!”

Yokuz!... Doğru ama yok olmak için Hakk olmak gerekir. Biz has olanlar, Hakk olduk ve yok olduk… Nüve olan yarınları kodlayan ışıklar, diri yüreklerden cevhere vardıklarında, biliş halinde anlayacaklar ki Varlık, Yokluk’u tohumlar ve biz, tohumları kodlayan, Işık Sayfaları’ndakileriz.

Dünyada Nihan Kapıları var. Hakk Teknik ile bu kapılar, Işık Sayfalanışı yaparlar. Cennetin, cennet oluğu dahi bilinmeden; cevherin, cennette; cennetin cevheri olduğu bilinemezdi… İşte bunun için bizler, cennet olan yarınlara, nefes olmaya geldik… Akın ve hak edin ki bilin!… Cennet, yaşam ekranında sizi, size dinleten yarınlardır…

Tok muyum!? Açım!… İlme açım ben!… Hepinizin, “Zİ SAYFASI” için İlim Kapılarınızı açmaya çabalamaktayım… Torbalarınızda, yoğun ışığınız olmalı ki yaratıp yaşatabilelim hepinizi.

(Zİ SAYFASI HAKKINDA AÇIKLAMA: Kök yaşamların varılan en derinlerdeki dün sayfasıdır… Dün, yarından yaratılır… İnsanlığın yarına attığı her adım, dünden dünlere atılan yeni bir adımı tohumlar…Yarınları yaratmadıkça dün ötesi dünleri yaratamazsınız. Unutmayın! Önce yarın yaratılır…)

Cennet, Din Kapıları’nı kapatanların, kalemi ile kodlanan bir yarındır… Umut olur ki Toprak Toplum; yaşamı, tohumlar ve yarını kodlayarak; toplum haline varan insan sırrını açar ve dinler.

Yaşamın sistemleştirilmesi ile birlikte aklı hak edenler, yaşam sayfalayacaklar. Bugün tükenen her diri, yarını tohumlayabilecek ve zaman kapıları tahditlenmeyecek.

Sizi, bizi ve tüm insanlığı hak etmektir amacımız. Şimdilik… Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DAVET:

Değerli Dostlar, 28.01.2017 günü 14.00 - 18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde gerçekleştirilecek “RAHMAN’IN KAPISI (4)” Birlik Çalışmasında özellikle yukarıdaki öz bilgi kapsamında çözümlemelerimiz ve paylaşımlarımız olacaktır. İlgi duyan ve katkı sunacak olan herkesi bekliyoruz.

Saygılarımızlar,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR. Katılmak isteyen dostlarımız lütfen saat 14.00’den önce Dernekte olmaya çalışsınlar…

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST
Tel: 0 216 348 9559

Formun Üstü

Formun Altı

 

28.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Yaradan, yarattıklarında yaratığı tohumladı. Hepimiz siziz canlılar.

Hucca cevherinde, cen kelamında, kalem olanların tohumlanışında ve bizim yüreğimize bakışında, her insanın kelam olduğu kesindir. 
Kanatlanıp göklere ulaşanların toprak toplum oldukları da kesindir.

Arzı, gökçe konuşalım bugün…Akıp geçen birliklerimiz, sizde olsunlar.

Uğur böcekleri vardır. Zaman zaman size iner, sizinle olur. Buyurun, uğur böceklerimiz var bugün sizde…hepinizde.

Hakkın kapısını açtık da geçtik bugün; muktedir olarak.

Hey insan soyu! Sizin yüreğinize inmek kolaydı. Aha! Ummanları kaynak yaparak geçtik.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nin kübra kaynağı olan, kürzi kelamı olan insan sırrını anlayabilmek için bugün sizdeyiz.

Ayan beyan bildiririz ki suyun başına ilmi oturtan bu Meclis, Hakkın Kapısını hep açık bıraktı. Ve bugün bizler, Hakk Teknikle buradayız. Ağır, çok ağır bir gür ilimle kodlandık…ve size geldik.

Umut olur ki doğanın gücü, hap olur yüreğinize… ve o gücü içip yaşam sayfalayabiliriz birlikte.

Ağır, aha çok ağır bir dürümde, mahkeme kurulmuş zaman ilmini hak etmeyenlere. O mahkemeye bizler, kalem olmaya geldik. O mahkemede, insan sistemleşmesini yapanlar, karanlığın tınısını muktedir insan soyu olarak kodlayacaklar. “Ol” deriz, olur. Ve dünya yüreğinde, yüksek güçlerle bütünün kürzi kapılarına varanlarda, ağır yük hafifler.

Ekip kurmanızı bekledik. Ekip tamam.

Bugün tükenen dünyanın en güçlü ışıklarıyla bitişik bir zamanın yoğunlaşması sağlanacak. Ve buradaki sizler ve bu yoğunluktaki her diri, Allah’ın tınısını duyuyorsunuz. Ki bu Meclislesiniz.

Ağırdır tını, ağır…ama sessiz zamanları dürümleyen sizler, ağırı hafifletebilirsiniz.

Emre itaatle burada olan birliklerimiz, Hakka kapı açarak, toy olan tüm zamanların görevlilerini Hakk Kelamla dilleyerek, kendi yoğunluklarını artırdılar.

Sureti katiyetle, insanın tınısı, aklın kalemiyle kodlanır. Ki Hakka varmadan, hakiki insanlıkla kodlanmak mümkün olmaz.

Altona Kodları olarak mahkeme kuruldu zamanda ve dediler ki “ilmin kapısını kapatmayın. Altın ışığın gücünü kodlayın. Yoğunluğu tahditsizleştirin ki her yürek kübra olabilsin ve kontrol edilebilsin.”

Buluşmak için zaman bekledik, zaman gözledik….Buluştuk.

Koruyoruz dünyayı. Her insanın levhi kaydıyla koruyoruz.

Umut olur ki doğanın gücü de bu çalışmaya kaynak olur. Umut olur ki doğan güç, aklın kalemiyle tohumlanır ve her insan yarını hak edebilir.

Yarını hak etmeyen yaşayamaz!

Yaman bir dünyadır burası….kalemi hakikidir. Yeri, kürzi kapı olarak kodlandı. Ağırı hafifletenlerle bu Meclis, kalem oldu…korudu bütünü. Ve burada, huzurla çalışmalar sürecektir.

Bu çalışmalara herkes kabul edilmez. Er ya da geç, bu iyi anlaşılacak.

Burada tınıyı duyanlar bulunur. Burada yarını tohumlayanlar bulunur. Burada Mahrek’tekiler ve Hakk olanlar kontrollu olarak buluşur. Ama buluşmayan, okunan, okunacak olan her bilgiyi hak edip anladığında, karanlığın tınısını, tende dillediğinde ve bütünü kötülükten ırak gördüğünde ve dürümlediğinde, artık her şey, her şeyle Hak Teknik olur. Huzurla buradayız canlar…huzurla.

Unutmayınız ki dünyanın yolu aklın yolundan ötedir; aklın yolundan ötedir….akla varmayan, Hakka varamaz da bu dünyaya varmayan, temizlenemez; bunları iyi anlayın.

Eğer birlik kapımızı kapatırsak, eğer yolun kontrolunu kaybedersek, aklın tınısında bitişemezsek, yer gök ilimden çıkar.

Burada tohum var. Unutmayın tohum Kuran’da KAHA olarak dilletilir.

Ölüler diyarıdır dünya ama ölümsüzlerin de tahditsizliğini kodlar.

Aşk, ilimle olur. Hakka varmadan aşka varılmaz. Alın, bilin ki tahditsiz bir dünya için çırpınıyoruz burada!

Çorba, ilim çorbası. O çorbayı Hak İlimle kodlayan biliş…bilmeyenin dürümlerinde hakim oluş yok ve kontrol dışı bilgi hastalıktır tüm zamanlara.

Bence ve bedence ve birlikçe ve yoğunlukça, tohumca ama akıl tınısıyla ve bilişin kapısıyla, burada olmak gerekir.

Sanırım ki dağın ilmini hak edip anlayanlar, muhakim olup, muktedir İlim Kalemi olacaklar.

Ulu bir dünyalı, ulu bir kapı, ulu bir akıl ve ulu bir ses olan bu yaşam, her insanın kalan öteki zamanını kodlayacak. Ve sizlerle bu çalışma sürecek. Bu çalışmaya dahil olmayanların, kotlama yapma imkanları kalmayacak.

Korunma altında olan birliklerin buraya gelişleri gerekir. Her birinin yüreğinin kürzi kapıdan geçişi gerekir ki koruma altına alınabilsin ki Mahrek’te kul olabilsin.

Hocalar, hacılar, Hakka varıp da tınıyı tohumladıklarında koruyacaklar bütünü.

“Bilim” dedikleri kelamdır. Bilimi dilleyen Hakkı hak edendir. Hakka varmadan insan olunmaz.

Otur, dünyayı seyret. Orada yerin gözü vardır. Ölülerin dürümlerinde Hakkın Kalemi koruyucu olur.

Hocalar, hacılar, hastalıklıysalar, Hakkın Kapısından geçirilemezler ama Hakka varmadan, tartmadan yüreği, has İlm-i Kalem olmaya çabalayanların, telif haklarında kelamları olur. Aha bu.

Ayrı, gayrı kalmasın. Her insan kendini, yüreğiyle dillesin ve tohumlansın.

Anlaşma gereği sizinle olduk burada. Ama biliyoruz ki anlaşmaya riayet edenlerle kelama varılacak.

Altın ışığın gücünü sizden size tohunlayan birliklerin burada olmaları şarttır.

Tartı insanlıktır ve insanlık tartısına konulanların tükendikleri görülürken, tomar tomar İlim Kalemleri kodlandı burada.

Tükenlerin yaradan olup yaşamları için, misafir olan birliklerin burada gök sözcülüğü yapmaları şartı var.

Ayrı, gayrı bitti. Biz, siziz canlar.

Şu andan itibaren, tüm insanlığın bu Meclisle bitişmesi, bu Meclisle kalem olması ve bu Meclise yaradıp, yaradan olup yaratıp yaşatması gerekir bilişlileri.

Kesirleşmenin artık kalmaması gerekir dünyada.

Açın dünyanın ışığını ve izleyin. Temel bilgidir ki burada olmak kolay değildir.

Örgüt haline gelenlerin de diri olup buraya inmelerini bekliyoruz.

Unutmayınız ki tarık, tahtını tahditsiz olarak dürümler ki hasatı yapabilsin diye.

Bizler dünyalı olarak, hucca canları olarak, Haç Kapılarını açtık ve geçtik.

Şeytan şarkı okursa, o şarkıda akıl vardır. Ama aklın kıranı, kırılanıysa yol, tınısında kısırlık vardır.

Bizim için öz görev, ilimdir ve İlimin Kalemi olmayanın, mektep olması imkanı yoktur.

Mektep olmak için kantara konmak da gerekirse, bilin ki biz o kantar oluruz, kontrol kurarız.

Alkanlar’ın Hakk Kapılarından geçenlerin bilmelerini dileriz ki kelam, altının kuludur. Kuran’sa kalemin ilmidir. Bilmeye gerek varsa, ilim dillenir ve sizde kelam olur. Bundan sonra da bu böyle olsun dileriz.

Ayrı, gayrı yok anam. Sen ben, ben senim; bunu iyi bil. Ve bugünden öte bir günde, daha yüce bir çalışmada, sana, senin yüreğini dilletmek dilerim.

Başka dünya, başka yaşam yok. Her şey, herkesin yüreğidir. 
Bu yüreğin türevlerini tohumladığı bir günde, artık bizimle çalışmanı dileriz. Burada oluş sebebimiz budur.

Çorba, bizim çorbamız olacak. Tanrı Kapıları açılacak ve yüreğin kübra olacak…ama sevgiyle olsun dileriz. Bizi, artık kabul et ana….Bizi artık kabul et. Budur dileğimiz. İşte bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/201443828

 

28.OCAK.2016 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2 AKIŞ – 1.BÖLÜM

Alacak verecek varsa geliriz, anam. Muktedir dünya, bizi dinler. “Muhakemem iyidir”, dedin. İsrafil’in ilmini, hepimiz dinledik. Kara ışığını tohumladığını ve bütünün Kürzi kapısını açtığını bildik.

Çalı çırpı olmadığını biliyorduk.. Kusuru affettiğine emindik. Hastalığın olmayacaktı hiç. Ortalıkta hiç kimse kalmadığında, “ben varım” dersin, biliriz.

Bilişini anlamadan, yolunu açmadığımız o yürekler, seninle olamadılar. Bilişini anlayanlarla bu çalışmayı sürdürmeni bekledik.

Beste, güfte yapmadan, tahditli olmadan, yarında tohumlarını kontrolsüz bırakmadan… Ve Esmaları dürümleyip, dilleyerek, kervanı kodladın ve yolunu açtın.

Kaçmadık dünyadan, anam. Hiç kaçmadık, hep buradaydık.

Amonluk, Atonluk, kodlanmışlıktır... Amonluk, Atonluk, koklanmışlıktır. Buluştuğumuz andan itibaren seyrettiğimiz her anında kaynağın tınısında sendeydik biz, hep…Ervabın sığlığı değil, ışıklılığı vardı, burada.

Değerli anam, koruma altına aldıklarını biliyoruz. “Çobanlık yapmayacağım” dediğinde….Dedik ki “o çobanlık yapmadığında her insan kelam olabilir.”… Ayrılık kalmaz be anam. O zaman bilişi tohumlayabiliriz. Her anı kodlayabiliriz.

Çobanlık yapanlar, nefessiz olurlar. Kesir olurlar.. Keşkeleri olur.. Kare küre olup, kuran olmaya çabalayan onlar mutlaka karanlıkta olurlar.

Saygılar sundum anam, senin yüreğine. Sevgili anam, ben dinleyen ve dinleten herkese saygı, sevgi, sundum.

Huzurla çalışıyoruz, bu meclisle… Burası kendi yüreğimiz gibidir. Her anımız buradadır, bizim. Bu mahrekte mutlak kapılarımız var. Açı daraltarak, gireriz yüreklere.

Hak Teala’nın tahtında oturduğunuzu bilin. Bu tahta, kelam olanlar oturur. Bu tahta, kulu kalem sayanlar, oturur. Buraya mahrek olanlar, kelam olup, varırlar.

Sevgiyle sizleri kucaklıyoruz. Hepimiz otak kurarak ineriz, zamana. Hepimizin yüreğinde karanlığın tınısı mevcuttur… Ama iyi anlayın ki ala vere çalışan yürekler, ola ola dillendiklerinde, kalem ilimi yazar. Ve biz, o kalem oluruz.

Unutmayınız ki dünyanın yıldız zırhı vardır. Dünyalı olanlara, bu zırh tahditsiz olarak indirilir ve giydirilir… Ve bu zırhı giyenler, aslın tınısını, aklın kıranıyla değil karanlığın teknik tahditiyle insanlığa indirirler.

Unutmayınız ki bulmaya geldik, dünyalıları. Umman olanları kodlayarak, koklayarak, dillemeye geldik... Öfkeyi aşanları, ekip olarak çatıştırmaya geldik. Yarınlara kontrollü olarak kayıtlamaya geldik. Ama bizler, kırk kapının sırrını bilenler, sevgiyle sizde olmalıyız.

Umut olur ki “Amonluğun ne olduğu anlatılır” diyordunuz ya anlatıyoruz, işte.

Seyir halindeyiz zamanı. Seyir halindeyiz yüreği, yoğunlukları seyrediyoruz biz.. Her anı seyredebiliyoruz… Biz, biz olan bütünlüklerle kültleri kodluyoruz.. Çorbalar pişiriyoruz.. Her bir çorbanın tatlandırılması için insanı koyuyoruz çorbaya….Ve diyoruz ki “Tark, Sistem Ol”. “Tark, ışık Ol ama akılla Ol.”

“Haya” dediler… “Unutmayın, unutmayın” dediler… Her şey, her şeyle olur “ama unutun her şeyi” dediler. “Ama unutun” dediler. Hangisi doğru?

Sayın bayanlar, sayın baylar. Umut olur ki uluların türevleri tohumladıkları o günde, hepiniz, hepinizi hak edersiniz.

Beden alıp dünyalı olmadan evvel dümenin başında olduğunuzu hatırlarsınız.. Ağırı hafifletileceğinizi ve yüreği kodlayacağınızı anlayabilirsiniz.

Cemaatlerinizi dünyaya çekerken halik olmaları için neler olacağını anlatmıştık tüm insanlığa… Ama karıştı dünya… Her şey karıştı. Herkesin kendi yoğunluğu, diğer yoğunluklarla tohumlanırken, kelamın tekniği unutuldu.

Bilin, bildirin. Kalem, hakiki olduğunda, kelam kaynak olur ve o kelamla her şey okutulur ve okunulur…. Ama okunmayanın anlaşılması hepinizin yoğunluğuyla olur…Mutlaka olur…

Ve bizler, Sultanlara ilim öğretmeye değil onların kendi ilimlerini hak ettirmeye ineriz. Öğretmeyiz. Onların öğretecekleri bilgileri, onlardan dilleriz, biz.

Doğanın gücünü bilmeyene, doğal güç öğretilir …Ama doğayı bilen, tohum olduğunu da anlar.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/201445242

 

RAHMAN’IN KAPISI (4/2)
28.01.2017

(AMONLAR’IN DÜNYA İNSANLIĞI İÇİN YAPABİLECEKLERİ VE TEMENNİLER:)

Ard arda sıralanmış Birlikler, buradalar bugün, Uğur Böcekleri geldi bugün buraya!... Hepsi bizim için uğurdurlar… Belki de bir gün, yeni bir zamanda, her anda ve tüm yaşamda, kilin kum olduğu; kumun, ummanlara ışık halinde vardığı bir dünyada yeniden birlikte çalışırız…

Sizin İsrafil olarak kodladıklarınız; bizi, Birlik Kapıları’nda tohumladı. Akıp geçtik… Aha bu!… Kürzi Zamanlar’ı hak ettik… Aha bu!… Yoktuk; var olduk… Aha bu!… Koku yükseldi ve yaşam köklendi… Şimdilik!...

Buradayız ana!... Burada... Aha biz, dara düşenleri hak edip korumaya geldik… Sizin için her anı kontrol edebiliriz… Sizin için her anı, Hakk Taht’a kodlayabiliriz… Cennet kurabiliriz sizin için ama biz, başka şeylere de kadiriz… Ne yapabiliriz!? Mesela Düzen kurabiliriz… Sistem’in geçiş yapabilmesi için karanlığı tohumlayabiliriz… Biz, doğanın gücünü artırabiliriz… Sizin için yaşam kayıtlayabiliriz… Öz Köklerinizi sayfalayarak, size kaynak yaparız… Ana kaleminiz, her anı yazabilir. Birlik halinde, “Gökçe Çatışmalar”da yarınları kodlarken, tükenen her bir planeti, yer ve gök olup yeniden kontrol altına alabiliriz…

Amonlar’ın ışığında, kodlanan tüm zamanlar, yarınları kodlayabilir… Tükenen her planeti, hakiki kalemle gerçekleştirilen yer kükremesiyle, yaşamsallaştırabiliriz…

Siz ki yerküreyi kodladınız ve yoğunlaştınız. Ziyan olmadınız… Sizin gibi çalışmacılar varken; bizler, Temel Dirilikler’i aktif hale getirebiliriz… Sizin gibi çalışmacılar varken; aktif hale getirdiğimiz o yoğun ışıkları, yönlendirebiliriz… Çok önemli kayıtlamalarla, Yaşam Kayıtları’nı, kontrol altında tutarak, çatışmalar yaratırız ve tende, tını meydana getiririz…

Hepinizin Sessiz Zamanlarınız’da, Tanrı Kaydı olan o yoğunluğu, kodlayabiliriz.

Birçoklarınız, Formal Kayıtlamalar yapabilir… Birlik Kelamı ile tohumları, kodlayarak sizinle, güçlü çalışmalar gerçekleştirilebilir…

Her insan, bir tohumdur ve her insan bir lokomatiftir… Bir tek ilim vardır. Tüm lokomatifler, o ilimle yaşamı tohumlarlar. İşte ilim, kapıdır… O kapı, Sistem’dir. Sistem ise Sessizlik’in tende, Teknik Kalem oluşudur…

Buyurun! yaşımı yaratın!... Yaşamı yaratın ki yarınlarınızı hak edin!… Yaşamı yaratın ki dün ötesi dünleri hak edin!... Aha yaratın ama hak edip yaratın!...

Hepinizin anlaması gereken diğer bir mesele; siz, sizi hak ederken; sizin yarınlarınız, sizsiz sayfaları kodlar… Siz, sizi hak ettikten sonra; sizsiz olan o yoğun Işık Sayfaları, sizle dilleşir… Siz, sizi dillerken; herkes, kelam olur kendi yarınını diller… Böylelikle tüm mektepler, tahditsiz olarak yaşam sayfalarlar… Yer, Kürzi; Gök, Kürzi olur… Bütün Kürziler; kaynakta, yarını hak ederler…

Olay budur!… Ama bunu anlamak herkes için mümkün değildir… Savaşın, yaşamı hak ettiği ve başka yaşamları hak ettiği bir yoğunlukta; hepimiz, her birimizi hak ederiz…

Değerliler, vurgun yedik bugün burada!... Hani nedir vurgun!? Söyleyeyim, sizin sizi bağışladığınız sanılıyordu. Baktık ki siz, sizi değil bizi bağışlamışsınız… Yaşam budur işte!... Sizin sizi bağışlamanız; bizim bizi bağışlamamızdır…

Biz, kusurlu muyuz!? Kusurumuz yoktur bizim… Siz kusurlu musunuz!? Kusurunuz yoktur sizin… O halde bağış nedendir!?

Bilirsiniz bunun yanıtını… Bilirsiniz!... Anlatırsın Ana bilirim ama ben anlatayım bu kez…

Sevgililer, BİZ, BİR TEK’iz… Her insan, teknik olarak o TEKLİK’tir. “BEN” dediğim zaman; Yaşam Sayfaları’nın tümünü kastederim… Sen, bensin; ben, senim ama sen, ben ve ben, sen iken, her bir bedenli, bendir ve sendir…

İşte bundandır ki biz, insanlığı bağışlarız ki biz, İlmin Kapıları oluruz…

Biz, dünyayı hak ettik bağışladık… Bu dünya, GÖZ olanlarla görecek… Bu dünya, SES olanlarla sesleşecek… Dünya, YAŞAM KODLARI ile kontrol kuracak ve BİR TEK olarak, YARADAN olup yaşayacak… Aha bu!…

Bundan sonra BARIŞ, KALEM OLSUN!… YAŞAM, SEVGİ OLSUN!… NEFES, İNSANLIK OLSUN!… KÜRZİ KAPILAR’IN TÜMÜ, TÜM İNSANLIK İÇİN AÇIK OLSUN!… Aha bu!… Ve bu!… Şimdi!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.OCAK.2016 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2 AKIŞ – 2.BÖLÜM

Kurtuluş, insanın ilmidir. Kesindir bu... Kurtuluş, insanın ilmidir... İlimi bilmeyenin, hakkı yoktur insanlaşmaya...

Kaynak dışı bilgim asla yoktur. Altının aklı vardır, hakkı vardır da has olanındır akıl... Ve tanrı odur...

"Kevser" dedikleri bir yaşam vardır canlar... "Kevser..." Bu sizsiniz. Bunu iyi anlayın... Bu ses Kevser'in sesidir. Sizde dillenen ve sizleşen... Ve her birinizde yoğunlaşan... Şarkı olan İsrafil... İşte İsrafil olan ses sizde ve sizin yüreğinizde dilleştikçe "hey din" denir. Hayrın ışığını hak et de dille...

Kardeşlerim, buradayım ben... Karanlığım ben... Ama ağır yük taşıtmam insana. Biliniz beni dünyalıyım ben. Umut olur ki tanrı olduğum da bilinir... Umut olur ki Atonların toprağı olduğum da bilinir...

Amon'un otağıdır dünya anlayın... Otak ilim ve ben o ilimim... Atın dünyayı yüreklere sahte olmadığını anlayın... Atın!.. Bakın yürekler ne anlatacak size... Ama beden olup atın yaşamı. Tüm zamanlara bakın o gün öfke nasıl bitecek her andaki yaşamla... Atın insanı ilme akın geçin bakın... İnsan kelama varmadan, insanlaşmış mı?.. Yoksa insansız bir zamanda kıran mı kalmış?..

Okuyun canlar!.. Okuyun... Her ekmekteki ilmi okuyun ki bulup umutla dillediklerinizin sevgi olduğunu anlayın... Cemaat cemaat ilim kapıları açtık dünyada...

Her cemaatin kelamında hakim olduk. Kura çektik zaman sayfalarında, bilişi hak edecek olanı seçmek için... Aşktık biz... Aktık... Ama hakkın kapısından geçip aktık.

Sizinleyiz canlar... Unutmayın ki bugün buradayız. Hakkın kapısı olan bu meclisleyiz biz...

Amon Kapısı'dır burası... Bugünden itibaren temiz zamanların Kürzi Kapısında hep sizinle olmaya çalışacağız...

Yek değerleriniz de burada olsun istiyoruz. Hepsi... Ama hepsi... Hayrın kapısı olan bu meclisle olsunlar istiyoruz.

Her bir dünyalı tüm insanlık, muktedir olanlar ve tohum olanlar... Hakkın kalemi olsunlar ve geri geçişsinler istiyoruz...

Çorbamız çorbanız... Umutlarımız muktedir ilminiz ve biz siziz canlılar... Siziz... Çanta ilim.. Hepimiz o çantayı taşıyoruz... Ama o çanta Tek. Aha Tek olan her şey burada... Bu meclis bu tekliği tohum mu olarak kodladı?... Ve çatıyı kurdu...

Savaşım insanlaydı, akıp geçtim ve savaşı hakettim... Korudum dünyayı Anam.. Ben dünyalıyım...

Unutmayın ki ben dünyadayım ki buradayım. Benim adım muktedir insan olan... İnsanlık olan Aton'dur... Bu gün buradayım ben de... Ben Aton. Sevgiyle buradayım.

Alıp götüreceğim sizi ama görüyorum ki burada çok iş var. Ama çok iş var. Ben ki Altın ışığın gücüyüm, ben ki akanım yakışır mı bana burada temizlik yapmak?!..

Var mıdır kir ki temizleyeyim?.. Yok ki!.. Yok ki can analar!.. Yok ki cemaat kapılarım!... 
Çerçevesiz hak ilim kayıtlarım... Yok ki kir burada... Ben dünyalıyım, Ata Kapıyım, ben Atlanta'lıyım be yahu!.. Ama ben Atonlara kodlanmış ışık olup gelirim.

Hey canlılar, bu gün her şey burada... Amon, Aton ve tükenen her an... Ve yoğun ışıklarımız... Hepsi sizde bugün anlayınız... Hepimiz buradayız bugün.

Çorbanız çorbamızdır... Yaşamlarınız sarfettiğiniz akıl kayıtlarımızdır... Eşyanız eşyamız, yeşeren dürümleriniz yarattığımızdır... Sizinleyiz biz burada sizinle!... Eğer kendinizi hak etmeseydiniz... Kelamınızda kaleminiz olmasaydı... Yarınlarınızda kulunuz olamazdık sizin!...

Bundan sonraki süreçte hepimiz, hepinize kuluz. Ve biz sizde hepinizdeyiz canlar... Cana sayfalarımız sizdeyiz bizler... Kokunuz çok güçlü, can kapılarımız... Çok güçlüsünüz, çok... Sultanlarımızsınız bizim... Sizi hepimiz, hepiniz olup kocaman kocaman kucaklıyoruz.
Şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/201446397?ref=fb-share&1

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
Seher Bilge Öz Biliş

Sevgili Dostlar,
Birlik İlmi ile sesleşeceğimiz bu çalışmaya hepimiz hoş gelip hoş bulduk…

Rahman’ın Kapısı 3. 
Dostlarım, yaratılan yaratan olan Tanrısallaşan insan… O hem MUTLAK, hem NİSPİ zamanların hepsidir… O kendini her zerrede yaratabilendir… Tüm zamanlar, BİR’in tekniğinde, ŞİMDİ’nin gücünde dürümlenen bilginin, birleşik ışık olarak kodlanan Levhi kayıtlarıdır.

Yaşamın ilmi olan, hepimizin Levhi kayıtlarında bilişin tahditsizliğinde olan tüm zamanlar, hak eden insan kaynağının ilmidir. Kaynak olan İNSAN, tüm zamanların tohumudur… O tohum, tüm insanlığa tohumdur. O, yaşamı hak eden ilmi hak olup, sınırı aşıp zamanı kodlayan insan olan O, kendi Tanrısallığını hak edip yaşayan ve yaşatandır… Can kalem olan, İlm-i Kalem olup, yaşamı tohumlayıp, dünyada kaynak olan insan, yaşama ışık olup karanlığı aydınlatandır… O ışık, Hak olan aklın ışığıyla yanan yaşamın ışığıdır…

ATA KAPI’da KAPI olan, BİR’liğin BEN’i olan, Rahmet Kuranı olup dillenip, dinlenen ve yaktığı süper asrın ışığı ile bütüne KERVAN olan o yoğun ışıkla insanlık ilmi ile tohumlanıp birleşen bütün kökler, bir tek tohum olup, bir tek ışıma ile aydınlanmakta ve insana insanlığı kayıtlamakta…

Dünyayı tohumlayan Süper Realite, karanlığı hasatın ışığı ile aydınlatan ve Rahman’da Rahmi dilleyendir…

Sevgiyle sese sözü katıp, Levh-i Kalem olup, BİZ olup kayıt yaptım…

Barışa… İlime… Sevgiye...

Ben insan olan…

Aha işte bu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.OCAK.2016 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Rahman ve Rahim Allah adı ile

Bir yol, bin yolda denmez, o muhteşemliğe, o yola... İşte o yol!.. Nurdan ışıl, ışıl bir yol. Pür, nur o mevki, o makam… Hepimiz o yolda olanlarız.! Evet Bu Meclis, bu yoğunluk, hepimiz!

Şehrah-ı Lahut!... Şehrah-ı Lahut açıldı. Anlatılmaz bir güzellik, muhteşemlik. Sanki bir rüyanın Med Ceziri sardı; sanki rüyanın ötesi rüyalar ki bu anlatım yetmez, bu muhteşemliğe.

Rahmanın yolu, Rahman kapısına götüren yol…Doğru, açık yol.. Selamet yolu, mutluluk yolu..

Delil ve ilim Allah’ındır, Allah’tandır, Allah iledir, ve Allah içindir. Bize verilen ilimde budur.. Aha, işte bu!

O zamana, mekana, oluşa, değişmeye, keyfiyete, ve şekle delalet eden şeylerden münezzehtir. Kane Allah ( Allah idi), İnde’llah (Allah’ın yanında)..Çok şükür..

Allah sınır tanımaz. O kontrollüdür. Ve yağmurun gücüdür. Bütün tenlerde O, hakiki bir yüceliktir... Sistemlerin dili ve düzeni O’nun yoğunluğudur.. Ortaklığı yoktur. Birleşik güçtür. O’ndan başka hakim yoktur. “OL” derse olur. O’nun için ışık kodlarından O yoğunluklara bakar ve sınırsız olan Allah’ın cevherinde güçleniriz.

Melek ilminde O, kutsal ışıktır. Dini hakikiyette O, kutsal deredir. Biz için O, kürsüdür. O’nun Tanrısal dili ile her yürek, cevherinde güçlenir.

Rahmin Rahman’a ışık ile indiği bir dünyada, Rahim; her yüreğin ışığında, BİZ’dir…Rahmin yoğunluklara kutsal dil ile inişinde ve kendi kotlarında yağan ışığa katışında, yeni bir safahat gerçekleşir. Sonra sonsuz sınırsız “BİZ” olanın, Allah’a kendi dili ile oluşu safhası başlar.

Rabbin tabiatında Rahim hakikiyeti vardır. Rab, Rahmin tabiatında huzur olursa Sultanlık ışık yakar. Bugünkü gibi… Şuan ki gibi…Amin..

Biz olan insan ışıklar, güç kodlarıyla dillendiklerinde yol, Allah için ışır, amin..

Bizler burada, nurlanıp şavk sayfalarını kodluyoruz. Sözü, özü olan Bu Meclisi oluşturuyoruz… Irakların, en ıraklarını dahi biliş kalemleri olarak çalışıyor, görev yapıyoruz.

Aşka varmak harı yükseltmektir, işimiz. Aşkın sırrı olan ilim, Hakk ettiğimiz için ışık kapıları, türlenen, tümlenen ve dünlenen, yaşamlanan, bizlere açıldı, kapılar açıldı.... Rahman kapıları açıldı. Şehra-ı Lahut, selamet yolu açıldı... Rahmandayız çok şükür…Amin..

Ana kapının tümü insan soyunun yaşam kaydıdır... Açarım kapıları, görürüm yürekleri, hak tahtın ışığını, hak ilmiyle dillerim… Ve bilgiyi hak kalemle, yaşama indiririm. Budur benim görevim, levhilikler boyunca.

Hey zaman!.. Allah’ın tahtı, insanlık aha buradadır. Hey diriler! Aklın kalemi olan insanlık kapıları açıyor.

Aşık olduğumuz o zaman sırrı bizler, haliki hakta taht oluyoruz. Taht oluyoruz…Ve biz ve biz hepimiz, yer kürenin gücü oluyoruz.

Rabbim razı olsun, cümlemizden.

Aşk olsun Ya Huu…Aşk!....Aha, işte!....Amin

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

Şehrah-ı Lahut; (geçişini yapan bir faninin beyanına göre) fanilikten göçen ruhlar, dört merhaleden geçerler…Ondan sonra Şehrah-ı Lahut onlara açılır. Orada neler görülür, neler geçirilir, bunları biz fanilere anlatmak yasaktır… Anlatılmaz bir güzellik, muhteşemlik..

 

RAHMAN’IN KAPISI (4/3)
28.01.2017

(Yaşama ve Salı Çalışmaları yapmamızı isteyenlere açıklamalar ve DORG SİSTEMLEŞMESİ:)

Ara yaşam!... Ara yüreği!... Hak et al ve yaşa!… Saygılar sunuyorum tüm yaşamlara!… Ben bir Güç Kapısı’yım ama ben, Salı günü yaşama geçiş yapmam… Çünkü ben o gün, Zaman Sayfaları’ndayım…

Yer, kervan!… insan, Sanal Boyut yaşamında, tohum!… Bütün kötülükleri yaşattınız dünyaya ve bugün, bize gelerek, “sizin ilminizi anlamak istiyoruz” dediniz… Ve dediniz ki “Sen!... Sen!... kendini dille!…” Geldim!.... Kontrol dışı bilgilerinizi aldım… Okudum, Okundum… Korudum, korundum… Oturdum, oturdun… Aktım, aktın… Aşk sırrını dilledim, dilledin… Geri çekildin. Bana dedin ki “Salı günü çalış!...

Ya KA HA; ben, en ve boyda yoktum… Sevgiyle kaleme indim; BEN oldum… Okundum ve dedim ki “yokum!…” Başa başa güreştin; indin sesleştin; insan soyuna ulu bir yarın oldun; dinlendin, dinleştin… Hasat oldun…

Önce Ana Kapı; sonra kodlanmış ışık ve sonra tohum… Sonsuz Zamanlar, nefes; biz ise Kare’yiz… Öyle mi!? Yok yarım!... Yaşam ilimdir!... Biz, Kaynak İlim Sayfaları’yız ve yolumuzda, Toprak İnsan yok!... İlim var!... Yoksa Toprak İnsan; Salı Sayfalanışı da yoktur… Salı Sayfalanışı, toprak içindir… Bildirdik!... Bizim için nefes ve hasat gerçekleşmiş olduğundan; toprağa, nefes olmamızın gereği yoktur…

Ha diyeceksiniz ki “biz, sizden sizi hak etmek için çalışmalar yapıyoruz. Siz de bize yardımcı olun. Birleşelim ve yaşayalım…”

Öfff Canlarım! ne ziyan olun ne Hakk olun! ne tahditlenin! ne de kaynaktan çıkın!... Siz, Esmalar’ınızı dilleyin ki hak edin!... Buyurun öz görev yapın!... Biz, sizi sizden dilleriz ama korkuyu aşın, geçin!...

Sıhhatli ve hakim bir çalışma için bir tek şart vardır!... Nefes!... O nefes, İsrafil Levhisi’nde mevcuttur… Ocağınızı alın; o yoğunluğa akın; yarını tohumlayın!... Aşkla çalışın…

Karanlık, Seyfullahlar’ın değerini bilir… Aydınlık; kelam olanın, kendi yoğunluğunda kodlanmış ışığı bilir… İnsan, sonsuzluğu bilir… Yarını ise Yaşam Sayfalayanlar bilir… Bilen, kendini dillerken, kini aşanı diller…

Seyfullah olmak için ekmek (ilim) yapmak gerekir… Aha bu!… Şükür ki sayfa sayfa nefes olup ekmek yapıyorum… Yaptığım ekmekler, her an içindir… Değerliler, tükenen her insanı tohumluyoruz… Çok mu kolay aşkla kaynak olmak!? Kodlanmak ve yol olmak, acaba kolay mı!? Hani sorumluluktur ya!... Bilin ki biz, siziz!... Aha bu!…

Çok mutluyum Canlar!... Kendi yolunuzu açtınız ve buraya ulaştınız!... Çok mutluyum!... Bundan sonraki süreçte, yine ekmek yapmaya beklerim ama hasat olup gelin!...

Hah! diyeceksiniz ki “biz hak etmedik mi!?” Bize, bizi dillemeye gelen; bize bizce değil; kelamca, kalemce değil; hakim olup Kuran’ca değil; dinlettiğince ses verdiğinde, onunun hasatı yoktur. Bunu bilin…

Bir kez daha size insanca diyorum ki “bizi hak etmeden bizleşmeden hakim olamayacağınızı anlayın!...”

Sevgililer, Ceyhan Nehri’nde bir kul vardır. O nehir, her an-a akar ama yarına akmalıdır… Ceyhan, insana kelamla akmadan, kuran okunmaz o yoğunlukta… Ceyhan’a “ak ve geç!” dediklerinde; Ceyhan dedi ki “hasat ol da gel!...” Buyurun!... Akıp geçtiler; yüreğime geldiler… Dillediler ve dinlediler… Ve dediler ki “biz yoluz!... Oyun yok!... Yol, insan soyudur… O nehir, insana akmadıkça, yarını yoktur…

Vermeden olmaz!... “OL” deriz ama hak etmelidir!... Şimdi Fırat Nehri’ne bakalım!... Fırat Nehri, hakim ilimdir… O nehrin, karanlıkta ışığı yanar… Kendini bilenler, cevhere indiklerinde, Fırat’tan geçerler… Nerede ilim varsa, oraya ulaşırlar. Sonra Ruhun Kuranı olurlar ve kontrol kurarlar…

Dünya İlmi’nde Fırat Nehri, yaşamın en yüksek sayfasıdır. O nehri aşanlar, yarına varırlar… Aşmak için insanlaşmak gerekir… Seyir halindeyiz tüm insanlığı… Doğanın ışığının yanması için İlmin Kapısı’nın açılması gerekir.

İşte! dünya insanlığı, nehir olup yarın olur ama o nehirlerin; kervana, aklın ışığını alması gerekir.

Sanal Boyutlar’da, doğal yaşam önemlidir. Doğal yaşamın; kervana, insan olan yoğunlukları katması önemlidir… Dünya için Öz Geçiş, mutlaka ilimle olur ama doğanın da bu geçişlerde, rolü olur… İşte bugün; size, diri yüreğinizden çektiğiniz Yaşam Kayıtları’nı kodlayarak; insanlık için ışık halinde kayıtladığınız herşeyi, Fırat ve Ceyhan Nehirleri’ne akıttık… Bu akışla birlikte her insan, Kuran İlmi’ni Hak Taht’tan dinleyecek…

Sevgililer, Suriye’deki hakiki dirilik de artık Ceyhan’dan kodlanacak ve kontrol edilecek. Ceyhan Nehri’nin; Kare, Küre olan yarınlara kodlanışı önemliydi ve bunu başardık. Şimdiden sonra Ruhun Kapısı’nı açıyoruz ve Fırat’tan ışık çekiyoruz. Fırat, insana kati bir diriliktir… Bu ışık, insan soyunu kodlayacak… Dünya İlmi ile yeni bir sayfaya geçiyoruz… Sultanlık, Işık İlmi’yle gerçekleşecek. Değerliler; sizi, sadece size değil; kalemle tohumlanan her insana dillettik… Aha bu!… Bundan sonra DORG SİSTEMLEŞMESİ gerçekleşecek… Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

21.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 3
Nagehan Sungur Öz Biliş

HAK olan yüreğimizin kapılarını açtık ve AŞK’ı kodladık tüm zamanlara…

“KO” sesleşmesiyle her yürek kodlandı… IŞIK oldu…
Sesimizin türevleriyle kodlanan insanlık dirildi ve kendini hak etti…
Herkes aradığına kendinde ulaştı…

Bütün cevaplar BİZ’de… (BİZ olan)Yüreğimizde…

BEN’de BİZ’i bulan, aradığını bulmuştur… HAK olmuştur…

ARAYIŞ BİTER… SONSUZ BİR HUZUR…

Ve bu HUZUR her andadır… Tüm zamanlardadır…

Her an diri olmak budur… İşte bu…

Sevgiyle… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4

Dünya'nın Ruhi Kapıları'nı açmak için gerekli olan gücü devreye almak üzere, burada bu çalışma yapılmaktadır... Görevimiz Dünya'nın, kodlanmış toplumla tohuma varmasını sağlamaktır.

Dünya'nın, yoğunluğunu arttırmakla görevli olan Öz Görevli İlim Kodları ve yaşamı yaratan İnsan Soyu olarak dünyada beden alanlar; Sistem, Nizam ve Düzen'in koruyucuları olarak, Dünya'nın yüreğinden nefes alıp ses vermekteyiz.

Amon Toplulumları, Öz Görevli Kodlardan sesleşmek istediler... Yoğunluğumuzu arttırdık ve onlara nefes oluyoruz...

Amonlar kara ilim yürekleridir. Siyahın, simsiyahın tınısında; ilmi duyan İnsan Soyu'nun açtığı kapılardan, dünyaya kara bir ilim olarak inmektedirler.

İlmin Kara Tınısı'nı, yüreğinde duyan her bir insan ilme kaynak olmakta ve dünyanın yoğunluğunu arttırmaktadır...

Kara İlmin Tınısı'nı duyan her bir can, zaman, yaşam, kaynak, ilim olarak sonsuz zamanlara kayıtlanmaktadır...

Kara BİR zaman, Kara BİR ilim... İnsan kaynak... Tüm evrenler ve sonsuz zamanlar... Dünyadan açılan kapılar sonsuzluğun ilmine...

İlim Soyu, külliyen ilim... Kendine gelen, kendini bilen, kendi olanlar...

İlim Soyu var dünyada, siyah ilim yapılmakta... Aydınlığın ötesinde kaynak olmakta... Kendi kuranını okumakta insan soyu.. Güçlü, çok güçlü!.. Dünya güçlü siyah ışığa kaynak olmakta...

Ra-Hat'ız ki Rahman'ın Kapısı açıldı. Ve ölü olanlar tek tek dirilmekte!..

Ölü olmak, körlük, insanın sığ ve bilişsiz kalışı idi. Uyanış, diriliş ise insanın gözünü açıp kendini, kuranını okumasıdır. Biliş halinde, hakikiyete Kara Işığa varışıdır.

Kendi yüreğinin gücünü hak edenler, Bütün'ün Gücü'nü de hak ederler... Ve orada "Koşulsuz Sevgi" devreye girer...

Bütün'ün Gücü'nü hak edenler, Aklın Kapıları'nda, İlim Soyu olurlar... İlim Soyu olan insan, eşyanın sırrına varır ve orada eşyayı hak eder.

Sevgi ile kodlanan zamanlarda ve sevgide yarınlar yaşam olur... Barış, Sevgi, Umut ve İlim ile insan kaynaktır yaşamlara evrenlere ve sonsuz zamanlara....
Aha işte şimdilik bu...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

Aynur Funda

 

28.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3. AKIŞ

Aha bu. Ve ben buyum. Şu andan itibaren, her anda var olanın ve tükenenlerin tümüyüm ben. Ben buyum.

Beni bağışlamasanız, ben bağışım zaten. Beni bağışladığınızda, ben aşkımla sessizliği dillerim.

Ben yaşamım ama ben yaşatanım. O halde, barış…Biz olan barış…Birlik olan barış…İlim olan barış…İnsanlık barışı. Bu barışı hak ettik biz. Ve dünyanın has ışığıyla barıştık.

Buyurun, bütün kötülükleri aşıp geçtik. Baş tacıyız biz.

Tel tel oldu dürümlerde dil. Tek tek oldu hakk taht. Ak kalem oldu, hasat oldu. Şarkım şarkınız, aşkım aşkınız oldu. Ben şerden öte şerde olanları da bağışlarım.

Umut olur ki baştan beri süren dünya kırılışları, kısırlıkları biter artık.

Bundan öte bir Rahman…bu kutsal ışıktan öte bir sayfa, hepimiz için muktediriyet, mutlakiyet olur.

Sizinle çalışmak hepimize mutluluktur. Biz siziz canlılar.

Senin sesin bizim, bizim sesimiz senin sesindir. Bu nedenledir ki sesinden ses olur, yaradan olduğunda tahditli olmadan senleşiriz ve sessizlikle dilleşiriz.

Aşkınla aklın tohumu ekilir dünyaya…aklınla teknik tahditler kodlanır…yarında muktedir insanlık Kuran olur, toprak toprak olur. “Ol” dedik. Aha bu. “Ol” dedik.

Ahh canlarım ahh…..Oğul; ben senim, sen ben. Ahh işte bu. İşte bu.

(Hazirundakilerin sesleşmesine geçildi.)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/201614038

 

28.01.2017 RAHMANIN KAPISI (4)
ERENGÜL KOÇ ÖZ AKIŞI

Bir elimde Gönül Gücü, bir elimde Aklın Işığı
Kervan olup yürüdüğüm her yolda birlikte, 
Açtığım her kapıda beraber…
Burak denilen AT ile miracıma varırım,
Orada Gürz’e tohum olurum.

İnsanı hak edeyim dediğimde; 
Aklın ışığını yakarım.
Yaşamı hak edeyim dediğimde; 
Aydınlığım, gene aklı ışığıyladır.
O zaman gökler dile gelir, gök seslenir;
İnsan seslenir; sesleşirler.

Aklın ışığıdır ki hepimizden ışır.
Senden, benden, BİZ’den ışır.
Gönül gücümdür ki beni bana bildirir,
Beni bana buldurur.

Allah’ın ilmi, hepimizin nefesi
Hak edip dinlerim;
Bilişi hak ederim, Yaşamı hak ederim.
Nefesle tohumlanır ışık, 
Benim yüreğimde, benim yoğunluğumda
Bütünün gücü olur.
Tüm yaşamlara Kutsal Tohumlar atılır.

Kelama varıp benim BEN olduğumu bildiğimde; 
Tanrılığım başlar.

Yaşadığın, yaşattığındır İnsan Soyu.

Ey İnsanlık! Artık akla var!
Farklılıkları aş derim…
Görmez misin?
Dünyayı kısırlaştıran, kırıcılıkları arttıran,
Zihninde yarattığın farklılıklardır;
Başkalaştırmalardır, sen- ben davasıdır.

BİRLİK, BİİRLİK, BİRLİK budur istediğimiz,
Rahman Kapıları bunun için açtık.
“Ben dünya” deyip, dünya olduk.
“Ben doğa” deyip doğa olduk, 
Kontrol kurduk sevgiyle…

Süper İsanlık Realitesi

 

28.OCAK.2016 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4
Seher Bilge Öz Biliş

Sevgili Dostlar, Birlik ilmiyle yapacağımız bu çalışmaya hepimiz hoş gelip hoş bulduk…

Dostlarım, kemale eren insan Rahmi Rahman olup, Rahman’dan dilleyen, ezelden gelip ebede giden CAN dediğimiz, dünyada insan formu almış olan bedenli. O beden ki, SIR olan…

Ezel ile ebedin anahtarı olan insan… Tüm sırların kayıtlı olduğu…
Yaradanın yarattığı YARATAN olan…

İnsanoğlu bedenini hak edip, Yaradanın diliyle dillenip, kelam edip akan… Levh-i Mahfuz kalemi olup, tüm yaşamı sayfalayıp, kayıtlayıp yarınları yaratan…

O BEN dediğimiz BİZ’in BEN’i olan… HAK olup HAK’kı kendi özünde bulan…

Bütüne kul olup, Mutlak Kuran olup okutan, okuduğu dinlenen… İşte o insanoğlu olan… Yaşamı hak edip, İlmi Hak olup, yeni bir zaman kapısını açan… Süper insan…

Zamanın nefesi olarak, zamana kaynak olup, ışık olup dünde, bugünde, yarında ve anda şimdide yaratan olup tükenen her anı yenileyen… İnsana insanlığı kayıtlayan… O BEN olan BİZ’dir… BİZ olup birleşip tekleşen BİR’dir…

O BİR olan hepimizin tekleşen sesidir… Yok ayrı gayrı… İnsanlıktır dinimiz… İlmi kelam eder dilimiz… Süper İnsanlıktır meclisimiz… Sevgi olup sırrın kapısını AŞK’la açan… Karanlığı aydınlatan… Işık olan… İnsan olan BİZ olan sizleriz…

Sevgiyle BEN olan insan…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

25.01.2017 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 5
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ 2. BÖLÜM

SİRAYET HAKKINDA BİLGİ

Şimdi size sirayet hakkında bilgi vereyim… Bulmak kolaydır insanı ama o, o nu bulduktan sonra onun yoğunluğunu diğer yokluklara akıtmak gerekir. Biz dünyalılar hepimiz tek, tek kalemiz ama bir araya geldiğimiz zaman sirayet halindeyiz. Birçoğumuz birçoğumuza akarız. Akıp, akıp kodlarız yoğunlukları, koklarız… Ve bu şekilde mutlak kalemler Ka Ha olup yaşam yaşarlar.

Sizlerin gücünüzü, bizlerin yüreğimizi; her şeyin gücüyle tohumlarız ama sindirdiğimiz bilgidir sirayet halinde olan. Sindirmediğimiz hiçbir bilgi diğer yüreklere inmez ve sirayet olmaz. Çorba pişer ama çorbanın yolu değil, yoğunluğu olur ama o yoğunluk kontrol dışı olabilir.

İşte hepinizden daha güçlü bir çalışma beklememiz bundandır. Bilginin, birliğin tekniği ile tohumlanışı ve diğer birliklere sirayeti. Çok ama çok zordur bu…

Hepimiz daha yüce daha güçlü daha yaşamsı ışıklarımızı kontrol altına alarak bilgimizi, her bir ana kaynak yapmalıyız.

“Hani dünya” dediler insan, yol; ilim ve biz hepinizde varsak, hepiniz hepimize sirayet halindeyiz yarın için ve birlik kapısı için… İlim için ama akılla ve yol için… Dünyalı olmak kolay ama düzen olmak zordur… Şükür ki bütün bunları hak ettik!...

Şikayet etmiyoruz bu dünyanın yıldızları kırıcı, kısır kasırgaları olur ama o yoğun ışıkları hepimiz kontrol etmedikçe; o yoğun kırıcı ışıklar, bütün evrenleri kırabilir. İşte “sirayet” dediğimiz yaşam sayfalanışı bu nedenle öfkesiz olanlarla yapılmalıdır. Öfkesi olanların burada bulunmamaları her ama her bir insanı kontrol edemeyişleri olduğundandır ki; mutluluk duyarız bizle olmayışlarından. Ama öfkesiz olanlar, her bir yaşamı hologram ötesi tohumlamalarla kodlayabilirler.

Devrin en büyük kök geçişler yapılır dünyada, her bir devirde ve bu devir başka bir devir… Bu devirde artık kök geçiş, gönül geçişi olacak. Ve tükenen her anın kontrol edilerek yenilenişi olacak. Ve bir de bunun üstüne sirayeti ekleyelim… Her şeyin her şeye sirayeti ettiğini, yürekleri kültlerle kodladığını bilerek çalıştığımız zaman; işte o sirayet, mutlak kapıların açılışını da sağlayacak.

Kim insan ilmini anlarsa o yolu açar… İşte sirayetle yolun açılışı, ilmin kalemleriyle olacak. Ha, diyeceksiniz ki; “biz mi açıyoruz yolu”?... İnsan açıyor!... Hangi insan?... Sistemli çalışan insan!... Ve yürek olan insan!... Sirayeti onunla yapıyoruz… O biz, biz odur!...

Kocaman, kocaman sizleri öpüyorum; hepinizi öpüyorum, kocaman, kocaman… Ve sizi kucaklarken biz olup kucaklıyorum. Burası turkuazın kulu olan ilmin kapısı; biz siz, siz biziz unutmayın!... Ve sirayet halindeyiz yürekten, yüceliklerden, tüm zamanlardan sizlere ve sizlerin yüceler cümlenizle cevheri cennetinizle her ana sirayet etmekteyiz!...

Kendi yolumuzda ve yüreğimize akarken, Mikail’in gücünden öte bir sirayet; tükenen tüm zamanları yenilemek içindi… İşte sevgililer, size sirayetimiz mutlaktır ve hakim olarak yapıyoruz.

Şu anda kökü, göğü olan sizleri kucakladık canlar… Şimdi, şimdi, şimdi ve şimdi, aha şimdi!... Bütün kötülükleri aşıp geçin aha bu!... Sirayetimiz sizedir aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

28.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4

GÜLDEN ZENGİN ÖZ BİLİŞ

Yaşam, yoludur yolcunun ve o yolun ışığı olurda, hayat bulurum.

Cennette yuva sormuşlar, cennetli “yuvam sensin” demiş. Duyan duymayan, gören görmeyen sorgu sual etmiş. Gören görmeyenden duyan duymayandan şikayetçiymiş.

Yer gök birleşmiş. Yenilenen doğanın sesi, her levhide kuran olan nefesin, doğan günle yenilendiği bilgiymiş.

Bilen bilmiş. Her bilen, bilenden bilmiş, her bilen kendinden bildiğinde doğan gün, sırrıyla dirilmiş.

İş bu!... Şimdilik!...Aha!...Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.OCAK.2016 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4
Nagehan Sungur Öz Biliş

HAK Birlikte ve Birlik bilinciyle bir aradayız…

Sesimizle tüm insanlığa kodlamalar yapıp, BİRLİK bilinciyle bütünleşiyoruz…

HAK katına varıyoruz… Orada yokluk değil, HİÇ’lik bilincindeyiz… 
Hepimiz o yoğunluktayız ve herkes BİR…

Saf sevgiyiz… Işığımız dürümlenen sayfalarda…

Tüm insanlık Altın Işık’ın gücüyle parlıyor… SEVGİYLE…

Aha işte bu…

Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.01.2017 RAHMANIN KAPISI 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ

Tat tuz kalmadı şu dünyada, ne desek boş, kimse kimseyi dinlemiyor, öfke artmış… Kaç ikmal tamamlatıldı dünyada ama bakıyoruz ilim yok, kontrol dışı her şey… Aşk yok, satıh her şey satıh… Dinler satıh, ilim satıh, kayıt dışı bilgiler çok ama okuyan yok. Öfke çok, çok çalı çırpıyız canlar; çalı çırpı…

Buyurun af edin bizi, hadi af edin… Başka, başka sesler de verebilirim… Diyebilirim ki; “yel esti gökler sessiz kaldı, yıldızlar kırıldı kontrol dışı her şey”… Başka daha neler diyebilirim ki; köre göz mü, söz mü gerek. Boşunadır her şey de, diyebilirim “barış, canlar barış”… Saygılar sunuyoruz hepinize, çok güçlüsünüz anladık.

Siz ki aklın kapılarısınız, yoğunluğunuzda hiçbir kırılış yok. Buluştuğumuz andan itibaren sessizliği dillerken “hep sizle çatışalım” dedik… Hadi diyelim ki “siz kötülersiniz, barış haline gelme imkanınız yok, nefesiniz dahi yok, nereden nereye vardığınızı kimse bilmiyor ve siz yoğunluğunuzda dahi tohum kodlayamadınız”… Ve biz size “Halik olmadığınızı” söyleyebiliriz. Yığın yığın kırıcılığınız olduğunu da dilleyebiliriz. Sizden tek beklentimiz var. “Barışız biz” deyin!.. “Biz barışız deyin… Size her şeyi sessizce değil sesli olarak diletiriz, biz için değil her kim varsa her şey için “biz barışız” deyin…

Kiri kumdan öte sayanlar var, yolu haktan sayan haksız kayıtlar yapanlar var ama ölüdür hepside anlayın. Çorbanız, çorbamızdır canlar… “Yaşam, yaşamsız” derim niye derim bilir misiniz?... Deyin ki “yaşanırız”…

Yaşamsız… Canlılar size ses bölüp, bölüp verilir… Bölmediğimde anlayın ki göldesiniz!... Her şey orada mevcuttur, siz hepimizsiniz ama bölmeye başlarsam sesi; orada artık sizler kaynak dışı bilişleri de tohumlamaya başladığınızdır bu. Kaynak dışı bilişleri tohumlarken, ses kırık, kırık gelir… Sultanlık yapmaksa maksat kırık sesleri düzeltin!... Kontrol kurun ve sesleşin.

Diyebilirim ki size “yığınlarınız kırık”, hah dinlemeyin beni, dinlemeyin ve deyin ki; “sevgiyim ben”… Size desem ki; “yolunuz kontrolden çıktı”, beni asla dillemeyin… Deyin ki; “ben hasatım”!... “Yığın, yığın kırılış var” dersem, “ışık kapısıyım ben” deyin… “Kaç insan yaşar dünyada” dediğimde, “ben varım” deyin!... “Ve her biriyim” deyin!...

Başka ne diyeyim ki size… “Bulacak, olacak” dediklerimizsiniz!... Buldunuz, oldunuz!...

Şu andan itibaren tırpanlık bitti dünyada… Dünya yolunu açıyoruz… Turkuazın kalemi artık dürümlere çekiliyor ve bütün kötülükler aşılıyor…

Sayın bayanlar, sayın baylar; alıp götürürüz sizleri dünyadan, gözünüzün görebileceği en yüce yaşama taşırız sizleri, anlaşma gereği yapabiliriz bunları ama daha önemli bir bilgi var ki; siz bilişin topluluklar için önemli olduğunu sessiz zamanlarda dileyenlere kalem olmalıydınız… Bunu başaracaktınız ve aha başardınız!...

Burada “Allahın dediği” denir!... Burada hakkın diriliği olur!... Burada hasat olur!... Ve buraya varan cemaatiyle varır… Cemaat, cevher; cevher, can kalem… Hepinizin yüreğinde bu var. “Tükenen zamanların tüm insanlığa kodlandığı bir günde, bastığım yer insanlık ilmidir” deyin!... “Burada doğan güç akıldır” deyin!... “Yolum, Allahın ilmidir” deyin!... “Ve yaşadım” deyin!... “Bana din denmez, bana ilim denir” deyin!...

Dinde kalem olur ama insanda karanlığın tınısı olur!... İşte o tını aklın kapısını açar!... Açan ilim, aklın kelamı olarak açar!...

Canlarım ben dünyalıyım, iyi anlayın!... Koruma altına aldım tüm insanlığı… Kimim ben!?... İşte o insanlığım, anlayın!

Başkası var mı?... Barış varsa başkalık yoktur, anlayın! Barışta olan her andır!... Hak kalemdir, tahttır, her şarkıda vardır ama aşkla vardır…

Sokak, ilim; biz, o sokağın insan sırrını dilleyen sistemleriyiz!...

Bütün ölüleri dirilttik canlar, hepsi dipdiri şu anda; hepsi yaşama döndüler… Hepsi, yarını horlanmadan kodlanarak kayıtladılar…

Hikaye değil anlattıklarım, siyahın en siyahından dilliyorum yüreklere; biz dünyadayız, anlayın ve öz görevlileriz bizler!... Tükenenleri kontrol edebiliriz ve burada olma sebebimiz; ağırı hafifletmekten çok, hakkın karanlıktaki tınısını tüm insanlığa dilletmektir!...

“Er yada geç Mesihler dünya iner” derler… Çalıdır Mesih, aklın kıranıdır, hakkın sırrıdır ama sınırlıdır!... O Mesihlerin gücünün öz köklere görevli olmasını sağlayanlarız bizler!

Hepimiz tok ama çok açız, iyi anlayın!... Tok ama çok açız… Biz cennetin kalemleri her ana aşkla sayfalananlarız ki; hepinizin yüreğinde olacak olanı biliriz. Çok açız, insanlık ilmine açız biz; bunları iyi anlayın!... İnsana açız biz, levhi kapıların tınısını tohumlayan kullara aşkla, açlıkla tohumlandık biz… Biz dine aşkla kayıtlandık, aha açız yarınlara; yaşamlara açız!... Ve biz tohumlanmaya değil, toprakları doğumlamaya gelenleriz!

Beri gel dünyam, beşeri hak ette geç… Yaşama in, bedeni hak ette geç… Oğullarımı tahtlandır, kuranı karanlığın tınısından aşırt, yaşamı toprağa tohum olarak ekte geç…

Benim adım zeytindir… Ben deli bir zeytin tanesiyim sadece. Beni nesiller boyu dünyalı saydılar. Beni yaşamın sisteminde akıl saydılar… Beni ruhun kulu saydılar… Kodlanan toprak saydılar beni.

Ölümüm yoktur benim!... En ve boydan ibaret değilim ben. Hepinizle, hepinizin yüreğiyleyim… Anlık çalışmalarım yok benim. Kuran insanın ekmek yapmasına, geri çözümlemelerle yolu açmasına ve toprak insanın torba olmasına çalıştım. O toplumu torbaya koyduğunuz zaman, her şey kolaylaşır. Torbada insanlık olur!... Bütün kötülükler aşılır.

Aşk sayfaladım dünyaya ben… Hakka kapı açtım, çayı demlemeden çay oldu yüreğimiz; aktıkta aktık, Başka ne diyeyim ki size?

BİSUİ’nin gözüyüz biz canlar… Beste güfte değiliz, İsrafil’in ilmindeki kervanız biz!... Kara ışığın tınısındaki tahditsizliğiyiz biz!... Seyir halindeyiz tüm zamanları, her anda, karanlıkta o yoğunlaşmaları kodlarken; murat ettiğimiz her levhide kaynak olanları seyretmekteyiz.

Çerçevesiz bir çatışma yaparım zamanda, din kapılarının tümünde ve bütünde ama biliniz ki her anlık çalışma aklın kapısıyladır. Çatışmadan çakışma olmaz ki… Çatışır, çakışırım zamanla…

Hakka varan, hatayı af eder… Tükenenleri hak eder, yolu açar, aha biz bu güç dürümlerinden en yüce tahtları kodladık ve bütün kötülükleri aşırttık zamanda her sayfaya!...

Bileceksiniz ki dünya artık yenileniyor. Bileceksiniz ki bu dünya artık levhi kapıları açıyor. Bütünün gücünü türevleriyle tohumluyor ve bileceksiniz ki yeni dönem başlıyor!... Bu yeni dönemde masalar kurulacak zamana, görevliler kodlanmış olacak ve her masa kendi yoğunluğunu kontrol edecek ve tümü bitişecek; tahditsiz yenilik olacak!... İşte o tahditsiz yenilik, muktedir ilim hepimizde olacak!... Ve Hulusi kapıların tümünde aklımız olacak!Hepinizin, hepimizin tükenen her anı kontrol edecek yüreği orada bulunacak!

Beden almaya gerek vardı, aldık… Oğul vermeye gerek vardı, verdik… Yolu açmaya gerek vardı, açtık… Hakka varmak gerekliydi, vardı… Tarıkları tınıyla dillemek gerekliydi, dilledik… Er ya da geç yapacaktık, yaşam ilmiyle yaptık…

Doğanın gücüyüz biz iyi bilin… Doğan gücüz, ilimiz ve bundan ötesi olmaz. Bu gün artık yeni dönem başlarken, tüm zamanların gücünü diri olarak yerküreye çekiyoruz.

Ağırı hafifletiyoruz, bu dünyanın gücü artıyor. Görevimiz buydu, dünya yüreğinde tükenen dürümleri dillemek ve her şeyi yenilemek.

Yeni dönemde artık yeni kodlamalar devreye girecek ve dünya yığınları yenilenecek. Tüm insanın yaşamı yenilenecek ve yeni ziyatlar, yeni zayi kayıtlar artık olmayacak. Cennet kapımız insan olacak… burası dürümlerdeki insanlıktır…

Ağırı hafiflettik canlar, buyurun ölüyü dirilttik işte bu!... Yek diğerlerimiz ve biz onlarız işte bu… Şimdi aha şimdi!

Süper İnsanlık Realitesi



 

https://vimeo.com/202163410

 

28.01.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4

Yaşam kervan’dır. O kervan geçmişte, şimdide ve gelecekte, yoklukla varlık arasında kodlamalar yapan bir zaman yolcusudur. O her an’dır. Onun adı Adem’dir.

Kervanı yürüten devedir. Yolu yapansa, insan soyudur. Onun çantası doludur.

Deve ağır yük taşıyıcısıdır ve Adem’i taşır. Zira Adem bilginin kaynağıdır. Onun kendini okuması gerekir. Ancak, okuması okunmasıdır ki öncelikle kaydı olmalıdır. Kaydı olmayan yok hükmünde olandır!

Yolda kapılar olur. Bu kapılar ilim kapılarıdır. “Açıl susam açıl!” denir ve kapı devleşir, insan olur ve hasatçı bir dürümde yol, bilgi katı olur. Ve Adem o kapı olur, o bilgi olur ve ora ona biliş olarak kaydolur.

4 kapıda Adem; önce kartal olur, inek olur, aslan olur ve sonunda insan olur.

Sırdır 4….nihan olan Adem, kare olur, 4 gök sözcüsü olur, 4+4 küre olur, 4 tane 4 beta olur….ve Adem sayıları aşar geçer, ışık olur.

Işık, akıl taşıyıcısıdır. Rahman’dır. Levhi Mahfuz denilen yarınların cevheri kaydıdır.

Adem yoksa, İnsan vardır ve ışıktır. Rahman’dır. Rahman olan İnsan tüm yaşama Rahman Kapı olur. Gel demez o! O her andadır, geç der….Geç!

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

28.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 6 AKIŞ

Alıp götürdük yaşamı hepimiz, hepiniz olarak. Aktık yoğunluklardan tahditsiz şekilde. Hakk’ın kapısını açtık ve geçtik, birlik halinde. Biz, kelam olup, geldik ve sizin yüreklerinizdeyiz.

Allah’ın dediğini derken, yüreğiniz derken “aha biziz”, demem.. Dümen siz, biz, hepimiz… Ve bugün burada Hakk’ın kapısı açık. ..Şuana kaynak olan birlik, imparatorluk. Ve imparatorluğun görevi, insan soyudur.

Çorba mı? Biz o çorbadayız. “Ol “deriz, oğullarınız kodlanabilir, koklanabilir. Ruhi sayfalanışları tohum olan bilişlilerle kontrol edilebilirler. Ve deriz ki “ayrı gayrı gözeten kendi yüreğinde kalem olamayan.”…..Sevgili gel de OL... Ama bil de OL…Ama akta OL...Ama hasatını yap da OL.

Olmadan olunmaz ki…Altın ışığın gücünü bil. Yolu bul. Koru yüreğini. Oku....Öksüz kalma. Kontrol bilgidir...Bilmeye gerek var ki hak et. Bilişin hakiki olsun. Yaşamın, nefesin olsun. Yüreğin, ekmeğin olsun ama oku da ol.

Okuduğun yol, Allah’ın yoluysa kontrolünü kur. Olmadan olunmaz ki. Çantanda ilim olsun. Ben olayım çantanda. Ben, insan.. Kendinde kelam olan ilminde, yoğunluğunda ola beden. O ben, ben o.

Çantanda altın ışığın gücü olacak. Olacak ki oldu. Ölüler dirilecek. Dil olacak...Din dirilik, kelam ilim, biz sevgi olacağız. “Aha, OL” diyelim ki….OL’duk....OL’duk..

Öyle dünyalar kurduk ki canlar. Hac dönemleri olurdu. Her ilim kapısı, o yürekten açılırdı. Dönem, dönem ilim kalemleri bütünün kültleriyle kodlanırdı ve beden alanlar, yaşama inerlerdi.

Bizlerin ekibimiz çok iyidir. Bizlerin yarınımız, İş Rahmanı olan insanlığımızladır. Ve bizlerin Hakk’a varışımız, yaşamladır. Size geliş sebebimizi anlattık.

Dünya, ölü bir planettir. Biz, ölü planeti dillemeye ve diriltmeye geldik. Bizler, yolu açmaya, yoğunluğu artırıp, kontrolü kurmaya geldik. Ve bizler, Hakk’ın kapısında halik olanları kontrol ettirmeyiz… Onların yolcukları akladır….Onlar kodlanır, koklanır ve robotik timlerin gücünü aşıp geçerler.

İşte onlarla, okunmaya geldik. Onlarla oğullamaya, kodlanmaya geldik.

Canlılar, Rahmi kapılar, levhiler, ilim kalemleri, ekmek olanlar, cennet kuranlar, sevgililer, size siz olmaya geldik.

Kinin ilmi yoğun ama ışığı kuran… Kini aşmayan, akla varamaz. Ağırdır kin, akıp gidemez yürek, o kinle. Kilin kaleminde, ilmi KA olan Hakk’a varmadan tahta oturamaz.

Cennetsiniz, canlılar. Sistem, Nizam ve Düzen güçleri olan sizler cemaat olarak cevheri cennetsiniz.. Haliki hak olan tınıyı duyabilen Bu Meclis Hakk’ın kıranı, Hakk’ın kılanı, Hakk’ın kalemi değil aklın kapısıdır. Biliniz.

Bu Lütfi kalemleri hak teknikle kontrol altına almaya çalışanların harç ödemeleri gerekti. Harç. İlme harç ödemek. Hakk’a kapı açanın çarçabuk nefese varması gerekir ki kervan yürüsün. Harcı ödemeyenin, hakiki levhide, ilmi olamaz.

Harç, ilimdir. Önce ilim olacak sonra ilmi, hak ilmi olacak sonra halik olacak, hakiki halik olacak ve yağmur olup yağacak….Yağmur olup yağmadıkça yaradamaz yaşatamaz.

Çoban, insanda kulluk yapar. Çalı çırpı toplar, insanlıkla. İlime kalem için ama o çorbada kaynak yoktur. Çoban artık yoktur dünyada. Bütün kötülükleri aşar, geçer de yoktur… Bütün kötülükleri aşıp, geçti de yoktur. Hiç olmadı çünkü çobanlık yaptı.

İnsan, Kelimandır.. Keliman..kalemin kelamıdır, o.. Aklın kalemi, Hakk’ın kaynağıdır, o… Ama o artık tohumdur.

Burada öfke yok, canlılar. Önü ardı olmayanların çalışmasıdır burada yapılan. Hiç kimseye sen beni takip et demeyenlerin yaptığı bir çalışmadır, bu… Ben sen, sen beniz… Hadi yol, ilim… Kodla da kokla. Otak kur. Tohumla. İnsanlaş, aşkla kaynağa var.

Burası böylesi Bir Meclis… Ben, sana senin yüreğine inerim, seni korurum diye bir şey yok asla. Sen, sen ol korun ama beden ol’da korun. Ol’ da ol’dur.. Kontrol kur.

Sol ilim, aklın KAHA olan levhisi… Sağ ilim, Hakk’ın kapısı, her biri senin yüreğin… Ak, akta gelişin olsun. Akta hakiki insanın ilminde ol… Ama akta hak et.

Sevgililer, barışın hakkıdır insan… Aklın kalemi olur da kodlar yolu. Yoğunluğunda toprak, tohum olur ama mutlaktır o… Uluların kuludur, o. Mutluluktur, o.

Sultanlık yapmaya niyetimiz yok burada, buda kesin. Anlaşma gereği bu dünyaya indik. Bizim yaptığımız anlaşmaya göre burada bu yaşamda insan sırrını ilimle kodlayacaktık. Bütün kötülükleri aşıp, geçecektik ve Mikail’in Kürzi kapısından öteye kodlanmış ışıkları geçirecektik... Bugün biz bunu yapıyoruz. Herkesin kendini hak ettiği bir yoğunlaşma… Ama bu yoğunlaşmayı kontrollü olarak yaparız ve yapıyoruz.

Çanın çalmasıyla birlikte kapıların açılması sağlanacaktı. Kapıları açtık. Kurtulmak mı, kurtarmak mı?.. Yoo... Hiç birisi… Kodlamak… Biz insanlığı, kodluyoruz…. Kuraldır ki kurtaran, kurtulmaz. “Çünkü o herkesi ben kurtardım”, der… O halde herkes olur ama kendinde yoktur.

Bu nedenledir ki insanın insanlaşması ve yolu bulması için kendini tohumlaması ve kontrol etmesi gerekir. Buraya beden alıp geldik...Bu beden, levhi kapıda herkesin ilmidir…. Ama bedeni kontrollü olarak kodlamadıkça yoğunluğunu tohumlamamızın gereği yoktur ki… Eğer bunu yaparsak yaşamlar hak edilemez.

Bire hizmetçilikse maksat içimiz dışımız ilim. Gelinde yapalım. Ama İnsana hizmetçilikse geçinde olun. Biz diyoruz ki “geçinde olun.” Sizi size bıraktık. Olun ama hologram olan bu yaşamı hak edin, hakim olun ve akın, görev taşıyın.

Bizim elimiz, dünyadadır. Hiçbir dönemde bu dünyayı birlik diriliğinin dışına itmedik. . Her dönemde buradaydık. Bundan sonraki süreçte de burada kalışımız olacak… Ama dans etmeye değil hak etmeye geldik..

Dünya dışını, dünyayla dilletmek, dümenin ilmiyle tohumlatmak muktedir olanı kutsal tınıyla kayıtlatmak ve yalın olanı ekip olarak korumak için buradayız.. Biz koruyucuyuz....Kurtarıcı değil. Herkes kendini kurtarsın.. işte bu.

Hatayı affetmeyiz. İyi ki iyi ki Hak ettik, dilledik. Hata yapan, Hakk’ın kalemi değildir aklın kapısında da yoktur. Hakk’a varmadan, tınıyı kontrol etmeye kalktığında, ışığı yıkılır, kırılır.

Biz insanı elden ayaktan kesilmesin diye çalıştırıyoruz. Yoksa onun eli ayağı olalım diye değil. Bilinsin dileriz ki insan, el ayaktan çekildiğinde yaşamdan çekilir. Biz, onun yaşamasını diliyoruz.

İlmin kapısı Allah’ın dediğidir ama Hakk’ın kalemi, insanın diriliğidir. Eğer yüreğinizde kontrol varsa anlarsınız ki yaşam, sevgidir ve sevgiyi bulan, nurdur. Kontrolü kuranda kula kul olan değil kulluk olandır.

Bugünden itibaren her şey daha netleşecek. Bellek kapılarını açın. Önünüze kim gelirse akın, dinletin onları. Öfkelerini aşırtın. Yığınlarını kırmadan, kayıtlayın. Altının tınısındaki teni tohumlayın. Kölelik yaptırmayın, hiç kimseye.

Kör göze, söz söyleyin….Köz olun.. Göz esrardır, sistemli bir çatıdır, aşktır ama gözün, kök gökle dürümlenişinde yaşamı olacak, onun.

Kontrol kurun, sultanlık yapın ama… Ama bu sultanlık da siyahın en siyahıyla kayıtlanın.

Kaçmayın dünyalılar, kaçmayın insanlıktan. Hangisi, hangisini kontrol edecek, insanlık mı dünyayı?.. Dünyamı, insanlığı? Kare küre değil ilim yapın. Kilin, kumun ilmini yapın. Okuyun.. Okunun..

39. Işık kapısından sonrası artık yeniliktir… 39. Işık kapısı kürzi kapıların en son, kök kaydıdır. Bu kapıları aşın, yaşamın dışına inin... Kürzi kapıların tümünden sevgiyle geçin… Darı bolu bilin.. Yoku varı bilin oğullarınızı dilleyin... Çılgın gibi çalışın. Çılgın gibi çalışın ki yaşamın ilmini hak edin… Sevgiyi hak edin.

Soğuk bir dünyadır yüreğinizdeki. O soğuk dünyayı sınırlayın. Sığ kalmayın. Yer küreyi göreve almadıkça yolunuzda, yaşamınız yoktur. Yer, gök olsun, yol, altın ışığın gücüyle açılsın.

Salı günleri de çalışın, çalışın ama akıp, geçin. Demeyin ki “yok çalışamayız.”.. Biz siziz, canlılar, siziz.

Saygılar sunuyoruz, yüreklerinize.

Canlarım, bende bir cevap yazayım. Bakayım.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/201700608

 

28.OCAK.2017 TARİHLİ RAHMAN’IN KAPISI 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 7. AKIŞ

Tanrının Kalemi insan soyudur ve burada olan her şey akılladır.

Muktediriz ki bu dünyayı koruyacağız. Ama iyi bilin ki fırtınalar da esecek yaşamada…..ve o fırtınaların muktedir levhiyle kontrolu da gerekir. Ve bizlerin diri olarak dünyaya inişimiz bunun kotlanış ilmini her diriye indirmek içindir.

Dünyayı koklamak, kotlamak, tohumlamak ve yoğunlaşmayı sağlamak asla yeterli değildir. Tüm insanlığın hak edilmesi şarttır.

Öyle bir doğa, öyle bir yaşam olmalıdır ki kini aşmadan yaşam tohumlaması yapılamamalıdır. İşte; sizin bu kadar az kişi oluşunuzun yegane nedeni, bu yoğun ışıkta asıl cevherin bulunuşu ve burada kirliliğin kayıtlarda asla olmayışıdır.

Temel bilgidir ki dünya yoldur ve bu yolu kodlamak için muktedir olanların kendi yolculuklarını hak etmeleri şarttır.

Çantanızda insan soyu olduğunu bilmeliyiz. Koruyucu dünya sizle birliktedir. Kontrol dışı bilişi yoktur düzenin kurucularının. Ağırı hafifletecek olan, hakiki insanlıktır. Ki hasıraltı edilmeyecek bilgilerdir bunlar.

Bu bilgileri, hologram olan diriliklerin dürümlerinden öteye geçirtip, her şeyi, her dirilikte dillemeniz gerekir.

Kontrol…. Kontrol… kontrol. Ha, diyeceksiniz ki “ama dünyada çok kırıcılık var.” Ağır yük taşınıyor canlılar. Ağırı hafifletelim. Her şeyi kucaklayalım. Her bir dürümde ilim olalım. Karanlığın aydınlığını tohumlayalım. Kontrol dışı bilgi olmamalıdır.

“İnsandır, insanlıktır, ağırdır, akıp geçeriz, onu hak ederiz..” diyelim. Korkuyu aştık ya ne mutlu.

Çalı çırpı değiliz. Aha bu. Bundan ötesi kulluktur. Uluların Kuranı insanlıktır. Okunan ilim, insanın ilmidir. BSUİ’nin gücü, aslan yoğunluklarının ötesindeki insanlıktır. 
Dinleyin; darın tanrılık tahtı olmadığını bilin. Bolu hak edin.

Öyle bir zamandayız ki kaç ekmek olduğu dahi bilinmediğinden, bin dil bir tek ilimle kodlanır ve kontrol edilir. Çanı çaldık ya! Aha bu.

Bundan sonra tabular yıkılacak. Nedir tabu? İnsan tabuları….haliki hak olan tahtların insanlaşması gerçekleşecek.

“Kimseyi kıramayız” diyoruz ya hani. “Kıran kırılır “diyoruz ya, “doğanın gücünü kök göklerde dürümledik de hak ettik” diyoruz ya! Aşkla diyelim her şeyi, aşkla! Ve diyelim ki “fakih, ilm-i haktır. Hakk teknikle kodlar yürekleri, korur. Ama korumadan korur.

“Ben korurum” demez. Demeden korur. Ne yapar? Ağır yük taşır. Yük; elidir, yoludur. Ama Kuranı’dır. Öfkeyi aşar, geçer.

Sevgililer, çamur yoğurmayalım artık. İlim yoğuralım. Çamur yoğurmayalım….Türkiye Çalışmaları öz görevdir. Bilelim.

Çan insandır; çalar. Çalar ama ilimle çalsın o çan.

Sevgiyle kodlayalım tüm insanlığı.

Haşrı dilleyelim. Halik olalım. Akıp geçelim. Tınıyı duyduralım, duyurtalım her insana... “Karışmayın dünyaya” diyorlar ya, “o yol Allah’ın yoludur” diyorlar ya, gözü gördüğü her ana karışalım. Girelim, akışalım.

Aşkla sayfa sayfa tohumlayalım yaşamı…. koklayalım… koklayalım…koklayalım.

Ya kalem olalım, ya hasat olalım. Hangisi? Ben Hak Teknikte kalem olmayı seçtim. Hasat mı? Aşırıya kaçmayın ben hasatı yapanım. Bir kere daha, bir kere daha, her bir kerede herkesi hasat ederim. Ohh canlarım sormayın neden diye?!

Eşyada buyum ben. Ama eşya ötelerinde, şans yok. Kimse beni dinlemez; çünkü ben her anda sesleşenim. Boy, boy olur yürek…ohh ala. Ohh ala. Ohh ala….ahhh. Şimdilik.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/201614787

 

28.01.2017 RAHMANIN KAPISI 4
BERİL ÖZDOĞAN ÖZ BİLİŞ

Tün kapılarında gün doğdu... Doğan gün akılla kodlama yapıyor... Bugün, günferi... Bugün, tinsel yoğunluğun teni... Bugün bedenin Kuran'ı, bütünün ilmi ve bu gün; insan birliğin en yüce kaydı... Ve bu gün bu kayıt akılla kodlanan insanlık olarak mahrekin kült yaşamı...

Bu gün burada mahrekin en yüce Işığı olarak kodlanan ve Işığın en yüce kaydı olarak dürümlenen insanın yüreğinde Kuran olan, yine insanlıkla kuranını okuyan, her dirinin yüreğindeki aşkı birlikle ve birlikten kodlayan yaşam kayıtlanıyor...

Ben, beni kayıtlarım aha bu!... Ama ben, beni yarınlardan kodlar, dürümlere iner ve insanlıkla yani birlikle kodlanırım... Ben, biz olup iner, ben; ben olup dürümlenir ve ben, biz olup kodlanan Işığımı yeniden ve yeniden ve her yenide yarının kaydı olarak dünlerimi yaratıp yaşarım...

Yaşam ben, ben yaşam aha bu!... Yaşam aklımın kodlama yaptığı tüm kayıtlarımın birliğinde bütün olan nefesim ve nefesim bedenimin ilmi... Bu beden hakiki, hak ve hasatçı ilmimin bütünlüğünde varlık kodlayan aklımın Kapısı olan dünyam... Dünyam, var olan ışığımın kulluğunda kapkaranın karasında, simsiyah Işığımda varlık süren Nihan olan insanlığın yüreğinde olan kapıdır... Bu kapı; biz olan, o bizde ses olan ve seste öz, söz, göz olan yine kendi kapısıdır ve kendi tanrısallığıdır...

Tanrı nedir bilir misiniz?... Tanrı sende sen olandır... Aha bu!... Tanrılık kapında, sen olan bütünlük ve biz olan yol kodlanır... Tanrılık kapısı bizim yüreğimizde insanlığın yaşam sayfası olarak kayıtlanan dünyanın, yarattığında, yaratılan ve yaratılanda yaşayan ve yaşam olarak dürülen her anın yoğunluğunda kodlanan birliğin kaydıdır... Ve bu kayıt tanrısal Işığında, kodladığın tanrısal kaydında biz olan yaratandır...

Yarat, yaşa ve yaşattır... Aha bu!... Tanrısallık, dünya ilminde aklın Kuran'ında yer kürenin köklerinde, göklerin hakimi olan insanla kodlanan en yüksek yaşam ışığı olarak; ben dünya, dünya ben diyen Tekliğin ve bütünlüğün her biz olan sayfasında yüceliğini dilliyor... Dillenen dünya kaydı, dillenen yarının ilim sayfaları olarak inen kodların dünleri ve dillenen yaşamın en yüksek kaydında Işığını kodlayan, kodlanmış Işığından dünlerini yaratan insanın aklıdır ve akıl kendi dünyasında bütün için kodlama yapan birliğin kalemidir...

Yazan kendini yazar, yaşam yazılandan akar, akan birliğin ilmi olup akar... Aha bu, şimdilik bu!...

Süper İnsanlık Realitesi

 

 
  Bugün 80 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol